185

Page 1

SHP-ÖDP ittifaký kuruluyor

IMF’ye ve savaþa karþý kitlesel bir kampanya

IMF’cilere karþý emekçi çözümü

10 bin kamu emekçisi Ankara’ya yürüdü

Sayfa: 3

Sayfa: 7

IMF’ciler umut olamaz Sayý: 185

20 Aðustos 2002

200.000 TL

IMF memuru Derviþ CHP’ye katýlýyor

Derviþ solcu mu?

Kemal Derviþ, YTP’ye attýðý kazýktan sonra, þimdi de CHP’yle “nikah kýyýyor.” Daha geçen hafta solda ittifakýn adresi YTP-DTP ittifaký olarak gösteriliyordu. Þimdi yeni adres CHP’imiþ! Ortada solda birlik yoktur. Derviþ IMF memurudur, Türkiye’ye IMF programýný uygulamak üzere gönderilmiþtir. Derviþ, görevde bulunduðu sürece iþçilerin ve emekçilerin yoksullaþmasý için alýnan her türlü karara imza atmýþtýr. Kimse Derviþ’i solcu diye yutturamaz.

CHP solda birliðin adresi mi? Baykal, IMF memurunu yanýna alarak esip kükrüyor: “Tek baþýmýza iktidara geleceðiz ve IMF programýný baþarýya ulaþtýracaðýz” 20 yýl boyunca IMF reçetelerine maruz kaldýk. Artýk yeter! IMF programýný savunan ve büyük sermaye tarafýndan açýkça desteklenen CHP, solda birliðin adresi olamaz. Görev IMF’ci “sol”cular karþýsýnda gerçek bir sol alternatif yaratmaktýr. SHP, ÖDP ve HADEP ittifaký böylesi bir alternatif için iyi bir baþlangýç noktasý olacaktýr.

Savaşa hayır!

ABD emperyalizmi Irak’ta katliama hazýrlanýyor

Patronlar þimdiden Türkiye emekçilerine yalan söylemeye baþladý. Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye ait olduðu, Kürtlerin bu bölgeyi ele geçireceði yalanlar medya tekelleri tarafýndan yayýlmaktadýr. Yalanlar Türkiye’nin Irak saldýrýsýna aktif olarak katýlmasýný saðlamak için ileri sürülüyor.

ABD’nin Irak’a saldýrýsýnda tek derdi petrol ve dünya egemenliðini pekiþtirmektir. Türkiye iþçi sýnýfý bu savaþa karþý çýkýmak zorunda. Savaþ: 22 milyon Iraklýnýn katledilmesi,

ABD emperyalizminin tüm Ortadoðu’da katliam yürütmesi, Filistin halkýna dönük saldýrýlarýn týrmanmasý, Emekçi çocuklarýnýn petrol için ölüme gönderilmesi,

Temel hak ve özgürlüklerin yasaklanmasý,

Kaynaklarýn silahlanmaya ve savaþa akýtýlmasý, milyonlarýn daha da yoksullaþmasý demektir. Sandýða, bizden oy isteyen savaþ partilerine deðil, mücadeleye bak!

Ayrýntýlý haber ve yorumlar sayfa 2 ve 6’da


2

3 Kasým’dan sonra her þey deðiþecek mi?

Yoksulluktan býktýysan IMF’cilerden kurtul!

3

Kasým yaklaþtýkça, IMF’ciler ard arda vaatlerde bulunuyor. Vergileri kaldýracaklarmýþ, zorunlu tasarruflarý ödeyeceklermiþ, yatýrým yapacaklarmýþ, herkese iþ imkaný saðlayacaklarmýþ... Ayný partiler bir þeyi daha mutlaka yapacaklarýný ilan ediyor: IMF programýný uygula- yacaðýz! Ýflas eden DSP-MHP-ANAP hükümeti giderayak yeni bir niyet mektubuna imza attý. Bu mektupta IMF’ye þunlar vaat ediliyor: 1. IMF programýndan asla sapýlmayacak. 2. Borç ödemeleri devam edecek. 3. Kamu çalýþanlarýnýn sayýsý azaltýlacak. 4. Enerji sektöründe özelleþtirme tamamlanacak. 3 Kasým’dan sonra kurulacak hükümet ister merkez sað, ister merkez sol, isterse AKP hükümeti olsun yapacaklarý iþ ayný: IMF’ye bir niyet mektubu yazmak, IMF

heyetini Ankara’da aðýrlamak ve ne derlerse yapmak. Vaatleri bir kenara býrakýp, bizden oy isteyen partilere soralým: - Borçlarý ödeyecek misiniz? - IMF programýný durdurup, IMF’yi kovacak mýsýnýz? - Ücretlerde iyileþtirme, kamu hizmetlerine yatýrým yapacak mýsýnýz? - Komþu Arap ülkeleri gibi sizde ABD’yi topraklarýnýzdan çýkaracak mýsýnýz? Hepsine “hayýr” diyeceklerdir, çünkü adlarý, sanlarý, etiketleri ne olursa olsun hepsi IMF’ciler.

Baþka bir çözüm var! 4 Kasým sabahý, 3 yýldýr yaþadýklarýmýzý daha fazla yaþamak istemiyorsak, sandýða, bizden oy isteyenlere deðil, kendi gücümüze bakmalýyýz. Bu güç, mücadelenin gücüdür. Bu gücün ne yapabilceðini Arjantin’de gördük. 19 Aralýk 2001’de Arjantin’de baþlayan isyan IMF’cileri köþeye sýkýþtý. Tüm ezilenler yan yana geldiler ve IMF reçetelerine hayýr dediler. Meclise, IMF’ci partilere deðil kendi öz örgütlenmelerine güvendiler. O günden bu yana, kim yeniden iþçilere saldýrmayý denediyse karþýsýnda grev hareketini buldu. Tüm Güney Amerika’ya örnek olan Arjantin’deki sýnýf mücadelesi Türkiye iþçi sýnýfýna da yol gösteriyor. Deðiþim sandýkta, deðil sokakta baþlar. Yoksulluktan býktýysak, IMF’yi kovalým.

Savaþ kapýda

Ýþte 17 ayda baþardýklarý: Ýç borç 33 milyar dolara ulaþtý.

Kiþi baþýna milli gelir 2 bin 160 dolara düþtü.

Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý doðduðu andan itibaren 3500 dolar borçlu. Türkiye dünyanýn en borçlu ülkelerin biri haline geldi. 17 ayda yüzde 30 oranýnda fakirleþtik.

Memur maaþlarý 533 dolardan 300 dolara, emekli maaþý 174 dolardan 151 dolara geriledi. Tüm temel yüketim mallarýna yapýlan sistema- tik zam sonucu açlýk toplumsal bir sorun halini aldý.

Sadece Haziran ayýnda 11 bin 764 üniversite mezunu iþ aradý, ama bulamadý. Gerçek iþsiz sayýsý 9 onu buldu.

19 Aralýk gecesi Arjantin: Halk sýkýyönetime raðmen parlamentoyu kuþatýyor

Patronlar için seçimin taþýdýðý önem sadece IMF programýnýn yürütülmesi deðil, ABD emperyalizminin Irak’a müdahalesine hazýrlýklý girmektir. Bu hazýrlýk savaþ hükümeti kurma hazýrlýðýdýr. 1991 Körfez Savaþý’nda ABD’ye yardým ve yataklýk eden Arap ülkeleri bugün ABD’yi topraklarýnda istememektedir. Baþta Suudi Arabistan olmak üzere Irak’a komþu Arap ülkeleri ABD ordusunun topraklarýný kullanmasýndan ürkmektedir. Çünkü Ortadoðu halklarýnýn ABD emperyalizmine karþý öfkesi, iþbirlikçi Arap rejimlerini yerle bir edecek bir potansiyele sahiptir. ABD emperyalizmi için geriye üç þýk kalmýþtýr: 1. Ortadoðu’daki bekçi köpeði Ýsrail’in askeri saldýrganlýðýna arka çýkmak ve Arap ülkelerini tehdit etmek. 2. Bir uçak gemisi olarak kullandýklarý Kýbrýs’tan Irak’ý vurmak. 3. IMF’ye baðýmlý Türkiye’nin topraklarýný, hava sahasýný ve askerlerini aktif bir

mily-

Tarým bitirildi.

