168

Page 1

Porto Allegro

Küresel direniú sürüyor Sayfa 5

Say×: 168

7 ûubat 2002

EK YOKSULLUøA ve SAVAûA KARûI

KADINLAR MÜCADELEYE!

Arjantin’de iĤçi sÁnÁfÁnÁn ve solun durumu Sayfa 9

500.000 TL

‘Uyum yasalar×’

IMF

dayatmas×

z Saùl×kta, eùitimde, ulaü×mda, tüm hizmetlerde özelleütirme! z Elektriùe, doùalgaza, suya, temel ihtiyaçlara zam üstüne zam! z úüsizler ordusuna yeni ‘neferler’! z Muhalefet edeni zindana kapat!

SESSúZ KALMA! AYAøA KALK!

EKMEK BARIû OZGURLUK


2

Kürtçe'ye saldÁrÁ barÁĤa saldÁrÁdÁr! K

ürt gençlerinin liseler ve üniversitelerde baülatt×ù× "anadilde eùitim" kampanyas×, tüm bask× ve teröre raùmen sürüyor. Batman'da, Diyarbak×r'da eylem yap×lmayan gün yok gibi.

BarÁĤ sürecinde yeni bir hamle úçiüleri Bakanl×ù× ve MGK, "anadilde eùitim" kampanyas×n× siyasallaüma çabas× olarak suçlad×. Devletin geleneksel tepkisi bir kez daha görüldü: "Ben teröristle masaya oturmam, pazarl×k yapmam." Devlet, dediùim dedik, çald×ù×m düdükten baüka bir üey bilmiyor. Onun yap dediùinin d×ü×nda ad×m atan terörist oluyor! Önceden elde silah tutanlar× muhatap kabul etmeyenler, bu kez de taleplerini kitlesel demokratik kanallarla dile getirenleri "siyasallaümakla" suçluyor. Devletin "anadilde eùitim" kampanyas×na tepkisi, bar×ü sürecine yaklaü×m×n×n kopmaz bir parças×. 57. Hükümet bar×ü istemiyor, karü×s×nda boyun eùilmesini, diz çökülmesini istiyor. "Anadilde eùitim" de, t×pk× "údam'a hay×r!" talebi gibi, bar×ü sürecinde at×lan yeni bir ad×md×r. Kürt halk×, bu talep etraf×nda harekete geçirdiùi kitlelerle, bar×ü sürecini yeniden gündeme sokmay× baüard×. Solcusundan saùc×s×na milliyetçiliùin körlüùüne

saplan×p kalanlara "Kürt realitesi"nin varl×ù×n×, bar×ü ad×m× diye bir ad×m×n at×ld×ù×n× hat×rlatt×.

Bir kez daha bölündüler Öùrencilerin, emekçilerin arka arkaya "anadilde eùitim" için verdikleri dilekçeler karü×s×nda önce ne yapacaù×n× üaü×ran hükümet ve devlet yetkilileri, bir süre sonra bildiùimiz bask× siyasetlerini izlemeye baülad×. Yüzlerce gözalt× yaüand×. Koalisyon partileri, meclisteki partiler, farkl× farkl× aç×klamalar yapt×lar. Her partinin kendi içinde de farkl× sesler ç×kmaya baülad×. MHP ×rkç× tutumunu sürdürürken, ANAP kendi içinde bölündü ve baz× mil-

letvekilleri OHAL'i eleütirmeye baülad×lar. Daù×n×kl×ktan ç×kmak için iki argüman geliütirdiler: ) Bu PKK'nin siyasallaüma ad×m×d×r, 2) Resmi dil Türkçe'dir. Devlet Bahçeli, "Herkes evinde istediùi dili konuüuyor zaten diyerek sorunu geçiütirmeye" çal×üt×. Böylece PKK öcüsü karü×s×nda devlet daù×n×kl×ù×n× aümaya çal×üt×. Milliyetçi histeriyi kullanarak birleümeye çal×üt×. HADEP'in kapat×lmas× daha ciddi gündeme al×nd×. Ama Kürt emekçiler ve gençler çoktan kazan×m elde ettiler. Binlerce Kürt'ün ayakta ve taleplerinin arkas×nda durduùunu göstererek kazan×m elde ettiler. Taleplerini milyonlara bir kez

Eùitim-Sen Ăst. 2 No'lu ģb. üyesi

daha göstererek kazan×m elde ettiler. Tek bir ad×mla egemen s×n×f×n ne kadar zay×f olduùunu göstererek kazan×m elde ettiler. Bar×ü sürecini dikkatle izlediklerini göstererek, unutmad×klar×n× göstererek kazan×m elde ettiler. údama boyun eùmeyeceklerini gösterdiler. ûimdi yap×lmas× gereken ise, Türkiye'de emekçilere uzanan bu kardeü eli tutmak ve milliyetçiliùe karü× mücadeleyi bir kez daha yükseltmektir. Örgütlü iüçi s×n×f×yla Kürt halk×n×n birleüik gücü karü×s×nda, IMF uüaklar×n×n dayanma üans× yok. Kürt halk×n×n bar×ü ve anadilde eùitim taleplerinin yan×nday×z!

Leyla Doùan

"Ănsan haklarÁ için anadilde eùitim zorunludur" E

ùitime, kiĤiye istenilen davranÁĤlarÁ kazandÁrmak için yapÁlan müdahaledir diyebiliriz. ĂĤlevi ise bireyin davranÁĤlarÁnda arzulanan deùiĤikliklerin oluĤturulmasÁdÁr. Eùitimin niteliùini ve boyutunu ise toplumu deùer yargÁlarÁ, ihtiyaçlarÁ, ekonomik ve politik düzeni belirler. Eùitim sürecinin örgütlenmiĤ bölümü, öùretimi (formal eùitimi), çevre, aile faktörüyle yönlenen bölümü ise (informal eùitimi) oluĤturur. Anadil ise gelenek, görenek, toplumsal çevre gibi faktörlerin eùitimiyle öùrenilir. Anadil, kiĤinin çevresiyle ilk iletiĤim kurduùu dildir. KiĤinin en iyi konuĤtuùu, en iyi ve en rahat kullandÁùÁ, kendisini en iyi ifade edebildiùi dilidir. KÁsaca, anadil, kiĤinin kendisiyle özdeĤleĤtiùi dildir. Anadilde eùitim ise, evrensel

insani bir hak olmakla beraber, eùitimini demokratikleĤmesinin de en vazgeçilmez koĤuludur. ÖrgütlenmiĤ eùitimle doùal eùitim arasÁndaki kopukluk bireyde kiĤilik parçalanmasÁna neden olabilecek psikolojik sorunlar yaratabilir.

Bilimsel araĤtÁrmalar, kiĤiliùin, becerilerin ve yeteneklerin geliĤmesinin anadilde eùitimle mümkün olduùunu göstermektedir. Ănsan haklarÁ ve demokrasi açÁsÁndan da anadilde eùitim gereklidir, zorunludur.

Medya kavgalarÁ: Hangisi özgürlüùün sesi? Uzan ailesi, iĤçi düĤmanlÁùÁ, mafyayla iliĤkileri, bir kaç tane TV kanalÁnÁ kontrol etmesi ve bir de borç takmasÁyla ünlü. ÖzelleĤtirmelerden en fazla pay alan sermaye GruplarÁndan. Çimento sanayindeki özelleĤtirmelerde neredeyse sanayinin tümüne çok ucuza el koydular. Uzanlara Nokia ve Motorolla Ĥirketleri, alacaklarÁ olan 3 milyar dolarÁ alamadÁklarÁ için ortak dava açtÁlar. Çukurova Holding'in ortaklarÁ arasÁnda yer alan Uzanlar bir baĤka ortak olan bir Ătalyan firmasÁnÁ dolandÁrmaktan da makhemelik oldu. Pis kokuyorlar! Uzanlar, uzun bir süredir Doùan grubuyla kamuoyunun gözü önünde küfürleĤiyorlar. Doùan grubu ise medya sektöründe en büyük paya sahip. Eùer her iki grubun da birbirleri hakkÁnda söylediklerinin onda biri doùruysa, karĤÁmÁzda tam bir pislik var demektir. Birbirleri hakkÁndaki ifĤaatlarda dolandÁrÁcÁlÁk, resmi evrakta sahtekarlÁk, rüĤvet, resmi görevlileri yanlÁĤ bilgilendirme, yalancÁlÁk, hortumculuk gibi bir dizi suçalamada bulunuyorlar. Özgürlüùün sesi deùil, sermaye kavgasÁ Her iki medya grubu da, diùerini demokratik olmamakla suçluyor. Doùan grubunda artÁk gazetecilikten holding ortaklÁùÁna ve dolayÁsÁyla borazanlÁùÁna yükselmiĤ çeĤitli köĤe yazarlarÁ, kendi gruplarÁnÁn demokratikliùini öve öve bitiremiyorlar. KarĤÁ karĤÁya olduùumuz durumun özgürlükle hiçbir ilgisi yok. Rekabet halindeki her biri bir diùeri kadar pisliùe bulaĤmÁĤ sermaye gruplarÁnÁn çÁkar kavgasÁ var. Hiçbir grubun patronunun Dinç Bilgin'den farkÁ yok. Tek farklarÁ Bilgin, bulaĤtÁùÁ yolsuzluklar açÁùa çÁktÁùÁ için hapis yatarken, bunlarÁn henüz kendilerini korumayÁ baĤarabilmiĤ olmalarÁnda. Arjantin'de emekçiler isyan ederken medyanÁn ne dediùine aldÁrmadÁlar. Burjuva medyasÁnÁn gerçekleri çarptÁma gücü, emekçilerin mücadelei yükslediùinde hiçbir iĤe yaramayor ve yaramayacak.

SATANĂZME DEøĂL, ÇEģĂTLĂLĂøE SALDIRI! Lara Falay'×n intihar×ndan sonra yeniden gündeme getirilen 'satanizm' konusu, faüist MHP'nin sald×rgan yüzünü göstermesinde etkili oldu. Amac×na eùitim sistemi içerisinde ulaümaya çal×üan hükümet, Milli Eùitim Bakanl×ù×n× kullanarak, ilköùretim din kültürü ve ahlak bilgisi ders program×na "üeytan ve satanizm" konusunu al×rken, yeni öùretim y×l× ile birlikte, ilköùretim 7. s×n×f öùrencilerine, ders kitaplar×nda satanizm ve zararlar×n× okutacak. Hükümet, en baü×ndan beri satanizm ad× alt×nda karü×s×ndaki muhalefeti yok etmeye çal×ü×yor. En son, 2 kiüi satanist olduùu iddias×yla gözalt×na al×nd×. Bunun sebebi ise, d×ü görünüüleri ve yaüam tarzlar×yla sisteme muhalif ve tektipleütirmeye ayk×r× bir potansiyel taü×malar×yd×. Leman Dergisi, deùiüik metal fanzinleri, FRP (Fantasy Role Playing) oyunlar×, Pink Floyd kasetleri ve benzeri malzemeleri toplatarak amac×n× gerçekleütirmeye baülad×. Türkiye'de anti-kapitalist mücadelenin harekete geçmesinden korkan hükümet, bulduùu her f×rsat× deùerlendiriyor. Biz, bütün bask×lara raùmen yaüam tarz×m×zla ve çeüitliliùimizle tektipleütirmeye her zaman karü× olacaù×z. Liseli Sú Okurlar×


3

diyor ki...

Elleri gene cebimizde Türkiye IMF’ye yeni bir “niyet mektubu” verdi. Bir baüka deyiüle MHP-DSP-ANAP hükümeti IMF’ye yapacaklar×n× anlatarak rapor verdi ve biraz daha para dilendi. Bundan öncekilerde de olduùu gibi bu ‘niyet mektubu’nun en önemli maddeleri gene kamu harcamalar×nda gidilecek k×s×tlamalar× içeriyor. Binlerce, onbinlerce kamu çal×üan× iüinden olacak, kamuya ait Vak×fBank derhal, Ziraat ve Halk bankalar× ise en k×sa zamanda özelleütirilecek, bu üç banka özelleütirilebilmek için daha kârl× hale getirilecek, bu amaçla çok say×da üube kapat×lacak. Kapat×lan üubelerde çal×üan banka iüçilerinin büyük çoùunluùu ise iüten at×lacak. Hükümet son kalan 98 adet döner sermaye iületmesinden 548’ine daha el koyarken 2003 sonuna kadar tümünü ortadan kald×racak. TEKEL’den krom madenlerine, THY’den Elektrik daù×t×m×na ve ûeker fabrikalar×na kadar yayg×n bir özelleütime program× uygulacak. 2002 y×l×nda büyük kentlerin belediyelerine verilen para k×s×l×rken, 2003’de tüm belediyelere verilen para kesilecek, çeüitli vergiler artt×r×lacak. Bütün bu tedbirlerle enflasyonun % 35’e inmesi beklenirken 200 ’de eksi %8.5 olan gayr× safi Her y×l úsviçre’nin Davos kentinde toplanan dünya patronlar bu sene New York’ta topland×lar. Dünya Ekonomikl Forumu adl× bu toplant×lar dizisinde patronlar ve uzmanlar× yeni-liberal politikalar× nas×l daha üiddetle uygulayabileceklerini tart×üt×lar. Kap×n×n önünde ise 25 bin gösterici Dünya Ekonomik Forumu’nu ve yeni liberal politikalar× protesto ettiler. Brezilya’n×n Porto Allegre kentinde ise on binlerce aktivist önümüzdeki dönemde yeni lib-

milli has×lan×n 2002’de %3, 2003’de ise %5 artrmas× beklenmekte. Hem IMF hem de IMF uüaklar×n×n ald×klar× bütün bu tedbirlere raùmen beklentileri hayal. Emekçilere bu denli azg×nca sald×rd×ktan sonra ekonomide büyüme beklemek mümkün deùil. Arjantin’de benzer politikalar uyguland× ve sonucu biliniyor. Dünyan×n en büyük et ve buùday üreticilerinden biri olan Arjantin halk× açl×ktan isyan etti. Halk dükkanlara ve pazarlar yerlerine “aç×z” diye hayk×rarak sald×rd×. Türkiye de emekçilerin önemli bir kesimi açl×k s×n×r×n×n alt×nda. Al×nacak bütün tedbirler açl×k s×n×r×n×n alt×ndaki kesimi büyütecek. IMF’nin eli hergün cebimizde. Bazen ücretler çal×n×yor, iüten at×l×yoruz, yan× s×ra eùitim ve saùl×k paral× hale getiriliyor, pasolar kald×r×l×yor. Bugünlerde pasolar×n kalkmas× gündeme oturdu. IMF’nin direktifi ile emekçilerin sosyal bir hakk× olan pasolar kald×r×l×yor. Bu büyük kentlerde yaüayan emekçiler için 30 ila 50 milyon aras×nda bir paran×n ceplerinden çal×nmas× anlam×na gelmektedir. IMF’ye verilen ‘niyet mektubu’ k×sa bir süre sonra benzer kesintilerin yayg×nlaüt×r×lacaù×n×n sözünü veriyor. úüin en çirkin yan×, emekçilere dönük bütün bu soygunun ‘kamu sektörü reformu’ olarak tan×m-

lan×yor olmas×. IMF’nin Arjantin raporunda “emekçilerin sosyal koüullar×n×n düzeltilmesi” baül×kl× bir bölümün alt×nda kamu iüçilerinin ücretlerinin %20 azalt×lmas× gerektiùinin yaz×lmas× gibi. Onlar ‘reform’dan deyince emekçileri soymay× anl×yorlar. Ayn× ‘demokrasi reformu’ deyince var olan s×n×rl× demokrasi ortam×n× geniületmek yerine, biraz daha daralatmaya çal×ümalar× gibi. Tamamen IMF uüaù× olan MHP-DSP-ANAP hükümeti bu sald×r×s×n× devam ettirebildiùi

SavaĤ kapÁmÁzda eralizme ve küresel sermayeye karü× nas×l bir mücadele verileceùini tart×üt×lar. Küresel sermayey karü× baülayan hareketin sona erdiùini iddia edenlerin yan×ld×ù× ortada. Anti-kapitalist hareket var ve canl×. Öte yandan savaüa karü×

Enternasyonal Sosyalizm

hareket de birçok ülkede güç kazan×yor. ABD Baükan× Bush’un art×k aç×k aç×k Irak’a sald×r× haz×rl×ù× yapt×klar×n× aç×klamas×ndan sonra savaü karü×tlar×n×n daha da h×zl× haz×rlanmas× gerekiyor. Bu arada Ecevit’in Saddam’a gönderdiùi mektup savaüa karü×

takdirde yaüam emekçiler için cehennem olacak. Öyleyse direnmek gerekir. Arjantin iüçi ve emekçileri isyan×n mümkün olduùunu gösterdi. úsyan×n sald×r×y× duraksatt×ù×n×, gerilettiùini gösterdi. úüçiler ve emekçiler için gerekli olan birliùin saùlanmas×d×r. úüçilerin, iüsizlerin, tüm emekçilerin eylem birliùi IMF uüaklar×n×n iktidar×n× daù×tacakt×r. Milyonlar×n geleceùi bu hükümetin devrilmesinei bu hükümeti oluüturan partilerin ezilmesine baùl×d×r.

