206

Page 1

sosyalist isci SAYI: 206

19 Eylül 2003

500.000 TL.

Lübnanlý aktivist Raida Hatoum:

Okullar açýldý

Bush’tan itiraf: “Kötü günler bizi bekliyor”

“Anti-kapitalist kutbu büyütmeye çalýþýyoruz” sayfa: 8

Ýlk zil alarm zili

ABD battýkça batýyor!

sayfa: 4

sayfa: 6-7

ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlanda, Ýspanya, Ýtalya, Japonya, Kanada, Kýbrýs, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mýsýr, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Suriye, Tayland, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlanda, Ýspanya, Ýtalya, Japonya, Kanada, Kýbrýs, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mýsýr, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Suriye, Tayland, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlanda, Ýspanya, Ýtalya, Japonya, Kanada, Kýbrýs, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mýsýr, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Suriye, Tayland, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlanda, Ýspanya, Ýtalya, Japonya, Kanada, Kýbrýs, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mýsýr, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Suriye, Tayland, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlanda, Ýspanya, Ýtalya, Japonya, Kanada, Kýbrýs, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mýsý!r, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Suriye, Tayland, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleþik Arap Emirlikleri, Cezayir, Danimarka , Filistin, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, Ýngiltere, Ýran, Ýrlan-


2

sosyalist iþçi

Irak halký Türk ordusunun Irak’a gitmesine karþý, AKP ve Genel Kurmay asker göndermekten yana

Irak’ta Türk askerinin ne iþi var? Iraklýlarýn Türk ordusunu istemedikleri gün gibi aþikar. Ne Þiiler, ne Kürtler ve de “aþiretler” Türk askerinin Irak’a girmesini istemiyor. Her fýrsatta bu tekrarlanýyor. Ama her defasýnda da Türk hükümetinin yetkilileri bir yeni “temsilci” buluyorlar ve “evet Türk askerini istiyoruz” dedirtiyorlar. üNe var ki “Türk askeri istiyoruz” diyenlerin ya hiç bir þeyi temsil etmedikleri ya da söylediklerinin tahrif edildiði daha sonradan anlaþýlýyor. Irak’taki Amerikancý kukla rejimin baþý Ahmed Çelebi ve Dýþ Ýþleri Bakaný dahi “Türk askeri istemiyoruz” diyor fakat AKP ve Genel Kurmay gene de “gideceðiz” diyor. Baþta Tayyip Erdoðan olmak üzere hükümet yetkilileri Türk askerlerinin “Irak’a jandarma olarak gitmeyeceðini” söylüyor ama Amerikan yetkilileri Türk askerlerinin çatýþmalarýn, yani Irak direniþinin en yoðun olduðu yere gideceðini açýklýyor. Kýsacasý ortalýkta tam bir rezalet var.

Amerika neden Türk askeri istiyor?

Amerika Irak’ta gün be gün batýyor. Ölü sayýsý artýyor. Üstelik ABD askerleri mümkün olduðunca çatýþmalardan uzak duruyor. Oysa direniþi bastýrmak için riski göze almak gerekiyor. Ancak Bush yönetimi ABD’deki muhalefetin boyutlarý nedeniyle riski göze alamýyor. Bu nedenle riskli alanlarda çatýþmalara girecek ve ABD’nin þimdiye

Dýþiþleri Bakaný Abdullah Gül dedi ki; "DEHAP nedeniyle seçim iptal edilirse daha kuvvetli geliriz." Bir partinin uyduruk gerekçelerle kapatýlmasýna karþý deðil, saece kendi partisinin çýkarlarý için þantaj yapýyor. ABD Ulusal Güvenlik Danýþmaný Condoleeza Rice "Hiçbir zaman, Saddam Hüseyin'in 11 Eylül saldýrýlarýný yönettiðini ve yönlendirdiðini, iddia etmedik" dedi. Saddam döneminde Irak'ta El Kaide üyelerinin bugün Irak'ta sayýlarýnýn artýþý sonrasý panik içinde yalan söylüyor.

kadar verdiðinden çok daha fazla ölü verecek bir güce ihtiyaç var. Ýþte Türk ordusunun Irak’a girmesinin istenmesinin tek nedeni bu.

Jandarma mý? Amele mi?

Tayyip’e ve Genel Kurmay’a göre Irak’a gidecek askerler jandarmalýk deðil, Irak’ýn “yeniden inþasý” için kullanýlacakmýþ. Bunun doðru olmadýðý çok açýk. ABD Irak’a amele sitemiyor. Irak’ta yeterince iþçi var. Mütahitler ise ABD’den geliyor. ABD’nin ihtiyacý kendi askerleri yerine ölecek baþka ülkelerin askerleri. Eðer ABD Irak’a acilen 10-15 bin asker gönderecek bir ülke bulamazsa iþi çok zor. Türkiye dýþýnda henüz bu denli çok asker göndermeyi düþünen hiçbir ülke yok. Yani hiç bir ülke askerlerini ABD için Irak’a ölmeye göndermek istemiyor. Hiçbir ülke Bush’u kurtarmak için kendisini feda etmeyi düþünmüyor. Sadece Türkiye’de bu tartýþma var. Türk askerleri Irak’ta amele olmayacaðý gibi doðru dürüst jandar-

ma da olamayacak. Olsa olsa kurban olacaklar. ABD’nin, Bush’un kurbanlarý.

AKP asker gönderebilir mi?

AKP yönetimi, hükümet, asker göndermeye çok niyetli. Genel Kurmay’da AKP’yi destekliyor. Bütün bunlar sanki hükümet kazanacaðý yönünde. Oysa bunu savaþ karþýtý hareket belirleyecek. 27

Ya Kürtler? Türk ordusunun Irak’a yollanmasýný savunanlarýn en önemli argümanlarýndan birisi de Kürt sorunu. Onlara göre eðer Türk ordusu Irak’a yollanmazsa Irak Kürtleri baðýmsýzlýklarýný kazanacaktýr ve bu Türkiye’nin bölünmesi yol açabilir. Her þeyden önce Türk ordusu Kuzey Irak’a yollanmayacak. Kaldý ki ABD daha savaþ baþlamadan

Eylül ve sonrasýnýn yýðýnsallýðý TBMM’nin yeni tezkereyi oylamasýnda ki en belirleyici geliþme olacak. Sadece Türkiye’deki gösteri deðil, bütün dünya çapýndaki gösteriler AKP’ni TBMM’nin kararýný etkileyecek. 27 Eylül bu nedenle büyük, etkileyici olmalýdýr. Ancak mücadele 27 Eylül’de bitmiyor. Tam tersine mücadelenin yeni bir sayfasý 27 Eylül’de açýlýyor.

önce bölgedeki bütün Türk askerlerinin çekilmesini saðladý. Süleymaniye’de 11 Türk askerinin baþlarýna çuval geçirilerek tutuklanmasý bunun en son örneði. Türk askerleri Kuzey Irak’a, Kürt bölgesine deðil direniþin göbeðine, Baðdat’ýn çevresine yollanýyor. Bugün ABD’nin Kuzey Irak’ta Türk askerine ihtiyacý yok. Onlar Baðdat çevresindeki direniþi bastýrmak için kendisini feda edecek bir askeri güç arýyorlar.

MGK ve psikolojik harekat Sosyalistler yýllarca bu ülkenin var olan burjuva hukukuyla deðil, gizli yönetmelikler ve gizli kararnamelerle yönetildiðini söylerler. Gizli, MGK Genel Sekreterliði Yönetmeliði'nin açýða çýkmasý bu iddialarý resmileþtirdi. Yönetmeliðin 42. maddesini içeren iki sayfasý, MGK'nýn en etkin birimi olduðu anlaþýlan Toplumsal Ýliþkiler Baþkanlýðý'na (TÝB) verilen psikolojik harekat görevini içeriyor. TRT, Anadolu Ajansý gibi kamu yayýn kurumlarý, bu harekatýn en önemli propaganda araçlarý olarak görülüyor. Sadece bakanlýklar, müsteþarlýklar deðil özel kurumlar da harekatýn kapsamýna alýnýyor. Milli ülkü etrafýnda homojen bir toplum yaratmayý öncelik yapan yönetmeliðin sýnýrý yok. Muhtelif iç düþmanlar ve muhtemel iç düþmanlara karþý yüzlerce, binlerce psikolojik harekatýn arkasýnda bu gizli yönetmelik var. Gizli yönetmeliðin açýða çýkmasý üzerine

HAFTAYA BAKIŞ

MGK Sekreterliði yaptýðý basýn açýklamasýyla topluma karþý psikolojik harekatýn gerekliliðini savundu. Haberi yayýnlayanlarý da tehdit etmekten geri kalmadý. AKP ve CHP yetkilileri ise MGK'nýn gerekliliðini savunmakla kaldýlar. Hükümet her devletin gizliliði olur diye yönetmeliðe ve uygulamalara sahip çýktý. Yönetmeliðin basýna deþifre edilmesi egemen sýnýfýn kendi içindeki çatlaðýn bir göstergesi. Ama bir süre sonra bunlar unutulacak ve yönetmeliðin üzerine yeniden bir sýr perdesi çekilmeye çalýþýlacak. Özgürlükten yana olanlarýn üzerine düþen görev bu yönetmelikle yürütülen operasyonlarýn, iþlenen cinayetlerin aydýnlýða kavuþturulmasýný saðlamaktýr. Susurluk sadece bir çetenin iþi deðil, ucu MGK'ya kadar uzanan bir silsiledir. Bu yönetmeliðin bütün gizli belgeleri açýklanana kadar bu iþin arkasýnda durmak gerekir.

ABD ve fino köpekleri: ABD, Ýsrail'in Filistin lideri Yaser Arafat'ý sürgüne gönderme tehdidine son vermesini öngören, Arap ülkeleri tarafýndan verilen karar tasarýsýný veto etti. Güvenlik Konseyi'nin 11 üyesi karar tasarýsý lehine oy kullanýrken, Ýngiltere, Almanya ve Bulgaristan çekimser kaldý. Irak'taki Türkmenler de dahil tüm gruplarýn Irak'ta Türk askeri istemediðini bildiriyor. Abdulah Gül Ira halkýnýn Türk askerini istediðini kimse "Ülkeme yabancý asker gelsin demez" sözüyle açýklýyor. Bush tescilli bir yalancý. BM Silah Denetçilerinin eski Þefi Hans Blix, Irak'ýn kitle imha silahlarýný 10 yýl kadar önce imha ettiðine inandýðýný ve istihbarat kurumlarýnýn silahlarla ilgili yargýlarýnýn yanlýþ olduðunu söyledi.

gelecek sayý sosyalist iþçi

Bush’un iki yýldýr süren terörü Alex Callinicos


sosyalist iþçi

3

BAŞYAZI Milli deðil, küresel direniþ! Şenol KARAKAŞ

27 Eylül’de Ankara’ya... Irak’taki kriz her geçen gün daha da derinleþiyor. Ýþgal kuvvetleri hergün yeni kayýplar veriyor. Durum belki henüz Amerika’nýn Vietnam Savaþý kadar vahimleþmedi ama hýzla oraya doðru gidiliyor. Irak direniþ hareketi giderek toparlanýyor, örgütleniyor. Zaten kimse ABD’nin korkunç silahlý gücü karþýsýnda düzenli Irak ordusunun direnebilmesini beklemiyordu. Ama þimdi direniþ karþýsýnda ABD uçaklarý ve gemileri, uzaydan izleme cihazlarý iþe yaramaz durumda.

Irak’taki bataklýk Bush ve Blair’i kendi evlerinde vuruyor. Her iki iþgalci liderin de bir daha seçilemeyecekleri artýk kesin. Bush’un desteði yüzde 80’lerden, yüzde 50’lere düþmüþ durumda. Blair’in durumu ise daha da kötü.

Çok deðil, altý ay önce Demokrat Parti Bush’a karþý aday bulamazken þimdi ortalýkta sayýsýz aday var. Ve kim Irak’ta savaþa hayýr diyorsa onlar daha popüler. ABD için çýkýþ yollarýndan birisi de Irak’a bir baþka ülkenin askerlerini doldurmak ve Irak direniþinin üzerine onlarý sürmek.

Türkiye iþte bu nedenle bir kere daha gündeme geldi. Kimi gazetelerin iddia ettiði gibi Türk ordusunun bu çaðrý için hiç bir özelliði yok. Sadece oraya gidecek ve Amerika için ölecek insana ihtiyaç var. En kolay ve en ucuza Türkiye’den asker bulunabilir. Ýþte Türkiye’den asker istemenin tek nedeni bu. Ucuz asker!

AKP hükümeti, Genelkurmay ve Dýþiþleri Bakanlýðý asker göndermekten yana. Bu tutum sadece Bush’un Amerika’da kendi halkýna karþý elini güçlendirir. Baþka bir iþe yaramaz.

Bugün Türk ordusunun Irak’a gitmesine engel olmak gerekiyor. ABD’nin yenilgisi bu durumda daha da hýzlanacaktýr. Bunun için Türk ordusu Irak’a gitmemelidir.

AKP’nin asker gönderme isteðine karþý ilk kitlesel ve doðrudan direniþ 27 Eylül’de Ankara’da. Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu Ankara’ya gidiyor. Bu mitingin boyutlarý açýk ki AKP’nin asker gönderme kararýný etkileyecek. Öyleyse hep beraber, 27 Eylül’de Ankara’ya. Sadece kendimiz deðil, tanýdýðýmýz herkesle beraber.

sosyalist iþçi

Bugün sermaye sýnýflarýnýn gözünü en çok korkutan mücadele dinamiði, kuþkusuz anti-kapitalist savaþ karþýtý harekettir. 15 Þubat 2003, hareketin doruk noktasýydý. Dünya, emperyalizm karþýtý sloganlarla sallandý. Bush'un savaþýna duyduðu öfkeyle on milyonlar sokaklara çýktý. Dev sermaye gruplarýna karþý Seattle'da ivme kazanan hareket, dünyayý sarýyor. Hareketin aktivistleri çok hýzlý bir biçimde dev þirketlere kaþý mücadeleyle emperyalizme karþý mücadelenin bir ve ayný þey olduðunu eylem içinde kavradý. Þirketlerin küreselleþmesiyle silahlý küreselleþme, Citygroup'la ABD ordusu, DTÖ ile ABD'li generaller ayný kapitalist mezbahanýn farklý bölümlerinden baþka bir þey deðil. Öyleyse, küresel sermayeyi kaçtýðý her yerde kovalayan "küresel direniþ yaklaþýmýnýn uygulanmasýnýn günümüzde nesnel ve maddi koþullarý yoktur" diyebilir miyiz? Bu dünyada yaþayýp da bunu cesaretle ifade eden bir yazý, Aydýnlýk dergisinin 31 Aðustos 2003 tarihli sayýsýnda Yýldýrým Koç imzasýyla yayýnladý.