Þimdi yeniden oy istiyorlar Ýncirlik Üssü

operasyona katmak. 3 þýkta Türkiye’nin Irak’a yönelik emperyalist katliamda kilit bir rol oynayacaðýðýný gösterir. Bu rol Türkiye’nin gücünden ya da Türk ordusunun deneyiminden deðil, sadece ve sadece Türkiye’nin dünyadaki az sayýda ABD iþbirlikçisi ülkeden biri olmasýndan kaynaklanýr. Bush ve çetesinin Irak’a saldýrýsý kesindir. Þimdi iþ zamanlamaya kalmýþtýr.

Petrol için ölmeyeceðiz! Patronlar þimdiden Türkiye emekçilerine yalan söylemeye baþladý. Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye ait olduðu, Kürtlerin bu bölgeyi ele geçireceði yalanlar medya tekelleri tarafýndan yayýlmaktadýr. Yalanlar Türkiye’nin Irak saldýrýsýna aktif olarak katýlmasýný saðlamak için ileri sürülüyor. ABD’nin Irak’a saldýrýsýnda tek derdi petrol ve dünya egemenliðini pekiþtirmektir. Türkiye iþçi sýnýfý bu savaþa karþý çýkýmak zorunda. Savaþ: 22 milyon Iraklýnýn katledilmesi, ABD emperyalizminin tüm Ortadoðu’da katliam yürütmesi, Filistin halkýna dönük saldýrýlarýn týrmanmasý, Emekçi çocuklarýnýn petrol için ölüme gönderilmesi, Temel hak ve özgürlüklerin yasaklanmasý, Kaynaklarýn silahlanmaya ve savaþa akýtýlmasý, milyonlarýn daha da yoksullaþmasý demektir. Sandýða, bizden oy isteyen savaþ partilerine deðil, mücadeleye bak!


3

SHP-ÖDP ittifaký kuruluyor

IMF’ye ve savaþa karþý kampanyaya hazýr olalým S

ermayenin partilerinin birlik çabalarýnýn baþarýsýz bir biçimde sürdüðü bugünlerde SHP ile ÖDP arasýnda bir ittifak kurulmak üzere. Taraflar önümüzdeki günlerde bu ittifakýn temellerini açýklayacaklarýný söylüyorlar. Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi'de yaptýðý bir açýklama ile ÖDP-SHP ittifakýný desteklediðini ve bu ittifakýn baþarýsý için bütün güçlerini seferber edeceðini açýkladý. Þimdi sorun ittifakýn geniþletilmesidir. Her þeyden önce HADEP'in bu ittifaka katýlmasýný saðlamak gerekiyor. Bu, ittifakýn niteliði açýsýndan çok önemli. HADEP'in yaný sýra solun diðer örgütlenmelerinin de ittifaka katýlmalarý için çalýþmak gerekir. DSÝP bu doðrultuda bugüne kadar süren çalýþmalarýn hýzlandýrýlacaðýný belirtmekte. SHP-ÖDP ittifakýnýn HADEP'i ve diðer sol örgütleri de içermesi halinde seçimlerde önemli bir baþarý elde etmesi mümkün. ÖDPSHP-HADEP'in yaný sýra diðer sol gruplarýn hiç deðilse bir kýsmýnýn katýlacaðý bir ittifakýn önümüzdeki aylarda sürdüreceði yoðun bir kampanya, IMF'nin uyum programý ile ezilmekte olan emekçi yýðýnlar için bir umut haline dönüþebilir. Daha en baþtan iþçi sýnýfýnýn öncü kesimlerinin bu ittifaký destekleyeceklerini söylemek mümkün. Görev yoðun bir teþhir kampanyasý ile sýnýfýn geri kalan kesimlerini ittifakýn çevresine toplamaktýr. Açýk ki bu ittifak net bir biçimde IMF politikalarýna karþý çýkmalýdýr. IMF uyum politikalarýný bütünüyle ret etmeli ve son yýllarda Yapýsal Uyum Programý'nýn iþçi ve emekçilere nelere mal olduðu anlatýlma- lýdýr. Net bir biçimde eðitime, saðlýða bütçenin önemli bir kesiminin ayrýlacaðý anlatýlýrken, askeri har-

camalarýn bütünüyle durdurulacaðý vurgulanmalýdýr. Devletin deðil ordunun küçültüleceði anlatýlmalýdýr. Ýttifak ayný zamanda savaþa karþý da net bir tutum almalýdýr. Hiç bir açýk kapý býrakmadan ABD'nin dünya hegemonyasý için giriþtiði saldýrgan, terörist politikalar teþhir edilmeli ve Irak'a saldýrýya karþý açýk tutum alýnmalýdýr. IMF'ye ve savaþa karþý tutumun yaný sýra demokratik özgürlükler sýnýrsýz bir biçimde savulmalýdýr. Sadece düþünce özgürlüðü deðil, onun yaný sýra sýnýrsýz örgütlenme ve eylem özgürlükleri de istenmelidir. Örgütlenme ve eylem özgürlükleri sýnýrsýz olmadan düþünce özgürlüðünün anlamý yoktur. Ýttifak ayrýca seçim platformunun AB'ye girme sorunu etrafýnda sürdürülmesine engel olmalýdýr. Emekçi yýðýnlar için asýl sorun ekmek peynir mücadelesidir yani IMF politikalarý ve kapýda bekleyen savaþtýr. AB söz konusu olduðu ölçüde ise TBMM'den son geçirilen "uyum paketinin" içinin boþluðu anlatýlmalýdýr. Ýdamýn kalkmasý ve sýnýrlý ölçüde anadilde eðitim dýþýnda bu yasalar topluluðunun kazandýrdýðý hiçbir demokratik geliþme yoktur. SHP-ÖDP ittifakýnýn gerçekleþmesi ve bu ittifaka HADEP ve diðer sol örgütlerinde katýlmasý

halinde iþçi sýnýfýnýn hiç deðilse öncünün kafa karýþýklýðý son bulacaktýr. Öncü büyük ölçüde bu ittifaký destekleyecektir. Sorun sýnýfýn daha büyük kesimlerinin ittifaký desteklemesi için kazanýlmasýdýr. Toplumun siyasetin uçlarýna doðru

çekildiði, merkezin zayýfladýðý koþullarda solun solunda kurulan bu ittifakýn baþarý þansýnýn çok büyük olduðunu bir an bile unutmadan coþkuyla, kazanmak için kampan- ya yapmalýyýz. Bu kampanyanýn sonuçlarý sadece 4

Kasým'da meclise kaç milletvekili yollandýðý ile deðil, kampanya boyunca emekçi yýðýnlarýn ne kadar harekete geçirildiði ve sokaða indirilebildiði ile ölçülmelidir. Zaten bu iki süreç birbirlerini tamamlayacaktýr.

