178

Page 1

Yasalara ve Çalýþma Bakanlýðý’na deðil, kendi gücüne güven!

KESK, yetkiyi mücadeleyle alacak!

Sayý: 178

18 Haziran 2002

Sayfa: 4-5

Küreselleþme karþýtý hareketin dinamikleri Sayfa: 6

200.000 TL

Kemal Derviþ: “Çok bunaldým.” TÜSÝAD: “Ekonomi býçak sýrtýnda.” Baþbakan: Hâlâ hasta. Devlet Bahçeli: “AB’ye girelim, ama...” Son ümit: Milli Takým!

IMF uþaklarýný Milliyetçilik de Avrupa Birliği de kurtaramaz!

Ayrýntýlý haber sayfa 2’de


2

Dolar mý? Borsa mý? Þirket bilançolarý mý?

Yoksa milyonlarýn hayatý mý? Türkiye 20 yýlda borç faizleri için 200 milyar dolar ödedi Bu 200 milyar dolar Sabancýlarýn, Koçlarýn ve IMF’nin kasasýna girdi. Peki bu parayla baþka ne yapýlabilirdi? Tanesi 30 milyar liradan 9 milyon 600 bin konut.

Kilometresi 3 milyon dolardan 68 bin km demiryolu.

Her biri 10 milyon dolardan 20 bin adet hastane

Her biri 1 milyar dolardan 200 baraj yapýlabilirdi. ANCAK,

Her gün devletin kasasýndan 117 trilyon lira faizlere aktarýlýyor.

Hazine bu hafta 4 katrilyonluk iç borç faizi ödeyecek.

Toplam iç borç stoku 93 milyar dolar. Bu rakam milli gelirin yüzde 63’üne denk düþüyor.

Ýç ve dýþ borçlar silinsin!

Milliyetçilik bu kez sökmeyecek! Milyonlar yoksullaþýrken yeni bir kriz kapýda

“Türkiye ekonomisi düze çýkýyor”, “zenginleþeceðiz” yalanlarý tersine döndü. Patronlar, bürokratlar, bakanlar aðlýyor: Herþey çökebilir! Avrupa Birliði üyeliði de ekonomik iyileþme için bir kapý açmýyor. Çünkü Türkiye dünyanýn en borçlu ülkesi. Çünkü devletin kasasý iç ve dýþ borç faizlerini akýtýlýyor. Çünkü iktidarda IMF kuklasý partiler var. Son kozlarý milliyetçilik, ancak emekçilerin buna karný tok. Sizi iþçilerin öfkesinden hiç kimse kurtaramayacak! DSP-MHP-ANAP hükümeti 1999’da yönetime geldi. Beslendikleri kaynak milliyetçilikti. “Büyük Türkiye” dediler. Ýstikrar bizde, alternatifimiz yok dediler. 3 yýl sonra Türkiye ekonomisi 9,5 oranýnda küçüldü. 2000 Kasým ve 2001 Þubat krizleri ile birlikte Türkiye kapitalizmi en derin krizine girdi. 3 yýl sonra kiþi baþýna düþen milli gelir üçte bir oranýnda geriledi. Ýþsizlerin sayýsý, aktif iþgücünün üçte birini aþtý. 3 yýl niyet mektuplarýyla geçti. IMF emretti parlamento çalýþtý. Tarýmý çökerttiler. Milliyetçilikle geldiler. hep yalan söylediler. Peki þimdi neredeler? Türkiye’yi kim yönetiyor? Sizce ortada bir hükümet var mý?

Nerde bu hükümet? Baþbakan Ecevit’in hasta yataðýna giriþinin üzerinden 6 hafta geçti. Herkes Ecevit’e ve partisine yol gözüktüðünü biliyor. Ecevit’in vekili faþist Devlet Bahçeli. Ülkücü faþistler kafa tokuþturuyor, homurdanýyor. Kývranýyorlar, bu iþin altýndan nasýl kalkacaðýz diye.

Turgut Özal’ýn beslemesi Mesut Yýlmaz demokrasi havarisi kesiliyor. Ancak kimse Özal’ýn, ANAP’ýn ve Yýlmaz’ýn söylediði yalanlarý, halký soyduðunu unutmuyor. Ya öyle kenardan “idam, idam” diye baðýran Çiller’e ne demeli? Ya onlarca parçaya bölünmüþ merkez saða ne demeli? Ya Özal’dan daha Özalcý kesilen Recep Tayyip ve arkadaþlarýna ne demeli? Söylenecek tek þey var: Çekin gidin! Ortada bir hükümet yok. Ancak emekçi sýnýflara yönelik saldýrý sürüyor. Son bir gayretle Avrupa Birliði üyeliðini kapmaya çalýþýyorlar.

AB de kurtarmaz! MHP “destekliyoruz, ama...” dese de sermaye partilerinin tamamý “Avrupa Birliði’ne kapaðý attýk mý kurtulacaðýz” diyor. Ancak bu halka göz göre göre yalan söylemektir. Türkiye ekonomisinin sorunu geçici deðil, kalýcýdýr. Türkiye bütçelerinin dörtte üçü iç ve dýþ borç faizlerine aktarýlmaktadýr. deðirmen IMF’nin keyfine göre gelecek kredi dilimleriyle dön-

Milliyetçilik-le geldiler. hep yalan söylediler. Peki þimdi neredeler? Türkiye’yi kim yönetiyor? Sizce ortada bir hükümet var mý? Çöplükten beslenmek zorunda býrakanlar çöplüðe! mektedir. Bu hafta yaklaþýk 4 katrilyonluk iç borç faizi ödemesi yapacaklar. Ancak devletin kasasý boþtur ve ödemesinin koþulu yeni borçlar almaktýr. Türkiye borçlu ülkeler arasýnda hýzla bir rekora ilerlemektedir. Ýpler IMF’nin elinde olduðu sürece ister AB’ye ister baþka bir kapitalist birliðe üye olsun Türkiye ekonomisi bir yýkýmdan kurtulamayacaktýr. Nitekim Kemal Derviþ ve TÜSÝAD yönetimi her an bir krizle karþýlaþýlabileceðini sürekli vurgulamaya baþladý. Hani kriz bitmiþti? Ýþsizlik azalacaktý? Ücretler yükselecekti? Þimdi son kozlarýný ileri sürüyorlar, milliyetçiliði. Ancak

ekonomik krizin açlýða mahkum ettiði milyonlarýn ne milli takýmýn baþarýlarýna, na de baþka milli hislere karný tok. Milliyetçilikle geldiler fedakarlýk istediler. Vatan, millet dediler, halký soydular. Güçlü Türkiye dediler tarihin en Amerikancý politikalarýna imza attýlar. Artýk zamanlarý doldu. Sadece bir isimden ibaret kalan hükümete katlanmak zorunda deðiliz. IMF uþaklarý bir an önce çekip gitmelidir. Alternatif ve çözüm vardýr: emekçilerin mücadelesinde, emeðin programýnda

Karakedi Kültür Merkezi

Açýlýyor...

Adres: Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Kat: 4, Taksim - Ýstanbul Tel: (0 212) 251 62 73

21 Haziran 2002 Saat: 19.00 Söyleşi: Oryantalizm ve Psikanaliz (Bülent Somay) 22 Haziran 2002 Saat: 14.00 Söyleşi ve imza günü: Murathan Mungan


3

Ayrý durmak lükstür!

