Sayı: 159
6 Eylül 2001
500.000 TL
Ekonomi yüzde 12 geriledi, Türkiye çöktü
PATRONLAR ZENGúNLEûTú EMEKCúLER YOKSULLAûTI T
ürkiye ekonomisi, 1945 y×l×ndan bu yana en büyük küçülmeyi yaü×yor. 2001 y×l×n×n ilk alt× ay×nda ekonomi yüzde 11,8 oran×nda küçüldü. Sanayi çöktü. Ticaret ve tar×m ayn× çöküüle karü× karü×ya. Patronlar s×n×f× kriz karü×s×nda çaresiz. Bir çözümleri yok. Dün dalgal× kur sistemini övüyor ve piyasan×n her üeyi çözeceùini söylüyorlard×. Bugünse TL’yi güçlendirmekten ve müdahaleden bahsediyorlar. Tek bir dertleri var. Kârlar×n× korumak, zenginliklerini kollamak. Ancak milyonlarca emekçi için krizin faturas× çok, ama çok aù×r. Patronlar s×n×f×n×n uzun süredir bir kabusu var: “Toplumsal Patlama”. Sonbaharda yoksulluùa, iüsizliùe, açl×ùa isyan eden emekçilerin sokaklara dökülmesini korkuyla bekliyorlar. Bu sonbahar ya da baüka bir mevsim, bu kaç×n×lmaz sonlar× olacak. IMF program×na karü× milyonlar×n öfkesi sokaklara taüacak. ûimdi söz söyleme s×ras× örgütlü iüçi s×n×f×nda. Türk-úü, DúSK, Hak-úü ve KESK’li iüçiler somut talepler, kitlesel bir mücadele program× etraf×nda yan yana gelmelidir. Krize emekten yana çözüm örgütlü iüçi s×n×f×n×n birliùinden geçiyor.
Arjantin’e ek IMF kaynaùÁ:
Zatürreli hastaya aspirin tedavisi
Sayfa: 5
BayÁndÁrlÁk BakanlÁùÁ’nda MHP yolsuzluùu:
Hem katiller, Hem soyguncu
Sayfa: 4
DTÖ’ye karĤÁ olmak için 10 neden Sayfa: 9
2
6
Eylül 2001
Kad×nlar bar×ü için yan yana OluĤumun adÁmÁnÁ bir grup aydÁn ve sanatçÁ kadÁnÁn attÁùÁ ve daha önce DiyarbakÁr ve Batman'daki kadÁnlarÁ ziyaret eden grubun Ĥimdiki buluĤmasÁ Ăstanbul'da. DiyarbakÁr, Batman, Ankara, Ăstanbul, deprem bölgesi ve çeĤitli Ĥehirlerden kadÁnlar Ăstanbul'da bir dizi etkinlik düzenliyorlar. "Ălk sözümüz barÁĤ oldu." diyen ve ilk etkinliùini 30 Aùustos'ta TarÁk Zafer Tunaya Kültür Merkezi önünde basÁn açÁklamasÁyla baĤlatan grup, 7 Eylülde diùer Ĥehirlerden gelen kadÁnlarÁ karĤÁlayacak. 8 Eylül'de Boùaziçi Üniversitesi'nde saat .00- 6.00 arasÁnda "FarklÁlÁklarÁmÁzla BuluĤuyoruz" konulu söyleĤiye katÁlacak olan kadÁnlar, 9 Eylül'de Maslak Park Ormanlar'da saat 4.00'de baĤlayacak olan KadÁn PanayÁrÁ'nda bir araya gelecekler. AçÁklamalarÁnda "binlerce yÁldÁr, evde, iĤte, sokakta, okulda, tarlada Ĥiddetin her biçimine maruz kalan, savaĤlarÁn ve yoksulluùun sonuçlarÁnÁ hep sÁrtÁnda taĤÁmak zorunda kalan biz kadÁnlar için farklÁlÁklarÁmÁza raùmen paylaĤmak ve dayanÁĤmak çok önemli" diyen KadÁn DayanÁĤma Grubu, bütün kadÁnlarÁ etkinliklerine bekliyor.
Bütün k×ük×rtmalara raùmen kazanacak olan bar×üt×r B arÁĤ gününde bir kiĤi öldü, binlerce insan polis tarafÁndan coplandÁ, yerlerde sürüklendi ve binden çok insan göz altÁna alÁndÁ. BarÁĤ günü kana bulandÁ, bir savaĤ günü haline getirildi. HADEP Eylül Dünya Bar×ü Günü'nde Ankara'da bir bar×ü gösterisi yapma karar× ald×. Devrimci güçlerin önemli bir k×sm× bu gösteriye destek vereceklerini ilan ettiler. Art×k bar×ü sürecinin önemi sekter gruplar taraf×ndan dahi kavranmaya baüland×. Ne var ki, úçiüleri Bakanl×ù× mitinge izin vermedi. Bar×ü gününde Zafer Bayram×'n×n göstericileri, yani tanklar, toplar ve askerler henüz hipodromu terk etmediùi için ayn× yerde gösteri yap×lamayacaù×n× gerekçe olarak gösterildi. Bu komik ve bar×ü günü için çok anlaml× olan gerekçeden sonra HADEP'in bas×n aç×klamalar× da yasakland×. Böylece Eylül'de bar×ü güçlerine karü× savaü aç×ld×.
BarÁĤ isteyene kurĤun Birçok ilde Bar×ü isteyenler ile devlet güçleri karü× karü×ya geldi. Aç×k ki Eylül'ün yasaklanmas× bar×üa inmiü bir darbedir. Hele hele toplumsal
Polis soruüturmas× neye yar×yor? Üzeyir Garih'in öldürülmesinin ardÁndan baĤlatÁlan polis soruĤturmasÁnÁn ilerleyiĤinin sakatlÁùÁ gözler önünde. Polis yargÁsÁz infaz yapÁyor, her türlü yargÁ kurumunun yerine kendisini koyuyor. Hedef gösteriyor, suçlu ilan ediyor ve hatta cezasÁnÁ da kesiyor. Bu durumda mahkemelere ve diùer kurumlara ve süreçlere de hiç ihtiyaç kalmÁyor aslÁnda! Olayla ilgili Ĥu ana kadar 3 bin ihbar yapÁlmÁĤ durumda. Uzun zamandÁr 55 hatlarÁ ile toplumu ihbarcÁlÁùa özendirilmesinin sonucu olsa gerek, herkes telefona sarÁlÁp birbirini ihbar etmeye baĤlamÁĤ durumda. 6 bin polis seferber edilmiĤ durumda. Onlarda ortalarda gezip ilgisiz insanlarÁn canÁnÁ sÁkmaktan baĤka hiçbir iĤe yaramÁyorlar. YaĤananlar elbette ki polis teĤkilatÁnÁn iĤleviyle ve ne iĤe yaradÁùÁyla yakÁndan ilgili. Sözde toplumun güvenliùini saùlayacak olan polisin kendisi çok açÁk bir güvensizlik kaynaùÁ. Halk için deùil halka karĤÁ örgütleniyor ve her türlü olayda da bu mantÁk üzerinden örgütleniyor, çalÁĤmasÁnÁ böyle sürdürüyor.
ayaklanmadan bahsedilen bugünlerde binlerce ve binlerce emekçinin bar×ü talebine karü× ç×kmak, bar×üa panzerle, bomba ve copla sald×rmak adeta toplumsal ayaklanmaya davetiye ç×karmakt×r. Bar×ü süreci en baütan belirtildiùi gibi zorlu ve uùrunda çok mücadele edilmesi gereken
Eylül'ün yasaklanmasÁ barÁĤa inmiĤ bir darbedir.
Üzeyir Garih cinayeti
Patronlar önemli, yoksullar suçlu mu? zeyir Garih'in öldürülmesinin ardÁndan 6 bin polisin seferber edildiùini biliyoruz. Oysa hergün çok çeĤitli nedenlerden yüzlerce insan ölüyor ve onlarÁ kimlerin öldürdüùünü kimse merak etmiyor ve kimse seferber olmuyor. Aksine neden öldükleri ortaya çÁkmasÁn diye tersinden bir seferberlik bile söz konusu olabiliyor.
Ü
Demek ki çok paran×z olduùunda can×n×z da k×ymetli
Ortada bir "suç" varsa en alttakiler suçludur mantÁùÁ egemen bu toplumda.
oluyor. Paran×z azald×kça hayat×n×z×n önemi de azal×yor. Hiç paran×z yoksa hayat×n×z×n da önemi olmuyor. Kimsesizler mezarl×ù×n× bilirsiniz. Her gün onlarca insan gömülür ve neden öldüklerini kimsecikler merak etmez. Eùer paran×z yoksa, Kürt’seniz sokakta yaü×yorsan×z suçlusunuz. Yap×lan huzur operasyonlar×nda göz alt×na al×nanlar×n profili tam da böyle. Asl×nda polis bu olay× bahane ederek terör estiriyor ve f×rsattan istifade bir kez daha göz daù× veriyor. Garih'in öldürülmesinden ilk olarak sorumlu tutulan 3
Sistematik iĤleyiĤ Polisin örgütlenme mantÁùÁ bu olunca bir olayÁn peĤine düĤtüùünde ilk yaptÁùÁ neredeyse bütün bir topluma korku salan huzur operasyonlarÁ yapmak, ilgili ilgisiz binlerce insanÁ gözaltÁna almak, gözaltÁna alÁrken de doùum yeri mesela DiyarbakÁr olanlara öncelik vermek oluyor. Garih'in öldürülmesinin ardÁndan da tam bu yapÁldÁ. Ăstanbul ve Ankara'da yüzlerce insan gözaltÁna alÁndÁ. OlayÁn faili olarak gösterilen bir tinerci çocuk daha sonra serbest bÁrakÁldÁ. Çocuùun olayÁn faili olmadÁùÁ anlaĤÁldÁùÁ gibi tinerci olmadÁùÁ da ortaya çÁktÁ. OlayÁn Faili ya da tanÁùÁ olarak gözaltÁna alÁnan dört kadÁn ise altÁ gün boyunca emniyette sorgulandÁ. Suçsuz yere sorgulanan ve teĤhir edilen bu kadÁnlar için avukat tayin edilmedi. Yine PÁnar KonuĤkan olarak teĤhir edilip sorgulanan kiĤinin ise baĤka birisi olduùu ortaya çÁktÁ. Polisin bu tutumunu sadece basiretsizlikle açÁklayamayÁz. Uzun zamandÁr bildiùimiz bir Ĥey "yargÁsÁz infaz".
bir süreçtir. Fedakarl×k ister, sab×r ister ve en önemlisi disiplin ister. Bugüne kadar bar×ütan yana güçler bu özelliklere sahip olduklar×n× gösterdiler. Ama savaü k×ük×rt×c×l×ù× hiç eksik olmad×. Eylül günü bir kez daha bu k×ük×rt×c×l×k ile karü× karü×ya kal×nd×. Ne var ki bu kez bar×ü güçleri geri ad×m atmad×.
Medya yarg×s×z infaz yap×yor Garih'in öldürülmesinin ardÁndan basÁn yayÁn organlarÁ da polisin tavrÁyla aynÁ tavra sahipti. Polisin yaptÁùÁ gerçek dÁĤÁ açÁklamalarÁ alÁp daha karmaĤÁk ve gerçek dÁĤÁ hale getirerek kullanan medya da yargÁsÁz infaz heveslisi. Polisin olayÁ çözmek yerine huzur operasyonlarÁ ve asÁlsÁz açÁklamalarla yanlÁĤ hedef gösteren, terör estiren tavrÁna destek veren medya tüm bu olaylarÁn genel örgüsünün sÁnÁfsallÁùÁnÁn dÁĤÁnda deùil. Haberleri arka arkaya dinlerseniz ya da
günlük gazeteleri arka arkaya koyup bakarsanÁz nasÁl bir tablo ile karĤÁ karĤÁya olduùunuzu daha iyi anlarsÁnÁz. Birbirinden alakasÁz ve uydurma olduùu çok açÁk olan haberlerle kendisini komik duruma düĤürenler, yargÁsÁz infazlarÁn arkasÁnda ve asÁlsÁz 3 bin ihbar yapÁlmasÁnÁn, 3 yaĤÁnda yoksul bir çocuùun suçlu diye teĤhir edilmesinin ve daha pek çok Ĥeyin ĤakĤakçÁlÁùÁnÁ yapÁyor aynÁ zamanda teĤvik ediyor. Büyük sermaye sahiplerinin yönlendirdiùi medyanÁn baĤka türlü bir tutum almasÁ çok zor. Onbinlerce emekçinin grev yaptÁùÁ ve alanlara çÁkÁp talepleri için mücadele ettiùi günlerde bunlarda iki satÁrla da olsa bahsetmeyen, bahsetse bile olumsuz olarak bahsedenlerden de baĤka bir Ĥey beklemek gerek.
yaü×nda ki çocuùu biliyorsunuz. Tinerci, evinden kaçm×ü, deli, kapkaçç× ve cinayete eùilimli olarak lanse edildi. Sonra ortaya ç×kt× ki çok yoksul bir ailenin çocuùuydu, tinerci ya da kapkaçç× da deùildi ve olayla da hiçbir ilgisi yoktu. Ayr×ca tinerci ve kapkaçç× olsayd× bile bu birini öldüreceùi anlam×na gelmiyor. Ortada bir "suç" varsa en alttakiler suçludur mant×ù× egemen bu toplumda. Ayr×ca hiçbir üeye bulaümam×ü olsan×z bile, eùer yeterince paran×z yoksa zorla bulaüt×r×yorlar. Yeterince paran×z varsa bulaüm×üsan×z bile sütten ç×km×ü ak kaü×k misali ortalarda gezebilirsiniz. Bu toplumda polis, medya mahkemeler sizin hakk×n×zda karar verirken cebinizdeki paraya ve toplumsal konumuza bak×yor.
5 Eylül 2001
3
diyor ki...
IMF'ye karĤÁ öfke bu hükümeti yÁkacaktÁr HP-DSP-ANAP hükümeti her gün bir yeni kriz yaĤamakta. Her olay karĤÁsÁnda ortaklar birbirine girmekte. Kurulduùundan bu yana bu hükümetin 7 BakanÁ'nÁn deùiĤmiĤ olmasÁ bile bu koalisyonun ne denli ince bir ip üzerinde yürümek zorunda olduùunu göstermekte.
