sosyalist isci SAYI: 215
10 Mart 2004
500.000 TL.
DEMOKRATİK GÜÇBİRLİĞİ’NE
OYLAR
IMF HÜKÜMETÝNE, SAVAŞ PARTÝLERÝNE OY YOK
Sayfa: 12 iktidar partisi renk arayýþýnda
AKP bukalemun mu?
Seçimlerden sonra daha yoðun bir mücadele dönemi geliyor 28 Mart’ta yerel seçimler var. Bu seçimlere emeðin temsilcisi olarak sadece bir parti, Demokratik Güçbirliði giriyor. Demokratik Güçbirliði sosyal demokratlarý, Türk sosyalist partilerini ve gruplarýný, Kürt hareketini, sendikalarý ve emek örgütlerini yan yana getiriyor. Demokratik Güçbirliði birçok bölgede SHP olarak seçimlere giriyor ama her yerde deðil. Bazý bölgelerde ise Demokratik Güçbirliði’ni oluþturan diðer partilerin adýyla seçimlere giriliyor. DEHAP ve ÖTP ise seçimlerden çekildi. Bu partilerden adaylar heryerde SHP’den
seçimlere katýlýyorlar. Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi, DSÝP, en baþtan itibaren Demokratik Güçbirliði’nin içinde. Ancak, DSÝP, asýl mücadelenin seçimlerden sonra baþlayacaðýný vurguluyor. Bu seçimler asýl olarak 5 dakikalýk bir demokrasi oyunu. Emekçilerin yeni liberal politikalara, sendikasýzlaþtýrmaya, iþten çýkarmalara, özelleþtirmelere, yolsuzluða ve yoksulluða karþý mücadelesi seçimlerle sýnýrlý deðil. Tam tersine asýl mücadele seçim alanýnýn dýþýnda. 29 Mart’tan itibaren yeni bir mücadele dalgasý geliyor.
Bu arada 2o Mart’ta, ABD’nin Irak saldýrýsýný baþlatmasýnýn yýl dönümünde bütün dünya sokaða çýkýyor. Türkiye’de baþta Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir olmak üzere bir çok kentte Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’nuýn çaðrýsý ile eyleme çýkýlýyor. DSÝP herkesi BAK kortejine katýlmaya çaðýrýyor. Haziran ayýnda ise NATO liderleri ve bu arada Bush Ýstanbul’a gelmek istiyor. GELME BUSH diyoruz. Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu’nda birleþen sendikalar, emek örgütleri, sanatçýlar bu çaðýrýyý tekrarlýyor.
AKP yalanlarýna ilk kitlesel tepki
SATIŞA 100 BİN HAYIR
6 Mart’ta 100 bine yakýn emekçi AKP hükümetinin çýkarmaya çalýþtýðý Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nu protesto için yürüdü. 6 Mart günü Ankara’da 100 bin ses satýþa hayýr dedi. Yeni yasa tasarýsý reform adý altýnda asýl olarak kamu hizmetlerinin ortadan kalkmasýna hizmet ediyor ve IMF’nin bütün dünyada yoksul ülkelere dayattýðý bir önlem. Bu yasa tasarýsý geçerse, zaten hepsi yarým yamalak olan kamu hizmetleri bütünüyle ortadan kalkacak, bu alanlarda çalýþan iþçiler iþten
çýkarýlacak. Kamu hizmetleri özelleþtirilecek. Hiç kimse özel yönetimler altýnda hizmetlerin daha iyi olacaðýný beklememeli. Tam tersine fiyatlar artacak, kalite düþecek. Hastanelerde hasta, okullarda öðrenci deðil, müþteri olacaðýz. Ankara’da baþlayan mücadele süreci çok önemli. Ýþçiler Ankara’da bu yasa tasarýsý geri çekilmezse genel grevin gelmekte olduðunu duyurdular. Þimdi herkes bu çaðrýya yanýt vermeli. Kamu hizmetlerinin satýþýna hayýr!
Sayfa: 2
CHP, ÝP, MHP, BBP, GP, DYP, SP ayný cephede
Çürük elma koalisyonu Sayfa: 6-7 Doðan Tarkan:
Neden Demokratik Güçbirliði’ne Sayfa: 6
AKP nasýl bir parti? 29 Mart’ta nereye bakacaðýz Sayfa: 3
Kýrýlgan bir dünya ekonomisi Sayfa: 6
2 “Muhafaza” edilenler Bölgeler arasý dengesizlik Marmara’da kiþi baþýna 11 bin, Doðu Anadolu’da 100 dolar! Yoksulluk Nüfusun en alttaki %20’lik kýsmý gelirin %4.9’unu, en üstteki %20’lik kýsmý % 54.9’unu alýyor. Ýþsizlik Resmi rakamlara göre 2.5 milyon. Kayýt dýþý istihdam bu hesapta yok! Borçlar Ýç borç 129.8, dýþ borç 137.9 milyar dolar. Borç faizleri bütçenin %44’ünü yutuyor! Çürüyen saðlýk ve eðitim Saðlýða bütçeden %3! 10 yýlda öðrenci sayýsý 13 milyon arttý, pay %50 azaldý!
“Muhafaza” edilmeyenler Satýlanlar TDÝ Kuþadasý, Trabzon, Çeþme limanlarý, SEKA Çaycuma, Kastamonu ve Balýkesir iþletmeleri, TAKSAN, Gerkonsan A.Þ., Eti Gümüþ A.Þ., ESGAZ, Gemlik Gübre, ÝGSAÞ, BURSAGAZ, TEKEL alkol, TÜPRAÞ Satýlacaklar TELEKOM, TEDAÞ, TEKEL sigara, PETKÝM, THY, ERDEMÝR, þans oyunlarý, TÜGSAÞ , Et Balýk.
Özelleþtirmeler ne getirdi?
HABERLER
A
KP, 10-11 Ocak tarihlerinde "Muhafazakârlýk ve Demokrasi" baþlýðýyla uluslararasý bir sempozyum düzenledi. Parti, kuruluþunun hemen ardýndan bir kimlik arayýþýna giriþmiþ ve iþe önce "ne olmadýðýný" anlatmakla baþlamýþtý. Ýslamcý deðildi, merkezdeydi, ancak bu merkez "yeniden tanýmlanmalýydý", bu sempozyumun ardýndan "muhafazakâr demokrasi" nitelemesinde karar kýlýndý.
Neydi muhafazakârlýk? Muhafazakârlýk Batý'da modernizme yönelmiþ tepkinin adýydý. Bireyi, onun aklýný ve devrimciliðini öne çýkaran modernite karþýsýnda, topluma, onun deðerlerine ve geleneðe atýfta bulundu. Muhafazakârlýðýn fikir babalarýndan Edmund Burke, "Ýnsan dindar hayvandýr" diyordu. Burada din, toplumu düzenleyen bir kurucu deðil, sistemin iþlevselleþtirilmesini mümkün kýlacak bir alete dönüþüyordu. Terimin ilk kullanýcýlarýndan 135 yýl önceki Ýngiltere Baþbakaný Benjamin Disraeli de, "Serbest piyasacýlýk oligarþinin ve dýþlamanýn öðretisidir" diyordu. Modernizmin, liberalizmin "yýkýcý saldýrýsý" karþýsýnda muhafazakârlar, kontrollü ve yavaþ bir geliþmeden yanaydýlar.
Küreselleþmenin muhafýzlarý 20. Yüzyýl'da kapitalizm ulusal sýnýrlarý aþmýþ, imparatorluklarý parçalamýþtý. Sömürge düzeni de devam edemezdi, etmedi. Devletler "ulusal" sýnýrlarýna çek-
Ýktidar partisi renk arayýþýnda
AKP bukalemun mu? ildiler, demokrasiler kuruldu. Fakat bu "demokrasilerin", yani kapitalist devletlerin çýkarlarýnýn küresel çapta korunmasý gerekiyordu. Bu rekabet iki dünya savaþýna yol açtý. Ýkincisinde ABD'ye kafa tutabilecek Almanya ve Japonya ezildi. ABD bu savaþtan, karþýsýnda Sovyet Bloðu, Batý kapita-lizminin jandarmasý olarak çýktý. Bugün ise "küresel devletin" muhafýzlarý neo-conlar, yani yeni muhafazakârlardýr. Muhafazakârlýk bir þeyleri muhafaza etme ekseninde þekillenmiþ olsa da, o þeyler, yani deðerler durmadan deðiþtiði için, zannedilenin aksine deðiþime karþý deðildir. AKP de toplumun ve ayný zamanda sermayenin deðiþim ihtiyacýnýn ürünüdür. AKP muhafazakâr demokratlýðýnýn bir kimlik siyaseti olmadýðýný ileri sürmektedir. Erdoðan'a göre "kimlik siyaseti, gerilim ve çatýþma siyasetidir." Toplum gerilim ve çatýþmadan býkmýþtýr, kirlenmeden býkmýþtýr. AKP'nin þimdiye dek ustalýkla oynadýðý "kimliksiz siyaset", ona geniþ bir manevra alaný saðlamaktadýr. Çevre ile merkezi buluþturmaktadýr. Bunu yaparken "küreselin" desteðini alabildiðine kullanmaktadýr. Ýþte AKP projesinin sýkýntýsý burada baþlamaktadýr. AKP
Saðlýk hizmetlerinin çökertilmek istenmesine karþý
Kimliði oluþturan.. Bugünün iktidar partisinin kadrolarý 28 Þubat sonrasý havaya iyi uyum saðlamýþlar, geçmiþleriyle baðlarýný koparmaya cesaret edebilmiþlerdir. Giderek muhafazakâr orta sýnýfý ve iþçi sýnýfýnýn da bir kesimini arkalarýna almayý baþarmýþlardýr. Bu sermayenin desteðini almalarýný kolaylaþtýrmýþtýr. AKP'nin kendini tanýmlama sürecinde belki daha da etkili olan 11 Eylül'dür. 11 Eylül son-
rasýnda dünyada oluþan siyasi hava, AKP'nin ideolojisini oluþturma sürecinde belirleyici olmuþtur. ABD'nin "iyi Müslümanlar" tanýmýna hýzla uymuþ, gerek AB, gerekse ABD ile iliþkilerinde "küreselleþmenin gerekleri"ne hýzla uyum saðlamýþtýr. Þimdi IMF programý uygulamaktadýr. ABD projeleri içinde yer alma hevesindedir. Toplumun deðiþim taleplerini karþýlayamayacaðýnýn fark edilmesi uzun sürmeyebilir. Ankara'daki 100 bin öfkeli çalýþan bunun iþaretini vermiþtir. Cem HÝRE
BES: Büro Emekçileri Sendikasý
“Fazla mesai” eylemi
H
ükümet yasalaþtýrmaya çalýþtýðý yeni Kamu Yönetimi Yasa Tasarýsý’yla özelleþtirmelere hýz vermek istiyo r. Ancak son 18 yýldýr yap ýlan özelleþtirmelerin sonuçlarýna bakýldýðýnda bunun kimin zararýna o lduðu çok açýk. Özelleþtirmenin baþladýðý 1986 yýlýndan bu yana 173 kuruluþta hisse senedi devri yoluyla özelleþtirme yapýldý. Bunlarýn 157'sinde hiç kamu payý kalmadý. Bu iþlemlerden Özelleþtirme Fonu'na 7.5 milyar dolar girdi. Yalnýzca hortumlanan bankalarýn maliyeti ise 77 milyar dolar. Bu kuruluþlarda iþçi çýkarmalar en yüksek boyutta yaþandý. Çoðu iþletme özelleþtirmeden 12 yýl sonra batýrýldý ve devlete geri satýldý. Bu þirketler özel serma-yeye piyasa fiyatýnýn çok altýnda satýlmýþtý. Sanayi üretimi yapan 44 þirketten 7'si ve hizmet sektöründeki 7 þirketten 1'i kapandý. Satýlan Etibank ve Sümerbank'ýn tüzel kiþiliði de sona erdirildi. EBK, ORÜS, SEK, Sümer Holding ve TZD'ye ait olan 81 iþletmeden 48'inde üretim yapýlmýyor. Sanayi ve hizmet sektöründe faaliyetini sürdüren 42 þirket ile Erdemir'e devredilen 2 þirket ve 33 iþletmede özelleþtirme öncesi 41 bin 199 olan istihdam %28 azalarak 29 bin 678'e düþtü.
"küreselleþmenin muhafýzlarýna" katýlmýþtýr.
KESK’e baðlý Büro Emekçileri Sendikasý, BES üyesi Bað-Kur çalýþanlarý "fazla çalýþma ücretleri"ne göz konulduðunu dile getirerek, 4 Mart'ta Çalýþma Bakanlýðý'ný protesto ettiler. Bað-Kur Ýl Genel
Müdürlüðü'nün önünde bir araya gelen emekçiler, Kurum Yönetim Kurulu'nda 1 milyon 650 bin olarak belirlenen fazla mesai ücretlerinin 650 bin liraya düþürülmesinin kabul edilemeyeceðini söylediler.
PETKÝM
Direne direne kazanacaðýz!
Saðlýkta g(ö)rev var Türk Tabipler birliði, TTB ve KESK’e baðlý Saðlýk Emekçileri Sendikasý, SES, 10-11 Mart'ta grev yapacaklarýný duyurdular. Ýstanbul Tabib Odasý yaptýðý açýklamada, AKP'nin Saðlýkta Dönüþüm Programý ile saðlýk hizmetini ücretli hale getirdiðini, devlet hastanelerinin iþletmeleþtirme sürecini baþlattýðýný söyledi. Bakanlýðýn son olarak devlet
hastanelerinde ve saðlýk ocaklarýnda döner sermayeden performansa dayalý ek ödeme yapmaya baþladýðýný belirtti. Kamu kurumlarýnýn çökertilerek özelleþtirilmesine, hekimleri ve tüm saðlýk çalýþanlarýný yerel yöneticilerin insafýna býrakan, performansa göre ücret sistemini dayatan Saðlýkta Dönüþüm Programý'na karþý 10-11 Mart'ta TTB ve SES "g(ö)revde olacak".
