196

Page 1

sosyalist isci SAYI: 196

26 Þubat 2003

500.000 TL.

BU PAZARLICI TANIMAYACACIZ SICINAKLARA GÝRMEYECECÝZ IRAK’LILARI ÖLDÜRTMEYECECÝZ

BU SAVAŞI HEP BÝRLÝKTE

DURDURACACIZ


sosyalist iþçi

2

H AFT AYA B AK I Ş

Kan parasý pazarlýðý Vatan, ulusal onur, ulusal baðýmsýzlýk... Bu ve benzeri kavramlar ulus devletlerin oluþumundan bu yana daima egemenlerin (her ne kadar bizim aklý evvel misak-ý millici solcular sahiplense de) iþine yaramýþtýr. Ancak halký bölmek, kafasýný karýþtýrmak, kendi politikalarýna kazanmak için kullandýklarý bu kavramlarý çiðnemek de yine daima egemenlerin iþi olmuþtur. ABD'nin Irak savaþý konusunda gelinen aþamada AKP hükümeti de bu ikilemden kurtulamadý. Hem de bütün dünya basýnýnda ipliði pazara çýkarýlacak kadar. Öyle ki Fas gibi kimsenin aklýna pek de gelmeyen bir Afrika ülkesinde bile sokaða çýkan 50 bin savaþ karþýtý, ABD'nin yanýsýra bizzat AKP'nin adýný anarak Türkiye'yi de lanetledi. Amerikan askerlerini 'vatan topraðýna' yerleþtirip üsleri, limanlarý ve havaalanlarýný açarak 'ulusal baðýmsýzlýðýný' zaten ayaklar altýna almýþ olan hükümet, görülmemiþ bir yüzsüzlükle sürdürdüðü para pazarlýðýyla da 'ulusal onurunu' çiðnetiyor. Pazarlýk öyle düzeysiz ki vahþi batý kovboyu Bush "Ben Teksaslýyým. Bizim orda at pazarlýðý öyle bir yapýlýr ki her þeyini alýrlar, çýrýlçýplak kalýrsýn" diyor. 'Ulusal onurun' bu seferki dýþ temsilcisi bakan Yaþar Yakýþ hiddetle(!) yanýtlýyor; "Biz at pazarlýðý yapmýyoruz".

ABD'nin en ciddi yayýn organlarýndan NPR'ýn siyasi yorumcusu Daniel Schorr (57 yýllýk saygýn bir gazeteci) Bush'un Irak'a karþý operasyona katýlacak ülkeler için kullandýðý "coalition of willing" (gönüllüler koalisyonu) terimini Türkiye'nin tavrý karþýsýnda "coalition of billing" (fatura kesenler koalisyonu) olarak deðiþtirmesini öneriyor. Dünya basýnýnda Türkiye desteði en pahalýya satýn alýnan ülke ilan ediliyor. Pazarlýklarda ülkeye girecek asker sayýsý, bunlarýn ne kadar süreyle kalacaðý, Kürtlerin durumu vb.'den söz ediliyor olsa da herkes biliyor ki asýl mesele paradýr. Irak'ta ölecek cnbinlerce insanýn kaný üzerinden yaptýklarý kan parasý pazarlýðýnýn zaten

iðrenç ve düzeysiz olmasý bir yana, köylü kurnazý hükümet bu iþi de beceremiyor, eline yüzüne bulaþtýrýyor. Birincisi, ABD'nin vaadettiði para (6 milyar hibe, 10.6 milyar kredi garantisi) ancak IMF emirlerine baðlý olarak kullanýlabilecek. Hibe olarak verilen paranýn kullanýmýndaki ABD þartý Türkiye'nin bu parayla eskimiþ Amerikan silahlarý satýn almasý. Üstelik paranýn tamamýnýn peþin alýnmasýný da kabul ettiremediler. Borç yükünü artýrmaktan baþka bir iþe yaramayacak olan kredi kýsmý ise yine IMF þartlarýna baðlý. Ayrýca Amerikan kongresinde bu paranýn onaylanmasý 6-8 hafta alýyor. Yani savaþýn bu arada baþlamasý halinde, Türkiye'nin (bu

Savaþ yoksa IMF var ABD'nin Irak'a açacaðý savaþýn, üzeri örtülmeye çalýþýlan yönlerinden biri savaþýn IMF ile doðrudan baðlantýsý. Türkiye'nin bir türlü netleþtirilemeyen 2003 bütçesi ve AKP hükümetinin vaadettiði ekonomik programý yerine getirip getiremeyeceðini görmek için Kasým ayýnda Türkiye'ye gelen IMF heyeti hala gidemedi. Bu durumun savaþla yakýndan ve çok açýk bir iliþkisi var. Türk tarafýnýn, askerlerini Türkiye'de bulundurma ve üsler, limanlar ve havaalanlarýný kullandýrma karþýlýðýnda ABD'den istediði para IMF onayý olmadan kullanýlamayacak. ABD ile 'yetki tezkeresi' konusunda yapýlan pazarlýklar olasý zararlarýn telafisine odaklandýðýna ve tezkerenin de bütçe tasarýsýnýn da meclise gelmesi sürekli geciktiðine göre sýkýntý güvenlikten önce ekonomik nedenden ve bunun yaratacaðý siyasi geliþmelerden kaynaklanýyor. ABD yönetimi Kuzey Cephesi

konusunda talep ettiði destek karþýlýðýnda olasý kayýplarý telafi edeceðini söylüyor. Ancak bir þartla: Mevcut ekonomik program devam edecek. Mevcut programda neler var: özelleþtirme, kamuda iþçi kýyýmlarý, verimliliði arttýrma ve Toplam Kalite Yönetimi adý atýnda iþ güvencesinin kaldýrýlmasý, çalýþma saatlerinin arttýrýlmasý, sendikalaþmanýn engellenmesi vb. Bu programýn aksamamasý için hibe ve borç garantisi olarak gelecek

paranýn IMF onayý ile kullanýlmasý zorunlu tutuluyor. IMF'nin de bu parayý nereye kullandýracaðý geçmiþ icraatlarýyla ortada. Elbette istihdama, yatýrýma, eðitime, saðlýða, yani kamuya deðil borç ödemelerine. Daha bütçe oluþmadan beþ katrilyon deðerinde 600 yatýrým projesinin iptal edilmesi bunun ilk göstergelerinden. Savaþtan medet uman TÜSÝAD kuklasý hükümete allah kolaylýk versin. Savaþtan Türkiye'nin bir þekilde karlý çýkacaðýna, býrakalým halký kendi bakanlarýný bile ikna edemeyen hükümet, IMF'nin kucaðýna biraz daha yerleþince, %94'lük ezici çoðunluðu siyaseten sakinleþtiremeyecek. "Halka verdiðim bütün sözleri tutacaðým", diye þiþinen ampul partisinin baþýna gelecekleri hep birlikte izleyeceðiz.

para sonradan gelse bile) ilk anda yaþanacak çalkalanmalarda piyasalardaki kaybýnýn bu miktarý aþacaðý tahmin ediliyor. Üstelik geçen Körfez Savaþý'nda kayýplarýnýn 45 milyar dolar olduðu gözönüne alýnýrsa, bu kez savaþa aktif katýlacak olan Türkiye'nin kayýplarýnýn çok daha fazla olacaðýný herkes öngörüyor. Ýþin astarý yüzünden kat kat pahalýya geliyor. Örneðin yalnýzca turizm sektörünün savaþ yüzünden bu yýl uðrayacaðý zarar altý milyar dolar. Yani hepsi peþin gelmeyecek olan hibe paraya eþit. Tekstilde kotalarýn kaldýrýlmasýný saðladýðýyla övünen hükümet bunda da yalan söylüyor. ABD yalnýzca tekstilin 'Nitelikli Sanayi Bölgeleri'ne giriþini kabul etti. Tabii yine bir þartla: Amerikan kumaþý kullanýlacak. Bu hem pahalýya mal oluyor, hem de istihdam yaratmaya hiçbir katkýda bulunmuyor. Bunun yerine, sinekten yað çýkarmaya uðraþan hükümet askerlerin yakasýna takýlan etiketlerin parasýný (hepi topu 10 bin dolar) kimin ödeyeceði, ABD askerleri, örneðin makarna alýrsa bundan Özel Tüketim Vergisi alýnýp alýnmayacaðý gibi ývýr zývýr iþlerle uðraþýyor. Yani Iraklý kaný üzerinden yaptýðý pazarlýkla hem etik, hem politik açýdan yanlýþ yapan AKP bu yanlýþý bile doðru dürüst yapamýyor.


sosyalist iþçi

BAŞ YAZ I DOCAN TARKAN

Ne yapmalýyýz? A

BD Irak’a saldýrmak için hazýrlýklarýný ilerletiyor. Askerler, gemiler, tanklar, uçaklar Irak’ýn çevresine yýðýlýyor. ABD bütün dünyayý tehdit ediyor. Bölgedeki üstünlüðünü sorgulayan her güce öfke yaðdýrýyor. Son zamanlarda Fransa, Almanya ve Rusya bir Birleþmiþ Milletler kararý olmadan savaþa karþý olduklarýný çok açýk bir biçimde ifade ettiler. Fransa ve Almanya NATO içinde de ayný tutumlarýný sürdürdüler. Dünyanýn ABD’den sonra gelen büyük ekonomik, askeri, siyasal güçlerinin bu tutumu dün Afganistan savaþýnýn, bugün ise Irak savaþýnýn asýl nedenini çýplak bir biçimde ortaya koymaktadýr. 11 Eylül’den hemen sonra “3. Dünya Savaþý baþlamýþtýr” diyen Bush daha sonradan bunun “terörizme” karþý bir savaþ olduðunu söylemesine raðmen asýl hedef ABD’nin dünya hegemonyasýdýr. ABD 11 Eylül’ü bir bahane olarak kullanýp Afganistan’a saldýrdý. Saldýrý öncesi kamuoyuna ilan edilen hiç bir hedef gerçekleþmemesine raðmen ABD sonuçtan son derece memnun. Çünkü asýl hedef gerçekleþmiþ durumda. ABD için hedef daha önce girilemeyen Orta Asya’ya yerleþmekti. Þimdi ABD’nin bir dizi Orta Asya ülkesinde üsleri var, ABD askeri uzmanlarý bu ülkelerdeki ordularýn eðitiminde görev yapýyorlar. Þimdi ABD’nin küresel rakipleri Rusya ve Çin daha fazla çevrilmiþ durumda. Bu ülkelerin yayýlma alanlarý daha sýnýrlý. Irak savaþýnda da ayný temel hedef var. Bölgenin asi ülkesi dize getirilirken ABD kendi temel ihtiyaçlarýna baðlý olarak bölgeyi yeniden þekillendirmek istiyor. Bu nedenle Bush yönetimi için BM kararlarý, silah denetçilerinin raporlarý önemli deðil. O en sudan gerekçelerle dahi olsa Irak’a saldýrmak ve bölgeye yeni bir biçimde girmek istiyor. Irak’a saldýrýnýn ardýndan ABD bu ülkede sömürge yönetimi kurmak istiyor. Bir ABD generali Irak valisi olacak ve bölgesel operasyon sona erdilinceye kadar bu iþgal yönetimi devam edecek. Fransa, Almanya ve Rusya’nýn bugünkü direniþi bu yeniden yapýlanmadan kendilerine hiç pay

çýkmamasýdýr. Irak Rusya’nýn eski etki alanýdýr ve hala bölgede çýkarlarý vardýr. Fransa’nýn Irak’da önemli petrole baðýmlý çýkarlarý vardýr. Bu üç emperyalist ülkenin direniþi asýl olarak Irak halkýný bir katliamdan koruma duygusu deðil kendilerine daha fazla pay çýkarma ve ABD’nin dünya hegemonyasýnda bir gedik açmaktýr. Þüphesiz petrolün kontrolü de

den umutlu. Oysa bu ülkelerin tarihleri tam tersi bir durumu ortaya çýkarýyor. Her üç ülke de yakýn tarihlerinde hegemonya için savaþa girmiþ ülkeler. Almanya ve Fransa Yugoslavya’nýn parçalanmasý politikasýný geliþtirip savunanlardýr. Her iki ülke de eski Yugoslavya’daki savaþlara boðazlarýna kadar battýlar. Fransa yakýn geçmiþte bir dizi

