sosyalist isci 200. sayý özel ek
MÜCADELENÝN ve BÝRLÝ;ÝN YAYIN ORGANI
S
osyalist Ýþçi için en temel
Propaganda için deðil, kazanmak için
daima iþçi sýnýfýnýn ve solun genel
bütün önemli dönemeçlerde
çýkarýlmaya çalýþýldý.
öneriye karþý tutum aldý.
Þubat’ta iþçi sýnýfýný þeritaçý-laik eks-
safta olmaya özen gösterdi. Bu, çok
özellik, iþçi sýnýfý hareketi için
sýnýfýn birliðinin savunulmasý ve sýnýf
hareketinin içinde, en önünde yer alýnmasýdýr.
1989’da Doðu Avrupa yýkýlýrken, o
yýllarda Türkiye’de iþçi hareketi yükseldiðinde, Bahar Eylemleri’nde,
eylem hattý KESK içinde daima öne Sermayenin ve laik cephenin 28
çýkarlarýný savundu. Her türlü sekter Ýþçi sýnýfýnýn çoðunluðu ile ayný
eninde bölme çabalarýna karþý açýk
zaman (OHAL bölgesi dýþýnda)
yanlýlarýna karþý çýkýldý.
olarak þekillendi. 1999 seçimlerinde
ve net bir tutumla darbeye, darbe F-Tipi hapishanelere karþý
sosyal demokratlara oy politikasý
sýnýfýn çoðunluðunun daðýlmýþlýðý
1991 Körfez Savaþý’nda, daha sonra
baþlayan direniþin daima yanýnda yer
Irak’a savaþa karþý, Sosyalist Ýþçi
ardýndan derhal sokaða çýkarak
3 Kasým seçimlerinde ise yetersiz bir
Sosyalist Ýþçi taraftarý, DSÝP üyesi o
Özgürlük, Barýþ ve Demokrasi
Balkan Savaþlarý’nda ve son olarak
hem iþçi sýnýfýnýn birliðini öne çýkardý,
hem de solun birliðini savundu.
Diðer geliþmeler karþýsýnda da
aldý. 1999’un sonundaki katliamýn katliamý protesto etti. Çok sayýda günlerde göz altýna alýndý. Hala
Sosyalist Ýþçi hep ayný tutumu aldý.
hapiste olanlar var.
eleþtirel desteði savunurken Kürt ve
alýndý. Barikatlarýn önünde KESK’li
Kürt sorununda daima koþulsuz fakat Türk emekçilerinin birliði için aralýksýz
mücadele etti.
KESK’in her mücadelesinde yer
emekçilerle omuz omuza olundu.
Öcalan Türkiye’ye getirildiðinde
karþýsýnda öncünün çoðunluðu ile bir-
likte ÖDP’ye oy politikasý savunuldu.
ittifak olarak görülmesine raðmen
Bloðu’na oy çaðrýsý yapýldý. Ancak, Sosyalist Ýþçi daima “seçimlere
deðil, mücadeleye bak” çaðrýsý yaptý. 3 Kasým seçimleri öncesinde solun çoðunluðu seçimlere dalmýþken
Sosyalist Ýþçi ve DSÝP savaþa karþý
Savaþ günlerinde de, barýþ gün-
baþlayan þovenist linç havasýna karþý
mücadeleyi örgütlemek için çalýþtý.
hareketinin yanýnda ikirciksiz tutum
sloganý öne sürüldü. Her 1 Mayýs’da,
durumu belli, savaþ karþýtý hareketin
lerinde de, en zor koþullarda Kürt
aldý.
KESK’de örgütlü kamu iþçilerinin,
açýkça tutum alýndý. “Ýdama hayýr”
her gösteride Kürtlerin yanýnda tutum alýndý. Az sayýda da olsa, Sosyalist
Sonuç ortada, solun seçimlerdeki ulaþtýðý güçler belli.
Kýsacasý, Sosyalist Ýþçi 1984’de
iþçi sýnýfýnýn en mücadeleci kesimi
Ýþçi taraftarlarý, DSÝP’liler Kürtlerle
baþlayan ve 20 yýla ulaþ-mýþ olan bu
KESK’in bütün eylemlerinde yer
Onlarla ayný sloganlarý paylaþtý.
sýnýfýnýn yanýnda yer aldý, daima iþçi
olduðu tesbitinden yola çýkýlarak
alýndý. KESK sadece hükümetlerin ve ýrkçý, faþist Türk Kamu Sen’in
saldýrýlarýna karþý deðil, sol içi çatýþ-
malar karþýsýnda da savunuldu.
omuz omuza olmaya önem verdi.
Egemen sýnýfýn aðýr saldýrýsý karþýsýnda eleþtiriyi deðil, dayanýþmayý,
koþulsuz desteði öne çýkardý.
Seçimlerde ise Sosyalist Ýþçi
mücadele sürecinde daima iþçi
sýnýfýnýn çýkarlarýný savundu. Daima
hareketin çýkarlarýný örgütsel çýkar-
larýn önüne koydu. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edecek.
2
Londra’da çýkan Sosyalist Ýþçi, Sosyalist Tartýþma dergisi ile birlikte geleneðinin popülizmden ve ikamecilikten kopuþunu ve troçkizm ve devlet kapitalizmi tezi ile tanýþmasýný saðladý.
Sosyalist Ýþçi’nin ilk öncülü gene ayný adla Nisan 1984’de Londra’da yayýnlanmaya baþlandý. Þubat 1989’a kadar 43 sayýsý yayýnlanan bu Sosyalist Ýþçi’ye paralel olarak Sosyalist Tartýþma adlý teorik dergi yayýnlandý. Onlarý Ýstanbul’da 1 Mayýs 1989’da yayýnlanmaya baþlayan iki haftalýk Ýþçiler ve Politika gazetesi ile toplam 8 sayý yayýnlanan ve ilk sayýsý Haziran 1987’de yayýnlanan Ýþçiler ve Toplum dergileri izledi. Sosyalist Ýþçi Kasým 1992’de aylýk olarak yayýna baþladý ve Kasým 1995’de iki haftalýða dönüþtü. Bu arada zaman zaman kesintilerle yayýn yapan Enternasyonal Sosyalizm dergisi de Sosyalist Ýþçi ile ayný temel ilkelerde anlaþmýþ bir yayýn faaliyeti sürdürdü. Sosyalist Ýþçi’nin politik ve teorik görüþlerini tamamlayan bir baþka yayýn faaliyeti ise çeþitli kitap ve broþürler yayýnlamýþ olan Z Yayýnlarý’dýr.
sosyalist iþçi
Nasýl bir sosyalizm anlayýþý? 1989’da çöken neydi?
