Özsavunmadan devrimci halk hareketine
Halk›n devrimci yolunda kesintisiz direnifl
Gezi direnifliyle atefllenen isyan, haziranda sert çat›flmalarla sürdü. “Bu daha bafllang›ç!” slogan›, isyanc›lar›n dilinde bir meydan okuma parolas›na dönüfltü. Efline ender rastlan›r kitle tepkilerinden biri ortaya ç›kt›. Kendili¤inden kitle tepkilerinin ortak hedefinde AKP faflizmi, özellikle Tayyip Erdo¤an vard›. Yaz aylar›nda direnifller ve forumlarla devam eden isyan, yavafl yavafl geri çekilirken de devrimci sürece a¤›r görevler yükledi. Bugüne dek neoliberal karfl›devrimci sald›r›lara özsavunmac› hareketlerle direnen iflçi s›n›f› hareketinin, neoliberalizme, faflizme ve gericili¤e karfl› devrimci halk hareketinin örgütlü güçleriyle bindirme yapmas›n›n vakti geldi art›k.
Her ne kadar s›n›f savafl›mlar›nda mucizelere yer olmasa da isyan›n bir mucize gibi göründü¤ü ve kendili¤inden halk tepkilerinin “mucizeler” yaratt›¤› görülmüfltür. S›ra devrimcilerin “mucize”ler yaratmas›na geldi.
H
aziran ‹syan›, Erdo¤an ve temsil etti¤i AKP iktidar› için sonun bafllang›c›d›r. Çünkü halk›n isyanc› at›l›m›, yeni bir devrimci kurulufl döneminin yolunu açm›flt›r. Bu dönemde militan kitle hareketi ve isyanc› kadro kufla¤›n›n sürükledi¤i kesintisiz direnifller, iktidar›n asla bafla ç›kamayaca¤› dinamikler üretmektedir. Tayyip Erdo¤an, isyandan sonra da hala düflmanlar›n›n diliyle konuflmay› sürdürüyor. Do¤al/toplumsal sistemin neoliberal y›k›m›na karfl› mücadele eden isyanc› halk kitleleri karfl›s›nda “çevreci” gibi görünmek zorunda kal›yor. Ortado¤ulu mazlumlara “bar›flsever”, Kürtlere “çözümcü”, ezilenlere “demokrasi ve eflitlik” taraftar› gibi seslenmektedir. Art›k bu ifl bitmifltir! “Tek parti” iktidar›n›n “tek adam” koltu¤unda oturan “mutlak diktatör”, düflmanlar›n›n diliyle konuflmaya bafllam›flt›r. Kendisinin de dile getirmeyi sevdi¤i bir benzetmeyle, “uysal koyun”lar›n karfl›s›nda özgürlük kavramlar›n› sonuna dek kullanmas›nda hiçbir tehlike yok. Ancak Haziran barikatlar›nda alt› kahraman direniflçisini ölüme gönderen isyanc› bir halk›n karfl›s›nda, faflist diktatörün, özgürlük kavramlar›n›n ard›na s›¤›nmas›ndan daha tehlikeli bir fley olamaz. Haziran’dan Eylül’e süren direnifller, Mehmet Ayval›tafl, Abdullah Cömert, Ethem Sar›sülük, Ali ‹smail Korkmaz ve Lice’de karakol protestosunda öldürülen Medeni Y›ld›r›m’dan sonra bir onurlu devrimcisini de -Ahmet Atakan’›- Antakya Armutlu barikatlar›nda polis terörüyle kaybetti. Direniflçilerin, sokakta polis terörünü aflarak düzenin s›n›rlar›n›n çok ötesinde “devrimci içerikler” kazand›rd›¤› bu kavramlar, kullananlar› nihai hedefine dek peflinden sürükler. Erdo¤an art›k istese de bunlar› s›n›rlayamaz, düzenin s›n›rlar› içinde tutamaz. “Bu daha bafllang›ç!” parolas›, direniflçilerin, isyan› sonuna dek götürme kararl›l›¤›n› göstermesinin yan›nda, isyanc›lar›n diliyle konuflmaya bafllayan “Tayyip Erdo¤an’›n sonu”nun da bafllang›c›n› göstermektedir. Sosyalizmin yenilmifl, iflçi s›n›f›n›n silahs›zland›r›lm›fl oldu¤u karfl›devrimci tarihsel dönemde, gerici-faflist sermaye güçlerinin peflinden sürüklenen o “uysal koyunlar” yok art›k. Aç›k askeri faflizmden, “postmodern darbe”ye, SHP-DYP koalisyonundan “üçlü koalisyon”a, radikal ‹slamc›s›ndan Il›ml› ‹slamc›s›na, Kemal Dervifl’inden Tayyip Erdo¤an’›na neoliberal yenisömürge kapitalizmi bütün seçeneklerini tüketti. Devrimci süreç bast›r›lamad›. Özsavunma eylemleri ve halk direnifllerinin bugüne dek sürükledi¤i Türkiye devrimci süreci, tepkisel halk isyanlar› üretmeye bafllad›. Bir sonrakinin de gerçekleflmesi en az kendisi kadar kesin olan Haziran ‹syan›, yeni bir politikleflme döneminin de bafllang›c›n› oluflturuyor. Egemenleri saran “Haziran korkusu” flimdiden “Eylül korkusu”na yerini b›rakt› bile. Tuzluçay›r, ODTÜ ve Armutlu’dan yükselen direnifl, sözümona “birikmifl öfkesi yat›flan” isyanc›lar›n uslu uslu evlerine dönmediklerinin aç›k göstergesidir. “Haziran dersleri”ne iyi çal›flan devrimcilerin, Ankara’dan, Antakya’dan; üniversiteden ve mahalleden yeniden ateflledikleri direnifller ve bütün Türkiye’den onlar› selamlayan dayan›flma eylemlerinin de gösterdi¤i gibi, AKP iktidar›, dene-
tim alt›na alamad›¤› ve asla alamayaca¤› yeni bir sokak hareketiyle karfl› karfl›yad›r. Militan, kitlesel, ak›flkan, devingen, nereden vuraca¤› önceden belli olmayan bu “kendili¤inden hareket”, halk›n yarat›c› tepkilerinin gücünü göstermektedir. Bu güçten duyulan korku ve tedirginlik bütün iktidar odaklar›n› ve arkalar›ndaki emperyalist merkezleri h›zla sarmaktad›r. AKP iktidar› için de hiçbir fleyin eskisi gibi olmayaca¤›n›n herkes fark›nda. Emperyalistleri, oligarfliyi ve iktidar-içi güç odaklar›n›, “AKP iktidar›n›n nas›l sürdürülece¤inin” telafl› ald›. ‹lk 15 günde tam 14 kez Erdo¤an’› uyaran aç›klamalar yapan ABD’li “stratejik ortak”lar›n›n da gayet fark›nda oldu¤u gibi, iktidar düflerse, egemenlerin kaybedece¤i sadece Erdo¤an’›n kiflisel politik h›rslar› olmayacakt›r. Otuz y›ld›r devrimci kapasitesi bask› alt›na al›nm›fl bir halk›n pasifize edilen tepki ve beklentileri üzerine infla edilen AKP iktidar›n›n, isyanc› halk tepkileri karfl›s›nda ayn› biçimde sürdürülmesi olanakl› de¤ildir.
AKP iktidar› s›n›rlar›na dayand›
Veysel Dere
Y›llard›r karfl›devrimci sald›r› dalgalar›n eflli¤inde bütün seçenekleri tüketen egemenler, “AKP iktidar›n›” çaresiz sürdürmekten baflka bir fley yapamaz hale geldiler. Ama “nas›l sürdürecekler”, onlar için de yak›c› sorun bu zaten. AKP iktidar›n›n sürdürülmesi demek, neoliberal politikalar›n sürdürülmesi demektir. Do¤an›n, toplumun ve insan›n tümüyle sermaye egemenli¤i alt›na al›nmas›, sermayelefltirme sald›r›lar›n›n sürdürülmesi demektir. Yine bizzat kendi yarat›c›s›n› tutsaklaflt›ran; güvencesizlefltiren, yoksullaflt›ran ve proleterlefltiren kapitalist toplumun sürdürülmesi demektir. 21. Yüzy›l’da insanca yaflam koflullar›n› ortadan kald›rarak, insan› güvencesiz çal›flma ve yaflam koflullar›na indirgeyen neoliberal kapitalist toplumsal düzenin sürdürülmesi demektir. ‹flçinin eme¤ine yabanc›laflt›r›lmas›yla bafllayan sermayelefltirme sürecinin, bugün bütün yaflam› sömürgelefltirerek devam ettirilmesi demektir. Ortado¤u’daki katliamlar›n aktif tafleronlu¤unun, Suriye içsavafl›nda ‹slamc› çetelerin güçlendirilmesinin, mezhepçili¤in, Alevi düflmanl›¤›n›n sürdürülmesi demektir. Kürtlerin neoliberal asimilasyon politikalar›yla ve kirli savafl yöntemleriyle sisteme eklemlenmesi, Kürt düflmanl›¤›n›n sürdürülmesi demektir. Neoliberal erkek egemen sistemin derinleflen krizinin, eril fliddet ve polis terörüyle bast›r›lmas›, kad›n cinayetleri, “cinsiyetçi soyk›r›m” demektir. Toplum ve toplumsall›kla, halkla ve gelecekle, ak›l ve özgür düflünceyle tüm ba¤lant›lar› kopar›lan gençli¤in geleceksizlefltirilmesi, dindar-kap›kulu nesillerin yetifltirilmesi demektir. K›saca AKP iktidar›n›n sürdürülmesi demek, halka karfl› savafl politikalar›n›n, faflist bask›lar›n ve gerici dayatmalar›n sürdürülmesi demektir.
Haziran ‹syan› Gezi Park› direniflinden halk isyan›na ‹flte nihayet beklenen isyan, “beklenmedik bir zamanda” patlak verdi. Topçu K›fllas›’na dönüfltürülmek istenen Taksim Gezi Park›’n›n savunusuyla bafllayan direnifl, Tayyip Erdo¤an’›n polis terörüne karfl› geniflleyerek bir halk isyan›na dönüfltü. Polis kuvvetlerinin çekilmek zorunda kald›¤› 1 Haziran’dan 16 Haziran’a kadar Gezi Park›, tüm ülkede süren isyan›n “moral merkezi” oldu. Oligarflinin kanl› sald›r›lar›na karfl› iflçi s›n›f› hareketinin onurunu ve birleflik direniflini simge-
Zaten halk›n öfkesini direnifl barikatlar›na tafl›yan da AKP iktidar›n›n bu politikalar› ve tüm
2
3
leyen Taksim Meydan› ele geçirildi. Haziran boyunca süren çat›flmalar Ankara, Antakya, Eskiflehir, ‹zmir, Adana gibi kentlere s›çrayarak kararl› bir direnifl hareketine dönüfltü. Kent merkezleri ve yasaklanm›fl meydanlarda çat›flmalar günlerce sürdü. Yoksul Alevi mahallelerinde sabahlara kadar sert çat›flmalar yafland›. Anadolu’nun hemen bütün illerinde kendine özgü biçimlerde destek eylemleri görüldü. Polis rakamlar›na göre isyanc›lar›n say›s›, 1 Haziran’da 2,5 milyona ulaflt›. Çat›flmalarda biri Lice karakol protestosunda olmak üzere alt› direniflçi yaflam›n› yitirdi: Ethem Sar›sülük,
Abdullah Cömert, Mehmet Ayval›tafl, Ali ‹smail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Lice’de öldürülen Medeni Y›ld›r›m isyan›n ortak simgesi haline geldi. Efline ender rastlan›r bir kitle militanl›¤›yla polis terörünün etkisi k›r›ld›. ‹syan “Erdo¤an diktas›”na meydan okuyan halk›n birleflik direnifl hareketine dönüflerek devam etti. Sert çat›flmalar›n yafland›¤› kent merkezleri, meydanlar, parklar ve mahalleler iktidara yönelik tepkinin ve meydan okuman›n ortak adresleri oldu. Polis sald›r›s›n›n k›r›ld›¤›, isyanc›lar›n deyifliyle özgürlefltirilen Gezi Park›’›nda bir komün yaflam› infla edilirken, ço¤u yerde direniflin süreklili¤i forumlarla sa¤land›. Gezi Park› düfltükten ve genel olarak isyan›n fliddetli çat›flma dönemi geçtikten sonra ortaya ç›kan forumlar, kimi yerde isyana kat›l›m›n bir kanal›, kimi yerde ise dev-
rimcilerin (solun) örgütlü çabalar›yla sürdürülen olgular aras›nda yer ald›. Gezi Direnifli kitlesel bir halk isyan›n› atefllemifl, “meselenin sadece ‘üç-befl a¤aç meselesi’ olmad›¤›” da ortaya ç›km›flt›. Mesele AKP iktidar›yla halk aras›ndayd›. Sonunda neoliberal yenisömürgecilik program›yla halk karfl› karfl›ya gelmiflti. Halk›n, kentsel ortak alanlar›n›n ve bütün yaflam›n sermayelefltirilmesinden, faflist bask›lardan ve ‹slamc› gericili¤in sald›r›lar›ndan do¤an kendili¤inden öfkesi, Erdo¤an’›n flahs›nda patlam›flt›. Neoliberalizmin stratejik önceliklerine karfl› durarak, düzeni tehdit eden “bir park›”, “üç-befl a¤ac›” savunanlar kimsenin beklemedi¤i fliddette polis terörüyle karfl› karfl›ya geldiler. Bir park›n y›k›lmas› ve bitifli¤indeki meydanla birlikte her türlü tehditten ar›nd›r›lm›fl “kutsal pa-
8
9
KADIN HAREKET‹
KADIN HAREKET‹
Haziran ‹syan›’n›n s›n›rlar› ve yeni orta s›n›f proletarya
Kad›nlar›n öfkesi AKP’yi y›kacak!
Sosyalizmde devrim mi?
Elif Y›ld›z
Özgüven ve cüret! Haziran ‹syan›’nda AKP’ye meydan okuyan kitlesel kad›n militanl›¤›, iktidar› hedef alan yeni bir politik kad›n hareketinin ve yeni bir kad›n özgürleflme çizgisinin kuruluflunu müjdeliyor.
A. Can Do¤ruer
Neoliberalizme, faflizme ve gericili¤e karfl› isyanda yeni bir s›n›fsal güç “devrime” göz k›rp›yor. Kent merkezlerinden yükselen özgürlük talebini bildik kodlarla hayk›rmayan bu yeni dinamik, bugüne dek sistem için tehlike say›lmayan yüzünü, isyan refleksiyle alanlara döndürdü. Bu dinami¤i, “küçük burjuva/orta s›n›f” deyip geçifltirmek yerine, kent yoksullar›, güvenceli-güvencesiz iflçi s›n›f› hareketiyle birlefltirmek tarihsel bir f›rsat olarak görülmeli.
Y
eni iflçi s›n›f› gerçekli¤i, Akdeniz k›y›lar›n› saran isyanlar›n öne ç›kan rengini oluflturdu. Genç, e¤itimli ve öfkeli bir iflçi kufla¤› yeni örgütlenme, iletiflim ve hareket biçimleriyle s›n›flar mücadelesi sahnesindeki yerini ald›. Akdeniz isyanlar› zincirinin son halkas›nda yer alan Haziran ‹syan› da, Türkiye'deki yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤ini parlak bir biçimde ortaya koydu. ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Adana, Eskiflehir gibi illerde sokaklar› dolduran, gaz bombalar›n›n, kimyasal s›v›lar›n, gerçek ve plastik mermilerin karfl›s›na dikilen genç e¤itimli iflçiler ve iflçi adaylar›, AKP'nin islamoneoliberal faflizmine karfl› özgürlük ve sayg› talebiyle isyan ettiler. Haziran
“Eski dünyan›n sonu, gerçekli¤in gösterdi¤inden bile daha h›zl› bir flekilde yaklaflmaktad›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z gerçeklikte toplumu ezen, kalabal›klar› çi¤neyen bask› ne kadar güçlü olursa, bu bask›dan kurtulma arzusu da o kadar büyük olacakt›r... Komün'den önce özgürlük için yap›lan savafllardan, mücadelelerden bahsetmeyi severdik, art›k içinde bulundu¤umuz dönemde, yeni bir tohumun yeflermesini beklerken, Komün günlerinden ve Komün mücadelesinden bahsedece¤iz. Kahramanlar›n zaman› gelmifltir, ilkbaharda toplaflan ar›lar gibi, art›k kalabal›klar bir araya gelmektedir; halk ozanlar›n›n dilinde yeni bir efsane anlat›l›yor: May›s hayaletinin söz alaca¤› dönem art›k çok yak›n." Louis Michel (Paris Komünü'nün kad›n savaflç›s›)
G
ezi direniflinin bir halk isyan›na dönüflmesinde en önemli etkenlerden biri direniflteki kitlesel kad›n militanl›¤›yd›. On y›ld›r kentlerden k›rlara halk›n öz savunma hareketleri olan hak mücadelelerinde, güvencesizli¤e karfl› iflçi direnifllerinde, kad›nlar›n bedenine ve yaflam›na yönelen erkek egemen-gerici sald›rganl›¤a karfl› sokak eylemlerinde öncü isyanlar› örgütleyen kad›nlar, Haziran ‹syan›’n›n da en önündeydiler.
‹syanc›lar›, Türkiye'de bir süredir hissedilen yeni iflçi k›p›rdan›fllar›na, yeni iflçi s›n›f›n›n bir baflka kanad›nda biriken büyük öfkeyi katt›lar. Haziran ‹syan› ile birlikte Türkiye'nin yeni iflçi hareketi geniflledi, zenginleflti ve toplumsal muhalefetin gelece¤ine damgas›n› vuraca¤›n› kan›tlad›. Haziran ‹syan›'n›n gelece¤ini düflünürken, isyan ile yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤i aras›ndaki iliflkiyi gerçe¤e uygun bir biçimde kurmal›y›z. Haziran ‹syan›'n›n Türkiye'nin yeni iflçi s›n›f› hareketinin geliflimi sürecindeki yerini do¤ru tan›mlamal›y›z. Türkiye'nin yeni iflçi s›n›f›n›n devrimci bir toplumsal güç olarak tarih sahnesindeki yerini “doldurabilmesi” aç›s›ndan önümüze koydu-
¤u sorunlarla yüzleflmeli ve olanaklar› kavramal›y›z.
Neoliberal yeni sömürgecilik politikalar›n›n, dünya tarihinin en büyük ve en derin proleterlefltirme sürecinin üzerinde yükseldi¤i uzun bir süredir vurgulad›¤›m›z bir gerçek. 30 y›l› aflk›n bir süredir devam eden bu Büyük Proleterlefltirme Süreci'nin iflçi s›n›f› hareketinin bütününde yaratmakta oldu¤u sonuçlar› da gözlüyor ve anlamaya çal›fl›yoruz. Yeni iflçi s›n›f› hareketini anlamaya çal›fl›rken, 20.yy iflçi s›n›f› hareketinin içeri¤i ve biçimine iliflkin olgular›n mutlak ve evrenselmifl gibi alg›lad›¤›m›z tarihselli¤ini de yeniden kavr›yoruz. Bu tarihsellik, 21. yy iflçi s›n›f› hareketinin çözmesi gereken sorunlar›n, 20.yy iflçi s›n›f› hareketinden tamam›yla farkl›
oldu¤u anlam›na elbette gelmiyor. Bununla birlikte, her yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inde oldu¤u gibi, somut s›n›f kapasitesinin genifl ölçekli bir dönüflümüyle karfl› karfl›ya oldu¤umuz da bir gerçek. Yoksul halk›n hak mücadeleleri ekseninde geliflen talep hareketleri, güvencesiz iflçilerin sermaye karfl›s›nda güç dengesi kurma aray›fllar› ve toplumsal hareketlerin proleterleflme e¤ilimlerinde yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inin çeflitli d›flavurumlar›n› görmekteyiz. AKP iktidar›n›n islamoneoliberal faflizmine karfl› geliflen Haziran ‹syan›, yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inin farkl› bir ›fl›k alt›nda gözlenmesine olanak sa¤lad›. Haziran ‹syan›, ortaya koydu¤u içerik ve karfl› karfl›ya geldi¤i “s›-
20
21
Halk›n AKP faflizmine karfl› aya¤a kalkt›¤› bu büyük isyana halk›n kad›n yar›s› olarak kat›ld›lar, kat›lmakla kalmad›lar isyan› ileriye tafl›d›lar. Gezi Park›’nda isyan›n ilk k›v›lc›m›n›n çak›ld›¤› andan itibaren iflsiz, iflçi, liseli, üniversiteli, mahalleli, ev kad›n›, Alevi, küçük burjuva kökenli kad›nlar tencere tava çalarak, barikat kurup çat›flarak, nöbet tutarak, revirlerde, plaza önlerinde, çad›r alanlar›nda, komün günlerinde, forumlarda yani direniflin her an›nda ve noktas›nda kitlesel, militan kat›l›mlar› ile bu isyan› ayn› zamanda bir kad›n isyan›na çevirdiler. Haziran ‹syan›, bu topraklarda geliflecek düzen d›fl›, düzen karfl›t› devrimci bir toplumsal hareketin, siyasal iktidar mücadele-
sinin ve kurulacak yeni toplumsal düzenin “kad›n özgürlü¤üne”, “cins eflitli¤ine” “cinsel kimlik ve yönelimlere” kör kalamayaca¤›n› gösterdi. Kad›nlar, isyan› ayn› zamanda bir kad›n özgürleflme mücadelesi olarak ilerletecek, kad›nlar›n üretim ve yeniden üretim alan›ndaki taleplerini isyan içinde görünür k›lacak ve isyan›n konusu haline getirecek araçlara da örgütlülü¤e de sahip de¤illerdi. Hareket kendili¤inden ve tepkiseldi. Öncü isyan ve direnifllerde a盤a ç›kan tüm dinamikleri harekete geçirecek, polisin direniflçi kad›nlara yöneltti¤i sald›rganl›¤›1 iktidara geri ad›m att›racak bir yeni çat›flma düzlemi olarak ele alacak bir kad›n mücadelesi çizgisi isyan içinde örgütlenemedi. Ancak süren direnifl, bu zay›fl›klar› da aflacak ve neoliberal kapitalizmi, erkek egemenli¤i ve dinci gericili¤i ve tüm bunlar› kad›n düflmanl›¤›nda somutlayan iktidar› hedef alacak politik bir kad›n hareketini yaratmak için ola¤anüstü bir deneyim yaratt›. ‹syan, ayn› zamanda devrimci kad›nlar›n önüne, toplumsal eflitlik ve özgürlük temelinde yeni bir ülke kurma iddias›n› tafl›yacak devrimci bir halk hareketini yaratmak için önemli görevler ç›kard›.
‹syan›n ayak sesleri “AKP faflizmine” karfl› biriken öfkenin kitlesel bir direnifle ve bir baflkald›r›ya dönüfltü¤ü Haziran ‹syan›’n› haz›rlayan en önemli etken, halk›n geliflen direnme e¤ilimlerinin ve öncü isyanlar›n birikimidir. Kad›n direnifllerinin ise bu devrimci birikimin oluflmas›nda çok önemli bir yeri var. Y›llar boyunca mücadeleler içinde geliflen kad›n militanl›¤›, flimdiye kadarki en olgun ve kitlesel ifadesini Haziran ‹syan›’nda buldu. Kad›nlar için esnek/ucuz/güvencesiz çal›flmay› temel çal›flma biçimi haline getiren, kad›n düflman› politikalarla kad›n eme¤ini de¤ersizlefltiren AKP’nin iktidar y›llar›, ayn› zamanda Türkiye’de iflçi s›n›f› hareketinin güvencesizli¤e karfl› mücadele içinde yeniden oluflmaya bafllad›¤› bir dönem oldu. Güvencesiz kad›n iflçilerin militanl›¤› ise, bu dönemi belirleyen iflçi eylemlerine, grevlere, iflgallere, tafleron örgütlenmesine, yayg›n ve
parçal› küçük iflçi direnifllerine damgas›n› vurdu. Güvence ve sosyal haklarla donat›lm›fl istihdam olanaklar›n›n ortadan kald›r›lmas›na karfl› Tekel iflçisi kad›nlar›n Ankara’n›n göbe¤ine çad›rlar kurarak, tam 78 gün boyunca ailelerini/çocuklar›n› dolay›s› ile kendilerine yüklenen kad›nl›k görevlerini de geride b›rakarak sürdürdükleri direnifl ve Antalya serbest bölgedeki Novamed grevi bu dönemde geliflen iflçi kad›n militanl›¤›n›n öncü simgeleriydi. Tekel direniflini emekle/iktidar aras› bir çat›flma olarak gelifltiren kararl›l›kta, iflçi kad›nlar›n direnifl içindeki duruflu belirleyiciydi. Tekel iflçisi kad›nlar, bu direniflte yaln›z ifllerini de¤il, itildikleri güvencesizli¤e karfl› “sosyal haklarla desteklenmifl güvenceli çal›flma” biçiminin kendileri için yaratm›fl oldu¤u toplumsal konumu, özgürlükleri ve üretken olma koflullar›n› da savunuyordu. Kad›nlar›n hamile kalmak için patrondan izin almaya
30
31
KÜRT HAREKET‹
KÜRT HAREKET‹
Haz›rl›k isyanlar›ndan Haziran ‹syan›’na Demokratik ve toplumsal bir çözüm için
Gençlik yine gelecektir!
Sürecin aktif taraf› olarak halk isyan›
Esen Özdemir
Azer Ulafl
Üniversite direniflleriyle AKP’ye öfkenin sesi olan gençlik, Haziran ‹syan›’n›n vurucu gücü oldu. ‹syan›n en dinamik kesimini oluflturan her kuflaktan gençler ve özellikle üniversiteliler, AKP iktidar›na karfl› direnç ve birikimin verdi¤i özgüvenle isyana güç ve yarat›c›l›k kat›yor. Üniversitelerde AKP’ye kök söktüren gençlik hareketi, isyan›n ikinci dalgas›n› üniversitelerden bafllatmak için çok yönlü haz›rl›k içinde.
N
eoliberal yenisömürgecili¤in, gericili¤in ve faflizmin iktidar› AKP’ye karfl› geliflen halk isyan› sürüyor. Toplumun çeflitli katmanlar›n›n uzun y›llard›r biriken AKP karfl›t› öfkesi, siyasi iktidar›n tüm bask› ayg›tlar›na, ideolojik manipülasyonlar›na, provokasyon giriflimlerine ra¤men sokaklar› terk etmiyor. Forumlar, “duran insan” protestolar› ve yeni sald›r›lara karfl› kitlesel tepkilerle süren mücadele içerisinde genifl gençlik kesimleri aktif biçimde yer al›yor.1 Dinamik, yarat›c›, inatç› ve militan bir özelli¤e sahip genifl gençlik kesimleri hareketin sürükleyici gücü durumundad›r. Üniversiteliler, liseliler, üniversite mezunu iflsizler, yoksul mahelle gençli¤i, genç iflçiler/iflsizler, çal›flan ve her geçen gün daha fazla proleterleflen katmanlar›n genç kesimleri bu özellikleri ile hareketin can suyunu oluflturuyor. ‹syan›n en dinamik kesimini oluflturanlar›n bafl›nda kuflkusuz üniversiteli gençlik gelmektedir. Toplumsal hareketlerde ayr› bir s›n›f olarak de¤il özgün bir bir toplumsal katman/kategori olarak yer alan üniversiteliler ideolojik konumlan›fllar›yla, özgün bir hareket olarak s›n›f mücadelesinin parças› durumundad›r. Bafl›n› Ö¤renci Kolektifleri’nin çekti¤i örgütlü gençlerin uzun y›llar-
d›r AKP iktidar›na karfl› gelifltirdikleri direnç ve birikimin verdi¤i özgüvenle, üniversiteli gençlik isyana güç ve yarat›c›l›k kat›yor.
Gençlik isyan›n›n tarihsel toplumsal koflullar› Üniversitelilerin son y›llarda siyasal geliflmelere olan ilgisi daha da artm›fl, daha fazla soka¤a ç›kar hale gelmifltir. AKP’nin üniversite ile kurdu¤u tahakküm iliflkisi ve ülkede uygulad›¤› politikalar gençli¤in AKP karfl›s›nda politik saflaflmas›n› beraberinde getirmifltir. Üniversiteli gençli¤in geliflen isyana genifl ve aktif kat›l›m göstermesinde üç ana etken bulunuyor: üniversiteye/gençli¤e gerici sald›r›, faflist bask› ve üniversitede piyasac› y›k›m. AKP’nin bu politikalar› yeni taktiklerle sürekli derinlefltirmesi ve iktidar›n›n gücünü pekifltirmesi gençli¤in AKP karfl›t› öfkesini katbekat art›rm›flt›r. Bu üç etken, üniversitelilerin, AKP karfl›s›nda isyanla birlikte daha fazla keskinleflen politik saflaflmas›n›n tarihsel toplumsal koflullar›n› oluflturmaktad›r.
Üniversiteye/gençli¤e gerici sald›r› AKP’nin neoliberal programla iç içe yürüttü¤ü toplum-
sal gericilik politikalar› gençli¤in öfkesinin a盤a ç›kmas›n› sa¤lad›¤› en güçlü etkendir. Gericilefltirme politikalar› AKP iktidar› eliyle ciddi bir boyut kazanm›fl, toplum bu politikalarla kuflat›lm›flt›r. Toplum cemaat ve tarikatlar arac›l›¤›yla ve siyasi iktidar›n çeflitli uygulamalar› ile sert bir gericilefltirme sald›r›s›yla karfl› karfl›ya kalm›flt›r. “4+4+4” düzenlemesi; bu düzenlemeyle çok say›da okulun ‹mam Hatip Okullar›’na çevrilmesi; ‘K›l›k K›yafet Yönetmeli¤i’ ile türban›n ilkokullara kadar fiili olarak serbest b›rak›lmas›; okul müfredatlar›n›n gerici ‹slamc› ideoloji ile harmanlanmas›; ‘Kutlu Do¤um Haftas›’ etkinliklerinin ilkokullarda dahi yap›lmaya bafllanmas›; ilkö¤retim ve lise ö¤rencilerinin Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan umreye yollanmas› gibi uygulamalar özellikle e¤itim alan›ndaki gerici sald›rganl›¤›n örnekleri olmufltur. AKP e¤itim alan›n› “kindar ve dindar nesil” yaratma hedefiyle stratejik biçimde kullanmaktad›r. Toplumsal yaflamda dayat›lan gericili¤in yan›nda üniversiteler de AKP ile birlikte çok yönlü bir ‹slamc› gerici kuflatmayla karfl› karfl›ya kald›. AKP’nin üniversiteleri tepeden kontrol alt›na alma ve gericili¤in üniversitelerdeki etkisini art›rma planlar› üniversitelilerin
gericilik karfl›s›ndaki tepkilerini güçlendirmifltir. AKP eliyle ‹slamc› kadrolar üniversitenin bütün yönetsel mekanizmalar›na yerlefltirilmifltir. 2007’de YÖK Baflkanl›¤›’na Yusuf Ziya Özcan’›n yerlefltirilmesi ile bafllayan süreç rektör atamalar› ile devam etmifl, bütün yönetim mekanizmalar› AKP’lilefltirilmifltir. Bu kadrolaflma Hizbullah davas›ndan yarg›lanan bir ismin rektörlü¤e atanmas›na (19 May›s Üniversitesi Rektörü Hüseyin Akan) kadar ayyuka ç›km›fl, 2012 y›l›ndaki ikinci rektör atamalar›nda ‹slamc› kadrolaflma genifllemifl ve tazelenmifltir. AKP’li kadrolar›n çeflitli uygulamalar› ve üniversite mensubu olarak do¤rudan AKP’nin yan›nda saf tutmalar› üniversitelilerin hoflnutsuzluklar›n› ço¤altm›flt›r. Kampüs yaflam›n›n gericilefltirilmesi ise son dönemde öne ç›kan sald›r›lar aras›nda yer alm›flt›r. Kampüslerde cami ve mescit yap›mlar›n›n ivme kazanmas› ve üniversite yaflam›nda ‹slamc› motiflerin planl› olarak geniflletilmesi üniversitelilerin günlük yaflamlar›nda gericili¤in bask›s›n› fazlas›yla yaflamalar›na yol açm›flt›r. Baflbakan Yard›mc›s› Bekir Bozda¤’›n “Üniversitelerimizin kampüslerinde camilerin bulunmas› fakültelerin bulunmas› kadar ehemmiyetlidir. Birini öbürüne tercih etmek do¤ru bir yaklafl›m de¤ildir” aç›klamas› üniversitelerin
42
43
Oyalamac› tavr›yla “müzakere süreci”ni t›kayan AKP faflizmi karfl›s›nda, sorunun bar›flç›ltoplumsal çözümü, Kürt ve Türk halk›n›n devrimci dayan›flmas›yla güvence alt›na al›nabilir. Haziran ‹syan›’nda Kürt hareketinin f›rsat› kaç›rm›fl olmas›na karfl›n, yeni olanaklar da ortaya ç›k›yor.
“
fi
u sokaklar olmasayd› Kürt sorununu ne güzel çözeceklerdi.” Haziran ‹syan›’n›n ard›ndan iktidar blo¤unda çözülmeler bafllarken iktidar ve AKP’nin liberal h›nk deyicilerinin en iflah olmazlar›, halk›n onur ve özgürlük kavgas›n› Kürt sorunu üzerinden karalamaya girifltiler. “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemlerin amac›n›n “Kürt sorununu çözdürmemek” oldu¤u iddia edildi. Böylece hem AKP’nin çözüm ad›na hiçbir ad›m atmamas› gerekçelendirilmek istendi hem de halk isyan› karalanmaya çal›fl›ld›. ‹ktidar›n stratejik hedefi ise bu isyan ile Kürt hareketinin yak›nlaflma olas›l›¤›n›, isyan›n Kürt sorununa dair çö-
56
57
‹STANBUL
“FA‹Z LOB‹S‹” Haziran isyan›’nda hükümet taraf›ndan tedavüle sokulan “faiz lobisi” kavram›, oligarfli içi çeliflkilerin derinleflece¤i ve halk›n hoflnutsuzluklar›n›n artaca¤› bir kriz ortam›nda, ideolojik bir örtü ve politik bir saflaflt›rma arac› olarak daha fazla kullan›lacak gibi görünüyor.
Kriz ve isyan günlerinde gericili¤in s›¤›na¤› aziran isyan›n›n en hararetli günlerinde ç›kt›¤› Afrika gezisinden dönen Baflbakan Tayyip Erdo¤an, Atatürk Havaliman›’nda “Faiz Lobisiyle Verdi¤iniz Mücadelede Yan›n›zday›z” pankart›yla karfl›lanm›flt›. Yi¤it Bulut’a “Baflbakanl›k Bafldan›flman›” s›fat› kazand›ran “faiz lobisi” vurgusu, bir halk isyan›n› komplo teorileriyle, belirsiz bir düflman›n oyunu olarak çözümleme çabalar›n›n en önemli simgelerinden biri oldu. ‹ddiaya göre bu lobi hükümeti y›pratmak için harekete geçmifl-
H 66
Bu büyüyü bozacak olan ise as›l olarak sokaklardaki s›n›f ve halk mücadeleleridir. Yine de bu mücadelenin olas› kriz koflullar›nda ideolojik olarak yalpalamamas› ve AKP’nin etkisi alt›ndaki halk s›n›flar›na solun kendini daha net anlatabilmesi için “faiz lobisi” tezlerinin elefltirisinde bir ortak söylem oluflturulmas› önemlidir.
AKP 11 y›ll›k iktidar›n› yüksek faize borçludur Türkiye’deki yenisömürge kapitalizmi, d›fl borçlanmaya gitmeden, cari aç›k vermeden büyüyememektedir. AKP’nin “mucize” olarak sundu¤u yüksek büyüme oranlar›, d›fl kayna¤a dayal› bir büyüme süreciyle sa¤lanm›flt›r. Erdo¤an’›n “Tam da IMF’ye borcumuzu s›f›rlam›flt›k, bunu çekemeyen güçler komplo haz›rlad›” söylemi tam bir komedidir. Zira Türkiye’nin borç yükü büyürken IMF’nin pay› s›f›rlanm›flt›r. Gerçekten de 2004’te kamunun toplam borcunun içinde IMF’nin pay› %18, bugün ise s›f›rd›r. Ancak o tarihten bugüne dolar üzerinden kamunun borcu %30 artm›fl, özel sektörünki de dahil toplam borç ise 140’tan 340 milyar dolara ç›km›flt›r. Baflka kaynaklardan fazlas›yla borç al›p, bir k›sm›yla IMF borcu ödemekle övünebilen bir Baflbakan’›n ne kadar köfleye s›k›flt›¤› ortadad›r.
Mert Kazanc›
ti ve hükümet y›prand›kça oluflan istikrars›zl›k durumu yüzünden faizler artacak, bu sayede bu lobiyi oluflturan yerli ve yabanc› sermaye çevreleri büyük vurgunlar yapacakt›. Haziran ‹syan› ile panikleyen AKP hükümetinin üretti¤i en esasl› efsanelerden birisi olan “faiz lobisi”, sadece günü kurtarmaya yönelik bir taktik olarak de¤il, AKP’nin önümüzdeki günlerde izleyece¤i siyaseti anlayabilmek aç›s›ndan da daha kapsaml› bir çözümlemeyi hak ediyor. Zira “faiz lobisi” kavram›, oligarfli içi çe-
liflkilerin derinleflece¤i ve halk›n hoflnutsuzluklar›n›n artaca¤› bir kriz ortam›nda, ideolojik bir örtü ve politik bir saflaflt›rma arac› olarak kullan›lacak gibi görünüyor. Ekonomik krizin y›k›c› sonuçlar› belirginleflirken, Tayyip Erdo¤an’›n zora dayal› yönetme pratiklerinin yan›nda yeni ideolojik mücadele araçlar›ndan biri olarak “faiz lobisi” söylemi devreye sokuluyor. Halk bu lobinin oyununu bozmak üzere meydanlara tafl›n›yor, seçim sand›klar›na ça¤r›l›yor. Bu kavram›n büyüsü, derinleflen ekonomik krizin bede-
n› s›ra Taksim Projesi, iki y›ld›r süren eylem ve imza kampanyalar›yla ‹stanbullulara anlat›l›yordu. Taksim Meydan› için toplumsal muhalefetin y›llard›r inatla sürdürdü¤ü mücadele hem ‹stanbullular›n hem de Türkiye'nin bilincinde yer etmiflti.
lini ödeyecek genifl halk y›¤›nlar›na iktidar›n “finansal sermaye karfl›t›” görünmesi ve daha da önemlisi ‹slamc›lar›n “faiz” alerjisine hitap etmesinden kaynaklanmaktad›r. Bunlar›n yan› s›ra “lobi” kavram›n›n Türkiye sa¤›n›n zihni dünyas›nda tuttu¤u yeri de es geçmemek gerekiyor. Türklü¤e ve ‹slama karfl› emperyalist merkezlerde konufllanm›fl Yahudi lobisi, Ermeni lobisi ve Rum lobisini bafl›m›za gelen tüm olumsuzluklar›n faili olarak konumland›ran sa¤c› siyaset, bu sayede solun antiemperyalist elefltirisine kendince ›rkç›-gerici bir “alternatif” üretmifltir. “Faiz lobisi” kavram›n› büyülü k›lan iflte tüm bu ideolojik-politik göndermeleri bir arada bar›nd›rmas›d›r.
AKP iktidar› döneminde 7 kat›n üzerinde artarak 330 milyar dolara ulaflan cari aç›k, borçlanman›n bafll›ca gerekçesidir. Üretmek için ihtiyaç duyulan yat›r›m mallar›n›n, ara mallar›n, hammaddelerin d›flar›dan karfl›lanmas›, Türkiye’de her büyüme sürecinin ayn› zamanda bir d›fl ticaret a盤› yaratmas›na neden olmaktad›r. Özellikle son y›llarda ara mal ve hammaddelerin d›flar›dan al›nmas› (ithalat) cari a盤a damgas›n› vurmaktad›r. Türkiye’nin toplam ihracat› (d›fl sat›m) ara mal› ithalat›n› (d›fl al›m) bile karfl›layamamaktad›r. Türkiye’nin bu tür mallardaki ithalat› 2013 y›l›n›n ilk befl
67
Bu daha bafllangݍ!.. Metin Uslu
Kumru Bulut
Kent meydanlar›ndan yoksul mahallelere, isyan tüm yaflam alanlar›na yay›ld›. Halk haftalar süren çat›flmalarla AKP iktidar›na güçlü darbeler vurdu. Kara propagandaya baflvuran AKP, isyan› bölemedi. “Bu daha bafllang›ç!” diyen milyonlar›n isyan›, her a¤›r sald›r›n›n alt›ndan en yarat›c› ve en güçlü biçimiyle tekrar aya¤a kalkt›. 27 May›s gecesi isyan›n fitili atefllendi Türkiye'yi aya¤a kald›ran isyan›n fitilini Gezi Park›'na ifl makinesinin girmesi ateflledi. Polis sald›r›s›na karfl› direnen halk, Gezi Park›'n› terk etmezken çad›rl› direnifl bafllatt›. 3'üncü köprünün temel atma töreninde sald›r› emrini veren Tayyip Erdo¤an'›n talimat›yla harekete geçen polis, defalarca geri püskürtüldü.
76
Tayyip Erdo¤an 2011 genel seçiminden önce, Taksim Projesi'ni kamuoyuna "yayalaflt›rma projesi" olarak duyurmufltu. Projenin Taksim Meydan›’n› araç trafi¤inden ar›nd›rmak ve yayalar›n kullan›m›na açmak üzere haz›rland›¤›n› öne sürmekteydi. Tamamen halk›n yarar›na yap›ld›¤› iddia edilen projede, "yayalar›n" Taksim bölgesinde kulland›¤› tek yeflil alana (Gezi Park›'na) Topçu K›fllas› infla edilmesi de vard›. Projenin ilk etab› için çal›flmalar 31 Ekim 2012'de bafllad›. Taksim Meydan› kaz›ld›, büyük çukurlar aç›ld›. Türkiye iflçi s›n›f›n›n 1 May›s Meydan› dönüfltürülüyor-
du. Meydan›n politik simgeselli¤i yok edilmeli, her fley AKP’nin denetiminde olmal›yd›. Yüz binlerin buluflma noktas› Taksim Meydan›, 2013 1 May›s'›na yasakland›. Bahanesi de meydandaki çukurlar oldu. Çukur bahanesi, emekçilerin Taksim kararl›l›¤›n› k›ramad›. 2010'dan önce de yasaklanan meydan, emekçilerin üç y›l üst üste 1 May›s'ta çat›flmas›yla kazan›lm›flt›. Bu sene de yine Taksim Meydan›'na ç›kmak için 8 saati bulan çat›flmalar yafland›. 1 May›s'›n ard›ndan Taksim Meydan›, çevresi ‹stiklal Caddesi’yle halka yasakland›. Taksim Meydan› için verilen mücadelenin ya-
Türkiye'yi aya¤a kald›ran isyan, 27 May›s saat 22.00 s›ralar›nda Gezi Park›'na ifl makinelerinin girmesiyle bafllad›. Taksim Yayalaflt›rma Projesi bahanesiyle 5 a¤ac›n sökülmesi ve duvarlar›n y›k›lmas› halkta tepki yaratt›. Topçu K›fllas›'n›n yap›lmamas› ve parktaki a¤açlar›n kesilmemesi için yaklafl›k iki y›ld›r mücadele eden Taksim Dayan›flmas›'n›n ça¤r›s›yla toplanan 50 kifli ifl makinelerinin önüne geçti. ‹fl makinelerinin çal›flmas› engellendi, y›k›m çal›flmalar›n›n ertesi gün devam etme olas›l›¤›na karfl› parkta toplananlar çad›rl› nöbet tutmaya karar verdi. Bafllang›çta say› azd›, yaklafl›k 50 kifliyle bafllayan çad›rl› nöbet, milyonlar›n sahiplendi¤i, dönüflümlü olarak nöbete destek verdi¤i halk direnifline dönüflecekti. 28 May›s sabah›nda çad›rl› nöbet için Gezi Park›'na gelenlerin say›s› giderek artt›. Ö¤le saatlerinde y›k›m ekibi yeniden geldi. Milyonlar›n direniflin simgelerinden biri olarak benimseyece¤i "k›rm›z›l› kad›n" polisin biber gaz›na karfl› direndi. Belediye ekiplerinin y›k›m ifllemine devam etmek istemesi ile bafllayan tart›flmalara BDP ‹stanbul Milletvekili S›rr› Süreyya Önder de kat›ld›. Önder, ifl makinelerinin önüne geçti. 29 May›s sabah› polis, Gezi Park›'na ilk "flafak operasyonu"nu yapt›. Nöbet tutan eylemcilere biber gaz› ve copla sald›rd›. Eylemciler polisin sald›r›s›na karfl› tüm gücüyle direndi, park› terk etmedi. Gezi Park›'nda polis sald›r›s› sürerken Tayyip Erdo¤an, 3'üncü köprünün temel atma törenindeydi. Erdo¤an, törenden eylemcilere, "Ne yaparsan›z yap›n. Karar verdik, yapaca¤›z" diyerek seslendi. Bu sözler, halk›n istek ve iradesinin hiç bir öneminin olmad›¤›n› söyleyen Erdo¤an'›n diktatörce tutumuna olan tepkiyi büyüttü. Polis sald›r›s› ve Erdo¤an'›n aç›klamalar› Gezi Park›'na olan deste¤i her dakika art›rd›. "Biz de kararl›y›z, terk etmeyece¤iz!" diyenler solu¤u parkta ald›. Y›k›lan a¤açlar›n yerine fideler dikildi, çad›rlar yeniden kuruldu. 30 May›s sabah› saat 05.00'da Gezi Park›'nda
nöbet tutanlara polis tekrar sald›rd›. Bu kez gaz bombas›n›n yan› s›ra, TOMA devreye girdi. Polis sald›r›s›nda birçok eylemci yaraland›, gözalt›na al›nd›; polis ve belediye zab›talar› çad›rlar› yakt›. Ancak y›k›m ekipleri eylemciler taraf›ndan tekrar durduruldu. Gün boyunca park› terk etmeyen eylemciler, akflam saatlerinde çad›rlar› yeniden kurdu. Bu sefer park› on binler doldurdu.
31 May›s: Direniflin s›çrama an› Üç gün süren direnifl, 31 May›s’ta tüm Türkiye'ye yay›ld›. Polisin "flafak operasyonu" ile Gezi Park›'ndaki eylemcilere sald›rmas›, çad›rlar› yakmas› ülkeyi aya¤a kald›rd›. ‹syan›n yayg›nlaflmas›n› sa¤layan mahalleler-
de eylemler bafllad›. Çat›flmalar sürerken direnifli görmeyen medya kurulufllar›n›n önünde protesto eylemleri yap›ld›. Gezi Park›'nda nöbet tutanlar, 31 May›s sabah› 5'te üçüncü "flafak operasyonu" ile karfl›laflt›. ‹ki gün üst üste sabah saatlerinde sald›r›ya geçen polis, Gezi Park›'n› gaza bo¤du, çad›rlar› yakt›, park›n etraf›n› bariyerlerle çevirdi. Bu sald›r› ile Gezi Park›'nda, ‹stanbul'da, Ankara'da, ‹zmir'de, Adana'da, Trabzon'da halk, baflka bir güne uyand›. Art›k hiçbir fley eskisi gibi olmayacakt›... Sabah saatlerinden itibaren eylemciler, Divan Otel önünde buluflup polis sald›r›s›na karfl› defalarca direndi. Sald›r›n›n dozu art›yor, direnifl sürüyor ve haberler yay›l›yordu. ‹stanbullular, direnifle deste¤e gitmek için yollara döküldü. Halk›n Taksim'e ulafl-
’A¤ac›n da vekiliyim’ "A¤ac›n da vekiliyim" diyen Önder, bir parlamenter olarak bürokrasinin hantal iflleyifline de¤il, soka¤›n dinamizmine kulak vermiflti. BDP’nin Gezi ile bafllayan direnifle müdahil olma refleksini geç gösterdi¤i süreçte, Önder direniflin popüler isimlerinden biri oldu.
77
Halk›n devrimci yolunda kesintisiz direnifl Her ne kadar s›n›f savafl›mlar›nda mucizelere yer olmasa da isyan›n bir mucize gibi göründü¤ü ve kendili¤inden halk tepkilerinin “mucizeler” yaratt›¤› görülmüfltür. S›ra devrimcilerin “mucize”ler yaratmas›na geldi.
H
aziran ‹syan›, Erdo¤an ve temsil etti¤i AKP iktidar› için sonun bafllang›c›d›r. Çünkü halk›n isyanc› at›l›m›, yeni bir devrimci kurulufl döneminin yolunu açm›flt›r. Bu dönemde militan kitle hareketi ve isyanc› kadro kufla¤›n›n sürükledi¤i kesintisiz direnifller, iktidar›n asla bafla ç›kamayaca¤› dinamikler üretmektedir. Tayyip Erdo¤an, isyandan sonra da hala düflmanlar›n›n diliyle konuflmay› sürdürüyor. Do¤al/toplumsal sistemin neoliberal y›k›m›na karfl› mücadele eden isyanc› halk kitleleri karfl›s›nda “çevreci” gibi görünmek zorunda kal›yor. Ortado¤ulu mazlumlara “bar›flsever”, Kürtlere “çözümcü”, ezilenlere “demokrasi ve eflitlik” taraftar› gibi seslenmektedir. Art›k bu ifl bitmifltir! “Tek parti” iktidar›n›n “tek adam” koltu¤unda oturan “mutlak diktatör”, düflmanlar›n›n diliyle konuflmaya bafllam›flt›r. Kendisinin de dile getirmeyi sevdi¤i bir benzetmeyle, “uysal koyun”lar›n karfl›s›nda özgürlük kavramlar›n› sonuna dek kullanmas›nda hiçbir tehlike yok. Ancak Haziran barikatlar›nda alt› kahraman direniflçisini ölüme gönderen isyanc› bir halk›n karfl›s›nda, faflist diktatörün, özgürlük kavramlar›n›n ard›na s›¤›nmas›ndan daha tehlikeli bir fley olamaz. Haziran’dan Eylül’e süren direnifller, Mehmet Ayval›tafl, Abdullah Cömert, Ethem Sar›sülük, Ali ‹smail Korkmaz ve Lice’de karakol protestosunda öldürülen Medeni Y›ld›r›m’dan sonra bir onurlu devrimcisini de -Ahmet Atakan’›- Antakya Armutlu barikatlar›nda polis terörüyle kaybetti. Direniflçilerin, sokakta polis terörünü aflarak düzenin s›n›rlar›n›n çok ötesinde “devrimci içerikler” kazand›rd›¤› bu kavramlar, kullananlar› nihai hedefine dek peflinden sürükler. Erdo¤an art›k istese de bunlar› s›n›rlayamaz, düzenin s›n›rlar› içinde tutamaz. “Bu daha bafllang›ç!” parolas›, direniflçilerin, isyan› sonuna dek götürme kararl›l›¤›n› göstermesinin yan›nda, isyanc›lar›n diliyle konuflmaya bafllayan “Tayyip Erdo¤an’›n sonu”nun da bafllang›c›n› göstermektedir. Sosyalizmin yenilmifl, iflçi s›n›f›n›n silahs›zland›r›lm›fl oldu¤u karfl›devrimci tarihsel dönemde, gerici-faflist sermaye güçlerinin peflinden sürüklenen o “uysal koyunlar” yok art›k. Aç›k askeri faflizmden, “postmodern darbe”ye, SHP-DYP koalisyonundan “üçlü koalisyon”a, radikal ‹slamc›s›ndan Il›ml› ‹slamc›s›na, Kemal Dervifl’inden Tayyip Erdo¤an’›na neoliberal yenisömürge kapitalizmi bütün seçeneklerini tüketti. Devrimci süreç bast›r›lamad›. Özsavunma eylemleri ve halk direnifllerinin bugüne dek sürükledi¤i Türkiye devrimci süreci, tepkisel halk isyanlar› üretmeye bafllad›. Bir sonrakinin de gerçekleflmesi en az kendisi kadar kesin olan Haziran ‹syan›, yeni bir politikleflme döneminin de bafllang›c›n› oluflturuyor. Egemenleri saran “Haziran korkusu” flimdiden “Eylül korkusu”na yerini b›rakt› bile. Tuzluçay›r, ODTÜ ve Armutlu’dan yükselen direnifl, sözümona “birikmifl öfkesi yat›flan” isyanc›lar›n uslu uslu evlerine dönmediklerinin aç›k göstergesidir. “Haziran dersleri”ne iyi çal›flan devrimcilerin, Ankara’dan, Antakya’dan; üniversiteden ve mahalleden yeniden ateflledikleri direnifller ve bütün Türkiye’den onlar› selamlayan dayan›flma eylemlerinin de gösterdi¤i gibi, AKP iktidar›, dene-
2
tim alt›na alamad›¤› ve asla alamayaca¤› yeni bir sokak hareketiyle karfl› karfl›yad›r. Militan, kitlesel, ak›flkan, devingen, nereden vuraca¤› önceden belli olmayan bu “kendili¤inden hareket”, halk›n yarat›c› tepkilerinin gücünü göstermektedir. Bu güçten duyulan korku ve tedirginlik bütün iktidar odaklar›n› ve arkalar›ndaki emperyalist merkezleri h›zla sarmaktad›r. AKP iktidar› için de hiçbir fleyin eskisi gibi olmayaca¤›n›n herkes fark›nda. Emperyalistleri, oligarfliyi ve iktidar-içi güç odaklar›n›, “AKP iktidar›n›n nas›l sürdürülece¤inin” telafl› ald›. ‹lk 15 günde tam 14 kez Erdo¤an’› uyaran aç›klamalar yapan ABD’li “stratejik ortak”lar›n›n da gayet fark›nda oldu¤u gibi, iktidar düflerse, egemenlerin kaybedece¤i sadece Erdo¤an’›n kiflisel politik h›rslar› olmayacakt›r. Otuz y›ld›r devrimci kapasitesi bask› alt›na al›nm›fl bir halk›n pasifize edilen tepki ve beklentileri üzerine infla edilen AKP iktidar›n›n, isyanc› halk tepkileri karfl›s›nda ayn› biçimde sürdürülmesi olanakl› de¤ildir.
AKP iktidar› s›n›rlar›na dayand› Y›llard›r karfl›devrimci sald›r› dalgalar›n eflli¤inde bütün seçenekleri tüketen egemenler, “AKP iktidar›n›” çaresiz sürdürmekten baflka bir fley yapamaz hale geldiler. Ama “nas›l sürdürecekler”, onlar için de yak›c› sorun bu zaten. AKP iktidar›n›n sürdürülmesi demek, neoliberal politikalar›n sürdürülmesi demektir. Do¤an›n, toplumun ve insan›n tümüyle sermaye egemenli¤i alt›na al›nmas›, sermayelefltirme sald›r›lar›n›n sürdürülmesi demektir. Yine bizzat kendi yarat›c›s›n› tutsaklaflt›ran; güvencesizlefltiren, yoksullaflt›ran ve proleterlefltiren kapitalist toplumun sürdürülmesi demektir. 21. Yüzy›l’da insanca yaflam koflullar›n› ortadan kald›rarak, insan› güvencesiz çal›flma ve yaflam koflullar›na indirgeyen neoliberal kapitalist toplumsal düzenin sürdürülmesi demektir. ‹flçinin eme¤ine yabanc›laflt›r›lmas›yla bafllayan sermayelefltirme sürecinin, bugün bütün yaflam› sömürgelefltirerek devam ettirilmesi demektir. Ortado¤u’daki katliamlar›n aktif tafleronlu¤unun, Suriye içsavafl›nda ‹slamc› çetelerin güçlendirilmesinin, mezhepçili¤in, Alevi düflmanl›¤›n›n sürdürülmesi demektir. Kürtlerin neoliberal asimilasyon politikalar›yla ve kirli savafl yöntemleriyle sisteme eklemlenmesi, Kürt düflmanl›¤›n›n sürdürülmesi demektir. Neoliberal erkek egemen sistemin derinleflen krizinin, eril fliddet ve polis terörüyle bast›r›lmas›, kad›n cinayetleri, “cinsiyetçi soyk›r›m” demektir. Toplum ve toplumsall›kla, halkla ve gelecekle, ak›l ve özgür düflünceyle tüm ba¤lant›lar› kopar›lan gençli¤in geleceksizlefltirilmesi, dindar-kap›kulu nesillerin yetifltirilmesi demektir. K›saca AKP iktidar›n›n sürdürülmesi demek, halka karfl› savafl politikalar›n›n, faflist bask›lar›n ve gerici dayatmalar›n sürdürülmesi demektir. Zaten halk›n öfkesini direnifl barikatlar›na tafl›yan da AKP iktidar›n›n bu politikalar› ve tüm
3
Görünen o ki iktidar cephesinde gerilimlerin hiçbir taraf›, halk hareketi karfl›s›nda, sistemin derinleflen krizlerini yönetebilecek bir “stratejik derinli¤e”, plan ve kadroya sahip de¤ildir. ‹syana haz›rl›ks›z yakalan›p direniflçiler karfl›s›nda kendi iktidar tarihinin en büyük yaras›n› alan AKP iktidar›, ad›m ad›m kendi iktidar›n›n sonunu haz›rlamaktad›r.
bunlar› kendi kiflili¤inde bütünsellefltiren Tayyip Erdo¤an’a duyulan tepki de¤il midir? ‹lkellik ve vahflet ça¤lar›n› sürekli ileriye do¤ru katetmifl bir uygarl›k seviyesinde, 21. Yüzy›l’da, “‹nsanca yaflam!” kavgas› yeniden varl›k yokluk sorunu haline bu nedenle gelmedi mi? Haziran ve sonras›n›n isyanc› barikatlar›nda onur, sayg›, özgürlük ve toplumsal eflitlik bayra¤› bu nedenle dalgalanmaktad›r. AKP faflizmine karfl›, isyan›n uçbarikatlar›nda çarp›flan devrimciler, kad›nlar, gençler, Aleviler, iflçiler, yoksullar bu nedenle evlerine dönmediler ve dönmeye de niyetleri yok! Bundan sonra da, isyanc› halk›n karfl›s›na sermayelefltirme, proleterlefltirme, savafl, faflizm ve gericilik cephesiyle ç›kan bu tarihsel sald›r›ya devrimcilerin yan›t›, faflizme karfl› birleflik direnifl hareketi olacakt›r! AKP iktidar›n›n “Tayyip Erdo¤an’l› ya da onsuz” her nas›l olursa olsun farkl› bileflimleri bu devrimci gerçekli¤i de¤ifltirmez. Haziran ‹syan›, “tek parti-tek adam iktidar›”na, onu simgeleyen Tayyip Erdo¤an’›n zorbal›klar›na ve mutlak kibrine karfl› kendili¤inden fliddetli kitle patlamas› olarak ortaya ç›kt›. Üçüncü iktidar dönemine, emperyalist merkezlerin, tekelci burjuvazinin, ‹slamc› hareketin ve büyük seçmen deste¤inin bütünsel gücünü arkas›na alarak giren Erdo¤an için, sokaktan yükselen bu isyanc› halk tepkisi çok sars›c› oldu. Sürekli yükselen ‹slamc›-liberal egemenlik iliflkilerinden ald›¤› kuvvetle “vazgeçilmez tek adam” haline gelen Erdo¤an’›n, “baflkanl›k” ya da “güçlendirilmifl cumhurbaflkanl›¤›” gibi gelecek planlar› riske girdi. Sistemin korkutucu krizleri karfl›s›nda bir zamanlar arkas›nda saflaflt›klar› “tek adam sultas›”, flimdi iktidar-içi hesaplaflmalar›n temel gerilim konusu haline geldi. Ancak görünen o ki iktidar cephesinde gerilimlerin hiçbir taraf›, halk hareketi karfl›s›nda, sistemin derinleflen krizlerini yönetebilecek bir “stratejik derinli¤e”, plan ve kadroya sahip de¤ildir. ‹syana haz›rl›ks›z yakalan›p direniflçiler karfl›s›nda kendi iktidar tarihinin en büyük yaras›n› alan AKP iktidar›, ad›m ad›m kendi iktidar›n›n sonunu haz›rlamaktad›r. Direnifl barikatlar›nda darmada¤›n olan “karfl›-tedbirler”, egemenlere de gelecek vadetmiyor olacak ki hepsi iktidardaki yerini, gücünü ve pay›n› “koruma” telafl›na kap›ld›lar. S›n›f savafl›mlar› bir kez daha o meflhur kendi karfl›t›na dönüflme mucizesine tan›k oluyor. ‹flçi s›n›f› hareketi canlan›yor, halk›n isyanc› at›l›m› sokakta ve burjuvazi en gerici “korumac›” mevzilere çekiliyor. Sürdürmek zorunda kald›klar›n› saymazsak, Tayyip Erdo¤an’›n umutlar› kala kala üç politikaya kald›: Birincisi, finansal sermayenin s›cak para ak›fllar›n›n kesilmesinden do¤an k›r›lganl›klar›, inflaat ve gayrimenkul piyasalar›n› sürekli yeniden canland›rarak dengelemeye çal›flmak; ikincisi, gerici toplumsal saflaflmalarla iktidar›n kitle deste¤inin çözülmesini yavafllatmak; üçüncüsü, polis terörüyle sokak hareketlerini ezmektir. Türkiye tarihinin en direngen halk hareketlerinden birinin karfl›s›nda, iktidar›n “inflaat”, “polis” ve “gerici saflaflma”dan baflka çaresi bulunmuyor. AKP iktidar›n›n açmazlar›n› derinlefltiren bu politikalarla bu krizin idare edilemeyece¤ini görmek için ekranlarda boy boy kendini gösteren siyaset profesyonellerinden olmaya gerek yok; sokaklara bakmak yeterlidir.
‹nflaat›n faturas› barikatlarda kesilecek “‹syan ve seçim” konjonktürüne s›k›flan iktidar, tehlikeli yönelimlere giren ekonomik yavafllamay› inflaat ve gayrimenkul sektöründe üretken olmayan geçici canlanmalar yaratarak en az›ndan seçim süreci boyunca dengede tutmay› planlamaktad›r. Ne var ki s›cak para ak›fl›n›n yavafllamas›, dolar›n yükselmesi, sanayi ve hizmet sektörlerindeki gerileme, d›fl borç-cari aç›k-ödemeler dengesindeki k›r›lganl›klar yönetilemez bir noktaya do¤ru girmektedir. Finans sermayenin s›cak para ak›fllar›na derinlemesine ba¤›ml›klar içeren Türkiye ekonomisinde, yani iplerin finans sermayenin ve ABD’nin elinde oldu¤u bir ba¤›ml›l›klar zincirinde, onlara ra¤men bu k›r›lganl›klar› yönetmek olas› de¤ildir. Erdo¤an, elindeki en büyük kozu, “istikrar” kozunu da kaybetmifltir. Yine “ma¤duriyet stratejisine” baflvurarak “faiz lobisine” açt›¤› “kutsal savaflta” uluslararas› tekeller, Koç, Sabanc›, Do¤ufl ve büyük bankalar› dize getirmesi olas› de¤ildir. Kald› ki “faiz lobisinin” temsilcileriyle a¤ustos sonlar›nda ‹stanbul’da yeni iflbirli¤i projeleri yapan Erdo¤an, onlar›n da iktidar› oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu.
4
Ancak as›l tehlike çanlar› AKP iktidar›n›n arka bahçesinde çalmaktad›r. ‹ktidar›n temel dire¤ini oluflturan “Anadolu sermayesi”, Erdo¤an-Davuto¤lu ikilisini savafl tafleronlu¤u yüzünden ucuz ve güvencesiz emek sömürüsüne dayal› ihracat pazarlar›n› kaybediyor. Sürekli köpürtülen inflaat ve gayrimenkul balonlar›n›n kimin elinde patlayaca¤›n› kestirmek zor; ancak patlamadan en fazla zarar gören kesimleri onlar›n oluflturaca¤›n› tahmin etmek zor de¤il. Öyle ki suçu hep “komplocu karanl›k güçlere” atan Erdo¤an’a tepkinin sermayenin ‹slamc› temsilcilerinden, hem de yüksek sesle gelmesi flafl›rt›c› olmufltur. Kayseri Sanayi Odas› Baflkan› Mustafa Boydak, ‹slamc› Erdo¤an’a karfl› tekelci Koç’a, kapitalistçe bir destek verdi. TOK‹ ve enerji/madencilikteki yat›r›mlar›n Erdo¤an’a yak›n isimleri zenginlefltirmesi ayr› bir huzursuzlu¤un konusudur. ‹nflaat ve gayrimenkul piyasas›nda faturalar› ödeyen “yükselen” küçük burjuva kitleler (“ortas›n›f”) ve e¤itimli iflçiler art›k direnifl barikatlar›ndad›r. Bugün devletin izini sürdü¤ü yaklafl›k 3 milyon tüketici kredisi ve kredi kart› sahipleri barikatlar›n ard›na geçmifltir. Faturay› as›l kimin kesip kimin ödeyece¤i, bundan böyle direnifl barikatlar›nda belli olacakt›r.
Yukardan afla¤› pasif kitle seferberli¤i, isyanc› kitleler kafl›nda tek adam flovlar›na döndü ‹syanc› halk kitlelerin karfl›s›na ‹slamc› kitlelerin pasif seferberli¤ine dayal› “isyan-seçim” eksenli bir politikayla ç›kan Erdo¤an, daha iflin bafl›nda meflru direnifl barikatlar›na çarpt›. “Gezi”nin karfl›s›na “Kazl›çeflme’yi” ç›karan Erdo¤an, iktidara meydan okuyanlar›n karfl›s›na baflka bir “meydan” de¤il, tek adam flovlar›n›” ç›karm›fl oldu. ‹ktidar›n olanaklar›yla tertiplenen mitingler, bocalayan AKP kadrolar›n› toparlama ve Fethullah Gülen, Abdullah Gül gibi isimlerin simgeledi¤i çatlak sesleri susturman›n ötesine geçmedi. Kesintisiz 30 saat süren 15-16 Haziran çat›flmalar› karfl›s›nda, iktidar cephesi, “tek adam flovlar›”, hantal bir devlet bürokrasisi ve birkaç “eli sopal›” çete bozuntusunun etkisiz icraatlar› d›fl›nda bir “güç” meydana ç›karamad›. Erdo¤an’a yak›n çevrelerin kamu ihaleleriyle zenginleflmesi, iktidar› destekleyen kitlelerde, iktidar olanaklar›n›n “kötüye kullan›lmas›na”, bürokratik-seçkinci çürümeye ve ‹slamc›-liberal dayan›flma a¤lar›yla üstesinden gelinemeyecek yoksullaflmaya karfl› hoflnutsuzluklar iyice belirginleflmektedir. Erdo¤an bu hoflnutsuzluklar›, yukardan afla¤› gerici bir toplumsal saflaflma yaratarak denetim alt›nda tutmaya çal›flmaktad›r. Türbandan e¤itime, alkolden giyim-kuflama gericili¤in geleneksel dayatmalar›n›, düflmanlaflt›r›c› politik bir motivasyonla yeniden gündeme getiren bu saflaflt›rma taktikleri, kad›nlardan gençlere, Alevilerden kentli laik kitlelere isyan›n sürükleyici güçlerini harekete geçirmifltir.
Polis, yarg› ve M‹T, halk›n gücü karfl›s›nda bozguna u¤rad› ‹ktidar içindeki çeliflkilerin oda¤›nda AKP faflizminin vurucu gücünün ele geçirilmesine yönelik hamleler bulunmaktad›r. Faflizmin vurucu gücü polis, yarg› ve M‹T’tir. Neoliberal yenisömürge devletin bütün iflleyifl tarz›n› ve sömürge tipi faflizmin güncel rejim biçimini belirleyen iktidar›n bu vurucu gücü, do¤al olarak bütün iktidar planlar›n›n da merkezine yerleflmifltir. Sözümona Tayyip Erdo¤an’›n tek adam e¤ilimlerinin frenlenmesi meflruiyeti içinde, iktidar›n güç odaklar› gözünü bu kurumlara dikmifl durumdad›r. Buna karfl›n, M‹T’teki yap›sal de¤ifliklikler, devlet kurumlar›ndan elde etti¤i yeni istihbarat donan›mlar›, Tayyip Erdo¤an’›, izleme, dinleme ve takip alanlar›nda “1 numaral›” güç haline getirmektedir. Ayr›ca isyanc›lara karfl› kurdu¤u “özel polis ordusuyla”, elinin alt›ndaki “karanl›k ifller bütçesinden” (örtülü ödenek) aktard›¤› paralarla polisi sürekli tahkim etmektedir. Seçim pazarl›klar›na dek birbirlerini orant›l› bir flekilde y›pratan iktidar güçleri bir yana, istihbarat›ndan medyas›na, polisinden yarg›s›na dek faflizmin vurucu güçleri ilk büyük s›nav›nda isyanc› güçler taraf›ndan bozguna u¤rat›ld›. Devlet içindeki hesaplaflmalarda Ergenekon kontrgerillas›n›n etkisizlefltirilmesinde ifle yaram›fl olan bu iktidar gücü, halk›n gücü karfl›s›nda darmada¤›n oldu. Emperyalist merkezlerin deste¤iyle CIA istihbarat a¤lar›n›n gölgesini kendi gölgesi sanan Erdo¤an’dan geriye bozgundan sonra ç›plak bir kibir kald›. Kendi halk›n› katletmeye bafl-
Emperyalist merkezlerin deste¤iyle CIA istihbarat a¤lar›n›n gölgesini kendi gölgesi sanan Erdo¤an’dan geriye bozgundan sonra ç›plak bir kibir kald›. Kendi halk›n› katletmeye bafllayan bir iktidar›n asla kazanamayaca¤› bir savafl› bafllatm›fl oldu¤unu görmesini engelleyen bu kibir, kendi sonunu da görmesini engellemektedir.
5
Toplumsal hareketleri niteleyen mücadele tarz› kitlesel militanl›kt›r. Devlet terörü etkisizlefltirilmifl, politik kitle pasifikasyonu k›r›lm›flt›r. Bizzat barikat çat›flmalar›ndan do¤mufl yeni politik kadro kufla¤› ortaya ç›km›flt›r. Direniflin sürekli k›l›nmas› ve direnifllerin yayg›nlaflt›r›lmas› temelinde dönemin devrimci görevi, militan kitle hareketiyle politik kadro kufla¤›n›n tek bir yap›da, devrimci halk hareketinde bütünlefltirilmesidir.
layan bir iktidar›n asla kazanamayaca¤› bir savafl› bafllatm›fl oldu¤unu görmesini engelleyen bu kibir, kendi sonunu görmesini de engellemektedir. Sa¤›n bütün politik gelene¤ini AKP çat›s› alt›nda toplayan Erdo¤an, isyanc› kitle tepkisini, kendisine, partisine ve iktidar›na yönelik “büyük bir komplo harekât›n›n” uzant›s› olarak de¤erlendirmektedir. Böylece kendi kaderiyle AKP iktidar›n›n kaderini özdefllefltiren Erdo¤an, isyandan sonra da sa¤›n “büyük birli¤ini” yine kendi liderli¤i alt›nda sürdürme hesaplar› yapmaktad›r. Oysa Tayyip Erdo¤an’›n ilerledi¤i yol, sadece kendisinin ya da AKP iktidar›n›n kriziyle bitmeyecek, sa¤›n bir bütün olarak ekonomik, politik, ideolojik krizine do¤ru ilerleyecektir.
Devrimci kuruluflun efli¤inde Sokakta giderek olgunlaflan toplumsal güç, s›n›f savafl›mlar›nda bütün karfl›tl›klar› keskinlefltirdi, belirsizlikleri ortadan kald›rd›. Halk›n saflar›na s›zan burjuva fikirlerin; reformizm, uzlaflmac›l›k, pasifizm ve liberalizmin art›k inand›r›c›l›k flans› kalmad›. Halk› egemenlerin kuyru¤una takan ulusalc›l›k, liberal solculuk, parlamentarizm ve yasalc›l›k etkisini yitirdi. Neoliberal refah ve kalk›nma masallar›na halk art›k inanm›yor. Polis terörünün yaratt›¤› kitle pasifikasyonu k›r›ld›. Kitlelerin kendili¤inden tepkileri üzerinde yükselen halk isyan›, iflçi s›n›f› hareketinin yeni rotas›n› göstermektedir. Özsavunma hareketleri, yayg›n halk direniflleri, kendili¤indenci kitle patlamalar› daha ileri bir toplumsal hareketin koflullar›n› h›zla olgunlaflt›rmaktad›r. ‹flçi s›n›f› hareketinin özsavunma ve kendili¤indencilik evresinin, halk›n devrimci hareketiyle afl›laca¤› tarihsel bir efli¤e gelinmifltir. Efli¤in hemen ötesinde yenisömürge devrimlerinin ikinci dalgas›, iflçi s›n›f› hareketinin ve sosyalizmin yeni bir tarihsel dönemi uzanmaktad›r. Haziran ‹syan›, gelinen noktada, kentlerde ve k›rlarda yayg›nlaflan s›n›f savafl›mlar›na bütünsel, tarihsel bir anlam kazand›rm›flt›r. Güvencesiz iflçi hareketleri ve hak mücadelesinden do¤an halk direniflleri ülkenin her taraf›nda kendini gösteriyor. ‹lerici kentsel toplumsal hareketlerin küçük kararl› direniflleri, tepkisel halk isyanlar› üretmeye bafllad›. ‹flçi s›n›f›n›n geleneksel hareketlerinin düflüfle geçti¤i alanlardan yeni hareketler yükselifle geçiyor. Güvencesiz iflçi mücadeleleri s›n›f hareketinin sürükleyici gücünü oluflturuyor. ‹lerici toplumsal hareketlerle buluflan ilerici küçük burjuvazi (“ortas›n›f”) ve e¤itimli iflçiler, ‹slamc›-ulusalc›-pasifist-liberal gericili¤in etkisinden kurtulmufltur. Üstelik yasalc›-parlamentarist beklentileri bofla ç›karm›fl do¤rudan isyanc› militan kitleler aras›na kat›lm›flt›r. Elbette küçük burjuvazinin proleterleflmesiyle iflçi s›n›f› saflar›na yeni kat›lan bu e¤itimli iflçilerin sökülüp geldikleri s›n›fsal köken, onlar›n özgün politikleflme ve s›n›f bilinci oluflturma süreçlerinin örgütlenmesi aç›s›ndan çok önemlidir. Ancak daha da önemlisi, onlar›n nereden geldikleri de¤il nereye do¤ru gittikleridir. Gittikleri toplumsal s›n›f proletarya, içine sürüldükleri toplumsal statü güvencesiz yaflamd›r. E¤er bir de bunlar gerici-faflist dayatmalar alt›nda yaflan›yorsa, isyan için yeter flart oluflmufl demektir. K›rlarda klasik köylü hareketlerinin yerini yeni k›rsal toplumsal hareketler al›yor. K›r›n devrimci kapasitesi yeni mücadele ve çat›flma biçimleri üretiyor. K›r proleterleri ve köylüleri, iflçi ve üretici sendikalar, hak mücadelesi hareketleriyle yeni bir donan›mla tarih sahnesine ç›k›yorlar. AKP iktidar›n›n gerici-faflist neoliberal kimlik politikalar›, ezilen toplumsal gruplar› varl›k yokluk kavgas›na sürüklüyor. Aleviler, kad›nlar, gençler devrimci mücadeleye yeni bir içerik ve yeni bir toplumsal güç kazand›r›yorlar. Ve Kürt halk›… ‹flte tam da böylesi bir zamanda, ayr›flan Kürdistan ve Türkiye devrimci süreçlerinin yak›nlaflt›r›lmas› için elveriflli koflullar ortaya ç›kmaktad›r. Bat› yakas›ndan yükselen çokrenkli halk isyan›nda, kuflkusuz “sar›-k›rm›z›-yeflil” renkleri en fazla eksikli¤i hissedilen renkler aras›ndayd›. Karfl›devrimci sald›r› dalgalar› alt›nda yaklafl›k otuz y›ll›k bir geri çekilmeden sonra, art›k yeni devrimci kurulufl döneminin yolu aç›lm›flt›r. Devrimci kuruluflun toplumsal-politik dinamikleri olgunlaflm›flt›r. S›n›f savafl›mlar› yükselifle geçmifl, afla¤›dan yukar› halk›n devrimci at›l›m›na dayal› yeni politikleflme süreci bafllam›flt›r. Toplumsal hareketleri niteleyen mücadele tarz› kitlesel militanl›kt›r. Devlet/polis terörü etkisizlefltirilmifl, politik kitle pasifikasyonu k›r›lm›flt›r. Biz-
6
zat barikat çat›flmalar›ndan do¤mufl yeni politik kadro kufla¤› ortaya ç›km›flt›r. Direniflin sürekli k›l›nmas› ve direnifllerin yayg›nlaflt›r›lmas› temelinde dönemin devrimci görevi, militan kitle hareketiyle politik kadro kufla¤›n›n tek bir yap›da, devrimci halk hareketinde bütünlefltirilmesidir.
Halk›n devrimci yolunda kesintisiz direnifl Halk›n AKP faflizmine karfl› tepkilerinin patlad›¤› Haziran ‹syan›, Haziran’dan Eylül’e, ülke çap›nda sürekli bir direnifl hareketine dönüflmüfltür. Hareketi niteleyen iki temel unsur direngenlik ve kesintisizliktir. Bu temel devrimci halk hareketinin yarat›lmas› için de güçlü bir bafllang›ç noktas›d›r. ‹syan›n kendili¤indenli¤inin afl›laca¤› s›çrama noktas› da yine bu temeldir. Neoliberalizme, faflizme ve gericili¤e karfl› halk›n tepkilerinin devrimci bir iktidar hedefiyle donat›lm›fl, planl›, örgütlü bir harekete dönüfltürülmesi de yine bu kesintisiz direnifl hareketi zemininde mümkün olacakt›r. Halk kitlelerinin iktidar› engellemeye, durdurmaya yönelik refleksleri bu zeminde iktidar› y›kan gerecek bir devrimci harekete dönüflecek, de¤iflik kaynaklardan beslenen ve de¤iflik ideolojik dayanaklar üzerinden harekete geçen “kitlelerin birli¤i” yine bu zeminde sa¤lanacakt›r. ‹syan halindeki kitleler üzerinde etkili olan politik özneler aras›nda çeflitli ittifaklar ya da koordinasyonlar oluflturulabilecektir. Bugün art›k sermayenin talan etti¤i, faflizmin ve gericili¤in tahakküm alt›na ald›¤› yasaklanm›fl meydanlar, devrimci hareketin ve politik önderli¤in içinden ç›kaca¤› “savafl meydanlar›na” dönüflmüfltür. ‹natla karfl› koyan, uzun süreye yay›lan, tam zaman›nda geri çekilen ve ileri at›lan, de¤iflik toplumsal kesimlerden ve güçlerden ç›kard›¤› “s›ral› enerji sistemiyle” süreklili¤ini sa¤layan hareket, isyanc›lar›n aç›ktan meydan okuyan yarat›c› at›l›mlar›yla da devletin/polisin direnicini y›pratmaktad›r. Direnifli ileri tafl›mak, kendili¤inden patlamalar›n militan, yarat›c› özüne ileri direnifl teknikleri kazand›rmakla, hareketin seyri içinde ortaya ç›kan, gizli, rastlansal, baflar›l› taktiklerin genellefltirilmesi, örgütlenmesi ve kendili¤inden ö¤elere bilinçli ifadeler kazand›r›lmas›yla sa¤lanacakt›r. ‹syandaki yol izleri, halka güvenmenin, halk›n zekâs›na ve yarat›c›l›¤›na güvenmenin, halk›n fiili, militan kitle çizgisine güvenmenin devrimci gelene¤in en temel dersi oldu¤unu bir kez daha gösterdi. Polis terörü etkisizlefltirilip politik kitle pasifikasyonu k›r›ld›¤›nda, uzun y›llar karfl›devrimin etkisinde uyuflmufl, kendine güven ve sayg›s›n› yitirmifl bir halk›n nas›l yeniden “savaflma yetene¤i” kazand›¤› bir kez daha görüldü. Her ad›m› ö¤retici derslerle dolu halk isyan›ndan ç›kar›lacak daha çok ders ve bu derslerin ›fl›¤›nda örgütlenecek daha çok isyan var. Beklenmedik kitle patlamalar›n›n örgütlü çal›flmalarda küçük devrimci sars›nt›lar yaratmas› devrimci geleneklerin do¤as›nda vard›r. Devrimci teorinin ve öncü çal›flmalar›n devrimci pratikle s›nand›¤› isyanc› koflullarda bu küçük devrimci sars›nt›lar, hareketin yenilenme motivasyonlar›n› üreten temiz hava gözenekleridir. Dura¤an halk kitlelerini harekete geçirmeye ömrünü adam›fl emektar yap›lar›n, halk›n afla¤›dan yukar› militan kitlesel at›l›mlar› karfl›s›nda tutukluk yapmalar› flafl›rt›c› de¤il. Yeter ki “en genifl kitle çal›flmas› içinde en dar kadro çal›flmas›” ilkesi, isyanc› pratiklerle içeri¤i daha zenginlefltirilmifl olarak, AKP faflizmine karfl› kesintisiz direnifllerde de yol gösterici olabilsin. Türkiye s›n›f savafl›mlar›nda yeni bir yol aç›lm›flt›r. Bu yolda, birlefltirici bir eksen olarak, bugüne dek hak mücadelelerinin simgeledi¤i halk›n güvencesizlikten do¤an toplumsal gücü, yaflam alanlar›na kurulan direnifl barikatlar›nda patlad›. Güvencesiz üretimden gelen s›n›fsal gücün de yine ayn› barikatlara tafl›nmas› ve direnifl barikatlar›n›n üretim alanlar›na dek geniflletilmesi devrimci prati¤in ivedi gündemleri aras›nda yer almaktad›r. ‹flte o zaman, k›rlardan kentlere, mahallelerden fabrikalara, iflçi s›n›f›ndan ezilen halklara harekete geçen bütün halk katmanlar› iflçi s›n›f› hareketinin neoliberal yenisömürge kapitalizmine, sosyalizmin kapitalizme karfl› y›k›c› barikatlar› alt›nda toplanacakt›r.
Bugün art›k sermayenin talan etti¤i, faflizmin ve gericili¤in tahakküm alt›na ald›¤› yasaklam›fl meydanlar, devrimci hareketin ve politik önderli¤in içinden ç›kaca¤› “savafl meydanlar›n” dönüflmüfltür.
7
Özsavunmadan devrimci halk hareketine
Veysel Dere
Haziran ‹syan› Gezi Park› direniflinden halk isyan›na ‹flte nihayet beklenen isyan, “beklenmedik bir zamanda” patlak verdi. Topçu K›fllas›’na dönüfltürülmek istenen Taksim Gezi Park›’n›n savunusuyla bafllayan direnifl, Tayyip Erdo¤an’›n polis terörüne karfl› geniflleyerek bir halk isyan›na dönüfltü. Polis kuvvetlerinin çekilmek zorunda kald›¤› 1 Haziran’dan 16 Haziran’a kadar Gezi Park›, tüm ülkede süren isyan›n “moral merkezi” oldu. Oligarflinin kanl› sald›r›lar›na karfl› iflçi s›n›f› hareketinin onurunu ve birleflik direniflini simge-
8
leyen Taksim Meydan› ele geçirildi. Haziran boyunca süren çat›flmalar Ankara, Antakya, Eskiflehir, ‹zmir, Adana gibi kentlere s›çrayarak kararl› bir direnifl hareketine dönüfltü. Kent merkezleri ve yasaklanm›fl meydanlarda çat›flmalar günlerce sürdü. Yoksul Alevi mahallelerinde sabahlara kadar sert çat›flmalar yafland›. Anadolu’nun hemen bütün illerinde kendine özgü biçimlerde destek eylemleri görüldü. Polis rakamlar›na göre isyanc›lar›n say›s›, 1 Haziran’da 2,5 milyona ulaflt›. Çat›flmalarda biri Lice karakol protestosunda olmak üzere alt› direniflçi yaflam›n› yitirdi: Ethem Sar›sülük,
Gezi direnifliyle atefllenen isyan, haziranda sert çat›flmalarla sürdü. “Bu daha bafllang›ç!” slogan›, isyanc›lar›n dilinde bir meydan okuma parolas›na dönüfltü. Efline ender rastlan›r kitle tepkilerinden biri ortaya ç›kt›. Kendili¤inden kitle tepkilerinin ortak hedefinde AKP faflizmi, özellikle Tayyip Erdo¤an vard›. Yaz aylar›nda direnifller ve forumlarla devam eden isyan, yavafl yavafl geri çekilirken de devrimci sürece a¤›r görevler yükledi. Bugüne dek neoliberal karfl›devrimci sald›r›lara özsavunmac› hareketlerle direnen iflçi s›n›f› hareketinin, neoliberalizme, faflizme ve gericili¤e karfl› devrimci halk hareketinin örgütlü güçleriyle bindirme yapmas›n›n vakti geldi art›k. Abdullah Cömert, Mehmet Ayval›tafl, Ali ‹smail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Lice’de öldürülen Medeni Y›ld›r›m isyan›n ortak simgesi haline geldi. Efline ender rastlan›r bir kitle militanl›¤›yla polis terörünün etkisi k›r›ld›. ‹syan “Erdo¤an diktas›”na meydan okuyan halk›n birleflik direnifl hareketine dönüflerek devam etti. Sert çat›flmalar›n yafland›¤› kent merkezleri, meydanlar, parklar ve mahalleler iktidara yönelik tepkinin ve meydan okuman›n ortak adresleri oldu. Polis sald›r›s›n›n k›r›ld›¤›, isyanc›lar›n deyifliyle özgürlefltirilen Gezi Park›’›nda bir komün yaflam› infla edilirken, ço¤u yerde direniflin süreklili¤i forumlarla sa¤land›. Gezi Park› düfltükten ve genel olarak isyan›n fliddetli çat›flma dönemi geçtikten sonra ortaya ç›kan forumlar, kimi yerde isyana kat›l›m›n bir kanal›, kimi yerde ise dev-
rimcilerin (solun) örgütlü çabalar›yla sürdürülen olgular aras›nda yer ald›. Gezi Direnifli kitlesel bir halk isyan›n› atefllemifl, “meselenin sadece ‘üç-befl a¤aç meselesi’ olmad›¤›” da ortaya ç›km›flt›. Mesele AKP iktidar›yla halk aras›ndayd›. Sonunda neoliberal yenisömürgecilik program›yla halk karfl› karfl›ya gelmiflti. Halk›n, kentsel ortak alanlar›n›n ve bütün yaflam›n sermayelefltirilmesinden, faflist bask›lardan ve ‹slamc› gericili¤in sald›r›lar›ndan do¤an kendili¤inden öfkesi, Erdo¤an’›n flahs›nda patlam›flt›. Neoliberalizmin stratejik önceliklerine karfl› durarak, düzeni tehdit eden “bir park›”, “üç-befl a¤ac›” savunanlar kimsenin beklemedi¤i fliddette polis terörüyle karfl› karfl›ya geldiler. Bir park›n y›k›lmas› ve bitifli¤indeki meydanla birlikte her türlü tehditten ar›nd›r›lm›fl “kutsal pa-
9
zar yerine” dönüfltürülmesini vazgeçilmez bir zorunluluk olarak kavrayan iktidara karfl›, o park›n park olarak kalmas›n› savunmak, kamusal alan›n neoliberal-‹slamc› y›k›m›na karfl› halk›n meydan okumas› olarak somutlaflt›. “Üç-befl a¤ac›n” savunulmas› için bafllat›lan direnifl, düzen için y›k›c› bir tehdit oluflturan bir mevzii savafl› haline geldi.