Afganistan’da olduðu gibi Irak’a saldýrýda da büyük öneme sahiptir. Kapitalizmin bu en önemli metasýnýn üretiminin ve daðýtýmýnýn kontrolünde sahip olunan payýn yükselmesi dünya hegemonyasý açýsýndan da büyük öneme sahiptir. Irak ise petrol söz konusu olduðunda dünyanýn en önemli iki-üç ülkesinden birisidir. Kimileri BM ve NATO’daki Fransa-Almanya-Rusya direniþin-

Afrika savaþýný ya baþlattý ya müdahale etti. Rusya’nýn Çeçenistan’da sürdürdüðü kanlý savaþ ise devam ediyor. Kýsacasý bu emperyalist ülkelerden barýþ beklemek boþunadýr. Barýþ sadece ve sadece savaþ karþýtý hareketin mücadelesi ile gelecek. Bunun baþka bir yolu yok. Barýþ bir ülkedeki mücadelenin yüksekliði ile de gelemez. Ancak bütün dünyada hareketin boyut-

larýnýn küresel sermayeyi geriletecek düzeye ulaþmasý ile mümkündür. Bugün savaþ karþýtý hareketin boyutlarý iyice yükseldi. Bunun en iyi göstergelerinden birisi 15 Þubat’ýn ardýndan Ýngiltere Savunma Bakaný’nýn gösterilerden ne denli etkilendiðini basýna itiraf etmesidir. Bir ikinci küresel direniþ açýk ki Ýngiliz hükümetinin gerilemesinde büyük bir rol oynayabilir. Ýþte mücadelenin anlamý ve önemi. Eðer 15 Þubat küresel bir direniþ deðil de Ýngiltere çapýnda yýðýnsal, milyonluk bir gösteri olsaydý Ýngiltere Savunma Bakaný bunu kolaylýkla görmezlikten gelebilirdi. Dün böyle yapabiliyorlardý ama 15 Þubat’tan sonra bu zorlaþmýþtýr. Türkiye’de kimilerinin savaþýn durdurulup durdurulamayacaðýný sadece Türkiye’deki hareketin boyutlarýna bakarak saptamaya çalýþmalarýndaki yanlýþ burada. Bu nedenle savaþ karþýtý hareket için en önemli sorun dünyadaki harekete eklemlenmektir. ABD’nin devasa silah gücüne karþý bizim gücümüz Irak ordusunun direnme gücünden deðil, sokaklara çýkan ve eylem yapan milyonlardan kaynaklanýyor. Bugün görev küçük ve etkisiz, propagandif eylemler yapmak deðildir. Bugün görev yýðýnsal, daha yýðýnsal ve daha yýðýnsal eylemler düzenlemektir. Öfkenin, savaþ karþýtlýðýnýn açýða çýkmasýna yardýmcý olmaktýr. Küresel sermayenin askeri kanadýna küresel direniþimizle karþý çýkýyoruz ve hedefimiz bu savaþý durdurmaktýr. ABD hegemonyasýný durdurmaktýr. Savaþ durdurulabilirse, ABD hegemonyasý aðýr bir darbe yiyecektir. Bu bütün dünyada her konuda ilerici güçlerin muazzam bir zaferi anlamýna gelir. Bütün sorunlar bu sorunun çözülmesine baðlý olarak çözülecektir. Ya da savaþ baþlayacak ve ABD dünya hegemonyasýný oluþturma açýsýndan bir kazaným daha elde edecektir. Bu bütün dünyada baskýnýn artmasý, emekçi sýnýflara daha fazla yüklenilmesi anlamýna gelecektir. Çok kritik günler yaþýyoruz. Bu savaþý ya durduracaðýz ya durduracaðýz.


4

sosyalist iþçi

Kýbrýs Kýbrýslýlarýndýr

Türkiye Ada'dan elini çek! Türkiye'de sosyalistlere düþen, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný daha yüksek sesle haykýrmak. Türkiye'de milliyetçiliðe karþý daha güçlü mücadele vermek. ABD'nin Irak'a yönelik saldýrganlýðý tüm egemen sýnýflara, kendi "arka bahçesi" olarak gördükleri bölgede baskýyý artýrmak için politik bir silah saðlýyor

B

irleþmiþ Milletlet Genel Sekreteri Kofi Annan'ýn giderek yýlan hikayesine benzeyen Kýbrýs Planý bir kez daha revize edildi. Planýn çeþitli ayrýntýlarýnda kýsmi deðiþiklikler yapýlýyor. Annan planýn yeni biçiminin son ayrýntýlarýný konuþmak için Türkiye'ye geldi.

Kýbrýs'tan size ne? Kofi Annan, "Bu ziyaret son çabalardýr. Çözümsüzlük trajedi olur, taraflara 7 Mart'ý geçmeyecek þekilde esnek davranabilirim" diyor. ABD'nin Kýbrýs özel temsilcisi ise,

"Annan, Türk tarafýný memnun eden deðiþiklikler yaptý. Imzacý taraf siz olun" açýklamasýný yaptý. Radikal gazetesinin bildirdiðine göre, Türkiye'de her konuda þahin politikalar izlemekten yana olan bir isim, Kýbrýs konusunda "Bir mücadeleyi yalnýz kalma pahasýna yürütebileceðimizi gösterdik. Þimdi onurlu çözüme varýz" görüþüyle tartýþmalara katýldý. Kýbrýs sorununda yaþanan tartýþmalar bir dizi tartýþmayla içiçe yürüyor. Türk hükümeti, ABD'den, Kýbrýs konusunda destek istiyor. Kýbrýs halkýnýn arzularý hasýraltý ediliyor ve ABD'yle Irak savaþý merkezli yürütülen pazarlýklarda Ada halkýnýn kaderi sömürgeciler tarafýndan belirlenmeye çalýþýlýyor. "Onurlu çözümden" söz edenler, iki onursuzluðu ayný anda yapmaktalar: Birincisi, baþka bir ülkenin siyasal isteklerini kendi pazarlýklarýnda ellerini güçlendirmek için kullanýyorlar. Bunu, Ada'daki askeri güçleriyle ve ilhak politikalarýyla saðlama almaya çalýþýyorlar. Türkiye, Kýbrýs'a hangi hakla karýþýyor? Onursuzluðun ikinci kanýtý ise, hükümetin bir avuç dolar için ABD ile Irak halkýnýn kaný üzerinden pazarlýk yürütmesi ve pertol þirketlerine kendisini kiralamasý.

Annan Planý ve askeri üsler Annan planýnýn tüm ayrýntýlarý

içinde görmezden gelinen en önemli nokta, Bush'un savaþ çýlgýnlýðyla da örtüþen garantör devletler meselesidir. BM Genel Sekreteri, Türkiye ve Yunansitan'dan Kýbrýs'taki garantörlük ve güvenlik unsurlarýný kendi aralarýnda halletmeleri için özel istekte bulundu. Kýbrýs Planý, bütün ayrýnýlarýn arkasýnda, Kýbrýs'taki Türk, Yunan ve Ingiliz askeri gücünü koruyup güçlendiriyor. Adadaki Amerikan'ýn fiili üsleri kalýcýlaþýrken, Türkiye, Ingiltere ve Yunanistan askeri üslerini daha da güçlendiriyorlar. Adadaki Ingiliz üsleri Irak'a yönelik saldýrý için tam gaz hazýrlýklarýný sürdürüyor. Kýbrýs halký açýsýndan, sömürgeci güçlerin adadaki askeri varlýðý korkutucu ve güvensizleþtirici bir etki yaratýyor.

Plana kim neden karþý? Türkiye'de ve KKTC'de Annan Planýna karþý çýkanlar, Planýn askeri üsler ile ilgili bölümüne hiçbir ilgi göstermiyorlar. Bu milliyetçi çizgi, ulusal onur maskesinin arkasýna sýðýnarak, adadaki toprak bölüþümü ve mülkiyet haklarýný pazarlýk konusu yapýyorlar. Annan Planýna karþý çýkarken, aslýnda Kýbrýs üzerindeki sömürgeci statükolarýnýn sarsýlmasýna karþý direniyorlar. Türkiye'de liberaller ise Sosyalist Ýþçi'nin geçen sayýsýnda anlatýldýðý gibi, Kýbrýslý kitlelerin "özgürlük

isteyen tutumlarýnýn arkasýna gizlenerek Annan Planýnýn üslerle ilgili maddelerini unutturmaya çalýþýyorlar ve Avrupa Birliðini bir kurtuluþ olarak yutturmaya çalýþýyorlar."

Kýbrýs'ýn kendi kaderini tayin hakký Kýbrýs'ta sokaklara dökülen ve gösteri üstüne gösteri örgütleyenler, Plandaki askeri üslerle ilgilenmiyor. Kýbrýslýlar, yýllardýr adadaki Türkiye devletinin varlýðýnýn yarattýðý baský vesefalet ortamýna tepkililer. Kýbrýslý Türkler, "Güney Kýbrýs" Avrupa Birliði'ne katýlýrsa, Türkiye devletinin üzerlerindeki baskýsýnýn daha da yoðunlaþacaðýný çok iyi biliyorlar ve buna karþý öfkeliler. Yeniden ve daha zorbaca bir ilhaka karþýlar. Kýbrýslý kimliklerini kendi belirledikleri koþullar altýnda yaþamak itiyorlar. Türkiye'de sosyalistlere düþen, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný daha yüksek sesle haykýrmak. Türkiye'de milliyetçiliðe karþý daha güçlü mücadele vermek. ABD'nin Irak'a yönelik saldýrganlýðý tüm egemen sýnýflara, kendi "arka bahçesi" olarak gördükleri bölgede baskýyý artýrmak için politik bir silah saðlýyor. Biz Kýbrýs halkýnýn yanýndayýz! Kýbrýs Kýbrýslýlarýndýr! Türkiye Kýbrýs'a dokunma!


sosyalist iþçi

Yüzde 94 savaþa karþý gösteride 5 bin kiþi Dünyanýn her tarafýnda savaþ karþýtlarý 15 Þubat günü sokaklarý doldurdu. Bir çok kentte yüzbinler, milyonlar sokaða çýkarken Türkiye’de Ýstanbul’daki gösteriye sadece 5 bin kiþi katýldý.

5

Türkiye’de nüfusun yüzde 94’ü savaþa karþý. Buna raðmen neden gösteriler küçük? Savaþ karþýtý hareket bu sorunu tartýþmak ve çözmek zorunda.

Bu hareketi nasýl inþa edeceðiz? Savaþ karþýtý hareket bütün dünyada büyük bir hýzla geliþtiðini 15 Þubat günü gösterdi. Milyonlarca insan savaþa karþý sokaklarý doldurdu. Kimi kentlerde milyonlar sokaða çýkarken sayýsýz kentte ise yüzbinler eyleme çýktý, "petrol için savaþmayacaðýz" dedi. 15 Þubat günü Ýstanbul gösterisine ise beþ bin kiþi katýldý. Bu sayý dünya çapýnda Türkiye'yi en alt sýralara itiyor. Oysa Türkiye'de nüfusun yüzde 94'ü savaþa karþý. Nüfusun yüzde 85'i ABD'nin yanýnda savaþa girmeye karþý. Öyleyse neden Türkiye'de savaþ karþýtý hareket bu denli küçük sayýlarla sokaða çýkýyor? Savaþ karþýtlarý bu sorulara net cevaplar bulmadan ilerleyemezler.

