Antikapitalist Sosyalist İşçi 376'nın Ekidir

Page 1

Devrimci marksizmin temel ilkeleri

antikapitalist

sosyalist iþçi’nin ekidir

Nasýl bir dünyada yaþýyoruz? Dünya 1929 krizinden bu yana en ciddi krizi yaþýyor. 1 sene içinde hemen hemen bütün büyük kapitalist ülkeler trilyonlarca dolarý bankalarý, sigorta þirketlerini ve sanayi kuruluþlarýný kurtarmak için harcadý. Buna raðmen bir çok banka, finans kuruluþu ve sanayi þirketi iflas edip battý. Bütün dünyada milyonlarca insan iþini kaybetti. Ýþsizlik her yerde yükseliyor. Baþbakan "kriz teðet geçecek" demesine raðmen Türkiye de krizden derin bir biçimde etkilendi. Sanayi üretimi düþtü, iþsizlik hýzla arttý. Bugünlerde kimi ekonomistler ve politikacýlar krizin düzelme eðilimi içine girdiðini anlatýyorlar. Bunu son aylarda gene eksi olan ama bir önceki aya göre düzelme gösteren verilerle kanýtlamaya çalýþýyorlar. Ne var ki içinde yaþadýðýmýz kriz esas olarak kâr oranlarýnýn düþmesinden kaynaklanýyor. Kapitalist sýnýfýn kâr oranlarý 1970'lerin ortasýndan beri düþüyor ve bu düþüþ 40 yýldýr alýnan bütün önlemlere raðmen düzelmiyor. Kapitalist sýnýfýn kâr oranlarýnýn düþme eðilimine karþý geliþtirdiði savunma yeni liberal önlemler oldu. Yeni liberalizm bir yandan iþçi ve emekçilere ve onlarýn örgütlerine aðýr bir saldýrýydý. Dünyanýn her yerinde iþçi sýnýfý ve örgütleri bu saldýrýyý yaþadý. Sendikal haklar kýsýtlandý. Bir dizi ülkede iþçi sýnýfý aðýr yenilgilere uðradý.

Bu dönem ayný zamanda Türkiye dahil birçok ülkede askeri diktatörlüklerin kurulduðu yýllar oldu. Yeni liberalizm bu saldýrýlarý ile iþçi sýnýfýna kazanmanýn mümkün olmadýðý fikrini yerleþtirmeye çalýþtý. Yani emek hareketini disipline etti. Diðer taraftan kamuya ait ne varsa özelleþtirilmeye baþlandý. Bu özelleþtirme dalgasý ile birlikte kapitalist sýnýf kolay yoldan, ucuza büyük kârlar veren þirketlere el koydu. Ne var ki bütün bu önlemlere raðmen 1 sene önce bugünlerde dünya 1929 Büyük Krizi'nden bu yana yaþanan en önemli krizin

içine düþtü ve dünya ekonomisi hýzla gerilemeye baþladý. Bir çok ülkede ekonomi küçülüyor. Krize karþý kapitalistler büyük bir kamulaþtýrma hareketine giriþti. Trilyonlarca dolar, batýk þirketleri kurtarmak için harcandý. Bu þirketlerin bir kýsmý kendilerine verilen paralara raðmen batmaktan kurtulamadý. Krize karþý birçok ülkede iþçiler ve emekçiler direnmeye baþladý. Ýþçi hareketi yeni liberalizmin hakim olduðu dönemde büyük ölçüde gerilemiþ olmasýna raðmen krizle birlikte yeniden canlandý. Þimdi herkes 40 yýldýr anlatýlanlarýn yalan olduðunu iyi biliyor.

Kapitalist sýnýf 40 yýldýr kazanmanýn mümkün olmadýðýný, serbest piyasanýn hakimiyetini, kamu giriþimciliðinin yanlýþlarýný anlattýktan sonra misli görülmemiþ bir kamulaþtýrma hareketine giriþince yeni liberalizmin yalanlarý büyük emekçi yýðýnlara teþhir oldu. Krizin yeni bir dalgasý aniden bütün dünyayý bir kez daha vurabilir. O noktaya kadar yapýlmasý gereken en önemli iþ, iþçi sýnýfýnýn örgütlenmesini geliþtirmek ve mücadele kararlýlýðýný artýrmaktýr. Bu ise her düzeyde iþçi ve emekçilerin örgütlenmesini geliþtirmek, saðlamlaþtýrmak olacaktýr.

Emperyalist saldýrganlýk sürüyor Ekonomik üstünlüðü giderek zayýflamaya baþlayan Amerika süper askeri üstünlüðünü koruyor. ABD'nin askeri harcamalarý kendisinden gelen ona yakýn devletin askeri harcamalarýnýn toplamýndan daha fazla. Bu askeri üstünlüðüne dayanarak ABD dünyanýn tek hakimi olmaya ve bütün dünyayý kendi çýkarlarýna göre þekillendirmeye çalýþýyor. Bu amaçla önce Afganistan'a ve ardýndan

Irak'a saldýrdý. ABD Irak'ta kalýcý büyük üsler kurdu ve þimdilerde bu üslerin dýþýndaki güçlerini Irak'tan çekeceðini söylemeye baþladý. Ama arkasýnda yakýlmýþ yýkýlmýþ tam bir harabe býrakýyor. Irak'ýn birçok bölgesinde en temel ihtiyaçlar olan su, elektrik yok. Afganistan'da ise durum emperyalistler açýsýndan daha da vahim. ABD bu ülkedeki iþgalini sürdürmek için NATO

