164

Page 1

Sava ve devrim

Türkiye korsan devlet KÁbrÁs’Á tapulayarak, sömürgeciliùini belgeliyor

9 7 Rus Devrimi hiç kuĤkusuz savaĤlarÁn nasÁl devrimlere dönüĤtüùünün en iyi örneùidir. Sayfa:8

Ankara, KÁbrÁs’tan elini çek!

Sayı: 164

29 Kasım 2001

Afganistan’dan elinizi çekin!

Sayfa:5

Sayfa:7

500.000 TL

úûSúZLúøE SAVAûA YOKSULLUøA

HAYIR! z çi kÁyÁmÁna son!

z KÁdem tazminatlarÁ gasp edilemez! z Zorunlu emeklili e hayÁr! z Ücret kesintisine izin vermeyece iz! z Özelle tirmelere son!


29 KasÁm 200

2

2002: Daha büyük bir kriz kapÁda

FaturayÁ bu kez Halk ekmek kuyruklarÁ büyüyor ústanbul, Ankara, Bursa ve Adana’da belediyelerin halk ekmek fabrikalar× 24 saat çal×ü×yor. 200 graml×k ve piyasada 200 bin liraya sat×lan ekmek, halk ekmek fabrikalar× taraf×ndan 00 bin liraya sat×l×yor. ústanbul’da ekmeklerin yüzde 75’i Ümraniye, Gaziosmanpaüa, Bayrampaüa, Esenler ve Küçükcekmece gibi ilçelerin en yoksul semtlerinde sat×l×yor. ústanbul’da kriz öncesi günde milyon 350 bin ekmek satan belediye, bugün rakam×n milyon 950 bine ç×kt×ù×n× aç×klad×. Ancak .500 Halk bayine gelen talep 5 milyon ekmek!

HÜKÜMETE GÖRE TÜRKúYE EKONOMúSú iyi bir grafik çizmeye baülad×. Dolar×n yükseliüinin durmas× ve borsan×n yükseliüe geçmesi, 2002 y×l×nda IMF'nin 0 milyar dolarl×k yeni krediyi gönderecek olmas× krizden ç×k×ü×n kan×tlar×. Ancak hükümetin yaymaya çal×üt×ù× iyimserliùin suni, temelsiz ve milyonlarca insan için inand×r×c×l×ktan uzak olduùu son derece aç×k. Kemal Derviü'e göre 2002 bütçesi ile gelecek tasarruf tedbirleri 2002 sonunda Türkiye ekonomisini krizden ç×karacak. Kimilerine göre zaten krizde yok! Hükümetin baü destekçilerinden Radikal yazar× Mahfi Eùilmez üöyle diyor: "Bana sorarsan×z biz kafam×zda yaratt×k ve sonra da yaüad×k. Hiçbir biçimde Türkiye'nin içine girdiùi deùiüimi içimize sindiremedik. Bu deùiüime, tüketim zenginliùine lay×k olmad×ù×m×z× düüündük. Hep kendimizi suçlad×k." Romantik bir argüman olan tüketim zenginliùinin, milyonlarca emekçi için taü×d×ù× anlam birkaç ekmek ve zeytini düülemek. Bugün yay×lmaya çal×üan iyimserlik havas×n×n ard×nda daha da derinleüecek kriz ve dayat×lacak yeni bir fatura duruyor.

0 milyar dolar dÁ borçlara!

Ăndirim kampanyalarÁ ve gerçekler Gazeteler büyük manüetlerden haber veriyor: ústanbul ûiüli’de baülayan indirim kampanyas× vatandaü× sevindirdi. Tüketim art×yor, kar×nlar doyuyor ve ekonomi canlan×yor! ústanbul’da kampanyan×n baülad×ù× semt esas olarak orta s×n×f ve daha üst gelir gruplar×n×n yaüad×ù× bir semt. ústanbul’da Akmerkez ve Carousel, Ankara’da Karum, úzmir ve Mersin’de kampanya yapan al×üveriü merkezleri ayn× kesime hitap ediyor. Aù×rl×kl× olarak da lüks tüketim mallar×n× sat×yorlar. ústanbul’da Carousel al×üveriü merkezine kampanyay× duyup, ilk kez gelen bir ev kad×n× üöyle diyor: “Benim eüim esnaf. Bunlar bizim bütçemizi çok aüan lüks markalar. Bir çizme 50 milyon lira, kazaklar 50 milyon lira. Hiçbir üey almad×k. Bunlar indirimli fiyatlar ise hayret.” úndirim kampanyas× milyonlar için deùil, küçük bir az×nl×k için. Bu kampanya, al×üveriü merkezlerinin sahibi büyük üirketlerin kârlar×n× art×rmaya hizmet ediyor.

Türkiye yolsuzlukta dünya dördüncüsü Dünya BankasÁ raporuna göre kamu ihaleleri tutarÁnÁn yüzde 5’i, Ĥirket gelirlerinin yüzde 5’i rüĤvetlere gidiyor. Türkiye dünya çapÁndaki yolsuzluk listesinde dördüncülüùe yükseldi. ĂĤte Ecevit’in, YÁlmaz’Án, Bahçeli’nin lider Türkiye’si yine bir baĤarÁya imza attÁ.

2002 y×l×nda verilecek 0 milyar dolarl×k kredi ile Türkiye en borçlu ülke durumuna gelecek. Hükümete bakarsan×z sanki bu 0 milyar dolar 60 milyon aç insana bölüütürülecek, açlar ald×klar× parayla tüketimde bulunacak ve ekonomi düze ç×kacak! Ancak henüz bir dolar× bile Türkiye'ye ulaümayan kredi çok-

ödemeyece iz

Mucize, yÁllÁk kriz döneminde 4 bin 875 i yerinin kapanmasÁ ve milyon çalÁ anÁn i siz kalmasÁ oldu. 3 yÁllÁk yeni yapÁsal uyum anla masÁnÁn faturasÁ emekçiler için açlÁk ve ölümle e anlamlÁ.

tan baüaka bir kasaya girdi. Maliye Bakanl×ù×, IMF'den gelecek 0 milyar dolar×n ûubat ay×ndaki d×ü borç ödemelerinde kullan×lacaù×n× aç×klad×. Ancak faturay× emekçiler ödeyecek. 2002 y×l×nda kamu çal×üanlar×na yüzde 0+5 oran×nda zam verilmesi karara baùland×. Tasarruf tedbirleri ad× alt×nda kamuda iüçi k×y×m×n×n önü aç×l×rken, ücretleri yüzde 0 azaltma politikas× uygulanacak. Bunlar 0 milyar dolar karü×s×nda imzalanacak 3 y×ll×k yap×sal uyum program×n×n ilk sonuçlar×. IMF çok daha aù×r koüullarla gelecek.

2002: Ekonomide kara yÁl Kemal Derviü'e göre 200 yaz×nda ekonominin yüzde 5 küçülmesi, 200 sonu ve 2002 baü×nda yerini h×zl× büyümeye b×rakacakt×. Hükümet Türkiye ekonomisinin yüzde 4 oran×nda büyüyeceùini öngörmekteydi. B×rakal×m emekçileri patronlar bile bunun palavra olduùunun fark×nda. TÜSúAD'a göre büyüme oran× yüzde 2.4'te kal×rken, ekonomiyi yüzde 9.4 daralma bekliyor. 2002 y×l×nda enflasyon yüzde 80'lerde dururken faizlerde yükseliü devam edecek. Bu durum 2 Kas×m 2000'de

patlayan krizin hemen öncesindeki durumla tastamam ayn×d×r. Üstelik kap×da duran çok büyük çapl× bir krizdir.

FaturayÁ ödememek Y×l 999, IMF "Bu iü tamam" demiüti. 2000'de IMF "Biz inan×yoruz sizin enflasyon düüecek" derken, Dünya Bankas× Baükan× "Mucize yarat×yorsunuz" aç×klamas×n× yapm×üt×. Mucize, y×ll×k kriz döneminde 4 bin 875 iüyerinin kapanmas× ve milyon çal×üan×n iüsiz kalmas× oldu. 3 y×ll×k yeni yap×sal uyum anlaümas×n×n faturas× emekçiler için açl×k ve ölümle eü anlaml×. ûimdiden 2002'de sadaka zamm×na ve kesintilere mahkum edilen KESK'li kamu emekçileri, hükümet taraf×ndan toplu sözleümesi bozulan ve kap× d×üar× konulmak istenen Türk-úü'li iüçiler ve özel sektördeki y×k×m karü×s×nda varl×klar×n× yitirmekle karü× karü×ya olan DúSK ile Hakúü, bu sald×r×ya boyun eùmemelidir. Emek Platformu ancak IMF program×n× toptan reddederek ve hükümetle her türlü uzlaümadan uzak durarak kazanabilir. Örgütlü iüçi s×n×f× bunu baüarabildiùi anda arkas×nda iüsizleri, köylüleri, ezilenleri yani milyonlar× toplayacakt×r.

MHP usulü soygun kampanyasÁ: “Bu ülke için seve seve”

Patronlara verecek tek kuruĤumuz yok! GúRúûúMCú TÜRK sermaye s×n×f× yeni bir icatta daha bulundu: “Bu ülke için seve seve”. Ülkeni sev diyor patronlar. IMF’ye, IMF uüaklar×na, soygunculara boyun eù, fedakarl×k yap diyorlar. Milliyetçilik zor zamanlar×n silah×. Kriz karü×s×nda yoksullaüan, aç ve öfkeli y×ù×nlar×n o korktuklar× patlamay× engellemek için milliyetçilikten daha iyi bir araç olamaz.

Seve seve ölürüz! ABD’nin savaü×nda onun koüulsuz uüakl×ù×n× ve iübirlikçiliùini kabul eden Türkiye asker gönderiyor. Öyle ya Kore’de olduùu gibi “bu ülke için seve seve” emekçi çocuklar× ölebilir. Kriz karü×s×nda yüzde 60

pazar kaybeden Reklamc×lar Derneùi’nin bu kampanyay× baülatt×. Her gün halk ekmek kuyruklar×n×, bedava daù×t×lacak 3 kilo patates için soùukta saatlerce bekleyen insanlar×, geleceùi küsüp intihar edenlerin haberleri TV’lerde verilirken sol üst köüede “Bu ülke seve seve” yaz×yor. Bu Nazi usulü bir sevgi. Ünlü Nazi toplama kamp× Austwithz’in kap×s×nda üöyle yaz×yordu: “Çal×ümak özgürleütirir.” Açl×ktan öl, ülkeni sev. Afganistan’da öl ülkeni sev. Herkesin bu yalanlara karn× tok. úüçiler bu ülke için deùil kendileri ve diùer ezilenler için harekete geçmeli.

Ünlü Nazi toplama kampÁ Austwithz’in kapÁsÁnda öyle yazÁyordu: “ÇalÁ mak özgürle tirir.”

Türkiye Arjantin’den iyi durumda mÁ? Dünya Bankas× memuru Kemal Derviü’e göre Türkiye Arjantin’den daha iyi durumdad×r. Acaba öyle mi? Her iki ülkede IMF’nin kobay×d×r. Her iki ülkede boùaz×na kadar borçludur. Derviü’e göre Türkiye’nin iyi durumu uluslararas× kredibilitesinden ve buna teükil eden güven vericiliùinden geliyor. Türkiye IMF’den 22.5 milyar dolar destek ald×. Onu takip eden Arjantin de ise bu rakam 9.5 milyar dolar. Ancak 76 ülkede uygulanan IMF deneylerinin sonuçlar× ortak: Daha borçluysan, daha yoksulsun. IMF program× uyguluyorsan, ekonominin y×k×m×n× da garanti alt×na al×rs×n. Bundan dolay× bugün Arjantin sokaklar×nda barikatlar var.


29 KasÁm 200

3

diyor ki... AralÁk ve sonrasÁ

Direniüe devam! TÜRKúYE BúR YIL ÖNCE bugünlerde derin bir krize yuvarlanmaktayd×. Kas×m krizini ûubat krizi izledi ve ard×ndan tam bir uçuruma yuvarlan×ü baülad×. Kriz günleri kap×ya dayand×ù×nda iüçi ve emekçiler ayaktayd×. KESK’in Kas×m Ankara yürüyüüü bütün tahminlerin d×ü×nda güçlü bir y×ù×n eylemi oldu. Aral×k genel grevine ise Emek Platforumu’nun bütünü kat×ld× ve bugüne kadar ki en büyük grev hareketi gerçekleümiüti. Ne var ki Aral×k’×n ard×ndan DSP-MHP-ANAP hükümeti gözü dönmüü bir biçimde ortal×ùa sald×rmaya baülad× ve sendika önderlikleri de geri durunca hareket geri çekilmek zorunda kald×. Oysa, o sald×r× ortam×nda yay×nlanan Emek Platformu Program× bütün çal×üan nüfus için bir umut kaynaù× oluüturmaktayd×. Bu umutla yüzbinlerce iüçi, emekçi ve esnaf gösterilere ç×kt×. Kas×m 2000 ile May×s 200 aras×nda 6 milyon emekçi gösteriye ç×kt×. Ne var ki önderliklerin hareketi daha ileri çekmekteki isteksizlikleri gene hareketin

yavaülamas×na ve durmas×na neden oldu. úüçi ve emekçi hareketi bir süredir yeniden ileriye doùru yükseliyor. Kas×m ay×nda gerçekleüen bir dizi eylemin ard×ndan Aral×k geldi ve aüaù×dan gelen bask× sonucu sendika önderlikleri yeni bir genel grevden bahsetmekteler. IMF Türkiye’ye aù×r bir sald×r× program×n× dayatmakta ve hükümet bu program× üevkle hayata geçirmeye çal×ümaktad×r. MHP, DSP ve ANAP liderleri gözlerini k×rpmadan bu program× uygulayacaklar×n× söylüyorlar. Bir süree önce IMF program×n×n uygulay×c×s× olarak Türkiye’ye gelen Derviü’in Dünya Bankas× ve IMF’den getirdiùi talimatlara harfiyen uymaktalar. Yeni bütçe hayat× emekçiler için cehenneme dönüütürüyor. Ve hükümet emekçilerden bu programa, bu sald×r×ya uysalca boyun eùmelerini istiyor. Son y×lda yüzbinlerce emekçi iüini kaybetti. Bütün emekçilerin cebindeki para eridi bitti. Çocuklar açl×ktan ölmeye baülad× ve bu hükümet biraz daha kemer s×k×lmas×n× istiyor. Ayn× dönemde büyük üirketlerin ve bankalar×n kârlar× ise kat-

lanarak artt×. Örneùin generallerin üirketi olan OYAK kriz günlerinde üirketlerinin kâr×n×n artt×ù×n× ve 600 trilyon dolara ulaüt×ù×n× ve artmaya devam edeceùini söylüyor. Herkesin yaüam× zorlaü×rken OYAK nas×l kârlar×n× artt×rabiliyor? Üstelik kârlar×n× artt×ran bir tek OYAK deùil, bütün büyük üirketlerde durum ayn×. Küçük iületmeler bat×yor, iüçiler ve emekçiler yoksullaü×yor, tekeller zenginleüiyor. Ortada tam bir vurgun var. ûimdi iüçiler ve emekçiler bu durumu deùiütimek istiyor. B×çak kemiùe dayand×, ya direneceùiz ve mücadele edip kazanacaù×z ya da teslim olacaù×z, çoluk çocuk açl×ktan sefil olacaù×z. Aç×k ki bütün iüçiler ve emekçiler direnmeyi tercih edecektir. Sendika önderlikleri bir kez daha direnmemek isteyebilir. Onlar× mücadeleye çekecek olan tek üey tabandan gelen bask×d×r. Taban toplant×lar×, her gösterinin militanl×ù× ve y×ù×nsall×ù× sendikac×lar× da eyleme zorlamaktad×r. Eùer Aral×k gerçekleüiyorsa bu tabandan gelen bask×n×n bir ürünüdür.

Öyleyse her bir mücadeleyi dikkatle örmek, kazanmak için seferber olmak, sendika yöneticilerinin geri çekilmesine izin vermemek ilk ad×md×r. Mücadele baülay×nca aç×k ki sermaye s×n×f× ve hükümet bin bir türlü oyun oynamaya çal×üacakt×r. hareketi bölmeye, geri itmeye uùraüacakt×r. Buna izin vermeyelim.

