Baþka bir dünya Sayfa: 6
Irak'ın kitle imha silahı yok
Eski BM Silah Denetçisi Scott Ritter:
John Molyneux, geleceði tartýþýyor:
sosyalizmde
Sayfa: 6
IMF ve savaş hükümeti aranıyor
Zenginlerin çantasından sol çıkmaz Sayý: 184
13 Aðustos 2002
200.000 TL
Emekçiler yýllardýr emekten yana partilerin, solun birliðini arzuluyor. Bugün sermaye de solun birliðinden söz ediyor. Ancak emekçilerin özlemi ile patronlarýn hayalleri birbirine karþýt. Onlar sosyal demokrasiyi saðcýlaþtýrmak, çürüyen saðýn yanýna oturtmak ve bizden oy toplamak amacýndalar. Oylarýmýzýn neye yarayacaðý bugünden belli: IMF programýný kayýtsýz þartsýz uygulayacak, ekmeðimizin son kýrýntýlarýný da çalacak güçlü bir hükümet. Bu hükümetin baþka bir iþi daha olacak
- ABD’nin yanýnda Irak’a saldýrmak.
Bu oyunu bozmalýyýz. IMF’cilerin bize iþsizlik ve
Çözüm sosyalizm! açlýktan baþka vereceði bir þey yok. Türkiye’nin ABD’ye topraklarýný askeri üs olarak açmasý ve
Irak iþgaline katýlmasý ise petrol için emekçi kaný dökülmesini getirecek. IMF’yi de savaþý da
engellemeliyiz. Þimdi emekçilerin kendi seçeneklerini yaratma zamaný.
2
Saðcý mýyýz? Solcu muyuz?
Sakýp Sabancý:
Biz de bilmiyoruz...
“YTP’yi destekliyorum”
Ýsmail Cem, YTP’nin kuruluþunu ilan ederken sosyal demokrat bir parti olduklarýný söylemiþti. Eski bakan ve YTP Genel Sekreteri Ýstemihan Talay bir hafta sonra sol bir parti olmadýklarýný açýkladý. Kemal Derviþ’e göre yeni parti “sosyal liberal sentezi” temsil etmeliydi. Daha sonra “demokratik sol birikim”den bahseder oldu. TÜSÝAD, IMF ve medya arkanýzda, ne gerek var saðý solu kurcalamaya?
Sakýp Sabancý yine konuþtu: Eski partilerden býktýk, bize yeni bir þeyler lazým. Sabancý, YTP’yi desteklediðini açýkladý. TÜSÝAD, TOBB, TÝSK ve ÝSO baþta olmak üzere neredeyse tüm patron örgütlerinin yöneticileri YTP’nin kuruluþunu ve DTP’yle kurduðu ittifaký açýkça destekliyorlar. DSP-MHP-ANAP hükümetini büyük uzlaþma diyerek destekleyen yine onlar deðil miydi?
Merkezde ittifak arayýþlarý sürüyor
IMF’ci ve savaþ yanlýsý bir hükümet aranýyor I
MF'ci partilerin çöküþü sürerken, patronlar siyasal krize çözüm aramaya devam ediyor. YTP-DTP ittifaký bir merkez haline getirilmek, sosyal demokrasi ve ANAP bu merkezde buluþturulmak isteniyor. Peki merkez saðýn ve solun ittifaký ne iþe yara- yacak? IMF programýnýn sürdürülmesi ve Irak'a yönelik ABD saldýrýsýnda Türkiye'nin aktif bir rol oynamasý için güçlü bir sermaye hükümeti kurmaya. Ancak kaðýt üzerinde þýk duran bu planlarý hayata geçirmeleri hiç de kolay deðil. 3 Kasým yaklaþýrken sermaye sýnýfý saflarýndaki parçalanmýþlýðý gidererek seçime girmek istiyor. Formülse bulundu: Sosyal demokrasinin ve saðýn merkezde buluþmasý. YTP-DTP'nin kurduðu ittifak geniþletilmek isteniyor. ANAP ve DYP yan yana getirilmeye çalýþýlýyor. Kemal Derviþ nihayet istifa etti ve o da YTPDTP ittifakýna DSP, CHP, SHP ve
Ýstanbul Valisi çözümü buldu! Patronlar oynayacaklarý atý aramaya devam ederken Ýstanbul Valisi siyasal krize gerçek çözümü buldu. Vali, 24 Ekim’e kadar Ýstanbul’daki mitingleri yasaklayacaklarýný açýkladý. Gerekçe oldukça iyi: Çok parti var, o yüzden miting yapmayýn! 24 Ekim-3 Kasým arasýnda seçimlere katýlma hakkýna sahip partiler alanlara çýkacak ve hýzlandýrýlmýþ bir kampanyayla oy isteyecek. Vali çok parti olmasýndan þikayet ediyor. Evet, ne gerek var bu kadar partiye, seçime, demokrasiye. Tek parti olsun ve hep o yönetsin!
hatta HADEP ile ÖDP'yi kazanmaya çalýþýyor. Merkez saðýn ve solun partilerini birleþtirerek güçlü bir hükümet kurmak patronlarýn son yýllardaki en büyük fantezilerinden biri. TÜSÝAD hazýrladýðý demokrasi raporlarýnda bunu istediðini açýkça belirtmiþti. 28 Þubatçýlar da Ýslamcýlara karþý ayný þeyi önermiþti. 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra bu fikrin propagandasý yaygýnlaþtý. DSP ve MHP'nin ANAP'ý yanlarýna alarak koalisyona gitmeleri patronlar tarafýndan alkýþlanmýþtý. Ancak bu seçenek 3 yýlýn sonunda tam anlamýyla çöktü.
Büyük sermaye 12 Eylül darbesinden bu yana neo-liberal politikalarý uygulayan sað partileri ve bu partilerin çoðunlukta olduðu hükümetleri destekledi. Ancak saðýn kan kaybý emekçi sýnýflara saldýrdýkça arttý.
AKP'yi engellemek için mi?
demokrasi?
Merkezde ittifak, AKP'nin rejim karþýsýnda gerçek bir tehdit oluþturduðu ve önünün kesilmesi gerektiði fikri ile açýklanmaya baþladý. ABD'yle, IMF'yle ve AB'yle herhangi bir sorunlarýnýn olmadýðýný belirten AKP'nin rejim karþýsýnda bir tehdit oluþturmadýðý açýk. Bu fikrin sahiplerinin derdi baþka. Laik-anti laik bölünmesini yeniden hortlatarak oy kazanmanýn dýþýnda asýl amaçlarý sosyal demokrasinin tüm parçalarýný bir araya getirmek ve çürüyen sað ile kol kola sokmak.
Neden sosyal
Gözler sosyal demokrasiye çevrilmiþ durumda. Derviþ canla baþla sosyal demokratlarý toplamaya çalýþýyor ve sermaye tarafýndan en takdir gören politikacý da o. Büyük sermaye, 12 Eylül darbesinden bu yana neo-liberal politikalarý uygulayan sað partileri ve bu partilerin çoðunlukta olduðu hükümetleri destekledi. Özal'ýn ANAP'ý yýpranýnca Demirel ve Çiller devreye girdi. Ancak saðýn kan kaybý emekçi sýnýflara saldýrdýkça artmaya devam etti. Varýlan en son nokta, Demirel'in onayýyla Amerika'dan ithal edilen Mehmet Ali Bayar'ýn,
28 Þubatçýlar tarafýndan kurdurulan ve kýsa sürede iflas eden DTP'nin baþýna geçirilmesi oldu. Ýki büyük krizin ardýndan gelen yoksullaþma dalgasýyla toplum sola kaydý. IMF'cilere duyulan öfke, artýk her yerde açýkça ifade edilen bir duruma ulaþtý. Bu noktada patronlar Arjantin'deki halk ayaklanmasýndan ders çýkardýlar ve sola kayýþý durdurmak için ittifak önerisini ileri sürmekteler. Sosyal demokrasi neo-liberallerle buluþturulacak, böylece oy toplanacak ve güçlü bir hükümet kurulacak, sosyal demokrasinin sola kaymasý engellenecek ve iþler eskisi gibi devam edecek. Bu açýkça büyük yýðýnlarý dýþlayan, onlarýn taleplerini görmezlikten gelen, demokrasinin en biçimsel kurallarýný bile hiçe sayan bir giriþim. Açýkça bir dayatma: IMF'cilerden yana olun! Bu oyun bozulmak zorunda. Ýþçi sýnýfýnýn birliði bugün IMF'cilere ve savaþ yanlýlarýna karþý iþ, barýþ, ekmek ve özgürlük taleplerinde gerçekleþmelidir. Ýster saðcý, ister solcu, eski ya da yeni IMF programýný destekleyenlerin emekçilere vereceði tek þey yoksulluk. Sýra kendi seçeneðimizi yaratmaya geldi.