ülkelerini iþgale ortak olmaya çaðýrdý. Türkiye dahil NATO ülkeleri Afganistan'a hatýrý sayýlýr sayýda asker gönderdi. Ne var ki Afganistan'da süren savaþta bugün Taliban güçleri daha etkin. NATO komutanlarýnýn da itiraf ettiði gibi Afganistan'ýn büyük çoðunluðunu Taliban kontrol ediyor ve halkýn büyük desteðine sahip. Bugün anti-emperyalist mücadele en baþta ABD

emperyalizmin bu saldýrganlýðýna karþý mücadeledir. Savaþa karþý çýkmak, emperyalist iþgallere, saldýrganlýða karþý durmak bugün her zamankinden daha önemli. ABD'nin Irak'a saldýrýsýna karþý bütün dünya ayaða kalktý. Bu ayaklanýþ ABD ve Ýngiliz kuvvetlerinin Irak'taki baþarýsýzlýðýna büyük katkýda bulundu. Günün sloganý ise "Afganistan'ý terk edin"dir.

Ýki kriz bir çözüm Dünya ekonomik krizin yaný sýra çok büyük bir baþka kriz daha yaþýyor; dünya ýsýnýyor, iklimler deðiþiyor. Artýk bütün insanlar biliyor ki dünyamýz kapitalizmin bir ürünü olarak ýsýnýyor ve bu ýsýnma iki derece daha arttýðý takdirde dünyanýn bugün var olan bütün ekolojik dengeleri altüst olacak. Bu geliþmeye kýsaca iklim krizi denebilir. Eðer çok acil bir biçimde çok radikal önlemler alýnmazsa dünyanýn bir çok yerinde sular 7 metreye kadar yükselecek, kasýrgalarýn ve sellerin sayýsý çok daha fazla artacak, dünyanýn büyük bir kýsmýnda kuraklýk ve ona baðlý olarak açlýk baþlayacak. Þimdi, dünya büyük bir hýzla bu noktaya doðru ilerliyor. Yapýlmasý gerekenler çok büyük ve kapsamlý bu nedenle ancak devletlerin alabileceði önlemler. Derhal fosil yakýtlarý ile çalýþan bütün enerji üretimi durdurulmalý yerine yenilenebilir enerji kaynaklarý kullanýlmalýdýr. Ulaþým bütünüyle deðiþtirilmeli, her yerde raylý sisteme geçilmelidir. Bütün binalara izolasyon yapýlmalýdýr. Bazý sanayiler bütünüyle durdurulmalýdýr. Bu önlemler ancak devletler tarafýndan alýnabilir. Bize ‘para yok’ diyorlardý. Ancak ekonomik kriz sýrasýnda gördük ki þirketleri kurtarmak için yeterince para var. Bu kaynaklar iklim deðiþimine karþý önlemler için kullanýlmýþ olsaydý geçtiðimiz bir yýl içinde bile iklim deðiþimine karþý çok büyük adýmlar atýlmýþ olurdu. Ne var ki kapitalistler gezegeni deðil kârlarýný düþünüyorlar. Öyleyse yapýlmasý gereken en hýzlý bir biçimde devletler üzerinde kamuoyu baskýsý kurmak ve devletlerin acil ve radikal önlemler almasýný talep etmektir. Devrimci sosyalistler bu mücadelede en öndeler.


2z antikapitalist

Dünyayý iþçi sýnýfý deðiþtirebilir Eþitsiz, adaletsiz bir dünyada yaþýyoruz. Küçücük bir azýnlýk dünyanýn bütün zenginliklerine el koymuþ. Çok büyük bir çoðunluk bu ufak azýnlýk için çalýþýyor. En zor koþullar altýnda, en aðýr iþlerde, uzun saatler çalýþýyor ama gene de açlýktan, yoksulluktan kurtulamýyor. Bütün dünyada insanlarýn büyük bir kýsmý yoksulluðun pençesinde. En temel ihtiyaçlarýný karþýlayamýyor. Bir de daha iyi bir yaþam, üç kuruþluk zam için harekete geçince zenginlerin devletinin saldýrýsýna uðruyorlar. Polis, jandarma, asker, hapishaneler, yasalar hep onlarý, onlarýn düzenini koruyor. Bu durumdan nasýl kurtulunacak? Kýsmi düzelmelerle, reformlarla kurtulmak mümkün mü? Bugün daha iyi bir ücret, yarýn daha iyi bir ulaþým gibi kazanýmlar iþçi ve emekçilerin kurtuluþu olabilir mi? Kuþkusuz her gün yaþam koþullarýný iyileþtirmek için mücadele etmek gerekir. Daha iyi ücret için grev. Yollarýn, ulaþýmýn düzelmesi için, saðlýk hizmetlerinin iyileþmesi için mücadele etmek gerekir. Bu mücadeleler iþçiler için kurtuluþ deðil ama bir küçük adým. Ýþçiler içine girdikleri her mücadelede yaþadýklarý toplumun gerçeklerini daha iyi anlarlar. Eðer giriþtikleri mücadeleyi kazanýrlarsa yaþam koþullarý biraz olsun iyileþir ya da kapitalistlerin yaþam koþullarýný daha kötü hale getirmeleri engellenir. Ama asýl önemlisi bilinçleri geliþir. Ýþçi sýnýfý yaþadýðý ortamýn dýþýndan bilincini geliþtirir. Kimi sosyalistler Rus Devrimi'nin önderlerinden Lenin'in "iþçi sýnýfýna bilinç dýþarýdan taþýnýr" düþüncesini yanlýþ kavrarlar. Onlar iþçi olmayanlarýn, aydýnlarýn, öðrencilerin iþçi sýnýfýna bilinç götüreceðini düþünürler. Oysa Lenin iþçi sýnýfýnýn yaþadýðý ortamýn dýþýndan, yani politik mücadele-