Sol birlik, hemen þimdi! T

ürkiye tarihinin en büyük krizi ekonominin ve siyasal rejimin ne kadar kýrýlgan olduðunu bir kez daha kanýtladý. Ama egemen sýnýf bizim eksikliðimiz yüzünden nefes almak ve toparlanmak için zaman kazanýyor. Egemen sýnýfýn nefes almasý ve toparlanmasý ise, demokratik haklar üzerindeki baskýnýn artmasý, Þubat'tan bu yana emekçilerin yüzde 100 yoksullaþmasý, özetle krizin faturasýnýn yoksullara çýkartýlmasý anlamýna geliyor. Oysa, Ecevit'in hastalanmasýyla birlikte hükümet en zayýf noktasýnda. Þimdi mecalleri yok. Hükümet hiçbir þekilde yönetemiyor. Kemal Derviþ, ekonomi bakaný olduðu hükümetin hiç bir biçimde koordine olamadýðýný hayýflanarak anlatýyor. Devlet içerisinde müthiþ bir saflaþma var. Toplumda keskin bir öfke, her fýrsat bulduðunda kendini gösteriyor. Tam da bu günlerde erken seçim tartýþmalarýnýn gündeme oturmasý tesadüf deðil. Ekonomideki küçük bir canlanma, istikrarsýzlýðýn giderek derinleþtiði bu dönemi atlatmak için egemen sýnýfa bir seçimi ya da en azýndan seçim tartýþmalarýný gündeme getirmesi için acele edilmesi gereken bir fýrsat sunuyor. Bu durumda sol ne yapmalý? Bunun tek ve kesin bir yanýtý var: Birlik! Bu toplumda, IMF'ye, hükümete ve savaþa karþý güçlü bir tepki var. Sosyal demokrasiden dergi gruplarýna ve radikal sola kadar tüm sol güçler, bu baþlýklar altýnda, çok uzun tartýþmaya gerek dahi duymadan bir araya gelebilirler. Özelleþtirmeden savaþa, yoksulluktan, OHAL'in kaldýrýlmasýna ve oradan borçlara,

DSÝP toplantýlarý

anadilde eðitim gibi demokrasi taleplerinden iþ güvencesine, silah ihalelerinin iptalinden idam cezasýnýn kaldýrýlmasýna kadar bir dizi somut talep etrafýnda bir araya gelmek mümkün ve gereklidir. Somut mücadele talepleriyle birlik adýmlarý atmak için kaçýnýlmasý gereken ilk hastalýk, sekterliktir. Dün belki ama bugün hiç bir sol grubun sekterlik yapma lüksü yoktur. Tüm burjuva partileri arasýnda en az yýprananýn, kitlesel tabanýný koruyan ve siyasette en belirleyici olan partinin MHP olduðunu düþünürsek, bugün sekterliðin neden ölümcül bir lüks olduðunu daha net görebiliriz. Sekterliðe prim vermeyen böyle bir sol ittifak, hýzla kendisine kanal arayan tepki ve öfkeyle buluþacaktýr. Somut adýmlar atan birlik giriþimi, erken seçim bir hava olmaktan çýkýp da gerçek bir gündem haline geldiðinde, kendisini seçim ittifakýna dönüþtürebilir.

Birliðin vazgeçilmez bileþeni: Kürt halký 2002 1 Mayýs'ý, Türkiye'de iþçi sýnýfýnýn ve solun hangi güçle kol kola girmesi gerektiðini bir kez daha gösterdi. HADEP, alanýn en yýðýnsal gücüydü. Kuþkusuz HADEP'in sol ittifakýn vazgeçilemez bileþeni olmasý sayýsal gücüyle ilgili deðil sadece. Esas olarak Kürt halký, devleti sýkýþtýran bir dizi demokratik talepte ne kadar kararlý olduðunu sýk sýk göstermesiyle de mücadele ve seçim ittifakýnýn temel güçlerindendir. Kürt halký, kendi içine kapalý, kendi sorunlarýyla meþgul deðildir. HADEP 1 Mayýs'ta iþçi sýnýfýnýn bir dizi sorununu sloganlaþtýrdý. Kürtler uzun zamandan beri ellerine uzatmýþ durumdalar. Sol güçlerini

Avrupa Birliği’ne neden karşıyız? ANKARA

15 Haziran, Cumartesi Saat:16.00 DSÝP Ankara Ýl Örgütü: Menekþe Sok, 8/A, D:16 Kýzýlay

birleþtirmeli ve elini bu elle birleþtirmelidir.

Kitle örgütlerine! Birleþen bir sol, gücünü kitle örgütlerini harekete geçirmek için seferber etmelidir. Yüz binlerce emekçinin beklentisi sol bir alternatiftir. KESK'in, Türk-Ýþ'in, DÝSK'in ve meslek odalarýnýn tabaný böyle bir birliði bekliyor. Sol bir ittifak sadece seçim ittifaký deðil, mücadele için birleþen bir sol, IMF'ye karþý öfkeyi harekete geçirebilir. Yüzde 50'lik bir kitle oluþturduðu söylenen kararsýzlar, umut ve umutsuzluk, öfke ve yýlgýnlýk içerisinde gidip gelen kitleler, sokakta, her gün sýkýntýsýný çektikleri sorunlara karþý mücadele çaðrýsý yapan sol bir ittifaka, kimsenin beklemediði hýzla yanýt verecektir.

Masa baþýnda deðil, sokakta birlik Devrimci sosyalistler çatý partisi giriþiminden, seçim ittifakýna kadar her türden birlik eðilimine açýktýrlar ve birlik yönünde ellerinden gelen her adýmý da atacaklar. Ýçinden geçtiðimiz günler oyun deðil. Bir yanda ülkücü faþist tehdidin tek baþýna daha da güçlenerek çýkabilme olasýlýklarý, diðer yanda ise emekten yana bir deðiþim olanaðý. Bu yüzden, masa baþý birlik görüþmeleri, sadece seçime endekslenmiþ ittifak arayýþlarý yeterli olamaz. Biz daha ileri bir birlik için mücadele ediyoruz. Dünyada esen yeni sol hareket, atýlmasý gereken adýmý, hareketin hangi yönde geliþeceðini gösteriyor. Fransa'da faþist Le Pen'e karþý mücadelede yüz binlerce gencin sokaða taþmasý, onlarca eylemle egemen sýnýflarýn ideolojik hegemonyasýný kýran anti kapitalist hareket, savaþ karþýtý

Avrupa Birliği’ne neden karşıyız? İZMİR

15 Haziran, Cumartesi Saat:16.00 DSÝP Ýzmir Ýl Örgütü: 846. Sok, No: 8/3, 1. Beyler, Konak

öfkenin dünya çapýnda geliþmesi sokaðýn gücünü ve önemini bir kez daha gösteriyor. Yepyeni, baðýmsýz, öfkeli bir kuþak radikalleþiyor. 1 Mayýs'ta alandaki lise ve üniversiteli kalabalýðý, genç iþçi ve iþsizlerin öfkeli sloganlarý bu kitlenin ne kadar geniþ olduðunu da gösterdi. Ýþte birlik en çok bu kitleyi hedeflemelidir. Bir yandan sol bir ittifak için propaganda yaparken ve olanaklarýmýzý seferber ederken, bir yandan da bu radikalleþen aktivistler kuþaðýyla hýzla yan yana gelinmelidir. Solla bu baðýmsýz insanlar arasýnda Çin Seddi yoktur. Her hangi bir sol gruba yaklaþmayan baðýmsýzlarýn bir dizi eleþtiri arasýnda sola yönelik en önemli eleþtirisi solun bölünmüþlüðüdür. Sekterliðidir. Sol bir ittifak bu kitlenin solla arasýna çektiði mesafeyi kýsa sürede kapatacaðý gibi, içine kapalý ve belirli þablonlar içinde örgütlenmeye çalýþan sol da, bu kitleyle karþýlaþtýðý oranda aþaðýdan maruz kalacaðý canlý bir basýnçla kendisini yenileyecektir. Bu yüzden anti kapitalist, savaþ karþýtý kampanyalar çok önemlidir. Bu adýmlar saðlam bir biçimde arkasýnda durularak atýldýðýnda, IMF saldýrýlarý, savaþ çýðýrtkanlýðý ve faþist tehdit durdurulmakla kalmayacak, yepyeni bir sol, solun solu da bu dinamik sürecin sonucunda, eylem içerisinde tüm gücüyle doðacak.

Sosyalistlere katýl! DSÝP’e üye ol! Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi hakkýnda bilgi almak istiyorum.

Ýsim:.................................................................................................................... Meslek:............................................................................................................... Þehir:.................................................................................................................. Adres:................................................................................................................ Telefon:................................................E-mail:.................................................

DSİP

Anka ra Ýl Örg ütü:Menekþe Sk.8/A D:16 Kýzýlay Ýs tanbul Ýl Örg ütü: Sakýzgülü Sk. 24/6 Kadýköy Tel: 0216 346 6573 Beyoð lu Ýl çe Örgütü: Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok, No: 8, Kat: 4, BeyoðluTelefon: 0212 - 251 62 73 Ýzmir Ýl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 1. Beyler-Konak


4

Yasalara ve Çalýþma Bakanlýðý’na deðil,

KESK, yetkiyi m leyle alacak !

K

amu emekçileri adýna toplu sözleþme görüþmelerini yürütecek olan sendikanýn belirlendiði yetki süreci 31 Mayýs tarihinde sona erdi. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý’na teslim edilen üye listelerine göre Kamu-Sen 430 bin, KESK, 356 bin, Memur-Sen 90 bin üyeye sahip. Ayný tarih baz alýnarak yetki alan sendikalar belirlenecek. KESK þimdilik Kültür, Eðitim ve Belediye Hizmetleri iþ kolunda yetkiyi almýþ görünüyor. 15 Aðutos'ta yapýlacak olan toplu görüþmeye kadar geçecek süre çok önemli. Bu tablonun hýzla deðiþmesi mümkün .

