Profil
İNANCA İNANMAK
Erdoğan Aşık
Ruha Yolculuk
Hindistan
KHALEESİ JEWELLERY
Dünyaya Açılan Marka
Yeni Yıl Trendleri İle Yılbaşı
Gerede
Sektörle 2013’e Genel Bakış
DOSYA
Bennu EVET AYKIRIYIM !
Satış Noktası Başvuru Talep : 0212 522 4 666
VOIR
ARALIK - 2013 SAYI: 14 KAPAK: KHALEESİ JEWELLERY İmtiyaz Sahibi VOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL nurseligokcul@voirmagazin.com Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Gonca ÇİPE Genel Yayın Koordinatörü A.Faruk GÖKÇÜL / faruk@voirmagazin.com Editör / Gonca ÇİPE / gonca@voirmagazin.com Kreatif Direktör / Bora DEMİROĞLU bora@voirmagazin.com Görsel Yönetmen / Günseli Top ÖZ gunseli@voirmagazin.com Moda Tasarımcısı / Erol ALBAYRAK erolalbayrak@voirmagazin.com Kurumsal İletişim Müdürü / Özden BÖLÜKBAŞI ozdenbolukbasi@voirmagazin.com Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜL burak@voirmagazin.com Reklam Satış Müdürü Gözde Burcu TOP / gozde@voirmagazin.com Sosyal Medya İletişim Ebru Akçer İŞSEVEN / ebru@voirmagazin.com Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPE Yrd. Doç. Dr. Nuri SEZER Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU Ege Bölge Temsilcisi / Günseli Top ÖZ Marmaris Filarmoni Derneği Renk Ayrımı & Baskı Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Keyap Ticaret Merkezi Bostancıyolu Cad. F1 Blok No: 93 Y. Dudullu / İstanbul T. 0216 508 20 20 • F. 0216 508 20 45 www.teknikbasim.com Sertifika No: 24871
Dağıtım / Aras Kurye Yayın Türü / Aylık Süreli Yayın Yönetim Yeri ve İletişim Alemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105 Eser Han Fatih - İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 522 15 51 www.voirmagazin.com info@voirmagazin.com
VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır. Yerel Süreli Yayındır. VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergisi’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
6
Nurseli’den Değerli sektör mensupları,
G
üzel bir yılı daha sizlerle birlikte geride bırakmanın sevinci içerisindeyiz. Yayım hayatına başladığımız ilk günlerden günümüze kadar geçen süre içerisinde, bizlere inancını hiç yitirmeden, sürekli destek olan tüm sektör mensuplarına teşekkürü borç bilirim. Bir buçuk senedir sizlere yazılı basın olarak hizmet vermeye çalışıyoruz. Çalışmalarımızı Türkiye dahilinde belirli noktalara ulaştırmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. VOIR Cebinizde! Sizleri çok farklı bir dünyada da tanıtmaya başladık. Takdir edeceğiniz gibi değişen dünyaya ayak uydurmak ve teknolojiyi sürekli takip etmek, artık kaçınılmaz bir gereksinim. Kasım sayımız ile birlikte dergimizi dijital platforma, app store da taşıdık. Sadece yazılı değil, dijital olarak da okumanız mümkün. Henüz sadece iPad ve Apple telefonların görüntüleyebileceği dergimizin, android için alt yapı çalışmalarını sürdürüyoruz. Büyük kitlelerden çok daha büyük kitlelere ulaşmamızı sağlayacak google play store'da da, çok yakın zamanda yerimizi alacağız. Ayrıca arzu ederseniz yaptığınız tasarımlarınızı ya da ürünlerinizi, dijital platformda size özel uygulamalarla yayınlayabileceksiniz. Sektörümüze destek ve yön vermeye çalıştığımız dergimizde, sürekli ileri gitme hedefimizle yenilik peşinde koştuk ve koşmaya da devam edeceğiz. Yepyeni bir yılda, yepyeni sürprizlerle birlikte olmak ümidiyle, hayırlı seneler dilerim. Nurseli GÖKÇÜL
8
TAKI HABER "Roberto Bravo'dan Mutlu Yaşam Felsefesi" Shamballa
10 Varlık Alımlarına Devam Murat Tırpan Köşesi "Büyük Ödül" Zenith 11
Voir Profil "İnanca İnanmak !" Erdoğan Aşık
18 Tecrübenin Sentezinden Yeni Bir Markaya "Orobella" 20
Sektör Gelişim Toplantılarına Devam
26
Bilezikte Rekabet Şart "Söz Kuyumculuk" Selahattin Özgül
28
Yeni Aday Sektörü Daha İleriye Taşımaya Kararlı "Hasan Gülaçtı"
30
Dalgalanmalara Dikkat "ALB Menkul" Şirin Sarı
34 36
Büyüme Sinyali "Barış Özkocaman - Adem Çeltik" 2013'e Genel Bakış
40 Eğitimde Renkli Günler "HRD Antwerp" Mehmet Can Özdemir 44 Tanzanit Fazıl Özen Köşesi Yeni Yıla Özel Süper Fırsat 46 Ünlü Simalardan Mucize Lezzetler "Arçelik - Doors Akademi"
59 76
VOIR 2014 TRENDLERİ Sizin İçin Seçtiğimiz Yılbaşı Seçenekleri
Alyans Üreticilerini Zor Günler Bekliyor "Ufuk Alyans"
78
Utkatasana Özden Bölükbaşı Köşesi
Özel Uçuş Keyfi "Saran Havacılık"
79
Seçici Kurul Belli Oldu
81
VOIR MODA Moda ve Sanatın Buluşması "Alexander McQueen"
82
Çevresel Dış Gelişmeler Dr. Mustafa Turhan Köşesi
VOIR GEZİ
86
Ruha Yolculuk "HİNDİSTAN"
90
Altın Bankacılığında Büyük İşbirliği "Denizbank - Kuyumcukent A.Ş
92
Işık ve Renk Selçuk Özkan Köşesi
Ateş-i Aşk Koleksiyonu "Lucis Pırlanta"
94
"İnhorgenta" Profesyonel Yaklaşımda 40 Yıl
Teknolojik Yenilik "Harem Altın"
Yeni Açılış Kuyumcukent'te "Steel Kalıp"
48
Aile Şirketinden Kurumsallığa Geçiş Özlem Yalçın Köşesi
Taklitçiler Geleceklerini Bugünden Kaybeden İnsanlardır
KÜLTÜR SANAT 98 Merhaba Günseli Top Öz Köşesi
50
Voir Elmas Trendi
51
Pırlanta'nın Hikayesi Aylin Gözen Köşesi
52
Değerli Taşların Efendileri Kazım Şahin Köşesi
54
Bennu Gerede "Evet Aykırıyım"
58
Dünyaya Açılan Marka, Dubai'yi de Fethetti "Khaleesi Jewellery"
Farklı Olmanın Ödülü
Hizmet Anlayışı İle Farklı "Ela Diamond"
102 Kitap Okumak İster misin ? Müge Bilgin Aktaş Kitap Köşesi 103 Bir Başka İtalyan Sineması Burak Kaplan Sinema Köşesi
7
VOIR EDİTÖRDEN
Merhaba !
Y
eni yılın o muhteşem coşkusuyla hazırladığımız dergimizde; özel yılbaşı dosyasını, kuyumculuk sektörünün 2013 yılı değerlendirmelerini, birbirinden farklı konularıyla köşe yazarlarımızı ve yine farklı, asi kimliği ile fotoğraf sanatçısı Bennu Gerede röportajını bulabilirsiniz. VOIR'de 2013 Dergimiz açısından geçtiğimiz yıl oldukça verimliydi. İçeriğimize değer katan birçok isim; kağıda döktükleri değerlendirme, bilgilendirme ve araştırma ile birbirinden güzel ve dikkat çekici konulara değindi. Türk Kuyum sektörünün ileri gelenleri ile gerçekleştirdiğimiz yazılı - görüntülü röportajlar ve haberlerle sektörün nabzını tuttuk; gelişmelerinden sizleri haberdar ettik. Hatta öyle ki, ÖTV ile ilgili Sayın Ayhan Güner ile yaptığımız röportaj sayesinde belki de ilk duyan kişiler oldunuz. Sanat, sinema, müzik piyasasından birçok popüler ismi ağırladığımız röportajlara yer verdik. Trend sayfalarımızda takı ve tekstilin, Dünya modasındaki gelişmelerini, akımlarını sizlere sunduk. Modayı takip eden bir dergi olmaya çalıştık. Sanata duyduğumuz saygıyı, dergimizin sayfalarına farklı şekillerde taşıyarak, bir nevî sanatta üstümüze düşen vazifeyi gerçekleştirdik.
8
Yurt içinde katıldığımız tüm fuarlarda hem yanınızda yer aldık, hem de çözüm ortaklığınızı yaptık. Kuyumculuk sektöründe yayım yapan dergiler arasında bir ilki daha gerçekleştirip, dergimizi app store taşıdık. Sadece binlere değil, milyonlara ulaştık. Çok çalıştık, çok yorulduk, yeni fikirlerle çok geliştik; ama çok da keyif aldık. Kâh güldük, eğlendik; kâh üzücü haberlerle ağladık... 2013'te birçok değerli insanı da aramızdan uğurladık. Her ne kadar bu haberlere elimiz gitmese de en son kaybımızı da üzüntü ile bildiririm: Yayıncılık sektöründen bir isim ve aynı zamanda benim de çok sevdiğim, Dharma Yayınları'nın kurucusu ve sahibi Namık Kemal Atalay'ı ani bir şekilde sonsuz yolculuğuna uğurladık. Kendisine Allah'tan Rahmet, sevenlerine ve ailesine de başsağlığı diliyorum. Kayıpların bize öğretmek, anlatmak istediği şeyler var diye düşünüyorum. Zaman zaman sayfamda da yazmaya, anlatmaya çalışıyorum. Hayat; salt sevgi ile oluşmalı. Hoşgörü de peşinden gelmeli ki, huzur olsun, barış olsun ve en başta da sağlık olsun! 2014 Yılının ülkemize ve dünyaya barış ve huzur getirmesini; tüm umutlarınızın hayrınıza olacak şekilde gerçekleşmesini diliyorum. Sağlıcakla, mutlu kalın...
Roberto Bravo’dan Mutlu Yaşam Felsefesi ve Tasarım Şıklığını Yansıtan
SHAMBALLA Sıradışı yaklaşımı ve şık tasarımlarıyla ön plana çıkan Roberto Bravo, pozitif enerji ve mutluluk kaynağı olarak bilinen shamballa bileklikleri ile yepyeni bir konsept oluşturdu. Moda takipçilerinin yoğun ilgi gösterdiği shamballa bileklikleri, sahip olduğu felsefe ve tasarım şıklığıyla kullanıcı tercihlerine de farklı bir bakış açısı sunuyor. Korku, kin, nefret ve kıskançlık gibi kötü duygulardan arınarak, gülümseme ve mutluluğun daimi olabileceği mesajını veren shamballa öğretisi, bazı ürün tasarımlarında “Momento Mori” felsefesinden esinlenilerek yorumlanan kurukafalı modeller ile şıklığınızı tamam-
lıyor. Shamballa koleksiyonunda kullanılan 8 ayrı doğal taş türünün tedariğinin, aynı renk tonunun bulunması ve lojistiği uzun ve zahmetli bir süreç olmasına rağmen, Roberto Bravo hedef kitlesinin yaşam biçimine ve ihtiyaçlarına hitap ederek farklı alternatifler sunmayı başarıyor. Bu farklılığın yansıtıldığı modeller ise, stilini kalite ve tasarım ayrıcalığıyla tamamlamak isteyen kişilerin öncelikli tercihi olmaya devam ediyor. Farklı tasarım ve renk seçenekleriyle üretilen shamballa bileklikleri, kadın ve erkeklere yönelik modelleriyle Roberto Bravo mağazalarında satışa sunuluyor.
Black Burma Jade
Adalet ve cesareti temsil eden jade taşı, binlerce yıldır Çin’de yaygın olarak kullanılıyor. Asya kültüründe; jade taşı takmanın iyi şans getireceğine inanılır. Ayrıca antik çağlarda jade taşının böbrek hastalıklarını iyileştirici gücü olduğuna inanılırdı. Bunun dışında bazı bölgelerde jade taşının, diş çürüklerine ve ağrılarına iyi geldiğine de inanılmaktadır.
Chalcedony
İyimserliği temsil eden chalcedony taşının; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal dengeleyici özelliği olduğuna inanılır. Halk arasında anlayışı artırıp kardeşliğe, iyimserliğe ve iyi dileklere teşvik eden bir taş olarak kabul edilir. Düşmanlığı, huzursuzluğu ve melankoliyi yatıştırma özelliği olduğu düşünülür.
Black Frosted Agate
Pozitif enerjiyi temsil eden; ölümsüz taş ve yemen taşı adlarıyla bilinen koleksiyon serisi, yaşam kalitesini ifade ediyor. Ceplerinde taşıyan çocukların olumsuz duygulardan ve münakaşalardan uzak tuttuğu bilinir. Kırmızı ve turuncu renkteki akikler, fiziksel canlılığı artırarak tembelliği giderir. Agate taşının aynı zamanda, sinir bozukluklarını yatıştırdığı ve topluluk önünde yapılacak konuşmalarda heyecanı giderdiği bilinir.
Tiger Eye
Dayanıklılık ve uzun ömrü temsil eden kaplan gözü taşından oluşan koleksiyon serisi, duygulara hitap eden bir taş olduğundan dolayı sevgililer arasında rağbet gören bir hediyedir. Tiger Eye’in ilişkide bulunduğunuz insanla aranızda telepatik bir bağ kurmanıza yardımcı olduğu söylenir. Duygusal bakımdan dengeleyici olmakla birlikte inatçılığı azaltır. Kişinin olayları daha net anlamasına yardımcı olur.
Red Jasper
Sevginin, kararlılığın ve inanç sisteminin simgesi olan jasper taşı, vücut titreşimlerini dengeler, etkisini yavaş ancak etkili biçimde gösterir. Duygusal stresi azaltır, kötü enerjilere karşı koruyucu özelliği olduğuna inanılır.
Lapis Lazuli
Ruhsal ve fiziksel dengenin korunmasına yardımcı olan lapis taşının yaratıcı ifade, fiziksel yetenekler ve iletişimi kuvvetlendirdiğine inanılır. Ruh ve beden arasındaki dengeyi sağlar. Derin düşünceyi ve zihin berraklığını artırır. Küçük çocukları korkularından uzaklaştırır. Kaygıyı azaltır ve kişiyi canlandırır.
Rosalite
Masumiyet ve mutluluğun sembolü rosalite taşı, pembe rengi ile gençlik ve romantizmi de yansıtıyor. Rosalite taşının, küçük olaylarda dahi mutlu olabilmeyi ve içimizde yaşattığımız masumiyet duygusunu hatırlattığına inanılır.
10
ADVERTORIAL SAYFA
Murat TIRPAN
Murat Gold Yönetim Kurulu Başkanı
2014 Beklentisi
H
indistan'ın altın ithalatını bu yılın son çeyreğinde ve 2014 yılında sert düşüş göstermesi beklentisi önümüzdeki yıl için altın fiyatının daha çok aşağı yönlü seyretmesini olanaklı kılıyor. Dünya Altın Konseyi'nin 2013 yılı başında Hindistan'ın altın talebine ilişkin tahminini 1000 ton dan 900 tona indirmişti, oysa bu talebin 700-750 ton arası bekleniyor olması aşağı yönlü revizeler olacağı anlamına geliyor. Bu gerilemenin başlıca Hindistan hükümetinin uyguladığı yüzde 10 oranındaki vergi ile ticaret açığını düşürmek istemesi olarak karşımıza çıkıyor. Ekim ayından itibaren devam eden düşüş trendi 1220 alt bandına oldukça yakın seyretmekte olup bu seviyenin aşağı geçilememesi sonucu gelen tepki alımları ile 1258-1263 dirençlerine yaklaşması ve bunun sonucu oluşan formasyonun önümüzdeki günlerde kırılmanın sert biçimde gerçekleşeceği aşikârdır. Aralık ayı başında açıklanan istihdam verisi sonrası 1212 seviyelerine kadar gerileyen altın dolar daki değer kaybı ile tekrar yükselişe geçti ve 1244 dirençlerine yakın seyreder hale geldi. Kasım ayı Tarım dışı istihdam 180 binlik beklentinin üzerinde 203bin kişi ile beklenenden güçlü bir artş gösterirken,işsizlik oranı ise yüzde 7 seviyelerine kadar geldi. Bu veri FED'in QE'yi azaltma ihtimalini arttırır bir veri idi. Şimdi gözler 17-18 Aralık toplantlarına ve sonrasında yapılacak açıklamalara çevrildi. Tüketici harcamalarındaki düşüş 2008 ylından bu yana en düşük seviyelerine gelmesi FED'in cesaretini arttıracağına ve önümüzdeki toplantıda bir tarih veya süreci kesinleştirmesi beklenmektedir.
ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi her zaman öncü göstermeye devam etmektedir. Şu an için bulunduğu seviye 2.80 in üstüne yerleşmiş ve hedefini yüzde 3 seviyesine çevirmiştir. FED'in çkış stratejisinde bu seviye hayati önem taşımakta ve önümüzdeki günlerde altın fiyatının da önemli bir belirleyicisi olacaktır.
12
ük y ü B ül Öd Konyalı Saat distribütörlüğündeki dünyaca ünlü saat markası Zenith, bir ödül almaya daha hak kazandı. Ses duvarını aşan ilk saat Zenith El Primero Stratos Flyback, Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülü’nde ‘Spor Saat Ödülü’ne layık görüldü.
S
aat yapımcılığı alanında mükemmeliyeti kutlayan Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülleri, sektördeki en iyi kreasyonları ve en önemli işletmecileri on beş dalda ödüllendirdi. Çeşitli kategorilerde 70 modelin yarıştığı, Cenevre Grand Théâtre’da gerçekleştirilen Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülleri, 15 Kasım’da düzenlenen tören ile sahiplerini buldu. Zenith’in öncü ruhunu ve geleneksel uzmanlıktaki mükemmeliyetini yansıtan El Primero Stratos, dünyanın en hassas otomatik kronograf makinesi olan El Primero donanımına sahip. Saat, kronograf fonksiyonunun dışında, Striking 10th donanımıyla da saniyenin onda birinin gösterimini kolaylaştırıyor. Özellikle havacılık alanında tercih edilen Flyback modu ise pilotların tek hareketle kronografı durdurmasına, sıfırlamasına ve yeniden başlatmasına olanak sağlıyor. Zenith elçisi Avusturyalı paraşütçü Felix Baumgartner, gerçekleştirdiği süpersonik serbest düşüş dünya rekorunu Zenith El Primero Stratos Flyback Striking 10th kronografı ile birlikte kırdı. Böylelikle ses duvarını aşan ilk saat Zenith, Büyük Ödül jürisi tarafından ‘Spor Saat’ kategorisinde ödüllendirildi.
VOIR PROFİL
İnanca İnanmak!
Bazı insanlar vardır ki; dünyayı değiştirmek üzere bir misyon üstlenmiştir adeta. Her hareketi, her fikri farklıdır. Bireysel düşünmeyi bilmez bu insanlar; onlar "BİZ" olmak için yaratılmışlardır. 13
VOIR PROFİL
Her görüşmemizde farklı bir kıvılcım ya da farklı bir ışık sezinledim Erdoğan Aşık'ta. İsgold'u devralan Erdoğan Bey eğitimiyle ve Avrupa görmüşlüğüyle kendi "Öz" ünden güzel bir sentez oluşturmuş. Ve işin iyi tarafı, ortaya çıkardığı bu sentezi de cesurca etrafına aktarıyor. Almak isteyenin çok şey öğreneceği ve hayatına uyumlayabileceği çokca nasihat ve bilgelik var onda. Ama daha da güzel yanı, sektörün böylesine vizyonel bakışlı isimlere sahip olması. Hayatında öyle acınası, "Vah vah" dedirten bir yanı yok Erdoğan Aşık'ın. Öyle de bir seçimi olmamış hiç... Güzel bir başlangıç yapmış aslında hayatına. Dokuz yaşında İsviçre'ye yerleşmeleri onun Avrupa'daki yaşamının başlangıcı olmuş. Eğitimini orada almış. 1984 senesinde babası Ramazan Aşık, temelli gelir yurda. Asıl mesleği elektrikçilik olan baba Aşık, 1989 yılında kuyumculuk yapmaya karar verir ve torununun adıyla, Miray Kuyumculuk olarak bir dükkân açar. İşte bu tarihten itibaren de kuyumculuk serüveni başlar Erdoğan Bey'in. O dönemlerde Türkiye ile İsviçre arasında mekik dokuyup durur Erdoğan Aşık... Ta ki 1997 senesinde memlekete tekrar yerleşene kadar.
14
Ülkeye gidip gelişleri esnasında, 18 yaşında aşık olduğu eşi ile 22 yaşında evlenir. Bir kız ve bir erkek çocuğu sahibi olur. Bununla ilgili ilginç bir de anısı var Erdoğan Bey'in: "Ben hep derdim ki, benim evleneceğim eş ailenin tek çocuğu olmalı. Sebebi de şu; benim annemin dokuz tane kardeşi var ve babam hep şikayet ederdi. Ben evlendiğimde şikayet etmeyeceğim derdim. Bir tane olsun, problemsiz olsun. Eşimle aramda bir yaş olsun, evlendiğimde de ilk çocuğum kız, ikincisi erkek olsun... Hakikaten de öyle oldu." Bir nevî her gurbetçimizin hikâyesi gibidir aslında onunki de... Yurt dışında çalışıp, ülkeye yatırım yapılmıştır. O günlerle ilgili şunları söylüyor: "İsviçre’de eğitim aldıktan sonra şunu gördüm ben. İsviçre’de büyüyemem; yani önemli noktalara gelemem. Benim yükseleceğim çizgi bellidir. Çünkü biz orada yabancıyız sonuçta. O zaman bu planların Türkiye’de yükseleceğini gördük. Hem çocukları Türk örf ve adetlerine göre büyütmek hem de Türkiye ile birlikte bir yerlere gelmek... Doğru yolda olduğumu düşünüyorum."
Türkiye'de yaşam... Türkiye'deki hayatına adapte olmaya çalışan Erdoğan Aşık 1999 senesinde, kuyumculuk sektöründe halen hizmet veren büyük bir rafineri şirketinde çalışmaya başlar. Orada çok güzel başarılar elde etmesine rağmen, şirketin yönetim kadrosunda yaşanan üzücü bir kayıp sonrasında işten ayrılır. Kendi yolculuğu da bununla birlikte başlamış olur. Erdoğan Aşık yurt dışında yaşamanın da verdiği etkiyle, ülkesine inanılmaz bağlı bir insan. Tam bir İstanbul aşığı olarak, 2011 yılında, İstanbul'dan gelen bir isim olan İsgold'u devralır. Artık vizyonuna bir adım daha yaklaşmıştır. Devraldığı şirketi, farklı fikirleri ve girişimleri sayesinde kısa zamanda belli yerlere getirir. Sürekli araştırarak, Türkiye adına bir şeyler yapmak için çabalamaktadır. Zaman içerisinde şirkete eşini, yurt dışında eğitim alan oğlu ve kızını da dahil ederek tam bir aile kurumu haline getirir İsgold'u. Aile ile çalışmanın faydalı olduğunu söyleyen Erdoğan Bey, " Bir kişi değil, dört kişi aynı rüyayı görüyoruz. Hepimiz de aynı hedefe kitlenmiş vaziyetteyiz. Bu büyük bir güç ve avantaj. Önemli olan İşi işte bırakmanız. Böyle yaptığınız sürece hiçbir sıkıntı yok. Biz şahsen öyle yapıyoruz. Evin kapısından içeri girdiğimiz anda iş biter." diyor. Her zaman demokratik bir yapı sergiliyor Erdoğan Aşık. Evinde de, işinde de aynı özeni göstermeye çalıştığını belirtiyor ve ekliyor: " Şimdi biz tatile bile gidecek olsak, otururuz dört kişi, hangi yer doğruysa, neresi kabul görürse, oraya gideriz. Çok demokratik yaşıyoruz, inanın... İnşallah onlar da kendi ailelerine böyle davranırlar."