Sosyalist Ýþçi’nin ilk sayýsýnýn yayýnlandýðý günlerde hareketin temel konularýndan birisi, belki de birincisi 1989’da yýkýlan Doðu Avrupa rejimleri idi. Esas olarak stalinist geleneðe dayanan Türk solu SSCB ve Doðu Avrupa’da yýkýlan rejimleri çeþitli adlarla sosyalist olarak deðerlendirmekteydi. Kimileri SSCB’yi savunurken, kimileri Çin’i, küçük bir kesim ise Arnavutluðu sosyalist olarak adlandýrmasýna raðmen bütün bu rejimler hemen hemen birlikte ve ayný nedenlerle, kapitalizmin derin krizi ile çöktüler. Geriye sadece Çin yaþamayý baþararak kaldý ama onun da bugüne kadarki durumu açýk. Sosyalist Ýþçi, Kasým 1992’de yayýnlanan Temel Ýlkelerimiz yazýsýnda “Yýkýlan sosyalist blok deðil, devlet kapitalizmidir” diyor ve þöyle devam ediyor: “... sosyalizmin, marksizmin öldüðünü düþünen eðilim güç kazanmaktadýr. Yaþayan sosyalizm olarak adlandýrýlan Doðu Bloku ülkelerinin sosyalist olarak görülmesi bu eðilime güç kazandýrmaktadýr. Bu nedenle Doðu Bloku ülkelerinin analizi bugün her zamankinden daha büyük bir öneme sahiptir.” Sosyalist Ýþçi’nin içinde yer aldýðý devrimci marksist gelenek SSCB‘de 1920’lerin sonunda bir karþý devrim olduðunu ve bu karþý devrimle Stalin’in baþýný çektiði bürokrasinin üretim araçlarýnýn kollektif mülkiyetini ele geçirdiðini ve Sovyet ekonomisini dünya kapitalist ekonomisi ile rekabete soktuðunu anlatýr. Sovyet ekonomisi bu dönemde hýzlý bir geliþme ile geliþmiþ kapitalist ülkelerin yüz yýlda tamamladýðý süreci çok kýsa bir sürede geçip Rus ekonomisini modern bir sanayi toplumuna çevirmiþtir. Bu geliþmenin olabilmesi için
stalinist diktatörlük iþçi sýnýfýný aðýr bir baský altýna almýþtýr. Bu baský bir yandan köyleri kasýp kavururken köyden þehre, sanayiye göçü zorlamýþ, Bolþevik Partisi’nin neredeyse tüm kadrolarýný imha etmiþ ve sömürüye, kapitalist sermaye birikimine, kapitalist rekabete ve artý deðer sömürüsüne dayalý bir rejim yaratmýþtýr. Ýkinci Dünya Savaþý’ndan sonra ise SSCB, ABD ve Ýngiltere ile birlikte dünyayý etki alanlarýna göre paylaþmýþ ve kendi payýna düþen Doðu Avrupa’da yeni devlet kapitalisti rejimler kurmuþtur.
Aþaðýdan sosyalizm!
Sosyalist Ýþçi stalinizmden kopuþunu ‘aþaðýdan sosyalizm’ anlayýþý ile þekillendirdi. Aþaðýdan sosyalizm anlayýþý herþeyden önce iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun kendi eseri olacaðýný vurgular. Bu vurgu aslýnda Karl Marks’a aittir. Marks iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun kendi yýðýnsal eylemi ile olacaðýný vurgulamanýn yaný sýra toplumun dönüþümü için iþçi sýnýfýnýn bu yýðýnsal eyleminin kapitalist devleti devirmesinin ve yerine tamamen yeni, demokratik bir devlet kurmak zorunda olduðunu anlatýr. Aþaðýdan sosyalizm anlayýþý devrimci marksist geleneðin her türden ikameci, reformist akýmdan ayrýþmasýný da saðlar ve devlet kapitalizmi teorisinin de dayandýðý temeli oluþturur.
Günümüzde troçkizmin anlamý Sosyalist Ýþçi troçkist bir yayýn. Troçkist olmasýyla Sosyalist Ýþçi devrimci marksist geleneði seçmekte ve stalinizme karþý mücadelede tutum almaktadýr.
Troçki marksist düþünceye önemli katkýlar yapmýþ bir devrimci. Sürekli devrim teorisi, faþizme karþý mücadelenin taktikleri bunlar arasýnda sayýlabilir. Troçki ayný zamanda önemli bir eylem adamý. 1905 Devrimi’nde Petersburg Sovyeti’nin baþkaný. 1917 Devrimi’nin Lenin’le birlikte önderi. Kýzýl Ordu’nun kurucusu. Ancak, Troçki’nin asýl önemi onun stalinizme karþý devrimci marksizmi savunmasýdýr. Eðer bu mücadele olmasaydý bugün devrimci marksist fikirler bütünüyle stalinizm tarafýndan tahrip edilmiþ olacaktý. Troçki ve arkadaþlarý bize bu fikirlerin ulaþmasýný saðlayan mücadeleyi yürüttüler. Sosyalist Ýþçi’nin troçkizmi, tutucu, ortadoks bir tutum deðil. Sosyalist Ýþçi Troçki’ye ve troçkizme dönük eleþtirilere de sahip. Bu eleþtirilerin en önemlisi onun Sovyetler Birliðini “dejenere iþçi devleti” olarak saptamasýdýr. Teoriyi savunmaktaki bütün ustalýðýna raðmen, içinde yaþadýðý koþullarda Troçki Sovyetler Birliði’nde yaþanan karþý devrimi görememiþ, anlayamamýþtýr. Buna raðmen Sovyetler Birliði’ni devrimci bir biçimde eleþtirmek isteyen herkes Troçki’nin fikirlerinden ve mücadelesinden öðrenmek zorundadýr. Devrimci bir eleþtiri ancak ve ancak Troçki’nin baþlattýðý eleþtirinin zemininde yükselebilir. Nitekim, devlet kapitalizmi teorisini geliþtiren Tony Cliff bunu sýk sýk vurgular ve kendi eleþtirisinin Troçki’nin üzerinde þekillendiðini anlatýr.
Reform mu, devrim mi?
Reformizme karþý mücadele Sosyalist Ýþçi için daima önde gelen bir sorun olmuþtur. Ancak, Sosyalist Ýþçi reformizme karþý mücadeleyi hiç bir zaman ikameciliðe karþý mücadeleden koparmamýþtýr.
Reformizm ile devrimci marksizm arasýndaki fark sadece amaca ulaþmak için iki farklý yöntem seçimi deðildir. Reformizm toplumun temel özelliklerine dokunmadan yapýlan deðiþikliklerdir. Reformlar ile iþçi ve emekçilerin yaþamlarýnda kýsmi düzelmeler olabilir, ancak reformlar düzenin bütünüyle deðiþmesi ve özgür, eþit bir düzenin oluþmasýný saðlamaz. Ancak, sosyalistler reformlar için mücadeleyi ihmal etmezler. Hatta reformlar için mücadelelerin ön safýnda yer alýrlar. Ancak her reform mücadelesini düzenin bütünüyle deðiþmesi talebine, yani devrime baðlarlar. Ýkamecilik ise bir partinin, siyasi örgütlenmenin kendi eylemini iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eyleminin yerine geçirmesidir. Ýkamecilik hem reformist parlamenter örgütlenmelerde hem de silahlý mücadele veren öncü örgütlenmelerinde görülür. Birbirine taban tabana zýt gibi görünen her iki akým da iþçi sýnýfýna ‘beni destekle, ben seni kurtarýrým’ demekte ve dolayýsýyla iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemini geriye itmektedir. Parlamenter reformizm seçimlere katýlýp, emekçi yýðýnlara ‘bana oy verirsen’ diye baþlayan vaadlerde bulunur ve iktidara geldiði takdirde bu vaadlerini gerçekleþtireceðini anlatýr. Öncü savaþý veren silahlý örgütlenmede de tutum aynýdýr. Onlar da silahlý mücadelelerinin desteklenmesinin sonucu olacak vaadlere sahiptirler. Oysa iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu gene iþçi sýnýfýnýn yýðýnsal eylemi ile mümkündür. Ancak kendi yýðýnsal eylemi ile iktidarý alacak olan iþçi yýðýnlarý sosyal bir devrimi gerçekleþtirebilir, yani iþçi sýnýfýný gerçek bir iktidar haline getirebilir. Bu nedenle devrimci marksistler burjuva parlamentarizm yerine iþçilerin iþyeri örgütlenmesine ve doðrudan demokrasiye dayalý sovyetin daha demokratik olduðunu savunurlar.
