Bütün Ülkelerin Proleterleri, Birleşin! Sayı: 287, Şubat 2013
dDO×üPD WDU]×QGD N|NO ELU GHùLüLP LKWL\DF× Öncelikli yüklenme alanı: Darlığı kırmak! Parti uzun bir dönemdir gelişmesini zora sokan sorun alanlarına dönük yoğun bir yüklenme içerisindedir. Özellikle III. Kongre’den bu yana, sınıf-kitle çalışmasında mesafe almamızı güçleştiren tüm örgütsel ve politik yetersizlikler, zaaflar ve zayıflıklar çok yönlü bir mücadelenin konusudur. Son olarak IV. Kongre partinin gelişme süreçlerine ilişkin toplu bir değerlendirme yapmış, bu çerçevede önümüzdeki dönemde yüklenilmesi gereken temel zayıflık alanları net bir biçimde ortaya koymuştur. Yaratıcı ve etkin bir sınıf-kitle çalışması üzerinden “darlığı kırmak” sorunu, kongrenin en temel belirlemelerinden biri, hatta birincisidir. Bu sorun hem “yeni tarihsel dönem”in ihtiyaçları, hem de partinin gelişme süreçleri açısından apayrı bir önem kazanmış bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda partinin uğraştığı tüm sorunlar, sınıf hareketini devrimcileştirme çabasını her bakımdan geliştirip güçlendirmek içindir. Kadro sorunu, bunun bir boyutu olarak ideolojik-teorik eğitim ve donanım; devrimci örgütün inşası ve sağlamlaştırılması, bununla bağlantılı olarak güvenlik sorunları; politik önderliğe dayalı çalışma tarzının hayata geçirilmesi, bu çerçevede yayın cephesine müdahale vb.,
tümü de bu aynı hedefe dönüktür. Partinin yaşadığı “darlığı kırma”nın ancak verimli, yaratıcı, inisiyatifli, sistemli ve hedefli bir sınıf-kitle çalışmasıyla başarılabileceği konusunda elbette saflarımızla yeterli bir açıklık vardır. Sınıf çalışmasının sorunları son yıllarda MK toplantılarında, parti kongrelerinde ve parti okullarında tartışılan en temel gündemlerden biridir. Sorun her vesileyle çok yönlü olarak ele alınmakta, zaaflar ve zayıflıklar açıklıkla tanımlanmaktadır. Fakat pratikteki tüm çabalara ve zorlamalara rağmen partinin dayanmış bulunduğu eşik bir türlü aşılamamaktadır. Kuşkusuz hep ileriye doğru bir mesafe alınmış, deneyim ve birikim planında anlamlı bir gelişme yaşanmıştır. Fakat tanımlanan hedefler üzerinden bunun yetersizliği ortadadır. Bu “yetersizlik” gelinen yerde partiyi fazlasıyla zorlamakta, aşılamadığı koşullarda gelişme süreçlerini zaafa uğratma tehlikesi ile yüzyüze bırakmaktadır. Parti olarak her zaman nesnel güçlükler konusunda bir açıklık taşıdığımız içindir ki, hiçbir zaman dayanaksız hayallere kapılmadık, kolay başarı beklentileriyle hareket etmedik. Öznel zayıflıklarımızı ortaya koymak planında da bir zayıflıktan sözedilemez. Tersine, tüm tartışma ve değerlendirmelerde bunlara hep işaret edilmekte, partiye sunulan raporlarda da
2 (.Ăş0 6D\Ă—
bunlar açĹklÄąkla ortaya konulmaktadÄąr. Fakat bu kendi baĹ&#x;Äąna sorunlarÄą aĹ&#x;mak için yeterli deÄ&#x;ildir. Zira zayÄąflÄąklar tespit edilip nedenleri ortaya konulmakta, yani daha çok bir durum tespiti yapÄąlmaktadÄąr. Oysa asÄąl Ăśnemli olan, zayÄąflÄąklarÄąmÄązÄąn nedenlerine açĹklÄąk getirmenin Ăśtesine geçebilmek, bunlarÄą pratikte nasÄąl aĹ&#x;abileceÄ&#x;imiz Ăźzerinde yoÄ&#x;unlaĹ&#x;mak ve sorunlarÄą bizzat pratik içinde çÜzmektir. Nesnel koĹ&#x;ullarÄąn oluĹ&#x;turduÄ&#x;u çok yĂśnlĂź gßçlĂźkleri gĂśrmezden gelmemeli, fakat gelinen yerde bizi darlÄąÄ&#x;a mahkum eden zayÄąflÄąklarÄąmÄąza daha gßçlĂź bir yĂźklenmeyi de baĹ&#x;arabilmeliyiz. Uzun bir dĂśnemdir yĂźrĂźttĂźÄ&#x;ĂźmĂźz tartÄąĹ&#x;malar Ăźzerinden ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;ÄąmÄąz açĹklÄąklara ve çok yĂśnlĂź mĂźdahale çabalarÄąna raÄ&#x;men sÄąnÄąfkitle çalÄąĹ&#x;masÄąnda sonuç alÄącÄą bir mesafeyi almakta neden hala zorlandÄąÄ&#x;ÄąmÄązÄą ciddi bir sorgulamanÄąn konusu yapabilmeliyiz. SorunlarÄąn ele alÄąnÄąĹ&#x;Äąnda yĂśntemsel bakÄąĹ&#x;Äąn Ăśnemi ZayÄąflÄąklarÄą ve zorlanma alanlarÄąnÄą tespit etmek Ăśnemlidir fakat sorunlarÄąn çÜzĂźmĂź için kendi baĹ&#x;Äąna yeterli deÄ&#x;ildir. Sorunlar yĂśntemsel bir bakÄąĹ&#x;la ele alÄąnamadÄąÄ&#x;Äąnda, tek tek zaaf, zayÄąflÄąk ve yetersizlikler Ăźzerinden açĹklanmaya çalÄąĹ&#x;ÄąlÄąr ve bunlar aĹ&#x;ÄąldÄąÄ&#x;Äą Ăślçßde hedeflenen mesafenin alÄąnabileceÄ&#x;i yanÄąlsamasÄą, temel sorun alanÄąnÄą/yĂźklenilmesi gereken esas halkayÄą saptamayÄą, dolayÄąsÄąyla sorunun çÜzĂźmĂźnĂź zora sokar. Ă–ncelikle genelde bilinen temel Ăśnemde Ĺ&#x;u noktayÄą bir kez daha hatÄąrlatalÄąm: Ă–rgĂźtsel-siyasal faaliyette karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkan sorunlar, yetersizlikler ve zayÄąflÄąklar kendi dar sÄąnÄąrlarÄą içinde mĂźdahalelerle çÜzĂźlemez. Ă–rneÄ&#x;in, devrimci bir parti için kadro sorununun kendi içinde bir çÜzĂźmĂź yoktur ve bunun neden bĂśyle olduÄ&#x;u da az çok bilinir. BugĂźn sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnda yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;ÄąmÄąz zorlanmada kadrosal planda yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;ÄąmÄąz sorunlar temel Ăśnemde bir rol oynamakta,
deneyimli ve birikimli yeterli sayÄąda kadrodan yoksunluk, sonuç alÄącÄą bir faaliyeti ĂśrgĂźtlemeyi zora sokan temel bir gßçlĂźk alanÄą olarak karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkmaktÄąr. Fakat kendi içinde bu saptamayÄą yapmak bizi bir adÄąm bile ileriye gĂśtĂźrmez. EÄ&#x;er parti, kadrolarÄąnÄąn serpilip geliĹ&#x;mesini saÄ&#x;layabilecek bir siyasal sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnÄą ĂśrgĂźtlemenin sorunlarÄąna yĂźklenip buradan mesafe alamÄąyorsa, kendi içinde kadrolaĹ&#x;ma sorunuyla ne kadar uÄ&#x;raĹ&#x;Äąrsa uÄ&#x;raĹ&#x;sÄąn, ne kadrolarÄąnÄąn niteliÄ&#x;ini geliĹ&#x;tirmeyi ne de yeni kadrosal rezervlerini çoÄ&#x;altmayÄą baĹ&#x;arabilir. Ă–te yandan, yÄąllarÄąn oluĹ&#x;turduÄ&#x;u tarz Ăźzerinden Ĺ&#x;ekillenen bir kadrosal gerçekliÄ&#x;imiz var. Bu nedenle, sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;mamÄąz mevcut kadrosal birikimin dĂźzeyi Ăźzerinden kendini Ăźretmekte, sorun da zaten buradan kaynaklanmaktadÄąr denilebilir. Sorunun kuĹ&#x;kusuz bĂśyle bir yanÄą vardÄąr. SÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;masÄąnda izlenmesi gereken tarz kadrolara gerçek kapsamÄąyla kavratÄąlamadÄąÄ&#x;Äą, doÄ&#x;ru bir politik Ăśnderlikle deÄ&#x;iĹ&#x;ik bir pratiÄ&#x;in içine sokulmalarÄą baĹ&#x;arÄąlamadÄąÄ&#x;Äą koĹ&#x;ullarda, onlar elbette kendi kavrayÄąĹ&#x;larÄą ve alÄąĹ&#x;kanlÄąklarÄą Ăźzerinden hareket edeceklerdir. Fakat parti Ăśzellikle son yÄąllarda hem sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn sorunlarÄąnÄą mevcut deneyimler Ăźzerinden ayrÄąntÄąlara inen tartÄąĹ&#x;malarla ele almakta, hem de beraberinde bir dizi soruna mĂźdahale etmeye çalÄąĹ&#x;maktadÄąr. Gelinen yerde ise Ăśncelikli yĂźklenme alanÄąnÄą, sonuç alÄącÄą bir sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄą Ăźzerinden yaĹ&#x;anan darlÄąÄ&#x;Äą kÄąrmak, bunu saÄ&#x;layabilecek bir siyasal çalÄąĹ&#x;mayÄą hayata geçirebilmek olarak tanÄąmlamaktadÄąr. Zira, baĹ&#x;arÄąlÄą bir sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnÄą hayata geçirmede kuĹ&#x;kusuz bĂźyĂźk bir Ăśnem taĹ&#x;Äąyan bir dizi sorun alanÄąnda da, ancak baĹ&#x;arÄąlÄą bir sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄą pratiÄ&#x;inde alÄąnacak mesafe Ăźzerinden çÜzĂźm Ăźretilebilir. DĂźn, devrimci ĂśrgĂźtĂź gßçlendirme sorunu, kadro sorunu, bu çerçevede ideolojik eÄ&#x;itim ve donanÄąm sorunu, politik ĂśnderliÄ&#x;e
ûXEDW (.ú0
dayalı çalışma tarzı sorunu, yerel önderlikler sorunu vb. üzerinden yaşanan yoğunlaşma ve müdahaleler, tam da bu alana etkili bir yüklenmeyi başarabilmek içindi. Elbette müdahaleninin konusu olan bu sorun alanlarında dünden bugüne köklü bir değişim yaşanmış ve bunlar geride kalmış değildir. Fakat bu sorunlarda bir kavrayış açıklığı yaratılmış, bunun üzerinden mesafe almayı sağlayacak bir yönelim içine girilmiştir. Önemli olan da budur. Zira tüm bu sorunların çözümünü kolaylaştıracak olan, etkili bir siyasal faaliyettir, etkin bir sınıf ve kitle çalışması pratiğidir. Buradaki karşılıklı diyalektik ilişkinin bilince çıkartılması, sorunların gerçek kapsamıyla kavranması önemlidir. Tabloyu bütünselliği üzerinden ele alamayan bir bakışla, sorunlara başarılı ve çözücü müdahaleler mümkün değildir. Çalışma tarzımıza köklü bir müdahale ihtiyacı! Sınıf-kitle çalışmasında mesafe almakta yaşadığımız zorlanmanın gerisinde çalışma tarzımız yatmaktadır ve bu tespit yeni de değildir. Fakat partinin tüm müdahale çabalarına karşın bu doğrultuda atılan adımlar hala da sınırlıdır. Yıllar içinde oluşmuş bulunan tarzımız hedeflenen gelişme çizgisinin yakalanmasını zora sokmaktadır. Faaliyetin örgütlenmesinde kullanılan araç ve yöntemlerin nispi zenginliğine rağmen rutinleşmiş faaliyet ve müdahale pratiği esası yönünden hala da aşılmış değildir. Kuşkusuz, özellikle pratikte sınıfkitle çalışmasına yüklenilmekte, eski tarzı aşmayı hedefleyen bir çaba sergilenmektedir. Ancak onu her açıdan ve köklü bir biçimde nasıl aşabileceğimiz üzerinde yeterli bir yoğunlaşma henüz yoktur. Bu mevcut pratiğimizin enine boyuna irdelenmesini, sürecin pratikteki seyrinin dikkatle izlenmesini, döne döne tartışmalara, değerlendirmelere, eleştirilere
konu edilmesini gerektirir. Bunu da en iyi çalışmanın başındaki yönetici kadrolar yapabilir. Oysa bunun pek de yapılmadığını, sürecin pratik seyrinin verimli ve yolaçıcı değerlendirmelere konu edilmediğini biliyoruz. Bu önemle ve öncelikle ele alınması gereken bir zaafiyettir. Kendi içinde rutinleşen bir tarzın sorunlarıyla değil, bizzat bu tarzın kendisiyle uğraşmak, bunu aşmamızı sağlayacak bir düşünsel çaba ve pratik yönelim içine girmek zorundayız. Tarzımızda köklü bir yenilenmeyi başarmakta zorlandığımız ölçüde, pratikte bugüne kadar yaptığımız daha çok mevcut tarzın sorunlarıyla uğraşmak olmuştur. Sınıf hareketine nasıl bir müdahale, bu çerçevede nasıl bir tarz izlememiz gerektiğinin genel çerçevesini doğru tanımlasak da, sorunun pratik çözümünde yaşadığımız zorlanmalar buna yolaçmıştır. Bir sorunun çözümü doğrultusunda mesafe alabilmek ancak o sorunun gerçek kapsamının bilince çıkarılmasıyla, böylece asıl yüklenilmesi gerekenin ne olduğunun anlaşılabilmesiyle mümkündür. Bu açıdan bakıldığında, öncelikli sorunumuz, sınıfkitle çalışmasındaki sorunların kaynağında çalışma tarzımızın yattığını saptamanın ötesine geçmekte zorlanmak, bu tarzı nasıl aşabileceğimizin sorunları üzerine yeterince yoğunlaşamamaktır. Bugün yayınlarımızda bu konuda canlı ve işlevsel tartışmaların yapılamıyor olmasının gerisinde de bu vardır. Artık, tarzımız şöyle olmalıdır demek yerine, son yıllarda döne döne tartıştığımız ve az-çok da bir açıklığa ulaştığımız doğru tarzı neden hayata geçiremediğimize ve bunu başarmanın yolunun nereden geçtiğine odaklanmak durumundayız. Kısacası sorun, çalışma tarzımızı değiştirmemizi zora sokan zaaf ve zayıflıkların nasıl aşılabileceği, buna ilişkin dönüştürücü bir müdahale sorunudur. Zira aslolan saptamak, yorumlamak, tahlil etmek
4 (.Ăş0 6D\Ă—
deÄ&#x;il, fakat pratikte deÄ&#x;iĹ&#x;tirip dĂśnĂźĹ&#x;tĂźrmektir. DolayÄąsÄąyla da bunun sorunlarÄą ile uÄ&#x;raĹ&#x;abilmektir. Elbette mevcut pratiÄ&#x;imiz, somut deneyimlerimiz Ăźzerinden, sĂźrecimizin somut seyri Ăźzerinden, ayrÄąntÄą gibi gĂśrĂźnse de gerçekte fazlasÄąyla Ăśnem taĹ&#x;Äąyan sorunlar Ăźzerinden... BugĂźn Ăśncelikle yĂśnelinmesi gereken sorun alanÄą budur! Sorunun çÜzĂźmĂź hayatÄąn içindedir! Sorunun çÜzĂźmĂźnde Ăśzellikle çalÄąĹ&#x;mayÄą pratikte ĂśrgĂźtleyen Ăśnderlik kadrolarÄąna bĂźyĂźk bir sorumluluk dĂźĹ&#x;mektedir. Sorunun çÜzĂźmĂź hayatÄąn içindedir vurgusu bunu anlatmaktadÄąr. Zira çÜzĂźm yolu çalÄąĹ&#x;ma tarzÄąna iliĹ&#x;kin genel ve soyut tanÄąmlamalar Ăźzerinden açĹlamaz. ÇalÄąĹ&#x;maya pratikte yĂśn veren Ăśnderlik kadrolarÄą, neden mesafe alamÄąyoruz, nerede zorlanÄąyor ya da tÄąkanÄąyoruz, bu nereden kaynaklanÄąyor, bunu nasÄąl aĹ&#x;abiliriz vb. tĂźrden sorularÄąn yanÄątlarÄąnÄą bulmaya çalÄąĹ&#x;mak, mevcut siyasal çalÄąĹ&#x;mamÄązÄą bu gĂśzle sĂźrekli olarak izlemek, incelemek, irdelemek durumundadÄąrlar. Bu yapÄąlÄąrken de, sorunlarÄą salt verili Ăśznel yetersizliklerimiz Ăźzerinden açĹklama çabasÄąndan Ăśzenle uzak durulmalÄądÄąr. Ă–nemli olan, bu tĂźrden yetersizlikleri aĹ&#x;mayÄą da kolaylaĹ&#x;tÄąracak asÄąl sorun alanlarÄąnÄą ortaya çĹkarabilmek, dolayÄąsÄąyla çÜzĂźm yollarÄąnÄą bulabilmektir. SÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnda doÄ&#x;ru bir tarzÄąn geliĹ&#x;tirilip oturtulabilmesi, mevcut pratiÄ&#x;imizin dĂśne dĂśne irdelenip eleĹ&#x;tirilmesini, bundan gerekli sonuçlar çĹkartÄąlabilmesini ve bunun Ăśzellikle de yayÄąn organlarÄą Ăźzerinden sĂźrekli ve sistemli biçimde mĂźdahalelere konu edilmesini gerektirmektedir. Merkezi ve yerel planda politik Ăśnderlik sorumluluÄ&#x;unun Ăśnemine iliĹ&#x;kin tĂźm tartÄąĹ&#x;ma ve deÄ&#x;erlendirmelere raÄ&#x;men bu alandaki zaafiyet halen de sĂźrmektedir. Bu zaafiyet, çalÄąĹ&#x;ma
tarzÄąnda kĂśklĂź bir deÄ&#x;iĹ&#x;im yoluna henĂźz girilemediÄ&#x;inin de gĂśstergelerinden biridir. Gerek ĂśrgĂźt raporlarÄą gerekse merkezi yayÄąnlarÄąmÄąz, yeni dĂśnemde sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄą pratiÄ&#x;imizde nasÄąl bir deÄ&#x;iĹ&#x;imin yaĹ&#x;andÄąÄ&#x;ÄąnÄą ne yazÄąk ki yansÄątamamaktadÄąr. Somut pratiÄ&#x;imiz Ăźzerinden sorunlarÄąmÄązÄą aĹ&#x;mayÄą zorlaĹ&#x;tÄąran zayÄąflÄąk alanlarÄąnÄąn saptanmasÄą, bunlara genel planda mĂźdahaleyi de kolaylaĹ&#x;tÄąracaktÄąr. Zira sorunlar her bir yerellik Ăźzerinden bazÄą ĂśzgĂźnlĂźkler taĹ&#x;Äąsa da, temelinde benzer zaaflar ve zayÄąflÄąklar yatmaktadÄąr. SÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnda Ăśne çĹkan sorunlar Kampanyalar Ăźzerinden siyasal yoÄ&#x;unlaĹ&#x;ma sorunu: SÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄąnda en temel, dolayÄąsÄąyla en Ăśncelikli sorun alanÄą, direniĹ&#x;lere mĂźdahaleler ile kampanyalara endeksli ve materyal kullanÄąmÄąnÄąn belli bir aÄ&#x;ÄąrlÄąk taĹ&#x;ÄądÄąÄ&#x;Äą siyasal faaliyet tarzÄąnÄąn Ăśtesine geçmekte yaĹ&#x;anan zorlanmadÄąr. Bunu Ĺ&#x;Ăśyle de ifade edebiliriz: BelirlenmiĹ&#x; alanlar/ hedeflerde derinleĹ&#x;en ve yoÄ&#x;unlaĹ&#x;an, sĂźrecin Ăśne çĹkardÄąÄ&#x;Äą gĂźndemler Ăźzerinden gĂźndelik olarak kendini Ăźretebilen bir devrimci siyasal faaliyetin ĂśrgĂźtlenmesinde yaĹ&#x;anan zorlanma, sonuçta kampanyalara dayalÄą bir pratiÄ&#x;e eÄ&#x;ilimi beslemektedir. Kampanyalar Ăźzerinden bir siyasal yoÄ&#x;unlaĹ&#x;ma yaĹ&#x;ansa da, sonuçta bu, belli araç ve yĂśntemlere dayalÄą bir propaganda-ajitasyon çalÄąĹ&#x;masÄą Ăźzerinden rutinleĹ&#x;en/kendini tekrar eden bir siyasal çalÄąĹ&#x;ma pratiÄ&#x;inden Ăśteye gidememektedir. Uzun bir dĂśnemdir tartÄąĹ&#x;Äąp eleĹ&#x;tirdiÄ&#x;imiz bu sorunun Ăźzerine gitmeye çalÄąĹ&#x;Äąyoruz ve kuĹ&#x;kusuz giderek belli bir mesafe de alÄąyoruz. Son dĂśnemde gerçekleĹ&#x;tirdiÄ&#x;imiz kitlesel etkinlikler, çalÄąĹ&#x;mada daha çok propaganda materyallerinin kullanÄąmÄąnÄąn Ăśne çĹktÄąÄ&#x;Äą tekyanlÄąlÄąÄ&#x;Äąn belli bakÄąmlardan kÄąrÄąlmakta olduÄ&#x;unu gĂśsteriyor. Bunu, kitlelerle yĂźzyĂźze
ûXEDW (.ú0 5
gelen ısrarlı bir faaliyetin sonuçlarının alınması olarak görmek gerekir. Fakat bu, verimli ve belli hedefler üzerinden sonuç almaya kilitlenen bir sınıfkitle çalışması yürütmede yaşadığımız zayıflığın artık geride kalmakta olduğu anlamına gelmiyor henüz. Halihazırda, önemli olan pratikte böyle bir yönelimin içine girilmiş olmasıdır, sonuçlarının alınması zaman meselesidir diyebilecek durumda değiliz. Biz geçmiş yıllarda da yoğun yüklenmelerle kitlesel etkinlikler gerçekleştirmeyi başarabildik. Ancak, kurultay, sempozyum vb. üzerinden örgütlenen bu faaliyetlerin, harcanan zaman, emek ve çabayla kıyaslandığında, maddiörgütsel kazanımları son derece sınırlı olmuş, hedef çalışma alanları üzerinden siyasal çalışmamızı ve örgütlülüğümüzü güçlendiren çok az sonuç yaratabilmiştir. Bu, yıllardır bir türlü aşamadığımız, bizi “darlık” sorunu ile yüzyüze bırakan temel önemde bir zaafiyet alanı olarak süregelmiştir. Sınıf hareketi açısından önem taşıyan gündemleri öne çıkaran kampanyalar üzerinden yoğunlaşmış bir politik çalışma yürütmek kuşkusuz bir ihtiyaçtır. Kampanyalar, kitlesel etkinlikler, seçim dönemi faaliyetleri, kurultay, sempozyum vb. türden çalışmalar, parti güçlerinin etkin bir biçimde harekete geçirilmesini, yoğunlaşmış bir siyasal faaliyetin örgütlenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu açıdan, kendi içindeki eksiklik ve zayıflıkları ne olursa olsun, belli bir başarının da sahibiyiz. Fakat kendi başına bu tür bir yüklenmenin verimli ve sonuç alıcı bir sınıf-kitle çalışması anlamına gelmediğinin altını, bizzat özdeneyimlerimiz üzerinden, bir kez daha çizmeliyiz. Dahası bu tür bir faaliyet yoğunlaşması sınıf çalışmasında hedeflediğimiz tarzı oturtmayı zora sokmakta, zira bunun kendisi başlı başına bir tarza dönüşmektedir. Devrimci bir parti gelişmelerin öne çıkardığı gündemler üzerinden devrimci
siyasal faaliyetini hedeflediği alanlar/ fabrikalar üzerinden gündelik olarak örgütleyebilmek durumundadır. Fakat bu, belli bir gündem üzerinden kimi zaman birkaç aya yayılan kampanyalardan tümüyle farklı bir çalışma tarzı demektir. Halihazırdaki biçimiyle kampanyalar, buna hizmet etmek bir yana, çoğu durumda bu tarzın oluşmasını ve oturmasını zora sokmakta, hatta hatta boşa çıkarmaktadır. Kampanyalar döneminde, toplumda öne çıkan gündemler kampanya gündemine paralel bir yüklenmenin konusu olamadığı ölçüde, ya zayıf bir propaganda faaliyeti üzerinden ele alınmakta ya da çoğu durumda tümden atlanabilmektedir. Daha da önemli olan ise, kampanya gündemi üzerinden yoğunlaşmanın, hedef alanlara/fabrikalara dönük faaliyeti güçlendirmesi gerekirken, tersine bunda zayıflamaya yolaçmasıdır. Oysa kampanyalar yerel faaliyetin hedeflerine uygun bir yoğunlaşmayı ve derinleşmeyi sağlayabilmek durumundadır. Böyle olabildikleri bir durumda işlevsel olurlar ve amaca hizmet ederler. Tüm örgüt raporlarında işaret edilen bu zayıflık, kampanyaların örgütleniş tarzının somut pratiğimiz üzerinden irdelenmesinin önemini ortaya koymaktadır. Sınıf-kitle çalışmasında, belli bir yoğunlaşmayla yürütülen kampanyalara paralel olarak, dönemin öne çıkardığı gündemleri atlamayan gündelik bir siyasal faaliyet, elbette öncelikle hedef alanlarımız üzerinden örgütlenebilmek durumundadır. Kampanya ile hedeflenen sınıf çalışmasını güçlendirmek olduğuna göre, buna hizmet edecek her yeni gündem önemlidir, dahası bu kampanya gündeminin önüne bile geçebilir. Böyle bir durumda, öne çıkan gündem, kampanya ile bağı kurularak ya da paralel bir tarzda, etkili bir faaliyetin konusu olabilmelidir. Dolayısıyla sorun kampanyaların bir yana bırakılması değil, nasıl ele alınması ve örgütlenmesi gerektiğidir.