İnanılmaz çalışmayı seven ve sürekli beyin fırtınası yapan biri O... Ancak liderliğin bile bencil bir tarafı olduğunu söyleyen Erdoğan Bey, bu sektörde yapacak birçok projenin ve yolun olduğunu, zamanla da kendileri gibi insanların köşelerinden çıkacağını söylüyor ve diyor ki: " Bir işaret lazım. Ben inanıyorum vizyonu çok geniş insanlar var bu Kapalı Çarşı'da. Ama herkes; 'ya ben çıksam ne olacak, ne yapacağım, neyi değiştireceğim?' diyor. Bu mantalitenin değişmesi biraz zaman alacak. Ama değişecek, inanıyorum. Tekrar söylüyorum; bir kişi tek başına bir şey yapamaz bu dünyada. Bir şey değiştiremez, taşları yerine oturtamaz. Ben hep derim; bir bayrak dikmek lazım. O bayrağı diktiğin zaman etrafında insanlar çoğalır zaten." Hani vizyon da biraz ütopik olmalı ya... Tam da Erdoğan Aşık'a yakışır cinsten. En büyük vizyonu,; altın rafinerisinde Avrupa'daki gibi bir sistem getirmek. Devletin de teşviğiyle bunun olabileceği kanaatinde. Erdoğan Bey; " Türkiye’deki ticaret mantığı çok farklı; bir Avrupalı gibi değil. Çünkü şöyle bir şey var; altın rafinericiliği veya madencilik, bunlar çok hassas noktalar. Türkiye’ye hala yabancı bir kelime ve bu sektörü tanımıyor, bilmiyor.Yeraltı madenlerini değerlendirme konusu hala yabancı firmaların elinde. Diğer ülkeler firmaların arkasında durduğu gibi Türkiye de firmaların arkasında dursa, yanılmıyorsam en az 3 - 4 tane köklü firma ortaya çıkar. Her zaman 'biz ne yapabiliriz?' diye soruyorum. Bizler yeni fikirleri ortaya koyup, yol açmalıyız. Bunu bugün İsgold olarak yapıyoruz. Ama devamı da gelecek, gelmeli de..." diyor İşte böylesine yüksek hedefleri var. Hepsini bir solukta heyecanla anlatıyor.
15
n
a d a m l o r enç fiki
G
Mükemmelliyetçi, ama geleneksel yapıdan gelen bir baba ile büyür Erdoğan Bey... Çocukluğuna baktığında tek duyduğu rahatsızlık, babası ile arkadaş gibi olamamaktır. Belki de sırf bu yüzden çocukları ile arkadaş olmayı seçer. Ama mükemmelliyetçiliği de devreder çocuklara... Onlara verdiği bir diğer öğüt de, verilen sözlerini zamanında tutmaları ve asla yalan söylememeleri. Genç nesili yetiştirmenin, doğru şekilde eğitmenin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Erdoğan Aşık: "Ben çocuklarıma ve etrafımda çalıştığım gençlere inanıyorum. Çünkü onlar da bana inanıyorlar. İnanç en önemli şey. Danışmaktan da çekinmem. Oğlum daha genç olmasına rağmen işin başına geçirdim ve yakında ben hiç karışmayacağım. Türkiye'de kurumsallaşma tam bilinmiyor ve babalar emekli olmuyor. Bu kadar hırslı olmaya gerek yok bence. Genç nesil, genç fikirler olmadan gelişme olmaz. Bunlar artık kendi vizyonlarını getirecekler. Yolu açın! Yolu açtıktan sonra onlar gelecekler. Heyecanlarını canlı tutmak gerekir gençlerin. O çocukların içindeki hazineyi çıkartmanız lazım. Yoksa çocuklar oyun oynarlar; pasif hayat yaşarlar yani. Atatürk o kadar güzel demiş ki; 'Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.' İşte ben de tam buna inanıyorum, böyle yapmaya ve davranmaya da çalışıyorum." İsgold'u genç nesile teslim etmiş vaziyette Erdoğan Bey. Hatta yeni projelerini büyütüp geliştiren de başta oğlu Erdem'in bulunduğu, çok genç bir ekip. 16
Gelişme o
lmaz!
Her şeyin başı iyi niyetle istemektir İster istemez etkileniyor insan. Etkilenmemek ne mümkün... Erdoğan Bey bir konuşuyor ki, her bir kelimesinden ders çıkarıyorsunuz. Uzun zamandır içsel yolculuğuna da çıkarak, bambaşka boyutlara da ulaşmış. Asıl meselenin ne işte, ne de özelde, art niyet düşünmeden, iyi niyetten geçtiğini belirtiyor. Arınmak ve kendini soyutlamak için bir zamanlar meditasyon da yapan Erdoğan Aşık; "Şimdi şöyle bir şey var. Meditasyon için eğitim aldığım kitabın sonunda ne yazıyordu biliyor musunuz? 'Bundan sonrasını Kur'an-ı Kerim’de okuyunuz!' Ondan sonra artık bıraktım ben de. Kendi bilgim şudur ki; öncelikle inanmanız gerekiyor." diyor ve ekliyor: "En büyük dua nedir biliyor musunuz? Şükür... Dünyada da böyledir. Hıristiyanlık'ta, Yahudilik'te, Müslümanlıkta... En büyük dua şükürdür. Ama çoğu kişi yapmıyor bunu. Bazen öyle uç noktalara dalıyorum ki, dünya bitiyor . Şimdi dünyanın her yerinde bizim gibi düşünen, dünyayı değiştirmeye pozitif bakan çok insan var. Bunlar hep halkadır; böyleydi, dağınıktı. Bunlar bir gün gelecektir ki, birbirinden haberdar olacaktır. Ondan sonra bir güç oluşacaktır. Ama bir tek bilemediğimiz şey ne biliyor musunuz? Zaman! " İtiraf etmeliyim ki, çok doğru bir yaklaşım. İşte böylesine evrensel bakan, etrafına üstlendiği misyonunu doğru bir biçimde anlatmaya ve eğitmeye çalışan, ruhani boyutu özümsemiş bir Adem oğlu Erdoğan Aşık... Son sözü yine onun felsefi bakış açısıyla söylediği bir söz ile noktalamak istiyorum: " Birbirinizle kavga edeceğinize anlaşın! "
Tecrübenin Sentezinden Yeni Bir Markaya Yeni oluşumlar, yeni markalar kuşkusuz sektöre yeni bir soluk getiriyor. İnsan ve hizmet odaklı, sektörün tecrübeli personellerini biraraya toplayan bir marka daha oluştu: Orobella ve Altın Fabrikası... Merak edenler için CEO Mehmet Akyürek sorularımızı cevapladı.
Orobella markası ve Altın Fabrikası ile yepyeni bir firma olarak sektörde hizmet vermeye başladınız. Kuruluş sürecinizi anlatır mısınız?
Bizim kuruluş sürecimiz o kadar ince detaylarla şekillenmiş ve başarılı yürütülen bir stratejiye dayanıyor ki, yıllar sonra bunu bir kitap içerisinde yayımlamayı planlıyorum. Orobella aslında hem acı bir ayrılığın hem de güzel bir birlikteliğin ürünü olarak şekillendi. 2010 -2012 yılları arasında başka bir marka altında yıldız gibi parlayan ve büyük bir ivme ile yükselen, ama 2013 ortalarında yöneticilik kitaplarında yer bulup literatüre girmesi gereken ölçüde inanılmaz bir yönetim hatası yüzünden dağılan bir ekibin, tekrar bir araya gelip, teknolojinin en son ürettiği makine ve ekipmanlarla donatılmış bir Altın Fabrikasında yeniden imalata başlaması ile ortaya çıkmış bir markadır Orobella... Eski çalışma arkadaşlarımız ve uzun süre birlikte çalışma şansı bulduğumuz müşterilerimiz, bahsi geçen yıllarda çok beğenilen satış ve hizmet politikasının devam ettirilebilmesi için bana cesaret vererek sevgi ve hizmet temeline oturtulmuş
20
bir fabrika kurmamı istediler. İşte Orobella ve Altın Fabrikası çalışma arkadaşlarımız ve müşterilerimizle birlikte ortaya çıkardığımız yepyeni bir oluşum. 3 aylık yoğun bir fizibilite, maliyet çalışması, üretim simülasyonu, yepyeni bir ERP yazılımı ile birlikte çok güzel bir alyans fabrikası kasım ayı itibarı ile faaliyete başladı. Kuyumcukent'teki fabrikamızın kuruluş aşamalarını görmenizi isterdim. Su tesisatından, döşemelere kadar her şeyi çalışma arkadaşlarımızla birlikte, gerek geceleri gerekse hafta sonları çalışarak yaptık. Çevre esnaf gözlerinin önünde şekillenen fabrikamızın oluşumunda bize bir taraftan moral bir taraftan da fikir desteği verdi. Müşterilerimizin sık sık arayarak "Ne zaman faaliyete geçiyorsunuz,? Acele edin siparişlerimizi istiyoruz", sözleri ise bize müthiş bir heyecan aşıladı. 42 yaşındayım ve öğretmenlik dahil birçok iş yaptım; Tübitak için projeler hazırladım. Ama çalışanından müşterisine kadar uzun bir zincirle hayat bulan bu gibi bir takım çalışmasını bugüne kadar hiç görmedim. Bize böyle bir desteği veren müşterilerimizle o kadar istekli ve hevesliyiz ki, bize adeta iş dayanmıyor diyebilirim.
Ürün grubunuzdan bahseder misiniz?
Bizim ürün grubumuzu şekillendiren ana unsur piyasadaki talep durumudur. Satış ekiplerimiz Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki taleplere göre şekillenen modelleri her hafta Cuma ve Cumartesi günü biraraya gelip yaptıkları toplantıda değerlendirir ve ortaya çıkan neticeyi Altın Fabrikamızla paylaşarak en uygun modelleri oluştururlar. Modellerimizi genellikle kuyumcu mağazalarının en hızlı satabileceği, hafif ama albenisi çok olan çalışmaların arasından seçeriz. Bizim tavsiye ettiğimiz her model kuyumcu müşterilerimizce tereddütsüz sipariş edilir. Zira senelerdir bu konuda yanılmadığımızı kendileri de yaşayarak görmüşlerdir. Sektörel farklılığınız ya da yeniliğiniz var mı?
Farklarımız saymakla bitmez. Ama esas farklı olan bizim insanı ve insani özellikleri ürünümüze katmamızdır. Alyans mutluluktur. Mutluluğu da ancak mutlu çalışanlar üretebilir. Hizmet ise ancak işinin ehli, egolarını yenmiş, bildiğini bilen, bilmediğini ise medenice kabul edebilen insanların çalışmaları ile yapılabilir. Fabrika çalışanlarımız konularında hep uzman, en ufak şahsi ego taşımayan arkadaşlarımızdır. Orobella, ucuz sigortasız çocuk işçinin çalıştığı bir yer değil, bilakis yaşını tecrübesini edinerek büyütmüş yetişkin ustaların çalıştığı bir Altın Fabrikasıdır. Orobella’da işinin ehli insanlar çalışır, ülkemizde sık görüldüğü üzere tanıdıklara iş kapısı olsun diye gereksiz personele yer verilmez. İlgili noktalarda bilgisi ve tecrübesi ile ön plana çıkmış kişiler çalışır. Orobella’da her daim huzur vardır. Madeni eriten ocak ustamızdan, cila bölümünde son dokunuşları yapan cila ustamıza kadar tüm arkadaşlar, en
az 25 senelik tecrübeye sahipler. Pazarlamadaki arkadaşlarımız imalattan gelme, tüm üretim süreçlerini ve madeni çok iyi tanıyan kişilerdir. Lider konumunda ise üst düzey yöneticilere, üniversite öğrencilerine hocalık yapmış, 8 senesini dünyanın en büyük altın fabrikalarından birinde olmak üzere, 15 sene altın sektöründe yöneticilik tecrübesi bulunan ben varım. İnsanlarla doğru iletişim kurabilme, bu iletişimi ustaların elinde şekillenen ürünleri yerinde müşteriye sunarak fiziksel boyuta taşıma anlamında bizim birlikte oluşturduğumuz bu yapı hem kuruluş süreci hem de oluşumuna sebep olan etkenler anlamında bu sektörde daha önce yaşanmamışları biraraya getirdi. Bu felsefi farklılık, imalat ve satışta, ürün kalitesinde ve hizmette kendini ortaya koymaya başladı bile. Örneğin 2014 Mart ayından itibaren müşterilerimiz siparişlerinin hangi aşamada olduğunu internetten resimleri ile takip edebilecekler, atölyemize 3G ile android ve IOS tablet veya fibernet
üzerinden bağlanıp hem imalatı görecek hem de ustalarımızla direkt görüşebilecekler, isteklerini tarif edip kendilerine özel yeni modeller yaptırabilecekler. Yani açıkça bildiriyoruz ki, perakende kuyumcu dükkanlarının sahiplerinin birçoğunun hayalinde olan “bir atölyeye sahip olma” duygusunu tüm müşterilerimize yaşatmak istiyoruz ve Altın Fabrikamızı onların atölyesi konumuna getireceğiz diyoruz. Üzerinde Çalıştığımız yeni elişi ürünlerde ise, bu ürünleri satın alacak son kullanıcıya hayatları boyunca saklayacakları güzel bir hatıra sunacağız. Patentini alana kadar bizde saklı kalmasını istediğimiz bu hizmeti yakında açıklayacağız. Ama daha bitmedi… Orobella’da Altın sektöründe ilk defa yapılan bir uygulama ile sürekli olarak bağımsız ayar evi kontrolü vardır. Efe ayar evi laboratuarı ile yapılan anlaşma ile, ilgili kimya mühendisi arkadaşlarımız habersizce Altın Fabrikamıza gelip istedikleri noktadan numune alır ve haftalık yurt içi ekspertiz raporu düzenlerler. Sonuç ne çıkarsa çıksın müşterilerimize her zaman açık olan bu raporlarla, hem kendi iç denetimimizi yapıp hem de müşterilerimizin haklarını korumuş oluyoruz. Anlaşmamız gereği laboratuvar yetkililerinin yaptığı denetimlere ben dahil, hiçbir çalışanımızın müdahale yetkisi yoktur.
2014'te pazarlama anlamında ne gibi planlarınız var? Yeni yıl hedefleriniz nelerdir?
Bir süredir proje olarak çalıştığımız uzak pazarlama ağımızın temellerini 2014 yılında atacağız. Uzak pazarlama ağı, Altın Fabrikamızı oldukça uzak yerlere sanki çok yakındaymış gibi hizmet verecek şekle getirmek anlamına geliyor. Bunun nasıl olacağı konusundaki temel yaklaşımımız çok farklı. Bu sebeple bunu ancak başlattıktan sonra yeni bir sohbetimizde detaylandırmak istiyorum. Yurtdışı ve yurtiçi fuarlarına katılımınız olacak mı? Varsa hangileri?
Mart ayındaki İstanbul Jewelry Show’da müşterilerimizle birlikte olmayı planladık. İnşallah yepyeni modeller ve Orobella&Altın Fabrikası farkı ile, güzel promosyonlarla fuardaki yerimizi alacağız. 21
VOIR HABER
Sektör Gelişim Toplantılarına Devam KİAŞ, Mücevher Üretim Tasarım İhracat ve Sanayicileri (MÜTİSAD) Derneği ile ortak olarak sektörel bir faaliyeti 10 Aralık 2013 Salı günü AVM Konferans Salonunda sektörden önemli isimlerin de katılımı eşliğinde gerçekleştirdi. Kuyumculukta markalaşmanın önemi, mücevher üretiminde Ar-Ge ve inovasyonun önemi, KOBİ & Kümelenme çalışmaları, Ekonomi Bakanlığı’nın ihracat destekleri ve Altın Bankacılığı gibi konuların görüşüldüğü toplantıya konuşmacı olarak Turizm ve Sağlık Eski Bakanı ve TÜDEP YİK Başkanı Sn. Bülent Akarcalı, TÜDEP Y.K. Başkanı Sn. Murat Yetişgin, Vezir Danışmanlık'tan Sn. Prof. Dr. Murat Kasımoğlu, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığın'dan Sn. Mesut Uğur, Ekonomi Bakanlığın'dan Sn. Emrah Sazak, İTİCÜ’den Sn. Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu ve KOSGEB İstanbul Haliç Hizmet Merkezi Müdürü Sn. Dr. Adem Tuncer ve KOBİ Uzmanı Sn. Musa Volkan Akdeniz ve Denizbank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Sn. Cem Turgut Gelgör gibi önemli isimler katıldı. Konuları ile ilgili bilgilendirmeler yaparak gelen soruları yanıtlayan konuşmacılar, KİAŞ’a sektöre verdiği destekler için takdir ve teşekkürlerini de ilettiler. Kuyumcukent İşletme A.Ş.’nin sektörün gelişmesi adına yürüttüğü
çalışmalar
kapsamında
MÜTİSAD
ile
beraber
organ-
ize ettiği bu son toplantıda, sektör sorunlarının çözülmesi, ihracatların arttırılması yönünde sektör mensupları ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevher Mühendisliği öğrencilerinin görüşleri de değerlendirilerek sektör için gerekli yol haritaları çıkartıldı.
Açılış konuşmasını yapan KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve
Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu sözlerinin başında geçmişte sektöre büyük katkı sağlayan ve ebediyete intikal etmiş insanları yad edip, sektörün gelişimi ve desteklenmesi adına yapılan bu tür akademik çalışmalara son derece önem verildiğe değinerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Kuyum sektörünün dünyadaki en büyük tesisi olan Kuyumcukent’in gelişerek hak ettiği yere gelmesi amacıyla 6 ay önce yönetime gelişimizle beraber ciddi adımlar atarak gözle görülür ilerlemeler kaydettik. 1000’in üzerinde üretim yapan kuyum firmasının aynı çatı altında bulunduğu Kuyumcukent tesisi Ortadoğu’nun en büyük entegre altın, gümüş ve mücevher üretim ve ticaret merkezidir. Sektör adına bu denli önem taşıyan dev kompleksin sektöre değer katarak, yön vermesi gerektiği inancındayız. Bu düşünceler kapsamında, yönetim olarak sektör gelişim toplantılarının önemine ve ihtiyacına son derece inanıyor, elimizden gelen tüm desteği sağlıyoruz.”
22
BİLEZİKTE REKABET ŞART
Bilezik konusunda branşlaşmayı tercih eden ve bu bağlamda yoluna uzun yıllardır devam eden Söz Kuyumculuk hakkında firma sahibi Selahattin Özgül ile konuştuk. Sizi sizden dinleyelim en başta.
Söz Kuyumculuk'u dünden bugüne değerlendirir misiniz?
1954 Makedonya doğumluyum. 1960 senesinde İstanbul’a geldik. Babam doktordu... İlkokulu bitirdikten sonra iş hayatına başladım. Babam ısrarla benim okumamı istedi ama ben iş hayatını tercih ettim. 1967 senesinde sektöre adım attım. Halen ailemle birlikte çalışıyorum.
Evet, Harekat döneminde yaptım. Ama biz Sivas’taydık. Sonra oradan Sarıkamış’a gönderdiler. Sarıkamış’ta bir müddet kaldıktan sonra Kıbrıs’a gönderdiler.
İlk dönemlerde fantezi bilezikle uğraştık. Saç ördük, sepet ördük... El işiydi hepsi. Bir dönem sıralı bilezikler vardı. Sonrasında taşlı bilezikler... Daha sonra tel bileziğe döndük. Biz bu işe başladığımızda yapmış olduğumuz işin 10'da 9'u burmaydı. 2'li burma, 3'lü burma, gerisi üç köşeydi, kibrit çöpüydü. Şimdi bu tam tersine döndü. Bugün kendi tasarımcılarımız var. Çünkü kendi bünyenizde olmayıp dışarıdan olduğunda da randıman alamıyorsunuz. Bugün bu çıkmışsa yarın bir benzeri vardır. Ama kendi bünyemizde olduğu için sürekli görüyorlar, farklı şeyler ortaya çıkıyor. 2014 senesinde daha iyi olacağına inanıyorum.
Zordu değil mi o dönem?
Her ayar mı sadece 22 ayar mı?
Bildiğimiz kadarıyla siz de Kıbrıs Barış Harekatı Dönemi'nde askerlik yapmışsınız.
E tabi zordu. Bir sürü eksiklikler vardı, bir sürü sıkıntı vardı. Lefkoşa’da cephede kaldık. Mevzilerde kaldık. Akşam gidiyorduk, 1 hafta 15 gün kalıyorduk. Tekrar geriye geliyorduk. Zaten dükkânımı da asker dönüşü, 1976'da açtım. O günlerden bugünlere kadar geldik. 28
Sadece 22 ayar. Sektörde branşlaşmış firmalar var, kimi sadece yüzük kimi sadece bilezik üretiyor. Bir grup da çeşitli takılar üretiyor; ürün yelpazesi daha geniş. Sizce peki hangisi daha verimli? Çeşit üretmeyi düşünür müsünüz?
Bilezikten başka bir ürünü biz hiç denemedik. Çünkü, tamamen farklı kulvarlar onlar. Dizaynı olsun, altyapısı olsun, çok farklı... Biz bilezikte branşlaşmayı daha doğru bulduk. 1978-79 senesinde İzmir’e gittiğim zaman vitrinlerde 14 ayar diye bir şey yoktu; sadece 22-24 ayar vardı. Ben o zamanlar yapmış olduğum fantezi bilezikleri çantaya koyar, satardım. Takı tamamen artık modernleşti. Türkiye’den ve Arap ülkelerinden başka bilezik kullanan yok. Farklı ürünler yapmak adına bir ara taşlı bilezik de yaptık; ama maalesef beklediğimiz verimi alamadık. 22 ayar takı olarak düşünülmüyor zaten. Yatırımlık olarak bakılıyor bu ürünlere. Peki Türkiye piyasasına baktığımız zaman bilezik üreticilerinde çoğalma görüyoruz, daha doğrusu evliliğe yönelik ürünlerde çoğalma görüyoruz. Hele ki 22 ayar bilezikte rekabet artmaya başladı. Ne düşünüyorsunuz?
Zaten bilezik ürettiğiniz zaman rekabet etmezseniz ciddi rakamlara ulaşamazsınız, büyüyemezsiniz. Yeni gelen arkadaşlar rekabet yapmaya çalışıyorlar. Rekabet yapacaksanız, ürünün kalitesiyle rekabet yapın. Biz hep bunu söylüyoruz. Yani fiyatı ben aşağı çekeyim de müşteri kapayım düşüncesinden uzak durmalılar. Tüketicilerimiz de ucuz olsun nasıl olursa olsun dememeli. Dergimizi okuyan pek çok nihai tüketici de var. 22 ayar bilezikte nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
22 ayarda tamamen kuyumcularına güvenmeleri lazım. Artık 22 ayar ciddi anlamda bir marka oldu. 22 ayar dediğin zaman 21 ya da 21,5 ayar değildir; o 22 ayardır. 22 ayar hacim olarak çok iyi yerlerde şuan. Bizim zamanımızda Anadolu’da üretim yoktu; bir tek İstanbul’da vardı. Her şeyin başı İstanbul... Bilezikte tüketici için güven şart.
