211

Page 1

sosyalist isci SAYI: 211

20 Aralýk 2003

Kahire Konferansý:

Kýbrýs’ta seçimler yapýldý

500.000 TL.

Onlar aç, çünkü onlar fakir

Varlýk içinde Yeni ve dinamik Düðüm nasýl bir hareket sayfa: 5 çözülecek sayfa:6- 7 yokluk

IRAK’TA ÝS. GALE

SON

sayfa:8


2

sosyalist iþçi

HAFTAYA BAKIŞ Ücretliler bedava yaþýyormuþ!

Saddam’a raðmen ... Milletvekilliði dokunulmazlýðý

AKP, seçimlerden önce milletvekili dokunulmazlýklarýný kaldýracaðý yönündeki söylemlerine raðmen hala bu eksende bir þey yapmamasý eleþtirilerini , kendilerine dokundurtmamak adýna 'yargýya güvenmiyoruz' açýklamasýyla geçiþtirdi. Bunu 'devletin yok saymak' olduðunu söyleyen yüksek yargýdan AKP' ye sert eleþtiriler geldi. Yargýtay'ýn eleþtirilerini bir tarafa býrakýrsak, Türkiye' de yargý sisteminin baðýmsýz ve adil olmadýðý yargýçlar dahil herkesin bildiði bir gerçek.Yýllardýr varolan hukuk dýþý uygulamalara bakýlýrsa toplumun büyük çoðunluðu için mevcut yargý sistemi bir þey ifade etmiyor.Fakat bunun yanýnda hükümet, yargýyla, þimdiye kadar yolsuzluktan dava açýlan tüm AKP milletvekillerini teker teker aklarken çok da iyi geçiniyor ve ona güveniyor görünüyordu AKP' nin 'yargýya güvenmiyoruz' açýklamasýnýn altýnda ,bir siyasi öznenin güdümünde olan yargý sisteminin Recep Tayyip Erdoðan' ý siyasi arenadan bertaraf etme ihtimalinin var olmasýdýr. AK Partinin bu siyasi zemindeki 'yargýya güvensizliði' , yargýnýn, halka ve iþçi sýnýfýna dönük kýsmý için geçersiz olduðu, iktidara geldiði andan itibaren gerçekleþtirdiði hem siyasi hem ekonomik vahþi pratiklerinden bellidir.Þu an meclis'te yolsuzluk,sahtecilik,zimmete geçirme vs. gibi konularda 41' i AKP' den 22' si CHP'den olmak üzere 63 milletvekiliyle ilgili 115 dokunulmazlýk dosyasý bulunuyor.Bunlar aklandýktan ve Tayyip Erdoðan'ýn siyasi geleceði garanti altýna alýndýktan sonra, mevcut adalet sistemi AKP için sorun deðil, eylemlerinin meþrulaþtýrmasý açýsýndan güvenilir bir araçtýr.

Irak’ýn eski diktatörü Saddam Hüseyin’in Amerikalýlar atarfýndan Tikrit’te yakalanmasý Batý basýnýnda Irak’ta direniþin biteceði, hiç deðilse zayýflayacaðý biçiminde yorumlandý. Arka arkaya televizyon kameralarýnýn önüne çýkan baþta Baþkan Bush olmak üzere ABD yetkilileri sevinç çýðlýklarý attýlar. Basýnýon bütün yorumcularý Saddam’ýn bülbüller gibi konuþacaðýný ve böylelikle direniþin çökertileceðini anlatýyorlar. Oysa Irak’ta bugün süren direniþin hiç bir biçimde Saddam’a baðlý olmadýðý açýk. Irak direniþinde çeþitli eðilimler yanyana mücadele ediyorlar. Bunlardan bir kýsmý belki eski Baas Partisi’ne baðlý ve bu nedenle belki Saddam’la iliþki içinde ama hareketin büyük bir kesiminin ne Saddam’la ne de Baas’la bir iliþkisinin olmadýðý açýk. Zaten, saddam’ýn yakalanmasýndan bu yana geçen sürede direniþin artarak devam etmesi de bu olayýn Irak direniþini etkilemeyeceðini göstermekte. Öte yandan Saddam’ýn televizyon kameralarý önünde küçük düþürülmeye çalýþýlmasý da açýk ki ters tepiyor. basýnýn kalemþörleri Türkiye’de baþka yerlerde “biçare Saddam” imajýnýn Irak halkýný ve genel olarak Araplarý olumsuz etkileyeceðini düþünürlerken gerçekte olan tam tersi. Iraklýlar vce Araplar aksine bu resimlere bakarak daha

1 DOLAR

Türkiye'de nüfusun yüzde 2.4’ünün geliri günde 1 dolarýn altýnda. 10 milyon insan ise gýda harcamalarýna günde 1 dolardan az ayýrabiliyor.

çok öfke duymaktalar. Saddam’ýn yakalanmasý üzerine toplanan ABD’nin Irak’taki kukla hükümeti Saddam’ýn idam edileceðini açýkladý. Onayladýðý iþdam kararlarý ile ünlü Bush’da açýk açýk Saddam’ýn idam edilmesinden memnun molacaðýný söylüyor. Hatta bazý gazete haberlerine bakýlýrsa idam’ýn günü bile belli: 1 Temmuz. Bu arada ise Amerikalýlar CIA ajanlarý ile Saddam’ý sorguluyorlar. Nerede olduðu belli deðil ama Rumsfeld yaptýðý bir açýklama ile tam bir sahtekarlýkla Saddam’ýn “iþkece görmeyeceðini” belirtmiþ. Saddam’ýn nasýl ve kim tarafýndan

yargýlanacaðý da bu arada bir tartýþma. Aðýrlýklý kaný Irak’ta, kukla hükümetin atadýðý bir mahkemede yargýlanacaðý. Yani daha þimdiden sonu belli bir yargýlama (!) süreci olacak bu. Ne var ki Saddam’ý Irak mahkemesi yargýlayacak ama sorgusunu Amerikalýlar yapýyorlar. Bir baþka deyiþle hazýrlýk tahkikatýný Amerikan gizli servisi yapýyor. Saddam etrafýnda kýyametler koparken Irak halký iðneyle kuyu kazarak direniyor. Ýþgale, Amerikan sömürgesi olmaya boyun eðmiyor. Direniþin süreceði açýk.

Asgari ücret

Hükümet asgari ücrete en fazla 300 milyon olur derken, iþte Türkiye gerçeði: Kasým ayýnda dört kiþilik bir aile için açlýk sýnýrý 593 milyon 182 bin liraya, yoksulluk sýnýrý ise 1 milyar 629 milyon liraya çýktý. Baþbakan Tayyip Erdoðan ise asgari ücretin ancak % 20 artabileceðini söyledi.

Bilimsel eðitim

Aralarýnda Türkiye Ýnsan Haklarý Vakfý'nýn da içinde olduðu bazý kurumlarýn yaptýðý araþtýrmaya göre ders kitaplarýnda savaþýn meþrulaþtýrýlmasý, üç temasý, kadýna yönelik ayrýmcýlýk, yabancý düþmanlýðý gibi ihlallerinde olduðu alanlarda toplam 4 bin ayrýmcýlýk var. Ýþte bilimsel eðitim!

Faþistler gene ortada

Ýbrahim Tatlýses'in televizyonda Kürtçe þarký söyleyip “birinci adýmý attýk, sýra ikinci adýmda” demesini fýrsat bilen ülkü ocaklarý Tatlýses TV'yi bastý. KESK Genel Baþkaný Sami Evren'in de bir konuþmasýný fýrsat bilerek KESK binasýnýn kapýlarýna dayandýlar. Irkçý ve iþçi düþmaný yüzlerini sergileyen faþistler belli ki tekrar sahneye çýkmaya çalýþýyorlar.

Sorgucular soruþturulamaz

Ankara’da 1 Mayýs gösterisine katýldýklarý için okulda müdür odasýnda 5 öðrenci sorgulanmýþtý. Sorgulayanlar hem polis hem de MÝT mensuplatýydý. Aileler suç duyurusunda bulunmasýna raðmen, kaymakamlýk ve baþbakanlýk herhangi bir suç vasfý bulunmadýðýný söyleyerek sorgucularýn sorgulanmasýný engellediler. Hem binlerce ýrkçý fikriyle anti bilmsel bir eðitim, hem de polisiyle, MÝT’iyle içiçe baskýcý bir eðitim

Şehre katil geliyor! 28-29 Haziran 2004 Ýstanbul’da NATO toplantýsý var misafirperverliðimizi gösterelim

Gelir Vergisi Yasasý'nýn 31. Maddesi'nde ücretlilere uygulanan 45 milyon TL'lik bir özel indirim vardý. Bu indirim arttýrýlacaðý yerde, yeni bir yasayla tamamen kaldýrýldý. Böylece patronlara saðlanan 'vergide indirim' emekçilere 'vergide bindirim' olarak yansýdý. Bu indirim Almanya'da yýlda 16.295 Euro, Ýngiltere'de 6.080 sterlin, ABD'de 7.950 dolar.

Ýstanbul'da helikopter yok

Dünyanýn sayýlý metropollerinden olduðu iddia edilen Ýstanbu'da sabit tek bir yangýn söndürme helikopteri yok. Yangýn sezonu (haziran-kasým) için kiralanan tek helikopter ise Denizli'de bekliyor. Geçen yaz çýkan 204 vakada yanan 203 hektar ormanýn 103 hektarý, sadece üç yangýn sonucu ve helikoptersizlik yüzünden yok olmuþ. Orman Bölge Müdürü ise bakýn ne diyor; "Dünyada teknoloji gücü olarak sonlardayýz ama yangýn söndürmede dünyanýn en baþarýlý ülkesiyiz".

Kadýn amele pazarý

Erkeklerinkine alýþmýþtýk da kadýnlarýn amele pazarýnda soðukta bekleþip, kamyonlara doluþarak iþe gittiðine tanýk olmamýþtýk. Uþak'ta kurulan kadýn amele pazarýnda kadýnlar günde beþ milyon karþýlýðýnda iþ bulabilmek için, sabahtan akþama kadar, yanaþan kamyonetlerin önüne atýlýp iþe alýnmak için yalvarýyor. Genellikle kiremit taþýma ve tarým sektöründeki çeþitli iþler için kullanýlan kadýnlar emekleri erkeklere göre daha ucuz olduðu için tercih ediliyor.

Düzeyli bir tartýþma

Bakan Erkan Mumcu ile YÖK eski baþkaný Kemal Gürüz, Gürüz'ün baþkanlýktan ayrýlýþýndan önce tartýþýyor: Mumcu; "Hoca haftaya helvaný yiyoruz". Gürüz; "Biz seninkini çoktan yedik". Mumcu Turizm Bakanlýðý'na kaydýrýlýp, YÖK düzenlemesi yarýda kalýnca Gürüz þöyle diyor; "Erkan ben seni çok rahat yerim. Ben sana demedim mi, hem seni yedik hem helvaný". Mumcu; "Hoca, sen Türkiye'nin önündeki en büyük takozsun".

gelecek sayý sosyalist iþçi

Savaþa karþý mücadele ile dolu bir yýlýn öyküsü

Özel Ek


3

sosyalist iþçi

BAŞ Y AZ I Irak'ta direniþ devam ediyor Saddam Hüseyin Amerikan iþgal kuvvetlerinin eline geçti. Amerikan basýný ve dünyanýn her yerindeki Amerikancý basýn büyük bir sevinç içinde Saddam'ýn ne kadar kötü durumda olduðunu anlatmaya baþladý. Türk basýný elbette dünyanýn baþka yerlerindeki Amerikancý basýndan geri kalmadý. Hep bir aðýzdan "direnmeden teslim oldu" diye çýðlýk attýlar. Ve gene hep bir aðýzdan "konuþtuðunu", Amerikalýlarla iþbirliði yaptýðýný, bitli olduðunu vs anlatmaya baþladýlar. Bes belli ki büyük bir iþtahla bu yayýna devam edecekler. Oysa Amerikan yönetiminin en önde gelen isimlerinden Rumsfeld Saddam'ýn kendisine verilen suyu bile ret ettiðini söylüyor. Amerikalý yetkililer konuþmadýðýný, iþbirliði yapmadýðýný açýklýyorlar. Irak diktatörü Saddam Hüseyin'in iþi aslýnda ABD ordusu Baðdat'a girdiðinde bitmiþti. Þimdi Irak'ta ve bütün Ortadoðu'da Amerikan emperyalizminin karþýsýna çýkanlar yepyeni güçler. Saddam'ýn yakalanmýþ olmasý Irak'ta direniþin bitmesine ya da azalmasýna neden olur mu? Bu sorunun cevabý George W. Bush'un Saddam'ýn yakalandýðýný ilan ettiði basýn toplantýsýnda geldi. Baðdat'ta bugüne kadar ki en büyük bomba patladý. Ayný gün Irak'ýn çeþitli yerlerinde Irak polis karakollarýna çeþitli saldýrýlar oldu. Ayný þekilde Amerikan ordusuna da saldýrýlar devam etti. Öte yandan birçok kentte Saddam Hüseyin lehine gösteriler oldu. Bütün bunlar gösteriyor ki Saddam'ýn Amerikalýlarýn eline geçmiþ olmasý ile Irak'taki antiemperyalist direniþ bitmeyecek. Saddam'ýn yakalanmasý üzerine Irak halký sevinç gösterileri yaptý diye de iddia edildi. Televizyonlara bakýnca bu sevinç gösterileri yapanlarýn çok küçük bir azýnlýk olduðu görülebiliyor. Baðdat'ýn bir köþesinde Irak Komünist Partisi'nin bir kaç yüz kiþilik gösterisi TV kameralarýnýn bulabildiði tek "kitle" gösterisiydi. Saddam'ýn yakalanmasýna sevinmek de böylece Irak Komünistlerinin iþi olmuþ oldu... Irak'ta yeni bir sayfa açýlmadý. Ýþgalle birlikte baþlayan süreç devam ediyor. Ve açýk ki bu süreç Amerikan iþgal güçleri Vietnam'da olduðu gibi Irak'ý terk edinceye kadar sürecek.

KESK için daralma kader deðil

KESK'in AKP iktidarý tarafýndan son yýllarýn en sert biçimleriyle karþýlanan eylemlerine katýlým küçük oldu. Ýzmir'de 5 bin kamu çalýþanýnýn kitlesel katýlýmý dýþýnda diðer kentlerde birkaç yüz ila birkaç bin arasýnda deðiþen katýlýmlar gerçekleþti. Hükümeti, valileri ve emniyet müdürlerinin kamu çalýþanlarýna bu kadar pervasýzca saldýrabilmesinin nedenlerinden birisi de eylemlere katýlýmýn azlýðý oldu. Defalarca kitlesel eylemlerle Türkiye'nin gündemini belirleyen, iþçi düþmaný hükümetleri köþeye sýkýþtýran KESK'in bu içe kapalý, daralmýþ ve güçsüz görüntüsü tüm toplumsal muhalefet kesimlerinin mücadeleciliðini de etkiliyor. Zira KESK, sokaða çýktýðýnda, grev yaptýðýnda, merkezi eylemlerle gündemi belirlediðinde, tüm örgütlenme alanlarýnda demokrasinin nefes borularýný açan ve kazandýðýnda, mücadele ettiðinde diðer örgütlü kesimleri de eyleme çeken bir güce sahip.