6 (.Ăş0 6D\Ă—
BugĂźne kadar kampanya faaliyeti çerçevesinde karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkan en Ăśnemli sorun, afiĹ&#x;, bildiri, anket, stand vb. araçlarÄąn “yaygÄąnâ€? kullanÄąmÄąnÄąn belirgin bir aÄ&#x;ÄąrlÄąk taĹ&#x;Äąyabilmesi olmuĹ&#x;tur. Gßçlerimizin sÄąnÄąrlÄąlÄąÄ&#x;Äą, ileri kadrolarÄąmÄązÄąn bu iĹ&#x;leri Ăźstlenmesine yolaçmakta, bu pratik yĂźkler de hedefler Ăźzerinden derinleĹ&#x;en bir çalÄąĹ&#x;mayÄą zora sokmaktadÄąr. DeÄ&#x;iĹ&#x;ik araç ve yĂśntemleri kullanÄąyor olmanÄąn baĹ&#x;arÄąlÄą ve etkili bir sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄą anlamÄąna gelmediÄ&#x;ini de en iyi kampanya pratiklerimiz ortaya koymaktadÄąr. Nispeten zengin araç ve yĂśntemler Ăźzerinden yĂźrĂźtĂźlen faaliyetlerin sonuçlarÄąna baktÄąÄ&#x;ÄąmÄązda, genelde politik etkimizi yaymanÄąn Ăśtesinde, iĹ&#x;çi ve emekçi kitlelerle anlamlÄą baÄ&#x;larÄąn kurulabildiÄ&#x;i bir sonucu Ăźretememesi, en temel zayÄąflÄąk alanÄądÄąr. Gßçlerimizin sÄąnÄąrlÄąlÄąÄ&#x;Äą koĹ&#x;ullarÄąnda, olabildiÄ&#x;ince zengin deÄ&#x;il, en iĹ&#x;levsel araç ve yĂśntemler Ăźzerinden kitlelere gitmek, onlarÄą hedeflerimize uygun bir tarzda kullanmayÄą baĹ&#x;arabilmek durumundayÄąz. PratiÄ&#x;imiz Ăźzerinden ele alÄąnÄąp sorgulanmasÄą gereken Ăśnemli sorunlardan biri de budur. Fabrika zeminli çalÄąĹ&#x;manÄąn sorunlarÄą: Parti Ăśzellikle son yÄąllarda hedef sektĂśrler/fabrikalar Ăźzerinden derinleĹ&#x;en bir çalÄąĹ&#x;maya Ăśzel bir tarzda çubuk bĂźkmektedir. Yerel ĂśrgĂźtlerimiz saptadÄąklarÄą fabrikalar Ăźzerinden bĂśyle bir çalÄąĹ&#x;mayÄą ĂśrgĂźtleme çabasÄą içindedir ve belli adÄąmlar da atÄąlmaktadÄąr. Ancak aĹ&#x;makta zorlandÄąÄ&#x;ÄąmÄąz tarz, kendini fabrikalar Ăźzerinden de Ăźretmektedir. EÄ&#x;er sendikal ĂśrgĂźtlenme, iĹ&#x;ten atÄąlma, toplusĂśzleĹ&#x;me, zamlar vb. tĂźrden hareketli sĂźreçler sĂśzkonusuysa mĂźdahalede bir canlanma yaĹ&#x;anmakta, bu sĂźreçler geride kaldÄąktan sonra ise Ăśnemli Ăślçßde rutin tarza dĂśnĂźlmektedir. Zaman zaman hedef fabrikalara dĂśnĂźk ĂśzgĂźn bildiri ya da bĂźlten pratikleri olsa da, bu da sistemli olmaktan uzaktÄąr. EÄ&#x;er sendikalaĹ&#x;ma çabasÄą
ya da iĹ&#x;ten atÄąlma nedeniyle bir direniĹ&#x;in ĂśrgĂźtlenmesi sĂśzkonusu ise, etkin bir mĂźdahalede zorlanma yaĹ&#x;anmamakta, gßçlĂź refleksler sergilenebilmektedir. Ancak, hedeflenen fabrikalar olmasa da, bu tĂźr direniĹ&#x;lere benzer mĂźdahaleler yapÄąlabilmektedir. DolayÄąsÄąyla, fabrika çalÄąĹ&#x;masÄąnda derinleĹ&#x;menin bu olmadÄąÄ&#x;Äą açĹktÄąr. DahasÄą, sistemli bir çalÄąĹ&#x;maya, dolayÄąsÄąyla bir Ăśn hazÄąrlÄąÄ&#x;a dayanmayan, bĂźtĂźnsel bir mĂźdahalenin bir parçasÄą olmayan bu tĂźr pratikler, henĂźz yeni yeni gßç ve olanak yaratmaya baĹ&#x;ladÄąÄ&#x;ÄąmÄąz fabrikalardan sĂśkĂźlĂźp atÄąlmamÄąza yolaçabilmektedir. DerinleĹ&#x;meyi hedefleyen bir çalÄąĹ&#x;ma, fabrika ĂśzgĂźlĂźnde belirlenecek politikalar temelinde soluklu ve uzun erimli olarak ĂśrgĂźtlenebilmek durumundadÄąr. SĂźrekli ve sistemli bir devrimci kuĹ&#x;atÄącÄą yoÄ&#x;unlaĹ&#x;ma olmadan, kendini gĂźndelik olarak Ăźreten bir siyasal faaliyet ĂśrgĂźtlenemeden, bugĂźnĂźn koĹ&#x;ullarÄąnda mesafe almak mĂźmkĂźn deÄ&#x;ildir. GĂźndelik faaliyetin sorunlarÄą: Hedefimiz her yolla iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn devrimci bilincini ve eylemini geliĹ&#x;tirmek olduÄ&#x;una gĂśre, buna dayanak olabilecek her tĂźrlĂź ekonomik sorunun hareket noktasÄą olmasÄą, siyasal çalÄąĹ&#x;manÄąn doÄ&#x;asÄą gereÄ&#x;idir. Fakat bizim için aslolan, sÄąnÄąfÄąn bu çerçevedeki sorunlarÄąna kendi içinde çÜzĂźm Ăźretmeye çalÄąĹ&#x;mak deÄ&#x;il, bu sorunlarÄąn gerisindeki temel siyasi gerçekleri anlatmak, iĹ&#x;çilerin bizzat mĂźcadeleler içinde bunlarÄą gĂśrebilmelerini saÄ&#x;lamaktÄąr. DolayÄąsÄąyla, devrimci siyasal faaliyet, ekonomik-sendikal mĂźcadeleyi hiçbir biçimde kßçßmsememek, fakat aynÄą zamanda, sadece Ăśne çĹkan siyasal gĂźndemler de deÄ&#x;il, temel toplumsal ve siyasal sorunlar Ăźzerinden de propagandaajitasyon ve siyasal teĹ&#x;hire dayalÄą bir faaliyeti yĂźrĂźtebilmek durumundadÄąr. Ä°Ĺ&#x;çilerin fabrikalarÄąnda yaĹ&#x;adÄąÄ&#x;Äą sorunlar ile temel toplumsal ve siyasal gerçekler
ûXEDW (.ú0
arasındaki bağ başarıyla kurulamadığı, bu kendisini gündelik faaliyet üzerinden üretemediği koşullarda, başarılı bir devrimci siyasal çalışmadan sözedilemez. Dolayısıyla, siyasal gündemler ile fabrikanın özgün sorunlarının birleştirilmesi de kendi başına yeterli değildir. Temel sorun, toplumsal ve siyasal sorunlar, sınıfa yönelik genel saldırılar ile fabrikada yaşanan sorunlar arasındaki bağın nasıl ve nereden kurulacağıdır. Aynı baskı ve terörle yüzyüze kalmak, ezilmek, aşağılanmak vb. üzerinden yüzeysel bir propagandayla emekçilerin bilinçlerini geliştirmek mümkün değildir. Kapitalist düzen gerçeği, devlet gerçeği, sınıflar gerçeği vb., her gündelik sorun ve her politik gelişme üzerinden döne döne işlenerek, sıradan emekçinin bilincinde devrimci açıklıklar yaratmak gerekmektedir. Bugün işçiler çekilmez hale gelen çalışma ve yaşam koşullarını düzeltme mücadelesine kendiliğinden yönelmekte, bu sayede düzen ve devlete ilişkin bazı gerçekleri daha yakından görme imkanı bulmaktadırlar. Bu tür mücadeleler bu düzenin neden aşılması gerektiğine ilişkin temel gerçekleri anlatabilmek için önemli bir olanaktır. Ancak sınıf hareketinin bir türlü ileri bir mecraya akamaması, yerel direnişlerin bunun yolunu açmaya yetmemesi, bizim üzerimizde de etkili olmakta, bu olanakları etkin bir biçimde değerlendirmeyi zora sokmaktadır. Deyim uygunsa, sınıf hareketinin geriliği bizi de geriye çekmekte, perspektif planında sahip olduğumuz tüm açıklıklara rağmen, politik propaganda ve ajitasyonumuzun içeriğini zayıflatan bir rol oynayabilmektedir. Genel planda devrim ve sosyalizmin propagandasını yapmak, buna ilişkin şiarlarımızı açıklıkla formüle etmek ve yaymak doğrultusunda bir zaafiyeti elbette taşımıyoruz. Ancak gündelik faaliyetimizi örgütlerken, bunu aynı başarıyla yaptığımızı söyleyebilecek durumda değiliz. Karşı karşıya kaldığı saldırılar ya da politik
sorunlar üzerinden bildirilerimizle, bültenlerimizle işçilere seslenirken bu zaafiyet kendini dışa vurmakta, sınıfa bilinç planındaki müdahalemiz düzenin ürettiği kötülüklerin teşhirinin ötesine çok az geçebilmektedir. Geçen yıl çıkardığımız mahalli bültenler, bildirilerimiz bu gözle incelendiğinde, işaret edilen sorun çok daha kolay anlaşılacaktır. Direnişlere müdahale pratiğimiz: Özellikle son yıllarda direnişlere önderlik etme, onları politik zemine taşıma ve propagandasını güçlü bir biçimde yapma planında anlamlı bir pratik sergiledik. Sınıfa dönük çalışmamız sayesinde bu direnişlerle bir biçimde bağ kurmada ve müdahalede zorlanmıyoruz. Bir ön çalışma sürecinden yoksun olmamıza rağmen bu imkanları değerlendirmeyi başarabiliyoruz. Fakat genelde bu direnişler hedefli, kararlı ve soluklu bir sınıf çalışmasının ürünü değil. Dolayısıyla, sınıf çalışmasında aldığımız mesafe üzerinden sınıfa eylemli önderlik aşamasına geldiğimiz anlamına gelmiyor. Öte yandan, önderlik ettiğimiz direnişleri genelde sınıf hareketinin sorunlarına ilişkin etkili bir kampanyaya çevirmede yeterince başarılı değiliz. Direnişe kaynaklık eden sorun taşeronlaştırma, sendikal hakkın gaspedilmesi ya da sendikal bürokrasiye karşı sendikal demokrasi sorunu olabiliyor. Dolayısıyla, her bir direnişin politik özünü soyutlayıp bunu genelleştirmeyi, bir kampanyanın konusu haline getirmeyi başarabilmek durumundayız. Eylemli süreçleri örgütlemek: Denilebilir ki, darlığı kırmayı başarabilmemiz için yüklenilmesi gereken en kritik halka budur. Kapsamlı olarak ele alınması gereken temel önemde bir zayıflık alanı olduğu için, burada sorunun kendisine işaret etmekle yetineceğiz. Etkili bir propaganda-ajitasyon faaliyeti
(.Ăş0 6D\Ă—
Ăśnemli olmakla birlikte, iĹ&#x;çi ve emekçilerin bilincini salt propaganda araçlarÄą Ăźzerinden geliĹ&#x;tirmek mĂźmkĂźn deÄ&#x;ildir. Emekçilerin gerçek eÄ&#x;itimi kitle mĂźcadeleleri/eylemsel sĂźreçler Ăźzerinden saÄ&#x;lanabileceÄ&#x;i, tam da bĂśyle sĂźreçler sayesinde devrimci propagandaya daha açĹk hale gelecekleri için, propaganda-ajitasyon çalÄąĹ&#x;masÄą mutlaka eylemli sĂźreçleri geliĹ&#x;tirme amacÄąna baÄ&#x;lanabilmelidir. DolayÄąsÄąyla, ĂśnĂźmĂźzdeki dĂśnemde, iĹ&#x;çi ve emekçileri harekete geçiren, eyleme yĂśnelten, eylemlilik içinde gßç toplamayÄą saÄ&#x;layan bir çalÄąĹ&#x;ma tarzÄąnÄą geliĹ&#x;tirmenin sorunlarÄąna yoÄ&#x;unlaĹ&#x;mak durumundayÄąz. Eylemli sĂźreçler ĂśrgĂźtlenemeden mevcut darlÄąÄ&#x;Äąn kÄąrÄąlamayacaÄ&#x;Äąna Ăśnemle iĹ&#x;aret eden IV. Kongre AçĹlÄąĹ&#x; KonuĹ&#x;masÄą, bu konuda partiyi bekleyen gĂśrevleri yeterli açĹklÄąkta ortaya koymaktadÄąr: “Devrimci parti bir propaganda ĂśrgĂźtĂź deÄ&#x;il fakat devrimci bir eylem ĂśrgĂźtĂźdĂźr. Faaliyetini ele alÄąrken, kitleleri nasÄąl hareketlendirebileceÄ&#x;i, nasÄąl eyleme çekebileceÄ&#x;i, eyleme geçen kitlelere nasÄąl Ăśnderlik edebileceÄ&#x;i onun için her zaman temel bir kaygÄądÄąr. Parti organlarÄą artÄąk kitlelere Ĺ&#x;u veya bu propaganda-ajitasyon materyalini nasÄąl ulaĹ&#x;tÄąracaÄ&#x;Äąndan çok, Ĺ&#x;urada ya da burada, fabrikada ya da bir sanayi havzasÄąnda kitleleri nasÄąl harekete geçirebileceÄ&#x;ini, direniĹ&#x;e sĂźrĂźkleyebileceÄ&#x;ini, protesto eylemine taĹ&#x;ÄąyabileceÄ&#x;ini, gĂśsteriye çekebileceÄ&#x;ini dĂźĹ&#x;Ăźnmelidir, bunun Ăźzerine yoÄ&#x;unlaĹ&#x;malÄądÄąr. Ufkunu bĂśyle oluĹ&#x;turmalÄą, planlarÄąnÄą buna gĂśre yapmalÄą, pratiÄ&#x;ine bĂśyle bakmalÄą, yetersizliÄ&#x;ini buradan gĂśrmelidir. Yeni dĂśnem parti için kitle eylemlerine Ăśnderlik, kitlelere eylem içinde Ăśnderlik dĂśnemi olabilmelidir. Kitlelerle gßçlĂź baÄ&#x;lar kurmak, kitlelere gĂźven vermek, onlarÄąn diri kesimlerini ĂśrgĂźtlĂź saflara kazanmak ve nihayet gßç olmak, dolayÄąsÄąyla politik bir gßç odaÄ&#x;Äą olarak Ăśne çĹkmak da ancak ve yalnÄązca bununla olanaklÄądÄąr.â€? Â
Yerel Ăśnderlik sorumluluÄ&#x;u Partinin bugĂźnkĂź geliĹ&#x;miĹ&#x;lik dĂźzeyinde, yani mevcut darlÄąÄ&#x;Äą koĹ&#x;ullarÄąnda, sÄąnÄąfkitle çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn ĂśrgĂźtlenmesinde birinci derecede sorumluluk Ăźstlenmesi gerekenler, yerel faaliyet alanÄąnÄąn baĹ&#x;Äąndaki Ăśnderlik kadrolarÄądÄąr. Politik Ăśnderlik sorumluluÄ&#x;u, açĹktÄąr ki, yerel Ăśnderlik kadrolarÄąnÄąn sÄąnÄąftan/sÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;masÄąndan kopmalarÄą anlamÄąna gelmemektedir. Politik ĂśnderliÄ&#x;e dayalÄą çalÄąĹ&#x;ma tarzÄą sorunu ele alÄąnÄąrken, ĂśrgĂźtĂź kendi içinde yĂśnetmek deÄ&#x;il, sÄąnÄąf hareketine Ăśnderlik pratiÄ&#x;ine yĂśneltebilmek gerektiÄ&#x;ine iĹ&#x;aret edilmiĹ&#x;, bu alandaki zayÄąflÄąk eleĹ&#x;tirilmiĹ&#x;tir. YarÄąn alacaÄ&#x;ÄąmÄąz mesafe ĂślçßsĂźnde kuĹ&#x;kusuz durum daha farklÄą olacaktÄąr, fakat bugĂźn, alttaki kadrolara organ toplantÄąlarÄą Ăźzerinden perspektif vermek, eÄ&#x;itmek ve yĂźrĂźtĂźlen faaliyeti denetlemek Ăźzerinden bunun baĹ&#x;arÄąlamadÄąÄ&#x;Äą gĂśrĂźlmektedir. DolayÄąsÄąyla, en deneyimli ve birikimli gßçlerimiz olan yerel Ăśnderlik kadrolarÄąmÄąz, baĹ&#x;arÄąlÄą bir sÄąnÄąf-kitle çalÄąĹ&#x;masÄą ĂśrĂźlmesinin sorumluluÄ&#x;unu pratikte bizzat Ăźstlenmek durumundadÄąrlar. Yerel Ăśnderlik kadrolarÄąnÄąn sÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;masÄąndan kopmamalarÄą, kuĹ&#x;kusuz çalÄąĹ&#x;manÄąn dar pratik alanÄąna iliĹ&#x;kin yĂźklerini Ăźstlenmek deÄ&#x;il fakat çalÄąĹ&#x;manÄąn adÄąm adÄąm ĂśrĂźlmesinin tĂźm sorumluluÄ&#x;unu taĹ&#x;Äąmak, çalÄąĹ&#x;manÄąn sorunlarÄąna ayrÄąntÄąlarÄą Ăźzerinden hakim olabilmek, sĂźrekli bir denetimle faaliyete yĂśn vermenin yanÄąsÄąra gerektiÄ&#x;inde çalÄąĹ&#x;manÄąn bizzat içinde yer alarak pratikte yĂśnlendirmek vb., vb., anlamÄąna gelmektedir. Nitekim, çalÄąĹ&#x;ma alanlarÄąnda altta bir takÄąm komiteler kurarak sorumluluk alanlarÄą tanÄąmlamak ve sonra da organ toplantÄąlarÄą Ăźzerinden onlara perspektif vermek ve denetlemekle bu sorunu aĹ&#x;amayacaÄ&#x;ÄąmÄąz mevcut pratiÄ&#x;imiz Ăźzerinden gĂśrĂźlerek mĂźdahale edilmiĹ&#x;tir. Ă–rneÄ&#x;in, Ăśne çĹkan iĹ&#x;çilerle bizzat ilgilenmek, onlarÄąn politik eÄ&#x;itimini Ăźstlenmek vb. tĂźrden bir pratik içine
ûXEDW (.ú0 9
girmek, “politik önderlik sorumluluğu”nun gerekleriyle çelişmek bir yana, tersine, özellikle bugün için temel önemde bir ihtiyaçtır. Bugüne kadar öne çıkan ya da bu potansiyeli taşıyan işçilerle gereğince ilgilenilemediği için de, mevcut darlığımızı aşmakta zorlanıyoruz. Alttaki kadroların yetersizliği etkin bir sınıf-kitle çalışmasını örgütlemeyi zora soktuğu ölçüde, yerel önderlik kadrolarının bu vb. daha özel sorumluluklar üstlenmeleri, faaliyetteki tıkanıklığı aşmayı kolaylaştıracaktır. Köklü bir zihniyet değişimi! Saflarımızda elbette sorunların üzerine gitme ve yüklenme çabası, bununla birlikte alınan bir mesafe var. Fakat bu hala da alışılmış tarzın sorunlarının üzerine gitmenin ötesine geçemiyor, henüz çalışma tarzının köklü değişimi çerçevesinde kararlı bir yönelim anlamına gelmiyor. Çalışma tarzında köklü bir değişime yönelebilmek, yıllar içinde oluşan alışkanlıkları, ölçüleri ve kalıpları geride bırakabilmek öncelikle zihniyet değişimini gerektiriyor. Zira, sorunlar üzerine yoğunlaşma ve güçlü bir iradi yüklenme ancak köklü bir zihniyet değişimi üzerinden mümkündür. Bu çerçevede saflarımızda yer yer kendini gösterebilen bazı zayıflıklara işaret etmek istiyoruz. İçinden geçilen dönem, sınıf hareketinin verili durumu vb. üzerinden nesnel güçlüklere ilişkin değerlendirmelerimiz, bir rehavete ve süreci kendiliğinden gelişmenin akışına bırakan bir ruh haline yolaçabilmektedir. Sınıf çalışmasında sabırlı ve soluklu davranmak gerektiğine ilişkin vurgular, zaaf ve zayıflıklarımızın üzerine gidilmesini güçleştiren bir rol oynayabilmektedir. Zayıflıklar partinin olağan gelişme süreci içerisinde aşılabilecek sorunlar kapsamında görüldüğü ölçüde, sıçramalı gelişme ihtiyacına yanıt verebilecek bir yenilenme
yaşanamamaktadır. Bir diğer etken ise, partinin sahip olduğu birikim ve üstünlük alanlarıdır. Partinin hem bakış hem de pratik yönelim planındaki üstünlüğüne rağmen neden sınıfkitle çalışmasında başarısız kaldığımız saflarımızda elbette tartışılmakta, fakat ihtiyaçlara yanıt veren bir sorgulamanın konusu haline getirilememektedir. Partinin sahip olduğu üstünlükler, zamana gereğinden fazla güvenmeye, zamanı geldiğinde harcanan emeğin sonuçlarını üreteceği düşüncesiyle hareket etmeye yolçabilmektedir. Ne yapıp edip hedefler üzerinden sonuç almaya kilitlenen, bunun sorunlarına yoğunlaşan değil daha çok emek harcamaya dayanan pratiğimiz de işimizi zora sokan bir başka sorun alanıdır. Pratik faaliyette yoğunlaşmak, yoğun emek harcıyor olmak, partinin üstünlükleriyle de birleşince, manevi bir rahatlama duygusu yaratabilmektedir. Tüm bunların sonucu mevcut gidişatın giderek kanıksanması olmaktadır. Soruna ilişkin canlı tartışmaların yapılamaması bunun somut göstergelerinden biridir. Saflarımızda şu ya da bu ölçüde etkili olabilen bu ruh hali, yaklaşım ve davranış tarzı kesin bir biçimde aşılmak durumundadır. Çünkü bugün tartışılan bir partinin olağan gelişme süreçlerinin sorunları değildir. Bu sorunun üzerine kararlılıkla gitmek, sonuç alıcı müdahalelerle partinin ileriye sıçramasına ayakbağı olan engelleri bir bir aşmak durumundayız. Partinin 25 yıllık birikimi, üstünlükleri ve kazanımları üzerinden yaşanan zorlanmaları aşmanın imkanlarına fazlasıyla sahibiz. Bu ise sorunların gerçek kapsamıyla bilince çıkarılabilmesi, güçlü bir iradi yüklenmenin konusu olabilmesi, “gerçek bir sınıf partisi olmanın bilinci, özgüveni ve iddiası ile sınıf kitleleriyle etkin bir birleşme çabası içine” girilebilmesiyle başarılabilir.