Mesleki olarak hiç unutamadığınız bir anınız ya da bir kırılma noktanız var mı?
Ecevit döneminde kuyumcular aldığı kararla satış yapmadılar. Ben de o dönem dükkânı kapatmıştım. Küçük bir kasam, 3-5 param vardı. Her akşam eve geç gidiyorduk. Bekârız tabi. Rahmetli babam aldı beni karşısına "Oğlum ne bu halin?" dedi. Baba dedim ben işimi çok seviyorum; ama böyle olmuyor. Dükkânı da şu anda kapattık; bırakıyorum bu işi. Et tanzimi satışında işe başlayacağım. O zamanlarda et tanzimi satışları vardı. Dükkânı kapatmak için geldim. Karşımda Allah rahmet eylesin İzmir’den Şakir Sözgür var. O dönem İzmir Kuyumcular Derneği Başkanı ve Göztepe Spor Kulübü Başkanlığı'nı yapıyordu. Göztepespor'un o zamanlar UEFA kupa başarıları var. Yanıma geldi Selahattin Bey; "Şu altınları al, bana da şunları yap." dedi. Ben dedim şu ürünleri bitireyim ondan sonra. Belediye’ye gideceğim ya çalışmaya. Onlar bitti; sonra çarşıdan bir teklif daha geldi. Derken arkası kesilmedi. Sektörde kaldık işte. Yoksa kapatıyordum... Pazarınız da nereler var?
Çanakkale, Bandırma, Bursa, Kütahya, Kastamonu... Yani kısaca Türkiye geneli. Ancak, daha yeni olarak da yurtdışına açılma durumumuz var. Bir arkadaşımız vasıtasıyla Kanada'ya ürün hazırlıyoruz şu aralar. Bundan sonra da devamı gelir diye düşünüyorum. 29
Yeni Aday Sektörü Daha İleriye Taşımaya Kararlı Sektörümüzün deneyimli ismi, imalattan ihracata, toptan satıştan perakendeye kadar birçok farklı alanda tecrübe sahibi İşadamı Hasan Gülaçtı, İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlığın'a aday olduğunu açıkladı.
Sektörümüzde 20 yıldan bu yana çeşitli ticari faaliyetlerde bulunan ve birçok zaman İKO Yönetim Kurulun'un fikrine başvurduğu deneyimli isim Hasan Gülaçtı, sektörü bir adım daha ileri taşımak için bayrağı devralmaya hazır olduğunu söyledi. Mevcut yönetimin başarılı çalışmalar ortaya koyduğunu ifade eden Gülaçtı, İKO’nun sektörün en önemli kurumlarından biri olduğunu ve etkin projelerle, akılcı hamlelerle sektör menfaatlerinin korunacağı işlere imza atmak istediğini ifade etti. Bu sektörden önemli kazanımlar elde ettiğini ve bu sektöre olan vefa borcunu hizmet sunarak ödemeyi arzu ettiğini belirten Başkan Adayı Gülaçtı; “Mevcut yönetimle birçok istişarelerde bulundum. Sektörün sorunlarını ve bunların çözüm yollarını çok iyi biliyorum. Sektörü o, bu, şu demeden bir bütün olarak ele alacak ve uluslararası arenada Türk kuyumculuğunun daha üretken ve verimli çalışmalar ortaya koyması için çaba sarf edeceğim.” diye konuştu. Sektörümüzün ÖTV kamburundan kurtulmak üzere olmasının çok önemli bir sonuç olduğunu kaydeden Gülaçtı, sektörde özellikle katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin çok önemli olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “ Sektörümüzü gerek iç piyasada gerekse dış piyasada ileriye taşıyacak olan temel faktör özgün, planlı, rasyonel üretim anlayışıdır. Bugünü veya yarını kurtaracak ürün ortaya koymaktan ziyade, daha uzun vadeli kazanımlar elde edeceğimiz tasarımlara konsantre olmalıyız. Yeni model yaratma, yeni teknolojileri etkin bir şekilde kullanma konusunda sektörümüzün daha canlı bir performans ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Tabi ki daha birçok konu var çözümlenmesi 30
gereken. Tek tek tüm konulara eğilmeyi planlıyoruz. Bankalar konusu var. Bu konuda açılan davalar var. Bu davaların titizlikle takibi gerekiyor. Bankalar başka bir sektörün iş bölümüne girmemelidir. Biz gereken konularda etkin projeler geliştirerek devletin çeşitli kurumlarının dikkatini çekecek hareketler içinde olacağız.” Çok yakında yönetim kurulu üyelerini açıklayacağını kaydeden Hasan Gülaçtı, sektörü oluşturan her kesimi temsil eden, dengeli ve adil bir yönetim kurulu oluşturacağını, tüm mesaisini bu önemli göreve ayırmaya hazır olduğunu ve kuyum camiasından herkesin desteğine ihtiyacı olduğunu da sözlerine ekledi.
Dalgalanmalara Dikkat! ALB Menkul, sektöre yatırım konusunda yön veren ve işinin ehli insanları tek çatı altında toplamayı başarmış bir firma. Kapalıçarşı Şubesinden Pazarlama Yetkilisi Şirin Sarı ile ALB ve 2013/2014 yılı değerlendirmesi ve öngörülerini aldık... Öncelikle ALB Menkul sektörümüze ne gibi hizmetler veriyor, bunu öğrenebilir miyiz?
ALB Menkul Değerler, portföy yönetimi, finansal piyasalardaki hisse senedi alım satım (BIST), Türev araçlar alım satım (VİOP) ve Kaldıraçlı piyasalar dediğimiz Forex piyasasında Sermaye Piyasası kurulundan (SPK) almış olduğu yetki belgeleri nezdinde hizmet vermektedir. Müşterilerine farklı ve yeni ürünleri sunmanın yanı sıra dünya finansal piyasaları ile eşgüdümlü hareket etme şansı veren ALB Menkul, konusunda uzman ve yetkin personeli ile de piyasanın ilkleri arasında yer almayı hedeflemektedir. 5 gün 24 saat yatırımcıların hizmetinde çalışan şirketimiz, tüm işlemlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesiyle hareket etmektedir.
Kuyumculuk sektörünün ham maddesi olan altın ons fiyatlarının 2011 Ağustos ayında 1920$ seviyelerine kadar yükselişinin ardından 2013 Haziran ayında 1180$ seviyelerine kadar gerilemesi sektörde ciddi bir bunalım yarattı. 2008 krizinden önceki senelerde günlük olarak 5$’lık düşüş ya da yükselişler sektörü hareketlendirirken geldiğimiz noktada gün içindeki neredeyse 100$’lık değişimler sektörün elini kolunu bağlar durumdadır. İşte tam bu noktada risk yönetimi (Hedging) sektörün imdadına yetişiyor. Kısaca bahsetmek gerekirse hedging, Altın,Dolar ve Euro’daki fiyat değişimlerinden zarar görmemek adına hatta sermayemizi olası dalgalanmalardan korumak adına tüm dünyanın kullandığı korunma aracıdır. ALB Menkul, bu konuda profesyonel hizmet ve destek sağlamaktadır. Bildiğimiz kadarıyla bu bilinci artırma yolunda da çalışmalarınız var bahseder misiniz?
Tüm Türkiye genelinde kuyumculuk sektörünü bilinçlendirmek adına eğitim ve seminerlerimiz devam ediyor. Bu noktada riskten korunmanın önemini bir kez daha vurgulamakla birlikte konu hakkında bilgi almak isteyen sektör temsilcilerinin ALB Menkul ile iletişime geçmelerini tavsiye ederiz. Önce bu yılı değerlendirmenizi isteyeceğim. Nedir durum?
Kuyumculuk sektörünü piyasalar çok yakından ilgilendiriyor kuşkusuz. Sizce ne kadar bilinçliyiz bu konuda?
32
Altın 10 yıllık bir aradan sonra 2013 yılını düşüş ile kapatacak. Özellikle altın fiyatlarının bu denle düşüşünde sektörde kayıp ile kazancın yan yana durduğunu görmekteyiz. Ons fiyatlarındaki dengesizliklerin yanı sıra içeride TL’nin yaklaşık %16 değer kaybı sektördeki belirsizliği bir kat daha arttırdı. Amerika Merkez Bankası’nın (FED) 2013 yılının son ayında tahvil alım programının azaltılıp azaltılmayacağı
sorusu henüz cevap bulamamışken yılın son ayının pas geçilmesi 2014 yılını daha önemli kılıyor. Peki 2014 için öngörüleriniz nedir? Sürpriz bir gelişme bekleniyor mu?
Ekonomik anlamda belirsizlikler içerisinde bitireceğimiz 2013 yılı, bizi daha zor bir yılın beklediğinin sinyallerini veriyor. ABD tarafından gelebilecek açıklamalara odaklanırken büyüme ve faiz arasında gidip gelen dünya ekonomisinde yeni yılda faiz hadleri ön planda olacaktır. Bu belirsizlikler ile fiyat dalgalanmalarının boyunun artacağını bekleyebiliriz. Yine bu güvensiz ortamda altını konuşmaya devam edeceğiz tabi ki... Tavsiyemiz, enerjimizi fiyat dalgalanmaları ile mücadele etmek yerine riskten korunmaya harcamamız daha doğru olacaktır.
Büyüme Sinyali Afyon, Uşak, Aydın başta olmak üzere Ege Bölgesi’nde faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Barış Özkocaman ve Adem Çeltik, önümüzdeki yıllarda farklı bölgelerde atılım yapacaklarını söyledi.
K
uyum ve mücevherat sektörü, son dönemde hızlı bir yarışın içinde. Yeni ürün ve tasarımlar, sektörün inovasyon ajandasında ilk sırada. Sadece tasarım değil, yeni oyuncular da rekabet çıtasını zorluyor. Adını Yunan mitolojisinden alan Couia Diamond da sektörün genç oyuncularından. Afyon, Uşak, Aydın başta olmak üzere Ege Bölgesi’nde faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Barış Özkocaman, ürün gamlarının 14 ayar takı, pırlanta ve değerli mücevherden oluştuğunu söyledi. Önümüzdeki yıllarda farklı bölgelerde de atılım yapacaklarına değinen Özkocaman; “ Firmamız kurulalı iki yıl oldu ama sektörde yaklaşık 10 yıllık deneyimimiz var. Oluşan şartlardan dolayı kendi işimizi kurmaya karar verdik. Büyüme planlarımızda yeni projelerimiz bulunuyor. İnsan kaynağına yönelik projeler ve sosyal sorumluluk kapsamında çalışmalar yürütmek istiyoruz.” diye konuştu. Ürünlerimizle farklılaşacağız Mücevher tasarımlarını eşinin gerçekleştirdiğini hatırlatan Adem Çeltik, sektörde yaptıkları ürünleriyle farklılaşmak istediklerini belirtti. Gelecek vizyonlarında kurumsallaşmak istediklerine değinerek; “ Yönümüz hep ileri gitmek. Kurumsallaşmayı planlıyoruz ama ilk amacımız daha fazla istihdam yaratmak.” dedi. Sonrasında sözlerine, mevcut müşterileriyle toptan çalıştıklarını da ekledi.
36
37
2013'E
GENEL BAKIŞ 2013 Yılını geride bırakmaya günler kala, sektörün önde gelen marka ve isimlerinden açıklamalar geldi. Geçen yıla sektörel bir bakış, bir değerlendirme olarak sunuyoruz...
Unutulmaz Bir Yıl Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın, 2013 yılının genel değerlendirmesini yaptığı açıklamasında; bu yılda Nadir Metal adına çok olumlu gelişmelerin ortaya konduğunu, elde edilen başarıların ardından 2013 yılının şirket tarihinde unutulmaz bir yer edindiğini ifade etti.
38
Ülkemizin en önemli altın rafineri markalarında biri olan Nadir Metal; birçok başarıyı elde ettiği 2013 yılından, mutlu hatıralar ile ayrılıyor. 2 yeni şube açan, yurtdışındaki şubelerine İtalya’yı ekleyen, ISO 500 listesinde 19’unculuğa yerleşen, Türkiye’nin en hızlı büyüyen firmalarından biri olan ve işlem hacmini bir önceki yıla göre arttıran Nadir Metal; 2014 yılını büyük bir özgüven ile karşılamaya hazırlanıyor. 2013 yılının en önemli kayda değer gelişmelerinden birinin de yatırım altınına olan ilginin tavan yapması olarak nitelendiren Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın; “Darphanenin yıl içinde altın talebine karşılık verememesi ve yaşadığı grev sıkıntısı, sarrafiye altının işçilik fiyatını tarihte görülmemiş bir düzeye çıkardı. Bunun karşılığında hesabını titizlikle yapan vatandaşlarımız yatırım altınının avantajlarını ve düşük işçilik ücretini keşfetmiş oldu. 2010 yılından buyana popülerliği artan yatırım altını en parlak dönemini yaşadı” diye konuştu. Bu yıl yatırım altınının kullanım alanını gittikçe geliştirdiklerini de belirten Yakın; düğünlerden doğum gününe, şirket kutlamalarından ödül törenlerine, promosyon kampanyalarından kurum tanıtımlarına kadar çok farklı alanlarda yatırım altının değişen formlarıyla geniş kitlelerin kullanımına sunulduğunu söyledi. 2014 yılında gram altının yeni ve farklı formlarla tüketiciyle buluşmaya devam edeceğini kaydeden Yakın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altın üzerine her türlü motif ve resmi kalıplayabilme teknolojisine sahibiz. Bu sayede her talebi karşılayabilme becerisine de sahip durumda oluyoruz. Bu da ufkumuzu açıyor. Yatırımlık veya hediyelik altın için daha pekçok yeniliği tüketiciye sunma hevesimizi canlı tutuyor". Burak Yakın; Nadir Metal’in 2013 yılında iki İstanbul fuarını başarıyla tamamladığını ve sektörün çeşitli organizasyonlarına sponsor olarak destek sunduklarını ve sektör menfaatleri için gelecekte de desteklerinin artarak devam edeceğini sözlerine ekledi.
Yüzde 119’luk Kâr Kuyumculuk sektörünün en seçkin firmalarından Karakaş Atlantis, üçüncü çeyrek rakamlarını açıkladı. Ortaya çıkan sonuçlar Atlantis’in doğru adımlarla nasıl doğru bir büyümeyi yakaladığının net göstergesi oldu. Karakaş Atlantis bir önceki yılın (2012) ilk dokuz ayına göre tüm verilerde ciddi büyüme sağladı. Türk ekonomisine önemli katkılarda bulanan mücevher sektörünün önemli oyuncularından biri olan Karakaş Atlantis ilk dokuz ayda 637.011.944 TL ciro elde ederek adeta bir rekora imza attı. 2013 yılının tamamında 700.000.000 TL ciro hedefleyen şirket, bu hedefinin yüzde 91’ine ilk dokuz ayda ulaşmış oldu. Geçen yılın (2012) aynı döneminde (ilk dokuz ay) 312.902.685 TL’lik ciro yapan şirket, geçen yılın aynı dönemine göre de satış performansını yaklaşık yüzde 104 artırmış oldu. Karakaş Atlantis’in geçen yılın (2012) aynı döneminde (ilk dokuz ayında) 18,4 milyon Dolar gerçekleşen ihracatı, 2013 yılının ilk dokuz ayında yüzde 98,4 artarak 36,5 milyon Dolara yükseldi. Yine geçen yılın ilk dokuz aylık döneminde 4.536.601 TL olan net faaliyet kârı yaklaşık yüzde 119 artarak 9.913.914 TL’ye ulaştı. Karakaş Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bir önceki dönem, yine tüm kalemlerimizde ciddi büyümeler gerçekleştirmemize rağmen ani kur değişimlerinden dolayı olumsuz etkilenmiştik. Geçen dönem de hemen hemen tüm kalemlerimizde ciddi artışlar ve büyümeler göstermemize rağmen, ikinci çeyrek sonu (30 Haziran 2013) itibariyle altının son zamanlardaki dip fiyatlarının birinden (74,95 TL den) bilançomuzu kapatmak zorunda kaldık. Bu da bizim için kurdan kaynaklanan suni bir zarar ortaya çıkardı. Ama bu dönem, hemen hemen tüm kalemlerimizdeki çarpıcı büyümelerle ve altın fiyatlarındaki üçüncü çeyrek sonu (30 Eylül 2013) hafif toparlanma sebebiyle bir önceki dönemi telafi etmiş durumdayız. Aslında bu zamana kadar yatırımcılık anlamında kuyumculuk sektöründe halka açık tek firma olmanın, önümüzde sadece kuyumculuk sektörüyle ilgili örnek halka açık bir firma olmamasının zorluklarını yaşadık. Fakat artık halka açıldığımız dönemden bu zamana kadar birçok şeyi deneyimledik ve öğrendik. Bundan sonra yatırımcılarımızla da çok daha iyi ve sağlıklı iletişim kurarak onların da memnuniyet düzeylerini artırmak düşüncesindeyiz. 2013 hedeflerimizin çok büyük bir kısmını geçmiş, çok az bir kısmında da çok yaklaşmış durumdayız. 2014 yılı için hedeflerimizi de belirleme aşamasındayız, 2014 ‘te de her alanda önemli adımlar atmak istiyoruz. Bilhassa, yeni ihracat alanları, pırlanta üretimi, 14 ayar takı üretimi, franchise sistemi, sosyal sorumluluk projeleri ve marka yönetimi ile ilgili yeni projelerimizi yapılandırma aşamasındayız. Bunların hepsini 2014 hedeflerimiz içerisine almayı planlıyoruz. 2014’te de, yıllardır devam eden
artış ivmemizi bu belirtmiş olduğumuz daha çok alana taşıma gayretinde olacağız. Başarımızda katkısı olan müşterilerimize, çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, hissedarlarımıza ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ederiz".
3 Ay Geri Kalan 9 Ayı İstatistiki Olarak Kurtardı Yılın son günlerini yaşadığımız bugünlerde Ekol Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu; yıl değerlendirmesinde bulundu. Yılın inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini belirten Kameroğlu, yıl içinde çok yoğun geçen 3 ayın geri kalan 9 ayın istatistiğini olumlu etkilediğini açıkladı. Ülkemizin önde gelen kuyum markalarından Ekol Kuyumculuk; başarıyla geçen bir yılı daha sonlandırmak üzere. 14 ayar, 22 ayar ve pırlanta ürün gruplarında 3 ayrı yapılaşma içinde faaliyetlerini sürdüren Ekol Kuyumculuk; 2012 yılının üstüne artı rakamlar koyarak yılı kapatıyor. Ekol Kuyumculuğun sektörün 2013 yılında yaşadıklarının hemen hemen aynısını yaşadığını kaydeden Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu; “2011 ve 2012 yıllarında altın fiyatının yükselmesiyle başlayan piyasa daralması, 2013 yılında bir parça azaldı. Özellikle, Mart- Nisan- Mayıs aylarında altın fiyatlarındaki ani düşüşle birlikte ciddi bir talep oluştu. Bu 3 ayda meydana gelen talep, yılın genel istatistiğini olumlu etkiledi” diye konuştu. Bu yıl düğün sezonu kavramının değişikliğe uğradığını, yazın ağırlıklı olarak gerçekleşen düğünlerin, ramazan ayının yaz ortasına gelmesiyle birlikte tüm yıla yayılım gösteren bir değişim içinde olduğunu vurgulayan Kameroğlu; “Vatandaşlarımız, fiyatların düştüğü dönemlerde düğünlerinden çok önce takı alımı yaptılar. O dönemde alım yapan vatandaşlarımız, ilerleyen aylardaki düğünlerinde sıkıntı yaşamadan takılarını geline avantajlı bir şekilde hediye ettiler” dedi. Ekol Kuyumculuk olarak 2013 yılın içinde kontrollü bir büyümeyi tercih ettiklerine dikkat çeken Kameroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl içinde çalıştığımız müşterilerimizle ilişkilerimizi tekrar gözden geçirdik. Karşılıklı kazan kazan prensibini uygulayabileceğimiz, karşılıklı saygı çerçevesinde verimli ticari faaliyet içinde olabileceğimiz iş prensipleri ortaya koyduk. Bu prensiplere uymayan, sayıları çok az olan bazı müşterilerimizle yollarımızı ayırdık. Sayıları çokça olan yeni müşteriler edinirken; geri dönüşümlerini çok iyi analiz ederek, uzun soluklu çalışmalar içinde olacağımız, sözüne bağlı kuyumcuları portföyümüze dahil ettik. Ayrıca bu yıl ürün gruplarımızda; özellikle pırlanta ve 14 ayarda, küçük, hafif ürünlerin sirkülasyonu çok daha fazla oldu. Hediyelik takılar dediğimiz ürünlerimiz son yıllarda yükselişte." 39
Mücevher Sektörü Onbir Ayda 2012’nin Toplam İhracatını Geçti Mücevher ihracatı yükselişini sürdürüyor. 2013 yılının onbir aylık döneminde külçe altın hariç 2 milyar 71 milyon dolar ihracata ulaşan Türk mücevher sektörü, geçen yılın aynı döneminde yapılan 2 milyar dolarlık toplam ihracatı geride bıraktı. Mücevher İhracatçıları Birliği Kasım ayı ihracat verilerine göre; Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak ilk iki sırada yer alırken; değer bazında yüzde 143 artış yakalayan Libya üçüncülüğe yükseldi. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2013 yılı onbir aylık verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artarak 2milyar 71 milyon dolara ulaştı. Türk mücevher sektörünün Ocak-Kasım 2013 dönemi ihracatı ürün gruplarına göre incelendiğinde;yüzde 21 artan “altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası”1 milyar 849 milyon dolarlık ihracat ile ilk sırada yer aldı. Bu ürünleri sırasıyla 100 milyon 209 bin dolar ile “gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası”, 49 milyon 52 bin dolar ile “pırlantalı altından mücevherci eşyası ve aksamı” izledi. Mücevher sektörünün onbir aylık dönemde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Litvanya,
Almanya ve Libya olarak sıralandı.Bölgeler açısından değerlendirildiğinde ise ilk sırada 863 milyon dolar ile Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkeleri yer alırken; bu bölgeyi 459 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri ve 396 milyon dolar ile AB ülkeleri takip etti.
Mücevher ihracatında Kasım ayında dikkat çeken ülke; Libya…
Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Kasım ayı mücevher ihracatı, geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında, değer bazında 3,2azalarak242 milyon 150 bin dolar oldu. Kasım ayı sonuçlarına göre Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak ilk iki sırada yer aldı. Geçen yılın aynı ayına göre değer bazında yüzde 143, miktar bazında ise yüzde 152 artış yakalayan Libya üçüncü sıraya yükselerek Kasım ayının dikkat çeken ülkesi oldu. Kasım ayı ihracatını değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Yılın son ayına girerken, 2013’ün onbir ayında gösterdiğimiz performansın memnuniyet verici olduğunu söyleyebiliriz. Sektör temsilcileri olarak bu yükseliş ivmesini devam ettirebilmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Onbir ayın sonunda geçen yılın ihracat rakamına ulaştık. Artık yılsonu hedefimize odaklandık ama bu rakamlar bizim için yeterli değil, bizim gözümüz daha da yukarılarda” dedi. Güner; “Geçtiğimiz ay sektör ihracatımızın önündeki en büyük engel olan hammadde pırlanta ithaline uygulanan ÖTV’nin kaldırılması için ilk adım atıldı. Bu düzenleme ile birlikte önemli bir vergi yükünden kurtulacağız. Böylece ithal hammadde pırlantayı kullanarak ürettiğimiz işlenmiş mücevheri yurt dışına satarken uluslararası rekabet gücümüze tekrar ulaşacağız. Sonuç olarak beş yıllık süreçte ihracatımızı rahatlıkla 15-20 milyar dolar seviyelerine çıkaracağız ve ülkemizdeki üretim de katlanarak artacak. Uygulama yürürlüğe girdiğinde İstanbul Elmas Borsası da işlemeye başlayacak ve İsrail ile Belçika borsalarının en büyük rakibi olacak. Borsanın işlerliği sektörümüz için önemli bir gelişmeyi de beraberinde getirecek ve kayıt dışı ortadan kalkacak.” diyerek sözlerine son verdi.