Bu, iki önemli adýmýn atýlmasý anlamýna geliyor: 1.KESK'e tüm sol gözünün içi gibi bakmalý, KESK'in örgütlenmesine katýlmalý, eylemlerini inþa etmeli, KESK'in kazanmasýný kendisinin kazanmasý olarak görmelidir. 2.AKP'ye karþý mücadele doðru bir politik hat çerçevesinde ve doðru sendikal adýmlar atýlarak verilmelidir. Tek baþýna iktidar olan AKP'ye laik cephenin argümanlarýyla karþý çýkmak kendi sorunlarý etrafýnda hýzla harekete geçebilecek kamu çalýþanlarýný birleþtirmek yerine bölen bir tutum olmaktadýr. AKP'yi teþhir etmek ve tabanda AKP'ye karþý hareketlenme yaratabilmek, AKP'nin þeriatçýlýðýný anlatmakla deðil, küresel sermayenin iþçi düþmaný politikalarýnýn kuklasý olduðunu ýsrarlý bir biçimde anlatmakla mümkün. Sol ise, KESK'e bir çatý partisi muamelesi yapmaya, ilkesiz ittifaklarla sürdürdüðü

KESK içinde koltuk kapma yarýþýna bir son vermelidir. KESK, çekiþtirilmemeli, desteklenmelidir. Yaklaþýk 400 bin üyesi olan KESK ve bunun içinde 180 bine yakýn üyesi olan Eðitim-Sen çok önemli güçlerdir. Sol içi dengeler, parlamento ya da belediye seçimleri için kurulan ittifaklar kamu çalýþanlarýnýn örgütlenmesine bölen bir biçimde yansýtýlmamalýdýr. En önemlisi ise, aþaðýda, kamu çalýþanlarýnýn arasýnda KESK'i bir dernek gibi gören, sol ittifaklarýn arenasý olarak algýlayan, kamu çalýþanlarýnýn iþçi olmadýðýný düþünen fikirlere karþý mücadele etmek zorundayýz. AKP'ye karþý mücadeleyi emek-sermaye çeliþkisine baðlayan, IMF ile ABD emperyalizmi arasýndaki baðlantýyý kurarak kamu çalýþanlarýnda 1 Mart'ta iyice açýða çýkan savaþ karþýtý öfkeyi harekete geçirmeyi önüne koyan KESK, daralmanýn kader olmadýðýný da gösterecek.

Önce eylemde birlik

Dünyanýn her yerinde yeni bir sol yükseliyor. Dinamik, genç ve mücadeleci. Sadece eylem yapmýyor, tartýþýyor. Bu yeni hareket Seattle direniþi ile birlikte þekillenmeye baþladý. Küresel sermayenin çeþitli örgütlerinin toplantýlarýnýn protestolarýnda geliþti. Kapitalizme karþý oluþuyla anti-kapita-list adýný aldý. Daha sonra savaþa karþý hareketin baþýný çekmeye baþladý. Tarihin en büyük kitle gösterileri bu dönemde gerçekleþti. Ve bu arada yoðun bir tartýþma süreci yaþandý. Önce Brezilya’nýn Porto Allegre kentinde toplanan Dünya Sosyal Forumu sayýsýz sol akýmý bir araya getirdi.Þimdi sosyal forumlar bir çok yerde yapýlýyor. Ve sosyal forumlarýn yaný sýra bir dizi baþka tartýþma platformu daha oluþuyor. Paris sosyal forumu yeni bitti, þimdi 2004 Londra sosyal forumunun hazýrlýk tartýþmalarý baþladý. Paris sosyal forumunun örgütlenmesinde 2 bin kiþi görev aldý. Toplantýlara 60 bin kiþi katýldý. Dünya sosyal forumu Hindistan’da, Bombay’da toplanacak. Dünyanýn çeþitli yerlerinden gelen delegeleri ama asýl olarak ortadoðulularý bir araya getiren Kahire toplantýsý da yeni bitti. Bin kiþinin katýldýðý Kahire Konferansý Mýsýr’da yepyeni bir hareketin doðuþunun bütün iþaretlerini taþýyor. Kapitalist küreselleþmeye karþý hareketi beyaz Avrupalýlarýn karnaval turizmi olarak görenler Mýsýr’da toplanan Konferansý görmeliydi. Bombay Dünya Sosyal Forumu’na katýlmalý. Yeni hareket dalgasý sendikalarda da bir hareketlenme, politikleþme yaratýyor.

Sendikalardaki gerileme bitiyor. Sol güç kazanýyor. Bütün bunlarýn yaný sýra bir dizi büyük toplumsal hareket de yaþadýk. Bolivya, Arjantin, Gürcistan, Sýrbistan, Venezüella, Endonezya. Bu ülkelerde halk ayaklanmalarý oldu. Ve dünyanýn sayýsýz ülkesinde yaygýn grevler, genel grevler... Bütün bu geliþmeler içinde eski solun kabuklarý çatýrdýyor ve yepyeni bir sol þekilleniyor. Eylem içinde, mücadele içinde. Tartýþarak, birlikte yürüyerek, okuyup yazarak, polis barikatlarýný birlikte aþarak. Ýngiltere’de Savaþý Durdur Koalisyonu’nun çevresinde seçim bloku oluþturuluyor. Bu ülkede zaten var olan Sosyalist Ýttifak Blair’in iktidardaki Ýþçi Partisi’ni ciddi ölçüde sýkýþtýrmaktaydý ancak yeni oluþturulmaya çalýþýlan ittifak çok daha geniþ. Çok daha kapsayýcý ve bu nedenle çok daha iddialý. Önümüzdeki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bu yeni ittifakýn milletvekillikleri kazanmasý mümkün. Ýngiltere’de kurulan ittifakýn en önemli özelliði çok geniþ kapsamlý olmasý ama bu kapsam içindeki güçlerin uzun bir süredir birlikte faaliyet sürdürüyor olmalarý. Böylece hem birlikte bir dil geliþiyor hem de birlikte bir çalýþma üslubu geliþiyor. Fransa’da ise iki küçük troçkist örgüt, Ýþçi Mücadelesi (LO) ve Devrimci Komünist Birlik (LCR) gene Avrupa Parlamentosu seçimlerine birlikte katýlmaya karar verdi. Burjuva kaynaklar dahi

bu ittifakýn çok büyük bir oy potansiyeline sahip olduðunu söylüyorlar. Türkiye’ye gelince bugünlerde yeniden yerel inisiyatiflerle seçim ittifaký arayýþlarý var. Ýzmir’de böyle bir giriþim kendisini ilan etti. DEHAP’ýn yaný sýra sosyal demokrat partiler ve TKP hariç bütün sosyalist partiler bu ittifak içinde var. Bu, çok olumlu bir adým. Ancak devamý gelmeli. Ýttifak mutlaka bütün sol gruplarý, dergi çevrelerini, bütün solu içermeli. Ancak en önemlisi bu ittifakýn nasýl bir pratik izleyeceðidir. 3 Kasým seçimlerindeki Blok faaliyetine bakýldýðýnda birlikte bir faaliyetten bahsetmek mümkün deðildir. Oysa, ortak faaliyet, çeþitli parti ve gruplardan insanlarýn birlikte afiþ asmasý, bildiri daðýtmasý, stand açmasý, toplantý örgütlemesi birliðe güç verecektir. Ve böyle bir geliþme eðer kendisini sadece 28 Mart seçimleri ile sýnýrlamaz ve daha sonrasýna dönük bir eylem birliði olmayý baþarýrsa o vakit Türkiye’de de yeni bir solun geliþtiðini görmeye baþlarýz. Bugün böyle bir adým Türkiye’de Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu içinde gerçekleþiyor. Küresel BAK herþeyden öte bir eylem birliði. Küresel BAK’ýn geliþmesi birlik fikrinin güç kazanmasýna yol açacaktýr. Öte yandan Küresel BAK bugün hiçbir biçimde seçim ittifaklarýnýn alternatifi deðil tam tersine destekçisi, tamamlayýcýsýdýr. Bu nedenle BAK’ýn güçlenmesi seçim ittifaklarýnýn da güçlenmesi olacaktýr.


4

sosyalist iþçi

KESK MEYDANLARDAYDI

KESK'in "Kamu Reformu Yasa Tasarýsý"na ve 2004 bütçesine karþý planladýðý eylem takvimi AKP hükümetinin de gerçek yüzünü sergilemesini saðladý. 10-11 Aralýk'ta hemen her kentte eyleme çýkan kamu çalýþanlarý ya polisin barikatlarýyla ya da vahþi saldýrýlarla karþýlaþtý.

Ýzmir'de çatýþma

KESK'in Türkiye genelinde yaptýðý vizite eylemleri kapsamýnda vizite alarak Ýzmir'in deðiþik noktalarýnda toplanan kamu çalýþanlarý Konak alanýna girmeye çalýþtý.Korteje polis tarafýndan "biber gazý" ve basýnçlý su ile müdahale edildi. KESK üyelerinin kararlýlýðý karþýsýnda polis saldýrýlarýný durdurmak zorunda kald kamu çalýþanlarý alanda basýn açýklamasýný yaptýlar. Ýstanbul'da Kartal'da ve Aksara Metro duraðý'nda yapýlan eylemler coþkulu geçti. Kartal'da polis yine kamu çalýþanlarýnýn önüne barikat kurarken, Aksaray'daki eylemde basýn açýklamasýný KESK Genel Baþkaný Sami Evren okudu. Edirne'de AKP önünde, Bolu'da ise Belediye Meydaný'nda, Ýskenderun'da ise öðretmenevi önünde eylem yapýldý. KESK Van Þubeler Platformu, Genel-Ýþ Van Þubesi ve TMMOB Van Ýl Koordinasyon Kurulu, Mavi Plaza önünde basýn açýklamasý yaptý. Emekçiler Malatya Devlet Hastanesi'nde bir araya geldiler. Adýyaman'da yaklaþýk 600 kiþi sevk alarak üretimden gelen gücünü kullandý. Tunceli'de emekçiler Eðitim Sen Þubesi'nden Yeraltý Çarsýsý üstüne kadar slogan atarak yürüdü. Gaziantep'te 1000'i aþkýn kamu emekçisi, sendikalarýndan Adliye Binasý'na yürüdüler. Sinop'ta Öðretmenevi önünde

KAPÝTALÝZM MERCEK ALTINDA Çizgi milyarderler

Çizgi film izlerken hiçbir çocuðun aklýndan geçmiyordur ama gerçeði bu: çizgi film kahramanlarý tekellere milyarlar kazandýrýyor. Geçen yýl bu hayali kahramanlar sayesinde büyük þirketler tam 23 milyar dolar ciro yaptý. Sevimli ayýcýk 'Winnie the Pooh' tek baþýna Walt Disney ve Coca Cola'ya 5.9 milyar dolar getirdi. Miki Fare ve Pikaçu gibi kahramanlar ABD ve Japon ekonomisinde oldukça önemli yer tutuyor.

basýn açýklamasý düzenlendi. Zonguldak Öðretmenevi önünde basýn açýklamasý yapan emekçiler, ertesi günkü eyleme çaðrýda bulundular Konya'da yürüyüþ yapan 300 kamu emekçisi, Saðlýk Eðitim Merkezi önünde toplandý Ordu'da yaklaþýk 300 kiþi viziteye çýktý. Karabük'te 200 kamu emekçisi sokaða çýktý. Uþak'ta kamu çalýþanlarý öðretmevinden belediye önüne kadar yürüdüler. Çorum'da 500 kamu emekçisi, Eðitim-Sen'in önünden Çorum Devlet Hastanesi önüne yürüdü. Kocaeli'de Çocuk Parký'nda eylem yapýldý. Gebze'de ise Devlet Hastanesi'nde toplanan 700 kiþi, Cumhuriyet Alaný'na yürüdü. Lüleburgaz'da 400 kiþi Ýstanbul Caddesi üzerinden sloganlarla

Sosisli seçim

Kongre Meydaný'na yürüdü. Antalya'da yaklaþýk 1000 kiþi Devlet Hastanesi önünden SES binasýna yürüdü. Antakya'daki eyleme katýlým kitlesel oldu. KESK Çanakkale Þubeler Platformu, Cumhuriyet Meydaný'nda eylem yaptý. Bursa'da sevk eylemine1000 kiþi latýldý. Adana'da vizite eylemine yaklaþýk 3000 eðitim emekçisi vizite alarak katýldý. KESK üyesi kamu emekçileri Ýzmir'de Konak Meydaný'ný doldurdu. Sayýlarý 7 bini bulan kamu emekçileri, Sümerbank önünde toplanmaya baþladý. Polis ise panzerler, çevik, sivil ve robokop giysili polisler ve köpeklerle Konak Meydaný'ný adeta abluka altýna aldý. KESK'liler sýk sýk "Panzerler dýþarý" sloganý ile bu durumu

Sigara aldýklarý için tutuklandýlar

Rusya'da bu ay baþýnda yapýlan parlamento seçimlerinde katýlým oranýný arttýrmak için oy kullanma merkezlerinde ucuz salam-sosis sergileri açýldý. Büyük ekonomik zorluklar içinde yaþayan Rus halký, %30 daha ucuza satýlan þarküteri ürünlerinden almak için sandýk baþýna gitti ve "Gelmiþken bari oy da kullanayým" dedi.

Kuzey Kýbrýs'ý ziyaret eden ve Güney'e dönerken aldýklarý sigaralarý yanlarýnda götüren iki Rum, "Kýbrýs Cumhuriyeti'ni dolandýrma amacý taþýyan hareket" yapmak suçlamasýyla tutuklandý ve 150 Kýbrýs Lirasý (450 milyon TL) para cezasýna çarptýrýldý.

Irak'ta komisyon 'cep'ten yemiþ

Bush: "Ben hindiyi yemedim"

Irak'ta rejimin devrilmesinin ardýndan 'yeniden yapýlandýrma' masallarý anlatanlarýn gerçek niyetleri açýða çýkmaya baþladý. Irak'ta cep telefonu hatlarý için yapýlan ihalede, geçici Amerikan yönetiminin ihaleyi kazanan Orascom firmasýndan rüþvet aldýðý ortaya çýktý.

Bunlarý biliyor muydunuz?

Cep telefonlarýnýn 0532'li olan ve 2 rakamýyla baþlayanlarýnýn, itibar simgesi yüksek (?) olduðu için yüksek fiyata müþteri bulduðunu... Türkiye'de hiç kadýn ürolog bulunmadýðýný ve Trakya Üniversitesi rektörünün "Türkiye'de ürolog olacak kadýn, ilk kadýn pilotumuz, ilk baþbakanýmýz gibi ünlü olacaktýr" dediðini... Bingöl'de yalnýzca bir kitapçý bulunduðunu ve ayda 150 adet kitap sattýðýný...

Baþkanýmýz Bush Þükran Günü nedeniyle Baðdat'a çok gizli bir ziyarette bulunmuþtu. Askerlerin karþýsýna Þükran Günü'nün geleneksel yemeði nar gibi kýzarmýþ bir hindiyle çýkan Bush'a gelen tepkiler sonucu Beyaz Saray resmi bir açýklama yaparak, hindinin seyirlik olduðunu, baþkanýn bu hindiden bir lokma bile almadýðýný, askerlerin karavanasýndan onlarla birlikte yediðini duyurdu.

Çok þükür kral artýk çýplak deðil!