ç×kman×n ne kadar acil bir biçimde gündemimize oturduùunu gösteriyor. Afganistan savaü× s×ras×nda Türkiye nüfusunun ezici çoùunluùu savaüa karü×yd× ama savaü× karü×t× bir hareket kendisini ifade edememiüti. ABD Irak’a sald×rd×ù× takdirde durum ayn× olmamal×. Savaü karü×tlar× mümkün olan en geniü birliùi oluüturarak ABD ve yandaülar×n×n dünya egemenliùi için sürdürdükleri bu sald×rganl×ùa karü× ç×kmal×d×r. Savaü× bizim direncimiz durduracakt×r.

SayÁ 07 Ocak-ģubat 2002

• Arjantin’de IMF uĤaklarÁ devrildi • KÁbrÁs: ĂĤgale son! • Filistin direniĤi kÁrÁlabilir mi? • SavaĤ karĤÁtÁ hareket ve devrim • Emperyalizm Afganistan’a yerleĤti • SavaĤlar ve devrimler çaùÁ • Neo-liberal tuzaklara sosyalist yanÁt • Almanya: Kaybedilen devrim Ăki aylÁk politik dergi z Sosyalist iĤçi satÁcÁlarÁndan edinebilirsiniz z 02 6 4 8 53 40 www.geocities.com/enternasyonalsosyalizm/

Yoksulluùa ve SavaĤa KarĤÁ

KadÁnlar Mücadeleye Sermayenin küreselleĤmesi aynÁ zamanda kadÁnlar üzerindeki baskÁ ve tahakkümün arttÁùÁ bir süreç olarak yaĤanmakta. Demokrasi, adalet, eĤitlik nutuklarÁ atan dünyanÁn efendileri, her türlü eĤitsizliùi olduùu gibi kadÁnlara yönelik baskÁ ve Ĥiddeti de tÁrmandÁrÁyor. IMF ve DTÖ politikalarÁ sonucunda yoksulluk kadÁnlarÁn hayatÁnÁ cendereye alÁyor. Kamu harcamalarÁnÁn kÁsÁlmasÁ, düĤük ve doùumda kadÁn ölüm oranlarÁnÁn artmasÁ, kadÁnlarÁn eùitim sürecinden dÁĤlanmasÁ gibi sonuçlara yol açÁyor. Ăstatistikler Ĥiddet, tecavüz, namus cinayetleri oranÁndaki artÁĤa dikkat çekiyor. Bush'un dünya hegemonyasÁnÁ saùlamak üzere baĤlattÁùÁ savaĤ, en çok kadÁnlarÁ yÁkÁma uùratÁyor. SaldÁrÁlarÁn dolu dizgin yaĤandÁùÁ günümüzde kadÁnlarÁn kurtuluĤunun gerçekleĤmesi hayal mi? Dünya çapÁnda yükselen anti-kapitalist harekete bu hareket içinde yer alan kadÁnlarÁn sayÁsÁna, taleplerine baktÁùÁmÁzda bunun hiç de hayal olmadÁùÁ, aksine tüm ezilenlerin olduùu gibi kadÁnlarÁn üzerindeki baskÁya karĤÁ da bir mücadele olduùunu görmek mümkün. Her Ĥeyden önce kadÁnlar iĤyerlerinde, okullarda saldÁrÁlar karĤÁsÁnda, sessizliùi deùil, kendi kaderlerini belirlemek üzere mücadeleyi tercih ediyor. En son Arjantin'de kadÁnlar ayaklanmanÁn içinde hem IMF politikalarÁna hem de egemen sÁnÁfÁn kadÁnlara biçtiùi role karĤÁ çÁkÁyorlar. 8 Mart yoksulluùun ve savaĤÁn kÁskacÁndaki kadÁnlarÁn alanlarda mücadeleyi bir kez daha yükselttiùi bir gün olmalÁ. 8 Mart kampanyasÁnÁ, IMF politikalarÁnÁn ve savaĤÁn kadÁnlar üzerindeki etkilerinin teĤhir edildiùi ama bunun yanÁnda baĤka bir dünyayÁ yaratmak için kadÁnlarÁn mücadeleye çaùÁran bir kampanya olarak örgütlemeliyiz. Bugün bulunduùumuz her alanda örgütlenmek var olan örgütlerimizi güçlendirmek ve mücadele etmek en acil görevimiz.


4

Büyük Türkiye masallarÕ

IMF’ye niyet mektubu a÷Õr bir saldÕrÕ sözü...

Yeni niyet mektubu

yÁkÁm taarruzu! MF'nin onaylad×ù× stad-by anlaümas×na dayanak oluüturan niyet mektubu aç×kland×. Niyet mektubu, özellikle geçtiùimiz iki y×l boyunca aù×r bir sald×r× alt×nda olan emekçi kesimlere çok kapsaml× ve aù×r bir sald×r× program×n× aç×klarken, sald×r× konusunda taahhütler veriyor. 2000-2004 y×llar× aras×nda uygulanacak olan niyet mektubunda, özelleütirmeye h×z verilmesi, bankac×l×k sektöründe yap×lanma, KúT'lerde iüten ç×karmalar ve yeni vergiler konusunda taahhütlerde bulunuyor.

I

Öde öde bitmiyor 002 y×l× için ödenmesi planlanan toplam borç servisi, geçen y×la k×yasla yüzde 36.9 artarak 4.3 katrilyon lira olmas× öngörülüyor. Hazine geçen y×l, 83.5 katrilyon lira tutar×nda toplam borç ödemiüti. Bütçenin gelirlerinin tümü borç anapara ve faizlere gitmiüti. IMF kaynaklar× d×ü×nda yurtd×ü×nda kredi bulamayan Ankara, çareyi iç borç almakta ve bunu da yeni vergiler ve kamu hizmetlerinin ücretlerini art×rarak karü×lamaya çal×ümakta. K×sacas×, finans patronlar×na faiz olarak aktar×lan paralar bizim cebimizden ç×k×yor.

2

Krizden kim çÁkÁyor? Ekonomiden sorumlu Devlet Bakan× Kemal Derviü, "Türk ekonomisi ekim ay×ndan sonra en kötü dönemi geride b×rakt×ù×n× ve bunda yap×lan reformlar×n büyük rol oynad×ù×n×" söylüyor. Oysa gerçekler Derviü'in iddialar×ndan çok farkl×. Tüm veriler, toplumun geniü kesimlerinin "en kötü dönemlerini" yaüamaya devam ettiùini gösteriyor. DúE taraf×ndan aç×klanan ocak ay× verileri, enflasyonun y×ll×k bazda tüketici fiyatlar×nda %73.2'ye ulaüt×ù×n× gösteriyor. Çal×üma ve Sosyal Güvenlik Bakanl×ù× verilerine göre, 200 y×l×nda ,5 milyon kiüi iüten ayr×lmak durumunda kald×. Üstelik veriler durumun, küçük bir az×nl×k oluüturan holding sermayeleri hariç, sermaye s×n×f× için de pek parlak olmad×ù×n× gösteriyor. Ocak ay× ihracat×, aral×k ay×na göre % . 7 düütü. 2002 y×l× büyüme tahmini, en iyimserlerine göre bile % 3'ün alt×nda. Yani yeni istihdam yaratacak bir büyüme olanakl× görülmüyor. Sonuç olarak, Derviü'in belirttiùi "kötü dönemi geride b×rakanlar", IMF kredisini sermaye takviyesi olarak kasalar×na aktaracak olan finans tekelleri ve büyük holdingler.

SaldÁrÁ kapsamlÁ Niyet mektubuyla birlikte IMF'ye taahhüt edilen sald×r× çok kapsaml×. Hükümet, kamuda çal×üanlar×n üçte

ürkiye’nin sat×nalma gücü paritesiyle 999 y×l×ndaki Almanya seviyesine ulaümas× için 3.4 trilyon, Fransa için 2 trilyon, úngiltere için .9, útalya için .8, úspanya için 0.6 trilyon dolarl×k yat×r×m yapmas× gerektiùi ortaya ç×kt×. Dünya Bankas× ve DPT verilerinden yap×lan hesaplamalara göre, Türkiye mevcut h×zla 999 y×l×ndaki úspanya seviyesini 9 y×l, útalya’y× 22 y×l, Fransa ve úngiltere’yi 23 y×l×, Almanya’y× ise 3 y×lda yakalayabiliyor. “Dünya devleti” ve bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye gibi söylemlerin halk× uyutmak için birer masal olduùu bu verilerle bir kez daha kan×tland×.

T

IMF’nin en büyük müĤterisi

ikisini iüten ç×karmay× planl×yor. Sald×r× kapsam×nda haziran ay× sonuna kadar Ziraat ve Halk Bankas×'n×n 897 üubesinin kapat×lmas× yer al×yor. Bu kapsamda toplam 6 bin kamu emekçisi iüten ç×kar×lacak. Ayr×ca bu iki bankan×n yan× s×ra, Vak×f Bank'×n özelleütirilmesine may×s ay× içinde start verilecek. Mektup, kamuda sürmekte olan projelerin büyük k×sm×n×n durdurulacaù×n× aç×klarken, vergi sisteminin de elden geçirileceùini aç×kl×yor. Bütün bunlardan sonra kapsaml× bir özelleütirme listesi sunularak, kamuda aù×r bir sald×r×n×n gerçekleütirileceùi anlat×l×yor. Buna göre, Telekom'da mart ay×n×n sonuna kadar, tüm kamu kesiminde ise 2003 y×l×na kadar büyük ölçekli iüten ç×karmalar×n gerçekleütirileceùi belirtiliyor. Enerji sektöründe gerçekleütirilmesi planlanan çok kapsaml× sald×r×yla önümüzdeki dönem elektrik ve doùalgaz fiyatlar×nda büyük art×ülar söz konusu olacak. Enerji sektörünün yan× s×ra Telekom, Tekel ve tar×mda

5 günde neler oldu?

özelleütirmelerin h×zland×r×lacaù×, tar×mda sübvansiyonlar×n kald×r×lacaù× aç×klan×yor. Tüm bu uygulamalar×n sonucunda onbinlerce emekçi iüinden olacak, sald×r×n×n doùrudan ve dolay×l× sonucu olarak ise milyonlarca emekçi daha da yoksullaüacak.

IMF'den, 2002-2004 dönemi için yaklaü×k 6 milyar dolar kredi bekleyen Türkiye, 2000-2004 döneminde sadece bu kurumdan toplam 3 .5 milyar dolar kredi alm×ü olacak. Türkiye'nin IMF’den ald×ù× ve alacaù× kredi miktar×, yaklaü×k 00 milyar dolarl×k kredi portföyü bulunan IMF'nin verdiùi toplam kredilerin üçte birini oluüturuyor. Bu ayn× zamanda Türkiye’nin IMF’ye en çok itaat etmesi gereken ülke olduùu anlam×na da geliyor. Öte yandan giderek üiüen d×ü borç tutarlar×n×n faturas× emekçilere zamlar, zorunlu emeklilik, iüten ç×karmalar ve yoksullaüma olarak dönüyor.

Püskürtebiliriz Niyet mektubu ile hükümet IMF'ye 2004 y×l×na dek, bugüne kadar gerçekleütirilenlerden çok daha aù×r bir program×n uygulanacaù×n× taahhüt ediyor. Bu programla, sosyal devletin en ufak k×r×nt×lar×n×n bile yok edilmesi amaçlan×yor. Ancak bu sald×r×y× püskürtebiliriz. Tüm emekçilere karü× büyük bir cephede sald×r× baülatan bu hükümet, göründüùünden çok daha c×l×z ve istikrars×z. Her konuda bölünmüü ve en ufak bir tart×ümada ikiye, üçe bölünüyor. Bütün bunlar, mücadelede kararl× ve kazanman×n olanakl× olduùuna inanan emek güçlerinin kazanma üans×n×n çok fazla olduùunu gösteriyor.

øúçi kÕyÕmÕ

Ç

al×üma ve Sosyal Güvenlik Bakanl×ù× verilerine göre, 200 y×l×nda emeklilik, iüten ç×karma, saùl×k, iüyerinin kapanmas× veya baüka yere taü×nmas× gibi çeüitli nedenlerden ötürü, toplam ,5 milyon kiüi iüten ayr×ld×. Bakanl×k verilerine göre, geçen y×l en çok iüten ayr×lma, inüaat, ticaret-büro, tekstil, metal, turizm ve konaklama iükollar×nda gerçekleüti. 200 y×l×nda inüaat iükolunda 288 bin 438, ticaret ve büro iükolunda 269 bin 530, tekstil iükolunda 78 bin 489, metal iükolunda 35 bin 767 kiüi iüten ayr×ld×. Geçen y×l ûubat ay×nda 60 bin 56, Nisan ay×nda 62 bin 639, Ekim ay×nda 36 bin 254, Aral×k ay×nda ise 2 7 bin 909 kiüi iüten ayr×ld×.

Kapitalizmin suç dosyas×

500 milyon yeni iĤ gerek

SilahlarÁ Ĥeytan mÁ doldurur?

Uluslararas× Çal×üma Örgütü'nün yay×nlad×ù× Dünya ústihdam Raporu 200 'e göre üu anda dünyadaki toplam iügücünün üçte biri iüsiz. Toplam üç milyar insan ya iüsiz ya da ek iü arama veya ailesini geçindirecek gelirden az kazanma anlam×nda eksik istihdam koüullar×nda bulunuyor. Rapora göre önümüzdeki on y×lda iügücüne kat×lacak olan 500 milyon kiüiye yeni iü alanlar× yaratmak gerekecek. Oysa nüfus art×ü h×z× ve varolan iüsizlik düzeyi bunun olanaks×z olduùunu gösteriyor. Dünyada iüsizliùin en yoùun olduùu yerler Latin Amerika ve Karayipler. Doùu Avrupa, Afrika ve Ortadoùu da iüsizliùin çok yüksek olduùu bölgelerden. Örneùin Cezayir'de nüfusun yüzde 29'u iüsiz. Yaln×zca iüsizlik yüzünden milyonlarca insan her y×l geliümiü ülkelere göç ediyor.

Silahlar×n insan hayat× üzerinde ne büyük bir tehdit olduùunu söylemeye gerek yok. Ancak kapitalizmde silahlar×n kullan×lmasa, hatta bir depoya kapat×l×p saklansa bile çok büyük bir tehdit oluüturduùuna dair bir örnek geçtiùimiz günlerde Nijerya'da yaüand×. Nijerya'n×n en büyük kenti Lagos'ta ordunun eski silahlar× saklad×ù× bir depo bulunuyordu. Depo bir benzin istasyonunun hemen yan×ndayd×. Benzinlikte ç×kan bir yang×n×n depoya s×çramas× sonucunda depoda patlama oldu ve depo art×k yok. Ama Lagos'ta yaüayan kad×nl× çocuklu 2 bin kiüi de art×k yok. Çünkü patlama sonucu gece boyunca kentin üzerine tank, top ve roket mermileri yaùd×. Ç×kan yang×n büyüyünce insanlar kendilerini hemen yak×ndaki su kanal×na atmak zorunda kalm×ülar. Ama o kadar çok kiüi kanala atlam×ü ki yüzlerce insan altta kal×p boùularak ölmüü. Kent patlaman×n ard×ndan

gelen üok dalgalar× yüzünden bir gece boyunca deprem üiddetinde sars×lm×ü. Üstelik geçen y×l ayn× depoda yang×n ç×k×nca bölge halk× deponun kapat×lmas× için çaùr× yapmas×na raùmen uyar×lar× dikkate al×nmam×ü. Silahlanma öyle büyük boyutlarda ki bu y×l dünyada silah harcamalar×na ayr×lan para 900 milyar dolar× aü×yor. Oysa üu anda açl×k s×n×r×nda yaüayan .3 milyar insan×n bar×nma, yiyecek, giysi ve saùl×k harcamalar×n× karü×lamak için 30 milyar dolar yetiyor.