‹ktidar cephesinde çatlaklar Toplumsal hareketleri bast›rmak için donat›lan, halka karfl› savafl için e¤itilen “polis teflkilat›”, girdi¤i ilk büyük kitlesel çat›flmada ve uzun direniflte darmada¤›n oldu. Haziran ‹syan›, uzun zamand›r halk› politik bir özne olarak hesaba katma al›flkanl›klar›n› yitiren egemenleri gafil avlad›. Kitlelerin militan kat›l›m›yla ans›z›n patlayan isyan, kibirli AKP iktidar›n› haz›rl›ks›z yakalad›. Neoliberal politikalar, bunun kurucu unsuru olarak yeniden yap›land›r›l›p devreye sokulan ‹slamc› gericilik ve AKP faflizmi, kendi iktidar tarihinin en büyük yaras›n› ald›. Telafla kap›lan iktidar›n ittifak güçleri ve onlar›n uluslararas› uzant›lar›, isyanc›lar›n birlefltirici ortak paydas› olan “Erdo¤an karfl›tl›¤›”n› f›rsat bilerek Erdo¤an’a “ayar verme” çabalar›n› h›zland›rd›lar. Erdo¤an yurtd›fl› gezisindeyken Abdullah Gül’ün so¤ukkanl› diplomatik dokundurmalar›n› Fethullah Gülen’nin medya üzerinden Erdo¤an’a yüklenmesi izledi. Aç›k ya da örtük Erdo¤an muar›zlar›, flimdi k›sa yoldan, liderlik yap›s›n› hafifçe yumuflat›p “tahkim ve terbiye” ederek iflin içinden s›yr›lma planlar› yap›yorlar.1 Ne var ki on y›ld›r oligarflinin siyasi temsilcili¤ini yürüten Tayyip Erdo¤an, sokakta kendisine meydan okuyan isyan›, yine sokakta ezerek ancak iktidarda kalabi-
10
lece¤inin fark›nda. Böylece, sözümona kendisinin de bir an için inanm›fl oldu¤u “karizmatik dünya liderleri aras›ndaki prestiji”ni onarm›fl, iktidardaki bocalama hallerine son vermifl ve kiflisel iktidar›n› kurtarm›fl olacak! “Diktatörlük suçlamalar›”ndan iyice bunalan Erdo¤an, döne dolafla, “tek adam sultas›”n›n asl›nda kiflisel h›rs› olmad›¤›n› anlat›rken, rakiplerine ve eski uluslararas› destekçilerine de aba alt›ndan sopa göstermeyi ihmal etmiyor. Ona kal›rsa, “yaklaflan büyük tehlike” karfl›s›nda s›¤›n›lacak tek liman oldu¤undan, onun bütün zorbal›klar›na katlan›lmak zorundad›r. Fakat isyan zaptedilemez bir güç haline geldikçe, iktidar aç›s›ndan süreç yönetilemez hale geliyor, geliflmeler Erdo¤an’›n dengesini iyice bozuyor, iktidar içi gerilimler art›yor. Erdo¤an ç›kar çat›flmalar›na “soylu” bir görünüm vermeye çal›flarak, dünyaya tek bafl›na meydan okuyan lider pozlar›na giriyor. Kendisini sokakta isyanc›lar karfl›s›nda “tek bafl›na” b›rakan tekelci burjuvaziye ve cemaate yükleniyor. AKP iktidar›n›n rüzgârlar›yla yüksek kârlar elde eden “faiz lobisi”inin ve y›llard›r devletin himayesinde semiren “din kardeflleri”nin f›rsatç›l›¤›n› teflhir ediyor. Halk›n isyanc› öfkesiyle karfl› karfl›ya gelince onlar›n bir “kahramanl›k tarihi”nin olmad›¤›n› bu kez de kendisi tecrübe etmifl oluyor.
Halk›n devrimci at›l›m› Otuz y›ll›k karanl›k bir sald›rganl›k evresine karfl›n “neoliberal ‹slamc› dinamizm afl›s›”n›n da ifle yaramad›¤› köhnemifl oligarfliyi silkeleyen isyanc›lar, halk›n devrimci at›l›m›n›n gücünü keflfetmenin coflkusu içinde. Kendi eylemlerinin bu denli ileri sonuçlar yaratabilece¤ini öngöremeyen ve önceden planlamayan halk, s›n›f
‹syan k›sa sürede yayg›n bir halk tepkisine dönüflürken, isyan›n moral mekezi olarak Gezi Park› ve Taksim Meydan› ‹stanbul’un dört bir yan›ndan direniflçilerin toplanma hedefi haline geldi. Bo¤aziçi Köprüsü’nden Taksime do¤ru yürüyen Anadolu Yakas› halk›, sade k›ta de¤ifltirmiyor, direniflin kaderini de de¤ifltiriyor.
savafl›mlar›n›n durgun dönemlerinde on y›llar sürebilecek dönüflümü birkaç isyanc› günde katetti. ‹syan› dönüm noktas› haline getiren, ona devrimci süreçte bir s›çrama noktas› niteli¤i kazand›ran fley, halk›n belirleyici politik bir güç olarak yeniden devreye girmifl olmas›d›r. Haziran ‹syan›, egemenler aras›ndaki iktidar savafl›mlar›n›n halk› edilgen bir taraf olarak güdüledi¤i uzun tarihsel bir dönemin de sonu oldu. Bir önceki dönemde halk› güçten düflüren bölünmeler isyanc› kitleler üzerinde etkili olmad›, eski “s›n›fd›fl›, milliyetçi-liberal-pasifist toplumsal-politik saflaflmalar”, AKP iktidar›na karfl› birlikte direnen halk›n saflar›nda çözüldü. Halk, egemenler aras›ndaki saflaflmalar›n ve iktidar çat›flmalar›n›n “kat›l›mc›s›-destekçisi” oldu¤u tek tarafl› bir iliflki tarz›n› Haziran barikatlar›na gömdü. Ezilen toplumsal gruplardan devrimci ittifaklar kurmay› ö¤rendi. Bir zamanlar ayr›flmaya zorlanan halklar, yeniden kardeflleflme ihtiyac›n› güçlü biçimde dile getirdi. Her fleyden önemlisi de afla¤›dan yukar› devrimci at›l›m›yla halk, art›k bundan sonra ülke politikas›nda tayin edici bir güç oldu¤unu hissettirdi. Art›k halk›n, egemenlerin gerici saflaflmalar›na taraf edildi¤i eski politik kamplaflmalar sürdürülemez olmufltur. Ülkemizde de neoliberalizmin, faflizmin ve ‹slamc›l›¤›n en gerici güçlerini harekete geçiren tüm kapitalist zamanlar›n en “sald›rgan” ve en “yay›lmac›” politikalar›, bundan böyle eskisi gibi sürdürülemez. “Hiçbir fley eskisi olmayacak!” slogan›n› isyanc›lar›n bir harekât parolas› olarak kabul edersek, iflçi s›n›f› hareketi, 21.Yüzy›l sosyalizmi ve Türkiye devriminin içine girdi¤i yeni tarihsel dönemde, Haziran ‹syan›, kendisinden sonraki bütün süreçleri etkileyecek ileri bir s›çrama noktas› yaratm›fl gö-
rünüyor.
Meydan muharebeleri: ‹lk hedef kent merkezleri, meydanlar, parklar ‹syan, kent merkezleri ve mahallelerde patlak verdi. Halk›n ortak kulland›¤› mekânlar›n, meydanlar›n, parklar›n ele geçirilmesi (özgürlefltirilmesi) isyanc›lar›n güdüleyici hedefini oluflturdu. ‹syan›n üretim alanlar›na yay›lmamas›, üretimden gelen örgütlü s›n›fsal güçten yoksun kalmas›, onu zay›f düflüren temel eksikliklerden biri oldu. Üretim alanlar›nda örgütlü geleneksel sendikal yap›lar at›l kald›lar. Bunun yan›nda neoliberal sald›r›yla birlikte, s›n›f savafl›mlar›n›n a¤›rl›k merkezinin eme¤in yeniden üretim alanlar›na, yaflam alanlar›na kaymas›, buradan yükselen halk direnifllerini, iflçi s›n›f› hareketinin temel oluflum kanallar›ndan biri haline getirdi. Devrimci s›n›f›n giderek büyüyen saflar›na buralardan yeni s›n›fsal-toplumsal güçler kat›ld›. Bu güçler devrimci mücadeleye kendi “avantajlar›”n› da getirdi. ‹syanda da görüldü¤ü gibi, ilerici kentsel toplumsal hareketler, engelleme niyetiyle de olsa, do¤rudan politik iktidara yönelerek halk›n politikleflme kapasitesini geniflletiyor. AKP faflizminin, sermayenin ve ‹slamc› gericili¤in iflgaline karfl› kent merkezlerini, meydanlar›, sokaklar› ve parklar› savunmak için ölümüne direniyor.
‹syan›n s›n›fsal, toplumsal güçleri Küçük burjuva profesyonel meslek sahipleri, e¤itimli iflçiler, güvencesiz iflçiler, kent yoksullar›, iflsizler, lise, üniversite ve yeni mezunlardan oluflan gençlik kuflaklar›, Aleviler, kad›nlar ve LGBT bireyler isyan›n sürükleyici toplumsal güçleri aras›nda yer ald›. Düzenin
11
SUNU krizinin derinleflmesi ve yayg›nlaflmas›yla yeni yeni harekete geçen toplumsal katmanlar›n kat›lmas›, isyana, içgüdüsel bir yarat›c›l›k, canl›l›k, dinamizm ve zenginlik verdi. Her kat›lan kuflak, isyana kendi özgün rengini de kazand›rd›. ‹syana “kad›n devrimi” dedirten ezilen cinsin direngen meydan okuyuflu, y›llard›r, ‹slamc›liberal AKP faflizmine karfl› sokaklarda büyüyen kad›n militanl›¤›n›n tafl›yageldi¤i güçlü dinamizmi gösteriyor. Üniversiteli gençlik, üniversitede neoliberal yenisömürgeci egemenlik biçimlerine, üniversitenin sermayenin egemenli¤i alt›na al›nmas›na, bilginin metalaflmas›na, üniversitenin gericilefltirilmesine, e¤itim-bilim emekçilerinin güvencesiz proleterlere dönüfltürülmesine, ayd›n kimli¤inin erimesine karfl› direnifl bayra¤›n› zaten hiç yere düflürmemiflti. fiimdi daha genifl gençlik katmanlar› harekete geçmifl bulunuyor. Liseli gençli¤in, dinci gericili¤e, çürümüfl s›nav sistemine ve gençli¤in geleceksizlefltirilmesine karfl› kararl› militan direniflleri, internet a¤lar› üzerinden on binlerce liselinin kitlesel ey-
deneyimi ifle yarad›. ‹ktidar›n inand›r›c›l›¤›n›n ve kara propaganda kuflatmas›n›n k›r›lmas›nda ayd›nlar›n, sanatç›lar›n, gazetecilerin, e¤itimli iflçilerin, ö¤rencilerin ve örgütlü futbolseverlerin yarat›c›, flenlikli, alaysamac› dili etkili oldu. ‹syan›n kendine özgü iletiflim a¤›n›n yarat›lmas›nda profesyonel meslek sahiplerinin teknik kapasitesi öne ç›kt›. Polis terörüne karfl› ölümüne çat›flmalarda, üniversiteli/liseli gençli¤in, mahallelerden iflsiz gençlerin, Alevi gençlerin ve güvencesiz iflçilerin direngenlikleri isyan› sürükleyen dinamikler aras›ndayd›.
Proleter beyaz tehlike ‹syandan k›sa bir süre önce liberallerle ifli bitti¤inde s›k› bir tekme atmadan son kez onlar›n “seçkinciliklerini” diline dolayan Erdo¤an, bir kez daha ‹slamc› kitlelerin gönlünü okflam›fl olman›n keyfini fazla uzun süremedi. Onlara kap›y› gösterip ‹slamc›-liberal ittifak› bozarken, AKP iktidar›yla e¤itimli iflçiler aras›ndaki ba¤lant› kay›fl›n› da kopard›. Ne de olsa liberaller AKP
‹syan›n harekete geçirici güdüsü belli olmufltu. Halk faflizme meydan okuyordu. Bunun için en uygun “savafl alan›” da meydanlar, sokaklar ve parklard›. ‹syanc›lar›n ordusu da yediden yetmifle koca bir halk.
lemleri örgütleme becerileri isyana da yans›d›. Direnifli, bir “gençlik isyan›” haline getiren özelliklerin yan›nda, kendi adland›rmalar›yla dile getirilirse “okumufl insanlar, isyanda da halk›n›n yan›nda” oldu¤unu gösterdi. Militan hak savunuculu¤u, kitlesel militanl›k, isyan›n özgül dili ve direngenlik tarz› isyanc›lar›n özgül bileflimlerinden do¤du. Barikatlar›n inflas›nda “profesyonel” devrimcilerin sokak deneyimleri ve iflçi s›n›f›n›n farkl› kollar›ndan gelen isyanc›lar›n ifl yapma-çal›flma
12
iktidar›na önemli bir hizmette bulunuyor, kentsel art›klar›n k›r›nt›lar›yla hayalleri fliflirilen e¤itimli iflçilere ve küçük burjuva profesyonellere “yükselen ortas›n›f masallar›” anlat›yor, onlar› iktidara ba¤layan fikirleri üretiyordu. “‹nfla edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecekte liberaller bizimle olmayacak” diyen AKP’nin en büyük il örgütünün bafl›nda bulunan ‹stanbul ‹l Baflkan› Aziz Babuflçu, sözlerini flöyle bitirmiflti: “Onun için iflimiz
SUNU
Uyan Berkin Elvan, uyan da isyan›n bu yi¤it direniflçisini, polis tomalar›n›n, plastik mermilerin, gaz kapsüllerinin, Tayyip Erdo¤anlar›n ve kara propagandac› medyan›n durduramayaca¤›n› göster.
çok daha zor.”2 ‹flleri gerçekten zor; çünkü Türkiye ekonomisinin kaderini “inflaat vincine ba¤layan” (Halk›n Sesi, s.189) çifte Erdo¤anlar, kentsel art›¤›n k›r›nt›lar›yla küçük burjuva tüketim hayalleri kuran uysal “beyaz yakal›” çal›flanlardan, direngen proleter beyaz tehlike ç›kard›lar. Asl›nda Erdo¤an, “ileri demokrasi” söylemini terk etti¤i an, ‹slamc›-liberal ittifak›n “onurlu” üyesi olmaktan ç›kar›l›p kap›kullu¤una r›za gösteren liberalleri kaybetmemiflti. Zaten onlar her seferinde dönüp dolafl›p yine iktidar›n hizmetine girmeyi baflar›yorlar. Ama halk isyanc› bir s›n›f kazand›. Güvencesizlik ve yeni proleter çal›flma disiplini k›s›rdöngüsünde hayalk›r›kl›¤›na u¤rayan “uysal beyaz yakal›lar”, iktidara tepkilerini isyan›n sürükleyici güçleri aras›na kat›larak gösterdiler.
c›lar; öte yandan yüksek vas›fl› mesleklerden ö¤retmenler, avukatlar, mühendisler, hekimler “Gündüz iflte gece direniflteyiz!” slogan›yla isyan›n parolas›n› oluflturdular. Üretimi durdurmay› hedeflemeyen direnifl rotas›, ilk bak›flta, ciddi bir kusur gibi görünüyor. Bunun yan›nda, asl›nda daha bafllang›çta politik iktidarla savaflarak kendini yaratan bir s›n›f›n kendine has politikleflme ve bilinçlenme yolunu göstermesi bak›m›ndan ciddi deneyimler sunuyor. Umulmad›k biçimlerde ileri at›lan isyan›n bu proleter kanad›, yarat›c›l›¤›n› ve direnifl malzemelerini bizzat kendi gündelik al›flkanl›klar›ndan ve s›n›fsal do¤as›ndan ç›kar›yor.
Y›llard›r “ulusalc›” ve “‹slamc›” siyasi gericili¤in toplumsal taban›n› geniflleten e¤itimli iflçiler ve küçük burjuvazi, ilerici toplumsal hareketlerle bulufltu¤unda devrimci potansiyelini göstermifl oldu. Küçük burjuvaziden sökülüp gelen iflçi s›n›f›n›n bu en yeni e¤itimli katmanlar›, daha do¤ar do¤maz politik iktidarla sert bir çat›flmaya girdi. ‹syana rengini veren “özgürlük” ve “onur” ilkelerini günlerce sokaklarda direnerek savunan iflçi s›n›f›n›n bu yeni üyesi hak etti¤i sayg›y› kopara kopara ald›. ‹syan›, üretim alanlar›na yöneltmedikleri ve içinden çözülüp geldikleri küçük burjuvazinin (ortas›n›f) al›flkanl›klar›n› henüz üzerinden atamam›fl olduklar› bir gerçek. Ancak sokaklarda, proleter özniteli¤ini, bizzat isyan, çat›flma ve direniflle yaratan onurlu bir s›n›f var. Yüksek plazalardan, gökdelenlerden, ifl merkezlerinden isyana kat›lan bankac›lar, reklamc›lar, sigorta-
AKP faflizminin sürekli bask› alt›nda tuttu¤u yoksul Alevi mahallelerinin isyana kat›l›m›nda, ‹slamc› gericili¤e ve faflizme karfl› tepkiler belirleyici oldu. Gezi Direnifli’nin bir halk hareketine dönüflmesinde, Armutlu, Dikmen, Mamak, Okmeydan›, Gazi gibi yoksul Alevi mahallelerin direngen halklar›n›n kat›l›m›n›n pay› büyük oldu. Bununla birlikte, Alevilerin dernek, cemevi ve vak›f çat›s› alt›nda faaliyet gösterdikleri geleneksel örgütlüklerinin isyana kat›l›m›nda ciddi yetersizlikler görüldü.
Yoksul Alevi mahalleleri isyana tafl›yan devrimci gelenek
Ayn› neoliberal ‹slamc› sald›r›ya maruz kalan; ama iktidar›n ›rkç›, gerici politikalar›yla etnik kökene, mezhebe, cinsiyete göre bölünmeye zorlanan mahalle halk› direniflte birleflti. Mahallesinden sürgün edilme tehlikesi, niteliksiz paral› sa¤l›k, pahal› ulafl›m ve “4+4+4” piyasac›-gerici e¤itim politikas› yüzünden bu mahalleler, AKP iktidar›na karfl› zaten isyan öncesinde de oto-
13
SUNU büs duraklar›ndan okul/hastane/belediye önlerine s›k s›k hareketlenir olmufltu. Mahalleli kad›nlar baflta olmak üzere, halk›n gericili¤e karfl› tepkileri de bu eylemlerin içinde anlam›n› buluyordu. Bu bak›mdan Alevilerin, dinsel-mezhepsel taleplerini öne ç›karmadan, isyandaki ilerici demokratik tepkilerle buluflarak kendilerini ifade etmelerinin önemi büyüktür. Yoksul mahalleleri kuflatan genelleflmifl polis bask›s› ve fliddet, uzun süreye yay›lan direnifllerin ve sert çat›flmalar›n koflullar›n› haz›rlad›. Bir kontrgerilla stratejisi olarak, kentsel ayaklanma bast›rma stratejisi, planl›, sistematik bir kitle pasifikasyonuna dayan›yor. Kürtler, Aleviler, Türk-Müslüman olmayan halklar gibi ezilen toplumsal kesimlerin yaflad›¤› mahalleler denetim, gözetim, sürekli polis bask›s› ve fliddetiyle pasifize ediliyor. Mobeseler, özel donan›ml› polis ekipleri, yoksulluk ve güvencesizlik k›skac›nda yaflayan halk›n tepkilerini bast›rma, en demokratik tepkileri bile suçlu göstererek etkisizlefltirme politikas› izleniyor. Bunun yetmedi¤i yerlerde, kontrgerilla uzant›lar›, paramiliter çeteler, Keçiören’de oldu¤u gibi belediyenin faflist “A Tak›m›” çetesi devreye giriyor. Cemaat-tarikat ve Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› iflbirli¤iyle sistematik dinsel bombard›man bütün bunlar›n tamamlay›c›s› olarak hep devrede tutuluyor. ‹flte bütün bunlara karfl› haftalarca süren fliddetli kitlesel direnifllerin yükseldi¤i mahallelerde devrimci gelenek isyan›n bafll›ca kanal› oldu. Sosyalist/devrimci gelene¤in sürdü¤ü ve devrimci kitle çal›flmalar›n›n görece geliflmifl oldu¤u mahalleler, isyana dinamizm, süreklilik ve direngenlik kazand›rd›. Militan mücadele, dayan›flma ve örgütlenme kültürüyle bu mahalleler, kendi çevrelerindeki di¤er mahalle ve ilçe merkezlerini hareketlendirdi¤i gibi, kent merkezlerindeki çat›flma ve ortak giriflimlerin en büyük dayan›flma kanallar›ndan birini oluflturdular.
Toplumsal muhalefetin kaç›rd›¤› f›rsat Büyük ço¤unlu¤u o ana dek hiç harekete geçmeyen toplumsal katmanlar›n, direniflin sürükleyici güçleri aras›nda yer almas›, isyan›n flafl›rt›c› olgular›ndan biridir. Öte yandan toplumsal muhalefetin örgütlü güçlerinin, geleneksel sendikal hareketin, emek-meslek örgütlerinin, ilerici toplumsal güçlerin ve sol/sosyalist hareketin isyanda beklenilen atakl›¤› ve etkinli¤i gösteremeyiflleri ciddi bir yoksunluk olarak de¤erlendirilmeli. Hiç kuflkusuz, ‹stanbul’da Taksim Dayan›flmas› zemininde ve Anadolu’nun ço¤u kentinde ilerici platformlar/birliktelikler çat›s› alt›nda harekete geçen bu örgütlerin, isyan›n altyap›s›n› oluflturan giriflimlerinin, kampanya ve ça¤r›lar›n›n önemi yads›na-
14
maz. Ne var ki etkinlikleri sadece geleneksel al›flkanl›klar›, pratik refleksleri ya da pratik ezberleri çerçevesinde s›n›rl› kald›. Örgütlenme ve hareket deneyimleri isyan›n ilerletilmesi, dönüflümü, s›çrat›lmas› ya da süreklili¤inde etkili olmad›. Neoliberal yenisömürge kapitalizmine karfl› iflçi s›n›f› hareketinin temel geliflme yata¤›n› oluflturan hak mücadelesi ve güvencesiz iflçi çal›flmalar›n›n, isyan›n tarihsel arka plan›n›n haz›rlanmas›nda belirleyici katk›lar› oldu¤u kesin. Ancak isyandaki etkin örgütsel varl›klar› aç›s›ndan ayn› belirleyici katk›y› görmek mümkün olmad›. Güvencesizli¤e karfl› örgütlü mücadeleler, fiili, militan ve kitlesel eylem tarz›yla defalarca devlet kap›lar›n› zorlayarak efli¤ine dek geldikleri politikleflme duvar›n›, isyan›n s›çrama
kuvvetiyle afl›p ülke çap›nda politik bir harekete dönüflme olana¤›n› yakalayabilirlerdi. Kürt hareketinin isyana kay›ts›z kalmas›, sorunun öneminden dolay› mutlaka ayr›ca de¤erlendirilmeli.3 Dergimizdeki “Kürt hareketi ile Haziran ‹syan› aras›ndaki iliflki”yi irdeleyen de¤erlendirmede de görülece¤i gibi, Kürt hareketi tarihsel bir f›rsat› kaç›rd›. AKP iktidar›n›n açmazlar›n› iyi de¤erlendiren bir at›l›m stratejisiyle Erdo¤an’› masaya oturmak zorunda b›rakan Kürt hareketi, müzakere sürecinde yitirdi¤i inisiyatifi yeniden ele geçirebilirdi. Kürt ve Türk halklar›n ilerici toplumsal gücüne dayanan bar›flç›l-toplumsal çözüm için önemli bir hareket noktas› yakalayabilirdi.
SUNU
‘Küçük zarars›z isyanlardan korkun!’ ‹flte flimdi slogan tam oturdu. ‹syan› haz›rlayan devrimci birikimi en net anlatan bu slogan›, y›llar önce, Devrimci Gençlik dönemin devrimci görevlerini ve at›l›mlar›n› belirlemek için ileri sürmüfltü. Son günlerde isyan korkusunu, iyice yerleflik bir korku olarak içinde tafl›yan egemenler isyan›n, bast›r›lm›fl kitlelerin basit bir “öfke patlamas›” ya da “tarihsel bir rastlant›” oldu¤unu düfllemeyi al›flkanl›k haline getirdiler. E¤er isyan salt bir “öfke patlamas›” olsayd› ya da bir “rastlant›” olsayd›, yumuflat›lm›fl “antiotoriter” alternatiflerle yat›flt›r›labilir ya da Erdo¤an’›n polis terörüyle kolayca bast›r›labilirdi. Bunun bir rastlant› olmad›¤›n›n herkes fark›nda. Asl›nda gerçek tehlikenin herkes fark›nda: Mezarl›ktan geçerken korkusunu bast›rmak
Acaba “panzer devirmece” oyunlar› sona m› eriyor derken, duyduk ki F›rat’›n bat›s›nda isyan patlam›fl. “Bu ifller duyulur da durmak olur mu?” Vanl› Kürt çocuklar›, polis panzeriyle al›flt›rma yap›yor.
için ›sl›k çalan yeni iktidar seçkinleri de fark›nda; isyan›n canal›c› günlerinde isyanc›lara otel kap›lar›n› açmak zorunda kalan elikanl› tekelciler de fark›nda. Gerçek tehlike bütünüyle devrimci süreçten geliyor. Belki barda¤› tafl›ran son damla olarak Gezi Park› Direnifli’nin (“bozk›r› tutuflturan k›v›lc›m”), Haziran ‹syan› için bir rastlant› oldu¤u söylenebilir. Öyle ya isyan yine beklenmedik bir baflka yerde de patlak verebilirdi. Ama devrimci sürecin gelinen aflamada isyanlar üretiyor olmas›, bir rastlant› de¤il zorunluluktur. Gerisi isyanc›lar›n ustal›¤›na kal›yor. Devrimci süreçte, önceleri, tarihsel kazan›mlar›n korunmas› ve giderek özsavunmac› halk direnifllerinin ortaya ç›kmas›yla oluflan devrimci birikim, bugün halk isyan-
lar›n›n konjonktürel altyap›s›n› oluflturuyor. ‹flte beklenmedik kitlelerin beklenmedik bir zamanda “mucize”ler yaratan Haziran ‹syan› da bu altyap› üzerinde yükseldi.
‘Mükemmel isyan’ Ço¤unlu¤u hayat›nda ilk kez eyleme kat›lm›fl olan isyanc›lar, nas›l oluyor da bu kadar “mükemmel” bir isyana imza atabiliyor? Üçüncü iktidar dönemiyle sözümona “gücünün doruklar›na yükselen” AKP iktidar› ve Tayyip Erdo¤an’›n kiflisel karizmas›, kendi iktidar tarihinin en büyük yaras›n› ald›. Tek Parti’den kirli savafla devletin bütün fliddet gelene¤ini kendinde toplayarak yeniden yap›land›ran AKP iktidar›n›n tam donan›ml› ve iyi e¤itimli polisi kuvvetleri, bu “acemi isyanc›lar” karfl›nda darmada¤›n oldu. Üstelik isyan, her ne kadar beklenmedik bir zamanda patlak verse de, Erdo¤an’›n y›llard›r fliddet -halka karfl› savafl- politikalar›na a¤›rl›k verdi¤i herkesçe biliniyor. Yine isyan›n mükemmelli¤i, isyana kat›lan toplumsal güçlerin içgüdüsel tepkilerini, “olgunlaflm›fl s›n›fsal, politik ve toplumsal tepkilere” dönüfltürmesidir. S›n›f savafl›mlar›n›n cilvesine bak›n ki, “iflçi gibi kazan›p burjuva gibi harcayan”, çal›flma yaflam›n›n d›fl›ndaki zaman›n›n neredeyse tümünü al›flverifl merkezlerinde geçiren e¤itimli iflçiler ve küçük burjuva profesyonel meslek sahipleri, Gezi Park›’n›n “AVM” yap›lmas›na isyan ettiler ve park›n halka ait olmas› gerekti¤ini savundular. Yani çal›flma yaflam›n›n d›fl›ndaki zaman›n›n neredeyse tümünde politik iktidarla çat›flarak geçirdiler. Dahas›, direnifle geçen halk› harekete geçiren nedenler ars›nda hiçbir kiflisel, yerel, ekonomik, sendikal ç›kar beklentisi bulunmuyor. Tek hedef Erdo¤an’›n simgeledi¤i gerici sermaye iktidar›. Devrimci sürecin eski sorunlar›ndan biri de halk aras›ndaki çeliflkilerin afl›lmas› sorunudur. Oligarfli içindeki iktidar savafl›mlar›na taraf edilen halk kitleleri, “laik-fleriatç›” kamplaflmas›nda görüldü¤ü gibi, ulusal-etnik, dinsel-mezhepsel sorunlar etraf›nda bölünmeler yafl›yordu. Bu bölünmeler, ülkemizdeki politik gericili¤in toplumsal-s›n›fsal temelini oluflturuyor, devrimci sürecin geliflmesini bask› alt›na al›yordu. Haziran ‹syan›, halk aras›ndaki çeliflkiler sorununu, ezilenler aras›nda “devrimci ittifak”lar kurarak aflmay› baflard›. Önceleri oldu¤u gibi, ezilen toplumsal gruplar›n kimlik sorunlar› isyanda öne ç›kar›lmad›. Ulusalc› duyarl›l›klar› yüksek kitlelerin, Alevilerin, Kürtlerin, kad›nlar›n, gençlerin, LGBT bireylerin, örgütlü futbolseverlerin birlikte çat›flt›¤› barikatlarda isyanc›lar, ilerici demokratik talepler üzerinden yoldafll›k ettiler. ‹syanc›lar›n katetti¤i politik bilinç düzeyine bak›nca, is-
15
SUNU yanla, onu haz›rlayan, “öncü-haz›rl›k isyanlar›” ve halk direniflleri aras›nda konjonktürel bir etkileflim oldu¤u görülüyor. Bugüne kadar devrimci sürecin tafl›y›c› güçlerini oluflturan hak “hareketleri” ve güvencesiz iflçi “hareketleri”nin; savafla, faflizme ve gericili¤e karfl› mücadelenin yaratm›fl oldu¤u devrimci birikim, ö¤renilmiflkazan›lm›fl dersler olarak isyanc›lar›n h›zl› yol almas›n› sa¤lad›. ‹syan› haz›rlayan tarihsel koflullar, devrimci birikim ve mücadele gelene¤inin baflar›s›zl›klar›, yetersizlikleri, zaaflar› bile devrimci süreci bir bütün olarak ileri götürmüfl; isyan›n ve yeni isyanlar›n flartlar›n› haz›rlam›flt›r.
Halk direnifllerinden Haziran ‹syan›’na tafl›nan devrimci birikim Güvencesizli¤e direnen iflçilerden isyana tafl›nan ‘özsayg›’ ve ‘kendine güven’ ‹flçi s›n›f›n›n devrimci kapasitesi, genellefltirilmifl savafl koflullar› alt›nda sürekli bask› alt›nda tutuluyor. Son birkaç y›l›n verilerine göre (sendika.org ve guvenlicalisma.org) ifl cinayetlerinde, günde ortalama dört iflçi öldürülüyor. Bu planl› cinayetlerin arkas›nda, güvencesiz çal›flmay›, yüksek kârlar u¤runa bir iflçik›r›m›na dönüfltüren sermaye flirketleri ve AKP faflizmi var. “‹flsizli¤in ölümden beter!” oldu¤unu düflünen güvencesiz iflçiler, ifl ve yaflam güvencesinin, sosyal güvencenin, çal›flma güvenli¤inin olmad›¤› flartlarda çal›flmay› ve yaflamay› çaresizce kabul etmek zorunda kal›yor. Bu durumda “ifl ve iflsizlik”, “çal›flma ve yaflam” koflullar›, iflçi s›n›f›n›n can/yaflam güvenli¤ini tehdit eden genelleflmifl bask› koflullar›n› oluflturuyor. Güvencesizlik, bugünün proletaryas›n›n özniteli¤i haline gelirken, ölüm, sakatl›k, açl›k, kronik iflsizlik, ‹slamc›-liberal dilencilefltirme a¤lar›nda itibars›zl›k, proleter yaflam›n do¤al unsurlar›n› oluflturuyor. Proleterleflme, örgütsüz kitlelerin gözünde sadece güvencesizleflme de¤il, insanca yaflamdan do¤an özsayg› (onur) ve özgüvenin yitimi anlam›na da geliyor. Sendikalaflman›n “imkâns›z” görüldü¤ü güvencesiz çal›flma koflullar›nda, tafleron iflçilerin örgütlenme mücadelesi, onlar› sendikal mücadelenin bir adresi durumuna getirdi. ‹yice umutsuzlu¤a düflen tafleron iflçiler, kendilerine sayg›lar›n› ve güvenlerini kazand›lar; “tafleron” kimli¤ini, üretimin ve s›n›f›n sayg›n bir üyesinin kimli¤i haline getirdiler. Bugün Haziran ‹syan›’n›n, iktidar› tam on ikiden vuran politik tepkisinin olgunlaflmas›nda, güvencesiz iflçilerin neredeyse on y›la yay›lan
16
mücadelesinin esinleyici etkilerini de görmek mümkündür. Y›llard›r, Çal›flma Bakanl›¤›’n›n kap›s›na bask›nlar yapan, sorunlar›n çözümünde sürekli “Ankara”y› hedef gösteren fiili, militan, kitlesel mücadele tarz›yla güvencesiz iflçiler, sorunlar›n›n çözümünde hep “politik alan›” iflaret ettiler. Ve hep de iktidar›n polis fliddetiyle karfl› karfl›ya geldiler. Yol ve maden gibi geleneksel sendikac›l›¤›n güçlü oldu¤u iflkollar›nda güvencesizleflen iflçiler bile Ankara’n›n yolunu tutmaya bafllad›. 2010’un bafllar›nda Ankara-K›z›lay’da, 78 gün süren etkili direniflten sonra Tekel iflçilerinin karfl›na ç›kar›lan polis barikatlar› sürekli zorland›. O barikatlar› bugün Haziran isyanc›lar› aflt›lar. Üretimde ve toplumsal yaflamda yok say›lan tafleron iflçiler, öteki s›n›f katmanlar›n› da atefllediler. Proleterlefltirme süreçlerinden do¤an geri/ilkel tepki ve korkular›n yavafl yavafl s›n›fsallaflt›¤› bir ortam oluflmaya bafllad›. Bugün isyan›n sürükleyici güçleri aras›nda yer alan, çözülen yüksek vas›fl› meslek sahipleri, hekimler, mühendisler, avukatlar, gazeteciler, sinema sanatç›lar›, epeydir güvencesizli¤e karfl› meslek odalar› ve sendika çat›lar› alt›nda mücadele ediyorlar. ‹nflaat, tersane, madencilik ve tekstilde “ölümcül ifller”de ömrünü tüketen güvencesiz iflçiler, hukuksal davalarla, platformlarla sesini yükseltiyor; tek tek iflyeri patronlar›n› hedeflemekten ziyade taleplerini devlete yöneltiyorlar. Muhatab› devlet olan yeni bir sendikal mücadele çizgisinin ipuçlar› fiilen ortaya ç›kt› bile. Öte yandan k›rlarda finansal sermaye egemenli¤ine ba¤›ml›l›¤› derinleflerek güvencesizleflen ücretli tar›m iflçileri ve çiftçiler, özgün tar›m-çiftçi sendikalar›yla k›rlarda varl›k göstermeye bafllad›lar. Kad›n iflçi militanl›¤›, k›rlardan kentlere iflçi s›n›f› hareketinin bütün görünümlerinde sürükleyici bir dinamizm olarak yeniden tarih sahnesine ç›kt›.
SUNU
‹syana tafl›nan ‘militan hak savunuculu¤u’ ‹syan›n s›rf birinci haftas›nda devletin bütün bibergaz› stoklar›n› tüketecek fliddette bir polis sald›r›s› gerçekleflti. Bibergaz›, halka karfl› savafl›n en etkili silahlar›ndan biri olarak gelifltirildi. On befl farkl› türüyle bu öldürücü savafl kimyasal›n›n4 Türkiye’nin de imzalad›¤› uluslararas› sözleflmelerce kullan›m› denetim alt›nda tutuluyor. AKP iktidar› kendi halk›n› katletmek için Tayyip Erdo¤an’›n elinin alt›ndaki “örtülü” kirli ifller ve kontrgerilla bütçesinden milyarlarca dolar harc›yor. Hopal› Eflk›yalara karfl› kullan›ld›¤›nda 31 May›s’ta militan hak savunucusu Metin Lokumcu yaflam›n› yitirmiflti.5 Do¤rudan Tayyip Erdo¤an’›n komuta etti¤i polis terörüne karfl› son y›llar›n en büyük meydan okumalardan biri olmufltu. Hopal›lar da t›pk› çapulcular gibi, AKP faflizmine karfl› mücadelenin bir simgesi olarak eflk›yal›¤› onurlu bir kimlik olarak sahiplendiler. Verdi¤i kay›pla, polis fliddetine, biber gaz›na, tazyikli suya karfl› yi¤itçe direnifliyle, tüm ülkede yaratt›¤› yank› ve dayan›flmayla Gezi’nin tarihsel öncüleri aras›ndaki onurlu yerini alan “Hopa davas›” adalet aray›fl›n›n bir simgesi olarak tüm halk taraf›ndan sahiplenildi. Ço¤u yerde Metin Lokumcu Haziran direniflçilerinin de sahiplendi¤i bir direnifl simgesi haline geldi.
Do¤an›n, k›rsal toplumsal yaflam›n ve geçim araçlar›n›n talan edilmesine karfl› yükselen halk direniflleri, “çevre duyarl›l›¤›”n› zaten “üç-befl çevreci”nin özel etkinlik alan› olmaktan ç›kar›p ilerici toplumsal hareketlerin itici güçlerinden biri haline getirmiflti. “Üç-befl a¤aç” meselesinden kopan f›rt›naya bir anlam veremeyen iktidar seçkinleri, halk›n dikkatini uluslararas› büyük komplo hareketlerine çekedursunlar, ülkenin sulak k›rlar›nda ne f›rt›nalar kopuyor. Cumhuriyet tarihinin en güçlü iktida-
r› olmakla övünen “Erdo¤an diktas›”, ülkenin k›rlar›na özel polis-jandarma ve güvenlik ordusu olmadan giremez hale geldi. Emniyet teflkilat› ve jandarma, enerji flirketlerinin (HES’çiler) “özel koruma gücü”ne dönüfltüler. F›nd›kl›’da oldu¤u gibi y›llard›r iflmakinelerinin ve “resmi yetkili”lerin giremedi¤i vadiler, bu vadilerde kesintisiz tutulan çad›r nöbetleri var. “ÇED yetkisi”ni, iktidar tekeline alm›flt›; ama halk›n bas›p engellemedi¤i daha bir tane bile ÇED toplant›s› yok. Polis-jandarma terörüne, biber gaz›, kimyasal tazyikli su gibi “silahl› sald›r›”lara karfl› kararl› bir direnifl kültürünün yarat›lmas›nda su, rüzgâr (RES) ve toprak direniflçilerinin eme¤i büyüktür. K›rlardaki halk direniflleri daha flimdiden kendine has militan bir kadro kufla¤› yaratt›. Erzurum’da, Sinop’ta HES’çilerin iflmakinelerine karfl› k›r›c› ve yak›c› etkin savunma çizgisi izleyen kolektif kad›n militanl›¤›nda (“Tortumlu Leyla”), Haziran ‹syan›’n› simgeleyen “k›rm›z›l› siyahl› kad›nlar”›n öncü izleri görülebilir. Hak mücadelelerinin bu k›sa gelene¤ini gördükten sonra, Haziran isyanc›lar›n›n çevikli¤i ve h›z› çok flafl›rt›c› olmamal›. “Platform”, “meclis”, “forum” gibi do¤rudan demokrasiden esinlenen yap›lar temel iflleyifl tarz› olarak bu gelenekte vard›. “Kad›n devrimi” ve “toplumsal eflitlikçilik”i toplumsal devrim program›na yeni içeriklerle sokan kad›nlar, k›rsal mücadelelere de yeni anlam ve içerikler kazand›r›yorlar. Gezi Park› Komünü’ne de kat›lan Gerzeli kad›nlar bunu iyi bilir. Dikmen Vadisi bar›nma hakk› hareketi, “Melih Gökçek çetesi”ne karfl› muazzam mahalle direniflinin, kent genelindeki toplumsal muhalefetle buluflarak nas›l bir kent direnifline dönüflebilece¤inin öncü örneklerini sergilemiflti. Polis terörü, yarg› yoluyla sindirme teknikleri ve bunlar›n yetersiz kald›¤› yerlerde “flirket çal›flanlar›” ad› alt›nda paramiliter “sivil kuvvetler”in devreye sokulmas› gibi kontrgerilla bast›rma teknikleri, Haziran’dan önce,
17
SUNU
Haziran isyanc›lar› da, t›pk› Eflk›yalar gibi, Çapulculu¤u, faflizme karfl› mücadelenin onurlu kimli¤i haline getirdiler. Tam Eflk›yal›k devri sona erdi derken Tayyip Erdo¤an’› sefer de Çapulcular tepeledi. Erdo¤an bitti¤ini düflünüyorsa, daha kötüsü s›rada. Çapulcu Eflk›yalar, parke tafllar›n› söküyor!
Dikmen Vadisi’nde de direnifli k›ramam›flt›. ‹lk günlerde, henüz isyan›n sersemletici etkisini üzerinden atamam›fl olan Tayyip Erdo¤an, “Taksim projesi hanginize zarar verdi? Niye karfl› ç›k›yorsunuz?” diye ç›k›flm›flt›. Do¤rudan kâr-zarar cetveliyle olaylar› ölçmeye çal›flan Erdo¤an, isyanc›lar›n, kentsel ranttan pay›n› isteyen haks›zl›¤a u¤ram›fl kitleler olamad›¤›n› anlamas› uzun sürmedi. K›sa sürede anlafl›ld› ki isyanc›lar›n derdi, kentin sermayelefltirilen kamusal alanlar›ndan pay kapmak de¤il, AKP faflizminin, kamusal alanlar› sermaye talan›na açmas›, dinsel kurallarla ve polis terörüyle kenti denetim alt›na alma giriflimlerine tepki göstermektir. Kentsel dönüflüm politikalar›yla kentin çevresine do¤ru sürülen halk›n, son y›llarda, kent merkezlerini kullanmas› s›k› kurallara ba¤lan›nca öfke de fliddetli olmufltur.
Savafla, faflizme, gericili¤e karfl› yak›nlaflan direnifl e¤ilimleri AKP iktidar›n›n Kürt sorununda “çözüm” vaadinin ve “komflularla s›f›r sorun” rüyas›n›n kabusa dönüflmesi, halkta büyük hayal k›r›kl›¤›, öfke ve k›zg›nl›k yarat›yor. Halk›n savafla, faflizme ve gericili¤e karfl› direnme e¤ilimleri birbirine yak›nlafl›yor.
18
2012 sonbahar›yla birlikte AKP’nin krizi derinleflmifl, çokboyutlu bir krize dönüflmüfltü. Emperyalist bölge politikalar›nda güttü¤ü aktif tafleronluk çizgisi iflas etmifl, “savafl a¤al›¤›”na soyunan Erdo¤an-Davuto¤lu ikilisinin Suriye’de gerici bir içsavafl ç›kararak Esad’› devirme politikas› baflar›s›z olmufltu. Kald› ki El Kaide uzant›s› El Nusra gibi Ortado¤u’daki Sünni ‹slamc› eksenin en radikal kanatlar› güçlenmifl, güney s›n›r›, Rojava Kürtlerine yönelik ‹slamc› kontrgerillac› kirli savafl ak›nlar›n›n sald›r›-lojistik hatt›na dönüflmüfltü. Üstelik Türkiye topraklar› “terör” sald›r›lar›n›n aç›k hedefi haline gelmiflti. Neoliberal y›k›m politikalar› karfl›s›nda yükselen yayg›n halk direniflleri, AKP’nin bugüne dek gelifltirdi¤i bast›rma ayg›tlar›yla bast›r›lamaz boyutlara ulaflm›fl, iktidar h›zla meflrulu¤unu yitirmeye bafllam›flt›. Uzun seçim sürecine girerken iktidar içinde çatlak sesler yükselmeye bafllam›fl, iktidar›n yeniden yap›land›r›lmas› kaç›n›lmaz hale gelmiflti. ‹flte bu flartlarda, AKP’nin Suriye politikalar›na mezhepçilik ve Alevi düflmanl›¤› yaparak destek aramas›, dinci mezhepçi bir saflaflt›rma politikas›yla kendi kitle temelinde meflruiyet aray›fllar› güney kentlerinde, özellikle Antakya’da, savafla ve gericili¤e karfl› ciddi tepkilere yol açt›. Bunun üzerine AKP, cephe gerisi-lojistik hat olarak kulland›¤› Antakya’da
SUNU halk›n üzerindeki genel bask› ve fliddeti daha da art›rd›. Antep’te patlama, gerici-cihatç› çetelerin güney kentlerine yerlefltirilmesi, Antakya, Urfa ve Mardin de büyüyen yerel gerilimler; Akçakale’nin ard›ndan Reyhanl›’da kitlesel katliamlar, bölgede ve ülkede savafl karfl›t› hareketin koflullar›n› olgunlaflt›rd›. Kürt, Arap, Alevi güney halklar› savafl karfl›t› tepkilerini örgütlü biçimlerde ortaya koymaya bafllad›lar. Böylece savafl karfl›t› hareketle Haziran ‹syan›’n› buluflturan toplumsal dinamikler olgunlaflt›. ‹syan›n en uzun ve kararl› direnifllerinden biri olan Antakya direnifli ortaya ç›kt›. Bunlara bir de iflçi düflmanl›¤›, Kürt düflmanl›¤›, Alevi düflmanl›¤›, kad›n düflmanl›¤›, k›saca ezilen toplumsal gruplar›n tümüne yöneltilmifl düflmanl›k ve hemen her muhalifin düflmanlaflt›r›labilece¤i genellefltirilmifl bir savafl ve fliddet ortam› eklenince, savafla, faflizme ve gericili¤e karfl› ezilenlerin devrimci ittifak›n›n temeli daha da geniflliyor.
Haziran ‹syan›’ndan devrimci halk hareketine Çapulcular yine gelecek! Gezi Direnifli’ni ezmeye giriflen Erdo¤an, karfl›s›nda birden bire yüz binlerin isyan›n› bulunca, onlar› “üç-befl çapulcu” diye afla¤›lamaya yeltendi. Bu niteleme, 12 Mart’›n “anarflistler/flakiler” ve 12 Eylül’ün “teröristler” nitelemesiyle ayn› ba¤lama oturuyor. Asl›nda “üç-befl çapulcu” nitelemesi, ilkin Genelkurmay Baflkan› Necdet Üru¤ taraf›ndan PKK gerillas› için kullan›lm›flt›. Sonra Turgut Özal söylemi devam ettirdi. Direniflçilere yönelik bir küfür olman›n ötesinde bir anlam tafl›yan “çapulcu” nitelemesi, isyanc›lara karfl› gelifltirilen savafl dilinin bir ögesidir. Bu niteleme direniflçilerin, ‹slamc›-liberal iktidar›n d›fllad›¤›, tasfiye etmeyi hedefledi¤i bir yaflam tarz›n›n, kültürünün ve ahlak›n›n temsilcilerinin ezilmesi gerekti¤ini gösteren bir nitelemedir. Bu yaflam tarz›n›n politikleflmifl ifadesi olan militan hak savunuculu¤u, iktidara yönelik aç›k tehlike (“AKP karfl›t› odak”!) olarak görülüyor. Suçlu gösterilen militan hak savunucular›na düflman muamelesi yap›l›yor. ‹syanc›lar›n halk deste¤ini koparmak için daha sonra kullan›lan “marjinaller”, “vandallar”, “araya s›zan teröristler” gibi nitelemeler de bu amaçla kullan›lm›flt›. Ancak Gezi Direniflçileri'ni “çapulcu” diye niteleyerek uygulanan fliddet, halk deste¤ini koparmaya yetmedi. Çünkü Gezi Direniflçileri, AKP faflizmine karfl› birleflik halk direniflinin ortak paydas›nda yer al›yordu. Halk, Gezi Direnifli’ne yap›lan sald›r›y› kendisine yap›lm›fl sayd› ve harekete geçen kitleler güçlü bir meydan okumayla kendisine çapulcular ad›n› takt›. ‹flte bu meydan okuma, “direnifl” ile “hareket, “öncü”
ile “halk” aras›ndaki ba¤lant› noktas›n›, izlenmesi geren yolu gösteriyor. Haziran ‹syan›, kendili¤inden, tepkisel bir halk isyan›d›r. Kendili¤indenli¤inin en temel göstergeleri, plans›z olmas›, devrimci bir önderlikten ve devrimci bir iktidar hedefinden yoksun olmas›d›r. ‹syanc›lar, neoliberalizme, AKP faflizmine ve ‹slamc› gericili¤e karfl› kendini savunma temelinde, salt sald›r›lar› engellemeye yönelik bir s›n›r hatt›nda hareket ettiler. Halk›n “durdurma gücü” ortaya ç›km›fl, görülmüfl oldu. Ne var ki isyan›n kendili¤inden olmas›, onun “apolitik” bir hareket oldu¤u anlam›na gelmiyor. Tersine, her ne kadar devrimci bir iktidar stratejisinden yoksun olsa da, isyan, AKP faflizmine karfl› son y›llarda giderek yayg›nlaflan bütün direnifl e¤ilimlerini birlefltirmifl, ezilenlerin “devrimci ittifak” sorununu kendi s›n›rlar› içinde çözmüfltür. Bunun faflizme karfl› birleflik direnifl hareketi olarak kal›c›laflt›r›lmas›n›, halk hareketinin gündemine getirmifltir. Üstelik isyan›n, neoliberal yenisömürgecili¤e karfl› sosyalist (toplumsal kurtuluflçu) yönelimler de içinde tafl›yor olmas›, bundan sonra isyan›n nas›l ilerletilmesi gerekti¤ine iliflkin ipuçlar›n› da bar›nd›r›yor. ‹syanda gelecek sosyalist toplumun bir nüvesi (çekirdek) olarak bulunan toplumsal eflitlik, ortak mülkiyet ve do¤rudan demokrasi gibi unsurlar, hareketin gelece¤e yönelik ana e¤ilimini oluflturuyor. Kendinden önceki halk hareketlerinden devrald›¤› birikime ileri bir nitelik kazand›ran Haziran ‹syan›, kendi oluflumuna ve olgunlaflmas›na yol açan tarihsel yönelimlere bak›ld›¤›nda, kendisini de aflacak yeni isyanlar› haz›rlayacak flekilde devrimci süreci olgunlaflt›rm›flt›r. Çapulcular yine gelecek! Ama bu sefer devrimci halk hareketinin önderli¤inde.
Notlar 1 Graham Fuller gibi “Büyük Ortado¤u” hayalleri peflinde koflan emperyalist ajanlar ve onlar›n AKP iktidar›n› haz›rlayan uzant›lar›, “Türkiye’nin Gelecek Yörüngesi”ni planlarken, t›pk› bütün Ortado¤u’da oldu¤u gibi, halk hareketlerine hiç flans tan›mam›fllard›. Ancak kafalar›n› Ortado¤u’nun devrimci sürecine çarpt›klar›nda -ifl iflten geçtikten sonra!- dönüp Türkiye egemenlerine, “halk hareketlerinin politik bir aktör olarak hesaba kat›lmas›” yönünde telkinde bulunmaya bafllad›rlar –yine ifl iflten geçtikten sonra! Böylece ileri teknolojiyle donat›lm›fl bu istihbarat “devleri”nin de ne denli “önkörü” sahibi olduklar› bir kez daha görülmüfl oldu. Bak. Graham E. Fuller, Yükselen Bölgesel Aktör: Yeni Türkiye Cumhuriyeti, Timafl Yay., ‹stanbul, 2008. 2 10 y›ll›k iktidar dönemimizde bizimle flu ya da bu flekilde bizimle paydafl olanlar, gelecek 10 y›lda bizimle paydafl olmayacaklar. Çünkü bu geçti¤imiz 10 y›l içinde, bir tasfiye süreci ve bir tan›mlama özgürlük, hukuk, adalet söylemi etraf›nda yapt›klar›m›za paydafllar vard›. Onlar da flu ya da bu flekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, flu ya da bu flekilde bu süreçte bir flekilde paydafl oldular ancak gelecek infla dönemidir. ‹nfla dönemi onlar›n arzu etti¤i gibi olmayacak. Dolay›s›yla o paydafllar bizimle beraber olmayacaklar. Dün bizimle beraber flu ya da bu flekilde yürüyenler, yar›n bizim karfl›m›zda olan güçlerle bu sefer paydafl olacaklar. Çünkü infla edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onlar›n kabullenece¤i bir gelecek ve bir dönem olmayacak. Onun için iflimiz çok daha zor. (‹stanbul ‹l Baflkan› Aziz Babuflçu, 1 Nisan 2013) 3 Sorunun öneminden dolay› bafll› bafl›na ayr› bir de¤erlendirme konusu yapt›k. Bak›n›z, dergimizin bu say›s›nda “Demokratik ve Toplumsal Bir Çözüm ‹çin: Sürecin Aktif Taraf› Olarak Halk ‹syan›” adl› yaz›. 4 Bak. Kimyasal Silahlar: Gösteri Kontrol Ajanlar›, Türk Tabipleri Birli¤i Yay›nlar›, Ankara, A¤ustos 2011 5 19 Aral›k 2000’de 20 hapishaneye eflzamanl› sald›r›da 32 mahpus; 1 May›s 2007’de Taksim’de ‹brahim Sevindik; 12 (30) Haziran 2011’de Batman’da Hatice ‹din, devlet güçlerinin “öldürücü dozda gaz!” kullanmas› sonucu yaflam›n› yitirdi.
19
Haziran ‹syan›’n›n s›n›rlar› ve yeni orta s›n›f proletarya
Sosyalizmde devrim mi? A. Can Do¤ruer
Neoliberalizme, faflizme ve gericili¤e karfl› isyanda yeni bir s›n›fsal güç “devrime” göz k›rp›yor. Kent merkezlerinden yükselen özgürlük talebini bildik kodlarla hayk›rmayan bu yeni dinamik, bugüne dek sistem için tehlike say›lmayan yüzünü, isyan refleksiyle alanlara döndürdü. Bu dinami¤i, “küçük burjuva/orta s›n›f” deyip geçifltirmek yerine, kent yoksullar›, güvenceli-güvencesiz iflçi s›n›f› hareketiyle birlefltirmek tarihsel bir f›rsat olarak görülmeli.
Y
eni iflçi s›n›f› gerçekli¤i, Akdeniz k›y›lar›n› saran isyanlar›n öne ç›kan rengini oluflturdu. Genç, e¤itimli ve öfkeli bir iflçi kufla¤› yeni örgütlenme, iletiflim ve hareket biçimleriyle s›n›flar mücadelesi sahnesindeki yerini ald›. Akdeniz isyanlar› zincirinin son halkas›nda yer alan Haziran ‹syan› da, Türkiye'deki yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤ini parlak bir biçimde ortaya koydu. ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Adana, Eskiflehir gibi illerde sokaklar› dolduran, gaz bombalar›n›n, kimyasal s›v›lar›n, gerçek ve plastik mermilerin karfl›s›na dikilen genç e¤itimli iflçiler ve iflçi adaylar›, AKP'nin islamoneoliberal faflizmine karfl› özgürlük ve sayg› talebiyle isyan ettiler. Haziran
20
‹syanc›lar›, Türkiye'de bir süredir hissedilen yeni iflçi k›p›rdan›fllar›na, yeni iflçi s›n›f›n›n bir baflka kanad›nda biriken büyük öfkeyi katt›lar. Haziran ‹syan› ile birlikte Türkiye'nin yeni iflçi hareketi geniflledi, zenginleflti ve toplumsal muhalefetin gelece¤ine damgas›n› vuraca¤›n› kan›tlad›. Haziran ‹syan›'n›n gelece¤ini düflünürken, isyan ile yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤i aras›ndaki iliflkiyi gerçe¤e uygun bir biçimde kurmal›y›z. Haziran ‹syan›'n›n Türkiye'nin yeni iflçi s›n›f› hareketinin geliflimi sürecindeki yerini do¤ru tan›mlamal›y›z. Türkiye'nin yeni iflçi s›n›f›n›n devrimci bir toplumsal güç olarak tarih sahnesindeki yerini “doldurabilmesi” aç›s›ndan önümüze koydu-
¤u sorunlarla yüzleflmeli ve olanaklar› kavramal›y›z.
Neoliberal yeni sömürgecilik politikalar›n›n, dünya tarihinin en büyük ve en derin proleterlefltirme sürecinin üzerinde yükseldi¤i uzun bir süredir vurgulad›¤›m›z bir gerçek. 30 y›l› aflk›n bir süredir devam eden bu Büyük Proleterlefltirme Süreci'nin iflçi s›n›f› hareketinin bütününde yaratmakta oldu¤u sonuçlar› da gözlüyor ve anlamaya çal›fl›yoruz. Yeni iflçi s›n›f› hareketini anlamaya çal›fl›rken, 20.yy iflçi s›n›f› hareketinin içeri¤i ve biçimine iliflkin olgular›n mutlak ve evrenselmifl gibi alg›lad›¤›m›z tarihselli¤ini de yeniden kavr›yoruz. Bu tarihsellik, 21. yy iflçi s›n›f› hareketinin çözmesi gereken sorunlar›n, 20.yy iflçi s›n›f› hareketinden tamam›yla farkl›
oldu¤u anlam›na elbette gelmiyor. Bununla birlikte, her yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inde oldu¤u gibi, somut s›n›f kapasitesinin genifl ölçekli bir dönüflümüyle karfl› karfl›ya oldu¤umuz da bir gerçek. Yoksul halk›n hak mücadeleleri ekseninde geliflen talep hareketleri, güvencesiz iflçilerin sermaye karfl›s›nda güç dengesi kurma aray›fllar› ve toplumsal hareketlerin proleterleflme e¤ilimlerinde yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inin çeflitli d›flavurumlar›n› görmekteyiz. AKP iktidar›n›n islamoneoliberal faflizmine karfl› geliflen Haziran ‹syan›, yeni iflçi s›n›f› gerçekli¤inin farkl› bir ›fl›k alt›nda gözlenmesine olanak sa¤lad›. Haziran ‹syan›, ortaya koydu¤u içerik ve karfl› karfl›ya geldi¤i “s›-
21
Ald›¤› “görece” iyi e¤itimin ve kentli olman›n getirdi¤i yaflamsal avantajlar›n bir bir elinden al›nd›¤›n› hisseden, kiflisel özgürlüklerinin ve yaflam alanlar›n›n darald›¤›n› gören binlerce insan, kentin sokaklar›nda -çok da bilincine ç›karmadan- s›n›f refleksleri gösteriyordu. Bir arada, omuz omuza.
n›rlar›yla”, Türkiye toplumundaki devrimci toplumsal dinamiklerin geçirdi¤i dönüflümü kavramak aç›s›ndan son derece nitelikli bir “laboratuvar” oldu. ‹syan, emek gücünün sömürgelefltirilmesine dayal› neoliberal yeni sömürgecilik politikalar›n›n toplumun devrimci s›n›flar›n›n iç yap›s›nda yaratt›¤› derin sars›nt›n›n ve tetikledi¤i yeniden oluflum sürecinin bugüne dek dikkat çekmeyen ya da pek az dikkat çeken özelliklerini ortaya koydu. Haziran ‹syan› AKP'nin islamoneoliberal faflizmine karfl›, “özgürlük” ve “sayg›” talebiyle patlak veren bir halk hareketi olarak gerçekleflti. Ancak, Haziran ‹syan›'n›n, neo-liberal sald›rganl›¤›n ve AKP faflizminin oda¤›ndaki bütün halk s›n›f ve kesimlerini ayn› anda, ayn› ölçekte ve ayn› fliddette harekete geçiremedi¤i bir gerçekti. Örgütlü iflçiler ve kamu çal›flanlar›, yoksul mahalleler ve Kürt halk›n›n Haziran ‹syan›'na kat›l›m›nda gözle görülür bir zay›fl›k ve anakronizm bulunuyordu. Harekete büyük bir enerji ve istekle kat›lan toplumsal kesimler ise merkezde ve orta s›n›f mahallelerde “yeni orta s›n›f proletarya”1 olarak adland›r›lan, e¤itimli genç iflçiler ve iflsizler ile üniversite ve lise ö¤rencileri, e¤itimli kad›nlar, dinsel az›nl›klar ve eflcinseller, yoksul mahallelerde çeflitli emekçi kesimlerinden Alevi ve sosyalist gençler ve kad›nlar oldular. Haziran ‹syan›’n›n mekansal da¤›l›m› da belirgin bir özgüllük gösteriyordu. Hareketin en canl› merkezleri ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Adana, Eskiflehir gibi büyük kentler ve Suriye iç savafl› ile özel bir iliflki içindeki Antakya oldu. Hareket boyunca, kentlerin genellikle mitinglere kapal› merkezi meydanlar›n› “özgürlefltirme” öncelikli bir amaç olarak kendini gösterdi. Hareketin yoksul mahallelere yay›l›m› s›n›rl› ölçekte kal›rken, ‹stanbul'da E-5'in alt›nda, Ankara'da Tunus, Tunal› ve Dikmen'de, ‹zmir'de Alsancak ve Karfl›yaka'da yani “orta s›n›f” mahallelerindeki gösteriler çok daha güçlüydü.
22
Ayn› olgu forumlarda da gözlendi. Bununla birlikte hareketin yoksul mahallelere hiçbir durumda yay›lmad›¤› da söylenemez. Özellikle devrimci hareketin güçlü geleneklere sahip oldu¤u ve Alevi nüfusun yo¤unluklu oldu¤u mahalleler olan Antakya/Armutlu ve ‹stanbul/Gazi ve Sar›gazi mahalleleri örneklerinde görüldü¤ü gibi. Özgün bir olgu olarak bu mahallelerde hareket neredeyse bir bütün olarak polis fliddetine karfl› yoksul halk isyan› biçiminde geliflti. Öyle ki, örne¤in Gazi Mahallesi’nde isyanc›lar ilk hafta boyunca, mahallede polis terörünün simgesi olan karakolu kuflatarak polisle çat›flt›, Taksim'in ve Gezi Park›'n›n iflgali gibi ‹stanbul'un bir çok mahallesinin Taksim’e do¤ru yürüdü¤ü anlar›n birço¤unda, Gazi halk› karakola, Sar›gazi halk› kaymakaml›¤a yürümeyi seçti. Haziran ‹syan›'n›n önemli bir s›n›r›n› ise hareketin üretim alan›na yans›ma biçiminde gözlemledik. Harekete kat›lan kitlenin büyük bir ço¤unlu¤unu e¤itimli iflçiler ve iflsizler oluflturdu. ‹çeri¤inde neoliberalizme karfl› mücadele merkezi bir yer tutarken hareketin üretim sürecine yans›mamas›, üretimden gelen gücü kullanmaya yönelmemesi, üzerinde özel olarak durulmas› gereken bir fenomen oldu. Hareketin süreklili¤ini aç›klayan “gündüz iflte gece direniflteyiz” slogan›, ayn› zamanda direniflin üretimi durdurmadan yürütüldü¤ü anlam›n› da tafl›yordu. Harekete damgas›n› vuran kendili¤indenlik, isyanc›lar›n isyan›n sürdürülebilirli¤ini üretim sürecinin d›fl›nda tutmakta bulmalar›nda da kendisini gösterdi. Ancak bu hareketin “üretim alan›yla” hiçbir iliflkisinin kurulmad›¤› anlam›na gelmedi. Maslak, Levent ve Ümraniye çevresindeki plaza iflçileri ile Oto Sanayii çal›flanlar›n›n ö¤le aralar›nda gerçeklefltirdi¤i ve binlerce iflçinin kat›ld›¤› NTV ve ATV protestolar›, hareketin üretim alan›na yans›yabildi¤ini ancak üretimi durdurma biçimini kazanmad›¤›n› gösterdi. Ancak bu tip eylemlerin de plazalar ve
çevresinde gerçekleflmesi ve sanayii üretimi yap›lan bölgelerde görülmemesi bir baflka dikkat çekici nokta oldu. Hareketin siyasi s›n›r›n›, “iktidar› ele geçirme” hedefini gütmemesi oluflturuyordu. Hareketin temel slogan› olan “Tayyip ‹stifa”, “Hükümet ‹stifa” slogan›, dikkatleri bir baflka iktidar alternatifine yöneltme amac›n› tafl›m›yordu. Bu olguda, hareketin bir siyasi önderlikten yoksun olmas›n›n/bir siyasi önderli¤i kabul etmemesinin etkisinin oldu¤u su götürmez elbette. Ancak bu durumdan yola ç›karak hareketi “apolitik” ilan etmek de do¤ru de¤ildir. Haziran ‹syan›'n›n en parlak ürünlerinden biri olan “forumlar”, hareketin do¤rudan demokrasiye dayal› bir baflka siyasal düzlem inflaa etmeye yöneldi¤ini göstermektedir. Kuruldu¤u andan itibaren neoliberalizme karfl› eflitlikçi, kamulcu bir toplumsal dayan›flma hareketinin sorunsallar›yla tart›flan, alternatifler üreten, kararlar alan bu forumlar, k›sa vadede “iktidar alternatifi” olamasa bile gelece¤e devrolacak bir “halk demokrasisi organ›” olabilecektir. Ayr›ca bu yeni siyasi alan, “hareketin siyasi bir önderlikten/yönetimden yoksunlu¤u”nda ifadesini bulan “eksikli¤inin” bugüne dek görülmeyen bir biçimde giderilmesine de katk›da bulunabilir. Haziran ‹syan›’n›n bu toplumsal ve politik s›n›rlar›, hareketin bafllang›çta iflaret etti¤imiz özgün s›n›fsal kompozisyonu ile yak›ndan iliflkili görünmektedir. Haziran ‹syan›'n›n sürükleyici gücünü e¤itimli genç ücretli iflçiler ve iflsizlerden oluflan “yeni orta s›n›f proletarya” oluflturdu. Yeni orta s›n›f proletarya, son y›llarda emperyalist merkezlerde ve sömürge ülkelerde cereyan eden toplumsal isyan dalgalar›n›n bafll›ca aktörü oldu. Türkiye'de ilk olarak Cumhuriyet Mitingleri s›ras›nda toplumsal-politik süreçlerdeki varl›¤› hissedilir hale gelen bu yeni iflçi s›n›f› segmenti, son y›llarda giderek artan oranda toplumsal mücadeleler içinde kendine has bir dinamik olarak görülmeye bafllam›flt›. ‹flçi s›n›f›n›n bu yeni kesimine, geçti¤imiz y›l içinde internet sansürüne, kürtaj s›n›rlamas›na, hayvan haklar› ihlallerine karfl› geliflen de¤iflik toplumsal tepki hareketlerinde etkin yer tuttu¤u izlenmiflti. Daha çok bireysel özgürlük alan›nda ortaya ç›kan bu tepkilerin kendine özgü kitleselli¤i sosyalistlerin dikkatini çekmifl ancak bunun iflçi s›n›f›na özgü bir s›n›fsal olgu de¤il, küçük burjuva duyarl›l›klar›n art›fl› oldu¤u düflünülmüfltü.
Haziran ‹syan›’na kadar tepkilerini örgütlü bir biçimde vermeyi tercih etmeyen aynal› plaza ve ifl merkezi iflçilerinin “Gündüz iflte, gece direniflteyiz!” slogan›, asl›nda politik iktidara bir tepkinin yan›nda, kendilerini has s›n›f bilinci olum sürecini dile getiriyor.
Kentsel bir çevre savunma hareketi olarak bafllayan Gezi Direnifli'nin Haziran ‹syan›'na dönüflebilece¤i bu nedenle sosyalistlerin hiç beklemedi¤i bir geliflme oldu. Ancak “olan oldu” ve Haziran ‹syan›, Gezi Park›'n›n “küçük burjuvalar›”n›n yeni iflçi s›n›f›n›n büyük ve etkili bir segmentinin “ileri” unsurunu oluflturdu¤unu ortaya ç›kard›. “Yeni orta s›n›f proletarya”, Türkiye iflçi
23
‹fiÇ‹ SINIFI s›n›f› hareketinin de bir gerçe¤i haline geldi. Türkiye'deki büyük proleterleflme süreci ile ortaya ç›kan ve daha önce “kamu çal›flanlar› hareketi” ve “tafleron iflçiler” hareketi ile kendisini gösteren yeni iflçi s›n›f› bileflenlerine böylece bir yenisi daha kat›lm›fl oldu. “Yeni orta s›n›f proletarya”n›n Gezi Direnifli'ni yürüten ileri unsuru ile AKP iktidar› aras›ndaki çat›flma, bir saman alevi gibi yeni orta s›n›f proletaryan›n bütününe, üniversite ö¤rencilerine, kad›nlara, Alevi mahallelerine, gayri müslimlere, taraftar gruplar›na ve eflcinsellere yay›ld› ve bu toplumsal s›n›rda da durdu. Yani yeni orta s›n›f proletarya, AKP iktidar› alt›nda aç›k d›fllama politikalar›n›n muhatab› olan alt-kimlik gruplar›n› harekete geçirdi ve ancak bu kimlik gruplar›yla iliflkisi ölçüsünde yoksul mahallelere do¤ru yay›labildi. (Ama Haziran ‹syan› AKP'nin islamoneoliberal faflizminin kurbanlar› aras›nda bulunan bir kimlik grubu olarak Kürt halk›na2 do¤ru bir yay›lma göstermedi.) Haziran ‹syan›'n›n Alevi mahalleleri d›fl›ndaki yoksul mahallelere ve güvencesiz iflçi y›¤›nlar›na yay›lamamas›n›n belli bafll› üç nedeninden söz edebiliriz. Birincisi, yeni orta s›n›f proletaryay› harekete geçiren “yaflam tarz›na sayg›” ve “özgürlük” temalar› yoksul “Sünni” mahallelilerin gündelik yak›c› sorunlar›yla örtüflmemektedir. ‹kincisi, güvencesiz iflçilerin genifl kitlesi “vas›fs›z” yada yar›-vas›fl› iflçiler olarak, kimi zaman iki iflte birden, günde 12-18 saat çal›flmakta, bu nedenle Haziran ‹syan›'n›n eylem tarz›na uyum sa¤layabilecek maddi koflullardan yoksun bulunmakta, ayr›ca da ço¤unlukla AKP'li tafleron patronlar›n›n do¤rudan bask›s› alt›nda çal›flmaktad›rlar. Üçüncüsü, yeni orta s›n›f proletarya ile güvencesiz iflçilerin alt katman› aras›nda, istihdam biçimindeki (beyaz yakal›l›k, vas›fl›l›k vb.) ve yaflam kültüründeki (oturduklar› bölgeler, sosyalleflme alanlar› ve biçimleri, etik ve estetik de¤erler) farkl›l›klar, yeni iflçi s›n›f›n›n bu iki katman›n›n birbirlerini “ayr› dünyalar›n insanlar›” olarak hissetmelerine neden olmaktad›r. Haziran ‹syan› genel olarak “Kent Hakk›” ve “polis terörü” çerçevesinde bir isyan olarak geliflti. Ancak Kent Hakk› mücadelesinin kamusal alan›n neoliberal y›k›m›na iliflkin bir mücadele olarak, bar›nma hakk›, paras›z e¤itim ve sa¤l›k hakk›, ulafl›m hakk›, enerji ve su hakk› gibi yoksul mahalleleri do¤rudan ilgilendiren çat›flma düzlemlerine geniflleyemedi¤i görüldü. Kent hakk› mücadelesi ile kamusal alana iliflkin di¤er mücadeleler aras›ndaki ba¤lant›, ancak forumlarda kurulabildi. Öte yandan “polis terörüne karfl› isyan”, daha çok güvencesiz iflçilerin büyük kitlesinin nispeten ikincil sorunlar olarak alg›lad›¤› “ifade özgürlü¤ü” ve “kimli¤e sayg›” ba¤lam›nda bir kitlesellik kazand›. Özgürlük ve
24
Y›llard›r “apolitik” diye adland›r›lan, bak›ml› saçlar› ve afili k›yafetleriyle kategorize edilen “küçük burjuva”lar, takt›klar› deniz gözlükleri ve “ben buraday›m, özgürlük istiyorum” sözündeki kararl›l›klar›yla isyan›n en dinamik unsurlar›ndan biri haline dönüflüverdiler.
‹fiÇ‹ SINIFI ni bir olgusudur. Bu iflçi s›n›f› fraksiyonu, a) 20. yüzy›l›n üretim örgütlenmesi içinde “beyaz yakal›lar” olarak tan›mlanan iflçi s›n›f› katman›, b) mühendisler, doktorlar, muhasebeciler gibi “serbest meslek sahibi” küçük burjuva katman›, c) geçmiflte ücretli olmalar›na karfl›n ç›karlar› burjuvazi ile bütünleflen “yönetici profesyonellerin” orta ve alt katmanlar› ile d) biliflim, iletiflim ve bilgi ifllem teknolojilerinin yaratt›¤› “yeni büro iflleri”nde çal›flan iflçilerin geçirdi¤i bir dönüflüm sürecinde proleterleflti (ya da yeniden proleterleflti).
sayg› taleplerinin güvencesiz iflçilerin gündelik yaflamlar›ndaki karfl›l›klar› olan ayr›mc›l›k sorunu, insanca yaflayacak bir ücret, tüm iflçiler için eflit ve güvenceli ifl, sendikal hak ve özgürlüklerin kullan›labilir hale getirilmesi gibi istekler ön plana ç›kmad›. Haziran ‹syan› bu “genifllemeleri” niçin gösteremedi? Yeni orta s›n›f proletarya ile iflçi s›n›f›n›n genifl güvencesiz alt katman› aras›ndaki bu “temass›zl›¤›n” nedenleri nelerdir? Bu temass›zl›¤›n alt›ndaki s›n›f-içi çeliflkiler kal›c› ve afl›lamaz çeliflkiler midir, yoksa hareketin bir baflka geliflme evresinde bir flekilde afl›labilmeleri olanakl› m›d›r? Bu sorular›n yan›tlar›, Haziran ‹syan›'n›n devrimci hareketin önüne koydu¤u görevlerin belirlenmesinde kritik önem tafl›maktad›r. Bizce yeni orta s›n›f proletarya ile baflta güvencesiz iflçilerin genifl alt katman› olmak üzere, iflçi s›n›f›n›n geri kalan kesimleri aras›ndaki bu temass›zl›¤›n afl›lmas› veya afl›lamamas› yeni iflçi s›n›f›n›n aktüel s›n›f kapasitesini belirleyecek bir sorundur.
Yeni orta s›n›f proletarya ve “s›n›f bilinci”nin geliflim özellikleri “Yeni orta s›n›f proletarya”3, iflçi s›n›f› hareketinin ye-
‹flçi s›n›f›n›n bu katman›, çözündü¤ü ara s›n›flar›n ya da “beyaz yakal›lar›n” ücret, çal›flma koflullar› ve toplumsal statülerini edinebilece¤i beklentisiyle çal›flma yaflam›na at›lm›fl/yüksek ö¤renim (ya da meslek ö¤renimi) görmüfltür. Ancak neoliberalizmin harekete geçirdi¤i proleterlefltirme ve yeniden proleterlefltirme süreci, yüksek nitelikli bu emekçilerin, çal›flma yaflam›na, eskiden oldu¤u gibi emek gücü sömürüsünün d›fl›nda kalan serbest meslek sahipleri ya da özel güvencelere ve ücret ayr›cal›klar›na sahip beyaz yakal›lar olarak eklemlenmesinin önüne geçmifltir. Onlar›n yüksek e¤itim ürünü olan eme¤ini s›radanlaflt›rm›fl ve onlar› da yeni iflçi kitlesinin mahkum oldu¤u genel güvencesizlik koflullar›na mahkum etmifltir. Emekgücü pazar›na “yüksek e¤itimliyüksek nitelikli-s›radan iflçiler” olarak eklemlenen bu iflçiler, proleterleflen konumlar›n›n fark›nda olmakla birlikte, ald›klar› e¤itim ve kültüre ba¤l› olarak iflgüçlerini yeniden üretebilmek için geçmiflin “orta s›n›f›na” özgü bir tüketim düzeyini ve toplumsal sayg›nl›¤› talep etmektedirler. Kendili¤inden bilinçleri, proleterleflmeye ve “s›radanlaflmaya” karfl› bir direnifl e¤iliminin etkisi alt›nda flekillenmektedir. Talep ettikleri statü ve tüketim düzeyini ulafl›lamaz hale getiren “politikalara” ve “siyasi odaklara” tepki duymakta ve bu tepkilerini “geçmifle özlem” ile “neoliberalizm d›fl› eflitlikçi, özgürlükçü, ekolojik bir gelecek aray›fl›”n› ayn› anda ve birlikte içeren “melez” yönelimlerle politiklefltirmektedirler. “Yeni orta s›n›f proletarya” kendisini konum ve ç›kar birli¤ine sahip bir toplumsal grup olarak kavrad›¤› bu ilk momente bir Janus bafl›4 gibi ayn› anda hem “orta s›n›f geçmifline” hem de “proleter gelece¤ine” bakmaktad›r. Bu iflçi s›n›f› segmentinin “yeni orta s›n›f proletarya” olarak tan›mland›¤› momentteki hareketinin, yeni iflçi s›n›f›n›n geri kalan büyük güvencesiz y›¤›n›yla iletiflim kurabilmesi ve giderek onunla bütünleflen bir gelecek perspektifine yönelmesi s›n›rl› bir olanakt›r. Yeni orta s›n›f proleterin, e¤itimli iflgücünün “s›radanlaflt›r›lmas›na” karfl› direniflini, emekçinin bizzat kendisinin meta muamelesi görmesine karfl› genel bir tutuma (“Sayg›!”) dönüfltürmesi; emek gücünün yeniden üretim sürecinde
25
‹fiÇ‹ SINIFI önemli bir yer tutan kamusal alan›n bir bütün olarak toplumsal mülkiyet temelinde örgütlenmesini savunmaya yönelmesi bugünün bir gerçekli¤i olmamakla birlikte, ulafl›lmas› kolay bir bilinç durumudur. Yeni orta s›n›f proletaryan›n kendisini ortaya koydu¤u ve esas olarak kamusal alan›n, do¤an›n ve devlet rejiminin neoliberal yeniden örgütlenmesine karfl› tepkiler biçiminde ortaya ç›kan bu ilk tarihsel eylemleri, onun somut s›n›fsal gerçekli¤inin bilincine ulaflamamas›n›n damgas›n› tafl›maktad›r. Yeni orta s›n›f proletarya, içerisine hapsedildi¤i neo-liberal gerçekli¤i s›n›rland›rabilmek için yani temel hizmetlerin, kentsel ortam›n ve do¤an›n (suyun, havan›n ve canl› hayat›n) sermayelefltirilmesine karfl› ç›kmakta ve “insanilefltirilmesini” yani yeniden kamusallaflt›r›lmas›n› talep etmektedir. O, bu talebini, üretim araçlar›n›n mülkiyet tarz›na karfl› genel bir hareket olarak gelifltirmemektedir. ‹lk ad›mdaki amac›, emek gücünün yeniden üretimi için ihtiyaç duydu¤u toplumsal mekan›n piyasaya ve otoriterli¤e kurban edilmemesi için bu alanda özel mülkiyetin s›n›rland›r›lmas›, karar sürecinin demokratiklefltirilmesidir. Bu amaçlar›n› gerçeklefltirmek için ihtiyaç duydu¤u çal›flma rejimi, genel olarak güvencesizli¤in ortadan kald›r›lmas›n› de¤il, e¤itimli-yüksek nitelikli iflgücünü proleter olmayan bir tarzda istihdam eden, onu yeniden “hizmet karfl›l›¤› gelir elde eden serbest meslek sahibi” haline getiren bir çal›flma rejimidir.5 Siyasi alanda ise, “özel ve özellikli bir toplumsal grup” olarak iradesinin dikkate al›nmas› suretiyle siyasi sürece “etkili kat›l›m” talep etmektedir (bir baflka ifadeyle “oyu kadar konuflmak”, siyasi hayatta seçimden seçime yer almak istememektedir). Sonuç olarak, yeni orta s›n›f proletarya kendi ç›kar›n› henüz “iflçi s›n›f›n›n genel ç›kar›”n›n bir parças› olarak görmemektedir. Yani hali haz›rda “kendili¤inden s›n›f bilincine” sahip de¤ildir.6 Yeni orta s›n›f proletaryan›n bugünkü bilinç biçimini ve bu bilincin k›s›tl›l›klar›n› aflma olana¤›n› ise onun oluflum özelliklerinde aramak gerekmektedir. Yüksek e¤itimli, yüksek nitelikli ve s›radanlaflt›r›lm›fl emek gücü formasyonu ile iflçi s›n›f›n›n bu yeni segmentinin oluflumunu aç›klayan fley, “iflçi s›n›f›n›n genel e¤itim seviyesindeki bir yükselme” de¤il, sermayeye dayal› üretimin muazzam bir genifllemesidir. Yani iflçi s›n›f›n›n bu yeni segmentinin ortaya ç›k›fl›, kamusal hizmetler alan›n›n sermayeye dayal› üretim temelinde yeniden yap›land›r›lmas›, daha önce sermayeye dayal› üretimin konusu olmayan “kamusal” denilen “yaflam alanlar›”n›n “çitlenerek”7 sermayelefltirilmesi ve genel olarak emekçinin salt emek gücünden ibaret bir “ticari mal” derekesine düflürülmesi ile tan›mlanan ilksel sermaye bi-
26
Bu isyan›n en önemli özelliklerinden birisi de, polisin gaz bombalar› alt›ndaki sokaklarda, herkese, “kendine göre ve kendi s›n›rlar›nda” eylem yapma olana¤›n› sa¤layan bir halk hareketi olmas›d›r.
‹fiÇ‹ SINIFI rikimi sürecinin “karanl›k yüzü”ndeki karfl›l›klar›ndand›r. Belirli bir s›n›f›n bilinci, o s›n›fa mensup bireylerin toplumsal konum ve ç›kar birli¤inin bilincine vard›klar› toplumsal eylem içinde oluflur. Yüksek mesleki nitelikleri nedeniyle topluma özel hizmetini sunarak tatminkar bir gelir ve statü elde etmeyi umarken beklentilerinin çok uza¤›nda bir tüketim seviyesine k›s›lan ve s›radanlaflmayla yüzyüze gelen yeni orta s›n›f proleter, üretimin örgütlenmesinde ço¤unlukla atomize bir konumdad›r. Bu bak›mdan, yapt›¤› her ifl ayn› üretim organizasyonundaki bir baflka iflçinin katk›s›na, ön çal›flmas›na ba¤l› olan 20.yy'›n sanayii iflçisinden farkl›d›r. Bu atomize konumu nedeniyle, s›n›f›n›n bilincini üretim sürecindeki bir saflaflt›r›c› pratikten edinememekte, kolektif s›n›fsal varl›¤›n›n bilincine, yeniden üretim alan›na iliflkin duyarl›l›k ve beklentilerini paylaflan, kendisine benzeyen bir kitlenin varl›¤›yla temas ederek ad›m atmaktad›r. Yani yeni orta s›n›f proleter, s›n›f bilincini üretim sürecindeki kolektif deneyimden çok, yeniden üretim sürecinde edinmeye bafllama e¤ilimindedir. Bir baflka ifadeyle yeni orta s›n›f proleter s›n›fsal mensubiyetinin fark›na, somut bir sermaye sahibi karfl›s›nda di¤er emekçilerle oluflturdu¤u ç›kar ortakl›¤›ndan hareketle varmakta ifli a¤›rdan almakta, iflgücünün yeniden üretimi sürecindeki s›radanlaflt›r›c› kuflatmay› daha erken bir dönemde hissetmektedir. Bilindi¤i gibi “iflgücünün yeniden üretim alan›” ayn› zamanda devletin bir “kamu gücü” olarak kendisini meflrulaflt›rmas›n›n da temel alan›d›r. Dolay›s›yla “yeni orta s›n›f proleter”in yeniden üretim alan›ndaki s›n›fsal çat›flk›s›, zorunlu olarak devletin bütün toplumsal s›n›flarla iliflki içinde oldu¤u “kamusal alan”da kendisini gösterir.8 Yeni orta s›n›f proletarya tepkilerini “hareket”e dönüfltürdü¤ünde hareketini bir “s›n›f hareketi” olarak de¤il, bir “fikir” ve “kimlik” hareketi, bir “politik hareket” olarak alg›lamaktad›r. Yeni orta s›n›f proleterin kendisine iliflkin bilincinin oluflumundaki bu “özellik”, onun kendisini iflçi s›n›f›n›n düflük vas›fl›-güvencesiz y›¤›nlar›ndan ilk etapta ay›rmas›, kendisini “e¤itimli, seküler birey” olarak “cahil, mutaass›p tebaa”n›n karfl›s›na koyarak kültürel kodlar ve bireysel niteliklerle kavramas›na neden olmaktad›r. Ancak yeni orta s›n›f proleterin s›n›f bilincinin oluflum sürecinin bafllang›c›ndaki bu zay›fl›¤›, ayn› zamanda onun “s›n›f bilincine” do¤ru ilerlemesini ve politik bilincindeki bir dönüflüm süreci olarak yaflamas› e¤ilimini yaratmakta-
d›r. Bu özellik, yeni orta s›n›f proleterin s›n›fsal kimli¤ini bafllang›çtan itibaren bir “politik bir bilinç” olarak kavramas›na neden olacakt›r. Yeni orta s›n›f proletaryan›n iflçi s›n›f›n›n geri kalan kesimleriyle iliflkisini bafllang›çta güçlefltiren maddi toplumsal konumu, onun “s›n›f bilincini” politik bir bilinç olarak edinmesinin de temelini oluflturmaktad›r. Dolay›s›yla yeni orta s›n›f proletarya için s›n›f bilincinin oluflum süreci, “kendili¤inden” ve “politik” s›n›f bilinci olarak iki ayr› “aflama”da yaflanmayabilecektir. Yeni orta s›n›f proletarya s›n›fsal konumunun ve ç›kar›n›n “gündelik ve somut” bilincini, kendi s›n›f›n›n “tarihsel ve bütünsel” bilinci, yani politik bilinç olarak edinebilecektir. Bu noktadan bakt›¤›m›zda, örne¤in yeni orta s›n›f proletaryan›n, iflgücünün yeniden üretim alan›n sermayeye dayal› üretimin konusu haline getirilmesine karfl› ç›k›fl›n›n içeri¤ini “yeniden kamusallaflt›rma” ba¤lam›na oturtma yöneliminde olmas› bir “tesadüf” de¤il, onun proleter s›n›f konumuna denk düflen “s›n›f iç güdüsü”nün bir tezahürü olarak kabul edilebilir. Haziran ‹syan›'n›n “ruhunu” bilince ç›karma çabas›n›n karfl›l›¤› olan “forumlar”da, kamusal alan›n “sermayelefltirilmesine” karfl› ç›karak bütün toplumsal iliflkilere meta biçiminin kazand›r›lmas›n›9 s›n›rland›rmaya çal›fl›rken, neoliberal muhafazakarotoriterli¤in “totaliter” dayatmalar›na, insan›n bireysel somut varl›¤›ndan ayr›lamayacak niteliklerini bir “s›n›r” olarak koymaya çal›fl›rken bu s›n›rlamalar›n geçerlilik kazanaca¤› politik-toplumsal tahayyülün (kendi kendini do¤rudan demokrasiyle yöneten eflitlikçi, özgürlükçü, dayan›flmac›, ekolojist, toplumsal cinsiyete duyarl›, bar›flç› bir toplum) belirgin bir biçimde “sosyalist” nitelikler tafl›mas› da bu ba¤lamda de¤erlendirilmesi gereken bir olgudur. Neoliberal kapitalizmin politik-toplumsal krizinin “Kuzey”iyle, “Güney”iyle bütün sistem boyunca yay›ld›¤› bir tarihsel dönemden geçiyoruz. Yeni iflçi s›n›f› hareketi de uluslararas› bir hareket olarak gelifliyor. Neredeyse iki y›ld›r kapitalist dünyan›n merkezinde ve çevresinde kesintisiz bir biçimde sürmekte olan “isyanlar”›n bir “küresel olgu” olarak süregidece¤i görülüyor. Yeni orta s›n›f proletaryan›n bu isyan hareketlerindeki etkin rolünde herhangi bir gerileme izlenmiyor, bununla birlikte, süregiden isyan dalgas›n›n gelifliminde etkin bir rol oynayan bu proleter segmentin iflçi s›n›f›n›n genifl güvencesiz y›¤›nlar›yla daha yak›n bir temas sa¤layabilmesini olanakl› hale getirecek pratik bir deneyim birikimi de olufluyor. Bu temas›n bir yandan
27
Büyük bir direniflin ard›ndan el ele kurulan barikatlar, flehrin meydanlar›ndan iktidara ve yoksullaflan halka flunu söylüyor: “Bizim kuraca¤›m›z hayat daha yaflan›las›, eflitlikçi ve özgürlük vadeden bir hayatt›r. Bugün barikatlar› kurduk, yar›n hayat› kuraca¤›z.”
isyan›n “politik ba¤lam›n›n” e¤itici etkisiyle, di¤er yandan da iflçi s›n›f›n›n genifl güvencesiz y›¤›nlar›n›n bu büyük “toplumsal isyan” ortam›nda isyan›n temel temalar›n› “geniflleterek” sahne almaya bafllamas›yla gündeme gelebilece¤ini düflünebiliriz. Genifl güvencesiz iflçi y›¤›nlar› ve yoksul mahalleler ile yeni orta s›n›f proletarya hareketleri aras›ndaki somut temas ve tek bir s›n›f hareketi içinde bütünleflme olanaklar›n›n ortaya ç›kar›labilmesi için tek tek ülkelerdeki süregiden isyanlar›n yak›ndan incelenmesine ihtiyac›m›z oldu¤unu söylemeliyiz.