M
Önce Kas×m ard×ndan da ûubat krizleri ise hükümetin iç sars×nt×lar×na bir de emekçi y×ù×nlar×n öfkesini ekledi. Bugün toplumun büyük y×ù×nlar× IMF program×na karü× ve bunu eylemleri ile de ifade etmekte. Kas×m ay×ndan bu yana 6 milyonun üzerinde iüçi ve emekçi gösterilerle, grevlerle IMF'ye olan öfkesini dile getirdi. Öfkenin sürekli bir mücadeleye dönüüememesinin tek nedeni ise örgütlülük düzeyinin düüüklüùü. Kas×m ve ûubat krizleri öncelikle DSP ve ANAP'× vurdu. Baütan "istikrar" için hükümette durduùunu vurgulayan MHP ise ustal×kla krizin etkisinden kendisini bir ölçüde kurtarmay× baüarmaktayd×. Ne var ki kriz derinleütikçe art×k emekçi y×ù×nlar için istikrar deùil karü× karü×ya olduklar× durum daha önem kazanmaya baülad× ve MHP eskisi gibi paças×n× kurtaramaz hale geldi. Öksüz Derviü çat×ümas× MHP ile büyük bas×n×n ilk kez ciddi boyutlu karü× karü×ya geliüi oldu. MHP önce tutumunda ×srar edecekmiü görüntüsü vermesine raùmen sonunda Öksüzün kellesi kopar×ld×. Bugünlerde ortal×kta yalanc× pehlivanlar gibi dolaüarak "kelle vermem" diyen Devlet Bahçeli IMF karü×s×nda sus pus kesilerek Öksüzün kellesi verdi. Üstelik IMF'nin bütün dediklerini aynen yerine getirerek. Bugünlerde ise bir baüka olay bir baüka MHP'li bakan×n kellesini koparmak üzere. Geliümelere bak×l×rsa ihale yolsuzluklar×na batm×ü, vergi kaçakç×s× olan ve bakanl×k makam×nda ihale imzalayan Bay×nd×rl×k Bakan×'n×n koltuktaki günleri say×l×. Aç×k ki Koray Ayd×n skandal× MHP'yi Öksüz'ün düümesinden daha fazla etkileyecek.
MHP’nin yenilmesi Bütün bunlara raùmen MHP bugün seçim olsa y×k×ma uùramayacakt×r. Oylar×n× büyük ölçüde artt×ramasa dahi koruyacak ve hatta bir ölçüde artt×racakt×r. Yak×n zamandaki bir seçimin galibi bugünkü verilerle MHP'dir. Bunun baül×ca nedeni MHP'nin iktidarda olmas×na raùmen IMF karü×t× bir çizgide duruyor görünmeye çal×ümas×d×r. Henüz kitleler gözünde IMF uüaù× yüzü yeterince ç×plak bir
Arjantin
biçimde teühir olmad×. Bugün yakalanmas× gereken halka toplumun IMF program×na karü× duyduùu öfkedir. Bu program×n iüçi ve emekçiler için y×k×m olduùunu, sermaye s×n×f× ve zenginler için ise daha da zenginleüme olduùunu art×k herkes biliyor. Bu nedenle öfkenin boyutlar× çok yüksek. Öyleyse bu hükümeti y×kacak olan halka IMF program×n×n durdurulmas×, hiç deùilse sald×r×n×n yavaülat×lmas×d×r. IMF program×n×n emekçi y×ù×nlar×n mücadelesi ile çökertilmesi bu hükümeti de y×kacakt×r ve ne kadar kendisini farkl× göstermeye çal×ü×rsa çal×üs×n diùerleri ile birlikte MHP'de enkaz×n alt×nda kalacakt×r. Bugün ülkücü faüist harekete karü× mücadele 970'lerin biçimi ile süremez. MHP'nin kitle taban×n× daù×tacak, onu geriye püskürtecek olan onunda IMF uüaù× olduùu gerçeùinin teühiridir. Üstelik MHP'nin bu hükümet içindeki rolü çok önemlidir. Büyük emekçi y×ù×nlara anlat×lmas× gereken MHP'nin bu özel iülevidir.
Bugün yakalanmasÁ gereken halka toplumun IMF programÁna karĤÁ duyduùu öfkedir
Enternasyonal Sosyalizm Dünyayı sarsan yeni güç:
Anti-Kapitalist Hareket úki ayl×k politik dergi Sosyalist úüçi sat×c×lar×ndan edinebilirsiniz
MHP istikrar odaù× görünümü ile bu hükümetin ayakta kalmas×n× ve daha sald×rgan ve kararl× bir biçimde emekçilerin üzerine yürümesini saùlamaktad×r. Kimileri MHP'nin muhalefette olmas×ndansa iktidarda olmas×n× onun y×pranmas× aç×s×ndan daha yararl× bulmaktad×r. Bu iddian×n bir doùruluk pay× var. Muhalefetteki bir MHP bugün çok daha h×zl× bir geliüme içinde olabilirdi. Ama öte yandan unutmamak gerekir ki bugün MHP egemen s×n×f için görevini IMF program×n×n aksamadan uygulat×lmas×nda, emekçilere ac×mas×zca, hunharca sald×r×n×n devam ettirilmesini saùlayarak yerine getiriyor.
IMF’ye karĤÁ mücadele IMF program×n×n çökertilmesi için mücadele bugün en merkezi aland×r. Emekten yana bütün güçleri bu cephede toplamak gerekir. Diùer bütün mücadeleler bu mücadelenin geleceùine baùl×d×r. IMF program× engelsiz bir biçimde uygulanmaya devam ederse emekçiler için yaüam tam anlam× ile dayan×lmaz hale gelecektir. Öte yandan en büyük emekçi cephesi IMF'ye karü× mücadele de oluüacakt×r. "IMF'ye deùil halka bütçe" talebi önümüzdeki dönemin temel talebi olacakt×r. Emekçi s×n×flar bütün güçleri ile IMF politikalar×na karü× ç×kacaklard×r. Bu mücadele sürecine iüçi s×n×f×n×n sendikal örgütlerinin de kat×lmas× kaç×n×lmazd×r. Önderlikler ne yaparlarsa yaps×nlar taban×n isteùi ve bas×nc× önderlikleri mücadeleye doùru sürükleyecektir. Bir kere mücadele süreci k×z×ü×nca ise daha sonra nas×l süreçlerin geleceùi bugünden belli deùil. Ama birliùini saùlamay× baüarabildiùi takdirde iüçi ve emekçiler için devrim güncel bir sorun haline gelir. Egemen s×n×f×n temsilcilerinin "toplumsal patlama" dedikleri de iüte budur. Onlara göre "toplumsal patlama" olas×l×ù× gerçekçidir ve günceldir demek ki iüçi ve emekçi s×n×flar için görev bu gerçekçi olas×l×ù× gerçeùe çevirmektir.
4
6
Eylül 2001
Bay×nd×rl×k Bakanl×ù×’nda MHP yolsuzluùu:
Hem katiller, hem de soyguncu olsuzluùa karĤÁ mücadele 57. hükümetin en iddialÁ olduùu konulardan biri oldu. Fakat gerçeklik 57. hükümet ortaklarÁnÁn her birinin neredeyse yolsuzluk soruĤturmalarÁnÁn tümünde isminin geçmekte olmasÁ.
Y
MHP: Hem siyaset hem ticaret Yolsuzluùa karü× mücadelede üstüne toz kondurmayan MHP düsturunu "ya siyaset ya ticaret" olarak anlatmaktayd×. Vurgun operasyonu olarak adland×r×lan Bay×nd×rl×k Bakanl×ù×'nda gerçekleüen yolsuzluklar×n boyutlar× MHP' nin hem siyaseti hem de ticareti kendi usulüne uygun olarak gerçekleütirdiùini gösteriyor. MHP iktidar ortaù× olduùundan beri diùer partilerden farkl× olarak sahip olduùu her bakanl×ù× her kurumu kadrolaümas× aç×s×ndan en uygun ve sistematik olarak kullanan bir parti oldu. Belediyelerde, okullarda, hastanelerde ve çeüitli devlet kurumlar×nda kadrolaümay× ilk hedefi olarak önüne koydu. Dan×ütay kararlar×n× hiçe sayarak MHP kadrolaümaya devam etti. Böylece iktidar olman×n getirdiùi nüfuzla da ×rkç× fikirlerin meüru bir üekilde savunulmas×n×n zeminini oluüturdu. Saùl×k Bakan× Ermeni kan× istemeyiz diyerek binlerce
Koray AydÁn istifa! MHP'li kadrolarÁn yönetimde bulunduùu Ăller BankasÁ Türkiye çapÁnda 3 bin 3 4 mahalli idare birimi ile çalÁĤÁyor. Belediye ihalelerinin MHP' ye yakÁn olan müteahhitlere verilmesi, hak ediĤlerin alÁnmasÁ için % 0 komisyon verilmesi gibi uygulamalar vurgun operasyonu ile su yüzüne çÁkmaya baĤladÁ. Tüm bu pisliùin baĤÁnda bulunan MHP'li Koray AydÁn derhal istifa etmeli. IMF programÁnÁn uygulayÁcÁsÁ olan MHP halktan daha fazla fedakarlÁk talep ederken kendisi daha da zenginleĤmektedir. Hem katil hem de soyguncu olan FaĤist MHP'ye karĤÁ mücadele en acil görevimizdir.
insan×n ölmesine göz yumdu. Ayn× bakan saùl×k liselerinde bekaret uygulamas×n× getirdi. Okullarda ülkücü faüist öùretmenler ve müdürler, öùrencileri ülkü ocaklar×na kaydolmaya zorluyorlar, servislerde Bahçeli'nin on emrini dinletiyorlar. MHP'nin siyaset anlay×ü× olan kendi d×ü×nda herkese düümanl×k, bulunduùu her kurumda k×sa sürede kendini hissettirdi. Ticaret anlay×ü×n×n MHP'liler taraf×ndan nas×l yorumland×ù× Bay×nd×rl×k Bakanl×ù×'nda ki yolsuzlukla aç×kça ortaya ç×kt×.
Depremde MHP Vurgunu MHP'li Koray Ayd×n'×n Bakan olduktan sonra ticari faaliyetleri birden artt×rd×. Sahip olduùu Yolalan ûirketi'nin yan× s×ra babas× ve kay×nbiraderi ile
Cengiz Alùan
15 günde neler oldu?
birlikte Halil úbrahim Ayd×n ûirketini kurdu. Yat×r×mc× bakanl×k olan Bay×nd×rl×k Bakanl×ù×'n×n ihalelerine bu üirketler kat×lmazken ama usulüne uygun ! olarak ihale alan tüm üirketlere malzemeleri MHP'li Koray Ayd×n'×n sahip olduùu üirketler satt×. Öyle ki inüaat malzemeleri üreten firmalar Koray Ayd×n'a baü bayii ol teklifinde bulunmak zorunda kald×. Resmi aù×zlarca bile usulsüz ihaleler sayesinde devletin kayb×n×n milyar dolar olduùu söyleniyor. Bu sadece buz daù×n×n görünen k×sm×. MHP'li Ayd×n'×n ilk savunmas× emekliliùimde ne yapacaù×m üeklinde oldu, milyarlarca liral×k ayl×ù×n kendisine yetmeyeceùini büyük bir piükinlikle söyledi. MHP'li bakan×n bundan sonraki aç×klamas× ise üirketlerin 2000 y×l× cirosunun 7 trilyon
olduùu ve bunun en fazla trilyon kar getirdiùi oldu. Milyonlarca insan×n ortalama 200 milyonla geçindiùi bir ülkede ayda milyarlarca kazanmay× yeterli görmeyen Koray Ayd×n bu aç×klamalar×yla vergi kaç×rd×ù×n× da deüifre etti. Çünkü her iki üirketin 2000 y×l×nda elde ettiùi trilyonluk kar 8 milyar olarak gösterildi. 400 milyarl×k vergi ödenmesi gerekirken yaln×zca 54 milyar lira vergi ödendi.
Ăller BankasÁ, Vurgunun aracÁ Koray Ayd×n göreve gelir gelmez ilk iüi úller Bankas×'na müdür olarak MHP milletvekili aday× úrfan Önal'× atamak oldu. Daha sonra úller Bankas×'nda ihale yönetmeliùinde deùiüiklik yap×ld×. Aç×k art×rma usulü yerine davetiye usulü kabul edildi. úller Bankas×'n×n 2,5 y×lda üstlendiùi 508 projenin ihalesi tamam× davetiye usulüne uygun bir üekilde gerçekleütirildi. Pek çok MHP'li milletvekili, ülkü ocaù× üyesi olan faüistler bu sayede ihale ald×lar. Bu sayede deprem bölgesinde toplam 26 bin konutun ihalesi sadece 25 firmaya verildi. Soruüturma kapsam×nda üimdiden ihalelere kar×üan iki milletvekili tespit edildi. úller Bankas× ihaleyle birlikte deprem bölgesindeki müteahhit üirketlere alt yap× malzemesini saùlamay× da üstlendi. Müteahhitlere teslim
edilen 26.7 trilyonluk su borular×na ait kesin hesap 2 y×ld×r ç×kar×lamad×. Bunun nedeni büyük olas×l×kla ihtiyaçtan fazla ve fahiü fiyatlarla malzeme sat×lmas×. Tüm bu icraatlar sonucunda úrfan Önal göreve geldiùinde 6 trilyon olan banka borcu 2.5 y×lda katrilyona ulaüt×. Bahçeli, Koray Ayd×n'× savunmaya çal×üt×ù× bas×n aç×klamas×nda bakan×n aktif ticaretle uùraüt×ù×na dair bir emarenin olmad×ù×n× söyledi. Oysa bu noter huzurunda tespit edildi. Ayd×n'×n Çankaya Birlik konutlar×nda yap×m×n× bizzat üstlendiùi sitenin arsa sahipleri ile imzalad×ù× sözleüme bakanl×ù×n makam×nda üstelik noterin huzurunda yap×ld×. Bu iüten bakana kalan 22 daire, 8 dükkan ve 2 depo. Pasif ticaret buysa aktifinin nas×l olacaù× konusunda endiüelenmek gerekiyor.
Sonuç MHP hem siyaset, hem de ticaret anlay×ü×n× koalisyon boyunca gösterdi. Bu siyaset; eli kanl×, üiddete dayal×, her türlü muhalefete amans×zca sald×ran ve yok etmeye çal×üan faüist ideoloji demek. Ticaret ise depremde hayat×n× kaybeden onbinlerce insan×n kan× daha kurumadan onlar üzerinden rant elde etmek demek.
