214

Page 1

sosyalist isci SAYI: 214

25 Şubat 2004

500.000 TL.

antikapitalist Ýran: Devrimin 25. hareket ve sosyalizm yýlýnda yol ayrýmý sayfa: 8

Kýbrýs asalaklardan kurtuluyor

sayfa:5

sayfa: 6-7

eðitim, saðlýk, demiryollarý, parklar, sahiller, su, elektrik, emeklilik, madenler, çevre, ormanlar, kent hizmetlerini satacaklar

KAMUDA REFORM DÝYORLAR

REFORM DEHÝL SATIŞ SOKAKLARI SATAMAZLAR 6 MART’TA ANKARA’YA


2

HABERLER Demokrasi herkes için gereklidir

Kamu reformu aldatmacasýna karþý

50 bin emekçi alanlardaydý 21 ve 22 Þubat’ta Türkiye çapýnda emekçiler AKP’nin neoliberal yasa tasarýsýný protesto etti.

Adana Adana'da yapýlan bölge mitingine katýlan yaklaþýk 10 bin kiþi, Kamu Yönetimi Temel Kanunu'na geçit vermeyeceklerini ilan etti. Eyleme iþçi sendikalarý, özellikle Yol-Ýþ çok yoðun bir biçimde katýldý. Mitinge kitlesel katýlan EðitimSen üyesi emekçiler "Çukurova Üniversitesi'nde baskýlara ve sürgünlere son" pankartý taþýdýlar. Tarsus'ta bulunan Çukurova Tekstil'den atýlan iþçiler ise taleplerini "Ýþimizi ve haklarýmýzý istiyoruz" pankartý ile dile getirdiler. Demiryollarýnda çalýþan geçici iþçiler, kadro istediler. SES üyesi saðlýk emekçileri saðlýkta özelleþtirme giriþimlerini "Hastaneler halkýndýr satýlamaz" pankartýyla protesto etti. Yol-Ýþ üyesi iþçiler de "Kamu Reformu yutturmacasýný kabul etmiyoruz" dediler.

Diyarbakýr Diyarbakýr'da düzenlenen bölge mitingine 10 bini aþkýn

kiþi içinde Yol-Ýþ ve Tek-Gýda-Ýþ sendikalarý çoðunluktaydý. KESK'e üye sendikalar "Direne direne kazanacaðýz", "Yaþasýn halklarýn kardeþliði", "Bijî biratîya gelan" sloganlarýný attýlar. Miting alanýnda taþýnan pankart ve dövizlerde "Özgür katýlýmcý yerel yönetim", "Parasýz eðitim parasýz saðlýk", "Ýþ güvencesinin ortadan kaldýrýlmasýna hayýr", "Kamu emekçilerine siyaset yapma

"Ýþçiyiz haklýyýz kazanacaðýz" sloganlarý atýldý.

hakký" talepleri dile getirilirken, TEKEL Tütün Fabrikasý iþçileri "Özelleþtirmeye hayýr" pankartý açtýlar.

Ýstanbul

Antalya

Ýstanbul’da yapýlan mitinge Yol-Ýþ üyesi iþçiler yoðun olarak katýldý. 10 bine yakýn emekçinin katýldýðý mitingde sýk sýk “Katil ABD, iþbirlikçi AKP” sloganý atýldý. KESK Genel Baþkaný Sami Evren tüm emekçileri 6 Mart Ankara mitingine çaðýrdý.

KESK Antalya Þubeler Platformu ve Türk-Ýþ Antalya þubeleri tarafýndan düzenlenen "Kamu Yönetimi Aldatmacasýna Hayýr" mitingine yedi bin kiþi katýldý. Mitingde sýk sýk "Hükümet yasaný al baþýna çal"

Ýzmir BAK etkinlikleri

Ýzmir Irak’ýn iþgaline karþý BAK Ýzmir grubu Ýletiþim Kitabevi Etkinlikleri kapsamýnda 16-18 Þubat tarihlerinde üç günlük bir etkinlik düzenledi. Ýlk gün Ýzmir Barosu avukatlarýndan "Irak için Dünya Mahkemesi çaðrý grubu üyesi" ve BAK aktivisti Hilal Küey'in sunumunu yaptýðý "Savaþ Yargýlanýyor" isimli söyleþi gerçekleþti. 40 kiþinin katýldýðý söyleþide Küey, dünya savaþ karþýtlarý tarafýndan oluþturulmaya çalýþýlan Dünya Mahkemesi hakkýnda bilgi verdi. Ýkinci gün, Ýstanbul Sosyal Forumu sözcüsü Levent Þensever uluslararasý eylemlerden görüntüler eþliðinde dünyada geliþen aþaðýdan küreselleþme hareketi ve sosyal forum süreçleri hakkýnda bilgi verdi. Üçüncü gün, Ýngiltere "Stop the

Adalet Bakaný Cemil Çiçek’in baþvurusu üzerine, 12 Eylül öncesi Urfa’da 12 kiþiyi öldürerek, 12 kez idama ve 20 yýl aðýr hapse mahkum olan Mustafa Ýzol tahliye edildi. Karar Bahçelievler’de 7 TÝP’li genci arkadaþlarý ile birlikte hunharca öldürmekten yedi kez idama mahkum olan

War Coalition" tarafýndan hazýrlanan "Benim adýma savaþma" ve BAK Ýzmir’in hazýrladýðý "Savaþa karþý BAK" filmleri gösterildi. Anti-Nato ve BUSH GELME kampanyalarý hakkýnda kýsa bilgiler verildi ve 20 Mart küresel eylem gününe çaðrý yapýldý.

EVKA 6'da BAK BAK kurulduðu günden bu yana hep yerel faaliyetlerin önemini vurguladý. Ýzmir'in Evka 6 semtinde uzun süredir BAK'ýn yerel ayaðý olmaya çalýþýyoruz. Yavaþ yavaþ bu çalýþmalarýmýz oturuyor. Ocak ayýnda 15 kiþi bir evde toplandýk. 6 Þubat'ta tekrar bir araya geldik. Evka 2 semti bizim yerel çalýþma yürüttüðümüz semte yakýn olduðundan çalýþmalarýmýzý ortaklaþtýrdýk. Ev

ülkücü faþist çete reisi Haluk Kýrcý’nýn da serbest kalmasýný saðlayacak.

Çay deyip geçme!

Adana'da Küresel BAK

toplantýlarý ve evlerde film gösterimleri yapmaya karar verdik. Bu deneyimden yola çýkarak söyleyebilirim ki, BAK'ýn yerel ayaklarýný inþa ederken düþünmekle çok vakit kaybedilmemeli. Bulunduðumuz yerin özelliklerini bilmek ve bu özelliklere uygun davranmak yeterli.

Karþýyaka 19 Þubat'ta BAK Ýzmir grubu, Karþýyaka Kent Meclisi katkýlarýyla nikah sarayýnda etkinlik düzenledi. “Not in my name”, ”Savaþa karþý Küresel BAK” ve ”%100 Barýþ” filmlerinin kýsa gösterimi yapýldý. Etkinlikte "Küresel BAK nedir?" konulu bir söyleþi yapýldý. Can ve Erinç

Ülkücü faþistlere tahliye yolu açýldý Bu olay Abdi Ýpekçi suikastý sanýðý ve Papa’yý da vuran Mehmet Ali Aðca gibi pek

Sayýsýz yolsuzluklar yaptýklarý açýk olan Uzan grubu bir süredir AKP'nin aðýr saldýrýsý altýnda. Fabrikalarýna, bankalarýna ve þirketlerine el konuyor. Muazzam büyük paralarýn hortumlandýðý açýk. Hortumlanan paralarýn Uzanlar’dan geri alýnmaya çalýþýlmasýný elbette desteklemek gerekir. Ancak, Uzanlarýn dýþýnda baþka hortumcu yok mu? Çok sayýda var. Kiminin, üstelik, gazeteleri ve televizyonlarý da vardý ve hâlâ var. Uzanlara saldýrýlýrken diðerlerinin sütten çýkmýþ ak kaþýk gibi ortalarda dolanmasý kabul edilemez. Burada bir ikiyüzlülük olduðu açýk. Uzanlarýn diðerlerinden ne farký var ki onlara böylesine ciddi boyutlarda saldýrýlýyor? Cem Uzan Genç Parti'nin baþkaný ve kamuoyu yoklamalarýna göre 3 Kasým seçimlerine göre oy kaybetmeyen iki partiden birisi (diðeri AKP). Bu durumda Genç Parti 28 Mart seçimleri için AKP'nin iki rakibinden birisi, (diðeri CHP). Ýþte bu, saldýrýnýn nedenlerini açýklýyor. Öte yandan el konulan þirketler arasýnda Star medya grubu var. AKP'ye þiddetle muhalefet eden bu grup tabii ki Cem Uzan'ýn ve Genç Parti'nin çirkin bir borazanýydý. Hükümetin çifte standardýný teþhir eden tek medyaydý. Þimdi Star televizyonu ve gazetesi AKP'nin borazaný haline geldi. Bütün basýnda sadece Cumhuriyet'in olan bitene tepki göstermesi ise ayrýca ilginç. Ama basýnýn bütün unsurlarý demokrasinin herkese gerekli olduðunu unutmamalý. Bugün Star, yarýn belki Sabah veya Hürriyet-Milliyet. Kim bilir?

Adana Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu'nun düzenlediði "Bush gelme, Ýste-mi-yo-ruz!" toplantýsýna yaklaþýk 70 kiþi katýldý. BAK Yürütmesi’nden Þenol Karakaþ'ýn konuþmacý olduðu toplantýda tartýþma bölümü oldukça canlý geçti. Bush ve NATO karþýtý kampanyanýn ayrýntýlarý, eylemin nasýl örgütlenmesi gerektiði, diðer kentlerden gelenlerin Ýstanbul'da nasýl konaklayacaðý, Adana'da BAK'ýn nasýl inþa edilmesi gerektiði konularý toplantý boyunca bol bol tartýþýldý.

çok ülkücü faþistin de tahliy edilmesine yol açacak. Tahliye dilen Mustafa Ýzol AKP Urfa Milletvekili Zülfikar Ýzol’un da yakýný. Bakanlýk talimatlarý ile ülkücü faþist katillerin tahliy edilmesi, Türkiye’de yargýnýn ne kadar baðýmsýz olduðunu da bir kez daha gözler önüne seriyor.

Hükümet okullarda öðrencilerin katýlýmýyla oluþturulan kooperatiflerin tamamýný kapattý. Kantinler ihaleyle özel iþletmecilere devredildi. Bunun üzerine pek çok idareci okulda çay demlenmesini yasakladý. Bizim okulda da, öðretmenlerin ayda birkaç milyon lirayý aramýzda toplayarak yaptýðýmýz çay kesildi. Çayý artýk özelleþen kantinden almalýydýk! Hemen müdürün yanýna çýktým. Okulda çay demlemeye devam edeceðimizi, tüpün, ocaðýn, mutfaðýn kendisine ait olmadýðýný söyledim. Bana durumdan kimin rahatsýz olduðunu sordu. "Sendikanýn tüm üyeleri" diye cevapladým. Karþýsýndakinin ben deðil sendika olduðunu o zaman anladý ve geri adým attý. Þimdi çayýmýzý yine kendimiz demliyoruz. Arkadaþlar "baþardýn" dediler. "Hayýr", dedim, "siz sendikaya üye olmasaydýnýz baþaramazdýk". Üye olmayanlara üyelik önerdim. Herkes kendine daha çok güvenmeye baþladý, üye sayýmýz yakýnda daha da artacak. Sendikaya sorunlarýmýz çözülsün diye giriyoruz. Ýþyerinde yaþadýðýmýz sorunlarý birlikte çözdükçe de büyüyoruz. Yöneticileirmiz bunu anlayýp, buna göre çalýþmalar yapmalý. Müesser PINAR Eðitim Sen Ýþyeri Temsilcisi


3

BAŞ Y AZ I 29 Mart'a hazýrlanmak

Y

erel seçimler hýzla yaklaþýyor. Bütün kamuoyu araþtýrmalarý hemen hemen ayný sonucu veriyor. AKP bu seçimleri silip süpürecek. AKP hariç bütün partiler oy kaybedecek. Kamuoyu araþtýrmalarý hemen herkesin kiþisel deneyleri ile de doðrulanýyor. Zaten politik alana da bakýnca AKP'nin önünde durabilecek bir siyasal güç yok. "Ana muhalefet" partisi CHP adeta yok. Savaþ süresince savaþa karþý açýk bir tutum almayý baþaramayan CHP þimdi Kýbrýs pazarlýklarýnda milliyetçi bir muhalefet ve kamu personeli yasasýnýn neo-liberal yanlarýný es geçip "devlet elden gidiyor" düzeyinde bir baþka muhalefetle ayakta durmaya çalýþýyor. CHP böyle yaparak belki oylarýnýn bir kýsmýný korur ama 28 Mart bu partinin son seçimleri de olabilir. Daha sola baktýðýmýzda, "Demokratik Güçbirliði" var. Doðru bir fikrin en kötü hali olarak karþýmýzda duruyor. Doðru fikir Kürt hareketi ile sosyal demokrasiyi ve solu birleþtirmektir. "Demokratik Güçbirliði" bunu yapýyor ama sadece kaðýt üzerinde. Ne bir programý var, ne doðru dürüst bir eylem birliðinden bahsedilebilir, ne de tüm solu kapsýyor. Solun büyük kýsmý bu birliðin dýþýnda duruyor. "Demokratik Güçbirliði" içinde yer alan (Kürt hareketi hariç) bütün partiler adeta kendi üyelerine "iþte bizde seçime girdik" diyebilmek için oradalar. Hepsi DEHAP ve ÖTP'nin oy gücüne güveniyorlar. Bu sayede ne kadar küçük olduklarýnýn görünmeyeceðini, anlaþýlmayacaðýný sanýyorlar. Baþlarýný kuma gömmüþ devekuþlarýna benziyorlar. Oysa sosyalistler çok önemli fýrsatlara sahipler. Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu çok önemli bir fýrsattý. Sekter olmayan bir politik hat ve eylem çizgisi ile yepyeni bir birlik ortaya çýkabilirdi. Ama sol örgütler Koordinasyon’u kendi örgütsel çýkarlarý için kullanmaktan baþka bir bakýþ açýsýna sahip deðillerdi. Bu nedenle Koordinasyon öldü. Ama yeni fýrsatlar var. Önümüzdeki dönemde eylem birliði içinde, tabandan yükselecek, militan, yeni bir birliðin inþasý olanaklarý var. Ama bunun için düne deðil, yarýna bakmak gerekir. Seçime, 28 Mart'a deðil, 29 Mart'a, daha da somut olarak 28-29 Haziran'a, Ýstanbul'daki NATO zirvesine bakmak gerekir. "Demokratik Güçbirliði"ni destekleyeceðiz ama onu "Gelme Bush" kampanyasý için bir örgütlenme aracý olarak kullanacaðýz.

sosyalist iþçi

“Laik”lerle AKP arasýnda:

Ýþçiler ne yapacak A

KP'nin Kamu Reformu adýyla sunduðu ama esas olarak kamu hizmetlerini sermayeye açmak için baþlatýlan operasyonu uzunca bir dönemdir bir araya gelmeyen emek örgütlerinin yan yana gelmesini saðladý. Bu sefer emek örgütlerinin isminin yanýna baþka bir isim daha eklenmiþti. AKP'nin uygulamalarýna karþý "Müþteri deðil yurttaþýz" sloganýyla daðýtýlan el ilanlarýnda, ADD'nin de (Atatürkçü Düþünce Derneði) adý yazýlýydý. Bir dernek ismi, neredeyse ilk kez Emek Plaformu örgütlerinin ismiyle yan yana yazýlýyordu. ADD'nin isminin eklenmesiyle, AKP'nin "reformu"na karþý bileþik eylem tarihinin 28 Þubat olarak belirlenmesi, durumun, kaðýtlarýn üzerine yazýlan isimlerle sýnýrlý olmadýðýný ve iþçi sýnýfý için çok tehlikeli olan adýmlarýn atýldýðýný göstermektedir.