Türkiye'de bir hareket var mý? Akla ilk gelen soru bu. Zaten kimi þaþkýnlar "siz dünyadaki harekete bakmayýn, Türkiye'de yenilgi yaþanýyor, toplum saða kayýyor" diyorlar. Bu tespiti yapanlar yenilgi havasýnýn etkisi altýndalar ve harekete deðil kendi küçük tekkelerine bakýyorlar. Tekkelerinin baþarýsýzlýðý onlarý hareket olmadýðý kanýsýna taþýyor. Bu nedenle de hareketi inþa etmek yerine kendi tekkelerini büyütmek için her þeyi yapýyorlar. Kimi hareketi, eylemi inþa etmek yerine, örneðin ortak mitingin afiþini deðil, kendi örgütünün afiþini asýyor. Elbette hiç bir siyasi örgüt kendi örgütsel faaliyetini inþa ettiði için eleþtirilemez ama ortak hareketi inþa etmek için kolunu kýpýrdatmayýnca durum farklýlaþýyor. Kimi gruplar sadece kendi üyelerini ve en yakýn çevrelerini eyleme getiriyorlar. Daha büyük bir katýlým için hiç bir þey yapmýyorlar ve sonra dönüp "ama bu eylem çok küçük oldu" diye aðlaþýyorlar. Türkiye'de bir hareketin, hem de güçlü bir hareketin olduðu 1 Aralýk'ta kanýtlandý. Bir baþlangýç olarak, 1 Aralýk önemli bir gücü harekete geçirdi. Daha önemlisi 156 örgüt 1 Aralýk eylemi için bir araya geldi. Politik Ýslamcýlarla solcular, eþcinsellerle homofobik sol örgütler, sendikalarla Greenpeace yan yana geldi. Bundan da öteye 1 Aralýk bütün Türkiye çapýnda hareketin kendisini ifade etmesine olanak tanýdý. 1 Aralýk Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun kurulmasýndan sonra Türkiye'nin dört bir yanýnda benzer giriþimler oluþtu. Ardýndan ise yüzlerce, binlerce eylemle savaþa karþý çýkýlmaya baþlandý. Ne var ki 1 Aralýk Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun kalýcýlaþmasý ile birlikte gerek bu Koordinasyon, gerekse de ülke çapýnda kurulan platformlar kýsa zamanda sekter sol örgütlerin mücadele alanýna dönüþme eðilimi gösterdi. Bu eðilime karþý gösterilen yoðun direniþ Koordinasyon'un sekterleþmesini engelledi ama bileþenlerinin kollektif bir faaliyete doðru adým atmasýný da saðlayamadý. Kimi yerlerde kurulan platformlar bütünüyle sekter örgütlerin birliði olmaktan öteye gidemedi.

Savaþý durdurmak mümkün mü? Aslýnda Türkiye'de sokak eylemlerinin sýnýrlýlýðýnýn temel nedeni, savaþýn durdurulabileceðine dönük inançsýzlýktýr. Türk solu, hemen hemen bütün kanatlarýyla savaþýn durdurulabileceðine inanmamaktadýr. Bu nedenle de sokaktaki ortalama bilince ve hükümetin politikalarýna denk düþen bir tutuma sahiptir. Bu, madem ki savaþý durdurmak mümkün deðil öyleyse bu savaþtan yararlanalým tavrýdýr. AKP hükümeti tam bu tutum içinde. Savaþa karýþmamalarýnýn mümkün olmadýðýný düþünüyorlar ve bu nedenle de ABD ile sýký bir pazarlýk sürdürüyorlar. "Savaþa hayýr! Dolara evet!" Hükümetin bu tutumu sokaktaki çoðunluk tarafýndan da benimseniyor. Ortalama bilinç çeþitli nedenlerle savaþa karþý ama savaþýn durdurulamayacaðýna inanýyor. Bu durumda ise hükümetin pazarlýk yapan tutumu benimseniyor. Basýn, televizyon kanallarýna çýkarýlan sayýsýz akademisyen ve "uzman" hep ayný þeyi anlatýyorlar: "bari az zarar edelim!" Türk solu savaþa elbette karþý. Ama savaþýn durdurulabileceðine inanamadýðý için bu durumda kendisine avantaj saðlamaya çalýþýyor. 3-4 yeni üye, bayraklarýnýn televizyonda biraz gözükmesi, vs. sol için

kazanç olarak görülüyor. Bu tutumun ya da savaþý durdurmanýn mümkün olmadýðý inancýnýn asýl kaynaðý dünyaya bakmamanýn yaný sýra hareketi inþa etme fikrinden uzak olunmasýdýr. Eðer hareketi inþa etmek, gösterilere katýlýmý yýðýnsallaþtýrmak için çabalanmaya baþlansa bu tutumda büyük, önemli bir deðiþim baþlayabilir. Ama tekkeyi büyütme tutumu öylesine gözleri kapatmýþ durumda ki hareketi inþa etmek için çalýþmanýn ayný zamanda örgütü inþa etmenin asýl yolu olduðu dahi görülememektedir. Sekter sol savaþýn durdurulamayacaðý inancýndan yola çýkarak ‘tekkeyi’ büyütmeye çalýþtýðýnda buna paralel olarak birliðin kapsamýný da deðiþtirmeye çalýþmaktadýr. Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu veya merkezi veya yerel savaþa hayýr platformlarý tek bir konuda faaliyet sürdürürler: Irak'ta baþlayacak muhtemel bir savaþý durdurmak. Birliðin baþka hiçbir ön koþulu yoktur. Bu birliði "emperyalist savaþlara hayýr" fikri etrafýnda kurmak ya da "tecrit" veya "Kýbrýs" konusunu birliðin ön koþulu haline getirmek sadece bölücülüktür. Hareketi ayrýþtýrma çabasýdýr. Dünya çapýnda on milyonlarca insan tek bir konuda anlaþtýklarý için harekete geçtiler. 15 Þubat'ta kendisini ifade eden gücün sýrrý burada.

Savaþa karþý harekete geçen yýðýnlarýn elbette ki çok deðiþik konularda çok deðiþik fikirleri vardýr. Tek bir konuda gerçekleþtirilen bir eylemde yer almak bu fikirlerden, bu taleplerden vazgeçmek anlamýna gelmez. F tipi, ya da tecrit baþlý baþýna önemli, çok önemli talepler etrafýnda süren mücadelelere sahiptir. Bu mücadeleleri elbette ki desteklemek gerekir. Ancak bütün bu talepleri savaþ karþýtý eyleme taþýmak savaþ karþýtý eylemi daðýtmaktadýr. ‘Birlik, çeþitlilik ve direniþ’ bütün bir hareketin genel sloganýdýr. Yeþillerle, sendikalarý, eþcinsellerle kadýn örgütlerini yan yana getiren bu anlayýþtýr.Çevre konusunda ya da iþçilerin haklarý konusunda mücadele edenler bir tek mücadele bayraðý etrafýnda birleþirler. Yoksa bu sloganý 100 talebin ayný anda ortaya sürülmesi olarak görmemek gerekir.Talep sayýsý çoðaldýkça birlik zayýflar. Belki ideolojik ve politik olarak güçlenir ama yýðýnsal olarak yok olur. Ýþte sol sekterlik tam burada anlam kazanmaktadýr. Onlar ideolojik ve politik netlik istiyorlar. Yani örgütlerinin çizgisine herkesin katýlmasýný bekliyorlar. Yani sadece kendi tekkelerini büyütmek için çalýþýyorlar. Bu tutum hareketin inþasý fikri ile taban tabana zýttýr ve hareketi güçsüz düþürmektedir.

Ne yapmalýyýz?

Nasýl bir birlik?

Bugün Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu çevresinde kurulan birlik çok önemlidir. Ancak yeterli deðildir. Her þeyden önce bu birliðin yerel ayaklarýný örmek gerekiyor. Bu aþamada birlikte davranan grup hemen hemen yok. Yerel örgütlenmeleri olmadan merkezi bir birlik giderek anlamsýzlaþacaktýr. Bu nedenle devrimci sosyalistler bulunduklarý her yerde yerel savaþa hayýr platformlarý kurmaya çalýþýyorlar. Ýki tür yerel platform var. Bir tarafta sol gruplarýn temsilcilerinin yan yana gelmesi ile kurulan örgütlenmeler, diðer yanda ise savaþa karþý bireylerin yan

yana gelmesi ile oluþan platformlar. Doðru olan ikincisi. Sol örgütlerin oluþturduðu birlikler en iyi olasýlýkla ortak propaganda örgütleridir. Oysa ihtiyaç savaþa karþý olan % 94'ün katýlabileceði birlikler oluþturmaktýr. Savaþa karþý olan herkesin içine girebileceði, ideolojik tartýþma yapmayan, faaliyet örgütleyen platformlar. Herkese sorumluluk veren, herkese iþin ucundan tutma olanaðý veren, savaþýn durdurulmasýnýn ancak herkesin faaliyeti ile mümkün olduðunu gören platformlar kurmak gerekir.

Türk solunun örgütlerinin savaþ karþýtý eylemleri geniþletmesi þimdilik mümkün görünmüyor. Onlar tekkelerini büyütmek için çalýþýrken devrimci sosyalistler hareketi inþa etmek için varlarýný, yoklarýný ortaya koymalýdýrlar. Savaþ karþýtý hareketin sokaða inmesi için ilk yapýlmasý gereken þey bu savaþý durdurmanýn mümkün olduðunun anlatýlmasýdýr. Ancak bu tartýþma kazanýldýðý takdirde ortalama bilinç kýrýlmaya baþlýyor. Dolayýsýyla insanlar harekete geçiyor. Bu savaþý durdurabiliriz fikrinin kazanmasý için, ‘savaþa hayýr’ diyen % 94'e dönmek gerekiyor. Bu % 94’e seslenebilmenin araçlarýný yaratmak, geliþtirmek gerekiyor. Bu araçlar açýk ki þu ya da bu sol, sosyalist partinin malzemeleri deðildir. Hareketin ortak malzemeleridir. 1 Mart eylemini inþa etmek için gerekli olan 1 Mart için çýkan afiþ ve bildirilerin kullanýlmasýdýr. Açýlan standlarda bu kampanya için imza toplamaktýr, savaþa karþý herkesin bir þey yapabileceðinin anlatýlmasýdýr. Bunlarý yapabildiðimiz takdirde biliyoruz ki katýlým büyümektedir. Her savaþ karþýtý, bir kampanya merkezi gibi çalýþabilir. Çevresinde, iþyerinde, mahallesinde, okulunda savaþ karþýtý bir grup kurabilir. Ýmza toplayabilir, afiþ asabilir, bildiri daðýtabilir. Hareketin daha da yayýlmasý için yeni aktivistler kazanmaya çalýþabilir. Kýsacasý hareketi örgütlemek için kollarý sývamak gerekir. Bu hareket açýk ki tabandan inþa edilecektir. Sadece yerel savaþa hayýr platformlarýnda deðil onun da altýnda...


6

The New York Times:

“Artýk dünyada iki süper güç var; ABD ve dünya kamuoyu”

BU SAVAŞI DUR

15 ÞUBAT küresel savaþ karþýtý eylemlerin en büyüklerinden birisi Londra’da gerçekleþti. 4 ay önce 500 bin savaþ karþýtýnýn gösteri yaptýðý Londra’da 15 Þubat’ta 1.5 milt,yon insan gösteriye katýldý. Ýngiltere ve Ýskoçya’nýn birçok yerinde ayrýca gösteriler vardý.