S›n›f bilinçli yeni orta s›n›f proletaryan›n iflçi s›n›f› hareketi aç›s›ndan devrimci potansiyeli Süregiden isyan›n, yeni orta s›n›f proletarya ile genifl güvencesiz iflçi y›¤›nlar› ve yoksul mahalleler aras›nda bir kaynaflma yaratmas› ve bu kaynaflman›n yeni bir s›n›f bilincini biçimlendirmesi gerçek bir olanakt›r. Böylesi bir bütünleflmenin gerçekleflmesi halinde, bugün “yeni orta s›n›f proletarya” olarak adland›r›lan iflçi s›n›f› segmentinin, iflçi s›n›f› hareketinin yeni “öncü katman›n›” ve “organik ayd›n” kategorisinin güçlü bileflenlerinden birini oluflturmas› akla uygun bir öngörüdür. “Yeni orta s›n›f proletarya”n›n bu potansiyelinin gerçekleflmesi halinde ortaya ç›kacak yeni olgular, sosyalizm için son derece önemli bir ilerlemenin, hatta “sosyalizmde bir devrim”in yaflanmas›n› sa¤layabilecek önemdedir. Bilindi¤i gibi, (iflçi s›n›f›n›n devrimci politik hareketi anlam›nda) Sosyalist Hareket, iflçi s›n›f› hareketi ile sosyalist ayd›nlar›n biraraya gelifliyle ortaya ç›km›flt›r. Leninist öncü parti anlay›fl› da Gramsci'nin (“organik ayd›n” kategorisinin kilit bir yere sahip oldu¤u) “hegemonya” kuram› da bu ikilik üzerine kuruludur. Lenin, kahir ço¤unlu¤u itibariyle okuma-yazma dahi bilmeyen bir iflçi s›n›f›n›n genel ve tarihsel konumunun ve ç›ka-
28
r›n›n bilincine “kendi içerisinden” ulaflamayaca¤›n› düflünüyordu ve bu bilinci ancak d›flardan, (ekonomik mücadelenin d›fl›ndan, politik mücadele alan›ndan ve iflçi s›n›f›n›n d›fl›ndan, küçük burjuva ayd›nlar›ndan) edinebilece¤ine inan›yordu. Gramsci'nin hegemonya kavram›n›n merkezinde bulunan “modern prens”i, yani proletarya partisini iflçi s›n›f›n›n “organik ayd›nlar›n›n”, iflçi s›n›f› hareketinin yönetici ve ayd›n kadrolar›n›n teflkil edece¤i ve devrimci s›n›f›n yükselifline paralel olarak burjuvazinin “geleneksel ayd›nlar›n›” saflar›na çekerek iflçi s›n›f›n›n hegemonyas›n› infla edece¤i düflüncesindeydi. Bu yüksek düzeyde e¤itimli proleter segmentin, yeni iflçi s›n›f› hareketi içinde, 20.yy'da metal iflçilerinin örgütlenme ve mücadele alan›nda üstlendi¤i öncü misyonu üstlenmesi halinde bu öncülü¤ün gündelik s›n›f mücadelesiyle s›n›rl› kalmayaca¤›, iflçi s›n›f› hareketine konumunun ve ç›karlar›n›n bilincini tafl›yan “sosyalist ayd›nlar›n” önemli bir bölümünü de kendi içerisinden ç›karabilece¤i ortadad›r. Bu durumda, iflçi s›n›f› hareketine “d›flardan”, politik mücadele alan›ndan bilinç götüren özne, iflçi s›n›f›n›n d›fl›ndan gelmeyecek, iflçi s›n›f›n›n kitlesel hareketi, iflçi s›n›f›n›n “en nitelikli”, kapitalist üretimin zincirinin örgütlenmesinde “en stratejik halkada” yer alan yeni tip “proleter-ayd›nlar”›n›n do¤rudan içinde oldu¤u bir hareket olarak geliflecektir. Üstelik bu kitlesel hareket iflçilerle patronlar›n somut maddi üretim sürecinde karfl› karfl›ya geldikleri “ekonomik mücadele alan›na 20. yy'da oldu¤u gibi büyük ölçüde “tek düzlemden”, endüstriyel düzlemdeki çat›flmadan hareketle ulaflmak zorunda olmayacak, daha iflin bafl›nda “kamusal alana” odaklanan politik bir harekete de yönelebilecektir. Dolay›s›yla iflçi s›n›f›n›n politik bir s›n›f olarak örgütlenmesi, iflçi s›n›f›n›n genel kitlesinin ve kitlesel iflçi s›n›f› hareketinin göreli olarak “d›fl›ndan” de¤il, “içinden” geliflebilecektir.
‹fiÇ‹ SINIFI ‹flçi s›n›f› hareketinde böyle bir niteliksel geliflmenin yaflanmas›, 20.yy sosyalizminin çöküflünde etkili olan önemli bir “yap›sal zorunlulu¤un” afl›lmas›n› sa¤layabilir. 20. yy'da iflçi s›n›f› mücadelesinin politik öncüsü, iflçi s›n›f›n›n kitlesel eyleminin “d›fl›nda”, “iflçi s›n›f› ideolojisi” etraf›nda, iflçi s›n›f›n›n politik iktidar mücadelesinin gereklerine göre yukar›dan afla¤›ya örgütlenen ve iflçi hareketinin “üzerinde” canl› bir “ruh” gibi davranarak onu kendi seviyesine “yükseltmeye” çal›flan bir profesyonel devrimciler örgütüydü. Buna karfl›l›k iflçi s›n›f›n›n s›n›f iktidar›, hareket halindeki kitleler taraf›ndan afla¤›dan yukar›ya do¤ru örgütlenen ve siyasi iktidar› s›radan bir iflçinin politik karar sürecine etkin bir biçimde kat›labilmesinin özel koflullar›n› genellefltirerek örgütleme suretiyle “iflçilerin aya¤›na getiren” bir s›n›f demokrasisi olarak tahayyül edilmiflti. Proletaryan›n politik öncüsünün örgütlenmesi ile s›n›f iktidar›n›n örgütlenmesi aras›ndaki bu ilkesel ve kategorik farkl›l›k, ç›karlar› iflçi s›n›f›n›n genel ve tarihsel ç›karlar›ndan farkl›laflan bir “yönetici elitin” do¤mas›na ve proletarya demokrasisinin bürokratik yozlaflmaya u¤ramas›na temel oluflturmufltu. 21.yy iflçi s›n›f› hareketinde belirmeye bafllayan yeni kompozisyon, iflçi s›n›f›n›n kitlesel eyleminin “içinde”, iflçi s›n›f› hareketinin “somut politik eylemi” temelinde geliflen ve hareketin ön s›ras›n› oluflturan, günümüze özgü bir devrimci iflçiler örgütünü de yaratmaya aday görünmektedir.10 Devrimci iflçiler örgütünün bu yeni temeli, proletaryan›n politik öncüsünün örgütlenmesi ile proletaryan›n s›n›f iktidar›n›n örgütlenmesi aras›ndaki ilkesel ve kategorik gerilimi yumuflatabilecek tarihsel bir ilerlemeyi sa¤layabilir. Ancak unutmamak gerekir ki, iflçi s›n›f› hareketinin bu tarihsel ilerlemesi, iflçi s›n›f›n›n genel ve tarihsel ç›karlar› ile yerel ve anl›k talepleri aras›ndaki ba¤lar› kuracak özel bir politik örgütlenmeye ihtiyac› ortadan kald›rmamaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n “e¤itimli” ve üretim örgütlenmesinin stratejik mevkiilerini tutan bir katman›n›n iflçi s›n›f›n›n politik öncüsünün oluflumunda özel bir rol üstlenmesi bürokratik yozlaflma tehdidini 20. yüzy›ldakinden farkl› biçimlerde, bir tür “iflçi eliti” yaratarak gündeme getirebilecektir. Yeni iflçi s›n›f›n›n bu “üst” katman›n›n genifl “alt” katmanla isyan sürecinde kuraca¤› iliflkinin içeri¤i bu nedenle dikkatle ele al›nmal›d›r. Yine de dünya nüfusunun topyekün proleterleflmesi ile toplumsal üretim araçlar›n›n tümünün sermayeleflmesinin damgas›n› vurdu¤u 21. yüzy›l kapitalizmi, 20. yüzy›l›n iflçi s›n›f›ndan daha yetenekli bir iflçi s›n›f› yaratma yolunda ilerliyor. ‹flçi s›n›f›n›n s›n›f kapasitesindeki bu geniflleme, proletarya partisi ve devletini bürokratik bir kast›n egemenli¤i alt›na sokmaya büyük bir e¤ilim gös-
teren 20.yy sosyalizminin trajedisini geride b›rak›labilecek yeni bir politik iflçi hareketi modelini somut olarak tahayyül edilebilir hale getiriyor. Bu hayal gerçekleflirse, “Sosyalizmde Devrim” olur...
Notlar 1 Haziran ‹syan›'n›n sürükleyici gücünün e¤itimli genç ücretli iflçiler ve iflsizler oldu¤u biliniyor. ‹syan›n temel toplumsal gücünü oluflturan bu kesim Ergin Y›ld›zo¤lu'nun “yeni orta s›n›f proletarya” olarak adland›rd›¤› bir iflçi s›n›f› fraksiyonunu oluflturuyor. Tunus, M›s›r, Yunanistan ve ‹spanya isyanlar› ile birlikte art›k üzerinden atlanamayacak hale gelen bu s›n›fsal yap› hakk›ndaki tart›flmalar›n ilgi oda¤› haline gelmesi kaç›n›lmaz. Y›ld›zo¤lu'nun “orta s›n›f proletarya” kavram›n› ‹ngiltere Savunma Bakanl›¤›'na ba¤l› Geliflme, Doktrin ve Kavramlar Merkezi'nin yay›nlad›¤› Küresel Stratejik Trendler 2007-2036 bafll›kl› raporundan alarak, 2007 gibi erken bir zamanda Marksist bir analiz çerçevesine oturtmaya giriflti¤ini not etmek bir borç. “Bu 'orta s›n›f'... iflgücünü satarak, yetene¤ine, bilgisine dayanarak var olan bir s›n›f. Bu özellikleriyle, geleneksel iflçi s›n›f›na çok yak›n. Ancak, iyi e¤itim görmüfl olmak, ço¤u zaman ikinci bir dili kullanabilmek, yeni iletiflim teknolojilerine adapte olabilmek gibi özellikleri de var. Dahas› (...) bu kesimin k›rsal, geleneksel iliflkilerle ba¤lar› kopmufl, duyarl›l›klar› tümüyle kapitalist meta iliflkilerinin, küresel çapta "estetik yöneticili¤in" etkisi alt›nda flekillenmifltir. Küreselleflme süreci bu "orta s›n›f›", ekonomik ve kültürel boyutlar›yla, derin bir biçimde etkilemifl, beklentilerini iyice yükselmifl, uluslararas› kapitalizmin imajlar›yla arzular›n› k›flk›rtm›fl, ama bunlar› karfl›layamad›¤› için, ayn› zamanda derin bir düfl k›r›kl›¤› yaratm›flt›r. Bu toplumsal kesim, yüksek kültürel fark›ndal›¤›yla flimdi, kendisinin ve çocuklar›n›n, toplumun, nihayet gezegenin gelece¤inden kuflku duymaya, hatta korkmaya bafllam›flt›r. Tüm bu özeliklerinden dolay› bu kesimin geleneksel orta s›n›ftan daha çok iflçi s›n›f›na yak›n oldu¤u, hatta 19. ve 20. yüzy›l›n sanayi proletaryas› gibi zaman›n en ileri teknolojisinin üzerinde var oldu¤u görülüyor.” (E. Y›ld›zo¤lu, “Nisan Eylemleri ve ‘Orta S›n›f›n’ Yeni Halleri”, Cumhuriyet, 7 May›s 2007) 2 Haziran ‹syan›'n›n Kürt halk›na do¤ru genifllememesinin, büyük ölçüde Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi'nin içerisinden geçti¤i özel politik süreçle iliflkili oldu¤u bilinmektedir. Ancak Haziran ‹syan›'n›n “Cumhuriyetçi Muhalefet”ten ald›¤› “kökler”in de isyan›n Kürt halk›na yay›lmas›n› frenleyici bir rol oynad›¤› kabul edilmelidir. Cumhuriyetçi Muhalefet'teki “Kürt alerjisi” yeni orta s›n›f proletaryan›n “yanl›fl bilinciyle”, Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi'nin neoliberalizm karfl›s›ndaki oportünizmi hareketin plebyen karakterini politika alan›nda bask›layan reelpolitiker siyasi liderlikle aç›klanabilir. Yani Haziran ‹syan› ile Kürt hareketi aras›ndaki mesafe, içinde yaflad›¤›m›z döneme iliflkin bir politik uyumsuzlu¤un sonucu olarak ortaya ç›km›flt›r. Bu nedenle sözkonusu olgu, isyan›n yoksul mahallelere ve güvencesiz iflçi y›¤›nlar›na yay›lamamas›ndaki yap›sal sorunun d›fl›nda tutulmal›d›r. 3 “Orta s›n›f” kavram› klasik terminolojide burjuvaziyi tan›mlamak için kullan›l›r. Amerikan sosyolojisi ise bu kavram› toplumsal ayr›mlar› gelir düzeyi parametresine ba¤layarak s›n›fsal gerçekli¤i karartmak amac›yla kullan›r. “Orta s›n›f proletarya” kavram›n› ortaya atan yaz›nda “orta s›n›f” terimi Amerikan sosyolojisindeki içeri¤iyle kullan›lmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n bu yeni fraksiyonunu tan›mlarken bu tart›flmal› terimi kullanmam›z›n nedeni, bu fraksiyonun kendisine iliflkin bilincinin hali haz›rdaki bulan›kl›¤›na vurgu yapmak içindir. Yani bu terimi ilgili iflçi s›n›f› fraksiyonunun içinde bulundu¤umuz tarihsel momentteki durumunu tasvir etmekte kolayl›k sa¤lad›¤› için, geçici bir terim olarak kullan›yoruz. ‹flçi s›n›f›n›n bu fraksiyonunun, s›n›f mücadelesi içerisindeki gelifliminin önümüzdeki safhalar›nda, t›pk› “kamu çal›flanlar›”, “beyaz yakal›lar” terimleri gibi, proleter aidiyetin daha belirgin oldu¤u bir kavramla tan›mlanmas› mümkün ve isabetli olacakt›r. 4 Janus: Hem geriye hem ileriye bakan iki yüzü bulunan Roma tanr›s›. Ocak ay› (January, Janvier) ad›n› bu tanr›dan almaktad›r. 5 Burada, iflçi s›n›f›n›n alt kümeler halinde “parçalanmas›” ve güvencesizlik genel flemsiyesi alt›nda “bütünlük kazanmas›”n› tan›mlarken Metin Özu¤urlu'nun önerdi¤i “istihdam biçimi” ve “istihdam niteli¤i” kavramlar›n›n analitik de¤erine dikkat çekmemiz gerekiyor. Özu¤urlu, yeni iflçi s›n›f›n›n somut örgüsünü incelerken, istihdam biçimlerinin çeflitlenmesine, buna karfl›l›k “güvencesiz istihdam›” genellefltiren istihdam tarz›n›n istihdam koflullar›n› türdefllefltirmesine vurgu yap›yor ve yeni iflçi s›n›f›n› “yaflamlar› parçalan›rken kaderleri birleflenler” olarak nitelendiriyor. (M. Özu¤urlu, Tafleronlaflma, Güvencesiz ‹stihdam ya da ‘Hayatta Dikifl Tutturamama’ Halleri Üzerine, 2009) 6 Yeni orta s›n›f proletaryan›n s›n›f bilinci edinmekteki bu “karars›zl›¤›n›n” kolayca yenilebilece¤i düflünülmemelidir. ‹flçi s›n›f›n› büyük bir çeflitlilik gösteren istihdam biçimleriyle, statü, etnik kimlik, yafl ve cinsiyet alt-kümelerine bölen neo-liberalizm, bu “karars›zl›¤›n” afl›lmas›n› ciddi bir biçimde güçlefltirmektedir. Yeni orta s›n›f proletaryan›n “proleterleflme” sürecindeki bilinç biçimlerinin evrim özelliklerini anlamak aç›s›ndan, benzer bir süreç yaflayan Kamu Çal›flanlar› örne¤inin incelenmesinde yarar vard›r. 7 Çitleme: Ortaklafla kullan›lan köy arazilerinin büyük toprak sahipleri taraf›ndan çitlerle çevrelenerek özel mülk haline getirilmesi. ‹ngiltere'de16.yy'dan itibaren yayg›nlaflan bu uygulaman›n, yaratt›¤› kitlesel k›rsal yoksullaflma ile ortaya ç›kan “serbest nüfus kitlesi” Sanayi Devrimini tetiklemifltir. 8 Lenin Ne Yapmal›'da politik alan›, “bütün s›n›f ve katmanlar›n devletle ve hükümetle iliflki alan›” olarak tan›mlar. Dolay›s›yla “kamusal alanda” yaflanan s›n›f çat›flmas› do¤rudan do¤ruya s›n›flar aras›ndaki politik çat›flmad›r. 9 Marks, sermayeye dayal› üretimin genelleflmesinin yaratt›¤› bu olguyu “meta fetiflizmi” olarak adland›rm›flt›. 10 “Devrimci iflçiler örgütü” günümüze özgü yeni bir kavram de¤ildir. Devrimci iflçiler örgütü, Leninist partinin örgütsel a¤›nda da özel bir yere sahiptir.
29
KADIN HAREKET‹
Kad›nlar›n öfkesi AKP’yi y›kacak! Elif Y›ld›z
Özgüven ve cüret! Haziran ‹syan›’nda AKP’ye meydan okuyan kitlesel kad›n militanl›¤›, iktidar› hedef alan yeni bir politik kad›n hareketinin ve yeni bir kad›n özgürleflme çizgisinin kuruluflunu müjdeliyor. “Eski dünyan›n sonu, gerçekli¤in gösterdi¤inden bile daha h›zl› bir flekilde yaklaflmaktad›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z gerçeklikte toplumu ezen, kalabal›klar› çi¤neyen bask› ne kadar güçlü olursa, bu bask›dan kurtulma arzusu da o kadar büyük olacakt›r... Komün'den önce özgürlük için yap›lan savafllardan, mücadelelerden bahsetmeyi severdik, art›k içinde bulundu¤umuz dönemde, yeni bir tohumun yeflermesini beklerken, Komün günlerinden ve Komün mücadelesinden bahsedece¤iz. Kahramanlar›n zaman› gelmifltir, ilkbaharda toplaflan ar›lar gibi, art›k kalabal›klar bir araya gelmektedir; halk ozanlar›n›n dilinde yeni bir efsane anlat›l›yor: May›s hayaletinin söz alaca¤› dönem art›k çok yak›n." Louis Michel (Paris Komünü'nün kad›n savaflç›s›)
G
ezi direniflinin bir halk isyan›na dönüflmesinde en önemli etkenlerden biri direniflteki kitlesel kad›n militanl›¤›yd›. On y›ld›r kentlerden k›rlara halk›n öz savunma hareketleri olan hak mücadelelerinde, güvencesizli¤e karfl› iflçi direnifllerinde, kad›nlar›n bedenine ve yaflam›na yönelen erkek egemen-gerici sald›rganl›¤a karfl› sokak eylemlerinde öncü isyanlar› örgütleyen kad›nlar, Haziran ‹syan›’n›n da en önündeydiler. Halk›n AKP faflizmine karfl› aya¤a kalkt›¤› bu büyük isyana halk›n kad›n yar›s› olarak kat›ld›lar, kat›lmakla kalmad›lar isyan› ileriye tafl›d›lar. Gezi Park›’nda isyan›n ilk k›v›lc›m›n›n çak›ld›¤› andan itibaren iflsiz, iflçi, liseli, üniversiteli, mahalleli, ev kad›n›, Alevi, küçük burjuva kökenli kad›nlar tencere tava çalarak, barikat kurup çat›flarak, nöbet tutarak, revirlerde, plaza önlerinde, çad›r alanlar›nda, komün günlerinde, forumlarda yani direniflin her an›nda ve noktas›nda kitlesel, militan kat›l›mlar› ile bu isyan› ayn› zamanda bir kad›n isyan›na çevirdiler. Haziran ‹syan›, bu topraklarda geliflecek düzen d›fl›, düzen karfl›t› devrimci bir toplumsal hareketin, siyasal iktidar mücadele-
30
sinin ve kurulacak yeni toplumsal düzenin “kad›n özgürlü¤üne”, “cins eflitli¤ine” “cinsel kimlik ve yönelimlere” kör kalamayaca¤›n› gösterdi. Kad›nlar, isyan› ayn› zamanda bir kad›n özgürleflme mücadelesi olarak ilerletecek, kad›nlar›n üretim ve yeniden üretim alan›ndaki taleplerini isyan içinde görünür k›lacak ve isyan›n konusu haline getirecek araçlara da örgütlülü¤e de sahip de¤illerdi. Hareket kendili¤inden ve tepkiseldi. Öncü isyan ve direnifllerde a盤a ç›kan tüm dinamikleri harekete geçirecek, polisin direniflçi kad›nlara yöneltti¤i sald›rganl›¤›1 iktidara geri ad›m att›racak bir yeni çat›flma düzlemi olarak ele alacak bir kad›n mücadelesi çizgisi isyan içinde örgütlenemedi. Ancak süren direnifl, bu zay›fl›klar› da aflacak ve neoliberal kapitalizmi, erkek egemenli¤i ve dinci gericili¤i ve tüm bunlar› kad›n düflmanl›¤›nda somutlayan iktidar› hedef alacak politik bir kad›n hareketini yaratmak için ola¤anüstü bir deneyim yaratt›. ‹syan, ayn› zamanda devrimci kad›nlar›n önüne, toplumsal eflitlik ve özgürlük temelinde yeni bir ülke kurma iddias›n› tafl›yacak devrimci bir halk hareketini yaratmak için önemli görevler ç›kard›.
KADIN HAREKET‹
‹syan›n ayak sesleri “AKP faflizmine” karfl› biriken öfkenin kitlesel bir direnifle ve bir baflkald›r›ya dönüfltü¤ü Haziran ‹syan›’n› haz›rlayan en önemli etken, halk›n geliflen direnme e¤ilimlerinin ve öncü isyanlar›n birikimidir. Kad›n direnifllerinin ise bu devrimci birikimin oluflmas›nda çok önemli bir yeri var. Y›llar boyunca mücadeleler içinde geliflen kad›n militanl›¤›, flimdiye kadarki en olgun ve kitlesel ifadesini Haziran ‹syan›’nda buldu. Kad›nlar için esnek/ucuz/güvencesiz çal›flmay› temel çal›flma biçimi haline getiren, kad›n düflman› politikalarla kad›n eme¤ini de¤ersizlefltiren AKP’nin iktidar y›llar›, ayn› zamanda Türkiye’de iflçi s›n›f› hareketinin güvencesizli¤e karfl› mücadele içinde yeniden oluflmaya bafllad›¤› bir dönem oldu. Güvencesiz kad›n iflçilerin militanl›¤› ise, bu dönemi belirleyen iflçi eylemlerine, grevlere, iflgallere, tafleron örgütlenmesine, yayg›n ve
parçal› küçük iflçi direnifllerine damgas›n› vurdu. Güvence ve sosyal haklarla donat›lm›fl istihdam olanaklar›n›n ortadan kald›r›lmas›na karfl› Tekel iflçisi kad›nlar›n Ankara’n›n göbe¤ine çad›rlar kurarak, tam 78 gün boyunca ailelerini/çocuklar›n› dolay›s› ile kendilerine yüklenen kad›nl›k görevlerini de geride b›rakarak sürdürdükleri direnifl ve Antalya serbest bölgedeki Novamed grevi bu dönemde geliflen iflçi kad›n militanl›¤›n›n öncü simgeleriydi. Tekel direniflini emekle/iktidar aras› bir çat›flma olarak gelifltiren kararl›l›kta, iflçi kad›nlar›n direnifl içindeki duruflu belirleyiciydi. Tekel iflçisi kad›nlar, bu direniflte yaln›z ifllerini de¤il, itildikleri güvencesizli¤e karfl› “sosyal haklarla desteklenmifl güvenceli çal›flma” biçiminin kendileri için yaratm›fl oldu¤u toplumsal konumu, özgürlükleri ve üretken olma koflullar›n› da savunuyordu. Kad›nlar›n hamile kalmak için patrondan izin almaya
31
zorland›¤›, fleflerin “enerjinizi ifle saklay›n kocalar›n›zla hafta sonu birlikte olun” diyerek kad›n iflçilerin cinselliklerine dahi müdahale edebildi¤i Novamed’deki grev ise kad›n eme¤ini ayn› zamanda kad›n do¤urganl›¤›n› ve bedenini denetleyerek sömüren sermayeye karfl› bafll› bafl›na bir kad›n direnifli olarak flekillendi. Bu iki simge direnifle, özellikle kad›n eme¤inin yo¤un olarak kullan›ld›¤› tekstil, sa¤l›k gibi alanlarda geliflen yüzlerce yeni direnifl eklendi. E¤itimli iflgücünün güvencesizli¤e karfl› mücadelesinde özel bir deneyim olarak geliflen “Atamas› yap›lmayan ö¤retmenlerin” mücadelesinde de kad›nlar belirleyici öznelerdi. Kad›nlar yeniden üretim alan›nda kentsel alanlar›n, do¤an›n, kamusal hizmetlerin metalaflt›r›lmas›na yönelik sald›r›lara karfl› geliflen halk›n öz savunma hareketleri olarak hak mücadelelerinin de en önünde yer ald›lar. Yeniden üretim alan›ndaki rolleri nedeni ile AKP’nin uygulad›¤› neoliberal program›n en y›k›c› etkilerini kad›nlar üzerinde göstermesi, kad›n militanl›¤›n› bu direnifllerin sürükleyici gücü yapt›. Kentsel dönüflüm projelerine karfl› bar›nma hakk› mücadelelerinde, HES’lere, termik santrallere karfl› do¤ay› savunma direnifllerinde kad›nlar dozerlerin önüne yatarak, vadilerde nöbet tutarak, jandarma ve polisle çat›flarak öncü roller üstlendiler. Neoliberal programla dinci gericili¤in kaynaflt›¤› 4+4+4 y›k›m›na karfl› e¤itim hakk› mücadelelerinin en önünde kad›nlar vard›. Özellikle Haziran ‹syan›’nda mahalle direnifllerinde önemli rol oynayan Alevi kad›nlar 4+4+4 sisteminin yaratt›¤› gericili¤e karfl› mücadelede önemli bir dinamikti. Üniversitelere yönelik piyasalaflt›rma politikalar›n›n ve gerici kuflatman›n karfl›s›na geliflen ö¤renci hareketinde kad›nlar, demokratik üniversite mücadelesini ayn› zamanda, üniversite için bir özgürlük mücadelesi olarak örgütlediler. AKP, iktidar› boyunca neoliberal sald›rganl›¤› aç›k bir
32
kad›n düflmanl›¤› ile yürüttü. Özellikle üçüncü dönemine damgas›n› vuran “sa¤›n tüm gerici birikimini seferber etme” stratejisinde, dinci gericili¤i t›rmand›rmas› kad›n bedenine, do¤urganl›¤›na, cinselli¤ine ve tüm yaflam›na yönelen sald›r›lar› s›çratt›. Kad›n düflmanl›¤›n› gerici, faflist, neoliberal rejimin inflas›n›n temellerinden biri haline getirdi. AKP erkek egemenlikten, onun tüm de¤erlerinin ve sald›rganl›¤›n›n k›flk›rt›lmas›ndan beslendi. Kad›nlara hiçbir zaman gerçek bir eflitlik getirmemifl olan burjuva yurttafll›¤›n resmi biçimsel eflitlik ilkesini dahi yok sayan, kad›nlar› sosyal/siyasal hayattan d›fllayan ve “erke¤in mal›” olarak gören bu gericilik biçimi, kad›nlar› ikincillefltirdi, afla¤›lad›, de¤ersizlefltirdi. AKP, kad›n›n ücretsiz eme¤inin sömürüsünün ve bedeninin denetiminin merkezi olan “aileyi” koruma alt›na ald›, kad›na sald›rd›. Kad›nlara aile ve evlilik d›fl›nda bir yaflam alan› b›rakmad›. Kaç çocuk do¤uracaklar›n›, nas›l do¤uracaklar›n›, çocuklar› nas›l yetifltireceklerini, nas›l çal›fl›p nas›l giyineceklerini, nas›l e¤itim al›p sokakta nas›l gezeceklerini kad›nlar›n iradesi d›fl›nda belirlemeye kalkt›. AKP’nin att›¤› her ad›m kad›nlara artan fliddet olarak geri döndü. AKP iktidar› döneminde günde 5 kad›n erkekler taraf›ndan öldürüldü, kad›na yönelik fliddet 7 y›lda yüzde 1400 artt›. Bu sald›rganl›k karfl›s›nda kad›na yönelik fliddete karfl› mücadele, sokak eylemlerinden, mahkeme önlerine uzanan ve kad›n dayan›flmas›yla ilerleyen bir çizgi olarak görünür hale geldi. ‹ktidar›, Fatma fiahin’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanl›¤› ile simgeleflen özel bir çat›flma alan› ve kad›n politikas› gelifltirmeye zorlad›. Bu politika, sorunu “aile” sorunu olarak tan›mlarken kad›nlar›n mücadelesi ise iktidar›n bu eksende meflruluk kuramamas›na yol açt›. AKP, kad›n olmay› bir ölüm kal›m meselesi ve bafll› bafl›na iktidarla bir çat›flma konusu haline getirirken
Direniflin isyana dönüfltü¤ü 31 May›s günü Taksim’de gaz kapsülü ile bafl›ndan vuruldu Lobna. Kal›c› hasarlarla hastaneden ayr›l›rken yine meydan okuyor isyanc› kad›nlar›n 盤l›¤› oluyordu: Bu daha bafllang›ç mücadeleye devam!
Haziran ‹syan›’nda halk›n özgürlük iste¤i, sayg› talebiyle aya¤a kalk›fl›n›n ilk provas›n› da kad›nlar yapt›. AKP’n›n kürtaj› yasaklama giriflimi, ço¤u örgütsüz binlerce kad›n›n “benim yaflam›m/bedenim/benim karar›m” diyerek soka¤a ç›kt›¤› militan bir kad›n mücadelesiyle karfl›land›. Kad›n mücadelesinin “özel alan politiktir” söylemini bir kez daha sokakta do¤rulayan bu direnifl, AKP’ye geri ad›m att›rd›. AKP’nin Tayyip Erdo¤an flahs›nda simgelenen otoriter iktidar›na karfl› halk isyan›n›n bu öncü ad›m›, dili, militanl›¤› ve iddias› ile Haziran’a da tafl›nd›. Erdo¤an’a “Bizim gibi 3 çocuk daha ister misin” diye seslenen Haziran direniflçileri, AKP’nin yaflamlar›n› belirleyemeyece¤ini bir kez daha ilan ediyor, kad›nlar›n yaflam›na ve bedenine yönelen bu sald›rganl›¤› isyan›n gündemi haline getiriyordu. Kad›n direniflleriyle geliflen tüm bu “haz›rl›k” döneminde kazan›lan direngenlik, militanl›k, hayat› yeniden kurma iradesi kad›nlar›n AKP iktidar›na karfl› tepkilerini olgunlaflt›rd› ve isyana do¤rudan AKP iktidar›na ve Erdo¤an’a yönelik bir siyasal tepki olarak tafl›d›. Kad›nlar bu politik saflaflman›n taraf› olarak militan ve kitlesel biçimlerde soka¤a ç›karken, isyan içinde hem kendi güçlerini gördüler, hem de güçlerini gösterdiler.
Vitrinde de¤il barikatta Lobna’n›n zaferi! Kad›nlar direniflin ilk gününde gazetelerde al›fl›lageldik biçimde güzel kad›n foto¤raflar› eflli¤inde öne ç›kar›ld›. Vitrine yerlefltirildi. Oysa kad›nlar› direniflin henüz isyana dönüfltü¤ü 31 May›s-1 Haziran çat›flmalar›nda bu direniflin vitrin yüzü de¤il militan öznesi olacaklar›n› gösterdiler. Taksim’den bafllayarak di¤er kentlere yay›lan ve yüzbinlerce insan›n kat›ld›¤› çat›flmalarda, yoksul mahallerde bafllayan yürüyüfllerde soka¤a ç›kan kad›nlar kad›n varl›¤›n› “sembol figürlerden” ç›kard›, “güzel eylemci kad›n” kliflesini tuzla buz etti. Polis fliddetinin, biber gaz›n›n ve TOMA’n›n karfl›s›nda “k›rm›z›l› ve siyahl› kad›n”lar›n dimdik duruflu, kararl›l›k ve meflruiyetle, öfke ve iddia ile flekillenmifl bir meydan okuyufltu. Bu durufl, hem direniflin genel meydan okuyufl tarz›n› simgeliyor hem de ezilen s›n›flara ve toplumsal kesimlere, en çok da kad›nlara yönelik bir ça¤r›y› yükseltiyordu: Direnifle kat›l›n! AKP’nin yasland›¤› düzende her gün fliddetle ve hatta ölüm tehdidi ile karfl› karfl›ya kalan kad›nlar da isyana
yönelen devlet fliddetinin karfl›s›na dikildiler. Kent meydanlar›ndaki kitlesel eylemlerde barikat çat›flmalar›nda, mahalle direnifllerinde kat›l›mc› de¤il örgütçü oldular. Kad›nlar›n ölmeyi, sakat kalmay›, gazla zehirlenmeyi göze alan kararl› duruflu ve fliddet karfl›s›ndaki direngenli¤i kitle hareketi üzerinde polis terörünün etkisizleflmesinde önemli bir eflik oldu. Direniflin isyana dönüfltü¤ü 31 May›s günü Taksim Meydan›’nda gaz bombas› ile bafl›ndan ilk vurulan bir kad›nd› Lobna Allami. Lobna haftalarca komada kald›ktan sonra konuflma yetisi kayb› baflta olmak üzere kal›c› hasarlarla hastaneden ayr›l›rken bir eliyle zafer iflareti yap›yor, di¤er elinde tuttu¤u dövizle ise AKP’ye sesleniyordu: “Yaflam biçimime dokunma”. Lobna’n›n meydan okuyuflu ayn› zamanda tüm direniflçi kad›nlar›n meydan okuyufluydu: Kad›nlar, “Bu daha bafllang›ç, mücadeleye devam” dediler ve isyan›n içinde, isyanla birlikte yol ald›lar. Günler süren çat›flmalarda isyanc› kad›nlar isyanc› erkeklerle birlikte barikat kurdular, tafl att›lar, atefl yakt›lar, kimi zaman kitlenin geri çekilme refleksi gösterdi¤i anlarda TOMA’lar›n önüne geçerek çat›flmay› yeniden alevlendirdiler, kimi zaman güç toplay›p yeniden bafllamak için korunarak geri çekilmeyi örgütlediler. ‹syana kat›lan kad›nlar›n çok büyük bölümü örgütsüzdü. Kent merkezlerindeki çat›flmalarda, barikatlarda öncü rol ise üniversiteli, liseli ö¤renci kad›nlarla; genç, e¤itimli, ücretli iflçi ve iflsiz kad›nlardayd›. Üniversiteli kad›nlar, yafl›tlar› erkeklerle ayn› e¤itimi ald›klar›, ayn› kampuslar›, yurtlar› paylaflt›klar› halde üni-
33
KADIN HAREKET‹ versitelerdeki gerici kuflatmay› “eflitsizli¤in” derinleflmesi ile yafl›yor, yaflam biçimleri erkek egemen gerici ahlakla yarg›lan›yordu. AKP’nin kad›n düflmanl›¤› ile eflit gelecek beklentileri yok edilen ve üniversitelere yönelik piyasalaflt›rma sald›r›s›n›n sonuçlar›n› ve AKP bask›s›n› en yo¤un biçimde yaflayan üniversiteli kad›nlar bu isyana en önde “özgürlük” talepleriyle kat›ld›lar. Direnifl s›ras›nda duvarlar› süsleyen “k›zl› erkekli direniyoruz” yaz›lar› ise, “Gençler k›zl› erkekli oturuyordu burada yoldan ç›kar›m diyerek Bo¤aziçi Üniversitesi’ni tercih etmedim” diyen AKP’li bakan Binali Y›ld›r›m’›n flahs›nda AKP’li tüm kad›n düflmanlar›na üniversitelilerin verdi¤i cevapt›: Eflitlik iddiam›zdan vazgeçmiyoruz! 4+4+4 e¤itim sistemi ile e¤itim dinsellefltirilirken henüz okul s›ralar›nda bafllar›n›, dizlerini örtmeleri söylenen, yafl›tlar› çocuk gelinli¤e mahkum edilen liseli kad›nlar da direnifli sokakta büyüttüler, okullar›nda ç›k›p sokak çat›flmalar›na kat›ld›lar. Kent merkezlerindeki çat›flmalarda en görünür olan kad›n katman› ise genç e¤itimli ücretli iflçiler, iflsizler ve yeni mezunlard›. Ço¤unlu¤u çal›flma yaflam›nda ayn› e¤itimi ald›klar› erkeklerle eflit muamele görmeyen, yo¤un güvencesizlefltirme sald›r›s› alt›nda iflsizli¤e, “beyaz yakal›” olsalar da ucuz güvencesiz iflçili¤e mahkum edilen, emekleri “kad›n” olduklar› için de¤ersizlefltirilen genç e¤itimli kad›nlard›. Bu kad›nlar, üniversite mezunu kad›nlarda iflsizlik oran›n›n yüzde 13.1’i buldu¤u bu ülkede AKP’nin kad›n düflman› politikalar›yla e¤itim alsalar da babaya ya da kocaya ba¤›ml› k›l›n›yor, “evlenin, üç çocuk do¤urun” söylemleri aras›nda ve güvencesizlik ve iflsizlik tehdidi alt›nda her an “eve kapat›lma”, “ev kad›n›laflma” bask›s›n› üzerlerinde hissediyordu. Yaflamdan beklentileri törpülenen, mevcut s›n›rl› özgürlüklerinin de giderek daha fazla s›n›rland›¤› ataerkil gerici bask› düzeninde giderek dibe do¤ru çekilen genç kad›nlar, kent merkezlerinde isyan›n temel sürükleyicilerinden oldular. “Gündüz iflte gece direniflteyiz” diyerek ifl ç›k›fllar›nda “ifl k›yafetleri” ile çat›flmalara kat›lan kad›nlar belki somut olarak “güvencesizlik”le ilgili taleplerini isyana tafl›mad›lar ancak isyana kat›l›m biçimleriyle geceleri sürdürdükleri direnifli gündüze yani üretim alan›na tafl›yabilecek potansiyellerini de erkek egemenli¤e ve dinci gericili¤e karfl› mücadelenin sürükleyici kitlesi olduklar›n› da görünür k›ld›lar.
Tencereden baret, çamafl›r makinesinden barikat Gezi direniflinin halk isyan›na dönüflmesinde en temel etkenlerden biri kitle eylemlerinin kent merkezlerinden
34
ilçelere, mahallelere yay›lmas›yd›. Kad›nlar›n gündelik ola¤an yaflam›n döngüsünü k›rarak soka¤a ç›kmas› ve direnifl boyunca sokaklar› terk etmemesi bu genifllemenin temel dinami¤ini oluflturdu. Gündelik yaflamlar›n›n hemen tamam›n› mahallede geçiren mahalleli kad›nlar, temizlik, yemek gibi zorunlu (!) ev iflçiliklerinin araçlar›n› birer direnifl silah›na çevirdiler. Eylemlerin mahallelere yay›lmas›n›n, direniflin halk direnifline dönüflmesinin ilk iflareti olan tencere tava eylemleri as›l olarak kad›nlar›n eylemiydi. 31 May›s akflam›ndan bafllayarak direniflin en s›cak günlerinde, kad›nlar›n ev içinde görünmeyen eme¤inin simgeleri olan
Eren Aytu¤ NAR PHOTOS
tencere-tavalar soka¤a/isyana ça¤›ran sesleriyle mahalleleri aya¤a kald›rd›. “Mutfaktaki tencere kimin umrunda, bu dünyan›n yükü benim omzumda” bundan önce kad›n eylemlerinin vazgeçilmez slogan›yd›. Bu isyanda ise tencereler mutfakta de¤il pencerede ve sokakta bir de Baflbakan Erdo¤an’›n kabuslar›nda yerini ald›. Bu simge, iktidar›n marjinalize etmeye/suçlulaflt›rmaya çal›flt›¤› isyan›n bir halk isyan› oldu¤unu gösteriyor, Erdo¤an, isyana karfl› tafl›ma kitleleri toplad›¤› miting alanlar›nda “tencere tava hepsi hava, flikayet edin bunlar›” diye bas bas ba¤›r›yordu. Baflbakan yemekli toplant›larda imam hatipli kadrolar›na ve her konuflmas›nda yarg›ya tencere tava çalanlar›n yani as›l olarak kad›nlar›n cezaland›r›lmas› için emir veriyordu. Tencere tavan›n ilk cezas› soka¤a ç›kmakta zorlanan ama evinde tencere tava çalmaktan vazgeçmeden direniflin parças› olan 86 yafl›nda bir kad›na, “gürültü kirlili¤i” nedeniyle kesildi, ilk dava ise yine bir kad›na aç›ld›.2 Ancak AKP tencere-tavalar› kad›nlar›n elinden alamad›¤› gibi mahallelerde çamafl›r
KADIN HAREKET‹ makinalar› ve elektrik süpürgelerinin barikatlara tafl›nmas›n› da engelleyemedi! Her gün kad›nlar›n öldürüldü¤ü, evlerin içinde, sokakta fliddet gördü¤ü, ne gündüzleri ne geceleri sokaklar›nda rahat gezemedi¤i mahalleler, meydanlar isyan boyunca kad›nlar›nd›. Özellikle Alevi nüfusun yo¤un olarak yaflad›¤›, sol gelene¤in yerleflik oldu¤u yoksul mahallelerde ise isyan kad›nlar›n da kat›l›m› ile kesintisiz kitlesel çat›flmalarla sürdü. Mahallelerdeki Alevi kad›nlar›n ayn› yafl kufla¤› Alevi erkeklere göre direnifle çok daha kararl› ve ›srarl› biçimlerde kat›lmalar›nda ise özellikle AKP iktidar›n›n üçüncü döneminde Sünni ‹s-
lamc› gelene¤e yaslanarak t›rmand›rd›¤› dinci gericili¤in ve onun k›flk›rtt›¤› kad›n düflmanl›¤›n›n çok önemli bir etkisi vard›. Alevi kad›nlar›n do¤rudan kendi varl›klar›na, yaflamlar›na, kimliklerine yönelik tehdit olarak gördü¤ü dinci gericili¤e karfl› öfkesi, AKP karfl›t› mücadeleyle özdeflleflti ve isyanda kitlesel bir kad›n varl›¤›na dönüfltü. Yoksul mahallelerden kad›nlar AKP’ye öfkelerini bu defa sokakta kitlesel biçimlerde gösterdiler. Belki özgün talepleri ile direniflte yer almad›lar ama mahallelerdeki eylemlerin örgütleniflinde, isyan›n süreklili¤inde kararl›l›klar› ile öncü roller üstlendiler. 30 saatlik bir çat›flman›n ard›ndan Okmeydan›’nda yanan barikatlar›n bafl›nda yafll› kad›nlar nöbet tutuyor, Kartal’dan, Sar›gazi’den yola ç›kan kad›nlar Bo¤az Köprüsü’nü geçiyor, Dikmen’de gece yürüyüfllerinde börek tepsileri ile evlerinden inip çat›flmada saf tutuyorlard›.
Geceler de sokaklar da bizim! AKP faflizmine karfl› büyüyen Haziran ‹syan›, isyanc›lar
aras›nda “ortak mücadale” içinde verili egemen ideoloji/kültür ve ahlak anlay›fl› ile beslenen milliyetçilik/dinmezhep/cinsiyetçilik temelindeki bölünmeleri “sorgulatan” deneyimler yaratt›. Özellikle cinsiyetçili¤in ve ayr›mc›l›¤›n reddedilmesine yönelik e¤ilimlerin hareket içinde belirmesinde kitlesel kad›n varl›¤›n›n ve LGBT hareketinin isyana örgütlü kat›l›m›n›n çok önemli bir etkisi oldu. ‹syan›n simge merkezi olan Gezi Park›’nda kurulan ortak yaflamda eflitlikçi, özgürlükçü demokratik ve dayan›flmac› iliflkilerin kurulmas›, ortaklaflmac›l›¤›n bir de¤er olarak savunulmas›nda ezilen toplumsal kesimlerin
isyana katt›¤› de¤erler belirleyiciydi. ‹syanc›lar, Gezi Park›’nda farkl› cinsel kimlik ve yönelimleri “hastal›k” olarak tan›mlayan, kad›n ve erke¤in de¤il eflit olmak, neredeyse kamusal alanda yan yana olmas›n›, birlikte oturmas›n›, kalkmas›n›, gezmesini, e¤itim almas›n›, sevgili olmas›n›, kad›nlar›n kendi bedenlerinden bahsetmesini, hamileyken soka¤a ç›kmas›n› gerici/erkek egemen bir ahlakç›l›kla yarg›layan; kad›n düflmanl›¤›n› kentleri, iflyerlerini, kamusal hizmetler alan›n›, okullar›, yurtlar› kad›n ve erke¤in ortak sosyalleflme, eflit olarak yaflama kat›lma olanaklar›n› yok ederek düzenlemeye vard›ran bir iktidar›n karfl›s›nda yaflam›n eflitlikçi temelde örgütlenebilece¤ini iflaret eden bir özdeneyim yaratt›lar. Gezi Park› gibi bir kentsel kamusal alan üzerinden atefllenen bu isyanda farkl› toplumsal katmanlardan kad›nlar, d›flland›klar› kamusal alan› zorlad›lar. “Namusunla yafla, oku, çal›fl, evde otur, kad›nl›k görevlerini yap” denilen kad›nlar komün günlerinde fark-
35
l› kentlerdeki çad›r alanlar›ndaki yaflam›n örgütleniflinin de kurucu eflit özneleri oldular. Yaflam alanlar›n›n düzenlenmesinde, Gezi Park›’n›n ve di¤er çad›r alanlar›n›n güvenli¤ini sa¤layan ve her tür olaya müdahale eden güvenlik komitelerinde, gece barikat nöbetlerinde, direnifle iliflkin kararlar›n al›nd›¤› ve isyan›n yönlendirildi¤i kürsülerde, forumlarda, baflbakan›n oturmak zorunda kald›¤› görüflme masas›nda inisiyatif ald›lar. Polisin direnifl sonucu Taksim’i terk etmek zorunda kald›¤› ve Taksim’in isyanc›lar›n kontrolünde tutuldu¤u günler boyunca üstelik milyonlara varan kalabal›klar›n Taksim’e akt›¤› bir dönemde taciz ve erkek fliddeti sald›r›lar›n›n neredeyse hiç yaflanmamas› as›l olarak direnifl içinde infla edilen eflitlikçi de¤erleri iflaret ediyordu. Alanlar›n kontrolünün isyanc›larda oluflu, isyan›n ise kad›n ve erkek “isyanc›lardan” oluflmas›, isyandaki görünür kad›n a¤›rl›¤› ve isyan›n tafl›d›¤› dayan›flmac› temel, kad›nlar›n “güven içinde” geceleri ad›mlad›¤›, “güvenli¤i kendilerinin sa¤lad›¤›” komün günlerini yaratt›. ‹syanc›lar›n diline “sayg›” ve “onur” olarak yerleflen “eflitlik” talebi, kad›nlar için bu isyan›n içinde kurulan bir gerçekli¤e dönüfltü. Baflbakan’›n erkeklerle “eflit de¤ilsiniz” diye seslendi¤i kad›nlar, isyana kat›l›m biçimleriyle “eflitiz” dediler, bununla da yetinmediler. Kad›nerkek eflitli¤i ile s›n›rl› kalmayan bir toplumsal eflitlik ufkunun ilkesel biçimlerde var oldu¤u bu harekete içerik kazand›rd›lar. Kad›nlar›n iktidara meydan okuyuflu Haziran isyanc›lar›n›n bilincine, eylemine, kültürüne, “direnifl ahlak›na” çeflitli biçimlerde yans›d›. Çad›rlarda, parklarda birlikte yaflam deneyimi içinde kendi kamusall›¤›n› infla eden direnifl, kad›nlar›n bask› ve ayr›mc›l›¤›n türedi¤i özel alana hapsedilme sorununun afl›lmas›n›n yarataca¤› olanaklar› çok basit gündelik örneklerle gösterdi. Kad›n bedeninin denetiminden türeyen “mahrem” alg›s›n› k›rma yolunda at›lan ad›mlar bunun küçük bir göstergesiydi. AKP ekran›nda tasavvufçu oldu¤u iddia edilen gericilerin “kanatl›s› kanats›z› ekranlarda uçufluyor” deyip kad›n düflmanl›¤›n› kusman›n arac› haline getirdi¤i kad›n pedleri direnifl ihtiyaç listelerinin en bafl›na yaz›ld›. Dayan›flma masalar›n›n bafl köflesinde yer ald›¤› gibi, kad›n ve erkek isyanc›lar›n gaz maskelerinin içine koruyucu olarak yerleflti. AKP’ye yönelik öfkenin “küfürle” dile döküldü¤ü günlerde kad›nlar fliddet ve çat›flmalar sürerken cinsiyetçili¤i isyan içinde üreten dile karfl› ç›karak “küfürle de¤il inatla diren” dediler. “Flört fahifleliktir” diyen bir
36
gelene¤in devamc›s› olan ve metroda sar›lan çiftlerin “Adaba ayk›r› davranmay›n” anonsuyla uyar›ld›¤›, parklara ahlak zab›tas›n›n konuldu¤u bir düzen yaratan AKP’nin karfl›s›nda, bu isyanda “aflk”, “Nerdesin aflk›m”la bafllayan sloganlara yans›d›. Çat›flmalara el ele giden sevgililer, dü¤ünlerini direnifle dönüfltüren çapulcular ve “aflk örgütlenmektir” yaz›lamalar›yla isyanc›lar›n özgürlük isteminin bir ifadesine dönüfltü. ‹syan, ataerkil sistemin yaratt›¤›, dinci gericili¤in belirledi¤i “ahlak” ve “mahrem” alg›lar›n›n, geleneksel ön yarg›lar›n törpülendi¤i, “cinsel kimlik kal›plar›”n›n ve cinsiyetçi düflünme ve söylem biçimlerinin bask› ve ayr›mc›l›¤›n sorguland›¤› deneyimler yaratt›. Eflcinsellerin LGBT Blok ad› alt›nda direnifle ilk an›ndan itibaren
‹syanc›lar›n dilinde sayg› ve onur kelimeleriye ifadesini bulan eflitlik talebi kad›nlar için bu isyan›n içinde kurulan bir gerçekli¤e dönüfltü. Kad›nlar isyan›n sürükleyicileri olduklar› gibi isyan günlerinde çad›r alanlar›ndaki yaflam›n örgütleniflinde de kurucu özneler oldular. Aflk›n bir özgürlük talebi, anneli¤in politik bir kimlik, cinsel yönelim ve kimliklerin bir direnme biçimi olarak içinde yer ald›¤› isyanda kad›nlar›n meydan okuyuflu direniflçilerin bilincine, eylemine, direnifl kültürüne yans›d›.
aktif, militan ve örgütçü biçimlerde kat›l›m›, cinsel yönelimlere/kimliklere dair ayr›mc›l›k içeren yaklafl›mlar›, heteroseksist ataerkil egemenli¤i sars›nt›ya u¤ratt›. ‹stanbul’da Onur Yürüyüflü’ne on binlerce insan kat›ld›. Onur yürüyüflleri isyanla birlikte bu y›l ilk defa di¤er flehirlere de yay›ld›. LGBT hareketinin üretti¤i “Yasak neymifl ayol” slogan› iktidar›n dayatt›¤› tüm yasaklara karfl› direnifl taraf›ndan sahiplenildi. LGBT hareket park forumlar›n›n gündemi oldu, kent merdivenlerinin gökkufla¤› rengine boyanmas› ülkenin geneline yay›lan bir direnifl biçimine dönüfltü. Haziran ‹syan› toplumsal bilincin k›sa sürede nas›l dönüflebildi¤ini gösterdi. Haziran ‹syan› ayn› zamanda, sokakta kad›nlar›n özneleflerek var oldu¤u bir toplumsal hareketin kad›n-
lar için yaratt›¤› dayat›lan toplumsal rollerden kopufl ve özgürleflme olanaklar›n› gözler önüne serdi. Kad›nlar evlerde/mahallelerde süregiden gündelik yaflam›n erkek egemen gerici bask› ve denetimin, kad›nlar›n görünmeyen eme¤inin sömürüsünün ve fliddetin kuflatmas› alt›ndaki “ola¤an ak›fl›n›” direniflle parçalad›lar. Kendileri için tan›mlanan zorunlu rolleri, temizli¤i, ütüyü, çocuklar›n yeme¤ini, kocalar›n beklentilerini, ayn› saatte oturulan masalar› evde b›rakarak soka¤› direniflin ve yaflam›n merkezine dönüfltürdüler. Kad›nlar ayn› zamanda iktidar›n kendilerine yönelen silahlar›n› tersine çevirmede de isyanda önemli deneyimler yaratt›lar. Yaral›lar›n tafl›nmas›, tedavi edilmesi örneklerinde oldu¤u gibi belki de ilk defa üzerlerine y›k›lan bak›m eme¤inde kazand›klar› deneyimi bu rolleri tan›mlayanlara karfl› büyüyen bir çat›flman›n sürdürülebilmesi için kulland›lar. ‹ktidar›n direnifli bölmek ve bast›rmak için “Çocuklar›n›z› parktan al›n, sald›raca¤›z” dedi¤i günlerde yard›ma ça¤›rd›¤› gerici “kutsal anneli¤i” eylemleriyle “parçalayan” yine kad›nlard›. Onlar› kad›n olarak de¤il “anne kimli¤i” ile tan›mlayan ve ihtiyaç duydu¤u “nesillerin” yetifltiricisi olarak gören bir iktidar karfl›s›nda “anneler” polis terörünün ve Gezi Park›’na sald›r› tehdidinin en yo¤un yafland›¤› günlerde çocuklar›n› direniflten söküp almak için de¤il, direnifle kad›nlar olarak kat›lmak için ç›k›p geldiler. Tüm kutsall›klar› (!) ile polisin önünde el ele direnifle barikat oldular. “Anneli¤in” direnifl içinde politik bir kimlik olarak kurulabilece¤ini gösterdiler. Okulda, iflte, mahallede, sokakta belirli bir biçimde davranmaya, yaflamaya, okumaya, çal›flmaya, sevmeye zorlanan kad›nlar; ç›kamad›klar› sokaklara ç›kt›lar, giremedikleri kent meydanlar›n›n, mahalle ara sokaklar›n›n ve merkezlerinin, ancak çocuklar› için gittikleri parklar›n sahibi oldular. Kad›nlar›n ataerkil toplumsal düzene, onun namus anlay›fl›na karfl› isyan›n› dile getiren “Geceleri de sokaklar› da istiyoruz” slogan›, yan›na “parklar›” da ekleyerek ilk defa gerçek oldu. Kad›nlar istemekle kalmad›lar “geceleri, sokaklar› ve parklar›” ald›lar. Direnifl park forumlar›nda sürerken kad›nlar isyan içinde kazand›klar› mevzileri b›rakmad›lar. Direnifl içinde geliflen do¤rudan demokrasi deneyimleri olarak park forumlar›n›n örgütlenifline kat›ld›lar. Söz ve karar hakk›n› kulland›lar. Forumlara “kad›n forumlar›n›” ekleyerek bu isyan›n ayn› zamanda kad›n mücadelesi için açt›¤› zemini örgütlemeye bafllad›lar. ‹syan›n eflitlikçi de¤erlerini forum moderasyonlar›n›n ve forumlar aras› koordinasyon için forum temsilcilerinin belirlenmesine tafl›d›lar. Kad›nlar olarak bu isyan›n öznesi olma iradesini
37
KADIN HAREKET‹
Sayfi Sar›sülük, Emel Kokmaz, Fahriye Y›ld›r›m, Hatice Cömert, Fadime Ayval›tafl... Armutlu’da katledilen Ahmet’in annesi Emsal Atakan, direniflçi annelerinin ortak düflüncesini dile geteriyor: O¤lum halk› için direndi. Bu yolda can›n› verdi. Biz bafl›ndan sonuna kadar o¤lumuzun yan›ndayd›k.
ne as›l olarak bir kad›n eylemi olan tencere tava eylemlerini diline dolamas›, ne Taksim Dayan›flmas› ile masaya oturmak zorunda kald›¤›nda kendisine karfl› ç›kan D‹SK Genel Sekreteri Arzu Çerkezo¤lu karfl›s›nda masay› terk edip “afl›r› sendikac›” diye onu hedef göstermesi ne de polisin direniflçi kad›nlara yönelik taciz, tecavüz tehdidi, ince arama iflkencesi gibi sistematik cinsel sald›r›lar› rastlant›yd›. AKP, isyan› bast›rmak için önce kad›nlara yöneldi. Kad›nlar› evlerine geri döndürmek istedi. Ama baflaramad›. korudular.
Kad›nlar›n öfkesi AKP’yi y›kacak! Kad›nlar›n kitlesel militanl›¤›n›n öne ç›kt›¤› Haziran ‹syan› neoliberal y›k›ma, dinci gericili¤e ve faflizme karfl› halk›n direnifl e¤ilimlerinin “AKP faflizmine” karfl› birleflik direnifl çizgisinde politik mücadele alan›na nas›l tafl›nabilece¤ini gösterdi. “Kad›nlar›n öfkesi AKP’yi y›kacak” slogan› ise Haziran ‹syan› ile hiç olmad›¤› kadar gerçeklik kazand›. Kad›nlar›n isyana katt›klar› ile a盤a ç›kartt›klar› potansiyel tam da bu nedenle AKP’yi bu denli panikletti. Kad›nlar›n AKP düzenine, belki programatik olarak de¤il, aç›k taleplerle, ba¤›ms›z bir kad›n mücadelesi çizgisiyle de¤il ama varl›klar›yla ve isyana kat›l›m biçimleriyle yönelttikleri aç›k tehdit karfl›s›nda AKP, önce direniflçi kad›nlar› hedef ald›. Ne Erdo¤an’›n isyan›n daha birinci gününde “K›zlar›n› birinin kuca¤›nda görmeyi kim ister?” 3 diyerek kad›nlar üzerinden gerici saflaflt›rmay› yükseltme çabas›,
38
‹syan günlerinden sonra kad›n mücadelesi için de “Art›k hiçbir fley eskisi gibi olmayacak”. Oluflan yeni politikleflme düzleminde, kad›n mücadelesi aç›s›ndan fliddete, güvencesizli¤e, yeniden üretim alan›n›n metalaflt›r›lmas›na karfl› hak mücadeleleri etraf›nda bugüne kadar oluflturulan birikim, Haziran ‹syan›’ndan al›nan güçle, kad›n militanl›¤› dinamizmiyle ve yarat›lan eflitlikçi de¤erlerle beslenecek. Hak mücadelelerini bu ivme ile yayg›nlaflt›rmak ve politiklefltirmek konusunda olanaklar artt›. Halk›n afla¤›dan yukar› hareketini, potansiyelini Haziran ‹syan›’nda gösteren siyasi saflaflman›n sürükleyici unsuru haline getirmeyi hedefleyerek ilerleyecek bu çizgiyi isyan›n yaratt›¤› dinamizmle ayn› zamanda bir kad›n özgürleflme mücadelesi olarak örgütlemek bugün her zamankinden daha mümkün. Kürtaj yasa¤› girifliminde AKP’ye geri ad›m att›ran, Haziran ‹syan›’nda iktidar›n ezberini bozan bu kararl› kitlesel kad›n militanl›¤› yeni bir politik kad›n hareketinin, yeni bir kad›n özgürleflme mücadelesi çizgisinin kuruluflunu müjdeliyor. Bu çizgi kad›n mücadelesinin tarihsel çat›flma eksenini oluflturan “özel alan”›n
KADIN HAREKET‹ mücadele gündemleri ile “AKP faflizmi”ne karfl› mücadele ile simgeleflen neoliberalizme, dinci gericili¤e ve faflizme karfl› direnme e¤ilimlerini kapsayan politik bir mücadele etraf›nda kad›nlar› buluflturabilir. Ancak elbette bu kurulufl sürecinin “kendili¤inden” geliflmesi beklenemez. ‹syanc› kad›nlar›n örgütsüz olmas› mücadelenin örgütsüz biçimlerde sürmesi anlam›na gelmiyor. Bugüne kadar militan bir eylem çizgisi ile kad›n düflmanl›¤›n› görünür k›lan devrimci kad›nlar, Haziran ‹syan›’nda kendini gösteren kitle militanl›¤›n›n önünü açacak ve AKP’yi hedef alacak bir eylem ve örgütlenme çizgisini a盤a ç›karacak güce, politik iddiaya ve olana¤a sahipler. Art›k AKP’nin kad›n düflmanl›¤› konusunda att›¤› her bir ad›m, kad›n düflman› Tayyip Erdo¤an’›n her bir sözü kad›n özgürleflme mücadelesinin gündemi oldu¤u kadar politik bir çat›flman›n da gündemidir. ‹flte AKP bofl durmuyor. ‹syan›n hemen ard›ndan “erken evlili¤e kredi”, “üç çocuk teflvik paketleri”, anneli¤i öne sürerek kad›nlar için esnek çal›flma yöntemlerinin yasallaflt›r›lmas›na yönelik düzenlemeler ard› ard›na gündeme getiriliyor. Kad›n düflmanl›¤› iktidar›n tüm hücrelerinden yay›l›yor. Ama bu defa AKP’nin karfl›s›nda özgüven ve cüretle aya¤a kalkm›fl kad›nlar var. Özgüven ve cüret, iflte Haziran ‹syan›’n›n tüm direniflçi kad›nlara katt›¤› bu özellikler devrimci kad›nlar›n bu büyük de¤iflim sürecinde isyan› politiklefltirmesi, örgütlemesi ve ilerletmesi için bafllang›ç noktas›. Elbette isyan s›ras›nda kad›nlar›n ald›¤› inisiyatifi bir an bile unutmadan ve kad›nlar›n politik hareket içindeki toplam inisiyatifini gelifltirme hedefini koruyarak. ‹syan›n içinde özneleflen kad›nlar›n isyanda, eylemde, sokakta, evde, mahallede, parkta, forumda kazand›klar› tek bir mevziyi dahi kaybetmemelerini sa¤layacak, isyan›n içinde ad› konmam›fl taleplerini politik program›n parçalar› haline getirecek ve kad›nlar› güçlendirecek bir örgütlenmenin yarat›lmas› ertelenemez bir görev. Ba¤›ms›z kad›n forumlar›, kad›n atölyeleri gibi direnifl içinden ç›kan özgün kad›n çal›flmalar›na, isyana kat›lan farkl› toplumsal katmanlardan kad›nlar›n sesi olacak merkezi araçlar› eklemek, polis fliddetine ve tacizine karfl› gelifltirilecek militan eylem biçimleri, sokakta özgürlü¤e ad›m atan kad›nlar› evde fliddetle terbiye etmeye kalkacaklardan, tacizcilerden hesap soracak kad›n komiteleri, kad›nlar›n direnifl alan›nda büyüttü¤ü dayan›flmay› gelifltirecek a¤lar›n yarat›lmas›, kad›n rengine boyanan sokaklar... Haziran ‹syan›’nda iktidar› sarsan yarat›c›l›kla yapacak çok ifl, kad›nlar için kazan›lacak daha çok mevzi var!
Yeni isyanlar Haziran ‹syan›’nda AKP’ye meydan okuyan kad›nlar›n devirmci inisiyatifi ve daha ileri çat›flmalar› örgütleme cüretiyle mayalanacak.
Ezilen s›n›flar›n yeni bir politikleflme sürecine girdi¤i bu tarihsel dönemde kad›nlar› ikinci s›n›f insanl›¤a mahkum eden neoliberal kapitalizme, erkek egemenli¤e, dinci gericili¤e ve bunun iktidar› AKP’ye karfl› mücadelede, yeni isyanlar kad›nlar›n devrimci inisiyatifi ve ileri çat›flmalar› örgütleme cüretiyle mayalanacak. Aç›k ki Türkiye sosyalizm mücadelesi için yeni bir dönemi bafllatan bu isyandaki kitlesel kad›n militanl›¤› toplumsal özgürlük ve eflitlik mücadelesinin cins özgürlü¤ü mücadelesi ile iç içe geliflmek zorunda oldu¤unu bir kez daha gösterdi. Daha büyük çat›flmalar için bugünün isyan› içinde haz›rlanan kad›nlar yeni bir devrimci toplumsal hareketin kuruluflunda yenilenmeci devrimci bir kad›n inisiyatifi gelifltirmek için bugün dünden çok daha güçlü. ‹syan bu yeniden kurulufl sürecinin yolunu ayd›nlat›yor.
Notlar 1 Bu vurgu, direniflçi kad›nlara yönelik cinsel sald›r›lara yan›t üretilemedi olarak anlafl›lmamal›d›r. Sald›r›ya u¤rayan kad›nlar›n direnifli, cinsel sald›r›lara karfl› kad›n eylemleri, ‹zmir’de fiakran Cezaevi’nde süren “ince arama” iflkencesine karfl› tutuklu Elif Kaya’n›n direnifli ve dayan›flma eylemleri önemli deneyimlerdi. Polisin cinsel sald›r›s›na maruz kalan Halkevci Eylem Karada¤ direnifl s›ras›nda tüm kad›nlara flöyle sesleniyordu: “Susmayal›m ki cesaretimizden korksunlar, susmayal›m ki AKP kad›n düflmanl›¤›n› sürdüremesin, susmayal›m ki kad›nlar sokakta özgürce yürüsün” 2 Antalya’n›n Finike ‹lçesi’nde, eylemlere tencere-tava çalarak destek veren 86 yafl›ndaki Sevim Uysal’a idari para cezas› kesildi. ‹lk dava ise ‹stanbul Befliktafl’ta oturan Filiz A. ve çocuklar› hakk›nda “kiflilerin huzur ve sükununu bozmak” suçlamas›yla 3’er aydan birer y›la kadar hapis cezas› istemiyle aç›ld›. 3 1 Haziran’da Baflbakan isyan›n etkisi ile yurtd›fl›na kaçmadan hemen önce Habertürk’te Fatih Altayl›’n›n program›na kat›ld›.
39
Umut genรงlikte, genรงlik isyanda
40
31
May›s’ta patlak veren ve Türkiye’nin dört bir taraf›na yay›lan isyan›n kuflkusuz önemli dinamiklerinden bir tanesini de Liseli Devrimci Gençlik hareketi oluflturuyordu. Güçlü ve kibirli muktedire diz çöktüren, yenilgiye u¤ratan bu isyan hareketi liselilerin ayr› ayr› dört bir alanda kendi renkleri, yarat›c›l›klar› ile bambaflka bir boyut kazand›. Liselileri bu isyan›n bir parças› olmaya iten nedenleri anlamak için tarihi biraz geri sarmak gerek. ‹lk akla gelen AKP’nin iktidar sürecinde yap-boza çevirdi¤i e¤itim sistemi geliyor. Her bakan de¤ifliminde ilk al›nan karar, e¤itim sisteminin yeni bafltan düzenlenmeye çal›fl›lmas› oldu. Milyonlarca ö¤rencinin hayatlar› ile bir kalemde ve sürekli oynanmas› bafll› bafl›na bir “isyan” gerekçesiydi. AKP’nin her f›rsatta dile getirdi¤i dindar-kindar gençlik arzusu, 4+4+4 e¤itim sisteminin yaratt›¤› y›k›m, yeni k›l›k k›yafet yönetmeli¤i ile “AKP’ tipi gençlik” yaratma arzusu, gerici ideolojiyle harmanlanm›fl, ö¤retmenine, büyü¤üne, reisine sayg›l›, itaat eden, verileni aynen alan, elefltirmeyen ve sorgulamayan bir nesil yaratma çabas› gençli¤in isyan›na yol açan faktörlerdi. Ve tabii ki paral› e¤itimin can al›c› sonuçlar›, liselilerin öfkesini soka¤a tafl›yan isyan›n bir parças› olmalar›na neden olan bir baflka olguydu. “Paran kadar oku” anlay›fl› yüz binlerce ö¤rencinin önünü kapatmakta, hayallerini kurdu¤u üniversite e¤itimini almaktan mahrum k›lmaktad›r. Üniversiteyi kazanabilmesi için dershaneye gitmek zorundad›r, dershaneye gidebilmesi için paraya ihtiyac› vard›r… Liseli gençlik Nisan 2011’de YGS’de hile yap›ld›¤› a盤a ç›kt›¤›nda, sosyal medya kullan›m›n›n da öne ç›kt›¤› ça¤r›larla bütün ülkede soka¤a ç›km›fl, bugüne kadarki mücadele deneyimlerinden beslenen ama yayg›nl›¤›, kitleselli¤i ve yarat›c›l›¤›yla yeni bir hareket tarz›n›
a盤a ç›karan bir deneyime imza atm›flt›. ‹stanbul’dan Ankara’ya, Antakya’dan Urfa’ya pek çok kentte düzenlenen 2011 liseli eylemleri, ayn› zamanda pek çok Anadolu kentinin yak›n tarihteki en kitlesel eylemleri olarak da öne ç›km›flt›. Liseliler bu eylemlerde hem ö¤rendi hem ö¤retti. Haziran ‹syan›’n›n pek çok yeni özelli¤i, 2 y›l önce yeni yükselifle geçen liseli hareketinde kendini ortaya koymufltu. Sonuç, gericili¤in ve paral› e¤itimin her geçen gün daha da y›k›c› sonuçlar›n›n yafland›¤› e¤itim alan›nda liseliler, bu durumu yaratan AKP’ye karfl› öfkelerini sokakta toplumsal muhalefetin, halk isyan›n›n do¤rudan içinde yer alarak göstermifltir.
‹syan denilince akla önce gençlik gelir Haziran ‹syan›’n›n temel bileflenlerinden olan liseli gençlik hareketinin sürece do¤rudan müdahil olmas› ve liselerin kapanmak üzere olmas›na ra¤men son günleri güçlü boykotlar örgütleyerek geçirmesi baflar›l› bir süreç yaflanmas›na neden olmufltur. Her isyan›n do¤al›nda ortaya ç›kan simgeleri bulunmaktad›r. Liseliler için bu simge siyah tiflörtler olmufltur. Boykotlar› siyah tiflörtlerini giyerek örgütleyen liseliler ‹stanbul baflta olmak üzere birçok ilde liseleri boflaltarak isyan alanlar›na tafl›m›flt›r. Kuflkusuz bu simgenin oluflmas›nda yatan ana neden AKP’nin k›l›k k›yafet yönetmeli¤ine karfl› oluflan tepkiselli¤in de bir taraftan a盤a ç›kmas›d›r. Ö¤renciler k›l›k k›yafet yönetmeli¤ine olan tepkilerini sürece do¤rudan siyah tiflörtlerini giyerek tafl›m›fl, bir biçimde bu alanda AKP’ye karfl› biriken öfkelerini soka¤a tafl›m›fllard›r. Liseliler “AKP tipi gençlik” modellemesine karfl› yarat›c›, dinamik ve kendi özgüçlerine dayanarak militanca mücadele içerisinde yer almaya ayn› flekilde devam edecektir. Eylül ay›n› hedef gösteren AKP, en çok lise ve üniversite ö¤rencilerinden korkmaktad›r. Liseliler bu isyan› okullar›n aç›lmas› ile birlikte isyan› ve özgürlü¤ü simgeleyen tiflörtleri ile karfl›layacakt›r.
41
Haz›rl›k isyanlar›ndan Haziran ‹syan›’na
Gençlik yine gelecektir! Esen Özdemir
Üniversite direniflleriyle AKP’ye öfkenin sesi olan gençlik, Haziran ‹syan›’n›n vurucu gücü oldu. ‹syan›n en dinamik kesimini oluflturan her kuflaktan gençler ve özellikle üniversiteliler, AKP iktidar›na karfl› direnç ve birikimin verdi¤i özgüvenle isyana güç ve yarat›c›l›k kat›yor. Üniversitelerde AKP’ye kök söktüren gençlik hareketi, isyan›n ikinci dalgas›n› üniversitelerden bafllatmak için çok yönlü haz›rl›k içinde.
N
eoliberal yenisömürgecili¤in, gericili¤in ve faflizmin iktidar› AKP’ye karfl› geliflen halk isyan› sürüyor. Toplumun çeflitli katmanlar›n›n uzun y›llard›r biriken AKP karfl›t› öfkesi, siyasi iktidar›n tüm bask› ayg›tlar›na, ideolojik manipülasyonlar›na, provokasyon giriflimlerine ra¤men sokaklar› terk etmiyor. Forumlar, “duran insan” protestolar› ve yeni sald›r›lara karfl› kitlesel tepkilerle süren mücadele içerisinde genifl gençlik kesimleri aktif biçimde yer al›yor.1 Dinamik, yarat›c›, inatç› ve militan bir özelli¤e sahip genifl gençlik kesimleri hareketin sürükleyici gücü durumundad›r. Üniversiteliler, liseliler, üniversite mezunu iflsizler, yoksul mahelle gençli¤i, genç iflçiler/iflsizler, çal›flan ve her geçen gün daha fazla proleterleflen katmanlar›n genç kesimleri bu özellikleri ile hareketin can suyunu oluflturuyor. ‹syan›n en dinamik kesimini oluflturanlar›n bafl›nda kuflkusuz üniversiteli gençlik gelmektedir. Toplumsal hareketlerde ayr› bir s›n›f olarak de¤il özgün bir bir toplumsal katman/kategori olarak yer alan üniversiteliler ideolojik konumlan›fllar›yla, özgün bir hareket olarak s›n›f mücadelesinin parças› durumundad›r. Bafl›n› Ö¤renci Kolektifleri’nin çekti¤i örgütlü gençlerin uzun y›llar-
42
d›r AKP iktidar›na karfl› gelifltirdikleri direnç ve birikimin verdi¤i özgüvenle, üniversiteli gençlik isyana güç ve yarat›c›l›k kat›yor.
Gençlik isyan›n›n tarihsel toplumsal koflullar› Üniversitelilerin son y›llarda siyasal geliflmelere olan ilgisi daha da artm›fl, daha fazla soka¤a ç›kar hale gelmifltir. AKP’nin üniversite ile kurdu¤u tahakküm iliflkisi ve ülkede uygulad›¤› politikalar gençli¤in AKP karfl›s›nda politik saflaflmas›n› beraberinde getirmifltir. Üniversiteli gençli¤in geliflen isyana genifl ve aktif kat›l›m göstermesinde üç ana etken bulunuyor: üniversiteye/gençli¤e gerici sald›r›, faflist bask› ve üniversitede piyasac› y›k›m. AKP’nin bu politikalar› yeni taktiklerle sürekli derinlefltirmesi ve iktidar›n›n gücünü pekifltirmesi gençli¤in AKP karfl›t› öfkesini katbekat art›rm›flt›r. Bu üç etken, üniversitelilerin, AKP karfl›s›nda isyanla birlikte daha fazla keskinleflen politik saflaflmas›n›n tarihsel toplumsal koflullar›n› oluflturmaktad›r.
Üniversiteye/gençli¤e gerici sald›r› AKP’nin neoliberal programla iç içe yürüttü¤ü toplum-
na
sal gericilik politikalar› gençli¤in öfkesinin a盤a ç›kmas›n› sa¤lad›¤› en güçlü etkendir. Gericilefltirme politikalar› AKP iktidar› eliyle ciddi bir boyut kazanm›fl, toplum bu politikalarla kuflat›lm›flt›r. Toplum cemaat ve tarikatlar arac›l›¤›yla ve siyasi iktidar›n çeflitli uygulamalar› ile sert bir gericilefltirme sald›r›s›yla karfl› karfl›ya kalm›flt›r. “4+4+4” düzenlemesi; bu düzenlemeyle çok say›da okulun ‹mam Hatip Okullar›’na çevrilmesi; ‘K›l›k K›yafet Yönetmeli¤i’ ile türban›n ilkokullara kadar fiili olarak serbest b›rak›lmas›; okul müfredatlar›n›n gerici ‹slamc› ideoloji ile harmanlanmas›; ‘Kutlu Do¤um Haftas›’ etkinliklerinin ilkokullarda dahi yap›lmaya bafllanmas›; ilkö¤retim ve lise ö¤rencilerinin Milli E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan umreye yollanmas› gibi uygulamalar özellikle e¤itim alan›ndaki gerici sald›rganl›¤›n örnekleri olmufltur. AKP e¤itim alan›n› “kindar ve dindar nesil” yaratma hedefiyle stratejik biçimde kullanmaktad›r. Toplumsal yaflamda dayat›lan gericili¤in yan›nda üniversiteler de AKP ile birlikte çok yönlü bir ‹slamc› gerici kuflatmayla karfl› karfl›ya kald›. AKP’nin üniversiteleri tepeden kontrol alt›na alma ve gericili¤in üniversitelerdeki etkisini art›rma planlar› üniversitelilerin
gericilik karfl›s›ndaki tepkilerini güçlendirmifltir. AKP eliyle ‹slamc› kadrolar üniversitenin bütün yönetsel mekanizmalar›na yerlefltirilmifltir. 2007’de YÖK Baflkanl›¤›’na Yusuf Ziya Özcan’›n yerlefltirilmesi ile bafllayan süreç rektör atamalar› ile devam etmifl, bütün yönetim mekanizmalar› AKP’lilefltirilmifltir. Bu kadrolaflma Hizbullah davas›ndan yarg›lanan bir ismin rektörlü¤e atanmas›na (19 May›s Üniversitesi Rektörü Hüseyin Akan) kadar ayyuka ç›km›fl, 2012 y›l›ndaki ikinci rektör atamalar›nda ‹slamc› kadrolaflma genifllemifl ve tazelenmifltir. AKP’li kadrolar›n çeflitli uygulamalar› ve üniversite mensubu olarak do¤rudan AKP’nin yan›nda saf tutmalar› üniversitelilerin hoflnutsuzluklar›n› ço¤altm›flt›r. Kampüs yaflam›n›n gericilefltirilmesi ise son dönemde öne ç›kan sald›r›lar aras›nda yer alm›flt›r. Kampüslerde cami ve mescit yap›mlar›n›n ivme kazanmas› ve üniversite yaflam›nda ‹slamc› motiflerin planl› olarak geniflletilmesi üniversitelilerin günlük yaflamlar›nda gericili¤in bask›s›n› fazlas›yla yaflamalar›na yol açm›flt›r. Baflbakan Yard›mc›s› Bekir Bozda¤’›n “Üniversitelerimizin kampüslerinde camilerin bulunmas› fakültelerin bulunmas› kadar ehemmiyetlidir. Birini öbürüne tercih etmek do¤ru bir yaklafl›m de¤ildir” aç›klamas› üniversitelerin
43
GENÇL‹K HAREKET‹ karfl› karfl›ya kald›¤› gerici sald›rganl›¤›n boyutunu göstermektedir.2 Cami ve mescitlerin yan›nda üniversitelerin sosyal yaflam› gericili¤in kuflatmas› alt›ndad›r. Son y›llarda AKP ve cemaatler taraf›ndan daha genifl örgütlenmeye bafllanan ‘Kutlu Do¤um Haftas›’ faaliyetleri üniversitelerde de yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Üniversite yönetimleri taraf›ndan da desteklenen çeflitli ‹slamc› gençlik örgütlerinin, Kutlu Do¤um Haftas› çerçevesinde/sayesinde gerçeklefltirdi¤i etkinlikler, ‹slamc› gerici ö¤elerin üniversitenin sosyal ortam›nda artmas›na neden olmaktad›r. Üniversite panolar›na as›lan ayetler, fakültelerde yap›lan “Kur’an ziyafetleri” ve toplu k›l›nan namazlar bunun örnekleri aras›ndad›r. Bunun yan›nda üniversitelilerin gerçeklefltirdi¤i çeflitli etkinlikler “‹slami de¤erler” ile uyuflmad›¤› gerekçesiyle tehdit edilmekte, dahas› bu etkinlikler iptal edilmektedir. Marmara Üniversitesi Bahar fienlikleri’nde (2013 May›s), ‹slamc› gruplar taraf›ndan, flenli¤in “Müslüman ahlak›na uymad›¤›” gerekçesiyle iptal edilmesini ve ö¤rencilerin kat›lmamas›n› içeren bir bildiri da¤›t›ld›. Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta) ve Dumlup›nar Üniversitesi’nde (Kütahya) düzenlenecek olan Duman grubunun konserleri, bu üniversitelerdeki ‹slamc› örgütler taraf›ndan yap›lan propagandalar sonucunda, grubun bir flark›s›ndaki sözleri bahane gösterilerek iptal edildi. Bu örneklerden de anlafl›laca¤› üzere üniversitelerde son dönemde ‹slamc› yaflam tarz› ve kurallar üniversitelerde hâkim hale getirilmektedir. Gerici sald›rganl›k üniversite yurtlar›nda da kendisini gösteriyor. Üniversitelilerin sosyal yaflam›nda gericili¤in hâkimiyetini sa¤lamaya çal›flan AKP, yurtlar üzerinden yeni bir sald›r› bafllatm›flt›r. Yüksek Ö¤renim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) üniversite yurtlar›n› “cinsiyete göre” ayr›flt›rmaya haz›rlan›yor.3 Üniversitelerin gericili¤in bask›s› alt›nda kalmas›ndaki bir di¤er etkili araç ise türban olmufltur. Türban›n YÖK taraf›ndan yay›mlanan bir yönetmeli¤in ard›ndan fiili olarak serbest b›rak›lmas› ile üniversitelerdeki gerici kuflatma güçlenmifltir. Türban serbestisi ile AKP üniversiteler üzerinde siyasi denetim kurma hedefinde bir ad›m ileri atm›fl, üniversitelerdeki gerici sald›rganl›k h›z kazanm›flt›r. AKP’nin üniversiteler üzerindeki siyasi hâkimiyetinin kritik araçlar›ndan olan türban ayn› zamanda üniversiteli kad›nlar üzerinde gerici bir bask› unsuru olmufltur. Türban üniversitelerde kad›n özgürlü¤ünü tehdit eden kritik bir araçt›r. Özelikle Anadolu kentlerindeki çeflitli üniversitelerde türban serbestisi, türban takmayan üniversiteli kad›nlar üzerinde bir bask› arac› haline gelebilmifltir (örne¤in Konya Selçuk Üniversitesi). Tüm bunlar›n beraberinde AKP’nin üniversiteyi gerici-
44
AKP’nin parlak gelecek vaat eden hayallerinden geriye, gerici e¤itim sistemi, dinci kadrolar, AKP faflizmi ile simgeleflen Tayyip Erdo¤an figürü ve bask› ayg›tlar› kalm›flt›r. Sistemden beklentisinin ortadan kalkmas› ve gelece¤e yönelik kayg›lar›n›n AKP karfl›t› tepkilerle kaynaflmas› bu kesimin bütün enerjisini direnifle katmas›n› sa¤lad›.
lefltirme operasyonundaki kritik ad›mlar›ndan biri üniversite yerlefltirmelerindeki “katsay› uygulamas›”nda yapt›¤› de¤iflikliktir. AKP katsay› uygulamas›nda yapt›¤› de¤ifliklikle ‹mam Hatip Lisesi mezunlar›na üniversitelerdeki di¤er bölümlere yerleflme imkân› sa¤lam›flt›r. ‹mam Hatiplilerin bu de¤ifliklikle sosyal ve fen bilimlerine yo¤unlukla yerleflmesi üniversitelerin gericilefltirilmesi hedefinde en önemli hamle olmufltur. Öte yandan AKP’nin, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt›rma Kurulu (TÜB‹TAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) gibi kurumlardaki kadrolaflma faaliyetleri had safhaya ç›km›flt›r.4 Bu kadrolaflman›n beraberinde bilim, gericili¤in bask›s› alt›na al›nm›flt›r. Bizzat bu kadrolar arac›l›¤›yla “evrim” ders ve sempozyumlar› yasaklanm›flt›r. Üniversite disiplinlerinin müfredat› ‹slamc› ideoloji ile kaynaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Daha çok fen ve sosyal bilimlerde kendisini gösteren gericilik tehdidi çeflitli üniversitelerde ‹slamc› kadrolar›n bask›s›yla ö¤rencilerin araflt›rma ve tez konular›n›n s›n›rland›r›lmas›na kadar varm›flt›r. Bilimin gericilik ile kuflat›lmas›n›n en çarp›c› örnekleri TÜB‹TAK’ta yaflanm›flt›r. TÜB‹TAK’a ba¤l› Bilim Teknik Dergisi 2009 y›l›nda “Darwin 200 yafl›nda” bafll›¤›yla kapak haz›rlam›fl; fakat derginin kapa¤› bas›m aflamas›nda iken de¤ifltirilerek “Küresel ‹klim De¤iflikli¤i” bafll›¤› ile yay›mlanm›fl, Bilim Teknik Dergisi yay›n yönetmeni ve sorumlu yaz› iflleri müdürü Dr. Çi¤dem Atakuman görevinden al›nm›flt›r.5 Üniversitelerde gericili¤in bask›s›n› son y›llarda daha fazla yaflamaya bafllayan üniversitelilerin gericilik karfl›t› tepkileri ülkede gittikçe artan toplumsal gericilik
GENÇL‹K HAREKET‹
politikalar› ile birlikte yükselmifltir. AKP’nin günlük yaflam tarz›ndan yüksekö¤retimdeki bilimsel üretim sürecine kadar bütün alanlarda gericili¤in hâkimiyetini art›rma politikalar› gençli¤in isyan›n›n en önemli belirleyenlerindendir. Bunun yan› s›ra AKP taraf›ndan yak›n zamanda gençlik bahane edilerek yasalaflt›r›lan “alkol yasa¤›” toplumsal yaflamda gericili¤in nüfuzunu ve hegemonyas›n› hâkim k›lmak amac›yla düzenlenmifltir. Tayyip Erdo¤an’›n bu uygulamalar› özellikle ‹slamc› taban›n› saflaflt›ran bir çizgide savunmas› ve toplumsal yaflam› ‹slamc› gerici motiflerle düzenleyen bir strateji uygulamas› toplumun genifl kesimlerindeki tepkileri art›rm›flt›r.
Üniversite/gençlik üzerinde faflist bask›lar Gençli¤in siyasi iktidar karfl›s›ndaki saflaflmas›n›n bir di¤er etkeni her geçen gün daha yetkin bir hale getirilen AKP faflizmidir. AKP iktidar› kendi saf›nda yer almayan tüm kesimlere karfl› bask› politikalar›n› profesyonellefltirmifltir. AKP, iktidar›na karfl› geliflen tüm toplumsal güçlere karfl› devletin bask› ayg›tlar›n› devreye sokmufltur. Gazeteciler, sanatç›lar, ayd›nlar, avukatlar, Aleviler, Kürtler, kad›nlar, ö¤renciler, yoksullar, AKP’ye karfl› direnen ve AKP iktidar›n› sokakta sarsabilen tüm kesimler AKP faflizminin do¤rudan hedefi haline gelmifltir. Neoliberal-islamc› düzenin süreklili¤ini ve kendi iktidar›n›n gelece¤ini garanti alt›na almaya çal›flan AKP iktidar›, kendisi karfl›s›nda direnç oluflturabilecek tüm muhalif kesimlerin ezilmesi hedefiyle hareket etmektedir. Tahakkümün derinlefltirilmesi, toplumu AKP bask›lar›ndan nefes alamayacak noktaya ka-
dar getirmifltir. AKP’nin bask›c› politikalar› en baflta üniversitelilerin tepki ve hoflnutsuzluklar›na yol açm›flt›r. AKP iktidar› döneminde üniversitelerdeki bask› ayg›tlar› üniversite muhalefetinin ortaya ç›kmas›n› engellemek amac›yla yetkinlefltirilmifltir. Üniversitelerde adeta özel bir ordu haline getirilen ve profesyonel bask› güçleri aras›nda yer alan Özel Güvenlik Birimleri AKP döneminde (2004) üniversitelere yerlefltirilmifltir. AKP iktidar› ile birlikte üniversitelerdeki bask› atmosferi yo¤unlaflm›flt›r. Üniversiteliler üzerindeki bask› ve denetim mekanizmalar› sertleflmifltir. (Örne¤in yurt girifllerinde parmak izi uygulamas› bafllat›lm›flt›r.) S›rf bu mekanizmalar yüzünden ö¤renciler özel soruflturma ve cezalara u¤ramaktad›r. AKP iktidar› ile birlikte üniversitelilere aç›lan soruflturmalar ve verilen cezalar artm›flt›r. 2000 y›l›ndan 2012’nin sonuna kadar toplam 48 bin 268 disiplin soruflturmas› aç›lm›fl, 34 bin 818 ö¤renci çeflitli cezalar verilmifltir.6 Üniversitelilerin her türlü demokratik hak kullan›m›n› engellemeye çal›flan AKP’li rektörler üniversiteliler üzerinde daha fazla bask› kurmaktad›r. Soruflturmalar ve cezalar›n yan›nda üniversitelerdeki polis sald›r›lar› had safhaya ç›km›flt›r. Binlerce ö¤renci gözalt›na al›nm›fl ve tutuklanm›flt›r. 20092012 aras› gözalt›na al›nan ö¤renci say›s› 3 bin 49’dur. Son verilere göre 2 binin üzerinde üniversiteli tutuklu bulunmaktad›r. Özellikle tutuklu üniversiteli say›s›ndaki art›fl gençli¤in AKP karfl›s›ndaki öfkesini art›rm›flt›r. Toplumsal kesimlerin de gündemi ve istemi haline gelen AKP faflizmine karfl› özgürlük mücadelesi üniversitelilerin sürükleyici konumda oldu¤u toplumsal bir dirence dönüflmüfltür.