(.ú0
(.Ăş0 6D\Ă—
Sermaye devletinin baskÄą ve zorbalÄąÄ&#x;Äąna karĹ&#x;Äą
6Ă—QĂ—IĂ—Q GLUHQPH LUDGHVLQL |UJ WOH\HOLP İçerisinden geçmekte olduÄ&#x;umuz dĂśnemin Ăśne çĹkan geliĹ&#x;meleri, siyasal atmosferin giderek sertleĹ&#x;eceÄ&#x;ini gĂśsteriyor. Bir tarafta emperyalist-kapitalist sistemin her geçen gĂźn derinleĹ&#x;en yapÄąsal krizi ve bu temel Ăźzerinde keskinleĹ&#x;en çeliĹ&#x;kiler, Ăśte yanda yine aynÄą zemin Ăźzerinden boy veren sÄąnÄąfkitle hareketleri ve halk isyanlarÄą, dĂźnyamÄązÄąn giderek çalkantÄąlÄą bir sĂźrece girmekte olduÄ&#x;unu ortaya koyuyor. Ă–zellikle TĂźrkiye’yi çevreleyen coÄ&#x;rafyada bu sĂźreç fazlasÄąyla dinamik bir Ĺ&#x;ekilde ilerliyor. Ekonomik krizin pençesinde debelenen Avrupa Ăźlkelerinde gĂźndeme gelen sÄąnÄąf-kitle hareketleri, beri yandan emperyalist hegemonya krizinin giderek sert çatÄąĹ&#x;malarÄą mayaladÄąÄ&#x;Äą OrtadoÄ&#x;u Ăźlkelerinde durulmayan halk isyanlarÄą, bu yeni dĂśnemin en çarpÄącÄą olgularÄą olarak ĂśnĂźmĂźzde duruyor. KomĂźnistler olarak, devrimlere gebe olan bu aynÄą dĂśnemde burjuva gericiliÄ&#x;inin dizginlerinden boĹ&#x;alacaÄ&#x;ÄąnÄąn, devrimcileri, ilerici-sol gßçleri, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçi kitleleri hedef alan baskÄą ve zorbalÄąÄ&#x;Äąn her geçen gĂźn tÄąrmanacaÄ&#x;ÄąnÄąn bilincindeyiz. GeleceÄ&#x;e dĂśnĂźk hazÄąrlÄąklarÄąmÄązÄą bu bakÄąĹ&#x; Ăźzerinden Ĺ&#x;ekillendiriyoruz. Son dĂśnemde artan baskÄą ve devlet terĂśrĂź YakÄąn dĂśnemde yaĹ&#x;anan olaylar, bu topraklarda devlet terĂśrĂźnĂźn geldiÄ&#x;i noktayÄą çarpÄącÄą bir Ĺ&#x;ekilde gĂśzler ĂśnĂźne serdi. Burjuva hukukunu rafa kaldÄąrmakla yetinmeyen sermaye devleti, keyfiyette her tĂźrlĂź sÄąnÄąrlarÄą
aĹ&#x;arak ilerici gßçlere yĂśnelik bir dizi saldÄąrÄą gerçekleĹ&#x;tirdi. Bu sĂźreç içerisinde onlarca devrimci iĹ&#x;kenceyle gĂśzaltÄąna alÄąndÄą, tutuklandÄą. Sokak ortasÄąnda infazlar birbirini takip etti. KĂźrt hareketini tasfiye etmeye dĂśnĂźk politikalar doÄ&#x;rultusunda faĹ&#x;ist devlet terĂśrĂź bir yĂśntem olarak pervasÄązca uygulandÄą. AçĹk katliamlardan kanlÄą provakasyonlara kadar bir dizi saldÄąrÄą yĂśntemi yine bu dĂśnem içerisinde kesintisiz bir Ĺ&#x;ekilde hayata geçirildi. Yine aynÄą dĂśnem içerisinde gĂźndeme gelen bir dizi sÄąnÄąf-kitle eylemine sermaye devleti azgÄąnca saldÄąrdÄą. Polis terĂśrĂź sokaklarda kol gezmeye baĹ&#x;ladÄą. Greve çĹkan ya da Ăźcretlerini alamadÄąklarÄą için patronun kapÄąsÄąna dayanan iĹ&#x;çiler karĹ&#x;ÄąlarÄąnda pervasÄąz bir polis terĂśrĂź buldular. BĂźtĂźn bunlara, “terĂśrâ€? demagojisi eĹ&#x;liÄ&#x;inde gĂźndeme getirilen yeni yasal dĂźzenlemeleri de eklemek gerekiyor. Sermaye devleti bu doÄ&#x;rultuda attÄąÄ&#x;Äą adÄąmlarla birlikte terĂśr tanÄąmÄąnÄąn kapsamÄąnÄą daha da geniĹ&#x;leterek, dĂźzene itiraz eden, ses çĹkaran herkesi hedef haline getirilmiĹ&#x; bulunuyor. Kitle eylemlerine katÄąlmak, slogan atmak, hatta tĂźrkĂź sĂśylemek dahi bugĂźn yÄąllarÄą bulan cezalarla yargÄąlanmaya yetebiliyor. Her tĂźrlĂź toplumsal tepki ve eylem “terĂśr eylemiâ€? ilan edilebiliyor. Bunun zeminini geçtiÄ&#x;imiz yÄąllarda dĂśĹ&#x;eyen sermaye devleti gelinen yerde yeni yasal dĂźzenlemelerle bu zemini iyiden iyiye pekiĹ&#x;tiriyor. Ă–yle ki bugĂźn bizzat kendi iç çatÄąĹ&#x;malarÄąnda ve rant kavgalarÄąnda dahi hasÄąmlar rahatlÄąkla “terĂśristâ€? tanÄąmlamasÄą Ăźzerinden hedef haline getirilebiliyor. BĂźtĂźn bunlar, içerisinden geçmekte
ûXEDW (.ú0
olduğumuz dönemin somut olguları olarak önümüzde duruyor. Çok yönlü bir bunalımla boğuşan kapitalist sistem, çıkışı bir kez daha baskı ve zorbalıkta arıyor. Deyim yerindeyse “bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemi”ne kendi cephesinden hummalı bir şekilde hazırlanıyor. Devlet terörüne yanıt tam direniş olmalı Sermaye devletinin bütün bu saldırıları ancak militan bir direniş pratiği ile geri püskürtülebilinir. Tüm tarihsel deneyimler bunu göstermektedir. Bugün başta devrimciler olmak üzere toplumun mücadele eden kesimlerinin burjuva gericiliği ve faşist devlet terörü karşısında ortaya koyduğu/koyacağı direngen tutum bu açıdan fazlasıyla önemlidir. Zira bu direnişler ezilen, baskı altında tutulan milyonlarca emekçiye alınması gereken tavrı, yürünmesi gereken yolu pratik bir şekilde göstermektedir. Dahası mücadele eğilimi olan toplumsal kesimlere büyük bir moral güç ve dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla son dönemde artan faşist baskı ve devlet terörüne karşı komünistler, dün olduğu gibi bugün de bulundukları her alanı tereddüsüz bir şekilde tam bir direniş mevzisine dönüştürecek, bu mevzilerde devrim ve sosyalizm davasını militan bir direnişle savunacaklardır. Yapılması gereken en önemli şey ise, ortaya konulan direngen tavrın sınıf ve emekçi kitleler tarafından sahiplenilmesini sağlamaktır. Bu temelde politik bir saflaşma yaratabilmek, sermaye devletiyle yaşanan çatışmayı giderek “sınıfa karşı sınıf” eksenine taşıyabilmektir. Komünistler bu açıdan, ortaya koyacakları militan ve direnişçi tutumu başta işçi sınıfı olmak üzere toplumun ilerici kesimlerine mal edebilme bakışıyla hareket etmelidir. Bu aynı kesimlerin direnme çizgisi etrafında yan yana gelmeleri ve direniş çizgisini sahiplenmeleri sağlanabilmelidir. Her geçen gün sertleşen
politik atmosfer ve sermaye devletinin arkası kesilmeyen saldırganlığı ancak bu yolla göğüslenebilir ve geri püskürtülebilinir. Bunun kendisini devrimci hazırlığın temel bir halkası olarak ele almak gerekir. Sınıfın direnme iradesini açığa çıkarmalıyız Komünistleri bekleyen en önemli görev, baskı ve zorbalık karşısında sınıf ve emekçi kitlelerin direnme iradesini açığa çıkarmaktır. Bu, “devrime hazırlık” çağırısını öne çıkardığımız bu aynı dönem içerisinde, sermaye devletinin artan baskı ve zorbalığı karşısında işçi sınıfı içerisinde militan bir direniş hattı örmek anlamına gelmektedir. Düşman zulmünü yiğitçe karşılamak kuşkusuz her komünist partinin ve her komünistin olağan tutumudur. Burada tanımlanan sorumluluk ise, artan baskı ve zorbalığa karşı sınıfın direnme iradesinin örgütlenmesidir. Zira sermaye iktidarının zulmü ancak bu yolla gerçek anlamda püskürtülebilir. Devrimin yolu ancak bu iradenin örgütlenmesiyle açılabilir. Sermaye devletinin pervasız saldırıları ancak bu şekilde göğüslenebilinir ve boşa çıkarılabilinir. Tüm tarihsel deneyimler buna işaret etmektedir. Çürüyen, çökmekte olan düzenin örgütlü zorbalığı ancak sınıf ve emekçi kitlelerin örgütlü direnişiyle bertaraf edilebilir. Tarihsel olarak içerisine girmiş olduğumuz dönemde bu başarılamadığı koşullarda, ortaya çıkacak devrimci olanakları değerlendirmek de mümkün olamayacaktır. Bu yönüyle, son dönemde ortaya koyduğumuz “devrime hazırlık” çağırısının, faşist baskı ve devlet terörüne karşı kitlelerin direnme iradesini açığa çıkarma ve örgütleme süreci olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte attığımız her adımda sınıfın devrimci direnme iradesini örgütlemek, bunu eylemli bir tutuma kavuşturabilmek büyük bir önem taşımaktadır.
(.Ăş0 6D\Ă—
TKÄ°P IV. Kongresi sunumlarÄą...
gQGHUOLN |UJ W YH NDGUR VRUXQODUĂ— TKÄ°P IV. Kongresi, saptanmÄąĹ&#x; gĂźndemlere baÄ&#x;lÄą olarak kongre Ăśncesi sĂźreçte Kongre HazÄąrlÄąk KomisyonlarÄą tarafÄąndan hazÄąrlanan sunumlar Ăźzerinden çalÄąĹ&#x;malarÄąnÄą yĂźrĂźtmĂźĹ&#x;tĂźr. Sunumlar parti kongresine bir Ăśn tartÄąĹ&#x;ma platformu oluĹ&#x;turmak Ăźzere hazÄąrlanmÄąĹ&#x;tÄąr. DolayÄąsÄąyla kongrenin kendi deÄ&#x;erlendirme ve kararlarÄąna yalnÄązca bir ilk hareket noktasÄą oluĹ&#x;turmak iĹ&#x;levine sahiptirler. Burada yayÄąnladÄąÄ&#x;ÄąmÄąz metin Ă–rgĂźtsel sorunlarÄą konu alan sunumlardan biridir... Parti, sÄąnÄąf, devrim baÄ&#x;lamÄąnda Ăśnderlik sorunu: Gerek gĂźndelik siyasal mĂźcadelenin baĹ&#x;arÄąsÄą, gerekse tarihsel Ăślçekte gĂźndeme gelen bir devrimin zaferi devrimci Ăśnderlikle kopmaz baÄ&#x;lara baÄ&#x;lÄądÄąr. Parti, içerisine girmiĹ&#x; olduÄ&#x;umuz “devrimler dĂśnemiâ€? tespitini yaparken bunu Ăśzel olarak Ăśne çĹkarmÄąĹ&#x;, gĂźncel planda MÄąsÄąr, Tunus vb. coÄ&#x;rafyalarda yaĹ&#x;anan geliĹ&#x;meler Ăźzerinden tĂźm yĂśnleri ile meseleyi ortaya koymuĹ&#x;tur. DolayÄąsÄąyla yeni devrimci çalkantÄąlarÄąn bizleri beklediÄ&#x;i, sÄąnÄąf ve kitle hareketlerinin giderek daha kapsamlÄą ve karmaĹ&#x;Äąk bir mahiyette karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkacaÄ&#x;Äą bu yeni dĂśneme hazÄąrlÄąk sĂźreci, “devrimci Ăśnderlikâ€? eksenli yĂźrĂźtĂźlecek tartÄąĹ&#x;malarÄąn da maddi-sÄąnÄąfsal temelini oluĹ&#x;turmaktadÄąr. Yeni bir kongre platformunda â€œĂśnderlikâ€? kapsamÄąnda yĂźrĂźtĂźlecek tartÄąĹ&#x;malarÄąn bir baĹ&#x;ka hareket noktasÄą ise, konuyla ilgili III. Parti Kongresi’nde tanÄąmlanan gĂśrevler ve saptanan hedefler olmalÄądÄąr. Ara dĂśnemde katedilen mesafe ve sorun alanlarÄą ancak bu yaklaĹ&#x;Äąm Ăźzerinden ortaya konulabilir. Bu baÄ&#x;lamda IV. Parti Kongresi’nde Ăśnderlik sorunu Ĺ&#x;u baĹ&#x;lÄąklar Ăźzerinden ele alÄąnabilir: a. BĂźtĂźn bir parti çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn politik ve ĂśrgĂźtsel hedefler doÄ&#x;rultusunda yĂśnetilmesi, yĂśnlendirilmesi. Bu kapsamda MK Ĺ&#x;ahsÄąnda
merkezi Ăśnderlik sorunu. b. Ä°nisiyatifli, kendine yeten yerel Ăśnderlikler sorunu. c. SÄąnÄąf ve kitle hareketine mĂźdahale ve Ăśnderlik edebilme sorunlarÄą. Bu yĂśnĂźyle son yÄąllarda gĂźndeme gelen yerel direniĹ&#x;lere yĂśnelik mĂźdahale ve Ăśnderlik edebilme sorunlarÄą. a. Merkezi Ăśnderlik SÄąnÄąflar mĂźcadelesinde “merkezi karargahÄąnâ€? kritik Ăśnemi, mĂźcadelenin seyri ve geleceÄ&#x;i açĹsÄąndan tuttuÄ&#x;u yer tartÄąĹ&#x;masÄązdÄąr. BĂźtĂźn bir partinin stratejik hedefler doÄ&#x;rultusunda konumlandÄąrÄąlmasÄąndan gĂźndelik politikĂśrgĂźtsel çalÄąĹ&#x;manÄąn gerekleri Ăźzerinden harekete geçirilmesine kadar çok geniĹ&#x; bir sorumluluk alanÄąna sahip olan merkezi ĂśnderliÄ&#x;in, içerisine girmiĹ&#x; bulunduÄ&#x;umuz “devrimler dĂśnemiâ€?nde çok daha karmaĹ&#x;Äąk ve kapsamlÄą sorumluluklarla yĂźzyĂźze gelmesi kaçĹnÄąlmaz olacaktÄąr. Buradan hareketle tartÄąĹ&#x;ma iki baĹ&#x;lÄąkta toparlanabilir. Ä°lki mevcut koĹ&#x;ullar Ăźzerinden parti çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn ihtiyaç duyduÄ&#x;u merkezi Ăśnderlik dĂźzeyi. Ä°kincisi, geleceÄ&#x;e hazÄąrlÄąk bakÄąmÄąndan MK’nÄąn her açĹdan gßçlendirilmesi. Verili koĹ&#x;ullar Ăźzerinden ihtiyaç duyulan merkezi Ăśnderlik sorununa III. Kongre’de derli toplu bir çerçeve çizilmiĹ&#x;, sorun Ĺ&#x;u Ĺ&#x;ekilde tanÄąmlanmÄąĹ&#x;tÄą: “GĂźvenli biçimde konumlanmÄąĹ&#x;,
ûXEDW (.ú0
politik açıdan olduğu kadar teknik açıdan da dinamik ve esnek çalışma koşullarına sahip, kendi içinde ideolojik ve ruhsal bakımdan güçlü bir biçimde kenetlenmiş bir merkezi karargah, halihazırda partinin örgütsel açıdan bir başka temel önemde ihtiyacıdır. - Bu çerçevede merkezi parti yayınlarının tam ve fiili yönetimi; - Canlı bir örgütsel iç yaşam ve dinamik biçimde yönlendirilen bir parti örgütü için olmazsa olmaz koşul olan düzenli iç yazıların/genelgelerin/yazılı talimatların süreklileştirilmesi; - Parti adına kamuoyuna merkezi açıklamaların ve özellikle de kitlelere hitap eden politik bildirilerin yeterli yoğunlukta süreklileştirilmesi; - Gelinen yerde rayına oturmuş bulunan örgütsel rapor mekanizmasından amaca en uygun ve en işlevsel biçimde yararlanılabilmesi; - Bu sayede partinin karşı karşıya bulunduğu somut sorunlar ile çalışma içinde edindiği deneyimlerin sürekli biçimde genelleştirilmesi ve gerisin geri örgüte sunulabilmesi; - Yine bu sayede partideki her önemli aksaklığa yöntemli biçimde ve vakit yitirilmeksizin, zamanında ve doğru biçimde müdahale edilebilmesi vb...” Aradan geçen zaman dilimi içerisinde kimi yönleri ile bir mesafe katedildiği somut olgular üzerinden ifade edilebilir. Toplam parti çalışmasının önünü açmak doğrultusunda partiye sunulan düzenli raporlar, geride kalan dönem içerisinde gündeme gelen siyasal gelişmelere dair en başta MYO üzerinden ortaya konulan temel değerlendirmeler, partide nitelik sorununa yönelik gerçekleştirilen politik-örgütsel müdahalelerin giderek pratikleştirilmesi (Parti Okulu süreçleri) yönünden atılan adımlar, bu açıdan katedilen mesafenin somut örnekleri olarak önümüzde durmaktadır. Ortaya çıkan sonuçlardan öteye bu yönlü bir ısrarın olduğu açık bir gerçeklik. Fakat atılan bu adımlar yeterli midir? Sorumluluk alanlarının genişliği düşünüldüğünde mevcut MK, III. Kongre’de
tanımlanan düzeyi yakalayabilmiş midir? Merkezi karargahın konumlanışı üzerinden tanımlanan “politik önderliğe dayalı çalışma tarzı” gereğince oturtulabilmiş midir? Nitel bakımdan ele alındığında, toplam parti birikimi mevcut MK tarafından gereğince değerlendirilebiliyor mu? Dahası, verili birikimin daha ileri bir düzeyden yeniden üretim süreçleri gereğince işletilebiliyor mu? Bu birikime de dayanarak MYO, PYO, raporlar vb. politik önderlik araçları ihtiyaca yanıt verecek düzeyde kullanılabiliyor mu? Merkezi önderliğin iç işleyişi ve uyumu III. Parti Kongresi’nde tanımlanan düzeye çekilebilmiş midir? Ve son olarak MK’nın niceliği toplam parti çalışmasının ihtiyaçları düşünüldüğünde yeterli midir? İşte IV. Kongre’nin merkezi önderlik tartışmalarında açıklık sağlaması gereken sorular bunlardır. Zira geride kalan dönem içerisinde atılan anlamlı adımlara rağmen, III. Kongre’de tanımlanan çerçeve düşünüldüğünde, kimi yetersizliklerin olduğunu ifade etmek gerekiyor. Buna göre: Politik önderliğe dayalı çalışma tarzı ve işlev kaymaları? II. Parti Kongresi partinin toplamını kesen sorun alanlarını mevcut çalışma tarzıyla ilişkisi içerisinde ele almış, partide “politik önderliğe dayalı çalışma tarzının” oturtulmasının en kritik halka olduğunu tespit etmiş ve bunu da “en başta parti merkezinin buna uygun konumlanması ve bu konuma dayanarak toplam parti çalışmasının politik açıdan önünün açılabilmesi” olarak tanımlanmıştı. Partide deneyimlerin, tutumların ve kaygıların ortaklaştırılmasının en temel koşulunun bu tarz bir konumlanış ve çalışma tarzından geçtiği tüm yönleri ile ortaya konulmuştu. Bu konuda merkezi önderlik şahsında gündelik koşuşturmanın, buradan kaynaklanan işlev kaymalarının ortadan kaldırılmasının kritik önemi vurgulanmıştı. Geride kalan dönem içerisinde MK üzerinden böylesi bir konumlanış ve çalışma
(.Ăş0 6D\Ă—