Laiklik ve darbe isteði "Laik" cenah, AKP'nin cumhuriyete yönelik bir karþý devrim örgütlemenin peþinde olduðu paranoyasýna sahip. Bu paranoya, hýzla, iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna tekabül etmeyen ittifaklarýn örgütlenmesine ya da adý konmamýþ mutabakatlarýn oluþmasýna yol açýyor. Bu durum ise, aþaðýda, iþyerlerinde iþçiler arasýnda yapay bölünmelere neden oluyor. Bugün laiklik ve kemalizm çýðýrtkanlýðý yapanlarýn oluþturmaya çalýþtýðý bölünme yapaydýr. Ýþçi sýnýfýnýn konsantrasyonunu daðýtmak ve gereksiz bir panik duygusu yaratarak iþçi sýnýfýna hedef þaþýrtmak dýþýnda bir iþe yaramamaktadýr. AKP'nin "reformu"na karþý eylemi, 28 Þubat gününe koymak, orduya göz kýrpar ve darbeyi coþkuyla anarken, AKP'ye, "geri dur, ordumuz her an durumdan vazife çýkartabilir" demektir. Bu Kemalizm ve laiklikle bulamaç edilmiþ milliyetçi zihniyet, iþçi sýnýfýna birkaç zararý ayný anda vermektedir: 1. Laik-þeriatçý bölünmesi, iþçi sýnýfýnýn geniþ kesimlerinin birlikte mücadele etmesini engeller. Oysa, tek baþýna iktidar olan AKP'ye geri adým attýrmak için iþçi sýnýfýnýn tüm bölünmüþlüðünü aþmasý gerekiyor. 2. Kemalizme yapýlan coþkulu vurgular, kemalizmin binbir yüzü arasýndan özellikle bir yüzünü çok yakýndan tanýyan Kürt emekçilerin "Kamu reformu"na karþý mücadeleye kayýtsýz kalmasýna neden olabilir. 3. Laik kampanya, iþçi sýnýfýnýn düþmanlarýný tanýmasýný engeller. Ýþçi sýnýfý sadece AKP'ye karþý deðil, egemen sýnýfla bir bütün olarak mücadele ederse kazanabilir. Ordu, MGK, TÜSÝAD,

MÜSÝAD ve kemalist statükocular iþçi sýnýfýnýn mücadele etmesi gereken bu bütünün paçalarýdýr. 4. Türkiye'de muhafazakar-milliyetçilerin savunduðu laiklikten iþçi sýnýfýnýn hiçbir çýkarý yoktur. Tersine, bu laiklik, emekçiler üzerindeki devlet zorbalýðýnýn kopmaz bir parçasýdýr. Bir ezen sýnýf ideolojisidir. Bu yüzden, ordu da ezen sýnýfýn bir aracýndan baþka bir þey olmadýðý için, bugün laikliðin "teminatý" olarak ve Ýmam Hatip Liseleri'ne karþý savaþ açar görünen ordu, örneklerini çok sýk gördüðümüz gibi, yarýn en çok Ýmam Hatip Lisesi açan kuruma dönüþebilir. Böyle bir laiklik, iþçi sýnýfýnýn kafasýný karýþtýrmaktan ve onu egemen sýnýfla, hatta egemen sýnýfýn en þiddetli baský aygýtlarýyla uzlaþmaya iteler. Bu ise mücadelenin en baþta kaybedilmesi demektir. 5. AKP'ye karþý "vatan-laiklik-kemalizm" elden gidiyor diyerek sürdürülen mücadele, Tayyip Erdoðan'ýn söndü sanýlan küllerinden yeniden doðuþunun da herkese kanýtladýðý gibi, sadece AKP'nin iþine yarar. AKP'ye karþý milliyetçi çizgi kazanamaz, AKP'ye karþý kemalist çizgi kazanamaz, AKP'ye karþý orduyu göreve çaðýran çizgi kazanamaz. Çünkü, tüm bu çizgilere kaþý AKP, ne yazýk ki daha ilerici görünmeyi baþaracaktýr. Bugün laiklik, bu toplumun deðiþim istekleriyle hiçbir ilgisi olmayan bir talep. Bu toplum “Kamu Reformu”na karþý deðil, AKP'nin önerdiði, sermaye lehine ve reform adý altýnda kamu hizmetlerini mal yerine koyan özelleþtirmeci anlayýþa karþý. Toplum deðiþim istiyor. Bugün büyük çoðunluk, Kanuni

Süleyman kadar iktidarda kalan Denktaþ'tan yana deðil, toplum Kýbrýs halkýnýn özgürlüklerinden yana. Ama Kýbrýs'ýn küresel ve bölgesel sermayeler adýna askeri üslere çevrilmesine, yani AKP'nin onay verdiði Annan Planý'na bayýlmýyor. Bugün toplum Askeri Þuralarý, MGK'yi istemiyor, sýnýf mücadelesinin pusulasýný kaybetmiþ egemen sýnýfýn en azgýn milliyetçi kanatlarýyla ittifaklar peþinde koþan solcular ve faþistler dýþýnda hiç kimsenin kemalizmden bir beklentisi yok. Ama AKP'nin serbest piyasa demokrasisinden de, sermaye adýna özgürlükler, sermayenin istediði kadar insan haklarýndan da kimsenin bir beklentisi yok. 6. AKP, TÜSÝAD'ýn demokrasi programýný savunmaktadýr. Ve bu tüm propaganda araçlarýyla bombardýman altýnda kalan emekçilere istenilen deðiþim gibi gösterilmektedir. Laik cephe ise, AKP'ye karþý mücadelede tam bir kafa karýþýklýðý yaratarak, gerçekte egemen sýnýfýn eski programýndan baþka bir þeyi savunmamaktadýr. Devrimci sosyalistler, AKP'nin sahte deðiþim programýna karþý, TÜSÝAD demokrasisine karþý, aþaðýdan demokrasiyi, iþçi sýnýfýnýn birliðinin ve mücadelesinin üzerinden yükselebilecek sýnýrsýz örgütlenme, gösteri ve düþünce özgürlüðünü savunmaktadýrlar. AKP'ye karþý verilecek mücadelenin temel halkasý, AKP'nin sermayenin uþaðý olduðunu býkmadan usanmadan anlatmaktýr. AKP IMF demokratýdýr, AKP ABD yenilikçisidir, AKP TÜSÝAD reformcusudur.

DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝŞÇÝ PARTÝSÝ

Uluslararasý Sosyalist Hareket’le, dünya küreselleþme karþýtlarýyla, anti-kapitalistlerle, savaþ karþýtlarýyla iliþki kurmak istiyorsanýz Ýstanbul: 0212 - 251 62 73 Ýzmir: 0537 - 624 46 08 Ankara: 0537 - 660 10 95


4 Savaþýn bittiði iddia edilen 1 Mayýs 2003 tarihinden bu yana Irak'ta herhangi bir konuda iþler iyiye gitmiyor. Her þeyden önce bugüne kadar 40 bin Irak'lý, 500'ün üzerinde ABD'li ve çeþitli sayýlarda baþka ülke askeri ya da resmi temsilcisi öldü. Halkýn hayatýnda hiçbir iyileþme olmadý. Oluþturulan polis gücü olaylar karþýsýnda eli kolu baðlý, kenardan izlemeyi tercih ediyor. Trafik insaný çileden çýkaracak boyutlara varmýþ. 10 dakikalýk yol 1.5 saatte alýnýyor. Elektrikler aylardan beri düzenli olarak kesiliyor. Dünyanýn ikinci en büyük petrol rezervine sahip Irak halký, inanýlmaz ama, benzin sýkýntýsý çekiyor. iþsizlik hadsafhada.

Karanlýk gelecek Ülkedeki siyasi ve etnik gruplarýn hiçbiri halinden memnun deðil. Bir kere Irak halkýnýn büyük çoðunluðu geleceði ile ilgili tartýþmalarý hep dýþarýdan izliyor. Zaten 35 yýldýr Saddam dýþýnda lider, diktatörlük dýþýnda rejim, kargaþa ve sefalet dýþýnda gündelik hayat tanýmamýþ olan halk yýðýnlarý hiçbir söz hakkýna sahip deðil. Sünniler geçmiþte iktidardan aldýklarý gücü kaybettikleri için sýzlanýyor. Þiiler ABD ile birlikte davranýp davranmamakta kararsýzlar. Þiiler bölünmüþ durumda. Þii lider Abdülaziz El Hekim Amerikan güdümündeki Geçici Yönetim Konseyi'nde yer alýyor.

Irak'ta sular durulmuyor Sokaklara hakim Þii lider Mukteda El Sadr ise yetiþtirdiði öðrencileriyle ABD için en tehlikeli isim. Aranýp da bulunamayan bir baþka dini lider ise, Þiilerin tek fetva makamý Ali Sistani. Yani Þiiler Amerika'ya hem muhalif, hem temas içindeler. Hem ABD'ye hem Ýran'ýn konumuna göre politika belirleyip, ayný zamanda sokaklarý Amerikan karþýtlýðý ile örgütlüyorlar. Irak'ý yüzyýllardýr Sünniler yönettiði için Þiiler yönetim tecrübesine de sahip deðiller. Son olarak da Þii lider Sistani, ABD yöneticisi Paul Bremer'in "Bir yýldan önce seçim olmaz" sözlerinin ardýndan "Ýntifada" çaðrýsý yapacaðýný açýkladý. Irak halký dünyadaki tartýþma ve geliþmelerden de habersiz. Kamuoyu yoklamalarýna göre halkýn %75'i merkezi yönetimden yana. Kimse baþka yönetim biçimleri konusunda bilgi sahibi bile deðil.

Kürtlerin konumu Nispeten halinden memnun

Kürtler ne istiyor?

Irak anayasa taslaðý üzerinde yürütülen çalýþmalar, Kürtlerin direttiði þu noktalarda týkandý: 1.60 bin silahlý peþmerge milis gücünün akibeti. 2.Kürt bölgesinin sýnýrlarýnýn geniþletilmesi. 3.Kendi bölgelerinin petrol geliri dýþýnda, ülke genelinde üretilen petrolden pay verilmesi. 4.Merkezi yönetimin kabul ettiði yasalarý veto hakký. 5.Gelecek yýl yapýlacak hükümet seçimlere kadar Kürt bölgelerindeki Arap nüfusun geri çekilmesi ve buralara Kürt nüfusun yerleþtirilmesi.

KAPÝTALÝZM MERCEK ALTINDA Amerikan askerinin gözü döndü Irak savaþý baþladýðýndan bu yana, bölgedeki erkek ABD askerlerinin kadýn ABD askerlerine yönelik 80 tecavüzü bildirildi. Tecavüze uðrayan 37 kadýn asker üstlerine þikayette bulundu ama bir sonuç elde edemedi. Tecavüzcülerin görev yeri bile deðiþtirilmedi. Yalnýz Irak birlikleri içinde

deðil, çevre ülkelerde konuþlanan ABD askerleri arasýnda da benzer olaylara rastlanýyor. Kuveyt'teki bir kampta meydana gelen bir olayý anlatan 23 yaþýndaki kadýn çavuþ, kendisinin yumrukla bayýltýlýp, elleri ve aðzý baðlandýktan sonra tecavüze uðradýðýný, þikayetini umursamayan üstleri yüzünden bunalýma girerek intihara kalkýþtýðýný açýkladý.

Heykel þimdi de eþcinsel oldu Gazetemizin 211. sayýsýnda, yine bu köþede, Antalya'da orijinali çýplak olduðu halde, 'halkýn edep duygularý düþünülerek' giydirilen Bergama Kralý 2.

Bunlarý biliyor muydunuz? Eski Doðu Alman istihbarat teþkilatý STASI'nin Batý Berlin'de yaþayan çok sayýda Türk'ü muhbir olarak kullandýðýný... Bunlarý bulmak üzere her ay kadýnlarla cinsel iliþkiye girmek için Doðu'ya geçen 6 bin Türk'ten yararlanýldýðýný... Kayseri 112 Acil Servis Komuta Merkezi'nde görev yapan saðlýk memurlarýna her altý saniyede bir küfür edildiðini... Türkiye'de toplam 1.430 kütüphane, 789 sinema ve 128 tiyatroya karþýlýk, 123 bin 659 kahvehane (dörtte biri Ýstaanbul'da) bulunduðunu...

olduklarý söylenebilecek tek etnik grup ise Kürtler. 1992’den bu yana koruma þemsiyeleri altýnda yönetim, kurumsallaþma ve uluslararasý tecrübe kazandýklarýndan Konsey'de sözlerini geçirebiliyorlar. Ancak onlar da KDP ve KYB olarak bölünmüþ durumda. Üstelik onlara yönelik tehditler de ortadan kalmýþ deðil. 31 Ocak günü bu iki grubun binalarýna yapýlan bombalý saldýrýlarda 100 kiþi öldü. Türkiye ile olan iliþkilerin belirsizliði de ayrý bir sorun. Son dönemde Kürtlerin, geniþ otonomi talepleri yüzünden, ABD ile arasý açýldý. Iraklý Araplar Kürtlerin tüm isteklerine karþý çýkarken, ABD Kürtlerden isteklerini yumuþatmasýný istiyor. Geçici Konsey'in Kürt üyelerinden Mahmut Osman "Bu teklifi halkýma götürürsem beni keserler" açýklamasý yaptý.

Baðdat hapishaneye döndü Direniþin en önemli silahlarýndan biri haline gelen intihar saldýrýlarý nedeniyle Baðdat'ýn her tarafýnda 2.5 metrelik beton bloklar yükselmiþ durumda. Her yan dikenli tellerle çevrili. Kentteki tüm önemli binalar, bankalar ve Amerikan karargahlarý duvarlarla çevrili.

'Dost' Amerikan askeri Irak halký, çok küçük bir azýnlýk dýþýnda, baþtan beri iþgal kuvvetlerine sempati duymadý. Ama

Attalos'un heykelinden sözetmiþtik. Zavallý heykelcik yontulduðu günden beri kaidesinde bir türlü rahata eremedi. Antalya'daki 46 sivil toplum örgütü adýna basýn açýklamasý yapan ve heykelin dikilmemesini isteyen Gönüllü Kuruluþlar Platformu üyeleri ilgilileri 'yanlýþtan dönmeye' davet ettiler. Platform baþkaný da: "Attalos eþcinsel bir yöneticidir. Bunun heykelini dikmek isteyenler Türk-Ýslam tarihinde Antalya'ya layýk hiç mi insan bulamadý?" diye sordu. Bir sonraki sayýmýzda terbiyesiz Attalos ahlak masasý ekipleri tarafýndan tutuklanýnca onu da duyuracaðýz. Bu arada, Platform adýna konuþan Selçuklu Vakfý Baþkaný basýn açýklamasýný heykelin dikileceði kaidenin üzerine çýkarak okudu.