15 Þubat günü milyonlar dünyanýn yüzlerce kentinde sokaða çýktý. Latin Amerika’dan Afrika’ya, Avrupa’dan, Avustralya’ya, Asya’dan Kuzey Amerika ve Avrupa’ya kadar milyonlarca insan Bush ve çetesinin petrol savaþýna karþý çýktý. Dünyanýn her yerinde insanlar “petrol için ölmeyeceðiz, öldürmeyeceðiz” dedi. Bir çok ülkede tarihin en büyük gösterileri gerçekleþti. 15 Þubat ilk küresel savaþ karþýtý eylem. Bu doðrultudaki ilk karar Floransa’da toplanan Avrupa Sosyal Forumu sýrasýnda alýndý. Ardýndan Kahire’de ve Kopenhag’da yapýlan toplantýlarda 15 Þubat kararý onaylandý. Son olarak ise Porto Allegre’deki Dünya Sosyal Forumu 15 Þubat kararýný onayladý. 15 Þubat küresel savaþ karþýtý eylem bir yandan dünyanýn ne kadar büyük bir ölçüde ABD’nin Irak’a saldýrmasýna karþý olduðunu gösterirken diðer yandan da küresel hareketin gücünü kanýtladý. New York Times gazetesi “Artýk dünyada iki süper güç var, biri ABD, diðeri dünya kamuoyu” derkenhareketin gücünü doðru bir biçimde saptamakta. Kamuoyu yani savaþ karþýtý hareket gerçekten de bugün savaþý durdurabilecek bir güce ulaþmak için ilerliyor. ABD’nin Irak’a saldýrýsý Birleþmiþ Milletler kararý ile durdurulamaz. Birleþmiþ Milletler’in veto hakkýna sahip 5 ülkesi de asýl olarak dünyanýn yeniden paylaþýmýnýn peþinde. Bu nedenle paylaþýmda anlaþtýklarý takdirde hepsi savaþtan yana olacaktýr. Bu durumda savaþý durduracak güç yýðýnlarýn eylemidir. Uluslararasý savaþ karþýtý hareket bunun tamamen farkýnda. Bugün özellikle dört ülkede ki savaþ karþýtý hareketin boyutlarýnýn muazzam ölçüde büyük olmasý çok önemli. Bunlar; Ýspanya, Ýtalya, Ýngiltere ve Avustralya’dýr. 15 Þubat’ta bu ülkelerde devasa gösteriler oldu. Ýspanya’da Barselona ve Madrid’de, Ýtalya’da Roma’da, Ýngiltere’de Londra’da milyonlar

sokaða çýktý. Avustralya az nüfuslu bir ülke. Buna raðmen 750 bin insan gösteri yaptý. Berlin’de, Paris’te, Amsterdam’da ki gösteriler de çok büyüktü. Ýtalya’da içinde faþistlerin de bulunduðu aþýrý saðcý bir hükümet var. Ýspanya’da ise sað bir hükümet. Bu iki ülkede savaþ karþýtý hareketin yaný sýra anti kapitalist hareket de çok güçlü. Hareketlerin hareketi olan Sosyal Forumlar Ýtalya’da milyonlarý harekete geçiriyor. Ýtalya’da çok deðil, 4-5 ay önce 13 milyon iþçi genel greve çýktý. Bu iki ülkeden birisinde hükümetin devrilmesi,ABD’nin savaþ çabalarýna büyük bir darbe olur. Hükümetin devrilmesi ardýndan baþka geliþmelere doðru evrilebilir. Ýngiltere’de ise Ýþçi Partili Blair hükümetinin


Katalanya

7

“Nuestro Gobierno es Nuestro Enemigo”

Bizim düþmanýmýz bizim hükümetimizdir Kiþisel Gözlemler

RDURABÝLÝRÝZ! bir parti içi darbe ile devrilmesi olasý. Ýngiliz basýný bunu yoðun olarak tartýþmaya baþladý. Hükümetteki Ýngiliz Ýþçi Partisi mev,clis grubu içinde çok sayýda milletvekili savaþa karþý açýk tutum alýyorlar. Savunma bakaný açýkça “bu gösterileri göz önüne almalýyýz” diyor. Yani Blair hükümetinin paçalarý tutuþmak üzere. Ýngiltere’de hükümet deðiþikliði bu ülkenin savaþ koalisyonundan çekilmesi anlamýna gelir ve böylesi bir geliþme Bush’un savaþýna nokta konmasý demektir. Avustralya ise Bush ve çetesinin savaþýna açýktan destek veren ce asker göndermeu,yi kabul d,eden ülkelerden birisi. Avustralya’daki hareket ise hýzla yükseliyor ve diðer üç ülkede olduðu gibi hükümeti zorluyor. Avý,ustralya Baþbakaný savaþ karþýtý

gösterileri küçümsemeye çalýþmasýna raðmen hareketin gücünü çok iyi biliyor. Bu üç ülkede hareketin boyutlarýnýn büyüklüðü bir hükümet deðiþikliðinden, savaþýn durdurulmasýndan sonra hareketin devam etme olasýlýklarýný gündeme getirmektedir. Kendine güveni artmýþ bir yýðýn hareketi bu denli büyük bir kazanýmdan sonra dizginlenmesi mümkün olmayan bir noktaya doðru ilerleyebilir. Ýþte savaþ dünyanýn gündemine böylesi olasýlýklarý da sokmaktadýr. Bütün bu ülkelerde savaþ karþýtý hareketin yaný sýra anti kapitalist hareket de büyük bir hýzla geliþiyor. Ýtalya’da sosyal forumlar hareketi bütün ülkeyi sarmýþ durumda ve Ýtalyan iþçi sýnýfý ayakta. Ýngiltere’de Savaþý Durdur Koalisyonu’nun yaný sýra Anti Nazi Lig, Direniþi Küreselleþtir Kampanyasý, Mültecileri savunma kampanyasý gibi çeþitli örgütlenmeler de yýðýnsal güçlere sahip. Ýngiltere’de ayrýca Sosyalist Ýttifak bir çatý örgütü olarak bütün mücadeleci güçleri bir araya getiriyor. Kampanyalarda olduðu gibi Sosyalist Ýttifak’da örgütlerin birliði deðil bireylerin birliðini oluþturuyor ve katýldýðý bütün seçimlerde büyük baþarýlar elde ediyor. Ýngiltere’deki Savaþý Durdur Koalisyonu’ndan Türkiye’ye gelmiþ olan bir konuþmacý Eylül 2002’de “bu savaþýn durdurulmasý bütünüyle bizim elimizde” demekteydi. Çok haklýydý. Bu savaþý durdurmak için seferber olanlar aradan geçen 4-5 ay içinde onlarca daha büyük gücü seferber etmeyi baþardýlar. Dünya þimdi daha büyük bir savaþ karþýtý harekete hazýrlanýyor. Bütün dünyadaki savaþ karþýtý platformlar toplanarak yeni eylem kararlarý alýyorlar. Sendikalar ABD ve müttefikleri Irak’ý bombalamaya baþladýðý an greve çýkmaya hazýrlanýyorlar. Bir çok ülkede savaþ karþýtlarý bombardýman baþladýðýnda sivil itaatsizlik eylemleri yapacak.

Eylem aksam saat 17:00 da kentin iki büyük caddesinin kesiþtiði yerde baþladý. Çok sayýda insanýn katýlmasý bekleniyordu ancak bunun Barselona tarihindeki en büyük eylem olacaðýný kimse tahmin etmemiþti. Deyim yerindeyse yediden yetmiþe herkes oradaydý. Kesinlikle herhangi bir politik grubun ya da partinin damgasýný vurduðu bir eylem olmadý.Her yaþtan, her meslekten insan vardý. Ýnsanlar bebekleriyle, anne babalarý, dedeleriyle aileleri ile geldiler eyleme. Polis varlýðýný hiç hissettirmedi, bir iki kontrol noktasýnda beklediler, havadan helikopterlerle izlediler. Resmi rakam 1.3 milyon olarak açýklandý ancak eylem sýrasýnda 2 milyon rakamý anons edildi (Kentin nüfusu 2.5 milyon). Anonim iki slogan vardý. "Aturrem la guerra!" ve "No a la Guerra!" (ikiside savaþa hayýr anlamýnda-Katalanca ve Ýspanyolca). Bunun dýþýnda devlet baþkaný Jose Mario Aznar, Bush, Blair aleyhinde sloganlar atýldý. Animasyonlar ve müzik eþliðinde onca insan sakin bir þekilde, þarkýlar ve sloganlarla savaþa hayýr dedi. (1.5 milyon insan !! muhteþemdi) Ýki noktada konuþmalar yapýldý. Arapça savaþa hayýr bildirisi okundu. Eylem 4 saat sürdü ve bildiðim kadarýyla olaysýz daðýldý..

Ýspanya genelinde eylemler Madrid'te 1 milyon insan savaþa hayýr dedi. Sevilla da 600 bin kiþi yürüdü. Ýspanya genelinde 4 milyona yakýn kiþi savaþa hayýr dedi.

Basýn BBC de ya da Radikal, Milliyet gibi gazetelerin internet baskýlarýnda savaþ karþýtý eylemler ikinci haber olarak geçiþtirilmeye, rakamlar gizlenmeye çalýþýlmasýna raðmen, Ýspanya basýný çok farklý bir tavýr çýkardý. Ülkenin en büyük gazetesi El Pais (Ülke) Pazar baskýsýnda eyleme 29 sayfa yer ayýrdý. Ayrýca televizyonlar gün boyu, dünya çapýnda eylemleri rakamlarý gizlemeden verdi.110 milyon insan savaþa hayýr dedi dendi. El Periodico adlý gazetenin baslýðý þöyleydi: 'La manifestacio mes gran de la historia' (Tarihin en büyük protestosu/eylemi ')

Ýþte dünya halklarýnýn gücü ABD’de New York’da 400.000 ve San Francisco’da 200.000 kiþinin yaptýðý gösterilerin yaný sýra 100’e yakýn kentte gösteri oldu. Avustralya: Sydney ve Melbourne’da 250.000 kiþi gösteri yaparken 10 kentte 200 bin kiþi daha gösterilere katýldý. Ýspanya: Barselona’da 1 milyon200 bin, Madrid2de ise 1 milyon kiþi göstyeri yaptý. Tüm Ýspanya’’da 6.5 milyon insan gösterilere katýldý. Ýtalya: Roma’da 3 milyon kiþi gösteriye katýlýrken tüm Ýtalya’da 7 milyon kiþli gösterilere katýldý. Ýngiltere: Londra 1.5 milyon, Glasgow 80 bin. Fransa: Paris’de 250 bin kiþi gösyeriye katýlýrken tün Fransa’da 60 kentte 500 bin kiþi gösterilere katýldý. Almanya: Berlin’de 750 bin kiþi. Hollanda: Amsterdam’da 100 bin kiþi. Belçika: Brüksel’de 30 bin Danimarka: Kopenhag’da 50 bin kiþi Yeni Zellanda, Ýsrail, Güney Afrika’da Cape Town’da, Bengladeþ’de Dakka’da, Küba Havana’da, Omman’da, Tayland’da, Manilla’da, Güney Amerika’da Brezilya, Arjantin, Bolivya, Þili, Ekvator, Kolombiya, Venezüella’da, Orta Doðu’da Irak, Suriye, Lübnan, Mýsýr, Ürdün, Fas’da milyonlarca insan gösterilere katýldý.


