Avrupa’da genel grev rüzgarý
Yunanistan izlenimleri
Ýspanya: Genel greve 15 Milyon Kiþi Katýldý!
Sayý: 179
25 Haziran 2002
Levent Þensever, genel grevin, okul iþgallerinin damgasını vurduðu Yunanistan izlenimlerini ve anti kapitalistlerin gündemini yazdý. Sayfa: 4-5
5 soruda milliyetçilik
200.000 TL
Milli takým zaferden zafere koþuyor ama,
30 milyar dolar batan bankalara akýtýldý. Kamu iþçilerinin % 70’i iþten çýkarýlýyor. Ýþsizlik artýyor. Zamlar devam ediyor...
Maçý býrak, ekmeðini savun!
Sayfa: 6
2
Hortumlanan bankalara 30 milyar dolar aktardýlar
Kamu işçilerinin %70’i işten atılıyor IMF’ye söz verdiler:
B
üyük bir krizin kapýda olduðuna dair sayýsýz açýklama yapýlýrken Bankacýlýk Devlet Denetleme Kurulu Pamukbank’a el koyup fona devretti ve dünyanýn en zengin 100 kiþisinden biri olan Yapý Kredi Bankasý sahibi Mehmet Karamehmet’in mal varlýðýna el koydu. IMF hükümetin aldýðý bu kararý alkýþladý. Hükümetse IMF’den dilendiði 1.1 milyar dolarý almak için verdiði niyet mektubunda enerji sektöründe özelleþtirmeyi tamamlama ve kamu kuruluþlarýnda çalýþan iþçilerin yüzde 70’ini iþten çýkarma sözü verdi.
Soygun sürüyor. Türkiye’nin en zengini, dünyanýn en zengin yüz þisinden biri olan Mehmet Karamehmet’in Yapý Kredi ile birleþtirmeye çalýþtýðý Pamukbank’ýna el kondu. Serveti devlet denetimine giren Karamehmet’e ayda 2 milyar maaþ baðlanýrken kimse Pamukbank’ýn faturasýný kimin ödeyeceðini sormadý. Oysa bugüne kadar batan, fona devredilen tüm bankalarýn borçlarý kamu kaynaklarýndan ödenmiþti. Türkiye’de neo-liberal politikalarýn katýksýzca uygulandýðý 1980’lerden bu yanan ard arda bankalar kuruldu. Devlete ait kamu bankalarýnýn yanýnda son derece küçük kalan özel bankalar
Türk-Ýþ, DÝSK, KESK, Hak-Ýþ:
Uzlaþma deðil, mücadele zamaný
devlete borç vermeye baþladý. Yüksek faizlerle verilen borçlarýn arkasý kesilmedi. Çünkü borçlu devletti, ana para olduðu yerde duruyor, borç faizleri katlanýyordu. 2000’li yýllarda yatýrým ve destek amaçlý kamu bankalarý birer birer yýkýldý, özel bankalar devletin alacaklýsý oldu. Hep iç borç ödemelerinden, iç borç faizlerinin yükseliþinden söz edilir. Kimdir içerdeki borç verenler? Tabii ki banka sahibi büyük patronlar. Bankalarý hortumlayanlar yine onlar, faturayý ödeyense emekçiler.
Kriz yaklaþýyor IMF uþaklarý uçuruma doðru son hýzla ilerliyor. Hükümet ve
Sendikal hareket uzun süredir bir uzlaþma çizgisinde. 1 Aralýk 2000 yýlýnda gerçekleþen 1 milyon kiþilik genel grev, 2001’in ilk aylarýnda gerçekleþen “esnaf” eylemlerinin ardýndan Emek Platformu bölündü ve iþlevsizleþti. Ana güç Türk-Ýþ’in liderliði küçük çýkarlar adýna uzlaþtý. KESK liderliði devletin dayattýðý sahte sendika yasasýna karþý göstermelik eylemler yaptý ve yenildi. Þimdi
bürokratlar arasýnda iyimserlik havasý yokoluyor. Sahte sözlerle ekonomiye düzülen övgüler, yerini karamsarlýða býrakýyor. Dünyanýn en borçlu ülkelerinden biri olan Türkiye ekonomisi IMF’den gelecek 1.1 milyar dolara umudunu baðlamýþ durumda. 30 milyar dolarý batan bankalara aktaran IMF uþaklarý, 1.1 milyar dolarý kapmak için IMF’ye söz
yeniden toparlanmaya baþladý ve Kamu-Sen’in karþýsýna çýkmaya hazýrlanýyor. DÝSK ve Hak-Ýþ ise hem güçsüz, hem de sessiz. Bu tablo deðiþmelidir. Bankalarýn hortumlandýðý, iþçi kýyýmýnýn kapýda olduðu bugün sendikal harekette uzlamacý çizgiye yer yoktur. Ýþçiler sendikalarýna sahip çýkmalý, mücadele etmeyen sendika bürokratlarýný devirmelidir.
üzerine söz verdiler. Hükümetin yazdýðý son niyet mektubunda þu sözler verildi: Kamu iþletmelerinde çalýþan personelin yüzde 70’i iþten çýkarýlacak. Kamuda çalýþan ve aileleriyle birlikte 8 milyon luk bir iþçi kitlesinin 5.5 milyonu iþten atýlacak. Enerji sektörü tamamen özel sermayeye devredilecek. Yani kendisi için sayýsýz savaþ yapýlan enerji kaynaklarý yerli ve yabancý patronlara yok pahasýna satýlacak ve bu iþletmelerde çalýþan onbinlerce iþçi iþsiz kalacak. Bu çok aðýr bir saldýrý. Hortumcularýn deðil, üretenlerin çýkarlarý için þimdi kavga zamaný. Rakamlarýn, banka bilançolarýnýn ardýnda yatan iþsizlik, açlýk ve sefalettir. kamuda iþçi kýyýmýna karþý direniþ kaçýnýlmazdýr. Direniþ baþladýðý anda IMF uþaklarýnýn ipi çekilecektir.
Onlar hortumluyor, biz ödüyoruz! Þimdi de Pamubank operasyonu var. 2000 Kasým krizinden bu yana bankacýlýk alanýnda ard arda operasyonlar geliyor. IMF, hükümeti son operasyonda tebrik etti. Ancak kimse banka operasyonlarýnýn topluma faturasýnýn ne olduðu üzerinde durmuyor. Henüz Pamukbank operasyonunun faturasý belli deðil. Ancak Pamukbank’a dek gerçekleþen banka kurtarma operasyonlarýna kamu kaynaklarýndan 30 milyar dolar akýtýldý. Bu rakam, milli gelirin yüzde 20’sine tekabül ediyor. Büyük sermaye yaðmalýyor, hortumluyor, faturayý emekçiler vergileriyle ödüyor. IMF programlarýnýn uygulandýðý her ülkede durum ayný. 1997 yýlýnda aðýr bir ekonomik kriz yaþayan G. Kore’de kamu kaynaklarýnýn yüzde 26,5’i, Malezya’da yüzde 16’sý, Tayland’da yüzde 33’ü ve Endonezya’da yüzde 50’si banka borçlarýna aktarýldý. Hortumu, talaný ve soygunu durdurmanýn tek bir yolu var: Önce IMF’den kurtulmak.
Tüm borçlar silinsin! Hortumcularýn
servetine el konsun!
Karakedi Kültür Merkezi Bu haftaki etkinlikler:
Adres: Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Kat: 4, Taksim-Ýstanbul Tel: (0 212) 251 62 73
27 Haziran 2002 (Perþembe) Saat: 19.00 -20.30 Marks ve özgürlük sorunu Sinan Özbek 28 Haziran 2002 (Cuma) Saat: 19.00-20.30 Küreselleþme ve Sosyal Demokrasi Aydýn Cýngý (SODEV)
29 Haziran 2002 (Cumartesi) Saat: 14.00-15.30 Aydýnlanma ve Bilim kurgu Bülent Somay
29 Haziran 2002 (Cumartesi) Saat: 16.30-18.00 Filistin’e Bakýþ Mete Çubukçu
3
KESK mücadele programýný açýkladý
KESK'in eylemini destekle, inþa et! K
ESK Genel Baþkaný Sami Evren düzenlediði basýn toplantýsýnda, kapsamlý bir eylem takvimi açýkladý. Eylem programý yine bildiðimiz adýmlarý kapsýyor. Basýn toplantýlarý, oturma eylemleri, Ankara yürüyüþleri ve en sonunda grev hedefi. Bildiðimiz eylem programlarýna benzese de bu sefer radikal bir farklýlýk var. Bu farklýlýk KESK'in programýndan deðil, koþullarýn farklýlýðýndan kaynaklanýyor.