Samuray'la gelen servet Son günlerde Hollywood sinemasý Japon Samuray geleneði üzerinden para kazanmayý gözüne kestirdi. Kill Bill ve Son Samuray filmleri giþelerde hasýlat rekorlarý kýrýyor. Anlaþýlan Amerikalýlar

kýzgýnlarýn sayýsý her geçen gün artmaya devam etti. Amerikan askerleri (hiç beklemedikleri direniþ nedeniyle) elleri her an tetikte geziyor. En küçük kuþku üzerine etrafa ateþ açýyorlar. Bu da Iraklýlarýn düþmanlýðýný daha da çok kazanmalarýna yol açýyor. Güvenliði de hala saðlamýþ deðiller. Saldýrýlar Yeþil Bölge denilen yerde yoðunlaþýyor. Sýk sýk Amerikan askerlerinin Iraklý kadýnlara tecavüz ettiði haberleri geliyor. Yaðma ve soygunlar nispeten azalmýþ ama çalacak pek bir þey kalmadýðý için. Beþ milyonluk Baðdat'ta geceleri (elektrik yok) sokaða çýkýlamýyor. ABD askerleri de tehlikeli bölgelerde güvenlik iþini Irak polisine býrakmýþ. Yeni Irak ordusu için de iki bin kiþi eðitilmiþ. Ama direniþçiler yalnýz Amerikalýlarý deðil, onlarla iþbirliði yapanlarý da hedef alýyor. Saldýrýlarýn bir kýsmýnýn medyaya yansýmadýðý, küçük çaplý olanlarýn envantere bile kaydedilmediði Iraklý yetkililerce kabul ediliyor.

"Yüzlerce Saddam var" Direniþ büyüyecek Bunca istikrarsýzlýk ve kargaþa arasýnda elbette halkýn hiç kimseye güveni kalmamýþ. Ama en çok da demokrasi, özgürlük ve refah getireceði iddiasýyla ülkelerini iþgal eden ABD'ye. Sokak savaþý ve direniþ henüz büyük halk yýðýnlarý tarafýndan sürdürülüyor olmasa da giderek yayýlýyor. Direniþçiler yabancý askerlerin korkulu rüyasý olmaya devam ediyor. Baþlarýndan bir diktatörün eksilmesine henüz sevinme fýrsatý bulamayan halk þimdi yüzlercesiyle karþý karþýya. Bunu en iyi Geçici Yönetim Konseyi'ndeki Türkmen temsilci Songül Çabuk dile getirmiþ: "Eskiden bir Saddam vardý þimdi yüzlerce Saddam var". Irak çoktan Amerika'nýn ikinci 'Vietnam Sendromu' olmaya aday.

Samuray'larý pek seviyor. Oysa bundan daha 60 yýl önce ABD iþgal güçleri, Japonya'da senaryosunda Samuray karakteri yer alan filmlerin çekimine izin vermiyordu. Gerekçe: "Milliyetçiliði ve iþgale direniþi azdýrýr." Samuray serisinin ilki ve belki de baþyapýtý Akira Kurosava'nýn 1954 yapýmý "Yedi Samuray" filmiydi.

Okumak uðruna Ýngiltere'de 18 yaþýnda bir kadýn okul harçlarýný ödeyemeyince, internet üzerinden bekaretini satýlýða çýkardýðýný duyurmak zorunda kaldý. Kadýna yüzlerce teklif geldi. Sonunda en yüksek fiyatý (8 bin 400 sterlin) veren müþteriyle anlaþýldý. Lezbiyen olan sevgilisi; "Onu anlýyorum. Buna mecbur kaldý. Ayný þeyi bir kadýnla yapsaydý asla kabul etmezdim", dedi. Sosyal devletin ortadan kaldýrýlýþýnýn bu trajik örneði karþýsýnda okul yönetimi ise; "Bunun okulumuzla ilgisi yok. O yetiþkin biri, istediðini yapabilir", diye açýklama yaptý.

FÝLÝSTÝN RAPORU 4 Þubat Þaron’un Gazze’deki Yahudi yerleþim merkezlerini boþaltma kararýna Ýsrail kamuoyunun yüzde 60’ý destek verdi. Bu, Filistin direniþinin küçük de olsa bir kazanýmýdýr. 5 Þubat Ýsrail’in gayri resmi terör örgütleri yerleþim merkezlerinin boþaltýlmasý durumunda Mescid-i Aksa’yý bombalayacaklarý tehdidinde bulundular. 5 Þubat Gazze’ye hava saldýrýsý. 7 Þubat F16 uçaklarýyla Gazze’ye saldýrý. 11 Þubat Gazze’ye baskýn 15 Filistin’li öldürüldü. 50 kiþi yaralandý. 11 Þubat Gazze’deki Ýsrail saldýrýsý bir týbbi labaratuvarý yerle bir etti, portakal bahçeleri ve tarlalarý yok etti. 12 Þubat Ýsrail polisi ve asker himayesinde 16 Filistinli evini iþgal etti. 13 Þubat Ýsrail güvenlik güçleri Filistinli intihar saldýrýlarýný önlemek için otobüslere domuzyaðý torbalarý yerleþtirme kararý aldý. 14 Þubat Ýsrail’li teröristler Mescid-i Aksa’ya saldýrdý. 17 Þubat El Halil’de bulunan uluslararasý gözlemciler grubunun baþkaný Christonson Ýsrail devletinin ve yerleþimcilerinin tam bir soykýrým uyguladýklarýný dile getirdi. 17 Þubat Gazze þeridinde Erez geçiþ noktasýnda 41 yaþýndaki Filistinli turnikelerdeki izdiham nedeniyle kalp krizi geçirip öldü. 10 kiþi de ayný nedenle, solunum problemi teþhisiyle tedavi altýna alýndý. 19 Þubat 5 milyon nüfusa sahip olan Ýsrail toplumunda geçen seneye oranla yüzde 4,2 suç oraný artmýþ.

i n c ile r Kongre'nin Cumhuriyetçi üyeleriyle yaptýðý bir toplantýda Bush: "Bize, adamýn boðazýna býçak sallayýp kesecek bir CIA lazým." Irak'ta neden silah bulamadýklarýný araþtýracak bir komisyon kuran Bush: "Irak'ta neden hiçbir kitle imha silahýnýn bulunmadýðýný bulmaya kararlýyýz." Hac'da þeytan taþlama sýrasýnda 251 kiþinin ölmesi nedeniyle açýklama yapan Suudi Bakan Prens Abdülaziz, 'baþarýlarýndan' ötürü güvenlik görevlilerini kutladýktan sonra: "Onlar kaderleriyle buluþtu. Çünkü doðduklarý sýrada nerede ve ne zaman ölecekleri yazýlmýþtý. Mekanlarý cennet olsun." (Prens ölenlerin ailelerinden üçer kiþiye bedava Hac ziyareti sözü de verdi)


5

DÜNYA

Ýran:

ÝRAN SEÇÝMLERÝNÝN PERDE ARKASI

Devrimin 25. yýlýnda yol ayrýmý 1997’de reform yanlýsý Muhammed Hatemi’nin oylarýn yüzde 70’ini alarak Cumhurbaþkaný seçilmesi, Ýran’da devrimden sonra yaþanan en önemli siyasal geliþmeydi. ‘97 seçimlerine katýlým oraný yüzde 80’lere ulaþmýþtý. sonuçlar halkýn deðiþim isteðinin göstergesiydi. Bu seçimleri 2000 yýlýmdaki Meclis seçimleri izledi. Reform yanlýlarý sandalyelerin çoðunu ele geçirmiþlerdi. Ýran’da demokrasi rüzgarý kendisini iyiden iyiye hissettirir olmuþtu. Reformcu siyasetin odaðýnda, kiþisel özgürlükler, sivil alanýn geniþletilmesi ve Batý ile iliþkilerin geliþtirilmesi yer alýyordu. Halkýn çoðunluðu bu eðilimi destekliyordu. Gözler 2001’deki Cumhurbaþkanlýðý seçimlerine çevrilmiþti. Hatemi bu seçimleri de kazanmayý bildi. Ýran Ýslam Cumhuriyeti tarihinde, ikinci kez seçilen ilk Cumhurbaþkaný olmuþtu. Bu seçimlerde Hatemi oylarýný artýrmýþtý ama seçimlere katýlým oraný ciddi þekilde azalmýþtý. Ülke içinde gerilim artýyordu. Gücünü Ýslam Cumhuriyeti anayasasý ve kurumlarýndan ve elbette devrimden alan baskýcý mollalarýn reform taleplerine tepkisi artýyordu. Sýradaki gösterge Þubat 2003’te yapýlacak Belediye Meclisi seçimleriydi. Katýlým rekor düzeyde düþmüþ, yüzde 13’e gerilemiþti. Halk baskýcý rejime olan tepkisini seçimlere gösterdiði ilgiyle dile getiriyordu.

“Tehlike çanlarý çalýyor!” Bu aþamadan sonra Cumhurbaþkaný Hatemi iþte bu uyarýyý yapýyordu. Ýslam Cumhuriyeti’nin iþleyiþ özellikleri çoðu zaman reformcularýn elini kolunu baðlýyor, onlar da çareyi açýkça olmasa da boykot çaðrýsý yapmakta buluyorlardý. Ancak bu çaðrýlar reformcularýn belli kanatlarýndan geliyordu. Reform yanlýlarý, açýlým olmamasý halinde rejim sorunu yaþanacaðý tehdidinde bulunmaktan da geri kalmýyordu.

Yarýlma Adý sýkça anýlan Anayasayý Koruyucular Þûrasý, Meclis’ten geçen bir dizi reform yasasýný veto ederken, Meclis de yargýnýn gös-

20 Þubat’ta Ýran'da yapýlan seçimlerin arka planýný seçimlerden önce Ýranlý yazar ve araþtýrmacý Elaheh Rostami Povey ile konuþtuk. Ýþçiler, kadýnlar ve öðrenciler ne yapýyor? Adalet sistemini, orduyu ve devlet medyasýný kontrol eden muhafazakarlar seçimlerde hile yaparak parlamentodaki reformist çoðunluðu göz ardý edebilirlerdi. Ama bu çok kýsa süreli bir zafer olur. Daha radikal bir muhalefet bu otokratik sisteme son verebilir. Öðrenci lideri Mehdi Aminzade "Kýsa dönemde seçim sorunlarý etrafýnda protestolar yapacaðýz ancak uzun dönemde amacýmýz sisteme karþý çýkmaktýr" diyor. Birçoklarý demokratik bir deðiþim için yetersiz olan Cumhurbaþkan'ý Hatemi'nin istifa etmesini istiyor. Hatemi'nin istifasýný isteyenlerden birisi de 2003 Nobel Barýþ ödülünü alan ve kadýn hareketinin önde gelen unsurlarýndan olan Þirin Ebadi. Mumbai'deki Dünya Sosyal Forumu'nda Irak'taki ABD iþgaline ve Ýsrail'in Filistini iþgaline karþý konuþtu. Reform hareketi neden yayýlmaya baþladý? 1990'lardan beri iþçiler, kadýnlar ve öðrenciler deðiþim istiyor. Yüksek beklentiler var. Yasalar önünde eþitlik, eþit politik katýlým, saðlýk, eðitim haklarý ve iþ istiyorlar. Kadýnlar örtünüp örtünmemeyi kendileri seçmek istiyor. Birçok insan reformistlerin uzlaþýcý ve yatýþtýrýcý tutumundan hayal kýrýklýðýna uðradý. Muhafazakarlar reformlarý veto ettiðinde, gazeteleri kapattýklarýnda, gazetecileri, öðrencileri, kadýnlarý ve iþçileri tutukladýklarýnda Hatami'nin mücadele etmesi beklendi. Ýran’da istifa eden bir vekil

terdiði adaylardan bir kýsmýnýn Þûra’ya seçilmesini reddediyordu. Kamu kurumlarý bölünmüþtü. Örneðin Ýçiþleri Bakanlýðý reformcularý desteklemekteydi. Derken Tahran Üniversitesi’nde birþeyler olmaya baþladý. Öðrenci hareketi bir anda patlak verdi. eðiþim istiyor, mollalarýn siyasetten çekilmesini talep ediyor, Hatemi’nin reformlarýný destekliyorlardý. Rektör, bazý milletvekilleri ve il yöneticileri de öðrencileri destekledi.

krize taþýdý. Vekiller topluca istifa etti. Þûra, adaylarýn bir kýsmýnýn baþvurusunu kabul etmek zorunda kaldý. Ancak buna raðmen adaylar seçimlere katýlmadý. Reformcularýn bir kýsmý boykoy çaðrýsý yaparken, Hatemi, “oy vererek oyunu bozun” çaðrýsý yaptý. Baþkent Tahran’da katýlýmyüzde 30 iken ülke genelinde yüzde 50’yi buldu. Bu reformcularýn beklentisinin üzerinde bir oran olsa da, boykot çaðrýsýnýn etkisiz olduðunu ileri sürmek mümkün deðil.

20 Şubat’a doðru

Devrimin yönü?

Koruyucular Þûrasý’nýn “Ýslam Cumhuriyeti’ne ve anayasaya baðlý olmadýklarý” gerekçesiyle 20 Þubat’ta yapýlan Meclis seçimlerine baþvuran 8157 kiþiden, aralarýnda Cumhurbaþkaný Hatemi’nin kardeþi ve Meclis Birinci Baþkan Yardýmcýsý Muhammed Rýza Hatemi’nin de bulunduðu 3605’inin adylýðýný reddetmesi ülkeyi yeni bir siyasi

Bush’un “Amerikan Yüzyýlý Projesi”nin araçlarýndan biri savaþ. Diðeri onun yýkýcýlýðýnýn yarattýðý caydýrýcýlýk, yaný sýra tecrit ve ambargo politikalarý. Ýran, Bush’un tarif ettiði “þer ekseni”nin önemli duraklarýndan biri. ABD, doðal olarak reformcularýn ve özellikle Hatemi’nin kendisiyle diplomatik iliþkileri baþlatma tavrýný ve genel olarak “Batý’ya açýlma” projesini destekliyor. Hatemi, açýkça küreselleþme sürecinin ýþýnda kalýnamayacaðýný ileri sürüyor. Ortada ilginç bir durum var. Halk reformcularýn demokratikleþme taleplerini destekliyor. Ama öte yandan, devrimin 25. yýlddönümü kutlamalarýnda, Azadi (Özgürlük) Meydaný’nda toplanan yüzbinler “ABD ve Ýsrail’e ölüm” diye haykýrýyor. Düðümü “Amerikan Yüzyýlý Projesi”ne direnen küresel hareket çözecekmiþ gibi duruyor. Ýran halkýnýn ve yýlardýr baský altýnda tutulan Ýran iþçi sýnýfýnýn taleplei, reformcularýn “deðiþim programý”ný aþýyor. Filistin’de Ýsrail’in, Afganistan ve Irak’ta ABD iþgalinin parçalanmasý, tüm dünyada olduðu gibi, Ortadoðu’da da halklarýn önüðnü açacak geliþmeleri yaratacak gibi

Hatemi ne vaadediyor? Ýran’da, tabanda radikal bir rejim deðiþikliði isteyenler az deðil. Ancak en popüler parti, Ýslami Katýlým Cephesi. Hareketin popüler sözcüleri ise Cumhurbaþkaný Hatemi ve reformcular denen Ýslamcý Katýlým Cephesi vekil ve bakanlarý. Meclis çoðunluðunu son seçime kadar bu kesim oluþturuyordu. Ýran ekonomisinde kamu mülkiyeti esas. Temel kamusal hizmetler son derece ucuz. Fakat kamu yönetimi yoksulkluðu ortadan kaldýracak önlemleri almamýþ. Irak savaþý ekonomiyi sarsan önemli etkenlerden biri olmuþ. Hareketi destekleyenler arasýnda yoksullukla mücadele isteyenler de var.