Hani MHP deðiþmiþti? DSP,ANAP, YTP, DYP, AKP, SP
Yeni vatan hainleri
Hürriyet Gazetesi Baþyazarý Oktay Ekþi, idam cezasýnýn sýnýrlandýrýlmasý ve anadilde eðitim hakkýnýn tanýnmasýna iliþkin yasalara oy veren 6 partinin MHP tarafýndan “PKK yanlýsý” olarak ilan edilmesine çok kýzmýþ. Ekþi þunlarý söylüyor: “...Kaldý ki faþist rejimlerle demokrasileri ayýran en önemli özelliklerden biri ilkinde insanlarýn daha lafýn baþýnda vatan haini olarak suçlanmalarý, diðerinde ise vatan haini suçlamasýnýn en sonda bile zor söylendiðidir..” (vurgular yazara ait) Ekþi bugün faþistlikle suçladýðý MHP’nin nasýl deðiþtiðini anlatanlarýn baþýnda geliyordu. Ekþi ve gazetesi Bahçeli’ye övgüler düzmekten hiç çekinmemiþti. Ancak kuzu postu düþtü ve altýndan kurt çýktý. En basit ve biçimsel demokratik taleplere bile diþlerini çýkaran MHP’nin faþist yüzü 3 Kasým yaklaþtýkça daha da açýða çýkacak. MHP, seçime AB karþýtlarýnýn oylarýný toplayarak girmeyi hedefliyor. 3 yýllýk koalisyon süresince uyguladýklarý emek düþmaný politiklarýn yarattýðý yýpranmayý milliyetçi ve ýrkçý bir seçim kampanyasýyla unutturmak istiyor. 3 Kasým Susurluk’un yýldönümü. Susurlukçu MHP’yi 3 Kasým’da sandýða gömmeliyiz.
AKP yoksullara ne vaad ediyor?
Tayyip’in paketinden IMF çýktý
Yerli ve yabancý sermaye “Y yatýrýmlarý ayrým gözetilmeden teþvik edilmelidir” Doðrudan yatýrýma yönelik “D sermayenin geliþi için önündeki bütün engeller kaldýrýlmalýdýr.” “ÝÝþ güvencesi sosyal barýþýn saðlanmasý ve ekonominin istikrara kavuþmaý yönünden fevkalade önemli bulunmakla birlikte Ýþ Güvenvesi Yasasý’nýn bu dönemde çýkartýlmak istenmesi zamanlama açýsýndan iþvereni bunaltmakla kalmayýp, kayýt dýþý ekonomiyi, kayýt dýþý istihdamý tahrik edici görülmektedir.” Bu satýrlar DSP-MHP-ANAP hükümetinin programýndan alýnmadý. AKP’nin seçim öncesi yayýnladýðý ekonomik görüþlerini anlatan broþürde yoksullara ne vaad ettiði görülüyor: IMF politikalarý. Onlar da diðerleri gibi küresel sermayeden yana.
3
Sosyal demokrasinin saða çekilmesine izin verme
Solun solunu yarat! S
osyalist Ýþçi gazetesi ve Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, çok uzun bir süredir sol birlik çaðrýsý yapýyor. Ne var ki bu çaðrýmýz 1999 seçimlerinde küçümsenmiþti. 1999'da sosyal demokrasiden HADEP'e ve sosyalist sola kadar uzanan bir birlik oluþturulabilmiþ olunsaydý çok açýk ki geçtiðimiz 3-4 yýllýk sürecin tüm geliþmeleri farklý olurdu. Faþistlere karþý güçlü bir mücadele odaðý kurulabilir, IMF saldýrýsýna karþý çok daha etkili bir direniþ gerçekleþtirile- bilirdi. Son zamanlarda solda birlik kavramý sosyalist solda daha etkin. Ne var ki bu kez sosyalist solun dýþýnda da sol ittifak arayýþlarý var ve çoklarýnýn kafasý bu nedenle karýþýyor. Bilindiði gibi IMF Türkiye Masasý'nýn þefi Kemal Derviþ kendisini solda görüyor ve solda güçlü bir iktidar alternatifi olabilecek bir birlik kurmaya çalýþýyor. Onun amacý CHP, DSP, YTP ve SHP'yi DTP gibi ortanýn saðýndaki partilerle bir araya getirmek. Bu çabasýnda baþarýlý olur mu bilmiyoruz. Ama þurasý açýk ki daha önce HADEP ve ÖDP ile birlik görüþmeleri yapan kimi sosyal demokratlar bu birliðin cazibesine kapýlmaya baþladýlar. SHPKarayalçýn, Derviþ'in birlik çaðrýsýna olumlu baktýklarýný ilan etti. Derviþ'in ve YTP'nin niteliði açýk. Sosyal demokrasinin geri kalan örgütlerinin de geçmiþleri belli. Þimdi inatla sosyal demokrasi düþmanlýðý yapanlar "iþte gördünüz" diyeceklerdir. Bu SHP ile, bu "sosyal demokrat bile olmayan sosyal demokratlarla" birlik olmaz diyeceklerdir. Herþeyden önce biz hiçbir zaman sosyal demokrasi üzerine hayallere kapýlmadýk. CHP'nin,
Karayalçýn'ýn SHP'sinin, Ecevit ve DSP'nin yaptýklarý açýk. Ne var ki sosyal demokrat partilerin yöneticileri ile onlara destek veren yýðýnlar arasýndaki farký görmemek tam anlamý ile körlüktür. Bugün eðer sosyal demokrat önderlikler daha sað, IMF güdümlü, zenginlerin dürtüsü ile ilerleyen bir birliðe evet diyorlarsa bunun baþlýca nedeni solda, solun solunda daha güçlü bir birlik giriþiminin olmamasý ya da henüz baþarýya ulaþmamýþ olmasýndadýr. Eðer sosyalist solun hiç deðilse bir kýsmý ile HADEP, sadece seçimler için olmayan IMF'ye ve savaþa karþý geniþ ve güçlü bir birlik oluþturulabilseydi, eðer bir süredir bu birliðin bildirileri daðýtýlýyor, afiþleri asýlýyor, toplantýlarý ve gösterileri yapýlýyor olsaydý, bugün sosyal demokrasinin saða kaymasý biraz daha zor olurdu. Çok açýk bir gerçek ki IMF'ye ve savaþa karþý net bir çizgi bugün emekçi Eðer sosyalist solun hiç deðilse bir kýsmý ile HADEP sadece seçimleri için olmayan IMF'ye yýðýnlarý yoðun desteðini ve savaþa karþý geniþ ve güçlü bir birlik oluþturmuþ olsaydý, eðer bir süredir bu birliðin kazanacak, onlarý harekete bildirileri daðýtýlýyor, afiþleri asýlýyor, toplantýlarý ve gösterileri yapýlýyor olsaydý bugün geçirecektir. Bu ise esas sosyal demokrasinin saða kaymasý biraz daha zor olurdu. olarak parlamentoya bakan, parlamentoya girmeyi her þeyin önüne geçiren sosyal demokratlar için zorlayýcý Tam tersine solun solu için kollarý olacaktýr. Geniþ bir sosyal daha fazla sývamalýyýz. demokrat kesimi de içerecek sol Haftalýk iþçi-emekçi gazetesi Öte yandan egemen sýnýfýn ittifak, belki artýk mümkün Sosyalist Ýþçi üzerindeki baskýlar da solda birlik için kollarý sývamýþ, sürüyor. AB yasalarýnýn meclisten olmayabilir. Ancak gene de bütün aðýr toplarýný bu doðrultuda geçtiði ve “artýk demokratikleþtik” sosyalistler ve HADEP bir birlik harekete geçirmiþ olmasýnýn bir iddia larýnýn ortaya atýldýðý bugün oluþturma çabasýndan nedeninin de solun solunda bir gazetemizin sahibi Özden vazgeçmemelidir. Bu birlik gelebirliðin sosyal demokratlarýn da Dönmez ve sorumlu yazýiþleri ceðe dönük olarak yaþamaya bir kesimiyle birlikte kurulmakta müdürü Volkan Akyýldýrým 700 devam ettiði takdirde öncelikle olmasýndan duyduðu kaygý milyon TL para cezasýna çarpemekçi yýðýnlarýn büyük çoðunolduðunu bir an için dahi unuttýrýldý. Gerekçe “bölücü örgüte luðunun olmasa bile öncü kesimmamak gerekir. destek vermek.” lerinin dikkatini çekecek, onlarýn Barýþý savunmaktan vazgeçmeyeharekete geçmesini saðlayacaktýr. cek, sahte demokrasi hayallerine Öncü iþçilerin saflarýný hýzla belirasla kapýlmayacaðýz. Siz lemeleri ise sýnýfýn geri kalan kesokurlarýmýzdan destek ve dayanýþimlerinin de mücadele içinde yerma bekliyoruz. lerini almalarýnýn ilk adýmý olacaktýr. Kýsacasý, birlik için mücadeleden vazgeçmenin zamaný deðildir.
