29 Nisan 2003
ÖZ IR GÜ A K ’ RL A ÜK
ya AB ðmD I r al ak ýy ’ý or ! SAYI: 200 500.000 TL.
sosyalist iþçi
2
IMF'nin yeni memuru: Recep Tayyip Müsiad'ýn Genel Kurulu’nda konuþan Erdoðan IMF siz yapamayacaklarýný anlatýp, týpký Derviþ gibi toplumun geniþ kesimlerinin desteðine ihtiyacý olduklarýný söyledi 3 Kasým seçimlerinden sonra 369 milyon olan açlýk sýnýrý aradan geçen dört ayýn sonunda 64 milyon lira, 1 milyar 122 milyon olan yoksulluk sýnýrý ise 196 milyon artmýþtýr.2003 yýlýnýn ilk üç ayýndaki gýda harcamalarýndaki artýþ yüzde 14.1 dir.Bu oran son yedi yýldaki en büyük artýþtýr. Kamu emekçilerinin ücretlerinde 2003 yýlýnýn baþýnda yüzde 6 oranýnda artýþ yapýlmýþ, üç ay sonrasý için vaat edilen artýþ dördüncü ay bitmesine raðmen hala yapýlmamýþtýr.Nemalarýn bu ay içinde ödeneceðine dair yapýlan açýklama kamu emekçilerinin beklentilerini karþýlamaktan uzaktýr.
Alanlar boþ býrakýlmaya gelmiyor En geniþ katýlýmlý iþ býrakma eylemi 1 Aralýk 2000'de yapýldý. Talepleri; zorunlu tasarruflarýn ödenmesi, bütçeden emekçilere ayrýlan payýn yükseltilmesi ekonomik ve demokratik haklarýn geniþletilmesiydi. 12 Eylül den kalma bir yasa nedeniyle eðitim emekçilerine 4 aydan 1 yýla kadar hapis cezasý verilmeye baþlandý. Alanlarýn boþluðunun fýrsat bilindiði bir gerçek. Ama bilinen bir gerçek daha var ki, kamu emekçilerinin hýzla harekete geçme yeteneði… Bugünün görevi kazanana kadar alanlarý boþ býrakmamaktýr. Bugünün görevi kazanana kadar grev yapmaktýr.
Yok aslýnda birbirlerinden farklarý! Antalya devlet hastanesinde yoksul hastalara indirim yapan doktorlara toplam 30 milyar ceza verildi. Oysa saðlýk bütün toplum için parasýz olmalý. Savaþa, silahlanmaya ayrýlan bütçenin onda birinin saðlýða ayrýlmasý herkese parasýz saðlýk hizmeti verilmesine yetiyor Doktorlarýn aldýðý cezaya bakýlýrsa demek ki, yoksularý sevmeyen yalnýzca Özal hükümetleri deðil.
Özal ile yakýnlýklarýný Ak Parti’li Devlet Bakaný Ali Babacan'dan dinleyelim: ''Biz þimdi rahmetli Özal'dan daha güçlü bir deðiþim rüzgarý estirmek istiyoruz. Bu da milli seferberlik ruhuyla hareket etmekle gerçekleþebilir. Türkiye, kýsa sürede yaþadýðý çok önemli krizlerin ardýndan önemli fýrsat yakaladý.Bu fýrsatý deðerlendirmeliyiz.''
Gençliðin heyecaný dünyayý sarsacak! Irak’a bombalarýn atýldýðý ilk gün, Ýngiltere, Fransa , Almanya baþta olmak üzere dünyanýn bir sürü kentinde yüzbinlerce lise öðrencisi, savaþsýz bir dünya isteklerini haykýrarak sokaklarda yerlerini aldýlar. Gelecekleri üzerinde söz sahibi olmak istiyorlardý. Özellikle Fransa'da savaþ karþýtý hareketin islamcýlarla yan yana gelmekten kaçýnmasý hareketi küçültmüþtü ama liseli gençliðin katýlýmýný hiç mi hiç etkileyememiþti.Çünkü onlar için kiminle yan yana geldiðinin bir önemi yoktu. Onlar için önemli olan savaþsýz bir dünyayý mümkün kýlmaktýr.
Milli basýndaki Ameri"KAN" dostlarý Yazýlarýnýza hep " Milli menfaatlerimiz gereði...." diyerek baþlarsýnýz. Bu menfaatlerin kimi menfaati olduðu bir yana, sürekli bir tutarsýzlýk da her zaman sýrýtýr yazýlarýnýzda. Örneðin bu üstün milli menfaatler için rahatlýkla bu toplum insanlarýnýn haksýz bir savaþa girmesi, cephelerde ölmesi ve zaten olmayan kaynaklarýnýn silah mekanizmalarýna aktarýlarak yoksulluðun katmerleþmesi sizi hiç rahatsýz etmez. Ama Türkmen kardeþlerinizin veya Azeri kardeþlerinizin veya Doðu Türkistanlý kardeþlerinizin ölümleri üzerine þahin kesilip hemen kana kan sesleri yükseltirsiniz. Kuzey Kýbrýs'a Türkiye'den gönderdiðiniz 100 000 kiþinin
"baðýmsýz"lýðý için olmadýk taklalar atarsýnýz ama yüzyýllardýr bölgede yaþayan Kürtlerin baðýmsýzlýðý gündeme geldiðinde buna izin veremeyeceðinizi buyurursunuz. Çok iyi müslümansýnýz, ama Filistinlileri katleden Ýsrail devleti ile Türkiye'nin stratejik ortak olduðu vurgusunu yazýlarýnýzdan hiç eksik etmezsiniz. Sizin için yegane önemli þey efendilerinizin ABD patentli ortaklýklarýnýn kasalarýna kanlý dolarlarýn girmesidir. Bu kanlý parayla þatafatlý hayatlar sürersiniz. Yazýlarýnýzla, küresel zorbalarýn masum insanlarý katletmesine açýkça destek olursunuz, ama bu zorbalarýn Barzani-Talabani gibi iþbirlikçi kölelerinin yaptýðý eylemlere, sýrf bu
iþbirlikçiliði "siz" yapamadýðýnýz için karþý çýkarsýnýz. Ne güzel olurdu deðil mi daha birinci tezkere kabul edilseydi de Irak'a ABD ile beraber girseydiniz ve þimdi Kürtlerin eline geçecek diye ödünüzün koptuðu petrol kuyularýna sahip olsaydýnýz. Sahi, Sami Kohen Bey, Ertuðrul Özkök Bey ve þürekanýz, imparatorluk torunlarý, gerçekten çok safsýnýz, týpký peþmergeler gibi. Hakikaten bu kuyularda söz sahibi olabileceðinizi mi düþünüyordunuz? Dünyanýn sýrasýyla ikinci, üçüncü, dördüncü, beþinci, altýncý büyük ekonomilerine sahip Japonya, Almanya, Fransa, Çin ve Rusya pay alamadýðý için feryat figan ediyor ve siz zavallýlara buralardan dolar
akacak. Bu masala sadece ultra-milliyetçi katilleri (hani son seçimde yerin dibine batan partilerin çapulcu tabanýný oluþturan insan müsveddesi faþistler var ya, onlarý) inandýrabilirsiniz. Siz yolunuza devam edin. Ama unutmayýn bugün dünyada yine iki süper güç var. Biri deðiþmedi ve dünya nüfusu üzerinde terör estirmeye, katliamlara devam ediyor: ABD. Diðeri ise, sizin gibilere garip gelecektir, Seattle'da ortaya çýktý: Anti-Kapitalist Hareket. Bu hareket küre çapýnda yayýlmaya devam ederken kendisini savaþ karþýtý bir kimliðe büründürmeyi baþardý. Ýlk olarak nerde ve ne zaman biliyor musunuz? O çok sevdiðiniz New York'un
çok sevdiðiniz ikiz kulelerinin enkazýnýn dumanýnýn tüttüðü yerde. Haklý olduðunuz tek bir þey var: Bu hareketten korkmak. Ama korkunun ecele faydasý yok. Bu hareket, altý milyar insan, önce ABD yayýlmacýlýðýný durdurarak Pentagon, NATO, WTO, IMF vb.ni etkisiz hale getirecek; sonra Bush-Blair-BerlusconiRumsfeld ve cümle korkak þahinden tüm katliamlarýn hesabýný soracak. Hesaplaþma gününden sizin gibi figüranlar da nasibini alacak. Ve tüm bunlar çok ama çok kýsa bir zaman dilimi içinde gerçekleþecek. Bakalým o zaman GenelKurmay'ýnýz, MGK'nýz, MHP'niz sizi kurtarabilecek mi? Kemal Baþak
sosyalist iþçi
BAŞ YAZ I
3
DOHAN TARKAN
Laik cephe gene toplumu bölüyor
Laik cephe 28 Þubat darbesi öncesinde olduðu gibi bir kere daha toplumu, iþçi sýnýfý hareketini bölmek için atakta. Son 23 Nisan merasimlerinde yaþananlar laik cephenin tutumunu iyi gösteriyor. Bugün Türkiye çok farklý bir noktada. Her þeyden önce, ABD’nin Irak’a savaþý ile birlikte geliþen olaylarda ve bu arada Kýbrýs sorununda Türkiye egemen sýnýfý ve yöneticileri uzun süredir bol keseden savurduklarý iddialarýn ne denli boþ olduðunu gördüler. Fakat, daha önemlisi, iþçiler ve emekçiler de bu iddialarýn ne kadar palavra olduðunu görüyorlar. Türk egemen sýnýfýý ve özellikle de asker-sivil bürokrasi Türkiye’nin bölgesel bir büyük güç olduðunu, Avrasya’nýn paylaþýlmasýnda çok önemli, vazgeçilmez bir rolü olduðunu anlatýyorlardý. Kirli savaþýn tek taraflý olarak bitmesi, Kürt hareketinin barýþ isteði bu iddialara popülarite kazandýrmaktaydý. Ne yazýk ki, solun bir kýsmý da bu tür iddialara katýlmaktaydý. Henüz içinden SDP ve SEH’in çýkmadýðý, birleþik ÖDP’nin son kongresinde Türkiye’nin büyük bir bölgesel güç olduðu, Türkiye’de krizin atlatýldýðý türünden iddialara yer veren ve hiçbir muhalefetle karþýlaþmayan Kongre kararlarý alýnmýþtý. ABD’nin Irak’a savaþý Türkiye’nin bölgedeki yerini netçe ortaya koydu. Türkiye ABD’nin izni olmaksýzýn hiçbir adým atamaz. Türk sermaye sýnýfý için, yöneticiler için en önemli olan konular da dahi önce ABD’nin izni gerekir. Ýþte Kuzey Irak’a müdahale! Türkiye ABD “olmaz” dediði için Kuzey Irak’a müdahale etmek istemesine raðmen bunu yapamamakta. Oysa yakýn zamana kadar Türkiye’de Bakanlar düzeyinde dahi “Kerkük Türk’tür” çýðlýklarý atýlýyordu. Þimdi Kerkük’te Amerikan askerleri Kürt peþmergelerle birlikte Türk özel timlerini yakalýyorlar. Kýbrýs ise ayný yönde bir baþka geliþme. Bütün büyük laflara raðmen Kýbrýs’ta Türk yönetici sýnýfý sürekli geri adým atýyor, atmak zorunda býrakýlýyor. Ýþte bütün bu yeni çýplak gerçeklik bugüne kadar iþçi ve emekçilerin gözünde oluþturulan havayý yýkmakta. Kendilerini bu ülkenin ve devletin sahibi olarak gören bu kesim þimdi durumu kurtarmak için AK Parti hükümetine laiklik ekseninde saldýrýyor. Dolayýsýyla, aslýnda ‘bütün bu geliþmeler bizden dolayý deðil, AK Parti nedeniyle oluyor’ demeye çalýþýyorlar. Bir bardak suda fýrtýna koparýyorlar. Boþuna, çünkü toplumun büyük kesimleri henüz AK Parti’nin arkasýnda. Bu hükümetin henüz yýprandýðýný düþünmek yanlýþ. Hatta, tam tersine, girdiði bütün küçük çaplý ara seçimlerde oylarýný rekor ölçülerde arttýrdý. Öte yandan, AK Parti azýmsanmayacak bir beceri ile savaþ konusunda da toplumun tepkisini çekmemeyi baþardý. Bütün bunlar laik cephenin bugünkü saldýrýsýnýn ne denli desteksiz olduðunu gösteriyor. Ancak gene de laik cephe toplumu suni bir çeliþki üzerinden bölmeye çalýþýyor. Laik cephenin saldýrýsýnýn boþuna olmasýnýn bir baþka yanýný ise egemen sýnýfýn tutumu oluþturuyor. Türk sermayesinin temel örgütü TÜSAÝD bu hükümeti zaman zaman ekonomik konulardaki tutumu ile kýsmen eleþtiriyor olmasýna raðmen Kýbrýs, Kuzey Irak’a müdahale, kirli savaþýn bitirilmesi gibi konularda bir sorunu yok, hatta belki de destekliyor. Sonuç olarak, asker-sivil bürokrasinin devletin zinde güçleri adýna aldýðý tutum çöken, çürüyen bir kastýn çýrpýnýþý. Bize düþen görev bu çöküþün hýzlanmasýna yardýmcý olmaktýr.