Kapitalizmin suç dosyas×
Gereksiz aydÁnlatmalar (reklam, ilan panolarÁ v.b.) nedeniyle ABD yÁlda 2 milyar dolar, Türkiye 6 trilyon TL. lik enerji kaybediyor. AyrÁca ÁĤÁk kirliliùi nedeniye göùün doùal parlaklÁùÁ bozuluyor. ÇÁplak gözle görülebilecek yÁldÁz sayÁsÁ 2600 iken biz yoùun ÁĤÁk nedeniyle yalnÁzca 00 yÁldÁz görebiliyoruz. Küresel ÁsÁnmanÁn en belirgin sonuçlarÁndan olan seller son olarak Kamboçya'da çoùu çocuk en az 17 kiĤinin hayatÁna mal oldu. Romanya kÁyÁsÁ açÁklarÁnda 4 km uzunluùunda, bir tankerden sÁzdÁùÁ sanÁlan petrol tabakasÁ saptandÁ. Sera etkisi yaratan gazlarÁn azaltÁlmasÁyla yalnÁzca Amerika'daki dört kentte 64 bin ölü doùumun ve 65 bin kronik bronĤitin engelleneceùi açÁklandÁ. Hava kirliliùinden her yÁl 700 bin kiĤi ölüyor. AB ülkelerinde ilaç tekellerine resmi onay, yeterli araĤtirma yapilmadan veriliyor Alman ecza devi Bayer kolesterol ilaci Baycol'u aylarca piyasada kaldiktan sonra, ölüm tehlikesi taĤÁdÁùÁ için geri çekti. Alman bilimci Kugler yalnÁzca bir ilaç firmasÁndan aldÁùÁ fotografÁ göstererek, kanser aĤÁsÁnÁ bulduùunu iddia etti. ‘BuluĤu’yla bir de tÁp ödülü kazanarak bir ilaç firmasÁ ile anlaĤtÁ. FoyasÁ anlaĤÁldÁùÁnda aĤÁ 200 hasta üzerinde denenmiĤti bile.
Küresel ÁsÁnmanÁn en belirgin sonuçlarÁndan olan seller son olarak Kamboçya'da çoùu çocuk en az 7 kiĤinin hayatÁna mal oldu.
ArtÁk ilaçlara patent ücreti ödemeyeceùini açÁklayan Brezilya bu sayede % 79 tasarruf saùlamaya baĤladÁ. YalnÁzca AIDS ilaçlarÁna yÁlda 300 milyon dolar harcanÁyordu. Brezilya AIDS ilaçlarÁnÁ bedava daùÁtarak bin olan hasta sayÁsÁnÁ 4 yÁlda 4 bine düĤürdü. Daha önce hastalar kiĤi baĤÁna 5 bin dolar ödemek zorundaydÁ. Tüketicilerin Ĥikayetiyle, Brezilya'da, kriz sonrasÁ temel tüketim mallarÁnÁn aynÁ paketler içinde, aynÁ fiyatlarla ancak eksik miktar ve gramajlarda satÁlmaya baĤlandÁùÁ açÁklandÁ. Örneùin daha önce 40 m olan tuvalet kaùÁtlarÁ 30 m'ye indiùi saptandÁ. ABD ekonomisindeki durgunluùun etkisiyle restoranlarda yemek yiyenler arasÁnda artan yemekleri 'doggie bag' denilen paketlere sardÁran müĤteri sayÁsÁ arttÁ, restornda yiyen insan sayÁsÁ ise
azaldÁ. Dev Japon ekonomisinde iĤsizlik rekor düzeye (%5) yükseldi. Uzmanlar 3,3 milyona ulaĤan iĤsiz sayisinin yeni iflaslarla artacagini belirtiyor. Dev Ĥirketlerden Fujitsu 6 bin, Ford 5 bin, Siemens 200, ABD'nin ikinci büyük banka grubu JP Morgan Chase 8 bin iĤçi çÁkarmaya hazÁrlanÁyor. Alman Opel de Avrupa'da bir fabrikasÁnÁ daha kapatÁyor. ABD'deki DNA Telif HaklarÁ Enstitüsü (DNACI) kapitalizme yeni bir kâr kapÁsÁ açarak, ünlüleri, insan klonlamaya karĤÁ kendi DNA'larÁnÁn telif hakkÁnÁ satÁn almaya iknaya uùraĤÁyor! IBM'in geliĤtirdiùi ASCI White adlÁ dev bilgisayar tanÁtÁldÁ: 50 bin bilgisayar gücünde 300 milyon kitap hafizasÁ var, mikro iĤlemcileri iki basketbol sahasÁnÁ kapsÁyor. ParçalarÁ 28 traktörle taĤÁnmÁĤ, saniyede 2,3 trilyon hesap yapÁyor. YalnÁzca
soùutma sistemi bir Ĥehre yetecek kadar elektrik tüketiyor. 0 milyon dolara mal olan bilgisayarÁn marifeti ise yalnÁzca nükleer silah fÁrlatma iĤlemlerinin simülasyonunu saùlamak. Pentagon Amerika'nÁn silah devi Lockheed Martin'in ürettiùi F-22 savaĤ uçaklarÁnÁn satÁn alÁmÁna onay verdi: Maliyet 45 milyar dolar! ABD Baùdat rejimini kötülemek üzere Irak'a uydu ile yayÁn yapacak bir TV kurdu. YalnÁzca haber programlarÁnÁn maliyeti (yine bir ABD Ĥirketinden yararlanÁlÁyor) yÁlda 900 bin sterlin (yaklaĤÁk 2 trilyon). Fonu ABD Kongresi saùlÁyor. ABD'de 6,47 milyon tutuklu ve hükümlü var. Yani 'özgürlükler ülkesi' nde her 32 kiĤiden biri hapiste. Son 5 günde tüm dünyada 95 bin kiĤi iĤsiz kaldÁ.
6 Eylül 2001
5
Dünyadan Haberler Arjantin’e ek IMF kaynaù×
'Zatürreli hastaya aspirin tedavisi' rjantin 20.yy baü×nda Avustralya, Yeni A Zelanda hatta ABD ile karü×laüt×r×lacak kadar dinamik, göçmen nüfusun zengin doùal kaynaklarla büyük iüler baüarabileceùi düüünülen, geleceùin y×ld×z× olarak görülen bir ülkeyken, IMF'nin yap×sal uyum programlar×n× harfiyen uygulamaya baülad×ktan sonra, bugün çöküüün eüiùine gelmiü durumda. 30 milyar dolara ulaüan d×ü borcu, %20'lere varan iüsizlik oran×, yoksulluk s×n×r× alt×nda yaüayan 36 milyon insan×, 3 y×ld×r süren resesyon sonucunda iflas eden yüzlerce üirketi, çökmüü reel sektörüyle Arjantin IMF programlar×n×n sonuçlar×n×n en iyi örneùi. T×pk× Türkiye gibi yat×r×m, istihdam, büyüme gibi kavramlar×n bir kenara at×l×p bütün ekonominin borç ödemesine göre yap×land×ù× Arjantin'de merkez sol hükümetin kamudaki ücretlerde % 3 kesinti yapmas× ve faiz d×ü× harcamalarda 2,6 milyar dolar ilave kesinti yapacaù×n× aç×klamas×yla Mart ay×nda baülayan toplumsal muhalefet sonucu iki maliye bakan× (biri iki hafta dayanabildi) devrildi. Derviü gibi ABD patentli, Harvard mezunu undan dört yÕl önce, 1997 yÕlÕnda Asya-Pasifik bölgesinde patlayan finans krizi, bir çok iktisatçÕ ve kapitalizm savunucusu tarafÕndan 'yerel' bir kriz olarak görüldü. Oysa krizin etkisi tüm dünyada iz bÕraktÕ.
B
AynÕ dönemde ABD kapitalizmi, sanki hiçbir úey olmamÕú gibi büyümeye devam edebildi. Hatta bundan yarar sa÷ladÕ. Kriz nedeniyle artan rekabet koúullarÕnda ucuzlayan ürünler ABD’ye akarken, bölgedeki istikrarsÕzlÕk nedeniyle sermaye daha güvenli olan ABD piyasalarÕna yöneldi. Oysa durum yüzeysel olarak görünenden oldukça farklÕydÕ. Kârlar artarken, bu artÕú üretkenlikte sa÷lanan teknolojik geliúmelerden kaynaklanmÕyor, asÕl olarak Amerikan iúçilerinin klasik anlamda daha fazla sömürülmesinin sonucu olarak ortaya çÕkÕyordu.
yeni bakan Domingo Cavallo ise 's×f×r aç×kl× bütçe' ve IMF'ye verilen hedefleri tutturma önerisiyle göreve geldi. Cavallo cunta döneminde merkez bankas× baükan×yken büyük sermaye gruplar×n×n d×ü borçlar×n× kamulaüt×rmas×yla (yani borçlar× devletin üstlenmesiyle) ünlenmiüti. Daha sonra borçlar×ndan kurtulan bu gruplar×n özelleütirilen kamu kuruluülar×n× neredeyse bedavaya sat×n almalar×n× saùlad×. Menem döneminin Konvertibilite Plan×'n×n ( peso= dolar formülüyle enflasyonun s×f×ra çekilmesi) yarat×c×s×yd×. Biraz bu 'iyi üöhret'inin, daha çok da Aùustos ay×nda Financial Times'da yay×nlanan aç×klamas×n×n yard×m×yla IMF'den 8 milyar dolar yeni borç almay× baüard×. Bu aç×klamada Cavallo; " Arjantin IMF'nin önerdiùi yap×sal reformlar× en titizlikle uygulayan ülke. Arjantin deneyiminin iflas× sadece bizim için deùil, küresel ekonomi için de trajik olur" diyor. Bu tehdidin aç×k anlam×n× gören ve Arjantin krizinin tüm Latin Amerika'ya bulaümas× ve k×tada kontrolü yitirme tehlikesi yüzünden ABD yönetimi Arjantin'i "zengin
Arjantinde neo liberal saldÕrÕlara karúÕ iúçi sÕnÕfÕnÕn yanÕtÕ eylem! akrabalar×n×n paras×n× yiyen müsrif yeùen" diye nitelemeyi (ABD Hazine Bakan× O'Neill) b×rak×p ek kaynaù×n musluùunu açmak 'zorunda kald×'. Ancak finans çevreleri bu kaynaù×n hiçbir üeye yetmeyeceùini, ülkenin birkaç ay içinde yeniden IMF'nin kap×s×na dayanacaù×n× söylüyor. Bu parayla canlanacaù× iddia edilen iç talep artan iüsizlik oran×, yüksek vergiler ve belirsizlik nedeniyle buharlaüm×ü durumda. Örneùin útalyan ve Frans×z ortakl× Telekom fiyatlar×n× %50 indirmesine raùmen
konuüma sürelerini ancak %4 artt×rabildi. Tüm çal×üanlar×n ikramiye ald×ù× Temmuz ay×nda bile al×üveriü merkezlerindeki sat×ülar % 7 azald×. Bu durumda reel ücretleri geriletmenin yolu (bizdeki gibi enflasyon deùil) maaü indirimidir. Menem döneminde iletiüimden at yar×üç×l×ù×na kadar akla gelebilecek bütün alanlar× özelleütiren devletin elinde satacak hiçbir üey kalmad×ù×ndan kaynak krizini çözmek için yöneleceùi alan zaten ortada: iüçi s×n×f×n×n ücretleri ve sosyal haklar×.
Devlet baükan× De La Rua'n×n krediyle ilgili "dünya bize güvenini gösterdi, üimdi biz de bu güvene lay×k olduùumuzu kan×tlayal×m" diyerek uyutmaya boüuna çal×üt×ù× iüçi s×n×f× ve diùer ezilenler ise bu sald×r×lara karü× 6 ayd×r sokaklarda. úüçiler, öùrenciler, kamu emekçileri, "pigueteruos" (iüsizler) aylard×r bir dizi genel grev, gösteri ve barikat savaülar×yla Arjantin'i sars×yor. Arjantin bir yandan neo-liberal politikalar×n iflas× bir yandan da bu politikalara halk×n verdiùi
Kapitalizm bir kez daha çözümsüz
Kriz geliyorum diyor Amerikan iúçileri yeni bin yÕlla birlikte, yÕlda 60 saat daha fazla çalÕúmak zorundaydÕ. Bu olguya ra÷men ABD kapitalizmi, 960’lÕ yÕllardaki ekonomik geliúmeyle karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda çok daha az kâr ediyor. Kâr oranlarÕnÕn düúüúünü, teknoloji úirketlerinin borsadaki spekülatif de÷erlerinde düúüúler izliyor. YatÕrÕmlar yüzde 3.6 oranÕnda azaldÕ. Ekonomi giderek klasik anlamda bir krize do÷ru adÕm adÕm ilerliyor. Son on yÕlda, Dünya SavaúÕ sonrasÕ en uzun büyüme dönemlerinden birini yaúayan ABD, yolun sonuna gelmiú görünüyor. YapÕlan açÕklamaya göre bu yÕl ABD ekonomisi
sadece yüzde 0.7 büyüyecek. Bir baúka deyiúle ekonomi durgunlu÷a giriyor. Telekomünikasyon gibi bir çok sektörde yüz binlerce iúçi iúten çÕkarÕlÕyor. Bu yÕl içinde milyon iúçinin iúini kaybetmesi bekleniyor.
Kriz yayılacak ABD ekonomisinde baúlayan ve giderek belirginleúen durgunlu÷un, sadece bu ülke ile sÕnÕrlÕ olmayaca÷Õ çok açÕk. øngiltere ekonomisi 200 yÕlÕnÕn ikinci çeyre÷inde sadece yüzde 0.3 büyüdü. Bu ülkede yÕl baúÕndan bu yana imalat sanayinde 00 bin iúçi iúini kaybetti. Bir 250 bin iú
daha tehdit altÕnda. Avrupa kÕta ekonomisinde imalat sanayi üretimi son üç aydÕr geriliyor. DünyanÕn ikinci büyük ekonomisi Japonya’da sanayi üretimi yÕlÕn ilk çeyre÷inde yüzde 4 ve ikinci çeyre÷inde yüzde 7 küçüldü. Tüm büyük iúletmeler iúçi çÕkarÕyor ve özellikle yurtdÕúÕndaki fabrikalarÕnÕ kapatÕyor. 997-98 Asya-Pasifik krizinden bu yana dünya ekonomisinin motoru olan ABD ekonomisi, öyle görünüyor ki úimdi tam tersi bir etkiyle tüm piyasalarÕ girdaba do÷ru çekiyor. ørlanda, ùili, Fransa, Brezilya, Çin, Arjantin ve Almanya gibi ABD’ye
büyük oranda dÕúsatÕm gerçekleútiren ekonomiler, bu durumdan en olumsuz etkilenecek olanlar. Söz konusu tüm ülkelerde patronlar adÕm adÕm gelen krizin faturasÕnÕ iúçilere çÕkarmak için ellerinden geleni yapacaklar.
