Savaþa Hayýr Platformu:
ABD Irak'tan elini çek! Sayfa: 2
Baþka bir Avrupa mümkün! Avrupa Sosyal Forumu
Sayfa: 6
IMF VE SAVAŞ PARTİLERİNE
OY YOK!
Sayý: 181
23 Temmuz 2002
200.000 TL
Çözüm sol ittifak
2
Savaþa Hayýr Platformu:
ABD Irak'tan elini çek! A
BD Savunma Bakan Yardýmcýsý Paul Wolfowitz, Irak saldýrýsýnýn ayrýntýlarýný konuþurken bir kez daha görüþme sýrasýnda Saddam rejiminin bölge için tehlikeli olduðunu ve bunu deðiþtirme konusunda kararlý olduklarýný belirtti. Baþlarda Saddam'ýn 11 Eylül'le baðlantýlý olduðunu iddia eden ABD egemenleri bu konuda çok zorlandýklarýný fark edince aðýz deðiþtirdiler. ABD Baþkan yardýmcýsý Dick Chenney, "Irak tehdidinin boyutlarý 11 Eylül'ü çok geride býrakmýþtýr. Irak'a operasyon için 11 Eylül'le baðlantý aramanýz yanlýþtýr" dedi.
Irak için þantaj ve rüþvet ABD ve Türk heyetleri Irak saldýrýsýnýn ayrýntýlarýný konuþurken bir kiralýk katilin talepleri gibi bir dizi talep Türk heyeti tarafýndan arka arkaya sunuldu. 1. Türk tarafý Nitelikli Sanayi Bölgeleri (NSB) konusundaki talebini ABD tarafýna iletti. NSB'nin kurulmasýyla Türkiye'ye ileri teknolojinin geleceðini belirttiler. 2. Türkiye ABD'den 6 milyar dolarý bulan askeri borçlarýnýn silinmesini istiyor. 3. Ermeni soykýrýmý gibi yasalarýn ABD Senatosundan çýkmasýnýn engellenmesi istendi. 4. Afganistan'daki iþgalci askeri güç ÝSAF'ýn komutanlýðý Türkiye'ye geçtikten sonra ABD'den almayý bekledikleri 228 milyon dolarý bir kez daha istediler. 5. Irak'ýn yönetim yapýsýnýn Irak halký tarafýndan belirlenmesi istendi. 6. Irak'la ikili ticaretin bir
milyar dolar sýnýrýný bulduðu bu dönemde yeni bir Irak harekatý ayný kayýplara yol açacak. Bu paranýn ABD tarafýndan karþýlanmasý. Hayalet Türk hükümetinin gözü dönmüþ hayalet baþbakaný Bülent Ecevit ABD'li savaþ köpekleriyle pazarlýk yapýyor. “Irak halkýnýn yönetim yapýsýnýn Irak halký tarafýndan belirlenmesi"ni ABD Savunma Bakan Yardýmcýsý’ndan rica ediyor. Sanki Irak halký arasýnda referandum yaptýrmýþlar da Iraklýlarýn Saddam'ý devirmeye "evet" dediðini biliyorlarmýþ gibi. Medyada çýkan Ecevit "Irak'a saldýrýya direniyor" haberleri kuyruklu yalandan ibaret. Ecevit emperyalistlerin dediðinden bir adým farklý bir tutum benimseyemez. Sadece Irak'a saldýrý havasýnda elde edeceði artýklarýn sayýsýný artýrmaya çalýþýyor.
Petrol için savaþa hayýr! Nitekim ABD savunma Bakan yardýmcýsý çeþitli Türk heyetleriyle görüþmede, “Ya Irak'a bizimle birlikte saldýrýrsýnýz; üslerinizi, topraklarýnýzý Amerika'ya açarsýnýz, ya da Irak'ýn yeniden kurulmasýnda söz hakkýnýzý yitirirsiniz. Dahasý 28 milyar dolarlýk yardýmý da unutursunuz" diyerek pazarlýðý kýsa kesti. Ayný savaþ temsilcisi, "Türkiye katýlsýn ya da katýlmasýn Irak'a müdahale edeceðiz" dediðinde ise Ecevit hemen çark ederek, ABD ile Türkiye'nin müttefik olduðunu ve bu diyaloðun gerektirdiði adýmlarýn atýlacaðýný vurgulamak zorunda kaldý. Þimdi ABD'nin Irak'a saldýrý hazýrlýklarý hýz kazanýyor. Saldýrý
Savaþa Hayýr Platformu'nun talepleri: 1. ABD, Körfez'den defol! 2. Savaþ bekçiliði yapan hükümet istifa! 3. Ýncirlik, Batman, Diyarbakýr, Konya ve diðer tüm askeri üsler kapansýn! 4. Ýsrail'le yapýlan tank ve uçak modernizasyon anlaþmalarý derhal iptal edilsin! kesin. Petrol için yüzbinlerce Iraklý öldürülecek. ABD, sermayenin çýkarlarý için Ortadoðu'yu kan gölüne çevirmeye hazýrlanýyor. Bu savaþa sessiz kalamayýz. Bu savaþa sessiz kalmayacaðýz! Savaþa Hayýr Platformu olarak tüm savaþ karþýtlarýný birleþmeye çaðýrýyoruz. Dünyada ve Türkiye'de güçlü bir savaþ karþýtý ruh hali var. Önemli olan bu ruh halini örgütlemektir. Türkiye'de halkýn ezici çoðunluðu ABD'nin Irak'a saldýrýsýna karþý. Afganistan'ýn bombalanmasýna halkýn yüzde 80'i karþýydý. Bu öfkeyi örgütleyebiliriz. Savaþý durdurmak mümkün! Savaþsýz bir dünya mümkün! Savaþý durdurmak için siz de Savaþa Hayýr Platformu'na katýlýn!
Savaþ vampirleri 1. BUSH: ABD'de 15 temmuz'da yapýlan ankete göre kamuoyunun Bush'a duyduðu güven hýzla %90'lardan yüzde 60'a düþtü. Bush'un bizzat kendisinin, 10 yýl önce Texas'taki Harken petrol þirketinin baþýndayken, içerden aldýðý bilgiyle þirketin durumu kötüye gitmeden önce hisselerini satarak kar elde ettiði ileri sürülüyor. 2. DICK CHENNEY: o da petrol ve silah þirketleriyle içli dýþlý. ABD Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney'nin de baþkan yardýmcýlýðý görevinden önce
ABD'nin yalanlarý ABD baþkaný Bush, küresel sermayenin askeri kanadýnýn hegemonyasý için Irak'a saldýrmakta kesin kararlý. Sadece saldýrýnýn zamaný belli deðil. Önce Usame Bin Ladin'le Saddam arasýnda baðlantý kurulmaya çalýþýldý. Böyle bir baðlantý kurulamadýðý için ABD ve Pentagon bundan vaz geçti. Ardýndan Saddam'ýn Antrax virüsü ürettirdiði iddia edildi. Bu iddiaya da kimse inanmayýnca, ABD'li savaþ köpekleri bahane aramaktan vaz geçtiler ve yýllardýr Irak'a saldýrmak için ýsýstýp ýsýtýp önümüze koyulan "Irak'ýn nükleer silahlarý" yalanýný yeniden ortaya attýlar. Bu yalaný ise emperyalistlerin kendi kurumlarýnda görev yapanlar net bir biçimde çürütüyor: Irak'ta bulunan Birleþmiþ Milletler (BM) silah denetçilerinin baþkaný, BM silah müfet-
tiþlerinin, Ýngiliz Gizli Servisi ajanlarý ile ortaklaþa çalýþarak, Irak lideri Saddam Hüseyin'in elinde nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar olduðuna dair dezenformasyon (yanlýþ bilgilendirme) yaydýklarýný açýkladý. 1990'lar boyunca 7 yýl süreyle Irak'ta BM Özel Komisyonu (UNSCOM) baþkanlýðýný yürüten Scott Ritter, kendisiyle yapýlan bir görüþmede, görev yaptýðý süre boyunca, batýlý gazetecilere bu yönde propaganda yapmalarý için yardýmcý olduðunu aktardý. Ritter, 1998 yýlýnda örgütten istifa etmiþ, bir süre sonra da, Irak'ýn kitle imha silahlarý ürettiðine iliþkin propaganda ve iddialara kuþkulu yaklaþýlmasý gerektiðini vurgulamýþ bu yönde ortaya atýlan iddialarý çürütmüþtü.