3
sosyalist iþçi
Devrimci parti:
Ýþçi sýnýfý için amaç deðil araç “Sosyalist Ýþçi’ye göre ‘nasýl bir parti’ sorusu tamamen sosyalizm anlayýþýna, iþçi sýnýfý hareketinin andaki durumuna baðlýdýr.” (Kasým 1992, Sayý:1) Sosyalist Ýþçi, ilk sayýsýndan itibaren devrimci, sosyalist bir iþçi partisi fikrini savundu ve böyle bir partinin inþasý için çalýþtý. “Sosyalist iþçi partisi her eylemi ile, sýnýfýn her eylemine müdahalesi ile iki þeyi ayný anda yapar: Birinci olarak her eylemin iþçilerin kendi durumlarýný kavramalarýnda bir adým olmasýný saðlamaya çalýþýr; Ýkinci olarak ise, içine girdiði her eylemde öne çýkan iþçileri, iþçi hareketinin genel durumu,uluslararasý çýkarlarý, mücadele deneyleri, toplumdaki bütün sýnýflar karþýsýndaki durumu ve bütün bu sýnýflarýn karþýlýklý durumlarý üzerine eðitir. Baðýmsýz bir sosyalist iþçi partisinin gerekliliðini anlatýr...” (Kasým 1992, Sayý: 1) Devrimci parti konusunda bu temel saptamalardan yola çýkan Sosyalist Ýþçi sürekli olarak parti fikrini vurgulamýþ ama daha çok bir yandan siyasal gerçekleri teþhir ederken diðer yandan da politik koþullarý sürekli olarak analiz etmiþ, sýnýflarýn mevzileniþini açýklamaya çalýþmýþtýr. Sosyalist Ýþçi’nin kurulmasý için çalýþtýðý parti 1997 Nisan ayýnda kuruldu ve ilk kez 1 Mayýs gösterisinde kamuoyunun önüne çýktý. Ýronik bir biçimde Sosyalist Ýþçi Partisi’nin kurulduðu günlerde Sosyalist Ýþçi gazetesinin
yayýný 2 aylýðýna durduruldu ve Enternas-yonal Sosyalizm dergisinin özel sayýlarý üç sayý boyunca Sosyalist Ýþçi’nin yerini aldý. (Sosyalist Ýþçi Partisi ise Sosyalist Ýktidar Partililer -þimdi TKP- ayný adla ikinci bir parti kurduklarý için adýný DSÝP’e çevirdi.) Sosyalist Ýþçi’de yayýnlanan bir dizi yazý ve röportaj Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi’ni tanýmlamaktadýr. Þubat 1996 tarihli bir söyleþide Nurdan Düvenci’ye “iþçi sýnýfýna elveda diyenlerin çoðaldýðý bir dönemde neden iþçi sýnýfý?” diye sorulmakta. Cevap þöyle: “Ýþçi sýnýfýna elveda diyenler asýl olarak
1989’da seslerini yükselttiler.” Bir baþka soruda ise “Neden leninist bir parti?” diye soruluyor. Düvenci’nin yanýtý þöyle: “Leninist parti iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr ilkesi doðrultusunda konseyler iktidarýný savunan bir araçtýr.” DSÝP’in kuruluþ çalýþmalarý sürerken oluþan bir diðer geliþme ise Özgürlük ve Dayanýþma Partisi’nin kuruluþudur. Solda birlik adýna kurulan ÖDP, solun bütününü olmasa da önemli kesimlerini bir araya getirdi. Sosyalist Ýþçi ÖDP giriþimine karþý eleþtirel bir tutum aldý. Bir dizi yazý ile bu partinin politik temellerinin eksikliðini vurgularken
bir dizi görüþünün ise reformizme kaydýðýný anlattý. Ýlerki tarihlerde pratik olarak da ÖDP bir dizi konuda reformist tutumlar aldý. Sosyalist Ýþçi, dün olduðu gibi bugün de devimci partinin inþasýna katkýda bulunmayý en önemli görevi olarak görmektedir. Eðer devrimci partinin en önemli görevi iþçi sýnýfýnýn örgütlenmesine yardýmcý olmak ve onun hafýzasý olmak ise iþte Sosyalist Ýþçi’nin de yaptýðý budur. Bu nedenle bir yandan güncel politik geliþmeler karþýsýnda sürekli olarak iþçi sýnýfýnýn birliði savunulurken diðer
Enternasyonalist bir çizginin sürekli savunulmasý Sosyalist Ýþçi’nin yayýn politikasýnýn temellerinden birisi de enternasyonalizmdir. “Sosyalistler bir ülkenin iþçilerinin diðer ülkelerin iþçileri ile karþý karþýya gelmesine neden olan her þeye karþý çýkarlar. “Sosyalistler ýrkçýlýða ve emperyalizme karþýdýrlar. Bütün halklarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný savunurlar.” (Sosyalist Ýþçi’nin temel görüþleri) Sosyalist Ýþçi için enternasyonalizm
sadece lafta kalan bir prensip deðildir. Ayný þekilde Sosyalist Ýþçi için enternasyonalizm sadece ezilen dünya halklarý ile dayanýþma da deðildir. Bunlardan daha öteye bir biçimde Sosyalist Ýþçi ve DSÝP bir enternasyonalin kurulmasý için fiili, pratik bir mücadele de sürdürdü. Uluslararasý Sosyalizm Akýmý ile olan iliþkisini daima hararetle savundu. Bugünlerde, savaþa karþý hareketin yükseldiði günümüz koþullarýnda bir
uluslararasý hareketin parçasý olmak çok daha anlamlý. Sosyalist Ýþçi ve DSÝP savaþ karþýtý hareketin inþasýnda bütünüyle Uluslararasý Sosyalizm Akýmý’nýn diðer ülkelerdeki örgütleri ile benzer politikalarla müdahale etmekte ve bu nedenle de hareketin þekillenmesine herhangi bir ulusal sosyalist örgütten daha fazla katkýda bulunmaktadýr.