Çözüm ne? Krizler kaçÕnÕlmaz do÷al felaketler de÷il. Kapitalist üretimin örgütlenmesinin sonucu olarak ortaya çÕkÕyor. Kapitalistler, insanlarÕn çÕkarlarÕ yerine kâr için üretim yaparken, rakip sermayeler aleyhine üretimlerini geniúletmeye çalÕúÕyor. Bu durum, yani
yan×t aç×s×ndan iyi bir örnek. Finans çevrelerinin "Türkiye'yle k×yasland×ù×nda Arjantin'e verilen desteùin çok daha hafif koüullara baùland×ù×"n× söylediùi Türkiye'de ise 'yap×sal reformlar, 5 yasa v.b.' söylemlerle çok daha aù×r sald×r×lar×n kap×da olduùu ortada. Son 6 ayda 6 milyon (her saat baü× 389!) protestocu insan×n sokaùa döküldüùü bu ülkede ç×karlar× Arjantin iüçi s×n×f×n×n ç×karlar×ndan farkl× olmayan Türkiye iüçi s×n×f×n×n sald×r×lara vereceùi yan×t da gayet aç×k. Cengiz ALøAN insanlarÕn çÕkarlarÕnÕ hesaba katmadan üretim, ‘üretim fazlasÕ’ sorununu, yani piyasalarÕn gereksiniminden fazla üretimi gündeme getiriyor. Sonuç ise bir felaket. Binlerce fabrika kapatÕlÕrken, milyonlarca insan iúsiz kalÕyor. Üretilen zenginlikler heba olurken, insanlar yoksullu÷a itiliyor. Bugün 7 Afrika ülkesinde açlÕk söz konusu. Sadece Sudan ve Kongo’da 5 milyon kiúi açlÕktan ölme tehlikesiyle karúÕ karúÕya. Kapitalistler ise kâr edemeyecekleri düúüncesiyle yatÕrÕmlarÕnÕ kÕsÕyor, insanlarÕ ölüme terk ediyor. Bütün bu sorunlarÕ aúmanÕn yolu, kâr için de÷il, insanlarÕn gereksinimleri için üretimden geçiyor. ønsanlarÕn neye gerek duydu÷u, planlÕ ekonomi ve üretenlerin karar verece÷i demokratik denetim mekanizmalarÕyla belirlenip, üretim buna göre gerçekleútirilebilir. Levent ùENSEVER
6
6
Eylül 2001
IMF program×n× kim dayat×yor? piyasa ekonomisi, neo-liberalizm, hep bu anlama geliyor: sermayenin önündeki engelleri kald×rmak, yeni kâr alanlar×na ulaümas×n× saùlamak. Demek ki, bu politikalar× sermaye dayat×yor. Peki, hangi sermaye? Program bütün dünyada tüm egemen s×n×flar×n sorunlar×na çözüm getirmeyi amaçlad×ù×na göre, uluslararas× sermaye. Çokuluslu üirketlerde vücut bulan, politikalar×n× IMF, DTÖ, Dünya Bankas× gibi kurumlar yoluyla dayatan uluslararas× sermaye. Türkiye egemen "Türkiye'ye karü× d×ü güçler" s×n×f×n×n da bir parças×n× oluüturduùu yaklaü×m×n×n iki temel sorunu var. dünya egemen s×n×f×. Birincisi, emperyalizmin ve onun somut Uluslararas× sermayenin ulusal ifadesi olan çokuluslu üirketlerin kesimleri aras×nda eüit deùil, hiyerarüik Türkiye'yi niye y×kmak bir iliüki var kuükusuz. Sabanc×, Koç ve isteyebileceklerini anlamak zor. Türkiye, TÜSIAD ile General Motors veya General 65 milyonluk pazar× ve dev ordusuyla, Electric eüit deùil, ama ayn× uluslararas× emperyalizmin müttefik olmak, s×n×f×n birer parças×. kullanmak ve sömürmek isteyeceùi bir Dolay×s×yla, IMF'nin dayatt×ù× ülke. Böylesi cazip bir kâr ve istikrar uluslararas× sermayenin program×, unsurunu niye y×kmak, bat×rmak Sabanc×, Koç ve TÜSIAD'×n da program×. istesinler? Türkiye egemen s×n×f×n×n baz× yerel Ikinci sorun üu. "Türkiye'yi d×ü ç×karlar× olabilir, hatta bu ç×karlar bazen güçler y×kmak istiyor" anlay×ü× uluslararas× sermayenin genel kaç×n×lmaz olarak "Tüm Türkler d×ü ç×karlar×yla çeliüebilir. Fakat Sabanc× ve düümana karü× s×n×f ay×r×m× gütmeden Koç parças× olduklar× dünya egemen birleümelidir" anlay×ü×n× doùurur. s×n×f×n×n ç×karlar×n×n birincil olduùunu Nitekim doùuruyor. Iüçi Partisi ile bilirler, bazen bu birincil ç×karlar× kendi Ankara Ticaret Odas×, baz× sendikal dar ç×karlar×n×n önüne örgütlerle Sak×p Sabanc×, koymaktan Amerikan dolar×na karü× Türk “Türk LirasÁnÁn ItibarÁ' çekinmezler. Kendi Liras×n× savunma kampanyasÁ SabancÁ'nÁn, kârlar×n×n, kampanyas×nda yanyana TÜSIAD'Án çok iĤine büyümelerinin ve duruyorlar. Iüçi Partisi'nin gelecek. Bir yandan, tüm ç×karlar×n×n uzun milliyetçileri Sabanc× ile vadede dünya egemen Türk milletiyle birlikte omuz omuza durmaktan s×n×f×n×n ç×karlar× ile gocunmaz, ama sosyalistler SabancÁ ve TÜSIAD da ayn× olduùunu bilirler. Lira için mücadele bu duruma düütüklerinde Örneùin, IMF uzun uzun düüünmek verecek! Hepimizin program× bugün zorundad×r. çÁkarlarÁ birmiĤ gibi. Öte Türkiye ekonomisini dikkatlerin kendi (uyguland×ù× tüm Program Türkiye’ye yandan, üzerlerinde yoùunlaĤmasÁnÁ diùer ülkelerde de özgü mü? engelleyecek olduùu gibi) zor IMF'nin Türkiye'yi duruma sokmuütur. bat×rmaya çal×ü×yor Bundan TÜSIAD üyeleri de etkileniyor, olmad×ù× aç×k. Çünkü ayn× program× sat×ülar× azal×yor, üimdilik küçülmek dünyan×n her taraf×nda tüm ülkelere zorunda kal×yorlar. Ama bir tek uygulatmaya çal×ü×yorlar. Türkiye'ye tanesinin IMF'ye karü× tek bir söz karü× özel bir düümanl×k, bir komplo söz ettiùini duydunuz mu? Hay×r, çünkü konusu deùil besbelli. Dahas×, benzer bir kendi ç×karlar× için bu program×n program× (devlet harcamalar×n×n uygulanmas× gerektiùini iyi biliyorlar. k×s×lmas×, devletin ekonomiden elini IMF'ye karü× ç×kman×n kendi ç×karlar×na çekmesi, yasalar×n sermayeden yana deùiütirilmesi, serbest piyasan×n egemen karü× ç×kmak anlam×na geldiùini biliyorlar. k×l×nmas×, özelleütirmeler) Amerika'da, Sonuç olarak, IMF'nin asl×nda Avrupa'da, Japonya'da da uygulan×yor. Türkiye'ye hiçbir üey dayatt×ù× yok. Bütün dünyada ayn× program× Yap×sal Uyum Program×'n× Türkiye'ye uygulatt×ran bu d×ü düüman×n baüka bir Türk egemen s×n×f× ve onun temsilcisi gezegenden geliyor olmas× gerek! O zaman, kim niye dayat×yor bu ekonomik olan hükümet dayat×yor. ‘Türk Liras×n×n Itibar×' kampanyas× politikalar×? Sabanc×'n×n, TÜSIAD'×n çok iüine Dünya ekonomisinin 968-70'te gelecek. Bir yandan, tüm Türk milletiyle krize girmesiyle, egemen s×n×flar bu birlikte Sabanc× ve TÜSIAD da Lira için krizden ç×kman×n yollar×n× aramaya mücadele verecek! Hepimizin ç×karlar× baülad×lar. Buna karü× iüçi s×n×f×n×n birmiü gibi. IMF politikalar×ndan direnmesiyle, on y×l boyunca dünyada hepimiz ayn× üekilde etkileniyormuüuz çok s×cak s×n×f mücadeleleri yaüand×. gibi. Ancak, 980'lere gelindiùinde, egemen Öte yandan, dikkatlerin kendi s×n×flar direniüi büyük ölçüde k×rm×ü, üzerlerinde yoùunlaümas×n× kendi çözümlerini dayatmaya engelleyecek kampanya. Gelirini baülam×üt×. enflasyona karü× korumak için birkaç Reagan, Thatcher ve Özal'×n dolar arayan kiüi ile yüz milyonlar simgelediùi bu çözümlerin amac× her deùerindeki üirketlerin sahipleri ayn× yerde ayn×yd×: S×k×üan kâr oranlar×n× kefedeymiü gibi. Sabanc× yurtd×ü×ndaki yükseltmek için, sermayenin o güne ve yurtiçindeki dolarlar×n× getirip Türk kadar kâr etmediùi alanlar× sermayeye Liras×na çevirecek mi? Sanmam. açmak. Özelleütirme, hem Bat×'da hem Hedeften üaümayal×m. Sabanc× ve Üçüncü Dünya ülkelerinde, bu anlama TÜSIAD (ve kampanyaya destek veren geliyor. Sermayenin önündeki tüm yasal DSP ve MHP) iüçi s×n×f×n×n müttefikleri engelleri (çevreyi fazla tahrip etmesini deùildir. IMF program×n×n bu ülkedeki engelleyen, çocuk emeùi kullanmas×n× uygulay×c×lar×d×rlar. Düüman×m×zd×rlar. k×s×tlayan, iüçileri istediùince iüten atma
apÁsal Uyum ProgramÁ'nÁ IMF Türkiye'ye niye dayatÁyor? Bu soruya sol içinde yaygÁnca verilen bir cevap var? Öyle: IMF ve onun temsil ettiùi dÁĤ güçler Türkiye'yi batÁrmaya çalÁĤÁyor. Niye? Buna cevaben de çeĤitli komplo teorileri var: Orta Doùu'yla, Türki Cumhuriyetlerle, Balkanlarla, buralardaki emperyalist oyunlarla ilgili çeĤitli uluslararasÁ komplolar.
Y
hakk×n× s×n×rlayan engelleri) kald×rmak bu anlama geliyor. S×n×rs×z serbest
Roni MARGULúES
Türkiye ekon
Patronla bir sonb ÁlÁn ilk yarÁsÁnda Gayri Safi Milli HasÁla yüzde 11,8 küçüldü. Bu tarihi bir düĤüĤ. Patronlar sÁnÁfÁnÁn iyimserlik havasÁ yerini büyük bir bozgun havasÁna bÁrakÁyor. ĂĤte patronlarÁn sonbaharda korkuyla bekledikleri "toplumsal patlama" bu tablo içinde anlam kazanÁyor. Türk kapitalist sÁnÁfÁ bir dinamit yÁùÁnÁnÁn üzerinde oturuyor.
Y
Krizin damgas×n× vurduùu 200 y×l×n×n ilk alt× ay×nda Gayri Safi Milli Has×la, yani Türkiye'nin toplam üretimi yüzde ,8 oran×nda küçüldü. 2002 y×l× ise egemenler için karanl×k gözüküyor. Yüzde ,8'lik küçülme ilk büyük dalga. Sanayi üretimi y×l×n ilk üç ay×nda yüzde .3 küçülmüüken, ikinci üç ayda bu oran yüzde 8.5 oldu. Tar×m, inüaat ve ticarette durum ayn×. "Güçlü Ekonomiye Geçiü Program×", h×zla çöküü program×na dönüümüü durumda. 2002 y×l× çok daha derin bir krizle aç×lacak. IMF program×n×n fanatik taraftarlar×n×n paniùi gibi, IMF uüaù× hükümetin ve IMF program×n×n savunucusu tüm partilerin yaüad×ù× bunal×m×n nedeni bu tablodur. Kapitalistler ölümcül bir kriz tehdidiyle karü× karü×ya.
TL savunucularÁ kimin dostu? Hükümeti oluüturan partiler sorumlunun gizli bir düüman olduùunu savunuyor. IMF'ye göre önemli bir tehlike yok, yola devam edilmeli. ûimdi hepsi de tutacak bir dal buldular: Türk liras×n× güçlendirelim! Ancak bu dal da diùerleri gibi ellerinde kalacak. Dolar×n yükselmesi ve TL'nin deùer kaybetmesi, gizli bir düüman×n iüi deùil, krizin ve en önemli kriz faktörü haline gelen IMF program×n×n bir sonucudur. Yap×sal uyum program×, uyguland×ù× her ülkede ilk iü olarak Merkez Bankas×'n× özerkleütirir. Mali piyasa üzerindeki ulusal düzenleyici mekanizmalar yok edilir. Banka operasyonlar× baülar. Kamusal politikalar yoùun bir taarruza uùrar. "Piyasa her üeyi çözer" diyenler için bu uygulama vazgeçilmezdir. Vazgeçilmez olduùu gibi sonuç çöküütür.
Eùer Türk-ĂĤ, DĂSK, Hak-ĂĤ ve KESK, hep birlikte "IMF'ye deùil, emekçiye bütçe" talebiyle büyük bir kavgaya baĤlarsa egemenlerin bozgun havasÁ yerini gerçek bir bozguna bÁrakacak.