OCAK - KASIM DÖNEMİNDE EN ÇOK İHRACAT YAPILAN ÜLKELER OCAK - KASIM 2012
OCAK - KASIM 2013
% DEĞİŞİM
DEĞER (USD)
DEĞER (USD)
DEĞER (USD)
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ
383,360,817,68
508.193.645,36
32,56
IRAK RUSYA FEDERASYONU A.B.D
155,723,047,05
281.750.871,21
80,93
171.998.500,63
163.800.572,50
-4,77
109.454.829,83
106.870.514,26
-2,36
ÜLKE
54.954.229,53
101.156.437,04
84,07
106.121.144,92
99.667.188,69
-6,08
ALMANYA LİBYA
92.159.902,11
97.001.502,84
5,25
34.697.707,46
72.009.498,86
107,53
AZERBEYCAN - NAHCIVAN
49.900.199,24
59.879.811,70
20,00
KIRGIZİSTAN
16.793.464,51
53.710.500,18
219,83
LİTVANYA KAZAKİSTAN
40
Eğitimde "Renkli" Günler Sektörde, "Güven" kelimesiyle eş değerde anılan HRD Antwerp, yeni yılda başlayacak olan yeniliğini, firmanın Genel Müdürü Mehmet Can Özdemir vasıtasıyla aktardı. Mehmet Bey değerli taşlar konusunda ne kadar bilgi sahibiyiz? Kıymetli taşlar konusunda sektörel bilgi birikimimiz her geçen gün artıyor. Türk Mücevher sektörünün Kapalı Çarşı'yı kurmaya yetecek ticari bilgisi, yüz yıllardır süregelen bir mücevhercilik anlayışı oluşturmuştur. Mücevherciliğin yapı taşları arasında altın işlemeciliği kadar elmas ve kıymetli taşların da yeri önemlidir. Bu nedenle tecrübeye dayalı bir taş bilgimizin olduğu aşikârdır. Bunun en önemli örneğini 1800'lü yıllarda elmas işlemeciliği yapan atölyelerin varlığından yola çıkarak söyleyebiliriz. Ancak gelişen teknoloji ile elmas ve kıymetli taşların serüveninde önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Gerek elmasların ve kıymetli taşların işlemeciliğinde gerekse bu taşların üretiminde ve analizinde, her geçen gün büyük değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişiklikleri ne kadar yakından takip ettiğimiz esas anlamda hem bir soru işaretidir hem de bir sorun niteliğindedir. Elbette en güncel bilgilere ulaşmak ve sürekli öğrenmeye açık olmak ciddi bir çalışma ve çaba gerektirmektedir. Ancak söz konusu ürünler mücevherler olunca, ortaya konulan katma değer bunların tamamına değecek biçimdedir. Bu nedenle her ne kadar bilgi sahibi olursak olalım yeni bilgilere ve deneyimlere ulaşma arzumuzu artırmalı, çabalamayı sürdürmeliyiz. Bilgi arayışımız sektörümüzün geleceğini şekillendiren en önemli etkenlerden biridir. Eğitim konusunda çalışmalarınız var, anlatır mısınız? HRD Antwerp Eğitim Departmanı oldukça yoğun ve geniş yelpazeli çalışıyor. Elmas, renkli taşlar alanında çeşitli ve yüksek nitelikli teknik eğitim programları ile satışa yönelik mücevher danışmanlığı konusunda eğitim programları sunuyoruz. Bunun yanı sıra son tüketiciyi bilinçlendirmek amacı ile çeşitli programlar hazırlıyoruz. Amacımız, sektörün bilgi ve bilinç düzeyini arttırmak ve sektördeki zincirin tüm halkalarında, tüm ekiplerde özgüvenli ekipler yetiştirerek, Türkiye Mücevher Sektörü’nü bir adım öteye taşımak... Son aylarda Ticaret Odaları ile ortak çalışmalar da yapmaya başladık. Bu çalışmalar esnafımızın bilinç düzeyini arttırmak için oldukça önemli aksiyonlar. Zira Marmaris başta olmak üzere 42
Muğla, Bursa, Side, Manavgat, Antalya ve İstanbul’da konferanslar gerçekleştirdik. Bu konferansların ardından 100’e varan sayıdaki perakende esnafımıza “Temel Pırlanta Eğitimi” gerçekleştirdik. 2014’te de bu çalışmaları devam ettirerek sadece İstanbul’da değil, tüm illerde aktif olarak bilgi aktarımımızı sürdürmeyi amaçlıyoruz.
Sertifika ne kadar yaygınlaştı? Sizce yeterli mi? Güven ihtiyacı ne kadar yüksekse sertifikaya duyulan ihtiyaç da o derece yüksek olacaktır. Türkiye pazarı genç bir pazar; dolayısıyla sertifika alışkanlığının yeni yeni oturmaya başlaması oldukça doğal. Sertifikanın mantığının temelinde esasında sektörün tüm zincirlerini (taşçıdan üreticiye, üreticiden toptancıya, toptancıdan perakendeye ve hatta son tüketiciye kadar) güven altına almak ve tüm bu zincirlerin emeklerini güvence altına almak yatıyor. Elbette HRD'nin sertifika yaygınlaştırma politikasının esas elementi halen eğitimlerdir. Bilgiyi paylaşmak güveni yaymak anlamına geliyor. Ancak 2014 yılında bu çalışmalarımıza yeni bir halka ekleyerek, PR vasıtasıyla direkt son tüketiciye ulaşmayı planlıyoruz.
Aldığımız duyumlara göre HRD Antwerp olarak bir yeniliğiniz olacak. Bahseder misiniz? 2014 yılı Ocak ayında Türkiye’de özel bir renkli taş eğitimi başlatıyoruz. Sektörümüzden gelen yoğun renkli taş talebini iki yılı aşkın süredir bekletiyorduk. Bunun sebebi yurt dışındaki eğitimlerimizi Türkiye’ye getirirken yaşadığımız oryantasyon zorluklarıydı. Sizin de bildiğiniz üzere sektörümüz zaman sınırlı bir sektör. İşletmelerin bir çoğu kurucu ve yönetici bireylere bağlı. Bu kişilerin işlerini bırakıp Belçika'da olduğu gibi 6-8 hafta bir eğitime gelmelerini beklemek çok doğru olmuyordu. Ayrıca ileri teknik bilginin bu eğitimlerde verilmesi de çeşitli zorluklara sebep olabiliyordu. Yine olaya ters açıdan baktığımızda eğitimin 1 hafta kadar kısa olması durumunda da eğitimin pratik performansından memnun kalmıyorduk. Bu nedenle eğitimlerimiz 2- 3 hafta olmak üzere, pratiğe ağırlık veren ve yurt dışında taş almaya gidildiğinde sahada pratik olarak inceleme yapabilecek teknolojilerle birleştirmek şartı ile gelişmiş, uygulamalı bir eğitim... Bu yenilik size ve sektöre ne kazandıracak? Sektörümüzün sorunlarına teknik, bilimsel ve pratik çözümler üretmeyi hedef alan bir kuruluş olarak, Türkiye’de renkli taş ticaretinin ve renkli taşlarla üretilen mücevherlerin arttırılabileceğine inanıyorum. Daha bilinçli ve bilgili yapılan ticaretten sektörümüz kazanacaktır. Sektör kazanıyorsa ve büyüyorsa HRD de bu büyümenin içerisinde yerini alıyor ve gelecekte de alacaktır. Sektörümüze güven katmak, gelişimine yardımcı olmak ve geleceğe hazırlamak en önemli amacımız. Sektörümüzle birarada ortak bir geleceği yapılandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 4343
Fazıl ÖZEN
I.C.A. International Colored Gemstone Association Uluslararası Gemoloji Derneği Türkiye Başkanı
Yeni Yıla Özel Süper Fırsat
TANZANİT
T
anzanit, mücevher taşı arayanlara verilen en büyük ödüllerden biri olarak, 1967 yılında, Tanzanya’ da bulunmuştur. Bulunması ile mücevher dünyasına yeni bir renk ve seçkinlik katmıştır. Bu nadide taşın rengi kadifemsi bir mavi ile lavanta rengi arasındadır ve Afrika’da transparan türü bulunana kadar mücevher taşı olarak algılanmamıştır. Bu buluştan sonra, 1969 yılındaki koleksiyonlarında bu taşı kullanan tanınmış mücevherci Tiffany&Co. sayesinde hakettiği değere kavuşmuştur. Tiffany bu özel taşı “bu taşın kendisi bir duygu” sözleriyle ifade etmiştir. Ancak gemolojik olarak doğru adı olan “Mavi Zoisit” ingilizce “intihar”, "suicide" kelimesini çağrıştırdığından kullanmak istemeyerek reklam kampanyalarında, bulunduğu ülkeye ithafen Tanzanit adını kullanmıştır. Bu isim kısa sürede yaygınlaşarak ticarette de kullanılmaya başlamıştır. Rengindeki bu etkileyici değişimin nedeni “trichroic” olmasından kaynaklanır. Bu, taşın farklı açılardan bakıldığında farklı renkleri göstermesi demektir. Tanzanit’ in bir tarafı mavi, bir tarafı mor ışıltılar saçar. Bu nadide taş sadece Tanzanya’da, Merelani tepelerinde bulunur. Özellikle 8 -10 karatın üzerindeki kesimlerinde renklerinin görkemi çok daha iyi farkedilir. 8-10 karatın altındaki tanzanitler genellikle daha solgun bir renge sahiptir. Fiyatı; boyunun büyüklüğü, berraklığı, kesimi, renginin zenginliğiyle direk ilgilidir. Küçük boylar çok aşırı yüksek fiyatlı olma-
46
masına rağmen, 7-8 karat üstü boyları 300 -400 dolar gibi oldukça yüksek fiyatlara satılmaktadır. Bu değerli taş, harika renkleriyle ve kesimleriyle, kendine güveni ve yüksek bir sınıfı temsil eder. Sertliği moh’s a göre 6.5 ile 7 arasında olmasına rağmen narin bir taştır. Özellikle yüzüklerde kullanırken çok korunaklı bir yuva kullanmak gerekir. Isıdan kolayca etkilendiği için taş yuvadayken asla tamir yapmaya çalışmamak gerekir. Bununla birlikte sıcak sudan soğuk suya veya soğuk bir ortama geçtiğinde kolaylıkla taşta çatlaklar oluşabilir. Kalsiyum aliminyum silikattan oluşması nedeniyle, bu taşın temizleme amacıyla asla ultrasonik banyoya konulmaması ve asitlerle temas ettirilmemesi gereklidir. Tanzanit çok az rastlanan bir taştır. Bunun nedeni dünyada sadece bir bölgede bulunmasıdır. Bu, Tanzanit’i mücevher tasarımcılarını eşsiz renginin yanında büyüleyen en önemli nedendir. Dünyada en çok Amerika'da satılan Tanzanit, ülkemizde maalesef çok bilinmemekte ve kullanılmamaktadır. Tanzanit, kullanımda en popüler taşlardan biridir. Bunun sonucunda da pek çok sentetik taklidi üretilmiştir. Bu nedenle, Tanzanit alırken mutlaka gerçekliği kontrol edilmelidir. Bunun yanında Tanzanit’e rengini yoğunlaştırmak ve iyileştirmek için ısıyla işlem yapılmaktadır. Bu işlem ticarette kabul edilebilir bir müdahaledir. Türkiye’nin en büyük Tanzanit koleksiyonu Harmony koleksiyonunda mücevhercilere sunulmaktadır. Bu arada son olarak Tanzanit diye satılan taklit taşlara dikkat çekmek istiyorum. Her benzer renk Tanzanit değildir. Fiyatının ucuz olması gerçek olmadığının bir göstergesi olmayabilir. Çünkü, bu konuyu istismar eden kişiler, bu taşı yüksek fiyatla da satmaya çalışmaktadırlar. Tanzanit'i, özellikle ciddi ve doğru kaynaklardan, gelişmiş uluslararası taş laboratuarlarının düzenlediği sertifikalarla almak ve satmak daha doğru olacaktır.
HRD ve On Mücevherat ortaklığı ile mücevher tutkunlarını inanılmaz bir fırsat bekliyor...
O
n Mücevherat geçen yıl gerçekleştirdiği mücevherde Hrd sertifikası kampanyasını bu yılda tekrarlıyor. Daha önceki kampanya sayesinde Hrd sertifikalı mücevher sahibi olmak isteyenler bu fırsattan faydalandılar. Seçiminizi yapın; Hrd sertifikası ile teslim edelim sloganıyla bütünleşen kampanya uzun soluklu bir çalışma oldu. Yeni yıla sayılı zamanlar kalırken kampanyayı tekrarlama kararı alan On Firması, mücevher tutkunlarına yeni yıl hediyesi sunuyor. Her şey tek bir pırlantayla başlar ve mücevher tutkusu artarak devam eder. Bu düşünce ile yola çıkan On Mücevherat; pırlanta aşkını taze tutmak için yeni yıla, yeni mücevher modelleri ile giriyor. Yeni On markalı mücevherinize, Hrd sertifikası ile sahip olun.
Merkez Söğütlüçeşme Cad. No 71 Altıyol / Kadıköy / İSTANBUL Şube
Ünlü Simalar’dan Mucize Lezzetler Pişirme uzmanı Arçelik, mucize lezzetler yaratmaya devam ediyor. Bu kez ünlü simalar Doors Akademi Arçelik mutfağında birbirinden lezzetli yemekler pişirmek için buluştular ve hünerlerini ortaya koydular. Arçelik, “Mucize Lezzetler” Pişirme Atölyeleri’nin ilkini 28 Kasım Perşembe günü, 14:00-17:00 saatleri arasında Doors Akademi Arçelik mutfağında gerçekleştirdi. İtalyan şef Moreno Polverini eşliğinde, birbirinden seçkin davetliler “Italian Feast” adlı pişirme atölyesi’nde İtalyan mutfağının vazgeçilmez lezzetleri olan Spagetti ve Risotto yaptılar. Arçelik küçük ev aletlerinin mutfaktaki en büyük yardımcıları olduğu sırrını veren şef Morena Polverini, yemek sanatının püf noktalarını davetliler ile paylaştı. Arçelik küçük ev aletleri, Arçelik ankastre fırın ve ocaklar kullanılarak hünerlerin sergilendiği atölyede, profesyonel mutfak deneyimi yaşayan seçkin davetliler, hazırladıkları yemekleri birbirleriyle paylaşarak keyifli anlar yaşadılar. Doors Akademi’de bulunan Arçelik mutfağında keyifli anlara sahne olan, lezzetli yemeklerin yapıldığı “Arçelik ile Mucize Lezzetler” pişirme atölyesine, Özden Bölükbaşı, Melda Kosif, Hale Kosif, Zeynep Mutlu, Burcu Karabacak, Gözde Carmıklı Savkan, Sila Sayar, Verda Penso, Berrin Okçu, İrem Kefeli, Melis Postoğlu, Beyza Uyanoğlu Arslan, Elif Gönlüm gibi ünlü simalar katıldı.
48
Özlem YALÇIN
Bayramoğlu Kuyumculuk İK ve Yönetim Sistemleri Müdürü
AİLE ŞİRKETİNDEN KURUMSALLIĞA GEÇİŞ
K
uyumculuk sektöründe kurumsal firma yok denecek kadar az. Bir çok firma aile şirketi yapısına sahip. Peki bundan sonra nasıl olmalı, aile şirketi yapısı devam mı etmeli ya da kurumsallaşmaya nereden başlamalı.. Sıcaktır aile şirketleri, herkes birbirini tanır, sever, çoğu birlikte büyümüştür çünkü. Patron çalışan ilişkisinden çok, abi kardeş ilişkisi yükselir. Patron, çalışanı da aileden kabul ettiği için her derdinde yanında olur, yardım eder. İşler yoğunlaştığında ise çalışan hiç oflamadan gecelerce fazla mesai yapabilir. Olması gereken de budur. Tüm zorluklara birlikte göğüs geren ve hayat boyu mücadele eden neticede hep ailelerdir. Şirketler ne kadar büyüse de kurumsal olsa da, gerçek bir aile olamazlarsa ayakta kalmaları çok zor olur. İşler bu noktada çıkmaza giriyor gibi, aile şirketleri kurumsal olmazlarsa, büyük kurumsal şirketler de aile yapısını oluşturamazlarsa başarısız mı oluyor? Öncelikle büyük, kurumsal ve başarılı şirketlere baktığımızda, çalışanlarının motivasyonlarını artırmak, yaşadıkları iş stresini azaltmak için çalışanlarına takım veya birey olarak bir çok sosyal aktivite sağlıyorlar. Birlikte piknikler düzenliyor, sinemaya gidiyor, halı saha maçı yapıyor, ailelerini de davet ettikleri ortamlar oluşturuyor, sadece iş için faydası olmayan kişinin keyif alabileceği eğitimler aldırıyorlar. Böylece çalışan kendisini ailenin bir parçası gibi hissediyor ve gerektiğinde kurumu için fedakarlık yapabilir hale geliyor. Aile şirketlerinin kurumsal olma çabasına baktığımızda ise, kurumsal olma yolunda şirket için bir imaj oluşturuluyor, tüm prosedürler hazırlanıyor, organizasyon şeması oturtuluyor ve bir çok yeni yönetici ve çalışan katılıyor aileye. İşte tam da bu esnada şirkette çalışan sayısının artışı ile birlikte mevcut çalışanlarınızda bir takım kopmalar ve aile duygusundan uzaklaşmalar meydana gelebiliyor. Bu duruma gelindiğinde büyümekte olan şirketimiz için en önemli şey kurumsal başarı sağlamış şirketlerden biraz örnek alarak, onların düzenlediği tarzda aktiviteler düzenlemektir. Bazı işverenler tarafından bu tarz aktiviteler ekstra maliyet olarak görülse de, bu aktivitelerin motivasyonu ile kurumunuza çok daha fazla katma değer sağlamanız mümkün. Başarılı bir ekip olmak, o ekibi yaratmak ve yönetmek ve aynı zamanda artan rekabet koşullarında piyasada tutunabilmenin ve gelişmenin yolu bu sosyal ortamları oluşturmak ve şirket içi iletişimi yüksek tutmaktan geçmektedir.
50
Taklitçiler geleceklerini bugünden kaybeden insanlardır
S
ektörümüzün yıllardır en önemli sorunlarından biri olarak kabul edilen “Taklitçilik” gittikçe azalmakla birlikte ne yazık ki, hala belli firmalar ve kişiler tarafından yapılıyor. Bu haksız rekabete ve haksız kazanca yol açan, emek hırsızlığı olarak ta tabir edilen taklitçilikle ilgili İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı, önemli açıklamalarda bulundu. Son yıllarda taklitçiliğin azalan bir ivme gösterdiğini, geçmiş yıllarda bu sorunun çok daha büyük bir halde tüm sektörü kapladığını belirten Başkan Erhan Hoşhanlı, Dünya çapında uluslararası bir sorun olarak kabul edilen taklitçiliğin tamamen ortadan kaldırılmasının çok zor olduğunu, fakat son dönemde bu konuyla ilgili yasal mevzuatın kuvvetlendirilmesinin taklitçiliğe ciddi bir darbe indirdiğini söyledi. Kendi markasını üretmek isteyen, özgün çalışmalar ortaya koymak isteyenlerin taklitçilik yaparak bu başarıları yakalamalarının imkansız olduğunu kaydeden Hoşhanlı; “Marka olmuş firmalara baktığımızda, kendi tarzlarını yansıttıklarını ve yıllar içinde müşteri kitlelerinin beklentilerini yönlendirdiklerini görüyoruz. Bu değerli markaların ürünlerinin kolay kolay eskimediğini ve yıllar içinde talepler azalsa dahi o modellerin varlığını sürdürdüğüne şahit oluyoruz. Taklit yapan firmalar bir hak gaspına yol açmalarının haricinde, belki bir şekilde günü kurtarıyorlar ama geleceklerini kaybediyorlar. Taklitten korunmak icin üretilen ürünlerin patentinin alınması doğru bir yöntem. Fakat yasal fırsattan yararlanarak Kültürel veya tarihsel bir objenin patentini alarak sektörün çok sayıda ürettiği bir üründe piyasayı kitlemek de o derece yanlış” diye konuştu. Özgün ürünler ortaya koyan ve böylelikle hem ulusal hem de uluslararası arenada Türk kuyumculuğunu başarıyla temsil eden firmaların ürünlerine patent almalarının çok önemli olduğuna dikkat çeken İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Hoşhanlı; “Son yıllarda yasal mevzuatlarda önemli gelişmeler oldu. Artık taklit bir malın orijinal ürüne belli bir oranda benzemesi dahi taklit sıfatını almaya yetiyor. Ben tüm firmaları taklitçilikle mücadelede cesur ve kararlı davranmaya davet ediyorum” dedi. İKO’nun son dönemde taklitle ilgili ciddi hamleler yaptığına, taklitle mücadele komisyonu kurduğuna değinen Erhan Hoşhanlı, İTO Kuyumculuk Komitesinin, taklitle mücadele konusunda firmalara yol göstermeye ve hukuki mevzuatlarda ilgili bilgi paylaşmaya açık olduğunu da sözlerine ekledi.
VOIR ELMAS TRENDİ Elmasların büyük çoğunluğu bir ile üç milyar yaşındadır.
Elmaslar dünyada bilinen en sert doğal mineraldir.
Elmas, 1500C'de yanarak grafite dönüşür.
Elmas, en yüksek ısı iletimine sahip madendir.
Elmaslar hemen her renkte olur. Kırmızı ve Mavi en nadir rastlanan renkleridir.
Evrende en büyü bilinen Dünya'd k elmas, an 50 ış ık yılı uzakta 4000 km olan "LUCY" . çapındaki adı veril en bir yıldı kendisidzın ir.
PASQUALE BRUNI
HOPE DIAMOND
ROURE
Kesilmiş en büyük mavi pırlanta
CHIMANTO ANIMA KOLEKSİYONU
Elmaslar, milyarlarca yıl önce, 10001700C sıcaklıkta, yerkabuğunun altında 100-200 km. derinlikte muazzam bir basınç altında oluşmuştur.
ROURE
52
Zaman Tüneli Aylin GÖZEN
Mücevher - Pazarlama Uzmanı ICA International Color Stone Association Üyesi
AUTORE FIRE&ICE KOLEKSİYONU
Elmas ve pırlanta aynı mineraldir.
Elmas, oksijen olan bir ortamda 800 C'de yanarak CO2 gazını oluşturur.
18.Yüzyıla kadar elmasların tek kaynağı Hindistan olmuştur.