ABD Irak’tan defol! Irak’a özgürlük!
Irak’a savaþ yeni bir aþamaya girdi. Bir taraftan ABD bu yeni sömürgesine yerleþmeye ve her þeyi kontrol etmeye çalýþýyor, diðer taraftan Irak halký giderek daha belirgin bir biçimde iþgale karþý sesini yükseltiyor. ABD Irak’a saldýrýrken iki önemli gerekçesi vardý. Bunlardan birincisi Irak’ýn elinde kitle imha silahlarý olduðu iddiasýydý. Artýk herkes biliyor ki bu iddia aslýnda büyük bir palavraydý. Birleþmiþ Milletler Silah Denetçileri Komisyonu baþkaný Blix bile þimdi bu gerçeði en sert bir biçimde vurguluyor. Irak’ýn elinde býrakýn kitle imha silahýný doðru dürüst bir tüfek bile yoktu. ABD’nin ikinci gerekçesi ise Saddam’ýn kanlý bir diktatör olmasý gerçeðine dayanýyor ve Irak’a özgürlük getirme hedefini gösteriyordu. Bu iddiaya göre, Irak halklarý ABD ordusunu bir kurtarýcý olarak karþýlayacaktý. Her þey hazýrdý. Irak “muhalefeti” ABD ile birlikte Irak’a gelecekti ve yeni bir “özgür Irak” hükümeti kurulacaktý. Sunni ve Þii Araplar, Kürtler ABD ordusunu sevinç gösterileri ile karþýlayacaktý. Bütün sahte film gösterilerine raðmen böyle olmadý. Irak
halký önce olabildiðince silahla direndi. Þimdi ise Þii’si, Sunni’si Arap halký ABD’ye karþý bulduðu her fýrsatta direniyor, gösteri yapýyor. Irak halkýnýn bu direniþi ABD’nin özgürlük palavrasýný da teþhir ediyor. Öte yandan, her gün ABD’nin bu ülkede yaptýklarý ve yapmaya devam ettikleri daha çýplak bir biçimde açýða çýkýyor. ABD’nin Irak’a nasýl bir özgürlük getirmek istediði daha çarpýcý bir biçimde ortaya çýkýyor. Bütün bu süreç içinde Irak petrolleri bütünüyle Amerikanlaþtýrýlmakta. O kadar ki, ABD baþlýca rakipleri Fransa ve Rusya’nýn elindeki petrol imtiyazlarýný dahi ele geçirmeye çalýþýyor. Bu konuda çetin bir çatýþma var. Petrol kuyularý ise Irak’ta ilk “özgürleþtirilen” alanlar durumunda. Önümüzdeki günlerde Irak halkýnýn direniþinin yeni boyutlara ulaþacaðý açýk. Halk ýn örgütlenmesi geliþtikçe, direniþin boyutlarý da sertleþecek. ABD ise Irak’ta direniþi kýrmak ve petrolün Amerikanlaþmasýný ve bölgedeki stratejik üstünlüðünü garanti altýna almak isteyecek. ABD’nin bölgedeki üstün-
lüðünün garantisi sadece Irak’taki direniþin kýrýlmasý ile sýnýrlý deðil. Çevreye yayýlmak zorunda. Savaþ havasýný Irak’ta ve tüm bölgede sürdürmek zorunda. Bu nedenle yeni hedeflere sahip. Þimdilik Ýran ve Suriye topun aðzýnda. Þimdi Irak’ta yüz binlerce ABD ve Ýngiliz askeri ve çok sayýda tank ve diðer aðýr silah var. Yakýnda bütün bunlarýn çoðalacaðýný bilmek gerekir. O zaman ABD bir yandan Irak’ta daha da açýða çýkan muhalefete karþý, diðer taraftan Suriye, Ýran ya da bir baþka hedefe karþý saldýrýya geçecektir. Bütün bunlar için önümüzde kýsa, aylarla sýnýrlý bir dönem var. Savaþ karþýtý hareket bütün bu nedenlerle devam etmek zorunda. “Irak’ta savaþa hayýr“ þimdi “ABD Irak’tan defol! Irak’a özgürlük” sloganý ile sürmek zorunda. Ýlk iþ olarak yoðun bir teþhir kampanyasý sürdürmek zorundayýz. ABD’nin Irak’a yaptýklarýný en geniþ kesimlere duyurmak zorundayýz. Sonra ABD’nin yeni hedeflerini teþhir etmemiz gerekiyor. Bütün bunlarý yeni bir örgütlenme olarak, ama “Irak’ta savaþa hayýr” mücadelesinin oluþturduðu zeminin üzerinden yapacaðýz.
4
sosyalist iþçi
Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu:
Savaþ karþýtý hareketin deðerlendirmesi
Þenol KARAKAÞ
20'yi aþkýn genel toplantýsý, 50'yi aþkýn yürütme toplantýsý, 9 basýn açýklamasý ve 5 büyük mitingiyle Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu (ISHK) Türkiye'de savaþ karþýtý muhalefetin geliþmesinde en belirleyici rolü oynayan platform oldu. Savaþa Hayýr Plat-formu'ndan ISHK'ya 11 Eylül 2002'de Ýkiz Kulelerin çökmesinin hemen birkaç saat sonrasýnda ABD Baþkaný Bush, "Ya teröristlerden yanasýnýz ya da bizden" diyerek tüm dünya ya meydan okudu. Kýsa bir süre sonra ise ABD uçaklarý Afganistan'ý bombalamaya baþladý. Küresel antikapitalist hareket, savaþ konusunda ciddi tartýþmalar yapýp küresel sermayenin askeri kanadýna karþý kampanya yapmaya ve geniþ bir birlik zemininde mobilize olmaya baþladýðýnda Türkiye'de de ÝHD'nin öncülüðünde savaþa karþý bir kampanya geliþtirilmeye çalýþýldý. Kaçýnýlmaz bir biçimde Ýstanbul'daki kampanya ölü doðdu. Birkaç yüzkiþilik bir iki eylem örgütledikten sonra daðýldý. Mart ayýnda dünyadaki antikapitalist hareketin deneyimlerinden öðrenmeye çalýþan, savaþa karþý ancak sistematik ve uzun soluklu bir birleþik mücadele örgütlenmesiyle kitlesel bir hareketlilik yaratýlabileceðini gören aktivistler SODEV'in (Sosyal Demokrasi Vakfý) Taksim'deki binasýnda 35 kiþinin katýldýðý ilk toplantýsýný örgütledi. Böylece Savaþa Hayýr Platformu kuruldu. Platform, ilk toplantýsýnda, geniþleme komisyonu kurdu. Platform iki politik temele sahipti: 1. "Küresel sermayenin askeri kanadý 'terörö' bahanesiyle dünyaya diz çöktürmek ve hegemonya kurmak istiyor", 2. "Hükümet milyonlar aç ve yoksulken savaþ vahþetiyle daha fazla açlýk ve yoksulluk vaat ediyor." (alýntýlar Platform dosyasýndan yapýlmýþtýr) Savaþa Hayýr Platformu þu temel iþleyiþ ilkelerinin üzerinde yükseldi: 1. "Doðrudan eylem, doðrudan demokrasi. Öncelikle yapýlmamasý gereken, kampanyanýn bir grup veya çevr-
eye mal edilmemesidir. Kampanya, kampanyaya katýlan aktivistlerin inisiyatifi, yani doðrudan eylem üzerinde yükselmelidir. Bireyleri de kapsayan inisiyatifler etrafýnda kampanyalar sürdürmek sekter, dar grupçu tutumlarý daha kolay sýnýrlayacaðý gibi, daha ileri bir birliðin yolunu açar... çok sayýda baðýmsýz unsur kendilerine düþüncelerini ifade edebilecekleri, eylem güçlerini harekete geçirebilecekleri bir alan bulmuþ olur." 2. "Kampanya en geniþ birliði amaçlamaktadýr. Platform bir örgüt deðildir, eylem birliði platformudur. Kampanyanýn amacý, ABD'nin ve küresel sermayenin baþlattýðý savaþlara ve savaþ tehditlerine karþý durmaktadýr. Kampanyaya katýlan her kurum ve aktivist kampanyanýn içeriðiyle ilgili eþit söz hakkýna sahiptir." (Platform dosyasýndan alýntýlanmýþtýr) Savaþa Hayýr Platformu aylarca sistematik bir biçimde kampanyayý inþa etti. Defalarca paneller, film gösterimleri, basýn açýklamalarý, forumlar inþa etti. Sürekli geniþlemeye çalýþtý. Platformun bir diðer temel özelliði de, kendisini dünyadaki savaþ karþýtý hareketin ve örgütlenmelerin doðrudan parçasý olarak adlandýrmasýydý. Bu çerçevede 2002 yýlýnýn Eylül ayýnda Uluslararasý Barýþ Sempozyumu örgütledi. Sempozyuma Filistin, Ýsrail, Ýngiltere, Ýtalya, Yunanistan ve Türkiye'den konuþmacýlar katýldý. Filipinler'den bir savaþ karþýtý ise, sempozyumun sonuna yetiþti. Bu sempozyum, Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun geliþi-
minin ve politik çerçevesinin bütün nüvelerini barýndýrdýðý için birkaç özelliðini daha aktarmakta fayda var: Birincisi, sempozyuma, politik Ýslami çevrelerden bir temsilci çaðrýlmýþtý. Bu savaþ karþýtý hareketin içinde mutlaka bu kesimin yer almasý çabasýnýn bir sonucuydu. Ýkincisi, sempozyumun bir konuþmacýsý da Kürt hareketinden, Barýþ Anneleri Ýnisiyatifi'nden bir aktivistti. Sempozyumun sonunda iki önemli karar çýktý. 1 Aralýk'ta kitlesel bir miting örgütlenmesi ve ABD Baðdat'ý bombaladýðý gün Taksim AKM'nin önünde eylem gerçekleþtirilmesi. ISHK: Savaþ karþýtlýðýnýn merkezi 1 Aralýk mitingi için Platformun Koordinasyon kurma için yaptýðý çaðrýya o güne kadar ulaþýlamayan sayýsýz kurum ve birey icabet etti. 100'ü aþkýn kurumun katýldýðý toplantýda Koordinasyonun konsepti tartýþýldý. Koordinasyon, "ABD'nin Irak'a yönelik saldýrýsýna ve Türkiye'nin hangi bahaneyle olursa olsun bu savaþa katýlmasýna karþý çýkar" perspektifinde anlaþýldý. Böylece 1 Aralýk Koordinasyonu adýný 1 Aralýk eyleminin de baþarýsýyla Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu olarak geliþtirdi. ISHK 1 Aralýk eylemiyle birlikte bir dizi adýmý ayný anda attý: 1. 28 Þubat darbesi sokakta, eylem alanýnda püskürtüldü. Politik Ýslamcý çevrelerle sol ayný eylem alanýnda buluþtu. 2."Birlik, çeþitlilik, direniþ" espirisi, Türkiye'de de yaþam bulacaðý ilk adýmý
amýþ oldu. 3. Sekter ya da bir grubun bir günde kara alýnarak örgütlenen eylemi yerine, uzun süre önceden ilan edilmiþ, kampanyasý yapýlan kitlesel eylemler daha güçlü olmaktadýr.1 Aralýk, seçim döneminde bölünmüþ solun ve bu bölünmüþlüðü yansýtan kitle örgütlerinin toparlanmasýnýn ilk adýmý oldu. 4. Türkiye'de savaþ karþýtý hareketin uluslar arasý savaþ karþýtý hareketin bir paçasý olduðu kanýtlanmýþ oldu. Ýngiltere'deki Stop the War Coalition temsilcilerinden Ýþçi Partisi milletvekillerinden Jeremy Corbin 1 Aralýk mitingine konuþmacý olarak katýldý. ISHK delegeleri ise 1 Mart'ta Londra'da yapýlan savaþ karþýtlarý koalisyonlarýn uluslararasý toplantýsýna katýldý. 5. 1 Aralýk mitingi, Savaþa Hayýr Platformu'yla baþlamýþ bulunan savaþa kaþý koalisyonlar þeklinde mücadele etme anlayýþýný zirveye çýkardý. Türkiye'nin bir çok ilinde ISHK'yý kendisine model alan platformlar kuruldu. Bu ise birleþik mücadele anlayýþýnýn geliþmesine katkýda bulundu. 6. Savaþa Hayýr Platformu'yla baþlayan yerel platformlar kurma eðilimi de hýzlandý. Ýstanbul'da üniversiteler hariç, 17 bölgede Savaþa Hayýr Platformu daha kuruldu. 7. ISHK'nýn genel toplantýlarýnda doðrudan demokrasi temelinde yapýlan tartýþmalarda dev kitle örgütlerinin temsilcileriyle savaþ karþýtý olan herhangi bir aktivistin özgürce konuþup tartýþabilmesi, sol içerisinde yeni bir tartýþma kültürünün geliþmesi açýsýndan da olumlu bir baþlangýç oldu.