8

sosyalist iþçi

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi ve savaþ Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, DSÝP savaþ karþýtý hareketin en önünde yer almakta. Türkiye’deki ilk Savaþa Hayýr Platformu bir grup DSÝP üyesi tarafýndan 2002 yýlýnýn baþýnda kuruldu. DSÝP üyeleri o günden bu yana bütün güçleri ile savaþ karþýtý hareketi örgütlemeye çalýþmaktadýrlar. DSÝP, Amerikan emperyalizminin tüm dünyaya dayattýðý barbarlýða karþý bizim, iþçi ve emekçilerin, halkýn tek gücünün birlik olduðuna inanýr. Sadece birliðimiz sayesinde ABD’nin savaþ çýlgýnlýðýný durdurabiliriz. Bu nedenle DSÝP savaþa karþý olan çok deðiþik eðilimlerden ve siyasetlerden insanlarý bir araya getirmenin en önemli görev olduðunu düþünür ve bunun için mücadele eder. DSÝP ASBD’nin savaþ çýlgýnlýðýnýn

Tecrit ve savaþ

15 Þubat Ýstanbul gösterisinin ardýndan çýkan olaylar bir dizi tartýþma baþlattý. Bir grubun Öcalan’a uygulanan “tecrit” politikasýna karþý çýkarak tecriti protesto eden sloganlar atmalarý ve daha sonra da polisle çatýþmalarý ve bu arada bazý camlarýn kýrýlmasý bu tartýþmalarýn en önde geleni. Öncelikle þu konuda net olmak gerekir: Öcalan’a uygulanan tecrit politikasý F Tipi cezaevlerinde uygulanan tecrit politikasý gibi açýk ve net bir biçimde karþý çýkmamýz gereken bir konudur. Ne var ki tecrit politikasýna karþý çýkýþýmýzý ve daha sayýsýz baþka konulardaki taleplerimizi farklý kampanyalarda öne çýkarmalýyýz. Bir kampanya ne denli çok talebi ayný anda ifade ederse o denli zayýf düþer çünkü çok sayýda talepte anlaþanlar bir konuda, savaþa karþý çýkmak konusunda anlaþanlardan daima daha az olacaktýr. 15 Þubat’ta basýn açýklamasýnýn okunmasýndan sonra çýkan çatýþmada þiddet kullanýlmasýnda kýnanacak bir güç varsa bu öncelikle polistir. Tecrit politikasýna karþý çýktýklarý için insanlara saldýrmak, asýl kýnanmasý gereken budur, tecritin kendisidir. Öte yandan savaþa karþý olan bir eylemde, barýþ için gerçekleþen bir eylemde þiddet kullanýlmasý en son akla gelmesi gereken bir þeydir. Savaþ karþýtý tüm hareket bunu bilmek zorunda. Aksi takdirde harekete zarar verilmekte.

temelinde Amerikan kapitalizminin, küresel kapitalizmin yattýðýna inanýr. Bugün ABD’nin savaþ çýlgýnlýðý bu ülkenin tek baþýna bütün dünyaya hükmetme isteðinin bir sonucudur. Bu nedenle savaþa karþý çýkmak ayný zamanda kapitalizme karþý çýkmaktýr. Savaþ muazzam bir israf. Savaþa harcanacak kaynaklar insanlarýn ihtiyaçlarýna yöneltilebilse dünyadan açlýk, hastalýk kolaylýkla kalkar. Her bir uçak, her bir tank daha üretildiði anda binlerce, yüzbinlerce gencin, çocuðun geleceðini karartmaktadýr. Bir tank yerine sayýsýz okul, hastahane açmak mümkün. DSÝP sadece savaþa karþý çýkmýyor. O çeþitli mücadeleleri birleþtirmeye, tek bir mücadeleye çevirmeye çalýþýyor. NBir mücadelede kazanýlan deneyler bir baþka mücadeleye yol gösterebilir, güç katabilir. Tarihte iþçilerin verdiði çeþitli mücadeleler ayný þekilde günümüze yol gösteriyor. Bütün bu deneylerin birleþmesi ve yol gösterici hale gelmesi için bu mücadelelerin birbirine baðlanmasý için bir aktivistler grubu gerekli. Ýþte DSÝP bu aktivistler grubunu bir araya getiriyor. Çeþitli mücadelelerde yer alan aktivistlerin birliðini kurmadan deneyleri birleþtirmek mümkün olamaz. Ýþte Devrimci Sosyalist Ýþçi

Partisi bunu yapmaya çalýþýyor. Her mücadelede yer alan aktivistlerin tartýþma, birlikte iþ yapma ve örgütlenme zeminini oluþturuyor. DSÝP baþka bir dünyanýn mümkün

olduðuna inanýr. Bu baþka dünya sadece ve sadece çoðunluðun kollektif eylemi ile kurulabilir. DSÝP’e göre sosyalizm iþçi ve emekçilerin yýðýnsal eyleminin kendisidir.

Savaþa karþý sende birþey yapabilirsin 1 Aralýk eyleminin ardýndan Türkiye’nin her tarafýnda bu eylemi düzenleyen Koordinasyonu kendisine örnek alan savaþa hayýr platformalrý kurulmaya baþlandý. 1 Aralýk eyleminin Koordinasyonu ise Irak’ta Savaþa Hayýr Koodinasyonu olarak kurumlaþýyor. Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu bugün 158 örgütü bir araya getirmiþ durumda. Bu 158 örgüt arasýnda Emek Platformu’nu oluþturan KESK, DÝSK, Türk-Ýþ, Hak Ýþ, TMMOB, Tabibler Odasý, Diþçiler Odasý, Barolar Birliði gibi emek ve meslek örgütlerinin yaný sýra Partiler, kitle örgütleri, dergi çevreleri var. Koordinasyon içinde sol örgütlerin yaný sýra politik Ýslamcý örgütler de yer alýyor. Irak’ta Savaþa Hayýr Platformu yerel örgütlere de sahip. Savaþ

Karþýtý bireylerin oluþturduðu bu yerel platformlara katýlarak siz de birþeyler yapabilrisiniz. savaþý hep birlikte durduracaðýz. Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu: Karakedi Kültür Merkezi, Ýstiklal Cad. Büyük Parmakkapý Sok, No: 8/4, Beyoðlu-Ýstanbul (0212)252 72 87 Web sitesi: iraktasavasahayir.org e-mail: 1aralik@gmx.net

Kadýköy Savaþa Hayýr Platformu Karakedi Kitabevi, Sakýzgülü Sok, 24/4, Kadýköy (0216) 418 53 40 Beþiktaþ Savaþa Hayýr Platformu Özge (0535) 259 04 76

Beyoðlu Savaþa Hayýr Platformu Kadir: (0536)-224 82 29 (0212) 251 62 73 Marmara Üniversitesi Savaþa Hayýr Platformu Hasan (0535) 403 19 13 Ýstanbul Üniversitesi Savaþa Hayýr Platformu Burçak: (0536) 969 70 75 Avcýlar Savaþa Hayýr Platformu Sezai: (0543)795 44 22 Mecidiyeköy Savaþa Hayýr Platformu Hüseyin (0212) 292 23 06 Savaþ karþýtý avukatlar Nurdan (0532) 725 50 04 Savaþ karþýtý saðlýkçýlar Zübeyde (0532) 446 25 15 Savaþ karþýtý eðitimciler Cengiz (0535) 885 76 15


sosyalist iþçi

Savaþ, politik Ýslamcýlar ve sosyalistler Siyasal Ýslamcýlarla savaþ konusundaki eylem birliðimize yönelik eleþtiriler var. Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun saðcý bir zemin olduðu fikrinin kökeninde Ýslamcýlarýn sermayeyi temsil eden kesimiyle birlikte eylem yaptýðýmýz yönündeki yalanlar yatýyor.

1 Aralýk Çaðlayan mitingi 1 Aralýk, 28 Þubat'a pratik olarak verilen, sokakta verilen ilk yanýttý. Çünkü, sendikalar ve sol, Ýslamcý hareketle yan yana gelmiþlerdi. Bunu saðlayan, Savaþa Hayýr Platformu'nun ilk adýmlarýný atan aktivistlerin, siyasal Ýslam analizinde net bir geleneðe yaslanmýþ olmalarýdýr.

Kriz, yoksulluk ve Ýslam Özellikle, 1994 seçimleriyle birlikte, kapitalizmin, sosyal demokrasinin ve stalinist-popülist sol geleneðin içine girdiði kriz, Türkiye'de Ýslami hareketin karakterinde önemli bir deðiþimi yaþanmasýna neden oldu. Anti komünist, Yahudi düþmaný çekirdek Ýslami oylarýn dýþýnda, küçük burjuvazi ve kent yoksullarý, milyonlar halinde Ýslami hareketin çatýsýna aktý. Bu kitlesel siyasi tercihin nedeni ise dini söylem deðil, Ýslami hareketin Adil Düzen programýydý. 1995 genel seçimleri ise, kent yoksullarýnýn ve iþçi sýnýfýnýn azýmsanmayacak bir kesiminin islami harekete yönelmesinin, tepkisel ve tesadüfi deðil, bu hareketin yoksullarý örgütlemede gösterdiði baþarýnýn ürünü olduðunu bir kez daha ve kemalist solda panik yaratarak kanýtladý.

Birini ezmek, birini kazanmak Bu kitlesel yönelimi tersine çevirmek ve sýk sýk kullanýlan tabirle, "solun tabaný olan" bu yoksul kesimi yeniden sol saflara kazanmak için örgütlü iþçi sýnýfýnýn kitlesel eylemleri ve Ýslami kesime karþý düþmanca deðil, tabanýný ikna etmeyi hedefleyen sistematik bir propaganda süreci gerekliydi. Ýktidardaki Ýslamcýlar, IMF programýna karþý kitlesel bir seferberliðin ürünü olarak teþhir olabilirdi. Bu teþhir ise, kitle eylemleri içinde Ýslami hareketin ikili karakterini (önderliði sermayenin bir kesimi, tabaný ise küçük burjuvazi ve kent yoksullarý) kavramýþ devrimci marksist bir odaðýn güçlenmesiyle olanaklý olabilirdi. Ne yazýk ki bu odak, DSÝP, küçük güçleriyle bu görevini yerine getirmeye çalýþýrken, siyasal zaman çok hýzlý ilerledi ve Susurluk çetesine yönelik tepki, devletin ustaca manevrasýyla, islami harekete yönelik milliyetçi-kemalist bir askeri tepkiye evrildi.

28 Şubat milliyetçiliði artýrdý 28 Þubat'a karþý, "darbeye geçit yok, çözüm sol blok" sloganýyla kampanya baþlatan Sosyalist Ýþçi gazetesi, darbenin Ýslami hareketi geriletmesinin solun ve iþçi sýnýfýnýn hanesine en küçük bir artý dahi yazmasýnýn olanaksýz olduðunu býkmadan anlatmaya baþladý. Solda milliyetçiliðin geliþtiði, iþçi konfederasyonlarýnýn devletle milli bir

temelde Ekonomik Sosyal Konsey'i oluþturduðu, sol içinde Kürt hareketiyle araya mesafe koyma eðiliminin en çok güçlendiði ve faþist hareketin besleneceði mümbit topraðýn yaygýnlaþtýðý dönem 28 Þubat 1997 ile 2000 yýllarý arasýndaki dönem oldu.

Demokrasiyi kim savunuyor? Doðrusu, askeri bir müdahaleyle yeniden muhalif duruma düþen Ýslamcýlar, özellikle "türban sorunu" merkezli kampanya ile devletin zorbalýðýna karþý demokrasinin bayraðýný taþýyan sahici güç olarak gündeme yerleþti. Türban sorununa yaklaþýmla savaþa karþý mücadeleye yaklaþým ve sosyalistlerin her iki sorunda da siyasal Ýslamcýlarla kuracaklarý iliþkini biçimi benzetilebilir. Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun 1 Aralýk çaðrýsýna ilk icabet edenler arasýnda gazeteci Abdurrahman Dilipak ve Mazlum-Der aktivistleri de vardý. Üç aya yakýn bir zamandýr sürdürdüðümüz kampanyada görünen açýk bir yan var ki, o da, siyasal Ýslamcýlarýn, solun bazý kesimlerinden kýyaslanmaz bir biçimde savaþý durdurmak için birleþik mücadeleye yatkýn olduklarýdýr. Sorun, zamanýnda tam bir yalancýlýk þampiyonluðuyla, DSÝP'i devlete karþý Ýslamcýlarýn yanýnda yer almamakla suçlayanlarýn, Savaþa Hayýr Platformu'nu, Koordinasyonu karalamak için, bugün, kampanyada Ýslamcýlarýn mevcudiyetini yanlýþ ilan etmeleridir. Solun neredeyse tüm kesimleri, Ýslamcýlarla birlikte kampanya yapmanýn gerekli olduðuna pratik

olarak ikna olmuþken, siyasal Ýslamý platformdan dýþlamak için sergilenen "çabalar" savaþa karþý mücadeledeki samimiyetsizliðin kanýtýdýr. Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun 1 Aralýk eyleminin, 28 Þubat'a sokakta verilen ilk yanýt olduðu çok açýk. Bunu görmezden gelerek "Ýslamcýlar var, bu Platform bir halk cephesi"dir diyebilmek için, Genel Kurmayýn hýzlandýrýlmýþ kemalizm kurslarýndan iftiharla sertifika almayý becermiþ olmak gerekir.