AUTORE FIRE&ICE KOLEKSİYONU
PAQUALE BRUNI DIAMANTI DI VENERE
JEWELLERY TEATHRE
FABERGE
Pırlanta’nın Hikayesi
E
lmaslar, milyonlarca yıl önce, yeryüzünün kilometrelerce derinliğinde ve çok yüksek basınçta oluşmuşlardır. Bilinen en sert doğal mineraldir, doğadan kübik kristaller halinde çıkar, elinize aldığınız birçok pırlantanın yaşı 1 milyarın üzerindedir. Elmasların farklı pırlanta formlarına nasıl kesileceği bilinmeden önce dahi, şaşırtıcı doğal formu, sertliği ve pırıltısı insanlığı büyülemiştir. Farklı kültürlerde ve efsanelerde elmaslar, doğanın gizemli güçleriyle insanlar arasında bağ kuran ve kaderini belirleyen büyülü bir aracı olarak kabul edilmiştir. Hindular, elmasın, kayalara yıldırım düştüğü sırada oluştuğuna inanmışlardır. Bir efsanede, Hint Tanrısı Krishna’nın sevgilisi Radha’ya, ay ışığında parıldayarak onun güzelliğini yansıtması için mükemmel bir elmas verdiği söylenir. Bu hikâyede adı geçen elmasın da, dünyanın en büyük elmasları arasında bulunan “Koh-i-Noor” olduğuna inanılır. Büyüleyici pırıltısıyla eski zamanlardan beri kralların taşı olan pırlanta, karbon grubundandır. Adının Yunanca’da “yenilmez” anlamındaki “Adamas” dan geldiği geniş kitlelerce kabul görmüştür. Yüzyıllar boyunca pırlantaya yönelik pek çok efsane anlatılmıştır. Gücü ve yenilmezliği anlattığına inanıldığı için 14.yy’a kadar özellikle krallar pırlanta taşımıştır. 14. yy’dan itibaren Avrupa’nın bazı bölgelerinde, inciyle birlikte mücevherde kullanılmaya başlamıştır. Yaygın bir inanışa göre pırlantanın günümüzdeki gibi ölümsüz aşkın sembolü haline gelmesi, 1477 yılında Avusturya Arşidükü Maximilian 1’in (22 Mart 1459- 12 Ocak 1519) pırlantalı bir yüzükle evlenme teklif etmesiyle başlamıştır. İlk nehir yatağında bulunan elmaslar, yaklaşık olarak M.Ö. 800 yıllarında Hindistan’dadır. Tarihin büyük kısmında, elmaslar nehir yatakları yakınlarından ve bu çevredeki toprak yüzeyinden çıkarılmıştır. Daha sonra Brezilya’da ve 1866’nın başlarında Güney Afrika’nın büyük yatakları keşfedilmiştir. Rusya da, büyük elmas yataklarının bulunduğu ülkelerden biridir. Bilinen en sert mücevher taşı olan elmas’ın sertliği Mohs’a göre 10 olarak değerlendirilir. 53
Kazım ŞAHİN
FD Group Yönetim Kurulu Başkanı
DEĞERLİ TAŞLARIN EFENDİLERİ
E
limize aldığımız bir taşın ne olduğunu nasıl anlarız? Göz ile inceler, el ile dokunur ve önceki gördüklerimizden bir tanesi ile benzeştirerek bir öngörüde bulunuruz. Bazen tecrübelerimize çok güvenir çok emin oluruz, bazen çok da emin olamayız. Acaba yanılıyor muyuz? diye şüpheye düşer, başka tecrübelerden de yararlanmak üzere bir başkasına da gösteririz. Sonunda bir karara varırız. Peki bu karar ne kadar doğrudur? Kim bilir? Sektörde yıllardır birçok çeşit ve sayıda değerli taş geçirdik elimizden. Bu konuda sektördeki bazı arkadaşlarımızın tecrübesi bazılarımızın yaşından daha büyük.Biz bu kadar içinde iken emin olmakta zorlanırken, kırk yılda bir defa değerli taş satın alacak son kullanıcı ne yapsın? Nasıl emin olsun ne aldığından? Aldığı taşın, türünden, özelliklerinden, fiyatından... Sektörümüzde son kullanıcı için en büyük referans noktalarından biri satıcısına güvenmek. Çoğu kimsenin benim kuyumcum diye adlandırdığı ve sürekli alışveriş yaptığı bir yer var. Ne güzel bu şekilde güvenerek, huzurlu bir şekilde bu kadar değerli ürünler alabilmek. Konu altın olduğunda çözmek kolay. Ne alıp sattığından emin olmak ve müşteriye karşı, müşterinin o güvenine karşı göğsünü gererek hizmet etmek ve ürün vermek çok keyifli. Peki iş değerli taşlara geldiğinde de böyle mi? Bugün çok gelişmiş donanımlara sahip laboratuvarlarda bile bazentaşın bileşenlerindeki karışıklıktan dolayı yüzde 100 şu taştır demek mümkün olmayabiliyor. Durum böyle iken bizlerin el ve göz yordamıyla belirleyeceğimiz tür, cins, renk, berraklık, büyüklük gibi değerler ne kadar doğru ve adil olabilir? Size olan güveninden başka dayanağı olmayan müşteriye taş satarken ürününüzden ne kadar emin olabiliyorsunuz? Bilgi, tecrübe yada dikkat eksikliği ya da bunlara benzer bir sebepten dolayı yanlış sınıflandırılmış ve değerlenmiş bir ürünü müşterinize verseniz, sonuçları neler olabilir? Bu tür yanlışlıklar, çok büyük problemleri beraberinde getirecek durumlar oluşturabilir. İnsanların güvenini, dolayısıyla müşterilerinizi, hatta ilerleyen safhalarda işinizi kaybedebilirsiniz. Ömrümüzü adadığımız mücevher sektörünün geleceğini tehlikeye atabiliriz. Işıltılarıyla göz kamaştıran taşlar; üreticinin de satıcının da tüketicinin de ilgisini çekiyorlar. Ancak akıllarda hep bir soru işaretiyle birlikte duruyorlar. Bu konudaki her tür şüpheyi ortadan kaldıracak, değerli taşların önünü daha da açarak herkesi mutlu edecek bir yol var. Ürettiğimiz, aldığımız, sattığımız değerli taş ve taşlı ürünleri sertifikalı olarak hareket ettirmek, tıpkı otomobillerde yada benzeri ürünlerde nasıl ruhsatsız alıp satmıyor ya da kullanmıyorsak, değerli taşlarda da benzer bir yol olan sertifikalarla kullanmak, ihtiyacımız olan yolun ta kendisidir. Uzun yıllardır sektörümüzün dünya genelinde otorite olarak kabul ettiği birkaç kuruluşun var olduğunu ve bu kuruluşların bizler için taşların efendiliğini yaptığını biliyoruz. Ticari kâr amacı gütmeyen bu kurumlar, ellerindeki imkanlarla değerli taş sektörünün tüm dinamiklerine ve en önemlisi son kullanıcının güvenine karşılık bir lütuf gibi hizmet ediyorlar. Değerli taş ticaretinde; aldığımızdan sattığımızdan emin olmak, müşterinin karşısında alnı ak başı dik durabilmek, sektörün varlığını garanti altına alabilmek için, bırakın değerli taşların ne olduğunu efendileri söylesin. Biz huzurlu bir şekilde ticaret yapmanın keyfini sürelim.
54
Farklı Ödülü Olmanın Perakende Güneşi ödülleri kapsamında bu yıl "SKM Projects+ Farklılık Özel Ödülü"nü ARMAGGAN UNIQUE BY DESIGN kazandı.
H
er yıl başarılı ve özgün çalışmalarıyla sektörün gelişimine katkıda bulunan kişi vekurumların ödüllendirildiği, sektörün en büyük ödülleri olan Perakende Güneşi Ödülleri, 21 Kasım Perşembe günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde sahiplerini buldu. Özgün tasarımlarla geleneksel teknikleri ustalıkla birleştirerek, el işçiliği ile mücevher, sanatsal obje, doğal boya tekstil, eşarp, deri, halı ve ev tekstil ürünleri üreten ARMAGGAN, Perakende Güneşi ödülleri kapsamında bu yıl SKM Projects+ Farklılık Özel Ödülü’ne layık görüldü. Bu ödülü kazanmak için; ARMAGGAN, Bilser, Çilek Mobilya ve Deri Show yarıştı. ARMAGGAN konsept mağazaları ile sektörde yarattığı farklılığı aldığı bu ödül ile taçlandırdı.
Bennu GEREDE
"EVET AYKIRIYIM" Zaman zaman haylaz, zaman zaman marjinal... Tüm bu özelliklerini, sürdürdüğü fotoğraf sanatına da, hayatına da yansıtan; farklı bir anne kimliği ile de kendini ortaya koyan bir kişilik, Bennu Gerede... 56
Türk toplum kurallarına göre aykırı sayılabilecek bir yapıya sahipsin. Biliyorsun ki kendisi gibi olanlar, doğal olanlar ya da rahat olanlar pek yadırganır. Bu seni zorluyor mu? Karakterini sanatınla ilişkilendiriyor musun? Yani evet aykırıyım. Yeri geldiğinde marjinal, yeri geldiğinde çılgın, yeri geldiğinde antipatik... Hiç bunlar umurumda değil; çünkü ben yapacağımı yaptım. İyi bir eş de oldum, çocuğumu da doğurdum. Anneyim, mesleğim var, kimseye de muhtaç değilim ekonomik açıdan. İnsanlar konuşabilir, her zaman da konuşurlar, konuşsunlar da... Güzel bir şey konuşulmak. Survivor'a gitme sebebim de aslında buydu; insanların beni hep yanlış tanımaları. Bennu neyse oydu ekranda. O yüzden halkın da sevgisine ulaştığıma o kadar mutluyum ki... O kitle benim fotoğrafçılık ve marjinal hayatımı tanıyan kitleden daha önemli. Halkın onayını almak, fazlasıyla da aldım...
Dünyanın birçok yerinde sergilerin oldu. Sergi temalarını belirlemendeki etkenler nelerdir? Bir şekilde Türkiye'de bir yabancı olarak hissettiğim, buradaki kurallarla ve geleneklerle büyümediğim için çok enteresan geliyor bazı olaylar. Sanatımı kullanarak insanlara ulaşmak istiyorum; çünkü, sanat, bazı şeyleri paylaşmak için güzel bir araç. Mesela töre cinayetleri ya da halen uygulanan beşik kertmesi ve zina... Tüm bunlar hala mevcut ve bunlar da ilgimi çekiyor. Çünkü, bu kadar modern ve tüketime doymayan toplum olarak, nasıl hala bu kadar primitif olabiliyoruz? O yüzden çoğu zaman bu tarz çalışmaları uyguluyorum. Benim için bir şeyler ifade eden olayları anlatmak istiyorum. Fotoğrafçılığı da buna araç olarak kullanıyorum. Kendine münhasır bir kişiliğin var; bu eminim zaman zaman seni zorlamıştır. Ancak ben çocukluğundan başlamak istiyorum; bu bağlamda nasıldın? Ben çocukluğumda ne isem bugün de oyum. Yani yaramaz, hem de çok yaramaz, hayat dolu, pozitif maceraperest... Pek bir şeyim değişti sayılmaz. Sadece çocuklarım oldu. Çocuklarımın da olmuş olması çok iyi; çünkü onlarla birlikte çocukluğumu tekrar yaşayabiliyorum. İçimdeki çocuk asla bitmedi.
Tüm bunların yanında dört tane erkek çocuğun var. Nasıldır anne olan Bennu? Anne olan Bennu, enteresan bir şekilde. Derler ya, anne kilo alır, kendini bırakır falan... Ben gerçekten anne olarak görmüyorum kendimi. Çünkü çocuklarımı da çocuk olarak görmüyorum. Onlar benim kankalarım, kanka... Arkadaş da değil. Takılıyoruz yani.
Türkiye'de belli bir müddet kaldıktan sonra New York'ta devam ettin yaşantına. Fotoğrafla yollarının kesişmesi de orada oldu. Ama yurda dönünce mankenlik, fotomodellik ve oyunculuk da yaptın. Sonunda tercihin fotoğraftan yana oldu. Neden Fotoğraf? 16-17 yaşımda İstanbul'a döndüm. Mezun olduktan sonra üniversiteden dedim ki, pek bizim fiziğimizde kimse yok; yani sarışın uzun boylu. Tabi şimdiki nesle göre cüceyiz. Sonra işte mankenlik, oyunculuk, diziler falan... Böyle çok şaşaalı bir şöhret hayatı geçirmek üzereyken kendime şöyle dedim: "Bennu, hadi bu çok fazla. Ne kadar çok hızlı ünlü olursan, o kadar çabuk sönersin. Bir de altyapın hazır değil buna." Gideyim bir üniversite okuyayım, bir mesleğim olsun. Her zaman yapabileceğim, para kazanabileceğim bir işim olsun. Çünkü oyunculuk değil, ama mankenlik hayat boyu devam eden meslekler değil. Bu yüzden fotoğraf üzerine dört sene Paris'te BFA (Bachelor of Fine Arts) eğitimi aldım.
Yeni bir mekan açtın; Flame. Bundan biraz bahseder misin, fikir nereden çıktı? Ben gece hayatını bayağı seven bir insanım. Kendimi, müziğimi ve içkimi pek fazla yerde bulamadığım için... Kışı ve karı da çok seviyorum. 12 yıldan beri her sene Kartalkaya'ya gideriz. Orada Kartal Otel'in sahibinin kızı Dilara Murtezaoğlu ile tanıştıktan sonra yani kışa doğru karar verdik, böyle bir fikir doğdu içimize. Bir cafe bar, Aprés-ski lounge gibi bir yer niye açmayalım? Zaten bütün kışımız orada geçiyor; üstünede bir barımız olsun, neden olmasın? Yazlarımı Panama sahillerinde geçirerek ( gülerek ), kışları da artık Kartalkaya'da hayatımı sürdürme kararı verdim.
57
Son olarak takıya ilgin var mıdır? Ne tür takılar seni etkiler? Emine usta diye bir takıcı var Trabzon'da. Ondan başka kimseden almıyorum takı. Bir tane kristalim var. Onu da en yakın kız arkadaşım Amerika'dan, 20 sene önce falan yollamıştı bana. Bir de Hindistan'dayken bir tane şifacı dedi ki, seni ancak koruyacak olan şey siyah bir incidir. Bir tane buldum ve taktım. "Siyah ve beyaz şaman var, sen beyazsın görüyorum." dedi. Geçmişinde şamanlık var. İleride de bunu uygulayabilecek potansiyeldesin demişti. Var mı öyle bir potansiyelin ? E var tabi. Bir şekilde iki yıl önce amazonlara sürükleyen bir güç... Orada iki hafta kaldım. Bakalım belki yaşlılığımda gidip ziyaret ederim; yeni mesleğimle, Şaman Bennu olarak...
Çok fit görünüyorsun. Sporla aran nasıl? Ne tür sporlar yapıyorsun? Valla şöyle diyeyim; spor yapmadığım zaman gerçekten çok yorgun düşüyorum, enerjim bitiyor. Her yere yürürüm, merdiven çıkarım. Metrodaki o deli bitmeyen yürüyen merdivenleri ben koşarak çıkarım. Pilates yapıyorum, fitnessa gidiyorum. Her türlü, her şekilde kendimi spora uyduruyorum. Şimdi mesela snowboard yapıyorum. Peki Yoga? Valla yoga 1-2 defa denedim pek ısınamadım, seninle bir ders yaparız. Yeni projeler var mı gündemde? Yeni projeler her zaman var. Ama şu an öncelikli projem Flame. O yüzden 3-4 ay ben oraya konsantreyim. Hüseyin Karabey ile bir film projesi var. Belki benim hayatımı yapacağız. Bazı insanlar diyor ki, benim gibi daha çok kadına ihtiyaç var toplumda. Modern ve köklü bir aileden gelen, marjinal, aykırı, neyse... Zengin bir altyapım olduğu için adamın ilgisini çekti. Bir film yapalım diyor.
58
Fotoğraflar Bora Demiroğlu Kuaför ve Makyaj By Kemal Baykar Giyim By Homestore
Dünyaya Açılan Marka, Dubai’yi de Fethetti Farklı ürünleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine toplamayı başaran Khaleesi Jewellery, 04-07 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen Dubai International Jewellery Week Fuarı’ndan başarı ile döndü.
Her yıl Aralık ayında Dubai’de gerçekleşen ve sektörümüz için önemli olan Dubai International Jewellery Week Fuarı, Khaleesi Jewellery için başarı ile sonuçlandı. Bu yıl ilk kez katılan ve kendi özgün tasarımlarını sergilediği fuarda, Khaleesi standına ilgi yoğundu. Kısa zamanda büyük başarılar sergileyen ve adını duyurmayı başaran marka Khaleesi, uzun zamandır üzerinde çalıştığı yepyeni ürünleriyle gelen ziyaretçileri adeta büyüledi. Fuar sonrası yaptıkları görüşmeler sayesinde, Dubai’nin geniş mağazalar zincirine sahip ve dünya markalarını bünyesinde barındıran bir firma ile el sıkışan Khaleesi, satış noktalarına yeni bir adres daha eklemiş oldu. Azarbeycan, Özbekistan ve Moskova’da da satış noktaları bulunan marka, her gün yenilerini ekleyerek satış ağını genişletiyor. Khaleesi, yurt içi ve yurt dışındaki talepleri değerlendirmeye devam ediyor. Böylece marka, çok yakın zamanda birçok yerde satış kanalına sahip olacağı sinyallerini de vermiş oluyor. Khaleesi çok özel ve farklı tasarımlarını, kendine has özel bir kalite ile üretiyor. Tüm koleksiyonlarını kendi bünyesindeki tasarım ekibi tarafından hazırlayan ve üreten markanın, hem çizgisi hem de sıradışılığı farkını ortaya çıkartmasını sağlıyor. Dünya’da marka bilinirliği oluşturma konusunda ciddi çalışmalar yapan Khaleesi’nin, yeni gelişmeleri de merak konusu…
60
2014 Sizler için seçtiğimiz yılbaşı seçenekleri... Giyimden, geceye kadarki alternatifler beğeninize kalmış.
YENİ YIL TRENDLERİ
VOIR ADIM ADIM 2014
hediye
Yeni yıl gelince herkesi bir hediye telaşıdır alıyor. Sevdiklerimizi mutlu etmek, irili ufaklı hediyelerle gönüllerini almak hepimizin arzusu. Bu yılbaşı için birbirinden şık hediye alternatifleri ve tüm kadınların hoşlanacağı takı seçenekleri sizleri bekliyor.
Size ve Sevdiklerinize Özel
Karakaş Atlantis’in 22 ayar bilezik tasarımı, kalitesi ve şıklığıyla kadınların tercih sebebi oluyor.
Söz uçar, Yazı Kalır
Dünyanın en zarif yazı gereçlerini sunan İtalyan lüks kalem markası Visconti, "söz uçar, yazı kalır" anlayışıyla yılbaşı armağanı arayanlar için incelikle hazırlanmış, sanat eseri kalemler sunuyor.
Gülkurusu ve Kırmızı ile Romantik Bir Yıla Hazırlanın
Pierre Cardin yeni yıl koleksiyonunda yer alan eşarplar, sıcak renk tonlarıyla ipek tuvaller üzerinde düşsel yansımalar elde ediyor.
Heyecan Dorukta…
Tag Heuer’in, kayak tutkunları ve macera severler için hazırladığı polarize teknolojisi ile üretilmiş özel camlar, maksimum koruma ve üstün güvenlik sağlıyor.
Kış Kokulu Mum Hediye!
Yeni bir yıla girerken Luksbazaar.com, en özel ürünleri farklı konseptteki hediye paketleriyle hazırlıyor ve sevdiklerinizin kapısına kadar ulaştırıyor. Luksbazaar. com 250 TL ve üzeri yılbaşı alışverişlerinize Egzotik Amber özel yapım kış kokulu mum hediye ediyor.
Sınırlı Sayı
Scuderia Ferrari’den yeni yıla özel model; Gran Premio Worldtime Limited Edition... Yeni yıla özel tasarlanan ve sınırlı sayıda üretilen bu saat sevdiklerinize hediye edebileceğiniz şık ve özel hediye seçeneği olarak karşımıza çıkıyor.
62
VOIR ADIM ADIM 2014
hediye
Yeni Yılda Yaşam Alanlarınız Yenileniyor
Harvey Nichols Home’ da satışa sunulan CireTrudon, Voluspa, Seda France, Micheal Aram, Olivia Riegel, Elias Artmetal markaları ile yeni yılda evinizdeki yaşam alanlarınızı yenilerken birbirinden şık ve özel tasarım modeller ile ev dekorasyonunuzda fark yaratın!
Yeni Yıl Hediyeniz Tek Taş Altın Kolye
Pırlanta ışığını kadınların beğenisine sunan Love Atlantis, yılbaşına özel olarak 750 TL ve üzeri alışverişlerde tek taş altın kolye hediye ediyor.
Heyecanlandıran Takılar
Ador Kuyumculuk; 14 ayar A’dan Z’ye tüm takı çeşitlerini, farklı fiyat skalalarında müşterilerine sunuyor. Yüksek kaliteli ürünleri en uygun fiyata sunmak için azami gayret gösteren Ador; ismindeki anlam gibi sektöre “Heyecan” katıyor…
Sevdiklerinize Sıcacık ve Anlamlı Sürpriz Burç sembollerinin özgün tarzı, Porland tasarımcılarına ilham kaynağı oldu. Bu ilhamın neticesinde ortaya, rengarenk, esprili ve eğlenceli bir şekilde yeniden yorumlanan “Burç Kupaları” çıktı.
Prada Maceraseverlere Farklı Bir Hediye Genelde dağcılar tarafından kullanılan “Black Ice” deyimi; büyük buz kütlesinin şeffaf yapısı gereği arka planının siyah olarak görünmesi anlamını taşımaktadır. Dağcılar için bir tehlike olan “Black Ice”, Victorinox ile bıçak meraklıları için sınırlı sayıda muhteşem bir esere dönüştü.
64
Yılbaşına Özel Kampanya
Dünyanın önde gelen kozmetik sitesi Cheapsmells’in Türkiye’deki online kozmetik sitesi www. BellaMola.com'dan özel yılbaşı kampanyası. BellaMola.com tüm hediye setlerindeki alt limitsiz indirimle hediye seçme derdine son veriyor. BMYB15 kodunu giren herkesin katılabileceği kampanya Aralık ayı sonuna kadar devam edecek.
VOIR ADIM ADIM 2014
hediye
Kış Çiçeği Krizantem ile Işıldayın
Kuyumculuk sektörünün yenilikçi markası Mutlu Gold Krizantem koleksiyonu ile kışın soğuğuna sıcak bir dokunuş yapıyor.
Stil Sahibi ve Özgün Takılar İçin Adresiniz
Takı sektörüne yön veren Favori, özgün tasarımlarıyla düşsel bir dünyanın kapılarını sizler için aralıyor. Birbirinden zarif, şık ve göz kamaştırıcı bu takılar, stil sahibi kadınların vazgeçilmez aksesuarına dönüşüyor.
Zaman Değerli
Freywille sanatçılarının tasarladığı mücevherli benzersiz saatler, zamana değer katıyor.
İddialı Mücevherler
2014 yılına oldukça iddialı hazırlanan Orotalia, farklı ve eşsiz tasarım koleksiyonlarıyla, mücevher severleri memnun edecek. Orotalia "2014 bizim yılımız" diyor.
66
VOIR ADIM ADIM 2014
hazırlık
Kış Bahçelerinde Keyif Zamanı!
Güne güzel bir kahve ve kahvaltı ile başlamak, günü güzel bir biçimde tamamlamanın başlangıcıdır. Yılbaşı gecesine kendinizi hazırlamak için; önce güzel bir masaj ve ardından tüm vücudunuz için uygulayacağınız bakım kürleri, adeta senenin yorgunluğunu üstünüzden atmanızı sağlayacaktır.