4
sosyalist iþçi
Savaþa kar
Sosyalist Ýþçi’de ABD’nin Irak’a savaþýna karþý kampanya 28 Þubat 2002’de yayýnlanan 169’uncu sayýda çýkan yazý ile baþladý. Daha sonraki birbuçuk yýl boyunca Sosyalist Ýþçi aralýksýz olarak savaþa karþý uluslararasý hareketin bir parçasý olarak birleþik bir mücadele çaðrýsý yaptý. Savaþýn baþlamasýndan bir yýl önce, 14 Mart 2002’de, 170’inci sayýda ‘ABD’nin hegemonya savaþý’ baþlýklý
yazýda “ABD’nin dünya hegemonyasý için bastýrýþý sürüyor. Bu kez hedef tahtasýnda Irak var ve bu kez ABD Irak’a saldýrmak için yaygýn bir ittifak kurmaya çalýþmýyor. Ýþi asýl olarak kendi baþýna yapmakta kararlý” tesbitini yapýyor ve ekliyor: “Bugünkü savaþ karþýtý hareket daha þimdiden Vietnam savaþý karþýtý hareketin en yüksek olduðu boyutlara ulaþmýþ durumda.” Ve, Sosyalist Ýþçi 28 Mart 2002’de Bush’un Savaþýna Hayýr baþlýðý ile çýkan sayýsýnda Savaþa Hayýr Platformu’nun kurulmakta olduðu haberini verirken “Savaþ karþýtlarý 1 Mayýs’da ‘Savaþa Hayýr’ tutumunu en güçlü bir biçimde haykýrmalýdýr. DSÝP bütün üyelerini, bütün taraftarlarýný savaþa karþý harekete geçmeye, yerel kampanyalar inþa etmeye çaðýrmaktadýr.” diyor. O günlerde yapýlan Marksizm 2002’nin temel sloganý ise “IMF ve Savaþa Karþý, Birlik, Çeþitlilik ve Direniþ.” 11 Nisan 2002 sayýsý ise Savaþa Hayýr Platformu’nun kurulduðunu bildiriyor ve “Filistin’e Özgürlük” diyerek ABD’nin Irak’a saldýrýsý ile Filistin sorununu baðlýyor. 30 Nisan 2002 tarihli 173. sayýda ise Sosyalist Ýþçi birleþik mücadelenin önemini “herþeyden önce iþçi ve emekçi örgütlerinin birliði gerekli... Ayrýþmak bugün sekterliktir. Birlik ise kazandýrýcý olacaktýr.” diyor ve ekliyor: “DSÝP herþeyden önce savaþa ve IMF politikalarýna karþý birlik öneriyor. Böyle bir birlik hergünkü mücadele içinde inþa edilir. Ortak bir mücadeleye dayanmayan bir birlik koftur. Daðýlmaya mahkumdur” Seçimin Türkiye gündemine girmeye baþladýðý günlerde Sosyalist Ýþçi savaþa karþý mücadele ile solda birlik sorununu birlikte ele almaya baþladý. 23 Temmuz 2002 tarihli 181. sayýsýnda
“IMF ve Savaþ Partilerine Oy Yok!” çaðrýsý yaptý. Seçim öncesi kurulmaya çalýþýlan Emek, Barýþ ve Demokrasi Platformu’na aktif olarak katýlan Sosyalist Ýþçi bu giriþim içinde sürekli olarak iki noktayý vurguladý: Bir, bu blok bütün solu kapsamalýdýr, iki: birlik ancak mücadele içinde saðlam temellere oturur. DEHAP etrafýnda kurulan birlik DSÝP’in ve Sosyalist Ýþçi’nin önerdiði temellerden yoksun olarak kuruldu. Ýttifaktan hemen önce kurulan SDP, EMEP ve HADEP, ÖDP, sosyal demokrasi ve geri kalan solu arasýna katmaya çalýþmadan bir birlik oluþturdu. Sosyalist Ýþçi 13 Eylül günü çýkan 186’ýncý sayýsýnda yayýnladýðý iki baþyazýsýnýn birincisinde ittifakýn SHP ve ÖDP’yi de içerdiði bilgisine dayanýyor ve emekçi saflarda oluþan coþkuya paralel olarak “Sol ittifak mutlaka kazanacaktýr, bundan emin olmak gerekiyor. Sermaye sýnýfý, derin devlet daha þimdiden telaþlýdýr. Oyunlarý bozulacaktýr. Haydi emekçi, yüklen! Kazanacaðýz” diyordu. Son anda baskýdan döndürülen ayný sayýnýn ikinci baþyazýsý ise ittifakýn sadece SDP-EMEP ve HADEP ile kurulmasýnýn kesinleþmesi üzerine yazýldý: “Bu fýrsatý kaçýrdýk. Ama bu kaçan fýrsattan ders çýkarabilirsek gene kazançlý
olan Türk ve Kürt emekçileri, sosyalistler olacaktýr. IMF’ye ve savaþa karþý, emeðin haklarý, barýþ ve demokrasi için, yaþasýn sol blok. Bu hedefimizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceðiz” diyordu. Ayný sayýda 14-15 Eylül tarihlerinde yapýlacak ve savaþ karþýtý hareket açýsýndan önemli bir dönemeç olan “savaþsýz bir dünya mümkün” sempozyumunun haberi yer almaktaydý. 8 Ekim tarihli Sosyalist Ýþçi “Irak’a saldýrýya karþý çýkalým, IMF ve savaþý durdurmak için oylar DEHAP’a” baþlýðý ile çýkýyor ve 1 Aralýk’ta Ýstanbul’da savaþa hayýr mitingi çaðrýsý yapýyordu. 23 Ekim tarihli 189’uncu sayý “Petrol için ölme, öldürme” baþlýðýnýn yaný sýra
Nasýl bir birlik?