45
GENÇL‹K HAREKET‹
Üniversitede piyasac› y›k›m Her ne kadar Haziran ‹syan›’nda öne ç›kmasa da, Yüksekö¤retim sisteminde uygulanan neoliberal politikalar ve bu politikalar›n ortaya ç›kard›¤› y›k›ma karfl› hoflnutsuzluklar, gençli¤in AKP iktidar› karfl›s›ndaki direncinde önemli bir etkendir. 90’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren bafllayan piyasalaflt›rma politikalar› 2000’li y›llar›n bafl›nda sermayenin üniversitelerde içselleflmeye bafllamas›yla yeni bir nitelik kazanm›fl, yüksekö¤retim sisteminin bütünü sermaye politikalar›na tabi hale getirilmifltir. Daha önceki iktidarlar gibi sermayenin üniversitelerde egemenli¤ini sa¤lama görevini yerine getirmeye çal›flan AKP, 10 y›l› aflk›n iktidar› boyunca üniversitelerin sermayeye aç›lmas›na daha fazla olanak sa¤lam›flt›r. Yüksekö¤retimde neoliberal politikalar AKP iktidar› ile birlikte derinlefltirilmifl, üniversiteler neredeyse pazar haline getirilmifltir. Sermayenin yüksekö¤retimdeki egemenli¤i pekiflmifltir. Bu politikalarla birlikte bilginin metalaflt›r›lmas› h›zlanm›flt›r. Üniversitelerde üretilen bilgi sermayenin ç›karlar›na endekslenmifltir. Buna ba¤l› olarak “teknokent ve teknopark” say›lar›nda art›fl yaflanm›flt›r. 2002 y›l›nda say›s› 5 olan teknokentler 2012 y›l›nda 9 kat›na ulaflarak 45’e ç›km›flt›r. Sermayenin yüksekö¤retimden kâr elde edebilmesinin bafll›ca ayaklar› aras›nda yer alan vak›f üniversitelerin›n say›s› AKP iktidar› döneminde 3 kat›na ç›km›flt›r. 2005 y›l›nda 24 olan vak›f üniversitelerinin say›s› son verilere göre 72’ye ç›km›flt›r. Sermaye politikalar› çerçevesindeki dönüflüm yükekö¤retimin ticarilefltirilmesini h›zland›rm›flt›r. Sermayenin güncel ve uzun vadeli ç›karlar›n›n merkeze al›nd›¤› piyasalaflt›rma politikalar› üniversitelilerin bütününde ciddi bir y›k›m ortaya ç›karmaktad›r. Bu politikalar›n, üniversiteliler için karfl›l›¤› “müflterilefltirilmeye” zorlanma anlam›na gelmektedir. Üniversitelilerin temel hizmetlere ulaflma imkanlar› paral›laflt›rma politikalar› nedeniyle zorlaflm›flt›r. Üniversitelilerin e¤itim haklar›na ulaflabilmeleri için zorunlu olan bar›nma, ulafl›m beslenme sa¤l›k gibi alanlardaki sorunlar› artm›flt›r. Bu piyasac› y›k›m üniversitelilerin AKP iktidar› karfl›s›ndaki saflaflmas›nda güçlü nesnel temeller aras›nda yer almaktad›r.
kat›lm›flt›r. Direnifle yo¤un bir biçimde kat›lan bu kesimleri harekete geçiren temel belirleyen ise bu kesimin üniversite sonras›nda karfl›laflaca¤› proleterleflme ve güvencesizliktir. Yeni mezun üniversiteliler, “nitelikli emekgücü” olarak yüksek standartl› bir yaflam beklerken neoliberal yenisömürge kapitalizminin “iflsizlik ve güvencesizlik” duvar›na çarpmaktad›r. Gençli¤in politik hoflnutsuzluklar›n›n yan›nda gelece¤ine dair beklentileri her geçen gün zay›flam›flt›r. AKP’nin tesis etti¤i neoliberal düzen üniversitelilere iflsizlikten ve güvencesiz bir yaflamdan baflka bir fley vaat etmemektedir. Bu gerçek bizzat Tayyip Erdo¤an taraf›ndan “Her üniversite mezunu ifl bulacak diye bir fley yok” ifadeleri ile itiraf edilmifltir7 AKP’nin gelecek vaat eden hayallerinden geriye kendi taban›n› saflaflt›ran AKP faflizmi ile simgeleflen Tayyip Erdo¤an figürü, bask› ve zor ayg›tlar› kalm›flt›r. Sistemden umudun ve beklentinin ortadan kalkmas› ve gelece¤e yönelik kayg›lar›n AKP karfl›t› tepkilerle kaynaflmas› bu kesimin bütün enerjisini direnifle katmas›n› sa¤lam›flt›r.
Gençli¤in AKP’ye isyan›n›n daha özel bir etkeni ise piyasac› y›k›m›n sonucu olarak ifade edebilece¤imiz “geleceksizlefltirme” politikalar›d›r. Üniversitelilerin, üniversite sonras›ndaki beklentileri ve kayg›lar› isyan›n öne ç›kan yönlerinden olmufltur. Direnifle kat›lan üniversiteli kitlesi gözlemlendi¤inde; eylemlerde her s›n›ftan üniversitelilerin yer almas›n›n yan›nda, üniversite son s›n›f ve yüksek lisans ö¤rencileri de yo¤unlukla
Toplumda gerici sald›rganl›k, bask›, neoliberal politikalar›n yaratt›¤› y›k›m›n üzerine AKP’nin “gelecek vaat eden ülke hayali”nin çökmesi, d›fl politikada özellikle Suriye’de saplan›lan batakl›k ve Kürt sorununda “çözüm süreci”nin t›kanmas› ile genifl gençlik kesimlerinin AKP’ye olan öfkesi ve politik hoflnutsuzluklar› güçlenmifltir. AKP iktidar›n›n ikiyüzlü oyalamac› tav›rlar› yüzünden “çözüm süreci”nde t›kanma yaflanmaktad›r. Ye-
46
GENÇL‹K HAREKET‹
Ö¤renci Kolektifleri taraf›ndan kurulan Gezi Park› Kolektifi ile üniversiteliler Gezi Park›’ndaki alternatif yaflama gençli¤in dinamizmini katt›lar. Örne¤in polisin sald›r›s› sonucu kapat›lan metro ç›k›fllar› Gezi Park› Kolektifi’nin çal›flmalar›yla halk›n ulafl›m hakk›ndan nitelikli yararlanabilmesi için kullan›ma aç›ld›.
ni çat›flmalar ve Kürt savafl›n›n yeniden yükselmesi yak›n tehlike haline gelmifltir. AKP’nin Suriye iç savafl›nda gerici ‹slamc› çeteleri destekleyen politikalar›, Reyhanl› katliam›nda görüldü¤ü gibi savafl› ülkemize tafl›makta; dahas› AKP, mezhepçi politikalara, Alevi düflmanl›¤›na sar›larak ç›kar yol aramaktad›r.
Haz›rl›k (‘öncü’) isyanlar› ‹syan›n en aktif öznelerinden olan gençlik hareketi son y›llarda oldukça hareketli bir süreç yaflad›. Bugün genifl halk kesimlerinin kat›ld›¤› isyan›n duvar›, gençlik hareketinin üniversitelerdeki direniflleriyle örülmeye bafllanm›flt›r. Yükselen halk hareketiyle belirginleflen AKP’nin yenilebilece¤i fikri, devrimci gençli¤in eylem pratikleri ile birçok kez gösterilmifl ve AKP karfl›t› direnç güçlendirilmifltir. Gençlik hareketi, bu süreçte kitlesel, militan eylemleri ve güçlü siyasal etkisi ile yeni bir dönemin kap›s›n› aralam›flt›r. Üniversitelerde kökleflen ve siyasal etki gücü artan gençlik hareketinin son dönemde yükselifle geçmesi kendili¤inden kitle hareketlenmeleri ile gerçekleflmedi. Demokratik Ö¤renci Hareketinin bugünkü olgunlu¤una eriflmesinin sürükleyici gücü, ülke çap›nda devrimci gençlik hareketinin yarat›lmas›n› hedefleyen siyasal çizginin (Devrimci Gençlik) üniversitelerdeki örgütlü çal›flmas›, ideolojik netli¤i ve politik tutarl›l›¤›d›r. Üniversitelerde bu iradi çal›flman›n sonucu ve adresi Ö¤renci Kolektifleri olmufltur. Koordinasyon hare-
ketinin ard›ndan ülkede ve üniversitelerde de¤iflen koflullara göre yeni bir ö¤renci hareketinin inflas› hedefiyle hareket eden devrimci gençli¤in, sermayenin üniversitelerde yaratt›¤› y›k›mlar karfl›s›nda dipten örgütledi¤i mücadele içerisinde Ö¤renci Kolektifleri kurulmufltur. Kolektiflerin ülke çap›nda çok say›da üniversitede iradi ve istikrarl› bir biçimde örgütledi¤i piyasalaflt›rmaya ve müflterilefltirmeye karfl› mücadele çizgisi ile üniversitelilerin neoliberal üniversite fikrini sorgulamaya bafllamalar› sa¤lanm›fl, mücadeleler sonucunda çok say›da kazan›mlar elde edilmifl ve yeni bir ö¤renci hareketinin yarat›lmas›n›n kulvar› aç›lm›flt›r. Gençlik hareketinin en etkili silah›, bir anlamda da baflar›s›, piyasalaflt›rma sald›r›s› ve AKP’nin üniversiteleri siyasi denetimi alt›na alma stratejisi karfl›s›nda gelifltirdi¤i ideolojik-politik netlik ve tutarl›l›k olmufltur. “YÖK’e Hay›r”, “YÖK Kapat›ls›n” talebi ve harçlara belirli aral›klarla yap›lan zamlar karfl›s›nda sadece zamlar› de¤il genel olarak piyasalaflma sald›r›s›n› hedef alan “Harçlara Hay›r” slogan›n›n ›srarla savunulmas› gençlik hareketinde politik netli¤i ve tutarl›l›¤› sa¤layabilmifltir. Bunun beraberinde AKP’nin üniversiteleri ele geçirme politikalar›na karfl› AKP karfl›t› çizgi stratejik olarak örgütlenmifl ve gençlik hareketi siyasi iktidar karfl›s›nda etkili bir direnç merkezi yaratabilmifltir. Gençlik mücadelesinde AKP karfl›t› mücadeleyi yads›yan çeflitli anlay›fllar karfl›s›nda Kolektiflerin AKP karfl›tl›¤›ndaki netli¤i ve ›srar› gençlik mücadelesinin gelece¤i aç›s›ndan olumlu bir ifllev görmüfltür/görmektedir. AKP’nin üniversiteye sald›r›s›n›n kadrolaflmayla birlikte ilk ad›m› türban serbestisi olmufltur. Gençlik hareketi bu süreçte bütün ideolojik yan›lsamalar (liberal ve ulusalc›) karfl›s›nda tutarl› ve net bir çizgi izleyerek (“Türbana hay›r”; Devrimci Gençlik, s. 13-14) gericili¤e karfl› mücadelede gençlik mücadelesinin devrimci siyasetini belirlemifl ve güçlendirmifltir. Dolay›s›yla, ideolojik, politik ve pratik olarak bir süreklili¤e kavuflan gençlik hareketinin bugünkü niteli¤ine kavuflmas›nda son sekiz y›ld›r biriktirdi¤i mücadele deneyimleri bulunuyor. Gençlik hareketi “kurucu” bir sürecin ve üniversitelerde kökleflmeye bafllayan ve siyasallaflan bir dönemin ard›ndan, özellikle 2010 y›l›ndan itibaren s›çrama yapt›. Bu s›çramada gençlik hareketinin son dönemdeki simgesi haline gelen “yumurtal›” protestolar›n etkisi yads›namaz. Sermaye temsilcilerine ve cumhurbaflkan›ndan baflbakana dek AKP’li bütün kurmaylara karfl› yap›lan onlarca yumurtal› protesto, gençli¤in AKP karfl›t› öfkesini güçlü bir flekilde a盤a ç›kar›rken, sadece üniversitelilerin de¤il, toplumun AKP karfl›s›ndaki direncini de güçlendirmeyi baflarm›flt›r. Bu süreçle birlik-
47
GENÇL‹K HAREKET‹ te gençlik hareketi, piyasac›l›¤a, gericili¤e ve faflizme karfl› mücadelede üniversitelerde etkili bir kuvvete eriflmifltir. Neoliberal düzenin ve siyasi iktidar›n üniversite tasar›m›n›n ve AKP’nin siyasal hegemonyas›n›n krizini derinlefltiren, merkezi, siyasal bir gençlik hareketi niteli¤ine kavuflmufltur. Gençlik hareketinin özellikle son zamanlarda gelifltirdi¤i direnifl çizgisi yeni bir döneme iflaret etmifltir. 2012 A¤ustos ay›ndan itibaren, ikinci ö¤retim harçlar›na karfl› kitlesel protestolardan bafllayarak y›llar sonra yeniden boykot ve iflgallerin gerçeklefltirildi¤i ODTÜ direnifline; çok say›da üniversitede farkl› gündemler etraf›nda gerçeklefltirilen kitlesel eylem ve etkinliklerden son dönemde yeniden kendisini gösteren antiemperyalist kitlesel, militan eylemlere kadar gençlik hareketi bu döneme damgas›n› vurmufltur. Gençlik hareketinin bu dinamizmi, etkisi ve bir y›l boyunca biriktirdikleri, AKP’ye isyan eden halk›n ve özellikle genifl gençlik kesimlerinin politikleflmesinde ve AKP’ye karfl› mücadelede soka¤› adres olarak görmesinde en etkili güç olmufltur. Bu noktada, gençlik hareketinin dönem bafl›ndan itibaren gösterdi¤i direnifl ve birikim bugünkü isyan›n haz›rlay›c›lar›ndan biri olmufltur. Gençlik mücadelesi bu dönem üniversitelerde ve ülke çap›nda etkili bir hareket haline dönüfltü. Gençlik hareketi hem nicelik hem de nitelik olarak önceki y›llara göre olumlu bir yönde de¤iflim gösterdi. Bu etkili hareket ve olumlu de¤iflim gençlik hareketinin bir y›l boyunca gerçeklefltirdi¤i eylemliliklerden anlafl›labilir. AKP’nin ikinci ö¤retim harçlar›n› kald›rmamas›n›n ard›ndan sosyal medya üzerinden ülke çap›nda (18 ilde) efl zamanl› olarak kitlesel yürüyüfllerin düzenlenmesi; Ankara’da merkezi olarak gerçeklefltirilen 9 Kas›m 2012 YÖK protestosunun 1996’dan bu yana en kitlesel ö¤renci mitingi olmas›; üniversiteye yönelen her (polis, güvenlik, gerici, sivil faflist) sald›r› karfl›s›nda çok say›da üniversitede kitlesel tepki eylemlerinin gerçeklefltirilmesi gençlik hareketinin yükselen bir grafik çizdi¤inin pratik göstergeleri oldu. Buna, Dicle Üniversitesi’nde gerici-faflistlerin (Hizbullah) üniversitelilere sald›rmas›n›n ard›ndan çok say›da üniversitede kitlesel tepki eylemlerinin yap›lmas› örnek olarak gösterilebilir. Bu dönem gençlik hareketinin en önemli özelli¤i ülke siyasetindeki siyasal etkisinin artmas› oldu. Gençlik hareketi kendi program› ve talepleri do¤rultusunda ülkenin gündemini belirleyebildi. Gençlik hareketinin bu özelli¤inin bu dönemki en çarp›c› örne¤i yeni “YÖK Yasas›” haz›rl›klar›na karfl› mücadele ve tüm üniversitenin AKP faflizmine karfl› aya¤a kalkt›¤› ODTÜ direnifli oldu. Üniversiteye yönelen piyasac›, gerici ve bas-
48
k›c› sald›r›lar ve toplumun geneline karfl› yürütülen neoliberal, gerici ve faflizan politikalar karfl›s›nda gençlik hareketi kritik inisiyatifler alarak üniversitelilerin hoflnutsuzluklar›n›, direnme e¤ilimlerini kitlesel ve militan biçimlerde harekete dönüfltürebildi. Toplumun AKP karfl›t› öfkesinin sokaktaki simgesi haline dönüflen gençlik hareketi AKP’ye karfl› direniflte tüm topluma soka¤›, kent meydanlar›n› yeniden hat›rlatt›. Bu dönem yüksekö¤retim sistemi kapsaml› bir neoliberal sald›r› ile karfl› karfl›ya kald›. Sermayenin uzun y›llardan beri sürekli gündeme getirdi¤i neoliberal dönüflüm program› siyasi iktidar taraf›ndan YÖK’ün aktörlü¤ünde “YÖK yasa tasla¤›” ad›yla yeniden gündeme getirildi. Yüksekö¤retim sistemindeki neoliberal,
Tayyip Erdo¤an’›n ODTÜ’ye gelmesiyle aya¤a kalkan üniversiteliler, AKP faflizmi karfl›s›nda militan bir direnifl sergiledi. ODTÜ direnifli ile toplumun AKP karfl›t› öfkesinin sokaktaki simgesi haline dönüflen gençlik hareketi, AKP karfl›t› direniflte tüm topluma soka¤› ve kent meydanlar›n› yeniden hat›rlatt›.
gerici dönüflüm program›na yeni YÖK Yasas› ile eflik atlatmay› hedefleyen AKP iktidar› demokratik ö¤renci hareketinin etkili muhalefeti ile karfl›laflt›. Sermayenin ve siyasi iktidar›n üniversitelerdeki egemenli¤ini köklefltirmeyi ve kurumsallaflt›rmay› hedefleyen yeni “YÖK Yasas›” haz›rl›klar› YÖK’ün tüm çabalar›na ra¤men gençlik hareketinin direnifline tak›ld›. YÖK’ün yaklafl›k bir y›l boyunca haz›rl›klar›n› yapt›¤› YÖK Yasas› üniversitelerdeki sermaye egemenli¤ine daha genifl imkânlar tan›makla birlikte üniversitelerin do¤rudan flirket statüsüne kavuflturulmas›n› hedefliyordu. Yasa tasla¤›, siyasi iktidar›n üniversitelerdeki varl›¤›n›n kurumsallaflt›r›lmas›ndan özel üniversitelerle sermayenin yüksekö¤retimdeki iflgalinin derinlefltirilmesine kadar köklü sald›r›lar› içeriyordu. AKP’nin ülkenin ana gündemi haline getirmese dahi çok yönlü haz›rl›klar›n› yapt›¤› yasa karfl›s›nda demokratik ö¤renci hareketi, temel mücadele program›na “YÖK yasas›n›n engel-
GENÇL‹K HAREKET‹ lenmesi” hedefini koyarak, üniversitelerde eylemler ve çeflitli forumlarla neoliberal gerici sald›r›ya karfl› etkili bir mücadele süreci örgütledi. Bu mücadele sürecinde akademisyenler uzun y›llar sonra, demokratik ö¤renci hareketinin ve genç-güvencesiz akademisyenlerin mücadelesinin de etkisiyle YÖK Yasas› karfl›s›nda harekete geçtiler. YÖK Yasas›’na karfl› etkili bir muhalefet örgütleyen gençlik hareketi ODTÜ’de AKP’ye karfl› gösterdi¤i militan kitle direnifli ile s›çrama kaydederek AKP’nin yüksekö¤retimdeki planlar›n› sekteye u¤ratm›fl oldu. Gençlik hareketi böylece, “YÖK Yasa Tasla¤›” ad› alt›nda üniversiteye yöneltilen neoliberal gerici sald›r›y› geri püskürttü. Gençlik hareketi, toplumsal muhalefet güçlerine ve AKP’ye muhalif halk
yandan AKP’nin yüksekö¤retimdeki hedeflerinin baflar›ya ulaflmas›n› engellemifl, bir yandan da politikalar› ile toplumu ciddi bir y›k›ma sürükleyen AKP’ye karfl› mücadeleyi güçlendirmifl ve AKP’nin yenilebilece¤ini göstermifltir. Gençlik kesimlerinin ve halk›n AKP karfl›t› mücadeledeki umudu ve özgüveni artm›flt›r.
kesimlerine AKP’nin neoliberal gerici uygulama ve planlar›n›n kitlesel ve militan direnifllerle bozulabilece¤ini göstermifl oldu.
lar›n›n günde 5 kad›n›n hayat›na mal oldu¤u gerçegine karfl› sokakta ses ç›karmaktan baflka flans› olmayan kad›nlar, “K›z çocu¤unun geç saatte sokakta ne ifli var” diyen KYK müdüründen “Dekolte giyen tecavüze davetiye ç›kar›r” diyen sözde akademisyenlere karfl› sokaklara ç›kt›. Kad›n cinayetlerine, kürtaj yasas›na karfl› kad›nlar, güçlü ve militan yan›tlar verdi. AKP’nin kad›n düsmanl›¤›na karfl› cesaretle hesap soran bir çizgiyi örgütleyen kad›nlar isyan günlerinde de direngenlikleriyle ön saflarda yer ald›. Toplumsal cinsiyet alg›lar›n› yerle bir etti.
Üniversiteli gençlikte AKP karfl›t› direnç artt›. Uzun y›llard›r gençlik hareketi taraf›ndan stratejik bir biçimde örgütlenen AKP karfl›t› çizgi kitleselleflti. “AKP üniversiteye giremez” fikri üniversitelerde egemen hale gelirken gençlik kesimlerindeki AKP karfl›tl›¤› keskinleflti. Üniversitelilerin AKP politikalar› karfl›s›ndaki politik hoflnutsuzluklar›n›n gençlik hareketinin idoelojik bir netlikte ve tutarl› bir politik çizgide örgütledi¤i AKP karfl›t› mücadele ile buluflmas› üniversitelerde var olan mücadele birikimini sa¤lamlaflt›rd›. Gençlik hareketinin mücadeleyi siyasi iktidarla hesaplaflan bir çizgide sürdürmesi ve bu çizginin belirli aral›klarla kitleselleflerek militan bir içeri¤e sahip olmas› AKP’nin siyasal hegemonyas›nda k›r›lmalar yaratt›. AKP’nin politikalar›n› tersine çevirme becerisini gösterebilen bu direnç, bir
AKP’nin bask› ve gericilefltirme politikalar›n›n hedefindeki kad›nlar baflta üniversiteler olmak üzere hayat›n her alan›nda eflitlik talebiyle sokaklara ç›kt›, kampanyalar örgütledi. Üniversiteli kad›nlarin “Bize acil eflitlik gerek” slogan› alt›nda ortaklaflt›klar› talepler ve kampanya süreci, üniversitede kad›n mücadelesinin hem kurumsal kimlik kazand›¤› hem de kad›n›n isyanc› sesini yükseltti¤i cal›flmalard›. AKP’nin pervas›z sald›r›-
Demokratik ö¤renci hareketi üniversitelerde son y›llardaki en güçlü dönemini yaflam›flt›r. Gençlik hareketi uzun y›llar›n birikimi sonucunda üniversitelerdeki varl›¤›n› ve hegemonyas›n› güçlendirmifltir. Üniversitelerde yürütülen çok yönlü muhalefet ve üniversite içi sorunlara karfl› gelifltirilen etkili eylem süreçleri ile önceki y›llara göre daha genifl kesimlerle ba¤ kurulmufl ve
49
böylece gençlik hareketi üniversitelerde daha fazla kökleflmifltir. Dolay›s›yla bu durum gençlik hareketinin çeperini de aflan daha genifl gençlik kesimlerinin politikleflmesine olumlu katk› sunmufltur. Bugün AKP’ye duyulan öfkeyle soka¤a ç›kan gençli¤in mobilize olmas›nda gençlik hareketinin birikimi yads›namaz. Gençlik hareketinin üniversitelerde etkili bir güç haline gelmesi ve bu gücün AKP iktidar›n›n hegemonyas›n› sarsabilen, planlar›n› sekteye u¤ratan bir düzeye eriflmesi üniversite muhalefetini çok yönlü bir sald›r›yla karfl› karfl›ya getirdi. Üniversitelilere sistematik olarak yönelen polis, ÖGB, soruflturmalar, gerici ve sivil faflist sald›r›lar›n bütün bir y›la yay›lmas› ile gençlik hareketinin üniversitelerdeki direnci k›r›lmaya çal›fl›ld›. Üniversitelerde bu dönem çat›flmas›z bir süreç yaflanmad›. AKP’nin teslim alamad›¤› üniversiteleri, bu dönem özelikle polis gücüyle bast›rmaya çal›flmas› üniversitelerde AKP faflizmine karfl› direniflin kitleselleflmesine zemin haz›rlad›. Sald›r›lar karfl›s›nda gençlik haraketinin kitlesel direnifller gerçeklefltirmesi AKP’nin üniversite muhalefetini zay›flatma ve ezme hedefinin baflar›ya ulaflmas›na olanak tan›mad›. Aksine, siyasi iktidar›n bu hedefi üniversitelilerin bask› politikalar› karfl›s›ndaki tepkilerini a盤a ç›kartarak gençlik hareketinin güçlenmesine zemin haz›rlad›. AKP’nin üniversitelerdeki sözüm ona “güvenlik politikas›” çöktü. Özetle, bugün sürmekte olan halk isyan›n› do¤uran etkenlerin bafl›nda gençli¤in devrimci eylemleri gelmektedir. Devrimci gençli¤in AKP karfl›s›ndaki direnifli, halk isyan› ile patlayan toplumsal öfkeyi güçlendirmifltir. Neoliberal y›k›m politikalar›na, gericilefltirme uygulamalar›na ve AKP faflizmine karfl› gençli¤in özellikle son bir y›ld›r gösterdi¤i kararl› direnifl süreci, halk isyan›n›n öncü isyanlar› niteli¤inde olmufltur.
50
‹syan günlerinde gençlik ‹syan›n bafl›ndan itibaren egemenlerin sözcüleri ve medya taraf›ndan çeflitli tan›mlamalarla s›kl›kla tart›fl›lan gençlik, direniflte aktif olarak yer ald›. Barikatlar›n en önünde saf tutan üniversiteliler enerjisi, heyecan› ve yarat›c›l›klar› ile direniflin sürükleyicisi oldu. Meydan ve sokak çat›flmalar›ndaki dinamizmi, genifl kitleleri etkileyen hareket tarz› ve yarat›c›l›klar› ile öne ç›kan üniversiteliler hem “isyandan ö¤rendiler” hem de “isyana ö¤rettiler”. Genifl halk kesimlerinin AKP’ye karfl› direnifliyle meydanlarda ve barikat önlerinde buluflan gençlik hareketi, isyan›n ilk günlerinde, üniversitelerde uzun y›llard›r biriktirdikleri AKP karfl›t› öfkeyi ve mücadele deneyimlerini meydanlara tafl›d›. AKP karfl›t› direniflte en hareketli kesim olan üniversiteliler isyanda h›zl›ca soka¤a ç›kan ve soka¤› hiç terk etmeyen aktör oldu. ‹syan› ateflleyen 31 May›s ve 1 Haziran günlerinde direniflin bilfiil içerisinde yer alan üniversiteliler k›sa süre sonra direnifli üniversitelere tafl›d›. Üniversitelerden kent merkezlerine, direnifl alanlar›na kitlesel yürüyüfller yap›ld›. Kent meydanlar›nda, sokaklarda devam eden çat›flmalara üniversiteliler kitlesel olarak kat›ld›. 3 Haziran günü Ankara Üniversite Cebeci Kampüsü’nden 2 bin üniversitelinin K›z›lay’a do¤ru kitlesel yürüyüflü ve çat›flmas›; ODTÜ ö¤rencilerinin üniversite yak›n›ndaki 100. Y›l mahallesinde halkla birlikte yürüyüflü ve devam›ndaki çat›flma isyan›n ilk günlerinde gençlik hareketinin öne ç›kan direnifllerine örnek gösterilebilir. ‹syan›n bafllad›¤› süreçte üniversitelerin tamam›n›n s›nav döneminde olmas› üniversitelerdeki direnifle, kitlesel militan yürüyüfllerle birlikte yeni bir boyut kazand›rd›: iflgal, s›nav boykotlar› ve s›navlar›n iptal edilmesi talebi. ‹syana kitlesel olarak kat›l›m gösteren üniversiteliler birçok üniversitede yap›lan yürüyüfl, ders-s›nav
‹syan›n bilfiil içerisinde yer alan üniversiteliler k›sa süre sonra direnifli üniversitelere tafl›d›. Üniversitelerden kent merkezlerine, direnifl alanlar›na kitlesel yürüyüfller yap›ld›. Kent meydanlar›nda, sokaklarda devam eden çat›flmalara üniversiteliler kitlesel olarak kat›ld›. Üniversitelerde boykot ve iflgaller gerçeklefltirildi.
boykotu ve rektörlük iflgali ile s›navlar›n iptal etmesini talep etti. ‹stanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi’nde boykotlar gerçeklefltirildi. Kocaeli Üniversitesi’nde rektörlük binlerce ö¤renci ile kuflat›ld›. Ege Üniversitesi’nde ise yaklafl›k 4 bin ö¤renci rektörlük binas›n› iflgal etti. Üniversitelilerin öfkesini AKP’li rektörlere de yönelten gençlik hareketi bu eylemler sonucunda çok say›da üniversitede s›navlar›n ertelenmesini sa¤lad›. Bu süreçte üniversitelerde y›llard›r biriken AKP karfl›t› tepki, baflta rektörler olmak üzere AKP kadrolar›na yönelen öfkede de kendisini gösterdi. YÖK’ten bafllayarak bütün üniversite yönetimleri ise AKP’nin arkas›nda dizildi. YÖK baflkan› direnifl süresince s›navlar› kendi inisiyatifiyle erteleyen akademisyenleri soruflturma açmakla tehdit etti. Sonraki günlerde bu akademisyenlerin kimine soruflturma aç›ld›, kimi de görevden al›nd›. En son toplanan Üniversiteleraras› Kurul’da ise 170 üniversitenin rektörü ortak bir bildiri yay›nlayarak AKP faflizminin yan›nda saf tuttular. Ancak üniversitelerden AKP’ye olan destek sadece AKP’li kadrolar nezdinde kal›rken üniversitenin gerçek sahipleri üniversiteliler ve akademisyenler yükselen halk isyan›n içerisinde yer alarak üniversitenin her tarihsel dönemde oldu¤u gibi bugün de siyasi iktidar›n yan›nda saf tutmayaca¤›n› göstermifl oldu. Bu süreçte üniversitenin mücadeledeki rolüne dair özgün örnekler de yafland›. Gezi Park› protestolar›n›n ilk günlerindeki sald›r›lar s›ras›nda kap›lar›n› kapatan ‹TÜ Taflk›flla Kampüsü yönetimi daha sonra üniversiteliler taraf›ndan protesto edilince geri ad›m atmak zorunda kald›. Taflk›flla Kampüsü ö¤renciler taraf›ndan Gezi Park› boflalt›lana dek revire dönüfltürüldü. Böylece üniversite direniflin parças› haline getirildi. Bir di¤er örnek ise özellikle ‹stanbul’daki T›p Fakültesi ö¤rencilerinin ald›¤› inisiyatif oldu. T›p ö¤rencileri dire-
nifl meydanlar›na, çat›flma alanlar›na kurduklar› gönüllü revirlerle üniversiteli olman›n ve halk›n doktoru olabilmenin verdi¤i sorumlulukla direnifl süresince özgün deneyimler yaratt›. Üniversiteyi halk›n yan›na, siyasi iktidar›n ise karfl›s›na yerlefltiren üniversitelilerin bu direnifli üniversitelerin mezuniyet törenlerinde gerçeklefltirilen eylemlerle sürdü. Çok say›da üniversitenin mezuniyet töreninde gösterilen özgün tepkilerle üniversiteliler isyana yarat›c›l›k, renk ve enerji katmay› sürdürdü. 1 Haziran’da kitlesel çat›flmalar sonucunda yeniden kazan›lan Gezi Park›’nda ise yaklafl›k iki hafta infla edilen alternatif yaflamda üniversiteliler aktif rol ald›. Günlük yaflam›n örgütlenmesinden, çevrenin düzenlenmesine, güvenlikten barikatlara, isyan›n nas›l büyütülece¤ine dair tart›flmalardan Gezi Park›’n›n yeniden alternatif inflas›na kadar birçok alanda üniversiteliler en etkin unsurlar aras›nda yer ald›. Ö¤renci Kolektifleri taraf›ndan kurulan Gezi Park› Kolektifi ile üniversiteliler Gezi Park›’ndaki alternatif yaflama gençli¤in dinamizmini katt›. Örne¤in polisin sald›r›s› sonucu kapat›lan metro ç›k›fllar› Gezi Park› Kolektifi ’nin çal›flmalar›yla halk›n ulafl›m hakk›ndan nitelikli yararlanabilmesi için kullan›ma aç›ld›. Öte yandan Gezi Park›’nda “Genç Çapulcular taleplerini belirliyor” ça¤r›s›yla anketler yapan üniversiteliler gençli¤in isyandaki talep ve önerilerini ortaya ç›kard›. Polisin Gezi Park›’na sald›r›s›na kadar geçen süre zarf›nda parkta ortak yaflama, direnme ve dayan›flma kültürü yarat›ld›. Uzun y›llard›r egemenlerin çok yönlü bask›s› alt›nda yaflan gençlik devletin bask› ve ideolojik ayg›tlar›n›n olmad›¤› parkta ortak infla edilen yaflamla birlikte ilk defa bu düzlemde özgürlefltirici bir deneyim yaflad›. Polisin bütün kuvvetleri ile 15 Haziran’da Gezi Park›’na sald›rmas› ve park› iflgal etmesiyle isyan yeni bir dönemece girdi. AKP’nin yetkinlefltirilmifl tüm bask›
51
mekanizmalar›na ra¤men isyan, Gezi Park›’n›n ard›ndan duran insan eylemleri ve mahallerdeki forumlarla yeni biçimler kazanarak süreklileflti ve büyümeye devam etti. ‹syan sokak ve meydanlara, yaflam›n tüm alanlar›na kendini yeniden ve yeniden üreterek ulaflmaya bafllad›. Bu noktada direniflin bafl›ndan beri bütün enerjisini, örülen isyan duvar›n› yükseltmeye yönelten üniversiteliler Ö¤renci Kolektifleri’nin “Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” kampanyas› ile bu duvara yeni bir tafl daha koymufl oldu. Ö¤renci Kolektifleri’nin 6 y›ld›r düzenledi¤i proje bu y›l “Genç Çapulcular mahallelere yaz okulu kurmaya gidiyor-Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” ça¤r›s›yla düzenlendi. Binlerce gönüllünün kay›t oldu¤u ve kamuoyunun genifl destek verdi¤i kampanya yeni biçimlerde süren isyan›n gençlik aya¤›n› oluflturdu. Yeni dönemin genifl kitleleri kapsayan mücadele tarz›n›n parças› olan ‘Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r’ kampanyas›, gençlik hareketinin isyan sürecine kendi tarz› ile yeniden etkide bulundu¤u bir harekete dönüfltü. ‹syan›n her yeni evresinde kendi özgünlü¤ü ile yer alan gençlik hareketi bu süreçte yeni dönem muhalefet tarz›n›n simgesi halindedir. Üniversitenin öz örgütü olan ve üniversitelerde AKP karfl›t› mücadelenin sürükleyici gücü Ö¤renci Kolektifleri’nin kuruldu¤u günden itibaren üniversitelilerin piyasac›l›¤a, gericili¤e ve faflizme karfl› gelifltirdi¤i özgün yarat›c› mücadele tarz›, isyan sürecinde baflta üniversiteliler olmak üzere bütün gençlik kesimlerinin direnifline sirayet ederek yeni yarat›c› direnifl örnekleri ortaya koydu. Yarat›c› flark›lardan renkli sloganlara eylemlere kat›lan bütün kitlenin eylem
52
s›ras›nda hareketlili¤ini sa¤layan çeflitli biçimlere kadar gençli¤in yeni eylem tarz› isyan sürecinde yayg›nlaflt›. “Z›plamayan AKP’li” slogan› isyan süresince “Z›plamayan Tayyip’tir” eylemine dönüflerek on binlerce kiflinin ayn› anda yapt›¤› eylem-tepki biçimine dönüfltü. Kendi eylem tarz›n› isyana yans›tan gençli¤in bu süreçte direnç ve yarat›c›l›k yetene¤i öne ç›kt›. Gençli¤in sürekli hareketlili¤e, h›za, dinamizme dayanan direnme özellikleri toplumsal bir niteli¤e sahiptir. Gençlik yeni geliflmekte olan muhalefet tarz›n›n öncülü¤ünü yapmaktad›r. ‹syanda bütün kitlelerin çekim merkezi haline dönüflen gençli¤in hareket tarz› yarat›c›, sürekli hareketli (devingen), h›zl›, ön aç›c›, y›k›c›, yeniden infla eden biçimlerde orta ç›km›flt›r. Geleneksel hareket tarzlar›n› aflan bu biçimler, ülkemizde Ö¤renci Koordinasyonu hareketi ile kök salm›fl ve bugün Kolektiflerin geçmifli aflan yeni, nitelikli biçimleriyle genifl gençlik kesimlerinin hareket tarz›na dönüflmüfltür. Ne var ki burada önemli bir yetersizli¤in de alt›n› çizmekte yarar var. Gençlik hareketi bütün örgütlü enerjisi ile isyana aktif bir kat›l›m gösterse de potansiyelinin (gençlik kitlelerine yön verme ve yarat›c›l›k becerisi noktas›nda) tamam›n› isyana yans›tamam›flt›r. ‹syan›n patlamas›n›n ard›ndan geliflen süreçte gençlik hareketi üniversitelilerin isyan potansiyelini, genifl bir kitleyi, daha örgütlü bir biçimde harekete geçirebilirdi. Üniversitelilerin eylemlere kat›l›m yo¤unlu¤u gözetildi¤inde gençlik hareketi, özellikle isyan›n ilk haftalar›nda (1 Haziran-5 Haziran) isyana damgas›n› daha örgütlü bir biçimde vurubilirdi. Örne¤in yürüyüfl kollar›nda, Gezi Park›’nda, sokak ve meydan çat›flmalar›nda en genifl
GENÇL‹K HAREKET‹
Ö¤renci Kolektifleri, “Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” kampanyas› ile isyan duvar›na bir tafl daha koymufl oldu. Kampanya bu y›l “Genç Çapulcular mahallelere yaz okulu kurmaya gidiyor: Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” ça¤r›s›yla düzenlendi.
üniversiteli kitlesinin buluflmas› sa¤lanabilirdi. Bunun için daha etkili yöntem ve araçlar›n gelifltirilmesi gerekirdi. Öte yandan, gençlik hareketinin var olan yarat›c› eylem tarz›/tepki biçimi örneklerinin, potansiyelinin yüksek olmas›na ra¤men, yeterince ço¤alt›lamad›¤› söylenebilir. Yarat›c› duvar sloganlar›yla birlikte eylem anlar›nda öne ç›kan sadece iki tepki biçimi/tarz› olmufltur: taraftar guruplar›ndan esinlenilen biber gaz›na karfl› “s›k bakal›m” flark›s› ve gençlik hareketinin hareket tarzlar›ndan olan “Z›plamayan Tayyip’tir” eylemi. Gençlik hareketinin onlarca yarat›c› eylem prati¤i, özgün deneyimleri ve birikimi olmas›na ra¤men isyan günlerinde gençlik hareketinin yarat›c›l›¤› birkaç örnekle s›n›rl› kalm›flt›r. Yarat›c› eylem ve slogan konusunda deneyimli olan Ö¤renci Kolektifleri, isyan günlerinde bu özelli¤ini yeni yarat›c›l›klarla daha etkili bir biçimde sürdürebilirdi. Devrimci gençlik mücadelesinde kendili¤inden yarat›c›l›¤›n ortaya ç›kmad›¤› eylem süreçlerinde-anlar›nda yarat›c›l›¤›n örgütlü bir biçimde ortaya ç›kar›lmas› gerekti¤i haf›zalardan silinmemelidir. Bu ba¤lamda Ö¤renci Kolektifleri’nin önümüzdeki dönem en önemli tart›flma bafll›klar›ndan biri bu sürecin çok daha kapsaml› de¤erlendirilmesi, eksiklerin belirlenmesi ve üniversitelerin yeni dönemine çok yönlü bir haz›rl›¤›n yap›lmas›d›r.
Gençlik (hareketi) gelecektir! Kitle direniflleri, yarat›c› eylem biçimleriyle “isyan” devam ediyor. Bunun karfl›s›nda yeni stratejik hamlelere haz›rlanan AKP iktidar›, isyan karfl›s›ndaki yenilgisini
galibiyete çevirme hesaplar› yap›yor. Fakat halk›n isyan direncinin zay›flamamas›, aksine önüne yeni hedefler koyan bir harekete dönüflmeye bafllamas› AKP’nin hesaplar›n›n tutmayaca¤›n› flimdiden gösteriyor. ‹syana özgün özellikleriyle ile kat›lan üniversiteliler bütün dinamizmi ile isyandaki varl›¤›n› devam ettiriyor. Gençlik, eylemlere kitlesel kat›l›m›, “Genç Çapulcu Forumlar›” ve çeflitli politikalar›yla isyandaki etkili özne olma rolünü sürdürebilmektedir. Özellikle “Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” kampanyas› ve “Kolektif Yaz Kamp›” zengin faaliyetlerle sürdürülmesinin araçlar› olmufltur. Ancak isyana daha örgütlü kat›lma potansiyeli tafl›yan daha genifl bir gençlik kesiminin, gençlik hareketi ile somut ba¤lar kuracak biçimde harekete geçirilmesi gerekmektedir. Bu noktada, gençlik hareketinin gericili¤e, AKP faflizmine ve piyasac›l›¤a karfl› üniversitelerde istikrarl›, iradi ve inatç› çal›flmas› ve yeni muhalefet tarz› ile a盤a ç›kart›lan kitlesel militan mücadele süreci gençli¤in bugünkü isyan süreci ile flimdilik tam anlam›yla buluflmam›flt›r. Buluflma potansiyeli ise oldukça güçlüdür. Ö¤renci Kolektifleri’nin “Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r” kampanyas› bu potansiyelin nas›l harekete geçebilirli¤inin somut örne¤i olmufltur. Bu süreçte geleneksel örgüt modellerinin sürecin ihtiyac›n› karfl›lamad›¤› ortadad›r. Bu nedenle gençlik hareketinde, yeni sürecin yap›s›na en uygun model olarak (tüm eksik yönlerine ra¤men) Ö¤renci Kolektifleri duruyor. Buna ba¤l› olarak Ö¤renci Kolektifleri’nin çok boyutlu faaliyetlerinin profesyonellefltirilmesi ve zenginlefltirilmesi gerekmektedir. Gençli¤in son dönemdeki çok
53
GENÇL‹K HAREKET‹ yönlü, zengin faaliyetleri aras›nda yer alan Uluslararas› Gençlik Filmleri Festivali, Kolektif Yaz Kamp›, Okumufl ‹nsan Halk›n Yan›ndad›r Kampanyas› bugünkü sürecin yap›s›na en uygun ve mücadeleyi gelifltirebilecek araçlar aras›ndad›r. Bu araçlar›n, önemli ve gelifltirilmesi gereken çal›flmalar olmakla birlikte, çeflitlilik ve daha genifl kitleleri kapsama noktas›nda yeterli olmad›¤› görülüyor. Bu nedenle gençlik hareketinde çok yönlü çal›flmalar›n çeflitlendirilmesi gerekmektedir. Yaflam›n her alan›n›n muhalif bir biçimde yeniden inflas›n›n imkânlar› oldukça genifl. Örne¤in isyan günlerinde ç›plak biçimde görünen medya sansürü, muhalefeti kendi alternatif medyas›n› yaratmaya yöneltmifltir. Bu medya sansürüne genifl üniversiteli kitlesinin, özellikle bu alanla iliflkili iletiflim fakültesi ö¤rencilerinin oldukça tepki duydu¤u aç›k. Dolay›s›yla, üniversitelilere yönelik alternatif medya projesinin, üniversite aya¤› olarak, yarat›c› ve özgün bir kampanya infla edilmesi, gençlik hareketinde olumlu bir ifllev görebilir. Burada üniversiteli kad›n çal›flmas›n›n ayr› bir önemi oldu¤unu vurgu-
lamak faydal› olacakt›r. AKP’nin gerici ve cinsiyetçi politikalar›n›n bask›s›yla kad›nlar isyana aktif birer özne olarak yo¤un biçimde kat›ld›lar (erkekler %48, kad›nlar %52). Direniflin simgesi haline gelen kad›nlar›n ço¤u genç üniversiteli kad›nlard›. Eflitlik ve özgürlük sloganlar›yla direnifle geçen kad›nlar, AKP faflizmine meydan okuyarak soka¤›n yar›s›ndan fazlas›n› doldurdular. Bu nedenle hiçbir fleyin eskisi gibi olmayaca¤› gerçe¤i bundan sonraki süreçte belki de en çok
54
kad›nlar için geçerli olacakt›r. Üniversiteli kad›nlar için yeni dönem, cesaretin ve kad›n dayan›flmas›n›n infla edildi¤i bir mücadele çizgisini hayata geçirecekleri bir süreç olmal›d›r. Bunun için örgütsel ve kurumsal ayaklar›yla Üniversiteli Kad›n Kolektifi daha etkin bir ça¤r› merkezi haline gelmelidir. ‹syandan güç alan ve isyan›n öznesi genç kad›nlar olarak baflta üniversiteler olmak üzere gericili¤e, cinsiyetçili¤e ve eflitsizli¤e karfl› daha özgüvenli ve örgütlü haz›rl›k yap›lmal›d›r. Bu haz›rl›¤a, Üniversiteli Kad›n Kolektifi'nin ç›karmay› hedefledi¤i yay›n da, sokakta daha etkili direnme yöntemleri gelifltirmek de dahildir. Önümüzdeki dönemde AKP'nin üniversiteye yönelik sald›r›lar› yine en çok kad›nlar› hedefleyecektir. Üniversiteyi iflgale haz›rlanan polis, tacizci ve tecavüzcüdür. Kad›n ve erkek yurtlar›n› tamamen ay›rmak kad›nlar› günah keçisi ilan etmelerindendir. Haziran ‹syan› kad›nlar›n isyan›d›r ve ancak daha güçlü bir isyan kad›nlara ve tüm halka hak ve özgürlüklerini kazand›racakt›r.
Dolay›s›yla Üniversiteli Kad›n Kolektifi çal›flmas›n›n daha yetkin bir hale getirilmesi, hem kad›nlar›n isyan potansiyelinin harekete geçirilmesi hem de gençlik hareketinin güçlenen dinamizmiyle isyana daha güçlü kat›lmas› noktas›nda önemli bir yerde durmaktad›r. Önümüzdeki dönem AKP’nin üniversiteleri kendi siyasi denetimi alt›na alma stratejisini devam ettirme hesaplar› yapt›¤› ve topluma daha sert bir savafl açaca¤› söylenebilir. Bu hesaplar›n ise ancak AKP faflizmi ile bir-
GENÇL‹K HAREKET‹ likte hayata geçirilmeye çal›fl›laca¤› ortadad›r. Bu sald›r›ya paralel olarak üniversitelilerdeki AKP karfl›tl›¤›n›n katbekat yükselece¤i rahatl›kla söylenebilir. Bu nedenle gençlik hareketinin üniversitelerin yeni dönemine çok yönlü bir haz›rl›kla girmesi ve Gezi direniflini üniversitelere tafl›mas› temel zorunluluklar aras›nda duruyor. Haziran ‹syan› yarat›c›, direniflçi ve dayan›flmac› özelliklere sahip. Parklarda geçeklefltirilen, do¤rudan demokrasinin hakim oldu¤u forum gibi araçlar üniversitenin dokusuna en uygun yöntemlerdir. Üniversiteler aç›l›rken bu araçlar› kampüslere, fakültelere tafl›mak, dayan›flmay›, yan yana mücadeleyi üniversitelerde yeniden üreterek birlikteli¤i güçlendiren yol ve yöntemler bulmak gençlik hareketinin en temel görevleri aras›ndad›r. Üniversitelileri her an soka¤a ç›kartabilecek çok yönlü bir haz›rl›k için yarat›c› slogan, afifl, eylem atölyeleri gibi çeflitli ekipler kurmak gelifltirilmesi gereken en yak›n kritik pratikler olarak durmaktad›r. ‹çinden geçilen süreç, üniversitenin özörgütüne ve üniversiteli devrimcilere pratik ve zihinsel olarak yenilenmeyi zorunlu k›l›yor. Kuflkusuz ki gençlik dinamik karakteri ile isyan›n ge-
nemdedir. Yeni dönemdeki isyanlar›n daha güçlü dalgalar halinde gelmesi ve direniflin bir ad›m daha ileriye tafl›nmas› devrimci gençli¤in maharetinde gizlidir. Yaz aylar›nda daha güçlü isyanlara haz›rl›k yapan gençli¤in yeni dönemdeki ilk direnifli ODTÜ’de kendisini göstermifltir. Melih Gökçek’in ODTÜ orman›ndan yol geçirmeye çal›flt›¤› rant projesine karfl› eyleme geçen üniversiteliler ODTÜ’yü direnifl alan›na çevirmifl, ODTÜ’de bafllayan direnifl ülke çap›ndaki eylemlerle yayg›nlaflm›flt›r. Haziran ‹syan› s›ras›nda direniflle kapanan üniversiteler direniflle aç›lm›flt›r. AKP iktidar›n› tedirgin eden “Eylül korkusu” ODTÜ’de bafllayan direniflle gerçe¤e dönüflmüfltür. ODTÜ direniflinden de görülece¤i gibi üniversiteliler yeni bir isyan›n y›k›c› ve yarat›c› gücü olarak sokaklar› dolduruyor. Üniversiteler henüz aç›lmam›flt›r. ODTÜ’deki direnifl üniversitelerde bafllayacak isyan›n ilk ad›m›d›r. Devrimci gençli¤in polis fliddeti ile ezilemeyen isyan›, üniversite mezunlar›n›n ve halk›n yükselen direnifli ile yeniden bulufltu¤unda ise AKP geri dönüflü olmayan bir çöküfle geçecektir. Gençli¤in isyan› ODTÜ’de bafllam›flt›r. Cesaretini ve kökünü Dev-Genç’ten, yarat›c›l›¤› ve dinamizmini gençli¤in yükselen öfkesinden alan üniversiteliler için flimdi isyan vaktidir.
Notlar Genifl halk kesimlerinin kat›ld›¤› isyan›n duvar›n› gençlik hareketi üniversitelerdeki direniflleri ile örmeye bafllam›flt›r. AKP’ye karfl› geliflen halk hareketiyle belirginleflen AKP’nin yenilebilece¤i fikri Devrimci Gençli¤in eylem pratikleri ile birçok kez gösterilmifl ve AKP karfl›t› direnç güçlendirilmifltir.
lece¤inde de etkili bir kesim olarak varl›¤›n› sürdürecek. Bu gerçe¤i görebilen siyasi iktidar gençli¤in isyan potansiyeli ezmek amac›yla üniversitelerdeki polis gücünü profesyonellefltirme planlar› yapmaktad›r. ‹ktidar›n bu planlar›n›n baflar›s›zl›¤a mahkûm olmas› gençli¤in direnç yetene¤ine ve yeni bir isyan dalgas›na olan çok yönlü haz›rl›klar›na ba¤l›d›r. AKP’nin ustal›¤›na ustal›kla direnifl gösteren ve üniversitelilerin isyan potansiyelini güçlendiren gençlik hareketi art›k yeni bir dö-
1. ‹syana kat›lanlar›n profili hakk›nda çok say›da anket-araflt›rma yap›ld›. KONDA’n›n 6-7 Haziran’da yapt›¤› ankete göre, eylemlere kat›lanlar›n yafl ortalamas› 28. Üniversite mezunu %45, lise mezunu %35 oran›nda belirtiliyor. Ö¤rencilerin oran› ise %37. 2. Üniversiter yaflam›n gericilefltirilmesinin son dönemde öne ç›kan aya¤› kampus camileri ve fakültelerdeki mescitler oldu. AKP döneminde aç›lan 50 devlet üniversitesinin 21’inde cami yap›ld›. Toplam 53 devlet üniversitesinde cami bulunuyor. Fakültelerdeki mescitlerin say›s› art›r›l›yor. 3. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Erzurum, Trabzon, Konya ve Eskiflehir’den yaklafl›k 16 bin kad›n ö¤renci yeni yurtlara tafl›nacak. 12 A¤ustos 2013 4. AKP iktidar› 2011 y›l›nda (a¤ustos) ç›kard›¤› KHK ile bu kurumlar› kendi denetimi alt›na al›nd›. 5. Gelen tepkiler üzerine geri ad›m atmak zorunda kalan TÜB‹TAK Dr. Çi¤dem Atakuman’› yeniden derginin sorumlulu¤una getirdi. Ancak TÜB‹TAK’›n faaliyetleri bu örnekle s›n›rl› kalmad›. Evrim teorisi ile ilgili yay›nlar›n bask›lar› durduruldu. Bilim ve Teknik dergisinin popüler bilim etkinlikleri kald›r›ld›. Bilim ve Teknik Dergisi yazarlar› üzerinde bask› kuruldu, yazarlar ifllerini b›rakt›. 6. MEB verilerine göre 2003’te 3 bin 19 ö¤renciye, 2004’te 3 bin 555, 2005’te 3 bin 625, 2006’da 2 bin 27, 2007’de 4 bin 194, 2008’de 4 bin 444, 2009’de 5 bin 308, 2010’da 6 bin 1 ve 2011 y›l›ndan 5 bin 871 ö¤renciye soruflturma aç›ld›. Soruflturmalar sonucunda 34 bin 818 ö¤renciye k›nama, uyar›, okuldan uzaklaflt›rma gibi çeflitli cezalar verildi. 12 y›l içinde k›nama cezas› verilen ö¤rencilerin say›s› 8 bin 953 iken en fazla k›nama cezas› 971 ö¤renciyle 2010 y›l›nda verildi. 12 bin 926 ö¤renci uyar› cezas› ald›. 12 bin 939 ö¤renci ise uzaklaflt›rma cezas› ald›. Bu üniversitelilerden 9 bin 824’ü bir dönem, 2 bin 527’sine iki dönem uzaklaflt›rma cezas› verildi. 2000-2012 y›llar› aras›nda 598 ö¤renci de üniversitelerden at›ld›. 7. TA‹K verilerine göre üniversite mezunu iflsizlerin say›s› ülke tarihinin en yüksek seviyesine ulaflt›. 2 milyon 541 iflsizin 587 bini diplomal› iflsiz var. Üniversite mezunlar› aras›ndaki iflsizlik yüzde 11.1 oran›nda. Son verilere göre 350 bin ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi mezunu, 20 bin Ziraat Mühendisi, 25 bin G›da Mühendisi, 15 bin sosyoloji bölümü mezunu atama bekliyor. Bu resmi rakamlar›n yan›na atama bekleyen ve say›s› yüzbinleri bulan ö¤retmen adaylar› da eklenince bu rakamlar›n daha fazla büyüyece¤i söylenebilir.
55
KÜRT HAREKET‹
Demokratik ve toplumsal bir çözüm için
Sürecin aktif taraf› olarak halk isyan› Azer Ulafl
Oyalamac› tavr›yla “müzakere süreci”ni t›kayan AKP faflizmi karfl›s›nda, sorunun bar›flç›ltoplumsal çözümü, Kürt ve Türk halk›n›n devrimci dayan›flmas›yla güvence alt›na al›nabilir. Haziran ‹syan›’nda Kürt hareketinin f›rsat› kaç›rm›fl olmas›na karfl›n, yeni olanaklar da ortaya ç›k›yor.
“
fi
u sokaklar olmasayd› Kürt sorununu ne güzel çözeceklerdi.” Haziran ‹syan›’n›n ard›ndan iktidar blo¤unda çözülmeler bafllarken iktidar ve AKP’nin liberal h›nk deyicilerinin en iflah olmazlar›, halk›n onur ve özgürlük kavgas›n› Kürt sorunu üzerinden karalamaya girifltiler. “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemlerin amac›n›n “Kürt sorununu çözdürmemek” oldu¤u iddia edildi. Böylece hem AKP’nin çözüm ad›na hiçbir ad›m atmamas› gerekçelendirilmek istendi hem de halk isyan› karalanmaya çal›fl›ld›. ‹ktidar›n stratejik hedefi ise bu isyan ile Kürt hareketinin yak›nlaflma olas›l›¤›n›, isyan›n Kürt sorununa dair çö-
56
KÜRT HAREKET‹
57
KÜRT HAREKET‹ züm taleplerini de kapsayarak geliflmesi/genifllemesi “tehdidini” önlemek idi. Bu iddialar, “çözüm süreci”ni AKP’nin iradi ve ileri bir hamlesi olarak gören tezlerin devam› idi. Oysa “süreç” ad› verilen masan›n kurulmas›n›n ve devletin 2012 y›l›n›n sonlar›ndan itibaren Abdullah Öcalan ile görüflmelere bafllamas›n›n arkas›nda, AKP’nin güçten düflmesi ve stratejik yenilgileri vard›. Öcalan’a yönelik tecrit, 2012 sonbahar›nda hapishanelerde bafllayan açl›k grevlerinin ve toplumsal muhalefetin çok genifl kesimlerinin soka¤a ç›kt›¤› bir yayg›n ve kitlesel mobilizasyonun ard›ndan k›r›ld›. Tabii ki sadece açl›k grevleri de¤il, Suriye Kürtlerinin “demokratik özerklik” ilan› ve Türkiye s›n›rlar› içerisinde kimi alanlarda zaman zaman gerilla denetiminin sa¤lanmas› iktidar› köfleye s›k›flt›rd›. K›sacas› masa, AKP’nin Suriye baflta olmak üzere Ortado¤u politikas›n›n çuvallamas›n›n, Kürt hareketini imhaya ve tecride yönelik hamlelerinin baflar›s›z olmas›n›n neticesinde kuruldu. Bu süreçte AKP iktidar› ve destekçisi liberal çevreler “burunlar›ndan k›l ald›rmamaya” yönelik bir söylem gelifltirdiler. Buna göre, AKP’nin iktidar›n› sa¤lamlaflt›rmas›, Ortado¤u politikas›nda ileri hamleler yapmas› ve silahl› mücadelenin (terörün) karfl›s›ndaki tavizsiz tutumu sayesinde bu masa kurulabilmiflti. Yani sürecin yollar› ‹dris Naim fiahin, Ahmet Davuto¤lu ve tabii ki Tayyip Erdo¤an taraf›ndan döflenmiflti. AKP’nin “Zerdüflt” ve “domuz eti yiyorlar” gibi söylemlerle Kürt düflmanl›¤›n› “sa¤›n birli¤i” siyasetinde önemli bir harç olarak kullanmas› da her kitle partisinin baflvuraca¤› pragmatik bir çizginin yans›mas›yd›, hatta teferruatt›. Sürece dair bu yaklafl›m (sürecin AKP’nin iradi bir ileri hamlesi oldu¤u), seyreltilmifl biçimde “liberal ve ulusalc›” kanallardan sol saflara da sirayet etmiflti. Sol liberaller her zamanki gibi süreci AKP’nin vesayete karfl› zaferinin bir sonucu olarak okurken, ulusalc›lar ise süreci yine AKP’nin ABD ile iflbirli¤i halinde ülkeyi bölmek üzere büyük bir komplosu olarak de¤erlendirdiler. Her iki yaklafl›m›n da kadiri mutlak öznesi AKP idi. Liberallere göre süreç bar›fl ve ekonomik kalk›nmayla, ulusalc›lara göre ise iktidar›n Kürt hareketini iç ve d›fl operasyonlar›nda araçsallaflt›rd›¤› mutlak bir gerici uzlaflma ile sonuçlanacakt›. Bu dönemde devrimciler, liberal ve ulusalc›lar›n “uzlaflma”c› senaryolar›na pirim vermediler ve ezilenlerle egemenler aras›ndaki iliflkinin esasen “çat›flma” oldu¤unu vurgulad›lar. Kürt halk› baflta olmak üzere Türkiye halklar›n›n taleplerini esas alan bir “çözüm” ile AKP’nin kendi iktidar›n› kurtarmaya yönelik “çözüm”
58
plan› aras›nda bir çat›flma oldu¤unu söylediler. Tam da bu nedenle toplumsal-demokratik bir çözümün “uzlaflma” de¤il AKP iktidar›na karfl› bir “mücadele” konusu oldu¤unun alt›n› çizdiler. Bu mücadele sadece Kürt halk› ile AKP devleti aras›ndaki bir mücadeleyi de¤il, Türkiye’nin demokratik muhalefetinin tamam›n›n taraf edildi¤i bir mücadeleyi ifade etmekteydi. Kürt halk›n›n
hakl› taleplerinin karfl›lanaca¤› bir çözüm yolunun, iktidara kendi krizini idare etme olana¤› sa¤lanmas›ndan de¤il, bu krizin derinlefltirilmesinden geçti¤i devrimcilerin konuya dair ana fikri oldu. “Çözüm” umutlar›n›n sadece iki ayakl› (Öcalan-Erdo¤an) bir müzakere masas›na b›rak›lmas›n›n da tehlikeleri apaç›kt›: Birincisi, masaya oturturkenki mücadele aflamas›n›n tavsamas›, direniflle kazan›lan›n masada kaybedilmesi sonucunu getirebilirdi. ‹kincisi de, masada ezilen halk›n taleplerini güçlendirecek demokratik muhalefetin di¤er unsurlar›n›n d›flar›da b›rak›lmas› iktidar cephesini güçlendirirdi. AKP’nin tek bafl›nda sürecin sürükleyici öznesi olmas› ve dolay›s›yla sürece temel niteli¤ini vermesi ise çözümsüzlük anlam›na gelmekteydi. Sürecin niteli¤ini tek bafl›na belirlemek isteyen AKP iktidar›, buna uygun olarak süreçte Kürt hareketinin inisiyatif almas›n› sistematik olarak engellemeye çal›flt›. HDK’n›n “bar›fl”› anlatmak için ç›kt›¤› Karadeniz turunda linççi gruplar›n önünün aç›lmas› bu çaban›n en aç›k örneklerindendi. ‹ktidar sözcüleri sürekli olarak, iktidar› boyunca yapt›¤› icraatlarla Kürt sorununu çözdü¤ünün, flimdi çözüm denen fleyin silahl› unsurlar›n ülkeden ç›kmas› oldu¤unun alt›n› çizdiler.
KÜRT HAREKET‹ Neoliberal yeni sömürgecilik politikalar›, gericilik ve Ortado¤u’daki emperyalist düzenlemeler içinde Kürt hareketini eritmeyi planlayan hükümet için sürecin nihai noktas›n›n demokratik ad›mlar›n at›lmas› de¤il, “birinci aflama” denilen PKK’nin silahs›zland›r›lmas› oldu¤u apaç›kt›. “‹kinci aflama”da Kürtlerin kazanmay› planlad›¤› her fley ise ancak AKP’nin krizinin, toplum-
ne sald›ran cihatç›lara destek art›r›ld›. Tüm bunlar yap›l›rken sonbahar için içeri¤i belirsiz bir demokratikleflme paketi vaat edildi. Yerel seçimlere giderken hem milliyetçi oylar› hem de Kürt oylar›n› hedefleyen AKP, bir taraftan hiçbir ad›m atmayarak sa¤›n birli¤ini bozmamak, bir taraftan da atacakm›fl gibi görünerek Kürtleri kaybetmemek üzerine bir taktik ge-
Ezilenlerle egemenler aras›ndaki iliflkinin esasen “çat›flma” oldu¤unu vurgulayan devrimciler, toplumsaldemokratik bir çözümün “uzlaflma” de¤il AKP iktidar›na karfl› bir “mücadele” konusu oldu¤unun alt›n› çizdiler. Bu mücadele sadece Kürt halk› ile AKP devleti aras›ndaki bir mücadeleyi de¤il, Türkiye’nin demokratik muhalefetinin tamam›n›n taraf edildi¤i bir mücadeleyi ifade etmekteydi.
sal muhalefetin de seferberli¤iyle, derinleflmesiyle mümkündü. Zira bir kez daha tekrar etmek pahas›na vurgulayal›m; AKP masaya ancak krizini yönetemez boyuta geldi¤inde oturmufltu. Bu saptama etraf›nda devrimciler “demokratik çözümün taraf›nda ve AKP iktidar›n›n karfl›s›nda” bir çizgiyi toplumsal muhalefete önerdiler. AKP’nin güçlendirilmesiyle de¤il, zay›flat›lmas›yla demokratik mevzilerin elde edilebilece¤ini sürekli olarak söylediler. Süreç ilerledikçe AKP, “çözüm” ad›na ad›m atmamak için sürekli olarak gerekçeler üretti. Basit yasal düzenlemelerle at›labilecek bir çok ad›m varken (hapishanelerdeki siyasiler, seçim baraj› gibi) anayasa de¤iflikli¤i konusunda mecliste uzlaflma olmamas›n› gerekçe gösterdi. Böylece “baflkanl›k sistemi”ni de içeren Erdo¤an’›n tek adaml›¤›n› sa¤lamlaflt›rmaya yönelik projelerini sürecin bir unsuru haline getirdiler. Bu konuda söz alamay›nca çözümün aksi istikametinde ad›mlar h›zland›. Roboski katliam› askeri yarg›ya havale edildi, katliamda kas›t olmad›¤›na dair TBMM raporu onayland›. Geriye çekilen gerillalar›n üzerinde keflif uçaklar› uçuruldu. Kürt televizyonlar›n›n kapat›lmas› için Avrupa’daki giriflimler h›zland›r›ld›. Suriye’de PYD bölgesi-
lifltirdi. Bu haliyle AKP’nin tutumu, öncesinde umut saçt›¤› sonras›nda “siyasi soyk›r›m”a giriflti¤i 2009 yerel seçimlerini hat›rlatt›. Ancak o “havuç” bayatlad›, o “sopa” da art›k gizlenemez hale geldi. AKP emperyalizme ve sermayeye hizmet üzerinden büyüyen, gerici, floven e¤ilimleri güçlü olan bir parti; sömürge tipi faflizmin tüm kurumlar›n› yeniden yap›land›rarak sahiplenen bir iktidar olmas›ndan dolay› ifli hep yokufla sürdü. Tayyip Erdo¤an’›n akil insanlarla yapt›¤› son toplant›n›n ard›ndan “ana dilde e¤itim yok, seçim baraj› düflmez, kalekol inflaatlar›na devam” diyerek gündemlerinde hiçbir reformcu ad›m olmad›¤›n› aç›klamas› ve hemen bu aç›klaman›n peflinden Lice’de kalekol yap›m›n› protesto eden halk›n üzerine atefl aç›lmas› malumun ilan›ndan baflka bir fley de¤ildi. Kürt hareketi, AKP’yi masaya oturturkenki taktik üstünlü¤ünü masada sürdüremezken iktidara vurmadan bar›fl›n ve demokrasinin hayalinin kurulamayaca¤› fikri her gün bir kere daha s›nand› ve do¤ruland›. Baflbakan her zamanki gibi, Kürt sorununun çözümü ad›na “neyi yapacaklar›n› de¤il neyi yapmayacaklar›n›” aç›klarken1 gerçek bir çözüm umudunun tek yolunu göstermifl oluyordu: AKP iktidar›n› hedef alarak, demokratik-toplumsal bar›fla yaklaflan bir hareket. Bu hareketin mümkünlü¤ü
59
KÜRT HAREKET‹ ve yaratabilece¤i devrimci sonuçlar ise Haziran isyan› ile beraber a盤a ç›kt›.
Haziran’da yefleren umut ve Kürtler “Y›llarca düflünsem akl›ma gelmezdi. Hayat›mda ilk defa Kürtçe slogan att›m” – Lice sald›r›s›n›n ard›ndan Taksim’de “Biji B›ratiya Gelan” slogan› atan bir direniflçi. AKP’nin Kürt sorununda yaflad›¤› kriz Haziran ay›na kadar derinlefltirilemedi. Kürt hareketinin y›llard›r kurulmas› için mücadele etti¤i masan›n niteli¤inden çok masan›n kurulmufl olmas›na odaklanmas›, hareket içerisindeki liberal e¤ilimlerin etkisi, toplumsal muhalefetin parçal›l›¤› ve ulusalc›-liberal sapmalar AKP’nin krizini yönetebildi¤i bir aral›k yaratt›. Ancak Haziran ‹syan› ve temmuz ay›nda Suriye’de yaflanan geliflmelerle beraber kriz yeni bir boyut kazand›. Gezi direnifliyle bafllayan özgürlük, adalet ve onur mücadelesi, AKP karfl›t› kitlelerdeki ulusalc› etkiye ra¤men, en bafltan itibaren Kürt düflmanl›¤›na yönelmedi. Daha da ötesi, milyonlar Kürt hareketinin sembollerinin oldu¤u alanlar› doldurmaktan imtina etmedi. Çeflitli ›rkç› k›flk›rtma giriflimleri kitlelerde karfl›l›k bulmad›. Kald› ki AKP’nin ad›m atmamakta kararl› oldu¤unun görülmesi ve Lice’de yaflanan sald›r›n›n ard›ndan Haziran ‹syan› Kürt halk›n›n kimi taleplerini de gündemine ald›. Sokaklar›n “Her Yer Lice Her Yer Direnifl” sloganlar›yla yank›lanmas›ndan daha önemlisi, “Diren Lice” gösterilerinin as›l olarak bugüne kadar Kürtlerin taleplerine karfl› oldukça mesafeli yaklaflm›fl, hükümet ile paralel biçimde sorunu “terör” sorunu olarak tan›mlam›fl, sosyal demokrasinin güçlü oldu¤u yerlerde kendili¤inden yükselmesiydi. Bu topraklar Türk bayra¤›yla Kürtçe slogan atanlar, ‹stiklal Marfl›’ndan sonra “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” diye hayk›ranlar, Kürt sorununa dair en radikal söylemlerin dile getirilebildi¤i “toplumsal bar›fl” temal› çok genifl kat›l›ml› halk forumlar› gördü.2 Lice’de öldürülen Medeni Y›ld›r›m’›n resmi, Gezi flehitlerinin aras›nda yer buldu, yüz binler onun isminden sonra da “yafl›yor” diye hayk›rd›. Bu geliflmeyle beraber, uzun süre iki tarafl› ilerleyen ve as›l olarak AKP’nin belirleyicili¤inde devam eden bir süreçte, “Kürt halk›n›n demokratik taleplerinin yan›nda, AKP’nin karfl›s›nda aktif bir taraf”›n a盤a ç›kma umudu belirdi. Hemen hemen tüm forumlarda seçim baraj›n›n kald›r›lmas›, tutuklu vekillerin serbest b›rak›lmas›, Lice ve Roboski’nin hesab›n›n sorulmas› karar alt›na al›n›rken, anadilde e¤itim ve demokratik özerklik gibi Kürtlerin di¤er talepleri de on binlerce in-
60
sanla tart›fl›lm›fl oldu. Bu geliflme, toplumsal ve demokratik çözüm için mücadele aç›s›ndan cesaret vericiydi. Ancak solun ulusalc› ve liberal sapmalar›n›n zay›flayarak da olsa etkisini göstermeye devam etmesi ise bu geliflmenin dikkatli olunmas› gereken yönünü oluflturuyordu. Örne¤in ‹stanbul’da ulusalc›lar›n örgütledi¤i Gazdanadam etkinli¤i TKP’nin de kat›l›m›yla örgütlenirken, Do¤u Perinçek bu etkinli¤i forumlardaki demokratik ve toplumsal çözüm yönündeki güçlü e¤ilime karfl› örgütlediklerini aç›kça ifade etti. Daha zay›f olmakla beraber baz› forumlarda da ‘hükümet istifa’ slogan›n› antidemokratik bulan e¤ilimler ise liberal sapman›n örneklerindendi. Ancak Kürt hareketinin Haziran ‹syan›’na karfl› d›flsal ve ikircikli duruflu, demokratik ve toplumsal çözüm cephesinin genifllemesinin s›n›rlar›n› daraltan en önemli etkenlerden biriydi. Kürt hareketi-
AKP’nin ad›m atmamakta kararl› oldu¤unun görülmesi ve Lice’de yaflanan sald›r›n›n ard›ndan Haziran ‹syan› Kürt halk›n›n kimi taleplerini de gündemine ald›. Sokaklar›n “Her Yer Lice Her Yer Direnifl” sloganlar›yla yank›lanmas›ndan daha önemlisi, “Diren Lice” gösterilerinin as›l olarak bugüne kadar Kürtlerin taleplerine karfl› oldukça mesafeli yaklaflm›fl, hükümet ile paralel biçimde sorunu “terör” sorunu olarak tan›mlam›fl, sosyal demokrasinin güçlü oldu¤u yerlerde kendili¤inden yükselmesiydi. Bu topraklar Türk bayra¤›yla Kürtçe slogan atanlar gördü.
KÜRT HAREKET‹ nin bir yan›, çözüm masas›n›n halk›n mücadelesi ve AKP’nin kriziyle kuruldu¤unu tespiti üzerinden “mücadeleye devam” derken, di¤er yan› bar›fl›n yolunun AKP’nin güçlenmesinden/en az›ndan zay›flamamas›ndan geçti¤ine ikna olmufltu. Bu do¤rultuda AKP’yi sallayan isyan, Kürt hareketi için de bir taraftan tehdit bir taraftan da f›rsat olarak görüldü. ‹syan tehditti çünkü masadaki muhatab› devirebilirdi, f›rsatt› çünkü demokratik niteli¤i daha güçlü ve Kürt halk›n›n taleplerine yan›t veren bir süreci yaratabilirdi. Y›llard›r savaflan bir ezilen halk hareketinde ikinci e¤ilimin bask›n olmas› beklenirken, (özellikle KCK operasyonlar›n›n ard›ndan) liberal odaklar›n çeflitli kritik pozisyonlarda bulunuyor olmas› hareketin kritik politik hatalar yapmas›nda etkili oldu. Kürt hareketinin ulusal bir hareket olmas›n›n getirdi¤i çeliflkili do¤as› farkl› yaklafl›mlar› mümkün k›lmaktayd›. Özellikle ulusal sorunlar etraf›nda farkl› s›n›flar›n farkl› beklentileri ve onlar›n ideolojisinin farkl› yönelimleri olabiliyordu; ancak hareketin a¤›rl›k mer-
de¤ildir”3 gibi ifadelerle çat›flan iki taraf›n müzakeresini bir koalisyon ile kar›flt›ran bu yaklafl›mlar, süreci AKP’nin eseri olarak gören zihniyetin bir yans›mas›yd›. Bu aç›dan da hükümeti masaya oturtan›n, Kürt halk›n›n AKP’yi krize sürükleyen mücadelesi oldu¤unun inkar edilmesiydi. Kürt hareketinin liberalizmden en çok etkilenen üst-orta s›n›flar›nda yayg›n olan bu e¤ilim, isyan hareketinin AKP’yi hedef almaya bafllamas›yla beraber kendisini neredeyse AKP’yi savunma noktas›na sürükledi. Kürtlerin kaderi, diktatörün kaderiyle birbirine ba¤lanmak istendi. Bu yap›l›rken yer yer AKP karfl›tl›¤›n› “ulusalc›l›k”, “darbecilik” olarak kodlayan, “hükümet istifa” slogan›n› statükoculuk olarak tarif eden liberal söyleme de baflvuruldu. “3-5 a¤aç” için bafllayan direniflin AKP karfl›t› bir isyana dönüflmesi, özgürlük ve onur kavgas›n›n politikleflmesi olarak de¤il -neredeyse hükümete paralel olarak- meflruiyetini yitirmesi olarak de¤erlendirilebildi.4 Söylem olarak AKP’ye oldukça yaklaflan bu yaklafl›m›n en uç örne¤i-
Mitinglerdeki Türk bayraklar› ve Atatürk resimleri de Kürt hareketinin ikircikli tutumunun gerekçesi olarak gösterildi. Bunun bedeli ise, bugüne kadar iktidara tepkisini “ulusalc›” kanallardan yükselten ancak bu siyasi çizginin yenilgisiyle yüzleflen milyonlar›n siyasi aray›fl›n›n görülememesi oldu.
kezini oluflturan sosyalizme yak›n unsurlar›n belirleyicili¤i ve kapsay›c›l›¤› sayesinde bu çeliflkiler yönetiliyordu. Türkiye’deki isyan hareketi karfl›s›nda ise söylem düzeyindeki farkl›l›klar daha belirginleflirken, buna pratikteki at›ll›k efllik etti. Kürt hareketinin bir kanad›, genel olarak AKP iktidar›n›, özellikle de Tayyip Erdo¤an’› hedef alan halk isyan›n›n “bar›fl süreci”ne zarar verece¤i, hatta bu sürecin sonunu getirece¤i fleklinde endiflelerini dile getirdi. “Bu aflamada her iki taraf aç›s›nda do¤ru olan fley müzakere masas›nda oturan muhataplar›n› güçsüz k›lmak
ni sergileyen S›rr› Sak›k, halk›n isyan›n› linççilikle, darbecilikle suçlad›. Öte yandan direniflin “3-5 a¤aç” meselesinin ötesine geçmesini ve iktidar› hedef almaya bafllamas›n› tehdit olarak alg›lamayanlar, aksine olumlu görenler de vard›. Hüseyin Ali’nin Özgür Gündem gazetesindeki yaz›s›nda flu görüfller yer al›yordu: “Tepki, esas olarak AKP’nin demokratik olmayan siyaset anlay›fl›nad›r. Bu yönüyle demokratik ve özgürlükçü tepkilerdir. (…) Bu aç›dan dönüfltürücü demokratik eylemlerdir.” Sak›k’›n sözleri bir ifladam›n›n o¤lunun sünnet dü¤ününde sarf edilmifl, di¤er sat›rlar ise ezilen-prole-
61
KÜRT HAREKET‹ terleflen halk s›n›flar›na dayanan gerillan›n merkezi Kandil’de yaz›lm›flt›. Bu iki sözün söylendi¤i yerler, hareket içerisindeki s›n›fsal farkl›laflmay› da temsil ediyordu. Mitinglerdeki Türk bayraklar› ve Atatürk resimleri de Kürt hareketinin ikircikli tutumunun gerekçesi olarak gösterildi. Bunun bedeli ise, bugüne kadar iktidara tepkisini “ulusalc›” kanallardan yükselten ancak bu siyasi çizginin yenilgisiyle yüzleflen milyonlar›n siyasi aray›fl›n›n görülememesi oldu. Örgütsüz y›¤›nlar›n evindeki tek bayra¤› (Türk bayra¤›) al›p soka¤a ç›kt›ktan sonra bildi¤i tek slogan› (maç tezahürat›) ve marfl› (‹stiklal Marfl› ve Da¤ Bafl›n› Duman Alm›fl) bir a¤›zdan söyleyip, devletle gö¤üs gö¤üse çat›fl›rken yaflad›klar› dönüflüm geç fark edildi. Zamanla o milyonlar›n sokakta tüm hareketi kapsayacak, ortaklaflabilecek baflka bayraklar, baflka sloganlar ve marfllar ile yürümeye bafllayaca¤›n› öngöremediler. Demokratik ve onurlu bir çözüm umudunun toplumsallaflmas›nda bu hareketin Baflbakan’›n soru sormaktan korkan Akil ‹nsanlar›’ndan çok daha etkili olabilece¤ini tahmin edemediler. Elbette bu öngörü hatas› da hareketin tamam›n› ifade etmiyordu. Delil Karakoçan’›n Özgür Gündem’de direniflin ilk günlerinde dile getirdi¤i “Bu kalk›flmada önemli olan, direnen Kürt ve Türk dinamikleri aras›nda duygusal ve vicdanî bir yak›nlaflman›n oluflup oluflmad›¤›d›r. Bu her türlü istismar›, ›rkç› floven alg›y› bofla ç›kar›r” temennisinin zaman içerisinde nas›l hayat buldu¤u görüldü. Kürt hareketinin halk isyan›na ikircikli yaklafl›m›, sadece gazete köflelerinden okunmad›, en üst düzeyden, kurumsal olarak da a盤a ç›kt›. Hareketin ilk günlerdeki ataletinin ard›ndan KCK “Gezi Direnifli yeni bir Türkiye mesaj›d›r” diyerek direnifle destek ça¤r›s› yaparken bu ça¤r›n›n Demokratik Toplum Kongresi’nin düzenledi¤i Amed Konferans›’nda ç›kan sonuç bildirisine yans›mamas› dikkat çekti. Bu miyoplaflma S›rr› Süreyya Önder taraf›ndan “Türkiye yan›yor. Dünyan›n en büyük isyanlar›ndan biri… DTK tek cümle destek aç›klamas› yapmam›flt›r” sözleriyle elefltirildi. Özgür Gündem’de Delil Karakoçan’›n “(…) sonuç bildirgesinde ‘Gezi direnifline’ vurgu yap›lmamas› bir baflka incitici eksikliktir” sözleriyle elefltirdi¤i bu konferansta, Gezi direniflinde “farkl› senaryolar” arayan bir baflka ismin, Ahmet Türk’ün belirleyici oldu¤unu da not düflmek gerekiyor.5
Karars›zl›k neye mal oldu? Kürt hareketinin isyana dair ikirciklili¤inin sistemin krizine devrimci müdahalenin etkisini zay›flatan önemli sonuçlar› oldu. Birincisi, bu zafiyet hareketin çok da-
62
ha büyümesinin ve co¤rafi olarak yayg›nlaflmas›n›n önünde engel oldu. KCK ve Öcalan’dan gelen aç›klamalar›n ard›ndan Kürt hareketi direnifle kat›ld›¤› anlarda bile oraya katabilece¤inin çok alt›nda nicelik ve niteli¤in oluflmas›na yol açt›. Sokak çat›flmalar›ndaki tecrübesi, gençlik ve kad›n militanl›¤›, dayan›flma a¤lar› vs. ile isyan› s›çratabilecek olan Kürt potansiyelinin alanlardaki duruflu, daha çok varl›¤›n› göstermek isteyen bir misafir gibi oldu. Örne¤in, sar›-k›rm›z›-yeflil fularlar takm›fl gençlerin, kad›nlar›n Gezi Park›’ndaki güvenlikten, iafleye tüm sorunlar›n çözüm adresi olmas› mümkünken, Kürt hareketi bir kurucu özne gibi de¤il kurulmufl bir sürece d›flar›dan kat›lan ve kat›ld›¤›n› da göze sokmak isteyen destekçi bir pozisyonu tercih etti. Bu nedenle Kürt hareketinin mücadele kültürü ve tecrübesinin direnifli zenginlefltirmesi oldukça s›n›rl› bir düzeyde oldu. (‹stanbul d›fl›ndaki birçok ilde bu destekçi pozisyon bile sa¤lanamad›.) ‹kinci olarak, Türklerin ço¤unlukta oldu¤u bir isyan› “ulusalc› isyan” olarak de¤erlendirmek, bar›fl› toplumsal bir bar›fl olmaktan çok, devlet ve PKK aras›ndaki bir çat›flmas›zl›k hali olarak göstermek isteyen AKP’nin bar›fl üzerindeki “ideolojik vesayet”ine güç katt›. Bir bar›fl sürecinin, özellikle ezen ulus kesimleri aras›nda toplumsal bir özelefltiri ve ar›nma süreci olarak ifllemesi gerekti¤i, böylece yeniden kardeflleflmenin sa¤lanmas›n›n zorunlu oldu¤u aç›kken AKP’nin böylesi bir derdi hiç olmad›. AKP meseleyi bir terör meselesine indirgeyerek ve daha da ötesi sa¤›n birli¤ini sa¤lamak için Kürtlere yönelik düflmanca ifadeleri ›srarla kullanarak, sürecin toplumsal bir bar›flma/helalleflme süreci olmas›n› sürekli olarak tahrip ediyordu. Gezi direnifliyle bafllayan isyan sürecinde, halk saflar›nda giderek yayg›nlaflan “biz Kürtleri 30 y›l bu medyadan izlemifliz”, “Burada bunu yapt›larsa Diyarbak›r’da kim bilir ne yapt›lar?” ve benzeri de¤erlendirmeler tam da yukar›da bahsedilen toplumsal özelefltiri ve ar›nma sürecinin bafllad›¤›na, yeniden kardeflleflmeye dair uygun imkanlara iflaret ediyordu. Ancak bu olanaklar yeterince kullan›lamad›. Bugüne kadar sadece ve sadece kendi kanallar›ndan, gazetelerinden, örgütlerinden Türk’e seslenen ve bu nedenle de sesi fazlaca duyulmayan Kürd’ün, Türk’ün kendisini özdefllefltirebildi¤i direnifl ve ifade kanallar›ndan Kürt gerçe¤ini hayk›rma olana¤› çok daha etkin kullan›labilirdi. Kürt hareketinin bu süreçteki at›ll›¤›n›n üçüncü önemli sonucu olarak da sosyalistler içerisinde yayg›nlaflma e¤ilimi gösteren sosyal floven zehrin ak›t›lmas› için önemli bir olanak yeterince iyi de¤erlendirilememifl oldu. E¤er Kürt hareketi bu sürece etkin bir biçimde ka-
Kitleler, devrimci dönüflümün birlikten, birli¤in kardefllikten, kardeflli¤in ise eflitlikten geçti¤ini sezgisel olarak da olsa keflfetmeye bafllam›flt›r. ‹syan sürecinde kitlelerin bilincinde yaflanan çok h›zl› k›r›lma, sa¤lam bir yeniden kardeflleflme hedefiyle devrimci bir bilince dönüfltürülebilir.
t›labilseydi, sosyal floven çizginin soldaki tecridi çok daha kolaylaflacakt›. Sosyal flovenizm, sadece ilkesel olarak mücadele edilmesi ve sosyalist saflarda mahkum edilmesi gereken bir sapma oldu¤u için de¤il, ayn› zamanda bir halk isyan›n› bölerek zay›flatan güncel bir tehdit oldu¤u için daha genifl kitlelerin gözünde mahkum edilebilecekti. Kürt hareketinin ikirciklili¤inin dördüncü ve belki de en stratejik sonucu, bat›daki Kürtler’in iç içe geçmifl s›n›fsal ve kimliksel taleplerinin geride kalmas›, bölgesel iddialar›n öne ç›kmas›na dair e¤ilimlerin belirginleflmesi oldu. Oysa bat›da, özellikle de ‹stanbul’da Kürt gençler barikatlarda olmaya, direnmeye oldukça hevesliydiler. KCK ve Öcalan’›n ça¤r›s›ndan önce de tekil biçimlerde isyana kat›ld›lar. Direnifle kat›lma e¤ilimleri karfl›s›nda “aman kendinizi kulland›rtmay›n” ikazlar›n› alan bu gençler, Kürt sorununun proleterleflen bir sorun oldu¤unun sembolleriydi. Y›llard›r süren savafl ile geçim alanlar›ndan askeri zor ile sökülüp at›lan Kürt emekçileri, emekçi çocuklar›, neoliberal programlar›n›n kentlerdeki “en alttaki” katman› haline getirilmifllerdi. Emekleri en ucuz, evleri en ucuz, yaflamlar› en ucuz olan Kürtler için kimliklerinin d›fllanmas›, ayaktak›m›n›n en alt›nda tutulmalar›n› sa¤lamaktayd›. Bu nedenle metropollere y›¤›lan Kürt proleterler, s›n›fsal tepkilerinde kimlik sorunlar›n›, kimlik kavgas›nda da s›n›fsal sorunlar›n› dile getirmeye hep e¤ilimli oldular. S›n›fsal tepkilerle, kültürel tepkilerin bulufltu¤u halk isyan› asl›nda tam da onlara uygun bir zemin oluflturdu. Öte
yandan “Çözüm süreci”ni silahlar›n susmas› ve bölgenin ekonomisinin neoliberal düzene yeniden eklemlenebilmesi olarak öngören AKP için Kürt meselesi hep toplumsal de¤il bölgesel ve uluslararas› bir mesele olarak görüldü. Bölgedeki do¤al kaynaklar›n, kent rant›n›n ve en önemlisi de geçim araçlar›ndan kopar›lm›fl ucuz eme¤in neoliberal sermaye birikiminin hizmetine sokulmas› AKP’nin asli derdi oldu. Sadece AKP’nin de¤il, iktidar kanallar›n› da kullanarak Türkiye oligarflisinin alt tafleronlu¤una soyunan Kürt sermayesi için de sorun büyük oranda silahlar›n susmas› ve bölgenin sermaye birikimine aç›lmas›ndan ibarettir. Diyarbak›r Ticaret Odas›’nda Demokratik Toplum Kongresi’nden aday olan Cabbar Leygara’n›n “Sermaye kendine güvenli liman ister” diye özetledi¤i bak›fl aç›s›, Türkiye Kürdistan›’n›n neoliberal yenisömürgecilik düzenine yeniden eklemlenmesi hedefinin AKP’ye özel bir hedef olmad›¤›n› göstermektedir. Ancak Kürt hareketinin ekolojik-demokratik cumhuriyet vurgular›, kitle temelinin proleter karakteri ve sosyalizan birikimi ile bu hedef aç›kça çeliflmektedir ve süreç ilerlerse daha da fazla çeliflecektir. ‹ki ayr› çözüm perspektifi Kürt hareketi içinde de daha fazla çeliflki yaratacakt›r. Gelece¤e dair projeksiyonlar› bir kenara b›rak›rsak Kürt hareketi uzun y›llard›r, bölgeden kitleler halinde göçen Kürtlerin proleterleflme sürecine dair siyaset üretme zafiyeti yaflamaktayd›. Haziran ‹syan› ile beraber bu zafiyetin üzerine gidilmesi aciliyet kazanm›fl ve daha da önemlisi giderilmesi biraz daha mümkünleflmifltir. Çünkü, her fleye ra¤men, hareketin ikircikli tutumu bir yana ‹stanbul’da Kürt gençler hem mahalle eylemlerinde hem de Taksim’deki eylemlerde bir ölçüde kendilerini var ettiler. Burada eksiklik, örne¤in Tarlabafl›’ndaki Kürt gençlerin, kendilerine bir ad›m mesafede Tak-
63
KÜRT HAREKET‹ sim’deki kentsel ya¤maya karfl› olan bir isyanla buluflurken, bunu kendilerinin de kentsel dönüflüm ile beraber yerlerinden yurtlar›ndan sürülecek olmas› üzerinden gerçeklefltirmemeleridir. ‹ktidar›n ve sermayenin neoliberal sald›r›lar›na karfl› hak mücadeleleri ekseninde Kürt ve Türk halklar›n›n olas› bir birlikteli¤ini sa¤lamak Haziran ‹syan›’n›n ard›ndan çok daha olas›d›r. Bu nedenle devrimcilerin görevi, Kürt hareketinin politik hatalar› ve ulusal karakterinin çeliflkileri karfl›s›nda “m›z›rdanmak” de¤il hareket içerisinde var olan güçlü proleter refleksleri güçlendirmektir.