TL'yi güçlendirerek krizden ç×k×labilir mi? Bu bir soru olarak saçmad×r. Çünkü TL'nin deùer kaybetmesi bir sonuçtur. Neden bir borç tahsilat program× olan IMF politikalar×d×r. Bu program×n daha fazla borçlanma, daha fazla yoksullaüma k×skac×d×r. TL'yi güçlendirme kampanyas×n× yürüten milliyetçiler, IMF program×na karü× m×d×r? Tüm borçlar×n silinmesinin, özelleütirmenin durdurulmas×n×n, zenginlerin vergilendirilmesinin ve ücretlerin art×r×lmas×n×n taraftarlar× m×d×r? Hay×r! TL güçlendirilsin diyenler, IMF program×n×n kendilerini etkileyen sonuçlar×n× gidermek, ancak istikrar× saùlamak için emekçi s×n×flar× ezmenin taraftarlar×d×r. TL kampanyas× ile krizin aù×r faturas×n× ödeyen emekçi s×n×flar× milliyetçilik bayraù× alt×nda toplamak. Ancak emekçiler IMF uüaklar× ve TL dostlar× ile ayn× gemide deùiller.
Küçülmenin faturasÁ Patronlar s×n×f× için rakamlar y×ll×k üirket bilançolar×nda kârlar×n×n oran×n× gösterdiùi kadar anlam taü×r. Ancak ekonomik tablolar aüaù×dakilerin durumunu gösterdikleri oranda hayatla buluüur. ûubat krizinin faturas× 20 milyar dolar. Bu rakam milli gelirin yüzde 80'sidir. Bu para emekçilerin cebinden çal×nm×üt×r. Bir baüka cebe girmiütir. Bu cep IMF'nin temsil ettiùi yerli ve yabanc× patronlar s×n×f×n×n cebidir. GSMH'nin yüzde ,8'lik küçülmesi, her yüz kiüiden 2'sinin iüsiz kalmas× demektir. TL güçlendirilsin diye baù×ranlar ekmeùi küçülen ve iüini kaybeden milyonlar×n daha fazla boùaz×n×
3 Ocak 2001
7
nomisi yüzde ,8 küçüldü
ar s×n×f×n× zorlu bahar bekliyor IMF’ye deùil, emekçiye bütçe!
Örgütlü iĤçi sÁnÁfÁ güçlerini birleĤtirilmelidir. 1 AralÁk 2000’de gerçekleĤen büyük grevin ardÁndan Emek Platformu daùÁldÁ. ģimdi Emek Platformu’nun yeniden ayaklarÁ üzerinde durma zamanÁdÁr. 200 ’de iüçi hareketine damgas×n× vuran kamu emekçileri mücadelesiydi. KESK, Emek Platformu’nun varolmad×ù× koüullarda IMF uüaù× hükümetin karü×s×na yaln×z ç×kt×. ûimdi de 2002 bütçesinin IMF taraf×ndan belirlenmesine karü× kavgaya haz×rlan×yor. Türk-úü, DúSK ve Hak-úü bu kavgada KESK’i yaln×z b×rakmamal×d×r. Emek Platformu yeniden alanlara!
IMF’den yeni direktifler I Ek vergiler koyun!
s×kmak amac×ndad×r. Tar×m×n tasfiye program× ilk sonuçlar×n× vermeye baülam×üt×r. Köylü ekim döneminde tohumdan, tar×m ilac×ndan benzinden yoksundur. Ektiùi ürünlerin çoùunun üretimi durdurulmuütur. Küçük esnaf ikinci ve ilkinden çok daha büyük bir iflas dalgas×yla karü× karü×yad×r. úüsizler ordusuna milyonlarca yeni üye kat×lmaktad×r. Öùrenci harçlar×n×n taban× 50 dolardan 650 dolara çekilmiütir. Üniversite kap×lar× emekçi s×n×flar×n çocuklar×na kapat×lmaktad×r. Topun aùz×ndaki esas güç olan iüçi s×n×f× ise fabrikalar×n×n sat×lmas×, ücretlerinin gerilemesi, daha fazla vergi ve iüini kaybetme tehdidi ile karü× karü×yad×r.
Örgütlü iĤçi sÁnÁfÁ görev baĤÁna! 200 sonbahar× ya da baüka bir tarih, büyük çarp×üman×n kaderini örgütlü iüçi s×n×f× tayin edecektir. Örgütlü iüçi s×n×f×, kapitalist s×n×f×n karü×s×nda somut bir program, birleüik bir güç ve kitlesel bir mücadeleyle karü× durmak zorunda. úlk raund 2002 bütçesi olacak. Eùer Türk-úü, DúSK, Hak-úü ve KESK, hep birlikte "IMF'ye deùil, emekçiye bütçe" talebiyle büyük bir kavgaya baülarsa egemenlerin bozgun havas× yerini gerçek bir bozguna b×rakacak. Eùer patronlar×n Güçlü ekonomiye geçiü program×n×n karü×s×nda, milyonlar×n Emek Program× ç×karsa krizin faturas× onlara ödetilecektir. úüçilerin birliùi üimdi, her zamankinden daha fazla gereklidir, belirleyicidir.
MF heyeti, istikrar programÁnÁn 0. Kez gözden geçirilmesi için 0 Eylül'de Türkiye'ye geliyor. IMF hep geliyor ve her seferindeki gibi yeni saldÁrÁ politikalarÁnÁ programÁna eklemeye hazÁrlanÁyor.
IMF'nin çantas×nda bu kez de emekçiler için aù×r uygulamalar var. Yaz boyunca konuüulan ek vergiler bunlar×n baü×nda geliyor. IMF, "kamu zararlar×n×n tasfiyesi" ad× alt×nda SSK'n×n tasfiyesinin tamamlanmas×n× da istiyor.
2002’de kamu harcamalarını kısın! SSK’yı tasfiye edin!
2002 bütçesi Ancak IMF program×n×n onuncu gözden geçirmesi, esas olarak 2002 bütçesinin belirlenmesi aç×s×ndan önem taü×yor. IMF'nin de uüaklar×n×n da ekonomik tahminleri yanl×ü ç×kt×, hedefler yolundan üaüt×. IMF üeflerine göre Türkiye'de paniùe kap×lacak bir durum yok, bu durum kolayca atlat×lacak. IMF program×n×n uyguland×ù× 74 ülkede çöküü yaüanmadan k×sa bir süre önce ayn× sözler duyulmuütu. 2002 bütçesinin belirlenmesinde ana hedefleri sosyal harcamalar×n azalt×lmas×: KESK'li ve Türk-úü'li iüçilerin ücretlerinin aüaù× çekilmesi, kamu sektörüne yat×r×mlar×n daha da k×s×lmas×, saùl×k ve
eùitimin özel sermayeye devri bu sald×r×n×n ana baül×klar×. Bu sald×r×lar× püskürtmek için vakit kaybetmeden harekete geçilmelidir. Somut taleplerle IMF'nin karü×s×na ç×kmal×y×z. z Yeni vergilere hay×r! z SSK'n×n tasfiyesi durdurulsun! z Tüm borçlar silinsin! úüçi hareketi bu somut talepleri bayraù×na yazarak emeùin çözümünü IMF ve IMF uüaklar×n×n karü×s×na ç×karmal×d×r.
Sosyalist øúçi
SayÕ: 59 z 6 Eylül 200 ISSN: 300-4026 UluslararasÕ TanÕtÕm ve YayÕncÕlÕk Ltd. ùti. z Sahibi: Özden Dönmez z YazÕiúleri Sorumlusu: Volkan AkyÕldÕrÕm z Adres: SakÕzgülü Sok., 24/4, KadÕköyøstanbul lz øki haftada bir yayÕnlanÕr z BaskÕ: Kayhan MatbaasÕ
8
3
Ocak 2001
Negri ve Hardt’Án kitabÁ: “Ămparatorluk” irçok ülkede yayÁnlanan ve sol içinde yoùun olarak tartÁĤÁlan Ămparatorluk adlÁ kitap Türkçe'de de yayÁnlandÁ ve yayÁnlandÁùÁ diùer ülkelerde olduùu gibi hemen "yeni Komünist Manifesto" olarak tanÁmlanmaya baĤlandÁ.
B
úmparatorluk, politik bir düüünür ve aktivist olan útalyan Antonio Negri ile Amerikal× bir akademisyen olan Michael Hardt taraf×ndan yaz×ld×. Negri 970'lerde útalya'da sosyalist hareket içinde aktifti. Uzun süreli bir hapis cezas×na çarpt×r×ld×. Hapisteyken milletvekili seçilerek hapisten kurtuldu, fakat parlamentonun saùc× çoùunluùunun dokunulmazl×ù×n× kald×racaù×n× anlay×nca Fransa'ta gitti ve orada uzun süre öùretim üyeliùi yapt×ktan sonra tekrar útalya'ya dönerek hapis cezas×n×n geri kalan k×sm×n× yatmaya karar verdi. ûimdi gene politik bir mahkum. Negri otonom hareketin fikir babalar×ndan biri olarak biliniyor. Son kitab× úmparatorluk ise otonom hareket taraf×ndan çaù×n en önemli düüünce ürünü olarak kabul ediliyor. Bas×nda kapsaml× bir biçimde tan×t×lan úmparatorluk aç×k ki önümüzdeki süre içinde daha çok tart×ü×lacak.
Yeni düzen úmparatorluk terimi Negri ve Hardt taraf×ndan emperyalizm teriminin yerine kullan×lmaktad×r. Negri ve Hardt'a göre yeni bir küreselleüme dönemi yaüamaktay×z ve art×k ulus devletlerin önemi yoktur. Bunun bir sonucu olarak da emperyalist ülkelerden, emperyalist bir hiyerarüiden bahsedilemez. Ayn× üekilde, ulus devletle emperyalizmin yerine geçen imparatorluk aras×ndaki çeliükilerden de art×k bahsedilemez. Kitab×n ismini de oluüturan imparatorluk yeni dönemin gücüdür. Dünya art×k emperyalist ülkeler taraf×ndan deùil, tüzel kiüiliùi belirsiz bir ekonomik ve politik güç taraf×ndan yönetilmektedir. Bu gücün ad× Negri ve Hardt'a göre "sermayenin bir merkeze baùl× olmadan evrensel iktidar×"d×r, yani imparatorluktur. úmparatorluk'ta içinde yaüad×ù×m×z döneme iliükin hiçbir saùlam analiz yok. Sistem nas×l iülemektedir? Art× deùer nerede ve nas×l birikmektedir? Uluslararas× örgütlerin, DTÖ, Dünya Bankas×, IMF'nin bu sistemdeki rolleri nelerdir? Bu sorulara úmparatorluk'ta yan×t aramak boüuna bir çaba olacakt×r. Ayn× üekilde, çeüitli ulus devletler aras× çeliükilerin nedenlerini de úmparatorluk'tan öùrenmeye çal×ümak da
Yeni Komünist Manifesto mu?
Ămparatorluk terimi Negri ve Hardt tarafÁndan emperyalizm teriminin yerine kullanÁlmakt adÁr. Negri ve Hardt'a göre yeni bir küreselleĤme dönemi yaĤamaktayÁ z ve artÁk ulus devletlerin önemi yoktur anlams×zd×r. Örneùin, Çin ile ABD aras×ndaki çeliükinin nedenleri nedir? Ya da ABD'nin Y×ld×z Savaülar× neden yeniden ortaya at×lm×üt×r. Y×ld×z Savaülar×'nda düüman kimdir? úmparatorluk bu tür somut sorulara cevap vermiyor, ama sayfalar dolusu soyut tahliller yap×yor.
Halk yÁùÁnlarÁ Kitab×n ikinci temel tespiti ise imparatorluùun karü×t× olarak öne sürülen halk y×ù×nlar×d×r. Ya da, daha doùrusu, toplumun en alt×nda olarak tarif edilen halk y×ù×nlar×d×r. úmparatorluùa bu geniü ve üekilsiz y×ù×n direnmektedir. Ama nas×l, oras× tam belli deùil! Negri daha 970'lerde iüçi s×n×f×n×n öneminin vurgulanmas×na karü×d×r. úüçi s×n×f×n×n mücadele gücünü ve
toplumu deùiütirebilecek tek güç olduùu fikrini reddeder. úmparatorluk’ta da ayn× anlay×ü var ve bu kez daha da saùlamlaüt×r×lm×ü. Sendikac×lara "kulak" denmektedir. (Kulak'lar Rus devrimindeki zengin köylülere verilen add×r.) Örgütlü iüçi s×n×f×n×n imparatorluùa karü× mücadelede hiçbir rolü yoktur; sendikac×lar ise tam anlam× ile engeldirler. Negri ve Hardt'a göre, iüçi s×n×f× art×k deùiümiütir ve kapitalist sistem içindeki yerini, önemini kaybetmiütir! Bu, 980 ve 90'l× y×llarda çok öne sürülen bir fikir. úüçi s×n×f×n×n d×ü×nda devrimci güçler arayanlar sürekli bu teze sar×ld×lar. Oysa gerçekler bunun tam tersi. Daralmak bir yana dursun, dünya iüçi s×n×f× giderek büyümekte, iüçi s×n×f× dünyan×n hemen hemen bütün ülkelerinde en büyük sosyal s×n×f haline
gelmekte ve küreselleüme süreci iüçi s×n×f×n× azaltmak bir yana çoùaltmaktad×r. Dünyan×n her yan×nda yüz binlerce, milyonlarca insan iüçi s×n×f×n×n saflar×na kat×lmakta ve temel haklar× için mücadeleye girmekte, Negri ve Hardt'×n küçümsediùi sendikalar× kurmak için diüe diü bir mücadeleye at×lmaktad×r. Negri ve Hardt komünist bir toplumun inüas× için bir devrime de gerek olmad×ù×n× düüünüyorlar. Onlara göre, komünist toplum bugünden baülayan deùiüimlerle oluüacakt×r. Yani reformizm ve ütopyac×l×k Negri ve Hardt'×n manifestosu ile Marks ve Engels'in Manifesto'sunun ay×rd edici yan×n× oluüturmaktad×r.
