Voir nisan 2014

Page 1

Dünya Liderlerini Giydiren Aile

İhracatçılar Ayhan GÜNER Dedi

Kimsenin Bilmediği Yeteneklerim Var






VOIR

NİSAN - 2014 SAYI: 17 KAPAK: Esra SÖNMEZER İmtiyaz Sahibi VOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL nurseligokcul@voirmagazin.com Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Burak GÖKÇÜL Genel Yayın Koordinatörü A.Faruk GÖKÇÜL / faruk@voirmagazin.com Editör / Gülbahar KILINÇ / gulbahar@voirmagazin.com Kreatif Direktör / Bora DEMİROĞLU bora@voirmagazin.com Görsel Yönetmen / Günseli Top ÖZ gunseli@voirmagazin.com Kurumsal İletişim Müdürü / Özden BÖLÜKBAŞI ozdenbolukbasi@voirmagazin.com Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ Reklam Koordinatörü / Ebru AKÇER ebru@voirmagazin.com Reklam Satış Müdürü Gözde Burcu TOP / gozde@voirmagazin.com Sosyal Medya İletişim Ebru Akçer / ebru@voirmagazin.com Yayın Danışmanları / Yrd. Doç. Dr. Nuri SEZER Ege Bölge Temsilcisi / Günseli Top ÖZ Marmaris Filarmoni Derneği Renk Ayrımı & Baskı Ada Ofset Matbaacılık San. Tic. LTD. Davutpaşa Cd. Litros Yolu 2. Mat. Sit. E Blok No: (ZE-2) 1. Kat Topkapı / İSTANBUL T. 0212 567 12 42 • F. 0212 544 78 64 www.adaofset.com

Nurseli’den Değerli sektör mensupları,

S

ektör için önemli ve yoğun bir ayı daha geride bıraktık. Dergimizin yeni sayısından da anlaşılacağı üzere her ne kadar yoğun olsa da yine de renkliydi. Öncelikle Nisan ayında ki sektör gelişmelerini sizlere aktarmak istiyorum.

Bilindiği üzere İMMİB seçimleri 15 Nisan'da gerçekleşti. SeçimdeTurkuaz Grubu ve Birlik Grubu adına adaylar Ayhan Güner ve Özcan Halaç kıyasıya yarıştı.Sektör temsilcileri yollarına ikinci kez Ayhan Güner'le devam etme kararı verdi. Ayhan Güner ve ekibine başarılar dilerim. Öte yandan Kordonciyan Simokinleri'nin son temsilcisi Levon Kordonciyan; markasının 120'nci yılı şerefine 120 parçalık yeni bir defileye imza attı. Görkemli geçen bu defile sonrası Levon Kordonciyan'la keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bu röportajı da dergimizde okuyabilirsiniz.

Sertifika No: 14460

Dağıtım / Aras Kurye Yayın Türü / Aylık Süreli Yayın Yönetim Yeri ve İletişim Alemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105 Eser Han Fatih - İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 522 15 51 www.voirmagazin.com info@voirmagazin.com

Keyifli röportajlardan birini de "tasarım firma için bir koz" diyen Armador Goldland sahibi Arman Kasbar'la gerçekleştirdik. Arman Bey, bu sohbette sektörle ilgili bir çok konuya değindi. Tüm annelerin ve anne adaylarının Anneler Günü'nü kutluyorum. Herkese keyifli günler dilerim.

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır. Yerel Süreli Yayındır. VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergisi’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

6

Nurseli GÖKÇÜL


NİSAN 8 "Ülke Ekonomisine Sağladığımız Katkıyı Arttırıyo ruz" Ayhan Güner

61

VOIR POPÜLER Kimsenin Bilmediği Yeteneklerim Var Esra Sönmezer

11 14

Forex Piyasası Gelişimine Devam Ediyor ALB Menkul

66

VOIR TREND Takıya İlham Veren Trendler Handan Keltek

68

VOIR KÖŞE Rahat Bir Hamilelik İçin Yapmanız Gerekenler Özlem Yalçın

16

"Sektördeki Firmalara Lokal Avantajlar Sunuyoruz" Hikmet Güncan

70

Anneler Günü Kutlu Olsun Kazım Şahin

18

"Bilezik Bizim İşimiz" Mustafa Coşkun

VOIR WEDDING

22

Nicole Kidman Mücevher İçinde Işıldadı Cartier

24

Ödüller Sahiplerini Buldu!

71 78 81

26

Mesleklerin Standart Startı Verildi

84

28 32

VOIR YAŞAM Denizlerden Tesbihlere Aziz Acar

"Yanlış Bilinenler" Fazıl Özen

34 40 42

"Tasarım Firma İçin Bir Koz" Arman Kasbar VOIR KÖŞE Sektör Nerede? İhsan Sayan Alım Politikamız Nasıl Olmalı? Mehmet Akyürek

46

VOIR MODA Dünya Liderlerini Giydiren Aile Levon Kordonciyan

50

VOIR ANNELER GÜNÜ

60

Montüre Yön Veren Firma Sade İş Kuyumculuk

"Altın Fiyatlarında Yeni Bir Viraja Giriyoruz" Volkan Kuğucuk İhracatçılar "Ayhan Güner" dedi.

Fuara Aşkla Hazırlandı Barış Lek

Dünya'nın Lider Markaları Haliç Boat Show'da VOIR GEZİ Harikalar Diyarı Kapadokya

VOIR KÖŞE 88 Dandasana Özden Bölükbaşı 90 UESYO Nuri Sezer 92

Antalya'da Büyük Buluşma

94

Kuyumcukent Gelişiyor

96

FUAR GÜNCESİ

VOIR KİTAP 106 Aşk ve Sevgi Burak Ballı BİR BAKIŞ 108 Perdede Yaşayan Karakterler Burak Kaplan 110 KÜLTÜR SANAT

7


VOIR EDİTÖRDEN

BEN GELDİM...

B

ahar aylarının gelmesiyle enerjimizin artması bir oldu şüphesiz. Buna ihtiyacımız da vardı zaten. Bu sayfada beni görmeye alışık olmadığınızı biliyorum. Televizyon camiasının bağrından kopup gelen, karıştırdığınız sayfaların yazılarına kimi zaman vtr yazmaya çalışan bir kişiliğim. Alışkanlık diyelim. Bu alışkanlıklarımı sizinle paylaşırken "aa bu kız yazılı basın acemisi" demeyiniz lütfen. Çünkü bu dergide okuduğunuz her cümlede klavyemin izleri var.

Bazı dergilerin yaptığı gibi "sizlere muhteşem bir sayı hazırladık" klişesine yer vermeyeceğim tabi ki. Muhteşem bir sayı da ne demek? Bizim ki dolu dolu oldu; okumak isterseniz. Evlilik Güncesi'nden Anneler Günü'ne, gideceğiniz mekandan ünlü röportajına, Kapadokya'dan Kuyumculuk Sektörü'nde neler olup bittiğine, Fuar dosyamızdan Kültür Sanat'a, Moda'dan Köşe Yazıları'na kadar her şeye rastlayabilirsiniz. Ne de olsa tüm bunlar daha önce de olduğu gibi VOIR'den sorulur. Kapakta görüp "kim bu mavi gözlü sarışın bayan" dediğinizi duyar gibiyim. Kendisinin bir çok titri var, dilerseniz 61. sayfayı okuyup en güzel titre siz karar verin. Esra Sönmezer'le sıcacık, samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Öte yandan VOIR Yaşam sayfamızda bu ay, Tesbih Ustası Aziz Acar'a yer verdik. Atölyesine misafir olduğumuz Aziz Usta'nın farklı yaşam öyküsüne bu sayfada tanık olacaksınız. Bu hikayeden sonrada kendinize, göz kamaştıran reklamlarımızla reklam arası verip, reklam dönüşünde de evlenecek olanlar ve annelerine "ne hediye alsam" diye düşününler, Anneler Günü ve Evlilik Güncesi dosyalarımıza göz atabilirler. Hani bazıları vardır ya; dergiyi , gazeteyi eline aldığında sadece fotoğraflarına bakıp öylece bırakır. Aranızda bu alışkanlığı olan varsa, şimdiden söylüyorum; ilginizi çekecek bir yazı mutlaka bulacaksınız. Öyle sayfaları 5'er 10'ar atlarsanız benden çekeceğiniz var. Haydi şimdi dergiyi ele geçirmeye. Çok eğleneceksiniz!

Gülbahar KILINÇ gulbahar@voirmagazin.com 8



VOIR HABER

" ÜLKE EKONOMİSİNE SAĞLADIĞIMIZ KATKIYI ARTTIRIYORUZ "

M

ücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2014 yılı ilk çeyrek verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 9,62 artarak 589 milyon 780 bin dolara ulaştı. Miktar bazında ise sektörün ihracatı yüzde 71,28 artışla 747 bin 488 kilogram oldu. Türk mücevher sektörünün Ocak-Mart dönemi ihracatı ürün gruplarına göre incelendiğinde; altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası 526 milyon 118 bin dolar ile ilk sırada yer aldı. Bu ürünleri sırasıyla 27 milyon 241 bin dolar ile gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ve 18 milyon 492 bin dolar ile pırlantalı altın ve gümüşten mücevherci eşyası ve aksamı izledi. Mücevher sektörünün ilk çeyrekte en çok ihracat yaptığı ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Libya, Litvanya ve Rusya Federasyonu olarak sıralandı. Bölgeler açısından değerlendirildiğinde ise ilk sırada 248 milyon dolar ile Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkeleri yer alırken; bu bölgeyi 124 milyon dolar ile AB ülkeleri ve 106 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri takip etti. Ayrıca söz konusu dönemde değerde yüzde 99 artış yakalayan Kuzey Afrika ülkelerine ihracat ise 40 milyon dolara yükseldi.

Mart ayında mücevher ihracatındaki artış ise yüzde 130’a ulaştı… Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2014 Mart ayı mücevher ihracatı, geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında, değer bazında 11,16 artarak 212 milyon 596 bin dolara ulaşırken; miktar bazında da yüzde 130,68 artış ile 329 bin 99 kilogram oldu. Mart ayı ihracatında değerde en çok artış yaşanan ülkeler ise, Singapur, Belçika, Kırgızistan, Libya ve Hong Kong oldu. Yılın ilk çeyrek sonuçlarını değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Artışla başladığımız 2014 yılına artışla devam ediyoruz. İlk çeyreği geçen yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 71,28, değerde ise yüzde 9,62 yükseliş ile kapattık. Sektör temsilcileri olarak ihracat çalışmalarımıza yoğun olarak devam ediyoruz ve çalışmalarımızın karşılığını alabilmekten dolayı memnunuz. Böylece hem sektörümüzü dünyada büyütüyor hem de ülke ekonomisine sağladığımız katkıyı giderek artıyoruz” dedi. Güner, “Türk mücevherleri tüm dünya ülkeleri açısından dikkat çekiyor. Özellikle altın takıda Ortadoğu ve Avrupa’nın en büyük üretim merkeziyiz. Son dönemde Ortadoğu’dan pırlantalı mücevherlerimize olan talep giderek artıyor. Ancak pırlantalı takıda dünya ile rekabet edebilmemizin önündeki ÖTV engeli maalesef devam ediyor. Yurtdışından hammadde olarak aldığımız pırlantaya yüzde 20 oranında ÖTV ödüyoruz. ÖTV’li aldığımız pırlantayı ülkemizde işleyerek ihracat ettiğimiz de söz konusu vergiyi üretim maliyeti olarak fiyatlarımıza eklemek zorundayız ve bu da uluslararası rekabet gücümüzü düşürüyor. Biz Belçika ve İsrail Borsası gibi büyüyebiliriz. Sektör olarak hiçbir ülkede olmayan bir alt yapıya sahibiz, çok deneyimli ustalarımız var. Sadece bize yurtdışındaki rakiplerimizle rekabet edebilecek şansın verilmesini istiyoruz. Eğer bu fırsat verilirse altın takıda olduğu gibi pırlantalı takıda da tüm dünyada söz sahibi olabileceğiz” diyerek sözlerini bitirdi. 2014 Yılı Ocak-Mart Döneminde En Çok İhracat Yapılan Ülkeler OCAK - MART 2013 OCAK – MART 2014 % DEĞİŞİM ÜLKE DEĞER (USD) DEĞER (USD) DEĞER (USD) 1 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ 141.905.683,45 121.551.158,50 -14,34 2 IRAK 67.926.593,96 101.860.854,89 49,96 3 LİBYA 11.741.871,77 33.566.218,28 185,87 4 LİTVANYA 24.129.523,57 25.859.280,88 7,17 5 RUSYA FEDERASYONU 57.206.197,90 25.713.652,33 -55,05 6 ABD 29.735.257,53 25.689.593,61 -13,61 7 KIRGIZİSTAN 5.117.201,12 21.812.679,79 326,26 8 ALMANYA 28.642.259,42 21.613.796,83 -24,54 9 BELÇİKA 1.223.674,10 20.724.527,02 1.593,63 10 AZERBEYCAN-NAHCIVAN 15.574.432,22 19.130.999,60 22,84 10



12


FOREX PİYASASI GELİŞİMİNE DEVAM EDİYOR

Volkan Kuğucuk

ALB Menkul Değerler Kapalı Çarşı Şb.

ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Arda Coşar, Forex piyasasını değerlendirdi. Birkaç yıldır tanınan Forex piyasası, popülerliği hızla artmış ve kısa zamanda geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşmıştır. Forex, çeşitli ülkelerin para birimlerinin yanı sıra birçok emtia, hisse senedi, uluslararası borsa endeksleri fiyatları üzerinden alım satım yapılarak gelir elde edilebilmektedir. Yatırımcılar alış satış yaptıkları finansal araçların (döviz, altın, hisse senedi) kendilerine fiziksel olarak sahip olmayıp, sadece fiyatlarındaki değişim üzerinden işlem yaparak gelir elde etmeyi hedefler. 24 saat internet erişimi olan her yerden işlem yapılabilen Forex piyasasında, internet üzerinden indirilen gelişmiş işlem platformları ile yatırımları yönetmek son derece kolaydır. Bu kolaylığı nedeniyle farklı yaş ve meslek gruplarından herkesin ilgisini çekebilmektedir. Forex piyasalarında SPK düzenlemeleri ile merdiven altı dediğimiz yasal olarak yetkili olmayan birçok kuruluş faaliyetlerine son verdi. Aracı kurumlar sıkı bir denetimden geçirildi ve SPK’dan lisans aldılar. Bu durum piyasaya olan güvenin artmasını sağladı. Regülasyon öncesi işlemlerde yatırımcılar ciddi risk altındaydılar. 1’e 400 ‘e kadar kaldıraç oranı kullanılması ve bilinçsiz yatırım yapılması yatırımcıların zarar etmelerine neden oldu. Yasal denetime tabi olmayan bu kurumların yatırımcıyı çeşitli yollarla suiistimal etmesi de güvenin sarsılmasına neden oldu. SPK düzenlemesi ve yatırılan teminatların Takasbank güvencesinde olması piyasaya olan güvenin yeniden kazanılmasını sağladı. Türkiye’nin, forex piyasalarında sıkı düzenlemeler yapmış nadir ülkelerden biri olması nedeniyle piyasalar ve kurumlar güven vermektedir. Türkiye bu düzenlemeler sayesinde, bulunduğu coğrafyada Forex yatırımcısını çeken bir merkez olabilir. Piyasanın 24 saat açık olması, kolay işlem yapılabilmesi, kaldıraçlı işlem yapılabilmesi ve işlem maliyetlerinin çok düşük olması piyasaları çok cazip kılıyor. Diğer yandan risk yönetimi yani hedging yapmak isteyen bireyler ve kurumlar açısından da yukarıda saydığımız avantajlar piyasanın tercih edilmesine neden oluyor. İthalat ve ihracat yapan firmalar, mal fiyatlarındaki ya da döviz kurlarındaki yüksek dalgalanmalardan korunabilmek için Forex piyasalarında işlem yapabilmekteler. Örneğin eğer bakır ithalatı yapan bir işletmeci yüklü miktarda bakır almışsa ve fiyatların düşebileceğinden korkuyorsa, Forex piyasalarında bakır satışı yaparak fiyatların düşüşüne karşı kendini koruyabilir.

ALTIN FİYATLARINDA YENİ BİR VİRAJA GİRİYORUZ Sene başından beri fiyatların yükselmesinde büyük paya sahip Çin, Nisan ayı itibariyle ortalarda görünmüyor. Ukrayna meselesi desen sabun köpüğü kıvamında. Kaldı ki son günlerde Ukrayna ile ilgili gelişmeler altın cephesinde yeterince yer almıyor. Yellen’in bir öyle bir böyle açıklamalarını bir kenara bırakırsak ABD ekonomisinde henüz istenilen düzeyde değiliz cümlesinin sonunda “faiz artışı için veriler böyle gelirse 2016 yılına bakarız” şeklinde güvercin açıklamaları bile altın cephesinde fiyatlanmadı. Altına birazda Asya penceresinden ve talebe bağlı olarak baktığımızda geçtiğimiz yıl altın talebini bir önceki yıla göre % 32 arttıran Çin ‘in varlığından söz edebiliriz. Çin’in dışında Tayland’ın altın talebinde % 73 oranında bir artış göze çarparken Türkiye’nin talep artışı ise % 60 oranına ulaştı. Hindistan’da uygulanan vergiye rağmen talebin %13 oranında arttığını söyleyebiliriz. ABD tarafında ise altın talebinin devamı görünmekle birlikte artış oranı % 18 düzeyinde. Dolayısıyla altında tarafında ekonomik gelişmelerin dışında Asya kökenli ülkelerin talebini yakından izlemeye devam edeceğiz. Altın cephesinde ABD ekonomisinin toparlanma sinyallerinin gelmesi buna ek olarak Avrupa Birliği’nde beklenen genişlemeci para politikası beklentisi ile yön arayışı devam edebilir. Çin ekonomisinden büyümeye yönelik endişeler her ne kadar emtialar üzerinde etkili olmaya devam etse de önümüzdeki dönemlere bakır fiyatları gündemde kendine yer edinebilir. Altın fiyatlarında yön arayışı… Altında bir yön arayışının olduğu görülüyor. Rakamsal ifadeyle yükseliş potasına girebilmemiz adına altın fiyatlarının önümüzdeki günlerde 1.340-1.350 ons$ direnç bandı üzerinde kalması gerekiyor. Bu durum oluşmadıkça altında boğaların devreye gireceğini söylemek zor. Fiyatların aşağı yönde gerileme riski masadaki yerini korurken alt tarafta ise 1.285- 1275 ve 1.265 seviyeleri sıralı destek olarak kabul edilebilir. Önümüzdeki zaman dilimi için altında 1.320 üzerinde bir hareketi görmedikçe sıkışmayla birlikte gerileme ihtimalinin olabileceği unutulmamalıdır. Ne zaman ki 1.320 üzerinde bir hareket oluşur ve bu hareket 1.340-50 direncinin aşılmasıyla devam ederse altında yükseliş hareketini ve hedeflerini konuşabiliriz. Tekrar görüşmek ümidiyle, bol kazançlı günler dilerim. volkan.kugucuk@albmenkul.com.tr twitter.com/vkugucuk 13




VOIR HABER İHRACATÇILAR • AYHAN GÜNER • DEDİ

4 yılda bir yapılan İMMİB (İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri) Başkan seçimleri 15 Nisan 2014 Salı günü İMMİB Genel Merkezi'nde gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği ihracat ile yükselişini sürdüren mücevher sektörü, önümüzdeki dört yıllık dönem için seçimini yaptı. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin 15 Nisan 2014 Salı günü gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında sektör temsilcileri yollarına ikinci kez Ayhan Güner ve başkanlığındaki yönetim kurulu ile devam etme kararı aldı. Türk mücevher sektörünü dünyanın merkezi haline getirmeyi amaçlayan birlik, yeni dönemde de yeni hedefleri ile yoluna devam edecek. Mücevher sektörünün dünya pazarlarındaki payını arttırmak ve rekabet gücünü kuvvetlendirmek için çalışmalar yürüten Mücevher İhracatçıları Birliği, Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı da giderek artırıyor. Ayrıca birlik; üyelerine, tüm ihracat faaliyetlerinde destek verirken, sektörün gelişimini sağlamak adına sosyal projelerle de çalışmalarını destekliyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin yeni Yönetim Kurulu; Ayhan Güner (On Mücevherat) Başkanlığında Can Özkök (İnnova Kuyumculuk), Mustafa Atayık (Gizil İnci), Mustafa Kamar (Motif Kuyumculuk), Zeki Belbak (Belbak Hed Eşya), Hakan Saraç (Mert Kuyumculuk), Rober Taş (Cetaş Kuyumculuk), Mehmet Can Özdemir (HRD Antwerp), Vartan Marancı (Marancı Kuyumculuk), Turhan Gürdal, Gürkan Merim (Model Kuyumculuk) tarafından oluştu. Denetim Kurulunu oluşturan isimler ise; Süleyman Akgün (Akgün Silver), Muhammet Ali Şengül (Şengül Kuyumculuk) ve Murat Başak (Garni Kuyumculuk). 16


Murat TIRPAN

Murat Gold Yönetim Kurulu Başkanı

ALTIN PİYASALARI ŞAŞIRTIYOR

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanlığını dört yıl süre ile yürütmek üzere seçime iki liste katıldı. “Biz İhracatı biliyoruz, hep birlikte zirveyi hedefliyoruz” sloganı ile seçimlere katılan ve yeniden seçilen Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner yaptığı açıklamada öncelikle tüm sektör temsilcilerine kendisine ve yönetim ekibine gösterdikleri güvenlerinden dolayı teşekkür etti. Ayhan Güner, “Mücevher sektörü olarak ülke ekonomisi için yarattığımız katma değer her geçen gün artıyor. Yeni yönetimimizle birlikte sektörümüzün sesi olmaya devam edeceğiz. Sorunlarımızı her platformda yineliyoruz. Bu sorunların çözümü ve başladığımız işleri tamamlamak adına yeniden göreve talip olduk. Sektörü sadece mücevher olarak düşünmüyoruz saatten, altına, gümüşten bijuteriye kadar üretim ve ihracat yapan tüm firmalarımızın temsilcisi konumundayız. Bütün bunları göz önüne alarak çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz” diyerek sözlerini bitirdi.