Egemenler yönetemiyor 1 Aralýk 2000 yýlýnda KESK'in 1 milyon emekçinin katýldýðý büyük grev ve eyleminin ardýndan KESK'teki iç mücadele ve gruplararasý kýsýr çekiþme hareketin daha ileri adýmlar atmasýna engel oldu. 1 Aralýk eylemi, egemen sýnýfta ve hükümette öylesine bir panik yarattý ki, "Emek Platformu da neymiþ, tanýmayýz" diyenler, grev gününde Emek Platformu’yla mecliste görüþmek zorunda kaldýlar. Polis yürüyüþü 1 Aralýk'ýn ardýndan geldi. Ýþçi sýnýfýnýn en önde duran, en mücadeleci kesiminin eyleminin yarattýðý sarsýntý, tüm dengeleri sarstý. 1 Aralýk'tan bir kaç ay sonra Cumhurbaþkaný ve Baþbakan arasýndaki didiþmeyle birlikte tetiklenen ekonomik kriz, ardýndan yüzbinlerce esnaf ve emekçinin öfkeli protestolarla sokaklara
taþtýðý bir döneme kapý açtý. Egemen sýnýfýn alt ve orta sýnýflarla her türden baðlantýsý büyük yara aldý ve hükümete karþý Cumhuriyet tarihinde az rastlanýr bir öfkeyle toplumda müthiþ bir hareketlilik baþladý. Halkýn yüzde 90'ý, IMF ve uþaklarýna karþý mücadele isteðiyle doldu. Þubat krizi, hükümetin gözümüzün içine baka baka utanmazca gerçekleþtirdiði soygunu belirginleþtirdiði için ve bir gecede yüzde 100'e varan yoksullaþmayla bu toplumun en muhafazakar kesimi olan "esnaflarýn" polisle çatýþmasýný ve meclisi basmak için hareketlenmesini tetikledi. IMF uþaðý hükümetin ipi aslýnda o gün çekildi. Hiçbir toplumsal meþruiyeti kalmadý. Kurulduðundan beri ekonomi ve siyaseti yönetme becerisi olmayan, kendisi krizin bir ürünü olan bu yamalý bohça hükümetin çatlaklarý daha da derinleþti. Bugün, hayalet bir baþbakanla "tren sallayan" bu hükümet hala ayaktaysa, bunun nedeni, Þubat krizinden sonra patlayan mücadelenin örgütlü iþçi sýnýfýnýn eylemiyle birleþememesidir. Özellikle KESK'in sol içi mücadelenin cadý kazaný olarak içine düþtüðü durumdur. "Esnaf eylemlerine" sol þüpheyle bakar ve hareketi gericiliðin ya da faþizmin hortlamasý olarak yorumlarken, esnaflar polisle çatýþýyor, MHP binalarýný taþlýyor, "IMF uþaðý hükümet istifa" sloganýyla yürüyor ve Emek Platformu'nun Programýný
sahipleniyordu.
Bu iþi bu yaz bitirelim Esnaf eylemlerinin ardýndan ayakta kalma becerisini gösteren hükümet, MHP'nin özel gayretleriyle kamu çalýþanlarýna saldýrdý. Ýçine kapalý, 1 Aralýk grevinin ardýndan greve katýlan kamu çalýþanlarýna yönelik (cezalar, sürgünler, iþ akdinin fesh edilmesi gibi) saldýrýlarý göðüsleyemeyen, þaþkýn durumdaki KESK sahte sendika yasasýna karþý direndi ama yasanýn geçmesini engelleyemedi. Yasanýn geçmesinin ardýnda neredeyse bir yýla yakýn bir süredir ise, esas olarak içe kapalý bir üye kampanyasý sürdüren KESK, alýþýk olduðumuz "fiili-meþru" mücadele hattýndan tümüyle uzaklaþtý. Yasaya uyum düzenlemelerine daha çok önem verdi. Hiçbir politik canlýlýðý olmayan bir genel kurul gerçekleþtirdi. Geçtiðimiz yaz, KESK'in her bütçe dönemi hayata geçirmesine alýþýk olduðumuz "alternatif bütçe" için bir eylem takvimi dahi çýkarýlamadý. Bu yüzden KESK'in en son yaptýðý eylem takvimi çok önemlidir. Devletle, hükümetle uzlaþma, KESK'in haklarýný elde etmesine asla izin vermez. Uzlaþmacýlýðýn kazandýracaðý fikri, tam bir hayal. 11 Eylül sonrasý dünyayý, IMF'nin hükümete dayattýðý programý ve hükümet içinde MHP'nin iþlevlerini görmezden gelirsek, uzlaþma iyidir. Ama küresel askeri kampanyayý,
HADEP'e yasaklama sökmeyecek! HADEP'in baþlattýðý ve 2 milyon imzayý hedefleyen kampanya, yine devletin alýþkýn olduðumuz tutumuyla karþýlandý: Yasaklama! HADEP, baþlattýðý kampanyada düþünce ve ifade özgürlüðü önündeki engellerin kaldýrýlmasý, anadilde eðitim ve yayýn hakký, siyasi partiler ve seçim yasasýnýn demokratikleþmesi, genel af, idam cezasýnýn kaldýrýlmasý, OHAL'e son verilmesi, koruculuk sisteminin kaldýrýlmasý gibi bugün Türkiye'de tartýþýlan ve gündem maddesi olan bazý konu-
larýn çözüme kavuþturulmasýný talep etmiþti. Bu taleplerle yürütülen bir kampanyanýn yasaklanmasý, demokrasiye, kýsýtlý da olsa mevcut haklara yönelik bir þiddettir. Bir kaç ay içinde kapatýlýp kapatýlmayacaðý karara baðlanacak olan HADEP, 1999 seçimlerinde ve seçimlerin ardýndan yaþanan bir dizi mücadelede ortaya çýktýðý gibi, bir halkýn kitlesel örgütüdür. Kitlesel, yasal ve meþru bir partidir. "Kürt realitesini tanýdýðýný” 1991 yýlýnda aðzýndan kaçýran
DSÝP toplantýlarý ÝZMÝR
29 Haziran (Cumartesi) Saat:15.00 Film gösterimi: Ülke ve Özgürlük Söyleþi: Ýspanya devrimi nasýl yenildi? DSÝP Ýzmir Ýl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 1. Beyler-Konak
devlet, kendisi açýsýndan kaçýnýlmaz olaný geciktirmeye çalýþýyor. Kaç kere kapattýlar? Kaç kere afiþlemeye yasak koydular? Kaç kiþi yargýsýz infazlarla imha edildi? Kaç kiþi öldürüldü? Kaç kere parti binalarý polis tarafýndan basýldý? Kaç kere gazeteleri bombalandý? Kaç kere milletvekilleri tutuklandý ve cezaevlerine yollandý? Harekette bir gerileme var mý? Kapatýlan partilerinin yerine yenisini koydular. Yeni gazeteler çýkarttýlar...
IMF'nin iþçi sýnýfý ve yoksullara yönelik saldýrý programlarýný ve MHP'nin tüm demokratik açýlýmlara faþist geleneðiyle engel oluþturmasýný, yani gerçeði görmek zorundayýz. Saðýmýzdaki güçlere güvenemeyiz. Güvenebileceðimiz tek güç, kendi gücümüz. Kendi eylemimiz. KESK'in eylem takvimi, sadece KESK üzerindeki durgunluðun kýrýlmasýný saðlamayacak. Daha önceki tüm eylemlerinde olduðu gibi, KESK mücadeleye ne kadar kararlý atýlýrsa, eylemlerini ne kadar yaygýnlaþtýrýrsa, sokaklar ne kadar çok iþçilerin sloganlarýyla yankýlanýrsa, diðer örgütlü iþçi kesimleri ve yoksullar KESK'in yanýnda mücadeleye atýlmaktadýr. Üstelik bugün emekçiler çok daha öfkeli. Toplumun altý kaynýyor. IMF'ye, hükümete, savaþa, yoksulluða öfke hiçbir zamanla kýyaslanamayacak kadar fazla. Haziran-Temmuz-Aðustos... KESK'in eylemleri baþlýyor. Sosyalistler eylemlerin gücü ve niteliði hakkýnda kehanette bulunmazlar. Eylemlerin gücü ve kapsamýnýn geniþlemesi için örgütlenirler. Öyleyse, zorbalýktan baþka bir þey bilmeyen IMF uþaklarýna karþý biriken öfkeye kanal açmak için KESK'in eylemlerini inþa edelim. Örgütlenelim! Eylem takvimi sayfa 7’de...