Ýzmir'in Aliaða ilçesindeki PETKÝM A.Þ'de bir süredir devam eden taþeron iþçi sorunu direniþle çözüldü. Taþeron iþçi kýyýmýna karþý iþ býrakan PETKÝM iþçileri, kazandý. PETKÝM'de taþeron firmalarda asgari ücret karþýlýðýnda çalýþan 570 iþçi, geçtiðimiz aylarda Petrol-Ýþ Sendikasý'na üye olarak diðer iþçilerle ayný haklara sahip olmuþlardý. Bunun üzerine PETKÝM yönetimi, yeni ihaleleri kazanan taþeron firmalara, "sendikaya üye olan iþçilerle çalýþmayacaksýnýz" þeklinde sözlü bildirimde bulundu. Ardýndan birçok iþçi iþten çýkarýldý. Þubat ayýnýn son iki günü PETKÝM'de satýþ ambarlarý ve
yükleme bölümünde çalýþan taþeron iþçiler eylemdeydi. Yükleme ihalesini kazanan taþeron firmalar da mevcut iþçilerle çalýþmak istediklerini PETKÝM yönetimine bildirdi. Eylem sürerken, 2 Mart'ta PETKÝM yönetimiyle yapýlan görüþmeler sonuç verdi. Ýþveren, taþeron firmalarýn hangi iþçilerle çalýþacaðýna karýþmama kararý aldý. Petrol-Ýþ Þube Baþkaný Ýbrahim Doðangül, "Taþeron ayrýmý yapmaksýzýn arkadaþlarýna sahip çýkan PETKÝM iþçileri, aslýnda kendi geleceklerine sahip çýktýklarýnýn bilinci ile davranarak, yine kendilerine yakýþaný yaptýlar. Bu baþarý örgütlü gücün baþarýsýdýr" dedi.
3
BAŞ Y AZ I 29 Mart’ta nereye bakacaðýz?
Seçim sonuçlarýnýn bu denli önceden belli olduðu bir seçim bulmak zor. Þimdiden seçimleri AKP’nin kazanacaðý açýk. 28 Mart seçimleri besbelli ki bir kýsým burjuva partisinin tarih sahnesinden bütünüyle yok olmasýný saðlayacak. Bu olumlu bir geliþme. Solda ise CHP kritik bir çizgide duruyor. Bu partinin oy kaybetmesi (ki kaybedecek gibi görünüyor) büyük bir çalkantýya düþmesine yol açar. Eðer oy kaybý büyürse çalkantý artacak. Ve eðer Baykal bildiðimiz Baykallýðýný yaparak “gitmem” derse, diðerleri gibi CHP’de biter. Kemalist, statükocu bir CHP’nin bitmesi de olumludur. Daha solda ise Demokratik Güçbirliði de aslýnda kritik bir çizgide duruyor. Burada yenilgi (oy kaybý veya oylarýn hemen hemen yerinde saymasý) burjuva partilerinde olduðu gibi yýkýcý olmayacaktýr. Çünkü birlikte olmak bütün örgütlere soluk alma olanaðý veriyor. Ama erime devam eder. Bu ise az ya da çok zamanda gene bitmek anlamýna gelir. Statükocu bir solun yok oluþu da olumludur. AKP seçimleri kazandýðýnda, var olan bütün siyasi partiler krize girdiðinde ne yapacaðýz? Öncelikle mücadeleye bakacaðýz. Zaten beklediðimiz sonuca deðil, geleceðe bakacaðýz. Geleceðin ilk mücadelesi NATO zirvesine karþýdýr. 28-29 Haziran’da NATO liderleri Türkiye’ye geliyor. Biz ise ,”GELME BUSH” kampanyasý ile NATO liderlerini karþýlayacaðýz. Canlý, hareketli, meþru, kapsayýcý bir kampanya inþa etmek için seferber olmalýyýz. Bütün bunlar çok önemli. Aksi takdirde solun 40 yýldýr yaptýðý gösteriler ve kampanyalara mahkum oluruz. Bu ise hareketin yeni politize olan, öne çýkmak isteyen sayýsýz güçleri ile buluþmayý imkansýz hale getirir. Oysa bu taze kan olmadan hareketin ileri yürüme þansý yok. Bu noktada tercihimizi iyi yapmalýyýz: Ya sol statükodan yana olacaðýz, ya yeni harekete ayak uyduracaðýz. DSÝP, Sosyalist Ýþçi tercihini yapmýþýr. Biz yeni hareketten yanayýz. Görevimiz, bizimle birlikte, mümkün olan en çok sayýda sosyalisti ayný tercihe kazanmaktýr.
sosyalist iþçi
AKP nasýl bir parti? Sosyalist solda AKP'ye karþý nasýl mücadele edilmesi gerektiði konusunda bir kafa karýþýklýðý var.
Bir paranoya Solun kafa karýþýklýðýnýn nedeni, 28 Þubat'ýn pekiþtirdiði "þeriat geliyor" paranoyasýna sahip olmasý. Bu paranoya, iki temel siyasal hatanýn üzerinden geliþiyor. Birisi, kemalist fikirlerin solda yanký bulmasýna neden olan sol-milliyetçi gelenek. Bu gelenek, kemalizmin "laik-batý uygarlýðý" pusulasýndan sapma olarak görülen siyasal Ýslami yükseliþ, geniþ emekçi yýðýnlarýn gündelik sorunlarýna kimin yanýt verildiði dikkate alýnmadan, aydýnlanma projesinden bir sapma olarak görülüyor. Sol-milliyetçilik, kaçýnýlmaz bir biçimde egemen fikirlerin en köhne biçimleriyle uzlaþýyor. "Þeriat geliyor" paranoyasýna neden olan ikinci hata ise, geldiði farz edilse bile, þeriata karþý nasýl mücadele edileceði konusunda devlete güvenmenin dýþýnda bir perspektife sahip olunmamasý. 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi'nin oy patlamasý, sadece egemen sýnýf, merkez partiler ve orduda þaþkýnlýk ve panik yaratmadý. Sol da bu þaþkýnlýðý ve paniði yaþadý. Oysa, siyasal Ýslamýn yükseliþinin nedeni, krizin toplumun en büyük kesimini oluþturan alt tabakalarda, yoksullar ve emekçiler arasýnda yarattýðý tahribata sosyal demokrasinin ve solun veremediði politik ve örgütsel yanýtý Ýslami hareketin vermeyi baþarmasýydý. Hýzla yoksullaþan ve uçuruma yuvarlandýðý hissine sahip olan kitleler, þeriat arzusundan deðil, adil düzen istedikleri için, adil düzen talebini ev ev, mahalle mahalle, iþyeri iþyeri, okul okul dile getiren ve örgütleyen harekete yöneldiler. Sol seyretti. Ordu ise seyretmedi. Sol orduyu da seyretti. Sol, siyasal Ýslama akýþý durduracak bir odak oluþturmak ve adil düzeni ancak sermaye sistemini toptan yok etmeyi hedefleyenlerin kurabileceðini ev ev, mahalle mahalle, iþyeri iþyeri, okul okul anlatmak yerine, siyasal Ýslamý egemen burjuvazi lehine bastýrmak için kemalizmi alabildiðine hortlatan ordunun müdahalesine ya sessiz kaldý, ya da bu müdahaleyi destekledi.
28 Şubat ve AKP Ordunun 28 þubat darbesi milliyetçiliði yükseltti, bu milliyetçilik ise DSP-MHPANAP koalisyonunu üretti. Koalisyon, iþçi ve emekçilere eþi benzeri görülmemiþ bir ekonomik saldýrý baþlattý. Milliyetçi hava, idam tamtamlarýyla, F Tipi katliamlarla, Mezarda Emeklilik Yasasý'yla, 17 Aðustos depremiyle ve en önemlisi Þubat ekonomik kriziyle birlikte gitti.
Toplumsal huzursuzluk, her an herþeyin daha kötüye gideceði hissi ve siyasal istikrarsýzlýk 3 Kasým seçim ilanýyla birlikte seçim yarýþýna yerini býraktý. 3 Kasým'da kitleler, milliyetçi partileri, eskiyi savunanlarý sandýða gömdü. Ne yazýk ki toplumdaki yenilik arayýþý AKP'yi en öne fýrlattý. Biraz din, biraz para, biraz demokrasi, biraz deðiþim, biraz… AKP iktidarýnýn yaptýðý en önemli iþlerden birisi, orta sýnýflarla büyük sermaye arasýnda uzlaþma kayýþlarýný yeniden yerine oturtmasýdýr. Tayyip Erdoðan hem Coca Cola'nýn açýlýþlarýna katýlmakta hem de küçük esnafýn temsilciliðini yapmaktadýr. Kuþkusuz AKP, siyasl Ýslami deðerlere yaslanmakta, cemaatlerle yakýn iliþkisini sürdürmektedir. Ama AKP liderliðinin 28 Þubat'tan çýkarttýðý en önemli ders, büyük sermayeyle iyi geçinmek zorunluluðudur. AKP'nin hýzla merkezin partisi olmak yönünde adým atmakta ve her geçen gün, TÜSÝAD'ýn arayýp da bulamadýðý bir parti haline gelmektedir. Bu yüzden AKP'nin þeriatçý olduðunu düþünmek tümüyle yanlýþtýr. AKP, halkýn geniþ kesimlerinden oy alan ve bu kitlesel meþruluðunu egemen sýnýf lehine hýrslý bir biçimde kullanan merkezci bir partidir. Bu merkezcilik, küresel sermayenin "Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesi"yle de uyumlu bir politik strateji anlamýna geliyor. Bush'un sözcülüðünü yaptýðý "Yeni Amerikan Yüzyýlý Projesi" iki örgütün eylemlerinde cisimleþmiþ vaziyette. Birisi IMF, diðeri ABD ordusu. ABD ordusu bir yandan dünyaya gücünü gösterir ve hegemonyasýný kurmaya çalýþýrken, diðer yandan da bu askeri gücüyle IMF programlarýný harfiyen uygulayacak olan, devlet
aparatýnýn küçültüldüðü, küresel sermayenin bir dediðini iki etmeyecek olan siyasal rejimlerin kurulmasýný garantiye almaya çalýþmaktadýr. Ýþte AKP bu politik rüzgara da yaslanýyor. Türkiye'de egemen sýnýf, ABD'nin "hegemonya demokrasisi"yle bütünleþmekten baþka bir stratejiye sahip deðil. AKP, toplumdaki deðiþim ve yenilik isteðini, Türkiye'de büyük sermayenin bütünleþmek için yanýp tutuþtuðu ABD'nin kurmak istediði dünya düzeninin izin verdiði kadarýyla demokratikleþmenin sýnýrlarýnda eritmek istiyor. Bu yoksulluðun demokrasisidir. Bu savaþ demokrasisidir. Bu sermaye demokrasisidir, iþsizlik demokrasisidir, F Tipi demokrasidir, bombardýman demokrasisidir. Bu küresel sermayenin iþine geldiði kadar demokrasidir. IMF demokrasisidir. Basýn açýklamasý özgürlüðüyle birlikte, kamu reformu adý altýnda her þeyi satmanýn demokrasisidir. Ekonomide büyük sermaye açýsýndan toparlanma olurken, iþsizlik oranlarýnýn artmaya devam etmesini saðlayan demokrasidir. Kýbrýs halkýnýn iradesini tanýyor görünürken adayý ABD'nin askeri üssüne çevirmenin demokrasisidir. Bu, AKP'nin sýnýrýný göstermektedir. Emekçilerin, sosyalistlerin radikal demokrasi programýný savunan, IMF politikalarýna karþý çýkan ve ABD'nin savaþýný durdurmak için örgütlenen yaygýn kitlesel kampanyalar, sokak gösterileri ve grevler ve iþçi eylemleri AKP'nin gerçek yüzünü milyonlarca insana gösterecektir. Yeter ki sabýrlý, milliyetçiliðe ve eski sloganlara saplanýp kalmadan mücadele etmesini bilelim. Þenol KARAKAÞ
DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝŞÇÝ PARTÝSÝ
Uluslararasý Sosyalist Hareket’le, dünya küreselleþme karþýtlarýyla, anti-kapitalistlerle, savaþ karþýtlarýyla iliþki kurmak istiyorsanýz Ýstanbul: 0212 - 251 62 73 Ýzmir: 0537 - 624 46 08 Ankara: 0537 - 660 10 95
4 KAPÝTALÝZM MERCEK ALTINDA ABD'li asker hapiste ABD Irak'ta savaþý baþlattýðýndan beri ilk kez bir Amerikan askeri "Öldürmeyi reddediyorum!" dedi ve hemen hapse atýldý. 21 yaþýndaki Stephen Funk uzun zamandýr odudan ayrýlmak istemesine raðmen sözleþme süresi dolmadýðý için zorla savaþ bölgesinde tutuluyordu. Ýzne geldiðinde birliðine dönmeyip kýzkardeþi ve annesiyle birlikte savaþ karþýtý toplantýlara konuþmacý olarak katýlmaya baþladý. Sonunda birliðine dönerek savaþ karþýtý bildirisini okudu ve tutuklandý. Amerika'nýn Irak savaþýna (ve sýnýrötesi diðer operasyonlara) en fazla, toplumun en yoksul kesiminden göçmenler, Kýzýlderililer ve siyahlar yollanýyor. Irak'ta ölen ilk asker de bir Guatemelalý göçmendi.
BM'yi de dinlemiþler! ABD ve Ýngiltere'nin Irak saldýrýsýný engelleyebilecek geliþmelere karþý BM Genel Sekreteri Annan'ý dinlediði ortaya çýktý. Ýngiliz kabinesinden savaþ yüzünden istifa eden eski bakan Clare Short "Annan'ýn özel görüþmelelrinin yazýlý kayýtlarýný bizzat gördüm" açýklamasýný yaptý.
Ýsrail iþgalden kazanýyor Irak'ýn iþgalinden bölgede stratejik olarak en fazla faydalanan ülke olan Ýsrail iþgalin ekonomik getirilerinden de faydalanmaya baþladý. Dünyanýn ikinci büyük
petrol rezervine sahip olan Irak'a Ürdün üzerinden günde ikibin ton akaryakýt satýyorlar.
Putin ajan arýyor Eski bir KGB ajaný olan Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin, seçim kampanyasý için gittiði Sibirya'daki bir kentte, öðrencilere kendisinin KGB'de albay olduðu yýllarý hatýrlatarak, yasal eðitimini almasalar bile, kendisi gibi istihbaratçý omalarýný öðütledi.