FED' den gelen olumlu açıklamalara tepki vermeyen altın tüm piyasaları şaşırtmaya devam ediyor. Altının ons fiyatını destekleyecek birçok unsur olmasına rağmen hareketlerinin sınırlı kalması önümüzdeki günlerde hareketliliğin belirsizliğini arttırıyor. FED' in yaptığı güvercin açıklamalar, ECB 'nin genişleme para politikasını uygulayacağını beyan etmesi ve tabi Ukrayna belirsizliği altın fiyatını etkilemesi gereken unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu gelişmelere rağmen tepki vermeyen altın önümüzdeki günlerde yönü belli olduktan sonra sert hareketlerin geleceğini şimdiden haber eder niteliktedir. İyi gelen haberi de ,kötü gelen haberi de fiyatlamamakta ısrar eden altın trend oluştuktan sonra iyi gelen habere çok iyiymiş gibi tepki vererek aşırı hareketlerde bulunabileceği gibi, kötü gelen habere de aynı şekilde çok kötüymüş gibi aşırı tepki vererek fiyatlarda volatilitenin artmasını sağlayabilir. Altın her açıklanan veri ile küçük veya sınırlı hareketler yapmaya devam ediyor.Son olarak A.B.D. tüfe verisinin beklentilerin üzerinde açıklanması altının ons fiyatında gerilemeye neden oldu. Hemen arkasından gelen Çin 'in kredi büyüme hızının aşağı gelmesi altını yakın desteklerine doğru yönlendirdi. Olumlu gelen A. B.D. sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı altının düşüşüne destek verdi. FED başkanı Yellen, ekonomideki toparlanmayı destekleme konusundaki kararlılığın sürdürüleceğini belirtti. Yatırımcılara enflasyon ve işşizlik oranlarındaki sapmalara dikkat etmelerini söyleyerek enflasyon oranında bu sefer beklenti altında kalınmasının, aşılmasından daha büyük ihtimal olduğunu ve eğer enflasyon ve işşizlik oranlarında sapma olursa faiz oranlarının düşük kalmaya devam edeceğini belirtti. Hatta isşizlik oranlarında biraz yükselme olsa dahi enflasyonun yükselmeye devam edebileceğinin altını çizdi. Düşük enflasyona neden olan etkenlerin geçici olduğunu ve yavaş yavaş %2 hedefine doğru ilerleyeceklerini söyledi. Ayrıca varlık alımı ile ilk faiz arttırımının arasında hatırı sayılır bir zaman farkı olacağını da ekledi. Bu açıklamalardan sonra altın çok az da olsa yukarı tepki verdi fakat 1300 seviyesini geçmekte zorlandığını gördük. Önümüzdeki günlerde fiyat aralığı olarak 1285-1315 bandını öngörüyoruz. 17


"SEKTÖRDEKİ FİRMALARA LOKAL AVANTAJLAR SUNUYORUZ"

Müşterilerin ihtiyaçlarına göre farklılaştırılan ürün ve hizmetlerde, 2014 yılının ilk çeyreğinde sektöre sağlanılan kredi desteği 2,6 tona ulaştı. DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Hikmet GÜNCAN'la sektörle ilgili konuştuk. Altın bankacılığı müşterileriniz için sunduğunuz özel ürün ve hizmetleriniz nelerdir? Altın bankacılığı konusunda ne gibi farklılıklar yaratıyorsunuz?

Türkiye için katma değeri son derece yüksek bu sektörde, DenizBank Altın Bankacılığı olarak hedefimiz mevduattan krediye sektör ihtiyaçlarını karşılayacak tüm bankacılık ürünlerini sunmaktır. Bu amaçla sektöre yönelik konsantrasyonumuzu arttırarak müşterilerimizin talep ve beklentilerine yönelik ürün geliştirmeye devam ediyoruz. Bankamız, altın bankacılığında sunduğu geniş ürün yelpazesi ile diğer bankalardan farklılaşıyor. İmalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticareti ile uğraşan tüm sektör firmalarına destek sağlıyoruz. Altın kredilerimizle, müşterilerimize daha kolay ödeme şartları sunmaya çalışıyoruz. Müşterilerimiz tercih ettikleri ödeme planına bağlı kalarak, istedikleri vade ve ödeme sıklığı ile kredilerini ödeyebiliyorlar. Bu sayede vade sonunda vitrinlerini bozmadan veya sermayelerine dokunmadan, dönemlik ödemeler ile kredilerini kapatabiliyorlar. Sektörde bir ilke imza atarak sunmuş olduğumuz Eşit Taksitli Altın Kredisi ile 24 aya varan vadelerde finansman desteği sağlıyor, müşterilerimizin kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için Erken Kapama Opsiyonlu Altın Kredisi ile müşterilerimize kredilerini diledikleri zaman kapatma imkanını komisyonsuz sunuyoruz. Yoğunlukla sipariş ile çalışan imalatçı kuyumcular için yine bir ilke imza atarak İmalatçıya Altın Destek Kredisi ile destek sağlamaya devam ediyoruz. İmalatçılara Altın Destek Kredisi özellikleri nelerdir?

Bu kredi ile amacımız imalatçı kuyumcu müşterilerimizin sipariş üretimi süresince ihtiyaç duydukları fonlamayı ödemesiz dönem seçeneği ile sağlayabilmek. Siparişlerin hazırlanması ile vadeli 18

satış bedellerinin tahsilatı arasında geçen süreçte duyulan işletme sermayesi ihtiyacını 3 aya varan ödemesiz dönem ve 15 aya varan vadeler ile karşılama imkanını değerli müşterilerimize sunuyoruz. Geçtiğimiz ay sektörün büyük katılımı ile gerçekleşen İstanbul Jewellery Show süresince aldığımız olumlu tepkiler de ürünün ihtiyaca ne kadar uygun olduğunu kanıtlamış oldu. Kuyumcukent’ te bulunan firmalara sunduğunuz avantajlardan bahseder misiniz?

DenizBank Altın Bankacılığı olarak sektördeki firmalara lokal avantajlar da sunuyoruz. Bankamız ve Kuyumcukent Yönetimi arasında yapılan protokolle Kuyumcukent’ te yerleşik ihracatçı müşterilere özel 1 yıl vade ve 1 kilograma aylık 1,75 gr faiz geri ödemesi ile finansman desteği sağlıyoruz. Kredi, 1 yıl taksitli veya spot seçenekleri ile sunuluyor. Bu çalışmanın başka bankalarda benzeri yok. DenizBank Altın Bankacığı olarak sektörün tüm hassasiyetlerini dikkate alıp yenilikçi çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem için projeleriniz nedir?

İhracatçılarımızın dönem dönem yurtdışına yaptıkları ticaret kapsamında, finansal destek ihtiyacı, sigortalama ihtiyacı veya bilgi ihtiyacı oluyor. Faktoring şirketimizle birlikte ihracatçılarımıza yönelik bir ihracat faktoring ürünü geliştiriyoruz. Uygun sigorta enstrümanlarını da kullanarak ihracatlarını daha güvenilir ve rahat yapmalarını sağlayan bu yeni ürünü de sektörümüzün hizmetine sunacağız. Ons fiyatlarının düştüğü ve TL’nin değer kaybı yaşadığı bugünlerde özellikle uluslararası piyasalarda rekabetçi fiyatların yakalanması ihracata ciddi bir ivme kazandıracaktır. Ayrıca bahar ve yaz dönemi ile artacak tüketim talebi iç piyasada hareket sağlayacaktır. Bu dönemde de Bankamız sektör uzmanlığı ve yenilikçi ürünleri ile kuyumcu müşterilerimize destek olmaya devam edecektir.



BİLEZİK BİZİM İŞİMİZ 15 senesini bu sektöre veren Coşkun Kuyumculuk'u bu günlere başarıyla taşıyan Mustafa Coşkun ile Sultanahmet'teki tarih kokan atölyesinde keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Mustafa Bey, bir çok alıcıya ev sahipliği yapan bir markasınız. Bu başarınızın sırrı nedir?

Bizim başarılı olmamızın sebebi; işi çok ciddiye almamız, ticari kurallar içerisinde hareket etmemiz, samimi davranmamız ve dürüst olmamızdan kaynaklanıyor. Bu nedenle de bir çok firmanın tercih sebebiyiz. Yıllardır bilezik imalatı yapıyorsunuz. Bileziğin diğer ürünlerden farkı nedir, neden bilezik anlatır mısınız?

İç piyasaya daha çok hitap ettiğimizden ve halkın vazgeçilmez ürünü olduğundan bilezik bizim için ön planda. Bilezik eskiden de olduğu gibi günümüzde de çok tercih edilmekte, üretimi de diğer ürünlere göre kolay. Bir de 15 senedir bu işi yaptığım için artık mesleki anlamda bilezik konusu uzmanlık alanıma giriyor. Diğer branşlarda amatörüz, bilezik bizim işimiz. (gülüyor) Coşkun Kuyumculuk'un diğer kuyumculardan farkı nedir? Kendinize rakip gördüğünüz bir marka var mı?

Kendimize rakip gördüğümüz kimse yok. Herkesin kendine göre bir branşı var, herkes ticari anlamda kendi işini yapıyor. Bizde bu anlamda işimizi yapıyoruz. Farklı olmak gibi bir gayemiz yok, bu sektör rakip olmayı kaldırmaz zaten.

Bilezik dışında başka üretimler yapıyor musunuz? Başka ürün sipariş veren müşterileriniz oluyor mu?

Evet başka ürün siparişi veren müşterilerimizde oluyor ama bizim bir çizgimiz var o çizgiden dışarı çıkmak istemiyoruz. Sektöre bir çok şey kattığımızı düşünüyorum. Yenilik yapmazsanız zaten ayakta duramazsınız, müşteriye hitap edilmezsiniz ve takip edilmezsiniz . Bir atölyenin ayakta durma sebebi sürekli yaptığı yeniliktir. Mustafa Bey, belli bir kitleniz var. 2014 deki hedefiniz nedir?

Aslını söylemek gerekirse, şöyle yapalım diye bir hedefimiz yok. Belli bir potansiyel müşterimiz var ama ilerisi neyi gösterir bilemiyorum. Bu sektörde ün kazanmış fakat kendilerini gizleyen kuyumcular var. Bunun nedeni nedir sizce?

Zaman zaman Kuyumcular, ön plandaki atölyeler veya toptancılarla çalışır ve onların ürünlerini kullanır. Bu patentli ürünleri kendi ürünüymüş gibi kullanarak kendini ön plana çıkarmaya çalışır. Çünkü bu sektörde atölyecilikle ön plana çıkmak çok zor, mutlaka satışının olması gerekiyor. Ama kim ne derse desin, bu işin mimarları ve yaratıcıları atölyecilerdir. Mustafa Bey, 15 yıldır bu işi yapıyorsunuz. Bilezik alıcısı geçmişten günümüze artıyor mu yoksa azalıyor mu sizce?

Bilezik son zamanlarda revaçta. Anadolu kültüründe takı denildi mi akla ilk gelen bileziktir. Örnek vermek gerekirse; kız istemeye gidildiğinde bile sorulan ilk soru "kaç bilezik yapacaksınız?"olur. Anadolu kültüründe genelde böyledir. Hem yatırım açısından hem de kültürümüzün vazgeçilmezi olduğundan bilezik tercih edilmeye devam ediyor. 20





VOIR HABER

"NICOLE KIDMAN" MÜCEVHER İÇİNDE IŞILDADI Cartier, Prenses Grace Kelly’nin Mücevherlerini Grace of Monaco için yeniden yarattı.