Çalýþma Bakanlýðý'na verilen üye listeleri, KESK'in 12 yýldýr verdiði mücadeleyi yansýtmamakla beraber, sadece kaðýt üzerindeki hesaplardan yola çýkarak KESK'i deðerlendirmek de yanlýþ sonuçlara götürür. Son 10 yýldýr sýnýf mücadelesine damgasýný vuran KESK'in potansiyelini, gücünü yok saymak anlamýna gelir. 1990-91 yýllarýnda kurulmaya baþlayan KESK sendikalarý uygulanmakta olan yapýsal uyum programlarýna karþý kamu çalýþanlarýnýn örgütlendikleri yerler oldu. Hükümetler sendikalarýn tümü hakkýnda kapatma davalarý açýp, kapýlarýný mühürlediler. Devletin kuruluþ aþamasýndan itibaren, gaz bombasýna varana dek uyguladýðý her türlü baský karþýsýnda kararlý, militan bir mücadele yürüten KESK, 1995 yýlýnda 28 sendikanýn üst örgütü olarak

tüzel kiþilik kazandý. KESK gücünü, yasalardan deðil defalarca gerçekleþtirdiði mitinglerden, vizite eylemlerinden, grevlerden aldý. Bu güç önce DÝSK'i sonra Türk-iþ ve Hak-iþ bir araya getirerek, Emek Platformu’nun oluþmasýný saðladý. Binlerce kamu çalýþaný mücadele içersinde politikleþti. Ancak fiili mücadele içersinde hak kazanýlacaðý perspektifi KESK'in sürekli geliþmesi sonucunu doðurdu.

KESK üzerindeki oyunlarý 57. Hükümet kamu çalýþanlarýnýn sendika taleplerine boyun eðmek zorunda kalýrken, bunu alabildiðine istismar etti. KESK'in mücadele içersinde kazandýklarýný geri almaya dönük, grevsiz ve pek çok kýsýtlamanýn düzenlendiði sahte sendika yasasýný

KESK'in Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý'na teslim ettiði üye formlarýna göre baðlý sendikalarýn üye sayýlarý : Eðitim-Sen: 172.746 SES: 49.820 BES: 36.413 Tüm Bel-Sen: 38.371 BTS: 6.877

Tarým Orkam-Sen: 12.300 ESM: 16.041 Kültür Sanat-Sen: 3.197 Haber-Sen: 8.817 Yapý Yol-Sen: 11.472

KESK'in üye sayýsý da toplam olarak 356.054'dir.

gaz bombalarýyla meclisten geçirdi. 1 Aralýk 2000 tarihinde Türkiye'nin en kitlesel grevini gerçekleþtiren KESK, 26 Haziran’da sahte sendika yasasýnýn geçmesine engel olamadý. Yüzbinlerce kamu çalýþanýnýn IMF uþaðý hükümete karþý, kazanana kadar grev sloganlarýyla gerçekleþtirdiði gösterilerden, sahte sendika yasasýnýn meclisten geçtiði süre boyunca bir dizi önemli geliþme yaþandý. KESK liderliðinin bu süreçte sahip olduðu yanlýþ tutumlar bir dizi fýrsatýn kaçýrýlmasýna neden olurken; KESK'te örgütlü olan binlerce kamu çalýþanýnýn hükümete karþý öfkesi yanlýþ yönlendirildi. Ulaþýlan bu sonuçta KESK'in son kongresinde bir gecede yapýlan pazarlýklar sonucunda gerçekleþen tasfiyenin önemli bir rolü oldu. Bu tasfiyeyle birlikte KESK liderliðinde reformist/yasalcý çizgi giderek daha fazla hakim oldu. Üye listelerine yansýyan bu sonuçlar asla KESK'in gerçek gücünü ifade etmemektedir. Güçlü ekonomiye geçiþ masallarýyla birlikte kamu çalýþanlarý yoksulluk sýnýrýnýn çok altýnda yaþama mahkum edilmek istenmektedir. Elbette bu politikalar son 10 yýlda defalarca IMF poli-

Kontr-sendikadan sahte üyelik Sendika þubelerinde ve Konfederasyon bazýnda üye sayýlarýnýn açýklanacaðý son günlerde Kamu-Sen'in üyeliklerindeki sürpriz artýþýn nasýl olduðu ortaya çýktý. Binlerce kamu emekçisi Kamu-Sen'e üye olduklarýnýn farkýnda bile deðiller. Yasaya ve çýkan yönetmeliklere göre, üye aidat kesintilerinin iþyerlerinde bordroda ya da ek bordroda görünmesi gerekmektedir. Bordro veya ek bordroda görünmeyen hallerde o iþyerinde çalýþtýðýna dair bir belgeyle üyesi bulunduðu

tikalarýna karþý sokaða çýkan KESK'in tabanýnda hoþnutlukla karþýlanmamakta.KESK liderliði, IMF programýna karþý mücadeleyi örgütlemek yerine 1 yýldýr tamamen sadece yetki almaya dönük soyut bir üye kampanyasý yürütmektedir. Kitleselleþmek için sýnýf mücadelesinin ve KESK'in 12 yýllýk mücadelesinin gösterdiði çok somut bir deneyim var. Üye kazanmak ancak ve ancak hak kazanmak için sokaða çýkmakla, baskýlara karþý direnmekle mümkün olabilmekte. Üye kazanmak Hükümetin bütçenin neredeyse tamamýný IMF borçlarýnýn ödenmesine ayýrdýðý bir dönemde, kamu çalýþanlarýna sýfýr zam önerisine karþý sessiz kalarak, ard arda gerçekleþen zamlar karþýnda da ayný sessizliði koruyarak mümkün olamaz. KESK liderliðinin 'yetkiyi alalým asýl mücadele ondan sonra baþlayacak' tutumu ile sürdürülen üye kampanyasýnýn ortaya çýkardýðý sonuca hiç þaþýrmamak gerekir. Sadece sendikal pazarlýk için yapýlan üye kampanyasý, reformizmin iþçilere sunduðu seçenektir.Bu sonuç asla KESK'in gerçek gücünü yansýtmadýðý gibi, geliþen süreç KESK'in mücadeleci tarihine de ihanet anlamýný taþýmaktadýr. Ama bundan daha önemlisi ikti-

sendikaya aidat kesintisi yapýlmasý için mal müdürlüklerine, defterdarlýklara baþvurulabilir. Ancak bunu muhatabýn kendisi yani çalýþan yapmalýdýr. Bu kurumlardaki MHP kadrolaþmasýndan yararlanan çeteci sendika baþta Ýstanbul olmak üzere Kamu-Sen'e baðlý sendika þubelerinin sahte üyeliklere ait aidat miktarlarýný elden topluca defterdarlýklara yatýrdýðý bilgisi bu kurumlarýnda çalýþan KESK üyesi kamu emekçileri tarafýndan fark edilmiþtir. MHP'nin Truva atý olan Kamu-Sen topluca ve elden üye yapmak suretiyle çalýþanlarýn bilgisi dýþýnda onlarý kendi sendikasýna üye

darda olan MHP'nin avantajlarýný da kullanarak örgütlenen ülkücü faþist örgütlenme olan KamuSen'in, kamu çalýþanlarý içinde mevzi kazanmasýna neden olmaktadýr. Kuruluþundan bu yana, her fýrsatta KESK'i ezmek için devlet içindeki kadrolaþmasýnýn avantajýný kullanan çeteci Kamu-Sen, en fazla bu dönemde devletin sahte sendika yasasýndan yararlanmakta. Her türlü üç kaðýtçý yöntemi kullanarak baský, tehdit vb. yöntemlerle fason üye yazarak yetki almaya çalýþmaktadýr. Kamu-Sen’in yetki sürecinde estirdiði teröre sessiz kalmak, yolsuzluklarýný teþhir etmek çok mümkün. KESK'in yaptýðý basýn açýklamalarýnda 205 bin kamu çalýþanýn baskýyla, tehditle ya da haberi olmadan Kamu-Sen'e üye yapýldýðý söylenmekte. Çeteci Kamu-Sen'i teþhir etmek, yasal itiraz yolunu kullanarak, deðil ancak mücadele içerisinde mümkün olacaktýr. KESK, acýmasýzca uygulanan IMF programýna karþý, somut taleplerle sokaða çýktýðý takdirde gerçek yetkinin kimde olduðunu bir kez daha gösterecektir. KESK, 10 yýldýr, pek çok kez gerçekleþtirdiði gibi sokaða çýkarak grevlerle, yani kazanana kadar mücadele ederek yetkiyi kazanabilir ve Kamu-Sen'i teþhir edebilir.

yapmýþ ve toplu görüþme hakkýný almaya hazýrlanýyor. Türkiye çapýnda hesaplandýðýnda Kamu-Sen'in bu yolla hiçbir kuþkuya yer býrakmayacak þekilde 205 bin sahte üye yaptýðý açýktýr. Kamu-Sen'in bir sendika olmadýðý, yönetiminin MHP kontrolünde olduðu, eðer Kamu-Sen baþarý saðlarsa MHP'nin bu baþarýnýn üzerine basarak olmasý muhtemel bir seçimde önemli bir oy toplayabileceði göz ardý edilmemelidir. Faþist Kamu-Sen'in naylon üyeliklerine karþý en baþta iþyerlerinde örgütlenmeli ve Kamu-Sen her yerde teþhir edilmelidir.