Antalya'nýn CHP'li belediye baþkaný, þehre ismini veren Bergama kralý 2. Attalos'un, Roma Milli Müzesi'nde tek örneði bulunan heykelinin bir benzerini 80 milyara yaptýrdý. Ancak heykel þehir

protesto etti. Ýstanbul Beyazýt Meydaný'nda toplanan, çoðunluðunu Eðitim-Sen üyesi öðretmenlerin oluþturduðu 2 bin civarýnda kamu emekçisi, "Kölelik yasasýna hayýr" dediler. Buradan Sultanahmet'e yürümek isteyen kamu emekçileri polis tarafýndan engellendi. Bunun üzerine oturma eylemi yapýldý ve basýn açýklamasýnýn ardýndan eylem sona erdi. Adanalý kamu emekçileri, yasa tasarýsýný, Ýstasyon Caddesi'nde yaptýklarý eylemle protesto ettiler. Yaklaþýk 800 kiþinin halaylar çekerek gerçekleþtirdiði eylem, miting havasýnda geçti. Mersin'de eylem yapan kamu emekçilerine Petrol-Ýþ yöneticileri ile Çukurova Tekstil'den atýlan iþçiler de katýldý. Yaklaþýk 2000 kamu emekçisi, sloganlar ve alkýþlarla Taþbina önüne yürüdüler.

merkezine konulacaðý için, halkýn 'edep duygularý' zedelenir endiþesiyle giydirildi (orijinali çýplak).

"Kesin gürültüyü!"

Zonguldak'ýn Alaplý Ýlçesi Kaymakamý, lojmanýnýn yanýndaki alaný, orada oynayan çocuklar gürültü yapýyor diye iþ makineleriyle kazdýrdý. Tepki gösteren çocuklar ise açýlan çukurlara topraðý yeniden doldurarak þöyle dediler; "Kaymakam amca evde yokken kazýlan yerleri yeniden doldurduk ama fark edince bize kýzdý, yine kazdýracaðýný söyledi".

Emekliler yaþadý

Yýllardýr emekli maaþý kuyruðunda çile çeken halkýmýzýn derdine nihayet çare bulundu. Eskiþehir'de bir firma emekli maaþý kuyruklarýna özel, katlanabilir bir sandalye üretti. Multi-fonksiyonel sandalye baston olarak da kullanýlabiliyor ve fiyatý 12 milyon 500 bin TL. Ee, herþeyi devletten beklememek lazým!

'Aðzýna biber sürerim'

ABD'de bir ilkokulda, lezbiyen bir annenin yedi yaþýndaki oðlu sýnýf arkadaþýna ailevi durumunu açýklarken 'gay' kelimesini kullandý. Bunun üzerine çocuða bir hafta

FÝLÝSTÝN RAPORU 10 Aralýk - Ýsrail Filistin mülteci kampýna operasyon düzenledi. 12 Aralýk - Bush, "Baðýmsýz Filistin devletinin kurulmasý, acýlar içindeki yoksul Filistin halkýnýn olduðu kadar Ýsrail'in de yararýna olacaktýr. Bu konudaki fikrimiz deðiþmemiþtir. Bütün taraflar için yapýlacak ilk iþ, terörle mücadele etmek, insanlarýn umutlarýnýn kýrýlmasýný önlemektir. Ýkinci iþ ise Filistinlilerin, geçmiþin eski politikalarýna sýrt çevirerek halkýný demokratik devlete ve barýþçýl çözüme götürecek hükümete sahip olmasýdýr" dedi. Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý baþkaný Muhammed Baradey, Ýsrail'e barýþýn saðlanmasý için nükleer silahlardan vazgeçmesi yönünde çaðrý yaptý. Baradey, Ýsrail'in þimdiye kadar nükleer silahlara sahip olduðunu kabul etmemesine raðmen, UAEA'nýn aksi görüþte olduðunu belirtti. Gazze Þeridi'ndeki Cebaliy ve Nuseyrat mülteci kamplarýnda, Hamas'ýn 16. kuruluþ yýldönümü dolayýsýyla düzenlenen gösterilere, on binlerce insan katýldý. 14 Aralýk - Batý Þeria'da Ýsrail askerlerine yaklaþmakta olan bir Filistinli Ýsrail askerlerince öldürüldü. Ayný gün Gazze Þeridi'nin güneyinde biri çocuk beþ Filistinli, Ýsrail askerlerinin açtýðý ateþ sonucu yaralandý. O gün yapýlan operasyonda bir ev yakýldý, 20 kadar ev de Ýsrail askerlerince hasara uðratýldý. 15 Aralýk - Gazze Þeridi'nin üzerinden Ýsrail'e geçmeye çalýþtýðý belirtilen 2 Filistinlinin Ýsrail askerleri tarafýndan öldürüldüðü bildirildi. Ýsrail birlikleri, Gazze Þeridi'ndeki Han Yunus mülteci kampýna operasyon düzenledi. Can kaybýnýn olmadýðý operasyonda binalar yýkýldý. tahtaya 'Okulda bir daha asla gay demeyeceðim' yazma cezasý verildi (aslýnda çocuk bütün sýnýfýn önünde hem de yedi gün boyunca 'gay' deyip durmuþ oldu ya...neyse). Okul müdürü ayrýca anneyi azarlayarak 'Lezbiyen sözünü aðzýma almaya terbiyem elvermiyor' dedi.

X cezasý

Doðu Beyazýt Belediye Baþkaný Mukaddes Kubilay hakkýnda, sokak afiþlerinde X harfi kullandýðý için soruþturma açýldý. Kendisine yazar Ahmede Xani'nin ismini neden 'H' ile yazmadýðý soruldu. Herhalde bundan sonraki aþama hastanelerdeki tüm bölücü röntgen cihazlarýnýn tutuklanmasý olacak. Çünkü üzerlerinde yýllardýr H-Ray deðil, XRay yazýyor.

in cil er

TV'deki Objektif programýnda konuþan Nazlý Ilýcak: "Dünya globalleþiyor". Cevap Þükrü Sina Gürel'den: "Dünya global zaten".


K

sosyalist iþçi

apitalist küreselleþmeye ve ABD hegemonyasýna karþý ikinci Kahire konferansý 1213 Aralýk'ta Kahire'de Gazeteciler Sendikasýnda yapýldý. Yaklaþýk 1000 kiþinin katýldýðý Konferans tüm dünya savaþ karþýtlarýný bir araya getirdi. Mýsýr, Suriye, Irak, Lübnan, Ýran gibi Arap ülkelerinden, Brezilya, Kanada, Avustralya, ABD, Japonya, Filipinler, Tayland gibi uzak ülkelerden, Ýngiltere'den, Danimarka, Ýspanya, Belçika, Fransa, Almanya’dan delegeler katýldý. Ýlk kez batýdan ve doðudan bu kadar savaþ karþýtý delege Ortadoðu Bölgesinde bir araya geldi ve tartýþtý. Konferansý Arap sol gruplar, Müslüman Kardeþler ve Arap milliyetçi gruplar organize etti. Konferans Mýsýrlý birkaç sendika tarafýndan desteklendi. Geçen sene yapýlan Konferansý yasaklayan Hüsnü Mübarek bu sene 20 Mart'ta 100 binleri sokaða döken Mýsýr savaþ karþýtý harekettin etkisiyle bu sene yasaklayamadý. Konferans Mýsýr'da yeni bir hareketin olduðunu ve bu hareketin kendini uluslar arasý kapitalizm karþýtý hareketin bir parçasý olarak tanýmladýðýný gösterdi. Onlarca genç Mýsýrlý konferansa aktif bir þekilde katýldý. Kahire'deki MUST üniversitesinden Basha Omar'ýn söyledikleri gençlerin konferansa verdikleri önemi gösteriyor: "Mýsýrdaki hareket için uluslar arasý savaþ karþýtý hareketle iliþkilenmek çok önemli. Konferansý düzenleyenler bu kadar kalabalýk ve canlý olacaðýný tahmin edemiyordu. Bu konferans buradaki savaþ karþýtý harekete canlýlýk getirecektir. Mýsýr ve Arap bölgesinde biraz izole yaþýyoruz, dýþarýda ne olduðunu dinlemek çok iyi oldu. Bu Konferansýn verdiði güçle gelecekte yeni gösteriler inþa edeceðiz." Konferans Irak ve Filistin direniþlerinin nasýl destekleneceði ve ABD süper gücüne karþý nasýl karþý çýkýlacaðý tartýþýldý. Açýlýþ bölümünde Ýngiltere'den Labour Parti'den savaþ karþýtý harekette katýldýðý için atýlan George Galloway, eski Labour Milletvekili Tony Benn, eski BM insan haklarý koordinatörü Denis Halliday, Eski ABD savcýsý Ramsey Clark Ýngilteredeki Müslüman savaþ karþýtý hareketin temsilcisi Selma Yakup, Ýngilteredeki Savaþý Durdurn Koalisyonundan John Rees, Konferans Örgütlenme Komitesinden Mohsena Tevfik, meþhur Mýsýrlý yazar Sona All Ýbrahim, Devrimci Sosyalistlerden Kemal Halil, eski Sosyalist aktivist Ahmet Nabil Halil, Gazeteciler Sendikasý Baþkaný Galal Aref, Nasýrcý milletvekili Hamdeen Sabah, Müslüman Kardeþlerin temsilcileri ve yurtdýþýndan gelenler birer konuþmalar yaptý. Konuþmacýlarýn çeþitliliði konferansý oldukça zenginleþtirdi. Ortak

vurgu ABD ve Ýngiltere'nin Irak iþgaline, Siyonistlerin Filistin iþgaline karþý ortak mücadelenin önemiydi. Mýsýrlý konuþmacýlarýn büyük bölümü hem ABD ve siyonistlerin hegemonyasýna hem de Arap ülkelerinin diktatörlüklerine karþý mücadelenin sürdürülmesinin gerekliliðinin altýný çizdiler. Kemal Halil'in konuþmasý bunu en iyi þekilde yansýtýyordu: "20 Mart'ta Tahrir caddesinde gösteri yapan binlerce Mýsýrlý adýna konuþuyorum. Onlar emperyalist iþgale karþý slogan atýyorlardý ancak ayný zamanda Mýsýr devletine ve Mübarek rejimine karþý da slogan atýyorlardý. Ben deðiþiklik istiyorum, deðiþikliði Mýsýrda da yapacaðýz. Bush, Blair, Sharon ve Mübareksiz bir dünya istiyoruz. Emperyalizme karþý mücadeleyi diktatörlüklere karþý mücadele ile birleþtirelim. Irak ve Filistinde iþgalicilerin parmaðý yandýkça Mýsýrdaki diktatörünki de yanacaktýr" Daha Sonra üç ana baþlýk altýnda atölyeler yapýldý.

Altagamöaoa, 1976'da Müslüman kardeþlerin üyesi Halit Muhiddin tarafýndan kuruldu. Ýlk baþlarda küçük olan grup daha sonra bir çatý partisine dönüþtü. Ýçinde radikal Ýslamcýlar, solcular, komünistler, sendikacýlar, öðrenciler var. Þimdi 50 bine yakýn üyesi var. Gençlik, kadýn, iþçi gibi alt gruplarý var. Genel olarak Mýsýr sorunlarýna iliþkin konularda ve ABD ve Siyonist iþgallere karþý etkinlikler, toplantýlar, gösteriler düzenliyoruz. 20 Mart'ta çok iyiydik ancak sonra devam edemedik. Konferans umarým bir baþlangýç olur. Ekonomik kriz daha çok etkili.

Paranýn deðer kaybetmesi olayýndan sonra Belediye Meclisinin önünde bir gösteri düzenledik,100 kiþi katýldý. Rejim yüzünden insanlar sokaða çýkmaya korkuyor. Konferans çok iyiydi, konuþmalar, gelen yabancý ülkelerden solcularla tanýþmak iyiydi. Ancak pratikte bu konuþmalar çok yansýmýyor. Herkes konuþuyor ama harekete geçmiyor. Rejimi deðiþtirmek ABD'yi ve siyonizmi durdurmak için tüm ezilenler birleþmeli. Biz daha çok Arap sosyalist Hareket Birliði ile ortak çalýþýyoruz. Ýslamcýlar bize güven vermiyor. Ýran'daki rejim solcu örgütlenmesine izin bile vermiyor.

Ahmet Bilal / Altagamaoa Ýttifak grubu üyesi

5

KAHÝRE KONFERANSI Sosyalist Çalýþmalar Merkezi'nden bir aktivist

Sosyalist Çalýþmalar Merkezi ne zaman kuruldu, nasýl faaliyetler yapýyor? Merkez 6 yýl önce, Filistin direniþiyle dayanýþmak için kuruldu. Zamanla daha politik faaliyetler örgütlemeye baþladýk. Özellikle küreselleþme ve savaþ karþýtý hareketin geliþmesine paralel bir þekilde biz de hareket geliþti Þimdi 15 günde bir çýkan "Direniþin Sesi" isimli bir bülten, iki aylýk dergi çýkarýyoruz. Her hafta politik konularý tartýþtýðýmýz konferanslar yapýyoruz. Entelektüelleri iþçilerle ve öðrencilerle birleþtirmeye çalýþýyoruz. Merkeze yönelik pek çok polis baskýsý yaþýyoruz. Bizi kapatmaya, gelenleri korkutmaya çalýþýyorlar.

Yeni ve dinamik bir hareket doðuyor 1.Emperyalizm ve Direniþ 2.Irak ve Filistin Direniþi 3.Arap ve uluslar arasý dayanýþma Atölyelerde sunulan önergeler ve yapýlan konuþmalarla konferans deklarasyonu hazýrlandý. Deklarasyon taslaðý basýna sunuldu. Basýn toplantýsý sýrasýnda Saddamýn yakalanýþý üzerine sorulan soruya George Galloway'ýn verdiði cevap ortaklaþtýrýldý: "düþmanýmýz gülüyor, ancak bu son gülüþ olmayacak. ABD güçleri þimdi Irak'taki direniþin zayýflayacaðýný düþünüyor. Ancak ben böyle olacaðýna inanmýyorum. Irak direniþinin devam edeceðine inanýyorum. Hatta daha da güçlenecektir. Gelecek günlerde Irak daha güçlü bir direniþle sarsýlabilir. Bu konferansta söylenen her þeyin arakasýnda duruyoruz. Irak ve Filistin'de bu gün direnenlerle birlikteyiz. Bu gün, yarýn zafere kadar….." Son bölümde kabul edilen 2. Kahire Deklarasyonu tüm katýlýmcýlarý kapitalist küreselleþme ve ABD saldýrýsýna karþý mücadeleyi

Ahmet Nabil El Hilaly Komünist Parti üyesi

Mýsýrdaki harekette 1999 Seatlle ile birlikte dünya çapýnda baþlayan küreselleþme karþýtý harekete paralel bir geliþme oldu. Özellikle 15 Þubat gösterileri genel olarak Arap Hareketi üzerinde etkili oldu. Mýsýr'da her zaman sýnýf mücadelesi devam etti. Ancak son birkaç yýldýr bunda bir artýþ var. Savaþ karþýtý hareket ile birlikte iþçi sýnýfý hareketi de arttý. Oldukça baþarýlý buldum. Gelecek için bana çok umut verdi. Uluslararasý desteðin önemi ortada. Konferansa renk, çeþit, heyecan verdiler. Bu konferans tarihsel bir deðere sahip. Ýlerisi için çok önem-

örgütlemeyi, Filistin ve Irak direniþleriyle dayanýþmaya çaðrý yaptý.

