187

Page 1

sosyalist isci SAYI: 187

24 EYLÜL 2002

Derviþ’li CHP neden desteklenmez?

Sayfa 4

Derviþ sýradan, herhangi bir politikacý deðildir. O, Türkiye'ye Dünya Bankasý tarafýndan yollanmýþ ve IMF politikalarýnýn garantisi olan kiþidir. Bu nedenle, IMF politikalarýna karþý olanlarýn CHP'ye oy vermesi düþünülemez.

500.000 TL.

Almanya:

Savaþ karþýtý sloganlar oy kazandýrdý

Sayfa 10

yoksulluktan býktýysan, IMF’ye hayýr diyorsan, barýþtan yanaysan, özgürlük istiyorsan, oylar emek, barýþ ve demokrasi platformuna

O Y L A R S avaþa Hayýr Platformu’nun düzenlediði barýþ sempozyumu Türkiye’de savaþa karþý mücadele eden güçleri yan yana getirdi.

Irak’a dokunma!

Sayfa 5,6,7,8


2

sosyalist iþçi

H AFT AYA B AK I Ş

28 Şubat sürüyor

Baský ve yasaklar seçimi ŞENOL KARAKAŞ

Y

üksek Seçim Kurulu (YSK) 3 Kasým seçimlerine katýlacak milletvekillerinin kaderini belirledi. 50 milletvekili adayýnýn adaylýðý iptal edildi. Avrupa Birliði Uyum Yasalarý'nýn meclisten geçtiði günlerde, Türkiye'de çok partili siyasal yaþamýn gördüðü en yasakçý seçim dönemine girmiþ bulunuyoruz.

28 Şubatçýlar teyakkuzda Yasaklanan milletvekili adaylarýnýn çoðunluðunu DEHAP listesinden seçimlere girecek adaylarla Recep Tayyip Erdoðan, Necmettin Erbakan gibi islamcý motiflere sahip olan adaylar oluþturdu. HADEP Genel Baþkaný Murat Bozlak, SDP Genel Baþkaný Akýn Birdal da seçimlere girmesi yasaklanan adaylar arasýnda. Refah Partisi'nin temsil ettiði kitlesel tabana karþý askeri bir darbe olan 28 Þubat, islami harekete darbe üstüne darbe indirirken sadece bu adýmla yetinmemiþti. Seçimlerde en çok oy almýþ partiyi, onun liderini yasaklayan askeri harekat þiddetli bir miliyetçi-þoven havanýn þekillenmesini saðladý. Bu koþul Kürt hareketinin de darbe almasýna neden oldu ve Abdullah Öcalan yakalanarak Türkiye'ye tes-

Y

aklaþýk iki aydýr toplu görüþmeleri toplu sözleþmeler çevirme mücadelesi veren kamu çalýþanlarý hareketi sonuçlandý. Sonuçta toplu görüþmeler toplu sözleþmelere çevirilemedi. Ýki aydýr süren eylemlerin sonucunda devlet, kamu çalýþanlarýnýn ücretini brüt 100 milyon, net 72 milyon artýrdý. Ekim ayýnda baþlayacak zam farklarý Ocak ayýndan itibaren ödenmeye baþlanacak. KESK zam oranlarýna ve artýrmalarýn Ocak ayýndan itibaren baþlayacak olmasýna itiraz ediyor. Toplu sözleþmelerin toplu görüþmelere çevrileceði, Sahte Sendika Yasasý çýktýðý günden beri KESK önderliðinin iddiasýydý. Bu iddia yerine getirilemedi. KESK'in eylem takvimi erken seçimler gündeme gelmeden önce ilan edilmiþti. Seçimlerin gündeme gelmesiyle birlikte, KESK eylem takvimini oluþan yeni koþullara göre yenileyemedi. Yýllardýr bildiðimiz eylem takvimi bir kez daha tekrarlandý: Basýn açýklamalarý, Ankara yürüyüþü ve dönüþte iþ býrakma. KESK'in yýlardýr sahip olduðu,

lim edildi. 28 Þubat iþçi hareketini ise önderliklerini ideolojik olarak teslim alarak geriletti. Milliyetçilik solda en çok itibar gören fikir haline geldi.

YSK baþkaný istifa etmelidir! 21 Eylül akþamý Haber Türk televizyonunda canlý yayýna çýkan Ertruðrul Özkök, bir soru üzerine 28 Þubat'ýn Türkiye açýsýndan çok hayýrlý olduðunu anlattý. Rejimin 28 Þubat'la dizayn edildiðini anlattý. Özkök'e göre 28 Þubat çok fazla politik bir anlam taþýmýyor. Nötr bir

dizayn anlamýna geliyor. Daha beter bir görüþ ise, milletvekili adaylarýnýn kaderini belirleyen YSK Baþkaný Tufan Algan'dan geldi. Gazeteci Yavuz Donat'ýn yargýnýn siyasallaþmasý konusundaki bir sorusuna, "Ýnsanlarýmýz Çanakkale'de ne uðruna þehit oldu? O insanlar bu vatan için öldüler. 'Önce vatan' sözü kuru bir ifade deðil, daða taþa kanla yazýlmýþ bir temel ilkedir...Yargý siyasallaþamaz. yargý önüne gelen dosyaya bakar. Hukuka bakar. Memleketin menfaatlerine bakar. Çanakkale'ye

KESK mücadeleye ara vermemeli kazanacak net bir mücadele yerine, protestocu mücadele yöntemlerini tercih etmesi sorunu yine karþýmýza bir engel olarak dikildi. Ücretlerin geriliði ve IMF'nin yarattýðý ekonomik yýkým arasýndaki baðlantý

Sandýk deðil mücadele! Kuþkusuz, seçim ortamýndan kamu çalýþanlarýnýn kazanarak çýkmasýnýn tek yolu, seçimlere deðil, mücadeleye ve aþaðýdan eylemle kazanmaya kitlenen bir bakýþ açýsýnýn KESK'te hakim olmasýna baðlýydý. Ama solda ittifak görüþmeleri KESK'i de en baþtan itibaren etkiledi. Solun birliðini bir dereceye kadar önderliðinde saðlayan KESK, sol ittifak görüþmelerine, solun çeþitli kesimlerinin ittifak görüþmelerindeki tutumlarýna baðlý olarak, dikkatini mücadelenini örgütlenmesinden seçimlerde tutum belirlenmesine kaydýrdý. Zaten kýsa sürede sol ittifak týkandý. Sosyal demokrasiyi, ÖDP'yi ve Kürt

çok popüler bir dille yaygýn bir biçimde teþhir edilebilseydi mücadelenin seyri çok daha farklý olabilirdi. Ýþyeri iþyeri, bölge bölge yapýlacak teþhir kampanyasýnýn sonucunda kamu çalýþanlarýnýn talehareketini kapsayan bir sol ittifak kurulamamasý, KESK'te saðlanmýþ birliðin seçimler için de saðlanma basiretinin gösterilememesi, KESK'te de yansýmasýný buldu. Tabanda omuz omuza mücadele eden kamu çalýþanlarýnýn arasýna, sol ittifakýn parçalanmasý nedeniyle seçim duvarý girdi. Son Ankara yürüyüþünün gösterdiði gibi, KESK en diri mücadele örgütüdür. Tabanýnda kamu çalýþanlarý öfkeli ve mücadelecidir. Þimdi seçimler nedeniyle bölünmeye bir an bile izin verilmemelidir. Seçim sonrasýndaki mücadeleye hazýrlanmalý ve KESK içinde birliði aþaðýdan yukarýya inþa etmek için örgütlenmeliyiz. Çünkü 4 Kasým'dan itibaren KESK'e yine çok iþ düþecek!

bakar. 26Aðustos'taki Büyük Taarruz'a bakar, 30 Aðustos baþkonutanlýk Meydan Muharabesi'ne bakar." YSK Baþkaný, 28 Þubat'a bakar, sözünü eklemeyi unutmuþ. Ýnsanlarýn milletvekilliði adaylýðýna karar veren bir kurulun baþkaný olarak, bir yandan yargý siyasal olamaz derken, tümüyle siyasi bir tutum belirtmekle kalmýyor, 28 Þubat'ýn son zamanlarda sýk rastlanmayan derecede pervasýzca sözcülüðünü de yapýyor. YSK 28 Þubat darbesinin ürünü olarak 50 milletvekili adayýný yasaklamýþtýr. YSK tarafsýz kalmamýþtýr. Oruyla hiç ilgisi olmamasý gereken bir süreç hakkýnda, parlamenter seçimlerle ilgili bir konuda ordunun tutumunu devam ettirmiþ ve askerlerin sözcülüðünü yapmýþtýr. 28 Þubat gibi, islamcý siyasilere ve Kürt hareketinin temsilcisi ya da dostu olan güçlere saldýrmýþtýr. Þiir okuduðu için ceza alan ve seçmen anketlerine göre bugün Türkiye'deki en büyük siyasi partini lideri olan Tayyip Erdoðan'ý yasaklarken, eli kanlý faþist katillerin milletvekili olmasýna sesini çýkarmayan YSK Baþkaný istifa etmelidir. 3 Kasým seçimleri þimdiden meþruluðunu yitirmiþtir. Seçimler, süngülerin gölgesi altýnda yapýlmaktadýr. pleri kabul edilmediði takdirde, kazanana kadar sürecek grev kararý çok önceden beyan edilmeliydi. Seçimlerin ilaný, egemen sýnýfýn ve hükümetin acýnacak derecede çaresizliðini gözler önüne serdi. Hükümetin hiçbir þeye müdahale edecek hali yok. Bu yüzden KESK'in eylemlerine polis vahþice saldýrdý. KESK ve KESK'e baðlý sendikalarýn yönetici ve militanlarý gece yarýlarýnda apar topar gözaltýna alýndýlar. Ankara yürüyüþünde polis hükümetin acizliði ve kararsýzlýðý yüzünden kamu çalýþanlarýnýn eylemine vahþice saldýrdý. Polisin gözü dönmüþlüðü, hükümetin çaresizliðinin kanýtý. Çünkü kamu çalýþanlarýnýn hareketinin yaygýnlaþmasý, öfkeli emekçi kesimlerinin mücadele isteðine ivme katmasý ihtimali, hükümetin zaten karmakarýþýk olan ortamda altýndan kalkamayacaðý bir dinamik yaratabilirdi. Kazanma kararlýlýðýndan vaz geçmeden sürdürülecek bir mücadeleyle kamu çalýþanlarýnýn istediði tüm haklarý elde etmesinin koþullarý hâlâ mevcut.


sosyalist iþçi

BAŞ YAZ I DOHAN TARKAN

3 Kasým’da DEHAP’a oy vereceðiz

Kazanmak için birleþelim G

erek dünya gerekse de Türkiye çapýnda sermaye sýnýfý zor günler yaþýyor. Dünya çapýnda Amerikan emperyalizmi Irak'a saldýrmak istiyor ama býrakalým Orta Doðu ülkelerindeki ve dünyanýn geri kalanýndaki savaþ karþýtý hareketi, Bush yönetimi Amerikan sermaye sýnýfýný dahi birleþtiremiyor. Bugün Bush'un savaþýna açýkça destek vermeye sadece Ýngiltere'den Blair cesaret edebiliyor ve o da muazzam bir muhalefetle karþý karþýya. Eðer ABD Irak'a saldýramazsa bu savaþ karþýtý hareketin sayesinde olacak. Savaþ karþýtlarýnýn atacaklarý her adým emperyalizmi daha derinden yaralayacak. Türkiye'de de sermaye sýnýfý daðýnýk ve ne yapacaðýný bilemez durumda. DSP'nin bölünmesi ve ardýndan seçim kararýnýn alýnmasýndan bu yana geçen süre Türk egemen sýnýfýnýn biçare halini çok açýk ve net bir biçimde gösteriyor. Daðýnýklar. Ortak politikalarý yok. Sayýsýz partiye bölünmüþ durumdalar. Cumhuriyet tarihinin en zayýf durumundalar. Çünkü aðýr bir kriz yaþýyorlar ve bu krizin altýndan kalkamýyorlar. Eðer Türk egemen sýnýfý bütün bu parçalanmýþlýðýna, þaþkýnlýðýna raðmen ayakta durabiliyorsa, hayasýzca iþçi ve emekçilere saldýrabiliyorsa bunun tek nedeni iþçi ve emekçi sýnýflardaki daðýnýklýktýr. Sosyalistlerin, sosyal demokratlarýn ve Kürt hareketinin daðýnýklýðý, ortak vurma yeteneksizliði iþçi ve emekçi saflardaki öfkenin, mücadele isteðinin dýþa vurmasýný engellemektedir. Emek, Barýþ ve Demokrasi