1 Mart zaferi ve sonrasý ISHK'nýn en görkemli eylemi 1 Mart Ankara yürüyüþü oldu. Yaklaþýk 100 bin kiþinin katýldýðý eylem mecliste ayný gün oylanan savaþ teskeresinin de onaylanmamasýyla birlikte ISHK'nýn ve dünyada ve Türkiye'de tüm savaþ karþýtý hareketin politik bir zaferine dönüþtü. Tüm ISHK faaliyetlerinde, hareketin omurgalarýndan birisini oluþturan Emek Platformu ve özellikle KESK (ve sonra DÝSK) giderek silkelendi ve kitlesel gücünü harekete geçirmeye baþladý. 1 Mart eyleminde, denilebilir ki, KESK damgasýný vurdu. Fakat 1 Mart sonrasýnda, 1 Mart'tan önce baþlayan sekter tartýþmalar, ISHK'nýn neredeyse 3 hafta boyunca felç yaþamasýna neden oldu. Aslýnda 6 Nisan Ýstanbul mitinginin kararý 2 Mart'ta alýnmýþ olmasýna raðmen, örgütsel/idari ve hareketin çýkarlarý yerine kendi grup çýkarlarýný dayata tartýþmalar ISHK faaliyetlerinin yerine ikame olmaya baþladý. ISHK egemenlerin iki baþlýklý saldýrýsýna baþarýyla göðüs gerdi. Birisi teskerenin reddedilmesinden sonra, "barýþýn bedeli" maskesiyle IMF politikalarýnýn dayatýlmasýna "IMF ve savaþa hayýr" bildirisi ve afiþiyle yanýt vermesiydi. Diðer göðüsleme ise, Kuzey Irak merkezli Kürt sorununda yaratýlan kafa karýþýklýðýna karþý, ISHK'nýn tüm bileþenlerinin, Türkiye'nin Irak''a hangi bahaneyle olursa olsun müdahalesine karþý olduðunu açýklayan tutumlarý oldu. Ama bu sekter ve birleþtirici bir kampanya yerine "sol" bir kampanya önerisine hýzla savrulan gruplarý engellemedi. Türkiye tarihindeki en olumlu ve baþarýlý eylem birliði olan ISHK'nýn önünde þimdi bir dönemeç var. Ya, grup çýkarlarýna teslim olacak ve her meseleyi kendine dert edinen sol bir platform olacak ya da kitle örgütlerinin tabanýyla baðýmsýz ve büyük çoðunluk olan aktivistleri aþaðýda, bir kampanya aðýnýn içinde buluþturacak bir sosyal hareketin koalisyonu olma yönünde irade gösterecek. Kazanýmlarýnýn üzerine basarak yepyeni bir kapanya olma yönünde ilerleyecek.
5
sosyalist iþçi
YORUM Irak’ta yaðmayý kim yaptý? Gül DÖNMEZ ABD askerlerinin Baðdat'a girmesiyle beraber baþlayan tartýþmalardan biri de yaðma. Ýçerisinde iðrenç bir Arap düþmanlýðý da taþýyan bu tartýþmaya verilecek cevap için birkaç rakama bakmakta fayda var.
Savaþ bütçeleri, uçaklar, helikopterler vs…
Kýbrýs'ta sýnýrlar yýkýldý! Kýbrýs'taki geliþmeler Türk resmi tezlerinin içinin ne kadar boþ olduðunu gösterdi. Aylardýr Kýbrýs halký ayakta ve Denktaþ yönetimine karþý mücadele veriyordu. Genel greve kadar giden bu gösteriler sonucu adayý ikiye bölen sýnýr 29 yýl sonra açýlmak zorunda kalýndý. Medya, Denktaþ'ýn müthiþ bir hamle yaparak, Rum kesimini zora soktuðunu ve hesaplarýný tersine çevirdiðini anlatýyor.
Kitle mücadelesinin gücü Sýnýrýn açýlmasý ve geçiþe izin verilmesi Denktaþ'ýn kurnazca bir hamlesi deðil, kitlelerin zaten fiilen sýnýrý açacak olmalarý tehlikesiydi. Bu da Denktaþ ve çevresindeki çetenin tasfiye olacaðý anlamýna geliyordu. Sallantýdaki koltuðunu biraz daha koruyabilmek için Denktaþ, aslýnda egemen sýnýf açýsýndan müthiþ bir geri adým sayýlan önlemi almak zorunda kaldý. Yani adadaki güncel geliþmeler Kýbrýs halkýnýn mücadelesinin bir ürünüydü. Yirmi dokuz yýldýr Türk ordusu tarafýndan iþgal altýnda tutulan bölge (Kuzey Kýbrýs), ciddi ekonomik krizle kuþatýlmýþ bir durumdaydý. Kýbrýs Cumhuriyeti'nde kiþi baþýna milli gelir 15 bin dolarken, iþgal bölgesinde 2
bin dolarýn altýnda. Denktaþ ve çevresi bütün kaynaklarý yaðmalarken halk iþsizliðin ve yoksulluðun içinde bir yaþam sürüyor. Kýbrýs'ta parlamento baskýnýna neden olan banka yolsuzluðunun arkasýnda Denktaþ ve ailesi vardý. Adanýn iki tarafýnýn birleþmesi durumunda Denktaþ'ýn bütün pislikleri ortaya çýkacaðý için, birleþmeye þiddetle muhalifti. Bu nedenle ada halkýný sadece soyup soðana çevirmiyor, bütün baský yöntemleriyle de sindirmeye çalýþýyordu.
Meþruiyeti olmayan ülke: KKTC Dünya üzerinde sadece Türkiye’nin tanýdýðý KKTC, ne toplumsal ne de uluslararasý meþruiyeti olan bir yönetim. Avrupa Birliði'nin Kýbrýs Cumhuriyeti'ni birliðe dahil etmesiyle birlikte adanýn kuzeyi uluslar arasý arenada da iþgal altýnda bölge olarak adlandýrýlmaya baþlandý. Ýþte Türk egemen sýnýfýný sýkýþtýran nokta bu. Kýbrýs'ý sattýrmayýz, Kýbrýs Türktür gibi büyük þovenist tezlerin arkasýnda nasýl bir pespayelik olduðu da böylece açýða çýktý. Egemen sýnýf açýsýndan bir sorun da, güçlü Türkiye, büyük Türkiye gibi milliyetçi hayallerin uðradýðý sarsýntý oldu.
Ýþgal altýnda bir bölge: Kuzey Kýbrýs Konu Kýbrýs olunca, Türk solunun önemlice bir kesimi adanýn iþgal altýnda olduðu gerçeðini görmez. Ýþgal altýndaki bölgeyi bir ülke olarak görür. Hatta daha ileri gidip Kýbrýs'ý ulusal onur meselesi yapanlar dahi var. Oysa Kýbrýs'taki asýl sorun Türk Ordusu'nun adanýn kuzeyini 1974'te iþgal etmesi ve iþgalini sürdürmesidir. Türk sosyalistleri açýsýndan öne çýkarýlmasý gereken mesele budur. Adada iþgal sona ermediði sürece çözüme kavuþulamayacaktýr. Bu nedenle Türk Ordusu'nun iþgaline son verilmesi öncelikli görevdir.
Halklar kucaklaþtý! Sýnýrlarýn açýlmasýyla görüldü ki Rum ve Türkler kucaklaþmayla birbirlerini karþýladýlar. Yýllardýr ekilmeye çalýþýlan düþmanlýk tohumlarýnýn ne kadar kof olduðuda ortaya çýkmýþ oldu. Geçmiþte ortak sendikalarda mücadele vermiþ, ayný iþyerinde baskýya karþý direnmiþ, evlerini ve hayatlarýný paylaþmýþ iki halkýn, Türk ordusunun iþgaliyle yaratýlmaya çalýþýlan düþmanlýk havasýný umursamadýðý görüldü.
Kýbrýs'ta kontrgerilla!
1 Mayýs 1958'de Kýbrýslý Rum ve türk iþçiler ortak düþmana karþý birlikte yürüdüler. Bu þovenizme karþý iþçi sýnýfýnýn bir meydan okumasýydý. Bu sýnýfsal dayanýþmayý kýrmak için Türk egemen sýnýfý Taksim politikasýný devreye soktu. Türkiye'de ya taksim ya ölüm gibi ýrkçý gösteriler ve provakasyonlar yaratýldý. Ýlk kurþunda 22 Mayýs 1958'de bir Türk sendikacýya sýkýldý. Aradan 38 yýl geçtik-
ten sonra bu kez barýþ yanlýsý gazeteci Kutlu Adalý öldürüldü. 38 yýl boyunca yüzlerce iþçi, sendikacý, yazar ve aydýn öldürüldü. Bütün bunlarýn arkasýnda hala yönetime asýlmýþ biçimde duran, geçmiþin sömürgeci Ýngiliz valisi Denktaþ vardý. Rum halkýyla birlikte yaþamak isteyen Kýbrýs türk halkýna karþý iþlenmiþ cinayetlerin ve muazzam baskýnýn arkasýnda geçmiþi karanlýk Denktaþ ve ekibi var.
Pentagon'un yaptýðý açýklamaya göre Irak savaþýnýn ABD'ye maliyeti 20 milyar dolar. ABD Savunma Bakanlýðý hesap denetleme þefi Dov Zakhayim, Irak savaþýnda harcanan 20 milyar dolarýn 7 milyar dolarýnýn personel masraflarýna, 10 milyar dolarýnýn askeri operasyonlara ve 3 milyar dolarýnýn da cephane ile gerekli teçhizata harcandýðýný belirtti. Zakhayim, bundan sonraki dönemde askerlerin Irak'ta tutulmasý için ise, aylýk 2 milyar dolar masraf öngördüklerini söylüyor. Savaþýn küçük ortaðý Ýngiltere savaþ bütçesine 2 milyar sterlinlik ek yapmayý planlýyor. Ýngiltere'nin þu anki savaþ bütçesi 3 milyar sterlin. Ýngiltere'nin bu bütçesine Irak savaþý sýrasýnda eklediði miktarlar dahil deðil. Ayný zamanda savaþ sýrasýnda bizlere sýkça gösterilen ve anlatýlan savaþ uçaklarýnýn maliyetleri ise yaðmalanan vazo tablo gibi þeylerden çok daha fazla. B-2 "Spirit" bombardýman uçaðý 2.1 milyar dolar. Savaþ uçaklarýnýn en pahalýsý olarak biliniyor. Sýkça Ýngiltere'den havalandýðýný duyduðumuz ve hatta canlý yayýnda izlediðimiz B- 52 uçaklarýnýn, B-2 Spirit'lerin, AH-64 Apache helikopterlerinin maliyetleri alt alta yazýldýðýnda bu silahlarý üreten þirketlere - baþta Boeing ve Halliburton olmak üzere - oldukça kâr ettirildiði bir gerçek. Halliburton silah þirketinin 3 milyar dolar kâr ettiði ise açýklanan rakam.