Yeni düĤman "Sermayenin bir merkeze baùl× olmadan evrensel iktidar×"×
Negri daha 970'lerde iĤçi sÁnÁfÁnÁn öneminin vurgulanma sÁna karĤÁdÁr. ĂĤçi sÁnÁfÁnÁn mücadele gücü ve toplumu deùiĤtirebile cek tek güç olduùu fikrini reddeder
olarak tarif edilen yeni düzen içinde ezilenler için somut bir düüman yoktur. Kapitalist s×n×f, devlet iktidar×, onun bask× araçlar× art×k bir merkez olmad×ù× için düüman deùildir. Negri ve Hardt'a göre kazan×labilecekler de çok s×n×rl×. ûöyle özetlenebilir: z Dünya vatandaül×ù×, bütün insanlara bütün dünyada serbest dolaü×m özgürlüùü. z Herkese, iüsizler dahil, temel bir ücret verilmesi. z Herkese kendi kaderini tayin hakk×. úmparatorluk'un yeni bir Komünist Manifesto olarak tarif edilmesinde bu reform taleplerinin önemli bir yeri var! Ne var ki ezilenler, halk y×ù×nlar× eùer úmparatorluk'u takip ederlerse bu talepleri kimden talep edeceklerini bilemeyecekler ve kime karü× mücadele ederek bu talepleri kazanacaklar× da gene bir s×r. Negri ve Hardt ve úmparatorluk kitab×n×n hararetli taraftarlar× aç×k ki daha iyi bir dünya istiyorlar. Ama sorun bu isteùin nas×l gerçekleüeceùi Öncelikle içinde yaüad×ù×m×z toplumun saùlam bir ekonomik ve siyasal analizine ihtiyaç var. Marksistler bunu yapmaya çal×ü×yor. Sonra net olarak tarif edilmiü bir egemen s×n×f yani düüman gerekli. Marksistlere göre içinde yaüad×ù×m×z döneme emperyalizm çaù× demek gerekir. Emperyalizmin tüm özellikleri bugün hala geçerlidir. Bu sistemi y×kacak olan güç ise Komünist Manifesto'da belirtilmiü olan güç, yani iüçi s×n×f×d×r.
6 Eylül 2001
9
Dünya Ticaret Örgütü: Demokrasinin en tehlikeli düüman× ünya Ticaret Örgütü (DTÖ), 1995'te GATT’Á (Gümrük ve Ticaret Genel AnlaĤmasÁ) güçlendirmek ve geniĤletmek için kuruldu. 136 üyesi olan DTÖ, dünyada kural koyma, yargÁlama ve ceza verme hakkÁna sahip en güçlü kurum. DTÖ 948'de imzalanan GATT'tan farkl× olarak sadece s×nai mallar×n gümrük ve ticaretini deùil, çokuluslu üirketlerin mal ve yat×r×m hareketlerini etkileyen her türlü ticareti dünya çap×nda baùlay×c× kurallarla düzenlemeyi hedefliyor. DTÖ kapsam×ndaki Hizmet Ticareti Genel Anlaümas× (GATS), çöp-at×k toplanmas×ndan, eùitim ve saùl×ùa kadar birçok hizmeti kaps×yor. Düüünsel Mülkiyet
D
Haklar× Ticareti kurallar× (TRIPS); patent, ticari marka, telif haklar×n× düzenliyor. ABD ve Kanada TRIPS'i kullanarak özellikle genetik olarak deùiütirilmiü g×da maddeleri alan×nda kendi çokuluslu üirketlerinin egemenliùini saùlamaya çal×ü×yorlar. Saùl×k ve Temizlik Kurallar× (SPS) anlaümas×, hükümetlerin bitki, hayvan ve g×da maddelerinin güvenliùine iliükin politikalar×na s×n×rlay×c× kurallar koyuyor. Mali Hizmetler Anlaümas× (FSA), banka ve sigorta üirketlerinin önündeki bütün ticari engelleri kald×rmay× hedefliyor. DTÖ kapsam×nda ayr×ca tar×m, enformasyon teknolojisi ve telekomünikasyona iliükin anlaümalar var.
Hizmet sektörü dünyadaki ekonomik faaliyetin üçte ikisini oluüturuyor. Bu hizmetlerin çoùu yerel üreticiler taraf×ndan saùlan×yor. Büyük üirketler hizmetler alan×nda tam serbestlik istiyorlar.
GATS GATS/DTÖ, d×üar×dan sat×ü veya yerel yat×r×m yapmak isteyen üirketlere engel olabilecek her türlü yasa, düzenleme ve politikay× ortadan kald×r×yor. Yerel üirketlere verilen karü×l×ks×z kredi ve teüvikler, temel tüketim mallar×n×n fiyat×n× düüürmek için yap×lan devlet desteùi, lisans ve kalite standartlar×, doùal kaynaklar× koruma lisanslar×, yerel ekonomiye yarar saùlamay× özendiren (yerel istihdam, iügücü
eùitimi, vb) politikalar×n tümü serbest ticarete engel kapsam×na giriyor. Kamu hizmeti politikalar×, çevre, sosyal refah, insan haklar×, çal×üma koüullar×, tüketiciyi koruma, yerel planlama politikalar× da ayn× üekilde serbest ticarete engel olduklar× takdirde DTÖ taraf×ndan yasad×ü× ilan edilebiliyor. DTÖ, insan varl×ù×n×n bütün alanlar×n× tek bir k×stasa göre düzenlemeyi amaçl×yor: Ulusötesi üirketlerin daha fazla kâr için piyasalar ve kaynaklar aras×nda hiçbir sorumluluk taü×madan serbestçe dolaüabilmesi. Hizmetler anlaümas× kapsam×na al×nmayan tek hizmet kalemi savunma. Hükümetlerin silah üirketlerine aktard×ù×
DTÖ’ye karü× olmak için
10 neden
. DTÖ sadece çokuluslu büyük Ĥirketlerin çÁkarlarÁna hizmet ediyor DTÖ kararlar× üirketler taraf×ndan ve onlar×n isteklerine göre yaz×l×yor. Sözgelimi, ABD'nin ticaret görüümelerine sunduùu belgeler ABD Ticaret Bakanl×ù×’n×n 7 sektör için kurduùu ve üirket temsilcilerinden oluüan Sektör Dan×üma Komiteleri taraf×ndan haz×rlan×yor. Tüketiciler, çevre, insan haklar× ve iüçi örgütleri süreçten tamamen d×üland×klar× gibi, ticaret görüümeleri ve pazarl×klar gizli yap×ld×ù×ndan, bilgilendirilme hakk× bile tan×nm×yor.
2. DTÖ Karar ve UyuĤmazlÁk Giderici MekanizmalarÁ Ĥirketlere baùlÁ DTÖ'nün yerel yasa ve düzenlemelerin "serbest ticaret"e ayk×r× olup olmad×ù×na ve dolay×s×yla geçersiz say×lmas×na karar veren kurulu 3 ticaret bürokrat×ndan oluüuyor. Meksika ile Amerika aras×nda tuna bal×ù× avlanmas× üzerine ç×kan uyuümazl×kta kurul üyelerinden birisi, Meksika hükümeti ad×na NAFTA için lobi yapan bir üirket grubunun üyesiydi.
3. DTÖ insan ve iĤçi haklarÁnÁ hiçe sayÁyor
DTÖ kararlar× insan ve iüçi haklar× ihlâllerini teüvik ediyor. DTÖ kararlar×na göre: ) Bir hükümetin bir ürünü üretiliü biçimi nedeniyle (sözgelimi çocuk emeùi kullan×ld×ù× için) yasaklamas× yasak ve 2) Hükümetler, üirketlerin az×l× diktatörlerle iü yap×yor olmas×n× üirkete karü× bir faktör olarak kullanamaz.
4. DTÖ çevreyi tahrip ediyor ûirketler, DTÖ'yü kullanarak, çevre korumas× için mevcut düzenlemeleri serbest ticarete engel olduùu bahanesiyle ortadan kald×r×yorlar. 993'te ilk DTÖ paneli, ABD Temiz Hava standartlar×n× yasad×ü× ilan etti. Bu standartlar yerel ve d×üar×dan al×nan benzinin daha temiz olmas×n× gerektiriyordu. Benzer üekilde, Nesli Tükenme Tehlikesine Maruz Türler'in korunmas×na iliükin düzenleme DTÖ taraf×ndan serbest ticarete ayk×r× bulundu. DTÖ, orman ürünlerine uygulanan gümrükleri ortadan kald×rarak, kereste talebini art×racak ve ormanlar×n yok ediliüini h×zland×racak bir anlaüma üzerinde çal×ü×yor.
5. DTÖ insanlarÁ öldürüyor DTÖ'nün düüünsel mülkiyet haklar×, patent ve ticari marka ve telif haklar×n× düzenleyen kurallar× insan hayat×na maloluyor. Özellikle AúDS vakalar×n×n %80'inin yaüad×ù× Sahra çölü alt×ndaki Afrika'da
hükümetlerin yerel saùl×ù× koruma giriüimlerine karü× uluslararas× ilaç firmalar×n×n patent haklar×n×n korunmas×n×n ciddi sonuçlar× var. ABD hükümeti, ABD ilaç firmalar× ad×na, yoksul ülkelerin hayat kurtaran ilaçlar× kopyalama yoluyla daha ucuza imal etmesini veya bunlar× ithal etmesini engellemeye çal×ü×yor. DTÖ, Güney Afrika hükümetini bu nedenle yapt×r×m uygulamakla tehdit etti.
6. ABD'nin ve diùer ülkelerin DTÖ'yü ve baùlayÁcÁ kurallarÁnÁ kabul etmesi süreçleri anti demokratik DTÖ kurallar×na göre, ulusal yasalar×n önemli parçalar×n×n yeniden düzenlenmesi gerekiyor.Böylesi önemli bir anlaüma, kat×lan ülkelerde hiçbir tart×üma ve bilgilendirme süreci yaüanmadan onaylan×yor.
7. DTÖ yerel kalkÁnmayÁ engelliyor ve yoksul ülkeleri cezalandÁrÁyor DTÖ'nün "favori ulus" düzenlemelerine göre, bütün DTÖ üyesi ülkelerin birbirlerine ve bütün üirketlere bunlar×n siciline bak×lmaks×z×n eüit muamele yapmas× gerekiyor. Yerel nüfustan iüçi çal×üt×rma, yerel girdi kullanma veya çevreyi koruyucu uygulamalar için üirketlerin özendirilmesi veya tercih edilmesi/edilmemesi yasaklan×yor. Yoksul ülkelerin kendi azgeliümiü s×nai sektörlerini rekabet gücüne eriüinceye kadar korumas×, yani zengin ülkelerin yapt×ù×n× yapmas× yasak.
8. DTÖ eĤitsizliùi artÁrÁyor Küresel ticaret ve yat×r×m×n h×zla büyüdüùü 960- 988 aras×nda hem tek ülkelerde hem dünya
çap×nda eüitsizlik artt×. BM Kalk×nma Raporu'na göre dünya nüfusunun en zengin %20'si dünya kaynaklar×n×n %86's×n× tüketirken, geri kalan %80'i % 4'ünü tüketiyor. DTÖ kurallar×, ülkeleri yabanc× yat×r×mlara aç×lmaya zorlayarak, üirketlerin iügücü ve çevre maliyetlerinin en düüük olduùu yerlere girmesini kolaylaüt×rarak bu eùilimi güçlendirdi. Bu da yoksul ülkelerde ücretleri ve çevre koüullar×n× kötüleütiriyor.
devasa kredi ve teüviklerin DTÖ s×n×rlamalar×ndan etkilenmesi uygun bulunmam×ü. DTÖ'nün tarifine göre bir hizmetin ticari amaçla yap×lmas×, bir k×sm×n×n ticari amaçla yap×lmas× veya özel sektörle rekabet halinde saùlanmas×, GATS kurallar×na tabi olmas× için yeterli. Dolay×s×yla, saùl×k hizmetlerinde baz× kalemlerde kullan×c×dan para al×nmas×, özel hastanelerin olmas× saùl×k sektörünü; devlet okullar×nda al×nan harç ve kesintiler ve özel okullar×n varl×ù× ise eùitim sektörünü GATS kurallar×na tabi k×l×yor. ûirketler, engellendikleri takdirde engelleyen hükümeti üikayet etme ve ekonomik yapt×r×m uygulatma haklar× var.
DTÖ ve paralÁ eùitim Kanada Öùretim ElemanlarÁ SendikasÁ'nÁn ele geçirdiùi bir belgeye göre; yan kampüsler, sanal eùitim, akademik programlarÁn uluslararasÁ pazarlamasÁ gibi özel eùitim hizmetlerinin ihracÁ alanÁnda uzmanlaĤan ABD Ĥirketleri 996 yÁlÁnda 7 milyar dolar kâr elde ettiler. Bunlar ABD'deki en büyük beĤinci hizmet sektörü. Bu Ĥirketler Ĥimdi DTÖ'yü kullanarak dünyaya yayÁlmalarÁnÁn önündeki engelleri kaldÁrmak istiyorlar. DTÖ'ye göre, öùrencilere saùlanan devlet burs ve kredileri ve hatta taĤÁmacÁlÁkta kullanÁlan öùrenci indirim kartlarÁ bile serbest ticaretin önünde engel oluĤturuyor.
9. DTÖ ulusal hükümetleri, dolayÁsÁyla seçmenleri devreden çÁkarÁyor DTÖ, devletler üzerinde ekonomik yapt×r×m gücüne sahip bir karar mekanizmas× oluüturarak, yerel hükümetleri seçilmemiü ve hesap sorulamaz durumda olan bir üirketler hükümeti ile deùiütirdi. Avrupa Birliùi'nin hormonlu et ithalat×n× kamu saùl×ù×na ayk×r× bularak yasaklayan karar× DTÖ taraf×ndan yasad×ü× bulundu ve AB'den karar× geri almas× veya ceza ödemesi istendi. DTÖ, söz konusu kamu saùl×ù× yasas×n× yasad×ü× ilan etti. Kamu yarar× serbest ticaretin gereklerine tabi k×l×n×yor.
0. DTÖ'ye karĤÁ mücadele büyüyor 999 sonundaki Seattle protestosu DTÖ'nün son toplant×s×n×n sonuç alamadan bitmesini saùlad×.Seattle'dan bu yana süren anti kapitalist protesto ve kampanyalar DTÖ'nün dayatt×ù×× üirketlerin küreselleümesi gündemine karü× güçlenerek büyüyor. DTÖ'nün Kas×m ay×nda Katar'da yapacaù× toplant× Cenova'dan sonra küreselleüme karü×tlar×n×n hedeflerinden biri.
Bolivya'da mücadele suyun özelleĤtirilmesini engelledi 998'de Bolivya'nÁn en büyük üçüncü kentinin su kaynaklarÁ Dünya BankasÁ'nÁn ÁsrarlarÁ ile özelleĤtirildi. ABD çokuluslu Ĥirketine ait bir Ăngiliz firmasÁ, Bechtel su tekeli haline geldi. Firma kârlarÁnÁ hÁzla arttÁrmak için fiyatlarÁ arttÁrdÁ ve suyun fiyatÁ iki katÁna çÁktÁ. Öyle ki Cochabamba kentinde yaĤayanlar suya, gÁda maddelerine harcadÁklarÁndan fazla para ödemeye baĤladÁlar. Gösteriler, sokak çatÁĤmalarÁ, iĤgaller ve grevler sonucunda Bolivya hükümeti özelleĤtirmeyi durdurmak zorunda kaldÁ. Bolivya örneùi özellikle de temel hizmetlerde demokratik karar mekanizmalarÁnÁn önemini gösterdi. Ancak DTÖ'nün Ĥimdi kabul ettirmeye çalÁĤtÁùÁ Hizmet Ticareti Genel AnlaĤmasÁ GATS, kamulaĤtÁrmayÁ ve hükümet politikalarÁnÁn bu Ĥekilde geri çevbrilmesini yasadÁĤÁ hale getirmeyi amaçlÁyor.