Platformu'nun kuruluþu iþçi ve emekçi yýðýnlara bu olanaðý verdi. Ýþçi ve emekçi yýðýnlar sermaye sýnýfýnýn bu darmadaðýn olduðu koþullarda birleþik bir mücadele ile çok büyük baþarýlar elede edebilirdi. Ne var ki birleþik mücadele sadece iki küçük sosyalist örgüt ile Kürt hareketinin yan yana gelmesi ile oluþamaz. Ýþçi ve emekçi yýðýnlarý harekete geçirecek, onlara daha ileri bir mücadele gücü verecek olan birlik bugünkü Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu'nda toplanan güçlerden çok daha fazlasýdýr. Sosyal demokratlar, ÖDP, partili, partisiz sosyalist sol, sendikalar, meslek örgütleri, dernekler vs bir araya gelmedikçe, en küçük sol örgütün dahi kazanýlmasý için çalýþýlmadýðý sürece birlik saðlanmýþ olmaz. Ýþçi ve emekçi yýðýnlarýn bu darmadaðýn egemen sýnýfa karþý hamle etmesi saðlanamaz. Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu bütün bunlara raðmen bir ileri adýmdýr. Hiç deðilse birliðin olabileceðini ve nelerin yapýlmamasý gerektiðini göstermiþtir. Kapalý kapýlar arkasýnda yapýlan tartýþmalarla birlik olmaz. DSÝP bundan böyle bu tür hiçbir giriþime yaklaþmayacaktýr. Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu sadece seçimler için kurulan bir platformun doðal olarak parlamentarizm ile yaralý olduðunu göstermiþtir. DSÝP bundan böyle seçimler için oluþacak hiç bir pazarlýða yaklaþmayacaktýr. Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu kariyerizmin ve sekterliðin iþçi emekçi sýnýflar için ne denli zarar verici olduðunu göster-

miþtir. DSÝP kariyerizme, sekterliðe ve ikameciliðe karþý bundan böyle de amansýz bir mücadele vermek zorunda olduðunun bir kere daha bilincine varmýþtýr. Bütün bunlardan sonra, devrimci sosyalistler DEHAP'ý destekleyeceklerdir. Bütün güçleri ile DEHAP'ýn propagandasýný yapacaklardýr. Ancak burada da sorunumuz var. Bir süredir kampanya yapan Star medya grubunun patronu Cem Uzan ve Partisi neyin nasýl yapýlmasý gerektiðini çok güzel göstermektedir. Sosyalistler ne yazýk ki Cem Uzan kadar dahi olamamaktadýr. Cem Uzan ve Genç Parti hýzla güç kazanmaktadýr. Neden? Çünkü açýk ve basit bir programla IMF politikalarýna karþý çýkmaktadýr. Sosyalistler lafý eveleyip, geveleyerek ayný þeyi yapmaya çalýþýyorlar. Sonuç; Cem Uzan hýzla güçleniyor, sosyalistler, sol yerinde sayýyor. Acaba çýkýp süslü laflar etme çabasý ile anlamsýz þeyler anlatmak yerine somut talepler öne sürmek, "okul kitaplarý parasýz olsun", "KDV kaldýrýlsýn", "asgari ücret arttýrýlsýn", "hortumcular hapse" vb talepleri ileri sürmek, sadece laftan ibaret bir program yerine 10-15 maddelik somut talepler programý ile ortaya çýkmak çok mu zor? Açýk böyle yapýlabilse emekçi yýðýnlar arasýnda hýzla büyünecektir. Denebilir ki Cem Uzan'ýn TV'si, gazetesi var. O bir medya patronu. Bizim ise birliðimiz var. Eðer tüm, ama gerçekten tüm sosyalist solu, Kürt hareketini ve sosyal demokrasinin sol kanadýný basit bir

program etrafýnda yan yana getirebilirsek bu Star TV'sinden ve gazetesinden daha büyük bir güçtür. Ýþte buna inanmak ve bunun için çalýþmak gerekir. DSÝP solda böylesi bir birlik için, mücadelede bir birlik için ýsrarla çalýþmaya devam edecektir. Sola örgütlerin önderliklerine, onlarýn kariyerizmine, sekterliðine bakmadan, iþçi ve emekçilere güvenerek politika yapmak bugün her zamankinden daha acil bir gerekliliktir. 4 Kasým'a hazýrlanalým. Yeni IMF saldýrýsýna, savaþa karþý mücadeleye hazýrlanalým. Sosyalistler, bütün örgütlerden sosyalistler birlik için, mücadelede birlik için kararlý davranýn. Kazanmamýz mümkün. Savaþý durdurmak, Amerikan hegemonyasýný sarsmak mümkün. IMF saldýrýsýný durdurmak, püskürtmek mümkün. Ýþçi ve emekçi yýðýnlarý milyonlarla harekete geçirmek mümkün Bütün bunlarýn gerçekleþebilmesi için sol içi düþmanlýklara hayýr. Sol çýkar çeliþkilerine, sekterliðe hayýr. Kariyerizme hayýr. Ýkameciliðe hayýr. Kazanmak mümkün! Ama ancak birleþirsek! Sermaye sýnýfýný geriletmek mümkün. Ama ancak mücadeleye birlikte atýlýrsak. 15-16 Haziran’ýn, 4-5 Mart'ýn ruhu ile, yan yana, omuz omuza, birlikte mücadeleye. DSÝP herkesi böylesi bir birliðe çaðýrýyor. Sosyalist hareketin milletvekilleri olmaya deðil, emekçileri olmaya çaðýrýyor. Bu çaðrýya omuz verin!

Enternasyonal Sosyalizm Devrimci marksist teorik-politik dergi

9. sayý çýktý!

Mutlaka birlik! Emperyalizm, küreselleþme ve savaþ Almanya’da faþizmin iktidarý ve anti-faþist mücadelenin dersleri... Türkiye’de eþcinsel hareketin tarihi


sosyalist iþçi

4

H AFT AYA B AK I Ş

Fabrikanda, okulunda, sokaðýnda,

Derviþ’li CHP neden desteklenemez?

Birliði inþa et! S VOLKAN AKYILDIRIM

3

Kasým seçimlerine birleþik bir sol alternatifin girme olasýlýklarý tamamen yok oldu. HADEP, EMEP ve SDP'nin DEHAP çatýsý altýnda seçime girmesi birlik yönünde atýlan olumlu bir adým. Ancak ÖDP'nin eski DSP'li Sema Piþkinsüt'ün TDP'si ile birleþerek tek baþýna seçimlere girmesi ve SHP'nin bir sol ittifaka katýlamamasý bir hayal kýrýklýðý yarattý. Ýþçiler ve emekçilerin yýllardýr bir özlem, somut bir talep olan solun birliðinden 3 Kasým'a gidiþ tablosuna bakarak umudu kesmek ise büyük bir hata olur.

18 Nisan dersleri Solun 3 Kasým'a gidiþini ve genel olarak solda birliði ele alýrken akýlda tutulmasý gereken birkaç nokta var. 1. 18 Nisan 1999 seçimlerine bölünmüþ olarak giren sol büyük bir yenilgi aldý. Solun toplam oylarý gerilerken, sol içinde sað politikalarý savunan güçler (DSP ve milliyetçilik gibi) öne çýktý. 2. 18 Nisan'ý izleyen 3 yýl boyunca en aðýr IMF saldýrýsý gerçekleþti. Bu dönem 1 Aralýk 2000'de gerçekleþen bir günlük genel grev ya da Ankara'da gerçekleþen esnaf eylemlerini saymazsak genel olarak mücadelenin düþük düzeyde ilerlemesine sahne oldu. 3. 28 Þubatçýlýk bu dönemde hakimiyetini korudu. Kürt hareketi aðýr bir saldýrý yaþarken, Türk sosyalistleri HADEP'le aralarýna sürekli mesafe koydu. Bu koþullar birliði çok daha yakýcý bir ihtiyaç haline getirdi. Ýþçiler ve emekçiler için bu istek zaten somut bir ifade bulmuþtu. 2000 Kasým krizi sonrasý Emek Platformu'nun yayýnladýðý Emek Programý

2 0 0 0 K a s ý m k r i zi s on ra s ý E m e k Pl a t f o rm u 'n u n ya y ýn la d ý ð ý E m e k P r o g r a m ý T ü r k i y e ' n i n h e r t a r a f ý n d a, h e r f a b r i k a d a b a y r a k e d i n i l m i þ t i Türkiye'nin her tarafýnda, her fabrikada bayrak edinilmiþti.

Solun kurgusu Tüm bunlarý hatýrladýktan sonra 3 Kasým'a bölünmüþ olarak giden solun bakýþ açýsýndaki genel hata açýkça görülebilir. Solun kurgusu baþtan yanlýþtýr: Birlik için yapýlanlar ortak bir mücadele ve somut taleplerimizi kazanmak için deðil, kolay bir parlamenter baþarý adýna yapýlmýþtýr. Parlamenter bir baþarýyý küçümsemiyoruz. Sosyalist Ýþçi, Kürt hareketi, sosyal demokrasi ve sosyalistleri kapsayan bir sol ittifakýn seçim barajýný aþabileceðini, hatta 3 Kasým'dan Türkiye'nin ikinci büyük gücü olarak çýkabileceðini yazmýþtý. Ancak parlamenter baþarýnýn bile kapalý kapýlar arasýn-

da yapýlan protokollerle saðlanamayacaðýný hep beraber gördük. Solun birliðini tartýþýrken baþlangýç noktasý sol liderlikler ve onlarýn durumunu kurtarmak deðil, iþçilerin ve emekçilerin somut taleplerini nasýl kazanacaðýmýz sorusu olmak zorunda. Yanýtý bulmak zor deðil. Emek örgütleri solda birlik olasýlýklarý ortaya çýktýðý andan itibaren açýkça tutum aldý, birliði destekledi. Bu destekde iki somut vurgu öne çýktý: IMF’ye ve ABD’nin hegemonya savaþýna karþýtlýk. Þimdi kýzmanýn, yakýnmanýn zamaný deðil. Bir türlü toparlanamayan Türk egemen sýnýfýna karþý birleþmenin zamaný. Böyle bir mücadele birliði yukarýdan, kapalý kapýlar arkasýnda deðil, aþaðýdan, sokaklarda, iþyerlerinde okullarda inþa edilecektir.

on seçimlerde giderek iþçi sýnýfýnýn CHP'ye olan desteði azalmaktaydý. Son seçimlerde öncü iþçilerin yaný sýra iþçi sýnýfýnýn geniþ kesimleri de eskisi gibi CHP'ye destek vermedi ve bunun bir sonucu olarak CHP barajýn altýnda kalýrken iþçi sýnýfýnýn oylarý daha çok DSP'de toplandý. 1999 seçimlerinden bu yana geçen süre içinde iþçi sýnýfýnýn DSP'ye verdiði destek de tam anlamý ile zayýflarken adil düzen söylemi ile Ýslamcý partilere giden iþçi desteði de bu söylemin bitmesi ile boþta kaldý. Kýsacasý iþçi sýnýfýnýn geniþ kesimleri yakýn zamana kadar ne yapacaðýný çok iyi bilmemekteydi. Ýçinde ÖDP, SHP ve diðer sosyalist solu da içeren bir Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu geniþ iþçi kesimleri için hemen olmasa da öncü iþçiler için bir seçenekti ve öncünün kararlý tutumu açýk ki iþçi sýnýfýnýn daha büyük kesimlerinin de Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu için harekete geçmesini saðlayacaktý. Ne var ki Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu'nun beklendiði geniþlikte kurulamamasý öncünün tutumunu etkilerken sýnýfýn daha geniþ kesimleri için bu ittifak çekici olma özelliðini yitirmiþtir. Þimdi öncünün bir kýsmý ile birlikte iþçi sýnýfýnýn daha büyük kesimleri CHP'ye yönelecektir. Burjuva basýný da bunun gerçekleþmesi için elinden geleni yapmaktadýr. Ne var ki özellikle Derviþ'in CHP'ye geçmesi ile birlikte bu parti sosyalistler için bir tercih olmaktan çýkmýþtýr. Öncü iþçilerin çok önemli bir kesimi Deviþli CHP'ye karþý mücadele edecektir. Belki son dakikada CHP'ye oy verecek bir çok iþçi o son dakikaya kadar Derviþli CHP'ye karþý mücadele edecektir. Derviþ sýradan, herhangi bir politikacý deðildir. O, Türkiye'ye Dünya Bankasý tarafýndan yollanmýþ ve IMF politikalarýnýn garantisi olan kiþidir. Bu nedenle, IMF politikalarýna karþý olanlarýn CHP'ye oy vermesi düþünülemez.