Hükümet KÁbrÁs’ta sÁkÁĤtÁ KIBRIS BúR KERE DAHA gündemin önüne f×rlad×. Hükümeti oluüturan partilerin yetkilileri, Bahçeli, Ecevit ve diùerleri at×p tutuyorlar. “AB Kıbrıs’ı alırsa biz de Adanın Kuzeyini ilhak ederiz” diyorlar. Diùer taraftan ise AB’ye girmek için yan×p tutuütuklar×n× anlata anlata bitiremiyorlar. AB’nin tutumu ise aç×k. “Ya K×br×s Cumhuriyeti’nin bütünlüùünü tan×yacaks×n ya da Avrupa Birliùini unut” diyorlar. Bir AB yetkilisi ise “Kuzey K×br×s’×n ilhak× AB topraklar×n×n ilhak edilmesidir ve sonuçlar× aù×r olur” derken tüm alarm zillerinin çalmas×n× saùlad×. Hükümetin üoven tutumuna, AB’ye girmeyi en önemli hedef olarak gören TÜSúAD’l× patronlar üiddetle tepki gösterdiler. TÜSúAD’a göre hükümet K×br×s’ta

AB’nin istediùi doùrultuda anlaümal×. ûimdi üoven milliyetçiler kçüeye s×k×üm×ü durumdalar. Ama aynen IMF’ye karü× gösterdikleri sahte direniülerin sonunda her seferinde boyun eùdikleri gibi gene sermaye s×n×f×n×n ve emperyalistlerin önünde boyun eùecekler. Bugünlerde hükümet içe dönük bir milliyetçi oyun daha oynamakta. Afganistan’× kurtaracak güç olarak Türkiye gösterilmeye çal×ü×l×yor. Sanki Türkiye askerleri ve uzmanlar× ile bu ülkeye “medeniyet” getirecek. Oysa her üey aç×k ki ABD’nin elinde. O ne derse o oluyor. Bu nedenle hükümet ABD’den emir bekliyor. Gerçek bu. Bu abartma haberlerin tek nedeni içerde ulusal bir gurura ihtiyaç var. Ama emekçilerin öfkesini hiç bir kuyruklu yalan bast×ramaz. Bu hükümetin sonu yak×n.

Kanada’da anti-kapitalist eylem 2 KasÁm'da Dünya BankasÁ ve IMF'nin Kanada'nÁn Ottowa kentinde düzenledikleri zirve ve ABD'nin Afganistan'daki savaĤÁ protesto edildi. Ottowa'daki protestoya katÁlan 5000 kiĤi polisle çatÁĤÁrken, Toronto'da kamu emekçileri ve metal iĤçileri sendikasÁndan 3000 kiĤi, Montreal'de 4000 kiĤi eyleme katÁldÁ, Vancouver kentinde ise

5000 gösterici Ĥehrin önemli köprülerinden birisini trafiùe kapadÁ. 28 Eylül'de Washington'daki toplantÁnÁn ardÁndan bir sonraki toplantÁnÁn 2 KasÁm'da Ottowa'da gerçekleĤeceùinin bilinmesine raùmen protesto eylemi son 3 hafta içerisinde örgütlendi. Eylül'de yaĤananlardan sonra anti kapitalist hareketin içerisindeki bazÁ kesimler savunmaya çekildi. Anti kapitalist hareketin

Bugün geri ad×m atmak ölüme bir ad×m yaklaümakt×r. Mücadele ise kazand×racakt×r. Bu hükümet zay×ft×r, korkakt×r, ne yapacaù×n× pek bilmemektedir. Sadece kendisine IMF’den gelen emirleri yerine getirmeyi becerebilmektedir. IMF program×n× püskürtmek özgürlüklerin düüman× bu hükümetin de sonunu getirecektir.

Ülkücü MHP özgürlüklerin düĤmanÁdÁr ÜLKÜCÜ MHP SON GÜNLERDE çirkin suratÁnÁ açÁk açÁk göstermekte. Tüm ovenizmi, tüm özgürlük dü manÁ yüzünü utanmadan ortaya seriyor. Vurgundan pay alma tela ÁnÁ gizlemeye çalÁ mÁyor. Eski BayÁndrÁlÁk BakanÁ Koray AydÁn’Á akladÁlar ve parti içinde önemli görevlerle donattÁlar. Eski UlaĤtÁrma BakanÁ Enis Öksüz ise kendisinden sonra gelen bakanÁ tehdit ediyor, devlet olanaklarÁnÁ keyfi kullanÁĤÁnÁ en yüzsüz bir biçimde savunuyor. Geçenlerde Radikal gazetesinde bir söyleĤisi yayÁnlanan Türk Göbels’i (Alman Nazilerinin propoganda bakanÁ) ģevket Bülent Yahnici ise MHP’nin insan haklarÁna, demokrasiye, kültüre ne denli düĤman olduùunu açÁkça idafe ediyor. Yahnici’ye göre kültürel haklar ülkeyi böler, 3 2 kalkarsa herkes sokaklarda yürüyüĤ yapar. Oysa Yahnici kimsenin sesinin çÁkmadÁùÁ,, boyun eùdiùi bir toplum istiyor. Ona göre insan haklarÁ lüks ve gereksiz. GeniĤletilmesi deùil sÁnÁrlanmasÁ gerekir. Bu tür fikirleri savunan Yahnici diùer taraftan da “Türkiye’de daha fazla insan hakkÁ ve hürriyeti daha iyi bir noktaya gelsin diye Anayasa deùiĤikliùi yaptÁk” diyor. Ama Yahnici iki yüzlü. Çünkü ona göre “Fert baĤÁna milli geliri yerelerde sürünen bir ülke olmasaydÁ, Türkiye’de de demokrasi, insan haklarÁ, düĤünce özgürlüùü daha iyi noktada olurdu” diyor. Yani Türkiye de yoksulluk diz boyu olduùu için emekçileri ve iĤçileri daha fazla ezmek gerekir. Soluk almalarÁna izin vermemek gerekir, aksi takdirde ayaùa kalkar ve yürürler, örgütlenirler, mücadele ederler ve yaĤam koĤullarÁnÁ düzeltmek isteyebilirler, kendilerini soyup soùana çevirenlerden, çetelerden hesap sorarlar diye düĤünüyor. Bütün faĤistler özgürlüklere aynÁ nedenlerle karĤÁdÁrlar. ĂĤçilere ve emekçilere düĤünce, örgütlenme ve eylem özgürlüùü demek sermaye sÁnÁfÁ için kötü günler demektir çünkü hesap sorulmasÁ olanaùÁ vardÁr. Bu nedenle sermaye düĤünce özgürlüùüne, örgütlenme özgürlüùüne karĤÁdÁr ve emekçilerin bütün eylemlerini engellemek ister. FaĤistler ise sermaye sÁnÁfÁnÁn hizmetinde olduklarÁ için özgürlüklere düĤmandÁrlar. MHP sözcüsü Yahnici’nin özgürlükler düĤmanlÁùÁnÁn tek nedeni sermaye sÁnÁfÁnÁn çÁkarlarÁ herĤeyin önünde görmesidir. MHP için kÁble sermayedir. Sermaye sÁnÁfÁna hizmet için herĤeyi yaparlar. 970’lerde binlerce devrimcinin Ülkü OcaklÁ ve MHP’li militanlarca katledilmesi, MaraĤ, Çorum ve Sivas’Án kan gölüne çevrilmesi, beĤikteki çocuklarÁn bile ülkücü faĤistler tarafÁndan baltalarla parçalanmasÁnÁn ardÁndaki tek neden sermaye sÁnÁfÁna hizmet aĤkÁdÁr. Ülkücü faĤist hareketin daùÁtÁlmasÁ bütün emekçiler için en önde gelen görevdir. önde gelen isimlerinden Walden Bello Socialist Worker (Sosyalist ĂĤçi) gazetesine eylemin geç örgütlenmesi ile ilgili olarak ĤunlarÁ söyledi: "Burada bir toplantÁnÁn yapÁlacaùÁnÁ biliyorduk, Kuzey Amerika'da daha büyük bir protesto örgütleyebilecek zamanÁmÁz vardÁ, aslÁnda bunu yapabilirdik. Ama her Ĥeye karĤÁn buradaki ruh hali ve verilen mesaj oldukça net ve güçlüdür: Bu kurumlar kendilerini saklayamazlar!"

Enternasyonal Sosyalizm

KitapçÁlarda ve Sosyalist ĂĤçi satÁcÁlarÁnda.


29 KasÁm 200

4

Tasarruf deùil, eziyet paketi!

Bu emekçilere kar Á açÁlan bir sava ükümet Afganistan'a asker gönderme haz×rl×klar× içindeyken, Türkiye cephesinde de tüm emekçilere ve yoksullara geniü bir cephede savaü ilan ediyor. Savaü×n ad×: Tasarruf paketi. Hükümetin IMF'den direktif alarak önümüze sürdüùü "tasarruf" paketi, tam bir sald×r× paketi. Hedef baüta kamu emekçileri olmak üzere tüm yoksullar! Hükümet gözünü, karn×m×z× bile doyurmayan cebimizdeki 7. milyar dolara çevirdi. Ücretlerimizi düüürürken, kamu sektörüne yeni personel al×nmayarak, mevcut çal×üanlar×n daha fazla çal×üt×r×lmas×, yani daha çok sömürülmesi hedefleniyor. Daha az ücret, daha çok iü!

H

Hastalanmak yasak Hükümet bununla da yetinmeyerek, emekçilerin hastalanmas×na da izin vermiyor! úlaçlar× tane ile daù×tacaklar! 2002 y×l×ndan itibaren yüzde 0'luk ilaç kat×l×m bedeli maaülardan kesilecek. Maaülar×m×zdan kesilerek bedelini peüinen ödediùimiz sosyal güvenlik hizmetlerinden ve ilaçlardan bizi mahrum ediyorlar! Saùl×k hizmetleri paras× olana. Ellerinden gelse, hastal×ktan da vergi alacaklar! Tar×msal ürünlere destek de kald×r×l×yor. Soya fasulyesi ve kanola d×ü×nda tar×msal destek verilmeyecek. Bunun sonucu ortaya ç×kan büyük fiyat art×ülar×yla, maliyetler HASTALAR ÖLÜME MAHKUM: úlaçlar tane ile sat×lacak. Yüzde 0 oran×ndaki ilaç kat×l×m pay× memur maaülar×ndan doùrudan kesilecek. Bu yolla 200 trilyon liray× hastalanan iüçilerin cebinden çalmay× planl×yorlar. øùÇø KADROLARININ øPTALø: úüçi kadrolar× iptal edilecek. Bu yolla tenkisatlar art×r×lacak. øùÇø øKRAMøYESø

Türk-ĂĤ BaĤkanÁ Bayram Meral: “Beklenenin üzerinde bir paket açÁkladÁlar. Bu da gösteriyor ki hükümet gitmeyi göze aldÁ" yine bize yükleniyor.

SaldÁrÁ çok boyutlu Bu arada doùalgaz ve bir dizi baüka ürün vergileri de art×yor. Motorlu Taü×tlar, Akaryak×t Tüketim, Özel úülem gibi vergilerde oranlar×n×n en üst s×n×rlar×n×n uygulanacaù× ilan ediliyor. Ayn× üekilde belediyelere saùlanan destek azal×rken, bu eksiùi, yine bize yans×t×lacak vergilerle kapamay× planl×yorlar. Bütçe, cebimizdeki son kuruülara da göz diker, saùl×k ve eùitime gülünç oranlarda pay ay×r×rken, savaüa, vurguncuya, talanc×ya, banka bat×ranlara büyük pay ay×r×yor. Cebimizden çal×nanlar, hemen bütünüyle banka patronlar×na "faiz" ad× alt×nda aktar×l×yor.

Türkiye úü Bankas× patronu, Genel Müdür Ersin Özince, hükümet taraf×ndan aç×klanan sald×r× program×na tepkilerin gözlendiùi hat×rlat×larak, bunun "sosyal huzuru" ne ölçüde etkileyeceùinin sorulmas× üzerine, "ûu an, bir de sosyal huzur konusunda s×k×nt× yaratacak bir dönem deùil" diye konuüarak, sermaye s×n×f×n×n korkulu rüyas×n× dile getiriyor. Biz de bu korkulu rüyay× bir kabusa çevirerek, tasarruf paketini çöpe yollayacaù×z! Özince, yaüanan ekonomik kriz sürecinde en kötü günlerin geride kald×ù×n× ve uygulanan istikrar program×n×n Türkiye için f×rsat olduùunu iddia ediyor. úüte as×l gerçek bu! Bizim için sefalet, açl×k olan, patronlar için "f×rsat".

Pakette zam ve i ten çÁkarma var VERøLMEYECEK: Kamu iüçilerinin, bakanlar kurulu karar×yla verilen iki ikramiyesinden birinin ödenmemesi veya 2003 y×l×na ertelenmesi planlan×yor. Bu yolla 35 trilyon lira daha t×rpanlanmak isteniyor. úüçilerin dönüüümlü olarak birer ay ücretsiz izne ç×kar×lmas×

5 günde neler oldu? Petrolcüler insan ihtiyaçlarÁna dü man Premier Oil adlÁ çokuluslu bir petrol Ĥirketi, Pakistan'da bulunan ve yok olma tehlikesi altÁndaki sayÁsÁz hayvan ve bitki türünü barÁndÁran Kirthar Ulusal ParkÁ'nda doùalgaz araĤtÁrmasÁ yapmaya hazÁrlanÁyor. Olaya tepki gösteren PakistanlÁ çevreciler, dünyanÁn en büyük çevre örgütü olan Friends of The Earth International'Án (UluslararasÁ Dünya DostlarÁ) bünyesine de katÁlarak, Ĥirket aleyhine dava açtÁlar. Ancak kendilerini YurttaĤlar Komitesi olarak adlandÁran çevreci oluĤumun çabalarÁ, doùal yaĤamÁ koruma yasasÁ Ĥirket lehine gevĤetilerek engelleniyor. Ne tesadüf ki (!) bunu yapan PakistanlÁ bakan bir petrol Ĥirketinin eski müdürü. ģirketin doùalgaz çÁkarÁp satmasÁ için kurban edilecek olan ulusal parkÁn tek özelliùi

da gündemde. Memur maaülar×nda art× 2 puanl×k refah pay× uygulamas× da kald×r×lacak. BELEDøYE GELøRLERøNE TIRPAN: Doùalgaz, akaryak×t tüketim kapsam×na al×n×yor. Doùalgazda yüzde 45 civar×ndaki belediye pay-

Kazanaca Áz Ama buna izin vermeyeceùiz. Bu 24 Ocak kararlar× düzeyinde bir sald×r×. Unutmayal×m, 24 Ocak kararlar×n× hayata geçirebilmek için 2 Eylül askeri darbesi ve terörü gerekti. Bugün de bir "sosyal patlama"n×n eüiùinde olunduùu bizzat Genel Kurmay ve MGK raporlar×nda dile getiriliyor. Hükümet istikrars×z ve zay×f. Türk-úü Baükan× Bayram Meral, “Beklenenin üzerinde bir paket aç×klad×lar. Bu da gösteriyor ki hükümet gitmeyi göze ald×" diyor. Hakl×! Bu hükümet ne pahas×na olursa olsun sald×r×yor! Paketi ve hükümeti çöpe yollamak da bize düüüyor! lar×n×n düüürülmesi öngörülüyor. Bu üekilde 600 trilyon lira daha cebimizden ç×kacak. ZAMLAR: Tekel ürünlerine bu ay içinde yüzde 25 oran×nda zam yap×lmas× planlan×yor. TCDD'YE DE TIRPAN: Tren seferleri iptal edilerek 50 trilyon lira tasarruf saùlan×rken, bizler pahal× özel sektör taü×mac×l×ù×na mahkum ediliyoruz.

Gelir adaletsizliùi MF patentli "tasarruf" paketlerinin sald×r×s× karü×s×nda dünyada ve Türkiye'de gelir daù×l×m×nda eüitsizlik h×zla art×yor, milyarlar yoksullaü×yor. Hergün izlediùimiz televizyon programlar×, okuduùumuz gazeteler gelir eüitsizliùinin yaratt×ù× açl×ù× ve sefaleti gözler önüne seriyor. Çöplerden yiyecek toplayanlar, evlerinden at×ld×klar× için sokaklarda yatanlar, açl×k s×n×r×nda yaüayan milyonlarca insan ve açl×ktan ölen onbinlerce çocuk. Tüm bunlar üu anda Türkiye'de neden sosyal bir patlama beklendiùini, neden küreselleüme karü×t× hareketin dünyada h×zla yayg×nlaüt×ù×n× da aç×kl×yor. Türkiye, Brezilya, Meksika, ûili, Güney Afrika'dan sonra gelirin en adaletsiz daù×ld×ù× ülke. Mustafa Sönmez'in yapt×ù× bir araüt×rmaya göre, 2000 y×l×n×n ilk alt× ay×nda gelir adaletsizliùi daha da derinleüti. Nüfusun en zengin kesimini oluüturan 600 bin kiüilik küçük bir az×nl×k, ulusal gelirin yüzde 8'ine el koyarken, en alttaki 600 bin kiüi, sadece binde 6's×yla yetinmek zorunda. K×saca en zengin ile en yoksul yüzde 'lik nüfusun ayl×k gelirleri aras×nda toplam 236 kat fark var. 2000 y×l×nda bu 600 bin kiüilik küçük varl×kl× asalak az×nl×k, nüfusun yüzde 45'i, yani 28.5 milyon insan×n gelirinin toplam×na eüit bir kaynaùa el koyuyordu. Türk-úü verilerine göre 4 kiüilik bir ailenin asgari giderleri 800 milyon liray× geçmesine karü×n, nüfusun yüzde 80'i 400 milyon lira ve alt× gelirle yaüamaya mahkum ediliyor. Yoksulluk g×da tüketimini de azalt×yor. Et tüketimi 200 y×l× içinde yüzde 40 azald×. Türkiye’de et tüketimi, AB ülkelerine göre 5 kere daha az, geliümekte olan ülkelerin ise yar× seviyesinde. 2000 y×l×n×n Kas×m’×nda ve 200 y×l×n×n ûubat’×nda yaüanan iki krizle birlikte yoksulluk yayg×nlaü×rken, gelir adaletsizliùi çok daha derinleüti. Yoksulluùun yan× s×ra milyonlar iüsizlikle de karü× karü×ya. Çal×üma ve Sosyal Güvenlik Bakanl×ù×’n×n verilerine göre, 200 y×l× Ocak-Eylül döneminde milyondan fazla kiüi iüini kaybetti. Sosyal patlama tehditi iüte bu adaletsizliùe karü× öfkeyi ve isyan× ifade ediyor.