tarzÄąnÄąn gereÄ&#x;ince oturtulamadÄąÄ&#x;ÄąnÄą ifade etmek gerekiyor. Bir Ăśnceki dĂśnemin oturmuĹ&#x; alÄąĹ&#x;kanlÄąklarÄą kadar MK’nÄąn niceliksel darlÄąÄ&#x;Äą, bununla birlikte parti çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn çok yĂśnlĂź ihtiyaçlarÄą, yer yer MK Ĺ&#x;ahsÄąnda hedeflenen konumlanÄąĹ&#x; ve çalÄąĹ&#x;ma tarzÄąnÄą oturtmayÄą zora sokmaktadÄąr. Bu durum Ăśnceki dĂśnemde tanÄąmlanan “iĹ&#x;lev kaymasÄąâ€? sorununu bir kez daha gĂźndeme getirmektedir. Burada sorun elbette tek baĹ&#x;Äąna nicel darlÄąkla izah edilemez. Fakat partimizin yerel ĂśrgĂźtlerinin, kadrolarÄąnÄąn ve kimi alan çalÄąĹ&#x;malarÄąnÄąn verili zayÄąflÄąÄ&#x;Äą gĂśz ĂśnĂźne alÄąndÄąÄ&#x;Äąnda, MK’nÄąn buradan kaynaklanan ihtiyaçlarÄą karĹ&#x;Äąlamaya yĂśnelik her tĂźrlĂź pratik giriĹ&#x;imi nicel darlÄąkla birleĹ&#x;tiÄ&#x;inde iĹ&#x;lev kaymasÄą tĂźrĂźnden sorunlarÄą gĂźndeme getirilebilmektedir. Yeni kongre platformunda amaca uygun ve iĹ&#x;levsel bir merkezi Ăśnderlik kurumunu Ĺ&#x;ekillendirebilmek için Ăśncelikle bu sorun çÜzĂźme kavuĹ&#x;turulabilmelidir. DiÄ&#x;eri ise, yeni dĂśnemde MK kesin bir tutumla tanÄąmlanan iĹ&#x;leyiĹ&#x; ve konumlanÄąĹ&#x;Äą hayata geçirme kararlÄąlÄąÄ&#x;Äą ile hareket etmelidir. Uygulamadan kaynaklanan sorunlar ve geçmiĹ&#x; dĂśneminin izleri ancak bĂśylesi bir kararlÄąlÄąkla aĹ&#x;Äąlabilir. Politik Ăśnderlik araçlarÄąnÄąn tam ve fiili yĂśnetimi: BĂźtĂźn bir partinin siyasal hedefler doÄ&#x;rultusunda yĂśnlendirilmesi ve yĂśnetilmesi sĂśzkonusu olduÄ&#x;unda, baĹ&#x;ta MYO olmak Ăźzere çeĹ&#x;itli merkezi araçlar eĹ&#x;siz bir yer tutmaktadÄąr. Bu araçlarÄąn amaca uygun ve iĹ&#x;levsel kullanÄąmÄą elbette bĂźtĂźn bir parti iĹ&#x;leyiĹ&#x;i Ăźzerinden karĹ&#x;ÄąlÄąk bulabilir. Fakat sĂśzkonusu olan toplam parti çalÄąĹ&#x;masÄąna yĂśn vermek, yĂśnetmek olduÄ&#x;unda, MK’nÄąn bu tĂźrden araçlarÄą daha etkin kullanÄąmÄą bĂźyĂźk bir Ăśnem taĹ&#x;Äąyor. Sorun III. Kongre’de Ĺ&#x;u yaklaĹ&#x;Äąm Ăźzerinden ele alÄąnÄąyor: “Yeni dĂśnemde MK, tam da parti tĂźzĂźÄ&#x;ĂźmĂźzĂźn ĂśngĂśrdĂźÄ&#x;Ăź gibi, belli aralÄąklarla partiye dĂźzenli olarak rapor vermekle kalmamalÄą, bundan daha Ăśnemli olarak, iç yazÄąlar ve genelgelerle partiyi yĂśnlendirmeli, bunlarÄą partide bir iç yaĹ&#x;am ve iletiĹ&#x;im birliÄ&#x;i kurabilmenin etkili araçlarÄą
olarak kullanabilmelidir.â€? Geride kalan ßç yÄąllÄąk dĂśnem içerisinde partiye sunulan dĂźzenli raporlar ve genelgeler kongre iradesi doÄ&#x;rultusunda atÄąlan Ăśnemli adÄąmlar olmuĹ&#x;tur. Hedeflenen çalÄąĹ&#x;ma tarzÄą ve konumlanÄąĹ&#x;Äą oturtmak açĹsÄąndan iĹ&#x;levsel sayÄąlabilecek bu adÄąmlarÄąn tamamlayÄącÄą boyutu parti yayÄąnlarÄąnÄąn MK tarafÄąndan daha etkin ve iĹ&#x;levsel kullanÄąmÄą olacaktÄąr. Konu yeni bir parti kongresinde yayÄąnlar baĹ&#x;lÄąÄ&#x;Äą altÄąnda tartÄąĹ&#x;ÄąlacaÄ&#x;Äą için burada ayrÄąntÄąsÄąna girmeyeceÄ&#x;iz. Fakat parti yayÄąnlarÄąnÄąn, Ăśzellikle MYO’nun, merkezi Ăśnderlik tarafÄąndan partiye mĂźdahale ve yĂśn vermek açĹsÄąndan yeterince deÄ&#x;erlendirilemediÄ&#x;ini vurgulamak yerinde olacaktÄąr. III. Kongre’nin ardÄąndan yapÄąlan mĂźdahalelerle daha dĂźzenli çĹkartÄąlmaya baĹ&#x;lanÄąlan MYO yeni dĂśnemde parti merkezi tarafÄąndan daha etkin bir Ĺ&#x;ekilde deÄ&#x;erlendirilebilmelidir. Zira dĂźzenli olarak her ay çĹkan bir Merkez YayÄąn OrganÄą parti toplamÄąna sistematik olarak mĂźdahale etmenin, yĂśn vermenin, partinin toplamÄąnÄą kesen sorunlarÄą enine boyuna yine partiyle tartÄąĹ&#x;manÄąn ve tartÄąĹ&#x;tÄąrmanÄąn en temel zemini olacaktÄąr. GĂźndelik koĹ&#x;uĹ&#x;turmalarÄąn, o toplantÄądan diÄ&#x;erine katÄąlmanÄąn dÄąĹ&#x;Äąna çĹkabilmek, en baĹ&#x;ta parti yayÄąnlarÄąnÄą daha iĹ&#x;levsel kullanmakla ve buna uygun bir konumlanÄąĹ&#x;la mĂźmkĂźn olacaktÄąr. Ä°deolojik-politik ĂśnderliÄ&#x;in gerçekleĹ&#x;tirleceÄ&#x;i araçlarÄą yeni dĂśnemde zenginleĹ&#x;tirebilmek (teorik yayÄąn vb.) ise ayrÄą bir tartÄąĹ&#x;ma konusudur. b. Ä°nisiyatifli ve her açĹdan kendisine yeten yerel Ăśnderlikler sorunu: Ă–nderlik sorunlarÄą kapsamÄąnda yeni bir parti kongresinde Ăźzerine durulmasÄą ve ĂśnĂźmĂźzdeki dĂśnem içerisinde mesafe katedilmesi gereken en kritik halka inisiyatifli yerel ĂśrgĂźtler sorunudur. Geride kalan dĂśnem içerisinde bu açĹdan durum nedir, katedilen mesafe ve sorun alanlarÄą nelerdir? Yerel Ăśnderlikler ve nitelik sorunu: Partimizin yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnÄąn (en
ûXEDW (.ú0
başta il ve bölge örgütleri olmak üzere) nitelik bakımından zayıflıkları henüz gerçek anlamda bir çözüme kavuşabilmiş değildir. Nitelik sorunu ise her şeyden önce ideolojik düzey ve politik kavrayış planında karşımıza çıkmaktadır. Bunun kendisi yerellerde yürütülen parti faaliyetini ideolojik-politik-pratik bir çerçevede ele almayı güçleştirmekte, dolayısıyla bu zayıflık alanı toplam çalışmanın sonuçlarına da yansımaktadır. İdeolojik donanım sorunu hala yerel önderliklerin “politik kavrayışa dayalı bir çalışma tarzını” gereğince oturtamamasının en belirleyici halkasıdır. Zira ideolojik donanım her şeyden önce inisiyatif ve müdahale gücü demektir. Yeni dönemde amaca uygun bir çalışma tarzını oturtmak için öncelikle yerel önderliklerin politik niteliğini ileri çekmeyi başarmalıyız. Sorunun çözümü üzerinden son dönemde partinin öne çıkardığı eğitim faaliyeti hala amaca uygun bir zemine kavuşturulmuş durumda değildir. Eğitim sorunu parti merkezinin yönledirmesi ya da PO gibi süreçler üzerinden zaman zaman yüklenilen bir alan olsa da gündelik siyasal yaşamda gereğince uygulandığını ve bir sistematiğe kavuşturulabildiğini söyleyemeyiz. Sorun büyük oranda uygulama gücünün zayıflığında kendisini göstermektedir. Buna yerel önderlik kurumlarında konumlanan az sayıda insanla bir dizi işi hayata geçirme uğraşının yarattığı zorlanmalar eklenebilir. Son olarak yerel kadroların kendi kendisini eğitme noktasında “ısrar gösterememesi” eğitim sürecini zaafa uğratan bir başka etkendir. Bunun için başta il ve bölgeler olmak üzere her parti örgütünün, dahası her bir kadronun ihtiyaçları ve gerçeklikleri gözetilerek “denetlenebilir bir eğitim programı” çıkarılmalıdır. Bir başka ifadeyle partide eğitim faaliyeti kendiliğinden yürüyen bir süreç olmaktan çıkarılmalıdır. Eğitim çalışmasının denetimi de ancak bu yolla mümkün olacaktır. Bu konuda şunlar önerilebilir: Parti Okulu süreçleri katılan güçler üzerinde,
gerek partiyle bağlarını güçlendirmek, gerekse moral değerlerin yükseltilmesi bakımından anlamlı sonuçlar yaratmıştır. Tam da buradan ele alındığında, benzeri süreçleri bizzat faaliyet alanlarına taşımak, hem eğitim çalışmalarını planlı bir çabaya konu etmek hem de pratikleştirmek ve denetleyebilmek açısından anlamlı olacaktır. Güvenliğin sağlandığı koşullarda her yerel parti örgütü kadro adayı güçleri kapsayacak biçimde yılda iki sefer 6 aylık programlar üzerinden eğitim çalışmalarını hayata geçirebilir. Burada müfredatın hazırlanması kritik bir yerde durmaktadır. Bu açıdan parti merkezinin yönlendirmesi ve müdahalesi işlevsel olacaktır. Parti örgütü ve kadrolarının eğitimini denetlemenin ve müdahale etmenin koşulu her şeyden önce ayrıntısıyla sürece hakim olmaktır. Bu yönüyle partide süren eğitim çalışmalarının tüm ayrıntıları raporlarda ortaya konulmalı ve parti merkezi sistematik olarak bilgilendirilmelidir. Böylelikle kadroların nasıl bir eğitim çalışması içerisinde olduğu, eğilimleri ve ilgi alanları daha kolay anlaşılacak, dahası müdahale ve yönlendirme olanakları doğacaktır. Yerel önderlikler, çalışma tarzı ve örgütsel işleyiş: Başta il ve bölge örgütleri olmak üzere her bir yerel önderlik kurumunun sorumlu olduğu alanlarda etkin bir çalışma yürütebilmesi başarılı bir örgüt çalışması ve işleyişinden ayrı ele alınamaz. Zira inisiyatifli ve kendisine yeten bir yerel önderlik herşeyden önce kolektif bir zemin üzerinden şekillenebilir. Bu açıdan, son parti kongresinde de bir kez daha vurgulandığı gibi, bütün bir parti çalışmasının örgüt zeminlerine kavuşturulması en kritik halka olarak önümüzde duruyor. Burada kastedilen biçimsel bir örgütsel şekilleniş değildir. Yerel önderliklerin kadro bileşeni, buradan hareketle niteliği kadar görev alanları, güçlerin dağılımı ve elbette çalışma tarzı büyük bir önem taşımaktadır. Gelinen yerde yerel örgütlerin çalışma
(.Ăş0 6D\Ă—
tarzÄą ve ĂśrgĂźtsel iĹ&#x;leyiĹ&#x;i Ăźzerinden Ĺ&#x;unlar ifade edilebilir: III. Parti Kongresi’nden bugĂźne Ăśncelikle il ĂśrgĂźtleri olmak Ăźzere temel parti ĂśrgĂźtlerinin dĂźzenli toplantÄą zeminlerine kavuĹ&#x;turulmasÄą Ăśzel olarak Ăśne çĹkarÄąlmÄąĹ&#x;, bĂźtĂźn bir ĂśrgĂźt çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn en temel halkasÄą olarak tanÄąmlanmÄąĹ&#x;tÄą. Burada dĂźzenli ve iĹ&#x;levsel toplantÄąlara dayalÄą bir çalÄąĹ&#x;ma tarzÄąnÄą oturtmak için baĹ&#x;ta il ĂśrgĂźtleri Ăźzerinden belli adÄąmlarÄąn atÄąldÄąÄ&#x;Äą ifade edilebilir. Fakat alt bĂślge ĂśrgĂźtleri Ăźzerinden bu konuda yer yer zorlanmalar yaĹ&#x;anabilmekte, olanaklar açĹsÄąndan yaĹ&#x;anan darlÄąk ve gĂźvenli mekanlar bulma sorunu, ĂśrgĂźt çalÄąĹ&#x;masÄą ve toplantÄą sĂźreçlerini zaman zaman zora sokabilmektedir. Ä°K toplantÄąlarÄąnÄąn belirli bir periyoda oturtulmasÄą geride kalan sĂźreç açĹsÄąndan anlamlÄą olmuĹ&#x;tur. Gelinen yerde bu toplantÄąlarÄąn içerik ve Ăśn hazÄąrlÄąk açĹsÄąndan gßçlendirilmesi, buna uygun zaman ve zeminlerin yaratÄąlabilmesi Ăśnemli bir yerde durmaktadÄąr. Zira yoÄ&#x;unlaĹ&#x;an sĂźreçlerde il toplantÄąlarÄąna Ăśn hazÄąrlÄąk yapabilmek zorlaĹ&#x;maktadÄąr. Yine kadrosal darlÄąk Ä°K’larda konumlanan kadrolarÄąn bir dizi iĹ&#x;le bir arada ilgilenmesine yol açmakta ve bu da toplantÄą sĂźreçlerine hazÄąrlÄąk yapmanÄąn ĂśnĂźnde bir engele dĂśnĂźĹ&#x;ebilmektedir. Bunun kendisi yine çalÄąĹ&#x;ma tarzÄą sorununu ĂśnĂźmĂźze getirmektedir. DoÄ&#x;ru çalÄąĹ&#x;ma tarzÄą en baĹ&#x;ta doÄ&#x;ru bir politika, doÄ&#x;ru bir planlama, doÄ&#x;ru bir konumlanma ve doÄ&#x;ru bir iĹ&#x;bĂślĂźmĂź demektir. TĂźm bunlarÄą yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnda oturtamadÄąÄ&#x;ÄąmÄąz koĹ&#x;ullarda belli bir periyotlarla yapÄąlan toplantÄąlar içerik açĹsÄąndan gßçlendirilemeyecektir. Yerel Ăśnderliklerin ĂśrgĂźtsel yapÄąsÄą: Her açĹdan kendisine yeten yerel Ăśnderlik kurumlarÄą, Ăśncelikle buna yanÄąt verecek nitelikte ve sayÄąda kadro bileĹ&#x;eni demektir. Sorunun nitelik boyutunu yukarÄąda açmÄąĹ&#x; olduk. Ä°Ĺ&#x;in ĂśbĂźr boyutu yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnda yaĹ&#x;anan niceliksel darlÄąk sorunudur. Sorumluluk alanlarÄąna hakim ve yeterli sayÄąda kadrodan yoksun kalÄąndÄąÄ&#x;Äą sĂźrece kendisine yeten yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnÄą var edebilmek mĂźmkĂźn
olmayacaktÄąr. Zira her açĹdan bĂźtĂźnleĹ&#x;miĹ&#x;, çalÄąĹ&#x;ma alanÄąna hakim, kendisine yeten yerel Ăśnderlikler en baĹ&#x;ta buna uygun gßçler, buna uygun bir konumlanÄąĹ&#x; ve buna uygun çalÄąĹ&#x;ma tarzÄą demektir. Buradan hareketle diyebiliriz ki, yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnÄąn bileĹ&#x;enleri Ăźzerinden yaĹ&#x;anan kadrosal darlÄąk çÜzĂźlmeyi bekleyen temel bir sorun alanÄąmÄązdÄąr. ÇßnkĂź bu darlÄąk amaca uygun çalÄąĹ&#x;ma tarzÄąnÄą oturtmaktan ĂśrgĂźtsel iĹ&#x;leyiĹ&#x;e kadar bir dizi alanÄą doÄ&#x;rudan kesmekte ve olumsuz anlamda etkilemektedir. Ä°l ve bĂślge çalÄąĹ&#x;malarÄąnÄąn geniĹ&#x;liÄ&#x;i ve çok yĂśnlĂź ihtiyaçlarÄą dĂźĹ&#x;ĂźnĂźldĂźÄ&#x;Ăźnde, fazlasÄąyla sÄąnÄąrlÄą bir kadro bileĹ&#x;eni ile bu alanlara yĂśneldiÄ&#x;imizi ifade edebiliriz. DolayÄąsÄąyla IV. Parti Kongresi’ni takip eden yeni dĂśnemde “daÄ&#x;Äąlma deÄ&#x;il yoÄ&#x;unlaĹ&#x;ma, stratejik Ăśnceliklere dayalÄą çalÄąĹ&#x;maâ€? kaygÄąsÄąnÄą pratikleĹ&#x;tirmek, gßçlerin daÄ&#x;ÄąlÄąmÄąnÄą bu temel yaklaĹ&#x;Äąm Ăźzerinden yeniden Ĺ&#x;ekillendirmek, ĂśrgĂźt çalÄąĹ&#x;masÄąnÄą amaca uygun bir zemine kavuĹ&#x;turmak açĹsÄąndan kritik bir Ăśnem kazanmaktadÄąr. Gßçleri ve ĂśrgĂźtleri politik-ĂśrgĂźtsel hedefler Ăźzerinden ayrÄąĹ&#x;tÄąrma ve yoÄ&#x;unlaĹ&#x;tÄąrma bakÄąĹ&#x;Äą Ăźzerinden bir ĂśrgĂźtsel dĂźzenlemeye gitmek ĂśnĂźmĂźzde çÜzĂźlmeyi bekleyen bir gĂśrev olarak durmaktadÄąr. Yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnÄąn ĂśrgĂźtsel yapÄąsÄąnda yaĹ&#x;anan sÄąk dĂźzenlemeler bir baĹ&#x;ka sorun alanÄądÄąr. Zira sorumluluk alanÄąna hakim olmak ĂśrgĂźtsel bir sĂźreklilik Ăźzerinden Ĺ&#x;ekillenebilir. III. Kongre sĂźrecinden bugĂźne gĂźndeme gelen farklÄą ihtiyaçlar, dĂźĹ&#x;man saldÄąrÄąlarÄą, tutuklamalar vb. Ăźzerinden yaĹ&#x;anan ara dĂźzenlemeler Ä°K ve diÄ&#x;er yerel Ăśnderlik kurumlarÄąnÄąn bileĹ&#x;enlerinin deÄ&#x;iĹ&#x;mesine vesile oldu. Bu tĂźrden sirkĂźlasyonlar çalÄąĹ&#x;manÄąn oturtulmasÄąnÄą geciktirebilmekte, zaman zaman yerel ĂśrgĂźtlerin iç yapÄąsÄą ve iĹ&#x;leyiĹ&#x;ini de etkilemektedir. Ă–nĂźmĂźzdeki dĂśnemde olaÄ&#x;anĂźstĂź geliĹ&#x;meler yaĹ&#x;anmadÄąÄ&#x;Äą sĂźrece bu tĂźrden bir sirkĂźlasyondan kaçĹnmak, yerel ĂśrgĂźtlerin sorumluluk alanlarÄąna nĂźfuz etmeleri ve hakimiyet kurmalarÄą açĹsÄąndan Ăśnemlidir.
ûXEDW (.ú0
Yerellerde politik önderlik araçlarının işletilmesi: Parti olarak III. Kongre’den bugüne politik önderliğe dayalı çalışma tarzını partinin her alanında ve her kademesinde oturtmayı özel bir kaygı haline getirmiş bulunuyoruz. Fakat bu kaygı ile pratiğin aynı paralellikte ilerlediğini söylemek zor. Bunu en başta yerel parti örgütlerinin mevcut tablosu üzerinden ifade edebiliriz. Kimi yerellerde III. Kongre’nin ardından bu yönlü girişimlerde bulunulmuş olsa da sürekliliği sağlanabilmiş değil. Sorumluluk alanları çerçevesinde yerel raporlar, dönem değerlendirmeleri, kadrolara yönelik özel metinler bu ara dönemde yeterince değerlendirlememiştir. Durumun kendisi elbette yerel önderliklerin mevcut politik düzeyinden bağımsız ele alınamaz. Bu durumun kendisi MYO, PYO gibi merkezi parti yayınlarının kullanımına da yansımıştır. Yerel parti örgütlerinin merkezi yayınlara katkısı hala da sınırlı kalabilmektedir. Sınıf hareketine önderlik sorunu: Sınıf hareketine önderlik sorunu elbette mevcut sınıf ve kitle hareketinin verili tablosu ve sınıf çalışmamızın durumundan bağımsız ele alınamaz. Bütün bunlar kongre platformunda sınıf çalışması başlığı altında tartışılacağı için burada sorunun belli yönlerine değinmek yeterli olacaktır. Sınıf hareketine önderlik sorunu her şeyden önce sınıfla devrimci bir zeminde bütünleşme, III. Parti Kongresi’nin tanımıyla “sınıf eksenli parti” konumuna kavuşma sorunudur. Bu asgari anlamda gerçekleştirlemediği oranda parti olarak harekete fiili önderlik edebilme olanaklarından yoksun kalmak kaçınılmaz olacaktır. Elbette bu bir süreç sorunudur. Fakat gelinen yerde sınıf cephesinden parçalı da olsa gündeme gelen kimi hareketlenmelerle buluşabilme, buralardan mevziler edinebilme ve bizzat içerisinde yer aldığımız eylemli süreçlere, direnişlere yönelik müdahaleler bugün için partinin sınıf hareketine önderlik misyonun sınandığı alanlar olarak önümüzde
durmaktadır. Son üç yılın deneyimleri parti olarak bu alanda hala yürünmesi gereken bir yol olduğunu göstermektedir. Sorun yukarıda, merkezi ve yerel önderlikler kapsamında ortaya konulan sorun alanları ile kopmaz bağlarla bağlıdır. Zira sağlam bir merkezi karargah, her açıdan kendisine yeten inisiyatifli yerel önderlikler inşa edilemeden, güncel planda sınıf ve kitle hareketine önderlik edebilmek de mümkün olamayacaktır. İşin bu boyutunu yukarıda açmış olduk. Diğeri başarılı bir sınıf çalışması sorunudur. Sınıf içerisinde kökleşme ve mevziler tutma sorunudur. Önümüdeki süreçte bu iki yönlü sorumluluk alanı üzerinden paralel bir şekilde mesafe katedebilmek kritik bir yerde duruyor. Bu yarın gelişecek sınıf ve kitle hareketinin devrimci önderlik ihtiyacını yanıtlayacak bir hazırlık anlamına geliyor. Güncel planda parti olarak yapılacakların çerçevesi: * Sınıf cephesinde yaşanan her türlü gelişmeye politik planda açıklıklar getirmek, yol göstermek. * Toplumsal-siyasal ölçekte yaşanan gelişmeler, gündemler üzerinden sınıf adına, sınıf partisi olarak söz söylemek. Toplumun karşısında bu misyon ve iddia ile çıkabilmek. * Sınıf cephesinde gelişen fiili eylem ve direnişlere politik olduğu kadar fiili bir önderlik düzeyi ortaya koyabilmek. Güç ve imkanları dinamik bir şekilde buna uygun düzenlemek ve konumlandırmak.