Yeniden yapýlandýrma 3 Nisan tarihli Wall Street Journal gazetesinin haberine göre toplamý 1.7 milyar dolarý bulan savaþ sonrasý "yeniden yapýlandýrma" ihaleleri az sayýda ABD þirketi arasýnda bölüþtürüldü. Bu þirketlerin arasýnda ise Kabine’ye yakýnlýklarýyla bilinen Bachtel Corp., Parsons Corp., Halliburton Co. (Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney baþkanlýk seçimlerinden önce Halliburton þirketinin genel koordinatörü olarak çalýþýyordu), Brown & Root da bulunuyor. Bu ihalelerden bazýlarý: "Enerji, su ve elektrik sistemlerinin yeniden inþasýný içeren altyapý ihalesini Bush yönetimine yakýnlýðýyla bilinen Amerikan Bechtel firmasý kazandý. 680 milyon dolarlýk ihaleyi kazanan þirket okul, hastane ve kamu binalarýnýn yeniden inþasýný üstlenecek. "25 Mart'ta ABD Uluslararasý Geliþme Ajansý Umm Kasr limanýnýn idaresi için, Seattle'de bulunan Stevedoring Sevices of Amerika þirketiyle 4,8 milyon dolarlýk bir anlaþma imzaladý. "Irak'taki ilk ve ortaokullarýn yeniden imarýný hedefleyen 62 milyon dolar tutarýndaki eðitim ihalesini de Amerikan Creative Associates International kazandý. Ýhale kapsamýnda okullar, sýnýflar yeniden inþa edilip, öðretmenlere eðitim verilecek. "7.9 milyon dolarlýk yerel yönetim ihalesini ise Amerikan Research Triangle Institute kazandý. Þirket yerel yönetimin inþasýna Iraklýlarýn katýlýmýný da saðlamak için çaba harcayacak. "7 milyon dolarlýk bir baþka ihaleyi ise personel desteði ihalesini de kazanan International Resources Group elde etti ve böylece yapýlandýrma çalýþmalarýnda personel desteði saðlayacak.
Savaþ fotoðraflarý her þeyi anlatmýyor mu? Bütün bunlara ek olarak herkesin gördüðü iki fotoðraf aslýnda her þeyi anlatýyor. Bunlardan biri Irak'a ilk ayak bastýklarý andan itibaren özel olarak korumaya alýnan ve nedense hiçbir "yaðmacý" tarafýndan yaðmalanmayan, ele geçirilmeye çalýþýlmayan petrol kuyularýnýn görüntüsü. Oldukça kalabalýk bir asker yýðýnýyla her bir petrol kuyusu dikkatlice korunuyordu. Bir diðer fotoðrafta ise yaðmalama sýrasýnda ABD askerlerinin yaðmalanan yerleri deðil de "yaðmacýlarý" koruyor olduðunun resmi. Saddam'ýn sarayýndan ve benzeri yerlerden çalýnan 2.6 milyon dolarýn ise ABD askerlerinin üzerinde çýkmasý hiçte þaþýrtýcý olmasa gerek. Bütün bu yaðma tartýþmalarýna verilecek tek cevap esas yaðmacýnýn ABD ve Ýngiltere yönetimi olduðu.
sosyalist iþçi
6
Sömürgeci iþ
Amerika Irak Amerika, Vietnam savaþýndan bu yana, ilk kez, bir ülkede askeri ve sivil güçleriyle fiilen bir sömürge yönetimi kuruyor. Ortadoðu'da kalýcý bir üs oluþturmak, dünyanýn ikinci büyük petrol yataklarýnýn üzerinde bizzat kendi askerleri ve yönetimleriyle bulunmak fýrsatý Washington'un þahinlerinin gözlerini döndürüyor. Açýk ki, parlak bir askeri zafer kazandýklarýný, iþin geri kalanýnýn da kolay olacaðýný düþünüyorlar.
Bush, Rumsfeld ve diðerleri, Irak'ýn Afganistan'dan farklý olduðunu belli ki anlamýyor. Bir önceki savaþýn ve on iki yýllýk ambargonun yarattýðý yýkým öncesinde, Irak Ortadoðu'nun en çaðdaþ, en sanayileþmiþ ülkelerinden biriydi; geleneksel olarak Arap milliyetçiliðinin, Arap
entellektüel dünyasýnýn merkeziydi. Ortadoðu'nun orta yerinde Amerikan askerlerinin gövde gösterisi yapmasýnýn çevre ülkede halklarý üzerinde yapacaðý etki bir yana, bizzat Irak'ta Amerika ne kadar derin bir bataklýða saplanmýþ olduðunun bilincinde bile deðil.
"Hepsini gebertiriz" "Tikrit halký Irak'ýn geri kalanýndan farklý deðil. Saddam Hüseyin'den hepimiz nefret ediyorduk. Bulsam, kendi ellerimle öldürürüm." Bu sözleri, 28 yaþýnda bir kahveci, Abdül al-Malaki, batýlý bir gazeteciye söylüyor. Al-Malaki'nin kahvesi Saddam'ýn Tikrit'teki birkaç sarayýndan birinin tam karþýsýnda olduðu için, hayatý boyunca sarayýn giriþindeki iki dev Saddam heykelinin gölgesinde yaþamýþ. Saddam'dan nefret etmesi
anlaþýlýr bir þey ve Amerikan askerlerini kurtarýcý olarak görmesi beklenebilir. Irak'ýn þehirlerine girerken Amerikan ordusunun tam da bunu beklediði açýktý. Fakat, tam o sýrada, kahvenin önünden kamyon-
Amerikan tarzý "demokrasi" Kendi Cumhurbaþkaný oylarýn azýnlýðýný alarak ve çeþitli katakulliler sonucu seçilen ve tüm dünyaya gülmece konusu olan Amerika, acaba Irak'ta nasýl bir "demokrasi" kuracak? Þöyle: Demokratik seçimlerin ne zaman yapýlacaðý belli deðil, ama þu kiþilerin ülkeyi yönetecekleri kesin: Emekli General Jay Garner: Yeniden Yapýlandýrma ve Ýnsani Yardým Bürosu'nun baþkaný. Yani Irak'ýn sömürge valisi olmasý. Ayný zamanda, füze sistemleri imal eden SY Technologies þirketinin baþkaný. Bu, Ýsrail'e Patriot
füzeleri satan þirketin ta kendisi. Garner'ýn ekibi Irak'ta 23 bakanlýk yönetecek. ABD generali Tommy Franks ise ülkeyi askeri olarak yönetecek. James Woolsey: Bush, bu eski CIA baþkanýna da önemli bir rol vermek istiyor. Woolsey, Irak'ta savaþýn çok daha erken baþlamasýný istiyordu. Ayný zamanda, ABD'deki Ýsrail yanlýsý Ulusal Güvenlik Sorunlarý Yahudi Enstitüsü'nün danýþmaný. Bu kurumun iþlevi "Ýsrail'in Oratadoðu'da demokratik ihtiyaçlarýn karþýlanmasýnda oynayacaðý ve oynadýðý önemli rolü" desteklemek. Woosley geçenlerde
Irak'taki savaþý "dördüncü dünya savaþýnýn baþlamasý" þeklinde açýkladý: "Bu, bizim için 1. ve 2. Dünya savaþlarýnýn sürdüðünden daha uzun sürecektir" dedi. Michael Mobbs: On bir Irak bakanlýðýnýn sorumluluðunu alacak olan, Pentagon'da görevli bir avukat. 1980'lerde Reagan hükümeti döneminde Sovyetler Birliði karþýtý þahin görüþleriyle tanýnýyordu. Irak'ta savaþýn mimarlarýndan biri olan Richard Perle ile çok yakýn. Zalman Halilzad: Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesi'nin kurucu üyelerinden. Petrol þirketi Unocal'ýn eski danýþmaný.
lar dolusu Amerikan deniz komandosu geçiyor ve alMalaki batýlý gazeteciye dönüp "Bu bir iþgal" diyor, "Baþka bir þey deðil. Bir yýl kadar sessiz dururuz, ondan sonra basýp gitmemiþlerse, hepsini gebertiriz." Gazetecinin 21 Nisan tarihli yorumu þöyle: "Tikritli kahvecinin görüþleri Irak'ýn tüm Arap bölgelerinde aynen tekrarlanýyor." Al-Malaki'nin tek yanýldýðý nokta, bir yýl sessiz durulacaðýný sanmasý. Irak'tan hemen her gün direniþ haberleri geliyor.
"Saddam'a hayýr, iþgale hayýr!" Amerikalý "vali", emekli general Jay Garner Kürtlerin çoðunluk olduðu bölgeler dýþýnda her gittiði yerde protestolarla karþýlanýyor. Yine batýlý gazetecilerin haberlerine göre, Garner fiyakalý helikopteriyle Nasýriye'ye girdiðinde "Saddam'a hayýr, iþgale hayýr!" diye baðýran kalabalýklarca karþýlanmýþ. Baðdat'ta Cuma namazýndan çýkan on binlerce kiþinin benzer sloganlarla Amerika'ya ve iþgale karþý
yaptýðý gösteriler tüm dünya basýnýnda yer aldý. Türkiye'nin Kemalist basýný bu gösterilerin Ýslamcý yönünü vurguladý. Oysa, birbirlerine düþmek bir yana dursun, hem Sünni hem Þii din adamlarý iþgale karþý birlikte davranmak gereðini ön plana çýkarýyor. Baðdat Üniversitesi'nden siyaset bilimcisi Wamid Ömer Nadmi kendisiyle görüþen Amerikalý gazetecilere "Bugün önümüzdeki sorun laiklik ile din arasýnda bir seçim yapmak deðil. Temel sorunumuz, iþgal ve üzerimizde kurulan yabancý egemenliði. Bunu sona erdirmek için birlikte çalýþmak zorundayýz" diyor. Nitekim, Þiilerin kutsal kenti Kerbela'daki gösterilere Þiilerin yaný sýra Sünniler de katýldý. "Ülkemizi terk edin, barýþ istiyoruz" sloganlarý baðýrýldý. Irak Þiilerinin dini lideri, çok açýk bir þekilde, "Þii, Sünni ve Kürt, tüm Iraklýlar iþgale karþý birlikte mücadele etmeliyiz" çaðrýsýnda bulundu. Baðdat'ta Sünni Ebu Hanife camii geçen hafta Cuma namazýnda kapýlarýný Þiilere
sosyalist iþçi
7
iþgale hayýr!
bataklýðýnda Amerika ekonomisi zorda
açtý. Cami imamý Ahmed elKubeysi Amerikalýlara hitaben þöyle konuþtu: "Bugün egemen sizsiniz. Ama sizi uyarýyoruz. Biz sizi atmadan defolup gidin."
Kürt bölgesi Sanýlabilir ki, Kürdistan Demokrat Partisi ile Kürdistan Yurtseverler Birliði'nin Amerikan güçleriyle iþbirliði yaptýðý ve Saddam'ýn vahþetinin en acýmasýzca uygulandýðý Kürt bölgesinde Amerika'nýn iþi daha kolay. Oysa, bu bölge çok çeþitli silahlý güçlerin toprak ve iktidar mücadelesi verdiði bir barut fýçýsý. Örneðin, Kerkük her an patlamaya hazýr. Bir yanda, çoðunluk olan Türkmenler, diðer yanda kendilerinin çoðunluk olduðunu iddia eden ve bu çoðunluðu saðlamak için Türkmenlere karþý yer yer 'etnik temizlik' boyutlarýna ulaþan giriþimlerde bulunan Kürt örgütleri var. Bir yanda, Türkmen Cephesi örgütünü gizlice silahlandýrmaya çalýþan ve kuþkusuz kendi çýkarlarýný da kollayan Türkiye'nin gizli güçleri, öte yanda silahlý
Arap milisleri var. Bunlara ek olarak, diþinden týrnaðýna kadar silahlý iki Kürt örgütü de, bir yandan Türkmenler ve Araplarla didiþirken, bir yandan hem kendi alanlarýnda egemen olma, hem birbirlerinin alanlarýný ele geçirmerekabetinin mücadelesini veriyor. Ve bütün bunlarýn arasýnda, bölgeyi tanýmayan, yerel dengeleri anlamayan Amerikan güçleri duruyor. Daha þimdiden, Türkmen Cephesi ABD güçlerinin Kürtleri koruduðu, Türkmenlerin öldürülmesine göz yumduðu iddiasýyla, bölgeye Ýngiliz ve baþka
Avrupa güçlerinin gelmesini talep ediyor. Bu yazýnýn yazýldýðý gün, basýnda "Musul sýcak saatler yaþadý" baþlýðý altýnda, KDP'li peþmergelerle ABD güçleri arasýnda silahlý çatýþmanýn eþiðinden dönüldüðü haberleri veriliyor. Daha düne kadar Jay Garner ile el ele, kol kola resimler çektiren KDP lideri Mesud Barzani, geçici hükümet kurulana kadar Amerikan ve Ýngiliz güçlerini iþgalci olarak görmeyeceklerini söylüyor, fakat "Milli otorite yetkiyi devraldýðýnda, koalisyon güçlerinin varlýðý iþgal olarak görülür" diyor.