den bilinç kazanýr. Politik geliþmeler konusunda bilgilenmeden, politik geliþmelere karþý tepki göstermeden iþçi sýnýfý kendi kurtuluþu doðrultusunda adým atamaz. Ýþçi ve emekçilerin kurtuluþu bu düzeni deðiþtirmektir. Kapitalizmin yýkýlmasý ancak bir devrimle mümkün olur. Çünkü bu toplumda bütün zenginliklerin sahibi olanlar bu durum-

larýnýn deðiþmesine izin vermezler. Bu nedenle ancak bir devrim kapitalizmi yýkýp yerine eþitliðe ve özgürlüðe dayalý yeni bir toplum kurabilir. Sosyalizm neden ve nasýl eþitlik ve özgürlüðü getirecek? Neden bu devrimi iþçi sýnýfý gerçekleþtirmeli? Bu sorular sýkça sorulur. Devrimi iþçi sýnýfý gerçekleþtirmesinin bir kaç nedeni var.

Öncelikle kapitalizmi yýkacak olan devrim üretim araçlarýnýn mülkiyetine sahip olmayan bir sýnýf tarafýndan gerçekleþtirilmelidir. Bu sýnýf iþçi sýnýfýdýr. Toplumun bütün diðer sýnýflarýnýn üretim araçlarýnýn mülkiyeti üzerinde paylarý vardýr. Ayrýca iþçi sýnýfý kapitalist toplumun en örgütlü sýnýfýdýr. Çoðunluðu büyük ölçekli iþyerlerinde çalýþan iþçi sýnýfý üretimi gerçekleþtiren sýnýf olarak çok güçlüdür. Bu sýnýf örgütlü ve siyasi gerçekleri kavramýþ olduðu takdirde bir devrimi gerçekleþtirecek olanaklara sahip olur. Devrimden sonra ise insanlar arasýndaki eþitliði saðlamak için önce toplumun bütün sýnýf ve tabakalarýnýn üretim araçlarý üzerindeki mülkiyetinden arýnmalarý gerekmektedir. Ýþçi sýnýfý bunu gerçekleþtirmeye yetenekli olan tek sýnýftýr çünkü kendisi mülkiyete sahip deðildir. Kapitalistlerin elindeki üretim araçlarýna el koyacak olan iþçi sýnýfý köylüleri, küçük esnaf ve zanaatkarlarý ise kolektif üretime ikna edebilir. Böylece üretim araçlarýnýn kapitalist sýnýfýn elinde toplandýðý bir toplumdan çýkýlýr. Üretim araçlarý üzerindeki mülkiyetin ortadan kalkmasý hem eþitliði saðlayacaktýr hem de kapitalist sýnýfýn baskýsýný ortadan kaldýracak ve özgürlük ortamýný saðlayacaktýr.

Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr

olacaksa devrimci partinin anlamý ve görevinedir? Devrimci parti bütün süreçler boyunca iþçi sýnýfýnýn örgütlenmesini, mücadelesini kolaylaþtýrýr, hiçbir zaman onun adýna, onun için harekete geçmez. Devrim anýnda ise devrimci parti iþçi sýnýfýnýn tarihsel hafýzasý olarak baþka zamanlarda ve baþka ülkelerde gerçekleþen büyük iþçi mücadelelerinin derslerini iþçi sýnýfýnýn o günkü mücadelesine yardýmcý olmasý için aktarýr.

Devrimden sonra ise iktidar devrimci partinin deðil, iþçi sýnýfýnýn olmalýdýr. Bunun aracý iþçi sýnýfýnýn kendi iktidar organlarý olan konseyleri, sovyetleri kurmasýdýr. Ýþçi iktidarý yerine bir parti iktidarýný geçirmek sosyalist harekete stalinizm tarafýndan bulaþtýrýlmýþtýr ve bugün dünyanýn her yerinde stalinist partiler ve örgütler sosyalizmi kendi partilerinin eylemi ve iktidarý olarak tanýmlarlar ve bu nedenle aslýnda reformisttirler.