Demokrasi hareketinin arkasýnda ne var?

Bu ayýn baþýnda Ýmam Humeyni Uluslararasý Havalimaný’nýn açýlýþ töreninde Ýran Ulaþtýrma Bakaný Hurrem, uluslararasý ulaþýmda büyük bir kapý açtýklarýný sevinçle anlatýrken, globalleþmenin kaçýnýlmaz olduðunu söylüyor, ülkesinin “jeopolitik önemine” dikkat çekiyordu. Ayný törende Cumhurbaþkaný Hatemi de, “Globalleþmenin içinde yer almayanlarýn, globalleþme karþýsýnda durmasý mümkün deðildir” buyuruyordu. Küçük bir not, turistik bir tanýtým broþüründen bir alýntý: “Ýran, Asya, Avrupa ve Afrika medeniyetlerinin kesiþtiði noktadadýr.” Pek yabancý gelmiyor deðil mi?

25 yýl sonra devrimin etkisi ne? 1979 Devrimi Batý tarafýndan desteklenen korkunç bir diktatörlüðü devirdi. Bu, 18 ay süren gösteriler, grevler ve petrol iþçilerinin önderlik ettiði genel grevlerle oldu. 1990'larýn baþýnda baþlayan ve bugün artýk durdurulamaz hale gelen demokrasi hareketi 1978-79'un devrimci mücadelelerinin deneylerinden çok þey öðrendi ve kökleri 1979 Devrimine dayanýr. Reformlarý isteyenler Amerika'yý destekliyor mu? Ýranlýlar Amerika'yý tarihin içinden yargýlýyorlar. 1980'lerdeki Irak-Ýran savaþýnda Amerika ve Batý'nýn Saddam Hüseyin'e kimyasal silahlarý verdiðini çok iyi biliyorlar. Daha yaþlý Ýranlýlar MI6 ve CIA'nýn 1953'de halkçý-milliyetçi Mussadýk rejimini devirdiklerini ve yerine Þah'ý geçirdiklerini hatýrlýyorlar. Dolayýsýyla birçok Ýranlý için Bush ve Blair'in özgürlük ve demokrasi anlayýþý tam bir ikiyüzlülük. Washington'daki yeni muhafazakârlar "Ýran'da demokrasi koalisyonu" kurdular. Bu Koalisyon "rejim deðiþikliði"ni amaçlýyor. Ýranlýlar ülkeleri üzerindeki böylesi baskýlara direniyorlar. Ýran halký sabýrla kendi anladýðý bir demokrasi için mücadele ediyor. Bu deðiþim bölgeyi ciddi bir biçimde etkileyecektir.

Ýran hakkýnda altý temel olgu

1 2

1979'da yýðýnsal grevler ve gösteriler Batý'nýn bölgedeki iþbirlikçisi Ýran Þahýný devirdi.

Ýki yýlý süren bir kargaþanýn ardýndan, tüccarlarý arkasýna alan bir grup saðcý molla iktidarý ele geçirdi. Ayetullah Humeyni yeni rejimin baþýna geçti. Ýçerde aðýr bir baský baþladý, dýþ politikada ise Ýran ABD'nin Orta Doðu politikalarýna karþý çýkmaya baþladý.

3

Yeni yöneticiler seçimleri serbest býraktý ama oluþturulan seçilmemiþ yapýlarla seçimleri büyük ölçüde kontrol etmeye baþladý.

4 5

Ýran Ýslam rejimi iþçilerin, öðrencilerin ve kadýnlarýn örgütlenmelerine sistemli olarak saldýrdý.

Ülke çapýndaki yaygýn deðiþim isteði 1997'de Hatami'nin Cumhurbaþkaný seçilmesine yol açtý. 2001'de yeniden büyük bir çoðunlukla seçildi.

6

Hatemi Ýran'ýn deðiþim isteyen yöneticilerinin desteðine sahip. Taraftarlarýna "reformist" denmekte ve deðiþime karþý çýkanlara ise "muhafazakar" deniyor. Ancak reformist kanadýn içinde sistemi deðiþtirmek isteyen ve giderek güçlenen bir kanat var.


6 MHP: “Milli davayý yük olarak görüyorlar”

DYP: “Hükümet Kýbrýs’ta tuþ oldu”

CHP: “Bu hükümetin bir emrivakisidir”

YTP: “Müzakere deðil teslimiyet”

DSP: “Kýbrýslý Türkler için intihar”

ÝP: “Kýbrýs nöbeti tutuyoruz”

Kýbrýs asalaklardan Yukarýda aktarýlan þarký sözlerini Kýbrýs Türkleri Haluk Levent’ten alýp, kendi hallerine uyarlamýþ. 30 yýldýr düzelmek bilmeyen ekonomiden, baskýcý Denktaþ yönetiminden, Türkiye’ye baðýmlýlýktan ve dünyada hiç bir ülke tanýmadýðý için yaþanan ambargo ve sýkýntýlardan býkmýþlýðýn özeti. Gazetemizin sayfalarýnda daha önce de yazýldýðý gibi, Kýbrýs halký yaþadýðý sýkýntýlardan öylesine bunalmýþ durumdaki, aslýnda çözüm olmayan bir ‘çözümü’ kabulleniyor. Annan Planý sayesinde Kýbrýs’ýn birleþik olarak AB’ye girmesine umut baðlýyor. Bu anlaþýlabilir bir durum. Ancak Plan’ýn uluslararasý planda emperyalizmin çýkarlarýna gümüþ tepsi içinde sunulmaya çalýþýldýðýný akýldan çýkarmamak gerek. Kýbrýs uçak gemisi deðildir Annan Planý sonrasýnda adadaki Ýngiliz üslerinin kalýcýlaþacaðýný, hatta ABD’ye yeni üsler kurma fýrsatýnýn yaratýlabileceðini artýk herkes biliyor. Ýngilizler buradaki dinleme üslerini terk edilemeyecek kadar önemli görüyorlar. Ortadoðu ve Doðu Akdeniz’de egemenlik açýsýndan Kýbrýs emperyalistlerin asla vazgeçmeyecekleri bir askeri üs konumunda. Plan sonrasý adanýn silahsýzlandýrýlmasý da koca bir yalan. Gazetemiz yayýna hazýrlanýrken Rum kesimi Fransýz MBDA þirketiyle 60 milyon dolarlýk bir anlaþma imzalayarak elindeki füzelerin menzilini uzatma çalýþmasý baþlattý. Paranýn 15 milyon dolarý ödendi bile. Asker sayýsýnýn azaltýlmasý da göstermelik. Örneðin Türkiye AB üyesi olana kadar (allah bilir ne

zaman) altý bin asker bulundurmayý sürdürecek. Yabancý askerlerin (Ýngiliz, Fransýz asýllý Kanadalý, Finlandiyalý, Yunan ve Türk) varlýðýnýn ne kadar devam edeceði ise belirsiz bir geleceðe erteleniyor. Türkiye ve Yunanistan’ýn her ikisi de NATO üyesi. Her iki ülke bu sýfatla Kýbrýs’ý uluslararasý askeri operasyonlarda kullandýrma konusunda yetkili olacaklar. ABD neden bu kadar ýsrarcý? Kýbrýs konusunda asýl dikkat çekici olan durum ABD’nin ‘çözüm’ konusunda bu kadar ýsrarcý olmasý. Coðrafi olarak arasýnda bir okyanus ve Akdeniz’in yarýsý bulunan bir küçücük adanýn sorunlarýyla neden bu kadar çok uðraþýyor?

BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafýndan hazýrlanan Plan Türkiye'deki AB'cilerin ve Kýbrýs Türk halkýnýn ise çoðunluðunun desteðini kazanmýþ durumda.

Üsler Annan Planý üzerine herkes bir þeyler söylüyor. Ancak üzerinde hiç konuþulmayan yan Plan'ýn Kýbrýs Adasý’ný emperyalist güçler için bir askeri üs haline getirecek olmasý. Þu anda zaten Ada'da 2 büyük Ýngiliz üssü var. Annan Plan'ýna göre bu üslere ayrýlan toprak azalacak ama üs kalacak. Ýngiliz üslerinin yaný sýra Kýbrýs'ta çok miktarda Türk ve Yunan askeri de var. Bu askeri

Dünyanýn pek çok baþka bölgesindeki adalarla, örneðin Endonezya’daki 16 bin adadan biriyle deðil de neden Kýbrýs’la bu kadar çok ilgileniyor? Görüþmeler neden sorunla doðrudan ilgili Yunanistan ya da Türkiye’de deðil de New York’ta yürütülüyor? Çünkü Kýbrýs ABD’nin dünya hegemonyasý için çok önemli gördüðü Ortadoðu’ya rahatça ulaþmak, Doðu’ya (özellikle de Çin’e) karþý tampon görevi görecek Ortadoðu bölgesinin güvenliðini saðlamak için kilit önemde yerlerden biri. Üstelik, kadim müttefiki Ýngiltere’nin ABD’ye rahatlýkla kullandýrabileceði askeri üsleri var. Kýbrýslý statükocular Kýbrýslý Rum ve Türk halklarý

arasýndaki görüþmeleri þu anda Annan adýna Kýbrýs özel temsilcisi Alvaro De Soto yürütüyor. Rumlar AB üyeliðinin getireceði güveni istiyor. Türkler uluslararasý alandaki izolasyonun yarattýðý klostrofobiden kurtulmaya çalýþýyor. Ýktidar koltuðunda dünya rekoruna koþan Kanuni Sultan Denktaþ ise kendi derme çatma cumhuriyetini býrakmaya hiç niyetli deðil. Hayatýný adadýðý çalýntý malzemeli inþaatýn yýkýlmasý en son isteyeceði þey. Ama artýk Kýbrýs bir yola girmiþ durumda ve geri dönüþü de yok. Türkiye cephesi Türkiye’deki hükümet ise 40 yýldýr çözülemeyen Kýbrýs sorununu ‘çözerek’ AB’ye gireceðini, dolayýsýyla ülkeye refah, istikrar

Annan Planý nedir? birliklerin de azalacaðý kesin. Ancak Ýngiliz üsleri ABD'ye de açýk olacak. Zaten görüþmelerin son aþamasýnda ABD yetkilileri adada üs istediklerini aðýzlarýndan kaçýrdýlar. Kýbrýs Adasý Ortadoðu'da stratejik bir öneme sahip. Bölge için baþka planlarý da olan ABD adayý adeta bir büyük uçak gemisi olarak kullanmak istiyor.

Mülklere ne olacak? Annan Planý'na Türkiye'den gelen itirazlarýn en önemli yanýný ise mülk sorunu oluþturuyor. Kýbrýs Adasý’nýn Kuzey kýsmýnýn Türkiye tarafýndan iþgal edilmesinin ardýndan çok sayýda Türk adaya göç ettirildi. Bu Türklerin önemli bir kýsmý adanýn emekçilerini oluþturuy-

ve demokrasi geleceði yalanýný yutturmaya gayret ediyor. Herþeyden önce, Kýbrýs sorunu bu þekliyle çözülse dahi, AB’ye girileceðinin bir garantisi yok. Hiçbir AB ülkesi bununla ilgili bir garanti vermiþ deðil. Kaldý ki “Al Kýbrýs’ý, ver demokrasiyi, ver refahý,...” pazarlýðý halkýn gözünü boyamaktan öte bir tutum deðil. Demokrasi ve refah Kýbrýs’ý vermekle deðil, halka sýnýrsýz düþünce, düþüncesini ifade etme ve örgütlenme özgürlüðü; devletin asli görevleri olan eðitim, saðlýk, iþ güvencesi, konut, altyapý hizmetleri, ulaþým, temiz çevre ve daha pek çok sosyal hizmetin ücretsiz ve herkese eþit biçimde daðýtýlmasýyla saðlanýr. Oysa hükümet

or. Ancak küçük bir azýnlýk Güney'e kaçan Rumlarýn topraklarýna, evlerine, iþyerlerine el koydu. Þimdi bu mülkiyeti geri vermek gerekecek. Annan Planý’na göre Türk iþgali altýndaki topraklarýn bir kýsmý Rum yönetimine verilecek, Türk bölgesine ise aþamalar halinde Rumlar geri dönecek. Ýþte yaðmacýlarý telaþlandýran bu. Türklerin elinden mülkleri gidecek. Annan Planý aslýnda Türkleri oldukça kayýran bir plan. Türklerle Rumlara yeni kurulacak Kýbrýs Cumhuriyeti'nde eþit haklar veriyor. Azýnlýk olan Türkleri koruyor. Buna raðmen Türkiye'de her türden milliyetçinin ve Kýbrýs'ta azýnlýðýn Annan Planý’na karþý çýkýþýnýn temel nedeni bu mülkiyet sorunu.


7 Kýbrýs halký: “Kýbrýs mapushane/Ýçinde ben mahkum/ Beybaba gardiyan/Yeþil hat parmaklýk olmuþ”

n kurtuluyor

bir yandan bu hizmetlerin tamamýný özelleþtirmeye çalýþýrken, öte yandan Kýbrýs’ý vererek refaha ulaþacaðýmýza inanmamýzý bekliyor. Kýbrýs halklarý kardeþtir Kýbrýs’ta aralarýnda çeliþki bulunanlar Kýbrýs’ýn Rum ve Türk halklarý deðil gerçekte. Geçmiþte dost olan ve kardeþçe birarada yaþayan iki halkýn yeniden birleþmesinin önündeki engel adada çýkarý bulunan büyük emperyalist güçler. Ýki halka mensup insanlar uzun yýllardýr, örneðin Londra’da, Camden Town’dan Camberwell’e kadar hiç de çatýþma yaþamadan, birarada yaþayabiliyorlar. Bunu Kýbrýs’ta yeniden inþa etmeleri neden büyük bir sorun olsun? Örneðin yerleþime kapatýlan Maraþ bölgesi eskiden

1 Mart, Pazartesi, saat: 17.30 Tarihsel materyalizm nedir? 3 Mart, Çarþamba saat: 19.00 Anti-kapitalist ve cyberpunk kültür Balkan Çilingir 6 Mart, Cumartesi saat: 17.00 Medyaya karþý nasýl mücadele edeceðiz? Ragýp Duran

cývýl cývýlken, Kýbrýs halklarý 40 yýldýr burada insan görmüyor. Ama artýk ayný manzarayý 1960’lardan kalma siyah-beyaz fotoðraflarda deðil, sokaklarda görmek istiyorlar. Bu deðiþim isteðinin en basit ifadesini Kýbrýs Türkleri 14 Aralýk seçimlerinde asalaklarýndan kurtulma yönünde oy kullanarak gösterdi. Farklý biçimlerde de gösterebilir.