Emperyalizm ve iþçi aristokrasisi

Koç, bu fikrini, emperyalist politikalarýn iþçi sýnýfý üzerinde etkili olmasý ve emperyalizmin geliþmiþ ülkelerin iþçi sýnýfýna belirli rahatlýklar saðlamasý gerekçelerine yaslanarak inþa ediyor. Fakir ülkelerin solcularý ve aydýnlarý, kendi ülklerindeki iþçi sýnýflarýnýn fakirliðinin faturasýný, nedense her seferinde zengin ülkelerdeki iþçi sýnýflarýnýn biraz daha yüksek yaþam standartlarýna keserler. Ýddia, zengin ülkelerdeki iþçi sýnýflarýnýn, emperyalistlerin sömürüsünden pay aldýklarý yönündedir. "Aðzýna bir parmak bal çalarsýn" naifliði, iþçi aristokrasisi teorisinin belkemiðidir. Zengin ülkelerin iþçi sýnýflarý aðýzlarýyla kuþ tutsalar, "iþçi aristokrasisi" teorisinin savunucularýna yaranamazlar. Bu teorinin temel hatasý, sadece, Avrupa'da ve Amerika'da iþçilerin verdiði mücadeleyi görmezden gelmesi deðildir. Kapitalist çaðýn temel çeliþkisinin, tüm dünyadaki sermaye ile tüm dünyadaki iþçi sýnýflarý arasýnda sürdüðünü göremeyerek, baþka bir mücadeleyi, hayali bir ‘zengin Kuzey-fakir Güney’ çeliþkisini tüm dünyanýn etrafýnda döndüðü merkez olarak alýrlar. Batý iþçi sýnýfýnýn Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra elde ettiði kazanýmlar, Avrupa iþçi sýnýfýnýn fakir ülkelerin iþçilerinin sömürüsünden nemalanmasýndan deðil, yoðun sömürüye direniþinden kaynaklanýr. Üstelik dünyada toplam sýnýrötesi yatýrýmlarýn dörtte üçü ABD, AB, Japonya arasýnda olduðuna göre, Batý iþçi sýnýfý, býrakalým fakir ülkelerin iþçilerinin alýnterinden dolaylý ya da dolaysýz nemalanmayý, emek güçleriyle yarattýklarý deðerin çok küçük bir kýsmýný alýyor. ABD'de iþçi ücretleri, bu dönemde ABD ekonomisi büyümesine raðmen, hâlâ 1970'lerin düzeyini yakalayabilmiþ deðil.

Emperyalizm ve ulusal çýkar!

Emperyalist politikalarýn iþçi sýnýfý üzerinde etkili olmasý, küresel direniþi olanaksýzlaþtýrmakta mýdýr? Yýldýrým Koç, "evet" diyor. Öyleyse 100 yýldýr sürdürülen mücadele boþuna mýydý? Emperyalizmin politik ve fikri egemenliðini savuþturmanýn yolu, "tüm anti emperyalist ve milli güçlerle ittifak oluþturmak" olmasa gerek. Küreselleþmenin nimetlerini anlatan teorisyenlerle, yani liberalizm yanlýlarýyla küreselleþmeye milli çýkarlara zarar verdiði gerekçesiyle karþý çýkanlarýn bir ortaklýðý var: Küreselleþme ve ulusal devletler iliþkisini anlamamak! Emperyalizm, kapitalizmin bir evresidir. Dev þirketler, devletlerin koruyuculuðunda, küresel düzeyde pazar, yatýrým ve ham-

made için þiddetli bir rekabete girerler. Sermayeler arasý rekabet, emperyalizmle birlikte küresel askeri rekabet biçimini alýr. Emperyalizm savaþýn sanayileþmesidir. Dev þirketlerin küresel rekabeti, devletlerin askeri gücüyle tayin edilmek zorunda. Devletler sermayelerin üretim ve dolaþýmýný garanti altýna alan askeri, siyasi ve ideolojik örgütlerdir. Emperyalizm, tekelci kapitalizm aþamasýnda, küresel kapitalist ekonomik ve politik sistemin, hiyerarþik bir devletler sistemi içerisinde yeniden üretiminin düzenlenmesidir. Ulus devletler, kendi egemen sýnýflarý adýna bu hiyerarþinin merkezinde konumlanmaya çalýþýr. Bunu baþaracak ekonomik örgütlenmeye ve askeri güce sahip olmayan egemen sýnýflar, emperyalist bloklaþmalardan birisine yaslanarak kendini güvence altýna almaya ve dünya pazarýndan pay kapmaya çalýþýr. Týpký Türkiye'de büyük sermayenin ordusuyla, yasalarýyla, sermaye partileriyle batý emperyalist bloðuna entegre olmaya çalýþmasý gibi. Sermayenin küreselleþmesi, emperyalizm, ulusal temeli ortadan kaldýrmaz. Tam tersine, ulusal temelleri hiyerarþik ve akeri bir hegemonya odaðý etrafýnda yeniden düzenler. ABD, milli sermayesi küresel pazarýn aslan payýna sahip olan süper ulusal ordusuyla ulusal çýkarlarýný kýskançlýkla koruyan bir devlettir. Türkiye de, Malezya da, Çin de, Rusya da ulusal çýkarlarýný koruma için her türden askeri maceraya giriþmeye yeminli egemen sýnýflarýn ulusal temelleridir. Üstelik, Lenin'in vurguladýðý gibi, her ulus içinde, çýkarlarý birbiriyle uzlaþmaz olan iki temel toplumsal güç yer alýr: Ýþçi sýnýfý ve egemen sýnýf. Ýþçi sýnýfýnýn ulusal çýkarlarý yoktur. Ýþçilerin, kendilerini egemen sýnýflarla uzlaþtýracak hiçbir fikre ve geleneðe ihtiyaçlarý yoktur.

Anti kapitalizm

Yýldýrým Koç'un anlattýklarýný Ýþçi Partisi Gençlik Kollarý Baþkaný Mehmet Perinçek þöyle özetliyor: "Sol teori açýsýndan bakýldýðý zaman en önemli þey emperyalizmle mücadeledir. Biz de bu mücadeleye destek veren anti Amerikancý herkesi destekliyoruz." Perinçek, “destek vermek” ifadesiyle Ülkü Ocaklarý ile yaptýklarý iþbirliðini açýklamaya çalýþýyor. Ýstisnasýz her ülkede, demokratik her kazanýmýn, özgürlüðün ve iþçi sýnýfýnýn üzerine kabus gibi çöken faþist gelenekle, emperyalizme karþý milli çýkarlarda uzlaþanlar, tek baþýna anti-emperyalizmin þovenist-milliyetçi bir çizgiye savrulmayý engellemeye yetmeyeceðini çok baþarýlý bir biçimde gösterdiler. Perinçek, "Saddam Hüseyin'in Irak'ýný, Miloþeviç'in Yugoslavya'sýný ve hatta Ýran'ý destekliyoruz. Ýç politikada ne yaptýklarý bizi ilgilendirmez" diyor. Türk ordusunu da destekliyorlar, iç politikada ne yaptýklarý onlarý ilgilendirmiyor çünkü. Ýþkence, darbe, özgürlüklerin kýsýtlanmasý: Bunlarýn önemi yok! Önemli olan milli çýkarlar! Saddam'ýn Kürtleri kimyasal silahla öldürmesi, Ýran'da iþçilerin, kadýnlarýn ve

öðrencilerin maruz kaldýðý baskýlar... Önemi yok! Anti Amerikancý olmak yeter. Anti-kapitalist olmadan, önce kendi egemen sýnýfýna ve onun "iç politik" þiddet ve baský araçlarýna, yani ordu ve polis örgütlenmesine karþý olunmadan anti Amerikancý olmak, ABD'de savaþa karþý olan, özgürlükleri için mücadele eden Amerikalý ezilenlere düþmanlýk duymak demektir. ABD'nin yenilmesi için kollarýmýzý sývadýk. Bunu, anti Amerikancý diye Saddam'ý sevdiðimiz için deðil, Irak halkýnýn Saddam'dan da kurtulacaðý siyasal koþullarý da oluþturacak olan geliþmenin ABD'nin yenilgisi olduðunu bildiðimiz için yaptýk. Bizim müttefiklerimiz yok. Anti-kapitalistler, Türk ordusu ya da milli güçlerle deðil, en baþta ABD'deki, Ýngiltere'deki savaþ karþýtlarýyla dayanýþýrlar. Milli güçlerle ittifak arayýþý ise kaçýnýlmaz bir biçimde Yýldýrým Koç'un anlattýðý þu perspektife sürükler: "Emperyalizm dünya ölçeðinde darbeler yedikçe, emperyalist ülkelerin iþçi sýnýflarýna saðlanan olanaklar iyice azalacaktýr. Avrupa iþçi sýnýfý sosyal refah devletini kaybedecektir. ABD iþçi sýnýfý, elindeki olanaklardan mahrum kalacaktýr." Sanki batý iþçi sýnýfýnýn caný çýksýn diye ABD'ye karþýyýz. Koç, ABD iþçi sýnýfýnýn ve savaþ karþýtlarýnýn mücadelesi olmadan, Türkiye'deki millici güçlerleKýzýlelma Koalisyonu diye de bilinen-solun ittifak yapmasýný öneriyor. Vietnam savaþýnda ABD'nin yenilmesi, Vietnam direniþi kadar ABD'deki yýðýnsal savaþ karþýtý kampanyanýn da ürünüdür. Bugün de tüm savaþ karþýtlarý bir yandan Ira'taki direniþi desteklemek, bir yandan da, esas olarak ABD'deki savaþ kaþýtlarýna güç ve moral vermek için yýðýnsal kampanyalar örgütlemelidir. Türkiye'nin Irak'a asker göndermesine, öncelikle ABD'nin yenilmesini istediðimiz için karþýyýz. Bugün herþeyden daha anlamlý olan küresel direniþtir. Ve küresel direniþ yaklaþýmý uygulanmaktadýr. 27 Eylül, küresel savaþ karþýtý gün olacak ve hep birlikte bugünün etkisini göreceðiz. Ama geleceði beklemeye gerek yok. Küresel direniþin bir dizi kazanýmý var: 1) Küresel sermayeye karþý hareket DTÖ'nün tüm prestijini yok etti. Geliþmiþ ekonomiler bu prestij yitimini çok iyi görüyorlar. Bu yüzden, global, ortak çözümler yerine hýzla ‘ticareti serbestleþtirme alanýnda ikili anlaþmalara’ yönelerek azgeliþmiþ ülkelerin piyasalarýný, adeta birbirleriyle yarýþarak paylaþmaya giriþtiler. DTÖ'ye geçen yýl 250 anlaþma bildirildi, bu yýl sayý 300'ü bulacak. Bu bir kazanýmdýr. 2) Küresel savaþ karþýtý hareket milyonlarý harekete geçirerek savaþý geciktirmiþtir. 3) Savaþý engelleyememiþ olsa da Bush ve Blair gibi emperyalizmin sözcülerini teþhir etmiþ, savaþýn gerekçelerini tüm dünyaya anlatmýþ ve savaþ yalanlarýný kanýtlamýþtýr. Bush ve Blair'in ipi çekilmiþtir ve bu ipi çeken küresel direniþ hareketidir.


sosyalist iþçi

4

YORUM

KESK yoluna devam ediyor 2.5 milyon kamu çalýþanýný ilgilendiren toplu görüþmelerden bir sonuç alýnamadý. Bu dönem yaptýðý bir dizi eylemle de kamu çalýþanlarýnýn desteðini alan KESK, masaya aslolarak üç gündemle oturdu. -Demokratik haklar -2003 alacaklarý -2004 maaþ zam oranlarý KESK'in 23 Aðustos'ta yaptýðý baþarýlý miting ve bir dizi eylem AKP hükümetinin saldýrýlarýna hedef oldu. Ankara eyleminde polisin ablukasý, Devlet Bakaný Mehmet Ali Þahin'in bölücülük suçlamalarý, Baþbakan'ýn eylemi anti-demokratik olmakla suçlamasý ve küçümseme çabalarý vb. gibi.. Ancak tüm bunlar KESK'in ilk kez karþýlaþtýðý saldýrýlar deðil. Zaten yýllardýr bu suçlamalarla boðuþarak mücadelesine devam ediyor. Dolayýsýyla AKP hükümeti bu saldýrgan tavrýyla sadece kendisinin ne kadar acz içerisinde olduðunu kanýtlýyor. Çünkü önünde zor günler onu bekliyor. 1 Mart'ta teskerenin reddedilmesinde önemli bir rol oynayan KESK, önümüzdeki dönemde de Irak'a asker gönderme konusunda hükümeti zorlayacak bir potansiyele sahip. Ayný zamanda ekonomik olarak da Irak meselesi bütçeyi etkileyecek. 2004 bütçesinin bir savaþ bütçesi olmasý ihtimali var. Sadece bu deðil! Batan bankalarýn kasalarýna hazineden milyarlarca dolar aktarýlýyor. Son olarak Ýmar Bankasý olayýnda hesapta görünmeyen para 6.5 milyar dolar! Aslýnda gündem hükümet açýsýndan son derece can sýkýcý. KESK bu süreçte savaþa, hortumcuya deðil, emekçiye bütçe diyerek hükümeti sýkýþtýrýyor. Baþbakanýn caný sýkýldýkça KESK'i eleþtirmesi bunun kanýtý. Hükümet pervasýzca IMF'nin ve Bush'un direktiflerini uygulamaya çalýþýrken, öne çýkan konfederasyon KESK oldu. Bu durumu hükümetin KESK'e ve Kamu-Sen'e karþý izlediði farklý tutumda da görebiliriz. Hükümet Kamu-Sen'e karþý uzlaþmacý, hoþgörülü; KESK'e karþý ise saldýrgan. KESK'in bu direniþi, hem hükümeti hem de Kamu-Sen'i rahatsýz ediyor. Bir zamanlarýn grev kýrýcýsý KamuSen þimdi sahte açlýk grevleriyle durumu kurtarmaya çalýþýyor. Ýþyerlerinde yaþanan tartýþmalar açýkça gösteriyor ki, hiçbir sendikaya üye olmayanlarýn bile baktýklarý sendika KESK. Çünkü kamu çalýþanlarý son süreçte gerçekte kimin mücadele ettiðini görüyor. 1 Ekim'de sokaða, meclisin oralara çýkmaya hazýrlanan KESK, bu umudu mücadeleye dönüþtürerek, önüne iyi örgütlenmiþ bir grev hedefini koyarak yoluna devam etmeli.

Berna TEZCAN

Eðitim Sen 2 No'lu Şb.

Okullar açýldý

Ýlk zil alarm zili! Okullar 15 Eylül Pazartesi günü ders baþý yaptý. Ýlköðretimdeki 10 milyon 331 bin, liselerdeki 3 milyon 34 bin öðrenci ve 700 bin eðitim emekçisi, artýk bir yumak halini alan sorunlarla beraber yeni eðitim öðretim yýlýna baþladý. 2003-2004 eðitim öðretim yýlý açýlýrken Eðitim-Sen tarafýndan eðitim sorunlarýný anlatan bir rapor hazýrlandý. "2003-2004 Eðitim Öðretim Yýlý Baþlangýcýnda Eðitim Durumu" baþlýðýný taþýyan raporda; öðretmen açýðý, 'zorunlu' baðýþ, eðitime ayrýlan bütçenin yetersizliði, eðitim emekçilerinin maaþlarý ve kalabalýk sýnýflar gibi sorunlara deðiniliyor. Rapora göre 12 milyon 608

bin 880 öðrenciden 2 milyon 269 bin 444'ü yoksulluk sýnýrýnda yaþýyor. 5-14 yaþ grubundaki 13.2 milyon çocuktan 1 milyon 8 bini çeþitli iþlerde çalýþmak zorunda kalýyor. Ýlköðretim çaðýnda olup da özel eðitime muhtaç olan çocuklardan sadece %2'si eðitim alabiliyor. Çocuklar öðretmenlerin %25'inin, velilerin ise %50'sinin þiddetine uðruyor. Çeþitli araþtýrmalara dayanýlarak hazýrlanan rapora göre ilköðretimde 30 kiþilik sýnýflarda eðitim verilebilmesi için gereken kaynak 5 katrilyon lira. Bunun için 100 bin derslik gerekiyor. 2 milyon 240 bin öðrenci öðretmen eksiði olan okullarda öðretim görüyor.