I

Kaynaklar patronlara, yoksulluk emekçilere • Hazinenin bir günlük faiz ödemesi, asgari ücretle çalÕúan 749.300 kiúinin bir aylÕk gelirine eúittir. • Ekim 200 sonu itibariyle yoksulluk sÕnÕrÕ 806 milyon lira ve açlÕk sÕnÕrÕ 265 milyon liraya ulaútÕ. • Türkiye nüfusunun yüzde 80’inden fazlasÕ 400 milyon ve daha az ücretle geçinmek zorunda. • Bütçeden sa÷lÕ÷a ayrÕlan pay sadece yüzde 2.4, yani 2 katrilyon 345 trilyon lira. • Sa÷lÕ÷a ayrÕlan bu derece düúük payÕn ise sadece 8 trilyonu, yani 3’de biri sa÷lÕk yatÕrÕmlarÕ için harcanacak.

Kapitalizmin suç dosyas× barÁndÁrdÁùÁ hayvan ve bitki türleri deùil. ParkÁn içinde çok sayÁda arkeolojik site de bulunuyor. AyrÁca -en son söylüyoruz ama belki de en önemlisi- bu park, Pakistan'Án en büyük kentlerinden Karaçi'de yaĤayan tam 4 milyon insanÁn su ihtiyacÁnÁ karĤÁlÁyor! KasÁm i sizleri DünyanÁn en geliĤmiĤ ülkelerinde iĤçi sÁnÁfÁnÁn yalnÁzca bu yÁlÁn KasÁm ayÁ rakamlarÁyla uùradÁùÁ saldÁrÁlarÁ gösteren birkaç örnek: - Ăsviçre havayollarÁ bu ay 9 bin iĤçiyi iĤten attÁ. - Deutsche Bank 0 bin kiĤinin iĤine son verdi. - ABD Delta havayollarÁ 2 bin iĤçi çÁkardÁ. - Belçika'da Sabena havayollarÁ iflas etti ve 2 bin kiĤi iĤsizler ordusuna katÁldÁ. - Avusturya'da iĤsiz sayÁsÁ geçen yÁlÁn aynÁ ayÁna oranla % 4.5 arttÁ.

- "Efsane" Alman emperyalizminin topraklarÁnda iĤsiz sayÁsÁ KasÁm ayÁ itibariyle 3.7 milyona çÁktÁ. - "Japon mucizesi", iflas eden firma sayÁsÁnÁn, 0 yÁl öncesine göre tam kat daha fazla olduùunu açÁkladÁ... - SanayileĤmiĤ ülke iĤçilerinin Üçüncü Dünya iĤçilerinin sÁrtÁndan geçindiùini zannedenlere ithaf olunur! Göç mevsimi Kapitalizmin az geliĤmiĤ ülkelerde yarattÁùÁ tahribatlardan, savaĤlardan, yoksulluktan, açlÁktan kurtulmanÁn çaresini, geliĤmiĤ ülkelere kaçmakta arayanlarÁn sayÁsÁ her geçen gün artÁyor. AdÁ öyle pek de ileri sanayi ülkeleri arasÁnda anÁlmayan Yunanistan'da bile, yalnÁzca bu yÁl baĤÁndan beri 205 bin kaçak (kaçak olmayan ve

yakalanamayan sayÁsÁnÁ bilmiyoruz) göçmen gözaltÁna alÁndÁ. YalnÁzca bu KasÁm ayÁ içinde, denizleri geçerken boùulanlar hariç, bin kaçak göçmen yakalanarak Yunanistan'Án Zakinthos adasÁnda "bekletmeye" alÁndÁ. Müjde ! YaĤadÁùÁmÁz ülke son 5 gün içinde - 47 yÁldÁr katÁlamadÁùÁ dünya kupasÁ eleme grubuna katÁlma baĤarÁsÁnÁn yanÁsÁra- iki büyük baĤarÁya imza attÁ. ArtÁk tartÁĤmasÁz biçimde IMF'ye en borçlu ülke Türkiye! Bitti mi? Bitmedi! ArkasÁnda, turizme büyük katkÁ sunacak olan Efes antik kenti resmi bulunan yeni 20 milyonluk banknotlarÁyla, dünyada parasÁna en çok sÁfÁrÁ sÁùdÁrabilen ülke de Türkiye! Cengiz AL AN


29 KasÁm 200

5

Küresel sermayenin saldÁrÁsÁnÁn adÁ: vrupa Birliùi'ne üyeliùin Türkiye'nin ç×kar×na olduùunu sadece TÜSúAD deùil, bir k×sm× aç×kça, bir bölümü de utangaç bir üekilde olmak üzere solun geniü kesimleri de savunuyor. Solda AB'ye üyeliùini savunanlar×n en önemli dayanaù×, bu üyeliùin Türkiye'ye demokrasi getireceùi iddias×. Oysa gözden kaçan, Kopenhag kriterlerinin sadece siyasi deùil, ayn× zamanda ve ondan daha da önemlisi ekonomik yapt×r×mlar× içeriyor olmas×.

A

MHP AB’ye kar Á mÁ? Oral Çal×ülar Cumhuriyet’teki köüesinde, Türkiye’de bask×lardan ve yoksulluktan kurtulman×n adresi olarak AB’yi gösterirken, bunun önündeki en büyük engelin de MHP olduùunu ileri sürüyor. MHP özgürlüklere düüman olduùu için mi AB üyeliùinde ayaù× sürçüyor? AB’ye üyelik, MHP’nin karü× olduùu özgürlükleri getirebilir mi? MHP’nin hükümet ortaù× olarak, uygulanan IMF patentli ekonomik sald×r× paketlerinin mimarlar×ndan olduùu unutulmamal×. Geçmiüte uygulanan ve son olarak “Tasarruf paketi” diye önümüze at×lan sald×r× paketlerinin, AB’ye üyelik sürecinde ekonomik kriterlerin gereùi olduùu da bir gerçek. AB’ye üye olmak için, Türkiye bu ekonomik sald×r× program×n× baüar×yla hayata geçirmek zorunda. Bu anlamda MHP, AB’ye üyeliùin karü×s×nda deùildir, tam tersine üye olunmas× için at×lan ad×mlarda kilit bir noktada rol oynamaktad×r. MHP’nin göstermelik AB karü×tl×ù×, daha doùrusu bu konuda ayaù×n×n sürçüyor olmas×, bu faüist partinin üzerine yükseldiùi orta s×n×flar×n, krizin de etkisiyle h×zla proleterleümesi ve bunun sonucu olarak ortaya ç×kan, gerek TÜSúAD’×n temsil ettiùi büyük sermaye, gerekse küresel sermaye ile çeliükisinde aramak gerekiyor. Çünkü bu kesimleri h×zla törpüleyen bu kriz, küresel sermaye ve TÜSúAD’×n program×n×n sonucudur. K×sacas× MHP’nin tutumu stratejik deùil, popülist bir tutum olmakla s×n×rl×d×r. Stratejik olan, MHP’nin büyük sermayenin ç×karlar×n×n koruyucusu olmas× ve bu doùrultuda IMF patentli küresel sermayenin sald×r× program×n×n baül×ca ortaklar×ndan olmas×d×r. Avrupa Birliùi'nin yürütme organ× AB Komisyonu'nun geniülemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, “Türkiye kriterlere uymuyor” derken, “yasal ve anayasal reformlar×n olumlu geliütiùini” ancak “ekonomik alanda ilerleme kaydedilmediùini” belirtiyor. Birlik ad×na yap×lan aç×klamalara bak×ld×ù×nda, as×l sorunun K×br×s ve AGSP (Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikas×) gibi siyasi konularda yoùunlaüt×ù× görülüyor. AB yetkililerini tatmin etmeyen ekonomik alandaki durum, hükümetin uygulamaya çal×üt×ù× IMF program×n×n baüar×s×zl×ù×ndan, Türkiye sermaye s×n×f×n×n krizini aüamamas×ndan kaynaklan×yor. AB’nin úlerleme Raporu’nda, ekonomik kriterler konusunda Türkiye’nin gerek diùer aday ülkeler aras×nda gerekse AB’ye üye ülkeler aras×nda en geride yer ald×ù× belirtiliyor. Madrid Kriterleri olarak bilinen ve aday ülkelerin üyelik müzakerelerinin baülamas× için yerine getirmesi gereken ekonomik kriterlerini Türkiye’nin henüz hiçbir üekilde yerine getirmediùinin de alt× çiziliyor. Bunlar piyasa ekonomisi, yani kamu kesiminde küçülme, bir baüka deyiüle sosyal devletin parçalanmas×, sosyal güvenlik sisteminin çökertilmesi ve özelleütirmeler, yani iüsizlik ve yoksullaüma dayatan kriterler. K×saca bun-

AB

Avrupa Birli i, sermayenin birliùidir. AB üyeliùine hayÁr demek, bu nedenle iĤçi sÁnfÁnÁn ve emekçilerin çÁkarlarÁnÁn savunucusu olmanÁn gereùi!

Nice 2000: Avrupa øúçi sÕnÕfÕ AB’yi protesto ediyor. lar, bizim yak×ndan bildiùimiz yap×sal uyum programlar×n×n bir baüka versiyonu. Bu kriterler, küresel sermayenin ç×karlar×n×n kriterleridir. úüte bu nedenle Türkiye'nin IMF program×yla, Kopenhag'da ve Madrid’te belirlenen ekonomik kriterler örtüümektedir. Çünkü AB'nin oluümas×nda ve geliümesinde belirleyici unsur, Avrupal× tekellerin ABD ve Japonya gibi diùer sermaye bloklar×yla rekabeti ve Avrupa emekçileri karü×s×ndaki ç×karlar×d×r. Avrupa Birliùi, bu dinamik üzerinden, Avrupa sermaye bloùunun rekabet gücünü art×racak üekilde rasyonelleüerek, yani sermaye birikimini azamiorandaartt×racak üekilde ilerliyor. Bir baüka deyiüle süreç, Avrupa sermayesi ile Avrupa iüçi s×n×f× aras×ndaki çat×üman×n dinamikleri taraf×ndan belirleniyor.

Demokrasi gelecek mi? Peki baül×ca dürtüsü daha fazla kâr olan, tüm at×lan ad×mlar×n kâr elde et-meye tabii olduùu, bu nedenle sosyal devlet ad×na kazan×lm×ü elde ne varsa ac×mas×zca sald×ran bir sistemde, emekçilerin lehine demokrasiyi geniületmek mümkün mü? Demokrasi soyut bir üey deùil. Avrupa demokrasisinin s×n×rlar×n×, cisimleümiü bir üekilde Göteborg’da ve Cenova’da demokratik gösteri hakk×n× kullanan küreselleüme karü×tlar×na karü×

s×k×lan kurüunlarda gördük. Carlo’yu katleden kurüunlarla, Türkiye’de Küçükarmutlu’da ve hapishanelerde açl×k grevindekilere s×k×lan kurüunlar aras×nda bir fark yok. Türkiye’de uygulanan iükenceyle, Cenova’da gözalt×na al×nan küreselleüme karü×tlar×n×, Mussoli’nin resimleri önünde falakaya yat×rarak, faüist marülar dinleten bir anlay×ü aras×nda nitel olarak bir fark yok. Unutmamak gerekir ki, AB heyeti yapt×ù× incelemelerde Türkiye’deki F-tipi hapishaneleri onaylam×üt×r. Bunda üaü×lacak bir üey yok. Almanya’da RAF üyelerini yarg×s×z infaz eden, izolasyon hücrelerinde y×llarca tutarak en aù×r iükenceyi uygulayan Alman polisinin dayand×ù× hukuk sistemi, Korsika’da yasad×ü× kontr-gerilla örgütü kurarak nuhalifleri katleden, Cezayir’de katliamlar gerçekleütirmiü Frans×z polis ve ordusunun dayand×ù× hukuk sistemi ya da BASK önderlerini Fransa’da yarg×s×z infaz eden úspanyol gizli polisinin baùl× olduùu úspanyol hukuk sistemi, emekçilere demokrasi vaat etmiyor! Sermayenin ç×karlar× taraf×ndan üekillenen Avrupa Birliùi, demokrasi getirmez. Avrupa Birliùi, sermayenin birliùidir. AB üyeliùine hay×r demek, bu nedenle iüçi s×nf×n×n ve emekçilerin ç×karlar×n×n savunucusu olman×n gereùi!

Küresel direniĤin kazanmasÁ için

AB’ye hayÁr! vrupa Birliùi'nde son on y×lda küresel serA mayenin neo liberal sald×r× program× uygulan×yor. Bu uygulanan program, Maastricht, Kopenhag, Madrid ve Nice gibi zirvelerde belirlendi. Söz konusu kriterler Türkiye'de sadece "demokrasi" kriterleri olarak an×l×yor. Oysa bunlar Avrupa sermaye gruplar×n×n ç×karlar× doùrultusunda belirlenen bir birliùe üye olman×n kriterleri. Bu nedenle söz konusu kriterlerle, Türkiye'de küresel sermayenin ç×karlar× doùrultusunda dayat×lan IMF sald×r× programlar× aras×nda büyük benzerlik var. Dolay×s×yla AB'yi üekillendiren her ad×m, Avrupal× emekçiler için çok aù×r kay×plar anlam×na geldi. Çal×üanlar×n gelirleri düüerken, patronlar×n kârlar× artt×. Emekçiler daha uzun iü saatleri, sosyal güvenceden mahrum çal×üma koüullar×na mahkum edilirken, bütçede saùl×k, eùitim ve sosyal yard×mlar×n pay× h×zla düüürüldü ve yerine silahlanmaya ayr×lan paylar art×r×ld×. Özelleütirme sald×r×s× sonucunda 27 milyon emekçi iüini kaybederken, 58 milyon Avrupal× yoksulluk s×n×r×n×n alt×nda yaüamaya mahkum edildi. Avrupa'da iüçilerin ancak yüzde 20'si 40 saatlik normal iülerde çal×üabiliyor. 30 saatin alt×nda çal×üan ve dolay×s×yla çok düüük ücretlere boyun eùenlerin oran× yüzde 4. Buna karü×l×k 45 saat ve daha uzun, dolay×s×yla daha kötü koüullara mahkum edilenler ise yüzde 50'yi buluyor. úüsizlik oran× da yüzde 6'ya ulaüm×ü durumda. Söz konusu veriler 993-94 dönemine ait, çünkü AB yetkilileri, giderek kötüleüen sosyal yaüama ait verileri kamuoyundan gizlemeyi tercih ediyor. Ancak yoksulluùun ve iüsizliùin h×zla t×rmand×ù× ve daha da kötüleütiùi ortada. Patronlar×n Birliùi AB'ye karü× öfke kendisini sokaklarda kitlesel protestolar ve grevler üeklinde ifade ediyor. AB'nin 2 ve 22 Eylül'de Belçika'n×n Liege kentinde düzenlenen zirvesini 8 bin iüçi ve anti kapitalist bast×. Kitleler alanlara ç×karak AB'ye, özelleütirmelere, liberalizme ve savaüa karü× sloganlar att×. 9 Ekim'de ise Gent üehrinde 20 bini aük×n öfke dolu iüçi ve anti-kapitalist, on iki saati aük×n bir süre AB'ye ve "Savaüa hay×r" diyerek zirvenin yap×ld×ù× bölgeyi fiili bir kuüatma alt×na ald×. Zirve ancak dikenli teller ve polis barikatlar×n×n korumas× alt×nda yap×labildi. 3- 4 Aral×k'da Brüksel'de düzenlenecek zirveye karü× ise Avrupa'n×n her yerinde binlerce küreselleüme ve savaü karü×t× aylar öncesinden kampanyalara baülad×. Sermayenin Avrupas×'na karü× emekçilerin Avrupa's× diyen kitleler, Brüksel'deki zirveyi kuüatma alt×na alacak. “Küresel Adalet, Küresel Bar×ü” ad× alt×nda gerçekleüecek gösterilere 00 binden fazla iüçinin ve anti kapitalistin kat×l×m× bekleniyor. Avrupal× emekçiler, Avrupal× patronlar×n birliùi AB'ye karü× direniyor. Küresel kapitalizme karü× mücadele ile AB üyeliùine "Hay×r" demek, ayn× ve tek bir mücadelenin parças×. Küresel direniüin kazanmas× için AB'ye hay×r!