AB'den zehir ticareti 4 Ocak 2002'de, úzmir Aliaùa'da, zehirli at×k taü×yan úsviçre band×ral× bir geminin üzerine "Zehir taü×mac×l×ù×n× durdurun" yaz×l× bir pankart asan 7 Greenpeace üyesi gözalt×na al×nd×. Greenpeace, yapt×ù× araüt×rmalar sonucu, dioksin, asbest gibi toksik maddelerin gemilerle Bat× Avrupa'dan Türkiye gibi ülkelere taü×nmas×yla, hem gemi ve liman

iüçilerinin hayatlar×n×n, hem de çevrenin büyük tehlikelere maruz kald×ù×n× aç×klad×. Greenpeace'in aç×klamas×na göre AB kendi içinde "üizofreni derecesinde yüksek" çevre standartlar×n× üart koüarken, zehirli at×klar× hiçbir önlem almaks×z×n Türkiye, Hindistan, Çin gibi ülkelere yolluyor. Yak×n zamanda yola ç×kmak üzere, zehir yüklü 50 gemi daha Bat× Avrupa limanlar×nda bekliyor.

Çocuk emeùi sömürülüyor ILO ile Çal×üma Bakanl×ù×'n×n yapt×ù× ortak çal×ümaya göre Türkiye'de yaülar× 6 4 aras×nda olup okula giden 0 milyon 600 bin çocuktan üç milyonu, yani her 00 çocuktan 29'u çal×ümak zorunda kal×yor. Okula gidemeyen bir buçuk milyon çocuùun ise yüzde 54'ü çal×ü×yor. ILO tahminlerine göre az geliümiü ülkelerde yaülar× 5 (BEû!) ile 4 aras×nda 250 milyon çocuk iüçi var. Cengiz Alùan


5

Serbest piyasanÕn yasalarÕna karúÕ sokaklarda karnaval

Küresel direniú sürüyor Hepsi bu deùil. Anti kapitalistler ocak ay× sonunda Arjantin'de Buenos Aires sokaklar×n× bir kez daha ele geçirdi. NATO'nun Münih kentinde düzenlenen Güvenlik Konferans× s×ras×nda, tüm gösterilerin yasaklanmas×na raùmen 5.000 savaü karü×t× sokaklardayd×. Ayn× gün úsviçre'nin Zürih kentinde 2.000 anti kapitalist ve savaü karü×t×, NATO'ya ve DEF'e karü× yürüdü. Ayn× tarihlerde, Almanya'n×n Bielefeld kentinde yürüyen .800 Naziye karü× 0.000 anti faüist sokaklardayd×. Seattle'×n üzerinden 26 ay ve Eylül sald×r×s×n×n üzerinden henüz 5 ay geçmeden, anti kapi-

Arafat uzlaĤma peĤinde Yaser Arafat, øsrail yöneticileriyle barÕú görüúmeleri yapmaya hazÕr oldu÷unu, Filistinlilerin çatÕúmalarÕ sona erdirmeye hazÕr

oldu÷unu söyledi. Arafat, "Filistinlilerin özgürlü÷ü, iúgalin tamamen sona erdirilmesi, øsrail'in güvenli÷i ve Filistinli mültecilerin kötü koúullarÕna yaratÕcÕ çözümler bulunmasÕ konularÕnÕ görüúmek için, herhangi bir øsrailli liderle geçmiúine bakmadan masaya oturmaya hazÕrÕz" dedi.

Ăsrailde savaĤa muhalefet Dökülen kanlar ve savaú politikasÕ, øsrail’de hem halkÕn hem de askerlerin tepkisini çekiyor. BarÕú

26 Ocak'ta bir madende gerçekleüen grizu patlamas×nda 9 ve ertesi gün ikinci bir patlamada 8 iüçinin ölmesine neden oldu. Çin'de maden ocaklar×nda çal×üma koüullar× çok kötü. Geçtiùimiz y×l Çin'de 5.000'den fazla iüçi madenlerde yaüam×n× yitirdi.

Yeni Zellanda Hemüireler Örgütü'nün (NZNO) çaùr×s× üzerine, 4 hastanede 2.000'den falz hemüire, ücret art×ü× talebiyle greve ç×kt×.

Fransa Ocak sonunda 5 binden fazla hemüire saùl×k emekçilerinin ücret art×ü× talepleri çerçevesinde Paris'te eylem yapt×.

Ătalya

Bush ve küresel sermaye dünyayÕ bir felakete sürüklüyor talist hareket yeniden sokaklarda. Bir dizi eylemle ve tart×üma forumlar×yla küresel sermayeye karü× global düzeyde alternatif bir hareket olma yeteneùini kan×tl×yor. Porto Allegre'deki toplant×lara, Noam Chomsky, Walden Bello, Susan George, Allex Callinicos ve Michael Löwy gibi hareketin önde gelen düüünce ve eylem insanlar× da kat×ld×.

Küresel sermayenin gündemi savaü. Bush yönetimi, 2003 bütçesinde silahlanmaya ayr×lan pay× 38 milyar dolar art×rarak, 379 milyar dolara ç×karmay× tasarl×yor. ABD’nin ülke d×ü×ndaki operasyonlara ay×racaù× pay da 0 milyar dolar× buluyor. Silahlanmaya ayr×lan pay, diùer emperyalist ülkelerde de art×yor. Londra’daki Uluslararas× Güvenlik Araüt×rmalar×

Enstitüsü’ne göre, úngiltere 200 ’de ordusu için 34.8 milyar, Rusya 2000’de 29 milyar, Çin 4.5 milyar dolar harcad×. ABD D×üiüleri Bakan× Powell, ABD’nin “Terörizmle mücadeleye yeni baülad×ù×”n× ilan ederken, terörizm ile dünya genelinde mücadele edebileceùini, ancak teröristlerin ortaya ç×kmas×na yard×mc× olan k×tl×k ve umutsuzluùu sona erdiremeyeceùini de sözlerine ekliyor. Bu sözler, savaü, yoksulluk ve isyan aras×ndaki baù×nt×y× son derece net ortaya koyuyor. ABD, milyarlarca dolar× silahlara harcarken, yoksulluk karü×s×nda çözümsüzlüùü dayat×yor. Çözüm ise isyan edenlerde, Arjantin’de olduùu gibi sokakta!

Küresel direniúle ilgili güncel haberler ve tartÕúmalar için: www.geocities.com/imfyehayir/ kuúatmasÕ, bize asli görevimizi sürdürme gücü veriyor. Cesurun barÕúÕ için kuvvet veriyor" dedi. Bu arada øsrail ordusu içinde de savaú karúÕtÕ sesler yükseliyor. øsrail ordusunu, ‘masum ve savunmasÕz’ Filistinlilere kötü muamele etmekle suçlayan 60 kadar yedek asker, ülke çapÕnda savaúa karúÕ bir kampanya baúlattÕ. Askerler, “Bundan böyle Yeúil HattÕn ötesindeki topraklarda iúgal, çevreye zarar verme, barikatlar kurma, öldürme ve insanlarÕ kötü muamele etme gibi faaliyetlere katÕlmak istemiyoruz” dedi.

Ăntifada çözümün kaçÁnÁlmaz parçasÁ ylül 2000'de baúlayan Filistin intifadasÕnda bugüne kadar büyük bölümü Filistinli olan 00’den fazla insan öldü. Filistin Devlet BaúkanÕ Arafat, aralÕk ayÕndan bu yana øsrail ordusunun kuúatmasÕ altÕnda BatÕ ùeria Ramallah'taki bürosunda tutsak kalÕyor.

Çin

Yeni Zelanda

Filistin: E

3000'den fazla Telekom iüçisi 28 Ocak'ta greve ç×kt×. Hükümet, iüçileri baüka bir bölüme nakil etmek istiyor, ancak iüçiler bunun, iüten ç×karmak için bahane olacaù×n× düüünüyor.

Ulusal havayollar× Qantas'×n bir bak×m ünitesinde iüçiler greve ç×kt×.

Sermayenin gündemi savaĤ

Porto Allegre’de 50 bin anti kapitalist küresel sermayeyi protesto etti

Endonezya

Avustralya

cak ayÕ sonu ve ùubat ayÕnÕn ilk günleri, küresel kapitalizmin iki gücü arasÕndaki çatÕúmalara ve gövde gösterilerine sahne oldu. Küresel sermayenin temsilcileri New York’ta Dünya Ekonomik Forumu çerçevesinde ve Münih’te NATO KonferansÕ’nda, sermayenin global stratejilerini tartÕúÕrken, aynÕ tarihlerde anti kapitalistler Porto Allegre’de gövde gösterisi yapÕyor, New York ve Münih sokaklarÕnÕ ele geçiriyordu.

O

úki forum ve iki farkl× dünya. 3 Ocak ve 4 ûubat tarihleri aras×nda Amerika k×tas×n×n iki ucunda gerçekleüen iki büyük forumun özeti bu. Dünyan×n zenginleri ve küresel sermayenin efendileri Dünya Ekonomik Forumu (DEF) çerçevesinde New York'ta bir araya gelirken, Brezilya'n×n Porto Allegre kentinde onbinlerce anti kapitalist de Dünya Sosyal Forumu (DSF) çerçevesinde, küresel kapitalizmin alternatiflerini tart×üt×. DSF'de dile getirilen, "Baüka bir dünya mümkün" mesaj× New York sokaklar×na da taü×nd×. New York'ta düzenlenen alternatif anti kapitalist günlerde yüzlerce konu tart×ü×ld×, hafta sonu düzenlenen eyleme 20’den binden fazla anti kapitalist kat×ld×.

Dünyadan kÕsa kÕsa

Berlin DuvarÁ yanlÕlarÕnÕn sesi giderek daha gür çÕkÕyor. Geçti÷imiz günlerde, intifadanÕn baúlamasÕndan bu yana ilk kez kalabalÕk bir øsrail grubu Arafat'Õ ziyaret etti. Arafat, gençlere hitaben, "Araplarla Museviler ye÷endirler. øsrail'in

Bu arada øsrail ùaron’un kabul etti÷i güvenlik planÕna göre, Kudüs’ün kuzey, güney ve do÷usunda 54 km’lik hat boyunca gözetleme kuleleri kurulmasÕ, çit ya da set çekilmesi ve hendekler kazÕlmasÕ öngörülüyor. Filistin yönetimi, øsrail’in

Ocak ay× ortas×nda útalyan havaalanlar×nda grev dalgas× yaüand×. 500'den fazla uçuü iptal edildi. Alitalia 2.500 iüçisini ç×karmay× planl×yor.

Ăngiltere Ülkenin kuzeyinde, demiryollar× güvenlik iüçileri taraf×ndan baülat×lan 48 saatlik iü durdurma eylemi nedeniyle 600'den fazla tren hizmeti yap×lamad×.

Ăran Ocak ay× sonunda Tahran'da 0 binden fazla öùretmen ücret art×ülar× için eylem gerçekleütirdi. Bir çok öùrenci örgütü de eyleme destek verdi.

Nikaragua Ocak ay× sonunda baükent Managua kenti belediyesinin 360 iüçiyi iüten ç×karmas× nedeniyle iüçiler greve ç×kt×.

Arjantin Onbinlerce Arjantinli 25 Ocak'ta Buenos Aires kentinde iü talebiyle yürüdü. Eylemcilere sald×ran polis, 25 kiüiyi yaralad×.

Kudüs güvenlik planÕnda “yeni bir Berlin duvarÕ” örülmesinin öngörülmesini kÕnadÕ.

Arafat’a muhalefet Filistin halkÕ barÕúÕ kazanmak için intifadanÕn gerekli oldu÷unu düúünüyor. Arafat’Õn uzlaúmacÕ ve teslimiyetçi politikalarÕ bir çok Filistinli’de öfke uyandÕyor. Bu arada Filistin Halk Kurtuluú Cephesi (FHKC), üyesi oldu÷u FKÖ yürütme komitesinden çekildi. Ramallah’ta açÕklama yapan FHKC, liderleri Ahmet Saadet’in Filistin yönetimince tutuklanmasÕnÕ protesto için, FKÖ yürütme komitesinden çekildiklerini bildirdi. Hamas, øsrail’e karúÕ uzlaúmaz tavrÕ ile giderek güçleniyor ve bu durum Arafat’Õ bir yandan øsrail devleti ve ABD’nin baskÕsÕ ile öte yandan barÕú için intifadadan baúka seçenek görmeyen mücadele taraftarlarÕ arasÕnda sÕkÕútÕrÕyor.


6

Avrupa Birli÷i’ne üyelik süre

diyor ki yum yasalarÕ çerçevesinde gündeme gelen “mini demokratikleúme” paketi üzerine yapÕlan tartÕúmalar, Avrupa Birli÷i’ne üyelik, demokrasi ve reformlar üzerine tartÕúmayÕ da gündemimize soktu.

U

Kamuoyunda AB’ye üyelik konusu uzun bir süredir “demokrasi” ile özdeúleútiriliyor. Kabul etmek gerekir ki AB yetkililerinin yasa tasarÕsÕna verdi÷i tepkiler göz önüne alÕndÕ÷Õnda, Birli÷in bu konuda belli ölçüde hassaslÕ÷Õ oldu÷u görülüyor. Ancak AB’ye üyeli÷i sadece demokrasiyle sÕnÕrlÕ olarak görmek ve bu do÷rultuda tartÕúmak, bu süreçte emekçilerin çÕkarlarÕ açÕsÕndan bizi bir tuza÷a çekebilir. Gerek Kopenhag kriterleri, gerekse son Laeken Zirvesi’nde alÕnan kararlar yakÕndan incelendi÷inde görülecek ki, Birli÷in gündeminde en az demokrasi konusu kadar, Avrupa Birli÷i’nin motoru olan Avrupa sermayesinin çÕkarlarÕnÕn do÷rultusunda neo liberal politikalar da önemli bir yer tutmaktadÕr. AB KatÕlÕm OrtaklÕ÷Õ Belgesi de Türkiye’ye ve di÷er aday ülkelere siyasi uyum yasalarÕnÕn yanÕ sÕra, “özelleútirmeleri”, “piyasa ekonomisini”, “rekabeti” ve “kamuda küçülmeyi” dayatmaktadÕr. Bu yaptÕrÕmlar, IMF’nin neo-liberal yaptÕrÕm programÕndan farklÕ de÷il. Burada yöneltilmesi gereken soru, Türkiye’de 200 yÕlÕnda ,5 milyon kiúinin iúsiz kalmasÕna ve milyonlarÕ yoksullu÷a iten neo-liberal programla, siyasi uyum çerçevesinde demokratik yaptÕrÕmlarÕn ne kadar ba÷daúabilece÷idir. Nitekim, MHP’nin ve Genelkurmay’Õn direnci bu çerçevede görülmelidir. Arjantin Genelgesi’nin yayÕnlandÕ÷Õ, 28 ùubat’Õn kurumsallaútÕ÷Õ, IMF’nin programÕnÕn daha da sert uygulanaca÷Õ yeni stand-by anlaúmasÕyla tescil edilen Türkiye’de, demokrasinin sÕnÕrlarÕnÕn yasalar çerçevesinde ne kadar geniúletilebilece÷i soru iúaretidir. Buradan reform mücadelesinin gereksizli÷i gibi bir sonuç çÕkarÕlmamalÕ. Ancak, Türkiye emekçilerinin demokrasi talebinin bedelini neoliberal saldÕrÕlara boyun e÷erek ödemek büyük hata olacaktÕr. øúsiz kalmadan ve yoksullaúmadan da demokrasiyi kazanmak olanaklÕ. Bunu baúarmak Türkiye kapitalizminin en derin krizini yaúadÕ÷Õ bugün, her zamankinden daha çok olanaklÕ. Yeter ki demokrasi ve emek güçleri tartÕúmalarÕ izlemekle kalmasÕn, bunun u÷runa mücadele etmek için harekete geçsin. Uyum yasalarÕ çerçevesinde tartÕúÕlan bizim özgürlüklerimiz. TartÕúmalarÕ izlemek yerine, özgürlüklerimizi almak için mücadeleye!

YasalarÕn MHP versiyonu: Uyum yasalarÁ içinde özellikle 3 2 ve 59’un MHP versiyonlarÁ çok tartÁĤÁldÁ.

