úüte çocuk katilleri!
Say×: 156
21 Haziran 2001
Tüm borçlar silinsin! Sayfa 6, 7 ve 8’de
Sosyalist úüçi’ye 4 milyar ceza
SUSMAYACAøIZ!
500.000 TL Dayan×üma fiyat×: 1.000.000 TL
IMF DAYATMASINA BOYUN EøME!
ZAMLARA, I û R A Binlerce úûSúZLúøE, K anti-kapitalist AB’ye karü× direniüte! YENú VERGúLERE, úSVEÇ- GOTHENBURG
úTALYA - CENOVA
DúRENúûE!
Onbinler G-8 zivesini protesto etmeye haz×rlan×yor
KESK, sahte sendika yasas×n× püskürtüyor!
2
21
Haziran 2001
DERVúû YASALARI: TARIM ÇÖKERTúLúYOR, úûSúZLúK YAYGINLAûTIRILIYOR Tütün yasas× ne içeriyor? z Tütün mamulleri ve alkollü içkilerin fiyatlandÕrÕlmasÕ, da÷ÕtÕmÕ, satÕúÕ ve kontrolü ile ilgili usul ve esaslar Tütün Mamülleri ve Alkollü øçkiler PiyasasÕ Düzenleme Kurulu tarafÕndan belirlenecek.
z 2002 üretim döneminden itibaren devlet tütün alÕmÕnÕ durduracak. z Tekel'in özelleútirilmesi için altyapÕ hazÕrlÕklarÕ tamamlanacak. z Tekel, Özelleútirme ødaresi BaúkanlÕ÷Õ'na devredilecek. z Tütün piyasasÕnda sözleúme ve açÕk artÕrma sistemi uygulanacak. z Alternatif Ürün ve Do÷rudan Gelir Deste÷i sistemleri devreye sokulacak.
Tütün yasas× ne getiriyor? z Tütün üreticisi çökertiliyor. z Tütün piyasasÕ çokuluslu úirketlerin denetimine bÕrakÕlÕyor. z Tekel özelleútiriliyor. Tekel'in alÕm yaptÕ÷Õ üretici de, Tekel fabrikalarÕnda çalÕúan iúçi de iúsiz kalÕyor.
z Tüketicinin tütün ve tütün ürünlerinden kaynaklanan sa÷lÕk sorunlarÕ, üzerinde herhangi bir denetim úansÕ olmayan, ürünlerinde 50'nin üzerinde kimyasal katkÕ maddesinin bulundu÷u çokuluslu úirketlerin insafÕna bÕrakÕlÕyor. z Yasa genel olarak tarÕmÕn çökertilmesinde son noktalardan biri.
ANAP Hükümeti, çokuluslu sigara üirketleri, onlar×n ortaù× Türk patronlar×, en baüta da Sak×p Sabanc×.
Tütün yasas×na hay×r!
Tütün yasas×n× kim istiyor?
"D
Kimler karü× ç×k×yor?
erviú yasalarÕ" olarak anÕlan, IMF ve Dünya BankasÕ direktifleri meclis gündemini kaplÕyor. IMF uúa÷Õ hükümet ve IMF uúa÷Õ meclis ço÷unlu÷u kollarÕnÕ sÕvamÕú harÕl harÕl çalÕúmaktalar. IMF Türkiye Masas× üefi direktif verdi: "Derhal Tütün Yasas×'n× geçirin,
Emlakbank'× kapat×n, Telekom'a yeni bir yönetim atay×n ve hemen sat×n”. IMF ve Dünya Bankas×'n×n dayatt×ù× yasalar iki sonuca sahip: IMF uüaklar× tar×m× çökertiyor, iüsizliùi yayg×nlaüt×r×yor.
Hedefleri tütün ve Tekel Tütün yasas× meclis gündeminde. IMF'nin dayatt×ù×
Kaybeden binlerce üretici ve tekel iúçisi
Telekom’da yeni yönetim haz×rl×ù× ne getirecek? Elektrik Mühendisi Sinan Örs ve EMO Teknik Personeli Güneú Özdemir, IMF’nin Telekom’a yeni yönetim konusundaki dayatmasÕnÕ de÷erlendirdi. IMF tarafÕndan Telekom yönetiminin de÷iútirilmesinin bir koúul olarak öne sürülmesini nasÕl de÷erlendiriyorsunuz? IMF kriz ortamÕnÕ olabildi÷ince bir úantaj olarak kullanmak ve bu arada olabildi÷ince büyük bir vurgun çÕkarmak istiyor. Amaç, Telekom'un özelleútirilmesi konusunda sorun çÕkarmayacak bir yöneti-
mi üstten ikame etmek. Bu, bizim beklemedi÷imiz bir úey de÷il. Ancak tabi bunu yaparak, özelleútirme konusunda bir adÕm daha atmÕú olacaklar. Bu son geliúme ÕúÕ÷Õnda, nasÕl bir mücadele yöntemi benimsenmeli? ùu anda muhalefet güçleri da÷ÕnÕk bir halde. Sadece Telekom için de÷il, tüm alanlarda muhalefetin örgütlenmesi; ortak bir temelde bir iúçi-emekçi cephesinin örgütlenmesi gerekmekte. Bu masa baúÕnda yapÕlacak bir úey de÷il; ancak somut talepler etrafÕnda mümkün. Bu açÕdan Aymasan iúçilerinin direniúi iyi bir örnek ve bize yol göstermeli.
"tar×m reformu"nun ana baül×klar×ndan biri. Tütün yasas× ile tütün üreten binlerce köylü iüsiz kalacak. Yerli tütün piyasas× çökertilecek. Amaçlar× aç×k: Çokuluslu üirketlere bu alan× tamamen açmak. úüte bundan dolay× birkaç y×ld×r özelleütirmek için çabalad×klar× Tekel'in infaz×nda son noktay× koymak istiyorlar. Tütün üreticisi gibi, Tekel iüçileri de iüsizliùe mahkum ediliyor. Son beü y×ld×r erken emekli edilerek aù×r bir sald×r×ya maruz kalan Tekel iüçileri üimdi özelleütirilen, yok pahas×na sat×lmak istenen fabrikalar×n d×ü×na itiliyor. Tütün yasas×na karü× ç×kan geniü bir kesim var: Tütün üreticileri ve Türkiye Ziraat Odalar× Birliùi, Tekel iüçileri ve Tek G×da-úü sendikas×, TTB ve çeüitli saùl×k örgütleri. Tütün yasas× karü×tlar× onbinlercedir.
Kazanan çokuluslu úirketler Yanyana gelmeleri ve birlikte direnmeleri durumunda yüzbinlerce köylü ve iüçi harekete geçebilir. Tütün yasas×na, tar×m reformuna ve diùer IMF dayatmalar×na direnmenin, kazanman×n yolu buradan geçiyor.
IMF, DB, DTÖ, DSP-MHP-
Tütün üreticileri hay×r diyor!
Odalar× Birliùi arac×l×ù×yla ifade ediyorlar.
Tütün'de devlet al×mlar× kalkt×ù×nda tütün üreticilerinin yüzde 90'× iüsiz kalacak. Yasa çoùunluùa deùil, küçük bir az×nl×k olan büyük üretici ve çokuluslu üirketlere hizmet ediyor. Alternatif ürün projesi, tütün üretimini b×rakmak zorunda kalanlara baüka ürünleri üretme olanaù×n× vaad ediyor. Ancak hemen temel tar×m ürünlerinin tamam×nda devlet desteùi kalkacaù× ve bir bölümünün (üeker, afyon gibi) tamamen tasfiye edileceùi düüünülürse bu bariz bir kand×rmaca. Tütün üreticileri, tüm yaüamlar×n× ellerinden alan bu yasaya karü×. Tepkilerini Türkiye Ziraat
Tekel iüçileri hay×r diyor! Tütün yasas× Tekel'in özelleütirilmesini son noktaya getiriyor. Tekel fabrikalar×nda çal×üan binlerce iüçi böylece iüsiz kalacak. Tekel'de örgütlü Türk-úü sendikas× Tek G×da-úü özelleütirmeye ve iüsizliùe karü× tutum al×yor.
Saùl×kç×lar hay×r diyor! TTB baüta olmak üzere bir dizi saùl×k ve tüketici örgütü, tütünün çokuluslu üirketlere b×rak×lmas×n×n insan saùl×ù× üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
EMLAKBANK KAPATILAMAZ!
úüçi k×y×m×na geçit yok! Türkiye çap×nda 403 üubesi olan, 9000 kiüinin çal×üt×ù× Emlakbank IMF direktifiyle kapat×lmak isteniyor. Emlakbank çal×üanlar× "iüyerimizi terketmeyeceùiz" diyerek bu sald×r×ya direniyor. 80 banka aras×nda en büyüklerden biri olan Emlakbank neden kapat×lmak isteniyor? Özel sermayeye alan açmak için. Kamu ve özel olarak toplam 80 bankan×n bulunduùu sektörde kamu bankalar×n×n pay× yüzde 40'× buluyor. Emlakbank'×n kapat×lmas×, Halkbank'la birlikte Ziraat Bankas× çat×s× alt×nda birleütirilmesi bu pay×n küçültülmesini ve özel sermayeye alan aç×lmas×n× kolaylaüt×racak. Ayn× zamanda kamu bankac×l×ù× anlay×ü× köklü bir deùiüikliùe uùrat×lmak
isteniyor. Örneùin köylüye düüük kredili faizle destek olan Ziraat Bankas×'n×n bu özelliùi yokediliyor. Emlakbank'×n denetiminde yap×lan konutlarda bu denetimin kald×r×lmas×, alan×n tamamen özel sermayenin eline geçmesi bir baüka örnek.
Çözüm banka çalÕúanlarÕnÕn birli÷inde IMF dayatmas× gerçekleüirse 9000 çal×üan iüsiz kalacak. Bankac×l×k sektörünün genelinde bu tablo hakim. IMF program× doùrultusunda "yeniden yap×lanma" ad× alt×nda yürütülen faaliyet 85 bin banka çal×üan×n×n iüsiz kalmas×na yol açabilir. Banka sektöründe bu yoùun sald×r× karü×s×nda tam bir bölünmüülük var.
Sektörde faaliyet gösteren 6 sendika mevcut. Her bir sendika söz sahibi olan×n kendisi olduùunu iddia ediyor ve diùerlerini hiçe say×yor. úüte IMF uüaklar×n×n cüretinin kaynaù× bu bölünmüülük. Emlakbank çal×üanlar× direniyor. Direniüin baüar×s×, baüta tüm banka emekçilerinin bu kavgaya kazan×lmas× ve tüm iüçi örgütlerinin bu sald×r×ya karü× ortak tutum almas×ndan geçiyor.
Türkbank’a da el att×lar Emlakbank’la birlikte Türkbank’Õn da kapÕsÕna kilit vurulmak isteniyor. Türkbank’Õn kapatÕlmasÕ, banka üzerinde dönen dolaplarÕn üzerini örtmek için alelacele gerçekleútirilmeye çalÕúÕy-
or. HortumcularÕ, kara para aklayÕcÕlarÕ kollayan IMF uúa÷Õ hükümet, Türkbank’ta çalÕúan binlerce insanÕ iúsiz bÕrakmaya çalÕúÕyor.
Emlakbank çalÕúanlarÕnÕn kavgasÕ, Türkbank çalÕúanlarÕyla birleútirilmelidir.
28 ùubat 2001
diyor ki... Seattle-Gotheburgh, dünya direniyor!
Küresel sermayeye geçit yok! Geçti÷imiz hafta øsveç’in Gotheburgh kentinde anti kapitalist hareketin gerçekleútirdi÷i gösteri birçok açÕdan ö÷retici. 500 bin nüfuslu kentte 25,000’in üzerinde anti kapitalistin 2 gün gün boyunca gösteri yapmasÕ, polisle çatÕúmasÕ ve bu arada yüzlerce toplantÕ düzenleyerek tartÕúmasÕ bu hareketin taúÕdÕ÷Õ dinamikleri göstermesi açÕsÕndan son derece önemli. Gotheburgh gösterisi artÕk sermayenin temsilcilerinin bu tür toplantÕlarÕ kolay kolay yapamayacaklarÕnÕ, her defasÕnda büyük sermayenin dünyayÕ soyup so÷ana çevirmesine karúÕ çÕkanlarÕn sert gösterileri ile karúÕlaúacaklarÕnÕ gösteriyor. Gösteriler sÕrasÕnda toplanan AB ülkeleri bakanlarÕ da bu tesbiti yapÕyor ve bundan sonra çok daha korunaklÕ olan Brüksel’de toplanma kararÕ alÕyorlardÕ. Gotheburgh AB’den demokrasi bekleyenler için de ö÷retici. 3 göstericinin øsveç polisinin açtÕ÷Õ ateúle yaralanmasÕ, polisin saldÕrganlÕ÷ÕnÕn Türkiye’yi aratmamasÕ siyasal demokrasinin ancak mücadele ile kazanÕlabilece÷ini gösteriyor. HazÕr elbise gibi hazÕr demokrasi yok! Gotheburgh gösterisi, bütün di÷er anti kapitalist gösteriler gibi
birli÷in, sekter olmayan bir birli÷in ne denli oldu÷unu gösteriyor. Seattle, Nis, Seul, Melbourne, Quebec, Washington gösterilerinde oldu÷u gibi Gotheburgh’da da büyük bir birlik oluútu. Bu birlik için aylarca tartÕúÕldÕ. Basit, ortak taleplerde anlaúÕldÕ. Ama asÕl anlaúma eylemde birlik üzerine oldu. Sonunda de÷iúik çevreler bir araya geldi ve eylem gerçekleúti. Gotheburgh bütün dünyada yükselen bir hareketin ürünü. Bu hareket 9 7 ya da 968 gibi bütün dünyayÕ kaplamak üzere. Her úeyi de÷iútirmek, herúeyi yeniden yapÕlandÕrmak için hareket ediyor. Bu hareket devrimci bir öze sahip. Özgürlük istiyor, sermayenin egemenli÷ine son vermek istiyor. Gücünü medyadan de÷il, birlikten alÕyor. Bu yeni dalga militan, mücadeleci. YÕlgÕn de÷il. Kazanmak için, hedefini gerçekleútirmek için hareket ediyor. Atak. Yeni dalga yeni bir sol yaratÕyor. Bu yeni sol köhne fikirler üzerinde de÷il, devrimci fikirler üzerinde úekilleniyor. Stalinizmin, etkisi altÕnda de÷il. Mücadeleci iúçilerden ö÷reniyor. Türkiye’de aynÕ hava hakim. Milyonlarca iúçi ve emekçi aylardÕr sokaklarda. Öfkelerini
dile getiriyorlar. De÷iúim isteklerini haykÕrÕyorlar. Kazanmak için mücadeleye çÕkmak istiyorlar. Ancak kendilerine yol bulamÕyorlar. Kendilerini ifade edebilecekleri bir örgütlenme, ittifak yok. Oysa karúÕmÕzda zayÕf, ürkek bir sermaye ve onun siyasal yapÕlarÕ var. Yüklenerek de÷il, üfleyerek da÷ÕtÕlabilecek kadar cÕlÕz bir hükümet var. Kriz içinde batmÕú durumdalar. Gerekli olan birleúmektir. Somut talepler etrafÕnda birleúmek ve kazanmak
Bask×lar bizi y×ld×ramaz
Bar×ü× savunmaya devam edeceùiz on günlerde Sosyalist øúçi’ye dönük baskÕlar artmakta. Sosyalist øúçi barÕúÕ savundu÷u için açÕlan davalardan bir kÕsmÕ sonuçlandÕ ve Sosyalist øúçi’nin sahibi Özden Dönmez hakkÕnda 3, eski yazÕ iúleri müdürü Cengiz Al÷an hakkÕnda 2 ve úimdiki yazÕ iúleri müdürü Volkan AkyÕldÕrÕm hakkÕnda da davada ceza verildi. Özden, Cengiz ve Volkan hakkÕnda verilen hapis cezalarÕ basÕn yasasÕ gere÷i para cezasÕna çevrilmesine ra÷men her üçü hakkÕnda da tutuklama kararÕ çÕktÕ. Özden, Cengiz ve Volkan’Õn toplam para cezalarÕ úimdilik 2 milyara ulaúmÕú bulunuyor. u arada Sosyalist øúçi’ye barÕúÕ savundu÷u için, F tipi cezaevlerine karúÕ çÕktÕ÷Õ için davalar açÕlmaya devam ediliyor. Bunlardan birisinde Özden ve Volkan yayÕnlanan bir yazÕ ile “PKK’ye yardÕm ve yataklÕk etmekten” suçlanÕyor! osyalist øúçi bu baskÕlara karúÕ barÕúÕ savunmaya devam edecek. BarÕúa koúulsuz destek verecek. F Tipi cezaevlerine karúÕ çÕkmaya devam edecek. Sahte sendika yasasÕ ile hareketleri bo÷ulmaya çalÕúÕlan kamu emekçileri ile omuz omuza olmaya devam edecek.