Cartier’nin Paris’te, 13 Rue de la Paix’de bulunan efsane butiği, Olivier Dahan’ın yönettiği ‘Grace of Monaco’nun final sahnesine ev sahipliği yaptı. Film, Prenses Grace rolünü oynayan Nicole Kidman’ın, Cartier mücevherleri içinde ışıldarken kendini Kraliyet sorumlulukları ve ailesine adamak için Hollywood kariyerine son verdiğini basına açıklamasıyla son buluyor. Filmin ilk gösterimi, 67’inci Cannes Film Festivali’nde yapılacak. Prens Rainier’in Prenses Grace’e evlilik teklifi yaptığı 10.47 karat baget yüzüğü tasarlayan ve düğün hediyesi olarak bir çok mücevher hazırlayan Cartier’in, Grace Kelly ile uzun yıllar süren sadık bir ilişkisi oldu. Grace Kelly’nin hayatını konu alan ve çekimleri sırasında Cartier’in uzmanlığına sıkça başvurulan ‘Grace of Monaco’ için, Monaco Prensliği’nin onayıyla Cartier atölyelerinde 5 kraliyet mücevherinin reprodüksiyonları hazırlandı. Bu tarihi reprodüksiyonların yanı sıra, Maria Callas’ı canlandıran Paz Vega için zümrüt gerdanlık, Prince Rainier’i canlandıran Tim Roth ve Aristotle Onassis’i canlandıran Robert Lindsay için saat ve aksesuarlar gibi bir çok parça, Cartier tarafından prodüksiyon ekibine sunuldu.

24



VOIR HABER

ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU !

Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından geleneksel hale getirilen ve 6.’sı düzenlenen Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nın finali “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı ile eş zamanlı olarak 21 Mart 2014 tarihinde WOW Otel’de yapıldı.

Bu yıl teması “Doğa’da Aşk” olarak belirlenen yarışmaya başvurular geçtiğimiz yıl Aralık ayında başladı. 2014 yılı Ocak ayında sona eren başvurularda 237 tasarım ile bir rekora imza atıldı. Final heyecanının yaşandığı gecede “Altın Takı” ve “Değerli Taş” kategorilerinde jüri değerlendirmesiyle finale kalan ve ödül törenine özel olarak üretilen 10’ar tasarım “Doğa’da Aşk Koleksiyonu” oluşturularak görkemli bir defile ile tanıtıldı. Yapılan jüri değerlendirmesi sonucunda: Altın kategorisinde; “Defne” teması ile yarışan Hülya Mert birinciliğe layık görülürken, ikinciliği “Bir Damla Su” teması ile Zeynep Nural, üçüncülüğü ise “Kapok Tree” teması ile Ercan Tenekecioğlu aldı. Değerli taş kategorisinde ise; “Kara Dul” teması ile Mustafa Kula birinci, “Kral Kelebek” teması ile Özlem Altan ikinci ve “Onun ki Kara Sevda” teması ile Deniz Yıldırım üçüncü oldu. 6. Mücevher Takı Tasarım Yarışmasında kategori birincileri 10 bin TL para ödülü ve yurt dışı eğitim fırsatına sahip olurken, ikinciler 7 bin 500 TL, üçüncüler ise 5 bin TL ile ödüllendirildi. TEB, Ferrari, HRD ve 2A Turizm sponsorluğunda gerçekleştirilen Gala Gecesi’nin sunuculuğunu Özge Ulusoy üstlenirken, Enbe Orkestrası da şarkıları ile geceye renk kattı. Finale kalan eserler; Ariş Pırlanta, Art-Murat Kaya, Cümbüş Mücevherat, Ekol Pırlanta, Even Jewels, FD Diamond, Gülaçtı Kuyumculuk, Goldium Jewellery, Hemera, Jasobi Diamond, Lion Diamond, Model Kuyumculuk, Regold, Suulin, Surmak Susmak Colloction, Urart, Vigold, Zen Diamond, Zergeran Pırlanta spon26

sorluğunda üretildi. Sektör mensupları, bağımsız tasarımcılar ve üniversiteli tasarım öğrencilerine açık olan yarışmanın jüri üyeliğini ise Hiref markasının kurucusu Ebru Çerezci, ünlü kalemkar Berç Melikyan, resim sanatçısı Hasan Kale, Kapalıçarşı’nın usta mücevher tasarımcısı Kader Yıldız, Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, ünlü moda tasarımcısı Özgür Masur ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Şeyma Üstüner Uzunöz üstlendi. Türk mücevher sektörünün yurtiçinde ve yurtdışındaki gelişimi için çok özel projelere imza attıklarını belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Sektöre yeni soluk kazandırmak ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesine öncü olmak amacıyla her yıl Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nı düzenliyoruz. Bu yıl 6.’sını gerçekleştirdiğimiz yarışmamıza ilgi giderek artıyor. Bu da binlerce yıllık geçmişe sahip mücevher sektörünün daha da büyüyeceğini kanıtlıyor” dedi.


Altın Kategorisi; 1. Hülya Mert "Defne" 2. Zeynep Nural "Bir Damla Su"

3. Ercan Tenekecioğlu "Kapok Tree"

1. Mustafa Kula "Kara Dul"

Değerli Taş Kategorisi; 2. Özlem Altan "Kral Kelebek"

3. Deniz Yıldırım "Onunki Kara Sevda"

27


VOIR HABER MESLEKLERİN STANDART STARTI VERİLDİ Geçtiğimiz günlerde İTO Kuyumculuk Komitesi Üyeleri ile İKO Yönetim Merkez binasında gerçekleşen toplantıda; mesleki yeterliliğin ve mesleki standartların tespit edilerek belgelendirilmesinin önemi, konuyla ilgili uzmanların katılımıyla ele alındı. Ülkemiz her alanda büyük bir gelişme gösteriyor. Geçmişe dönüp baktığımızda, günümüzde daha çok eğitimli ve işini ileri teknoloji eşliğinde yapan genç beyinlerin birçok farklı sektörde daha fazla rol aldıklarını gözlemliyoruz. Dünya çapında en ön sıralarda konumlandığımız kuyum sektörü de sürekli gelişiyor ve kendini yeniliyor. Dünya ile entegre çalışmaların çok yoğun yapıldığı sektörümüzde; işinin ehli kişilerin yeterlilik düzeylerinin tespit edilmesi ve herkesin kendi branşıyla ilgili mesleki standartlara uygun halde olduğunu belgelendirmek bir zaruriyet kazanıyor. Artık icra edilen meslekte; hangi seviyede olduğumuz, hangi konulara vakıf olduğumuz ve bunları ne ölçüde kullanabildiğimiz sertifika ile tescillenecek. Bu önemli konuyla ilgili yaklaşık 1 yıldır kamuoyuna açıklamada bulunan ve sektörün diğer önemli kurumlarıyla birlikte harekete geçmek için gerekli altyapıyı oluşturan İTO Kuyumcular Komitesi, İKO Yönetimiyle bir araya geldi. Mesleki Yeterlilik Meselesi Memleket Meselesi İKO Yönetim Merkez binasında gerçekleşen toplantıda; mesleki yeterliliğin ve mesleki standartların tespit edilerek belgelendirilmesinin önemi, konuyla ilgili uzmanların katılımıyla ele alındı. Toplantıda söz alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doc. Dr. Kahraman Arslan; yaptığı sunumda; mesleki yeterlilik meselesinin bir memleket meselesi olduğunu, Dünya çapında yaşanan ekonomik ve siyasi değişime ülkemizin tüm sektörlerinin aynı anda ayak uydurmasının önemine vurgu yaptı. Birçok sektörün Dünya çapında rekabet edebilmesi için nitelikli, gelişmeye açık, kendini yenileyen işgücüne ihtiyaç duyduğunu belirten Yrd. Doc.Dr Kahraman Arslan; “İşadamlarımız; mesleki bilgi ve becerisi yüksek, teorik ve pratik

28

düzeyde rekabetçi, mesleğindeki gelişmeleri yakından takip eden ve öğrendiklerini başarıyla uygulayan, katma değer yaratan, nitelikli işgücü talep etmektedirler. Bu program; bu talebe cevap verecek ve uluslararası düzeyde kişinin mesleğini icra edebileceği bir anlam ifade edecektir” diye konuştu. Yeni Parola “Ömür Boyu Sürekli Gelişim ve Sürdürülebilir Eğitim” Sektörümüzü bu konuda harekete geçirmeye önayak olan İTO Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı, toplantıda yaptığı konuşmada; komitelerinin bu konu ile ilgili uzun zamandır sektör mensuplarının dikkatini çekmeye çalıştığını, bu önemli projede İKO’nun, İMMİB’in ve İTO Kuyumculuk Komitesinin ortak hareket etmesinin zorunlu olduğuna vurgu yaptı. Hoşhanlı; “Standartları belirledikten sonra, bu standartlara uygunluğun test edilmesi gerekecektir. Mesleğimize yeni atılanları ilgilendirdiği kadar, mesleğin içinde yıllardır varolan kişilerin mesleki yeterliliğinin ve seviyesinin tespiti de bir o kadar önemlidir” dedi. Türkiye’de şu ana kadar 500 farklı meslek grubunda standartların belirlendiğini belirten Hoşhanlı, şunları söyledi: “Ülkemizdeki birçok farklı sektörün bu konuda adım attıklarını görüyoruz. Türkiye’de tüm sektörler er ya da geç, kendi meslek gruplarıyla ilgili tanımlama ve belgelendirme yapacaktır. Üzerinde yoğunlaştığımız mesleki yeterlilik belgesi; çeşitli seviyelerden oluşacak. ‘Ömür boyu sürekli eğitim anlayışı’, artık hayatın ve tüm iş kollarının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Sektör kuruluşlarımız bu konuda mutlaka ortak hareket etmelidir. Bu çalışmalarımızın ardından mesleki ölçme ve değerlendirme kurulu oluşturmamız gerekecektir. Süreklilik arz edecek bu projenin hayata geçmesi, özellikle nitelikli işgücü arayan ve bu konuda zaman kaybetmek istemeyen firmalarımız için etkin sonuçlar doğuracaktır.



!

!

YANLIŞ YANLIS BİLİNENLER

Büyüleyici pırıltısıyla eski zamanlardan beri kralların taşı olan pırlanta, karbon grubundandır. Diamond olarak bilinen adı köken olarak Yunanca’da “yenilmez” anlamındaki “adamas” dan gelir. Bugün aslında halk arasında ve kuyumcular arasında tam olarak çözümlenmiş olsa dahi, bugün bir çok kişi hala elmasın ve pırlantanın tam olarak ne olduklarının ve farklarının açıklamasını yapamamaktadır ya da yanlış yapmaktadır. Ham madde olarak her ikisi de aynı şeydir. Sadece kesim farkından dolayı farklı olarak “elmas” veya “pırlanta” diye adlandırılırlar. Aslında her ikisi de aynı madendir. Elmas ve pırlanta adları ise kesimlerini anlatan isimlerdir. Fakat eskiden beri, altı düz, foyalı ve genellikle 8 ayar üstüne mıhlanmış olan taşların adı hep “elmas” olarak alışılageldiği için elmas dendiğinde ilk olarak aklımıza “gül kesimli elmaslar” ( rose cut diamond ) gelmektedir. Gül kesimli elmaslarda, ya da kısaca bugün elmas diye adlandırdığımız taşlarda 57 kesimli pırlantalarda olduğu gibi standart bir faset sayısı adedi yoktur. İki fasetten başlamak üzere herhangi bir sayıda olabilir. Orantılı bir kesimde olanı tercih sebebidir ve daha değerlidir. Piyasada yanlış söylenmeye alışılmış bir deyim olan Pike de, pırlantanın berraklık derecelerinden biridir. Pırlantanın içinde bulunan başka yabancı ve iğne ucu şeklindeki kristallere veya hatalara yanlış olarak bu ad verilmektedir. “ P “ veya “ I“ harfli kodla belirtilir. Maalesef ülkemizde taşın içinde bulunan her türlü hatanın adına yanlış olarak “pike” denmektedir. Doğal taşlara görünüm olarak benzeyen, fakat aslında sentetik veya imitasyon olan taşları, Mücevher Taşları konusunda hiçbir bilgisi olmayan kişilerin bilmeyerek ya da dürüst olmayan bazı satıcıların bilerek istismar ettiği tamamen asılsız ve yanlış olan bir terim.