Havaların soğumasıyla birlikte kış bahçelerine geçiş başlıyor. Doğayla iç içe olan bahçesinde şık ve rahat bir ortam yaratmak isteyenler için Sertex yepyeni koleksiyonunu gözler önüne seriyor.
Cilde Tazelik Zamanı Almanya’nın ünlü organik markası Dr Scheller’den taze hissetmek isteyenlere özel bir set: Pomegranate ( Nar Özlü) vücut bakım Seti…
Zevkli Mutfaklara
Dolgun Görümlü Dudaklar
Medik8’in kolojen dudak dolgunlaştırıcısı ile güvenli bir şekilde daha hacimli dudaklara sahip olacaksınız. Dudak bakımı için özel olarak tasarlanan, Pretox Pout dudakları nemlendirir, dudak konturu artırır ve dudak hattına daha iyi tanım vermek için hacim ekleyerek, kolojen kazanımına yardımcı olur.
De’Longhi, Icona Serisi ile zevkli mutfaklara İtalyan esintileri taşımaya devam ediyor. Şık ve nostaljik detaylarıyla dikkat çeken seride, her biri farklı yorumlarla detaylandırılarak tasarlanmış özel kırmızı rengiyle tüm dikkatleri üzerine çekiyor.
Yeni Yıla Organik Bir Başlangıç
Ailenin tüm bireyleri için en doğru ürünleri birarada sunan ailemicinsaglik.com, doğal ve organik içerikli kozmetik, kişisel bakım, bebek bakım ve temizlik markaları ile yeni yılda en sağlıklı ürünleri sunuyor.
Yılbaşına Özel Masaj Yılbaşında kendini ve sevdiklerini, özel bir masajla ödüllendirmek, dinlenip yenilenmek isteyenler Sanda SPA’da buluşuyor. Portakal ve tarçın yağlarının tazelemeye yardımcı karışımı ve özel olarak seçilmiş müzikler eşliğinde uygulanan Sanda SPA Snowflake masajını her zevke hitap eden farklı hediye çekleriyle sunarak kendinizi ve sevdiklerinizi şımartabilirsiniz.
68
Cildi Besleyen Doğal Kış Bakımı
Lush kış soğuklarıyla birlikte kuruyan ve hassaslaşan ciltlere özel iyileştirici, taze bakımlar sunuyor. Doğal içerikli el yapımı ürünler soğuğun yan etkilerini azaltıyor, tenin nemini koruyor, cildi besleyip ışıltı veriyor.
info@leorex.com.tr 0 212 603 18 25
VOIR ADIM ADIM 2014
giyin kuşan Fabrika
Çok Özel Alternatifler
Yılbaşında ne alacağına karar veremeyenler, teknolojiyi yakından takip eden sevdikleri için üstün özellikli Logitech ürünlerinden birini seçebilirsiniz.
Klasik otomobillerin karizmatik stilini, geçmişin unutulmayan detaylarını evine taşımak ya da nostaljik tasarımlara meraklı olan dostlarına hediye etmek isteyenler, Evim. net’te birçok alternatif bulabilirler.
En yeni saatler sadece burada!
Erkeklere Özel; Velatura Yeni Seiko Velatura Koleksiyonunda yer alan birçok saatin arasında öne çıkan Kinetic Direct Drive Moon Phase, amiral gemisi niteliğinde. Kullanıcısının her hareketini enerjiye dönüştüren ve böylelikle pil değişimi gerektirmeyen modelde yaklaşık 1 aylık güç rezervi bulunuyor. Aynı zamanda saatin elle kurulabilme özelliği de mevcut.
Dockers
Nostaljik Tasarımlarla Eğlenceli Köşeler
Vücudunuz rahatladı ve hazır… Sıra dış güzelliğinize geldi. Bu yıl iyi markaların, çok şık kıyafet seçenekleri ile ışıldayacaksınız. Gece programınıza uygun olarak; ister spor bir şıklık, isterseniz de şık bir gece elbisesi ile gözleri üzerinize çekebilirsiniz. Bu arada kıyafetinize uygun bir takı seçmeyi de ihmal etmeyin…
Kalite, estetik ve fonksiyonelliği bir araya getiren, tasarım ödüllü birbirinden şık saatler üreten Braun’un en yeni ve prestijli saatleri Türkiye’de ilk kez ve sadece Hepsiburada.com kullanıcılarıyla buluşuyor.
Rugan Ayakkabılar İle Yeni Yıla Elegan Bir Giriş Freywille
70
Dünyada tekne ve yat içi kullanıma uygun ayakkabılarıyla büyük beğeni toplayan Sperry Top Sider, klasik ayakkabı modelleriyle de yeni yılda centilmenlerin beğenisini toplayacak.
giyin kuşan VOIR ADIM ADIM 2014
Fabrika
Yeni Yılda Yepyeni Ürün...
Bu yıl içinde “Bitmiş ürün” kategorisinde piyasaya sunum yapan yılların deneyimli markası Sina Montür; şimdi de yaklaşan yılbaşı öncesi ilk kez satışa hazır fantezi yüzük grubunu kuyumcuların ve takı severlerin beğenisine arz ediyor.
Tırnaklarda Sim ve Lame Etkisi Yeni yılda lame modası geri döndü. Alessandro’nun koleksiyonunda yer alan simli lame ojeler cesur ve iddialı…
Loreal
Bu Yıl Şans ve Zenginlik Sizin
Olcayy Mücevher’in Vatoz balığı derisinden oluşan 2014 koleksiyonu ile tarihin eski sayfalarına büyülü bir yolculuk... Eski medeniyetlerden beri güzellik ve zarafetine hayran kalınan Vatoz balığı, uzun yıllarca süs eşyalarında da yoğun olarak kullanılmış. Vatoz derisinin, tarihin pek çok döneminde özellikle kraliyet ailelerine ait mücevherlerde kullanıldığını görüyoruz. Çünkü şans ve zenginlik getirdiğine inanılan bu deri, aynı zamanda güç ve erdemi de ön plana çıkaran bir unsur olarak kabul ediliyormuş. Kral ve samurayların zırh ve kılıç saplarından enfiye kutularına, dekoratif eşyalardan mücevherlere kadar tarih boyunca Vatoz derisi pek çok ürüne ruh katmış. Nem ve ısıdan etkilenmeyen, özel bir bakım gerektirmeyen Vatoz balığının derisi, esnek ve yanmaz olduğu için nesilden nesile geçebilecek mücevherlere de ilham kaynağı olmuş. Tasarım mücevherlerde vatoz derisi ve renkli taşların birleşimi, zarafet ve stili ön plana çıkarıyor…
71
VOIR ADIM ADIM 2014 giyin
kuşan
İstanbul Aşkına!
İstanbul, taşı toprağı altın… Bir gelen pişman bir de gelemeyen. Yavaş şehir moda bu ara, bu sınıfta İstanbul en sonda ama kimin umurunda? İstanbul Türkiye’nin tacı! Var mı içinden deniz geçen, tarih kokan bir şehir bu dünyada? Hayatlar, aşklar yaşanılan şehre göre değişiklik gösterirmiş. İstanbul, başlı başına bir aşk. Ve karşınızda
Lizay’dan İstanbul severlere tüm ihtişamı ile tarihten kopan eşsiz “İstanbul” Koleksiyonu…
Hydro Quartz Collection
Yeni Yıla Keyifli Bir Başlangıç! Tommy Hilfiger; kadife smokinlerden, ipek elbiselere kadar Holiday Mixer Kapsül Koleksiyonu’nda yer alan birbirinden keyifli parçalarla yeni yıla özel parti şıklığınızı garantiliyor.
Yeni Yılın Kısmet'li Elmasları
Eşsiz tasarımlarıyla bir dünya markası olan “Kısmet by Milka”, elmasın eşsiz güzelliğini yeni yıl tasarımlarına yansıtıyor…
72
Sezgin Jewels tarafından 925 ayar gümüşten üretilen "Hydro Quartz Collection" ürünleri; tüketiciye rodyum, altın ve rose renkli mikron kaplama alternatifleri ile sunuluyor.
Modanın Öncüsü Türkiye’de!
Dünyaca ünlü İngiliz markası Ted Baker ; çarpıcı renklerin, nefes kesen baskıların ve özel kumaşların yer aldığı iddialı koleksiyonu ile İstanbul ve Ankara’da kapılarını açtı. Yeni yıl coşkusunu Ted Baker ile yaşayın.
giyin kuşan VOIR ADIM ADIM 2014 Yeni Yıl Büyüsü
Brandroom mağazalarındaki binlerce hediye ve marka seçeneğiyle, Brandroom ayrıcalığında sevdiklerinize ve kendinize en güzel hediyeyi verin; yeni yılın şık büyüsünü 201314 Sonbahar/Kış koleksiyonlarıyla doyasıya yaşayın!
Profesyonel ve Seçmeci Erkek
Neyir 2013/14 Sonbahar-Kış Koleksiyonu sahnedeki yerini aldı. Sezonun ana fikrinde yer alan “Highland” teması nedeniyle doygun, flanel kumaşlar, yumuşak tuşeler, sıcak renk tonlamaları ve çeşitli boylardaki ekose desenler koleksiyona ayrı bir derinlik katarken dinamik, hem business hem casual stiliyle kalite anlayışı olan erkekler, Namık Gökçeer koleksiyonunda kendi izlerini bulabilirler!
Yılbaşı Partilerinin Gözdesi
Gelinlik ve abiyenin efsanevi markası Oleg Cassini, yılbaşı davetlerinde göz alıcı bir stil oluşturmak isteyenlere cazip alternatifler sunuyor. Etkileyici tasarımlarıyla yılbaşı partilerine damgasını vuruyor.
73
VOIR ADIM ADIM 2014 giyin
kuşan
Yeni Yıl Alışverişinin Keyfi Harvey Nichols İle Taçlanıyor Harvey Nichols’ta dünyaca ünlü markaların 2013-14 Sonbahar/ Kış koleksiyonları ile yeni yıl gecesinde hem davetlerin en şık ismi siz olun; hem de binlerce hediye seçeneğiyle sevdiklerinize Harvey Nichols ayrıcalığıyla en şık hediyeyi verme şansını yakalayın. Harvey Nichols, yeni yılda arayabileceğiniz tüm ürünleri tek bir çatı altında toplayarak; muhteşem aksesuarları, kadın- erkek giyimdeki tüm markaların yeni sezon ürünleri, Harvey Nichols Home konseptindeki ev dekorasyonu için ihtiyaç duyabileceğiniz birbirinden şık parçaları ile yeni yıl alışverişinizde de sizleri bekliyor.
25. Yaş Kutlaması
25 yıl - 50 sezonluk yaratıcılık, renk, eğlence, ironi, optimizm, yenilik ve işbirliği sonucunda Camper Twins Koleksiyonu “bir ayakkabının tekleri simetrik olmalıdır” kuralını 2013’ te de yıkarak, yeni yaşını kutluyor. 25. yıl özel koleksiyonu sınırlı sayıda üretilerek seçili Camper mağazalarında ve camper.com online mağazasında satışa sunulacak.
74
75
VOIR ADIM ADIM 2014
gece
Kendinizi şımarttığınız güzel bir gün geçirdiniz. Peki gecenin yıldızı olmaya hazır mısınız? Restaurantlar, oteller, clubler, yılbaşına özel birbirinden farklı organizasyonlar düzenlemiş vaziyette. Seçim sizin…
2014’ü Sıcak Karşılama
Yeni yıl gecesini kutlamak için Tektekçi’yi tercih edenler geceye özel sürprizler ve shot’larla karşılanıyor. Tektekçi, yılbaşı gecesine özel olarak salepli ve tarçınlı ılık shot’larıyla tüm misafirlerin içini ısıtıyor!
Siz Neredeyseniz Lezzet Oraya...
Butik hizmet anlayışı, VIP catering servisi ve trend belirleyen çizgisiyle Avantgarde otelleri, yeni yılı evinde karşılamayı tercih edenler ve ofis partilerini bir lezzet şölenine dönüştürmek isteyenler için çok özel mönüler hazırladı...
Asya’dan Gelen Lezzet Yılbaşı Sofranızda
Sevdiklerinizle birlikte, farklı lezzet deneyimleri yaşayacağınız bir yılbaşı sofrasında buluşmak istiyorsanız Go Mongo’nun zengin mönüsü size birbirinden özel alternatifler sunuyor. “Mongolian Barbeque – Moğol Barbeküsü” konseptinin Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi Go Mongo, sunduğu lezzetlerle sizi bu özel akşamda adeta farklı ülkelere götürüyor.
Unutulmaz Yılbaşı Tatili
Midyat’ı tepeden seyretmenin keyfiyle ve mırra eşliğinde yapılan sohbetler Kasr-ı Nehroz Otel’de yaşanan tatillerin unutulmaz anılarından sadece biri…
Sürprizlerle Dolu Yılbaşı Gecesi
76
W İstanbul’ un, muhteşem atmosferi, şık ambiyansı ve çok özel yılbaşı paketleri ile İstanbul’un en büyüleyici yılbaşı gecesine hazır mısınız? Şef Yasin Doğtürk’ün OKKA’da sunacağı eşsiz mönülerle başlayacak geceye W İstanbul’un eğlence fenomeni W Lounge, sürpriz DJ performansları ile yılbaşı gecesi muhteşem bir eğlenceye ev sahipliği yapacak!
Yeni Yılı Coşkuyla Kutlamak İsteyenlere
NG Güral Afyon Wellness & Convention, yılbaşında konuklarına unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor. Yeni yıla NG Güral Afyon’da girmeyi planlayanlara Enbe Orkestrası’nın sahne alacağı harika bir yılbaşı programı sunuluyor.
facebook.com/wowistanbul
BEĞEN İ LER E K
twitter.com/Wow_Istanbul
TAKİP ED İ L İ YO RU Z
WOW Istanbul Hotels & Convention Center’ı sosyal medya adreslerinden takip ederek, yeniliklerimizden ve fırsatlarımızdan ilk siz haberdar olabilirsiniz...
k i j o l o n k Te nilik Ye
Hğı markasını, etkin yenilikler ve son teknolojik uygulamalararem Altın’ın 2'nci kuşak yöneticisi Ara Miraşoğlu; devraldı-
2013 yılının her ayında yeni bir teknolojik hamle yapan Harem Altın ve Döviz, hem bireylerin hem kuyumcuların ticari hayatlarına kolaylıklar kattı.
la tüm Türkiye’de çok daha yakından tanınır hale getirdi. Bu yıl özellikle; I phone ve mobil cihazlara uyumlu sektör programı, ambalajındaki özel kodu sayesinde anlık fiyatını öğrenilebilen “konuşan altın” ürünü, tüketiciye en yakın güvenilir kuyumcuyu gösteren “kuyum navigasyonu”, piyasa analizleri, en güncel sağlıklı değerli maden fiyatları gibi daha birçok yeni uygulamayı ticari bir kaygı gözetmeden uygulamaya sokan Harem Altın; piyasada saygınlığını ve prestijini en üst seviyeye getirdi. Harem Altın’ın bu yılki önemli hamlelerinde imzası olan Ara Miraşoğlu; Dünyanın çok hızlı bir gelişim gösterdiğini, kuyumculuk sektörünün bir parça bu hızlı değişime ayak uydurmada geciktiğini belirterek; “Bu yıl gerçekten seri birçok yeniliğe imza attık. Herhangi bir maddi beklenti içinde olmadan yaptığımız bu çağdaş uygulamalar ve destek programlarının ciddi katkısı olduğunu duyuyor ve çok mutlu oluyoruz. Biz sektörü büyük bir aile gibi görüyor ve bu ailenin içindeki tüm fertlerin kendilerini geliştirmesinin önemine inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde de yine birçok yeniliği sektörümüzün kullanımına sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Gelişmeleri ve yeni ürünleri Harem Altın web sitesinden de takip edebilirsiniz.
Alyans Üreticilerini Zor Günler Bekliyor Son yıllarda hızla artan alyans firmalarının, yeterli fizibilite ve AR-GE çalışmaları yapmadan kontrolsüz bir büyüme içinde olduklarını belirten Ufuk Güneş; piyasanın ihtiyacının üzerinde alyans firmalarının bulunduğunu ve yakın zamanda zorlu rekabet şartları nedeniyle bazı markaların alyans üretimine ara verebileceğini öne sürdü.
1larından Ufuk Alyans’ın ikinci kuşak yöneticisi Ufuk Güneş; 990’lı yılların başında kurulan, ülkemizin köklü alyans marka-
son dönemde hızla çoğalan alyans firmalarının, pazarın talebinden daha fazla ürün sunduğunu ve alyans üreticileri arasında çok agresif bir rekabet meydana geldiğini söyledi. 5 yıl öncesine kadar sayılı alyans firmasının bulunduğunu hatırlatan Güneş; “5 yıl gibi kısa bir süre içinde alyans firmalarından ayrılan kişilerin kurduğu alyans markaları, bazı zarar eden kuyumcuların garanti gördükleri için üretimlerini alyansa çevirmeleri ve İzmir’de kurulan birçok alyans markası pastadan pay almaya başladı. Pasta büyümeden pastadan pay alanların sayısı artınca ortada ciddi bir rekabet ortamı oluştu. Genelde fiyat ile avantaj sağlamaya çalışan yeni alyans markaları, yükselen altın fiyatlarının da oluşturduğu dalgalı piyasada kendilerine pazar buldular” diye konuştu. Türkiye’de artan alyans firmalarından bazılarının büyük yatırımlar ile işe soyunduğunu belirten Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; “Bu dönemde sadece İzmir’de değil, farklı vilayetlerimizde de önemli kuyum markalarının alyans işine girdiklerini gözlemli-
78
yoruz. Bazı alyans firmaları kapital güçleriyle bazıları ise piyasa şartlarının altındaki işçilik fiyatlarıyla ön plana çıktılar” dedi. Alyans üreticilerinin, yoğun rekabet nedeniyle sürekli yeni modeller üreterek kuyumcuların vitrinlerine girmeye çalıştıklarını, nerdeyse fantezi yüzük tarzında yoğun desenli alyansların tüketiciye sunulduğunu kaydeden Güneş; sözlerini şöyle sürdürdü: “Alyanslarda aniden binlerce farklı model çıkması bir süre sonra, model kirliliğine yol açtı. Alyans almaya gelen çiftler birbirinden değişik modeller arasında seçim yapamaz hale geldi ve yine klasik alyans modellerine yönlendiler. Yüksek teknolojinin de üretime girmesiyle birlikte çiftler, butik alyans üreten firmalara daha çok ilgi gösterdi. İzmir’de son dönemde önemli alyans firmaları piyasada yer aldılar. Ama İstanbul firmalarıyla, yoğun teknoloji gerektiren ve sürkülasyonu fazla olan modellerde hala rekabet etme şansları az. Ben yakın zaman içinde talebin üstündeki alyans üreticilerinin doğal bir seleksiyondan geçeceğini ön görüyorum. Ya çok büyük tekniğe, teknolojiye sahip olanlar ya da farklı, çarpıcı ve etkileyici fikre sahip olanlar ayakta kalacaklar.”
79
Özden Bölükbaşı
UTKATASANA Sandalye Pozu
ş u ç U l Öze Keyfi
U
tkatasana; Sanskrit dilinde ‘utkata’ güçlü, normalin üstünde, kocaman, ağır – ‘asana’ ise postür anlamlarını taşımaktadır. Sanskrit, Hindistan ülkesinin 22 resmi dillerinden biridir. Aynı zamanda Budizm ve Hinduizm için litürjik bir lisandır. 6000 yıldan eski olduğu düşünülmektedir. Sanskrit’in kelime anlamı ise’ rafine edilmiş’ ve ‘kutsal’dır. Utkatasana pozuna geçen sayıda anlattığım Tadasana yani Dağ pozundan geçilir. Ayakların arası kalça mesafesi açık, elleri ileriye dogru uzatın aynen bir sandalyeye oturacakmış gibi yavaşça kalçayı yere doğru yaklaştırın. Kollar bedenin her iki yanından yukarıya doğru uzarken gözlerin kenarından elleri görmelisiniz. Ne çok geride ve ne çok ileride olmalı. Omuzlar aşağıda ve boyun uzun olmalı, sırt düz bir şekilde hafifçe bacakların üzerine doğru eğilin ama dizler ayak parmaklarını geçmemeli. Karın hafif içerde ve yukarda, kürek kemiklerini (omuz) arkaya ve aşağıya doğru indirin. Ayaklar yere güçlü ve sağlam basmalı, ağırlığın çoğunluğu pozun içindeyken topuklarda hissedilir. Birkaç derin nefes burada kalın, sakince nefes alıp verin ve pozdan çıkmak için nefes vererek ayakların dört bir köşesine eşit basıp yavaşça yukarıya doğru bacakları düzelterek Tadasana (Dağ pozu)’na geçin eller bedenin her iki yanında serbest olacak şekilde bırakın.
Utkatsana Pozunun Yararları; • abdominal bölgeyi uzatır ve esnetir • bacak, baldır ve ayak bileklerini güçlendirir • düztaban semtomlarını azaltır • kalp, diafram ve abdominal organlarını stimüler eder • menstrüel krampları azaltır • eklem ağrılarına iyi gelir • sırt ve abdominal kasları güçlendirir • dengeyi güçlendirir Önlemler • bel ağrısı ve düşük tansiyon olanlara tavsiye edilmez. • pozun içinde baş dönmesi yaşarsanız yavaşça pozdan çıkın. Yoga'yla kalın...
ki bu ayZAYIFLAMA TÜYONUZ
ozdenbolukbasi@voirmagazin.com
Düzenli olarak günde 3 ila 4 bardak yeşil çay içiniz. Metabolizmayı stimüle eder ve kilo vermenizde ve/veya korumanızda yardımcı olur. 80
Saran Havacılık tarafından Türkiye’de satışa sunulan Bell 429 Helikopter, iş adamları tarafından VIP kullanımının yanısıra hava ambulansı hizmeti vermesiyle de dikkatleri çekiyor. Gece görüş özelliği de olan Bell 429, dünyanın en çok helikopter satan firması olan Bell Helicopter Textron’un en gözde modellerinden.
Seçici Kurul Belli Oldu 2014 yılının trendlerini belirleyecek 6'ncı Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nın seçici kurulunda ünlü isimler biraraya geldi.
B
irbirinden farklı, orjinal mücevherlerin bu yıl “Doğa’da aşk” teması ile rekabet edeceği yarışmaya, şimdiye kadar yaklaşık 150 başvuru yapıldı. Mücevher dünyasına adım atmak isteyen genç tasarımcıların başvuruları Aralık ayı sonuna kadar devam edecek. Türk mücevher sektörü ile genç, başarılı ve yaratıcı tasarımcıları buluşturan Mücevher İhracatçıları Birliği, bu yıl altıncısını düzenleyeceği “Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması” jürisi için sanat ve tasarım alanında başarılı işlere imza atan ünlü isimleri bir araya getirdi. Hiref markasının kurucusu Ebru Çerezci, ünlü kalemkar Berç Melikyan, resim sanatçısı Hasan Kale, Kapalıçarşı’nın usta mücevher tasarımcısı Kader Yıldız, Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, ünlü moda tasarımcısı Özgür Masur ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı ve ve Dekan Dekan Yardımcısı Yardımcısı Doç. Doç. Şeyma ŞeymaÜs Üs-
tüner Uzunöz’den oluşan jüri, 2014 yılının en yaratıcı ve en özgün mücevher tasarımlarını seçecek. Bu yıl “Doğa’da Aşk” teması ile “Altın Takı” ve “Değerli Taş” tasarımı olmak üzere iki kategoride yapılacak yarışmada katılımcılardan; aşkın doğadaki varlık ve olgularla ifade edilmesi ve soyut duyguların somutlaştırılması, aşkı ifade eden tabiat güzelliklerinin tasarımlara dönüştürülmesi bekleniyor. Yoğun ilgi gören 6. AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması’na şimdiye kadar 150 başvuru yapıldı. Yılsonuna sürecek başvurular www.jtr.org.tr adresi üzerinden devam ediyor. Yarışmada; kategori birincilerine 10 bin TL para ödülü ve yurt dışı eğitim fırsatı verilirken, ikinciler 7 bin 500 TL, üçüncüler ise 5 bin TL. ile ödüllendirilecek. Finale kalan tüm tasarımcılara mansiyon verilecek. Ödül töreni ise 2014 yılının Mart ayında İstanbul Mücevher Fuarı ile eş zamanlı olarak yapılacak. Gala gecesine Ebru Gündeş de şarkıları ile renk katacak.