DAYANIÞMAYA!
Enternasyonal Sosyalizm Devrimci marksist teorik-politik dergi
9. sayý çýktý!
Mutlaka birlik! Emperyalizm, küreselleþme ve savaþ Almanya’da faþizmin iktidarý ve anti-faþist mücadelenin dersleri... Türkiye’de eþcinsel hareketin tarihi
4
Irak'ın kitle imha silahı yok
ABD, Irak’a saldýrmak için son h
Eski BM Silah Denetçisi Scott Ritter:
A
BD'nin Irak saldýrýsýný yönetecek General T. Franks, geçen Pazartesi günü savaþ planýnýn son þeklini Beyaz Saray'a sundu. Birleþmiþ Milletler eski Baþ Silah Denetçisi Scott Ritter, askeri birliklerin seferberlik halinde olduðunu ve Körfez Savaþý'ndan bu yana bu çapta bir hareketlilik yaþanmadýðýný açýkladý. Öte yandan Bush yönetimi Irak'ýn BM silah denetçilerine yaptýðý çaðrýlarý duymazdan gelmeyi tercih ediyor. Savunma Bakaný Rumsfeld, ABD Kongre üyelerinin uzmanlarla beraber Irak'ý ziyaret etmesi þeklindeki Irak teklifini bir þaka olarak niteledi. BM'in eski baþ silah denetçisi Scott Ritter “Bu Amerkan demokrasisinin zaferi deðil iflasýdýr” dedi. Ritter þöyle devam etti "Irak’la savaþa girmeden önce, Irak'ýn ulusal güvenliðimize karþý bir tehdit oluþturduðunu belirlemiþ olmalýyýz. Böylesi bir taaruz önemli verilerle desteklen-
meli. Ben Irak'ýn savaþ nedeni olabilecek bir tehdit olduðuna inanmýyorum. Birçok düþük rütbeli subay da böyle düþünüyor."
ABD'nin elinde tek bir kanýt olsa manþetlere çýkardý Kendisi de Bush'un Cumhuriyetçi Partisinin üyesi olan ve 1990'larda Irak'a karþý operasyonlarýn içinde yeralan Ritter, Ýngiliz Parlamentosu’nda yaptýðý konuþmada Irak'a karþý yeni bir savaþ için öne sürülen gerekçelerin asýlsýz olduðunu açýkladý: "Aralýk 1998'de silah denetçileri kimyasal, biyolojik ya
Sömürge savaþlarýndan Irak'a Dünyanýn efendileri iktidar için sivilleri hedef alýyor Ýlk hava bombardýmaný 1911'de yapýldý. Ýtalyanlar Kuzey Afrika'daki sömürgecilik karþýtý Araplarý bombaladý. Ýngilizler bombardýmanýn sonuçlarýndan çok etkilendiler. Somali'deki sömürge savaþýný kazanmak için (Ýngilizler o dönemde Somali liderine “çýlgýn molla” adýný takmýþlardý) bombaladýlar. Zafer kutlamalarý yapýldý. "Aþaðý ýrklarý" Avrupalýlarýn hayatýný riske atmadan yenmenin yolu bulunmuþtu. Ýngiltere bu yeni yöntemi büyük bir hevesle Irak'taki isyancýlara, Kuzey Batý Hindistan'daki Pathanlara, Mýsýrdaki milliyetçi
da nükleer silah yapýmýnda kullanýlabilecek fabrikalarý yokettiler. Bu tarih- ten sonra yeniden benzeri tesislerin kurulmamasý için tarihin en sýký takiplerinden birini yürüttük... Sývý þarbon yapýmýnda kullandýklarý yeri 1996'da havaya uçurduk, yenisini yapmadýklarýný biliyoruz. O zaman bir miktar saklamýþ olsalar bile þarbon ancak üç yýl saklanabilen bir madde olduðundan hala mevcut olmasý imkansýz. Kitle imha silahý yapmak yüksek teknolojiye sahip tesisler gerektiriyor. Irak bunlarý ancak dýþarýdan alabilir. Dünyanýn en iyi istihbarat servisleriyle çalýþtým. Bunun olmadýðýný biliyoruz. Bush yönetimi tek bir gerekçe ya da kanýt bulabilmek için herþeyi yapardý, ama böyle bir þey olsaydý manþetlerde görürdük. Irak'ta kitle imha silahlarý yok. Saddam Hüseyin'in El Kaide ya da 11 Eylül'le iliþkisini kurmak imkansýz. Eðer konu ulusal güvenlik deðilse neden savaþa gidiyoruz?" Scott'a göre sorun Amerikan iç politikalarý: “Beyaz Saray’da
devrimcilere ve Afganistan'da sultan Darfur'a karþý da kullanýma soktu.1919'daki üçüncü Afgan savaþýnda bombardýmaný organize eden Arthur Harris, daha sonra Ýkinci Dünya Savaþýnda da Alman sivillerin bombardýmanýný organize edecekti. Harris daha sonra þöyle yazdý: "Araplar ve Kürtler artýk bombardýmanýn anlamýný öðrendiler. Artýk, 45 dakika içinde bir köyün yok edilebileceðini, hedef bile alamadýklarý dört beþ makine ile nüfusun Yerlileri üçte birinin öldürüleceðini anladýlar". "Y patlatmak" konsepti yeni deðildi. Ýngiliz gemileri 1882'de Ýskenderiye kentini küle çevirmiþlerdi.