Çünkü mücadelede ileri fýrlayan ve kendi kaderini belirlemek için ölümü göze alacak düzeyde kararlýlýðýný sergileyen bir halk, siz "realitesini" tanýsanýz da tanýmasanýz da geri adým atmaz. HADEP'e yönelik saldýrý, barýþ giriþimine saldýrýdýr. Hepsiyle birlikte en önemlisi, iþçi sýnýfýna saldýrýdýr. Kendilerine "Þehit Anneleri" diyen ama çok açýk ki su katýlmamýþ ülkücü faþistlerden oluþan güruhun "Ýdam için 1 milyon imza" kampanyasýna izin veren devlet, tutumunu kandan, savaþtan, zorbalýktan yana yapmaktadýr. MHP'li faþistler her gün "Ýdam!" "Ýdam!" diye aðýzlarýndan
köpükler saçarak propaganda yaparken sorun yok! HADEP barýþ isteyince bölücülük oluyor. Tutumunu barýþtan deðil idamdan yana yapanlarýn, yeniden savaþ isteyenlerin, Kürt halkýnýn mücadele gücünü görmezden gelmek isteyenlerin, en basit demokratik talepleri duyduðunda paniðe kapýlanlarýn baskýlarý bir kez daha sökmeyecek. Zorbalarýn HADEP'e yönelik baskýlarýna karþý birlikte direnelim! Yaþasýn halklarýn kardeþliði! Yaþasýn barýþ!
Enternasyonal Sosyalizm Devrimci marksist teorik-politik dergi
8. sayý çýkýyor!
Mutlaka birlik! Sosyalistler birlik sorununa nasýl bakýyor? Emperyalizm, küreselleþme ve savaþ Almanya’da faþizmin iktidarý ve anti-faþist mücadelenin dersleri...
4
Avrupa’da genel gre Ýspanya: Genel greve 15 milyon kiþi katýldý! Ýspanyol sendikalarýnýn aldýðý genel grev kararý umulanýn üzerinde bir katýlýmla gerçekleþti. Aznar hükümetinin grevi karalama, küçük görme kampanyasýna ve birçok küçük yerleþim biriminde grevcilere saldýrmasýna karþýn iki büyük iþçi sendikasýnýn resmi açýklamasýna göre sektörlerdeki ortalama katýlým yüzde 84 oranýndaydý. Grev genel ilk olarak hükümetin son zamanlarda daha hýzlý uygulamaya baþladýðý neoliberal politikalara karþý gündeme geldi. Bunun yanýnda göçmen haklarýna karþý giriþilen saldýrýlar, okullarda artan özelleþtirme politikalarý ve Sevilla'da gerçekleþtirilen büyük patronlarýn zirvesi de grevcilerin diðer gündemlerini oluþturuyordu. Çarþamba gecesi grevin baþlamasýyla birlikte havayolu terminalleri ve tren istasyonlarýnda hayat durma noktasýna geldi. Çeþitli yerlerde tren yollarýnýn kapatýlmasýyla iþ durduruldu. Özellikle inþaat ve metal sektör-
lerinde greve katýlým oldukça yüksekti. Madrid'de ve Barselona'da polisin grevcilere saldýrmasý sonucu 100 iþçi gözaltýna alýndý. Madrid'de grev akþamý yapýlan gösteriye 500 bin kiþi katýldý. Ayný saatlerde Valencia'da da 60 bin kiþilik bir gösteri devam ediyordu. Özellikle büyük kentlerde neredeyse hiçbir dükkan açýlmadý.
Ýþsize iþ, iþçiye iþ güvencesi! Grevin temel talepleri iþ güvenliði ve iþ güvencesiydi. Ýþsizlik ücretleri, çeþitli sosyal güvenlik haklarý ve reel ücretlerdeki düþüþ de grevin talepleri arasýndaydý. Grevci iþçiler hükümetin ekonomi politikalarýný, baþbakan Aznar fakirden alýp zengine veriyor diye suçladýlar. Juan de la Cruz isimli inþaat iþçisi þöyle diyor: "Bundan on yýl önce dört çocuðuma sýkýntý çekmeden bakýyordum. Fakat artýk sadece ikisine bakmama raðmen ayýn sonunu ancak getirebiliyorum."
Sevilla'da iki zirve vardý! Ýspanya'nýn Sevilla kentinde düzenlenen Avrupa Birliði zirvesi 22 Haziran'da yayýnlanan bildirgeyle sona erdi. Zirve'de 'yasadýþý' göçle savaþým, doðuya doðru geniþleme, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasý (AGSP), 11 Eylül sonrasý 'terörizme' karþý sürdürülen mücadele, kamu hizmetlerinin serbest rekabete açýlmasý gibi konular ele alýndý. Göçmen sorunuyla ilgili alýnan kararlarla göçmenler için hayat daha zor hale getirildi. Bundan sonra göçlerin yapýldýðý ülkelere daha þiddetli baský uygulanacak. Yeterli önlem almadýðý düþünülen ülkelere uygulanmasý düþünülen ekonomik yaptýrým önerisi genel kabul görmese de yasadýþý göçe karþý sistematik operasyonlara giriþilmesi karara baðlandý. Bunu Avrupa'daki muhafazakar ve faþist partilerin göçmen sorunuyla ilgili isteklerinin bir düzeyde kabul görmesi olarak algýlamak mümkün. Diðer konularda ve özellikle terörizmle mücadele hakkýnda da Avrupalý emekçileri oldukça rahatsýz edecek çeþitli kararlar alýndý. Avrupa çapýnda örgütlenmiþ bir ordu için týkanýklýklar aþýlmaya baþlandý. ABD'nin þer ekseninde gördüðü ülkelere dönük daha sýký yaptýrýmlar uygulanmasý karara baðlandý. Bundan sonra neoliberal politikalar ve özelleþtirmeler AB'de daha yaygýn hale gelecek. Geniþleme sürecinin kabul edildiði AB'de
gözler bir yandan da Ýrlanda'ya çevrilmiþ durumda. AB'ye girmeyi yapýlan halkoylamasýnda kabul etmeyen Ýrlanda'da bu yýl AB'ye giriþ yeniden oylanacak. Kýbrýs'ta sürmekte olan görüþmelere devam edilmesi ve baþarýsýzlýkla sonuçlanmamasý için özel önlemler alýnmasý da zirvede konuþulanlar arasýndaydý. Fakat Sevilla'da sadece AB'nin büyük baronlarýnýn zirvesi yoktu. Ýspanya iþçilerinin ve Avrupa'nýn çeþitli yerlerinden gelen küreselleþme karþýtlarýnýn oluþturduðu Sevilla Sosyal Forumu'nda alternatif toplantýlarýný sürdürdü. Göçmenlere karþý uygulanan ýrkçý politikalara, Avrupa çapýnda iþsizliðin artmasýna sebep olan neo-liberal politikalara, üniversitelerde yükselen harçlara, kadýnlarýn uðradýðý seksist baskýlara, kýsaca her türden sosyal hak gaspýna karþý alternatif zirve kendi kararlarýný aldý. AB'nin aldýðý kararlar kitlesel gösterilerle protesto edildi. Zirvenin baþladýðý gün son on yýldýr ilk kez yapýlan genel greve 15 milyon emekçi katýldý. Ayný gün Madrid'de yapýlan gösteride 500 bin kiþi vardý. Yüzde 84 katýlýmla gerçekleþen genel grevin baþlamasýyla tren yollarý ve hava alanlarýnda hayat durdu. Aznar hükümetinin yaptýðý baskýlara raðmen kamu sektöründe de greve yoðun bir katýlým vardý.
Avrupa Sosyal Forumu'nun Yunanistan'da inşası
Sevilla Sosyal Forumu Sevilla Sosyal Forumu AB zirvesinin toplandýðý 20-21-22 Haziran günlerinde toplandý. 21 Haziran akþamý 150 bini aþkýn kitleyle AB'yi protesto eden forum, ayný zamanda çeþitli sosyal hareketlerin deneyimlerini paylaþtýðý alternatif bir zirveye dönüþtü. Gösteriler öncesinde Sevilla polisi kentte sýký güvenlik tedbirleri aldý. 9000 polisin görev yaptýðý zirve boyunca ayný zamanda NATO'ya baðlý AWACS uçaklarý da gökyüzünde devriye uçuþu yaptý. Gösterilere katýlýmý önle-
mek için Ýspanya polisi sýnýrlarda güvenlik önlemi aldý. Sosyal forumda çeþitli Avrupa ülkelerinde demokratik haklarýn yok edilmesi, sýðýnmacýlara dönük saldýrýlar, AB'nin askeri politikalarý, artan sosyal adaletsizlik, ýrkçý ve seksist politikalarýn insan hayatýndan ve saðlýk sorunlarýndan önce gelmesi gibi sorunlar tartýþýldý. Tartýþýlan bir diðer konu da Ýsrail'in Filistin'e karþý sürdürmekte olduðu askeri müdahaleydi.