Guantanamo'da müebbet ABD yönetimi 2.5 yýldýr 40 ülkeden 660 esiri Küba'daki Guantanamo üssünde insanlýk dýþý þartlarda tutuyor. Pentagon, 2.Dünya Savaþý'ndan beri ilk kez olaðanüstü bir uygulamaya giderek, buradaki esirler için askeri mahkeme kurdu. Tutuklular mahkemede 'aklansalar' bile ABD "güvenliðimizi tehdit ederler" gerekçesiyle serbest býrakmayacak. Tutuklularýn uluslararasý hukuktan faydalanmamalarý için "savaþ esiri" statüsü de tanýnmýyor.
Gaz lambasý devrilince Filipinler'in baþkenti Manila'da barakalarla dolu bir gecekondu mahallesinde, çaresizlikten kullanýlan bir gaz lambasý devrilince yangýn çýktý. Oturduðunuz mahallede böyle bir yangýn çýksa kaç ev yanardý dersiniz? Ýki? Sekiz? Onbeþ? Manila'da tam 2 bin 503 'ev' kül oldu ve 22 bin insan bir anda evsiz kaldý (altta).
Bunlarý biliyor muydunuz? Daha önce yýlýn aylarýnýn adlarýný deðiþtiren, opera ve baleyi yasaklayan, yazdýðý kitaplarý okullarda ders kitabý olarak okutan, geçen yýl genç kýzlarýn saçlarýný örtmesini zorunlu hale getiren Türkmenistan Devlet Baþkaný Saparmurat Niyazov, þimdi de genç erkeklerin saç uzatmasýný ve sakal býrakmasýný yasakladý. Kendisine Türkmenbaþý soyadýný seçen Niyazov hemþire ve saðlýk görevlilerinin yerine askerleri çalýþtýrmaya baþladý. Bu yüzden de 15 bin kiþi iþinden atýldý. Önümüzdeki aylarda Niyazov'un, Türkmen halkýnýn davranýþlarýnýn nasýl olmasý gerektiðini anlatan bir kitabý daha yayýnlanacak. Ülkede arabada radyo dinlemek ve sokakta sigara içmek de yasak.
Bir asgari ücrete bir kedi bakýmý
Ýngiltere'de bir köpek sahibi köpeði için yýlda ortalama 981 pound harcýyor. Kedi bakýmý ise daha ucuz: 476 pound. Rusya'da bir iþçi yýlda 480 pound kazanýyor. Yani bir kediye harcanan parayla eþit. Ýngiliz halký hayvanlarýna yem, oyuncak, ilaç ve sigorta masrafý olarak yýlda 11.2 milyar pound harcýyor.
Elleri kanlý katil NATO
BÝZE GÖRE
Irak savaþýnýn üzerinden neredeyse 1 yýl geçti. ABD'nin Irak’taki iþgali ve yarattýðý katliam devam ediyor. Katliamýn sorumlusu Bush ve diðer katiller Haziran ayýnýn sonlarýnda Ýstanbul' a gelecekler. NATO üyesi ülkelerin baþkanlarý ve komutanlarýnýn katýlacaðý NATO zirvesinde ‘NATO'nun geniþlemesi' gündeminden bahsedilmekte. Toplantýnýn asýl amacý emperyalizmin Irak, Ortadoðu ve Asya'daki hakimiyetinin saðlanmasý ve bu çerçevede rollerin þekillenmesi olacak. NATO Soðuk Savaþ döneminde Rusya ve Doðu Bloku ülkelerine karþý ' savunma amacýyla' tanýmlanmýþ, Rusya ve ABD arasýndaki silahlanma ve hegemonya mücadelesinde ABD'nin saldýrý ve komplo örgütü görevini görmüþtür. Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda ABD'nin isteði üzerine NATO, birçok Avrupa ülkesinde gizli örgütler kurmuþtu. Bu dönemde daha ziyade soðuk savaþýn biçimlendirdiði gizli teþkilatlanmalar söz konusuydu. NATO'nun GLADIO isimli gizli örgütleri Rusya'nýn saldýrý ihtimali bahanesiyle milis tarzý görüntüyle kurulmuþtu. GLADIO'lar bir yandan sokaklarda terör eylemleri düzenlerken bir yandan da ülke siyasetlerini þekillendiriyordu. GADIO’lar binlerce komplonun, katliamýn sorumlusudur. Bu katliamlarda milyonlarca insan iþkence görmüþ, yüz binlercesi katledilmiþtir. Günümüzde GLADIO'lar artýk teþhir edilmiþ ve bütün katliamlarý su yüzüne çýkmýþtýr. GLADIO'larýn arkasýnda da ABD ve NATO'nun olduðu herkesin bildiði bir gerçek. NATO 60 ve 70'li yýllarda yeni sömürge ülkelerde askeri cuntalar örgütlemiþ , askeri darbeleri desteklemiþtir. Düþünce özgürlüklerine, temel hak ve demokrasi taleplerine, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýna karþý vahþi bir biçimde saldýran NATO, yine askeri cuntalarýn iþkencehanelerinde maðdur olan, ölen insanlarýn sorumlusudur. 80'li yýllarda emperya-list tekellerin sömürü paylarýnýn yükseltilmesi, askeri yönetimlerin pahalýlýðý gibi nedenlerle NATO, katliamcý gene-ralleri sivilleþtirerek emperyalist politikalarýný saðlamlaþtýrmýþ her türlü muhalefeti sindirmiþtir. 80 lerin sonunda devlet kapitalisti rejimlerin çöküþü ve NATO'ya karþý bir baþka saldýrgan güç olan Rusya nýn Varþova Paktý'nýn ortadan kalkmasýyla NATO'nun varlýk nedeni de sorgulanýr hale geldi. Baþta ABD'nin emperyalizmi olmak üzere, emperyalist çýkarlar doðrultusunda kurulmuþ olan NATO, Yugoslavya'da da uluslararasý hukuku hiçe sayarak sivil halka karþý topyekün saldýrdý. Binlerce yasadýþý bomba ve füze ile binlerce insaný öldürdü, yüzbinlerce insaný yaraladý. Hastaneleri, okullarý, ta-rihi yerleri, köprüleri imha etti. Rusya' ya karþý 'savunma' amacýyla kurulmuþ bu örgütlen-
katiller de, Truva atlarýyla beraber kozlarýný masaya yatýracak. Türk egemen sýnýfý da bundan nasiplen-meye çalýþacak. Dünyamýzýn talan edilmesi konusunda pis pazarlýklar ve planlar yapýlacak. Irak halký katledilirken onlarý ilgilendiren Irak'taki petrol, askeri üsler, hegemonyanýn pekiþtirilmesi olacak. Onlar vahþeti örgütlerken biz de orada olacaðýz; hesap sormak için! Tolga ÞÝRÝN
Medya’da “Kadýnýn sesi”
me, esasen gerek birçok ülkede gerçekleþtirdiði cinayetler, iþkenceler, darbeler ile gerek 'insanlýk için’ yaptýðý savaþlarda öldürdüðü insanlarla bir katliam makinesidir. Artýk Berlin duvarý yok, 'savunma' gerektirecek bir Soðuk Savaþ da yok. Buna raðmen NATO'nun halen var olmasýnýn nedeni, bu örgütün ayný zamanda ABD'nin müttefiklerini denetleme aracý olmasýdýr. NATO'nun maça beyi olan ABD bu sorgulama sürecinde Doðu Avrupa' da bir savaþa giriþti ve yeni açýlan bu pazarda etkinliðini geliþtirdi (Bu dönemde Blok ülkelerinin bir kýsmý NATO' ya dahil oldu, diðerleri de taleplerini bildirdi.) 11 Eylül sonrasý baþlayan savaþta ABD önce Afganistan saldýrýsýný baþlattý sonra Irak. NATO'yu ikna edemese de ABD, Doðu Avrupa' dan baþlayarak Ortadoðu' da devam ettirdiði, Asya'ya da sýçramasý muhtemel olan hegemonya savaþýný tüm þiddetiyle sürdürüyor. NATO'nun Irak konusunda ikna olmamasýnýn nedeni bu savaþýn yalnýz Ortadoðu'yu hedef almýyor oluþudur. Dolaylý biçimde Rusya, Almanya, Fransa, Çin gibi ülkelere bir gönderme anlamý taþýyan Irak savaþý bu ülkeleri de ikincil boyutta hedef alýyor. Bu sahne karþýsýnda tüm ülkelerde silahlanma hýzla artýyor. Bütün dünyada açlýk, yoksulluk devam ederken kapitalist devletler bütçelerini asýl olarak silahlanmaya ayýrýyor. Bir de yoksulluðundan sorumlu olduklarý yoksullar üzerine bombalar yaðdýrýyorlar. ABD artýk Ortadoðu’da özellikle Türkiye gibi geçiþ bölgelerinde, bürokratik yapýlar istemiyor. Daha liberal, serbest piyasanýn daha etkin olduðu yönetimlere destek oluyor. Türkiye'de de bir tarafta bu düzlemde AKP hükümeti ve onun vahþi kapitalist programý, diðer tarafta da TSK'nýn silahlanmasý ve etkinliðini pekiþtirme giriþimleri arasýnda mücadele sürüyor. Bütün bu yarýþlardan iþçi sýnýfý zarar görüyor. Daha zor hayat þartlarýna itiliyor. Bu çerçevede Haziran ayýnda Ýstanbul'da yapýlacak zirve oldukça sýcak geçecek. Bush ve çetesinin bildiðimiz gözü dönmüþlüðünün yanýnda diðer
TV'deki 'Kadýnýn Sesi' kadýn sorunlarýnýn dýþýnda herþeyi gösteren ve reyting kaygýsýnýn tek hedef olduðu bir "kadýn" programý... "Kadýn olmanýn nimetlerini" edepsiz bir rahatlýkla magazin alanýna açarak izleyiciyi bir "aldý-verdi" seyrine kilitlemek ticaret yapan medyanýn çok iþine gelen ve sýk sýk kullandýðý bir alýþkanlýk haline geldi! Örneðin; tecavüze uðradýðý için çocuðunu tek baþýna doðurup, sonra da vermek zorunda kalan bir annenin öyküsündeki gibi. Kadýnýn hayatýný adeta didik didik ederek ve sonunda da "peki sen o adama niye gitmiþtin?" diyerek olayý çözen ve sistemin kendisine asla dokunmayan bir sorgulama ve teþhir süreci. Kadýnlarsa kendilerine atfedilen genç, güzel, anne, iffetli, iffetsiz ve benzeri sýfatlarýn içinde, varoluþuna müdahale edemeyen, varoluþunu farklý bir alanda inþa edemeyen varlýklar durumuna düþürülüyorlar. Bu durumu, birkaç cýlýz ses dýþýnda, kimse yadýrgamýyor bile. Ayný dert yýllar boyunca hep ayný yerden kanamaya devam ediyor ve bu toplum kadýnla olan meselesini bir türlü çözemiyor. Oysa "görüntüye" bakmak gerçeði yansýtmaz. Bu programlar gün içindeki boþluðu dolduran bir eylemsizlik ve eleþtirel olamama durumu yaratýyor ve iktidarý yeniden kuran bir dili tekrar tekrar meþrulaþtýrýyor. Gülizar ASLAN
Öðretmen 'açýk'sa sarkacaksýn! Birkaç gün önce öðretmenler kurulu toplantýsýna katýldým. Konu kýlýk kýyafete gelince müdür konuþmaya baþladý. Ümraniye bölge müdürler toplantýsýnda müfettiþlerin söylediði bir þeyi aktardý, tabii destekleyerek. Demiþ ki müfettiþler, "Bir kadýn öðretmen 'açýk' giyinmiþ ve öðrencisinin tacizine uðramýþsa, o öðrenciye disiplin cezasý vermeyeceksiniz." Müdür ardýndan hýzlýca baþka þeyler de söylüyor, baktým gargaraya gelecek, neyse ki bir kadýn öðretmen müdahale edip müdürün sözünü kesti. Bu anlayýþýn "kuyruk sallamazsan tecavüze uðramazsýn" mantýðýnýn aynýsý olduðunu söyledi. Ýdareciler tabii, susmayý tercih etti. Ýmam yanlýþ yaparsa, cemaat yanlýþý ifrada vardýrýr ya, müfettiþler böyle diyorsa anlayýn siz Milli Eðitim'deki zihniyeti. Ýþyerinde karþýlaþtýðýmýz tacizin nedenlerini.... Müesser PINAR
DÜNYA
5
Brezilya: Yeni bir sosyalist partiye doðru
Saraya karþý yoksullar Heloisa Helena, Lula’nýn baþkan seçildiði seçimlerde, Brezilya Ýþçi Partisi’nin en ünlü politikacýlarýndan birisiydi. Parti’nin senatodaki grubunun baþkanýydý. Geçen ay hükümete muhalefet edecek yeni bir sosyalist parti kurulmasý gerektiðini söyleyerek iþe baþladý. Bu açýklama üzerine 3 milletvekili ile birlikte partiden atýldý. Partiden ihracýndan önce hükümetin emekli maaþlarýnýn kesilmesini öneren yasa tasarýsýna karþý oy verdi. Aþaðýda Jornal de Brasil gazetesi ile yaptýðý röportajdan parçalar bulacaksýnýz: “Sosyalist ve demokratilk solu savunmak için, yeni bir alternatif için çalýþýyoruz. Ýþçi sýnýfýnýn ta-rihsel taleplerini savunacaðýz. Egemen sýnýflar tarafýndan baþkanlýk sarayýnda sunulanlarý istemiyoruz. Bu alternatifi biz yaratacaðýz. “Lula hükümeti insanlara IMF’den kopmanýn çok tehlikeli olduðunu anlatýyor. Oysa bunun hiçbir tehlikeli yaný yok. “Brezilya ile uluslararasý toplum arasýndaki iliþkiler yabancý sermayeyi temsil eden IMF ve diðer mali kurumlarýn vampirlerine teslimiyet üzerinden tarif edilmemelidir. IMF aslýnda ABD maliyesinin bir uzantýsýndan baþka birþey deðildir. “Birçoðumuz borçlarýn araþtýrýlmasýný istiyoruz. Nasýl bu kadar çoðaldý, kimler bunlardan kâr elde etti, bunlarý bilmek istiyoruz. Seçimler sýrasýnda ve geçmiþte soldaki partiler, sosyal hareketin birçok önde gelen ismi bu talebi tekrarladý. Þimdi bu insanlarýn bunun tersini yapmalarýný anlayamýyorum. Borçlar hakkýnda bir soruþturmanýn yapýlmasýna karþý çýkmak ve borçlarýn ödenmesini kabul etmek muhafazakâr, gerici bir tutumdur. “Borçlarýn ödenmemesini önerenlere karþý yapýlan soruþturma manyaklýðý sona ermelidir. Bu soruþturmalar korkuyu arttýrmak için uygulanan bir terörden baþka birþey deðildir. Dünyanýn hiçbir yerinde iþlemeyen bir modelin
FÝLÝSTÝN RAPORU 26 Þubat- Filistinliler Ýsrail’in ayrým duvarýna karþý Ramallah’ta gösteri yaptý. Ýsrail bölgeye saldýrdý ve iki kiþiyi öldürüp, 30 kiþiyi yaraladý. 2 Mart- Ýsrail askerleri Hedarim Hapishanesi’ne baskýn düzenleyerek, Filistinli kadýn tutsaklara saldýrdý. 3 Mart- Ýsrail askerleri Filistin Halk Kurtuluþ Cephesi komutanlarýndan birinin evine hava saldýrýsý düzenledi. Bir kiþi öldü, 11 kiþi yaralandý. 4 Mart- Ýsrail mahkemeleri Filistinlilere ait iki evin yýkýlmasýna izin verdi.