Marx, "iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr" der. Yani iþçi sýnýfýný ancak kendi yýðýnsal eylemi kurtarabilir. Baþka hiçbir güç, hiçbir siyasi parti iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunu saðlayamaz. Devrim eðer iþçi sýnýfýnýn eseri

Devrim, karþý devrim ve stalinizm Bir çok sosyalist stalinizmin Lenin'in fikirlerinden kaynaklandýðýný düþünüyor. Lenin ve Stalin ayný siyasi partiden geliyor ve birlikte Ekim Devrimi içinde yer aldýlar. Lenin'in düþüncesini en iyi anlayabileceðimiz geliþme 1917 Rus Devrimi'nin ilk 10 yýlýdýr. Bu dönemde Sovyet Rusya'ya Lenin'in fikirleri hakimdir. Her þeyden önce Lenin bir enternasyonalisttir, Stalin ise Rus milliyetçisidir. Lenin'in yaþamýnýn son mücadelesi Stalin'in Büyük Rus milliyetçiliðine karþýdýr. Bu mücadelesi sýrasýnda Lenin, Stalin'in parti sekreterliðinden alýnmasýný da istediðini partiye iletmiþtir, ama bu isteði parti kongresinin delegelerine ulaþmamýþtýr. Lenin dünya devrimini savunmaktaydý. 1917 Þubat Devrimi'nden sonra Rusya geldiðinde ilk söylediði þey Rus

Devrimi'nin Dünya Devrimi'nin bir ilk adýmý olduðuydu. Lenin dünya devrimi olmadan, özellikle de büyük kapitalistemperyalist ülkelerde devrim olmadan Rus Devrimi'nin yaþam þansýnýn az olduðunu biliyordu. Rus Devrimi'nin yaný sýra bir dizi devrimci atýlým oldu ama

bunlar baþarýsýz devrimlerdi. Lenin'in ölümünden sonra Rus bürokrasisi iktidara el koydu. BU el koyuþun teorisi tek ülkede sosyalizmin mümkün olduðu savýna dayanýyordu. Lenin bu anlayýþa karþýydý ama Stalin büyük bir sahtekarlýkla bu teoriyi Lenin'e aitmiþ gibi savun-

du. Tek ülkede sosyalizmin mümkün olduðu iddiasý iki geliþmeyi saðladý. Sovyetler Birliði'nde hýzlý sanayileþme, yani iþ gücünün demir bir disip-line sokulmasý, daha az ücrete daha çok çalýþtýrýlmasý. Ücret eþitsizliði, bürokrasinin geliþmiþ kapitalist ülkelerde bile görülmeyen bir eþitsiz gelire sahip olmasý birinci geliþmeydi. Böylelikle Rusya'da devlet kapitalizmi kuruldu. Dünya da ise bütün devrimci hareket SSCB'nin savunmasý için seferber edildi. Bu nedenle 1936 Fransýz ve Çin devrimleri yenilgiye uðradý. Almanya'da faþizmin iktidara gelmesi mümkün oldu ve 2. Dünya Savaþý sonrasý bir çok ülkede devrim olasýlýklarý kaybedildi. Doðu Avrupa'ya ise Kýzýl Ordu sayesinde devlet kapitalizmi girdi ve devlet kapitalizmi bir sistem haline geldi.

Ekim devrimi neden iþçi sýnýfý geleðinin köþe taþýdýr? 1917 yýlýnda Rusya'da gerçekleþen devrim uluslararasý iþçi hareketinin en önemli deneylerinden birisidir. 1917 yýlýnýn Þubat ayýnda ‘ekmek ve barýþ’ diyerek ayaklanan iþçiler kýsa zamanda Rus Çarý'ný devirdiler. Ardýndan içinde burjuva partilerinin de olduðu bir hükümet kuruldu. Ancak ayaklanan iþçiler ayný zamanda sovyetleri de kurmuþlardý. Bolþevik Partisi bu ilk hükümette yoktu, Sovyetlerde de durumu zayýftý. Ancak Bolþevikler bütün iþçi taleplerini desteklediler. Hiç bir zaman iþçi örgütlenmelerinde çoðunluk olmadan harekete geçmediler. Eylül ayýnda yapýlan Sovyet seçimlerinde Bolþevikler çok büyük bir baþarý elde ettiler ve iktidarý aldýlar. Ekim Devrimi'nden sonra kurulmaya baþlayan iþçi devleti burjuva demokrasilerinden çok farklýydý. Sovyetler en büyük yasama organlarýydý. Sovyet delegeleri bir çok baþka yönetici gibi kendilerini seçenler tarafýndan geri çaðrýlabiliyordu. Hiçbir yönetici ortalama bir iþçi ücretinden daha fazla ücret almýyordu. Sovyetler bütün uluslara kendiþ kaderlerini tayin hakkýný verdiler. Finlandiya böylelikle Rusya'dan ayrýldý. Kadýnlar ve eþcinseller büyük özgürlüklerle tanýþtýlar. Rusya'da o zamanlar Bolþeviklerin dýþýnda muhalefet partileri de özgürdü. Ne var ki eski rejim taraftarlarý yeni rejime karþý ayaklandýlar. Bazý eski sosyalist partiler bu ayaklanmalara katýldý. Rusya'da içsavaþ baþladý. Ýç savaþý sovyetler kazandý ama savaþý kazanmak için seferber olan iþçi sýnýfý çok büyük kayýplar verdi. Bunun sonucu olarak Sovyetler iþleyemez hale geldi. Ýþte tam bu ortamda yeni bürokrasi iktidara el koymaya baþladý. Kendi ücretlerini arttýrdý. Sovyetleri iyice iþlemez hale getirdi. Parti içi demokrasiyi ortadan kaldýrdý. Ardýndan eski parti önderliði, imha edildi. 1920'li yýllarýn ortasýnda baþlayan bu süreç bir karþý devrimdi. Devrimle kurulan Sovyet rejimi bir karþý devrimle yýkýldý ve yerine Rus bürokrasisinin egemen olduðu bir devlet kapitalizmi kuruldu.