Kadýnlardan derin devlete mesaj Kýbrýslý Türk kadýnlar Kýbrýs’ta çözümden deðil statükodan yana en gür sesi çýkaranlardan DYP Genel Baþkaný Mehmet Aðar’a, ‘derin devlete’ iletilmek üzere kýna yolladýlar.

Kýbrýs'ýn polis sorunu Kýbrýs'ýn Türk iþgali altýndaki kesiminde bugün 3 bin polis var. Oysa Annan Planý 7 yüz ila bin kiþiye bir polis memurunu ön görmekte. Bu durumda Türk kesiminde bin 900 polis olmasý gerekiyor. Yani þimdi üçte bir oranýnda fazla polis var. 3 bin polise bir de 40 bin Türk askerini ilave edin! Kýbrýs Türk kesiminin neredeyse yarýsý asker ve polis.

KARAKEDÝ KÜLTÜR MERKEZÝ saat: 20.00 Hür doðdum, hür yaþarým “herkese açýk kadýnlar günü partisi” Dj Deniz

dünyayý nasýl yok ediyor? “No Logo” (görüntüler eþliðinde) Balkan Çilingir-Özden Dönmez

10 Mart, Çarþamba saat: 19.00 Büyük þirketler

12 Mart, Cuma saat.20.30 Tiyatro Sporu

KARAKEDÝ KÜLTÜR MERKEZÝ

Mahþer-i Cümbüþ 13 Mart, Cumartesi saat: 17.00 Türkiye’de basýnýn sermaye yapýsý Rýdvan Akar 14 Mart, Pazar saat: 17.00 Kapitalist küreselleþmeye karþý aþaðýdan küreselleþme Berkay Ersöz-Erkin Erdoðan

Büyükparmakkapý Sokak, Hayat Apt., 8/10, Beyoðlu - Ýstanbul

0212 - 251 62 73

Haberin arkasý Doðan Tarkan

Gerçek muhalefet Yerel seçimlerden AKP’nin büyük bir zaferle çýkacaðý kesin. Bunun tersini iddia edenler ya gerçeklerden tamamen habersizler ya da ucuz bir propaganda yapmaya çalýþýyorlar. “Kazanabiliriz” diyerek “güven ortamý” yaratacaklarýný ve böylelikle oy kazanabileceklerini sanýyorlar. Yerel seçimlerde AKP neden büyük bir oy patlamasý yapacak? Bunun asýl nedeni muhalefetsiz olmasý AKP, toplumun büyük çoðunluðuna göre hýzlý reformlar yapýyor, ekonomiyi düzeltiyor. Bunlar topluma umut veriyor. Oysa reform filan yok. Yapýlanlar, Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nda olduðu gibi “reform” diye yutturulmaya çalýþýlan IMF programlarýndan baþka birþey deðil. AB’ye uyum yasasý olarak çýkan “reformlar” ise ya yeniliberal politikalara uyum yasasý ya da güdük demokratikleþme adýmlarý. Üstelik kimi yasal adýmlar ise pratikte uygulanamaz durumda. Bütün bunlara raðmen AKP gene de bu “reformlarla” güvenini kazanmýþ durumda. Çünkü attýðý adýmlarýn ciddi eleþtirisi yok. Olanlar milliyetçi, kemalist itirazlar ki toplum bu seslerin artýk kýsýlmasýný istiyor. Kimilerinin “sað reformizm” olarak adlandýrdýðý AKP çizgisi diðer taraftan da ekonomiyi düzeltiyor olarak görülüyor. Enflasyonun 10 yýllar sonra düþmesi, kimi temel iihtyaçlarda fiyatlarýn artmamasý ve hatta sembolük bile olsa düþmesi (gene 10 yýllar sonra ilk kez böyle birþey oluyor), üretimin artmasý, ekonominin, biraz balon gibi de olsa, büyümeye baþlamasý, bütün bunlar büyük halk yýðýnlarýna güven veriyor. Ve son olarak da AB’ye girme hayalinin yakýnlaþmasý var. Toplumun önemli kesimleri demokrasinin ve daha iyi yaþam koþullarýnýn AB’ye girilerek çözüleceðine inanýyor. AB’ye girersek Avrupalý gibi yaþayacaðýz inancý insanlarý heyecanlandýrýyor. AKP’nin bütün bu avantajlarýna karþý faþistlerle, sosyal demokratlarýn, Cumhuriyet gazetesi ile, kimi sol güçlerin yan yana durduðu milliyetçilaik muhalefet dýþýnda gerçek bir muhalefet yok. 28 Mart seçimleri için kurulan Demokratik Güçbirliði de gerçek bir muhalefet gücü olmaktan uzak. Öncelikle neden böyle bir

güçbirliði olduðu belirsiz. Bu güçbirliði ne için mücadele ediyor. Ortak bir program yok. Burjuva partilerinden hiç de farký olmayan “kazanacaðýz” iddiasýndan baþka laf çýkmýyor aðýzlardan. Karayalçýn çýkýyor televizyona ve Gökçek’e meydan okuyor. “Kazanacaðým” diyor. EMEP Ýstanbul il baþkaný çýkýyor ve “heryerde kazanýrýz” diyor. Sabah gazetesine göre bu arada partisinin Ýstanbul’da 5 bin üyesi olduðunu da ekliyor. 5 bin EMEP’li üye güzel ama ortada 5 bin oy yok. Sorun da burada. Demokratik Güçbirliði bu seçimleri kazanma heyecanýný bir kenara koyup uzun soluklu bir mücadeleye girmeyi, solun binler olan kadrolarýný harekete geçirmeyi düþünmmüyor. Güçbirliði kuruluyor ama demokratik deðil. Adaylar tabandan seçilmiyor. “Aþaðýdan” dendiðinde genel merkezlerin dýþýnda il, ilçe merkezleri kast ediliyor, üyeler deðil. Güçbirliði kuruluyor ama güçbirliðinde yer alanlar ortak faaliyet sürdürmüyor. Birlikte iþ yapmaya giriþmiyor. Herkes kendi iþini yapacak. Herkes kendi faaliyetini sürdürecek. Örneðin Ýstanbul’da ilçeler bölünüyor. Þu ilçede ÖDP, bu ilçede EMEP diðerlerinde SHP. Diðer illerde de durum ayný. Ve sonra göreceðiz, kimse kimseyle birlikte bildiri daðýtmayacak. Ortak toplantýlar yapýlmayacak. Birlikte faaliyet, yanyana durma, tanýþma kültürü geliþmeyecek. Aynen Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu’nda olduðu gibi. Herkes Koordinasyon üyesi ama bir eylem olduðunda her örgüt kendi pankartý ve bayraðý altýnda yürüyürdu. Her örgüt kendi afiþini, bildirisini çýkarýyordu. Bizim birlikten anladýðýmýz bunalr deðil. Sýrf birlik fikrine destek olmak için Demokratik Güçbirliðini destekleyeceðiz. Bu arada diðerleri ile orta iþ yapmak için çalýþacaðýz ama asýl olarak 29 Mart’ý anlatacaðýz. 29 Mart sol açýsýndan zor bir gün olacak. 30 Mart daha da zor olacak. Biz ise o sýrada “Gelme Bush” kampanyasý için mücadele ediyor olacaðýz. Yerel seçimler “Gelme Bush” kampanyasýnýn inþasý için iyi bir fýrsat. Gerçek muhalefet böylesi alanlardan yükselecek. Bundan emin olalým.


8

BÝZE GÖRE Yunanistan ve KESK seçimleri Yunanistan'da PASOK lideri ve baþbakan Simitis, Mart ayýnda yapýlacak seçimlerden önce partisinin liderliðinden çekildi. Liderlik için partide saðlanan konsensüs gereði tek bir aday kaldý: Dýþiþleri Bakaný Papandreu. PASOK'taki demokrasi deðil konum. Yaþananýn demokratik olmadýðý ileri sürülebilir. Ben PASOK seçimlerinin tekniðiyle ilgileniyorum. Bu partinin liderliðini belirleyecek seçimlerde 16 yaþýný doldurmuþ her yurttaþ oy kullanabildi. Bu teknik olarak gerçekleþtirilebildi. KESK ise giderek daha çok bileþeninin eleþtirdiði bir seçim sisteminin sürdürmekte ýsrar ediyor. KESK yönetimini belirleyen seçim sürecinin pek çok aþamasý var ve süreç bittiðinde, sýradan bir KESK üyesinin bütünüyle yabancýsý olduðu bir 'liderlik' ortaya çýkýyor. Ýlkokul öðretmenleri ÝLKSAN seçimlerini nasýl yapýyor? He röðretmen ÝLKSAN'ýn doðal üyesi ve bir gün gidip hepsi yönetim için oy verebiliyor. Benim þubemin dört bine yakýn üyesi var. bazý eylemlere þube binasýnda 300 kiþi toplanýp gittiðimizi biliyorum. Demek ki sirkülasyon birkaç saat sürse, tüm üyelergelip oy verebilecek. Bu koþullarda adaylar, tüm üyelerin önünde sendikal politikalarýný 'zorunlu' olarak tartýþacaklar. Eðer varsa, önerdikleri mücadele programlarýný, örgütlenme anlayýþlarýný açýkça ortaya koyacaklar. Üyeler kime niye oy verdiklerini bilecek. Bu, örgütün dinamizmini artýracak, örgüt içi demokrasinin önünü açacak, garip ittifaklarý engeleyebilecektir. Üyelerine güvenmeyen bir liderlik liderlik edemez, giderek kendine olan güvenini de yitirerek kireçleþir. Ancak daha da önemlisi, üyelerin kendine olan güvenini artýracak giriþimlere KESK aktivistleri her düzeyde hemen baþlamalýdýr. Liderlikten ya da baþkasýndan beklemeden. Cem HÝRE Eðitim Sen Ýst. 2 No'lu Þb.

iran’da devrim ve karþýdevrim Phill Marshall

Günümüz Ýran’ýndaki geliþmeleri anlamak için 1979 devrimini anlatan temel bir kitap sosyalist iþçi satýcýlarýndan isteyebilirsiniz

Z Yayýnlarý

0212-251 62 73

Anti kapitalist hareket ve sosyalizm Þenol KARAKAÞ Alex Collinicos'un AntiKapitalist Manifesto kitabý, hareketin son derece baþarýlý bir marksist analizini yapýyor. Bir yandan hareketin tarihçesi ve hangi politik dönemeçlerden hangi tartýþmalarý yaparak geçtiði anlatýlýrken, ayný zamanda hareketin belli baþlý tüm tartýþmalarýna, iþçi sýnýfýný teorinin ve hareketin merkezine koyan sosyalist bir yaklaþýmla zengin yanýtlar veriliyor.

Postmodernizmden toplumsal eleþtiriye Dünyanýn anlaþýlabilir bir yer olmadýðýný, büyük toplumsal dönüþümlerin olanaklý olmadýðýný, "imgelerin artýk gerçekliði temsil etmek yerine var ettikleri bir simülasyon toplumunda eleþtirel düþünce ve siyasal mücadelenin önemsiz hale geldiðini" savunan postmodernizm hemen hemen sona erdi. Postmodern düþüncenin politik sonucu olan "Tarihin sonu"nun geldiðini iddia eden Fransic Fukuyama'nýn fikirleri çöktü. Kapitalizm, tarihinde çok sýk karþýlaþmadýðý bir kuþatmayla kaþý karþýya. Collinicos'un deyiþiyle, "…kapitalist küreselleþmeye karþý dünya genelindeki isyanýn entelektüel gündemi deðiþtirmiþ olmasý" hareketin önemli kazanýmlarýndan birisidir. Anti-Kapitalist Manifesto, küresel kapitalizm karþýtý hareketin ortaya çýkýþýnda etkili olan dönemeçleri aktarýyor ve týpký Z Yayýnlarý’ndan yayýnlanan Küreselleþme ve Direniþ kitabýndaki "Anti kapitalizm. Teori ve pratik" makalesinde Chris Harman'ýn yaptýðý gibzzi 1999 Kasým'ýnda Seattle'da gerçekleþen eylemi, tüm bu sürecin, niceliksel birikimin nitelik deðiþimi gerçekleþtirmesi olarak yorumluyor. Collinicos da, 1990'larýn baþýnda NAFTA'ya karþý sol muhalefeti oluþturan eylemci aðlarýnýn oluþmasýndan, 1998'deki MAI görüþmelerine karþý direniþe, Meksika'da Chiapas eyaletinde silahlý ayaklanmayý baþlatan Zapatistalardan, küresel sermayenin alanýný geniþletmesine paralel olarak yaygýnlaþan sivil

toplum kuruluþlarýnýn küresel baðlantýlar kurmasýndan, Üçüncü Dünyanýn borçlarýnýn silinmesi için yükseltilen kampanyalara kadar, 1998'deki Doðu ASYA'da yaþanan finans krizinin yaratýðý etkilerden, Kasým-Aralýk 1995'te Fransa'da neo liberal politikalara karþý patlan grev hareketlerine kadar, Yurttaþlar Lehine Finansal Ýþlemlerin Vergilendirilmesi Derneði'nin (ATTAC) çabalarýndan, silahsýzlanma kampanyalarýna kadar; tüm bu kampanyalar ve eylemler, politik rüzgarýn küresel ölçekte tersine, sermaye ve onun fikirlerine karþý dönmeye baþladýðýnýn göstergeleriydi. Seattle, bütün bu mücadele birikiminin patladýðý nokta oldu. Su kaynadý…

Hareketin yaygýnlýðý ve gücü 30 Kasým 1999'da "yeni ekonominin baþkenti" Seattle'da DTÖ delegelerinin bloke edilmesinden 11 Eylül 2001'e kadar geçen sürede küresel sermayenin tüm zirve toplantýlarý, IMF, G8, Amerikan Serbest Ticaret Bölgesi, Asya Pasifik Ekonomik Ýþbirliði, AB, Dünya Ekonomi Forumu, DTÖ zirveleri sistematik kampanyalarýn sonucunda anti kapitalist protestolarýn hedef tahtasýna oturdu. 16 Nisan 2000'de Washington, 30 Haziran 2000'de Millau, 11 Eylül 2000'de Melbourne, 26 Eylül 2000'de Prag, 10 Ekim 2000'de Seul, 6-7 Aralýk 2000'de Nice, 20 Ocak 2001'de Washington, 20-21 Nisan 2001'de Quebec, 14-16 Haziran 2001'de Göteburg anti kapitalist protestolara tanýk oldu. Bu, kimsenin beklemediði bir geliþmeydi. Kapitalist borazanlar artýk kendilerini savunmak zorundaydýlar. Neo liberal böbürlenmenin yerini, neo liberallerin toplantýlarýný meþru, yaygýn ve kitlesel eylemlerden korumak için toplantýlarýn yapýldýðý kentlere, ordu ve polis güçlerinin yýðýlmasý aldý.