S
B S
Ankara
KadÕköy
için ortak harekete geçmektir. Bunun iyi kötü gerçekleúti÷i her noktada kazanÕyoruz. øúte sahte sendika yasasÕna karúÕ mücadele. ùu ana kadar KESK’in mücadelesi bu yasa tasarÕsÕnÕ geri püskürttü. Solun, di÷er sendika hareketlerinin deste÷i olmadan. Bir de sendika hareketinin birli÷i sa÷lanabilse, solun bu birli÷i desteklemesi gerçekleúse, açÕk ki o vakit krize eme÷in çözümünü dayatmak mümkün olacak.
Endonezya devrimi kimsenin bekmedi÷i bir anda gerçekleúti. Büyük bir örgütlülü÷e de dayanmÕyordu. Bu nedenle daha ileri gidemedi ama hedefini gerçekleútirdi. 40 yÕllÕk diktatörlü÷ü yerle bir etti. BatÕ Timor özgürlü÷üne kavuútu. Türkiye’de iúçi hareketi, sol Endonezya devrimi öncesinden daha deneyli ve daha örgütlü. demek ki sadece bir devrim de÷il bu devimin sosyal bir devrime dönüúmesi de olasÕ...
Emekçilerin ve sermayenin deùiüim isteùi øki tür de÷iúim istemi var. Bir tarafta milyonlarca iúçinin ve emekçinin sokaklarda, öfke ile ifade ettikleri de÷iúim iste÷i var. ønsanca bir yaúam, özgürlük istemi bu. Di÷er tarafta ise sermayenin “de÷iúim” diye emekçilerin önüne sürdü÷ü talepler var. Sermayenin bu taleplerinin son úekilleniúi bugünlerde anayasa de÷iúikli÷i olarak mecliste tartÕúÕlÕyor. Demokratik de÷iúim denen eskinin daha da sÕnÕrlanmasÕndan baúka bir úey de÷il. Özgürlükler daha da kÕsÕt-
lanÕyor. Emekçiler iú istiyor. øú güvenli÷i istiyor. ønsanca yaúam istiyor. Emeklili÷inin güvence altÕna alÕnmasÕnÕ istiyor. Kamuda çalÕúan iúçiler grev ve toplu sözleúme hakkÕ istiyor, yani sendika hakkÕ istiyor. Sermaye ise bütün bu talepleri göz ardÕ ediyor ve pazar ekonomisini, ülke ekonomisinin dünya ekonomisine daha açÕlmasÕnÕ, tekelleúmeyi özgürlük olarak önümüze getiriyor. Emekçiler siyasal özgürlük istiyor. østedi÷i dilde konuúmak,
øzmir
e÷itim yapmak istiyor. Kendi kaderine kendisi karar vermek istiyor. Sermayenin temsilcileri ise özgürlükleri daha da kÕsmaya çalÕúÕyor. Türkçe ve øngilizce’den baúka dili dil olarak kabul etmiyor. Herkesin kaderine kendisi karar versin istiyor. ùimdi bu iki e÷ilim çatÕúÕyor. OnlarÕn ki köleli÷e bir adÕm daha atmanÕn de÷iúimi, emekçilerin ki ise özürleúmeye do÷ru yeni bir adÕm. Kazanacak olan emekçilerin de÷iúim iste÷idir. Bundan kuúku duymayalÕm!
Beyo÷lu
3
4
21
Haziran 2001
Demokratik yasalar geliyor! Müjde!AB'ye giriú sürecinde bekledi÷imiz, demokratik basÕn yasalarÕ meclisten çÕktÕ. RTÜK yasasÕnÕ veto eden ve sundu÷u 17 sayfalÕk önerilerle DSP-MHPANAP hükümetini ve Do÷an grubunu zor duruma sokan Ahmet Necdet Sezer’e ra÷men bu
Yeni yasalarla, kapatma yada karartma cezas× yerine, 0 milyar ile 250 milyar aras×nda deùiüen cezalar geliyor. Cezalar× ödeyemezseniz, yay×n hakk×n×z borcunuzdan dolay× iptal edilecek. Siyasi eleütirileriniz varsa, cebinizde yüklü bir çek koçan× olmal× anlayacaù×n×z. úüte beklediùimiz yasalar! Sevinin, sevinin yoksa gazetemizin hayat× karar×r, çünkü halk× umutsuzluùa ve karamsarl×ùa düüürmek de art×k ceza kapsam×nda. Art×k, medya patronlar× istedikleri devlet ihalesine girebilecek, borsada arac× kurumlar kurabilecekler. Ayd×n Doùan art×k tek bir mesleùe mahkum deùil, kendini baüka alanlarda geliütirmesinin(!) yasal olanaklar× saùlan×yor. Sabah bas×n patronluùu, öùlen Poaü'×n sahibi, aküam enerji sektörünün baü× olabilecek. Bu yasayla birlikte, Berlusconi gibi gece yar×s× baübakanl×k deneyimi bile yaüayabilir. Zaten ikidar×n ikinci büyük ortaù× olan medya patronlar×n×n, hükümetle nikah× resmileüiyor art×k. Ha bir de bu yasan×n bir slogan× eksik: "úüte Ayd×n Doùan demokrasisi: Ekranlar deùil, hayatlar karart×l×r."
Tarkan’×n fotoùraflar× ve cinsiyetçiliùin ç×plak yüzü Her üey, Tarkan'×n baz× fotoùraflar×n×n son derece üüphe uyand×r×c× bir biçimde çal×nmas× ve medyan×n eline geçmesi ile baülad×. Çal×nt× fotoùraflar× basmakta hiçbir sak×nca görmeyen medya, fotoùraflardan yola ç×karak "Tarkan eücinsel mi?" tart×ümas× baülatt×. Her türlü hassasiyetten yoksunluùu ile züccaciye dükkan×ndaki fili bile mumla aratan Reha Muhtar'×n düùündeki kamber olarak yerini almas× ve Tarkan'×n "erkekliùine kefil" olan (!?!) genç bir kad×n×n da ortaya ç×kmas× ile iü iyice ç×ù×r×ndan ç×kt×. Bir kere daha, cinsiyetçiliùin buz gibi yüzüyle karü×laüt×k. Tüm bu saçmal×klar× tarihin çöplüùüne göndermenin tek yolu, dünyay× temelinden deùiütirmektir.
demokratikleúme atÕlÕmÕ sürecek. ArtÕk gazetemiz kapanmayacak, ekranlarÕmÕz kararmayacak. Çünkü yeni basÕn yasalarÕyla, muhalif ya da yerel basÕnÕ kapatmaya gerek kalmayacak, artÕk onlar kendili÷inden kapanmak kalacaklar.
RTÜK yasas×na Sezer’den veto
FP kapatma davas×: 28 ûubat darbesine karü× tutum bugün de günceldir
Fazilet Partisi hakkÕndaki kapatma davasÕ gazetemiz yayÕna hazÕrlandÕ÷Õ sÕrada halen Anayasa Mahkemesi'nde görüúülmekteydi. FP hakkÕnda verilen karar kapatma yönünde olursa siyasette bir sarsÕntÕ bekleniyor. Özellikle MHP ellerini ovuúturarak kararÕ beklemekte. Karar aksi yönde de verilebilir, ancak FP
Ölümleri durdurun! ö
lüm oruçlar× 200. günlerine girerken Adalet Bakanl×ù× çözüm için ad×m atmama tutumunda direniyor. ûimdiye kadar 24 tutsaù×n öldüùü yaklaü×k 300 kiüinin hayat×n×n sözkonusu olduùu ölüm oruçlar×nda Adalet Bakanl×ù× tutumunu meürulaüt×rmak için yalan söylemeye devam ediyor. Tutsaklar×n kabul edilemez talepleri olduùu
iddas× Bakanl×k ve emir kulu gibi çal×üan medya taraf×ndan sürekli olarak gündemde tutuluyor. Oysa tutsaklar×n ileri sürdüùü 5 talep, zaman×nda Adalet Bakanl×ù×n×n yerine getireceùine söz verdiùi taleplerden oluüuyor. Tutsaklar oluüturulacak bir heyetle Adalet Bakanl×ù× ile bu 5 talebin görüüülmesini istemelerine raùmen bakanl×ù×n tavr× 57. hükümetin vahüi ve eli kanl× yüzünü sergiliyor.
Yaüam× savundular, yarg×land×lar Tabipler Birliùi’nin F tipi operasyonu protesto etmek amac×yla yapt×ù× bas×n aç×klamas×ndan dolay× hakk×nda aç×lan dava delil yetersizliùi gerekçesiyle reddedildi. Hekimlerin görev s×n×rlar×n× aüarak örtülü biçimde direniüe destek verdikleri gerekçesiyle aç×lan davada TTB Baükan× ve alt× yöneticisinin görevden al×nmas× isteniyordu. F tipi operasyonu ile birlikte içerde tutsaklara dönük bir katliam gerçekleüirken, d×üarda siyasi partilere, meslek örgütlerine ve sivil toplum kuruluülar×na dönük bask×lar, gözalt×lar, soruüturmalar gündeme geldi. Yaüanan katliama seyirci kalmayan ve kalmak istemeyen kesimler en temel haklar×n× kullan×rken bask× ve sindirme operasyonu ile karü×laüt×lar. TTB' ye aç×lan dava bu operasyonun en tipik göstergesiydi.
Nükleer at×klara Boùaz’da barikat! Greenpeace , Doùa ile Bar×ü Derneùi ve Doùa Savaüç×lar× Örgütü, hem nükleer at×klar konusuna hem de boùazlar×n güvenliùi konusuna eùilen bir eylemlilik süreci baülatm×ü bulunuyor. Bunun nedeni ise, Rusya'n×n 2 milyar dolar elde etmek için Bat×'dan nükleer at×k getirerek depolamak, topraùa gömmek ve yeniden iülemek istemesi; öte yandan, Boùazlar'×n söz konusu taü×ma iüi için muhtemel güzergah×n üzerinde olmas×. Zaten kaza riskinin çok yüksek olduùu
Boùazlar'da böyle bir nükleer at×k taü×yan tankerin kazaya uùramas× halinde ise, ortaya ç×kacak olan nükleer s×z×nt× ústanbul ve çevresini etkileyecek. Greenpeace, Doùa ile Bar×ü Derneùi ve Doùa Savaüç×lar× Örgütü ise, söz konusu geçiüleri engellemek için her türlü eylemi yapacaklar×n× vurguluyorlar. 2 Haziran 6.30’da ve 24 Haziran .30'da Beylerbeyi Koyundan kalkan yüzlerce tekne ile ústanbul Boùaz×nda eylem yapacak. 2 milyar dolar için, çevrenin ve insanlar×n saùl×ù×n×n hiçe say×lmas×na hay×r diyelim.
Nükleer Atıklar Greenpeace'in verdiùi bilgiye göre, nükleer at×k, nükleer yak×t döngüsünün her aüamas×nda ortaya ç×k×yor. Bu nükleer at×ù×n büyük bir bölümü binlerce y×l zararl× olarak kalmaya devam ediyor. Plütonyum ise, yeniden iülemedeki ayr×üt×rma sonras×nda nükleer silahlarda kullan×labildiùi için, daha da tehlikeli. Sanayileümiü ülkelerin nükleer at×kla baüa ç×kma yöntemlerinden ikisi ise, sanayileümemiü ülkelere ihraç ve denize boüaltma. Rusya örneùinde olduùu gibi, baz×
ülkeler para karü×l×ù× bu at×klar×n ülkelerine girmesine izin veriyorlar. 1994 Basel Yasaù× ile, OECD ülkesi zengin ülkelerin OECD üyesi olmayan sanayileümemiü ülkelere zararl× maddelerin ihrac× yasaklanm×ü olsa da, UNCTAD (Birleümiü Milletler Ticaret ve Geliüme Konferans×), "serbest ticaret" jargonu ile bu yasaù×n alt×n× oymaya çal×ü×yor. Öte yandan, 1993 y×l×nda var×lan bir anlaüma ile, gemiden denize radyoaktif at×k boüaltmak yasaklanm×ü olsa da, boru hatlar× ile boüalt×m yasak deùil!
Tutsaklar×n 5 talebi: . Sabah 9 akúam 2 saatleri arasÕnda hiçbir ön koúula ya da görevlilerin keyfine bÕrakÕlmaksÕzÕn aynÕ koridora açÕlan hücrelerde kalanlar birbirleriyle iletiúim kursunlar. 2. Tutuklu ve hükümlülerin aileleriyle görüúmeleri önündeki engellere baskÕlar kaldÕrÕlsÕn. 3. Avukat görüúü sÕrasÕndaki savunma hakkÕnÕ kÕsÕtlayan ça÷ dÕúÕ uygulamalara son verilsin. 4. øçerde tedavisi mümkün olmayan tutuklu ve hükümlülerin, tarafsÕz ve bilimsel yeterlili÷ine güvenilen heyetlelerin tedavisinden geçirilerek tedavisi sa÷lansÕn. 5. ùartlÕ SalÕverme yasasÕndan yaralanan 60 kiúinin tahliyesi sa÷lansÕn.
hakkÕnda açÕlan dava sonucu ne olursa olsun iúçileri ve solu, fazlasÕyla ilgilendiriyor.