Türkiye'den katýlým

Konferansa Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonundan Yýldýz Önen, KESK'ten MYK üyesi Sevgi Göyçe, Mazlum-Der'den Lütfü Yýlmaz ve Selahattin Güven katýldýk. Sevgi Göyçe Irak ve Filistin atölyesinde Türkiye savaþ karþýtý hareketin deneyimlerini, KESK'in bunda oynadýðý merkezi rolü vurguladý. Lütfü Yýlmaz Arap ve uluslar arasý dayanýþma gündeminde savaþ karþýtý hareket ve direniþlerin desteklenmesinde dayanýþmanýn önemini vurguladý. Yýldýz Önen son bölümde savaþ karþýtý harekette birliðin önemini solcu-islamcý ittifakýnýn tüm dünya savaþ karþýtlarý içindeki baþarýsýný anlattý. Toplantý aralarýnda pek çok mýsýrlý aktivist ile tanýþma ve konuþma þansý oldu. Karþýlýklý bilgi alýþ veriþinde bulunuldu. Çeþitli gazeterle röportaj yapýldý. Yýldýz ÖNEN

li görüyorum. Arap Hareketinde bir dönüm noktasý olabilir. Burada çok sýk tekrarlanan bir vurgu var "Yahudilerin hepsi Siyonist deðil, tüm Siyonistler Yahudi deðil. Bush, Blair en büyük Yahudiler. Siyonist olmayan Yahudilerle iþ birliði yapmak lazým". Bu çok önemli, herkesin bu konuda ayný fikirde olmasýndan memnunum. Türkiye bizim için önemli bir ülke. Oradaki halkýn ABD, Siyonizm düþmanlýðý bizim için önemli bir adým. Ben bunu bilmiyordum. Sizi dinleyince çok sevindim. Sinagog vb saldýrýlar yanlýþtýr. Bu saldýrýlar sadece Siyonistlerin iþine yaradý.

Mýsýr'daki savaþ karþýtý hareket hakkýnda düþüncelerinizi nedir ? Filistin'deki ikinci intifada ile birlikte Mýsýr'da hareketlenme baþladý. Hareket burada yavaþ yavaþ büyüdü. ABD'nin Irak'a saldýrma giriþimiyle birlikte hareket hýzlandý. 20 Mart'ta 1977'den sonraki ilk en büyük gösteri oldu. Binlerce gösterici ABD'nin saldýrýsýna karþý sokaklara döküldü. 21 Mart'ta polis çok kötü saldýrdý. Bütün Kahire'de polis barikat oluþturup sokaða çýkan herkesi gözaltýna aldý, sokakta insanlar dövüldü.. Bu saldýrýdan sonra hareket geri çekildi. 27 Eylül'de sadece bin kiþi sokaða çýkabildik. Ancak bu konferans bize çok umut verdi. Yeniden hareketi büyütebiliriz.

Konferansý nasýl buldunuz? Arap ülkelerinden gelenler deðiþik politik akýmlarý temsil ediyorlar. Ýslamcýlar, Nasýrcýlar, Socular, baðýmsýzlar bir arada. Bu hareket konusunda yeni bir adým oldu. Arap savaþ karþýtý hareket bundan güçlenerek çýktý. Uluslar arasý hareketin deneyimlerini duymak çok önemliydi. Dünya savaþ karþýtý hareket, emperyalizme karþý hareket çok büyük, bunu konuþmalardan anlayabildik. Yalnýz olmadýðýmýzý anladým. Ýslamcýlar ile iliþkileriniz nasýl? Mýsýr'da Ýslamcýlara yönelik saldýrý çok önceden baþladý. Özellikle Sedat'a suikast giriþiminden sonra Mýsýr hükümeti El Cihad ve El Cemaat örgütlerine yönelik operasyon baþlattý. Yüzlerce Ýslamcýyý yakaladýlar ve yýllarca hapishanede tuttular. Baþlangýçta solcular hiçbir þekilde Ýslamcýlarý savunmadýlar, hatta onlarý faþist diye tanýmladýlar. Mýsýr'da Ýslamcý gruplar çok popüler. Müslüman Kardeþler seçimlere müdahalesiz girebilseler kesin yönetimi komple alabilirler. Solcular yavaþ yavaþ Ýslamcýlarla iþbirliði yapmaya baþladý. Bu konferans bu açýdan en baþarýlý deneyim.


6

sosyalist iþçi

Kýbrýs:

Düðüm nasýl çö

K

ýbrýs seçimlerinin sonucunda iktidarda olan UBP +DP bloku % 49, muhalefette olan CTP-BG+BDH % 51 oranýnda oy aldý. Statükodan yana olan iktidar partileri toplam oylarýnda % 20'ye yakýn bir düþüþ yaþadý, sol blok ise bir o kadar arttý. Ancak muhalefet beklediðinin altýnda oy aldý. Hemen herkes seçimi aslýnda Annan planý, AB ve var olan durum için referandum olarak görüyor. Referandumda sonuç % 51 Annan planý'na ve AB'ye evet olarak çýktý.

Bu durum kime yarýyor?

Var olan durum Denktaþ'ýn elini güçlendirdi. Tam da yapmak istediðine uygun bir durum oluþmuþ oldu. Hükümet kurmak için gereken 26 milletvekili her iki tarafta da yok. Bu durumda belirsizlik bir süre daha devam edecek. AB'nin Kýbrýs sorunu'nun çözümü için Türk tarafýnýn önüne koyduðu tarih 1 Mayýs 2004. Bu durum da, Mayýs'a kadar durumun netleþmesi ve var olan duruma karþý olanlarýn adým atmasý zor. Bu durum Denktaþ'ýn iþine geliyor. Hedefi bir þekilde 1 Mayýs 2004 tarihini atlatmak. Denktaþ ve çetesi adada sahip olduklarý imparatorluktan ayrýcalýlardan vazgeçmemek için her türlü engelleme faaliyetini yürütebilirler.

Denktaþ bu süreci durdurabilir mi?

Var olan durum Denktaþ'ýn elini güçlendiriyor ama bu geçici bir durum. Denktaþ ve çetesi de eninde sonunda dünyada deðiþmekte olan iliþkilere tabi olacak. Elbette direnecekler amam Kýbrýs halkýnýn bu duruma nasýl tepki vereceði þimdiden bilinemez. Son üç yýlda iki kere meclis basmýþ olan Kýbrýslýlarýn sokak gücünü hafife almamak gerekir.

Türk Hükümeti'nin tutumu ne olabilir?

Kýbrýs'ta Denktaþ'ýn kalmasýný ve iþgalin sürmesini isteyenler, Ordu,

KIBRIS iþgal tarihi 1571- Kýbrýs Osmanlý Devleti tarafýndan iþgal edildi. 1878- Ada Osmanlý Ýmparatorluðu tarafýndan Ýngilizlere kiralandý. 1914- Ýngiltere Kýbrýs’ý iþgal etti. 1923- Adadaki Ýngiliz iþgali Lozan anlaþmasý ile resmileþti. 1931- Adada iþgale karþý

Kemalistler, MHP'liler. TÜSÝAD Kýbrýs'ý bir yük olarak görüyor. Hem AB'nin önünde bir engel. Hem de her yýl Kýbrýs bütçesinin yarýsý T.C kasasýndan çýkýyor. TÜSÝAD ise AB'ye girmek istiyor ve tabi ki Kýbrýs'a giden paralarýn da kendisine verilmesini istiyor.

Ordu iþgalin sürmesini istiyor.

1974'te gerçekleþtirilen iþgal Ordu'nun prestij kazanmasýný saðlamýþ, 12 darbesinde de elini güçlendirmiþti. Savaþ kazanmýþ bir ordu durumunda idiler. Bu yüzden Kýbrýs'tan çekilmeye yanaþmýyorlar. Ordu ve destekçileri hala fetihçi bir zihniyete sahip. Bölgenin büyük gücü olma hayalini sürdürüyorlar. Oysa soðuk savaþ dönemine göre þekillenmiþ bütün iliþkiler deðiþime uðruyor. ABD dünyadaki tek iþgalci güç olma isteðinde. Hegemonya mücadelesi bunun üzerinde þekilleniyor. Ortadoðu'yu yeniden paylaþma sürecini baþlatmýþken tabi ki bir de Türk ordusu ile uðraþmak istemiyor. Ordular baðýmsýz hareket eden güçler deðildir. Türk ordusu da baðýmsýz hareket etme yeteneðine sahip deðil. Aralarýnda ki iliþkiler ve dengeler karýþýk olsa da eninde sonunda en büyük sermaye sahiplerinin istediðini yaparlar. Türk Ordusu da er geç böyle davranacak. AKP, TÜSÝAD ile ayný çizgiye sahip. Ordu'dan fýrça yedikçe yönelimi deðiþse de sonunda aðýr basan elbetteki TÜSÝAD'ýn yönelimi olacak.

Kýbrýs'ta çözülme baþladý

Þimdilik Denktaþ ve çetesi oyalama taktiðini kullansa da, Ordu ve yandaþlarý geliþecek sürece engel olmaya çalýþsa da 30 yýllýk iþgali sona erdirecek olan süreç baþlamýþ oldu. Kýbrýslý Türk ve Rum emekçiler bütün bu süreçte elbette ki en belirleyici olan güç olacak. Kýbrýs'ýn geleceðini belirleyecek olan ana halka elbetteki gene de ABD ve yandaþlarýna karþý yürütülecek olan savaþ karþýtý mücadele olacak.

mücadele hýz kazandý. Ýngiliz valisinin konaðý yakýldý. 1948- Ýstanbul Ayasofya'da Kýbrýslý Türk liderlerin giriþimiyle "Ýngiliz idaresi sürsün" mitingi yapýldý. 1954- Kýbrýslý Türk liderler Adnan Menderes ve Celal Bayar'la görüþtü. Görüþmede Ýngiliz iþgalinden yana tutum netleþti. 1954-55 Kýbrýs Türk'tür Cemiyeti giriþimiyle Ýstanbul'da pek çok miting yapýldý. Bu cemiyet 6-7 Eylül olaylarýnda aktif rol oynadý ve bir çok Rum'a karþý saldýrýlar örgütledi.

Barýþ nereden geçiyor? Ýlk koþul T.C. nin iþgale bir an önce son vermesidir. T.C'nin oradaki durumunu kavramak gerekir. T.C adanýn % 37'lik kýsmýný iþgal altýnda tutmaktadýr. Ýþgal edilen bölge, kara para aklama merkezidir ve of-shore bankacýlýðýnýn merkezi durumundadýr. Buradaki zenginlikler bir avuç çeteci kapitalist tarafýndan talan edilmektedir. Türkiye'de þu anki durumunun devamýný savunanlar tarafýndan (örneðin Ordu, Kemalistler, faþistler) ada 'jeo-politik' önemi açýsýndan bir savaþ gemisinden farlý görülmemektedir. Kýbrýslýlarýn kendi kaderlerini tayin hakký koþulsuz kabul edilmelidir. Orada yaþamak isteyenler yönetim biçimleri de dahil her þeye kendileri karar vermelidir. Konfederasyon, federasyon vb tartýþmalar iþgalci bir ülkenin sosyalistleri tarafýndan yapýldýðýnda þövenist ve müdahaleci bir tutuma denk düþer. Soyut bir "anti-emperyalizm" yani, hem T.C hem

1957- Paramiliter Türk Mukavemet Teþkilatý kuruldu. Þefleri Rauf Denktaþ idi. Yayýnladýklarý ilk bildiride Rumlarla ayný sendikalarda örgütlenen iþçileri tehdit ettiler. Ardýndan bir çok sendika lideri ve üyesi saldýrýya uðradý. Sola karþý giriþilen katliamlarda 200 kiþi öldü. 1958- Menderes taksimden yana olduðunu açýkladý. 1958- Kýbrýs'ýn Ýngiliz Milletler Topluluðu içerisinde kalmasýna, Yunanistan ve Türkiye'nin taraf olmasýna olanak saðlayan adýmlar atýldý.

1959- Kýbrýs Anayasa'sýnýn oluþmasý için ilk adým atýldý ve Yunanistan, Türkiye ve Ýngiltere'nin garantörlüðünü tanýyan Zürih anlaþmasý imzalandý. 1960- Kýbrýs Cumhuriyeti kuruldu. Anayasa imzalandý. Makarios Cumhurbaþkaný, Fazýl Küçük Cumhurbaþkaný yardýmcýsý oldu. Makarios hem Yunan müdahalesine hem de Ýngiliz iþgaline karþýydý. Sloganý "Kýbrýs Nato"laþtýrýlamaz idi. Fazýl Küçük ise Nato yanlýsý idi. Denktaþ, açýkça Kýbrýs Cumhuriyeti'nin bölünmesi-

Yunanlýlar çekilsin demek sorunu çözmez. T:Cnin elini güçlendirir. Bizler öncelikle kendi egemen sýnýfýmýza karþý mücadele temek zorundayýz. T.C'nin Kýbrýs'taki askeri, siyasi, ekonomik varlýðý bir an önce son bulmalýdýr.

Annan Planý Çözüm mü?

BM tarafýndan önerilen Annan planý bundan önce önerilenlerden farklý bir içeriðe sahip deðil ve olmasý da beklenemezdi. Önerilen plan esas olarak adaya daha çok askerin gelmesinin koþullarýný yaratýyor. Adada þu anda zaten 40 bin T:C askeri ve bir o kadar Ýngiliz askeri var. Ýngilizlerin dünyadaki birkaç büyük üssünden biri adada bulunuyor. Plan ile esas olarak ABD'nin ve diðer güçlerin de askerlerinin varlýðýnýn yolu açýlmýþ olacak.

ni savundu. 1964- Türk tarafý gerilimi týrmandýrarak "Otonom Kýbrýs Türk Yönetimi'ni kurdu. 1974- Samson darbesi oldu, çatýþmalarda yüzlerce solcu militan katledildi. 1974- Türk ordusu Kýbrýs'ý 10 bin askerle iþgal etti. Yaklaþýk 1700 kiþi öldürüldü. Bir çoðunun hala cesetleri buluýnamýyor. Ýþgale gerekçe olarak gösterilen Boðaziçi ve Geçitkale saldýrýlarýnda ise sadece 32 Türk öldürülülmüþtü. 1975- adanýn %37'lik bölümünde korsan Kýbrýs

Türk Federe devleti ilan edildi. 50 binden fazla Türkiyeli yerleþimci adaya yerleþtirildi. 1983 korsan KKTC ilan edildi. 1996- 3 Haziran'da bir Kýbrýs'lý Rum asker BM denetimindeki bölgede Türk asker tarafýndan vurularak öldürüldü. 11 Aðustos 1996'da Kýbrýslý Rum motosikletliler yeþil hattý geçmeye çalýþtý. Bir Kýbrýslý Rum öldürüldü. Ekim'de Türk tarafýna geçen bir Rum Türkler tarafýndan öldürüldü.


7

sosyalist iþçi

özülecek? Bu güne nasýl gelindi?

K

ýbrýs'ta banka zedelerin paralarýný alabilmek için 2000 yýlý baþlarýnda baþlattýklarý eylemler Meclis baskýnýna dönüþtü. Ýlk defa muhalefet bu kadar güçlü sokaða çýktý. Türk devleti sömürgesine IMF programýný dayattý. 24 Haziran'da Kýbrýs'a gönderilen ekonomik pakette asgari ücretin vergilendirilmesi, özelleþtirilmeler, 13 maaþ uygulamasýnýn kaldýrýlmasý, telekomünikasyon ve elektriðin zamlanmasý, gibi emekçilere yönelik saldýrýlar vardý. Ecevit program uygulanmaz ise ekonomik desteði keseceklerini açýkladý. (Kýbrýs'ýn 650 milyon dolarlýk bütçesinin yarýsýný T.C karþýlýyor.) Eroðlu-Denktaþ-Türk Hükümeti arasýnda gerginlik arttý.

Sorun UBP liderliðinin de yapýlan talandan pay talep etmesiydi. Çiftçileri de etkileyen bu pakete karþý narenciye iþçileri eyleme geçti. Esnaf ve Zanaatkarlar odasý pakete karþý iþçilerle beraber tutum alacaðýný açýkladý. Sendikalar öncelikle haftada bir uyarý grevi kararý aldýlar. Daha sonra Haftada bir genel Greve çýkmaya baþladýlar. Gösteriler sýklaþmaya ve kitleselleþmeye baþladý.