Beklenmedik geliþme 11 Eylül'de ABD dokunulmazlýðýný zedeleyen ve binlerce sivilin ölmesine neden olan 11

Eylül Bush'a savaþ ilaný için arayýp da bulamadýðý fýrsatý sunarken, anti kapitalist hareket kýsa bir durgunluk ve tartýþma dönemi geçirdi. Hareketin sesi önce ABD'den duyuldu. Saldýrýdan birkaç gün sonra Amerika'daki savaþ karþýtý binlerce aktivist Washington ve New York'ta gösteri yaptý. Savaþ karþýtlarý Bush'a net bir mesaj verdi: "Trajediyi savaþa dönüþtürmeyin!", "Benim adýma savaþma!" Bush'un, þirketlerin küreselleþmesinin çocuk emeðinin sömürüsünü yoðunlaþtýrma evresinden çocuklarýn misket bombalarýyla öldürülmesi evresine bir köprü olduðunun görülmesi, böylece, 11 Eylül'den sonra, anti kapitalist hareketin kampanyacý, yenilikçi ve birleþik tüm enerjisinin savaþ karþýtý harekete biçim ve ilham vermesini saðladý. Böylece, ilk defa bir savaþ baþlamadan önce, savaþ karþýtý dev bir hareket dalga dalga tüm dünyayý kapladý.

Kapitalizmin eleþtirisi Collinicos kitabýn birinci bölümünü, olgularýn bilimsel analizinin, "Açýkça görülüyor ki zenginlik yatmada en iyi sistem kapitalizmdir" iddiasýnýn tam bir kuyruklu yalan olduðunun ve finansal saçmalýklarýn (borsa, küresel olarak bütünleþmiþ finans piyasalarý) kapitalizmin temel dinamiklerine baðlý olarak iþlediðinin kanýtlanmasýna ayýrýyor. Anti-Kapitalist Manifesto'nun hareket içindeki tartýþmalara iki önemli katkýsý var: Birincisi, Marks'ýn kapitalist üretimi analiz ederken kullandýðý yöntem ve kavramlarýn bugün de geçerli olduðunu ve kapitalizm eleþtirisinde Marks'ýn attýðý temellerin üzerinde yükselmeden, anti kapitalist hareketin düþmanýný net bir biçimde tanýyamayacaðýný ve sonuç olarak kapitalizme karþý mücadelenin gedik vermek zorunda olduðunu anlatýyor. Marks, kapitalizmin temel dinamiðinin sermaye birikimi, birikim için birikim olduðunu ve sermayeler arasýndaki kör rekabetin kapitalist sistemin ikinci önemli temel özelliði olduðunu

savunuyordu. Ýnsan ihtiyaçlarýný deðil, sadece ve sadece kar oranlarýnýn yükselmesinin ihtiyaçlarýný gözeten kapitalizm, yaratýðý kýrýlgan ekonomik yapý içindeki kör rekabetle dünyayý uçurumun eþiðine getirdi. Collinicos'un deðinmediði ama Marks'ýn kapitalizmi tarif ederken kullandýðý temel bir dinamik daha var: Üretimin toplumsal biçimi ne olursa olsun emekçiler ile üretim açlarý daima onun etmenleri olarak kalýrlar…üretimin devamý için bunlarýn birleþmesi zorunludur. Bu birleþmenin gerçekleþtiði özgün biçim, toplum yapýsýnýn farklý ekonomik devirlerini birbirinden ayýrýr. Kapitalist sistemin tarihsel karakteristiðini veren, emekçiler ve üretim araçlarýnýn birbirinden ayrýldýðý ve emek gücünün bu ayrýlýða baðlý olarak geliþmiþ meta iliþkileri içerisinde bir meta olarak var olmasýdýr. Ýkinci önemli katký ise, antikapitalizmin çeþitliliðine baðlý olarak, Marks'ýn Komünist Manifesto'da yaptýðý gibi, kapitalizmin eleþtirilerini çok baþarýlý bir biçimde kategorilere ayýrmasý. Buna göre, i) gerici antikapitalizm, ii) burjuva anti-kapitalizm, iii) yerelci anti-kapitalizm, iv) reformist anti-kapitalizm, v) otonomist ati-kapitalizm ve vi) sosyalist ati-kapitalizm tüm hareket içindeki tartýþmalarý belirleyen odaklarý oluþturuyor. 11 Eylül'den sonra Bush ve kabinesinin savaþ ilaný, kapitalizmi ekonomik bir sisteme indirgemenin yanlýþlýðýný gösterdi. Kapitalizm kendi kendisine ölmeyecek. Troçki'nin dediði gibi, tarihte hiçbir iblis pençelerini kendi kendisine çekip atmamýþtýr. Kapitalizmin insana ve gezegene verdiði zararlara "artýk dur" diyen küresel bir hareket var. AntiKapitalist Manifesto, kapitalizmin yýkýlmasýný ve yerine sosyalizmin kurulmasýný öneriyor. Hareket içinde kapitalizmi yýkacak güce sahip olan toplumsal kesimin iþçi sýnýfý olduðunu çok geniþ bir teorik yelpazede göstermesi ve kapitalizmin yerine konulacak olan sistemin köþe taþlarýný, sosyalizmin imkansýzlýðýný anlatanlara karþý tartýþarak savunmasý, bu kitabý çok önemli kýlýyor.


K

Yýldýz ÖNEN

adýnlar günümüzde tarihte hiç olmadýklarý kadar görünür durumdalar. Dünyadaki ücretli emeðin önemli kýsmýný ve ücretsiz emeðin büyük kýsmýný oluþturuyorlar. Kadýnlar dünyadaki toplam çalýþma saatinin çoðunda çalýþýyor olmasýna raðmen, ücretli iþlerde erkeklerden daha az çalýþýyorlar ve ücretleri de erkeklerden daha az oluyor. Ev dýþýnda da çalýþtýklarý için pek çok alanda prestijleri arttý. Örneðin fabrikalarda, atölyelerde, ofislerde çalýþýyorlar, taksi, otobüs, metro þoförlüðü yapýyorlar. Ev ve aile dýþýnda sosyal hayatlarý geliþiyor. Sendikalara üye oluyorlar, grevlere katýlýyorlar. Partilere, sivil toplum kuruluþlarýna üye oluyorlar, aktif politika ile ilgileniyorlar. Dünyadaki antikapitalist, ve savaþ karþýtý hareketin en ön saflarýnda yerlerini alýyorlar. Dünya'da kadýn çalýþma hayatýnda çok büyük deðiþiklik yaþanýyor. Çin, Tayland ve Endonezya gibi hýzlý endüstrileþmenin yaþandýðý ülkelerde iki yüzyýl önceki endüstri devriminde olduðu gibi binlerce kadýn iþçi fabrika ve atölyelerde çalýþtýrýlýyor. Yoksul ülkelerden kadýnlar çalýþmak için iþ imkanlarý bulabilecekleri ülkelere göç ediyorlar. Göçmen kadýn iþçiler batýlý orta sýnýflarýn temizlik çocuk bakýmý gibi iþlerini üstleniyor. Daha zengin ülkelerde geliþen hizmet sektörlerinde kadýnlar giderek artan sayýda çalýþtýrýlýyor. 1970 ve 1980'lerde, ekonomik refah döneminde kadýnlarýn emek pazarýna çekildikleri ancak ekonomik kriz döneminde kadýnlarýn iþten çýkarýlacaklarý iddia ediliyordu. Fakat yaþanan geliþmeler bunun tam tersini gösterdi. Part-time iþlerde esnek biçimde çalýþýp daha az ücret alan kadýn iþçilerin iþe alýnmalarý hýzlanýrken genelde sendikalý olan ve yüksek ücret alan erkekler iþlerini kaybediyorlar. Ýçinde olduðumuz 21. yüzyýlýn baþýnda kadýnlarýn yüzde 50'den fazlasý ücretli iþlerde çalýþýyor. Bunun nedeni kadýn iþçilerin genel olarak az ücret alan esnek iþgücünü oluþturmasý. Özellikle ekonomik krizin yaþandýðý son yýllarda bu tür iþgücüne ihtiyaç artýyor. Düþük gelirli ailelere üye kadýnlar günümüzde daha fazla iþ hayatýna atýlmak zorunda kalýyorlar. Genel olarak ücretler düþtüðü için çalýþan erkeðin geliri ailenin aylýk harcamalarý için yeterli olmuyor. Bu nedenle yoksul ailelerin geçinebilmesi için kadýnlarýn da çalýþmasý gerekiyor. Örneðin 1990'lar Ýngiltere'sinde kadýnlarýn maaþý olmasaydý orta gelirli bir ailenin yoksulluk seviyesi iki katýna çýkacaktý. Kadýnlarýn sosyal hayatta daha fazla yer alýyor olmasý kadýn erkek eþitliðin saðlandýðý veya kadýnlarýn ezilmesinin sona erdiði anlamýna gelmez. Aksine, kadýnlarýn iþ hayatýna atýlmalarý, daha fazla gelir elde etmelerini ve daha fazla özgürleþmelerini saðlasa da

9

Günümüzde kadýnlarýn özgürlük mücadelesi

KADINLARIN KURTULUŞU OLMADAN SOSYALÝZM OLAMAZ Filipinli kadýnlar adalet arýyor Ýkinci Dünya savaþý sýrasýnda Japon askerlerine seks kölesi olmaya zorlanan Filipin'li kadýnlar, çektikleri ýzdýrabýn telafi edilmesini istiyorlar.Geçtiðimiz Aðustos ayýnda, Filipin'lerin baþkenti Manila'daki Japon Büyükelçiliði'nin kapýsýnda toplanan yaþlý kadýnlar, seslerini duyurmak için eylem yaptý. Artýk çok yaþlý olduklarýný ve adalete ulaþtýktan sonra son yýllarýný huzur içinde geçirmek istediklerini söyleyen kadýnlar Asya Kadýn Fonu'nu da eleþtirdiler. Ýkinci Dünya Savaþý öncesinde ve sýrasýnda,barýþ anlaþmasý düzenlendiði iddiasýyla Japon Ordusu için kurulan genelevlerde 200 bin civarýnda Asyalý kadýn, zorla seks kölesi olarak çalýþtýrýlmýþtý. Japonya bu kadýnlara doðrudan tazminat ödemeyi reddetti, ancak savaþ sýrasýndaki seks kölelerine nakit ödeme yapmak 1995'te Asya Kadýn Fonu'nu kurdular.

Savaþ, kadýn ve Kosova! Doðu Avrupa'nýn her yerinden gelen kadýnlar Kosova'da silahlý adamlar tarafýndan seks kölesi olarak kullanýlýyorlar. Beyaz kadýn ticaretinin iþçileri ise Moldova, Ukrayna, Rusya, Romanya ve Bulgaristan'dan gelenler. Bu ülkelerdeki ekonomik krizden kaçmak isteyen kadýnlar, Kosova'da Arnavut mafyasýnýn eline düþüyor. Sivil bir yardým kuruluþu olan Uluslararasý Göçmenlik Bürosu için çalýþan Melissa Colten de kadýnlarýn mafyadan çok korktuklarýný anlattý: "Kadýnlar genellikle üç-beþ gün bir odaya kapatýlýyorlar. Her þeyleri alýnýyor. Belki sadece su veriyorlar. Çoðu zaman zaman ve yer kavramýný da yitiriyorlar." Amaç kadýnlarýn direniþini kýrmak. Böylece eðitim süreci sona eriyor ve satýlmaya hazýr hale geliyorlar. Fiyatlar 500 dolardan baþlýyor, 2 bin 500 dolara kadar çýkýyor.

Afganistan’da kadýnlar “özgürleþtirirldi”! yaþamlarýný daha fazla baský altýnda sürdürmelerine neden oluyor. Kadýnlardan ayný anda baþarýlý bir iþ kadýný, kendini çocuklarýna adamýþ bir anne, iyi yemek yapan bir aþçý, entelektüel konuþmalar yapan müthiþ bir sevgili olmalarý bekleniyor. Zaten yaþam standartlarýnýn düþmesi nedeniyle iþ yaþamýna atýlan kadýnlar, bir yandan iþ yaþamýndaki eþitsizliklere maruz kalýrken, diðer yandan iþten arta kalan zamanlarýnda ev iþlerini ve çocuk bakýmýný sürdürmek durumunda kalýyor. Kadýnlarýn iþ hayatýna ve sosyal hayata daha fazla katýlmalarý onlarýn grev hareketlerinde, antikapitalist ve savaþ karþýtý harekette yer almalarýyla sonuçlandý. Son yýllardaki tüm grevlerde, gösterilerde kadýnlar ön saflarda yer aldýlar. Örneðin Fransa'daki öðretmenler grevine katýlanlarýn büyük çoðunluðu kadýnlardý. Ýngiltere'de 2 milyonluk savaþ karþýtý hareketi inþa eden önemli örgütlerden biri olan Müslüman Örgütler Birliði'nin sözcüsü bir kadýn. Hindistan'daki IV. Dünya Sosyal Forumu'nda katýlýmcýlarýn yaklaþýk üçte ikisini kadýnlar oluþturdu. Bununla beraber, hareketin liderliðinde kadýnlar özel bir rol oynuy-

orken, kampanya temsilcileri genellikle erkeklerden oluþuyor. Kadýnlarýn iþ yaþamýnda, sosyal hayatta ve politik hayatta daha aktif yer almalarý doðrudan özgürleþmelerini saðlamýyor. Fahiþelikle fabrika iþçiliði arasýnda tercih yapmak zorunda kalan bir Tayland'lý genç kadýn için, deðiþik vardiyalarda çalýþtýðý için kocasýný çok az görebilen ve yine de ay sonunu çýkaramayan bir Kürt kadýn için, her an yakalanma korkusu yaþayan Amerika'da kaçak çalýþan bir Ýspanyol kadýn iþçi için özgürlük ne anlam ifade eder? Hayatlarýmýzý kontrol eden ve insan iliþkilerini parçalayan sömürüyü sona erdirecek iþçi sýnýfýnýn dünya üzerinde iktidarý ele geçirmesi ile kadýnlarýn özgürlüðünü saðlayabileceðiz. Ýþ yerlerini ve iþ süreçlerini kar için deðil ihtiyaçlarýmýz için yeniden düzenlediðimizde özgürlüðe kavuþacaðýz. Kadýnlar için iktidara sahip olmak ayrýca önemli. Kendi vücutlarý, kendi doðurma yetenekleri üzerinde de böylelikle söz sahibi olabilecekler. Bu 21. yüzyýlda basit bir talep gibi gözükse de hala bazý ülkelerde kürtaj ve doðum kontrol yasaðý olduðunu unutmamak gerekir (örneðin Polonya).