“Ulusal Sol”: Ýstemez kalsýn! IMFciler iþçinin dostu olmaz Bir de biz iþçilerden oy isteyen “ulusal sol”cular ortaya çýktý. Partisi Cem-Özkan-Derviþ üçlüsü tarafýndan parçalanan Ecevit bunlarý solcu olmamakla suçlamýþ ve ulusal solcularý birlik olmaya çaðýrmýþtý. Bu çaðrýnýn muhataplarý IMF uþaklýðý ile suçladýklarý Ecevit’e dört elle sarýldýlar. MHP’yle ulusal bir hükümet kurma hayali kuran Ýþçi Partisi ve lideri Doðu Perinçek, Katil Denktaþ’ýn danýþmaný ve Baðýmsýz Cumhuriyet Partisi Genel Baþkaný Ecevit’in þemsiyesini çok beðendiler. Sadece bu kadarý bile “ulusal sol”un iþçiler ve emekçiler için bir alternatif olamayacaðýný gösteriyor. 3 yýl boyunca bizi soyanlar en hýzlý milliyetçiler deðil miydi?

Birlikte Türkiye’yi dolaþýyorlar, birlikte denize giriyorlar. Biri Dünya bankasý memuru, diðeri Türkiye’nin en büyük iþçi konfederasyonunun baþkaný. Liderleri Baykal partilerinin hedefini açýklýyor: “IMF programýný baþarýya ulaþtýracaðýz.” CHP tabanýnda yer alan emekçiler, gençler büyük bir þaþkýnlýk içindeler. Ama bu þaþkýnlýk son bulmalýdýr. Bayram Meral ne yaparsa yapsýn IMFciler yol arkadaþýmýz olamaz.


sosyalist iþçi

5

S AV AŞ A H AYI R

Irak kapýlarýný silah denetçilerine açtý, ama Bush’un derdi baþka...

Petrol için katliam Irak Dýþiþleri Bakaný Naci Sabri: "Birleþmiþ Milletler silah denetçilerinin Irak'a dönmelerini kayýtsýz þartsýz kabul ediyoruz." George W. Bush: "Barýþý saðlama almak için Saddam Hüseyin'e karþý harekete geçme zamanýdýr." General Tommy Franks: "Savaþa hazýrýz."

I

rak Dýþiþleri Bakaný Naci Sabri, 17 Eylül akþamý Birleþmiþ Milletler Baþkaný Kofi Annan'a gönderdiði mektupta Irak'ýn BM silah denetçilerinin ülkesine koþulsuz olarak geri dönebileceðini açýkladý. Bush, Irak'a saldýrý gerekçesi olarak elinde kitle imha silahlarý olduðunu ve BM denetimini kabul etmediðini ileri sürüyordu. Irak'ýn kararý ile bu gerekçe ortadan kalktý. Ancak ABD Irak saldýrýsýndan vazgeçmedi.

BM bölündü ABD, Irak'ýn açýklamasýný "baþarýsýz bir taktik" olarak niteledi. Bush yönetimi Irak'ta "rejim deðiþikliði arzusundan vazgeçmeyeceklerini" açýkladý. Bush ve çetesinin gerçek amaçlarý bir kez daha açýða çýktý. Irak'ý silahsýzlandýrma gerekçesi eski bir hikaye. Asýl dertleri Ortadoðu petrollerine el koymak, Ýsrail yayýlmacýlýðýnýn önünü açmak ve haritalarý tamamen deðiþtirmek. Bush yönetimi tüm dünyaya teþhir olurken BM bölündü. BM Güvenlik Konsey'inin veto hakkýna sahip beþ üyesinden üçü olan Rusya, Çin ve

larýný açýkladý. Pentagon'un Bush'a bir saldýrý planý sunduðu haberi ABD basýnýnda yer alýrken, Kuveyt ya da bir baþka bölge ülkesinden kalkacak B2 aðýr bombardýman uçaklarýnýn Irak'taki komuta merkezlerini vurmasý ve karadan iþgal hareketinin baþlamasýnýn planlandýðý bildirildi.

Acil eylem hazýrlýðý Fransa, ABD müdahalesi için yeni bir karar çýkartmaya gerek olmadýðýný açýkladý ve Irak'ýn kararýný sevindirici bulduklarýný belirtti. ABD ve Ýngiltere ise Irak'a saldýrmak için BM'nin karar almasý için ýsrarlarýný sürdürüyor. ABD, sadýk müttefiki Ýngiltere, Ortadoðu'daki iki bekçi köpeði Ýsrail ve Türkiye ile yalnýz kaldý.

Saldýrý planý hazýr Tüm dünyadan protestolar yükselirken ABD Irak'a saldýrý hazýrlýklarýnýn sonuna geldi. 25 ülkedeki çeyrek milyon ABD askerinin sorumluluðunu yürüten General Tommy Franks, savaþa hazýr olduk-

Ramallah’ý enkaza çevirdiler Bush, Irak’a saldýrmak için geri sayýmý baþlatýrken, bundan güç alan katil Ýsrail devleti Filistin halkýna dönük saldýrýlarýný týrmandýrýyor. Ýsrail tanklarý ve buldozerleri Ramallah’ta bulunan FKÖ lideri Yaser Arafat’ýn kaldýðý binanýn çevresindeki tüm yapýlarý yýktý. Karagahýnda bir kez daha sýkýþan Arafat ölüm tehlikesi ile karþý karþýya. Ýsrail Devlet Baþkaný “Kasap” Þaron, Arafat’ýn karargahýnda bulunan 20 kiþinin arandýðý bahanesini ileri sürerken bu saldýrýnýn asýl amacýnýn Filistin kurtuluþ mücadelesinin önde gelen isimlerinin sürgüne zorlanmasý olduðu belirtiliyor. Ýsrail saldýrýsý Filistin’de ve tüm Ortadoðu’da nefretle karþýlandý. bir çok merkezden bölge çapýnda Ýntifada çaðrýsý yapýldý.

Bush'un savaþ naralarý ilk ifadelerini Filistin'de buldu. Kasap Þaron'un emriyle Yaser Arafat'ýn karagahýnýn çevresindeki binalar yerle bir edildi. Savaþ karþýtlarý bu geliþmeler karþýsýnda kitlesel gösterilere hazýrlanýyor, acil eylem planlarý yapýyor. Yunanistan'da Cenova 2001 kampanyasýnýn çaðrýsý ile 26 Eylül'de kitlesel bir miting gerçekleþecek. Ýngiltere'de ise Savaþý Durdur Koalisyonu'nun çaðrýsý ile 28 Eylül'de dev bir miting düzenleniyor. Türkiye'de Savaþa Hayýr Platformu, Aralýk baþýnda bir miting yapmayý hedeflerken, olasý bir Irak saldýrýsý karþýsýnda acil bir eylem planýný oluþturmaya çalýþýyor.

Irak'ýn elinde nükleer bomba yok Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý (IAEA), Irak'ýn nükleer bomba yapabilecek durumda olduðu iddialarýný yalanladý. Ýngiltere'de açýklama yapan ve kendini Irak nükleer programýnýn baþýnda bulunan bir bilim adamý olarak tanýtan Hýdýr Hazma geçtiðimiz hafta Saddam Hüseyin'in nükleer bomba yapýlmasý emrini verdiðini açýklamýþtý. Hamza'nýn bu açýklamasý üzerine Ýsrail, nükleer silah kullanabilecekleri açýklamasýný yapmýþtý. IAEA, Hýdýr Hamza'nýn ciddiye alýnamaz birisi olduðunu ve Irak'ýn birkaç ayda nükleer bomba imal edebilme olanaklarýndan tamamýyla yoksun olduðunu açýkladý. Kurum, Irak'ýn uranyum stoklarýnýn düzenli olarak denetlendiði, 1987 yýlýndan bu yana Irak'ýn herhangi bir nükleer program uygulama gücünden yoksun olduðunu vurguladý. BM eski silah denetçisi Scott Ritter ise Irak'ýn "nükleer silahlanmanýn kýyýsýnda bir ülke" olduðunu açýkladý. Ortadoðu'da kullanýma hazýr nükleer silahlarý elinde bulunduran tek bir ülke var: Katil Ýsrail.

KESK Kadýn Sekreteri Sevgi Göðçe

“Kamu emekçileri savaþa karþýdýr” Toplu görüþmelerde insanca bir yaþam talebini ileri sürüyorsunuz. Yaptýðýnýz son eylemlerde savaþ karþýtý sloganlarý, silahlanmaya ayrýlan kaynaklarýn emekçilere verilmesini öne çýkardýnýz. Kamu emekçileri savaþa ve ABD'nin Irak müdahalesine nasýl bakýyor? KESK geniþ bir kitle ve bütün olarak savaþa karþý. 1 Eylül'de yayýnladýðýmýz bildiride tutumumuzu açýkça belirledik. ABD'nin Irak müdahalesi ve bu müdahalenin sonuçlarý konusunda henüz KESK üyeleri yeterli bir duyarlýlýk saðlanmýþ deðil. KESK savaþlarýn ve silahlanmanýn karþýsýndadýr.

ABD'nin Irak'a müdahalesine karþýyýz. Müdahalede Türkiye bir taraf olmalýdýr, ama ABD'ye karþý tarafta yer almalýdýr. Türkiye üzerindeki Amerikan üsleri ABD yönetimine verilmemelidir. KESK, ABD'nin Irak müdahalesine ortak olan Türk egemenlerine karþý nasýl bir mücadele öneriyor? Savaþlar en çok emekçileri vuruyor. Yoksulluk ve iþsizlik olarak yansýyor. KESK, kamu emekçilerini savaþ yanlýsý partilere oy vermemeye çaðýracak. Savaþ çýðýrtkanlýðýný her platformda teþhir edeceðiz. Savaþ karþýtý her harekete bütün gücümüzle destek vereceðiz.


6 Bush, Birleþmiþ Milletler kürsüsünden Irak saldýrý tehditleri yaðdýrýrken dünyanýn çeþitli ülkelerinden savaþ karþýtlarý Ýstanbul'da bir araya geldi. Kendi ülkelerinde ABD'nin hegemonya savaþýna karþý yürüttükleri mücadelelerin deneyimlerini aktaran savaþ karþýtlarý ortak bir sloganý yükseltti: Savaþý durduracaðýz!

S

avaþa Hayýr Platformu tarafýndan 14-15 Eylül tarihlerinde Ýstanbul'da düzenlenen barýþ sempozyumuna Yunanistan'dan Yannis Sifakakis (Cenova 2001 kampanyasý sözcüsü), Filistin'den Ektami Mihlav (Filistinli Ýþçiler Birliði), Ýsrail'den Sergio Yahni (Alternatif Medya Merkezi), Ýngiltere'den Andrew Burgin (Savaþý Durdur Koalisyonu) ve Türkiye’den Savaþa Hayýr Platformu sözcüsü Þenol Karakaþ konuþmacý olarak katýldý. Ayrýca Ýtalya'dan Punto Rosso adlý örgütten Silviana Barbieri ve Filipinler'den Asya Sosyal Forumu üyesi Mary Lou Malig'de sempozyuma tartýþmacý olarak katýldý. Sempozyumun ilk günü "ABD'nin savaþýný nasýl durdururuz?" baþlýklý oturum gerçekleþti. Sempozyumun açýlýþ konuþmasýný Savaþa Hayýr Platformu’ndan Eren Eðilmez yaptý. Eðilmez, Savaþa Hayýr Platformu'nun dünya savaþ karþýtlarýný Ýstanbul'da bir araya getirerek uluslararasý savaþ karþýtý hareketin deneyimlerini ortaklaþtýrmayý ve yine dünya çapýnda savaþý durdurmanýn yollarýný ele almayý hedeflediðini vurguladý. Oturumu Akýn Birdal yönetti. Sýrasýyla Yunanistan, Ýsrail, Filistin ve Ýngiltere'den gelen savaþ karþýtlarý söz aldýlar. Sempozyumun ikinci günü “Türkiye savaþýn neresinde?” baþlýklý oturumla açýldý. Oturuma KESK Kadýn Sekreteri Sevgi Göðçe, Barýþ Anneleri sözcüsü Müyeser Güneþ, Ýnsan Haklarý Derneði Genel Baþkaný Hüsnü Öndül, Mazlum-Der Genel Baþkan Yardýmcýsý Ahmet Mercan ve Ýstanbul Tabipler Odasý Genel Sekreteri Þebnem Korur Fincancý katýldý. Konuþmacýlar Türkiye’de savaþa karþý mücadelenin izleyeceði yolu ele aldýlar. Ýki gün süren sempozyuma 400’ün üzerinde savaþ karþýtý katýldý. Sempozyum öncesi Ýstanbul’da 5 bin bildiri daðýtýldý ve yüzlerce afiþ asýldý. Savaþa Hayýr Platformu’nun düzenlediði ilk merkezi etkinlik Türkiye’de ABD’nin hegemonya savaþýna karþý yapýlan en büyük organizasyon oldu. Sempozyumun kapanýþýnda Grup Yorum bir dinleti verdi. Dinleti sonunda atýlan “Savaþsýz bir dünya mümkün”, “Susma haykýr savaþa hayýr” sloganlarý sempozyum katýlýmcýlarýnýn savaþa karþý mücadelede daha güçlü ve örgütlü olarak mücadele etme kararlýlýðýnýn simgesi oldu.