Eðitime 'AK saldýrý' Halktan, yoksullardan yana olduðunu iddia ederek iktidara gelen AKP hükümeti, eðitim emekçilerini sefalete itiyor, devlet okullarýný içine girilemez hale getiriyor Okullar için halktan olmadýk þeyler isteniyor. Geçenlerde Antalya'da çocuðunu okula kaydetmek isteyen bir veliden 100 milyon lira istendi. Bu parayý veremeyecek durumda olan veli çocuðunun kaydýný yaptýrabilmek için, onur kýrýcý bir þekilde tüm okulu tek baþýna temizlemek zorunda kaldý! AKP hükümeti kamusal eðitimi

çökertmek istiyor. Geçmiþ hükümetlerden de hýzlý bir þekilde eðitime saldýrýyor. Hortumlanan bankalara, sarsýlan özel okullara kaynak ayýran AKP devlet okullarýný bi-linçli bir þekilde ihmal ediyor, çürümeye terk ediyor. Sorunlarýn çözümü, çocuklarýn gençlerin geleceði için AKP eðitimde eðitim emekçilerinin, velilerin ve öðrencilerin sesini duymalýdýr: Nitelikli, parasýz, kamusal eðitim! Duyabilmesi için de, Eðitim Sen'in, sorunun tarafý olan kesimlerle ortak ve kararlý bir mücadele vermesi gerekir.

Eðitim emekçilerinin hali Öðretmenler cumhuriyet tarihi boyunca giderek yoksullaþtý. 1931 yýlýnda bir öðretmen, maaþý ile 164 kg. koyun eti alabiliyorken 2003 yýlýnda sadece 63 kg. koyun eti alabiliyor. Tüm diðer göstergelere göre de %50'ye yakýn bir yoksullaþma söz konusu. Eðitimde yaþanan tüm bu sorunlarýn çözülebilmesinin ilk koþulu, bütçeden eðitime ayrýlan payýn artýrýlmasý. Ancak siyasi iktidarlar, özellikle DTÖ ve IMF gibi kuruluþlarýn dayatmalarýyla bu payý giderek küçültüyor. GATTS anlaþmasý ile kamusal hizmetlerin özelleþtirilmesi öngörülüyor.

Victor Jara: "Venseremos!"

Adý öldürüldüðü stadyuma verilecek Þili'de faþist general Augusto Pinochet'in diktatörlüðü sýrasýndaki baskýlara karþý mücadele eden, "Venseremos" (Kazanacaðýz!) adlý bestesiyle uluslararasý direniþin sembolü olan Victor Jara'nýn adý, katledildiði stadyuma verilecek. 11 Eylül 1973'te sadece Victor Jara deðil, binlerce Þilili gözaltýna alýnarak Santiago Stadyumu'na götürülmüþ, ardýndan da hunharca katledilmiþti. Þili hükümeti, Pinochet'nin seçimle iþbaþýna gelen sosyalist Salvador Allende'yi kanlý bir darbeyle devirmesinin 30.

yýldönümünde Victor'un adýný öldürüldüðü stadyuma verme kararý aldý. Victor Jara'nýn eþi Joan Jara da Allende önderliðinde iktidara gelen Halk Cephesi'nin bir üyesiydi. Joan Jara, eþinin cesedini, binlerce kimliksiz Þilili arasýndan bulduðu günden beri adýnýn öldürüldüðü stadyuma verilmesi için bir kampanya yürütüyor ve uluslararasý platformlarda Þili'deki vahþeti anlatýyordu. Pinochet dönemindeki baskýlara karþý mücadelenin uluslararasý sembolü olan Jara'nýn Venseremos'u, bugün de anti-

kapitalist hareketin dilinde.


sosyalist iþçi

5

DÜNYA

Filistin’de intifada sürüyor Ý

srail’in Filistin lideri Yaser Arafat’ý sürgüne yollama yönünde aldýðý küstah karar tüm dünyadan ve Filistin halkýndan büyük tepkiler alýyor. Kararýn ardýndan Filistinli örgütler ayaklanmanýn sürdürülmesi ve yayýlmasý çaðrýsý yaptýlar. El Fetih, karar uygulanýrsa tüm Ýsrail’de saldýrýlara giriþeceklerini duyurdu. El Aksa Þehitleri Tugayý Arafat’ýn ‘kýrmýzý hat’ olduðunu,kararýn uygulanmasý halinde kýrmýzý hat falan

kalmayacaðýný, büyük küçük ayrýmý yapmadan herkese ve her yere saldýracaklarýný ilan etti. Arafat’ýn Ramallah’taki karargahý önünde toplanan 7 bin kiþi destek gösterisi yaptý. Liderlerini ve kutsal topraklarý sonuna kadar savunacaklarýný haykýrdýlar. Ýsrail’in niyeti açýk: Arafat’ý imha etmek, Filistin halkýný yok etmek ve topraklarýndan sürmek. Ama Filistin halkýnýn yanýtý da açýk: Ýntifada sürecek!

Dünyadan sürgüne hayýr A

rafat'ýn sürgün kararý bu kez 'yol haritasý'ný hazýrlayan, Ýsrail'in kadim dostu ve efendisi ABD'nin bile tepkisini çekti. ABD'nin Ýsrail büyükelçisi Dan Kurtzer Ýsrail Savunma Bakaný Þaul Mofaz'la Tel Aviv'de görüþerek Arafat'ý sürgüne göndermenin yararý olmayacaðýný, hatta Arafat'a daha geniþ manevra alaný açacaðýný iletti. Rusya Dýþiþleri Bakanlýðý kararýn "ciddi bir siyasi hata olacaðýný" ve "bölgede olumsuz sonuçlar doðurarak, barýþçý çözümlere nokta koyacaðý" uyarýsýnda bulundu. BM Genel Sekreteri Kofi

Annan "Arafat'ý sürgüne göndermek akýllýca olmaz" dedi. BM Güvenlik Konseyi de Arap ülkeleri ve Baðlantýsýzlar Hareketi'nin talebiyle toplanarak kararýn uygulanmamasý çaðrýsý yaptý. Kararýn korkunç bir hata olduðunu bildiren AB Komisyonu ise "Arafat Filistin yönetiminin seçilmiþ baþkanýdýr. AB Arafat'la görüþmeye devam edecektir" açýklamasýný yaptý. Abdullah Gül de "Karar kaygý vericidir. Arafat Filistin halkýnýn temsilcisidir." Diye açýklamada bulundu.

Arafat’sýz Filistin olmaz

Mülteci kampýna saldýrý Ýsrail ordusu Batý Þeria'nýn kuzeyindeki Tulkarim mülteci kampýna saldýrý düzenleyarak üç Filistinliyi yaraladý. 15 askeri araçla kente girerek sokaða çýkma yasaðý ilan eden Ýsrail ordu güçleri sekiz kiþiyi de gözaltýna aldý. Askerler önce ateþ açýp çok sayýda evi bastýlar. Daha önceden öldürmüþ olduklarý Hamas askeri liderinin El Halil'deki evini de yýktýlar. Hamas'ýn El Halil sorumlusu Ýzzeddin Misk'in iki katlý evi patlayýcý yerleþtirilerek yýkýldý.

Arafat'a Ýsrailli desteði Sürgün kararýna Ýsrail içinden de tepkiler var. Ýsrailli barýþ giriþimcileri, sol eðilimli eski milletvekili Uri Avnery ve Latif Drori, Arafat'ý 20 aydýr mahsur kaldýðý Ramallah'taki karargahýnda ziyaret ederek Filistin lideriyle birlikte gövde gösterisi yaptýlar. 1982 yýlýnda Ýsrail tarafýndan kuþatýlan Beyrut'a giderek Arafat'la görüþen ilk Ýsrailli unvanýný taþýyan Avnery, Arafat'la birlikte karargah önünde toplanan Filistin halkýný selamladý.

F

ilistin halkýnýn seçilmiþ temsilcisi olmasýna raðmen 'terörist' muamelesi yapýlarak sürgüne gönderilmeye çalýþýlan Arafat neredeyse tüm hayatýný Filistin halkýnýn baðýmsýzlýk mücadelesine adamýþ bir doðal önder. 1929!da Kudüs'te doðdu. Asýl adý Abdurrahman Abdürrauf El-Kudva olan 74 yaþýndaki Arafat, Arapdünyasýnda Ebu Ammar (Kurucu) takma adýyla tanýnýyor. 1959 yýlýnda FKÖ'nün belkemiði olan El Fetih'i kurdu. 1964'te silahlý mücadelenin baþlamasýný savunan kanadýn içinde yer aldý. Ýþgal altýndaki Batý Þeria'da direniþ hareketini örgütlemeye çalýþýrken, 1969'da tüm gruplarý bir çatý altýnda toplayan FKÖ'yü kurdu. 1982'de Ýsrail'in kuþattýðý Beyrut'tan çetin bir direniþ sonucu ayrýlmak zorunda kaldý. Ayný yýl El Fetih içinde kendisine karþý bir ayaklanma baþladý. 13 Eylül 1993'te Oslo'da ilk Filistin-Ýsrail barýþ anlaþmasýný imzaladý. 1994'te Nobel Barýþ Ödülü'nü aldý. 1999'da dönemin Ýsrail baþbakaný Ehud Barak'la baþlattýðý müzakereler, 2000 yýlýnda Camp David'de Clinton döneminde de sürdü. Ancak Eylül 2000'de Þaron kutsal

Haremmüþþerif'e girince ikinci Ýntifada baþladý. Arafat Ýsrail'in Mart 2002'de düzenlediði operasyondan beri Ramallah'taki yýkýk dökük karargahýnda tecrit altýnda tutuluyor. Her ne kadar Filistin'in idaresi konusunda çok çeþitli eleþtirilerin hedefi olsa da Yaser Arafat ömrünü mücadeleye adamýþ bir barýþ savaþçýsý olarak saygýyý hakediyor. Bugün onu eleþtirme deðil, savunma zamaný. Çünkü ona yapýlan saldýrýlar gerçekte tüm Filistin halkýna ve haklý mücadelesine yapýlmýþ demektir.

Kýbrýs

Barýþ kampý kuruldu

6-7 Eylül günleri Kýbrýs’ýn iþgal altýndaki Kuzey kesiminde toplanan Barýþ Kampý Denktaþ yönetiminin baskýlarý ile karþýlaþtý. 70 kadar Kýbrýslý Rum ve Türk’ün katýldýðý kamp, son zamanlarda oluþan politik atmosferin güzel bir ürünüydü. Birinci günün akþamý kampa gelen Türk polis ve askerleri Rumlarýn gece kampta kalamayacaklarýný bildirerek Rum aktivistleri geri yolladý. Bu arada defalarca araba plakalarý ve pasaport bilgileri kaydedildi. Sýnýr dýþý edilen Rumlar bir daha Kuzey’e sokulmamakla tehdit edildiler. Kuzey basýný ve televizyonlarý Barýþ Kampý’na geniþ yer verdi. Kampta toplanan Rum aktivistler Pazar günü Kýbrýslý Rumlar tarafýndan öldürülen Türklerin toplu mezarlarýnýn bulunduðu Murataða köyüne giderek çiçek býrakmak isteyince de Türk polisi tarafýndan durduruldular. Barýþ Kampý, Ýki Toplumlu Giriþimin ilk önemli eylemi. Bu tür etkinliklere ileride de devam edilecek. Savaþa ve Milliyetçiliðe Karþý Ýkitoplumlu Giriþim’inde Rum tarafýndan Ergatiki Demokratia (Türkiye’deki DSÝP’in kardeþ örgütü), Kýbrýs Sosyalist Partisi, Yurtsever Birlik Hareketi ve Kýbrýslý Türk ve Rum aktivistler oluþturuyor.

Savaþa ve Milliyetçiliðe Karþý Ýkitoplumlu Giriþim

E-mail: BiComm@yahoogroups.com Murat: +90 542 852 84 46 Phaedon: +357 99625620 Munur: +90 533 862 2282

Kýbrýslýlar:“27Eylül’desavaþakarþýalanlardayýz” Kýbrýs’ta Türk ve Rumlar tarafýndan yeni kurulan Savaþa ve Milliyetçiliðe Karþý Ýki Toplumlu Giriþim’in yaptýðý basýn açýklamasýný yayýnlýyoruz.

Geçen Nisan ayýnda Yeþil Hat'taki geçiþ noktalarýnýn açýlýþýndan bu yana 29 yýl aradan sonra yüzbinlerce Kýbrýslý Rum ve Kýbrýslý Türk bölünmüþlük duvarýný geçmiþlerdir. Sade insanlarýn birbirleriyle buluþma yönündeki bu kitlesel arzusu önceden tahmin edilemezdi. Her iki tarafta da milliyetçilik ve toleranssýzlýk büyük bir þamar yemiþtir. Gerçek þudur ki her iki tarafta siyasi liderlikler böylesi bir tarihsel geliþme yaratan bu patlama karþýsýnda hazýrlýksýz yakalanmýþlardýr. Kýbrýslý Rumlar, hükümetleri ve siyasi partilerinin pasaport denetimin-

den geçmelerinin KKTC'nin tanýnmasý anlamýna geleceði gerekçesiyle Kuzeye geçmekten kaçýnmalarý yönündeki çaðrýlarýný dinlemediler. Ayný þekilde Kýbrýslý Türkler de Denktaþ'ýn kendi devletlerini ‘koruyup gözetme’ çaðrýsýný hiç dikkate almayarak binlercesi Kýbrýs Cumhuriyeti'nden pasaport, kimlik kartý ve doðum kaðýdý almaya koþtu. Her iki taraftan binlerce sade insanýn kitlesel sivil itaatsizlik sergilemesiyle kendiliðinden ortaya çýkan bu durum, Kuzey ve Güney’deki siyasi liderlikleri korkutmuþtur. Bu nedenle hem Papadopulos, hem de Denktaþ, her iki taraftan insanlarca açýlmýþ bu iletiþim kanalýný bloke etmek için her türlü çabayý gösteriyor. Ancak, onlara bu barýþ ve yeniden yakýnlaþma ambiyansýný geri çevirme izni vermemeliyiz. Her iki taraftan binlerce sade insan

Kýbrýs konusunun barýþçýl çözümünün artýk zamanýnýn geldiðine inanarak seslerini milliyetçilik ve savaþa karþý yükseltiyor. Bu arzuya yanýt amacýyla, Kýbrýslý Rum ve Kýbrýslý Türk aktivistler ve siyasi gruplarýn üyeleri, milliyetçiliðe ve savaþa karþý ortak mücadele amacýyla Milliyetçiliðe ve Savaþa Karþý Ýki Toplumlu Giriþim’i oluþturdular. Yukarýda sözünü ettiðimiz çerçevede 26 Temmuz'da kuzeyde Murataða köyü ile güneyde St. Constantine ve Helen's Mezarlýðý'nda ortak anma törenleri düzenleyerek her iki tarafta da savaþ döneminde haksýz yere öldürülmüþ tüm Kýbrýslý Türkleri ve Kýbrýslý Rumlarý andýk. 6-7 Eylül tarihlerinde ise kuzeyde bir köy olan Yeþilýrmak'ta (Limnidi) haftasonu Kýbrýslý Rumlarla Kýbrýslý

Türklerin biraraya geleceði bir Barýþ Kampý düzenliyoruz. Barýþ Kampý'nda iyi vakit geçirip eðlenmenin ötesinde iki toplumlu kitlesel bir yeniden yakýnlaþma hareketinin oluþturulmasýna katkýda bulunmak amacýyla ortak etkinliklerimizi geliþtirerek ileri gitmenin yollarýný tartýþacaðýz. Bundan sonraki adýmýmýz ise Irak ve Filistin iþgalýne karþý uluslararasý eylem günü olan 27 Eylül'de savaþ karþýtý bir eylem düzenlemek olacaktýr. Bugün birbirimizle buluþup ortak eylem yapma olanaðý, her iki tarafta da milliyetçiliðe karþý birlikte savaþma potansiyelini taþýmakta ve gelecekte Kýbrýs konusunun çözüm koþullarýný belirleme, ayný zamanda Kýbrýs sorununu yaratarak korumak isteyenleri alaþaðý etme yönünde alttan gelen bir hareket oluþturma olasýlýðýný içermektedir.”


