163

Page 1

GELECEøiN SOSYALiST TOPLUMU

IMF bütçesi: Yoksulluk, açlÁk ve i sizlik getirecek

Sayı: 163

6 Kasım 2001

John Molyneux

Sayfa:4

Geçen sayÁda yayÁnlamaya baĤladÁùÁmÁz John Molyneux’nun “Geleceùin Sosyalist Toplumu” adlÁ makalesinin ikinci bölümünü Sayfa 0’da bulubilirsiniz

SavaĤ karĤÁtlarÁ kazanacaktÁr Devrimci Sosyalist ĂĤçi Partisi Genel BaĤkanÁ Doùan Tarkan savaĤ üzerine sorduùumuz sorularÁ cevapladÁ

Sayfa:9

500.000 TL

sizli i, yoksullu u durdurmak için

IMF’YE HAYIR! SAVAûA SON!


6 KasÁm 200

2

Sesini yükselt:

ABD’nin sava Ána hayÁr! Kahraman Türk medyas× savaüta!

AMERúKA’NIN Afganistan savaü× bütün h×z×yla sürüyor. ABD uçaklar× hergün Afganistan’× bombal×yor. ABD’nin kulland×ù× sözüm ona “ak×ll×” bombalar ile say×s×z sivil hedef vuruldu. Hastaneler, ihtiyarlar evi ve K×z×lay ABD taraf×ndan vurulan hedefler aras×nda. ABD’nin Afganistan’daki müttefiki Kuzey úttifak×’na göre ABD uçaklar×n×n att×ù× her üç bombadan sadece biri hedefine isabet etmektedir. Amerikan bombalar× ×skalad×kça dünya halklar×n×n, emekçilerin ABD’nin savaü×na

karü× muhalefeti de yayg×nlaümakta. Bu arada ABD Taliban’×n yerine kimi geçireceùini de bilmiyor. Ortada bir çok alternatif var. Hepsi soygunculardan, eroin kaçakç×lar×ndan ve döneklerden oluüan Kuzey úttifak×’n× oluüturan örgütlerin birliùini saùlamak pek mümkün görünmüyor. Öte yandan, bir çok askeri gözlemci ABD’nin veya onun desteùinde Kuzey úttifak×’n×n Taliban güçlerini yenmesini de pek mümkün görmüyor. Dünyan×n dört bir yan×ndan gençler Taliban ile birlikte savaümaya giderken ABD Kuzey úttifak×

liderlerini ve eski Afgan Kral×’n× Türkiye’de buluüturmaya çal×ü×yor. Ne var ki Kuzey úttifak×’n×n her biri soyguna, tecavüze, rüüvete al×üm×ü liderliklerini bir politikan×n peüinde toplamak ve istikrarl× yeni bir hüümet oluüturmak mümkün görünmüyor. Bu durumda Amerika’n×n Afganistan savaü×n×n geliüimi nas×l olursa olsun sonuçta bölgede büyük bir istikrars×zl×ù×n kalacaù× aç×k. Zaten daha önce de Taliban’×n h×zla Pakistan’dan gelerek bütün ülkeye hakim olmas× ayn× koüullarda gerçekleümiüti.

Eylül'den beri sava kÁ kÁrtÁcÁlÁ Á yapan Türk medyasÁ sonunda muradÁna erdi! Önce bütün basÁn ABD Savunma BakanÁ Rumsfeld'in Sava Án Komuta merkezinin Türkiye'ye kaydÁrÁlmasÁnÁ ’’ istedi ini" açÁklamasÁnÁn üzerine atladÁ. Hepsi bu olumlu(!) haberden dolayÁ o kadar heyecanlanmÁ tÁ ki, açÁklamayÁ do rulatma gere i bile duymadÁlar. 'Sava Án merkezi Türkiye' fikri çöktükten sonra bile, Milliyet gazetesi direniyordu, üstelik yer bile gösteriyorlardÁ:'Eski ehir en uygunu'(25 Eylül).

Asker gönderme Hükümetin aldÁùÁ, Afganistan'a 90 kiĤilik bir birlik gönderme kararÁndan sonra, USA Today haberi "Türk hükümeti çok zor bir karar aldÁ, çünkü ülkede halkÁn çoùunluùu Türk askerlerinin Afganistan'a gönderilmesine karĤÁ…" diye verdi. Amerika'daki bir gazete bile Türk halkÁnÁn savaĤa karĤÁ olduùunu bilerek yorum yaparken, Türkiye'deki büyük gazeteler bunu hiç umursamÁyorlar. Yurt içinde ya da dÁĤÁndaki savaĤ karĤÁtÁ gösteriler ufak da olsa haber olamÁyor. Bir yandan da savaĤ konusunda anket yapmayÁ sürdürüyorlar. Ve bu anketlerin hepsinde, halkÁn ezici bir çoùunlukla, savaĤ istemediùi sonucu çÁkÁyor. SavaĤ karĤÁtlÁùÁ bir yana, neredeyse bütün köĤe yazarlarÁ, kararÁ alkÁĤlÁyor. Milliyet yazarÁ Güneri Civao lu savaĤ konusunda, halkÁn 'romantik eùilimlerinin' bir öneminin olmadÁùÁnÁ, karar verirken Türkiye'nin stratejik çÁkarlarÁnÁ düĤünmek gerektiùini söylüyordu. Asker gönderme kararÁndan sonra gördük ki, köĤe yazarlarÁnÁn hepsi böyle düĤünüyormuĤ! Solcu düĤmanÁ, 'derin' gazeteci Ertu rul Özkök ise yine döktürdü “Merak etmeyin, orasÁ öyle Vietnam falan da olmaz... Güle güle gidin kahraman çocuklarÁmÁz'” (2 KasÁm). Daha baĤbakan; 'orada ne yapacaklarÁ belli deùil' gibi laflarla kÁvÁrmaya çalÁĤÁrken, bu ne acele! Üstelik aynÁ grubun bir baĤka gazetesi, iki gün önce baĤbakanÁn ipini çekmeye kalkÁĤmÁĤken, Ertu rul Özkök ' Eylül'den beri beklediùim 'devlet adamÁ' dün geri döndü. Yani 970'li yÁllardan beri tanÁdÁùÁm, kararlÁ, cesur siyasetçi. BaĤbakan Bülent Ecevit' diyor. Bu savaĤ teĤneliùi ekonomi sayfalarÁna bile sinmiĤ; 'Asker gidiyor, dolar düĤüyor' (Hürriyet, 2 KasÁm). NasÁl bir baùlantÁ kurulduùunu anlamak güç! Herhalde 'kahraman Türk ordusu' Ĥimdi de döviz piyasalarÁnÁ rayÁna oturtacak...

Sol ve medya

Sadece son bir haftada gazetelerde çÁkan, Erdal Ănönü'ye iliĤkin yolsuzluk haberi, Radikal gazetesinin 'Ecevit gitsin, Özkan gelsin' manĤeti, asker gönderme kararÁnÁn 'Görevimiz Tehlike' manĤetiyle müjdelenmesi... bunlarÁn her biri için sayfalarca yazÁ yazmak mümkün. Burada 'basÁn etiùine' iliĤkin bir tartÁĤma yapmak gibi bir derdimiz de yok. Ama çok net görülüyor ki medyanÁn gözü, sola her zamankinden daha kapalÁ. Bir zamanlar medyanÁn önemini abartan, medyaya 'uslu çocuk' profili vermeye çalÁĤan solcular da, artÁk kendilerine buradan ekmek çÁkmayacaùÁnÁ fark etmiĤlerdir sanÁrÁm. Uzunca bir süredir ekranlarda sÁk gördüùüm tek solcu Do u Perinçek! Onunla rekabet etme ĤansÁmÁz da pek yok gibi. Herhalde 28 ģubat'tan beri evini Show TV yakÁnlarÁna taĤÁdÁ. Bize de bildiùimiz yollar kalÁyor. Az sayÁda ve elden satÁlan gazete ve dergiler, açÁk toplantÁlar vs... Bazen en kÁsa yol, bildiùin yoldur.

Bülent Güner

Bütün dünyada, savaü karü×t× gösteriler h×zla yay×l×yor

Halk savaĤa hayÁr diyor!

Hükümet aldÁrmÁyor! ABD istedi ve DSP-MHP-ANAP hükümeti Afganistan’a asker gönderme karar×n× ald×. Bu sat×rlar yaz×l×rken gazetelere göre 90 Türk askeri ABD’nin yan× s×ra Afgan halk×na karü× savaümak üzere Afganistan’a gidiyor. Gazeteler bu ilk birliùin eùitim amaçl× olacaù×n× ifade etmelerine raùmen Ecevit “gerekirse ön safta savaü×r×z” diyor. Belli ki Türk askerleri ön cephede koç baü× olarak savaüa kat×lacaklar. ABD elinden geldiùince kendi askerlerini savaü d×ü×nda tutmak istiyor ve Amerikan askerlerinin yerine Türk askerlerini kullan×yor. Türk askerlerinin Afganistan’da savaümas×n×n bir baüka anlam× daha var: Türk askerleri Afganl×lar gibi Müslüman. ABD bundan da yararlanmak istiyor. Dünya bas×n×nda Türkiye’nin Müslüman bir ülke olarak savaüa kat×lmas× çokça tart×ü×l×yor ve ABD için yararlar× vurgulan×yor. Türkiye’de ise hükümet savaüa asker göndererek, ekonomik ç×kar saùlayacaù×n× düüünüyor. Yani kan karü×l×ù× IMF’den kredi al×nacak.

Ne var ki koyup 5 almak isteyenler her zaman olduùu gibi yan×l×yorlar. Efendiler kolay kolay pastay× kimse ile paylaümazlar. Bugünkü savaü×n as×l yönü dünya hegemonyas×d×r. Türkiye, dünya hegemonyas× söz konusu olunca pastadan pay almas× mümkün olmayan bir ülkedir. 950’de Türk askerleri benzer hayaller ile Kore’ye gitmiülerdi. Binlerce ölü verilerek geri dönüldü. Bugün Afganistan’a yollanan

Türk askerlerini de büyük olas×l×kla benzer bir gelecek beklemektedir. Büyük olas×l×kla çok say×da asker niye öldüùünü bilmeden Afganistan’dan geriye tabutlar içinde gelecektir. Savaüa karü× tutum bugün art×k Türk askerlerinin fiilen savaüa kat×lmas× ile bizim için baüka bir anlama da sahip. Savaüa karü× ç×karken askerlerin geri çekilmesi öne sürülmesi gereken bir talep.


6 KasÁm 200

3

diyor ki... Öfke sokaùa taĤÁyor

Kazanana kadar mücadeleye! H

alklar×n aptal olduùunu anlatmak ve mevcut yönetimleri aklamak için s×k s×k kullan×lan "her halk lay×k olduùu hükümetlerce yönetilir" sözü, bayaù× bir burjuva görüüüdür. Bayaù×d×r, çünkü halklar×n bir kaç y×l içinde seçtikleri hükümetleri y×kt×klar× çok s×k görülmekte. Yine oldukça bayaù× olan bir baüka görüü de, "alternatifsizlik" teraneleridir. Bu da, aklanacak bir yan× art×k kalmam×ü olsa da iübaü×ndaki hükümetlere mahkum olduùumuzu, yeni bir seçim dönemine kadar sab×rla beklememiz gerektiùini anlatt×ù× için bayaù×d×r. 57. Hükümetin sözcüleri koalisyon kurulduùu günden bu yana hep alternatifsiz olduklar×n× söylediler. Bu iddia asl×nda tam itiraft×r. Yönetemediklerinin, seçimden önce binbir vaatler vererek oy istedikleri emekçilerin hiçbir talebini karü×lamad×klar×n×n itiraf×d×r. Hükümet her s×k×üt×ù×nda, koalisyon ortaklar× birbiriyle her dalaüt×klar×nda ya medyadan ya da hükümetten bir ses ç×kmakta ve alternatifin olmad×ù×n× söylemekte. Ama "Alternatifimiz yok" aç×klamas× hiç de masum deùil. Mezarda emekli olacaks×n×z, çünkü alternatifimiz yok! Yalanlar×m×za inan×p uzun vadeli ekonomik plan yapacak ve bir gecede yüzde 00 yoksullaüacaks×n×z, çünkü alternatifimiz yok! Sahte sendika yasas×na boyun eùeceksiniz, eùmezseniz gaz bombas×na katlanacaks×n×z, alternatifimiz yok! Yoksulluk içinde debeleneceksiniz, alternatifimiz yok! Zamlara ses ç×kartmayacak,

Ulucanlar katliam×na, F tipi katliam×na, eùitimin paral× hale gelmesine, kitlesel iüsizliùe, ABD'nin savaü×na Türkiye'nin destek vermesine ve savaüa asker gönderilmesine sessiz kalacaks×n×z, çünkü alternatifimiz yok! 7 Aùustos depreminin cinayete dönüümesine, devletin her kat×n× saran yolsuzluklara, hortumculara ve günde dolar×n alt×nda yaüamaya katlanacaks×n×z, çünkü alternatif yok!

Da ÁnÁklar ve lar

korkuyor-

Alternatif yok iddias×, bir korkunun da ifadesi. C×l×z, daù×n×k ve her düzeyde parçalanm×ü olan hükümet, ne kadar güçsüz olduùunu biliyor. Arka arkaya gelecek kitle hareketlerinin koalisyon içinde çeliükileri süratle derinleütireceùinin ve ayakta durma üans×na sahip olmad×ù×n×n kuükusuz fark×nda. Üç hükümet partisi, Kemal Derviü ve cumhurbaükan× aras×nda bitmek bilmez didiümeler ve s×k s×k hükümetin daù×lma noktas×na gelmesi bu zay×fl×ù×n göstergeleri. Anlaüabildikleri tek bir ad×m yok. Ekonominin ve yönetimin ucunu tutam×yorlar. Devrilmekten ölesiye korktuklar× için de, "Alternatifimiz yok" yalan×na s×ù×n×yorlar.

BaskÁ zayÁflÁ Án göstergesi Hükümetin toplumsal desteùi çok zay×f. Milyonlarca emekçi, hükümetin her ad×m×n×n karü×s×nda. Bu karü×tl×k, kararl× ve birleüik bir önderlikle örgütlendiùinde, sokaùa, eyleme ç×k×ld×ù×nda hükümetin dayanma gücü yok.

Toplumsal temelinin erimesini, bask×yla, kaba kuvvetle kapamaya çal×ü×yor. Polis terörü, en küçük bas×n aç×klamas×na bile tahammülsüzlük, okullarda öùrenci standlar×na kol ve bacak k×racak kadar sert müdahalelerde bulunmas×, zay×fl×ù×n×n ve korkusunun kan×t×. Savaü karü×t× gösterilere, bas×n aç×klamalar×na izin vermemesinin nedeni de ayn×.

