sosyalist isci SAYI: 213
5 Şubat 2004
Mumbai 2004: Ezilenlerin Festivali Arundhati Roy
sayfa: 9
500.000 TL.
Bush’a karþý çýkmak için 20 neden! sayfa:6- 7
þehre katil geliyor.
Savaþsýz bir dünya için uluslarasý buluþma:
Ýþgale karþý ne yapacaðýz? 11 SAYFA
HABERLER
2
Bush'u seven bir sen kaldýn! Baþbakan Recep Tayip Erdoðan ABD gezisini bitirdi. Erdoðan'ýn gezideki ilk sözü "Ýki ülkenin yarým asrý aþan yakýn iþbirliði ve dayanýþmasý ileriye dönük ortak çabalarýmýz açýsýndan da saðlam bir temel teþkil etmektedir" oldu.
Yeni konseptte Türkiye Baþbakan bu sözleri ABD Dýþ Ýliþkiler Komitesi'nin önünde söyledi. ABD ile "sýcak" iliþkilerin soðuk savaþ yýllarý boyunca devam ettiðini ve Irak iþgali sýrasýnda da Türkiye'nin ABD'nin yanýnda olduðunu belirtti. Erdoðan, bu konuþmasýnda, Türkiye'nin ABD'nin kurmaya çalýþtýðý yeni küresel konseptte her zaman yerini alacaðýný ýsrarla vurguladý ve þöyle devam etti: "21. yüzyýlýn içinde bulunduðumuz bu ilk yýllarýnýn en belirgin özelliklerinden birini, gerek küresel, gerek bölgesel ve ulusal düzeyde yaþanmakta olan deðiþim süreci teþkil etmektedir. Deðiþim süreci beraberinde belirsizlik de getirmekte, uluslarýn önlerini görmelerini zorlaþtýrmaktadýr. Ancak, ABD ile 50 yýllýk müttefiklik iliþkimizin güçlendirdiði ortak çýkar anlayýþýmýz ve paylaþtýðýmýz deðerlerle barýþ, refah ve özgürlüðü tüm dünyada hakim kýlma yönündeki müþterek amacýmýz bize bu belirsizliði aþmada rehber olacaktýr." Bush'un küresel yalanlarýna kimsenin inanmadýðýný sanýyorduk. ABD'nin barýþ, özgürlük ve refahý tüm dünyada hakim kýlacaðý iddialarýna Ýngiltere baþbakaný Tony Blair'le birlikte bir tek Tayyip Erdoðan inanýyor. Afganistan'da adýna savaþ bile denemeyecek ABD saldýrýsý sonunda 20 bin kiþi öldürüldü. Irak'ta tesis edildiði en son
söylenebilecek þey, barýþ, özgürlük ve refahtýr. Erdoðan, "þefim, siz saldýrýn, savaþýn, biz arkanýzdayýz" diyor özetle. Baþbakan, baþbakaný olduðu halkýn fikirleri neyse, ABD ordusunun komutaný Bush'un karþýsýnda tam tersini söyledi. Erdoðan Bush'u parlattýkça parlattý. ABD'deki kamuoyu anketleri ilk kez Bush'un yeniden seçilememe olasýlýðýný kanýtlarken, Erdoðan'ýn küresel bir güç olan ABD'nin elinde çok iyi bir fýrsat bulunduðunu, küresel güç olmanýn sorumluluðunu taþýyan ABD'nin, geliþmiþ dünyanýn, geliþmekte olan dünya tarafýndan daha iyi tanýnmasý için bu fýrsatý iyi kullanmasý gerektiðini savunmasý, "Biz ABD'ye bu alanda her türlü desteði vermeye hazýrýz" sözleri havanda su dövmektir. Çünkü Bush'un politikalarýný Bush, kabinesi ve küresel silah ve petrol þirketlerinin de aralarýnda bulunduðu çok küçük bir azýnlýk dýþýnda tüm dünya reddetmektedir.
1 Mart sendromu ve tünelin sonundaki ýþýk Bush'un gezisini deðerlendiren Washington Post gazetesi 1 Mart'ta Amerikan tezkeresinin reddedilmesinden, 4 Temmuz'daki "çuval olayý"na dek yaþanan kritik geliþmeleri hatrýlattýkta sonra þunlarý yazdý: "Ama Türkiye, yýlýn ikinci yarýsýný, ABD'nin güvenilir askeri müttefiki olma imajýný
Popstar'ý eleþtirip Coca Cola'yý ýskalamak Haftalardýr gündemi oyaladý Popstar yarýþmasý. Didik didik edildi yarýþmacýlarýn geçmiþi, adli vakalara rastlandý, hepsini öðrenme imkanýmýz oldu, rahatladýk! "Þu sýnýfa ait" dendi yarýþmacý için, sosyolojik yaklaþýldý, eksik olmasýnlar yorumlarý üzerine kafa yorduk! Bayhancýlar mekan bastý, Barýþçýlar 'biz' oluverdi, Memedalibey'in programýnda poposu göründü Aydan'ýn, bakakaldýk, vee yapýmcý þirket Medyapým'ýn genel müdür yardýmcýsý, 'cüri' üyesi
Armaðan hepsinden çok star oldu. Popüler kültür tartýþtýk, sosyolojiden biraz anlar olduk, suç teorisine kafa yorduk, rahatladýk, bakakaldýk da ne oldu?..
'Şirket kültürü' Üç büyük þirket kazandý... Genel müdür yardýmcýsý 'star' oldu, Medyapým 'markalaþtý'. Kanal D durmadan reyting rekorlarý kýrdý. Ana haber bültenlerine popstar raporlarý sokuþturup, araya reklem dahi
BÝZE GÖRE KESK'e neler oluyor, Neler oluyor bize?
onarmakla geçirdi. Ekim ayýnda TBMM, Washington'un istediði bir zamanda, 10 bin Türk askerinin Irak'a konuþlandýrmasýna izin verdi... Sonra, Pentagon Irak'taki iþgal gücünü rotasyona tabi tutma konusunda sýkýntý yaþarken, Türkiye, Ýncirlik Hava Üssü'nü onbinlerce Amerikan askerinin transit geçiþine açtý." Kýsaca, sizi affetmezdik ama isteklerimizi harfi harfine yerine getirmeye baþladýnýz demeye getiriyor. ABD yönetimine yaranmanýn bir tek yolu var, onun iþgalci politikalarýna açýk destek sunmak ve 1 Mart'ta ABD'nin istediði tezkerenin reddedilmesinin bir yalýþlýk olduðunu ilan etmek. Erdoðan, tezkereyle ilgili bir soruya þu zavallý yanýtý veriyor:"Tezkere parlamentonun iradesi. Kaldý ki reddedilmemiþti, kabul sayýsý fazlaydý. Ancak sayýsal dengeler açýsýndan gerekli sayýya ulaþýlamamýþtý. Daha sonra ABD'nin talebi oldu; hava koridorunun açýlmasýyla ilgili. Bize söylenen, sadece hava koridorunun açýlmasýydý. Kara ve deniz ile ilgili alýp pasta payýný artýrdý, markasýný saðlamlaþtýrdý. Vee... küresel kapitalizmin cihanperver ve cengaver oðlaný, Saddam'ýn yýkýlan heykeli yerine heykeli dikilesi þiþe! Evet, Cola Popstar'ýn ana sponsoru. Cihanperver cengaver oðlan müthiþ kültürlü! 6-7 Eylül 2003'te, Ýstanbul'da, üstelik adýný o olaðanüstü yaratýcý zekadan almýþ olan Hezarfen Havaalaný'nda bir 'rock' festivali düzenleyen terbiyesiz ukala! Ýstanbul'un kültür hayatýna renk kattýn. Þimdi Türkiye'ye unutulmaz renkler katýyorsun: Popstar'ýný ve kan kýrmýzý kuþaðýný! O kuþak dönüp boðazýmý sýkacakmýþ gibi geliyor! Kübra DEMÝR
bir talebin olup olmadýðý soruldu. Ancak Sayýn Powell, sadece hava koridorunun açýlmasýný istedi biz de kendisine bu izni verdik."
Yaptýk bir hata, affedin! Washington Post, merkezi Ankara'da bulunan Yüksek Strateji Merkezi'nin baþkaný Faruk Demir'in "Türkiye ýþýðý görmeye baþlýyor. Artýk, ABD ile birlikte olmak ile onunla birlikte olmamak arasýndaki farký anlýyorlar. Bu yeni bir tablo" sözlerine yer verdi. ABD'nin kanlý iþgal politikalarýyla uyumlu olmak, tünelin sonundaki ýþýk olarak adlandýrýlýyor.
Ziyaretin incisi Bush, Erdoðan ve ekibinin çok önem verdiði "Irak'ta Kürt federasyonu" için "Endiþelerinizi biliyorum. Benim dürüstlüðüme inanýn. Tanrýya inanan biriyim. Kesinlikle Irak bütünlüðünü koruyacaktýr" sözleriyle yanýtladý.
S. Ispartalý yoldaþý tanýmýyorum ama geçen sayýdaki yazýsýnýn görüþ açýsýný geniþletmek gerekir diye düþünüyorum. O, KESK'te yaþanan sorunu bölünmüþlük olarak görüyor. Kýsa kýsa geçeceðim. Sondan baþa gelelim: 1. KESK, 4688 sayýlý sendika yasasýna direnememiþ, sonrasýnda ona uyum saðlamaya çalýþmýþtýr. "Görüþmeci ve protestocu" çizgiye çekilip fiili-meþru hattýndan uzaklaþmýþtýr. 2. Ýþ yasasý döneminde diðer iþçi sendikalarýyla dayanýþmak, ortak hareket etmek konusunda gözle görülürbir irade gösterilmemiþtir. 3. AKP hükümetiyle mücadele, emek-sermaye iliþkisi belirsizleþecek düzeyde 'laik-600 yýllýk ideoloji' eksenine oturtulmuþtur. KESK üyelrinin güncel sorunlarýyla mücadele etme potansiyeli geriye itilmiþtir. 4. Savaþ karþýtý aktivizmin hep içinde olmuþtur (KoordinasyonKoalisyon), ancak küresel aktivizmin mantýðýna uygun bir kampanyayý (iþyerlerinde; okullarda, hastanelerde...) örgütleyememiþtir. Liderlik küresel hareketi kavrayamamaktadýr. 5. Son olarak Kamu Yönetimi Temel Yasasý'na karþý hissedilmeyecek kadar etkisiz bir direnme görülmektedir. 2. Madde'de sözünü ettiðim þey bu kez KESK açýsýndan öyledir. Bu dokunmalar, sadece bölünmüþlükle açýklanmamalýdýr. O gerçektir (yine KoordinasyonKoalisyon). Ancak sözünü ettiðimiz geliþmeler, KESK'i yöneten tüm sol seksiyonlarýn yetiþtirdiði bir sarmaþýða benzemektedir. Kollarý çoðu kez birbirini iten ama yine de birlikte yaþayan. Belki de KESK Cüneyt Arkýn'ý andýrmaktadýr. Gençliðinde sert ve çekici, þimdi ise sadece, o da belki, çekici. Cem HÝRE Eðitim Sen Ýstanbul 2 No'lu Þube
KARAKEDÝ KÜLTÜR MERKEZÝ 7 Þubat, Cumartesi, saat: 14.30 Roni Margulies Oyun, Savaþ ve Sanat
14 Þubat, Cumartesi saat: 17.00 Bülent Somay Toplumsal Cinsiyet: Bela ve Devrim
7 Þubat, Cumartesi, saat: 17.00 Steve Wiles Ýnsan Neden Þarký Söyler?
21 Þubat, Cumartesi saat: 17.00 Steve Wiles Yabancý Kim? Öteki ne?
KARAKEDÝ KÜLTÜR MERKEZÝ
Büyükparmakkapý Sokak, Hayat Apt., 8/10, Beyoðlu - Ýstanbul 0212 - 251 62 73
3
BAŞ Y AZ I Şehre katil geliyor
Ýzin vermeyeceðiz! Tayip Erdoðan ABD seyahatini çok istiyordu. Ýsteði yerine geldi. Erdoðan Bush'la yarým saat görüþtü. Patronlar, medya temsilcileri ve lobicilerle birlikte 350 kiþilik bir heyet ABD'ye gitti. Dönüþte yaptýklarý açýklamalara bakýlýrsa patronlar ABD gezisinden çok memnun. Medya da memnun, Erdoðan da… Fakat, devlet erkaný dýþýnda kalanlar, halkýn büyük çoðunluðu, emekçiler, yani bizler memnun deðiliz. Kýzgýnýz! Baþbakan ve yanýndaki iþ bitiriciler ABD devlet baþkaný ve sermaye çevreleriyle görüþtüler. Acaba akýllarýna, nasýl ihae alabilecekleri dýþýnda, Irak'ta neler olup bittiðiyle ilgili bir soru sormak geldi mi? Erdoðan Bush gibi bacak bacak üstüne atýp yayvan bir þekilde kameralara bakarken, yanýnda ABD baþkanlýðýný neredeyse bir darbeyle ele geçiren adamýn tüm dünya kamuoyu tarafýndan yalancýlýkla suçlandýðýný hiç düþündü mü? 23 Ocak'ta, ABD Dýþiþleri Bakaný Colin Powell Gürcistan Devlet Baþkaný Mihail Saakaþvili'nin yemin törenine katýldý. Tören sonrasý Powell, Irak'ta "sorun þudur, ne miktarda kitle imha silahlarý vardý, varsa nereye gitti, yoksa bu neden önceden bilinmiyordu" dedi ve ekledi: "Irak'ta kitle imha silahý olmayabilir". Powell, Bush ve ekibinin Irak'a saldýrmak için öne en çok çýkarttýklarý "Irak'ta kitle imha silahlarý var" iddiasýnýn yalan olduðunu piþkin piþkin açýklayabiliyor. Tüm dünya savaþ karþýtlarý, ABD'nin Irak'a saldýrý için öne sürdüðü gerekçelerin hepsinin yalan olduðunu, savaþ baþlamadan aylar önce ilan etti. Bunlarýn hepsi ABD'nin "Yeni Amerikan Yüzyýlý" stratejisini meþrulaþtýrmak için öne sürülen yalanlardý. Özgürlük, refah ve demokrasi ihracý vaatleri de yalandý… Afganistan'da tam bir ABD katliamý sürüyor. Savaþ bile deðil, 20 bin Afganlýya karþýlýk bir ABD askeri öldü. "Terörizme karþý mücadele" yalaný, Ýsrail'in Filistin halkýna yönelik zulmünü týrmandýrdý. Irak'ta ise onbinlerce sivil öldürüldü. 100 çocuktan 20'si yeterli týbbi bakýma kavuþamadýðý için ölüyor. ABD askerlerinin Irak'lý kadýnlara tecavüzü gündelik bir olay haline geldi. Her gün bombalar patlýyor, Irak'ta kaos egemen. Bush, "Ya teröristlerden yanasýnýz, ya da bizden yanasýnýz" politikasýyla tüm dünyaya meydan okudu. Ama tüm dünyada ezilenler bu meydan okumayý ellerinin tersiyle itti. Hatta, þimdi, meydan okuyanlar bizleriz. Dünyanýn tüm yöneticileri, "Ya iþgalcilerden yanasýnýz, ya da direniþçilerden!". Hindistan'da düzenlenen Dördüncü Dünya Sosyal Forumu Sosyal Hareketler Çaðrýsý "Umudu Küreselleþitirin!" sloganýyla birlikte bir çok vurgu arasýnda ABD hegemonyasýna kaþý þu vurguyu da altýný çizerek yaptý: "Küresel kapitalizm, meþruiyet krizinden bir kaçýþ olarak, halk-karþýtý bir düzeni sürdürmek için zor ve savaþý kullanýyor." Halk karþýtý bir düzen sürdürmek için zor ve savaþý kullanan küresel kapitalizm, bugün Bush'un suretinde simgeleþmiþ vaziyette. Erdoðan Bush'la el sýkýþarak, sadece kendisine oy veren halkýn taleplerine ihanet etmedi, savaþ ve insanlýk suçu iþleyenlerin ortaðý oldu. Üstelik, bir de Bush, ýsrarla Türkiye'ye davet edildi. Bush da mutlaka geleceðini söyledi. Gelme Bush! Mutlaka gelme! Þehrimize bir katilin gelmesini, dünyanýn hiçbir þehrinin bir savaþ suçlusunu aðýrlamasýný istemiyoruz. Gelmene izin vermeyeceðiz! Gelirsen rahat edemeyeceksin!