Savaþ karþýtlarý

Savaþý du

Sempozyumun kapanýþýnda Grup Yorum bir dinleti verdi

"Onlar bölünmüþ, bizse güçlüyüz" Yannis Sifakakis Cenova 2001 Yunanistan

2001 yýlýnda Cenova'da toplanan G8 zirvesini protesto etmek için kurulan ve 11 Eylül'den sonra kendini savaþ karþýtý bir koalisyona dönüþtüren Yunanistan Cenova 2001 kampanyasý sözcüsü Yannis Sifakakis, konuþmasýna "Bu savaþý baþlamadan önce durdurmak zorundayýz. Bunu yapabiliriz" sözleriyle baþladý. Önemli olanýn bizlerin yapacaklarý olduðunu vurgulayan Sifakakis, þunlarý söyledi: "Bush ve çetesi yalnýzdýr. Emperyalistler bölünmüþtür. Filistin halkýnýn baþlattýðý Ýntifada tüm Ortadoðu'yu sarmaktadýr. ABD'nin Irak'a saldýrý tehditleri Ortadoðu halklarýnýn öfkesini toplamaktadýr. ABD'nin Afganistan'a saldýrýsýndan itibaren uluslararasý savaþ karþýtý hareket sokaða çýkmýþ ve bugün örneðin Vietnam savaþý sýrasýnda olmadýðý kadar büyük bir güce ulaþmýþtýr. Bu üç özellik bizlere ABD'nin Irak müdahalesini durdurma olanaklarýný sunmaktadýr. Yunanistan'da Simitis hükümeti ABD'nin müttefikidir. Girit adasýndaki Amerikan üslerinin Irak'a müdahale için kullanýlacak. Türk egemen sýnýfý K. Irak'ý iþgal giriþiminde bulunursa Yunan egemenleri

Savaþa Hayýr Platfo

de etkin olmak isteðiyle savaþta daha da aktif bir tutuma yönelecekler. Cenova 2001 kampanyasý olarak bunu 11 Eylül'den hemen sonra gördük ve savaþa karþý hýzla örgütlendik. Ramallah'ýn Ýsrail tarafýndan iþgalinden önce Filistinlilerle birlikte Filistin'le Dayanýþma Komitesi'ni kurduk ve bugün Yunanistan'da güçlü bir savaþ karþýtý muhalefet inþa ediyoruz. Savaþ karþýtý güçler kendi ülkelerinde güçlü koalisyonlar inþa etmelidir ve uluslararasý çapta merkezi eylemlerle ABD'nin yolunu kapatmalýyýz. Kendi gücümüze güvenmemiz gerek.”

"Ýsrail, ABD'nin gölgesinde soykýrýma hazýrlanýyor" Sergio Yahni Baðýmsýz Medya Merkezi Ýsrail Ýsrail'in Filistin'de yürüttüðü iþgal ve soykýrýma karþý, Ýsrail ve Filistinlilerce ortaklaþa kurulan Baðýmsýz Medya Merkezi'den Sergio Yahni, dünyada iki gücün savaþtan çýkarý olduðunu vurgulayarak konuþmasýna baþladý: ABD ve Ýsrail. "Ýsrail Devlet Baþkaný Ariel Þaron

için 11 Eylül en mutlu gündü. Ýsrail, ABD'nin gölgesinde Filistinlilere bir soykýrýma uðratmak için harekete geçti. Filistin'de intifada sonrasý Ýsrail politikasýnýn yeni bir döneme girdi. Ýsrailli kapitalistler Filistin sorununa kökten bir çözümün peþinde ve bu çözüm herhangi bir barýþ politikasýna karþý son derece tahammülsüz. ABD'nin Irak'a müdahalesini fýrsat bilecek Þaron Filistin'e nihai bir son hazýrlýyor. Ýsrail'de ordu içerinde savaþmayý reddeden askerlerin ve kadýn hareketi önemli bir güç haline geldi. Ýsrail devleti savaþ karþýtlarýna karþý olaðanüstü hal ilan etti. Yasa tanýmaz, tam anlamýyla anti-demokratik bir baský ile karþý karþýyayýz. Ýsrail, elindeki nükleer silahlarla tüm Ortadoðu'ya kafa tutuyor. Ýsrail mutlaka durdurulmalý. Savaþý durdurmak bizler için bir sorumluluk. Filistinlilere yönelik soykýrýmý durdurmanýn yolu bugün ABD'nin Irak'a saldýrýsýný engellemekten geçiyor."

"Uluslararasý bir hareket inþa etmek zorundayýz" Ektami Mihlav Filistinli Ýþçiler Birliði Yunanistan'da sürgünde yaþayan ve Filistinli Ýþçiler Birliði'nde mücadele eden Ektami Mihlav, ABD'nin ve Ýsrail'in silah üretimine dikkat çekti. Üretilen silahlarýn mutlaka kul-


7

Ýstanbul’da buluþtu

urduracaðýz!

ormu ve Ýstanbul Sosyal Forumu Giriþimi standý

Kürt ve Ýtalyan Barýþ Analarý vedalaþýyor...

lanýlacaðýný, Filistinlilerin baþýna gelenin bu olduðunu belirtti. "Filistin'le uluslararasý dayanýþmanýn son derece önemlidir. Yunanistan'da Cenova 2001 kampanyasýyla ortaklaþa bir Filistin'le Dayanýþma Komitesi kurduk. Bu komite Ramallah'taki iþgal sýrasýnda çok büyük eylemler düzenledi. 26 Eylül'de Atina'da kitlesel bir miting düzenleyerek savaþa hayýr sloganýný yükselteceðiz."

“Bush-Blair ittifakýný daðýtacaðýz” Andrew Burgin

Savaþý Durdur Koalisyonu Ýngiltere Ýngitere'den Stop The War (Savaþý Durdur) koalisyonu adýna sempozyuma katýlan Andrew Burgin, tüm dünyada barýþ kampanyalarýnýn birbirleriyle baðlantýlý olduðunu, merkezi sorunun savaþa karþý dünya çapýnda bir hareket inþa etmek olduðunu belirterek konuþmasýna baþladý. "Stop The War, Afganistan saldýrýsýndan bu yana her birine 40 ila 100 bin arasý insanýn katýldýðý 6 kitlesel gösteri ve sayýsýz toplantý düzenledi. Ýngiltere'de savaþa karþý çýkan güçler 10 gün boyunca tartýþtý ve bugün kitlesel bir harekete dönüþen Stop the War'u kurdu. Kampanyamýz Ýngiltere'de daha önce yapýlmayaný yaptý, sendikalarla Asyalý göçmenleri bir araya getirdi. 7.5 milyon iþçiyi temsil eden 12 ulusal sendika Stop The War'un yanýnda yer alarak Blair hükümetinin savaþ yanlýsý tutumunu protesto etti. Ýngiliz toplumunun yüzde 73'ü Irak

müdahalesine karþý. Bu tutum aktif bir tepkiye dönüþüyor. Ýngiliz parlamentosundan 180 milletvekili savaþa karþý tutum aldý. Kampanyamýz önüne somut bir hedef koydu, bu hedef Bush ve Blair arasýndaki ittifaký bozmaktýr. Savaþý durduramazsak yaptýðýmýz kampanyalar anlamsýzlaþýr. O yüzden büyüyüp, kitleselleþmek ve savaþa karþý uluslararasý bir muhalefeti inþa etmek merkezi görevimizdir."

“Savaþa Hayýr Platformu'nu güçlendirelim” Þenol Karakaþ Savaþa Hayýr Platformu

"ABD'nin petrol ve hegemonya uðruna dünyayý kana bulamasýna seyirci kalamazdýk, kalmadýk. Türkiye'de savaþa karþý güçleri savaþý durdurmak için yan yana getirmek amacýyla Savaþa Hayýr Platformu'nu kurduk. Savaþa Hayýr Platformu, ABD'nin Ortadoðu'daki sadýk dostu Türkiye'nin Irak'a saldýrýda aktif bir tutum almasýný engellemek amacýyla kitlesel bir hareket inþa etmek istiyor. Bu hareket gücünü uluslararasý savaþ karþýtý mücadeleden ve anti-kapitalist hareketten almalýdýr. Bu savaþý durdurabiliriz. Kampanyamýzýn somut hedefi Türkiye'nin Irak saldýrýsýnda ABD'den yana tutum almasýný ve savaþa katýlmasýný engellemektir. Türkiye halkýnýn yüzde 90'ý ABD'nin Irak'a saldýrmasýna karþýdýr. Ýþte biz bu karþýtlýðý aktif bir mücadeleye çevirmeliyiz. Bu yüzden Savaþa Hayýr Platformu'na katýlmak, bu platformu sokaðýmýzda, iþyerimizde, okulumuzda inþa etmek belirleyici bir önem taþýyor."

MARKSÝZM TARTIÞMALARI Üçüncü bir yol var mý?