Hava savaþý katliam kapasitesini artýrdý Hindistan'daki Ýngiliz Hava Kuvvetleri Üssü, "uygar savaþ þartlarýna uygun olmayan vahþi kabileler için uluslararasý yasalarýn geçerli olmadýðýný" açýkladý. Afgan kadýn ve çocuklar öldürülebilirdi, çünkü bunlar deðer açýsýndan "tüfekle inek arasýndaki nesneler olarak kabul
oturan ekip yeni bir ideoloji oluþturmak için zaman harcýyor: 'Dünyanýn geri kalanýna, BM'ye ya da uluslararsý yasalara ihtiyacýmýz yok. Biz Amerikayýz, tek süper gücüz, istediðimizi yaparýz' anlayýþlarý bu.” Boeing Ekim'de baþlayabilecek bir savaþa yetiþmek üzere
ediliyorlardý". Büyük güçler hava saldýrýsýný daha sonra birbirlerine karþý kullandýlar. 1932'de Ýngiliz Baþbakaný Baldwin, “en iyi savunma saldýrýdýr, kendinizi kurtarmak için daha çok kadýn ve çocuðu düþmandan daha hýzlý öldürmelisiniz" diyordu.1937'de faþist diktatör Franko, Guernica kentinin yok edilmesini emrettiðinde hava bombardýmanýnýn sivillere hasar gücü iyice ortaya çýktý. 1942'de Ýngiliz Hava Kuvvetleri komutaný iki yýl içinde Almanya'ya 1.250.000 ton bomba atmayý planladýklarýný ve bunun yaklaþýk 1 milyon kiþiyi öldüreceðini, 1 milyonu sakat býrakacaðýný, 25 milyon kiþinin de evsiz kalacaðýný tahmin ettiklerini açýkladý. 27 Temmuz 1943'te Ýngiltere Hamburg'u bombaladýðýnda bir gecede 50 bin kiþi öldürüldü. Þubat 1945'te Dresden kenti Ýngiliz ve ABD tarafýndan bombalandýðýnda yangýn fýrtýnasý sonucu sýcaklýk 1000 derecenin üzerine çýktý. 100 bin sivil yandý. Atom bombasý kullanýldýðýnda 95 bini sivil 100 bin kiþi anýnda öldü. Diðer bir 100 bin kiþi radyasyon etkisiyle acý çekerek öldü.
akýllý bomba imalatýna hýz verdi. Bir kere askeri birlikleri alarma geçirip, Irak'la savaþ için ekonomik politik ve askeri sermaye yatýrmaya baþladýnýz mý savaþ kaçýnýlmaz hale gelir. Irak'la savaþý durdurma zamaný þimdidir.
Vietnam savaþýnda parça tesirli bombalar geliþtirildi. Irak ve Afganistan'da da kullanýlan parça tesirli bomba içinde etrafa saçýlan daha küçük bombalar bulunan bir taþýyýcý. Vietnam'da önce B52'lerle binalar yýkýldý, sonra napalmla açýkta kalan her þey yakýldý, sonra da zaman ayarlý parça tesirli bombalarla yardým için kaçýþanlar öldürüldü. 1964 ve 1971 arasýnda 500 bin parça tesirli bomba atýldý. Bunlarýn içinde 285 milyon bombacýk vardý. Hintçin'inde yaþayan her kiþiye yedi bomba düþüyordu. 1940'larda geliþtirilen napalm "insanlarý portakal gibi soyuyordu". Ýkinci Dünya Savaþý’nda ABD 14.000 ton napalm kullandý, 1950'lerdeki Kore savaþýnda 32.000 ton napalm attý. Vietnam'da ABD 373.000 ton geliþtirilmiþ napalm kullandý. 40 yýl önce yüzünün yarýsý napalmle eriyen Koreli Pak Jong Dae "dünyada benim gibi kurbanlar bir daha olmamalý" demiþti. Bu dileði gerçeðe çevirmek için ABD'nin savaþ çýlgýnlýðýna karþý seferber olmanýn tam zamaný.
hazýrlýklarý yapýyor "ABD Irak'a saldýrmaz" diyenler yanýlýyor: "ABD, Irak'ýn 11 Eylül saldýrý ile iliþkisini kanýtlayamýyor": 11 Eylül saldýrýsýnýn hemen ertesinde Pentagon Irak gizli servisinin Usame Bin Ladin'le iþbirliði içerisinde olduðunu iddia etmiþti. Ancak ABD bunu bir çok iddasý gibi kanýtlayamadý. Ama Bush için zaten kanýt gerekmiyor: Irak, Ýran ve Kuzey Kore ABD çýkarlarýna düþman 52 ülkenin oluþturduðu bir þer ekseninin baþý ilan edilmiþti. "ABD Körfez Savaþýnda Birleþmiþ Milletler kararý aldýrmýþtý, ancak bugün Irak'a saldýrý için BM kararý çýkarmasý imkansýz": ABD yönetiminin BM kararlarýný hiçe saymasý yeni bir durum deðil. 1998'den bu yana Türkiye'deki Ýncirlik Üssü'nden kalkan ABD ve Ýngiliz uçaklarýnýn ortalama iki günde bir Irak'ý vurmasý BM politikalarýnýn açýk ihlaliydi. Týpký Filistin'de Cenin katliamýnýn BM tarafýndan tespit edilmesine izin vermeyen Ýsrail'in arkasýnda ABD olmasý gibi. "Olasý bir Irak müdahalesinin ortalama 80 milyar dolarlýk maliyetini ABD tek baþýna karþýlayamaz. Ancak 60 mil- yon dolarlýk bir maliyete sahip Körfez Savaþý'nda olduðu gibi müttefiklerine faturayý da ödetemez." ABD'nin geçmiþteki gibi Avrupa finans- manýyla yeni hedeflere saldýramayacaðý daha Afganistan saldýrýsý sýrasýnda belli olmuþtu. Ancak Bush ve ortaklarýnýn temsil ettiði, silah ve petrol þirketlerinin çýkarlarý gereði ABD bu maliyeti ödemeye hazýrdýr. Boeing baþta olmak üzere belli baþlý silah fabrikalarý 24 saat aralýksýz olarak üretimi yapmaktadýr. IMF politikalarýna karþý Uruguay'da baþlayan ayaklanmaya iliþkin ABD'nin tutumu tarihte ilk defa kendi kasasýndan 1.5 milyar dolar vermek oldu. Irak'ý yerle bir etmek ya da Latin Amerika'da darbe ve krediler aracýlýðýyla IMF politikalarýný sürdürmek - Küresel sermayenin askeri gücü olarak ABD hegemonya için her türlü masraftan çekinmiyor. "ABD, Afganistan'da olduðu gibi yerel silahlý
güçleri satýn alarak ve hava bombardýmanýyla Irak'ta zafere ulaþamaz. Ancak yabancý güçlerin iþgali Irak'ý yerle bir edebilir. ABD, Arap ülkelerinden ve Türkiye'den yeterli desteði alamamaktadýr. Kürt ve Þii güçlerin ayaklanmasý ise kolayca bastýrýlabilir." Evet, ABD'nin Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkeler tarafýndan topraklarýnda istenmediði doðrudur. 40 bin kiþilik askeri güce sahip Kürt gruplarýn, Þiilerin ve Irak Ulusal Kongresi gibi CIA ajanlarýnýn gerçekleþtireceði bir ayaklanmanýn baþarýsýz olacaðý da ortada. Ancak ABD Irak'ý vurmak için iki noktayý kullanmayý amaçlamakta: Kýbrýs ve Türkiye. Her ikisi için de kilit rolü oynayan Türkiye ise sadýk bir ABD iþbirlikçisi ve IMF'den en fazla kredi çeken ülke olarak topraklarýný ABD'ye açmaktan çekinmeyecektir. "Bush ve yardýmcýsý Cheney'in karýþtýðý þirket skandallarý ve ABD ekonomisindeki durgunluk savaþ politikalarýný zora sokmaktadýr." ABD ekonomisi 11 Eylül öncesi durgunluða girmiþti. Sürekli savaþ ve silahlanma politikalarý küresel þirketler tarafýndan krizden kurtulma yolu olarak bir kez daha deneni- yor. ABD hegemonyasý ekonomik olarak güçsüzlük karþýsýnda sadece ABD silahlý gücü ile yürütülmeye baþlandý. Bush'un askeri maceralarý þirket iflaslarý ve skandallarý ile daha radikal bir ton kazanýyor. "Bush ve ortaklarý meþruiyet krizi yaþamaktalar. Bu durum onlarý Irak'a saldýrmaktan alýkoyar." 11 Eylül saldýrýsýndan bir saat sonra açýklama yapan Bush, "ya bizden yanasýnýz, ya da bize düþmansýnýz" diyerek zaten pek de bir meþruiyet aramadýðýný göstermiþti. ABD'nin savaþý dünya yoksullarýna karþý açýlmýþtýr. Bush aradýðý tek meþruiyet büyük þirketlerinin kâr oranlarýnýn artmasýdýr.