30





VOIR HABER

FUARA AŞKLA HAZIRLANDI

Ülkemiz kuyum işçiliğini, başarılı montür çalışmalarını, hem yurtiçi hem yurtdışında sergileyen Sina Montür; İstanbul Jewellery Show’dan mutlu ayrıldı. Bu yıl fuara özel yaptığı sıradışı tektaş yüzük tasarımlarıyla ayrıca dikkat çeken Sina Montür; işine kreatif yaklaşmasının karşılığını aldı. İstanbul Jewellery Show’a düzenli bir katılım gösteren, geçtiğimiz yıl bitmiş ürün grubunda da önemli bir atılım yaparak hizmet ağını genişleten Sina Montür; birçok yeni ürününün ilk tanıtımını İstanbul Jewellery Show’da gerçekleştirdi. Çıplak taş, montür ve bitmiş ürün dallarında müşterilerinin taleplerine karşılık veren Sina Montür; yeni adım attığı bitmiş ürün kategorisinde de dikkat çekici çalışmalar ortaya koydu. “Fuara Aşkla Hazırlanıyor” parolasıyla yola çıkan Sina Montür; tek taş yüzük gruplarında yaptığı yenilikler ve 3 rengi cömertçe takısında kullanımıyla yerli yabancı katılımcıların ilgisini topladı. Sina Montür firma sahibi Barış Lek; İstanbul Jewellery Show 2014’ün markaları için son derece verimli geçtiğini, özenle hazırlandıkları fuarda emeklerinin karşılığını almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Barış Lek; fuar kapsamında montür ürün gruplarında farklı çeşitler, bitmiş ürün gruplarında farklılıklar ortaya koyarak, müşterilerinin hem montür hem bitmiş ürün ihtiyacını karşılamayı amaçladıklarını ifade etti. Bu yıl fuarda; Sevgililer Günü konsept ürünlerine ağırlık verdiklerini ve tektaşta yapılmayan özel tasarımlarla, piyasaya yenilikler sunmak istediklerini belirten Lek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son tasarımlarımızda; Rose, Yeşil ve Beyaz altını bazen karma, bazen birarada kullandık. Daha önce de 3 renk kullanımı vardı fakat, bu kadar küçük yuvalarda bu kadar detaylı işçilik yapılmamıştı. Biz 1cm’lik, 2 cm’lik yuvaları ürünün haricinden kırmızı döktük. Üst parça kırmızı alt parça beyaz oldu. Mart fuarı bizim için Dünya çapında öneme sahip bir organizasyondur. Bu yıl fuarımız çok kalabalık bir kitlenin ziyaretiyle belki gerçekleşmedi ama katılan kişiler ciddi alıcılardı. Ağırlıklı olarak Kuzey Afrika ülkelerinden yabancı ziyaretçilerimiz oldu. Hindistan, Suudi Arabistan, Mısır, Libya gibi ülkelerden çok sayıda alıcıyı standımızda ağırladık. Kısacası fuar markamız için başarılı geçmiştir diyebiliriz.”

34



İÇİN BİR KOZ " " TASARIM FİRMA İCİN

Tasarım olmayan bir şeyi hayal edebilme, onu herkesten farklı yollarla yapabilme ve yeni fikirler geliştirebilme yeteneğini Armador Goldland sahibi Arman Kasbar ile konuştuk. Üretmek ve satmak döngüsünde asıl olan şeyin tasarlamak olduğunu söyleyen Arman Bey, tüketiciler hakkında değerli bilgiler paylaştı.

36


Arman Bey, rakiplerinizden sizi ayıran özellik nedir? Tüketicinin gözünde farklı olmak için ne yapmak gerekiyor?

Tasarım, gelişmekte ve büyümekte olan tüm firmalar için çok önemli bir koz. Rakiplerden ayrılmak ve tüketicinin gözünde farklı algılanmak isteniyorsa tasarıma yatırım yapılması gerekiyor. Özgün çalışmalara imza atan bir firma olduğumuz için ne rakiplerimizde mevcut olan ne de Avrupa'da şu anda trend olan bir koleksiyonun izinden gidiyoruz. Çok yönlü araştırmalar, incelemeler ve denemeler yapıyoruz, piyasaya dönük koleksiyonlarda çıkartıyoruz. Fakat bizim öncelikli tercihimiz her zaman için denenmemiş ve ilkten yana. Trendleri koleksiyona dönüştürürken nelere dikkat ediyorsunuz? İyi bir ekip nasıl olmalı?

Trendler bize açı kazandırıyor, biz de açıların içinden kendimize uygun olan tarzı seçip onu çizgilerimizle harmanlıyoruz. Ekip olmak profesyonellik gerektirir ve her firma ekip olarak çalışamaz. İyi kurulan diyaloglar harcadığımız zamana, işinize göstermiş olduğunuz sorumluluğa olumlu yönde yansıyacak ve firmanız çalışanlarından daha fazla verim almanızı sağlayacaktır. Bu da sizi profesyonelce çalışan bir kurum olma yolunda gelişmeye ve büyümeye götürecektir.

Arman Bey, hayalleri görünür hale getirmenin yolu nedir sizce?

Düşlediğiniz herhangi bir şeyi, elle tutulur hale getirmenin hazzı hiç şüphesiz bambaşkadır. Tasarlamak ve hayalleri görünür hale getirmek çok özel bir iştir. Markalar için özel ve hiç kurgulanmamış hikayelerden yola çıkarak hazırladığımız tasarımlarla, sadece sektörde fark yaratmakla kalmıyoruz, aynı zamanda da nihai tüketicinin zihninden pay alıyoruz.

37


Hiç olmayan bir şeyi sunmak, tasarlamak nasıl bir duygu?

Üretmek ve satmak döngüsünde asıl olan şey tasarlamaktır. Armador olarak misyonumuz, var olana alternatif olmak değil, hiç olmayanı keşfetmek ve sunmaktır. Tüketici algısında marka değerini oluşturup bu doğrultuda ürün grupları oluşturuyoruz. Verilmek istenen mesaj ya da karşı tarafa geçirilmek istenen duygu, tasarlanan ve sunulan ürünle son kullanıcıya ulaştığı marka altındaki ürünlerin hiç kuşkusuz marka imajının aynası oluyor. Ürünü özel kılan şey, tasarımı ve kalitesi. Sonuç olarak tasarladığımız bir konseptte vermek istediğimiz mesajın tüketici tarafından algılanmasında tasarımı rölü yadsınamaz.

Diğer markalardan farklı olmak için ne yapmak gerekiyor?

Markalaşmayan firmaların piyasada uzun süre kalamaz. Marka olmak için araştırma ve geliştirmeye önem verilmesi, kaliteli ve farklı işler yaparak her zaman bir adım önde olmak gerekiyor. Markalaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Bundan sonraki hedefimiz sektörde kalıcı ve üst segment işlere imza atmak olacaktır.

38



TURKUAZ

40

Ku y u m c u k e nt AV M L a d i n S o k a k N o : 1 6 7 - Te l e fo n : 0 2 1 2 6 0 3 1 8 2 4

tolgatumer.com

TURKUAZ


tolgatumer.com

Kuyumcukent AVM Ladin Sokak No: 128 - Telefon : 0 212 603 1824


İhsan SAYAN

Sadeiş Mounting Jewellery Yurt İçi Satış ve Pazarlama Müdürü

Sektör nerede? Türkiye'de kuyumculuk sektörü, taşıdığı potansiyeli tam anlamıyla ekonomiye yansıtmamakla birlikte yıllar içinde önemli atılımlar yapmıştır. Bu alanda yapılan ihracatın da giderek artan miktarlara ve değerlere ulaşması, kuyumculuk sektörünün gösterdiği gelişimin bir sonucudur. Kesinlikle bu noktalara gelmek kolay olmamıştır. Sektör hızla gelişip ilerlerken taksitlendirme faaliyetine son veren uygulama sektöre darbe vurmuştur. Kredi kartıyla alışveriş yapmak yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Taksit yapılması nihai müşterinin işine yarıyor. Bankaların altın satması, altın hesabı açması ve ertesinde taksit imkanının ortadan kaldırılması, bankalar ve kuyumcular arasında uçurum açtığı ortadadır. Her sektörde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de çürük elmalar olabilir. Bu durumu kuyumculuk maskesi altında yapıyorlarsa bunların tespit edilmesi kolaydır. Bu durum çok azdır, pos miktarıyla faturalar karşılaştırılarak ayıklanabilir. Kuyumculuk dışında taksit imkanı devam ederken bu kısıtlama kuyumculara yapılan bir ayrımcılıktır. kuyumculuk sektörü bir bütün olamadığı için bankalar bu alanda rahatça istediği faaliyette bulunabiliyor. Ancak yerel seçimlerden sonra Türkiye'de Kuyumcular Federasyonu kurulacak. Bununla beraber sektör bir çatı altında toplanıp gücünü gösterecektir.

42

Buse Terim'den Bir İlk Buse Terim, bu kez yaratıcı kimliğini ve birikimlerini 11 parçadan oluşan BUSE for DESA adlı kapsül koleksiyon için değerlendirdi. Günümüzde 100’e yakın mağazası ile müşterilerine ulaşan DESA markasıyla işbirliği yapan Buse Terim, bu proje için DESA markasını tercih etme sebebini ise şöyle açıkladı: “Beni çok heyecanlandıran ve benim için bir ilk olan bu projede DESA ‘yı tercih etmemin sebebi firmanın yeniliklere açık, işçilik ve materyal anlamında kaliteli olması. Yapacağım işte bu çok önemli bir detay. DESA güncel trendleri takip eden bir marka ve deri ise çok trendy ve özgür bir materyal. Ucu açık, sınırsız tasarım yapma özgürlüğü veriyor.” Deri ceket, ayakkabı, çanta, bileklik gibi deri ürünlerden oluşan bu kapsül koleksiyonda Buse Terim’in en çok sevdiği renk olan pembe ön planda. Su yeşili, kum rengi ve siyahın da dikkat çeken diğer renklerin olduğu koleksiyonda her bir ürüne “Buse” kelimesinin dünya dillerinde kullanımı isim olarak verildi. Buse Terim’in, kendi isminin anlamı olması sebebiyle proje logosunda kullanılan pembe bir “öpücük” şekli, koleksiyonda da ürün detaylarında göze çarpmakta. Genç, renkli, esprili ve dinamik BUSE for DESA koleksiyonuna, sadece Buse Terim takipçilerinin değil, tüm moda severlerin büyük ilgi göstermesi ve koleksiyonun geniş kitlelere ulaşması bekleniyor.