KESK yeniden harekete geçti Solun önemli kesimlerinin "hiç bir þey olmaz" dediði koþullarda, Aðustos sýcaðýna raðmen 10 binin üzerinde kamu emekçisi KESK'in çaðrýsý ile Ankara'ya gitti. KESK'liler Ankara’da polisin panzerli, bombalý saldýrýsýna uðradýlar, fakat polis barikatý yarýldý. Her zaman olduðu gibi ufak bir azýnlýk sol bir tutumla eylemin Kýzýlay'a taþýnmasýný istedi. 10 binin üzerinde emekçinin KESK eylemine uzun bir aradan sonra katýlmýþ olmasý büyük bir baþarý. Þimdi KESK'in "toplu görüþme" sürecini

toplu sözleþme sürecine dönüþtürmek için eylemlere devam etmesi gerekiyor. KESK Genel Baþkaný Sami Evren eylemlerin devam edeceðini söyledi. KESK'in eylemliliðini sol ittifakýn seçim tutumu ile birlikte düþünmek gerekiyor. Devrimci sosyalistler önümüzdeki dönemde bütün güçleri ile KESK'in eylemlerine omuz vermeye devam etmeli ve KESK'in eylemleri ile seçim kampanyasýný birleþtirmeye çalýþmalýdýrlar. Önümüzde mücadele ile dolu, cesaret verici bir süreç var. Öyleyse, yüklenelim ve kazanalým.

Enternasyonal Sosyalizm Devrimci marksist teorik-politik dergi

9. sayý çýktý!

Mutlaka birlik! Emperyalizm, küreselleþme ve savaþ Almanya’da faþizmin iktidarý ve anti-faþist mücadelenin dersleri... Türkiye’de eþcinsel hareketin tarihi


IMF’ciler umut 4

CHP+Derviþ: Büyük serma

Kemal Derviþ, YTP’den ayrýldý ve CHP’nin yanýnda olduðunu açýkladý. Dün DSP’nin bölünmesinde kilit rol oynayan ve YTP’nin kuruluþunda belirleyici olan Derviþ’in CHP’yle baþladýðý maceranýn sonucu henüz belirsiz. Ancak Derviþ’i YTP’den koparan Deniz Baykal, CHP’nin solun ve solda birliðin tek adresi olduðunu her fýrsatta dile getiriyor.

Solda birlik mi? Daha bir hafta önce YTP-DTP ittifakýný solun birleþme alaný olarak ilan Kemal Derviþ, 180 derecelik bir dönüþle CHP’den yana tutum aldý. Baykal, ne kadar ve nereye kadar birlikte olacaðý meçhul olan Kemal Derviþ’in katýlýmýyla CHP solda birliðin adresi olarak gösteriliyor. Evet, solda birlik gerekli. Ýþçilerin ve emekçilerin yýllardýr özlediði budur. Ancak Derviþ ve CHP ittifakýný, kimse solda birlik diye yutturamaz. Solda birlik, sosyal demokrasinin, HADEP’in ve sosyalistlerin birliðidir. Solda birlik, sol politikalarý temel alýr. Derviþ-Baykal evliliðinde her ikisi de yoktur.

Derviþ solcu mu? Kemal Derviþ, daha dün birlikte olduðu YTP’yi saða kaymakla, merkez saðda bir liberal birlik oluþturmakla suçlamýþtýr. Derviþ’in Baykal’dan 10 kiþilik milletvekili kontenjaný talep ettiði, iki koltuðu Türk-Ýþ Genel Baþkaný Bayram Meral ve DÝSK Genel Baþkaný Süleyman Çelebi’ye ayýrdýðý söylenmektedir.

Bir kaçý noktayý daha baþtan koymak gerek:

vardýr.

1. Gerçekleþen bir sol ittifak deðil, Derviþ’in CHP’nin yanýnda yer almasýdýr.

Bu üç olgu bir tek gerçeðe iþaret eder:

2. Kemal Derviþ, Dünya Bankasý memurudur. IMF programýnýn baþlýca uygulayýcýsýdýr.

CHP - Derviþ ittifaký IMF programýnýn yoksullaþtýrdýðý iþçilere ve emekçilere

3. Kemal Derviþ’in arkasýnda TÜSÝAD

umut olamaz.

Derviþ, kendini solcu olarak adlandýrmakta, merkez solda büyük bir ittifak kurmak istediðini açýklamaktadýr. Ýsteyen kendini istediði siyasal sýfatla tanýmlar, ama bu tanýmlama gerçekler tarafýndan sýnanýr. Kemal Derviþ, Dünya Bankasý memurudur. Türkiye’ye IMF’ci hükümetin yardýmýna koþmak için gönderilmiþtir. Kemal Derviþ, IMF programýnýn bir numaralý uygulayýcýsýdýr. Türkiye tarihinin en saðcý ve Amerikancý hükümetinde 4. ortak olarak yer almýþtýr. Hükümetin diðer partilerinden baðýmsýz davranmýþtýr, çünkü onun tek hesap vereceði yer IMF ve Dünya Bankasý’dýr. Derviþ’in siyasal giriþimlerinde ona Bülent Eczacýbaþý ve Arý Hareketi yardým etmektedir. Ýlki Türkiye’nin büyük patronlarýndan biridir. Arý Hareketi ise “Çankaya’nýn þiþmaný, iþçi düþmaný” sloganlarýyla anýlan Turgut Özal’ýn “ideallerini” taþýyan açýkça saðcý bir harekettir. Derviþ’i kimse solcu diye yutturamaz. IMF’nin kobayý haline getirilen Türkiye ekonomisini krize sürükleyen politikalarýn altýnda onun imzasý vardýr. Aktif iþ gücünün üçte birinden fazlasýný iþsiz býrakan, tarýmsal destekleme sistemini yok ederek

yüzde 30 gerile- ten, kamu bankalarýnýn zararlarýný üstlenip devlet kasasýndan ödeyen odur. “Yatýrýmsýz büyüme” adý altýnda kamu kuruluþlarýna yatýrým yapmayan, fabrikalarý kapatan, tüm kaynaklarý iç ve dýþ borç ödemelerine aktaran yine Derviþ’tir. Kemal Derviþ, en üst rütbeli IMF’cidir ve Türk patronlar sýnýfýnýn doðrudan temsilcisidir. Derviþ’i solu birleþtiriyor diye alkýþlamak muazzam bir yalandýr, çünkü patronlarýn derdi IMF programýnýn güçlü bir hükümet aracýlýðýyla uygulanmasýdýr. Derviþ’in rolü bu görevi yerine getirmektir.

9 milyon küçük üretciyi yakan, ücretleri

CHP’de birlik olur mu? Ýþçilere ve emekçilere bir sol birlik gerek. Ancak bu birlik IMF’ye ve savaþa karþý bir birlik olmalýdýr. Derviþ’i yanýna alan Baykal, esip gürlemektedir:Derhal CHP’ye gelin! Niye geleceðiz? Baykal açýkça söylemiþtir: 1. IMF programýnýn baþarýyla uygulanmasýný garanti ediyoruz. 2. Ekonominin sorumluluðunu Derviþ’e býrakacaðýz. 3. Tüm iç ve dýþ borçlarý ödeyeceðiz. 4. Sýnýf kavgasýnýn deðil, uzlaþmasýnýn partisi olacaðýz. Baykal’ýn savunduklarý açýkça sermaye politikalarýdýr. CHP solda birliðin adresi olamaz. CHP tabanýnda yer alan ya da CHP’ye umut baðlayan emekçiler, solcular karar vermelidir: IMF programýnýn uygulayýcýsý bir parti mi istiyoruz, yoksa IMF’ye karþý mücadele edecek bir sol birlik mi? Bizi yoksullaþtýranlar bugün solu bölmek, düzen içine itmek ve IMF politikalarýnýn uygulayýcýsý kýlmak istiyor. Buna izin vermemeliyiz.

“Derviþ’i kimse solcu diye yutturamaz. IMF’nin kobayý haline getirilen Türkiye ekonomisini krize sürükleyen politikalarýn altýnda onun imzasý vardýr. Aktif iþ gücünün üçte birinden fazlasýný iþsiz býrakan, tarýmsal destekleme sistemini yok ederek 9 milyon küçük üreticiyi yakan, ücretleri yüzde 30 geri- leten, kamu bankalarýnýn zararlarýný üstlenip devlet kasasýndan ödeyen odur.”


t olamaz

aye tezgahý

“Sosyal liberal sentez” nedir?