28 ùubat darbesi RP'yi kapatmÕú ve FP kurulmuútu. Refahyol hükümeti alaúa÷Õ edildikten sonra politik øslam FP çatÕsÕ altÕnda ve bir muhalefet hareketi olarak yolunu sürdürdü. 28 ùubat'Õn en koyu günlerinde "laik rejim elden gidiyor" teranesiyle toplum ve iúçi hareketi bölündü. Laiklik bayra÷Õ altÕnda ordu, büyük sermaye ve sendika liderlikleri yanyana geldi. Solun büyük ço÷unlu÷u "úeriat tehlikesi" konusunda bu cepheyle hemfikir oldu, devletin yanÕnda saf tuttu. Bu tutumun kaybettirdiklerini bugün görmek çok daha kolay: øúçi hareketinde iki yÕl süren bir durgunluk, 8 Nisan seçim sonuçlarÕnda görüldü÷ü gibi solun gerilemesi, faúist MHP'nin parlamentoda ulaútÕ÷Õ güç, IMF saldÕrÕsÕ... Sol, 28 ùubat'tan bugüne belini do÷rultumadÕ. Bu süre zarfÕnda FP parlamentoda muhalefetin oda÷Õ haline geldi. Geçmiúin bütününe bakmayÕ bir kenara koyalÕm. Sadece KESK'i ezme operasyonunun adÕ olan sahte sendika yasasÕna karúÕ çÕkan FP oldu. ùimdi Refah gibi Fazilet'te kapatÕlmak isteniyor. Bugün dönüp bir kez daha 28 ùubat darbesine karúÕ tutumlarÕ gözden geçirmek ve darbecilere karúÕ tavÕr almak kaçÕnÕlmaz bir gereklilik. FP'nin kapatÕlmasÕna hayÕr diyoruz. FP ve politik øslam'Õn yanÕnda durmamak adÕna alanlarÕ terk eden ve generallere yanaúan sol, bu tavrÕnÕ de÷iútirmedi÷i sürece ba÷ÕmsÕz bir seçenek olma iddiasÕ sadece lafta kalacaktÕr.
Medeni Kanun Tasarısı:
Daù fare doùurdu! Medeni Kanun Tasar×s×’n×n da anlaümazl×k konusu olan, mal rejimlerini düzenleyen hükümlerin komisyondan geçmesiyle birlikte toplam 030 maddelik kanun meclise sevk edilmek üzere komisyondan geçti. Ocak 2002'de yürürlüùe girmesi beklenen Medeni Kanun Tasar×s×nda boüanma ile uygulanacak olan yasal mal rejimi 'edinilmiü mallara kat×l×m' olarak belirlendi. Y×llard×r kad×n örgütlerinin talep-
lerinden biri olan edinilmiü mallara kat×l×m rejimi; kad×n×n, evlilik birliùi boyunca, evde harcad×ù× emeùin ekonomik bir deùer yaratt×ù× prensibinden hareketle, boüanma ile birlikte mallar×n eüit paylaü×m×n× düzenleyen bir mal rejimi. 76 y×ld×r yürürlükte olan medeni kanunu, kad×n-erkek eüitliùini saùlayacak biçimde deùiütirilmesini büyük bir reform hareketi olarak sunan hükümetin, nas×l bir aldatmaca içersinde
olduùu, mal rejimleri düzenlemesinde de ortaya ç×kt×. Tasar× edinilmiü mallara kat×l×m rejiminin MHP'li milletvekilleri ile yap×lan pazarl×k sonucunda varolan evliliklere uygulanmamas× koüulu ile kabul edildi. Komisyon toplant×lar×nda 'mallar× kar×lara kapt×rmay×z ' diyen milletvekilleri böylelikle kendilerini saùlama alm×ü oldular. Sahte eüitlik anlay×ü×na karü× gerçek eüitliùi ancak mücadeleyle kazanabiliriz.
SÖYLEûú Demet Demir, Lambda Eúcinsel Sivil Toplum Örgütü ve ÖDP üyesi. Kendisiyle yasalaútÕrÕlmak istenen medeni kanun tasarÕsÕnda cinsiyet de÷iúikli÷ine iliúkin maddeler hakkÕnda görüútük Yeni Medeni Kanun Yasa Tasar×s×n×n cinsiyet deùiütirmek için getirdiùi koüullar× nas×l deùerlendiriyorsunuz? Yeni yasa ile, cinsiyet deùiütirmek için ameliyat olma konusunda üreme yeteneùinin olmamas× gibi bir koüul getiriliyor. Ayr×ca, kiüinin evli olmamas× ve önce mahkemeye baüvurmas×, sonra psikoloùa gitmesi, psikologdan onay ald×ktan sonra tekrar mahekemeye gitmesi gerekiyor. Bu tasar×, bizi üu andaki durumdan çok daha geriye götürüyor. Gerçi, üu andaki sistem yani,
paray× ödeyip hemen ameliyat olunmas× da yanl×ü. Ameliyat olduktan sonra piüman olan da çok insan var. Bat×da önce 3 y×l boyunca psikoloùa gidiliyor; psikolog kiüinin haz×r olduùunu düüündüùünde doktor kontrolünde hormon verilmeye baülan×yor, sonra ameliyat olunuyor. Bence olmas× gereken de bu, önce psikoloùa gidilmesi, sonra ameliyat olunmas×, en son mahkemeye gidilmesi. Yeni tasar×da bir de böyle bir sorun var; ameliyat olmak hakimin takdirine b×rak×lm×ü. Bu tasar×y× hiç ç×karmasalar daha iyiydi. Bu konuda ne gibi eylemler yapmay× düüünüyorsunuz? Aç×kças× apolitik çok insan var ve eylem yapmak zor. Bu konuda bir üeyler yapmaya çal×üan sadece bir arkadaü×m×z var.
21 Haziran 2001
DÜNYADAN HABERLER z DÜNYADAN HABERLER úngiltere seçimlerinde Sol úttifak ve úskoç Sosyalist Partisi’nin baüar×s×
Birlik solu güçlendirdi øngiltere, øskoçya, Galler ve Kuzey ørlanda’da seçimler yapÕldÕ. Tony Blair’in Yeni øúçi Partisi beklenildi÷i gibi açÕk farkla seçimleri kazandÕ. Böylelikle, øúçi Partisi, yüzyÕllÕk tarihinde ilk kez üst üste iki kez seçimleri kazanmÕú olmasÕna ra÷men sonuçlar gene de øúçi Partisi açÕsÕndan çok olumlu de÷il. øúçi Partisi seçimleri açÕk farkla kazanmasÕna ra÷men iki geliúme Baúbakan Tony Blair açÕsÕndan tedirgin edici. Birincisi seçimlere katÕlÕmÕn düúüklü÷ü. Bu sonuçla øúçi Partisi parlamentoda muazzam bir farka sahip olmasÕna ra÷men bugüne kadar iktidarfa gelen partiler içinde en az oyu
alma baúarÕsÕnÕ da gösterdi. Blair’i rahatsÕz eden ikinci geliúme ise øngilte ve Gallerde Sosyalist øttifak’Õn ve øskoçya’da da øskoç Sosyalist Partisi’nin baúarÕsÕ. Seçimlere øúçi Partisi’nin yeni liberal çizgisine karúÕ çÕkan bu partinin sol kanadÕndan baúlayarak hemen hemen bütün sol güçleri kapsayan bir birlik olarak katÕlan Soyalist øttifak oylarÕn % .8’ini aldÕ. Birçok bölgede ise Sosyalist øttifak adaylarÕ % 5’in üzerine çÕkmayÕ baúardÕ. Londra’nÕn bir iúçi mahallesinde ise Sosyalist øttifak adayÕ ara seçimde aldÕ÷Õ oyu arttÕrÕrken Sosyalist øttifak’Õn oylarÕnÕn sadece
protesto oylarÕ olmadÕ÷ÕnÕ açÕkca kanÕtladÕ. øskoçya’da ise øskoç Sosyalist Partisi (SSP) bölgedeki bütün milletvekillikleri için aday çÕkardÕ ve oylarÕn % 3.3’ünü alÕrken sa÷lam bir biçimde øskoçya’nÕn 5. partisi haline geldi. SSP, øskoçya’nÕn sanayi merkezi olan Glasgow kentinde ise oylarÕn % 6.5’ini aldÕ. Nas×l bir birlik? Sosyalist øttifak sol gruplarÕn bir araya gelmesi ile kurulan bir gruplararasÕ ittifak de÷il. Her seçim bölgesinde Sosyalist øttifak çeúitli sosyal-
Solda yeni üekillenme eçimlerden kÕsa bir süre önce øskoçya’da önemli bir geliúme yaúandÕ. Sosyalist øúçi Partisi øskoçya’da øskoçya Sosyalist Partisi’ne (SSP) katÕldÕ. Böylece øskoçya’da birleúik, devrimci bir parti oluútu. Hem SSP hem øskoçya SWP örgütleri birleúme öncesi sorunu tartÕútÕlar ve konferanslarÕnda oylayarak birleúmeyi onayladÕlar. øskoçya SWP örgütü SSP içinde bir Platform olarak yer alÕyor. Hem kendi örgütlenmesini koruyor hem de SSP’nin tüm faaliyetlerine katÕlÕyor. SWP üyeleri kendi gazetelerini sadece kendi iúyerlerinde satÕyorlar. Bunun dÕúÕnda di÷er SSP üyeleri ile birlikte onlarda yeni partinin gazetesini sokakta satÕyorlar.
S
SSP’nin øskoçya çapÕnda oylarÕn % 3.3’ünü almasÕnda bu birli÷in büyük payÕ var. øskoçya dÕúÕnda da solda yeni úekillenme tartÕúÕlmakta. Dünya çapÕnda hÕzla kabaran anti kapitalist hareket yeni bir solun oluúmasÕna yol açÕyor. SWP úimdi temel görevin bu yeni solu kapsamak oldu÷unu öne sürüyor. Bu arada 4. Enternasyonal’in øngiltere ve FransÕz örgütleri ile SWP arasÕnda da yeni úekillenme tartÕúÕlmakta. SWP bu tartÕúmada önemli olanÕn ideolojik birlik de÷il, taleplerde anlaúma ve yeni anti kapitalist hareketi kapsamak oldu÷unu ileri sürüyor. SWP, gerekli olanÕn kampanyasÕ, yani günlük mücadele içinde aktif bir örgütlenme oldu÷unu savunyor.
ist gruplardan, kampanyalardan ya da øúçi Partisi’nin sol kanadÕndan kopan insanlardan oluúmakta. En önemli özelli÷i bir seçim örgütlewnmesi olmayÕp kampanya örtgütlenmesi olmasÕ. Seçimlereden çok önce baúlayarak çeúitli kentlerdeki Sosyalist øttifak örgütlenmeleri hem ülke çapÕndaki olaylar karúÕsÕnda hem de yerel konular etrafÕnda kampanyalar düzenlediler. Sosyalist øttifak’Õn programÕ diyebilece÷imiz talepler son derece somut ve basit. Sosyal sigortalarÕ savunmal, özelleútirmelere karúÕ çÕkmak, çevrenin korunmasÕ, emeklilik ücretinin yükseltilmesi, sendikal haklarÕn geniúletilemesi, ÕrkçÕlÕ÷a karúÕ olmak, mülteci haklarÕnÕ savunmak ve bezeri talepler Sosyalist øttifak’Õn temellerini oluúturmakta. Gene seçimler öncesinde Sosyalist øttifak örgütlü oldu÷u her yerde postacÕlar grevini destekleri. Zaten bazÕ bölgelerde de postacÕlardan milletvekili adaylarÕ vardÕ. AynÕ úekilde Londra’da Sosyalist øttifak metro iúçileri grevini destekledi. Bu arada kapatÕlmak istenen otomobil fabrikalarÕna karúÕ kampanyanÕn baúÕnÕ Sosyalist øttifak çekti. Mücadele sürüyor Seçimleri izleyen hafta Sosyalist øttifak ve SSP bütün ülke çapÕnda örgütlü oldu÷u heryerde toplantÕlar düzenleyerek yeni kampanyalara hazÕrlanmaya baúladÕ. Sosyalist øttifak bir siyasi parti olarak örgütlenmeyecek ama aktif, mücadeleci bir kampanya örgütlenmesi olarak faaliyete decam edecek. Yeni kampanyalar aracÕlÕ÷Õ ile Sosyalist øttifak Blair’in Üçüncü Yol’una karúÕ sosyalist bir alternatifin oldu÷unu gösteriyor. Sosyalist úüçi Partisi Sosyalist øttifak içindeki tartÕúmasÕz en büyük güç Sosyalist øúçi Partisi, SWP. Türkiye’de DSøP ile aynÕ siyasal zemine basan SWP sekter olmayan tutumu ile Sosyalist øttifak’Õn geliúmesinde çok önemli bir role sahip. SWP bütün bölgelerde øttifak’Õn faaliyetini kendi faaliyetinin önüne çÕkarmÕú durumda. Bu tutumuyla özellikle øúçi Partisi soluna büyük güven vermekte ve øttifak’a katÕlmalarÕnÕ sa÷lamakta. Seçimlerden kÕsa bir süre önce øúçi Partisi Merkez Komitesi ütyesi Liz Davies partisinden ayrÕlarak Sosyalist øttifak için çalÕúmaya baúadÕ.
Anti-kapitalistler Gothenburg’da direndi vrupa Birli÷i liderler toplantÕsÕnÕn yapÕldÕ÷Õ, øsveç’in Gothenburg kentinde, toplantÕ boyunca 25 bin anti-kapitalist protesto gösterileri yaptÕ. Polis göstericilere ateú açtÕ ve 3 kiúiyi yaraladÕ. 3 gün süren gösteriler sonunda 1000’in üzerinde gösterici tutuklanÕrken yüzlerce polis ve gösterici de yaralandÕ. Gothenburg gösterisinden sonra Bir AB ülkesi bakanÕ artÕk AB toplantÕlarÕnÕn daha güvenlikli olan Brükselde yapÕlmasÕ gerekti÷ini söylerken, øngiltere’de BBC televizyonu “artÕk böylesi büyük toplantÕlarÕn dev protesto gösterileri olmadan yapÕlmasÕ olanaksÕz” tesbitini yapÕyordu. Gothenburg’dan gazetemize haber yollayan bir gösterici böylesi büyük bir gösterinin hiçkimse tarafÕndan beklenmedi÷ini, havanÕn “müthiú” oldu÷unu söylüyordu: “Herkes liderler toplantÕsÕnÕ mutlaka engellemek için çok kararlÕ.” Göstericilerin bu kararlÕlÕ÷ÕnÕn sonucu polis ateú açdÕ. “Bir aúamada göstericiler polisin tutuklularÕ tuttu÷u binayÕ kuúattÕlar ve tutuklu göstericilerin serbest bÕrakÕlmasÕnÕ sa÷ladÕlar.” BasÕnÕn yansÕttÕ÷ÕnÕn tersine Gothenburg gösterileri barÕúçÕ bir biçimde baúladÕ. Göstericiler neo-liberal politikalarÕ, AB’nin yeni bir IMF haline gelmesini, kamu mülklerinin ve çevrenin kapitalistler için kâr aracÕ olmaktan çÕkarÕlmasÕnÕ, AB’nin militarize olmasÕnÕ ve ÕrkçÕlÕ÷Õ protesto ediyorlardÕ. Bu barÕúçÕ gösteriye polis vahúice saldÕrarak olaylarÕ provoke etti. Seattle, Prag ve benzeri anti-kapitalist gösterilerde oldu÷u gibi Gothenburg’da da katÕlÕm çok çeúitliydi. Sanayi iúçilerinin yanÕ sÕra ö÷renciler, çevreciler, anarúistler ve marksistler birlikte, omuz omuza mücadele ediyorlardÕ. Sokak gösterilerinin yanÕ sÕra 500 bin nüfuslu kentin hemen her yanÕnda tartÕúma toplantÕlarÕ yapÕldÕ. Binlerce gösterici bu toplantÕlara katÕlarak fikirlerini di÷erlerine anlattÕlar.