ABD deniz kuvvetlerinde istihbarat biriminde bir süreliðine çalýþmýþ olan Ritter, geçtiðimiz günlerde, Irak'ýn iddia edildiði gibi, çevresi için bir tehdit oluþturmadýðýný yineledi. Irak'ýn silahlandýðýna iliþkin öne sürülenlerin güvenilir olmayan kaynaklardan geldiðini ve 1998 yýlýnda Irak'a yönelik düzenlenen "Çöl Tilkisi" operasyonu kapsamýnda silah fabrikalarýnýn bombalanmasýnýn, BM ve ABD'nin iddialarýný çürütecek cinsten gerçekler olduðunu dile getiren Ritter,"Bu senaryolarýn her biri de, silah denetimini saðlamak için ortaya atýlýyor ve þimdiye kadar yasaklý bir silah üretildiðine dair somut bir kanýt ortaya çýkmýþ deðil. Irak'ta hiçbir þey yok. Hiçbir þey..." þeklinde konuþtu.
baþýnda olduðu Texas petrol þirketi Halliburton'da, hisselerini sattýktan iki ay sonra þirketin durumunun kötüleþtiði, ancak satýþýný erken yapan Cheney'nin, 18 milyon dolar kar elde ettiði öne sürülüyor. Cheney hakkýnda, kamu yararýna çalýþan bir adli kuruluþ kýsa süre önce dava açtý. 3. KEMAL DERVÝÞ: Küresel sermayenin has adamý. Türkiye'yi ziyaret eden ABD Savunma Bakan Yardýmcýsý Paul Wolfowitz, öncelikle patron Mustafa Koç'un Kanlýca'daki evinde verilen yemekte Devlet Bakaný Kemal Derviþ ile buluþtu. 4. DEVLET BAHÇELÝ: Bir Kürt devleti kurulmasýnda kaç tane Iraklý ölürse ölsün diyor. Bu arada savaþýn yaratacaðý ortamda Musul ve Kerkük'ü alýp milliyetçi Türk düþünü hayata geçirmek istiyor. 5. TANSU ÇÝLLER: "Türkiye çekici güç oldu. Türkiye'nin yeniden büyük bir devlet gibi hareket etmesi lazým", diyor. "Ortadoðu'da olasý bir operasyon sýrasýnda Türkiye'nin baþýnda olmayý istememin nedeni, terörle mücadeleyi bilmemdir çünkü o gün ciddi bir irade gerekecektir. Terör mücadelesi yapmýþ, bu mücadelede deneyimli, ekonomiyi bilen, Avrupa Birliði vizyonundan vazgeçmeden hareket edebilen bir lidere ihtiyaç olacaktýr". Yani çok insanýn öldürülmesi için, faili meçhuller için emir verdim, þimdi de ABD'nin çýkarlarý için emir vermek isterim. Yüzbinlerce Iraklýnýn kanýna bulaþmak isterim diyor.
3
IMF ve savaþ partilerine karþý
birleþelim!
H
ükümet krizi derinleþerek sürüyor. Bülent Ecevit, koltuðuna yapýþmýþ, býrakmýyor. "Seçim olursa sandýktan AK Parti ve HADEP çýkar, bir rejim sorunu yaþanýr" diyerek açýkça provokasyon yapýyor. Ancak kurtuluþ ümidi yok. Daha önemli bir baþka kriz DSP'yle birlikte ANAP'ýn da 3 Kasým'daki seçimlere kuþkulu yaklaþmasýyla doðdu. ANAP “önce Avrupa Birliði'ne uyum yasalarý sonra seçim” diyor. Ancak bu MHP'nin iþine gelmiyor. 3 Kasým'da seçim çaðrýsýný yapan Bahçeli, Yýlmaz'ýn önerisi gerçekleþirse “hükümetten çekiliriz” dedi. Ancak 3 Kasým ya da 2003 Nisan'ý, seçim kaçýnýlmaz ve bu hükümetin ömrünü tükettiðini herkes biliyor. IMF partilerinin hem kendi aralarýndaki kayýkçý kavgasý, hem de kendi içlerinde yaþadýklarý bölünme ve parçalanma süreci devam edecektir. Sorun, solun, sendikalarýn, tüm emek örgütlerinin bu sürece nasýl müdahale edeceðinde düðümlenmekte. Solun seçim öncesi bir ittifak kurmasý, sol ittifakýn seçimlere birlikte girmeyi saðlamasý, artýk sadece Sosyalist Ýþçi'nin savunduðu bir görüþ deðildir. Örgütlü ya da örgütsüz her bir iþçi, her bir emekçi, her bir yoksul, IMF ve savaþ partilerine karþý solun birleþmesi gerektiðini savunmaktadýr. 18 Nisan 1999 seçimlerini
unutmamak gerek. Sol bu seçimlere parçalý olarak girmiþ ve hezimete uðramýþtý. MHP, Türkiye'nin ikinci büyük gücü konumuna ulaþmýþtý. 18 Nisan sonucu kurulan DSP-MHP-ANAP hükümeti Türkiye tarihinin en saðcý, Amerikancý ve iþçi düþmaný hükümeti oldu. Þimdi bu hükümet yýkýlýyor ve patronlar istikrarý saðlayacak, yani emekçi sýnýflara daha azgýnca saldýracak güçlü bir hükümet arýyor. Buna izin veremeyiz.
Avrupa Birliði tartýþmasý Ancak 18 Nisan'dan gereken dersi almayanlar da var. Solun birliðini bölmek isteyen "ulusalcýlar" Avrupa Birliði'ne üyeliði savunan ya da buna karþý olmayan solcularý hedef göstermekte. Avrupa birliði sorunu gerçekten de solun birliði önünde bir engel mi? Bugün solda AB'ye giriþ konusunda sempati besleyenlerin gerekçesi demokratikleþme. Ýdam cezasýnýn kaldýrýlmasý, anadilde eðitim, düþünce ve örgütlenme üzerindeki engellerin kaldýrýlmasý gibi demokratik talepler yýllardýr solun savunduðu talepler deðil midir? Evet, bunlar bizim ortak taleplerimiz. Bu taleplerin AB'ye üye olunca kazanýlacaðýný düþünenler yanýlmaktalar, ancak bu yanýlgý bugün güçlerimizi birleþtirmemiz önünde engel deðildir. Egemen sýnýf tarafýndan dayatýlan AB gündemine karþý, emekçilerin önünde iki önemli gündem var: IMF politikalarý ve savaþ. Sol birlik bu iki eksende oluþmalýdýr. DSÝP, AB tartýþmasýnýn birlik
Sosyalist Ýþçi susturulamaz!
3 Temmuz günü Sosyalist Ýþçi 15 günlük kapatma cezasý aldý. “PKK’ye yardým ve yataklýk” suçlamasýyla geçen yýl gazetemiz hakkýnda açýlan dava sonucu gazetemiz sahibi Özden Dönmez ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü Volkan Akyýldýrým toplam 500 milyon TL’lik para cezasýna çarptýrýldý. 15 günlük kapatma cezasý nedeniyle 181. sayýmýz 23 Temmuz günü çýkarken, Sosyalist Ýþçi barýþý savunmaya ve devrimci sosyalizmin sesi olmaya devam edecektir.
önüne sürülmesine karþýdýr, IMF ve savaþa karþý güçlerin ekmek ve demokrasi talepleriyle yan yana gelmesinden yanadýr.
Sosyal demokrasi düþman mý? 18 Nisan seçimleri karþýsýnda sosyalist solun içine düþtüðü baþlýca hata sosyal demokrasiyi neredeyse baþ düþman ilan etmesiydi. Bugün ÖDP ve ondan ayrýlan SDH, SEH gibi yeni parti giriþimleri bu hatanýn farkýndalar. Ancak solun baþka bölmelerinde ayný mantýk devam etmektedir. Sol ittifak mutlaka sosyal demokrasiyi kapsamak zorunda. Baþta SHP ve TDP olmak üzere sosyal demokrat partiler ve çevreler kazanýlmadan bir sol birlikten bahsetmek anlamsýzdýr. Sosyalistlerin düþmaný sosyal demokratlar deðil, MHP baþta olmak üzere tüm IMF partileridir. Sosyal demokratlar arasýnda neoliberal politikalarý, örneðin özelleþtirmeyi savunanlarýn varlýðý bilinmektedir. Ancak sosyalistler, sosyal demokrasiyi saða itmek yerine sola çekmek zorundadýr. Birkaç sosyalist parti ya da
grubun birlikte seçime girmesi hiçbir anlam taþýmaz. Sosyal demokrasi, HADEP ve sosyalistler bir araya geldiðinde etkin bir güç oluþturulabilir.