Alternatif var! Mücadele Hükümet, halka hiç ald×rmadan IMF politikalar×n× ad×m ad×m yaüama geçiriyor. Tüm kamuoyu anketleri halk×n yüzde 80'inin karü× olduùunu ortaya sermesine raùmen, savaüa destek

veriyor, Afganistan'a asker yolluyor. Hükümet sadece IMF'nin deùil, ABD'nin de uüaù× olduùunu, halkla mesafesini art×rarak kan×tlamaktan baüka iü yapm×yor. Bütün burjuva hükümetleri ve meclisleri halkla mesafelidir ama 57. hükümet ve mevcut meclisin, halka sald×r× ve yeniden sald×r×dan baüka att×ù× bir ad×m yok. Türkiye en derin ekonomik krizi yaüarken, halk, tarihinin en derin yoksulluùunu, iüsizliùini yaü×yor. Ecevit, Bahçeli ve Y×lmaz, IMF ve Bush'un emir eri gibi davran×yorlar. Art×k hiçbir meüruluklar× kalmad×. Her bir araya gelen 0 kiüinin dokuzu homurtular içinde

hükümete küfür ediyor. Toplumun derinlerinden gelen korkunç bir öfke IMF uüaù× hükümeti hedeflemiü durumda. Doùru! Bu hükümetin bu mecliste bir alternatifi yok. Ama meclisin d×ü×nda, öfkeli kitlelerin mücadelesi, sendikalar, mücadelede birliùini saùlam×ü sol, kendi alternatifini yaratacak. Bizim alternatifimiz mücadele. Önümüzde, sert bir mücadele dönemi bekliyor. DúSK ve KESK ilk ad×m× at×yorlar. Gerisi gelecek. Aral×k'ta tüm kitle örgütlerinin büyük yürüyüü hedefi var. Genel grevin sözü edilmeye baüland×. úüte, bu hükümetin alternatifi. úüte bizim alternatifimiz:Genel grev, genel direniü!

Enternasyonal Sosyalizm z TarÁk Ali ile röportaj z Küresel kriz ve savaĤ z Ămparatorluk üzerine

Küreselleümenin askeri yüzü

Savaüa Hay×r!

Ăki aylÁk politik dergi z Sosyalist iĤçi satÁcÁlarÁndan edinebilirsiniz z02 6 4 8 53 40


6 KasÁm 200

4

Susurluk’un yÁldönümünde

IMF bütçesi:

Çetecilere kÁyak!

Yoksulluk, açlÁk ve i sizlik getirecek 00 y×l× bütçesi netleüti. Hükümet partilerinden milletvekillerinin bile eleütirdiùi bütçe, krizin bütün yükünü iüçilere ve ezilenlere yüklemeyi hedefliyor.

2

Borç yükü emekçilerin sÁrtÁnda Devlet Bakan× Karakoyunlu, 2002 y×l× bütçesinin 98. katrilyon liradan baùland×ù×n×, bütçe aç×ù×n×n 27 katrilyon lira olacaù×n× aç×klad×. Bütçenin 42 trilyona yak×n k×sm× faiz ödemelerine ayr×ld×. Böylece, bütçenin yüzde 52,2'si faize gidecek. Faiz, devletin iç ve d×ü büyük sermaye gruplar×ndan ald×ù× borca karü×l×k düüen miktar. Peki devlet bu borçlar× nas×l ödüyor? Devlet Bakan× Karakoyunlu, bütçenin 7 katrilyon lira gelire sahip olduùunu söylüyor. Gelirlerin içinde en önemli kalemi 57 katrilyon lirayla vergi gelirleri tutuyor. Vergi gelirlerinin yüzde 95'i ise iüçilerin bordrosundan kesilen ve tüketim mallar×ndan al×nan dolayl× vergilerden oluüuyor. Özetle, bütçenin gelirler kaleminin yüzde 80'i, iüçilerden, emekçilerden kesilen vergilerle saùlan×yor. Devlet, büyük sermayeden ald×ù× borçlar×, iüçilerden ald×ù× paralarla ödüyor ve yeni borçlanmalar için iüçilerden yeni vergiler al×yor.

E itim ve sa lÁk çökertiliyor Maliye Bakanl×ù× verilerinden yap×lan hesaplamaya göre, bütçelerin bir faiz bütçesine dönüümesiyle birlikte, saùl×k, eùitim, yol, su, elektrik ve diùer altyap× yat×r×mlar×na ayr×lan paralar h×zla gerilemeye baülad×. 950'de milyar 90 .9 milyon lira büyüklüùe sahip konsolide bütçenin beüte 'i, iç ve d×ü borç anapara geri ödemeleri ile faize gidiyordu. Bu oran, 924- 950 döneminde de benzer seviyelerde seyretti. Borç ödemeleri ile faizin yükü sonraki y×llarda giderek art×nca, bu defa önce iç ve d×ü borçlar×n ana para ödemeleri bütçe d×ü×na ç×kar×ld×. Ancak bu da aù×r faturay× ortadan kald×ramad×. 975 y×l×nda yüzde 2 olan faiz ödemelerinin bütçe içindeki pay×, 985'de yüzde 9.2'ye, 990'da 20.3'e, 995'de 3 .9'a, 2000 y×l×nda 42.7'ye yükseldi. Bu y×l da, yaklaü×k 98. katrilyon liral×k bütçenin 4 katrilyon 268 trilyon liras×n×n iç ve d×ü borç faizlerine gideceùi belirlendi. Böylece, faizin bütçe içindeki yükü yüzde 52.2'ye ulaüt×.

5 günde neler oldu? Kendi

topraklarÁnÁ satÁn aldÁlar

Britanya'da "TanrÁ'nÁn adasÁ"olarak bilinen Gigha'da yaĤayan 09 kiĤi yÁllardÁr üzerinde yaĤadÁklarÁ topraklarÁ milyarder eski sahibinden satÁn almak zorunda kaldÁ. Ada üzerinde zaten kendi topraklarÁnda yaĤayan yoksul topluluk, adanÁn satÁĤa çÁkarÁlmasÁ üzerine, piyango düzenleyerek ve yardÁm kuruluĤlarÁna baĤvurarak 8.8 trilyon lira karĤÁlÁùÁnda "TanrÁ'nÁn AdasÁ"nÁ satÁn aldÁ. Grönland

eriyor

Grönland adasÁndaki buzul tabakasÁnÁn daha önce hiç erimeyen 'takke' kÁsmÁnÁn da erimekte olduùu belirlendi. Nature dergisine göre, küresel ÁsÁnma nedeniyle Grönland'Án kuzeybatÁ 'takke'sinin yÁlda 42 cm inceldiùi saptandÁ. Bunun giderek yük-

Devletin ald×ù× borçlar iüçilerin saùl×ù×, eùitimi ve yeni iü olanaklar× için kullan×lm×yor, bankalar×n içini boüaltanlara, ihale çetelerine ve ûubat krizinde bir gecede katrilyon kazand×ù× iddia edilen Sabanc× gibilerin cebine gidiyor.

Bütçe: HÁrsÁzlÁ Án yeni adÁ Bir dilim baklava çalan çocuklar×n y×llarca hapis yatt×ù×n× düüünürsek, bu bütçeyi haz×rlayanlar×n milyonlarca y×l hapis yatmas× gerekir.

Hükümet istifa! Bütçeyle birlikte, kamu personelinin yüzde 30'unun iüten ç×kart×lmas×, vergilerin yüzde 70 art×r×lmas×, KúT ürünlerinin fiyatlar×n×n t×rmand×r×lmas× hedefleniyor. úüçiler, sadece karü×l×ù×nda hiçbir kazanç elde edemedikleri borçlar× ödemekle kalm×yorlar. Bu borçlar×n ödenmesinin iüçilere maliyeti, iüsizlik, zam ve eùitimsizlik oluyor. Nüfusun yüzde 5'inin günde dolardan az bir gelirle yaüamak zorunda kald×ù× Türkiye'de yeni bütçe, emekçilerin ölüme itilmesi demek. Bu hükümet, rüyas×nda bile iüçileri görmeyen, az×l× bir IMF uüaù×d×r. IMF'den alacaù× ve yine büyük para babalar×na aktaracaù× 3 milyar dolar için soygun ve sefalet bütçesini ç×kartan IMF uüaklar× art×k baü×m×zdan defolmal×d×rlar!

Sava a ve i kenceye yatÁrÁm

Susurluk kazasÁnÁn üzerinden 5 yÁl geçti. Bu kazayla ba lantÁlÁ devletmafya - çete ili kileri ile ilgili davalardan yargÁlananlarÁn ço u beraat, zaman a ÁmÁ, af gibi nedenlerle bir bir aklandÁ. SilahlÁ çete kurmak suçundan yargÁlanan ve aralarÁnda Özel Harp Dairesi BaĤkan vekili ve polislerin bulunduùu 4 sanÁklÁ davada sadece hüküm verildi. YargÁtay eksik soruĤturma gerekçesiyle sanÁklar hakkÁnda verilen hükmü bozmasÁnÁn ardÁndan YargÁtay Cumhuriyet BaĤsavcÁsÁ bu karara itiraz etti. Susurluk, devlet içindeki kontrgerillayÁ ve bu örgütlenmenin bulaĤtÁùÁ kirli iĤleri üstü örtülemeyecek bir Ĥekilde su yüzüne çÁkardÁ. Bu pisliùin doùurduùu öfke Türkiye'de o zamana kadar yapÁlan en yÁùÁnsal eylemin gerçekleĤmesine neden oldu. BasÁn açÁklamalarÁ, gösteri ve mitinglerin ardÁndan 2-3 ay boyunca hergün süren ÁĤÁk kapama eylemi 2 milyon insanÁn katÁldÁùÁ en kitlesel eylem oldu. Bu eylemlerin baskÁsÁ sonucunda ĂçiĤleri BakanÁ olarak görev yapan Aùar istifa etmek zorunda kalÁrken çetede adÁ geçen polisler yargÁlanmaya baĤladÁ. Ülkücü faĤistlerin bir yandan çek-senet iĤleri ve uyuĤturucu ticareti yaparak diùer yandan aydÁn, sendikacÁ, gazeteci ve solcularÁ

katlettiklerine iliĤkin bilgiler kamuoyunda tartÁĤÁlÁr hale geldi. KÁzÁlay'a çÁkan her kitlesel protesto gösterisinin ana sloganÁ çetelerden hesabÁn sorulmasÁydÁ. Bu eylemlerin doruùunda gerçekleĤen 28 ģubat muhtÁrasÁ bir anda bambaĤka bir havanÁn esmesine neden oldu. Sincan'dan geçen tanklar aynÁ zamanda muhalefete karĤÁ egemenlerin cevabÁnÁ anlatmaktaydÁ. Muhalefet 28 ģubat'la birlikte önce laik ĤeriatçÁ olarak bölündü daha sonra geri çekildi. Çetecilerin resmi evraklarÁnda imzasÁ bulunan ve 000 operasyon yaptÁk diyen Aùar dokunulmazlÁk zÁrhÁna büründü. Sedat Bucak önce hafÁza kaybÁna uùradÁ ve dokunulmazlÁk zÁrhÁndan yararlanarak yargÁlama dÁĤÁnda kaldÁ. Meclis 3 yÁldÁr bu iki ismin yargÁlanabilmesi için gerekli izni vermiyor. Aùar, YargÁtay'Án bozma kararÁndan sonra bu kararÁ eleĤtiren basÁnÁ tehdit etmekte gecikmedi. “ArkadaĤlarÁ tutmakta zorluk çektim” diyerek aynÁ çetenin mensubu olarak çetecilerin ruh halini gayet iyi yansÁtÁyor. Çetecilerden hesap sorulmadÁkça iĤ baĤÁnda olacaklar üstelik hesap sorulmadÁùÁ için meĤruluklarÁ ve kendilerine güvenleri artacak. Susurluk' un hesabÁnÁ bugün savaĤa ve IMF bütçesine karĤÁ verilen mücadele içerisinde sorabiliriz.

Bütçe içinde baübakanl×ù×n pay× 655 trilyon lira. Baübakanl×k bütçesinden ise en büyük pay× MúT al×yor: 73 trilyon lira. Hükümet, daha fazla fakirlik dayatt×ù× emekçileri fiülemek, izletmek ve iükenceden geçirmek için bu y×l 73 trilyon lira harcayacak. 00 milyar liral×k simgesel bütçeye sahip olan örtülü ödeneùin ise devasa rakamlara ulaüt×ù×n× biliyoruz. Sadece MGK sekreterliùine 22 trilyon 276 milyar lira bütçe ayr×ld×ù×n× da eklersek hükümetin halka sadece cop ve iükence hizmeti yapmaya haz×rland×ù× daha da netleüiyor. Üstelik, ordu, bütçeden kriz s×ras×nda gündeme gelen savunma tedbirlerinin kald×r×lmas×n× ve F- 6 uçaklar× ve tank al×m×na öncelik verilmesini istedi! Savaü ve iükence bütçesine hay×r!

Kapitalizmin suç dosyas× selen deniz seviyesini ne derece etkileyeceùi araĤtÁrÁlÁyor. Nehir

nasÁl kurutulur?

Kiraz DaùlarÁ'ndan doùan ve Ege'de hayat kaynaùÁ olan (bir zamanlar) Küçük Menderes nehri kurudu ve kum ve ot yÁùÁnÁna dönüĤtü. Kentsel atÁklar ve sanayi tesislerinin yarattÁùÁ kirlilik nedeniyle, bir zamanlar yöre halkÁnÁn balÁk tuttuùu nehir Ĥimdi yokolmanÁn eĤiùinde. YaklaĤÁk 6 bin kuyu pompasÁnÁn bulunduùu K. Menderes havzasÁnda yeraltÁ su kaynaklarÁ da aynÁ durumda. Çiftçiler su yokluùu nedeniyle büyük sorunlar yaĤÁyor. Üreticilerin sorunlarÁnÁn çözümünü BeydaùÁ barajÁnÁn tamamlanmasÁnda gören ÖdemiĤ Ziraat OdasÁ BaĤkanÁ yollanan komik ödeneklerle bu barajÁn ancak 80-90

yÁlda biteceùini söylüyor. Birinci

Cep Sava larÁ

Cep telefonlarÁnÁn, askeri uçaklar ve playstationlarÁn elektronik aksamÁnÁn yapÁmÁnda 'koltan' adlÁ bir maden kullanÁlÁyor. Ve koltan rezervlerinin %80'i Afrika'da, bunlarÁn %80'i de Kongo'da bulunuyor. Tabii bu da Ĥirketlerin iĤtahÁnÁ kabartÁyor. Daha önce Belçika sömürgesiyken, sonra da 30 yÁllÁk Mobutu diktatörlüùü sÁrasÁnda zengin maden yataklarÁ yaùmalanan Kongo'da Ĥimdi de yeni bir yaùma devri sürüyor. BM'in hazÁrladÁùÁ rapora göre Uganda ve Ruanda arasÁndaki savaĤ hem bu maden için, hem de bu madenin getirdiùi finans sayesinde sürüyor. SavaĤta ele geçirilen Hutu esirler zorla

madenlerde çalÁĤtÁrÁlÁyor. Buralarda savaĤ dÁĤÁndaki en önemli ölüm nedeni, geliĤmiĤ ülkelerde ciddiye bile alÁnmayan kolera ve dizanteri. Madeni çÁkaranlar arasÁnda Ruanda ordusu komutanÁ Kabarebe gibi isimler bulunuyor. Kabarebe hem kendi askerlerini, hem de mahkumlarÁ bu madenlerde çalÁĤtÁrÁyor. Sivil bir hissedar ise 'koltan kraliçesi'olarak tanÁnan bir Azize ! Bu kutsal Ĥahsiyetin bir de paravan sigara fabrikasÁ var. 'Cep SavaĤlarÁ' yalnÁzca onbinlerce insanÁn savaĤtan ve hastalÁklardan ölmesiyle kalmÁyor, doùal yaĤamÁ da tehdit ediyor. Madencilerin aç karÁnlarÁnÁ doyurmak için ülkedeki binlerce fil ve goril öldürülüyor. Örneùin Kahuzi-Biega milli parkÁndaki 350 filden geriye sadece 2 fil kalmÁĤ.