ABD’nin bekçi köpeði Ýsrail’in son uygulamasý:
Filistin toplama kampýna dönüþtürüldü Bush Irak'ý vurmak için hazýrlanýrken, Þaron Filistin'i toplama kampýna çeviriyor. 350 kilometrelik bir duvarla Filistin kentlerini çevreleyip dünyayla iliþkisini kesme ve kentleri kendi içinde bölerek gettolaþtýrma planý hýzla ilerliyor. 11 Eylül ardýndan Bush'un yaptýðý "terörizmle mücadele" çaðrýsýna ilk uyan Ýsrail olmuþtu. Þaron, Filistin topraklarýnýn bütününü kalýcý olarak iþgal etti ve tüm dünyanýn gözleri önünde açýk bir katliam gerçekleþtirdi. Ýsrail, katliam delillerini ortadan kaldýrana dek ABD bekledi ve sonra müdahale etti. Ancak müdahalesinin sonucu Filistinlileri dünyanýn geri kalanýndan tecrit edecek Siyonist plana destek vermek oldu. Siyonist Ýsrail, tüm Filistin kentlerini 7 metre yüksekliðinde ve 350 kilometre uzunluðunda beton duvarlarla sarýyor. Amaç Filistinlileri tecrit etmek, ama basit bir tecrit politikasý deðil bu. Batý Þeria'nýn kuzeyinden baþlayan duvarlarýn arasýnda 40 metre geniþliðinde bir açýklýk bulunuyor. Bu açýklýkta ise 2.5 metre derinliðinde hendekler var, amaç Filistin tarafýnda kalan araçlarýn duvara yaklaþmasýný engellemek. Duvarýn Filistin tarafýnda kalan bölümünde 2 metre yüksekliðinde dikenli tellerle kesilmiþ özel bir bölüm de bulunuyor.
Ýsrail'in 180 trilyon lira harcadýðý bu tecrit planý sonucu Ramallah, Biddya, Tulkarim, Cenin, Nablus ve Eriha gibi Filistin kentleri dünyaya kapalý toplama kamplarý haline getiriliyor. Bu yöntem oldukça tanýdýk: Naziler Doðu Avrupa'da Yahudilerin yaþadýðý bölgeleri gettolara çevirmiþti. Saddam'ý dünyanýn baþýna bela olmuþ bir þeytan ilan eden Bush ve ortaklarý, Þaron'un açýkça uyguladýðý soykýrým politikalarýný destekliyor. Çünkü "terörizmle mücadele" adý altýnda yürütülen saldýrý Ortadoðu'da ABD hegemonyasýnýn kurulmasý ve petrol kaynaklarýnýn Teksaslý petrol þirketleri tarafýndan kontrol edilmesini hedefliyor. Türkiye ve müttefiki Ýsrail gibi güçler ABD'nin birer kuklasý olarak verilen emirleri uyguluyor.
Ýþte Filistin’i tecrit eden beton duvarlar...
Marksizm tartýþmalarý
5
Saðcýlýk, solculuk ve öfkeli çoðunluk
S
akýp Sabancý artýk eski partilerden býktýðýný, yeni bir siyaset tarzýna ihtiyaç duyduðunu ve Yeni Türkiye Partisi'ni bu yüzden desteklediðini açýkladý. Ayný saatlerde IMF politikalarýnýn birinci derecede sorumlusu Kemal Derviþ, solda bir ittifak için elinden geleni yapacaðýný söylüyordu. Ortada olan bir tuhaflýk ya da absürd tiyatro gösteri- si deðilse eðer büyük sermayenin çantasýndan neden "sol"culuk çýkardýðý açýklanmak zorunda. Birkaç argüman var ki medya tarafýndan tartýþýlmaz olarak kabul edilip, yaygýnlaþtýrýlýyor. "Sað ve sol arasýndaki geleneksel karþýtlýk anlamýný yitirdi", "mücadele eski ve yeni arasýnda", "deðiþimi isteyen saðcýlar ve solcular birleþiyor" ve "makul çoðunluðun siyasete katýlýmý saðlanmalý." Büyük sermayenin Kemal Derviþ'e ve sosyal demokratliberal ittifakýna verdiði destek, kendisini bu argümanlara dayandýrýyor. Laflar güzel ve hoþ, ama bunlarýn hangi ortamda söylendiðini hatýrlayalým: 1. Türkiye kapitalizmi tarihinin en derin krizini yaþýyor. 2. Son 20 yýl boyunca uygulanan neo-liberal politikalar sonucu en zengin ve en yoksul arasýndaki uçurum hýzla büyüyor. 3. Siyasal istikrarsýzlýk had safhada ve geleneksel sermaye politikalarýnýn sürdürücüsü olan merkez (sað ve sol) çöküyor. 4. Son on yýlda önce Ýslamcý hareket sonra faþizm (MHP) radikal kitlesel hareketler olarak ortaya çýktý. 5. Sýradan insanlar devlete, meclise, polise, sermaye partilerine ve bir bütün olarak sistemin kurumlarýna güvenmiyor. Bunun adý toplumsal krizdir. Washington'da ve lüks plazalarda yapýlan projeler aslýnda büyük bir paniðin ifadesi: Egemen sýnýf yönetemiyor ve her an yönetilmek istemeyen emekçi kitlelerinin öfkeli soluðunu ensesinde hissediyor. O pek güzel laflar hep ayný masala dayanýyor: Zengin "beyaz Türkler"le, fakir ve dýþlanmýþ yýðýnlarýn ayný gemide yüzdüðü ve ortak çýkarlara sahip olduðu masalýna… Masalýn kahramanlarý ellerinde uzilerle ortalýkta dolaþan Susurlukçular deðil, þýk takým elbiselerle ortalýkta dolaþan IMF memurlarýyla, Blair ve Clinton'u takip eden "yeni solcular" oldu. Sol ve solculuk elbette devrimci marksizmle sýnýrlandýrýlamayacak geniþlikte kavramlar. Ancak ortak bir tanýmý da sahipler. Ýþçi sýnýfý ve sermaye karþýsýnda ilkinden yana olmak. Emekçilerin günlük mücadelesini desteklemek ve yaþam koþullarýnýn iyileþtirilmesi için çalýþmak. Kamusal politikalarý savunmak. Ayrýmcýlýðý, ýrkçýlýða, devlet terörüne ve savaþlara karþý olmak. Ýster sosyal demokrat, ister gerillacý isterse proleter devrimci olsun sol ve solculuk bu ortak tarihsel zemine dayanmak zorunda. Bugün kim kapitalizmin milyonlarca insaný yýkýma sürüklediðine itiraz edebilir? Ýþsizlik, açlýk, salgýn hastalýk gibi aþaðýdakilerin yaþamýný cehenneme çeviren olgular ortadan kalktý mý? Açýk ki kalkmadý ve her geçen gün kapitalizm insanlýðý yýkýma sürüklüyor. Ýþte solu, solculuðu ve sol politikalarý var eden sistemin yarattýðý bu sonuçlardýr. Sað ve sol arasýndaki geleneksel ayrýmýn ortadan kalktýðýný söyleyenler neden merkez solda bir ittifakla ilgilenir? Kapitalizmin 300 yýlý aþan tarihinde sayýsýz mücadeleye, devrime, karþý devrime neden olan sýnýf kavgasýnýn olanca þiddetiyle sürdüðü ve bal gibi saðcýlýk solcuðun çarpýþtýðý için. Sistemin sorununu çözecek bir ilaç yoktur. Bugün Türkiye'nin baþýna getirilmek istenen merkez sað-sol ittifakýnýnsa hiç mi hiç þansý yok. Kim sistemin devamýndan, IMF-DB-DTÖ uygulamalarýndan yana oluyorsa ve küresel kapitalizmin çýkarlarýný savunuyorsa açýk ki makul bir çoðunluðun desteðini deðil, öfkeli bir çoðunluðunu nefretini kazanacaktýr. Clinton'un, Blair'in baþýna gelen de bu oldu. Biz IMF patentli yapýsal uyum politikalarýna karþý radikal uyumsuzluk gösteren çoðunluðun kendi mücadelesinden yanayýz. Ýster Susurlukçu, ister zengin beyaz Türk olsun, bir avuç azýnlýðýn geleceðimizi belirlemesine karþýyýz. Evet, bugün deðiþim gerek. Deðiþim insaný deðil kârý merkezine koyan bu sisteme karþý mücadeleyle baþlar. Sol bu mücadeleye katýldýðý oranda büyür ve geliþir. Yeteneksiz aktörlerin oynadýðý TÜSÝAD piyeslerinden býkmadýk mý? Bize ezilenlerin gerçek bir þöleni gerek.