Boykot doðru bir tutum mu? Solun bir baþka bölümü ise seçimleri küçümsemekte ve boykot çaðrýsý yapmaya hazýrlanmaktadýr. Evet, emekçi yýðýnlar düzene, parlamentoya, IMF partilerine karþý öfke dolular. Onlarýn hiçbir þeyi deðiþtiremeyeceðini düþünmekteler. Hiçbir partiye oy vermeyeceðini söyleyenler önemli bir kesim. Ancak bunlar boykot politikasýnýn geçerliliðini kanýtlamaz. Boykot çaðrýsý yapmaya hazýrlanalar, eðer sol ittifak oluþmazsa ortaya çýkacak iki gerçeðin farkýna varmalýlar: 1. Seçim sonrasý oluþacak yeni hükümet IMF ve savaþ hükümeti olacaktýr. Bu hükümet daha öncekini aratacak düzeyde saldýrgan olacak ve ABD'nin Irak'a müdahalesinde aktif bir tutum alacaktýr. 2. MHP, seçimlerden birinci parti olarak çýkacaktýr.
Her iki durumda gerek iþçiler, gerekse sosyalistler açýsýndan olabilecek en kötü olasýlýklardýr. Bu durumu engellemek için sol ittifakýn yanýnda yer almak ve boykot fikrini unutmak gerekir. DSÝP, sol ittifaký destekler ve onun inþasýna katýlýrken, her fýrsatta çözümün seçimle deðil, iþçi mücadelesi ve devrimle geleceðini vurgulamayý bir an bile unutmayacaktýr.
Gelecek Ecevit, solun birliðini bölmek, Kürt halkýyla Türkiye iþçi sýnýfýný ayýrmak için ilk hamleyi yaptý ve HADEP'i hedef gösterdi. Bu provokasyon karþýsýnda geri adým atmamak gerek. Bugün geleceði belirlemek tamamen biz emekçilerin ellerindedir. Kardeþ Kürt halký ve Türkiye iþçi sýnýfýnýn güçleri, IMF ve savaþ partilerini durdurmaya yeter.
Sol ittifak görüþmeleri sürüyor Bir süre önce bu sayfada yayýnlanan birlik çaðrýsýnýn ardýndan DSÝP, solun çeþitli kesimleriyle sol ittifak üzerine görüþmeye baþladý. DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan ve DSÝP Genel Sekreteri Nurdan Düvenci, SODEV yöneticisi ve eski milletvekili Ercan Karakaþ'la görüþtü. Görüþme de sosyal demokrasi ve sosyalistlerin yan yana gelmesnin
gerekliliði ele alýndý. DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan ve DSÝP Genel Baþkan Yardýmcýsý Þenol Karakaþ geçtiðimiz hafta KESK Genel Merkezi'ni ziyaret etti. Bu ziyarette emek örgütleri ve özellikle KESK'in sol ittifak konusunda birleþtirici bir çaðrý yapmasýnýn gerekli olduðu ortak bir vurguydu.
DSÝP önümüzdeki dönem diðer sendikalar, sol partiler ve örgütlerle birlik görüþmelerini sürdürecek. DSÝP, genel merkez- lerle yapýlan bu çalýþmayý tabanda da gerçekleþtirme, yerellerde sol birlikler oluþturmak için çalýþma yapma kararý aldý.
Enternasyonal Sosyalizm Devrimci marksist teorik-politik dergi
9. sayý çýktý!
Mutlaka birlik! Emperyalizm, küreselleþme ve savaþ Almanya’da faþizmin iktidarý ve anti-faþist mücadelenin dersleri... Türkiye’de eþcinsel hareketin tarihi
4
oy
IMF ve savaş pa
Ekmek ve demokrasi i
3
yýlýn sonunda DSP-MHP-ANAP hükümeti çöküyor. IMF programýný acýmasýzca uygulayan ve Türkiye tarihinin en büyük yoksullaþma dalgasýný yaratan hükümetin krizi seçimleri gündeme getirdi. 3 Kasým ya da baþka bir tarih, IMF uþaklarý seçimden kaçamazlar. Egemen sýnýf da seçimlerden yana. Seçim sonucu IMF programý- nýn sürdürülmesini saðlayacak ve 2003 baþýnda ABD'nin Irak saldýrýsýnda aktif bir rol oynayacak bir hükümet istiyorlar. Ýþte aðýzlarýný her açtýklarýnda söyledikleri istikrar kelimesinin anlamý da burada yatmakta: Patronlar IMF ve savaþ hükümeti istiyor. Ýþçiler, emekçiler ve tüm ezilenler bu oyunu bozmak zorunda.
3 yýl boyunca IMF programýný katýksýz olarak uyguladýlar. IMF emretti onlar saldýrdýlar. DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde iþçi sýnýfýna yönelik en büyük saldýrý gerçekleþtirildi. Emeklilik yaþý yükseltildi ve sosyal güvenlik özel sermayeye devredildi. Yatýrýmsýz büyüme adý altýnda fabrikalar kapatýldý ve aktif iþ gücünün üçte birinden fazlasý iþsiz kaldý. Eðitim ve saðlýðýn tamamen paralý hale getirilmesi için gereken adýmlar atýldý. Temel tüketim mallarýna sistematik olarak zam yapýldý. Ýþçi ücretleri aþaðý çekildi. IMF politikalarý Türkiye ekonomisini krize sürükledi. 2000 Kasým ve 2001 Þubat krizleri sonucu 1.5 milyon insan iþini kaybetti. 3 yýl boyunca büyük sermayeye çalýþtýlar. Kriz bahanesiyle iþçi kýyýmý yapan büyük patronlar kârlarýna kâr kattýlar. Ekonomi yönetiminin en tepesinde duranlar büyük þirketlerin ve bankalarýn ajaný olarak çalýþtýlar. Banka kasalarý boþaltýldý. Batan bankalarýn yükü devlet tarafýndan üstlenildi ve bizlere vergilerimiz aracýlýðýyla ödetildi. Hortumcular ise þimdi hükümet tarafýndan saygýn iþ adamlarý olarak takdim ediliyor. 3 yýl boyunca Türkiye'yi dünyanýn en borçlu ülkesi haline getirdiler. Ekonomi çarký sadece borçlarla döndü. Tüm kaynaklar
iç ve dýþ borç faizlerine aktarýldý. IMF'den aldýklarý kredileri yine IMF'ye ve büyük sermayeye borç faizi olarak verdiler. Kiþi baþýna düþen milli gelir üçte bir oranýna yakýn gerilerken, borçlar artýkça arttý. 3 yýl boyunca ABD'nin uþaklýðýný yaptýlar. Ýncirlik üssünden kalkan ABD uçaklarý iki günde bir Irak'ý bombaladý. Türk ordusu Kuzey Irak olarak adlandýrýlan Kürt bölgesine kalýcý olarak yerleþti. 11 Eylül'ün ardýndan Bush'un baþlattýðý savaþa kayýtsýz destek veren az sayýda Amerikan uþaðýndan biri bu hükümetti. Afganistan'da uyuþturucu tüccarlarýný ve tecavüzcüleri iktidara getirmeye çalýþtýlar. Asker gönderdiler ve iþgal ordusunun komutanlýðýný üstlendiler. Türkiye'nin bir sadýk dostu daha vardý: Katil Ýsrail. Siyonist katiller tüm Filistin topraklarýný iþgal edip, kadýn çocuk demeden bir katliam baþlatýrken, tüm dünya bu katliama karþý ayaða kalkarken bu hükümet kasap Þaron'la el sýkýþtý. 1 katrilyonluk tank ihalesi Ýsrail'e verildiði gün Arafat'ýn karargahý tank ateþine tutuluyordu. Birkaç yüz milyon dolarlýk rüþvet karþýlýðýnda ABD'nin Irak'a saldýrýsý için askeri üs olmayý ve orduyu seferber etmeyi göze aldýlar. 3 yýl boyunca baský ve terörle ayakta durdular. 19
Aralýk 2001'de hapishanelerde katliam yapan onlardý. Ýdam tehdidiyle barýþý dinamitlemeye ve HADEP'i kapatmaya çalýþan onlardý. Grevleri yasaklayan, iþçi gösterilerine gaz bombalarýyla saldýran yine onlardý. Ancak yolun sonuna gelindi. IMF uþaðý DSP-MHP-ANAP hükümeti bir paçavraya dönüþtü ve seçime doðru sürüklenmekte.