Sol, Kürtler ve Gezi Kürt hareketinin ulusal hareket olmas›ndan kaynaklanan çeliflkili do¤as›, onun ezilen halk s›n›flar›n›n mücadelesine dayal› ilerici potansiyelini ortadan kald›rmaz. Ancak özellikle solda ulusalc› e¤ilimler, bu ilerici potansiyeli görmezden gelirken, sürekli olarak AKP’nin de öne ç›karmay› tercih etti¤i “liberal” kanad›n söylemlerinin alt›n› çizmektedir. Haziran ‹syan›’na dair iktidar a¤z›yla yap›lan aç›klamalar AKP medyas›nda övgüyle alk›fllanmak, ulusalc›lar içinde de Kürt hareketinin “iflbirlikçi” oldu¤unu iddia etmek için kullan›lmaktad›r. Her ikisinin de ortak amac› Kürt ve Türk halklar› aras›ndaki mücadeleleri aras›ndaki aç›y› büyütmektedir. Benzer flekilde liberaller de Haziran ‹syan›’ndaki “ulusalc›” e¤ilimleri öne ç›kararak Kürtleri bu hareketten uzaklaflt›rmaya çal›flmakta, böylece ayn› amaca hizmet etmektedir. Kürt hareketi ile halk isyan›n› -niyetinden ba¤›ms›z olarak- birbirinden ayr›flt›rmaya yönelik her tutum asl›nda tam da iktidar›n tuza¤›na düflmektir. Tayyip Erdo¤an’›n direniflin en s›cak günlerinde bir taraftan “Kürt kardefllerime teflekkür ederim” derken di¤er yandan “Cumhuriyet An›t›'nda ne vard› gördünüz. Bölücübafl›, yan›nda Atatürk'ün resmi, yan›nda Türk bayra¤›…” diye konuflmas› bofluna de¤ildir. Öcalan resimlerinin anlam›n›n direniflteki Kürt varl›¤› anlam›na geldi¤ini Baflbakan da bilmektedir ancak Erdo¤an fay hatlar›n› derinlefltirmeyi ve bu iki dinami¤i uzaklaflt›rmay› hedeflemektedir. Kürt hareketi içinde bu tuza¤› görenler de oldu ve Gülten K›flanak’›n “Kürt’e demokrasi, Türk’e sopa olmaz! Kürt’e sopa, Türk’e demokrasi olmaz! Biz bunlar› y›llarca yaflad›k. Kimse birini di¤erinin karfl›s›na ç›kartamaz” sözleri tam da hükümetin bu oyununa karfl› bir uyar› görevini gördü. “Haziran ‹syan›’nda Kürtler” tart›flmas›, Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci süreçlerin birleflmesinin olanaklar› ve önündeki engellerin kald›r›lmas›na yönelik yap›lmal›d›r. Öte yandan tart›flmay› bunun olanaks›zl›¤› üzerinden kurma çabalar›, hem Türkiye solunun ulusalc› ve
64
Kürt direnifliyle isyan aras›ndaki ba¤lar›n çeflitlendirilip sa¤lamlaflt›r›lmas›n›n, onurlu ve demokratik bir çözümün tam zaman›d›r.
liberal sapmalar›nda hem de Kürt hareketi içindeki daha milliyetçi ve liberal e¤ilimleri temsil eden çevrelerde daima var olacakt›r. ‹ki devrimci sürecin birlefltirilmesini olanaks›zlaflt›racak argümanlar› popülerlefltirmek, niyetten ba¤›ms›z olarak iki devrimin de tasfiyesine, bo¤ulmas›na ve maniple edilmesine hizmet eder. Bu iki sorunlu e¤ilimi zay›flatacak olan Haziran ‹syan›’n› veya Kürt direniflini karalamak de¤il, her iki tarafta da ilerici-devrimci e¤ilimleri güçlendirmektir. Kürt hareketi Haziran ‹syan›’n›n Türkiye devrimcileri de Kürt hareketinin ilerici-devrimci e¤ilimlerini güçlendirmekle mükelleftir. Bu nedenle Haziran ‹syan›’n›n çözüm sürecinde Kürt halk›n›n demokratik taleplerini de kucaklayarak genifllemesi, geliflmesi zorunludur. Seçim baraj›n›n kald›r›lmas›, Roboski katliam›n›n hesab›n›n verilmesi, tutuklu vekillerin ve belediye baflkanlar›n›n serbest b›rak›lmas› gibi talepler zaten büyük oranda kabul görmüfltür, her f›rsatta gündeme getirilebilir durumdad›r. E¤itim ve sa¤l›k baflta olmak üzere anadilde kamu hizmeti gibi talepler de hak mücadeleleri ekseninde halk hareketinin ortak talebi haline getirilebilir. Öte yandan Kürt hareketinin en az›ndan bundan sonra halk isyan›n›n çeflitli formlar›na asli özne olarak kat›l›m› ise iktidar› köfleye s›k›flt›racak, çözüm yönünde ad›mlar atmaya daha fazla zorlayacakt›r.6 Direnen Kürt halk›n›n dostu AKP de¤il direnen Türk halk›d›r. Direnen Türk halk›n›n yeri de AKP devletinin de¤il, benzer flekilde adalet, özgürlük ve onurlar› için direnen Kürt halk›n›n yan›d›r. Bat› Kürdistan’da son dönemde yaflananlar Türk ve Kürt halklar›n›n ortak kaderinin direnifl ekseninde bulufltu¤unun kan›t› gibidir. “Sünni kardeflli¤i” projesi ile Kürtleri neoliberal
KÜRT HAREKET‹ yeni sömürgeci düzene eklemleme çabalar›n›n ömrü Bat› Kürdistan’daki çat›flmalarla birlikte tükenmifltir. Suriye Kürtleri’nin yaflad›klar› bölgelerde laik ve demokratik bir toplumsal düzen infla giriflimi ile AKP destekli cihatç› gruplar›n kurmak istedikleri ‹slami düzeni aras›ndaki çat›flma, kimin kardefl kimin düflman oldu¤unu herkese bir kez daha göstermifltir. AKP iktidar› Kürt yurttafllar›n›n akrabalar›n›n onurlu ve özgür bir yaflam mücadelelerin karfl› cihatç›lar› desteklemekte beis görmezken, ulusalc›lar da AKP’nin söylemlerine paralel biçimde Kürtlere karfl› cihat ça¤r›lar› yapm›fl, ordusuyla, sa¤l›k hizmetleriyle, maddi olanaklar›yla Kürtlerle savaflan kesimleri destekleyen hükümeti “pasif” olmakla suçlam›flt›r. AKP iktidar›n›n Suriye’ye yönelik politikalar›na damgas›n› vuran Alevi düflmanl›¤›, Kürt düflmanl›¤› ile birleflmektedir. Bu tutum içeride savafl karfl›t› mücadele ile Kürtlerin çözüme dair mücadelelerinin ve taleplerinin, AKP karfl›t› bir eksende bütünleflebilmesine olanak sa¤lam›flt›r. Özellikle Türkiyeli devrimciler aç›s›ndan sosyal flovenizme karfl› mücadele, Haziran ‹syan›’n›n ard›ndan çok daha elverifllidir. ‹syan sürecinde kitlelerin bilincinde yaflanan çok h›zl› k›r›lma, sa¤lam bir yeniden kardeflleflme hedefiyle devrimci bir bilince dönüfltürülebilir. Kitleler, devrimci dönüflümün birlikten, birli¤in kardefllikten, kardeflli¤in ise eflitlikten geçti¤ini sezgisel olarak da olsa keflfetmeye bafllam›flt›r, mesele bunu pratik-politik bir çizgi olarak sa¤lamlaflt›rmakt›r. Kürtlerin eflit yurttafll›¤›n› kabul etmeyen bir toplumsal isyan, bafltan eksikli, toplumun genel ç›karlar›n› savunma iddias› zay›f, en asgari demokratik talepleri bile hayata geçirmesi imkans›z bir isyan olarak bafllay›p bitecektir. Bu nedenle sosyalistler halk isyan›nda ulusal soruna bak›flta en geri e¤ilimleri de¤il en ileri bütünlefltirici e¤ilimleri temsil etmek zorundad›r. Bireysel bir ifade simgesi ve direnifl sembolü olabilecek ulusal bayrak alt›nda, bahsedilen en ileri bütünleflmenin yakalanmas› olas› de¤ildir. Bu ülkede o bayra¤›n anlam›n›n kendileri için halen de¤iflmedi¤i ezilen halk kitleleri oldukça, sosyalistlerin karar›yla bayrak ortak bir simge haline gelemez. Haziran ‹syan› ile oluflan dinamizm kendi özgün birlefltirici simgelerini, flark›lar›n›, sloganlar›n› üretecek düzeydedir. Öte yandan kimlik siyaseti ile s›n›f siyaseti birbirinden ayr›lamaz halde duran Kürt kad›n›, Kürt iflçisi, Kürt yoksulu ile ortak mücadele pratiklerinin örgütlemesi için de eskisinden çok daha elveriflli koflullar›n oldu¤u aç›kt›r. Geçti¤imiz iki ayda yaflam tarz›na dair daha çok kimlik eksenli tepkiler ile s›n›fsal eksenli hak mücadelesinin nas›l buluflabildi¤ine dair eflsiz bir deneyim
elde edilmifltir. Kürtler gibi ezilen halk kitleleri içerisinde bu çok daha olanakl›d›r. Akil insanlar Türkiye’yi dolafl›rken ortaya ç›kan reaksiyonlar çok umutsuz gibi görünen bir manzara ortaya koyuyordu. Bir tarafta AKP tipi “çözüm”, di¤er yanda bu çözüme karfl› flüpheleri “çözüm” ve “bar›fl” karfl›t› bir eksende maniple eden ›rkç›/floven güçler var. Bugün ise çözüm sürecine dair flüpheli tutum al›fllar, Kürt halk›n›n hakl› taleplerine yaklaflmaktad›r. AKP iktidar›n› hedef al›rken Kürt halk›n›n demokratik taleplerini dile getiren çok genifl bir cephe oluflturulabilir ve asl›nda halk›n süreçte “aktif bir taraf” olmas›na yönelik giriflimlerde bulunulabilir. Sosyalist sol üzerinden kurulmaya çal›fl›lan demokratik ve toplumsal çözüm cephesi, bugün kentlerdeki forumlar ve genifl bir kitle temeli üzerinden infla edilebilir. Bugün AKP’nin gücünün bir halk isyan›yla önemli ölçüde tahrip oldu¤u bir ortamda demokratik mevzilerin elde edilebilmesi çok daha mümkündür. Halklar birlefltikçe ve AKP iktidar›n›n saraylar›n› daha y›k›c› darbelerle sallad›kça, demokratik mevziler birer birer zapt edilecektir. Kürt hareketi önemli bir f›rsatla karfl› karfl›yad›r ve Haziran’da binemedi¤i trene bir kez daha atlayamamas› durumunda sadece Kürtler de¤il tüm Türkiye halklar› aç›s›ndan önemli bir aflama heba olmufl olacakt›r. Devrimciler aç›s›ndan ise sosyal flovenizmin, bu süreçte ileri mevzilere do¤ru hamleler yapmaya yönelik engel olmaktan ç›kar›lmas›, 30 y›ll›k Kürt direnifli ile Haziran ‹syan› aras›ndaki ba¤lar›n çeflitlendirilip sa¤lamlaflt›r›lmas›, onurlu ve demokratik bir çözüm için politik cesaret gösterilmesinin tam zaman›d›r.
Notlar 1 KCK 2009 y›l›nda AKP’nin sürece dair tutumunu flu sözlerle elefltirmiflti: “Sorunun çözümü için neyi yapacaklar›n› de¤il, neyi yapmayacaklar›n› izah etmeye çal›flan Türk devlet, özünde Kürt özgürlük hareketini zay›flatma, at›lacak baz› s›radan ad›mlar›n eflli¤inde Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmeyi hedefledi¤i anlafl›lm›flt›r” 2 Sadece Kürt sorunu de¤il, 2 Temmuz ve LGBT örgütlerinin onur yürüyüflüne yönelik “çapulcular›n” büyük deste¤i de toplumsal bar›fl ad›na çok önemli geliflmelerdi. 3 Cahit Mervan, “Hükümet istifa Kürtlerin slogan› olamaz”, ANF, 04.06.2013 4 Cahit Mervan, age. 5 Ahmet Türk DTK’ya yönelik S.S Önder’in elefltirilerini yan›tlarken Gezi’deki demokrasi taleplerine destek verdiklerini söyledi ancak yine AKP’nin diline benzeyen bir komplo teorisinden vazgeçmedi: “Gezi Park› eylemlerinde, demokrasi taleplerinin yan›nda bilinçli bir senaryo da devreye girmifl olabilir. Eylemlerde, demokrasi talebinde bulunanlarla birlikte hükümeti y›pratmak ya da çözüm sürecine karfl› olan fark› gruplar›n da yer ald›¤›n› söyleyebiliriz.” 6 Direniflin ilk günlerinden itibaren en mesafeli ve sorunlu aç›klamalar› yapan BDP Eflbaflkan› Demirtafl’›n son aç›klamalar› bu yönde umut vericidir: “AKP’nin gidiflat›na, halk üzerindeki bask›s›na ’Dur’ diyen güçlü bir halk muhalefeti yükseliyor. AKP’yi panikleten gerçek neden budur. Hiç kimse konuyu çarp›tmas›n. Özellikle Baflbakan Erdo¤an darbe yalan› üzerine kurulu bu bask› politikas›n›n art›k halk taraf›ndan yutulmad›¤›n›, yenilmedi¤ini görmesi gerekir. Ortada bir darbe tehdidi, ihtimali yoktur. Evet, insanlar AKP hükümetine, politikalar›na karfl›d›r. (...)
65
“FA‹Z LOB‹S‹”
Kriz ve isyan günlerinde gericili¤in s›¤›na¤› Mert Kazanc›
aziran isyan›n›n en hararetli günlerinde ç›kt›¤› Afrika gezisinden dönen Baflbakan Tayyip Erdo¤an, Atatürk Havaliman›’nda “Faiz Lobisiyle Verdi¤iniz Mücadelede Yan›n›zday›z” pankart›yla karfl›lanm›flt›. Yi¤it Bulut’a “Baflbakanl›k Bafldan›flman›” s›fat› kazand›ran “faiz lobisi” vurgusu, bir halk isyan›n› komplo teorileriyle, belirsiz bir düflman›n oyunu olarak çözümleme çabalar›n›n en önemli simgelerinden biri oldu. ‹ddiaya göre bu lobi hükümeti y›pratmak için harekete geçmifl-
H 66
ti ve hükümet y›prand›kça oluflan istikrars›zl›k durumu yüzünden faizler artacak, bu sayede bu lobiyi oluflturan yerli ve yabanc› sermaye çevreleri büyük vurgunlar yapacakt›. Haziran ‹syan› ile panikleyen AKP hükümetinin üretti¤i en esasl› efsanelerden birisi olan “faiz lobisi”, sadece günü kurtarmaya yönelik bir taktik olarak de¤il, AKP’nin önümüzdeki günlerde izleyece¤i siyaseti anlayabilmek aç›s›ndan da daha kapsaml› bir çözümlemeyi hak ediyor. Zira “faiz lobisi” kavram›, oligarfli içi çe-
Haziran isyan›’nda hükümet taraf›ndan tedavüle sokulan “faiz lobisi” kavram›, oligarfli içi çeliflkilerin derinleflece¤i ve halk›n hoflnutsuzluklar›n›n artaca¤› bir kriz ortam›nda, ideolojik bir örtü ve politik bir saflaflt›rma arac› olarak daha fazla kullan›lacak gibi görünüyor.
lini ödeyecek genifl halk y›¤›nlar›na iktidar›n “finansal sermaye karfl›t›” görünmesi ve daha da önemlisi ‹slamc›lar›n “faiz” alerjisine hitap etmesinden kaynaklanmaktad›r. Bunlar›n yan› s›ra “lobi” kavram›n›n Türkiye sa¤›n›n zihni dünyas›nda tuttu¤u yeri de es geçmemek gerekiyor. Türklü¤e ve ‹slama karfl› emperyalist merkezlerde konufllanm›fl Yahudi lobisi, Ermeni lobisi ve Rum lobisini bafl›m›za gelen tüm olumsuzluklar›n faili olarak konumland›ran sa¤c› siyaset, bu sayede solun antiemperyalist elefltirisine kendince ›rkç›-gerici bir “alternatif” üretmifltir. “Faiz lobisi” kavram›n› büyülü k›lan iflte tüm bu ideolojik-politik göndermeleri bir arada bar›nd›rmas›d›r. Bu büyüyü bozacak olan ise as›l olarak sokaklardaki s›n›f ve halk mücadeleleridir. Yine de bu mücadelenin olas› kriz koflullar›nda ideolojik olarak yalpalamamas› ve AKP’nin etkisi alt›ndaki halk s›n›flar›na solun kendini daha net anlatabilmesi için “faiz lobisi” tezlerinin elefltirisinde bir ortak söylem oluflturulmas› önemlidir.
AKP 11 y›ll›k iktidar›n› yüksek faize borçludur Türkiye’deki yenisömürge kapitalizmi, d›fl borçlanmaya gitmeden, cari aç›k vermeden büyüyememektedir. AKP’nin “mucize” olarak sundu¤u yüksek büyüme oranlar›, d›fl kayna¤a dayal› bir büyüme süreciyle sa¤lanm›flt›r. Erdo¤an’›n “Tam da IMF’ye borcumuzu s›f›rlam›flt›k, bunu çekemeyen güçler komplo haz›rlad›” söylemi tam bir komedidir. Zira Türkiye’nin borç yükü büyürken IMF’nin pay› s›f›rlanm›flt›r. Gerçekten de 2004’te kamunun toplam borcunun içinde IMF’nin pay› %18, bugün ise s›f›rd›r. Ancak o tarihten bugüne dolar üzerinden kamunun borcu %30 artm›fl, özel sektörünki de dahil toplam borç ise 140’tan 340 milyar dolara ç›km›flt›r. Baflka kaynaklardan fazlas›yla borç al›p, bir k›sm›yla IMF borcu ödemekle övünebilen bir Baflbakan’›n ne kadar köfleye s›k›flt›¤› ortadad›r.
liflkilerin derinleflece¤i ve halk›n hoflnutsuzluklar›n›n artaca¤› bir kriz ortam›nda, ideolojik bir örtü ve politik bir saflaflt›rma arac› olarak kullan›lacak gibi görünüyor. Ekonomik krizin y›k›c› sonuçlar› belirginleflirken, Tayyip Erdo¤an’›n zora dayal› yönetme pratiklerinin yan›nda yeni ideolojik mücadele araçlar›ndan biri olarak “faiz lobisi” söylemi devreye sokuluyor. Halk bu lobinin oyununu bozmak üzere meydanlara tafl›n›yor, seçim sand›klar›na ça¤r›l›yor. Bu kavram›n büyüsü, derinleflen ekonomik krizin bede-
AKP iktidar› döneminde 7 kat›n üzerinde artarak 330 milyar dolara ulaflan cari aç›k, borçlanman›n bafll›ca gerekçesidir. Üretmek için ihtiyaç duyulan yat›r›m mallar›n›n, ara mallar›n, hammaddelerin d›flar›dan karfl›lanmas›, Türkiye’de her büyüme sürecinin ayn› zamanda bir d›fl ticaret a盤› yaratmas›na neden olmaktad›r. Özellikle son y›llarda ara mal ve hammaddelerin d›flar›dan al›nmas› (ithalat) cari a盤a damgas›n› vurmaktad›r. Türkiye’nin toplam ihracat› (d›fl sat›m) ara mal› ithalat›n› (d›fl al›m) bile karfl›layamamaktad›r. Türkiye’nin bu tür mallardaki ithalat› 2013 y›l›n›n ilk befl
67
OL‹GARfi‹ ay› için %24 art›flla 37 milyar dolara ulaflm›flt›r. 2012’de toplam ihracat, ara mal› ithalat›n›n ancak %85’ini karfl›layabiliyorken 2013’ün ilk befl ay›nda bu karfl›lama oran› %81’e düflmüfltür. Bu rakamlar Türkiye’deki sanayinin bir montaj sanayi karakteri göstermesi anlam›na gelmektedir ve bu durum yeni sömürge kapitalizminin kronik bir sorunudur.1 ‹hracat›n çok üzerinde ithalat yapt›¤›n›zda, bunu karfl›lamak için d›fl kaynak bulmak bir zorunluluktur. AKP iktidar› boyunca gelen 400 milyar dolar›n üstündeki d›fl kaynak ise daha önceki iktidarlara paralel biçimde, yüksek faizler ile Türkiye’ye çekilmifltir. 2002-2013 aras›nda dünyadaki en yüksek faiz veren ülkeler s›ralamas›nda Türkiye daima ilk dörtte yer alm›fl, ço¤u zaman da birincili¤i kapt›rmam›flt›r. AKP döneminde faiz oranlar›n›n 1990’l› y›llara göre oldukça düflük oldu¤u do¤ru olmakla beraber bu verinin bir anlam› yoktur. Burada bir ülkenin uluslararas› para ak›mlar› için “faiz cenneti” olup olmad›¤›n› anlamak için bak›lmas› gereken gösterge, ülkedeki faiz oranlar›yla dünyadaki faiz oranlar› aras›ndaki farkt›r. Bu göstergeler karfl›laflt›r›ld›¤›nda Türkiye’nin AKP döneminde de dünyaya göre (ve kendi gelir grubundaki ülkelere göre) daha yüksek faiz oranlar› sunarak s›cak paray› çekmeye çal›flt›¤›, hatta aradaki fark›n daha fazla oldu¤u görülmektedir. Dünya Bankas› verilerine göre 1994 ile 2002 aras›nda Türkiye’nin de dahil oldu¤u “üst orta gelir grubu”ndaki ülkeler d›fl borçlar› karfl›l›¤›nda ortalama %6.78 faiz verirken Türkiye’deki oran %6.85 idi. AKP iktidar›nda ise bu fark artt›. Üst orta gelir grubundaki ülkelerde ortalama faiz oran› %4.88 iken AKP Türkiye’si %5.21 faiz verdi. AKP iktidar› döneminde rekabet gücü ad›na ücretleri bask›lanan emekçilerin gelirlerinin azalmas›na ra¤men, yüksek faizlerle ülkeye çekilen d›fl kayna¤›n kredi mekanizmalar› arac›l›¤› ile da¤›t›lmas› sayesinde, iç tüketimin yüksek tutulmas› da sa¤lanm›flt›r. Özellikle 2008 krizi sonras› dünya piyasalar› daral›rken, ihracat zora girerken, iç pazar›n diri tutulmas›nda ve böylece yüksek büyüme oranlar› yakalanmas›nda bu d›fl kayna¤›n önemli bir rolü olmufltur. Düflük faizle bol keseden da¤›t›lan tüketici kredileri bir taraftan ithal mal talebini art›rarak cari aç›k probleminin büyümesine neden olmufl, di¤er yandan da hanehalk› borçlar›n› patlatm›flt›r. Mart 2004’te yaklafl›k 3 milyon olan tüketici kredisi kullan›m› bugün 20 milyona yaklaflm›flt›r. Kredi kart› adeti 2004’ten bu yana yaklafl›k 14 milyondan 35 milyona ulaflm›flt›r. Nisan 2013 itibar›yla 3 milyon tüketici kredisi ve kredi kar-
68
‹stanbul’u bir “finans merkezi” yapaca¤›n› parti program›na yazan AKP iktidar› dünyada 24 borsa yöneten ABD tekeli NASDAQ’› Borsa ‹stanbul’un orta¤› yapt›. Faiz lobisine karfl› yalanc› pehlivan›m›z›n son icraat› da 15-16 Eylül’de düzenlenecek ‹stanbul Finans Zirvesi.
t› takiptedir. Bu rakam 2004’te 400 bin düzeyinde idi. Hukuki takip bafllat›lan tüketici kredisi ve kredi kart› borcu 9 milyar dolara ulaflm›flt›r. (Tayyip Erdo¤an’›n o meflhur üçüncü köprüsünün maliyetinin 2 kat›.) Bu d›fl kaynaklar sayesinde bankalar AKP iktidar› boyunca yelkenlerini fliflirmifltir. Örne¤in Erdo¤an’›n a¤z›na dolad›¤› Garanti Bankas›’n›n AKP iktidara gelmeden önce 2002 y›l›ndaki kar› 123 milyon iken bugünkü kar› 3.3 milyar dolar olarak aç›klanm›flt›r. Bu banka kar›n› 30 kat art›r›rken ayn› dönemde asgari ücret sadece 5 kat artm›flt›r. Bu sürecin kazanan› sadece Ferit fiahenk’in Garanti Bankas› de¤ildir. 2012 y›l›nda en çok kar elde ederek kurumlar vergisi rekortmeni olan ilk 10 flirketin 8’i, ilk 20'nin 11’i bankalard›r. Bu bankalar›n dördü Erdo¤an’›n do¤rudan hedef gösterdi¤i fiahenk’e, Koç’a, Sabanc›’ya ait bankalar ve Türkiye ‹fl Bankas›’d›r. Yani Erdo¤an “faiz lobisi” diye suçlad›klar›n›n ç›karlar›na çomak sokmamakta, sadece ve sadece onlara kendisinin alternatifsiz oldu¤unu hat›rlatmaktad›r.
AKP krize k›l›f aramaktad›r Y›llarca sahte bir saadet görüntüsü yaratan k›sa vadeli sermaye hareketlerine en iyi biçimde ev sahipli¤i yapan, ‹stanbul’u bir “finans merkezi” yapaca¤›n› parti
Ortaça¤ Avrupa’s›nda faiz ile para satmak katoliklere yasakland›¤›ndan para ticareti büyük oranda Yahudilerin üzerinden yürüyordu. Bu tarihsel temel üzerinden, emperyalizm ça¤›nda finans kapitalin tepesinde Yahudi sermayesinin olmas›na karfl› en ciddi reaksiyonlar do¤du. Bunlardan biri olan Alman faflist hareketinin hedefinde de “faiz lobisi” vard›. Amaç finans kapitalin Almanlaflt›r›lmas›yd›.
program›na yazan AKP iktidar› musluk kapan›nca “faiz lobisi” söylemine s›¤›nmaktad›r. “Faiz lobisi” edebiyat› tam gaz sürerken, dünyada 24 borsa yöneten ABD tekeli NASDAQ’›n Borsa ‹stanbul’un orta¤› olmas› ve bu ortakl›¤›n hedefinin ‹stanbul’u finans merkezi yapmak olarak aç›klamas› bu riyakarl›¤›n en çarp›c› örneklerindendir. D›fl kayna¤a dayal› büyüme sürecinin AKP iktidar› dönemindeki ilk büyük krizi 2008 y›l›nda yaflanm›flt›r. Ancak 2008 sonras›nda ABD Merkez Bankas› (FED) piyasay› canland›rmak için piyasay› daha fazla dolara bo¤up faizleri düflürünce dünya çap›nda hem düflük faiz hem de ucuz dolar dönemi bafllam›flt›r. FED’in dünyay› dolara bo¤an geniflletici para politikalar› sayesinde, Türkiye ekonomisi de muhtaç oldu¤u d›fl kayna¤a kavuflmufltur. Öte yandan bu sonsuza kadar akacak bir kaynak de¤ildir. Nitekim ABD ekonomisinin toparlanmas›yla beraber FED’in bu politikaya son vermesi uzun süreden beri beklenmekteydi. Çünkü FED, ABD ekonomisinin k›smen canland›¤› bir ortamda piyasaya dolar basman›n olumsuz sonuçlar›ndan endiflelenmektedir. Daha önceden piyasay› dolara bo¤man›n sonucu olarak yarat›lan balonlar›n patlamas› ABD ekonomisini çöküflün efli¤ine getirmifltir. (En yak›n örnek olarak mortgage krizi hat›rlanabilir. Bu kriz öncesinde de ABD ayn› politikay› sürdürüyordu ve frene basmam›flt›) Bu durumda ABD kendini kurtarman›n rahatl›¤›yla “geliflmekte olan ülke” ekonomilerini atefle atmakta bir sak›nca görmemektedir. Nitekim may›s ve haziran aylar›nda
FED’in yüksek faizle bu dolarlar› toplayaca¤›, dolar bollu¤unun sonuna gelindi¤ini ilan etmifltir. Bu durumda dünya çap›nda daha yüksek faiz ve daha pahal› dolar dönemine geçilece¤i aflikard›r. Daha risksiz bir kazanç aray›fl›ndaki “s›cak para” Türkiye, Brezilya gibi “yükselen piyasalar”dan ABD’ye yönelecektir. AKP’nin oldukça güvendi¤i ve 10. Kalk›nma Plan›’nda dahi “kurtar›c›” olarak göstermekten kaç›nmad›¤›2 Körfez sermayesi de bu e¤ilimin d›fl›nda kalmamaktad›r. Son zamanlarda Körfez’den gelen s›cak paran›n oldukça azald›¤›na dair emareler giderek artmaktad›r. Bunda ABD’nin para politikalar›n›n “çekici” etkisi kadar, Türkiye’nin Ortado¤u siyasetinin baflar›s›zl›¤›n›n “itici” etkisi de belirleyici olmufltur. Suudi Arabistan ve Birleflik Arap Emirlikleri baflta olmak üzere birçok Arap ülkesiyle Suriye ve M›s›r politikas› nedeniyle ayr› düflen AKP iktidar›n›n, kalan tek “dostu” Katar’da da “saray darbesi” ile bafla gelen yeni Emir, ülkenin eski “aktif” Ortado¤u siyasetini sürdürmeyece¤ine dair mesajlar vermektedir. Bu durum AKP’nin en önemli finansal stepnesinin de “patlak” oldu¤unun göstergesidir.3 Türkiye’den çekilen finans seçkinleri elbette yanlar›nda TL götürmeyecekler ve dolar/avro almak isteyeceklerdir. Ve bunun sonucu olarak dolar›n/avronun fiyat› h›zla artmaktad›r. Türkiye’ye net sermaye giriflinin durdu¤u haziran ay›nda Merkez Bankas› kendi rezervlerinden piyasaya dolar sürmesine ve iki ayda kasas›ndaki 10 milyar dolar› eritmesine ra¤men dolar 1.83 TL’den 1.93’lere, avro ise 2.42 TL’den 2.56 TL’ye yükselmifltir. Eylül bafl›nda isi dolar 2.065’e avro ise 2.72’ye
69
yükselmifltir. Türkiye’deki s›cak paraya yönelik tahmini rakamlar ise 170 milyar dolar civar›ndad›r.) ABD’nin faiz oranlar›n› art›rmas›n›n bir di¤er sonucu olarak da Türkiye’de faizlerin artmas› kaç›n›lmazd›r. Uluslararas› finans seçkinleri sadece tek bir yolla, çok daha yüksek bir faiz vererek Türkiye’de kalmaya ikna edilebilir. Ancak dünya ekonomisinden gelen olumsuz verilerin “risk ifltah›”n› azaltt›¤›, finans seçkinlerinin garanti kazanç arad›¤› koflullarda, bu kesimleri ikna etmek eskisinden büyük bir ödülü gerektirmektedir. Hele hele AB ile bozulan iliflkiler ve içerideki politik sorunlar göz önüne al›nd›¤›nda yabanc› spekülatörler için “risk” artmakta, Türkiye’ye gelmek için bekledikleri faiz oran› yükselmektedir. K›sacas› ABD piyasay› dolara bo¤arken anlat›lan “mucize” masallar›, giderek inand›r›c›l›¤›n› yitirmektedir. ABD’nin krizinden do¤an bir konjonktürde y›ld›z› parlayan “yükselen piyasalar”›n, ABD toparlan›nca gözden düflmeye bafllamas› AKP çevrelerinde “uluslararas› komplo” olarak aç›klanmaya çal›flm›flt›r. Yeni fiafak’›n flefi ‹brahim Karagül, ABD’nin bu hamlesini ‘merkezin yükselen çevreye karfl› hamlesi’ olarak tan›mlam›fl ancak o merkezin bugüne kadar “çevre”deki iflbirlikçi rejimleri neden ihya etti¤ini aç›klama gere¤i duymam›flt›r.4 Bu gibi komplo teorileri, göz göre göre gelen ancak ›srarla görmezden gelinen kriz karfl›s›ndaki telafl›n ifadesidir. Telafl bofluna de¤ildir, zira oligarfli içi dengeleri bozacak boyutta geliflmeler flafl›rt›c› olmayacakt›r. Özellikle döviz kurundaki yükselifl Türkiye sermayesi için kapsaml› bir elenme sürecinin habercisidir. Ço¤unlu¤u özel sektöre ait olmak üzere Türkiye’nin, yar›s›ndan fazlas› bir y›l içinde ödenecek 340 milyar dolar toplam d›fl borcu vard›r ve dolar yükseldikçe borçlar da katlanmaktad›r. (AKP iktidara geldi¤inde bu borç 140 milyar dolar civar›ndayd›). Kurdaki art›fl nedeniyle borç yükündeki art›fl 20 milyar TL’ye yaklaflmaktad›r. Telafl› daha fazla art›ran ise bu borcun büyük oranda k›sa vadeli oluflu ve k›sa vadeli d›fl borcun 2013’ün ilk dört ay›nda %21 artmas›d›r. (Bu borcun ne kadar yüksek oldu¤unu anlamak için 2011 y›l›ndaki k›sa vadeli d›fl borç art›fl›n›n bir y›lda %23 oldu¤unu hat›rlatal›m.) Yunanistan ekonomisinin büyüklü¤üne eflit bir düzeyde, 226 milyar dolar bu y›l ödenmesi gereken borcu olan ve döviz cinsinden özkayna¤› olmayan sermaye kesimleri aç›s›ndan y›k›m günleri yaklaflmaktad›r. Borçlar›n zincirleme olarak ödenememesi halinde yaflanabilecek bir borç krizi ihtimalinin yaklaflmas›, tüm ekonomiyi altüst edecek bir pani¤e yol açabilir. Tüm
70
2008 krizi sonras›nda FED piyasay› canland›rmak için piyasay› daha fazla dolara bo¤up faizleri düflürünce dünya çap›nda hem düflük faiz hem de ucuz dolar dönemi bafllam›flt›r. fiimdi FED bu geniflletici politikaya son verirken Türkiye’yi de atefle atmaktad›r.
bunlar›n üzerine 40 milyar dolar› aflan y›ll›k cari aç›k eklendi¤inde bulunmas› gereken döviz miktar› daha da yüklü bir faturaya dönüflmektedir. Öte yandan bu geliflmelerin enflasyonu art›ran sonuçlar› olmas› da güçlü bir ihtimaldir. Orta Vadeli Program’da bu y›l için 1.83 TL olarak öngörülen dolar›n 2 TL’yi aflma e¤ilimleri göstermesi, bu e¤ilim önlenemezse baflta enerji olmak üzere ithal girdilerin fiyatlar›n› art›rarak bir maliyet enflasyonuna neden olacakt›r. Nitekim, 2013 enflasyon hedefine uyumlu olarak y›l›n ilk yar›s›nda yüzde 5’ler düzeyinde gerçekleflen enflasyon, haziran ay›na gelindi¤inde yüzde 8.3’e f›rlam›flt›r. Bunun üzerine Merkez Bankas› enflasyon beklentisini yüzde 7 olarak revize etse de ba¤›ms›z kaynaklar yüzde 8’in alt›nda bir enflasyona “mucize” gözüyle bakmaktad›r. Yükselen enflasyonun etkilerini görebilmek için iki kilit sektöre bakal›m: Otomotiv sektöründe haziran ay› sat›fllar›n›n %15 düfltü¤ü bir ortamda, dövizin yükselmesi nedeniyle artan fiyatlar›n talebi daha da düflürece¤ine dair endifleler sektörün içinden dile getirilmektedir. Gayrimenkulde ise ithal girdi kullan›m›n›n fiyatlar› artt›rmas›n›n yan› s›ra, dövizin yükselmesiyle gayrimenkulün yat›r›m tercihi olmaktan ç›kaca¤› endiflesi yükselmektedir. Döviz kurunun yan› s›ra faiz oranlar›n›n da yükselmesi, 2008 sonras› Türkiye ekonomisini ayakta tutan ancak son aylarda giderek azalan iç talebin, özellikle de tüketim harcamalar›n›n daha da düflmesine neden olacakt›r. Faizlerin bu flekilde yükselmeye devam etmesi
AKP’nin bankac›l›k alan›ndaki gözdeleri olan ve faizsiz bankac›l›k yapt›¤›n› iddia eden kat›l›m bankalar›n›n bankac›l›k sektöründeki performans› çok da parlak de¤il. Bu bankalar›n sektördeki pay›, tüm çabalara ra¤men AKP döneminde %2’den %5’e yükselebildi.
durumunda, “borçlanarak tüketim”in yan› s›ra “borçlanarak yat›r›m” da cazibesini yitirecek, bu durum zaten oldukça düflük tutulan büyüme hedefinden giderek daha da uzaklafl›lmas›n› beraberinde getirecektir. Yüzde 4 olarak belirlenen büyüme hedefinin yakalanamayaca¤› anlafl›ld› ve beklentiler yüzde 3’e çekiliyor) Özellikle halk›n borçlanmas› üzerinden fliflirilen, peflin sat›n al›fllar›n oldukça s›n›rl› oldu¤u inflaat ve otomotiv sektörlerinde bir gerileme olmas› kaç›n›lmazd›r. Bunun halka yans›mas› ise iflsizli¤in artmas› olacakt›r.
Oligarfli içi çeliflkiler idare edilemiyor Merkez Bankas› döviz kurunu frenlemek için kendi rezervlerinden döviz satarak piyasan›n ateflini düflürmeyi baflaramad›¤› her an kaç›n›lmaz olarak bir taraftan da faizleri yükselterek paray› içeride tutmaya çal›flacakt›r. AKP iktidar› bir taraftan “faiz lobisi” edebiyat› yaparken, bildi¤i tek yoldan gitmeye, oyunu finans kapitalin kurallar›yla oynamaya devam etmeye mecburdur. Nitekim temmuz ay›nda Merkez Bankas› piyasaya sürekli olarak döviz sürmesine ra¤men kuru düflüremeyince faiz art›fl› kaç›n›lmaz olmufltu. Faizlerin yüzde 0.75 oran›nda yükseltilmesi de yeterli görülmemifl ancak bu kap›n›n bir kez aç›lmas›, ileride de yükseltilece¤i beklentisini do¤urarak uluslararas› finans kapitale mavi boncuk verilmifltir. “Faiz lobisi” söylemlerine s›¤›n›rken faiz art›rman›n aç›klamas› da bellidir: Haziran ‹syan› öncesinde gündemde olan “Merkez Bankas›-hükümet gerilimi” oyunu defalarca sergilenecektir. Haziran’dan önce bir taraftan
Türkiye’yi s›cak para girifllerine mahkum edip, bir taraftan da Merkez Bankas›’na “faizleri yüksek tutma” diye tafra yapan hükümet, böylece yüksek faizlerin siyasi sorumlulu¤unu “atanm›fllar”›n üzerine y›k›yordu. Merkez Bankas› bürokratlar›n› faizleri düflürmeleri için her f›rsatta bas›n önünde azarlayan hükümet üyeleri, asl›na bak›l›rsa oligarfli içindeki bir fraksiyonun gönlünü okflamay› hedefliyordu. Finans seçkinlerinin Türkiye’ye teveccühü sayesinde ekonomiyi idare eden ve siyasi iktidar›n› sürdüren AKP, bir taraftan da kendi asli taban›n› oluflturan küçük ve orta büyüklükteki sermaye gruplar›n›n yüksek faizden do¤an ma¤duriyetlerine “tercüman” oluyor görüntüsü yaratmaktayd›. S›cak paray› içeride tutmak için faiz art›r›m›na baflvuruyor olmalar›, bu kavga görüntülerinin önümüzdeki günlerde daha fazla sergilenece¤inin ipuçlar›n› da vermektedir. Bu önlemlerin hayata geçirilmesini zorunlu k›lan lobilerce tertiplenen bir komplo de¤il, kapitalizmin içinden geçti¤imiz aflamas›n›n AKP iktidar›nca hakim k›l›nan yasalar›d›r. Son on y›lda dünyada en yüksek faiz veren ülkeler s›ralamas›nda hep ilk s›ralarda olan Türkiye ve Brezilya’n›n bu süreçten en çok etkilenen iki ülke olmas›n›n nedeni de uluslararas› güçlerin bir komplosuna kurban girmeleri de¤il, bugüne kadar finans seçkinlerinin tercih etti¤i “kalk›nma” yolunu tercih etmeleridir.5 Ancak bu yol, düflük faiz koflullar›nda oldu¤u gibi oligarflinin AKP’nin arkas›nda bloklaflmas›na de¤il, aksine oligarfli içi çeliflkilerin keskinleflmesine neden olacakt›r. Sermayenin hem finansallaflm›fl hem de finansallaflamam›fl, hem büyük hem de orta ve küçük kesimlerinin bir arada kazand›¤› dönemlerin sonuna gelinmektedir. Bu durumun fark›nda olan ve özellikle tekelci sermayenin kendisine güvensizlik duydu¤unu gören Tayyip Erdo¤an, kendi arkas›ndaki birli¤i k›l›ç zoruyla sa¤lamak istemektedir. Bu k›l›ç öncelikle halka karfl› çekilmifl bir k›l›çt›r ve isyan›n zor yoluyla bast›r›lmas› sayesinde sermayenin tamam›n›n beraber kazanaca¤› günlere böyle var›laca¤› vaat edilmektedir. Tekelci sermaye içerisindeki karars›zl›klar›n halk isyan›na uygun bir konjonktür yaratt›¤›n›n fark›nda olan Erdo¤an, “faiz lobisi” söylemiyle oligarfliyi arkas›nda yeniden hizaya getirmeye çal›flmakta, bunu yaparken halka karfl› sopa kullanmaktad›r. Erdo¤an, di¤er yandan, zaman zaman do¤rudan isimlerini vererek hedef ald›¤› tekelci sermayeye ise (Özellikle Koç, Sabanc› ve fiahenk) AKP iktidar› dönemindeki kazançlar›n› hat›rlatmaktad›r. Bunun da ötesinde kazand›rd›¤› gibi kaybettirece¤ini de gösteren hamleler
71
OL‹GARfi‹ yapmaktad›r. 2013’ün Ocak ay›nda Baflbakan Erdo¤an, Genelkurmay Baflkan› Necdet Özel ve Milli Savunma Bakan› ‹smet Y›lmaz'›n imzalar›yla Koç grubuna verilen savafl gemisi ihalesine Haziran direnifli s›ras›nda Baflbakanl›k Teftifl Kurulu’nca inceleme bafllat›lmas› ve sonras›nda a¤ustosta Teftifl Kurulu’nun uygunsuz buldu¤u ihalenin iptalini istemesi, yine Koç grubuna yönelik “vergi incelemeleri” AKP’nin rahats›z oldu¤u sermaye gruplar›na neler kaybettirebilece¤i kadar nas›l ka-
Kayserili Boydaklar, iktidar›n Koç’a yönelik hamlelerini 28 fiubat’ta ‹slamc› sermayeye karfl› operasyonlara benzeterek AKP’yi oldukça endiflelendirecek bir ç›k›fl yapt›. ‹stanbul Sanayi Odas› Baflkanl›¤›’na seçilirken, iktidara yak›nl›¤›n› propaganda eden Erdal Bahç›van’›n ç›k›fl› da Boydaklar’›n tutumunun tesadüf olmad›¤›n› gösterdi. Hükümet sözcülerinin Merkez Bankas›’n›n politikalar›na dair “ç›k›fllar›n›” isim vermeden “sayg› anlam›nda eksiklik” olarak de¤erlendiren Bahç›van as›l
AKP iktidar›n›n hem uluslararas› sermayeyi hem tekelcilerin örgütü TÜS‹AD’› hem MÜS‹AD’da öbeklenen “yandafl” tekelcilerini hem TUSKON’da örgütlenen cemaatçi küçük orta büyüklükteki sermayeyi ayn› anda abat edebilme olanaklar› tükenirken oligarfli içi çeliflki ve çat›flmalar sertleflmektedir.
zand›rd›¤›n› da göstermektedir. Sermaye Piyasas› Kurulu’nun Gezi eylemleri s›ras›nda borsada maniplasyon yap›ld›¤› iddialar›na dair bafllatt›¤› soruflturma da sermaye içinde kimi kesimlerin can›n›n yak›labilece¤ini göstermifltir. Tayyip Erdo¤an irili ufakl› tüm Türkiye sermayesinin, kriz konjonktüründe devletin deste¤ine ne kadar muhtaç oldu¤unun fark›ndad›r ve bugün gemiyi terk edenlerin yar›n kurtar›lmayaca¤›n› ilan etmektedir. Bunu ima eden tehditler, bir iktidar alternatifi olmayan tekelci sermayeyi hizaya sokufl gibi görünse de endiflelerini, karars›zl›klar›n› da büyütmektedir. ‹lk olarak TÜS‹AD Genel Baflkan› Muharrem Y›lmaz’›n Tayyip Erdo¤an ile görüfltükten sonra Milliyet Gazetesi’ne verdi¤i söylefli bu durumu net bir flekilde oraya koydu. ‹syana yönelik polis fliddetiyle ilgili “Hepimizin vicdan›n› bir kere daha yordu ve üzdü” diye konuflan Y›lmaz, hedef gösterilen patronlara dair de ‘Bugüne kadar gururla söz etti¤imiz ifl insanlar›m›z›n böyle hedef gösterilmesinin sak›ncalar›n›’ Erdo¤an’a dile getirdi¤ini söyledi.6 Bu ilk ç›k›fl›n ard›ndan AKP’ye daha yak›n sermaye temsilcilerinden de itirazlar yükseldi. AKP’nin TÜS‹AD’daki temsilcisi olarak sunulan
72
olarak iktidar›n inflaat sektörüne verdi¤i deste¤i, sanayiyi “arsa rant›na heba etmek” olarak yorumlad›. Bu ç›k›fllar AKP’nin sermaye içi çeliflkileri yönetmekte oldukça zorlanaca¤›n›n ilk iflaretleriydi. AKP’lilerin “‹stanbul sermayesi” olarak adland›rmay› tercih etti¤i tekelci sermaye, belli ki iktidar›n Koç’a ve di¤erlerine yönelik sert hamlelerini toplam olarak kendilerine karfl› bir tehdit olarak alg›lamaya bafllam›flt›r. Endifleleri elbette demokrasi endiflesi de¤il, bir kriz koflulunda Erdo¤an’›n oligarfli içi bir tercihte bulunaca¤›n› düflünmeleridir. “Faiz lobisi” söylemi kadar, tüm mezhepsel, dinsel, milliyetçi, devletçi, otoriter söylemler TÜS‹AD için kriz anlar›nda AKP’nin özüne, yani Milli Görüfl’ten gelen taban›na, daha da önemlisi toplumun alt s›n›flar›yla daha kuvvetli ve yüz yüze ba¤lar kuran daha küçük ve orta büyüklükteki kesimlere yönelebilece¤i intibas› yaratmaktad›r. AKP böyle bir tercihte bulunmaya zorlanabilir; zira düflük faizle borçlan›p, AKP iktidar›n›n sundu¤u emek sömürüsü, kent ve do¤a ya¤mas› koflullar›nda hem borçlar›n› ödeyip hem de ciddi birikimler elde edebilen küçük ve orta büyüklükteki sermaye kesimleri topun a¤-
OL‹GARfi‹ z›ndad›r. fiimdi hem düflük faizle borçlanma olana¤› hem de direniflin getirdi¤i toplumsal dinamizm nedeniyle s›n›rs›z sömürü ve ya¤ma koflullar› zora girmifltir. Öte yandan yüksek döviz kuru nedeniyle, üretimi ithal girdiye ba¤›ml› olanlar, ihracat› bu ithalat› karfl›layamayacak düzeyde kalanlar da elenecektir. (Hat›rlatmak gerekirse ithal girdiye ba¤›ml›l›¤› öne ç›kan sektörler olarak metalin neredeyse tüm alt kollar›, elektrikelektronik, kimya-ilaç s›ralanabilir) Döviz kurunun art›fl› nedeniyle büyüyen borç bata¤› karfl›s›nda da AKP bir tercih yapmaya zorlanacak, bu borçlar›n çevrilmesine dair al›nacak önlemler oligarfli içi çat›flmalara konu olacakt›r. Somutlayacak olursak, AKP iktidar›n›n hem uluslararas› sermayeyi hem tekelcilerin örgütü TÜS‹AD’› hem MÜS‹AD’da öbeklenen “yandafl” tekelcileri hem TUSKON’da örgütlenen cemaatçi küçük orta büyüklükteki sermayeyi ayn› anda abat edebilme olanaklar› tükenmektedir.
Finans seçkinleri AKP’nin de¤il halk›n düflman›d›r Tayyip Erdo¤an’›n konuflmalar›ndan anlafl›ld›¤› kadar›yla AKP’nin “faiz lobisi” ile en baflta bankalar› ve bankas› olan yani finans alan›na da el atm›fl bulunan patronlar› hedef ald›¤› anlafl›lmaktad›r. Gezi Direnifli ile beraber a盤a ç›kan ekonomik kriz sinyallerinin faizlerin yükselmesine neden olarak bu kesimlerin ifline yarad›¤› iddia edilmektedir. Ancak bu oldukça mesnetsiz bir söylemdir; zira tarihteki hemen hemen tüm banka krizleri faizler düflerken de¤il yükselirken patlak vermifltir. Bankalar k›sa vadeli düflük faizle borçlan›p, uzun vadeli yüksek faizle krediler da¤›tarak kazan›r. Türkiye’de bankalara yat›r›lan paralar›n (mevduat) yüzde 90’a yak›n bölümü üç aydan k›sa vadeli mevduattan olufltu¤u için faiz yükselmesi bankalara çok k›sa sürede maliyet olarak yans›maktad›r. Yani bankaya her para yat›ran art›k daha çok faiz alacakt›r. Oysa krediler çok daha uzun vadelidir (Türkiye’de ortalama bir y›l) ve faizler yükseldi¤inde bankalar bu paray› yeni faiz düzeyine göre oldukça ucuza satm›fl olurlar. Bir baflka ifadeyle bankaya para yat›ranlar daha yüksek faiz al›rken, bankadan borç alanlar ucuza borç alm›fl olurlar. Bu nedenle faizlerin yükselmesinin bankalar› da olumsuz etkilemesi kuvvetle muhtemeldir. “Faiz lobisi” ile ima edilen hâlihaz›rda devlete borç vermifl sermayedarlar, özellikle de yabanc› sermaye ise, onlar aç›s›ndan da faizlerin yükselifli göreli bir kayb› ifade etmektedir. Çünkü düflük faizle borç verenler, bugün yüksek faizle borçlanacaklar, en az›ndan paralar›n› bugünkü yüksek faizden borç vermedikleri için bir
“f›rsat maliyeti” ile karfl›laflacaklard›r. Benzer flekilde kural olarak faizlerin yükselmesi hisse senedi, bono, tahvil gibi varl›klar›n fiyatlar›n› düflürür. Bunun için de elinde bu gibi ka¤›tlar› olanlar faizlerin yükseliflinden zarar ederler. De¤eri düflmekte olan bu ka¤›tlar›n önemli bölümü de bankalar baflta olmak üzere finansal sermayenin elindedir. Unutmamal›d›r ki bankalar, uluslararas› finans kurumlar›, IMF, kredi derecelendirme kurulufllar› faizler yükselirken de¤il düflerken AKP hükümetine övgüler ya¤d›r›yorlard›. Tayyip Erdo¤an’›n “büyük oyun” dedi¤i süreçte döviz kurlar›n›n yükselmesi sonucunda Türkiye’den ç›kmak isteyen yabanc› sermaye de kayba u¤rayabilecektir. Bu kay›p özetle flöyle oluflur: Uluslararas› finans seçkinleri getirdikleri dövizleri düflük kurdan bozdurarak (örne¤in 1 dolar 1.80 TL iken) TL üzerinden faize vermifllerdi. fiimdi paralar›n› al›p yurtd›fl›na geri döndüklerine çok daha pahal› bir fiyattan döviz alacaklar. Örne¤in 1.80 TL’ye satt›klar› dolar›, 1.90 TL’ye geri alacaklar. Belki de faiz getirisi bir yana daha az bir dövizle ülkelerine geri dönebilecekler. ‹flte tam da bu nedenle TL’nin dolar karfl›s›nda de¤erinin korunmas›, yani döviz kurunun artmamas› için Merkez Bankas› baflta olmak üzere ekonomi yönetimi elinden geleni ard›na koymam›flt›r. Döviz kurunun artmas› engellenerek AKP iktidar› boyunca bu “lobi” zarara u¤rat›lmam›flt›r. Tayyip Erdo¤an flu anda da döviz kurunun artmamas› için Merkez Bankas›’ndaki döviz rezervlerine güvenmektedir. Ancak bu rezervlerin bir s›n›r› vard›r. 3 seçim sürecinin büyük bir ekonomik dalgalanma yaratmas› halinde bu rezervlerle ç›kamayaca¤› aç›kt›r. Yani TL’nin de¤erli kalmas› “faiz lobisi”ni yenme, “büyük oyunu bozma” anlam› tafl›mamakta, aksine en fazla “faiz lobisi”ni mutlu etmektedir. Hatta bu nedenle zaman zaman ihracatç›lar iktidara flikayetlerini iletmifllerdir. Çünkü TL’nin de¤erli olmas› nedeniyle Türkiye mallar› uluslararas› piyasalarda avro ve dolar üzerinden pahal›ya gelmektedir. (Örne¤in 30 TL’lik bir ürün, dolar 2 TL iken 15 dolar, 1.50 TL oldu¤unda 20 dolar olur) Türkiye’nin mallar›n›n uluslararas› ticarette kullan›lan paralar üzerinden pahal› olmas›, ihracat›n azalmas›na neden olmaktad›r. Ancak AKP hükümeti ihracatç›lar›n bu elefltirilerine ra¤men, faiz gelirlerini eritmeyecek flekilde TL’yi de¤erli tutmay› tercih etmifltir. AKP iktidar› döneminde sa¤lanan de¤erli TL ve dünya piyasalar›n›n üzerinde faiz oran›, hükümetin s›kça ifade etti¤i “cari a盤›n finansman›” sorununu çözmüfltür. Bu sayede cari aç›k düzeyini aflan s›cak para gi-
73
OL‹GARfi‹ rifli sa¤lanm›fl ve uluslararas› rantiyeler kazan›rken AKP de krizi ötelemeyi baflarm›flt›r. AKP’nin üç dönemine damgas›n› vuran bu konjonktürdür. AKP’nin a¤z›na dolad›¤› “büyük oyun” budur, finans seçkinlerinin Türkiye’yi bir avlanma sahas› haline getirmesidir. Halk ayaklanmas› ile “büyük oyun”un bozulmas› ihtimali belirmifl, sermayenin tüm kesimleri telafllanm›fl, AKP iktidar›n›n süreci yönetme biçimine dair kayg›lar ortaya ç›km›flt›r. Sermayenin baz› kesimlerinin bu kayg›lar› dile getirilmesinin halk muhalefeti saf›nda yer almak anlam›na gelmedi¤ini, aksine zor yoluyla bast›r›lmas›n› mümkün görmedikleri bu isyan› düzen içine çekmek için yollar önerildi¤ini AKP iktidar› da bilmektedir. Ancak AKP iktidar› her zaman baflvurdu¤u yönteme benzer flekilde, ülke üzerinde tam muktedirken dahi “muhalefet” gibi siyaset yapmak için bu “faiz lobisi” söylemine s›¤›nmaktad›r.
Sermayenin tüm kesimleri finansal sermayeye tabidir “Faiz lobisi” kavram›, oligarfli içi çeliflkilere dikkat çekerek finansal sermayeye karfl› reel kesimi destekleme imas› da içermektedir. Oysa bu ayr›m mutlak bir ayr›m de¤ildir ve özünde sermaye birikiminin geldi¤i aflamay› ifade eder. Sadece üretim ve hatta ticaret alan›nda faaliyet gösteren tüm kapitalistlerin rüyas› bir gün finans kapitalin saflar›na kat›lmakt›r. AKP aç›s›ndan henüz finansallaflamam›fl bu küçük ve orta büyüklükteki sermaye kesimlerinin önemi bilinmektedir. Bu kesimler partinin halk ile temas›n›n en önemli tafl›y›c›lar›d›r. Ve AKP iktidar› finans seçkinleriyle onlar›n bu alttafleronlar›n›n ittifak›na dayanmaktad›r. Öte yandan tüm sermaye kesimleri finansal sermayeye tabidir ve bu tabiyeti yok etmenin düzen içi bir çözümü yoktur. Özellikle sermaye birikiminin oldukça yetersiz oldu¤u bir yeni sömürge kapitalizminde, finansal sermayenin kaynaklar›na yönelik ifltahl› talep yap›sal nedenlere dayanmaktad›r. Bu talebi gerekli k›lan ise yukar›da anlat›lan kronik cari aç›k problemi ve bu sorunun temelinde yatan asli neden olarak sanayinin montaj sanayi s›n›rlar›n› aflamamas›d›r. AKP’nin finans kapitale karfl› savafl açamayacak olmas›, sadece yeni sömürge bir ülkenin iktidar›nda olmas›ndan kaynaklanmamaktad›r. Ayn› zamanda kapitalizmin evrensel yasalar›n›n iflleyifli gere¤idir. Finans sermaye özünde AKP’nin sürdürdü¤ü, neoliberal dönüflüm üzerinden yükselmektedir. Finansal sermayenin elde etti¤i faiz geliri (paran›n fiyat›) asl›nda gelecekte üretilecek art› de¤ere, gelecekte elde edilecek ranta vs. bugünden el konulmas›d›r. Bu nedenle faizi belirleyen en
74
önemli faktör olarak “istikrar” gösterilmektedir. Finans sermayesi için “güvenli liman” olmak demek, art› de¤ere daha yüksek oranda el konulabildi¤i, kentsel rant›n kolayca sermayenin hizmetine sunulabildi¤i ekonomik, politik ve toplumsal koflullar›n sa¤lanmas› demektir. Örnek verecek olursak, Topçu K›fllas› inflaat›, tüm di¤er kentsel dönüflüm projeleri gibi, finansal sermayeye “kredilendirilebilir alanlar” yaratmaya hizmet etmektedir. Tüm güvencelerinden ar›nd›r›larak emek piyasas›na f›rlat›lan her ücretli, HES’ler için kurutulan her dere, “mega projeler” için kesilen her a¤aç finans kapitalin geniflleyerek yeniden üretimi içindir. Finansallaflma sürecinin küreselleflmesi, dünyan›n tüm hükümetlerini bu “istikrar sa¤layarak daha güvenli bir liman olma”, en iyi “yat›r›m iklimi”ni hayat geçirme mücadelesini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, Haziran ‹syan›’na dair egemen s›n›f saflar›ndaki tart›flma, kentlerin ya¤mas›na, eme¤in güvencesizli¤inin afl›r› boyutlara ulaflmas›na vs. bir itiraz de¤il, istikrar›n nas›l sa¤lanaca¤›na dair bir tart›flmad›r. Sermaye cephesinde AKP’nin ve özellikle de Tayyip Erdo¤an’›n üslubuna dair m›z›rdanmalar, bu yolla istikrar›n sa¤lanamayaca¤› endiflesine dayanmaktad›r. Ancak Erdo¤an’›n zora dayal› yönteminin, isyan hareketini geriletebilece¤i fikrinin olufltu¤u her an, finansal sermaye bunu borsan›n yükselifliyle kutlam›flt›r. Sermaye genel olarak “istikrar›”, “uygun yat›r›m iklimini”, “güvenli bir liman›” sunan iktidarlar›n yan›ndad›r.
“Bunlar” büyüyecek, Erdo¤an’›n kabusu olacak Özetle “faiz lobisi” söylemi AKP’nin ideolojik-politik bir saflaflma yaratma ihtiyac›ndan do¤maktad›r. Zira ekonomiden gelen sinyaller, önümüzdeki dönem oligarfli içi çeliflkilerin derinleflece¤ini ve halk›n hoflnutsuzluklar›n›n artaca¤›n› aç›kça göstermektedir. ‹ktidar›nda ilk kez bu boyutta bir halk isyan› ile tan›flan Tayyip Erdo¤an’›n uykular›n› kaç›ran, halk sokakta iken olas› bir ekonomik krizle karfl›laflmakt›r. Bu süreçte sola yönelik s›n›rs›z sald›rganl›¤›n›n arka plan›nda da bu korku vard›r ve “ayaklar bafl olmaz” söylemine geri dönüfl bu korkunun ifadesidir. Ancak Erdo¤an’›n as›l kabusu, kendi taban›ndan olup 11 y›ll›k iktidar›n nimetlerinden yararlanamayan kesimlerin bir kriz an›nda sokaktaki halk güçlerine kat›lma olas›l›¤›d›r. ‹flte tam da bu nedenle Tayyip Erdo¤an konuflmalar›nda “biz ve bunlar” fleklinde bir retori¤i ›srarla kullanmaktad›r. Mezhep eksenli olarak tarif edilen, milliyetçi söylemlerden de faydalanan Erdo¤an, “biz” tan›m›y-
Uluslararas› ekonomik konjonktürdeki olumsuz de¤iflimler, s›cak paran›n geri dönüfl e¤ilimleri AKP’nin telafl›n› daha da art›rmaktad›r. AKP, özellikle de Tayyip Erdo¤an bugüne kadar kendini destekleyen tüm güçlerden/dinamik lerden flüphe duymaktad›r.
la ülkenin önemli bir bölümünü “bunlar” olarak d›fllamaktan çekinmemektedir. Saflar› s›klaflt›rmaya yönelik bu hamle, Haziran ‹syan›’n›n direnifl cephesinde a盤a ç›kan “biz”in kapsay›c›l›¤›n›n Erdo¤an’da yaratt›¤› tedirginlikten kaynaklanmaktad›r. Herhangi bir kriz koflulunda, AKP iktidar› sermayeyi kurtararak halk› atefle atmak durumunda kalacak, bu kapsay›c›l›¤›n geniflleme olas›l›¤› do¤acakt›r. ‹flte bu nedenle taban flimdiden çok genifl “bunlar” cephesine karfl› s›k›laflt›r›lmak istenmektedir. Öte yandan bir halk isyan› için en elveriflli konjonktür egemenler aras› çeliflkilerin, çat›flmalar›n ve karars›zl›klar›n a盤a ç›kt›¤› anlard›r. Krizin ilk alametleri ile beraber bu çeliflkiler ve çat›flmalar görünmeye bafllanm›fl, Haziran ‹syan›’yla beraber gizlenemeyecek biçimde ortal›¤a saç›lm›flt›r. Uluslararas› ekonomik konjonktürdeki olumsuz de¤iflimler, s›cak paran›n geri dönüfl e¤ilimleri AKP’nin telafl›n› daha da art›rmaktad›r. Zira AKP iktidar›n›n yollar›n› haz›rlayan 2000’li y›llarda, uluslararas› finans hareketlerinin köklü partileri nas›l tarihin çöp sepetine gönderecek bir deprem yaratt›¤› hala haf›zas›ndad›r. Yani AKP, özellikle de Tayyip Erdo¤an bugüne kadar kendini destekleyen tüm güçlerden/dinamiklerden flüphe duymaktad›r. En güvendi¤i sermaye kesimlerinin (kaplanlar›n) dahi olas› bir borç krizi ortam›nda nas›l bir tutum alaca¤› flüphelidir. Zira sermaye, taban›n yoksul emekçi kesimleri gibi “diniman” eksenindeki bir ideolojik saflaflt›rma çabas›yla yetinmeyecek, “han-hamam”›n kurtar›lmas›nda ›srar edecektir. Bu noktada k›s›tl› olanaklar›n zorlamas›yla AKP zor bir tercihle karfl› karfl›ya kalacak, egemen s›n›flar›n bir bölümünü gözden ç›karmak zorunda kalacakt›r.
oyunu bozacak olanaklar›n›n artmas›na yol açabilecektir. H›zla yoksullaflt›r›lan, mülksüzlefltirilen, yeniden proleterlefltirilen kitlelerin Haziran ‹syan›’na kat›lmayan kesimleri bir kriz an›nda Haziran ‹syan›’n›n tecrübesiyle meydanlar› zapt etti¤inde Tayyip Erdo¤an, “Bu daha bafllang›ç!” slogan›nda kendi sonunun bafllang›c›n› görecektir.
Notlar 1 ‹thal girdiye en fazla ba¤›ml› sektörler flöyle s›ralan›yor: Gübre, demir-çelik, bilgisayar ve veri iflleme makineleri, ilaç-kimya, motorlu kara tafl›tlar›. 2 “Geliflmekte olan piyasalara yat›r›mc› ilgisinin giderek artmas›n›n ülkemize kazand›rabilece¤i en büyük kaynaklardan birisi Körfez bölgesindeki sermayenin ülkemize çekilmesi olabilecektir", 10. Kalk›nma Plan›, Resmi Gazete, 6 Temmuz 2013 3 Bu konudaki en çarp›c› analizlerden biri yandafl Star gazetesi yazar› ‹brahim Kiras’›n 15 Temmuz 2013 tarihli yaz›s›ndayd›: “Geliflmeler, Suudi Arabistan, Kuveyt ve BAE’den sonra Türkiye’nin Katar iliflkilerinde de önemli riskler oluflmaya bafllad›¤› görülüyor. Bu, bir yandan Türk ekonomisi aç›s›ndan çok önemli yat›r›mlar›n gelece¤inin sorgulanmas›na, özellikle de Katar ile Suriye’de sa¤lanm›fl uyumun gelece¤inin belirsizli¤ine yol açabilir.” 4 ‹brahim Karagül, “Gözlerinizi aç›n bu bir intikam savafl›”, Yeni fiafak, 19 Haziran 2013 5 Her iki ülkede de Borsa bir ayda %20’nin üzerinde düflmüfltür. Bu rakam “geliflmekte olan piyasalar” diye an›lan Türkiye benzeri ülkelerin ortalamas›n›n iki kat›na yak›nd›r. 6 “Otelin kap›s›na gelen yaral›y› almamak olmazd›”, Milliyet, 28 Haziran 2013
Oligarfli içindeki çatlaklar AKP’nin bu saflaflt›rma oyununun tutmas›n› zorlaflt›rabilecek, devrimci güçlerin bu
75
Bu daha bafllangݍ!.. Metin Uslu
Kumru Bulut
Kent meydanlar›ndan yoksul mahallelere, isyan tüm yaflam alanlar›na yay›ld›. Halk haftalar süren çat›flmalarla AKP iktidar›na güçlü darbeler vurdu. Kara propagandaya baflvuran AKP, isyan› bölemedi. “Bu daha bafllang›ç!” diyen milyonlar›n isyan›, her a¤›r sald›r›n›n alt›ndan en yarat›c› ve en güçlü biçimiyle tekrar aya¤a kalkt›. 27 May›s gecesi isyan›n fitili atefllendi Türkiye'yi aya¤a kald›ran isyan›n fitilini Gezi Park›'na ifl makinesinin girmesi ateflledi. Polis sald›r›s›na karfl› direnen halk, Gezi Park›'n› terk etmezken çad›rl› direnifl bafllatt›. 3'üncü köprünün temel atma töreninde sald›r› emrini veren Tayyip Erdo¤an'›n talimat›yla harekete geçen polis, defalarca geri püskürtüldü.
76
Tayyip Erdo¤an 2011 genel seçiminden önce, Taksim Projesi'ni kamuoyuna "yayalaflt›rma projesi" olarak duyurmufltu. Projenin Taksim Meydan›’n› araç trafi¤inden ar›nd›rmak ve yayalar›n kullan›m›na açmak üzere haz›rland›¤›n› öne sürmekteydi. Tamamen halk›n yarar›na yap›ld›¤› iddia edilen projede, "yayalar›n" Taksim bölgesinde kulland›¤› tek yeflil alana (Gezi Park›'na) Topçu K›fllas› infla edilmesi de vard›. Projenin ilk etab› için çal›flmalar 31 Ekim 2012'de bafllad›. Taksim Meydan› kaz›ld›, büyük çukurlar aç›ld›. Türkiye iflçi s›n›f›n›n 1 May›s Meydan› dönüfltürülüyor-
du. Meydan›n politik simgeselli¤i yok edilmeli, her fley AKP’nin denetiminde olmal›yd›. Yüz binlerin buluflma noktas› Taksim Meydan›, 2013 1 May›s'›na yasakland›. Bahanesi de meydandaki çukurlar oldu. Çukur bahanesi, emekçilerin Taksim kararl›l›¤›n› k›ramad›. 2010'dan önce de yasaklanan meydan, emekçilerin üç y›l üst üste 1 May›s'ta çat›flmas›yla kazan›lm›flt›. Bu sene de yine Taksim Meydan›'na ç›kmak için 8 saati bulan çat›flmalar yafland›. 1 May›s'›n ard›ndan Taksim Meydan›, çevresi ‹stiklal Caddesi’yle halka yasakland›. Taksim Meydan› için verilen mücadelenin ya-
‹STANBUL n› s›ra Taksim Projesi, iki y›ld›r süren eylem ve imza kampanyalar›yla ‹stanbullulara anlat›l›yordu. Taksim Meydan› için toplumsal muhalefetin y›llard›r inatla sürdürdü¤ü mücadele hem ‹stanbullular›n hem de Türkiye'nin bilincinde yer etmiflti. Türkiye'yi aya¤a kald›ran isyan, 27 May›s saat 22.00 s›ralar›nda Gezi Park›'na ifl makinelerinin girmesiyle bafllad›. Taksim Yayalaflt›rma Projesi bahanesiyle 5 a¤ac›n sökülmesi ve duvarlar›n y›k›lmas› halkta tepki yaratt›. Topçu K›fllas›'n›n yap›lmamas› ve parktaki a¤açlar›n kesilmemesi için yaklafl›k iki y›ld›r mücadele eden Taksim Dayan›flmas›'n›n ça¤r›s›yla toplanan 50 kifli ifl makinelerinin önüne geçti. ‹fl makinelerinin çal›flmas› engellendi, y›k›m çal›flmalar›n›n ertesi gün devam etme olas›l›¤›na karfl› parkta toplananlar çad›rl› nöbet tutmaya karar verdi. Bafllang›çta say› azd›, yaklafl›k 50 kifliyle bafllayan çad›rl› nöbet, milyonlar›n sahiplendi¤i, dönüflümlü olarak nöbete destek verdi¤i halk direnifline dönüflecekti. 28 May›s sabah›nda çad›rl› nöbet için Gezi Park›'na gelenlerin say›s› giderek artt›. Ö¤le saatlerinde y›k›m ekibi yeniden geldi. Milyonlar›n direniflin simgelerinden biri olarak benimseyece¤i "k›rm›z›l› kad›n" polisin biber gaz›na karfl› direndi. Belediye ekiplerinin y›k›m ifllemine devam etmek istemesi ile bafllayan tart›flmalara BDP ‹stanbul Milletvekili S›rr› Süreyya Önder de kat›ld›. Önder, ifl makinelerinin önüne geçti. 29 May›s sabah› polis, Gezi Park›'na ilk "flafak operasyonu"nu yapt›. Nöbet tutan eylemcilere biber gaz› ve copla sald›rd›. Eylemciler polisin sald›r›s›na karfl› tüm gücüyle direndi, park› terk etmedi. Gezi Park›'nda polis sald›r›s› sürerken Tayyip Erdo¤an, 3'üncü köprünün temel atma törenindeydi. Erdo¤an, törenden eylemcilere, "Ne yaparsan›z yap›n. Karar verdik, yapaca¤›z" diyerek seslendi. Bu sözler, halk›n istek ve iradesinin hiç bir öneminin olmad›¤›n› söyleyen Erdo¤an'›n diktatörce tutumuna olan tepkiyi büyüttü. Polis sald›r›s› ve Erdo¤an'›n aç›klamalar› Gezi Park›'na olan deste¤i her dakika art›rd›. "Biz de kararl›y›z, terk etmeyece¤iz!" diyenler solu¤u parkta ald›. Y›k›lan a¤açlar›n yerine fideler dikildi, çad›rlar yeniden kuruldu. 30 May›s sabah› saat 05.00'da Gezi Park›'nda
nöbet tutanlara polis tekrar sald›rd›. Bu kez gaz bombas›n›n yan› s›ra, TOMA devreye girdi. Polis sald›r›s›nda birçok eylemci yaraland›, gözalt›na al›nd›; polis ve belediye zab›talar› çad›rlar› yakt›. Ancak y›k›m ekipleri eylemciler taraf›ndan tekrar durduruldu. Gün boyunca park› terk etmeyen eylemciler, akflam saatlerinde çad›rlar› yeniden kurdu. Bu sefer park› on binler doldurdu.
31 May›s: Direniflin s›çrama an› Üç gün süren direnifl, 31 May›s’ta tüm Türkiye'ye yay›ld›. Polisin "flafak operasyonu" ile Gezi Park›'ndaki eylemcilere sald›rmas›, çad›rlar› yakmas› ülkeyi aya¤a kald›rd›. ‹syan›n yayg›nlaflmas›n› sa¤layan mahalleler-
de eylemler bafllad›. Çat›flmalar sürerken direnifli görmeyen medya kurulufllar›n›n önünde protesto eylemleri yap›ld›. Gezi Park›'nda nöbet tutanlar, 31 May›s sabah› 5'te üçüncü "flafak operasyonu" ile karfl›laflt›. ‹ki gün üst üste sabah saatlerinde sald›r›ya geçen polis, Gezi Park›'n› gaza bo¤du, çad›rlar› yakt›, park›n etraf›n› bariyerlerle çevirdi. Bu sald›r› ile Gezi Park›'nda, ‹stanbul'da, Ankara'da, ‹zmir'de, Adana'da, Trabzon'da halk, baflka bir güne uyand›. Art›k hiçbir fley eskisi gibi olmayacakt›... Sabah saatlerinden itibaren eylemciler, Divan Otel önünde buluflup polis sald›r›s›na karfl› defalarca direndi. Sald›r›n›n dozu art›yor, direnifl sürüyor ve haberler yay›l›yordu. ‹stanbullular, direnifle deste¤e gitmek için yollara döküldü. Halk›n Taksim'e ulafl-
’A¤ac›n da vekiliyim’ "A¤ac›n da vekiliyim" diyen Önder, bir parlamenter olarak bürokrasinin hantal iflleyifline de¤il, soka¤›n dinamizmine kulak vermiflti. BDP’nin Gezi ile bafllayan direnifle müdahil olma refleksini geç gösterdi¤i süreçte, Önder direniflin popüler isimlerinden biri oldu.
77
‹STANBUL mamas› için metro seferleri durduruldu. Ama bu gelenlerin say›s›n› azaltmad›. Taksim çevresine da¤›lan eylemciler saatlerce direndi. D‹SK'in 13.00'a Taksim Meydan›'na yapt›¤› ça¤r›yla çevredeki eylemciler topland›. Meydanda toplanan binlerce kifli D‹SK'in yapaca¤› aç›klamay› beklemek üzere oturma eylemine geçti. Bu s›rada polis de ‹stiklal Caddesi'nin girifline ve meydan›n çevresine y›¤›nak yapt›. D‹SK Genel Sekreteri Arzu Atabek Çerkezo¤lu konuflmas›n› yaparken polis üç koldan tekrar gaz bombalar›yla sald›r›ya geçti. Taksim Meydan›'nda bafllayan çat›flma; ‹stiklal Caddesi, S›raselviler ve Harbiye'ye yay›ld›. Ara sokaklarda sert çat›flmalar yafland›. Polisin gaz bombalar›n› eylemcileri hedefleyerek atefl etmesi, s›n›rs›z gaz ve plastik mermi kullan›m› sonucu yüzlerce kifli yaraland›. Çevredeki hastaneler yaral›larla doldu. Hastanelerin yetersiz kalmas› nedeniyle ‹stanbul Tabip Odas›, Acil Müdahale Birimi kurdu. Bunun yan› s›ra birçok kurum, otel ve kafe revire dönüfltürüldü. Yaral›lar›n yard›m›na koflan doktorlar ve t›p ö¤rencileri çat›flman›n ortas›nda direniflçilere acil müdahalede bulundu. Halk doktorlarla hiç böylesine bir düzlemde bir araya gelmemiflti. Direnifl, dayan›flma ile kuvvetlendi. Halk apartman kap›lar›n›, esnaf dükkan›n›n kap›s›n› eylemcilere açt›. Eylemcilerin birbiriyle haberleflmesi evlerden ve dükkanlardan da¤›t›lan internet flifreleri ile sa¤land›. Taksim'de sabah saatlerinden itibaren çat›flmalar sürüyor, medya ise olan bitene yer vermiyordu. Gezi Park›'ndaki sald›r›lar› görmeyen, yay›n ak›fl›n› bozmayan, penguen ve Hitler belgeseli gösteren CNN Türk ile NTV, protestolar›n merkezine oturacakt›. Haber alma hakk› elinden al›nan halk›n tepkisi ile mecburen "baz› geliflmeleri" aktarmaya bafllayan medya için art›k çok geçti. Medya ne yaparsa yaps›n halk›n tepkisini yat›flt›ramad›. Bugüne kadar iktidar›n dikte etti¤i karart›lm›fl haberlerle beslenen halk, Gezi ile bu sürecin bire bir tan›¤› olmufltu. Halk haber alma hakk› için medya kurulufllar›n›n önüne yürüyecek, eylemlerde "yandafl medya istemiyoruz", "sat›lm›fl medya" sloganlar›n› atacak, muhabirlerin polisi hakl› gösterme
78
çabas›na müdahale edecek, canl› yay›n araçlar›na el koyacakt›. Yak›lm›fl ve tahrip edilmifl araçlar Taksim Meydan› ve Gezi Park›'nda sergilenecekti. Medya, isyan›n yaratt›¤› çözülmenin sanc›lar›n› birbiri ard›na gelen istifalar ve patronlar›n gazetecileri iflten ç›karmas›yla yaflayacakt›. 31 May›s'ta saatler 19.00'› gösterdi¤inde iflten ç›kan genç, yafll›, kad›n, erkek yüzbinlerce kifli Taksim çevresine yay›lan çat›flma noktalar›na ak›n etti. Çat›flman›n en ön saflar›nda barikatlar›n arkas›na gelenler, kendi deyimleri ile "Gündüz iflte, gece direniflte"ydi. AKP'nin tüm gücünü seferber ederek Gezi Park›'nda nöbet tutanlara sald›rmas›, direnifli isyana dönüfltürmüfl oldu. 31 May›s, Gezi Park› nöbetini halk isyan›na, direniflçileri isyanc›ya dönüfltürme aç›s›ndan s›çrama tahtas›n› oluflturdu. TOMA'lar›n önüne oturan, polis barikat›n› y›k›p Gezi Park›'na girmeye çal›flan, Taksim Meydan› ve Gezi Park› etraf›ndaki yollar› kesen direniflçiler, Beyo¤lu'ndan Befliktafl'a yay›lan alanda 2 gün kesintisiz çat›flt›. Kentlerin gözü kula¤› ‹stanbul’dayd›, ne zaman ki çat›flma fliddetlense, sald›r› artsa kentler direnifle geçiyordu. Ankara'da Baflbakanl›k-TBMM-GenelkurmayABD Büyükelçili¤i hatt›nda süren ve K›z›lay’da simgeleflen direnifl ilk günden itibaren sert çat›flmalarla devam etti. ‹zmir'de Gündo¤du Meydan› ve Konak'ta, Eskiflehir'de, Kocaeli'de, Adana'da, Mersin'de, Samsun'da halk sokaklar› doldurdu.
Direnifl halk isyan›na dönüfltü Yoksul emekçi mahalleler aya¤a kalkt›¤›nda Gezi direniflinin bir halk isyan›na dönüflece¤i belli olmufltu. AKP’nin 11 y›ll›k iktidar›nda güvencesizlikle kuflatt›¤›, temel haklar›n› ellerinden ald›¤›, evlerini bafllar›na y›kt›¤› ya da y›kmakla tehdit etti¤i, okulunu, hastanesini ticarethaneye çevirdi¤i, park›na baz istasyonu dikip fliddet ve bask› ile kontrol alt›na almaya çal›flt›¤› halk, AKP iktidar›na karfl› evlerinden ç›kt›, soka¤a indi. Mahalleler, polis fliddeti ile bast›r›lamayan militan bir direniflin merkezi haline geldi. Mahalle direniflleri, halk isyan›n›n örgütlü bir halk hareketine dönüflmesi için y›¤›nak yap›lacak noktalar› da a盤a ç›kard›. Taksim'de çat›flma sürerken ‹stanbul'un en "elit" semtlerinden en yoksul mahallelerine kadar eylemler yay›ld›. Mahallelerin harekete geçmesi Gezi direniflini halk isyan›na dönüfltüren en önemli dinamiklerden biriydi. Kent Hareketleri ve Halkevleri ‹stanbul Bar›nma Hakk› Meclisi, 31 May›s'ta Taksim'e gelemeyenlerin bulunduklar› mahallelerde yapabildikleri eylemleri yapma ça¤r›s›nda bulundu. Befliktafl'taki Baflbakanl›k Ofisi çevresinde ise halk çoktan toplanm›flt›. Befliktafll›lar sloganlarla, alk›fllarla eylem yap›yor, yoldan geçen araçlar kornalar›yla destek oluyordu. Eylemler; fiiflli, Kurtulufl, Bak›rköy, Halkal›, Okmeydan›, Ataflehir, Üsküdar, Avc›lar Sar›yer, Kartal, Maltepe, Yeflilköy, Zeytin-
‹STANBUL burnu, Gaziosmanpafla, Bahçeflehir, Esenkent, Eyüp, Kad›köy, Pendik, Kocamustafapafla, Üsküdar, Güngören gibi merkezlerden birçok yere yay›ld›. Eylemlerde hedef AKP ilçe binalar›, bakanl›klar, Meclis, yerel ölçekte kaymakaml›k, karakol gibi AKP faflizminin simgesi olarak görülen mekanlar oldu. Kent merkezlerine yak›n Okmeydan›, Dikmen gibi mahalleler kendi bölgelerinde oldu¤u kadar ayn› zamanda Taksim ve K›z›lay gibi merkezdeki çat›flmalar› güçlendirirken, merkezlerden uza¤a gidildikçe eylem biçimleri mahallelerin en yak›nlar›ndaki ana arterleri kesme, mahalle barikatlar›n› kurma gibi militan kitlesel biçimlerde sürdü. Kesintisiz 30 saate varan direnifller yafland›. Sosyalist gelene¤in sürdü¤ü, y›llard›r eylem pratiklerine, polis ve devlet fliddetine karfl› militan direnifl örneklerine sahne olan mahalleler, bu deneyimi Haziran ‹syan›’na aktard›. Militan eylem çizgisi h›zla kitleselleflti. Öyle ki yafll› kad›nlar bile barikatlarda nöbet tuttu. Kad›köy, Kartal, Okmeydan›'nda halk AKP ilçe binalar›na yürüdü. Sar›gazi ve
den sonra her akflam devam etti.
1 Haziran’da tarihi zafer: Taksim 1 May›s Meydan› gerçek sahiplerinin Taksim'de saatler süren çat›flma s›ras›nda halk Bo¤aziçi Köprüsü'nü geçerek, yollar› trafi¤e kapatarak Taksim'e ulaflmaya çal›flt›. Direnifl 1 Haziran'da zafere ulaflt›. Halk, yasakl› 1 May›s Taksim Meydan›'n› ve Gezi Park›'n› fethetti. 31 May›s'ta gün boyu süren çat›flmalar 1 Haziran'da da devam etti. Taksim ve çevresindeki direniflçiler yorulmadan, b›kmadan saatlerce çat›flt›. Befliktafl'tan binlerce kifli polis sald›r›lar›na direnerek Taksim'e gelmeye çal›fl›yor, ‹stiklal Caddesi, Harbiye, Tarlabafl›, S›raselviler'de çat›flma sürüyordu. 1 Haziran sabah› saat 4'ü gösterdi¤inde Türkiye, Naz›m Hikmet'in dizelerini yafl›yordu: "havalar› boydan boya yar›p ikiye / bir mavzer gözü gibi / karanl›¤›n gözüne bakarak / yürümek!.. / Yürümek; / dost
Taksim'e ulaflmak için sabah 5’te Bo¤aziçi Köprüsü’nden yürüyerek geçiyordu. Saatler süren yürüyüflün ard›ndan Befliktafl’a ulaflan binlerce Kad›köylü, polisle çat›fl›yordu. Bo¤aziçi Köprüsü'nden flafak vakti geçen binlerce direniflçi isyan›n simgelerinden birine dönüfltü. Gezi Park›’na yap›lan her sald›r›da bu simge eylem devreye girdi. Sar›gazi’den, Çekmeköy’den Kartal’dan, Kad›köy’den binlerce kifli köprüyü geçip Taksim'e ulaflmak için yollara düfltü. 1 Haziran saat 09.00'dan itibaren halk mahallelerden Taksim’e akmaya bafllad›. Taksim Dayan›flmas› ve toplumsal muhalefetin tüm bileflenleri Taksim'e ça¤r› yapt›. CHP ise saat 16.00'da Kad›köy’de yapaca¤› mitingi iptal etti. CHP'nin de Taksim ça¤r›s› yapmas›yla kitleler tek bir hedefte birleflti. Befliktafl’ta, ‹stiklal Caddesi’nde, S›raselviler’de, Harbiye’de ve Tarlabafl›’nda çat›flmalar devam etti. Saatler süren çat›flmada polis darmada¤›n olmufl yüzlerce yaral›s›, gözalt›s› olan direniflçiler ise bir an bile geri çekilmemiflti. Daha önce 1 May›s'ta kullan›lan yarat›c› çat›flma biçimleri Haziran ‹syan› boyunca geliflerek devam etti. Gaz bombalar›n› polise geri atan eldivenli eylemcilere kova tafl›yan eylemciler
Bo¤aziçi Köprüsü’nden Taksim’e flafak vakti geçen binlerce direniflçi, isyan›n simgelerinden biri oldu. Foto¤raftaki kare, simge eylemin ilki. 1 Haziran sabah› Taksim’e yürüyen direniflçiler.