Mehmet Akyürek

Orobella Alyans CEO Orobella & Altın Fabrikası

ALIM POLİTİKAMIZ NASIL OLMALI ? " SABRETMEK" Sezonun tüm hızıyla başladığı bugünlerde mağazalarımızdaki model stokları ile ilgili yapacağımız hamleler, bizleri oldukça dalgalı geçen 2014 yılından ne kadar faydalanacağımızla ilgili temel belirleyici unsurlardan birini oluşturuyor. Yıllardır altın takı imalatı ve satışı ile ilgilendiğim için ve bu işi tüm Dünya ölçeğinde yaptığımdan, analizlerimi tecrübelerimle ve istatistik bilgi birikimlerimle şekillendirmeye çalışıyorum. Buna biraz da ilahi prensipleri ekleyince çözümler kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ana prensibimiz canlı olmak, hareketli olmaktan geçer. Biz hareketli değilsek mağazamızdaki çalışanlarımız ve ürünlerimizi de hareketli olmaz ve müşteri trafiği de aynı şekilde son derece ağır olur. Maalesef insan psikolojisi gereği işlerde genel yavaşlama, kriz söylentileri gibi karamsar ve bulutlu ekonomik görünümlerde herkes sanki bir savunma mekanizmasını devreye alırcasına “aman mal almayayım”, nasıl olsa satış yok, boşuna işçilik ödemeyeyim" gibi yanlış stratejiler uygular. Halbuki savaşlarda, münazaralarda, uygulanan, “en iyi savunma hücumdur” prensibini atlarız hep. Eğer satın almamak durumu kurtarıyorsa bunu esas olarak işler hızlıyken yapmak mantıklıdır. Zira piyasa hızlıyken elinizde birikmiş satışı zor malların nakde dönüşmesi daha kolay olacaktır. Ama işler yavaşken, zaten az olan ve nazlı olan müşterileri içeri çekmek için cıvıl cıvıl vitrinler, özgün ürünler, yeni tasarımlar bulundurmalı ki durum dengelensin. Satın alma prensiplerimiz işlerin hareketsiz olduğu günlerde farklı ürünlere yönelik canlı, hareketli günlerde ise hareket görmeyen ürünleri “hareketlendirebilmek” adına daha temkinli olmalı. Zaten bizlere gereksiz stokları yaptıran psikoloji hızlı günlerin “daha fazla mal olsa daha çok satarım” mantığı değil midir? İşte aklımızı ve stratejimizi tersten düşünme adına kullanıp daha doğru bir ürün stoğuna gitmek her zaman istikrarlı bir satış ve karlılık oranını muhafaza etmemize yardımcı olacaktır. Dünyada geçirdiğimiz kısa ömür içinde refahımız, mutluluğumuz basit birkaç prensibe bağlanmış. Bunlardan biri de “sabır” dır. İşler yavaşken sabretmek “beklemek” değildir! Sabır bir nevi yaşananların sizi olumsuz etkilemesine izin vermemek ise, “işler yavaş mal almayayım” düşüncesi sabretmek değil tam tersi olumsuzluk ve hareketsizlik akımına kapılıp gitmektir. Ancak işler hızlıyken sabretmek de o akışla gereksiz mal almamak, hızlı harekete kapılıp gitmemek olmalı. Böylece Dünya'ya ait bir şifreyi daha ilahi bir emir olan sabretme prensibine uymakla kırar, farklı olur, nasibinizi artırırsınız. 44

LAMP 83 AYDINLATMA ZİYARET EDİLDİ Haliç Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden Prof. Dr. Önder Küçükerman, beraberindeki 30 öğrencisi ve diğer öğretim görevlileri ile beraber bir okul gezisi düzenledi ve LED’ler ve LED teknolojisi hakkında bilgi alacakları bir ziyaret gerçekleştirdi.

LAMP 83 Aydınlatma’ya gelen öğrenciler kendilerine verilen LED masa üstü lambası ödevlerini yapmak için LAMP 83’teki yetkililerden bilgi aldılar. Gezi üretim ve montaj turu ile başladı. Üretim Müdürü Erol Koç, fabrikaya hammadde gelişinden sevkiyat için aydınlatma aygıtlarının paketlenmesine kadar geçen sürecin her adımı ile ilgili öğrencileri bilgilendirdi. Ardından Ar-Ge laboratuvarına geçildi. Uygulanan 25 ayrı cins test, aydınlatmada kalite prosedürleri ve rakip analizi ile ilgili bilgi alan öğrenciler Ar-Ge Müdürü Kamuran Müftü’nün gözetiminde gerçekleştirilen testleri birebir izleme şansına sahip oldular. Öğrenciler için temel aydınlatma ve LED eğitimi dersini ise Ürün Müdürü Emre Çoruhlu verdi ve öğrencilerin LED ile ilgili sorularını yanıtladı. Lamp 83 Aydınlatma Genel Müdür Yardımcısı Batu Ceyişakar gezi ile ilgili şunları söyledi: “ Değerli hocamız Prof. Dr. Önder Küçükerman’ı ve Haliç Üniversitesi öğrencilerini ağırlamaktan büyük mutluluk duyduk. Biz de geleceğin iyi eğitim almış öğrencilerde olduğuna inanıyoruz. Firmamızın kapıları öğrenmeye, çalışmaya istekli gençlere her zaman açık. Önümüzdeki dönemde gerek Haliç Üniversitesi, gerekse diğer üniversiteler ile olan iş birliğimizi arttırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz.”





VOIR MODA

D ÜNYA L İDERLERİNİ G İYDİREN A İLE "Cumhuriyet terzihanesi kurmak istiyorum" Atatürk'ü ve o devrin bürokratlarını giydiren Levon Kordonciyan, şimdilerde aynı ismi taşıdığı dedesinin babasının izinden gelerek pek çok başarıya imza atmış. Levon Kordonciyan'ın öyle bir hikayesi var ki, okuduğunuzda bu işi dededen toruna nasıl istikrarlı bir şekilde devam ettirdiğine hayret edeceksiniz.

48


rak bu günlere geldim. Sanatımı, onlardan devir alarak en uç noktalara gelebilmek için mücadele verdim ve vermeye de devam edeceğim. İnsanlara erkek abiyesini, yani smokin, frak, redingot ve bonjuru sevdirebilmek için kiralık sektörüne girdim. Böylelikle insanlar yavaş yavaş bu kıyafetleri sevdiler ve rahatlıkla üzerlerinde taşımaya başladılar. Ulusal basında sıkça yer alıyorsunuz. Bu nasıl gelişti?

İlk başta, ‘’Gazino Royal, Bond’’ filmiyle, daha sonra da ‘’Soysuzlar Çetesi, Bred Pitt’’ ile Oscar gecesindeki erkek sanatçılarını giydirerek ünümüzü smokin cenneti Amerika’ya taşıdım. Obama’nın seçimi kazandığı belli olunca Beyaz Saray’a smokinimizi yolladık. Bu yapmış olduğum olay, Türkiye’deki kumaşların ve işçiliklerinin en iyi derecelerde olduğunu anlatabilmek içindir. Bu da bana E-Ticaret Türkiye birinciliğini getirdi. Daha sonra da Avrupa Gazeteciler Derneği tarafından yılın en iyi modacı ödülünü alarak bir ilke imzamı atmış oldum. 2011 Kasım ayında İzmir’de Genel Kurmay Başkanlığı, Ege Ordu Komutanlığı ve Konak Belediyesi'nin davetiyle Şehit Aileleri için bir defile düzenledik. Sunucumuz, Engin Altan Düzyatan olmuştu. Defilede yine bir ilke imza atarak, 10 bayan mankene smokinler ve fraklarımızı giydirdik. Bu da şehit aileleri ve mağdurları tarafından takdirle karşılandı ve bizi ödüllendirdiler. 2012 yılının Nisan ayında, Tarihi Galatasaray Hamamı'nda tekrar bir ilke imza atarak smokin ve fraklarımızla birlikte yeni takım elbise koleksiyonumuzu da tanıttık. Amacım, Osmanlı Tarihi'yle, Cumhuriyet kültürünü birleştirmekti. 15 Nisan 2014 tarihinde Rixos Oteller zincirinin ev sahipliğinde, redingot, bonjour, jaketatay, smokin ve frak defilesiyle beyefendilerin salon kıyafetleri tanıtıldı. Bu sene Levon Kordonciyan markamızın 120. yılını kutlamaktayız. Bu nedenle defilemi 120 kıyafetle sunuyorum. Levon Kordonciya'nın başarı serüveni nasıl başladı ?

Dedem Levon Kordonciyan babası tarafından Rum bir terzinin yanına çırak olarak verilmiş. Levon dedemiz, terzilikte büyük yetenek göstererek kısa bir zaman sonra kalfalığa terfi etmiş. O dönemler Atatürk, Cumhuriyet kurulduktan sonra kılık ve kıyafet devrimini yapmak istemiş. Bunun için de yabancı ülkelerde Bürokrat, Diplomat, Kral ve Prens'lerin giyinmekte oldukları bazı erkek abiyelerini Türkiye’deki beyefendilerin ve seçkin insanların da giyinmesini istemiş. Kılık ve kıyafet modellerinin Türkiye’ye taşıyabilmek için, bazı sanatkârlar Paris’e gönderilmiş. Bu sanatkârlar içinde dedemiz Leons Kordonciyan'da varmış. Dedemiz 6 sene Paris’te E.J. Malle Akademisi'nde eğitim almış. Onun aldığı eğitim, smokin, frak, bonjur, redingot ve jaketataydır. Bunların dikim eğitiminin dışında nerelerde ve nasıl giyilmesi gerektiğinin de eğitimini almıştır. 6 sene sonunda eğitimini tamamlayarak İstanbul’a döndükten sonra, modanın kalbi olan Sultan Hamamı’nda bulunan Havuzlu Han’da ilk atölyesini açmıştır. Dedem, ‘’Baba’’ filminin smokinlerini hazırlayarak güzel bir üne ulaşır. O zamanın bürokratları ve iş adamları da smokin ve erkek abiyesinde dedemi tercih ederler. Babam, İskender Kordonciyan Sultan Hamamı’ndan koparak Beyoğlu’nda atölyesini açar. Onun döneminde hazır giyim modası ön plana çıkmıştır. Günün koşullarına uymak için, hem ısmarlama, hem de hazır giyim mağazaları vardır. Ayakta kalabilmek ve bu işi bana alıştırabilmek için mücadele verir. Ben de bu işin eğitimini hem babamdan, hem de dedemden ala49


VOIR MODA

Damat adayları yanı sıra bir çok ünlüyü de giydiriyorsunuz. Kimdir bu isimler?

Babamın dedesi ve benimle aynı isme sahip Levon Kordonciyan, uzun yıllar Atatürk’ü giydirmiş. O devrin bürokratları ve devlet adamlarının da abiye dediğimiz, smokin, frak, redingot, jaketatay ve bonjurlarını giydirmiş. Daha sonra dedem Leons Kordonciyan babasından bu işi devir almış. O da birçok devlet adamı ve film yıldızlarını giydirmiş. En önemlisi de, ‘’Baba’’ filmindeki Marlon Brando olmuştur. Babam ve ben de birçok ünlüyü ve devlet adamlarını giydirmeye devam ediyoruz. 007 James Bond, Daniel Grek (Casino Royal) filmiyle, Bred Pitt (Soysuzlar Çetesiyle), Robert de Niro, Amerika Başkanı Barack Obama, Hugh Jackman Aile şirketi olarak çalışmanın zorlukları var mı ?

Biz ailece aynı fikirlere sahibiz. O kadar güzel bir uyum içindeyiz ki, hepimiz ayrı ayrı sevgi ve saygı çerçevesi içerisinde uyumlu bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu da günden güne süratle yükselmemize neden oluyor. İş bölümü yaptığımız için daha az yoruluyoruz. Provalar sırasında hiç unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

Yaz düğünlerinden birini gerçekleştirmek için Damat Bey'i özel dikimle hazırladık. Son provası Cumartesi günüydü. Ertesi günü, yani Pazar günü de düğün gerçekleşecekti. Damat Bey'in tüm işlemleri bitmiş atölyemizden uğurlamıştık. Pazar günü, Kınalı Ada'daki evimin telefonu çaldı. Arayan, bir gün önce hazırladığımız Damat Bey'di. Ayakkabılarını, bizim atölyede unutmuş, düğüne de sadece üç saat kalmıştı. Apar topar hazırlandım ve deniz taksiyle Kabataş’a, oradan da atölyeme geldim. Damat Bey'in ayakkabılarını teslim ederek tekrar Kınalı Ada’ya döndüm. 50

Levon Kordonciya'nın bundan sonraki hedefleri?