1995, Kýzýlay

Bu filmin sonu belli 1991’da yükselen grev hareketi Özal’ý koltuðundan indirmiþti. Ýnönü’lü SHP ve Demirel’li DYP koalisyona girmiþti. Hükümet iþçiler ve sendikalardan açýk destek aldý. Ama iþçilere saldýrmaktan baþka bir þey yapmadý. 1994’te “5 Nisan paketi” adý verilen kapsamlý IMF saldýrýsý yürürlüðe kondu. 1 yýlda 1 milyon kiþiyi iþsiz býrakan bu acý ilacý yutturan Tansu Çiller’in yanýnda Murat Karayalçýn oturuyordu. 1995 yazýnda kamu çalýþanlarý Kýzýlay’ý iki gün iþgal etti. Ardýndan toplam 300 bin iþçinin katýldýðý Türk-Ýþ grevi baþladý. Ýþçiler ilk iþ olarak CHP kongresini bastýlar. Baykal liderliðindeki CHP’nin hükümetten çekilmesi için uyardýlar. 1995 sonbaharýnda Türk-Ýþ grevleriyle DYP-CHP koalisyonu devrildi.

1970’li yýllarda Amerika ve Avrupa’da iktidara gelen yeni saðcý hükümetler sosyal devlete, kamusal politikalara savaþ açtý. Bu saldýrýnýn þiddeti ve 1989’da stalinizmin çökmesiyle birlikte sosyal demokrasi saða kaydý. Ýþte Derviþ’in “sosyal liberal sentez” adýný verdiði fikirler buradan doðdu. Ýngiltere’de Ýþçi Partisi’nin baþýna geçen Tony Blair, ilk iþ olarak partisi ile sendikalar arasýndaki organik iliþkiyi koparmayý önüne koydu. Ýþçi Partisi’nin sol kanadýna savaþ açtý. Blair’in Yeni Ýþçi Partisi hükümeti, eðitim, saðlýk ve sosyal güvenlik baþta olmak üzere kamusal alanýn özelleþtirilmesini baþlattý. Orta sýnýflarýn desteðini kazanmak için din, aile, temel hak ve özgürlüklerin kýsýtlanmasý gibi muhafazakar politikalarý savundu. Bu siyasal çizgiye “Üçüncü Yol” adý verildi. Blair’in uyguladýðý siyaset Almanya’da sosyal demokrat lider Schröder, Ýspanya’da Baþbakan Gonzalez ve ABD’de Bill Clinton tarafýndan benzer yaklaþýmlarla savunuldu. Derviþ’in esin kaynaðý Clinton ve Blair’dir. Bütün bu isimler uyguladýklarý politikalar karþýsýnda iþçi hareketinin ve anti-kapitalistlerin muhalefetini buldular. Blair ve diðerleri IMF, Dünya Bankasý ve Dünya Ticaret Örgütü’nün savunucularýdýr. Ayný zamanda küresel sermayenin hegemonya savaþýnda aktif olarak ABD’den yanalar. Irak’a saldýrmaya hazýrlanan Bush’un tek dostu Derviþ’in ilham aldýðý Blair’dýr. Sosyal ve liberal, yan yana gelmeyecek kadar zýt ve uzlaþmaz kavramlar. Derviþ, öncelleri gibi bir yeni saðcýdýr. Tek derdi küresel sermayenin önündeki engelleri kaldýrmak ve IMF programýný uygulamaktýr.

“Solun solu”nu yaratmak Kemal Derviþ’in Baykal’la evliliði açýkça büyük sermaye operasyonudur. Amaç CHP’yi iyice saða çekmek, solundan ve Kürt hareketinden koparmak, mücadeleci bir sol birliðin önünü kesmektir. Bu operasyonu bizzat TÜSÝAD yürütmektedir. 1. Merkez saðda tam bir istikrarsýzlýk hakimdir. 2. Kitleler IMF politikalarýna ve genel olarak sisteme karþý öfkelidir. 3. Bir sola kayýþ için en uygun ortam mevcuttur. Bu üç gerçek, büyük sermayeyi merkezde birlik ya da sol ittifak adýyla anýlan arayýþlara itmiþtir. Peki patronlarýn çantasýndan çýkan solculuk mudur? Onlarýn derdi ekonomik prog- ramýn uygulanmasýnýn garanti altýna alýnmasýdýr. Dün

“solcu” DSP bu plan için kullanýldý. Þimdi de CHP kullanýlmak isteniyor. Büyük bir sol parti haline gelen ve sendikalarýn doðrudan desteðini kazanan CHP’li bir hükümete IMF programýný uygulatmak - Ýþte senaryo budur. Tek amaçlarý iþçi ve emekçi muhalefetinin önünü kesmek. Sosyal demokrasiyi saða çekmek istiyorlar. Çünkü toplumdaki büyük öfke gerçek bir sol birlikte kendini temsil ederse, Kürtler ve sosyalistlerle yan yana gelen sosyal demokrasi sola çekilirse patronlarýn korkulu rüyasý gerçek olur. Bir kaç hafta öncesine kadar CHP seçim kampanyasý boyunca IMF karþýtý bir çizgiyi izleyeceðini açýklamýþtý. SHP, ÖDP ve

HADEP’in bu çizgide birlikte yürümesi IMF uþaklarýnýn köþeye sýkýþmasý anlamýna gelecektir. Kimse “zaten bu sosyal demokratlar solcu falan deðil” demesin. Biz yeni saðcý liderliklere deðil, sosyal demokrasinin tabanýnda yer alan emekçilere bakmalýyýz. Bu bakýþ sosyal demokrasinin saða çekilmesine gülüp geçmeyi deðil, onlarý sola çekmek için gerçek bir solu inþa etmeyi zorunlu kýlar. Solun solunu yaratmak bugünün güncel görevidir. Eðer CHP’nin solunda güçlü bir sol muhalefet inþa edilirse patronlarýn senaryosu hýzla çöpe gönderilebilir. Sosyalistler, sosyal demokrat liderliklerin uzlaþmacýlýðýný unutmamalýdýr. Ancak sekterliðin tuzaðýna düþmeden.

Marksizm tartýþmalarý

5

Artýk aþaðýdakiler konuþmalý

S

eçim, ittifaklar, barajý geçecekler ya da altýnda kalacaklar, milletvekili adaylarý, vaatler, skandallar… 20 yýl boyunca neo-liberal politikalara maruz kalan, son üç yýl boyunca en acýmasýz IMF reçeteleriyle yoksulluða ve geleceksizliðe itilen emekçi sýnýflarýn önüne hep bu seçenekler konuyor. Ama hangi senaryo, hangi oyuncu, hangi komplo olursa olsun deðiþmeyen bir þey var: Ýþçilerin ve ezilenlerin kendi mücadeleleri, hayalleri, güçleri ve öz örgütlenmeleri hiçe sayýlýyor. Patronlar sýnýfýnýn siyaseti 'kurtarýcýlar'a dayanýr. Ýþçi sýnýfýnýn baþýndaki en büyük belada bunlardýr: Önce 'kurtarýcýlar'dan kurtulmak gerek. Patronlar sýnýfýný en çok korkutan þey emekçi sýnýflarýn kendi talepleri ve baðýmsýz örgütleriyle mücadeleye girmesidir. Yakýn tarih bu korkunun nasýl bir zalimlik yarattýðýna tanýklýk eder. 12 Eylül askeri diktatörlüðü, 1989-1991 Bahar eylemlerinin karþýsýna çýkan neo-liberal saldýrý, 1996 sonbaharýnda Susurluk'a karþý geliþen kitle mücadelesi ve 28 Þubat, 1 Aralýk 2000'de krize karþý 1 milyon kiþinin katýldýðý genel grev sonrasý hapishane katliamý gibi.