“Zorluklarý biliyoruz. Dayanacaðýz. Bütün hayatýmýzý korkularýmýzý yenerek yaþadýk ve devam etmeyi öðrendik.” meþrulaþmasýna hizmet eder. Ýþçi sýnýfýnýn emeðinin meyvelerini yiyen parazitleri korur. “Hükümet bütçe açýðýný kapamak için sosyal hizmetler veren bakanlýklarýn bütçelerini kýrpma kararý aldý. Bu bankerlerin karýnlarýný doyurmak için Brezilyalýlarýn tabaklarýný boþaltma kampanyasýdýr. “Ýktidarý gerçekten ellerinde tutanlar tarafýndan elde edilemeyecek, alternatif olacak bir partinin inþasýnýn gerekliliðine inanýyoruz. “Yeni parti bir kararla ya da bazý
Haiti'nin baþkenti Port Au Prince'de isyancýlar ve ABD/Fransýz askerlerinin devirdiði Devlet Baþkaný Aristide lehine gösteriler sürüyor. Yabancý ülke askerlerinin ülkelerini terk etmelerini isteyen göstericiler Amerikan ve Fransýz elçiliklerine yürüdüler. Aristide tutsak olarak tutulduðu Orta Afrika'dan yaptýðý açýklamada Fransa ve ABD'nin kendisini, zorla kaçýrdýðýný bildirdi. Bu arada ülkede bulunan bin 200 ABD'li ve 800 Fransýz askere baþka ülkelerin askerleri katýlmaya hazýrlanýyor. Önümüzdeki günlerde Þili, Kanada ve Arjantin askerleri Haiti'ye gelecek. Yabancý askerler ülkenin tüm bölgelerinde denetimi ele geçirmeye baþladý.
Jean Bertrand Aristide kimdir?
politik kiþilerin isteði ile doðmayacak. “Herkese açýðýz. Bizim partimizde yer alamayacklar sadece yeni liberaller ve Nazilerdir. “Önce çeþitli sol gruplarýn nelerde anlaþtýðýmýzý saptayan bir çalýþma toplantýsý yapýldý. Parti içi demokrasi sorunu gibi. Þimdi, Mart baþýnda baþlayan ve Haziran’a kadar devam edecek forumlarý ve tartýþma toplantýlarýný örgütleyecek bir genel toplantý yapýlacak. “Haziran’ýn ilk haftasýnda ilk kongremizi yapmak istiyoruz. Sonra parti olabilmek için gerekli
Lula’nýn tercihi 2002 Fransa Baþkanlýk seçimlerinin LCR (Devrimci Komünist Birlik) adayý, genç posta iþçisi Olivier Besancenot, partinin yayýn organý Rouge’da“Yeni yüzyýlda iki alternatifle karþý karþýyayýz: Porto Allegre ya da Davos” diyordu. Brezilya’daki Porto Allegre sosyal hareketlerin, solun, sendikalarýn bir araya gelip tartýþtýðý bir ortamdý. Emekçilerin zirvesiydi. Porto Allegre ayrýca Brezilya Ýþçi Partisi’nin 20 yýl
4 Mart- Batý Yakasý’ndaki altý yerleþim merkezinin boþaltýlmasýna karar verildi. 5 Mart- Batý Yakasý ve Gazze bölgeleri ablukaya alýndý, giriþ kapýlarý kapatýldý. 6 Mart- Ýsrail Beytüllahim’de yaptýðý baskýnlarda beþ Filistinliyi tutukladý. 6 Mart- Ýsrail askerleri Cenin’in güneyindeki Ceba’ya saldýrdý. Çocuklara açýlan ateþ sonucu 10 yaþýnda bir çocuk aðýr yaralandý. 6 Mart- Erez sýnýr kapýsýnda Filistinlilerle Ýsrail askerleri çatýþtý. Ýki Filistinli öldürüldü. 7 Mart- Ýsrail Gazze’de iki mülteci kampýna saldýrdý. Ýkisi çocuk 15 kiþi öldü, 85 kiþi yaralandý. 7 Mart- Gazze’deki saldýrýyý protesto için Nablus’ta gösteri düzenlendi.
Haiti halký: “Yabancýlar gitsin, Aristide gelsin!”
500 bin imzayý toplamak üzere çalýþmaya baþlayacaðýz. Bu çok zor bir görev. Ama ben yakýcý güneþ altýnda çalýþmaya alýþýk birisiyim. “Zorluklarý biliyoruz. Dayanacaðýz. Bütün hayatýmýzý korkularýmýzý yenerek yaþadýk ve devam etmeyi öðrendik. “Alagoas eyaletinde Ýþçi Partisi’ni inþa etmek için benimle birlikte yaþamlarýný tehlikeye sokarak, aþaðýlanarak çalýþanlar hiçbir þeyden korkmazlar. 500 bin imza toplamak, ileride karþýlaþacaklarýmýzla karþýlaþtýrýlýnca hiçbir þey deðil.”
önce sert mücadeleler yaþadýðý bir kentti. 2002 ve 2003 yýlýnda Lula Porto Allegre’ye geldi. Ayný Lula 2003 yýlýnda Porto Allegre’de yaptýðý açýþ konuþmasýndan sonra son hýzla Davos’a, patronlarýn, bankerlerin, devlet yöneticilerinin ve yüksek bürokratlarýn zirvesine gitti. Lula, Porto Allegre’ye katýlmýþ da olsa tercihini yapmýþ durumda. O artýk Brezilya Ýþçi Partisi’nin geçmiþ mücadelelerinden kopmuþ ve IMF’cilerin, bankerlerin ve patronlarýn yanýnda saf tutumuþtur. Artýk hem Lula, hem de partisi PT, iþçi sýnýfýnýn yanýnda deðil, diðer yandadýr. Heloisa Helena ve arkadaþlarýnýn mücadelesi bu nedenle önemlidir.
ABD Venezüela'yý karýþtýrýyor Venezüela'da halkýn en büyük geçim kaynaðý olan petrol sanayiini devletleþtirmesiyle ABD'nin tepkisini çeken ve devrilmeye çalýþýlan Devlet Baþkaný Hugo Chavez karþýtlarý, baþkanýn görevden alýnmasý için referanduma gidilmesini istiyor. Sýk sýk sokak çatýþmalarýnýn gündeme geldiði ülkede geçtiðimiz günlerde yine iki gösterici öldü. Chavez, muhalefetin ABD desteðiyle kendisine karþý darbe yapmayý amaçladýðýný duyurdu. Muhalefet ise buna karþý 1 milyon 800 bin imza toplamýþ durumda. Chavez ise baþkent Caracas'ta 60 bin kiþilik ABD karþýtý gös-
teri düzenleyerek "Bush meþru baþkan bile deðil. Ýddiaya girelim kim daha uzun süre iktidarda kalacak. Bize abluka uygularsa bir damla petrol bile alamaz" dedi. Nisan 2002'de 48 saat süren bir ordu darbesi denemesiyle baþkan Chavez'i devirmeye çalýþan ABD, petrol ihtiyacýnýn %15'ini Venezüela'dan karþýlýyor. 2002 darbesi halkýn sokaklara çýkarak gösteriler yapmasý sonucu maðlup olmuþtu. Ülkede ABD'nin yarattýðý kargaþa ortamý bir iç savaþa doðru gidecek gibi görünüyor. ABD ise darbecilerle görüþüldüðünü ama darbenin desteklenmediðini açýkladý.
Aristide 200 yýl önce baðýmsýzlýðýný kazanan ilk "siyah köle ülkesi" Haiti'nin seçilmiþ ilk devlet baþkanýydý. 1953 doðumlu eski bir Katolik rahip olan Aristide benimsediði "liberasyon teolojisi" ile bir süre kitleleri paþinden sürükledi. Emperyalist müdahaleler ve IMF reçetelerine karþý çýkýyor, yoksulluk ve yolsuzluðu bitireceðini söylüyordu. 1990'da bu vaatlerle seçildi. Ama birkaç ay sonra kanlý bir askeri darbe sonucu devrildi ve ABD'ye kaçtý. 1994'te ABD tarafýndan yeniden koltuða oturtuldu. 2000 yýlýnda yine zafer kazandý. Partisi Lavalas parlamentodaki koltuklarýn %80'ini elde etti. Muhalefet ise ABD'den cesaret alarak, eski cuntacýlarýn da desteðiyle ayaklandý ve "silahlý isyan" baþlattý. Bugün yine bir ABD manevrasýyla devrildi ve Orta Afrika'da gözetim altýnda.
Ýspanya:
Liman iþçileri grevde Kamuya ait limanlarýn kapatýlmasýna karþý haftalardýr direniþte olan liman iþçileri Madrid'de 20 bin kiþilik bir gösteri düzenledi. Ýþçiler þimdiki baþkan Aznar'a (Irak savaþýna da destek veriyor) ve yerine gelecek olan Rajoy'a, 14 Mart seçimlerinde oy vermeyeceklerini açýkladýlar. Eylemde limanlarýn baðlý olduðu kamu kuruluþu Izar'ýn 11 bin iþçiyi atma, kalanlarý da düþük ücretle çalýþtýrma planlarýnýn kabul edilmeyeceði vurgulandý. Limanlarýn kapatýlmasý halinde yaklaþýk 35 bin iþçi iþinden olacak. Þubat ayý ortalarýnda baþlayan 24 saatlik grevi daðýtmak için polis bazý limanlardaki gösterilerde silah ve göz yaþartýcý bomba kullanmýþ ve yüzlerce iþçi yaralanmýþtý. Ancak direniþ kýrýlmadý. Sendikalar 14 Mart seçimlerden sonra grevlere devam edileceðini bildirdiler.
6
Kýrýlgan bir dünya ekonomisi
B
ugün Ýngiltere’de iþ arayanlarýn sayýsý düþerek 1.46 milyona, iþ gücünün %4.9’una, ulaþmýþ. Ýngiltere merkez bankasý, Bank of England, 2004 yýlýnýn ilk yarýsýnda sayýnýn %3.4 artacaðýný öngörmekte. Oysa bu Maliye Bakanlýðý tarafýndan aþýrý iyimser olarak kabul ediliyor. Ne var ki bu küçük baþarý hikayeleri daha geniþ bir çerçeve içinde sadece bir ayrýntý. Geçen haftalarda G7 ülkelerinin merkez bankalarýnýn baþkanlarý Florida’da toplandý.Bu toplantýnýn en önemli konusu dolarda yaþanan düþüþtü. 2002 Ocak ayýndan beri dolarýn deðeri düþüyor. New Left Review dergisindeki bir makalesinde John Brenner’in açýkladýðý gibi, zayýf dolar politikasý 2000 yýlýndaki son ekonomik ‘boom’un ardýndan gelen durgunluktan sonra, yeni bir durgunluða karþý, Amerikan hükümeti tarafýndan uygulanan stratejik bir tutum. Özellikle 11 Eylül 2001’den beri vergi indirimleri ve federal hükümetin savunma ve iç güvenlik harcamalarýndaki muazzam artýþ ekonominin yeniden yükselmesine yol açtý. Bu arada faiz oranlarý tüketicileri borçlandýrmak ve tüketime teþvik etmek için düþürüldü. Bu tedbir sayesinde son üç yýlda Amerikan emlak piyasasýnda spekülatif bir balon oluþmaya baþladý. Düþük faiz oranlarý konut fiyatlarýný büyük ölçüde arttýrdý. Durumu dügüm olan aileler harcamalarýný daha fazla borçlanarak büyük ölçüde arttýrdýlar. Brenner kiþisel tüketimin 2001-3 arasýndaki ekonomik üretimin artýþýndan daha fazla olduðunu hesaplýyor. Bu arada 1990’lý yýllardaki büyüme sýrasýnda aþýrý yatýrým yapan imalat sanayi derin bir sýkýntý içinde. Bu, gelecek sene baþkanlýk seçimine girmeye hazýrlanan Bush için çok tehlikeli. Temmuz 2000 ila Ekim 2003 arasýnda imalat sanayiinde 2.8 milyon kiþi iþini kaybetti. Bu iþ kayýplarý büyük ölçüde seçimlerde büyük bir mücadele alaný olacak gibi görünen Orta Batý eyaletlerinde. ABD hükümetinin ekonomiye kattýðý bütün paraya raðmen iþsizlik düþmüyor. Ýþte bu noktada Amerikan ihraç mallarýnýn fiyatýnýn düþmesine ve dolayýsýyla dýþ pazarlarda daha fazla rekabet eder hale gelmesine yol açan düþük dolar politikasý ortaya çýkýyor. Sorun, dolarýn düþüþünün düzensiz olmasý. Örneðin euro son iki yýlda % 40 yükseldi. Bu euro bölgesi ihraç mallarýnýn ve hizmetlerinin Amerikalý rakiplerine göre fiyatlarýnýn artmasýna yol açtý. Sonuç olarak zaten durgunluk içinde olan euro bölgesi ekonomisinin sadece %0.5 büyümesine yol açtý. Doðu Asya’da ise manzara tamamen farklý. Japonlar yen’in dolar karþýsýnda fazla yükselmesine engel oldular. Çin renmbi’si dolara baðlandý ve bu nedenle deðiþim deðeri deðiþmedi. Doðu Asya’nýn devlet kapitalisti rejimleri dolara karþý deðiþim deðerlerini korudular ve bu nedene ihracatlarý ucuzladý ve ekonomileri büyüdü. Doðu Asya’ya 2002-3 arasýnda büyük bir yabancý para giriþi oldu: 611 milyar dolar. Bunun büyük bir kýsmý ABD’ye borç olarak gitti. Financial Times gazetesi bunu bütün zamanlarýn en büyük yardým programý olarak deðerlendiriyor. Doðal olarak Avrupalýlar kendilerini zayýf dolar politikasýnýn kurbaný haline getiren bütün bu geliþmelerden memnun deðil. G7 toplantýsýnda Doðu Asyalýlar’ýn dolarýn yükselmesine izin vermelerini saðlayacak bir karar çýkardýlar. Ama hiçkimse Doðu Asyalýlar’ýn bu karara aldýracaklarýna inanmýyor. Her zaman olduðu gibi Ýngiltere, bütün bu Avrupa-ABD arasý geliþmeler içinde ortada kaldý. Ýngiltere Maliye Bakaný Brown ekonominin geliþmesi için ABD stili bir konut balonuna ve tüketim çýlgýnlýðýna umut baðladý. Ancak elindeki pound ile sanayinin geliþmesini saðlayamýyor. Sterlin euro’ya karþý düþerken dolara karþý artýyor. Oysa tam tersi olmasý gerekli, çünkü ABD durgunluk içindeki euro bölgesi ekonomilerine göre çok daha hýzlý büyüyor. Ýngiltere hýzla çok kýrýlgan olan dünya ekonomisinin kurbaný haline gelebilir. Alex CALLINICOS Alex Callinicos’un Türkçeye çevrilmiþ bir dizi kitabý var. Son olarak Anti Kapitalist Manifesto kitabý yayýnlandý. Daha önce ise Troçkizmin Tarihi, Tarihin Sonu, Post Modernizme Karþý, Ulusal Sorun, Deðiþen Ýþçi Sýnýfý kitaplarý yayýnlandý. Bütün bu kitaplarý Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan isteyebilirsiniz. Bu yazý Alex Callinicos’un önde gelen bir üyesi olduðu Ýngiltere Sosyalist Ýþçi Partisi’nin haftalýk yayýn organý Socialist Worker gazetesinden Çetin Hakyeri tarafýndan çevrildi.