Örgütsel Sorunlar Komisyonu Temmuz 2012
(.Ăş0 6D\Ă—
úßoL VDYXQPD ELUOLNOHUL J QFHOGLU D. YÄąlmaz Daiyang iĹ&#x;çileri grevlerini kÄąrmak için kaçak iĹ&#x;çi çalÄąĹ&#x;tÄąrÄąlmasÄąna, fabrikanÄąn bulunduÄ&#x;u serbest bĂślgenin giriĹ&#x;ini kapatarak yanÄąt verdiler. Polisin coplu-gaz bombalÄą saldÄąrÄąsÄąna raÄ&#x;men direniĹ&#x;lerini sĂźrdĂźrdĂźler ve en sonunda grev kÄąrÄącÄąlarÄąnÄą fabrikadan kovdular. ĹžiĹ&#x;ecam iĹ&#x;çileri patronlarÄąnÄąn çalÄąĹ&#x;tÄąklarÄą fabrikayÄą kapatarak kendilerini sokaÄ&#x;a atma planÄąnÄą iĹ&#x;gal eylemiyle yanÄątladÄąlar. Eylemlerini gĂźnlerce ĂśrgĂźtlĂź bir tarzda sĂźrdĂźrdĂźler ve bu arada polisin saldÄąrÄą giriĹ&#x;imine sonuna kadar direneceklerini gĂśsteren tok ve militanca bir tutum aldÄąlar. Bu tutum olasÄą bir polis saldÄąrÄąsÄąnÄą engelledi ve iĹ&#x;çilerin Ăśnemli Ăślçßde amaçlarÄąna ulaĹ&#x;masÄąnÄą saÄ&#x;ladÄą. Maruz kaldÄąklarÄą aÄ&#x;Äąr çalÄąĹ&#x;ma ve yaĹ&#x;am koĹ&#x;ullarÄąndan dolayÄą ayaÄ&#x;a kalkan metal iĹ&#x;çileri, birçok bĂźyĂźk fabrikada eyleme geçtiler. Hedeflerinde bu sĂśmĂźrĂź dĂźzenine bekçilik yapan TĂźrk Metal SendikasÄą vardÄą. TĂźrk Metal çetesinden kurtulmak, bĂśylece sermayeye karĹ&#x;Äą daha gßçlĂź mĂźcadele yĂźrĂźtmek istiyorlardÄą. Fakat ĂśrgĂźtsĂźz ve Ăśnderlikten yoksun olduklarÄą için, mafyavari yĂśntemlere baĹ&#x;vuran ve sermaye ile iĹ&#x;birliÄ&#x;i halinde hareket eden bu çeteye karĹ&#x;Äą koyacak durumda deÄ&#x;illerdi. Bu nedenle saldÄąrÄąlar karĹ&#x;ÄąsÄąnda daha fazlasÄąnÄą yapacak gĂźcĂź gĂśsteremediler. Bu aĹ&#x;amadan sonra da sermaye ve uĹ&#x;aklarÄą, karĹ&#x;Äą saldÄąrÄąya geçerek iĹ&#x;çi kÄąyÄąmÄąyla hareketi bastÄąrdÄą. Ä°Ĺ&#x;çi hareketi cephesinden son dĂśnemde en çok dikkat çeken bu ßç Ăśrnek, sÄąnÄąf mĂźcadelesindeki sertleĹ&#x;me dĂźzeyini gĂśsteriyor. Ä°Ĺ&#x;çi bĂślĂźklerinin mĂźcadeleye girerken, aynÄą zamanda hem mevzilerini savunmak ve saldÄąrÄąlarÄą gĂśÄ&#x;Ăźslemek, hem de sermaye karĹ&#x;ÄąsÄąnda ĂźstĂźn gelmek için militan mĂźcadele biçimlerine baĹ&#x;vurmak zorunda olduklarÄąnÄą anlatÄąyor. Aksi halde, kolluk gßçlerinin yanÄąsÄąra
yasalarÄąn da sermayeye tam bir sĂśmĂźrĂź keyfiyeti saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;Äą ve bunu gĂźvencelediÄ&#x;i bir dĂźzende, ne hak kazanÄąlabiliyor ne de haklar korunabiliyor. Bu Ăśrneklerin ilkinde, iĹ&#x;çilerin taleplerini dahi gĂśrĂźĹ&#x;mekten kaçĹp toplu sĂśzleĹ&#x;me masasÄąna oturmayan kapitalist, ĂźstĂźne de “yasal hakkÄąâ€?nÄą kullanÄąp grevi kÄąrmaya soyunmuĹ&#x;tur. Ä°kinci Ăśrnekte de yine herĹ&#x;ey yasalara uygundur. ĂœĂ§ĂźncĂźsĂźnde ise iĹ&#x;çiler satÄąĹ&#x; taslaÄ&#x;Äąna tepki gĂśsterdikleri için keyfi biçimde iĹ&#x;ten atÄąlmÄąĹ&#x;lardÄąr. Kapitalistlerin tam bir arsÄązlÄąkla onlara sĂśylediÄ&#x;i Ĺ&#x;udur; kabul etmiyorsanÄąz gidin mahkemeye baĹ&#x;vurun! Ä°lk iki Ăśrnekte yasalarÄąn ne dediÄ&#x;ine bakmadan iĹ&#x;çiler kavgayÄą seçmiĹ&#x;, son Ăśrnekte ise yine fiili mĂźcadele yolunu tutmuĹ&#x; ancak sÄąnÄąf dĂźĹ&#x;manlarÄąnÄąn fiziki saldÄąrÄąlarÄą karĹ&#x;ÄąsÄąnda boyun eÄ&#x;miĹ&#x;lerdir. Ama bunlar ve burada sÄąralayamadÄąÄ&#x;ÄąmÄąz sayÄąsÄąz Ăśrnek, iĹ&#x;çilerin sermaye ve uĹ&#x;aklarÄąnÄąn bu hoyrat saldÄąrÄąlarÄąna karĹ&#x;Äą durmalarÄąnÄąn yasal ve barÄąĹ&#x;çĹl yĂśntemlerle mĂźmkĂźn olmadÄąÄ&#x;ÄąnÄą gĂśstermektedir. KomĂźnistler taktik politika-eylemĂśrgĂźtlenme biçimlerini keyfi olarak deÄ&#x;il, sÄąnÄąf mĂźcadelesinin nesnel durumuna iliĹ&#x;kin deÄ&#x;erlendirmelerin ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąnda saptarlar. Burada verilen Ăśrnekler, sÄąnÄąf mĂźcadelesinin sertleĹ&#x;en Ĺ&#x;artlarÄąna uygun politikalara, ĂśrgĂźt ve mĂźcadele biçimlerine ihtiyaç olduÄ&#x;unu anlatÄąyor. 2009 yÄąlÄąnda toplanan TKÄ°P III. Kongresi bildirisinde yer alan Ĺ&#x;u ifadeler bu açĹdan yol gĂśstericidir: “Siyasal mĂźcadelenin ve çalÄąĹ&#x;manÄąn bugĂźnkĂź seyri, devrimci Ĺ&#x;iddetin belli sÄąnÄąrlar içinde ĂśrgĂźtlenmesini giderek bir ihtiyaç olarak dayatmaktadÄąr. Devletin ve kapitalistlerin devrimci siyasal çalÄąĹ&#x;maya yĂśnelen kuralsÄąz terĂśrĂź, kapitalistlerin tek tek fabrikalarda iĹ&#x;çilerin en haklÄą ve masum taleplerini bile
ûXEDW (.ú0
zorbalıkla sindirmeye çalışmaları, bu ihtiyacın güncel temelidir. TKİP III. Kongresi, bu çerçevede partinin önüne bir yandan pratik eğitim ve donanım görevini, öte yandan işçi hareketi bünyesinde İşçi Savunma Birlikleri örgütleme görevini koymuştur.” Sınıf mücadelesinin mevcut sertleşme düzeyi, İşçi Savunma Birlikleri’ni güncel ve yakıcı bir görev haline getirmiştir. Kongre bildirisinde yer alan ifadelerden de görüleceği gibi, bu basitçe sınıf mücadelesinden kopuk bir tarzda, partinin güç ve imkanlarının devletin ve kapitalistlerin şiddetine karşı örgütlenmesi olarak anlaşılamaz. Sınıfın devrimci partisi bir komplo örgütü değildir. Ama bir propaganda örgütü de değildir. O, işçi sınıfının sermayeye ve devletine karşı iktidar mücadelesinin önderi/genelkurmayıdır. Partinin stratejik hedefi devrim yapmaktır; yani işçi sınıfını sermayenin sınıf iktidarını yıkacak silahlı bir ayaklanmaya çekmek ve böyle bir ayaklanmayı başarıyla yöneterek zafere ulaşmaktır. İşte parti bu stratejik amacına da bağlı olarak devrimci taktiğini, işçi sınıfının mücadele bilincini ve kapasitesini eylemli süreçler içinde yükseltmek üzere oluşturur. Sınıfın o anki özlem ve ihtiyaçlarına devrimci yanıtlar üreterek, sermaye ve devletine karşı mücadelesine önderlik eder, böylelikle de hem sınıfı hem de kendisini devrime hazırlar. Konumuzla bağlantısı içerisinde vurgulayalım ki; parti elbette, sınıfın kendisini savunma güç ve kapasitesini geliştirmek ve bu mücadelesine önderlik edebilmek için, aynı zamanda devrimci şiddeti kullanabilecek bir kapasite ve donanıma sahip olmak durumundadır. Nitekim TKİP III. Kongresi Bildirisi de bu iç bütünlüğü gözetmekte ve İSB politikasını da bu temele oturtmaktadır. Savunma, sınıfın kafasını kaldırdığı her durumda yüzyüze kaldığı zorbalığa karşı ayakta kalmasının zorunlu bir gereğidir. Öyle ki, işçi sınıfının en geri bölükleri dahi herhangi bir hak mücadelesine giriştiklerinde bu ihtiyacı hissederler, kapasiteleri ve yetenekleri ölçüsünde de kendilerini savunmaya çalışırlar. Devrimci sınıf partisi sınıfın direnme kapasitesini geliştirmek için bu nesnel
durumdan en iyi biçimde yararlanmalıdır. Sınıfı yasaları aşan fiili-meşru mücadeleye ve bu mücadelenin gereklerine uygun davranmaya çağırmalı, bunu her günkü propagandasının temel bir boyutu haline getirmelidir. Elbette bununla da yetinmemeli, yanısıra, nasıl yapılması gerektiğini bizzat göstermeli, olanaklı olan her yerde önderlik etmelidir. Yani parti devrimci şiddeti, sınıf çalışmasının her anında, güncel taktik politika-eylem ve örgütlenmenin temel biçimi olarak düşünmelidir. Dolayısıyla, burada sözkonusu olanın sadece kitle eylemlerinde militan mücadele biçimlerini kullanmak olmadığı açıktır, ama onu da içermektedir. Örneğin Daiyang’da grev silahını etkisizleştirmek için kullanılan grev kırıcıların fabrikaya girişine engel olmak mücadelenin kazanılması için kritik bir sorun haline gelmiştir. İşçilerin bunun için bulduğu eylem biçimi grev kırıcılarının taşındığı servisleri sanayi bölgesine sokmamak olmuştur. Fakat böyle bir eylemin başarıyla örgütlenmesi için, onu olabildiğince polis ve patrondan gizlemek gerekir. Çünkü polisin önden haberi olması halinde engellemek üzere önlem alması kaçınılmazdır. Ama eylemi başarıya ulaştırmak için sadece yolu kapatmak yeterli değildir, kapattıktan sonra sürdürebilmek de gerekmektedir. Eğer amaç bir protesto değil hak kazanmaksa, eyleme giderken tüm ihtimalleri düşünmek, polise karşı koyma dahil tüm fiziki saldırılarına karşı korunmak önemlidir. Dolayısıyla “savunma” ve “korunma”, eylemlerde özel olarak gözetilmesi gereken bir ihtiyaçtır. Bu da politik, ruhsal ve teknik bir hazırlık anlamına gelir. İşte bu hazırlık İSB politikasının kapsamına girmektedir. Diğer taraftan, grev ve direniş kırıcılığını engellemek çoğu durumda, bu zorbalığa başvuran sermayeyi bunun için kullanabileceği işbirlikçilerden yoksun bırakmak sorunudur. Yani patronla işbirliği yapan grev kırıcılarına yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını göstermek gerekmektedir. Grev kırıcılarının cezalandırılması, mücadeleye girişen pek çok işçi bölüğünün özel bir gündemi olabilmektedir. Bu durumda, Daiyang işçilerinin yaptığı türden kitlesel militan eylemliliklerle birlikte,
(.Ăş0 6D\Ă—
aynÄą zamanda onu da kolaylaĹ&#x;tÄąrmak Ăźzere, iĹ&#x;birlikçiler Ăźzerinde caydÄąrÄącÄą bir Ĺ&#x;iddetin kullanÄąlmasÄą gerekli olabilmektedir. Bu ise devrimci Ĺ&#x;iddeti uygulayabilecek bir teknik donanÄąm, Ăśzel bir organizasyon, karĹ&#x;Äą saldÄąrÄąyÄą etkisizleĹ&#x;tirecek savunma tedbirleri anlamÄąna gelmektedir. Tam bir gizlilikle hareket etmek, grev kÄąrÄącÄąlarÄąnÄą cezalandÄąrmak için uygun gßçleri belirlemek, onlarÄą eÄ&#x;itmek ve donatmak gerekir. Hedeflenen eylemi baĹ&#x;arÄąyla gerçekleĹ&#x;tirebilmek için bu zorunludur. Ä°Ĺ&#x;te Ä°SB politikasÄąnÄąn somut uygulama alanlarÄąndan biri de budur. KomĂźnistler, tam da bĂśylesi ihtiyaçlardan yola çĹkarak, Ä°SB’leri bir politika olarak sÄąnÄąf gßçlerine Ăśnerecek ve hayata geçirilmesi için yardÄąm edeceklerdir. Ă–rneklerle açĹklamayÄą sĂźrdĂźrelim. TĂźrk Metal gibi sendikal korucularÄąn varlÄąÄ&#x;Äą koĹ&#x;ullarÄąnda, hak mĂźcadelelerini sonuca gĂśtĂźrmek bu korucularÄą etkisiz kÄąlmaya baÄ&#x;lÄądÄąr. ÇßnkĂź TĂźrk Metal çetesinin metal iĹ&#x;çileri Ăźzerinde kurduÄ&#x;u egemenlik bĂźyĂźk Ăślçßde zora dayalÄądÄąr. Bir sendika olarak metal iĹ&#x;çileri Ăźzerinde meĹ&#x;ruluk veya inandÄąrÄącÄąlÄąklarÄą olmadÄąÄ&#x;Äą için, egemenliklerini bĂźyĂźk Ăślçßde zorbalÄąkla sĂźrdĂźrebiliyorlar. Kendilerini aĹ&#x;maya yĂśnelik her iĹ&#x;çi hareketini mafyavari yĂśntemlerle, Ĺ&#x;iddetle ezmeye çalÄąĹ&#x;Äąyorlar. Ĺžiddet, iĹ&#x;çileri yÄąldÄąrmanÄąn ve korkutarak sindirmenin bir yĂśntemi olarak sistematik Ĺ&#x;ekilde kullanÄąlÄąyor. Bu sendikal korucular sadece iĹ&#x;çilere deÄ&#x;il, iĹ&#x;çileri ĂśrgĂźtlemeye yĂśnelik devrimci siyasal çalÄąĹ&#x;maya da aynÄą zorbalÄąkla saldÄąrmaktadÄąrlar. Ă–yle ki, bu çetenin yuvalandÄąÄ&#x;Äą fabrikalara yĂśnelik bildiri daÄ&#x;ÄątÄąmlarÄą bĂźyĂźk Ăślçßde saldÄąrÄąya uÄ&#x;ramaktadÄąr. Bunun için TĂźrk Metal ĂśrneÄ&#x;i, hem iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn kendisini savunacak bir gßç ve kapasiteye kavuĹ&#x;turulmasÄą, hem de devrimci siyasal çalÄąĹ&#x;manÄąn savunulmasÄą gĂśrevlerinin Ăźst Ăźste dĂźĹ&#x;tĂźÄ&#x;Ăź Ăśzel bir Ăśrnektir. Renault ve Arçelik Ăśrneklerinde de gĂśrĂźldĂźÄ&#x;Ăź Ăźzere, metal iĹ&#x;çilerinin TĂźrk Metal çetesinden kurtulma mĂźcadelesi oldukça sert bir sĂźreç olarak yaĹ&#x;anacaktÄąr. Bu sĂźreçte pek çok mĂźcadele biçiminin yanÄąnda bu çetenin saldÄąrÄąlarÄąna yanÄąt verecek bir
savunma kapasitesi yaratmak ve gerektiÄ&#x;inde Ĺ&#x;iddet kullanmak zorundayÄąz. Bunun için de Ä°SB’ler metal iĹ&#x;çilerinin TĂźrk Metal’den kurtulma mĂźcadelesinin Ăśzel bir boyutu olmak durumundadÄąr. EÄ&#x;er metal iĹ&#x;çileri bu çeteden kurtulmak için ĂśrgĂźtlĂź bir hazÄąrlÄąk yapacaksa, her aĹ&#x;amada TĂźrk Metal çetesinden gelecek saldÄąrÄąlarÄą etkisizleĹ&#x;tirecek, iĹ&#x;çilere korku salmak Ăźzere uyguladÄąklarÄą yĂśntemleri boĹ&#x;a çĹkaracak savunma ve karĹ&#x;Äą saldÄąrÄą tedbirleri alÄąnmak durumundadÄąr. Ă–nden bĂśyle bir hazÄąrlÄąk yapÄąlamadan mĂźcadele kapÄąya dayanÄąrsa, hÄązla bu alandaki açĹklarÄą kapatÄąlmalÄądÄąr. Ama Ăśnden bilinçli ve planlÄą bir hazÄąrlÄąk yapÄąlÄąyorsa, mutlaka bu alandaki ihtiyaca yanÄąt verecek savunma-karĹ&#x;Äą saldÄąrÄą tedbirleri, daha en baĹ&#x;Äąndan itibaren toplam ĂśrgĂźtlenme çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn Ăśzel bir boyutu olarak dĂźĹ&#x;ĂźnĂźlmelidir. Bu da her tĂźrlĂź olasÄąlÄąÄ&#x;a yanÄąt verebilecek bir siyasal, teknik ve askeri hazÄąrlÄąk anlamÄąna gelmektedir. Ă–rgĂźtlenme sĂźrecinin her aĹ&#x;amasÄąnda zorbalÄąkla karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;ÄąlabileceÄ&#x;ine gĂśre, savunma ve karĹ&#x;Äą saldÄąrÄą Ăśnlemleri buna gĂśre geliĹ&#x;tirilmek durumundadÄąr. Bu Ăśrnekte gĂśrĂźldĂźÄ&#x;Ăź Ăźzere, metal iĹ&#x;çisinin ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadelesinin nesnel bir ihtiyacÄąna yanÄąt verdiÄ&#x;i Ăślçßde, Ä°SB’ler bir mĂźcadele yĂśntemi olarak Ăśne çĹkarÄąlacak, iĹ&#x;çilerin bu bilinçle teknik ve askeri hazÄąrlÄąk içerisine girmeleri teĹ&#x;vik edilecektir. Organik baÄ&#x;larÄąn kurulduÄ&#x;u alanlarda ise komĂźnistler iĹ&#x;çileri bu doÄ&#x;rultuda hazÄąrlayacaklar, yol gĂśsterip Ăśnderlik edeceklerdir. Ä°SB’ler dar anlamda bir askeri ĂśrgĂźtlenme deÄ&#x;il, Ăśncelikle bir politika, tarz ve yaklaĹ&#x;ÄąmdÄąr. Bu politikanÄąn gereÄ&#x;i, partinin-sÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn ve iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn bu politikanÄąn gereklerine uygun bir ruha, bir tarza, araç ve yĂśntem çeĹ&#x;itliliÄ&#x;ine ulaĹ&#x;masÄą, kendisini savunma gßç ve kapasitesine kavuĹ&#x;masÄądÄąr. Bunu unutmadan, belli politik hedeflere baÄ&#x;lÄą olarak elbette Ä°SB adÄą taĹ&#x;Äąyan ĂśrgĂźtlenmeler kurmak da mĂźmkĂźndĂźr. Ama bunun somut biçimleri, sÄąnÄąf mĂźcadelesinin somut geliĹ&#x;me sĂźreci ve bu sĂźrecin etkin bir ĂśÄ&#x;esi olarak parti çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn geliĹ&#x;im seyri tarafÄąndan belirlenecektir.