6 KasÁm 200

5

BarÁĤÁn sesi güçleniyor! DÜNYACA ÜNLÜ Gallup araüt×rma kurumunun Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinde yapt×ù× bir araüt×rmaya göre, araüt×rma kapsam×ndaki 35 ülkeden 32’sinde savaü karü×tlar× savaü yandaülar×ndan daha çok. Savaü yandaülar×n×n savaü karü×tlar×ndan daha çok olduùu ülkeler ise ABD, úsrail ve Hindistan. Bu ülkelerde de savaü karü×tlar× Eylül’e göre diùer ülkelerde olduùu gibi h×zla azal×yor. Avrupa Birliùi ve NATO ülkelerinde savaü karü×tl×ù× %67 ile 88 aras×nda, Latin Amerika ülkelerinde ise savaüa karü× ç×kanlar ülkeden ülkeye %83 ile %94 aras×nda deùiüiyor. Doùu Avrupa’da Bosna, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, H×rvatistan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya ve Ukrayna’da yap×lan araüt×rmaya göre ise savaütan yana olanlar

%8 ile %22 aras×nda deùiüirken nüfusun büyük çoùunluùu savaüa karü× ç×k×yor. Bir k×sm× NATO’ya da üye olan bu ülkelerde NATO savaüa girerse kendi ülkelerinin asker göndermesini nas×l karü×lad×klar× sorulduùunda nüfusun çoùunluk böyle bir giriüime karü×. Amerika’n×n Afganistan Savaü×’n×n bir dünya krizine yol aç×p açmayacaù× sorulduùunda ise 45 ülkenin 25’inde çoùunluk evet derken baüta ABD ve bir k×s×m Bat× Avrupa ülkeleri olmak üzere 20 ülkede “hay×r, krize yol açmaz” diyenler çoùunluk. Ancak Gallup’a göre bu konuda da çoùunluk giderek “krize yol açar” diyenlerden yana kaymaktad×r. Gallup’un araüt×rmas× çok aç×k ve net bir biçimde dünya halklar×n×n ezici bir çoùunluùunun savaüa karü× olduùunu göstermenin yan× s×ra dünya halklar×n×nn büyük çoùunluùu-

nun kendi ülkelerinin bu savaüa kat×lmas×n× istemediklerini de göstermektedir. Ayr×ca araüt×rmaya göre dünya krizi beklentisi dünya halklar× aras×nda giderek artmaktad×r. Zaten, beklentinin kendisi bile krize büyük bir davetiyedir. Dünyan×n yoksul ülkelerinin ezici büyük çoùunluùu Gallup araüt×rmas×n×n s×n×rlar× d×ü×nda. Aç×k ki bu ülkelerde savaü karü×tl×ù×, Türkiye’de ya da Pakistan’da olduùu gibi çok yüksek.Sadece egemen s×n×flar, küresel sermaye savaütan yana. Bu küçücük az×nl×ù×n savaü× büyük çoùunluùa raùmen sürdürmesi mümkün deùil. Savaüa karü× olanlar×n y×ù×nsal mücadelesi ergeç bu savaü×n bitmesini saùlayacakt×r. úüte o gün küresel sermayenin dünya çap×ndaki egemenliùi, ABD’nin hegemonyas× da ciddi ölçüde sars×lacakt×r.

ABD Ordusu, hegomonya ve silah tekellerinin ç×kar× içinAfganistan’da çocuklar× katlediyor

Kore savaĤÁ

Emperyalistlerin hizmetinde ilk büyük adÁm DAHA ZúYADE solcular×n okuduùu Radikal gazetesi son zamanlarda tetikçi bir rol üstlenmiü durumda. Zaman zaman savaü× teühir eden yaz×lar×n yan× s×ra daha aù×rl×kl× olarak savaü× hakl× göstermeye çal×üan Radikal’in Ankara Temsilcisi Murat Yetkin gazetenin bu tutumunun en baüta gelen yazar× durumunda. Murat Yetkin Ecevit’e soruyor, “Afganistan’a asker gönderme karar× Cumhuriyet tarihinde baüka hangi olayla karü×laüt×r×labilir?” ve Ecevit cevap veriyor: “Kore, NATO ve K×br×s.” Bu soru ve cevab× aktaran Yetkin, Kore savaü×n×n nas×l

Türkiye’yi “bat×l×” yapt×ù×n× anlat×yor. Türkiye NATO’ya üyelik için baüvuruyor ama kabul edilmiyor. Sonunda Menderes Hükümeti Kore’ye asker gönderiyor. Türk birliùi bir çok kay×p veriyor ama Kunuri adl× bölgede 72 kay×p veriyor. Kore’de savaüanlar ne için, kimle beraber, kime karü× savaüt×klar×n× bile anlamadan öldüler. Ama Yetkin ve Ecevit’e göre Türkiye bu sayede NATO’ya girdi. Bilindiùi gibi NATO Bat× kapitalizminin Doùu Bloku’na karü× sald×r× örgütüydü. Türkiye d×ü×ndaki üyeleri zengin ülkelerdir.

Türkiye bu ittifak içinde en büyük ordulardan birisini beslemiütir. NATO stratejilerine göre ise Türkiye Doùu Bloku ile giriüilecek bir savaüta terk edilecek bir bölgedir. Yani Bat× Türkiye’yi bu ittifak içinde sadece kendisini korumak için feda edilecek güç olarak görmüütür. Bugün de Afganistan’a giden Türk birliùinin görevi ayn×d×r. Emperyalizmin, ABD’nin ç×karlar× doùrultusunda bir dünyan×n üekillenmesine Amerikan ve úngiliz askerleri ile birlikte katk×da bulunmak. Üstelik, Türkiye bu hizmetinin karü×l×ù×nda sadece avucunu yalayacakt×r.

Anti kapitalist hareket barÁĤ için sokakta

Bu sava Á durdurabiliriz BD EGEMEN SINIFI, Eylül'deki trajediyi kendi hegemonya sava Ána dönü türmek için hiç zaman kaybetmedi. "Ya bizden yana olursunuz ya da onlardan yana" gibi son derece açÁk tehditlerle, dünyanÁn büyük bir bölümünün gönüllügönülsüz deste ini almayÁ (veya sesini kÁsmayÁ) ba ardÁ. Ama yanÁna alamadÁklarÁ da vardÁ: Sava kar ÁtÁ eylemleri gerçekle tirenler. ABD'nin savaĤ ilan etmesinden hemen sonra, savaĤa karĤÁ gösteriler baĤladÁ. BombalamanÁn hemen ertesinde, ABD'nin yüzlerce kampüsünde, Fransa, Ătalya, Avustralya, Almanya, Ăspanya, Avusturya, Hindistan ve Ărlanda'da bazÁlarÁ binlerle ifade edilen gösteriler yapÁldÁ. Pakistan'da ise gösterilerin ardÁ arkasÁ kesilmiyor, burada egemen sÁnÁf bir devrimden korkuyor. Endonezya'da, BangladeĤ'te, Irak'ta ve diùer Müslüman ülkelerde savaĤ karĤÁtlÁùÁ ifadesini yÁùÁnsal gösterilerde buluyor. Hindistan Komünist Partisi'nden, Budist Japon rahiplerine dek savaĤ karĤÁtlÁùÁ her yerde yaygÁnlaĤÁyor; herkes savaĤa karĤÁ kendi gösterisini yapÁyor. Bu durumu Vietnam SavaĤÁyla karĤÁlaĤtÁrdÁùÁmÁzda, bu hareketin önemini daha iyi anlÁyoruz. Vietnam SavaĤÁ sÁrasÁnda, 965'te dünyanÁn o güne dek görülmüĤ en büyük bombalamasÁnÁ gerçekleĤtiren ABD çok da büyük bir tepkiyle karĤÁlaĤmamÁĤtÁ. Vietnam SavaĤÁna karĤÁ hareketin büyümesi yÁllar almÁĤtÁ. Irak ve SÁrbistan operasyonlarÁ da çok büyük bir muhalefetle karĤÁlaĤmadÁ. Oysa bugün, Eylül'de gerçekleĤen trajediye raùmen, savaĤ karĤÁtlarÁ hemen harekete geçti ve hÁzla büyüyor. Bunu nedeni ise çok basit: 999'dan bu yana mücadele etmekte olan, en son olarak Cenova'ya 350.000 kiĤiyi yÁùmÁĤ olan anti-kapitalist hareketin varlÁùÁ. Anti-kapitalist hareket, Bush'un "SavaĤ karĤÁtÁ olanlarÁn iyi niyetle davrandÁùÁnÁ anlÁyorum ama baĤkalarÁnÁn amaçlarÁna alet oluyorlar" yollu aba altÁndan sopa göstermelerine, Ásrarla hedef gösterilmesine raùmen, kÁsa bir duraksamadan sonra derhal kendisi-

A

ni savaĤ karĤÁtÁ bir hareket olarak örgütlemeye baĤladÁ. Sadece gösteriler yapmakla yetinmiyor, sayÁsÁz toplantÁ yapÁyor ve savaĤÁ teĤhir ediyor. ģu anda sadece bir kaynakta, 30 ayrÁ Ĥehirde planlanan çeĤitli savaĤ-karĤÁtÁ faaliyetlerin haberi veriliyor. Ăngiltere'nin Sheffield Ĥehrinde 992 yÁlÁndan bu yana en büyük gösteri, savaĤa karĤÁ yapÁlÁyor; 8 KasÁm'da savaĤa karĤÁ yapÁlacak büyük bir gösteri için hazÁrlÁk yapÁlÁyor. ICFTU sendikalarÁ, Katar'da yapÁlacak olan DTÖ toplantÁsÁna karĤÁ 9 KasÁm'da yapÁlacak gösteriler için sendikalara çaùrÁ yaparken, savaĤÁ da gündeme alÁyor. ATTAC, Global Exchange gibi örgütler de, bu gösterilerin savaĤ karĤÁtÁ bir nitelik taĤÁyacaùÁnÁ vurguluyorlar. Hareketin fikir öncülerinden George Monbiot, Guardian'daki köĤesinde "Eùer Usame bin Ladin varolmasaydÁ bile, onu icat etmek gerekecekti" diye baĤlayan yazÁsÁnda, ABD'de son dört yÁldÁr, savunma bütçesini arttÁrmak ve silah kÁsÁntÁsÁndan kurtulmak isteyen tüm baĤkanlarÁn Usame bin Ladin adÁnÁ öne sürdüùünü söylüyor. Gericiliùe karĤÁ savaĤ yalanlarÁna inat, Ăngiliz antikapitalistler ABD'nin müttefiki Suudi Arabistan'da kadÁnlarÁn durumunun hiç de daha iyi olmadÁùÁnÁ haykÁrÁyorlar. Tüm bu teĤhirler, bir yandan ABD egemen sÁnÁfÁnÁn meĤruiyet yalanlarÁnÁn altÁnÁ oyarken, bir yandan da sokaùa çÁkan yÁùÁnlara güç veriyor. Son iki yÁlda iki dönüm noktasÁ yaĤandÁ: Birincisi, 30 KasÁm 999'da Seattle'da; ikincisi ise Eylül 200 'de New York'ta. Birincisi, umudun, dünyayÁ deùiĤtirme arzusunun ve yeni bir geleceùin habercisiydi; ikincisi ise, her yönüyle kapitalizmin yarattÁùÁ her türlü dehĤetin göstergesi. ģimdi bu iki dönüm noktasÁnÁn güçleri karĤÁ karĤÁya. Umudun dehĤeti yenmesi, öncelikle kazanmanÁn mümkün olduùunu görmekle mümkün.Korkusuzca ve militanca sokaùa çÁkan yÁùÁnlarla, sadece ABD'nin hegemonya savaĤÁnÁ elinde patlatmak deùil, daha büyük kazanÁmlar elde etmek iĤten bile deùil. Yeter ki, kazanmanÁn olanaklÁ oldu unu görelim. Deniz AYTA


6 KasÁm 2001

6

7

6 KasÁm 2001

Topyekun saldÁrÁya kar Á

SOKA A, EYLEME! K

ESK Genel Sekreteri Sevil Erol, 9 Kas×m eylem program× hakk×nda yapt×ù×m×z sohbette, "Kazanmak zorunday×z" dedi. Evet! Gerçekten kazanmak zorunday×z ve kazanmam×z için bütün koüullar mevcut.

Küresel öfkenin parçasÁyÁz! Seattle'da baülayan anti kapitalist hareket, Eylül'den itibaren, savaüa karü× militan bir hareket biçimini ald×. Çünkü anti kapitalistler, küresel sermayenin ekonomik kurumlar×yla, IMF,

NATO ve Dünya Bankas×yla, küresel sermayenin askeri kurumlar×n×n ABD ordusu ve NATO gibi ayn× madalyonun iki ayr× yüzü olduùunu ve birbirinden ayr×lmayacaù×n× biliyorlar. Bu nedenle, küreselleümeye, sefalete karü× öfke, 9 Kas×m'da ayn× zamanda savaüa karü× bir öfke olarak tüm dünyada sokaùa dökülecek. Dünya Hür Sendikalar Konfederasyonu (ICFTU) 9 Kas×m'× eü zamanl× dünya çap×nda eylem günü ilan etti. Küresel sermayenin askeri

ve ekonomik bas×nc×na doùrudan maruz kalan, IMF, Dünya Bankas× ve DTÖ siyasetleriyle yoksulluùa itilen emekçiler, Türkiye'de de 9 Kas×m'da alanlara ç×kacaklar. DúSK ve KESK 5 Kas×m'da iüsizliùe, yoksulluùa ve savaüa karü× sokaklara ç×k×yor. Küresel öfke, savaü karü×tl×ù×, yoksullukla mücadele isteùi, Türkiye'de de uzun bir aradan sonra alanlara taüacak.

Her eyi altüst edebiliriz! Halk×n yüzde 80'i, 57. Hükümeti meüru görmüyor. úüçi

s×n×f× ve tüm emekçiler, IMF politikalar×na kin duyuyor. Toplumdaki bu öfke, kazanmak için, IMF ve uüaklar×n× püskürtmek için çok uygun bir koüul sunuyor. Egemenlerin korktuùu ve bir çok MGK toplant×s×n×n temel gündemi olan sosyal patlama, 9 Kas×m'da baülayacak hareketin arkas×ndan gelebilir. ûimdiden Emek Platformu, Aral×k gününde dev Ankara mitingi çaùr×s× yapt×. Herüeyi altüst edebiliriz. IMF politikalar×n× çöpe yollayabiliriz. Bu hükümeti yenebiliriz.

Kazanmak için z Egemen s×n×f×n zay×fl×ù×n× kavramal×y×z Bugün kazanmak her zamankinden daha mümkün. Ama kazanmak için önce hükümetin darmadaù×n×k ve c×l×z olduùunu görmemiz gerekiyor. KESK'in çok küçük bir kitle gücüyle sahte sendika yasas×na karü× verdiùi mücadele bile hükümetin içindeki çeliükileri derinleütirdi. Meclis kitlendi. Yönetme becerisi gösteremeyen, ayakta suni teneffüsle duran hükümetin ne kadar zay×f olduùunu bir kere gördüùümüzde ne kadar kolay kazanabileceùimizi de görebiliriz. z Topyekun sald×r×ya birlikte direnmeliyiz. IMF ve uüaklar× topyekun sald×r×yorlar. Bu sald×r×, ancak sald×r×ya maruz kalan tüm ezilenlerin birlikte direniüiyle durdurulabilir. Esnaf, çiftçi, öùrenci ve köylüler, Emek Platformuyla

9

Hükümetin gitmesi için

1.

Hiçbir toplumsal deste i yok. Kamuoyu anketleri, hükümete desteùin yok denecek kadar az olduùunu gösteriyor. 8 ayda sokaùa çÁkan 6 milyon kiĤi "Hükümet Ăstifa" sloganlarÁ attÁ.