sosyalist iþçi
Emekçilerin günlük mücadelesinde birlik Y
erel seçimler için solda bir taraftan yerel ittifaklar oluþuyor diðer taraftan ise SHP, DEHAP, Özgür Parti, ÖDP, SDP ve EMEP Genel Baþkanlarý bir araya gelerek merkezi bir ittifaký oluþturduklarýný açýkladýlar. Bir dizi sol grup ve emek örgütü de bu ittifaký desteklediklerini açýklýyorlar. Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi'de 3 kasým seçimlerinde de olduðu gibi solda birliði destekliyor. 3 Kasým'da olduðu gibi DSÝP yerel seçimler için diðer sol güçlerle birlikte kampanya yapmanýn ve bu kampanyanýn somut taleplere dayanmasýnýn yollarýný araþtýracak. Ama DSÝP'in aynen 3 Kasým'da olduðu gibi solda birliðe dönük eleþtirileri var. Ankara'da basýna "farklýlýklarýmýzý ve kimliklerimizi koruyarak birliktelik oluþturduk" diyen SHP, DEHAP, ÖTP, EMEP, SDP ve ÖDP liderlerinin birlikte çektirdikleri fotoðraf neyin yanlýþ olduðunu çok açýkça gösteriyor. Takým elbiseli ve kravatlý 6 Genel Baþkan'ýn arkasýnda "Türkiye için, geleceðimiz için" yazýyor. Sokaklardaki AK Parti afiþleri de garip bir biçimde ayný slogana sahip: "Türkiye için." DSÝP solda bir ittifakýn "Türkiye için" deðil bütün insanlýk için olmasýndan yana. Türkiye için ittifak yapanlar örneðin "Türkiye'nin güvenliði için Kýbrýs'ta iþgale devam" diyebilir. Ya da Irak'ta Kürtlerin federasyon talebine karþý çýkabilir. Türkiye için ittifak yapanlar Ege kýta sahanlýðý için Yunanistan'la savaþabilirler veya Özbekistan'da General Dostum'u destekleyip savaþta emperyalist haydutlardan yana tutum alabilirler. Solda ittifak kurduklarýný açýklayan 6 partinin bütün bu konularda yukarýda yazýldýðý gibi davranmayacaklarýný düþünüyoruz ama slogan "Türkiye için" olunca bu ittifaka oy verenlerin bir kýsmý bütün bunlarý bekleyebilir. DSÝP, solda kurulan bu ittifakýn politikasýz olduðunu da düþünmektedir. Bu ittifakýn basit emekçi taleplerini dile getiren sýnýrsýz demokratik haklar saptayan kýsa, özlü bir programý yok. Çünkü böylesi bir programý kýsa zamanda oluþturmak mümkün deðil. Ýttifak içinde yer alan güçlerin farklýlýklarý var. Anlaþma ve ortak bir program ancak uzun süreli birlikte faaliyetin sonucu oluþabilir. Bu ise solda kurulan bu ittifakýn bir baþka eksik yanýný ortaya çýkarmaktadýr. Sol ittifak Türk solunun geleneksel bakýþý ile tepeden kurulmuþtur. Parti yöneticilerinin görüþmeleri ile kurulan bir ittifakýn hem bir programda anlaþmasý pek mümkün deðil hem de
Sol ittifaký oluþturan sol partilerin liderleri Ankara’da düzenlenen bir basýn toplantýsý ile sol birliðin kurulduðunu “Türkiye için” sloganýnýn altýnda ilan ettiler. büyük yýðýnlarý harekete geçirmesi mümkün deðil. Türk solu ittifaka katýlan 4 yasal parti ile sýnýrlý deðil. 4 partinin gücünü kat be kat aþan ve yasal bir partiye sahip olmayan büyük bir sosyalist birikim var. Onlarý katmadan solda ittifaktan bahsetmek aslýnda mümkün deðil. Kaldý ki Türkiye solu daha da geniþ. Ýttifak içinde yer alan kimi sol güçler küçümsese de bir parti ya da grupta yer almayan fakat iþyerlerinde, okullarýnda, mahallelerinde küçük örgütlenmelere, daha doðrusu kümelenmelere sahip sosyalistler çok daha büyük bir gücü temsil ederler. Bütün bu güçler ve onlarla birlikte emek örgütleri bir araya getirilmeden seçimlerde iktidara alternatif olacak bir sol ittifaktan bahsetmek mümkün deðil. Emekçileri heyecanlandýracak, bir alternatif olarak ortaya çýkacak böyle geniþ, kapsayýcý ve kapsamlý bir ittifak ancak seçim beklentilerinin dýþýnda kurulabilir. Türkiye solu 3 Kasým'da çok önemli bir fýrsat kaçýrdý. 3 Kasým öncesi toplumda çok büyük bir deðiþim beklentisi vardý. Yaþanan krizlerden sonra geleneksel burjuva partilerinin çökeceði açýkça ortaya çýkmýþtý. Eðer o vakit bugünkü ittifak, bütün eksikliklerine raðmen kurulabilmiþ olsaydý bir alternatif olarak ortaya çýkabilir ve çok önemli sonuçlar elde edebilirdi. Ne yazýk ki o fýrsat kaçtý. Kimilerinin Kürtlerden çekinmesi, kimilerinin sosyal demokrasi fobisi nedeniyle tarihsel bir fýrsat kaçtý. Þimdi ise emekçiler deðiþime deðil, ne yazýk ki istikrara oy verecekler. "Türkiye için"
sloganý altýnda ittifak kuranlar dün kaçýrýlan fýrsatýn bu kez yakalandýðýný sanýyorlar ama ne yazýk ki "Türkiye için" kurulan bu ittifak emekçileri heyecanlandýrmayacak. Þimdi birinci görev her þeye raðmen bu ittifaký desteklemektir. DSÝP 3 Kasým'da olduðu gibi böyle yapacaktýr ama hiç bir zaman "Türkiye için" pankartý altýnda hiçbir DSÝP üyesi basýnýn karþýsýna çýkmayacaktýr. DSÝP küçük güçleriyle elinden geldiðince bu ittifakýn emekten yana, ezilen halktan yana bir programý olmasý için çaba harcayacak ve ittifak içinde yer alan parti ve gruplarýn üyeleri ile birlikte faaliyet sürdürecektir. Ýkinci olarak ise görev seçimlerden sonrasýna bakýlmasýnýn öneminin anlatýlmasýdýr. Seçimden sonra savaþa karþý, Irak'ýn iþgaline karþý mücadele yaygýnlaþarak sürmek zorundadýr. Seçimlerden daha önemli olan 28-29 Haziran'da Ýstanbul'da toplanacak olan NATO zirvesi ve bu zirveye savaþ suçlusu Bush'un gelecek olmasýdýr. Bütün Türkiye Bush'un Türkiye'ye gelmesine karþýdýr. DSÝP "Bush Gelme" kampanyasýnýn önemini anlatmaya ve bu doðrultuda bir kampanyanýn güç kazanmasý için çalýþmaya devam edecektir. DSÝP'in 28 Mart seçimlerine bakýþýnda merkezi nokta "Bush Gelme" kampanyasýdýr. Geleceðin emekçiler gözünde alternatif olabilecek ittifaký ancak Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu ve benzeri kampanyalarýn güçlenmesi, yaygýnlaþmasý ve yerleþmesi ile mümkündür.
DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝŞÇÝ PARTÝSÝ
Uluslararasý Sosyalist Hareket’le, dünya küreselleþme karþýtlarýyla, anti-kapitalistlerle, savaþ karþýtlarýyla iliþki kurmak istiyorsanýz Ýstanbul: 0212 - 251 62 73 Ýzmir: 0537 - 624 46 08 Ankara: 0537 - 660 10 95
4
Kemalizm Kýbrýs'ta çözülüyor! Kýbrýs müdahalesi devletin ve ordunun elini güçlendirmiþti. Müdahale ile ordu prestij kazanmýþ, 12 Eylül askeri darbesinde de meþruluðu saðlamak açýsýndan önemli bir zemin yaratmýþtý. Son otuz yýldýr Kýbrýs nerdeyse "vatan hainliði"nin turnusolu olarak kullanýldý. Kýbrýs'ta çözüm konusunda "devlet" çizgisinin dýþýnda laf edene rastlamak oldukça zordu. 2000'li yýllarla birlikte devlet çizgisinin dýþýnda sesler giderek yükseldi. Kýbrýslýlar TC'nin Kýbrýs'ý iþgaline çeþitli þekillerde hep direndiler. Yakýn zaman kadar bu muhalefeti kimseler duymadý. Kýbrýs TC'nin yayýlmacý tutumunun en belirgin örneði. Kýbrýs müdahalesi sadece
Kýbrýslýlara raðmen yapýlmadý. TC devleti dünyayý yönetenlerle çeliþmeyi de göze alarak bu müdahaleyi gerçekleþtirdi. Sol'un bazý kesimleri bu ters düþüþü bir "olumluluk" ve anti-emperyalist tavýr olarak algýlasa da, yaþananlarý antiemperyalizm ya da orada yaþayanlarý "zulüm"den kurtarmak olarak görmek ya da buna yol açabilecek "tarafsýz" tutumlara sahip olmaya çalýþmak, yayýlmacý TC devletinin resmi ideolojisine ve uyguladýðý her türlü baskýcý tutuma destek vermek anlamýna geldi. Bütün bu çorbanýn içerisine bir de kemalizmi ve orduyu "ilerici" olarak görmek eklenince tam anlamýyla devlet yanlýsý bir tutum ve Kýbrýs konusunda uzun yýllar süren suskunluk ya da devleti destekleyen bir tutum hakim oldu.
Yaþanan deðiþimde tüm dünyada sermayenin iliþkilerini yeniden düzenlemeye çalýþýyor olmasýnýn etkisi var. Ama bu durumun açtýðý kapýyý geniþleten de Kýbrýslýlarýn bir süredir yürüttüðü kitlesel mücadele oldu. Kemalizm devletin milliyetçilik etrafýnda çeliþkileri azaltmak ve toplumu bir arada tutmak için kullandýðý zamk aslýnda. Kemalizm'de ilericilik aramak, ya da sol deðerler yüklemeye çalýþmak, daima ezilenlerle karþý karþýya gelmekle eþdeðer. TC devleti bu zamký Kýbrýs iþgalini meþrulaþtýrmak için de kullandý.
Ordu'nun tutumu Ordu Kýbrýs konusunda sürekli tehditkar açýklamalar
Denktaþ 44 yýldýr iktidarda. Deðiþim isteyenler seçimlerde Talat’a (ortada) oy verdi. BM Genel Sektereri Kofi Annan ise Mayýs’a kadar çözüm istiyor.
KAPÝTALÝZM MERCEK ALTINDA Kaplumbaðalar tarihe karýþýyor Kapitalizm 95 milyon yýldýr deðiþime uðramadan yaþayýp giden deniz kaplumbaðalarýnýn neslini tüketmek üzere. Bu hayvanlarýn geleceði yuvalama yaptýklarý kumsallarýn, turizm, sanayi atýklarý, ikinci konut
i n ci l e r Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'nýn camilerden yeni okutmaya baþladýðý hutbede, bir Müslümanýn hayatýnýn her alanýnda olduðu gibi sosyal ve ekonomik alanda da dengeli, ölçülü ve tutarlý olmasý gerektiði belirtildikten sonra þöyle deniliyor: "Fuhuþ yapmak israftýr, ekonomiye zarar verir".
inþaatlarý, deniz kirliliði, kum çýkarýmý, seracýlýk ve yanlýþ balýkçýlýk yöntemleri nedeniyle tehdit altýnda.
'Bana eski diyenin...' Türkiye'de bir ara milletvekilliði yapmýþ 2 bin 500 civarýnda insan yaþýyor. Bunlarýn nüfusu, bakmakla yükümlü olduklarý (daha doðrusu bizim bakmakla yükümlü olduðumuz) eþ ve çocuklarýyla birlikte, orta ölçekli bir kasaba oluþturacak kadar çok: 11 bin. TBMM'nin tüm olanaklarýndan faydalanýyorlar. Çok yüksek maaþlar alýp ömür boyu yan gelip yatýyorlar. Bu da yetmezmiþ gibi kendilerine hazýrlanan kimliklerde 'eski' ibaresinin yer almasýna sinirlenmiþler ve bunun yerine 'önceki' ibaresinin getirilmesi için Meclis Baþkanlýðý'na baský uygulamaya baþlamýþlar. Þimdi görevde olanlar ise yakýnda 'eskilere' katýlacaklarý için, bu kararý vermekte zorlanýyorlarmýþ.