6

sosyalist iþçi

Bush'tan itiraf: "Kötü günler bizi bekliyor.."

ABD battýkça ABD Baþkaný George Bush Irak'ta zafer ilân ettiði 1 Mayýs'tan dört ay sonra ilk kez Amerikan halkýnýn karþýsýna çýktý. Ulusa Sesleniþ adlý programda 15 dakika konuþan Bush, halký hükümetinin dýþ politikasýna bir kez daha ikna etmeye çalýþtý. Bu kendisi açýsýndan zorunlu bir giriþimdi, çünkü yapýlan kamuoyu yoklamalarýnýn her birinde Bush'un Irak politikasýna halkýn desteðinin giderek düþtüðü görülüyordu.

New York ve Irak sokaklarý Bush konuþmasýnýn ilk bölümünde "terörizmden" söz etti. Afganistan ve Irak'ta sürdürdükleri mücadele sayesinde artýk Amerikan sokaklarýnda teröriste rastlanmadýðýný iddia etti. Amerikan sokaklarýnýn

güvenliðini bilemeyiz ama Irak'ta sokaklarýn durumu ortada. ABD askerleri ve tüm iþgalci güçler kendi güvenliklerini dahi saðlayamaz durumdalar. New York Times'a göre her iki günde 1 ABD'li asker ölüyor, her gün 10 tanesi yaralanýyor. Halk korku içinde. Kadýnlar kaçýrýlma korkusuyla sokaða çýkamýyor. Saddam döneminde yýlda sadece bir kadýn kaybolurken, iþgalin baþladýðý günden bu yana 400'den fazla Iraklý kadýnýn kaçýrýldýðý, tecavüze uðradýðý kaydediliyor.

Ek bütçeye ek bütçe! Irak'a gizli bir ziyaret düzenleyen Rumsfeld geçenlerde her þeyin yolunda olduðunu iddia etmiþti. Ancak ziyaretinin niçin gizli olduðu konusuna bir

Muhalifler konuþuyor: Baþkan halký kandýrýyor! Seçim kampanyasýnýn merkezine Irak savaþýna karþý temalarý yerleþtiren ve kamuoyu yoklamalarýndaki artan oy oranýyla dikkat çeken Demokrat aday Howard Dean, Bush'un Ulusa Sesleniþ konuþmasý ile ilgili þu açýklamayý yaptý: "Açýk konuþmak gerekirse, 15 dakikalýk bir konuþma, Amerikan halkýnýn 15 aydýr kandýrýlmasýna hizmet eden politikalarýn düzeltilmesini saðlamaz. Irak'ta barýþýn kaybedilmesini finanse edemeyiz."

Ek bütçeyle neler yapýlabilir(di)? Amerikan yardým kuruluþu Center for Amerikan Progress, Baþkan Bush'un savaþ için ek bütçe talebine tepki gösterdi. Kuruluþ George Bush'un Kongre'den 87 milyar dolar istemesi üzerine bir açýklama yaptý. Yapýlan açýklamada, istenen miktarýn 2 yýllýk iþsizlik yardýmýna denk olduðu vurgulandý. Bunun yanýnda 87 milyar dolarýn, federal hükümetin okul sonrasý eðitim programlarýna yapýlan harcamanýn tam 87 katý, ayrýca çevre koruma çalýþmalarý için ayrýlan bütçenin de 10 katýna eþit olduðu belirtildi.

açýklýk getirmemiþti. Açýk ki Rumsfeld 'temizlenmekten' çekinmiþti. Öyle ya, Ürdün elçiliði, BM merkezi bombalanýyor, ABD'ye yakýn liderlere suikastlar düzenleniyordu. Bütün dünyanýn apaçýk izlediði bir þeyi, ABD'nin Irak'ta denetimi bir türlü saðlayamadýðý gerçeðini Rumsfeld gözlerden kaçýrmaya çalýþýyordu. Baþkan Bush konuþmasýnýn ikinci bölümünde, Kongre'den Irak ve Afganistan için 87 milyar dolarlýk bir ek bütçe isteyeceðini anlattý. 2002 nisanýnda da meclisten 70 milyar dolarlýk bir ek “bütçe saðlamýþtý. Bush, ek bütçeye ek bütçe istiyor! Amerikan halkýnýn kaynaklarýný giriþtiði imparatorluk macerasýna akýtýyor. Durumu daha açýk fark etmeye baþlayan Amerikalýlar ise 11 Eylül sonrasýnda baþkana verdikleri desteði çekiyor. Kamuoyu yoklamalarýna göre, 2004 yýlýnda yapýlacak baþkanlýk seçimleri için adaylýðýný açýklayan ve seçim kampanyasýna baþlayan Demokrat aday Howard Dean'in grafiði giderek yükseliyor.

Zorunlu askerlik tartýþmasý ABD'li þahinler arasýnda yeni bir tartýþma baþladý. Kongre Bütçe Ofisi yayýmladýðý bir raporda, 180.000 askeri gelecek yýlýn mart ayýndan itibaren Irak'ta tutmanýn sürdürülemeyeceðini açýkladý. Bush'un ek bütçeye ek bütçesi dahi bu maliyeti kaldýrmaya yeterli görünmüyor. Burada devreye ABD'nin Vietnam döneminde yaptýðý zorunlu askere alma tartýþmasý giriyor. Bilindiði gibi ABD askerleri paralý. Öte yanda, binlerce Amerikalý askerinin ortada olmayýp ya 'topukladýðý' ya da

kaybolduðu, binlercesinin de 'cehennemden' kurtulup eve dönebilmek için dilekçe verdiði gerçeði ortada duruyor. Neomuhafazakârlarýn zorunlu askerlik önerisine Demokratlardan, kamuoyundan ve hatta iktidar bloðundan da ciddi eleþtiriler var. Demokratlar Irak'a daha fazla paralý asker gönderilmesini ve BM'nin devreye sokulmasýný öneriyor. Bush daha fazla asker fikrine yanaþmýyor. Çünkü bu, yenilgiyi kabul etmesi anlamýna gelecek.

Barýþ: 27 Eylül'de, her yerde! Ancak kesin olan bir þey var.

Bush'un Önleyici Savaþ doktrini sallanýyor. Ýktidar bloðu çatýrdýyor. ABD'li muhaliflerin sesi daha bir duyulur hale geliyor. Bush'un BM'yi devreye sokmak için yaptýðý giriþimler de bunu kanýtlýyor. Baþlangýçta BM'yi ezip geçen Bush, þimdi dönüp BM kapýsýný týklatmak zorunda kalýyor. Bush ve takýmýnýn imparatorluk hayalini suya düþürmek, yeni savaþlarý engellemek için önümüzde sayýsýz fýrsat var. 27 Eylül bunlardan ilki. O gün antikapitalist hareket dünyanýn dört bir yanýnda sokaklara dökülerek, Irak ve Filistin halklarýyla omuz omuza, gücünü bir kez daha gösterecek. Sahnede yerimizi yeniden alma zamaný!


7

sosyalist iþçi

“Ortadoðu’da yeni bir kuþak harekete geçiyor” Lara Al-Shab, savaþ karþýtý hareketin Amerikalý bir aktivisti. Ailesi Lübnan asýllý. Son aylarda Lübnan ve Suriye'de edindiði izlenimleri Linksruck'a(*) anlattý: - Lara, Ortadoðu'daki insanlar Irak'ýn iþgali hakkýnda ne düþünüyorlar? - Savaþ sýrasýnda olduðu gibi, iþgale karþý da büyük bir reddediþ var. Amerikalýlara duyulan öfke o kadar büyük ki, Lübnan'daki McDonalds'lar vitrinlerine "Biz de savaþ karþýtýyýz" yazýlý tabelalar asmak zorunda kaldýlar. - Ortadoðu'daki harekete dair izlenimlerin nelerdir? - Yeni bir aktivist kuþaðý oluþuyor. Son on yýllar boyunca aktivistler daha çok islamcý gruplarýn veya komünistlerin oluþturduðu derneklerde örgütlenmiþlerdi. Aktif olmanýn tek olanaðý buydu. Ancak bu gruplar çok hareketsiz ve donuktu. Konuþtuðum genç insanlarýn büyük bir kýsmý bu gruplarla gitmek istemiyor. Bu nedenle yeni, baðýmsýz bir sol geliþiyor. Indymedia Beirut'u (baðýmsýz medya merkezi) ziyaret ettiðimde harika insanlarla tanýþtým. Beyrut'taki gay ve lezbiyen örgütleriyle birlikte bir dizi konser ve festival organize etmiþler. Daha önce böyle bir þey asla gerçekleþmemiþti: Beyrut'ta bir ATTAC grubunun örgütlenmek istendiðini de duydum.

batýyor! Bush Kongre’den ek bütçe istedi:

Amerikan halkýnýn geleceði savaþa yatýrýlýyor ABD Baþkaný Bush kongreden 87 milyar dolarlýk ek bütçe istedi. Bu bütçenin büyük bölümü savaþ harcamalarýna gidecek. New York Times gazetesinin verdiði habere göre bu bütçenin 66.5 milyar dolarý doðrudan ABD silahlý kuvvetlerine aktarýlacak. Irak'ýn yeniden inþasý için 15 milyar dolar, yeni güvenlik güçlerinin oluþturulmasý için 5 milyar dolar harcanacak. 800 milyon dolarý ise Afganistan'daki projelere yatýrýlacak.

Arabistan hükümetlerine fatura edilmiþti.

- Filistinlilerle dayanýþma önemli bir konu mu? - Daha önemlisi yok. Filistinlilerden yana tavýr almadan Ortadoðu'da politik faaliyet yapmak mümkün deðil. Bunun çok pratik bir tarafý da var. Ýsrail iþgali nedeniyle Filistinlilerin tüm haklarýnýn ellerinden alýnmasý, boykot kampanyalarýnýn ana hedefi durumunda. Ancak ayný zamanda Filistin dýþýnda yaþayan Filistinlilerin haklarý da ellerinden alýnýyor - hem de Arap ülkelerinin hükümetleri tarafýndan. Mülteci kamplarýndaki durum içler acýsý. Su ve elektrik kýtlýðý yaþanýyor. Filistinlilere Lübnan'da çalýþma izni verilmiyor ve vatandaþlýk haklarýna sahip deðiller. Bu nedenle aktivistler Lübnan'daki Filistinliler için yemek daðýtýmý vb. pratik yardým faaliyetler düzenliyorlar. - Yakýnda ABD'ye geri döneceksin. Ortadoðu'ya yaptýðýn bu geziden beraberinde nasýl hatýralar götüreceksin? - Herkese hareketlerimizin ortak olduðunu anlatacaðým. Arap ülkelerinde tanýþtýðým aktivistlerin, ABD ve Avrupa ülkelerindeki aktivistlerden farklarý yok. Bana kalýrsa batýlýlar, kendilerini yoksul ülkelerde yaþayan milyonlarca insanýn temsilcisi olarak görmemeli ve onlar adýna hareket ettiðni düþünmemeli. Hareket her yerde, aktivistler her yerde. Biz bir bütünün parçalarýyýz. Linksruck Nr. 161, Çeviren: Atilla

* Linksruck, Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, DSÝP’in Almanya’daki kardeþ örgütünün ve onun gazetesinin ismi.

Bütçe açýðý artýyor

Marshall'dan sonraki en büyük paket! Bush'un kongreden istediði bütçenin büyüklüðünü kavramak için þu karþýlaþtýrma yeter: Amerika, Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra yýkýlan Avrupa'nýn yeniden inþasý için hazýrladýðý ve çevre ülkelerin de baðýmlý hale getirilmesi iþlevini gören (Türkiye'nin de 'yararlandýðý') Marshall Planý'na, 1948'den 1952'ye kadar 13 milyar dolarlýk bir bütçe ayýrmýþtý. Bu bütçe bugünün deðeri ile 100 milyar dolarý buluyor. Ýktidardaki þahinler muazzam büyük bir bütçeyi þimdi savaþa aktarýyor.

- Ýþgali reddediþ nasýl ifade ediliyor? - Bu ara öyle büyük protesto gösterileri yapýlmýyor. Lübnan'daki son büyük gösteri, 15. Þubat'taki küresel eylem günündeydi. Buna karþýn Ortadoðu'daki tüm boykot kampanyalarý muazzam bir baþarý kazanmýþ durumda. Özellikle McDonalds ve Coca Cola gibi Amerikan kapitalizminin simgesine dönüþmüþ þirketler boykot ediliyor. Ana hedef, Ýsrail'i destekleyen þirketlerin boykot edilmesi.

Kongre daha önce de 70 milyar dolarlýk bir ek bütçeye onay vermiþti. Böylece Irak iþgalinin bedeli sadece þimdilik 160 milyar dolara yaklaþýyor. Bu bütçe ilk Körfez Savaþý'nda harcanan paranýn 25 katý. Bush ve neomuhafazakâr ekibinin ne denli büyük bir çýlgýnlýðýn içinde olduðunun en önemli kanýtý! Üstelik, ilk Irak savaþýnda maliyetin önemli bir kesimi ABD'nin o zamanki müttefikleri olan Japonya ve Suudi

Daha önce ABD'li yetkililerin Irak savaþýnýn maliyeti olarak hesapladýklarý miktar 60 milyar dolardý, þimdi bu rakam neredeyse üçe katlandý. Bu rakam ise gelecek yýl bütçe açýðýnýn yüzde 20'lere yükselmesi anlamýna geliyor. Saplandýðý batakta debelenen ABD hükümeti þimdi BM ve etkileyebileceðini umduðu hükümetlere bataklýktan çýkabilmek için elini uzatýyor. Gururu elden býrakmadan, yenilgiyi kabul etmek istemeyerek. Ancak Almanya ve Fransa Bush'un temsilcisi Powell'ýn ileri sürdüðü koþullarý reddediyor. AB'yi temsilen bu iki ülke aslýnda, Bush yönetimine "imparatorluk hayalinizden vazgeçin" diyor. ABD hem içeride, hem BM yollarýnda hem de Irak'ta fena halde sýkýþýyor. Ýmparatorluk projesini sürdürülebilir kýlacak olan mali ve siyasi olanaklarý giderek yitiriyor. Önümüzdeki dönem, küresel savaþ karþýtý hareket açýk ki önemli mevziler kazanacak!