Avrupa Gazetesi'ne saldýrý

Avrupa Gazetesinin sahibi Þener levent 7 Temmuz'da "casusluk" iddiasýyla tutuklandý. Ardýndan baþka gazeteciler ve muhalifler de tutuklanmaya baþladý. Hemen arkasýndan eylemler

gerçekleþmeye baþladý. "Bu memleket bizim" sloganýyla Lefkoþa'da toplam 33 örgüt'ün düzenlediði 10 bini aþkýn kiþinin katýldýðý gösteri düzenlendi. Þener Levent o gün serbest býrakýldý. Aslýnda yapýlan bir nevi darbe giriþimiydi. Gazetecilere ve muhalefete saldýrý'nýn baþýný GKK komutaný Özayranlý çekiyordu. Eylemler ve grevler bu saldýrýlarý engelledi. Eylemlerde ki ana taleplerden biri de Denktaþ'ýn istifasý idi. "Bu Memleket Bizim" platformu bu olaylarda sonra varlýðýný sürdürdü. CTP-BG (Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleþik Güçler) bu gün bu kadar yüksek oy almasýnýn ardsýnda yatan aslýnda sokakta verilen mücadele idi.

Ortak örgütlenme

Kýbrýs Komünist Partisi (AKEL), Kýbrýs'ta iþgale karþý her zaman aktif mücadele etti ve belirleyici oldu. 1974' iþgaline karþý Kýbrýslý Rum ve Türk iþçiler ayný sendikalarda örgütleniyorlardý. Akel her iki kesimin ortak örgütü idi. 1974 iþgali ile bu durum kesintiye uðradý. Ortak

örgütlenmeye karþý TMT ( Türk Mukavemet Teþkilatý) pek çok insana saldýrdý. Þefleri Denktaþ idi ve Menderes Hükümeti'nden destek alýyordu. TMT bu dönem yaklaþýk 200 kiþiyi katletti. Bu gün yeniden ortak örgütlenme için adýmlar atýlmaya baþlandý.

Seçimden önce seçmen kaydý! EOKA nasýl Bu sene seçimlere yaklaþýk 7 bin yeni seçmen katýldý. Barýþ ve Demokrasi Partisi baþkaný Akýncýoðlu'nun iddiasýna göre bu 7 bin kiþiden 2-3 bini yeni 18 yaþýný doldurarak seçmen olanlar. Bunlar aðýrlýklý olarak sola oy verdi. Geriye kalan 4-5 bin kiþi ise yeni kayýt olan seçmenler ki bunlarýn kim olduklarý biraz karanlýk.

Seçmen sayýsýnýn 120 bin olduðu düþünülürse 4-5 bin oyun seçimlerin gidiþatýný etkileyeceði de ortaya çýkýyor! Bütün yönetim mekanizmalarý iktidardaki Ulusal Birlik Partisi ve Demokrasi Partisi'nin yani Denktaþ'ýn elinde. 'Yeni' seçmenlerin kimin iþine yaradýðý oldukça açýk.

Oy oranlarýnda radikal deðiþim! KKTC'de þimdiye kadar yapýlan toplam 8 seçimde sonuçlara bakarak oy daðýlýmýndaki farklýlýðý açýkça gözlemlemek mümkün. UBP þimdiye kadar yapýlan bütün seçimlerde daima birinci parti olmuþtu. 1985'te 36.7, 1990'da 54.7, 1993'de 29.8 (bu seçimlerde DP 29,2 idi) oy aldý. 1998'de 40,4 oranýnda oy aldý, CTP sýrasýyla 1985'te, 21,4, 1990'da CTP-TKP-YDP ittifaký % 44.5, 1993' de 24.2, 1998'de %13 oranýnda oy aldý. Bu seçimlerde UBP ve DP'nin toplamda % 18 kadar oy kaybettikleri, CTP'nin % 20 kadar oy arttýrdýðý görülüyor.

bir örgüt?

EOKA " 1950'lerde kuruldu. Örgütün amacý 'Enosis' yani Yunanistan'la birleþmek idi. EOKA Ýngiliz iþgaline karþý mücadele etti. Bütün ellili ve almýþlý yýllarda EOKA iþgale karþý direniþin içinde aktif yer aldý ve örgütleyicisi oldu. 1967 sonrasýnda örgüt EOKA-A, EOKA-B olarak bölündü. Makarios taraftarlarý ve komünistler Yunanistan'daki faþiþt albaylar cuntasý tarafýndan desteklenen EOKAB'ye karþý savaþtýlar. Bu çatýþmalar 1974'te faþist Samson darbesiyle sonuçlandý. Yüzlerce solcu Militan öldürüldü. Yunanistan'da aþaðýdan hareket ile faþist albaylar cuntasý devrildi ve cuntacýlar hapse atýldý. Kýbrýs'ta EOKA-B bu sayede ve aslen Kýbrýslýlarýn mücadelesiyle etkisini yitirdi. Kýbrýs'ý iþgal eden TC'nin en önemli tezi 1974'teki iþgal sonucunda Yunanistan'a demokrasi geldiði idi. Bu baþtan sona bir yalan. Ýþgal olsa olsa faþistlerin elini güçlendirmiþ olabilir.

Haberin arkasý F. ALO#LU

Kýbrýs gidiyor

50 yýldýr "Kýbrýs Türktür, Türk kalacaktýr" sloganlarý atýlýr. 1950'lerde ve 60'larda okul çocuklarý öðretmenlerin ve müdürlerin öncülüðünde "Kýbrýs mitinglerine" giderlerdi. Bu satýrlarýn yazarýnýn katýldýðý ilk mitingler bunlardýr! "Ya taksim ya ölüm!" diye baðýrdýk. Baðýrdýðýmýzýn ne anlama geldiðini bile bilmeden baðýrdýk. Ben "taksim" diye baðýrýrken hep Taksim meydanýný düþünüyordum ve niye "ölüm" dediðimizi anlayamýyordum. Meðerse "taksim" Kýbrýs adasýnýn taksim edilmesi, bölünmesi anlamýna geliyormuþ. Nitekim sonunda ada bölündü. Kavga hala bu noktada sürüyor. Kemalist bürokrasi 1974'de adanýn iþgaline kadar her fýrsatta Kýbrýs'ý öne çýkardý. Hem içerde halký birleþtiren bir hedefti Kýbrýs hem de yayýlmacý siyaset için bir sýçrama noktasýydý. Sonra gelsin Batý Trakya, Musul Kerkük... Türk ordusu Kýbrýs'ýn yarýsýný iþgal ederken "barýþ hareketi" yaptý. Barýþ hareketi sýrasýnda çok Türk askeri öldü. Ölneler Rum ateþi ile deðil, gene Türk ateþi ile vuruldular. Koca bir Türk gemisi Türk uçaklarý tarafýndan vuruldu ve binlerce gemici boðulup öldü. Bunlarýn kimse hesabýný vermedi. Kimse bütün bu olanlarýn doðru dürüst bir hikayesini bile dinleyemedi. Türk ordusunun Kýbrýs'ý iþgal etmesi ile Yunanistan'daki askeri darbe çöktü. Darbeci generaller yargýlandý. Yunanistan'a Türkiye'den çok daha ileri boyutlu bir demokrasi geldi. Türkiye de ise ordunun bu iþgal baþarýsý ile ordunun siyasetteki rolü daha da güçlendi. Ýþgalden 6 yýl sonra Evren'in 12 Eylül darbesi geldi. Vahþi, kanlý bir diktatörlük. Binlerce insanýn ölümüne neden oldu bu darbe. Darbenin gücü biraz da Kýbrýs iþgalinden geliyordu. Ýþgalle birlikte binlerce Rum evlerini ve topraklarýný býrakarak, adanýn güneyine kaçtýlar. Býraktýklarý evlere ve topraklara ise Türkiyeden getirilen göçmenler yerleþti. Bugünlerde üzerinde çok sözü edilen "mülküyet" sorunu iþte böyle doðdu. Bu zaptedilmiþ topraklarýn sahipleri þimdi elbette adanýn bölünmüþ halinin devamýný istiyorlar. Aksi takdirde topraklarýn ellerinden geri alýnacaðýný biliyorlar. Kýbrýs Cumhuriyeti'nin güney kesiminden kaçan ve kuzeye sýðýnan Türkler de var. Ancak onlarýn topraklarýna kimse el koymadý. Sahiplerinin geri gelmesini beklliyorlar. "Mülkiyet" sorununun diðer yüzü de böyle. Adada Rumlardan kalan topraklara el koyan küçük azýnlýk ve onlara dayanarak iktidarda oturan Denktaþ-Eroðlu ikilisi Kýbrýs'ýn bölünmüþlüðünden dolayý baþka çýkarlara da sahip. KKTC denen kukla devlet baþtan beri Türkiye'den yüklüce bir yardým alýyor. Bütçenin büyük kýsmý Türkiye'den geliyor. Niye, belli deðil. Neden Aðrý veya Bursa'da yaþayanlarýn verdiði vergi Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'ne gidiyor. Üstelik Kuzey Kýbrýslýlarýn yaþam düzeyleri sürekli olarak geriliyor. Kuzeyle Güney arasýndaki gelir düzeyi farký tam bir uçurum. Ama Asil Nadir son opplaylara kadar hep Denktaþ'ý destekledi. Nadir'in nasýl zengin olduðu biliniyor. Yani KKTC'ye giden paralarýn nereye gittiði de kolayca anlaþýlýyor. Son geliþmeler de iki önemli sýçrama noktasý oldu. Biri bankalar olayý. Halk ayaklandý. KKTC parlamentosu basýldý. Halklar birbirlerine bakarak öðreniyor. Ýkinci olay ise Kýbrýs Cumhuriyeti'nin AB'ye girecek olmasý. Bu durumda Kýbrýs'lý Türkler bir umut olarak gördükleri AB'nin dýþýnda kalacaklarýný düþünüyorlar. 14 Aralýk seçimlerinde saflaþma AB etrafýnda oldu. Garip bir biçimde AB'ciler sol, AB'ci olmayanlar ise sað partilerdi. Seçimleri Annan Planý'nda uzlaþmak ve Kýbrýs Cumhuriyeti ile birlikte AB'ye girmek isteyen sol kazandý. CTP, Birleþik Güçler ve Barýþ ve Demokrasi Hareketi KKTC'nin yaþamasýný isteyen UBP ve DP karþýsýnda baþarýlý oldular. gerek Ulusal Birlik Partisi gerekse de Demokrat Parti önemli miktarda oy kaybettiler. Buna raðmen parlamentoda eþitlik oluþtu. Kýsa süre önce muhalefetin gösterileri çok daha güçlüydü. O güne göre muhalefetin desteðini bir miktar kaybettiðini söyleyebiliriz. Bunun nedeni hakim fikirlerin son anda etkin olmasýdýr. Milliyetçi her türlü argüman yoðun bir biçimde Kýbrýslýlarýn karþýsýna dikilince muhalefet alabileceði desteðin bir kýsmýný kaybetti. Þimdi Kýbrýs'ta yeni bir süreç baþladý. Türkiye'de faþistler ve Kemalistler ne kadar tepinirlerse tepinsinler Kýbrýs ellerinden gidiyor.


8

BÝZE GÖRE ABD Irak'tan çýkmaz!

ABD Irak'tan geri çekilebilir mi? Bu soru bir dizi soruyla birlikte anlam kazanýyor? ABD Irak'a neden saldýrdý? ABD Irak'a demokrasi mi getirmek istiyordu? Mevcut ABD yönetimi, bir çok amaçla Irak'a sadýrdý. Küresel hegemonyanýn baþý olduðunu göstermek istiyor. Diðer emperyalist devletlere, askeri gücünün boyutlarýný göstererek, kendi jandarmalýðýna ses çýkarmalarýný engellemek ya da ses çýkarsalar da umurunda olmadýðýný anlatmak istiyor. Dünyanýn en büyük ikinci petrol rezervini doðrudan kontrol etmek istiyor. Irak'ý, askeri olarak iþgal altýnda tutmak istiyor. Seçimlerden hemen sonra, Bush'un, küresel ýsýnma konusundaki Kyoto protokolünün iptal edileceðini ilan etmesi Financial Times gazetesinde þu yorumun çýkmasýna neden olmuþtu: "Yurtiçinde liberalleþme ve yurtdýþýnda tek baþýna hareket etme eðilimine sahip olmasý gösteriyor ki, bu hükümet, Ýkinci Dünya Savaþý'ndan bu yana görülen en muhafazakar Amerikan hükümeti olacak." Bush iktidarý, büyük bir stratejiye sahip. Irak'taki geliþmeler, ABD'nin daha þimdiden yeni bir Vietnam bataðýna saplandýðý fikrini yaygýnlaþtýrsa da, 200 Amerikan askerinin ölmesi, Irak'taki direniþin çeþitli baþarýlar elde etmesi ABD'nin Irak'tan askeri varlýðýný çekmesi için yeterli deðil! Daha doðru bir deyiþle, ABD'nin özellikle 2004'teki baþkanlýk seçimlerinin basýncý nedeniyle Irak'tan geri adým atmasý düþünülemez. Çünkü, Bush ve ekibinin geleceði, ABD'nin büyük emperyalist stratejisini hayata geçirmelerine ve kazaným elde etmelerine baðlý. Bush, Irak'tan kendi isteðiyle çekilmeyecek. Irak'taki direniþi haklý gören küresel savaþ karþýtý hareketin her ülkede iþçi sýnýfýnýn örgütlü kesimleriyle daha fazla birleþmesi, daha güçlü ve daha yaygýn bir savaþ karþýtý hareketin yükselmesi Bush'u durdurabilir. Þenol KARAKAÞ

Nato karþýtý kampanya

Küresel BAK üyesi üniversiteli gençler, üniversiteler bünyesinde çalýþma yapmak ve üniversiteli öðrencileri buluþturmak için Üniversite BAK'ýn ilk toplantýsýný Ýktisat Fakültesi'nde gerçekleþtirdi. Üniversite BAK'ýn temel amaçlarýndan biri, üniversitelerde bulunan savaþ karþýtý öðrencileri bir çatý altýnda toplamak ve bu hareketi geniþletmek ve ortak etkinlikler inþa etmek. Haziran ayýnda Ýstanbul'da gerçekleþecek olan NATO toplantýsýna karþý baþlatýlan protesto kampanyasý Üniversite BAK ile üniversite öðrencilerini de kapsayacak. Marmara, ÝTÜ, Ýstanbul öðrencilerinin katýlýmýyla gerçekleþen toplantýda, ilk olarak Film Kolektifi'nin hazýrlamýþ olduðu iþgal konulu filmin Ý.Ü.'de gösterim kararý aldý. Ayrýca, yine iþgal konulu bir panel hazýrlýklarýna baþlandý. Meltem

sosyalist iþçi

Rosa Lüksemburg

“Vardým, varým, varolacaðým”

Rosa Lüksemburg'un marksizme yaptýðý büyük katký, 20. yüzyýlýn baþlarýndaki devrimci mücadeleler içinde þekillendi. Bundan 84 yýl önce, 1919'daki Alman Devrimi sýrasýnda sað kanat tarafýndan öldürüldü. Rosa Lüksemburg'un hayatý devrimlerle çevrilidir. Doðduðu yýl 1871'den (Fransa'da Paris Komünü'nün yaþandýðý dönem), iliþkili olduðu 1905 Rus Devrimi'ne, ve Alman Devrimi sýrasýnda öldürülüþüne dek dünya sistemindeki büyük dönüþümlere tanýklýk etmiþtir. 49 yýllýk hayatý ayný zamanda kapitalizmin tekelleþtiði ve emperyalizmin geliþtiði bir döneme denk gelir. Marksizmi dahice kavrayýþý ve her türlü Ortodoksluða meydan okuyabilme cesareti, onun bu geliþmeleri devrimci Marksist bir açýdan analiz edebilmesine ve Marksist geleneði yöntemsel olarak derinleþtirebilmesine olanak saðlamýþtýr.