2.

Fakirden alÁp, zengine veriyor. Bu hükümet döneminde gerçek ücretler yüzde 100'e yakÁn bir ölçüde eridi. 2000 yÁlÁnda 2896 dolar olan kiĤi baĤÁna düĤen gelir, ģubat kriziyle birlikte 2000 dolarÁn altÁna düĤtü. ĂĤçilerin ücretleri ise, bir kaç yÁl içinde 800 dolardan 250 dolara düĤtü. Tüketim mallarÁna vergiler artÁrÁldÁ, zamlar otomatiùe baùlandÁ. Sadece tüpgaz, bir kaç ay içinde yüzde

400 zamlandÁ.

3.

Mezarda emekli olmamÁzÁ istiyor. "Büyük reform" olarak pazarladÁùÁ yasal düzenlemeyle, emeklilik yaĤÁnÁ kadÁnlarda 60, erkeklerde 65'e yükseltti. Türkiye'de insanlarÁn yaĤam süresi 65'ten daha az.

4.

Grev dü manÁ. Kamu çalÁĤanlarÁnÁn grevli toplusözleĤmeli sendika hakkÁnÁ tanÁmadÁ. Sahte sendika yasasÁnÁ gaz bombalarÁ ve jop kullanarak geçirdi.

5.

IMF u a Á. Hükümet, kendisini seçenlere deùil IMF'ye ve patronlara hizmet ediyor.

6.

ABD'nin u a Á. ABD'nin savaĤÁna Bush'un isteùi üzerine katÁlÁyor. Ezilenlerin hiçbir talebini görmeyen hükümet, ABD'nin yoksul Afganistan'Á yerle bir ettiùi savaĤta Bush'un tek bir iĤaretiyle halkÁn ezici çoùunluùu karĤÁ çÁkmasÁna raùmen Afganistan'a asker yolluyor.

YalancÁ. 1999 yÁlÁnda baĤbakanlÁk genelgesinde döviz kurlarÁnÁn sabit kalacaùÁ vurgulan-

ZayÁf, bölünmü ve çaresizler MF'nin ve Bush'un uüaù× hükümetin hala ayakta durmas×n×n tek nedeni, muhalefetin bölünmüülüùü. Bizim bölünmüülüùümüz olmasa, bu hükümetin tek bir saniye ayakta durmas× mümkün deùil. 57. Hükümetin tarihi, bir yandan iüçi s×n×f×na ve ezilenlere yap×lan en aù×r sald×r×n×n tarihiyken, bir yandan da zay×fl×ù×n, bölünmüülüùün ve güçsüzlüùün tarihidir.

I

Paramparçalar

MHP: Perde arkasÁnda iktidar hazÁrlÁ Á

M

HP'nin bir süredir sesi çok ç×km×yor. Geri planda kal×yor.

Katiller kendini gizliyor Bir süre önce, Devlet Bahçeli, "Tek baü×na iktidar yürüyüüü" baülatt×. MHP'nin bu kendine güveni nereden geliyor? Neden Devlet Bahçeli, savaü×n baülad×ù×, ABD'nin meühur kara harekat× için start verdiùi, Türkiye'nin Afganistan'a asker yollad×ù× bu dönemde susuyor. Bunlar×n tek baü×na iktidar yürüyüüüyle doùrudan ilgisi var. Halk×n yüzde 80'i savaüa karü×yken MHP gümbür gümbür "Savaü hakl×d×r" demiyor. Halk×n yüzde 99'u IMF'ye karü×yken, Devlet Bahçeli IMF'nin

önem ve gereùinden söz etmiyor. 2002 y×l× bütçesi emekçilere sefalet öngörürken faüistler "Çok iyi bir bütçe yapt×k" diye gezinmiyorlar. Bu MHP'nin tüm iktidar ortakl×ù× boyunca izlediùi bir taktik. Daha da ileri giderek, hükümetin att×ù× baz× ad×mlar× eleütirdi. Böylece, Ecevit ve Mesut Y×lmaz h×zla y×pran×rken MHP ve Devlet Bahçeli, çok daha az y×prand×lar.

MHP engellenmelidir Faüist parti geçtiùimiz hafta, kap×lar×n×n aç×k olduùunu duyurdu. Bu duyurunun ard×ndan,

faüist gelenekten gelen ANAP'l× Agah Oktay Güler partisinden istifa etti. ústifas×n× aç×klad×ù× bas×n toplant×s×nda, Ecevit ve Y×lmaz'a verip veriütirirken, MHP ve Devlet Bahçeli ad×n× aùz×na dahi almad×. Bütün sorumluluùunu, "Tek baü×m×za iktidar olamad×ù×m×z için yapmak zorunday×z" argüman×yla savuüturan MHP, eùer koalisyonda olmasayd× ayakta kalamazd×. MHP'yi geriletmek, önce faüist tehdidin boyutunu kavramak, sonra da faüist harekete karü×, IMF'ye karü× verilen mücadelenin içinde aral×ks×z bir MHP teühiri yapmaktan geçer.

KESK Genel Sekreteri Sevil Erol:

neden:

ĂĤçilerin istediùi hiçbir yasal düzenleme gerçekleĤmezken, IMF'nin iĤçi, memur, köylü ve esnafÁn ekmeùinin elinden almayÁ hedefleyen 15 yasasÁnÁ 15 günde ĤipĤak bir uĤaklÁk örneùi göstererek meclisten geçirdi.

7.

davrand×ù×nda, tüm eylemler halk×n kürsüsü haline getirildiùinde, k×sacas× öfke birleüik bir mücadeleye dönüütürüldüùünde hükümeti alaüaù× etmek çocuk oyucaù× haline gelecek. Bu yüzden DúSK ve KESK'in birleüik mücadelesi ve Emek Platformunun birlikte eylem karar×, diùer halk kesimlerini mücadeleye çekme isteùi çok önemli. z Kararl× olmal×y×z. Hükümet, bütün can çekiüen hükümetler gibi, korktuùu için bask×s×n× art×rabilir. Hareketi bölmek için elinden geleni yapmaya çal×üacakt×r. Hükümetin att×ù× ve atacaù× bütün ad×mlar×n çaresizliùinin ürünü olduùunu görmeliyiz. Kararl× olmal×y×z. Hareketin önderliùini her seferinde denetlenemeyecek bir ad×m at×lmamas× gerektiùini söyleyerek geri çekilmeye zorluyorlar. Bu hükümetin alternatifinin olmad×ù× bir diùer tehdit olarak dayat×l×yor. Alternatifin olup olmamas×, emekçileri ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren, ûubat’tan bugüne milyon kiüinin iüsiz kalmas×, gerçek ücretlerin yüzde 00'e yak×n oranda düümesi, yoksulluùun t×rmanmas×. Hiçbir alternatif, bu koüullardan daha kötü olamaz. Hareketin önderliùi, alternatifin kendi mücadelemiz olduùu ve bu mücadeleye sonuna kadar güvenilmesi gerektiùinde netleütiùinde IMF uüaù× hükümet, ait olduùu yere, çöplüùe gönderilmiü olacak.

mÁĤtÁ. 2001 ģubat'Ánda ise IMF'nin isteùi üzerine döviz kuru serbest bÁrakÁldÁ ve hükümetin sözüne güvenerek harcama yapanlar, borçlananlar hemen hemen tüm paralarÁnÁ kaybettiler.

8.

YalancÁ. 19 AralÁk'ta katliam gerçekleĤtirmeden bir gün önce Mecliste, Adalet BakanÁ'nÁn aùzÁndan F Tipi cezaevlerine geçilmeyeceùini söylediler. Bir gün sonra ise onlarca tutsaùÁ yakarak, kurĤunlayarak ve döverek öldürdüler.

9.

Katiller bizi yönetemez. Hükümet ortaùÁ MHP'li 19 milletvekili, 1970'li yÁllarda solcularÁn, aydÁnlarÁn ve iĤçilerin öldürüldüùü cinayetlerden yargÁlandÁlar ve ceza aldÁlar.

‘Kazanmak zorundayız!’ 57. Hükümet, her cephede birden sald×r×yor. ûubat'tan bu yana milyon kiüi iüsiz kald×. Ücretlerimiz yüzde 00 eridi. Bütün kazan×lm×ü haklar×m×z tehdit alt×nda. úkramiyeler, k×dem tazminat×, ek ücretler...Hükümet, tam anlam×yla IMF'nin kap× kulu gibi davran×yor. ûimdi de, "devlet memurlar×n×" iüten atmay× planl×yor. úsmet Berkant, Radikal gazetesinde, 200 y×l× boyunca çektiùimiz s×k×nt×lar×n boüa gitmemesi için, kamuda çal×üanlar×n iüten ç×kart×lmalar×na onay verilmesi gerektiùini yazd×. Bunlar, gerçeùin üstünü örten demagojiler. Krizin sorumlusu emekçiler, iüçiler, kamu çal×üanlar× deùil.

úktidarda biz mi vard×k y×llar boyunca ki krizin sorumlusu biz olal×m. Krizin sorumlusu hükümetler ve IMF'dir. Krizin faturas×n× krizi yaratanlar ödesin. Devleti küçültmek isteyenler, askeri harcamalar× k×sar, savaüa silaha deùil, üretimin canlanmas× için yat×r×m yapar. Bunlar, öfkeyi t×rmand×r×yor. Bütün kamuoyu anketleri, halk×n yüzde 80'inin IMF'ye, ABD'nin Afganistan'× bombalamas×na, Türkiye'nin savaüa asker göndermesine ve bu hükümete karü× olduùunu gösteriyor. Toplumun tüm kesimlerinde, k×zg×nl×k var. 9 Kas×m'da DúSK'le birlikte örgütlediùimiz eylem bu

yüzden çok önemli. ICFTU'nun karar× uyar×nca tüm dünyada emekçiler sokaùa ç×k×yor. Biz DúSK'le birlikte, 5 Kas×m'dan itibaren, "úüsizliùe, yoksulluùa, yolsuzluùa ve savaüa karü×" yürüyüüe baül×yoruz. 9 Kas×m'da Ankara'da olacaù×z. Her üehirde coükulu karü×lamalar olacak. Topyekun sald×r×ya karü× topyekun direniüi örgütlemek için, 5 Kas×m'da baülayacak yürüyüüümüz çok önemli. Sald×r×lar aù×r ve biz kazanmak zorunday×z. Sekterliùe izin vermez ve mücadelede birliùi saùlarsak, kazanmam×z×n önünde hiçbir engel yok!

Daha hükümet kurulmadan Rahüan Ecevit'le Bahçeli aras×ndaki çat×üma, hükümetin her bir haftas×nda farkl× baül×klar alt×nda yaüand×. Demirel'in cumhurbaükanl×ù×n×n uzat×lmas×nda anlaüamad×lar. údam×n kalkmas× ve Avrupa Birliùi'ne giriüin biçim ve h×z×nda anlaüamad×lar. 7 bakan istifa etmek ya da ettirilmek zorunda kald×. Yeni cumhurbaükan× Sezer'le s×k s×k kavga ettiler. Bütün hükümet partilerinden milletvekili istifalar× yaüand×. Ekonominin iplerini ellerinden kaç×rd×lar ve IMF tahsildar× Kemal Derviü'i Amerika'dan çaù×rd×lar. Kemal Derviü, bazen tüm hükümet partileriyle, bazen tek tek hükümet temsilcileriyle kanl× b×çakl× oldu. Baübakan×n yapt×ù× aç×klamalar× baübakan yard×mc×lar× aradan bir saat geçmeden yalanlad×lar. Liderler zirvesi ad× alt×nda iç krizlerini çözmek için s×k s×k toplant× yapmalar×na raùmen hükümet partileri kendi içlerinde bölünmekten kurtulamad×lar. ANAP'tan arka arkaya istifalar baülad×. DSP içinde muhalefet hareketi geliüiyor ve Özkan'×n Ecevit'in yerine geçmesinin sözü ediliyor. MHP, tüm böbürlenmelerine raùmen Koray Ayd×n yolsuzluùuyla sars×nt× geçirdi. Anayasada "demokratik" deùiüiklikler yaparken kendi maaülar×na zam yapmay× ihmal etmedikleri için cumhurbaükan×yla yeniden kap×üt×lar. Referandum olacak m× olmayacak m× tart×ümalar× günlerce sürdü.

Me rulu u kalmadÁ Hemen her hafta kendi iç bölünmüülüùü ya da becerisizliùi nedeniyle daù×lma aüamas×na gelen hükümetin anlaüt×ù× tek nokta, çetelerin üstünü ötmek, zam yapmak ve iüçi s×n×f×n×n kazan×lm×ü haklar×na sald×rmak. IMF yetkilileri karü×s×nda el pençe divan durmak, ABD baükan× doùrudan kendileriyle telefon görüümesi yapmad×ù×nda üzülmek gibi iülerde baüar×yla uyum saùlayan hükümetin, hiçbir toplumsal meüruluùu kalmad×. Mezarda emekliliùi dayatt×ù× iüçiler, sahte sendikay× dayatt×ù× kamu çal×üanlar×, ûubat kriziyle iüinden olan milyon insan, dükkanlar× kapanan on binlerce esnaf, iflas eden yüz binlerce çiftçi, eùitimin paral× hale gelmesiyle okuyamayan binlerce emekçi çocuùu, hastane kap×lar×nda sürünenler ve yoksulluùun ac×s×n× en derinden duyan kad×nlar×n nezdinde, milyonlarca emekçinin gözünde bu hükümetin hiçbir meüruluùu kalmad×.

Alternatifi mücadele Uzun bir süre, "Alternatifimiz yok" say×klamas×yla ayakta kalan hükümet, art×k bu tehdidin de arkas×na s×ù×nam×yor. Medyada, bu hükümetle devam etmektense üu ya da bu biçimde bir alternatif yaratman×n gerekliliùini anlatan yorumlar giderek artmaya baülad×. Bizim için ise önemli olan alternatif tart×ümalar× deùil. Bizim için, milyonlarca emekçi için önemli olan, ekmeùimize, iüimize göz diken bu hükümetin hemen devrilmesidir. Hiçbir meüruluùu olmayan, ayakta durmakta zorlanan ve suni teneffüsle yaüayan, toplumun her kesiminden eleütiri alan 57. Hükümet art×k gitmelidir. Hükümetin alternatifi mücadeledir. úüçilerin yoksulluùa ve yolsuzluùa karü× birlikte mücadelesi. Art×k yeter! Üflesek y×k×lacaklar, yeter ki gücümüzün fark×na varal×m.


6 KasÁm 200

8

Sol sÕnÕfta kaldÕ

Orta yolculuùun sonu yok! Ç

eúitli sol çevrelerin savaú karúÕsÕnda tutumu nedir diye bakÕldÕ÷Õnda, genel tutumun "savaúa hayÕr!" oldu÷u görülüyor. Ancak bu tutumun üzeri biraz kazÕndÕ÷Õnda, karúÕmÕza ço÷u kez solda yaygÕn bir hastalÕk olan, 'Üçüncü Yolcu' tutumlar çÕkÕyor. Bu bulanÕk ve soyut tutumlar, sadece böylesine tutuma sahip olan kesimlerin sorunu olmakla sÕnÕrlÕ kalmayÕp, savaú karúÕtlarÕnÕn bir bütün olarak güçlü ve kararlÕ bir úekilde soka÷a çÕkmasÕnÕn önünde de engel oluúturuyor. BatÕ metropollerinde anti kapitalistlerin ve (Türkiye de dahil) bir çok ülkede politik øslam hareketinin kitlesel olarak soka÷a çÕktÕ÷Õ ve militan bir mücadele sergiledi÷i bir dönemde, Türkiye solunun bunu baúaramamasÕnÕn önemli nedenlerinden birini de bu türden sorunlu tutumlar oluúturuyor.