IMF partileri çöpe! Bu seçimde iki güç karþý karþýya gelecek. Bir yanda IMF ve savaþ partileri diðer yanda emekçiler. Patronlar yakýn zamana kadar fanatikçe destek verdikleri bu hükümetin iflasý karþýsýnda þimdi yeni bir hükümet istiyorlar. Bu hükümetten iki þey bekliyorlar: 1. IMF programýný tavizsizce uygulamak. 2. ABD'nin Irak saldýrýsýnda aktif bir þekilde yer almak. Onlarýn tüm hesaplarý
emekçi sýnýflarý tam bir yýkýma sürüklemek. Bu yüzden IMF partilerinden oluþan güçlü bir hükümetten yanalar. Merkez saðýyla, yeni oluþumuyla, faþist MHP'siyle Recep Tayyip'iyle her biri IMF uþaðýdýr. Her biri 3 yýl boyunca uygulanan yoksullaþtýrma politikalarýndan yanadýr. Her biri ABD saldýrganlýðýndan yana taraf olmuþtur. Öyleyse hepsi çöpe gitmelidir!
Baþka bir Türkiye için sol ittifak Türkiye halkýnýn ezici çoðunluðu IMF politikalarýna ve savaþa karþýdýr. Ýþçiler ve emekçiler ister hükümette ister muhalefette olsun tüm IMF partilerine karþý öfke doludur. Bu öfke patronlarýn IMF ve savaþ hükümeti giriþimini durdurmaya yeter. Yeter ki Kürt ve Türk emekçileri yan yana gelebilsin, yeter ki
sendikalar ve tüm emek örgütleri ortak bir tutum alabilsin. IMF ve savaþ partilerini durdurmanýn yolu sol güçlerin ittifakýndan geçiyor. Sosyal demokrasi, HADEP ve sosyalist sol bu seçime bir ittifak kurarak girmelidir. 18 Nisan 1999 seçimlerinde bir sol ittifakýn kurulamamasýnýn faturasýný hep beraber ödedik. Bu kez karþýmýzda duran þeyin faturasý ödeyemeyeceðimiz kadar aðýr. Hiçbir çýkar emekçilerin taleplerinden daha önemli olamaz. IMF ve savaþ partilerine karþý ekmek ve demokrasi isteyenlerin ittifaký baþka bir Türkiye'yi mümkün kýlacaktýr. Þimdi sokaða çýkmanýn, sol ittifaký fabrikalarda, iþyerlerinde, mahallelerde inþa etmenin zamanýdýr.
Solu birleþtirmek için:
Emek örgütleri görev baþýna! Sosyal demokrasi, HADEP ve sosyalistlerin gerçekleþtireceði bir ittifak, IMF ve savaþ hükümeti kurmak isteyenlerin oyunlarýný bozacaktýr. Sol ittifak, emek örgütlerine dayandýðý sürece gerçek bir güç haline gelebilir.
Türk-Ýþ, DÝSK, KESK, Hak-Ýþ ve Emek Platformu’nda yer alan diðer meslek örgütleri için önümüzdeki seçimlerde ortak tutum almak hayati bir sorun. DSP-MHP-ANAP hükümetinin iþçilere karþý yürüttüðü saldýrý yeterince þiddetli. Eðer bir sol ittifak kurulmazsa, sol seçimlere emekçilerin talepleriyle girmezse ve sokakta bir emekçi rüzgarý yaratýlmazsa oluþacak yeni parlamento ve hükümet bir öncekini mumla aratacaktýr. Tüm IMF partileri birbirlerine düþman gibi görünselerde ortak bir noktada anlaþmakta: Ýþçi sýnýfýný yoksullaþtýrmak, iþsizliði artýrmak, fabrikalarý kapatmak ve kazanýlmýþ haklarýmýzý
gasp etmek. Sendikalar ve tüm emek örgütleri IMF politikalarýný savunan partilere oy vermeme çaðrýsý yapmalýdýr. Emek Platformu seçimler karþýsýnda ortak bir tutum belirlemeli ve sol ittifaký desteklemelidir.Açýk ki sol ittifak ve sokakta IMF politikalarýna karþý yürütülecek birleþik mücadele iþçilerin aþaðýdan hem sendika yöneticilerine hem de sol liderliklere baský yapmasýyla mümkün olacak. Ýþyeri temsilcileri ve sendika aktivisitleri iþyerlerinde toplantýlar yapmalý ve iþçilerin birlikte tutum almasý için seferber olmalýdýr. Sendika þubelerine ve genel merkezlerine baský yapýlmalý ve IMF partilerine oy vermeme çaðrýsý yaptýrýlmalýdýr. Emek Platformu acilen toplanarak kamuoyunu IMF ve savaþ partilerine destek vermemeye çaðýrmalýdýr.
y yok!
artilerine
istiyoruz
ÝIMF ve savaþ partilerine karþý sol ittifak emekçilerin taleplerini kendi bayraðýna yazarak baþka bir Türkiye’yi mümkün kýlabilir.
Pusuda bekleyen MHP’yi unutma:
Faþizme geçit yok! Art arda seçim anketleri yayýnlanýyor. Bu anketler hükümet partilerinin barajý geçemeyecek kadar kötü durumda olduklarýný iddia ediyor. Evet, DSP ve ANAP açýsýndan durum böyle olabilir, ancak MHP’yi asla küçümsememek gerek. 18 Nisan 1999 seçimlerinden Türkiye’nin ikinci büyük partisi olarak çýkan MHP bugün en büyük partidir. Üç yýllýk koalisyon MHP’yi de yýprattý, ancak bu yýpranma MHP’yi diðerleri gibi barajýn altýna itmeyecektir. Faþist MHP, diðer IMF partilerinden farklý olarak örgütlü bir güce ve kitlesel bir desteðe sahiptir. 3 kasým’da seçim çaðrýsý yaparak o güne kadar hükümette kalmayý, devletin imkanlarýný kullanmayý ve idam baþta olmak çeþitli sorunlarda milliyetçliði yükseltmeyi hesaplamaktadýr. Faþist MHP koalisyonda hep geri planda durdu. Hükümetin tüm olumsuzluklarý DSP ve ANAP’ýn hanesine yazýlýrken, MHP kendini ayýrd
etmeye çalýþtý. Tüm IMF partileri seçimlere daðýnýk, parçalanmýþ ve güçsüz halde girerken MHP örgütlü bir güç olarak yola çýkmakta. Ýþte tehlike tam da burada. Eðer sol bir ittifak kurulmazsa, sol ittifak kendini sokakta mücadeleyle örgütlemezse açýk ki MHP ne kadar oy kaybederse kaybetsin, sandýktan birinci parti olarak çýkacaktýr. MHP liderliðinde kurulacak bir hükümet faþizmin tek baþýna iktidarýnýn son hazýrlýklarýný yapacaktýr. Tüm IMF politikalarýnýn altýnda faþistlerin imzasý var. Nerede yolsuzluk varsa orada ülkücü faþistler var. Sol seçimlerde bu gerçeði tüm emekçilere göstermeyi baþarmalýdýr. Faþist MHP’ye geçit yok! Faþizmin panzehiri kitlesel emekçi mücadelesidir. Sol ittifak böylesi bir mücadelenin aracý olacaktýr.