Gazi Mahallesi'nde soka¤a ç›kan mahallelilere polis sald›rd›kça çat›flma ç›kt›. Halk her gece sabah saatlerine kadar çat›flt›. Sar›yer Hac›osman’da AKP’li faflistler yürüyüfle sald›rd›; halk faflistleri püskürttü. 3 Haziran'da Beylikdüzü’ndeki AKP binas› önünden geçen halka polis sald›racak, çat›flma ç›kacakt›. Ertesi gün Beylikdüzü’nde halk E-5’i trafi¤e kapatarak eylem yapacakt›. Beylikdüzü'ndeki eylemler o gün-
omuzbafllar›n› / omuzlar›n›n yan›nda duyup, /kelleni orta yere / yüre¤ini yumruklar›n›n içine koyup / yürümek!.." Mahallelerin ›ss›z sessiz sokaklar›, slogan sesleriyle doluyor, binlerce mahalleli ne zaman nerede bitece¤i belli olmayan yürüyüfllerini sabah›n ilk ›fl›klar›na kadar sürdürüyordu. Halk, Okmeydan›’nda yollar› trafi¤e kapat›yor, Sar›yer ve Ataflehir'de AKP ilçe binalar›na yürüyor, Kad›köy'den
eklendi. Eylemciler daha sonra gaz bombalar›n› atefle atman›n suya atmaktan daha etkili bir çözüm oldu¤unu keflfetti. Polisin gaz bombal› ve plastik mermili sald›r›lar› karfl›s›nda eylemciler de gün geçtikçe gaz maskesi, baret ve kask kullanmaya bafllad›. Özellikle mide ilac› (talcid ve rennie) ve su kar›fl›m›ndan oluflan solüsyonu gaz bombas›ndan etkilenenlere s›kan ekipler oldukça etkiliydi. Direniflçiler sirke
79
‹STANBUL ve limon yerine bu solüsyonlar› kullanmaya bafllam›flt›. Milyonlar taraf›ndan at›lan, "Tayyip istifa, hükümet istifa!" sloganlar›, halk›n neyi istemedi¤ini özetliyordu. Sloganlar›n muhataplar›ndan Bülent Ar›nç
ta kalan on binler ne yapaca¤›n› bilememenin flaflk›nl›¤›n› yaflad›. Kriz direniflçilerin el birli¤i ile k›sa sürede çözülürken Gezi Komünü'nün temelleri at›ld›. Polis, Taksim'deki kontrolü kaybederken mahalle
direnifllerinin yayg›nl›¤› polisin kentin tamam›n› kontrol alt›na almas›n› engelledi. AKP'nin polisi, kuvvetli ve yayg›n olan halk direniflinin karfl›s›nda çaresizdi. Gezi Park› ve Taksim Meydan› kazan›m› mahalleleri durdurmad›. Mahalleler, 1 Haziran akflam› da soka¤a ç›kt›. Befliktafl'ta Baflbakanl›k Ofisi'ni direniflçilerden koruyan polisler halka sald›rmaya devam etti, çat›flmalar gece boyunca sürdü. Ayn› gün di¤er illerde kentlerin meydanlar›n› dolduran halk, "Tayyip istifa, hükümet istifa!" sloganlar› at›yor, Taksim'e selam yolluyordu. Ankara halk› saatler süren çat›flmalar›n ard›ndan polis barikatlar›n› y›k›yor ve 7 y›l sonra girdi¤i K›z›lay Meydan›’nda atefller yak›yordu. Kennedy Caddesi, geceler boyunca süren çat›flmalar›n adresi olacakt›. Saatler süren fliddetli çat›flmada Güven Park’ta polis kurflunuyla bafl›ndan vuruluan OST‹M iflçisi Ethem Sar›sülük hastaneye kald›r›ld›. Ethem’in beyin ölümü gerçekleflti.
ö¤le saatlerinde "Burada AVM istemiyoruz diyenlere biber gaz› s›kmak yerine, ikna edici çal›flmalar yap›lmas›n› faydal› görüyorum" aç›klamas› yap›yor, Baflbakan ise "Biber gaz›n›n kullan›m›nda afl›r›l›k var eyvallah, Topçu K›fllas› AVM de olmayacak" deyip laf› k›v›r›yordu. Öte yandan polisi de teflvik ediyor; polis gaz, tazyikli su, plastik mermi ile sald›r›s›n› südrüyordu. Sald›r›lara meydan okuyan on binlerce direniflçi çat›fla çat›fla saat 16..30'da tarihi bir zafere imza att›. Direniflçiler, Taksim Meydan›'n› Tayyip Erdo¤an'›n elinden çekip ald›. Meydan ve Gezi Park›'nda k›sa sürede 100 bine yak›n insan topland›. AKM önünde s›k›fl›p kalan polis ekibi kovuldu, TOMA'lar taflland›. Taksim Meydan› polisten tamamen temizlenirken, meydana ç›kan Gümüflsuyu, S›raselviler, Tarlabafl›, Harbiye'den gelen yollara ve ara sokaklara olas› polis sald›r›lar›na karfl› büyük barikatlar kuruldu. Gümüflsuyu yönünde art arda kurulan barikatlar›n say›s› onu buluyordu. ‹TÜ Taflk›flla çevresinde yola dizilmifl belediye otobüsleri barikat ifllevi görürken otobüslerin üzerini direniflçiler yaz›lamalar›yla dolduruyordu. Meydan ve Gezi Park› art›k direniflçilerindi. Zafer kutlamalar›n›n ard›ndan meydanda ve park-
80
1 May›s’›n ard›ndan zincirleri k›ran Taksim 2010 y›l›nda devrimci sürecin bitirdi¤i “Taksim 1 May›s Meydan›”tart›flmas› 2013 1 May›s'›nda tekrar gündem olmufl, Taksim yasakl› meydan ilan edilmiflti. 1980’li y›llarda bafllayan mücadeleyle ve 2004, 2007, 2008 ve 2009 y›llar›nda iflçi s›n›f›n›n ve emekçi halklar›n inat, ›srar ve kavgas›yla özgürlefltirilen Taksim'de 1 May›s’lara kat›l›m yüz binlere ulaflm›flt›. 2013'te ise TKP, 1 May›s’› “içerik” elefltirisiyle Kad›köy’de kutlayaca¤›n› aç›klam›fl ve 1 May›s ça¤r›s›n› Taksim karfl›t› iktidar propagandas›n›n gölgesinde yürütmüfltü. "Alan fetiflizmi" iddias› gibi “ayr›l›kç›” tutumlara ra¤men on binler Taksim'i zorlam›flt›. Türkiye genelinde bir simge meydan olan Taksim gibi birçok kentte meydanlar emekçilere ve halka yasakl›yd›. Halk direnifli ise Taksim'den bafllayarak di¤er illerin yasakl› meydanlar›n›n da halk taraf›ndan özgürlefltirilmesinin önünü açt›. Onlarca kentte yap›lan eylemler Gezi Park› direnifline verilen birer destek eylemi olmaktan ç›karak direnifle dönüfltü. 1977 1 May›s’›nda AKM üzerine as›lan “Zincirlerini k›ran iflçi” pankart› tarihsel bir semboldü. Foto¤raftaki AKM ise tarihsel sembollerden biri olmaya aday.
2 Haziran: Çapulcular taleplerini tüm dünyaya duyurdu Taksim'i zapt eden Çapulcular, belirledi¤i 4 acil talebi tüm dünyaya duyurdu. Sadece Türkiye'de de¤il tüm dünyada gözler Gezi Park›'ndayken isyana güç veren mahallelerde eylem ve çat›flmalar sürdü. Haziran ‹syan›, 1 May›s Mahallesi'ndeki eylemde ilk direniflçisini kaybetti: Mehmet Ayval›tafl Taksim zaferinin ard›ndan direniflçiler ertesi güne sabah temizli¤iyle bafllad›. Meydan, park, sokaklar halk taraf›ndan temizlendi. Direniflçiler yaflam alanlar›na sahip ç›kman›n en güzel örne¤ini sergilerken bu davran›fl benimsenerek yayg›nlaflt›r›ld›. Befliktafl Akaretler'de süren çat›flma sonras›nda bile direniflçiler çat›flmadan geriye kalan çöpleri toplad›, soka¤› temizledi. Ö¤le saatlerinde yüz binler; emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, sosyalistlerin de dahil oldu¤u en genifl bilefleni ile Taksim Dayan›flmas›’n›n ça¤r›s› üzerine Taksim Meydan›’n› doldurdu. Direniflin 4 acil talebi ülkeye ve dünyaya du-
‹STANBUL yuruldu. Meydanlardan yükselen as›l mesaj›n “Hükümet istifa” oldu¤u ilan edildi. Taksim Dayan›flmas›'n›n aç›klamas› milyonlar taraf›ndan takip edildi. Taksim Dayan›flmas›'n›n her ça¤r›s›na milyonlar yan›t verirken dünyan›n gözü de Taksim Dayan›flmas›'ndayd›. Dünya dahil tüm Türkiye'de gözler Taksim Meydan›'na çevrilmiflken Erdo¤an, "Evet cami de yapaca¤›z. Ben bunun iznini gidip de CHP'den, birkaç çapulcudan alacak de¤ilim" aç›klamas›nda bulundu. Tayyip Erdo¤an'›n hakaret sözcü¤ü olarak kulland›¤› "çapulcu" kelimesi, direniflçilere yeni bir kimlik kazand›rd›. Hakaret ve afla¤›lama amac›yla kullan›lan "çapulcu" sözü, halk›n sahiplendi¤i bir onur ve isyanc› kimli¤ine dönüfltü. Çapulcu s›fat› o kadar yay›ld› ki, Erdo¤an'›n “hitabet sanat›” bu sefer elinde patlad›. 2 Haziran’da Befliktafl’taki çat›flmalar gün boyu sürerken Gezi Park›’nda yemek ve k›yafet noktalar› oluflturuldu, çad›rlara yenileri eklendi. Sanatç›lar Gezi Park›’ndan ayr›lmayacaklar›n› aç›klarken halk, eylemleri görmeyen ancak Baflbakan'› konuk alan HaberTürk önüne yürüdü. Ümraniye 1 May›s Mahallesi'nde saat 22.00 civar›nda on binin üzerinde mahalleli soka¤a ç›kt›. Bu s›rada bütün uyar›lara ra¤men kitlenin aras›na giren bir araç, SODAP üyesi genç iflçi Mehmet Ayval›tafl'a çarpt›, Ayval›tafl hayat›n› kaybetti. 1 Haziran'da polisin vurdu¤u Ethem’in beyin ölümü gerçekleflmesine ra¤men o ölüme karfl› da direniyordu. Ethem de Mehmet de birer genç iflçiydi. Mehmet, AKP faflizmine karfl› büyüyen isyanda kaybedilen ilk direniflçi oldu.
3 Haziran: “Her yer Taksim, her yer direnifl!” Çat›flmalar Befliktafl'ta saatlerce devam etti. Üniversiteliler, liseliler okullar›ndan yürüyüfle geçerken AVM'ler ve medya kurufllar›n›n önü eylem alan› oldu. Bu s›rada borsa en büyük düflüflünü yaflad›. AKP cephesinde de durumu kurtarma çabas› hakimdi. Tayyip Erdo¤an, planlar›-
n› bozmad›, yurtd›fl› gezisine ç›kt›. Haziran ‹syan› ikinci direniflçisini kaybetti. Antakya sokaklar›nda saatlerce çat›flan Abdullah Cömert, polis sald›r›s›yla öldürüldü.
dalgalanmay› art›r›yordu. Borsa tepetaklak olurken üniversiteliler, liseliler yürüyüfle geçiyor, AVM'ler ve medya binalar›n›n önü eylem alan› haline geliyordu. Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde akademisyenler ve ö¤renciler Araflt›rma Gö-
3 Haziran'da Befliktafl Dolmabahçe'de çat›flmalar devam etti. Çat›flma s›ras›nda direniflçiler bir dozeri ele geçirdi. Baflbakanl›k Ofisi’ne do¤ru sürülen dozere POMA ismi verildi. Direniflin bafl›ndan itibaren duvar yaz›lar›nda kendini gösteren mizah, ele geçirilen dozere verilen “POMA” (Polise Müdahale Arac›) isminde de ortaya ç›kt›. Halk›n POMA's› polisin TOMA's›n› Dolmabahçe Saray›'n›n kap›s›na kadar sürdü. POMA'y› sürenlere sald›ran polis, s›radan bir ifl makinesini de¤il direniflin bir baflka simgesini yok etmek için dozeri yakt›. POMA ise direniflin efsaneleri aras›nda yerini ald›. POMA'n›n yak›ld›¤› saatlerde polis sald›r›s›ndan a¤›r yaralanan ve gazdan etkilenen direniflçiler, Dolmabahçe'deki camiye s›¤›nd›. Bezmiâlem Valide Sultan Camii, sald›r›lar sonucu yaralanan onlarca direniflçinin tedavisinin yap›ld›¤› revire dönüfltürüldü. Bezmiâlem Valide Sultan Camii'ne giren direniflçiler ve kurulan revir, bizzat Baflbakan Erdo¤an taraf›ndan kara propaganda malzemesi olarak kullan›ld›. Tayyip Erdo¤an eylemcilerin camiye ayakkab› ile girdi¤ini, cami içinde içki içti¤ini iddia edecek ve aksi kan›tlanmas›na ra¤men her konuflmas›nda bu sözleri kullanacakt›. Erdo¤an taban›n› saflaflt›rmak için ›srarla bu söylemi kullan›rken caminin müezzini hakk›nda ‹stanbul Müftülü¤ü soruflturma açt›. Kimsenin uygunsuz davran›flta bulunmad›¤›n› ve alkol al›nd›¤›n› görmedi¤ini söyleyen müezzin, y›ll›k izne ç›kar›ld›. 3 Haziran'da ‹stanbul'da bafllay›p ülkeye yay›lan eylemlerin rüzgar› piyasadaki sars›nt›y› art›rd›. ‹stanbul Borsas›, Gezi direnifli ile aç›ld›. Güne yüzde 7'lik kay›pla bafllayan borsa, son 10 y›l›n en büyük düflüflünü yaflad› ve günün sonunda yüzde 10.47 de¤er kaybetti. AKP iktidar›n› bafl›ndan itibaren destekleyen ABD, AB ve sermaye gruplar› yavafl yavafl deste¤ini çekiyordu. ‹syanla bafl› dertte olan Türkiye hakk›ndaki endifleler ve AKP'ye yönelik dozu zaman zaman yükselen elefltiriler, borsadaki
‹syan›n 4 acil talebi Taksim Dayan›flmas›, 123 bileflenden oluflan bir platform. Bileflenlerin aras›nda demokratik kitle örgütlerinden emek örgütlerine, derneklerden partilere kadar çeflitli kurumlar bulunuyor. Direniflin talepleri flunlard›: • Gezi Park›, Park olarak kalacakt›r. Ne Taksim’de Topçu K›fllas›’na ne de tüm do¤a ve yaflam alanlar›m›z›n talan›na izin vermeyece¤iz. • Gezi Park›’ndaki direniflten bafllayarak halk›n demokratik hak kullan›m›n› engelleyen, fliddetle bast›rma emrini veren, bu emri uygulatan, yüzlerce insan›n yaralanmas›na neden olan sorumlular, baflta ‹çiflleri Bakan›, ‹stanbul Valisi, Emniyet Genel Müdürü olmak üzere derhal istifa etmelidir. Gaz bombas› kullan›lmas› yasaklanmal›d›r. • Ülkenin dört bir yan›nda direnifle kat›ld›¤› için gözalt›na al›nan arkadafllar›m›z derhal serbest b›rak›lmal›, haklar›nda hiçbir soruflturma aç›lmamal›d›r. • Taksim baflta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarda, kamusal alanlarda toplant› ve eylem yasaklar›na son verilmelidir.
81
‹STANBUL revlisi Murat Ünveren ve YTÜ ö¤rencisi Selim Polat’›n direniflte gözünü kaybetmesini protesto etmek için YTÜ Rektörlü¤üne yürürken ‹stanbul Üniversitesi Beyaz›t Kampüsü’nde binlerce ö¤renci, ölüm y›ldönümünde Naz›m Hikmet’i anarak Taksim’e yürüdü. ‹stanbul'da ve birçok ilde liseliler, siyah k›yafetlerle eylemdeydi. Liselerden ç›kan binlerce ö¤renci kent meydanlar›nda eylem yaparken ‹stanbul'da hem liselerin bulundu¤u semtler hem de Gezi Park› eylem yeri oldu. Üniversitelerin de eylemleri devam etti. Koç Üniversitesi akademisyenleri, çal›flanlar› ve ö¤rencileri 6 Haziran'da eylem yapt›. ‹stanbul'un "elit" mekanlar›ndan say›lan Kanyon AVM’de yo¤unluklu olarak plaza çal›flanlar›n›n kat›ld›¤› ve örgütledi¤i eylemler oldu. Eylemlerde, direnifl sürecinde kap›lar›n› halka kapatan ma¤azalar ve direnifli görmeyen medya protesto edildi. Direnifli görmeyen medya binalar›n›n önünde de eylemler yap›ld›. NTV’nin ba¤l› oldu¤u Do¤ufl Plaza ve ATV-Sabah binas› önünde toplanan halk, “medyan›n sat›lm›fl” oldu¤unu söyleyerek eylem yapt›. ‹syan tüm yaflam alanlar›na s›çr›yor, 11 y›ll›k iktidar›nda halk taraf›nda ilk kez bu kadar sars›lan AKP ise durumu kurtarma çabas›na girifliyordu. Bu çabalardan birini isyan›n t›pk› medyada oldu¤u gibi görmezden gelinmesi oluflturdu. Tayyip Erdo¤an, rutin ifllerini bozmayarak yurtd›fl› gezisine ç›kt›. Erdo¤an'›n "küçümsedi¤i" isyanla birlikte iktidar içi gerilimler su yüzüne ç›kt›. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, "Demokrasi sadece sand›k de¤ildir" derken Erdo¤an, "Demokrasi sand›ktan geçer" dedi. Erdo¤an'›n isyana karfl› tavr› cemaatin elefltiri konusu oldu. Abdullah Gül ve Bülent Ar›nç soka¤› yat›flt›r›c› sözler sarf ederken Erdo¤an'›n dan›flman› Yalç›n Akdo¤an, "Baflbakan’› yedirtmeyiz" aç›klamas› yapt›. "Yedirtmeyiz" sözü direniflçilere de¤il bugüne kadar AKP taraf›nda saf tutanlarayd›. Erdo¤an, Fas gezisine ç›kmadan önce, "Evinde zorla tuttu¤umuz yüzde elli var", "Tencere tava hep ayn› hava" sözleriyle halk isyan›n›n gücünü küçümsemeye çal›flt›. Antakya'da saatlerdir süren çat›flmada “uykusuz, yorgun ama umutlu” olan 22 yafl›ndaki Abdullah Cömert, polis taraf›ndan öldürüldü. "Ülkeyi kurtaramasak
82
da bu yolda ölece¤iz" diyen Abdullah, tarihe geçecek olan Haziran ‹syan›'nda öldürülen ikinci direniflçiydi.
4-5 Haziran: Emekçiler direniflte Emek sahneye ç›kt›, emekçiler 4-5 Haziran'da ifl b›rakt›. Gezi Park›'nda kurulan “Komün hayat›” gün geçtikçe koordinasyonunu sa¤lamlaflt›r›rken mahalle
eylemleri devam etti. Kad›nlar, Gezi Park› ve Taksim Meydan›'ndaki cinsiyetçi yaz›lamalar› sprey boyayla kapatt›. Direniflin 9'uncu gününde Gezi Park› komünü daha yerleflik hale gelirken emekçiler ifl b›rakt›, kad›nlar Taksim'i eylem alan›na çevirdi. Direniflin tüm ülkeye yay›lmas›yla emek örgütleri de harekete geçti. KESK halihaz›rda ilan etmifl oldu¤u grevi 4-5 Haziran’a çekti. D‹SK, AKP faflizmine karfl› ihtar eylemleri yapaca¤›n› duyurdu. 4-5 Haziran’da emekçiler ifl b›rakt›. Milyonlar ülke çap›nda emek örgütlerinin ça¤r›s›yla sokaklara döküldü. Direniflin militan özneleri haline gelen kad›nlar, 4 Haziran'da Taksim civar›ndaki cinsiyetçi yaz›lamalar› spreyle kapatt›, küfürlü slogan ve cinsiyetçi yaz›lamalar hakk›nda direniflçilerin geneline uyar›larda bulunmaya devam etti. 1 Haziran'da Gezi Park›'n›n zapt edilmesinin ard›ndan kurulan komündeki örgütlü yaflam gün geçtikçe ray›na oturdu. Gezi Park›’nda ortak mutfaklar, revirler, giyim noktalar› ve
Devrim Müzesi kuruldu. Gezi Park›'na ‹stanbul'dan, Türkiye'den ve dünyadan destek ya¤d›. Halk elinde ne varsa komüne getirdi, dayan›flma masalar›na b›rakt›. Gezi Park›'ndaki direniflçilerin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak amac›yla Halkevleri, bir dayan›flma masas› kurdu ve mahallelerden destek ya¤maya bafllad›. Y›llard›r devrimcilerin halk›n ilerici dayan›flma a¤lar›n› çeflitli biçimlerde kurdu¤u mahallelerde Haziran ‹syan›’n›n dayan›flma a¤lar› da h›zla
kuruldu. ‹stanbul Okmeydan› halk› ilk günden itibaren Taksim Gezi Park›’na yemek götürdü. Okmeydan› esnaf›n›n verdi¤i malzemeler, komflular›n bir araya geldi¤i evlerde piflirildi. Yedikleri ekme¤in yar›s›n› direniflle paylaflan emekçilerin getirdikleri, Sar›gazi’de kurulan dayan›flma masalar›ndan Taksim’e tafl›nd›. ‹stanbul'da dayan›flma a¤lar› kurulurken Ankara ve Adana'da çat›flma devam etti. Adana'da Mustafa Sar› isimli bir komiser direniflçileri kovalarken 5 Haziran'da geçitten düflerek öldü.
6-7 Haziran: Direnifl kendi medyas›n› yaratt›; AKP’nin karalama kampanyas› bofla düfltü Direniflin medyas› Çapul TV ilk yay›n›n› yapt›. Tayyip Erdo¤an yurtd›fl› gezisinden döndü. Havaalan›nda kendini karfl›layan taban›na konuflan Erdo¤an, direnifli karalama kampanyas› bafllatt›.
‹STANBUL 6 Haziran'da Çapul TV direniflin kendi medyas› olarak kuruldu. Gezi Park›'na Çapul TV d›fl›nda Devrim Müzesi'nden giyim noktalar›na kadar birçok yeni unsur eklendi. Halk›n medya kurulufllar› önündeki eylemleri devam ederken direniflin medyas› Çapul TV, Gezi Park› içinde 6 Haziran saat 16.00'da ilk yay›n›na bafllad›. Medya, iktidar›n sesine kulak verirken Çapul TV'de yaln›zca direniflçiler söz ald›. Çapul TV’ye konuk olan çapulcular aras›nda pek çok tan›d›k isim vard›. Hepsinin ortak düflüncesi, Gezi Park›’nda insanlar›n her türlü ayr›m› afl›p bir araya gelmifl olmas›n›n gelecek aç›s›ndan umut veren bir fley oldu¤uydu. Milletvekilleri, sendika yöneticileri, sendika aktivistleri, sendika üyeleri, Modac› Barbaros fiansal, Karikatürist Erdil Yaflaro¤lu, Müzisyen Halil Sezai, Yönetmen Metin Ye¤in, Ahmet Hakan, Mehmet Y›lmaz, ‹smail Saymaz gibi isimler canl› yay›nda neden “çapulcu” olduklar›n› anlatt›. Demokratik kitle örgütlerinin, odalar›n temsilcileri, doktorlar, mühendisler, avukatlar canl› yay›nda kendi tan›kl›klar›n› anlat›p, mesleki bilgilerini paylaflt›. ‹lkokul, ortaokul, lise ve üniversite ö¤rencisi pek çok genç çapulcu canl› yay›na konuk oldu. Halk TV, Ulusal TV, IMC TV, Hayat TV, TV10 ve art›1 olmak üzere farkl› ulusal kanallar›n da Çapul TV yay›nlar›na kendi yay›n ak›fllar›nda yer vermesi, Çapul TV’nin yapt›¤› yay›nlar›n daha da genifl kitlelere ulaflmas›n› sa¤lad›. Erdo¤an, 6 Haziran'› 7 Haziran'a ba¤layan gece Türkiye'ye döndü. Halk direnifli AKP kurmaylar›n› harekete geçirmiflti. Erdo¤an’› havaalan›nda karfl›lamak için AKP'li tabana ça¤r›lar yap›ld›. Erdo¤an o geceden bafllayarak direnifli karalama ve bast›rma kampanyas›n› bizzat yönetti. Direniflin arkas›nda d›fl güçlerin, faiz lobisinin oldu¤unu iddia ediyor, sermaye gruplar›n› tehdit ediyordu. Camilerde içki içildi¤ini, bayrak yak›ld›¤›n›, dükkanlar›n ya¤maland›¤›n›, Adana’da kendisi düflerek ölen polis Mustafa Sar›’n›n öldürüldü¤ünü, baflörtülü kad›nlar›n taciz edildi¤ini söylüyordu. Halk direnifli karfl›s›nda kendi taban›n› saflaflt›rmaya çal›fl›yordu. Ancak kara propaganda çal›flmas› sökmedi. Yalanlar› bir bir a盤a ç›kt›. Erdo¤an konufltukça halk direnifli büyütüyor, borsa düflüyor, iktidar›n tedirginli¤i art›yordu.
Kad›nlar direnifl boyunca hem Tayyip Erdo¤an'›n ve AKP'nin kad›n düflman› politikalar›na karfl› hem de direniflin cinsiyetçi yanlar›n› yok etmek için mücadele ediyordu. Gezi Park›'na sald›r›lar›n bafllad›¤› günden itibaren kad›nlar direniflteydi. Konda anketine göre direniflin kat›l›mc›lar›n›n yüzde 50.2'sini kad›nlar oluflturmufl, bu oran eylemlerde de gözle görülür bir hal alm›flt›. Kad›nlar TOMA'n›n önüne geçiyor, barikatlar› kuruyor, çat›flman›n en önünde yer al›yor, direnifli bir an olsun terk etmiyordu. Gaza direnen "k›rm›z›l› kad›n" ve TOMA’ya gö¤üs geren "siyahl› kad›n" ise birer direnifl simgesi haline geliyordu. Direniflçilerin genifl yelpazesi Tayyip Erdo¤an'a ve polislere gösterilen tepki s›ras›nda cinsiyetçi/homofobik küfürlü sloganlar›n s›k s›k at›lmas›na sebep oluyordu. Kad›nlar ise "Küfürle de¤il inatla diren" sözüyle, bildiriler ve aç›klamalarla Gezi Park› içinde kurulan yaflam›n içinde cinsiyetçi söylem ve davran›fllar› s›n›rland›rmaya/engellemeye bafllad›. Mahalle eylemlerinde, çat›flmalar›n sürdü¤ü yerlerde, genç yafll› bütün kad›nlar barikatlarda direniyordu.
Kavga AKP ile halk aras›nda Taksim Meydan›'nda tüm toplumsal muhalefet bileflenlerinin bulufltu¤u miting düzenlendi. Taksim'de günün her saatinde eylem vard›. Kad›nlar, taraftarlar, do¤a savunucular› eylem yapt›. AKP, kendi seçti¤i görüflmecilerle yapt›¤› toplant› sonucunda Gezi Park› için kamuoyu yoklamas› yapabileceklerini söyledi. Taksim Meydan› 9 Haziran'da devasa bir mitinge sahne oldu. Futbol kulübü taraftarlar›, kad›nlar, çevreciler eylemleriyle meydan› bir an olsun bofl b›rakmad›. Kad›nlar, 8 Haziran'da “Tacizsiz ve Tayyipsiz bir yaflam istiyoruz” diyerek ‹stiklal Caddesi’nde eylem yapt›. Futbol kulübü taraftarlar› ayn› gün akflam saatlerinde iki koldan Taksim Meydan›’na yürüdü. On binlerce Befliktafll›, Fenerbahçeli ve Galatasarayl› taraftar, Taksim Meydan›’n› meflalelerle ayd›nlatt›. Toplumsal muhalefetin tüm bileflenleri 9 Haziran'da Taksim Meydan›’nda büyük bir miting düzenledi. “Tayyip ‹stifa” diyen yüz binlerce "çapulcu"nun mesaj›, "Taleplerimizin arkas›nday›z. Hesap verecekler!" oldu. Taksim'deki yüz binlerin sesine kulak t›kayan AKP, halk isyan›yla birlikte soka¤a dökülen milyonlara karfl›l›k "yüzde 50'sini" koymaya çal›flt›¤› iki mitingin duyurusunu yapt›. Duyuruya göre, 15-16 Haziran'da Ankara ve ‹stanbul'da iki büyük miting yap›lacakt›. Tayyip Erdo¤an, halkla AKP
83
‹STANBUL
‘Hofl geldiniz Say›n Çapulcu’ Çapul TV'nin ç›k›fl noktas›n› direnifl boyunca uygulanan sansüre, karart›lm›fl haberlere karfl› direniflin içinden, direnifl alan›ndan gerçek bilgileri aktarmak oluflturdu. Çapul TV do¤rudan isyan›n ve isyanc›lar›n sesi oldu. Çapul TV’nin oluflumunda 13 y›ll›k Sendika.Org ve Sendika TV deneyimi önemli bir paya sahip. Çapul TV, Tekel Direnifli boyunca yaklafl›k 10 gün sürdürülen benzer bir canl› yay›n deneyiminin üzerinde yükseldi.
iktidar› aras›ndaki kavgay›, yüzde 50'yle yüzde 50'nin kavgas› gibi yans›tma çabas›ndayd›. Erdo¤an bu mitinglerle iktidar›n› toparlamay›, taban›n› saflaflt›rmay› hedefliyordu. AKP 8 Haziran'da acil olarak MKYK’yi ‹stanbul’da toplad›. ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkan› Kadir Topbafl yapt›¤› bas›n toplant›s›nda Gezi Park›'na AVM, otel, rezidans yap›lmayaca¤›n›, kent müzesi olabilece¤ini söyledi. Baflbakan Vekili s›fat› ile Bülent Ar›nç Taksim Dayan›flmas› heyetiyle 5 Haziran’da görüflmek zorunda kalm›flt›. 10 Haziran’da toplanan Bakanlar Kurulu sonras› AKP’nin yeni takti¤i belli oldu. Bülent Ar›nç, yapt›¤› konuflmada Taksim Dayan›flmas›’n›n taleplerini reddederken Baflbakan Erdo¤an'›n Gezi Park›'na iliflkin taleplerde bulunan bir heyete randevu verdi¤ini söyledi. Oysa Taksim Dayan›flmas›’n›n bundan haberi yoktu. 11 Haziran akflam saatlerinde Baflbakan’›n atad›¤› "görüflmeciler" aras›nda ad› geçenlerden TEMA Vakf›, Greenpeace ve Hayko Ba¤dat görüflmeye kat›lmayacaklar›n› aç›klad›. AKP'nin seçti¤i görüflmecilerle 12 Haziran'da yap›lan toplant› bitti¤inde Hüseyin Çelik, Gezi Park›’nda Topçu K›fllas›’n›n yap›lmas›na iliflkin referandumun (Daha sonra referandum yerine plebisit sözcü¤ü tercih edilir oldu) bir seçenek olabilece¤ini aç›kl›yordu. Önerilen ‘kamuoyu yoklamas›’ idi. Çelik, direniflin AKP iktidar›n›n bask› ve zor politikalar›na karfl› özgürlük talep-
84
lerini, direniflin bafl›ndan itibaren 3 insan›n ölümüne, yüzlerce insan›n yaralanmas›na neden olanlar›n istifa etmesi taleplerini yok sayarak konuyu sadece Topçu K›fllas›’na s›k›flt›rd›. AKP’nin ülkenin dört bir yan›na yay›lan halk direniflinin taleplerini, meydanlarda yank›lanan “istifa” seslerini görünmez k›lmak için sar›ld›¤› “illegal örgütler/çevreci gençler” söylemini tekrarlayan Çelik, çevreci gençlerin Gezi Park›’ndan ç›kmas› ve orada kalmak isteyen “kötü niyetlilerle” emniyet güçlerini bafl bafla b›rakmalar› gerekti¤ini söyledi. Çelik “E¤er diktatörlük olsayd› bu gösteriler olamazd›” diyerek yine “orant›s›z güç” tart›flmas›n› tekrarlad›. Çelik görüflmeye kat›lanlar›n Taksim Dayan›flmas›’n›n taleplerini kendilerine iletmedi¤ini de söyledi. Gezi Park›'nda kurulan revirde gönüllü sa¤l›k çal›flanlar› direniflçilere yard›mc› oldu. Sa¤l›k çal›flanlar›, gaz bombalar›yla sald›r› oldu¤u anda bile sürekli alan› dolaflarak yard›ma ihtiyac› olanlar› arad›. Mobil sa¤l›k ekipleri Gezi Park›'n›n halk taraf›ndan zapt edildi¤i günlerde de Befliktafl, Gümüflsuyu'nda devam eden çat›flmalarda görev ald›. Taksim çevresinde birçok geçici revir kuruldu. Bunlar›n bafl›nda ‹TÜ Taflk›flla'da kurulan revir geliyordu. Revirin organizasyonunu Taflk›flla ö¤rencileri sa¤lad›. Revirlerde yok yoktu. ‹htiyaç oldukça duyuruldu, ihtiyaçlar yine gönüllülerce karfl›land›.
11-12 Haziran : Polis Taksim Meydan›'na girdi; çat›flmalar iki gün kesintisiz sürdü Erdo¤an'›n "paçavra" dedi¤i flamalar› kald›rma gerekçesiyle polis Taksim Meydan›'na girdi. AKM ve an›t üzerindeki tüm flamalar toplan›rken ç›kan çat›flma iki gün kesintisiz sürdü. Ça¤layan Adliyesi'nde avukatlar, NTV önünde halk eylem yapt›. 11 Haziran sabah› Vali Hüseyin Avni Mutlu'nun "Kesinlikle hiçbir müdahale olmayacak", "Gezi Park›’na de¤il an›ta ve AKM’ye as›lan pankart ve flamalara müdahale ediyoruz" tweetleri ile direnifle yönelik ikinci büyük polis sald›r›s› bafllad›. ‹ki gün kesintisiz sürecek direnifl 07.30'da barikatlar› temizleyerek gelen polisin meydana att›¤› gaz bombalar›n›n ard›ndan bafllad›. Halk TOMA’lar›n önüne insan zinciri oluflturuyor, Gezi Park› terk edilmiyor ve çat›flmalar yeniden Taksim çevresine Harbiye, S›raselviler, Tarlabafl› ve ‹stiklal Caddesi'nde yayg›nlafl›yordu. Bu s›rada Tayyip Erdo¤an'›n "paçavra" olarak nitelendirdi¤i pankart ve flamalar AKM ve an›t›n üzerinden topland›. AKM'nin üzerinde sadece Türk bayra¤› ve Atatürk resmi kald›. Polis, Taksim etraf›nda direniflçiler taraf›ndan oluflturulan barikatlar› kald›rd›, SDP Genel Merkezi’ne yapt›¤›
‹STANBUL bask›nda 74 kifliyi gözalt›na ald›. Tam 13 saat süren çat›flmadan sonra 20.15 civar›nda Taksim Meydan›’nda toplanan yafll›, genç, engelli yaklafl›k 50 bin insana polis yeniden gaz bombalar› ve tazyikli su ile sald›rd›. Taksim çevresinde direnifl sürerken Okmeydan› halk›na polis sald›r›yor, halk Gazi’de TEM’i, Kartal ve Beylikdüzü’nde E-5’i kesiyordu. Sald›r› ile birlikte ülkenin dört bir yan›nda yüz binlerce insan soka¤a döküldü. ‹stanbul'daki her sald›r›da kentlerde soka¤a ç›kanlar›n say›s› art›yordu. Taksim bölgesindeki çat›flmalar 12 Haziran ö¤le saatlerine kadar sürdü. Polis geri çekildi ancak meydan› terk etmedi. Halk Gezi Park›’nda yeniden bir araya geldi. Mahallelerde eylemler sürerken 12 Haziran akflam› Cennet Mahallesi’nde halk E5’i trafi¤e kapatt›. 11 Haziran ö¤le saatlerinde, "Avrupa'n›n en büyük adalet saray›" Ça¤layan Adliyesi’nde, Taksim'deki sald›r›lar› protesto eden avukatlara polis sald›rd› ve 44 avukat adliye içinde yaka paça gözalt›na al›nm›flt›. Ertesi gün gözalt›na al›nan meslektafllar› için binlerce avukat adliye önünde eylem yapt›. Direnifle yer vermedi¤i için protestolar›n merkezine oturan NTV, özür dilemifl, halk›n güvenini kazanmaya çal›flacaklar›n› belirtmiflti. Ancak 11 Haziran’da polisin Gezi Park›’na ve Taksim Meydan›’na yönelik sald›r›s›n› “Polis Gezi Park›’na gaz bombas› atmad›” fleklinde yans›tan NTV'den O¤uz Haksever, halk›n haber alma hakk›n› yine gasp etmiflti. Böylece NTV önünde yap›lan eylemlere bir yenisi daha eklendi.
Erdo¤an masaya göstermelik de olsa oturmak zorunda kald› Direnifli bölmek için baflvurulan "marjinaller", "çevreci çocuklar" propagandas›na en güzel yan›t annelerden geldi. Anneler Taksim Meydan›'n›n çevresinde zincir oluflturdu. Tayyip Erdo¤an için ise "demokrasi flovu" vakti geldi. Haziran ‹syan›, direnifl ile alakas› olmayan birçok sanatç› ile görüflen Erdo¤an'›, çapulcular›n temsilcileri ile görüflmek
zorunda b›rakt›. ‹syanla bafl edemeyen AKP, direnifli bölmek için yeni taktikler gelifltirdi. Sosyalistleri hedef alan “marjinaller” propagandas›, baflta Vali Mutlu olmak üzere AKP sözcüleri taraf›ndan da yap›ld›. Vali Mutlu ailelere “çevreci çocuklar›n›” marjinallerden ay›rmalar›n›, direniflçilere Gezi Park›’n› boflaltmas›n›, “Emniyet güçlerini marjinallerle bafl bafla b›rak›n, temizleyelim” sözleriyle buyuruyordu. AKP'nin bu takti¤i de ifle yaramad›. 13 Haziran akflam› yüzlerce anne, Taksim Meydan›'na geldi. Anneler çocuklar›n› AKP'nin polisinin fliddetinde korumak ve onlarla birlikte direnmek için, “Abdullah Cömert çocu¤umuzdur” diyerek el ele TOMA’lar›n önünde zincir olufl-
turdu. Kad›nlar hiç tan›mad›klar› Abdullah Cömert'e sahip ç›k›p, gece yar›s› Taksim Meydan›'na geldi. Direnifl, dayan›flma ba¤›n› kuvvetlendirerek AKP'nin taktiklerini tepe taklak etti. Tayyip Erdo¤an ise Hasan Kaçan ("Gezi idrar kokuyor"), Necati fiaflmaz ("Tükiye'ye nazar de¤di") ve Hülya Avflar'la ("Bana animasyon gösterdi, çok güzeldi") yapt›¤› görüflmeye dayanarak bir grup sanatç›y› daha ça¤›rm›flt›. Yeni sanatç› grubunda Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Sunay Ak›n, Ali Sunal, Mahsun K›rm›z›gül, Nebil Özgentürk ve Halit Ergenç bulundu. Bu son sanatç› grubuyla birlikte Taksim Dayan›flmas›'dan fiehir Planc›lar› Odas› ‹stanbul fiube Baflkan› Tayfun Kahraman, Mimarlar Odas› Genel Baflkan› Baflkan› Eyüp Muhçu, Mimarlar Odas› üyesi Derya Karada¤, ‹stanbul Tabip Odas› Genel Sekreteri Ali Çerkezo¤lu,
TMMOB EMO ‹stanbul fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Beyza Metin, Taksim Dayan›flmas›’ndan Cem Tüzün, KESK Kad›n Sekreteri Canan Çala¤an ve D‹SK Genel Sekreteri Arzu Atabek Çerkezo¤lu da vard›. Haziran direnifli Erdo¤an'› 13 Haziran gecesi Taksim Dayan›flmas› heyeti ile masaya oturtuyordu. Erdo¤an, çapulcu, marjinal söylemi ile bölmeye, yok etmeye çal›flt›¤› direniflin temsilcileri ile Ankara’da görüflmek zorunda kald›. 13 Haziran'› 14 Haziran’a ba¤layan gece yar›s› bafllayan ve sabah 3’te biten görüflmeden ç›kan Taksim Dayan›flmas› temsilcileri, karar› meydanlar›n, direnen halk›n verece¤ini aç›klad›. Erdo¤an'la ayn› saatlerde Vali Mutlu da Dolmabahçe'de
gençlerle görüflme havas› yarat›yordu. Hem Erdo¤an'›n hem de Mutlu'nun görüflmesi göstermelik birer demokrasi flovuydu. Hükümet ise Topçu K›fllas›'nda "Yarg› karar›na uyaca¤›z, olumlu bir karar ç›karsa da halk oylamas› yapaca¤›z" aç›klamas›n› yapt›. AKP, “halk” isyan›n› yat›flt›rmak için “plebisit”i gündeme getirdi. Direnifli k›rmak, gündemini buland›rmak için müdahalede bulunuyor, temel haklar, özgürlük, eflitlik ilkesini oylamaya sunaca¤›n› söylüyordu. Taksim Dayan›flmas›'n›n ça¤r›s› ile direniflçiler, 14 Haziran’da Gezi Park›’nda 7 ayr› noktada yap›lan forumlarla gün boyu direnifle nas›l devam edilece¤ini tart›flt›. Direnifl, yolunu nas›l çizece¤ini ortaklafla kararlaflt›rmaya, Erdo¤an ise Ankara’da yapaca¤› “milli iradeye sayg›” mitingine haz›rlan›yordu.
85
‹STANBUL nuflland›r›ld›. 15-16 Haziran iflçi direniflinin 43. y›l›nda yeni bir tarih yaz›l›yordu. 1970'in 15-16 Haziran'›nda iflçiler soka¤a dökülürken 2013'ün 15-16 Haziran'›nda halk TOMA'lara gö¤üs geriyordu. 16 Haziran sabah›, direniflin simgesi Bo¤aziçi Köprüsü üzerinden Taksim'e yürüyüfle geçen binlerce direniflçiye polis sald›r›yor, mahallelerden yürüyüfle geçen halk caddeleri, sokaklar› trafi¤e kapat›yor, tüm Türkiye'de halk aya¤a kalk›yordu.
Polisin Gezi ablukas›na ‘Daha siz afl›r› karfl› 43 y›l aradan sonra yine ‘15-16 Haziran direnifli’ sendikac› görmediniz!’ AKP, saflaflt›rmak istedi¤i taban›n› ‹stanbul ve Ankara'da yapt›¤› mitinglerde toplarken Gezi Park›'na "boflalt›n" anonslar› geçildi. Erdo¤an'›n konuflmalar›n›n ard›nda polis Gezi Park›'ndakilere sald›rd›. 43 y›l aradan sonra yine bir 15-16 Haziran direniflinde halk tarihe geçti. AKP'liler ‹stanbul ve Ankara'da yap›lan mitinglerde toplan›rken Gezi Park›'na "boflalt›n" anonslar› geçildi. Erdo¤an'›n konuflmalar›n›n ard›ndan polis Gezi Park›'ndakilere sald›rd›, iki gün süren çat›flmada 43 y›l öncesinin 15-16 Haziran'› yafland›. “Büyük Oyunu Bozmaya, Haydi Tarih Yazmaya” temal› “Milli ‹radeye Sayg› Mitingi”nin ilki 15 Haziran'da, Ankara Sincan'da yap›ld›. Erdo¤an, "Yar›n ‹stanbul mitingimiz var. Çok aç›k, net söylüyorum. Taksim Meydan› boflald›, boflald›. Boflalmad›¤› takdirde bu ülkenin güvenlik güçleri boflaltmay› bilir" sözleriyle sald›r› emrini verdi. Erdo¤an'›n konufltu¤u saatte Ankara toplumsal muhalefeti de Güvenpark’ta “Halka Sayg›” buluflmas› yapt›. Eyleme yüzlerce kifli kat›ld›, Ethem'in vuruldu¤u noktaya karanfiller b›rak›ld›. Erdo¤an sald›r› emrini verdikten sonra Taksim Dayan›flmas›, Gezi Park›'nda 7 ayr› noktada yapt›¤› forumlarda al›nan karar›n “Direnifle devam” oldu¤unu aç›klad›. Erdo-
86
Demokrasi flovunda yaflananlar› ertesi gün anlatan Tayyip Erdo¤an kendini ele verdi. Geniflletilmifl ‹l Baflkanlar› Toplant›s›'nda, direnifle verip verifltirirken Devrimci Sa¤l›k-‹fl Genel Baflkan› ve D‹SK Genel Sekreteri Arzu Atabek Çerkezo¤lu hakk›nda kulland›¤› "afl›r› sendikac›" ifadesi toplant›n›n iç yüzünü tan›mlad›. Her ne kedar toplant›da Erdo¤an’›n dengesini bozan fleyin, isyan›n ard›ndaki “sosyolojik gerçekli¤i” kendisine hat›rlat›lmas› oldu¤u bilinse de, onun tahammül edemedi¤i baflka bir fley de militan kad›n sendikac›d›r. Tayyip Erdo¤an’a 1 May›s 2013 Taksim direnifllerini hat›rlatan “o kad›n” sendikac›, flimdi de karfl›s›ndayd›.
¤an'›n mesaj›n› alan polis ise 15 Haziran 20.55’te ise üçüncü büyük sald›r›y› bafllatt›. Gezi Park›’na gaz bombalar› plastik mermilerle giren polis çad›rlar› y›kt›. Revirlere girdi, doktorlar› gözalt›na ald›. S›¤›nd›klar› yerlerde insanlar gaz bombalar› ile nefessiz b›rak›ld›. Ancak çat›flmalar kesintisiz 30 saat sürdü. Erdo¤an'›n her f›rsatta "kahraman" ilan etti¤i polis isyan boyunca darmada¤›n olmufltu. Polisin yan› s›ra jandarma da devreye sokuldu. Çat›flmalarda jandarma TOMA's›, akrebi kullan›l›rken, belirli bölgelere jandarma ko-
AKP ise halk isyan›n› gözalt›, tutuklama terörü ile sindirmeye çal›flt›. Sabah saatlerinden direniflin sembollerinden biri haline gelen Çarfl›'ya operasyon yap›ld›, Çarfl› üyesi 12 kifli evleri bas›larak gözalt›na al›nd›. 16 Haziran'da ‹stanbul sokaklar›nda direnifl sürerken Kazl›çeflme mitingi bafllad›. Direnifl süresince Taksim Meydan›'ndaki her eylem ve çat›flmada devre d›fl› b›rak›lan otobüs, vapur, metro bu kez bedavayd›. Sincan mitingindeki az say› AKP kadrolar›n› harekete geçirmifl, yol, yemek, ek ücret vaadi ile 1 milyon hedeflenmiflti. Sincan mitingindeki MHP bayraklar›n›n ard›ndan Kazl›çeflme'de de Çarfl›'n›n simgeselli¤ini k›rmak için sahte Çarfl› yelken flamalar› kullan›ld›. Çarfl› daha sonra yelken flama kullanma tercihlerinin hiç olmad›¤›n› aç›klayacakt›. (10 Haziran'da toplanan Bakanlar Kurulu sonras›nda konuflan Bülent Ar›nç, direniflin öne ç›kan isimlerinden Çarfl›’n›n eylemlerden çekildi¤ini aç›klam›flt›. O s›rada Çarfl› Gezi Park›'ndayd›. Ar›nç'›n aç›klamas›n› ö¤renen Çarfl› grubu üyeleri Gezi Park›’nda “Çarfl› burada Ar›nç nerede?” sloganlar› atm›flt›.) 15-16 Haziran boyunca polis fliddeti katlanarak artt›, Erdo¤an'›n ‹stanbul mitinginde dedi¤i gibi "Polis s›nav› geçti". Erdo¤an'›n miting konuflmas› ise AKP icraatlar› de¤il mahalle eylemleri, dünya bas›n›, Taksim Dayan›flmas› temsilcileri, okul müdürleri, ö¤retmenler ve direniflçiler hakk›ndayd›. Erdo¤an Kazl›çeflme'de konuflurken Ankara'da polis kurflunuyla öldürülen Ethem Sar›sülük'ün cenazesi K›z›lay Meydan›'ndan kald›r›lmak isteniyor, polis sald›r›s› sonucu saatler süren çat›flmalar yaflan›yordu.
‹STANBUL
AKP faflizmi "Duran ‹nsanlar›" zaptedemedi "Durmak" AKP faflizmine karfl› en güçlü ve yarat›c› eylem biçimlerinden birine dönüfltü. Yeni eylem biçimi bir kaç saat içinde tüm Türkiye'ye yay›ld›. D‹SK, KESK, TTB, TMMOB ve TDB'nin bir günlük ifl b›rakma eylemiyle bafllayan 17 Haziran'›n ilerleyen saatlerinde direniflin yeni eylem biçimleri ortaya ç›kt›. Direnifl, 15 Haziran'da Taksim Gezi Park›'na polisin sald›rmas› ve Gezi Park› ile Taksim Meydan›’n›n polis iflgali alt›na al›nmas›ndan sonra farkl› bir biçime büründü. Akflam saatlerinde Taksim Meydan›'n›n orta yerinde bir "adam" durmaya bafllad›. Slogan atm›yor, yürümüyor, pankart veya döviz tafl›m›yordu, polis de halk da bu yarat›c› eylem biçimi karfl›s›nda flaflk›nd›. Halk k›sa sürede bu eylemi benimseyerek durmaya bafllad›. Önce bir kad›n, ard›ndan Ethem’in Abisi, Ankara'da kardeflinin polis kurflunuyla vuruldu¤u yerde durmaya bafllad›. Y›llar›n eylem biçiminlerine bir yenisi katmak sadece birkaç saat sürmüfltü. Sadece Taksim Meydan› de¤il Türkiye'nin her yerinden binlerce kifli “duruyordu”. 18 Haziran sabah saat 03.00 s›ralar› ve sonras› insanlar soka¤a ç›k›yor, duruyor ve foto¤raf›n› sosyal medyada paylafl›yordu. Direnifl gece-gündüz ayr›m›n› çoktan ortadan kald›rm›flt›. AKP direnifli yine bitirememifl, "durmak" AKP faflizmine karfl› en güçlü ve yarat›c› eylem biçimlerinden birine dönüflmüfltü. "Durma eylemi" dünya literatürüne de girmiflti, dünyan›n çeflitli yerlerinden eylemciler "durarak" Türkiye'ye selam yollad›.
‹syan “forum”larla sürüyor, forumlar yayg›nlafl›yor Çat›flmalar›n yer yer azald›¤› dönemde isyan› sürdürmenin yeni biçimi ortaya ç›kt›. H›zla yayg›nlaflan park forumlar›nda buluflan yüzbinler, öznesi oldu¤u direnifli sürdürme iradesini de birlikte oluflturdu. Duran insan eylemlerinin yayg›nlaflt›¤› 18 Haziran'da baflta ‹stanbul olmak üzere
çeflitli flehirlerde mahallelerin/semtlerin parklar› dile geldi. Milyonlar›n yeni buluflma noktalar› forumlar, halk toplant›lar› oldu. Forumlar baflta ‹stanbul olmak üzere Türkiye'de onlarca mahalleye yay›ld›. Çarfl›'ya yönelik operasyon ve tutuklamalar› tart›flmak için Çarfl› üyeleri 17 Haziran'da Befliktafl Abbasa¤a'da ilk forumu yapt›. 17 Haziran'daki ilk deneyim 18 Haziran'da ‹stanbul'un 11 farkl› noktas›na yay›ld›. ‹lk forumlarla birlikte Taksim Dayan›flmas›, "Mahallelerde düzenlenen tencere tava eylemleri sürecek. Park ve meydanlarda yap›lan forumlar büyütülecek. Cumartesileri Gezi Park› nöbeti sürdürülecek" aç›klamas› yapt›. Forum deneyiminin ilk ad›mlar› 15 gün boyunca devlet otoritesinin olmad›¤› halk›n denetiminde yaflam›n flekillendi¤i Gezi Park› komünü olmufltu. Gezi Park›'nda sa¤l›ktan bar›nmaya, g›da ihtiyac›ndan temizli¤e kadar çeflitli konularda
7 ayr› noktada oluflturulan forumlarda saatlerce süren tart›flmalar›n yaratt›¤› deneyim, direniflin süreklili¤ini sa¤layan biçim olarak forumlar›n a盤a ç›kmas›nda itici güç oldu. Kent merkezlerinde yer alan parklar›n yan› s›ra mahalle parklar› da dile geldi. Mahallelerin direniflin bafl›ndan itibaren isyan› büyüten özelli¤i forumlar›n mahalle parklar›nda yay›lmas›n› sa¤lad›. ‹stanbul'da ‹kitelli'den Sefaköy'e, Sar›gazi'den Kartal'a kadar 60'›n üzerinde mahallede forumlar yayg›nlaflt›. Direniflin bafl›ndan itibaren her gün yürüyüflte bir araya gelen Sar›gazililer günlerce polis sald›r›s›na gö¤üs gerdi. Sar›gazi'de direniflin süreklili¤ini sa¤layan eylem biçimi befl ayr› mahallede yap›lan halk toplant›lar› ile sa¤land›. Mahallelerdeki forumlar üniversiteye de yay›ld›. ‹TÜ, MSGSÜ ve Bo¤aziçi'nde forumlar yap›ld›. Direniflin medyas› Çapul TV, forumlarda
Performans sanatç›s› Erdem Gündüz'ün polis fliddetine ve egemen medyan›n suskunlu¤una karfl› bafllatt›¤› "durma eylemi", ayn› zamanda sanatç›n›n sanat›n› icra etti¤i bir "performans" çeflidiydi. Haziran ‹syan›’nda sanatç›lar sanat›yla direnirken halk için, halkla birlikte, halktan yana sanat›n önündeki engeller bir bir ortadan kald›r›ld›.
oluflturulan dayan›flma a¤lar› ve birlikte karar alma pratikleri, forum deneyimlerine giden önemli bir birikim yaratt›. Mahalle forumlar›n›n temelini atan etkenlerden bir di¤eri de Taksim Dayan›flmas› heyetinin Baflbakan Erdo¤an ile görüflmesinden sonra mücadelenin gelece¤ine iliflkin "Karar› halk verecek" demesiydi. ‹syan eden halk temsili de¤il do¤rudan demokrasi talep ediyordu. 14 Haziran'da Gezi Park›'nda
aranan kanallar›n bafl›ndayd›. Forumdan yap›lan canl› ba¤lant›lar arac›l›¤› ile konuflulanlar do¤rudan aktar›ld›. Çapul TV'nin gidemedi¤i forumlar ise, forum takibi için Çapul TV'nin yay›nlar›n› izleme karar› ald›. Her forum kendi iletiflim a¤›n› oluflturdu. Direnifl boyunca çekilen video ve foto¤raflar forumlarda kurulan masalarda toplan›maya, arflivlenmeye baflland›. Bugüne kadar egemen medya arac›l›¤› ile do¤u-
87
‹STANBUL dan haberleri ald›¤›n› ve TV kanallar›n›n nas›l bir dezenformasyon yaratt›¤›n› flimdi anlad›¤›n› birçok forumda hemen tüm kat›l›mc›lar ifade etti. Birer forum alan›/meclisi haline dönüflen parklar, direnifli sürdürme biçiminin bir baflka versiyonu oldu. Forumlar bafll› bafl›na bir eylem biçimine büründü. Halk tepkisini formlarda da dile getirmeye bafllad›. K›sa süre sonra forumlarda çal›flma gruplar›, inisiyatifler, atölyeler kuruldu. Direniflin genel ta-
leplerinin takipçisi olunurken ayn› zamanda yerel sorunlara çözüm arama, mücadele plan› ç›karma, forumlar›n bir baflka ana gündemini oluflturdu. ‹stanbul Sar›yer Büyükdere Forumu'nda, Sar›yer'in ormanlar›n› ya¤malayan, rant alan› haline getiren 3. köprü, Belgrad Ormanlar› ve kentsel dönüflüm gibi sorunlar› üzerine eylem plan› ç›kar›ld›. Yeniköy'de a¤açlar›n kesilerek 3'üncü bir caminin yap›lmamas› için imza kampanyas›na bafllanmas› için kararlar al›nd›. Forumlar›n giderek yayg›nlaflmas› ve parklar› direniflin merkezi haline getirmesinin ard›ndan çeflitli sald›r›lar da yafland›. Yeniköy'de muhtar, cami imam› ve bir grup gerici, forumdakilere sald›rd›. TOMA'n›n, barikat›n önünde direniflin birer öznesi olan kad›nlar, forum alanlar›nda da etkin rol ald›. Forumlarda küfür, homofobik, transfobik ve cinsiyetçi yaklafl›mlar, yap›lan uyar› ve konuflmalarla en aza indirildi. Mahallede daha önce yaflanan tacizlerde kendini yaln›z hisseden kad›nlar, forumlarda yapt›¤› aktar›mlarda forum sonras›nda güçlü hissetti¤ini belir-
88
tti. Kad›köy Yo¤urtçu Park›'nda yaflanan bir taciz olay›na kad›nlar hemen müdahale ederek tacizciyi forum d›fl›na att›. Kad›nlar›n ve LGBT bireylerin forumlardaki varl›¤› önemli bir yer tuttu. "Onur Yürüyüflü"ne forumlardan ça¤r›lar yap›ld›. Kad›nlar ayr› forumlar düzenlemeye devam ederken kad›n forumu birçok mahalleye yay›l›yor.
Her forum bir direnifl alan›
Forumlar, Ethem, Medeni ve Sivas'ta katledilenler için mahalle içinde eylem yapt›. “Cumartesi Eylemleri”ne forumlar›n ad›n›n yaz›l› oldu¤u pankartlarla kat›l›m sa¤land›. Saatler hatta günler süren çat›flman›n ard›ndan forumlarda buluflan direniflçiler refleks eylemler de yapmaya bafllad›. Ankara’da öldürülen Ethem Sar›sülük’ün katili polisin mahkeme taraf›ndan sal›verildi¤i günün akflam› Kad›köy Yo¤urtçu Park›, Kartal, Tarsus gibi baz› mahalle forumlar›n›n ortak karar› ile yürüyüfller yap›ld›. Lice'de karakol inflaat›na karfl› eylemde köylülere atefl aç›lmas› sonucu Medeni Y›ld›r›m’›n öldürülmesi ve 10 kiflinin yaralanmas› üzerine bu kez daha fazla mahalle forumu soka¤a ç›kt›. 28 Haziran'da halk birçok ilde ve mahallede forumlardan önce yürüyüfller yapt›. Yürüyüfllere on binlerce kifli kat›l›rken aralar›nda Türk bayraklar› tafl›yanlar da vard›. Türk bayra¤› tafl›yanlar da Kürtçe slogan att›, "Diren Lice seninleyiz" dedi. 1 Temmuz'da yap›-
lan forumlar›n gündemini 2 Temmuz eylemi oluflturdu. Türkiye genelindeki forumlarda al›nan ortak karar üzerine forumlar Sivas Katliam›’n›n y›ldönümündeki eylemlerin hem örgütleyicisi hem kat›l›mc›s› oldu. ‹stanbul'da ve Türkiye'de on binler, sokaklar› doldurdu. Taksim Dayan›flmas› 22 Haziran Cumartesi günü için direniflte hayat›n› kaybedenlerin an›s›na karanfilli eylem ça¤r›s› yapt›. Dayan›flma'n›n ça¤r›s›na yüz binler cevap verdi. Mahallelerinden, semtinden toplananlar forum pankartlar›n›n arkas›nda Taksim'e yürüdü. Yüz binler Taksim Meydan›'n› ellerinde karanfillerle doldurdu. Direniflte hayat›n› kaybedenler an›ld›. Bu s›rada Gezi Park›'n›n merdivenlerine ç›kan direniflçilere polis sald›rd›. Tazyikli su ve gaz bombal› polis sald›r›s›, 23 Haziran sabah› erken saatlere kadar sürdü. Polis boyal› plastik mermi kullan›rken birçok direniflçiyi gözalt›na ald›. O s›rada Ankara'da ise K›z›lay, Kennedy Caddesi ve Ku¤ulu Park'ta süren çat›flmalar Dikmen'e s›çrad›. Dikmen’de, 31 May›s’tan itibaren oldu¤u gibi yürüyüfl için bir araya gelenlere 22 Haziran'da polis TOMA ve akreplerle sald›rd›, halk direnifle geçti. Taksim Dayan›flmas›'n›n ça¤r›s› ile ikinci Cumartesi Eylemi 29 Haziran'da yap›ld›. Bu kez "Diren Lice" demek için forumlardan, mahallelerden on binlerce insan bir araya geldi. Eylemin ard›ndan mahalleler forumlara da¤›l›rken Taksim Meydan›'nda kalan eylemcilere polis sald›rd›. Ankara'da direniflin bafl›ndan itibaren durulmayan çat›flma 27 Haziran'da Ethem’in katilinin serbest b›rak›lmas›na, polis operasyonlar›na ve Dikmen’e yönelik polis sald›r›lar›na karfl› yürüyüfle geçen Dikmen halk›na polis sald›r›s› ile yeniden bafllad›. Çat›flma, geç saatlere kadar sürerken Ankara'n›n parklar›nda forumlar yap›l›yordu. Forum eylemlerinden bir di¤erini de ATV-Sabah grubuna ait olan Takvim Gazetesi'nin, Gezi Park› direniflinde, "Eylemcilerin polisi öldüresiye dövdü¤ünü" öne sürmesi ve Ethem Sar›sülük’ün Türk bayra¤›n› yakt›¤›n› iddia etmesi üzerine Befliktafl Abbasa¤a Forumu yapt›. Yüzlerce kifli ATV-Sabah binas›na yürüdü. Befliktafl halk›, eyleme forumda karar vermifl ve hemen uygulamaya koymufltu. Medyan›n sansürü ve yalan ha-
‹STANBUL berlerine karfl› forumlar eylemlerini devam ettirdi. Sar›yer Büyükdere Çelik Gülersoy Park› Forumu, NTV Tarih’in Gezi Park› özel say›s›n›n bast›r›lmamas› ve derginin kapat›lmas›n› 5 Temmuz'da NTV binas› önünde protesto etti. Eskiflehir, ‹zmir, Bursa, Kocaeli, Adana, Mersin gibi daha birçok ilde de yayg›nl›k kazanan forumlarda mahalleliler her akflam bir araya geldi.
Gezi Park›'n›n aç›l›fl›: AKP bocal›yor; halk kullan›ma açt› bile Taksim Yayalaflt›rma Projesi'nin mahkeme taraf›ndan 3 Temmuz'da iptal edilmesi üzerine ‹stanbullular, Gezi Park›'n› yeniden halka açmak için yürüdü. 15 Haziran'dan sonra polis ablukas›na al›nan Gezi Park› "halk›n kullan›m›na" yar›m saatli¤ine aç›ld›. Yar›m saat sonra park tekrar kapat›ld›. Halk›n direnifli gece yar›s› zafere ulaflt›. Polis sald›r›s› s›ras›nda palal› bir sivil faflist halka sald›rd›. Topçu K›fllas›'yla ilgili “yürütmeyi durdurma” karar›na hükümetten gelen itiraz›n reddinin ard›ndan, ‹stanbul 1. ‹dare Mahkemesi, “Taksim Yayalaflt›rma Projesi”ni 3 Temmuz'da esastan iptal etti. Bunun üzerine Taksim Dayan›flmas› 6 Temmuz Cumartesi günü ‹stanbullular›, “Park› yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmaya" Taksim Meydan›'na ça¤›rd›. Taksim Dayan›flmas›, mahkeme karar›n›n elden tebli¤ edilece¤ini duyurdu. ‹stanbullular, Gezi Park›’n› yeniden halka açmak için Taksim’e yürüdü. Meydan’›n ve Gezi Park›’n›n etraf›n› kuflatan polis halk›n meydana giriflini engellemek için sald›rd›. Ç›kan çat›flmada halk, polis sald›r›s›na ra¤men saatlerce direndi. Polis sald›r›s› s›ras›nda Talimhane'deki oteller bölgesinde Tayyip Erdo¤an'›n “sivil kahramanlar›” ortaya ç›kt›. Sabri Çelebi ismindeki sivil faflist elinde palayla halka sald›rd›, polis sald›rgana hiçbir fley yapmad›. Halk›n tepkisi ile gözalt›na al›nan sald›rgan› mahkeme ertesi gün serbest b›rakt›. Anadolu Ajans› (AA) ‹stanbul Bölge yöneticisi Mustafa Ekici ise att›¤›
"Palal› adamlar, göstericilerin ç›ld›rtt›¤› bir esnaf. Paras›n› bile alamadan müflterileri kaç›r›ld›. Eh iflte var›n siz düflünün gariban esnaf›n halini" tweetleriyle pala ve sopalarla direniflçilere sald›ran kiflileri savundu. 7 Temmuz’un sabah saatlerine kadar süren çat›flma s›ras›nda 59 kifli gözalt›na al›nd›. 51 kifli savc›ya verdi¤i ifadenin ard›ndan serbest b›rak›l›rken 8 kifli tutukland›. Gezi Park›’n› halka kapatan ve bir buçuk ay boyunca ‹stanbullulara yaflat›lan fliddetin bafl sorumlular›ndan oluflan dörtlü; Vali Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapk›n, Belediye Baflkanlar› Kadir Topbafl ve Misbah Demircan 8 Temmuz saat 14.00’da park›n "aç›l›fl›n›" yapt›. Gezi Park›, yar›m saat süren aç›klama boyunca aç›k kalabildi. Dörtlünün park› terk etmesinin ard›ndan parka giren yüzlerce kifli “Her yer Taksim, her yer direnifl” sloganlar› att›. Polis ise parktakileri "güvenlik" gerekçesi ile ç›kard›. Taksim Dayan›flmas›'n›n ça¤r›s› üzerine
Gezi Park›'nda tan›flan Nuray ve Özgür çiftinin “Çapulcu dü¤ünü” tan›flt›klar› yer olan Gezi Park›'nda yap›lacakt›. Dü¤ün için ‹stanbullular 20 Temmuz'da Gezi Park›’na gitmek istedi; ancak polis park›n etraf›n› çoktan kuflatm›flt›. Polis ne yapaca¤›n› bilmez halde parka kimseyi sokmuyor, park›n içindekilere ve halay çekenlere sald›r›yordu. Bu durumun tersine çevrilmesi uzun sürmedi, Gezi Park›’n›n etraf›n› kuflatan halk, polis barikat›n› deldi. Daha sonra park, meydan ve ‹stiklal Caddesi çevresi yine gece yar›s›na kadar sürecek bir polis sald›r›s› ve direnifl klasi¤ine sahne oldu.
Taksim'e gelen ‹stanbullular toplanamadan polis saat 18.30 civar› sald›r›ya geçti. Taksim Dayan›flmas› üyelerinden ‹stanbul Tabip Odas› Genel Sekreteri Ali Çerkezo¤lu, Mücella Yap›c›, Ongun Yücel, HDK YK üyesi Ender ‹mrek, TMMOB ‹KK Sekreteri Süleyman Solmaz, EMO ‹stanbul fiube Baflkan› Beyza Metin, fiehir Planlamac›lar› Odas› ‹stanbul fiube Sekreteri Akif Burak Atlar, Sezi Toprakç› ve Haluk Yüksel'in aralar›nda bulundu¤u 32 kifli gözalt›na al›nd›. Toplam gözalt› say›s› ise 80'i geçti. Çat›flmalar sürerken gece geç saatlerde parka girifller bafllad›. Polis bir süre sonra parktan çekildi, parka giren yüzlerce kifli direnifl boyunca hayat›n› kaybedenlerin isimlerini parke tafllar›na yazd›. Ankara, ‹zmir, Antalya, Kocaeli, Çanakkale ve Eskiflehir’de binlerce insan, polis sald›r›lar› ve gözalt›lara tepki göstermek için yürüdü, forumlarda bulufltu, “Tüm sald›r›lar› bize de yap›lm›fl kabul ediyoruz” dedi.
Taksim Dayan›flmas› gözalt›nda Vali Mutlu 8 Temmuz'daki polis sald›r›lar›n›n ard›ndan Taksim Dayan›flmas›’n› hedef göstermiflti. Ertesi gün polis, Taksim Dayan›flmas› üyelerinden Mücella Yap›c›, Ali Çerkezo¤lu, Ender ‹mrek, Haluk A¤abeyo¤lu ve Beyza Metin’in evine arama yapmak üzere gitti. “Örgüt yöneticili¤i” ile suçlanan Taksim Dayan›flmas› temsilcileri gözalt›na al›n›fllar›n›n 4. gününde Ça¤layan Adliyesi’ne getirildi. Yüzlerce kifli destek için erken saatlerden itibaren Adliye önünde bulufltu. Savc›l›k sorgusunun ar-
89
‹STANBUL Taksim Meydan›'na kurulan "sultan sofras›"na karfl› halk "çapulcu sofras›"nda bulufltu. Polis sofralar›n önüne TOMA'larla barikat kurdu
Mehmet Ayval›tafl ‹syan›n kaybetti¤i ilk direniflçi Mehmet, 20 yafl›ndayd›. Yoksul bir ailenin çocu¤uydu ve okulu b›rak›p çal›flmak zorunda kald›. A¤ustosta askere gitmeye haz›rlanan Mehmet, iki ay önce girdi¤i lokantada çal›fl›yordu. Eyleme de iflten izin al›p gitmiflti.
d›ndan 12 kifli hakk›nda “suç örgütü kurma ve yönetme” ile “toplant› ve gösteri yürüyüflleri kanununa muhalefet” suçlamas›yla tutuklama istendi. Akflam mahkemeye ç›kar›lan 12 kiflinin tamam› 11 Temmuz'da serbest b›rak›ld›.
Taksim Meydan›'na ‘Sultan sofras›’, ‹stiklal Caddesi'ne ‘Çapulcu sofras›’
Gezi direniflçileri, Devrimci Müslümanlar’›n ve Antikapitalist Müslümanlar’›n ça¤r›s›yla Ramazan ay›n›n ilk gününde iftarda bulufltu. Galatasaray’da bafllayan ve yere kurulan iftar sofras›, Taksim’in girifline kadar ulaflt›. Polis iftar›n Taksim’e uzanmas›n› engellemek için TOMA’larla barikat kurdu. Taksim Meydan›’nda ise Beyo¤lu Belediyesi’nin verdi¤i iftar için meydan otel restoran›na dönüfltürüldü. Burada iftar açan seçilmifl kifliler ise Gezi Park› merdivenlerinde toplananlarca protesto edildi. ‹ftar boyunca at›lan sloganlardan duyulan rahats›zl›k üzerine Taksim’deki iftar›n etraf› özel güvenlikçe kuflat›ld›. Polis, ‹stiklal Caddesi’nde iftar›n› açan binlerce kifliye ise saat 21.00 s›ralar›nda “Caddeyi boflalt›n, aksi halde müdahale yap›lacak!” anonsu yapt›. Anons yap›lmadan önce kitle teravih namaz›n›, Baflbakan’›n yalanlar›na konu olan Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’nde k›lma karar› alm›flt›. Polis Taksim’den ‹stiklal Caddesi’ne geçifli durdurunca d›flar›da kalan bir grup direniflçi polis taraf›ndan çembere al›nd›. Polis ard›ndan genifl bir çemberle ‹stiklal'e giriflleri kapatt› ve direniflçilerin bir bölümü Taksim Meydan›’nda kald›. Kitlenin da¤›lmamas› üzerine Taksim’deki “sultan›n if-
tar›”n›n bitmesinin ard›ndan polis barikat› kald›rd›. Binlerce kifli Taksim Meydan›’na ve Gezi Park›’na girifl yapt›.
Eli sopal› sivil sald›rganlar da engelleyemedi ‹stanbullular, torba yasa ile yetkileri elinden al›nan TMMOB’a destek olmak ve Gezi direniflçilerini hedef alan polis operasyonlar›n› protesto etmek için 13 Temmuz'da Taksim’de bulufltu. Galatasaray Lisesi önünde buluflan direniflçiler, 19.00'a kadar slogan ve alk›fllarla eylemi sürdürdü. Polis eylemcileri ‹stiklal Caddesi'nde yürütmemek için barikat kurdu. TMMOB ad›na okunan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan eylemciler, polisin aras›ndan geçerek ‹stiklal Caddesi'nde sloganlarla yürümeye bafllad›. Eylemciler ‹stiklal Caddesi girifline yaklaflt›¤›nda yine polis barikat› ile karfl›laflt›. Polis saat 20.00'a do¤ru eylemcilere sald›rd›. ‹stiklal’de polisin TOMA, z›rhl› personel tafl›y›c›, gaz bombas› ve plastik mermi kulland›¤› sald›r›dan kaçan eylemciler ara sokaklara girince, Ayhan Ifl›k Sokak’ta bir kifli polisin arkas›ndan “Biz soka¤›m›z› koruruz” diye seslendi ve esnaf› k›flk›rtan konuflmalara bafllad›. “Bunlar hep bas›n yüzünden, 40 gündür ifl yapam›yoruz” diye konuflan sald›rgan daha sonra bas›n emekçileriyle ve eylemcilerle tart›flmaya bafllad›. Bunun üzerine tart›flma büyüdü ve 7-8 kiflilik bir grup yaln›z yakalad›klar› bir eylemciyi dövmeye bafllad›. Sald›r›ya cadde üzerindeki MADO Pastanesi’nden ç›kan bir kifli de kat›ld› ve yerdeki eylemciyi tekmelemeye bafllad›. Di¤er eylemcilerin ve bas›n emekçilerinin tepki vermesi üzerine MADO çal›flan› dükkan›na kaçt›. Arkadafllar› ise geri dönen sald›rgan› s›rt›n› s›vazlayarak karfl›lad›. Benzer bir sald›r› da hemen yan tarafta yer alan Sadri Al›fl›k Sokak’ta yafland›. Aralar›nda La Bonita’dan ç›kan eli sopal› kiflilerin de bulundu¤u bir grup sald›rgan, eylemcilere sald›rd›. Sald›rganlar içinde bir grup da eylemcilere soda flifleleri f›rlatt›. Sivil sald›rganlar›n bulundu¤u sokakta direniflçiler sloganlarla bir süre bekledi. Polis sald›r›s› 14 Temmuz sabah› 5'e kadar aral›klarla sürdü. Ancak polisin sald›r›s› ne ‹stiklal Caddesi’nin ne de Gezi Park›’n›n eylem alan› haline gelmesini engelleyemedi. (...)
90
Devletin baflkenti de¤il
‹syanc› halk›n Ankara’s› Politikan›n merkezinde yer alan Ankara’da “memur”lar, ö¤renciler, yoksul, mahalleliler özgün bir kent isyan›na imza att›. “Dura¤an”l›¤›yla bilinen kentte, polisle çat›flma biçimleri kentin al›fl›k olmad›¤› mücadele dilini yaratt›. Halka, y›llard›r yasaklanan K›z›lay Meydan› direniflle iflgal edildi. Ku¤ulu Park, Kennedy Caddesi ve Dikmen, Ankara ‹syan›’n›n simgesi oldu.
Yasakl› K›z›lay Meydan› özgürlefltirildi Türkiye'yi saran Haziran ‹syan›, Ankara'da özgün bir kent isyan› olarak patlad›. Kentin merkezinde yer alan K›z›lay Meydan›, Ankaral›lara y›llard›r yasakl›yken isyanla birlikte özgürlefltirildi. K›z›lay defalarca çat›fla çat›fla iflgal edildi. ‹syan, K›z›lay'dan
Ankara'n›n caddelerine, mahallelerine ve parklar›na yay›ld›. Ankara hem parlamenter siyasetin merkezinde yer al›fl›, hem de yoksul, gecekondu mahallelerinin direnifle güç vermesinden ötürü isyan›n ayr›ks› örneklerinden birisi haline geldi. Destek eylemleriyle bafllayan direnifl, özgün bir kent isyan›na dönüfltü. Eylemci profili s›n›fsal ve kültürel bazda semt semt ve mahalle mahalle farkl›lafl›rken polisle çat›flma biçimleri An-
kara'n›n al›fl›k olmad›¤› mücadele dilini yaratt›. Memur kenti olarak bilinen Ankara’n›n dura¤an sokaklar›nda, en s›cak çat›flmalar sahne ald›. Ankara halk›n›n ilk buluflma noktas›, y›llard›r yasakl› K›z›lay Meydan› oldu. TBMM'ye, Baflbakanl›¤a, Bakanl›klar bölgesine ve Genelkurmay Baflkanl›¤›'na sadece birkaç yüz metre mesafede yer alan K›z›lay Meydan›'ndan kente dalga dalga yay›lan isyanda, Kennedy Caddesi
91
ANKARA ve Dikmen çat›flma merkezleri haline gelirken Ku¤ulu Park direniflin bir baflka mevzi oldu. Gezi Park›'na destek eylemi tüm Türkiye'de oldu¤u gibi Ankara'da da 31 May›s'ta yap›ld›. Gezi Park›’ndaki polis sald›r›s›na tepki göstermek için 31 May›s'ta Halkevleri ve Ö¤renci Kolektifleri ‹nsan Haklar› An›t›’nda bir saatlik oturma eylemi yapt›. Tunal› Hilmi Caddesi'nden yürüyen kitleyle (Halkevleri, Kolektif, ÖDP, TKP), Atatürk Bulvar›'ndan yürüyen kitlenin (SDP, ESP, Kald›raç), hedefi K›z›lay'd›. Kritik merkezleri korumaya alan polis, yürüyüfl güzergah›nda halka sald›rd›. Ç›kan çat›flma k›sa sürede K›z›lay çevresine yay›ld›.
Onu öldürmeden durduramazs›n›z! 1 Haziran’da K›z›lay Meydan› dört koldan zorlan›rken polis gaz bombalar›n›n, plastik mermilerin yan› s›ra gerçek mermiye de baflvurdu. Ostim iflçisi Ethem Sar›sülük, YKM önünde polis taraf›ndan bafl›ndan vuruldu. 12 Haziran’da beyin ölümü gerçekleflen Ethem’in 14 Haziran’da da kalbinin durdu¤u ve yaflam›n› yitirdi¤i aç›kland›. Ethem’in vurulufl an›n›n görüntüleri ilk andan itibaren internette dolafl›rken polisin kimli¤i gizlendi. Ethem’in vuruldu¤u yerde yap›lmas› gereken keflif de bir hafta sonra gerçekleflti. Ankara Emniyeti ve Ankara Valili¤i 11 gün boyunca Ethem’in katili hakk›nda savc›l›¤a hiçbir bilgi vermedi. Tetikçi polisin kimli¤i soruflturma aflamas›nda a盤a ç›kt›: Ahmet fiahbaz. Ahmet fiahbaz görevden al›nmad›. Ancak Ethem’in katledilme an›na tan›kl›k eden iki kifliden biri olan fiahin ‹mga 21 Haziran’da tutuklan›rken, Eren Tayflan da 25 Haziran’daki operasyonlarda gözalt›na al›nd›. Ethem’i vuran Ahmet fiahbaz, tutuklama istemiyle mahkemeye ç›kar›ld›¤› gün serbest b›rak›ld›. Hakimin verdi¤i kararda gerekçe ‘meflru müdafaa’ olarak ifade edildi. Polisin serbest kald›¤› gün aç›klama yapan Bülent Ar›nç, karar›n hakl› oldu¤unu, polisin eline tafl geldi¤ini ve bu yüzden Ethem’in vuruldu¤unu iddia ederek polisin avukatl›¤›na soyundu. Oysa 30 Haziran’da iki bilirkifli taraf›ndan haz›rlanan raporda polisin eline gelen bir tafltan bahsedilmedi. Ethem’in katillerinin bulunmas› direniflin süreklili¤ini sa¤layan taleplerden biri haline geldi. Ethem unutulmad› ve unutturulmayacak!
92
Polis, K›z›lay’›n ara sokaklar›nda insan av›na ç›karken Meflrutiyet Caddesi’nde yolu kapatan direniflçiler, polis sald›r›lar›na kurduklar› barikatlarla gö¤üs gerdi. Hem ‹stanbul hem de Ankara’daki fliddetli sald›r›lar, tepkileri art›rd›. Ankara toplumsal muhalefeti, 1 Haziran'da 31 May›s'taki polis fliddetini protesto etmek için topland›. Polis saatler öncesinden buluflmaya sald›r›rken Ankaral›lar bu an› bekliyormuflças›na binlerce kifliyle meydan› zorlad›. Çat›flmalar K›z›lay’›n tüm ara sokaklar›na ve ana caddelerine yay›ld›. Mahalleliler ve üniversiteliler de K›z›lay'› zorlad›. Mamakl›lar, 300 kifliyle bafllatt›klar› marfll› ve sloganl› yürüyüfle binlerce kifliyle Ziya Gökalp Caddesi’nde devam ederken yaklafl›k 10 bin kifli polisin tüm barikatlar›n› yerle bir etti. 4 bin ODTÜ’lü ise GMK Bulvar›'ndaki kitleye kat›ld›. On binlerce kifli Atatürk ve GMK bulvarlar›nda, Ziya Gökalp, Yüksel, Meflrutiyet caddelerinde omuz omuza AKP faflizmine meydan okudu. Helikopterlerden dahi gaz bombalar›n›n at›ld›¤›, saatler süren çat›flmalar sonunda Ankaral›lar, yasakl› K›z›lay Meydan›’n› zapt etti. Kitlenin ucu meclise kadar uzand›. Baflbakanl›k ve MEB önüne s›k›flan polis, meydan› ele geçiren halka sald›r›s›n› bir an olsun durdurmad›. Ancak halk, meydanda zaferini direnifl ateflleri yakarak ve havai fiflekler atarak kutlad›. Ankaral›lar y›llar sonra K›z›lay'da eylem yapt›.
‘Ankaral› bebeler’ K›z›lay barikatlar›nda; çat›flmalar ateflleniyor 31 May›s akflam›ndan bafllayarak K›z›lay Meydan›'n›n zorland›¤› ve zapt edildi¤i günlerde çat›flman›n en önünde ‹ncesuSeyran-Dikmen-Mamak-Alt›nda¤ “bebeleri” diye an›lan yoksul, iflsiz, gecekondu gençleri sahnedeydi. Polisin biber gazl›, ses bombal› ve plastik mermili sald›r›s› "bebeleri" durduramad›. Polisin en etkili silahlar›ndan say›lan biber gaz› ya¤muru yüz binlerce kifliyi da¤›tabilirken say›s› yüzlerce kifliyi geçmeyen "bebeleri" da¤›tamad›. Bebeler gaz kapsüllerini yakalay›p su havuzlar›na at›yor, Atatürk Bulvar›'na onlarca barikat kuruyor, polis geri çekilmek zorunda kal›yordu. Gaz bulutu içinde saatlerce polisle çat›flan bebeler, K›z›lay Meydan›'n›n iflgal edilmesinin ard›ndan da çat›flmaya devam ettiler; K›z›lay Meydan›'n›n zorland›¤› en s›cak çat›flma günlerinde çat›flmay› alevlendirdiler. Ankaral›lar›n 7 y›l aradan sonra K›z›lay’a girmesinde bebelerin “deli cesaretiyle” çat›flmas›n›n rolü oldukça büyük. Ankara isyan›n›n efsaneleri aras›nda ilk s›rada yerlerini ald›lar. K›z›lay'›n, kazan›m kutlamalar› için ertesi güne meydana ça¤r›lar yap›ld›. Demokratik kitle örgütleri, ilerici emek meslek örgütleri ve sosyalist partilerin ça¤r›s›yla 2 Haziran'da binlerce Ankaral› kent meydanlar›n›n kazan›lmas›n› kutlamak için K›z›lay’da bulufltu. ‹ki saat boyunca coflkulu bir flenli¤e ev sahipli¤i yapan K›z›lay’da 15.50’de yine gaz ve ses bombalar›n›n gürültüsü yükselmeye bafllad›. Baflbakanl›k önünde s›k›flm›fl durumdaki polis halka sald›rd›. Saatler süren çat›flmalarda yüzden fazla Ankaral› yaraland›. Mimarlar Odas›'na, Ankara Tabip Odas›'na, Mülkiyeliler Birli¤i’ne, Halkevleri Genel Merkezi’ne ve çok say›da kafe ile bara revirler kuruldu. Yaral›lar revirlere tafl›nd›, gönüllü hekimler ve t›p ö¤rencileri yaral›lar› tedavi etti. Avukatlar da sürekli adli yard›mda bulundu. ÇHD ve ‹HD kriz masas› kurdu. K›z›lay esnaf› çat›flma boyunca direniflçilere talcidli su, limon, su deste¤inde bulundu. Ayr›ca Duman grubunun "Eyvallah" ald› flark›s›n›n çat›flma s›ras›nda bölgedeki tüm
ANKARA na direndi hem de yaklafl›k 5 saat boyunca K›z›lay'› zorlayan liseliler 4 Haziran'da tekrar eylem yapt›. Siyah tiflörtlüler yine K›z›lay sokaklar›nda yürüdü. Ziya Gökalp Caddesi’ne ç›karak barikatlar kuran liseliler, akrep ve çevik kuvvet polislerinin sald›r›s›na u¤rad›. Geri çekilmeyen liseliler yaklafl›k 1,5 saat polisle çat›flt›.
Kampuslardan K›z›lay'a çat›fla çat›fla, direne direne
Korkudan kendini ›zgaralara, ‘f›flk›ye’lere vurdu Melih Gökçek tam 19 y›ld›r Ankara Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤› yap›yor. Ankaral›lar ise 19 y›ld›r Gökçek'in "hizmetlerinin" cezas›n› çekiyor. ‹ktidar›n Ankara'daki temsilcisi Melih Gökçek, gerici-faflist kimli¤iyle birbirinden farkl› özellikleri olan kesimlerin birlefltirici unsuru. 19 y›ll›k belediye baflkanl›¤› döneminde bitmeyen projeler, kulland›¤› provokatif ve sald›rgan dil, Gökçek karfl›tl›¤›nda kitleleri birlefltirdi. ODTÜ'ye ceza kesip y›kmakla tehdit eden, K›z›l›rmak'›n zehirli suyunu halka içiren Gökçek, 13 y›l önce Ankara Metrosu'nun yap›m› için imza atmas›na ra¤men inflaatlar bitmedi. Gökçek, bar›naklar›n› y›kt›rmayan Dikmen Vadisi halk›na sürekli sald›r›larda bulundu. ‹syan›n bafl›ndan itibaren twitter üzerinden direniflçilere hakaretler savurdu. Ethem’in katledildi¤i yere ast›rd›¤› pankartla Ankara polisine teflekkür etti. 20 Temmuz’daki polis sald›r›s›nda Dikmen Caddesi üzerinde TOMA’lar›n k›rd›¤› ›zgaralar›n faturas›n› halka kesmek istedi. Foto¤rafta Gökçek’in ucuz oyunlar›ndan biri görülüyor.
cafe ve barlardan çal›nmas›, esnaf›n direnifle deste¤ini gösterirken direniflçiler için de moral-motivasyon kayna¤› oldu. Bina çat›lar›ndan ve helikopterlerden de gaz bombalar› atan polis, yüzlerce kifliyi yaralad›. Polis sald›r›s›na jandarma da destek verdi. Saat 20.28’de 61 ES 459 plakal› siyah Renault Laguna marka bir araç h›zla kitlenin içine dald›, 5 kifli yaraland›. Çat›flmalar sürerken Sakarya Caddesi’nden gelen görme engelli 12 kifli eyleme kat›ld›. Ziya Gökalp Caddesi’nde 3 bin kifli saatlerce çat›flt›. Çat›flma Kolej ve Kurtulufl bölgelerine de yay›ld›.
o¤lu da Emniyet’e al›nmad›. Yüzlerce kiflilik gözalt› furyas› ilerleyen günlerde de devam etti. Bas›nda korku yaratmak amac›yla dolafl›ma sokulmufl haberlere ra¤men daha fazla kifli alanlar› doldurdu, semtler ve mahallelerde çat›flmay› sürdürdü. Ankaral›lar sokak ve eylem kültürünü, kalabal›k bir flekilde hareket etmeyi polisin "orant›s›z" fliddeti alt›nda ö¤rendi. Böylece de dokunulmaz san›lan mekanlar› gündelik çat›flman›n alanlar› haline getirirken “devletin merkezlerinde” halk›n sesi duyulmaya baflland›.