‘Uyum’ zulüm y vrupa Birli÷i’ne üyelik sürecinde “uyum yasalarÕ” tartÕúmasÕ son günlerin önemli gündemlerinden birini oluúturdu. MHP’nin önerileri ve koalisyonun di÷er üyelerinin konuya içerik yerine, teknik bir “uyum” sorunu olarak bakmasÕ nedeniyle, tartÕúma demokrasi getirmek yerine, var olan özgürlükleri daha da geri çeken bir noktaya geldi.

A

TCK 3 2. Madde z Maddenin MHP versiyonunda kullanÁlan “olasÁlÁk” kelimesi, suç kavramÁnda kapsamÁ geniĤletiyor ve yargÁçlarÁn keyfiyetine bÁrakÁyor. YasanÁn bu hali, olasÁlÁk kelimesiyle muùlak hale getirilmiĤ ve yargÁçlara “takdir yetkisi” veriyor. Böylece iĤlenmemiĤ fiiller için de takdire dayanarak mahkumiyetler söz konusu olabilecek. z YasanÁn MHP versiyonunda “halkÁn bir kÁsmÁnÁ aĤaùÁlayÁcÁ ve insan onurunu zedeleyecek bir Ĥekilde tahkir etme” suçu getiriliyor.

TCK 59. Madde z MHP versiyonunda ĂktidarÁ eleĤtirmek suç sayÁlacak. Maddenin bu halinde “Hükümete hakaret” Ĥeklinde yeni bir suç getiriliyor. Maddenin eski halinde “Katil iktidar”, “HÁrsÁz iktidar”, “IMF uĤaùÁ hükümet” sloganlarÁ “soyut” kavramlar olarak kabul edildiùi için suç sayÁlmÁyor. MHP önerisinde bu sloganlar suç sayÁlacak ve -3 yÁla kadar dava açÁlacak. z MHP versiyonunda polise ve askere hakaret suç sayÁlÁyor. Yeni maddede, “Devletin askeri veya emniyet kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif” bölümüne “BunlarÁ temsil eden bir kÁsmÁ” ifadesi de eklenerek, sadece polis, jandarma veya bir bekçiye yapÁlan hakaret de bu suç kapsamÁna alÁnÁyor. z MHP, 59’un kapsamÁnÁ da geniĤletti.

Kim ne dedi? z DúSK Genel Baükan× Süleyman Çelebi: “Bu yasa, Türkiye’yi 940’lar×n Nazi iügali alt×ndaki Avrupas× ile uyumlu hale getirecektir.” z Piükinsüt: “Yeni 3 2 eskisinden daha k×s×tlay×c×.” z TÜSúAD Baükan× Özilhan: “úlke olarak TCK'n×n 59 ve 3 2. maddelerinin ve TMY'nin 8. maddesinin mevzuattan ay×klanmas× ya da anlams×zlaüt×r×lmas× gibi bir önerimiz kesinlikle yoktur. Bu düzenlemelere 'benzer' düzenlemeler baüka ülkelerde de vard×r. Her ülkenin ceza kanununda ve ilgili mevzuatlar×nda korumak istediùi farkl× 'deùerler' vard×r ve Türkiye'de de 59. ve 3 2. maddeler böyle bir meüru amaca yöneliktir.” z SP Genel Baükan Yard×mc×s× Yakup Budak: “Bu düzenlemeyi kaleme alan kafalar, muhalefetsiz bir yönetim arzusu içerisinde olan diktatörlük sevdal×lar×d×r.” z AKP Grup Baükanvekili Hüseyin Çelik: “Dünyada özgürlük alanlar× geniületilirken, 57. hükümet, halk×m×za hukuku bir ihsanm×ü gibi ya k×ym×k k×ym×k koklat×yor veya mevcut haklar× bile geriye götürecek düzenlemelere imza at×yor.”

“Uyum yasalarÁ” süreci AB’ye uyum yasalarÕ hakkÕnda yapÕlan tartÕúmalar, gelinen noktada sadece TCK’nÕn iki maddesine indirgenmiú ve bu noktada ise tartÕúma, MHP’nin Nazi mantÕ÷Õyla hazÕrladÕ÷Õ iki madde üzerine sÕkÕúmÕú durumda. TartÕúma bu haliyle bir çok yönden kÕsÕr ve yetersiz. Her úeyden önce, uyum yasalarÕ sadece TCK’nÕn de÷iútirilmesiyle sÕnÕrlÕ olmayÕp, çok daha kapsamlÕ bir sürecin parçasÕ. Geçti÷imiz yÕl KasÕm ayÕnda AB tarafÕndan kabul edilen KatÕlÕm OrtaklÕ÷Õ Belgesi ile aday ülkelerin atmasÕ gereken adÕmlar ayrÕntÕlÕ olarak ele alÕnmÕútÕ. Bunun yanÕ sÕra hükümet, üyelik sürecinde Birli÷e uyum için atÕlacak adÕmlar konusunda bir Ulusal Program sunmuútu. Mart ayÕnÕn ortasÕnda aday ülkelerin

yerine getirdi÷i taahhütler de÷erlendirilecek ve Türkiye’nin adaylÕ÷Õ konusunda karar verilecek. Söz konusu uyum yasalarÕ bu çerçevede önemli.

Süreç kapsamlÁ TartÕúmanÕn TCK’nÕn iki maddesi üzerine sÕkÕútÕrÕlmasÕ geniú kesimleri, AB’ye üyelik sürecinin sadece demokrasi ve devletin yeniden yapÕlanmasÕ sorunu ile ilgili oldu÷u gibi ideolojik bir yanÕlsamaya düúürüyor. Ortaya AB’nin temel sorununun demokrasi oldu÷u gibi bir manzara çÕkÕyor. Oysa ki, Birli÷e üyelik konusunda temel sorun ekonomik uyum. Nitekim Avrupa Birli÷i Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg duruma dikkat çekiyor ve “Türkiye'de AB'ye üyeli÷in devlete olan etkisine bakma e÷ilimi var. Ancak pekçok ülkede devletin sa÷lÕ÷Õna de÷il, üyeli÷in insanlara ne getirdi÷ine bakÕlÕyor. TarÕma, sa÷lÕk politikalarÕna etkileri tartÕúÕlÕyor” diyor. Fogg haklÕ. Nitekim KatÕlÕm OrtaklÕ÷Õ Belgesi’ne yakÕndan bakÕldÕ÷Õnda, kÕsa vadeli hedefler bölümünde úu amaçlarÕn yerine getirilmesini úart koútu÷u görülecektir: “IMF ve Dünya BankasÕ ile mutabakata varÕlan enflasyon ile mücadele ve yapÕsal reform programÕnÕn uygulanmasÕnÕn temin edilmesi, özellikle kamu harcamalarÕnÕn kontrol altÕna alÕnmasÕnÕn sa÷lanmasÕ. (...) Mali sektör reformunun süratle uygulanmasÕna baúlanmasÕ. (...) TarÕm reformunun

sürdürülmesi. (...) Kamuya ait kurumlarÕn özelleútirilmesinin sürdürülmesi.” Bu yaptÕrÕmlar bize pek yabancÕ de÷il, milyonlarÕ yoksullu÷a iten, iúsiz bÕrakan IMF programlarÕnÕn ta kendisi. Avrupa Birli÷i’nin IMF’den farkÕ, açlÕ÷Õn ve yoksullu÷un “demokratik” bir ortamda gerçekleúmesini amaçlamasÕdÕr. AB’ye üyelik süreci, sürecin bu ekonomik boyutlarÕ göz önüne alÕnmadan anlaúÕlamaz.

Bugün yaĤanan Buradan Türkiye’de bugün yapÕlan kÕsÕr tartÕúmalara dönersek, adÕ her ne kadar “mini demokratikleúme” paketi olarak anÕlsa da, görünen o ki hükümet bize özgürlükleri vermeye de÷il, soyut bir úekilde de÷iúiklikler yaparak durumu kurtarmaya çalÕúÕyor. YapÕlan tüm hesaplar, úu andaki koúullarÕ mümkün oldu÷u kadar koruyarak, úu “uyum” sorununun nasÕl aúÕlaca÷Õna endeksli. Bu arada tartÕúmanÕn öznesi olan bizler, birer nesne gibi tartÕúmalarÕn dÕúÕnda bÕrakÕlÕyoruz. MHP, istikrarlÕ bir úekilde ulusal devleti korumak kalkanÕ arkasÕnda özgürlüklere saldÕrarak sürece damgasÕnÕ vuruyor. MHP’nin çÕkÕúÕnÕn sadece bu partinin demokrasi düúmanÕ olmasÕna ba÷lanarak açÕklanmasÕ, bazÕ olgularÕ atlamamÕza yol açabilir. MHP ve benzeri tutum içindeki Genel Kurmay’Õn tepkileri, Türkiye kapita-lizminin tarihinin en derin krizini yaúÕyor olmasÕ ve Arjantin’deki halk ayaklanmasÕ gibi

Kamu-Sen: Faüistler kurdu, faüistler denetliyor kalmamas× gerekir." amu-Sen Genel Baükan× Resul Resul Akay, sanki ilk kez Akay, Türk Haber-Sen K tan×k oluyormuü gibi faüistlerin sendikas× genel baükanl×ù×n× kaybedince feryad figan kesildi. MHP'nin Kamu-Sen üzerindeki denetimini eleütirmeye baülad× ve Sosyalist úüçi gazetesinin ve KESK aktivistlerinin y×llarca anlatt×ù× Kamu-Sen ve MHP pisliùinin örtüsünü iyice açt×. Resul Akay Türk Haber-Sen kongresi s×ras×ndaki geliümeleri üöyle anlat×yor: “Devlet Bakan× ve Baübakan Yard×mc×l×ù× koltuùundaki bir üahs×n, bir sendikan×n kongresine müdahale etmesini, bütün Türkiye'nin çok iyi deùerlendirmesi laz×m. Türkiye'nin bu durumdan kayg× duymas× laz×m.” Ülkü Ocaklar× vas×tas×yla delegelerin can güvenliklerinin tehdit edildiùini, Bahçeli'nin delegeler üzerinde bask× uygulad×ù×n× öne süren Resul Akay

Faúistler Kamu-Sen’de “Bütün kamuoyu bu iùrenç gaspa tan×k olsun diye sonuçlar× bekledik” dedi. Koltuùu tehlikeye girince akl×na MHP tehdidi ve insan haklar× gelen Akay komikleüerek üunlar× söylüyor: "Yaüananlar insan haklar× ihlalidir, bu durum Hakkari'de deùil, Ankara'da yaüanmaktad×r ve yetkililerin olan bitene seyirci

çal×üma yöntemini teühir ediyor: "únsanlar×, ekmeùiyle, canlar×yla korkutuyorlar. Resmi makamlar kolluk güçleriyle birlikte delegeleri takip ediyor. Siyasi kariyerlerini, güçlerini kullan×yorlar." 998 y×l×nda Resul Akay'×n baükanl×ù×n× yapt×ù× Kamu-Sen üyesi çete mensuplar× ve faüistler, Sahte Sendika Yasas×'na karü× ç×kan CHP binas×n× basm×ülar ve CHP yöneticilerini yumruklam×ülard×. 200 y×l×n×n yaz aylar×nda Meclisten Sahte Sendika Yasas×'n×n geçmesi için canla baüla koüturan iki kiüiden birisi resul akay, diùeri ise Bahçeli'ydi. Akay'×n faüist teröre karü× tedbiri ise tam da kendisine yak×ü×yor: "Art×k bizim de Brüksel'den gözlemcilere ihtiyac×m×z olacak."


ecinde demokrasi tartÕúmasÕ

deùil, yasalar×

Yahnici: Demokrasi düĤmanlÁùÁnÁn sözcüsü HP Genel Baükan Yard×mc×s× ûevket Yahnici, her konuda olduùu gibi demokrasi konusunda da faüistlerin sözcülüùünü yapt×. Hitler'in propaganda baükan× Gobels gibi Yahnici de Bahçeli'nin ve MHP'nin ×rkç×, bask×c× ve anti demokratik görüülerinin sözcülüùünü yap×yor. Gözü dönmüü demokrasi düümanlar× d×ü×nda tüm kesimlerin geri, k×s×tlay×c× ve önceki yasadan daha ilkel bulduùu Türk Ceza Kanunu'nun 3 2. maddesinin hükümet taraf×ndan önerilen yeni biçimini Yahnici üöyle yorumluyor: "3 2. madde Avrupa Birliùi standartlar×ndan daha ileridir." Faüist propaganda her zaman yalana ve omurgas×zl×ùa yaslan×r. Yahnici 3 2. madde konusunda üöyle devam ediyor: "Biz AB'nin kabul etmiü olduùu ölçüleri bu manada kabul edelim, raz×y×z. AB, 3 2 konusunda Bahçeli diúlerini gösteriyor benzer maddelerde benzer yasalarda neyi kabul etmiüse, biz onu kabule haz×r×z." Yahnici demokrasiyi diüiyle t×rnaù×yla verdiùi mücadelenin ürünü olarak kazanan emekçilerle dalga geçiyor akl×nca. Demokrasiyi, özetle, düüünce, örgütlenme ve gösteri yapma özgürlüklerinin toplam× olarak kabul edersek, Yahnici gibi faüistlerin yalanlar× daha net aç×ùa ç×kar. Partisinden Saùl×k Bakan× olan Osman Durmuü'un "Yunan kan×" vecizesiyle aüaù×lamaya çal×üt×ù× Yunanistan'la Türkiye'yi bu özgürlüklerin s×n×rlar× aç×s×ndan k×yaslamak dahi imkans×z. B×rakal×m Yahnici gibilerin ×rkç× yalanlarla k×yaslamaya çal×üt×klar× AB ülkelerindeki demokrasinin s×n×rlar× Türkiye’nin fersah fersah aümas×n×, örneùin Kütçe eùitim konusunda, demokratik bir hakk×n kullan×lmas× konusunda Türkiye beùenilmeyen Saddam Hüseyin'in Irak'×ndan çok daha geridedir.

M

Yahnici'nin öcüsü: PKK

olgularÕ göz önüne alarak anlaúÕlabilir. BaskÕlar ile kriz ve yoksullaúma arasÕnda do÷rudan bir iliúki var.

FaĤizan yasalar IMF direktifleri do÷rultusundaki saldÕrÕlarÕn durmayaca÷Õ, hatta giderek azgÕnlaúaca÷Õ görülüyor. Nitekim IMF ile imzalanan yeni standby anlaúmasÕ bunun göstergesi. Bu saldÕrÕlarÕn ve IMF programÕnÕn uygulanabilmesinin en büyük teminatÕ MHP’dir. MHP’nin önerdi÷i yasalar faúizan yasalardÕr. Düúünce ve ifade özgürlü÷ünün var olan kÕrÕntÕlarÕ dahi elimizden alÕnmak istenmektedir. Bu önerilerle her türlü söz ve eylem “terör” suçu kapsamÕna alÕnabilecektir. Hiçbir devlet kurumu eleútirilemez, hiçbir görevli hakkÕnda en ufak bir suçlamada bulunulamaz hale gelecektir. Devlet ve millet kavramlarÕ iyice kutsallaútÕrÕlarak milliyetçili÷i körükleyici her türlü düzenleme yapÕlabilecektir.

Bir kez daha: MHP Nazidir! Belki de en çok dikkat edilmesi gereken nokta, MHP'nin, artÕk köpek diúlerini gizlemeye gerek duymadan açÕkça hÕrlamaya baúlamasÕdÕr. Toplumun ezici ço÷unlu÷unun karúÕ oldu÷u konularda tam bir IMF uúa÷Õ oldu÷unu kanÕtlayan ve bu yüzden, di÷erleri yanÕnda görece iyi durumda olsa da yÕpranan faúistler, bu tasarÕlar vasÕtasÕyla idam, terör gibi konulardaki hassasiyetleri kaúÕyarak saldÕrganlÕklarÕnÕ kanÕtlamÕú oldular. Bahçeli “Demokratik gelenek için kamu düzenini feda edemeyiz” diyor. Bu, Nazilerden ödünç alÕnmÕú, kamu düzeninin özgürlüklerden önce geldi÷i anlayÕúÕnÕn açÕk bir ifadesi. MHP’nin 3 2 önerisi, Nazi propaganda bakanÕ Goebbels'in Türkiye versiyonu ùevket Yahnici'nin 3 AralÕk'ta mecliste sundu÷u kendi 'kiúisel' çalÕúma raporunun benzeridir. SP lideri Kutan dahi bunu “faúizm özlemi”

MHP'li katil hala Meclis'te BMM'de 3 Ocak 200 tariFaüist Tekelioplu hala T hinde içtüzük deùiüikliùi Meclisteki yerini kolluyor. görüüülürken ç×kan olaylarda, Milletvekilliùie devam ediyor. DYP'li û×hanl×oùlu'nu yumruklayarak öldüren MHP úçel Milletvekili Cahit Tekelioùlu, Ankara 9. Aù×r ceza Mahkemesi taraf×ndan 2 y×l 9 ay 0 gün cezaya çarpt×r×ld×. Önce hakk×nda 0 y×l hapis istenen faüist katil, mahkemedeki 'iyi hal' de gözönüne al×narak, hapis cezas×n× yedi.