Marksizm tartýþmalarý
5
Seçimler ve sosyalistler "Seçim yapýlsýn, yeni parlamento oluþsun, güçlü bir hükümet kurulsun, her þey deðiþir…" Tüm gazetelerde ve TV kanallarýnda bu propaganda var. Sandýða gideceðiz, oy pusulasýna damga vuracaðýz ve her þey deðiþecek! Olaðan koþullarda 5 yýlda bir gerçekleþen genel seçimler ya da son on yýlda sýk sýk görüldüðü gibi erken seçimlerde yaptýðýmýz bu beþ dakikalýk iþ egemen sýnýfa göre demokrasinin kendisidir. Partiler çýkar, programlarýný ve milletvekili adaylarýný açýklar, birini seçer ve 5 yýllýðýna parlamentoya yollarsýn. Demokrasi gerçekten bu mu? Deðil! Her þeyden önce 5 yýl boyunca bizi temsil etmesi için meclise gönderdiklerimizi denetleme þansýmýz yoktur. Giderler, koltuklarýna otururlar, yüzlerce maddi ve manevi ayrýcalýktan yararlanýrlar. Ve hep bizi satar, bizlerin çýkarlarýnýn karþýsýnda yer alýrlar. Onlarý geri çaðýrmak, "bizi temsil edemezsin, çekil" deme þansý yoktur. Ýþte onlarýn demokrasisi 5 dakika karþýlýðýnda 5 yýl katlanmak! Milletvekillerinin bizi satmadýðýný varsayalým, ama baþka bir sorun daha var: Meclis ne iþe yarar? Patronlara sorarsanýz meclis demokrasinin kendisidir. Her kesimi temsil eden vekiller ve üyesi bulunduklarý siyasi partiler tartýþýr, karar verir ve uygular. Ýyi bir taným, ancak gerçekçi deðil! Sadece Türkiye deðil, tüm burjuva demokrasilerinde meclis yönetmez. Son iki aya baktýðýmýzda bunu açýkça görebiliriz: Hasta yataðýndan kalkamayan bir baþbakan, toplanamayan hükümet, karar veremeyen meclis… Kararlarý patronlar verir. TÜSÝAD "AB'ye girilecek" dediðinde hepsinin el pençe divan durduðu gibi. Kapitalizmde karar veren patronlardýr. Meclis ise baþka iþlevlere sahiptir. Toplumun büyük çoðunluðunun onayýný almak, iþçi sýnýfý ve sermayeyi uzlaþtýrmak, düzenin devamýný saðlamak için hükümetler çýkarmak gibi. Eðer meclis yönetmiyorsa, eðer oy verdiklerimizi denetleyip yanlýþ yaptýklarýnda çaðýramýyorsak, "seçim her þeyi deðiþtirecek" iddiasýnýn da bir yalan olduðu ortaya çýkmaz mý? Evet bugün fazlasýyla bir deðiþime ihtiyaç var, ancak bu seçim ve meclisle olanaksýz. Eðer karar veren patronlarsa deðiþim onlara karþý mücadeleyle baþlar. Patronlarýn iktidarý emek gücünün sömürüsü üzerine kuruludur. Tüm zenginlikleri yaratan iþçiler, bunlara el koyan patronlara karþý mücadele ettikçe, üretimi durdurdukça, tüm ezilenlerin taleplerini sahiplenip, onlarý kendi saflarýna kazandýkça, iþte o zaman her þey deðiþir. Bakýnýz Arjantin'e. Yýllardýr IMF politikalarýyla yönetildi, defalarca seçim yapýldý. Ancak deðiþim geçen yýlýn 19 Aralýk'ýnda halkýn sokaklara dökülmesiyle baþladý. Lenin, tüm bunlardan dolayý meclisi bir "ahýr" olarak niteler. Ancak ayný Lenin, seçimlere, meclise ve parlamentoya karþý, "nasýlsa bunlar bir oyun, biz bununla ilgilenmeyelim" demez. Aksine ustasý Engels gibi o da seçimleri iþçi sýnýfýnýn ve diðer sýnýflarýn siyasi eðilimlerinin bir barometresi olarak görür. Lenin'e göre devrimciler, büyük yýðýnlarda meclis ve diðer burjuva kurumlarýna karþý olan egemen görüþü yenmenin yolunun, onlarla birlikte davranmak, onlarýn taleplerini savunmak, bu talepler etrafýnda onlarý birleþtirmek zorundadýr. Lenin seçimleri basit bir tezgah olarak gören solcularý "çocukluk hastalýðý" geçirmekle itham eder. Evet, 5 dakikalýk deðil, sýnýrsýz demokrasiden yanayýz. Bizler iþçilerin doðrudan demokrasisini kurmak istiyoruz. Marks, 1871'de kurulan ve tarihin ilk iþçi iktidarý olan Paris Komünü'ne baktýðýnda doðrudan demokrasiyi görmüþtü: Ýþçilerin kendi temsilcilerini dolaysýz olarak seçmeleri, yönetici organlarda çalýþanlarýn ortalama bir iþçi ücreti kadar maaþ almasý ve iþçilerin çýkarlarýna aykýrý davrananlarý hemen geri çaðýrma hakký. 1917 Ekim Devrimi, daha geliþmiþ bir demokrasiyi yarattý: Üretim birimlerine dayalý, milyonlarca insanýn bizzat katýlýp yön verdiði konseyler. Bize tam da bunlar lazým. Açýk ki gerçek bir demokrasi üretim araçlarý üzerindeki özel mülkiyete ve patronlarýn iktidarýna son verecek, kitlelerin kendi eseri olan bir devrime baðlýdýr. Deðiþim, iþçi mücadelesine ve iþçi iktidarýna baðlýdýr. Her ikisinin zaferi için sosyalistler seçimlerden önce iþçi sýnýfýnýn büyük çoðunluðunu bizzat kendi talepleri etrafýnda birleþtirmek, parlamentoda saðýn deðil solun hakimiyetini kurmak, seçimlerden iþçilerin yenilgi deðil, moralle çýkmasý için çaba gösteririler. Sosyalistler egemen fikirleri, bu toplumun reformlarla deðiþebileceði inancýný kitlelerle beraber yürüyerek, mücadele içinde bir devrimin gerekliliðini göstererek yenebilirler. Bizler seçimlere evet diyoruz. Evet IMF partileri, gelin ve boyunuzun ölçüsünü alýn. Sosyalistler iþçilerin çýkarlarý doðrultusunda somut ekonomik ve siyasal talepler etrafýnda bir sol ittifaka destek verecekler. 5 dakikalýk demokraside iþçilerle birlikte olacaðýz. Ama sorunun düzen sorunu olduðunu bir dakika bile unutmayacak, unutturmayacaðýz. Ýþçi mücadelesi yenilgi deðil, kazanýmla geliþir. Bugün kazanmaya fazlasýyla ihtiyacýmýz var.
Troçki Doðan Tarkan
Volkan AKYILDIRIM
Z Yayınları Broşür dizisi
Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan edinebilirsiniz
Baþka bir Avrupa mümkün!
6
Avrupa Sosyal Forumu A
vrupa Sosyal Forumu’nun örgütlenme çabalarý hýz kazandý. 12-14 Temmuz 2002’de Selanik’te gerçekleþtirilen hazýrlýk toplantýsýna Batý Avrupa, Doðu Avrupa, Balkanlar ve Akdeniz bölgesinden sosyal hareketler, politik partiler, networkler ve sendikalar katýldý. Toplantýya Attac, 4. Enternasyonal, Uluslararasý Sosyalist Akým (IS Tendency), Globalise Ressistance, Balkan Green Network gibi uluslararasý örgütler ve kampanyalar yaný sýra, Rifondazione, Socialist Workers Party, LCR, SEK, Synaspismos gibi sosyalist partiler ve çok sayýda uluslararasý ve ulusal sendika konfederasyonlarý da katýldý. Filistin delegasyonu toplantýya güçlü bir þekilde katýlýrken, "Savaþ" ve "Filistin" konularý, Filistin delegasyonunun müdahalesi ve radikal sol güçlerin desteðiyle, Floransa için öne çýkan konulardan biri oldu. Floransa'daki büyük buluþma öncesinde Ýtalyan sendikalarý genel grevler planlýyor. Etkinlikler sýrasýnda en az bir tane de büyük bir eylem gerçekleþecek. Yüz binlerin katýlmasý beklenen eylemin konusu da büyük bir olasýlýkla "Savaþa hayýr!" olacak. Bu
konuda son karar Eylül ayýnda Barselona'da yapýlacak toplantýda alýnacak. Bunun dýþýnda çok sayýda irili ufaklý eylemler de olacak. Örneðin öðrenciler, Avrupa'da eðitim sisteminin özelleþtirilmesine karþý eylemler düzenleyecek. Ýstanbul Sosyal Forumu Giriþimi (ÝSF) katýlýmcýlarýnýn önerisiyle "Kürt sorunu", Floransa'da ele alýnacak konulardan biri olarak gündeme girdi. Sendikal sorunlar günde-
minde KESK'in katýlýmcý olarak yer almamasý, Türkiye'deki mücadelenin sorunlarýnýn uluslararasý sosyal hareketlerin ve sendikal hareketin gündemine taþýnmasý açýsýndan büyük bir eksiklikti. Selanik toplantýsýna Türkiye'den de 10 kiþilik bir
katýlým vardý. Katýlýmcýlar arasýnda Ýstanbul Sosyal Forumu Giriþimi adýna üç kiþi (bir öðrenci ve iki Savaþa Hayýr Platformu katýlýmcýsý) - biri Barýþ Anneleri Ýnisiyatifi'nden Barýþ Giriþimi katýlýmcýsý bir kiþi, Toplumsal Ekoloji Grubu’ndan bir kiþi, DÝSK'ten üç kiþi, bir medya çalýþaný ve Eþber Yaðmurdereli vardý.