gene DEHAP’a oy çaðýsý yapýyordu. Bu sayýda yayýnlanan baþyazý seçim ittifaký dýþýnda bir birliðin mümkün olduðunu, seçim sonrasýnda ilk kavganýn savaþ etrafýnda gerçekleþeceðini vurguluyor ve bir kere daha 1 Aralýk mitingine çaðrý yapýyordu. O günlerde solun önemli bir kýsmý sadece seçimlere bakmakta ve savaþ tehdidinin ne denli yakýn olduðunu görememekteydi. Bu nedenle 1 Aralýk mitingine ilgi gösteren örgüt ve birey sayýsý çok sýnýrlýydý. Seçimlerden 3 gün sonra çýkan Sosyalist Ýþçi “Bir fýrsat kaçtý. Sekterlik kaybettirdi” diyen baþyazýsýnda geniþ bir sol blok kurulmuþ olsaydý ne denli önemli bir baþarý elde edilebileceði bir kez daha anlatýlýyor ama ayný zamanda da “Þimdi savaþa
Bugün Irak'ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu çevresinde kurulan birlik çok önemlidir. Ancak yeterli deðildir. Her þeyden önce bu birliðin yerel ayaklarýný örmek gerekiyor. Bu aþamada birlikte davranan grup hemen hemen yok. Yerel örgütlenmeleri olmadan merkezi bir birlik giderek anlamsýzlaþacaktýr. Bu nedenle devrimci sosyalistler bulunduklarý her yerde yerel savaþa hayýr platformlarý kurmaya çalýþýyorlar. Ýki tür yerel platform var. Bir tarafta sol gruplarýn temsilcilerinin yan yana gelmesi ile kurulan örgütlenmeler, diðer yanda ise savaþa karþý bireylerin yan yana gelmesi ile oluþan platformlar. Doðru olan ikincisi. Sol örgütlerin oluþturduðu birlikler en iyi olasýlýkla ortak propaganda örgütleridir. Oysa ihtiyaç savaþa karþý olan % 94'ün katýlabileceði birlikler oluþturmaktýr. Savaþa karþý olan herkesin içine girebileceði, ideolojik tartýþma yapmayan, faaliyet örgütleyen platformlar. Herkese sorumluluk veren, herkese iþin ucundan tutma olanaðý veren, savaþýn durdurulmasýnýn ancak herkesin faaliyeti ile mümkün olduðunu gören platformlar kurmak gerekir. (26 Þubat 2003,Sayý: 196)
5
sosyalist iþçi
rþý direniþ! karþý çýkma
zamaný” vurgusu yapýlýyordu: “Savaþa karþý 1 Aralýk’ta alanlara” 1 Aralýk mitingi, sonunda 159 örgütün oluþturduðu bir koordinasyon ile yapýldý. Bu koordinasyonun bel kemiðini Sosyalist Ýþçi’nin bir eylem birliði için olmazsa olmaz olarak gördüðü emek örgütleri oluþturmaktaydý. Sonraki sayýlar savaþ karþýtý hareketin inþasý için çabaladý. Her sayýda ABD’nin Irak’a saldýrýsýnýn sahte gerekçeleri teþhir edilirken ayný zamanda da gerçek nedenler anlatýldý. Petrolün ABD ve dünya kapitalizmi için önemi vurgulandý. ABD’nin hegemonya hedefi anlatýldý. “Irak’ta savaþa hayýr”, “Hep birlikte durdurabiliriz”, “Savaþ öldürür, durduralým”,
“Biz savaþa karþýyýz”, “Benim adýma savaþma”, “Bu savaþý birlikte durduracaðýz”, “Savaþý durdurmak için herkes sokaða” baþlýklarýný taþýyan çeþitli sayýlarda Sosyalist Ýþçi daima hareketin çýkarlarýný savundu ve Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu çevresinde kurulan birliði savundu. Savaþ karþýtý hareketin en üst noktaya çýktýðý 1 Mart eyleminden sonra çýkan 13 Mart tarihli 197’inci sayý tezkerenin durdurulmasýný “Barýþýn ilk zaferi” olarak tanýmladý. Bu arada savaþ karþýtý hareketin zaaflarýna da deðinildi. 15 Þubat sonrasýnda çýkan 196. sayýda “%94 savaþa karþý, gösteride 5.000 kiþi” baþlýðýnýn altýnda sol örgütlerin esas olarak savaþý durdurmak perspektifinden yoksun olduðu, savaþ karþýtý gösterilerde asýl amaçlarýnýn tekkelerini büyütmek olduðu vurgulanýyor ve günün görevi þöyle tanýmlanýyordu: “...devrimci sosyalistler hareketi inþa etmek için varlarýný, yoklarýný ortaya koymalýdýrlar.” Ayný günlerde savaþ karþýtý hareket içinde baþlayan bir dizi tartýþma üzerine de görüþler yayýnlandý. Bir kýsým grup Irak’ta Savaþa
Hayýr Koordinasyonu’nun hedeflerini ve temel ilkelerini geniþletmek istiyordu. Bazýlarý Öcalan’ýn Ýmralý’daki tecritine karþý mücadeleyi öne çýkarmak isterken kimileri ise Kýbrýs’a karþý, kadýn sorunu için, vs gibi ilkeleri Koordinasyon’un ilkeleri yapmak istiyordu. Sosyalist Ýþçi bu tür eðilimlere karþý Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu’nun tek konulu bir kampanyanýn örgütü olduðunu, gücünü buradan aldýðýný ve bu nedenle bu niteliðinin bozulmamasý gerektiðini savundu. Sonraki sayýlarda Sosyalist Ýþçi bu tartýþmayý devam ettirdi. Savaþýn sürdüðü günlerde çýkan 199. sayýda ise KDP ve KYB’nin ABD emperyalizmi yanýnda savaþa girmiþ olmasýnýn yanlýþlýðý vurgulandý. Sosyalist Ýþçi diðer konularda olduðu gibi savaþa karþý mücadele konusunda da uluslararasý hareketin bir parçasý olmaya, ondan öðrenmeye özen gösterdi. Bunu yaptýðý ölçüde Türkiye’de savaþ karþýtý hareketin önünü açmakta baþarýlý oldu. Sosyalist Ýþçi’ye göre enternasyonalizm sadece dayanýþma deðil, tam da budur.
DSiP Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi ANKARA: Meþrutiyet Cad., 5/15, Kýzýlay-ANAKARA 0312-425 98 27 ÝSTANBUL: Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sok., Hayat Apt., Kat: 4, Beyoðlu-ÝSTNABUL 0212-251 62 73 ÝZMÝR: 846. Sok., No: 18/3, Birinci Beyler, Konak-ÝZMÝR 0535-738 05 44
Gerçek birlik, 1 Aralýk’ta DSÝP Genel Sekreteri Nurdan Düvenci 3 Kasým seçim sonuçlarýný ve solun durumunu Sosyalist Ýþçi’de deðerlendirdi. Aþaðýda bu sohbetin bir kýsmýný bulacaksýnýz.
“Blok çok dar olarak kuruldu. Solun sadece iki küçük partisi ile yola çýktý sonra aralarýnda bizim, DSÝP’in de olduðu 3-4 küçük parti, çevre Bloðu destekledi. “... kuruluþ sýrasýnda yeterince kapsayýcý olunamadý. Sosyal demokrasiye karþý sekter bir tutum alýndý. Birlik görüþmeleri sürerken Evrensel gazetesi bir yandan da Karayalçýn’a saldýrýyordu. Böyle birlik olmaz. “...sol blok ancak ve ancak yüzlerce sol, sosyal demokrat çevreyi bir araya getirdiði takdirde baþarýlý olabilirdi. Ancak o vakit iþçi ve emekçi yýðýnlarda, iþçi sýnýfýnýn öncüleri arasýnda bir hareket yaratabilirdi. “...Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloku somut, açýk, popüler bir propaganda hattý tutturamadý. IMF karþýtý olduðunu, savaþa hayýr dediðini, yüksek sesle haykýramadý. “1 Aralýk’a 120 örgüt katýlýyor... þeffaf bir tartýþma ortamýnda yer alýyor. Birlikte tartýþýyor, birlikte karar alýyor. Sekterliðe izin verilmiyor. Uzlaþma, anlayýþ birliði için uðraþýlýyor. “Eðer önümüzdeki dönemde Savaþa Hayýr Platformu ve benzeri platformlar yaþamaya devam ederse ve Emek, Barýþ ve Demokrasi Bloðu kendisini yenileyerek Savaþa Hayýr Platformu’nu örnek alýrsa öfkeyi eyleme dönüþtürecek olan bir alternatif oluþmuþ olur. Biz DSÝP olarak bütün gücümüzle Sol Blok fikrini savunmaya devam edeceðiz ama doðru temellerde yükselen bir Sol Bloðu savunacaðýz.” (21 Kasým 2002, Sayý: 191)
6
sosyalist iþçi
28 Şubat
Politik Ýslam’a karþý tutum
Sosyalist Ýþçi’nin iki haftalýk olarak yayýna baþlamasýndan kýsa bir süre sonra 28 Þubat darbesi gündeme oturdu. Sosyalist Ýþçi bu dönemde hem darbeye karþý tutumuyla, hem de politik Ýslama karþý tutumuyla Türkiye solundan önemli bir ayrým noktasýna ulaþtý. 2 Haziran 1996 ara seçimlerinde Refah Partisi’nin oyu arttý. Anayol hükümeti ise çöktü. Yerine Refah Partili bir hükümetin geçmesi ile birlikte o günlerde darbe söylentileri bir kez daha ortalýðý kapladý. Sosyalist Ýþçi bu geliþmelere karþý “Darbeyi de, Refah’ý da mücadele durdurur” baþlýðý ile çýktý. (Sayý 43) Daha sonraki dönemde Sosyalist Ýþçi yeni kurulan Refahyol hükümetini teþhire baþladý. Refah Partisi’nin adil düzen söyleminin yalanlarýný açýða çýkarýyordu. 25 Eylül 1996 tarihli 50. sayýsýnda “Ýþte Refah’ýn gerçek yüzü” baþlýðý Refahyol hükümetinin kýsa süre içinde “petrole 3 kere zam yaptýðýný, ekmeðe ve ulaþýma zam yaptýðýný, enflasyonu yükseltmeye devam ettiðini, özelleþtirmeleri hýzlandýrdýðýný, SSK mallarýnýn yaðmalandýðýný, iþçi kýyýmýnýn sürdüðünü, nemalara el konduðunu ve kirli savaþý hýzlandýrarak
Sosyalist Ýþçi, Troçki’nin Almanya ve Ýspanya’da faþizmin iktidara yürüyüþüne karþý önerdiði birleþik iþçi cephesi önerisini savunur. Birçok sayýsýnda ise Almanya, Ýspanya örneklerini anlattý, bu örneklerden dersler çýkardý. Öte yandan solda bazý kesimlerde hakim olan politik islamla faþist hareketi ayný kefeye koyma hatasýna karþý da yoðun bir mücadele verdi. Bu iki hareketin farklý karakterleri sürekli olarak vurgulandý ve her ikisine karþý ayrý mücadeleler verilmesi gerektiði anlatýldý.