CHP, ÝP, MHP, BBP, GP,
Çürük el koalisyo T
ürkiye yavaþ yavaþ seçim havasýna girmeye çalýþýrken Denktaþ’ýn Kýbrýs’tan Ankaraya gelmesi ilginç bir dizi gösterinin olmasýna yol açtý. Oldukça geniþ bir ittifakýn bileþenlerinin baþlattýklarý “Dayan Denktaþ, Uyan Türkiye” yürüyüþleri Denktaþ’ýn Ankara’ya geldiði gün bitti. Denktaþ’ý birkaç bin kiþilik bir kalabalýk karþýladý. Denktaþ çok sayýda arabanýn eþliðinde Ankara Ticaret Odasý ve faþist Türk Ocaklarý’nýn birlikte düzenledikleri toplantýya gitti. ATO Baþkaný Denktaþ’la birlikte bindiði arabadan eliyle köpek baþý iþareti yaparak politikasýný gösterdi. Cumhuriyet, bir dizi faþist gazete ve Aydýnlýk Denktaþ’ý karþýlama gösterilerini heyecanla verdiler. MHP ve BBP’li ülkücüler, Ýþçi Partisi, DYP, CHP, Saadet Partisi, ADKD üyeleri, ülkücü faþist gençler Denktaþ lehine birlikte gösteri yaptýlar. En temel slogan “sað, sol yok, vatan savunmasý var” idi. Kýbrýs konusunda bu kadar geniþ bir yelpazenin bir araya gelmesi gerçekten önemli. Sosyalist sol ve iktidardaki AKP hariç bütün siyasi güçler yanyana gelmiþlerdi. Neden? Herþeyden önce 28 Mart yerel seçimlerini açýk farkla kazanacaðý kesin olan Adalet ve Kalkýnma Partisi’ne karþý oluþan bu ittifak, Kýbrýs sorunu etrafýnda kopardýðý milliyetçi gürültü ile AKP’nin oylarýný biraz olsun azaltmaya çalýþýyor. Aralarýndaki farklara aldýrmýyorlar. Tek hedef AKP oylarýnýn azalmasý.
Eðer kamuoyu yoklamalarý doðruyu yansýtýyorsa hiç birinin ciddi bir belediye yönetimini kazanma þansý yok. Belki CHP, bir kaç ilde kazanabilir ama geri kalanlarý 28 Mart seçimlerinde yok olma noktasýndan daha da aþaðýya düþecekler. (28 Mart’ta AKP dýþýnda herhalde sadece Demokratik Güçbirliði il ve büyük ilçe düzeyinde seçim kazanacak.) Oysa bu planlarýnda yanýlýyorlar. 3 Kasým seçimlerini tamamen yanlýþ anladýklarý ortada. 3 Kasým seçimlerinde Türkiye büyük bir arayýþ içindeydi. Toplum deðiþim istiyordu. Farklý sesler, farklý tutumlar, farklý politikalar. Yolsuzluktan, soygundan
bezmiþ toplum temiz (hiç deðilse biraz temiz), yeni politikacýlar arýyordu. (Bu, sadece Türkiye’de deðil, birçok ülkede yaþanan bir süreçtir.) Bu arayýþa 3 Kasým’da iki parti cevap verdi: AKP ve Genç Parti. Bu nedenle iki aylýk GP yüzde 7 civarýnda oy alýrken AKP yüzde 35’in üzerine çýkarak parlamentoda çoðunluk partisi haline geldi. Eski partiler ise neredeyse silinip, yok oldular. Kimileri yüzde birler, ikiler düzeyine inerken istisnasýz hepsi büyük çapta oy kaybetti. 3 Kasým seçimlerine bir alternatif olarak giremeyen sol da ayný akibeti paylaþtý. Sol Blok bir baþarý gösteremezken seçimlere
7
P, DYP, SP ayný cephede Haberin arkasý
lma onu! kendi baþlarýna giren ÖDP, TKP ve ÝP’de oy kaybetti. CHP ise parlamentoya girmeyi baþardý, ama hiçbir baþarý gösteremeden. Geleneksel bir oy tabaný belki de son kez CHP’yi destekledi. Þimdi ise Denktaþ’ý karþýlayan bütün siyasi eðilimler eskiyi, eski düzeni savunuyor. Her deðiþim önerisine ayak direniyor. Bu nedenle Kýbrýs’ta, Kýbrýs halkýnýn çoðunluðunun istediði deðiþime destek vermek yerine Kýbrýs halkýnýn azýnlýðý ile birlikte, Denktaþ’ýn yanýnda, statükonun devamýndan yana tutum alýyorlar. Statükoyu savunarak oy kazanacaklarýný düþünüyorlar. Toplumda, elbette statükonun devamýndan yana olanlar var.
Ama onlar azýnlýk, hem de çok küçük. Üstelik bu azýnlýk çok sayýda statükocu partiye daðýlmýþ halde. Statükocular bu yüzden çok zayýf. AKP ise Türk sermaye sýnýfýnýn orta sýnýflarla kopan baðýný yeniden oluþtururken, bütünüyle büyük sermayenin yýllardýr önerdiði programý hayata geçiriyor. Kýbrýs’ta çözüm, AB’ye katýlým, yeni liberal politikalarýn uygalanmasýna devam; ama bu arada toplumsal bir patlamaya yol açmamak için göz boyayýcý önlemler. Dünya pazarýna sonunda kadar açýlmak, ayný zamanda ülke içinde kimi demokratik adýmlarýn atýlmasýný zaruri hale getiriyor. Ya da daha doðru bir
Doðan TARKAN
Neden Demokratik Güçbirliði’ne oy vereceðiz?
D
deyiþle, AKP’nin “demokrasi adýmlarý” statüko karþýsýnda demokratik görünüyor. Bunu teþhir eden, gerçek reformlar savunan bir siyasi örgütlenme de ortada olmayýnca, AKP bir de bu nedenle toplumun desteðini kazanýyor. Denktaþ’ý karþýlamaya gidenlerin hiç bir siyasi geleceði yok. Ýçlerinde bir tek CHP biraz daha fazla oy alacak. Ama 3 Kasým’dan aþaðý düþtüðü takdirde “Atatürk’ün partisi”de yok olup gidecek! Bütün bunlarýn olmasý iyidir. Peki, sol ne durumda olacak? Demokratik Güçbirliði geliþebilecek mi? Ne yazýk ki bu sorunun cevabý da olumsuz. Çünkü sol, statükocu partilerden farklý olmasýna raðmen, deðiþimden yana olamamaktadýr. AKP’nin sermaye yanlýsý “reformlarýný” yeterince teþhir edememekte ve karþýlarýna gerçek reform talepleriyle çýkamamaktadýr. Bu nedenle de geniþ emekçi yýðýnlarýný da harekete geçirememektedir. Çünkü, bir anlamda Demokratik Güçbirliði’ni oluþturan siyasetler de dünya çapýndaki küresel hareketi ve onun Türkiye’deki yansýmasýný kavrayamýyor. Küresel hareketi küçümsüyor, Türkiye’ye ise yansýmadýðýný sanýyorlar. Ve çok yanýlýyorlar. 3 Kasým seçimlerinde fýrsat kaçtý. Bunun nedeni sadece sosyal demokratlarýn ve ÖDP’nin ittifaka alýnmamasý deðildi. Þimdi bu oldu, ama bu sadece biçimsel bir adým ve yetersiz.
SÝP için seçimler sadece 5 dakikalýk bir demokrasi oyunu. Gidip oyumuzu veriyoruz ve bizi 4-5 yýl boyunca yönetecekleri seçiyoruz ve sonra herþey bizim bilgimizin dýþýnda, bizim arkamýzda geliþiyor. TBMM’de neler olduðu, iþlerin nasýl döndüðünden haberimiz yok. Belediye çalýþmalarý ise daha da kapalý kutu. Kimi sosyalistler yerel seçimlere önem veriyor. Yerel yönetimleri demokrasinin temeli olarak görüyorlar. Buralarda mevzi kazanmanýn önemini vurguluyorlar. Bu çok yanlýþ bir düþünce. Tek ülkede sosyalizm kurulamaz. Sovyetler Birliði’nde olanlar bunu gösterdi. Tek bir belediyede sosyalizm hiç bir biçimde olamaz. Belediyeler bütünüyle merkezi hükümete baðlýdýr. Ne var ki seçimler sosyalistlere güçlerini ölçme olanaðý veriyor. Merkezi siyasal mesajlarýný büyük yýðýnlara iletme þansý veriyor. Herþeye raðmen seçimler büyük yýðýnlarýn politikaya ilgisinin biraz daha arttýðý bir dönem oluyor.
Kaçan fýrsat 3 Kasým seçimlerinde Türkiye büyük bir arayýþ içindeydi. Halk yýðýnlarý krizden, soygunlardan býkmýþ bir haldeydi. Yeni bir alternatif arayýþý bütün toplumu sarmýþtý. Ne yazýk ki sosyalistler 3 Kasým seçimlerine büyük yýðýnlara alternatif olarak görünebilecek bir þekilde giremediler. Bölünmüþlük, sekterlik ve soyut propaganda anlayýþý buna engel oldu. 3 Kasým seçimlerini, bilindiði gibi, kendisini “yeni” olarak sunmayý baþaran AKP aldý. Uzanlar’ýn Genç Partisi de kendisini yeni olarak sunabildi ve küçümsenmeyecek bir baþarý elde etti. Solda ise sýnýrlý bir birlik kurulabildi. Sosyal demokrasi, ÖDP ve solun çok önemli kesimlerini kapsamayan bir Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu kuruldu. Bu Blok esas olarak Kürt hareketinin oylarýný alabildi. Türk solu bloða hemen hemen hiç birþey katamadý. Bloðun kuruluþunda sekterliðin her örneðini gördük. Bir yanda birlik görüþmeleri sürerken, diðer yanda sosyal demokrasiye hakaretler yaðdýrýlmaktaydý.
Şimdiki durum Bu seçimlerde daha geniþ bir blok kurulmuþ gibi görünüyor. Hiç deðilse sosyal demokrat SHP ve ÖDP ile birlik saðlandý. Ne var ki solun çok önemli bir kýsmý hâlâ bu birliðin dýþýnda. 3 Kasým seçimlerinde de olduðu gibi, Demokratik Güçbirliði’nin kýsa, somut bir programý yok. Kadrolar birlikte çalýþmýyor. Bütün bunlar Demokratik Güçbirliði’nin bir alternatif olmaktan uzaklaþmasýna yol açýyor. Ama gene de Demokratik Güçbirliði iþçi sýnýfýnýn öncü kesimlerinin oylarýný CHP ile birlikte alacaktýr. Ne var ki iþçi sýnýfýnýn çoðunluðu bu seçimlerde ne Demokratik Güçbirliði’ne ne de CHP’ye; AKP’ye oy verecek. Bu, þimdiden belli. Peki neden? Bu sorunun cevabý çok kýsa: Çünkü sol, bir alternatif oluþturamýyor. Solun toplumun karþýsýna bir alternatif olarak çýkmasý seçimlerde olamaz. Seçimlerden çok önce sol birlik basit emekçi taleplerini içeren bir programla faaliyet sürdürüyor olmalýydý. Sayýsýz taban örgütü, sayýsýz kampanya bu faaliyeti örmeliydi. Ve, seçimler bütün bu faaliyetin son kez emekçi yýðýnlarýn karþýsýna çýkýþý olmalýydý. Böyle olmadýðý için ne yazýk ki Demokratik Güçbirliði bir baþarý elde edemeyecek. 3 Kasým’da kaçan fýrsat yakalanamayacak. Çünkü 3 Kasým’dan çýkarýlan ders içeriðe deðil biçime iliþkin.