Anti kapitalist buluþma loransa, Avrupa’daki tüm sosyal hareketleri ve sendikal hareketi buluþturan bir diyalog zemini olacak. Floransa sadece bir tartýþma ve buluþma mekaný olmakla kalmayýp, Küresel sermayeye karþý mücadele eden sosyal hareketlerin, yerel mücadelelerde elde ettikleri deneyimleri paylaþtýklarý ve daha sonraki eylemler için yol haritalarý çizdikleri dev bir eylem alaný; küresel sermayeye karþý mücadele eden Avrupa ve Ortadoðu sosyal hareketlerinin ve iþçi sýnýfý hareketinin bir araya geldiði, "baþka bir dünya mümkün" diyen çok farklý geleneklerden fikirlerin buluþtuðu bir platform olacak. Floransa’nýn gündemi, neo-liberal saldýrýlar, savaþ ve demokrasi aðýrlýklý. Bu üç baþlýk altýnda sayýsýz toplantý, seminer ve atölye düzenlenecek.
F
Sosyal forum sürecine nasýl katýlabilir, neler yapabilirsiniz?
S
osyal forum inþasý her bir kurumun ve bireyin kendi yetenekleri ve olanaklarý doðrultusunda katkýda bulunduklarý; irili ufaklý her bir katkýnýn anlamlý olduðu süreçlerdir. Bu süreci ne kadar kolektif olarak inþa edersek, o kadar anlamlý olacaktýr. Sosyal forumlarýn en baþta gelen ilkelerinden biri "katýlým"dýr. Dünya Sosyal Forumu Ýlkeleri'ni ve Porto Alegre II Sosyal Hareketler Çaðrýsý'ný* kabul eden çevrenizdeki insanlarla birlikte düzenli toplantýlar yapmaya baþlayabilirsiniz.
ÝSF Giriþimi ile iliþkiye girerek, karþýlýklý etkileþim saðlýyabilirsiniz. Eðer tek baþýnýza iseniz, ÝSF'nin broþürlerini ve Avrupa Sosyal Forumu süreci üzerine belgeleri daðýtabilirsiniz. Böylece, DSF ve ASF süreçlerini birlikte inþa etmenin olanaklarýný yaratabiliriz. * Bu ilkeleri ve çaðrýyý ÝSF Giriþimi'nden isteyebelir veya internet ortamýnda www.geocities.com/sosyalforum/ adresinden edinebilirsiniz.
Baþka bir dünya mümkün!
ASSASINI!
21 Aðustos 2001’de Cenova’da küresel kapitalizmi protesto ederken Mussolini taraftarý özel polis birlikleri tarafýndan katledildi. Anýsý küresel direniþimizde CARLO GUILANNI yaþayacak...
KATÝLLER!
SÖYLEÞÝ:
26 TEMMUZ SAAT: 16.30
Küreselleþme ve uluslararasý eylem birliði Konuþmacý: Ertuðrul Kürkçü
Adres: Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Kat: 4 Ta ksim-Ýstanbul Tel: (0 212) 251 62 73
KARA
KEDÝ
KÜLTÜR MERKEZÝ
Haydi Floransa’ya!
A
vrupa Sosyal Forumu’na katýlmak ve Avrupa, Akdeniz ve Ortadoðu’dan sosyal hareketlerle buluþmak üzere, Türkiye’den de anti kapitalistler Floransa’ya gidecek. Ýstanbul Sosyal Forum Giriþimi, Floransa’ya yaklaþýk 250 kiþiyi götürmeyi hedefliyor. Tartýþýlan projelerden biri de, Türkiye’den Selanik’e kadar giderek, oradan Yunanistanlý anti-kapitalistlere katýlmak ve Floransa’ya birlikte geçmek. Floransa’ya gidiþ bir kampanya olarak örgütlenmeli ve bu kampanyada þu noktalarý öne çýkarmalýyýz: Floransa'ya gidenler, okullarda, kitle örgütleriyle ve sendikalarla yürütülecek bir kampanya sürecinde ortaya çýkacak aktivistlerden oluþturulmalý. Floransa sadece bir entelektüel etkinlikler alaný deðil, ayný zamanda aktivistlerin buluþtuðu eylem alaný. Gidiþ için gerekli finansman özel etkinlikler düzenlenerek, kitle örgütlerinden destek istenerek ve baðýþlarla saðlanabilir. Bu ise çok yaygýn ve etkili bir kampanyayý gerektirir. 250 aktivistin Floransa'da uluslararasý hareketle buluþmasý, küresel sermayeye karþý ortak eylemlerde yer almasý ve tartýþmasý, karþýlýklý etkileþime olanak verecek çok önemli bir geliþme olacaðý ortada. Bu deneyim ve coþkuyla geri gelecek aktivistlerin, Türkiye'deki sosyal forum süreçlerini inþa etmede en öne çýkacak militanlar olmasý hem bir olasýlýktýr, hem de Floransa'ya gidiþ bu þekilde okunmalýdýr.
Ýstanbul Sosyal Forumu Ýstanbul Sosyal Forumu her perþembe saat 18:30’da aþaðýdaki adreste buluþuyor. Toplantýlar herkese açýk. Karakedi Kültür Merkezi Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Hayat Apt. Kat: 4 Beyoðlu - Ýstanbul Tel: 0212-251 62 73 Web: www.geocities.com/sosyalforum/ Mail Adresi: isf@gmx.net Mail Grubu: http://groups.yahoo.com/group/istanbulsosyalforumu/
Paþabahçe Þiþe Cam
Ýþçiler fabrikayý iþgal etti Fabrikalarýnýn kapatýlmasý giri- þimine karþý, Paþabahçe Þiþe Cam Fabrikasý iþçileri fabrika- larýný iþgal etti. Ýþgal haberi gazetemiz yayýna hazýrlandýðý dakikalarda elimize ulaþtý. Hükümet Paþabahçe Þiþe Cam Fabrikasý’ný daha önce de kapatma giriþiminde bulunmuþ, ancak iþçilerin tepkisi sonucu geri adým atmýþtý. Fabrikada örgütlü olan
Kristal-Ýþ toplu sözleþme görüþmelerinde uyuþmazlýk sonucu greve çýkmýþ, ancak grev güvenlik gerekçesiyle yasaklanmýþtý. Þimdi üretimin durmasýný bir güvenlik sorunu olarak gösterdikleri Paþabahçe’yi kendi elleriyle kapatmak istiyorlar. Ancak iþçiler fabrikalarýný savunmakta kararlý. Paþabahçe iþçileriyle sýnýf dayanýþmasýna!
Mücadelenin içinden Belediye iþçileri Grev kapýda greve hazýrlanýyor T
7
T. Harb-Ýþ
Bayrampaþa Belediyesi 19 Temmuz'da grev kararý halaylar ve sloganlar eþliðinde asýldý. Belediye-Ýþ 2 No'lu Þube
Baþkaný Hasan Gülüm, 22 temmuz'da Zeytinburnu ve Avcýlar belediyelerinde grev kararýný asacaklarýný duyurdu.
Fatih Belediyesi 19 Temmuz günü Saraçhane Parký'nda toplanan Fatih Belediyesi iþçileri "Ýþçiler elele genel greve" sloganlarýyla iþyerlerine yürüdü. Genel-Ýþ Ýstanbul 5 No'lu Þube Baþkaný Kadir Doðutekin, 1
Mart 2002 tarihinden bu yana 140 gündür süren toplu sözleþme görüþmelerinde belediye yönetiminin ücret teklifi bile yapmadýðýný ve iþçilere grev yapmaktan baþka bir seçenek kalmadýðýný açýkladý.
Buca Belediyesi
B
aþta Ýstanbul olmak üzere bir çok belediyede toplu sözleþme görüþmelerinin týkanmasý ve çalýþanlarýn ücretleri ile kazanýlmýþ haklarýna dönük saldýrýlara karþý grev hazýrlýðý yapýlýyor. Ýstanbul'da Güngören, Avcýlar, Gaziosmanpaþa, Zeytinburnu, Üsküdar, Ümraniye, Bakýrköy ve Þiþli belediyelerinde grev kararlarý asýlýrken Belediye iþçilerinin örgütlü olduðu Belediye-Ýþ ve Genel-Ýþ sendikalarý belediye yönetimlerinin tavrýna karþý grev silahýný kullanmaktan çekinmeyeceklerini açýkladý. Grev kararýný takip eden 60 günlük süre içinde anlaþma saðlanamazsa hizmet üretimi durdurulacak.