, kendi gücüne güven!

mücadeYukarýdaki fotoðraf 4-5 Mart 1998’de sahte sendika yasasýný durdurmak için Ankara’ya yürüyen ve Kýzýlay Meydaný’ný dolduran binlerce kamu emekçisi, polisin gazlý, bombalý, coplu, panzerli saldýrýsýna karþý KESK’i savunmak ve toplu sözleþmeli grevli sendika hakkýný savunmak için direniþ-

lerinin resmidir. Ya þimdi? Alanlar boþ, iþyerleri boþ. Faþist KamuSen KESK’in 1 milyon kiþiyi greve çýkarttýðý yerlerde yetkiyi ele geçirmek istiyor. Buna izin verilemez. Kim buna boyun eðecekse, kim sahte sendika yasasýna “uyum” saðlayacaksa kamu emekçileri hareketinde yeri yoktur.

Kamu-Sen IMF uşağıdır Çeteci Kamu-Sen yetki sürecinde gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. KESK'in açýkladýðý rakamlara göre tam 145 bin kamu çalýþaný haberi olmadan KamuSen'e üye yapýlmýþtýr. Bunun dýþýnda eksik form doldurarak, sahte imza atarak, sendika üye olma hakkýný taþýmayan idarecileri üye yaparak toplam 205 bin kamu çalýþaný Kamu-sen'de örgütlü gösterilmiþtir. Yetkiyi fason üyeliklerle almayý hesaplayan çeteci sendikayý teþhir etmenin, asýl yetkili sendikanýn KESK olduðunu göstermenin yolu mücadeleden geçmektedir. Kamu-Sen her elde ettiði mevziyi KESK'in mücadelesini baltalamak için büyük bir fýrsat olarak deðerlendirmekte. Ýktidarda olan MHP, Kamu-Sen aracýlýðýyla iþçi sýnýfýnýn öncülerine saldýrmakta, onlarý sindirmeye çalýþmakta. Yetki

sürecinde Kamu-Sen'in estirdiði terör, tipik faþist bir örgütlenmenin terörüne benzemektedir. Kamu-Sen amacýna ulaþmak için, sahtekarlýk, hile, baský, tehdit, sürgün, soruþturma gibi her yolu kullandý. Aþaðýdaki örnekler Kamu-Sen'in MHP ile iliþkisini açýða çýkardýðý gibi nasýl baský uyguladýðýnda gösteren pek çok olaydan sadece bir kaçý; -Konya Devlet hastanesinde KESK'in üye yaptýðý saðlýk görevlisini, Türk Saðlýk Sen Konya Þube Baþkaný arayarak tehdit etti. -Aðrý SES üyesi saðlýk çalýþanlarýnýn listesi, Saðlýk Müdürlüðünce MHP Ýl teþkilatýna gönderilmesi üzerine, MHP'liler tarafýndan tüm SES üyeleri tek tek aranarak tehdit edildi. -Özellikle MHP'ye baðlý bakanlýklarýnda devletin tüm

olanaklarý Kamu-Sen'e tahsis edildi. MHP'li idari amirler sürgün, iþten el çektirme, dava açma, kademe durdurma gibi yöntemleri kullanarak KESK'e üye olan kamu çalýþanlarýný istifaya zorladýlar. Bazý iþ yerlerinde idari amirler üyelerin haberi olmadan bordrolar üzerinden çeteci sendikaya üye yazdýlar. Bu yetki sürecinde yaþananlar ileride gerçekleþtirecekleri saldýrýlarýn da habercisidir. Ülkücü-faþist sendikaya geçit vermemek için, vakit geçirmeden mücadeleyi yükseltmek ve KESK'i büyütmek gerekiyor. Küresel sermayenin uyguladýðý saldýrýlar karþýsýnda binlece kamu çalýþaný öfke dolu. IMF'ye karþý verilecek mücadele içersinde KamuSen'in gerçek yüzünü teþhir etmek, KESK'i büyütmek çok mümkün.

Marksizm tartýþmalarý

5

Bütün sokaklar enternasyonalizme çýkar!

E

nternasyonalizm, yani iþçi sýnýfýnýn patronlara karþý uluslararasý dayanýþmasý, örgütlenmesi ve mücadele birliði Marks'ýn düþüncesinde merkezi bir yer tutar. 1848 yýlýnda yayýnlanan Komünist Manifesto, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun lokal, yerel, ulusal deðil, ancak dünya çapýnda bir toplumsal devrimle gerçekleþebileceðini keskin bir dille vurguluyordu. 21. yüzyýlýn baþýnda bir yanda küresel kapitalizmin ve hegemonya savaþlarýn, milliyetçi politikalarýn savunucularýyla ulus-devletin gereksizliðini ilan edenlerin ortasýnda enternasyonalizmden baþka bir silaha sahip deðiliz. Marks ve Engels için sosyalizm ve toptan kurtuluþ için dünya devrimi fikri olmazsa olmazdýr. Bu bir ideal, bir ütopya ya da militanca bir hayal deðildi! Kapitalizm uluslararasý bir sistemdir. Sermaye ilk ortaya çýktýðý andan itibaren küresel çapta örgütlendi. Patronlar sýnýfýnýn "mezar kazýcýlarý" iþçi sýnýfý da uluslararasý bir sýnýf olarak doðdu ve varoldu. Uluslar ve ulus-devletler kapitalizmle birlikte doðdular. Her ikisi de kapitalist sýnýfýn ihtiyaçlarý doðrultusunda þekillendiler. Bu ihtiyaçlarýn baþýnda rekabette güçlü olmak, kendini korumak, iç pazar oluþturmak gibi sermayenin daha fazla kâr elde etmesinin araçlarý gelmekteydi. Ancak ulus ve ulus-devletler son derece politik ve siyasal anlamlar da taþýyordu. Patron ve iþçi, ayný ulusun iki üyesi olarak sunuluyordu. Sýnýfsal çýkarlarýn üstü ulusal çýkarlarla örtülüyor, patronlarla iþçilerin uzlaþmasý için milliyetçilik zemini oluþturuluyordu. Milliyetçilik ve ulus-devlet daha güçlü kapitalistlerin yoksullarý etnik, dinsel ya da ulusal düzeyde ezmesinin de aracý oldular. Emperyalizm ve sömürgecilik için bayrak, sýnýrlar, ten renkleri ve milli marþlar büyük öneme sahipti. Marks yaptýðý her þeyi yýkan ve sonra yenisini yapan, üretim araçlarýný ve sosyal yapýyý sürekli parçalayan kapitalizmin ulusal ayrýmlarý ve ulus-devleti yok edeceðini söylüyordu. Evet, yanlýþ duymadýnýz bu sözler küreselleþme yanlýlarýna deðil Marks'a aitti. Ancak Marks bu süreci hiçbir zaman otomatik olarak görmedi. Ulusal çeliþkileri küçümsemedi, ezilen uluslarýn ezen uluslara karþý verdiði mücadeleyi devrimci bir dinamik olarak destekledi. Çünkü iþçi sýnýfýnýn uluslararasý birliði, her türlü ayrým, ayrýmcýlýk ve ezme-ezilme iliþkisi yokedilmeden saðlanamazdý. Marks bir baþka þeye daha iþaret ediyordu: Üretici güçler geliþtikçe, üretim iliþkileri, yani kapitalist sýnýfýn üretim araçlarýný denetiminde tutmasý etrafýnda oluþan toplumsal yapý gericileþmeye baþlar. Üretici güçler ve üretim iliþkileri arasýnda uzlaþmaz bir karþýtlýk doðar. Ýnsanlýðýn ileriye doðru yürüyüþü bu çeliþkinin çözümlenmesi, yani kapitalizmin uluslararasý ölçekte yenilgiye uðratýlmasý ve tasfiye edilmesi ile olanaklýdýr. Yani iþçi sýnýfýný bölen, mücadeleden alýkoyan, sermaye ile uzlaþtýran, baský altýnda tutan milliyetçilik ve ulus-devletleri yok etmek sermayenin deðil, iþçilerin iþidir! Marks'ýn sözünü burada keselim ve günümüz dünyasýna bakalým. Dört bir yanda küresel kapitalizme karþý direniþ sürüyor. Yüzbinlerce insan küresel kapitalizmin yarattýðý ekolojik, toplumsal ve bireysel tahribatýn karþýsýnda duruyor ve kendini anti-kapitalist olarak adlandýrýyor. Sömürülenlerin, ezilenlerin, dýþlananlarýn en büyük kapitalist metropolden en ücra yere kadar ayný talep, ayný militanlýkla baþka bir dünya istemesi enternasyonalizmden baþka nedir ki? Gözümüzü dünyadan Türkiye'ye çevirelim. Bir yanda Avrupa Birliði yanlýlarý, küreselleþmeciler. Altlarýný biraz kazýyýn fazlasýyla milliyetçi ve muhafazakarlar. Sermayenin serbest dolaþýmýndan yanalar ama kendi çizdikleri ulusal sýnýrlar içinde bile emeðin serbestçe dolaþýmýna düþmanlar. Diðer yanda faþistler, "ulusalcý solcular", askerler ve kurtuluþun tek bir ülkede gerçekleþeceðini sanan, ulusal devrim planlarýyla hayal kuran popülist solcular. Ortak paydalarý bir milletin ferdi olmalarý ve o milletin bayraðýna, marþýna, milli takýmýna hayran olmalarý... Hangisi iþçilerin çýkarýnadýr? Hangisi gerçekten iþçilerden yanadýr? Hiçbiri! Marks, Komünist Manifesto'da, iþçileri uluslararasý bir mücadeleye ve örgütlenmeye çaðýrýyordu: Bütün ülkelerin iþçileri, birleþin! Milliyetçilik ve ulusal temelli tüm düþünceler biz iþçiler ve ezilenler için bir bataklýktýr. Ýþ, ekmek, barýþ ve özgürlük için mücadele ancak enternasyonalizmle kazanýr.