Ýslamcý taban olmadan.. Bu anlayýþ, iki politik faciayý ayný anda taþýmaktadýr: birincisi, siyasal Ýslamýn kitlesel tabanýný savaþa karþý mücadelede yanýna çekemeyen savaþ karþýtý bir hareket, kitleselleþemez. Ýslamcýlarý kampanyadan dýþlamaya çalýþanlarýn kafalarýnda dolaþtýrdýklarý tilkilerin, savaþý gerçekten durdurmak isteðiyle, Irak halkýyla gerçekten dayanýþmak isteðiyle, AKP iktidarýna gerçekten bir kitlesel basýnç yaratmak isteðiyle uzaktan yankýndan ilgisi yoktur. Milyonluk bir savaþ karþýtý hareket, Türkiye'de, siyasal Ýslamýn kampanyanýn doðrudan bir parçasý olmasýna yaþamsal bir biçimde baðlýdýr. Ýkinci vahim politik yanlýþ ise, siyasal islamcýlarý savaþ karþýtý kampanyalardan dýþlayanlar, Uluslararasý Sosyalizm geleneðinden, devrimci gelenekten, keskin bir biçimde bir kez daha kopmaktalar.

Önderlik sorunu Sorun zaman zaman da, "Ama

9

önderliðin Ýslamcýlarda olduðu eylemlere sosyalistler katýlamazlar" biçiminde sunulmaktadýr. Bu siyasal dar görüþlülüðün, bir hareketin önderliðinin saksýda büyütülüp bizlere sunulamayacaðýný anlamaktan uzak her zamanki kendine güvensiz uzantýsýdýr. Bekleyin ey sosyalistler! Örgütlerinizi büyütün! Aslýnda solun tabanýnda olmasý gereken yoksullar, siz büyüdüðünüzde, sizi gördüklerinde, ne kadar ciddi bir yanýlgý içerisinde olduklarýný titreyerek fark edecekler ve doðru yola, sizin örgütünüze, sizin eyleminize, sizin önderliðinize biat etmek üzere eðer bulabilirlerse kapýlarýnýzý çalacaklar! Sosyalistler, her türden ezme ezilme iliþkisinde, ezilenden yanadýr. Dinsel simgeleri devlet tarafýndan baský altýna alýnanlardan yanadýr ve onlarýn baskýya karþý verdikleri mücadelede, önce örgütlerinin büyümesini ve ancak önderliði ele geçirebilecek seviyeye geldiklerinde onlarýn mücadelesinin yanýnda yer almayý akýllarýndan bile geçiremezler. Türban yasaðýna karþý üniversitelerin kapýlarýnda militanca direnen ve polisle çatýþan Ýslamcýlarýn eyleminin yanýnda yer almak, hiç ara vermeden, eylem anýnda, çatýþmadan hemen sonra, uygun bir üslupla, önemli olanýn demokrasinin en geniþ sýnýrlarýyla savunulmasý olduðunu ve bunun gereklerini de ancak sosyalist geleneðin yerine getirebileceðini anlatmak zorunludur. Sol çatýþma sýrasýnda "tüyüp", ardýndan ahkam keserek, önderliði deðil, olsa olsa eylem alanýnda geride kalan tozlarý ele geçirebilirsiniz. Savaþa Hayýr Platformu 29 Aralýk'ta Çaðlayan Meydaný'nda düzenlenen Ýslamcýlarýn savaþ karþýtý mitingine katýlýmcý ve konuþmacý olarak davet edilmiþti. Platform sözcüsü konuþmasýnda bir solcuyla, bir iþçiyle, Kürt hareketinden birisiyle ya da Ýstanbul Üniversitesi ÖKM salonunda ya da Ankara, Ýzmir, Tekirdað ve Kocaeli'nde yapýlan panellerde ne anlattýysa onu anlatmýþtý: "Biz bu savaþý durdurabiliriz" ve "Uluslar arasý savaþ karþýtý hareketin gücü". Ýslamcýlarýn mitingindeki kalabalýk "Savaþý durdurabilir miyiz?" sorusuna binlercesi birden "evet!" yanýtýný vermiþti. Ve o kalabalýk, MÜSÝAD'lýlardan deðil, yoksullardan ibaret bir kalabalýktý. Tek bir konuþmayla, tek bir mitingde yan yana gelmekle Ýslamcýlarýn önderliðini ele mi geçireceðiz? Bu soru bile baþlý baþýna bir saçmalýk! Fakat birlikte kampanya yapmak, yan yana gelmeye baþlamak, güven vermek ve giderek örgütlü iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemlerine Ýslamcý kitleyi katmak, bu kitlenin savaþ karþýtlýðýyla kapitalizm karþýtlýðýný yýðýnsal eylemlerde nasýl baðladýðýmýzý görmelerini saðlamak, sadece önderlik sorununun çözümünde bir ilk adým deðildir; ayný zamanda, savaþý durdurmak için yürütülen kampanyanýn baþarý kazanmasý için de izlenmesi gereken devrimci siyasal çizgidir. Gerisi, hareketi bölmek için çabalayan maskeli 28 Þubatçýlýktýr!


10

sosyalist iþçi

Birleþik mücadele ve savaþ Birleþik cephe nedir? Birleþik mücadele için cepheler, hem liderlikler düzeyinde hem de tabanda inþa edilmek zorundadýrlar. Hatta Troçki, birleþik cephelerin, ancak reformist liderliðin en azýndan bir kesimini içerdiðinde iþe yarayacaðýný netçe ifade ediyor: "Reformist örgütleri es geçip iþçi kitlelerini kendi pankartýmýz ve kendi acil pratik sloganlarýmýz etrafýnda birleþtirmek mümkün olsaydý, elbette bu mükemmel olurdu. Ama o durumda zaten birleþik cephe sorunu mevcut haliyle karþýmýzda duruyor olmazdý". Birleþik cephelerin iki yönü vardýr: 1. iþçi sýnýfýnýn bütünün ilgilendiren konular etrafýnda devrimcileri ve reformistleri ortak mücadelede birleþtirmek ve 2. reformistler ve devrimciler arasýnda, kitleleri politik olarak etkileme mücadelesi. Troçki'nin dediði gibi, "Bu durum reformistlerle bizim aramýzdaki mücadelenin keskinleþmesine neden olabilir. Ama artýk bu kapalý bir çevre içinde ayný fikirler dizisinin tekrarý yerine, etkimizin-eðer taktiklerimiz doðruysa-yeni ve taze proleter gruplara yayýlmasý anlamýna gelecektir". "Cephe birliði sonuç olarak bizim belli konularda ve belli sýnýrlar içinde kendi eylemlerimizi pratikte reformist örgütlerinkiyle iliþkilendirmeye hazýr olduðumuzu var sayar ,elbette bu örgütlerin mücadeleci iþçilerin önemli kesimlerinin iradesini yansýtmaya devam ettiði sürece. Ama biz onlardan ayrýlmamýþ mýydýk? Evet, çünkü iþçi sýnýfý hareketinin temel sorunlarýnda farklý görüþlere sahibiz. Ama yine de onlarla anlaþmaya mý çalýþacaðýz? Evet, onlarý izleyen kitlelerin bizi izleyen kitleyle ortak mücadeleye hazýr olduðu durumlarda ve reformistler az ya da çok bu

mücadelenin bir aracý olmaya zorlandýklarýnda".

Yeni tip birleþik cepheler Kasým 1999 Seattle protestolarýndan bu yana uluslararasý düzeyde süren politik radikalleþmenin bir sonucu olarak, klasik birleþik cepheden farklý, yeni tipte birleþik mücadele platformlarý geliþiyor. Yeni birleþik cephe türlerinin, bir çok ülkede birden fazla cephe türünün ortaya çýkmasýna tanýk olduk. Ýngiltere'de Sosyalist Ýttifak, Direniþi Küreselleþtir kampanyasý ve Savaþý Durdurun Koalisyonu. Zimbawe'de Demokratik Deðiþim Hareketi, 2001 Temmuzu'nda Ýtalya'daki gösterileri örgütleyen Cenova Sosyal Forumu ya da Yunanistan'daki savaþ karþýtý koalisyon gibi...Türkiye'de ise Seçim Bloku, Savaþa Hayýr Platformu ve Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu... Bir baþka örnek de Nader'in adaylýðý etrafýnda ABD'deki son seçimlerde örgütlenen kampanyadýr. Bu yeni koalisyonlar, bir kitle hareketleri dönemi olan 2000'li yýllarýn karakteristik özelliði olarak öne çýkýyor. Bazýlarý tek konulu olan, bazýlarý da mücadele ettikleri ülkelerde bütünsel bir toplumsal deðiþim programýna sahip olan bu cepheler, geniþ bir yelpazedeki politik güçleri ortak eylemde birleþtiriyor. Bunlarýn bazýlarýnýn örgütsel olarak melez olduðu, bazýlarýnýn parti gibi çalýþmak istediði, bazýlarýnýn tek bir kampanya merkezinde birleþik eylemler örgütlediði görülmekte. Tüm problemlerine raðmen, bu cephelerin, eskisi gibi, perde arkasýndan manipüle edilen stalinist cephe anlayýþlarýyla ilgisi yok. 15 Þubat'ta savaþa karþý küresel eylemde bir kez daha görülen, aþaðýdan basýnç, bir dizi önderliði bu kitlesel radikalizasyona uyum saðlamaya zorluyor. Ýslamcýlar, yurttaþ

haklarý kampanyalarý, hata liberaller, sol reformistler, sað reformistler, stalinistler, otonomcular, sendikalar, çevreciler ve devrimci sosyalistler, çeþitli kampanyalarda, birlik içinde çeþitlilik perspektifiyle yan yana duruyorlar. Hareket, çeþitliliðinin birliðinden gurur duyuyor. Aktivistler, kendi bayraklarýný gizlemeden, birliðin pankartýna da sahip çýkýyorlar. Kendi sloganlarýný atýyorlar ama kampanyanýn sloganýný gizlemiyorlar. Hareketin içinde, bir dizi sorun, sert bir biçimde tartýþýlýyor ama tartýþmalar, birlikte mücadeleyi zedelemiyor. Tartýþmalar sýrasýnda, yepyeni gruplaþmalar oluþuyor.

Birleþik mücadele ve çoðunluk Sosyalistler, her zaman çoðunluðu kazanmaya çalýþýrlar. Birleþik cephe, sekter olmayan bir taktiktir ve bu hedef açýsýndan çok önemli bir araçtýr. Ne yazýk ki, çoðunluðu kazanmaya çalýþmak, hali hazýrda bu çoðunluðun kazanýlmamýþ olduðunun da bir göstergesidir. Çoðunluðu kazanmýþ olan ya da kazanmaya çalýþan "birileri"nin varlýðý da gizli deðildir. Bu çoðunluk bugün bizim deðil, "birileri"nin, baþka liderliklerin fikirlerini benimsemektedir. Ama yine de bu pýrýl pýrýl kitleleri kazanmak için, bu kitlelerin liderlikleriyle, Troçki'nin anlattýðý koþullarda, birlikte iþ yapmak zorundasýnýzdýr. Bu ise, daha baþtan, temel bir dizi konuda ayrýþtýðýnýz liderliklerle, "etkimizin yeni ve taze proleter gruplara yayýlmasý" için tartýþmak zorunda olacaðýmýzýn garantisidir.