27 Eylül’de Ankara’ya gitmek için Kadýköy, Mecidiyeköy, Bakýrköy ve Avcýlar’dan otobüsler kalkýyor. Otobüslerde yer ayýrtmak için:

0212 - 251 62 73 0212 - 333 33 33


8 Okur mektuplarý Rock'n Coke:

Haydi kýzlar okula, Haydi erkekler savaþa!

Eldeki verilere göre Türkiye'de ilköðretim çaðýndaki kýz çocuklardan yaklaþýk 640 bini okuma yazma bilmiyor. %40'ý ilkokulu yarýda býrakýyor. %13'ü ise okula hiç kayýt yaptýrmýyor. Milli Eðitim Bakanlýðý UNISEF ile birlikte baþlattýðý "Haydi Kýzlar Okula" adlý kampanya ile kýz çocuklarýnýn okullaþtýrýlmasýnýn amaçlandýðý söylüyor. Kampanya öncelikli olarak Kürt illerinde yürütülecekmiþ. Bu bölgede okuma yazma bilmeyen kýzlarýn oraný %30 civarýnda. Kampanyaya CocaCola da 250 bin dolarlýk bir destek vereceðini açýkladý. Rock'n Coke festival alanýnda düzenlenen kampanya tanýtým toplantýsýna Bakan Çelik de katýldý. Ýlk bakýþta hoþ bir çaba gibi görünüyor. Ancak dikkat çekilmesi gereken birkaç nokta var. Birincisi, kýzlarýn okula gönderilmemesinin asýl nedeni cinsler arasý ayrýmcýlýk. Ayrýmcýlýðý üreten ise, milli eðitiminden, medyasýna, hukuk sistemine kadar düzenin ta kendisi. Yoksulluk da belirleyici bir neden. Fazla çocuk okutamayacaðýný bilen ailelerin ilk feda ettikleri ise yine kýz çocuklarý oluyor. Kürt illerinde uzun yýllar süren savaþýn da genel olarak okullaþma üzerinde baský oluþturduðu biliniyor. Ýkincisi, eðitimin ulaþtýrýlamadýðý okul çaðýndaki çocuklara ulaþmanýn yolu, böylesi kampanyalardan geçmez. Eðitimin yaygýnlaþmasý için gerekli olan 30 kiþilik sýnýf standardýna ulaþmak için 5 katrilyon liralýk bir yatýrým gerekiyor. Hükümetlerin batýk bankalara aktardýðý para ise 56 milyar dolar. Bu yaklaþýk olarak 75 katrilyon demek. Ortada siyasi bir tercih var. Bu para insana yatýrýlmýþ olsaydý, þimdi Türkiye'de eðitim sorunlarýnýn çoðu geride kalabilirdi. Üçüncüsü savaþ yanlýsý bir hükümetin, üstelik eðitimde özelleþtirmeyi savunan bakanýnýn "Haydi erkekler savaþa" derken, bir yandan da "Haydi kýzlar okula" demesi hiç inandýrýcý deðil. Kaynaklarý rantiyeye, savaþa, Irak halkýnýn ezilmesine adayacaksýn, sonra da "kýz çocuklarýnýn eðitimini istiyorum" diyeceksin. Ne kadar da masumsunuz, kuzu postuna bürünmüþ kurtlar! Tüm dünyada zedelenen imajýný tazelemek için milyon dolarlar akýtan katil Coca-Cola'nýn 250 bin dolarlýk desteðini de arkanýza almýþsýnýz. Çok sevimlisiniz!.. Çetin HAKYERÝ

Dar politik çýkarlarýn sesi: Evrensel Evrensel , emekçi kesimlerin genel çýkarlarý doðrultusunda habercilik yapan bir gazete olma iddiasýnda. Ama daha önce de çeþitli defalar görüldüðü gibi bu yýlki 1 Eylül tartýþmalarýnda yaptýðý kendi dar politik çýkarýndan baþka þey düþünmeyen EMEP'in ayný zihniyetteki bir yayýn organý olduðunu kanýtladý. Evrensel, öncelikle Küresel BAK ile Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloku arasýndaki 1 Eylül tartýþmalarýnda sürekli yanlýþ ve eksik bilgiler verdi. Sadece Blok partilerinden insanlarýn görüþlerine baþvurarak EMEP'in politikalarýný destekleyen açýklama ve röportajlar yayýnladý. 1 Eylül tartýþmalarýnda EMEP'in iþine gelmeyen hiçbir gerçeði ve yorumu yayýnlamadý. Evrensel, Küresel BAK'ý bir ya da birkaç siyasi partiye mal etmeye çalýþtý. Bazý dar kafalýlar tarafýndan olay böyle yorumlanabilir ve bunu böyle de yayabilirler. Ama Evrensel bu yorum ve tahminlerin ötesinde örneðin "Ýzmir'de Küresel BAK'ýn bir siyasi partinin çaðrýsýyla oluþtuðu" gibi düpedüz yanýltýcý amaçla uydurulmuþ bir yalana da sayfalarýnda yer verdi. Ýzmir'de 1 Eylül'de birçok sendika, meslek odasý, siyasi parti ve çok sayýda savaþ karþýtý tarafýndan desteklenen Küresel BAK’ýn gerçekleþtirdiði "Barýþ için bir þey yap" þenliði Ýzmir TV, Yeni Asýr gibi büyük yerel basýn yayýn organlarýnda bile geniþ yer bulurken Evrensel'de tek satýr yer almadý. Biz bu taraflý ve partizan haberciliðin son dönemde sadece Küresel BAK'ý yýpratmak amacýyla þahlandýðýný düþünürken ayný tür yayýn politikasýnýn baþka düzlemlerde de uygulandýðýný gördük. 6-7 Eylül olaylarý nedeniyle ESP tarafýndan Blok'a öneri götürülmesiyle Ýstanbul'da yapýlan eyleme yoðun bir ESP'li ve çok az sayýda Blok üyesi katýlmýþken Evrensel eyleme katýlanlarý DEHAP, EMEP, SDP üyeleri olarak belirtip ESP'nin adýný bile anmadý. Bu habercilik Atýlým gazetesi tarafýndan eleþtirildi. Evrensel soldaki tek günlük gazete olma avantajýný kullanarak týpký zamanýnda örnek aldýðý stalinist rejimlerin propaganda birimleri gibi yayýn yapmaya devam ediyor. Ama yarattýklarý yalan ve yanlýþ dünya çok fazla ayakta kalmýyor. Ne demiþler: "Yalancýnýn mumu yatsýya kadar…" Ýzmir'den bir Sosyalist Ýþçi okuru

sosyalist iþçi BarýþaRock konserine gelen Lübnanlý gruptan Raida Hatoum ile söyleþi

“Anti-kapitalist kutbu büyütmeye çalýþýyoruz”

-Lübnan'da genel politik durum nasýl? -Lübnan gerçekten küçük bir ülke. Toplam 4 milyon nüfusu var. Bununla birlikte 20'nin üzerinde dini grup bulunuyor. Devlet yönetimi bu dini gruplarýn ittifakýna dayanýyor. Tabii ki demokrasinin kýrýntýlarýnýn dahi olmadýðýný söylemeye gerek bile yok. Mesela seçimler yapýlmýyor. Var olan iþleyiþin doðasý gereði sistem bu þekilde iþliyor. Lübnan'da baþbakanýn hangi mezhepten olacaðý bellidir. Baþbakanýn yardýmcýsýnýn ve bütün yöneticilerin de hangi grubun adamlarý olacaðý bellidir. Böyle bir sistemin içinde seçimler doðal olarak uçuk kalýyor þu an için.

-Peki devletin sizin üzerinizde uyguladýðý baskýlar neler? -Bizim örgütlenmelerimiz, ve sürdürdüðümüz faaliyetler zaman zaman baskýya uðruyor. Ama zaten ortada devletin uymamýzý istediði yasalar olmadýðý için bu tip baskýlar daha keyfi ve belirli gruplarýn çýkarlarý doðrultusunda oluyor. Zaman zaman gösterilerimize polis saldýrýyor, bazý arkadaþlarýmýz tutuklanýyor. Ama inanabiliyor musunuz yaklaþýk 12 polis örgütü var. Hepsi birbirinden baðýmsýz ve farklý gruplarýn polis örgütleri. Bazen polis örgütlerinin çoðu eylemimize izin veriyor, ama bir iki tanesi izin vermeyeceðini açýklýyor.

-Peki bu durumlarda ne oluyor? -Genelde polisler birbirine karýþmaz. Fakat birkaç kez polis örgütlerinin gözümüzün önünde kavga ettiði oldu. Bir bölümü bizi korumak istiyordu, diðer bölümü ise gösteriye saldýrmak.

-Lübnan'daki politik faaliyetleriniz neler? -Lübnan'da bir yayýn faaliyetinin içindeyiz. El Yesari isimli bir dergimiz var. Fakat bu, tek bir grubun çýkardýðý bir yayýn deðil. Lübnan'da sol gruplar genelde küçük olduðu için çoðunlukla bir arada bu tip yayýnlarý çýkarýyor. Buna bir çeþit birleþik cephe de diyebiliriz. -Baþka büyük sol örgütler var mý? -Adý anýlabilecek Ýlerici Sosyalist Parti var. Ama ne ilericiler ne de sosyalist. Bu nedenle buradaki sosyalistlere benzeyen çevreler Lübnan'da komünist ya da radikal sol olarak anýlýyor. Ama genelde küçük örgütlenmeler. -Yürüttüðünüz kampanyalar neler? -Ortadoðu ülkelerinin genelinde kampanya olarak en yaygýn yapýlan þey boykotlar. Boykot kampanyalarýnýn 20 yýllýk bir geleneði var. Bir

çok büyük uluslararasý tekel Ýsrail'e doðrudan para yardýmý yapýyor. Bu konu ise ortadoðu halklarýnýn bildiðiniz gibi en hassas olduklarý konulardan biri. Dolayýsýyla boykot kampanyalarý çok yaygýndýr ve önemli ölçüde kurumsallaþmýþtýr. Biz de böyle bir boykot kampanyasýnýn içindeyiz, ve bu kampanyanýn gazetesinin çýkmasýnda aktif rol alýyoruz.

-Boykotun bu denli popüler olmasýnýn sebebi ne? -Sonuçta herkesin katýlabileceði bir eylem türü. Ayný zamanda, gösteri vb yapmanýn çok da kolay olmadýðý bir coðrafyada hiçbir baskýya uðramadan yapýlabilecek sivil bir eylem türü. Ama tabii ki bunlar meselenin teknik yönleri. Esas olan bu uluslararasý þirketlerin bu kadar yüzsüzce Filistin iþgalini savunuyor olmalarý ve Þaron'un saldýrgan yönetimini sürekli teþvik etmeleri. Aslýna bakarsanýz Oslo süreci öncesinde çoðu uluslararasý tekelin satýþlarýna ortadoðu devletleri bile izin vermiyordu. Bunda halkýn büyük tepkisinin yanýnda, bu tekellerin, bazý ortadoðu devletlerini dahi karþýsýna alabilen saldýrgan tutumlarý önemli bir rol oynuyordu. Fakat Oslo sürecinde büyük þirketler ve devletler arasýndaki sorun çözüldü. Ama tabii ki Ýsrail devleti þirketlerce desteklenmeye devam etti. CocaCola’nýn yýllýk bilançolarýnda bile Ýsrail'e yapýlan para yardýmý kalem olarak gösterilir. Bunlarý internet sitelerinden okuyabilirsiniz. Baþka bir örnek de Starbucks yöneticilerinden birinin, Þaron'u Filistin'e karþý yumuþak politika izlediði için tehdit etmesiydi. Eðer Ýsrail sert politika izleme-

ye baþlamazsa her yýl düzenli olarak ödedikleri para yardýmýný kesecekleri yönünde bir tehdit. Ortadoðu’da ve dütün dünyada þirketlerin böylesi politikalar izlemesi halkýn büyük öfkesine neden oluyor. Dolayýsýyla bu temelde, sadece Ortadoðu’da deðil bütün dünyada boykot kampanyalarý giderek geliþiyor. -Boykot edilen ürünler neler? -Bunlar çok çeþitli ürünler fakat biz her yýl 10 ürün seçip bunlar üzerinde kampanya yapýyoruz. Þu an Coca-Cola, Burger King, Starbucks'un, Nestle'nin bazý ürünleri üzerinden kampanyamýz devam ediyor. Þunu söyleyebiliriz ki kampanyalar oldukça etkili oluyor. Örneðin Lübnan'da McDonalds' dükkanlarýnýn önünde sürekli olarak polis bekler. Böyle bir önlemi çok fazla protesto gösterisi olduðu için aldýlar. Kampanyalarýmýzýn baþka bir baþarýsý da þirketlerin sürekli kendilerini aklamaya çalýþmalarýyla ortaya çýkýyor. Kendilerini yerelleþtirmeye, ve halký, masum olduklarýna ikna etmeye çalýþýyorlar. Örneðin Endonezya'da McDonalds'ýn rengi kýrmýzý deðil yeþil. Ama böyle kurnaz-lýklarla insanlarý kandýrabildiklerini söylemek çok zor.

-Boykot kampanyalarýnýn muhalefeti ulusal temelde besleyeceðini, ve ulusal sermayeyi büyüteceðini düþünen bir görüþ de var. -Buna iki nedenle katýlmýyorum. Birincisi halkýn boykot kampanyalarýna katýlmasýnýn temelinde, ABD karþýtý, dolayýsýyla emperyalizm karþýtý bir öz olduðunu görmüyorlar. Bunu görmeyip yürütülen eyleme katýlmadýklarý için

Shahhadeen Ya Baladna ile söyleþi

“Kendi alternatifinizi oluþturdunuz”

-Grubunuzun adý ne anlama geliyor? Þarkýlarýnýzda neyi konu alýyorsunuz?

-Yasmina: Grubun adýnýn anlamý "halkým biz fakiriz, sürünüyoruz" gibi bir þey. Bu Arapça'da bir deyimdir. Þarkýlarýmýz genel olarak insanla ilgili. Bunun içinde aþk da var, direniþ de var. Zaten böylesi þeylerden sürekli birinin konu alýnmasýnýn yapay bir þey olduðunu düþünüyorum. -Bu gibi politik yönü de olan etkinliklerde sürekli çalýyor musunuz?