Reform mu, devrim mi?

Ýlk büyük katkýsý reformizme karþý yürüttüðü mücadeledir. Yaklaþýk 100 yýl sonrasýnda da sosyalistler iþçi sýnýfýna dayanan ve kapitalist sistemi, onun kurumlarýný benimsemiþ partilerle yüzyüzeler. Ancak 1890'larda bu yeni bir olguydu. Rosa, reformizmin yarattýðý tehlikeyi ve iþçi hareketini yoldan çýkarma potansiyelini anlayan ilk kiþiydi. Bu fikri esas olarak, Polonya'dan Almanya'ya geldiði 1898 yýlýndan sonra aktif üyesi olduðu Alman Sosyal Demokrat Partisi'ndeki (SPD) deneyimlerinden çýkarmýþtý. SPD, 1 milyon üyesi, 1.4 milyon abonesi olan 90 gazetesi ve 100 binlerce aktif iþçi üyesiyle, oldukça kitlesel bir partiydi. Üstelik partinin liderleri, Marks ve Engels'le de birlikte çalýþmýþ kiþilerdi. SPD 1891'de oluþturduðu Erfurt Programý ile marksizme resmi baðlýlýðýný ilan etmiþti. Rosa Lüksemburg partinin, tüm retoriðine raðmen pratikte reformizme yenildiðini ilan etti. Bu yükselen trend 1890'larýn sonunda Eduard Bernstein'ýn gazete yazýlarý ve ardýndan reformizmin teorik temellerini çizdiði kitabýyla açýklýða kavuþmuþtu. Bernstein Alman iþçi hareketinin en çok saygý duyulan isimlerinden biriydi. Rosa Lüksemburg ise Alman partisine Polonya'dan yeni gelmiþ bir yabancý ve genç bir kadýndý. Lüksemburg, ekonomik krizin kapitalist üretime içkin bir olgu olduðuna, büyüyen monopollerin kar için rekabeti yok etmediðine, sadece bunu daha büyük olan ulusal düzleme taþýdýðýna dikkat çekti. Sendikal mücadele sömürü koþullarýnda küçük deðiþiklikler yaratabilir, onu tümden deðiþtiremezdi. Parlamento, sosyalizm için kapitalist toplumu yavaþça istila edeceðimiz bir araç olamazdý. Aksine bu kapitalist sýnýfýn bir kurumuydu.

Kapitalist sýnýf elveriþli bir çare olarak görürse parlamenter demokrasiyi terk edebilirdi. 1930'larda Almanya'da yaþananlar, bunun trajik bir doðrulanmasýdýr. Luxemburg, sosyalizmin bir ihtiyaç olmasýnýn kapitalist ekonomi içindeki çeliþkilerden kaynaklandýðýný ve bu çeliþkilerin üstesinden ancak toplumun devrimci dönüþümüyle gelinebileceðini öne sürdü. Bu nedenle sosyalizm mücadelesi objektif ve subjektif öðelere dayanýyordu, kapitalist krizin kaçýnýlmazlýðý ve iþçi sýnýfýnýn bilincindeki dönüþüm. Reformlar için mücadelenin anlamý, iþçi sýnýfýnýn güvenin ve örgütlenme düzeyinin, devrimin mümkün olabileceði seviyeye kadar çýkmasýna olanak tanýmasýndaydý. Bununla beraber þöyle diyordu: "reform yerine devrimi seçenler, ayný amaç için daha sakin ve huzurlu bir yöntem seçmiþ olmazlar, bütünüyle farklý bir amacý seçerler.", kapitalizmin dehþetini yok etmektense sürekli kýlmak anlamýna gelen bir amacý. Lüksemburg'un Sosyal Reform mu Devrim mi broþürü, sosyalizme neden parlamenter bir yol ile gidilemeyeceðinin temel noktalarýný, güncelliðini koruyan bir þekilde açýklamaktadýr.

Kitle grevi

Marksistler örgütlenmelerinde iþçi sýnýfýnýn iktidarýný temel alýrlar. Fakat Lüksemburg bunun nasýl bir þekil alacaðýný 20. yüzyýlýn baþlarýnda ilk fark edenlerden biri olmuþtur. Bunun en önemli sebebi 1905 Rus Devriminin önemini kavramasýydý. Devrim, bir kitle grevi hareketinin

sonucunda olmuþtu ve bu hareketle beraber iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden örgütleri olan iþçi konseyleri oluþmuþtu. Rosa Lüksemburg SPD liderlerinin aksine, kitle grevinin 'devrimin kalp atýþý ve ayný zamanda onun en canlý ve dinamik gücü' olduðunu söylüyordu. Grevin sebebinin ekonomik yada politik olmasýndan öte, grev deneyiminin kendisi politika ve ekonomi arasýndaki bölünmeyi ortadan kaldýrýyordu. Her politik zafer iþçi sýnýfýnýn ufkunu ve kendine güvenini geliþtiriyordu, ve bunun tersi de geçerliydi. Lüksemburg 1905 Aralýk ayýnda, o gün için Rusya'nýn bir parçasý olan Polonya'ya kaçtý. Orada Polonya Sosyalist Partisi'nin gazete editörlüðünü yapacaktý. Fakat kýsa zamanda yakalandý ve hapse atýldý. Ardýndan Almanya'ya sýnýr dýþý edildi. Serbest kaldýðýnda arkadaþý Clara Zetkin'e yazdýðý bir mektupta SPD lideri ile arasýnda büyümekte olan zýtlýðý vurguluyordu. Rosa Lüksemburg Kautsky'nin analizini alaya alýyordu. Ona göre emperyalizm, ulus devletler arasýndaki rekabet ve yeni pazar mücadelesi kapitalizmin içkin özelliklerindendi, ve bu nedenle kapitalizm savaþ olmadan varlýðýný sürdüremezdi. Bu analizi sebebiyle bir pasifist deðildi. 1907 Stuttgart konferansýna sunduðu karar önergesinde, eðer savaþ baþlarsa, sosyalistlerin bu krizi kendi egemen sýnýflarýný devirmek için kullanmalarý ve savaþa karþý savaþ ilan etmeleri gerektiðini savundu. 1914 Aðustos ayýnda savaþ baþladý ve Avrupa çapýnda sosyal

demokrat partiler savaþta kendi egemen sýnýflarýnýn yanýnda yer aldýlar. Rosa ve Clara Zetkin, Karl Liebknecht gibi bir avuç sosyalist, kendi partilerinin ihanetine karþý mücadele ettiler.

Ulusal sorun

Bununla beraber Rosa Luxemburg'un milliyetçiliðe karþý tavrý bir kusur içeriyordu. Milliyetçiliðe her düzeyde karþýydý ve kendi doðduðu Polonya gibi ülkelerin milliyetçiliði ile Ýngiltere, Rusya gibi emperyalist ülkelerin milliyetçiliði arasýnda bir fark görmüyordu. Ulusal soruna karþý retçi tutumu nedeniyle Lenin'le aralarýnda sert tartýþmalar yaþandý. Bolþevikler ise bir imparatorluðun merkezinde mücadele ediyorlardý. Kendi egemen sýnýflarýnýn milliyetçiliðine karþýydýlar ve iþçilerin her düzeyde birleþmesi için mücadele ediyorlardý. Fakat bunu saðlamak için uluslara kendi kaderini tayin hakký saðlamalarý gerektiðini düþünüyorlardý. Ayrýca, sömürge durumundaki ülkelerin ulusal hareketlerinin, büyük emperyalist güçlere karþý mücadelede onlara yardým edebileceðini anlamýþlardý. Bu zayýf noktasýna raðmen, Rosa, Rusya dýþýndaki, enternasyonalizme her koþulda baðlý kalabilmiþ az sayýdaki sosyalistten biridir. I. Dünya savaþýna karþý tavrý bunu kanýtlar. Rosa Lüksemburg Rusya'daki Ekim Devrimi'ni þu sözlerle kutluyordu: "Batýdaki sosyal demokrat partilerde eksik olan bütün devrimci onur ve kapasite Bolþevikler tarafýndan temsil edildi. Ekimdeki baþkaldýrý sadece Rus devriminin kurtuluþu deðil, ayný zamanda enternasyonal sosyalizmin onurunun kurtuluþudur." Breslau'da hapsedildiði hücresinden Bolþeviklere çeþitli eleþtiriler yazdý. 1918'de Almanya'da patlak veren devrimin ardýndan bazý fikirlerini deðiþtirdi. Örneðin Bolþevikleri Kurucu Meclisi daðýttýklarý için eleþtiriyordu. Fakat Alman Devrimi'nin deneyimi, ona, burjuva demokrasisinin kurumlarýný oluþturmanýn devrimi ileri götürmediðini, aksine iþçi sýnýfýnýn iktidarýna alternatif oluþturduðunu gösterdi. Ýþçilerin kendi devriminin deneyimlerinden öðrenmek için çok az vakti oldu. SPD'nin sað kanadýnýn yönlendirdiði askerler tarafýndan 1919'un Ocak ayýnda öldürüldü. Yayýnlanan son sözleri hem kendi yaþamýnýn hem de 20. yüzyýlýn bir özetini vermektedir aslýnda. Devrimin gelgitleri sýrasýnda yazýyordu: "devrim yeniden ve yeniden geri gelecek ve þunu ilan edecek, vardým, varým, varolacaðým…" Not: Bu yazý Judy Cox'un, Socialist Review dergisinin 225. sayýsýndaki Rosa Luxemburg baþlýklý yazýsý temel alýnarak yazýlmýþtýr.

Erkin ERDOÐAN


9

sosyalist iþçi

Varlýk içinde yokluk

D

ünyada her sekiz kiþiden biri yeterli yiyecek bulamýyor. 840 milyon insan, Birleþmiþ Milletler Yiyecek ve Tarým Örgütü'nün belirlediði asgari standartlarýna ulaþamýyor. Birçoðu yemek istedikleri þeyleri alamýyor ya da saðlýklý beslenemiyor. Dünya çapýnda ortalama 2 milyar insan, yani her üç kiþiden biri, beslenmelerindeki demir eksikliði yüzünden kansýz. Bu nasýl olabilir? Tüm insanlar için varolan ve hastalýklarýn her çeþidini yenmeyi baþarmýþ olan bu dünyada, neden bu kadar fazla insan acý çekiyor ve insanlýk tarihinin en eski ölüm nedenlerinden biri olan açlýkla yüz yüze? Bu konudaki en yaygýn efsane, kötü beslenme ve kýtlýðýn kaçýnýlmaz olduðu; çünkü gezegenin herkese yetecek kadar yiyecek üretmeye elveriþli olmadýðýdýr. Oysa bu mümkündür. Birçok önemli araþtýrmaya göre, tüm insanlýða yetecek kadar yiyecek üretiliyor. Kiþi baþýna günlük 2.800 kalori düþüyor. Bu da, Birleþmiþ Milletler Yiyecek ve Tarým Örgütü'nün standartlarýndan yaklaþýk %20 oranýnda daha yüksek. Ve bu uzun zamandýr böyle. Bir incelemeye göre, eðer dünyadaki ekilebilir alanlar sonuç verecek þekilde iþlenseydi, dünya 40 milyardan, yani þu anki dünya nüfusunun altý katýndan fazla insaný besleyecekti. Demek ki, herkese yetecek kadar yiyecek var. "Bu günlerde yiyecek sýkýntýsý çekilmiyor," diyor iþ çevrelerinin en itibarlý gazetesi Financal Times ve ekliyor, “yiyecek var ama, yiyecek stoklarý kullanýma uygun deðil; Onlar aç: çünkü onlar fakir." Bu hastalýklý durum tüm dünyayý sarmýþ durumda. Birçok geliþmiþ ülke bile kýtlýktan payýný alýyor. Amerikan Bilimsel Ýlerleme Derneði'nin birkaç yýl önce yaptýðý bir araþtýrmaya göre, 5 yaþýn altýndaki kötü beslenen çocuklarýn %78'i, tüm ülkenin nüfusunu besleyecek kadar yiyeceðe sahip. Bangladeþ'te, 1970'lerin baþýndaki yiyecek krizi yüzünden ismi daima açlýk ve kýtlýklarla birlikte anýlan bu ülkede, resmi istatistikler, her insana yaklaþýk günde yarým kilo pirinç saðlanabileceðini gösteriyor, ya da Bangladeþ nüfusu sadece ülkede üretilen pirinçle beslense bile, kiþi baþýna günlük 2000 kalori düþüyor. Oysa bugün Bangladeþ'teki insanlarýn en yoksul olan üçte biri günlük olarak 1500 kalori tüketiyor ya da her yiyecekten çok az yiyor. Açlýk alýp baþýný gidiyor. Ayný nedenden dolayý, Onlar aç, çünkü onlar fakir. Gerçek þu ki, kapitalizm tüm insanlýðýn hepsinin beslenmemesi üzerinden örgütlenen bir sistem. Herkesin yeterli yiyecek bulamamasý, gýda maddeleri üretimini kontrol eden kapitalistler ve yönetenler için iyi sonuçlanýyor. Böylece insanlar yiyecek için çok fazla para ödemek zorunda kalýyorlar. Gýda maddesi üretiminin patronlarý, geliþmiþ dünyadaki devletlerle planlar yaparak sistemin kendi çýkarlarý doðrultusunda çalýþmasýný saðlýyorlar. ABD hükümeti, 2003'te tarým desteði için 20 milyar dolar harcamýþ olacak. Aslýnda, yiyecek üreti-

100 AMERÝKAN BÜYÜHÜ! Savunma Bakaný Donald Rumsfeld

cilerine, yiyecek üretmemeleri için para ödeniyor ya da fiyatlarýn düþmesini engellemek için üretim fazlasý olan yiyeceðin tümünü satýn almak için. Politikacýlar, tarým desteklerinin aile çiftliklerinin kurulmasýný saðladýðýný söylüyorlar. Bu da baþka bir efsane. Çevre Çalýþma Grubu'na göre, 1995'ten beri yapýlan tarým desteklerinin %71'i Amerikan üreticilerinin en üstteki %10'una gidiyor. Çokuluslu þirketler, eðer hepsine sahip deðillerse, en büyük iþletmeleri destekliyor. ABD'nin satýn aldýðý birçok yiyecek dünya çapýnda daðýtýlýyor. Fakat yiyecek yardým sistemi açlýðý ve yoksulluðu durduracak þekilde örgütlenmiyor, Amerikan þirketlerinin kârlarýný arttýrmaya yarýyor. Nasýl? Amerikan yasalarý, yiyecek yardýmýnýn, yetiþmiþ Amerikan ürünlerinin daðýtýmý temelinde olmasý gerektiðini söylüyor. Bu ayný ürünler ülkede bolluk içinde olduðu zaman, yardým olarak gönderilmiþ olacaklar. Son birkaç yýldýr, ABD 1 milyon tondan fazla tahýlý kýtlýk için, salgýn hastalýklar ülkesi Etiyopya'ya yolladý. Etiyopya çiftçilerinin tahminlerine göre, en az 100 bin ton yerel yetiþmiþ buðday, mýsýr, süpürgedarýsý ve fasulye ise depolarda çürüyor. Ne Etiyopya devletinin ne de Etiyopyalýlarýn kendilerinin, yerel yetiþmiþ yiyecekleri almaya gücü yeter. ABD, kanunlarla, yiyecek yardým parasýnýn harcanmasýný yasaklýyor, fakat ürünler Amerika'da

yetiþiyor. Gýda yardýmlarý açlarý doyurmaktan çok, Amerikan gýda maddesi üreticilerine yardýmcý bir silah gibi kullanýlýyor. Örneðin, 1999'da, tahýl fiyatlarý 20 yýl öncesinin fiyatlarýna kadar düþtüðünde, Clinton yönetimi, Avrupa ülkelerindeki tahýl fiyatlarýný çökertme çabasý yüzünden, yiyecek yardýmý için satýlan buðday miktarýný üç katýna çýkardý ve buðday için Rusya'ya 250 milyon dolar gönderdi. Amerikan yiyecek yardým programýnýn gerçek amacý, dünya hýzla açlýða doðru sürüklenirken, yiyecek fiyatlarýnýn yüksek tutulmasýný saðlamak ve özellikle geliþmiþ ülkelerdeki uluslararasý rakiplerinden daha ucuza yiyecek satmaktýr. Alman þair Bertolt Brecht bu hastalýklý sistemi þöyle anlatýyordu: "Kýtlýk kolay kolay var olmuyor; tahýl ticareti tarafýndan bizzat örgütleniyor."