Türkiye korsan devlet KÁbrÁs’Á tapulayarak, sömürgeciliùini belgeliyor

Ankara, KÁbrÁs’tan elini çek! ×br×s’ta Ankara politikalar× ve Denktaü’×n korsan devleti giderek daha da s×k×ü×yor. K×br×s Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliùi’ne üye adayl×ù×n×n somutlaümas× da AnkaraDenktaü ittifak×n× zor durumda b×rak×yor. AB polikas× çok net bir üekilde Ankara’y× bir yol ayr×m×na itiyor: Ya AB üyeliùi, ya da K×br×s’ta iügal ve sömürgeleütirmeye devam! Ankaray× s×k×üt×ran, TÜSúAD’×n sert bir üekilde “Yeter art×k, K×br×s’×n iügalinin AB üyeliùinde ayakbaù× olmas×na izin vermeyin” demesidir. Patronlar K×br×s’×n iügalinin devam× karü×l×ù× daha fazla bedel ödemek istemiyor. Durum Ankara’n×n resmi

K

politikas×n×n bize yans×tt×ù×ndan çok farkl×. Baül×ca sorun, Adan×n önemli bir k×sm×n×n Türk askerlerinin iügali alt×nda bulunmas× ve KKTC'nin korsan bir devlet olmas×. AB, kendi coùrafyas×na korsan bir devleti katmak istemiyor.

gal tescilleniyor Bu durum son dönemde Avrupa únsan Haklar× Mahkemesi (AúHM) taraf×ndan da tescil ediliyor. Türkiye’nin iügali, mahkeme kararlar×yla mahkum edilirken, evlerini terk etmek zorunda b×rak×lan Rumlar×n açt×ù× davalarda Türkiye mahkum ediliyor. Ankara ise ilkel bir sömürgecilik anlay×ü×yla, iügal bölgesini tapulayarak, mahkeme

kararlar×ndan kaçabileceùini san×yor. Ankara ve Denktaü ikilisi, bu üekilde evlerini terk etmek zorunda b×rak×lan Rumlar×n, topraklar×n× talep etmelerinin önüne yasal olarak geçebileceùi gibi düüler kuruyor. Ankara, iügal bölgesinde bugüne kadar 5 bine yak×n tapu daù×tt×. Bu tapular×n ancak 3 bin 750 kadar× K×br×s Türklerinin gerçek mal varl×ù×n×n karü×l×ù× olurken, 4 bine yak×n tapunun Türkiye’den Adaya getirilenlere, yani iügalcilere daù×t×ld×ù× aç×kland×. Adan×n Türkleütirilmesi ve böylece sömürgeciliùin kurumsallaüt×r×lmas× sürüyor. Adadaki iügal bask× ve terörle sürüyor. Denktaü mafya, MHP faüistleri ve Genel

Kurmay’la el ele, iügalin devam× için elinden geleni yap×yor. Muhalefetin binalar× bombalan×r, muhalif sendikac× ve gazeteciler tehdit edilirken, uygulanan IMF ve Ankara patentli ekonomik politikalarla halk×n yoksullaüt×r×lmas× da devam ediyor. K×br×s Cumhuriyeti’nde kiüi baü×na düüen milli gelir 7 bin dolar× bulurken, iügal bölgesinde kiüi baü×na düüen milli gelir 4 bin dolar×n alt×na düütü. K×br×s Türkleri, “úügale son”, “Bu memleket bizim” diyerek, bölünmüülüùe son verilmesini talep ediyor ve birleüik bir K×br×s’× savunuyor. K×br×s halk×n×n kendi kaderini tayin etme talepleri, sorunun çözümünde tek yoldur.


7

6

ABD’nin Afganistan sava Ána kar Á muhalefet büyüyor

ABD hegemonyasÁna hayÁr! Y

AKLAûIK BúR AYDIR ABD ve úngiliz uçaklar× ve roketleri Afganistan'× bombal×yor. Taliban birlikleri aù×r bir sald×r× alt×nda ama bu bombard×mandan Afgan siviller de nasiplerini al×yorlar. Yüzlerce sivil ABD'nin "terörizme karü× sonsuz özgürlük operasyonu"nda bombalanarak öldü. Amerikan hava desteùi ile cesaretlenen Kuzey úttifak× birlikleri ise ülkenin Kuzey'ini ve Doùu'sunu ele geçirdi. Kabil, Celalabad, Mezar'× ûerif gibi kentler düütü. Kunduz'da ise bu sat×rlar yaz×l×rken çarp×ümalar sürüyordu. Çeüitli Afgan kentlerinin Taliban taraf×ndan boüalt×lmas× ile bu kentlere Kuzey úttifak× birlikleri ile birlikte ABD ve müttefiklerinin birlikleri de giriyor. Böylece Kuzey úttifak×'n×n "yabanc× asker istemiyoruz" itirazlar×na raùmen emperyalist

ordular fiilen Afganistan'× iügal ediyorlar. Aynen daha önce Orta Doùu'yu ve Balkanlar× fiilen iügal ettikleri gibi.

ABD’nin hegemonya iste i Yaüad×ù×m×z savaüa Afgan savaü× demek zor. Dünyan×n en büyük askeri gücünün dünyan×n en yoksul ülkesi ile savaüa girmesi pek ak×l al×r bir üey deùil. Oysa ABD Baükan× George Bush Eylül ve onu izleyen günlerde "terörizme karü× haçl× savaü×n×" baülatt×ù×nda bunu "3. Dünya Savaü×" olarak da ifade ediyordu. Bush'a göre bu savaüta tarafs×z kal×namayacak. Ya ABD'den yana olacaks×n×z, ona itaat edeceksiniz ya da karü× gelecek ve sald×r×ya maruz kalacaks×n×z. Eylül bahane edilerek bütün dünya ABD taraf×ndan tehdit edildi. Doùrusu bugüne kadar esas olarak bu tehdit tuttu

ve dünyan×n hemen hemen bütün ülkeleri ABD ile uzlaüma yollar× arad×. ABD'nin bu savaütaki hedefi aç×k ki Taliban ya da El Kaide örgütü ve onun lideri Usame Bin Ladin deùil. Bunlar ABD emperyalizmi ve bu savaüa harcanan kaynaklar göz önüne al×n×nca küçük hedefler. Bu savaü×n as×l hedefi ABD'nin dünya hegemonyas×n× saùlamlaüt×rmak. ABD ekonomisi bugün dünya ekonomisinin %22'sini oluüturuyor. Kabaca dörtte biri. Askeri olarak ise üstünlüùü daha da tart×ümaz götürmez bir durumda. ABD'nin y×ll×k askeri harcamas× bu s×ralamada kendisinden sonra gelen, Almanya, Fransa, úngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerin de olduùu 5 ülkenin harcamas×n×n toplam×na eüit. Bu korkunç bir askeri güç demektir. Dahas× da var. ABD ve NATO ülkelerinin Güney Kore ve Japonya ile birlikte yapt×klar× askeri harcama bütün dünyan×n askeri harcamas×na eüit. úüte, ABD bu olaùanüstü askeri üstünlüùü ile 20. yüzy×ldan sonra 2 . yüzy×l× da Amerikan yüzy×l× yapmaya, egemenliùini dünya çap×nda pekiütirmeye çal×ü×yor ve önüne ç×kan engelleri ezerek geçiyor.

ABD’nin amaçlarÁ

ABD'nin yÁllÁk askeri harcamasÁ kendisinden sonra gelen, Almanya, Fransa, Ăngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerin de olduùu 5 ülkenin harcamasÁnÁn toplamÁna eĤit.

Bugünkü savaüta ABD'nin 3 stratejik hedefi var. Bunlardan birincisi Orta Asya'ya hakim olmak. SSCB'nin y×k×l×ü×ndan sonra ortada kalan bu bölgede Rus egemenliùini zay×flat×rken kendisini güçlendirmeye çal×ü×yor. Doùrusu bu doùrultuda üimdiye kadar önemli ad×mlar att×. Tacikistan ve Özbekistan askeri üslerini ABD'ye açarken ABD ordusu müttefikleri ile birlikte bölgeye girdi. Rusya ise çok daha yak×n×ndaki ve kendisi için stratejik olarak daha önemli olan Kafkasya'da Çeçenlere karü× sürdürdüùü savaüta mevzi kazanmak uùruna ABD'nin Orta Asya'ya yerleümesine sessiz kalmakta. Orta Asya ABD yeni hedef. Önceden etkisiz olduùu bu bölgeyi kontrol alt×na ald×ù×nda ABD ayn× zamanda Çin'i Bat×'dan kuüatm×ü olacak, ve bölgede yeni bir askeri gücün doùmas×n× da engelleyecek. ABD'nin ikinci bir hedefi ise aç×k ki Hazar Denizi petrolleri. SSCB'nin çöküüünden bu yana dünyan×n bütün emperyalist ülkelerinin ve bölgesel güçlerin gözü bu petrol yataù×na dönmüü durumda. Hazar Petrolleri dünyan×n ikinci büyük

petrol rezervine sahip. Bu nedenle kontrolü son derece önemli. ABD bu petrolün denize ulaümas× için kendisine yak×n ülkelere güvenmekte ve petrolün ve doùal gaz×n úran'dan ya da Rusya'dan geçmesini engellemeye çal×ümakta. Bu amac×na ulaüabilmesi ancak bölgesel hegemonyay× ele geçirmesi ile mümkün. úüte Amerika'n×n Afgan savaü×n×n ikinci gizli yüzü bu. Üçüncü olarak ise ABD bu savaüta Orta Doùu'da elini daha da güçlendirmek istiyor. Dünyan×n en büyük petrol yataklar×n×n olduùu úran Körfezi ABD kuklas× durumundaki gerici devletlerle çevrilmiü durumda. Irak'a sald×r× s×ras×nda bu "Kuveyt'i kurtarma" bahanesi ile ABD askerleri bölgenin çeüitli noktalar×na ç×kt×lar ve hala varl×klar×n× sürdürüyorlar. Ayr×ca devasa bir ABD donanmas× bölgeye yerleümiü durumda. K×sacas× ABD'nin bölgede 25.000 askeri mevcut. 50 bin Amerikan askeri ise "acil müdahale birlikleri" ile bölgeye birkaç saat içinde getirilebilecek bir mesafede. Afgan savaü× ile ABD Orta Doùu'da terör estirerek hegemonyas× sürdürmeyi hedefliyor.

9 KASIM’DA DÜNYA TúCARET ÖRGÜTÜ toplant×s×na karü× düzenlenen eylemlerden birisi de Beyrut’ta gerçekleüti. “Beyrut Anti-Kapitalist Konferans×”na ABD Baükanl×k aday× Nader, ATTAC örgütünden Susan George, Hintli aktivist Vandana ûiva, Filipinli ekonomist Walden Bello, Filistinli Hanan Aüwari, Cezayir baù×ms×zl×k savaü×n×n lideri Ahmed Ben Bella, Sosyalist úüçi gazetesinin kardeü yay×n× Socialist Review editörü Lindsey German’da kat×ld×. Konferans çeüitli sendikalar×n ve

kitle örgütlerinin yan× s×ra Komünist Muhalefet (IMF’yi ve Dünya Ticaret Örgütü’nü destekleyen Lübnan Komünist Partisi’nin gençlik örgütü) taraf×ndan düzenlendi. Konferansa Orta Doùu’nun çeüitli ülkelerinden de çok say×da örgüt ve temsilcileri kat×ld×. Bütün konuümac×lar savaüa karü× mücadele ile küresel direniü hareketinin ne denli iç içe olduùunu anlatt×. Konferans×n sonunda yay×nlanan bildiri ise, Amerika’n×n savaü×n× ve küresel sermayeyi protesto etti.

BD BaĤkanÁ George W. Bush Kuzey ĂttifakÁ’ndan bahsederken “dostlarÁmÁz” diyor. Türk BaĤbakanÁ Bülent Ecevit de bu ittifakÁn en parlak haydutu General Dostum’a “dostum” diyor ve tersini söyleyenlere hayli sinirleniyor. Bush ve Ecevit’in bu “dostlarÁ”nÁn geçmiĤleri oldukça karanlÁk. 992-94 arasÁnda Afganistan’Án çeĤitli parçalarÁnÁ bugün Kuzey ĂttifakÁ’nÁ oluĤturan gruplar yönetmekteydi. Bütün Afgan halkÁ ilerleyen Taliban güçlerini denize düĤen yÁlana sarÁlÁr misali bu yaùmacÁ ve tecavüzcü kuvvetlere karĤÁ “kurtarÁcÁ” olarak görmüĤtü! Kuzey ĂttifakÁ bir sürü savaĤ aùasÁndan oluĤuyor. YÁllardÁr savaĤ içinde olan bu ülkenin her bölgesinde bir savaĤ

Kuzey ttifakÁ’nÁn egemenli ine kar Á K×sa ad× RAWA olan Afganistan Devrimci Kad×nlar Derneùi, Kuzey úttifak×’n×n Kabil’e girmesinden sonra yay×nlad×ù× bir bildiri ile Kuzey úttifak×na karü× olduùunu ve neden karü× olduùunu aç×klad×. “Kuzey úttifak× (Kú) Kabil’e girdi. Dünya üunu anlamal×d×r ki Kuzey úttifak× çetelerin birliùidir. únsanl×k d×ü× tutumlar×n× 99296 aras×nda iktidarda olduklar× dönemde gösterdiler. Taliban’×n Kabil’den çekilmesi olumlu ama yerine tecavüzcü ve yaùmac× Kú’n×n gelmesi Kabil’in iki milyon halk× için korkunç bir karabasand×r. 992-96’n×n yaralar× henüz kapanmad×. Son 2 ayd×r Kabil’den kaçan binlerce insan ABD bombard×man×ndan deùil Kú’n×n Kabil’e girmesi telaü×ndan üehirden kaçt×klar×n× anlat×yorlar. Kú etnik ve dini çat×ümalar× yoùunlaüt×racak ve iktidarda kalabilmek için korkunç bir iç savaüa giriüecektir. Son bir kaç günde iügal ettikleri Mezar-× ûerif’te yapt×klar× insanl×k d×ü× yüzlerinin göstergesidir. ûimdi Bat× bas×n×n×n önünde “demokratik” ve “kad×n haklar×ndan yana” görünmek gerektiùini öùrendiler. Ama RAWA’n×n elinde say×s×z suç dosyas× var. Birleümiü Milletler Rabbani’nin úslami hükümetini desteklemekten vaz geçmelidir.”

ABD yenilecek Ne var ki ortal×k dikensiz gül bahçesi deùil. ABD hedeflerinin olduùu her cephede sorunlarla, hem de ciddi sorunlarla karü× karü×ya. Orta Asya'da Pakistan ile Hindistan aras×ndaki gerginlik ve Pakistan halk×n×n ABD'ye ve onun Afgan savaü×na karü× tutumu, Müüerref rejiminin yaüad×ù× korkulu rüyalar Afganistan'da bir iç savaü ç×kmas× olas×l×ù× ile ABD'nin de korkulu rüyas× haline gelmekte. ABD'nin Afganistan'dan sonra sald×racaù×n× neredeyse aç×k aç×k ifade ettiùi Orta Doùu'da ise en sad×k Amerikan kuklalar× bile huzursuz. Orta Doùu halklar× ABD'ye karü× kin kusuyor. Eylül'den bu yana ise úsrail Filistinlilere karü× tam bir katliam havas× içinde. Üçüncü ve en önemli sorunu ise kendi ülkesinde ve Avrupa'da yaü×yor. Anti-kapitalist hareketin belkemiùini oluüturduùu savaü karü×t× hareket giderek güçleniyor. ABD'nin hegemonya hesaplar×n×n as×l bozucusu bu hareket olacak. Daha üimdiden büyük bir y×ù×nsall×ùa ulaüan savaü karü×t× hareket bir yandan büyümeye devam ederken diùer yandan savaü karü×tl×ù×n× kapitalizme karü× mücadeleye de baùlamakta.

Bush ve Ecevit’in dostlarÁ!

Anti-kapitalistler Beyrut’ta toplandÁ A

Afganistan kadÁnlarÁ

aùalarÁ hiyerarĤisi var ve en tepede ise büyük bir çekiĤme, rekabet yaĤanmakta. 992’de bu nedenle Kabil günlerce bombalanmÁĤ ve sayÁsÁz sivil öldürülmüĤtü., Kuzey ĂttifakÁ’nÁn komutanlarÁnÁn her biri bir ülkenin hizmetinde. DolayÁsÁyla aralarÁnda, hizmetinde olduklarÁ ülkenin çÁkarlarÁnÁ korumak için ayrÁca bir savaĤ sürüyor. Bütün bunlar önümüzdeki günlerde Afgan halkÁnÁn bu katiller sürüsünden daha çok çekeceùini göstermektedir . Ama Afgan halkÁ en çok bu soyguncularÁn arkasÁndaki güçlerden, Bush ve Ecevit gibilerden çekmektedir. YabancÁ güçler ellerini bütünüyle Afganistan’dan çektikleri gün Afgan halkÁ kendisi için bir çözüm bulacaktÁr.