-Ahmad: Biz kendimizi sonuç olarak sürmekte olan muhalefetin bir parçasý olarak görüyoruz. Daha önce Lübnan'da boykot kampanyalarýnýn etkinliklerinde de çaldýk. Sokak konserleri verdik. Filistin'le ilgili bazý þarkýlarýmýz var. Elimizden geldiðince böyle etkinliklerde yer alýyoruz. -BarýþaRock þenliði hakkýnda bir deðerlendirme yapabilir misiniz?

-Ziyad: Her þey mükemmeldi. Hem organizasyon hem de politik aktivite olarak örnek bir etkinlik yaptýnýz. Sonuçta insanlarý Coca-Cola'yý boykota çaðýrýp yerinizde oturabilirdiniz. Açýkçasý Lübnan'da genelde böyle yapýyoruz. Ama siz bununla yetinmeyip kendi alternatifinizi oluþturdunuz. En çok hoþuma giden þey bu oldu.

insanlara kendilerini anlatma þanslarý da olmuyor. Ýkincisi ise yürüttüðümüz kampanyalara enternasyonalist mi ya da ulusal mý bir içerik verileceði, bu muhalefetin sonuçta nereye evrileceði, bizim gücümüze baðlý. Eðer kendi gücümüze ve bu tartýþmayý kazanabileceðimize inanýyorsak, bu kampanyalarýn da aktif bileþenleri olmalýyýz. Ulusal sermayeyi destekleyen çeþitli islami gruplarýn Ortadoðu’da, sadece boykot kampanyalarýnda deðil savaþ karþýtý harekette de aktif bir þekilde yer aldýðýný reddetmiyorum. Ama sonuçta biz de bu hareketin antikapitalist kutbunu büyütmeye çalýþýyoruz. Hangi kutbun damgasýný vuracaðý, sadece ulusal çaptaki deðil, uluslararasý çaptaki tartýþmanýn sonucunda belli olacak.

-Ortadoðu’da kurtuluþ sizce nasýl olacak? -Biraz anlatmaya çalýþtýðým Lübnan manzarasý birçok baþka ülkede de ayný. Halk birçok þeye tepki duysa da kendine yeteri kadar güvenmiyor. Düþünün ki seçimlerin bile ütopik bir þey olduðu ülkeler bunlar. Bu sorunun bir yaný. Diðer tarafta ise giderek yoðunlaþan tepki ve muhalefet var. Bu muhalefet çok çeþitli sorunlarýn bileþkesinden meydana geliyor. Son dönemde savaþa karþý gerçekten büyük bir hareketlilik yaþadýk. Beyrut'ta ve diðer önemli kentlerde de büyük gösteriler yaþandý. Böylesi bir hareketin antidemokratik yönetimlere de yönelmesi çok olasý bir durum. Fakat bunun için hareketin uluslararasý niteliði çok önemli. Çünkü ulusal sýnýrlarýn ötesinde düþünemeyen bir hareketin kendine güvenli olmasý çok zor. Bu yüzden bizim burada olmamýz, sizinle deneyimlerimizi paylaþmamýz çok önemli. Böyle karþýlýklý olarak geliþtireceðimiz iliþkilerin sonucunda geliþecek uluslararasý hareketin baþarýsý Ortadoðu’da radikal bir dönüþümü saðlayabilir. Bu açýdan Aralýk ayýnda yapýlacak Kahire Konferansý'ný çok önemsiyoruz.

-Röportaj için çok teþekkürler. Son olarak eklemek istedikleriniz? -Þunu söylemeliyim ki BarýþaRock þenliðiyle çok önemli bir iþ baþardýnýz. Bu organizasyonun her þeyiyle mükemmel olduðunu düþünüyorum. Sizlerle ve Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’yla iliþkilerimizi geliþtirmek, özellikle son süreçte yaþadýðýnýz önemli deneyimleri paylaþmak bizim için çok önemliydi. Her þey için teþekkür ediyorum. Röportajý yapan: Erkin Erdoðan


9

hareketin sorunlarý

sosyalist iþçi

Lenin'in düþünceleri bugünkü mücadelemize ne katýyor? Yunanistan'daki Sosyalist Ýþçi Partisi'nin (SEK) yayýn organý olan Ýþçi Demokrasisi'nin editörü Panos Garganas, Rus devrimcisi Lenin'den öðrenecek çok þeyimiz olduðunu anlatýyor. Panos GARGANAS 'Stratejiler ve taktikler', hareketin içindeki genç aktivistlere bazen 'kirli' kelimelermiþ gibi görünebilir; taktiklerin bazý insanlarý kandýrmak için kullanýlan þeyler olduðu düþünülebilir. Ýnsanlar neden düþmanlarýmýzla doðrudan mücadele edemeyeceðimizi sorabilirler. Fakat, 1999'da Seattle'da doðan yeni hareket yüzünü þimdiden taktiksel sorunlara çevirmek zorunda kaldý. Örneðin, Ýsveç'te, polisin antikapitalist göstericilere ateþ açmasý ya da 11 Eylül karþýsýnda hareket ne yaptý? Strateji ve taktik sorunlarýndan kaçamayýz. Bugüne kadar görülen en büyük hareketin baþ aktörü olan Lenin’in mücadelesi ve düþünceleri, bu konuya ýþýk tutan en büyük kaynaklardan birisidir. Lenin, 20. yüzyýlýn baþlarýnda, sadece Rusya'da deðil, tüm dünyada kapitalizmi yýkmak isteyen bir hareketin lideriydi. Lenin, strateji ve taktikler hakkýnda neler söylüyor? 1917 yazýnda, Rus Devrimi'nin en ateþli günlerinde Lenin zamanýný Devlet ve Devrim isimli bir kitapçýk yazmaya ayýrdý. Bu kitapçýk, hareketin stratejisinin bir açýklamasýydý. Kapitalizme karþý nasýl mücadele edeceðimizi ve onu nasýl yýkabileceðimizi anlatýyordu. Ayrýca, Lenin Devlet ve Devrim’de, kapitalizmi yavaþ yavaþ deðiþtirebileceðimizi söyleyenlere de yanýt veriyordu: Kapitalizme sadece ekonomik deðil politik mücadeleyle yanýt vermeliyiz diyordu. Devlet ve Devrim’in ana fikri þudur: Kapitalizmi yýkmak isteyen bir hareket, egemen sýnýfýn iktidarýný elinden almalý, onu tamamen yok etmeli ve yerine iþçilerin iktidarýný koymalýdýr. Bu stratejiye birçok kereler karþý çýkýldý. Ýnsanlar, neden iþçilerin iktidarýna yönelen politik bir harekete sahip olmamýz gerektiðini soruyorlar. Lenin'e göre, ne zaman ki hareket sistemi deðiþtirme gücücünü kullanmaya baþlasa, ayný zamanda, devletin gücüyle de mücadele etmek zorunda kalacaktýr. Devlet, polisi kullanacaktýr. Eðer polis yeterli olmazsa orduyu ve kamuoyunda harekete karþý bir korku yaratmak için medyayý da kullanacaktýr. Eðer, herhangi bir grup, bir fabrikanýn ya da bir þehrin kontrolünü baþarýyla elinde tutabilirse, ardýndan gücünü onlara müdahale

LENÝN’ÝN CÜMLELERÝYLE Herkes yönetmeyi öðrenebilir

etmek için kullanacak olan egemen sýnýfla ilgilenmek, onun hakkýndan gelmek zorunda kalacaktýr. Lenin, hareketin, politik bir harekete dönüþmesini, devletle mücadele edip onu safdýþý býrakarak yerine iþçilerin iktidarýnýn kurulmasýný savunur. Bu, geleceðe dönük olarak, birçok þeyin deðiþmesinin olanaðýný da yaratacaktýr. Hareketin stratejisi devletle mücadele edip onu yýkmak ve yerine iþçilerin iktidarýný kurmak fikrinde yoðunlaþýrsa, bu, onu bazý taktikleri kullanmaya itecektir. Lenin, Devlet ve Devrim’de, hareketin stratejisinin teorisini yapmýþtý, ayný zamanda hareketin taktiklerini de geliþtirdi. Stratejisinden kaynaklanan taktikleri özetlemeye çalýþtýðý bir diðer kitabý da Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalýðý’dýr. Lenin, bu kitabý, Devlet ve Devrim’i yazdýktan birkaç yýl sonra, Rus Devrimi'nin ardýndan gelen devrim dalgasýnýn, tüm Avrupa'yý sarstýðý dönemde yazmýþtýr. Lenin, kendi ülkelerinde, hareketin sorunlarýyla ilgilenen devrimcilere yol göstermesi açýsýndan Rus Devrimi'nin deneyimlerini özetlemeye çalýþtý: 20. yüzyýlýn baþlarýndaki hareketin taktiklerine dair iki önemli gelenek vardýr. Bunlardan ilki, Fransýz geleneði, yani barikatlarýn geleneðidir. Fransa'daki sýnýf mücadelesi, 1871'de Paris Komünü'nde olduðu gibi, birçok fýrsat kaçýrdý. Diðeri ise, Alman geleneði. 19. yüzyýl. ve 20. yüzyýlýn baþlarý boyunca devam eden ve Fransýz toplumunun karakterini belirleyen ayaklanmalar, Almanya'da olmadý. Almanya'da hareket, seçimler

ve sandýk yoluyla inþa edildi. Alman geleneði ayný zamanda, muazzam iþçi sýnýfý hareketi ile iliþki kurmayý saðlayan iþçi sýnýfýnýn gazete aðýnýn örgütlenmesidir. Lenin, birbirinin zýttý gibi gözüken bu iki taktikle, barikat ve seçimlerle ilgili düþüncelerini daha da geniþletti. Lenin'e göre, Rus deneyimi, bu iki taktiði farklý zamanlarda kullandý. 1905'te, ilk Rus Devrimi boyunca, Rus devrimcileri þu soruya yanýt vermekle uðraþtýlar: Sadece grevleri deðil, kitlesel gösterileri, barikatlarý veya ayaklanmalarý nasýl örgütleyeceksiniz? 1905 Devrimi'nin yenilgisinden sonra, Çarlýk Dumasýný kontrol edebilmek için oy kullanma taktiðine geri döndüler ve devrimci gazetenin daðýtýmý üzerinden bir að inþa etmeye devam ettiler. Lenin'e göre, hareketi ilerletmek isteyen devrimciler taktiklerinde esnek olmalýdýrlar. Bu çok önemlidir, çünkü Rus Devrimi'nin doruk noktasýnda, devrimciler sadece birkaç ay içerisinde hýzlý deðiþiklikler ve dönüþler yapmak zorunda kaldýlar. Örneðin, 1917 Nisan'ýnda Lenin, geçici hükümet kurma fikri ile tartýþarak reformistlerle yollarýný ayýrdý. Bu durum, devrimin ilk dalgasý boyunca, çarlýk yýkýlana kadar devam etti. Ýþçiler ikili bir iktidar oluþturmuþlardý: Bir yanda iþçi konseyleri, diðer yanda ise mevcut devlet kurumlarýný kullanan geçici hükümet. Devrimin ortalarýnda, Lenin devrimcileri kendi düþüncelerine kazanmak için konferanslar ve mitingler örgütlenmesini savunuyordu. Tabandaki iþçiler tarafýndan oluþturulmuþ demokrasinin yeni formlarýnýn

kurulmasýný savunuyordu. Bu da, iþçileri, tüm iktidar sovyetlere fikrine kazanmak demekti. Ancak, devrimin ikinci safhasýnda baþka bir çeliþki ile karþýlaþýldý. Aðustos 1917'de, generaller bir Çarlýk darbesine teþebbüs ettiler ve bir katliamla devrime gözdaðý vermeye çalýþtýlar. Lenin, generallere ve askeri darbeye karþý, reformistlerden ve devrimcilerden oluþan birleþik cephe kurmayý önerdi. Bu, askeri diktatörlük tehdidine karþý birlik oluþturmak için öne sürülen bir taktikti. Birleþik cephe taktiði, Rus iþçilerinin büyük bir çoðunluðunu, iþçilerin iktidarý ve devrimci fikirler etrafýnda toplayacaktý. Darbeye karþý oluþturulan bu birlik, 1917 Ekim Devrimi'nin zafere ulaþmasýnýn yolunu açacaktý.Lenin'in mirasý, iþçi devrimi ve iþçi demokrasisi hakkýndaki fikirleri ve geniþ stratejisinin içinde, farklý zamanlarda ihtiyaç duyulan esnek bükülmeler ve dönüþlerdir. Bugün bir devrimin ortasýnda deðiliz belki, ama gittikçe büyüyen bir hareketin içindeyiz. Þubat ayýnda milyonlarca insanýn sokaða çýktýðý gösteriler örgütledik. Bununla kýyasladýðýmýzda, Sosyalist Ýþçi üzerinden örülen bir gazete daðýtým aðý, basit ve sýradan gözükebilir, ama ayný öneme sahiptir. Taktiklerin nasýl birleþtirildiðini bilmek zorundayýz. Eylül ayýnda yine yýðýnsal gösteriler olacak. Anca hareketin içinde beraber mücadele ettiðimiz insanlarla tartýþmalýyýz ve bizimle iliþki kurmalarýný saðlamalýyýz. Savaþ karþýtý hareketten biliyoruz ki, bizler iyi aktivistleriz. Fakat ayný zamanda Lenin'i okumak için de zaman ayýrmalýyýz.

Sadece zenginlerin ya da zengin ailelerden seçilmiþ görevlilerin yönetebileceðine, günlük, sýradan iþleri idare etmekte sadece bu insanlarýn rol alabileceðine dair sahip olunan önyargýlý görüþü bir an önce yýkmalýyýz. Biz, sýnýf bilincine sahip iþçiler ve askerlerin, devlet yönetiminde çalýþma eðitimi verebileceðini savunuyoruz. Bu eðitim hemen baþlayabilir. Bu çalýþma için, tüm çalýþanlarýn ve yoksullarýn eðitimine bir an önce baþlanmalýdýr. "Bolþevikler Ýktidarý Koruyabilirler mi?"den Sosyalizmde, herkes sýrayla devlet yönetiminde görev alacak ve bir süre sonra hiç kimse bir baþkasýnýn yönetimine ihtiyaç duymayacak hale gelecek... Sosyalizm yýðýnlarý yeni bir hayatta buluþturacak ve toplumsal koþullarý halkýn çoðunluðuna göre düzenleyerek istinasýz herkese devlet yönetiminde çalýþmak konusunda olanak tanýyacak. Bu, yaygýn devlet anlayýþýnýn tamamen eriyip yok olmasýna yol açacak. "Devlet ve Devrim"den

Emperyalist savaþtan sýnýf savaþýna Savaþ, çok þiddetli bir krize yol açtý ve milyonlarýn acýlarýnýn inanýlmaz düzeyde artmasýna neden oldu. Savaþýn gerici karakteri ve tüm ülkelerdeki egemenlerin, yaðmacý amaçlarýný milliyetçilik ile örtmeye çalýþan yüzsüz yalanlarý, kaçýnýlmaz olarak, devrimin nesnel koþullarýný ve kitleleri saran devrimci ruh halini yarattý. Bize düþen görev, kitlelerin bu havanýn farkýna varmalarýný saðlamak, onu derinleþtirmek ve onun teorisini yapmak. Bu görevi doðrudan tek bir sloganla ifade edebiliriz: Emperyalist savaþý iç savaþa çevir! "Sosyalizm ve Savaþ"tan

Tüm alanlarda sosyalizm için çalýþ Ekonomik ve politik dünya krizinin sonucu olan sayýsýz kývýlcýmdan hangisinin büyük yangýný baþlatabileceðini bilemeyiz. Ancak bunu karþýlamak için hazýrlanmalýyýz, hatta en eski, köhnemiþ ve umut vaat etmeyen alanlarda bile. "Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalýðý"ndan


10

sosyalist iþçi

Ýmparator Cancun’da çýplaktý

Avrupa Sosyal Forumu

lararasý bir ticaret anlaþmasýnýn gelecek yýl içinde gerçekleþmesi çabalarýný boþa çýkarmýþ oldu. Bu durum, ayný zamanda küreselleþmenin de tükenmiþ olduðunun kanýtý. Uluslararasý düzeyde sermaye iliþkilerini bir anlaþmayla düzenleyemeyen küresel kapitalist sistem içinde çeþitli güç odaklarý, çareyi ticaret bloklarýnýn alanlarýný geniþletmekte görecekler. Bu durum ise, bir yandan ABD'nin 11 Eylül sonrasý saldýrganlýðýyla týrmanan gerilimi, öte yandan krizlerle sertleþen rekabeti daha da ileri boyutlara taþýyacaðý þüphesiz. Kýsaca Ýmparator, Cancun'da bir kez daha çýplaktý.