Maymunlar cehennemden kaçýyor Goril, þempanze, babun ve orangutan gibi büyük maymunlar giderek yok oluyor. BM açýklamasýna göre sayýlarý tüm dünyada 400 bine kadar düþen maymunlar hayvan kaçakçýlarý
Annan Planý'ný desteklemeli miyiz?
yapýyor. Çözümden yana olanlarý "vatan hainliði" ile suçluyor. Kýbrýs'ta seçimler sonrasýnda ortaya çýkan tablo ve eðilimin Annan planýndan yana olmasý Ordu'nun prestiji sarsan, geçmiþte yaptýðý Kýbrýs müdahalesinin yýðýnlar açýsýndan meþruluðunu zedeleyen bir durum. Yýllardýr çizilen "güçlü ordu" tablosu da aslýnda böylece yalanlamýþ oluyor. Ancak her ne kadar söylemde asýp kesme eðilimi içerisinde de olsalar gerçekten yönetenlerin, yani sermaye sahiplerinin eðilimine þu veya bu biçimde uymak zorundalar. Bu yüzden kendileriyle çeliþen açýklamalarla sýklýkla karþýlaþýyoruz.
ABD'nin Kýbrýs tutumu Kýbrýs sorununu hep AB ile iliþkiler içerisinde tartýþýldý. Oysa ABD son dönemde müdahaleleriyle daha ön plana çýktý. Tayyip Erdoðan'ýn ABD ziyareti esnasýnda koþulsuz olarak Annan Planý'ný desteklediðini ve toprak tavizine hazýr olduðunu açýklamasý ise yeni tartýþmalar yaratýyor. Bush ve çetesi dünyanýn tümünde yayýlmacý ve iþgalci gücün kendisi olmasý gerektiðini anlatýyor ve bunun savaþýný veriyor. TC ordusunun sahip olduðu "iddialar" bile onlar açýsýndan kabul edilebilir deðil. ABD dünyanýn geri kalanýna olduðu gibi Kýbrýs sorununa da müdahale ediyor ve kendi istediði gibi yönlendirmek istiyor.
tarafýndan öldürülüyor, yavrularý zenginlere egzotik hayvan olarak satýlýyor, yasadýþý orman katliamý yapanlar ise bu hayvanlarýn büyük bölümünün yaþam alaný olan yaðmur ormanlarýný yok ediyor. 25 milyon dolarlýk bir proje kabul edilmediði için, insan DNA'sýyla %96 ayný DNA'ya sahip olan sevimli canlýlar 50 yýl içinde yeryüzünden silinecek. Büyüklere saygý hiç kalmadý azizim...
Pornocu müdür Alanya Halk Eðitim Merkezi Müdürü hakkýnda devletin bilgisayarýyla porno sitelerine girdiði, 'chat' yoluyla tanýþtýðý Rus hayat kadýnlarýyla daha sonra baðlantý kurup telefon parasýný da devlete ödettirdiði gerekçesiyle soruþturma açýldý. Ýhbar üzerine giden ilköðretim müfettiþi müdürün odasýna yaptýðý baskýnda çekmecelerde bilgisayar çýktýsý porno fotoðraflar ve bilgisayara kaydedilmiþ sekiz porno film bulundu. 'Sohbetlerin' de devlete ait telefonla yapýldýðý belirlendi. Ýnternete dünyadaki geliþmelerden anýnda haberdar olmak için girdiðini belirten müdür: "Porno sitelere iradem dýþýnda girdim", dedi.
Kýbrýs'ta iþgale karþý muhalefet güçlü olmasýna karþýn zayýf yaný AB'ci olmasý ve Annan Planý'ný destekliyor olmasý. Plan üzerindeki her türlü perdeyi kaldýrýrsak aslýnda kilit noktasýnýn adayý bir askeri üz haline çevirmek olduðunu görüyoruz. ABD'nin dünya üzerinde kendi sýnýrlarý dýþýnda 162 askeri üssü var. Kýbrýs Ortadoðu'nun paylaþýmýný yeniden yapmaya çalýþanlar açýsýndan önemli bir nokta. Annan planý adayý askeri bir gemi haline çevirmeyi hedefliyor. Ýþgale karþý þekillenen hareket içerisindeki yanýlgý AB'ye girmek için Annan planýnýn kabulü ve böylece yaþam koþullarýnýn düzeleceði yanýlgýsýný taþýyor.
Koltuða çivilenen Denktaþ "Sultan Süleyman'a kalmadý dünya" diye bir söz vardýr. Osmanlý Ýmparatorlarýndan Kanuni Sultan Süleyman tahtta 47 yýl geçirdi. Ýmparatorluðun gücünün doruða çýktýðý zamanlarda padiþahlýk etti. Ölmese herhalde daha da kalýrdý. Ama koltuk ve dünya Süleyman'a da kalmadý nihayetinde. Modern dünyada onun rekoruna ulaþan diktatör henüz yok. Ama yakýnda olacak. Korsan devlet KKTC lideri Denktaþ 1924 doðumlu. Tüm dünyada kendisinden daha uzun siyasi kariyere sahip tek kiþi Küba diktatörü Fidel Kastro. Sekseninci yaþýný geçenlerde kutlayan Denktaþ 1960 yýlýndan bu yana 6 BM Genel Sekreteri, 10 ABD Baþkaný, 5 Rum Cumhurbaþkaný, 7 Türk Cumhurbaþkaný ve 36 Türk Baþbakaný eskitti. O 44 yýldýr hala kaya gibi yerinde duruyor. Ha gayret Denktaþ! Yapýþtýðýn koltukta düþmeden üç yýl daha oturursan Kanuni'nin rekorunu kýracaksýn.
Soyguncu BM Yýllarca Sýrplarla savaþýp yoksullaþan Kosovalýlar þimdi de savaþ sonrasý bölgelerine yerleþen Birleþmiþ Milletler (BM) tarafýndan soyuluyor. Kosova'da hemen hemen tüm hizmetleri BM karþýlýyor. Ancak Kosova halký BM personelinin ayrýcalýklý konumundan þikayetçi. Personelin dolgun maaþlarý bölgede fuhuþ ve esrar trafiðini artýrmýþ, yolsuzluklarý çoðaltmýþ. Son olarak da Kosova Elektrik Þirketi'nin baþýna getirilen bir Alman BM görevlisi beþ milyar dolarý zimmetine geçirmekten tutuklanmýþ.
Rüþvetçiler yaþadý AKP hükümeti rüþvet ve pahalý hediye alan, görevi baþýnda usulsüzlük yapan memurlarý deþifre etmek için bir yasa
tasarýsý hazýrladý. Ancak tasarý mecliste týrpanlandý. Anayasa Komisyonu'na gönderilen tasarý AB Uyum Komisyonu'nda deðiþtirildi. Buna göre yargý ve TSK kapsam dýþý býrakýldý. Hakim, savcý gibi yargý mensuplarý ve askerler rüþvet yediklerinde yargýlanamayacaklar.
"Altýnýza iþeyin!" Arjantin Buenos Aires'de kasiyerlerinin tamamý kadýn olan bir süpermarket zinciri var. Zincirin sahibi, kasiyer kadýnlarýn sýk sýk tuvalete gitmelerinin iþyerinde zaman kaybýna neden olduðunu düþünmüþ ve kadýnlarýn bundan böyle ihtiyaçlarýný görev baþýndayken giydikleri çocuk donlarýna gidermeleri kuralýný koymuþ. Bunu ise kadýnlarýn erkeklerden üç kat sýklýkla iþediðini söyleyen bir araþtýrmaya dayandýrmýþ.
Bunlarý biliyor muydunuz? Milletvekillerinin yýllýk telefon ödeneðinin 12 milyardan 18 milyara yükseltildiðini... Her milletvekiline ayda 1.5 milyar bedava görüþme imkaný saðlandýðýný... Buna karþýlýk TÜBÝTAK'ta çalýþan bilim insanlarýnýn aylýðýnýn 270 milyona düþürüldüðünü... Atatürk Havalimaný'nda bir firmaya ait mayo reklamýnýn "Hacca giden yolcularý rahatsýz ettiði" gerekçesiyle kaldýrýldýðýný...
DÜNYA
5
Mumbai 2004:
Ezilenlerin festivali Hindistan'daki dördüncü Dünya Sosyal Fforumu katýlanlarýn çeþitliliði, renkliliði, dinamizmi, gösterileri ve müzikleri ile ancak ezilenlerin festivali diye tanýmlanabilir. Hindistan'ýn 1.4 milyar nüfusunun büyük çoðunluðu yoksulluk sýnýrýnda yaþýyor. Bir kýsmý yoksulluk sýnýrýnýn altýnda açlýk içinde büyük þehirlerin sokaklarýnda yaþýyor. Sol geleneðin oldukça güçlü olduðu Hindistan'da birisi Maocu gelenekten, birisi SSCB geleneðinden iki büyük parlamenter komünist parti var. Onlarýn dýþýnda onlarca sol örgüt, sivil toplum örgütü, sendika vs var. Son yýllarda kamu hizmetlerinde çalýþanlar, tekstil iþçileri, liman iþçileri iþten çýkarmalara, ücret kesintilerine karþý mücadele etmiþler, grevler, iþyeri iþgalleri olmuþ. DSF boyunca yüzlerce organizasyon pankartlarla, dövizlerle, bildiri-
lerle gelenlere seslerini duyurmaya çalýþtý. Asya'dan katýlan Güney Kore'den 300 kiþilik öðrenci, sendikacý, STK üyelerinden oluþan delegasyon, Tibet'ten Çin'in iþgaline karþý çýkan rahipler, Nepal'den Dalit'ler (Dokunulmazlar) Forum'a ayrý bir renk kattýlar. Forum Goroagan Tren Ýstasyonu'nun çevresindeki büyük bir fuar alanýnda yapýldý. Forumda 16-21 Ocak tarihlerinde, dört tane 10-12 bin kiþilik, 100'den fazla 300 - 400 kiþilik yaklaþýk 140 tane toplantý salonunda 1400 tane toplantý, seminer ve atölye toplantýsý oldu. Foruma 7 kýtadan yaklaþýk 150 ülkeden 120 binin üstünde delege katýldý. Forumda kýsa boylu Hintlilerden uzun, iri yarý Amerikan yerlilerine, ABD'li siyahlardan bembeyaz Finlandiyalýlara, çekik gözlü
Çinlilerden Güney Korelilere kadar tam bir renk cümbüþü vardý. Özellikle Hintli kadýnlarýn rengarenk giysileri ile yaptýklarý danslar forumu bir festivale dönüþtürüyordu. Toplantýlara katýlan binlerce insanýn yaný sýra binlerce insan sokaklarda yürüyüþ yapýyor, toplantý bildirileri daðýtýyor, konser veriyor, tiyatro gösterisi düzenliyorlardý. 16 Ocak Cuma akþamý on binlerce insan açýlýþ gecesine katýldý. Gecede konuþan Küçük Þeylerin Tanrýsý adlý kitabýn yazarý Arundhati Roy Amerikan emperyalizminin Irak'a saldýrýsýna aðýrlýkla yer verdi ve Irak'taki direniþin desteklenmesi gerektiðini vurguladý. Gecenin bir diðer etkileyici ismi ise Filistinli Mustafa Barghouti idi. Dünya nüfusunun yüzde 20'sinin toplam kaynaklarýn yüzde 80'ini kullanmasýnýn kabul edilemez olduðunu belirten Barghouti, Dünya Sosyal Forumu'nun bir gazetenin tabiri ile dünyanýn ikinci süper gücü haline geldiðini söyledi. "Filistinlilere direnmemelerini söylemek tecavüz edilen bir kadýna haykýrmamasýný söylemekle eþdeðerdir" diyerek çarpýcý bir benzetme yaptý. Filistinlilerin 55 yýllýk acý davasýnýn herkesin davasý olmasý gerektiðini söyledikten sonra, bu mücadeleyi desteklemek isteyenlerin ne yapmalarý gerektiðini açýkladý. Fransa'da traktörü ile bir Mc Donalds'ý yýkarak ünlenen Jose Bove'yi örnek göstererek hepimizi Filistin'e ve Irak'a giderek biz-
zat buradaki direniþi desteklemeye davet etti. 19 Ocak Pazartesi günü "Dünya savaþ karþýtlarý konferansý" gerçekleþti. Tüm kýtalardan onlarca ülkeden yüzlerce savaþ karþýtý Mumbai'de buluþtu. Asya'dan Bangladeþ, Pakistan, Filipinler, Güney Kore, Japonya, Irak, Filistin, Türkiye; Amerika'dan ABD, Kanada, Costa Rica, Kolombiya; Avrupa'dan Yunanistan, Fransa, Ýtalya, Ýngiltere, Ýspanya ve onlarca ülkeden delegenin katýldýðý konferans 20 Mart dünya küresel eylem gününü inþa etme kararýný aldý. Her akþam saat 18:00 ile 20:00 arasý dünya sosyal hareketler toplantýsý yapýldý. Bu toplantýlarda sosyal forumlar ve diðer kampanya gruplarý 2003'te yapýlanlarý deðerlendirip 2004 için sürdürülen kampanyalarý tartýþtýlar. 2004 için eylem takvimi çýkarýlmaya çalýþýldý. Seattle'da baþlayan hareketin gün geçtikçe güçlenerek devam ettiði, þimdi dünyanýn her yerinde kampanyalarýn hem ülkelere özgü sorunlar etrafýnda hem de küresel sorunlar etrafýnda hareket inþa ettiði vurgulandý. Sonuç bildirgesinde dünya savaþ karþýtlarýnýn aldýðý 20 Mart eylemine destek kararý çýktý. Forum 21 Ocak Çarþamba günü Azad Meydaný'na yapýlan yürüyüþ ve konserle bitti. On binlerce delegenin katýldýðý yürüyüþte kortejlerin çeþitliliði çevrenin oldukça ilgisini çekti.