Büyük çoðunluk: Susun! Son yýllarda þu sözü çok edilen 'toplumsal patlama' senaryolarýný, 'iki Türkiye' analizlerini hatýrlayýn. Ýþçilerin öfkesi karþýsýnda devlet terörüyle birlikte bir baþka araç daha devreye girer: Öfkenin parlamenter kanallara akýtýlarak yatýþtýrýlmasý, sermaye ile emeðin uzlaþtýrýlmasý. Baský ile iþler bir yere kadar yürütülür. Karþýnýza kaybedecek hiçbir þeyi olmayan milyonlar çýktýðýnda iþin rengi deðiþir: “4 Kasým sabahý daha kötü bir durumla karþýlaþmak istemiyorsan damgayý burjuva siyasetinin sað ya da sol amblemlerinden birine bas!” derler. Ancak ne Susurlukçularýn 40 satýrýyla doðranmak ne de IMF'cilerin 40 katýrýna baðlanýp parçalanmak istemiyorsak, 3 Kasým'da önümüze koyulan oy pusulasýna deðil, sadece ve sadece kendi güçlerimize bakmalýyýz. IMF'nin kobayý haline çevrilen, küresel sermayenin savaþ arabasýna bindirilmek istenen aþaðýdakiler gözlerini sandýða deðil, mücadeleye çevirmelidir. Sosyalizm, bu mücadeleden, ezilenlerin hayallerinden, yeni bir dünya kurmak için kadýn ve erkek iþçilerin kendi öz iradelerinden baþka bir þey deðildir. Ekonomi “bu iþi bilenlerin iþidir” diyorlar. Demokrasi mi? Onun “ne kadar ve ne zaman varolacaðýna biz biliriz” diyorlar. Peki kim bu 'iþi bilenler', 'karar verenler'? Her türlü ayrýcalýða sahip olan, tüm yasalarý kendileri tarafýndan yazýlýp, kendileri tarafýndan uygulanan, yaratýlan tüm zenginliði denetleyen ve el koyan küçük bir azýnlýk. Neden fabrikalarda, tarlalarda, iþyerlerinde her gün hayatý yeniden üreten çoðunluk bu azýnlýðýn verdiði kararlara göre yaþasýn ki?

Kendi resmimizi çizmek Azýnlýklarýn yön verdiði burjuva siyasetlerinin getirdiði yýkýmý geçen yüzyýl açýkça gördük. Þimdi ise uygarlýðý tehdit eden çok daha büyük bir yýkýmla karþý karþýyayýz: Birkaç yüz çokuluslu þirketin hakim olduðu, uluslararasý ekonomik ve siyasal iþlerin IMF, Dünya Bankasý, Dünya Ticaret Örgütü tarafýndan düzenlendiði, bu iþleyiþe uymayanlarýn öldürme kapasitesi her geçen gün artan silahlarla tarandýðý, ekolojik sistemin tahrip edildiði ve insanýn insana yabancý kýlýndýðý bir dünya. 3 Kasým'da seçimin yapýlacaðý Türkiye bu tablonun bir parçasýdýr. Ýþçiler bu tabloda bir figür olamaz, yeni bir resim çizmek gerek. Sosyalizm, büyük çoðunluðun büyük çoðunluðun çýkarlarý için bilinçli eylemidir. Tek bir fabrikada, tek bir iþkolunda, tek bir ülkede deðil, sistem dünya çapýnda yenilmelidir. Kurtarýcýlarý ihtiyacýmýz yok. Ezilenlere eþitliði, adaleti ve özgürlüðü kimse ver(e)mez. Onu ancak kitlesel ve doðrudan eylemle kazanabiliriz. Elitlerin yön verdiði burjuva siyasetlerinin vakti doldu. Þimdi aþaðýdakilerin konuþma zamaný.

Troçki Doðan Tarkan

Volkan AKYILDIRIM

Z Yayınları Broşür dizisi

Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan edinebilirsiniz


6

Savaþ karþýtlarý bu defa daha güçlü A BD Irak'a saldýrý hazýrlýklarýna devam ederken savaþ karþýtý muhalefet büyüyor. Petrol ve silah þirketleri, ABD'yi yöneten þahinler ve dostlarý için Irak'a saldýrý, Ortadoðu- 'nun petrol kaynaklarý üzerindeki hakimiyetlerini güçlendirmek ve ABD'nin olasý rakiplerine patronun kim olduðunu hatýrlatmak için çok önemli. Bu ekibin Irak'a saldýrmaktan vazgeç- mesi imkansýz. Ancak savaþa karþý muhalefetin çapý ve gücü onlarý köþeye sýkýþtýrabilir.

Bölgedeki Amerikan yanlýsý rejimleri yýkacak anti-emperyalist bir öfke yaratmaktan duyduðu korku Bush'un Afganistan'ýn ardýndan hemen Irak'a saldýrmasýna engel olmuþtu. Beyaz Saray'daki çýlgýnlar yeterince beklediklerine inanýyorlar. Ortadoðu'daki dostlarý o kadar emin deðiller. Mýsýr, Suudi Arabistan ve Ürdün yöneticileri Irak'a saldýrý durumunda sokakta isyan çýkacaðýndan korktuklarýný ABD'ye ilettiler.

ABD yalnýz Suudi Arabistan ABD'nin 1991'deki Irak savaþýnda merkez üs olarak kullanýlmýþtý. Suudi kraliyet ailesi bu defa topraklarýný kullandýrmayacaklarýný açýkladýlar. Bu arada Washington'daki þahinlerin danýþmanlarý Suudi Arabistan'ý da þer eksenine kattýlar. Bush çetesinin en azýlý kanadý Ortadoðu'nun haritasýný yeniden çizebileceklerine ve bütün rejimlere istedikleri gibi müdahale edebileceklerine inanýyor. Öte yandan Avrupa liderleri savaþ karþýtý gösterilerin basýncýný hissediyor. Alman Baþbakaný Schroder, Afganistan savaþýný desteklemiþti. Üç ay önce Bush Almanya'yý ziyaret ettiðinde 100 bin kiþi Bush'u karþýlayýp protesto etti. Schroder savaþ karþýtlýðýnýn kendisine oy kazandýracaðýný fark ederek, seçim kampanyasýnda Irak'a müdahaleye karþý bir hat tutturdu. Ýngiliz baþbakaný Blair Irak konusunda henüz bir karara varýlmadýðýný öne sürerek ortamý

yumuþatmaya çalýþýyor. Bütün bunlar Bush çetesinin savaþtan vazgeçeceði ya da diðerlerinin savaþa karþý çýkacaðý anlamýna gelmiyor. Ama büyük devletlerin baþlattýðý hiçbir savaþta muhalefet baþlangýçta bu kadar güçlü olmamýþtý. Baþlangýçta en popüler görünen savaþlar da sonunda barýþ konferanslarý sayesinde deðil, kitlesel muhalefet sayesinde son buldu.