Politik Ýslam ve “adil düzen” Politik Ýslam “adil düzen söylemi ile toplumsal gücünü arttýrmaya baþladý. laikler ve onlarýn etkisinde kalan Türk solu “adil düzen” söylemini sadece “takiye” olarak algýladý ve bu nedenle de politik Ýslam’ýn etkisi altýndaki emekçi yýðýnlarýn duygularýný ve düþüncelerini kavrayamadý. Politik Ýslam’ý sadece düþman olarak gördü. Oysa politik Ýslam ve sol sýk sýk ayný safa düþmektedir. Hem ülke içi politikalarda hem de uluslararasý mücadelede bu gerçekleþmektedir. sürdürdüðünü” anlatýyordu. Fakat ayný zamanda laik cephenin toplumu þeriatçýlaik ekseninde bölme çabalarýna ve darbeye yeþil ýþýk yakan tutumuna karþý ise “þeriatý iþçiler durdurur” baþlýðý kullanýlmýþtý. Ayný sayýda “Ordu þeriatý engelleyemez” baþlýðý altýnda ayný vurgu yapýlmaktaydý. 28 Þubat darbesinden hemen önceki günlerde çýkan Sosyalist Ýþçi’nin baþlýðý “Darbeye hayýr! Tanklar kýþlaya!” idi. (12 Þubat 1997, Sayý 60) Ayný sayýda çýkan baþyazý Sincan’da ortaya çýkan tanklara karþý “darbeye geçit yok!” diyordu. 28 Þubat darbesinden sonra çýkan 62. sayýnýn baþlýðý ise “darbe yanlýlarý iþçi düþmanýdýr” diyor ve
Son olarak svaþ karþýtý harekette politik Ýslam’ýn iþçi sendikalarý ve solla ayný kampanyaya katýlmasý ve birlikte mücadele bunun en iyi göstergesidir.
“muhtýrayý destekleyenler demokrasiyi savunamazlar. Demokrasiyi savunacak tek güç haklarý için, özelleþtirmeyi durdurmak için alanlara çýkan iþçi hareketidir” deniyordu. Ayný sayýnýn baþyazýsýnda ise “Tarafsýz olunamaz, darbeye hayýr” denerek “ne darbe, ne þeriat” diyerek ortada bir tutum almaya çalýþan Türkiye solu ve onun etkisi altýndaki sendikal hareket eleþtirilmekteydi. Sosyalist Ýþçi’nin 28 Þubat darbesine karþý tutumu sonraki sayýlarda da aralýksýz olarak sürdü. 63. sayýnýn baþlýðý “Darbe tehdidi sürüyor, sessiz kalma” derken baþyazýda da taraf olmanýn gerekliliði bir kere daha vurgulanýyordu. Sosyalist Ýþçi’nin bu poli-
tikasý sadece askeri darbeye karþý çýkmak deðildi. Ayný zamanda politik Ýslamla yan yana gelinebileceði, zaman zaman birlikte mücadele edilebileceði anlatýlýyordu. Sosyalist Ýþçi’nin kapatýlmasý üzerine yayýnlanmaya baþlanan Enternasyonal Sosyalizm gazetesi de ayný siyasi çizgiyi savunmuþ ve Refah’ýn kapatýlmasýnýn çözüm olmadýðýný vurgularken toplumun laik-þeriatçý ekseninde bölünmesinin asýl olarak iþçi sýnýfýný bölüp zayýflattýðýný anlatmýþtýr. 28 Þubat darbesi günlerinde Sosyalist Ýþçi’de yoðun olarak Cezayir ve Ýran’dan iþçi ve emekçiler için dersler çýkaracak yazýlar da yayýnlanmýþtýr.
Faþist tehlikeye karþý birleþik iþçi cephesi Faþizm daima büyük bir tehlike olarak ortada durmuþtur. Sosyalist Ýþçi bu tehlikeye daima
iþaret etmiþ ve kitle çizgisinde bir mücadele önermiþtir. Ülkücü faþist hareket özellikle 1999 yýlýnda ülke çapýnda milliyetçiliðin ve þovenizmin yükselmesi ile birlikte güçlenmeye baþlamýþ ve sonunda 1999 seçimlerinde büyük bir oy sýçramasý yaþayarak %18’in üzerinde oyla meclise ikinci büyük parti olarak girmiþtir. DSP, MHP, ANAP koalisyonu ise faþist hareketi etkin bir biçimde iktidar ortaðý yapmýþtýr.
Sosyalist Ýþçi faþizme karþý mücadele ile IMF’nin yapýsal uyum programýna karþý mücadeleyi birleþtirmek gerektiðini savundu. MHP, DSP, ANAP hükümeti bu ülkenin karþý karþýya geldiði en büyük ekonomik krizleri yaratýrken IMF’nin yapýsal uyum programýný en aþýrý biçimiyle hayata geçirdi. Emekçilerin her türlü direniþine karþý ise IMF, MHP’li hükümete, onun saldýrganlýðýna, kan dökücülüðüne güvendi.
Ama sonunda yenilen hükümet partileri oldu. 3 Kasým seçimlerinde hükümet partileri DSP ve ANAP tam anlamý ile silinirken MHP de yüzde 8 civarýnda oyda kaldý. Ne var ki, MHP bu sonuçla gelecek için bir tehdit olmaya devam ediyor. AK Parti hükümetinin her gerileyiþi, eðer sol bu boþluðu doldurmazsa MHP’ye yarayacaktýr.