Ýngiltere'den Globalize Resistance korteji "anti kapitalista" sloganlarýyla zýplarken, Fransa'dan Peace Movement hareketi üzerinde Peace (barýþ) yazan yeþil balonlar daðýtýyordu; Güney Koreliler kendi dillerinde slogan attýrýp dans ederken, Hintli kadýn örgütleri mor pankartlarýyla "biz de buradayýz" diyorlardý. Eþcinseller rengarenk bayraklarýyla özgürlüklerini yaþarken, arkalarýnda gelen Hintli gaz iþçileri iþlerini kaybetmemek için yürüyorlardý; Hindistan'ýn en alt kast grubu Dalitler yerel kýyafetleri ile müzik yaparken, Tibetli rahipler Çin'in Tibet'ten çekilmesini isteyen sloganlar atýyordu. Yürüyüþ tam DSF'nun çeþitlilik, birliktelik ve direniþ sloganýnýn hayata geçtiði noktaydý. Dördüncü Dünya Sosyal Forumu, bir kez daha dünyada "Yeni Amerikan Yüzyýlý" projesine karþý olanlarý bir araya getirdi. Sosyal forumlarýn sadece tartýþma ve entelektüel yazarlarýn konuþtuðu alanlar olmadýðýný bir kez daha gösterdi. Geçen sene 15 Þubat'ýn inþasýnda oynadýðý rolü bu sene 20 Mart'ýn inþasýnda oynadý. Foruma gelen herkes ülkelerine 20 Mart'ta "ABD'ye dur demek, Irak iþgalini sona erdirmek" için gösteri örgütlemek hedefiyle döndü. 2005'te Porto Allegre'de buluþmak üzere Mumbai'den ayrýldýk. Yýldýz Önen 29 Ocak 2004
Molla rejimi çatýrdýyor
Hagai Matar dört arkadaþý ile birlikte bir Ýsrail mahkemesi tarafýndan “Ýsrail’in güvenliði için bir tehdit” olduklarý gerekçesi ile bir yýl hapse mahkum edildi. Hagai Matar ve arkadaþlarý Ýsrail ordusunda Filistinlilere karþý savaþmayý reddeden bir çok askerden sadece beþi. Ýsrail’de uzun zamandýr barýþ yanlýsý askerler Filistin halkýna karþý savaþmayý reddediyorlar. Daha önce de Ýsrail Hava Kuvvetleri’nden pilotlar ayný tavrý almýþlardý. Ýsrail halký ve ordusu içindeki Barýþ Bloðu ve benzeri örgütlenmeleri desteklemek uluslararasý alanda dayanýþma saðlamak ve savaþ karþýtý hareketi büyütmek için önemli.
Ýran Ýslam devriminin lideri Ayetullah Humeyni'nin sürgünden dönüþünün 25. yýlýnda (1 Þubat) meclisteki toplu istifalarla sallanýyor. 20 Þubat'ta yapýlacak meclis seçimine katýlmak için baþvuran 3605 adaydan 1160 ýna oy verilmesi ülkedeki reformcularý ayaða kaldýrdý. Anayasa koruyucular konseyinin kararýna direnen 120 reformcu milletvekili kararý protesto etmek için meclis baþkanýna istifalarýný verdiler. Cumhurbaþkaný Muhammed Hatemi’yi Taliban benzeri bir rejimi
dikte etmekle suçlayan muhalifler "diktatörlüðün çirkin yapýsýný demokrasinin güzel giysisiyle örtmeye çalýþýyorlar. Ýstifadan baþka seçeneðimiz yoktu." açýklamasýný yaptýlar. Muhafazakarlarý hainlikle suçlayan ve seçime katýlmama tehdidinde bulunan reformcular dini lider Ayetullah Ali Hamaney' e de çözüm bulmasý ve duruma müdahale etmesi için çaðrýda bulundular. Seçimi boykot kararý alan muhalifler Ýran halkýndaki özgürlük talebini dile getiriyorlar.
6
Bush g
Durdurmak için 20 ne 1
Zenginleri temsil ediyor
2001 yýlýnda 1.6 trilyon dolar vergi topladý. Bunun %43'ünden en zengin %1'lik kesim yararlandý. Mayýs ayýnda yeni iþ alanlarý yaratacaðýna söz vererek 350 milyar dolar daha vergi topladý. Sonraki üç ay içinde 225 bin kiþi iþsiz kaldý.
,
2
Yoksullara zulmediyor
Toplamda beþ yýldan fazladýr iþsiz olan iþçilere hiçbir faydasý dokunmadý. Bunlarýn üçte ikisi (geçici de olsa) hiçbir iþ bulamýyor. Görevde geçirdiði
telefon ve interneti dinlemesi ve edindiði bilgileri hükümet görevlilerine teslim etmesinin önünü açtý.
4 Oy hýrsýzlýðý yaptý
Kardeþi Jeb, Florida'da onbinlerce siyah Amerikalý seçmeni 'potansiyel suçlu' gibi göstererek oy kullanmalarýný engelledi. Çoðunluðu Cumhuriyetçilerden oluþan Yüksek Mahkeme, seçimleri Al Gore kazanacak gibi görünmeye baþlayýnca oylarýn yeniden sayýlmasý iþlemini durdurdu. 2004 için kullanýlacak olan oy sayma makinelerini Cumhuriyetçilere baðýþta bulunan üç büyük þirket saðladý.
5
ilk yýl içinde 1.3 milyon Amerikalýyý daha (toplamda bu sayý 33 milyona ulaþýyor) yoksulluða sürükledi. ABD nüfusunun yarýsýnýn emeklilik garantisi yok.
3
Halktan her þeyi gizliyor
Watergate sakandalýndan sonra çýkarýlan Baþkanlýk Kayýtlarý Sözleþmesi'ni ihlal ederek, Reagan ve Baba Bush'un Ýran-Kontrgerilla davasý, BCCI skandalý ve fonlarda birikmiþ paralardan dolayý inceleme altýna alýnmasýný engelledi. 11 Eylül sonrasý çýkardýðý yasalarla FBI'ýn
Yardakçý þirketleri seviyor
2000 yýlýndaki baþkanlýk seçimleri kampanyasý için 193 milyon dolar baðýþ topladý. En büyük baðýþçýlar arasýnda Enron ve Halliburton þirketleri (eski baþkaný Dick Cheney'di) bulunuyor. Mart ayýnda multi milyarder Riley Bechtel Bush'un Ýhracat Konseyi'ne denizaþýrý pazarlar yaratmak üzere danýþman olarak alýndý. Nisan'da onun þirketi Irak'ta yeni bir pazar 'yaratýldýktan' sonra 680 milyon dolarlýk bir sözleþme imzaladý.
6
Sivil halký suçlu görüyor
Yüzlerce 'düþman savaþçý'yý yargýlamadan ve iþkence ederek Guantanamo Körfezi'nde ve Bagram hava üssünde esir tutuyor. Bagram'da ölen iki kiþi askeri patologlar tarafýndan katil olarak açýklandý. Göçmen yasalarýný teknik açýdan ihlal ettikleri gerekçesiyle, 11
12 Biyolojik terörizmi yayýyor
Eylül'den sonra Amerikalý Müslüman ve Araplarý kitlesel olarak tutuklattý. 5 Kasým 2001'e kadar bu nedenle bin 182 kiþi gözaltýna alýndý.
7
Savaþ çýðýrtkanlýðý yapýyor
Eylül'de Bush Pentagon'a 368.2 milyar dolar bütçe ayýrdý. Irak'ýn denetimi için fazladan 87 milyar dolar daha talep etti. Kendilerinin yaptýðý bir araþtýrmaya göre ise Irak savaþý ve iþgalin devamý için gereken para 417 milyar dolarý aþýyor. Bu rakam önümüzdeki 10 yýl boyunca Devlet Saðlýk Sigortasý'nýn yazacaðý tüm ilaç reçetelerinin toplamýndan fazla.
8
Siyonizmin ateþli savunucusu
Ýþgal altýndaki Filistin topraklarýný baský altýnda tutmasý için Ýsrail'e yýlda üç milyar dolar karþýlýksýz yardýmda bulunuyor. Ekim ayýnda Ýsrail Suriye'yi top ateþine tuttuðunda Bush "Ýsrail, anavatanýný korurken kendisini engellenmiþ hissetmemelidir" dedi.
9
Biyolojik silah kullanýmýný yasaklayan 1972 anlaþmasýna uyulmasýna yönelik uluslararasý bir sözleþmeyi imzalamayý reddetti. ABD'nin elinde bulunan stoklar öne sürülebilecek herhengi bir savunma amaçlý stoklamayý kat be kat aþýyor ve 2001'deki þarbonlu saldýrýlardan ABD'li sahtekar bir bilim adamýnýn sorumlu olduðu neredeyse kesinleþmiþ durumda.
Afganistan'a saldýrdý
En az 4 bin sivil ve daha fazla sayýda Afgan mücahit Bush'un 'terörizme karþý savaþ' ilanýnýn ilk aþamasýnda öldürüldü. Eski Unocal þirketi ortaklarýndan Hamid Karzai yüceltilerek Kabil'in baþýna getirilirken,
13 Zehir üretiyor
ülkenin geri kalanýnda yaþayan herkes görmezden gelinerek yoksulluða ve savaþ aðalarýnýn insafýna terk edildi.
10
Irak'ý iþgal etti
10 bin sivil ve yaklaþýk 40 bin askeri öldürdü. Saddam'ýn baþkanlýk sarayýna yerleþtirilen temsilci Paul Bremer, atanmýþ 'hükümet konseyi'nin sözde yetkileriyle sömürgeci bir Irak yönetimi kurdu. Irak'ta bulunan çokuluslu petrol þirketlerine tam dokunulmazlýk saðlandý. Irak sanayisi özelleþtirildi ve þirketlerden alýnan vergiler %15'e düþürüldü.
11
Nükleer silah üretiyor
1972'de imzalanan Anti Balistik Füze Anlaþmasý'ndan çekildi ve 'Yýldýz Savaþlarý' olarak tanýnan Ulusal Füze Savunma sistemini kurdu. 'Bush Doktrini' adý altýnda düþman ülkeler ilan ederek listesinin baþýna Çin, Rusya, Ýran, Irak, Kuzey Kore, Suriye ve Libya'yý yerleþtirdi.
Aðustos'ta Bush endüstriyel kirliliði kontrol eden Temiz Hava Sözleþmesi'nin koþullarýný gevþetti. ABD, dünya nüfusunun %4'üne sahip olmasýna raðmen bu kirliliðin %25'inden sorumlu. Bush Kyoto Protokolü'nde öngörülen minimum kýsýtlamalara uymayý dahi reddetti ve Rusya da oluþan bu gedikten cesaret buldu.
14 Çevre düþmaný
Çevre koruma teþkilatý EPA' in bütçesinden yarým milyar dolar kesinti yaptý. Suyun kalitesini korumaya ayrýlan kaynaklardan %32, verimli topraklarýn korunmasýna ayrýlan kaynaklardan %50 kesinti yaptý. Þirketlerin çevreyi kirletmesini engelleyen yasal düzenlemeleri feshetti.
15 Gýdalarýn genetiðiyle oynuyor
Monsanto yöneticisi Linda Fisher' i çevre koruma teþkilatý EPA'nýn baþýna getirdi. 131 hükümet tarafýndan imzalanan
7
Haberin arkasý
geliyor
RONÝ MARGULÝES
edenimiz var gýdalarýn biyolojik güvenilirliði için yapýlan Cartagena Protokolü'nü imzalamadý. Genetik modifikasyona uðratýlmýþ gýda maddelerini kýtlýðýn kýyýsýndaki Sahraaltý Afrika ülkelerine toptan satmaya çalýþýyor. Genetik olarak müdahale edilmiþ gýda maddelerinin üzerine bu durumu gösterir etiket yapýþtýrmayý (ABD vatandaþlarýnýn %92'si bunu destekliyor) kabul edeceðine Avrupa Birliðine karþý bir ticari savaþ baþlattý.
16 Çocuk katili
Birleþmiþ Milletler'in çocuklarla ilgili bir zirve toplantýsýna yolladýðý delegasyon, AIDS'le mücadelenin yolunun prezervatif gibi gereçler kullanmaktan deðil, seks yapmamaktan geçtiðini bildirdi. ABD Uluslararasý Geliþim Ajansý'nýn, kürtaj eðitimi ve hizmeti veren aile planlamasý kuruluþlarýna fon aktarmasýný yasakladý.
17 Eþcinsel düþmaný
Ekim ayýnda 'Aile Kurumunu Koruma Haftasý' uygulamasý
baþlattý. Yandaþlarýndan Focus on the Family yöneticisi James Dobson ayný cinsiyetten insanlara evlilik hakký tanýmanýn 'Batý medeniyetinin geleceðini tehdit ettiðini' açýkladý. Siyasette ve yargýda, içlerinde sað kanadýn ateþli savunucularýndan yüksek mahkeme baþkaný John Ashcroft'un da bulunduðu, eþcinsel karþýtý pek çok kadro atamasý yaptý.
18 Uyuþturucu tüccarlýðý yapýyor
Küçük uyuþturucu suçlarýndan yargýlanmýþ öðrencilere maddi yardým yapýlmasýný yasaklayan bir düzenlemeyi onayladý. Ama Adalet Bakanlýðý'nýn tütün tekellerine karþý açýlan davalarda kullanmak üzere talep ettiði bütçenin yalnýzca %3'ünü karþýladý. Cezaevlerinde uyuþturucu tedavisi programlarý uygulanmasýna karþý çýkan John Walters'ý 'uyuþturucu çarý' olarak atadý. Yasadýþý uyuþturucu kullanýmý oraný %15 olarak açýklanmasýna raðmen, eyalet cezaevlerinde bulunan mahkumlarýn %58'ini oluþturan siyah Amerikalýlar aðýr uyuþturucu suçlusu olarak yatýyor.
19
Ýnsanlara ceza yaðdýrýyor
ABD suçlu gördüðü gençleri daha 16 yaþýna gelir gelmez tutuklamaya devam ediyor. Dünyanýn en büyük cezaevi popülasyonuna sahip. Ýki
milyondan fazla insan cezaevlerinde yatýyor. Teksas cezaevlerinde 41 bin kiþi yatmaktayken, Bush'un vali olmasýndan sonra bu sayý 150 bine çýktý. Ayrýca Bush, ABD vatandaþlarýnýn savaþ suçlusu olarak yargýlanmasýný önlemek için, Uluslararasý Suç Mahkemesi'ne dahil olmayý kabul etmedi.
20 Katýksýz bir ýrkçý
Köle ticareti ve Siyonizmden dolayý ödenecek tazminatlarý tartýþmak üzere toplanan Uluslararasý Irkçýlýk Konferansý'ndan çekildi. 25-29 yaþ arasý siyah erkeklerin %12.9'u cezaevinde. Ayný yaþ grubundaki beyaz erkeklerin oraný ise %1.6. ABD'de yaþayan tüm siyah erkeklerin %13'ü (1.4 milyon kiþi) eskiden iþledikleri suçlardan dolayý oy verme de dahil, tüm vatandaþlýk haklarýndan yoksun.