3

Kasým seçimleri yaklaþýrken tüm gözler sola çevrildi. Gazete sayfalarýný sosyal demokrat politikacýlarýn açýklamalarý kaplýyor. Baþta Deniz Baykal olmak üzere TV ekranlarýnda gözüken sosyal demokratlar bir koro halinde ayný þarkýyý söylüyor: "IMF programýný biz uygularýz, en serbest piyasacý biziz…" Ne bunun ABD-AB eksenli bir komplo olduðu iddiasýna, ne de "bunlar zaten sosyal-faþisttir" diye baþlayan sekter nutuklara itibar etmemek gerek. Neo-liberal politikalarýn sosyal demokrasiye hakim olmasý 1970'lerin ortasýndan itibaren beliren bir olgu. Tony Blair'in gözde danýþmaný Anthony Giddens'ýn "üçüncü yol" olarak adlandýrdýðý bu politikalar bugün sosyal demokrasiye ve eski Komünist Partilere hakimdir. Sosyal demokrasi tarihsel olarak emek eksenli politikalarý temel alan ve iþçi sýnýfýna dayanmaya çalýþan bir siyasal hareketti. I. Dünya Savaþý'na destek vermek, Alman Devrimi'ni ezmek gibi emekçi sýnýflara açýkça bir ihanet olarak adlandýrýlabilecek kirli tutumlarý bir yana býrakýrsak, sosyal demokrasi: 1. Devrimle deðilse de parlamenter yöntemlerle kapitalizmi deðiþtirmek ve sosyalizmi kurmayý hedefliyordu. 2. Ýþçi sýnýfýnýn ve kapitalistlerin uzlaþmasýný savunur, ancak toplumsal zenginlik pastasýndan ilk kýsmýnýn daha fazla pay almasýný istiyordu. 3. Serbest piyasa ekonomisine her zaman kuþkuyla bakýp, özel giriþim kadar kamusal politikalarý öne çýkarýyordu. 4. Ekonomide serbest piyasa tanrýsýnýn her þeyi düzenleyeceði iddiasýný kuþkuyla karþýlayýp, sosyal devletin ekonomide düzenleyici bir rol oynamasý gerektiðini savunuyordu. 5. Siyasal demokrasinin sýnýrlarýnýn geniþletilmesi, muhafazakarlýða karþý kiþisel hak ve özgürlüklerin geniþlemesi sosyal demokrat politikalarýn baþýnda geliyordu. Ancak iki önemli dönüm noktasý sosyal demokrasiyi bu tarihsel zeminden kopardý. Ýlk dönüm noktasý 1968'in yenilgisinin ardýndan Avrupa'da ve ABD'de neo-liberalizmin iktidara gelmesi oldu. Ýngiltere'de Thatcher, ABD'de Reagan, II. Dünya Savaþý sonrasý dünyada hakim olan ve sosyal demokrasinin muazzam baþarýsý olarak gösterilen sosyal devlete büyük bir savaþ baþlattý. Thatcher'a göre "toplum yok[tu], birey var"dý. Bir topluma zenginliði getiren serbest piyasa ekonomisinin önündeki her türlü engelin kaldýrýlmasýydý. Bireyler arasýndaki mücadele en iyinin kazanmasýyla ve en kötünün kaybetmesiyle tarihi ilerletecekti. Kamusal politikalar, örneðin sosyal güvenlik kurumlarýnýn varlýðý 'baþarýlý', 'akýllý' ve 'zengin' bireylerin sýrtýnda bir yükten baþka bir þey deðildi. Daha fazla uzatmaya gerek yok. Türkiye'de 24 Ocak 1980'den beri uygulanan politikalar bu anlayýþýn uzantýsýdýr. Sosyal demokrasi, neo-liberalizmden fazlasýyla etkilendi. Ýkinci büyük dönüm noktasý olan stalinizmin yýkýlmasý sosyal demokrasiyi daha da saða itti. Karþýmýza solcu olarak Clinton, Blair, Gonzalez ve Schröder gibi politikacýlar çýkar oldu. Bu akým kendini 'üçüncü yol' olarak adlandýrdý. Deniz Baykal ya da Ýsmail Cem gibi kopyanýn kopyasý politikacýlarýn yaptýðý laf salatalarýný bir kenara býrakalým ve þu soruyu soralým: 20. yüzyýla damgasýný vuran iþçiler ve kapitalistler arasýndaki mücadeleyi gereksiz kýlabilecek bir üçüncü yol var mý? Þýk plazalara deðil, sel baskýnlarýyla yýkýlan gecekondulara bakarsak; milyonlarca insanýn eðitim, saðlýk ve sosyal güvenlik hizmetlerinden mahrum býrakýldýðýný hatýrlarsak; dünyada 2.5 milyar insanýn günde 2 dolar gelirin altýnda yaþadýðý gerçeðiyle Laila'da bir gecede harcanan parayý karþýlaþtýrýrsak karþýmýza iki yol çýktýðýný göreceðiz. Küresel þirketlerin hakimiyeti altýnda yýkýma sürüklenen bir dünyaya giden yol ve aksi istikamette süratle ilerleyen, baþka bir dünyayý arayan diðer yol. Baykal gibilerin yýlýþýk gülüþlerinin arkasýnda üçüncü bir yol deðil, küresel kapitalizmin yolu duruyor. Volkan AKYILDIRIM


8 Türkiye’de savaþ karþýtlarý güçlerini birleþtiriyor

S

avaþa Hayýr Platformu’nun düzenlediði barýþ sempozyumu Türkiye’de savþa karþý mücadele eden güçleri yan yana getirdi. Binlerce üyeye sahip sendika, meslek odasý ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ABD’nin Irak müdahalesi karþýsýnda seyirci kalmamak için acil bir eylem birliðinin oluþturulmasý gerektiðini vurguladýlar. Asýl önemli vurgu ise savaþa karþý karþý mücadelenin pratik hedeflerine iliþkin yapýldý. Her bir konuþmacý bugün acil görevin Türk egemen sýnýfýnýn ABD’nin yanýnda savaþa girmesini engellemek olduðuydu. Sevgi Göðçe KESK Kadýn Sekreteri “11 Eylül sonrasý ABD’nin baþlattýðý savaþa karþý barýþ güçleri yan yana gelmelidir. Türkiye’de silahlanmaya ayrýlan kaynaklarýn eðitim ve saðlýk gibi kamusal hizmetlere aktarýlmasý için mücadele etmeliyiz.” Müyeser Güneþ Barýþ Anneleri sözcüsü “Bir oðlum daðdaydý, bir oðlumsa asker. Savaþýn nasýl bir þey olduðunu iyi biliyoruz. Savaþtan sadece zenginlerin çýkarý var. Savaþa

Irak’a dokunma!

Hayýr Platformu’nda yan yana geldik, sizler de katýlýn.” Hüsnü Öndül ÝHD Genel Baþkaný “Türkiye ABD’nin yanýnda Irak’a saldýrmaya itiliyor. Bunu engelleyebiliriz. Savaþ insan haklarý ihlalleri ve yoksullaþma demektir. Buna izin veremeyiz.”

Ahmet Mercan Mazlum-Der Genel Baþkan Yardýmcýsý “11 Eylül sonrasý Bush, önümüze “özgürlük mü, güvenlik mi?” sorusunu koydu.Bush gibilerin çýkarlarý için demokratik haklarýmýz kýsýtlanýyor. Bu savaþ sadece küçük bir azýnlýðýn çýkarýna.”

Þebnem Korur Fincancý ÝTO Genel Sekreteri “ÝTO olarak savaþa karþýyýz ve Savaþa Hayýr kampanyasýný destekliyoruz. Biz doktorlar için savaþa karþý çýkmak bir sorumluluktar. Odamýz bugüne dek savaþa karþý bir dizi faaliyet gösterdi. Irak’a bir heyet göndermeyi planlýyoruz.”

"ABD kendi kuyusunu kazýyor" Asya Sosyal Forumu (ASF) örgütleyicilerinden, Dünya Sosyal Forumu'nun Uluslararasý Konsey üyesi Focus on Global South kurumunu temsilen, Walden Bello'nun yakýn çalýþma arkadaþý Mary Lou Malig ile gazetemiz adýna Levent Þensever bir görüþme yaptý. Mary Lou, Filipinler'deki savaþ karþýtý mücadele konusunda sorularýmýzý yanýtladý. Bize 11 Eylül sonrasý ülkenizdeki genel durumu anlatýr mýsýnýz? 1990'nýn baþlarýna kadar Filipinler'de Amerikan askeri üsleri bulunuyordu. Ancak bu yýllarda baþlatýlan geniþ ve kitlesel mücadeleler sonunda, 1992 yýlýnda ABD ordusu üslerini kapatmak ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldý. Bu, o zamanlar muhalif sosyal hareketlerin mücadelesi açýsýndan tarihi bir baþarýydý. 11 Eylül sonrasý ABD, bu kez Basilan Adasý'nda faaliyet sürdüren Abu Sayad grubunu ve genel olarak terörizmi bahane ederek, geri geldi ve adada askeri uçaklarýn ineceði iki büyük pist inþa etti. Hükümet, ABD'nin askeri varlýðýný yasalaþtýrmak için bir yasa tasarýsý sundu ve buna karþý çýkan muhalefetin üzerinde baský oluþturuyor.

Ancak savaþ karþýtý sosyal hareketler buna karþý mücadele ediyor. Hükümet'in, halkýn karþý iradesine raðmen ABD'nin askeri varlýðý için sürdürdüðü bu çabalarýný teþhir ediyor. Söz konusu "anti-terör" yasasý, tüm demokratik güçleri hedef alýyor. Asýl hedef sivil haklar, demokrasi ve ilerici kurumlar. 11 Eylül'ün ertesinde ABD'ye karþý yaygýn bir anlayýþ ve sempati oluþmuþtu. Ancak aradan geçen süre zarfýnda ABD'nin maskesi düþtü, gerçek yüzü ortaya çýktý. 11 Eylül'de gerçekleþen saldýrýyý, kendi ticari ve genel ekonomik çýkarlarý için kullandýðý artýk biliniyor. ABD'nin hegemonyasý ve çýkarlarý doðrultusunda serbest ticarete karþý olanlar, bu ülkenin gözünde "terörist". Bu gerçeklerin çýplak bir þekilde

ortaya çýkmasýyla birlikte, ABD'nin hegemonyasýna karþý mücadeleler geniþ kitlelerin gözünde meþru hale geldi. ABD'nin yayýlmacý politikalarýný bugün gözler önüne sermek daha kolay. Afganistan'a karþý savaþýnda ABD, Taliban'ýn boyunduruðu altýndaki kadýnlarý özgürleþtireceðini iddia ediyordu. Ancak Focus on Global South olarak Afganistan'da yaptýðýmýz araþtýrmalarda, bugün Afgan kadýnlarýnýn eskisine göre çok daha kötü bir durumda olduklarýný tespit ettik. Ülkede süren kaos, kadýnlar için hayatý çok daha zorlaþtýrdý. Sokaða çýktýklarýnda tacize ve saldýrýlara maruz kalýyorlar. ABD ordusu Filipinler'e de terörizmi durdurmak iddiasýyla girdi. Ancak bu aslýnda göstermelik. Mesela Abu Sayad grubunun kaçýrdýðý turistler, basýnda ABD askerleri tarafýndan kurtarýlmýþ gibi yansýdý. Oysa durum böyle deðil. Filipin ordusu bölgeye girerek, turistleri kurtarýp, ABD askerlerine teslim etmiþti. Gerçek durum þu ki, Filipin ordusunun ABD'nin askeri yardýmlarýna gereksinimi yok.

ABD aslýnda bölgedeki askeri varlýðýný geniþletmek için attýðý yayýlmacý adýmlarla, kendi kuyusunu kazýyor. Peki savaþ karþýtý mücadelenin durumu nedir? Filipinler'de 1 Eylül'de, savaþ karþýtý aktivistlerin ve gruplarýn katýldýðý Asya Barýþ Ýttifaký (Asian Peace Alliance) toplandý. Toplantýda Hindistan, Pakistan, Keþmir, Tayland, Endonezya, Japonya ve Filipinler'den temsilciler vardý. Afganistan'dan gelen heyet sýnýrda alýkondu ve ülkeye sokulmadý, ancak barýþ çaðrýmýzý onlar da imzaladý. Bu toplantýda, savaþa karþý bir platform oluþturuldu. Platform, sadece savaþa karþý olmanýn yetmeyeceði, sermaye ile savaþlar arasýndaki iliþkiyi de görerek, savaþ karþýtý mücadelenin, sermayeye karþý mücadelenin bir parçasý olmasý gerektiðini vurguladý. Bölgede savaþa karþý mücadele için güçlü bir irade var. Türkiye'den Savaþa Hayýr Platformu ile iliþkiyi önemsiyoruz. Çünkü, Türkiye bu savaþlarýn olduðu bölgede çok önemli bir konuma sahip.


9

Önemli bir fýrsat kaçýrdýk Sosyalist Ýþçi'den Sinan Bulut, DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan ile 3 Kasým seçimleri ve Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu üzerine konuþtu. 3 Kasým seçimlerine DEHAP çatýsý altýnda giren HADEP, EMEP ve SDP’nin oluþturduðu Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu hakkýnda ne düþünüyorsun? DSÝP çok uzun bir süredir sosyalist solu, sosyal demokrasiyi ve HADEP'i içeren bir ittifakýn önemini vurguluyor. Eðer bu tarif ettiðim blok 18 Nisan 1999 seçimlerinde kurulabilmiþ olsaydý en azýndan üçüncü ve belki de MHP'yi de aþarak ikinci parti olunabilirdi. 18 Nisan seçimleri sonrasý hatýrlanýrsa, sol için tam bir þok yaþanmýþtý. O günlerde ÖDPliler kendi baþlarýna %10 barajýný aþmaktan, EMEPliler sosyalizmin bayraðýný meclise dikmekten söz ediyor, SÝPliler ise burjuva partileri gibi vaatlerde bulunuyorlardý. ÖDP yetkilileri MHP'den kendilerine geçiþler olduðunu anlatýyorlardý. Bütün sosyalist partiler sosyal demokratlarý birinci düþman olarak gösteriyorlardý. O günleri gene iyi hatýrlamak gerekir. Öcalan Türkiye'ye yeni getirilmiþti. Þovenizm azmýþtý. Kürt düþmanlýðý en üst düzeyine çýkmýþtý ve dolayýsýyla Türk solu HADEP ile arasýna mesafe koymaktaydý. Sonucu biliyoruz. ÖDP binde 8 (%0.8), diðerleri ise binde 2 (%0.2) oranýnda oy aldýlar. MHP ise %18 oy alarak bugüne kadar ki siyasi alanda belirleyici güçlerden birisi haline geldi. MHP'nin o denli yüksek oy alacaðýný sadece DSÝP söylüyor ve bütün gücüyle MHP teþhiri yapmaya ve sol güçleri birleþtirmeye çalýþýyordu. Ne yazýk ki, sekterizm ve þovenim karþýsýndaki korku o günlerde böyle bir ittifakýn oluþmasýný engelledi. DSÝP o günden bugüne aralýksýz olarak ayný türden bir ittifaký savunmaya devam etti. Ancak DSÝP sadece seçimler için deðil, mücadele için bir ittifaký önerdi. IMF'nin Yapýsal Uyum Programý'na karþý, savaþa karþý bir mücadele birliði önerdi. 18 Nisan seçimlerinden hemen sonra sembolik olarak hepimizin "faþizme karþý omuz omuza" pankartý arkasýnda yürümesini önerdik. DSÝP'in mücadele önerisi kabul görmedi. Sol birbiri ile uðraþmasýnýn yaný sýra sosyal demokrasiye düþmanlýða devam etti. Ancak 3 Kasým seçimlerinin ilan edildiði günlerde burjuva siyasetindeki bölünmüþlüðün en üst düzeye varmasý ortaya Türk solu için yeni bir durum çýkardý. Burjuva partilerinin bölünmüþlüðü karþýsýnda birleþik bir solun %10 barajýný aþmasý ve parlamentoya girmesi olasýlýðý Türk solunun kollarý sývamasýna neden oldu. 1999'un gerçekleþmeyen parlamenter hayali için yeni bir umut doðmuþtu. Yoðun bir "ittifak görüþmeleri trafiði" yaþadýk. Sýrf ittifakta yer alabilmek için kurulan partiler oldu.