Güngören Belediyesi Belediye iþçileri 18 temmuz günü yaptýklarý eylemle grev kararýný iþyerine astýlar. Grev kararý, sendikanýn 2001'de gerçekleþen enflasyon oranýnda zam ve yevmiyelerin 20 milyona çekilmesi talebine karþýlýk belediye yönetiminin 10 milyonluk artýþta ýsrar etmesi sonucunda alýndý. Eylemde konuþma yapan Belediye-Ýþ Ýstanbul 2 No'lu Þube
baþkaný Hasan Gülüm, Türk-Ýþ 1 No'lu Bölge Baþkaný Faruk Büyükkucak ve Belediye-Ýþ Genel Baþkanvekili Mustafa Solmaz belediye yönetiminin uzlaþmaz tutumunu sürdürmesi halinde grev kararýný uygulamaktan çekinmeyeceklerini ve grev süresince taþeron faaliyete izin vermeyeceklerini söylediler.
Mamak Belediyesi çalýþanlarý
Direndiler, kazandýlar
Ankara Mamak Belediyesi çalýþanlarý toplu taþým kartlarýnýn gasp edilmesine ve ücretlerinin ödenmemesine karþý baþlattýklarý eylemin üçüncü gününde kazandýlar. Tüm Bel-Sen Ankara 2 No'lu Þube'de örgütlü olan belediye emekçileri Ocak, Þubat ve hazi-
ran aylarýna ait verilmeyen toplu taþým kartlarý ve ödenmeyen ücretleri geri almak için her gün belediyede eyleme baþlamýþlardý. Eylemin üçüncü günde belediye yönetimi emekçilerin taleplerini verdi ve haklarýnda açýlan soruþturmalarý geri çekti.
Genel-Ýþ Ýzmir 5 No'lu Þube, Belediye yönetimiyle uzlaþma saðlanamamasý üzerine grev kararýný iþyerine astý. Ýþyeri önünde yapýlan eylemde konuþan Genel-Ýþ Ýzmir 5 No'lu Þube Baþkaný Murat Hançer, 4.5 aydýr süren toplu sözleþme görüþmelerinde sonuç alamadýklarýný, Ýzmir'de belediye baþkanlarýnýn iþçilere ilk altý
ay için yüzde 10, ikinci altý ay için de yüzde 10 zam önerdiklerini söyledi. Hançer, belediye bütçeleri yüzde 60 oranýnda artýrýlýrken yüzde 10'luk zammýn haksýzlýk olduðunu, sosyal haklar hariç bir iþçinin çýplak maaþýnýn 260 milyon lira gibi düþük bir rakamýn kabul edilemeyeceðini vurguladý.
Karþýyaka Belediyesi 4 Temmuz 2002 perþembe günü Karþýyaka Belediyesinde ona baðlý Kent.AÞ'de çalýþan yaklasýk 75 iþçi Karþýyaka çarþýsýndaki Belediye binasýnýn önünde bir basýn açýklamasý gerçekleþtirerek almýþ olduklarý grev kararýný sloganlar eþliðinde belediyenin kapýsýna astýlar. Yapýlan açýklamada Belediye Ýþ Sendikasýna baðlý iþçiler artýk masa baþýnda çözüm yolunun týkandýðýný çözüme üretimden gelen güçlerini kullanarak yani greve giderek ulaþabileceklerini
belirttiler. Açýklama sýrasýnda Karþýyaka karakol komiserinin ve birden nereden çýktýklarý anlaþýlamayan sivil polislerin daha ilk slogan atýldýktan kýsa bir süre içinde toplanýlan yere gelmesi ve iþçilerin en meþru haklarýna saldýrmak istemeleri, slogan atmalarýný engellemeleri devletin kolluk güçlerinin en basit demokratik taleplere bile nasýl saldýrdýðýnýn basit bir örneðiydi.
Ýzmir’de 2 Temmuz Anmasý
2000 kiþilik öfke S
ivas Katliamýnýn üzerinden geçen dokuz yýla raðmen Sivasta yanan ateþin sönmediðini ve diri diri yanan canlarýmýzý unutmadýðýmýzý ve unutmayacaðýmýzý ve yapýlanlarýn hesabýný soracaðýmýzý bu sene bir kez daha haykýrdýk. Saat 1730 da Konak Sümerbank önünde toplanan 2000 kiþilik kalabalýk Konak Belediyesinin önüne kadar yürüyüp basýn açýklamasýný orada okuyacaklardý fakat polisin provakotör tutumu bir kez daha gözler önüne serildi ve polisin engellemelerine alevi-bektaþi dernekleri ve sivil toplum örgütlerinden doðru direniþ isteði olmadýðýndan kitle geri adým attý ve basýn açýklamasý Sümerbank önünde okundu. Açýklamaya Hacý Bektaþ Veli
ve Pir Sultan Abdal Alevi Dernekleri, KESK , Sivil Toplum Örgütleri ve birçok siyasi parti katýldý. Atýlan sloganlardan Sivasýn ateþinin içimizde hala yandýðý belli oluyordu. Anmada kürsüden atýlan " Faþizme karþý omuz omuza, Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði, Sivasýn Hesabý Sorulacak, Sivasý,Maraþý,Çorumu unutmadýk ve içerde dýþarda hücreleri parçala sloganlarý hep bir aðýzdan haykýrýldý. TKP ve CHP'nin katýlmamasýna raðmen sendikal katýlýmýn ve diðer siyasi partilerin yoðun katýlýmýyla geçen senenin yaklaþýk 5 katý büyüklükte geçen 2 Temmuz anmasý basýn açýklamasýnýn okunmasýndan sonra olaysýz bir þekilde sona erdi.
ürk-Ýþ'e baðlý T. Harb-Ýþ Sendikasý'nýn örgütlü olduðu Yabancý Askeri Ýþyerleri'nde yürütülen toplu sözleþmelerde uyuþmazlýk devam ediyor. Grev ilanýnýn asýlmasýný takiben 60 günlük yasal süreç ve 15 günlük arabulucu döneminin sonuna gelindi. Ýdari ve sosyal konularda anlaþmazlýk sürerken, en büyük sorun ücret artýþlarýnda yaþanýyor. Sendika, geriye dönük enflasyon kaybýnýn telafisi, üçer aylýk enflasyon oranýnda zam, 2 yýllýk sözleþme ve 4 çarpý 400 dolarlýk dolar paylarýnýn devamýný talep ediyor. Buna karþýlýk patronlar 3 yýllýk sözleþme, gerçekleþen enflasyon oranýnýn altýnda zam ve ücret artýþýnýn altýþar aylýk dönemlerde verilmesini dayatýyor. Önümüzdeki hafta anlaþma saðlanmazsa Yabancý Askeri Ýþyerleri'nde grev baþlayacak.
BES
Okuyan'a protesto B
ES üyeleri Çalýþma Bakaný Yaþar Okuyan'ý protesto etti. Yasadýþý olarak kurulan Türkiye Ýþ Kurumu'nun (Ýþkur) kalite belgesi almasýna iliþkin yapýlan tören kamu emekçileri tarafýndan boykot edildi. Okuyan boþ bir salona konuþmak zorunda kaldý. Dýþarýda eylem yapan BES Ankara 1 No'lu þube üyeleri "Yasadýþý kurumun kalitesi olur mu?", "Okuyan þaþýrma sabrýmýzý taþýrma" sloganlarý attýlar. Herhangi bir yasal dayanaðý olmadan kurulan Ýkur'da çalýþanlarýn haklarý çok kýsýtlý ve Çalýþma Bakaný çalýþma koþullarýnýn iyileþtirilmesi yönündeki taleplere "henüz yasal düzenleme yapmadýk" yanýtý veriyor. Ancak yasadýþý Ýþkur kalite belgesi alýyor! BES 1 no'lu Þube Baþkaný Fikret Arslan, Ýþkur çalýþanlarýnýn ücretlerinin düzeþtilmesini, tazminat hakký tanýnmasýný talep ettiklerini söyledi.