Her yerele bir BAK
Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’nun düzenlediði ‘Savaþsýz bir Dünya için Uluslararasý Buluþma’ toplantýsýnýn ardýndan, Radikal Ýki ekinde arkadaþýmýz Ahmet Çakmak benim toplantýda söylediðim bazý sözlerden yola çýkarak bir yazý yazmýþ. Ben, antikapitalist hareketin, düzene þu veya bu nedenle (veya tümüyle) muhalif olan tüm hareketlerin hýzla yükseldiðini, kapitalizmin sistematik bir analizini yapanlarýn da yapmayanlarýn da hýzla harekete geçtiðini, seferber olduðunu söylemiþtim. Küresel BAK’ýn görevinin ise, çok zaman kendiliðinden geliþen ve çoðunluðuyla daha önce siyasete, eylemciliðe bulaþmamýþ, faal bir muhalefet yapmamýþ insanlardan oluþan bu harekete yapýsal bir ifade, bir odak noktasý, bir ses vermek olduðunu vurgulamýþtým. Ahmet Çakmak, hareketin yükseldiðini, ama benim inandýðým kadar hýzlý yükselmediðini söylüyor. Sanýrým aslen Türkiye’ye baktýðý için böyle düþünüyor. Dünyanýn bütününe bakýnca ve hareketin daha ne kadar yeni olduðunu anýmsayýnca, ne kadar hýzlý büyüdüðünü görmek daha kolay. Hareketin, kendi kendinin bilincinde olan, daha bilinçli bir þekilde davranmaya ve örgütlenmeye çalýþan bir hale gelmesi 1999 Kasým’ýnda Seattle’daki gösteriyle baþladý: sadece dört yýl önce! Dahasý, 1999 öncesinde 20-25 yýl süren yenilgi, daðýnýklýk, moralsizlik dönemini unutmamak gerek. O dönemde Ronald Reagan, Margaret Thatcher, Helmut Kohl ve Turgut Özel gibi isimlerin önderliði altýnda dünya egemen sýnýflarýnýn nasýl bir zafer sarhoþluðu içinde olduðunu, tüm muhaliflerin ne kadar sessiz, tüm muhalefetlerin ne kadar cýlýz olduðunu anýmsamak gerek. Anýmsayýnca, þu kýsacýk dört yýl içinde dengelerin ne kadar deðiþtiðini görmek daha kolay. Geçen Kasým’da Paris’te Avrupa Sosyal Forumu’nda 60.000, geçtiðimiz ay Hindistan’da Dünya Sosyal Forumu’nda 120.000 kiþinin “Baþka bir Dünya” için bir araya gelmesi; Birinci Körfez Savaþý’nda hemen hiçbir savaþ karþýtý muhalefetle karþýlaþmayanlarýn bugün hem Amerika’da hem Ýngiltere’de (üstelik savaþýn bittiðini ilan etmelerinden neredeyse bir yýl sonra) Irak Savaþý nedeniyle koltuklarýndan olma tehlikesiyle karþý karþýya olmalarý bugün bize doðal geliyor. On yýl önce böyle þeyleri hayal bile etmek zordu. Hayýr, hareketin hiçbirimizin tam olarak anlayamadýðý bir hýzla yükseldiðinden, büyüdüðünden, yaygýnlaþtýðýndan hiç kuþkum yok. Üstelik, dediðim gibi, büyük ölçüde kendiliðinden yükseliyor. Her gösteri, eylem, direniþ, bir sonrakinin daha büyük olmasýný saðlýyor; eylemleri gören daha geniþ kitleler ve yeni yeni kalabalýklar kendi alanlarýnda harekete geçmeye baþlýyor. Düzene karþý duyulan öfke , memnunsuzluk ve muhalif duygular zaten çok geniþ ktlelerde, on ve yüz milyonlarda mevcut. Her büyük eylem, o güne kadar muhalif duygularýný aktif direniþ haline getirmemiþ bu geniþ kitlelerin bir kýsmýnýn daha “Bir þey yapmak mümkünmüþ, sessizce kendi köþemde acý çekmem gerekmiyormuþ” demelerini saðlýyor, bir kýsmýný daha faaliyetin içine çekiyor, Bu geniþ muhalif kitlelerin Türkiye’de de mevcut olduklarýndan kimsenin kuþkusu olamaz, olmamalýdýr. Toplumun ezici çoðunluðunun Irak’ta savaþa karþý olduðunu, Amerikan iþgaline karþý olduðunu biliyoruz. Buna, Kamu Reformu Yasasý’na ve türban yasaðýna ve gelir eþitsizliðine ve grevlerin ertelenmesine ve ulusal baskýya ve Bush’un NATO Zirvesi için Türkiye’ye gelmesine karþý olanlarý eklersek, muhalefetin boyutlarý açýk. Ne var ki, muhalefet somut bir ifade yolu bulamadýðý zaman pasif kalýr, eyleme dönüþmeyen öfke ve kin düzeyinde kalýr. Küresel BAK bu pasif muhalefetin somut ifadesi olmayý amaçlamaktadýr. Büyük, merkezi eylemler (‘Savaþsýz bir Dünya için Uluslararasý Buluþma’ gibi, 20 Mart’ta gerçekleþtirilecek olan ‘Irak’ta Ýþgale Son’ eylemi gibi, anti NATO kampanyasý gibi) örgütleyerek tüm pasif muhaliflere “Bir þey yapmak mümkün” dedirtmeyi hedeflemektedir. Ama büyük, merkezi eylemler yeterli olmayacaktýr. Ýstanbul veya Ankara’daki büyük eylem Adýyaman’daki muhalifleri heyecanlandýrýr, yüreklendirir, harekete geçmeleri için önemlidir, ama yeterli deðildir. Adýyaman’da ve Türkiye’nin her yerinde yerel BAK’lar kurulmalý, yerel faaliyetler örgütlenmeli, yerel düzeyde muhalefetin yapýsal ifade ve ses bulmasý saðlanmalýdýr. Tüm BAK aktivistlerinin iþi önümüzdeki dönemde bu olmalýdýr.
8 Erbil'de patlayan bombalar halklarýn kardeþliðini bozmamalýdýr
Bütün halklar kardeþtir Irak Kürdistaný'nda patlayan iki bomba Kürt hareketinin çok sayýda önderinin ölümüne neden oldu. Kuzey'de ve Güney'de Kürtler yas ilan ettiler. Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, DSÝP ve Sosyalist Ýþçi gazetesi Kürtlerin yasýný paylaþýr. Uluslararasý sosyalistler daima ezilen halklarýn kendi kaderini tayin hakkýný, ezilen ulusun ayrýlma hakký dahil savunmuþlardýr. Bu nedenle, Kuzey Irak'ta da Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkýný, Irak'tan ayrýlma hakký dahil savunurlar. Kuzey Irak'taki önderlik bugün Irak'tan ayrýlma hakký istemiyor. Onlarýn talebi her parçaya kapsamlý haklar veren bir Irak federasyonu. Ezilen halkýn talebi bu olunca uluslararasý sosyalistler bu talebi de sonuna kadar destekliyorlar. Ezilen halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunmak ezen ulusun sosyalistleri için bir hakkaniyet sorunu deðildir. Ezen bir ulusun emekçileri bu süreç devam ettiði sürece hiç bir zaman kendi kurtuluþlarýný elde edemezler. Ezen ulusun iþçi sýnýfýnýn, emekçilerinin en iyi, en önemli dostu ezilen halk ve onun özgürlük mücadelesidir. Bu perspektiflerle, DSÝP daima þovenizme ve ezen ulusun sosyalistleri arasýndakiher türden milliyetçi eðilime karþý mücadele etmiþtir ve bundan sonra da etmeye devam edecektir.
Irak'ýn iþgali Ner var ki Yeniden Özgür Gündem gazetesinin baþyazýsýnda da belirtildiði gibi Güneyli Kürtler yanlýþ yapmaktadýrlar. Ancak bu yanlýþ Yeniden Özgür Gündem'in ifade ettiði gibi önemsiz deðil. ABD dünya hegemonyasý için Irak'a saldýrdý. Amerikan emperyalizminin Irak'ý iþgali sürdükçe, ABD'nin Irak'taki sömürge yönetimi devam ettikçe dünya halklarýna huzur yok. Irak'ta ABD muzaffer olduðu takdirde dünyanýn bütün emekçileri bundan zarar görecek. Görüyor. Neo liberal saldýrý daha da azacak. Dünyanýn her tarafýnda egemen sýnýflar emekçi halklara dönük saldrýrýlarýný arttýracak. Yoksulluk artacak. Kamu mülkleri talan edilecek. Ezilen halklar her yerde daha aðýr saldýrýlara uðrayacak. Özgürlük istekleri daha þiddetle bastýrýlacak. Dünya halklarý bu gerçeði çýplak bir biçimde görüyor. Bu nedenle emperyalist haydutlar Irak'a saldýrdýðýnda bütün dünya ayaða kalktý. Binlerce þehirde on milyonlarca insan emperyalizmi, savaþý, ABD hegemonyasýný ve Irak'ýn iþgaline karþý çýktý. Bugün Irak'taki sömürgeci yönetim devrilmeden, ABD Irak'tan yenilerek çekilmeden dünya emekçilerinin önü açýlamaz. Dünyanýn hiç bir yerinde ezilen halklar özgürlüklerini elde edemezler. Bugün Irak'da da ABD iþgaline ve ABD'nin bu ülke iþçin önerdiði politikalara karþý büyük bir direniþ var. Bu direniþ hem askeri hem de
siyasi. Ýþgal baþladýðýndan beri, milyonlarca insan emperyalist haydutlara karþý gösteri yaptý. Ýþgalci hedeflere karþý meþru bir silahlý mücadele var. Ýþgalci ordular vuruluyor. Ayný zamanda iþgalcilere destek olanlar da vuruluyor. Amerikan, Ýngiliz, Polonyalý, Ýspanyol askeri gedefleri vuruldu. Bugüne kadar bine yakýn iþgalci asker öldürüldü. Çeþitli ülkelerin büyükelçiliklerine saldýrýldý. Türkiye'nin Irak'a girmesinin tartýþýldýðý günlerde Türk büyükelçiliðine de saldýrýldý. Bütün bu direniþ bir halkýn özgülüðünü kazanmak için sürdürdüðü meþru bir direniþtir. Emperyalist haydutlar ne derse desin terörist olan asýl kendileridir. Ve emperyalist haydutlarda iyi biliyorlar ki bu direniþ sürecek.
KDP ve KYB'nin tutumu KDP ve KYB bu süreçte hata yaptý ve yapmaya devam ediyor. Kürtlerin özgürlüðü için mücade eden bu iki örgüt savaþ günlerinde ABD'den yana tutum aldý. Ýþgalle birlikte özgürlüðe giden yolu kýsaltacaklarýný düþünerek baþýnda bir sömürge valisinin bulunduðu sömürgeci yönetimde görev aldýlar. Zaman zaman baðýmsýzlýk mücadelesi veren Iraklýlarla, ücretlerini isteyen emekçilerle çatýþtýlar. Ateþ açtýlar. Irak'ý emperyalist iþgale karþý savunanlarla çatýþtýlar. Oysa bütün tarih boyunca emperyalistlerin sayesinde özgürlüðün kazanýldýðýnýn tek bir örneði yok. Irak'ýn kendi tarihi bile bunu çok iyi anlatýyor. Bugünkü Irak'ý oluþturan Mezepotamya bölgesi Ýngilizlerin eline geçtiðinde ve bölge Irak adý ile yeni bir devlete dönüþtürüldüðünde baþýna Arap Yarýmadasýndaki bir aþiretten Ýngiliz iþbirlikçisi bir kraliyet ailesi geçirildi. Irak yýllarca iþbirlikçiler tarafýndan yönetildi. Irak'ýn bir parça özgürlük kazanmasý ancak Ýngiliz emperyalistlerinin ülkeden bütünüyle çýkartýlmasý ile mümkün oldu. Ama bu adým bile Irak halklarýna özgürlük getirmedi. Irak Kürtlerine gelince onlar çok iyi biliyorlarki Irak kurulurken baðýmsýz bir Kürt devletinin kurulmasýna Ýngilizler tarafýndan hiç bir biçimde izin verilmedi. Buna direnen Kürtler Ýngiliz hava ve kara kuvvetleri tarafýndan katledildi. Bugün de Kürtlerin özgürlüklerini kazanmalarý hiç bir biçimde emperyalistlerin yanýnda tutum almaktan geçmiyor. Tam tersine KDP ve KYB önderlikleri bugünkü tutumlarý ile özgürlüðün kazanýlmasýný daha da zorlaþtýrýyorlar. KDP ve KYB önderlikleri sadece Irak'ta deðil, bütün dünya emekçileri açýsýndan kötü bir durumdalar. Bütün dünya "Irak'ta iþgale son" diyor ve bunun için mücadele ediyor. Irak'ta ki sömürgeci yönetime karþý tutum alýyor. Ama bu yönetimin baþýnda ve içinde sayýsýz KDP'li ve KYB'li yönetici var. Ýþte sorun burada baþlýyor. Ýntahar saldýrýlarý ne yazýk ki burada devreye giriyor.
Arap Kürt çatýþmasý mý? Kimi Türk yazarlarý sorunu ArapKürt çatýþmasý olarak sunuyor. Bu tutumu alan yazarlar ayný zamanda Türk Genel Kurmayý'nýn tehditlerini de caný gönülden destekleyenler. Bugün yaþanan Kürt-Arap çatýþmasý deðil. Her iki halkta özgürlük istiyor. Ve bu istekleri aslýnda birbirleriyle çeliþmiyor. Irak Araplarý Irak Kürtleri özgür olduðý takdirde kendi özgürlüklerine kavuþabilirler. Ancak hem Araplar, hem de Kürtler öncelikle Amerikan iþgalinden kurtulmalýdýrlar. Arap ve Kürt emekçiler elele verdikleri takdirde, Amerikan iþgaline karþý birlikte mücadele ettikleri takdirde, ancak bu biçimde özgürlüklerini kazanabilirler. Ýki halk omuz omuza mücadele ettiði takdirde özgürlüðü kazanabilirler. Bu noktada ilk atýlmasý gereken adým ne yazýk ki özgürlüðe susamýþ olan Kürtlerden gelmek zorunda. Sömürge yönetiminden çekilmek ilk adýmdýr. Özgürlüðü yaklaþtýracak olan da bu adýmdýr.