Cenova 2001 Ýnisiyatifi'nin baþlattýðý, Avrupa Sosyal Forumu Ýnisiyatifi, 21 Haziran, Cuma günü Atina'da büyük bir etkinlikle faaliyetine baþladý. Ýnisiyatif, 7-10 Kasým 2002 tarihinde Ýtalya'nýn Floransa kentinde gerçekleþecek olan Avrupa Sosyal Forumu'na (ASF) mümkün olan en çok sayýda küreselleþme karþýtýný sevk etmeyi hedefliyor. Kampanyanýn baþlatýlmasýnýn 21 Haziran olarak seçilmesi bir tesadüf deðil. Tarih, ayný gün Sevil'de Avrupa Birliði zirvesine karþý düzenlenen eylemlerle dayanýþma amacýyla seçildi. Nitekim Sevil'deki eylemlere, kampanyayý temsilen 15 kiþilik bir delegasyon da katýldý. Yunanistan'da þu anda iki sosyal forum giriþimi var. Diðer giriþim Synaspismos'un içinde faaliyet sürdüren gruplar tarafýndan yürütülüyor. KKE ise, henüz somut bir adým atmamýþ olmasýna raðmen, sürecin içinde. Her üç grup da iþbirliði yapmak üzere giriþimlerde bulunuyor. 13-14 Temmuz'da Selanik'te gerçekleþecek olan ASF hazýrlýk toplantýsý üç grubun iþbirliði için bir zemin hazýrlýyor. Yunanistan Avrupa Sosyal Forumu Ýnisiyatifi bunu dikkate alarak, Türkiye'den gazetemiz yazarlarýndan ve Savaþa Hayýr Platformu aktivistlerinden Levent Þensever'i, Kýbrýs Ýþçi Demokrasisi örgütünden Michael Petros'u ve Makedonya'dan, Küreselleþme Karþýtlarý Birliði'nden S. Simonoska'yý da davet etti. Sýrbistan'dan davetli kiþi ise vize verilmediði için etkinliklere katýlamadý. Kampanya 20 Haziran'da bir basýn toplantýsýyla baþladý ve Yunanistan medyasýnda geniþ yer aldý.
Ertesi gün, Sevil'deki eylemlerin baþladýðý tarihte, kampanya için büyük bir gece düzenlendi. Gecenin açýlýþ konuþmasýný kamu emekçileri konfederasyonu (ADEDY) Baþkaný Papaspyroy Spyros yaptý. Daha sonra sýrasýyla Türkiye'den küreselleþme karþýtlarý adýna Levent Þensever, Kýbrýs ve Makedonya temsilcileri, Filistin Ýþçileri Birliði Örgütü Baþkaný Eqtami Mihiav ve özelleþtirilmek istenen öðrenci yurdu iþgalcileri adýna bir öðrenci konuþtu. Toplantýda, Sevil'e katýlmýþ olan delegasyonun göndermiþ olduðu mesaj coþkuyla karþýlandý. Etkinlik daha sonra müzik gruplarýyla devam etti. Ýnisiyatif yetkilileriyle yapýlan görüþmelerde özellikle iki konuda somut adýmlar atma kararý alýndý: 13-14 Temmuz'da Selanik'te yapýlacak ASF hazýrlýk toplantýsýna Türkiye'den katýlým için çaba harcanmasý. ASF'ye katýlmak için Türkiye'den gidecek delegasyonun Selanik'ten itibaren Yunanistanlý küreselleþme karþýtlarýyla birlikte gitmesi için çaba harcanmasý. Ayrýca her iki ülke arasýndaki konuyla ilgili iliþkilerin daha da geliþtirilmesi ve karþýlýklý ziyaretlerin daha sýk yapýlmasý konusunda hem fikir olundu.
5
ev rüzgarý Yunanistan: Mezarda emekliliðe karþý genel grev Yunanistan'da iktidardaki sosyal demokrat hükümet ve Baþbakan Simitis, Avrupa Birliði'nin ekonomik programý doðrultusunda attýðý adýmlarla iþçi sýnýfýna aðýr bir saldýrý yürütüyor. Avrupa Birliði (AB), üye ülkelerin uyguladýklarý ekonomik politikalarý, IMF, Dünya Bankasý ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararasý kurumlarýn programýna uygun hale getirmesini dayatýyor ve bu þekilde ABD ve Japonya gibi rakip sermaye bloklarýyla rekabet gücünü artýrmayý hedefliyor. Sermayenin medyasýna baktýðýnýzda Simitis hükümeti ile Ankara'daki koalisyonu bir birine rakip ve düþman gibi görüyorsunuz. Oysa Simitis ve Ankara, iþçi sýnýfýna saldýrý konusunda ortak bir programa sahipler. Geçtiðimiz yýl IMF saldýrý programý doðrultusunda Ankara hükümetinin dayattýðý "mezarda emeklilik" yasasý, bu yýl da Simitis hükümeti tarafýndan Yunanistan iþçi sýnýfýna dayatýlýyor.
Ýþçi sýnýfý direniyor Yunanistan hükümeti "mezarda emeklilik" için adýmlar atýyor, emeklilik yaþýný 65'e ve emeklilik ücretini de, aktif çalýþma süresinde alýnan ücretin yüzde 70'ine çekmeye çalýþýyor. Yunanistan iþçi sýnýfý son günlerde, AB ve Simitis hükümetinin bu saldýrý programýna karþý bir mücadele dalgasýyla yanýt veriyor. 18 Haziran'da kamu sektöründe ve özel sektörün kamu hizmetler alanýnda çok geniþ katýlýmlý bir günlük genel grev gerçekleþti. Hayat bütünüyle felç oldu. Greve katýlým yüzde 100'e yakýn gerçekleþti. Yunanistan'da kamu emekçileri, devlet eliyle yürütülen kamu hizmetleri ve özelleþtirilmiþ hizmetler olarak iki büyük konfederasyonda örgütlenmiþ durumda. Ýþçiler özel sektörde GSEE'de, kamu sektöründe ise Türkiye'deki KESK'in karþýlýðý olan, yaklaþýk 500 bin üyeli
ADEDY konfederasyonunda örgütlü. Genel grevden sonra eylemlerine devam Yunanistan feribot iþçileri, grevlerini sürdürüyor. Yunanistan'daki en büyük ve önemli tatillerden birine rastlayan grev, geçtiðimiz hafta sonu tüm deniz ulaþýmýný felce uðrattý. Bir adalar ülkesi olan Yunanistan için feribot ulaþýmý son derece önemli. Bu nedenle turizm sektörü büyük darbe aldý. Greve karþý çýkan turizm sektöründeki patronlar, bu grevin "Türkiye'nin iþine yarayacaðý, turistlerin ulaþým zorluklarý nedeniyle Türkiye'yi tercih edeceði" gibi bildik demagojik saldýrýlarda bulundu. Hükümet grevi yasadýþý ilan etti. Ancak, Sosyalist Ýþçi'nin yayýna hazýrlandýðý güne kadar feribot emekçilerinin mücadelesi devam ediyordu. Önümüzdeki günlerde mücadelenin hýzlanarak sürmesi bekleniyor. 25 Haziran'dan itibaren toplam 3500 belediye otobüs þoförünün her vardiyada 4 saat iþ býrakma kararý alýndý. Eylem için yapýlan oylamada iþçiler yüzde 95 oranýnda "Evet" oyu kullandý.
Okullarda direniþ Simitis'in saldýrýsý bir çok cephede sürüyor. Mezarda emeklilik yasasýnýn yaný sýra, eðitim emekçilerine ve öðrencilerin eðitim haklarýna saldýrý da yürütülüyor. Bu duruma direnen üniversite ve yüksek okul öðretim elemanlarý, üç hafta süren bir direniþ gerçekleþtirdi. Mücadele nedeniyle tüm sýnavlar yaz sonuna ertelenmek zorunda kaldý. Okullardaki mücadele, öðrenci cephesinde de sürüyor. 2004 yýlýnda Yunanistan'da gerçekleþecek olan Olimpiyat oyunlarý için hükümet bir çok öðrenci yurdundaki öðrenciyi çýkarmak ve bu yurtlarý otel yapmak istiyor. Öðrencilerin yurtlarda ücretsiz kalma hakký var ve eðitimde özelleþtirmeler çerçevesinde bu hak geri alýnmak isteniyor.