ûXEDW (.ú0
İşçi savunma birliklerine tarihsel bir örnek…
$OPDQ\D·GD SUROHWHU \ ]OHU GHQH\LPL Aşırı sağın büyümesi işçi sınıfının daha militan kesimlerinden bir yanıt gelmesine yol açtı. Komünist Parti bir süredir genellikle ‘Proleter 100’ler’ diye adlandırılan işçi savunma grupları kurulması çağrısı yapıyordu. Şimdi bunlar kök salmaya başlamıştı – özellikle de Fransızların Alman güvenlik polisini bölge dışına sürdüğü Ruhr’da ve sol Sosyal Demokratik eyalet yönetiminin bunlara göz yumduğu Orta Almanya’da. Aralık ayında yapılan fabrika konseyleri kongresinde seçilen komite Nisan’da (1923 yılı) ‘fabrikalarda birleşik cephe olarak hazır olan örgütlü mücadelenin ifadesi olarak proleter 100’lerin inşa edilmesi’ çağrısı yaptı. Leipzig’de 100’lere dağıtılan üyelik kartları amaçlarını anlatıyordu: ‘İşçi sınıfını faşizm tehlikesine karşı aydınlatmak. İşçi mitinglerini ve gösterilerini korumak.’ İdeal olarak bu 100’ler fabrikalardaki kitle toplantılarının kararıyla kurulacaktı. Komünist Parti merkez komitesi işsizlere işi olan işçiler üzerinde temellenen öz savunma gruplarına girmeleri çağrısı yaptı: ‘İşsizlere özel… Partiye ait 100’ler kurmak yok.’ Bu şekilde 100’ler hareketi fabrika konseyleri hareketiyle ve Denetim Komiteleri hareketiyle yakın bağlar kuracaktı. Bunun pratikte ne kadar etkili olduğunu anlamak zor. Şüphesiz 100’ler çoğunlukla KPD örgütleriydi. Ama Mayıs ve Haziran aylarında Chemnitz’de büyük fabrikalar silahlı fabrika örgütleri kurulmasını oyladı. Ve Leipzig’de hareket yedi SPD üyesi, beş komünist ve üç partisiz üyeden oluşan bir komite tarafından idare ediliyordu. 96 fabrikayla yakın ilişkileri
olduğunu öne sürüyorlardı. Leipzig 100’lerinin üye bileşimi şöyleydi: Beşte iki komünist, beşte bir Sosyal Demokrat ve gerisi sıkı bağları olmayan sendikacılar. Üye çoğunluğunun cephede savaşmış eski birliklerden oluştuğu söyleniyordu. 100’lerin ilk etkinliği 9 Mart’ta Chemnitz’de oldu: Faşist bir mitinge karşı harekete geçtiler. İki gün sonra aralarında 100 kişilik bir kadın grubunun da bulunduğu 4 bin kişi Thuringia’da gösteri yaptı. Ve 18 Mart’ta Halle’de ‘kızıl bayraklı işçi birlikleri’nin öncülük ettiği komünist bir gösteri oldu. 1 Mayıs gösterileri büyüyen hareketi bütün işçi sınıfına göstermek için bir fırsat olarak kullanıldı. Bütün ülkede 100’lerin düzenli erlerinin öncülüğünde gösteriler yapılıyordu. Berlin’de bu işçilerden 25 bininin yarım milyon kişilik bir gösteriye öncülük ettiği söyleniyordu. Aynı gün Essen’de 100 bin, Halle’de 50 bin ve Münih’te faşistlerin saldırma tehditlerine rağmen, tüm işçi örgütlerinin ortak düzenlediği 70 bin kişilik gösteriler oldu. Kısa süre sonra içişleri bakanı Severing tüm Prusya’da 100’leri yasakladı. Bir ay öne şöyle iddia etmişti: “KPD bir süredir proleter öz savunma kuvvetleri kurulması çağrısını yapıyor –yalnızca nasyonalist mitinglere engel olmak ve komünist mitingleri korumak için, faşistlere ve aşırı sağ örgütlere karşı bir savunma olarak değil, aynı zamanda bir Kızıl Ordu’nun öncü kolu olarak.” Bu yasak, yine de, hareketin Fransızların kontrolü altındaki Ruhr’da ve Orta Almanya eyaletleri Saksonya ve Thuringia’da gelişmeye devam etmesini engelleyemedi. 15 Mayıs’ta (Devamı s.28’de)
22 (.Ăş0 6D\Ă—
6Ă—QĂ—IĂ— GHYULPH KD]Ă—UODPD VRUXPOXOXĂšX B. Emek Kapitalizmin derinleĹ&#x;en krizi, emperyalistler arasÄąndaki kÄązÄąĹ&#x;an rekabetin ĂźrĂźnĂź olan savaĹ&#x; ve saldÄąrganlÄąk, dĂśneme rengini veren temel geliĹ&#x;melerdir. Toplumsal servetin ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äą boyut, servet-sefalet çeliĹ&#x;kisinin alabildiÄ&#x;ine derinleĹ&#x;mesi, kapitalizmin onulmaz çeliĹ&#x;kilerinin tĂźm çĹplaklÄąÄ&#x;Äąyla dÄąĹ&#x;a vurmasÄą, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn tarihsel misyonunu gerçekleĹ&#x;tireceÄ&#x;i “Yeni Ekimlerâ€?in yakÄąnlaĹ&#x;makta olduÄ&#x;una iĹ&#x;aret ediyor. “Yeni Ekimlerinâ€? partisi TKÄ°P, gerçekleĹ&#x;tirdiÄ&#x;i IV. Kongre ile devrime çok yĂśnlĂź hazÄąrlÄąÄ&#x;Äąn somut sorunlarÄąnÄą ele almÄąĹ&#x;tÄąr. İçinden geçtiÄ&#x;imiz sĂźreçte devrime hazÄąrlÄąk, devrimci parti ile sÄąnÄąfÄąn bĂźtĂźnleĹ&#x;me çabasÄąnda anlamÄąnÄą buluyor. Bu nedenle devrime hazÄąrlÄąÄ&#x;ÄąmÄązÄąn ayaklarÄąnÄą bastÄąÄ&#x;Äą esas zemin, kapitalist sistemdeki tek tutarlÄą devrimci sÄąnÄąfÄą, yani iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄą temel alan devrimci siyasal faaliyetimizdir. TĂźm zaaf ve yetersizliklerimizi aĹ&#x;ma iradesiyle sÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;masÄąna yĂźkleniyor, sÄąnÄąfÄą devrimcileĹ&#x;tirmeyi hedefleyen bir siyasal faaliyeti ĂśrgĂźtlĂźyoruz. Kapitalizmin derinleĹ&#x;en krizinin faturasÄąnÄąn iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąna Ăśdettirilmesi anlamÄąna gelen aÄ&#x;Äąr sosyal yÄąkÄąm saldÄąrÄąlarÄąnÄąn ve sÄąnÄąfÄąn emek gĂźcĂźnĂźn vahĹ&#x;i sĂśmĂźrĂźsĂźne dayalÄą politikalarÄąn uygulandÄąÄ&#x;Äą temel alan fabrikalardÄąr. ArtÄą-deÄ&#x;er Ăźretme sĂźrecinde Ăźcretli emek ile sermaye fabrikalarda karĹ&#x;Äą karĹ&#x;Äąya gelir, sÄąnÄąfsal çeliĹ&#x;kiler burada Ăźretilir, sÄąnÄąfa yĂśnelik kapsamlÄą saldÄąrÄąlar en yalÄąn ve acÄąmasÄąz biçimde burada uygulanÄąr. Kapitalist Ăźretimin temel karakteri tĂźm fabrikalarda yansÄąmalarÄąnÄą bulur. Uzun çalÄąĹ&#x;ma saatleri, dĂźĹ&#x;Ăźk Ăźcretler, Ăźretimde esnekleĹ&#x;me, hÄązlÄą çalÄąĹ&#x;ma, yoÄ&#x;un baskÄą vb., tĂźm fabrikalardaki ortak sorunlardÄąr. DeÄ&#x;erlendirmelerimiz, sÄąnÄąf çalÄąĹ&#x;mamÄązÄąn dayandÄąÄ&#x;Äą eĹ&#x;iÄ&#x;i aĹ&#x;makta ve sÄąnÄąf içerisindeki çalÄąĹ&#x;mayÄą kazanÄąlmÄąĹ&#x; mevzilere dayandÄąrmakta yaĹ&#x;anan zorlanmaya iĹ&#x;aret ediyor. Bunu baĹ&#x;arabilmek için 25 yÄąllÄąk ideolojik, politik, ĂśrgĂźtsel birikim ve kazanÄąmlarÄąmÄąza dayanmak, sÄąnÄąrlarÄąmÄązÄą zorlayan bir pratik sergileyebilmek
durumundayÄąz. Bu noktada yerel parti ĂśrgĂźtleri ile tĂźm kadro ve militanlarÄąmÄąza Ăśnemli sorumluluklar dĂźĹ&#x;mektedir. SÄąnÄąf hareketinin geri seyrini kÄąrabilecek dinamikler, sermayenin saldÄąrÄąlarÄąna karĹ&#x;Äą yaygÄąnlaĹ&#x;an irili ufaklÄą iĹ&#x;çi direniĹ&#x;lerinde, sÄąnÄąfÄąn eylemli tepkilerinde, ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadele deneyimlerinde mevcuttur. Bu ĂśrgĂźtlenme ve mĂźcadele arayÄąĹ&#x;larÄą yaygÄąnlaĹ&#x;makla birlikte, henĂźz sermayenin kapsamlÄą saldÄąrÄąlarÄąna karĹ&#x;Äą gßçlĂź bir direniĹ&#x;i Ăśrebilecek dĂźzeye ulaĹ&#x;amamÄąĹ&#x;tÄąr. Fakat, iktisadi, sosyal ve siyasal geliĹ&#x;meler iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą kitlelerini hÄązla mĂźcadele içine çekecek, sÄąnÄąf hareketini geliĹ&#x;tirecek dinamikleri gßçlendirmektedir. Bu dinamiklere zamanÄąnda ve doÄ&#x;ru bir biçimde mĂźdahale etmeyi saÄ&#x;layabilecek bir hazÄąrlÄąÄ&#x;a yoÄ&#x;unlaĹ&#x;mak bĂźyĂźk bir Ăśnem taĹ&#x;ÄąmaktadÄąr. SÄąnÄąf hareketindeki tĂźm geliĹ&#x;meler, iĹ&#x;çilerin sermayenin kapsamlÄą saldÄąrÄąlarÄąna karĹ&#x;Äą tepkilerinin içten içe biriktiÄ&#x;ini ve gßçlendiÄ&#x;ini gĂśsteriyor. Bu zeminde yaygÄąnlaĹ&#x;an eylemler zemininde ĂśncĂź bir iĹ&#x;çi kuĹ&#x;aÄ&#x;Äą yetiĹ&#x;iyor. Ancak sÄąnÄąf hareketinin zayÄąflÄąÄ&#x;Äą nedeniyle bu kuĹ&#x;aÄ&#x;Äąn â€œĂśncĂź iĹ&#x;çiâ€? kimliÄ&#x;i zaaf ve yetersizlikler taĹ&#x;Äąyor. Sermayenin kapsamlÄą saldÄąrÄąlarÄą, ĂśrgĂźtlenme ve sendikalaĹ&#x;ma eÄ&#x;ilimini hÄązlandÄąrarak, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn bilinç ve ĂśrgĂźtlenme dĂźzeyinde olumlu etkiler yaratÄąyor. Ancak bu eÄ&#x;ilim devrimci Ăśnderlikten yoksun kaldÄąÄ&#x;Äąnda yenilgi kaçĹnÄąlmaz oluyor. Ă–rgĂźtlenme ve direniĹ&#x; deneyimleri, taban ĂśrgĂźtlĂźlĂźÄ&#x;ĂźnĂźn zayÄąf olmasÄą ve ĂśncĂź mĂźdahalenin zamanÄąnda gerçekleĹ&#x;ememesinden kaynaklanan iç zayÄąflÄąklarÄąna yeniliyor. AKP’nin pervasÄązca uyguladÄąÄ&#x;Äą yÄąkÄąm politikalarÄą, sÄąnÄąf kitlelerinin çalÄąĹ&#x;ma ve yaĹ&#x;am koĹ&#x;ullarÄąnÄą aÄ&#x;ÄąrlaĹ&#x;tÄąrmakta, kĂślelik dayatmalarÄąna karĹ&#x;Äą biriken Ăśfke kendiliÄ&#x;inden dÄąĹ&#x;a vurmaktadÄąr. Ancak bu tepkilerin ĂźrĂźnĂź mĂźcadele eÄ&#x;ilimi iĹ&#x;çilerin bilinç ve ĂśrgĂźtlenme dĂźzeylerinin geriliÄ&#x;ine ya da sendikal bĂźrokrasinin uzlaĹ&#x;macÄą veya ihanetçi çizgisine takÄąlmaktadÄąr. Bu noktada komĂźnistlerin ĂśncĂź
ûXEDW (.ú0
müdahalesi belirleyici bir önem kazanmaktadır. Seçilmiş hedeflere odaklı fabrika politikamız, sendikalaşma hedefli komiteleşme çalışmaları, ancak sınıf kimliği asgari olarak gelişmiş işçilerin sabırlı ve soluklu çabası ile birleşebildiğinde hayat bulmaktadır. Bu açıdan belli bir zorlanma yaşayabiliyoruz. Ancak, hedeflediğimiz fabrikalarda halihazırdaki suskunluğun bakmaksızın, işçilerle sürekliliği olan bir ilişki geliştirmenin koşullarını zorlamalı ve her an bir hareketliliğin gelişebileceğini hesaba katan bir hazırlık içinde olmalıyız. Çalışma alanlarımızdaki çevre ve çeper ilişkilerimiz işçilerden oluşuyor. Bu ilişkileri fabrikalardaki süreçlere müdahalenin dayanağı olarak görmeli, onlarla sabırla ve gelişimlerini gözetecek tarzda özel olarak ilgilenmeliyiz. İlişki kurduğumuz işçilerin kimliğindeki zayıflıkların üzerine gitmek durumundayız. Sınıfa güvenmeyen, mücadele etmekten uzak duran umutsuz yaklaşımların sonucu olarak, daha da artan fiziki yıpranma ve ahlaki-moral çürüme sınıf saflarında küçümsenemeyecek boyutlarda. Fabrikalarda çalışma yürütürken, olumsuz etki yaratacağı düşüncesiyle devrimci siyasal kimliğimizi gizlemek, sosyal ilişkiler üzerinden ilişki geliştirmek adına işçilerin geri eğilim ya da alışkanlıklarına tabi olmak yanlışlığına düşmemeliyiz. Fabrikadaki çalışma koşullarına tepki gösteren işçilerin karşısına devrimci taraf olarak çıkmak, dinsel gerici ideolojinin etkisi altında olan işçiler üzerinde dahi olumlu, zamanla güven veren sonuçlar yaratmaktadır. İşçilerin geri bilincinin basıncı altında kalarak ağırdan almak, düşünsel bir darlığın ürünüdür. İşçilerin bilinç düzeyleri ne kadar geri olsun, onları mücadeleye çekmek için iradi müdahalelerimizi kesintiye uğratmamalıyız. Önemli olan, onlarla yakıcı sorunlar üzerinden bütünleşebilecek bir ısrar ve çabayı gösterebilmek ve işçi ilişkilerimizin her biriyle kimliksel özellikleri ve bilinç düzeylerine uygun bir tarzda ilgilenmeyi başarabilmektir. Bugün işçi sınıfı her renkten burjuva ideolojisi ile kuşatılmakta, bilinçleri kötürümleştirilmektedir. Burjuva kuşatma ahlaki, kültürel vb. alanlarda da sonuçlarını üretmektedir. Bu, sınıf çalışmamızın gelişimini zora sokmaktadır. Ancak, örneğin mezhepsel ya da etnik ayrımlar, ağır baskı ve kölelik koşullarının hakim olduğu
fabrikalarda hareketlilik geliştikçe etkisini yitirmektedir. Bugün bilinç düzeyi en geri bir işçi bile, fabrikada örgütlenen işçileri solla ilişkilendirmektedir. Düzenin gerici etkileri üzerinden oluşan bu algı, fabrikadaki hareketliliğin yaratacağı koşullar içinde avantaja çevrilebilir. Çünkü bu algı tersinden de fabrikada siyasal çalışmayı kolaylaştıracak faktörlerden biridir. Burada önemli olan, örgütlenmeye açık ve öncü olarak tanımlanabilecek işçilerin, komiteleşmeye dayalı bir taban inisiyatifi kurmalarını sağlayabilmemizdir. Bu taban örgütlülüğünün fabrikadaki sorunlara karşı ortaya koyacağı mücadele işçiler arasındaki kolektif bağı güçlendireecektir. İşçilerin karar alıp uygulayan bir iç inisiyatifi geliştirebilmeleri, çalışma koşullarının ağırlaşması karşısında yoğunlaşan tepkilerle birlikte hızlanacak, daha çok işçi ile bağ kurmanın olanakları artacaktır. Hedef fabrikalarda işçilerin eğitimi ve komiteleşmeleri doğrultusunda uzun soluklu ve sabırlı bir çaba gösterebilmeliyiz. Fabrika işgali, yemek boykotu, iş yavaşlatma, alkışlı protesto vb eylem biçimlerinin fabrikadaki gelişmelere bağlı olarak devreye sokabilmek için, işçileri önden hazırlamalı, öncelikle bilinçlerinde açıklık sağlamalıyız. Yeterli ön hazırlıktan yoksun eylemliliklerin çalışmayı zaafa uğratabileceğini unutmamalıyız. Bugün bağ kurduğumuz işçilerin bilinç düzeylerinin geriliği, attığımız adımların yavaş ilerlemesine neden oluyor. Ancak sermaye iktidarının kapsamlı yıkım saldırıları tablonun hızla değişmesine yol açacak niteliktedir. İşçileşme süreçlerini henüz tamamlamamış, örgütlenme deneyimi olmayan işçilerin, gelişecek hareketliliğin özneleri olmasını kolaylaştıracak bir sürece girmekte olduğumuzun bilinciyle hareket etmeli, buna uygun bir hazırlık, yoğunlaşma ve yüklenme içinde olmalıyız. Fabrikalar devrime hazırlığımızın mevzileridirler. Gerçek bir sınıf partisi olabilmek ve sınıf hareketiyle birleşebilmek, nesnel güçlükleri ve öznel zayıflıkları aşmak doğrultusunda etkin bir iradi çabayı gerektiriyor. Kazanacağımız her mevzi sınıf hareketi içindeki konumumuzu güçlendirecek ve işçi kitlelerinin daha geniş kesimlerine önderlik etmemizin önünü açacaktır.
24 (.Ăş0 6D\Ă—
\Ă—O YH SDUWL SURJUDPĂ—QĂ— LoVHOOHĂźWLUPHQLQ |QHPL Bilimsel sosyalizmi temel alan parti programÄąmÄąz, onun 150 yÄąlÄą aĹ&#x;kÄąn deneyimlerinden ve incelenmesinden hareketle oluĹ&#x;turuldu. ProgramÄąmÄąz, bu topraklarda artÄąk iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn bir ĂśncĂźsĂź ve yol gĂśstericisinin olduÄ&#x;unun ilanÄądÄąr. KomĂźnist hareket açĹsÄąndan da bu artÄąk yeni bir dĂźzey demektir. 25. yÄąl vesilesiyle daha gßçlĂź vurgulamamÄąz gereken Ăśnemli bir nokta olarak program devrimciliÄ&#x;i bir kez daha iĹ&#x;lenmelidir. Gerek parti ĂśrgĂźtleri gerek tek tek partililer açĹsÄąndan bu sorun bir kez daha gĂźndeme alÄąnmalÄądÄąr. HalihazÄąrda yapÄąlan devrim okulu çalÄąĹ&#x;malarÄą planlanÄąrken bu ihtiyaç gĂśzetilmiĹ&#x;tir. Ama bu mĂźmkĂźn mertebe partinin geneline yayÄąlabilmelidir. TĂźrkiye’de 25 yÄąldÄąr iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą adÄąna sĂśz sĂśyleyen bir hareketiz. Bu bize, toplumsal bir sÄąnÄąfÄąn temsilcisi olmak gibi çok Ăśnemli bir misyon yĂźklemektedir. Bir sÄąnÄąfÄąn temsilcisi olmak, o sÄąnÄąf adÄąna sĂśz sĂśyleyen kiĹ&#x;ilerin ve ĂśrgĂźtĂźn donanÄąmlÄą olmasÄąnÄą gerektirir. Bu sorun bizde ideolojik-teorik donanÄąm, program hakimiyeti ve programdan hareketle dĂśnemsel politikalar Ăźretebilmek olarak gĂźndeme gelmektedir. Ĺžunun elbette bir Ăślçßde doÄ&#x;allÄąÄ&#x;Äą var. Bir hareket olarak partileĹ&#x;me sĂźrecini yaĹ&#x;Äąyor ve onun en Ăśnemli halkalarÄąndan biri olan programÄąnÄązÄą oluĹ&#x;turuyorsunuz. DolayÄąsÄąyla tĂźm parti ĂśrgĂźtlerinde bunun tartÄąĹ&#x;malarÄą yapÄąlÄąyor, buradan gelen bir canlÄąlÄąk yaĹ&#x;anÄąyor. GĂźndelik faaliyetinizi ĂśrgĂźtlerken, politika Ăźretirken programÄąnÄąza bakmak ihtiyacÄąnÄą hissediyorsunuz. Fakat aradan geçen yÄąllar, TĂźrkiye devrimci hareketinin mevcut tablosunun saflarÄąmÄąza etkisi ve toplumsal politik atmosfer nedeniyle bu canlÄąlÄąk kÄąsmen gerileyebiliyor. Bu sorun saflarÄąmÄązda, programatik meseleler Ăźzerinden
yetkinleĹ&#x;meme, dolayÄąsÄąyla bunu gĂźndelik pratik içerisinde yeterince Ăźretememe olarak yaĹ&#x;anabiliyor. KĂźrt sorunu, emekçi kadÄąn sorunu, antifaĹ&#x;ist mĂźcadele, anti-emperyalizm, emperyalist savaĹ&#x; vb. tĂźm sorunlarda programatik bakÄąĹ&#x;ÄąmÄąz temelinde iĹ&#x;çi ve emekçilere gĂźndelik olarak propaganda yapabilmek durumundayÄąz. Fakat bu programÄąmÄąz Ăźzerinden donanÄąmlÄą olmayÄą gerektiriyor ki bu alandaki zayÄąflÄąÄ&#x;ÄąmÄąz yeterince açĹk. 25. yÄąlÄąmÄązÄą bu zayÄąflÄąÄ&#x;ÄąmÄązÄą aĹ&#x;manÄąn bir vesilesi haline getirebilmeliyiz. Programatik bakÄąĹ&#x;taki yetersizlik kimi yoldaĹ&#x;larÄąmÄąz açĹsÄąndan bir eksiklik olarak gĂśrĂźlemeyebiliyor. AçĹktan ifade edilmese de, bunun gerisinde Ĺ&#x;u var: “Bu iĹ&#x; bĂśyle de yĂźrĂźyorâ€?! Bu aslÄąnda varolan ya da varolduÄ&#x;u dĂźĹ&#x;ĂźnĂźlenle yetinmektir. Ama biz kendimizi, dĂźnyayÄą, iĹ&#x;çi ve emekçileri deÄ&#x;iĹ&#x;tirme iĹ&#x;ini yaĹ&#x;am biçimi haline getirmek isteyen devrimciler olduÄ&#x;umuza gĂśre, bu çarpÄąk dĂźĹ&#x;Ăźnce tarzÄą varoluĹ&#x; sebebimizle çeliĹ&#x;ir. Ä°Ĺ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄą ĂśrgĂźtlemek isteyen bir devrimci bĂźtĂźn programatik sorunlara asgari dĂźzeyde de olsa hakim olmak zorundadÄąr. YaĹ&#x;adÄąÄ&#x;ÄąmÄąz bu zayÄąflÄąk, yÄąllar Ăśnce mĂźcadele içerisinde yer almÄąĹ&#x;, kimisi baĹ&#x;ka siyasetlerden kiĹ&#x;ilerden bize yansÄąyabiliyor: “Biz eskiden bir Ĺ&#x;eyler ĂśÄ&#x;renmek için Ekimcilerin aÄ&#x;zÄąna bakardÄąkâ€?! Bu sĂśzler suratÄąmÄąza vurulmuĹ&#x; sert bir tokattÄąr. Bu bizim birikimimize derinlemesine bakmamÄązÄą gerektiren bir eleĹ&#x;tiridir. O halde yapÄąlmasÄą gereken, 25. yÄąlÄą vesile yapÄąp, program sorunlarÄąna iliĹ&#x;kin eksikliklerimizi kapatmaya çalÄąĹ&#x;maktÄąr. Devrime hazÄąrlÄąk perspektifi ile her ihtiyaca yanÄąt verebilen kadrolar olabilmek için bu zayÄąflÄąÄ&#x;Äąn Ăźzerine gitmek zorundayÄąz. K. Yusuf