A
Gothenburg “sÕcak yaz”Õn habercisi. Gothenburg’da panikleyen egemen sÕnÕf úimdi Cenova’daki G8 toplantÕsÕ için ola÷anüstü önlemler alÕyor. Öncelikel yoplantÕ bir gemide yapÕlacak. Bu gemiyi savaú gemileri koruyacak. Cenova’nÕn dünya ile ba÷larÕ 4 gün boyunca kesilecek. HavaalanÕ, liman ve istasyon kapatlÕyor. ùehre gelen bütün otoyollar kesilecek. Havayolu úirketleri uçuúlarÕnÕ iptal etymeye baúladÕlar. Ancak anti-kapitalistler kararlÕ. Daha úimdiden Cenova’ya 00 binin üzerinde bir katÕlÕm bekleniyor. Bu gösteri aynÕ zamanda Berlusconi hükümeti ile iúçi sÕnÕfÕnÕn ilk karúÕ karúÕya geliúi olacak.
5
6
21
Haziran 2001
IMF uüaù× hüküm
IMF’nin faturas×: z Daha fazla borçlanma z Daha fazla yoksulluk
Faturay T
elevizyon ekranlarÕ, her dakika ekonominin düze çÕkaca÷ÕnÕ, krizden çÕkÕldÕ÷ÕnÕ anlatÕyor. Ancak, tüm olgularÕn gösterdi÷i gibi Türk kapitalistleri, ne krizden çÕkabildiler ne de bir refah dönemi yaklaúÕyor.
úüte Derviü’in umut veren tablosu
IMF programÕ: Daha borçlu ve daha yoksul DÕú ve øç BorçlarÕn Kiúi baúÕna düúen GSMH'ye oranÕ milli gelir (dolar)
YÕl 2000
75.8
3093
200
88.5
25 9
IMF program×, her yerde ürettiùi sonuçlar×, Türkiye'de de üretiyor. IMF uüaù× DSP-MHP-ANAP hükümeti, refah deùil, daha fazla borç, daha fazla yoksulluk getiriyor. Onlar hayaller pazarlamaya devam ederken emekçiler borçlanma-yoksullaüma k×skac×na karü× harekete geçmelidir.
Mücadelenin dersleri Sahte sendika yasas× May×s ay×nda tekrar gündeme
getirildi. KESK, bu geliüme karü×s×nda harekete geçti. 26 May×s'ta barikatlar aüarak, Ankara'ya 50 kamu emekçisinin ulaümas× 80 ilde bir dizi eylem izledi. Hemen gaz bombalar×na sar×ld×lar, sonra h×zla geri ad×m att×lar. KESK'in gücünün yüzde 20'sini seferber ettiùi bu mücadele, sahte sendika yasas×n× geriletti. Emlakbank'×n kapat×lmas× sald×r×s×na, uzun y×llard×r hemen hiçbir mücadeleye kat×lmam×ü banka iüçileri yan×t verdi.
úüyerlerinde, irili ufakl× onlarca eylemi 3 büyük miting izledi. Derviü, Emlakbank çal×üanlar×na iü güvencesi vaat etmek zorunda kald×. Bu vaadi tutmayacaklar× aç×k. úki haftal×k bir mücadele bile onlar× zor duruma soktu. Ancak ne KESK'in kavgas×, ne de Emlakbank çal×üanlar×n×n direniüi tek baü×na kazanma üans×na sahip deùil.
Tek s×n×f, tek yumruk! Topyekün sald×r×: Bu gerçek, s×kl×kla dile getiriliyor ve topyekün direniüin kazanman×n tek yolu olduùu vurgulan×yor. Ancak bu anlay×ü, yaüama geçirilmedikçe, ayr× sürdürülen mücadeleler birleütirilmedikçe bu gerçeùi tekrar etmek, b×kt×rmaktan
baüka bir sonuç yaratm×yor. Yeni bir üeyler bulmaya, ya da birilerinin her üeyi düzeltip "buyrun" demesini beklemeye zaman yok. IMF program×na karü× direniü bayraù× aç×lm×üt×r. KESK, tüm sorunlar×na raùmen kavgadad×r. Görev, KESK'in yan×nda durmakt×r. Bu görevin baüar×lmas× KESK'ten geçer. KESK, sadece sendika yasas× deùil, borçlanma-yoksullaüma program×na karü× direnmelidir. Bu tutum, hem sahte sendika yasas×na karü× direniüi güçlendirir, hem de Türk-úü, DúSK, Hak-úü'in mücadeleye at×lmas×n×n olanaù×n× saùlar. IMF faturas×n× ödemeyelim, yoksulluùa boyun eùmeyelim. Faturay× krizinin sorumlular×na, patronlara ödetelim. Çözüm birleüik mücadeledir.
Tüm borçlar silinsin! Derviú, piyasalarÕ rahatlatmÕú, patronlarÕ sevindirmiú. Hükümetin iç borç takasÕna patronlar büyük ilgi göstermiú, düúük faiz ve uzun vadeye ra÷men Derviú'e beklenenin üzerinde para gelmiú. Sanki bir at yarÕúÕ ve Derviú kazanan at olacak. 66 milyon insanÕn yüzde 80'i, dÕú ve iç borçlarÕn faizlerini vergileriyle, ekmeklerinin küçülmesiyle ödeyecek. ùirket bilançolarÕnÕ, milyonlarÕn yaúamÕnÕn önüne koyanlara dur demeliyiz. IMF uüaù× hükümet, büyük bir iyimserlik yaymaya çal×ü×yor. RTÜK yasas×n×n geçmesiyle ellerini ovuüturan medya patronlar×, Derviü'i büyük kurtar×c×, hatta "baba" Vergilerimiz patronlarÕ zenginleútiriyor DÕú ve iç borç faizlerinin vergi gelirlerine oranÕ 996
% 66,7
997
48
2000
77
200
olarak gösteriyor. Ancak emekçi s×n×flar×n üzerindeki yoksulluk katmerleniyor. IMF program× ilk büyük sonucu daha büyük yoksulluktur. úkinci sonuç ise daha borçlu bir Türkiye'dir. Daha borçlu bir Türkiye, Türkiye iüçilerinin ve emekçilerinin daha da yoksullaümas× demektir. 200 bütçesi 48 katrilyon 360 trilyon. Ancak bu bütçe yetmedi. Onlara göre, bütçe aç×ù×n×n nedeni kamu iüçilerine verilen ücret art×ü× ve buùdaya verilen taban fiyat×. Bordrosuna
bakan iüçi, ücretinin artmad×ù×n×, aksine hem miktar hem de al×m gücü olarak düütüùünü gördü. Hükümetin buùdaya verdiùi taban fiyat× karü×s×nda köylü, büyük bir öfkeye kap×ld×. úüçi de köylü de öfkelenmekte hakl×. IMF uüaklar×, 7 katrilyonu, batan bankalar×n zararlar×na yat×rd×. Hortumcular×n servetine dokunulmazken, utanmazca iüçi ve köylü suçlan×yor. IMF Türkiye Masas× üefi buyurdu: "Derhal ek bütçe geçirin." Ve üimdi ilkinin üçte ikisinden daha fazla bir "ek" bütçe haz×rl×yorlar. Ek bütçe 30 katrilyon olacak. Bu rakam×n 24 katrilyonu, d×ü ve iç borç faiz ödemelerine gidecek. Yani, IMF ve Dünya Bankas× gibi uluslararas× sermaye kuruluülar×na ve onlarla kolkola soygunu yürüten Türk patronlar×na
verilecek. Devletin tüm gelirleri 48 katrilyon. Bu rakam×n 37 katrilyonu, yani neredeyse tamam× vergi gelirlerinden geliyor. Vergiyi ödeyense belli: iüçiler, köylüler, küçük esnaf. IMF uüaklar× büyük patronlardan vergi tahsil etmiyor. Hatta sene baü×nda onlara kolayl×k yaparak vergilerini faizsiz olarak birkaç y×l erteledi. Vergilerimiz, bizlere altyap×, saùl×k ve eùitim olarak geri dönmüyor. Aksine patronlar×n cebine giriyor. Devletin tüm gelirlerinin 48 trilyon olduùunu söylemiütik. D×ü ve iç borç faizlerine ödenmesi gereken para 4 .3 trilyon. Ana para ise olduùu yerde duruyor. “Piyasalara ümit veren” geliümeler önümüzdeki iki y×l içinde Türkiye’nin daha borçlan-
mas×n× müjdeliyor. IMF uüaklar×, Dünya Bankas×'n×n memuru Derviü'in etraf×nda, bir umut halesi yarat×yorlar. Bu umut, Sabanc×'lar×n, Koç'lar×n umudu olabilir. IMF program× daha fazla borç demektir. Emekçiler, boyunlar×na geçirilen ve her geçen gün s×k×lan bu ilmiùi kopar-
mal×d×r.
DÕú borçlar artÕyor (milyon dolar) 996
79,5
997
84,7
998
97
999
03
2000
4
SERVET VERGúLENDúRúLSúN! IMF programÕ borç yükünü artÕrÕyor
Toplam iç ve dÕú borçlarÕn geliúimi 2000 200 2002 2003
53,5 47,6 53,9 8 ,4
milyar dolar " " "
21 Haziran 2001
mete karü× tek yumruk
y× ödeme! Çocuk katillerinin avukat× Gülay Göktürk’e soruyoruz
Kim onursuz?
“Derviü'e göre, asgari ücretle yaüamak zorunda kalan rahat etmeli, çünkü ekonominin büyümesi kap×dad×r. Ancak IMF uüaklar×n×n yüzde 5-7'lik büyüme beklentisi gerçek olsa bile, emeùiyle geçinen milyonlarca insan×n yaüam×nda bir iyileüme olmayacakt×r.”
"Batakç×l×ùa övgü..." 8 May×s tarihli Sabah gazetesinde, Gülay Göktürk, "Borç ÖldürüyorTüm Borçlar úptal Edilsin!" baül×kl× Cenova 200 Giriüimi'nin çaùr×s×n×, bu baül×k alt×nda eleütirdi. Borçlar×n iptal edilmesini isteyenler Göktürk taraf×ndan, "batakç×", "yüzsüz", "kabaday×" ve "onursuz" olmakla suçlan×yor. Göktürk'e, "Borçlar Silinsin!" kampanyas×n×n çaùr×s× ulaüt×ù×nda, d×ü borç için "milletçe yan×p tutuüuyor"muüuz. IMF'den gelen 5 milyar dolar için "milli bayram" ilan edecekmiüiz. Asl×nda Göktürk, IMF karü×tlar×n×n çaùr×s×na "daha yumuüak olabilir"miü.
Ama "borcun üstüne yatmaya çal×üan", "batakç×lar"×n çaùr×s× onu k×zd×rm×ü, hakaret etme hakk×n× vermiü. Göktürk, üu anda banka bat×rmaktan dolay× hapiste yatan, patronu Dinç Bilgin'in yapt×rd×ù× Plaza'da kendisi gibilerle "milli bayram" ilan edebilir. Hatta Plaza olarak, IMF uüaù× hükümetin üyelerini de göbek atmaya çaù×rabilirdi. Bunu yapmakta ve savunmakta özgür, ama yalan söylemekte asla. Cenova 200 çaùr×s× yay×nlad×ù×nda ûubat krizi yaüanm×ü ve milyonlar bir gecede gelirlerinin yüzde 70'ini yitirmiülerdi. Krizin sorumlusu kimdi? Ecevit'in ve tüm hükümet
üyelerinin o günkü aç×klamalar×na bak×l×rsa IMF program×yd×. Ücretlerin yüzde 70'ini al×p, ceplerine koyanlar, iüte "milli bayram" ilan edecekler onlard×r. Göktürk onlar×n sözcüsüdür. Göktürk, küresel direniü çaùr×s× yapan kad×n ve erkekleri "kabaday×", "batakç×" ve "hukuk tan×maz" ilan ediyor. Göktürk'ün hakaretlerle dolu yaz×s×, bir fikri empoze etmeye çal×ümaktad×r: Borcu isteyen, borca ihtiyac× olan ve borcuna sad×k kalmak zorunda olan "biz"iz. Bu biz kim? IMF'den gelen paran×n yat×r×ld×ù× bat×k bankalar×n sahipleri mi (örneùin patronu Dinç
Bilgin) , asgari ücretle yaüamak zorunda olanlar m×? Göktürk bir IMF uüaù× olarak tipik edebiyat× yap×yor: "Ayn× gemideyiz" Biz, emekçiler, IMF ve küreselleüme karü×tlar×, ne Göktürk gibilerle, ne de onun tasmas×n× tutan patronlarla ayn× gemideyiz. IMF'den borç isteyen sermaye hükümetleridir, bu paray× kullananlarda. Ama d×ü ve iç borçlar×n yükünü taü×yan biziz. Doùru, çokuluslu üirketlerin hukukunu tan×m×yoruz, ama ne "kabaday×", ne de batakç×"y×z. Göktürk borca "sadakatten" ve bunun "bir onur sorunu" olduùundan söz ediyor. Biz de bir baüka onur sorununu hat×rlatal×m: Borçlar yüzünden her saatte ölen 9 bin çocuùun katillerinin avukatlar× m× onurlu, yoksa yaüam× savunanlar m×?