PARÝS Aþaðýdan küreselleþme buluþuyor!

10-14 Eylül tarihleri arasýnda neoliberal düzenin merkezi örgütlerinden biri olan Dünya Ticaret Örügütü'nün (DTÖ) olaðan toplantýlarýndan biri yapýldý. Ancak, son birkaç yýlda olduðu gibi, bu kez de dünyanýn kaderi üzerine karar verenler yalnýz deðildi. Cancun'da aþaðýdan küreselleþme karþýtlarýnýn da kitlesel ve militan direniþi söz konusuydu. Cancun'da 146 ülkenin bakanlarý bir araya gelerek, aslen ABD, AB ve Japonya'nýn ticari çýkarlarý doðrultusunda belirlenmiþ olan gündemi tartýþtý. Zengin ve yoksul ülkelerin temsilcileri, baþta tarým ürünlerine uygulanan devlet destekleri konusu olmak üzere bir çok konuda kýran kýrana tartýþtý, ancak toplantý bir anlaþmaya varamadan sonuçlandý. Bu kez yenilgi, 1999 yýlýnda Seattle'da aþaðýdan küreselleþme hareketinin eylemleri sonucu elde edilen yenilgiden farklý olarak, temelde kapitalist rekabetin sonucu olarak, çeþitli kapitalist bloklarýn arasýndaki çýkar farklýlýklarýnýn aþýlamamasý nedeniyle ortaya çýktý. Böylece 'kolektif kapitalist sýnýf' gibi kavramlarýn altýnýn ne kadar boþ olduðu, emperyalist düzende sermayenin çeþitli bloklarý ve ulus-devletler arasýndaki çeliþkilerin ne kadar derinde yattýðý, aralarýndaki rekabetin kýran kýrana sürdüðü gerçeðinin altý bir kez daha çizildi. Buna raðmen, DTÖ'nün mezarýnýn kazýlmasýnda hareketin de payý olduðu þüphesiz. Cancun'da polis, her zaman olduðu gibi þiddet uygulamayý benimsedi. Hareketin bir çok aktivistine vize verilmedi, bir çok aktivist 'terörist' ilan edildi. Hatta Cancun'a giriþ özel izne tabi tutuldu. Resmi heyetler, 5.000'den fazla polis ve ajan tarafýndan korundu. Bazý toplantýlar yasaklandý. 'Küresel hükümet', 'Sermayenin diktatörlüðü' gibi isimler yakýþtýrýlan DTÖ'nün Cancun'da çöpe gittiðini söylemek abartýlý olmaz. Çünkü toplantýnýn baþarýsýzlýðý, yýllardýr sürdürülen ulus-

Türkiye’den Paris’e nasýl gidebilirsiniz?

Avrupa Sosyal Forumu’na Türkiye’den büyük bir katýlým olacak. Toplantýlarda Ýstanbul Sosyal Formu’ndan ve Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’ndan konuþmacýlar olacak. Ayrýca Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’nun bir

Avrupa Sosyal Forumu üzerine Alex CALLINICOS

Fransa’nýn saðcý gazetelerinden Le Parisien “Aþýrý sol moda” diye yazýyordu. Le Parisien’in bu ifadesi Devrimci Komünist Lig’in (LCR) Pirene daðlarýndaki Gourette kentinde düzenlediði Yaz Üniversitesi’nin haberinde yer alýyordu. Fransa’nýn dört bir yanýndan gelen 700 aktivistle birlikte bu üniversiteye katýldým. Toplantýlar Fransa’nýn genelinde olduðu gibi güçlenen bir radikalleþmeyi gösteriyordu. Bu, Mayýs ve Haziran aylarýndaki saðcý hükümetin emeklilik haklarýna saldýrýsýna karþý geliþen yýðýnsal grevler ve gösterilerle baþladý. Mayýs-Haziran grevleri modern Fransa’daki sýnýf mücadelesinin 1968 ve 1995’deki gibi en üst noktalarýndan birisiydi. Mücadelenin o aþamasýný hükümet kazandý ama Fransýz yazý politik olarak çok hararetliy-

toplantýsý var. Paris’e gitmek için Ýstanbul Sosyal Forumu’na veya Karakedi Kültür Merkezi’ne baþ vurabilirsiniz. Sosyal Forum toplantýlarýna katýlabilmek için Ýstanbul Sosyal Forumu aracýlýðý ile kayýt yaptýrmanýz gerekmektedir.

di. Yaz sýcaðýnda binlerce yaþlýnýn ölmesi hükümetteki saðcýlara karþý öfkeyi daha da arttýrdý. Geçen ay Larzac’da düzenlenen anti-kapitalist festivale katýlan 350.000 kiþi hapisten yeni çýkan köylü aktivisti José Bové’yi karþýladý. Hareketin bir sonraki bir araya geliþi olacak olan Paris’deki Avrupa Sosyal Forumu’nun ilk iþaretleri oldukça olumlu. Þaþýrtýcý bir biçimde bu iþaretler herkes tarafýndan beðenilmiyor. Bunlarýn baþýnda muhalefetteki Sosyalist Parti geliyor. Geçen seneki baþkanlýk seçimlerindeki hezimetten beri Sosyalist Parti sallaný-yor. Parti iki temel strateji önerisi arasýna sýkýþmýþ durumda. Bir yanda Tony Blair’in Üçüncü Yol’unun Fransýz biçimi olan “sosyal liberalizm” var. Partinin, eski maliye bakaný Laurent Fabius gibi önde gelen yöneticileri pazar ekonomisi politikalarýna baðlýlar. Diðer tarafta ise sosyal hareketler var. Sendika tabanlarýndaki militanlar, anti-kapitalist

Cancun'da direniþ Cancun'da iki farklý karþý duruþ anlayýþý söz konusuydu. Bir yanda radikal bir aktivizm ve alternatif arayýþý içindeki tarz, öte yanda resmi toplantýlara katýlarak, resmi devlet heyetlerinin kararlarýný etkilemeye çalýþan sivil toplum anlayýþý vardý. Cancun'da on binlerce aktivist, DTÖ süreçlerinin sonuçlarýný radikal eylemleriyle protesto etti. ABD'den bin kadar, Avrupa'dan ise 2.500 kadar aktivist katýldý. Radikal köylü hareketinin uluslararasý örgütü Via Campensina, binlerce üyesini Cancun'a seferber etti. Aktivistler çok sayýda alternatif toplantý düzenledi. Öte yandan Uluslararasý Hür Sendikalar Konfederasyonu (ICFTU) ve Avrupa Sendikalar Birliði (ETUC) gibi aslýnda hareketin yanýnda yer almasý gereken uluslararasý örgütler, büyük delegasyonlarla alýnacak kararlarý kendi lehlerine etkilemeye çalýþtý. ETUC Cancun'a yaklaþýk 150 kiþilik bir heyetle katýldý. ETUC ve ICFTU, 'sürdürülebilir' bir kalkýnma ve daha 'adaletli' çalýþma koþullarý gibi, Keynesçi anlayýþa dayanan bir kapitalizmi hedefliyor ve bunun için kendilerini bir baský unsuru olarak görüyor. Buna karþý aþaðýdan küreselleþme hareketinin bir çok aktivisti, kapitalizmin reformlar aracýlýðýyla düzelemeyeceðinin bilincinde ve bu nedenle, onu düzeltmek yerine, sabote etmek ve yerine 'baþka bir dünya' alternatifini koymak için mücadeleyi seçiyor. Aþaðýdan küreselleþme karþýtý hareketin küresel kapitalizme karþý baþarý kazanabilmesi, hareketin sendikal kanadýnýn radikal fikirlere kazanýlabilmesinden geçiyor. Bu ise sendika bürokrasisine karþý, sosyal forumlar gibi ortak mücadele platformlarýnda, ideolojik bir mücadeleyi gerektiriyor.

Ýstanbul Sosyal Forumu: Kurabiye Sokak, No: 13, Kat: 3, Ýstiklal Caddesi, Beyoðlu Telefon: 0212 - 243 83 33 Geocities.com/sosyalforum/

Karakedi Kültür Merkezi: Büyükparmakkapý Sokak, No: 8/10, Kat: 4, Ýstiklal Caddesi, Beyoðlu Telefon: 0212 - 251 62 73

mücadele aðlarý, savaþa ve ýrkçýlýða karþý koalisyonlar var. Larzac’daki anti-kapitalist festival gösterdi ki bu hareket hem güçleniyor hem de kendisine olan güveni artýyor. Fransýz politik yaþamý þu sýralarda gelecek sene yapýlacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine batmýþ durumda. Bu seçimlerde baþarýlý olabilmek için Sosyalist Parti’nin sosyal hareketlerin desteðine ihtiyacý var. Ancak hareket iktidardaki Sosyalist Parti’nin yaptýklarýný hatýrlýyor. Öte yandan hareketin çok daha doðal müttefikleri var. Geçen seneki baþkanlýk seçimlerinde devrimci sosyalist LCR ve Ýþçi Mücadelesi (LO) birlikte oylarýn yüzde 10’unu kazandýlar. Geçen günlerde medya LCR’ýn yaz okuluna büyük ilgi gösterdi. LCR ve LO gelecek seneki seçimlere birlikte girmeyi tartýþýyorlar. Bugünkü politik ortam içinde bu ortaklýk, deðiþik mücadeleler ve aktivist aðlarý için bir odak haline gelebilir. Sosyalist Parti böyle bir geliþmenin olmasýný istemiyor.

12-16 Kasým 2003 tarihlerinde Paris'te gerçekleþecek olan Ýkinci Avrupa Sosyal Forumu (ASF), bir kez daha hareketin mücadele içindeki unsurlarýný bir araya getirecek. Floransa'da gerçekleþen ilk ASF, sendikal hareketle, sosyalistleri ve aktivistleri bir araya getirmiþ ve daha sonraki dönemde hareketin ivme kazanmasýnda önemli merkezi bir rol oynamýþtý. Paris'teki toplantý, ABD'nin saldýrganlýðýnýn sürdüðü, Irak'ta iþgale karþý direniþin arttýðý ve buna karþý uluslararasý savaþ karþýtý hareketin de mücadelesini yükselttiði bir döneme denk düþüyor. Paris'teki buluþma, Avrupa'daki sosyal hareketlerle diyalog kurma ve deneyim alýþveriþi için iyi bir olanak saðlamasýnýn yaný sýra, önümüzdeki dönem mücadelenin rotasýnýn da çizileceði bir dizi siyasi tartýþamalarýn da gerçekleþeceði bir zemin olacak. Bu nedenle Türkiye'den çok sayýda aktivistin yaný sýra, sosyal hareketlerin, siyasi partilerin, sendikal hareketin temsilcilerinin de geniþ katýlýmý önemli. Ýstanbul Sosyal Forumu (ÝSF) Paris'e gidiþi merkezi olarak koordine ediyor. ÝSF'nin düzenleyeceði geniþ kampanya, Türkiye'den sosyal mücadelelerin uluslararasý hareketle buluþmasý için önemli bir olanak saðlýyor. Bu nedenle kampanyaya sahip çýkmamýz gerekiyor. Ancak, ufkumuz sadece Paris'e gidiþle sýnýrlý olmamalý, kampanya daha geniþ kesimlere uluslararasý örgütlenmenin, hareketin parçasý olmanýn, küresel kapitalizme karþý mücadelenin öneminin anlatýlmasý için de bir araç olarak kullanýlmalý.

Partinini lideri Francois Holland ve diðer ileri gelenler sola aðýr suçlamalar yapýyorlar, sosyalist solun saðýn görevini yerine getirdiðini iddia ediyorlar. Garip bir þekilde bu eleþtiriler anti-kapitalist hareket içinde de yanký buluyor. Jacques Nikonoff finans spekülasyonlarýna karþý kampanya yapan ATTAC’ýn baþkaný. Larzac festivalinden sonra liberal-sol gazete Liberation da solu en aðýr bir biçimde eleþtiren bir yazý yayýnladý. Nikonoff “Serbest pazar liberalleri daima aþýrý solu tercih eder, çünkü hiçbir zaman kazanmammýþtýr ve hiçbir zaman kazanmayacaktýr” diyor. Yakýn zamanda Nikonoff sola dönük eleþtiþrilerini tekrarladý. Onun bu eleþtirileri ATTAC’ýn kurucusu Bernard Cassen tarafýndan destekleniyor. Cassen, Dördüncü Enternasyonal’i (LCR’ýn baðlý olduðu enternasyonal) ve (Ýngiliz) Sosyalist Ýþçi Partisi’ni hareketi manipüle etmekle suçluyor. Bunlar garip eleþtiriler. LCR

aktivistleri ATTAC’ýn kurulmasýnda ve inþasýnda önde gelen roller üslendiler. Sosyalist Ýþçi Partisi herhalde Ýngiliz tarihinin en büyük yýðýnsal hareketi olan Savaþý Durdur Koalisyonu’nun baþýný çeken örgütlenme olarak kabul ediliyor. Bir kaç hafta önce, ATTAC’ýn yaz okulunda Nikonoff ve Cassen kendilerini çok yalnýz buldular. Saldýrýlarýnýn giderek þiddetlenmesi hareketin onlarýn kontrolünün dýþýnda giderek büyüdüðünü ve radikalleþtiðini gösteriyor. Bu arada, LCR kendi yaz okulunda bu sað saldýrýlara karþý çok saðlamdý. Yoldaþlar Jean-Marie Le Pen’in Milliyetçi Cephesi’nin hükümetin popülerliðini yitirmesini kullanamayacaðýný biliyorlar. LCR’ýn önde gelen bir üyesi “Solda Milliyetçi Cephe’nin milliyetçilikte olduðu kadar anti kapitalizmi saðlam olan bir örgüte ihtiyaç var” diyordu. Bütün bunlar olurken, Paris’te toplanacak olan Avrupa Sosyal Forumu açýk ki çok güzel ola-


sosyalist iþçi

11

NOT DEFTERÝ Ýzmir Ýzmir Fuarý'nda stand Küresel BAK Ýzmir Grubu 26 Aðustos - 10 Eylül tarihleri arasýnda her gün saat 18.00 ile 23.30 arasý Ýzmir Enternasyonal Fuarý Kitap ve Nota Sokaðý'nda stand açtý. Standta Küresel BAK'ý ve etkinliklerini tanýtan broþürler daðýtýldý, rozetler satýldý. 15 gün boyunca açýk kalan standta Küresel BAK'ýn Türkiye genelinde sürdürdüðü imza kampanyasý için 4.500 imza toplandý.