Tek konulu kampanya cephe ve devrimci örgüt Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu, 152 kurum tarafýndan oluþturulmaktadýr (artýk 158 kuruma açýktý). Bu Koordinasyon'un

kuruluþ toplantýsýnda, DSÝP'lilerin müdahalesi þu yönde olmuþtur: Bu, savaþa hangi gerekçeyle karþý çýkarsa çýksýn, her grubu ve bireyi, tek politik ilkesi, "ABD'nin Irak savaþýna ve hükümetin bu savaþa, hangi bahaneyle olursa olsun katýlmasýna" karþý çýkmak olan temelde birleþtiren bir platformdur. Bu tek konulu bir kampanyadýr. Esas amacýmýz, bu politik temel etrafýnda, birleþik bir kampanya örgütlemektir. Sadece kampanyanýn merkezinde deðil, ulaþabildiðimiz tüm yerel kampanyalarda da ayný birlikçeþitlilik-direniþ perspektifi hakim kýlýnmaya çalýþýlýyor. Bu basit politik amacý, bir kitle eylemliliði inþa ederek gerçekleþtirmek ve dünyadaki savaþ karþýtý hareketin, sadece manevi deðil, ete kemiðe bürünmüþ, gerçek bir parçasý olmaktýr. Bu, ayný zamanda, bu tek ilkenin etrafýna yeni ilkeler yerleþtirilmeye çalýþýldýðýnda, onlarca kurumun bir arada durma zemininin yok olmasý demektir Koordinasyon, bu temelin üzerinde davranmayý kabul eden kurumlarýn irade beyanýyla kuruldu. Atatükçü Düþünce Derneði ve bu gruba benzeyen örgütler, bu temelin milli çýkarlara denk düþmediðini beyan ederek toplantýyý terk ettiler.Bu politik yaklaþým, hükümet, bugünlerde yapmaya baþladýðý gibi, ister çýkarlarýmýz gereði desin, ister baðýmsýz Kürt devletinin oluþumunu engellemek için desin, isterse de ekonomik olarak ABD'ye baðýmlýyýz, baþka yolu yok, desin, Koordinasyonun, bütün bu argümanlara raðmen, savaþa karþý kampanya yapmasýný ve kitlesel eylemler inþa etmek için seferber olmasýný saðlama almaktýr. Üstelik, devrimci politik halka da budur. Dünyanýn etrafýnda saflaþtýðý, manzaranýn bütünün kapsayan politik halka da budur.


11

sosyalist iþçi

N OT D E F TE R Ý

Ýstanbul Sosyal Forum buluþmasý 22 Þubat 2003, Cumartesi günü gerçekleþtirilen Sosyal Forum Buluþmasý, olaðanüstü hava koþullarýna raðmen baþarýyla gerçekleþti. Çeþitli kurumlardan ve aralarýnda Mehmet Ali Alabora ve Ece Temelkuran'ýn da olduðu baðýmsýz bireylerden 50 kadar katýlýmcý, "küreselleþme karþýtý hareket", "Porto Alegre" ve sosyal forum hareketinin Türkiye'deki durumu gibi konular üzerine tartýþtý. Toplantýnýn ilk bölümünde DÝSK Genel Baþkan Danýþmaný ve Sendika Uzmaný Tonguç Çoban küresel sermayenin neo-liberal düzenine karþý mücadele eden küresel hareketin dinamiklerini anlattý. Ayný bölümde bu yýl Porto Alegre'de gerçekleþen üçüncü dünya Sosyal Forumu'na katýlmýþ olan Tan Morgül ve Baðýmsýz Sosyal Bilimciler grubundan Ahmet Öncü, Porto Alegre ve Latin Amerika'daki izlenimlerini aktardý. Tartýþma bölümü,

Her aktivist bir kampanyadýr Anketlere göre halkýn yüzde 90'ý savaþ karþýtý ama bunun yarýsýndan fazlasý savaþýn durdurulabileceðine inanmýyor. Ençok karþýlaþtýðýmýz sorulardan birisi iyi yapýyorsunuz ama savaþý durdurmak için ne yapabiliriz ki... Bugün savaþa karþý olan, ama kendini ifade edebileceði bir kanal bulamayanlar için olanaklarýmýz sonuna kadar açmak zorundayýz. Sabahtan akþama çalýþanýn da, üniversitede okuyanýn da katkýsýný almadan savaþý durdurmak mümkün deðil. Konuþtuðumuz insanlarýn neredeyse hepsi bize ilk olarak müthiþ bir umutsuzluk ve güçsüzlük havasýyla bu savaþý durdurmamýzýn mümkün olmadýðýný söylüyorlar. buhavayý15 Þubat öncesinde kýrmak çok daha zor oldu. Tek baþýna hiçkimsenin ya da hiçbir grubun savaþý durdurmsýnýn mümkün olamayacaðýný ancak büyük kitlelerin hareketlenmesinin sonucunda bir þey deðiþebileceðini anlatýyorduk. 15 Þubat eylemleri söylediklerimizin doðruluðunu birkez daha kanýtladý. Son bir senedir olduðu gibi savaþý biraz daha geciktirmeyi baþardýk. Þimdi bu umutsuzluk havasýný daha rahat kýrabiliyor, daha çok insaný daha kolay hareketlendirebildiðimizi farkediyoruz. Berkay-Özden

Avukatlardan ýþýk kapama eylemine destek 20 Þubat tarihinde 200 avukatýn katýlýmýyla gerçekleþen 8 eylemine Melike Demirað'da þarkýlarýyla destek verdi. Eylemde hükümetin savaþ pazarlýðý kýnanýrken bu savaþýn uluslararasý hukuk açýsýndan da hiç bir meþruiyetinin olmadýðý vurgulandý. Ertesi gün ise Sultanahmet Adliyesi önünde tekrar basýn açýklamasý yapýldý. Sirkeci Postanesine gidilerek milletvekillerine telgraf çekildi. Mecliste asker gönderme ve ABD'nin Türkiye'de asker bulundurmasýna iliþkin görüþülecek tezkerede milletvekilleri hayýr oyu kullanmaya davet edildi. Savaþýn çýkmasýnýn an meselesi olduðu bu günlerde her alanda savaþ karþýtý sesin yükseltilmesi can alýcý bir öneme sahip.

hareketin durumu ve Türkiye'deki süreç hakkýnda deðerlendirmelerin yapýldýðý, farklý görüþlerin dile getirildiði bir diyalog þeklinde geçti. Bu bölümde gazeteci Ece Temelkuran Porto Alegre ve Arjantin'deki izlenimlerini kýsaca aktardý. Ýkinci bölümde ise "Ýstanbul Çaðrýsý" tartýþmaya açýldý ve buna paralel olarak ortak bir sosyal forum takvimi üzerinde duruldu. Ýstanbul Çaðrýsý taslak metni üzerinde yapýlan tartýþmalarda farklý fikirlerin dile getirilmesi üzerine, Yeþiller'den, Karakedi Kültür Merkezi'nden, SODEV'den ve DEHAP'tan dört arkadaþýn gönüllü olduðu bir çalýþma grubuna görev verildi. Metin bu arkadaþlar tarafýndan önümüzdeki hafta içinde son haline getirilerek, imzaya açýlacak. Eylem, kampanya ve etkinlik takviminde ortaklaþýlmak üzere önerilen tarihler genel kabul gördü. Özellikle

"Türkiye Sosyal Forum Buluþmasý" ve Selanik'te gerçekleþecek olan Avrupa Birliði Zirvesi sýrasýnda örgütlenecek olan karþý-zirveye yönelik bir kampanyanýn öneminin altý çizildi. Ayrýca 1921 Mayýs tarihlerinde Ýstanbul'da gerçekleþtirilecek olan Asya Kalkýnma Bankasý'nýn (Asian Development Bank - ADB) yýllýk kongresine yönelik bir kampanya/protesto etkinliði için hazýrlýklara baþlanmasý önerisinde ortaklaþýldý. ADB, týpký Dünya Bankasý gibi, sosyal, kültürel ve ekolojik bir çok olumsuz sonuçlar doðuran baraj ve benzeri projelere finansman saðlýyor. Ýstanbul'da gerçekleþen Sosyal Forum Buluþmasý, hedeflediði sonuçlar itibariyle baþarýlý oldu. Katýlýmcýlarýn ortak yargýsý, bu buluþmanýn katýlýmcý bir geniþleme süreci doðrultusunda çalýþmalara ivme kazandýracaðý þeklindeydi.

Biz bu savaþý durdurabiliriz Beyoðlu Savaþa Hayýr Platformu ilk adýmý Beyoðlu'nda çalýþan, orada yaþayanlarla savaþa karþý burada da bir platform kuralým mý diye konuþarak atýldý. Ayný gün birbirini daha önceden tanýmayan beþ kiþi oturmuþ neler yapabileceðimizi konuþuyorduk. Elimizde Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun "Halka Sor" imza metni vardý ve bu imza metinlerini kullanarak 1 Mart'a hazýrlanmaya baþladýk. Bu arada insan kalkanlarýna destek amacýyla Beyoðlu'nun çeþitli barlarýnda Savaþa Hayýr etkinlikleri yapýldýðýný Kadýköy Savaþa Hayýr Platformu'ndaki arkadaþlardan öðrendik. "Savaþa Karþý Yaþam" etkinliklerini düzenleyenlere gidip 1 Mart için stand açýp açamayacaðýmýzý sorduðuýmuzda olumlu tepkiler aldýk. Bir süre sonra yaklaþýk 10-15 aktivist olarak "Halka Sor" kampanasýyla 1 Mart anlatýyorduk. Yüzlerce imza topladýk. Onlarca insanla tanýþtýk. Ýmza toplama iþini Tünel'de ve Beyoðlu'nda açtýðýmýz standlarda yapmaya devam ettik. þimdi birlikte iþ yapmak isteyen, kampanya aktivisti olan 40 kiþiyiz. Hergün savaþa karþý imza vermekten , rozet satmaya, imza toplamaya, baðýþ vermeye, çýkartma asmaya, 1 Mart'ta Ankara'ya gitmeye, insan getirmeye kadar birþeyler yapmak isteyen onlarca insanla tanýþýyorduk. Platformun kurulmasýndan sonraki ilk hafta bir film gösterimi yaptýk, cafelere gidip afiþ astýk, imza toplayýp toplayamayacaklarýný sorduk, birçok aktivistimiz çalýþtýðý yerde imza toplamaya, 1Mart'a insan çaðýrmaya baþladý. Gördük ki savaþý durdurmak isteyen, bu konuda samimi olan herkesin yapabileceði onlarca iþ var. Bu konuda 156kurumu biraraya getiren koordinasyonun onlarca olanaðý var. Bizim yapmamýz gereken bu olanaklar ve kordinasyonun, "Savaþa hayýr" sloganýnýn meþruluðunu kullanarak samimi savaþ karþýtlarýna alan açmak. Özden Dönmez

Mecidiyeköy’de savaþa karþý saat sekiz eylemi Eðitim-Sen 3 No’lu Þube’de Ocak ayýnda kurulan Savaþa Hayýr Komisyonu faaliyetlerine devam ediyor. Okullarýn kapanmasýyla dönem tatili sýrasýnda faaliyetine ara veren komisyon çalýþmalarýna yeniden baþladý. Þiþli bölgesindeki diðer KESK þubeleriyle biraraya gelen komisyonumuz 25 Þubat günü Mecidiyeköy metro çýkýþý önünde saat 8 eylemi yaptý. SES, Tez Koop Ýþ, SMS ve Yapý Yol Sen’den temsilcilerin de katýldýðý eylemde ABD’nin savaþýný kýnayan bir basýn açýklamasýný Eðitim-Sen 3 No’lu Þube baþkaný okudu. Eðitim-Sen 3 No’lu Þube’den bir eðitim emekçisi 22 Þubat Cumartesi günü Gazi Osmanpaþa'da kurulan savaþa hayýr platformu saat 14.00'de basýn açýklamasýyla ilk etkinliðini gerçekleþtirdi. Katýlýmcýlarý arasýnda anlayamadýðýmýz bir þekilde DSP, ÝP ve GP gibi þoven partilerin de bulunmasý Türkiye'nin her tarafýnda kurulan savaþa hayýr platformlarý mantýðýna aykýrýydý. sadece Gazi Osmanpaþa'da faaliyet yapmayý önüne hedef olarak koyan platformun basýn açýklamasýnda Irak'a yapýlacak saldýrýya ve ABD emperyalizmine karþý sloganlar atýldý. Umut Barýþ