MHP, 980 öncesinde 5 bin kiüinin, 5 bin iüçi, sanatç×, ayd×n, öùrenci ve sosyalistin katili olarak da yarg×lanm×ü ve suçlu bulunmuütu. Cinayet, faüistlerin ayr×lmaz bir poarças× ve gelenekleri. Hala elini kolunu sallaya sallaya Mecliste gezinen katilleriyle, MHP gerçekten de deùiümediùini kan×tl×yor.

olarak tanÕmladÕ. TabanÕndaki huzursuzlu÷u biraz olsun yatÕútÕrmak için harekete geçen ve 'artÕk suskunluk bitti, atÕlÕm dönemi baúladÕ' diye ilan eden MHP, iúkencecilere verilecek cezalarÕn arttÕrÕlmasÕnÕ engelleyerek, Kürtçe e÷itim talebi karúÕsÕnda “Türkiye Türklere dar gelen bir gömlektir. Hiçbir etnik gruba hiçbir parçasÕ verilemez” diyerek, bir yandan kan dökücü yüzünü, bir yandan da TurancÕ yayÕlmacÕ hayallerini dile getirmiútir. MHP, demokrasi düúmanÕ diúlerini gösterirken, kendisine itiraz eden geniú cephenin karúÕsÕnda bir úeyi baúarmÕú görünüyor. ùimdiden bir çok “muhalif”, yasanÕn eski halini tercih eder hale geldi. Sanki seçenekler sadece cunta dönemi artÕ÷Õ yasanÕn eski hali ile, MHP’nin Nazi mantÕ÷Õyla hazÕrlanmÕú “yeni” hali gibi.

ZayÁflar, korkuyorlar Son siyasi kriz bir kez daha gösterdi ki, 57. saldÕrÕ hükümeti paramparça, anlaúmÕúlÕktan yoksun ve üflesen da÷Õlacak kadar zayÕftÕr. Koalisyon partileri ve egemen sÕnÕfÕn çeúitli kesimleri, önlerinde duran hemen her konuda ciddi olarak bölünmüú durumda. Bu durum, mücadeleye çÕkÕldÕ÷Õ takdirde emek güçleri ve sol açÕsÕndan oldukça elveriúli koúullar yaratÕyor. IMF saldÕrÕsÕ karúÕsÕnda halk öfke duymaktadÕr. Soka÷a her adÕm atÕldÕ÷Õnda görülecek ki, halk yeni bir Arjantin için hazÕr. Yeter ki, emek örgütleri kararlÕ bir úekilde mücadeleye çÕksÕn.

Faüistler korku yaymadan örgütlenemezler. Günümüz faüistlerinin yaratt×ù× öcü ise PKK'dir. MHP'de tam bir PKK paranoyas× hakim durumda. Yahnici demokrasi tart×ü×rken birden bire üunlar× söylüyor: "Biz AB'ye girme projesinin takipçisiyiz. PKK'n×n demokratik cumhuriyet projesi ile Türkiye'nin AB'ye girme projesini birbirine kar×üt×rmamak gerekir." Demokrasi düüman× Yahnici kendisini daha fazla tutam×yor ve kelle sitediùini, idamdan yana olan bir ×rkç× olduùunu üu sözleriyle kan×tl×yor: "Biz Anayasa’y× yeni deùiütirdik. Bu konudaki mant×ù× anlamak mümkün deùil... údam kalkmal×d×r diye birtak×m demeçler görüyoruz, duyuyoruz. údam× Türk Ceza Kanunu'nun 25. maddesinde yap×labilecek bir deùiüiklikle kald×rsak, bu deùiüiklik Anayasaya ayk×r× olduùu sürece idam× kald×rm×ü olmay×z. Anayasa’y× yeniden deùiütirmeye kalksak, anayasay× dün deùiütirdik. Yani bu konudaki mant×ù× anlamak mümkün gözükmüyor." Böylece bütün faüist mant×k kendi kendine çürüyor. Hani AB'den ilerideydiniz? Hangi AB ülkesinde idam cezas× uygulan×yor? Gerçekten de bu faüistlerin mant×ù×n× anlamak mümküm gözükmüyor. Avrupa'da demokrasinin s×n×rlar×n× kimse emekçilere bahüetmedi. Tersine emekçilerin sermayenin zorbal×ù×na ve faüizme karü× yükselttikleri yüzlerce y×ll×k mücadeleler demokrasinin s×n×rlar×n× geniületti. Biz de sermayeye, onun uüaù× bask×c× hükümetlere ve kafatasç×, idamc× faüistlere karü× vereceùimiz aüaù×dan kitlesel mücadelelerle demokrasinin s×n×rlare×n× geniületeceùiz. Özgürlük, Yahnici gibi faüistlere b×rak×lmayacak kadar ciddi bir konudur!

Avrupa Birli÷i yetkilileri ne diyor? Ulusal Program'daki k×sa vadeli hedefler için süre Mart ay×n×n ortas×nda sona eriyor. z Avrupa Birliùi’nin yürütme organ× AB Komisyonu’nun geniülemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Türkiye’nin, Kopenhag’da belirlenen siyasi kriterleri yerine getirmeyen tek aday olduùunu belirtirken, “Zaten bu nedenle tam üyelik müzakerelerini baülatmad×k” dedi. z Türkiye ve Avrupa Birliùi iliükilerini deùerlendiren Avrupa Parlamentosu Baükan× Patrick Cox, son y×llarda iliükilerin büyük geliüme gösterdiùini ama hala üzerinde çal×ü×lmas× gereken noktalar olduùunu ifade etti. z Türkiye'nin de üyesi olduùu Avrupa Konseyi (AK), Türkiye'de AB üyeliùi için haz×rlanan Ulusal Program çerçevesinde yap×lan yasal reformlar× destekleyen bir karar ald×. Strasbourg'da bulunan ve AK'ye baùl× çal×üan Avrupa úükenceyi Önleme Komitesi (CPT) Türkiye hakk×ndaki raporlar×n×n yay×nlanmas×na izin verilmesinin, cezaevi koüullar×n×n iyiye doùru gittiùinin en belirgin iüareti olarak yorumlad×.


8

Arjantin yol gösteriyor

DEVRĂM MÜMKÜN YILLIK YOøUN ekonomik krizin sonucunda Arjantin halk× IMF uüaklar×n× hükümetten silip süpürdü. Hükümetler halk×n gösterileri sonucu ard arda y×k×ld×. Ayaklanma baülad×ù×ndan bu yana yaklaü×k ay geçmesine raùmen sokak gösterileri sürüyor. Halk polis barikatlar×n× daù×t×yor, ihtiyac× olan g×da maddelerini süpermarketlerden al×yor. 00 y×l önce kiüi baü×na düüen gayr× safi milli has×la bak×m×ndan dünyan×n 0’uncu en zengin ülkesi olan Arjantin dünyan×n birçok ülkesi kadar yoksul deùil. Geliümiü bir sanayi ülkesi. Nüfusunun büyük çoùunluùu (% 87) kentlerde yaü×yor, güçlü bir iüçi s×n×f×n×n yan× s×ra güçlü bir orta s×n×f× var. Ne var ki bütün bunlar h×zla tarih oluyor. Arjantin uzun süredir bu ülkede uygulanan IMF programlar×n×n sonucu üimdi bir kadavra durumunda. Bir cinayete kurban gitti ve cinayet silah×n×n üzerindeki parmak izleri IMF, Dünya Bankas× ve Dünya Ticaret Örgütü’nü gösteriyor. Yani yeni liberalizmin, küresel sermayenin dünya çap×ndaki örgütleri Arjantin’in ölümüne neden oldu. Arjantin, IMF ve diùer küresel sermaye örgütlerinin katlettiùi ilk ülke deùil. Ama ayn× üekilde Arjantin de IMF politikalar×na karü× ayaklanan ilk ülke deùil. úki y×ldan k×sa bir süre önce S×rbistan’da halk Slobodan Miloseviç rejimine karü× ayaklanm×ü, parlamentoyu kuüatm×üt×. Bu hareketin sonucunda y×llard×r bask× ve zorbal×kla iktidarda duran, iktidar×n× milliyetçilikle kurtarmaya çal×üan Miloseviç rejimi çöktü. úki y×l önce bir baüka Latin Amerika ülkesinde, Ekvador’da iüçiler ve köylüler ayakland× ve IMF politikalar×n×n uüaù× Jamil Mahaud rejimini çökertti. 998 May×s ay×nda ise mil- yonlarca komünistin katili Endonezya diktatörü Suharto’nun rejimi halk ayaklanmas× ile y×k×ld×. Suharto’da ülkesinde IMF politikalar×n× uygulamaktayd×. Endonezya’y× en vahüi bask×larla küresel sermayeye aç×yordu. Arjantin, Ekvator, S×rbistan, Endonezya, Arnavutluk... Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Bütün bu halk ayaklanmalar×n×n ortak bir özelliùi var. Hepsinde b×çak kemiùe dayanmakta. Hepsinde ayaklanma beklenmedik bir biçimde ve beklenmedik bir h×zla baül×yor. Bir gün öncesine kadar y×k×lmaz san×lan, güçlü san×lan rejimler bir-iki gün içinde y×k×l×p gidi- yor. Bu ayaklanmalarda büyük y×ù×nlar kollektif eylemlerinin gücünü görüyorlar. Egemen s×n×f×n zaaflar×n× anl×yorlar. Örgütlenme düzeyi, y×ù×nlar×n politizasyonu muazzam bir biçimde art×yor. Toplumsal bir patlama için, bir devrim için herüeyden önce iüçi s×n×f×n×n ve ezilenlerin eskisi gibi yaüamak istememesi gerekir. úkinci olarak ise egemen s×n×f×n kriz içinde olmas× gerekir. Bu koüullar×n yan yana gelmesi halinde toplumsal bir patlama, bir sosyal devrim gerçekleüebilir. Gerekli olan ezilen s×n×flar×n örgütlenme ve politikleüme düzeyleridir. Eùer bu ikisinin düzeyi yüksekse karü× karü×ya kal×nacak olan bir sosyal devrimdir, düüükse toplumsal bir patlama, bir ayaklanma gerçekleüebilir, fakat sosyal devrime dönüüemez. Endonezya’da, Arnavutluk’ta, S×rbistan’da, Ekvator’da yaüanan ayaklanmalar rejimleri devirmesine raùmen sosyal birer devrime dönüüemediler. Arjantin’de de 4 y×ld×r süren mücadelenin sonucunda 9-20 Aral×k ayaklanmas×

4

emekçi y×ù×nlar için çok önemli. Ama henüz sosyal bir devrim yaüanmad×. Ne var ki sosyal devrim tek bir s×çrama deùildir. Uzun süreli bir mücadele sürecidir. Endonezya’da Suharto rejimini y×kan ayaklanma bu sürecin baülang×c× olarak tarif edilebilir. Dünya bugünkü koüullar alt×nda yaüamaya devam ettiùi sürece Endonezya’da devrimci bir partinin y×ù×nsallaümas×, Endonezya iüçi s×n×f×n×n örgütlenme ve politizasyon sürecinde muazzam bir s×çrama mümkün olabilir ve bu ülkedeki bir baüka ayaklanma, yak×n zamanda sosyalist bir cumhuriyetin oluümas×na yol açabilir. Benzer bir geliüme Arjantin’de olas×. Bu ülkede de 9-20 Aral×k ayaklanmas× 4 y×ll×k mücadele süreci için nitel bir s×çrama ama henüz sosyal bir devrim deùil. Önümüzdeki dönemin mücadeleleri, bu

Türk egemen s×n×f× yaklaü×k 0- 5 senedir siyasal bir kriz yaü×yor. Türk egemen s×n×f× hiçbir politik olayda birlik saùlayamamakta. Ayr×ca ekonomi konusunda da egemen s×n×f içinde derin farklar var. Anlaüabildikleri tek nokta iüçi ve emekçilere azg×nca sald×rmak. Bugün IMF politikalar×n×n yürütücüsü olan MHP-DSP-ANAP hükümeti ise bütün ‘alternatifsiz’, ‘istikrarl×’ görünümüne raùmen çok c×l×z. Derin ayr×l×klar ve iç çat×ümalar yaüamakta. Bu hükümetin bakanlar×n×n yaklaü×k üçte biri istifa etmek zorunda kald×. Sadece bu bile hükümetin c×l×zl×ù×n× kan×tlamakta. IMF politikalar×n×n uygulanmas× konusunda ise tam bir uüak durumunda. IMF emrediyor, Ecevit, Bahçeli ve Y×lmaz bu emri Derviü arac×l×ù× ile öùreniyor ve yerine getiriyor. Çok zaman hiçbir ayr×nt×

mücadeleler içinde Arjantin iüçi s×n×f×n×n ve emekçilerinin kazanacaù× ve biriktireceùi deneyler, ulaüacaù× politik düzey ikinci bir ayaklanman×n mümkün olup olmayacaù×n× ve olursa karakterini belirleyecek. K×sacas× Arjantin’de süreç uzun süredir devam eden mücadeleye raùmen henüz yeni baülad×. Herüey bundan sonra belirlenecektir.

kendilerine anlat×lm×yor. Her üey Derviü ile IMF ve Dünya Bankas× yetkilileri aras×nda tart×ü×l×p uygulan×yor. K×sacas× Türk sermaye s×n×f× yönetme yeteneùini büyük ölçüde kaybetmiü durumda. Eùer hâlâ yönetmeye devam edebiliyorsa bu iüçi ve emekçi saflardaki daù×n×kl×ù×n ve karars×zl×ù×n sonucudur. Aksi takdirde Endonezya ya da Arjantin’de yaüananlar çoktan Türkiye’de de yaüanm×ü olurdu. Türkiye iüçi s×n×f× ve emekçileri öfke dolu. Bu öfke kendisini s×k s×k mücadelelerle ifade ediyor. Geçtiùimiz bir buçuk y×l içinde 7 milyona yak×n iüçi ve emekçi eyleme ç×kt×. Bunlar×n bir k×sm× örgütlü iüçi s×n×f×n×n mücadelesi, bir k×sm× ise kendiliùinden halk hareketleri biçiminde gerçekleüti. Mart ayn×ndaki ‘esnaf’ eylemleri bu niteliktedir. Öfke kendisini üu s×ralarda ifade etmekte zorlanmaktad×r. Örgütlenme düzeyi buna izin vermiyor. Öte yandan Türkiye iüçi s×n×f×n×n en örgütlü, en politik kesiminin baü×nda solcular var. Türk solu önünü göremiyor. Umudu, kazanma olas×l×ù×n× göremiyor. Bu nedenle ürkek ve içine kapal×. ûubat-Mart aylar×nda bu güvensizliùin sonucu iüçi ve emekçiler ‘esnaf’ eylemleri ile kendi eylemlerini birleütiremediler. Sendikal önderlikler durumu kontrol etmeyi baüarabildi. Mart ay×n×n ‘esnaf’ eylemleri bitti, KESK’in Nisan-May×s eylemleri

Türkiye’de yÁùÁnlarÁn öfkesi Türkiye’ye gelince, bu ülkede IMF politikalar×n×n uygulay×c×lar×, yani MHP, DSP ve ANAP hükümeti üimdi har×l har×l Türkiye’nin Arjantin’e benzemediùini anlatmaya çal×ü×yor. “Buras× Türkiye, burada öyle üeyler olmaz” anlat×m× yeniden baülad×. Ne var ki Türkiye ile Arjantin ayn× koüullar× paylaü×yor. Her ikisinde de IMF politikalar× hemen hemen ayn× biçimler alt×nda uygulan×yor. Her ikisinde de iüçi ve emekçilere dönük aù×r bir sald×r× var. úki ülke aras×nda iki küçük fark var. Birincisi, Arjantin’de sald×r× daha önce baülad× ve dolay×s×yla direniüin tarihi de daha eski. Bu birinci fark. úkinci fark ise daha üimdiden Türkiye emekçilerinin yaüam koüullar×n×n Arjantinli emekçilerden çok daha kötü boyutlara ulaüm×ü olmas×. Bu iki “küçük” fark d×ü×nda Türkiye’ye bakt×ù×m×zda üunlar× görüyoruz: Zay×f ve bölünmüü bir egemen s×n×f.

baülad×.