7
sosyalist iþçi
Kürt sorunu
Kendi kaderini tayin hakký Sosyalist Ýþçi için Kürt ulusal hareketi Türkiye iþçi sýnýfý hareketi için en önemli dost güçtür. Ezen ulusun bir parçasý olduðu sürece iþçi sýnýfýnýn özgür olamayacaðýný söyleyen Sosyalist Ýþçi bu nedenle ulusal hareketlere karþý eleþtirel fakat koþulsuz destek verir. Sosyalistlerin ulusal harekete eleþtirileri esas olarak ulusal sorunun burjuva demokratik çözümlerinin ezilen uluslarýn emekçileri için iki sorundan birinin çözümü fakat asýl sorunun devamý olmasýdýr. Bu nedenle sosyalistler aþamalý devrimi deðil, Troçki ve daha sonra Lenin’in savunduðu sürekli devrimi savunurlar. Ancak sosyalistlerin ulusal harekete desteði ayný zamanda koþulsuzdur. Yani bu destek çeþitli koþullara baðlý deðildir. Sosyalist Ýþçi daima Kürt hareketi karþýsýnda bu tutuma sahip olmuþtur. Kirli savaþýn sürdüðü günlerle barýþ sürecinin baþladýðý süreç arasýnda Sosyalist Ýþçi’nin desteði açýsýndan bir fark olmamýþtýr. Hangi mücadele tarzýnýn kullanýlacaðý harekete ait bir karardýr, bu noktada sosyalistlerin bir koþulu olamaz, Sosyalist Ýþçi için de olmamýþtýr. Sosyalist Ýþçi ulusal sorun konusundaki en temel görevini Türk þovenizmine, milliyetçiliðine karþý mücadele olarak saptamýþtýr. Milliyetçiliðin sol saflardaki uzantýlarýna karþý da uzlaþmaz bir mücadele verilmiþtir. Ulusal sorundaki kritik aþama barýþ süreci ile birlikte baþladý. Türk solunun en önemli kesimi barýþ sürecini “teslimiyet” olarak gördü. Ayný süreç içinde Türkiye’de þovenizm ve milliyetçilik en yüksek noktasýna ulaþtý. Milliyetçilik “bu memleket bizim” sloganý ile solun saflarýna da girdi. Ayrýmsýz genel af, idam önemli politik tartýþmalar olarak Türkiye’nin gündem-
ine yerleþti. Sosyalist Ýþçi bütün bu dönemde çok açýk bir biçimde ulusal hareketin yanýnda yer aldý. Barýþ sürecine tam destek verirken ayrýmsýz genel af ve idama hayýr sloganlarýný sürekli olarak öne çýkardý. Bu politikasýnýn sonucu olarak da sürekli olarak milliyetçi, þoven saldýrýlara uðradý. Bu arada bir çok kere yayýný durduruldu, bir çok sayýsý toplatýldý. Sosyalist Ýþçi’nin 16 Haziran 1999 tarihinde yayýnlanan 114. sayýsý tutuklu olduðu Ýmralý adasýndan barýþ çaðýrýsý yapan Öcalan’ýn bu çaðrýsýný desteklemekteydi. O günlerde Türk solu Öcalan’ýn teslim olduðunu iddia ediyor ve artýk Kürtleri temsil yeteneði kalmadýðýný söylü-
yordu. Öcalan ise Ýmralý’daki mahkemesi sýrasýnda ilk andan baþlayarak bulduðu bütün sýnýrlý olanaklarla barýþýn önemini vurguladý. Sokakta ise linç havasý sürüyordu. Ülkücü faþistler sokaklarda terör estiriyor, Kürtlere saldýrýyordu. “Susma haykýr, idama hayýr”, “Savaþa karþý çýkmadan hak kazanýlamaz” “Barýþ hemen þimdi”, “Öcalan’ýn idamýna hayýr”, “Ýdama hayýr, yaþasýn barýþ” gibi baþlýklar Sosyalist Ýþçi’nin ön sayfasýný doldururuyordu Öcalan’ýn idama mahkum edilmesi üzerine çýkan 30 Haziran 1999 tarihli 115’inci sayýda “Öldürülecek olan barýþtýr” baþlýklý baþyazýda idam kararýnýn adli olup, henüz politik olmadýðý vurgu-
Kýbrýs
Türk ordusu Kýbrýs’ý terk etmelidir
Sosyalist Ýþçi ilk sayýlarýndan itibaren Kýbrýs sorununu öne çýkardý. KKTC’nin Türkiye’den baþka hiç bir ülkenin tanýmadýðý kukla bir devlet olduðunu savundu ve Kýbrýs Cumhuriyeti’nin iþgal altýnda olduðunu vurguladý. Çözümün ilk adýmý olarak ise Türk ordusunun Kýbrýs’ý terk etmesi gerektiðini anlattý. Son olarak Birleþmiþ Milletler Genel Serkreteri Annan’ýn çýkardýðý plana ise Sosyalist Ýþçi, bu plan adayý emperyalistlerin uçak gemisi haline getirdiði için karþý çýktý. Ancak ayný sýrada adada baþlayan kitlesel hareketi de bütün gücüyle destekledi. Hareketin ulaþtýðý boyutlarýn Türkiye’de ve Kýbrýs’taki þahin politikalarý yerle bir edeceðini ve karar gününe yaklaþýldýðýnda büyük olasýlýkla Kýbrýslý Türklerin ayaklarý ile kararlarýný vereceklerini anlattý. Bu Kýbrýslý Türklerin Doðu Bloku yýkýlýrken birçok ülkede olduðu gibi yürüyerek Güney’e geçmeleri biçiminde olabilirdi. Nitekim bu tehlikeyi gören KKTC egemen sýnýfý sýnýrlarý açarak aþaðýdan gelen baskýyý bir ölçüde azaltmaya çalýþtý. Ne var ki, Kýbrýs’ta çözüm tüm þoven politikalarýn topyekûn terki ile mümkündür. Kararý ise Kýbrýs Rum ve Türk halklarý verecektir. Birlikte ve dostça. Son 1 Mayýs’ta Rum ve Türk emekçilerin omuz omuza olmasý çok önemliydi. Rum ve Türk emekçileri yeniden birleþiyor.
laný-yor ve yakýnda poli-
tikacýlarýn politik bir karar vermek zorunda kalacaklarý anlatýlýyordu: “Ya barýþ için uzanan el sýkýlacak ya da barýþ öldürülecek.” Ayný yazýda “Barýþýn kazanmasý için ilk mücadele alaný sosyalistlerin kendi saflarýnda yaþanmak zorunda.” denerek sol içindeki milliyetçiliðe de tutum alýnýyordu. Þovenizmin yükselmesi ile birlikte Türk solunun bütün kanatlarýndan ayný anda milliyetçiliðin yükselmesi, ayný anda Kürt hareketine karþý amansýz eleþtirlerin yapýlmaya baþlamasý elbette ki tesadüfi deðildi. Bugün Kürt hareketinin dostluðuna soyunanlarýn 1999 yaz aylarýndaki tutumunu devrimci sosyalistler unutmayacak ve her fýrsatta hatýrlatacaktýr. Sosyalist Ýþçi’nin 13 Ekim 1999 tarihli
122’inci sayýsýnda da belirtildiði gibi “...bugün barýþ adýmlarý bir ölçüde karþýlýðýný bulmaktadýr...Ancak barýþa verilen karþýlýk yetersizdir... bu tutumu geriletecek olan politik baskýdýr. Þimdi görev bu politik baskýyý inþa etmektir. “Sol ise tamamen baþka yerlere bakmaktadýr. Çoklarýnýn derdi iç sorunlardýr. Sanki Öcalan’ýn idamý kendilerini hiç etkilemeyecekmiþ gibi davranmaktadýrlar. Hatta kimileri böyle bir sonucu neredeyse hayýrlý bulacak haldedir. “Öcalan öldürüldüðü takdirde kazanacak olan savaþ güçleridir. Týrmanmakta olan þovenizm daha da yükselecektir. Bunun iþçi sýnýfýna ya da solun yararýna olmayacaðý açýktýr.”