Bazýlarý bu sürate dayanamadý ve ittifak görüþmelerine katýlamadý... 23 hafta boyunca süren ittifak görüþmelerinin sonucunda SHP seçimlere katýlmayýp kenara çekilirken kimi sosyal demokrat çevreler saða-sola savruldu, ÖDP, TDP ile anlaþarak seçimlere kendi baþýna girme kararý aldý, HADEP ise EMEP ve SDP ile birlikte DEHAP listelerinden seçime girme kararý aldý. Bütün bu ittifak, blok kurma görüþmelerinden esas olarak iki sonuç çýkarmak mümkün, kapalý kapýlar arkasýnda yapýlan ittifak görüþmelerinden daha iyi bir sonuç beklemek mümkün deðil ve Türk solunun bugünkü önderlikleri ile herhangi bir olumlu adým atabilmek mümkün deðil. Bütün bu önderlikler bütünüyle siyaset sahnesinden silinip atýlmalý ve zaten süreç de o doðrultuda ilerliyor. DSÝP, bu seçimlerde DEHAP ve ÖDP arasýnda bir seçim yapmak zorunda kaldýðý için sýkýntý çekiyor. Bize göre iþçi sýnýfý bu seçimlere oldukça daðýnýk bir biçimde giriyordu ve ne yazýk ki geniþ bir solsosyalist blok kurulamadýðý için þimdi esas olarak CHP'ye akacaktýr. Yani, geniþ bir sol bloðun kurulamamýþ olmasý Derviþli CHP'ye yaradý! Ýþçi sýnýfýnýn öncü unsurlarý ise CHP, ÖDP ve DEHAP arasýnda bölünecektir. Çok ufak bir kesimin CHP için çalýþacaðýný düþünüyorum. Daha büyük bir kesim ise DEHAP ya da ÖDP diyecek fakat 3 Kasým günü CHP'ye oy verecektir. Öncünün geri kalan kesimi, daha çok sosyalist bilinçli kesimi, öncelikle DEHAP'a, daha küçük bir kesimi ise ÖDP'ye oy verecektir. Biz, DSÝP olarak DEHAP'ý destekleyeceðiz. Öncü iþçilerin göreceli olarak biraz daha büyük bir kesimi ile yan yana olmak için, Kürt ve Türk emekçilerinin birliði için DEHAP'a oy vereceðiz. Sence geniþ bir sol blok neden oluþamadý? Bir çok nedenden bahsetmek mümkün. En baþta bütün bu giriþimin seçimlere 5 dakika kala baþlamýþ olmasýný gösterebiliriz. Böylesi bir giriþimin sadece seçimler için olduðu aþikar. Seçim için oluþacak bir ittifakýn ise özgün sorunlarý var: Milletvekili sayýsý, kimin nereden aday olacaðý, liste tartýþmalarý, hangi partiden aday olunacaðý gibi. Ýttifakýn çökmesinden sonra bu görüþmelere katýlan herkes diðerlerini politikalarý, prensipleri tartýþmayýp milletvekilliði ile ilgili sorunlarý tartýþmakla suçlamakta. Bence hepsi doðru söylüyor. O görüþmelerde kimse küresel sermayenin saldýrýsýný, IMF politikalarýna karþý nasýl çýkýlacaðýný, kapýmýzdan artýk içeri girmeye baþlayan savaþ tehdidini tartýþmadý. Varsa yoksa milletvekilliði tartýþýldý. Oysa Kürt ve Türk emekçileri için

asýl sorun 4 Kasým sonrasý hükümetlerinin baþlatacaðý saldýrýya nasýl karþý koyulacaðýdýr. Sermaye sýnýfý neden seçim istedi? Çünkü daha güçlü, daha istikrarlý bir hükümete gereksinim vardý. Seçimlerin bu gereksinimi bir ölçüde karþýlayacaðýný düþünüyorlar. Seçimler sonrasýnýn hükümeti hýzla saldýracak. Türkiye'yi ABD'nin yaný sýra savaþa sokacak. Bütün bunlara karþý direnmek gerek. Bu þimdi nasýl olacak? Birbirini en kötü biçimde eleþtiren sol örgütler nasýl yan yana gelip bu saldýrýlara karþý koyacaklar. Sorun sol bloðun ne için kurulmakta olduðunda düðümleniyor. Bizim için, devrimci sosyalistler için sosyalistlerin, sosyal demokratlarýn ve HADEP'in oluþturacaðý blok mücadele için olmalýdýr. Böylesi bir blok kendisini solun bütünü sanan 3-5 yasal sosyalist partinin dýþýnda, irili, ufaklý bütün solu içermelidir. Ekmek ve Adalet, SEH, Atýlým ve diðer sosyalist solu en baþtan itibaren içermeyen bir sol blok giriþimi açýk ki sol blok deðil, yarým sol bloktur. Üstelik bir araya getirilmesi gerek güçler sadece sosyalistsol politik örgütler deðil, kitle örgütleridir. KESK, DÝSK, Odalar ve sayýsýz dernek vs. bir araya getirilmelidir. Son seçimler için yapýlan giriþimin temel eksikliklerinden birisi budur. Bu denli geniþ bir bloðun kurulmasý gerçekçi midir? Elbette. Dünyanýn her yerinde bu tür geniþ ittifaklar oluþuyor ve önemli baþarýlar elde ediliyor. Elbette çok zamana ve emeðe ihtiyaç var. Ama en önemli sorun sol örgütlerin merkezi düzeydeki ittifakýný yeterli görme anlayýþýný aþabilmektir. Bugün ihtiyacýmýz mücadele içinde yer alan herkesi politik olarak yan yana getirmek ve gelecek mücadelelere daha güçlü hazýrlanmaktýr. Bunun yolu 3-4 sol örgütün merkezlerinin kapalý kapýlar arkasýnda yapacaðý pazarlýklar deðildir. Tam tersine, görüþmeler açýk olmalýdýr. Herkesin, her düzeyde katýlabileceði tartýþmalara ihtiyaç vardýr. Bakýn, Arjantin'de ayaklanmadan önce her yerde açýk, kitlesel toplantýlar yapýlmakta ve eylem kararlarý böyle alýnmaktaydý. Bu sürecin sonunda Arjantin emekçileri ayaklandý. KESK'de, DÝSK'de yan yana gelen emekçiler neden net bir programýn etrafýnda sol ittifak içinde yan yana gelmesinler? Neden, sol ittifakýn programý ile daha ileri mücadelelere giriþmesinler. Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu’nun ÖDP ve SHP'yi de içerdiði düþünüldüðünde emekçi yýðýnlar arasýnda çok yüksek bir moral oluþmuþtu. Buradan daha

ileriye doðru yürüyebilirdik. KESK ve yönetiminde birçok CHP'linin olduðu DÝSK Bloðu destekleme kararý almýþtý. Þimdi bütün bunlar yýkýldý. Bundan sonra neler olacaktýr? Bence bu seçimlerde solun toplam oylarý artacaktýr. Az da olsa artacaktýr. Eðer DEHAP etrafýndaki blok ÖDP ve SHP'yi ve diðer solu da içerseydi %10 ila 15 arasýnda ve hatta daha çok oy toplayabilirdi. Þimdi ne DEHAP bloðunun, ne de ÖDP'nin oy arttýrma gücü yok. Ýþçiler büyük ölçüde CHP'ye akacak. Tabii bir de hesap sorma kýsmý var. Seçimlerden sonra iþçi sýnýfýnýn ve öncünün önemli kesimlerinin bu ittifak görüþmelerine karýþan 5 partiden hesap soracaðýndan emin olmak gerekir. Ne yazýk ki bu hesap sorma bütün solu da hedefleyecektir. Önümüzdeki dönemde sosyalist solun iþçi ve emekçi yýðýnlarla zaten zayýf olan iliþkilerini güçlendirmesi çok zor olacaktýr. Partilere ve örgütlere olan güven iyice zayýflayacaktýr. Sol bu beceriksizliðinin hesabýný 4 Kasým'dan itibaren verecektir. Peki, ne yapmalýyýz? Yeniden bir sol blok kurmak için, tabir-i caiz ise bir 4 Kasým bloðu kurmak için derhal kollarý sývamak gerekir. Bu sefer hiç bir parlamenter hayale kapýlmadan, mücadelede güçlerimizi yan yana getirmek için kollarý sývamamýz gerekiyor. Öncelikle sekterizm ile mücadele etmek, sekterizm ile, ikameci tutumlarla bütün iliþkileri kesmek gerekiyor. DSÝP böyle yapacaktýr. Yeni blok örgütler temelinde deðil, örgütlerinin de katýldýðý ama bireylerin belirleyici olduðu mücadele örgütlerin bir araya gelmesi ile oluþmalýdýr. Okullarda, iþyerlerinde, iþkollarýnda, mahallelerde, IMF'ye karþý, savaþa karþý kurulacak olan mücadele örgütlerinin geniþlemesi ve yan yana gelmesi yeni bir mücadeleci bloðun temellerini oluþturacaktýr. Bu mücadele örgütlerine sosyalist sol örgütlerin üyesi olan olmayan bireylerin katýlmasý için çalýþmak gerekir. Ama hiç bir biçimde falan örgütün MK'sý ile filan örgütün MK'sýnýn gizli, kimsenin ne konuþulduðunu hiç bir zaman bilemeyeceði, sekterliðin, kariyeristliðin diz boyu olduðu toplantýlarla yeni bir ittifak kurmaya çalýþmamak gerekir. Böylesi bir geliþme bizden uzak olsun. Çok önemli bir fýrsat kaçtý. Kürt hareketi, sosyalist solun bazý örgütlerinin liderlikleri, sol sosyal demokrasi meclise girebilirdi. Mecliste büyük bir IMF ve savaþ karþýtý güç olabilirdi. Bu fýrsatý kaçýrdýk. Ders çýkaralým ve mücadelede birliði saðlamak için yeniden ileri atýlalým


10 Almanya: Sosyal demokratlar oy kaybederken, Yeþiller oylarýný artýrdý

Savaþ karþýtý sloganlar oy aldý LEVENT ŞENSEVER

A

lmanya'da geçtiðimiz hafta sonu gerçekleþen seçimler, bir kez daha küresel çatýþma konularýnýn belirlediði çerçevede geçti. Alman sosyal demokrat lider Gerhard Schröder seçim kampanyasýný son ana kadar Hristiyan Birlik partilerinin yüzde 9'a kadar varan oranlarda gerisinde sürdürüyordu. Ancak son haftalarda artan oranda savaþa karþýtý söylemi öne çýkaran Schröder, bu mesafeyi kapatarak, ortaðý Yeþiller'le birlikte öne geçmeyi baþardý. Schröder kampanyasýnýn son haftalarýnda sýk sýk ABD'nin Irak'a yönelik savaþýna, Rusya, Çin ve Fransa desteklese bile karþý çýkacaklarýný vurguladý. Savaþ karþýtý bu söylem, Schröder'e desteði artýrdý. Yapýlan kamuoyu araþtýrmalarýna göre Almanya'da nüfusun % 80'i savaþa karþý. Seçim kampanyasý yapan SPD aktivistlerinin bildirdiðine göre, savaþ karþýtlýðý, Schröder'in sermaye lehine uyguladýðý politikalar nedeniyle düþ kýrýklýðýna uðramýþ olan seçmen tabanýný yeniden kazanmasýný saðladý. Seçim kampanyasýnýn baþlarýnda her iki baþbakan adayý da sermaye kesiminin desteðini kazanmak için uðraþ verirken, kampanyanýn son dönemlerinde sosyal demokrat Schröder daha çok sol söyleme sahip olmaya baþladý. Savaþ karþýtý söylemin yaný sýra, seçimler öncesi gerçekleþen sellerde zarar görenlerin vergilerinden indirim yapacaðýný dile getirdi. Hristiyan Birlik partilerinin baþkan adayý Stoiber, bu koalisyonun þimdiye kadar seçtiði en saðcý baþbakan adayý. Stoiber, seçim kampanyasýnda göçmenlere yönelik