Hükümetin bu saldýrýsýna karþý öðrenciler direniyor. Ýlk saldýrýya uðrayan yurt, öðrenciler tarafýndan iþgal edildi. Öðrenciler eylemlerini diðer üniversitelere ve yurtlara da yaymakta ve direnmekte kararlýlar. Bu hafta içinde, mücadele kararlýlýklarýný göstermek üzere büyük bir gösteri düzenleme kararý alýndý. Simitis hükümeti, Fransa'da ve Portekiz'deki sosyal demokrat yenilgilerden ders çýkarmamýþa benziyor. Bundan dört yýl önce 15 AB üyesi ülkenin 13'ünde sosyal demokrat hükümetler iþ baþýndaydý. Ancak uyguladýklarý neo-liberal politikalar nedeniyle merkez sað hükümetlerden ayýrt edilmez bir hale geldiler. Avusturya'da, Fransa'da ve Portekiz'de olduðu gibi bir çok ülkede seçimlerde yenilerek, iktidarlarýný kaybediyorlar. Simitis hükümeti de, uyguladýðý politikalarla emekçilerin desteðini hýzla kaybediyor. Yapýlan son kamuoyu yoklamalarýnda ikinci parti durumuna düþtü. Öyle görünüyor ki Simitis'in sonu da diðer sosyal demokratlar gibi olacak.
Yunanistan'da küreselleşmeye ve savaşa karşı mücadele Yunanistan'ýn baþkenti Atina'da, 20-22 Haziran günlerinde gerçekleþtirilen Avrupa Sosyal Forumu Ýnisiyatifi etkinliklerine Türkiye'den davetli olarak katýlan, gazetemiz yazarlarýndan ve Savaþa Hayýr Platformu aktivisti Levent Þensever, aþaðýda Atina'da küreselleþme karþýtlarýyla geçirdiði üç günlük gezisini aktarýyor. Atina'da anti-kapitalistlerle birlikte geçirdiðim üç gün, bu ülkede küreselleþme karþýtý mücadelenin boyutlarý hakkýnda oldukça önemli bilgiler edinmemi saðladý. Davet edildiðim etkinlikler, geçtiðimiz yaz Ýtalya'nýn Cenova kentinde G8'lere karþý büyük bir kampanya yürütmüþ olan Cenova 2001 Ýnisiyatifi'nin baþlatmýþ olduðu, Avrupa Sosyal Forumu Ýnisiyatifi tarafýndan gerçekleþtirildi. Cenova 2001 Ýnisiyatifi, baþýný devrimci marksist SEK'in çektiði geniþ bir koalisyon. Ýçinde sosyalistlerin yaný sýra, çok sayýda baðýmsýz aktivist, Yeþiller, öðrenciler ve sendikacýlar da bulunuyor. Bu inisiyatif, G8'lere karþý geçtiðimiz yaz ülkede çok etkili bir kampanya yürüttü. Cenova'ya çok sayýda sendika üyesi iþçinin de yer aldýðý 400 kiþilik bir güçle katýldý.
Savaþ karþýtý tutum Ýnisiyatif, Cenova sonrasý da etkinliklerini sürdürdü ve kamuoyunda çok iyi tanýnýyor. Küreselleþme karþýtý her türlü konuda ilk baþvuru odaklarýndan biri durumunda. Bunu sadece G8'lere karþý baþarýlý bir mücadele sürdürmesinin ötesinde, 11 Eylül saldýrýsýnýn ertesinde savaþa karþý da çok etkili bir mücadele yürütmüþ olmasýna borçlu. Cenova 2001 Ýnisiyatifi, 11 Eylül saldýrýsý sonrasý, yürütülen savaþýn Bush'un ve küresel sermayenin savaþý olduðu konusunda en net ve kararlý tutum sergileyen radikal sol odak oldu. Radikal solun diðer önemli iki odaðýndan biri olan Yunanistan Komünist Partisi (KKE), savaþa karþý anti-emperyalist bir tutum almasýna raðmen, mücadele konusunda kararlý adýmlar atamadý. Özellikle Bush'un "terör" tanýmýnýn yarattýðý
bulanýklýk, bu kesimlerin politik Ýslam hareketine karþý da mesafeli durmasýna yol açarken, Ýsrail karþýtý gösterilerden de uzak durmalarýna neden oldu. KKE'den kopmuþ olan Synaspismos, içinde irili ufaklý örgütleri barýndýrýyor. Synaspismos, savaþ karþýtlýðý konusunda diðerlerine göre daha hantal kaldý ve ortayolcu bir tutum izledi. Cenova 2001 Ýnisiyatifi, Yunanistan solunda üç büyük güçten biri durumunda. Savaþa karþý kararlý ve mücadeleci tutumuyla son dönemde Yunanistan solu içinde öne fýrladý. Atina'daki en büyük savaþ karþýtý gösterileri Cenova 2001 Ýnisiyatifi düzenledi. Ýsrail'in Filistin'i iþgali sýrasýnda ülkedeki Filistin örgütleriyle birlikte on gün boyunca Ýsrail Büyükelçiliði önünde eylemler düzenledi. Hemen her savaþ karþýtý gösteriye büyük güçler sevk etti. Ayný zamanda, ülkedeki Filistin ve Arap halklarýyla dayanýþan ortak eylemler düzenledi. Cenova 2001 Ýnisiyatifi'nin bu kararlý savaþ
karþýtlýðý, ülkedeki çok sayýda azýnlýk örgütünün ve sendikalarýn sempatisini ve desteðini kazandý. Ýçinde Müslüman Türk azýnlýðýn da olduðu 100 bin üyeye sahip olduðu tahmin edilen Müslümanlarla Dayanýþma Birliði ve Filistinli Ýþçiler Birliði, inisiyatif içinde yer alýyor. Cenova 2001 Ýnisiyatifi'nin baþarýsýnýn anahtarý, devrimci fikirlerden taviz vermeden, net ve kararlý bir þekilde mücadele etmesinde yatýyor. Cenova 2001 Ýnisiyatifi'nin geçen yaz yürüttüðü kampanyadan bu yana aldýðý yol, 11 Eylül gibi "tarihteki keskin dönemeçler"in, devrimci marksistlere ne büyük olanaklar yarattýðýnýn bir göstergesi. Levent Þensever
6
1
2
5 soruda milliyetçilik Milliyetçilik nedir?
Sakýp Sabancý, Mehmet Karamehmet ve Rahmi Koç'la tütün üreticileri, bir metal fabrikasýnda çalýþan iþçi ve bir vergi dairesinde çalýþan kamu emekçisi hangi ortak çýkarlara sahiptir? Milliyetçilere göre hepsi de bir ulusun üyeleridir. Ortak özellikleri Türk olmak ve Türkiye'de yaþamaktýr. Peki bu ortak özellikler bir çýkar ortaklýðýný da yaratýr mý? Milliyetçiliðin þanlý efsaneleri ve maço söylemi burada son bulur. Sabancý ve karayollarýnda çalýþan bir
iþçi ayný ülkede yaþamakta, belki de ayný dili konuþmaktadýr. Ancak birisinin çýkarlarý ile diðerinin çýkarlarý uzlaþmazdýr. Patronlar sýnýfý için önemli olan tek þey kâr etmek, daha fazla kâr etmektir. Bir iþçi ise emek gücünü ücret karþýlýðý satarak yaþamaya mecburdur. Ortada hiçbir ortak çýkar yoktur ve olamaz. Milliyetçilik, sermaye sýnýfý tarafýndan yaratýlmýþtýr ve onun tarafýndan yaþatýlýr. Ptronlarla iþçilerin arasýndaki sýnýf kavgasýnýn üstünü örtmek ve dünya çapýnda ortak bir kadere sahip olan iþçileri bölmek amacýný taþýr
Milliyetçilik kimin yarar?
iþine
Kendisini bir sýnýfýn üyesi ve bir mücadelenin parçasý deðil de Türk olarak gören milliyetçi bir iþçinin iþini kaybetmemek için greve çýkmasýný ne engeller? Ulusal devletinin polisi ve jandarmasý. Ancak sadece onlar deðil, "ayný milletin ferdi olarak bu zor günlerde fedakarlýk yaparsak, yarýn düze çýktýðýmýzda…" diye baþlayan milliyetçi propaganda da mücadeleyi engeller. Milliyetçilik patronlarýn iþine yarar. Onlar hiç de milliyetçi deðildir. Yabancý bir þirketle ortaklýk, sýnýrlarýn dýþýnda yatýrým, üretim ve ticaret, tarihsel düþman olarak sunulan bir devletle iþbirliði ya da Uluslararasý Para Fonu gibi bir kan emiciye baðýmlý olmak onlar için sorun deðildir. Ama mesele sýnýfsal çýkarlarý ounca, amaç kendi iþçi sýnýfýný sömürmek olunca milliyetçilik silahýna sarýlýrlar. Milliyetçilik doðduðu günden itibaren kapitalizmin bir ürünüdür.