sosyalist iþçi
Mücadelenin içinde emekçilerin yanýnda
Kamuda çalýþan beyaz yakalýlarý daima iþçi sýnýfýnýn bir parçasý olarak gören Sosyalist Ýþçi iþçi sýnýfýnýn bu kesiminin son on yýlda verdiði mücadelenin daima içinde yer aldý. Sosyalist Ýþçi ve DSÝP taraftarlarý KESK’in mücadelesinin içinde yer alýrken ayný zamanda da hareketi yapýcý bir biçimde eleþtirdiler. Sol içindeki en önemli tartýþmalardan birisi de iþçi sýnýfýnýn deðiþen niteliði üzerineydi. Bu deðiþimi görmeyenler KESK’i bir iþçi örgütü olarak deðil de “memur” örgütü olarak, dolayýsýyla orta sýnýf örgütü olarak gördüler fakat tam bir þaþkýnlýkla bu orta sýnýf örgütlenmesine genel greve çýkma çaðrýlarý yaptýlar. DSÝP, iþçi sýnýfý örgütlerinin ulaþabildiði her eyleminin inþasýna aktif olarak katýldý. Sosyalist Ýþçi ise yayýn düzeyinde bu eylemlerin inþasýna destek oldu. Eylem öncesinde sadece eylemin inþasý için çalýþýrken eylemden sonra kimi eleþtirilerini
de ileri sürdü. Sosyalist Ýþçi iþçi sýnýfý hareketi ve özellikle de KESK eylemleri için en önemli olarak bu eylemlerin hedefsizliðini ve kazanmak için deðil de protesto için yapýldýklarýný vurguladý. Dolayýsýyla Sosyalist Ýþçi’ye göre KESK eylemlerinin büyük çoðunluðu sadece protestoya dayandýðý için katýlým da azalmaktaydý. Türk solu ise KESK’i sadece gruplarýnýn çýkarlarý için önemsedi. Bu nedenle KESK hýzla gruplarýn mücadele alanýna dönüþtü. Ýlkesiz ittifaklar sendikalara hakim oldu. Sosyalist Ýþçi KESK’in kongre dönemlerinde ilkesiz ittifaklara þiddetle karþý çýkarken kongrelerde esas olarak mücadelelerin deneylerinin konuþulmasýný ve gelecek dönemin mücadelelerine dönük kararlar alýnmasýný önerdi. Sosyalist Ýþçi’nin KESK içinde önerdiði bir baþka önemli nokta ise þubeler düzeyinde de genel merke-
zler düzeyinde de seçimlerin bütün üyelerin katýlýmý ile yapýlmasýydý. Bu öneri örgüt içi demokrasi açýsýndan belirleyici bir öneme sahipti. 4-5 Mart Ankara-Kýzýlay direniþinin hemen arkasýndan çýkan 16 Mart 1988 tarihli 86. sayýda çýkan F Aloðlu imzalý “Yýðýn hareketinin öne çýkardýðý sorun: Önderlik” baþlýklý yazýda þunlar söyleniyordu: “Her kitle mücadelesi sosyalistlerin gündemine bir kere daha önderlik sorununu sokar “Geçtiðimiz iki haftalýk süreçte herhangi bir kentteki eylemlere baþýndan sonuna katýlan biri derhal bu mücadele sürecinin içinden süzülüp öne çýkan bir grubu ayýrdedebilir. Bu öne çýkan, hareketin en aðýr yükünü sýrtýnda taþýyan ve çok zaman hareketi yönlendiren kesim asýl olarak bir siyasi partinin çatýsý altýnda toplanmýþ deðildi. Ne var ki, birden çok siyasi partiye ve gruba daðýlmýþ olmalarýna raðmen hareketin bu öncü kesimi ayný politikalara ve ayný
mücadele anlayýþýna sahipti. Yýlgýn deðildi, mücadeleden yanaydý, medyaya deðil tabanýn mücadele gücüne bakmaktaydý. “Ýþte hareketin siyasal olarak ihtiyaç duyduðu örgütlenme bütün bu öncü iþçileri baðrýnda toplamýþ bir örgüt olmalý.” KESK Kongresi’nin hemen ardýndan çýkan 9 Eylül 1998 tarihli sayýda ise þunlar anlatýlýyordu: “4 Mart’ýn sahibi biziz yarýþýna girenler 12 Mart’ta kamu çalýþanlarýný yalnýz býraktýlar. Kadýköy’de KESK’in sahte sendika yasasýna karþý eylemi varken...tüm sol gruplar...Gazi katliamýnýn anmasýna gittiler. “Sadece DSÝP militanlarý Kadýköy’de kamu çalýþanlarý ile birlikteydi.” Sahte sendika yasasý hapishanelere dönük F Tipi katliamýnýn hemen arkasýndan yeniden gündeme geldi. Katýlým sol açýsýndan daha da kötüydü. Gene bir avuç KESK militaný ile bir avuç DSÝP’li yasaya karþý direndi.
Cinsiyetçiliðe karþý aralýksýz mücadele
Sosyalist Ýþçi edebiyatýnda cinsiyetçiliðe karþý mücadele daima önde gelen bir yere sahip. Kadýn konularýnda yazýlar 1980’lerin baþýnda çýkan Sosyalist Ýþçi’nin ilk öncüllerinde yer aldý. Bir dizi yazý ile cinsiyetçiliðe karþý tutum alýndý.
sosyalist iþçi
Ýþçiler ve Politika’da ise Aðustos 1992’de yayýnlanan 35. sayýda çýkan “Eþcinsellik ve sosyalist mücadele” baþlýklý yazý bir yandan eþcinseller üzerindeki baskýlara karþý tutum alýrken eþcinsellerin özgürlüðü sorunlarýný da tartýþmakta.
Daha sonra Sosyalist Ýþçi’nin çeþitli sayýlarýnda kadýn konularýnýn ve kadýnlara dönük cinsiyetçiliðin yaný sýra eþcinsellere dönük cinsiyetçiliðe de karþý yazýlar yayýnlandý. Yayýn faaliyetinin yaný sýra Sosyalist Ýþçi’nin ve daha sonra
DSÝP’in düzenlediði Marksizm ve Sosyalist Tartýþma toplantýlarýnda da eçcinsellerin özgürlüðü sorunlarý sýk sýk konu edildi. Sosyalist Ýþçi cinsiyetçiliðe karþý bu mücadelesi ile bütün Türkiye solundan farklý bir tutum aldý.
ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Sakýzgülü Sok. 24/4 Kadýköy/Ýstanbul Baský: Yön Matbaacýlýk 500.000 TL