Savaþ Amerika'nýn dev petrol ve silah þirketlerinin kârlarýna kâr ekleyecek kuþkusuz. Ama Amerikan ekonomisi bir zamandýr zor durumda. Bush'un baþkan seçilmesinden bu yana, 2 milyon kiþi iþini kaybetti. Ayný dönemde, borsa endeksi Dow Jones deðerinin %25'ini kaybetti. Borsanýn deðer kaybetmeye devam etmesi sonucunda tüketicilerin kendilerini daha fakir hissedip harcamalarýn gerilemesiyle her an balonun patlayabileceðinden korkuluyor. Ülkenin her yanýnda, eyalet hükümetlerinin yönettiði eðitim, sosyal hizmetler, itfaiye, polis, hayvanat bahçeleri gibi hizmetler parasýzlýktan kapanýyor. Bazý eyaletlerde, tasarruf etmek için hafif suçlular hapishanelerden salýveriliyor. Oregon'da bazý þehirlerde haftanýn bazý günlerinde sokaklarda polis yok! Her eyalette yerel vergiler yükseltilirken, örneðin Nevada'da eyalet tarihinin en büyük vergi artýþý gündemde. Amerika'nýn emekçileri iþlerini kaybeder ve giderek azalan yerel hizmetler için daha da yüksek vergi ödemek zorunda kalýrken, Bush'un savaþ bütçesine ek 75 milyar dolar ayýrmasýnýn nasýl karþýlandýðýný tahmin etmek zor deðil. Evet, Amerika'da hükümetin muazzam propagandasýyla, savaþýn baþlamasýyla birlikte bir þovenizm dalgasý yükseldi. Ama, bir yandan, hep azýmsadýðýmýz, çapýný kavramakta zorlandýðýmýz savaþ karþýtý hareketin boyutlarý, diðer yandan ekonominin durumu, Bush'un iþini zorlaþtýrýyor ve daha da zorlaþtýracak. Unutmayalým, baba Bush 1991'de Irak'a saldýrdýðýnda kamuoyunun %80-90'ýnýn desteðini toplamýþken, bir yýldan az bir süre sonra kimsenin adýný bile pek duymadýðý Bill Clinton'a yenilmiþti.
Harap bir ekonomiye serbest piyasa kazýðý Irak ekonomisi hem 12 yýllýk ambargo, hem üç haftalýk bombardýman sonucunda, tam bir enkaz. Kamu sektöründe çalýþan on milyonlarca emekçi haftalardýr bir kuruþ para alamamýþ durumda. Amerika'nýn sözcüleri Irak'ta yaratacaklarý serbest piyasa ekonomisinin ve uygulayacaklarý neoliberal siyasetlerin nimetlerinden söz ededursun, dev bir kamu sektörünün bir günden
bir güne özelleþtirilmesi ve özel sermayenin dizginlerinden boþanmýþçasýna serbest býrakýlmasý sonucunda neler olduðunu geçtiðimiz yýllarda Rusya'da gördük: kitleler için fakirleþme, sefalet ve kýtlýk, küçük bir zümre için tarifsiz zenginlik ve mafyalaþma. Irak halký zaten, Baðdat'taki Petrol Bakanlýðý ile Musul, Kerkük ve Basra civarýndaki petrol kuyularýný derhal
koruma altýna alan, fakat elektrik ve su þebekelerini, hastanelerle müzeleri korumak için en ufak bir çaba göstermeyen Amerikalýlara karþý nefret ve öfke duyuyor. Maaþlar ödenmedikçe, baþýboþ bir piyasa ekonomisinin yaðma düzeni oturtuldukça, Amerikan þirketleri petrol ve inþaat ihalelerinden milyarlarca dolar kazandýkça, bu öfkenin aktif direniþe dönüþeceði kuþkusuz.
sosyalist iþçi
8
Savaþa karþý mücadelenin önemi Alex Callinicos Þu çok açýk ki, bugünlerde, dünya tarihindeki kitle hareketlerinin en olaðanüstülerinden birinin içinde yer alýyoruz. Bu hareketin kökleri, Bush yönetiminin savaþ çýðýrtkanlýðýný baþlatarak 11 Eylül 2001'i istismar ettiði zamanýn öncesine, yani, Seattle, Prag ve Cenova'daki anti-kapitalist protestolar dalgasýna dayanýr. Ancak giderek, ilk olarak Afganistan, ardýndan Irak'taki emperyalist savaþlar üzerine yoðunlaþmasýyla, hareketin boyutlarý (devasa bir küresel protesto günü olarak 15 Þubat 2003'ün tarihte bir örneði daha yoktur) ve politik radikalliði olaðanüstü bir þekilde geliþti. Bu tespitin yaný sýra, 20 Mart'ta savaþýn fiili olarak baþlamasýyla beraber bütün dünyayý (hem savaþa katýlan hem de katýlmayan ülkelerde) kasýp kavuran protestolarýn týrmanýþý, yeni bir antikapitalist militanlar kuþaðýnýn ortaya çýkmakta olduðunu gösteriyor.
Savaþ karþýtý hareket: Geri bir adým mý? Ne var ki, antikapitalist hareketin geliþmesinin ilk dönemlerinde önemli bir rol oynayan bazý isimler hareketin geçirdiði bu evrimden memnun deðiller. Örneðin, Fransa'daki Attac'ýn kurucusu ve hâlâ neoliberalizme karþý kampanyanýn en etkili isimlerinden bir olan Bernard Cassen, "savaþ meselesinin tüm diðer konularý gölgede býraktýðý" gerekçesiyle Kasým ayýnda Floransa'da yapýlan Avrupa Sosyal Forumu'nu eleþtirdi. New Left Review'daki röportajýnda þöyle diyor: "Forum'un Ýtalya'da yapýlacaðýný ve Rifondazione'nin bu konu etrafýnda seferber olacaðýný bildiðimiz için, Floransa'da
'Baþka Bir Avrupa Mümkün' temasýnýn yaný sýra, savaþýn da baþlýca temalardan biri olacaðý konusunda hepimiz anlaþmýþtýk. Ama sonra baktýk ki, yürüyüþ için hazýrlanan pankartlarýn hepsi savaþtan söz ediyor, Avrupa'ya deðinmiyordu bile. Bu duruma çok þaþýrdýðýmý söyleyemem. Fakat, Forum Ýtalya'da deðil de Fransa'da olsaydý, böyle olmazdý. Savaþ gündemde olurdu, ama böylesine saplantýlý bir biçimde deðil". Bundan sonraki Avrupa Sosyal Forumu Kasým ayýnda Paris'te olacaðýna göre, Cassen'in sözleri bir yorum olmaktan çok, bir vaat ya da bir tehdit niteliði taþýyor. Aslýnda, Cassen'in sözlerinde özellikle þaþýrtýcý olan bir þey yok. Fransýz Komünist Partisi ve CGT sendika federasyonu ile iþbirliði içinde olan Cassen, Attac'ý, içine emperyalizm ve savaþ da dahil edilerek hareketin gündeminin geniþletilmesi yönündeki tüm giriþimlere þiddetle direnen ve böylelikle hareketin sað kanadýný oluþturan bir yapý haline getirmek için uðraþýyor. Çok daha dikkat çekici olan ise, kendilerini hareketin aþýrý sol kanadý olarak tanýtan güçlerin de benzer savlar ileri sürmesi. Michael Hardt ve Toni Negri'nin yazdýðý Ýmparatorluk, merkezî olmayan gevþek aðlarý, hem direniþin hem de kapitalizmin alternatifinin temeli olarak gören Ýtalyan disobbedienti (itaat etmeyenler) gibi günümüz otonomcularýnýn kutsal kitabý. Ulus devleti, küresel kapitalizme muhalefetin temeli olarak gördüðü için Cassen'i eleþtirirken Hardt çok haklýydý. Oysa, 15 Þubat'tan sonra kendisi þöyle bir yakýnmada bulundu: "Geçen hafta sonu, dünyanýn her yerinde, ayný anda ve birbiriyle baðlantýlý olarak gerçekleþtirilen savaþ
karþýtý protestolarýn altýnda Amerikan düþmanlýðý yatýyordu… Bu… politik hayal gücümüzün ufkunu daraltýyor ve bizi dünyaya iki kutuplu (ya da daha kötüsü, milliyetçi) bir bakýþla sýnýrlandýrýyor. Bu açýdan, küreselleþme karþýtý hareket, savaþ karþýtý hareketten nitelik olarak çok daha üstün. Bu hareket, sadece, günümüzde kapitalist küreselleþmeye egemen olan güçlerin karmaþýk ve çoðul niteliklerini tanýmakla kalmýyor, ayný zamanda bölgesel ve ulusal sýnýrlar arasýnda, eþitlik ve özgürlük temelinde çoðul alýþ veriþlerden oluþan alternatif bir küreselleþme hayal ediyor. Küreselleþme karþýtý protestolarda kullanýlan enerjinin çoðu, þimdi, kaçýnýlmaz bir þekilde, en azýndan geçici bir süre için, maalesef yönünü savaþ karþýtlýðýna çevirmiþ durumda." Bir baþka önde gelen otonomcu entelektüel olan Naomi Klein, Arjantin'den yazdýðý bir yazýda, savaþýn Arjantin'de, neoliberalizme karþý kitle hareketinin içindeki aktivistlere karþý devletin yaptýðý gündelik saldýrýlar þeklini aldýðýný iddia ediyor: "Savaþ karþýtý mesaj burada çok güçlü bir þekilde yankýlandý ve on binler küresel eylem günü olan 15 Þubat'ýn içinde yer aldýlar. Fakat barýþ? En çok korunmasý gereken hakkýn, mücadele etme hakký olduðu bir ülkede barýþ ne anlama gelir? 15 Þubat bir gösteriden öte bir þeydi; gerçek bir uluslararasý savaþ karþýtý hareket inþa etme vaadiydi. Eðer bu gerçekten olacaksa, Kuzey Amerikalýlar ve Avrupalýlar, savaþý bütün cepheleriyle ele almak zorundalar: hem Irak'a yapýlan saldýrýya muhalefet etmek, hem sosyal hareketlerin terörist olarak damgalanmasýna karþý çýkmak zorundalar.