Afganistan’dan elinizi çekin! G

AZETELERDE VE televizyonlarda her gün Afganistan’a gidecek Türk askeri birliùinin üstünlükleri övülüyor. Hepsi çok keskin niüanc×, çok usta vs. vs. Yani gazetelere göre hepsi iyi birer ölüm makinas×. Türk bas×n× bu askerlerle çok övünüyor. Ölüm makinalar×n× öven, dünyan×n baüka bir ülkesinde baüka bir bas×n var m×d×r bilinmez. Ölüm makinalar×n× öven Türk bas×n× iki baüka önemli gerçeùe ise pek yer vermiyor. Bunlardan birincisi, Afganistan’a asker gitmesini sadece meclisteki iktidar partilerinin milletvekilleri ve bas×n×n baz× kalemüörleri istiyor. Bunlar×n d×ü×nda herkes ölüm makinalar×na, savaüa karü×. Zaman zaman yay×nlamak zorunda kald×klar× kamu oyu araüt×rmalar× bu gerçeùi ç×plak bir biçimde sergiliyor. Bas×n×n deùinmediùi ikinci bir gerçek ise, savaüta ölen Afganistanl× sivil halk. Parçalanan çocuk cesetleri.

Ak×ll× bombalarla bombalanm×ü cami-ler, hastahaneler, yerleüim alanlar×. úüte o Afganistan’a gitmeleri çok istenen ölüm makinalar× bu tür ölü say×s×n×n artmas×na sadece katk×da bulunacak. Ama ABD uüaù× Türk medyas× bu iki temel gerçeùi saklarken elinden geldiùince efendisinin emellerine hizmet etmeye çal×ü×yor. Afganistan’a daha çok asker göndermek isteyen hükümeti oluüturan DSP, MHP ve ANAP ise yay×lmac× fikirlere sahip. ABD’nin arkas×na gizlenerek bölgeden küçük bir ç×kar× da biz koparabilir miyiz diye bak×yorlar. F×rsat bekliyorlar. Her görevi yerine getirmeye haz×rlar. Asker istenirse asker, istihbarat istenirse istihbarat, yeter ki pastadan küçücük de olsa bir pay. Ne var ki emperyalistlerden pay almak kolay deùil. Büyük vahüi hayvan, etraf×ndaki daha küçüklere art×ktan bile pay b×rakmaz. úüte o misal! Türk bas×n× Türk askerlerini övedursun Afganistan’a giren

askeri güçler dünyan×n efendileri: ABD, úngiliz, Frans×z ve Alman askerleri. Belki onlardan kalan yerlere Türk askerleri de yerleütirilir. Eùer tehlikeli çat×ümalar olacaksa emin olmal×y×z ki o vakit Türk askerlerine en ön s×rada yer vereceklerdir. 3-5 kuruü almak için Türk askerleri ABD’nin dünya hegemonyas×n× saùlamlaüt×rman×n arac× olacakt×r. Bugün Türkiye nüfusunun ezici çoùunluùu bas×na ve tüm propagandaya raùmen savaüa ve askerlerin Afganistan’a gitmesine karü×. K×sacas×, hem haks×z, hem de hiç bir biçimde “bizim savaü×m×z” deùil. ûimdi görev her f×rsatta hem hükümeti oluüturan MHP, DSP ve ANAP’×n savaü yanl×s×, hizmetkar tutumlar×na karü× ç×kmal×,hem de bas×n×n propagandas×n× teühir etmeliyiz. Bu savaü Ecevit, Bahçeli ve Y×lmaz’×n dostlar× General “Dostum”a ve efendileri ABD’ye ve Bush’a yard×m için sürüyor. Bizim yakam×z× b×raks×nlar.

Hedefi a Áran dü mana yardÁmcÁ olur ESK B R HASTALIK SAVA LA B RL KTE yeniden ortaya çÁktÁ. Sava Án ba lamasÁ ile birlikte solun önemli bir kÁsmÁ “ne emperyalizm, ne gericilik” sloganÁna sarÁldÁ. Böylelikle kendilerini ABD’nin saldÁrgan tutumundan ve aynÁ zamanda da saldÁrÁnÁn hedefi olan Taliban’dan ayÁrd etmeye çalÁ tÁlar. ABD ile Taliban’Án birbirleriyle çatÁĤmadÁklarÁ ve hatta Taliban’Án ABD’nin yanÁnda ve hizmetinde olduùu bir dönemde doùru olabilecek böyle bir slogan bu iki güç karĤÁ karĤÁya geldiùinde tamamen yanlÁĤtÁr ve hatta bu sloganÁ savunmak fiilen ABD’nin yanÁna düĤmektir. Türkiye solu 28 ģubat’ta da benzer bir duruma düĤmüĤtü. O zaman da sol “ne hazırol, ne refahyol” ve benzeri sloganlarla darbeye ve Refah Partisi’nin köktendinciliùine aynÁ anda karĤÁ çÁktÁùÁnÁ düĤünmüĤtü. 28 ģubat’Án sonuçlarÁnÁ biliyoruz. Önce Refahyol hükümeti yÁkÁldÁ, yerine daha gerici (burada gericilik dincilik anlamÁnda deùil, iĤçi sÁnÁfÁna karĤÁ tutum anlamÁndadÁr) bir hükümet kuruldu, ardÁndan da Fazilet Partisi kapandÁ. Sonunda parlamenter politik Ăslam AKP ve Saadet Partisi olarak ikiye bölündü. Sürecin sonunda Türk solunun “gerici” olarak nitelediùi politik Ăslam bir ölçüde güç kaybÁna uùradÁ, ama yÁkÁlmadÁ. 28 ģubat’Á izleyen dönemde iĤçi hareketi ve sol ise daha aùÁr yara aldÁ. 28 ģubat iĤçi hareketinin birliùini daùÁtÁp geriletirken sol açÁk ki bugün 28 ģubat öncesine göre büyük ölçüde güç kaybetmiĤ durumdadÁr. “Ne hazır ol, ne refahyol” sloganÁnÁn mucidi ÖDP bugün can çekiĤmektedir, bu sloganÁn deùiĤik biçimlerini savunan solun durumu ise daha parlak deùildir. Oysa geçtiùimiz dönemde halkÁn öfkesinin muazzam ölçülerde yükseldiùi, milyonlarÁn sokaklara uùradÁùÁ bir günler geçirdik. Sol ve örgütlü iĤçi hareketi bu süreçten yararlanamadÁ. ABD’’nin yoksul Afgan halkÁna saldÁrÁsÁnda da benzer bir tutum benzer bir sonucun oluĤmasÁna yardÁmcÁ olmaktÁr. SavaĤÁ çÁkaran güç ABD emperyalizmidir. DolayÁsÁya bu savaĤÁ Taliban durdurmayacaktÁr. SaldÁrgan olduùu kadar haksÁz olan da ABD ve emperyalizmdir. Taliban kendisini savunmaktadÁr. DolayÁsÁyla savaĤÁn bitmesini isteyenler bu taleplerini “gerici” Taliban’a deùil ABD’ye iletmek, ona kabul ettirmek zorundadÁr. Bu savaĤÁn haksÁzlÁùÁ savaĤÁn ABD ile Taliban arasÁnda olmasÁndan deùil, ABD’nin saldÁrganlÁùÁnÁn bir ifadesi olmasÁndandÁr. SavaĤÁn çÁkÁĤ nedeni emperyalistlerin iddia ettiùi gibi “terörizmi dünyadan silmek” deùil, ABD’nin askeri ve politik hegemonyasÁnÁ dünyaya kabul ettirmektir. Dünya hegemonyasÁ için her tarafÁ kana bulamak isteyen Taliban “gericiliùi” deùil, ABD emperyalizmidir.. Bugün emperyalist ABD ile Taliban’Á aynÁ kefeye koymak hedef ĤaĤÁrtmaktÁr. Küçük bir çocukla yetiĤkin bir insanÁn “kavgasÁnda” tarafsÁz olduùunu söyleyen ve bu “kavgaya” müdahale ederek yetiĤkini durdurmaya çalÁĤmayanlar, aslÁnda çocuùu döven yetiĤkinden yanadÁr. Bu nedenle bu savaĤta “ne emperyalizm, ne gericilik” diyenler açÁk açÁk emperyalizme destek olmaktadÁrlar. Sürecin sonunda ise Afgan halkÁnÁn, Taliban’Án yenilgisinin ne ölçüde kendilerini de etkileyeceùini göreceklerdir. Yukardaki kavga eden çocuk ve yetiĤkin örneùine dönersek, çocuùu dövüp haklayan yetiĤkin insan daha sonra dönüp tarafsÁz olduùunu sanan solcuyu dövüp haklayacaktÁr. Ănsan kendi kuyusunu kazmamalÁ! Do an TARKAN


29 KasÁm 200

8

Sava ve devrim SAVAû DÖNEMLERú sosyalistler için zor günlerdir. Cepheden gelen ölüm haberleri, muazzam bir tahribat ve savaüla paralel her gün daha kötüleüen yaüam koüullar×. Hayat pahal×l×ù× vs. Bütün bunlara ek olarak yükselen milliyetçi dalga yaüam× daha da çekilmez k×lar. Savaü×n baülamas× ile birlikte milliyetçilik hamuru toplumun büyük kesimlerini birleütirir ve egemen s×n×f×n savaü bayraù×n×n alt×na toplar. Büyük Alman-Polonya devrimcisi Rosa Lüksemburg Birinci Dünya Savaü×'n×n karanl×k günlerinde, kendi partisinin (Alman Sosyal Demokrat Partisi) çoùunluùu savaütan yana tutum ald×ù×nda hapishanede intihar etmeyi dahi düüünmüütü. Ne var ki savaü dönemleri çok zaman (hem galip hem de maùlup olan ülke aç×s×ndan) baülang×çtaki havadan tamamen farkl× sonuçlar yarat×r. Savaü×n baülad×ù× günlerdeki milliyetçi hava yerini bezginliùe, y×k×nt×ya b×rak×r. Tahrip olan bir ekonomi, ölüler ve yaral×lar milliyetçi histeriyi yok eder. Tarih boyunca birçok savaü bu nedenle devrimlerle tamamland×. Rusya ile Japonya, Uzak Asya egemenliùi için 903'de savaüa giriütiler. K×sa zamanda Japonlar Ruslar× aù×r yenilgilere uùratmaya baülad×lar. 905'de Rusya'da devrim patlad×. Kimse Rus Devrimi'ni beklemiyordu. 9 7 ûubat ve Ekim Rus Devrimleri hiç kuükusuz savaülar×n nas×l devrimlere dönüütüùünün en iyi örnekleridir. Birinci Dünya Savaü×'n×n aü×r× ölçüde tahrip ettiùi Rusya'da 9 7 ûubat'×nda kimsenin beklemediùi bir anda devrim patlak verdi. (Devrimden k×sa zaman önce Lenin büyük bir umutsuzluk içindeydi) Petersburg iüçileri "ekmek ve bar×ü" slogan× ile sokaklara ç×kt×lar, Çar, göstericilere ateü açt×rd×. Ordu bölündü. Askerlerin büyük bir k×sm× iüçilerin yan×na geçtiler ve dönemin en gerici rejimlerinden birisi olan Çarl×k 3-5 günlük y×ù×nsal gösterilerin arkas×ndan y×k×l×p gitti. Benzer bir geliüme 9 8 sonunda Almanya'da yaüand×. Savaümaktan b×km×ü Alman donanmas×n×n gemicileri ayakland×lar ve devrim k×sa zamanda bütün Almanya'y× sard×. K×sa zamanda Alman úmparatorluùu y×k×ld× ve yerine Cumhuriyet kuruldu. Osmanl×'n×n y×k×l×ü× ve yerine Cumhuriyetin kuruluüu da gene savaüa baùl× bir geliüme oldu. Savaü×n galibi úngiltere'de devrimci bir dalgadan kurtulamad×. 9 9'da úngiliz ordusunda ayaklanma ç×karken úngiltere devrimci bir dalga ile sars×ld×. 2. Dünya Savaü× sonras×nda da . Dünya Savaü×'na benzer geliümeler yaüand×. Yunanistan'da, Fransa ve útalya'da devrim ortam× doùdu. Ne var ki bu devrimci durumlar Yalta'da dünyay× paylaüan ABD, SSCB ve úngiltere taraf×ndan

Orta Do u ve Asya’da devrim olasÁlÁ Á RTA DO U VE birçok Asya ülkesi kaynÁyor. Sava kar ÁtÁ hareket militan bir biçimde bu ülkelerdeki ABD u a Á rejimleri sarsÁyor. En önemli geliĤmelerden birisi Orta Doùu’nun en yÁkÁlmaz gibi görünen ve en gerici rejimi olan Suudi Arabistan’da yaĤanabilir. Irak savaĤÁndan bu yana Suudi Arabistan’da ciddi geliĤmeler var. ABD ordusunun halkÁn tepkisine aldÁrmadan Suud KrallarÁ tarafÁndan Suudi Arabistan’a çÁkarÁlmasÁ ve buraya yerleĤmeleri büyük tepki topladÁ. DünyanÁn en gerici ve baskÁcÁ rejimlerinden birisi olan Suudi Arabistan’da savaĤ günlerinde ve sonrasÁnda yeni bir muhalefet hareketi baĤladÁ. Usame Bin Ladin’in de ABD’ye karĤÁ bir tutum aldÁùÁ bu dönemde Suudi Arabistan tarihinde ilk kez çeĤitli kentlerde rejim karĤÁtÁ kitle gösterileri oldu. Tutuklanan savaĤ karĤÁtÁ ulemanÁn serbest bÁrakÁlmasÁnÁ talep eden göstericiler sonunda bu taleplerini kazandÁlar. BaskÁcÁ Suud rejimi geri adÁm attÁ. Suudi Arabistan’da muhalefet dini bir içeriùe sahip. Bugün de muhalefet hÁzla yükseliyor ve Suudi Arabistan rejimini sarsmaya hazÁrlanÁyor. Sosyalistler dinci muhalefet hareketlerine karĤÁ doùal olarak güvensizler. Ne var ki Suudi Arabistan gibi bir ülkede muhalefetin bir baĤka politik bayrak altÁnda toplanabilmesi bugün için olanaksÁz. Sosyalistlerin çok sorduùu bir soru ise Ăran’da solun imha olmasÁ ve dinci hareketin iktidara gelmesi. Bu ülkede 979 devriminden sonra Humeyni ve taraftarlarÁnÁn iktidarÁ kazanmÁĤ olmasÁ kötü bir örnek olarak gösteriliyor. Solun ģahlÁk rejimini deviren ayaklanma sÁrasÁnda dinci hareketle iĤbirliùi yapmasÁnÁn sonunda Humeyni rejimine yol açtÁùÁna inanÁlÁyor. Oysa bu düĤünce tamamen yanlÁĤ bir bilgiye dayanÁyor ve bu nedenle boĤ bir inanç. Stalinizmin etkisi altÁndaki Ăran solu aĤamalÁ devrim anlayÁĤÁ nedeniyle ģahÁn yÁkÁlmasÁndan hemen sonra iktidarÁ almak için harekete geçmedi. Oysa ģah yÁkÁldÁùÁnda sol Ăran’da çok güçlüydü. Bunun yerine sol bir burjuva demokratik devrimin gerekli olduùuna inandÁùÁ için bekledi. BoĤluùu ise Humeyni’nin politik ĂslamcÁ hareketi doldurdu v e süreç içinde Ăran solunu imha etti.