Neye karúÕyÕz? Bu, ABD'nin küresel egemenli÷ini pekiútirmek üzere Bush'un tek taraflÕ olarak ilan etti÷i bir savaú. Bir yandan Afgan halkÕna karúÕ bir kÕyÕm sürdürülürken, bununla yetinilmeyerek, uluslararasÕ iliúkiler küresel sermayenin çÕkarlarÕ do÷rultusunda yeniden úekillendiriliyor. Çok açÕk ki, küresel sermayenin bu saldÕrÕsÕnda sorun politik øslâmla sÕnÕrlÕ olmayÕp, egemenlik iliúkilerinin yeniden oluúturulmasÕ boyutlarÕnÕ da kapsÕyor. Bu, ABD'nin rakip sermayeleri hizaya getirmek üzere olmasÕ yanÕ sÕra, aynÕ zamanda tüm yoksullara, küreselleúme karúÕtlarÕna ve emekçilere karúÕ açÕlmÕú bir savaú. Bu durumda bizlerin tutumu ne olmalÕ? Türkiye solu 28 ùubat sendromunu, Bush'un savaúÕna karúÕ tutumunda da sergiliyor. Solun geniú kesimlerinin tutumu, "Ne emperyalizm, ne gericilik" úeklinde. Bir yandan

savaúa karúÕ bir tutum almaya çalÕúÕrken, öte yandan, Bush'un katliamÕnÕn do÷rudan hedefi olan politik øslam'a da vurmaya çalÕúÕyor. SoL dergisi bu tutumu 56. sayÕsÕnÕn kapa÷Õnda bir adÕm daha ileri götürerek, ABD ve Türk devletini bir yana bÕrakarak, tutumunu bütünüyle politik øslama karúÕ yöneltmiú. Kapak ve içindeki yazÕlar, ABD'nin kÕyÕmÕndan ve Türk devletinin savaú çÕ÷ÕrtkanlÕ÷Õndan tek kelime etmezken, bütünüyle politik øslam'a saldÕrÕyor; Taliban ile Türkiye'deki politik øslam arasÕnda paralellik kuruyor ve bu haliyle ister istemez hem Bush'un hem de 28 ùubat darbecilerinin tutumuna ortak oluyor. SoL çevresinin gözü 28 ùubat tarafÕndan o kadar karartÕlmÕú ki, Pakistan'da politik øslami gruplarÕn örgütledi÷i ve yüz binlerce savaú karúÕtÕnÕn katÕldÕ÷Õ, bazÕ kaynaklara göre polis tarafÕndan yüzlerce kiúinin öldürüldü÷ü gösterileri 'úiúirme' haber olarak yorumluyor ve bu ülkedeki "Gerici hareketlerin eli kolu ba÷lÕ" derken, açÕkça savaúa karúÕ eylemler ile politik øslama karúÕ tutum arasÕnda, ikincisini tercih ediyor! 28 ùubat'Õn sol üzerindeki bu ciddi tahribatÕ, aynÕ zamanda bu topraklardaki devrimci mücadelenin önündeki engelleri de açÕklÕyor.

KararlÕ ve net bir tutum Sol, savaúÕ "emperyalist" bir savaú olarak tanÕmlarken, Türkiye egemen sÕnÕfÕnÕn rolünü ve bu ülkedeki sÕnÕf mücadelesinin dinamiklerini görmezden gelen geleneksel "anti-emperyalist" tutumunu sürdürüyor! Bu tutum özellikle iki açÕdan oldukça sorunlu. Birincisi, bu yaklaúÕmda ABD ve BatÕ bir bütün olarak "emperyalizm" kavramÕ içinde tarif ediliyor. DolayÕsÕyla iki tane BatÕ oldu÷u, birinin Bush'un, Blair'in ve Berlusco'nin çÕkarlarÕnÕ savunmak için savaúlar da dahil her yolu deneyen sermayenin dünyasÕ; di÷erinin ise çÕkarlarÕ bu kesimden bütünüyle farklÕ olan iúçi sÕnÕfÕnÕn dünyasÕ oldu÷u gerçe÷ine gözler kapalÕ. Bu yanlÕú yaklaúÕm nedeniyle, Türkiye'deki anti-kapitalistlerin ve savaú karúÕtlarÕnÕn en güçlü müttefiki olan BatÕ'daki devasa savaú karúÕtÕ hareketin militan mücadelesi küçümseniyor veya bütünüyle görmezden geliniyor. Sonuç olarak bu, Türkiye'deki örgütlü cÕlÕz savaú karúÕtÕ hareketi, uluslararasÕ savaú karúÕtÕ hareketten soyutlayan, milliyetçi ve bir o kadar da sekter bir tutum anlamÕna gelmekte ve dolayÕsÕyla hareketin güçlenmesinin önünde

Net ve kararlÁ bir ekilde sava kar ÁtÁ tutum almak için tutarlÁ bir enternasyonalizm anlayÁ Ána sahip olmak önemli. büyük engel oluúturmaktadÕr. Sol içinde geniú bir kesim, Cenova'da toplanan 300 bin anti kapitalistin eylemine burun kÕvÕrmakta, son yÕllarÕn en geniú sendikal katÕlÕmÕnÕn gerçekleúti÷i, küreselleúme karúÕtÕ hareketle iúçi sÕnÕfÕnÕn örgütlü kesimlerinin buluútu÷u devasa G7 karúÕtÕ eylemler karúÕsÕnda, "Cenova rüzgarlarÕna kapÕlmadÕklarÕnÕ" gururla yazmakta. UluslararasÕ küresel kapitalizmin bazÕ kurumlarÕnÕ dahi geri adÕmlar atmaya zorlayan bu muhalif güçleri küçümseyen sekter tutum, anti kapitalist hareketin savaú karúÕtÕ duruúunu, "Savaúa hayÕr!" diyerek soka÷a dökülen yüz binleri de görmezden gelmektedir. Ö÷retim görevlisi øzzettin Önder, konuyla ilgili bir konuúmasÕnda, "ABD'deki üniversiteler savaúa karúÕ tutum almadÕ, çünkü onlar sermaye sÕnÕfÕ tarafÕndan satÕn alÕnmÕúlardÕr" derken, Eylül'ün hemen arkasÕndan 30'dan fazla üniversite ve fakültede gerçekleúen ve daha sonra tüm ABD'ye yayÕlan savaú karúÕtÕ eylemleri nedense görmemeyi tercih etmekte. DolayÕsÕyla da tekelci medya ile ortak bir tutuma sahip olmayÕ tercih etmektedir. økincisi, solun bazÕ savaúlar karúÕsÕndaki ikircikli tutumu, bu son savaútaki tutumunu da kaypaklaútÕrmasÕdÕr. Bugün ABD'nin Afganistan'a açtÕ÷Õ savaúa karúÕ çÕkarken, eski Sovyetler Birli÷i'nin 'sosyalizm' adÕna gerçekleútirdi÷i Afganistan savaúÕnÕ meúru görmek, ABD'nin Vietnam savaúÕna karúÕ çÕkarken, Vietnam'Õn Vietkong gerillalarÕnÕn Kamboçya'yÕ iúgalini veya Çin'in Kamboçya'yÕ kurtarmak üzere (!) Vietnam'a saldÕrÕsÕnÕ meúru görmek, Rusya'nÕn, burnumuzun dibindeki Çeçenistan'da 250 bin kiúiyi katletmesine sessiz kalmak, Yugoslavya'da veya Irak'ta Nato'nun veya BM'nin barÕú getirebilece÷ini düúünmek... Bütün bunlar savaú karúÕtlÕ÷Õnda bulanÕk ve çeliúkili

tutumlardÕr. Savaúlar, sermaye sistemi içindeki rekabetin ve rakip sermayeler arasÕndaki egemenlik iliúkilerinin silahlar aracÕlÕ÷Õyla sürdürülmesinden baúka bir úey de÷il. DolayÕsÕyla savaúan egemen güçlerin yanÕnda tutum almak veya savaúÕn durdurulmasÕ noktasÕnda tutumsuz kalmak, o co÷rafyadaki egemenlik iliúkilerinin kendisini yeniden üretmesine destek vermek anlamÕna gelmektedir. Sol içinde bir di÷er yaygÕn yaklaúÕm da, bu savaúÕn emperyalizm ile yoksul halklar arasÕnda oldu÷una dair olanÕ. Bu yaklaúÕmÕn çeúitli versiyonlarÕ da, 'Avrasya' üzerine yapÕlan derin tahlillerde gizli. Bu yaklaúÕmÕn sorunlu yanÕ, çeliúkiyi ulus devletler üzerinden açÕklamaya çalÕúÕrken, ister istemez kendi ulus devletinin sermaye kesimi ile yan yana düúmekte oluúudur. ùayet çeliúki emperyalizm ile ezilen halklar arasÕndaysa, bu savaúta kazanacak olan kimdir? Biz hangi tarafta olmalÕyÕz? Bu anlayÕúÕn ortaya koydu÷u dünya görüúünde bütün bunlarÕn sÕnÕf çeliúkisi ekseninde açÕklanmasÕ zor ve mu÷laktÕr. Net ve kararlÕ bir úekilde savaú karúÕtÕ tutum almak için tutarlÕ bir enternasyonalizm anlayÕúÕna sahip olmak önemli. Alman devrimci Marksist Karl Liebnecht, Birinci Dünya SavaúÕ öncesi enternasyonalizme mükemmel örnek oluúturacak bir tutum sergilemiúti. Alman sosyal demokrat partisi, SPD'nin milletvekilleri Alman sermaye sÕnÕfÕnÕn savaúÕ için gerekli kredileri onaylar ve bu úekilde savaú taraftarÕ bir tutum alÕrken, O, "AsÕl düúman içeride!" diyerek, savaúÕn, egemen sÕnÕfÕn savaúÕ oldu÷una iúaret etmiú ve bu úekilde savaú karúÕtÕ net bir tutum alabilmiúti.

Ne yapmalÕ? Hükümetin savaúta aktif bir rol almasÕyla, Türkiye kapitalizminin

krizi, IMF'nin programÕ ve emekçilere saldÕrÕ arasÕnda direkt bir iliúki oldu÷unu gördü÷ümüzde, soyut bir emperyalizm söylemi yerine, savaúÕ durdurmak için somut olarak ne yapmamÕz gerekti÷i de ortaya çÕkÕyor. Bu aynÕ zamanda, küreselleúme karúÕtÕ hareketin "Küresel düúün, yerel hareket et" anlayÕúÕnÕn da gere÷idir. Körfez SavaúÕ ve Yugoslavya SavaúÕ göz önüne alÕndÕ÷Õnda savaú karúÕtÕ mücadelenin günümüzdeki koúullarÕ elveriúlidir. Öncelikle savaú karúÕtÕ olan, Bush'un savaúÕnÕ küresel sermayenin askeri yüzü olarak gören, küreselleúme karúÕtÕ hareketin örgütlü güçleri savaú karúÕtÕ cephe için önemli bir avantaj sa÷lamaktadÕr. Bush'un savaúÕyla, milyarlarca insanÕn aç olmasÕ, her gün 9 bin çocu÷un ölmekte oluúuyla, küresel sermayenin yayÕlmasÕ arasÕndaki iliúkiyi iyi kavrayan savaú karúÕtÕ bu cephe, savaúÕn durdurulmasÕyla küresel sermayenin yenilmesi arasÕndaki iliúkiyi de do÷ru bir úekilde koymaktadÕr. DolayÕsÕyla savaúÕ durdurmak için verdi÷imiz mücadelenin, IMF'ye ve onun programÕnÕ uygulayan Hükümete karúÕ mücadeleye ba÷lanmasÕ gerekti÷i ortadadÕr. DøSK'in ve KESK'in "Yolsuzlu÷a, yoksullu÷a ve savaúa karúÕ" gerçekleútirece÷i 9 KasÕm eylemi önemli. Çünkü bu eylem, do÷ru ve baúarÕlÕ bir savaú karúÕtÕ mücadelenin tüm ö÷elerini kapsamaktadÕr: Küresel sermayenin saldÕrÕsÕnÕn ortaya çÕkardÕ÷Õ yoksullu÷a ve yolsuzlu÷a karúÕyken, savaú karúÕtÕ mücadeleyi küresel sermayenin saldÕrÕsÕna ba÷lamakta ve bu anlayÕúla, mücadele oklarÕnÕ Ankara'ya, IMF programÕnÕ uygulayan Hükümete yöneltmektedir! Hükümetin devrilmesiyle, savaúÕ durdurmak, yolsuzlu÷u engellemekle, küresel sermayeyi yenmek aynÕ mücadelenin parçasÕ. SavaúÕ durdurmak ve daha adil bir dünya için Hükümeti devirelim! F. Levent ùENSEVER


9

6 KasÁm 200

Sava kar ÁtlarÁ kazanacaktÁr Eylül’de Washington ve New York’da olan olaylar üzerine ne düĤünüyorsunuz? HERHALDE HĂÇ KĂMSE binlerce sivilin, üstelik çoùu emekçi olan sivilin ölümünü onaylamasÁ mümkün deùil. Çok trajik bir geliĤme. Ne var ki onu izleyen geliĤmeler çok daha korkunç ve iki yüzlü. Daha yÁkÁlan binalarÁn ÁsÁsÁ kaybolmadan ABD yönetiminin “suçluyu” bulmasÁ ve derhal savaĤ ilan etmesi dünyanÁn uzun bir süre kana bulanacaùÁnÁ gösteriyor. ABD savaĤ ilan ederken gerçek yüzünü gösterdi. DiĤe diĤ, kana kan haykÁrÁĤlarÁ içinde “haçlÁ seferi” ilan edildi. Tüm politik Ăslami örgütler ve bir dizi yoksul ülke düĤman olarak gösterildi. Bütün bu ĤamatanÁn arasÁnda ABD yönetimi asÁl amacÁnÁ açÁk açÁk ilan etti. Bütün dünya tehdit edildi. Ya ABD’den yana olunacak ya da düĤman. Bu tehdit Afganistan veya Irak’tan çok Rusya’yÁ, Çin’i, Almanya ya da Japonya’yÁ hedeflemekteydi. Sizce bu savaĤ emperyalizm ve ezilen halklar arasÁnda mÁ? ABD’NĂN ģU ANDA dünyanÁn en yoksul halkÁna saldÁrdÁùÁnÁ unutmadan diyebiliriz ki, içinde yaĤadÁùÁmÁz süreç dünya hegemonyasÁ için savaĤÁlan bir süreçtir. Bu nedenle bu savaĤa 3. Dünya SavaĤÁ da denmekte. DünyanÁn temel çeliĤkisi ezilen ülkeler ile emperyalistler arasÁnda deùil, emekle sermaye arasÁndadÁr. AsÁl savaĤ dünyaya hangi büyük gücün, hangi emperyalist ülkenin hakim olacaùÁnÁ saptamak içindir ve Ĥimdilik askeri ve politik üstünlüùü tartÁĤma götürmez olan ABD hegemonyasÁnÁ büyük ölçüde saùlamÁĤ durumda. “Asi devletler”, Rusya, Çin Ĥimdilik ABD hegemonyasÁna boyun eùmiĤ durumda. Bizim ĂĤçi Partililerin çok önemsediùi Asya kalesi Ĥu anda ABD askeri gücünün ayaklarÁ altÁnda. Sizce ABD hegemonyasÁnÁn önünde hiç bir engel yok mu? ELBETTE VAR. Ălk olarak savaĤ karĤÁtÁ hareket var. Hem Doùu’da, yoksul ülke-