Dostum ve KDP-KYB Uluslararasý sosyalistler Afganistan savaþý sýrasýnda bu ülkeye saldýran Amerikan emperyalizminin iþbirlikçilerine karþý çok açýk bir tutum aldý. Türkiye'den destek alan General Dostum ABD iþbirlikçilerinin baþýnda geliyordu. Biz bütün gücümüzle bu iþbirliðini teþhir ettik. Ýþgale karþýydýk ve Afgan halkýndan yana tutum aldýk. KDP ve KYB'yi General Dostum’a benzetmek yanlýþ olur. Dostum tam bir iþbirlikçidir. Ýþgalden maddi çýkarý vardý. Her ne kadar beklentilerini bütünüyle elde edenmediyse de çýkarlarý daima ABD'nin iþgalinden yanaydý. KDP ve KYB önderlikleri ise farklý bir durumda. Onlar yanlýþ yapýyorlar. Onlarýn özgürlük istemi gerçek. Gerçek olduðu kadar da meþru. Ne var ki ister istemez General Dostum'un yanýna düþüyorlar. Bizim eleþtirilerimiz dostçadýr. Kürtlerin özgürlük mücadelesini daima sonuna kadar desteklemiþ ve bundan sonra da destekleyecek olanlarýn dostça uyarýsýdýr. Ýleride daha fazla acý çekmemek ve gerçekten özgürlüðü kazanmak için KDP ve KYB doðru saflara, direniþin yanýna geçmelidir. Direniþ güçleri böyle bir tutumla muazzam bir güç kazanacaktýr. KDP ve KYB önderliklerinin tutumu savaþta ABD'nin elini güçlendirdi. Kuzey'de KDP-KYB desteði olmasaydý savaþýn kaderi baþka türlü geliþebilirdi. Ama çok geç deðil. Eðer KDPKYB önderlikleri direbiþten yana tutum alýrlarsa ABD'nin Irak'ý iþgalinin kýrýlmasý hýzlanacaktýr. Eninde sonunda emperyalist haydutlar Irak'tan kovulacak. KDP ve KYB bu mücadelede kovanlardan, direniþten yana tutum aldýðýnda özgürlüðü de kazanacaklardýr. Aksi takdirde yenilenin yanýnda onlar da yenilgiye ortak olacaklar. Ýþte bu nedenle Irak Kürtleri için tek çözüm savaþa, iþgale ve ABD hegemonyasýna karþý tutum almaktýr.
Ýncirlik üssüne Amerikan askeri yaðýyor Adana'da bulunan Ýncirlik hava üssünü Ortadoðu'daki en önemli üs olarak gören ABD, Türk hükümetiyle iþbirliði yaparak, 120 bin askerin rotasyonunda burayý kullanmaya baþladý. 1 Ocak'ta baþlayan rotasyon (askerlerin karþýlýklý yer deðiþtirmesi) iþlemi Nisan sonunda tamamlanacak. ABD 22 Mayýs 2003'te BM'e bir karar aldýrarak Irak'a insani yardým (!) kapsamýnda iþgal kuvvetlerinin Türkiye'deki liman, havaalaný ve üsleri askeri malzeme, teçhizat ve personel nakli de dahil her konuda geçiþ yapmasýný ve buralarý kullanmasýný garantiye almýþtý. Türk Dýþiþleri ve Genelkurmay ise 12 Haziran 2003'te durumu bir yazýyla Bakanlar Kurulu'na bildirdi. 23 Haziran'da halktan gizlenerek alýnan kararla ABD'nin, Irak iþgalinin sürdürülmesinde Türkiye'yi askeri üs olarak kullanmasýnýn yolu açlmýþ oldu. Türk yetkililer kararýn "Irak'ýn istikrar ve güvenliðinin saðlanmasý" için alýndýðýný söylüyorlar. Güya Irak'a buradan 'insani yardým' ulaþtýrýlacak. ABD'li kaynaklar ise hedefin ne olduðunu açýklamaktan çekinmiyor. Yeni savunma stratejisi kapsamýnda tüm dünyadaki üslerini yeniden yapýlandýrdýklarýný belirterek, "Ýncirlik çok önemli. Üs askeri
operasyonlarýn yönlendirilmesinde rol oynayacak" diyorlar. AKP Grup Baþkanvekili Sadullah Ergin, CHP'nin konunun 1 Mart'ta reddedilen tezkere kapsamýnda olduðunu savunmasý karþýsýnda ise, "Askerler transit geçiþ için Ýncirlik'e inip buradan transfer edilecek. Burada tezkere içeriðiyle ilgili bir konu yok. Þu anda Boðazlar'dan da transit geçen birtakým þeyler var" gibi ne olduðu anlaþýlmayan bir açýklama yaptý. Türkiye iþgale ortak ediliyor Anayasa'ya göre ABD Türkiye'den geçireceði her uçak için ayrý izin almak zorunda. Þimdiyse genel bir izinle tüm askeri operasyonlara geçiþ izni talep ediyor. Bu Türkiye'nin komþu Irak halkýnýn iþgal altýnda tutulmasýna ortak olacaðý anlamýna gelir. 1 Mart'ta sokaða çýkan kitlelerin engellemesiyle karþý karþýya kalan hükümet, bu kez iþini 'gizli' hallederek, herhangi bir muhalefet engeline toslamak istemiyor. Yorulan ve morali bozulan Amerikan askerlerinin yerine taze birliklerin yerleþtirilmesi için seferber olan Türk hükümetini Amerikan uþaklýðýndan vazgeçirmenin tek yolu 1 Mart kabusunu onlara yeniden yaþatmaktýr. Çok geç olmadan kollarý sývayýp yeni 1 Mart'lar yaratmalýyýz.
ABD yeni savunma stratejisi kapsamýnda tüm dünyadaki üslerini yeniden yapýlandýrýyor. Bu yüzden Ýncirlik üssüne de yeni hangarlar inþa ediliyor.
9 Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesine karþý
Dünya Sosyal Forumu Mumbai'deki Dördüncü Dünya Sosyal Forumu Açýlýþ Toplantýsý'nda konuþan "Küçük Þeylerin Tanrýsý" kitabýnýn Hintli yazarý Arundhati Roy herkesi küresel direniþe katýlmaya çaðýrdý. Aþaðýda konuþmasýnýn bir bölümü yer alýyor. Ocak 2003'te dünyanýn dört bir yanýndan gelerek Brezilya'da, Porto Alegre'de toplandýk. Binlerce kiþiydik ve "Baþka Bir Dünya Mümkün" dedik; bunu cümle âleme yeniden ilân ettik. Kuzeyde, birkaç bin mil ötede George W. Bush ve avenesi de ayný þeyi düþünüyorlardý. Bizim projemiz Dünya Sosyal Forumu'ydu. Onlarýnki, çoðu kiþinin Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesi diye adlandýrdýðý projeyi ilerletmekti. Bu sene dünyadaki en iyi beyinlerin bazýlarý Dünya Sosyal Forumu'nda bir araya gelerek etrafýmýzda neler olup bittiðini tartýþacaklar. Bu tartýþmalar bizim nasýl bir dünya için mücadele verdiðimiz konusundaki vizyonumuzu geliþtiriyor. Bu, asla baltalanmamasý gereken hayatî bir süreç. Ancak, gerçek politik eylemi feda etme pahasýna bütün enerjimizi bu sürece yöneltirsek, küresel adaleti saðlamada bu kadar önemli bir rol oynamýþ olan DSF'nin, düþmanýn eline geçen bir koza dönüþme tehlikesi var. Âcil olarak tartýþmamýz gereken þey, direniþ stratejileri. Gerçek hedeflere niþan almalýyýz, gerçek muharebelere giriþip, gerçek zararlar vermeliyiz. Gandhi'nin tuz yürüyüþü sadece bir siyasî tiyatrodan ibaret deðildi. Binlerce Hintli denize yürüyüp kendi tuzlarýný kendileri yapýnca, tuz vergisi yasalarýný çiðnemiþ oldular. Bu Britanya Ýmparatorluðu'nun ekonomik temeline doðrudan bir saldýrýydý. Gerçekti. Hareketimiz bazý önemli zaferler kazandý. Ancak, þiddet içermeyen direniþin körelerek etkisiz bir siyasi tiyatroya, kendini iyi hissetme tiyatrosuna dönüþmesine göz yummamalýyýz. Bu, devamlý bilenmesi ve yeniden yaratýlmasý gereken çok deðerli bir silâh. Sadece bir gösteriye,
medya için fotoðraf malzemesine dönüþmesine izin verilemez. Geçen yýl 15 Þubat bir harikaydý. Dünyanýn beþ kýtasýndan on milyon insan, muhteþem bir ahlâk gösterisi yaparak Irak Savaþý'na karþý çýktýlar. Harikaydý ama yeterli deðildi.15 Þubat hafta sonuna rastlýyordu. Kimse, bir gün olsun iþinden geri kalmýþ deðildi. Tatil günü yapýlan protesto eylemleri savaþlarý durdurmuyor. George Bush bunu biliyor. Kamuoyunun ezici çoðunluðun düþünceyi hiçe sayarken gösterdiði özgüven hepimize ders olmalý. Bush, Irak'ýn iþgal edilip sömürgeleþtirilebileceðine inanýyor. Týpký Afganistan'da, Tibet'te yapýldýðý gibi. Týpký Çeçenistan'da yapýlmakta olduðu gibi. Týpký Doðu Timor'a vaktiyle, Filistin'e hâlâ yapýldýðý gibi. Bizim þu hareketimizin büyük, küresel bir zafere ihtiyacý var. Haklý olmak yetmiyor. Bazen sýrf kararlýðýmýzý sýnamak için bile olsa, bir þey kazanmak önemli oluyor. Bir þey kazanmak için, bir þey üstünde anlaþmaya varmamýz gerek. Bu þey, hizipçilikten keyif alan o tartýþmacý benliklerimizi ýkýna sýkýna içine soktuðumuz, herþeyi kapsayan ýsmarlama bir ideoloji olmak zorunda deðil. Bu þey, þu ya da bu direniþ biçimine sorgusuz sualsiz baðlý kalma ve tüm öbür biçimleri dýþarýda býrakma zorunluluðu demek de deðil. Bu, asgari bir gündem de olabilir pekâlâ. Eðer hepimiz emperyalizme ve neoliberalizm projesine sahiden karþýysak, o zaman gözlerimizi Irak'a çevirelim. Irak, her ikisinin de kaçýnýlmaz son noktasý. Saddam Hüseyin'in yakalanmasýndan sonra, birçok savaþ karþýtý eylemci kafasý karýþmýþ
ABD Baþkanlarýnýn Hindi baðýþlama geleneði! Yeni Irkçýlýðýn en iyi alegorik örneðini, Amerika Birleþik Devletleri'ndeki "hindi baðýþlama" geleneði oluþturuyor. Ulusal Hindi Federasyonu, 1947'den beri her yýl ABD Baþkaný'na Þükran Günü için bir hindi sunuyor. Baþkan da her yýl muhteþem bir âlicenaplýk gösterisi ile o hindinin hayatýný baðýþlýyor (ve baþka bir hindi yiyor). Baþkanlýk affýna mazhar olan Seçilmiþ Kuþ, Virginia'daki Kýzartma Tavasý Parký'na gönderilip, ömrünü doðal bir þekilde tamamlýyor.
bir þekilde geri çekildi. 'Peki ama,' diye soruyorlardý çekinerek. 'Saddam Hüseyin'siz bir dünya daha iyi bir dünya demek deðil mi?' Nihai bir þekilde olaylarla yüzleþelim. Saddam Hüseyin'i ele geçirdi diye ABD ordusuna alkýþ tutmak ve bunu yaptý diye geriye dönüp onun Irak'ý iþgal etmesini haklý bulmak, Ýnsan Boðan Boston Canavarý'nýn baðýrsaklarýný döktü diye Karýndeþen Jak'ý tanrý katýna çýkarmak gibi bir þey. Üstelik, son karýndeþme olayý, çeyrek
Þükran Günü için yetiþtirilmiþ 50 milyon hindinin geri kalanýnýn tamamý da kesilip Þükran Günü'nde âfiyetle yeniyor. Baþkanlýk Hindisi ihalesini kazanan ConAgra Foods þirketi, affý þâhâneye mazhar olmuþ talihli kuþlara hem toplumsallaþma konusunda; hem de þehrin ileri gelenleriyle, okul çocuklarýyla ve basýnla iyi iliþkiler kurma konusunda eðitim verildiðini söylüyor. (Bu hindiler yakýnda Ýngilizce bile konuþurlarsa, hiç þaþmayýn!) Þirketler çaðýnýn Yeni Irkçýlýðý da iþte böyle iþliyor. Özenle yetiþtirilmiþ birkaç hindi: çeþitli ülkelerin yerel seçkinleri, zengin göçmenlerden, yatýrým bankacýlarýndan, arada bir Colin Powell veya Condoleezza Rice gibi rengi farklý olanlardan, bazý þarkýcýlardan, (benim gibi) bazý yazarlardan oluþan bir toplu-
yüzyýl süren bir boðazlama ve karýn deþme iþ ortaklýðýnýn ardýndan gelmiþken. Bütün olan biten, bir þirket içi kavgadan ibaret. Onlar, kirli bir iþ peþindeyken birbirine düþmüþ iki ortaktan ibaret. Jak da þirketin CEO'su. Peki, direniþimizi yükseltmeye nereden baþlayacaðýz? Gelin, gerçekten küçücük bir þeyle baþlayalým. Mesele Irak'ta iþgale karþý yürütülen direniþi desteklemek, yahut da direniþi gerçekte kimlerin oluþturduðunu tartýþmak deðil. (Bunlar eski kaatil
luk affediliyor ve bu hindilerin ellerine Kýzartma Tavasý Parký için birer giriþ vizesi veriliyor. Geriye kalan milyonlarsa iþlerini kaybediyorlar, evlerinden atýlýyorlar, onlarýn elektrikleri ve sularý kesiliyor ve onlar AÝDS'den ölüyorlar. Yani onlar tencere hindisi. Ama Kýzartma Tavasý Parký'ndaki talihli kümes hayvanlarýnýn keyfi yerinde. Bazýlarý IMF ve DTÖ'de iþ bile buluyor, öyleyse kim bu kuruluþlarý hindi karþýtý olmakla suçlayabilir? Bazýlarý Hindi Seçme Komitesinin yönetim kurulunda üye, öyleyse kim 'hindiler Þükran Günü'ne karþý' diyebilir? Onlar Þükran Günü'ne bizzat katýlýyorlar! Kim 'fakirler þirket küreselleþmesine karþý' diyebilir? Fakirler Kýzarma Tavasý Parký'nýn kapýsýna koþuþurken birbirini eziyor. Çoðu yolda telef olacakmýþ, ne gam?