O

9 7 Rus Devrimi hiç kuĤkusuz savaĤlarÁn nasÁl devrimlere dönüĤtüùünün en iyi örneùidir. Birinci Dünya SavaĤÁ'nÁn aĤÁrÁ ölçüde tahrip ettiùi Rusya'da 9 7 ģubat'Ánda kimsenin beklemediùi bir anda devrim patlak verdi. bast×r×labildi. SSCB'deki Stalin rejimi bu ülkelerdeki devrimci güçlerin silahs×zlanmas×na ve burjuvazi ile iübirliùine gitmelerine ikna etti. Amerika'n×n Vietnam Savaü× kuükusuz savaü karü×t× hareketlerin gücünü göstermek aç×s×ndan en iyi örneklerden birisi. úlk Amerikan askerleri Vietnam'a ç×kt×ù×nda Amerikan toplumunun çoùunluùu bu giriüimi destekliyordu. Binlerce genç gönüllü olarak askere gidiyordu. Savaü×n uzamas×, ölü ve yaral× say×s×n×n h×zla artmas×, savaütan dönenlerin savaü×n haks×zl×ù×n× anlatmaya baülamalar× durumu deùiütirdi. úlk küçük gösteriler k×sa zamanda muazzam bir y×ù×n hareketine

dönüütü ve giderek askerler aras×nda da savaü karü×t× bir hareket baülad×. ABD'nin Vietnam'dan çekilmesinin baül×ca nedenlerinden birisi bu savaü karü×t× hareketti. Savaü×n yol açt×ù× önemli devrimci geliümelerden birisi de Portekiz. Bu ülke Afrika'da Mozambik, Angola ve Gine Bissau'da ki özgürlük hareketini bast×rabilmek için savaü×yordu. 2 y×l süren bu sömürge savaü×n×n sonunda Portekiz faüizmi 974-75'de bir asker ayaklanmas× ile çöktü. Portekiz faüizmden kurtulurken Angola, Mozambik ve Gine Bissau ise özgürlüklerini kazand×lar. Bugün de Amerika'n×n dünya hegemonyas× için

BÜYÜK ALMAN DEVRúMCúSú Karl Liebknecht . Dünya Savaü× baülad×ù×nda Alman Sosyal Demokrat Partisi milletvekili idi. Sosyal Demokrat Parti savaü× desteklerken Liebknecht savaüa karü× oy verdi. Ard×ndan savaü karü×t× ajitasyona baülad×. Tutukland×, önce hapse at×ld×, ard×ndan askere al×narak savaüa gönderildi. Savaümay× reddetti. Bir süre sonra iüçi gösterilerinin ×srar× ile serbest kald×. Daha sonra Rosa Lüksemburg ile birlikte Spartaküs Birliùi’ni kurdu. Yenilgiye uùrayan ayaklanman×n sonunda Rosa ile birlikte öldürüldü.

Afganistan'da sürdürdüùü savaüa karü× y×ù×nsal bir hareket var. Bat×'da anti-kapitalist hareket, savaü karü×t× harekete dönüüürken bir çok ülkede ve kentte son y×llar×n en büyük gösterilerini gerçekleütiriyor. Doùu'da ise savaü karü×t× hareket militan bir biçimde gösteriler yap×yor. Örneùin, ABD uçaklar× Afganistan'× bombalamaya baülad×ù×ndan bu yana Pakistan'da savaü karü×t× gösterilerde 300'ün üzerinde insan öldü ve bas×n×n bütün sansürüne raùmen savaü karü×t× hareket yükselerek sürüyor. Aç×k ki savaü karü×t× hareket Bat×'da da Doùu'da önümüzdeki dönemde dünya egemen s×n×flar×n× büyük ölçüde sarsacak. Ve eùer ABD bugün giriütiùi dünya egemenliùi savaü×nda geriletilecekse bunda en büyük pay üu ya da bu ülkenin ulusal direniüi deùil, savaü karü×t× hareketin mücadelesinde olacak. Savaü karü×t× hareket daha üimdiden bütün dünyada Vietnam savaü×ndan kat be kat daha güçlü durumda. Kendisine güveni çok yüksek ve büyük bir meüruiyete sahip. Bu hareketin Doùu'da ya da Bat×'da beklenmedik geliümeleri saùlamas× çok mümkün. Hiç kimse Birinci Dünya Savaü× sonras×nda devrimler beklemiyordu. Oysa bütün dünya 9 7 ve onu izleyen y×llarda devrimci bir dalga ile altüst oldu. Ya da Arap-úsrail savaü×n×n gerici Arap krall×klar×n×n y×k×lmas×n× da kimse beklemiyordu. Ama 948 savaü×n×n ard×ndan M×s×r Kral× devrildi, 958'de ise Irak Kral× tahttan indirildi ve as×ld×. Bugün de Orta Doùu ve Asya'da birçok rejim benzer bir geliümeye sahne olabilir. Bush ve ortaklar× dünya hegemonyas×n× saùlamak isterken çok daha aù×r bir yenilgi yaüayabilirler. F. ALOøLU


9

29 KasÁm 200

IMF saldÁrÁsÁna karĤÁ direnirken...

SendikalarÁn sorunlarÁ ve kazanmanÁn yolu TÜRKúYE'DE YAûANAN EKONOMúK KRúZúN úûÇú SINIFI üzerindeki etkileri giderek derinleüiyor. ûubat krizinden bu yana belirlenebilen rakamlarla yaklaü×k milyon kiüinin iüsiz kalmas×, iüsiz kalan iüçileri sefalete ittiùi gibi, çal×ümakta olan iüçilerin çal×üma koüullar×n×n giderek kötüleümesine ve ücretlerin düüüüüne neden oluyor. úüçi hareketi, IMF sald×r×s×n× nas×l durdurabilir? Sendikalar bu mücadelede nas×l bir pozisyona sahip?

çi sÁnÁfÁ ne durumda? ûu çok aç×k ki, halk×n çoùunluùuyla birlikte, iüçiler de IMF politikalar×n×n karü×s×nda. Krizin varolan y×k×c× etkisini her gün yaüayan, daha da kötü görünen gelecekteki etkilerini ise ensesinde hisseden çal×üanlar IMF ve Dünya Bankas×'na tarihinde görülmedik ölçüde yap×üm×ü durumda olan hükümetten ve bütün uygulamalar×ndan nefret ediyor. Bu öfkeye sahip iüçiler yüzeysel tepkilerin ötesinde sorunlar×n kaynaù× ve çözüm yolu konusunda net bir fikre sahip olsayd× eùer, bu hükümetin ömrü çok uzun olmazd×. IMF programlar×na, emek karü×t× politikalara tepki duyan iüçilerin büyük çoùunluùu, mücadeleye at×lacak öznel koüullara sahip deùiller. Öncelikle, iüçilerin büyük çoùunluùu örgütsüz. Örgütlü olanlar× ise dört büyük konfederasyona bölünmüü durumda ve bu konfederasyonlar×n içinde de say×s×z sorun var. IMF politikalar×na tepki duyan iüçiler sorunlar×ndan kurtulup harekete geçemediùi sürece umutsuzluk yayg×nlaü×yor.

NasÁl bir sendikal mücadele? Bugün mücadelenin önünün aç×lmas×n× saùlayacak önemli bir araç oluümuü durumda. Sendika bürokratlar×n×n can× istediùi için bir araya gelmediùi çok aç×k olan Emek Platformu'nun oluüturduùu eylem program× iüçi s×n×f×n×n genel taleplerini içeriyor. Emek Platformu bu ülkedeki iüçilerin en örgütlü kesimlerinin ortak

hareket edeceùi bir düzlem oluüturmas× aç×s×ndan bugün büyük öneme sahip. Ama elbette, taban bas×nc× nedeniyle bir araya gelen konfederasyonlar×n ilk f×rsatta bu birlikten kaçacaù×n×, kazanmay× hedefleyen bir mücadele yerine basit protesto eylemleriyle yetineceùini ve mücadeleyi sönümlendirebileceùini, geçtiùimiz y×llardaki deneyimlerimizden biliyoruz. Bu durumda sendikal hareket içerisindeki çeüitli gruplar×n farkl× eùilimleri üekilleniyor. Baz× çevreler asl×nda sendikalarda örgütlü iüçilerin mücadele edecek durumda olmad×ù×n× öne sürüyor. Bu yukar×da sözünü ettiùimiz umutsuzluk psikolojisinin sol çevrelere tuhaf bir üekilde yans×mas×d×r. Abuk subuk üekilde planlanan, amac× ve biçiminin nas×l olacaù× bile doùru düzgün duyurulmam×ü göstermelik eylemlere iüyerlerinde ilgi duyulmamas× gerekçe gösterilerek insanlar×n ilgisizliùinden söz ediliyor. Oysa iüçilerin ne için yapt×ù×n× iyi anlad×ù×, örgütlenme biçimiyle kavrad×ù× eylemlere kat×l×m×n iyi olduùunu görmek gerekiyor.

Bir de üunu unutmamal×: Türkiye'de son on y×lda gerçekleüen say×s×z büyük eylemlerin hemen hepsinin öncesinde iüyerlerinde ve tabanda ilgisizlik olduùu ve eylemlere kat×l×m×n çok olmayacaù× bize defalarca anlat×lm×üt×r. Baüka bir eùilim, Türkiye'de esas ezilen ve yoksulluk çeken iüçilerin çoùunluùunun sendikalarda örgütlü olmad×ù×n×, sendikalarda örgütlü olan iüçilerin nispeten rahat koüullarda olduùunu ve esasl× bir mücadele verilecekse sendikas×z iüçiler aras×nda verilmesi gerektiùini savunuyor. Tümüyle ayn× çevreler ve kiüilerce savunulmasa da bu anlay×üa baùl× olabilen baüka bir bak×ü aç×s× ise Türk-úü, DúSK, Hak-úü ve hatta KESK'in iflah olmaz ölçüde bürokratik olduùunu öne sürerek yine bu sendikalar×n d×ü×nda mücadele biçimleri aranmas× gerektiùini önü sürüyor. Çok ezilen iüçi çok ilericidir ve çok mücadele eder diye bir toplumsal kural yok. Maalesef iüçi s×n×f×n×n en sefil koüullarda yaüayan kesimleri en örgütsüz kesimleridir ve bunlar çok büyük toplumsal hareketler içinde ancak sokaùa ç×k×p genel mücadeleyi belirleyici güçler aras×nda yer alabilirler. Bunun d×ü×nda olan üey ya ebediyen örgütsüzlük, ya küçük yerel direniülere girilmesi ve büyük ihtimalle yenilgidir. Sermayenin genel sald×r×s× püskürtülmeksizin aü×lamayacak olan örgütlenme sorunlar×, keyfi iüten ç×karma, taüeronlaüt×rma, sendikas×zlaüt×rma sald×r×lar×, esas olarak bu sorunlar×n yoùun yaüand×ù× sektörlerde sürdürülecek küçük mücadelelerle kolayca aü×labilecek durumda deùildir. Küçük, yerel mücadelelerin de s×n×f mücadelesinde önemi büyük olmakla birlikte, bu mücadelenin kapitalist s×n×f× toptan geriletecek derecede büyük mücadele hatlar× örmesi mümkün deùildir. Bunu yapabilecek olan, iüçi s×n×f×n×n daha örgütlü, belirli bir mücadele geleneùi olan, birleütiùinde daha büyük ve etkili olabilecek olan kesimleridir. Günümüzde ise bu güç esas olarak Emek Platformu'nu oluüturan sendikalard×r.

Sendikal hareket krizde argümanÁ Geleneksel sendikalar×n krizde olduùunu,

örgütlenme biçimlerinin iflas ettiùini söyleyenlerin bugün bize önereceùi çok fazla üey yok. Var olan sendikalar×n bürokratikliùini yeni keüfediyormuü gibi abartarak anlatmak, bu bürokratik yap×lar olmaks×z×n sürdürülecek bir mücadele öngörmek radikal ve iddial× görünmekle birlikte asl×nda karamsar ve hayalcidir. Çünkü iüçi s×n×f×n×n geçirdiùi yap×sal dönüüümlere baùl× sendikal mücadele biçimlerindeki olas× deùiüiklikleri gözard× etmeden söylemek mümkündür ki, sendikalar×n ana karakteri hep ayn×yd×: bir tarafta geniü üye kitlesinin ç×karlar×n× savunmak, diùer tarafta büyük bir bürokratik aùla sistem içi bir kurum olmak. Sendikalar×n ne zaman nas×l mücadele edeceùini belirleyen üey, onlar×n iyi ya da kötü yöneticilere sahip olmas× deùil, iüçilerin kararl×l×k ve mücadele isteùidir. úüçi s×n×f×n×n birliùinin önüne geçen, eylemleri kazanacak yolun d×ü×na çekmeye çal×üan sendikal bürokrasiyi aüacak güç yine sendika taban×ndaki iüçilerin elindedir. Sendikal mücadele sendika yönetimleriyle iüverenler ve devlet aras×nda deùildir. Sendikal mücadele iüçi s×n×f×n×n kapitalist s×n×fa karü× her düzeyde sürdürdüùü mücadeleye s×k× s×k×ya baùl×d×r. úüçiler aras×ndaki politik belirsizlik, bölünmüülük ve umutsuzluk yayg×nken hareketin çeüitli nedenlerle yenilgiye uùramas× mümkündür.Bu neden, devletin ideolojik hegomanyas× da olabilir, sendikal bürokrasinin ihaneti de olabilir, üiddetli bir sald×r× da olabilir. Ama hareketin kazanmas×n× saùlayacak üey iüçi s×n×f×n×n genelinin taleplerinin birleümesi, bunun kararl× bir mücadele hatt×na dönüütürülmesidir. úüçi s×n×f× içindeki sosyalistlerin, öncü iüçilerin, sendika militanlar×n×n yapmas× gereken üey de iüçilerin bu genel eùilimini en anlaml× üekilde formüle etmek, deùiüik iüyerlerinde çal×üan, deùiüik sendikalara üye olan iüçilerin birliùini saùlamak ve bu gücün kazanmas×n×n olanaklar×n× göstermektir. Bu baüar×labildiùi ölçüde her türden engeli aümak mümkündür. Erkan KARA