Hastalýklý bir sistemin alternatifi

Yoksulluk ve eþitsizlik, kapitalizmde tesadüfen olan þeyler deðil. Sistem bunlarýn üretimi üzerinden yapýlanýyor. Teoride, kapitalist serbest piyasanýn çalýþmalarýný arz - talep yasalarýna göre ayarladýðý varsayýlýr. Bu demektir ki, kapitalistler neyin nasýl üretileceðini kontrol ederler, fakat kendi kararlarýný insanlarýn neyi satýn aldýðýna göre verirler. Yani tüketiciler paralarýný bir oy gibi kullanabilirler, kapitalistler tüketici-

Onlar aç, çünkü onlar fakir Eðer dünyadaki tüm ekilebilir alanlar verimli bir biçimde iþlenseydi, 40 milyar insaný besleyecek kadar ürün alýnabilirdi. Yani þu an ki dünya nüfusunun 6-7 katý insaný beslemek mümkün olurdu. Bu sene ABD savaþ için 400 milyar dolar harcýyor. BM’nin gýda yardýmý programýnýn bütçesi ise 80 milyon dolar.

lerin oylarýný alabilmek için, yani ürünleri saðlayabilmek için birbirleriyle yarýþýrlar. Fakat bu teorinin temelinde bir problem var: Eðer hiç paramýz yoksa ne yapacaksýnýz? Oy kullanma hakkýnýz olmayacak ve kapitalistler sizin istediðiniz þeyleri üretmeyecekler. Sistem tüm toplumun ihtiyaç duyduðu þeyleri deðil, öncelikle zenginlerin, yani herkesten fazla oya sahip olanlarýn ihtiyaç duyduðu þeyleri üretecek. Bu yýl Amerikan Hükümeti savaþ için 400 milyar Dolar harcayacak. BM geliþme programýna göre, bu miktar, bir yýllýk temel ihtiyaçlarý (yiyecek, barýnma, eðitim, gerekli ilaçlar…) karþýlamak için gerekli olan 80 milyon dolardan beþ kat daha fazla. Bunlar, serbest piyasanýn çýlgýnlýklarý. Bu sistem toplumun çok küçük bir azýnlýðýnýn refahýný korumak ve zenginliðini arttýrmak üzerinden örgütleniyor. Kapitalizm, her bir bireyin ihtiyaçlarýný karþýlamak üzerine kurulu sosyalist bir toplumla yer deðiþtirmelidir.

Bush'un þahinlerinin en önemli isimlerinden biri olan Savunma Bakaný Donald Rumsfeld'in geçmiþi de, bugünü kadar kanlý. Doðuþtan "Þahin" Rumsfeld'in daha önce yaptýðý iþlere baktýðýmýzda Amerika yönetiminin kanlý ellerinden bir çiftinin de ona ait olduðunu görüyoruz. "Þahin" hayatýna, Nixon döneminde Beyaz Saray danýþmaný olarak baþlayan Rumsfeld'in, Dick Cheney ile yakýnlýklarý bu döneme rastlýyor. Daha sonra baþkan Ford'un Savunma Bakanlýðýný ardýndan da genel sekreterliðini yapýyor. Politika hayatýnýn bu döneminde Sovyetler Birliði ile ABD arasýnda 1979'da imzalanmýþ olan, "Stratejik Silahlarýn Sýnýrlandýrýlmasý Anlaþmasý"nýn (SALT II) bozulmasýný saðlýyor. Rumsfeled'in ABM ("Anti Balistik Füze Anlaþmasý" - Füze savunma kalkaný sistemleri kurmayý yasaklayan anlaþma. ABD ile SSCB arasýnda 1972'de imzalandý.) görüþü "tarih öncesi hikaye" þeklinde. 1998'de, ABD'ye balistik füze tehdidi ihtimalini inceleyen komisyonu yönetiyor. Kendisi ABD'nin bu tür tehditleri 5 yýl içinde hissedebileceðini iddia etti. CIA'nýn süresini bile solda sýfýr býrakan bu öngörünün (- ki CIA'nýn ki 10 yýl), ABD'nin saldýrganlýk hazýrlýklarýnýn bir parçasý

Amerika'da açlýk

Etiyopya ya da Bangladeþ gibi ülkelerdeki insanlar, kötü beslenme konusunda ayný yazgýya sahipler. Haber programlarý bu ülkelerde yaþayan çocuklarý açlýktan ölürken gösteriyor. Fakat açlýk tüm dünyayý sarmýþ durumda, dünyanýn en zengin ülkesi ABD'yi bile. Amerikan Nüfus Sayým Dairesi'ne göre, her 10 aileden birinden daha fazlasý, yani yaklaþýk 33 milyon kiþi, her zaman ihtiyaç duyulan temel besinleri kullanma hakkýndan yoksun. Ve bu durum gittikçe kötüleþiyor. Amerikan Belediye Baþkanlarý toplantýsýna göre, 2000 yýlý Kasým ayý ve 2001 yýlý Kasým ayý arasýnda, %23 oranýnda acil yardým talebi artýþý görüldü. Belediye baþkanlarýndan sadece bir tanesi bu acil isteklere cevap verecek kadar kaynaða sahip olduklarýný söyledi. Hiç kimse ABD'nin, her Amerikalýya yetecek kadar yiyecek üretmediðini söyleyemez. Fakat bu ülkede yaþayan milyonlarca insan aç. Ayný sebepten dolayý; Onlar aç, çünkü onlar fakir. Nevra DALAK

olduðu akla geliveriyor. Bombalar ve savaþ uçaklarýyla ilgilenmediði dönemlerde, Dick Chaney gibi, önemli uluslararasý þirketlerde yöneticilik yapmýþ. Bunlarýn arasýnda Searle ilaç firmasý (Pharmacia) ve General Instrument (Motorola) firmalarýnda CEO'luk da var. Bush'un kabinesine girmeden önce Kellogg's, Sears, Allastate ve Chigago Tribune ve Los Angeles Times gazeteri ve bir çok televizyon istasyonunun sahibi Tribune Company gibi pek çok þirketin de yönetim kurulunda bulundu. Her gün gittikçe iliþki aðlarý birbirine dolanan Bush çetesi ve þirketler ikilisinin önemli üyelerinden olan Rumsfeld ABD'nin kirli tüm iþlerinde önümüze çýkýyor. Gül DÖNMEZ


10

BÝZE GÖRE Gündemimiz Irak’ta ki iþgaldir

Uzun süredir birçok insanýn kafasýnda soru iþareti olan Saddam nerede, nasýl yaþýyor, ABD nasýl yakalayamaz gibi sorular, 8 aylýk bir süre sonunda Saddam Hüseyin'in geçtiðimiz hafta Pazar günü Tikrit' e 20 kilometre uzaklýkta bir yerde ABD askerlerince yakalanmasýyla kýsmen cevap bulmuþ olsa da, çevremde duyduðum ve birçok kiþinin de benzer biçimde var olan yeni soru iþaretleri söz konusu.Bundan sonra ne olacak, direniþ artýk sona erecek mi? Irak halký artýk daha özgür, savaþ ve iþgal karþýtlýðý artýk gündemimizden hýzla çýkacak mý?, Saddam, nasýl ve nerede yargýlanmalý… BM' nin aðýr topu ABD, yýllarca BM' yi kendi çýkarlarý doðrultusunda bir o tarafa bir bu tarafa sürükledi,BM' nin yaptýðý her þey uluslar arasý hukuka uygun ve meþru idi ama Irak konusunda ABD o kadar yüzsüzdü ki,bu kadarý BM için bile fazlaydý.Ýþgalin baþlamasýyla ABD, BM 'yi de ikna etti, sözüm ona artýk iþgali meþrulaþtýrmýþtý. Ama bu iþgal o kadar kirli ki neresinden baksak bir türlü aklanamýyor.BM üyesi ülkelerin kabul ettiði Cenevre anlaþmasýna göre Saddam Hüseyin' in yargýlanmasý hukuken bir çeliþki.Ülkesi iþgal edilen devlet baþkanýnýn her eylemi _kendi iç hukuku saklý olarak_ meþrudur.Cenevre Anlaþmasýna göre Saddam Hüseyin uluslar arasý hukuku ihlal etmemiþtir.Asýl uluslararasý hukuku ihlal eden ABD'dir.Bir ülkeyi iþgal etmiþtir ve savaþ suçlusu olarak yargýlanmasý gerekir.Yine buna göre yakalanan devlet baþkaný halka karþý küçük düþürülemez, o istemedikçe kendisinden DNA' sý alýnamaz, ona iþkence uygulanamaz vs. (Saddam' a bunlar yapýldý) ABD her eylemiyle suç iþliyor hem de kendi kurallarýyla oynanan bu oyunda bile. Bilmemiz gereken bir diðer þey Irak halký, Saddam Hüseyin' den bir kere nefret ediyorsa ABD' den bin defa nefret ettiðidir ve Irak direniþi Saddam Hüseyin' den baðýmsýz bir zeminde geliþmektedir.ABD iþgalini sürdürdükçe Irak halkýnýn direniþi sürecektir ve Irak halký için Saddam' ýn yakalanmýþ olmasý birþey deðiþtirmeyecektir. Hatta bu olay ABD için hem tüm muhaliflerine bir gönderme olmasý, hem de sermayedarlara göz kýrpmak anlamýna geldiði için daha rahat 'dünyanýn efendisiyim' söylemlerini pekiþtirecektir. Bugün de gündemimiz Irak'taki iþgaldir.Bu doðruyu kabul etmek için illa ki Ýstanbul'da patlayan bombalarýn bir daha bir daha mý patlamasý gerekmiyor sanýrým Her mücadele elbetteki önemlidir ama mücadeleler radikal ve kapsayýcý bir zeminde yükseldiðinde devrimcidir.Bugün ABD'nýn imparatorluk hayallerine kafa tutmak ve kapitalizm' i beyninden parçalamak en radikal mücadelemizdir. Lokal sorunlara karþý duruþ sistemi çatlatabilir ama gezegenin sorununa karþý duruþ sistemi çökertir. Tolga ÞÝRÝN

sosyalist iþçi

KÜLTÜR

Ýpliði pazara çýkartan sayfalar Bush'un geçmiþiyle ilgili gerçekler neler? Bugün bulunduðu konuma nasýl geldi? Dünyanýn tek süper gücünü yönetecek tecrübesi var mý? ABD Baþkaný Bush'un soyaðacýný anlatan ve baþkanlýk için çevrilen dolaplarý ortaya seren bu kitap yukarýdaki sorulara da açýk yanýtla veriyor. Defalarca Bush'la görüþmek için baþvuruda bulunan yazar her seferinde Bush tarafýndan reddedildi. Kitabýn yarý Bush'un ipliðini pazara çýkardýðý için, bu kitap, açýlan davaýn sonunda toplatýldý ve yayýncýsý tarafýndan yazýldý. Yazara baský uygulandý, bir dizi dava açýldý ama yazdýklarý yalanlanamadýðý için kitap yeniden basýldý. Yine de James

Haitfield baskýlara dayanamayarak intihar etti. Bush'u nailesi, kökenleri, nasýl her seferinde ailesinin iliþkilerini kullanarak hemen hemen hiç tanýnmadan Teksas'a Vali olmasý, petrol þirketleriyle yakýn baðlantýsý, hatta kendi petrol þirketlerinin durumu, yöneticisi olduðu þirketler, Valiliði sýrasýnda seçim kmapanyaýna destek veren "arkadaþlarý"na yatýðý kýyaklar sonrasýnda bu þahýslarýn servetlerine servet katmasý, Ýda cezalarýný onaylamaya düþkünlüðü… Bush, kitapta açýkça gösterildiði gibi, Amerika'nýn en sað kanat unsurlarýndan. Bush döneminde Texsas idam uygulamasýnda Kongo'dan sonra

dünyada beþinci sýraya yerleþti. Kitabý okuyunca þunlar çok net görülüyor: Saðcý, ýrkçý, cinayetleri kahkahalarla karþýlayan yapýsý, kadýn düþmaný tutumu, idam severliði, çekirdekten "petrolcü" olmasý, çevreyi hiç umursamamasý küresel sermayenin askeri kanadý açýsýndan, Bush'u bulunmaz nimet haline getirdi. Onbinlerce insanýn ölümüne neden olacak ABD'nin küresel hegemonya çýlgýnlýðýnýn sözcüsü olacak kadar pervasýz, patavatsýz ve cüretkar bir temsilci. Hileli seçimlerle baþkan oldu. Savaþ ve emperyalizm karþýtlarýný Bush’un pislikleri konularýnda donatacak bir kitap.

Þanslý Velet: Yaratýlmýþ Bir ABD Baþkaný James Hatfield

Savaþa karþý üç güzel roman Savaþ dünyanýn en temel gündem maddesini oluþturuyor. Irak’ýn yaný sýra dünyanýn bir çok yerinde Batýlýlarýn baþlattýðý çeþitli savaþlar sürüyor. On binler, yüzbinler bu savaþlarda ölüyor, sakat kalýyor. Çeþitli zamanlarda çýkan üç savaþ romaný savaþlarýn ne denli korkunç

olduklarýný anlatmalarý ile baþarýlý savaþ teþhirleri yapýyorlar: Garp Cephesinde Yeni Bir Þey Yok, Kuþlarýn Þarkýsý ve Soðuk Savaþ. Garp Cephesi’nde Yeni Bir Þey Yok, ünlü Alman yazar Erich Maria Remarque tarafýndan 1929 da yazýldý. 4 yýl içinde bir buçuk mily-

on baský yaptý. Birinci Dünya Savaþý’nýn dehþetini anlatan bu kitap Nazilerin Almanya’da iktidara gelmesi üzerine yasaklandý ve Remarque’de ülkesini terek etmek zorunda kaldý. Kuþlarý Þarkýsý’nýn yazarý Sebastian Faulks. BU kitap’da en az Garp Cephesinde Yeni Birþey Yok kadar çarpýcý bir biçimde savaþý, Birinci Dünya Savaþý’ný teþhir ediyor. Yeni dönemin en önemli yazarlarýndan olan Sebastian Faulks’un Türkçeye çevrilmemiþ bir diðer kitabý ise Nazi iþgalindeki Fransa’yý, buradaki çeliþkileri anlatýr. Soðuk Savaþ ise Amerikan Ýç Savaþý’ný anlatýyor. En az diðer iki kitap gibi o da savaþýn yýkýcýlýðýný anlatýyor. Üç kitaptan Garp Cephesinde Yeni Bir Þey Yok çok yýllar önce filme çekilmiþti. Film en az kitabý kadar güzel ve zaman zaman televizyonlarda da gösteriliyor.