1914: Milliyetçilikten devrime Bugün hemen herkes Birinci Dünya Savaþýný karanlýk bir katliam olarak görür. 1914'te savaþ baþladýðýnda savaþ çýðlýklarý ve popüler destek vardý. Fikirlerini büyük basýndan edinen ve politikayla normalde ilgilenmeyen pek çok insan baþlangýçta milliyetçi bir histeriye kapýlmýþtý. Avrupa sosyal demokrat partileri kendi uluslarýnýn savaþa katýlmasýný desteklediler. Savaþ karþýtlarý tamamen izole olmuþtu. Milyonlarca insan askere alýnýp savaþta öldürülmeye baþlandýkça insanlar politikacýlarýn ve lider-

Vietnam diðer bir örnek. 40 yýl önce ABD Vietnam'a asker yollarken yenilgiyi aklýnýn ucundan bile geçirmemiþti. 1964 yýlýnda New York'ta savaþa karþý sadece 600 kiþi gösteri yaptý. Bir yýl sonra ABD Vietnam halkýna karþý

K

abil'de anlatýlan bir fýkraya göre, devlet baþkaný Hamid Karzai önüne uzatýlan belgeyi imzalayarak yanýnda oturan adama uzatýyor: "Hükümette üst düzey bir göreve atandýðýna dair belge- ler burada sen de þu evraklarý imzalayýver", yeni bakan evrakýn ne olduðunu soruyor. Karzai'nin cevabý: "son isteðin ve vasiyetnamen". Geçen altý ayda aralarýnda bir baþbakan yardýmcýsý, bir bakan ve bir de eyalet valisinin olduðu altý üst düzey yetkili öldürüldü. Eski kral Zahir Þah ve Savunma bakaný Muhammed Fehim suikast giriþiminden kurtuldular. Cinayetlerin yönetici elit içinde birbiriyle anlaþamayan hiziplerce örgütlendiði rivayet ediliyor. Baþbakan Karzai Afgan korumalarýný 72 ABD askeri ile deðiþtirdi. ABD'nin Afganistan özel elçisi Khalilzad'ýn açýklamalarýna göre ABD'nin Afganistan eylem planý, daha geniþ bölgesel jeostratejik hedeflere sahip kalýcý bir askeri üs inþasýna dönüþebilir. Afganistan'da kalýcý ABD askeri gücü ; Orta Asya,

Futbol neyi anlatýr?

Hakan Dilek (Araþtýrmacý-yazar) Barýþ Tut (Radikal Futbol Eki Yazarý) Ahmet Soysal (Felsefeci)

Hindistan, Orta Doðu ve Basra Körfezini gözetleyecek bir iþlev üstlenebilir. Afganistan bölgedeki petrol ve gazý batýya taþýyacak boru hatlarý açýsýndan çok önemli. Hem Karzai, hem de Khalilzad 1996'dan beri bu planý öne süren ABD petrol þirketlerine danýþmanlýk yapmýþ kiþiler. Ancak ABD'nin Afganistan'daki asker sayýsýný arttýrarak kalýcý hale getirmesi halktan bu yönde bir destek saðlamasýný gerektiriyor. Bütün iþaretler halkýn ABD varlýðýna iliþkin sabrýnýn ve umutlarýnýn tükenmekte olduðunu gösteriyor. Afgan hükümeti halkýn %38'ini oluþturan Peþtun grubundan. Boru hatlarýnýn geçmesi düþünülen Batý ve

24 Ağustos (Cumartesi) Saat: 19.00-20.30

Aydýnlanma ve bilimkurgu

SÖYLEÞÝ:

TARTIÞMA:

Vietnam dersleri

tarihin en yýkýcý bombardýmanýný baþlattý. Savaþ karþýtý hareket hemen kitleselleþmedi ama daha çok kiþi savaþý sorgulamaya baþladý. Üniversitelerde kitlesel savaþ karþýtý forumlar örgütlendi. 1967'de ABD büyük basýnýnda savaþa karþý çýkan tek bir gazete yoktu. Ama savaþ karþýtý hareket büyüdü. Ayný yýl New York'ta bu kez 400 bin kiþi yürüdü. 1968'e gelindiðinde ABD nüfusunun büyük çoðunluðu savaþa karþýydý. Savaþ karþýtý hareket uluslar arasý çapta yaygýnlaþtý. Ekim 1968'te Londra'da 100 bin kiþi gösteri yaptý. 30 yýl sonra gün ýþýðýna çýkan hükümet belgeleri bu gösterinin zamanýn baþbakaný Wilson'un savaþa katýlmaktan vazgeçmesini saðlayan son damla olduðunu ortaya koydu. ABD, 1975'te nihayet Vietnam'ý terkettiðinde Vietnamlýlarýn kahramanca direniþi ve ABD'deki savaþa karþý muhalefet savaþ aygýtýnýn belini çoktan kýrmýþtý. Daha sonra ortaya çýkan belgeler, 1970'teki yaygýn savaþ karþýtý protestolarýn

ABD baþkaný Nikson'ýn Vietnam'ýn komþusu Kamboçya'yý iþgalden vazgeçirdiðini ortaya koyuyordu. Henry Kissinger yýllar sonra; "iþgalden içerdeki durum nedeniyle vazgeçildi" yazdý. Savaþ karþýtlarý bu defa uluslararasý çapta çok daha güçlü. New York'ta Filistin halkýyla dayanýþan 100 bin kiþi gösteri yaptý, Ýtalya'da yüz binler Filistin'le dayanýþma eylemine çýktý, Ýspanya'da 600 bin kiþi savaþý ve kapitalizmi protesto etti, Ýngiltere'de savaþa karþý iki kez 100 bin kiþi sokaða çýktý. Afgan savaþý, Filistin'in iþgali ve ABD yetkililerinin Ortadoðu ziyaretleri bölgede bir dizi ülkede yüz binlerce kiþinin protestolarýna neden oldu. Türkiye'de halkýn ezici çoðunluðu savaþa karþý. ABD bunu hiçe sayarak Ýncirliðe yýðýnak yapýyor. Savaþ karþýtlarý bu öfkeyi örgütleyebilir ve son model silahlarýn Baðdat halký üstünde denenmesine engel olabiliriz. Betül GENÇ

ABD, Afganistan’da bataklýða saplanýyor

23 Ağustos (Cuma) Saat: 16.00-18.00

Adres: Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Kat: 4 Taksim-Ýstanbul Tel: (0 212) 251 62 73

lerin yalanlarýna olan inançlarýný kaybettiler. Patronlar savaþý finanse etmek için çalýþanlarýn kemerini sýktýkça hayat þartlarý dayanýlmaz hale geldi. Ekonomik sýkýntýlar ve savaþýn yýkýmýnýn birikip patlama noktasýna gelmesi yýllar aldý. Þubat 1917'de Rusya'da kadýnlarýn yiyecek fiyatlarýnýn artmasý için baþlattýðý gösteriler bütün bu birikmiþ öfkeyi ateþleyen bir fitil oldu. Rusya'da devrim çarlýðý yýktý, Ekim ayýndaki yeni devrim Rusya'nýn savaþtan çekilmesini saðladý. Bir yýl sonra Alman Kiel limanýndaki denizciler ayaklandýlar. Avrupa'da ordu içinde bir dizi isyanlar olmuþtu. Kiel isyaný, savaþa nihai olarak son veren bir devrime yol açtý.

KARA

Bülent Somay

KEDÝ

KÜLTÜR MERKEZÝ

güney-batý Afganistan Tacik, Beluþi, Özbek ve Türkmen ittifaklarýnýn elinde. Peþtun güçlerinin ABD hava üssü olmasý planlanan Shindand hava üssünü ele geçirmekte baþarýsýz olmasý merkezi hükümetin otoritesinin tanýnmadýðýný gösterdi. ABD þimdilik açýkça Peþtunlarýn yanýnda savaþa girmedi ve savaþan fraksiyonlarý rüþvetle sakinleþtirmeye çalýþtý. Öte yandan Ýngiliz gazeteci Robert Fisk'in aktardýðýna göre "ülkede hemen her gece Amerikalýlara dönük saldýrýlar gerçekleþiyor. Ýki hafta önce bir ABD subayý boynundan yaralandý. ABD askerleri Kandahar sokaklarýna çýkmaz oldular". Maiwind bölgesi yerel yöneticilerinden birinin Robert Fisk'e söylediklerine göre: "Afgan halký bize söz verilen yardýmýn gelmesi için fazla beklemeyecek... bize yardým etmeye söz verdiler, sözlerini yerine getirmek için fazla zamanlarý kalmadý.".