antikapitalist z

Ulusal sorun ve sosyalistler Ulus kavramý kapitalizm ile birlikte ortaya çýkmýþtýr. Her türlü milliyetçi akým kendi uluslarýnýn yüzyýllardýr var olduðunu iddia etse de bu tamamen geçersizdir. Uluslarýn þekillenmesi kapitalizm ile birlikte baþlamýþtýr ve kapitalist sýnýflar kendileri için bir pazarýn sýnýrlarýn tayin ederken ulusun da sýnýrlarýný biçimlendirmiþlerdir. Birçok yerde hakim uluslarýn yanýnda baþka uluslar da yer almýþlardýr. Hakim ulus birçok biçimde bu diðer uluslarý ezmeye baþlamýþlardýr. Ýþte bu durum ezilen ulus kavramýný ve dolayýsýyla da ulusal mücadeleleri baþlatmýþtýr. Ezilen uluslar ezen ulusa kimliðini tanýtmak için mücadele etmek ve ezen ulusun baskýsýna dayanabilmek için de direnmiþlerdir. Ezen ve ezilen uluslarýn olduðu ülkelerde ezilen ulusun iþçi sýnýfý ulusal sorunu halledemediði sürece iþçi

sýnýfýnýn iktidarý için de mücadele edememiþtir. Ezilen ulusun mücadelesi ezen ulusun emekçileri için daima en büyük ve en önemli müttefik olmuþtur. Zaten bir baþka ulusun ezilmesine karþý çýkmadan bir ulusun emekçilerinin kendi kurtuluþlarý için mücadele etmesi mümkün deðildir. Sosyalist bir devrim ulusal sorunu da çözer ancak devrimci

marksistlerin örgütlü olmadýðý ya da hareketin liderliðini üstlenemedikleri koþullarda sorunun çözümü için ulusal hareketler öne çýkarlar. Bu durumda ezilen ulusun hareketini eleþtirel ama koþulsuz desteklemek gerekir. Destek eleþtireldir çünkü ulusal hareket ezilen ulusun emekçileri için nihai kurtuluþ deðildir ama bu koþulsuz bir destektir.

Uluslarýn kendi kaderleri tayin hakký sosyalistler için en önemli ilkelerden birisidir. Ýþçi sýnýfýnýn iktidarý kazanmasý ile birlikte bu ilke hayata geçer ve isteyen uluslar kendi kaderlerini ayrýlma dahil belirlerler. Ancak, sosyalistler için uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakký sosyalizme, devrim sonrasýna atýlmýþ bir þey deðildir. Mücadele sürerken de savunulacak bir temel ilkedir.

Troçki ve Troçkiden sonra troçkizm Ekim devriminin iki liderinden birisi olan Leon Troçki Stalin tarafýndan Meksika’da öldürtüldü. Troçki stalinist bürokrasinin iktidarý zaptetmesine karþý muhalefetin baþýný çekti ve bu nedenle gerek taraftarlarý, gerekse de ailesi bütünüyle imha edildi. Rusya dýþýna sürülen Troöki bir süre Ýstanbul’da yaþadýktan sonra Avrupa’ya geçti ama kendisini kabul eden bir ülke bulamadýðý için sonunda öldürüldüðü Meksikaya gitti. Troçki sürgünde geçirdiði yýllarda staline karþý mücadeleyi örgütlemeye çalýþtý. Bu amaçla 4. Enternasyonal’i kurdu ancak bu Enternasyonal ilk gününden itibaren hep etkisiz bir örgüt oldu. Bu dönemde Troçki’nin marksist geleneðe en önemli katkýsý faþizme karþý birleþik cephe politikasý oldu. Almanya’da Komünist Partisi ile Sosyal Demokrat Parti’nin yükselen faþizme karþý birleþikbir mücadele sürdürmesini öneren Troçki’nin bu önerisi stalinizmin etkisi altýndaki Alman komünistleri tarafýndan reddedildi ve tam tersine SPD’ye karþý bir tutum benimsendi. Bunlarýn sonucunda Naziler iktidara geldi ve Almanya ve bütün Avrupa için çok karanlýk bir dönem baþladý.

geldi. Troçki yaklaþan savaþý görüyor ve bu savaþý kapitalzimin sonu olarak kavrýyordu. Bu konuda yanýldý. Ayný þekilde SSCB’de de dejenere iþçi devletinin yýkýlacaðýna inanýyordu. Bu konuda da yanýldý. Tam tersine SSCB’deki devlet kapitalizmi savaþtan

Dejenere iþçi devleti

Troçki bütün geliþmelere raðmen SSCB’yi dejenere bir iþçi devleti olarak görüyordu. Bu nedenle çözümün politik bir devrim olduðunu düþünüyordu. Stalinist karþý devrimi kavrayamamýþtý. Bu nedenle Troçki’nin tezleri 2. dünya savaþý sonunda daha baçýk bir biçimde yanlýþ hale

Berlin Duvarý, 1989, yýkýlmadan kýsa bir süre önce...