500’den fazla direniflçi gözalt›nda
Binlerce liseli K›z›lay'› zorluyor; saatler süren çat›flmalar
2 Haziran'da gözalt›na al›nan 560 kiflinin serbest b›rak›lmas› için Ankara Emniyeti önünde de yüzlerce kifli bir araya geldi ve polisi protesto etti. Spor salonuna yerlefltirilen gözalt›ndakilerin savc›l›k talimat› olmadan zorla foto¤raflar› çekildi. Avukatlar ile Barolar Birli¤i Baflkan› Metin Feyzi-
K›z›lay, lise ve üniversite gençli¤inin direnifline sahne oldu. Sosyal medya üzerinden örgütlenen liseliler, siyah tiflörtleriyle 3 Haziran'da K›z›lay Meydan›'n› zorlad›. 10 bine yak›n liseliye polis sald›rd›. Liseliler polis sald›r›s›na karfl› gösterdikleri dirençle tarihi bir eyleme imza att›. Hem polisin sald›r›s›-
3 Haziran günü K›z›lay Meydan›'n› zorlayan liselilerin yan› s›ra üniversiteliler de vard›. "Boykot" diyerek kampuslardan ç›kan üniversiteliler K›z›lay'a yürüdü. Cebeci Yerleflkesi’nden ö¤renci ve akademisyenler K›z›lay’daki direnifle kat›ld›. Akademisyenlerin "Diktatörler istifa etmez, devrilir!" slogan› ve dövizleri alk›fl ald›. Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ ö¤rencileri de 100. Y›l’da yürüdü. ODTÜ’lülerin yürüyüflü s›ras›nda polis gaz bombas›yla sald›rd›. ODTÜ'lüler yürüyüfle devam etmek için polis sald›r›s›na karfl› direndi. Çat›flma s›ras›nda üniversiteliler bir çöp kamyonunu ele geçirdi ve TOMA ile akreplere karfl› barikat olarak kulland›. 6 Haziran'› 7 Haziran'a ba¤layan gece Fas gezisinden dönen Erdo¤an'› AKP'liler ‹stanbul'da havaliman›nda karfl›lad›. Ankaral›lar ise yasakl› K›z›lay Meydan›'ndaki eylemle karfl›lama töreni yapt›. Halkevleri'nin ça¤r›s›yla K›z›lay Meydan›'nda yaklafl›k bin kifli bulufltu. Ankaral›lar, "Tencerem var tavam var, çapulcuyum havam var!" diyerek Erdo¤an'a seslendi. Yazar Tar›k Ali, Ankara'da gördü¤ü direnifli ‹ngiltere'ye dönünce 'Ankara'da bafll›kl› bir makalede flöyle anlatacakt›: "Gece bafllayan protestolara ilk kez o zaman tan›k oldum. ‹nsanlar ifllerinden ç›k›p evlerine gidiyor, üstlerini de¤ifliyor, yemeklerini yiyor, kravatlar›n› bir kenara f›rlat›yor ve haz›rlan›yorlar. Ellerinde su flifleleri ve biber gaz›ndan korunmak için ›slat›lm›fl mendiller. Akflam saat 10 ya da 11 oldu mu d›flar› ç›k›yorlar, genellikle küçük gruplar halinde, Ku¤ulu Park’a varana dek gölge gibi geçiyorlar sokaklar› ve gülümsüyorlar slogan atan, flark› söyleyen, Erdo¤an’a sataflan binlerce insan... Polis sald›r›yor. Reklam panolar›, külüstür arabalar ve ellerine ne geçerse onunla alelacele bari-
93
ANKARA katlar yap›l›yor. TOMA onlar› da¤›tmaya çal›fl›yor. Baflaram›yor. Sonra biber gaz› (Brezilya’dan ithal). Bitmek bilmiyor. Protestocular da¤›l›yor, tekrar birlefliyorlar, saat 3.00’a gelene ve hatta geçene de¤in bu böyle sürüyor. Aksiyon ertesi gün kald›¤› yerden devam edecek."
Erdo¤an'›n kendi taban›n› saflaflt›rma telafl› Fas gezisinden döner dönmez Türkiye turuna ç›kan Erdo¤an, 9 Haziran'da Adana ve Mersin'deki program›n›n ard›ndan Ankara'ya geldi. Melih Gökçek, en kalabal›k
ge kat›lanlara uzatt›¤› mikrofona konuflan bir kad›n›n, "K›l›çdar'›n arkas›nday›z, K›l›çdar'›n" sözleri, AKP'nin taban›n› saflaflt›rma hamlesinin foyas›n› ortaya ç›kard›. Di¤er taraftan Erdo¤an'›n gelifli K›z›lay'da protesto edildi. K›z›lay'da toplanan binler Gökçek’in Erdo¤an’› karfl›layacak kitleleri oluflturmak için yapt›¤› seferberli¤e "Erdo¤an'› alana Gökçek bedava" sloganlar›yla tepki gösterdi. Meydandaki say› saatler geçtikçe artt›, halk bir süre sonra çevredeki yollar› trafi¤e kapatt›. Polisin halka sald›rmas›yla çat›flma ç›kt›. Çat›flmay› görüntülemeye çal›flan sol bas›n emekçilerini hedef gözeten polis, “Bir dahaki sefere aya¤›n›za s›kaca¤›z” sözleriyle tehditler savurdu. K›z›lay Meydan›'n›n yan›ndaki Güvenpark'ta eylemler devam etti. Polis eylemlerin önünü kesmek için 10 Haziran'da 6 TOMA, 4 akrep, 20 polis otobüsü, polislere tahsis edilen 10 belediye otobüsü ile meydan› abluka alt›na ald›. Halk polis ablukas›na ra¤men meydana girdi, oturma, sohbet etme ve ayakta durma eylemleri yapt›.
“Ankaral› Bebeler” bugün de Ankaral›lar›n kan›n› kaynatan “eski bir flark›”y› hat›rlat›yor: “bu bir Ankara hat›ras›d›r, Ankara iflidir / delikanl›lar en h›zl› zamanlar›nda K›z›lay’da / en h›zl› an›lar›n› K›z›lay kald›r›mlar›na çakarken / 盤 gibi ya¤d›k Ankara’n›n üzerine / bu bir Ankara usulüdür, Ankaradan ç›kar / yeni olsa ne eski olsa ne... / en h›zl› zamanlara bafllamadan önce birbirimize flöyle bir bak›p...”
Tam da Tar›k Ali'nin gözlemledi¤i gibi 8 Haziran akflam saatlerinde Ku¤ulu Park’tan 20 bin kifli K›z›lay’a yürüdü. K›z›lay ve çevresindeki direniflçilerin de alana gelmesiyle meydan tamamen iflgal edildi. Defalarca iflgal edilen K›z›lay'da halk zaferini kutlarken polis de harekete geçti. Meydan›n dolmas›ndan dakikalar sonra TOMA’lar, akrepler ve çevik kuvvet polisleri gaz ve ses bombalar›yla sald›r›ya geçti. Ziya Gökalp, Meflrutiyet ve Mithatpafla caddelerine barikatlar kuruldu, atefle verildi. Saatler süren çat›flmada 3’ü a¤›r 40 kifli yaraland›, çok say›da kifli gözalt›na al›nd›.
94
karfl›lamay› sa¤layabilmek için seferberlik ilan etti. Belediye çal›flanlar›na kat›l›m için genelgeler yay›mlarken tüm AKP örgütüne ve üyelerine SMS üzerinden ça¤r›lar yap›ld›. Ama Tayyip Erdo¤an'› karfl›layan say›, Gökçek'in çabalar›n›n bofla gitti¤i gösterdi. Ankara'da dört ayr› yerde konuflan Erdo¤an'›n, bindirilmifl k›talarla düzenledi¤i, iç motivasyon art›rma, zevahiri kurtarma ve moral tazeleme mitingleri AKP karfl›t› eylemlerin yan›nda sönük geçti. 40 kilometrelik konvoyla Erdo¤an'›n beklendi¤ini iddia eden Melih Gökçek'in kanal› BEYAZ TV, canl› yay›nla karfl›lama mitingindeydi. BEYAZ TV muhabirinin mitin-
Polisin bask›yla y›ld›rmaya çal›flt›¤› halk her gün K›z›lay'a geliyordu. 11 Haziran'da meydandaki polis ablukas›n› alk›fllarla protesto eden halka polis araçlar›ndan tarihe geçecek bir anons yap›ld›: "K›z›lay alan›ndaki merakl› vatandafllara sesleniyoruz. Da¤›l›n, aksi takdirde zorla da¤›t›lacaks›n›z." K›z›lay Meydan›'ndaki polis ablukas›, Kolektifler'in "Fikirlere gaz ifllemez" diyerek ça¤r›s›n› yapt›¤› eylem biçimiyle k›r›ld›. ‹lki 12 Haziran'da gerçekleflen eylemde Güvenpark'ta kitap okundu. Polisin tehditlerine ra¤men geri ad›m atmayan direniflçiler, polisi geri çekilmek zorunda b›rakt›. Kitap okuma ile bafllayan eylem, sonras›nda oturma, durma, 5 çay› gibi yeni biçimlerle sürdürüldü. Durma eylemi 17 Haziran gecesi ‹stanbul'dan Türkiye'ye yay›lm›flt›. "Duran adam" eylemi K›z›lay’da "Duran kad›n" eylemine dönüfltü. 17 Haziran'› 18 Haziran'a ba¤layan gece bir kad›n Ethem'in vuruldu¤u yerde dururken Dilan Dursun'un yatt›¤› hastane önünde akademisyenler durma eylemi yapt›. Ard›ndan Mustafa Sar›sülük, kardefli Ethem Sar›sülük’ün katledildi¤i yerde bir
ANKARA oturma eylemi yaparken, Ethem’in katledildi¤i yere gün boyu karanfiller b›rak›ld›.
‹syan yarg›lanamaz! Duruflmalarda ‘halk›n avukat›’ barikatlarda isyanc› ‹syan avukatlar› da aya¤a kald›rd›. Avukatlar, demokratik hak kullan›m›n›n engellenmesini protesto etmek için 6 Haziran'da Ankara Barosu E¤itim Merkezi’ne
yürüdü. ‹stanbul Ça¤layan Adliyesi’ndeki avukatlar›n darp edilerek, yerlerde sürüklenerek gözalt›na al›nmas› üzerine Ankara'daki hukukçular eylem yapt›. 12 Haziran'da Ankara Adliyesi’nden ç›kan yaklafl›k 5 bin avukat Atatürk Bulvar›’n› tamamen kapatarak K›z›lay Meydan›’na yürüdü. Buradan Ankara Barosu E¤itim Merkezi’ne giden avukatlar, “Savunma hakk›na dokunulamaz, aya¤a kalk›yoruz” dedi.
Akrepleriniz, gaz bombalar›n›z Dilan Dursun’u durdurur mu sand›n›z! Ethem'in 16 Haziran’daki cenaze töreni için K›z›lay'da toplanan halka polis sald›r›rken, Kolektif üyesi Dilan Dursun, Kurtulufl Meydan›’nda bir akrebin yak›n mesafeden att›¤› gaz bombas›yla bafl›ndan vuruldu. Kafatas›nda çökme k›r›¤› oluflan ve beyin kanamas› geçiren Dilan, 20 Haziran'da yo¤un bak›mdan ç›kt›. Polis, sald›r› sonras›nda olay› örtbas etmeye çal›flt›. Dilan ile ilgili belgeler savc›l›¤a gönderilmedi,
olay yeri incelemesi ancak 4 gün sonra yap›ld›. Avukatlar›n suç duyurusu üzerine bafllayan soruflturmada ilk tan›k ifadesini 24 Haziran'da verirken, savc›l›k "çok acele" ibareli bir yaz›yla mobese görüntüleriyle birlikte bölgede yer alan tüm güvenlik kamera görüntülerini istedi. Dilan ile ilgili soruflturmay› yürüten savc›l›k, emniyetten istedi¤i o gün akrep araçlar›nda görevli olan polislerin isimlerini ve telsiz kay›tlar›n›,
5 adet mobese kamera görüntüsünü, bir adet TRT kamera görüntüsünü ve bir adet telsiz kayd›n› elde ettikten sonra dosyaya “gizlilik” karar› verdi. Avukatlar›n yapt›¤› itiraz üzerine Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi k›s›tl›l›k karar›n›n suçtan zarar gören vekilleri aç›s›ndan geçerli olmad›¤›n› belirterek itiraz› reddetti. Mahkeme flüpheliler yönünden ise k›s›tlama karar›n›n hukuka uygun oldu¤unu belirtti. Mahkemenin yorumuyla birlikte Dilan Dursun’un avukatlar›n›n dosyay› inceleme ve dosyadan suret almas›n›n önünde herhangi bir engel kalmad› ve flüpheli polislerin ise dosyay› inceleme ve dosyadan suret alma hakk› k›s›tlanm›fl oldu.
5-17 Haziran: Emekçiler ifl b›rakt› Emek-meslek örgütleri 5-17 Haziran'da Türkiye'nin birçok ilinde oldu¤u gibi Ankara'da da ifl b›rakt›. Emekçilerin 5 Haziran'daki K›z›lay buluflmas›na polis sald›rd›. 17 Haziran'daki ifl
b›rakman›n ard›ndan yürüyüfle geçen emekçilerin önünü polis kesti. Emek örgütleri Türkiye'ye yay›lan isyanla birlikte harekete geçti. 5 Haziran ve 17 Haziran'da emekçiler ifl b›rakt›, kent meydanlar›na akt›. Ankara'n›n buluflma noktas› K›z›lay, 5 Haziran'da emekçilerle doldu. Buluflma saati öncesinde birçok farkl› noktadan yürüyüfller yap›ld›. Toplumsal
muhalefetin tamam›n›n kat›l›mc›s› oldu¤u eylemde Halkevleri’nin ça¤r›s›yla Mamak’tan binlerce mahalleli yürüdü. Eyleme sa¤l›k emekçileri kitlesel kat›l›m sa¤lad›. Eylemde Taksim, Dersim ve Antakya’ya selamlar gönderildi, direniflte katledilenler için sayg› duruflunda bulunuldu. Direnifle kampuslar›ndan güç veren, meydanlar› bofl b›rakmayan ODTÜ ö¤rencileri eylemde büyük alk›fl ald›. K›z›lay Meydan› kitleler taraf›ndan iflgal edilmiflken KESK Dönem Sözcüsü, KESK'in eyleminin bitti¤ini duyurdu. Eylemin bitirilmesi ça¤r›s› meydandaki halkta rahats›zl›k yaratt›. Bu duyurudan dakikalar sonra ise meydanda halaylar çekilip, türküler söylenirken polis gaz bombalar›yla sald›rd›. Atatürk Bulvar›, Ziya Gökalp ve Sakarya’da bafllayan çat›flmalar, Kolej, Kurtulufl ve Maltepe’ye de yay›ld›. Mamak’tan yürüyen halk da Kurtulufl’taki direnifle destek verdi. Polisin “Ankara halk›, müdahalemiz bitmifltir. Normal yaflant›n›za dönebilirsiniz” anonsu halk taraf›ndan yuhalan-
95
ANKARA d›. Direnifl akflam saatlerinde Tunal› Hilmi Caddesi'nde sürdü. Polis, ses ç›kararak eylemcilere destek veren halk›n evlerine kadar gaz bombas› att›. Taksim Gezi Park›'n›n 15 Haziran'daki sald›r› ile polis ablukas›na al›nmas›n› ve 15-16 Haziran'daki polis sald›r›lar›n› protesto etmek için D‹SK,KESK,TMMOB,TTB ve TDHB 17 Haziran'da bir günlük ifl b›rakma eylem yapt›. Ankaral› emekçiler Kolej Meydan›’nda bulufltu. Eyleme yürüyüfllerle gelindi. Kolej’de toplanan ve yürüyüfl için harekete geçen emekçilerin önü k›sa bir süre sonra polis barikat›yla kesildi. Emekçiler, Ziya Gökalp Caddesi üzerinde kürsüsünü kurdu ve konuflmalar gerçeklefltirdi. Miting, 20 dakikal›k oturma eylemiyle sona erdi. ‹fl b›rakma eylemine kat›l›m oran› oldukça düflüktü.
Direniflin ileri hatt› Kennedy Caddesi hiç bu kadar Ankaral› olmam›flt› Ankara ‹syan›'n›n bafllang›c›nda çat›flmalar›n merkezinde K›z›lay Meydan› oturuyordu. Ancak halk nerede toplansa oraya polis sald›r›s› gecikmedi. Kennedy Caddesi'nde her akflam belli bir saatte toplanan Ankaral›lara polis sald›rd›, çat›flmalar ç›kt›. Ankaral›lar K›z›lay'dan ve mahallelerden Kennedy'deki çat›flmalara deste¤e geldi Kennedy Caddesi t›pk› K›z›lay Meydan› gibi Ankaral›lar›n bir buluflma noktas› haline geldi. Kimi zaman K›z›lay'daki çat›flmalar Kennedy'e sarkt›. Ço¤u zaman ise çat›flma merkezlerinden biri oldu. Kennedy'nin en büyük fark› herkesin çat›flmaya haz›r gelmesiydi. Kennedy'nin asfalt› direniflçilerin tabanlar› ve TOMA’lar›n tekerlekleri aras›nda her gece yaflanan çat›flmalarda el de¤ifltirdi. Kennedy Caddesi'nin Atatürk Bulvar› ile kesiflti¤i noktada ABD Büyükelçili¤i’nin olmas›, polis sald›r›s›n›n fliddetini art›r›c› unsurlardand›. Kennedy Caddesi'nde ilk çat›flma 3 Haziran'da ç›kt›, 7 saat sürdü. Kennedy'de çat›flanlar, yerleflik halk›n yan›nda Ku¤ulupark’ta toplanan binlerce kifliyle Dikmen'den gelen mahallelilerdi. Kennedy
96
Kennedy Caddesi’nde 15 Temmuz günü ç›kan çat›flmada direniflçiler çat›flmaya kepçeyle geldi. Hemen her gece yaflanan çat›flmalar e¤lenceli bir oyun haline geldi.
Caddesi'nin ve Atatürk Bulvar›’n›n kapat›lmas›yla polis sald›r›s› bafllad›. K›z›lay Meydan›'n›n ikinci kez iflgal edildi¤i 8 Haziran'da ço¤unlu¤u K›z›lay’dan gelen binlerce kifli Kennedy’de “Diktatör istifa!” sloganlar›yla barikatlar kurdu. Saatler 01.30’a yaklafl›rken polis TOMA ve akreplerle bir kez daha sald›r›ya bafllad›. Kitlenin sald›r›ya karfl›l›k vermesiyle çat›flmalar Bestekar, Tunus, Tunal› Hilmi’ye yay›ld›.
vam etti ve yaklafl›k 3 saat sürdü. Kennedy'de toplanan eylemcilere her gece sald›ran polis 19 Haziran'da, eylemcileri gaz ve tazyikli su ile da¤›tt›ktan sonra bölgedeki mekanlara sald›r›ya geçti. Revir olarak kullan›lan birçok mekana tazyikli su s›k›ld›, akreplerden bofl sokaklara gaz bombalar› at›ld›. Kennedy’deki sald›r› s›ras›nda TOMA’lar bas›n emekçilerini do¤rudan hedef alarak su s›kt›.
Her gece çat›flmalar›n yafland›¤› Kennedy'e di¤er eylem noktalar›ndan destekçiler geldi. Halkevciler 10 Haziran'da Kennedy’e yürürken Seyranba¤lar› ve Esat halk› da “Çapulcular” pankartlar›yla Ku¤ulupark’a geldi. Her gece binlerin buluflma adreslerinden biri haline gelen Ku¤ulu'dan eylemciler Kennedy'e yürüdü. Polis, Kennedy’de insanlar›n toplanmaya bafllamas›n›n ard›ndan üç farkl› sald›r› gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 3 saat süren çat›flmalar ara sokaklara da yay›ld›. 12 kifli gözalt›na al›nd›.
Kennedy Caddesi'ndeki çat›flmalar 20 Haziran'a kadar kesintisiz devam etti. Her gece halk caddeye ç›kt›, barikatlar kurdu, barikatlar› atefle verdi ve polis sald›r›s›yla birlikte çat›flmalar bafllad›. Gece yar›s›n› geçene kadar çat›flmalar devam etti. Günler süren polis fliddetine ra¤men çat›flmay› e¤lenceli bir oyun haline getiren eylemciler, 15 Temmuz'da bir “kepçe”yi polise karfl› direniflçilerin “moral barikat›” olarak kulland›lar.
Pankartlar›n toplanmas› bahanesiyle 11 Haziran'da Gezi Park›’na ve Taksim Meydan›'na yap›lan sald›r›, mahallelerde de kitlesel eylemlerin yap›lmas›na neden oldu. Dikmen ve Seyranba¤lar› halk› yine Kennedy’e yürüdü. Kennedy Caddesi’nde saatler gece yar›s›n› geçti¤inde polis sald›r›s› bafllad›. Tazyikli su, gaz ve ses bombalar›yla yap›lan sald›r› ara sokaklarda da de-
Ku¤ulu Park: Polis sald›rd›kça, çad›rlar bezden kaleler gibi yükseldi Ku¤ulupark, 31 May›s'tan itibaren bir baflka buluflma noktas› oldu. "Pasif direnifl" diyerek parka çad›r kuranlar, polis sal-
ANKARA d›r›s›na ra¤men park› terk etmedi. Gezi Park›'na destek eylemi için 31 May›s'ta, Ku¤ulupark'ta binlerce kifli topland›. Ankara muhalefetinin normalde yürüdü¤ü bir güzergah olmayan Ku¤ulupark, 31 May›s'›n ard›ndan buluflma merkezlerinden biri haline geldi. Ku¤ulupark'ta buluflanlar aras›nda a¤›rl›kl› olarak Esat-Tunal› halk› varken bu park LGBT bireylerin de buluflma noktas› oldu. Park› buluflma merkezi haline getiren gruplar “Burada pasif direnifl var” pankart›yla çad›r kurdu. Her gece çad›rda sabahlayan 100-200 kiflilik gruba bölge halk›ndan destek ya¤d›. Eylemcilere 7 Haziran ö¤le saatlerinde polis sald›rd›. Çad›rlar› söken polisler, tekrar çad›r kurulmas› durumunda yeniden sald›r›ya geçeceklerini duyurdu. Eylemciler buna karfl›n birkaç saat içerisinde yeniden çad›rlar›n› kurdu. Polis çad›rlar› sökmek için Taksim Meydan›'ndaki pankartlar›n toplanmas›yla efl zamanl› davrand›. 11 Haziran sabah› polisin çad›rlar› sökmesi üzerine bölge halk› polisi protesto etti. Polisin Ku¤ulupark'taki çad›rlar› sökme operasyonu 17 Haziran'da tekrarland›. Parkta direniflçiler çad›rlar›ndayken gece yar›s› gaz bombalar› atan polis, eylemcileri dakikalarca coplad›. Sald›r›da bir kiflinin kafas›, bir kiflinin kolu k›r›ld›, bir kiflinin dama¤› y›rt›ld›. Polis, direniflçilerin çad›rlar›n› toplad›.
kalkt›. 31 May›s gece 01.00’dan sonra Ayranc›, Keçiören, 100.Y›l, Bat›kent, Tuzluçay›r’da binlerce kifli soka¤a ç›kt›. Dikmen’de 5 bin kifli TBMM’ye yürüdü. Küçükesat’ta gürültü eylemi yapan yaklafl›k 300 kifliye ise polis gaz bombalar›yla sald›rd›. Sald›r›ya ra¤men halk da¤›lmad›. K›z›lay’da 2 Haziran günü çat›flmalar sürerken, bu kez daha fazla mahalle soka¤a ç›kt›. Tuzluçay›r, Saimekad›n, Mutlu, Bat›kent, Etimesgut, Eryaman, Dikmen, ‹lker, Ayranc›, Seyranba¤lar›, Libya Caddesi, Küçükesat, Ku¤ulupark, Gaziosmanpafla, Cebeci, Çayyolu, TOK‹ Turkuvaz Evleri, 100.Y›l ve Çukurambar’da on binler sokaklara döküldü. Eylemlerde ana caddeler kapat›ld›, barikatlar kuruldu. K›z›lay Meydan›'na 3 Haziran'da ça¤r› yapan lise ve üniversitelilere polisin sald›rmas› üzerine mahalleliler, akflam eylemlerinde bu defa gençler için gürültü ç›kard›. Çukurambar ve 100. Y›l halk› ODTÜ’lüler ile birlikte yürüdü. Dikmen, ‹lker, Sokullu, Keklik, Keçiören, Bat›kent, Mamak, Eryaman, Etimesgut, Çayyolu’nda binlerce kifli sokaklar›, meydanlar› kapatt›. Dikmen Vadisi Bar›nma Hakk› Meclisi de Y›ld›z halk›y-
Gezi Park›'na destek eylemi yapmak için K›z›lay'da toplanan Ankaral›lara polisin sald›r›s›n›n ard›ndan mahalleler aya¤a
Mahalleler devam eden günlerde her akflam soka¤a ç›kt›, eylem yapt›. Zaman zaman ana yollar› trafi¤e kapatt›. Dikmen ve Mamak 4-6 Haziran'da K›z›lay'a, ‹lker, Dikmen, Sokullu, Seyranba¤lar› 9 Haziran'da Kennedy'e yürüdü. Mahalleliler 14 Haziran'daki yürüyüfllerini Ethem'e adad›. “Hepimiz Ethem’iz” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemlerde katillerden hesap sorma sözü verildi. Keçiörenliler yürüyüflleri Adli T›p Kurumu’na yaparken, Bat›kentliler de Ethem'in ailesinin evine yürüdü. Ethem’in annesinin gözyafllar›n› tutamamas› üzerine Bat›kentli gençler “Anne a¤lama, evlatlar›n burada” sloganlar› att›.
‘Dikmen'e girmeye TOMA'n›z yetmez!’ AKP faflizmine karfl› isyan bayra¤› Ankara'da halk direniflinin kent ölçe¤inde en yo¤un ve sürekli biçimlerde yafland›¤› Dikmen’de yükseldi. Halk›n günler süren direnifli polisi aciz b›rakt›, mahalleye sokmad›. Dikmenliler Ankara’daki di¤er mahallelerin aya¤a kalkmas›nda ateflleyici oldu¤u gibi eylemlerinin hedefi ve süreklili¤i ile tüm Türkiye’deki direnifllere güç verdi. Dikmen halk› 31 May›s gecesi 01.00'dan sonra 5 binden fazla kifliyle Meclis’e do¤ru yürüyüfle geçip Meclisi kuflatt›¤›nda Gezi Direnifli'nin iktidar› hedef alan bir halk isyan›na dönüflece¤inin ilk iflaretlerinden birini verdi.
Mahalleli isyanc›lar mahallede, meydanda ve kent merkezinde zaptedilemez bir ‘ordu’ Mahalleliler hem kendi mekanlar›nda çat›flt›lar, hem kent merkezinde çat›flman›n yo¤unlaflt›¤› bölgelere destek kuvveti olarak gittiler. Halk, mahalle içinden yürüyüfllerle ço¤alarak K›z›lay'a, Kennedy'e, Ku¤ulupark'a akt›.
la Turan Günefl Bulvar›’n› kapatt›. Mamak’tan K›z›lay’a yürüyenlere de polis sald›r›s› gerçekleflti. 20 bin Mamakl› ise Tuzluçay›r Meydan›’na halk kürsüsü kurdu.
Binlerce kifli dayan›flma içinde Ankara sokaklar›nda çat›flt›. Barikatlar polisi hareket edemez k›larken, eldivenciler ve sapanl›larla çat›flman›n süreklili¤i sa¤land›. Direniflçiler gaz fifleklerinden nas›l korunaca¤›n› ve karfl› tarafa geri gönderece¤ini eylemde ö¤rendi. TOMA ve akreplerin floför kabinine birkaç liral›k lazerle ›fl›k tutan eylemciler, araçlar›n hareketini engelledi.
Dikmen halk› direniflin yaklafl›k ilk on gününde 10 bin ile 20 bin aras›nda de¤iflen kitlesellikte yürüyüfller gerçeklefltirdi. Bu yürüyüfllerde binlerce insan barikatlar› aflarak K›z›lay'a ilerledi K›z›lay'daki çat›flmalara kat›ld›. Dikmen’in en önemli özelli¤i tüm devlet kurumlar›na ve iktidar merkezlerine yak›nl›¤›. Bir zamanlar Ankara’n›n merkeze en yak›n semti olarak “devlet mahallesi” olarak adland›r›lan Dikmen’den K›z›lay'a yürümek demek; TBMM, Baflbakanl›k, Emniyet Genel Mü-
97
ANKARA dürlü¤ü, Genelkurmay Baflkanl›¤›, Jandarma Genel Komutanl›¤›, Deniz Kuvvetleri Komutanl›¤› ve Sahil Güvenlik Komutanl›¤›'n›n önünden yürümek demekti. Her fleye karfl›n bu güzergahtan kimi zaman "Dayan Kennedy, Dikmen geliyor" slogan›yla Kennedy Caddesi'ne öfkeyle yürüdü Dikmenliler. Ankara sokaklar› dahil Türkiye'de çat›flmalar›n fliddetinin yavafllad›¤› s›rada Dikmen, AKP faflizmine karfl› isyan bayra¤›n› yükseltti. Bu direnifl AKP faflizminin özel olarak Dikmen’i hedef almas›na yol açt›.
22 Haziran'da Dikmen'e sald›ran Ankara polisi, halk direnifli sonucu 31 May›s'tan beri yaflamad›¤› bir hezimetle sabaha karfl› 5'te bölgeyi terk etmek zorunda kald›. Saatler süren sald›r› ve çat›flmalar›n ard›ndan mahallelinin bir daha soka¤a ç›kmayaca¤›n› düflünenler yan›ld›. Ertesi gün on binlerin yeniden eylemde bir araya gelmesiyle polis Emniyet Binas›’n›n önüne kadar çekilmek zorunda kald›. Tüm sald›r›lar›na karfl›n halk›n sokaklardan ayr›lmad›¤›n› gören polis ola¤anüstü hal bölgelerini aratmayan uygulamalara bafllad›. Her akflam sokak lambalar› söndürülerek Dikmen sokaklar›nda polis halka sald›rmaya bafllad›. Sokaklarda gezdirilen TOMA'lar ve akrepler yan yana 10 kifliyi gördü¤ünde sald›rd›. Özel hareket
98
timleri apartmanlar›n›n önünde çekirdek çitleyen gençleri dahi rastgele gözalt›na ald›. Gençler polis taraf›ndan dövülüp sokaklara at›ld›. Kad›nlar akreplerin içinde taciz edildi, Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan bölgeye gönderilen otobüsler s›n›rland›r›larak halk cezaland›r›lmaya çal›fl›ld›. Dikmen halk› soka¤a ç›kmaktan vazgeçmedi. 22-27 Haziran aras› her gün polis sald›r›s›na karfl› mahalleliler topyekun direndi. 27 Haziran'dan sonra park forumlar›nda buluflan halk, neredeyse her forum sonras› eylem yapt›. Dikmen halk›, haftalarca
polisin gaz›na, suyuna meydan okudu.
Ankara polisi hiç bu kadar acze düflürülmemiflti; Dikmen bu sefer de Ali ‹smail için ayakta! Üniversite ö¤rencisi Ali ‹smail Korkmaz'›n hayat›n› kaybetmesiyle halk aya¤a kalkt›. Ali ‹smail’in hesab›n› sormak için hemen eyleme geçildi. ‹lker Mahsuni fierif Park› ve Sokullu Ahmed Arif Park›’ndaki forumlarda al›nan eylem karar›n›n bu kadar çabuk gerçekleflmesinin sebepleri aras›nda mahallelerin politik geçmifli ve s›n›fsal karakteri önemli rol oynuyor. Vadi’nin y›llard›r süren bar›nma hakk› mücadelesinin, 2 Temmuz Sivas Katliam›’n›n ard›ndan verilen mücadelenin, devrimcilerin kurdu¤u gecekondu mahallelerinin bi-
rikimi Dikmen halk›n›n engellenemeyen isyan›n›n tarihsel arkaplan›n› oluflturuyor.
Dikmen’de devrimci gelenek sürüyor Dikmen Alevilerin yo¤un bir biçimde yaflad›¤› bir bölge. 2 Temmuz 1993'te Sivas'taki Pir Sultan Abdal fienlikleri'ne giden otobüsler Dikmen'den hareket etmifl, katliamda yanan canlar›n cenazeleri yine Dikmen'e getirilmiflti. Dikmenliler için Sivas Katliam› hesab› sorulamayan bir ac›, AKP iktidar› ise Sivas davas›nda zamanafl›m› sa¤layan, katliamc›lar›n avukatlar›n› Bakan yapan, Alevi düflman› gerici bir iktidar olarak bu hesaplaflmada Dikmen halk›n›n hesap sordu¤u taraf. Haziran ‹syan›’nda Dikmen halk› AKP’den ayn› zamanda Sivas’›n, (444)’ün, kad›n düflmanl›¤›n›n, mezhepçili¤in hesab›n› sormak için yollara düfltü. Emekçilerin yo¤un olarak yaflad›¤› Dikmen’in bir di¤er özelli¤i ise gecekondu dönüflüm bölgesi olmas›. Gecekondu dönemi dayan›flma iliflkilerinin korunmas›n›n direnifle olumlu etkisi bir yana Dikmen hala kentsel dönüflüm tehdidini içeren ve bar›nma hakk› için mücadele eden mahalleleri içeriyor, her an bu çat›flmay› yafl›yor. Dikmen’de polisin aciz kald›¤› direnifle karfl› eli sopal›, palal› sivil uzant›lar devreye sokuldu. Tayyip Erdo¤an'›n eli palal› "sivil kahramanlar›" 10 Temmuz'da bu kez yüzlerce kiflinin Ziraat Bankas› Kavfla¤›'ndaki eyleminde ortaya ç›kt›. Halk›n üzerine arac›n› süren sald›rgan, palayla halka sald›rmaya çal›flt›. Dikmeliler hemen sald›rgan›n elindeki palay› ald›. Sald›rgan› da arac›na att›ktan sonra mahalleden kovdu. Ali ‹smail’in hesab›n› sormak, Ali’yi unutturmamak için halk sokaklar› doldurdu. 11 ve 12 Temmuz akflamlar› halk ‹lker Mahsuni fierif ve Sokullu Ahmed Arif parklar›ndan yürüyerek Ziraat Kavfla¤›’nda bir araya geldi. Dikmen’den Polisevi'ne yap›lan yürüyüfllere polis sald›rm›flt›. Polis sald›r› çap›n› mahalle içine kadar geniflletmiflti. Polisin hedefi inatla yürüyüfllerini sürdüren Dikmenlileri mahalle içinde yap›lacak eylemlere bile ç›karamamak oldu. Dikmenliler ise her polis sald›r›s›ndan sonra soka¤a daha kalabal›k ç›kt›. Son sald›r›y› 27 Haziran'da ya-
ANKARA pan ve püskürtüldükten sonra mahalleye bir daha gelemeyen polis, 13 Temmuz'da bir kez daha flans›n› denedi. Polisi yaklafl›k 2,5 saat boyunca ara sokaklara sokmayan Dikmenliler TOMA ve akrepleri Polisevi’ne kadar sürdü. Yanan barikatlar›n arkas›nda toplanan halk›, “Buras› Dikmen buradan ç›k›fl yok”, “Dikmen’e girmeye TOMA’n›z yetmez” sloganlar› att›.
‹syanc›lar polisi de eli sopal› uzant›lar›n› da püskürttü Ali ‹smail Korkmaz’› ara sokakta döverek katleden polisler ve eli sopal› sivil faflistler Dikmen'de de ortaya ç›kt›. 14 Temmuz'da mahallelilerin sloganlarla eyleme bafllamas› üzerine TOMA ve akrepler sald›r›rken polisle iflbirli¤i içindeki eli sopal› faflist gruplar da ara sokaklarda halka sald›rd›. Dikmen halk›, faflistleri ve polisi ara sokaklardan püskürttü. Bu s›rada akrepten hedef gözetilerek at›lan gaz bombas›yla Halkevleri üyesi Ayd›n Ay iki metre mesafeden bafl›ndan vuruldu. Ay, hemen Numune Hastanesi’ne kald›r›ld›. Yeni barikatlar kurulurken var olanlar da güçlendirdi. Yüzlerce çevik kuvvet polisi, çok say›da TOMA ve akrep cadde üzerinde ve ara sokaklarda konuflland›r›ld› ama halk mahalleye polisi sokmad›. Ara sokaklara nadir olarak girebilen polislerin tepelerine tencere f›rlat›ld›, TOMA'n›n f›skiyesi kullan›lamaz hale getirildi, akrepler parçaland›. Halk›n direnifliyle 15 Temmuz sabah› 02.20 civar›nda polis mahalleden kovuldu. Polis bir kez daha a¤›r yenilgi ald›, yine geri çekilmek zorunda kald›.
On binlerce direniflçi Ethem'i son yolcu¤una u¤urlad›. ‹syanc›lar Ethem’i yüre¤ine gömdü Polis kurflunuyla bafl›ndan vurulan Ethem'in ölümü 14 Haziran'da duyuruldu. Ethem'in 16 Haziran'daki cenazesi için on binler K›z›lay'da bulufltu. Polis cenazenin K›z›lay'a götürülmesini engellerken K›z›lay'da cenazeyi bekleyen halka sald›rd›. Ethem tüm sald›r›lara ra¤men on
binlerce direniflçi taraf›ndan y›ld›zlara u¤urland›. 1 Haziran'da Güvenpark'taki polis sald›r›s›yla bafl›ndan kurflunla vurulan Ethem'in ailesine halk›n öfkesini büyütmemek için günlerce bilgi verilmedi. Ethem’in kesin ölümü tam 13 gün sonra, 14 Haziran’da duyuruldu. Haber üzerine çok say›da kifli Numune Hastanesi’ne ak›n etti. Ethem'in cenazesi Keçiören Adli T›p Kurumu’na götürüldü. Güvenpark’taki kitap okuma eylemindekiler, yaflam›n› yitiren Ethem için oturma eylemi yapt›. Erdo¤an'›n 15 Haziran'da Sincan mitinginde konufltu¤u saatte Ankara toplumsal muhalefeti de Güvenpark’ta “Halka Sayg›” buluflmas› yapt›. Eyleme yüzlerce kifli kat›ld›, Ethem'in yaflam›n› yitirdi¤i noktaya karanfiller b›rak›ld›. Keçiören, Tuzluçay›r, Saimekad›n, An›ttepe, Seyranba¤lar›, ‹lker ve Dikmen halk›, Ethem'in yaflam›n› yitirmesi ve Tayyip Erdo¤an’›n aç›klamalar› üzerine kitlesel bir biçimde soka¤a ç›kt›. Dikmen’de 10 bin kifli polis barikat›n› geri çektirdi. Bat›kentliler bir süre ‹stanbul Yolu’nu trafi¤e kapatt›. Mamak’tan K›z›lay’a yürüyen yaklafl›k 500 kifli ise Kurtulufl’ta bir saat boyunca polisle çat›flt›. AKP faflizmi 16 Haziran’da Ethem’in cenazesinin K›z›lay’a götürülmesini engelledi. Bat›kent'teki Pir Sultan Abdal Cemevi'nden yola ç›kan cenaze konvoyunun ilerlemesine polis izin vermedi. Jandarma da bölgeye araçla girifli durdurdu. Cenaze arac› Bat›kent’te polis taraf›ndan rehin al›n›rken, K›z›lay Meydan›’nda buluflan bin-
Sincan’da AKP’nin bindirme k›talar› Güvenpark’ta halk isyan› AKP'liler 15 Haziran'da, “Milli ‹radeye Sayg› Mitingi”nde topland›. Miting için Sincan’›n seçilme nedeni 2009 yerel seçimlerinden itibaren AKP için "kale" olarak nitelendirilebilecek bir ilçe olmas›yd›. 2009’da yerel seçim, 2010’da referandum, 2011 genel seçim mitingleri için hep ayn› ilçe seçilmiflti. Ayr›ca Ankara’n›n en büyük kent meydanlar›ndan birisi Sincan’da. Ankara sokaklar›nda süren çat›flma ortam›na nazaran Sincan, Erdo¤an için en güvenilir ve moral kayna¤› oluflturabilecek yerdi. Ancak Sincan mitingi Erdo¤an'a moral vermedi. Emniyet metrekare hesab› üzerinden mitinge 200-250 bin aras›nda kiflinin kat›ld›¤›n› aç›klad› ancak bu oldukça fliflirilmifl bir say›yd›. Alan t›kl›m t›kl›m dolsa dahi en fazla 45-50 bin kifli s›¤abilirken ve yer yer büyük boflluklar bulunurken Erdo¤an nas›l hiddetlenmesin. Moral bozuklu¤u Erdo¤an'›n diline vurdu: K›flk›rt›c›, cephelefltirici, kutuplaflt›r›c› ve provokatif. Erdo¤an, "Yar›n ‹stanbul mitingimiz var. Çok aç›k, net söylüyorum. Taksim Meydan› boflald›, boflald›. Boflalmad›¤› takdirde bu ülkenin güvenlik güçleri boflaltmay› bilir" diyerek sald›r› emrini verdi.
lerce kifliye polis gaz ve ses bombalar›yla sald›rd›. Atatürk Bulvar›, GMK, Ziya Gökalp, Sakarya, Kolej, Kurtulufl ve ara sokaklardaki çat›flmalar saatlerce sürdü. Kitle çat›flmalar s›ras›nda sürekli “Katil polis” sloganlar› att›.
99
ANKARA Direniflçiler sald›r›lara karfl›n defalarca meydana ç›kt›. Sald›r›larda çok say›da kifli yaraland›. K›z›lay’daki cenaze töreni polis sald›r›s›na u¤ramas›na karfl›n Ethem’in oturdu¤u Bat›kent’te yaklafl›k 30 bin kifli bulufltu. Cenaze önce Cemevi’ne, buradan da memleketi Çorum’a götürüldü. Ethem y›ld›zlara u¤urland›. Akflam saatlerinde de TOK‹ Turkuvaz Evleri, An›ttepe, Ku¤ulupark, Küçükesat, Tunal› Hilmi, Dikmen, ‹lker ve Keçiören’de kitlesel eylemler düzenlendi. Ku¤ulupark ve Tunal› Hilmi’deki kitlenin saat 23.00’dan itibaren Kennedy’deki buluflmas›na da yine polis sald›rd›. Sald›r›da TOMA’lara su tafl›yan tanker, kald›r›mdaki direniflçilerin üzerine sürüldü.
men halk› her akflam ‹lker Mahsuni fierif, Sokullu Ahmet Arif ve Keklik Se¤menler Park›'ndaki forumlarda bir araya gelmeye bafllad›. K›z›lay Çald›ran Park›’nda, Dikmen Ziraat Bankas› önünde, Mamak Do¤ukent Caddesi’nde, Keçiören Daniflment Meydan›’nda, Çayyolu Arcadium önünde, Eryaman 3. Etap’ta, 100. Y›l Migros önünde, An›tpark’ta ve Ku¤ulupark’ta akflam saatlerinde düzenlenen forumlarda hem yürütülen direniflin süreklili¤i tart›fl›ld› hem de yerel sorunlara iliflkin mücadele programlar› ç›kar›ld›. Çald›ran Park›’n›n ad› Ethem Sar›sülük Park› olarak de¤ifltirildi. Forumlar birer eylem alan›na dönüfltü.
Güvenpark Dayan›flmas›’n›n her çarflamba, cuma ve cumartesi günleri gerçeklefltirdi¤i forumlarda farkl› gündemler ele al›nd›. Her cumartesi kad›n forumlar› yap›ld›. 24 Temmuz'da F›flk›ye Sevmeyenler Günü ad› alt›nda etkinlikler yap›ld›.
Forumlar›n giderek yayg›nlaflmas› ve parklar› halk›n toplanma merkezi haline getirmesinin ard›ndan çeflitli sald›r›lar da
Ethem'i anmak ve yaflatmak için Kolej'deki Çald›ran Park›'n›n ad› önce direniflçiler sonra da Çankaya Belediyesi taraf›ndan "Ethem Sar›sülük Park›" olarak de¤ifltirildi. Ayr›ca Bat›kent Dayan›flmas›'n›n bulufltu¤u park›n ad›, direniflçilerin Yenimahalle Belediyesi'ne baflvurusu üzerine "Ethem Sar›sülük Park›" olarak de¤ifltirildi. Bat›kent'teki park, Ankara forumlar›n›n ça¤r›s›yla 6 Temmuz’da binlerce kiflilik bir yürüyüflle aç›ld›.
Güven Park Ankara forumlar›n›n da buluflma merkezi oldu. Taksim Dayan›flmas›’n›n Gezi Park›’n› yeniden halka açmak için yapt›¤› eyleme polisin sald›rmas› üzerine 6 Temmuz'da forumlar Güvenpark’ta bulufltu. Ayr›ca Halkevleri ve Ö¤renci Kolektifleri'nin birlikte örgütledi¤i Yaz Okulu flenlikleri Güvenpark'ta tek çat› alt›nda yap›ld›.
Dikmen’deki ilk forum, 28 Haziran'da yap›ld›. Forumlar, Türkiye geneline 18 Haziran'dan sonra yay›l›rken Dikmen’deki gecikmenin sebebi 22 Haziran'dan 27 Haziran'a kadar süren fliddetli çat›flmalard›. Polisin mahalleden kovulmas›n›n ertesi günü halk forumlarda bulufltu.
Direnifl parklarda forumlarla sürüyor Ankaral›lar isyan› sürdürmenin yeni biçimi forumlarda bir araya geldi. Forumlar›n bafllad›¤› sürecin Ankara'ya özgü yan› ise Kennedy ve Dikmen’de çat›flmalar devam ederken Ankaral›lar›n hem forumda hem de çat›flmada olmas›yd› Ankara’da da sokak direnifliyle bafllat›lan özgürlük ve demokrasi mücadelesi, parklarda düzenlenen forumlarla devam etti. Forumlar 20'ye yak›n mahalleye yay›l›rken polis sald›r›s›na karfl› günlerce direnen Dik-
100
yafland›. Keçiören'de yap›lan yürüyüfle b›çakl› sald›r› oldu. Ankara'n›n yerel sorunlar› forumlar›n gündemini oluflturdu. An›tpark Forumu'nda bisiklet yollar›n›n olmad›¤› bunun için bir çal›flma yap›lmas› gerekti¤i önerisini de¤erlendirildi. Atatürk Orman Çiftli¤i'nin talan edilmesine karfl› mücadele karar› al›nd›. K›z›lay Meydan›'nda bulunan Güvenpark, isyan›n ilk günlerinde buluflma noktalar›ndan biri olmufl, üniversitelilerin kitap okuma eylemiyle polisin eylem yasa¤› delinmiflti. K›z›lay'›n dibindeki Güvenpark kazan›lm›fl bir mevziydi ve forumlar burada da yap›ld›.
Her akflam ‹lker Mahsuni fierif, Sokullu Ahmed Arif ve Keklik Se¤menler Park›'nda bir araya geldi. Forumlar›n bafllamas›n›n hemen ard›ndan komisyonlar kuruldu, eylem kararlar› al›nd›. Forumlardan önce de devam eden mahalle eylemleri ayn› s›kl›kla devam etti. Dikmenliler, 1 Temmuz'da Sivas'ta katledilenler için anma ve yürüyüfl yapt›. Mahalle muhtarlar›n› forumlara ça¤r›l›p “Neler yapt›n›z, neleri yapamad›n›z?" sorular›n›n sorulmas› di¤er forumlara örnek oluflturdu.
Bir Ankara havas›! Polisin tüm ezberi yerlebir ‹syanla bafla ç›kamayan AKP, polis terörünün yan› s›ra operasyon, tutuklama, gözalt›lar› devreye soktu. Ankara'da iki
ANKARA
Ankaral›lar, 30 Haziran’daki Onur Buluflmas›’nda direnifli sürdürme ve AKP’yi mezara gömme sözü verdi. On binlerin bir araya geldi¤i Onur Buluflmas›’nda halk›n coflkusu bir an olsun dinmedi. Melih Gökçek’in kat›l›m› azaltmak için baflvurdu¤u otobüs seferlerini azaltma takti¤i tutmad›. Gökçek’in engelleri uzun yürüyüfllerle afl›ld›.
operasyon dalgas›yla onlarca direniflçi tutukland›. Tutuklamalara ra¤men Ankaral›lar geri ad›m atmad›, soka¤a ç›kt›lar. AKP faflizmine karfl› direniflin 19. gününde operasyonlar bafllad›. “Gezi Park› eylemlerine kat›lmak ve organize etmek” iddias›yla Halkevleri, Feminist Kolektif, Kald›raç, ESP, SDP, BDSP ve Halk Cephesi üyesi 26 kifli gözalt›na al›nd›. 22 Haziran'da direniflçilerin 23'ü tutukland›. 23 kifliden 11'i itirazla, 6's› inceleme duruflmas›nda b›rak›ld›. Direnifle yönelik operasyonlar›n ikinci dalgas› 28 Haziran'da gerçekleflti. 30'a yak›n adrese yap›lan bask›nlarda 22 kifli gözalt›na al›nd›. ‹kinci dalga operasyonla tutuklanan 13 direniflçiden 5'i itirazla, 8'i inceleme duruflmas›nda b›rak›ld›. Avukatlar›n›n itirazlar› sonucu 11 Temmuz'da serbest b›rak›lanlar Halkevleri’nden S›la Uzunp›nar ve Ulafl Kaman, Gençlik Muhalefeti’nden Sercan Ulu, Odak okurlar› Mert Arslan ve Erdem Alt›nkaya. ‹nceleme duruflmas›n›n ard›ndan 26 Temmuz'da tahliye olan isimler: Halkevleri üyeleri Yener Ç›rac› ve Yadigar Vuruflaner, Kald›raç okurlar› Taner Aka, Hasan Koç, Yusuf Bahtiyar Özkan, Partizan okuru Cihan A¤tafl, YDG okuru Denizcan Ayd›n ve Odak okuru Murat Bozkurt.
31 Temmuz'da tahliye olan isimler: Halkevleri üyeleri Ak›n Can, Osman Nuri Orhan, Soner Temel, Hikmet Tan›l, Kald›raç okurlar› Birkan Sabaz ve Mert Atmaca, BDSP üyesi Ali Y›lmaz, Feminist Kolektif’ten Hazal Kangal ve Haber-Sen MYK üyesi Can Deliduman. ‹ki direniflçi hala tutuklu.
Çapulcular Onur Buluflmas›'nda
leri, Tayyip Erdo¤an’› karfl›lamak, K›z›lay’da halka sald›racak polisleri tafl›mak için belediyeye ba¤l› otobüsleri seferber eden Gökçek, Onur Buluflmas›’na kat›l›m› azaltmak için bölgeye gelen Ege Mahallesi otobüslerinin seferlerini azaltt›. Seferlerin azalt›lmas› nedeniyle çok say›da kifli Abidinpafla’dan ve Tuzluçay›r’dan yürüyerek alana ulaflt›. Etkinli¤in sunuculu¤unu gazeteci Tayfun Talipo¤lu yapt›. Onur Buluflmas›’nda s›ras›yla Dertli Divani, Ali Mahsuni fierif, ‹lker Çakmak, Mustafa Özarslan ve Grup Ç›¤ ile Sabahat Akkiraz sahne ald›. Halk›n sanatç›lar› türküleriyle on binleri coflturmakla kalmad›, yapt›klar› konuflmalarla Haziran Direnifli’ni selamlad›.
Onur Buluflmas›, on binlerce çapulcuyu bir araya getirdi. Halk, direnifl sürecinde ve 20 y›l önce Sivas’ta katledilenleri unutmad›, katilin ayn› iktidar oldu¤unun alt›n› çizdi. Haziran Direnifli’nin özneleri, AKP faflizmine bir kez daha güçlü bir biçimde meydan okudu.
Çarfl› Tuzluçay›r grubu da pankartlar›yla ve meflaleleriyle alandaki yerlerini ald›. Halkevleri Çocuk Korosu “Güzel Günler Görece¤iz”, “Güzel Çocuk” ve “Çapulcu Musun Vay Vay” flark›lar›n› söylerken tüm çapulcular› kendilerine hayran b›rakt›.
Ankaral› çapulcular 30 Haziran'da Onur Buluflmas›’nda bir araya geldi. Ankara Halk Dayan›flmas›’n›n ça¤r›s›yla Mamak Eski Kömür Deposu’ndaki etkinlikte on binlerce kifli direnifli sürdürme, büyütme ve AKP faflizmini mezara gömme sözü verdi. Gökçek de halk düflman› uygulamalar›na bir yenisini ekledi.
Onur Buluflmas›’n›n ard›ndan binlerce kifli Nato Yolu’na ç›karak trafi¤e kapatt› ve Tuzluçay›r Meydan›’nda yürüdü. Yürüyüfle onlarca araçl›k konvoy da kornalarla destek verdi. Etkinlikten ç›kan çok say›da insan da Mamak sokaklar›nda ve caddelerinde sloganlarla ilerledi.(...)
Onur Buluflmas›’nda Halkevleri Genel Baflkan Yard›mc›s› Samut Karabulut da bareti ve maskesiyle bir konuflma gerçeklefltirdi.
AKP mitingleri, cemaatlerin salon etkinlik-
101
Savafla, faflizme ve gericili¤e karfl› halk›n barikat›
Sapandan silah, tencereden baret, buzdolab›ndan barikat Yay›mc›n›n notu Haziran ‹syan›, kimi yerde isyanc› patlamalarla, kimi yerlerde kararl› direnifllerle, kimi yerlerde ise kendine özgü mütevaz› dayan›flma biçimleriyle hemen Anadolu'nun bütün bölgelerinde belirgin izler b›rakt›. Bu bölümde, flimdilik mecburen, öne ç›kan isyan ve direnifl örneklerine yer verebildik. Ancak biliyoruz ki Anadolu ‹syan›, mutlaka ayr› ayr› irdelenmesi gereken zengin direnifl potansiyeline sahip. Gelecek say›lar›m›zda daha kapsaml› çal›flmalar› paylaflmak dile¤iyle…
Antakya’da isyan›n en uzun direnifllerinden biri gerçekleflti. “Cihatç› katiller”in Antakya’da a¤›rlanmas›, Reyhanl› katliam›, gerici faflist politikalar, Alevi düflmanl›¤›na ve AKP’ye karfl› biriken öfke, barikatlar› ve polise karfl› direnifl yöntemleriyle sa¤lam bir “Antakya Direnifli” yaratt›. Antakyal›lar›n AKP’ye karfl› öfkesi, AKP’nin polisine karfl› aral›ks›z süren çat›flmalarla a盤a ç›kt›. Direniflin ilk gününden beri polis, halk barikatlar›n› aflamad›, özellikle büyük bir kararl›l›kla direnen Armutlu Mahallesi’ne giremedi. Polis, Abdullah Cömert'in ve Ali ‹smail Korkmaz’›n ölümünden sonra kentin birçok bölgesinden çekilmek zorunda kald›. Evlatlar›n› unutmayan ve unutturmayan Antakyal›lar, onlar› Antakya’daki direniflin simgesi haline getirdiler. Bir direnifl kentine dönüflen Antakya’ya AKP faflizmi bütün hatlar›yla yüklendi. Bizzat Tayyip Erdo¤an hedef gösterip polis operasyonlar›n› yönlendirdi. Operasyonlar, elbette ki Antakyal›lar›n direnme gücünü azaltmad›. fioven, gerici, sald›rgan
102
politikalar› temsil eden AKP'yi tümden Antakya’dan kovana kadar da direnifli sürdürmeye kararl›lar.
‹lk çat›flmalardan sürekli direnifl hatt›na 31 May›s’ta demokratik kitle örgütleri taraf›ndan düzenlenen eylem ve ertesi gün sosyal medyadan örgütlenen buluflma sonras› bafllayan çat›flmalar sonucunda Antakya direnifli do¤du. Antakya’daki direniflin ilk eylemi 31 May›s günü Halkevleri, TKP, ESP ve Aka-Der’in ça¤r›s›yla düzenlenen Taksim’e destek eylemiydi. Bas›n aç›klamas›nda Taksim'de direnenlerin Antakya'da savafl karfl›t› ey-
lemlere verdi¤i destek hat›rlat›ld›. 1 Haziran’da KESK’li tutuklular için 13.00’da Saray Caddesi’nde yap›lan bas›n aç›klamas› sonras› sosyal medyada örgütlenen 17.00’daki eylemde U¤ur Mumcu Meydan›’na yüründü. Yürüyüfl s›ras›nda halk›n say›s› artarak binlerce kifliye ulaflt›. U¤ur Mumcu Meydan›’nda toplanan binlerce kifliye polisin sald›rmas›yla çat›flmalar bafllad›. Polis sald›r›s›yla alandakiler da¤›lmad›, alana gelenlerle beraber direniflçilerin say›s› artt›. Polis bir süre sonra geri çekilmek zorunda kald›. Alandakiler, eylemi “provoke etmeye çal›flan” polisi herhangi bir “olay ç›kmamas›” için uyard›. “Ya siz gidin ya biz da¤›taca¤›z!” gibi alaysamal› anonslarla polise meydan okudular. Antakya
ANTAKYA halk› tüm uyar›lara ra¤men verilen 5 dakikal›k süre içinde da¤›lmayan polisi kovalamaya bafllad›. Polis destek istemek zorunda kald›. Binlerce kifli polis barikat›na yüklendi. Takviye alan ve Sümerler Mahallesi’ne barikat kuran polis, çok say›da eylemciyi gözalt›na ald›; halka gaz bombalar› ve plastik mermilerle sald›rd›. Arka sokaklardan kitleyi kuflatmaya çal›flt›. Sald›r›ya karfl› mahalleliler evlerinden süt, limon gibi “panzehir”ler atarak, araçlar kornalar›n› çalarak, alandakiler barikat kurarak direndi. Halk, çat›flma s›ras›nda suyu biten TOMA’ya takviye için giden itfaiye arac›n›n önünü kesti. Çat›flman›n ilerleyen saatlerinde halk, Armutlu Mahallesi’ne çekildi. Polis ise kurulan barikatlar› geçmekte epey zorland›. Mahallede toplanan kifli say›s› 15 bini bulurken, soka¤a ç›kmayanlar da polise evlerinden patates çuvallar›n›, saks›lar›n› att›. Çat›flmalar sabaha kadar sürdü. Gözalt›ndaki direniflçilerin serbest b›rak›lmas› direniflin talepleri aras›na al›nd›.
Barikatlar polise geçit vermiyor Direnifl, kent merkezinden, meydanlara, caddelere, sokaklara yay›l›rken atefle verilmifl barikatlar› geçemeyen polis, Abdullah Cömert’i öldürdü. 2 Haziran’da, önceki gün gözalt›na al›n›p serbest b›rak›lmayanlar için “Antakya çocuklar›na sahip ç›k›yor” slogan›yla Adliye önünde bekleme ça¤r›s› yap›ld›. Bekleyifl, gözalt›ndaki 27 kifli ç›kana kadar sürdü. Saat 17.00’da gerçeklefltirilen eylemde Armutlu Mahallesi’nden yürüyen ve “yasakl›” Saray Caddesi’ni dolduran on binler, “Alanlar› kazand›k” sloganlar› att›. Önceki gün çat›flmalar›n ç›kt›¤› U¤ur Mumcu Meydan›’nda oturma eylemi yap›ld›. U¤ur Mumcu Meydan›’nda polis barikat›n›n arkas›nda “beliren” sald›rganlar, polisle beraber kitleye sald›rmak istedi ve direniflçiler taraf›ndan geri püskürtüldü. Bu sefer polis sert bir flekilde sald›rd›. Polis, Gündüz Caddesi ve Armutlu Mahallesi’ne kurulan barikatlar› aflamad›. 3 Haziran sabah saatlerinde Samanda¤ ilçesinde binlerce kifli caddeyi kapatt› ve
çat›flma ç›kt›. Direniflin Antakya sokaklar›na yay›lmas›, polisi geri çekilmek zorunda b›rakt›. Kaymakaml›k binas› ve polis karakolu ›fl›klar›n› kapat›p araçlar› ve TOMA’lar› koruma alt›n ald›. Polisin rahatça ç›kamad›¤› sokaklar› art›k Antakya halk› dolduruyordu. Ö¤le saatlerinde “AKP faflizmine karfl› direnen liseliler de var” pankart› açan liseliler Saray Caddesi’ne yürüdü. 19.30’da Armutlu Mahallesi’nde eylem bafllad›, ›fl›k aç›p kapatma eylemine tüm mahalle kat›ld›. ‹lerleyen saatlerde gözalt›na al›nan 17 kiflinin serbest b›rak›lmas›yla beraber Armutlu Mahallesi’nden yürüyüfl bafllad›. Polis yine sald›rd›. Yine Armutlu Mahallesi’ne barikatlar kuruldu. Samanda¤’dan gelenlerle kitle büyüdü. Gece saatlerindeki çat›flmalarda on binlerce Antakyal› bulunuyordu. Sabaha kadar Armutlu Mahallesi giriflinde, Sümerler Mahallesi’nde ve U¤ur Mumcu Meydan›’nda çat›flmalar devam ederken Abdullah Cömert’in ölüm haberi geldi. Armutlu Mahallesi girifli ve U¤ur Mumcu Meydan›’ndaki çat›flmalara kat›lan Abdullah Cömert’in yaflam›n› yitirdi¤i dakikalarda polis aniden geri çekildi. Sabaha kadar U¤ur Mumcu Meydan›’nda nöbet tutul-
du. Abdullah’›n cenazesi için 10.00’da U¤ur Mumcu’da buluflmaya karar verildi.
Abdullah Cömert Antakya direniflinin simgesi Abdullah’›n katledildi¤i andan itibaren sokaklarda, meydanlarda, Sevgi Direnifl Park›’nda katillerinden hesap soruldu, Abdullah ölümsüzlefltirildi. Abdullah Cömert 3 Haziran gecesi barikat çat›flmalar› s›ras›nda öldürüldü. Plastik mermi ve gaz bombas›yla sald›ran polis, niflan alarak atefl ediyordu. Evlad›n› ve kardeflini sahiplenen Antakya halklar›n›n öfkesi en üst seviyeye ulaflt›. Abdullah’›n 4 Haziran günü düzenlenen cenaze töreni Antakya’da o güne kadarki en kitlesel tepkiyi oluflturdu. Kitle, 10.00’da U¤ur Mumcu’daki buluflmadan sonra “Abdullah yoldafl ölümsüzdür, katil polis” yaz›l› bir pankartla Abdullah’›n cenazesinin bulundu¤u Akdeniz Hastanesi’ne do¤ru harekete geçti. Say›s› giderek artan halk, Abdullah için “Hükümet istifa” ve “Katil devlet” sloganlar›yla yürüdü. Abdullah'›n vuruldu¤u yere ulafl›ld›¤›nda cenaze arac› sokaklar› dolduran kalabal›k
Armutlu Mahallesi, U¤ur Mumcu Meydan›, Saray Caddesi ve Gündüz Caddesi U¤ur Mumcu Meydan›, Antakya’da ba¤lant› yollar›n›n kesiflim noktas›nda yer al›yor. Eylem ve mitinglerde buluflma yeri olarak seçiliyor. Yine merkezde bulunan Saray Caddesi savafl karfl›t› eylemler nedeniyle1 Eylül’den itibaren yasaklanm›fl bir cadde. Cadde 8 Mart 2013 kad›n eyleminde fiili olarak kazan›ld›. Direnifl boyunca buraya yürüyüfller düzenlendi. Kentin en büyük caddesi olan Gündüz Caddesi de savafl karfl›t› eylemlerde kitlesel protestolara ve uzun yürüyüfllere sahne oldu. Armutlu Mahallesi, Arap Alevilerinin yo¤unlukta oldu¤u ve son dönemlerde kentteki ‹slamc› gruplar taraf›ndan sürekli tehdit alt›nda tutulan ve direnifllerin en yo¤un ve sert yafland›¤› bölge. Bu yerler aras›nda uzun mesafeler yok. Tüm bu noktalar› içine alan eylem güzergâhlar› kolayl›kla belirlenebiliyor.
103
ANTAKYA nedeniyle ilerleyemedi. Bu nedenle Abdullah'›n tabutu omuzlarda, “Katil Erdo¤an” sloganlar› ile tafl›nd›. Armutlu esnaf› kepenklerini kapatarak direnifle kat›ld›. Polis Abdullah'›n ölümünden sonra halk›n öfkesinden duydu¤u korkuyu, esnafa söyledi¤i “Burada iki gün boyunca büyük eylemler olacak, dükkânlar› kapatacaks›n›z” diyerek d›flavurdu. Abdullah’›n defnedilmesinden sonra polis Abdullah’›n öldürüldü¤ü yerde toplanan kitleye de sald›rd›. Armutlu Mahallesi’ne kurulan halk barikatlar› ve sürekli kitleselleflen direnifl; 5 akrep, 1 TOMA ve binlerce çevik kuvvet ekibini geri çekilmek zorunda b›rakt›. Polis, ara sokaklara kurulan barikatlara sert bir flekilde sald›rmas›na ra¤men bunlar› aflamad›. Halk kendi evindeki eflyalar› barikatlar›n kurulmas› için direniflçilere gönderdi. Çat›flmalar, Armutlu’nun tüm ara sokaklar›nda, Harbiye, Samanda¤, Do¤ufl Okullar›, Aalen Alan› önünde kurulan barikatlarla devam etti. Polis, plastik mermi, tazyikli su ve gaz bombalar›yla sert müdahalelerine devam etti. Çat›flmalar sabah saatlerine kadar sürdü. 5 Haziran’da on binlerce kifli U¤ur Mumcu Meydan›’nda bulufltu. 21.00’da, Abdullah’›n katledildi¤i yerde, milletvekilleri, belediye baflkanlar› ve muhtarlar›n da kat›ld›¤› mum yakma eylemleri gerçeklefltirildi. Abdullah’›n katledildi¤i yerin etraf›na zincir çekildi ve Antakya ile an›lan defne yapraklar›yla süslendi . Daha sonra 21 A¤ustos’ta “Buras› halk taraf›ndan kamulaflt›r›lm›flt›r” tabelas› yerlefltirildi. O akflam, AKP seçmeninin yo¤unlukta oldu¤u Atatürk ve Ürgen Pafla mahallelerinde dahi ses ç›karma eylemleri yap›ld›. Sümerler Mahallesi’nde trafik durduruldu. Abdullah’›n sald›r›ya u¤rad›¤› yerde 6 Haziran 20.00’da Antakya Dayan›flma ismiyle bir halk komitesi kuruldu. Komitede Halkevleri, HDK, AKA-DER, TTB, TMMOB, D‹SK, KESK, esnaf temsilcileri, Armutlu ve Çekmece mahallelerinin muhtarlar› yer ald›. Saat 22.00’› gösterdi¤inde on binlerce kifli Armutlu’dan Saray Caddesi’ne yürüdü. Abdullah için halk kürsüsü kuruldu. Antakya Direnifli, Abdullah’› anarken halklar›n kardeflli¤ini de yans›tt›. Arapça a¤›tlar yak›ld›, Antakya’n›n bar›fl ve kardefllik flehri olmas›n› isteyen H›ristiyanlar Cemi-
104
Sapandan silah, tencereden baret yapan kad›nlar Yürüyüfllerde slogan att›ran, TOMA'lar›n tazyikli suyuna gö¤üs geren, gaz fifleklerini polise f›rlatan, sapanlarla bilye atan, elinden tafl› eksik olmayan kad›nlar, isyan boyunca çat›flman›n en ön saflar›nda yer ald›. Barikatlar›n en önünde yer alan, çat›lardan polise mobilya f›rlatan, sapandan silah, tencereden baret yapanlar da yine onlard›.
yeti’nden H›ristiyanlar orada bulundu. “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. 7 Haziran’da da Harbiye, Afla¤›okçular, Çekmece, Durusu mahallelerinden gelen halk U¤ur Mumcu Meydan›’nda Abdullah için bulufltu.
Sevgi Direnifl Park› isyan›n simgesi Sümerler’de bulunan park, Sevgi Direnifl Park› ilan edildi, direniflin merkezlerinden oldu. 8 Haziran’da 21.00’da Antakya’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›nda Taksim Dayan›flmas›’n›n taleplerine Antakyal›lar “Abdullah Cömert’i öldürenler derhal bulunsun” taleplerini de ekleyerek soruflturma dahi aç›lmayan polislerin bulunmas›n› istedi. Binlerce kiflilik bir yürüyüflle Sevgi Park›’na gelindi. Antakya isyan›n›n bar›nd›rd›¤› kardeflli¤in “Sevgi”sine Antakyal›lar›n bir yaflam tarz› haline getirdi¤i “Direnifl” de eklenerek Sevgi ve Direnifl Park› aç›ld› ve Türkiye’de en uzun sürecek direnifl “örgütü” kurulmufl oldu. ‹lk günden itibaren, çevre ilçelerden, köy-
lerden binlerce kifli, park› sürekli ziyaret etti, etkinliklerine kat›l›m sa¤lad›. Park eylem güzergâhlar›n›n bafllang›c›, eylem sonras› forumlar›n yap›ld›¤› yer olarak direnifl için bir merkez oldu. Parktaki etkinlikler gün gün programlanarak düzenli bir iflleyifl sa¤land›. Sevgi ve Direnifl Park›’nda “halk toplant›s›” ismiyle düzenli forumlar yap›ld›. Abdullah Cömert için her pazartesi yap›lan eylemlerden sonra Sevgi ve Direnifl Park›’nda toplanarak direniflin nas›l devam ettirilece¤i konufluldu. ‹lk forum “1. Halk Toplant›s›” ismiyle 17 Haziran’da örgütlendi ve genel talepler ç›kar›ld›. Ertesi gün tüm tak›m taraftarlar›n›n kat›ld›¤› taraftar forumu oldu. 26 Haziran’da “Halk›n kent yönetimine kat›l›m›” forumu, 27 Haziran’da “Medya ve Direnifl” forumu düzenlendi. Kad›n forumlar› yap›ld›. Park bir üretim alan› haline getirildi, sanat çal›flmalar› yap›ld›, direniflinin her kesiminden kendi yaflamlar›na dair örnekler ç›kt›. Müzik, tiyatro, fliir atölyeleri yap›l›rken müzisyenlerin ve foto¤rafç›lar›n özel çad›rlar› kuruldu. Müzik dinletileri ve konserler düzenlendi. Arapça ve çoksesli müzik yapan korolar kuruldu. 19 Haziran’da piyano dinletisi gerçeklefltirildi. Çiftler dü¤ünlerinden gelerek park› ziyaret etti, veterinerler köpeklere paras›z afl› yapt›, çapulcu dövmeci paras›z dövme yapt›. Çapulcu kahvalt›s›nda bulufluldu, insanlar›n paras›z k›yafet de¤iflimlerine olanak sa¤layan çapulcu pazar› kuruldu. Antakyal› gençler parkta kendi çad›rlar›n› kurdu: Armutlu Gençli¤i, Küçük Dalyan Gençli¤i, Harbiye Gençli¤i. 23 Haziran 19.00’da Hatay Halkevi’nin düzenledi¤i etkinlikte, Reyhanl›’da yaflam›n› yitiren 52 kifli ve direniflte polisin katletti¤i 3 kifli (Ali ‹smail ve Medeni henüz yaflam›n› yitirmemiflti) için 55 ç›nar fidan› dikildi. Bu etkinlikle beraber Sevgi Direnifl Park›’nda direniflçilerin ölümsüzlefltirildi¤i bir hat›ra orman› oldu. Etkinlik s›ras›ndaki konuflmalarda “kardefllik” vurgusu ön plana ç›karken Reyhanl›l› aileler parktan U¤ur Mumcu Meydan›’na yap›lan yürüyüflte Abdullah Cömert pankart›n› tafl›d›. Sevgi Direnifl Park›’n›n en önemli simgelerinden biri de Abdullah için park içinde kurulan müze oldu. “Abdullah Cömert onurumuzdur” pankart›n›n yer ald›¤› müzede; Abdullah'›n, foto¤raflar›, eylemlerde kul-
ANTAKYA land›¤› “V for Vendetta” maskesi, sanal ortamda paylaflt›¤› mesajlar ve günlük yaflamda kulland›¤› kiflisel eflyalar yer ald›.
Elden ele tafl›nan karanfil, insan zinciri, araç konvoylar› Direniflin süreklili¤i her gün yap›lan yürüyüfllerle, oturma eylemleriyle, nöbetlerle sa¤land›. Abdullah için araç konvoylar›, insan zincirleri oluflturuldu. Park›n kurulmas›n›n ertesi günü 9 Haziran 15.00’da, Hatay Halkevi taraf›ndan Abdullah için örgütlenen eylemde; Harbiye’de otomobiller, bisikletler, motosikletlerle bulufluldu ve uzun bir güzergâh üzerinde 10 kilometrelik bir konvoy oluflturuldu. Sevgi ve Direnifl Park›’nda 20.00’da Abdullah için bir anma yap›ld›. 21.00 sular›nda ise Antakya’n›n çeflitli yerlerinden yüzlerce kifli parka yürüdü. 16 Haziran’da anlaml›, etkili ve büyük çapl› bir eylem düzenlendi. Samanda¤’dan Antakya’ya 25 kilometrelik bir insan zinciri oluflturuldu. Tek s›ra halinde U¤ur Mumcu Meydan›’na gidilen yürüyüflte Abdullah için elden ele karanfil tafl›nd›. Ve Antakya halk›, Edip Cansever’in “Yer çekimli karanfil” fliirinin dizelerini direnifle tafl›d›: “Sen o karanfile e¤ilimlisin, al›p sana veriyorum iflte /Sen de bir baflkas›na veriyorsun daha güzel/O baflkas› yok mu bir yan›ndakine veriyor/Derken karanfil elden ele”. 21.00’da U¤ur Mumcu Meydan›’ndaki buluflma için Çekmece’den, Harbiye’de mahallelerden yürüyen halk meydanda birlefleti ve Abdullah Cömert’in öldürüldü¤ü yere kadar uzayan zinciri tamamlad›; yine ayn› fliirin son dizeleri gibi: “Bak nas›l, beyaza keser gibisine yedi renk/Birlefliyoruz sessizce.” Abdullah için Harbiye’den getirilen defne dal› U¤ur Mumcu Meydan›’ndaki miting için kurulan platforma b›rak›ld›. 30 bin kiflilik insan zinciriyle elden ele tafl›nan çiçek de Abdullah’›n öldürüldü¤ü yere ulaflt›r›ld›. Hatay Halkevi taraf›ndan direnifl öncesinde de savafl›n tart›fl›ld›¤›, bar›fl›n konufluldu¤u belde buluflmalar› yap›lm›flt›. 28 Haziran’da Ali ‹smail’in memleketi Ekinci’de, 30 Haziran’da Harbiye’de belde buluflmalar› örgütlendi. 28 Haziran’da Ekinci’de yap›lan buluflmaya Sevgi Direnifl Park›’nda oluflturulan konvoylarla gidildi. 6 Temmuz’da, Hatay Halkevi taraf›ndan örgütlenen büyük halk mitingi, direniflin yönünün çizilmesi aç›s›ndan önemliydi. Burada halk kürsüsü kuruldu ve halk oylamas›yla eylem plan› belirlendi: Her gün Abdullah Cömert’in öldü¤ü yere anma yürüyüflü düzenlemek, Sevgi Direnifl park› etkinliklerini devam ettirmek, mitingleri beldelere yaymak, düzenli çapulcu pazarlar› kurmak ve ölümünün 40. gününde Abdullah için “AKP karanl›¤›na meydan okuyoruz” yürüyüflü düzenlemek...
‘Biz halk›z’ Ali ‹smail'in ölümü üzerine saatler süren çat›flmalarla halk bir direnifl destan› yazd›.
Özgürlük flafak vakti gibidir Kimileri gelmesini beklerken uyur Ama kimileri de uyan›k kal›r Ve ona ulaflmak için gecenin içinden yürür! Ahmet’in Facebook’ta paylaflt›¤› fliir.
“Çünkü benim vicdan›m fleref dolu, yüre¤im delikanl›…" 9 Eylül 2013. Antakya'da bir tarafta dü¤ün bir tarafta Abdullah Cömert için yap›lan yürüyüfl var. Antakya halk› hem Abdullah'›n ac›s›n› yüre¤inde tafl›yor hem de evlatlar›n›n mutlulu¤unu paylafl›yor. Abdullah için yap›lan yürüyüfle polisin sald›rd›¤›n› duyan Ahmet Atakan, dü¤ünden ç›k›p yoldafllar›n›n yan›na kofltu. Polis sald›rd›kça direndi. Akrepten at›lan gaz fifleklerine, TOMA’dan s›k›lan tazyikli suya karfl› eline ne geçerse f›rlatt›. Tayyip Erdo¤an'›n "kahramanlar›", Antakya sokaklar›n› gaz bulutuna bo¤arken Ahmet, akrepten at›lan bir gaz fifle¤iyle bafl›ndan vuruldu. 10 Eylül sabah› saat 1 s›ralar›nda Ahmet’i kaybettik. Abdullah ve Ali ‹smail'den sonra Antakya halk› bir evlad›n›, “Haziran ‹syan›” yi¤it bir direniflçisini kaybetti. Halkevciydi. Tüm direnifllerde Armutlu Gençli¤i ile birlikte çarp›flt›. Ahmet 22 yafl›ndayd›. P›narbafl› Çekmeceli’ydi. T›pk› Ali ‹smail ve Abdullah gibi isyan›n kentinden Antakya'dand›. Antakya Direnifli'nin bafl›ndan itibaren barikatlar›n hep en önündeydi. Polis sald›rd›kça, özgürlük için onurlu bir yaflam için direndi. Ali ‹smail ve Abdullah için yüre¤i yanarken zalimlerin karfl›s›nda dimdik durdu. Çünkü onun “vicdan› fleref dolu, yüre¤i delikanl›yd›.”
Direnifli yolumuzu ayd›nlat›yor… 105
ANTAKYA 2 Haziran gecesi Eskiflehir’deki eylemlerde polislerin planlad›¤› faflist bir sald›r›yla yaralanan ve beyin kanamas› geçiren Antakyal› Ali ‹smail, Eskiflehir’de yo¤un bak›mda bulundu¤u Osmangazi Üniversitesi Hastanesi’nde 10 Temmuz’da hayat›n› kaybetti. Ayn› günün akflam›nda soka¤a ç›kan binlerce Antakyal› saatlerce çat›flt›. Armutlu Mahallesi’ne çekilen ve burada barikatlar›n› kuran Antakyal›lar binlerce kifli ile Ali ‹smail’i öldüren AKP polisinin karfl›s›na dikildi. Ali ‹smail’in cenazesi 11 Temmuz’da Antakya’da karfl›land› ve Ali ‹smail’in memleketi Ekinci beldesine götürüldü. Ekinci’de Ali ‹smail’in evinin önünde binlerce kifli topland›. Ali ‹smail’in evinde Abdullah Cömert’in ve Ankara’da polis
bullenemedi, Antakyal›lara “Siz halk de¤ilsiniz” dedi. Halk Armutlu Mahallesi’ne çekildi ve kurdu¤u barikatlarla sabaha kadar direndi. Barikatlara evlerden eflya destekleri geldi, pencerelerden polislere eflyalar at›ld›. Polis geri çekilmek zorunda kald›, direniflçiler sabaha kadar Sevgi Direnifl Park›’nda nöbet tuttu. 12 Temmuz’daki gece çat›flmalar›nda ise Antakyal›lar, özellikle Armutlulu gençler; tafllarla, havai fifleklerle çat›flt›. Direniflçiler hem TOMA’n›n görüfl aç›s›n› hem de yokufl yukar› ç›kmas›n› engellemek için içi motor ya¤› dolu balonlar kulland›. TOMA’lar›n görüfl aç›s›n› kapatmak için lazer ›fl›klar› tutuldu. Soka¤a ç›kmayanlar da
5. katlar›na su s›kt›, odalar›n içine gaz bombas› atarak sald›rd›. Bir ev at›lan gaz bombas› ile yand›. Sonraki günlerde Antakyal›lar evi yanan aile için dayan›flma a¤› oluflturarak evin tüm hasar›n› hep birlikte giderdi. Önünü göremeyen, yolunu bulamayan, hareket edemeyen polis; kendi kurdu¤u barikat›n arkas›nda direnmeyi bir yaflam tarz› haline getirmifl halk karfl›s›nda çaresiz kald›, geri çekildi. Sar› baretli, turuncu fularl› Armutlu gençleri ve Antakya halk›, üst üste yaflanan bu çat›flmalarda Ali ‹smail ve Abdullah için bir direnifl destan› yazd›.
Halk, Erdo¤an’a meydan okuyor AKP, direnifli bast›rmak için operasyonlar düzenledi, Antakya’y› hedef gösterdi. Ancak tüm bunlar halka sökmedi.
Hatay Halkevi Bölgedeki AKP politikalar›n› teflhir eden ve savafl karfl›tl›¤›n› örgütleyen Hatay Halkevi, direniflte oldukça etkiliydi. Hatay Halkevi, 2013 Nisan’›nda Antakya Valili¤i’nin eylem yasa¤›na ve savafla karfl› “Valinin Yasa¤›na, AKP’nin ayr›mc›l›¤›na, emperyalizmin savafl›na, meydan okuyoruz!” kampanyas›n› bafllatm›fl, may›s ay›ndaki protestolar›n da temel bilefleni olmufltu. Halkevleri direnifl deneyimlerinde de öncü bir konum üstlendi. Sevgi Direnifl Park›’n›n kurulmas›n›n fikri Halkevi taraf›ndan sunulurken direniflin ilerleyen zamanlar›nda parktaki tek örgüt oldu.
kurflunuyla hayat›n› kaybeden Ethem Sar›sülük’ün ailesi de bulundu. Direniflte hayat›n› kaybeden gençlerin ailelerinin birlikteli¤i direniflteki kardeflleflmeyi de simgeledi. Cenaze törenine Antakya’n›n her bölgesinden insanlar geldi ve on binlerce kifli Ali ‹smail ve Abdullah için “ölümsüzdür” sloganlar› att›. Cenazenin gecesinde ise saatler süren bir çat›flma yafland›. U¤ur Mumcu Meydan›’ndan buluflup Saray Caddesi’ne yürüyen halka polis sald›rd›. Polis, Antakya’n›n direnifl flehri, Antakya halk›n›n direniflçiler oldu¤u bir durumu ka-
106
evlerinden TOMA’lar›n üzerine su deposu, çekyat att›. Barikatlardaki ev eflyalar›, buzdolaplar›, kanepeler hatta oturma gruplar› bir direnifl destan›n›n materyalleri olmufltu. 13 Temmuz gecesindeki çat›flmada barikata otomobilini koyan insanlar vard›. 14 Temmuz’da Semt Pazar›’nda kad›nlar gaz bombalar›n› geri yolluyor, sapanlarla direniyordu. Polis bu etkili direnifl yöntemleri karfl›s›nda en sert sald›r› yöntemlerini uygulad›. “Vur” ve “öldür” komutlar›yla çal›flan polis, halk isyan›na karfl› ne yapaca¤›n› da bilemedi; apartmanlar›n
Antakya’n›n militan direnifl çizgisi Tayyip Erdo¤an taraf›ndan 21 Temmuz’da flu sözlerle lanetlendi: “‹flte bak›n Hatay’da hala kafl›yorlar, duymuyorlar. Ama biz bu yanl›fllar› yapanlara gereken cevab› vermek zorunday›z.” Bu hedef göstermeyle beraber Sevgi ve Direnifl Park›’na 22 Temmuz saat 04.45’te, 3 TOMA, 8 akreple beraber 3 otobüs dolusu çevik kuvvet polisi ve yüzlerce eli sopal› sivil polis geldi. Polisler, 15 kifliyi parktan yerlerde sürüyerek, 17 kifliyi de evlerinden gözalt›na ald›. Direniflte yitirilenler an›s›na dikilen ç›narlar›n bir k›sm›n› yerinden söktü, Abdullah Cömert Müzesi’ni da¤›tt›. Operasyonlar belli bir kesimi soka¤a karfl› “tedbirli” davranmaya itse de direnifli söndüremedi. Halk, operasyonlar›n akflam›nda dört bir taraf› polisle tutulan U¤ur Mumcu Meydan›’nda kalabal›k bir flekilde topland›. Armutlu Mahallesi’ne polisin girmemesi için mahallenin girifl ve ç›k›fllar› Armutlular taraf›ndan tutuldu. 22 Temmuz’da gözalt›na al›nan 19 kifli 2 gün sonra serbest b›rak›ld›, 13 kifli hala tutuklu. Antakya Direnifli a¤ustos ay› itibariyle; düzenli Abdullah Cömert anmalar›, beldelerdeki ve Sevgi ve Direnifl Park›’ndaki forumlar›, Armutlu çat›flmalar›yla sürüyor. Tüm sokaklar›n›n direnifl gördü¤ü Antakya, kesintisiz bir mücadeleyi eylüle tafl›yor.(...)
Üniversite kentinde gençli¤i halkla kaynaflt›ran isyan Üniversite kenti Eskiflehir'de AKP faflizmine karfl› direnenlerin en önünde üniversiteliler vard›. Kent bir direniflçisini, Ali ‹smail'i kaybetti, o da üniversiteliydi. Çat›flmadan, direnifl meydan›na oradan da forumlara geniflleyen isyan, Ali ‹smail'in katillerinin bulunmas› için verilen mücadeleyle sürüyor.
Eskiflehir'de üniversiteliler direniflin bafllat›c› ve sürükleyici unsuru oldu. Üniversitelilerin ortaya ç›kard›¤› enerji, dinamizm ve yarat›c›l›k direniflin karakterini yaratt›. Kolektifler'in belirgin rol oynad›¤› Eskiflehir ö¤renci hareketinin de üniversitelerdeki bask› ortam›n› teflhir eden ve (Haz›rl›k Ö¤rencileri çad›rl› direnifli gibi) üniversite direniflleri yaratan tecrübesi, direniflin süreklili¤ini yaratmada etkili oldu. Üniversite Caddesi olarak bilinen bölge, daha önce bir dayan›flma ortam›nda bir araya gelememifl üniversiteliler için bir mücadele alan› oldu. Kitlesel kar topu savafllar›yla ünlenen cadde, polisin sald›r›s›na karfl› gaz bombalar›n› geri f›rlatan üniversitelilere ilk kez tan›k oldu. 1 Haziran ve 2 Haziran geceleri AKP il binas›n›n bulundu¤u Yunusemre Caddesi’ndeki çat›flmalar direniflin iktidar aç›s›ndan en rahats›z edici boyutu oldu ve polis iflkenceye baflvurdu. Ali ‹smail
Korkmaz’a yönelik sald›r› da burada gerçekleflti. Bu geceden sonra Direnifl Meydan› kuruldu ve burada al›nan kararlarla uzun yürüyüfller gerçeklefltirildi. 20 Haziran’da bafllayan forumlar temmuz bafl›nda mahallelere yay›ld›. Ali ‹smail Korkmaz’›n 10 Temmuz’da hayat›n› kaybetmesiyle beraber forumlar›n temel gündemi Ali ‹smail oldu, eylemler ve kampanyalar örgütlendi. Eskiflehir forumlar›ndaki karar mekanizmalar›, Ali ‹smail’in katillerinin pefline düflüp bulunmas›n› sa¤layarak düzgün bir program ve inatç› bir politik mücadeleyle kazan›ma ulafl›labildi¤ini kan›tlad›.
Üniversite Caddesi’nde çat›flmalar bafll›yor 31 May›s'ta park nöbetiyle bafllayan direnifl, kent çap›na yay›ld›. Eskiflehir’de direnifl, 31 May›s’ta birçok kentte eflzamanl› örgütlenen park bu-
107
ESK‹fiEH‹R luflmalar›ndan Eti Park buluflmas› ile bafllad›. Ço¤unlu¤un üniversite ö¤rencisi oldu¤u buluflmada binlerce kifli bir araya geldi. Ayn› gün Halkevi’nin ça¤r›s›yla demokratik kitle örgütleri taraf›ndan düzenlenen Metin Lokumcu eyleminin gündemi de Gezi direnifliyle birlefltirildi, yürüyüfl sonunda Eti Park buluflmas›na gelindi. Burada Kolektifler taraf›ndan kurulan serbest kürsüde direniflin genel de¤erlendirilmesi ve Eskiflehir’de yap›lmas› gerekenler tart›fl›ld› ve 22.00 civar›nda AKP'ye yürüyüfl yap›lmas›na karar verildi. 31 May›s gecesi AKP önüne 22.00-23.00 civar›nda gelen kitleye polis sald›r›s› erken oldu ve 2 kifli gözalt›na al›nd›. 1500-2000 kiflilik kitle flehrin çeflitli yerlerinde yollar›
araç trafi¤ine kapatarak protestoyu tüm flehre yayd›. Hemen hemen tamam› ö¤renci olan direniflçiler, flehrin merkezi konumunda bulunan Espark AVM önüne kadar geri çekildi ve burada toparlan›ld›. Polisin buraya kadar TOMA ile gelmesi ve gaz bombalar› ile sald›rmas› buradaki kitleyi da¤›tmad›¤› gibi deste¤i büyüttü ve ibre tersine döndü.
t›lan çekyatlar, Üniversite Caddesi'ni de kapsayan Ba¤lar Mahallesi’nde soka¤a ç›kmayanlar›n da tencere tavalarla ses ç›karma eylemi yapmas›, ö¤renci evlerinin ve apartlar›n yaralananlara ve dinlenmek isteyenlere sürekli aç›k olmas›, polisi sabaha karfl› geri çekilmek zorunda b›rakt› ve direnifl ilk zaferini kazand›. Bu zafer sabah 07.00 civar›nda havai fiflekle kutlanacakt›.