ûXEDW (.ú0 25
)HPLQL]P YH LGHRORMLN P FDGHOH DODQ×QGDNL J|UHYOHULPL] A. Ekin Bugünkü modern feminizmin kökleri burjuva devrimlerine dayanır. Fransız Devrimi’yle başlayan ve tüm dünyayı sarsan eşitlik ve özgürlük isteminin, kadınları da harekete geçirmesi kaçınılmazdı. Kadınlar devrim sürecinde aktif olarak yer aldılar, kendi örgütlülüklerini kurdular, yayınlarını çıkardılar. Devrimden, kendilerini de eşit vatandaş haline getirmesini beklediler. Ancak gerçekleşen burjuva devrimler, en radikal olduğu dönemlerde dahi kadını görmezden geldi. Koşulları burjuva devrimlerin o günkü maddi-iktisadi karakteri ve binlerce yılı bulan toplumsal bellek ile belirlenen bu “ihmal”, feminizmin bağımsız bir akım olarak şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Proletaryanın gelişen mücadelesi karşısında burjuvazinin kendi demokratik değerlerine bile yüz çevirerek gericileştiği ve işçi sınıfının toplumsal ilerlemenin bayrağını devraldığı Fransız Devrimi’ni izleyen uzun yıllar boyunca gerçek feminist değerler (kadının özgürlük ve eşitlik talebi) sosyalist mücadelenin içinde yaşatıldı. Burjuva kadın hareketi ise kendini, kadının özgürlük talebinden çok burjuva erkeğin haklarına sahip olmak mücadelesi olarak ortaya koydu. Her ne kadar burjuva kadın hareketi kendini tüm kadınların temsilcisi olarak görse de, gelişen sınıf çelişkileri ve proletaryanın büyüyen mücadelesi, burjuva kadın ile proleter kadını, “salondaki kraliçe ile mutfaktaki hizmetçiyi” birbirinden keskin bir biçimde ayırdı. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşen her devrimci yükselişte ya da önemli siyasal gelişmede, burjuva kadın ile işçi kadın iki ayrı sınıfın mensupları, dolasıyla iki farklı tutumun
sahipleri olarak karşı karşıya geldiler. Ve 20. yüzyılın ilk yarısında kadınlar bazı önemli haklar kazanmaya başladıklarında, bunu burjuva kadın hareketlerinden çok proletaryanın gelişen mücadelesine borçludurlar. ‘60-70’li yıllar: “İkinci dalga feminizm” ‘60‘lı yılların ikinci yarısında, dünya çapındaki kitle hareketleri yeni bir özgürlük dalgası yaratırken, feminizm bağımsız bir akım olma çabasına yöneldi. Daha çok orta sınıf kadının cinsel özgürlük istemine dayanan bu çaba, o yılların devrimci atmosferinin de etkisi ile, kadın cinsiyeti merkezli “devrimci” bir söylem oluşturarak, esas dayanağı olan burjuva kadın hareketinden ve sınıfsal mücadeleyi esas alan proleter kadın hareketinden ideolojik olarak da ayrışmaya çalıştı. Kürtaj, doğum kontrolü, pornografi, kadının kendi bedeni üzerinde söz sahibi olması vb., konular temel mücadele başlıkları haline gelirken, “cinsiyetçi bir toplum teorisi” geliştirilerek “yeni feminizme”
26 (.Ăş0 6D\Ă—
ideolojik bir temel yaratÄąlmaya çalÄąĹ&#x;ÄąldÄą. Tarihsel olarak ĂśncĂźlleri bulunan ve ‘70‘li yÄąllarda olgunlaĹ&#x;tÄąrÄąlmaya çalÄąĹ&#x;Äąlan bu teoriye gĂśre, “tĂźm kadÄąnlar tĂźm erkekler tarafÄąndan sĂśmĂźrĂźlen ezilen bir cinsiâ€? oluĹ&#x;turuyorlardÄą ve “kurtuluĹ&#x;larÄąnÄą kendilerini sĂśmĂźrĂźp ezen bir cins olan tĂźm erkeklere ve onlarÄąn çĹkarlarÄąna dayalÄą sisteme (‘patriyarkaya’) karĹ&#x;Äą mĂźcadele ederek saÄ&#x;layabilirlerdiâ€?. KadÄąn ve erkek iki ayrÄą deÄ&#x;er sisteminin temsilcisiydi. KadÄąn Ăźzerindeki baskÄą, sĂśmĂźrĂź ve tahakkĂźm sÄąnÄąf iliĹ&#x;kilerinden deÄ&#x;il bu iliĹ&#x;kilere de yĂśn veren erkeÄ&#x;in doÄ&#x;asÄąndan geliyordu. Buna karĹ&#x;Äą ezilen kadÄąn ise, insanlÄąÄ&#x;Äąn kurtuluĹ&#x;unu ve geleceÄ&#x;in deÄ&#x;erlerini temsil ediyordu. Genelde “radikal feminizmâ€? Ăźst baĹ&#x;lÄąÄ&#x;Äąnda toplanan bu akÄąm ile belli bir ideolojik mĂźcadeleye giren sosyalist feminizm de modern biçimini bu dĂśnemde kazandÄą. Esas olarak aynÄą arayÄąĹ&#x;Äąn, feminizme maddi bir temel yaratma çabasÄąnÄąn baĹ&#x;ka bir ĂźrĂźnĂźydĂź. FarklÄąlÄąk bu temelin, yetersiz bulunmakla birlikte tarihsel materyalizmin kendisinde aranmasÄąndan geliyordu. Bu fark radikal feminizmden farklÄą politik tutumlar savunmayÄą (almayÄą deÄ&#x;il savunmayÄą, pratiklerinde esaslÄą bir ayrÄąm yoktu) beraberinde getirse de, ĂśzĂźnde yapÄąlan aynÄą Ăśze yamalÄą bir marksist elbise giydirilmesinden ibaretti. “Marksizm’in sadece Ăźretim sĂźreci ile ilgilendiÄ&#x;i, yeniden Ăźretim sĂźrecini ve burada kadÄąnÄąn konumunu gĂśrmezden geldiÄ&#x;iâ€? en temel eleĹ&#x;tiri olurken, iktisadi faktĂśrlerin yanÄą sÄąra toplumsal faktĂśrlerin yeterince gĂśzetilmediÄ&#x;i yaklaĹ&#x;ÄąmÄą bu eleĹ&#x;tiriyi tamamlÄąyordu. Erkek kendi baĹ&#x;Äąna sorunun kaynaÄ&#x;Äą olmasa da Ăśnemli bir parçasÄąydÄą. BugĂźnĂźn dĂźnyasÄąnda, siyasal planda ne denli etkili olduÄ&#x;undan ve burjuvazi-iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą mĂźcadelesi dÄąĹ&#x;Äąnda kendini ne Ăślçßde baÄ&#x;ÄąmsÄąz konumlandÄąrabileceÄ&#x;i tartÄąĹ&#x;malarÄąndan baÄ&#x;ÄąmsÄąz olarak, feminizmi bir ideolojik akÄąm olarak tanÄąmlamak mĂźmkĂźndĂźr. Toplumdaki temel çeliĹ&#x;kiyi kadÄąn ve erkek arasÄąndaki çeliĹ&#x;ki olarak ele alan feminizm, tarihi de “kadÄąnlarÄąn erkeklere boyun eÄ&#x;dirdiÄ&#x;i deÄ&#x;iĹ&#x;mez ataerkil yapÄąlarÄąn ĂśykĂźsĂźâ€? olarak gĂśrmektedir. Buna gĂśre, hangi sÄąnÄąftan olurlarsa olsunlar
kadÄąnlar için bu yapÄąlarÄą yok etmenin tek yolu, yine hangi sÄąnÄąftan olurlarsa olsunlar tĂźm erkeklere ve onlarÄąn dĂźzenine karĹ&#x;Äą birleĹ&#x;ip mĂźcadele etmektir. Oysaki Marksizm sÄąnÄąf çeliĹ&#x;kilerini ve mĂźcadelesini esas alÄąr. KadÄąn sorununu iĹ&#x;bĂślĂźmĂźyle ve toplumun sÄąnÄąflara ayrÄąlmasÄąyla birlikte ortaya çĹkmÄąĹ&#x; ve ancak bunlarÄąn ortadan kalkmasÄąyla birlikte yok olacak bir sorun olarak gĂśrĂźr. Ve bunun ancak kadÄąnÄą-erkeÄ&#x;i ile iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçilerin ortak mĂźcadelesiyle baĹ&#x;arÄąlabileceÄ&#x;ini savunur. Marksizm kadÄąnlarÄąn ĂśzgĂźrlĂźk ve eĹ&#x;itlik arayÄąĹ&#x;ÄąnÄąn bir ĂźrĂźnĂź olarak ortaya çĹkan feminizmi kendi deÄ&#x;erlerinin bir parçasÄą olarak kabul eder. Ancak hangi biçim altÄąnda olursa olsun, tarihin akÄąĹ&#x;ÄąnÄą iki cinsiyetin birbiriyle mĂźcadelesini esas alarak açĹklayan bir anlayÄąĹ&#x;Äąn kadÄąnlarÄą ĂśzgĂźrleĹ&#x;tirmeyi baĹ&#x;armak Ĺ&#x;Ăśyle dursun, tĂźm toplumu ĂśzgĂźrleĹ&#x;tirecek tek gßç olan iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄą kendi içinde cinsiyete dayalÄą olarak bĂślĂźp parçalamak manasÄąna geleceÄ&#x;ini bilir. Bu açĹdan Marksizm ve feminizm uzlaĹ&#x;tÄąrÄąlamaz iki akÄąmdÄąr. Feminizmle mĂźcadele, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçilerin ortak mĂźcadelesinin saÄ&#x;lanmasÄą mĂźcadelesi olduÄ&#x;u kadar, kadÄąnlarÄąn gerçek kurtuluĹ&#x;unun saÄ&#x;lanmasÄą mĂźcadelesinin de bir parçasÄądÄąr. TĂźrkiye’de feminizm BaÄ&#x;ÄąmsÄąz bir akÄąm olarak feminizmin TĂźrkiye’de ortaya çĹkmasÄą ‘80 darbesinin ardÄąndan olmuĹ&#x;tur. GeçmiĹ&#x;te sol ve devrimci yapÄąlar içinde yer alan kadÄąnlarÄąn çabalarÄąyla yaratÄąlan kurumsallaĹ&#x;ma giriĹ&#x;imleri, yayÄąn deneyimleri, akademik çalÄąĹ&#x;malar ve dĂźzenlenen kampanyalar Ăźzerinden Ĺ&#x;ekillenmiĹ&#x;tir. Kendini feminist olarak adlandÄąran kadÄąnlar, ‘80‘li yÄąllarÄąn sonunda kampanyalar merkezli çĹkÄąĹ&#x;lar yaparak daha eylemli bir hatta doÄ&#x;ru evrilseler de, hareket hiçbir zaman kitlesel bir karakter kazanmamÄąĹ&#x;tÄąr. Yer yer gerçekleĹ&#x;tirilen radikal eylemler ve batÄądaki feminist yazÄąnÄąn çevrilmesiyle oluĹ&#x;turulmaya çalÄąĹ&#x;Äąlan “radikal
ûXEDW (.ú0
ideolojik söylem” onu, Özallı yılların “liberalleşen Türkiye’sinde” burjuvaziye yedeklenmekten alıkoyamamıştır. ‘90 yıllarda sermaye tarafından yapılan düzenlemeler “feminist hareket” tarafından olumlu karşılanmış, hatta bu düzenleme çalışmalarına bazı kişi ve kurumların bizzat katıldığı da olmuştur. ‘80‘li yıllar, “ikinci dalga feminizm” diye adlandırılan akımın batıda, “kadınlar arasındaki etnik ve sınıfsal farklılıkları görmezden gelerek, orta sınıf kadının deneyimlerini tüm kadınlara dayattığı” eleştirisi adı altında güç kaybettiği bir dönemdir. Buna rağmen Türkiye’de, özellikle geçmişte sol-devrimci yapılar içinde yer alan kadınlar arasında kendine geniş bir etki alanı bulması 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıkıcı etkilerinden bağımsız düşünülemez. Fakat bugünkü feminizme esas güç katan olgu, 12 Eylül yenilgisinin ardından bu sefer de reel sosyalizmin çöküşü ile geleneksel devrimci demokrat hareketin ana akımları şahsında yaşadığı tasfiyeci yıkımdır. Bu iki yenilginin etkisiyle dünün devrimci örgütleri yeni reformist partilere dönüşürken, kadın sorununa yaklaşım evrimsel bir süreç içerisinde, ‘70‘lerin kaba bir marksist anlayışından eklektik bir feminizme doğru kaymıştır. Şu veya bu biçimde kendini sosyalist olarak tanımlayan yeni reformist partiler, feminist söylem ve etkinin bu topraklarda asıl taşıyıcıları olmuşlardır. Hala da durum budur. Feminizm kitlesel dayanağını ise ‘90’ların başına kadar görmezden geldiği Kürt hareketinde bulmuştur. Kürt kadınının feodal boyunduruğa karşı olan enerjisini açığa çıkarmada sağladığı muazzam başarı, feministleri Kürt hareketini keşfetmeye yöneltmiştir. Ancak bu yönelimin Kürt hareketinin tam da düzen içi çözüme yöneldiği, marksist ideolojiye tümüyle sırt çevirdiği bir döneme denk gelmesi dikkat çekicidir. Kürt hareketi düzen içi çözüm arayışına girdiği dönemde feminist retoriği kullanmaya başlamış, feministler ise aynı dönemde Kürt kadınının “özel ezilmişlik deneyimini” önemsemeye başlamışlardır. Kürt hareketinde feminist etki
sol hareketteki tasfiyeci-reformist eğilimle birleşince, feminizmin bugünkü etkisi ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, Türkiye’de “feminist akım”, devrimci hareketin ve Kürt hareketinin yaşadığı reformist tasfiyeci tahribatın bir ürünü olarak kendine varlık zemini bulmuş, etki alanını ve kitlelerle temasını ya burjuva kadın hareketi üzerinden ya da sözkonusu reformist parti ve yapıların “kadın kollarının” çalışmaları üzerinden sağlamıştır. Bağımsız bir kadın hareketi ülküsüne sahip olmasına rağmen hiçbir örgütsel model geliştirememiş, kendi gücüne dayalı kalıcı kurumsallaşmalar yaratamamıştır. Hangi feminizmle nasıl bir ideolojik mücadele? Bu yazının amacı “feminizm akımını” tarihsel bir değerlendirmeye tabi tutmak, bu kapsamda onun Türkiye’deki gelişim süreçlerini ele almak ya da devrimci hareketteki reformist kırıl5ma ile feminizm ilişkisini irdelemek değildir. Belki ilki değil ama ikincisi daha kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulması gereken önemli bir konudur. Ana hatlarıyla ve bazı başlıklar üzerinden gerçekleştirdiğimiz bu kısa özetin amacı, “kadın sorunu üzerinden feminizmle daha belirgin bir ideolojik mücadele yürütmek gerekli” dediğimiz yerde, bu tür bir mücadelenin öne çıkan başlıklarını daha kolay tanımlayabilmektir. Yukarıdaki özetten anlaşılacağı gibi, Türkiye’de homojen bir bütünlüğe sahip, kendi başına bir etki alanı ya da faaliyet kapasitesi olan bir feminist hareketten söz edilemez. Bugün birçok sendika, kitle örgütü ya da siyasal yapılanmada görülen feminist eğilimlerin esas dayanağı, (düzen cephesinden aldığı doğal destek sayılmazsa) sol hareketin yaşadığı reformist tasfiyeci süreçtir. Bunun için “feminizme” karşı mücadele, kendine özgü yanları olsa bile, tasfiyeciliğe ve reformizme karşı mücadeleden bağımsız ele alınamaz. Hatta bugünün şartlarında gerçek anlamını burada bulmaktadır. Bu açıdan sınıf
(.Ăş0 6D\Ă—
devrimcileri olarak esas yĂźklenmemiz gereken alan burasÄądÄąr. Bunun bĂśyle olmasÄą “feminist kuramâ€?Äąn temel argĂźmanlarÄą ve buna dayalÄą retoriÄ&#x;i Ăźzerinden ele alÄąnmasÄąnÄą elbette gereksiz kÄąlmamaktadÄąr. Tersine, yaĹ&#x;anÄąlan tasfiyeci dalganÄąn etkisiyle bu kuramÄąn her tĂźrlĂź bilimsel temelden ve sÄąnÄąfsal bakÄąĹ&#x;açĹsÄąndan yoksun kavramlarÄą, sÄąnÄąf hareketinin ve bunun ayrÄąlmaz parçasÄą olan kadÄąnÄąn ĂśzgĂźrlĂźk ve eĹ&#x;itlik mĂźcadelesinin içine (reformist yapÄąlarÄąn ve aydÄąn akademik çevrelerin eli ile) sokuĹ&#x;turulmaktadÄąr. DeÄ&#x;iĹ&#x;ik versiyonlarÄąyla feminist kuramÄąn temel argĂźmanlarÄą ve buna dayalÄą kavramlarÄąnÄą ele almak ve bunlarÄąn altÄą boĹ&#x; yapÄąsÄąnÄą ortaya koymak, bir gĂśrev alanÄądÄąr. Bununla da baÄ&#x;lantÄąlÄą olarak, gĂźncel mĂźcadele alanÄąnda “feminist hareketâ€?in kendi dar ve kitlelerden kopuk deneyimleri ile bazÄą talep ve çÜzĂźm Ăśnerilerinin ele alÄąnmasÄą, ideolojik mĂźcadele alanÄąnÄąn baĹ&#x;ka bir gerekliliÄ&#x;idir. (SÄąÄ&#x;Äąnma evleri talebinden ev içi emeÄ&#x;in Ăźcretlendirilmesine, bazÄą hukuksal yasalarÄąn ele alÄąĹ&#x; biçiminden kadÄąn bedeni sorununa kadar oldukça geniĹ&#x; bir alandÄąr bu.) Reel sosyalizm Ĺ&#x;ahsÄąnda Marksizm’in kadÄąn sorununun çÜzĂźmĂźnde baĹ&#x;arÄąsÄąz kaldÄąÄ&#x;Äą,
feministlerin temel argĂźmanlarÄąndan biri olmuĹ&#x;, aynÄą argĂźman reformist çevreler tarafÄąndan da dĂśne dĂśne tekrarlanmÄąĹ&#x;tÄąr. Bu çerçevede, sÄąnÄąf mĂźcadelesinin kadÄąnlarÄąn ĂśzgĂźrleĹ&#x;mesini nasÄąl saÄ&#x;ladÄąÄ&#x;Äą, Ekim Devrimi ve diÄ&#x;er Ăśrneklerin kadÄąnlarÄąn ĂśzgĂźrleĹ&#x;mesine katkÄąlarÄąnÄą ayrÄąntÄąlÄą olarak ortaya koymak, bu konudaki mevcut birikimi geliĹ&#x;tirmek ve kadÄąn çalÄąĹ&#x;mamamÄązÄąn temel bir aracÄą olarak tabanÄąmÄąza ve faaliyetimize mal etmek baĹ&#x;ka bir gereklilik olarak ĂśnĂźmĂźzde durmaktadÄąr. Gene tarihsel deneyimler kapsamÄąnda geride kalan iki yĂźzyÄąlÄąn en Ăśnemli siyasal ve toplumsal olaylarÄąnda burjuva-kßçßk burjuva kadÄąn ile devrimci proleter kadÄąnÄąn aldÄąÄ&#x;Äą tutumlar Ăźzerinden, feminist ideolojinin nasÄąl her seferinde dĂźzenle pratik bir bĂźtĂźnleĹ&#x;meye yol açtÄąÄ&#x;Äą somut Ăśrnekler Ăźzerinden gĂśstermek, “feminizmeâ€? karĹ&#x;Äą yĂźrĂźtĂźlecek mĂźcadelenin en somut alanlarÄąndan biridir. UnutulmamasÄą gereken bir baĹ&#x;ka husus ise, tĂźm bunlarÄąn feminizme karĹ&#x;Äą ideolojik mĂźcadele kapsamÄąnda sĂśylendiÄ&#x;i, kadÄąn sorunu Ăźzerinden ideolojik mĂźcadele alanÄąnÄąn çok daha geniĹ&#x; olduÄ&#x;u ve esas sivri ucun sermaye dĂźzenine ve binlerce yÄąllÄąk toplumsal deÄ&#x;er yargÄąlarÄąnÄąn kadÄąnÄąn bilincini kĂśrelten ideolojik hegemonyasÄąna yĂśneltilmesi gerektiÄ&#x;idir.
$OPDQ\D¡GD SUROHWHU \ ]OHU (BaĹ&#x;tarafÄą s.21’de) 10 bin iĹ&#x;çi, polislerin korumasÄą altÄąnda miting yapan 8 bin 500 kiĹ&#x;ilik saÄ&#x; kanat paramiliter Stahlhelm ile çatÄąĹ&#x;tÄą. 100’ler Saksonya’da faĹ&#x;istlerin bir yerden bir yere hareketini durdurmak için yollara engeller kurabilecek kadar bĂźyĂźmĂźĹ&#x;lerdi. Ruhr’daki yetkililer 100’lerin Ăśnemi konusunda ayrÄąĹ&#x;ÄąyorlardÄą. Resmi gĂśrĂźĹ&#x; 100’lerin muhtemel fabrikalarda var olduÄ&#x;u ama madenlerde olmadÄąÄ&#x;Äą yolundaydÄą. Almanya’nÄąn geri kalanÄąnda hareketi yeraltÄąnda inĹ&#x;a etmek için çabalar sĂźrĂźyordu – ĂśrneÄ&#x;in Halle’de fabrika konseyleri, 1923 Haziran ayÄą sonunda ‘illegal’ bile olsa ‘savunma
gßçleri’ kurulmasÄą yĂśnĂźnde oy kullandÄą. Bir kez kurulduktan sonra 100’ler kendilerini antifaĹ&#x;ist eylemlerle sÄąnÄąrlamadÄąlar. Enflasyon hÄązlandÄąÄ&#x;Äą için Denetim Komiteleri 100’leri doÄ&#x;al olarak spekĂźlasyona karĹ&#x;Äą kararlar alÄąnmasÄąnÄą zorlamanÄąn araçlarÄą olarak kullandÄąlar. Orta Almanya’nÄąn sanayi merkezlerinden, tarÄąm iĹ&#x;çilerinin tahliyesini durdurmak Ăźzere (kÄąrsal bĂślgelere –ç.n.) yollanÄąyorlardÄą. Giderek grev gĂśzcĂźlĂźÄ&#x;ĂźnĂźn ve grevlerin yayÄąlmasÄąnÄąn savunusunu ĂźstleniyorlardÄą. (KaybedilmiĹ&#x; Devrim/Almanya 1918-1923, Chris Harman,Pencere YayÄąnlarÄą, s.305)