Troçki

Volkan AKYILDIRIM

Z Yayýnlarý Broþür dizisi

Doðan Tarkan

Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan


6

Küreselleþme karþýtý hareketin dinamikleri Geçtiðimiz yaz Ýtalya'nýn Cenova kentinde 300 bin anti-kapitalistin G8'lerin zirvesini basarak, adeta bir gövde gösterisi yapmasý, bir çoklarý için beklenmedik bir geliþmeydi. Cenova eylemi, Seattle'dan bu yana yükselen hareketin dinamiklerini izleyenler ve geliþmeleri "yeni bir sol"un ortaya çýkýþý olarak görenler açýsýndansa uluslararasý bir hareketin yeni bir atýlýmý olarak yorumlanmýþtý.

omuz omuza mücadele eden partilerin giderek güç kazandýðýný görüyoruz. Fransa'da ortaya çýkan durumu baþka ülkelerdeki göstergeler de destekliyor. Ýskoçya'da Ýskoçya Sosyalist Partisi, Ýþçi Partisi'nin solunda politik çizgisiyle yerel seçimlerde ciddi baþarýlar kazandý. Ýngiltere'deki Sosyalist Ýttifak da benzeri baþarýlar gösterdi. Ýtalya'da Cenova eylemlerinin içinde olan ve daha sonraki süreçlerde küreselleþme karþýtý hareketin Ýtalya'daki önemli bileþenlerinden biri haline gelen Rifondazione (PCR), Ýtalya'da gerçekleþen iþçi eylemlerinde de önemli bir rol oynadý. PCR bir yandan küreselleþme karþýtý hareketin içinde mücadele ederken, ayný zamanda büyüyor ve hareketin içinde büyümenin etkisiyle de çubuðu "sol"a büküyor. Nisan baþýnda beþincisi yapýlan parti kongresinde parti lideri Fausto Bertinotti, "stalinizm, komünizme uygun deðil" diyerek, stalinist gelenekten kesin bir kopuþun iþaretini verdi.

Daha sonraki geliþmeler, en azýndan bir süre için pek beklendiði gibi olmadý. 11 Eylül saldýrýsý ve arkasýndan ABD'nin küresel sermayenin askeri kanadýyla birlikte Bush'un "þer" politikasý ataðý, bir süre için harekette kýrýlmalar yarattý. Eylül ayý sonunda Washington'da yapýlmasý planlanan IMF ve Dünya Bankasý karþýtý eylemin kitlesel olmasý beklenirken, eylem çaðrýcýlarýnýn ikircikli davranmasý nedeniyle oldukça cýlýz geçti. Küreselleþme savunucularý bunu fýrsat bilerek "hareketin bittiði"ni ilan etmekte gecikmedi.

Önümüzdeki dönem

Savaþa hayýr Ancak, o sýralar henüz kimsenin pek farkýnda olmadýðý dipten bir dalga yavaþ yavaþ su yüzüne çýkmaya hazýrlanýyordu. Bush'un "terör" tanýmýyla birlikte 50'den fazla ülkeyi tehdit etmesi ve Afganistan ile Irak'a saldýracaðýný açýklamasý üzerine, ABD baþta olmak üzere bir çok ülkede savaþ karþýtý gösteriler baþladý. Afganistan'a saldýrýyla birlikte savaþ karþýtý gösteriler bir anda tüm dünyayý sardý. Baþta Arap ve Ýslam ülkeleri olmak üzere milyonlarca insan, önce savaþa ve emperyalizme karþý, arkasýndan da kendi devletlerinin savaþtaki rolüne karþý sokaða döküldü. Küreselleþme karþýtý hareket çok kýsa bir sürede savaþý, "küresel sermayenin askeri kanadýnýn savaþý" olarak ilan etti ve kendisini savaþ karþýtý olarak konumladý. Bir çok ülkede devasa eylemler gerçekleþti. Londra'da bir kez 50 bin, arkasýndan 100 bin kiþilik iki büyük savaþ karþýtý eylem gerçekleþti. Washington'da Nisan ayýnda gerçekleþen savaþ karþýtý eyleme 50 bin kiþi katýldý. Pakistan ve Mýsýr gibi ülkelerdeki eylemler, milyonlarla ifade edilecek kadar büyüktü. Türkiye'de de savaþ karþýtlýðý çok sayýda insaný harekete geçirdi. Önce Kasým ayýnda Katar'da düzenlenen Dünya Ticaret Örgütü toplantýsýný protesto için KESK ve DÝSK tarafýndan Kasým ayýnda Ankara'da düzenlenen eylem, ayný zamanda savaþ karþýtý bir gösteriye dönüþtü. Eyleme 30 bin kiþi katýldý. Arkasýndan Ýsrail'in Filistin'e saldýrýsýyla birlikte öfke sokaða taþtý ve çok sayýda savaþ karþýtý eylem birlikleri gerçekleþirken, polisin tüm baskýsýna karþýn binlerce kiþi Filistin halkýyla dayanýþma eylemlerine katýldý. Türkiye siyasi tarihi açýsýndan önemli bir geliþme de, savaþa karþý eylemlerin, sol ve politik Ýslamcý kesimleri bir araya getirmesi oldu. Ýsrail saldýrýsýna karþý özellikle Ortadoðu'daki eylemlerin boyutu, Bush'un saldýrgan politikalarýnda geri adým atmasýna yol açtý. Daha önce anýmsanýrsa, Cheyen'in Türkiye ziyareti sýrasýnda saldýrý tarihi hemen neredeyse ertesi gün gibi bir hava oluþmuþtu. Oysa, savaþ karþýtý eylemler sonrasý Bush yönetimi, saldýrýyý 2003 yýlýnda belirsiz bir tarihe ertelemek zorunda kaldý.