3
Milliyetçilik, þovenizm ve ýrkçýlýk neden kardeþtir?
"En büyük Türkiye", "Ne mutlu Türküm diyene" ve "Türkiye Türklerindir". Ýlki basit bir tezahürattýr. Kendi ulusunu ve ülkesini yüceltir, Türk olanlarýn ortak çýkarlara sahip olduðunu söyler. Bu milliyetçiliktir. Ýkinci de bir ayrým göze çarpar: Türk olmak bir gurur meslesi olarak konur. Türküm diyenler mutludur, peki Türk olmayanlar mutsuz olmaya mahkum mudur? Bu þovenizmdir, kendi ulusunu diðer uluslardan üstün ve ayrýcalýklý görmektir. Þovenist kafa kendi milletini diðerlerine karþý bir yarýþta görür. "Türkiye Türklerindir", bu slogan ise açýkça ýrkçýdýr. Sadece kendini diðer uluslarla mücadele eden yüce bir ulusun üyesi olarak görmez. Türk olmayý biyolojik, ýrksal ve tarihsel bir sorun olarak ortaya koyar. Dünyayý bir ýrklar hiyerarþisi olarak görür ve kendini üstün olan ilan eder. Eðer üstünsen, eðer milletler ve ýrklar arasýnda bir mücadele varsa o zaman diðer uluslar ve ýrklar ezilmeli midir? Naziler bu soruya olumlu yanýt verdiler ve 6 milyon Yahudi'yi gaz odalarýnda katlettiler. Milliyetçilik, þovenizm, ýrkçýlýk ve faþizm ayrý þeylerdir. Ancak baþlangýç noktasý milliyeçiliktir ve milliyeçiliðin güçlendiði her yerde diðerleri
FÝLÝSTÝN:
Tek çözüm intifada!
Ý
srail’in önce Ramallah’ý, sonra tüm Filistin topraklarýný iþgal ederek gerçekleþtirdiði açýk katliamýn üzerinden kýsa bir zaman geçti. Bush yönetiminin devreye girmesiyle karagahýndan çýkabilen Arafat, bugün yine karagahýnda hapis durumunda. Katil Þaron yönetimi tüm Filistin topraklarýnda kalýcý iþgalden vazgeçmeyeceðini açýkladý. Filistinlilerin önünde tek yol var: Ýntifada’nýn devam etmesi ve baþta Mýsýr iþçi sýnýfý olmak üzere, Ortadoðu iþçilerinin ve yoksullarýnýn korsan Ýsrail devletini yýkmak ve emperyalizmi bölgeden kovmak için ayaða kalkmasý. Bush yönetimi Cenin’deki toplu kýyýmýn ardýndan Ýsrail’e gitmiþ ve duruma müdahale etmiþti. ABD müdahalesi Þaron’un katliamcý politikalarýný engellemekten çok Filistin kurtuluþ hareketini bölmek ve zayýf düþürmek yönündeydi. Karagahýnda kuþatma altýnda beklerken sadece Filistinlilerin deðil, tüm dünya ezilenlerin dayanýþma ve desteðini kazanan Yaser Arafat ve arkadaþlarý ABD’nin dayatmalarýna boyun eðdi. Oslo anlaþmasýnda kendilerine tanýnan “küçük krallýðý” (E. Said) korumaktan baþka bir þey düþünmedi. Arafat bugün yeniden kuþatma altýnda, ancak son derece yýpranmýþ durumda. Yýprandý, çünkü El Aksa Ýntifadasý’na ve bu ayaklanmaya Ortadoðu halklarýndan gelen desteðe deðil, emperyalistlerin dayattýðý politikalara bakmaya tercih etti. Kanlý saldýrý-
de güçlenir.
Sosyalistler sever midir?
4 yurt-
Sosyalistler için yurtseverlik, ancak bir hakaret sýfatý olarak kullanýlabilir. Dünyayý patronlar ve iþçiler arasýnda bölünmüþ olarak gören, patronlarý düþman bir sýnýf, iþçileri renklerine, dillerine, nerede yaþadýklarýna bakmadan ortak çýkarlara sahip bir baþka sýnýf olarak gören sosyalistler yurtsever olamaz. "Sosyalistler en iyi yurtseverlerdir" diyenlere ne demeli? Alman sosyalizmin lideri ve teorisyeni Kautski, Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda kendi devletini desteklemiþ, Almanya'nýn zaferinden yana olmuþtur. Kautski, kendi egemen sýnýfýnýn çýkarlarýný savunduðu andan itibaren artýk bir sosyalist deðil, iþçi sýnýfýnýn bir düþmaný haline gelmiþtir. 1918'de Almanya'da iþçiler devrim için ayaklandýðýnda onlarýn karþýsýna silahlarla geçen ve Alman iþçi sýnýfýnýn en büyük liderlerini katleden Kautski'nin partisinin elindeki bakanlýða baðlý polis birlikleri olmuþtu. Sosyalizm ve milliyetçilik arasýnda bir uyum deðil, karþýtlýk ve düþmanlýk vardýr. Sosyalistler yurtsever, deðil, enternasyonalisttir, yani tüm dünyada iþçilerin birliðini, mücadelesini, devrimini ve iktidarýný savunurlar.
5
Milliyetçiliðin panzehiri nedir?
Milliyetçiliðin tek bir panzehiri var: Mücadele. Ýþçiler, ayný ulusun deðil iki ayrý sýnýfýn üyesi olduklarýný kendi günlük çýkarlarý için verdikleri mücadele sýrasýnda kavrar. Milliyetçi polis, basit bir hak talebine saldýrýr. Milliyetçi patron direnen iþçileri iþten çýkarýr. Milliyetçi ordu, grevi "ulusal güvenliði zedelemekle" suçlar ve grevi yasaklar. Milli kanunlarýn tümü yoksullarý zenginler karþýsýnda avantajsýz ve suçlu kýlar. Haklarý için mücadele eden iþçi iki ayrý sýnýf olduðunu ve kendi inandýðý milliyetçiliðin basit bir tezgah olduðunu o zaman anlar. Büyük kitle hareketleri sýnýfsal karþýtlýðý öne çýkarýr ve milliyetçiliði tuzla bir eder. Peki milliyetçi solculara, yurtsever olmakla övünenlere bir ilacýmýz var mý? Maalesef yok, yok olmaya mahkumlar...
Volkan AKYILDIRIM
dan sonra bugün Filistin yeniden iþgal atýnda. Filistin’de çözüm açýktýr ve Arafat’a muhalif olan bir çok Filistinli bu çözümü savunmaktadýr: Filistin’i emperyalistler deðil, Filistinliler kurtarýr. Ýntifada devam etmelidir. Korsan devlet Ýsrail’in varlýðý tanýnamaz, yýkýlmalýdýr. Baðýmsýz, birleþik ve laik Filistin vazgeçilmez hedeftir. Bu hedef Mýsýr iþçi sýnýfý baþta olmak üzere Ortadoðu iþçilerinin ve yoksullarýnýn mücadelesinden geçer.
Ýsrail, ABD’nin bekçi köpeðidir
Mücadelenin içinden KESK
KESK yeniden alanlara çýkýyor K
ESK, toplugörüþme" sürecine ve Temmuz ayýnda gündeme gelecek sefalet zamlarýna karþý 27 Haziran'dan itibaren eyleme geçiyor. KESK, kamu emekçilerinin taleplerini dile getirmek amacýyla iþyeri eylemleri, basýn açýklamalarý ve oturma eylemlerinin yaný sýra miting ve grev gibi kararlar da aldý. 27 Haziran'da Ýstanbul'da, 28 Haziran'da Ýzmir'de, 30 Haziran'da Ankara'da basýn açýklamalarý ve oturma eylemleri yapýlacak. 1-10 Aðustos tarihleri arasýnda il toplantýlarý, 13-17 Aðustos arasýnda Ankara yürüyüþü gerçekleþtirilecek. KESK Genel Baþkaný Sami Evren, yaptýðý yazýlý açýklamada, kamu emekçilerinin mücadelesini bölmek için kurulan Kamu-Sen'in, üye sayýsýnýn sahte üye yazýmý ile þiþirildiðini belirterek, bu durumun tespiti için çalýþmalarýnýn sürdüðünü bildirdi. Asýl yetkiyi kamu emekçilerinin kullanacaðýný belirten Evren, "Temmuz ayýnda gündeme gelecek olan sadaka niteliðindeki ücret artýþlarýna karþý, iþyerlerinden alanlara kadar uzanacak bir dizi eylemler gerçekleþtireceðiz" dedi.