Ücretler geriliyor, hayat pahal×laü×yor Direniüi küreselleütir! Borçlanma ve yoksulluk k×skac×na karü× ç×k×yorsan sende kat×l! Cenova 200 Giriüimi ile irtibat için: Site: www.geocities.com/imfy ehayir
Her krizde, her yoksulluk anÕnda aynÕ teraneyi anlatÕyorlar: "Enflasyon düúecek, fakirlik bitecek." Sonra dönüp fedakarlÕk istiyorlar. Herkes kemerleri sÕkacak, acÕ ilacÕ içecek ve refaha çÕkacak. BunlarÕ söyleyen son palavracÕ Kemal Derviú. Zam saldÕrÕ sürüyor Temel tüketim mallarÕnda 2 aylÕk fiyat artÕúÕ GÕda
% 39,
Giyim
9
Konut
55,3
UlaúÕm
6,8
Mail:
E÷lence/Kültür
,8
imf-hayir@gmx.net
Sa÷lÕk
4,
E÷itim
27,4
Derviü, "Asgari ücretle geçinilebilir mi?" sorusuna önce bunlar× söyleyerek yan×t veriyor. Sonra ûubatMart krizinin sonucunda hükümetin enflasyon hedefinden kaç×n×lmaz bir sapma olduùunu, ancak bugün fedakarl×k yap×l×rsa Eylül-Ekim ay×nda ekonomi büyüyecek ve refah artacak! 999 sonunda, üç y×ll×k Yap×sal Uyum Program× imzaland×ù× s×rada, enflasyon oran× yüzde 80'di. Hükümet, IMF program× doùrultusunda bu oran× 2000'de yüzde 25'e, 2002 sonundaysa yüzde 5'e indirmeyi hedefliyordu. IMF uüaù× DSP-MHP-ANAP hükümetinin "Enflasyonla Mücadele Program×" ad× alt×nda sunulan bu hedefler emekçilerin yaüam koüullar×n×n düzeltilmesi
olarak sunuldu. TV kamera lar× uzat×ld×ù×nda hayat pahal×l×ù×na iliükin "enflasyon canavar×"ndan üikayet edenlerin karü×s×ndaki gerçek canavar bu üekilde gizlenmek isteniyor. Oysa "Enflasyonla Mücadele Program×" diye yutturulmaya çal×ü×lan ac× ilaçtan, Yap×sal Uyum Program×ndan baüka bir üey deùildir. Bu program, iüçiyi, emekçiyi canevinden vurmaktad×r. Ücret ve maaü art×ülar× gerçekleümiü enflasyon oran×na göre deùil, hedeflenen enflasyon oran×na göre yap×l×r. 200 kamu toplu iü sözleümeleri ya da memur maaü art×ülar× bu anlay×ü×n tipik bir örneùidir. Enflasyon, yüzde 70'ler düzeyinde seyrederken, 22 ûubat'ta bir günde gelirinin yüzde
yaüam×nda bir iyileüme 70'ini kaybetmiüken olmayacakt×r. Çünkü söz "enflasyon canavar×"n×n konusu geliüme borçlayenilmesi ad×na yüzde 5 narak, ücretler aüaù× çekilzam yap×l×r. Bunun ad× erek ve yeni vergilerle soygundur. desteklenerek gerçekleütirÜcretler gerilrrken ilmeye çal×ü×lacak. ûubat temel tüketim mallar×na ay×nda yüzde 70'l×k zam sald×r×s× sürmektedir. Derviü, iyimserlik yaymaya devalüasyonun sonuçlar× henüz ortaya ç×km×üken, çal×üsa da akl× baü×nda bir tüm bunlar daha aù×r bir çok gözlemci üçüncü yoksullaüma anlam×na büyük krizin kap×da gelir. Yoksullaüma progolduùunu söylemekte. ram×na karü× direniü vakit Derviü'e göre, asgari kaybetmeden baülat×lmal×. ücretle yaüamak zorunda kalan rahat etmeli, çünkü 2000'de ücretler ekonominin büyümesi kap×ve maaúlar dad×r. Ancak IMF geriledi % uüaklar×n×n yüzde 5-7'lik Kamu iúçisi 6,7 büyüme beklenKamu emekçisi ,7 tisi gerçek olsa bile, emeùiyle Emekli 3,3 geçinen milyonSSK emeklisi 3,4 larca insan×n
Asgari Ücret
4,5
7
8
21
Haziran 2001
Borç sorunu nas×l aü×lacak? mek Platformu, artÕk "Kara Çarúamba" olarak adlandÕrÕlan krizden sonra, kendi taleplerini bir programla açÕkladÕ. Bu programÕn öne çÕkardÕ÷Õ talep, krize eme÷in çözümünü özetle úöyle sunuyordu: "Borçlar iptal edilsin, servet vergilendirilsin!" Peki bu talepler borç sorununa çözüm öneriyor mu? Bu talepler doùru mu? Bu talepleri bu hükümetten gerçekleütirmesini istemek ne kadar gerçekçi? Borçlar iptal edilirse, Türkiye kaynaks×z m× kal×r? En önemli sorun ise, bu reformist bir talep deùil mi? Eùer borçlar iptal edilirse, bu Türk egemen s×n×f×n×n iüine gelmez mi?
E
Kapitalizm ve borçlar Uluslararas× finans piyasas×, 982 y×l×nda Meksika'n×n aù×rlaüan borçlar×n× ödemeyeceùini ilan etmesiyle sars×ld×. 982 y×l×nda ticari bankalar×n yeni kredileri azaltmas×, 33 ülkenin borç ertelemesi için baüvurmas×na ve derin bir borç krizine neden oldu. Ertelenen borç miktar×, 98 , 982, 983 y×llar×nda, s×ras×yla 26, 55 ve 90 milyar dolar oldu. Az geliümiü ülkelerin borçlar× 970'ten 982 y×l×na kadar 2 kat artt×. 970 y×l×ndan 990 y×l×na kadar ise 62.3 milyar dolardan .2 trilyon dolara ç×kt×, yani 20 kat artt×.
Alt×n çaù×n sonu, kriz ve borç úkinci Dünya Savaü×'ndan sonra kapitalizmin alt×n çaù× olarak adland×r×lan ekonomik büyüme dönemi, 970'lerde sona erdi. 960'larda dünyan×n en büyük ülkelerinde üirketlerin kâr oranlar×nda üiddetli bir düüüü ve üirket yat×r×mlar×nda azalma yaüand×. Almanya'da üirketlerin brüt gelirleri 960-68 y×llar× aras×nda yüzde 20 düütü. 968 973 y×llar× aras×nda ise yüzde 25'lik bir düüüü gerçekleüti. Fransa'da ise kâr oranlar× 970'te yüzde 8.2'den, 976'da yüzde . 'e düütü. Yat×r×m art×ü h×z× ise ABD'de 960'larda yüzde 5.3 iken, 970'lerde yüzde 2.8'e düütü. Japonya'da yat×r×m art×ü h×z× ise ayn× tarihlerde yüzde 5.3'ten, yüzde 3'e düütü. 974 y×l×nda netleüen ekonomik daralma, dev üirketlerin elinde sat×lamayan büyük miktarda mal stoku oluüturdu ve üirketler h×zla kaynak ihtiyac× içine girdiler. Ancak, kâr oranlar× düüük olduùu için sermaye verimli yat×r×mlarda kullan×lmayacaù×ndan bu büyük üirketler ellerindeki tüm fonlar× uluslararas× para piyasalar×na
yat×rarak, bu piyasas×n×n iyice üiümesine neden oldular. Özetle, geliümiü ülkelerdeki kriz, ellerinde büyük fonlar bulunan finans çevrelerinin, ellerindeki fonlar× daha yüksek kârlar elde etmek için çevre ülkelere yöneltmelerine neden oldu. IMF ve Dünya Bankas×'n×n koordinesi alt×nda, uluslararas× para fonlar×ndan az geliümiü ülkelere 972 y×l×nda yüzde 67.8'lik, 973 y×l×nda ise yüzde 94.5 oran×nda kredi transferi gerçekleütirmiütir.
IMF: Büyük sermayenin terör organ× Uluslarüstü bir kurum olduùu iddia edilen IMF, bu geliümelerle birlikte azgeliümiü ülkelere sert müdahalelerde bulunmaya baülad×. IMF zengin ülkeler aras×nda anlaümazl×k olduùunda g×k×n× ç×kartamazken, az geliümiü ülkelere karü× bir cephe oluüturan zengin ülkelerin kat× dayatmalar×n× titizlikle ve yapt×r×mlarla uygulayan bir sömürü kurumu olarak borç sorununda en temel rolü üstlendi. IMF ve Dünya Bankas×'n×n koordine ettiùi krediler, dev finans çevrelerinin kârlar×n× art×rmak için, esas olarak, çevre ülkelerin temel ihtiyaçlar×n× karü×lamak için deùil, bu ülkelerin emperyalist iliükilere h×zla aç×lacaù× ve bu iliükilere entegrasyonunu h×zland×racaù× alanlarda kullanmak üzere verilmiütir. IMF, kat× yapt×r×mlar× ve hükümetlere, "yoksa kaynak vermem" tehditleriyle uygulad×ù× "Yap×sal Uyum Programlar×yla", büyük özel bankalar×n özellikle 983 y×l×ndan sonra aç×kça korumac×l×ù×n× yapmaya baülad×.
Fakir ülkelerin elitleri Borçlanma, azgeliümiü ülkelerin askeri harcamalar×n× 970'lerde 3 kat art×rm×üt×r. Azgeliümiü ülkelerin askeri harcamalar×, 983 y×l×nda 46 milyar dolara ulaüarak, tüm dünyada yap×lan askeri harcamalar×n yüzde 2 'ini oluüturdu. Azgeliümiü ülkelerin, borçluluùunun yüzde 20'si askeri harcamalar için gerçekleüiyor. Örneùin dünyan×n en borçlu ülkelerinden Brezilya, 6 nükleer reaktör için 40 milyar dolar borçland× ve bu reaktörlerin borçlar×n×, milyonlarca Brezilyal× yoksul aç kalarak ya da çok düüük ücretlerde çal×üarak ödedi. Yani, ABD, Brezilya'ya önce borç verdi, sonra reaktör satt× ve bu borç, IMF ile iliükisinde avantaj elde eden bu ülkenin egemen s×n×flar×n×n ezdiùi, Brezilyal× emekçiler taraf×ndan ödendi. Azgeliümiü ülkelerin egemen s×n×flar×, borçlanman×n
bedeli olan IMF'nin yap×sal Uyum Programlar×, ek kaynaklar, hortumculuk ve yolsuzluk, özelleütirmeler, sendikas×zlaüt×rma ve düüük ücretler anlam×na geldiùi için, uluslararas× borçlanma hiyerarüisine ve dünya sermayesine göbekten baùl×d×r. Üstelik yoùun borç alan ülkeler, uzun süre askeri diktatörlüùün ya da parlamenter maske alt×nda bask×c× rejimlerin hüküm sürdüùü ülkeler. Üstelik Filipinler'de Marcos, Nikaragua'da Somoza, Zaire'de ülkenin d×ü borcuna yak×n bir meblaù× cebine atan Baükan Mobuto ya da Nijerya'da petrol gelirleri yetmesine raùmen gereksizce borçlanan ve ülkeyi Afrika'n×n en borçlu ülkesi durumuna getirirken kârlar×na kâr katan egemen s×n×f×n durumunda olduùu gibi, borçlanma yöneticilerin her aç×dan ç×kar×nad×r. Borçlanmaya karü× baükald×ran tek tük örneklerde de hem uluslararas× sermaye gruplar×n×n, hem de borçlu ülkenin kendi egemen s×n×f×n×n kampanyas×, bu türden siyasileri gözden düüürmüütür. Peru'da IMF'ye baükald×ran Baükan Garcia, böyle bir kampanya sonucunda devrildi.
Borçlar iptal edilsin, servet vergilendirilsin! Zaman zaman borçlu ülkelerin biraraya gelerek borçlara karü× boykot uygulama giriüimleri IMF'nin sert müdahaleleriyle hemen engellendi. Bu giriüimlerin nedeni, hoünutsuz emekçi y×ù×nlar×n yaratt×ù× bas×nçt×. Borçlu ülkelerin egemen s×n×flar×, borç iliükisi ve borçlanma karü×l×ù×nda ülke içinde
uygulanacak sert, emekçileri sefalete iten, örgütlenme özgürlüùünü gasp etmeyi hedefleyen ve sendikalara düümanl×ù× meürulaüt×ran politikalardan ç×kar× olduùu için, borçlanmaya karü× direnmeleri beklenemez. IMF'nin borç verip, daha sonra bu borcun faizini ödenmesi için yeniden borç verip, azgeliümiü ülkelerin emekçilerine dayatt×ù× sefalet, ancak emekçilerin mücadelesi ile k×r×labilir. Dünya ekonomisinin bu derece bütünleütiùi ve dünya piyasas×ndaki her dalgalanman×n her ülke ekonomisini belirlediùi göz önüne al×n×rsa borçlar×n iptali çok önemli bir siyasal slogand×r.
Ekonomik deùil, siyasal bir slogan Azgeliümiü ülke egemen s×n×flar×n×n, devletler ve hükümetleri kullanarak, bu en siyasi bask× ayg×tlar×yla emekçilere karü×l×ù×nda örgütsüzlüùü ve sefaleti dayatarak ald×klar× borç, Ahmet'in Mehmet'e borcu deùil, tamamen siyasal bir sorundur. Bu yüzden borç iptali isteùi, borç alan devlete karü× yöneltilen bir taleptir, devleti ve hükümeti siyasal bir dizi deùiüiklik geçirmeye yöneltecek bir zorlamad×r. Borçlar×n iptali isteùi, sadece d×ü borç iptalini talep etmemektedir. Bu milliyetçi bir tutum olur ve borçlu ülkenin egemen s×n×f×yla uzlaüma anlam×na gelir. úptal edilmesi istenen, iç ve d×ü borçlard×r. Dolay×s×yla, iç ve d×ü borçlar×n iptali isteùi, örneùin Türk egemen s×n×f×n× çok rahats×z edecektir.
Tersine, borçlanma etraf×nda geliütirilen iliükiler, örneùin Türk egemen s×n×f×n×n içinden ç×kamayacaù× ve ç×kmak istemeyeceùi bir yap× oluüturmuü durumdad×r. Hem uluslararas× sermaye ile entegrasyonu h×zlanmakta, hem de borç iliükisinin emekçi s×n×flara uygulad×ù× yapt×r×mlar, en baüta Türk egemen s×n×f×n×n s×n×f ç×karlar×n× kollamaktad×r. Üstelik, borçlar×n iptali talebi, servetin vergilendirilmesi talebiyle birleütirildiùinde, borçlar iptal edilirse kaynaks×z m× kal×r×z sorusuna da yan×t verilmiü olur. Türk egemen s×n×f×n×n en zengin kesimlerinin tüm kriz karmaüas× içinde yapt×ù× kârlar, kaynaù×n büyüklüùünün boyutlar×n× sergilemektedir. úki nokta daha var: úç ve d×ü borçlar×n iptalini, mevcut hükümete dayatt×ù×m×z unutulmamal×d×r. Bu hükümet ise böyle bir talebi karü×layamaz. Bu talepler etraf×nda bir araya gelen bir kitle hareketi, s×k s×k karü×laüt×ù×m×z gibi, "IMF uüaù× hükümet istifa!" slogan×yla mücadele edecektir. Hükümet devrilmeden, tüm kaymaù×n× zenginlerin ve devlet bürokrasinin yediùi, tüm yükünü emekçilerin çektiùi borç iptali ve servet vergilendirilmesi gerçekleüemez. Borçlar×n iptali için verilen mücadelede, aüaù×dan emekçilerin saflar×ndan at×lan her ad×m, ezilenlerin kendine güvenini saùlayacak olmas×n×n d×ü×nda, devrimci sosyalistlere, borç sorununun kapitalizmin devrilmesi sorunundan kopart×lamayacaù×n× tart×üma olanaù× verecektir. ûenol KARAKAû
Zaman zaman borçlu ülkelerin biraraya gelerek borçlara karúÕ boykot uygulama giriúimleri IMF'nin sert müdahaleleriyle hemen engellendi. Bu giriúimlerin nedeni, hoúnutsuz emekçi yÕ÷ÕnlarÕn yarattÕ÷Õ basÕnçtÕ.
20 Haziran 2001
9
Cenova 200 - IMF’ye Hay×r! - Tüm borçlar silinsin!
Baraj projeleri yoksullar× vuruyor 980-1990 yÕllarÕ arasÕnda dünyada her yÕl 4 milyon insan, çeúitli baraj projeleri yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldÕ. Bu süreç günümüzde de devam ediyor. Baraj projeleri ve sular üzerindeki denetim, milyarlarca insanÕn kaderini belirlerken, devletlerin elinde stratejik silah olarak kullanÕlÕyor.