Troçki Doðan Tarkan
Volkan AKYILDIRIM
Z Yayınları Broşür dizisi
Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan edinebilirsiniz
6
Nasýl bir gelecek istiyoruz?
Baþka bir dünya
sosyalizmde
"BAÞKA BÝR DÜNYA MÜMKÜN" anti-kapitalist hareketin baþ sloganý. Bizler için bu baþka dünya sadece sosyalizm olabilir, kâr için deðil ihtiyaç için üretime dayanan bir toplum. Peki bu nasýl bir toplum olacak? Nasýl olmayacaðýna iliþkin bir dizi cevap sýralamak kolay. 358 milyarderin dünya nüfusunun yarýsý kadar servete sahip olduðu ya da çocuklar açlýktan ölürken trilyonlarýn silahlara harcandýðý bir toplum olmayacak. Stalinist bir diktatörlük olmayacak. Bu olumsuzlarýn ötesine geçip olumlu bir taným yapabilmek için temel bir ilkeyle iþe baþlamalýyýz. Sosyalizmin baþlangýç noktasý ve temeli iþçi iktidarýdýr, yani politik ve ekonomik iktidarýn iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilmesi. Rusya'da 1917'de iþçiler iktidarý aldýðýnda Rusya bu yola girmiþti. 1920'lerde ise iþçiler iktidarý kaybediyor ve Rusya sosyalizmden uzaklaþýyordu. 1930'lardaki Rusya sosyalizmin tam karþýtýydý, artýk iþçiler iktidarý tamamen kaybetmiþlerdi. Ýþçi iktidarý; iþçi sýnýfýndan insanlarýn birlikte (iþgücünü satanlarýn) devleti ve ekonomiyi yönetmesidir ve denetlemesidir. Silahlý güçler, polis, yargý ve Meclisten oluþan devlet aygýtý tepeden aþaðý yapýlanmýþtýr ve büyük sermaye ile baðlarý vardýr. Bu aygýt çalýþan insanlar tarafýndan devralýnamaz. Parçalanmasý ve yerine aþaðýdan yukarý doðru inþa edilecek yeni bir aygýtýn konulmasý gerekir. Bu yapý, iþyerlerinden ve çalýþan insanlarýn kurduðu diðer kolektiflerden temsilcilerin yerel ve ulusal çapta iþçi konseyleri olarak örgütlenmesidir. Bu delegeler kendilerini seçenlerin denetimine tabi olmalý, gerektiðinde geri çaðrýlabilmeli ve onlarla ayný ücreti almalýdýr. Hükümetin bakanlarý ve yeni iþçi milisleri (polis ve ordunun yerine geçen)
Marksizm tartýþmalarý:
Sermayenin küreselleþmesi ve kriz
SÖYLEÞÝ:
TARTIÞMA:
Bu süreçte insanlar kendilerini de kökten deðiþtirecekler. Ýnsanlar deðiþeceði için, sosyalist toplumun nasýl olacaðýna iliþkin birçok soruyu önceden cevaplamak olanaksýz. Sosyalizmin önemi hepimizi, kolektif yaþamýmýzý biçimlendiren özgür bireyler yapmasýdýr. Böylesi bir bakýþa gösterilen standart tepki bunun gerçekçi olmadýðý, ütopik olduðu þeklinde. Ama en basit deðiþim bile örneðin çocuklarýn açlýktan ölmeyeceði bir dünya yaratmak, temel problemi çözmeye baðlý- sermayenin iktidarýný yýkýp insanlarý kendi emeklerinin sonuçlarý hakkýnda söz sahibi yapmak. Bu temel problemi iþçi iktidarý ile çözmek, insanlýðý özgürleþtirecek olan þeyin ta kendisi.
ulusal iþçi konseyine karþý sorumlu olacaktýr. Bu konsey ayný zamanda ekonominin yönetiminden de sorumludur. Ýþçi sýnýfý üretimi, kamu mülkiyetinin ve iþletmeler üzerinde iþçi denetiminin sistematik olarak yayýlmasý ile yönetecektir. Her iþyeri seçilmiþ bir iþçi komitesi tarafýndan yönetilecek. Bilimsel ve teknik John MOLYNEUX uzmanlar gerekli olmaya devam edecek (Socialist Worker gazetesinden ama bunlar hisse sahiplerine karþý deðil iþçi çeviren Betül GENÇ) komitesine karþý sorumlu olacaklar. Ýþçi iktidarýnýn bu temeli uluslararasý çapta yayýlacak ve güçlendirilecek: Gerçek sosyalizm uluslararasý olmak zorundadýr. Bu, kâr ve sermayenin iktidarýný kýrarak sýnýflarýn yok olduðu bir eþitlik ve özgürlük toplumuna giden yolu açacak. Ýþçilerin iktidarý üretkenlikte önemli bir artýþ getirecek, ama bu üretkenlik ihtiyaçlar için kullanýlacaktýr- lüks oteller için deðil dünya yoksullarýna ucuz evler, besin, okul ve hastane için, Yýldýz Savaþlarý ya da küresel ýsýnma için deðil. Bütün miras yoluyla devralýnmýþ servetin sonu ve gelir adaletsizliðinde ciddi bir düzelme anlamýna gelecek. Nihai eþitliðe - "herkesten yeteneðine göre, herkese ihtiyacý kadar"- doðru ilerlemenin baþlangýcý olacak. Irkçýlýða, cinsiyetçiliðe, homofobi ve bütün diðer ayrýmcýlýk türlerine karþý ciddi bir saldýrý anlamýna gelecek. Ayný zamanda bu bölünmüþlüðün köklerini de ortadan kaldýracaktýr. “Ama en basit deðiþim bile örneðin çocuklarýn açlýktan ölmeyeceði bir dünya Ailenin ekonomik ve yasal yaratmak, temel problemi çözmeye baðlý- sermayenin iktidarýný yýkýp insanlarý sýnýrlarýný gevþeterek insanlarý cinsel kendi emeklerinin sonuçlarý hakkýnda söz sahibi yapmak... “
16 Ağustos (Cuma) Saat: 18.30-20.00
Adres: Büyükparmakkapý Sokak, No : 8 , Kat: 4 Taksim-Ýstanbul Tel: (0 212) 251 62 73
ve duygusal olarak özgürleþtirecek. Ýnsanlar birbirlerini özgür seçim temelinde sevecek ve beraber yaþayacak. Sosyalizme geçiþ ayný zamanda insanlýðýn önemli ölçüde özgürleþmesini getirecek. Bu geleceðin genel hatlarýna göz atabiliriz, ama detaylarý öngöremeyiz. Çünkü binlerce yýldýr insanlar tarihin ve toplumun öznesi deðil, pasif nesneleri oldular. Yaþamlarý en uzun saatler boyunca, en iyi ihtimalle monoton, kötü ihtimalle aþaðýlayýcý ve saðlýða zararlý þartlarda çalýþmakla geçti. Bu emek "uygarlýðýn" bütün ihtiþamýný yarattý, ama kitleleri ancak kiþisel geçimini sürdürme düzeyine mahkum etti. Sosyalizm bunu tersine çevirecek. Çalýþma saatleri azaltýlarak birçok baþka aktiviteye zaman kazanýlacak. Daha da önemlisi iþin kendisi hayatý zenginleþtiren yaratýcý çalýþmaya dönüþtürülecek. Ýnsanlar kendi çevrelerinin bilinçli yaratýcýlarý ve tasarlayýcýlarý olan bir kolektif olacaklar- toplumun biçimlendirilmesine doðrudan katýlan aktif yurttaþlar olacaklar.