daha da güçlenerek ve bütün Doðu Avrupa’ya yayýlarak çýktý. Bu sonuçlarla troçkist hareketin 2. Dünya Savaþý’ndan sonra Troçki’nin fikirlerini sorgulamasý gerekmekteydi. O, stalinizme karþý devrimci marksizmin geleneðini savunmuþtu ama SSCB’yi analizi yanlýþtý. Savaþ

sonrasýna iliþkin tezleri de bu nedenle yanlýþ çýmýþtý. Ne var ki ortodoks troçkistler, Troçkiyi eleþtirmek yerine savundular. Hatalarý görmemezlikten gelerek Doðu Avrupa ülkelerinde de dejenere iþçi devletleri kurulduðunu savunmaya baþladýlar. Oysa devrimci marksizmin en önemli fikirleri, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun kendi eseri olacaðý ve sosyalizmin iþçi sýnýfýnýn kendisini devlet olarak örgütlemesidir. Bunun için ise konseyler/sovyetler türü bir örgütlenmenin iktidara gelmesi gereklidir. Doðu Avrupa ülkelerinde tek bir gün dahi böyle bir geliþme olmadý. Tek bir gün dahi iþçi konseyleri kurulmadý. Ýktidar Kýzýl Ordu tarafýndan Rusya’dan gelen Parti üyelerine verildi. Bu ülkelerde de SSCB’de olduðu gibi devlet kapitalizmi hakim oldu. Troçki’nin fikirlerini Doðu Avrupa ülkelerinin iþçi devletleri olduðunu kanýtlamak için çalýþmalar avaþlayan ve çok farklýsonuçlara ulaþan Tony Cliff eleþtirmeye baþladý. Filistinli bir marksist olan ve Ýngiletere’de yaþamýþ olan Tony Cliff Sovyet Rusya’da dejenere de olsa bir iþçi devleti deðil devlet kapitalizmi olduðunu savundu. Cliff bu fikirlerini oluþtururken Troçki’nin düþüncelerine, mirasýna dayandý. Cliff’in fikirleri ortodoks troçkist hareket tarafýndan benimsenmedi ve sonuçta Cliff ve arkadaþlarý Uluslararasý Sosyalizm Akým içinde bir araya geldiler. Uluslararasý Sosyalizm Akýmý bir enternasyonal deðil ancak dünyanýn çeþitli ülkelerindeki devrimci marksist örgütlerin birliði.

Sosyalistler ve milliyetçilik Egemen ulusun milliyetçiliðinin güçlü olduðu ülkelerde sosyalistler arasýnda çeþitli biçimlerde milliyetçilik güç kazanýr. Milliyetçilik kendisini çeþitli biçimlerde ifade eder ve çok zaman kendisini sahte bir anti-emperyalizm maskesi ile gizler. Günümüzde ise uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný reddetmek bu tür sosyal þoven sosyalistler arasýnda oldukça yaygýn. Oysa sosyalizmile milliyetçilik hiç bir biçimde baðdaþmaz. Sosyalistler bütün dünya iþçilerinin çýkarlarýnýn bir olduðunu ve bütün dünya kapitalistlerinin kendi aralarýnda delicesine bir rekabet içinde olmalarýna raðmen iþçi sýnýfýna ve sosyalistlere karþý nasýl birlik içinde olduklarýný bilirler. Sosyalistler daha en baþtan itibaren enternasyonal bir örgütlenme kurmuþlardýr.

Ýkamecilik, reformizm ve marksizm Ýþçi sýnýfýnýn yýðýn eyleminin yerine kendi örgütlerinin eylemini koyan siyasal akýmlara ikameci denir. Ýkameci örgütlenmeler devrimi iþçi sýnýfýnýn yýðýn eylemi olarak deðil tam tersine kendi partilerinin mücadelesinin ürünü olarak görürler. Ýkamecilik çoðunlukla silahlý eylemi tercih eder. Silahlý eylemle iktidara doðru yürüyen parti iþçi ve emekçilerin desteðini kazanýr. Ýkameci örgüt yýðýnlara, "bize destek verin, sizi kurtaralým, size daha iyi bir hayat kazandýralým" der. Ýkamecilerin bu tutumunun bize oy verin ülkeyi sizin adýnýza, sizin için yönetelim diyen reformistlerden, sosyal demokratlardan farklý deðildir. Devrimci marksizm ise aþaðýdan sosyalizmi savunur. Devrimi küçük bir azýnlýðýn deðil, büyük çoðunluðun büyük çoðunluk için eylemi olarak görür. Bu nedenle Bolþevikler Þubat Devrimi ile Ekim Devrimi arasýndaki süre içinde çoðunluðu kazanamadýklarý dönem boyunca iktidarý almak için eyleme geçmeye hiç yanaþmamýþlardýr.

3


Neden örgütlenmek gerekir

K

apitalist sýnýf kendi içinde sayýsýz rekabete sahip. Bu nedenle birbirleriyle sürekli olarak mücadele ederler. Rekabet, kapitalist sýnýf için son derece önemlidir. Kapitalist sýnýfý birleþtiren tek öðe iþçi sýnýfýdýr. Ýþçi sýnýfýna karþý aralarýndaki bütün ayrýlýklarý, rekabeti unuturlar. Ýþçiler ise bütün dünyada çýkarlarý ayný olan bir sýnýfýn üyeleridir. Afrika'daki ya da Amerika'daki ya da Türkiye'de ki bir iþçinin çýkarý aynýdýr. Bu nedenle bütün dünya iþçilerinin kapitalist sýnýfa karþý mücadeleleri ortaktýr. Marx ve Engels'in yazdýðý Komünist Manifesto bu nedenle "bütün ülkelerin iþçileri birleþin" diyor. Ülke içinde de iþçilerin birleþmesi gerekli. Ýþçilerin ve emekçilerin bir dizi örgütlenmesi var. Bunlarýn en önemlisi kuþkusuz sendikalar. Sendikalar iþçiler için günlük mücadele örgütleri. Ücretlerini arttýrmak, daha iyi bir yaþam, daha iyi sosyal koþullar için sendikalar var. Sosyalistler sendikalarý bütün güçleri ile destekliyorlar. Bütün güçleri ile sendikalara omuz