Seçim sonuçlarý Seçimler, Yeþiller'in kesin zaferi ve sosyal demokratlarýn oy kaybýyla sonuçlandý. Sosyal demokrat-Yeþiller koalisyonu, parlamentodaki çoðunluðu korudu, ancak daha önce 21 milletvekili fazlasý, bu seçimlerde dokuza düþtü. Schröder-Yeþiller koalisyonu, 603 sandalyeli parlamentoda, 306 koltuða sahip. Buna göre SPD, bir önceki seçimlere göre % 2.4 oy kaybýyla % 38.5 oya ulaþtý. Yeþiller'in oylarý artarak, % 8.6'ya ve Hristiyan Birlik partilerinin oylarý % 3.5 artarak, % 38.5'a ulaþtý. Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ise % 5'lik barajý aþamayarak, kendi seçim bölgesinde seçilen iki milletvekiliyle yetinecek. Sonuç olarak seçimlerin asýl galibi Yeþiller Partisi oldu. ayrýmcýlýðý öne çýkardý. Ýþsizlikle, göç arasýnda iliþki kurarak, klasik ýrkçý bir söylemi hakim kýldý. Köln'de gerçekleþen bir seçim mitinginde þunlarý dile getirdi: "Bir baþka dört yýl boyunca Schröder demek, daha çok göç demek. Daha çok göç ise, dört milyon iþsizin olduðu bir ülke için sorumsuzluk anlamýna gelir." Baþlangýçta BM Kararý olmak koþuluyla gönülsüz bir savaþ yanlýsý görünümü veren Stoiber, daha sonra Schröder'i "AntiAmerikancý" olarak suçlamaya kadar varan bir yerden aktif bir savaþ yanlýsý görünüm çizdi.

Öfke artýyor Almanya'da savaþ karþýtý sol bir hava hakim. Seçimler öncesi küreselleþme karþýtý ATTAC örgütünün þemsiyesi altýnda gerçekleþen mitinge, bu örgütün içinde faaliyet gösteren anti-kapitalist aktivistlerin yaný sýra, sendikalarýn gençlik örgütleri ve barýþ hareketinden aktivistlerden oluþan 30 bin kadar kiþi katýldý. Mitinge katýlanlar, savaþ karþýtlýðýndan, iþsizliðe karþý mücadeleye kadar bir çok talebi dile getirirken, soldaki büyük partilere yönelttikleri

Schröder'in iktidarý Shröder hükümetinin oy kaybýnýn arkasýnda, iktidarda kaldýðý dört yýl boyunca "Yeni Sol" yaklaþýmla uyguladýðý, sermayenin lehine emekçilerin yoksullaþmasýna ve demokratik haklarýn gerilemesine yol açan politikalar yatýyor. Bu politikalar, bir yandan 4 milyona varan boyutta iþsiz ordusu yaratýrken, öte yandan 11 Eylül sonrasý geçirilen "güvenlik" yasalarýyla da bir çok demokratik hakkýn geri alýnmasýna yol açtý. Emekçilerin durumu ekonomik olarak bozulurken, sosyal demokrat-Yeþiller koalisyonu, Ýkinci Dünya Savaþa sonrasý ilk defa bir Alman hükümetinin uluslararasý müdahalelere katýlmasýna imza attý. Bunun ilk kurulduðu tarihten bu yana anti-militarist olduðunu iddia eden

"Baþka politika" talebinde ortaklaþtýlar. Mitinge katýlanlarýn çoðu, saðcý Stoiber karþýsýnda gönülsüz de olsa Schröder'e oy vereceklerini dile getiriyordu. Mitinge katýlmýþ olan bir öðretmen, seçim ile ilgili görüþlerini þöyle dile getiriyordu: "Ben ömrüm boyunca SPD'ye oy verdim. Ancak bu durum farklý. Bu hükümet bizi iki savaþa soktu, dört milyon iþsize ulaþan politikalarý uyguladý ve sol politikalarý terk etti. Þimdi Schröder savaþa karþý olduðunu söylüyor. Bu ona oy vermem için düþünebileceðim tek neden. Ancak sözünde dursa iyi olur, yoksa bunun hesabýný verir."

Seçimlerin önemi Almanya'daki seçim sonuçlarý sadece bu ülkeyi deðil, tüm dünyayý ilgilendiriyor. Schröder 1998 yýlýnda, o zamanlar sosyal demokratlarýn tüm Avrupa'da gerçekleþen bir dizi baþarýsýnýn bir parçasý olarak iktidara geldi. Ancak o günden bu yana tüm bu sosyal demokrat iktidarlar, sermaye lehine uyguladýklarý politikalarla geniþ yýðýnlar arasýnda düþ kýrýklýðý yarattý. Bunun sonucu

Yeþiller partisinin koalisyon ortaðý olduðu bir dönemde gerçekleþmesi, bu partinin tabanýnda büyük düþ kýrýklýðý yarattý. Schröder, seçim öncesi verdiði vaatleri çabuk unutarak, sermayenin çýkarlarý doðrultusunda uyguladýðý neo-liberal politikalarý hayata geçirirken, partinin sol kanadýnýn önemli liderlerinden Maliye Bakaný Oskar Lafontaine ile çatýþmak zorunda kaldý. Lafontaine bu çatýþmanýn sonucu tasfiye edilirken, bu durumdan en kârlý çýkan sermaye kesimi oldu. Eski Sosyal Demokrat lider Oskar Lafontaine istifasýndan yaklaþýk üç yýl sonra 'Daha fazla sosyal adalet' talebiyle yeniden bir tartýþma baþlattý ve parti içinde solda duranlarý etrafýnda toplamayý baþardý. Ancak Lafontaine'in bu sosyal demokrat ilkeleri yeniden gündeme getirme ve tartýþmaya açma giriþimi çok baþarýlý olmadý. Bu da Baþbakan Gerhard Schröder'in

olarak, aralarýnda Fransýz Sosyalist Parti ve Ýtalya'daki merkez sol koalisyon gibi önemli sosyal demokratlarýn da bulunduðu bir çok sosyal demokrat parti son seçimlerde yenilgiye uðradý. Sosyal demokratlarýn yenilgileri çoðu kez daha önce denenmiþ merkez sað partiler yerine, faþist partilerin lehine bir durum yarattý. Bu durum, bazý sosyal demokrat partilerin sað kanadýnda basýnç yaratýyor ve sosyal demokrat partileri faþist partilerle rekabet edebilmeleri için daha da saða çekme giriþimleri söz konusu oluyor. Ýngiltere'de ve bir çok ülkede sosyal demokrat partilerin sað kanatlarý, özellikle göç ve iç güvenlik gibi konularda daha sert tutum almanýn gereðini dile getiriyor. Ancak böylesine atýlan her adým Nazi partilerinin daha da güçlenmesinin önünü açýyor. Sað politikalar yerine, emekçileri merkezine alan politikalarýn kazandýrdýðýný gösteren bir dizi örnek var. Bunun güzel örneklerinden biri, geçtiðimiz günlerde Ýsveç'te gerçekleþen seçimlerde ortaya çýktý. Merkez sað partiler, sosyal demokratlara karþý göç sorununu öne çýkaran bir seçim kampanyasý yaparken, Sosyal Demokrat Parti lideri Goran Persson, sosyal devlet anlayýþýný öne çýkaran bir kampanyayla seçimi kazandý. Tüm bunlar, Türkiye'de IMF programýný uygulamayý marifet sayan sosyal demokratlara ders olmak zorunda. Kâr için deðil, insandan yana politikalar geniþ yýðýnlar tarafýndan desteklenmektedir. Bugün IMF programýna ve savaþa karþý politikalarý net bir þekilde gündemine alan sol bir bloðun seçimlerde beklenmedik baþarýlar kazanmasý bir sürpriz olmayacaktýr.

uyguladýðý "Yeni Sol" politikalarýn parti içinde hakim kýlýnmasý anlamýna geliyor. Shröder'in iktidarý boyunca ülke bir çok skandalla sarsýldý. Uzun yýllar baþbakanlýk yapmýþ olan Hristiyan Demokrat Parti eski baþkanlarýndan Kohl'ü de içine alan skandal, Schröder hükümetinin güçlendirdi. Bu arada iktidarý boyunca sosyal demokratlar toplam sekiz bakandan oldu. Bunlarýn dördünü Schröder bizzat kendisi görevden almak zorunda kaldý. En son, silah tacirleriyle iliþkisi ve görevini kötüye kullanma iddialarý yüzünden Savunma Bakaný Rudolf Scharping görevden alýndý. Sevgilisiyle verdiði pozlarla tanýnan eski parti baþkanlarýndan Scharping'in, Birleþik Arap Emirliði ile yapýlan tank pazarlýðýnda da görevini kötüye kullanmak ve bakanlýðýnýn emrindeki askeri uçaklarý kendi özel iþleri için kullanmakla suçlanýyordu.


11

sosyalist iþçi

N O T D E F TE R Ý

Savaþ karþýtlarý acil eyleme hazýrlanýyor

S

avaþa Hayýr Platformu'nun gerçekleþen son koordinasyon toplantýsýnýn katýlýmcýlarý, 14-15 Eylül 2002 tarihinde gerçekleþen uluslararasý sempozyumu deðerlendirdi. Tüm katýlýmcýlar, sempozyumun çok baþarýlý geçtiði konusunda hemfikirdi. Sempozyuma katýlýmýn, organizasyonun baþarýsýnýn ve konuklarýn çeþitliliði kadar, sempozyum boyunca yapýlan konuþmalarýn da, hafta sonu etkinliðinin içerik bakýmýndan çok zengin geçmesine katkýda bulunduðu dile getirildi. Sempozyumun en coþkulu anýnýn, Grup Yorum konserinin birlikte söylenen parçalarý ve sloganlarýn atýldýðý son bölüm olduðu vurgulandý. Ülkenin içinde bulunduðu seçim ortamý ve sermaye medyasýnýn savaþ yanlýsý tutumu, basýnýn ilgisinin az olmasýna yol açtýðý dile getirildi. Ancak buna raðmen etkinlik Açýk Radyo, Cumhuriyet, Anadolu'nun Sesi Radyosu, Bia-Net, Evrensel ve Yeniden Özgür Gündem gibi sol medya organlarýn-

Ýstanbul Sosyal Forumu Giriþimi

Ý

SF'nin 19 Eylül 2002, perþembe günü yapýlan toplantýsýnda, Floransa'da gerçekleþecek Avrupa Sosyal Forumu'na katýlýmýn ayrýntýlarý ve "ÝSF Buluþmasý" üzerine tartýþýldý. Floransa için gerekli finansman konusunda henüz belirsizliklerin sürmesi nedeniyle konu 22 Eylül 2002, Pazar günü yapýlacak toplantýya ertelendi. "ÝSF Buluþmasý", kapsamý itibariyle çok büyük bir organizasyon gerektirdiðinden, seçim ortamýnýn ortaya çýkardýðý farklý gündemler ve yeteri kadar yol alýnamamýþ olmasý nedeniyle Floransa sonrasýna ertelenmesi önerisi tartýþýldý. Yapýlan uzun tartýþmadan sonra bu tartýþmanýn Pazar gününe ertelenmesine karar verildi. Pazar günü Floransa gündemiyle yapýlan tartýþmada, finansman sorununun çözümünün henüz netlik kazanmamasý nedeniyle, kayýtlarýn, yardým alýnmayacaðý varsayýmýyla yapýlmaya baþlanmasý, ancak ayný zamanda yardým için de giriþimlerde bulunulmasý kararlaþtýrýldý. Ýkinci gündem olan "ÝSF Buluþmasý"nýn, yapýlan uzun tartýþmalar sonunda ileri bir tarihe ertelenmesine karar verildi. Bu tarihin belirlenmesi için, katýlýmcý kurumlarýn da fikrinin alýnmasý kararlaþtýrýldý. Bunun yaný sýra, Floransa öncesi, tercihen 18-20 Ekim tarihleri arasýnda, bir günlük Avrupa Sosyal Forumu'nun gündemine uygun bir forum ve atölyeler dizisi yapýlmasýna, akþam ise bir konser organize edilmesine karar verildi. Bunun için bir çalýþma grubu oluþturuldu. Daha sonra ÝSF ile tanýþmak ve sohbet etmek üzere ziyarete gelmiþ olan, Focus on Global South örgütü çalýþanlarýndan Mary Lou Malig ile sohbet edildi. Mary Lou, Asya Sosyal Forumu'nun (ASF) örgütlenmesi, Asya'da küreselleþme karþýtý hareketin dinamikleri ve anti-kapitalist mücadele konusundaki sorularý yanýtladý. Ocak ayý baþýnda Hindistan'da düzenlenecek olan Asya Sosyal Forumu'nun gündemi üzerine sohbet edildi. Mary Lou, ÝSF'yi ASF'ye katýlmak üzere davet etti.