1
Barajlar tuttuklar× sularla stratejik silah olarak kullan×l×rken, ayn× zamanda çok boyutlu sorunlara da neden olmakta. Barajlar×n neden olduùu sorunlar×n baü×nda, doùal yap×n×n deùiümesi ve buna paralel olarak iklimin ve habitat×n olumsuz
Yoksulluk ve hastal×k z 350 milyon insan Hepatit B virüsü taúÕyÕyor z sÕtma hastalÕ÷Õndan her yÕl 2 milyon insan ölüyor z Sa÷lÕksÕz su ve yiyeceklerden dolayÕ her yÕl 3 milyon çocuk ölüyor z HIV/AIDS virüsü taúÕyanlarÕn sayÕsÕ 25 milyondan fazla. Bugüne kadar 4 milyondan fazlasÕ öldü. z BulaúÕcÕ hastalÕklardan dolayÕ her yÕl 7 milyon insan ölüyor. z Bu ölümlerin 9 milyonu çocuklar oluúturuyor.
etkilenmesi gelmektedir. Muazzam alanlarda hapsedilen sular iklimi deùiütirirken, bu durum bir yandan bitki dokusunu tahrip ediyor, öte yandan da doùal yaüam× zarara uùratarak, çok nadir türlerin yok olmas×na neden oluyor.
Küreselleümenin çarp×kl×klar× Baraj projeleri, az say×da çokuluslu tekellerin alt×ndan kalkabileceùi projeler. Ayr×ca bu tür projelere Dünya Bankas× da destek vermektedir. Bu tekellerin ve uluslararas× finans kurumlar×n×n tek kriteri, kâr. únsan faktörü hiçbir üekilde dikkate al×nmamaktad×r. Nitekim, bir çok baraj projesi bütünüyle sosyal felaketler haline dönüümüütür. Barajlar yüzünden her y×l milyonlarca insan doùduklar× topraklar× terk etmek zorunda kalmakta, bir çok kültür sular alt×na gömülmektedir. Kâr için deùil, insanlar için üretilen projelerle bu tür sorunlar×n önüne geçmek mümkündür.
nti kapitalistler øsveç’in Göteborg kentinde Bush’a sÕcak bir karúÕlama hazÕrladÕ. 500 bin nüfuslu Göteburg’ta 25 bindan fazla eylemci Bush’u protesto etti. Onbinlerce anti kapitalistin protesto etti÷i Avrupa Birli÷i zirvesi kanlÕ geçti. øsveç polisi göstericilerin üzerine gerçek kurúunlarla ateú açtÕ. øsyan Göteburg kentini, bize yapacaklarÕ neoliberal saldÕrÕyÕ tartÕúan AB liderlerine kapattÕ.
A
“
Munzur’da doùa tahrip olurken, doùal ve sosyal yaüam da yok ediliyor!
Munzur Vadisi’ni kurtarmak için yapÕlan kampanya hakkÕnda daha geniú bilgi almak ve destek vermek için: Türkiye: (0532) 376 91 46 Faks: (0216) 461 77 42 Almanya: (07141) 66 11 78 Faks: (07141) 66 18 44
Polis, ‘kârdan önce insan’ sloganÕyla barÕúçÕl süren gösterileri kana buladÕ. Daha sonra AB ülkelerinin liderleri göstericilere karúÕ uygulanan úiddet konusunda aralarÕnda bölündü. FransÕz lider, göstericilerin üzerine ateú açÕlmasÕnÕ onaylamadÕ. Gösteriler basÕnda geniú yer alÕrken, Cenova toplantÕsÕnÕn göstericilerden kaçmak için gemide yapÕlaca÷Õ iddia ediliyor.
”
Munzur Vadisi ve Il×su baraj projesiyle ilgili gerçekler
z Milli Park olan Munzur Vadisi’ne 8 tane baraj yapÕlmasÕ planlanmaktadÕr. z Dünya üzerinde benzeri çok az bulunan Munzur Suyu’nun kÕrmÕzÕ pullu alabalÕklarÕ ve bir çok yerel hayvan ve bitki türü yok olacaktÕr. z Barajlar nedeniyle bölgede iklim ve do÷al yapÕ de÷iúecek, ulaúÕm
2 A÷ustos 1999'da Willau'da bir McDonald's inúaatÕnÕ engelleme giriúimleriyle baúlar FransÕz köylülerin hikayesi. FransÕz köylülerin eylemi beklediklerinin çok ötesinde bir etki yarattÕ. José Bové ile François Dufour'un önderlik etti÷i isyan, daha sonra Prag, Nice ve Göteborg'da devam edecek olan küresel isyanda dünyaca tanÕndÕ. "Küresel liderler için tüm dünya piyasanÕn yasalarÕna tabi olmak zorundadÕr. Bugün maruz kaldÕ÷ÕmÕz büyük bunalÕm, kürenin yüzeyinde meydana gelen her faaliyeti pazarlamayÕ ve metalaútÕrmayÕ amaçlÕyor. Bu e÷ilime karúÕ direniú kavgamÕzÕn da temelidir" diyor Josè Bovè. Ve kavgalarÕnda yalnÕz olmadÕklarÕnÕ gördüler. øúçi sendikalarÕndan eúcinsellere, vicdani retçilerden sosyalistlere, anarúistlerden çevrecilere kadar bir dizi küreselleúme karúÕtÕyla omuz omuza geldiler. Gilles Luneau'nun, José Bové ve François Dufour ile yaptÕ÷Õ röportajlardan oluúan kitap, øletiúim YayÕnlarÕ'ndan Tülin Yaylagül Gürsel'in çevirisi olarak çÕkmÕútÕr.
1
Protestolar kazand×r×yor
enova gösterileri, Seattle'dan bu yana yükselen anti kapitalist hareketin devamÕ olmanÕn yanÕ sÕra, yeni seçilen hükümete karúÕ øtalyan iúçi sÕnÕfÕnÕn tepki göstermesi için de mükemmel bir fÕrsat oluúturacak. Sa÷cÕ iúadamÕ Berlusconi'nin faúistleri de içeren hükümetine karúÕ, øtalyan sendikalarÕnÕn Cenova gösterilerine kitlesel olarak katÕlmasÕ bekleniyor. Berlusconi yine faúistlerle beraber 994 yÕlÕnda da seçimleri kazanmÕú, fakat kÕsa bir süre sonra bir genel grev sonucunda düúmüútü. Bu arada øtalyan medyasÕ ve polisi göstericileri Cenova’dan uzak -tutmak için kampanyalarÕna baúladÕ. Cenova’ya açÕlan tüm limanlar ve havaalanlarÕ úimdiden denetlenmeye baúladÕ. ToplantÕ sÕrasÕnda tüm yollarÕn kapatÕlaca÷Õ söyleniyor.
C
“Dünya sat×l×k deùil”
z øletiúim YayÕnlarÕ z José Bové z Çev: Tülin Yaylagül
útalyan polisi haz×rlan×yor
zorlaúacaktÕr. Bu da daha fazla göç anlamÕna gelmektedir. z Projeler gerçekleúti÷inde Munzur Vadisi’nin 5 km’si ve Mercan Vadisi’nin km’si kuru yatak haline gelecek. z øçme sularÕ verimsizleúecektir. z IlÕsu baraj projesi nedeniyle resmi verilere göre 80 binden fazla Kürt
yurtlarÕnÕ terk etmek zorunda kalacak. z IlÕsu barajÕ gerçekleúti÷inde, 0 bin yÕllÕk kültürün eúi÷i Hasankeyf de sular altÕnda kalacak. z Bölgedeki di÷er baraj projeleriyle birlikte Türkiye, Irak ve Suriye’ye karúÕ sularÕ silah olarak kullanabilme olana÷Õna sahip olacak.
Kim, niye üiddet kullan×yor? izler alÕúÕ÷Õz. Polis dedi÷in elbette ki insan öldürür. Gazi Mahallesi olaylarÕnda bir duvarÕn arkasÕna sÕ÷ÕnÕp silahsÕz insanlara dikkatle niúan alÕp ateú eden polisi televizyonda bir gören bir daha unutmamÕútÕr. Ama BatÕ Avrupa halkÕ bizim kadar alÕúÕk de÷il böylesi manzaralara. Hele øsveç halkÕ hiç de÷il. Hatta, iúin do÷rusu, øsveç hükümeti bile de÷il. øsveç, sanÕrÕm hükümet kavramÕ icat edildi÷inden beri sosyal demokrat hükümetlerce yönetiliyor. Tam bir refah devleti. Bir zamanlar "Sandinistalar sosyalist çünkü e÷itim hizmeleri bedava, Küba sosyalist çünkü sa÷lÕk hizmetleri ücretsiz, Rusya sosyalist çünkü üretim araçlarÕ devlet mülkiyetinde" diyenlere, hep "O zaman dünyanÕn en geliúkin sosyalizmi øsveç'te demek" cevabÕnÕ verdi÷imi hatÕrlar gibiyim. BatÕ basÕnÕ bir yandan øsveç gibi bir ülkede polisin
B
silahlarÕnÕ çekip silahsÕz gençlere ateú açmasÕ karúÕsÕnda úaúkÕnlÕklar içinde. Örne÷in, øngilizce Guardian gazetesi "büyük ço÷unlu÷u barÕúçÕl olan 25 bin göstericinin arasÕndaki birkaç yüz kemikleúmiú serseri" ile polisin niye kolayca, silah kullanmadan baú edemedi÷ini sorguluyor. øsveç øçiúleri BakanÕ bile "Yahu, aslÕnda demokratik bir ortamda protesto gösterileri yapÕlabiliyor olmalÕdÕr ama, hay Allah..." diyor. Ama aynÕ zamanda, aynÕ basÕn, øtalya'da Berlusconi hükümetinin Cenova'da gerçekleúecek olan gösterileri engellemek için almaya baúladÕ÷Õ son derece anti demokratik önlemleri destekliyor. Cenova hava meydanÕ kapatÕlacakmÕú. Hatta Fransa'nÕn güneyinde Cenova'ya yakÕn olan hava meydanlarÕ bile kapatÕlacakmÕú. Otellerin önceden rezervasyon kabul
Cenova kampanyas× çaùr×s×na kat×lanlar
hmet Hasim Köse (SBF Ö÷retim Üyesi) • Ali Erarslan (Yol-øú No'lu ùube) • Alim Murathan (KESK øzmir ùubeler Platformu Dönem Sözcüsü) • Ali RÕza DalkÕlÕç (KESK østanbul ùubeler Platformu Dönem Sözcüsü) • Alpaslan IúÕklÕ (Ö÷retim üyesi) • Altan Gördüm (Tiyatro sanatçÕsÕ) • Ataman O÷uz (KESK eski MYK Üyesi) • AydÕn Çelebi (Jeoloji Mühendisleri OdasÕ BaúkanÕ) • Aziz Konukman (Ögretim üyesi) • Cengiz FaydalÕ (Enerji YapÕyol-Sen Genel BaúkanÕ) • Cengiz Uzuner ( KESK eski MYK Üyesi) • Çi÷dem Oral Ülgen (E÷itim Sen øzmir 4 No'lu ùube Búk.) • Ekin Sanat Merkezi • Erhan Karaçay (Enerji YapÕ-Yol Sen østanbul ùubesi) • Erol KÕzÕlelma (SODEV) • Eúber Ya÷murdereli (Yazar) • Fahri Demirci (SES øzmir ùubesi) • Halil Ergün (SanatçÕ) • Hasan Gülüm (Belediye-øú østanbul 2 No'lu ùube Búk.) • Hüseyin AyyÕldÕz (KESK Örgütlenme Sekreteri) • Hüseyin Ça÷lar (Tüm Sosyal Sen øzmir ùube Búk.) • ølknur Birol (E÷itim emekçisi) •
A
etmesi önlenecekmiú, v.s. v.s. Anti kapitalist hareketin içinde harÕl harÕl tartÕúÕlan konulardan biri de, IMF, Dünya BankasÕ gibi kurumlarÕn ve, son tahlilde, bizzat kapitalizmin iyiniyetli protestolarla, tüketici kampanyalarÕ ve boykotlar gibi yöntemlerle de÷iútirilip de÷iútirilemeyece÷i. Yani, reform mu, devrim mi? Sistemin yavaú yavaú, ikna yöntemiyle ve reformlar yoluyla iyileútirilebilece÷ine inananlar, gösterilerde úiddet kullananlarÕ eleútiriyorlar. Gösterilerde úiddet kullanmak çok yararlÕ mÕ, de÷il mi, bu baúka mesele. Ama bizim iúimiz, gerçek úiddetin nereden ve niye geldi÷ine iúaret etmek. Nereden geliyor? Taú atan çocuklara karúÕ silah açan, bu silahlarÕ üretip satan, gösterileri engellemek için seyahat etme hakkÕnÕ çi÷neyen devletten. Niye geliyor? Çünkü de÷iúiklik isteyenlere karúÕ sistem kendini koruyor. Gerekirse basit barikatlarla. Gerekirse, øsveç'te bile, silah zoruyla. Roni MARGULøES
Küçük øskender (úair) • Mevlüt Ülhen (SES øzmir ùube BaúkanÕ) • Metin Ayçiçek (Özgür Politika) • Murat Tokmak (DøSK Genel Sekreteri) • Mustafa AvcÕ (KESK Halkla øliúkiler) • Nejat Yavaúo÷ullarÕ (Bulutsuzluk Özlemi) • Nevin Kaplan (KESK eski KadÕn Sekreteri) • Özkan Tüm (SES Anadolu YakasÕ ùube Búk.) • Roni Margulies (ùair) • Semih Gümüú (Adam Öykü YayÕn Yönetmeni) • Sevil Erol (KESK Genel Sekreteri) • Sibel Özbudun (Ö÷retim üyesi) • Siyami Erdem (KESK eski Genel BaúkanÕ) • ùanar Yurdatapan (SanatçÕ) • TanÕl Bora (AraútÕrmacÕ Gazeteci) • Temel Demirer (AraútÕrmacÕ Yazar) • Turgay Fiúekçi (ùair ve Adam Sanat YayÕn Yönetmeni) • Tülin Öngen (Ö÷retim Üyesi) • Türker Alkan (Gazeteci ve Ö÷retim üyesi) • Veli Karakurt (E÷itim Sen øzmir 6 nolu ùube eski Búk.) • YÕlmaz Demiral (AST Müdürü) • YÕlmaz Erdo÷an (SanatçÕ) • Zafer Kaya Okay (ESM-Tiyatro sanatçÕsÕ)
www.geocities.com/imfyehayir/ • imf-hayir@gmx.net • imfyehayir@yahoogroups.com
10
21
Haziran 2001
Sosyalist úüçi’nin temel görüüleri Aúa÷Õdan sosyalizm Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratÕcÕsÕ iúçi sÕnÕfÕdÕr. Yeni bir toplum, iúçi sÕnÕfÕnÕn üretim araçlarÕna kolektif olarak el koyup üretimi ve da÷ÕtÕmÕ kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform de÷il, devrim øçinde yaúadÕ÷ÕmÕz sistem reformlar ile köklü bir úekilde de÷iútirilemez, düzeltilemez. Bu düzenin kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕ tarafÕndan ele geçirilip kullanÕlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕna karúÕ sermaye sahiplerini, egemen sÕnÕfÕ korumak için oluúturulmuútur. øúçi sÕnÕfÕna, iúçi konseylerinin ve iúçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklÕ bir devlet gereklidir. Bu sistemi sadece iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal eylemi devirebilir. Sosyalizm için mücadele dünya çapÕnda bir mücadelenin parçasÕdÕr. Sosyalistler baúka ülkelerin iúçileri ile daima dayanÕúma içindedirler. Sosyalistler kadÕnlarÕn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eúitli÷ini savunurlar. Sosyalistler insanlarÕn cinsel tercihlerinden dolayÕ aúa÷ÕlanmalarÕna ve baskÕ altÕna alÕnmalarÕna karúÕ çÕkarlar.