Hareket büyüyor Küreselleþme karþýtý hareketin geri çekildiði düþünülürken, Aralýk ayýnda Brüksel'de yapýlan AB zirvesini basan 100 bin örgütlü iþçi, "Baþka - sosyal ve adil bir Avrupa" taleplerini dile getirdi. Kortejin önünü, grevdeki Sabena iþçileri çekiyordu. Sabena iþçileri ertesi gün düzenlenen küreselleþme karþýtý eylemin de önünde yürüdü. Aralýk'ta bir baþka büyük deprem de son zamanlarda küresel sermayeye en büyük darbeyi vuran Arjantin isyaný oldu. Arjantin'deki isyan ayný zamanda küresel sermayenin IMF eliyle dayattýðý politikalarýn da iflasý anlamýna geliyordu. Arjantin halký o günden bu yana dört hükümet devirdi, eylemleriyle tüm küreselleþme karþýtlarýnýn ve yoksullarýn gönlünde taht kurdu, umut oldu. Ocak ayý sonunda Porto Alegre'de ikincisi gerçekleþen Dünya Sosyal Forumu (DSF), küreselleþme karþýtlarýnýn tam bir gövde gösterisine dönüþtü. DSF, karþýtý olduðu Dünya Ekonomik Forumu'nu (DEF) hem katýlým hem de yarattýðý popüler ve entelektüel çekim gücüyle gölgede býraktý. Porto Alegre'ye 60 binden fazla küreselleþme karþýtý katýldý. Forum sürecince yapýlan eylemlerden biri savaþa ve neo- liberalizme karþýydý ve bu eyleme 50 bin kiþi katýldý. Ayný tarihlerde New York'ta toplanan DEF de küreselleþme karþýtlarý tarafýndan ablukaya alýnmýþtý. New York'ta gerçekleþen küreselleþme karþýtý eyleme 25 bin anti kapitalist katýldý. Yine ayný tarihlerde, küreselleþme karþýtlarý Almanya'nýn Münih kentinde düzenlenen NATO zirvesini bastý. Arkasýndan eylemler tüm Almanya'ya ve Ýsviçre'deki bir çok kente yayýldý. 15-16 Mart'ta küreselleþme karþýtý hareket yeni büyük bir atýlým yaptý. Cenova'nýn üzerinden henüz 7 ay ve 11 Eylül'ün üzerinden daha 5 ay geçmeden, Barselona'da gerçekleþen AB zirvesi, 500

bin küreselleþme karþýtýnýn eylemiyle sarsýldý. Eylemciler bir yandan AB'nin neoliberal politikalarýna, öte yandan küresel sermayenin savaþlarýna karþý sokaktaydý. Barselona eylemi, Avrupa sermayesine karþý bir eylem olarak damgasýný vurdu. Sarsýntý durmak bilmiyordu. Ýtalya'da AB'nin neo-liberal saldýrý programýnýn ateþli uygulayýcýsý patron Berlusconi'ye karþý düzenlenen eyleme 2,5 milyon Ýtalyan iþçisi katýldý. Nisan ayý ortasýnda Berlusconi'nin sosyal haklara saldýrýsýna karþý yapýlan genel greve ise 13 milyon iþçi katýldý. Arkasýndan 1 Mayýs gerek Türkiye'de gerekse tüm dünyada yýðýnsal ve coþkuyla kutlandý. Arjantin'deki isyan bir anlamda "kesintisiz sürekli isyan"a dönüþürken, Venezuella'da devlet eliyle ulusal - sosyal politikalar uygulayan, küresel sermayenin ve küresel kapitalizmin bölgedeki çýkarlarýna raðmen adýmlar atan Chavez'e karþý darbe giriþimi, halkýn ve ordu içindeki genç subaylarýn isyanýyla püskürtüldü. ABD'nin kontr politikalarý bir kez daha yenilmiþti.

Hareket etkiliyor Mayýs ayýnda bir baþka geliþme de, Fransa'daki seçimlerde ortaya çýktý. Fransa seçimleri, küresel sermayenin krizlerinin sonucu keskinleþen sýnýf mücadelesinin, kitleleri merkez politikalardan radikal uçlara doðru ittiðini bir kez daha açýkça gösterdi. Seçimlerde katýlým çok düþük iken, merkez partiler çöktü ve iki uçta, faþist Le pen ve devrimci marksist partiler oylarýný büyük ölçüde artýrdý. Küreselleþme hareketinin bir parçasý olan devrimci marksist LCR'ýn seçim baþarýsý, bir baþka olguya daha dikkat çekmemizi saðladý. Sosyal demokrat partiler uyguladýklarý neo-liberal politikalar nedeniyle son yýllarda hýzla güç kaybederken, küreselleþme karþýtý net tutuma sahip ve hareketin içinde, kitlelerle

Önümüzdeki günler sýcak geçeceðe benziyor. Ýspanya'nýn Sevil kentinde gerçekleþecek olan AB zirvesini yine on binler basacak. Ayný tarihlerde, Cenova'daki sarsýntýdan sonra Kanada'nýn daðlarýna kaçan G8'lerin toplantýsý var ve Kanada'daki küreselleþme karþýtlarý eylem hazýrlýðý içinde. Eylül ayý içinde Güney Afrika'da Rio +10 zirvesi ve Kopenhag'da AB-Asya (ASEM) toplantýsý var. Ekim ayýnda Ekvator'da Quito'da Güney Amerika Sosyal Forumu toplantýsý ve eylemler var. Aralýk ayýnda da bir baþka AB zirvesi Kopenhag'da gerçekleþecek. Hareket bir yandan tüm enerjisiyle eylemlere devam ederken, bununla yetinmeyerek örgütlenmesini de daha etkinleþtirmeye çalýþýyor. Porto Alegre'de yapýlan son DSF'de alýnan bir kararla, sosyal forum toplantýlarýnýn kýtalara da yayýlmasý kararlaþtýrýldý. Bir anlamda hareketin koordinasyon toplantýlarý diyebileceðimiz sosyal forumlar, bu yýl Ekvator'da, Delhi'de ve Ýtalya'da, Floransa kentinden gerçekleþecek. 7-10 Kasým 2002 tarihlerinde Floransa'da gerçekleþecek olan Avrupa Sosyal Forumu'na (ASF) çok büyük bir katýlým olmasý bekleniyor. Doðu Avrupa ve Akdeniz'in "öteki yakasý"ný da katmayý amaçlayan ASF'nin, Avrupa'daki sosyal hareketlerin sendikal hareketle daha yakýn iþbirliðine girmesi için de önemli bir araç olmasý bekleniyor. ASF, ayný zamanda mücadelenin deneyimlerinin paylaþýldýðý ve önümüzdeki döneme ait yol haritalarýnýn çizildiði önemli bir toplantý. Bir yandan hareketin birliðini saðlamlaþtýrýrken ayný zamanda entelektüel düzeyde de hareketin deneyimlerini bir potaya aktarmanýn mekanizmasý. Bir baþka deyiþle, teori ve pratiðin birliðinin önemli araçlarýndan biri. Bu kýsa yazýda son dönemde öne çýkmýþ bir dizi küreselleþme ve savaþ karþýtý eylemi aktarýrken, nasýl bir dünyada yaþadýðýmýza dair bir manzara çizmeye çalýþtýk. Çizdiðimiz panoramadan da görüleceði gibi günümüzde küreselleþme karþýtlarý, eþine az rastlanýr bir þekilde tarihin yönünü çizen aktif özneler durumundalar. “Baþka bir dünya mümkün" diyenler, öyle görünüyor ki, istedikleri dünyayý nasýl elde edeceklerini iyi biliyor. F. Levent Þensever


Mücadelenin içinden

7

Ýstanbul Sosyal Forumu Giriþimi Seattle'da açýða çýkan anti kapitalist hareketin en önemli özelliði her türden muhalif kesimi kendi sloganý talebi ve rengiyle yanyana getirmesi ve ortak bir hedefe yöneltebilmesi. Dünya Sosyal Forum'da ayný özelliðe sahip. Dünya Sosyal Forumu ilk olarak 2001 yýlýnda Davos'ta küresel sermayenin düzenlediði Dünya Ekonomik Forumu'na alternatif olarak düzenlendi. Ýkincisi ise 31 Ocak 5 Þubat 2001 Tarihleri arasýnda Porto Allegre'de düzenlendi. Porto Allegre'ye 131 ülkeden, 4901 örgütten 15.250 delege, toplamda 60.000 kiþi katýldý, yüzlerce toplantý düzenlendi ve 50.000 kiþilik bir gösteri gerçekleþti. Bir sonuç bildirgesi yayýnlandý. Ana çerçeve neo-liberal politikalar ve savaþa karþý mücadele idi. Dünya Sosyal Forumu'nun üçüncüsünün gene Porto Allegre'de 2003’te gerçekleþtirilmesine karar verildi. Bu sefer dünyanýn her tarafýndan daha fazla katýlýmýn saðlayabilmek için yerel sosyal forumlar düzenlenecek. Latin Amerika Sosyal Forumu, Avrupa Sosyal Forumu ve Asya Sosyal Forumu en önemli üç ayak olacak.