Görevimiz nedir? Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi bu seçimlerde bir parçasý olduðu Demokratik Güçbirliði’ne oy verecek. Ýþçi sýnýfýnýn öncülerinin hiç deðilse bir kýsmý ile ayný tutumu almak için, birlik fikrini, bu birliðin taþýdýðý bütün eksikliklere raðmen, desteklemek için Demokratik Güçbirliði’ne oy vereceðiz. Ortada birleþik bir kampanya olmadýðý için ancak kendi güçlerimizle kendi seçim kampanyamýzý yapacaðýz. Fakat esas olarak “Seçimlere deðil, 29 Mart’a bak” diyeceðiz. Bizim için 28 Mart deðil, 20 Mart; 28 Mart deðil sonrasýndaki “Gelme Bush” kampanyasý daha önemli.
8
BÝZE GÖRE Büyük birader bizi gözetliyor Hükümet yeni YÖK yasasýnýn ne kadar 'özgürlükçü' olduðunu tartýþa dursun, üniversitelerde baskýlar gittikçe artýyor. Geçtiðimiz haftalarda Ýstanbul Üniversitesi’nde 'ideolojik halay çekmek', 'solcularla konuþmak', 'eylem yapmak', bir tatil gününde 'konsere gitmek' vs. gibi gerekçelerle aralarýnda bir Sosyalist Ýþçi okurunun da bulunduðu çok sayýda öðrenciye soruþturma açýlmýþtý.YÖK'ün baskýcý zihniyeti þu sýralarda da Marmara Üniversitesi'nde kol geziyor. Geçtiðimiz hafta okulun içine (kampüs deðil, okul) kameralarla giren polis önce afiþlerin çekimini yapýp ayrýldý. Sonra 200'e yakýn çevik kuvvet polisi gelip öðrencileri kamerayla çekti, afiþleri parçaladý. Gün boyu öðrencileri tahrik etti. MÜ idaresi kameralarý çok seviyor olsa gerek ki, Haydarpaþa’da var olan sabit kameralarý diðer kampüslere de taþýdý. Okuldaki yemeðin kalite-sizliðinin, suyunsabunun, kitaplarýn, sýra ve tahtanýn olmamasýnýn sebebi yine bu 'kamera sevgisi', 'öðrenciyi, öðrenciden koruma azmi' ve ona ayýrýlan iki trilyonluk bütçe. ‘Biri Bizi Gözetlemesin’ ismiyle yapýlan basýn açýklamasý sonrasý 20 öðrenciye soruþturma açýldý. Bu öðrenciler arasýnda eylem sýrasýnda sýnavda olan ya da mezun olup avukatlýða baþlamýþ olanlar da var. Üniversiteler tamamen ticarethaneye çevrilmek isteniyor. Üniversiteleri sattýrmayýz! Üniversiteler bizimdir! Tolga (MÜ)
Ankara üniversiteleri BAK faaliyetleri Geçtiðimiz Salý günü H.Ü. Beytepe Kampüsü’nde BAK standý açtýk. BAK'ýn ne olduðunu anlatan ve etkinliklerine çaðýran el ilanlarý daðýttýk, afiþler astýk. Çarþamba günü, A.Ü. Cebeci kampüsünde stand açtýk. Birçok yere "Bush Gelme" ve BAK afiþleri astýk. Cebeci aktivistlerinin hazýrladýðý kolaj þeklindeki el ilanlarýný daðýttýk. Cuma günü A.Ü. Dil-Tarih ve Coðrafya Fakültesi'nde "Bush Gelme" ve BAK afiþleri astýk, broþür ve el ilanlarý daðýttýk. Üniversiteli BAK olarak her Salý günü Güldikeni Kafe'de (Bayýndýr 1 sok. Yakamoz Han, kat 1 Kýzýlay) saat 17.00'de toplaný-yoruz. Ayrýca Güldikeni Kafe'de slogan ve ritm atölyeleri oluþturduk, döviz, marakas, bayrak, trampet vs. yapmak için buluþuyoruz. Gamze
Deneylerinizi, çalýþmalarýnýzý, düþüncelerinizi, eleþtirilerinizi Bize Göre’ye yazýn. Sosyalist Ýþçi’yi zenginleþtirin!
Ýngiltere'de sol birlik Ýngiltere'de, Haziran ayýnda yapýlacak olan Londra belediye baþkanlýðý, belediye encümeni ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Tony Blair'in Ýþçi Partisi'ne sol bir alternatif oluþturmak üzere Respect adlý seçim ittifaký kuruldu. Tam adý 'Respect - The Unity Coalition' (Saygý - Birlik Koalisyonu) olan ittifakýn ismi "saygý, eþitlik, sosyalizm, barýþ, çevre, toplum, sendikacýlýk" kelimelerinin baþ harflerinden oluþuyor. Koalisyon, geçtiðimiz iki yýlda Ýngiltere tarihinin en büyük toplumsal muhalefet hareketi haline gelen savaþ karþýtý hareketin en önemli unsurlarýný kapsamayý ve bunlarýn siyasi sesi olmayý amaçlýyor. Londra'da Koalisyon'un kuruluþunu ilân eden ve bin kiþinin üzerinde katýlýmcýnýn olduðu toplantýdaki konuþmacýlar, Respect'in bir araya getirdiði baþlýca toplumsal güçleri de yansýtýyordu: demiryollarý ve nakliyat sendikasý RMT genel baþkaný Bob Crow, memur sendikasý PCS genel baþkaný Mark Serwotka, itfaiyeciler sendikasý FBU Londra bölge saymaný Linda Smith, Stop the War Coalition (Savaþý Durdurun Koalisyonu) baþkaný Lindsey German, Stop the War Coalition Birmingham bölgesi baþkaný ve Ýngiltere Müslüman toplumunun önde gelen isimlerinden Selma Yaqub, sinema yönetmeni Ken Loach, Sosyalist Ýþçi Partisi (SWP) yöneticilerinden John Rees, Irak savaþýný acýmasýzca eleþtirdiði için Ýþçi Partisi'nden ihraç edilen milletvekili George Galloway. Respect'in Haziran seçimlerinde ne ölçüde baþarýlý olabileceðini kestirmek zor. Üç dört ay gibi kýsa bir süre içinde, parlamenter düzeyde mücadele deneyimi son derece kýsýtlý kiþilerle yola çýkýp bir seçim mekanizmasý yaratmak açýk ki çok zor. Ama Respect gibi bir oluþumun ortaya çýkmasý bile, Ýngiltere siyaset tarihinde bir dönüm noktasýna iþaret ediyor. Sosyal demokrat Ýþçi Partisi 100 yýlý aþkýn bir süredir Ýngiltere iþçi sýnýfýnýn tek partisi. Bu parti sendikalar tarafýndan yaratýlmýþ, sendikalarla organik baðlarý olan, iþçi sýnýfý üzerinde ezici bir ideolojik hegemonyaya sahip ve sýnýfýn büyük çoðunluðunun "bizim partimiz" diye düþündüðü bir parti. Lenin'in ifadesiyle, "Sendika bürokrasisinin partisi". Bu partinin geleneksel, çok zaman sarsýlmaz gibi görünen hegemonyasýnýn, biri olumlu, biri olumsuz, iki temel tarihsel etkisi vardýr. Olumlusu, Ýngiltere iþçi sýnýfý her zaman Avrupa'nýn en güçlü, en örgütlü, en iyi savunma mekanizmalarýna sahip iþçi sýnýflarýndan biri olmuþtur. Olumsuzu ise, Ýngiltere iþçi sýnýfý içinde sosyal demokrasinin solunda kitlesel bir güç, sýnýfýn yaygýn desteðini kazanabilen devrimci bir oluþum ortaya çýkmamýþtýr, çýkamamýþtýr. Örneðin, Ýngiltere Komünist Partisi her zaman Batý Avrupa'nýn en küçük komünist partilerinden biri olmuþ, en güçlü günlerinde (Ýkinci Dünya Savaþý'ndan hemen sonra) bile,
Respect’in Londra kuruluþ toplantýsý tek bir milletvekili çýkarabilmiþtir.
Yükselen muhalefet Bugün, Ýþçi Partisi'nin nüfuzunu sorgulamaya, kýrmaya aday gerçekçi bir oluþumun ortaya çýkabilmesi üç temel geliþmeden kaynaklanýyor. Birincisi, 4-5 yýldýr dünyanýn her yanýnda tüm neoliberal siyasetler karþý direnen kitlesel bir antikapitalist muhalefetin yükseliyor olmasý. Ýkincisi, 17 yýllýk Muhafazakar Parti hükümetlerinden sonra büyük umut ve beklentiler uyandýrarak iktidara gelen Blair hükümetinin iyice sað sosyal demokrat, neoliberalizmi tümüyle benimseyip uygulayan bir hükümet olmasý. Üçüncüsü, kitlesel bir muhalefete, sokaklarda iki milyon kiþinin aktif protestosuna raðmen, Blair'in Ýngiltere'yi yasa dýþý, ahlak dýþý, insanlýk dýþý bir emperyalist savaþa sokmuþ olmasý ve bunun sadece sosyalistler tarafýndan deðil, toplumun çok geniþ kesimleri tarafýndan tam da böyle algýlanýyor olmasý.
"Bu ne biçim demokrasi?" diyenler, bir buçuk yýl boyunca defalarca sokaklara dökülenler, 11 Eylül'den beri berbat bir ýrkçýlýk dalgasýyla karþý karþýya olan (özellikle Müslüman asýllý) azýnlýklar, iþyerleri özelleþtirilen sendikacýlar, okullarý paralý hale getirilen üniversiteliler, þimdi "Bütün bunlardan sonra yine Tony Blair'e mi oy vermek zorunda kalacaðýz?" sorusuyla karþý karþýya. Bu soruyu soranlar, açýk ki, Ýþçi Partisi'nin saðýndaki Muhafazakarlara da oy vermeyecekler. Ama yine açýk ki, bu kitlelerin büyük çoðunluðu devrimci sosyalist de deðiller. Ýþçi Partisi'nin solunda, savaþa ve neoliberalizme karþý, daha insancýl, daha adil, daha emekten yana bir parti arýyorlar.
Nasýl bir birlik? Bu arayýþa karþýlýk vermeyi amaçlayan Respect, devrimci bir oluþum deðil. Sadece sosyalistleri deðil, daha iyi bir dünya isteyen
herkesi bir araya getirmeyi amaçlýyor. 'Program'ý hem tüm sosyalistlerin hem Ýþçi Partisi'nin solunda bir alternatif arayan herkesin hemen üzerinde anlaþacaðý 15 maddeden ibaret: bir sayfanýn yarýsý! Respect, savaþa karþý mücadelede olduðu gibi, daha iyi bir toplum mücadelesinde de devrimcilerin, devrimcileri fersah fersah aþan muhalif kitlelerle birlikte, omuz omuza çalýþmaya devam etmesini saðlayacak bir örgütlenme oluþturmayý amaçlýyor. 'Program' keskin devrimcilere yetersiz gelebilir; ama bu programýn seçimlerde geniþ destek kazanmasý, siyaset sahnesinde bugüne kadar sessiz kalmýþ, kendi taleplerinin ifade bulmamasý karþýsýnda sosyal demokrasiden umudunu kesmeye baþlamýþ çok geniþ kitleleri yüreklendirecek, zaten sallanmakta olan Tony Blair'in kuyusunu kazmaya baþlayacaktýr. Roni MARGULÝES
Respect'in 'program'ý Savunduklarýmýz: "Irak'ta savaþa ve iþgale son. Emperyalist savaþlara katýlmayacaðýz. "Tüm özelleþtirmelere son. Demiryollarýný ve diðer kamu hizmetlerini demokratik kamu mülkiyetine geri alacaðýz. "Ana okulundan üniversiteye kadar, ödeyebilme yeteneðine baðlý olmayan, kapsamlý, ailesinin varlýklý veya yoksul olmasýndan baðýmsýz olarak her çocuða hayatta eþit bir fýrsat veren bir eðitim sistemi. "Tüm kullanýcýlarý için ücretsiz olan, kamu mülkiyetine ve kamu fonlarýna dayalý, demokratik denetim altýnda bir ulusal saðlýk hizmeti. "Ortalama gelir düzeyine endeksli emeklilik sigortasý. "Asgari ücreti, Avrupa Birliði Uygar Yaþam eþiði olan saate £7.40 düzeyine yükselteceðiz. "Sosyal devletin gerektirdiði fonlarý karþýlamak ve yoksulla zengin arasýndaki gelir eþitsizliðini azaltmak için, zenginlerden vergi alacaðýz. "Geçmiþ Muhafazakar Parti hükümetlerinin sendika yasalarýný iptal edeceðiz. "Irk, cinsiyet, etnik köken, dini inanç (veya inanmama), cinsel eðilim, özürlülük, ulusal köken ve vatandaþlýk temelinde her tür ayýrýmcýlýða
karþýyýz. "Her bireyin dinsel (ve dinsel olmayan) inançlarý ve cinsel tercihleri ile ilgili olarak kendi kaderini tayin etme hakkýný savunacaðýz. "Göçmenlerin ve sýðýnmacýlarýn haklarýný savunacaðýz. Avrupa Birliði'nin 'Avrupa Kalesi' siyasetlerine hayýr. "Avrupa konulu herhangi bir referandumda, Avrupa karþýtý, yabancý düþmaný sað kanadýn görüþlerine karþý çýkacaðýz. Ancak, Avrupa Birliði'nin euro para birimine katýlan tüm ülkelere dayattýðý 'istikrar paktý'na karþýyýz. Bu pakt, hükümetlerin bütçe açýklarýný yasadýþý olarak tanýmlamakta ve dolayýsýyla özelleþtirmeyi ve ekonomilerin serbestleþtirilmesini dayatmaktadýr. Bu konudaki herhangi bir referandumda 'Hayýr' oyu kullanacaðýz. "Filistin halkýný destekliyoruz ve bu halký ezen ayýrýmcýlýk sistemine karþýyýz. "Tüm canlýlarýn baðýmlý olduðu doðal dünyaya deðil kendi kârlarýna öncelik veren devletlerin ve büyük þirketlerin çevreyi imha etmelerine son. “Ýnsanlarýn demokratik taleplerinin karþýlandýðý bir dünya; kâr temelinde deðil insanlarýn ihtiyaçlarýný karþýlama temelinde örgütlenmiþ bir dünya; çaðýn ruhunun bireysel çýkarlar deðil dayanýþma olduðu bir dünya istiyoruz.”