Sahte sendika yasas× direniüle geriletiliyor MF uúaklÕ÷Õnda sÕnÕr tanÕmayan hükümetin, dayattÕ÷Õ Sahte Sendika YasasÕ kamu çalÕúanlarÕnÕn militan mücadelesiyle püskürtüldü. Yasa úimdi milletvekillerinin tozlanmÕú beyinlerinde bekliyor. ølk fÕrsatta yeniden gündeme getirecekler.
bir kez daha mücadele, sahte Sendika Yasas×'n×n ask×ya al×nmas×n× saùlad×. Meclis, 5 gün tatile girdi ve görüümeleri ask×ya almak zorunda kald×.
I
Sahte Sendika Yasas×'na karü× ilk uyar× eylemi, onbinlerce kamu çal×üanlar×n×n jandarma ve polis barikatlar×n× yararak, 000'i aük×n göz alt× ve yaralanmalar× göùüsleyerek girdiùi K×z×lay Meydan×'nda gerçekleüti. Özellikle KESK taban×n×n mücadele istekliùi ve barikatlar× aüarken gösterdiùi direniü ruhu, asl×nda hükümeti Sahte Sendika Yasas×'ni meclis gündemine alma konusunda düüündürmeliydi. Mevcut hükümet zam yapma ve polis bask×s× uygulama d×ü×nda düüünme yeteneùine sahip olmad×ù×ndan, 7 Haziran'da yasa yeniden meclis gündemine al×nd×. KESK yönetimi, KESK'e baùl× sendikalar×n üube yöneticileri ve Ankara civar×ndaki kentlerdeki KESK'e üye kamu çal×üanlar×, yasan×n meclise geldiùi gün daha önceden planlanm×ü eylem takvimi doùrultusunda Ankara'a
80 ilde binlerce KESK'li 2 Haziran'da meclis oturumu baülad×ù×nda, 80 ilde binlerce kamu çal×üan× çoktan alanlara ç×km×üt×. K×z×lay Güvenpark'ta yaklaü×k 5 bin, ústanbul Sultanahmet Meydan×'nda 2 bin 500 KESK üyesi eylemlerine baülam×ülard×.
Hükümet yasayÕ yine gündeme getiremedi
yürüyüüüne geçtiler. 7 Haziran'dan önce yasaya karü× bir çok eylemde oturma ve bas×n aç×klamalar× eylemleri gerçekleümiüti. Fakat 7 Haziran'da hükümet gerçek yüzünü bir kez daha sergiledi. Ankara'da 5 bin kiüilik kamu emekçileri kitlesi K×z×lay'a girmeyi zorlarken, 000 kiüi ústanbul Kad×köy úskelesi'nde, 4 bin kiüi úzmir Konak Meydan×'nda ve binlerce kamu emekçisi 40 il merkezinde oturma eylem-
Aküama doùru yasan×n mecliste görüüülmeye baülanmas× ve . Maddesi'nin kabul edilmesiyle kamu emekçileri iyice öfkelendiler. Ankara'da polis vahüice kamu çal×üanlar×na biber gaz× s×kt× ve gaz bombas× att×. Onlarca kamu çal×üan× yaraland×. Bu haberin ulaüt×ù× diùer illerde kamu emekçileri Ankara'daki geliümelere
Greve ceza sökmedi
Enternasyonalizm Sosyalistler, bir ülkenin iúçilerinin di÷er ülkelerin iúçileri ile karúÕ karúÕya gelmesine neden olan her úeye karúÕ çÕkarlar. Sosyalistler ÕrkçÕlÕ÷a ve emperyalizme karúÕdÕrlar. Bütün halklarÕn kendi kaderlerini tayin hakkÕnÕ savunurlar. Sosyalistler bütün haklÕ ulusal kurtuluú hareketlerini desteklerler. Rusya deneyi göstermiútir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaúayamaz. Rusya, Çin, Do÷u Avrupa ve Küba sosyalist de÷il, devlet kapitalistidir. Sosyalistler bu ülkelerde iúçi sÕnÕfÕnÕn iktidardaki bürokratik egemen sÕnÕfa karúÕ mücadelesini desteklerler.
Devrimci parti Sosyalizmin gerçekleúebilmesi için, iúçi sÕnÕfÕnÕn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalÕúma ile inúa edilebilir. Sosyalistler pratik içinde di÷er iúçilere reformizmin kendi çÕkarlarÕna aykÕrÕ oldu÷unu kanÕtlamalÕdÕrlar. Bu fikirlere katÕlan herkesi devrimci bir sosyalist iúçi partisinin inúasÕ çalÕúmasÕna omuz vermeye ça÷ÕrÕyoruz.
ine baülad×.
BombacÕ hükümet istifa!
4-5 Mart'tan 7 Haziran'a KESK: Mücadelenin öncüsü Sahte sendika YasasÕ kamu çalÕúanlarÕna ilk kez dayatÕldÕ÷Õnda, Sosyalist øúçi'nin yÕllardÕr vurguladÕ÷Õ kamu emekçilerinin dinamizmi, tüm sol tarafÕndan görülmeye baúlandÕ. Kamu emekçileri, KESK'e hakim olan fikirlerin yanlÕúlÕ÷Õna ra÷men, son on yÕldÕr iúçi hareketinin öncülü÷ünü yapÕyor. En önde, baskÕyla en çok muhatap kaldÕ÷Õ için bütün
hükümetlere ilk tepki gösteren örgüt, kemu emekçilerinin sendikasÕdÕr. KESK, sÕnÕfÕn politik olarak en bilinçli kesiminin örgütüdür. Üstelik, bu mücadelede úekillenen öncü iúçiler, bir çok kez sÕnÕfÕn ve ezilenlerin her kesimine mücadeleleriyle ilham verdiler. Mücadele gücünü aúÕladÕlar ve di÷er kitle örgütlerini mücadele platformlarÕnda birleútirdiler.
Emek Platformu'nun ald×ù× karar doùrultusunda Aral×k 2000 tarihinde gerçekleüen ve milyonu aük×n iüçinin kat×ld×ù×, 500 bini aük×n iüçinin sokaklara eyleme ç×kt×ù× greve kat×lan Eùitim-Sen üyelerine aç×lan ilk davadan beraat karar× ç×kt×. Beyoùlu F×nd×kl× Lisesi'nde görevli 2 öùretmen ve bir hizmetli memurun yarg×land×ù× dava, dün, Beyoùlu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Eùitim emekçileri, savunmalar×nda ekonomik ve sosyal durumlar×n×n düzeltilmesi talepleriyle Emek Platformu'nun ve platform içerisinde yer alan KESK'in ald×ù× karara destek vermek için, Aral×k'ta bir gün göreve gitmediklerini söylediler. Mahkeme heyeti, sendikal faaliyetin uluslaras× sözleümelere ve Anayasa'n×n 90. maddesine göre suç olmad×ù×n× belirterek, beraat karar× verdi.
göre eylemlerini aral×ks×z devam ettirme karar× ald×lar. Mersin'de polis 300 kamu emekçisine daha vahüice sald×rd×. Ama Mersin'de 4 de polis yaraland×. Ankara'daki kitlenin kararl×l×ù×, ancak gaz bombalar×yla daù×t×labilmesi, 40 ildeki küçük ama militan kamu emekçisinin kararl×l×ù×, Meclis içinde yasaya karü× ç×kan partilerin ya da partiler içindeki gruplar×n kararl× olmas×n× saùlad×. Ve
Yine 9 Haziran'da yasaya karü× oturma eylemleri ve bas×n aç×klamalar× tüm illerde irili ufakl× gerçekleüti. Yasa, bu haftada meclis gündeminde yer alm×yor. Hükümet, KESK'in direniüi ve kendi içindeki bölünmüülük nedeniyle yasay× geri çekmek zorunda kald×. Ama iüçi düüman× bu hükümetin ne yapacaù× belli olmaz. Her an mücadeleye haz×r olmal× ve yasa gündeme gelirse, yasay× hükümetin baü×nda patlatmak için örgütlenmeliyiz. Eylemlerde s×k s×k hayk×rd×ù×m×z gibi, "Zafer direnen emekçinin olacak!".
Haziran s×caklar×, KESK ve sol 00 bini aük×n soruüturma ve sürgün cezas×na, iükencelere, 4 Mart'ta, 7 Haziran'da gaz bombalar×na, polis barikatlar×na raùmen, KESK aral×ks×z mücadele ediyor. Bask×n×n artt×ù× her dönemde, karanl×ùa karü× ilk eylemler iüçi s×n×f×n×n bu öncü kesiminden geliyor ve s×n×f×n geri kalan×n×n öfkesini harekete geçiriyor. KESK'in savunma mücadelesinden hak alma mücadelesine geçmesinin önündeki en önemli engel ise, devlet deùil, solun KESK'e bak×ü×. May×s'×n sonundan Haziran'×n bu içinden geçtiùimiz günlerine kadar toplumda ezilen kesimleri aras×nda en diri, en önemli mücadeleyi KESK örgütledi. Baükent sokaklar× KESK'in mücadelesiyle ×s×nd×. Sahte Sendika Yasas×'na karü× mücadele, hükümete, MHP'ye, IMF ve Dünya Bankas×'na karü× bir mücadelenin bugün büründüùü somut biçimdi. Bu mücadelede
Diyarbak×r'dan Edirne'ye, K×z×lay'dan Konak Meydan×'na bir çok öncü kamu emekçisi yerini ald×. Ama bu mücadelede sol yoktu. Sol, bu en diri mücadeleyi görmezden geldi. 4-5 Mart'ta sol en az×ndan KESK'in önemini kavram×ü ve faaliyetinde KESK'e de yer ay×rmaya baülam×üt×. 7 Haziran'da ise gaz bombalar× bile solun kamu emekçilerinin mücadelesinin önemini görmesini saùlayamad×. Bu, solun içine kapan×kl×ù×n×, kazanma umudunu taü×mamas×n× göstermekte. KESK kazanacak! Defalarca yapt×ù× grevleri, militan eylemleri ve mücadele içinde öne ç×kan binlerce üyesinin kararl×l×ù× bunun garantisidir. Sol ya bu mücadelenin parças× olarak geliüecek ya da umutsuzca bir köüede geliüen mücadeleyi seyredecek. KESK'in kazanmas×n×n önündeki en önemli engel ise, solun KESK'e bak×ü×nda yat×yor.
21 Haziran 2001
11
Mücadelenin içinden Adres: Sakızgülü Sokak, 24/4, Kadıköy - 0216 346 65 73
Kamu bankalar× kapat×lamaz H
alk Bankas×'n×n müdür ve müdür yard×mc×lar×na konferans vermek için 2 Haziran'da úzmir'e gelen Kamu Bankalar× Üst Yönetim Kurulu Baükan× Vural Ak×ü×k, KESK'e baùl× Tüm Banka-Sen ve DúSK'e baùl× Bank-Sen taraf×ndan protestoyla karü×land×. Ak×ü×k'× protesto eden iüçiler, "Direne direne kazanacaù×z", "Emlak, Ziraat, Halk Bankalar× kapat×lamaz", "Çetelere deùil, emekçiye bütçe", "Kamu bankalar× kapat×lamaz" sloganlar× att×lar ve Emek Platformu'na destek çaùr×s×nda bulundular. Emlak Bankas× Ege Bölge Müdürlüùü önünde toplanan BankSen üyesi Emlak Bankas× çal×üanlar× da, "Emlak Bankas× kapat×lamaz", "Çal×üanlar burada, hortumcular nerede", "Burhan Ak×ü×k IMF'ye yap×ü×k" sloganlar×yla IMF ve hükümeti protesto ettiler. "Sustuk, s×ra bize geldi.
Susmayacaù×z" pankart×n× taü×yan Emlak Bankas× çal×üanlar×, Ziraat Bankas×'nda çal×üan emekçileri de "Ziraat Bank ayaùa kalk" slogan× ile ortak mücadeleye çaù×rd×.
Mücadele seferberliùine Tüm Banka-Sen Genel Baükan× Ali R×za Camc×, kamu bankalar× çal×üanlar×n×n Haziran'dan itibaren seferberlik ilan ettiùini ve bankalar×n×n sat×lmas×na izin vermeyeceklerini vurgulad×. Camc×, yapt×ù× yaz×l× aç×klamada, kamu bankalar×n×n 'yeniden yap×land×r×lmas×' iddias×yla 4603 say×l× Özelleütirme Yasas×'n×n ç×kar×ld×ù×n× hat×rlatarak, sürdürülen yeniden yap×land×rma faaliyetlerinin bankalar×n idari ve mali yap×lar×nda sorunlar ortaya ç×kard×ù×n× kaydetti. Camc×, Kamu Bankalar× Yönetim Kurulu Baükan× Vural Ak×ü×k'×n aç×klamalar×yla bankalar×n toplumda var olan
sayg×nl×ù×n× ve güvenini yitirdiùini dile getirdi.
sun. úüten at×lanlar geri al×ns×n" pankartlar×n× taü×d×lar.
Direne direne kazanacaù×z!
'úüimize ve bankam×za sahip ç×kacaù×z'
Bank-Sen üyesi Emlak Bankas× çal×üanlar× Emlak Bankas×'n×n kapat×lmas×na karü× 6 Haziran'da yapt×klar× mitingle mücadeleye devam edeceklerini bildirdiler. "Emlak Bankas× kapat×lamaz" diyen banka çal×üanlar× IMF ve Dünya Bankas× dayatmalar×na boyun eùmeyeceklerini hayk×rd×lar. Okmeydan× Piyalepaüa Bulvar× üzerinde saat 0.00'dan itibaren toplanan 2000'e yak×n Emlak Bankas× çal×üan×, buradan Abide-i Hürriyet Meydan×'na kadar yürüdü. "Emlak Bankas× kapat×lamaz", "Çal×üanlar burada, hortumcular nerede", "Bankay× hortumlayanlar bankay× kapatamaz", "Tüm borçlar silinsin emekçiler sevinsin" sloganlar×yla yürüyen banka çal×üanlar×, "Hortumcular×n mallar×na el konul-
Emlak Bankas× Toplu Konutlar Genel Baükan× Mehmet Baüaran da, al×n teriyle oluüturulmuü kamu bankalar×n×n tasfiye edilmek istendiùini söyledi. Baüaran, "Dokunulmazl×k peüinde koüanlar×n on y×l önce Engin Civan'larla, Selim Edes'lerle kol kola, 23 günlük MANG üirketi üzerinden Emlak Bankas×'n× doland×rd×klar× Mahkeme Bilirkiüi raporuyla sabitken, bu kiüileri hangi güçler kamu bankalar×n×n baü×nda tutmaktad×r" dedi. 5- 6 Haziran'da gasp edilmek istenen haklar× için bugün yeniden alanlarda olduklar×n× belirten BankSen Genel Baükan× Erdoùan Turan, tüm örgütlü güçleriyle iülerine ve bankalar×na sahip ç×kacaklar×n× kaydetti.