Avrupa Sosyal Forumu 7-10 Kasým 2002 tarihinda Ýtalya'nýn Floransa kentinde gerçekleþecek. 250'ye yakýn toplantýnýn gerçekleþmesi hedefeniyor ve Porto Allegre'den daha fazla katýlýmýn olmasý bekleniyor. Avrupa Sosyal Forumu bir konferans veya hareket kongresi deðil, ortak, topluma açýk bir tartýþma ve diyalog zemini. Genel siyasi çerçevesi savaþa ve neo-liberalizme karþý mücadele. Örgütlenmesi ise herkesin katýlýmýna açýk komisyonlar üzerinden yapýlan iþ bölümü ile gerçekleþiyor. Planlanan yerel sosyal forumlar gerçekleþtirilebilirse harekete önemli katkýlar saðlayacak. Farklý kulvarlarda yürüyen muhalif hareketler bir araya gelip, ortak bir hedef etrafýnda harekete geçebilirlerse, hareket bir anda sýçrayabilir ve asýl önemlisi her türlü muhalif hareketin iþçi hareketi ile baðlantýsý kurulabilir. Türkiye'de de Ýstanbul Sosyal Forumu için giriþim baþlatýldý. Kasým'da Floransa'da düzenlenecek Avrupa Sosyal Forumu'na katýlým hedefleniyor. Ama giriþim kendini sadece Floransa'ya gidiþ ile sýnýrlamýyor.

Savaþa Hayýr Platformu

Savaþa Hayýr Platformu basýn toplantýsý 1 Mayýs'tan bir süre önce kuruluþ çalýþmalarý baþlayan Savaþa Hayýr Platformu ilk basýn toplantýsýný 21 haziran saat 11.00'da

cek. Platform toplantýlarýnda sýk sýk vurgulandýðý gibi, savaþý engelleyebiliriz. Tank ihalesini iptal ettirebiliriz. Savaþsýz bir dünya mümkün!

Ýnsan Haklarý Derneði Ýstanbul Merkezi'nde gerçekleþtirecek. Düzenli toplantýlar yapan, iki aydýr çeþitli aralýklarla Kadýköy ve Taksim'de imza standý açan, 1 Mayýs'ta bir çok bileþeniyle birlikte slogan atan Platform, basýn toplantýsýnda önümüzdeki dönem etkinliklerinin neler ola-

Þimdiden her türlü muhalif hareketi yanyana getirmek için çeþitli etkinlik önerileri var ve tabi ki Floransa sonrasý da kendisini sürdürmeyi hedefliyor. Daha henüz ilk adýmlar atýlýyor. Bu iþ için kollarý sývayanlarýn farkýnda olduklarý bir þey var ki o da daha uzun bir süre "giriþim" olarak kalýnacaðý. Giriþim olmaktan çýkýp sosyal foruma dönüþebilmek için Türk-iþ, DÝSK, KESK, ve diðer kitle örgütleri,

oda, mesleki grup vb.nin katýlýmýn saðlanmasý gerekiyor. Elbette sosyal forum bir kurumlar koalisyonu olarak düþünülmüyor. Sözü edilen kesimlerin tabanlarýndan katýlým hedefleniyor. Henüz netleþmemesine raðmen, tartýþma baþlýklarý þunlar: Siyasi partilerin ve bireylerin temsiliyeti, Floransa'ya gidiþ, giriþimin iþleyiþi ve çalýþmalarý nasýl olacaðý ve hangi siyasi zeminde þekilleneceði. Öncelikli sorun ise

giriþimi sürekli büyütmek için çaba harcamak, neo-liberal politikalara ve savaþa karþý olan hertürlü bireyi ve sosyal hareketi ayný zeminde buluþturmak. Ayrýntýlý bilgi Ýçin internet ulaþýmý, www.geocities.com/sosyalforum/ adresinden saðlanabilir.

grev, direniþ, eylem...grev, direniþ, eylem

Tank ihalesi iptal edilsin! Silahlanmaya son verilsin! Savaþa Hayýr Platformu, önümüzdeki haftadan itibaren bütün güçleriyle Türkiye-Ýsrail arasýnda imzalanan tank ihalesine karþý imza kampanyasý yapacak. 500 bin imza toplamayý hedefleyen kampanya, 1 Eylül Barýþ Günü'nde sona erecek. Standlarda, iþyerlerinde ve mahallelerde savaþa karþý olan herkesle buluþulmaya çalýþýlacak. Platform, sadece imza toplamakla yetinmeyecek. Ýmza alýnan herkesin Platform aktivisti olmasý önerilecek. Sadece imza vermekle yetinmemesi, imza toplamasý, iþyerinde ya da mahallesinde savaþ karþýtý yerel platformlar örgütlemesi yönünde teþvik edile-

Cenova 2001

Birlikte tartýþalým, birlikte güçlenelim! Savaþa Hayýr Platformu, 24 Haziran'da Karakedi Kültür Merkezi'nde saat 19:00'da tartýþma toplantýsý düzenliyor. Kampanyanýn bütün çaðýrýcýlarýnýn ve aktivistlerinin kampanya hakkýndaki görüþlerini ve deneyimlerini tartýþacaðý bu toplantýda, esas olarak Platform’un nasýl daha da geniþleyeceði ele alýnacak. Sýký bir deney alýþveriþinin yapýlacaðý, savaþ olasýlýklarýnýn ve savaþý durdurmak için atýlmasý gereken adýmlarýn tartýþýlacaðý bu toplantý herkese açýk olacak.

caðýný duyurmanýn dýþýnda, kuruluþ amaçlarýný ve temel hedeflerini de kamuoyuna duyuracak. Küresel sermayenin savaþ çýðlýklarý bugün biraz daha az duyulsa da, bunun fýrtýna öncesi sessizlik olduðunda anlaþan Platform aktivistleri, Bush ve çetesinin çýl-

gýnca askeri operasyonlara hazýrlandýðýndan kuþku duymuyorlar. Platform, bu yüzden savaþ karþýtlýðýnýn çok güncel olduðunu ve ABD'nin Ortadoðu maceralarýna ya da dünyanýn her hangi bir ülkesinde gerçekleþtireceði saldýrganlýða karþý þimdiden güç biriktirmeye kararlý.

TPAO iþçisine destek Batman'da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklýðý (TPAO) iþçilerinin baþlattýðý eylemler sürüyor. Aileleriyle birlikte TPAO binasý önünde oturma eylemi yapan iþçilerle dayanýþma da büyüyor. Petrol-Ýþ Genel Baþkaný Mustafa Öztaþkýn ve beraberindeki binlerce kiþi önceki gün oturma eylemi yapan iþçileri ziyaret ederek, destek verdi. Mitinge dönüþen ziyaret sýrasýnda konuþan Mustafa Öztaþkýn, hükümetin geçici iþçilere yönelik politikalarýný deðiþtirmemesi halinde eylemlerin artýrýlacaðýný söyledi. Haziran ayýnýn sonunda iþ akitleri feshedilerek iþten çýkarýlacak geçici iþçiler, aileleriyle birlikte, 13 Haziran'da sabah erken saatlerde TPAO giriþ kapýsýnda toplanarak, Bölge Müdürlüðü önünde bulunan Beyaz Saray binasýna kadar yürüdüler. Her sabah gerçekleþtirilen eylemde konuþan Petrol-Ýþ Batman Þube Baþkaný Nimettullah Sözen, "Ankara'daki yöneticiler isteklerimizi yerine getirene kadar direniþimiz sürecektir. Kimse bizi haklý taleplerimizden geri dönmemizi isteyemez" dedi. Sözen, taleplerine karþýlýk verilmediði takdirde, baþlattýklarý eylemleri yaygýnlaþtýracaklarýný dile getirdi.

Depant iþçisi mücadelede

Gebze ve Kartal'da Depant Plastik'e baðlý 8 fabrikada alacaklarýn verilmemesi üzerine iþçilerin

baþlattýðý iþ yavaþlatma eylemi sürüyor. Fabrikalarýný vardiya bitiminde de terk etmeyen iþçiler, kiþi baþý 600-700 milyon lira olan alacaklarý verilene kadar mücadele etmekte kararlý olduklarýný söylediler. Ücret alacaklarý, ikramiyeler, vergi iadeleri ve nemalardan oluþan alacaklarýnýn yaný sýra fabrikada yýllardýr düzenli bir ücret ödemesi de yok. Depant'a baðlý fabrikalarda 1200'e yakýn kiþi çalýþýyor.