veriyorlar, onlarýn büyümesi, kazanmasý için çalýþýyorlar. Ýþçilerin bir diðer önemli örgütü ise parti. Devrimci parti her þeyden önce iþçi sýnýfý hareketinin hafýzasý. Yani farklý mücadelelerin deneylerini bugüne, bugün içinde olunan mücadeleye aktarýyor. Devrimci partinin bu rolü olmadýðý takdirde iþçiler her

defasýnda yeniden öðrenmek, yeniden deney biriktirmek zorunda kalýr. Devrimci partiye yol gösteren teori, yani sosyalizm bazý aydýnlarýn bir köþede geliþtirdikleri bir düþünce sistemi deðil. Böyle olduðunda buna ütopik sosyalizm diyoruz. Devrimci teori sýnýf mücadelesinin pratiðidir. Sýnýf mücadelesinden kopuk bir teori iþçiler ve emekçiler için yol

gösterici olmaktan uzaktýr. Ýþçi sýnýfý mücadelesinin hafýzasý olmak ve mücadelelerde yol gösterici olabilmek için devrimci partinin donanýmlý olmasý gerekir. Bu donaným bir yandan teorik güçlülüktür, diðer yandan ise kadrolarýn sýnýfýn en mücadeleci kesiminden gelmeleridir. Devrimci parti bu nedenle öncü iþçilerin örgütüdür.

Faþizme karþý mücadele

Din, dindarlar, sosyalizm

Faþizm, 20. yüzyýlda Ýtalya, Almanya, Ýspanya gibi iktidara gelerek, iktidara gelemediði yerlerde azýnlýklara, eþcinsellere, sosyalistlere ve iþçilere saldýrarak iþçi sýnýfýnýn en büyük düþmaný olduðunu gösterdi, gösteriyor. Faþizm, devlet baskýsý, sermaye partilerinin savunduðu görüþler, zam, zulüm ve iþkence deðildir. Bunlar kapitalist toplumun olaðan baský mekanizmalarýdýr. Ancak faþizm, kapitalizmin en yüksek aþamasý olan emperyalizm döneminde ortaya çýkan, sistemin büyük bunalýmýna olaðanüstü yöntemlerle yanýt veren umutsuzluðun hareketidir. Faþizm, krizle birlikte iþçileþme tehdidiyle karþý karþýya olan ya da toplumun diplerinde sürünen yýðýnlarý aþaðýdan bir kitle hareketi olarak örgütler. Faþist partiler kendilerine bir çok baþka düþman seçse de, demagojik olarak kapitalizme ve emperyalizme karþý olduðunu söylese de asýl amacý iþçi sýnýfý

Karl Marx "Din halkýn afyonudur" demekle kalmaz, "kalpsiz dünyanýn kalbidir" diye devam eder. "Afyon" kapitalist toplumda milyonlarýn sürdürdüðü çileli yaþamý yükünü hafifleten bir keyif verici (ki en etkili aðrý kesici), "kalp" ise yabancýlaþmaya ve korkuya dayalý bu toplum karþýsýndaki kiþinin ayakta kalmasýna yardýmcý olan bir sýðýnak bulmasýdýr. Marx bu yüzden dine karþý ateist bir mücadele önermedi. Böylesi bir mücadele yürütenlerin kaba materyalizmini teþhir etti ve ayrýmýný koydu. Dinin basit bir gericilik deðil, bir tür olarak insanýn doðuþundan bu yana var olan köklü bir kurum olduðunu gördü. Sosyalistler Marks'ýn bu tutumuna sahip çýkarlar. Din, ilerici ya da gerici olamaz. Ateist savaþlar böylesine köklü bir kurumu ortadan kaldýramayacaðý gibi iþçi sýnýfýný inananlar inanmayanlar olarak böler. Sosyalistler iþçi sýnýfý içindeki her türlü bölünmeye karþýdýr.

en küçük parçalarýna kadar daðýtmaktýr. Kriz esnasýnda burjuvazinin geleneksel politikalarý iþe yaramadýðýnda faþizmin diktatörlüðü büyük sermayenin düþen kar oranlarýný hýzla yükseltir. Faþizm, kapitalizmin ürünüdür. Bir kitle hareketi ancak baþka bir kitle hareketiyle durdurulabilir. Sayýsý, örgütlülüðü ve kolektif davranma yeteneði faþizmi durdurma gücünü sadece iþçi sýnýfýna verir. Sosyalistler faþizme karþý iþçi sýnýfýnýn birleþik cephesini savunur. Krizden beslenen faþizme karþý, iþçi sýnýfýnýn krize karþý ortak taleplerle harekete geçmesi için mücadele ederler. Faþist saldýrýlara kararlýlýkla yanýt vermek gerek. Faþist örgütlenmeleri teþhir etmek ve daðýtmak gerek. Ama bir insanlýk suçu olan faþizmi mezara gömmenin yolu kapitalizmi ortadan kaldýrmaktýr. Anti-faþist mücadele bu yüzden antikapitalist politikalarý temel almalýdýr.