‘Bu kanl× savaü× durdurun’

Devrimci Sosyalist ĂĤçi Partisi Genel Ba kanÁ Do an Tarkan sava üzerine sordu umuz sorularÁ cevapladÁ Bütün gücümüzle bu savaüa karü× ç×kmak zorunday×z. lerde, hem de BatÁ’da, emperyalist kapitalist ülkelerdeki savaĤ karĤÁtÁ hareket küresel sermayenin korkulu rüyasÁ ve ABD hegemonyasÁ önündeki en büyük engel. Ăkinci olarak ise bugün ABD’ye boyun eùmiĤ olan ülkelerin egemen sÁnÁflarÁnÁn yarÁn ABD hegemonyasÁna karĤÁ çÁkmalarÁ büyük olasÁlÁktÁr. Daha Ĥimdiden hem yoksul ülkelerden hem de zengin ülkelerden çatlak sesler çÁkmaya baĤladÁ. ABD askeri operasyonunun bugünkü boyutlarÁna itiraz sesleri yükseldiùi gibi savaĤÁn yayÁlmasÁ halinde daha çok çatlak sesin çÁkacaùÁ açÁk. SavaĤ karĤÁtÁ hareket gerçekten ABD hegemonyasÁnÁn önündeki en büyük engel mi? BU SORUYA bir kaç açÁdan cevap vermek gerekir. BaĤkan Bush Eylül günü savaĤ ilan ettiùinde bu savaĤÁn boyutlarÁnÁ biliyordu. Onun için Afgan halkÁndan çok kendi halkÁnÁ ezmek gerekiyordu. Bu nedenle ilk tedbirler Amerikan emekçilerine karĤÁ alÁndÁ. BabavatanÁ Koruma BakanlÁ Á’nÁn kurulmasÁ, bu BakanlÁùÁn baĤÁna Amerikan politikyaĤamÁnÁn en saùcÁ unsurunun getirilmesi, bir dizi “anti terör” yasasÁnÁn hazÁrlanmasÁ bunun ilk göstergeleridir. Bush Afgan halkÁndan çok 2 Eylül günü ayaùa kalkan savaĤ karĤÁtlarÁndan korkuyor. Bu açÁk. Ăkinci olarak bu hareketin boyutlarÁna bakmak gerekir. SavaĤ karĤÁtlarÁ daha savaĤ baĤlamadan alanlara çÁktÁlar. YÁùÁnsal olarak. En önemli gösteri bence 9 Eylül günü Pentagon’un biraz ilerisinde yapÁlan gösterydi. SavaĤ karĤÁtlarÁ burada, o günlerde Amerikan toplumunu kaplamÁĤ olan savaĤ histerisine raùmen, polis baskÁsÁna raùmen gerçekten yÁùÁnsal olarak gösteri yapÁyordu. Benzer bir gösteri New

York’da da gerçekleĤti. O günden bu yana Amerika’nÁn binlerce kentinde, üniversitesinde savaĤ karĤÁtlarÁ ayakta. Avrupa’nÁn bir çok kentinde de savaĤ karĤÁtÁ hareket çok güçlü bir biçimde ortaya çÁktÁ. Londra’da, Berlin’de, Amsterdam’da, Roma’da son 20 yÁlÁn en büyük gösterileri yapÁldÁ. Yoksul Asya ülkelerinde de hareketin boyutlarÁ çok yüksek. Pakistan’Án Ăslamabad kentinde gösterilerde bugüne kadar 200’e yakÁn insan öldü. Gösteriler hala sürüyor ve eskisinden daha güçlü. SavaĤ karĤÁtÁ hareket neden bu denli güçlü? DOøU’DA, ĂSLAM ülkelerinde güçlü olmasÁnda açÁk ki ABD’nin savaĤa “haçlÁ seferi” havasÁ ile girmiĤ olmasÁnÁn rolü var. BatÁ da ise anti kapitalist hareketin hemen hemen olduùu gibi savaĤ karĤÁtÁ gösterilere çÁkmÁĤ olmasÁ belirleyici. Anti kapitalist hareket 999 Seattle gösterisinden beri büyüyen ve sürekli kazanÁm elde eden, kendisine güvenli bir hareket. Bugün savaĤa karĤÁ da aynÁ güçler harekete geçmiĤ durumda. BatÁ Avrupa ülkelerinde kamu oyunun savaĤa karĤÁ tutumundaki hÁzlÁ deùiĤim de savaĤ karĤÁtÁ hareketinm gücünü göstermekte. 4 BatÁ Avrupa ülkesi içinde savaĤ karĤÁtlarÁnÁn nüfusa oranÁ %87 ile %67 arasÁnda deùiĤmekte. SavaĤa ABD’nin yanÁnda aktif olarak katÁlan Ăngiltere’de dahi savaĤ karĤÁ olanlarÁn oranÁ %75. Bu sayÁlar gösteriyor ki savaĤ karĤÁtÁ hareket oldukça etkili. Türkiye’deki hareket neden çok küçük? ÖNCELĂKLE TÜRKĂYE’DE savaĤ karĤÁtlarÁnÁn % 80’in üzerinde olduùunu görmek gerekir. Bu büyük çoùunluùun kendisini ifade edememesinin çeĤitli nedenleri var. Öncelikle savaĤa karĤÁ geniĤ bir cephe oluĤamÁyor. Sol içinde yanlÁĤ eùilimler hareketi birden çok biçimde bölüyor. Örneùin sol aydÁnlar ve bir çok sol parti ve örgüt emperyalizmin yanÁ sÁra “gericiliùe” karĤÁ mücadeleyi de öne çÁkarÁyor. Sanki savaĤÁ “gericilik” çÁkarmÁĤ gibi. Sanki Taliban ya da Usame Bin Ladin dünya hegemonyasÁ için yoksul halka saldÁrÁyormuĤ gibi. Bu tutum, savaĤ karĤÁtÁ hareketi zayÁflatÁyor ve ne yazÁk ki savaĤ kÁĤkÁrtÁcÁlarÁnÁn

elini güçlendiriyor. Afganistan’a asker göndermenin ĤampiyonlarÁndan Ăsmail Cem bu tutumunu açÁklarken “Taliban bizim sahip çÁktÁùÁmÁz her Ĥeye karĤÁ” diyordu ve bu nedenle yoksul Afganistan halkÁna karĤÁ savaĤÁ onaylÁyordu. Ne emperyalizm, ne gericilik tutumunun Ăsmail Cem’in tutumundan farklÁ bir yanÁ yoktur. Bugün, savaĤ karĤÁtÁ sol ile savaĤ karĤÁtÁ ĂslamcÁ hareket aynÁ düĤmana karĤÁ aynÁ cephededir. DüĤman ABD’nin hegemonya savaĤÁdÁr. Bu cepheyi bölmek sadece düĤmanÁn yani küresel sermayenin, ABD emperyalizminin iĤine yarayacaktÁr. AyrÁca Türk solu ciddi bir sekterlik içindedir ve bu sekterlik yenilgi havasÁ ile pekiĤmektedir. SavaĤ karĤÁtÁ platformlarÁn cÁlÁzlÁùÁ sekterlikten kaynaklanmaktadÁr. Ăstanbul’da ĂHD çevresinde kurulmaya çalÁĤÁlan platformun üç yasal parti, ÖDP, EMEP ve SĂP tarafÁndan terk edilmesi ve bu üç partinin kendi baĤlarÁna miting kararÁ almasÁ sekterliùin en iyi örneùidir. HatÁrlanacaùÁ gibi Susurluk’a karĤÁ eylemler sÁrasÁnda da böyle çok acÁklÁ bir durumla karĤÁlaĤmÁĤtÁk. Ankara’da, SÁhhiye meydanÁnda EMEP ve ÖDP, biri köprünün altÁnda, diùeri köprünün üstünde iki farklÁ eylem yapmÁĤlardÁ. Her ikisi de Susurluk’a karĤÁydÁ ama yan yana deùillerdi. Bu sekter anlayÁĤ bugünde sürüyor ve geniĤ bir savaĤ karĤÁtÁ cephe oluĤturabilmesi doùrusu mümkün deùil. Bu örgütler hemen her eyleme sadece kendi bayraklarÁ ile gelmektedirler. KadÁköy’deki basÁn açÁklamasÁ eyleminde savaĤ karĤÁtÁ sloganlar parti bayraklarÁndan görünmez durumdaydÁ. Oysa dünyanÁn bir çok ülkesinde savaĤ karĤÁtÁ hareket çok büyük güçleri bir araya getirmektedir. Örneùin Washington’da 700 örgüt savaĤ karĤÁtÁ örgütlenmeyi oluĤturuyor ve bu sayÁnÁn büyümesi için çalÁĤÁlÁyor. Türkiye’de ise mümkünse Ĥu ya da bu grubu elemek, o grubun ismini kullanmamak için çaba sarfediliyor. Bir de yenilgi havasÁndan bahsettiniz. Bundan neyi kast ediyorsunuz? TÜRK SOLUNDA uzun bir süredir yenilgi havasÁ hakim. Mücadeleye kazanmak için deùil, protesto etmek için çÁkÁlÁyor. Hemen hemen bütün mücadelelere bu anlayÁĤ

hakim. Yenilgici anlayÁĤ eylemlerin baĤtan maùlup olmasÁnÁ saùlamakta. savaĤa karĤÁ hareketin kazanacaùÁna inanç çok az ya da yok. Oysa dünya da sayÁsÁz örneùi var savaĤ karĤÁtÁ hareketlerin savaĤlarÁ durdurduùuna dair. Örnek verebilir misiniz? VĂETNAM SAVAģI herhalde en iyi örnektir. Vietnam, Kamboçya ve Laos’dan ABD ordusunun çekilmesinin bir nedeni bu ülkelerdeki halklarÁn direniĤi ise diùer nedeni de ABD ve bütün dünyadaki savaĤ karĤÁtÁ hareketin boyutlarÁdÁr. SavaĤ karĤÁtÁ hareket sonunda Amerikan ordusu içinde de kendisini göstermeye baĤlayÁnca ABD Vietnam halkÁnÁn yanÁ sÁra daha ciddi bir düĤmanla karĤÁlaĤmÁĤ oldu. Rusya’nÁn Afganistan’dan çekilmesini de aynÁ nedenlere baùlamak mümkün. Afgan direniĤinin yanÁ sÁra çöken SSCB ekonomisine karĤÁ Rus iĤçilerinin yükselen mücadelesi, Rus ordusu içinde savaĤ karĤÁtlÁùÁnÁn yükselmesi Rus ordusunun pÁlÁsÁnÁ pÁrtÁsÁnÁ toplayarak Afganistan’dan çekilmesine yol açtÁ. DSĂP savaĤa karĤÁ nasÁl bir mücadele öneriyor? HER ģEYDEN ÖNCE DSĂP savaĤ karĤÁtÁ hareketi bölecek tüm eùilimlere karĤÁ mücadele etmektedir. Ama burada mücadele bizim geniĤ bir cephenin oluĤturulmasÁ için çaba sarf etmemizin önünde engel deùildir. DSĂP üyeleri çevrelerinde savaĤa karĤÁ yaygÁn bir teĤhir kampanyasÁ sürdürmektedir. SavaĤa karĤÁ tutum ile IMF’ye karĤÁ tutumu birleĤtirmeye çalÁĤÁyoruz. Bugün Türkiye’de yaĤayan herkes IMF’ye ve savaĤa karĤÁdÁr. Bugünkü savaĤa karĤÁ tutum düne kadar bu ülkede süren savaĤa karĤÁ tutumdan ayrÁ düĤünülemez. ģimdi sürmekte olan barÁĤ sürecini DSĂP bütün olanaklarÁ ile desteklemekte ve barÁĤ fÁrsatÁnÁn bu hükümet tarafÁndan öldürülmemesini ummaktadÁr. SavaĤa karĤÁ tutum sadece Amerika’nÁn Afganistan’da sürdürdüùü savaĤa karĤÁ çÁkmak deùildir. ģimdi az sayÁda da olsa Türk askeri Afgan halkÁna karĤÁ savaĤa gönderildi. YarÁn bu sayÁnÁn çoùalacaùÁ kesin. Bütün gücümüzle bu sürece de karĤÁ çÁkmak zorundayÁz.


0

6 KasÁm 200

Sosyalist Tart×üma 2001

GELECEøiN SOSYALiST TOPLUMU John Molyneux

tart×üma toplant×lar× dizisi

Politik erk ve i çi konseyleri Ălk iĤçi konseyi veya diùer adÁyla Sovyet, 905 devrimi sÁrasÁnda Rusya'da St Petersburg'da ortaya çÁkmÁĤtÁr. Daha sonraki örnekleri 9 7 Rus Sovyetleri, 9 8- 9'da Almanya'daki iĤçi konseyleri ve 956'da BudapeĤte'deki merkezi iĤçi konseyidir. Embriyo halindeki konseylerin örnekleri, 9 9-20'de Ătalya'da ortaya çÁkan fabrika konseyleri ve 972'de ģili'de ortaya çÁkan Cordones'tir. AynÁ nedenle, iĤçi konseylerinin örgütlenmesi konusunda daha fazla ayrÁntÁya girmek manasÁzdÁr. Bu konseyler devrimden sonra önceden hazÁrlanmÁĤ bir plana uygun olarak deùil, devrim sÁrasÁnda iĤçi sÁnÁfÁnÁn güçlerini koordine etmesini saùlamak için ortaya çÁkacaktÁr. Mücadele organlarÁ olarak, bunlarÁn ilk yapÁsÁ, günün gerekliliklerine uymak üzere doùaçlama olarak deùiĤecek ve bu nedenle de Ĥartlara baùlÁ olarak büyük oranda deùiĤiklik gösterecektir. Bu noktada önemli bir soru ortaya çÁkar. ĂĤçilerin erki ne kadar demokratik olacaktÁr? ĂĤçilerin konseylerinin egemenliùinin, resmi anlamda, kesin bir demokrasi olmayacaùÁ doùrudur. Tam bir evrensel oy hakkÁ olmayacaktÁr çünkü sistemin yapÁsÁ eski burjuvaziyi ve temel ortaklarÁnÁ seçim sürecinden hariç tutacaktÁr. Ancak resmi anlamda eksik olan, halk kitlelerinin gerçek demokratik katÁlÁmÁyla telafi edilecektir. ĂĤçi konseylerinin demokrasisi kolektif tartÁĤmaya ve seçmenlerin, kolektif olduklarÁndan, temsilcilerini kontrol etme yetilerine dayalÁ olacaktÁr. Bu kontrol mekanizmasÁ çok basit olacaktÁr. Eùer delegeler seçmenlerinin iradesini temsil etmezse, basit bir biçimde geri çaùrÁlacaklar ve iĤyerlerindeki toplantÁlarla deùiĤtirileceklerdir. Doùal olarak bu tür bir kontrol, parlamenter sistemdeki alana dayalÁ seçim bölgeleri ile olanaksÁzdÁr. Herkes için beĤ yÁlda bir, bir günlüùüne demokrasi yerine, sosyalist toplumda, büyük çoùunluk için devleti fiilen yönetmek konusunda sürekli bir katÁlÁm olacaktÁr. Bazen insanlar iĤyerlerine dayalÁ bir sistemin, ev kadÁnlarÁ, emekliler, iĤsizler vs gibi iĤyerlerinde bulunmayan iĤçi sÁnÁfÁ kesimlerini kapsamayacaùÁ konusunda endiĤelenirler. Ancak iĤçi konseylerinin en büyük erdemlerinden biri, esnekliùi ve iĤçi sÁnÁfÁnÁn deùiĤen yapÁsÁna uyabilmesidir. Örneùin, 936 Ăspanya devriminde, iĤçi erkinin kilit organlarÁ arasÁnda, büyük Ĥehirlerin her bir iĤçi sÁnÁfÁ kesiminde oluĤturulan mahalle komiteleri vardÁ. ÇalÁĤan kesimin tümünü temsil eden bu organlar, iĤçi milis kuvvetlerini, gÁda daùÁtÁmÁnÁ ve günlük yaĤamÁn baĤka pek çok yönünü organize ve kontrol ediyordu. YapÁnÁn temelinin kökünü iĤyerlerinden almasÁ ĤartÁyla, diùer gruplarÁn kolektiflerini oluĤturmamalarÁ ve delegelerinin konseylere girmemesi için hiçbir neden yok.ĂĤçilerin devletinin temel özelliùi, yeni toplumu aĤaùÁdan üste doùru inĤa etmek için iĤçi sÁnÁfÁ kitlesinin kendi eylemine, örgütlenme kabiliyetine ve yaratÁcÁlÁùÁna güvenmesi ve bunlarÁ harekete geçirmesidir. Bu Ĥekilde, istisnasÁz bir biçimde çalÁĤan insanlarÁn pasifliùine dayanan en liberal burjuva demokrasilerinden bin kat daha demokratik olacaktÁr. Tüm bunlar kulaùa harika gelmektedir ve öyledir de; iĤçilerin kontrolü ele aldÁùÁ kÁsa dönemlerin de gösterdiùi gibi harika olacaktÁr. Örneùin, John Reed'in DünyayÁ Sarsan On Gün'deki 9 7 Rusya anlatÁmÁnÁ ya da George Orwell'in Katalonya'ya Selam'daki 936 Barselona'sÁ hakkÁnda anlattÁklarÁnÁ okuyun.