Günün görevi hazÁrlÁktÁr Devrimler kapitalist sistemin krizinden ve istikrars×zl×ù×ndan kaynaklan×r. Ayn× zamanda önceki dönemin y×ù×nsal mücadelelerinin deneyleri ile biçimlenir. Kazan×mlardan olduùu kadar yenilgilerden de öùrenir. Arjantin iüçi ve emekçileri 4 y×ld×r süren mücadelelerinde kimi kazan×mlar×na raùmen büyük baüar×lar elde etmediler. Aksine defalarca yenilgiye uùrad×lar. Defalarca ücretleri azalt×ld×, mil- yonlarcas× iüini kaybetti. Muazzam bir özelleütirme kampanyas×n× durduramad×lar. Sendikal haklar×na sald×r×ld×. Örgütlenme düzeyleri geriletil- meye çal×ü×ld×. Bütün bu nedenlerle 9-20 Aral×k’tan sadece birkaç gün önce ülkenin en önemli gazetelerinden birisi egemen s×n×f×n duruma hakim olduùunu, boynu bükük iüçi ve emekçilerden bir hareket neklenemeyeceùini anlat×yordu. Bu makaleden üç gün sonra caceroleadas (tencere ve tavalar× birbirine çarpma eylemi) baülad× ve iki gün sonra Plaza de Mayo’da toplanan y×ù×nlar 27 ölü vermelerine raùmen rejimi y×kt×lar. Hürriyet, Milliyet, CNN-Türk ve diùerleri de bugünlerde Türkiye’nin farkl× olduùunu, burada ayaklanma olmayacaù×n× anlat×yorlar.Üstelik kimi ‘solcularla’ birlikte! Türkiye iüçi s×n×f×n×n mücadeleyi deùil uzlaümay× seçtiùini anlat×yorlar. Sendika liderliklerinin uzlaümac× tutumu örnek gösteriliyor. Kimi solcular ise bezginlik içinde. Mücadeleye haz×rlanmak yerine yenilginin derslerini tart×ümaya çal×ü×yorlar. Oysa IMF ve Dünya Bankas× yetkilileri dahi Arjantin’den sonra bir baüka ülkenin, büyük olas×l×kla Türkiye ya da Güney Kore’nin ayn× geliümeleri yaüayabileceùini anlat×yorlar. Tedbir almaya çal×ü×yorlar. Devrimci marksistler biliyor ki dünyan×n bütününde yaüanan koüullar hemen her yerde ayaklanmay×, devrimi olanakl× k×l×yor. Gelecek ayaklanman×n ne zaman ve nerede olacaù×n× kestirmeye çal×ümak gereksizdir. Gerekli olan toplumsal patlamaya h×zla, ama en büyük h×zla haz×rlanmakt×r. Türk egemen s×n×f× haz×rl×k yap×yor. MGK’n×n bir süredir toplant×lar×n×n merkezi konusu ‘toplumsal patlama’d×r. Arjantin ayaklanmas×n×n hemen ard×ndan ç×kar×lan ‘Arjantin Genelgesi’ bu haz×rl×klar×n bir baüka ad×m×d×r. Sosyalistler, iüçi s×n×f×n×n öncü unsurlar× da haz×rlanmak zorundad×r. úüçi ve emekçilerin eylem birliùinin saùlanmas× ilk ve en acil görevdir. Y×lg×nl×ùa karü× mücadele bu görevin ayr×lmaz parças×d×r. Bugün yenilgiden bahsedenler iüçi s×n×f× hareketini arkadan haince b×çaklamaktad×r. Devrimci parti tart×üarak deùil eylem içinde kurulur. Bu nedenle irili, ufakl× bütün eylemlerde yer almak, bütün eylemlerde s×n×f×n birliùini, mücadele birliùini savunmak hayati bir öneme sahiptir. Devrimci marksistler ise bugün örgütsel s×çraman×n olas× olduùunu bilerek faaliyetlerini sürdürmelidir. Bu perspektif gözden kaçt×ù×nda düüülecek yer bezginliktir. Oysa iüçi ve emekçiler öfke dolu. Yüksek bir mücadele isteùi var. Öyleyse y×lg×nl×ùa yer yok. Mücadeleye, örgütlenmeye, öùrenmeye ve gene örgütlenmeye ihtiyac×m×z var. Doùan TARKAN


9

Arjantin’de iĤçi sÁnÁfÁnÁn ve solun durumu Piqueteros hareketi

9-20 Aral×k’ta bir avuç büyük sermayedar d×ü×nda tüm Arjantin ayakland×: Sanayi iüçileri, kamu kesimi iüçileri, beyaz yakal×lar, iüsizler, esnaf, orta s×n×f, emekliler, ev kad×nlar× ve çocuklar. Plaza de Mayo’da tüm halk IMF politikalar×na karü× mücadeleye at×lm×üt×. Son ayaklanma bir dizi mücadelenin ürünü. Arjantin uzun ve güçlü bir iüçi s×n×f× mücadelesi tarihine sahip,ancak son y×llarda mücadele daha yoùun. Büyük y×ù×nsal genel grevler, iüçi ve iüsizlerin yollar× kesme ve ülkeyi felç etme eylemleri, y×ù×nsal yürüyüüler... Arjantin iüçi ve emekçileri y×llard×r diüleri ile t×rnaklar× ile mücadele ediyorlar. K×smi kazan×mlar var ama bir dizi yenilgi de var. Zaten büyük toplumsal patlamalara haz×rlanan emekçi y×ù×nlar kazan×mlardan olduùu kadar yenilgilerden de öùreniyor. Son dört y×lda Arjantin’de iüsiz say×s× çok h×zl× t×rmand×. úü gücünün % 20’si iüsiz. Baz× bölgelerde iüsizler % 50-60’lara ulaü×yor. úülerini kaybeden sendikal× iüçiler yeniden örgütlendiler. Büyük çoùunluùu eski sanayi iüçilerinden ve kamu iüçilerinden oluüan iüsizler hareketi son y×llar×n mücadelesinde önemli bir rol oynad×. Özellikle son dönemdeki ana yollar×n iügal edilerek trafiùe kapat×lmas× ve böylelikle ülkenin bütünüyle felç edilmesi eylemlerinde iüsizler hareketinin büyük bir rolü oldu. Yol kapama eylemleri ile iüsizler hareketi doùrudan üretimi durdurmad× ama fabrikalara mal giriü ve ç×k×ü×n× engelledi. Polis yol kapama eylemlerine zaman zaman üiddetle sald×rd×. Birçok emekçi bu gösterilerde öldü. Ama hükümet üiddetin kullan×lmas×n× artt×rmaktan çekindi. Tüm yoksul mahallelerin eyleme kat×lmas×ndan korkuldu. Çok zaman polis uzlaüma yolunu seçti. Hareketin bu uzlaümalarda kulland×ù× bir yöntem de görüümeler için delege gönderilmemesiydi. Pazarl×klar orada, eylem alan×nda yap×lmakta ve dolay×s×yla tüm eylemciler taraf×ndan kontrol edilmekte ve onaylanmaktayd×. 200 y×l×n×n Eylül ay×nda Buones Aires’de toplanan bir konferans ülkenin çeüitli yerlerinde düzenlenen yol kapama eylemlerinin üst koordinasyonunu oluüturdu.

Sendikal hareket Arjantin sendikal hareketinin merkezi örgütü CGT. Uzun y×llard×r peronistler taraf×ndan kontrol edilen CGT liderliùi uzlaümac× bir karaktere sahip. Son y×llar×n genel grevlerinin bir k×sm×nda bu sendikal liderliùin pay× var. Ancak genel grevler hemen hemen daima

göstermelik bir günlük protesto eylemleri. Türkiye iüçi s×n×f×n×n yak×ndan bildiùi bu genel grevler egemen s×n×f için sadece bir gösteri anlam×nda. Genel grevler çok zaman yukar×da kararlaüt×r×lmakta ve s×n×f×n radikalleümesine çok fazla katk×da bulunmamakta. Hugo Moyano liderliùindeki CGT-Moyano hareketi Arjantin’in ikinci sendikal örgütlenmesini oluüturmakta. Resmi CGT liderliùine göre biraz daha mücadeleden yana gibi görünen CGT Moyano da asl×nda tamamen bürokratik bir örgütlenme. Gerçek mücadele ile iliüki kuramamakta. Genel grevlerde daha aktif ve daha popülist bir söyleme sahip ancak bu sendikal hareketin liderliùi de uzlaümac×. úüçileri sokaùa ç×karabildikleri gibi geriye çekmeyi de baüarabilmekteler. Üçüncü sendikal gruplaüma ise belkemiùini kamu iüçilerinin örgütü ATE’nin çektiùi ilerici CTA konfederasyonu. CTA üç iüçi sendikas× konfederasyonu içinde en radikal olan×. Piqueteros hareketi ile iliükililer. Ortak eylemler yapmaktalar. Ancak CTA liderliùi iüsizler hareketini kamu sektöründeki iüsizliùi durdurmak için kullanmakta ve çok zaman devletle uzlaümaya çal×ümakta. Bu nedenle piqueteros ile CTA liderliùi aras×nda bir gerilim var. Ancak iüsizler hareketi ile kimi sendikalar çok daha yak×n iliüki içinde. Özellikle öùretmenler sendikas× ve baz× kamu iüçileri sendikalar× giderek aüaù×dan gelen mücadeleler içinde daha fazla yer almaktalar. Özellikle de üubeler düzeyinde çok say×da sendika

yöneticisi mücadelenin ön saf×nda yer almakta.

Sanayi iĤçilerinin durumu Sanayi iüçilerinin çoùu bugün iüsiz. Eskiden iügücünün % 40’×n× oluüturuyorlard× üimdi ise sadece % 20’sini. Bu nedenle sanayi iüçileri mücadeleye daha çok iüsizler hareketi ile kat×l×yor. úüsizler hareketini eski sanayi iüçilerinin hareketi olarak tarif etmek daha doùru. Mücadelelerde iüsiz erkek iüçilerin eüleri yoùun olarak yer al×yorlar. Çok zaman kad×nlar mücadelenin sürükleyicisi durumundalar. 9-20 Aral×k günlerinde de kad×nlar mücadelenin en önündeydiler. Mücadelenin bugün belirgin bir liderliùi yok. Hareketin taban× düzeyinde yerel liderlikler elbette var ama bunlar ülke çap×nda hareketi yönlendirmekten uzaklar ve genel talepleri formüle edememekteler. úüsizler hareketi içinde, kamu çal×üanlar× aras×nda ve sanayide çal×üanlar aras×nda yeni bir liderlik oluümaya baül×yor ama bu henüz çok zay×f ve etkisi belirsiz. Bugün hareket içinde üç düzeyden bahsetmek mümkün. Birincisi büyük bir yoksulluk içine düümüü olan iüçi y×ù×nlar. Dünyan×n en büyük et ve buùday üreticisi ülkelerinden birisi olan Arjantin’de halk aç. Hareketin bu nedenle temel talebi açl×ù×n giderilmesi. Ve aç y×ù×nlar mücadelenin taban×n× oluüturuyor. úkici düzey yeni oluüan liderlikler. Bu yeni liderlikler en

genel talebin d×ü×nda yap×sal önerileri de yavaü yavaü üekillendirmekte. Anti kapitalist bir nitelikleri var. Üçüncü düzey ise sosyalizmin, devrim fikrinin yeüermeye baülad×ù× liderlik. Ne var ki bu düzey henüz çok c×l×z.

Arjantin solunun durumu Arjantin solu son seçimlerde milyon oy ald×. Türkiye’nin yar×s× kadar bir nüfusa sahip bir ülkede milyon oy oldukça önemli. milyon oyun önemli bir k×sm×n× ortadoks troçkist hareket almakta. Ne var ki bu sol mücadelede belirleyici deùil. Hareket içinde yer al×yor, gazete sat×yor, propaganda yap×yor ama belirleyici deùil. Arjantin’de stalinist bir soldan bahsedebilmek oldukça zor. Sol mücadeleden çok seçimlere endekslenmiü durumda. Oysa Arjantin’de bugün burjuva bas×n×n×n kavrayamad×ù× ve bu nedenle yans×tamad×ù× bir devrimci hava var. Toplum muazzam bir kutuplaüma yaü×yor. Eylem alanlar×ndaki militanlar bunu devimci durum olarak adland×r×yorlar. Büyük y×ù×nlar tüm burjuva partilerinden nefret ediyor. Ne var ki üu anda toplum içinde kökleri olan bir devrimci parti yok. Önderlik en önemli sorun. Hareketin bu eksikliùi s×çramas×na ve isyan×n toplumsal devrime dönüümesine engel oluyor. Arjantin’de günün en acil sorunu öne ç×kan yeni liderliùin devrimci marksist bir partinin zemininde birleümesini saùlamakt×r. F. ALOøLU

Peronizm ve iĤçi sÁnÁfÁ Peronizm Arjantin iüçi hareketi içinde daima etkili olan bir ak×m. 943’deki bir askeri darbe sonucu ülkenin çal×üma bakan× olan Peron bu dönemde sendika hareketinde etkili olan komünist ve sosyalistleri üiddetle bast×rd×. Sola karü× sald×rgan olan Peron ayn× zamanda çeüitli emek reformlar×n× gerçekleütirdi. Ayn× y×llarda Arjantin ekonomisinin Avrupa’n×n yoùun et ihtiyac× nedeniyle geliümesi sonucu iüçi s×n×f× oldukça önemli kazan×mlar elde etti. 945’de Peron’un reformlar×na karü× ç×kan patronlar sald×r×ya geçti ve bunun üzerine sendikalar sokaùa ç×karak Peron’u ve reformlar×n× savundular. Saùlad×ù× bu sendikal destek sayesinde Peron daha sonra ‘sosyal adalet’ adl× bir hareket oluüturarak baükanl×k seçimlerine kat×ld× ve kazand×. Daha sonraki 0 y×l boyunca iktidarda kalan Peron devlet yönetiminin çeüitli kademelerine sendika hareketinden unsurlar yerleütirdi. 956’da gerçekleüen bir darbe Peron’u devirdi ve sürgüne gönderdi. 970’lerin ortas×na kadar süren bu dönemde sendika hareketi çeüitli kazan×mlar×n× korumaya çal×üt×. Bu uzun süreli mücadele içinde Cordoba’daki otomobil sanayi iüçilerinin askeri yönetime karü× ayaklanmas× en önemli geliümelerden birisi oldu. Ayn× dönemde öùrenciler içinde de radikalleümeler baülad× ve silahl× mücadele örgütleri doùdu. 972’de askeri yönetim Peron’u sürgünden geri çaù×rd× ve Peron seçimleri kazanarak yeniden Baükan seçildi. Peron ve ölümünden sonra Baükan olan kar×s× úsabel bu dönemde yoùun olarak sola sald×rd×lar. 975’de iüçiler ilk kez peronizme karü× genel greve ç×kt×lar. 976’da ordu yeniden darbe yapt×. 7 y×l süren bu darbe döneminde Arjantin solu ve sendika hareketi aù×r darbeler ald×. 30 binden fazla sosyalist ve sendikac× ‘kayboldu’. 980’lerin baü×nda askeri yönetim yeniden militan bir iüçi hareketi ile karü× karü×ya geldi. Cuntac× generaller úngiltere’nin kontrolündeki Falkland adalar×n× iügal etmek isteyip bunu baüaramay×nca devrildiler. 983’de seçimleri saùc× radikal parti kazand×. Yeni baükan IMF program×n× topluma dayad×. 989’da seçilen Peronist Menem iüçilerin yaüam koüullar×n× iyileütirme vaadi ile iübaü×na geldi ve Arjantin’in en çürümüü yönetimlerinden birini oluüturdu. Menem de öncülü gibi IMF politikalar×n×n uygulay×c×s× oldu. 999’da saù Radikal Parti seçimleri yeniden kazand×. Yeni baükan Fernando de la Rua ve Menem döneminin ekonomi bakan× Cavallo iüçi s×n×f×na azg×nca sald×rarak IMF program×n× uygulamaya çal×üt×lar. úüçilerin sürekli direniüi ile karü×laüt×lar ve sonunda 9-20 Aral×k ayaklanmas×nda de la Rua istifa ederek kaçmak zorunda kald×.