9
Marksizm 2004
Geçtiðimiz yýl insanlýk tarihinin en yaygýn, en güçlü kitle gösterilerini yaþadýk. Dünyanýn bir çok ülkesinde, yüzlerce ve yüzlerce þehirde insanlar ABD’nin Irak’a saldýrýsýna karþý çýktýlar. 15 Þubat 2003’de 10 milyonun üstünde savaþ karþýtý “savaþa hayýr” diye haykýrdý. Savaþ karþýtý hareketin bu denli büyük olmasýnda, önceki yýllarda hýzla yükselen ve güçlenen antikapitalist hareketin de çok büyük bir katkýsý vardý. Hareket egemen sýnýflar tarafýndan bile “iki süper güçten birisi” olarak adlandýrýldý. Savaþ karþýtý hareket ABD ve müttefiði Ýngiltere’nin Irak’a saldýrmasýný ve iþgal etmesini engelleyemedi. Ama savaþý durdurabilecek tek güç olduðunu da gösterdi. Þimdi ABD Irak’ý iþgal etmiþ durumda. Bu iþgal sadece bu ülkenin zengin petrol kaynaklarýna el konulmasý demek deðil. Daha da öteye ABD, Irak iþgali ile dünya çapýndaki hegemonyasýný kurmak, güçlendirmek istiyor. Eðer ABD’nin Irak’ta ki planlarý bozulmazsa dünyanýn her yerinde iþçi
Marksizm tartýþmalarý
Yeni bir dünya kurmak için! ve emekçiler için daha zor günler gelecek. Neo liberal politikalar egemen sýnýflar tarafýndan daha
Marksizm 2004’e Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi ev sahipliði yapýyor. Marksizm 2004 22 Nisan Perþembe günü saat 19.00’da baþlayacak ve 25 Nisan Pazar günü saat 18.00’de bitecek.
arsýzca ve daha büyük bir zorbalýkla her yerde yaþama geçirilecek. ABD’nin Irak’taki
Ýstanbul dýþýndan gelenlere Marksizm boyunca kalacak yer bulunacak.
Toplantýya isteyen bütün aktivistler katýlabilir. Toplantýlar bir saat 15 dakika sürecek. Toplantýya katýlan herkes zamanýn izin verdiði ölçüde söz alýp konuþabilir.
iþgalinin yenilgisi iki olguya dayanýyor: Irak’taki direniþ ve dünya çapýndaki direniþ. Bu iki faktör ABD’nin yenilgisine yol açabilir. Hareket þimdi daha çeþitli görevlerle karþý karþýya. Bir yandan Irak’taki iþgale karþý çýkarken, diðer yandan da savaþa karþý mücadelenin seferber ettiði yýðýnlarýn baþka alanlarda da mücadeleye çýkmasýný saðlamak gerekiyor. Bu arada dünyanýn çeþitli yerlerinde önemli mücadeleler de yükseliyor. Son beþ yýlda, Latin Amerika’da, Afrika’da, Avrupa ve Asya’da yaygýn grevler, genel grevler gerçekleþti. Bir dizi ülkede ayaklanmalar yaþandý. Bütün bu ortamda sosyalistler harekete müdahale etmek, hareketi geliþtirmek için kendilerini ortaya attýlar. Marksizm 2004 tartýþma toplantýlarý aktivistlere sorularýný ortaya koyma ve birlikte cevaplar arama olanaðý veriyor. Önümüzde muazzam olanaklar var. Bu olanaklarý deðerlendirebilmek için tartýþmak ve yolumuzu daha açýk hale getirmek zorundayýz.
Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sokak, Hayat Apt, No: 8/4 Beyoðlu
0536 - 335 10 19
Neler tartýþýlacak? 21. yüzyýlda emperyalizm. ABD durdurulabilir mi? Ulusal kurtuluþ mücadeleleri kazanabilir mi? Radikal Ýslam ve Ortadoðu Hareketin partiye ihtiyacý var mý? Düþmanýný taný: Küresel sermaye Kapitalizm sonrasý yaþam? Kültür ve kapitalizm Anti-kapitalist hareket nereye gidiyor? Günümüzde kadýn kurtuluþ hareketi Marks’ýn devrimci fikirleri Uluslararasý sosyalist gelenek Solda birlik nasýl olabilir? Yeni bir dünyayý nasýl kazanacaðýz? Ýnsan doðasý sosyalizme aykýrý mý? Dünyayý deðiþtirmek için devrim þart mý?
10
KÜLTÜR sosyalist iþçi ne savunuyor? Afganistan, Somali', Kosova, Bosna, Çeçenistan'da savaþmak üzere giden binlerce genç Müslümaný Ýslam dini deðil, emperyalizme karþý duyduðu öfke motive ediyor
Ýslami hareket küreselleþirken 1994'de yayýmlanan Siyasal Ýslamýn Ýflalasý'nda Oliver Roy, siyasal Ýslam'ýn radikalleþmesinden ve iflasýndan uzun uzadýya bahsetmiþti. Ýkincisi yayýmlanan Küreselleþen Ýslam'da Roy, bu iflasýn üzerinden hareket ederek Ýslam'ýn yeniden þekillenme sürecini anlatýyor. Ýran devrimi, Türkiye'de Refah Partisi, Cezayir'de FÝS, Mýsýr'da Müslüman Kardeþler, Sudan'da Turabi'ye kadar Ýslam devleti çýkýþ noktalý Ýslami bir toplum inþa etmeyi amaçlayan siyasal ideoloji hayata geçirilmesindeki baþarýsýzlýðý üzerine yeniden þekilleniyor. Ýslamileþme bugün kimlik inþasý üzerinden çok çeþitli þekillerde devlet
sorununun etrafýnda dolanýyor. Ýslam'ýn bireyselleþmesi ve bir bölgeye ya da ülkeye ait olmaktan çýkmasý küreselleþmesine iþaret ediyor. Liberalinden maneviyatçýsýna, köktendincisine kadar küreselleþen Ýslam'ýn bütün biçimleri bugün siyasal iktidar ve devletin denetimiyle arasýndaki açý giderek artýyor. Ýran'da Hatemi, Suruþ ve Montazeri'nin etrafýndaki Ýslami dinsel liberalizm dini siyasetten ayýrmaya çalýþýyor. Öte yandan Bin Ladin'in etrafýndaki yeni radikaller faaliyet gösterdikleri ülkelerde Ýslami devlet kurmayý hedeflemiyorlar. Fas, Bali ve Kenya'daki saldýrýlar devletin simgeleri olan polis karakol-
larýný, kýþlalarý ya da devletin temsilcilerini hedeflememiþti. Bugün Müslüman ülkelerden batýya göçen, Paris banliyölerinde yaþayan ikinci üçüncü kuþak genç Müslüman'dan, Londra'da ya da Amerika'da yaþayan yerleþik bir Müslümaný, Ýslam kimliði deðil ABD'ye ve Batý'ya karþý duyduðu öfke þekillendiriyor. Afganistan, Somali', Kosova, Bosna, Çeçenistan'da savaþmak üzere giden binlerce genç Müslümaný Ýslam dini deðil, emperyalizme karþý duyduðu öfke motive ediyor. Diðer tarafta Türkiye'de AKP'de yeni Ýslami geleneðe önemli ölçüde benziyor. AKP "dinsel", "Ýslami" gibi nitelemeleri reddederek ken-
disini "Muhafazakar demokrat" olarak tanýmlýyor. Bu noktada kendini Avrupa'daki Hýristiyan demokratlarla bile karþýlaþtýrýlmak istemiyor. Köktendinci akýmlar ise Ýslami hareketin içinde çok küçük bir azýnlýk olarak kalýyor. Bugün Ýslami hareketle iliþkiler hem sol hem de anti kapitalist hareket içinde tartýþmalý bir konuyu oluþturuyor. Küreselleþen Ýslam bu tartýþmalarý netleþtirmeye yardýmcý olacak önemli bilgiler sunuyor. Çaðla OFLAS Küreselleþen Ýslam Oliver Roy Metis Yayýnlarý
Popüler kültürü anlamaya bir adým Kitap çýkalý birkaç ay olmuþtu ama benim okumam Cem Karaca’nýn “göçtüðü” günlere denk geldi. Medyanýn da tahriðiyle geliþen bir davranýþ biçimi olarak, ölen ünlülerin ardýndan yaþanan “yeni tapýnma kült(ür)ü”nden sözediyordu Hasan Bülent Kahraman. Zamanlama fena olmamýþtý; öyle ya, gazetemizin geçen sayýsýnda Cem Karaca’ya yarým sayfa ayrýlmýþtý.. Kahraman’ýn popüler kültür yazýlarýndan derlediði kitabýnýn adý Kitle Kültürü Kitlelerin Afyonu. 2001-2003 yýllarý arasýnda yazýlmýþ 13 Mart, Cumartesi saat: 17.00 Türkiye’de basýnýn sermaye yapýsý Rýdvan Akar 14 Mart, Pazar saat: 17.00 Kapitalist küreselleþmeye karþý aþaðýdan küreselleþme Berkay Ersöz-Erkin Erdoðan 20 Mart, Cumartesi saat: 17.00
makaleler, bu çok yakýn popüler tarihimizin de panoramasý ayný zamanda. Güncel bir olayý alýyor Kahraman, onu kültür ve sanat tarihinin koridorlarýnda dolaþtýrýyor, modernist sanat ve düþünce akýmlarýyla buluþturuyor, oradan da götürüp postmodern bahçeye çýkarýyor. Gezinti bittiðinde, popüler bir olguya daha “düþünceli gözlerle” bakmanýn hem mümkün hem de eðlenceli olduðunu görüyorsunuz. Zeki Müren’den Tarkan’a, Adidas’tan Coca Cola’ya, Andy Warhol’dan Caz’a uzanan çeþitli konular kültür
teorisi içinde ele alýnýyor. Politik olma kaygýsý taþýmayan yazýlarla karþýlaþýyorsunuz ama, her yazýda muhalif bir tutumu seziyorsunuz. Birçok yazýsýný bir soruyla bitirmiþ yazar. Sayýp döküyor önce, sonra okuyucuya soruyor. Yazýlar birbirini tamamlýyor ve konuyla daha önce ilgilenmemiþ birine bile, popüler kültürü anlama yolunda olanaklar saðlýyor. Kübra DEMÝR
KÜLTÜR MERKEZÝ Toplumsal Cinsiyet: Bela ve Devrim II Bülent Somay
karþýtý hareket Þebnem Korur Fincancý-Þenol Karakaþ
21 Mart, Pazar saat: 17.00 Türkiye’de ve dünyada savaþ
Dia Gösterisi: Savaþ ve karþýtlarý Ali Öz
Büyükparmakkapý Sokak, Hayat Apt., 8/10, Beyoðlu - Ýstanbul
0212 - 251 62 73
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratýcýsý iþçi sýnýfýdýr. Yeni bir toplum, iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarýna kolektif olarak el koyup üretimi ve daðýtýmý kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform deðil, devrim
-Ýçinde yaþadýðýmýz sistem reformlarla köklü bir þekilde deðiþtirilemez, düzeltilemez. -Bu düzenin kurumlarý iþçi sýnýfý tarafýndan ele geçirilip kullanýlamaz. Kapitalist devletin tüm kurumlarý iþçi sýnýfýna karþý sermaye sahiplerini, egemen sýnýfý korumak için oluþturulmuþtur. -Ýþçi sýnýfýna, iþçi konseylerinin ve iþçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklý bir devlet gereklidir. -Bu sistemi sadece iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi devirebilir. -Sosyalizm için mücadele dünya çapýnda bir mücadelenin parçasýdýr. Sosyalistler baþka ülkelerin iþçileri ile daima dayanýþma içindedir. -Sosyalistler kadýnlarýn tam bir sosyal, ekonomik ve politik eþitliðini savunur. -Sosyalistler insanlarýn cinsel tercihlerinden dolayý aþaðýlanmalarýna ve baský altýna alýnmalarýna karþý çýkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. -Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar. -Sosyalistler bütün haklý ulusal kurtuluþ hareketlerini desteklerler. -Rusya deneyi göstermiþtir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaþayamaz. Rusya, Çin, Doðu Avrupa ve Küba sosyalist deðil, devlet kapitalistidir. -Sosyalistlet bu ülkelerde iþçi sýnýfýnýn iktidardaki bürokratik egemen sýnýfa karþý mücadelesini destekler.
Devrimci parti
Kitle KültürüKitlelerin Afyonu Hasan Bülent Kahraman
KARAKEDÝ
KARAKEDÝ KÜLTÜR MERKEZÝ
Agora Kitaplýðý 302 syfa, 11 milyon TL
Aþaðýdan sosyalizm
26 Mart, Cuma saat: 19.00 Kýbrýs’ta Enosis ve Taksim politikalarýnýn sonu mu? Doðan Tarkan - Mehmet Hoþgüler 27 Mart, Cumartesi saat: 17.00 Nasýl bir dünya istiyoruz? Doðan Tarkan - Ömer Madra 28 Mart, Pazar Gün boyu seçim sohbetleri 3 Nisan, Cumartesi saat: 17.00 Beatles söyleþileri Doruk Yurdesin
-Sosyalizmin gerçekleþebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal örgütleri ve hareketi içindeki çalýþma ile inþa edilebilir. -Sosyalistler pratik içinde diðer iþçilere reformizmin iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýna aykýrý olduðunu kanýtlamalýdýr. -Bu fikirlere katýlan herkesi devrimci bir sosyalist iþçi partisinin inþasý çalýþmasýna omuz vermeye çaðýrýyoruz.
sosyalist iþçi’nin savunduðu temel fikirlere katýlýyorsanýz, yeni bir dünyanýn yaratýlmasýnda aktif olarak yer almak istiyorsanýz:
0212-251 62 73
NOT DEFTERÝ
100 bin emekçi Ankara’da AKP hükümetinin yalanlarýna karþý çýktý
Ya bu yasa geçmeyecek, ya da genel grev gelecek Soðuk havaya ve kar yaðýþýna raðmen 6 Mart sabahý 100 bine yakýn iþçi Ankara Hipodrom'da buluþtu. Kamu hizmetlerinin tasfiyesine tüm Türkiye'den yüzlerce iþyerinden onbinlerce iþçi "hayýr" dedi. Sendikalar, meslek odalarý ve kitle örgütlerinin çaðrýsý üzerine, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarýsý'nýn geri çekilmesi istemiyle Ankara'da toplanan emekçiler, Sýhhiye Meydaný'na sýðmadý. Yüksek katýlýmda özellikle Türk-Ýþ'e baðlý Yol-Ýþ Sendikasý'yla KESK'in kitlesel olarak eyleme gelmesi belirleyici oldu.