TEKEL'de eyleme devam

TEKEL Ýzmir Sigara Fabrikasý iþçileri, fabrikalarýnýn kapatýlmasýna karþý 13 Haziran'da eylem yaptý. Öðle tatilinde fabrikanýn iþçi giriþ kapýsýnýn önünde bir araya gelen TEKEL iþçileri, "Zafer direnen emekçinin olacak", "TEKEL bizimdir bizim kalacak", "Ýþçi memur el ele genel greve" sloganlarýný atarak oturma eylemi yaptý.

Sayý:178 18 Haziran 2002

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.geocities.com/sosyalistisci/


Sayý: 178

18 Haziran 2002

200.000 TL

Dayanýþma fiyatý: 500.000 TL

ÖSS

İdama hayır!

kaldýrýlsýn!

Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr

HADEP'in baþlattýðý "Demokratik Türkiye Ýçin Bir Ýmza Kampanyasý" sürüyor. Kampanya 1 Eylül Dünya Barýþ Günü'ne kadar devam edecek. Kampanya ile farklý kültürlere ve dillere özgürlük hakký tanýnmasý, anadilde eðitimin önündeki engellerin kaldýrýlmasý isteniyor.

Ýdam cezasýnýn bir insanlýk suçu olduðu ve toplumsal barýþýn saðlanabilmesi için genel af çýkarýlmasý talebi dile getiriliyor. Örgütlenme, düþünce ve ifade özgürlüðü önündeki engellerin kaldýrýlmasý, OHAL ve koruculuk sistemine son verilmesi ve göç etmek zorunda kalanlardan köylerine geri dönmek isteyenlerin önündeki engellerin kaldýrýlmasý gerektiði anlatýlýyor. Ayrýca, "Gelir daðýlýmýnda eþitlik ve adalet", "Grevli toplu sözleþmeli sendika hakký", talepleri de dile getiriliyor. Ýdam ve anadilde eðitim tartýþmalarý Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne giriþ süreci ile birlikte tartýþýlýyor. Burjuva basýnda idam ve anadilde eðitim ve AB süreci karþý karþýya konularak tartýþýlýyor. Oysa sorunu yeniden savaþ ya da Ýdamýn kaldýrýlmasý þeklinde görmek gerekir. HADEP bu kampanyayý baþlayan barýþ sürecini kalýcý hale getirmek ve Kürt halkýnýn talepleri ile Türk iþçi ve emekçilerinin taleplerini birleþtirmek ve güçlü bir muhalefet oluþturmak için öne çýkarýyor. Bundan 5-6 yýl önce anadilde

Barýþ, Kürt halkýnýn olduðu kadar Türkiye iþçi sýnýfýnýn da çýkarýnadýr. Milyarlarca dolarýn akýtýldýðý savaþ iþçi haklarýnýn ve mücadelesinin geriletilmesiyle sürdürüldü. Alanlarda HADEP’le birlikte IMF’yi protesto eden iþçiler idama karþý çýkmalýdýr. eðitim ve barýþ egemen sýnýfýn asla taviz vermeyeceði konulardý. Bugün bu mevziler kazanýlabilir. Bu noktaya gelinmesini saðlayan Avrupa Birliði deðil, Kürt halkýnýn mücadelesi oldu. Þu an için egemenlerin en çok ihtiyaç duyduklarý þey istikrarýn saðlanmasý. Ancak istikrar olursa yönetenler IMF programýný hayata geçirebilir. Yeniden savaþ ihtimali bile istikrarýn önünde ciddi bir engel. Egemen sýnýfýn bir kanadý bu yüz-

den idam ve anadilde eðitim konusunda geçmiþe oranla tutum deðiþtirdi. Ama unutmamak gerekir ki bu talepleri kazanmanýn teminatý Kürt hareketinin sokaktaki mücadele gücü ve devrimci marksistlerin Türk iþçileri ve emekçilerinin bu kampayaya destek olmasýný ve kendi talepleriyle bütünleþmesini saðlamasýyla ilgilidir. Bugün idam cezasýnýn kaldýrýlmasýna ve anadilde eðiti-

HADEP’in "Demokratik Türkiye Ýçin Bir Ýmza Kampanyasý"nýn taleplerinden bir kaçý: Ýdam cezasý kaldýrýlsýn, Ayrýmsýz genel af! Anadilde eðitimin önündeki engeller kaldýrýlsýn! Sýnýrsýz düþünce gösteri ve örgütlenme özgürlüðü! OHAL ve koruculuk sistemi kaldýrýlsýn! Her kesim için grevli, toplu sözleþmeli sendika hakký!

minin hayat geçirilmesine en net þekilde karþý duran güç MHP. MHP þeçimlerden öncede kudurmuþ bir saldýrganlýkla idam Cezasýnýn uygulanmasýný savunuyordu. Hükümetteyken ikende ayný kudurmuþlukla idam cezasýnýn uygulanmasý için bastýrmaya devam etti. MHP'nin derdi istikrarý saðlayacak olan gücün kendisi olduðunu serrnaye göstermek. Herhangi bir taleple ortaya çýkanlarýn istikrarý bozacaðýný söylüyor ve imha etmek gerektiðini anlatýyor. HADEP'in kampanya talepleri ile IMF politikalarý sonucunda gittikçe yoksullaþan iþçi ve emekçilerin talepleri birleþtirilebilir. Bu ikisi birleþtiðinde ise hükümeti devirmek ve IMF polikalarýný tersine çevirmek, Kürt halkýnýn taleplerini kazanmak olanaklý hale gelebilir. Bu geliþmeyi saðlayacak bir mücadele birliði ayný zamanda MHP'ninde geriletilmesi anlamýna gelir. HADEP'in kampanyasýnýn güçlenmesi barýþ sürecinin güçlenmesi demektir. Ýdama hayýr! diyen sese biz de sesimizi katmalý ve daha gür çýkmasý için mücadele etmeliyiz.

Lise öðrencilerinin 1. sýnýftan itibaren kabusu haline gelen seçme ve yerleþtirme sýnavý pazar günü yapýldý. Sýnava toplam 1 milyon 540 bin 405 kiþi katýldý. Katýlanlarda sadece 117 bin 026’sý bir üniversiteye girme hakkýna sahip olacak. Geri kalanlar da bu maratona devam edecek. Sýnavlar devlet ve özel sektör için çok önemli bir kazanç kapýsý halinde. Sýnavdan önce gidilen dersanelerin, sýnav için yatýrýlan paralarýn ve üniversite öðrenimi için gerekli olan paranýn miktarý herhangi bir emekçi ailenin karþýlayabileceðinin kat kat üzerinde. Sýnava girereken yoksullarýn kaderi baþtan belli. Eðer herhangi bir devlet lisesinde okuyorsanýz þansýnýz diðerlerine göre daha da düþüyor. Çünkü okulun ortalama baþarýsý sýnav puanýnýn hesaplanmasýnda gözönüne alýnýyor.

Parasý olan üniversite eðitimini garantiliyor Ayrýca eðer paranýz varsa sýnavda biryerlere girmenizde mühim deðil. Özel üniversitelerin kapýsý sizlere sonuna kadar açýk. Bu alanda belirlenen politika o kadar basit ki, kýsaca "parayý veren düdüðü çalar" diye özetleyebiliriz. Yoksullarýn ne yapacaðý çok belli. Liseyi bitirmeyi baþarabilirseniz -ki bu koþullarda o da zor- iþsizler ordusuna katýlmak ya da 168 milyon asgari ücret karþýlýðýnda sürünmek seçenekleriyle karþýlaþýrsýnýz. Bundan kurtuluþ kitlesel mücadele. ÖSS kaldýrýlsýn, eðitim parasýz olsun talebiyle mücadeleye çýkýldýðýnda kazanmak mümkün. Dünyanýn pek çok yerinde lise ve üniversite öðrencileri bu ve buna benzer taleplerle mücadele ediyor. Fransa’daki liseliler, Yunanistan’da lise öðrencileri 1995'ten bu yana bir kaç kez egemenlerin saldýrýlarýný kitlesel mücadelerle püskürttüler. Peki buradaki liseliler de ayný talep etrafýnda yanyana gelemez mi? Neden olmasýn?


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.