Sahte yetkiye suskun acak
kalýnmay-
Yetkili sendikalarýn açýklandýðý gün KESK ve baðlý sendikalarýn genel merkezlerinde, basýn toplantýlarý yaparak Kamu-Sen'e verilmek istenen sahte yetkileri
ilan edeceklerini belirten Sami Evren, ertesi gün ise tüm illerde alanlara çýkarak tepkilerini göstereceklerini, ayrýca mahkemelere kitlesel olarak itiraz edeceklerini kaydetti.
Güvenpark'ta eylem 1-10 Aðustos tarihleri arasýnda MYK üyelerinin katýlýmýyla il toplantýlarý yapacak olan KESK, 13-17 Aðustos tarihlerinde Yönetim Kurulu ve Danýþma Meclisi üyelerinin katýlýmýyla Ankara yürüyüþü gerçekleþtirecek. KESK yöneticilerine Ankara'da Türkiye genelindeki tüm kamu emekçileri de katýlacak.
KESK'ten alternatif bütçe ve birleþik mücadele Evren, 2003 yýlý bütçesine iliþkin olarak Emek Platformu bileþenleriyle birlikte alternatif bütçe oluþturmak için bir sempozyum gerçekleþtirme çabasý içinde olacaklarýný da söyledi. KESK'in "demokratikleþme taleplerinin emekçiler cephesinde gündemleþmesini saðlamak" sorununu Emek Platformu'na taþýyacaklarýný ve ortak tutum alýnmasýný saðlamaya çalýþacaklarýný kaydeden Evren, "Emek Platformu'ndan bütünlüklü bir tutumun çýkmamasý halinde ortaklaþýlan örgütlenmelerle harekete geçeceðiz" dedi.
7
Savaþa Hayýr Platformu basýn toplantýsý düzenledi Savaþa Hayýr Platformu basýn toplantýsý düzenledi. 21 Haziran Cuma günü saat 11:00'da Savaþa Hayýr Platformu, Ýnsan Haklarý Derneði Ýstanbul Merkezi'nde basýn toplantýsýný gerçekleþtirdi. Basýn toplantýsýný þu kurum ve kiþiler izledi: Vesile Yüksel (Mezopotamya Kültür Merkezi), Zübeyir Perihan (Mezopotamya Kültür Merkezi Baþkaný), Nahide Kýlýç (Emekçi Kadýnlar Birliði), Hüseyin Saðnýç (Kürt Enstitüsü-Yazar), Ragýp Zarakolu (Yedinci Gündem Gazetesi), Yeni Þafak Gazetesi, Seyfullah Karakurt (Anadolunun Sesi Radyosu92.8), Cumhuriyet Gazetesi, Dicle Haber Ajansý, Sabah Gazetesi, Evrensel Gazetesi, Ýþçi-Köylü Gazetesi, Atýlým Gazetesi, CNN Türk Televizyonu, Özgür Radyo, Barýþ Anneleri Ýnisiyatifi, Sosyalist Ýþçi Gazetesi, Vildan Hocaoðlu (Barýþ Dergisi), Dicle Kadýn Kültür Merkezi, Ýnsan Haklarý Derneði ve Sevgi Göðçe (Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu MYK üyesi-kadýn sekreteri) ve Savaþa Hayýr Platformu aktivistleri. Basýn metnini Savaþa Hayýr Platformu aktivist-
SAVAŞA HAYIR! lerinden Þenol Karakaþ okudu. Basýndan gelen sorularý ise KESK MYK üyesi Sevgi Göðçe, ÝHD Ýstanbul yömetiminden Doðan Genç, Barýþ Anneleri Ýnisiyatifi'nden Fahriye Býkým yanýtladýlar. Savaþa Hayýr Platformu basýn toplantýsýnda sorulan bir soru üzerine eylem ve etkinlik takvimini açýkladý. Buna göre, Platform, 24 Haziran'da "Savaþ Karþýtlarý Tartýþýyor" baþlýklý bir forum, Temmuz ayýnýn sonunda geniþ katýlýmlý bir panel, Aðustos ayýnýn sonunda ise "Savaþa Hayýr!" konseri düzenlemeyi planlýyor. Ayrýca Platform, "Tank ihalesi iptal edilsin, silahlanmaya son verilsin!" kampanyasýný baþlattýðýný basýn toplantýsýnda ilan etti. Platformun hedefi 500 bin imza.
grev... direniþ... miting... yürüyüþ...grev... direniþ... miting... yürüyüþ... Tekel'de 480 iþçi eylem yaptý Tekel Sigara Fabrikasý'nýn 480 çalýþaný, Tekel Genel Müdürlüðü'nün aldýðý kapatma kararýnýn ardýndan 21 Haziran'dan itibaren günde iki kez oturma eylemi yapmaya baþladý.
Sürgün protestosu Birleþik Saðlýk-Ýþ Sendikasý Ýzmir Þube Baþkaný Necati Öztürk, Konak Kadýn Hastalýklarý ve Doðum Hastanesi önünde 22 Haziran'da sendika üyeleriyle birlikte basýn açýklamasý yaptý. Öztürk, "Saðlýk Bakanlýðý'na baðlý birimlerde ayrým yapýldýðýný, üyelerin ve sendika yöneticilerinin deðiþik yöntemlerle maðdur edildiðini" söyledi. Öztürk, "Bunun son örneði sendika üyemiz Zekiye Bacaksýz'ýn Çeþme-Alaçatý'ya sürgün edilmesidir" dedi. Ayný saatlerde basýn açýklamasý yapan Emekli-Sen Genel Baþkaný Ýbrahim Þahin de, "hükümetin emeklilerin 28 aylýk enflasyon farklarýný ödememesini" protesto etti. Tüm Emekliler Derneði
(TÜMED) üyeleri de, Konak Postanesi önündeki basýn açýklamasýnda Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) emeklilerinin sýkýntýlarýnýn bir an önce çözülmesi gerektiðini savundu.
Avukatlar da eylemde Avukatlýk Kanunu'nda getirilen deðiþiklikleri protesto etmek amacýyla her hafta cuma günleri eylem yapmak için toplanan stajyer avukatlar, bu hafta da temsili "Türkiye Barolar Birliði Bankasý" kurdu. Stajyer avukatlar, Türkiye Barolar Birliði'nin, yine birlik tarafýndan hazýrlanan yönetmelik ve genelgelerle, sanki bir banka gibi hareket ettiðini öne sürüyor. Türkiye'deki 4 bin 500 avukat adayýnýn sadece yüzde 10'unun kredi almak için baþvurmasýnýn bunun bir göstergesi olduðu belirtiliyor.
Denizli Cam'da grev kararý Denizli Cam San. ve Tic. A.Þ.'de anlaþmazlýkla sonuçlanan toplu iþ
sözleþmeleri görüþmeleri sonrasý alýnan grev kararýnýn uygulama tarihi 28 Haziran olarak belirlendi. Grev tarihi iþyerinde ilan edildi.
Belediye-Ýþ'ten TPAO'ya destek Belediye-Ýþ Sendikasý, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklýðý (TPAO) Batman Bölge Müdürlüðü'nden atýlmak istenen iþçilerin mücadelesini desteklediðini bildirdi. Belediye-Ýþ'ten yapýlan yazýlý açýklamada, iþsizleþtirme ve yoksulluða mahkûm etme politikalarýnýn yýllardýr devam ettiðine dikkat çekilerek, "Uluslararasý sermaye sýnýr tanýmaksýzýn adým adým ilerleyerek küreselleþmesini pekiþtirmekte ve acýmasýz sömürüsünü sürdürmektedir" denildi.
Öðrencilereden YÖK'e suç duyurusu Ýstanbul ve Marmara Üniversitesi'nde okuyan bir grup öðrenci, Ýstanbul Üniversitesi (ÝÜ) Rektörlüðü hakkýnda soruþturma
baþlatýlmasý için 21 Haziran'da suç duyurusunda bulundu. Ýstanbul Adliyesi'ne gelen öðrencilere Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) ve Toplumsal Hukuk Araþtýrmalarý Vakfý'ndan (TOHAV) avukatlar da destek verdi. Öðrenciler adýna basýna açýklama yapan Mürsel Pek, Kürtçe eðitim talebiyle baþlattýklarý kampanyanýn bir takým çevrelerce amacýndan uzaklaþtýrýlmaya çalýþýldýðýna dikkat çekerek "YÖK'ün tehditkar açýklamalarý sonrasýnda kampanyaya katýlan 20 bin öðrenciden 2 bin 500'ü gözaltýna alýnmýþ, 150'ye yakýný tutuklanmýþtýr" dedi.