Yol-Ýþ üyesi iþçiler Tasarýnýn yasalaþmasý halinde tümüyle bitecek olan Yol-Ýþ Sendikasý, üyelerinin üçte ikisini mitinge taþýrken, Türk-Ýþ'e baðlý kimi sendikalardan da katýlýmlar güçlü oldu. Yol-Ýþ "Sözde reform" dediði tasarýnýn derhal geri çekilmesini isterken, Petrol-Ýþ üyesi iþçiler, "Bütün özelleþtirmeler birer hortumdur", "TÜPRAÞ özelleþtirilemez" yazýlý pankartlarýyla özelleþtirmeye tepkilerini gösterdi. AKP Hükümeti'nin iki kere grevlerini yasakladýðý Kristal-Ýþ üyeleri, "Þiþe Cam'ýn iþçisi, direniþin simgesi", "Grev hakkýmýz direne direne alýrýz" sloganýyla miting alanýndaydý.
Son yýllarýn en büyük mitingi 6 Mart mitingi, son yýllarýn, belki de Mezarda Emeklilik Yasasý'na karþý 24 Temmuz 1999'da Ankara'da düzenlenen mitingden sonraki en büyük mitingdi. Hükümetin, "tasarýyý durdurduk, sizlerin istekleri doðrultusunda tekrar müzakere yapabiliriz" açýklamasý Emek Platformu saflarýnda bölünme yarattý. Türk-Ýþ mitinge katýlmadý ama Türk-Ýþ yönetimine raðmen mitinge katýlan bazý iþçi sendikalarý eyleme tempolarý, katýlýmlarý, coþkularý ve kararlýlýklarýyla renk ve güç kattýlar. 30
bini aþkýn üyesiyle Yol-Ýþ mitingi turuncuya çevirdi.
Kamu reformuna hayýr oyu Miting kürsüsünden Nazým Alkaya alana reform tasarýsýný oylamayý önerdi. Tüm pankartlar, tüm þapkalar, tüm bayrak ve flamalar ve binlerce iþçinin yanýnda getirdiði kýrmýzý "hayýr" kartlarý havaya kaldýrýldý ve alandan oybirliðiyle "hayýr" kararý çýktý.
Küresel sermayenin emirleri Mitingde konuþan KESK Genel Baþkaný Sami Evren, tasarýnýn DTÖ, IMF gibi küresel sermaye baronlarýnýn örgütlerinin talebi olduðunu ve AKP'nin verdiði vaatleri unutarak halka sýrtýný döndüðünü açýkladý.
Geliyor, geliyor, genel grev geliyor Sami Evren kara, soðuða raðmen Ankara'da buluþtuklarýný belirtti ve "Bu buluþma ülkenin gerçek sahiplerinin buluþmasýdýr. Bu buluþma ekmeðine, aþýna, geleceðine sahip çýkanlarin buluþmasýdýr" dedi. Tasarýnýn "reform" deðil "tuzak ve talan" olduðunu ifade eden Sami Evren, hükümetin tasarýyý derhal geri çekmesini ve gerçek bir reform için yüzünü halka dönmesini istedi. Evren hükümete, "Yasayý geri çek, bizim ekmeðimizle, iþimizle, geleceðimizle oynama. Biz kararlýyýz, grev geliyor" diye seslendi. "Genel grev, genel direniþ!", "Geliyor, geliyor, genel grev geliyor!" sloganlarý yürüyüþ boyunca çok sýk atýlan sloganlardandý.
Sýnýf dayanýþmasý Yürüyüþ iki koldan gerçekleþti. Yolun bir yanýnda iþçi sendikalarý, diðer yanda ise KESK' baðlý sendikalar ve kitle
örgütleri yer aldý. Her iki taraf da en çok, birbirlerine dönerek "Yaþasýn sýnýf dayanýþmasý!" sloganýný attýlar. Bu, tabandaki birlikte mücadele eðiliminin ne kadar güçlü olduðunu gösteriyor.
Her yandan savaþ karþýtý sesler Yürüyüþ boyunca kortejlerin bir çoðundan "Kahrolsun ABD emperyalizmi", "Savaþa deðil, emekçiye bütçe", "Katil ABD, iþbirlikçi AKP" sloganlarý yükseliyordu. ABD'nin Irak iþgaline karþý öfke mitingin, medyaya yansýmayan önemli öðelerinden birisiydi.
Sadece tasarýya karþý deðil Eylemin çoðu katýlýmcýyý þok eden katýlýmý ve coþkusu, sadece sözde kamu reformu tasarýsýyla
ilgili deðil. Temel neden, AKP iktidarý altýnda yalanlarla gerçekler arasýndaki bezdirici çeliþki yatýyor. Egemen propagandaya göre enflasyon düþtü, alým gücü yüksek, huzur var, emekçiler rahat. Aylardýr bu iddialarý dinleyen emekçiler ise bambaþka bir gerçeði yaþýyor. Hayat pahalý, kara kýþta ýsýnmak çok daha pahalý, büyük çoðunluk yoksulluk sýnýrýný hatta açlýk sýnýrýnýn altýnda yaþýyor, okullar-dershaneler paralý, çalýþanlar ek bir iþ yapmazlarsa yaþayamayacak durumda. En korkuncu ise, iþi olan, sendikasý olan her iþçinin yaný baþýnda çok daha kalabalýk bir iþsizler ordusu bulunuyor. "Kamu reformu", bu manzarayý, iþçiler ve sendikalýlar açýsýndan daha da korkunç bir hale getiriyor. Onbinlerce kamu iþçisi iþsiz kalacak, sendikalar daðýtýlacak,
Eylemden ropörtajlar 1 Mart eyleminde sonra katýlýmý çok yüksek olan bir eylemdi. 20 Mart'ta gerçekleþecek iþgal karþýtý eyleme yansýyacaðýný umuyorum. Gülsen Kamu reformu adýyla öne sürülen satýþ planýný iþçiler, emekçiler iyi bir þekilde kavrayýp kitlesel bir þekilde eylemliliklerini göstermeleri gelecek günler için umut verici. Gülay Kamu reformu sorununu çok büyük bir kitleyle en iyi þekilde ifade eden bir eylemdi. 1 Mart'tan sonra gördüðüm en kitlesel, en coþkulu eylemdi. Baþbakanýn canlý yayýný engelleme, eylemi yalýtma çabalarýna karþýn güçlü tepkiselliði ile ses getiren bir eylemdi Nurdan Kamu reformu eyleminin çok büyük geçmesi, örgütlü iþçi sýnýfýnýn öfkesini gösteriyordu. Miting boyunca ABD'nin saldýrganlýðýný protesto eden sloganlar atýldý. Ýþçi sýnýfýnýn örgütlü bir þekilde bu eyleme katýlmasý herkes gibi beni de
kamu hizmetlerinden faydalanmak için olmayan paraya ihtiyaç duyulacak. Bugünün iþçileri iþsizler ordusuna katýlacak. Eylemin kitleselliði, ayrýca bir yýla yakýn bir süredir sürdürülen kampanyaya baðlý olarak geliþti. 23 Aðustos 2003'te KESK'in Ankara mitinginde tüm yasaklamalara karþý Ankara meydanlarýna girilirken, taleplerden birisi de kamu reformu ve personel rejim tasarýsýna karþýtlýktý. Þimdi, düþünme sýrasý AKP'de. Bugüne kadar sadece KESK'le, sadece cam iþçileriyle karþý karþýya kalan, kendisinde böbürlenme gücü gören, sendikalý iþçileri terörist ilan eden, iþ isteyenlere "Devlet iþ kapýsý mý be" diyerek basbayaðý posta atan R. Tayip Erdoðan karar verecek. Ya bu yasayý geçirmekte ýsrar edecek ve AKP'nin geri sayýmýnda çok hýzlý bir adým atmýþ olacak ya da yasayý durduracak.
umutlandýrdý. Bundan sonra 20 Mart baþta olmak üzere tüm eylemlerde ses getireceðimize inanýyorum. Ulaþ-Bursa Uzun bir aradan sonra örgütlü iþçi sýnýfýnýn geniþ bir katýlýmýnýn gözlendiði bir eylemdi. Atýlan sloganlarda AKP'nin teþhiri çok belirgindi. Sendikalarýn toparlanmasýný saðlayacak bir eylemdi. Tabandaki mücadele azmi bu eylemin devamýnýn geleceðini gösteriyordu. Ýþçiler seçimlerin arifesinde seçimlere deðil mücadeleye bakmanýn önemini gösterdiler. Mehmet-Ýzmir Katýlýmýn beklenilenden fazla olmasý güzeldi. Fakat bununla yetinmemeliyiz. Ýster kamu reformu olsun ister anti-NATO kampanyasý olsun hedef milyonlar. Damla Eylemin sürekliliðini diliyorum. Eylemlerin lokalleþmesinden çok kitleselleþmesi için dertlerin kaygýlarýn reflekslerin ortaklaþmasý gerekiyor. Pýnar
SAYI:215 10 Mart 2004 500.000 TL ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Şti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý
www.sosyalistisci.org
sosyalistisci@sosyalistisci.org
B
ir sene önce, 20 Mart günü, Amerikan ve Ýngiliz uçaklarý baþta Baðdat olmak üzere Irak’ý bombalamaya baþladýlar. Bu bombardýman tarihin kaydettiði en aðýr, en korkunç hava saldýrýlarýndan birisiydi. Irak kentleri günlerce aralýksýz bombalandý. Yýllar süren ambargonun sonucunda hiç bir savunma olanaðý kalmamýþ olan Irak bu saldýrý ile çok aðýr kayýplar verdi. Bombardýmanýn arkasýndan Amerikan ve Ýngiliz zýrhlý birlikleri önce petrol bölgelerini, ardýndan kentleri iþgal etmeye baþladý. Irak halký direnmeye çalýþtýysa da Amerikan tanklarýnýn Baðdat’a girmesine engel olamadý. Baðdat’ýn düþmesi ile birlikte yýllarca Irak’ýn baþýnda olan Saddam Hüseyin rejimi de çöktü. Irak halký bu sonuca üzülmedi ama bir an olsun ABD-Ýngiliz iþgaline de evet demedi, boyun eðmedi. Emperyalistler Irak’a saldýrýrken, Saddam Hüseyin’in elinde çok tehlikeli kitle imha silahlarý olduðunu ve bu nedenle insanlýk için çok büyük bir tehlike teþkil ettiðini iddia ettiler. Oysa Birleþmiþ Milletler heyetleri aylardýr Irak’ýn elinde kitle imha silahlarý olmadýðýný söylemekteydiler. Ýþgal’den bugüne 11 ay geçti. Bu süre içinde binlerce Amerikan ve Ýngiliz
askeri Irak’ýn altýný üstüne getirdiler ve hiçbir þey bulamadýlar. Saldýrý öncesinde ABD, Saddam Hüseyin rejiminin bir diktatörlük olduðunu ve kendilerinin Irak’a demokrasi getireceklerini söylüyordu.
Ýþgalden bu yana geçen süre içinde ABD Irak’taki sömürge yönetimini güçlendirmekten baþka birþey yapmýyor. Irak halký ise ABD emperyalistlerinin ülkelerini derhal terk etmesini istiyor. ABD, oluþturduðu sömürge idaresine
hizmet edecek insan bulmakta zorlanýyor. Bu arada, Irak halký yoðun bir biçimde direniyor. Elinde çok fazla olanaðý yok ama nesi var, nesi yoksa onunla direniyor. Sömürge yönetimi ve Amerikalýlar bu direniþin
“dýþarýdan gelen militanlar” tarafýndan yapýldýðýný söylüyorlar. Yani direniþçilere “kökü dýþarýda” diyorlar. Bu kuyruklu bir yalan. Zaten mücadelenin tek boyutu silahlý direniþ deðil. Hemen her gün ülkenin birçok yerinde çeþitli gösteriler oluyor. Zaman zaman göstericilerin sayýsý yüzbinlere, milyonlara ulaþýyor. Her silahlý eylemden sonra ise sokaklarda Amerika ve emperyalizm aleyhtarý gösteriler oluyor. Bütün bunlar direniþin hiç de “kökü dýþarýda” olmadýðýný gösteriyor. Uluslararasý savaþ karþýtý hareket savaþ öncesinde olduðu gibi iþgalin baþlamasýyla birlikte de mücadeleye devam ediyor. 20 Mart günü, bombardýmanýn baþlamasýnýn yýldönümünde, dünyanýn her yerinde savaþ karþýtlarý, anti-emperyalistler gene sokaklara çýkacaklar. Amerika’nýn iþgalini kýnayacaklar. Dün slogan “savaþa hayýr” idi. Bugün slogan “Irak’ta iþgale son! Filistin’e özgürlük!” Savaþ karþýtlarý 20 Mart günü Türkiye’de her yerde sokaða çýkacaklar ve Irak’ýn iþgalini protesto edecekler. Türkiye’de bu küresel eylemi Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonu örgütlüyor. Ýstanbul’da Taksim Gezi Parký eylem yeri. Diðer þehirler için ayrýntýlý bilgi yerel BAK örgütünden alýnabilir.
KÜRESEL EYLEM ÝÇÝN
20 MART’TA ALANLARA!