Hedefim, 'Levon Kordonciyan' ismini daha da ileriye götürmektir. Uzun yıllar saklamış olduğum değerli eşyalarımı bir müzede toplayıp Cumhuriyet terzihanesini kurmak en büyük arzumdur. Centilmenler kulübünü kurarak gerçek centilmenler yetiştirmek istiyorum. En önemli hedefim de kızım Nora’yı beşinci kuşak olarak işimin başında görmektir. Centilmenlerin terzisinin bir bayan olması ne kadar hoş öyle değil mi? Peki bu bahsettiğiniz Bonjour, Redingot, Jaketatay ve Frak hakkında bilgi verir misiniz?

BONJOUR: Sabah saat 8.30 ile 10.30 arası giyilen bir kıyafettir. Frakın kuyruksuz olanıdır. Bu saatler arası giyildiği zaman, pantolonu beyaz olmalıdır. Saat 11 ile 12 arası giyildiği zaman ise pantolon çizgili olmalıdır. Kişi, kural olarak bu saatlerde, bu şekil giymemişse davete kabul edilmez. REDİNGOT: Ceketi diz altı giydirilen, pantolonu siyah ve gümüş çizgili, ata yaka gömlek, siyah, krem, beyaz kravat bağlanan dış mekan kıyafetidir. JAKETATAY: Halka sesleniş esnasında sunumu yapan beyefendinin çizgili gümüş renkte pantolon, gümüş renk yelek ile fularla ve silindir şapka ile kullanılan bir kıyafettir. Dinleyici ise siyah pantolon, siyah yelek, siyah fular ile gelmesi gerekir. FRAK: Frak davette ev sahibinin veya sahiplerinin giydiği bir kıyafettir. Gelen davetliler önce smokinle geceye katılır, eğer bir vals gösterisi var ise smokinlerini değiştirerek fraklarını giyerler. Yeleği, papyon kuşağı ve eldiveni beyaz olması şarttır. Bir bayanı dansa kaldırırken eldiveni eline takılı olması gerekir ve dans sonunda bayanı elinden öperek eldiveni elinden çıkartır. Frak ve smokin arasındaki fark nedir?

Ev sahibi frak, gelen davetli smokin giyer. Smokinin papyon ve kuşağı siyah olması gerekir.



Brandzoo Karaköy’deki 4 katlı binasında ‘katlı mağazacılığın butik hali’ sloganıyla müşterilerine hizmet veren, kısa sürede yaratıcı ve yenilikçi markaların, tasarım kıyafetlerin en önemli adresi olan BrandZoo, Anneler Günü’ nde annenize en çok yakışacak hediyeyi almanız için sizleri bekliyor!

Shoe City Annesine güzel ve bir o kadar da konforlu bir jest yapmak isteyenler bu sezon da Shoe City Comfort’ta buluşuyor. Türkiye'nin ilk ayakkabı konfor butiği Shoe City Comfort, ayakkabı danışmanlık hizmetiyle kişiye en uygun ayakkabı seçeneklerini sunuyor. Hizmet esnasında anneler keyifle kahvelerini yudumlarken Anneler Günü keyfi de ikiye katlanıyor.

Brooks Brothers İkonik ürünleriyle yaklaşık 200 yıldır moda tarihine damgasını vuran Amerika’nın en eski efsane markası Brooks Brothers, İlkbahar - Yaz 2014 aksesuar koleksiyonu ile Anneler Günü alışverişini keyifli bir deneyime dönüştürüyor.

Hala Anneler Günü’nde annenize ne alacağınızı düşünüyorsanız tek tıkla on binlerce seçeneği ayağınıza getiren bonprix.com. tr’ye uğrayabilirsiniz. Her yaştaki anneleri mutlu edecek birbirinden şık yazlık bluz, tunik, pantolon, ceket, etek ve daha pek çok tasarım 34-56 beden aralığındaki annelerle buluşmayı bekliyor. bonprix.com.tr’nin en son moda trendleri kadınlarla buluşturan Fashion Deluxe koleksiyonu annelerin yüzünü güldürecek ürünlerle dolu.

Bonprix

Arzum Annenize bu sene ne hediye alacağınızı düşünmeye başladıysanız, Arzum mutfakta harikalar yaratan annelere çok yakışacak bir hediye ile imdadınıza yetişiyor. Arzum, Türkiye’de bir ilk olan 6 bıçaklı multi blender seti Arzum Blendart ile annenizin gücüne güç katıyor.

52



Gant

Fabrika ANNELER İÇİN FARKLI SEÇENEKLER Stil sahibi annelerin tercihi Fabrika’da, Anneler Günü’ne özel pek çok seçenek bulunuyor. Yazın vazgeçilmezleri pastel tonlarından çiçek ve geometrik desenlere, safari etkisinden marin siluetlere kadar sezonun iddialı temaları Fabrika’nın İlkbahar-Yaz koleksiyonunda. Asimetrik kesim elbiseler, snake skin pantolon ve ceketler, uçuşan transparan dokulu gömlekler, ince trençkotlar, renkli kalem etekler ve daha pek çok hit parça Fabrika annelerinin stilinin olmazsa olmazlarından. Fabrika’nın renkli ve cesur aksesuar grubunda yer alan ve koleksiyon renklerine uygun olarak tasarlanan renkli stilettolar, zarf çantalar, rafya örgülü ş ı k clutch’lar annelere zamansız bir şıklık sunuyor. Sezonun gözdesi dekolte topuklu ayakkabılar ve günün her saati giyilebilen stilettolar ile Anneler Günü alışverişinde sizleri bekliyor.

Levis

Aker

Braun ANNELER MUTFAKTA DAHA AZ ZAMAN GEÇİRECEK Küçük ev aletlerinde yarattığı yenilikler ve sunduğu pratik çözümlerle dikkat çeken Braun MQ785 Patisserie Plus , mutfağınızda en büyük yardımcınız oluyor. Üstün Alman teknolojisi ışığında geliştirilen ürün, bir devrim olarak nitelendirilen Smart Speed özelliği ile mutfakta geçirdiğiniz süreyi en aza indiriyor. Pratik kullanımı ile bilinen MQ785 Patisserie Plus , Anneler Günü’nde alternatif hediye seçenekleri arasında yer alıyor. Smart Speed Teknolojisi ile tasarlanan Braun MQ785 Patisserie Plus, tek elle zahmetsizce yemek yapmanızı sağlıyor. Devrim niteliğindeki bu yeni teknoloji sayesinde tuşa ne kadar basılırsa o kadar fazla güç alınıyor. 54

ANNELERE ÖZEL RENGARENK KOLEKSİYOLAR İpek eşarplara değer katan tasarımlarıyla moda severlerin dikkatini çeken Aker, 2014 ilkbahar yaz koleksiyonunda yer alan zarif tasarımlarıyla kadınları karşılıyor. Anneleri için en iyisini isteyenlere elegan hediye seçenekleri sunan marka; renk dalgalanmalarını kapsayan fildişi, gece mavisi, pudra pembeden oluşan zengin renk paletiyle öne çıkıyor. Aker yeni sezon eşarp, şal, çanta ve giyim koleksiyonları; 1970’lerin esintisini günümüze uyarlayarak Anneler Günü’nü kutluyor.





58



Harvey Nichols HarveyNichols, giyim, aksesuar, kozmetik ve ev dekorasyonuna uzanan geniş ürün yelpazesi ve değişik fiyat aralıklarından oluşan birçok hediye seçeneği ile Anneler Günü alışverişlerine farklı bir boyut katarak hediye seçmekte zorlananların işini kolaylaştırıyor. Kadın Koleksiyonu’nda son derece canlı ve çarpıcı renklerle tasarlanmış birbirinden hareketli tasarımlar dikkat çekiyor. Sezon trendlerine ait en özel tasarımları moda tutkunlarıyla buluşturan HarveyNichols, sezon renklerini ve trendlerini vurgulayan binlerce alternatifiyle rengarenk, iddialı, capcanlı koleksiyonlarıyla annenize en şık ve özel hediyeyi seçmenize yardımcı oluyor.

Nacar Nacar’ın kadınları benzersiz kılmak için tasarladığı, zarif taşlarla bezenmiş saatleri annenizin bileğinde ışıldarken, siz de ona sunabileceğiniz en değerli hediyeyi vermenin mutluluğunu yaşayacaksınız. Metal bileziğiyle de şık bir aksesuar görünümü yaratan bu saat, 27 mm. kasa çapı, mineral cam, quartz makine, 5 ATM su basıncı özelliklerine sahip. Anneler Günü’nde hediye edeceğiniz Nacar By Night serisi, günün her saati görünümüne önem veren anneleri büyüleyecek.

Lion Diamond ANNENİZİ ŞIMARTMANIN EN IŞILTILI YOLU Kişiye özel tasarımların ve butik ürünlerin öncüsü Lion Diamond, en kıymetliniz annenizi unutmadı. Genç ve dinamik bir marka olan Lion Diamond, özgün çizgisiyle ve benzersiz üretim kalitesiyle Anneler Günü hediyenizi ayrıcalıklı kılacak mücevher koleksiyonu hazırladı. Yüksek kalite pırlanta ve renkli değerli taşlardan yapılmış, birbirinden özel tasarımlar içinde mutlaka onu ne kadar sevdiğinizi hatırlatacak, özel, kalıcı, ışıltı dolu bir hediye bulacaksınız.

60

Bella Mola



Sade İş Kuyumculuk Montüre yön veren firma... Geçmişten gelen köklü bir deneyime sahip olan Sade İş Kuyumculuk, kuyumculuk sektöründe bilinirliğini arttırarak dünyanın en iyi firmaları arasında yer almaktadır. Sade İş Kuyumculuk Yurtiçi Satış ve Pazarlama Müdürü İhsan Sayan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

İhsan Bey, sektörde parmakla gösterilen bir markasınız. Sade İş Kuyumculuk 'un temellerini ne zaman atmaya karar verdiniz? Türk kuyumculuk sektörünün kalbi olan Kapalıçarşı'da 1981 yılında mütevazi bir atölye olarak kurulan, bugün Türkiye ve Dünya'da montür alanında geldiği nokta ile adından söz ettiren Sade İş, kurulduğu günden bu yana mütevaziliğini koruyarak ilkelerinden ödün vermeden faaliyetlerini sürdürmektedir. Günümüzün sürekli yenilenen taleplerini karşılamak üzere günümüz Türk kuyumculuğunu dünya piyasalarıyla entegre ederken, bugün montür piyasasına yön veren bir firma konumuna gelmiş bulunmaktayız. Sade İş Kuyumculuk'u diğer kuyumlardan ayıran özelliği nedir? Sürekli gelişip ilerleyen kuyumculuk sektöründe müşterilerimizin talep ve isteklerine uygun aradığı her türlü ürünü kolayca bulabilmesi, aynı zamanda profesyonel ekibimiz tarafından VIP hizmet verilerek satış sonrası sipariş ve tamirde de en hızlı sonucu alması firmamızın tercih sebebidir. Yurtdışı serüveniniz nasıl başladı? Hangi ülkelerin fuarlarında bulundunuz? Kuruluşunu takip eden süreçte İstanbul'a başlayan ardından New York, Dubai, Mumbai, Macau, Basel, St.Petersburg, Madrid, Vicenza, Las Vegas, Hongkong, Deutschland gibi bir çok fuar açılımlarıyla vizyonunu genişleterek yurtiçi ve yurtdışında bilinirliğini arttırmış, yıllar içinde montür alanında dünyanın en iyi firmaları arasında yerini almıştır. Bir çok ülkenin fuarlarını gezdiniz ve yurtdışındaki kuyumcuları tanıdınız. Yurtdışındaki ve Türkiye'deki kuyumcular arasındaki fark nedir sizce? Mücevher üretiminde alt yapımız, iş gücümüz oldukça iyi geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Ülkemizi eskiden olduğu gibi Türkiye'de de adından söz ettiren birçok firma var. 62

Montür konusunda yılların tecrübesiyle marka bilinirliğini oluşturdunuz. Montür alanında rakipleriniz olduğunu düşüyor musunuz? Her geçen gün yenilerinin eklendiği on binlerce modeli, yıllardır ödün vermediği yüksek ürün kalitesi, rekabetçi fiyatları ve profesyonel ekibiyle müşterilerine beklentilerinin ötesinde hizmet sunarak, montürdeki ilk tercihleri ile paylaşmaya devam etmektedir. Yıllardan beri bir çok müşteri portföyüne sahipsiniz. Hangi ürünlere yer veriyorsunuz? En çok hangi ürünlere talep var? Ülke genelinde Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri'nde faaliyet gösteren ve yurtdışında da geniş faaliyet alanı bulunan Sade İş, ağırlıklı olarak Ortadoğu, Amerika ve Avrupa'ya da ürün ihracat etmektedir. Ürün portföyünde 18 ve 14 ayar montür olmak üzere yüzük, kolye, ucu, küpe, alyans, gerdanlık, üçlü setler, bileklik bilezik, kravat iğnesi, kol düğmesi, taç vb. bir çok çeşitli ürün bulunmaktadır. Sezonun trendlerine göre, hafif ve gösterişi ön planda olan ürünler tercih ediliyor.