Saat 8 eylemleri 15 Þubat günü dünya çapýnda beþ ila yüzon milyon arasýnda katýlým tahminli eylem haberlerini aðzýmýz açýk izledikten sonra akþam saat sekizde Mis Sokak'ta toplandýk ve bütün dünyayla birlikte savaþa karþý ýþýklarýmýzý söndürdük ve olabildiðince büyük bir gürültüyle öfkemizi kustuk. ilk gün oldukça kalabalýktýk. Savaþa karþý olan onlarca insan sabahki eylemin gazýyla gýrtlaklarýnda kalmýþ saðlam son birkaç ses telini de cömertçe harcadý. ilk günü hatasý herkes Mis Sokak içine toplanmasý ve polisin sokakla Ýstiklal Caddesi arasýna kordon oluþturmasýna ve bir grup insanýn da eylemin dýþýnda kalmasýna engel olamayacak kadar hazýrlýksýz gitmiþ olunmasýydý. Ýkinci gün ilkinden daha az bir kalabalýkla yine toplandýðýmýzda, ortada hiç polis yoktu. yine de toplanan grup Mis sokak'ýn içinden kalmaya ve caddeden geçenlerle bütünleþmeyi düþünmemeye devam etti. ilerleyen günlerde toplananlarýn sayýsý iyice azaldý ve her geçen gün sekiz eylemleri ilk günkünden kat kat daha itici ve soðuk bir havaya sahip olmaya ve daha fazla içe kapanmaya ve dýþarýdan daha az insaný çekmeye baþladý. Bununla birlikte duyulan sloganlar arasýnda savaþla ilgili olanlarýn oraný da azalmaya devam etti. Tabanýnýn gün boyunca aþaðýdan örgütlenmediði aþikar olan ýþýk söndürme eylemi doðal olarak kýsa bir süre içinde birkaç grubun dar eylemine dönüþtü. Atýlan sloganlarýn da bu doðrultuda olmasý oldukça normal. Her grup kendi sloganýný öne çýkarma ve aslýnda kendini idafe etme çabasýyla, belki bilerek belki de bilmeyerek bu eylemin savaþ karþýtý özelliðini yitirmesine neden oluyorlardý. Bu da savaþa karþý olduðunu bildiðimiz yüzde 90'dan o sýrada caddede gezenlerinin bizden uzak durmasýna sebep oldu. Sonuç þudur ki bu tür eylemlerde insiyatifi elimizde tuttuðumuz her seferde dýþarýdan, daha doðrusu yüzde 90'dan insanlarýn öfkelerini akýtmalaýr için bir alan oluþturabiliyoruz. Ýnisiyatifi almadýðýmýzdaysa eylemin asýl niteliði kolayca yitiyor. ýþarý çýkkmadan önce her seferinde daha çok insaný nasýl bu iþe katabileceðimiz hakkýnda kafa patlatmazsak inisiyatif almamýz ve bu eylemlere gerçek anlamýný kazanmamýz mucizelere kalýr. Berkay Ersöz

Benim adýma savaþma Ýlk aktivitemiz olan Savaþa Karþý Yaþam etkinliklerinde ve standlarda Benim Adýma Savaþma filminin el ilanýný daðýttýk. Birlikte iþ yapmak isteyenlerin biraraya toplanabileceði, savaþ konusunda da oldukça fazla teþhir malzemesi sunan bu belgeseli 25 kiþi izledik. Ardýndan bir hafta içinde neler yaptýðýmýzý, kampanyayý tartýþtýk. Toplantýdaki neredeyse kimse kimseyi bir hafta öncesine kadar tanýmýyordu. Ama bir haftadadýr beraber savaþa karþý oldukça fazla iþ yapmýþtýk ve okullarda da buna devam edebileceðimizi konuþtuk. Hergün buluþmaya, hergün kendimize iþ koymaya baþladýk.


SAYI:196 26 þubat 2003 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.geocities.com/sosyalistisci/

Kapitalizmin damarlarýnda dolaþan sývý: "Dünyaya bir takým budalalýklar anlatýp durmayý býrakalým. Söz konusu olan bal gibi petroldür. Aksi halde Bay Bush ve ekibinin tutumunu izah etmenin olanaðý yoktur". Bunlar geçtiðimiz günlerde, New York Times'ýn Pulitzer ödüllü baþyazarý Thomas Friedman'ýn aðzýndan dökülen sözler. Yaklaþan Irak savaþýnýn birinci nedeninin petrol kaynaklarý üzerinde kurulacak denetim olduðunu artýk sokaktaki çocuklar bile biliyor. ABD'nin dünya hegemonyasý kurma çabalarý, büyük kapitalist bloklar arasýndaki pazar rekabeti, uzun süredir içinden çýkýlamayan büyük ekonomik dünya krizinden kurtulma çýrpýnýþlarý... hepsi dönüp dolaþýp petrolde ve dolayýsýyla savaþta düðümleniyor. Çünkü petrol kapitalist üretim biçimi için vazgeçilmez öneme sahip.

Balina yaðýndan uçak benzinine Petrol doðal yataklarýndan yer yüzeyine sýzýp kandillerde aydýnlatma için kullanýlmaya baþlandýðýnda büyük bir deðiþim yaþanmýþ ve kolay para getiren bir nesne haline gelmiþti. Çünkü ayný iþ için kullanýlan balina yaðýndan çok daha basitçe elde ediliyordu. Onlarca gemi ve yüzlerce denizciyle çýkýlan ve aylar süren tehlikeli ve pahalý balina avlarý yerine, yüzeye kendiliðinden sýzmýþ bir sývýyý yüklenip götürmek çok kolaydý. Ama petrolün kullanýmý elbette bununla sýnýrlý kalmadý. Özellikle Birinci Dünya Savaþý'nýn ardýndan petrolün önemi arttý ve kapitalizm için temel öneme sahip enerji kaynaðý haline geldi. Devasa savaþ gemilerinin hem parçalarý hem yakýtý olmaktan, çiðnediðimiz cikletin bileþiminde bulunmaya kadar hemen bütün metalarýn üretiminde, nakliyesinde ve daðýtýmýnda kullanýlan petrolün kendisi de en deðerli meta oldu. Hatta petrolün araþtýrýlýp çýkarýlmasý için gereken donanýmlarýn üretiminde de yine petrol kullanýlýyor. Durum böyle olunca kendi kendisini petrol baðýmlýsý yapan kapitalist sistemde petrol için mücadele kaçýnýlmaz hale geldi.

sosyalistisci@hotmail.com

PETROL

Kapitalizmin 'güvenliði' Soðuk Savaþ'ýn bitiminden bu yana emperyalist ülkeler için 'güvenlik öncelikleri' somut olarak enerjiye dayalý üretimin 'veri fiyatlar' korunarak sürdürülebilir kýlýnmasý olarak tanýmlanýyor. 10 trilyon dolarlýk ABD ekonomisi baþta petrol olmak üzere enerji kullanýmýna baðlý. Günde 19 milyon varil petrol tüketen ABD bunun 9 milyon varilini üretebiliyor (AB toplam olarak 7.5 milyon üretip 15 milyon varil tüketiyor). Bu durumda ithal edeceði petrolün devamlýlýðý ve fiyat istikrarý ile enerji sahalarýnýn güvenlik ve istikrarý mevcut ekonomik düzenin istikrarý için temel koþul.

Neden Irak? Kanýtlanmýþ 112 milyar, kanýtlanmamýþ 220 milyar varil kalitesi yüksek, hafif petrol rezerviyle dünyada ikinci sýrada bulunan Irak'a savaþýn nedeni çok açýk. Irak petrol sahalarýnýn geliþtirilmesiyle ilgili toplam 5 milyar dolarlýk 2 bin ihalenin %80'i ABD tarfýndan engellenmiþtir. Irak Avrupalý, Çin ve Rus petrol þirketlerine arama ruhsatlarý verdiðinden ABD'li petrol þirketlerinin faaliyetleri kýsýtlanýyor. Örneðin Fransýz Total Fine Elf Irak petrol rezervlerinin %25'ini geliþtirme hakkýna sahip. Rusya ise Lukoil aracýlýðýyla bölgedeki payýný arttýrmak istiyor. ABD yalnýzca petrole el koymakla kazanmayacak. Savaþ sonrasý henüz keþfedilmemiþ ya da yeterince yararlanýlmamýþ petrol kaynaklarý kullanýma açýlarak Irak'ýn petrol ihracatý yükseltilecektir. Petrolün dolarla satýlmasý ve Irak'ýn yeniden inþasý için oluþturulacak fonun da dolar cinsinden olmasý ABD mallarýna olan talebi arttýracaktýr. Ayrýca savaþ sýrasýnda 40-50 dolara yükselecek petrol fiyatlarý Türkiye gibi azgeliþmiþ ekonomileri iyice çökerterek dýþ borç bataðýna þimdikinden daha çok gömecektir. Körfez Savaþý sýrasýnda 100 bin, sonrasýnda çoðu çocuk bir milyon insanýn ölmesinin nedeni kapitalist ekonominin göbekten baðýmlý olduðu petroldür. O savaþta Kuveyt'in iþgaliyle ilgili olarak ABD'li bir generalin söylediði pervasýz sözler bu gerçeði zaten yeterince anlatýyor; "Kuveyt havuç yetiþtiriyor olsaydý hiç umursamazdýk".

"Şer Cephesi" üyesi Venezuela Yoksullarýn oylarýyla demokratik yollardan iktidara gelen devlet baþkaný Chavez geçen yýl 11 Nisan'da 36 saat süren baþarýsýz bir darbeyle devrilmeye çalýþýldý ve hemen ABD düþmaný ilan edildi. 'Demokrasi havarisi' ABD denetimindeki PDVSA petrol þirketinin düzenlediði sabotaj ve grevler hala sürüyor. Yoksullarla Chavez muhalifleri arasýnda hala çatýþmalar yaþanýyor. Peki neden yine demokrasi mi? ABD yoksullara karþý Chavez hükümeti 2000-2001 arasýnda enflasyonu %103'ten 13'e düþürdü. Bütçedeki eðitim payý %3'ten %6.8'e, saðlýk payý %5.6'dan %8'e çýktý. 3 bin yeni ilkokul yapýldý, 2 milyon kiþi temiz suya kavuþtu, 3 milyon öðrencinin günde üç öðün yemek yemesi saðlandý. 11 bin kanser, 5 bin kalp hastasý çocuk ücretsiz ameliyat edildi. 150 bin yeni konut inþa edilerek oturanlara 20 yýl vadeyle satýldý. 2 bin traktör yoksul çiftçilere daðýtýldý. Peki Venezuela neden "þer cephesi'ne sokuldu? Çünkü Chavez bu olumlu icraatlarýný gerçekleþtirmek için, sayýsý 1900'e varan ve yýllýk üretim kapasitesi Exxon Mobil, BP ya da Shell gibi çokuluslu þirketlerin toplamýndan fazla kapasiteye sahip petrol kuyularýyla, OPEC içinde beþinci sýrada bulunan ülkenin petrol þirketi PDVSA'nýn kontrolündeki arama sahalarýný kamulaþtýrdý. Bu þirketin karlarý devletin toplam gelirinin yarýsý kadar. Þirkete dokunmak Amerikan petrol þirketlerinin iþ iliþkilerine dokunmak demek. Eh, demokrasi aþýðý ABD'nin 36 saat sürebilen ve dünyada kendisi ve Ýspanya dýþýnda kimsenin tanýmadýðý bir darbeyle iktidarý devirmeye çalýþmasýnýn nedenine de olsa olsa "petrol demokrasisi" denir herhalde.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.