Baasçýlar mý, yoksa köktendinci Ýslamcýlar mý?) Biz, iþgale karþý küresel direniþin kendisi olmalýyýz. Direniþimiz, ABD'nin Irak'ý iþgalinin meþruluðunu reddetmekle baþlamalý. Bu da, Ýmparatorluðun istediklerini elde etmesini maddi bakýmdan olanaksýz kýlmak için harekete geçmek demek. Bu, askerlerin savaþmayý, yedeklerin askere alýnmayý, iþçilerin gemilere ve uçaklara silah yüklemeyi reddetmeleri demek. Bu, ABD hükûmetinin arkasýnda býraktýðý pisliði temizlemek için Irak'a Hintli ve Pakistanlý askerleri gönderme planlarýnýn, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde, bizim tarafýmýzdan durdurulmasý demek. Önerim þu: Irak'ýn tahrip edilmesinden çýkar saðlayan önemli þirketlerden ikisini bir þekilde belirleyelim.Ondan sonra, bu þirketlerin iliþkili olduklarý bütün projelerin listesini çýkarýp bunlarý afiþe edebiliriz. Bu þirketlerin dünyanýn dört bir yanýndaki ülkelerde ve þehirlerde bulunan bürolarýný ortaya çýkarabiliriz. Bu bürolarýn peþlerine düþebiliriz. Onlarý yere serebilir, kapanmalarýný saðlayabiliriz. Bütün mesele ortak aklýmýzý ve geçmiþteki mücadelelerden edindiðimiz deneyimi tek bir hedefe yöneltmek. Bu bir kazanma azmi meselesi. Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesi'nin amacý, eþitsizliði sürekli kýlmak ve her ne pahasýna olursa olsun hegemonyayý sürdürmek. Bu, kýyametin kopmasý anlamýna gelse bile. Dünya Sosyal Forumu adalet talep ediyor ve sað kalmak istiyor. Ýþte bu nedenlerle, savaþ halinde olduðumuzu kabul etmeliyiz.
KÜLTÜR
10
Ermeni soykýrýmý ve 'Ararat'
Ateþ olmayan yerden duman çýkmaz Her fýrsatta birilerinin çýkýp 'bu ülke sahipsiz deðil' diye hepimize gözdaðý vererek hatýrlatmalarýna alýþtýk artýk. Sahiplik müessesesinin buna talip olanlara babalarýndan kalma bir miras olduðuna da iknayýz çoðumuz. Öyle ki ne okuyup ne seyredeceðimize, kimi dinleyip kimi dinlemeyeceðimize bizim adýmýza bu sahipler karar verdiðinde þaþýrmýyoruz. Ermeni asýllý Kanadalý yönetmen Atom Egoyan'ýn Ararat filmi konusunda da 'ülkenin sahipleri' (en baþta da kayýtlara geçmiþ en az 5.500 cinayetten sorumlu ülkücü faþist MHP) kendilerini cansiperane ortalara atýp hünerlerini sergilediler ve filmin gösterime sokulmasýndan korkudan vazgeçildi. Böylece bir kez daha devletin ali çýkarlarý ve halkýmýzýn her türlü kötü propagandaya açýk zavallý aklý iðfal edilmekten korunmuþ oldu. Film gündeme gelince sað cenah gazetelerinde yoðun bir anti propaganda baþlamýþtý. Ortadoðu gazetesi yazarý Ahmet Çakar'ýn yazýsýnýn baþlýðý: "Bakan Ermeni fesadýna iklim olursa" idi. Yeniçað'dan Arslan Tekin : "Türk
düþmanlarý size ne kadar para verdi?" diye soruyordu. "Her þey Türk'ü Hristiyan yapmak için!" ve benzeri baþlýklarýn yanýsýra, filmi izlemek üzere davet edilen Ülkü Ocaklarý baþkaný Aliþan Satýlmýþ'ý temsilen gösterime giden MHP'li Gökhan Yýlmaz "Ýnsan kendi evinde kendine sövdürmez" buyurdu. Ülkü Ocaklarý'ndan yapýlan açýklamada ise 'AKP iktidarýnýn Ermeni lobilerini cesaretlendirdiði, film gösterilirse önü alýnmaz olaylarýn çýkacaðý' tehdidi savruldu: "Türk'e düþmanlýðýn bedeli olduðu unutulmamalý".
Faþistler gövde gösteriyor Seçim hezimetinden beri sesi soluðu çýkmayan ülkücü faþistler bu fýrsatý iyi deðerlendirerek 'yok olmadýklarýný' bir kez daha gösterdiler. Önce Kürtçe þarký söyleyen Ferhat Tunç ve Ýbrahim Tatlýses tehdit edildi. Ardýndan, bir konuþmasýndan dolayý KESK Baþkaný Sami Evren. Sonra da DEHAP Beyoðlu Ýlçe Binasý ve Mezopotamya Kültür Merkezi taþlandý.
Bu film olayýnda baþrole çýkan MHP'nin benzer her durumda ayný tavrý göstereceðine hiç þüphe yok. Onlar Almanya'da iktidara geliþlerinin ilk eylemi meydanlarda kitap yakmak olan NAZÝ geleneðinin devamcýlarý. Burada soru þu: Yetkili merci olarak neden onlara baþvuruluyor ve bu tavrý alarak dediklerini nasýl yaptýrabiliyorlar? Bu sorunun cevabý Türkiye'deki rejimin genel milliyetçiliðinde yatýyor.
Ermeni katliamý 1915 yýlýnda Osmanlý Ýmparatorluðu tarafýndan soykýrýma uðratýlmýþ Ermeni halký, dünyanýn her yanýnda 90 yýldýr derdini anlatmaya, zaten olmuþ bir þeye 'evet olmuþtur' dedirtmeye uðraþýyor. Türkiye Cumhuriyeti ise, soykýrým pek çok geliþmiþ Batý ülkesinde kabul edilmiþ olmasýna raðmen, üç maymunu oynamaya devam ediyor. Hatta tarihi tersine çevirip, her on insanýndan dokuzu katledilmiþ veya sürgüne gönderilmiþ bir halkýn, çeteler oluþturarak Türklere soykýrým uyguladýðýný (!) kabul ettirmeye çalýþýyor. Zaten bizde devlet ideolojisi biraz
tuhaftýr. Daha yakýn zamana kadar 1.5 milyar nüfuslu Çin'i tanýmazken, tüm dünyanýn 200 bin nüfuslu KKTC korsan devletini tanýmasýný ummaktadýr. Ýþte faþistlerin pek çok konuda söz sahibi olabilmesinin ve tehditle istediðini yasaklattýrabilmesinin asýl zemini bu devlet ideolojisidir. Ýktidardaki hükümetin Kültür Bakaný izin çýkarsa da önce resmi milliyetçi ideoloji duvarýný aþmasý ve bunun sokaktaki temsilcisi faþistlerin tehditlerine göðüs germesi gerekmektedir.
Tarihi yeniden yazmak Ýlkokuldan baþlayarak bu ülkenin tüm insanlarý ('azýnlýðý' da 'çoðunluðu' da) resmi tarih tezleri bombardýmanýna tutulur. Buna göre çeþitli milletlere farklý nitelemeler yakýþtýrýlýr. Yunan gavurdur, Kürt arkadan vurur, Çingene hýrsýzdýr, Arap pistir, Ermeni haindir, Çerkes satýlmýþtýr ve tüm dünya uluslarý 'bize' düþmandýr. Bu 'biz'in içinde geriye kalan her Türk ise sayýlanlarýn da ötesinde 'dünyaya bedeldir'. Ýleride uzayýn diðer gezegenlerinde yaþamaya baþlanýrsa, herhalde 'bir Türk galaksiye bedel' olacaktýr.
Özlem GÜZEL
KÝTAPLIK
MÜZÝK
Bir 'vatan haini'nden yeni caz albümü Gilad Atzmon Ýngiltere'de 'fenomen müzisyen' olarak tanýnýr. En az müziði kadar önemli olan bir yaný ise politik kimliðidir. Ýsrailli sanatçý ülkesinin ýrkçý, savaþçý politikalarýna, Filistin halkýna uyguladýðý zulme karþý yýllardýr radikal bir barýþ
Ararat filmi MHP marifetiyle yasaklanýnca Türk'ün 'sütten çýkmýþ ak kaþýklýðý' bir kez daha dosta düþmana kanýtlanmýþ oldu. Paranoyak tarih tezleri, bir kaþýk suda koparýlan fýrtýnayla, bir kez daha galip geldi. Stalin Rusyasý'nda muhaliflerin, yýllar sonra geçmiþte çekilen fotoðraflardan yok edilmesi gibi, Ermeni soykýrýmý da tarihten yok edildi(!). Türk milliyetçiliði temelinde tarih yeniden yazýldý. Eric Hobsbawm der ki: "... tarih milliyetçi ideolojilerin asli öðesidir. Eðer amaca uygun bir tarih yoksa her zaman icat edilebilir... Geçmiþ, övünülecek fazla bir þeye sahip olmayan þimdiki zamana daha þerefli bir arka plan sunar."
mücadelesi veriyor. Ýsrail'in siyonist iktidarý içinse bir 'vatan haini'. Ürettiði cazýn kopmaz parçalarý ise Yahudi ve Arap halklarýnýn geleneksel melodileri. Oluþturduðu sound'da kendine özgü bir 'fusion' tavrý geliþtirmiþ. Swing'e sadakatinden hiç ödün vermiyor. Caz birikimiyle Yahudi kültürünün Sefarad müziði, Ladino, Filistin halk müziði, Arap melodileri, Klazmer ve Balkan müzikleri onun oluþturduðu sound'un diðer ayaklarý. Yani kendine özgü bir kaynaþým cazýnýn üreticisi. Politik duyarlýlýðýný bu yolla yansýtýyor. Atzmon'un Aralýk ayýnda çýkardýðý son albümünün adý 'Exile', yani 'Sürgün'. Bu albümü ayný politik özene sahip çýkan müzisyenlerden oluþan Orient House Ensemble ile birlikte yapmýþ. Kadroda yine Ýngiltere'de yaþayan Filistinli 'sürgün' þarkýcý Reem Kelani de var: Batý'nýn en popüler Filistinli kadýn þarkýcýsý. Albüm Ortadoðu'daki barýþ ve kardeþlik dürtüsünü, sözleri bile düþünmeden yansýtýyor. Bazý þarkýlarda Atzmon geleneksel Yahudi þarkýlarýný, sözlerini de bozup yeniden biçimlendirmiþ. Örneðin 67 Savaþý’nýn þükran ve sevinç ilahisi olan bir
þarkýyý, Arapça bir yorumla (Al-Quds) ve ünlü Filistinli þair Mahmud Derviþ'in dizeleriyle yeniden yorumlamýþ. Caz dünyasýnda artýk pek sýk rastlanmayan bir muhalif ve entelektüel olan Gilad Atzmon'un, folklorik karakterli, þarký formundaki parçalarýn yanýnda, kendine has, politik kimlikli world-caz tavrýnýn açýk izlerini taþýyan kompozisyonlara da rastlanýyor. Atzmon ayný zamanda bir yazar. Ýngiltere'de Ýsrail'in politikalarýný ve geleceðini alaya aldýðý 'Þüpheciler Ýçin Bir Rehber' adlý bilimkurgu bir romaný yayýnlandý. Çeþitli dergilerde barýþ yanlýsý makaleler yazýyor. Albümü almaya karar verirseniz, müzik setine koyup ýþýklarý kapatýn. Rahat bir yere sýrt üstü yatýp kendinizi cazýn ritmine teslim edin. Ortadoðu ve tüm dünyada barýþ ve kardeþliðin hakim olacaðý günlerin güzelliði yalnýz kulaklarýnýzda deðil, gözlerinizin önünde de canlanacak. Mümkünse yýldýzlara bakmayý ihmal etmeyin. Cengiz ALÐAN
Bir 11 Eylül’den diðerine "Her medeniyetin barbarlýðý kendine özgüdür; kimileri boðaz keser, kimileri savaþ uçaklarýyla köyleri bombalar, kimileri kýtalarý ölüme terk eder, kimileri de yolcu uçaklarýný kaçýrýp sivilleri öldüren bir füze olarak kullanýr. 11 Eylül'de tüm dünyaya korku ve dehþet saçýp gezegenimizi yeni bir çýlgýnlýðýn eþiðine getiren intihar saldýrýlarý da bu açýdan önemli sorularýn yöneltilmesine yol açmýþtýr" Lübnan asýllý Fransýz yazar Gilbert Achcar, Everest Yayýnlarý tarafýndan Aralýk 2002'de yayýnlanan bu kitabýnda 11 Eylül saldýrýsýný gerçekleþtiren dinsel fanatizmin arka planýndaki etkenleri konu alýyor: Neden sonuçta ABD'yi vuran
eylemciler ABD'nin müttefiki olan Suudi Arabistan gibi ülkelerden çýktý? CIA'nýn bu örgütlerin oluþumundaki rolü nedir? ABD yetkililerinin "Terörizme karþý tek savunma yöntemi, savaþý düþmanýn evine taþýmaktýr", benzeri açýklamalarý uzun vadede dünyayý nasýl etkileyebilir? Achcar'a göre dünya barýþý bu barbarlýklarýn çatýþmasýndan doðmayacak. Birbirlerini yok etmekten uzak olan bu barbarlýklarýn her biri diðerinin hukukunu yaratýr, ve bundan giderek uçlara kayabilecek bir eylem hali doðar. Ona göre 20. yüzyýlýn son yýllarýnda doðmuþ ve yeni kuþaðýn baðrýndaki hýzlý yükseliþini 21. yüzyýlda þekillendiren neoliberal küreselleþme karþýtý ilerici hareket, dinsel fundamentalist akýmlara ve benzer baþka aþýrýlýklara dair en temel karþý duruþu sergileyebilir. Barbarlýklar Çatýþmasý, Gilbert Achcar Everest Yayýnlarý
NOT DEFTERÝ
11 sosyalist iþçi ne savunuyor?
Savaþsýz bir dünya için uluslararasý buluþma 24 Ocak'ta, Ýstanbul'da çeþitli ülkelerden konuþmacýlarýn katýlýmýyla savaþ karþýtý bir konferans düzenlendi. Sanatçý Mehmet Ali Alabora'nýn moderatörlüðünü yaptýðý toplantýda dile getirilen görüþleri, özetleyerek aktarmaya çalýþacaðýz.
20 Mart'ta tüm dünyada bu sloganý öne çýkarmalýyýz." "Adlarýmýz farklý olabilir ama
“Bugün tüm dünyada bir güvensizlik hakim. Ýnsanlar korku içinde. Suyun betonu delmesi gibi yýlmadan, ýsrarlý faaliyet göstermeliyiz. Silaha harcana paranýn dünyadaki açlýða karþý kullanýlmasýný saðlamalýyýz. Pratik bir adým olarak da Birleþmiþ Milletler'in hiçbir ülkenin veto hakký olmadan, eþitçe yeniden düzenlenmesini önerebiliriz. STK'larýn BM'de karar anlarýnda söz hakký olmasýný talep edebiliriz."