Soðuk Savaþ 2004 Mart ayýnda vizyona girecek bir film. Baþrollerinde ünlü artistler var. Kitabý ne kadar yansýtacak henüz bilmiyoruz ama ne olursa olsun Charles Frazier’in etkisinden kurtulmasý oldukça zor. Hollywood eli mahkum iyi bir savaþ karþýtý film daha yapacak. Sebastian Faulks’un Türkçeye çevrilmemiþ kitabý da 2004 baþýnda film olarak karþýmýza çýkacak

Garp Cephesinde Yeni Bir Þey Yok Erich Maria Remarque Ýnkilap Yayýnlarý Kuþlarýn Þarkýsý Sebastian Faulks .Epsilon Soðuk Dað Charles Frazier Epsilon

Bir devrimin filmi: Cezayir Savaþý Gillo Pontecorvo tarafýndan çekilen Cezayir Savaþý 1966’da çekildi. Sanki dokümanter bir film gibi olan Cezayir Savaþý sinemanýn en iyi 10 filmi arasýnda sayýlmakta. Buna raðmen çok az gösterilen bir film 1950’lerin ortasýnda Cezayir halkýnýn Fransýz sömürgecilerine karþý sürdürdüðü mücadeleyi konu alýyor. Direniþ þehirlerde büyüyor, güçleniyor ve sonunda Fransýzlar aðýr bir saldýrýya geçiyor. Baskýnlar, iþkence, toplu katliamlar. Ve sonunda film bitti sandýðýnýz noktada Fransýzlar duruma hakim oluyor. Direniþ neredeyse bitiyor. Önderleri ya tutuklanýyor ya da öldürülüyor. Filmin müthiþ, insaný çarpan bir sonu var. Mutlaka görmek gerekir. Ama biliniyor: Çarpýcý so bütün gaddarlýðýna raðmen Fransýzlarýn yenilmiþ ve devrimin kazanmýþ olmasý.

“Cezayir Savaþý”, Fransýz emperyalizmine karþý direniþi anlatýyor.


11

sosyalist iþçi 3. Avrupa Sosyal Forumu hazýrlýk toplantýsý

Tartýþma sürüyor 3. Avrupa Sosyal Forumu birinci Hazýrlýk toplantýsý 12-13 Aralýk'ta Londra'da yapýldý. Toplantýya Avrupa'nýn her yanýndan gelen yaklaþýk 150 delege katýldý. Toplantý, Londra Belediye Baþkaný "Kýzýl Ken" lakaplý Ken Livingstone'un azýnlýklar konusundaki danýþmanýnýn konuþmasýyla baþladý. Yapýlan hoþ geldiniz konuþmalarýndan sonra Floransa ve Paris'te daha önce yapýlan Avrupa Sosyal Forumlarý deðerlendirmeleri gündemine geçildi. Bu raporlarda dikkati çeken nokta, sosyal forum süreçlerinin görünenin ötesinde bir emeðin sonucu olduðu idi. Örneðin Paris hazýrlýk sürecinde 2000 gönüllü çalýþmýþ ve toplam bütçe 3 milyon euroyu buluyor. Bu rakamýn Ýngiltere için daha yüksek olabileceði tahmin ediliyor. Temel baþlýklar halinde tartýþýlanlar þöyle toparlanabilir:

Paris 2003 Büyük bir baþarý

Uzun bir hazýrlýk sürecinin sonunda gerçekleþen ikinci Avrupa Sosyal Forumu (ASF) politik vurgularý ve harekete geçirdiði büyük kalabalýkla beraber düþünüldüðünde büyük bir baþarýdýr. Çünkü, Paris, hareketin çeþitliliðini ve bazý noktalardaki açýk tavrýný ortaya çýkardý. Avrupalýlar iþgali ve neoliberalizmi istemiyor. Toplantýlarýn birbirinden uzak yerlerde olmasý ve büyük toplan-

Siyonizm, Azýnlýklar ve TERÖR 27 Aralýk Cumartesi, saat 17.00

Rýfat N. Bali

Kahire Konferansý’nýn anlamý

28 Aralýk, Cumartesi, saat 17.00

Yýldýz Önen-Sevgi Göðçe

KARAKEDÝ

Büyükparmakkapý Sok, Hayat Apt No:8 - Beyoðlu

týlarýn yeterince etkin kullanýlamamasý gibi çeþitli sorunlar yaþanmýþ olsa da, bu, yapýlan iþin baþarýlarýný gölgelemez.

Mali yapý

Geçen ASF mali yapýlarý Ýngiltere için oluþturmamalý. Çünkü oralarda merkezi yönetimlerin denetiminde olan çeþitli fonlardan sosyal forum örgütlenmesine para aktarýlmýþtý. Ýngiltere yönetiminin ASF'yi kesinlikle desteklemediðini biliyoruz. Dolayýsýyla mali yapýda radikal deðiþiklikler yapmak zorundayýz. Ýki þeyin yapýlmasý gerekiyor: 1- Bütçenin olabildiðince kýsýlmaya çalýþýlmasý, 2- Yeni finans kaynaklarý bulunmasý. Fakat þu an bu çalýþma sona erdirilebilmiþ deðil. Dolayýsýyla Ýngiltere'ye gerekli finansmanýn saðlanmasý için bir sonraki hazýrlýk toplantýsýna kadar süre tanýndý. Eðer bu noktada bir aksama olursa kritik aþamalara gelinebilir. Bu paranýn ancak aktivizmle bulunabileceðine dair çeþitli vurgular da yapýldý. Özellikle sendikalarýn bu sürece aktif katýlýmý ve desteði merkezli bir çalýþma sürdürülecek.

Toplantý yeri

Yapýlan önemli tartýþmalardan biri olmasa da, ASF'nin Londra'da örgütlenmesine karþý çeþitli muhalefetler de var. Manchester vb. þehirler önerildi ama ortaya henüz somut bir öneri gelmediði için bu karþý çýkýþlar genellikle deðerlendirilmeye alýnmadý. Eðer somutlaþan baþka bir il önerisi olursa bir sonraki hazýrlýk toplantýsýnda deðerlendirmeye alýnacak. Bu gündemin ardýndan çalýþma gruplarýnýn toplantýlarýna geçildi. 4 tane ASF çalýþma grubu oluþturuldu: Geniþleme, program, pratik iþler ve kültür. Program çalýþma grubund genel perspektif üzerinde duruldu. Önümüzdeki yýl seminerlere daha aðýrlýk verilecek, çünkü yapýlan 6-7 konuþmacýlý ve 3-4 saat süren toplantýlarýn faydalý olmadýðý üzerine genel bir anlayýþ vardý. Haziran-Temmuz gibi bu komisyonun Avrupa çapýnda yapacaðý bir toplantýyla seminerler ve büyük paneller

kesinleþtirilecek. Komisyonun Ýngiltere'deki üyeleri bu süreçte kolaylaþtýrýcý bir rol oynayacak. Ýkinci gün toplantý çalýþma gruplarýnýn raporlarýný okumasýyla baþladý. Ardýndan mali durum, program ve ASF süreci üzerine genel bir oturum yapýldý. Program konusu çalýþma grubunun esas olarak Ýngiltere'deki üyeleri üzerinden yürüyecek. Fakat her türlü geliþme aktif olarak mail gruplarýna atýlacak. Mali sorunun aþýlmasý ile ilgili olarak birlikte bazý çalýþmalar yapýlabileceðini söyleyenler oldu.

Sosyal hareketler toplantýsý

Bu toplantýnýn ana gündemi hazýrlýklarý sürmekte olan 20 Mart ve 9 Mayýs eylemleriydi. Ayrýca çeþitli ülkelerden bazý delegasyonlar sürdürmekte olduklarý çalýþmalarý aktardýlar. Bilindiði gibi 20 Mart eylemi Irak'taki iþgalin sona ermesi için yapýlacak. 9 Mayýs eylemi ise Haziran'da yapýlacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerini ve Avrupa anayasasý vb. konularý gündemine alýyor. 9 Mayýs'la ilgili bir tartýþma yaþandý, çünkü bu eylemin Avrupa Sendikalar Birliði, ETUC'la beraber örgütlenmesi gibi bir ihtimal de var. Paris'teki hazýrlýk toplantýsýnýn ardýndan ETUC'a 9 Mayýs eylemi için bir çaðrý yapýlmýþ. Fakat þimdi onlar farklý bir öneriyle geldi. Tarih olarak 3 Nisan'ý öneriyorlar. Fakat 20 Mart'a yakýn bir tarih olduðu için kaygý duyanlar oldu. ETUC'un önerisine, tarihte dahil olmak üzere doðrudan redde dayalý olmayan kapsayýcý bir metinle karþýlýk verilecek. Metin üzerinde de anlaþýldý. 20 Mart'a

iliþkin olarak, bunun küresel bir eylem olduðunu ve iþgale karþý çýkarýlacak bütünlüklü bir sesin önemini vurgulayan konuþmalar yapýldý. Ayrýca bazý 20 Mart hazýrlýklarý hakkýnda bilgi de verildi.

Biz ne yaptýk?

ÝSF ve Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu bu toplantýya bir delegeyle katýldý. ÝSF ve BAK açýsýndan olumlu bir toplantý süreci yaþandý. Toplantýya geçtiðimiz yýlýn çalýþmalarýný anlatan ve Paris sürecini ÝSF ve BAK açýsýndan deðerlendiren, bazý açýlardan da politik durumu ve ÝSF ve BAK'ýn bileþenleri hakkýnda bilgilendirici bir rapor hazýrlayarak katýlýndý. ÝSF/BAK temsilcisi toplantýlarýn ilk günü bu raporun bazý çarpýcý noktalarýný öne çýkaran bir konuþma yaptý. Ayrýca toplantý yeriyle ilgili sürmekte olan tartýþmalara da müdahale edildi. Bunun ötesinde ÝSF/BAK açýsýndan önemli olan tartýþma, Doðu Avrupa'dan katýlanlar için oluþturulan yardým bütçesine iliþkin sürdürülmekte olandý. Sonuçta bu bütçe korunacak, fakat Ýngiltere'nin mali durumuna göre bazý kýsýntýlara gidilme ihtimali var. Üçüncü hazýrlýk toplantýsýnýn Ýstanbul'da yapýlmasýna iliþkin önerimiz dile getirildi. Fakat sadece gelecek toplantýnýn yapýlacaðý yer bir gündem maddesiydi. Ayrýca çok daha can alýcý baþka tartýþmalar nedeniyle bu nokta üzerinden bir tartýþma baþlatmaya çalýþmak anlamsýz olacaktý. Bir sonraki toplantý ÝSF ve Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu açýsýndan bu yönüyle önem taþýyor. Erkin ERDOÐAN

Marmara' dan BAK Marmara Üniversitesi Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu kuruldu. Geçtiðimiz hafta Pazartesi günü M.Ü Haydarpaþa kampusünde yapýlan toplantýda BAK' ýn kampanya perspektifi konuþuldu. Teþhir atölyesi, Anti-Nato guruplarý oluþturuldu. Okulda toplantý ilanlarý daðýtýlýp, afiþleme yapýldý. M.Ü Acýbadem kampusünden gelen arkadaþlarýn ve Kadýköylü aktivistlerin katýlacaðý bir Kadýköy BAK toplantýsý yapýlmsý da kararlaþtýrýldý.

DSiP

Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi

Uluslararsý Sosyalist hareketle, dünya küreselleþme karþýtlarýyla, anti-kapitalistlerle, savaþ karþýtlarýyla iliþki kurmak istiyorsanýz Ýstanbul: 0212 - 251 62 73 Ýzmir: 0537 - 624 46 08 Ankara: 0537 - 660 10 95

sosyalist iþçi ne savunuyor? Aþaðýdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratýcýsý iþçi sýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir þekilde deðiþtirilemez, düzeltilemez. -Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için oluþturulmuþtur. -Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir. -Bu sistemi sadece iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi devirebilir. -Sosyalizm için mücadele dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr. Sosyalistler baþka ülkelerin iþçileri ile daima dayanýþma içindedir. -Sosyalistler kadýnlarýn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eþitliðini savunur. -Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihlerinden dolayý aþaðýlanmalarýna ve baský altýna alýnmalarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm

-Sosyalistler, bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. -Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar. -Sosyalistler bütün haklý ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler. -Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu Avrupa ve Küba sosyalist deðil, devlet kapitalistidir. -Sosyalistlet bu ülkelerde iþçi sýnýfýnýn iktidardaki bürokratik egemen sýnýfa karþý mücadelesini destekler.

Devrimci parti

-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalýþma ile inþa edilebilir. -Sosyalistler pratik içinde diðer iþçilere reformizmin iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrý olduðunu kanýtlamalýdýr. -Bu fikirlere katýlan herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý çalýþmasýna omuz vermeye çaðýrýyoruz.

sosyalist iþçi’nin savunduðu temel fikirlere katýlýyorsanýz, yeni bir dünyanýn yaratýlmasýnda aktif olarak yer almak istiyorsanýz:

0212-251 62 73


SAYI:211 20 Aralýk 2003 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.sosyalistisci.org

sosyalistisci@sosyalistisci.org

Saldýrganlarý istemiyoruz

N

ATO, Batýlý emperyalist ülkelerin Doðu Bloku’na karþý kurduklarý bu askeri örgütlenme þimdi

bütün dünyanýn jandarmalþýðýna soyunuyor. Kurulduðu günden beri sadece Batý’nýn saldýrgan amaçlarýna hizmet eden

NATO bugünlerde eski Varþova Paktý ülkelerinin önemli bir kýsmýný da kapsayarak geniþliyor. Böylelikle dünyanýn karþý konamaz büyüklükteki askeri gücü ortaya çýkýyor. NATO son zamanlarda birçok askeri operasyona katýldý ve bazýlarýný hala sürdürüyor da. Önce Bosna Hersek, ardýndan Kosova olaylarý nedeniyle NATO güçleri Sýrbistan’a saldýrdý. NATO hava saldýrýlarý sonucu bu ülke aðýr bir biçimde tahrip oldu. Hemen hemen bütn aðýr sanayisi, yollarý, köprüleri imha oldu. NATO’nun karýþtýðý ikinci bir olay ise Afganistan.

Petrol çýkarlarý nedeniyle Afganistan’a saldýran ABD bu ülkedeki Taliban rejiminin yýkýlmasý ile birlikte ülkede Batý adýna istikrarý korumak üzere NATO güçlerini çaðýrdý. Þimdi çeþitli NATO güçleri Bosna Hersek, Kosova, Makedonya ve Sýrbistan’ýn yaný sýra Afganistan’a da gitti. Afganistan’a giden NATO birlikleri içinde Türk askerleri de var. Þu günlerde ABD Türkiye hükümeti ile çok daha fazla asker gönderilmesi üzerine pazarlýk yapýyor. Bu pazarlýlar henüz sonuçlanmamýþ olsa da Türkiye Afganistan’a 4 helikopter göndermeyi kabul etti. Türk askerleri Bosna’da da devriye geziyor.

AKP hükümeti dünyanýn çeþitli ülkelerinde Batý iþgalinin jandarmalýðýný býrakarak Türk askerlerini geri çaðýrmalýdýr.

Şehre katiller geliyor

Bu arada Haziran sonunda NATO toplantýsý Türkiye’de yapýlacak. Bu NATO toplantýsýna üye ülkelerin üst düzey komutanlarýnýn yaný sýra bir çok devlet baþkaný, baþbakan da katýlacak. Katýlacaðýný açýklayanlardan birisi de ABD baþkaný George W. Bush. Yani þehre katil geliyor. Katili karþýlayalým! Ona istenmediðini gösterelim!

Türk askerleri Afganistan’dan, Bosna Hersek’ten, Kosova’dan ve Kýbrýs’tan geri çekilmelidir


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.