ĂťXEDW (.Ăş0 29
8 Mart yaklaĹ&#x;Äąrken...
.DGĂ—Q VRUXQX UHIRUPL]P YH J|UHYOHULPL] D. GĂźneĹ&#x; İçinden geçtiÄ&#x;imiz dĂśneme iliĹ&#x;kin deÄ&#x;erlendirmeler ÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äąnda “Her alanda devrime hazÄąrlanÄąyoruzâ€? Ĺ&#x;iarÄąnÄą Ăśne çĹkartan TKÄ°P IV. Kongresi, partinin çok yĂśnlĂź sorunlarÄąnÄą ele almÄąĹ&#x;tÄąr. Devrime hazÄąrlanma gĂśrevinin bir parçasÄąnÄą da ideolojik alanda hazÄąrlÄąk oluĹ&#x;turmaktadÄąr. IV. Kongre deÄ&#x;erlendirmelerinde bu çerçevede, partinin mevcut ideolojik birikiminin partinin tĂźmĂźne maledilmesi ve teorik çalÄąĹ&#x;maya daha Ăśzel bir ilgi gĂśsterilmesinin yanÄąsÄąra, oportĂźnizme karĹ&#x;Äą etkili bir ideolojik mĂźcadele ihtiyacÄąna iĹ&#x;aret edilmektedir. Bu sonunucu noktada açĹlÄąĹ&#x; konuĹ&#x;masÄąnda Ĺ&#x;u gĂśrĂźĹ&#x;ler ifade edilmektedir: “İdeolojik cephede ßçßncĂź bir temel Ăśnemde gĂśrev, oportĂźnizme karĹ&#x;Äą etkili bir ideolojik mĂźcadeledir. Bu mĂźcadelenin ana hedefi baĹ&#x;lÄąca reformist akÄąmlardÄąr, Ăśyle olmalÄądÄąr. (...) Bunlar Ăśnemli bir bĂślĂźmĂźyle dĂźnĂźn devrimci halkçĹ akÄąmlarÄąnÄąn devrimden kopmuĹ&#x; kesimlerinden oluĹ&#x;maktadÄąr ve aynÄą yola son yÄąllarda yenileri girmiĹ&#x; bulunmaktadÄąr. Siyasal sahneyi bugĂźn bu tĂźrden bir reformist akÄąmlar çeĹ&#x;nisi tutmaktadÄąr. Elbette devrimci mĂźcadeleyi gßçten dĂźĹ&#x;Ăźren, bu mĂźcadelenin gßçlerini sĂźrekli heba eden bir barikat olarak... Reformist akÄąmlar, çeĹ&#x;itli imkanlardan ve kolaylÄąklardan da yararlanarak, devrime akan gßçleri kendilerine çekmekte, kendilerine benzetmekte ve bĂśylece dĂźzen için zararsÄąz ĂśÄ&#x;eler haline getirmektedirler. Bunu hala de devrim ve sosyalizm iddiasÄąyla ve sĂśylemiyle yaptÄąklarÄąna gĂśre, bu iddianÄąn ve sĂśylemin gerisindeki gerçeÄ&#x;i dĂźzenli biçimde ortaya koymak, bunlara karĹ&#x;Äą verilecek ideolojik mĂźcadelenin temel yĂśnĂźdĂźr ve partinin ĂśnĂźnde temel Ăśnemde bir gĂśrev olarak durmaktadÄąr.â€? (IV. Kongre AçĹlÄąĹ&#x; KonuĹ&#x;masÄą, Ekim, SayÄą: 284)
Sol hareketin Ăśnemli bir bĂślĂźmĂźnĂźn devrimci iktidar perspektifini yitirmesinin, diÄ&#x;er alanlarda olduÄ&#x;u gibi kadÄąn sorununda da yansÄąmasÄąnÄą bulmasÄą kaçĹnÄąlmazdÄą. Sol hareketteki tasfiyeci savrulmanÄąn ĂźrĂźnĂź olarak devrim iddialarÄąnÄą terk edenler, parlamentocu-reformcu bir çizgiye savrulurken, KĂźrt kadÄąn hareketinin kuyruÄ&#x;unda da feministlerle buluĹ&#x;tular. ‘80 sonrasÄąnda ortaya çĹkan, kadÄąn-erkek eĹ&#x;itsizliÄ&#x;i temelinde ve erkek egemenliÄ&#x;ine karĹ&#x;Äą mĂźcadeleyi esas alan feminist gruplar, bugĂźn kelimenin gerçek anlamÄąyla “marjinalâ€?dirler. Kentin kßçßk-burjuva katmanlarÄąna dayanan, sÄąnÄąf ve emekçi kitlelerden kopuk bir Ĺ&#x;ekilde
(.Ăş0 6D\Ă—
kadÄąnlarÄąn cinsiyet temelli hak eĹ&#x;itliÄ&#x;i mĂźcadelesini savunan, devrimcilere çĹkÄąĹ&#x;Äąndan itibaren tepki besleyen feminist akÄąm, asÄąl politik etkisini KĂźrt hareketi ile reformist harekete borçludur. DolayÄąsÄąyla bugĂźn kadÄąn mĂźcadelesinde asÄąl muhatabÄą onlardÄąr. Zira, IV. Kongre bildirisinde ifade edildiÄ&#x;i gibi, bu alanda de “devrime akan gßçleri kendilerine çekmekte, kendilerine benzetmekte ve bĂśylece dĂźzen için zararsÄąz ĂśÄ&#x;eler haline getirmekteâ€? ve devrimci mĂźcadeleyi gßçten dĂźĹ&#x;Ăźrmektedirler. 8 Martlar’da yaĹ&#x;anan tablo bunun en somut ĂśrneÄ&#x;idir. KadÄąn mĂźcadelesi vermek, “kadÄąnlarÄąn taleplerinin gerçek savunucusuâ€? olmak adÄąna, kadÄąnlarÄąn ufku dĂźzen sÄąnÄąrlarÄąna hapsedilmektedir. 8 Mart’Ĺn tarihsel ve sÄąnÄąfsal ĂśzĂźne uygun bir Ĺ&#x;ekilde, kadÄąn-erkek iĹ&#x;çi ve emekçilerin omuz omuza alanlara çĹkarak bir mĂźcadele gĂźnĂź olarak kutlanmasÄąnÄąn ĂśnĂź kesilmek istenmekte, bĂśylece sÄąnÄąf mĂźcadelesine zarar verilmektedir. DolayÄąsÄąyla bu çizgiye karĹ&#x;Äą bu alanda da mĂźcadele yĂźrĂźtmek, devrimci mĂźcadelenin ve sÄąnÄąf hareketinin çĹkarlarÄą gereÄ&#x;idir. KadÄąn sorunu eksenli kurultay tam da bu amaç doÄ&#x;rultusunda, kadÄąn sorununda devrimci bakÄąĹ&#x;Äą ortaya koyma ve kadÄąn sorununu dĂźzen içi mĂźcadele alanÄąna çeken reformist-feminist çizgiyi sergileme çerçevesinde ĂśrgĂźtlenmiĹ&#x;tir. Kurultaydan 8 Mart’a uzanan sĂźrecin baĹ&#x;arÄąyla ilerletilmesi, bir dizi açĹdan yĂźklenmeye baÄ&#x;lÄądÄąr. Ă–zellikle kadÄąn sorununda ideolojik birikimin partiye maledilmesi, emekçi kadÄąnlarla baÄ&#x;larÄąn gßçlendirilmesi ve mĂźcadeleye çekilmesi hedefleri bu sĂźreçte Ăśzel olarak gĂśzetilmelidir. Emekçi kadÄąnlarÄą devrimci mĂźcadeleye seferber etmek! “Her toplumsal ve siyasal sorun gibi kadÄąn sorunu da, temelde toplumsal iliĹ&#x;kilerin kĂśklĂź devrimci deÄ&#x;iĹ&#x;imine dayalÄą olarak çÜzĂźlebilir bir sorun olsa bile, bu elbette onun mevcut toplumun sÄąnÄąrlarÄą içinde Ĺ&#x;u veya bu sÄąnÄąrlar içinde bir çÜzĂźme ulaĹ&#x;tÄąrÄąlamayacaÄ&#x;Äą anlamÄąna gelmez. Sadece bu çÜzĂźmĂźn son derece kÄąsmi ve iÄ&#x;reti, koĹ&#x;ullara baÄ&#x;lÄą ve geçici olacaÄ&#x;Äą, bĂśyle olmaya da mahkum olduÄ&#x;u anlamÄąna gelir. KĂśklĂź ve
kalÄącÄą çÜzĂźm için, mevcut toplumsal iliĹ&#x;kilerin kĂśklĂź dĂśnĂźĹ&#x;ĂźmĂź, yani bir toplumsal devrim, mutlak bir zorunluluktur.â€? (H. FÄąrat, KadÄąn sorunu Ăźzerine konferanslardan...) Ä°lk ortaya çĹkÄąĹ&#x;larÄąndan itibaren komĂźnistler, diÄ&#x;er temel toplumsal sorunlar gibi kadÄąn sorununun da kalÄącÄą ve gerçek çÜzĂźmĂźnĂźn ancak bir toplumsal devrimle olanaklÄą olacaÄ&#x;ÄąnÄą net bir Ĺ&#x;ekilde ortaya koymuĹ&#x;lardÄąr. GĂźnĂźmĂźz kapitalist toplumunda kadÄąnlar Ăźzerindeki baskÄą ve eĹ&#x;itsizliÄ&#x;e karĹ&#x;Äą mĂźcadeleyi proleter devrim hedefine baÄ&#x;lÄą olarak ele almÄąĹ&#x;lar ve bu temelde yĂźrĂźtĂźlecek mĂźcadelenin “proleter devrimin manivelalarÄąâ€? olacaÄ&#x;ÄąnÄą vurgulamÄąĹ&#x;lardÄąr: “Tarihsel olarak çÜzĂźmlenmemiĹ&#x; demokratik gĂśrevler, ulusal sorun, genel anti-emperyalist mĂźcadele, savaĹ&#x;a ve militarizme karĹ&#x;Äą savaĹ&#x;Äąm, barÄąĹ&#x; için savaĹ&#x;Äąm, kadÄąn sorunu, gençlik sorunu, çevre sorunu vbg. Ya doÄ&#x;rudan kapitalizmden kaynaklanan, ya da kapitalizmin tabiatÄą gereÄ&#x;i çÜzmediÄ&#x;i veya çÜzmeye muktedir olmadÄąÄ&#x;Äą sorunlar, proleter devrimin manivelalarÄą olacak, onun toplumsal desteklerini artÄąracaktÄąr.â€? (Platform TaslaÄ&#x;Äą, MayÄąs 1987- Demokrasi ve Devrim, Eksen YayÄąncÄąlÄąk, s.10) Proleter devrim perspektifine baÄ&#x;lÄą olarak ele alÄąnmasÄą gereken demokratik haklar ve ĂśzgĂźrlĂźkler uÄ&#x;runa mĂźcadelenin Ăśnemi, Lenin’in veciz ifadesiyle “proletaryanÄąn demokrasi okulunda okumasÄąâ€? gerekliliÄ&#x;i de Ĺ&#x;Ăśyle ifade edilmiĹ&#x;tir: “BĂźtĂźn demokratik siyasal hak ve ĂśzgĂźrlĂźkler uÄ&#x;runa yĂźrĂźtĂźlecek mĂźcadelenin çok ayrÄą bir Ăśnemi var. EÄ&#x;er biz bu sorunlara, bu sorunlar uÄ&#x;runa mĂźcadeleye gerekli Ăśnemi vermezsek, bir, dĂźzenin bĂźtĂźn çeliĹ&#x;kilerini deÄ&#x;erlendirememiĹ&#x;, dolayÄąsÄąyla kitlelerin bĂźtĂźn hassasiyet alanlarÄąnÄą kullanamamÄąĹ&#x; oluruz. Ä°ki, bu sorunlar temelinde yÄąÄ&#x;ÄąnlarÄą eÄ&#x;itememiĹ&#x; oluruz. ĂœĂ§, bu mĂźcadele içinde yaratÄąlmÄąĹ&#x; çeĹ&#x;itli mevzileri ve kurumlarÄą devrim mĂźcadelesinin yeni safhalarÄą için bir imkana dĂśnĂźĹ&#x;tĂźrememiĹ&#x; oluruz. DolayÄąsÄąyla bu yĂśnleriyle bakÄąldÄąÄ&#x;Äąnda, sorunun gĂźnlĂźk çalÄąĹ&#x;ma ve mĂźcadele açĹsÄąndan son derece bĂźyĂźk bir Ăśnemi olduÄ&#x;u da açĹkça gĂśrĂźlĂźr.â€? (Demokrasi ve Devrim, s.25) Bu bakÄąĹ&#x;açĹsÄąna uygun olarak, parti programÄąnda, siyasal iktidarÄąn iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą tarafÄąndan ele geçirilmesi stratejik hedefine baÄ&#x;lÄą (DevamÄą s.31’de)
ĂťXEDW (.Ăş0
yaparak emekçilerin baĹ&#x;Äąna yeni belalar sarmaya hazÄąrlanÄąyor. Suriye’deki yÄąkÄącÄą savaĹ&#x;Äąn tarafÄą olan AKP iktidarÄą, bu Ăźlke emekçilerinin, ama Ăśzellikle emekçi kadÄąnlarÄąnÄąn daha çok acÄą çekmesine neden oluyor. KomĹ&#x;u halklara karĹ&#x;Äą emperyalistler adÄąna tetikçilik yapan, sĂśmĂźrĂź, ayrÄąmcÄąlÄąk, eĹ&#x;itsizlik ve Ĺ&#x;iddeti derinleĹ&#x;tiren sermaye iktidarÄąna, ancak iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn ĂśrgĂźtlĂź mĂźcadelesiyle dur denilebilir. 8 Mart, Ăśzellikle de emekçi kadÄąnlar tarafÄąndan bĂśyle bir mĂźcadeleye çaÄ&#x;rÄą kabul edilmelidir. TKÄ°P, AmerikancÄą iktidarÄąn savaĹ&#x; kÄąĹ&#x;kÄąrtÄącÄąlÄąÄ&#x;Äąna karĹ&#x;Äą durmak için, sĂśmĂźrĂź, eĹ&#x;itsizlik, her tĂźrlĂź Ĺ&#x;iddet, cins ayrÄąmcÄąlÄąÄ&#x;Äą, ulusal ve mezhepsel baskÄąnÄąn kaynaÄ&#x;Äą olan kapitalizme karĹ&#x;Äą mĂźcadeleyi yĂźkseltmek için, baĹ&#x;ta emekçi kadÄąnlar olmak Ăźzere tĂźm iĹ&#x;çi ve emekçileri 8 Mart’ta mĂźcadele alanlarÄąna çaÄ&#x;ÄąrÄąyor.
YaĹ&#x;asÄąn 8 Mart DĂźnya Emekçi KadÄąnlar GĂźnĂź! SÄąnÄąfsal, cinsel, ulusal, mezhepsel sĂśmĂźrĂź, baskÄą ve ayrÄąmcÄąlÄąÄ&#x;a son! Tek yol devrim, kurtuluĹ&#x; sosyalizm!
7 UNL\H .RP QLVW úßoL 3DUWLVL
.DGĂ—Q VRUXQX UHIRUPL]P (BaĹ&#x;tarafÄą s.30’da) olarak, kitlelerin “acil demokratik ve sosyal istemleriâ€? uÄ&#x;runa mĂźcadele çaÄ&#x;rÄąsÄą yapÄąlÄąr ve bu bĂślĂźmde “Toplumsal hayatÄąn tĂźm alanlarÄąnda kadÄąn-erkek eĹ&#x;itliÄ&#x;iâ€? talebi savunulur. “EmeÄ&#x;in korunmasÄąâ€? bĂślĂźmĂźnde, bir dizi talebin yanÄąsÄąra, kadÄąn emekçileri doÄ&#x;rudan ilgilendiren “EĹ&#x;it iĹ&#x;e eĹ&#x;it Ăźcretâ€?, “KadÄąn iĹ&#x;çilerin kadÄąn, ana ve çocuk saÄ&#x;lÄąÄ&#x;Äąna zararlÄą iĹ&#x;lerde çalÄąĹ&#x;tÄąrÄąlmasÄą yasaÄ&#x;Äą. DoÄ&#x;umdan Ăśnce ve sonra 3’er aylÄąk Ăźcretli izin, tÄąbbi bakÄąm ve yardÄąm.â€? ve “KadÄąnlarÄąn çalÄąĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äą tĂźm iĹ&#x;yerlerinde kreĹ&#x; ve emzirme odalarÄąâ€? talepleri uÄ&#x;runa mĂźcadele edileceÄ&#x;i vurgulanÄąr. Devrimin zaferinin ardÄąndan alÄąnacak ilk Ăśnlemler kapsamÄąnda ise, “Toplumsal sorunlar alanÄąndaâ€? baĹ&#x;lÄąÄ&#x;Äą altÄąnda, “KadÄąnÄąn kurtuluĹ&#x;uâ€?na ayrÄą bir bĂślĂźm ayrÄąlÄąr. KadÄąn sorununu temel bir toplumsal sorun olarak ele alan komĂźnistler, emekçi kadÄąnlarÄą devrim mĂźcadelesine çekebilmek için, onlarÄąn ĂśzgĂźl talepleri, hak ve ĂśzgĂźrlĂźkleri doÄ&#x;rultusunda mĂźcadeleyi de temel Ăśnemde bir devrimci sorumluluk olarak gĂśrmektedirler. Kurultay’dan 8 Mart’a uzanan sĂźreç bu perspektifle ele alÄąnmalÄą, daha gßçlĂź bir emekçi kadÄąn çalÄąĹ&#x;masÄąnÄąn imkanlarÄąnÄą yaratacak bir tarzda ĂśrgĂźtlenebilmelidir.
Reformist cereyana karĹ&#x;Äą devrimin bayraÄ&#x;ÄąnÄą yĂźkseltmek! Sol harekette yaĹ&#x;anan erozyonun kadÄąn sorunundaki yansÄąmasÄą feminizmle buluĹ&#x;ma olurken, bunu en somut yaĹ&#x;andÄąÄ&#x;Äą alanlardan biri de 8 Mart kutlamalarÄądÄąr. 8 Mart’Ĺn emekçi karakterinden soyutlanmasÄąna ve “erkeksizâ€? katÄąlÄąm dayatmalarÄąna karĹ&#x;Äą dokuz yÄąl Ăśnce tutum alÄąnmÄąĹ&#x;, bir dizi ilde “Devrimci 8 Mart PlatformlarÄąâ€? oluĹ&#x;turularak, 8 Mart’Ĺn sÄąnÄąfsal ve tarihsel ĂśzĂźne uygun kutlanmasÄą için çaba harcanmÄąĹ&#x;tÄąr. Ancak sol harekette reformist eÄ&#x;ilimin derinleĹ&#x;mesi, dĂźnĂźn bazÄą devrimci ĂśrgĂźtlerinin de bu akÄąmlarÄąn peĹ&#x;inden sĂźrĂźklenmesi, 8 Mart’Ĺn devrimci zeminlerde kutlanmasÄąnÄą zayÄąflatmÄąĹ&#x;tÄąr. Bu koĹ&#x;ullarda, 8 Mart’Ĺn tarihsel ve sÄąnÄąfsal ĂśzĂźnĂź ortaya koyarak, emekçi kadÄąnlarÄąn çĹkarlarÄąnÄąn gerçek ve tutarlÄą savunusunun ancak devrimci zeminlerde olacaÄ&#x;ÄąnÄą vurgulamanÄąn ve devrimci temellerde bir ayrÄąĹ&#x;mayÄą saÄ&#x;lamanÄąn Ăśnemi açĹktÄąr. 8 Mart’Ĺn ĂśngĂźnlerinde sĂźrecin bu bilinçle ĂśrĂźlmesi gerekmektedir. Devrimin bayraÄ&#x;Äą ellerimizdedir! Bundan aldÄąÄ&#x;ÄąmÄąz gßçle 8 Mart’a hazÄąrlanmalÄąyÄąz!
(.Ăş0
6D\Ă—
Ă–zgĂźrlĂźk, eĹ&#x;itlik ve sosyalizm için...
0DUW¡WD DODQODUD YaklaĹ&#x;an 8 Mart’Ĺ, tarihsel anlamÄąna, sÄąnÄąfsal ĂśzĂźne ve devrimci geleneÄ&#x;ine yakÄąĹ&#x;Äąr bir Ĺ&#x;ekilde kutlamanÄąn Ăśzel bir Ăśnemi var. BĂśyle bir kutlama, hem sĂśmĂźrĂź ve kĂślelik dĂźzeni kapitalizme karĹ&#x;Äą gßçlĂź bir duruĹ&#x; sergilemek, hem de 8 Mart’Ĺn sÄąnÄąfsal içeriÄ&#x;ini boĹ&#x;altma çabalarÄąna yanÄąt vermek için gereklidir. Sermaye sÄąnÄąfÄą ile onun vurucu gĂźcĂź AKP iktidarÄąnÄąn tĂźm saldÄąrÄąlarÄą sÄąnÄąfsaldÄąr. TĂźm icraatlarÄą iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ile emekçiler Ăźzerindeki baskÄą ve sĂśmĂźrĂźyĂź arttÄąrmayÄą amaçlÄąyor, bundan en bĂźyĂźk payÄą ise emekçi kadÄąnlar alÄąyor. Bundan dolayÄą iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçilerin, daha Ăśzel planda da emekçi kadÄąnlarÄąn, mĂźcadeleyi “sÄąnÄąfa karĹ&#x;Äą sÄąnÄąfâ€? ekseninde yĂźkseltmeleri gerekiyor. 8 Mart, tarihsel ve sÄąnÄąfsal anlamÄą olan bir mĂźcadele gĂźnĂź olduÄ&#x;u Ăślçßde de, bugĂźn sermaye iktidarÄąnÄąn karĹ&#x;ÄąsÄąna “sÄąnÄąfa karĹ&#x;Äą sÄąnÄąfâ€? tutumuyla çĹkmak ayrÄą bir Ăśnem taĹ&#x;Äąyor. Emekçi kadÄąnlar! Ä°Ĺ&#x;çi sÄąnÄąfÄą hareketiyle birlikte geliĹ&#x;en iĹ&#x;çi kadÄąnlarÄąn mĂźcadelesi 1830’lardan beri devam ediyor. 8 Mart’Ĺ bize miras bÄąrakan 8 Mart 1857’deki bĂźyĂźk iĹ&#x;çi grevinde ise kadÄąn iĹ&#x;çiler en Ăśndeydiler. “10 saatlik iĹ&#x;gĂźnĂźâ€?, “eĹ&#x;it iĹ&#x;e eĹ&#x;it Ăźcretâ€? gibi taleplerle baĹ&#x;kaldÄąran çoÄ&#x;u kadÄąn 40 bin dokuma iĹ&#x;çisi, iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąnÄąn mĂźcadele tarihine Ĺ&#x;anlÄą bir sayfa eklediler. SonrasÄąnda dĂśnemin Alman iĹ&#x;çi hareketinin komĂźnist Ăśnderlerinden Clara Zetkin’in çabasÄąyla 8 Mart, 1910’dan beri DĂźnya Emekçi KadÄąnlar GĂźnĂź olarak kutlanmaya baĹ&#x;ladÄą. Bu uzun mĂźcadele tarihi sayesinde hem iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄą ve emekçiler, hem onun bir parçasÄą olarak emekçi kadÄąnlar Ăśnemli kazanÄąmlar elde ettiler. Ancak tÄąpkÄą sĂśmĂźrĂź ve baskÄą gibi, kadÄąn sorunu da ĂśzĂź itibarÄąyla yerli yerinde duruyor. SÄąnÄąfsal, cinsel, ulusal baskÄą ve kĂślelik zincirlerini parçalama mĂźcadelesi yĂźkseltilemeden ĂśzgĂźrlĂźk ve eĹ&#x;itliÄ&#x;in yolu açĹlamÄąyor. Zira sorunu yeniden ve yeniden Ăźreten sĂśmĂźrĂź ve Ăśzel mĂźlkiyet dĂźzeni kapitalizm yÄąkÄąlmadan, kadÄąn sorununun kĂśklĂź ve kalÄącÄą bir çÜzĂźme kavuĹ&#x;turulmasÄą mĂźmkĂźn deÄ&#x;il. 21. yĂźzyÄąlda AKP iktidarÄą dĂśneminde, kadÄąn Ăźzerindeki çifte baskÄą ve sĂśmĂźrĂź daha da katmerlenmekle kalmamakta, kadÄąn ortaçaÄ&#x; karanlÄąÄ&#x;Äąna sĂźrĂźklenmeye çalÄąĹ&#x;ÄąlmaktadÄąr. Bu sĂźreçte sadece kadÄąn cinayetlerinde gĂśrĂźlen akÄąl almaz artÄąĹ&#x; bile, kapitalist sistemin bu vahim sorunlarÄąn kaynaÄ&#x;Äą olduÄ&#x;unu ve bunlarÄą nasÄąl yeniden ĂźrettiÄ&#x;ini gĂśstermektedir. TĂźm bunlar, kadÄąn sorununun ancak toplumsal bir devrimle, yani sorunun temelinde yatan esas neden ortadan kaldÄąrÄąlarak, çÜzĂźme kavuĹ&#x;turulabileceÄ&#x;ini gĂśsteriyor. Ä°Ĺ&#x;çi ve emekçi kardeĹ&#x;ler! Emperyalistlerin ve sermayenin hizmetindeki AKP iktidarÄą iĹ&#x;çi sÄąnÄąfÄąna ve emekçilere azgÄąnca saldÄąrmakla kalmÄąyor, gericiliÄ&#x;i yaygÄąnlaĹ&#x;tÄąrarak cinsiyet ayrÄąmÄąnÄą ve kadÄąna yĂśnelik Ĺ&#x;iddeti de kĂśrĂźklĂźyor. İçeride KĂźrt hareketine, ilerici devrimci gßçlere, direnen iĹ&#x;çilere yĂśnelik azgÄąn bir devlet terĂśrĂź estirirken, dÄąĹ&#x;arÄąda da komĹ&#x;u halklara karĹ&#x;Äą savaĹ&#x; kÄąĹ&#x;kÄąrtÄącÄąlÄąÄ&#x;Äą (DevamÄą s.31’de)