Tony Cliff’in

4 ciltlik Lenin

biyografisinin tümü Z

Yayýnlarý’ndan çýktý

Karakedi Kitabevi

Sakýzgülü Sokak, Göynük Apt. 24/4, Kadýköy - 0216 418 53 40 Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok. No:8/11, Beyoðlu


Mücadelenin içinden

7

IMF’cilere karþý emekçi çözümü 10 bin kamu emekçisi Ankara’ya yürüdü

Eylemin ardýndan

S

ahte sendika yasasýnýn meclisten geçtiði günden beri bu yasayý reddeden kamu çalýþanlarý, grev ve toplu sözleþme hakký için 18 Aðustos'ta Ankara'da bir araya geldi. Yaklaþýk onbin kiþinin katýldýðý eylem, hazýrlýksýz ve örgütlenmesi doðru düzgün yapýlmamasýna raðmen baþlangýç için moral vericiydi. Sabah saatlerinde Paraþüt Kulesi önünde toplanýp, yavaþ yavaþ yürüyüþ kortejlerimizi oluþturmaya baþladýðýmýzda, her iki çýkýþ yolumuz da polis barikatý tarafýndan kapatýldý. Kilometrelerce yoldan taleplerini dile getirmek için gelen kamu emekçileri böyle bir barikatla karþýlaþýnca doðal olarak öfkelendi. Düzenli sýralardan

oluþan kortejlerimiz bir anda daðýldý ve herkes kolkola girerek sloganlar eþliðinde yürüyüþe geçtiðinde panzerlerden boyalý ve tazyikli su sýkýlmaya baþlandý. Polisin biber gazý ve cop kullanmasýyla bir çok kamu emekçisi yaralandý. Kýsa süren çatýþmanýn ardýndan kararlýlýðýmýzý gören polis barikatý kaldýrdý ve Sýhhiye'ye doðru yürüyüþe geçtik. Yürüyüþ boyunca "IMF'ye deðil, emekçiye bütçe", "Zafer direnen emekçinin olacak!" ve "17 aðustos'u unutturmayacaðýz!" sloganlarýný attýk. Bu arada Kürtçe pankartlar ve Kürtçe sloganlar eyleme baþka bir renk

Ýstanbul Sosyal Forumu

Ýstanbul Sosyal Forumu her perþembe saat 18:30’da aþaðýdaki adreste buluþuyor. Toplantýlar herkese açýk. Karakedi Kültür Merkezi Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Hayat Apt. Kat: 4 Beyoðlu - Ýstanbul Tel: 0212-251 62 73 Web: www.geocities.com/sosyalforum/ Mail Adresi: isf@gmx.net Mail Grubu: http://groups.yahoo.com/group/istanbulsosyalforumu/

katýyordu. Eðitim-Sen Adana Þubesi'nin açtýðý "ABD Ortadoðu'dan elini çek" yazýlý pankart ve bazý þubelerin açtýðý "Savaþa hayýr, Filistin'e özgürlük" pankartlarý kamu emekçilerinin savaþ karþýtý sloganlarýyla birleþti. Bu arada Ankaralý kamu emekçileri toplanma yeri olan Zafer Meydaný'nda polis barikatýyla engellenmeye çalýþýldýðý, ancak bizim barikatý aþýp yürüyüþe geçmemizle birlikte polisin geri çekilmek zorunda kaldýðý haberi geldi. Ankaralý kamu emekçileriyle Sýhhýye'de buluþtuðumuzda büyük bir coþku hakim oldu. KESK Genel Baþkaný Sami Evren'in Ecevit'le olan görüþmesi beklenilmeye baþlandý. Yaklaþýk iki saatlik görüþmeden sonra bir açýklama yapan Sami Evren, “masanýn bir yanýnda IMF programý, diðer tarafýnda emekçilerin programý vardý. Þimdi bize diyorlar ki 'imkanlarýmýz ölçüsünde iyileþtirme yapacaðýz.' Biz de diyoruz ki IMF programýný halkýn lehine bozun” dedi. Evren, dünyanýn hiçbir yerinde IMF ve DB solculuðu olmadýðýný da vurguladý. KESK'in talepleri yerine getirilmediði takdirde mücadeleye devam edeceðimizi söyledi. Bu konuþmanýn ardýndan bir Ankara eylemi daha sona erdi. 26 Aðustos'ta toplu görüþmeler devam ederken illerde basýn açýklamasý yapýlacaðý duyurusuyla otobüslerimizin kalkýþ yerine doðru yürüyüþe geçtik.

13 Aðustos'ta baþlayýp 17 Aðustos'ta sona eren Ankara eylemi KESK'in yasanýn geçmesinin ardýndan yaptýðý ilk merkezi eylemdi. Kararlýlýðý, katýlýmý moral vericiydi. Ancak hepimiz çok iyi biliyorduk ki eyleme hazýrlýk anlamýnda çok bir þey yapýlmamýþtý. Yaz ve herkesin tatilde olduðu tespitinde bir parça doðruluk payý olabilir, ancak 24 Temmuz 1999'da mezarda emeklilik yasasýna karþý yapýlan Emek Platformu eylemine biz kamu emekçileri binlerce kiþi olarak katýlmýþtýk. Sorunun baþka bir yerde olduðunu görü- yoruz. Artýk kamu emekçileri sadece Ankara'ya gelip, protesto yürüyüþleri yapmak istemiyor. Güçlü olduðu ve gücünü kullanabildiði yerlerde, yani iþyerlerinde ve artýk kazanmak için, yani grev yaparak bu cendereden çýkmak istiyor. Bu eylemin sloganý olan "Çözüm emekten, barýþtan yana özgürlükçü demokratik Türkiye” talebiyle bütün kamu emekçilerini Ankara'ya getiremezsiniz. Böyle bir eyleme, KESK'in yýllardýr fedakarca her çaðrýsýna uyan kadrolarý gelecektir. Taleplerimizin hayata geçmesi, ancak somut ve gerçekten bizim canýmýzý acýtan sorunlarýn çözümüne yönelik taleplerin formüle edilmesiyle mümkündür. Ýþyerlerinde her türlü hazýrlýðý, örgütlenmesi yapýlan ve bu taleplerle yürütülecek iþ býrakma eylemleri KESK liderliðinin yaptýðý mücadele programýnýn ilk sýrasýnda yer almalýdýr. Seçim sonrasýnda ilk saldýrý programýnýn geleceðini þimdiden hepimiz görüyoruz. Dolayýsýyla günü kurtarma eylemleri deðil, uzun vadeli düþünülüp kazanmayý hedefleyen eylemler yapýlmalýdýr.

Kamu emekçilerinin yöneticilerinden istedikleri de budur. Ankara'da eylem bittikten sonra þöyle bir tartýþma baþladý: "Kýzýlay'a giremedik, yönetim uzlaþtý, bu eylemin bir önemi yok, çünkü Sýhhiye'de yaptýk" gibi… Aslýnda bu tartýþmalar suni ve vakit kaybettiriyor. Buna ben- zer tartýþmalarý her Ankara eyleminde, örneðin sahte sendika yasasýný durdurma mücadelesinde de yaþadýk. Bir sendikanýn amacý 300 metre ilerideki Kýzýlay Meydaný’na çýkmak olamaz. Evet, yýllardýr eylem yaptýðýmýz bu alaný yasaklamalarýný kimse hazmedemez. Ancak eylemin deðerlendirilmesinin bu tartýþmayla boðulmasýna izin vermemeliyiz. KESK iþyerlerine dönmelidir. Kamu emekçileri kazandýklarýný gördükleri takdirde sendikalarýna güvenecektir ve o zaman Kýzýlay Meydaný bizimle özgürleþecektir. Ýstanbul Eðitim-Sen 2 No'lu Þube üyesi Berna Tezcan

Sayý: 185 20 Aðutos 2002

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.geocities.com/sosyalistisci/ sosyalistisci@hotmail.com


Sayý: 185

20 Aðustos 2002

200.000 TL

Dayanýþma fiyatý: 500.000 TL

Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr

Çözüm sosyalizm!

oy yok!