0

29 KasÁm 200

GELECEøúN SOSYALúST TOPLUMU John Molyneux

ĂĤçi iktidarÁnda baskÁ ve özgürlük Egemen sÁnÁfÁn propagandasÁ sayesinde devrim birçok insanÁn aklÁnda giyotin ve idam mangalarÁ ile baùlantÁlÁdÁr. Stalinizmin bir sonucu olarak, devrim sonrasÁ rejim çoùunlukla parti çizgisine itaat etmeyen herkesin sabah dörtte ziyaret edildiùi gri, baskÁcÁ tek tipliliùin bir parçasÁ olarak düĤünülür. Bu imajlarÁn ikisi de belirli tarihi koĤullarla baùlantÁlÁdÁr. (Rus devriminin yenilgisi) Marksistler iĤçilerin iktidarÁnÁ, çalÁĤan insanlarÁn gücünü, haklarÁnÁ ve özgürlüùünü büyük oranda arttÁracak coĤkulu bir iĤçi demokrasisi olarak anlarlar. Yine de açÁk gönüllülükle belirtmek gerekir ki, sadece kapitalist devleti yÁkmak için deùil, aynÁ zamanda devrimden sonra iĤçilerin iktidarÁnÁ saùlamak için biraz baskÁ, doùrudan gücün kullanÁlmasÁ gerekli olacaktÁr. SÁnÁf mücadelesi devrimin zaferiyle sona ermez, özellikle de hâlâ tek bir ülkede zaferden bahsetmekte olduùumuz zaman. Üstelik iĤçilerin devletinin yeniliùi, bir süre için hakimiyetini kÁrÁlgan hale getirecektir. Eski hakim sÁnÁf ve orta sÁnÁfÁn bazÁ kesimleri, iĤçilerin erkini geçici bir sapma olarak görecek ve onun erken çöküĤü konusunda çeĤitli tahminlerde bulunarak ne meĤruiyetini ne de otoritesini kabul etmeyeceklerdir. ģüphesiz yeni toplumun inĤasÁnÁ bloke ve sabote etmeye ve eùer fÁrsat verilirse, onu güçle tahrip etmeye çalÁĤacaklardÁr. Onlara fÁrsat verilmemeli. Kapitalist direniĤ saùlam ve katÁ bir biçimde ve gerektiùi kadar güçle kÁrÁlmalÁ. Ancak bu genel ifadenin ötesine geçmek ve tam olarak ne kadar baskÁ gerekeceùi üzerinde spekülasyon yapmak, önceden kimin yargÁlanacaùÁnÁ, onlara ne yapÁlacaùÁnÁ vs belirlemeye çalÁĤmak bana anlamsÁz görünüyor. BunlarÁn hepsi sÁnÁf güçlerinin dengesine baùlÁ olacak. ĂĤçi sÁnÁfÁnÁn konumu güçsüzleĤtikçe ve burjuva direniĤ arttÁkça daha fazla doùrudan devrimci güce ihtiyaç olacak. ĂĤçi sÁnÁfÁnÁn gücü ezici hale geldikçe, sadece yasal yaptÁrÁmlar gittikçe daha yeterli hale gelecek. Bu nedenle, yetinmemiz gereken tek iĤçi iktidarÁÁ örneùi (Rus devriminin ilk yÁllarÁ) gelecekteki uygulama için bir model olarak alÁnamaz. SavaĤla yÁkÁlmÁĤ ve silahlÁ toptan bir karĤÁ devrim ile büyük oranda yabancÁ müdahale ile karĤÁ karĤÁya olan ekonomik olarak geri bir ülkede, Rus iĤçi sÁnÁfÁnÁn küçük bir azÁnlÁk olarak konumu istisnai bir biçimde zordu. BolĤeviklerin, oldukça otoriter bir rejim kurmaktan baĤka seçenekleri yoktu. Günümüzde herhangi bir büyük ülkede - üretici güçlerin, yaĤam standardÁnÁn ve çalÁĤan sÁnÁfÁn büyüklüùünün tamamÁnÁn bir zamanlar Rusya'da olduùundan daha yüksek olduùu daha geliĤmiĤ üçüncü dünya ülkeleri dahil- çalÁĤan sÁnÁfÁn konumunun çok daha elveriĤli olacaùÁ hemen hemen kesindir. Bu koĤullarda gerekecek olan baskÁ, küçük bir azÁnlÁùÁn büyük çoùunluk tarafÁndan bastÁrÁlmasÁdÁr ve bu nedenle de, sadece Rusya'da olduùundan deùil, mevcut kapitalist toplumda sömürücülerin hakimiyetini devam ettirmek için gerekenden de daha az Ĥiddetli olacaktÁr. AyrÁca, devrimin diùer ülkelere de yayÁlmasÁ koĤuluyla (daha sonra ele alacaùÁmÁz bir sorun), bastÁrma ihtiyacÁ burjuvazi tarihe karÁĤÁp kapitalizmin tekrar inĤasÁ gittikçe daha absürd, boĤ bir hayal haline geldikçe hÁzla ortadan kalkacaktÁr. Ăfade özgürlüùü, basÁn ve politik örgütlenmelerin özgürlüùü söz konusu olduùunda, birçok Ĥey söylemek mümkündür. Burjuvazi bu özgürlüklere sadakatini göstermekten geri durmamaktadÁr ancak pratikte kapitalizmin ekonomik yapÁsÁ çoùu sÁradan insanÁn bunlardan yararlanabilme yetisini sürekli kÁsÁtlamaktadÁr. Bunun aksi olarak, iĤçilerin erki ilk baĤÁndan itibaren, eski egemen sÁnÁf ve karĤÁ devrimi teĤvik etmek isteyenler hariç, nüfusun her kesimi için bu alanlarda gerçek özgürlüùün artmasÁ anlamÁna gelecektir. ĂĤçilerin devleti tesisleri devralacak ve kamusal tartÁĤmada kitle katÁlÁmÁnÁ gerçekleĤtirmek için gereken zamanÁ mümkün kÁlacaktÁr. Her Ĥeyden öte, iĤyerleri -ki, kapitalizmde ifade özgürlüùü; iĤverenlerin iĤe alma, terfi ettirme ve iĤten atma yolundaki sürekli mevcut güçlerinden ötürü Ĥiddetli bir biçimde kÁsÁtlanmaktadÁr- demokratik tartÁĤma merkezleri haline gelecektir. DahasÁ, insanlar tartÁĤmaya katÁlmak isteyeceklerdir çünkü söylenenler, nefes tüketmek ve iĤe yaramaz protesto olmak yerine, günlük yaĤamlarÁnÁn organize edilmesini belirlemede doùrudan bir etkiye sahip olacaktÁr. Kapitalizmde basÁn özgürlüùü bir efsanedir. Gazete yayÁnlama, büyük bir iĤ olarak büyük iĤler, yani egemen sÁnÁf tarafÁndan kontrol edilmektedir. ĂĤçilerin iktidarÁ altÁnda, baskÁ makineleri, kaùÁt stoklarÁ vs devletleĤtirecektir ancak kullanÁmlarÁ, çalÁĤan nüfus içerisinde sahip olduklarÁ destek derecesine göre gruplara ve organizasyonlara açÁk hale getirilecektir. Bu, günümüzde olduùundan çok daha fazla görüĤ farklÁlÁùÁna ve çok daha enerjik tartÁĤmalara neden olacaktÁr. Televizyon, radyo ve diùer kitlesel medya kamu kullanÁmÁna açÁlacaktÁr. Bu kurumlar, kamu katÁlÁmÁ için kapitalizmde neredeyse hiç kullanÁlmayan büyük bir potansiyeli temsil etmektedir. Onlardan bize doùru tek yönlü iletiĤim kanallarÁ yerine, yayÁn medyasÁ, çalÁĤan sÁnÁfÁn farklÁ kesimlerinin birbirlerine sorunlarÁnÁ, görüĤlerini ve önerilerini ilettiùi bir araç haline gelecektir. ĂĤçilerin devleti tek partili bir devlet olmayacaktÁr. ÇalÁĤan sÁnÁfÁn kendisi çok büyük bir olasÁlÁkla farklÁ ilgi ve görüĤleri temsil eden, rekabet halindeki birkaç parti için temel oluĤturacaktÁr; ayrÁca yine, karĤÁ devrimci olmamak kaydÁyla, emekçi olmayan sÁnÁflarÁn partilerine de yer saùlanmalÁdÁr. Sendika organizasyonu serpilecek ve ekonomi ile devletin idaresinde önemli bir rol sahibi olacaktÁr. Ancak sendikalar aynÁ zamanda grev yapma hakkÁnÁ koruyacaktÁr çünkü iĤçi devletinde bile çalÁĤan sÁnÁfÁn kesimlerinin tacize karĤÁ haklarÁnÁ korumalarÁ gerekebilir ve bu silahÁ saklamalÁdÁrlar. KÁsaca, iĤçilerin iktidarÁ sömürülen, baskÁ gören ve ayaklar altÁnda ezilenler için gerçek bir özgürlük patlamasÁ anlamÁna gelecektir.

Pike: Mehmet Aùar’Án yaĤamöyküsü

Kontrgerilla tarihi SUSURLUK KAZASI OLMASAYDI belki de Türkiye'nin çete-devlet yüzünü daha geç görebilecektik. Bu kaza ile birlikte adeta bir belge yaùmuruna tutulduk. Onlarca isim ve suç örgütünün havada uçuütuùu süreç tüm gündemimizi iügal etmiüti. úüte bu günlerde olay×n merkezinde olan bir adam×n istifas× olay×n boyutunu da ortaya koyuyordu. Adalet bakan× Mehmet Aùar kazadan hemen sonra bakanl×ktan istifa etmiüti. Mülkiyede arkadaülar×n×n pike ad×n× takt×ù× Aùar'×n tek hedefi babas× gibi emniyet içinde çal×ümakt×. Belki de emniyet tarihinde basamaklar× Aùar kadar h×zl× ç×kan olmam×üt×r. Kitapta, Aùar'× bu günlere getiren süreç anlat×l×yor. Çetenin devletleütirilmesi, devletin de çeteleütirilmesi. útalyada kurulan P-2 locas× ve bu locan×n mafya ile iliükileri, Japonya'da faüist Yakuza'n×n desteklenmesi ve güçlendirilmesi, dünyan×n birçok ülkesinde istihbarat örgütleri ve faüist partilerle iliükiye geçilerek kontgerilla kurulmas×. Gladio'nun vatan× útalya'da ki P-2 Locas× ve bir falso sonucu locan×n liderinin evinde ele geçirilen iliüki listesi. Bankac×, mafya babas×, ünlü politikac×lar, faüist parti, gizli servis ve emniyet yöneticileri ve içi içe geçmiü iliükiler yumaù×. Nas×l olduùunu Susurluktan an×msars×n×z... Kiüilerin, rollerin ve kurumlar×n fotokopiyle çoùalt×lm×ü gibi birbiriyle ayn× olmas×. Mehmet Aùar'×n y×ld×z×, 2 Marttan sonra emniyet içinde rüüveti kurumsallaüt×ran adam olarak tan×nan ûükrü Balc×'n×n veliaht× olmas×ndan sonra parl×yor.

000 operasyon yapt×ù×n×, Susurluk soruüturmas× s×ras×nda oluüturulan komisyona söyleyen Aùar'×n yapt×ù× operasyonlardan bir kaç×na yer verilmiü kitapta.

Ustas× ûükrü Balc× Türkiye'deki ilk kontrgerilla faaliyeti olan Ziverbey Köükü iükencelerinin baü×ndayd×. Mehmet Aùar da siyasi üube zindanlar×nda yapt× iükenceli sorgular×n×. Ne kadar zalim olduùunu iükencesinden geçenler hala an×ms×yor. Emniyet Müdürü olduùu y×llarda MúT ile olan kavgalar×, Mehmet Eymür ile aras× bozulanlar× nas×l kendi çetesine dahil ettiùi kitapta anlat×lanlardan. Susurluk raporlar×nda ad× s×kça geçen, Korkut Eken bunlardan biri. Ekibe faüist katil Abdulah Çatl×, sonra da Ömer Lütfü Topal'×n ortaù× Sami Hoütan kat×l×yor. Ard×ndan aüiret reisi Sedat Bucak çeteye dahil ediliyor. Ancak çete daha tam deùil. Bir katliam san×ù× gerekiyor. úsmini Güney Amerika'da binlerce devrimcinin katili olan údi

Amin'den alan, 7 TúP'li öùrenciyi katleden faüist Haluk K×rc× ile ekip tamamlan×yor. Telekulak Skandal×'n×n temelleri de Aùar zaman×nda at×lm×üt×. Aùar'×n 993'de Emniyet Genel Müdürlüùüne atand×ù× y×l, Emniyet Genel Müdürlüùünde teknoloji patlamas× yaüand×. Bir zamanlar kendi telefonlar× dinlenen ve istihbarat raporlar×nda bu yolla hakk×nda rapor yaz×lan Aùar, üimdi ayn× taktikle bütün muhaliflerini dinliyordu. Telekulak skandal× patlak verdiùinde bir TV program×nda yap×lan ankete kat×larak izinsiz dinlemelere karü×ç×kanlar×nadresleri tespit edilip, evleri bas×ld×, tehdit edildi. Susurluk kazas×ndan sonra muhalefet sokaùa ç×kt× ve kitlesel eylemler yaüand×. 20 milyon kiüi Susurluk’la ilgili çeüitli eylemlere kat×ld×. Adalet bakanl×ù×ndan istifa eden Aùar, seçimlere baù×ms×z aday olarak girdi ve Elaz×ù'dan baù×ms×z milletvekili seçildi. Çiviyaz×lar×'ndan ç×kan kitap, tam da Susurluk san×klar× hakk×nda verilen karar×n Yarg×tayca bozulduùu günlerde Türkiye'nin öteki yüzünü bize bir kez daha gösterdi. Teükilat-× Mahsusa'dan MúT'e, Lale Devrinin Papatyalar kuüaù×na taü×nmas×, 000 operasyon, Özel Harekat Timi, Özel Harp Dairesi, uyuüturucu trafiùi içinde bocalayan 30 y×ll×k bir dönemi belgelerle aktar×yor okuyucuya. Yazar×nda belirttiùi gibi yaz×lanlar×n bir eksikliùi var...Bunca ad×n geçtiùi, bunca olay×n yaüand×ù× yerde maùdurlar×n listesi yok, yap×lmam×ü...Peki maùdur kim? Pike, hep halk×n üzerine... SALúH ERTURAN

Sosyalist TartÁ ma 200 toplantÁlarÁ tamamlandÁ DEVR MC SOSYAL ST Ç PART S 'N N (DS P) her yÁl sonbaharda düzenlediùi ve artÁk geleneksel hale gelen Sosyalist TartÁ ma toplantÁlarÁnÁn Ankara ve Ăzmir'de sonra Ăstanbul ayaùÁ da tamamlandÁ. Her üç kentte toplam 32 toplantÁ 0 panel yapÁldÁ. 5 bin Sosyalist TartÁ ma ilanÁ, yüzlerce el ilanÁ daùÁtÁlarak, küçüklü büyüklü toplantÁlar yaparak ve her eylemde yer alarak inĤa edilen Sosyalist TartÁ ma 200 toplantÁlarÁnda, bu yÁl anti kapitalist hareket ve savaĤ, en çok tartÁĤÁlan konular oldu. Ăstanbul Sosyalist TartÁ ma’da toplantÁlara onlarca liseli ve üniversite öùrencisiyle sendika aktivisti katÁldÁ.Güncel konularÁn yanÁnda, devrimci gelenek, faĤizmin ve siyasal ĂslamÁn tahlilleri ve faĤizme karĤÁ nasÁl mücadele edileceùi, stalinizmin marksist teoride yarattÁùÁ tahrifat ve troçkizmin güncelliùi gibi konular da yoùun bir biçimde tartÁĤÁldÁ. Anti kapitalist hareketin parçasÁ olmalÁyÁz! ToplantÁlara katÁlan bir çok izleyici, devrimci fikirler ve politikalarda DS P'le anlaĤtÁùÁnÁ söyleyerek, devrimci bir partinin inĤasÁnda gönüllü olduklarÁnÁ açÁkladÁ ve DSĂP'e üye oldu. KapanÁĤ toplantÁsÁnda DS P Genel BaĤkanÁ Do an Tarkan, dünyada küresel ölçekte yaĤanan kriz, ABD'nin savaĤÁ ve savaĤ karĤÁtÁ hareketin yarattÁùÁ dinamiklerin altÁnÁ çizdi. Tarihte bir çok kez, savaĤlarÁn devrime dönüĤtüùünü ve iĤçi sÁnÁfÁnÁn en olumsuz görünen koĤullarda ileri fÁrlayarak durumu kendi lehine çevirme

kapasitesine sahip olduùunu söyleyen Do an Tarkan, bugün de benzer bir geliĤmenin yaĤanabileceùini, bu son savaĤÁn ABD'nin ve küresel sermayenin dünya hegemonyasÁ savaĤÁ olduùunu ve emperyalizmin bir dizi iç çeliĤkiye sahip olmasÁnÁn da emekçiler açÁsÁndan çok önemli bir avantaj sunduùunu anlattÁ. Özellikle Seattle'da baĤlayan anti kapitalist hareketin süratle savaĤ karĤÁtÁ bir harekete dönüĤmesi ve batÁ ülkelerindeki yÁùÁnsal savaĤ karĤÁtÁ gösterilerin önemine deùinen Do an Tarkan, savaĤÁn ve ABD'nin ancak, savaĤ karĤÁtÁ kitle hareketleriyle durdurulabileceùini vurguladÁ. Devrimci partide örgütlenelim! Dünyada ezilenlerin avantajlÁ olmasÁ gibi, Türkiye'de de savaĤa ve IMF'ye karĤÁ çok geniĤ bir öfkenin varlÁùÁnÁ anlattÁktan sonra, Türkiye'de sorunun solun sekter ve yenilgici tutumlarÁ olduùunu, zayÁf ve daùÁnÁk olan IMF uĤaùÁ hükümetin, birleĤik, kararlÁ ve kazanma olanaùÁnÁ gören bir toplumsal muhalefetin karĤÁsÁnda dayanma ĤansÁnÁn olmadÁùÁnÁ, devrimci sosyalistlerin böyle bir mücadeleye hazÁr olmalarÁ gerektiùini ekledi. Kazanmak için devrimci bir partinin inĤasÁnÁn acil önemde olduùunu söyleyen Do an Tarkan, herkesi DS P'e üye olmaya ve devrimci partiyi omuz omuza inĤa etmeye çaùÁrdÁ. Sosyalist TartÁ ma 200 toplantÁlarÁ Enternasyonal'in coĤkuyla okunmasÁ ve sloganlarla son buldu.


29 KasÁm 200

Mücadelenin úçinden Küresel

9 KasÁm’da Ankara'da

Adalet,

30 bin kiüilik küresel eylem

Küresel Bar×ü!

ICFTU'nun (Uluslararas× Hür úüçi Sendikalar× Konfederasyonu) çaùr×s×yla Emek Platformu taraf×ndan düzenlenen küresel eyleme 30 bin iüçi kat×ld×. Yaklaü×k 6 saat süren eylemde iüçiler IMF'ye ve savaüa karü× genel grev talebini dile getirdi. Ankara'da Bakanl×klar'dan S×hhiye giriüine kadar ki 2 kilometrelik yol onlarca polis panzeri taraf×ndan sabah×n erken saatlerinde iügal edildi. 8 bin polis iüçileri K×z×lay'a sokmamak ve meclise olas× yürüyüüü engellemek için yerlerini ald×. Ayn× saatlerde Türk-úü'li iüçiler S×hhiye'ye doùru yürüyüüe geçti, DúSK ve KESK ise Tandoùan Meydan×'nda topland×.

5 Kas×m'da, Türkiye'nin 5 merkezinden "úüsizliùe Karü× Yürüyüü" baülatan DúSK ve KESK'in eylemi 6 Kas×m'da Türk-úü ve Hak-úü taraf×ndan desteklenmiüti. 4 konfederasyon K×z×lay'da bir miting yapma karar× alm×üt×. Ancak 8 Kas×m günü Türkúü liderliùi devletin tehditlerine boyun eùdi ve üyelerine S×hhiye'de toplanma çaùr×s× yapt×. Bu karar sonucu eylem iki ayr× güzergaha bölündü. Tandoùan'da DúSK ve KESK yürüyüüçüleri, Ankaral× iüçi kitlesi taraf×ndan karü×land×. 5 bin kiüilik DúSK ve KESK korteji buradan S×hhiye'ye yürüdü. Yürüyüü baülad×ù× dakikalarda Türk-úü üyesi 5 bin iüçinin S×hhiye'deki

eylemi Türk-úü liderliùi taraf×ndan bitirilmeye çal×ü×l×yordu. DúSK ve KESK alana girmeden alan×n üçte ikisi sendika yöneticileri taraf×ndan iüyerlerine geri döndürülmüütü. 3.00 sular×nda resmi olarak baülayan mitingde DúSK, KESK, Türk-úü ve Hak-úü baükanlar× birer konuüma yapt×. Konuümalarda vurgu genel grevin gerekliliùi oldu. Sendika liderliklerinin genel greve vurgu yapmas×n×n nedeni 30 bin iüçinin bu talebi s×k s×k dile getirmesiydi. úüçiler sendika yöneticilerini dikkatle dinlediler. Mitingin sonunda herkesin kafas×nda bir tek soru vard×: Genel grevi nas×l gerçekleütireceùiz?