0

Nixon'Án kara listesinden, DGM’ye... homsky, 2 ûubat Sal× günü ústanbul'a geliyor. DGM savc×l×ù× Chomsky'nin Aram Yay×nlar×'ndan ç×kan 'ABD Müdahaleciliùi' adl× kitab×nda, Türk Ceza Kanunu'na göre bölücülük yap×ld×ù× iddias×yla yay×nc× Fatih Taü hakk×nda dava açt×. Chomsky de DGM'deki duruümaya kat×lacaù×n× aç×klamakla kalmay×p, Özgür Politika dahil hergün bir baüka gazeteye zehir zemberek aç×klamalar yapmaya devam ediyor.

C

'Test Meselesi'

Vietnam, Filistin ve DiyarbakÁr, DGM...

Medyay× en çok k×zd×ran,Chomsky'nin söylediùi iddia edilen "Diyarbak×r'a gideceùim ve Türkiye'deki demokrasiyi test edeceùim" aç×klamas× oldu. Birkaç gün sonra klasik bir Hürriyet asparagas×yla karü× karü×ya olduùumuz ortaya ç×kt×. Chomsky, Özgür Politika gazetesine üunlar× söylüyor-

Chomsky'nin dünyadaki bütün 'muhalif' hareketler taraf×ndan çok sevilmesinin nedeni, çok iyi bir 'dilbilimci' olmas× m×? Ya da 'medya ve kapitalizm' konusunda kendisinden sonra gelen pek çok araüt×mac× için açt×ù× kap×lar m×? Gerçek neden, Chomsky'nin Diyarbak×r'a giderken yan×nda götüreceùi 60 y×l× aüan eylemci, militan kiüiliùi ve tarihi. Chomsky, úsrail Devleti'nin kuruluüu aüamas×nda Filistinlilerden yana tutum ald×. Sovyetler Birliùi'nin Doùu Avrupa'y× iügali s×ras×nda tanklar×n karü×s×ndayd× ve bu yüzden Bat× Avrupa'dakiler de dahil pek çok stalinistin tepkisiyle karü×laüt×, hedef tahtas× haline getirildi. Vietnam savaü× y×llar×nda Amerika'daki bir çok savaü karü×t× gösterinin örgütlenmesinde aktif rol ald×, bu gösterilerin ülkenin dört bir yan×na yay×ld×ù× s×rada tutukland×. ABD Baükan× Nixon'×n meühur 'iç düümanlar' listesine dahil edildi. Doùu Timor'un ulusal kurtuluü savaü×n× desteklemek için bu ülkeye gitti. ûimdi de, yaü seksenlere dayanm×üken, Diyarbak×r ve 'doùald×r', ad× nice olayda Diyarbak×r'la beraber an×l×r olan Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne... Chomsky, onlar×n tedirginlikle beklediùi biri, bizimse hevesle!

Bir Hürriyet klasiùi Chomsky'nin Türkiye'ye gelecek olmas×n× 'Bir bu eksikti' manüetiyle duyuran Hürriyet'te 'tam iüler yoluna girerken nereden ç×kt× üimdi bu herif' havas× o kadar hakim ki, haberden Chomsky'nin yazd×klar× hakk×nda en ufak bir bilgi almak mümkün deùil. Hürriyet gibi diùer 'büyük' gazetelerde de öne ç×kan, 'dünyaya rezil oluyoruz' duygusu. 3 2 ve 59. maddelerde yap×lacak deùiüime iliükin tart×ümalara en az yeri ay×ran, bütün ülke 'demokratikleüme paketi'ni tart×ü×rken, satanist gevezelikleri yapan medya için önemli olan, bir yazar×n, bütün dünyada sayg×nl×ù× olan bir entelektüelin ve bir yay×nc×n×n yarg×lanmas× deùil, uluslararas× platformlarda temsil ettikleri devletin 'imaj' kayb×!

60’lÁ yÁllarda, bir gösteri sÁrasÁnda konuĤma yaparken...

du: "Türkiye'yi Diyarbak×r'da test etmiyorum, ziyaret ettiùim ülkelerde benim için 'özel anlam× olan' yerlere gittiùimde de, bir test yapm×yorum. Diyarbak×r'×n benim için 'özel ilgi' yan×na gelince, durum o kadar aç×k ki yan×t vermeye bile gerek yok."

%25 indirimle Karakedi Kitabevi’nden alabilirsiniz...

SakÁzgülü Sokak, Göynük Apt. 24/4 KadÁköy Rexx SinemasÁ karĤÁsÁ

CHOMSKY TÜRKĂYE'DE

Kitap

KesinleĤen etkinlikler

TV HABERLERĂNDE ĂDEOLOJĂ Çiler DURSUN,

2 ûubat 2002 Sal× 0:25 THY New York uçaù×yla Atatürk Hava Liman×na iniü. 8:00 Konferans: "Medya, Savaü ve Demokrasi" The Marmara oteli Balo Salonu' nda 3 ûubat 2002 Çarüamba

09:00 ústanbul 3. No'lu DGM'de duruüma (Chomsky, duruüma sonras×nda savc×y× ziyaret ederek yay×nc×s× olduùu "Düüünceye Özgürlük -200 " kitab× için ayr×ca ifade verecek.) 6:00 Konferans: " Eylül ve

úletiüim" Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü 4 ûubat 2002 Perüembe Diyarbak×r ziyareti 5 ûubat 2002 Cuma 2:05 THY New York uçaù×yla gidiyor

AyĤe Nur Zarakolu ( 946 …. ) Kanser nedeniyle tedavi gören AyĤe Nur Zarakolu 28 Ocak günü öldü. FKF'nin kurucularÁndan olan Zarakolu'nun yaĤamÁ iĤçi sÁnÁfÁnÁn, azÁnlÁklarÁn, mültecilerin, Kürtlerin örgütleri içinde geçti. Belge YayÁnlarÁnÁn kurucusu ve yayÁn yönetmeni olan Zarakolu, pek çok, makale, dergi, kitap yayÁnladÁ. Bu yayÁnlardan dolayÁ hakkÁnda 33 dava açÁldÁ. Cezaevinde yattÁ. YaĤamÁnÁ bir Marksist olarak hiç bitmeyen enerjisiyle ezilenlerin mücadelesine adadÁ.

DSiP TOPLANTILARI 9 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.00 IMF saldÁrÁsÁ ve Uyum YasalarÁ DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü 9 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.00 IMF saldÁrÁsÁ ve Uyum YasalarÁ DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgüt 9 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.00 SavaĤa ve IMF’ye karĤÁ Arjantin dersleri DSĂPAnkara Ăl Örgütü

Naom Chomsky’nin bütün kitaplar×n×,

MayÁs 200 Ămge YayÁnlarÁ

Son Afganistan Savaü×'ndan sonra, medya ve gerçekler konusu kamuoyunca tart×ü×l×r oldu. Özellikle kitle iletiüim araçlar×n×n ideolojik iülevi, kitleleri manipüle etme gücü, zaten, entelektüel çevrelerin uzun süreden beri gündemini oluüturuyordu. Ankara Üniversitesi úletiüim Fakültesi akademisyenlerinden olan Çiler Dursun, bu konu üzerinde durmuü. Kitab×n I. bölümünde Gramsci ve Althusser gibi marksist-yap×salc×, Foucault gibi postyap×salc× düüünürlerle, John Fiske, John Kean gibi kitle iletiüimi üzerinde duran yazarlar×n ege-

Ankara Ăl Örgütü:MenekĤe sk.8/A D: 6 KÁzÁlay Ăstanbul Ăl Örgütü: SakÁzgülü Sok. 24/6 KadÁköy/Ăstanbul Beyoùlu Ălçe Örgütü: Ăstiklal cd. Terkoz çÁkmazÁ Karaaslan apt. 5/8 Tünel Ăzmir Ăl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 . Beyler Konak

9 ģubat 2002 Cumartesi saat: 5.30 Filitin Ăntifada Ortadoùuda neler oluyor ? DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü 6 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.000 ģubat Devriminden Arjanti’e Devrimci partinin rolü DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü 6 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.00 Sendikalar ve sosyalistler DSĂP Beyoùlu Ălçe Örgütü 7 ģubat 2002

Pazar saat: 4.000 -KadÁnlarÁn ezilmesinden erkeklerin çÁkarÁ var mÁ? -KadÁnlarÁn kurtuluĤu ve sosyalizm DSĂP Ăstanbul Ăl Örgütü 6 ģubat 2002 Cumartesi saat: 5.30 AB ve demokrasi mücadelesi DSĂP Ăzmir Ăl Örgütü 6 ģubat 2002 Cumartesi saat: 6.00 AB ve demokrasi mücadelesi DSĂP Ankara Ăl Örgütü

menlik, ideoloji..vb. üzerine görüülerine önem vermektedir. úlerleyen bölümlerde ise, yeni-liberal ideoloji ve onun temel slogan× özelleütirme üzerinde durulmakta. III. bölümde, Türkiye'de medyan×n yap×s×, tekelleüme, 994'ten sonra yayg×nlaüan özelleütirme tart×ümalar×n×n TV kanallar×ndaki haberleri ve yorumlar×ndaki çözümlemeleri yoluyla deùerlendirmektedir. Medya, iktidar ve ideolji kaynaklar×na ilgi duyanlar için yayarl× bir kaynak. Onur Öztürk

Sosyalist ĂĤçi SayÁ: 68 z 7 ģubat 2002 ISSN 300-4026 z UluslararasÁ TanÁtÁm veYayÁncÁlÁk Ltd z Sahibi: Özden Dönmez z YazÁĂĤleri Müdürü: Volkan AkyÁldÁrÁm z Adres: SakÁzgülü Sok. 24/4 KadÁköy/Ăstanbul z BaskÁ Yön MatbaasÁ www.geocities.com/sosyalistisci/


Mücadelenin úçinden

Aúa÷Õdan sosyalizm

KESK'te kongre süreci hÁzlandÁ!

Koltuk deùil, mücadele! Kulis deùil, birlik! ESK'e baùl× sendikalar×n üubeleri kongrelerini yap×yor. Sahte Sendika Yasas×'n×n zorunlu k×ld×ù× ve sonucunda iükollar×nda "toplu görüüme" süreçlerinde yetkili sendikalar×n belirleneceùi üube kongrelerinde KESK'in bir dizi zaaf× bir kez daha aç×ùa ç×kt×. Ama sadece zaaflar deùil, hükümete duyulan öfke ve mücadele ve deùiüim isteùi de kongrelerde f×rsat buldukça kendisini gösterdi.

K

Ălkesiz ittifaklar: ArtÁk yeter! Sendikalarda çeüitli oranlarda güçlere sahip olan sol gruplar×n hali gerçekten de içler ac×s×. Bir sendika üubesinde birbirine tümüyle düüman olan ayn× gruplar, bir baüka sendika üubesinde yönetimlere gelmek için ittifaklar kuruyor. Özellikle birden çok sendika kongresini izleme f×rsat×n× bulmuüsan×z, bu durum iyice anlaü×lmaz görünüyor. Ama anlaü×lmaz olan bir yan yok! Politik perspektifleri, sendikalara bak×ülar× ve mücadele anlay×ülar× aras×nda hiçbir yak×nl×k bulunmayan sol gruplar, yönetimlerde yer almak ya da üst kurul delege say×s×n× art×rmak için birbirlerini desteklemekte hiçbir sak×nca görmüyorlar. Burada sorun, gruplar×n ittifak kurmas× deùil. Burada sorun politikas×zl×k ve demokrasi maskesi alt×nda anti-demokratik

delege sistemiyle delege gücünü kazanan gruplar×n, baüka sol gruplardan ya da baù×ms×z iüçiler aras×ndan sendika aktivistlerini devre d×ü× b×rakmalar×. Bu durum, zaman×n×, enerjisini ve zihnini kamu çal×üanlar× hareketinin kazanmas× için fedakarca sendikal örgütlenmeye aktaran bir çok aktivistin, d×ülanmas×na, küsmesine, katk×s×n× sunmamas×na, k×sacas× sendikalar×n güç yitirmesine neden oluyor. Art×k yeter! Büyük kitleleri harekete geçiren KESK'i içe kapatan ve gücünü zay×flatan ilkesiz grup ittifaklar×na son verilmelidir.

Bürokrasi nasÁl savunulur? Hafta sonu yaüanan kongreler aras×nda en kat×l×ml×, politik perspektiflerin en çok tart×ü×ld×ù× kongre Eùitim-Sen

Kongresini tamamlayan ģubeler Ankara: Eùitim-Sen , 2 ve 3 No'lu ûubeleri Tar×m Orkam-Sen ESM No'lu ûube Yap× Yol-Sen Ankara ûubesi

ústanbul: Eùitim-Sen , 2 ve 7 No'lu ûubeler SES ûiüli ûubesi ve Anadolu Yakas× ûubesi BES 3 No'lu ûube Haber-Sen Anadolu Yakas× ûubesi

MEKTUP

‘Birer robot haline geliyor ve bunalÁma giriyoruz’ 2002 yÁlÁna girdiùimizde liseli öùrenciler olarak bazÁ Ĥeylerin deùiĤeceùine inanÁyorduk. Fakat ezberci,gereksiz bir sürü Ĥeyin olduùu, bu eùitim düzeninde deùiĤen hiç birĤeyin olmadÁùÁnÁn farkÁna vardÁk. OkullarÁmÁzÁn çoùu faĤist hocalarla doldu taĤtÁ. Hocalar artÁk öùrencilerle kafa tokuĤturur hale geldiler.Korkunç milliyetçi,ÁrkçÁ düĤüncelerini öùrencilere aĤÁlamayÁ baĤardÁlar. Biraz bilinçli,bilgili olup da bunlara karĤÁ çÁkan öùrencileri ise notla,disiplin cezasÁyla tehdit edip bastÁrmaya çalÁĤÁyorlar. Öùretmenlerin hali böyleyken okullarÁn düzgün olmasÁnÁ bekleyemeyiz. BaùÁĤ adÁ altÁnda toplanan ödenmesi güç olan haraçlar ise okullarÁn deùiĤmeyen yüzü oldu. Kantinlerin pahalÁlÁùÁ ise öùrencilerin aç kalmasÁna neden oluyor. Öùrencilerin dÁĤarÁ çÁkmasÁnÁ engelleyip pahalÁ olan yiyecekleri almaya zorluyorlar. Böylece kazandÁk-

larÁ paranÁn üstüne para ekleyip krallar gibi yaĤÁyorlar. Bunun gibi olaylarda da görüldüùü gibi okullarÁn yöneticiler tarafÁndan deùil, kantin sahipleri ve dernek gibi kuruluĤlar tarafÁndan yönetildiùini görüyoruz. Tuvaletler pislik içinde olduùu için girilemiyor ve öùrencilere hastalÁk saçÁyor. Birde bunun üstüne lise öùrencisinin eùitim düzeyinin çok üstünde olan bir sürü ders.. KÁrk saat dersten sonra üniversiteye hazÁrlÁk için gidilen dersaneler üniversite sÁnavÁnda çÁkacak bir çok kuralÁn okullarda gösterilmemesi bizi buralara gitmeye zorlayan büyük nedenlerden birisi. Bu olaylarÁn sonunda biz öùrenciler hayatttan kopmuĤ birer robot haline geliyor ve bunalÁma giriyoruz. BunlarÁn sonunda baĤarÁsÁz olan öùrenciler ise aile baskÁsÁ yüzünden ya evden kaçÁyor ya da intihar ediyorlar. BURAK

Sosyalist úüçi’nin temel görüüleri

ústanbul 2 No'lu ûube kongresiydi. Bu kongre bir laboratuar gibiydi. Bir yandan koltuùu deùil taban inisiyatifinin geliümesini, sol gruplar×n ittifak× yerine baù×ms×z militanlar×n öne ç×kmas×n× hedefleyen bir eùilim vard×. Nitekim, kongreye, garip bir üekilde Üye únisiyatifi ve Birleüik Sendikal Hareket isimlerini alm×ü bu platformlar politik olarak damgalar×n× vurdular. Yerel Emek Platformlar×’n×n örgütlenmesinden, sendikan×n bütün üyelerinin inisiyatif gösterebileceùi demokratik iüleyiüin hakim k×l×nmas×na kadar bir çok sorunda önerge

Hangi tutumu almalÁyÁz? Seçimlere deùil mücadeleye bak! Her kongre IMF'ye karü× mücadelenin örgütlendiùi platformlara çevrilmelidir! Bir kaç grubun ittifak kurarak diùer gruplar× tasfiye ettiùi kongrelere hay×r! Bütün gruplardan ve baù×ms×zlardan en mücadeleci kamu çal×üanlar× yönetimlere gelmelidir. Delege avc×l×ù× deùil, politik tart×üma, politik mücadele. Delege sistemi deùil, tüm iüyerlerinde demokratik seçimler! úüçi s×n×f×n×n birliùinden bir milim bile taviz vermeyen bir KESK!