Bostanlý'da panel Karþýyaka Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamýnda Küresel BAK tarafýndan Bostanlý Açýkhava Tiyatrosu'nda "Savaþsýz bir dünya mümkün mü?" konulu bir panel yapýldý. Panele DÝSK Genel Sekreteri Musa ÇAM, Ýngiltere'den Stop the War aktivisti Roni Margulies ve Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü öðretim üyesi Doç. Nilgün Toker Kýlýnç konuþmacý olarak katýldýlar. Konuþmalarda Küresel BAK'ýn yeni bir hareket olarak önemi vurgulandý ve "savaþsýz bir dünyanýn" nasýl mümkün olacaðýna dair fikirler tartýþýldý. Beyoðlu'nda Küresel BAK standý

"Filistin'e özgürlük!" Ýstiklal Caddesi üzerinde Bekar Sokak giriþinde Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu'nun imza standýný her gün açýyoruz. Binlerce insanla Irak'ýn iþgaline neden karþý olduðumuzu, Türkiye'nin Irak’ýn iþgalinin parçasý olmasýný engellemek için neler yapýlabileceðini tartýþma þansýmýz oluyor. Hedefimiz 27 Eylül'e kadar onbinlerce imza toplamak. Ýmza aldýðýmýz tüm savaþ karþýtlarýný Ankara mitingine çaðýrýyoruz. Konuþma fýrsatý bulduðumuz imzacýlarýn bir çoðu gelmek istediðini söylüyor.

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi ile nasýl iliþki kurabilirsiniz? Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi’nin 3 ilde, Ankara, Ýstanbul ve Ýzmir’de örgütleri var. Ayrýca birçok þehirde

Beyoðlu’nda panel 11 Eylül’ün ikinci yýldönümünde Beyoðlu Koalisyonu, Makine Mühendisleri Ýstanbul Þubesi’nde bir panel düzenledi. Panele yazar Abdurrahman Dilipak, yazar Murat Çelikkan ve öðretim üyesi Sezai Temelli katýldý. Abdurrahman Dilipak ABD’nin Ortadoðu’da böl yönet politikasý uygulayarak kontrolü altýna almaya çalýþtýðýný söyledi. Sezai Temelli, Irak savaþýnýn kapitalizmin bir sonucu olduðunu, ona karþý mücadelenin önemini vurguladý. Murat Çelikkan ise 11 Eylül’ün bir dönüm noktasý olduðunu hem ABD hegomonyasý mücadelesinin hem de ona karþý mücadelenin yükseldiði bir dönem olduðunu anlattý. 15 Þubat ve sonrasý mücadelenin önemini vurguladý. Salondan söz alanlar ise 27 Eylül mitinginin dünya çapýndaki önemini anlatýp, onu örgütlemenin gerekliliðini anlattýlar. Panel katýlýmcýlarý 27 Eylül’ü örgütlemek için stand açacaklarýný, koalisyon toplantýlarý örgütleyeceklerini, afiþ asacaklarýný söylediler. Beyoðlu Koalisyonu her Perþembe saat 19:30’da Karakedi Kültür Merkezi’nde toplantý yapacak.

Kolacý ve köleci düzene bir meydan okuma: BarýþaRock! Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu tarafýndan düzenlenen BarýþaRock etkinliði 6-7 Eylül'de yaðmura, çamura ve her türlü olanaksýzlýða raðmen baþarýyla gerçekleþti. Coca Cola'nýn organize ettiði Rock'n Coke festivaline bir yanýt olan BarýþaRock, savaþ karþýtlarýnýn buluþtuðu ve iki gün boyunca dans ettiði, slogan attýðý- sohbet ettiði bir alana dönüþtü. Yaklaþýk 5 bin kiþinin kaýldýðý BarýþaRock etkinliðinde 50'ye yakýn rock grubu sahne adý. Hemen hemen tüm gruplarýn küresel direniþin önemini anlattýðý konsrelerde özellikle Lübnan'dan gelen grubun tüm barýþ ve rock severle birlikte Enternasyonal'i söylemesi çok etkileyiciydi. BarýþaRock alanýnýn kürsel direniþin bir parçasý olmasýnýn yanýnda, etkinliðe katýlan binlerce insanýn bilinçli bir tercihle alana gelmiþ olmasý çok önemliydi. Herkes küresel direniþten yanaydý, herkes savaþa ve Türkiye'nin Irak'a asker göndermesine karþýydý. Çok az sayýda gönüllünün fedakarlýðýyla örgütlenen Barýþarock, Dünya Sosyal Forumu'nun da desteklediði ve bir yýl boyunca sürecek Cola boykotu kapsamýnda, savaþ-þirketler ve Cola baðlatýsýnýn kurulduðu bir miting alaný gibiydi. Küresel Barýþ ve Adaet Koalisyonu sözcülerinden Þebnem Korur Fincancý ve Mehmet Ali Alabora'nýn yaptýðý konuþmalar tüm savaþ karþýtlarý tarafýndan coþkuyla kaþýlandý. Kolombiya'dan gelen sendikacýnýn yaptýðý konuþma tüm dinleyicileri coþturdu. Petrol-Ýþ Baþkaný'nýn yaptýðý konuþma ise sendikalarla gençlerin buluþmasý açýsýndan bir ilk adým olarak çok önemliydi.

irili, ufaklý DSÝP gruplarý var. DSÝP üyeleri çeþitli kampanyalarda aktif olarak çalýþýyorlar. Geçtiðimiz dönemde Savaþa Hayýr Platformu, Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu’nda DSÝP üyeleri önde gelen görevler almýþlar ve merkezi platformun yaný sýra onlarca yerel

Kadýköy ‘küresel BAK’tý!!! Kadýköy Küresel BAK geçtiðimiz hafta M.Ali Alabora ve Tayfun Mater'in katýlýmýyla Barýþ Manço Kültür Merkezi'nde bir panel düzenledi. Panele çoðunluðunu gençlerin oluþturduðu geniþ bir katýlým vardý. Panelin birinci bölümünde, M.Ali Alabora 27 Eylül'ün ve enternasyonalizmin önemine dikkat çekerken; Tayfun Mater Türkiye'deki savaþ karþýtý hareketin geliþimi ve Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu'nun oluþumu, tavrý ve iþleyiþi üzerinde durdu. Ýkinci bölümde dinleyicilerin de katýlýmý ve karþýlýklý tartýþmasý ile devam eden 'beyin fýrtýnasý'yla 27 Eylül’de tüm dünyayla beraber Ankara eylemine katýlým ve katýlýmýn yanýnda bunun inþasýnda fiilen bulunmanýn anlamý vurgulandý. Verilen arada ve panel çýkýþýndaki sohbet ortamý, birçok baðýmsýz kiþiyi Küresel BAK'la tanýþtýrdý. Panelden BarýþaRock' önceki günlerde 'B festivali ve Kadýköy BAK etkinliði için açýlan masalar, panelde tanýþtýðýmýz arkadaþlarýn da katýlýmýyla 27 Eylül eylemi için daha coþkulu, kalabalýk ve güçlü olarak açýlmaya devam etti, ediyor.

Kadýköy:

"Türkiye'nin iþgalin parçasý olmasýna hayýr!" Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu 27 Eylül Ankara mitingine katýlýmý artýrmak ve kampanyaya yeni aktivistlerin katýlmasýný saðlamak için Kadýköy'de stand açtý. Standýmýzda savaþý teþhir eden resimlerin sergilendiði büyük bir pano var. Standýn ikinci gününde Bulutsuzluk Özlemi'nin þarkýlarýný çaldýk. Kadýköy'de Haldun Taner Tiyatrosu'nun önünde açtýðýmýz stand ilgi çekiyor. Çok sayýda imza topluyor ve savaþla ilgili belli baþlý tüm sorunlarý tartýþýyoruz.27 Eylül'e kadar stand açmaya devam edeceðiz. Daha çok aktivistle taýþýp, iliþki kurup, Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu'nu Kadýköy bölgesi'nde çok daha güçlü örgütleyeceðiz.

platform kurmuþlardý. Bu dönemde Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’nun yaný sýra gene Koalisyon’un bir etkinliði olan Barýþa Rock’ta da çalýþýldý. DSÝP’in ayrýca bir gençlik grubu var. DSÝP örgütleri ile aþaðýdaki adreslerden iliþki kurabilirsiniz:

Sok.8/10 Beyoðlu (0212) 251 62 73

Ýstanbul Ýstiklal Cad. Büyükparmakkapý

Bütün diðer bölgeler için

Ankara Meþrutiyet Cad. 5/15-Kýzýlay (0312) 425 98 27 Ýzmir 846. Sk, No: 18/3 1. Beyler - Konak (0535) 738 05 44

0212-251 62 73

sosyalist iþçi'nin temel görüþleri Aþaðýdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratýcýsý iþçi sýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir þekilde deðiþtirilemez, düzeltilemez. -Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için oluþturulmuþtur. -Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir. -Bu sistemi sadece iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi devirebilir. -Sosyalizm için mücadele dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr. Sosyalistler baþka ülkelerin iþçileri ile daima dayanýþma içindedir. -Sosyalistler kadýnlarýn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eþitliðini savunur. -Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihlerinden dolayý aþaðýlanmalarýna ve baský altýna alýnmalarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm

-Sosyalistler, bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. -Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar. -Sosyalistler bütün haklý ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler. -Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu Avrupa ve Küba sosyalist deðil, devlet kapitalistidir. -Sosyalistlet bu ülkelerde iþçi sýnýfýnýn iktidardaki bürokratik egemen sýnýfa karþý mücadelesini destekler.

Devrimci parti

-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalýþma ile inþa edilebilir. -Sosyalistler pratik içinde diðer iþçilere reformizmin iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrý olduðunu kanýtlamalýdýr. -Bu fikirlere katýlan herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý çalýþmasýna omuz vermeye çaðýrýyoruz.


SAYI:206 19 Eylül 2003 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.sosyalistisci.org

sosyalistisci@sosyalistisci.org

ABD IRAK’TA YENÝLECEK! Yaklaþýk bir yýldýr dünyada büyük bir mücadele sürüyor. Bu mücadelede bir tarafta Amerikan emperyalizmi ve müttefikleri, diðer yanda ise anti-kapitalist, savaþ karþýtý hareket var. Amerikan emperyalizmi önce Afganistan’a, ardýndan Irak’a saldýrdý. Bugün Irak’ta 170 bin ABD askeri var. Hedef dünya hegemonyasý. ABD askerleri bu iki ülkenin dýþýnda 100 den çok ülkeye yerleþmiþ durumda. ABD’nin dünya hegemonyasý için giriþtiði hareketin önündeki en büyük engel, kimilerinin sandýðý gibi ne Çin, Almanya, Fransa gibi diðer emperyalist ülkeler ne de ABD ordusunun saldýrdýðý ülkelerin cýlýz askeri güçleri. ABD’nin önündeki en büyük engel dünya emekçilerinin direniþi. Bir süredir hýzla yükselen antikapitalist hareket ABD’nin Irak’a saldýrý hazýrlýklarý ile savaþ karþýtý bir harekete dönüþtü ve 15 Þubat’ta bu hareket en yüksek boyutuna ulaþtý. 10 milyonlarca emekçi 15 Þubat’ta sokaklarý ve meydanlarý doldurarak ABD ewmperyalizminin saldýrganlýðýna hayýr dedi. Emekçilerin öfkesi durmadý. ABD’nin Irak’ý iþgali ile birlikte belki hareket belki dün olduðu kadar yoðun sokaklarda deðil ama öfke olduðu yerde duruyor ve dalga yeniden kabaracak. 27 Eylül bütün dünya’da eylem günü. Þimdiden 39 ülke de savaþ karþýtlarý o gün eylem yapacaklarýný açýkladý. Heryerde hazýrlýk-

Irak, Amerika’nýn yeni Vietnam’ýdýr lar sürüyor. Belki 15 Þubat’ta olduðu kadar büyük akalabalýklar sokaða çýkmayacak ama gene de Bush ve Blair’in yüreklerini korku ile dolduracak sayýda emekçi meydanlara çýkacak. “Irak’ta iþgale son, Filistin’e özgürlük.” 27 Eylül’ün sloganlarý bunlar. 27 Eylül ve onu izleyecek mücvadele süreci çok önemli. Bu

süreçte savaþ karþýtý hareket ne denli büyük olursa ABD’nin ve baþlýva müttefiki Ýngiltere’nin yenilgisi o denli hýzlanacak. Bush ve Blair ülkelerinde yoðun bir muhalefetle karþý karþýyalar. Uluslararasý hareket ABD ve Ýngiletere’de Bush ve Blair’in yenilgisinin en önemli destekçileri olacak. Bush ve Blair’in yenilgisi ise bütün dünyada emekçilerin

önünü açacak. Bugün IMF saldýrýsýna karþý çýkmak, savaþa karþý çýkmak olmalýdýr. Eðer ABD ve Ýngiltere Irak’ta yenilgiye uðramazlarsa, pýlýlarýný, pýrtýlarýný toplayýp Irak’tan çekilmek zorunda kalmazlarsadünyanýn her yerinde yeni liberal politikalar çok daha çýplak ve acýmasýz bir biçimde uygulanacaktýr. Emekçilere dünyanýn her yerinde kan kusturulacak. Bush ve Blair’in yenilgileri kaçýnýlmaz. Görünen o ki ilk seçimlerde her ikiside yolcudur. Ancak savaþ karþýtý hareket bu süreci hýzlandýrabilir. Her ikiside, özellikle de Blair daha önce çekilmek zorunda kalabilir. Yýllar önce ABD Vietnam’da yenildiðinde bu yenilginin en önemli etkenlerinden birisi ABD’deki ve bütün dünyadaki savaþ karþýtý hareketti. Bu hareket ABD ordusunu savaþamaz hale getirdi. Amerikan askerleri Vietnamlýlarý deðil, kendi subaylarýný vurmaya baþladýlar. Bugün, daha þimdiden Irak’ta ki Amerikan ordusu içinde hoþnutsuzluk artýyor. Bunun daha da yükselmesi uluslararasý savaþ karþýtý hareketin gücüne baðlý. Ýþte 27 Eylül bu nedenle çok önemli. Irak’a ve Filistin’e özgürlük istiyorsa 27 Eylül’de Ankara’ya. Eðer IMF politikalarýný geriletmek istiyorsan, 27 Eylül’de Ankara’ya. Eðer AKP hükümetinden kurtulmak istiyorsan, 27 Eylül’de Ankara’ya.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.