IMF’YE HAYIR! SAVA A HAYIR! D REN KÜRESELLE T R! Sosyalist TartÁĤma toplantÁlar dizisi 992’den bu yana Türkiye solunun en büyük tartÁĤma platformu oldu. Ălk baĤta sadece Ăstanbul’da düzenlenen Sosyalist TartÁĤma, bir süredir Ankara ve Ăzmir’de de yapÁlÁyor. Sosyalist TartÁĤma toplantÁlarÁ sosyalizmin güncel sorunlarÁnÁn yanÁ sÁra dünyada ve Türkiye’deki politik geliĤmelerin tartÁĤÁlmasÁ-

Küresel sermayenin saldÁrÁlarÁna yeter diyorsanÁz, IMF politikalarÁna hayÁr, savaĤa hayÁr diyorsanÁz Sosyalist TartÁĤma 200 ’e katÁlÁn ve yeni bir mücadelenin ve yeni bir solun Ĥekillenmesine katkÁda bulunun.

Sosyalist TartÁĤma 200 ĂSTANBUL 23-24-25 KasÁm Paneller: SavaĤa hayÁr! Ya paranÁ, ya canÁnÁ: IMF'yi nasÁl durdururuz? Küresel direniĤin geleceùi Enternasyonalizm, demokrasi ve sosyalizm: Geleceùe giden yol 2 . yüzyÁlda kadÁn hareketi

ToplantÁlar FaĤizmi nasÁl yeneceùiz? Troçki'nin marksizmi Yeni hareket ve devrimci parti? Stalin'in iktidarÁ ve terör yÁllarÁ ABD'nin terör dosyasÁ Yeni bir dünya krizi mi geliyor? Kapitalizmin suç dosyasÁ: Büyük Ĥirketler ve DünyanÁn imhasÁ Sendikal hareketin geleceùi

Son ToplantÁ Yeni bir hareket için yeni fikirler

Schweck kinci Dünya Sava Ánda Ünlü Alman yazar , yönetmen,ozan, kuramc× Berthol Brecht 898- 956 y×llar× aras×nda yaüad×. Yaratt×ù× yeni tür ile dünya tiyatro tarihi için önemli bir tiyatro adam× olan Brecht'in kuram×n×n en yarat×c× k×sm× oyunu sunmakla kalmay×p toplumsal realiteyi gözler önüne serip düüünmeye , yarg×da bulunmaya ve müdahale etmek için harekete geçirmeye sevk etmesidir. Çünkü böylece seyirci bir aray×ü-buluü eylemi içine girer ve bu da yarat×c×l×ù× saùlar. Brecht politik tiyatroya Piscator'dan etkilenerek baülad×, onun eksik yanlar×n× tamamlayarak devam etti. Schweck da Brecht'in politik tiyatrosuna örnek oyunlardan biri. Yazar, 927'de Hasek'in roman× "Asker Schweyk'×n Serüvenleri'"ni Piscator'un tiyatrosu için oyuna dönüütürür. úlk defa 23 Ocak 928'de Erwin Piscator'un rejisiyle sahnelenir ve 94 'de "Schweck úkinci Dünya Savaü×nda" (baz× çeviriler Schweck'in Hitler'le Tarihi Karü×laümas× üeklindedir) oyununu yazmaya baülar. Oyun Birinci Dünya Savaü×’n× atlatan aslan asker Schweck'×n úkinci Dünya Savaü×’n× nas×l atlatt×ù×n× anlat×r. úlk sahnede Hitler Avrupa'y× fethetmeye karar vermiütir ve Almanya'da olduùu

na ayrÁlmÁĤtÁr. Ancak amaç sadece tartÁĤmak deùildir. TartÁĤma ile birlikte dünyayÁ deùiĤtirmek için bir buluĤmadÁr.

gibi Avrupa'daki küçük adam×n yard×m×na ihtiyac× olduùu anlat×l×r. Schweck Çekoslavakyal× bir köpek sat×c×s×d×r Baloun onun arkadaü× ve sürekli çok iütahl×d×r etin karaborsaya düütüùü bu zamanlarda Baloun'un baü× g×rtlaù×yla büyük derttedir. Schweck ve Kupa birahanesinin sahibi Anna Kopecka mutfaù×nda bol et piüirilen Alman ordusuna yaz×lmamas× için onu yemin etmeye

ikna için çal×ü×rlar. Baloun ise iyi bir yemek için her üeyi yapmaya raz×d×r. Koyu bir milliyetperver olan bayan Kopecka, Baloun'un Alman ordusuna yaz×lmas×n× engellemek için kendisine aü×k olan Prozacka'ya (kasab×n oùlu) ancak iki okka sucuk getirirse aük×n× kan×tlayabileceùini söyler. O da bu f×rsat× kaç×rmayarak kabul eder; fakat eti getirmeye cesaret edemez. Kupa birahanesine gelen gestapo ajan× Brettschneider ile Schweck Hitler'e

yap×lan Münih suikasti üzerine hararetli bir politik tart×üma içersine girerler ve Schweck tutuklan×r. Hitler'in yeni asker ihtiyac× nedeniyle Schweck er olur. Aradan aylar geçmiü Schweck dondurucu k×üta Stalingrad'a doùru ilerken Hitler ile karü×laü×rlar k×sa konuümada Hitler Schweck'a dönüü yolunu sorar . Brecht; "Schweck asla insanlar× arkadan vuran bir sabotajc× olamaz. Önüne ç×kan küçük f×rsatlardan yararlanan bir oportünistten baüka bir üey deùildir o. úçinde bulunduùu ve kendisini y×k×ma götüren düzeni de içtenlikle onaylar. Bilgeliùi her üeyi altüst edicidir. Y×k×lmazl×ù× onu hem bitmez tükenmez bir kötüye kullanma arac×, hem de kurtuluüun verimli topraù× yapar." Oyunun dekorunda, gestapo ajan× Brettschneider sahneye girmeden önce, onu simgeleyen uzaktan kumandayla yönetilen oyuncak motosiklet geçer; SS komutan× Bullinger'den önce de yine onu simgeleyen bir oyuncak araba geçer ve de simge arac× olarak kullan×lan trenler. Epik tiyatroda ne yaüam olduùu gibi sahneye getirilir ne de simgelerden yararlan×l×r. Seyirciyi büyüleyen dekor bu tür tiyatronun karü× olduùu dekor anlay×ü×d×r. Deniz Polat

Ankara - zmir Sosyalist TartÁ ma 200

A

nkara'da 26-29 Ekim tarihlerinde gerçekleüen Sosyalist Tart×üma 200 toplant×lar× seviyeli tart×ümalar× ve savaü karü×s×ndaki devrimci perspektifiyle çok baüar×l× geçti. "Savaüa hay×r" panelinde Dev Maden-Sen Baükan× Tayfun Görgün, HADEP Ankara úl Baükan× Veli Aydoùdu ve DSúP Genel Baükan Yard×mc×s× Ahmet Y×ld×r×m konuümac× olarak kat×ld×lar. Bu savaü×n ABD'nin hegemonya savaü× olduùu vurgusunun yap×ld×ù× toplant×da, salondan yap×lan katk×larda savaüa karü× ortayolcu tutum alman×n asl×nda savaüa karü× ç×kmamak anlam×na geldiùinin alt× çizildi. Küreselleüme karü×t× hareketin gücü ve öneminin tart×ü×ld×ù×, "Küresel hareketin geleceùi" panelinde, Temel Demirer, Tayfun Görgün ve DSúP'ten Selçuk Duran, hareketin önemini tart×üt×lar. Anti kapitalist hareketin önemi ve iç tart×ümalar× konusunda yap×lan vurgular, özellikle genç hareketin savaü karü×t× bir mücadeleye dönüümesinin ne kadar önemli olduùunu vurgulad×. úzmir'de, Sosyalist tart×üma 200 toplant×lar× benzer tart×ümalar ve geniü kat×l×mla gerçekleüti. úzmir SES Baükan× Mevlüt Ülgen ve ÖDP Konak úlçe Baükan× Orhan Bilikvar'×n kat×ld×ù× çeüitli panellerde, yeni hareket, savaüa karü× tutum ve devrimci partinin gerekliliùi gibi baül×klar geniüçe tart×ü×ld×. Devrimci bir iüçi partisinin inüas× yolunda örgütlenen Sosyalist Tart×üma 200 toplant×lar× her iki kentte de Enternasyonal'in coükulu bir üekilde okunmas×yla son buldu.


Mücadelenin úçinden

Sosyalist úüçi’nin temel görüüleri Aúa÷Õdan sosyalizm

Mektup Üniversitelerden sonra ilk ve ortaöùretimde de özelleĤtirmeye hÁz kazandÁran yeni projeler devam ediyor: Müfredat Laboratuar OkullarÁ(MLO), Toplam Kalite Yönetimi(TKY) ve Okul GeliĤtirme Modeli(OGM). Bugüne dek 209 tane açÁlan MLO, eùitimde olanak eĤitliùini engelliyor ve sermayenin ihtiyaç duyduùu iĤgücü kapasitesini biliĤim teknolojisiyle içiçe geçirerek yetiĤtirmeyi hedefleyen ayrÁcalÁklÁ okullar haline geliyor. MLO ile rekabet ortamÁ okullara taĤÁnÁyor. 993'den beri Dünya BankasÁ'nÁn finanse ettiùi bu okullarda finansman giderek tamamen veliler-

den karĤÁlanÁr oldu. En çarpÁcÁ özelliùi ise sözleĤmeli öùretmen alÁmÁ. Bununla hedeflenen iĤgüvencesini kaldÁrma ve sendikasÁzlaĤma. Projenin finans boyutunun sosyal, kültürel etkinlikler ve baùÁĤlardan saùlanmasÁ öngörüldüùü için bütçeden ayrÁlan pay giderek azaltÁlÁyor. Japonya'yÁ kalkÁndÁrdÁùÁ söylenen TKY ise ticari iĤletmelerin verimlilik yöntemi. OkullarÁn ticari iĤletme, öùrencilerin müĤteri, bilginin meta olarak görüldüùü uygulamada 00 okul müdürü iĤletme yönetimi eùitiminden geçiridi. TKY'nin "en az maliyetle en iyi sonuç" ilkesi sermayenin temel ilkesidir.

OGM'de ise okullar Eùitim Bölgeleri'ne ayrÁlarak merkez okullar tüm yetkiyi toplayan baskÁ unsurlarÁ haline geliyor. KaynaklarÁn toplanmasÁ merkezileĤip daùÁlÁmÁ eĤitsiz yapÁlÁyor. Bu üç uygulama sonucu öùretmen ücretsiz fazladan çalÁĤan, çevre ve esnaftan para toplayan, "kültürel etkinlik" düzenleyen tahsildar rolünde. Fazla mesai ve angaryada katÁlÁm sürecine dahil ama program oluĤturmada devre dÁĤÁ. ĂĤte IMF'in yapÁsal uyum programlarÁnÁn eùitimdeki ayaùÁnÁn özeti. E itim-Sen 3 No'lu ube - Cengiz Al an

977 - ... Deniz YÁldÁrÁm yoldaĤÁmÁzÁ yitirdik. AcÁlÁ ve kÁzgÁnÁz. AklÁmÁzda 7 yÁllÁk yoldaĤlÁùÁmÁzÁn anÁlarÁ var. Birbirimize hep bunlarÁ anlatÁyoruz. 2 AralÁk'Á anÁyoruz hep. FaĤist köpekler devrimci tutsaklarla dayanÁĤma eylemine saldÁrÁyor. KÁzÁlay meydanÁ savaĤ alanÁ. Biraz ilerde, tutsak ailelerinin kaldÁùÁ binaya girmek istiyorlar. Sakarya'da barikatlar kuruluyor. YoldaĤ Deniz orada, bizimle faĤist sürüsünü taĤlÁyor... 26 Haziran'Á hatÁrlÁyoruz. KESK'li emekçilerle Güvenpark'tayÁz. Sahte sendika yasasÁ meclisten geçiyor. Biraz Sonra KÁzÁlay'a inecek, trafiùi keseceùiz. Deniz, polisin bombalarÁna karĤÁ maskeleri getiriyor... KiĤisel hatÁralarsa, onlar içimizde... AnÁlar saymakla bitmiyor. Ankara'dan Ăstanbul'a, Ăzmir’den Akhisar'a, hep aklÁmÁzda kalacak... DSĂP'li yoldaĤlarÁ

Akhisar'da sava a kar Á eylem: 23 Ekim Sal× günü, dershanelerde savaüa karü× eylem vard×. Savaüa karü× tüm öùrencilerle birlikte ABD'nin Afganistan'a yönelik sald×r×s×n× ve onun uüaù× olan ülkeleri protesto etmek için bir günlük siyah kurdele takma eylemi yapt×k. Eyleme öùretmenlerde destek verdiler. ûunu gördük: Öùrencilerin toplumun ezici çoùunluùu gibi savaüa yoksulluùa tahammülleri yok. Öùrencilerin büyük çoùunluùu takt×klar× siyah kurdelelerle savaü× protesto ettiler. Eylemimiz, savaüa karü× bir üeyler yapmay× düüünen bizlerle, öùrencilerin çoùunluùunu birleütirmeye yarad×. Eylemlere devam edeceùiz ve savaü karü×tlar×n×n bir araya gelip sokaùa ç×kmas× için mücadele edeceùiz. ABD terörizmini hak ettiùi yere gönderene dek Akhisar Sú okurlar×