81
VOIR GÜNCEL
Dostlukla Renklenen İşbirliği Birçok projede birlikte çalışan Hakan Akkaya ve Çağla Şikel, Mercedes Benz Fashion Week ile başlayan profesyonel dostluğu, “2014 İlkbahar/ Yaz Hakan Akkaya Koleksiyonu'nda” da sürdürecek.
E
kim ayında düzenlenen Mercedes Benz Fashion Week İstanbul'da MEN IN BLACK defilesiyle muhteşem bir şov yapan Hakan Akkaya, birbirinden şık 80 kombini taşıyan baş manken Çağla Şikel ile işbirliğine devam ediyor. 2014 İlkbahar-Yaz Hakan Akkaya Koleksiyonu tasarımlarını tanıtan Çağla Şikel, ünlü modacının tarzının kendisini yansıttığını ifade etti. Hakan Akkaya'nın enerjisinin güzel olduğunu ve bunu tasarımlarına yansıttığını belirten Şikel, Akkaya ile çalışmanın büyük bir keyif olduğunu vurguladı. Çağla Şikel: “Hakan işine aşık, tasarımlarına hayranım, çok yaratıcı ve heyecanlı". Dostlukla renklenen işbirliklerinin devam edebileceği sinyallerini veren Akkaya ve Şikel, 2014 ilkbahar-yaz modasıyla ilgili tüyolar da verdi. Hakan Akkaya tarzının vazgeçilmezi siyah-beyazın ön planda olduğu renklerde yeşil ve tonları oldukça canlı. Transparan detayların kullanıldığı tasarımlar yine cesur ve çok şık.
82
Moda ve Sanatın Buluşması
İngiliz Moda Devi Alexander McQueen ve Ünlü İngiliz Ressam Damien Hirst’ten Moda ve Sanat Dünyasını Birleştiren Güç Birliği... Alexander McQueen’ in ikonik tasarımlı, kurukafalı fularları, 10. Yılında Damien Hirst yorumuyla yeniden hayat buluyor.
İ
konik tasarımlı kurukafalı fularlarının 10. Yılını kutlamak amacıyla, İngiliz ressam ve sanat koleksiyoncusu Damien Hirst ile özel bir işbirliği gerçekleştiren ünlü moda devi Alexander McQueen; efsanevi kurukafalı fularlarına Damien Hirst’ ün sanatsal yorumunu katarak sınırlı sayıda üretilen 30 yeni fular modelini modaseverlerle buluşturuyor. Damien Hirst’ün kendi entomoloji resimlerinden ilham alarak tasarladığı, kaşmir ve şifon ağırlıklı fularlarda; özellikle kelebek, böcek ve örümcek desenleri ön plana çıkıyor. Damien Hirst’ün doğadan ilham alarak tasarladığı ve sınırlı sayıda üretilen bu çok özel koleksiyon, Alexander McQueen Maçka mağazasında sizleri bekliyor.
83
Dr. Mustafa TURHAN OKAN ÜNİV. Uluslararası Ticaret Bölümü
ÇEVRESEL DIŞ GELİŞMELER
K
asım ayı içerisinde çok önemli dış politik gelişmeler oldu. Bunlardan birincisi Sayın Başbakanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği konseyi” 4. Toplantısı için biraraya geldi. St.Petersburg’da yapılan görüşmelerde özellikle Suriye’deki insani ihlaller ve rejim konusu konuşulmuşsa da enerji, turizm konuları gündemin maddeleri arasında idi. Rusya tarafından Mersin-Akkuyu’da yapılan nükleer santral inşaatı ve işletmesi ile ilgili Türk mühendis ve diğer personelin yetiştirilmesi, İskenderun Demir-Çelik Fabrikasının modernizasyonu konuları iki liderin görüşmeleri arasında idi. Türk müteahitlerinin Rusya’da yaptıkları 50 milyar dolarlık yatırım, Türkiye’ye gelen 3.6 milyon Rus turistin sayısının önümüzdeki sezonda 4 milyona ulaşacağı beklentileri de ayrıca görüşmelerin olumlu tarafı idi. Bütün bunların yanında her iki liderin 35 milyar doları bulan dış ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılmasında gayret sarf edecek olmaları en kayda değer husus olmuştur. Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Tahran’da yapılan “21. Ekonomik İşbirliği Toplantısı” esnasında İran Dışişleri Bakanı Zarifi ile yakın ilişki içerisinde olması ve onu nükleer yatırımlarla ilgili görüşmelerde olumlu yaklaşımından dolayı tebrik etmesi bölgesel gelişmeler için dikkatle takip edilecek hususlardır. Çünkü; bu görüşmeler ekonomik ve mali gelişmeleri de etkileyecek şekilde yeni oluşumları gerekli kılacaktır. Toplantı sırasında bir ticaret anlaşması imzalanmasının gerekliliğinin ortaya konulup, ticaretin arttırılmasına ulaşım sisteminin yenilenmesine ihtiyaç duyulduğunun vurgulanıp bölge çapında ulaşım-lojistik koridorların teklif edilmesi önemlidir. Geçen ay Türkiye’yi yakından ilgilendiren esas önemli bir gelişme ise İran’a uygulanan yaptırımların bir kısmının kaldırılacağı Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius tarafından BBC’ye açıklaması idi. Yaptırımların kalkması ile İran 7-10 milyar dolarlık ekonomik değer oluşturacaktır. Bu rahatlama direkt olarak Türkiye ve bölge ülkelerinin yararına olacaktır. Bilhassa işlenmiş ve külçe altın ihracatında Türkiye daha çok önemli hale gelecektir. Ayrıca İran’ın bloke edilmiş bir çok ülkedeki 100 milyar dolara yakın parasının tamamı olmasa bile bir kısmı dönüşüme sokulacak serbest ticarete konu olacaktır. 23 milyar dolar civarındaki Türkiye-İran arasındaki dış ticaret hacminin artması olasıdır. Bunun yanında 1.720 km uzunluğundaki doğalgaz boru hattının yapımı gerçekleşebilecek, İran’dan alınan 100 bin varillik petrolün 140 bin varile çıkması olasıdır. Çevremizde olan bu gelişmeler makro seviyede olumlu ekonomik gelişmeler yanında kuyum esnafı, sanayicisi, ihracatçısı için de önemli gelişmelerdir. Gün, bu gelişmeleri dikkatle izlenip paraya çevirme günüdür.
84
çılış A i n e Y ent'te k u c Kuyum Uzun bir dönemdir sektöre kalıp, makine ve teknik çözümler üreten Steel Kalıp, geçtiğimiz ay yeni şubesini Kuyumcukent'te hizmete açtı. Steel Kalıp, 1986 yılından beri sektörde kalıp ve makine üzerine hizmet veren bir firma. Fabrikasının Marmara Sanayi'de bulunan firma, müşterilerine çok daha iyi çözümler üretmek ve ulaşım kolaylığı sağlamak adına Kasım Ay' ı içerisinde yeni bir şube açtı. Kuyumcukent'in artan hacmi nedeniyle özellikle tercih ettiklerini vurgulayan firma sahibi Yusuf İzzettin Çelik, "Müşteri memnuniyeti bizim için önemli bir konu. Marmara Sanayi'de bulunan fabrikamızın bir de showroomu olsun istedik. Bunu da yoğun olarak portföyümüzün konuşlandığı Kuyumcukent'te açma kararı aldık. Kasım ayından beri birinci katta, kalıp ve makinaya yönelik satışlarımızı sürdürüyoruz. İsabetli bir karar olduğunu düşünüyorum." dedi. Ayrıca Çelik, gelişimleri için sürekli çalıştıklarını ve yenilikler yapmaya devam edeceklerinin de vurgulayarak sözlerini noktaladı.
Connecting Global Competence
ŞUBAT 14 – 17, 2014 MESSE MÜNCHEN INTERNATIONAL INHORGENTA.COM INHORGENTA-BLOG.COM
MÜCEVHERAT, SAAT, YAŞAM TARZI
İRTİBAT: AGORA TURIzM vE TICARET LTd. S¸ TI., TEL. 0212 241 81 71, INfO@MESSE-MUENCHEN.COM.TR
İSTANBUL'DA KALİTENİN KEYFİN LEZZETİN ADRESİ...
Lezzet Durağınız
Ocakbaşı Keyfi
Panaromik Manzara
ALi Ocakbaşı Nişantaşı Nişantaşı Mah. Teşvikiye Cad. City's Nişantaşı AVM Mahalle Katı No:162 Şişli / İstanbul Tel: 0 212 373 26 15 ALi Ocakbaşı Karaköy Arap Camii Mah. Tersane Cad. Kardeşim Sok. Grifin Han No:45 Kat:4 Karaköy / İstanbul Tel: 0 212 293 10 11
VOIR GEZİ
RUHA YOLCULUK
HİNDİSTAN Yazı ve Fotoğraflar: Nilüfer Bektaş
88
Amritsar Şehri
Golden Temple (Altın Tapınak)
B
öyle bir yer işte Hindistan, yollarda olduğun... Her ne eksikse onu bulduğun... Ne kadar eksiksen o kadar dolduğun... Yolun sonunda kendini bulduğun bir yer. Her köşesinde adanmışlığın, sorgusuz sualsiz bir teslimiyetin olduğu... İlk başlarda alışmaya çalıştığın, döndükten sonra ise burnunun ucunda tüten kokuları, baharatları, yemekleri, acıları, insanları, canlıları...
Seni ararken, yollarda buldum kendimi. Kendimi yollarda, seni ararken buldum. Seni ararken yollarda, kendimi buldum.
89
VOIR GEZİ
Jaipur Şehri
Amber Fort Kalesi
Sefaletin, açlığın içinde olup da ümitsizliğin, kederin, tasanın dışında olunan bir yer. Gözlerin güldüğü, dudakların hep bir ilahi mırıldandığı, bazen keskin bir kokunun yanında onu bastıracak kadar misk kokulu tütsülerin, dumanların havada süzüldüğü… Sanki Tanrı'nın hep seninle yan yana ya da üst katta yaşadığını hissettiğin bir yer. İlk günlerde tapınaklarda gezinirken ayakkabını çıkarıp yalınayak basmaya çekinirken, sonraları neredeyse ayakkabın olmasa bile yaşayabileceğin, bu dünyada sahip olduğun ve bırakmaya zorlandığın, maddesel şeyleri orada belki de tamamen unutup terk edebileceğin bir yer. Bu kadar insanın bu kadar karmaşada karışmadan, ya90
rışmadan, çarpışmadan yaşamasının mucize olduğu... Yarının olmadığı, bugünün bile olmadığı, karnının doyduğu, zihninin doyduğu, ruhunun doyduğu, anlarına doyduğun bir ülke… Kimine göre baktığında her yerde çöplerin, pisliğin olduğu; ama kafanı gökyüzüne kaldırdığında ayın ve güneşin tüm ihtişamının, başından ayak uçlarına kadar sanki bir yağmur sağanağında ıslanmışcasına sırılsıklam olduğu bir yer.
ri JaipurAŞsterohloji Müzesi ntar/
Jantar Ma
Rishikesh
Ben çok küçüğüm… Hindistan’sa o kadar büyük ki... Sanki ben onu sevmemişim de O, benim onu sevmeme izin vermiş gibi…
Jaipur Şehri
City Palace
91
Altın Bankacılığında Büyük İşbirliği DenizBank, Kuyumcukent A.Ş. ile yaptığı protokolle Kuyumcukent’teki kuyumcular için çok özel avantajlar sundu. Sadece Kuyumcukent’te yerleşik müşterilere DenizBank 1 yıl vadeli ve 1 kilogram altın için aylık 1,75 gr. geri ödeme ile finansman desteği verecek. Kredi 1 yıl taksitli veya spot seçenekleri ile sunuluyor. Özcan Halaç, Gökhan Sun
Selami Tütüncüoğlu
D
enizBank, iş sektörlerden biri olarak belirlediği altın sektörüne desteğini artırmaya devam ediyor. DenizBank Altın Bankacılığı ve Kuyumcukent İşletme A.Ş. (KİAŞ) arasında 06 Aralık 2013’te iş birliği protokolü imzalandı. İstanbul’da düzenlenen protokol imza törenine DenizBank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun ve Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç katıldı. Protokol çerçevesinde DenizBank Altın Bankacılığı, sadece Kuyumcukent’te yerleşik sektör müşterilerine özel finansman desteği sunuyor. DenizBank, tüm altın kredi paketlerinde olduğu gibi bu üründe de sektör dinamiklerini göz önüne alarak özel kredi değerlendirmesi yapıyor.
“Yenilikçi çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz”
DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör, yapılan protokolle ilgili açıklamasında, “Altın bankacılığı konusunda sektörde birçok ilke imza attık. Daha önce geliştirdiğimiz taksitli altın kredisi ile müşterilerimiz kredi geri ödemelerini 24 aya varan vadeler ile aylık eşit taksitli olarak gram cinsinden yapabiliyorlar. Bir diğer ilk olarak hayata geçirdiğimiz İmalatçıya Altın Destek Kredisi ile de kuyumcuların nakit akışına uygun bir şekilde has altın alım imkânı sağlıyoruz. 3 aya varan ödemesiz dönemin de bulunduğu İmalatçıya Altın Destek Kredisi’nde öteleme süresi sonrasında 9 ay veya 12 ay vade üzerinden taksitlendirme seçeneği de bulunuyor. Şimdi Kuyumcukent yöne92
timiyle yaptığımız protokol ile Kuyumcukent’teki girişimcilere birçok önemli fırsat sunuyoruz. Bu çalışmanın başka bankalarda benzeri yok. DenizBank Altın Bankacığı olarak sektörün tüm hassasiyetlerini dikkate alıp yenilikçi çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Kuyumcukent’e özel uzman ekip hizmet veriyor
DenizBank, Kuyumcukent’te altın sektörüne özel uzman ekip ile hizmet sunuyor. DenizBank Şube Müdürü Vildan Yüksel, Portföy Yöneticileri Deniz Özcan ve Olga Özlük; Kuyumcukent’teki esnafın bankacılık hizmetlerine cevap veriyor. DenizBank ve Kuyumcukent yönetimi arasında yapılan protokolle Kuyumcukent’te yerleşik ihracatçı müşterilere özel 1 yıl vade ve 1 kilograma aylık 1,75 gr geri ödeme ile finansman desteği sunuluyor. Kredi, 1 yıl taksitli veya spot seçenekleri ile sunuluyor.
0850 200 22 20
weddingworld.com.tr
Wedding World AVM şimdi daha canlı, daha ışıltılı! Evlilik ve altın alışverişinin vazgeçilmez adresi Wedding World AVM, şimdi değişen yüzü ile herkese rengarenk bir alışveriş dünyası vadediyor. Gelin ve damat adaylarına oldukça geniş bir ürün yelpazesi sunan Wedding World AVM, avantajlı fiyatları ve sürpriz kampanyaları ile Türkiye’nin ilk ve tek evlilik alışverişi merkezi olmaya devam ediyor. Şimdi siz de Wedding World AVM’ye gelin; evlilik alışverişinizi en avantajlı fırsatlar ile tamamlayın!
EVLİLİK VE ALTIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ
Selçuk ÖZKAN
Işık ve Renk “Karanlık diye bir şey yoktur, karanlık ışığın yokluğudur.” Albert Einstein
Y
aşamımızda pek çok değerli şeyin farkına vardığımız gibi bir o kadarının da farkına varmadan yaşar gideriz. Son zamanlarda yeni vereceğimiz renkli mücevher taşları eğitimi için hazırlanırken ışığın bizim için ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırladım.
şk A i ş e t A u n o y i s Kolek Lucis Pırlanta, Aralık ayında Hz. Mevlâna'nın 740. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerine katılacak olan Altınkaynak Konya Şubesi için özel bir koleksiyon hazırladı.
Işık o kadar önem ar etmekte ki, bir an ışıksız kaldığımızı hissedelim; sonucun bizi pek mutlu etmeyeceği ortadadır. Yaşamını ışıksız sürdüremeyecek pek çok canlı vardır ve ların yokluğu da aslında yaşamın yokluğudur; yani ışık yaşamın temel taşlarından biridir. Işığı, bir kaynaktan her yöne doğru dalgalanarak yayılan parçacıklar olarak değerlendirebiliriz. Işık aynı zamanda kompozisyon oluşturmada, psikolojik etkiler yaratmadada önemli işlevler üstlenmektedir. Işığın cisimlere çarptıktan sonra yansıyarak gözümüzde bıraktığı etkiye renk denir. Renlerde hayatımızın önemli unsurlarındandır. Renklerin olmadığı bir dünya, ne kadar sıradan ve sıkıcı olurdu. Doğa, her zaman renkleri mükemmel bir uyum içinde ortaya çıkarır; yani renkler arasına karışan her yeni renk diğerlerine uygun düşer. Bir ressam, bir peyzaj sanatçısı nasıl ışığın en iyisini, en doğrusunu, en safını arayıp bulmaya çalışıyorsa mücevher sanatçıları da saf ışığı daima aramalıdır. Işık ve renkleri mücevherde kullanırken; •Işık, mücevherleri en iyi şekilde görünür kılmalı, •Işık, mücevherlerde öne çıkarmak istediğimiz tüm detayları öne çıkarabilmeli, •Işık, mücevherde duygusal derinliği sembolize etmeli, •Işık, mücevherde imgesel anlatım aracı olarak kullanılabilmelidir. •Renkler arasında ton uyumuna, •Zıt renklerin uyumuna, •Sıcak renklerin kullanılması, •Soğuk renklerin kullanılması, •Monokrom renklerin, (Monokrom, tek rengin farklı tonları için kullanılan bir terimdir) •Mücevher tasarımında göz ardı da edilmemesi gerekmektedir. 94
Yüksek kaliteli elmaslar ve rose rengi altın kullanılarak üretilen ve “Ateş-i Aşk” ismi verilen koleksiyonda bulunan mücevherler günlük kullanıma uygun olarak tasarlandı. Semazen figürlerinin ustalıkla mücevhere yansıtılmasıyla tasarlanmış olan koleksiyon, 07-17 Aralık tarihleri arasında, Konya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Hz. Mevlana’nın 740. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri etkinliği çerçevesinde sergilenecektir.
/CJR Ayşe Örnek, Temsilcisi tış Sa r he ev Müc
HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN! HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.
Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.
Eğitim Süreci Nasıl İşler? Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler. Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar. • Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler. • Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir. • Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir. egitim@hrdantwerp.com.tr / 0 505 473 473 1
INHORGENTA Profesyonel Yaklaşımda 40 Yıl Inhorgenta Munich’in Ürün Yöneticisi Renate Wittgenstein fuardaki son gelişmelere değindi
Takılar, saatler ve yaşam tarzı alanındaki keseye uygun lüksün önde gelen uluslararası ticari fuarı olan Inhorgenta Munich, Şubat 2013’te 40’ıncı doğum gününü kutladı. Bu kırk yılı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
zamanda heyecan verici sempozyumlar, konuşmalar ve workshoplar olacak. "Çağdaş Tasarımı" vb. temsil eden C2 Salonu, 2013’teki jübile aktivitesi için tamamen yeniden dekore edilmişti. Bu yeni tasarımı katılımcılar ve ziyaretçiler nasıl karşıladılar?
Bugünün Inhorgenta Munich fuarı, kapılarını ilk kez 1973 yılında açtığından bu yana, saat ve takı endüstrisinin Avrupa çapındaki bir forumu olma karakterinde sürekli bir ilerleme ve gelişme kaydetti. Bu başarı öyküsü rakamlarla da anlatılabilir. İlk fuara 210 firma katılmıştı; en son fuarda ise 19 ülkeden 1.237 firma vardı. 85 ülkeden toplam 30.000 ticari ziyaretçi geldi. 2014 yılında da aynı seviyeyi tutturacağız. Ama en önemlisi, fuarın yenilenmeye ve gençleşmeye devam etmesi. Gençleşmeden bahsetmişken, yeni açılan B3 Salonunda genç trend belirleyicilere ve modern yaşam tarzı markalarına özel bir yer verilecek. Bu konsept tuttu mu?
Bize göre kesinlikle hedefine ulaşmış olan yeni yaşam tarzı temalı başarılı bir fuar yılına bakabiliriz. 14-17 Şubat 2014 tarihleri arasında düzenlenecek 41’inci 96
Inhorgenta Munich fuarında Yaşam Tarzı B3 Salonu daha da gelişecek. Heyecan verici bir pilot proje başlatıyoruz: Ünlü grafik tasarımcı ve Lead Ödülü sahibi Mirko Borsche’un küratörlüğünü yaptığı "İlham Laboratuvarı"... İlham Laboratuvarı, üst sınıf eksperlerin, tasarımcıların ve ileriyi düşünenlerin katılacakları disiplinlerarası bir aktivite olacak. Aynı
C2 Salonunun yeniden tasarlanmasının sonuçları, hem katılımcılar hem de ziyaretçiler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Amacımız, salonun atmosferinin katılımcıların yaratıcılığını ve ürünlerin özgünlüğünü yansıtmasını sağlamaktı ve yeni tasarımla bunda net bir şekilde başarılı olduk. Katılımcılardan çok sayıda olumlu yanıt aldık; katılımcıların bazıları daha son fuar bitmeden 2014 için kayıt yaptırdılar. Ziyaretçilerin devamlılığı ve uluslararası atmosfer özellikle takdir topladı. Kanımca, C2 Salonunun bu yeni konseptinin bir sonucu olarak, çağdaş tasarımla ilgili bu sektör buluşmasına yönelik başarılı bir iletişim platformu yaratıldı. Inhorgenta Munich'in yüksek kaliteli görünümü buna ne kadar değdi?
Fuarın bu yeni çevre görünümü hakkında istisnasız olumlu geri ileti aldık. Ziyaretçiler ve katılımcılar Inhorgenta Munich’in deneyimine dalmaktan büyük keyif aldılar ve bu yeni tasarım onlara ilham verdi. Fuardaki iş randevuları, bir kenara çekilip iş ortaklarınızla konuşabileceğiniz hoş tasarımlı salonlarda gerçekleştirilebilir. Bu yolla, bütün ziyaretçilerin fayda elde edebilecekleri ağ oluşturma için bir iletişim platformu yaratmış olduk. Bu konsepti 2014’te de sürdürmek istiyoruz. O zaman Inhorgenta Munich uluslararası arenada ne durumda?