KARA
17 Ağustos (Cumartesi) Saat: 19.00-20.30
Deprem ve devletin saðlýk politikasý
KEDÝ
KÜLTÜR MERKEZÝ
Konuþmacý: Dr. Þebnem Bozcalý (Toplum Saðlýðý Vakfý)
Tony Cliff’in 4 ciltlik Lenin biyografisinin tümü Z Yayýnlarý’ndan çýktý
Karakedi Kitabevi Sakýzgülü Sokak, Göynük Apt. 24/4, Kadýköy - 0216 418 53 40 Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok. No:8/11, Beyoðlu
Mücadelenin içinden
Dünya savaþ karþýtlarý Ýstanbul'da buluþuyor! S
avaþa Hayýr Platformu'nun düzenleyeceði Barýþ Sempozyumu 24 Aðustos tarihinden 14-15 Eylül tarihine ertelendi. Böylece sempozyumun süresi iki güne çýkartýlýrken katýlýmcýlar da daha geniþ tutulmuþ oldu. Sempozyuma Ýsrail, Filistin, Kýbrýs, ABD, Ýngiltere, Yunanistan ve Afganistan'dan savaþ karþýtlarý davet edildi. Ýngiltere'den Stop the War koalisyonundan, Yunanistan'dan Sosyal Forum örgütleyicilerinden, Kýbrýs'ta süren savaþ karþýtý kampanyanýn aktivistlerinden konuþmacýlarla birlikte Filistin ve Ýsrail'den aktivistler de savaþý nasýl durdurcaðýmýzý tartýþacaklar. Sempozyumun ikinci gününde ise KESK, DÝSK, TMMOB ve ÝHD baþkanlarý konuþmacý olarak davet edilecek. Ýngiltere'den ayrýca savaþa
karþý sesini yükselten Tarýk Ali de davet edilecek. Sempozyumun inþasýna Türkiye'den aralarýnda Ertuðrul Kürkçü, Eren Keskin, Ragýp Duran, Filiz Koçali, Grup Yorum, Roni Margulies, Eþber Yaðmurdereli ve Kadýköy Belediyesi gibi sanatçý, sosyalist, aydýn ve kurumlarýn bulunduðu savaþ karþýtlarý da katýlýyor. Savaþ tacirlerinin örgütlenmesine biz de savaþ karþýtlarýnýn örgütlenmesiyle yanýt verelim. Savaþsýz bir dünya mümkün diyen herkes sempozyumun örgütlenmesine destek olabilir. Fikirsel katký sunabilir, afiþ daðýtabilir, sempozyuma arkadaþlarýný getirebilir, iþyerinde, okulunda sempozyumu inþa edebilir. Savaþa karþý güçlerimizi birleþtirelim.
Kadýköy Savaþa Hayýr Platformu inþa ediliyor Kadýköy'de savaþ karþýtlarý bir araya geliyor. Her hafta Çarþamba günleri toplanan savaþ karþýtlarý Kadýköy'de daha geniþ bir savaþ karþýtý platform inþa etmek ne gibi etkinlikler örgütleyeceklerini tartýþýyorlar.
Artýk Savaþa Hayýr Platformu'nun irtibat numarasý ve adresi var! Ýstanbul Sosyal Forumu ve Savaþa Hayýr Platformu'nun artýk irtibat adresi ve telefon numarasý var: Tel ve Faks: 0212-249 45 08 E-posta: imf-hayir@gmx.net
Her pazartesi buluþuyoruz Savaþa Hayýr Platformu Mart ayýndan beri her hafta pazartesi günü saat 19:00'da toplanýyor. Doðrudan demokrasinin iþlediði toplantýlarda savaþ karþýtý etkinlikleri hep birlikte planlýyoruz. Toplantýlar tüm savaþ karþýtlarýna açýktýr. Adres: Karakedi Kültür Merkezi, B. Parmakkapý Sok., No: 8, Kat: 4, Beyoðlu Ýstanbul
Ýncirlik Üssü’nde grev kararý HARB-ÝÞ Adana Þubesi
Ýstanbul Sosyal Forumu
Ýstanbul Sosyal Forumu her perþembe saat 18:30’da aþaðýdaki adreste buluþuyor. Toplantýlar herkese açýk. Karakedi Kültür Merkezi Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Hayat Apt. Kat: 4 Beyoðlu - Ýstanbul Tel: 0212-251 62 73 Web: www.geocities.com/sosyalforum/ Mail Adresi: isf@gmx.net Mail Grubu: http://groups.yahoo.com/group/istanbulsosyalforumu/
Türk Harb-Ýþ Sendikasý Adana Þubesi ile Yabancý Askeri Ýþyerleri temsilcileri, ücret politikasý konusunda anlaþmazlýða düþtü. Ýþçiler üçer aylýk dilimler halinde, enflasyon oranýnda zam isterken, iþveren temsilcileri altýþar aylýk dilimlerde zam vermek konusunda ýsrar etti. Toplu sözleþmedeki uyuþmazlýk sonucu grev kararý iþyerlerine asýldý. Eðer Anlaþma saðlanamazsa iþçiler Ýncirlik'te beþinci kez greve çýkacaklar. 1967 ve 1975 yýllarýnda gerçekleþen grev iþten çýkarma ve devlet müdahalesiyle karþýlaþtý.
1990 Nisan'ýn da Ýncirlik'te baþlayan grev Körfez Savaþý nedeniyle yasaklandý. En son 1998 yýlýnda 1 ay süren greve Ýncirlik Üssü'nde çalýþan 1400 iþçi katýldý ve hayat durma noktasýna geldi. ABD üssünün patronlarý iþçilerin hak talebi karþýsýnda grev kýrýcýlara ve kaçak iþçi çalýþtýrmaya baþvurdu. Ancak Harb-Ýþ üyesi 1000'i aþkýn iþçi bugün talepleri karþýlanmazsa yine greve çýkmakta kararlý.
7
Küreselleþme Karþýtý Ýzmir Giriþimi
Etkinlik hedefleri:
1 Eylül Barýþ Günü mitingi için diðer örgütlerin yapmakta olduðu organizasyona katýlarak burada mitingin klasik bir mitingden çok bir alan þenliði þeklinde yapýlmasý önerilecek. Alanda her grubun kendini istediði þekilde ifade edebileceði, müzik ve çeþitli etkinliklerin yapýlabileceði bir etkinlik oluþturulmasýna katkýda bulunulacak. 1 Eylül etkinliðine Giriþim adýna katýlýnýlacak. 1 Eylül'den önceki günlerde "Sen barýþýn resmini yapabilir misin?" adýnda bir etkinlik düzenlenecek. Bu kapsamda Ýzmir'in çeþitli yerlerine masalar açýlarak bu masalarda Giriþim'in hazýrlayacaðý savaþ karþýtý bir broþür daðýtýlarak ilgi gösteren insanlardan masada açýlacak olan beyaz bir beze barýþ ile ilgili bir resim yapmasý ya da bir cümle yazmasý istenecek. Daha sonra bu resim ve yazýlar 1 Eylül'de ve baþka etkinliklerde kullanýlacak. Organize edilebildiði ölçüde derneklerde, sendikalarda, cafelerde ve mümkün olan baþka yerlerde savaþ ile ilgili film gösterimi ve söyleþiler yapýlacak. ABD'nin Irak'a müdahalesi durumunda müdahalenin ertesi günü saat 18.00'de Konak'ta "Savaþa Hayýr" pankartýyla toplanýlacak. Bunun için Giriþim'in tüm katýlýmcýlarýna ve ulaþýlabilen en geniþ kesimlere haber verilecek. 1 Eylül Mitingi için platform oluþturan tüm örgütlere de bu öneri sunulacak. Bu etkinliklerin teknik hazýrlýklarý için "eylem ve etkinlik çalýþma grubunun" etrafýnda gerekli hazýrlýklar yapýlacak. Tüm bu konuþulanlarýn pratik hazýrlýklarýnýn yapýlmasý için 13 Aðustos 2002 Salý günü saat 19.00'da Eðitim Sen Ýzmir 3 No'lu Þube'de bir toplantý yapýlacak. Floransa'da yapýlacak Avrupa Sosyal Forumu ile ilgili olarak önceden planlanmýþ çalýþmalarýn yapýlmasý için hazýrlýklar tamamlanarak Ýzmir'de bu doðrultuda etkinlikler yapýlacak.