Demokrasi ve özgürlüklerin düşmanı,

IMF ve savaş partilerine S

eçimlerin ilan edilmesi ile birlikte onlarca parti halktan oy istemeye baþladý. Bunlarýn en baþýnda iktidardaki MHP, ANAP ve DSP geliyor. Son 3 yýlda iki kere krize yol açan, milyarlarca dolarýn bankalardan hortumlanmasýna göz yuman ve hatta yardýmcý olan, iþçi ve emekçileri açlýða mahkum edenler utanmazcasýna oy istiyorlar.

Muhalefetteki belli baþlý partilerde ayný hava içindeler. Sanki onlar daha önce iþçi ve emekçilerin soyulmasýna, aç býrakýlmasýna hizmet etmemiþ gibi. DYP, AKP, SP hepsi sýrayla iktidara geldiler ve hepsi de emekçiden yana deðil, patronlardan yana tutum aldýlar.

“Sol” partiler ne yaptý? Solda olduklarýný söyleyen DSP, YTP ve CHP'nin de diðerlerinden farký yok. DSP ve YTP'yi kuran kadrolar 5 senedir iktidar- dalar. Bu beþ senede iþçi ve emekçilerin gerçek ücretleri yarý yarýya azaldý. Eðitime, saðlýða ayrýlan bütçe kaynaklarý kurudu. Ýþsiz sayýsý roket gibi fýrladý. Yüzlerce, binlerce iþyeri kapandý. Ýþçi ve emekçilerin bu iki partiyle hiçbir

yakýnlýðý olamaz. Derviþ'in katýlma pazarlýklarý yaptýðý CHP'ye gelince onun da DSP ve YTP'den farký yok. CHP'nin iktidarda olduðu günlerde de iþçi ve emekçiler amansýzca yoksullaþtýrýldýlar. Üstelik CHP, IMF programýnýn mimarý Derviþ'i saflarýna almaya çalýþýrken baklayý aðzýndan çýkarmaktadýr. Daðýttýðý bildirilerde IMF programýna karþý olduðunu söyleyen CHP, þimdi yüzde yüz çark ederek piyasa ekonomisinden yana olduðunu, piyasa ekonomisinin iþçilerin yararýna olduðunu anlatýyor ve IMF prog- ramýna onay veriyor. Kýsacasý CHP'de diðerleri gibi tercihini emekten yana deðil patronlardan yana yapýyor.

Oyunu verirken... Ýþçi ve emekçiler bu seçimlerde IMF ve savaþ partilerine karþý tutum almalýdýrlar. Büyük gazeteler ve televizyon kanallarý tarafýndan tek kurtuluþ yolu olarak öne sürülen IMF programý, sadece Türkiye'de deðil, sayýsýz ülkede sadece patronlarýn iþine yaradý. Emekçiler ise IMF yapýsal uyum programlarý nedeniyle inim inim inlemektedir. Ýþte Arjantin, Brezilya, Uruguay... Burjuva partileri sadece zenginlere hizmet ediyor. Vergiler onlar için azaltýlýyor, emekçilere ise doðrudan ya da dolaylý sürekli vergi yükleniyor. Türkiye'de

Sosyalistlere katýl!

Ne istiyoruz?

Ýç ve dýþ borçlar iptal edilsin! Silahlanma harcamalarý durdurulsun! Eðitim ve saðlýða daha fazla kaynak! Ýþçi ve emekçiler üzerindeki tüm vergiler kalksýn! Özelleþtirmeler durdurulsun, özelleþtirilen iþletmeler yeniden kamulaþtýrýlsýn! Sýnýrsýz düþünce özgürlüðü! Sýnýrsýz örgütlenme özgürlüðü ve sýnýrsýz eylem özgürlüðü!

devletin topladýðý vergilerin büyük çoðunluðunu sabit gelirliler, yani, iþçiler ve emekçiler ödüyor. Türkiye patronlar için vergi cenneti. Devletin kaynaklarý hortumlanan bankalara gidiyor. Askeri harcamalar, silah alýmý Türkiye'nin en büyük giderlerini oluþturuyor. Diðer taraftansa saðlýða ve eðitime harcanan kaynaklar her sene biraz daha kýsýlý-

DSÝP’e üye ol!

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi hakkýnda bilgi almak istiyorum.

Ýsim:.................................................................................................................... Meslek:............................................................................................................... Þehir:.................................................................................................................. Adres:................................................................................................................ Telefon:................................................E-mail:.................................................

yor. Eðitim giderek bütünüyle paralý hale getiriliyor. Her gün yeni özel okullar açýlýyor, her sene eðitime katký payý ve benzeri isimlerle yeni paralar toplanýyor. Saðlýk da da özelleþtirme hýzlanýyor. Devlet hastanelerinde, SSK hastanelerinde kuyruklar giderek uzarken, her köþede mantar gibi özel hastaneler ortaya çýkýyor. Devlet hastanelerindeki hizmetler ise sürekli paralý hale getiriliyor. Artýk sosyal güvenlik kapsamý içinde olanlar dahi ilaç paralarýný kendileri ödüyor. Oy verirken bütün bunlarý akýlda tutmak gerekir. Ýþçiyi ve emekçiyi yýllardýr açlýða ve sefalete mahkum edenlere bu sefer koca bir tokat atmak gerekir. IMF partilerine oy yok!

Savaþa hayýr! DSiP

Ankara Ýl Örgütü:Menekþe Sk.8/A D:16 Kýzýlay Ýstanbul Ýl Örgütü: Sakýzgülü Sk. 24/6 Kadýköy Tel: 0216 346 6573 Beyoðlu Ýlçe Örgütü: Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok, No: 8, Kat: 4, BeyoðluTelefon: 0212 - 251 62 73 Ýzmir Ýl Örgütü: 846. sok, No: 8/3 1. Beyler-Konak

IMF partileri ayný zamanda savaþtan da yana. Zaman zaman ABD'nin Irak'a saldýrmasýna karþýymýþ gibi havalara girenler, diðer taraftan ABD'nin tüm hazýrlýklarýný destekliyorlar. Türkiye'yi komþu Irak halkýnýn kasabý haline getir- meye hazýrlar. Savaþ sadece Irak için deðil,

tüm dünya için bir yýkým olacak. Türkiye savaþtan en çok zarar gören ülkelerden birisi olacak. Türkiye'nin zaten sýnýrlý olan kaynaklarý daha büyük ölçüde savaþ harcamalarýna akýtýlacak. Eðitime, saðlýða giden 3-4 kuruþ da bombaya, tanka yatýrýlacak. Savaþ partilerine oy yok! IMF ve savaþ partileri ayný zamanda özgürlüklerin de düþmaný. Onlar emekçilerin sahip olacaðý her özgürlüðü tehlikeli olarak görüyorlar. Kimin için tehlikeli? Besbelli ki patronlar için, zenginler için tehlikeli. Ýþçiler ve emekçiler sýnýrsýz düþünce, ifade ve eylem özgürlüðü istiyor, IMF ve savaþ partileri ise var olaný daha da kýsýtlamak istiyorlar. Neden? Çünkü IMF'nin yapýsal uyum programý, yani patronlarýn kurtuluþ programý sadece zorbalýkla yürütülebilir. Onlarýn iþçileri iþlerinden atarken direniþ olmasýn istiyorlar. Onlar her gün yeni zamlar, yeni vergiler ilan ederken emekçilerin gýký çýkmasýn isti- yorlar. Özgürlüklerin, demokra- sinin düþmaný partilere oy yok!


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.