2013’te tüm ticari ziyaretçilerin üçte biri buraya yurt dışından geldi. En güçlü bir şekilde temsil edilen ülkeler arasında Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Hollanda ve Büyük Britanya vardı. Ama ABD, Rusya, Çin, Güney Amerika ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden de ziyaretçiler Münih’e geldiler. Bunun yanında,
yurt dışından gelen katılımcıların oranı yüzde 37’den 47’ye yükseldi. C2 Tasarım Salonunun modernizasyonu ve B3’teki yeni yaşam tarzı teması sayesinde, bu alanda daha da büyümeyi sağlayacak teşvikleri spesifik olarak yaratabiliyoruz. Ticari fuar sahnesinde Inhorgenta Munich hangi konumu işgal ediyor? Inhorgenta Munich'i gelecek beş ilâ on yılda nerede görüyorsunuz?
Önümüzdeki yıllarda Inhorgenta Munich’in profilini, geleceğe odaklanmış ve moda bilincine sahip bir ticari fuar olarak algılanmaya devam etmesi için bir marka olarak daha da geliştireceğiz. Amacımız, Inhorgenta Munich’i uzun dönemde orta ilâ yüksek fiyatlı segmentte yer alan bir trend platformu olarak konumlandırmak. Ayrıca, Inhorgenta Munich’in çağdaş takı ve tasarım için bir buluşma noktası olarak şekillenen profilini daha da geliştirmek istiyoruz.
Ticari ziyaretçileri Inhorgenta Munich 2014’te başka hangi ilgi çekici öğeler bekliyor?
Daha önce belirttiğim gibi, B3’teki İlham Laboratuvarını, uluslararası takı ve saat endüstrisinin bir "İlham zirvesi" olarak yerleştirmek istiyoruz. “İlham Laboratuvarı Moda Yürüyüşü” yanında, diğer ilgi çekici öğeler arasında bir günlük “İlham Laboratuvarı Sempozyumu” ve üst sınıf inciler sempozyumu var. “İnovasyon Forumu” ve “Yepyeni” için, elliye yakın gelecek vaat eden genç yeteneğin bizimle olmasını sağladık. C2’de, 2014 yılında da bu fuara özel olarak hazırlanmış bazı spesiyal şovlar da olacak. Fuarda dolu dolu geçen bir günün başarılı bir kapanışı olarak yaratılan işten sonra konsepti coşkulu bir şekilde karşılanmıştı ve bu konsepte 2014’te de yer verilecek. Ticari fuarda sizi bekleyen sayısız ilginçliklere keyifle şaşıracaksınız! 97
Saç
L
Problemlerinizden Tek Seferde Kurtulma Zamanı
’Oréal Paris’in güzellik elçisi Cansu Dere "Elseve Komple Onarıcı 5" serisi ile aradığı onarıcı bakımı bulduğunu ve saçlarının artık hiç olmadığı kadar güçlü ve sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu söylüyor.
L’Oréal Paris laboratuarlarında gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar sonucunda; kadınların en sık karşılaştığı 5 saç problemine yönelik tek bir çözüm geliştirildi. L’Oréal Paris Elseve Komple Onarıcı 5 serisi; içeriğindeki Bio-Seramid sayesinde yıpranmış, sert, mat, güçsüz, uçları kırık saçları kökten uca yeniden yapılandırıp onararak 5 problemi ortadan kaldırıyor. Yapılandırıcı bakım şampuanı,
bakım kremi, bakım maskesi, sıvı saç bakım kremi ve anında mucizevi bakım ürünlerinden oluşan L’Oréal Paris Elseve Komple Onarıcı 5 ailesi; çözümsüz sanılan saç problemleriyle vedalaşmanızı ve hiç olmadığı kadar güçlü ve sağlıklı saçlara kavuşmanızı sağlıyor. Kusursuz güzellikteki saçları ile kadınların ilham kaynağı olan L’Oréal Paris güzellik elçisi Cansu Dere: “Yoğun geçen set ve çekim dönemlerinde saçlarımın yıpranmaması; sağlıklı ve parlak görünümünü koruması için aradığım onarıcı bakımı Elseve Komple Onarıcı 5 serisinde buldum. Eskiden saç problemlerimi çözümsüz sanırdım. Artık en sık karşılaşılan yıpranmış, sert, mat, güçsüz ve uçları kırık saçlardan kurtulmak için tek çözümüm var o da "Elseve Komple Onarıcı 5" ailesi. Saçlarım artık hiç olmadığı kadar güçlü ve sağlıklı.” dedi.
Asla eskisi gibi olmayacak! Güzelliği ile adından söz ettirmek isteyen kadınlar, saçlarına da gereken özeni gösterirler. Saç boyamada yeni bir dönem başlatan Olia; yüzde 60 doğal çiçek yağı içeren formülü, amonyaksız yapısı ve üstün renk performansı ile bir saç boyasında yeni bir dönem başlatıyor. Gücünü
S
aç boyası kategorisinde 60 yıllık uluslararası tecrübesi bulunan Garnier, saç boyasında devrim yaratan yeni ürünü Olia’yı, Stil Danışmanları Deniz Marşan & Başak Dizer ve Saç Stilisti İbrahim Zengin ile birlikte tanıttı. Stil Danışmanları Deniz Marşan & Başak Dizer; 18 göz alıcı rengi ile saç modasına yön vermeye hazırlanan Olia için yeni sezon saç trendlerini yorumladı. Yüzde 60 doğal çiçek yağı içeren formülü sayesinde saç kalitesini gözle görülür bir şekilde artıran Olia, saç bakımına verdiği önemi Saç Uzmanı İbrahim Zengin’den aldığı ipuçları ile gösterdi.
100
içeriğinde bulunan doğal çiçek yağlarından alan, Olia; göz alıcı renkleriyle de podyum ışıltısını saçlara taşıyor. Amonyaksız formülü sayesinde saç boyamayı eşsiz bir deneyime dönüştürüyor ve çiçek kokusuyla diğer boyalardan ayrışıyor.
Günseli Top Öz Ressam
Hizmet Anlayışı İle Farklı
MERHABA S
izlere kendimden uzun uzun bahsetmeyeceğim. Yıllar önce kent yaşamından ve insanlarından sıkılıp, Marmaris'te yaşamayı seçenlerden biriyim; buradaki sanat çalışmalarını anlatmaya çalışacağım.
Bildiğiniz gibi doğal güzelliği, denizi, güneşi, muhteşem koyları ile Marmaris, birçok sanatçıya ilham kaynağı olacak nitelikte bir yer. Büyük şehirlerin debdebesinden kaçan çok sayıda insan yerleşmiş buralara. Artık adı pek anılmasa da eskilerin ünlü keman sanatçısı Vural Doğu, karikatürde dünya birinciliği olan ünlü karikatürist Lütfü Küçük de Marmaris'te yaşamış ve burayı tercih etmiş sanatçılardan bazıları. Mesela dünyaca ünlü Çigan müziği sanatçısı Darvaş'ın mezarı Marmaris’te... Kimse bilmez bunu. Her ne kadar sanatsal faaliyetlerde bulunmasalar da ses sanatçılarının çoğu da buralarda; tiyatrocular, sinema sanatçıları, ressamlar… Gelelim sanatsal etkinliklere... Marmaris'te bu konuda son on senedir gerçekten güzel işler yapılıyor. Birkaç tane sanat derneği bu etkinlikleri sırtlanmış götürüyor. 1998 yılında Ahmet Yaşar Altınöz tarafından kurulmuş olan Marmaris Filarmoni Derneği ve Marmaris Oda Orkestrası bunlardan bir tanesi. Klasik müziği halka sevdirmek için verdikleri çaba ve özveri takdir edilmeli. İlk kurulduğu zamanlarda halka verilen konserlerin birinde, 22 tane orkestra elemanı sahnede hazır, hepsi şık giyimli, hepsi eğitimli ,bazıları akademisyen... Gözümüzü salona çeviriyoruz, seyircilere. En öne oturmuş heyecanla konser bekleyen 5 kişi… Bu 22 kişi 5 kişilik salona konserini veriyor, hem de iki bölümden oluşan programı eksiksiz çalarak. Konser sonrası salonda bir kişi de olsa bu konser gerçekleşecekti diyorlar. Pes etmek yok. Bir Rodos daveti alıyor orkestra, burada dikkat çekiyor. Viyana'ya müziğin beşiğine davet ediliyor. Daha sonra da Polonya Varşova'ya… Bu arada yerel halk konserleri devam ediyor. Artık salon eskisi gibi boş değil. Aileler çocuklarını derneğe bir enstruman öğrensin diye getirmeye başlıyor... Şu anda piyano, çello, keman, gitar ve şan öğrencileri olan harika bir okul durumunda. Dernek başkanı Ahmet Bey bu işe öyle gönül vermiş ki, sponsor bulamadığı için bir konserde arsasını satıp, orkestranın yol ve harcırahlarını sağlamış. Bir başka Marmaris konserinde otelde yer ayarlayamadığı orkestra elemanlarını evinde ağırlıyor. Asıl önemlisi yetiştirdiği pırıl pırıl öğrenciler... Güzel sanatlar liselerine ve konservatuara yetiştirdiği bu öğrenciler onun gururu. Derneğin başka faaliyetleri de var. Görsel sanatlar bölümü -ki ben bu bölümdeyim- de aynı özverili çalışmalarını sürdürüyor. Daha sonraki yazılarımda onlardan da bahsedeceğim. Bu derneğin değeri, sanırım yetiştirdiği gençlerle ilerde çok daha iyi anlaşılacak. Sevgiyle ve sanatla kalın...
102
Hizmet Anlayışı İle Farklı Uzun bir zamandır sektörümüzde yüksek kaliteli hizmet anlayışıyla hareket eden Ela Diamond; çıplak taş ticareti yaptığı müşterilerinin bitmiş ürün talebini müşteri memnuniyeti çerçevesinde karşılıyor. Ela Diamond; yüksek kaliteyi en iyi ustalarla oluşturuyor ve tüm bunları en uygun bütçe eşliğinde müşterisine sunarak fark ortaya koyuyor.
İ
smi güven kelimesiyle özdeşleşen kuyum camiasının önemli ismi Yücel Bedir önderliğinde faaliyetlerini sürdüren Ela Diamond; bir başarılı yılı daha geride bıraktı. 1 karat ve altı olan pırlanta taş satışında uzmanlaşan Ela Diamond; yıllar içinde müşterilerinin yoğun talepleri sonucunda ithal ettiği taşları birbirinden şık takılarla buluşturarak müşterilerinin ihtiyaçlarına hızla cevap veriyor. Tamamen bitmiş bir ürün hazırlanması, Ela Diamond’ın rutin bir hizmeti değil müşterisinin ihtiyacını gidermek için hizmet anlayışını ne kadar genişletebildiğinin bir göstergesi.
B
ugün itibariyle müşterilerinin yoğun talepleri neticesinde özel durumlarda, çıplak pırlanta taş satışının yanısıra yabancı ve yerli müşterilerine tüm safhaları titizlikle ele alınmış bitmiş ürün de sunduklarını belirten Ela Diamond firma sahibi Yücel Bedir; “Geçmiş yıllarda kuyumculuğun her kademesinde görev almamız ve tüm işleyişe hakim olmamız, bizim bitmiş üründe de çok titiz sonuçlar ortaya koymamıza yol açtı” dedi. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışan markalarının, beklentilere cevap vermek adına butik çalışmalar da yaptığını kaydeden Bedir, şunları söyledi: “Bugün itibariyle yıllardır çalıştığımız; montür ustasından mıhlamacıya, ciladan rodaja, kısacası bir ürünün üretimiyle ilgili tüm aşamaları çevremizde güvendiğimiz dostlarımızla müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Böylelikle en ehil ellerden çarpıcı ürünler ortaya çıkıyor. Çok daha uygun bütçeler eşliğinde oluşan bitmiş ürünler talep görüyor. Müşterilerimiz taşı çok iyi tanıdığımız için bizim taşı en iyi sergileyecek takıyı tüm detaylarıyla ortaya koyabileceğimize inanıyorlar.Bu özel hizmetimizle, müşterilerimize fark yaratıyoruz.”
Byglossarist Müge Bilgin Akdaş
Kitap Okumak İster misin?
K
itap okumanın önemine ve ayrıcalığına dikkat çeken, bu konuda yürütülen sosyal sorumluluk projelerinden ve sonuçlarından haberdar olmak beni çok heyecanlandırıyor.
Ufacık bir adımla başlanıp, tv ve sosyal medya üzerinden milyonlara ulaşıldığına şahit olmak mutluluk verici. İşte yine o başarılı projelerden biri. "Kitap Okumak İster misin?" isimli site üzerinden bu anlamlı proje hakkında fikir sahibi olabilir ve dahil olabilmek için gerekli adımları öğrenebilirsiniz. "Kitap Okumak İster misin?" "Evet. Okumak isterim ama; Akıcı, elime aldığımda kolay kolay bırakamayacağım, hayatıma katkıda bulunacak kitap pek bulamıyorum" diye düşünüyorsanız veya "Okumak isterim ama; "Gel gör ki bütçem bu dönemde kitaba para harcamaya pek müsait değil." diyorsanız tanıtımıyla bizi karşılayan sayfa ve projenin detayları şöyle; gayet kolay ve gerekli bir iki adım yerine getirildikten sonra, mevcut sitede bulunan kitaplardan birini istemeniz mümkün. Okuyucuya tavsiye edilen kitaplar, birçok kategoride listelenmiş ve proje çalışanları tarafından okunarak yorumlanmış. Yorumlanmış bu kitaplarda "Yıldız' lı Kitaplar" olarak ayrı bir kategoride listelenmiş. Akıcı, şiddet içermeyen, aile kurumuna saldırmayan, bağımlılık yaratan maddelere gizli veya açık teşvik etmeyen ve en önemlisi hayatımıza dokunan, katkısı olabilecek kitaplar beş yıldızlı kategoride yerlerini almış. Sadece kargo ücreti karşılığı gönderilen kitaplar, uzunluğuna göre 15-30 gün arasında tarafınızdan okunup iadesi bekleniyor ki sizin gibi diğer kitapseverler de bu fırsattan faydalanabilsin. Siteye bir göz atmak ve bu değerli kitaplardan faydalanmak isterseniz; www.kitapokumakistermisin.com
byglossarist.wordpress.com glossarist@windowslive.com 104
Yazar: Mario Mazzant Türü: Polisiye
Yayınevi: Yakamoz Yayınları
Şah Mat
S
uç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps’in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır; aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz. "Şah Mat”, asıl mesleği cerrahlık olan Mario Mazzanti’ nin ilk kitabı. Polisiye türüyle merhaba demek isteyen Mazzanti keskin kalemi ve akıcı diliyle okuru daha ilk sayfalarda yakalıyor. Zekice kurgulanmış katil-polis kovalamacasını heyecanla ve zevkle okuyorsunuz. Son sayfaya kadar katili tahmin etmem mümkün olmuyor. Bu da sanırım bir Polisiye romanda olması gereken en büyük tat.
editörün seçtikleri Bir Perişanlık Hali Roman Yazan: Mehmet Anıl Sayfa Sayısı: 216 sayfa Yayınevi: Can Yayınları Bir erkek, sevgilisinin dört yaşındaki kızına cinsel taciz suçlamasıyla kendini bir anda cezaevinde bulursa ne olur? Üstelik bu erkek kendi halinde saf bir Anadolu delikanlısıyken, sevgilisi kentli ve alımlı bir kadınsa? Suçlu mu, suçsuz mu? Adi bir pedofili olayı mı, talihsiz bir yanlış anlama mı? Mehmet Anıl, tam da bu noktada başlatıyor romanını:
Hürkuş İle Göklerde Yazar: Orhan Bahtiyer Tür: Çocuk Yayınevi: Aya Kitap
Siz sevgili arkadaşlarıma bir soru sormak istiyorum. Aranızda Vecihi Hürkuş’u tanıyan ya da adını duyan var mı? Büyük zorluklarla ve sıkıntılarla uğraşarak çalışan, mücadele ile geçen hayatında, sadece ve sadece vatanına hizmet etme aşkıyla yanıp tutuşan ve bunu da başaran bir insandır Vecihi Hürkuş. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin sivil havacılıktaki en önemli isimlerinden biridir. Türkiye'de İlk uçağı yapan, ilk uçuş okulunu açan kişidir Vecihi Hürkuş. Şaşırdınız değil mi? Bu kadar önemli bir insanı nasıl olup da daha önce tanımadığınızı kendinize sorduğunuzu duyar gibiyim. İşte kitaplar bunun içindir sevgili arkadaşlar.
Birbakış VİZYON SEÇKİLERİ
Burak KAPLAN
Okan Üniversitesi GSF Araştırma Görevlisi burak.kaplan@okan.edu.tr
OLDBOY
Yönetmen: Spike Lee Oyuncular: Josh Brolin, Elizabeth Olsen, Samuel L. Jackson Gösterim Tarihi: 20 Aralık 2013 Chan-wook Park’ı uluslararası alanda bir şöhrete dönüştüren 2004 yapımı Oldboy, öyle etkili bir intikam hikayesi anlatıyordu ki, Hollywood filmin cazibesine dayanamayıp filmin yeniden çevrimini yapmayı kendine görev edindi. Uzun zamandır yapılması planlanan bu yeniden çevrim projesi ile ilgili belki de olumlu anlamda söylenebilecek tek şey ise; projenin başında usta yönetmen Spike Lee’nin oturuyor olması. Sonuç ne olursa olsun bu yeniden çevrim mutlaka izlenmeli.
PARA AVCISI
Yönetmen: Martin Scorsese Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Jonah Hill, Margot Robbie Gösterim Tarihi: 03 Ocak 2014 Martin Scorsese, New York’a geri dönüyor! Ünlü yönetmen, son dönemdeki favori oyuncusu Leonardo DiCaprio’yu da yanına alarak, Jordan Belfort’un otobiyografik kitabını perdeye uyarlıyor. Belfort’u DiCaprio’nun canlandırdığı Para Avcısı, 90’larda geçen bir borsa ve dolandırıcılık hikayesi anlatıyor. Belfort’un kitabını senaryolaştıran isim ise ünlü TV dizisi Boardwalk Empire’ın yaratıcısı Terence Winter. Film, bu yılın Oscar yarışında da adından sıkça söz ettirecek muhtemelen.
AMERICAN HUSTLE
Yönetmen: David O. Russell Oyuncular: Christian Bale, Amy Adams, Bradley Cooper Gösterim Tarihi: 17 Ocak 2014 Çektiği son iki filmle En İyi Yönetmen Oscar’ına aday olan David O. Russell, bu yıl yine aynı ödül için bir adaylık daha kazanacak gibi duruyor. The Fighter ve Silver Linings Playbook’un oyuncularının buluştuğu American Hustle, 70’lerde geçen bir dolandırıcılık hikâyesi anlatıyor ve fragmanından anladığımız kadarıyla çok eğlenceli bir seyirlik vadediyor. Film gerçekten iyi çıkarsa da David O. Russell nihayet bu yıl altın heykelciğine kavuşabilir.
HABERLER c Ünlü yönetmen Steven Spielberg’ün 1993 yılında çektiği Jurassic Park filminin dördüncü bölümü Jurassic World adıyla 2015 yazında vizyonda olacak. Spielberg’ün bu kez sadece yapımcı koltuğunda oturduğu filmin yönetmenliğini ise Colin Trevorrow üstlenecek. c Amerika’da ödül sezonu New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödüllerinin açıklanması ile resmen başladı. Rekabetin fazla olduğu En İyi Film ödülünün sahibi ise sürpriz bir biçimde American Hustle oldu.
Bir Başka İtalyan Sineması
İ
talyan Sineması’nın Fellini, Antonioni ya da De Sica gibi yönetmenler sayesinde bir zamanlar dünya sinemasına yön veren bir sinema olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün ise aynı sinemanın eski günlerini mumla aradığının ve uzun zamandır özlediğimiz tadına ulaşamadığının da hepimiz farkındayız. Bir arayış içinde İtalyan Sineması. Açık ve samimi bir arayış bu. Anlatacak güzel hikâyelerin, yeni bir sinema dilinin ve belki genç Fellini’lerin, Antonioni’lerin arandığı güzel bir yolculuk. Bu yüzden de hiç olmadığı kadar ilgi çekici aslında! Çünkü, bir ülke sinemasının yaşadığı değişime güncel biçimde tanıklık etme imkanı sinemaseverler için hazine değerinde. Yeni yönetmenleri henüz isimleri ortalıkta sıkça anılmazken keşfetme, ana akım izleyicinin haberi bile olmadığı sürpriz filmleri izleyebilme şansı var elimizde. Tam da bu sebeple geçtiğimiz haftalarda dördüncü kez düzenlenen İtalyan Sinemasıyla Buluşma etkinliği biz sinemaseverler için ayrıca önemliydi. Seçkide ilk göze çarpan film ise; bu yılın David di Donatello ödüllerinde adından sıkça söz ettiren Yaşasın Özgürlük’tü. Yönetmen Roberto Ando’nun politikanın “blöfçü” tavrını sinemanın “mış” gibi yapan tavrı ile buluşturmayı deneyen filmi, izlemesi oldukça keyifli bir ikiz kardeşler hikâyesi anlatıyordu. Şu tipik “ikiz kardeşler yer değiştirirse” öyküsünü bilirsiniz. Birbirine taban tabana zıt ikiz kardeşler bir şekilde yer değiştirmek durumunda kalır ve içine düştükleri durumlar/ ortamlar yüzünden ortaya izlemesi oldukça gülünç anlar çıkar. İşte Yaşasın Özgürlük, tam da bu bildiğimiz hikâyelerin bir yenisini anlatıyor bizlere. Fakat filmin en önemli özelliği de burada çıkıyor ortaya. Yaşasın Özgürlük, bize anlattığı hikâyenin tanıdık olduğunun farkında. Üstelik hikâyede yer alan zıt durumlar ortaya komik anlar çıkarsa da aslında özünde anlattığı öykünün hüzünlü olduğunu savunan bir yapıya sahip. Enrico ve Giovanni’nin hikayesinde, özellikle karakterlerin geçmiş öyküleri ile vurgulanan bir gerçek var ortada. Film, aynı zevklere ve hayallere sahip olunan bu “ikizlik” durumunun aslında ağır bir yük olduğunu söylüyor ve yaşananları komedi olarak görmenin bir tercih olduğunun altını çiziyor. Bu da Yaşasın Özgürlük’ü tanıdık öyküye yeni bir yorum getirmesi açısından son derece değerli kılıyor. Filmin, hikayesini anlatmak için kendine politika ve sinema dünyasını seçmesi tercihi de ayrıca yerinde tabi. Bir “yer değiştirme” öyküsünü politikanın sahteliği ve sinemanın canlandırmacılığı üzerinden inşa etme fikri gerçekten müthiş. “Yer değiştirme”nin doğasında “mış” gibi yapmanın olduğu ve her iki uzmanlık/meslek grubunun da temel prensibinin bu “mış” gibi yapmayı kullanarak gerçeği yeniden yorumlamak olduğunun altını çizen film, belki de sadece bu saptaması ile bile sabun köpüğü kıvamındaki benzerlerinden ayrılabilir. Burada durumun vehametini saptayan filmin en önemli repliğini bu “yer değiştirme” işini tezgahlayan Bottini karakteri söylüyor zaten! “Bir şey itiraf etmeliyim” diyor politikacı kardeşinin yerine geçen çatlak profesörümüze. “Senin gibi birine oyumu verebilirdim.” Sonuçta, içinde Fellini’yi bile görme şansına eriştiğimiz, açık uçlu finali ile bize “gülümseyen” harikulâde bir film var karşımızda. İtalyan Sineması’nın altın çağını özlüyor olabiliriz ama bu da bir başka İtalyan Sineması işte!
105