Tuzla Deri úüçileri
Belediye iüçileri haklar× için mücadelede Çeüitli belediyelerde çal×üan iüçiler hak gasplar× ve iüten atmalara karü× eylemler yap×yor. DúSK Genel-úü 2 No'lu ûube Üyesi Seyhan Belediyesi iüçileri 0 Haziran'da 2.30'da belediye binas× önünde eylem yaparak, alacaklar×n× istedi. 300 iüçinin 30 günlük ikramiyesini belediyece ödenmedi. "Direne direne kazanacaù×z" slogan×n×n at×ld×ù× eylemde, iüçiler belediye binas×na girerek vezne önünde bir saat eylem yapt×lar.
Beyoùlu Belediyesi'nde direniü sürüyor úüten at×lan Beyoùlu Belediyesi iüçilerinin direniüi de sürüyor. FP baükanl×ù×ndaki belediyede 200 y×l× baü×ndan beri süren iüçi k×y×m× son olarak 9 iüçinin at×lmas×yla devam etti. 8 Haziran Cuma gününden beri at×lan iüçiler belediye önünde direniüe geçti. 0 Haziran'da kitle örgütleri temsilcileri taraf×ndan ziyaret edilen iüçiler Haziran'da bas×n aç×klamas× yapt×lar. ûu ana kadar 5 iüçinin iüten at×ld×ù× Beyoùlu Belediyesi'nde Genel-úü 3 No'lu ûube örgütlü.
Aymasan’da direniüe devam! Türk úü'e baùl× Deri-úü sendikas× iüçilerinin Aymasan Ayakkab× Malzemeleri fabrikas× direniüi devam ediyor. Y×lbaü×ndan beri maaülar×n×, ikramiyelerini ve sosyal haklar×n× düzenli olarak alamayan 246 iüçi, 3 May×s sabah× iüyerine geldiùinde kap×lar× yüzlerine kapal× buldu. O günden bu yana direniüte olan iüçiler, iüten at×lma nedenlerinin, patronun, sendikal haklar×n
tan×mamak ve örgütlülüùü k×rmak isteùi olduùunu belirtiyorlar. Bu arada direniüi destek ziyaretleri yoùun bir biçimde sürüyor. 5 Haziran günü, destek ziyaretçileri ile birlikte 5- 6 Haziran'× anan iüçiler ad×na Musa Selvi ve iüyeri temsilcileri birer konuüma yapt×. Konuümalarda 5- 6 Haziran eylemlerinin Türkúü ve DúSK'ten iüçilerin ortak eylemi olduùu vurguland×.
Konuümac×lar, iüçilerin y×lmayacaklar×n× ve bu direniüin tüm iüçilerin direniüi olarak anlaü×lmas× gerektiùini belirttiler. Tuzla Deri-úü, Nakliyat-úü, Yaüam× Savunma únisiyatifi ve çeüitli sivil gruplar×n desteùi, eylemde güçbirliùinin güzel bir örneùiydi. Herkesi 8 Haziran’da yapacaklar× bas×n aç×klamas×na davet eden iüçiler, krizin faturas×n× ödemeyeceklerini bir kez daha gösterdiler.
Deri iüçileri grevde kararl×
koptu. Deri-úü Tuzla ûubesi grev aüamas×na geldi. Deriúü ülke genelinde 000 iületmeden sadece 50'sinde örgütlü durumda. Patronlar, bu örgütsüzlüùü aümay× hedefleyen Deri-úü'e göz açt×rmamaya çal×ü×yorlar. Deri-úü'e de üye olan iüçilerin içinde olduùu 250-
300 aras×nda iüçi, yar× ücretli ya da ücretsiz izne ç×kart×ld×lar. úüçiler patronla görüümelerin kopmas× nedeniyle üretimi yüzde 50 düüürme ve mesailere kalmama kararlar×n× uygulamaya baülad×lar. úüçiler grevi kararl×l×kla uygulamaya haz×rlar.
Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde mart ay×nda baülayan toplusözleüme görüümeleri, deri iüçilerinin taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle
“Yaüas×n enternasyonal direniü!” Uluslararas× Çal×üma Örgütü (ILO)'nün Cenevre'de devam eden toplant×s×nda sosyal sigortalar sisteminin gündeme al×nmas× nedeniyle 5 Haziran'da Ankara'da sendikac×lar ve iüçiler SSK iühan× önünde protesto eylemi gerçekleütirdiler. SSK Genel Müdürlüùü önünde gerçekleütirilen
aç×klamada Sosyal Sigortalar'×n özelleütirilemeyeceùi dile getirildi. "Özelleütirmelere hay×r! Uluslararas× sendikal dayan×üma" pankart×n×n aç×ld×ù× eylemde, "SSK halk×nd×r, sat×lamaz", "Yaüas×n enternasyonalist direniüimiz", "Sermayeye deùil emekçiye bütçe" sloganlar× at×ld×.
SOSYALøST øùÇø z SayÕ: 56 z 2 Haziran 200 z ISSN 300-4026 z UluslararasÕ TanÕtÕm ve yayÕncÕlÕk Ltd. ùti. z Sahibi: Özden Dönmez z YazÕ øúleri Sorumlusu: Volkan AkyÕldÕrÕm z øki haftada bir yayÕnlanÕr z Adres: SakÕzgülü Sokak, 24/4, KadÕköy-østanbul z BaskÕ: Kayhan MatbaasÕ
KÜRESEL DúRENúû CEPHESúNDEN úKú KúTAP!
MÜCADELE HABERLERúNú BúZE YAZIN! KAVGANIZI DúøER MÜCADELERLE BúRLEûTúRúN
Küreselleúme ve Direniú Chris Harman, Peter Morgan, Roni Margulies FiyatÕ: 3.000.000 TL.
Sümerbank iüçisi direniyor 9 Haziran Cumartesi Günü Grevde olan Sümerbank iúçilerini ziyaret sÕrasÕnda 650 iúçinin fabrika iúgaliyle süren grev 25. günündeydi. øúçilerle beraber grevde olan Teksif SendikasÕ øzmir ùubesi økinci BaúkanÕ gazetemize úunlarÕ söyledi: “Sümerbank'Õn øzmir’deki fabrikasÕnÕn bir üniversiteye devredilece÷i úeklinde söylemlerin tamamÕyla bir aldatmacadan ibaret oldu÷unu, bu durumun özelleútirme kapsamÕnda olan yerleri daha hÕzlÕ özelleútirilmesi için uygulanan bir yöntem oldu÷unu söyledi. AynÕ zamanda özelleútirme kapsamÕnda olan KøT’ lerin çalÕúanlarÕnÕn pazarlÕklar sonucunda bir baúka kamu kurumuna yatay geçiúleri sa÷lamak önerisi bu amaca hizmet ediyor. Bu anlÕk bir çözüm olarak görülse de özelleútirmelerin önündeki engellerin kaldÕrÕlmasÕndan farklÕ bir durum de÷il. Özelleútirme lerin baúka bir anlamÕ da örgütlü iúçilerin mücadelesini kÕrmaktÕr. 7 Haziran da KESK'in sahte sendika yasasÕna karúÕ yapmÕú oldu÷u oturma eylemine Sümerbank iúçileri de katÕldÕ. Tabandaki bu birlik e÷iliminin ve iste÷ini sendika liderli÷i görmek zorundadÕr. Bütün saldÕrÕlara ancak sokakta birlikte mücadeleyle cevap verilecektir. IMF ve DB politikalarÕna karúÕ dünyada ciddi bir mücadele baúlamÕútÕr. Seattle ve Prag bizim için oldukça önemli deneyimlerdir. Bu yüzden biz Sümer Bank iúçileri olarak G8 ülkelerinin cenova da yapaca÷Õ toplantÕlarÕ protesto etmek için Türkiyede'de baúlatÕlan cenova giriúimine destek veriyoruz. ùu ana kadar sendika ve Sümerbank yöneticileri arasÕnda henüz bir diyalog sa÷lanmadÕ. Görüúmeler baúlayana ve sonuç alÕnana kadar grevimiz devam edecektir.”
Endonezya Devrimi ùeref IúÕldak, Chris Bambery, Tony Cliff FiyatÕ: 1.750.000 TL.
Z YAYINLARI
Karakedi Kitabevi, Sak×zgülü Sok., 24/4, Kad×köy Tel: (0216) 418 53 40
SayÕ: 156
20 Haziran 2001
500.000 TL
IMF’nin dostu, yoksullar×n düüman×:
øúçi sÕnÕfÕnÕn kurtuluúu kendi eseri olacaktÕr!
BUSH
Küresel adaletsizliùe jandarma gerekli:
Y×ld×z savaülar×na hay×r! eorge W. Bush, seçimleri kazanÕr kazanmaz, 1983 yÕlÕnda Ronald Reagen’Õn yolundan ilerleyerek, YÕldÕz SavaúlarÕÕ projesini yeniden gündeme getirdi.
G
ABD silah ticaretinin patronu ilah ticareti, yÕllÕk 800 milyar dolar hacmi ile dünya ticareti içinde en büyük paya sahip.
S
Silahlanmaya en çok G-7 ülkeleri para harcÕyor. ABD tek baúÕna 3 0 milyar dolar civarÕnda harcamayla, silahlanma yarÕúÕnda baúta yer alÕyor. ABD, silahlanmaya, kendisinden sonra gelen Rusya’dan 5 kat daha fazla para harcarken, G7’lerin toplmÕndan daha fazla para harcÕyor. ABD’nin savunma harcamalarÕ, bir önceki yÕla göre yüzde 8 civarÕnda arttÕ. ABD’nin silahlanma bütçesi, bu ülke yöneticileri tarafÕndan tehdit olarak görülen Küba, øran, Irak, Libya, Kuzey Kore, Sudan ve Suriye gibi ülkelerin toplam askeri harcamalarÕnÕn 22 katÕna ulaúÕyor. ABD’nin dünya silahlanmasÕndaki payÕ 999 yÕlÕnda yüzde 36’yÕ buluyordu. Yeni baúkan Bush, önümüzdeki 9 yÕl içinde askeri harcamalarÕ 45 milyar dolar daha arttÕrmaya söz verdi.
Daha önce rafa kaldÕrÕlmasÕna ra÷men, Ronald Reagen’dan bu yana sistem için harcanan para úimdiden 70 milyar dolarÕ buldu. George W. Bush’un önerdi÷i úekliyle sistemin yeniden hayata geçirilmesi için en az 20 milyar dolarlÕk harcama daha yapÕlacak.
Tekeller dayat×yor UluslararasÕ tekeller için silahlanma ve askeri faaliyetler sadece do÷rudan kâr amaçlÕ hedefler de÷il. Bu úirketlerin uzun dönem planlamalarÕ ve milyarlarca dolarlÕk yatÕrÕmlarÕ için ‘istikrara’ ihtiyaçlarÕ var. Bu hem ele geçirdikleri piyasalarÕ rakiplerinden korumak anlamÕnda, hem de yaptÕklarÕ yatÕrÕmlarÕn öngörülemeyen sosyal patlamalardan korumak bakÕmÕndan bir istikrar. DolayÕsÕyla uluslararasÕ tekellerin silahlÕ güçlere
gereksinimleri var. Silahlanmada üstünlü÷ü ele geçiren sermaye blo÷u, dünyanÕn efendisi olarak tüm istediklerini dayatma úansÕna sahip. ABD dünyanÕn jandarmasÕ olarak ulusal ordusu ve askeri ittifaklarÕ ve ‘yÕldÕz savaúlarÕ’ projesiyle bunu gerçekleútirmeye çalÕúmaktadÕr. IMF programlarÕnÕn do÷urdu÷u yoksulluk bu tekeller açÕsÕndan istikrarÕ tehdit etmektedir. DolayÕsÕyla, bir yandan silahlanmaya harcanan paralar yoksullu÷un ve eúitsizli÷in derinleúmesine yol açarken, öte yandan ortaya çÕkan yoksulluk ve eúitsizlik uluslararasÕ tekeller açÕsÕndan istikrarsÕzlÕk tehditi oluúturmakta ve silahlanmaya daha çok parar akÕtÕlmasÕna neden olmaktadÕr. YÕldÕzlar savaúÕnÕn arkasÕnda bu gerçekler yatmaktadÕr. Bir yanda uluslararasÕ tekellerin çÕkarlarÕ ve onlarÕn hizmetindeki ulusal ordular, öte yanda milyarlarca insanÕn yoksullu÷u. Küreselleúme ideolojisinin taraftarlarÕ bize ulusal devletlerin ortadan kalktÕ÷Õ ve ulusal devletin ekonomiye müdahalesinin olmamasÕ gerekti÷ini anlatÕyor. Oysa kapitalist sistemin efendisi ABD örne÷inde de görüldü÷ü gibi, tekeller ve ulusal devlet çÕkarlarÕ birdir ve karúÕlÕklÕ bir birlerine ba÷ÕmlÕdÕr.
Türkiye silahlanmaya doymuyor ürkiye, uluslararasÕ silah tekellerinin en iyi müúterilerinden. ABD’nin ‘stratejik’ orta÷Õ olarak Türkiye bu ülkeden, 980-98 yÕllarÕ arasÕnda toplam 9 milyar dolar tutarÕnda silah alÕrken, 6.5 milyar dolar da silah alÕnmak üzere kredi edindi. ABD bu ‘yardÕmlarÕnÕn’ karúÕlÕ÷ÕnÕ istiyor. Patron ABD, Türkiye’yi de yÕldÕz savaúlarÕnÕn bir parçasÕ yapmak peúinde.
T
Böylece daha önce Kore savaúÕnda oldu÷u gibi Türkiye yeniden ABD tekellerinin çÕkarlarÕnÕn aracÕ hale getiriliyor. Türkiye yÕlda ayÕrdÕ÷Õ 0 milyar dolarlÕk ‘savunma’ bütçesiyle, kaynaklarÕnÕn büyük kÕsmÕnÕ silahlanmaya akÕtÕyor. Hükümet emekçilere kaynak yok diyerek zam yapmazken, Türkiye hala daha dünyanÕn en çok silahlanan ülkelerinin baúÕnda geliyor.
Uluslararası silah tekelleri, silah ticaretinden milyarlarca dolar kâr ederken, olan çocuklara ve yoksullara oluyor
Rekabet artt×kça, silahlanma art×yor
Silahlanman×n anlam× z 2. Dünya SavaúÕ'ndan bu yana yapÕlan toplam silah ticaretinin tutarÕ 5 trilyon dolar. Yani Türkiye'nin ulusal gelirinin tam 25 katÕndan fazla! z Dünyadaki ordularÕn toplam asker sayÕsÕ, 945 yÕlÕndaki toplamÕn tam iki katÕ. z Nükleer silah kalÕntÕlarÕnÕn yarataca÷Õ ölüm tehlikesi, 250 bin yÕl boyunca etkisini sürdürecek kapasitede. z 989'dan bu yana dünya üzerinde bulunan nükleer silahlarÕn sayÕsÕ 360 bine yükseldi. z Silah tekeli olan Lockheed-Martin úirketinin 996 yÕlÕ cirosu 27 milyar dolar civarÕnda. Bu ciro, dünya üzerindeki 20 ülkenin yÕllÕk ulusal
Çocuklar ölmesin UNICEF verilerine göre son 10 yÕlda savaúlarda: z 2 milyon çocuk öldü z 4-5 milyon çocuk sakat kaldÕ z 12 milyon çocuk evsiz kaldÕ z 1 milyondan fazla çocuk öksüz kaldÕ z Tahminen Afrika’da 120 bin kadar asker çocuk var