Irak'a karþý uygulanan þiddet, Arjantin veya Güney Afrika gibi ülkelerde piyasalarýn serbestleþtirilmesi ve borç ödemelerinin aksamadan sürdürülmesi için uygulanan þiddetin aþýrý bir biçimi sadece. Günlük hayatýn savaþ gibi olduðu yerlerde, barýþ aktivistleri bu vahþete karþý militanca mücadele edenlerdir." Klein'in savý, soyut düzeyde doðru olan bir önermenin, somut þartlarda doðrudan uygulandýðýnda nasýl yanýltýcý olabileceðine dair güzel bir örnek. Tabii ki burada kapitalizmin her zaman savaþ halinde olduðuna dair çok doðru bir düþünce var. Ayrýca sosyalistler, patronlar ve iþçiler arasýnda, sömürü koþullarýyla ilgili olarak varolan sürekli mücadeleden söz ederken 'sýnýf savaþý' metaforunu her zaman kullanýrlar. Fakat eðer, Klein'ýn sözlerinin altýnda yatan anlam, Irak'taki savaþa karþý çýkan hareketin, dikkatleri sermayeye karþý verilen günlük savaþtan baþka bir yöne çektiði ise, Klein tümüyle yanýlýyor. Savaþýn önemini azýmsayanlarýn hepsinin ortak bir yönü kapitalizmi yanlýþ anlamalarý. Cassen bunu çok kaba bir þekilde þöyle ifade ediyor: "Savaþ baþlasa da baþlamasa da, B52'ler ve Özel Güçler, Brezilya'daki yoksulluðu ve Arjantin'deki açlýðý deðiþtirmeyecek." Burada, Cassen, kapitalizmi, askeri güç kullanýmý için bir araç oluþturan bir devletler sisteminden ayrý ve farklý bir ekonomik sistem olarak düþünüyor. Hardt, Negri ve Cassen'in üçü de, neoliberal küreselleþmenin ulus devleti zayýflattýðýnda anlaþýyorlar. Hardt ve Negri, Ýmparatorluðun 'sorunsuz alaný' içerisinde, ulusal çeliþkilerin, sözde 'küresel yönetim'in Birleþmiþ Milletler, G7 ve Nato gibi rekabet halindeki devletlerin üzerinde yer alan
kurumlarý sayesinde yok olduðunu iddia ediyorlar. Cassen, ulus devletin yaþadýðý bu gerileme sürecini tersine çevirmeyi amaçlarken, Hardt ve Negri bu durumu memnuniyetle karþýlýyorlar, fakat üçü de, bu geliþmenin, kapitalist küreselleþmenin son dalgasýnýn bir sonucu olduðunda anlaþýyorlar.
Süregelen emperyalizm 11 Eylül'den beri varolan uluslararasý krizler, bu analizlerin kesinlikle yanlýþ olduðunu gösteriyor. Bu krizlerin merkezinde, Bush yönetiminin, Amerikan kapitalizminin küresel hakimiyetini sürdürmek için Birleþik Devletler'in askeri gücünü kullanma çabasý var. Bu süreçte, Amerikan yönetimi, uluslararasý kurumlarý böldü ve Fransa, Almanya ve Rusya'nýn liderlik ettiði ve Çin'in de bu devletlerin peþinden geldiði ve AngloAmerikan ikilisine rakip olmaya aday bir koalisyonun ortaya çýkýþýný tetikledi. Burada açýk bir emperyalistler arasý rekabetten daha karmaþýk bir durum söz konusu: bir yandan, ekonomik güç birçok önde gelen kapitalist devlet arasýnda daðýlmýþ durumdayken, öte yandan Amerika'nýn ezici bir askeri üstünlüðü var. Bununla birlikte, þu çok açýk ki, emperyalizmin Lenin ve Buharin gibi Marksist teorisyenlerinin yaklaþýk bir yüzyýl önce iddia ettiði gibi, çaðdaþ kapitalizm, hâlâ, rekabetin birbirine geçmiþ iki biçiminden oluþuyor - þirketler arasýndaki ekonomik rekabet ve devletler arasýndaki jeopolitik çatýþmalar. Hardt ve Negri'nin öne sürdükleri teorinin yanlýþ olduðunun kanýtlanmasýna gösterdikleri tepki, en hafif ifadeyle, kafalarýnýn karýþýk olduðunu gösteriyordu. Hardt'a göre, "Amerikan ser-
sosyalist iþçi mayesinin büyük isimleri" Bush'un stratejisinin kendi çýkarlarýna hizmet etmediðini ve "Amerikan emperyalizminin yerine baþka bir alternatifin mümkün olduðunu" anlamak zorunda: "küresel güç, merkezî olmayan bir þekilde örgütlenebilir. Tony Negri ve ben bu örgütlenmeye 'imparatorluk' diyoruz." Dolayýsýyla, Ýmparatorluk, kapitalist küreselleþmenin somut bir þekli olmaktan ziyade, aydýn kapitalistlerin benimsemesi gereken bir siyaset. Negri için, Ýmparatorluk, Bush'un savaþ planlarýnýn alternatifi deðil, tam tersine, bu savaþ planlarýný açýklayan bir unsur: "Önleyici savaþ… Ýmparatorluðu oluþturan stratejilerden biri." Negri'ye göre, þu anki krizin temelinde yatan þey, Amerikalý ya da Avrupalý kapitalist elitlerin, yeni dünya düzenini örgütlemekte elde edecekleri ve kullanacaklarý gücün dereceleri ve hegemonya þekilleri. Demek ki, Hardt ve Negri'nin yazdýklarý kitapta iddia ettiklerinin tersine, Ýmparatorluk, rakip kapitalist güç merkezlerine sahipmiþ.
Anti-kapitalizmden antiemperyalizme Dünyanýn her yerindeki on binlerce antikapitalist aktivist bu kafa karýþýklýðýný içgüdüsel olarak aþýyor. Kapitalizm, hakimiyet ve baskýnýn sayýsýz biçimlerine gereksinim duyarken, bu aktivistler, þu anda, kapitalizme karþý verilen mücadelenin içindeki en önemli
cephenin Irak'taki savaþý durdurmak olduðunun farkýndalar. Dünyadaki en büyük kapitalist güç, sadece dünya üzerindeki hakimiyetini devam ettirmek ve küresel enerji kaynaklarýný kontrol etmek için deðil, ayrýca, neoliberal ekonomik politikalarý dünyanýn geri kalanýna zorla dayatmayý kolaylaþtýrmak için planladýðý savaþlar dizisinin en yenisini baþlattý. Bush yönetiminin Amerika Birleþik Devletleri'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi, Amerika'nýn küresel hakimiyeti ve neoliberal Washington konsensüsü arasýnda çok açýk bir baðlantý kuruyor. Eðer Amerika Irak'ta zafer kazanýrsa, Bush yönetiminin, neoliberalizme karþý direniþin en ileri düzeyde olduðu Latin Amerika'da saldýrýlarýný sürdürmesi daha da yüksek bir ihtimal olacak. B52'ler ve Özel Güçler doðrudan Brezilyalý topraksýz köylülerin ve Arjantinli piqueteros'un üzerine saldýrmasa da, Amerikan ordusunun zaferi, yoksulluða ve açlýða karþý verilen mücadeleyi zayýflatacaktýr. Bu baðlantýlarý kuruyor olmak, antikapitalist hareketin olgunlaþmasýnda temel bir rol oynadý. Bu olgunlaþma sürecini iki ana unsuru var. Birincisi, kapitalizmin doðasý daha derinlemesine anlaþýldý - kapitalizmin, yurtiçindeki direniþi kýrmak ve rekabet halindeki ulus devletler aracýlýðýyla küresel düzeyde örgütlenmek için sadece ekonomik baskýya deðil, ayrýca politik ve askeri güce ihtiyaç duyduðu fark edildi.
Ýkincisi, hareket, stratejik bir þekilde düþünmeyi öðreniyor. Ýmparatorluk'ta, Hardt ve Negri, antikapitalistlerin, Lenin'in zayýf halka fikrini (emperyalizmin çeliþkilerinin biriktiði bazý belli noktalar vardýr ki, bunlar sistemin özellikle zayýf yerleridir) reddetmeleri gerektiðini savunuyorlar. Bu, nerede ya da neye karþý mücadele ettiðimizin önemli olmadýðý anlamýna gelir. Fakat bu bakýþ açýsý tamamen hatalý. Bu anlamda, devrimci politikalar savaþ gibidir: her zaman sistemin içindeki gerginlikleri çözümlemek ve böylece düþmanýn hangi noktada zayýf olduðunu bulmak ve oraya saldýrmak zorundayýz. Bush ve Blair'in dünyanýn egemen sýnýflarý içindeki kardeþ hýrsýzlarý ve katillerinin bile Irak'taki savaþý yasadýþý ilan etmeleri bize fýrsatlar sunuyor. Savaþýn azýmsanmasý eðilimiyle ilgili olarak çok fazla endiþe duymamalýyýz. Cassen, Klein, Hardt ve Negri, antikapitalist hareketin baþlamasýna farklý biçimlerde yardýmcý oldular. Bir hareketin belli bir aþamasýnda yer alanlarýn, hareketin yeni bir aþamasýna geçiþte baþarýsýz kalmalarý sýk karþýlaþýlan bir durumdur. Hazreti Musa gibi, onlar da, Vaadedilen Topraklar'a ulaþamayabilirler. Fakat önemli olan, bizi geriye çekmelerine izin vermemek. Alex Callinicos, Ýngiliz Sosyalist iþçi Partisi’nin önde gelen bir üyesidir. Bu metnin çevirisini Arife Köse yaptý
9 Savaþ bu sorunlarý saklayamaz Alex Callinicos
Bu haftaki bütçe, sadece Gordon Brown'ýn Irak zaferi uðruna milyar dolarlarý israf etmekteki istekliliði açýsýndan dikkate deðer deðil, ayný zamanda hem ABD hem de Ýngiltere ekonomileri için artan zorluklar açýsýndan da önemli. ABD'de durum daha da kötü. Geçen haftaki rakamlar, Mart ayýnda tarým dýþý sektörlerdeki iþlerde çalýþanlarýn sayýsýnýn 108,000 daha azaldýðýný ortaya koymaktadýr. Bu rakam Þubat ayýndaki 357,000 kiþilik iþgücündeki devasa düþüþü de kapsayan geçmiþ yedi ay boyunca ortaya çýkan beþinci düþüþtür. Financial Times, ABD ekonomistlerinin özellikle iþsizlik, üretim, perakende satýþ ve satýn almadaki büyük düþüþleri içermek üzere bu yýlki ekonomik zayýflýklarý iyi tahmin edemedikleri yorumunu yapmaktadýr. Bu çarpýcý durum, Amerikan ekonomi istatistiklerinin akademik gardiyaný olan Ekonomik Araþtýrmalar Ulusal Bürosunun 2000- 2001 kýþýnda baþlayan ekonomik durgunluðu beyan etmek ya da etmemek üzerine karar veremedikleri anlamýna gelmektedir. Financial Times’a göre bu, 1945'ten beri ortaya çýkan en uzun ve kesintisiz ekonomik durgunluk olarak kayýtlara geçerek son bulacaktýr. Mali piyasalar, hisse senedi fiyatlarý ve uzun vadeli faiz oranlarýný yukarý iten bu durumu göz ardý etmektedir. Borsa yatýrýmcýlarý Irak'taki savaþa odaklanmýþ durumdalar ve ABD zaferinin hýzla gerçekleþmesini ve bunu ayný hýzla güçlü bir ekonomik toparlanmanýn takip etmesini umut etmekteler. Eðer daha fazla bulguya gereksinim duyuluyorsa, bu durum finansal piyasalarýn ve özellikle de bireysel giriþimcilerin kollektif salaklýðýný teyid etmektedir. ABD'nin ekonomik durgunluðunun arkasýndaki temel neden 1990’larýn sonlarýnda büyük þirketlerin tesis ve ekipman üzerine yatýrým yaparak harcamalarýný devasa oranlarda geniþletmeleridir. Yükselen hisse senedi fiyatlarý, onlarýn 1997’den sonra düþüþe geçen kar oranlarýndan sonra da yatýrým yapmaya devam ettirecek kadar iþtahlarýný kabarttý. Fakat en sonunda, ABD kapitalizmi kendini karlý bir þekilde kullanýlabileceðinden daha fazla üretim kapasitesiyle karþý karþýya buldu. Örneðin, ABD'de, hi-tec 'yeni ekonomi' ile çevrelenmiþ heyecan sayesinde, dünya çevresini 1566 kere dolaþabilecek olan 39 milyon mil fiber-optik kablo arzý bulunmaktadýr. Karlýlýklarýný eski haline geri döndürebilmek için, büyük þirketler yatýrýmlarý azaltmakta ve çalýþanlarýný iþten çýkarmaktalar ve ekonomiyi durgunluða sürüklemekteler.Firma maliyeleri iyileþiyor, fakat muhalif ekonomist Wynne Godley Amerikan ekonomisinin yüzyüze kalacaðý diðer dengesizliklere dikkat çekiyor. Godley, global ekonominin daha yavaþ büyümesine karþýn Amerikan ekonomisinin %3-4 büyümeye devam etmesi halinde, ABD için dýþarýdan mal ithal etmeyi kendi mallarýný yabancý piyasalara ihraç etmekten daha kolay bulacaðýný öne sürmektedir. 2008'de ABD ihracatý ile ithalatý arasýndaki fark, milli gelirinin %6-7’sine ulaþabilir. Hükümetin borçlanma oraný da milli gelirinin %9'u olacak devasa boyuta ulaþabilir. Bu durum , ABD kapitalizminin dünyanýn geri kalanýnýn özellikle de Doðu Asya'nýn borç almadaki istekliliðine daha da baðýmlý hale geleceði anlamýna gelmektedir. Godley, bu borçluluk seviyelerinin istikrarsýz olduðunu, ve böylece ABD ekonomisi durgunluk yerine dünyanýn geri kalanýný da kendiyle beraber dibe sürükleyeceðini öne sürmektedir. Ýçinde euro bölgesi ve/veya Japonya'nýn küresel kapitalizmin motoru rolünü üstlenecek alternatif bir senaryo da ihtimal dahilinde görünmüyor. Her iki ekonomi de kronik olarak son on yýlda ve öncesindeki yavaþ büyümenin zararlarýna maruz kalmýþtýr. Bu reçete Ýngiltere için de geçerlidir. Ýngiltere ve ABD'nin ekonomik döngüleri birbiriyle sýký biçimde baðlý görünmektedir. Ayrýca, Ýngiltere son on yýldýr 1990’larda ABD'nin yaþadýðýnýn daha yumuþak bir hali olan spekülatif-temelli hýzlý büyüme ile oyalanmaktadýr. Ýngiliz ekonomisinin yavaþlamasý Gordon Brown'un yanýldýðýna dikkatleri çekti. Onun kamu hizmetlerine harcama yapmaya yönelik geç kalmýþ çabalarý, ekonomik büyüme üzerine aþýrý iyimser tahminlere dayandýrýlmýþtý. Daha yavaþ büyüme, hükümetin harcamalarýnda kullanacaðý kaynak olan vergi gelirlerinin de azalmasý demektir. Toparlamak gerekirse, Brown þimdi ekonomik büyüme açýsýndan 2004-5’te keskin bir toparlanma bekliyor. Observer gazetesine göre, "Brown, borsa ve mali hizmetlerin ve teknoloji endüstrisinin vergi zenginliði olan karlarý arasýndaki güçlü esnekliðe güveniyor." Ancak, bu kumar tutmayabilir. Brown, etkilerinin geçen hafta görüldüðü ulusal sigorta mükellefiyetinde %1’lik artýþ saðlayacak yeni vergi artýþlarýndan kaynaklanan artan huzursuzluðun yükselen baskýsýna maruz kalmýþ durumda. Ayný zamanda, George W. Bush da askeri harcamalardaki büyük artýþ için vergi kesintilerine güveniyor- Kongre Irak savaþý için 80 milyar Dolarý henüz onaylamýþtý. Bu sadece hükümetin finans krizini daha da beter hale getirecektir. Atlantik'in iki yakasýndaki savaþ tacirleri için oldukça þiddetli ekonomik hesaplaþma olacak gibi görünmekte.