Göç-Der'in mitingi yasaklandý Savaþa Hayýr Platformu'nun da içinde yer alan Göç Edenler Sosyal Yardýmlaþma ve Kültür Derneði (Göç-Der)'nin, Göç Haftasý nedeniyle düzenlediði etkinliklere getirilen yasaklar sürüyor. GöçDer'in "Köyleri ve Gönülleri Yeniden Onaralým" adýyla, 23 Haziran 2002 tarihinde Þiþli Abide-i Hürriyet Meydaný'nda
düzenlenmek istediði miting yasaklandý. Yasaða gerekçe olarak ise 2911 sayýlý Toplantý ve Gösteri Yürüyüþleri Yasasý gösterildi. Öte yandan 21 Haziran'da derneðin merkez binasý da basýldý. Dernekte bulanan 4 kiþi gözaltýna alýndý, miting için hazýrlanan pankartlara el konuldu. Göç-Der tarafýndan yapýlan açýklamada, bu tür yasaklarla köye dönüþlerin önünün kapatýlmak istendiðine dikkat çekilerek baskýlar kýnandý.
Sayý:179 25 Haziran 2002
ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.geocities.com/sosyalistisci/ sosyalistisci@hotmail.com
Sayý: 179
25 Haziran 2002
200.000 TL
Dayanýþma fiyatý: 500.000 TL
Sosyalistlere katýl! DSÝP’e üye ol! Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi hakkýnda bilgi almak istiyorum.
Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr
Ýsim:.................................................................................................................... Meslek:............................................................................................................... Þehir:.................................................................................................................. Adres:................................................................................................................ Telefon:................................................E-mail:.................................................
DSİP
Ankara Ýl Örgütü:Menekþe Sk.8/A D:16 Kýzýlay Ýstanbul Ýl Örgütü: Sakýzgülü Sk. 24/6 Kadýköy Tel: 0216 346 6573 Beyoðlu Ýlçe Örgütü: Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok, No: 8, Kat: 4, BeyoðluTelefon: 0212 - 251 62 73 Ýzmir Ýl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 1. Beyler-Konak
Ýki takým karþý karþýya: Sermayenin takýmý yenilecek! Sosyalist Ýþçi'nin geçen sayýlarýnda da futbolun egemen sýnýf tarafýndan metalaþtýrýlmasýný, cinsiyetçiliðe ve ýrkçýlýða çanak tutularak sýnýf düþmaný ideolojilerin yayýlmasýný saðlayan bir araç haline getirildiðini yazmýþtýk. Tarihinin en derin krizini yaþayan Türkiye egemen sýnýfý da olasý bir kitle mücadelesinin önüne geçmek ve emekçilerin öfkesini ýrkçý politikalarla düzen içine çekmek için futbol afyonunu baþarýyla kullanýyor. Ulusal takýmýn Dünya Kupasý'ndaki "zafer"lerini TV kanallarýnda neredeyse her an vererek, boyalý basýnda geniþ yer ayýrarak, topluma ýrkçý ideoloji pompalamaktan geri kalmayan egemenler, futbol sektöründe faþist örgütlenmenin de önünü açýyorlar. Futbol Türkiye'de kara para aklayanlarýn, çetecilerin, faþistlerin at oynattýðý bir alan haline geldi. Sedat Peker'in dostu federasyon baþkanýndan Mehmet Aðar'ýn arkadaþý GS teknik direktörüne, hortumcu
Faruk Süren'den faþist Sazak ailesine, Korkut Eken'in dostu GS'li Arif'e, milli takým antrenörü faþist Ünal'a, BJK baþkan adayý MHPli Mehmet Gül'e, tribünlerdeki faþist ve katil amigo sürülerine varana kadar her alana el atýlmýþ durumda. Faþistlere ve vurgunculara en bereketli alanlardan birini sunan futbol ayný zamanda egemenlerle ezilenlerin arsýndaki sýnýf ayrýmýný da gizlemek için kullanýlan bir araç. Gerek klüpler gerekse ulusal bazda ayný takýmý tutan emekçilerle egemenleri yanyana ortak çýkarlara sahip gibi göstermeleri hep bu amaca hizmet ediyor. Bilmeliyiz ki vatan onlarýn ve milliyetçilik de ýrkçýlýk da onlarýn elini güçlendiren ideolojiler. Egemenlerle hiçbir ortak çýkarýmýz olmadýðýný unutmayalým ve onlarýn oyununu bozalým.
Bizim takým kazanacak! "Her millet içinde iki millet vardýr: Ýþçiler ve patronlar." (Lenin) Bugün de karþý karþýya gelen takýmlar iþçiler ve patronlar. Onlarýn takýmý Dünya Kupasý ve ulusal maçlardan yararlanýp toplumu milliyetçilikle harmanlayýp ekonomide kaçýnýlmaz dibe vuruþu geciktirip, muhtemel sosyal patlamanýn önüne geçerek görece istikrarlý bir
dönem için zaman kazanmaya çalýþýyor. Bu arada da bize IMF patentli goller atmaktan da geri kalmýyor. Çalýþabilir nüfusun üçte biri iþsizleþtirilmiþ, özelleþtirmeler hortumlamalar son hýzla sürerken, anadilde eðitim aðýr baský altýndayken, idam konusunda hâlâ taviz verilmezken, yeni YÖK yasa tasarýsý ile binlerce gencin üniversite hakký elinden
Ýþçiler ve patronlar Burasý Reina. Ýstanbul’da zenginlerin gözde mekaný. Milli maç akþamý eðleniyorlar. Hiç iþçilerle patronlarýn çýkarý bir olabilir mi? Hangi milli deðer açlýðýn, iþsizliðin sefaletin üzerini örtebilir!
alýnmaya çalýþýlýrken, milyar dolarlýk tank ihaleleriyle Ýsrail þirketi kurtarýlýrken, Irak'a kesinleþen müdahale öncesi ABD ile kan pazarlýðý yapýlýrken, temel hizmetlere neredeyse hiç kaynak ayrýlmazken, IMF yasalarý meclisten hýzla geçirilirken, çalýþanlara sefalet ücretleri ve sendikasýzlaþtýrma dayatýlýrken Bizim Takým dünya kupasý ile uyutulmaya çalýþýlýyor. Unutmamak gerekir ki biz onlarla ayný takýmda deðiliz. Onlar "milli zafer"lerle bizi uyutmaya çalýþýp sürekli üstümüze gelirken biz gitgide daha zor koþullarda yaþamaya mecbur býrakýlýyoruz. Onlar lüks otellerde gazinolarda galibiyeti kutlarken emekçi kitleleri þoven poli-
tikalarýn kuyruðuna takýp alanlara yollayarak uyutup bize zam golleri atýyorlar. Ezilenleri ýrkçý politikalarla etkileyip diledikleri gibi at oynatmaya çalýþýyorlar. Milyon dolarlar alan futbolcularla süt bulamadýðý için açlýktan ölen çocuklarýn ayný milletten olduðu, ortak çýkarlarý olduðu düþünülebilir mi? Halk milli maçla afyonlanmýþken bunu fýrsat bilip banka hortumlayanlar ve temel ihtiyaçlara zam yapanlarla sefalet koþullarýnda yaþayan emekçiler ayný takýmdan mýdýr? Açýkça görülebilir ki emekçilerin sýnýf farklýlýklarýnýn üstünü örtmeye çalýþan bu milliyetçi dalgadan bu ýrkçý histeriden bir çýkarý yoktur. Yani iþçi sýnýfýnýn
ulusal takýmý desteklemekle bir þey kazanamayacaðý ortadadýr. Aksine bu egemenlerin iþini kolaylaþtýrýr ve bize gol atmasý için pozisyon hazýrlar. Bizim Takýmýn rakibi Japonya, Senegal ve Brezilya ulusal takýmlarý deðil Türkiye egemen sýnýfýdýr. Bir an önce sermayenin pompaladýðý ulusal ve ýrkçý ideolojilerden arýnmamýz ve ezilenlerin saflarýnda bu ideolojilerle mücadele etmemiz gerekmektedir. Ancak bu sayede egemenlerin boyunduruðundan kurtulabiliriz. Güçlerimizi birleþtirip sermaye sýnýfýna yönelttiðimiz takdirde sefalet koþullarýndan kurtulmak ve maçý kazanmak elimizde.