Kadýnlar ve erkekler istedikleri zaman evlenip istedikleri zaman boþanabilmeliler. Kadýnlar ev içi þiddet ve iþyerindeki tacizden kurtulabilmeliler. Bunlar ise ancak sýnýfsýz bir toplumun oluþmasý ile saðlanabilir. Kýsa süre yaþamýþ olan sosyalist toplum örnekleri kadýnlarýn taleplerinin öne çýktýðýný ve kadýnlarýn bunlara ulaþmak için mücadele ettiklerini gösteriyor. 1917 sonrasý Rusya, savaþtan yeni çýkmýþ ve yoksul olmasýna raðmen kadýnlar için gerekli toplumsal deðiþikleri gerçekleþtirebilmiþtir. Çünkü kadýnlarýn özgürlüðü sosyalizm için mücadelenin bir parçasý olmak durumunda. Bunun baþarýlmasý için ise erkek iþçilerle birlikte mücadele etmek gerekyor. Son süreçte dünya iþçi sýnýfý küreselleþme, emperyalizm ve liberalizmin saldýrýlarýyla karþý karþýya. Bunlara karþý mücadelede büyük bir yol alýndý. Antikapitalist ve savaþ karþýtý hareket dünyada bir süper güç olduðunu kanýtladý. Eðer bu mücadele ile kadýnýn özgürleþmesi, sosyalizm ve sýnýflý toplumun yýkýlmasý arasýnda baðlantý kurulabilirse dünyada gerçek bir deðiþikliði yakalama þansýný yakalayacaðýz.

Afgan kadýnlarýn saldýrýlara karþý mutlak savunmasýzlýðý kökten dinci tecavüzcüler tarafýndan onurlarýnýn kýrýlmasý dehþeti, pek çok Afgan kadýnýný intihara sürüklemiþtir. Çok az eðitimli kadýnýn olduðu bir ülkede, kadýnlar erkek doktora ulaþma þansýna sahip deðiller.Afgan kadýnlarý resmen ve "yasal" olarak ahlaksýzlýk iddialarý karþýsýnda ölüm cezasýna mahkum edilmiþ, evlerinin dýþýna çýkamaz hale getirilmiþlerdir. ABD müdahalesi sonrasý durumda en ufak bir düzelme olmamýþtýr

Iraklý kadýnlar “özgürleþtirildi”! * Samarra kentinde 15-20 yaþlarýnda 30 kýz kaçýrýlýp tecavüz edildikten sonra ellerine onar dolar tutuþturularak periþan bir halde geri gönderilmiþ ve kent halký Ramazan Bayramýnda kýzlarýný köylere göndermek zorunda kaldý. * Ayný zulmü bayram sonrasýnda da tekrarlamak isteyen ABD askerleri kýzlarý bulamayýnca, halký korkutmak ve kýzlarýný getirmelerini saðlamak amacýyla önce 5 kiþiyi "Saddam'ýn adamý" diyerek öldürmüþ ve halktan bir hafta içinde 50 bakire kýzý hazýrlamalarýný isteyerek, aksi takdirde kentlerini baþlarýna yýkacaklarý tehdidinde bulundu. * Üç gün önce tekrar Samarra'ya giden iþgal askerleri yine kýzlarý bulamayýnca bu kez 54 sivili öldürerek harabe binalara atmýþ ve ardýndan da helikopterlerden açtýklarý roket ateþleriyle harabe binalarý tamamen yýkmýþ ve cesetleri tanýnmaz hale getirdi.


10

KÜLTÜR

Cem Karaca’nýn ardýndan

“Öylesin sen, öyle kal!” 70’li yýllardan günümüze Türk rock müziðinin efsanevi ismi olarak gelen bir sanatçýyý yitirdik. Ardýnda, rock alanýnda hala aþýlamamýþ onlarca albüm, ‘döneklik’ tartýþmalarý ve kolay doldurulamaz bir büyük boþluk býrakarak, sessiz sedasýz ayrýldý aramýzdan. Hem etnik azýnlýk, hem de sanatçý bir aileden gelen ‘Cem Baba’, 70’lerin politik olarak tarafsýz kalýnamaz iç savaþ ortamýnda safýný devrimcilerden yana tuttu. Sýk sýk karþýlaþtýrýldýðý Barýþ Manço geçmiþinde ülkücü faþistlerin konserlerinde boy gösterirken, O, ‘Tamirci Çýraðý’, ‘Parka’ gibi þarkýlarýyla nice devrimcinin yetiþmesinde pay sahibi oldu. Manço ardýnda devasa bir servet býrakýrken, onunla ayný oranda para kazanmýþ olan Karaca’nýn babadan kalma bir ev ve ‘külüstür’ bir arabadan baþka bir þeyi yoktu gideken. Çünkü tüm kazancýný dostlarýyla paylaþýyordu. Türkiye solu ve saðý daha çok ideolojik yanýyla deðerlendirse de tartýþýlmaz bir müzikal yeteneðe sahipti Karaca. Alanýndaki pek çok otorite, örneðin “Yoksulluk Kader Deðil” albümünün hala aþýlamamýþ olduðunu kabul ediyor. Teatral rock formundaki ‘Safinaz’ parçasýnýn bir benzeri dahi yapýlamadý henüz. Muhteþem yorumuna ve olaðanüstü sahne performansýna, aileden gelen teatral yeteneði de eklenince, göz kamaþtýran bir

sanatçý karþýsýnda buluyordunuz kendinizi ve büyülenmiþ gibi dinliyor, sahneden gözünüzü ayýramýyordunuz. 1980 darbesi sýrasýnda, pek çok sanatçý, aydýn ve devrimci gibi O da yurtdýþýna kaçmak zorunda kaldý ve vatandaþlýktan çýkarýldý. Hala bir ikondu Cem Karaca. Ta ki sürgünden dönebilmek için dönemin baþbakaný Özal’ýn elini öpünceye kadar. Ýþte o gün, kendisini hiç görmediði kadar büyük bir kitle önderi konumuna yerleþtiren gruplarýn gözünde ‘dönek’ oldu. Sol çevrelerde eleþtiri yaðmuru baþladý. Mizah dergilerinde yol ayrýmý tabelalarýna ‘Cem Karaca sapaðý’ isimleri yazýlmasý önerildi. Ama O askeri darbeyi eleþtiren

‘Rap Rap’ þarkýsýný yaptý. Almanya’daki sürgün yýllarýnda yaptýðý gözlemleri yansýtan ve Almanya’daki iþçilerin dramýný anlatan ‘Almancý’ þarkýsýyla kimden yana olduðunu bir kez daha hatýrlattý. ‘Döndü’, çünkü müziðini en iyi, beslendiði kültürün yaþandýðý topraklarda kök salarak icra edebileceðini düþünüyordu. Týpký kemalist rejimin hapisler, sürgünlerle ‘yola getirmeye’ çalýþtýðý ve Mustafa Kemal’i öven þiirler yazan Nazým Hikmet gibi... Ama medyanýn ve egemen sýnýflarýn eline ‘Gördünüz mü, Cem Baba’nýz da doðru yolu buldu’ deme kozu veren Türk solunun bir kýsmý, sanki 80 darbesine karþý þanlý direniþ destanlarý yaratýlmýþ da Cem Karaca bundan

Cengiz ALÐAN

KARAKEDÝ’DE anma toplantýsý

“Bozkurt dediklerim çakal çýktý!” 21 Þubat’ta Karakedi Kültür Merkezi’nde “Cem Karaca’nýn ardýndan” konulu bir söyleþi düzenlendi. Söyleþiye konuþmacý olarak Cem Karaca’nýn eski dostlarýndan Bülent Somay ve Moðollar’dan Taner Öngün’ün yanýsýra, Karaca’yla birlikte çalmýþ olan müzisyen (ve ayný zamanda Karakedi Ritm Atelyesi öðretmeni) Murat Bali katýldý. Taner Öngün ‘Cem’ ile ilgili pek çok keyifli anýsýný aktardý dinleyenlere. Bunlardan birinde, 70’li yýllarda verdikleri bir konseri þöyle anlattý: “Cem konserde ‘bozkurt dediklerim çakal çýktý’ deyince ortalýk inledi. ‘Yürüyün’ dese 50 bin kiþi

sokaða çýkýp, ortalýðý kasýp kavuracaktý”. Somay, Cem Karaca’nýn “hiçbir zaman politik önderliðe soyunmadýðýný, dolayýsýyla ‘dönmediðini’” vurguladý. Daha genç yaþta bir müzisyen olan Murat Bali ise “O oyunu, baþka hiçbir þarta baðlamadan, yalnýzca oyun oynamak için oynayanlardandý” dedikten sonra, ideolojik yanýyla deðil, sanatçý kimliðiyle deðerlendirilmesi gerektiðini savundu. Taner Öngün ayrýca, BarýþaRock festivalinin Cem Karaca üzerinde harekete geçirici ve heyecanlandýrýcý bir etkiye sahip olduðunu da vurguladý.

Soðuk Dað

Hollywood’dan bu kadar... Amerikan Ýç Savaþý söz konusu olduðunda Hollywood çok zaman yanlýþ tarafta yer alýr. Amerikan Ýç Savaþý Güney'deki köleci sisteme karþý Kuzey'in burjuvazisinin savaþýdýr. Köleciliðe karþý olduðu ölçüde ilerici, devrimci bir savaþtýr. Bu nedenle Karl Marks bu savaþta Kuzey'i desteklemiþtir. Kuzey'in zaferi köleciliðin kalkmasý demektir. Nitekim savaþý Kuzey kazandý. Savaþ ýrkçýlýðý ve eþitsizliði tabii ki gidermedi ama eðer savaþý Güney kazansaydý o takdirde ýrkçýlýk devam edecek ve hatta belki de yayýlacaktý. Hollywood ise savaþýn bu ana temasýný anlatmak yerine ývýrzývýr konularý öne çýkarýr ve zaman zaman da Güney'i kahramanlaþtýrýr. Soðuk Dað böyle bir film deðil. Ama gene de tipik bir Hollywood filmi. Film boyunca savaþýn tahribatýný görüyorsunuz. Dehþet verici olaylar yaþanýyor. Yüzeyde ise birbirlerini çok az tanýyan ama gene de ilk görüþte aþýk olan iki genç, Ada (Nicole Kidman) ve Inman (Jude Law) birbirlerine kavuþmaya çalýþýyorlar. Inman Güney (Konfederasyon)

dönmüþ gibi, ‘dönek’, ‘hain’ tartýþmasý yapmaya devam etti. Elbette politik hatalarý da oldu Karaca’nýn. Fetullah Gülen’le iliþkisi gibi. Ama O zaten politik bir önder deðildi. Yerleþtirildiði bu konumdan, albüm satýþlarý anlamýnda, yararlanmýþ da olabilir. Ama gerçekte muhalif sanatçý kimliðinden taviz vermedi. Böyle düþünenler, son dönemde yer aldýðý savaþ karþýtý etkinliklere ve BarýþaRock festivaline bakmalýlar. Þarkýlarýn, muazzam sesin ve yorumunla kulaklarýmýzda ve miting alanlarýnda yankýlanmaya devam edecek. Rahat uyu Cem Baba!

ordusuna katýlmýþtýr. Niye savaþtýðýný bilmez ama gene de savaþýr. Filmin tek savaþ sahnesi olan ve Krater Savaþý olarak bilinen muharebede yaralanýr, hastaneye kaldýrýlýr ve orada askerden kaçarak evine ve Ada'ya gitmek için yola çýkar. Krater Savaþý'nda Konfederasyon ordusu bir tepe üzerinde siperdedir. Kuzeyliler yaklaþamazlar. Bunun üzerine yerin altýndan dev bir tünel kazýlýr ve Konfederasyon ordusunun altýnda büyük bir patlama gerçekleþtirilir. Patlama ile bir krater oluþur ama Kuzeyliler yanlýþlýkla bu kraterin içine saldýrýrlar ve çevredeki Konfederasyon askerleri tarafýndan katledilirler. Gerçekte bu saldýrýyý siyah bir birlik yapacaktý. Özel olarak bu saldýrý için yetiþtirilmiþ bir birlik. Ancak son anda, büyük olasýlýkla ýrkçý bir nedenle saldýracak birlik deðiþtirilir. Tamamý beyazlardan oluþan bu yeni saldýrý birliði hata yapar ve katliam gerçekleþir. Soðuk Dað filmine bakýlýrsa Güney bütünüyle beyaz. Siyahlar hemen hemen hiç yoklar. Olduklarý tek sahnede ise

çiftliklerinden kaçan ve Kuzey'e gitmeye çalýþan bir grup siyah Inman'la yumurtalarýný paylaþmak istemezler. Köleliðin ortadan kalkmasý için savaþan Kuzey Ordusu ise hiç de böyle gösterilmiyor. Kuzeyli askerler bir kadýna tecavüz etmeye çalýþýyorlar. Kuzey ordusu mutlaka böyle þeyler yapmýþtýr ama ayý ordu Güney çiftliklerine girerek siyah köleleri de özgürleþtirmiþtir. Soðuk Dað kitabý savaþýn kötülüklerini teþhir ederken savaþýn amacýný, kölelerin özgürlüðünün önemini de anlatýyor. Film de ise savaþýn ne için yapýldýðýný anlamýyorsunuz bile. Sonuç olarak Soðuk Dað diðer Hollywood filmlerinin bütün özelliklerini taþýyor. Önemli gerçekleri, sýnýf gerçeklerini anlatmýyor ama gene de savaþýn çirkinliðini gösteriyor. Charles Frazier'in yazdýðý Soðuk Dað kitabý filminden çok daha iyi. Hem sanatsal olarak hem de politik olarak. Filme gideceðinize kitabý okuyun! Filmi unutur gidersiniz, kitap ise hep yanýnýnzda kalýr! F. Aloðlu

BÝZE GÖRE “Sokaklar bizim, onlarý elimizden kimse alamaz” Big Noise Tactical Media adýndaki medya kolektifinin son filmi Dördüncü Dünya Savaþý (4th World War) Ýf Ýstanbul Baðýmsýz Filmler Festivali kapsamýnda gösterildi. Daha önce “Zapatista” ve “This is what democracy looks like” adlý filmlere imzasýný atan bu alternatif, devrimci medya grubu kendilerini hep kolektifin adýyla tanýmlýyor. Filmlerin yapýmýný ve daðýtýmýný da kendileri üstleniyor. Film Zapatistalar’ýn çektiði dört dakikalýk “Bush Whacked” (Bush Çarpmýþ) adlý kýsa filmle baþlýyor. Zapatistalar’dan Arjantin’e, Güney Amerika’dan Filistin’e, oradan Irak’a kadar uzanan ve tüm bu ‘cephe’lerde süren mücadelelerden örnekler sunuyor. Kamera hep dünyanýn efendilerine karþý koyanlarýn safýnda duruyor. Ancak gösterimden önce, perdede Lipton ve Pepsi gibi dünyanýn sayýlý devleri arasýnda olan iki firmanýn reklamýnýn boy göstermesi alternatif film þenliðinin ruhuna uygun düþmüyordu.


11

NOT DEFTERÝ Tekel iþçisi eylemdeydi Tekel çalýþanlarý fabrikalarýnýn özelleþtirilmesini iþyerini terk etmeyerek protesto ediyor. Tekel'e ait 16 alkol fabrikasý 292 milyon dolara Nurol, Limak, Özaltýn ve Tütsab ortak giriþimi tarafýndan satýn alýndý. Tekel iþçileri sürdürdükleri direniþe raðmen özelleþtirmeyi engelleyememiþti. Özelleþtirmenin ardýndan 2800 çalýþandan 297'si iþyerinden ayrýlmadý. Ýþçiler, iþten atýlmayacaklarýna dair güvence verilene dek Þaraphane'deki fabrikayý terk etmeyeceklerini bildirdiler.