R sosyalist iþçi
10
Suriye:
ABD’nin yeni hedefi
ABD’nin Irak’tan sonraki yeni hedefi Suriye. Suriye Irak’tan farklý olarak petrol zengini deðil. herhangi bir önemli ham madde kaynaðýna da sahip deðil. Buna raðmen ABD bu ülkeye de saldýracaðýný ilan ett. Bush “Suriye’de kimyasal silahlar bulunduðuna inanýyoruz” derken yeni savaþýn ilk sinyalini verdi. Ardýndan çeþitli ABD yetkilileri Irak’ýn Saddam dönemi yöneticilerinin Suriye’ye kaçtýðýný ilan etmeye baþladýlar. Oysa, Suriye geçen sene Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi’nde Irak’ý kýnayan ve bu ülkeye muhtemel bir askeriþ operasyona kapýyý açan 1441 nolu karara da olumlu oy vermiþti. Bütün bunlardan sonra Suriye neden ABD’nin saldýrý listesinde en ön sýrada yer alýyor?
Bunun baþlýca nedeni Suriye’deki Baas rejiminin çok zaman sözde kalsa da Filistinlilerden yana saf tutmasý ve Ýsrail ile bu ülkenin iþgali altýndaki Golan Tepeleri yüzünden gergin iliþkilere sahip olmasý. Suriye Devlet Baþkaný Beþir Esad Blair’in bu ülkeye yaptýðý ziyaret sýrasýnda intahar bombasý eylemcilerini “özgürlük savaþcýsý” olarak tanýmladý. Suriye öte yandan Ýsrail’de eylemler yapan Hizbullahý’da korumakta.
Suriye Baas rejimi
Irak’ta olduðu gibi Suriye’de Baas Partisi (Arap milliyetçiliði) iktidarda. 1963’de bir darbe ile iktidara gelen Suriye Baas partisi baþlangýçta bütün Araplarýn kuruluþu hedefine
baðlýydý ve Irak ve Mýsýr Baas Partileri ile yakýn iliþkisi vardý. Ancak kýsa zamanda bu iliþki bozuldu Suriye Baas partisi için bütün Araplarýkurtarmaktansa Suriye’yi kurtarmak öncelik
kazandý. Buna raðmen Suriye sürekli olarak Ýsrail ve Ortadoðu’daki ABD hegemonyasý ile yüzyüze geldi ve bunedenle de milliyetçiliði sürekli olarak canlý kalabildi. Fakat ne zaman Suriye’nin çýkarlarý ile ant-siyonist ya da anti-emperyalist söylem arasýnda bir eçliþki olsa kazanan daima Suriye’nin çýkarlarý oldu. Parti daima bu yöne evrildi. Suriye Filistin sorununda da ayný tutumu tekrarladý. Filistinliler 1970’de Ürdün ordusu ile savaþmaya baþladýklarýnda onlara yardým etmeyen Suriye bütün Filistin yanlýsý söylemine karþý Filistinlilerle Lübnan’ýn faþist örgütlenmeleri arasýnda çatýþmalar yaþanýrken, Suriye faþistlere (falanjlar) aðýr silahlarlayardýma koþmuþ ve
Filistinlilerin Tel Zaatar Mülteci kampýnda büyük bir katliama uðramasýna yol açmýþtýr. Ýþte Bush yönetimi bütün bu karanlýk geçmiþine raðmen Suriye’ye karþý tutum almaktadýr. Bunun bir nedeni yukarýda da belirtildiði gibi Suriye’nin anti emperyalist söylemi ve Filistin hareketini destekliyýr olmasýysa diðe nedeni de ABD’nin bölgedeki stratejik hedefidir. Irak’a hakim olabilmek için ABD’nin savaþý yaymasý gerekir. Suriye ABD’ye kolay bir lokma olarak görünmektedir. Öte yandan Suriye de ABD’nin sömürgesi haline getirildiðinde ABD’nin bölgeye müdahalesi hem çok hýzlanacak hem de ucuzlayacaktýr. Ýþte bu nedenlerle ABD Suriye’ye saldýrmaya hazýrlanýyor
Savaþ karþýtlarýnýn uluslararasý toplantýsý Savaþ karþýtý hareketin uluslararasý toplantýsý bu kez Almanya’da, Berlin’de gerçekleþti. Toplantýya Avusturya, Belçika, Kanada, Kosta Rika, Kýbrýs, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Ýtalya, Lübnan, Hollanda, Filistin, Filipinler, Polonya, Portekiz, Ýspanya, Ýsveç, Ýsviçre, Türkiye, Ýngiltere ve ABD’den delegeler katýldý.
kampanyalarý yapýlmasý önerildi. Orta Doðudaki kampanyalar hem o bölgedeki ilerici güçleri güçlendiren, birleþtiren hem de Batý’daki barýþ hareketini ve Orta Doðu'daki savaþ karþýtý hareket hakkýnda karþýlýklý bilgilenmeyi saðlayan kampanyalar olmalý. ABD'de politik sol ile yapýlan kampanyalarda onlarýn hareketini
Genel görüþler Toplantýya katýlan kurumlar ve bireyler savaþ karþýtý hareketin devamý konusunda güçlü isteklerini vurguladýlar. Hareket sadece Irak'ta savaþa hayýr demekle sýnýrlý kalmamalý, mücadelesini Irak'taki iþgale ve diðer ülkelere yönelik tehditlere karþý geniþletmelidir.
Evian Evian'da toplanacak G8’leri protesto gösterilerinin barýþ ve savaþ karþýtý hareket konulu bir toplantýya odaklanmasý gerektiði üzerinde anlaþýldý. Ayrýca ABD'nin Irak iþgalinin sona ermesini talep eden bir miting yapýlmasý önerildi. Böyle bir miting Orta Doðu'dan konuþmacýlar içermeli.
Dayanýþma kampanyalarý Ortadoðu'daki ilerici güçler ve ABD'deki politik solla dayanýþma
Savaþ karþýtý hareket Irak’ta iþgale karþý mücadeleye devamda kararlý güçlendiren, onlarýn muhafazakar, neo-liberal güçlere karþý mücadelelerini güçlendiren kampanyalar olmalý. Bu tür dayanýþma kampanyalarýna Orta Doðu'dan delegeler katýlmalý, Orta Doðu ve diðer bölgelerden katýlýmcýlarýn olduðu baðýmsýz insani yardým kampanyalarý ve konferanslar düzenlenmeli.
Avrupa Sosyal Forumu’nda barýþ konferansý Kasým 2003'te Paris'te yapýlacak Avrupa Sosyal Forumu'nda bir barýþ konferansý yapýlmalý. Bunun ayrýntýlarý Evian'da tartýþýlacak. Dayanýþma kampanyalarýný öneren kurumlarýn düþüncelerinin bir kýsmý bu konferans-
ta gerçekleþtirilebilir.
Küresel eylem günü 15 Þubat 2003'teki küresel savaþ karþýtý gücün korunmasý ve muhtemelen canlandýrmak için küresel eylem günü önerisi vurgulandý. Yunanlýlar bu günün Ýntifada’nýn yýldönümü olan 27 Eylül olmasý gerektiðini önerdi. Kesin gün saptanmadý.
Savaþ suçlularý mahkemesi ABD'nin Irak'a saldýrýsý sýrasýnda gerçekleþtirdiði savaþ suçlarýna ve saldýrýnýn kendisinin yasa dýþý olduðuna iliþkin çeþitli Savaþ Suçlularý Mahkemesi önerileri yapýldý. Türkiye delegeleri Savaþ Suçlularý Mahkemesi'nin kendi ülkelerinde olmasý gerektiðini söylediler. Baþka bir öneri ise her ülkenin kendi ülkesinde makheme yaptýktan sonra uluslararasý mahkemeye geçmek þeklinde yapýldý.
Neo-liberalizm Konuþmacýlarýn pek çoðu savaþ ve neoliberal politikalar arasýndaki iliþkiyi vurguladýlar. Hareketin bir yandan sosyal güvenlik sistemlerinin parçalanmasýný öte yandan savaþ araçlarýna ayrýlan bütçeyi kapsamasý gerektiði vurgulandý. "Sosyal konu" baðlantýsýnýn savaþ karþýtý hareketle diðer muhalif hareketleri birbirine baðlayacaðý vurgulandý.
sosyalist iþçi
11
NOT DEFTERÝ
Marksizm yapýldý Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi'nin her sene düzenlediði Marksizm toplantýlarý 18-20 Nisan tarihleri arasýnda Ýstanbulda yapýldý. Marksizm 2003'te 17 toplantý ve 3 panel gerçekleþti. "Bütün Dünya Savaþa Direniyor" ve "AntiKapitalist Hareket Nereye Gidiyor" panellerine Yunanistan SEK (Sosyalist Ýþçi Partisi) ve Yunanistan Savaþý Durdur Kampanyasý üyesi Sotiris ile Ýngiltere Savaþý Durdurun Koalisyonu üyesi Roni Marguies ve Irak'ta Savaþa Hayýr
Koordinasyonu'ndan Tayfun Mater katýldý. Irak saldýrýsýnýn hemen arkasýnda gerçekleþen toplantýlarda savaþ karþýtý hareketin deneyimleri anti-kapitalis hareketle bað kurularak uzun uzun tartýþýldý. DSÝP'in de içinde bulunduðu Savaþa Hayýr Platformu ve Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu'nun Türkiye savaþ karþýtý hareket içerisindeki önemi anlatýldý. Bombalama bittikten sonra herkesin savaþýn bittiðini savunduðunu ancak hem Irak halkýnýn bu iþgale karþý
direniþe baþlamasý hem de dünya savaþ karþýtý hareketin 12 Nisan'da 30 ayrý ülkede gösteri yapmasýnýn bu hareketin devamýný gösterdiði vurgulandý. Bu hareketin nasýl devam edeceði üzerine tartýþmalar yapýldý. Küresel savaþ karþýtlarýnýn sloganý "Birlik, çeþitlilik, mücadele"nin hareketin inþasýndaki önemi vurgulandý. Bu konuyla ilgili olan bir baþka toplantý olan ulusal sorun toplantýsýnda Irak iþgali sonrasý Orta Doðu'daki ulusal kurtuluþ hareketleri tartýþýldý.