Sayý:184 13 Aðutos 2002
ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.geocities.com/sosyalistisci/ sosyalistisci@hotmail.com
Sayý: 184
13 Aðustos 2002
200.000 TL
Dayanýþma fiyatý: 500.000 TL
Küresel þirketlerin dünyaya armaðaný:
Üç yýlda 20 milyon iþsiz
İşsizliğe hayır!
Sermayenin krizi dünya çapýnda gittikçe derinleþirken, bunun yükünü yine dünya çapýndaki emekçiler çekiyor. Dünyanýn önde gelen ser-
Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr
maye bloklarýnýn içine girdiði kriz, süreç olarak henüz baþlangýç aþamasýnda olmasýna raðmen, emekçilere aðýr bir fatura kesilmiþ görünüyor.
S
ermayenin has kurumu IMF'nin has adamlýðýný üstlenen MHP-DSPANAP hükümeti altýnda, iþsizlik yýllýk temelde istikrarlý bir biçimde arttý. Bu üçlünün iktidara geldiði 1999 yýlýndan itibaren resmi iþsizlik rakamlarý þöyle: 1999: %7.3, 2000: %8.3, 2001 %8.6, 2002 (ikinci yarý) %9.6. Son üç yýlda 1.5 milyon kiþi iþinden oldu! Temmuz ayýnda 70.000 ailenin Ankara Valiliðine açlýk yardýmý için baþvurmasý, bize durumun ne derece kötü olduðu hakkýnda fikir verebilir. Sadece bu rakamlar bile, sol ittifakýn önemini bir kez daha düþünmemize yol açmalýdýr. Bugün emekten yana herkes, emekçi düþmaný bu hükümeti bizim devirmemiþ olmamýzdan dersler çýkarmalý ve bu tabloya emekten yana müdahalenin olanaklarýný araþtýrmalýdýr.
Ýþsizlik sistemin sorunu deðil tercihidir. Paþabahçe’nin kapatýlmasý buna iyi bir örnek. 870 þiþe cam iþçisi ve yan sanayilerde çalýþan 3 bin iþçi, aileleriyle birlikte binlerce insanýn hayatý patronlarýn kâr hýrsý yüzünden çalýndý. Ýþ Güvenliði Yasa Tasarýsý karþýsýnda ýslýk çalanlar, Paþabahçe Fabrikasý’nýn kapatýlma kararýný bizzat destekledi ve uyguladýlar.
Çocuk emeði sömürüsüne son! Türk-Ýþ'in bu yýl yaptýðý araþtýrmalara göre, Türkiye'de toplam 16.088.000 çocuk yaþýyor. 6-17 yaþ grubundan 1.635.000 çocuk herhangi bir iþte çalýþýyor. Yani Türkiye'de çocuklarýn %10.2'si çalýþmak zorunda býrakýlýyorlar. Bu rakamlar Türkiye'de çocuk iþçi sömürüsünün ne kadar vahim boyutlara ulaþtýðýnýn bir göstergesi. Ýþsizliðin %17'lere týrmandýðý bu ülkede de -ki bu iþsizlik oraný 16 ile 65 yaþ arasý nüfusun içinden hesaplanan bir oran- çocuklar ucuz emek gücü olarak kullanýlýyor, yýpratýlýyor.
Çocuklar oldukça kötü iþ koþullarý altýnda, günde ortalama 10-12 saat çalýþtýrýlýyorlar. Üstelik hiçbir iþ güvenceleri veya sigortalarý olmadan. DÝE kayýtlarýna göre, 1998, 1999 ve 2000 yýllarýnda toplam 16.804 çocuk iþ kazasý ve meslek hastalýklarý geçirdi. 37'si bunlardan dolayý hayatýný kaybetti. 294 çocuk ise artýk 'iþ göremez' durumda. Bunlar sadece kayýtlý olanlar. Gerçek ise çok daha canlý bir biçimde her gün gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Özellikle þu sýralar bu kriz ortamýnda patronlar iþçinin ücretinden keserken ve çalýþma koþullarýný daha da kötü bir hale getirirken... Bu çocuklarýn bir çoðu, okula devam edebilmek, masraflarýný çýkarta-
bilmek ya da zorlaþan hayat koþullarý karþýsýnda aile bütçesini arttýrabilmek için çalýþýyor. Ýþte tam da bu yüzden eðitim hakkýnýn parasýz ve herkes için olmasý yeniden ve yeniden dile getirilmesi ve hep birlikte haykýrýlmasý gereken hayati bir öneme sahip. Çocuk iþçi sömürüsüne karþý verilecek mücadele, bugün iþsizliðe ve özelleþtirmelere karþý verilecek mücadeleden baðýmsýz deðildir. Bu konulardaki kazanýmlarýmýz çocuklarýn ucuz emek gücü olarak kullanýlmasýnýn önünde büyük engeller yaratacaktýr.
Sadece son 3 yýlda 20 milyon kiþi iþinden oldu. Dünya çapýnda þu anda 160 milyon insan iþsiz durumda. Böyle zamanlarda, sermayenin aklýna ilk gelen, iþçi çýkarmak oluyor. Sadece IBM geçtiðimiz yýl Mayýs ayýnda 8.000 kiþiyi iþten çýkardý. Þirket iflaslarý, 11 Eylül bahanesi ve krizin yaný sýra iþçilerin diðer bir düþmaný da, her ülkede kamu harcamalarýnýn kýsýlmasýný ve kamu personelinin azaltýlmasýný öngören, sermayenin ekonomik kurumu IMF'nin politikalarý. Sonuçlarý Arjantin'de açýkça görülen bu reçete, yoksullara daha fazla yoksulluk getiriyor. Ezilenlerin durumu çýplak bir biçimde Dünya Bankasý'nýn 2000/2001 Dünya Kalkýnma Raporunda görüldü: Dünyada 2.8 milyar insan günde 2 dolardan az parayla yaþarken, bu insanlardan 1.2 milyarý ise 1 dolardan az parayla (açlýk sýnýrýnýn altýnda) yaþýyor. Kriz derinleþtikçe, bu tablo daha da vahim bir durum alýyor. Durum buyken, devrimcileri "ütopik" ve sosyalizmi "mantýksýz" olarak niteleyip, tek "rasyonel" sistemin kapitalizm olduðunu iddia edenlere dönüp sormak gerekir: "Bir avuç insanýn servetine servet katmak için milyonlarý aç býraktýðý bir sistemden daha mantýksýz ne olabilir?"
Kapitalizm öldürür! Uluslararasý Çalýþma Örgütü ILO'ya göre, meslek kazalarý ve hastalýklarý, her yýl savaþlarda ölenlerden daha fazla kiþinin ölmesine yol açýyor. Her gün 5.000, her dakika ise 3 iþçi iþ kazalarýnda yaþamýný yitiriyor. Her yýl savaþlarda ölenlerin sayýsý 650.000 iken,yine her yýl yaklaþýk 2 milyon iþçi iþ kazalarý ya da hastalýðýndan dolayý ölüyor. Ölümle sonuçlanan her kaza baþýna, 1000 yaralanma olayý olurken, bu olaylarýn büyük bölümü, kalýcý sakatlýk ve yoksulluða yol açýyor. Bunun en baþtaki nedeni çalýþma ortamlarýnýn güvenli olmamasý. Bizzat bombalarla deðil belki; ama bir kere daha, bize dayatýlan iþ koþullarýnýn ölüm ve sefalet getirdiðini söylemek yanlýþ olmaz. Kar için insanlara bomba yaðdýrmaktan çekinmeyen küresel sermaye, bizzat öldürmüyormuþ gibi gözükse de, yaþamak için çalýþmak zorunda kaldýðýmýz her an aslýnda kan akýtmaya devam ediyor.
Kapitalizmi öldürelim!