Direnen sürülüyor Direniþteki Tekgýda-Ýþ sendikasýna üye 297 iþçiden 180'i baþka illerdeki sigara fabrikalarýna gönderilmek isteniyor. Türk-Ýþ Ege Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçý, "Ýþletmelerin haraç mezat satýlmasýnýn doðru olmadýðýný, iþsizliðin büyük bir sosyal bozukluk olduðunu vurguladýk ama dinletemedik. Ancak yýlmýyoruz." Dedi. Öte yandan, Diyarbakýr Tekel Ýçki Fabrikasý'nda çalýþan 288 iþçiden özelleþtirmeye karþý çýkan 147'si çevre illere sürgün edildi.

TÜPRAŞ'ýn satýþýna onay Maliye Bakaný Kemal Unakýtan "Babalar gibi satarým" sözleriyle özetlediði özelleþtirmelerle ilgili son açýklamasýný yaptý. TÜPRAÞ'ýn Efremov-Kautschuk GmbH'ye satýlmasýna iliþkin Özelleþtirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararýnýn imzalandýðýný açýkladý. Maliye Bakanlýðý'ndan yapýlan açýklamada TÜPRAÞ'ýn yüzde 65,76'sýna denk gelen A Grubu hisselerinin Efremov'a 1 milyar 302 milyon dolara satýlmasýnýn ÖYK kararýna sunulduðu hatýrlatýlarak "Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý, kararý ÖYK'nýn onayýna sunmuþ kurul da kararý onaylamýþtýr" denildi. Açýklamada kararýn Resmi Gazete'de yayýnlanmasýnýn ardýndan alýcý firma Eframov ile sözleþme görüþmelerine baþlanacaðý ifade edildi. Görüþmeler sonrasý TÜPRAÞ'ýn Tatneft'e satýþýna karar verildi

Petrol-Ýþ: "Efremov'la ilgili gerçekler" "TÜPRAÞ'a en yüksek teklifi veren Efremov-Kautschuk GmbH'nin "61267 NeuAnspach, Eisenbachweg 41" adresinde bir aile oturuyor!

Þirket telefonlarýna ulaþýlamýyor. "Þirketin sermayesi sadece 105 bin euro ve yüzde 49'u 'vergi kaçakçýlarýnýn cenneti' olarak bilinen British Virgin Island'da 'posta kutusunda kurulu bir off-shore þirketi'ne ait.

TÜPRAŞ'ta rüþvet iddiasý TÜPRAÞ ihalesinde Rus Tatneft þirketinin 400 milyon dolar rüþvet verdiði iddia edildi. Önceki ihalede en yüksek teklifi veren Efremov'un özellikle Petrol-Ýþ tarafýndan teþhir edilmesi üzerine bu kez ayný þirketle ortaklýðý olan Tatneft alýcý oldu. Renix Finance Corp. adlý Amerikan þirketi Tatneft ve Efremov'un hisselerinin yüzde 49'una sahip. Tatneft'in Amerikan bankalarýna 1,3 milyar dolar kredi borcu var. Bu hemen hemen TÜPRAÞ'ýn satýþ bedeli. Türkiye'den alýcý ortak Zorlu Grubu, ihale bedelinin yüzde 70'ini krediyle karþýlayacaklarýný açýkladý. Ýddiaya göre, TÜPRAÞ hisseleri kredi karþýlýðý rehin alýnacak ve krediler zamanýnda ödenmeyince Amerikan þirketi Renix

Finance Corp. 400 milyon dolar rüþvetin meyvesini alacak ve TÜPRAÞ hisselerine el koyacak.

Petrol-Ýþ: "Yeniden kamulaþtýrma!" TÜPRAÞ'ýn satýþýnýn ardýndan sýra PETKÝM'de TÜPRAÞ ve PETKÝM'in sadece Aliaða tesislerinde 6500 iþçi çalýþýyor. Bu ailelerle birlikte 26 bin insan demek. TÜPRAÞ'ýn yýllýk cirosu 5 milyar dolarýn üzerinde. Dünyanýn en büyük 500 þirketi arasýnda. Oysa sadece 1,3 milyar dolara satýlýyor. Gerçek deðerinin neredeyse 50 kat altýnda bir bedel bu. Petrol-Ýþ sendikasý bu 'satýþ'ý tek baþýna durdurmaya çalýþýyor. Ama kaz yaðlý olunca üzerinden atmaca eksik olmuyor. Sendika baþkaný Mustafa Öztaþkýn bakýn ne diyor: "Yeter ki hukuk lehimize karar versin, uygulatýlmasý için her þeyi yaparýz. Bu kararýn yargýdan döneceðini umuyoruz. TÜPRAÞ'ýn satýlmasý hakkýnda þaibe var, alacak þirket hakkýnda þaibe var. Hukuk kararý belli olduktan sonra, kamulaþtýrma, devletleþtirme dahi geriye dönük uygulanabilir."

Ýþçiler direniyor, ama tek baþlarýna!

SES'ten eylem: Kamu kurumlarý çökertiliyor! SES, ÝÜ Kardiyoloji Enstitüsü'nün kapatýlarak Cerrahpaþa Týp Fakültesi'ne baðlanmak istenmesini bir eylemle protesto etti. "Herkese eþit-ücretsiz saðlýk" dövizlerinin taþýndýðý eylemde sendika adýna konuþan Songül Beydilli "Çalýþanlar 'Cerrahpaþa Týp Fakültesi'ne baðlanmak istiyoruz' þeklinde bir dilekçe vermeye zorlanýyor" dedi. Yapýlan açýklamada kuruma 1998 yýlýndan bu yana asistan kadrosu verilmediði, hemþirelerin de baþka hastanelerde görevlendirildiði vurgulandý. Beydilli, "Baþta saðlýk kurumlarý olmak üzere, kamu kuruluþlarý çökertilerek hizmet veremez hale getiriliyor." dedi. SES, ÝÜ Rektörlüðü aleyhinde suç duyurusunda bulunmaya hazýrlanýyor.

Erkin Koray'ýn sert ama hüzünlü bir þarkýsý var: "Hep tek baþýmýza". Yalnýzlýða isyan. Görüyoruz: Modern toplumda iþçiler olarak kazandýðýmýz her þey elimizden alýnýyor. ABD, insanlýðýn tüm kazanýmlarýna saldýrýyor. Acýmasýz bir özelleþtirme harekâtý yürütüyor. Silahlarýyla, can alarak. Neoliberal siyaset savaþýyor: Ýþçilerle, ülkelerle… Bastýrýyor parayý satýn alýyor, yolluyor uçaðýný bombalýyor. Dünyayý iþgal ediyor! Bu geliþmeler karþýsýnda küresel bir direniþ var. Her ulustan eylemciler ortak düþmana vuruyor. Sýnýrlarý eylem kaldýrýyor. Topraksýzlar topraklara el koyuyor, iþçiler kendilerine daha çok güveniyor. Ýþte Fransa, Ýtalya ya da Kore. Türkiye'de de direniþ var, savaþ karþýtý hareket var. Ýþçi hareketi var. Meydanlarda

Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu iliþki kurmak için

Tekirdað- Özgür: 0543-640 97 39 Ýzmir- Erkan: 0535334 65 18 - Mevlüt Ülgen: 0505-296 97 86 SamsunFaruk Altýnbaþ: 0462-230 67 83 Gaziantep- Barýþ Poyraz: 0505-229 99 85 Gebze- Ömer Hoca: 0532-306 56 85 Ordu- Ahmet Süngü: 0537-301 05 04 BursaSamet: 0535-949 62 86 Çorum- Halil Özbent. 0533-367 14 88 Akhisar- Fedai: 0544-515 62 59 AnkaraKemal: 0532-475 01 50 Adapazarý- Kazým Bibinoðlu: 0533-431 39 44 Adana- Mehmet Antmen: 0532-564 59 46 Kocaeli- Dursun Hoca: 0532-565 48 80 Ýstanbul/Kadýköy- Gül: 0536-971 69 78 - Ahmet: 0555-347 24 77 Ýstanbul/Beyoðlu- Karakedi: 0212-251 62 73

KESK’liler var. Ama eksik olan birþeyler var. Ne o? Cevabý Erkin Koray veriyor: "Hep tek baþýmýza!" Bush'a karþý çýkmakla "kamu reformu"na direnmek ayrý þeyler deðil. Öyleyse, bilinç düzeyindeki bu yarýlmayý tartýþmakla baþlanmalý. Ýhmal edilmiþlik duygusuna yer vermeden yerelle ilgilenmek, ama bunu genele baðlamak gerekiyor. ABD'nin ‘koçbaþý’ olduðu neoliberalizmin özelleþtirmek; özelleþtirmek için yeni kaynak üretmek, yarattýðý krize yanýt bulmak için savaþmak zorunda olduðunu iþçi sýnýfý içinde anlatmak gerekiyor. Sonra Marks'tan alarak, "iþçilerin 'her düzeyde' birliðini" savunmalýyýz. Petrol-Ýþ'liyle Tekgýda-Ýþ'linin Yol-Ýþ'liyle SES'linin geleceðini birlikte savunmasý için çabalamalýyýz. Kampanyalar örgütlemeliyiz.

Bunu yaparken yalnýz olmadýðýmýzý, Nike'ýn Tayvan'daki fabrikasýnda çalýþan iþçinin yanýmýzda olduðunu anlatmalýyýz. Burada söylemek gerek: "Türk'ü Türk'e düþman eden" milliyetçiliði yenmeliyiz. AKP'ye oy veren iþçiyi "AKP 'kamu reformu' ile ülkeyi bölecek" diyerek nasýl kazanabiliriz? "Bu adamlar kapitalist, sermaye uþaðý" demeliyiz. Girip koluna mitinge götürmeliyiz. Son olarak Roni Margulies, gazetemizin önceki sayýsýnda "Her yerele bir BAK" diyordu. Ben eklemek istiyorum: "Sýnýfa BAK". Sýnýf sorunlarýna hassasiyet, sorunlarý küresel düzeye atýfla ele almak, onlarý "Amerikan yüzyýlý projesi"nin karþýsýna koymak. Devrimci marksizmin uluslararasý çapta müdahalesi bu. Müesser PINAR

Kamu çalýþaný yoksullaþtý Ekonominin týkýrýnda olduðu ileri sürüledursun, yapýlan araþtýrmalar halkýn alýmgücünün azaldýðýna dikkat çekiyor. Enflasyondaki düþüþte alýmgücündeki azalmanýn etkisi büyük. KESK'in yaptýðý araþtýrmaya göre, 2003 yýlý baþýnda kamu emekçisinin gelirinin yüzde 31'i kira giderine ayrýlýrken bu rakakm yýl sonunda yüzde 35'e ulaþtý. Kamu çalýþanýnýn bir aylýk maaþý ile alabildiði pirinç miktarý yýl baþýnda 403 kilo iken yýl sonunda 387 kiloya

düþtü. Araþtýrmada DÝE ve Maliye Bakanlýðý verileri kullanýldý. Ürün(KG) Yýl baþý Yýl sonu Et 66 55 Pirinç 403 387 Kýyma 72 55 Ekmek 590 532 Araþtýrma ile ilgili yapýlan açýklamada "Düþük ücret politikalarý ile sofradaki ekmeði küçüklen emekçiler için yoksulluk derinleþmektedir" tespitinde bulunuldu. Bunun ise düþük enflasyonda etken olduðu belirtildi.

sosyalist iþçi ne savunuyor? Aþaðýdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratýcýsý iþçi sýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim

-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir þekilde deðiþtirilemez, düzeltilemez. -Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için oluþturulmuþtur. -Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir. -Bu sistemi sadece iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi devirebilir. -Sosyalizm için mücadele dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr. Sosyalistler baþka ülkelerin iþçileri ile daima dayanýþma içindedir. -Sosyalistler kadýnlarýn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eþitliðini savunur. -Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihlerinden dolayý aþaðýlanmalarýna ve baský altýna alýnmalarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm

-Sosyalistler, bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. -Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar. -Sosyalistler bütün haklý ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler. -Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu Avrupa ve Küba sosyalist deðil, devlet kapitalistidir. -Sosyalistlet bu ülkelerde iþçi sýnýfýnýn iktidardaki bürokratik egemen sýnýfa karþý mücadelesini destekler.

Devrimci parti

-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalýþma ile inþa edilebilir. -Sosyalistler pratik içinde diðer iþçilere reformizmin iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrý olduðunu kanýtlamalýdýr. -Bu fikirlere katýlan herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý çalýþmasýna omuz vermeye çaðýrýyoruz.

sosyalist iþçi’nin savunduðu temel fikirlere katýlýyorsanýz, yeni bir dünyanýn yaratýlmasýnda aktif olarak yer almak istiyorsanýz:

0212-251 62 73


SAYI:214 25 Şubat 2004 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.sosyalistisci.org

sosyalistisci@sosyalistisci.org

20 Mart’ta BAK Kortejindeyiz

Barýþ ve Adalet Koalisyonu Ýstiklal Cad. No:99 Ankara Han Kat 4 Beyoðlu - 0212 243 89 57 www.kureselbarisveadalet.org koalisyon@kureselbarisveadalet.org

20 Mart Irak’ýn bombalanmaya baþladýðý gün. Geçen sene 10 milyonlara ulaþan uluslararasý savaþ karþýtý hareket bu sene de bombardýman baþladýðý gün sokaklara çýkma kararý aldý. 20 Mart’tan bu yana Irak’ta onbinlerce sivil öldü, iþsizlik son derece yüksek boyutlara ulaþtý. Irak’ýn bütün doðal kaynaklarý ABD öncülüðünde yaðmalanýyor. Kasým’da Paris’te Avrupa Sosyal Forumu 20 Mart’ta Irak’taki iþgale karþý sokaða çýkma kararý aldý. Ardýndan Hindistan’da Dünya Sosyal Forumu kararlarýndan biri 20 Mart’ta iþgale karþý sokaða çýkma kararýydý. Haziran’da Ýstanbul’da, Bush’un da geleceði NATO zirvesi gerçekleþecek. Biz Bush’un yalanlarýný, saldýrýlarýný, katliamlara nasýl destek verdiðini, ambargolarýndan dolayý ölen milyonlarca sivili biliyoruz. Bush’a geçen sene onlarca þehirde verilen cevabý, Selanik’teki savaþ karþýtlarýný, Paris’i Hindistan’ý da biliyoruz. Ýngiltere’de savaþ karþýtlarýnýn Bush’u 300 bin kiþiyle karþýladýðýný da... Bush gelme istemiyoruz. Ölümlerden sorumlu olduðunu biliyoruz. Bush Ýstanbul’da NATO zirvesinde Irak iþgalini, kaynaklarý nasýl paylaþýlacaðýný konuþacak. Biz onu Ýstanbul’da da, Irak’ta da istemiyoruz. Türkiye’de de BAK örgütlü olduðu her yerde sokaða çýkma kararý aldý. Biz de dünyadaki savaþlara, iþgale ve adaletsizliðe son vermek için 20 Mart’ta ABD iþgaline karþý sokaklarda olacaðýz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.