Diðer toplantýlarda devrimci bir partinin inþasýnda temel olan iþçi sýnýfý merkeziliði, aþaðýdan sosyalizm geleneði, cinsiyetçiliðe karþý mücadele, leninizm, troçkizmi, devlet kapitalizmi konularý tartýþýldý. Marksizm 2003 iþçilerin mücadele günü olan 1 Mayýs'ýn bu sene ayný zamanda "ABD, Ýngiltere Irak'tan Defol" ve "Filistin'e Özgürlük" sloganlarýyla savaþ karþýtý küresel hareketin günü olduðu vurgusuyla 1 Mayýs'ta buluþmak üzere bitti.
Koþarken okuyabilmek Uzun zamandýr kendisini yeni bir evreye sokmuþ olan anti kapitalist hareket sadece eylemlerle deðil entelektüel olarak da kendisini güçlendiriyor. Bütün bunlarý yaparken sadece sokaða, eyleme çýkmýyor ayný zamanda tartýþýyor, öðreniyor ve öðretiyor. Hatta yazýyor ve okutuyor. Bugünün tartýþmalarýna doðru bir noktadan müdahale etmek için bugünün tartýþmalarýný bilmek de gerekiyor. Tüm dünyada olduðu gibi Türkiye'de de hareketi tartýþan, harekete yön vermeye çalýþan yayýnlar gün geçtikçe artýyor. Son birkaç ayda ise ABD ve savaþ üzerine birçok kitap çýktý. Amerika'nýn savaþ çýðlýklarýnýn ilk çýkmaya baþladýðý günlerde çýkan Noam Chomsky'nin Amerikan Müdehaleciliði (Aram Yayýncýlýk), 11 Eylül (Om
Yayýnevi) kitaplarý bunun en önemli örneklerinden. Çitlembik Yayýnlarý’ndan çýkan James Hatfield'in Þanslý Velet kitabý ise, onlarýn deyimiyle "ABD'nin seçilmemiþ baþkaný" George W. Bush'un ABD'deki iktidarýný nasýl kötüye kullandýðýný tüm açýklýðýyla gözler önene seriyor. Kitabýn ilk iki baskýsý ABD'de toplatýlmýþ. Hatta ilkinde yakýlarak yok edilmiþ. Yine Aram Yayýncýlýk'tan çýkan Anthony Arnove'nin derlediði Amerika'nýn Irak Savaþý, Noam Chomsky, Robert Fisk, Howard Zinn gibi dönemin önemli entelektüellerinin yazýlarýný da kapsýyor. Kitapta ABD'nin Irak politikasý, uzun zamandýr uygulanan ambargo ve bombardýmanlarýn etkileri, bütün bunlarda medyanýn rolü
DSiP Kadýköy Hareketin Nasýl Bir Örgüte Ýhtiyacý Var 7 Mayýs, Çarþamba Saat: 19.00 Sakýzgülü Sk, 24/4, Kadýköy
(0216) 346 65 73
üzerine olan araþtýrmalarla birlikte, savaþ karþýtý aktivistlerin yanýtlarý da bulunuyor. Özellikle "Yaptýrýmlara son vermek için hareket inþa etmek" bölümü özellikle okunmasý gereken bölümlerden biri. Alain Joxe'nin Kaos Ýmparatorluðu (Ýletiþim Yayýnlarý - 2003), kitabýnýn tarafsýz bir kitap olmadýðýný arka kapaðý okumaya baþladýðýnýzda anlýyorsunuz. "Öncelikle þunu söyleyelim: Elinizdeki kitap tarafsýz deðildir!.. Aksine, dünyadaki son imparatorluða, Amerikan Ýmparatorluðu'na karþý baþlatýlacak bir mücadelenin yazýlý metni olmak iddiasýndadýr." Kitap sonunda Avrupa'nýn Amerika Birleþik Devletleri'ne karþý tek bir cumhuriyet gibi direnmesini önerse de, tartýþmalara katýlabilmek için kütüphanelerimizde
bulunmasý gerekli. Týpký Ýmparatorluk gibi (M. Hardt - A. Negri, Ayrýntý Yayýnlarý). Son olarak da çeviri olmayan bir kitap: Dünyanýn Bütün Sokaklarý Ýsyanda (Derleyenler: Osman Akýnhay - Özcan Özen, Everest Yayýnlarý). Türkiye'den birçok yazarýn yazýlarýndan ve de röportajlardan oluþan kitapta hareketin son dönem tartýþmalarýnýn bir özetini bulacaksýnýz. Baþta da söylediðim gibi bugün savaþ karþýtý hareketi anlayabilmek için onu iyi takip etmek gerekiyor. Hareket sadece eylem yapmýyor, ayný zamanda tartýþmaya devam ediyor. Bütün bu kitaplarý Ýstanbul Kadýköy Karakedi Kitabevi’nden indirimli olarak bulabilirsiniz: 0216-418 53 40
TOPLANTILARI
Beyoðlu
Kadýn Özgürlüðü Mücadelesi Nasýl Kazanýr 7 Mayýs, Çarþamba Saat: 19.00 Büyükparmakkapý Sk. Hayat Apt. Kat:4 Ýstiklal cad-Beyoðlu
(0212) 251 62 73
Ankara ABD'nin büyük dünya stratejisi ve mücadele
Ýzmir
Kapitalizm nasýl öldürüyor
3 Mayýs, Cumartesi Saat: 17.00 Meþrutiyet Cad. 5/15 Kýzýlay-Ankara
3 Mayýs, Cumartesi Saat: 15.00 846. Sk, No: 18/3 1. Beyler Konak-Ýzmir
(0312) 425 98 27
(0535) 738 05 44
Savaþa karþý sen de birþey yapabilirsin
Irak’ta Savaža Hayšr Koordinasyonu: Karakedi Kültür Merkezi, Ýstiklal Cad. Büyük Parmakkapý Sok, No: 8/4, Beyoðlu-Ýstanbul (0212) 252 72 87 Web sitesi: iraktasavasahayir.org e-mail: 1aralik@gmx.net Kadšköy Savaža Hayšr Platformu Karakedi Kitabevi, Sakýzgülü Sok, 24/4, Kadýköy (0216) 418 53 40 - (0216) 346 65 73 Bežiktaž Savaža Hayšr Platformu Özge (0535) 259 04 76 Beyołlu Savaža Hayšr Platformu Kadir: (0536)-224 82 29 (0212) 251 62 73 Marmara Üniversitesi Savaža Hayšr Platformu Hasan (0535) 403 19 13 Šstanbul Üniversitesi öłrenciler Burçak: (0536) 969 70 75 Yšldšz Teknik Üniversitesi Savaža Hayšr Platformu Umut Doðan (0555) 259 62 49 Bilgi Üniversitesi Savaža Hayšr Platformu Esra (0535) 232 26 25 Avcšlar Savaža Hayšr Platformu Sezai: (0543)795 44 22 Mecidiyeköy Savaža Hayšr Platformu Hüseyin (0212) 292 23 06 Ankara Savaža Hayšr Platformu Karakedi Kültür Merkezi: (0312) 425 98 27 Serkan: (0543) 576 18 39 Liseli Šsyan Ersin: (0536) 989 87 54 Cebeci Savaža Hayšr Irmak: (0535) 884 21 22 Beytepe Savaža Hayšr Nevra: (0535) 973 14 30 Šzmir Savaža Hayšr Šnisiyatifi Recep Aykýn (0535) 738 05 44 Šzmir Karžšyaka Savaža Hayšr Recep Aykýn (0535) 738 05 44 Savaž karžštš avukatlar Nurdan (0532) 725 50 04 Savaž karžštš sałlškçšlar Zübeyde (0532) 446 25 15 Savaž karžštš ełitimciler Cengiz (0535) 885 76 15
sosyalist iþçi haftalýk toplantý Her Cuma saat: 19.30’da Büyükparmakkapý Sok, Hayat Apt, Kat: 4, Beyoðlu - Ýstanbul
SAYI:200 29 Nisan 2003 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.geocities.com/sosyalistisci/
sosyalistisci@hotmail.com
SARS HASTALIHININ ARKASINDA NE VAR? Dünya yeni bir salgýn hastalýkla karþý karþýya, SARS. Hert tarafta panik var. GHastalýk daha þimdiden yüzlerce insaný öldürdü ve hýzla yayýlýyor. Þimdiden 27 ülkede bu öldürücü hastalýða yakalanmýþ insanlar var. Yayýlmasý daha binlerce insanýn ölümü anlamýna gelebilir. Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) “SARS, 21. yüzyýlýn ilk tehlikeli ve bütün dünyaya yayýlma olasýlýðý olan salgýný olabilir” diyor. SARS’ýn soðuk algýnlýðýna neden olan bir virüsün genetik deðiþime uðramýþ hali olduðu düþünülüyor. Çin’in Güneyindeki Guandong bölgesinde ortaya çýktýðý sanýlýyor ve bu bölgede ortaya çýkarak dünyaya yayýlan ve çok can yakan soðuk algýnlýðý virüslerine benzer sonuçlar yaratabileceði düþünülüyor. Çin’in Guandong eyaleti en çok yabancý yatýrým alan alanlardan birisi. Her yýl milyonlarca Çinli bu bölgeye yýðýlýyor ve dev nüfuslu kentler ortaya çýkýyýr. Çok büyük bir nüfus yoðunluðu ortaya çýkýyor. Uluslararasý sermaye Guangdong’a ucuz emek nedeniyle geliyor. Bölgenin iþçilerinin yaþam koþullarýn çok kötü. Bu ise SARS hastalýðýna neden olan virüsün neden Guangdong’dan çýktýðýný açýklýyor.
Ayný bölgeden geçmiþte çýkan grip virüsleri dünyada aðýr tahribatlar yarattý. Örneðin 1968-69’da ortaya çýkan ve “Hong Kong gribi” dünya çapýnda 1 milyon insanýn hayatýna mal oldu. 1957-58’de ortaya çýkan “Asya Gribi” de ayný miktarda insanýn ölümüne neden oldu. Birinci Dünya Savaþý’nýn yarattýðý koþullarda 1918-19
yýllarýnda ortaya çýkan “Ýspanyol gribi” ise bütün dünyada 40 milyon insanýn ölümüne neden oldu. Siperlere yýðýlan milyonlarca askerin kötü beslenmesi, pislik gibi koþullar “Ýspanyol virüsünü” doðuran nedendi. Aynen SARS virüsünün de Guangdong’un iþçi yataklarýnda doðmasý gibi. SARS ve benzeri hastalýk-
larý yok etmenin yolu aslýnda çok basiit. Daha temiz bir ortam, insanca yaþam koþullarý, en basit saðlýk önlemleri temiz içme suyu, kanalizasyon gibi önlemler aslýnda bu tür saðlýk sorunlarýný ortadan kaldýracak tedbirler. Ancak kapitalist küreselleþme saðlýk önlemlerini arttýracaðýna tam tersine insanlarýn yaþam
koþullarýný daha da kötü ve dolayýsýyla her türlü salgýn hastalýðýn yayýlmasýný daha da kolay hale sokmakta. Dünyanýn egemenlerinin savaþa, silahlanmaya harcadýklarý muazzam kaynaklarýn çok küçük bir kýsmý saðlýða harcansa SARS ve benzeri her türlü salgýn hastalýðýn kökü kolaylýkla kurutulabilir.
Savaþa deðil saðlýða yatýrým