Sayý:181 23 Temmuz 2002
ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.geocities.com/sosyalistisci/ sosyalistisci@hotmail.com
Sayý: 181
23 Temmuz 2002
200.000 TL
Dayanýþma fiyatý: 500.000 TL
HÜSAMETTÝN ÖZKAN Bir gün DSP’li Bayrampaþa Belediye Baþkaný’ný Ecevit aradý ve ona 18 Nisan seçimlerinde partisinden milletvekili adayý olmasýný önerdi. Bu kiþi kendi yerine kardeþinin olabileceðini söyledi. Kardeþi maalesef Hüsamettin Özkan’dý. Hüsametin Özkan hakkýnda yazýlýp çizilenler hep bu cümleyle baþlar. Ýþadamýdýr, zengindir, özel zevkleri vardýr. Örneðin bir gazetenin açtýðý dans yarýþmasýnda birinci olmuþtur. Politika tüm bu sýrada en altta kamýþtýr, ta ki Ecevit’in teklifine kadar. Ýyi de kim bu Özkan? Ecevit’in eski “sað kolu”, bugün Ecevit’e küfür edenler bilmeli ki bu dilekleri tamamen Özkan’a da yöneliktir. Koalisyon süresince “gölge baþbakan.” Bahçeli ve Mesut Yýlmaz’la iþleri baðlayan adam. Cumhurbaþkaný Sezer’e anayasayý fýrlatarak Þubat krizinin patlak vermesine neden olan zat.
Bizi soyanlar bunlar değil miydi? Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr
Ç
öken DSP’den bir parti çýktý: Yeni Türkiye Partisi. Ýsmail Cem, Hüsamettin Özkan, Kemal Derviþ üçlüsünden oluþan bu “yeni oluþum” sermaye tarafýndan selamlandý. Peki bu yeni oluþumcular emekçilere ne vaad ediyor? Bugün küçük bir azýnlýðýn haklý olarak söylediði gibi bunlar topa tutulan DSP-MHP-ANAP hükümetinde kilit görevlerde bulundular. Bu hükümet halký ne kadar yoksullaþtýrdýysa onlar da buna ortak oldu. Peki neden þimdi allayýp pullayýp öne çýkarýyorlar? Çünkü onlar “bizim çocuklar” olarak tabir edilen cinsten. ABD yöneticileri Türkiye’de 12 Eylül’de gerçekleþen askeri dar-
beyi böyle selamlamýþtý. “Bizim çocuklar” solcudur, ancak Özal’ý severler, Bahçeli’yi överler, Clinton’ý örnek alýrlar. “Bizim çocuklar” IMF politikalarýný siyaset üstü bir deðiþmez olarak görürler. IMF bir yana, dünya bir yana derler. Yeni oluþumculara biçilen rol Türkiye’yi Avrupa Birliði’ne taþýmak. Peki ya sosyal politikalar? Ýþçi ücretleri? Saðlýk ve eðitime yatýrým? Ýþsizliði azaltýlmasý? Bölgede kalýcý barýþ? Bunlardan týk yok. Varsa yoksa IMF politikalarý var. Onlarý kimse yeni diye, solcu diye yutturamaz. Bakýn emsal-
Ecevit’i sevdiðinden deðil, Halkbank üzerindeki çýkarlarý için. Daha önce ayný konuda Hikmet Uluðbay’la tartýþmýþ, bu tartýþma sonrasýnda Uluðbay intihar giriþiminde bulunmuþtu. Solla iliþkisi üzerine bilinen tek þey eskiden CHP delegesi olduðu. Bir de özel not: Her hafta futbol oynamaktan hoþlanýyor. Kiminle beraber? Mehmet Aðar’la.
lerinin baþlarýna gelenlere: Ýtalya’da Zeytin Dalý ittifakýnýn politikalarý Berlusconi ve faþistleri hükümete taþýdý. Ýspanya’da yeni solcu Gonzalez’in bugünlerde baþý derte. Ýþçiler sürekli greve çýkýyor ve onun gitmesini istiyor. Blair, sadýk müttefiki ABD’yle dünyaya savaþ açarken, Ýngiltere’de yüzbinler savaþa karþý yürüyor. Almanya’da metal iþçileri hükümeti devirme tehdidinde bulundu. Ýþte baþka bir Avrupa, iþte orada yeni solcularýn baþýna gelenler...
KEMAL DERVÝÞ Kemal Derviþ, alýn size “yeni” bir politikacý daha. Hani büyük gazetelerde çýkar, bakýn bir Türk dünya çapýnda bilimsel deneyler yaptý ya da ABD’de açtýðý döner salonlarýyla meþhur oldu diye. Derviþ’te onlardan biri. O da çaðdaþ çoðunluktan bir sosyal demokratmýþ. 1970’lerde CHP’yi desteklemiþ. Sonra ne mi olmuþ? ABD’ye gitmiþ ve IMF tarafýndan Türkiye’ye gönderilene kadar Dünya Bankasý’nda çalýþmýþ. Arjantin’de halk düþmaný olarak ilan edilip devrilen ekonomi Bakaný Cavallo gibi o da Dünya Bankasý Baþkaný’nýn 25 yardýmcýsýndan biri imiþ. ta ki ithal edilene kadar... Herkes Derviþ’in peþinde saðcýsý da solcusu da onu seviyor. Baykal ve Karayalçýn onu partilerine davet ediyor. TÜSÝAD’çýlar yere göre sýðdýramýyor. Son olarak hükümetin dördüncü ortaðý oldu. Peki ne yaptý da buralara geldi? Yaptýðý tek iþ IMF ve Dünya Bankasý’nýn direktiflerini uygulamak oldu. Uyguladýðý politikalar Türkiye tarihinin en büyük
bunalýmýný yarattý. Halk onun verdiði kararlarla yüzde 70 oranýnda yoksullaþtý. En dikkat ettiði nokta boçlardý. IMF’den kredi almanýn uzmanýydý. Onun yönetiminde Türkiye dünyanýn en borçlu ülkesi durumuna geldi. Her aðzýný açtýðýnda ekonominin büyümesinden söz etti. O yatýrýmsýz büyümeden yanaydý. Fabrikalarý kapattý, karlý olanlarý satmak için süsledi. Son bir yýlda 1.5 milyon kiþi bu politikalar sonucu iþsiz kaldý. Çaðdaþlýktan ve yenilikten bahsetti. Türkiye onun ekonomik kararlarý altýnda tarihinde hiç olmadýðý kadar yoksul ve zengin arasýndaki gelir adaletsizliðine ulaþtý. “Solcu”luðuna bakalým. Emsalleri Clinton, Blair, Gonzalez. Her biri emperyalist birer haydut ve iþçi düþmaný. Üç yýl boyunca iþçilere ve emekçilere dönük her türlü ekonomik saldýrýnýn altýnda bu imza varken sol lafýný kullanmak terbiyesizlik deðil mi?
ÝSMAÝL CEM Ýsmail Cem þimdi gözde adam. Daha 1970’lerde yazdýðý kitapta “yeni sol”un görüþlerini kaleme alan bir teorisyenmiþ. Örnek bir devlet adamýymýþ. Dýþiþleri Bakanlýðý’nda yaptýklarýna bakmak yetermiþ. Dünya çapýnda tanýnan tek Türk bakanmýþ! Bir de kendi söylediklerine bakalým. Çaðdaþ çoðunluðu sosyal demokrat bir çizgide biraraya getirip, onlarýn koalisyonunu kuracakmýþ. Kim bu çaðdaþ çoðunluk? Cem’e göre patronlar, iþçiler ve çiftçiler. Örgütlenmeden iyi anlarmýþ. Herkesin inancýnýna da saygýlýymýþ ve en büyük inancý Türkiye’yi Avrupa’ya taþýmakmýþ... Ýnsanýn içinden “hadi oradan” demek geliyor. Þmdi lafa deðil, icraata bakalým. Çok uzaðý deðil son üç yýlý kabaca inceleyelim: Bugün çaðdaþ çoðunluðun peþine düþen Cem, birkaç hafta öncesine kadar tek bir kiþinin peþindeydi, Ecevit’in.
Koalisyon kurmak istediði bir kesimle arasý her zaman iyi oldu, bu kesim ne iþçiler, ne de köylülerdir. TÜSÝAD’dýr. Dýþiþleri Bakaný olarak DSPMHP-ANAP hükümetinin saldýrgan milliyetçi politikasýný izledi. Biliyoruz ki bu politikayý çizen Ankara deðil, Washington’du. Cem, iþini yaparken Türkiye-Ýsrail iþbirliðine fazlasýyla önem verdi. Dünya az sayýda Ýsrail dostu ülkeden biri olan Türkiye’de siyonist katillerin en iyi dostlarýndan biri oldu. 11 Eylül sonrasý “terörizmle savaþ” lafýný bayrak edinip, Avrupa’da bizde terör maðduruyuz diye dolaþan oydu. Afganistan saldýrýsý ve iþgali sýrasýnda Dýþiþleri Bakaný olarak ABD emperyalizminin yanýnda yer aldý. Neresi çaðdaþ, neresi sosyal, neresi demokrat, neresi yeni?
İstemez, kalsın!