Üniversite Caddesi üzerinde bulunan apartlardan, yurtlardan, ö¤renci evlerinden gelenlerle direniflçilerin say›s› artarken, kitleselli¤in gece boyunca temel kayna¤› bu bölge oldu. Espark civar›nda gaz bombalar› ve tazyikli su ile sald›ran polis, “Ö¤renci bölgesi”ndeki bu çat›flmaya al›fl›k de¤ildi. Pencerelerden polise f›rla-
Ba¤lar Mahallesi'nde saatler süren (Direniflin ilerleyen zamanlar›nda bu çat›flma, mizahi bir yaklafl›mla “Ba¤lar çat›flmalar›” fleklinde an›lacak ve “Bafl›na bir hal gelirse can›m/Ba¤lar'a gel Ba¤lar'a” türküsünü ortaya ç›kard›) ve binlerce kiflinin kat›ld›¤› bu çat›flmalarla sabaha karfl› polisin geri çekilmesi sonucu, yaklafl›k bin kifli tekrar AKP'ye yürümeye karar verdi. Ayn› zamanda Osmangazi Üniversitesi içerisinde bulunan yurttan da yaklafl›k 500 kifli ayn› saatlerde AKP'ye do¤ru yürüdü. Sabah 08.00 civar›nda 162 kifli buradan polis sald›r›s› ile gözalt›na al›nd›.
Üniversiteliler kenti ateflledi Eskiflehir’de polisle s›cak çat›flmalardaki kararl› tutum ve direniflin polis karfl›tl›¤› ekseninde kitleselleflmesi, Gezi Direnifli'ndeki genel polis fliddeti uygulamalar› haricinde, Eskiflehir özelinde bir belle¤e sahipti. 2012 Haziran bafl›nda çad›rl› direnifliyle yükselen Haz›rl›k Ö¤rencileri hareketinin eylül bafl›nda u¤rad›¤› polis sald›r›lar› üniversite ve flehir gündeminde önemli yer tuttu. Bu sald›r›larda Eskiflehir'de ilk defa Anadolu Üniversitesi Kampusu’ne polis TOMA ile girdi. 2 Eylül ve 4 Eylül tarihinde ikifler gün arayla oturma eylemi yapan ö¤rencileri polisin gözalt›na almas› sene bafl›nda üniversite ö¤rencilerinde polis karfl›t› bir tutum yaratan etkenlerdi. Dönem sonunda ODTÜ eylemlerinin Eskiflehir aya¤›nda polisin kampüs içinde ö¤rencilere biber gaz› ile sald›rmas›, bu duyarl›l›¤› kampüs geneline yaymada rol oynad›. Sene bafl›nda Osmangazi Üniversitesi’nde yemekhane boykotu için sandviç da¤›tan ö¤rencilere özel güvenlik birimlerinin sald›rmas› sosyal medya arac›l›¤›yla ülke genelinde teflhir edildi ve fliddet karfl›t› kampanyaya dönüfltürüldü. Nisan ay›nda Anadolu Üniversitesi'nde TGB üyelerinin polis eflli¤inde üniversiteye girerek “Silivri bildirisi” da¤›tmas›yla bafllayan olaylarda polisin fakültelerin içinde ö¤renci ve akademisyenlere sald›rarak gözalt›na almas›, yine üniversite genelinde polis karfl›t› tepkiyi tetikleyecekti.
108
1-2 Haziran gecelerinde AKP il binas›n›n bulundu¤u Yunusemre Caddesi’nde yaflanan çat›flmalar, Eskiflehir'de direnifle özgüvenini kazand›rd›. Öfke, AKP iktidar›n› temsil eden AKP binas›n› hedef ald› ancak bu bölgede büyük zararlar da yafland›. 2 Haziran gecesi Ali ‹smail Korkmaz'›n 10 Temmuz’da yo¤un bak›mda hayat›n› kaybedece¤i sald›r› yaflanacak, Kolektif üyesi Caner Ertay da burada çevik kuvvet polisleri ve sivil polislerden iflkence görecekti. Gençlik hareketinin yükseldi¤i kentteki bu sald›r›lar nisan ay›ndaki “TGB olaylar›”nda ö¤rencilerin gözalt›na al›nd›¤› otobüste bir polisin söyledi¤i “gerekti¤inde baflvuraca¤› 90'lardaki yöntemler”i iflaret ediyordu. 2 Haziran’da flehirdeki tüm demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve meslek odalar›yla yap›lan toplant›, direniflin ilk yerel talebini ve “büyük stadyum yürüyüflü”nü do¤urdu. 3 Haziran gecesi on binlerle gerçekleflen bu yürüyüflün talebi, y›k›lacak Eskiflehirspor Stadyumu'nun yerine TOK‹’nin planlam›fl oldu¤u AVM ve yüksek binalarla dolu bir “beton bölge” de¤il yeflil alanlar›n yer ald›¤› kent meydan› yap›lmas›yd›. Stadyum yürüyüflü sonras›nda tekrar Espark’a dönüldü. On binlerce kiflinin
ESK‹fiEH‹R nöbet tuttu¤u bu alanda gece boyunca “kontrol edilemeyen” kalabal›ktan dolay› bir kaos yaflansa da bu gecenin sabah›nda ilk direnifl çad›rlar› kurulacakt›. Çad›r deneyimini daha önce Haz›rl›k Ö¤rencileri’nin direnifli ile Anadolu Üniversitesi Rektörlük önünün “Ö¤renci Meydan›”na çevrilmesiyle yaflam›fl Eskiflehir, flimdi kent merkezinde çad›rl› bir direnifle sahne oluyordu.
Direnifl Meydan› Sokak Üniversitesi, ö¤renci evi, halk kürsüsü, toplanma noktas› Direnifl Meydan›'ndaki çad›r say›s› artarken halk kürsüsü ve Sokak Üniversitesi kuruldu, ö¤rencilerin ve Eskiflehir halk›n›n buluflma noktas› Espark oldu. Direnifl meydan› tecrübesi ilk gün çat›flmalar›n yafland›¤› ve polisin geri çekilmek zorunda kald›¤› Ba¤lar Mahallesi’ndeki Espark AVM çevresinde yafland›. Burada 250’ye yak›n çad›r kuruldu. Akflam saatlerinde kurulan halk kürsüsünde direniflin talepleri ve de¤erlendirmeleri yap›ld›, kurulan komitelerle alan›n iflleyifli düzenlendi. Sokak Üniversitesi ö¤renci kentindeki meydan›n özgün bir örne¤i olurken, eylem komitesinin belirledi¤i güzergahlarla bu alandan bafllayarak flehrin tamam›n› dolaflan yürüyüfl kollar› meydan›n güçlü bir direnifl merkezi oldu¤unu gösterdi. 17 Haziran’da polis sald›r›s› sonucunda meydandaki tüm çad›rlar, kütüphaneler, stantlar y›k›l›rken buras› bir buluflma noktas› olarak kullan›lmaya devam etti. “Ba¤lar çat›flmalar›”ndan sonra polisin giremedi¤i Espark AVM çevresi “Direnifl Meydan›”na çevrildi. Talepleri AVM’lere karfl› olan bir direniflte AVM çevresinde çad›rlar›n kurulmas› tart›flma konusu haline gelirken, kentin merkezi bir yerinde bulunan bu alan›n 3 tarafl› trafi¤e kapat›lmas›, direniflin flehirdeki hayata do¤rudan müdahale edebilmesi ve gündemlefltirilebilmesi aç›s›ndan etkili olmufltu. Buradaki Direnifl Meydan› bir yaflam alan› haline getirildi. “Ba¤lar çat›flmalar›”nda üniversitelilerin barikata çekyatlar›yla verdi¤i destek Direnifl Meydan›'ndaki çekyatlarla,
Ali ‹smail Korkmaz Ali ‹smail'i Abisi anlatt›: Daha 19 yafl›nda, hayat doluydu, Çapulcuydu, marjinaldi, Pink Floyd dinlerdi, gezmeyi ve hayvanlar› severdi, Fenerbahçeliydi, e¤lenmeyi severdi, eski k›yafet ve kitaplar› toplar arkadafllar›yla köy okullar›na giderdi, en çok sevdi¤i ve giydi¤i bir tiflörtünde bar›fl logosu vard›.
bazalarla, kütüphanelerle, çad›rlarla, stantlarla, ilk yard›m çad›rlar›yla vücut bulmufl ve buras› “dünyan›n en büyük ö¤renci evi” haline getirilmiflti. Üniversite ö¤rencilerinin yo¤un oldu¤u ve halk›n daha çok d›flar›dan yiyecek, içecek getirerek destek verdi¤i bir durum olufltu. Halk elinde tek bir ekmek de olsa direnifl meydan›na getiriyor, buradaki gençlere güven duyuyordu. Üniversiteliler burada kütüphanelerini kurdu, fanzin çal›flmalar› yapt›, sanat duvar› oluflurdu AVM'nin duvarlar›n›n slogan duvar› olarak kullan›lmas› iyi bir örnek ti, derslerini çal›flt›, müziklerini yapt›, filmbelgesel gösterimleri düzenledi ve internet üzerinden canl› yay›nlar›n› gerçeklefltirdi. Eskiflehir’in direnifl meydan›ndaki en özgün örneklerinden biri Sokak Üniversitesi oldu. Eskiflehir akademisyenlerinin programlad›klar› Sokak Üniversitesi’nde “Demokrasi” “Sosyal medya” “Acil ilkyard›m”
“Haklar›m›z” “Direnifl tarihi” “Ekolojik mücadele” dersleri yer ald›. Akademisyenler akademik katk›lar›yla beraber sokakta da ö¤rencilerle beraber olmay› tercih etti. 7 Haziran’da “Anadolu ve Osmangazi Üniversitesi akademisyenleri ve bileflenleri” imzas›yla yo¤un ya¤mur alt›nda Haller Gençlik Merkezi’nden Direnifl Meydan›’na yüründü. 14 Haziran’da da yo¤un bak›mda olan Ali ‹smail Korkmaz için Anadolu Üniversitesi Rektörlü¤ü önünden yine Direnifl Meydan›’na bir yürüyüfl düzenlendi. Meydandaki halk kürsüsünde Haziran ‹syan›’na dair görüfller paylafl›ld›. Belediye baflkanlar›n›n, sendika ve meslek odas› yöneticilerinin, akademisyenlerin, baflka flehirlerden gelen misafirlerin, direniflin her unsurunun konuflmalar›yla, sloganlarla Direnifl Meydan› canl› tutuldu. Ayr› ayr› gruplar halinde yap›lan da¤›n›k toplant›lar 7 Haziran’da genel bir toplant›yla birlefltirildi ve 9 komisyon (komite) kuruldu. Güvenlik, temizlik gibi hayati öneme sahip komisyonlar düzenli bir çal›flma sistemati¤i oluflturabilirken, eylem komisyonu –komisyona daralan eylem karar› tart›flmalara yol açsa da- h›zl› karar alabilmesi sayesinde direniflin eylemlerle s›cak tutulmas›n› sa¤layabildi. Eskiflehir’de, ‹stanbul’da polisin Gezi Park› ve Taksim Meydan›’na sald›rmas› ile eflzamanl› olarak h›zl› kararlarla, güzergah›na tüm Eskiflehir merkezini katan eylemler düzenlendi. 15-16 Haziran tarihli, on binlerce kiflinin kat›ld›¤› ve saatler süren bu eylemler Eskiflehir’in bir bafl›ndan baflka bir bafl›na devam eden yürüyüfl kollar› biçi-
109
ESK‹fiEH‹R minde olacak, tüm flehri bir direnifl meydan› haline dönüfltürecekti. 15-16 Haziran direniflinin y›l dönümünde 16 Haziran günü Direnifl Meydan›’nda örgütlenen “Büyük Halk Mitingi” sonras›nda direnifl süresince gidilmemifl Odunpazar› semtini de içine alan uzun bir yürüyüfl düzenlendi ve eyleme kat›lanlar›n say›s› 50 bini aflt›. Gezi Park›'n›n boflalt›lmas›n›n ertesi sabah›nda, 17 Haziran 06.00 civar›nda polis Direnifl Meydan›’n› iflgal ederek; tüm meydan›, kütüphane dahil olmak üzere ifl makineleriyle y›kt›. Az kifli ile polis sald›r›s›na yakalanan direniflçiler polisin s›k›flt›rmas› ile k›sa bir çat›flman›n ard›ndan alan› terk etmek zorunda kald›. Polis sald›r›s› sonucu Direnifl Meydan›’yla vücut bulan direnifl geniflledi; k›sa sürede forumlar ve forumlar›n örgütledi¤i etkinlikler, eylemler, kampanyalarla direniflin devam› sa¤land›. 17, 18 ve 19 A¤ustos akflamlar›nda yine Espark’a kesilen buluflmalarla buradan bafllayan ve flehir merkezi güzergah›nda devam eden polis karfl›t› eylemler düzenlendi. Yürüyüfller sonunda Espark önünde toplan›l›yor, bu toplanmalarda Direnifl Meydan› “inad›” tekrar çad›r kurma fikirlerini ortaya ç›kar›yor ve polisin sald›rmas›yla küçük çapl› çat›flmalar yaflan›yordu. 20 Haziran’daki Espark buluflmas›nda yürüyüflün son güzergah› Eti Park olarak belirlendi ve burada ö¤renciler taraf›ndan düzenlenen foruma kat›l›m sa¤land›.
Direnifl geniflliyor ‹lk forum Eti Park’ta Eti Park’ta ilk forum deneyimi direnifl meydan›ndaki sald›r›dan üç gün sonra gerçekleflti. Forumlar yayg›nlaflt›. 20 Haziran günü direniflin bafllad›¤› yer olan Eti Park'ta yaklafl›k 30 kifliyle bafllayan forumlar sonraki haftalarda daha genifl kat›l›mc› buldu. Eti Park'ta gün gün yap›lan forumlarda somut etkinlikler planlanarak forumlar›n gidiflat› düzene oturtuldu. Üniversitelilerin direniflin temelini oluflturmas›ndan dolay›, üniversite s›nav döneminin bitifl tarihi forumlar›n kemik kat›l›mc›lar›n›n memleketlerine dönmesine yol açarken di¤er flehirlerin üniversitelerinden gelenler baflka forum deneyimleri-
110
ni Eskiflehir'e tafl›d›. Örgütlü inisiyatiflerin forumlarda plan sürecine kat›lmalar› forumlar›n sistematik kararlar almas›nda etkili olurken halk›n ve üniversitelilerin kendili¤inden yarat›c›l›¤› ile birleflince yapt›r›m oluflturacak seviyeye ulafl›ld›. Forumlar, temmuz ay›n›n bafl›ndan itibaren Gültepe ve Yenikent mahallelerine de yay›larak direniflin mahallelere genifllemesini sa¤lad›. Mahallelerdeki genifl çapl› ve düzenli duyurularla baflta az olan kat›l›m›n artmas› sonucunda mahallelerdeki yerel sorunlara dair de tart›flmalar bafllat›ld›. Gültepe Mahallesi’nin 28 Temmuz’daki temizlik eylemi Eskiflehir’deki direniflin ilk yerel eylemi oldu. Belediyenin temizlik bütçesi ay›rmamas›n›n protesto edildi¤i eylemde tüm mahalle süpürge ve çöp torbalar›yla temizlenerek kolektif bir mahalle çal›flmas› gerçeklefltirildi. 2 A¤ustos gününde de Gültepe Mahallesi’nde forumlar›n yap›ld›¤› Hac› Bektafl Park›’na direniflte yitirilen gençleri temsil eden 5 fidan dikildi. Ali ‹smail’in abisi Gürkan Korkmaz fidanlar dikildikten sonraki konuflmas›nda flöyle diyordu: “Bu ç›narlar büyüyecek, gölgesinde nice Aliler büyüyüp yetiflecek”
Ali ‹smail Korkmaz Eskiflehir halk›n›n ölümsüzlefltirdi¤i direniflçi Direniflçilerin bask›s› sonuç verdi. Ali ‹smail'in katillerinden 7 A¤ustos’ta 4 kifli, 15 A¤ustos’ta da 1 kifli tutukland›. Ali ‹smail Korkmaz, 2 Haziran gecesi polislerin planlad›¤› faflist sald›r›ya maruz kald›, bir gün sonra beyin kanamas› geçirdi ve 10 Temmuz günü yo¤un bak›mda hayat›n› kaybetti. Eskiflehir direniflçileri, Ali ‹smail’in ailesi ve yak›nlar›yla kurdu¤u ba¤larla, toplant›lar›nda yapt›¤› gündemlerle, direnifl meydan›ndaki eylemlerle, forumlardan ç›kan eylemler ve kampanyalarla Ali ‹smail’i sahiplendi, katilleri üzerinde bask› kurdu ve Ali ‹smail’in 5 katili a¤ustos ay›nda tutukland›. Direnifl Meydan›'n›n temel gündemlerinden biri olan Ali ‹smail için s›k s›k destek eylemleri de düzenlenmiflti. 7 Haziran’da akademisyenlerin yürüyüflüyle ve 12 Hazi-
ran’daki eylemle Ali ‹smail’in katillerinin polis oldu¤u kent içinde gündemlefltirildi. Forumlar sürecinde de Ali ‹smail temel gündemlerden biri olurken 21 Haziran’da yo¤un bak›mda oldu¤u Osmangazi T›p Fakültesi önüne yürüyerek vücutlar›yla “Diren Ali” yazan Eskiflehir halk›, ailesi için de motivasyon oluflturan bir eyleme imza atm›flt›. Bu süreçte yine akademisyenler de hastane ziyaretinde bulunarak, yürüyüfl yaparak destek olmufllard›. Ali ‹smail’in 10 Temmuz’da hayat›n› kaybetmesinden sonra Eskiflehir’de on binlerce kifli cenazeye kat›ld› ve onu memleketi Antakya’ya u¤urlad›. Bu günden sonra binlerce kiflilik sürekli eylemler, üniversitede, sald›r›ya u¤rad›¤› AKP il binas› önünde, Adalar'da gerçekleflti ve katillerinden hesap sorulmas› için bir bilinç yaratt›. Eti Park’›n ismi fiili olarak Ali ‹smail Korkmaz Park› olarak de¤ifltirildi ve resmi de¤ifliklik için baflvuruldu. 17 Temmuz’da Ali ‹smail Korkmaz Forumu’ndan ç›kan kararla “Ali ‹smail’i Anlat›yoruz” isminde yarat›c› bir eylem düzenlendi. Ali ‹smail’in sald›r›ya u¤rama, yaflam›n› kaybetme süreci ve katillerinin hala bulunmamas› tramvay seferlerinde ya da kafelerde bir a¤›zdan okuyan direniflçiler flehir genelinde olumlu tepki ald›. Ayn› gün Ali ‹smail için, halk sofralar› kuruldu ve Anadolu Üniversitesi’ne isminin kütüphaneye verilmesi için yürüyüfl yap›ld›. Ali ‹smail’in katillerinden hesap soran afifller flehrin dört bir taraf›ndaki reklam panolar›na as›ld›, her cumartesi sald›r›ya u¤rad›¤› yerde yap›lan anmalar ve sosyal medyada da yo¤un olarak oluflturulan gündemler ve yap›lan haberler sonuç verdi. 7 A¤ustos günü katillerinden 4 kifli, 15 A¤ustos’ta da 1 kifli tutukland›. (...)
‹ZM‹R
‹zmir efelendi, AKP darmada¤›n ‹zmir sokaklar›nda üç gün süren çat›flman›n ard›ndan, isyan, kitlesel eylemlere, çad›rl› direnifllere ve park, mahalle forumlar›na evrildi. Birçok noktada yap›lan forumlar aras› koordinasyon direniflin yerel taleplerini ortaya ç›karmada etkili oldu. ‹zmir’deki direnifl iki bölümde incelenirse, kentin çeflitli yerlerindeki binlerce kiflilik protestolar, direniflin bafl›ndaki sert çat›flmalar, kentin ana meydan›na kurulan “Çapulcu Çad›r Kamp›”, direniflin ilk bölümünü oluflturdu. Direniflin ikinci bölümünü ise 20 Haziran’da evrildi¤i meydan ve mahalle forumlar›, belirlenen yerel talepler, özgün eylemler oluflturdu. Forumlardaki karar mekanizmalar›, halk›n çeflitli kesimlerinin görüfllerinin prati¤e yans›mas›n›, ile-
rici e¤ilimlerin ç›kar›lmas›n› ve direniflin araçlar›n›n gelifltirilmesini sa¤lad›. Direniflin ilk günlerinde sert çat›flmalar gerçekleflti. Polis sald›r›lar›, gözalt›lar, “eli sopal›” sald›rganlar›n ortaya ç›kmas› direniflin iktidar› hedef alan rahats›z edicili¤inin göstergesiydi. ‹lerleyen zamanlarda kentin en önemli meydanlar›ndan birine çad›rlar kurularak, “kamulaflt›r›ld›” ve bir komün kuruldu. Polisin alana sald›rarak çad›rlar› da¤›tmas›yla direnifl forumlarla
ilerledi. ‹lki 21 Haziran’da Gündo¤du Meydan›’ndan bafllayan forumlar dört gün içinde on farkl› yere yay›ld›. Bu kadar k›sa sürede yay›lan bu karar mekanizmalar›, mücadele yöntemlerini gelifltirdi ve direniflin yerel taleplerini ortaya ç›karmada bir bafllang›ç oldu. Forumlar, di¤er illerden farkl› bir direnifl çizgisinin bafllang›ç noktas›n› oluflturdu. Forumlar, meydanlara, mahallelere, parklara yay›lacak olan direnifli yönetme ve yönlendirme arac› oldu.
111
‹ZM‹R
Karfl›yaka AKP binas› atefle verilir 31 May›s’la bafllayan direnifl, 3 gün içinde mahallelere yay›lan kitlesel eylemlerle sürdü. Mahallelerde kendili¤inden ses ç›karma ve ›fl›k söndürme eylemleri yap›ld›. Kentin ana meydanlar›ndan Gündo¤du, do¤al bir direnifl meydan› haline geldi. 31 May›s’ta -birçok ilde oldu¤u gibi- Metin Lokumcu’yu anma eylemi, Taksim gün-
vam etti. KESK, D‹SK, Sendikal Güç Birli¤i Platformu, TMMOB’un ça¤r›s›yla 17.00’da Konak Eski Sümerbank önünde topland›. Buradan Gündo¤du Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. AKP Konak ilçe binas›na yürüyen gruba polis sald›rd›. Çat›flmalar ara sokaklara yay›ld›, barikatlar kuruldu. Sabaha kadar süren çat›flmalarda 197 kifli gözalt›na al›nd›. Burada, polis sald›r›lar› ile beraber “eli sopal›lar” da devreye girdi ‹zmir’deki en fliddetli çat›flmalar 2 Haziran’da yafland›. Sosyal medyadan örgütlenen binlerce kifli Gündo¤du Meydan›’nda
Demokrasi Meydan›”na dönüfltürüldü. Meydanda “Çapulcu Çad›r Kamp›” kuruldu. Ege Üniversitesi’nde binlerce ö¤renci rektörlük önünde finallerin iptal edilmesi için oturma eylemi yapt›. Direniflin ilk üç gününden sonra çat›flmalar azald›, kitlesel eylemler devam etti, Gündo¤du Meydan› “Özgürlük ve Demokrasi Meydan›”na dönüfltürüldü. 7 Haziran’da Gündo¤du Meydan›’ndan bir “Çapulcu Çad›r Kamp›” oluflturuldu. ‹zmir Ege Üniversitesi’nde binlerce ö¤renci rektörlük önünde finallerin iptal edilmesi için oturma eylemi yapt›. Ö¤rencilerin talepleri aras›nda rektörlü¤ün eylemlere destek vermesi de vard›. Finallerin iptal edilmesi için yap›lan eylemde daha sonra di¤er üniversitelerde yap›lacak final eylemlerinin de ilham alaca¤› slogan at›ld›: “Umrumda m› final vize, Tayyip gitsin yeter bize”. Eylem sonucu finaller erteletildi. Gün içinde Alsancak’ta yüzlerce liseli de yürüyüfl yapt›.
TOMA’l›s›, “sopol›”s› cümle sald›rgan polis kuvvetleri gelsin! ‹zmirli direniflçiler öyle kendinden emin, öyle kararl› ki AKP faflizminin bildik ezberlerinin bu meydan okuma karfl›s›nda hiç bir flans› yok.
demiyle birlefltirildi. 18.00’da Konak Eski Sümerbank önünde toplan›ld› ve yürüyüfl yap›ld›. Bas›n aç›klamas› sonras›nda Alsancak K›br›s fiehitleri Caddesi’nde yap›lan yürüyüfl boyunca kalabal›k artt›. AKP Konak ilçe binas›na gelindi¤inde de direniflin ilk polis sald›r›s› gerçekleflti. Di¤er sokaklardan destek için AKP binas›na ulaflmaya çal›flan direniflçiler de polis sald›r›s›yla karfl›laflt›. Sokak girifllerine barikatlar kuruldu. Buradan Alsancak’a yürüyen yaklafl›k 2 bin kifliye tekrar polis sald›rd›. 90 kifli gözalt›na al›nd›. Bornova’da 2 binden fazla kifli Ege Üniversitesi ö¤renci yurdundan Bornova’daki meydana ve metroya yürüyüfl yapt›. Çat›flmalar direniflin ikinci gününde de de-
112
bir araya geldi. Polis, binlerce kifliyi hedef alarak ateflledi¤i gaz bombalar›yla ve coplarla yaralad›. Bu sald›r›lar s›ras›nda sahilde bir kad›na polisin saç›n› çekerek sald›rmas› ve gençleri yerinden kald›rarak darp etmesi sosyal medyada yank› uyand›rd›. Gündo¤du Meydan›’nda sald›r› devam ederken polis Konak’ta bas›n aç›klamas› yapan demokratik kitle örgütlerini ablukaya ald›. Akflam saatlerinde mahallelerde ses ç›karma eylemleri yap›ld›. Alsancak’ta çat›flmalar gerçekleflti ve polisin sert sald›r›lar› oldu.
‘Umrumda m› final vize, Tayyip gitsin yeter bize’ Gündo¤du Meydan› “Özgürlük ve
3 Haziran’da sendikalarca Gündo¤du Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap›ld›. 18.00’da toplanan binlerce kifli Gündo¤du Meydan›’na yürüdü. Bas›n aç›klamas›nda Taksim Dayan›flmas›’n›n talepleri okundu ve direniflin talepler gerçeklefltirilene kadar devam edece¤i belirtildi. Bas›n aç›klamas›nda Gündo¤du Meydan›, bir buluflma ve miting yeri olarak “Özgürlük ve Demokrasi Meydan›” ilan edildi. 4-5 Haziran’da genel grev ça¤r›s› yap›ld›. 5 Haziran’da binlerce kamu emekçisi meydana yürüdü.
‘Çapul Kent’ 7 Haziran günü Gündo¤du Meydan›, Çapulcu Çad›r Kamp›’na dönüfltürüldü. Kamp›n ilk günlerinden itibaren ortak bir yaflam alan› oluflturuldu, çeflitli alanlarda üretimler gerçeklefltirildi. Kamp, bir yaflam alan› ve direnifl merkezi haline getirildi. Çapulcu Çad›r Kamp› ilan edilen Gündo¤du Meydan›’nda, 7 Haziran’da çad›rlar kuruldu. Birçok atölyenin çal›flmas› hemen bafllad›. Kitap ve k›yafet paylafl›m stantlar›
‹ZM‹R kuruldu. Film ve pantomim gösterileri yap›ld›, voleybol müsabakalar› düzenlendi, fliir direnifl çad›r› kuruldu, direnifl soka¤› oluflturuldu. Ortak mutfak ve “Çapulcu Reviri” kuruldu. Çapulcu berber, direniflçilere hizmet verdi. Herkesin yetene¤ini sergileyebilece¤i serbest sahnede müzik dinletileri yap›ld›. ‹zmir Müzisyenler Derne¤i sabahlar› çad›rlara giderek çapulcular› uyand›rd›. Eylemler meydanda devam etti. 10 Haziran’da Türkiye Gazeteciler Sendikas› bir yürüyüfl düzenledi ve bas›n aç›klamas› yapt›. 11 Haziran’da Taksim’e destek için 09.30’da Talat Pafla Bulvar›’ndan meydana yürüyüfl düzenlendi. Akflam saatlerinde ise KESK’in ça¤r›s›yla Cumhuriyet Meydan›’ndan yüründü. Taksim’deki sald›r› on binlerce kifli taraf›ndan protesto edildi. 14 Haziran’da, KESK ve D‹SK’in ça¤r›s›yla, 1516 Haziran Direnifli için Basmane Meydan›’dan yürüyüfl yap›ld› ve burada bir platform kuruldu. 15 Haziran’da Taksim’e destek için meydandan Konak AKP binas›na yürüme karar› al›nd›. Basmane Meydan›’na giriflin polis taraf›ndan kapat›lmas› üzerine kitle, yolu trafi¤e kapatarak oturma eylemi yapt›. TOMA’lar geri çekilmek zorunda kald› ve Basmane Meydan›’na girildi. 17 Haziran’da sendikalar ve odalar›n ça¤r›s›yla yap›lan yürüyüflte “eylemlere yasakl›” olan Konak Meydan›’na girildi. 18 Haziran’da Rock-A taraf›ndan, direniflte yitirilenler için Gündo¤du Meydan›’na tek s›ra halinde sessiz yürüyüfl düzenlendi. Çad›rlara 20 Haziran sabah saatlerinde polis sald›r›s› gerçekleflti. 31 kifli çad›rlardan, 14 kifli de evlerinden gözalt›na al›nd›. Durumu protesto etmek için Halkevleri, Ö¤renci Kolektifleri ve Liseli Genç Umut’un ça¤r›s›yla bas›n aç›klamas› yap›ld›. Gündo¤du Dayan›flma Platformu’nun ça¤r›s›yla, Gündo¤du Meydan›’ndan AKP Konak ‹lçe binas›na yürüyüfl gerçeklefltirildi. Oturma eylemi sonras› bas›n aç›klamas› yap›ld› ve tekrar meydana yüründü. ‹zmirlilerin direnme gücü, direniflin bafl›ndan itibaren polis sald›r›lar› ve gözalt›larla k›r›lmaya çal›fl›ld›. Twitter mesajlar› gerekçe gösterilerek 5 Haziran’da 38 kifli gözalt›na al›nd› ve ifadeleri al›nd›ktan sonra serbest b›rak›ld›. Çad›rlar›n kald›r›ld›¤›
gün evlere yap›lan operasyonla beraber toplam dört kez polis operasyonu yap›ld›, 57 kifli gözalt›na al›nd› ve 48’i tutukland›. 15 A¤ustos’ta 16 kifli tahliye edildi.
Forumlar›n hedefi kentsel dönüflüm
Sert çat›flmalarla bafllayan ‹zmir direniflinde, halk›n tepkisi AKP iktidar›na ve Tayyip Erdo¤an’a yöneldi. Direniflçilerin hedefinde ünlü kent meydanlar› ve iktidar›n simgeleyen ilçe binalar› vard›. Gündo¤du, direniflin en ifllek merkezlerinden biri haline geldi. Direniflçiler Karfl›yaka AKP ‹lçe Binas›’n› atefle verdiler.
‹zmir’de forumlar Gündo¤du Meydan›’ndaki çad›rlar›n kald›r›lmas›yla 20 Haziran’da bafllad›. ‹ki gün sonra on farkl› yere s›çrad›, a¤ustosla beraber say› 20’ye yaklaflt›. Forumlar, direniflin süreklili¤inin sa¤land›¤›, yerel taleplerin üretildi¤i ve koordinasyonun sa¤land›¤› yerler oldu.
113
‹ZM‹R ‹lki çad›rlar›n kald›r›ld›¤› gün 20 Haziran’da 19.00’da Gündo¤du Meydan›’nda yap›lan forumda, forumlar›n yayg›nlaflt›r›lmas›, kararlar›n ortaklaflt›r›lmas› ve forumlar aras› koordinasyon kurulmas› kararlaflt›r›ld›. 21 Haziran Gündo¤du Forumu’nda al›nan ilk karar; cinsiyetçi, homofobik, ›rkç› ve kad›n düflman› söylemlerin kullan›lmamas› oldu. Bu karar, forum kültürü ve yeni bir dil yarat›lmas› aç›s›ndan öncülük tafl›yordu. 2024 Haziran tarihleri aras›nda 10 farkl› yerde forumlar düzenlendi. Güzelyal›, Narl›dere, Gültepe, Gündo¤du, Bornova U¤ur Mumcu Park›, Bornova Büyükpark, Karfl›yaka, Buca, Çi¤ili forumlar›, ‹zmir’in dört bir yan›na yay›lan direniflini simgeliyordu. ‹ki ayl›k süre içerisinde forum say›s› 17’yi buldu. Forumlar aras›nda, kat›l›ma aç›k düzenli koordinasyon toplant›lar› yap›ld›. Bu toplant›larda, gözalt›, tutuklama, polis sald›r›s› gibi acil karar gerektiren durumlar için acil eylem planlar› da oluflturuldu. Forumlar›n iflletti¤i kat›l›mc› demokrasi, özgün örneklerin ç›kmas›n› sa¤larken say›ca fazla olan tüm forumlar›n koordinasyon halinde olmas›, forumlar›n birbirinden esinlenmesini, örnek alabilmesini sa¤lad›. Forumlarda yerel sorunlar tart›fl›larak çözüm pratikleri üzerinde konufluldu ‹nciralt› Orman›’nda k›y›ma yol açan Sa¤l›k Kent projesi “EXPO” gibi tüm kenti tehdit eden
yöntemlerine dönüflmesi sa¤land›. Forumlarla beraber paneller, piknikler, flenlikler, özgün eylemler, h›zl› tepkiler, yerel direnifller örgütlendi.
Medeni Y›ld›r›m Diyarbak›r’›n Lice ilçesindeki HêzanKayac›k karakoluna ek binalar yap›lmas›n› protesto edenlere askerin atefl açmas› sonucu öldürülen 18 yafl›ndaki Medeni Y›ld›r›m, üniversite s›nav›na girmiflti. ‹ktisat bölümünde okuyacakt›.
sorunlar tart›fl›ld›. ‹zmir’in kentsel dönüflüm projeleri için “gözde” bir yer olmas› dolay›s›yla tüm forumlarda kentsel dönüflüm tart›flt›r›ld›. Forumlardaki koordinasyonun sa¤lanmas›nda ‹zmir Halkevleri de ald›¤› inisiyatif ve yönlendirici iradesi ile etkili oldu. Forumlarda al›nan kararlarla direniflin araçlar› gelifltirildi ve AKP karfl›tl›¤›n›n somut direnifl
Polisin yetmedi “sopal›”n da yetmez Direniflin ilk günlerinde sert çat›flmalar gerçekleflti. Polis sald›r›lar›, gözalt›lar, direniflçileri dudurmaya yetmedi. Bu sefer de devreye “eli sopal›” sald›rganlar sokuldu. “Eli sopal›lar”, ‹zmir direnifli karfl›s›nda AKP iktidar›n›n çaresizli¤ini gösteriyor.
114
Forumlar›n birlikte ördü¤ü ilk eylem Ethem Sar›sülük’ü vuran polisin serbest b›rak›ld›¤› gün 24 Haziran’da gerçekleflti. Gündo¤du Meydan› Forumu’nun 29 Haziran’da Gündo¤du Meydan›’nda düzenledi¤i miting de forumlardan ç›kan bir kitleselli¤i gösteriyordu. Ayn› tarihte tüm forumlar soka¤a ç›karak Lice’deki sald›r›y› protesto etti. Lice protestolar› ayn› zamanda ‹zmir gibi ulusalc› etkinin oldu¤u bir flehirde ileri bir ad›m olma özelli¤i tafl›yordu. 7 Temmuz’da yine tüm forumlarca Taksim’e destek eylemi ve 11 Temmuz’da Ali ‹smail Korkmaz için ortak kitlesel eylemler düzenlendi. Forumlarda kat›l›mc› demokrasinin getirdi¤i yarat›c›l›kla özgün eylem örnekleri ç›kt›. 15 Temmuz’da Gündo¤du ‹skele Forumu öncesinde Konak’ta "Seyyar Medya" eylemi yap›ld›. Ali ‹smail Korkmaz için yap›lan eylemde laptoplarla polis fliddeti görüntüleri çevredeki halka izletildi. Tayyip Erdo¤an’›n ispiyonculuk söylemine karfl› 26 Temmuz’da Saraykent-‹zyuva Halk Forumu taraf›ndan “Bu tencere bir harika dostum” ismiyle tencere-tava korosu oluflturuldu. 27 Temmuz’da “Vergilerimizle üretilen TOMA’lardan bir tane de biz istiyoruz” ismiyle Çi¤ili’deki TOMA fabrikas›na yürüyüfl yap›ld›. Yürüyüfl s›ras›nda “TOMA de¤il ambulans üret” sloganlar› at›ld›. Güzelyal› Halk Forumu’nun düzenli olarak el fenerleriyle düzenledi¤i ve “Neredesin adalet” “Burada m›s›n adalet?” sloganlar›yla yürüdü¤ü “Adalet ar›yoruz” eylemi farkl› bir örnek oldu. 7 A¤ustos’ta Konak Meydan› Forumu taraf›ndan “Bayram gelmifl neyime kan damlar yüre¤ime” slogan›yla “Bayram kutlam›yoruz” eylemi yap›ld›. Eylemde Rojava’daki katliam ve tutuklamalar protesto edildi. 15A¤ustos’ta tüm forumlar›n ça¤r›s›n› yapt›¤› “Çapulcu keçiler” ismiyle düzenlenen 8 saatlik bir yürüyüfl yap›ld›. Karaburun’dan Konak YKM’ye yap›lan yürüyüflte, Karaburun yar›madas›na yap›lmak istenen “rant projeleri” hedef al›nd›. (...)
ANADOLU
Toroslar›n ete¤inden yükselen isyan Akdeniz'in s›cak iklimi, isyan atefliyle bu yaz daha da hararetlendi. Antalya, Mersin, Adana ve Isparta'da AKP faflizmine meydan okuyan halk, kent merkezlerini direnifl alanlar›na dönüfltürdü. Haziran ‹syan›'nda AKP faflizmine karfl› Toros Da¤lar›'n›n ete¤inden yükselen isyan, günler süren çat›flmalara dönüfltü. Antalya, Mersin, Adana ve Isparta'da kent merkezleri birer birer halk›n direnifl alanlar› oldu. Türkiye'nin güneyinden yükselen isyan sesleri Haziran ‹syan›'na güç verdi.
Adana’da aral›ks›z polis sald›r›lar›na sürekli direnifl Adana, polis sald›r›lar›n›n en yo¤un oldu¤u flehirlerden biri oldu. Atatürk Park›’ndaki çad›rlar›n da¤›t›ld›¤› 16 Haziran’a kadar polis sald›r›s›n›n olmad›¤› hemen hemen bir gün olmad›. Polis sald›r›lar›na karfl› çat›flmalar›n birçok caddeye yay›ld›¤› ilde tüm Seyhan ilçesi bir direnifl bölgesi haline getirildi.
Adana’daki direnifl çat›flmayla bafllad›. 31 May›s’ta sosyal medyan›n ça¤r›s›yla yüzlerce kifli Atatürk Park›’nda bir araya geldi. Grup, Atatürk Park›’ndan Adana AKP il binas›na yürürken polis sald›rd›. Sald›r›dan sonra 13 kifli gözalt›na al›nd›. 1 Haziran’da Taksim’deki sald›r›lara tepki olarak sosyal medyadan Atatürk Park›’nda toplanma ça¤r›s› yap›ld›. 16.00’da toplanmaya bafllayan binlerce kifli, AKP il binas›na yürüyüfle geçti. Sular Meydan›’nda polis sald›r›s› oldu. Polis tazyikli suyla halka sald›r›rken, TOMA’lar› da direniflçilerin üzerine sürdü. 50’ye yak›n yaral› oldu ve 37 kifli gözalt›na al›nd›. 04.00’a kadar çat›flmalar Sular Meydan›’nda devam ederken halk, özellikle gençler, flehir merkezine ç›kan sokaklarda trafik kontrolünü yaparak güvenli geçifllerin olmas›n›
sa¤lad›. fiehrin kontrolü halk›n elindeydi. 2 Haziran’da ayn› saatte ve ayn› yerde toplanan halk oturma eylemi yapt›. 18.00’da sald›r›lar› protesto etmek için AKP’ye yüründü ve yine Sular Meydan›’nda polis sald›rd›. Yo¤un gaz bombas› ve plastik mermi ile polis sald›r›s› gerçekleflirken kitle geri çekilmedi. Çat›flmalar kentin birçok bölgesine s›çrad›. Sular Meydan›, Turgut Özal Bulvar›, Hayal Park, ‹ller Bankas› Kavfla¤›, Baraj Yolu, Süleyman Demirel Bulvar›, Ziya Pafla Bulvar›, Atatürk Mahallesi, Vali Yolu ve birçok bölgede barikatlar kuruldu. 10-15 metre aral›klarla bir insan boyundaki barikatlar atefle verildi. Seyhan ilçesi bir çat›flma bölgesine dönüfltürüldü. Araç konvoylar› da trafi¤i polis aleyhine altüst ederek çat›flmalara dolayl› olarak kat›ld›. Adana’n›n ta-
115
ANADOLU rihindeki bu en büyük çat›flmas› bir gözalt› rekoruna da neden olacakt›: 409 kifli gözalt›na al›n›rken 300’ün üzerinde yaral› oldu. Gözalt›ndakiler ertesi gün serbest b›rak›ld›. 3-7 Haziran aras› aral›ks›z polis sald›r›lar› yafland›. 5 Haziran gecesinde direniflçileri kovalarken Komiser Mustafa Sar› köprüden düflerek hayat›n› kaybetti.
Meydan›’ndan AKP’ye yürüyüfle geçti. Akkap› Mahallesi’nden de Atatürk Park›’na yürümek isteyenlere polis sald›r›rken, Atatürk Park› ve Akkap›’dakilerin buluflmas›n›n engellenmesi için Hürriyet ve Akkap›’n›n girifline TOMA ve akreplerle polis barikat› kuruldu. Çat›flmalar sabah saatlerine kadar sürdü.
8 Haziran’da Türkiye’nin en erken operasyonlar›ndan biri gerçekleflti, 13 kifli evlerinden gözalt›na al›nd›. Adanal›lar Atatürk Park›’nda gözalt›lar›n serbest b›rak›lmas› için aç›klama yapt›. Akkap› Mahallesi’nden Atatürk Park›’na deste¤e gitmek için yürüyen mahalleliler bir grubun sald›r›s›na u¤rad›. Akkap›l›lar, yol üzerinde bulunan Hürriyet Polis Karakolu yak›nlar›ndan geçerken “AKP’nin askerleriyiz” sloganlar›
15 Haziran’da Taksim’e destek için yap›lacak yürüyüfle ça¤r› yapan bildirileri da¤›tanlara polis sald›rd›. Akflam saatlerinde Atatürk Caddesi’ne direniflçiler barikat kurdu ve caddeyi tamamen kapatt›. Sabaha kadar süren çat›flmalarda polis, Atatürk Park›’na da sald›rarak çad›rlar› toplad›. Park›n içindekiler TOMA, akrep ve gaz bombas› ile da¤›t›ld›. 8 gözalt› oldu. 16 Haziran’da Atatürk Park›’nda 19.00’a kadar
atan grup molotof kokteyli atarak sald›rd›. Sald›r› karfl›s›nda direnen ve sald›r›y› püskürten mahalleliler Atatürk Park›’ndaki aç›klamaya kat›ld›. Parktaki aç›klama bittikten sonra Akkap› Mahallesi’ne geri dönülürken Hürriyet Karakolu yak›nlar›nda polis sald›r›s› oldu. Polis sald›r›lar›n› karfl›layan ve barikat› geçen Akkap› halk› AKP’li grubun tafll› sald›r›s›na u¤rad›. 8 Haziran’da parkta çad›rlar kuruldu. Park bir direnifl alan› haline getirildi; kahvalt›lar düzenlendi, foto¤raf sergileri aç›ld›.
devam eden toplanmaya Akkap› baflta olmak üzere birçok mahalleden kat›l›m oldu. Parktan yap›lan yürüyüfl Akkap› Mahallesi’ne kadar devam etti ve burada bas›n aç›klamas› yap›ld›. Sular Meydan›’nda ve Atatürk Caddesi’nde saatler süren çat›flmalar oldu. Onlarca barikat atefle verildi. 03.30’a kadar süren çat›flmalarda 18 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nan 11 kifli 17 Haziran sabah saatlerinde serbest b›rak›ld›. 21 Haziran’da Atatürk Park›’nda ilk forum gerçeklefltirildi. Forumlar günlük ve günafl›r› devam ederken Temmuz ay›nda haftada iki güne indirildi.
9 Haziran’da bir önceki gün karakolda mahallelilere sald›ran grup Akkap› Mahallesi’ndeki halka sald›rd›. Karfl›yaka, M›d›k ve Havuzlubahçe mahallelerinden halk Akkap›’ya deste¤e geldi. 19.00’da binlerce kifli sald›r›lar› protesto etmek için Sular
116
Direnifl bayra¤› Akkap›’da Arap Alevilerinin yo¤unlukta yaflad›¤› Adana Akkap›'da ilk günlerden itibaren
Atatürk Mahallesi’ne da¤›n›k halde yürüyüfller düzenlendi. AKP’lilerin 9 Haziran’daki sald›r›s›ndan sonra ise Atatürk Park›’na düzenli yürüyüfller yap›ld› ve direnifl komitesi kuruldu. Direnifl komitesi mahalledeki yürüyüfllerin ve etkinliklerin bir yürütme kurulu olarak çal›flt›. 5 Temmuz’da ilk Akkap› forumu düzenlendi. Direnifl komitesi forumda al›nan kararlar›n yürütme kurulu ifllevinde oldu. Forumda somut kararlar üzerinde konufluldu ve eylemlerin, etkinliklerin kararlar› al›nd›. Akkap› Mahallesi’nde, forumlarda al›nan kararlarla 17-18 Temmuz’da Ali ‹smail Korkmaz için kitlesel yürüyüfller gerçeklefltirildi. Eylemlerde Atatürk Park›’na yürüyecek halka polis hemen mahalle ç›k›fl›nda sald›r›da bulundu. Sald›r›, gaz bombalar›, TOMA’lar ve akreplerle gerçeklefltirildi. Bunlar polis sald›r›s› karfl›s›nda tüm mahallenin direndi¤i eylemler oldu. Polis iki günde de mahalleden çekilmek zorunda kald›. Barikatlar atefle verilirken mahalle halk› barikatlara eflyalar›n› getirdi. Evlerden polisin üzerine çekyatlar ve günefl enerjisi panelleri at›ld›. 18 Temmuz’da di¤er mahallelerden Kürtler de deste¤e gelirken “Kürt Arap kardefltir”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” sloganlar› at›ld›. Akkap›’da 16 A¤ustos’ta hayat›n› kaybedenler için büyük bir etkinlik düzenlendi. Bu etkinli¤in çal›flmas› günlerce sürdü. Abdullah Cömert ve Ali ‹smail Korkmaz’›n a¤abeyleri konuflma yapt›. Uluçay Müzikhol’de gerçekleflen etkinlikte fliir dinletileri ve konserler oldu, tutsak yak›nlar› da kat›ld›. (...)
Çall› direniflçileri meydanlar›n güvencesi Antalya'da 31 May›s’› 1 Haziran’a ba¤layan gece gençlerin Cumhuriyet Meydan›’nda bafllatt›¤› oturma eylemi kentin ilk eylemi oldu. Sabaha do¤ru Çall›’daki AKP il binas›na yürüyüfle geçen ve say›lar› bini bulan gençler üç gün sürecek Çall› direniflinin de ateflleyicisiydi. AKP il binas›na gitmek isteyen gençler polisle sabah›n ilk ›fl›klar›na kadar çat›flt›. Bu direniflte polis aralar›nda Kolektifçilerin de oldu¤u 35 genci gözalt›na ald›. Her ne kadar kitlesel etkinliklerin merkezi Cumhuriyet Meydan› olsa da Çall› direniflçileri Antalya’n›n moral kayna¤› oldu. Gençler, toplumsal muhalefetin 17 y›l
ANADOLU sonra girebildi¤i Cumhuriyet Meydan›’n›n da güvencesi oldu. Üç gün süren Çall› direnifli oraya destek verenler sayesinde canl› tutulabildi. Çall› çat›flmalar›nda AKP’liler de çevik kuvvetin yan›nda aktif olarak yer ald›, polis zaman zaman gözalt› yapt›. 3 Haziran'da Kolektifler'in örgütledi¤i ve yüzlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› bir yürüyüfl kolu Akdeniz Üniversitesi’nden Cumhuriyet Meydan›’na uzand›. Antalya’da kamu emekçileri 5 Haziran'da Ayd›n Kanza Park›’ndan Cumhuriyet Meydan›’na yürüdü. Emekçiler Cumhuriyet Meydan›’nda büyük bir çad›r kurdu. 5 Haziran’da Cumhuriyet Meydan›’na çad›r kuruldu ve her gün on binlerle doldu taflt›. Halkevleri bu alanda bir çok etkinlik gerçeklefltirdi. Mahallelerde tencere tava eylemleri devam etti. (...)
ye taraf›ndan yönetilen Mersin'in Tarsus ilçesi milliyetçi-muhafazakar bir kente dönüfltürülmeye çal›fl›lm›flt›. ‹syanla birlikte halk, kentteki sosyalistlerin ça¤r›s›na kulak verdi ve günler süren eylemler yap›ld›. Arap Alevi a¤›rl›kl› nüfusu olan Musalla ve Ali Efendi'den, Yefliltepe ve Do¤atepe mahallelerinden, köylerden genç yafll› binlerce kifli eylemlere kat›ld›. 5 Haziran’da AKP ilçe binas›na yürüyen Tarsuslulara polis sald›rd›. Direniflçiler barikatlar›n› kurarak polisle çat›flt›. Kitap okuma, duran insan eylemleri ve yürüyüfllerle eylemler devam etti. Tarsus halk›, “Yar›n eyleme kaçta geliyoruz?” diyerek her eylemin ard›ndan di¤erini örgütledi. (...)
Isparta halk›n› polis bask›s› durduramad›
Mersinli direniflçiler yang›n ç›karmakla ve kundaklamayla suçlan›yor
Akreplerle, TOMA’larla, gaz bombalar›yla sald›ran polisi püskürten Adana halk›, barikatlar› atefle verdi, “kardefllik türküleri” söyledi.
Mersin'de 31 May›s’ta bafllayan eylemlere dinamizm katanlar liseliler ve üniversitelilerdi. Kentin hiç eylem yap›lmayan caddeleri, meydanlar› ve parklar› eylem alan›na dönüfltürüldü. 31 May›s'›n ard›ndan hemen her gün eylemlerin yap›ld›¤› Mersin'de 1 Haziran’da Özgür Çocuk Park› iflgal edildi. Ayn› gün direniflçiler, Türkçe Olimpiyatlar› otobüsünü yumurtalad› ve 5 bin kiflilik bir yürüyüflle yasakl› sokaklar› özgürlefltirdi. Gece ise çevre yolunu trafi¤e kapatan halka polis sald›rd›. 2 Haziran’da AKP binas›na yürüyen Mersin halk›n›n iflgal giriflimi üzerine polis sald›rd›. Halk polis sald›r›s›na direndi ve ç›kan çat›flmada GMK Bulvar› ve sahil yolu trafi¤e kapat›ld›. Gözalt›na al›nan 28 kifli ertesi gün serbest b›rak›ld›. Mersinliler, 3 Haziran'da da GMK Bulvar›'n› ve sahil yolunu kapatarak AKP binas›na yürüdü ancak polis yürüyüfl s›ras›nda sald›rd›. Sald›r›da gözalt›na al›nan 26 kifli ertesi gün serbest b›rak›ld›. 9 Haziran’da Erdo¤an, Mersin ziyaretini binlerin topland›¤› kent merkezine u¤ramadan bitirmek zorunda kald›. 10 Haziran’da Bar›fl Meydan›’na direnifl çad›rlar› kuruldu. Yol kapama eylemleri, Bar›fl Meydan›'nda halk kürsüsü ve atölye faaliyetleri devam etti. Bar›fl Meydan›'ndaki
direnifl çad›rlar›, Akdeniz Olimpiyatlar›’n›n aç›l›fl töreni için Mersin'e gelen Tayyip Erdo¤an görmesin diye, 20 Haziran’da polis sald›r›s›yla söküldü. Erdo¤an’›n protesto edilmemesi için polis insanlar› yollardan gözalt›na ald›. Mersinliler Tayyip Erdo¤an’› karfl›lamak için Forum AVM önünden yürüyüfle geçti. Polisin sald›r›s› ile k›sa süreli çat›flma yafland›. Mersinliler eylemlerine devam etti, önlerine kurulan polis barikatlar›n› aflt›, fiili eylem yasa¤›n› deldi. 11 Temmuz'da Mersin'de birçok eve polis bask›n yapt›. Ev bask›nlar›n›n gerekçesi olarak Akdeniz Olimpiyatlar›’n›n kapan›fl etkinlikleri s›ras›nda “2911 say›l› Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Yasas›’na muhalefet” , “polise ve görevli memura mukavemet ve yaralama” , “bilerek ve isteyerek yang›n ç›karma ve kundaklama” iddialar› gösterildi. Mersin’de 17 adrese efl zamanl› operasyon düzenlendi, 12 kifli gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar ertesi gün serbest b›rak›ld›. Mersin polisi, Haziran Direnifli gerekçesiyle 1 A¤ustos sabah saatlerinde 20'ye yak›n adrese operasyon düzenledi, 5 kifliyi gözalt›na ald›.
Isparta'da yap›lan eylemlerde polis bask›s› oldukça yo¤undu. 1 Haziran'da yap›lan eylemde 20 kifli gözalt›na al›nd›. Isparta halk›, birkaç saat sonra tekrar bir araya geldi ve AKP il binas› önünde oturma eylemi yapt›. Üniversitelilerin 3 Haziran'daki eylemini polis engellemeye çal›flt›; ancak üniversiteliler polis bask›s›na meydan okudu. AKP il binas› önüne yüzlerce kifli yürüdü. (...)
90'lar›n ortas›ndan itibaren MHP'li beledi-
117
ANADOLU
Karadeniz'in asi çocuklar› isyana güç verdi AKP, do¤a ya¤mas› ile y›llard›r Karadeniz halk›n›n öfkesini büyütürken, inatla HES'lere ve orman katliamlar›na direnen Karadenizliler, isyana güç verdi. Hopa'dan Bolu'ya tüm Karadeniz, AKP faflizmine meydan okudu. Karadeniz halk›, derelerine HES kurmak, ormanlar›n› ya¤malamak için y›llard›r yakas›ndan düflmeyen AKP'ye karfl› Haziran ‹syan›'na destek verdi. HES'lere, termik ve nükleer santrallere karfl› mücadele eden Karadenizliler, "3-5 a¤aç" meselesinden AKP faflizmine meydan okumaya dönüflen isyan›n dinamizmini körükledi. Samsun, Hopa, Trabzon, Giresun, Sinop, Ordu, Bolu ve Zonguldak'ta halk soka¤a taflt›.
118
Barikatlar kuruldu, Samsunlular çat›flt› Samsun'da 31 May›s günü bafllayan eylemlere 1 Haziran'da 20 bin kifli kat›ld›. Atakum AKP binas›na yürüyen Samsunlulara polis tazyikli su ve gaz bombalar›yla sald›rd›. Samsun-Sinop yolunu çift tarafl› trafi¤e kapatan direniflçiler barikatlar kurarak saatlerce yol üzerinde ve ara sokaklarda çat›flt›. 1 Haziran'da 30'u çocuk
olmak üzere 190 kifli gözalt›na al›nd›. Samsun halk› 2 Haziran'da da binlerce kifliyle Atakum AKP binas›na yürüdü. Eylemlere aral›ks›z devam etti. Oturma, yol kapatma, tencere-tava eylemleriyle halk her gece sokaklarda bulufltu. Direnifl çad›rlar› kuruldu, en az iki günde bir yürüyüfller yap›ld›. 5-17 Haziran'da emekçiler soka¤a ç›karken, Gezi Park›'na sald›r› oldu¤unda Samsun halk› da sokaklar› doldurdu.
ANADOLU
‹syan ç›kar da 'Eflk›yalar' durur mu! Artvin Hopa'da halk, 31 May›s'taki Metin Lokumcu anmas›n›n ard›ndan AKP ilçe binas›na yürüdü. Rize’de 5 Haziran’da gerçekleflen gerici sald›r›n›n ard›ndan Hopa halk› soka¤a döküldü, Kemalpafla’da ise yol trafi¤e kapat›ld›. Binlerce Hopal›n›n kat›ld›¤› 6 Haziran’daki yürüyüflte çevik kuvvet otobüsleri tahrip edildi. Halk, polis karakolunun önünden geçerken karakol ›fl›klar›n› söndürdü. Hopal›lar yolu trafi¤e kapatarak Hopa Meydan›’na yürüdü. Meydanda kurulan kürsüden hükümet istifaya ça¤r›l›rken Hopa’daki AKP yöneticilerinin de istifas› istendi. Hopa'da eylemler boyunca polis ortaya ç›kamad›. Defalarca karakol önünde eylemler yap›ld›, Uluslararas› Karayolu trafi¤e kapat›ld›. Artvin Borçka’da Çarfl› meydan›nda eylemler yap›ld›. Rize’nin F›nd›kl› ilçesinde 1 Haziran’da bin 500 kifli meflaleli yürüyüflte buluflurken, 15-16 Haziran sald›r›lar› üzerine F›nd›kl›l› olan ‹stanbul Valisi kendi memleketinde protesto edildi.
Üniversitelilerden "‹stemezükçüyüz"lere isyan yay›ld› Trabzon'da KTÜ ö¤rencilerinin 1 Haziran sabah› kampus içinde yapt›¤› yürüyüfl ayn› gün içinde toplumsal muhalefetin ça¤r›s› ve sosyal medya üzerinden örgütlenen eylemlerle devam etti. Yaklafl›k 15 bin Trabzonlunun kat›ld›¤› eylemlerin örgütlendi¤i kentte üniversiteliler oturduklar› mahallelerden kampuslara direnifli büyüttü. Taksim ile Dayan›flma Platformu kuruldu, platformun ça¤r›s› üzerine kent merkezinde oturma eylemleri, yürüyüfller düzenlendi. Çimento fabrikas›na, HES’lere karfl› direnen Tonyal›lar eylemlere kendi taleplerini de tafl›d›. Giresun’da Gezi direnifli ile sokaklar hareketlenirken liseliler eylemlere yo¤un biçimde kat›ld›. Emekçiler, 5-17 Haziran eylemleriyle sokaklar› doldururdu.
karfl› verdi¤i mücadelenin Haziran ‹syan›'ndan ba¤›ms›z olmad›¤›n› söyleyerek di¤er illerdeki sald›r›lar durana kadar oturma eylemi yapaca¤›n› söyledi. Ordu, Bolu, Zonguldak Ere¤li ve Çaycuma'da kent merkezlerinde oturma eylemleri ve yürüyüfller yap›ld› (...)
Direniflin bafllang›c› tan›d›kt›, çapulcular “3-5 a¤aç meselesi”ni bir ayaklanmaya dönüfltürürken eflkiyalar da y›llard›r HES’lere, termik santrallere karfl› do¤a mücadelesi veriyordu. Direniflin inad› tan›d›kt›, polis ya da jandarma barikat› karfl›s›na dikilen, ifl makinesi durduran Karadeniz ufla¤›n›n kan›nda vazgeçmek yoktu. Tarih tan›d›kt›, 31 May›s Metin Hoca’lar›n›n AKP’ye direnirken polis taraf›ndan katledildi¤i tarihti, ayn› zamanda Hopa ‹syan›’n›n bafllang›c›.
Sinop merkezde ve Gerze ilçesinde ses ç›karma, “duran insan” eylemleri ve yürüyüfller yap›ld›. Sinop halk› nükleer santrale
119
‹syanc› gelenek canlan›yor ‹syan, Anadolu'nun hemen tüm bölgelerinde hissedildi. Halk, onlarca kentte 11 y›ll›k AKP iktidar›n›n ya¤mac›, neoliberal politikalar›n›n y›k›mlar›na karfl› sokaktayd›. Anadolu üzerinden ölü topra¤›n› att›, isyan günlerindeki ›srar, inat ve kazan›mla "Bu daha bafllang›ç!" dedi. Haziran ‹syan› boyunca Anadolu kentlerinin hemen hepsinde soka¤a ç›k›ld›. Yasakl› flehir Kocaeli'nde direniflçilerin meydanlar› fethetmesi, Çanakkale'de ›srarla her gün yap›lan yürüyüfller, Edirne'de AKP binas› iflgali, Antep'te Çaml›k Park›'ndaki a¤açlar›n kesilmesinin engellenmesi, Kürt illerinden isyan›n diline kazand›r›lan çok seslilik... Hepsi özgün bir kent isyan›na dönüfltü. Anadolu'nun bozk›r›ndan Ege'nin sahiline halk, AKP faflizmine karfl› sokaklar› doldurdu. (...)
Kocaeli yasak dinlemedi, parklar› fethetti Kocaeli'nde 31 May›s’ta bafllayan direnifllerle eylemlere yasakl› alan olan Cumhuriyet Park› binlerce kifliyle yeniden kazan›ld›. Kocaeli halk›, 31 May›s ve 2 Haziran'da AKP il binas› önüne yürüdü. Bina önüne kurulan polis barikat›n› aflan halka, polis gaz bombalar› ve tazyikli suyla sald›rd›. Onlarca direniflçi gözalt›na al›nd›. ‹zmit merkezin yan› s›ra Yahya Kaptan Mahallesi’nde toplanan binlerce kifli 2 Haziran'da AKP binas›na yürüdü, polis yine sald›rd›. Bekirpafla Yuvam Akarca Mahal-
120
lesi, Derince Yenikent Mahallesi, Körfez’de Esentepe, Yavuz Selim, Çaml›tepe ve Yar›mca mahallelerinde eylemler yap›ld›. Binlerce mahalleli yürüyüfllerde ve yol kesme eylemlerinde bulufltu. Parkta nöbet ve çad›r eylemleri k›sa sürede örgütlendi. ‹zmit Dayan›flma Forumu kuruldu, Cumhuriyet Park›'nda yap›lan forumlar›n yan› s›ra halk sofralar› kuruldu. Kocaeli'nde polis terörü operasyonlarla devam etti. 19 Haziran sabah› yap›lan operasyonda 6 kifli gözalt›na al›nd›. 20 Haziran'da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Halkevleri üyesi Vedat Gündüz ve Mesut Bulut tutukland›. Operasyonlar 9 Temmuz'da 17 kifli ve 31 Temmuz'da 3 kiflinin gözalt›na al›nmas›yla devam etti. (...)
Bursa'da on binler ayakta Üniversite ö¤rencilerinin yo¤un kat›l›m gösterdi¤i Bursa eylemlerinde direniflin merkezi Heykel ve Üç Fidan An›t›’yd›. 1 Haziran’da 50 bin kiflinin kat›ld›¤› büyük bir yürüyüfl düzenlenirken kent merkezinde direnifl çad›r› kuruldu. Kent merkezindeki kitlesel eylemler devam ederken mahallerde tencere tava eylemleri ve forumlar örgütlendi. (...)
Edirne'de AKP binas› iflgali Edirne'de 31 May›s günü bafllayan eylemin toplanma noktas› Zübeyde Han›m Park›'yd›. Zübeyde Han›m Park› hem eylemlerin hem de çad›rl› direniflin merkezi oldu. 1 Haziran'da üç direniflçi AKP ‹l binas›n› iflgal etti. Eylemciler polisin sald›r›s› sonucu gözalt›na al›nd›. Zübeyde Han›m Park›, yürüyüfllerin bafllama noktas› olurken direnifl çad›r›nda çeflitli etkinlikler yap›ld›. (...)
Antep'te Çaml›k Park› halk›n Antep’te isyan›n ilk gününden itibaren sokaklar› terk etmeyen halk, üniversitenin önündeki meydana 8 Haziran'da “Abdullah Cömert Meydan›” ismini verdi. Düztepe, Merkez, Karatafl, Üniversite, K›rkayak ve ‹nönü’de yürüyüfller yap›ld›. Antep’teki Düztepe Çaml›k Park›’nda 7 Temmuz'da bir araya gelen binlerce kifli, K›z Meslek Lisesi yapma gerekçesiyle Çaml›k Park›’n›n y›k›lmas› karar›n› protesto etti. “Çaml›¤a dokunma Gezi’yi hat›rla” diyerek eylemler yapan Antepliler, forumlarda Çaml›k Park›'n› temel gündem mad-
ANADOLU desi haline getirdi. Birbiri ard›na yap›lan eylemlerle Çaml›k kazan›ld›, vali "Okul yapmaktan vazgeçtik" dedi. (...)
Ni¤deliler her gün sokakta Ni¤de’de kentin en ifllek caddesinde 2 Haziran’da bafllayan oturma eylemi yüzlerce kiflinin kat›l›m› ile 16 Haziran’a dek kesintisiz sürdü. Her gün yap›lan oturma eylemine çevre halk› destek verdi. Eylemin sürükleyici gücünü üniversiteliler oluflturdu. Ni¤deliler isyan günlerinde ›srarla sokaktayd›. (...)
Kürt illeri isyanc› kardefllerinin yan›nda Kürt illerinde de Haziran ‹syan›'nda AKP faflizmine karfl› sokaklara ç›k›ld›. Oturma eylemleri ve yürüyüfllerin yan› s›ra çat›flmalar da yafland›. Dersim'de 2 Haziran gecesi bafllayan Gezi Park›'na destek eylemleri günler süren çat›flmaya dönüfltü. Elaz›¤’da 1 Haziran günü PTT Meydan›’nda toplanan yüzlerce kifli Bozat Garaj›’na yürüdü. Yürüyüfl s›ras›nda polis eyleme sald›rd›. Halk›n geri çekilmemesi üzerine çat›flma ç›kt›. Erzurum, Urfa ve Batman'da üniversite ö¤rencilerinin örgütledi¤i eylemler yap›ld›. Polis, Erzurum'da 31 May›s'taki eyleme ve Batman'da da 2 Haziran'daki yürüyüfle sald›rd›. Erzurum'da 31 May›s'taki eylemde 48 ö¤renci gözalt›na al›nd›. Diyarbak›r, A¤r› ve Siirt toplumsal muhalefetin eylemlerine sahne oldu. Emekçiler ayr›ca 5-17 Haziran'daki ifl b›rakma eyleminde bulufltu. Malatya Paflaköflkü Mahallesi’nde Haziran ‹syan›'n›n ilk günlerinde bafllayan eylemler her akflam 21.00'da devam etti. Eylemcilerin etraf›na zaman zaman polis barikatlar› kuruldu, TOMA’lar yerlefltirildi. Eylemciler hiçbir durumda geri ad›m atmad›; polis barikatlar› kald›r›lmak zorunda kald›. (...)
Ço¤u Anadolu kentinde gerici kuflatma yar›ld› Gericili¤in yo¤unlaflt›¤› kentler, isyanda sessizli¤ini bozdu. "Hükümet istifa", "Tayyip istifa" sloganlar› bugüne kadar ulafl›lamam›fl kalabal›ktaki sokaklarda at›ld›. Konya'da 31 May›s'tan itibaren aral›klarla süren eylemlere 16 Haziran'da AKP Genç-
lik Kollar› sald›rd›. Direniflçilerin ço¤unlu¤unu üniversiteliler oluflturdu. K›r›kkale'de üniversiteliler kent merkezindeki meydanda oturma eylemleri yapt›. K›rflehir, Sivas ve Çorum'da halk "Hükümet istifa" sloganlar›yla sokaklara ç›kt›. AKP’nin kalesi olarak adland›r›lan Kayseri’de ço¤unlu¤unu gençlerin oluflturdu¤u eylemler günlerce sürdü. (...)
Anadolu’da kent kent isyan ateflleri Anadolu'nun birçok ilinde isyan atefli halk› soka¤a döktü. ‹çiflleri Bakanl›¤›'n›n verilerine göre sadece Bayburt ve Bingöl’de soka¤a ç›k›lmad›. Türkiye'nin 79 ilinde, iki buçuk milyon kifli "Hükümet istifa" sloganlar›yla sokaktayd›. Caddelerinde, sokaklar›nda bugüne kadar eylem yap›lmam›fl birçok kent, kasaba ve ilçe isyan› güçlendirdi. Çanakkale’de 31 May›s’ta binlerin kat›l›m›yla bafllayan eylemlerde AKP hedef al›nd›. Eylemlere kapal› olan Kordon Boyu özgürlefltirildi. ‹skele meydan› eylemlerin merkezi haline geldi. Ortak sofralar kuruldu. Kordonda oturma eylemi düzenleyen Çanakkaleliler polisin sald›r› giriflimlerini püskürttü. 15 Haziran sald›r›lar›na karfl› feribot seferlerini engellediler. Çanakkale halk› her akflam ›srarla bulufltu, kent merkezini boydan boya arfl›nlayan yürüyüfller yap›t›. ‹skele Meydan›'nda forumlar yap›ld›. Bal›kesir'de 2 Haziran günü bir araya gelen ço¤u lise ve üniversite ö¤rencisi gençlerin yapt›¤› eyleme polis sald›rd›. K›sa süreli çat›flma yafland›. Çorlu ve Sakarya'da binlerce kifli kent merkezinde yap›lan eylemlerde bulufltu. Mu¤la’n›n Bodrum ve Fethiye ilçelerinde halk aya¤a kalkt›. Bodrum'daki eyleme 1 Haziran gecesi halk›n AKP Bodrum ilçe binas›na yürümesi üzerine polis sald›rd›. 29 direniflçi gözalt›na al›n›rken ç›kan çat›flma s›ras›nda Cevat fiakir Bulvar› yaklafl›k 8 saat trafi¤e kapat›ld›. Mu¤la halk› kent merkezindeki S›n›rs›zl›k Meydan›’na yap›lan yürüyüfllerle eylemleri sürdürdü. Meydan daha sonra forum için buluflma noktas› haline geldi. Afyon’da yap›lan eylemlere 1 Haziran’da polis sald›rd›. Sald›r›lar sonucunda 36 kifli gözalt›na al›nd›. Manisa, Kütahya, Denizli, Uflak, Ayd›n, Soma ve Didim’de eylemler yap›ld›. (...)
Yasakç› AKP faflizmine karfl› y›llard›r meydanlar›n› savunan Kocaeli halk›, isyanda da en iyi bildi¤i ifli yapt›: Direnifl!
Çanakkale’de gündelik sorunlar bile art›k dayan›flmc› bir ruhla çözülüyor.
Sivas Ar›k Köyü, Haziran ‹syan›’na destek veriyor. Dövizdeki okunamayan slogan “Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i”
Foto¤rafa bak›l›rsa, resmi kay›tlar›n aksine, Bodrum halk› polisi gözalt›na alm›fl görünüyor.
121
BAR‹KAT SAVAfiLARI
Halk yeniden barikatlarda Barikat savafllar› Temmuz 1830 devriminden itibaren s›n›f mücadelesinde yayg›nlaflt›. Hükümet güçlerine karfl› mücadelelerde, grevlerde, ba¤›ms›zl›k savafllar›nda iflgalci ordulara karfl› direnifllerde kuruldu. Asker ve polisin ilerleyiflini durdurmaktan çok kolluk güçlerinin moralini çökertti. Devlet otoritesinin k›r›ld›¤› her barikatta proletaryan›n özyönetim araçlar› gelifltirildi. Mustafa Y›lmaz Kentlerdeki barikat savafl› atölyelerin ve fabrikalar›n iflçi bar›naklar›yla iç içe geçti¤i Paris’in dar sokaklar›nda 1830’un 27 Temmuz’unda ortaya ç›kt›. Burjuvazi ve proletarya 27 Temmuz günü feodalizme karfl› ayakland›. Kral, ayaklanmay› bast›rmak için orduyu seferber etti. Kitleler, ordunun ateflinden korunmak için içgüdüsel olarak barikatlar kurmaya bafllad›. Barikatlar ordu birliklerini yavafllatt›. 28 Temmuz’da kitleler, ordunun aflamad›¤› barikatlar›n kenti ele geçirmenin yollar›ndan biri oldu¤unu fark etti ve 29 Temmuz günü Paris sokaklar›nda 4 bin barikat vard›. Barikatlar, paral› askerlerden oluflan ordunun motivasyonunu k›rd›, ard›ndan halk Belediye Meclisi’ni ele geçirdi ve Kral 10. Charles yurt d›fl›na
122
kaçt›. 1830’da kurulan ilk barikatlar kolay tafl›nabilecek malzemelerle oluflturuldu. Parke tafllar› ve a¤açlar bu barikatlar›n temel malzemeleriydi. Barikatlar› aflmaya çal›flan askerler girdikleri her sokakta saks›lar›n ve çat› döflemelerinin hedefi oldu. Kentteki ayd›nlatmalar isyan›n ilk gününde tamamen tahrip edilince ordu geceleri ilerleyemedi. Barikat savafl› bir sene sonra Fransa’n›n Lyon kentinde ulusal muhaf›zlara karfl› direniflin kazan›lmas›nda önemli rol oynad›. Ulusal muhaf›zlar iflçilere kat›l›nca siyasi ve askeri yönetim kenti terk etti.
‹çgüdüsel barikatlardan örgütlü barikatlara 1848’de iflçi s›n›f› bu sefer burjuvaziye
karfl› ayakland› ve Paris’te yeniden barikatlar kuruldu. 1830’da içgüdüsel kurulan barikatlar bu sefer örgütlü bir flekilde kuruldu. Barikatlar›n malzemeleri tu¤lalar, büyük kayalar, saks›lar, mobilyalard›. Tüm cadde ve sokaklara kurulan ve yüksekli¤i 15 metreye varan barikatlar gönüllü iflçilerce savunuldu. 40 bin iflçi, top arabalar› olan 200 bin kiflilik orduya direndi. Askeri birlikler 1848’in ilkel top arabalar›yla barikatlar› y›kmak için yaklaflt›¤›nda iflçilerin kendi imkanlar›yla üretti¤i tüfeklerin ve kald›r›m tafllar›n›n hedefi oldu. Askerler fiziksel ve psikolojik anlamda zay›f düflerken barikatlar›n gerisinde kad›nlar sa¤l›k hizmeti sa¤l›yor, çocuklar lojistik ifllerini yap›yor, tüfeklere fiflek getiriyor, barikattan barikata kofluyordu. ‹stihkamlarsa ha-
BAR‹KAT SAVAfiLARI sar gören barikatlar› onar›yor, yeni barikatlar kuruyordu. Halk için, barikat varsa süvariler yoktu. Barikat savafl› bu dönem iflçi s›n›f›n›n burjuvaziye karfl› temel çat›flma biçimiydi. 1848 ve 1849’da Paris’in yan› s›ra Prag, Dresden, Viyana, Berlin, Milano, Frankfurt’ta barikatlar kuruldu. 1848 devrimlerinde y›k›lan her monarflinin ortaya ç›kard›¤› siyasi boflluk, talepleri burjuva taleplerinin ötesine geçen, örgütlü ve silahl› iflçi kitlelerinin barikatlar›n gerisinde ikinci bir iktidar merkezi oluflturmas›n› da sa¤lad›. Barikat savafllar›n›n çok az›nda zafer kazan›ld›. Zaferler, askeri birlikler emirlere itaat etmedikleri, kumandanlar karar verme yetene¤ini kaybettikleri veya eli kolu ba¤l› kald›klar› için kazan›ld› ama burjuvazi 1848 barikatlar›nda dersini ald›. Kentlerdeki asker say›s› art›r›ld›. Demiryollar› yayg›nlaflt› ve garnizonlar›n 24 saat içinde yeni ikmaller yapabilmesi sa¤land›. Silah teknolojisinin geliflimi, demir güllelerinin yerini patlay›c› top mermilerinin almas›, silahlar›n iflçiler taraf›ndan ayaküstü üretilememesi, kentlerin askeri kayg›larla yeniden planlanmas›1 barikat savafllar›n›n eski biçimlerde sürdürülememesine neden oldu. Nitekim 1851’de Louis Bonaparte’nin darbesine karfl› kurulan barikatlar ya da Paris Komünü’nün savunulmas› için kurulan barikatlar kazan›m sa¤lamad› ancak iflçi s›n›f› bu barikatlarda kahramanca direndi.
1905 barikatlar› Do¤u’dan yükselir Haziran 1905’teki Kronfltat ve Lodz direnifllerinin ard›ndan Aral›k 1905’te Moskova’da barikatlar kuruldu. Rusyal› iflçiler barikat savafllar›n› bir ad›m ileri tafl›d›. Barikat savafl›, sokak savafl› ve gerilla savafl›yla birleflerek askerlere büyük kay›plar verdirdi. Genifl ana caddeye (Sadov Caddesi) kurulan barikat›n denetimi ve savunulmas› zor oldu¤u için barikatlar genelde ana caddeyi kontrol eden ara sokaklara kuruldu. ‹letiflimi sa¤layan telgraf telleri, bu barikatlardaki malzemelerin birbirine kenetlenmesi için kullan›ld›. Kavflak noktalar›nda yükseklikleri on metreye ulaflan iki veya üç s›ral› barikatlar yer al›rken bu barikatla-
r›n kuruldu¤u evler adeta dikkatle infla edilmifl kaleleri and›r›yordu. Halk, barikata sürekli malzeme tafl›rken barikatlar›n tepelerinde k›z›l bayraklar dalgalan›yordu. Moskova barikatlar›nda ordu, bilmedi¤i ve göremedi¤i bir düflmana karfl› savaflmak zorundayd›. Askeri birlikler, barikatlar› top mermileriyle yok etseler de güvenli bir biçimde sokaklara giremiyordu. ‹rlandal› usta James Connolly’nin dedi¤i gibi “sokak, iki yan› evlerle çevrili bir geçitti” ve “askeri birlikler buralardan cephe daraltarak geçmek zorundayd›. ‹yi barikatlanm›fl bir soka¤› ele geçirmek ve iki yan›ndaki evlerde üslenmifl kuvvetleri yakalamak için evlere girmek ve gö¤üs gö¤üse, yumruk yumru¤a savafl› göze almak zorunlulu¤u vard›.”2 1905 devriminin ard›ndan barikatlar yeniden yayg›nlaflt›. ‹flçi s›n›f›, 1914’teki genel grevde ‹talya’n›n neredeyse tüm büyük kentlerinde barikatlar kurdu. Ancona’y› on gün ellerinde tuttu. Emilia ve Marches kentlerinde devlet otoritesi yok edildi baz› kentlerde proletarya diktatörlü¤ü ilan edildi. Tren yollar› söküldü, villalar ya¤maland›, vergiler kald›r›ld›. Merkezi bir liderli¤in olmad›¤› ayaklanma bir hafta sürdü. ‹talyan iflçi s›n›f› 1917’de de fabrikalarda bafllatt›klar› eylemleri mahallelerine tafl›d› ve 25 A¤ustos’ta Torino’yu ele geçirdi. ‹flçiler tanklara ve makineli tüfeklere kahramanca direndi; 50 iflçinin katledildi¤i direnifl için Lenin, “dünya devriminin geliflmesi” diyecekti. ‹spanya’da 13 A¤ustos 1917’de genel grevde de iflçiler kentlerde barikatlar kurdu. 16-17 A¤ustos’ta ordu Barcelona’daki barikatlar› topa tuttu. Kendi güçlerini bilmeden girifltikleri bu ayaklanma sonucunda yüzlerce iflçi katledildi.
Barikatlar›n ard›nda ortak mutfaklar ve ilkyard›m bölükleri Barikatlar ‹spanya iç savafl›nda da sahneye ç›kt›. 1936 Kas›m’›nda halk, uluslararas› tugaylarla birlikte sokaklarda barikatlar kurdu. Barikatlar›n arkas›nda ortak mutfaklar ve ilkyard›m istasyonlar› oluflturuldu. Barikatlarda ölen iflçilerin yerini yeni iflçiler ald›. 7 Kas›m’da ise çat›flmalar gö¤üs
Barikat savafllar›n›n baflkomutan›na… “Kersausie yakaland› ve belki de flu anda kurfluna dizilmifltir. Burjuvazi onu öldürebilir; ama ondan sokak savafl›n› ilk örgütleyen kifli olma onurunu alamaz. Onu öldürebilirler; ama yeryüzünde hiçbir kuvvet bundan sonraki sokak savafllar›nda onun tekniklerinin kullan›lmas›n› önleyemez. Onu öldürebilirler ama ad›n›n barikat savafllar›n›n ilk baflkomutan› olarak tarihe geçmesine engel olamazlar.” (Engels ) Cumhuriyetçi bir asker olan Kersausie (Kerzaus) 1830 devriminden cumhuriyetin de¤il Louise-Philipe’in tahta geçmesiyle ordudan istifa etti. ‹ktidara karfl› mücadele eden ‹nsan Haklar› Cemiyeti’nin sol kanad›n› temsil eden Kerzaus, Babeuf çizgisini devam ettirdi. Kerzaus taraf›ndan Paris’te örgütlenen 40 bin silahl› iflçiden oluflan dört vurucu birlik, 1848 barikatlar›n›n temel gücüydü. Paris barikat savafllar›n›n ard›ndan uzun süre ‹sviçre’de Quercy takma ad›yla yaflayan Kerzaus, 24 A¤ustos 1864’te 3 hayat›n› kaybetti.
gö¤üse sürdü ve faflistler durduruldu, 20 bin kiflilik Afrika Ordusu geri çekildi. Faflistler bu çarp›flmalardan sonra taktik de¤ifltirerek sald›r› öncesinde flehirleri havadan bombalad›. Sokak savafl› veya gerilla savafl›n›n, di¤er mücadele biçimleriyle ba¤ kurmadan kazan›m sa¤lamad›¤› ‹spanya iç savafl›nda trajik bir biçimde kan›tland›. 1939’dan 1948’e kadar ‹spanya’da yürütülen gerilla savafl› daha ileri politik bir aflamaya s›çrat›lamad›¤› için yenildi. K›z›lordu ise barikat savafl›yla birleflen gerilla savafl›n› halk ordusu birlikleriyle koor-
123
BAR‹KAT SAVAfiLARI vafllar›na dönüflmeye bafllad›. 3 Temmuz 1969’da Torino’daki FIAT grevinde fabrikalardan mahallelere s›çrayan çat›flmalar›n temel biçimi barikat savafllar›yd›. 1 Ekim 1968’de ‹talya’n›n Baflkenti Roma’da ve Sicilya bölgesindeki birçok kentte barikatlar kuruldu, uzun süreli çat›flmalar yafland›.
Güneyden kapitalizmin kalbine “Merhaba barikat”
Onlar›n cesareti iflçi s›n›f›n›n kafas›ndan hiç silinmedi Barikat savafllar› Gezi direniflinin siyahl› kad›n› ve k›rm›z›l› kad›n› gibi haf›zalardan silinmeyecek güçlü cesaret örnekleri ve semboller de yaratt›. 10 Aral›k 1905’te 10 bin kiflilik bir kalabal›k içinde k›z›l bayrak tafl›yan iki iflçi kad›n Kazaklar›n önüne f›rlay›p “Öldürün bizi. Sa¤ kald›kça bayra¤› teslim etmeyece¤iz” diye ba¤›rd›klar›nda, Kazaklar da¤›l›p atlar›n› sürdü. Lenin’in dedi¤i gibi “Bu cesaret ve kahramanl›k örnekleri, iflçilerin kafas›ndan hiçbir zaman silinmedi.”
dineli bir flekilde yürüterek Alman ordular›n› bozguna u¤ratt›. 2. Paylafl›m Savafl› s›ras›nda barikat savafllar› Avrupa kentlerindeki Nazi iflgaline karfl› direniflin önemli unsurlar› oldu. Fransa, Polonya ve Danimarka’da barikatlar kuruldu. Fransa’da barikat savafl› gerilla savafl›yla birlefltirilerek iflgalciler kovuldu.
Yenisömürge devrimleri: fiehir gerillas›n›n direnifl hatt›nda barikatlar Barikat savafllar› yeni sömürge ülkelerde de özgün biçimlerde ortaya ç›kt›. Afrikal› devrimciler sokak savafl› ve barikat savafllar›n›, ulusal kurtulufl mücadeleleri s›ras›nda Afrika’ya özgü tekniklerle yeniledi. Evler aras›nda kaz›lan bir metre derinli¤indeki çukurlar›, düflman›n sald›rmas› muhtemel bölgelere kütükler, tu¤lalar ve kayalar kullan›larak kurulan barikatlar›, olas› ateflten korunmak için taban›nda kaz›lm›fl çukurlar› bulunan evleriyle Afrika köyleri emperyalist ordulara karfl› afl›lmaz kalelere dönüfltü.4 Brezilya’da da flehir gerillas›, askeri birliklerin ulafl›m olanaklar› konusundaki avantaj›n› barikat yöntemleriyle aflt›. Gerilla, düflman›n arabas›yla baflka bir
124
arabay› çarp›flt›rarak trafi¤i t›kama ya da devrilmifl a¤aç kütükleri, kayalar, çukurlar ve sahte trafik iflaretleriyle yollar› trafi¤e kapama5 yöntemlerini kulland›.
‘68 Hareketi: Yüz y›l sonra barikatlar yeniden Avrupa sokaklar›nda 3 May›s 1968’de Paris'te Sorbonne Üniversitesi yak›nlar›nda kurulan barikatlar daha sonra tüm Fransa'ya yay›ld› ve sokaklar, polis ile ö¤rencilerin karfl›l›kl› yeni taktikler gelifltirdikleri savafl alanlar›na dönüfltü. Barikatlar kald›r›m tafllar›, banklar, trafik lambalar›, otomobiller, bahçelerin etraf›nda bulunan ahflap parmakl›klar veya yak›lan arabalarla kuruldu. Barikatlar, ilerleyen polis birliklerini yavafllatmaktan çok, iflgal edilen sokaklar› ve kamu binalar›n› polisten korumak içindi. Polis, barikatlara gaz bombalar›yla sald›rd›. Ö¤renciler de barikat›n yak›n›na gelen polisleri tafl ya¤muruna tuttu. Polis, barikat› ele geçirdi¤inde hemen geriye yeni bir barikat kuran ö¤renciler, polisi bir soka¤› ele geçirmek için uzun süre çat›flmak zorunda b›rakt›. Sorbonne direnifli, iflçi s›n›f›na da örnek oldu. Avrupa’daki grevler barikat sa-
Liberallerin “Elveda proletarya” dedikleri 1990’lar›n sonunda barikatlar yeniden, bu sefer “Güneyde” ortaya ç›kt›. Yeni iflçi s›n›f›n›n 盤l›¤› 2001’in 19 ve 20 Aral›k’›nda Arjantin’den yükseldi. Devlet baflkan›n›n helikopterle kaçmas›na neden olan isyanda zafere götüren barikatlar Piqueteros Hareketi taraf›ndan kurulanlard›. 1990’lar›n sonundaki sosyal kriz sonucu ortaya ç›kan ve iflsizlerin oluflturdu¤u bu hareket ana ulafl›m arterlerine ve otoyollara barikatlar kurdu. Meta hareketini yavafllatarak veya durdurarak “sosyal yard›m”, “devlet sübvansiyonu” gibi taleplerini hayata geçirmeye çal›flt›. Önemli kazan›mlar elde eden bu savafl biçimi 2001 isyan›nda belirleyici konumdayd›. Arjantin barikatlar›ndan 10 y›l sonra proletarya bu sefer kapitalizmin kalesi ABD’de “Merhaba” dedi. 2008 krizinin yo¤un biçimde hissedildi¤i ABD’nin New York kentinde Wall Street protestolar› polis sald›r›lar› sonras›nda ülke geneline yay›ld›. Wall Street önünden geri çekilen eylemciler yak›nlarda bulunan Zuccoti Park’›n etraf›n› barikatlarla örerek park›n içinde çad›rlar kurdu. Park› koruma amac›yla kurulan barikatlar›n arkas›nda ortak bir yaflam deneyimi oluflturulamasa da ezilenlerin farkl› unsurlar›n›n bir araya geldi¤i önemli bir deneyim yafland›. Ayn› isyan dalgas›nda ABD’nin beflinci büyük liman› olan Auckland Liman› iflgali s›ras›nda da barikatlar önemli rol oynad›.
Notlar 1 1850’de Paris kenti Eugene Hausmann taraf›ndan askeri kayg›lar güdülerek de¤ifltirildi. Meydanlarla birbirine ba¤lanan uzun ve genifl caddeler, meydana konulan top arac›n›n menzilini art›rd›. 2 James Connolly, Sokak Savafllar› 3 Ian Birchall, Enigma of Kersausie (Kersausie Muammas›) 4 Kwame Nkrumah, Devrimci Savafl El Kitab› 5 Carlos Marighella, fiehir Gerillas›’n›n El Kitab›