KüreselleĤme ve savaĤ Ankara’da tartÁĤÁldÁ Ankara, ústanbul ve úzmir olmak üzere üç ilde düzenlenen "Küreselleümenin Askeri ve Ekonomik Yüzü: IMF, DB ve Savaülar" baül×ù×n× taü×yan paneller dizisinin Ankara ayaù× 26 Ocak 2002 tarihinde Jeoloji Mühendisleri Odas×'nda yap×ld×. Panele konuümac× olarak, Özgür Üniversite'den Temel Demirer, Dev-Maden Sen'den Tayfun Görgün ve DSúP'ten Selçuk Duran kat×ld×. úlk sözü alan Temel Demirer, son on y×lda kapitalist dünyada silahlanman×n h×zla artt×ù×n×, AB'nin oluüturmaya çal×üt×ù×

sunan ve seçim üeklinin deùiütirilmesi d×ü×nda bir çok önergesi kabul edilen bu gruplar, s×ra seçimlere geldiùinde ilkesiz grup ittifaklar×n×n bürokratik engellerine tak×ld×lar. Bu grup ittifak×, sendikalar×n bütün üyelerin inisiyatifini art×rmas×n× savunan bir önergeyi maùlup etmekte hiçbir sak×nca görmedi.

Taban birlik istiyor Birçok üube kongresinde, grup ittifaklar× taban× fazlaca ilgilendirmiyor. ústanbul'da BES 3 No'lu ûube kongresinde son dakikada belirlenen gruplar ittifak× baüar×s×zl×ùa uùrad×. Delegeler, her listeden en militan gördükleri aktivistleri seçtiler. Bu eùilim, bu kongre sürecinde gittikçe belirginleüiyor. Bu birlik eùilimidir, kazanmak için izlenmesi gereken sendikal hatt× göstermektedir. Örgütlenmesi gereken, birleütirilmesi ve kendisini daha güçlü ifade etmesi gereken eùilim, bu birliùe ve emek demokrasisine önem gösteren eùilimdir. KESK'i militan, kitlesel ve her zaman dediùimiz gibi fiili ve meüru mücadelesinde daha da güçlü k×lacak olan, bu eùilimin geri çekilmemesi, grup ittifaklar×n×n bu taban iradesinin önünü t×kamas×na izin verilmemesidir. Kongre sürecini IMF sald×r×lar×na karü× mücadele platformlar×na çevirmek için kollar× s×vayal×m. AGSP'nin bile asl×nda 0 y×l önce ilan edilen bar×ü ve huzur ortam×n×n ne kadar hayal ürünü olduùunun kan×t× olduùunu söyledi. Dev-Maden Sen'den Tayfun Görgün ise, emekçi örgütlenmelerinin içinde bulunduklar× krizi aüamadan geniü kitleleri kucaklayamayacaù×n× vurgulad×. DSúP'ten Selçuk Duran ise, anti-kapitalist hareket içerisinde ABD'nin Afganistan'a sald×r×s× konusunda kafa kar×ü×kl×ù×n×n bulunduùuna, bunun da hareket için ciddi bir sorun olduùuna deùindi. Salondan söz alan konuklar ise, yeni oluüumlar×n sekter olmamalar× ve kapsay×c× olmalar× üzerinde durdular. Tolga USLU

TCDD geçici iĤçilerinden eylem TCDD'de geçici olarak çal×üan, bu sene ise, ekonomik kriz ve iülerin azl×ù× gerekçe gösterilerek iülerine son verilen iüçiler, 27 Ocak Pazartesi günü öùle saatlerinde Ankara gar×n×n yan×nda bulunan TCDD Genel Müdürlüùü önünde protesto gösterisi yapt×lar. úüçiler, onlar×n eü ve çocuklar×ndan

oluüan 50 kiüilik kitle ellerinde taü×d×klar×, üzerinde "úüimi geri istiyorum!", "úüçiyiz, hakl×y×z, kazanacaù×z!" yaz×l× dövizlerle uzun süre eylem yapt×lar. Uzun süre slogan atan kitle muhatap bulamamaktan yak×nd×. Topluluk bir süre sonra daù×ld×.

Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratÕcÕsÕ iúçi sÕnÕfÕdÕr. Yeni bir toplum, iúçi sÕnÕfÕnÕn üretim araçlarÕna kolektif olarak el koyup üretimi ve da÷ÕtÕmÕ kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform de÷il, devrim øçinde yaúadÕ÷ÕmÕz sistem reformlar ile köklü bir úekilde de÷iútirilemez, düzeltilemez. Bu düzenin kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕ tarafÕndan ele geçirilip kullanÕlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarÕ iúçi sÕnÕfÕna karúÕ sermaye sahiplerini, egemen sÕnÕfÕ korumak için oluúturulmuútur. øúçi sÕnÕfÕna, iúçi konseylerinin ve iúçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklÕ bir devlet gereklidir. Bu sistemi sadece iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal eylemi devirebilir. Sosyalistler kadÕnlarÕn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eúitli÷ini savunurlar. Sosyalistler insanlarÕn cinsel tercihlerinden dolayÕ aúa÷ÕlanmalarÕna ve baskÕ altÕna alÕnmalarÕna karúÕ çÕkarlar.

Enternasyonalizm Sosyalistler, bir ülkenin iúçilerinin di÷er ülkelerin iúçileri ile karúÕ karúÕya gelmesine neden olan her úeye karúÕ çÕkarlar. Sosyalistler ÕrkçÕlÕ÷a ve emperyalizme karúÕdÕrlar. Bütün halklarÕn kendi kaderlerini tayin hakkÕnÕ savunurlar. Sosyalistler bütün haklÕ ulusal kurtuluú hareketlerini desteklerler. Rusya deneyi göstermiútir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaúayamaz. Rusya, Çin, Do÷u Avrupa ve Küba sosyalist de÷il, devlet kapitalistidir. Sosyalistler bu ülkelerde iúçi sÕnÕfÕnÕn iktidardaki bürokratik egemen sÕnÕfa karúÕ mücadelesini desteklerler. Sosyalizm için mücadele dünya çapÕnda bir mücadelenin parçasÕdÕr. Sosyalistler baúka ülkelerin iúçileri ile daima dayanÕúma içindedirler.

Devrimci parti Sosyalizmin gerçek leúebilmesi için, iúçi sÕnÕfÕnÕn en militan, en mücadeleci kesimi devrim ci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iúçi sÕnÕfÕnÕn yÕ÷Õnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalÕúma ile inúa edilebilir. Sosyalistler pratik içinde di÷er iúçilere reformizmin kendi çÕkarlarÕna aykÕrÕ oldu÷unu kanÕtlamalÕdÕrlar. Bu fikirlere katÕlan herkesi devrimci bir sosyalist iúçi partisinin inúasÕ çalÕúmasÕna omuz vermeye ça÷ÕrÕyoruz.


SayÕ: 68

7 ùubat 2002

500.000 TL

DayanÕúma fiyatÕ: .000.000 TL

SoyguncularÁn adresi: IMF ve uĤaùÁ hükümet! Öùrencilerin paso indirim haklar×n×n k×s×tlanmas× ve kamu çal×üanlar×n×n belediye hizmetlerinden ücretsiz ya da indirimli faydalanmalar× önündeki engeller ilk bak×üta öfkemizi belediyelere yöneltmemize neden oluyor. Oysa belediyeler hükümetin ç×kard×ù× 4736 say×l× yasaya yaslan×yorlar. Yasa, ústanbul Büyüküehir belediyesi'ne verilen

øúçi sÕnÕfÕnÕn kurtuluúu kendi eseri olacaktÕr

katk× pay×n× %50 azalt×yor. IMF'nin tüm dünyada uygulad×ù× ve dayatt×ù× sefalet siyasetlerinin devam×d×r. Öfke, baülang×çta belediyeleri hedeflese de, mutlaka arkadaki gerçek sorumlular×, IMF ve 57. Hükümet'in iüçi düüman× politikalar×n× teühir etmeliyiz ve öfkenin kapitalist sisteme yönelmesi için örgütlenmeliyiz.

Öfkeyi sokakta birleĤtirelim! IMF'ye karü×, öùrenciler, postac×lar, yaül×lar, öùretmenler, demiryolu iüçileri harekete geçiyor

Gücümüz birliùimizdir! IMF ve uüaklar×na özelleütirmeler, bir y×lda .5 milyon kiüinin iüsiz kalmas×, gerçek ücretlerin krizden bu yana %25 azalmas×, saùl×k ve eùitim sisteminin çökertilmesi yetmedi. ûimdi s×ra doùrudan cebimizde!

Gözleri dönmüĤ! ûubat krizinin etkilerini devalüasyonla, hemen her gün temel tüketim mallar×na yap×lan zamlarla ve enflasyonla derinden hissederken, art×k doùrudan, cebimizden çekip al×nmaya çal×ü×lan paralarla hissedeceùiz. ûimdi servis haklar×m×z×, döner sermayeden elde ettiùimiz küçük gelirleri, indirimli ulaü×m hakk×m×z×, ek ücretlerimizi, ilk bak×üta küçük gibi görünen ama emekçilerin günlük yaüam×n× biraz da olsa çekilir k×lan bir dizi kazan×m× gözlerine kestirdiler. z Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollar× (TCDD) emekçilerinin, ücretsiz ulaü×m haklar× kald×r×ld×. z KESK'e baùl× Saùl×k ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikas×'na (SES) üye saùl×k emekçilerine, her y×l havuz sistemiyle toplanan paralardan yap×lan ek ödeme bu y×l yap×lmad×. z Posta daù×t×c×lar× ve Telekom teknisyenlerinin yararland×ù× ücretsiz paso uygulamas× kald×r×ld×. z 65 yaü×n üzerindekilerin yararlanabildiùi ücretsiz üehir içi belediye ulaü×m hakk× kald×r×ld×. z Tüm kamu çal×üanlar×n×n indirimli kart hakk× gasp edildi. z ústanbul'da öùrencilerin úETT servislerinden %50 indirimli faydalanma hakk× %30'a çekilmeye çal×ül×yor. z Öùretmenlerin haftal×k çal×üma saatlerini karü×l×ks×z art×r×larak ek ders ücretleri azalt×l×yor. z Son olarak IMF'ye verilen niyet mektubu kamu bankalar×n×n 800 üubesinin kapat×lmas×n× ve KúT'lerde çal×üan iüçilerin üçte ikisinin iüten at×lmas×n× hedefliyor.

BirleĤelim, ellerini kÁralÁm!

Tüm-Bel Sen üyeleri ücretsiz ulaĤÁm haklarÁnÁn kaldÁrÁlmasÁnÁ protesto etti IMF'nin gerçek vampirliùiyle yeni yeni karü×laü×yoruz. Kemal Derviü, New York'taki Dünya Ekonomik Forumu toplant×s×nda mutlu ve mesut aç×klamalar yapt×. Krizi atlat×yoruz dedi. Derviü sinirimizi bozuyor. Sermaye sahiplerinin, IMF direktörlerinin ve tahsiladarlar×n×n yüzü gülsün diye emekçiler sefalete itiliyor. Daha fazla sefalete itilmeyeceùiz! IMF'ye dur diyeceùiz! Son sald×r×lara karü×, iüçilerden ve öùrencilerden tepkiler yükselmeye baülad×.

40 ParalÁk Adamlar Öùrenciler, ústanbul'da 6 Üniversite ve 3 kampüste úETT hizmetlerini indirimli kullanma haklar×n× korumak için kampanyaya baülad×lar. Binlerce öùrencinin 40 Paral×k Adamlar kampanyas×na kat×lmas× bekleniyor.

Emek Platformu mücadeleye!

Öùretmenler Eùitim-Sen Genel Baükan× Alaaddin Dinçer de 30 Ocak'ta yapt×ù× bas×n toplant×s×nda, kamu çal×üanlar×n×n indirimli kart haklar×n× geri almak için art×k sokaùa ineceklerini söyledi.

Sosyalistlere katÁl! DSĂP’e üye ol!

Bu manzara ne yapmam×z gerektiùini gösteriyor: Mücadeleyi birleütirmeliyiz. Sald×r× ayn×, sald×r×ya karü× talepler ayn×. Demek ki bir ve ayn× mücadelenin verilmesi gerekiyor. Bütün kmapanyalar, tek tek talepler

etraf×nda baülayan eylemler, tek bir kampanyan×n ve tek bir birleüik eylemin çat×s× alt×nda birleüebilir. Üstelik, IMF ve hükümete karü× öfkenin bu kadar yüksek olduùu ve tüm emekçi kesimlerin ayn× IMF sald×r×s×na maruz kald×ù× bugün daha geniü, daha kitlesel ve daha birleüik kampanyalar mümkün. Emekliler, iüsizler, kapat×lmas× hedeflenen Köy Hizmetleri iüçileri, DSú ve Karayollar× Bölge Müdürlükleri iüçileri, erken emekli edilmek istenen emekçiler, k×dem tazminatlar× gasp edilmek istenen iüçiler, k×sacas× Emek Platformu'nun çat×s× alt×nda toplanm×ü olan ve toplanabilecek olan tüm muhalefet çok h×zl× bir biçimde birleüebilir. Ama biz Emek Platformu'nu beklememeliyiz. úrili ufakl× tüm kampanyalar×n, tüm eylemlerin birleümesi için örgütlenmeliyiz. Bugün karamsarl×ù×n deùil, milyonlar×n öfkesinin ipuçlar× olan bu mücadelelere, kampanyalara omuz vermek için üevkle örgütlenmenin günüdür. Genel grev gelmiyor diye aùlaüman×n deùil, her kampanyan×n yayg×nlaüacaù×ndan ad×m×z gibi emin olarak kampanyalar× inüa etmenin günüdür.

Emekçilerden deùil, patronlardan kesilsin!

Devrimci Sosyalist ĂĤçi Partisi hakkÁnda bilgi almak istiyorum.

Ăsim:.................................................................................................................... Meslek:............................................................................................................... ģehir:.................................................................................................................. Adres:................................................................................................................ Telefon:................................................E-mail:.................................................

-Posta iüçileri: Özellikle posta daù×t×m×nda çal×üan iüçiler çeüitli illerde indirim kartlar×n× havaya kald×rarak hükümeti protesto etmeye baülad×lar. Sokaùa inmeye baülad×lar. -Zab×talar: Tüm Bel-Sen üyesi zab×talar "Ulaü×m hakk×m×z Engellenemez" slogan×yla mücadeleye baülad×lar. -Saùl×k emekçileri: Edirne'den, Kocaeli, istanbul ve dört bir yandaki üehirlere kadar SES'in öncülüùünde ek ödeme havuzunda biriken paralar×n gasp×na ve sektördeki iüçilerin üzerine yüklenen s×k×nt×lara karü× seslerini yükseltemey baülad×lar. -Demiryolu iüçileri: Ücretsiz ulaü×m hakk×n×n gasp×na karü× 0 günde bir çok defa eylem yap×p demiryollar× üzerinde yürüdüler.

DSúP

Ankara Ăl Örgütü:MenekĤe Sk.8/A D: 6 KÁzÁlay Ăstanbul Ăl Örgütü: KÁrtasiyeci sk. 23/6 KadÁköy 02 6 346 6573 Beyoùlu Ălçe Örgütü: Ăstiklal cd. Terkoz çÁkmazÁ Karaaslan apt. 5/8 Tünel Ăzmir Ăl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 . Beyler-Konak

Son saldÁrÁlar, bir iĤçinin yaĤam standardÁnda radikal düĤüĤ yaĤanmasÁ anlamÁna geliyor. Brüt geliri 557 milyon lira olan bir öùretmenin maaĤÁndan zaten, %20 ve % 5'lik iki ayrÁ vergi kesintisi yapÁlÁyor. Bütün kesintiler çÁkartÁldÁùÁnda net 398 milyon lira ücret alan bir öùretmenin ek ders

ücretlerinin kÁsÁtlanmasÁ ve indirimli ulaĤÁm hakkÁnÁn gasp edilmesi ücretinin net 00 milyon lira daha azalmasÁ demektir. Bu bir öùretmenin açlÁk sÁnÁrÁnda yaĤamaya mahkum edilmesi anlamÁna geliyor. IMF tahsildarÁ Kemal DerviĤ, Arjantin'den ders çÁkartmamÁĤa benziyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.