Biz insanlarýn inançlarýný deðiþtirmek için uðraþmayýz. Amacýmýz kapitalizmi yýkmak ve sýnýflý toplumlara son vermektir. Siyasal iktidarlar dini her zaman kullandý. Dünyevi iktidarlarýný ilahi güçlerle saðlamlaþtýrmak istedi. Burjuvazi, sözde dine karþý savaþ açtý. Ancak onun laikliði dini kontrol altýnda tutmak ve kendi amaçlarý doðrultusunda siyasallaþtýrmaktý. Sosyalistler kapitalist devletin laiklik anlayýþýnýn ikiyüzlülüðünü her fýrsatta teþhir ederler. Devletin dinden tamamen elini çekmesini, dini kurumlarýn finansmanýndan çekilmesini savunur. Bush'un islamfobisine, Türkiye'de bir darbeye zemin hazýrlamak için Ýslam düþmanlýðý yapan kemalizme sonuna kadar karþýdýr. Müslümanlarla birlikte mücadele etmekten çekinmeyiz. Devrimcinin partinin kapýsý devrimden yana olan dindar iþçilere, baþörtülü kadýnlara açýktýr.

DSiP’e katýl

www.dsip.org.tr - DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝÞÇÝ PARTÝSÝ

Kadýnlar kurtulmadan sosyalizm olmaz Sýnýflý toplumlarýn ortaya çýkýþý ayný zamanda kadýnlarýn erkekler karþýsýnda ikincil konuma itilmesinin ve tarihsel ezilmiþliðinin baþlangýcýdýr. Tarihin önceki döneminde kadýnlar özgürdü ve belirleyici cinsti. Kadýn ve erkek çatýþma içinde deðildi. Yerleþik yaþama geçiþ, tarýmda ilerleme ve hayvanlarýn evcilleþtirilmesi sonucu tüketilenden daha fazla ürün elde edildi. Fazla ürünler bir pazar oluþturdu. Ticaret doðarken, artýk avcýlýktoplayýcýlýk görevini býrakmýþ olan erkekler birden bire kendilerini belirleyici bir konumda buldu. O güne dek süregelen kolektif mülkiyet yerini özel mülkiyete býrakýrken, kadýnýn ezilmiþliðini süreklileþtiren aile ortaya çýktý. Sosyalizmin büyük teorisyeni Engels, bir sýnýfýn diðerine baský aracý olarak doðan devletin de doðuþuyla birlikte sýnýflý toplumlarýn üzerinde yükseldiði temel yapýya iþaret eder. Kapitalizm, bu mirasý devraldý. Ýþçi sýnýfýnýn sömürülmesi ve daha fazla sermaye biriktirmek üzere örgütlenen kapitalist sýnýfýn vazgeçilmez aracý cinsiyetçilikti. Kapitalist toplumun iþbölümü kadýnlara yeni iþçi kuþaklarýnýn üretimini dayatýyordu. Yüzyýllarca sosyal yaþamýn dýþýna itilen kadýnlar fabrikalarda kitlesel olarak istihdam ediliyordu. Kadýnlarýn emeði erkekler gibi sömürülürken, kadýn ayný zamanda erkeðin ihtiyaçlarýný gidermek, çocuk doðurmak ve bakmak, ev iþlerini de yapmakla yükümlüydü. Cinsiyetçilik ideolojisi erkekleri kadýnlarýn karþýsýna çýkararak, kadýnýn toplumdaki konumu doðal olarak göstererek, taciziþiddeti-tecavüzü meþrulaþtýrýr. Bu süreçten hayatý zaten çile ve azap dolu erkek iþçinin çýkarý yoktur. Kendisi kadýn karþýsýnda sanki üstünmüþ gibi gözükse de cinsiyetçi iþbölümünden kazanan kapitalistlerdir. Devlet ve kapitalizmin tüm kurumlarý cinsiyetçi ideolojiyi yayarken, aileyi kutsar ve miras hukuku aracýlýðýyla sermayenin merkezileþmesi devam eder. Yeni bir toplum, eðer gerçekten özgür bir toplum olacaksa bunun þartý kadýnlarýn kurtulmuþ olmasýdýr. Eþitsizliklerin üzerinde yükseldiði bu tarihsel ezilmiþliðinin son bulmasý, kadýnlarý olduðu gibi erkekleri de özgürleþtirecektir. SSCB'de, Çin'de, Küba'da olduðu gibi ailenin olduðu ve kadýnlarýn ezildiði bir toplum sosyalist olamaz. Kadýnlarýn özgürlüðü, sýnýflarýn ortadan kaldýrýlmasýyla beraber geliþecektir. Ancak bu durum kadýnlarýn uðradýklarý haksýzlýklara karþý bugünden mücadele etmelerini, kapitalist toplum içinde eþit haklar için mücadele etmelerini dýþlamaz. Aksine bugünden cinsiyetçiliðe karþý verilen mücadeleler devrimci mücadelenin bir parçasýdýr. Kitleler sokakta öðrenir. Kadýn ve erkek arasýndaki bölünmüþlüðü ortadan kaldýracak deðiþim mücadeleyle baþlar. Sosyalistler cinsiyetçiliðe karþý verilen tüm mücadelelere katýlýrlar ve bu mücadelelerin kazanmasý için savaþýrlar.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.