Mehmet Ali Alabora (Sinema ve tiyatro oyuncusu, BAK aktivisti) Michael Mc Phearson (1991 Körfez Savaþý'nda savaþmýþ eski bir ABD askeri. Þu anda savaþ karþýtý "United for Peace and Justice" adlý sivil bir örgütlenmenin aktivisti) "Grubumuzu iþgalden önce iki kiþi kurdu. Þu anda çocuklarý Irak'ta asker olan yüzlerce aile çalýþma yürütüyor. Yaptýðýmýz kampanyanýn adý "Onlarý Hemen Eve Gönderin". Aileler bu savaþ ve iþgalde çocuklarýný kaybetmek istemiyor. Tüm dünyada milyonlarca insan savaþa karþý olduðunu haykýrýrken, Bush bunlarý görmezden geldi ve savaþa girdi. Þimdi de kanlý bir iþgal sürdürüyor. Ýþgal ise bize daha fazla düþman yarattý. Ýþgalin çeþitli nedenleri var: 1. 11 Eylül'ün intikamýný amak. 2. Asýl önemli neden petrol. Bunu herkes biliyor. 3. Bir neden de krize giren ekonomileri kurtarmak için yeni pazar arayýþlarý. 4. Dinsel bir neden de var. Ortadoðu ve Kudüs Hristiyanlara göre cennetin kapýsýdýr. 5. Son olarak da askeri ve ekonomik hegemonya kurma çabasý. 1997'de ilan edilen 'Yeni Amerikan Yüzyýlý' projesinin devamý sahneye konuyor.
Ne yapmalýyýz? "Ben ülkemi sevdiðim için aktivist oldum. Þimdi ben de düþman ilan edildim. Ama iþgale karþý çýkmaya devam edeceðim. Hiçbir ülkenin elleri bütünüyle temiz deðildir. Biz ise þiddet dýþý yöntemler geliþtirmeliyiz. Milliyet, din, etnik köken vb. ayrýmcýlýklara karþý durmalýyýz. Örneðin sizin geçen yýl (1 Mart'ta-b.n.) üsler konusunda yaptýðýnýz eylem çok cesurcaydý. Bize ilham verdi. Bush artýk þunu kafasýna sokmalýdýr: adalet yoksa barýþ da yok! Ekonomik ve sosyal adalet saðlanmadan barýþ saðlanamaz.
soyadlarýmýz ayný. Bugün hepimizin soyadý 'Bush gelme istemiyoruz!'. Çünkü Haziran'da Türkiye'ye gelecek olan Bush karþýtý kampanyanýn adý bu." Kevin Ovenden (en saðda) (Ýngiltere 'Stop the War Coalition' aktivisti, SWP üyesi, Socialist Worker gazetesi yazarlarýndan)
Zeynep Tanbay (Modern dansçý, koreograf) “Aslýnda sanatçýlar çoðunlukta. Çünkü savaþý isteyenler bir avuç, oysa bütün sanatçýlar savaþa karþý. Onlarýn akýllý bombalarý varsa bizim de yaratýcý aklýmýz var. Onlarýn tanklarý, toplarýna karþý bizim de sazýmýz, kalemimiz, tuvalimiz, bedenimiz var. Küresel BAK için küresel bir sanatçý inisiyatifi kurabiliriz. Daha önce AIDS için bir araya gelen sanatçýlar þimdi de Bush virüsüne karþý birleþebilirler. Sanatýn olduðu yerde savaþ deðil, ancak aþk ve barýþ var olabilir."
"Bu savaþ ve iþgalde bugüne kadar en az 10 bin Iraklý ve 500 ABD askeri öldü. Gerekçelerin hiçbiri haklý çýkmadý. Örneðin silahlar bulunamadý. Ancak bir de muhalefet var. New York Times'ýn tespit ettiði gibi iki süper güç var: biri ABD, diðeri dünya kamuoyu. Tüm dünyadaki mücadeleler birbirine destek oluyor. Örneðin sizin 1Mart eyleminiz bize ve dünyaya güç verdi. "Muhalefet yeni bir örgütlenme biçimi de yarattý. Eskiden yalnýzca sol gruplar birleþirdi. Þimdi ise çok çeþitli, her siyasal görüþten insanlar bir araya geliyor. Gücümüz ve etkimiz de buradan kaynaklanýyor. Dünyadaki en büyük gösteriyi yaptýk ama savaþ durmadý. Ýki milyon deðil üç milyon kiþi sokaða çýksaydý duracak mýydý? Hayýr! Ancak bütün ülkede hayat gerçekten dursaydý, Blair savaþa girmeye cesaret edemezdi. Þimdi
Aþaðýdan sosyalizm
Uri Avnery (Arafat'ý ziyaret eden ilk Ýsrail milletvekili. Þimdi iki halk arasýnda barýþýn saðlanmasý için mücadele eden Barýþ Bloðu üyesi) önümüzdeki hedef bu olmalý." "Türkiye'de sizin yarattýðýnýz muhalefet çok önemli bir rol oynadý. Bu hareket Ortadoðu'daki Arap ve Ýsrail muhalefetini bir araya getirebilir. Siz iþgale ortak olmayý engellediniz." "ABD'nin Irak iþgali petrolü yalnýzca denetlemek için deðil onun bizzat sahibi olmak için. Ayrýca Ýsrail iþgaline çok benziyor: iþgal yayýldýkça direniþ büyüyor. Bu iþgal geçen yüzyýlda Britanya'nýn klasik sömürgeci iþgallerinden farklý deðil. Ortadoðu kimyasal ve diðer kitle imha silahlarýyla dolu aslýnda. Birbirimizi 20, 30, 40 kere yok edebilecek kadar çok silah var. Ama 21.yüzyýl sonunda bir dünya mahkemesi kurulacak ve yepyeni bir düzen doðacaktýr." Avnery ayrýca, uzunca bir Ýsrail-Filistin tarihi anlattýktan sonra, þu an Filistin'de inþa edilen ve henüz %20'si tamamlanan duvardan söz ederek bu duvarýn yapýmýný durduracaklarýný söyledi. Yerleþimlerden gelen Ýsrail mallarýnýn boykot edilmesi çaðrýsý yaptý. Konferansa katýlan diðer konuþmacý ve bazý konuklar þunlardý: Gazeteci Ragýp Duran, Ayþe Altýnay, þair Roni Margulies, DSÝP Genel Baþkaný Doðan Tarkan, SODEV'den Erol Kýzýlelma, ÖDP'den Hakan Tahmaz, Tayfun Mater ve ÖDP eski genel baþkaný Ufuk Uras. 'Barbarlýklar Çatýþmasý' kitabýnýn yazarý Gilbert Achcar ise Ýstanbul'da yaþanan kar fýrtýnasý nedeniyle toplantýya katýlamadý. Toplantýda ayrýca Paris'te yapýlan Sosyal Forum gösterilerinden oluþan dokuz dakikalýk bir film gösterimi yapýldý. Mumbai'deki Dünya Sosyal Forumu'ndan henüz dönen DSÝP merkez üyesi Yýldýz Önen de dinleyicilere izlenimlerini aktardý.
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratýcýsý iþçi sýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform deðil, devrim
-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir þekilde deðiþtirilemez, düzeltilemez. -Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için oluþturulmuþtur. -Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir. -Bu sistemi sadece iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi devirebilir. -Sosyalizm için mücadele dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr. Sosyalistler baþka ülkelerin iþçileri ile daima dayanýþma içindedir. -Sosyalistler kadýnlarýn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eþitliðini savunur. -Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihlerinden dolayý aþaðýlanmalarýna ve baský altýna alýnmalarýna karþý çýkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. -Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar. -Sosyalistler bütün haklý ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler. -Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu Avrupa ve Küba sosyalist deðil, devlet kapitalistidir. -Sosyalistlet bu ülkelerde iþçi sýnýfýnýn iktidardaki bürokratik egemen sýnýfa karþý mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalýþma ile inþa edilebilir. -Sosyalistler pratik içinde diðer iþçilere reformizmin iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrý olduðunu kanýtlamalýdýr. -Bu fikirlere katýlan herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý çalýþmasýna omuz vermeye çaðýrýyoruz.
sosyalist iþçi’nin
Ahmet Mercan (Mazlum-Der Ýstanbul þubeler baþkaný)
savunduðu temel fikirlere katýlýyorsanýz, yeni bir dünyanýn yaratýlmasýnda aktif olarak yer almak istiyorsanýz:
0212-251 62 73
SAYI:213 5 Şubat 2004 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.sosyalistisci.org
sosyalistisci@sosyalistisci.org
Son yýllarýn en soðuk kýþý!... Son yýllarýn en sýcak yazý!... Son yýllarýn en þiddetli fýrtýnasý!... vs. vs. Yukarýdakiler, son yýllarýn en gözde gazete-tv manþetlerinden, alt yazýlarýndan sadece bir kaçý. Canýmýzý sýkan, çaresizliðimizi pekiþtiren her doða olayýnda bu tip baþlýklarla suçu üzerimizden atarak rahatlamaya çalýþýr, dahasý bu durumda en masum olan doðayý suçlamaya baþlarýz. "Doðal Afet!" Yok ya! Küresel iklim deðiþiklikleri, kutuplarýn erimeye baþlamasý, canlý türlerinin yok olmasý, bitki örtüsündeki tahribat. Hepsi saf, doðal, kendiliðinden olan afetler, öyle mi? Doða da buna boyun eðecek, sessiz sedasýz kabullenerek kapitalizmin hýrslarýna uyum içinde katlanacak. Olmayacak tabii ki böyle bir þey. Doða intikamýný daha da þiddetlendirecek. Bunu engellemek hala elimizde, ama çabalamamýz gerek. Öte yandan bir de doðrudan bizi etkilediði durumlar var. Geçtiðimiz günlerde yaþadýðýmýz "son yýllarýn en büyük kar yaðýþý" gibi. Peki bu gibi durumlarda ne yapacaðýz? Bir halt ettik, doðadaki uyumu bozduk, þimdi de kös kös oturup sonumuzu mu bekleyeceðiz, yoksa devletin bizden bin bir sözle aldýðý vergilerin karþýlýðýný ödemesini mi? Paþabahçe iþçilerinin grev kararýný milli güvenliði tehlikeye attýðý gerekçesiyle iptal etmeye çalýþan devletin
þimdiki hükmedeni AKP iktidarý, meteorolojinin onca uyarýsýna raðmen göz göre göre gelen bu afete önlem almadý. Bu atalet ve umursamazlýk hali, Ýstanbul baþta olmak üzere ülkenin büyük bir bölümünde hayatýn durmasýna, hayatlarýn tehlikeye girmesine, dahasý insanlarýn, çocuklarýn soðuktan donarak ölmesine neden oldu. Milli güvenliði bu kadar önemseyen hükûmet ciddi bir iç güvenlik sorununun doðmasýna göz yumdu. Ticaret durdu, halk çaresizlik içerisinde evlerine hapsoldu. Zorunlu mahpus hayatýna, gerekli bakýmlar ve yatýrýmlar yapýlmadýðý için elektriklerin, sularýn kesilmesi eklendi. Yetmedi, boðaz köprüsünün ayaklarýný tutan köprü tellerinin koptuðu haberi yayýldý. Çaresizlik, panik, kýzgýnlýk, muhatapsýzlýk… “Yek vücut olun” çaðrýlarý, “devlete güveniniz tam olsun” uyarýlarý. Daha neler neler! Sonuç, "Evet, küçük bir çocuk öldü. Ama biz çocuklarýmýz karnelerini alsýn, bir daha eziyet çekmesin diye okullarý tatil etmedik." bahaneleri. Üç beþ günlük bir kar yaðýþý binlerce insaný yollarda arabalarýnda sabahlamaya mahkum ediyor, küçük çocuklarý öldürüyor, trilyonlarca lira hasara yol açýyor. Peki bizim bekasý için varolduðumuz iddia edilen devletimiz
Birkaç günlük kar yaðýþý ve fýrtýna nedeniyle sadece Ýstanbul’da yaklaþýk 3 bin kiþi sakatlanarak hastanelere baþvurdu. 10 kiþi donma ve soba zehirlenmesi gibi nedenlerle öldü. Yüzlerce trafik kazasý meydana geldi. Bozcaada ve Gökçeada okyanustaki ýssýz adalar gibi terkedildi.
Bütün bunlarýn nedeni kaynaklarýn insanlýktan yana kullanýlmamasý!
Devlet kara kýþa teslim!
ne yapýyor. Görünen o ki koca bir hiç. Gerekli bakýmlar yapýlmýyor, köprü ayaklarýna ücretsiz bakým yapmak isteyen yerli firma reddediliyor, afet uyarýlarý önceden kendilerine ulaþmasýna raðmen önlem alýnmýyor, afet anýnda yolda kalanlara çözüm saatler sonra götürülüyor, üstelik bu birinci derecede bir afet bölgesi Ýstanbul'da yaþanýyor. Arsýzlýk parayla deðil ki. Þimdi de meteoroloji uyarýyor: “þiddetli yaðmur geliyor!” “Sel felaketi yaþanabilir!” Ýyi güzel, olacaðýný önceden biliyorsunuz. Böyle bir olaydan nerelerin ve kimlerin de etkilenebileceðini de önceden bilmek için kâhin olmaya gerek yok. Tabii milyonlarca dolarlýk konutlarda, sýcacýk ve karný tok ikamet eden, yaðmuru ve karý camdan izleyip “keyifli” zamanlar geçirenler deðil. Onlarýn mekanlarýnda küresel ýsýnmayý daha da hýzlandýran “klimalar” var. Evlerinde “klimalarý” olmayanlar ise bu iþin sonucuna katlanýyorlar. Nereye kadar? Devletin devlet olarak varlýðýnýn en temel nedeni boyunduruðu altýnda yaþayan halkýna en temel hizmetleri, yani eðitim, saðlýk, güvenlik ve altyapý hizmetlerini götürmektir. Zaten halktan vergi toplamanýn gerekçesi de bunlardan baþka ne
olabilir ki? Türkiye’de devlet bu temel konularýn hiçbirinde uzun yýllardýr dikkate deðer hiçbir yatýrým yapmamýþtýr. Oysa, yalnýzca batýk bankalarýn hortumladýðý paralarla bu hizmetlerin tamamýnýn saðlanmasý mümkündür. Yirmi yýldýr eðitime, saðlýða deðil savaþa harcanan paralarý ise hesaba bile katmýyoruz. Toplum için deðil kâr için var olan hiçbir sistem halkýna bu hizmetleri götüremez ve insanlarýn ölümüne seyirci kalýr ve o zaman “Adaletin gerçekten mülkün temeli” olduðu kanýtlanýr. Bu arada, verilen bilgilere göre belediyelerin ellerindeki tuz stoklarý bitmek üzereymiþ. Biz iyisi mi þimdiden eve kapanalým, þu kýþ bir geçsin de iþimize gücümüze sonra bakarýz.