10
6
Eylül 2001
MHP deùiümedi
Kapitalizm yenilecek mi?
Bozkurtlar “töreden partiye” Erbil Tuúalp Donkiúot YayÕnlarÕ, Temmuz 200 , 395 sayfa, 8 milyon TL.
Gazeteci Erbil TuĤalp, son kitabÁnda ülkücü faĤist hareketin tarihini birçok olgu ve olaya dayalÁ olarak ele alÁyor. KitabÁn tartÁĤtÁùÁ soru “MHP deùiĤti mi?” YazarÁn yanÁtÁ: “HayÁr, deùiĤmedi.” TuĤalp kapsamlÁ çalÁĤmasÁnda ülkücü faĤist hareketin tarihsel köklerini, ideolojik dayanaklarÁnÁ kendi kaynaklarÁna dayalÁ olarak
Vedat Türkali, son roman× Komünist'te soruyor:
ortaya koyuyor. MHP’nin ideolojisi ve politikalarÁnÁn kaçÁnÁlmaz sonucu olarak faĤist bir savaĤ aygÁtÁna dönüĤümünü 970’li yÁllardan aktarÁlan sayÁsÁz örnek ortaya koyuyor. Erbil TuĤalp, tarihçilik yapmaktan çok, bugün Türkiye’nin en büyük siyasal gücü haline gelen MHP’nin nasÁl büyük bir tehdit olduùunu göstermek amacÁnda.
Z Yayınları Ărtibat: (0 216) 418 53 40
ün! k üm m ya n ü ir d b Ĥka a B
.750.000 TL.
3.000.000 TL.
Karakedi Kitabevi
AradÕ÷ÕnÕz her kitap ve periyodik Soldaki kitapçÁnÁz! yayÕnlar Adres: SakÕzgülü Sk, Göynük Ap (Kadife Sokak giriúi Rexx raflarÕmÕzda... 24/4 KadÕköySinemasÕ karúÕsÕ) Telefon: 4 8 53 40 Faks: 449 05 04
Komünist Vedat Türkali Gendaú YayÕnlarÕ, A÷ustos 200 , 34 Sayfa, 2 milyon 750 TL.
Vedat Türkali'nin Güven'den (1999) sonra sabÕrsÕzlÕkla beklenen son romanÕ Komünist yayÕnlandÕ. Güven'de I. Dünya SavaúÕ'ndan II. Dünya SavaúÕ sonrasÕna ulaúan dönemde, alt üst olan dünyanÕn içindeki Türkiye'nin ve Türkiye komünist hareketinin serüvenini anlatan Türkali'den hikayenin devamÕnÕ bekleyenler hayal kÕrÕklÕ÷Õna u÷rayacak. Komünist bir otobiyografik çal×üma. Vedat Türkali, 9 9- 947 y×llar× aras×nda çocukluùu, gençliùi, devrimci fikirlerle tan×ümas× ve TKP (Türkiye Komünist Partisi) saflar×nda yürüttüùü örgütlü mücadelesini anlat×yor Komünist'te. Komünist, Güven'in devam× deùil; Ancak Güven'in tarihsel arka plan× ve dönemin devrimci portreleri yazar×n usta diliyle aktar×lmakta.
Türkali'den devrimci sorular
34 sayfal×k roman×n otobiyografik bölümü 9. sayfada son buluyor. Türkali, Komünist'in son 5 sayfas×nda SSCB'nin y×k×l×ü×, günümüzde marksizm ve leninizmin
MANU CHAO
geçerliliùini yitirip yitirmediùi, içinde bulunduùumuz dönem ve devrimci hareketin günümüzde izlemesi gereken yolun ne olmas× gerektiùini tart×ü×yor. Tart×üman×n merkezinde Vedat Türkali'nin "Stalinizm olgusu" olarak adland×rd×ù× sorun var. Türkali, SSCB'nin y×k×l×ü×n×n Marksizm ve Leninizmin y×k×l×ü× olmad×ù×n× daha baütan koyuyor. 9 7 Ekim Devrimi'nin tüm dünya tarihini köklü bir üekilde deùiütirdiùini ve insanl×ù×n en büyük kazan×m× olduùunun alt×n× ×srarla çiziyor.
Stalinizm Türkali'ye göre SSCB'nin y×k×l×ü×n× baülatan süreç, Lenin'in partisine hakim olan demokratik merkeziyetçiliùin yerini bürokratik merkeziyetçiliùin almas×. Stalinizm tan×m× tam da burada yap×l×yor: "Stalinizm denilen olgu salt Stalin'in kiüiliùi olgusu deùildir; yerine göre ne "Stalin"leri, "Stalincik"leri o kötü model yaratm×üt×r. Hem toplum içinde, devrimci parti ayg×t×n×n iüleyiüinde zorunlu olan üey, emekçi halk y×ù×nlar×na kopmaz biçimde kök salm×ü demokratik deneyime dayal× iüleyiüe kavuümakt×r. Günü çözüm bekleyen sorunu budur." Türkali'nin yaklaü×m× üöyle özetlenebilir: Lenin partisinin yozlaümas× ve bürokratik merkeziyetçiliùin hakimiyeti, SSCB'deki bürokratik yap×y× yaratan
ana unsurdur. Türkali'nin bu analizindeki en büyük sorun 9 7 Ekim Devrimi sonras× genç iüçi devletine stalinizmin hakim olmas×n× saùlayan sosyo-ekonomik süreci merkeze almamas×. Türkali'nin parti ayg×t×ndaki dönüüümü merkeze alan aç×klamas× sonucu Çin ve Küba'y× sosyalist olarak deùerlendirme hatas×na düüüyor.
Türkali ve gelecek Ancak bu yanl×ü analize raùmen Türkali, günümüzde kapitalizmi
y×kacak bir dünya devrimi dönemi içerisinde olduùumuzu vurguluyor. Kendisi belirtmese de, yukar×daki sorular×n×n yan×tlar× bu kavga içerisinde bir kez daha verilecek. Komünist yazar×na göre "globalizm" (küreselleüme) Lenin’in Emperyalizm broüüründe tasvir ettiùi can çekiüen kapitalizm: "...‘Kapitalist, kendisinin as×lacaù× ipi satan adamd×r' sözü boüuna söylenmemiü! Gönüllü gönülsüz, satmak zorundad×r o ipi." Komünist geleceùe umutla bak×yor. Volkan AYILDIRIM
Vedat Türkali’nin romanlarÁ: Birgün Tek BaĤÁna ( 974), Mavi KaranlÁk ( 983), YeĤilçam Dedikleri Türkiye ( 986), Tek KiĤilik Ölüm ( 990), Güven ( 999) Komünist (200 )
Küresel isyanın ozanı
diskografi z Clandestino z Proxima estacion: Esperanza
Manu Chao, ĤarkÁlarÁ anti-kapitalistlerin marĤlarÁ haline gelen, albümleri milyonlarca satan bir ĤarkÁcÁ. Son albümü “Proxima estacion: Esperanza” (Bir sonraki istasyon: Umut) Türkiye’de de piyasaya çÁkan Manu Chao, ATTAC üyesi ve kendi deyimiyle Zapatist hareketin sempatizanÁ. Chao Fransa’da 968’in kaleleri olan Renault fabrikalarÁnÁn yakÁnÁnda, Portekiz ve Ermeni iĤçi ailelerinin yoùun olarak yaĤadÁùÁ bir mahallede doùdu. Ălk gençlik yÁllarÁnda rock’n’rollmüziùine gönül veren Manu Chao, ailesinin ĂberyalÁ köklerini fark etti ve bu keĤif onun müzikal serüvenini baĤlattÁ.
Latin, rock, reggae ve rai karÁĤÁmÁ müziùiyle dört kÁtada tanÁndÁ. Manu Chao konserlerini dünyanÁn deùiĤik ülkelerinde, büyük mücadeleler sÁrasÁnda verdi. Bolivya’da su fiyatlarÁnÁn yükseltilmesine karĤÁ gösteriler sÁrasÁnda ya da Zapatist yürüyüĤ baĤlamadan hemen önce Meksika’da. Manu Chao, son albümüne isim veren umudun nerede olduùu sorusunu Ĥöyle yanÁtlÁyor: “YanÁp sönen küçük ÁĤÁklar var: Seattle’daki karĤÁ zirve, Porto Allegre toplantÁsÁ, Marcos’un Meksika yürüyüĤü. Dünya çapÁnda bir bilincin uyanmakta olduùunu hissediyor insan. Bu da umut veriyor.”
6 Eylül 2001
Mücadelenin úçinden Aktif Daù×t×m direniüi
DúSK
úüsizliùe karü× eylem program× ĂSK BaĤkanlar toplantÁsÁnda önümüzdeki döneme iliĤkin eylem takvimi belirlendi.
D
protesto için ICFTU' çaùr×s× gereùince küreselleümeye karü× etkin eylemler düzenlemeyi hedeflemeyi planl×yor.
Demokratikleümenin önündeki engellerin kald×r×lmas× için Anayasa deùiüikliùini hedefleyen imza kampanyas×, bunun yan×s×ra iü güvencesi ve iüten ç×karmalar×n önlenmesi ve istihdam×n saùlanmas× için, Ankara'ya 'úüssizlerin Yürüyüüü'nü gerçekleütireceùini aç×klad×. Ayr×ca 9 Kas×m'da Katar'da gerçekleüecek olan DTÖ toplant×s×n×
7 Eylül' e kadar iü yeri toplant×lar× yaparak önümüzdeki dönemde gerçekleütirilecek eylemlere haz×rlanmay× planlayan DúSK Genel Sekreteri Murat Tokmak Emek platformunun kendi program×na sahip ç×kmas× gerektiùini belirterek, Emek platformunun bir eylem program× haz×rlad×ù× takdirde onun içinde yer alacaù×n× ifade etti.
ĂĤyeri toplantÁlarÁ
Tümtis'e üye olduklarÁ gerekçesiyle iĤten atÁlan ve zorla istifa ettirilmeye çalÁĤÁlan Aktif DaùÁtÁm iĤçileri iĤten atÁlmalara, sendikasÁzlaĤtÁrmaya ve taĤeronlaĤtÁrmaya karĤÁ 22 Aùustos ÇarĤamba günü iĤ bÁrakma eylemi baĤlattÁlar. 8 Temmuz'da iüçilerin büyük bölümünün ve üef yard×mc×lar×n×n da kat×ld×ù× eyleme karü× patronlar sald×rgan bir tutum sergilemiü ve iüçilerin üzerine polisi göndermeye çal×üm×üt×. úüçilerin mücadelesi sonucunda patronlar bask×c× tutumlar×na son vererek istifa dilekçesi uygulamas×ndan vazgeçmiüler ve iüten ç×karmalar×n durdurulacaù× konusunda söz vermek zorunda kalm×ülard×.
Ancak patronlar verdikleri sözleri tutmad×lar ve yeniden sald×rd×lar. Sigortal×lar×n çal×üt×ù× bütün bölgeleri yeni taüeronlara vererek iüçilerin çabalar×n× boüa ç×karmaya çal×üt×lar. Bunun üzerine tekrar direniüe geçen iüçiler,Perpa'n×n önünde toplanarak bir yürüyüü yapt×lar. Yürüyüü boyunca "Aktif'e sendika gelecek, baüka yolu yok!", "Direne direne kazanacaù×z" sloganlar×n× atan iüçiler, direniüe yeni kat×lan arkadaülar×n×n da katk×lar×yla mücadeleyi kazanacaklar×n× belirttiler. Aktif Daù×t×m iüçileri, patronlar×n sald×r×lar×na sessiz kalmayarak mücadeleyi seçtiler. Mücadelenin kazanmas× bu mücadeleye destek vermekle mümkündür.
Tuùçe Temizlik'te iüçi k×y×m× Adana BüyükĤehir Belediyesi'ne baùlÁ olarak çalÁĤan taĤeron Tuùçe Temizlik iĤçileri maaĤlarÁnÁ aylardÁr alamadÁklarÁ için iĤ bÁrakmÁĤlardÁ. Tuùçe Temizlik A.ģ'nin patronu, iĤçileri tek tek odasÁna çaùÁrtarak tehditle iĤbaĤÁ yapmaya zorladÁ. Aksi taktirde iĤten atÁlacaklarÁ tehditi üzerine iĤçiler, iĤbaĤÁ yaptÁlar. Ancak bazÁ iĤçiler iĤ yerlerne gittiklerinde iĤten atÁldÁklarÁnÁ öùrendiler. ĂĤten atÁlan iĤçiler, birikmiĤ maaĤlarÁnÁ ve tazminatlarÁnÁ alamadÁklarÁnÁ ve hiçbir açÁklama yapÁlmadan iĤten atÁldÁklarÁnÁ belirterek hukuki yollara baĤvuracaklarÁnÁ söylediler.
11
Sosyalist úüçi’nin temel görüüleri Aúa÷Õdan sosyalizm Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratÕcÕsÕ iúçi sÕnÕfÕdÕr. Yeni bir toplum, iúçi sÕnÕfÕnÕn üretim araçlarÕna kolektif olarak el koyup üretimi ve da÷ÕtÕmÕ kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform de÷il, devrim øçinde yaúadÕ÷ÕmÕz sistem reformlar ile köklü bir úekilde de÷iútirilemez, düzeltilemez. Bu düzenin kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕ tarafÕndan ele geçirilip kullanÕlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕna karúÕ sermaye sahiplerini, egemen sÕnÕfÕ korumak için oluúturulmuútur. øúçi sÕnÕfÕna, iúçi konseylerinin ve iúçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklÕ bir devlet gereklidir. Bu sistemi sadece iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal eylemi devirebilir. Sosyalizm için mücadele dünya çapÕnda bir mücadelenin parçasÕdÕr. Sosyalistler baúka ülkelerin iúçileri ile daima dayanÕúma içindedirler. Sosyalistler kadÕnlarÕn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eúitli÷ini savunurlar. Sosyalistler insanlarÕn cinsel tercihlerinden dolayÕ aúa÷ÕlanmalarÕna ve baskÕ altÕna alÕnmalarÕna karúÕ çÕkarlar.