da yer aldý. Sempozyuma yurtdýþýndan katýlýmýn da çok etkili olduðu vurgulandý. Ýngiltere, Yunanistan, Ýsrail, Filistin, Ýtalya ve Filipinler gibi ülkelerden katýlýmcýlarýn, etkinliðe baþka bir boyut kattýðý dile getirildi. Yapýlan tespitlerde, özellikle savaþý teþhir eden malzemelerin eksikliði vurgulandý ve bundan sonraki etkinlikler için böylesine materyallerin oluþturulmasýnýn iyi olacaðý dile getirildi. Sempozyum deðerlendirmesi bittikten sonra, Irak'a yönelik savaþýn patlak vermesi durumunda platform olarak ne yapýlacaðý üzerine konuþuldu. Üzerinde ortaklaþýlan öneriye göre, savaþýn patlak vermesi durumunda, ÝHD'nin önünde toplanýlarak, buradan Ýstiklal Caddesi'ne çýkýlmasý þeklinde olacak. Ancak toplanma yerinin gözden geçirilmesi ve bunun gerçekleþmesi için kurumlarýn katýlýmýnýn saðlanmasý yönünde çabalarla ilgili olarak daha ayrýntýlý konuþmak üzere bir sonraki toplantýnýn örgütlenmesine karar verildi. Seçimlere katýlan partilere yönelik olarak, savaþa karþý net ve açýk bir tutum sergilemeleri yönünde bir deklarasyon yayýnlanmasý ve bunun partiler tarafýndan benimsenmesi için kamuoyu oluþturulmasý yönünde bir çalýþma yapýlmasý üzerinde duruldu. Buna göre, deklarasyon metni hazýrlanarak üzerinde konuþulacak. Metin hazýr olduðunda, partilere yönelik kitlesel bir faks çekme eyleminin yaný sýra, partilerle görüþmeler yapýlacak.

GÜNLÜK 25 Eylül Çarþamba, 19,00 Savaþa Hayýr Platformu toplantýsý Karakedi Kültür Merkezi BüyükParmakkapý Sokak, 8/4, Beyoðlu, 0212-249 45 08 26 Eylül Perþembe 18.30 Kadýköy Savaþa Hayýr Platformu toplantýsý Tüm Bel-Sen 3no.lu þube Nemlizade sok. 5/3 Kadýköy 18.30 Ýstanbul Sosyal Forumu toplantýsý Karakedi Kültür Merkezi BüyükParmakkapý Sokak, 8/4, Beyoðlu, 0212-249 45 08

Ankara Savaþa Hayýr Platformu

Ankara Savaþa Hayýr Platformu, geçtiðimiz hafta yaptýðý geniþleme toplantýsýnda önümüzdeki dönem neler yapacaðýný tartýþtý. ÇHD, ÝHD, JMO, MMO, DSÝP, Pir Sultan Abdal Kültür Derneði temsilcileri, çeþitli sendika ve sivil toplum örgütlerinden savaþ karþýtý aktivistler tarafýndan oluþturulan Ankara Savaþa Hayýr Platformu, geniþleme sürecine devam etme kararý aldý. Ayrýca Ekim ayýnda savaþa karþý bir panel düzenlenmesi önerisi de tartýþýldý. Bu arada Emek çi kadýnlar Birliði (EKB) Ankara Savaþa hayýr Platformu’na katýlma kararý aldý. Ankara Savaþa Hayýr Platformu’na, katýlmak, bilgi almak ya da iliþki kurmak için: Metalurji Mühnedisleri Odasý Ankara Þubesi Tel: ( 0312) 425 41 60

Küreselleþme ve direniþ Chris Harman

Karakedi Kitabevi

Sakýzgülü Sokak, Göynük Apt. 24/4, Kadýköy - 0216 418 53 40 Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý Sok. No:8/11, Beyoðlu

28 Eylül Cumartesi 16,30 Polisiye ve tarih yazýmý (Bülent Somay) Karakedi Kültür Merkezi BüyükParmakkapý Sokak, 8/4, Beyoðlu, 0212-251 62 73 16,00 Seçimler ve sol birlik DSÝP Ýzmir Ýl Örgütü 846. sk. No:8/3 1.Beyler Konak 29 Eylül Pazar Eski Ýzmir, Çiðli’de DEHAP Seçim kampanyasý baþlýyor. 1 Ekim salý 19.30 Haftanýn Gündemi Karakedi Kültür Merkezi BüyükParmakkapý Sokak, 8/4, Beyoðlu, 0212-251 62 73 19.30 Seçimler ve DSÝP DSÝP Kadýköy Ýlçe Örgütü sakýzgülü sk. 24/4 Kadýköy 0216 346 65 73


SAYI:187 24 EYLÜL 2002 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.geocities.com/sosyalistisci/

sosyalistisci@hotmail.com

Okul, öðretmen, kitap istiyoruz Y

eni bir eðitim-öðretim yýlýnýn baþlamasýyla birlikte eðitimde yaþanan sorunlar bir kez daha su yüzüne çýktý. Bütçeden %2.2 pay ayrýlan eðitim neredeyse her yönüyle bir sorun yumaðýna dönüþmüþ durumda. eðitim sisteminin içeriðinin yarattýðý sorunlarýn yaný sýra neo-liberal ekonominin giderek büyüttüðü olumsuz koþullar da yarayý kangren haline getiriyor. Son 20 yýlda giderek olumsuz hale gelen koþullar günümüzde emekçiler açýsýndan dayanýlmaz bir hal aldý. Ýlkokul, ortaokul çocuklarý harçlýklarýný çýkarabilmek için bir önceki yýlda kullandýðý kitaplarý satmak zorunda kalýyor. Milyonlarca mezunun iþsizlik sorunu çektiði bugünlerde okumakta anlamsýz hale gelmiþ durumda. Bunun en somut göstergesi eðitimli

gençler arasýndaki %30 seviyelerindeki iþsizlik oraný. Eðitim bütçesinden bir okula ortalama 105 milyon TL düþüyor. Devlet yýlda kiþi baþýna eðitim için ortalama 70 milyon ayýrýyor. Öðretmen maaþlarý açlýk seviyesi düzeyinde seyrediyor. Türkiye'de 9 milyon kiþi okuma-yazma bilmiyor. Madalyonun bir yüzü böyleyken diðer yüzünde özelleþtirmeler ve genel olarak eðitimin devlet elinden çýkarýlmasý var. Devlet üniversitelerine ayrýlan pay düþerken vakýf üniversitelerine giderek daha fazla oranlarda para aktarýlýyor. Eðitimde þirketleþtirme ve vakýflaþtýrma devletin eðitim alanýnda uyguladýðý politikalarýn özeti durumunda. IMFcilerin emekçi çocuklarýna kapamak istediði okullar, birer mücadele alaný olmak zorunda. Yeni öðretim döneminde mücadeleye!

Gerçekten eðitiliyor muyuz? Bir baþka kara tablo da Türkiye'nin eðitime ayýrdýðý paya baktýðýmýzda ortaya çýkýyor. Türkiye eðitim için yýlda %2.2 pay ayýrýyor. Bu rakam Burundi ve Kongo Cumhuriyeti'nin de altýnda. Tunus ve Kenya gibi ülkelerin ülkelerin üçte biri, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ise dörtte biri kadar bir oran Türkiye eðitim

Bütçeden eðitime ayrýlan pay Burundi: Yüzde 4 Kongo Cumhuriyeti: Yüzde 4 Mýsýr: Yüzde 4.8 Etiyopya: Yüzde 4 Kenya: Yüzde 6.5 Fas: Yüzde 5.3 Güney Afrika: Yüzde 8 Tunus: Yüzde 6.7 Hindistan: Yüzde 3.3 Kýrgýzistan: Yüzde 5.3 Türkiye: Yüzde 2.2

harcamalarý için kullanýlmakta. Tabii bu denli az para harcanmasýnýn doðal sonuçlarýndan biri de okuma-yazma oranlarýna yansýyor. Türkiye'de bu oran Kenya'nýn çok az üzerinde. Bulgaristan ve Romanya gibi ülkeler ise Türkiye'nin uzak ara önünde yer alýyor.

Okuma yazma bilmeyenler

Ülke Erkek Kýz Cezayir: 24.5 47.3 Kongo Cumh: 15 30 Mýsýr: 35 59 Kenya: 13.1 27.9 Endonozya: 9.4 20.4 Kýrgýzistan: 3 Gürcistan: 1 Bulgaristan: 1.2 2.6 Yunanistan: 1.7 4.6 Romanya: 1.1 3.3 Türkiye: 7.5 25.9

Derslik baþýna düþen öðrenci sayýsý: 56. Okula devam etmeyen çocuk sayýsý: 600 bin (Sadece Ýstanbul' da bu rakam 23 bin). Çalýþan çocuk: 3.5 milyon. Eðitimli gençler arasýnda iþsizlik oraný: Yüzde 29.4. Eðitim bütçesinden bir okula düþen pay: 105 milyon TL. Ortalama öðretmen ücreti: 330 dolar (550 milyon TL). Okuryazar olmayan kadýnlarýn sayýsý: 9 milyon. Gayri safi milli hasýladan eðitime ayrýlan pay: Yüzde 2.2. Bütçeden eðitime ayrýlan pay: Türkiye dünyada 105. sýrada. Sýnýf tekrarý yapan öðrenci sayýsý: 560 bin. Kiþi baþýna yapýlan eðitim harcamasý: 70 milyon TL. Eðitim yatýrýmlarýna ayrýlan pay: 650 trilyon TL. Ýkili eðitim yapan okullarýn sayýsý: 11 bin. Birleþtirilmiþ sýnýfta eðitim yapan okul sayýsý: 17 bin.

Eþit, parasýz, demokratik eðitim! Varolan durum bu kadar vahimken eðitimde özelleþtirme kademeli bir þekilde uygulamaya konulmaya çalýþýlýyor. Üniversiteler için hazýrlanan yeni YÖK tasarýsý hem anti-demokratik niteliðiyle hem de üniversitelerdeki þirketleþmenin tamamlanmasý boyutuyla önemli. Böylelikle devletin sýrtýnda kambur olarak görülen eðitim harcamalarý son bulacak ve öðrenciler müþteri haline getirilecek. Bütün bunlarla birlikte düþünüldüðünde Eðitim-Sen'in þu talepleri daha önemli hale geliyor: Eðitime bütçeden çok daha fazla pay ayrýlmalý. Türkiye'de yüzde 100 okullaþma oranýna ulaþýlmalý.

Birleþtirilmiþ sýnýf uygulamasýna aþamalý olarak son verilmeli. Sýnýf mevcutlarý her okulda mutlaka 30'a indirilmeli. Ýkili öðretimden normal öðretime geçilmeli. Taþýmalý ilköðretim yaygýnlaþtýrýlmalý, yatýlý ilköðretim bölge okullarý ile pansiyonlu ilköðretim okullarýnýn yatýlýlýk kapasiteleri artýrýlmalý. Ders programlarý ve ders kitaplarýnýn yenilenmesinin yaný sýra öðretmenler sürekli hizmet içi eðitimden geçirilerek öðrenciyi ezberden kurtaracak sistemin yolu açýlmalý. Okulda deney, laboratuvar, gözlem ve gezi çalýþmalarý artýrýlmalý, grup çalýþmasý özendirilmeli.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.