Emek Platformu hükümeti uyardÁ 5 Kas×m'da Emek Platformu'nun Kad×köy'de gerçekleütirdiùi uyar× eylemi, oldukça coükulu geçti. Türk-úü, DúSK ve CHP'nin kitlesel olarak kat×ld×ù× eylemde, yaklaü×k 2000 kiüi IMF ve savaüa karü× duyulan öfkeyi dile getirdi. Eylemde en coükulu olarak at×lanlar sloganlar, "IMF Uüaù× Hükümet ústifa!", "Savaüa Hay×r" ve "úüçi Memur El Ele, Genel Greve" idi. Yap×lan konuümalarda ise, hükümet uyar×larak iüçi s×n×f×n×n kazan×lm×ü hiçbir hakk×na sald×r×lmas×na izin vermeyeceùi vurguland×. Öfkenin neredeyse somut bir biçimde görülebildiùi eylem, Aral×k'×n ne kadar yoùun kat×l×ml× olabileceùinin de bir iüaretiydi.

Aymasan direniĤi sona erdi úüe geri dönmek isteyen Aymasan iüçilerinin aylarca süren direniüi, sendikalar× Deri-úü ile patron aras×nda tazminatlar×n peüin ödenmesi anlaümas× yap×larak bitirildi. 2 2'si sendikal× 246 Aymasan iüçisi kriz gerekçesiyle fabrikadan at×lm×ü ve patron fabrikadaki üretimi durdurmuütu. Bunun üzerine iüçiler haklar×n× alabilmek ve tekrar iübaü× yapmak için direniüe baülam×ülard×. Direniü yap×lan bas×n aç×klamas×yla sona erdi. Bas×n aç×klamas× için toplanan iüçiler tazminatlar×n×n eksik hesaplanmas× nedeniyle huzursuzdular. Deri-úü Genel Sekreteri Musa Servi, patronun kriz nedeniyle fabrikay× açamayacaù×n× söylediùini belirten Servi, bu nedenle alacaklar×n nakit olarak ödenmesini ve fabrikan×n yeniden aç×lmas× halinde at×lan iüçilerin al×nmas×n× içeren bir protokolle anlaümaya vard×klar×n× söyledi.

6 KasÁm: Ăstanbul YÖK protesto edildi:

BaĤka bir üniversite mümkün! ústanbul'da 6 Kas×m YÖK protestosu, iki ayr× eylemle gerçekleüti. 2 Eylül'ün ürünü olan YÖK'ün uygulamalar×, eùitimin her geçen gün daha da paral× hale gelmesi, üniversitelerdeki polis iügali, öùrencilerin geçen y×llara göre daha öfkeli protestolar×n×n nedeni oldu. úlk protesto gösterisi saat 2.30'da ústanbul Üniversitesi Öùrenci Kültür Merkezi (ÖKM) önünde baülad×. Daha sonra Merkez Kampüs'ten ç×kan öùrenci kitlesiyle buluütuk ve Beyaz×t Meydan×'na doùru yürüyüüe geçtik.

Ba ka bir üniversite mümkün! "YÖK'e hay×r! Paras×z, bilimsel,

Sosyalist ĂĤçi SayÁ: 64 z29 KasÁm 200 ISSN 300-4026 z UluslararasÁTanÁtÁm veYayÁncÁlÁk Ltd z Sahibi:Özden Dönmez z YazÁĂĤleri Müdürü: Volkan AkyÁldÁrÁm z Adres: SakÁzgülü sk. 24/4 KadÁköy/Ăstanbul z BaskÁ Yön MatbaasÁ

DúSK'in düzenlediùi "Yoksulluùa hay×r!" yürüyüüüne kat×ld×k.

kinci eylem

anadilde demokratik eùitim istiyoruz/ Üniversite Öùrencileri" imzal× ortak pankart× açt×k. Eylemi ÖDP'li, EMEP'li, DSúP'li ve baù×ms×z öùrencilerle birlikte

örgütledik. Beyaz×t Meydan×'ndaki gösteriyi yaklaü×k 500 kiüiyle tamamlad×k. Ard×ndan kortejin bir bölümüyle, ayn× saatlerde Vatan Caddesi'nden baülayan KESK ve

DSiP TOPLANTILARI

Ankara l Örgütü:MenekĤe sk.8/A D: 6 KÁzÁlay stanbul l Örgütü: KÁrtasiyeci sk. 23/6 KadÁköy 02 6 346 6573 Beyo lu lçe Örgütü: Ăstiklal cd. Terkoz çÁkmazÁ Karaaslan apt. 5/8 Tünel zmir l Örgütü: 846. sok, No: 8/3 . Beyler-Konak

DSĂP Ăstanbul ĂlÖrgütü AralÁk 200 Cumartesi saat: 5.00 IMF’ yi NasÁl Durduraca Áz ?

DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgütü 8 AralÁk 200 Cumartesi saat: 5.00 Troçkizmin Güncelli i

DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgütü AralÁk 200 Cumartesi saat: 5.00 IMF’yi NasÁl Durduraca Áz?

DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü 8 AralÁk 200 Cumartesi saat: 5.00 Troçkizmin Güncelli i

DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü Cumartesi saat: 6.00 IMF’yi NasÁl Durduraca Áz?

úkinci eylem ise Üniversitenin ana kap×s×ndan ç×kan grupla, Beyaz×t otobüs duraklar×ndan ç×kan diùer grubun birleüme çabas×na sahne oldu. Yurtsever Gençlik, Özgür Gençlik, DÖB, SúP'li öùrenciler, Ekim Gençliùi ve Öùrenci Koordinasyonu'nun ortak pankart açt×ù× eylem polisin vahüice sald×r×s×yla daù×t×ld×. Yaklaü×k 50 kiüi gözalt×na al×nd×. Yoùun biber gaz× kullan×ld×. Sokak aralar×nda çat×üma devam etti. Yine de yaüanan son 6 Kas×m eylemi coükusu ve kitleselliùiyle iyi bir eylemdi. úÜ'den DSúP'li Öùrenciler

DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü 8 AralÁk 200 Cumartesi saat: 6.00 Enternasyonalizm Nedir ? DSĂP Ankara Ăl Örgütü 8 AralÁk 200 Cumartesi saat: 6.00 Enternasyonalizm Nedir ?

Sosyalist úüçi’nin temel görüüleri Aúa÷Õdan sosyalizm

Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratÕcÕsÕ iúçi sÕnÕfÕdÕr. Yeni bir toplum, iúçi sÕnÕfÕnÕn üretim araçlarÕna kolektif olarak el koyup üretimi ve da÷ÕtÕmÕ kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform de÷il, devrim

øçinde yaúadÕ÷ÕmÕz sistem reformlar ile köklü bir úekilde de÷iútirilemez, düzeltilemez. Bu düzenin kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕ tarafÕndan ele geçirilip kullanÕlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕna karúÕ sermaye sahiplerini, egemen sÕnÕfÕ korumak için oluúturulmuútur. øúçi sÕnÕfÕna, iúçi konseylerinin ve iúçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklÕ bir devlet gereklidir. Bu sistemi sadece iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal eylemi devirebilir. Sosyalizm için mücadele dünya çapÕnda bir mücadelenin parçasÕdÕr. Sosyalistler baúka ülkelerin iúçileri ile daima dayanÕúma içindedirler. Sosyalistler kadÕnlarÕn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eúitli÷ini savunurlar. Sosyalistler insanlarÕn cinsel tercihlerinden dolayÕ aúa÷ÕlanmalarÕna ve baskÕ altÕna alÕnmalarÕna karúÕ çÕkarlar.

Enternasyonalizm

Sosyalistler, bir ülkenin iúçilerinin di÷er ülkelerin iúçileri ile karúÕ karúÕya gelmesine neden olan her úeye karúÕ çÕkarlar. Sosyalistler ÕrkçÕlÕ÷a ve emperyalizme karúÕdÕrlar. Bütün halklarÕn kendi kaderlerini tayin hakkÕnÕ savunurlar. Sosyalistler bütün haklÕ ulusal kurtuluú hareketlerini desteklerler. Rusya deneyi göstermiútir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaúayamaz. Rusya, Çin, Do÷u Avrupa ve Küba sosyalist de÷il, devlet kapitalistidir. Sosyalistler bu ülkelerde iúçi sÕnÕfÕnÕn iktidardaki bürokratik egemen sÕnÕfa karúÕ mücadelesini desteklerler.

Devrimci parti

Sosyalizmin gerçek leúebilmesi için, iúçi sÕnÕfÕnÕn en militan, en mücadeleci kesimi devrim ci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalÕúma ile inúa edilebilir. Sosyalistler pratik içinde di÷er iúçilere reformizmin kendi çÕkarlarÕna aykÕrÕ oldu÷unu kanÕtlamalÕdÕrlar. Bu fikirlere katÕlan herkesi devrimci bir sosyalist iúçi partisinin inúasÕ çalÕúmasÕna omuz vermeye ça÷ÕrÕyoruz.


SayÕ: 64

29 KasÕm 200

500.000 TL

DayanÕúma fiyatÕ: .000.000 TL

Milliyetçilik de il, enternasyonalizm! úûÇúLERú VE EZúLENLERú mücadeleden al×koyan, bölen en temel güç milliyetçiliktir. úster saùc× olsun, ister solcu tüm milliyetçiler bir noktada anlaü×r: Önce vatan! Vatan ve millet ile baülayan her türlü söz yine tek bir noktada biter: úüçiler, kendi patronlar×n×zla uzlaü×n, çünkü kendi ç×karlar×n×z vatan×n ç×karlar×ndan üstün olamaz. Nerede “bu memleket bizim” diyenler varsa orada iüçi hareketi bölünür. Nerede “vatan sat×lamaz” diyenler varsa o mücadele uzlaümayla sonuçlan×r. Milliyetçilik iüçilerin deùil, patronlar×n düüüncesidir. Grevleri neden yasakl×yorlar: Vatan×n güvenliùi için! Devleti küçültmek, 300 bin iüçiyi iüten ç×karmak gerek diyorlar? Ülkenin ç×karlar× için! Afganistan’a Türk askeri gönderelim diyenlerin gerekçesi ne?

øúçi sÕnÕfÕnÕn kurtuluúu kendi eseri olacaktÕr

Türkiye’nin ç×karlar×! Bu ç×karlar×n her biri sömürücü küçük az×nl×ù×n ç×karlar×d×r. Yeni bir dünya her k×tadan, her ulustan iüçilerin kendi eylemiyle kurulacakt×r. Bu eylem s×n×r tan×maz, ne toprakta ne de kafalarda. Bugün dünyan×n her yerinde, emekçiler IMF’ye, kapitalist küreselleümeye karü× ayaktalar. Her ülkede ayn× ses duyuluyor: Art×k yeter! Bu enternasyonalizmin sesidir. Yani iüçi s×n×f×n×n uluslararas× birlik, mücadele ve dayan×ümas×n×n sesi. Yani en zengin ülkeden en yoksuluna ezilenlerin kavgas×n×n sesi. Devrimci parti milliyetçiliùe aç×kça düümand×r. Onunla uzlaümaz, taviz vermez. Türkiye’de bir devrim için mücadele eder, ancak iüçilerin zaferinin bir dünya devriminden geçtiùini bilerek.

Dünyay× birlikte deùiütirelim KÜRESEL KAP TAL ZM NSANLI I yÁkÁma sürüklüyor. milyar 900 bin insan günde dolar gelirle yaĤamaya çalÁĤÁyor. Basit bir tedaviyle engellenebilecek salgÁn hastalÁklar her gün binlerce insanÁ öldürüyor. DoùanÁn tahribatÁnÁn aldÁùÁ boyut 50 yÁl sonra dünyayÁ yaĤanmaz bir yere dönüĤtürüyor. ABD'nin Afganistan'a yönelik saldÁrÁsÁ yÁkÁcÁ ve dünya çapÁnda bir savaĤÁn baĤlangÁcÁ. DünyanÁn efendileri küresel sermayenin tam egemenliùini saùlamak için uzun yÁllar sürecek ve milyonlarca insanÁn ölümüyle sonuçlanmaya aday bir çatÁĤmayÁ körüklüyor. Ancak açlÁk, sömürü, savaĤ ve kanÁn ardÁnda baĤka bir dünya seçeneùi duruyor. Yüzbinlerce insan küresel kapitalizmin yarat-

tÁùÁ toplumsal-ekolojik tahribata ve savaĤa karĤÁ ayakta. Boyun eùmeyi reddediyor, artÁk yeter diyor. Cenova'dan Lübnan'a, her kÁta, her ulus ve her renkten yüzbinlerce kiĤi, insanlÁùÁ ve dünyayÁ ölüme sürükleyen bu sisteme karĤÁ sokaùa çÁkÁyor. Anti-kapitalistlerin ve savaĤ karĤÁtlarÁnÁn eylemleri aslÁnda dünya nüfusunun ezici çoùunluùunun kapitalizme karĤÁ nefretini temsil ediyor. Yeni bir dünya için Kapitalizm 300 yÁlÁ aĤkÁn tarihi sömürünün ve vahĤetin tarihi. Ancak bu tarih aynÁ zamanda

direniĤin ve kapitalizme karĤÁ kavganÁn da tarihidir. Kapitalizm varolduùu günden bu yana karĤÁtÁnÁ, mezar kazÁcÁlarÁnÁ yarattÁ. ĂĤçi sÁnÁfÁ 300 yÁl boyunca sömürüye karĤÁ direndi ve yeni bir dünya kurmak için bir çok giriĤimde bulundu. UluslararasÁ iĤçi hareketinin ve ezilenlerin mücadele tarihi bir tek Ĥeyi gösterdi: Yeni bir dünya kurmak örgütlenmekten geçer! Herkes sisteme karĤÁ öfke duyuyor. Ancak öfkemiz tek baĤÁna olduùu, baĤka öfkelerle buluĤmadÁùÁ, kavgaya

Sosyalistlere katÁl! DS P’e üye ol! Devrimci Sosyalist çi Partisi hakkÁnda bilgi almak istiyorum.

Ăsim:.................................................................................................................... Meslek:............................................................................................................... ģehir:.................................................................................................................. Adres:................................................................................................................ Telefon:................................................E-mail:.................................................

DSúP

Ankara l Örgütü:MenekĤe Sk.8/A D: 6 KÁzÁlay stanbul l Örgütü: KÁrtasiyeci sk. 23/6 KadÁköy 02 6 346 6573 Beyo lu lçe Örgütü: Ăstiklal cd. Terkoz çÁkmazÁ Karaaslan apt. 5/8 Tünel zmir l Örgütü: 846. sok, No: 8/3 . Beyler-Konak

dönüĤmediùi sürece sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Eùer örgütlenmezsek bir kez daha onlar kazanacak. Örgütlü güç yenilmez! Dünyada ve Türkiye'de milyonlarÁn öfkesine rehber olacak kitlesel devrimci partilerden yoksunuz. Emeùin saflarÁnÁn en büyük sorunu budur. Egemenlerin yönetemediùi, emekçilerin yönetilmek istemediùi bugün, devrimci örgütlenmenin yokluùu, kazanmanÁn önündeki en büyük engeldir. BaùÁmsÁz bir birey dünyayÁ deùiĤtiremez, öyleyse Ĥimdi örgütlenmek gerek! ĂĤçilerin ve ezilenlerin devrimci örgütü her mücadelede, her grevde, her bir direniĤte inĤa edilebilir. Birileri tarafÁndan deùil, hep beraber! DünyanÁn dört bir yanÁnda olduùu gibi Türkiye'de de küresel kapitalizme karĤÁ öfke büyümekte. Türkiye kapitalizmi tarihinin en büyük krizini yaĤarken fatura kendisine çÁkarÁlan milyonlar büyük bir isyana hazÁrlanÁyor. Bu büyük kavgaya hazÁr olmak gerek. Bugün devrimci partiye üye olmanÁn tam zamanÁdÁr.

Reform deùil, devrim! MúLYONLARCA úNSAN sermaye partilerine düümanl×k duyuyor. Parlamentoya güvensizlik had safhada. Ezilenler, seçimlerin, meclisin, hükümetlerin kendi sorunlar×n× çözemeyeceùinin fark×ndalar. Küresel kapitalizmin ekonomik ve sosyal tahribatlar× yasalar yoluyla engellenemez. Daha iyi bir yaüam, seçim ve parlamentolarla saùlanamaz. Daha adil, eüit ve özgür bir dünya ancak devrimle kurulabilir. Devrim, iüçilerin kendi kitlesel eylemidir. Devrimci parti reformlar için mücadele ediyor, ancak k×r×nt× deùil dünyay× istiyoruz. Bu dünyada patronlara ve onlar×n devletlerine yer yok.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.