Geri adÁm atmayaca Áz

BaskÁlar bizi yÁldÁramaz 6 Kas×m YÖK protestosu öncesinde ústanbul Üniversitesi'nde gergin günler yaüan×yor. úÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Atatürkçü Düüünce Kulubü (ADK) ve Tiyatro Kulübü standlar×na 30 Ekim Sal× günü polis sald×rd×. Öùrencileri joplay×p, öùretim görevlilerine biber gaz× s×kan çevik kuvvet mensuplar× silahlar×n× göstererek öùrencilere gözdaù× vermeye çal×üt×. ikramiyelerin gasp edilmesi atan iüçiler s×k s×k, Sald×r×y× protesto eden öùrencilere, Tülin Polat ve úzzettin eùilimine karü× uyar× eyle"Direneceùiz!" diye Önder gibi öùretim görevlileri destek verdiler ve mi yapan iüçiler çok öfkehayk×rd×lar. "Sald×r×lar× k×n×yoruz, öùrencilerin protestolar×n×n yan×nliydi. "IMF uüaù× hükümet úüçilerdeki öfke, ilk day×z" üeklinde aç×klama yapt×lar. istifa!", "Kurtuluü yok tek büyük kitle eyleminin ne Kas×m Perüembe günü ise savaüa karü× gösteri yapmak baü×na, ya hep beraber ya kadar güçlü olacaù×n×n da isteyen 00 kiüilik öùrenci kitlesi de yine polis sald×r×s×na hiçbirimiz!" sloganlar×n× bir göstergesi oldu. maruz kald×. 50 kiüi dövülerek göz alt×na al×nd×. Sald×r×lardan iki gün sonra 500 kiüilik öùrenci kitlesi Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde üark×lar, türküler ve halay stanbul l Örgütü: KÁrtasiyeci sk. 23/6 KadÁköy 02 6 346 6573 larla polise ve YÖK'e yan×t verdiler. Beyo lu lçe Örgütü: Ăstiklal cd. Terkoz çÁkmazÁ Karaaslan apt. Öùrenciler tüm bask×lara raùmen 6 5/8 Tünel Kas×m'da YÖK'e ve savaüa karü× Beyaz×t Ankara l Örgütü:MenekĤe sk.8/A D: 6 KÁzÁlay Meydan×'na ç×kacaklar. zmir l Örgütü: 850. sk N:3 Kat:4 D:406 3. Beyler-KemeraltÁ ú.Ü Sú okurlar×

Harb- hükümeti uyardÁ:

‘Direneceùiz!’ 25 Ekim'de Ankara Yüksel Caddesi'nde Türk-úü'e baùl× Harb-úü Sendikas× üyesi yaklaü×k 000 iüçi hükümeti protesto etti. Resen emeklilik, k×dem tazminatlar× ve

DSiP

TOPLANTILARI 0 KasÁm 200 Kapitalizmin suç dosyasÁ; Büyük irketler ve dünyanÁn imhasÁ Cumartesi saat: 4.00 DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgütü DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü Ekim Devrimi’nin güncelli i Cumartesi saat: 6.00 DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü

Kitle grevi ve sendikalar Cumartesi saat: 5.30 DSĂP Ankara Ăl Örgütü

7 KasÁm 200 Stalin ktidara nasÁl geldi? Cumartesi saat: 4.00 DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgütü Yeni sol ve devrimci parti Cumartesi saat: 5.00

DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü Terörizm mi? Kitle mücadelesi mi? Cumartesi saat: 5.30 DSĂP Ankara Ăl Örgütü Kapitalizmin suç dosyasÁ; Büyük irketler ve dünyanÁn imhasÁ Cumartesi saat: 6.00 DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü

Sosyalist ĂĤçi SayÁ: 63 z 6 KasÁm 200 ISSN 300-4026 z UluslararasÁTanÁtÁm ve YayÁncÁlÁk Ltd z Sahibi:Özden Dönmez z YazÁĂĤleri Müdürü: Volkan AkyÁldÁrÁm z Adres:SakÁzgülü sk. 24/4 KadÁköy/Ăstanbul z BaskÁ Yön MatbaasÁ

Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratÕcÕsÕ iúçi sÕnÕfÕdÕr. Yeni bir toplum, iúçi sÕnÕfÕnÕn üretim araçlarÕna kolektif olarak el koyup üretimi ve da÷ÕtÕmÕ kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform de÷il, devrim

øçinde yaúadÕ÷ÕmÕz sistem reformlar ile köklü bir úekilde de÷iútirilemez, düzeltilemez. Bu düzenin kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕ tarafÕndan ele geçirilip kullanÕlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕna karúÕ sermaye sahiplerini, egemen sÕnÕfÕ korumak için oluúturulmuútur. øúçi sÕnÕfÕna, iúçi konseylerinin ve iúçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklÕ bir devlet gereklidir. Bu sistemi sadece iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal eylemi devirebilir. Sosyalizm için mücadele dünya çapÕnda bir mücadelenin parçasÕdÕr. Sosyalistler baúka ülkelerin iúçileri ile daima dayanÕúma içindedirler. Sosyalistler kadÕnlarÕn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eúitli÷ini savunurlar. Sosyalistler insanlarÕn cinsel tercihlerinden dolayÕ aúa÷ÕlanmalarÕna ve baskÕ altÕna alÕnmalarÕna karúÕ çÕkarlar.

Enternasyonalizm

Sosyalistler, bir ülkenin iúçilerinin di÷er ülkelerin iúçileri ile karúÕ karúÕya gelmesine neden olan her úeye karúÕ çÕkarlar. Sosyalistler ÕrkçÕlÕ÷a ve emperyalizme karúÕdÕrlar. Bütün halklarÕn kendi kaderlerini tayin hakkÕnÕ savunurlar. Sosyalistler bütün haklÕ ulusal kurtuluú hareketlerini desteklerler. Rusya deneyi göstermiútir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaúayamaz. Rusya, Çin, Do÷u Avrupa ve Küba sosyalist de÷il, devlet kapitalistidir. Sosyalistler bu ülkelerde iúçi sÕnÕfÕnÕn iktidardaki bürokratik egemen sÕnÕfa karúÕ mücadelesini desteklerler.

Devrimci parti

Sosyalizmin gerçek leúebilmesi için, iúçi sÕnÕfÕnÕn en militan, en mücadeleci kesimi devrim ci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalÕúma ile inúa edilebilir. Sosyalistler pratik içinde di÷er iúçilere reformizmin kendi çÕkarlarÕna aykÕrÕ oldu÷unu kanÕtlamalÕdÕrlar. Bu fikirlere katÕlan herkesi devrimci bir sosyalist iúçi partisinin inúasÕ çalÕúmasÕna omuz vermeye ça÷ÕrÕyoruz.


Sayi: 63

6 KasÕm 200

500.000 TL

DayanÕúma fiyatÕ: .000.000 TL

IrkçÁlÁk yükseliyor

øúçi sÕnÕfÕnÕn kurtuluúu kendi eseri olacaktÕr

Daha ilk günden itibaren ABD’nin savaĤÁ ÁrkçÁ bir savaĤ oldu. Amerika’da yaĤayan tüm Orta Doùulular suçlu olarak görülmeye baĤlandÁ. CIA ve FBI 900’ün üzerinde Orta Doùuluyu göz altÁna aldÁ. Göz altÁna alÁnmalarÁndan bu yana avukatlarÁ dahil kimseyle görüĤtürülmeyen Orta Doùulu tutuklular son derece küçük hücrelerde tutuluyorlar. Aradan yaklaĤÁk iki aya yakÁn zaman geçmesine raùmen haklarÁnda hiçbir hukuki adÁmda atÁlmayan Orta

Doùululardan birisi geçen hafta göz altÁnda öldü. New Jersey Eyaletindeki toplama merkezinde tutulan Muhammet Refik Butt’un ölümü Eylül’den bu yana Amerika’daki ÁrkçÁ ölümlerden sadece bir tanesi. Bush’un ve yönetiminin ÁrkçÁ açÁklamalarÁnÁn sonucu 2 aydÁr bütün azÁnlÁklara karĤÁ aùÁr bir ÁrkçÁ saldÁrÁ var. SavaĤ karĤÁtlarÁ bütün gösterilerinde savaĤÁn ve Bush yönetiminin ÁrkçÁ yanÁnÁ öne çÁkarmaktalar.

Öfke tüm dünyay× sar×yor!

Her yerde direniü KúRLú BúR savaü sürüyor. Amerikan ve úngiliz emperyalistleri, üimdi yanlar×na Türk askerlerini de alarak yoksul Afgan halk×na sald×r×yorlar. Afganistan haftalard×r bombalan×yor. Dünyan×n en geliükin uçaklar×, roketleri, gemileri bu savaüta kullan×l×yor. Buna raùmen savaü× izleyen herkes ABD’nin teknoloji harikas× uçaklar×n×n ve roketlerinin yanl×ü hedefleri vurduùunu söylüyor. O kadar ki bu roketlerden birisi ABD’nin Afganistan’daki müttefiùi Kuzey úttifak×’n×n kontrolündeki bir köyü vurdu. Bu arada hastahaneler, yaül×lar evleri, K×z×lay’da ABD’nin ve úngilizlerin hedefleri aras×nda. ûimdi 90 Türk askeri de savaüa gidiyor. Amerika’da Vietnam’da savaüa kar×ü×rken de böyle olmuütu. Önce birkaç yüz, sonra birkaç bin ve sonunda onbinlerce asker Vietnam savaü×na kat×lm×üt×. Afganistan’da savaüa kat×lan Türk askerlerinin say×s×n×n 90’da kalacaù×n× düüünmek yanl×ü olur. K×sa zamanda yüzlerce, binlerce asker Afgan daùlar×nda savaüa tutuüacak. Bas×n’×n “Bordo Bereliler” diye üiüirdikleri bu askerler niye savaüt×klar×n× bilmeden Afgan topraklar×nda can verecekler. Türkiye’de nüfusun ezici çoùunluùu savaüa karü×. Bütün anketler bu sonucu gösteriyor. Asl×nda ankete de pek gerek yok. Sokaktaki hemen herkes “savaüa hay×r” diyor. Herkes asker gönderilmesini karü×. Savaüa kat×lmaktan yana olanlar sadece TBMM’nin MHP, DSP ve ANAP’l× milletvekilleri ile bir k×s×m gazetenin köüe yazar×. Onlar×n d×ü×nda herkes savaüa karü×. Türkiye’de IMF politikalar×n×n uygulanmas×nda da durum ayn×. Toplumun ezici büyük çoùunluùu IMF program×na karü×. Geçtiùimiz 2 ay içinde 6 milyon emekçi sokaklara ç×karak “IMF defol” diye hayk×rarak bunu ifade etti. úüçiler ve emekçiler IMF program×na sadece karü× ç×km×yorlar, öfke duyuyorlar. Bu öfkeyi dikkate almayanlar öfkenin patlamas×na raz× olacaklar. Hükümetin ve MGK’n×n “toplumsal patlama” tehlikesinden bahsetmesi ve önlemler

Bu hükümet zayÁf ve korkak. HalkÁna düĤman. HalkÁn isteklerinin tersini yapÁyor. Tek düĤündüùü vurgun ve soygun

Arjantin’ de iüçiler Cavolla’n×n program×na karü× arl×ks×z bir mücadele veriyor. almaya çal×ümas× boüuna deùil. Türk sermaye s×n×f× tehlikeyi görüyor. Onlar×n düüündüùü tek tedbir bask× ve zorbal×k. Soygunlar, hortumlamalar aç×k aç×k devam ediyor ve karü× ç×kana sald×r×l×yor. Hakk×n× isteyen dayak yiyiyor. Konuüan yakalan×p tutuklan×yor. Göz alt×na al×nana iükence yap×l×yor, öldürülüyor. Toplum, iüçiler ve emekçiler bask× ile y×ld×r×lmak isteniyor. Onlar olas× bir toplumsal patlamay× böyle bast×racaklar×n× san×yorlar. Yan×l×yorlar. Bask× ve zulüm toplumsal öfkeyi bast×ramaz. Sadece k×sa bir süre için erteler. Bu k×sa sürenin sonunda daha da kötüleüen yaüam koüullar× öfkenin daha da artmas×na ve patlaman×n daha da sert olmas×na yol açar. úüte Türkiye h×zla böyle bir noktaya sürükleniyor. O noktada hükümetin bask× ve zulüm tedbirleri yetmeyecek. Bunu iyi bilsinler! úüçiler ve emekçiler “savaüa hay×r!”, “IMF’ye hay×r!” diyor. Bu sesin daha da yükselmesi için görev baü×na.

Arjantin'in Dervi 'i gidici! rjantin ekonomisini "kurtarmak" için IMF A tarafÁndan Ekonomi BakanlÁùÁ'na atanan Domingo Cavallo'nun yürüttüùü ekonomik program çöktü. Cavolla büyük iddialarla Ekonomi BakanlÁùÁ'na atanmÁĤtÁ. Arjantin toplamÁ 32 milyar dolar olan dÁĤ borçlarÁnÁ ödeyememe noktasÁna geldi. Moratoryum beklentisi arttÁ. Yani Arjantin devleti iflasÁnÁ açÁklayacak ve dÁĤ borçlarÁnÁ ödeyemeyeceùini ilan edecek. Arjantin'in 32 milyar dolarlÁk dÁĤ borçlarÁnÁn yanÁ sÁra, ödenmemiĤ 95 milyar dolarlÁk iç borcu da var. 95 milyar dolarlÁk hükümet bonolarÁnÁn 58 milyar dolarlÁk kÁsmÁ yabancÁ yatÁrÁmcÁlarÁn elinde. Ăç ve dÁĤ borçlarÁn dolara endeksli olduùu Arjantin'de para sisteminin bütünüyle çökmesi ihtimali gündemde. IMF Arjantin'in talep ettiùi krediyi geçtiùimiz günlerde reddetmiĤti. Hükümet yeniden kredi talep ediyor, ama IMF'nin yeni kredi talebini de reddedeceùi söyleniyor. Devlet baĤkanÁ Fernando de la Rua yeni bir ekonomik paket hazÁrladÁ. Ekonomik programÁn tamamÁ sermayeyi rahatlatmaya ve devlete olan borçlarÁnÁ ertelemeye ya da ortadan kaldÁrmaya

yönelik. Yeni ekonomik programda eskisinde olduùu gibi iĤçiler açÁsÁndan saldÁrÁ niteliùinde. Geçtiùimiz aylarda Arjantin'de sokaklara dökülen öfke sürüyor. ĂĤsizler ve örgütlü iĤçi sÁnÁfÁ hareketinin birleĤtiùi ve yanÁna çiftçi ve esnaflarÁ da çeken sokaktaki gösteriler devam ediyor. Tam kazanÁm elde edilemese bile bu birleĤik hareket sayesinde hükümetin saldÁrÁlarÁ kÁsmen engellenebilmiĤti. Henüz kimin kazanacaùÁ belli deùil Ama hareket bu birleĤik niteliùini koruyarak güçlenebilirse kazanma ihtimali çok yüksek. Bu konuda yalnÁz da deùil. Latin Amerika'da diùer ülkelerde de örneùin Bolivya'ya IMF karĤÁtÁ hareketler oldukça güçlü geliĤiyor. Arjantin'deki mücadele burada yürütmek zorunda olduùumuz mücadeleler açÁsÁndan oldukça önemli ve öùretici. Arjantin'de hükümetin uygulamaya koyduùu kamu çalÁĤanlarÁnÁn ve emeklilerin maaĤlarÁnda kesintiler ve kamu kesiminde toplu iĤten çÁkarmalar Türkiye'de önümüzdeki günlerde hayata geçirilmeye çalÁĤÁlacak. 9 KasÁm ve AralÁk, burasÁ açÁsÁndan Arjantin'deki kitlesel mücadelelere benzer bir sürecin baĤlamasÁnÁn yolunu açabilir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.