Enternasyonalizm
F tipi hapishaneler:
Bask×ya karü× direniü sürüyor
320'li günlerine girmiĤ olan ölüm oruçlarÁnda hayatÁnÁ yitirenlerin sayÁsÁ 32'yi buldu. 39 yaĤÁndaki Hülya ģimĤek ölüm orucu eyleminin 317. gününde yaĤamÁnÁ yitirdi. Öte yandan, Adli TÁp raporlarÁ 19 AralÁk katliamÁnÁn nasÁl dehĤet verici olduùunu her geçen gün daha iyi ortaya koyuyor. Yeni bir rapor, Adli T×bba götürülmeden önce üç devrimci mahkumun cesetlerinden kurüun çekirdeklerinin ç×kar×ld×ù×n× ortaya koydu. Katliamda ölmedikleri için
Sosyalistlere kat×l! Dünyay× birlikte deùiütirelim! Devrimci Sosyalist ĂĤçi Partisi’nin görüĤlerine katÁlÁyorsanÁz, aĤaùÁdaki adreslere baĤvurabilirsiniz Ankara: MenekĤe Sok, No: 8/A, Daire: 6, KÁzÁlay Ăstanbul: KÁrtasiyeci Sok., 23/6, KadÁköy Tel: (0 2 6) 346 65 73 Ăstiklal Cad., Terkoz ÇÁkmazÁ., Karaaslan Apt., 5/8, Beyoùlu Ăzmir: 850. Sok, No: 3 , Yaparsoy ĂĤh., Kat: 4, No: 406, KemeraltÁ
yarg×lanan Ümraniye Cezaevi direniüçisi 399 kiüi ise, geçtiùimiz hafta tahliye edildi.
ĂĤkence ve zulümde MHP imzasÁ Katliamdan saù kurtulanlar, yarg×lan×yor; ölüm orucuna devam edenler devletin zorla müdahalesiyle, F tipi cezaevlerinde korkunç bask×larla ve tecritle karü× karü×ya kal×yor. Her gün bir cezaevinden mahkumlar×n dövüldüùü, görüü ve haber alma haklar×ndan mahrum b×rak×ld×ù×, tedavilerinin engellendiùi,
8 Eylül 200 (Cumartesi)
Sosyal patlamadan kim ürküyor? Saat: 7.30 DSøP østanbul øl Örgütü: KÕrtasiyeci Sokak, 23/6, KadÕköy Tel: (0 2 6) 346 65 73 (CHP ve Beksav yanÕ)
ayakkab× kontrolü gibi akla hayale s×ùmayan uygulamalara karü× koyduklar× için fiziksel üiddete maruz kald×ù× yolunda haberler geliyor. Yani, görülen o ki, iktidar olanaklar×n× elinde bulunduran MHP, "gebersinler" sözünü hayata geçirmek için elinden geleni yap×yor, ölmeyenlerden ise h×nc×n× ç×kartmak istiyor. MHP'li hükümet, uzun zamand×r hiçbir hükümetin cesaret edemediùi bir pervas×zl×kla sald×r×yor; özellikle MHP, hiç çekinmeksizin her gün elini daha fazla kana buluyor.
DSiP TOPLANTILARI
5 Eylül 200 (Cumartesi)
Anti-kapitalist hareket Saat: 6.00 DSøP Beyo÷lu ølçe Örgütü: østiklal Caddesi, Terkoz ÇÕkmazÕ, Karaaslan Apt., 5/8, Tünel
22 Eylül 200 (Cumartesi)
Umut lirada deùil, küresel direniüte! Saat: 6.00 DSøP øzmir øl Örgütü: 850. Sok., No: 3 , Yaparsoy øúhanÕ, Kat: 4, Daire: 406, Üçbeyler, KemeraltÕ
Sosyalistler, bir ülkenin iúçilerinin di÷er ülkelerin iúçileri ile karúÕ karúÕya gelmesine neden olan her úeye karúÕ çÕkarlar. Sosyalistler ÕrkçÕlÕ÷a ve emperyalizme karúÕdÕrlar. Bütün halklarÕn kendi kaderlerini tayin hakkÕnÕ savunurlar. Sosyalistler bütün haklÕ ulusal kurtuluú hareketlerini desteklerler. Rusya deneyi göstermiútir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaúayamaz. Rusya, Çin, Do÷u Avrupa ve Küba sosyalist de÷il, devlet kapitalistidir. Sosyalistler bu ülkelerde iúçi sÕnÕfÕnÕn iktidardaki bürokratik egemen sÕnÕfa karúÕ mücadelesini desteklerler.
Devrimci parti Sosyalizmin gerçek leúebilmesi için, iúçi sÕnÕfÕnÕn en militan, en mücadeleci kesimi devrim ci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalÕúma ile inúa edilebilir. Sosyalistler pratik içinde di÷er iúçilere reformizmin kendi çÕkarlarÕna aykÕrÕ oldu÷unu kanÕtlamalÕdÕrlar. Bu fikirlere katÕlan herkesi devrimci bir sosyalist iúçi partisinin inúasÕ çalÕúmasÕna omuz vermeye ça÷ÕrÕyoruz.
SayÕ: 159
6 Eylül 2001
500.000 TL
DayanÕúma fiyatÕ: 1.000.000 TL
Sendikalardan DTÖ'ye karĤÁ
küresel eylem günü øúçi sÕnÕfÕnÕn kurtuluúu kendi eseri olacaktÕr!
UluslararasÁ Hür ĂĤçi Sendikalar Konfederasyonu (ICFTU) Cenova'daki G8 zirvesine iliĤkin toplantÁsÁnda, Katar'daki DTÖ Zirvesini bütün dünyada protesto kararÁ aldÁ. ICFTU, DTÖ'nün 9 KasÁm'da Katar'da baĤlayacak olan 4. Bakanlar KonferansÁnÁ, SendikalarÁn Küresel Eylem Günü ile protesto etme çaùrÁsÁ yapÁyor. ICFTU Genel Sekreteri Bill Jordan: "Ticaretin serbestleĤtirilmesinin daha yüksek yaĤam standartlarÁ ve istihdam getireceùine inanmayÁ bÁrakmÁĤ olan yüzmilyonlarÁ temsil ediyoruz. KüreselleĤme bir yandan benzeri görülmemiĤ bir servet birikimi yaratÁrken, dünyanÁn her tarafÁnda yaĤanan korkunç yoksulluùun gösterdiùi gibi dünya çapÁndaki eĤitsizlik artmaya devam ediyor". ICFTU'nun açÁklamasÁna göre, "Küresel Eylem Gününün amacÁ, sendikalarÁn, küreselleĤmenin dünya çapÁnda iĤçileri maruz bÁraktÁùÁ olumsuzluklarÁ kabullenmeye razÁ
olmadÁùÁnÁ göstermektir". SendikalarÁn talepleri Ĥöyle: - Temel iĤçi haklarÁnÁn dünya ticaretinin yarattÁùÁ sömürüden korunmasÁ - Dünya ticaret sisteminin, geliĤmekte olan ülkelerde yaĤayan yoksullarÁn çÁkarÁna olacak Ĥekilde yeniden düzenlenmesi - Kamusal eùitim ve saùlÁk hizmetlerine evrensel eriĤim hakkÁnÁn DTÖ kurallarÁndan etkilenmemesi - HIV/Aids gibi hastalÁklarla savaĤabilmek için ucuz ilaç - DTÖ sisteminin sendikalar ve diùer sivil toplum örgütlerin görüĤlerine açÁlmasÁ Eylem Günü küresel olarak koordine edilecek Tek tek ülkelerde, sektörlerde, iĤyerlerinde, iĤ bÁrakma, gösteri, iĤyeri toplantÁlarÁ,forumlar ve basÁna dönük faaliyetleri biçiminde gerçekleĤecek. ICFTU, 48 ülke ve bölgede 22 üye örgütü ile 56 milyon iĤçiyi temsil ediyor ve Küresel Sendikalar'Án üyesi.
KÜRESEL DúRENúû GÜÇLENEREK SÜRÜYOR z SEATTLE z CENOVA z KATAR
S
on iki yÕldÕr çok önemli de÷iúimlere tanÕk oluyoruz. KasÕm 999 Seattle’da ki gösterilerden bu yana dünyanÕn bir çok yerinde de÷iúime iliúkin istek kendini çok daha güçlendirerek úekillendiriyor. Seatlle’da ki protestolara damgasÕnÕ vuran koalisyon ruhu, hareketin asli bir karakteri olarak Cenova gösterilerinde zirveye ulaútÕ.
Bundan, fazla de÷il on yÕl önce, tarihin sonuna gelindi÷i, kapitalizmin nihai zaferini ilan etti÷i gibi yaygÕn görüúlerin yerini bugün, “varolan adaletsizli÷i de÷iútirelim, baúka bir dünya mümkün” gibi mücadeleyi ateúleyen fikirler alÕyor. Yani kapitalist fikirlerin hegomanyasÕ çözülürken adaletineúitli÷in-özgürlü÷ün hegomanyasÕ güç topluyor. Kapitalist sÕnÕfÕn her kurumu (Dünya Ticaret ÖrgütüøMF-Dünya BankasÕ vs), her sembolü (Mc Donalds, BP, Coca Cola vb.) giderek daha büyüyen kitle mücadelesinin hedefi haline geliyor. DünyanÕn en büyükleri (G8) köúeye sÕkÕúÕp, kaçacak delik arÕyor. ùimdilik mücadele buz da÷ÕnÕn sadece görünen küçük bir kÕsmÕ. Bu haliyle bile egemenleri ürküten bir hareket belli ki daha da yÕ÷ÕnsallaútÕ÷Õnda, dünyayÕ ezenler için karabasana dönüútürecek. Seatlle nasÕl bir dönemeçtiyse, Cenova’da anti-kapitalist hareketin geliúiminde bir dönemeç olarak önem kazanÕyor. Bundan sonraki geliúmeler Cenova öncesi ve sonrasÕ diye anlatÕlÕrsa fazla abartÕlmÕú olmaz. 350 bin aktivistin katÕlÕmÕyla
Mumia Abu-Jamal
BaĤka bir dünya mümkün güveniyle geliĤen küresel hareket kapitalistler için bir cehennem gerçekleúen Cenova gösterileri øtalyan polisinin tüm saldÕrganlÕ÷Õna ra÷men gerekli baúarÕyÕ gösterdi. Bugün dünyanÕn her yerinde Cenova ezilenlerin kürsüsü olarak anÕlÕyor. Son iki yÕlda anti-kapitalist hareket küresel seyahat gibi eleútirilere yanÕt verircesine, kapsayÕcÕlÕ÷Õyla hem giderek daha kitleselleúiyor hem de içinde ki binlerce tartÕúmayla daha zenginleúip, hegomanyasÕnÕ kuruyor. Hareket önümüzdeki dönem bu olumlu özelliklerini daha geliútirip pekiútirirken, sadece takvime ba÷lÕ de÷il küresel sermayenin saldÕrÕlarÕna karúÕ sürekli bir mücadeleyi önüne hedef
olarak koyuyor. Bu önümüzdeki dönem anti-kapitalist hareketin yerel ayaklarÕnÕn çok daha güçlenece÷i anlamÕna geliyor. Sosyalistlerdençevrecilere, sendikalardananarúistlere, eúcinellerden-sosyal demokratlara ve adÕnÕ anamayaca÷ÕmÕz yüzlece bileúene yaslanan ortaklÕk dünyanÕn kapitalistler tarafÕndan insanlÕ÷Õn tüm gelece÷inin karartÕlmasÕna karúÕ biraraya gelirken, giderek daha radikalleúiyor. Ve harekete iúçi sÕnÕfÕnÕn katÕlÕmÕ gün geçtikçe belirgin biçimde artÕyor. 9 KasÕm’da Katar’da yapÕlacak olan dünya Ticaret Örgütünün beú günlük toplantÕlarÕnÕ protesto için küresel direniú úimdiden kollarÕ
sÕvamÕú durumda. DünyanÕn birçok yerinde aynÕ anda patronlarÕn Katar zirvesine yüzbinler yanÕt verecek. AyrÕca Dünya Hür Sendikalar Konfederasyonu (ICFTU) zirveye karúÕ kampanya ilan etti. øú bÕrakma da dahil her türlü etkinlikle küresel saldÕrÕ protesto edilecek. Hareketin daha buz da÷ÕnÕn görünen küçük bir kÕsmÕ oldu÷undan söz etmiútik. Görünmeyen dev kÕsÕm hÕzla su yüzüne do÷ru çÕkÕyor. Düzenle giderek ba÷ÕnÕ koparan , baúka bir dünya mümkün güveniyle geliúen bu küresel hareket kapitalistler için bir cehennemin habercisi oldu÷u kadar ezilenler için de úenlik habercisi.
“Bugünlerde Cenova’dan bahsedildiùinde bu kentin tarihi köklerininyanÁ sÁra G8 toplantÁsÁnÁ ve devletin bir genci, Carlo Giuliani’yi öldürdüùünü hatÁrlÁyorsunuz. Cenova kenti artÁk bu devlet cinayeti ve gaz bombalarÁ ile tarihe geçecek. Zenginlerikorumakiçin polisin nasÁl Ĥiddet kullanacaùÁnÁ göstermesi iletarihe geçecek. BasÁna BaùÁmsÁz Medya Merkezinde (IMC) haber yapmaya çalÁĤan gençlere karĤÁ nasÁl bir Ĥiddet kullanÁldÁùÁ basÁna yansÁmadÁ. Maskeli polisler IMC merkezini bastÁlar. Önlerine çÁkan herĤeyi kÁrÁp döktüler. Çevredekiler içeriden gelen ve saatlerce süren çÁùlÁklar duydular. Göz altÁna alÁnan gençler götürüldükleri karakolda Mussolini’nin resmi önünde selam durmaya zorlandÁlar. ĂĤte bu Cenova’nÁn gizli faĤist kalbidir. BasÁn bize Cenova’da olan herĤeyi anlatamaz. Çünkü o vakit demokrasilerin gerçek yüzünü göstermiĤ olurlar. Buna cesaret edemezler. Cenova genç anti-kapitalist hareketin olgunlaĤmasÁna, düĤmanÁ ile, Yeni Dünya Düzeni ile gerçekten tanÁĤmasÁna yolaçtÁ. ĂĤte Genova’nÁn bize verdiù ideùerli hediye budur.”