63


VOIR POPÜLER

Esra Hanım, sizi ilk olarak 2002 Türkiye Güzellik Yarışması'nda tanıdık. Yarışmaya katılma isteğiniz nasıl gelişti? Bahseder misiniz?

Güzellik yarışmalarına rahmetli annem hep katılmamı isterdi. Yoksa normalde benim için öyle yarışmaların önemi yoktu. Nasıl bakkala gidip ekmek alırsınız, o yarışmaya katılmakta onun gibi birşeydi. Şimdiki aklım olsa asla katılmazdım. Geçmişe bakacak olursak, torunlarıma anlatacağım değişik bir deneyim oldu, hala dün gibi hatırlıyorum. Türkiye güzeli olacağınıza inanıyor muydunuz yarışmaya katılırken?

Evet inanıyordum. İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Sadece dış güzellik ve fizik güzelliği ile değil eğitim ve donanımımla da bir fark yaratacağımdan emindim. Hepsinin birleşimi olarak da nitekim öyle oldu. Bunun yanı sıra Arnavutluk kökenliyim. Açık kumral yani sarışın, renkli gözlü ve de Avrupai bir tip olarak 1. seçilmem aslında az da olsa beni şaşırtmıştı diyebilirim. Çünkü biliyorsunuz yıllardır güzellik yarışmalarında 1. olanlar hep esmer veya çok koyu kumrallardan çıkıyor nedense. (gülüyor) Türkiye güzeli olmanın yanı sıra aynı yıl Dünya 4.sü seçildiniz. Şöyle biraz geçmişe gidersek, 4. seçildiğinizde neden tacınızı fırlattınız?

2002 yılında Türkiye Güzeli oldum ardından Dünya 4. sü. oldum. Dünya 4.sü olduğumda tacımı kabul etmedim. Kendimce bir takım doğrularım vardı. Haksızlık olduğunu düşündüğümden bunu yaptım. Şuan ki düşüncelerim olsa hem yapmaz hem de güzellik yarışmasına da asla katılmazdım. 10 kişilik ve alaksız mesleklerde olan, jüri üyesi topluluğunun neyi ne kadar doğru seçebildiği çok göreceli bana göre. Sonuçta manavdan karpuz seçmiyorsunuz. Ayrıca hem bu doğrularımın arkasında olduğum gibi, o yıllardaki bu davranışımın o zamanlar yeni rahmetli olan ve canımdan çok sevdiğim annemin vefatıyla da alakası var elbet. Çünkü psikolojimi ister istemez çok kötü etkilemişti. 2 yıl kendime gelemedim. Fakat şu konuya da önemle değinmek istiyorum; ben o davranışımı asla şöhret olmak ya da başka bir nedenle yapmadım. Eğer farklı amaçlarım olsaydı o zamanki medyatikliği çok farklı kullanırdım. Ben tam tersine piyasada hiç bir iş yapmayarak, tam 6 yıl boyunca kendimi geri çekip kayboldum yani unutturdum kendimi. Eğitimimi tamamladım. Tamamladıktan sonra da 2008 yılında hayata sıfırdan başlayıp TRT ekranlarında 2 yıl ekonomi programı hazırlayıp sunarak kariyer başlangıç noktasına başladım.

" ŞİMDİKİ AKLIM OLSA GÜZELLİK YARIŞMASINA ASLA KATILMAZDIM "

64


Bir çok kanalda program sundunuz, dizi ve filmlerde gördük sizi. Bir röportajınızda da mankenlik ve modelliği düşünmediğinizi söylemişsiniz. Daha çok oyunculuğa mı sıcak bakıyorsunuz? Neden?

Müjdat Gezen Tiyatro bölümünü bitirdim. Bu sektöre 2008 yılında TRT ‘de Televizyon programcılığıyla girdim. Ardından birçok tiyatro oyunlarında yer aldım. Ve çeşitli özel kanallarda sabah programları, yemek programı, gece showu ve sağlık programları hazırlayıp sundum. Bunların yanında oyunculuk hayatımda devam ediyordu, sinema filmleri ve birçok bilinen dizilerde oynadım. Beş buçuk altı yılımı gayet başarılarla dolu ve yoğun bir tempo içinde koşuşturarak geçirdim. Sonuçta bir eğitim aldım ve bunu sevmediğim bir meslek olan modelliği yaparak harcamak istemedim. İnsanlar istediği işleri yapmalı bence. Büyük firmaların reklam yüzü olmak isterim fakat podyuma çıkıp yürümeye tahammülüm yok. Sevmediğim bir meslek fakat icra edenlere de saygı duyuyorum. Hayatım boyunca da 34 beden yani sıfır beden olmadım olamam da. Çok sağlıksız ve görüntüsel olarak ta mezarda yeni canlanmış hayaletlere benziyorlar. Benim model anlayışım hafif dolgun Claudia Schiffer ve Cindy Crawford gibi mankenlerdir yani top model diyor dünya onlara. Maalesef Türkiye'de bu bakış açısı yok. Magazin'de özel hayatın nasıl prim yaptığını hepimiz biliyoruz. Peki siz sadece yaptığınız işlerle gündeme gelmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Gerçekten evlenmeyi düşündüğüm biri olursa görünebilirim. Fakat şimdiye dek medyatik olan ilişkilerden kaçındım. Sevmiyorum. Özelim bende saklı olmalı. Evlenmeyi düşünebileceğim biri de karşıma çıkmadı eğer böyle bir durum olursa da evlenmeye yakın aylarda veya düğünde herkesin haberi olur diye düşünüyorum. Gerçi büyükte konuşmamak gerek, bir bakmışsın kazara yakalanmışsın. Basın ve Pr çalışmalarına özen gösteriyorum, 4 yıldır çalıştığım basın danışmanım var. O hazırlıyor benim için gerekli olanı. Şuan oyunculuğun yanı sıra bir de radyoculuğa merak sardınız ve radyo programı yapıyorsunuz. Ekranda mı yoksa radyoda mı sunuculuk yapmak daha keyifli sizce?

Tesadüfen başladım o işe de. (gülüyor) Radyocu değilim şu an öğreniyorum diyelim. Gerçekten çok keyifli. Bir de canlı olarak hem internetten hem uydudan izlenebiliyoruz program esnasında, tv programından pek farkı yok diyebilirim. Tv programcılığına alışık olduğum ve yıllarca çeşitli canlı yayınlar yaptığım için pek de zorlanmadım açıkçası. 65


VOIR POPÜLER

İş dışında neler yapıyorsunuz?

İş dışında arkadaş ve dostlarıma vakit ayırıyorum. Babamla vakit geçiriyorum. Spor yapıyorum. Bir şekilde vakit geçiyor. İşkolik biri olduğum için iş dışında yaşıyor musunuz diye sorsanız daha iyi olurdu. (gülüyor) Yeni projeleriniz var mı? İlerleyen günlerde hayranlarınızı neler bekliyor?

'Bana Bir Star Lazım' adlı tiyatro oyunumuz var. Birçok turneler yaptık, bu aralar İstanbul'da sıklıkla olacağız. Mesela 11 Mayıs'ta Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde oyunu sahneleyeceğiz. Oğlum Bak Git’ten sonra yine komedi türünde bir sinema filminde oynayacağım. Onun hazırlıkları var. Mayıs'ta çekimlerine başlayacağız. Şuan özel bir kanalla görüşmelerini sürdürdüğümüz yarışma programı sunuculuğu da var. İnşallah hayırlısı olur diyelim. Birkaç yapım firmasıyla da yeni sezon için dizi görüşmeleri yapmaktayız. Ayrıca beni www.esrasonmezer.com ‘dan da takip edebilirler. Hangi karakterde oynamak isterdiniz? Keşfedilmemiş yönleriniz var mı?

Kurtlar Vadisi' nde veya polisiye bir dizide oynamayı çok isterdim. Neden derseniz aksiyon benim işim diyebilirim. Karate'de kahverengi kuşağım var. Kick Boks yaptım ve şu anda Judo eğitimi alıyorum. Bence Kurtlar Vadisi'ne benim gibi iyi dövüşebilen birini koysalar orda herhangi yeni yazılacak bir role, inanın acaip hakkını verirdim . (gülüyor) 6 yıldır bu piyasada olmama ve kaliteli sayısız iş yapmama rağmen halen daha keşfedilmemiş, anlatmakla röportaja sığmayacak ve insanların bilmediği çok yeteneklerim var. Sadece dövüş değil komedide de çok iyiyimdir. Skeçler yazıyorum, onları oynuyoruz. Şimdiye dek oynadığım tiyatrolarda hep komedi oynadım, çeşitli tiplemeler canlandırdım. İnsanların ağzı açık kalıyordu beni izlerken diyebilirim. Fakat ülkemizde Tiyatro'ya olan ilgi yoğun olmadığından bu özelliklerim pek ön plana çıkamadı. Tekrar diyorum sadece bunlarla sınırlı değil keşfedilmemiş ve bilinmeyen birçok marifet ve yeteneklerim var. Umuyorum bu sezon iddialı ve güzel projelerle sizlerle olacağım. Biz de bu keyifli röportaj için Esra Sönmezer'e teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. 66



VOIR TREND DIOR Sezonda tekstil modasıyla paralel pantone zenginliği takılarıda neşeli ve coşkulu tada ulaştırmıştır.Bu renklilik takıyı canlı ve gizemli yapmaktadır. Takıdaki renk taşlarla, mineyle, rodaj ve kaplama teknikleri ile ifade edilmiştir.

DOLCE GABANNA Yeni sezonda neoklasik yaklaşımlar klasik üslubu canlandırmayı amaçlayan düşünce biçimiyle tarihsel imgeleri formlar ve baskılarla rüya gibi takılara ev sahipliği yapıyor. Ayrıca tılsım, dini temalı ve uğur sayılan figürler ise bu sezonda da tercih edilenler arasında…

LANVIN Uzun kolyeleri; bol zicirler,madalyonlar,slogan veya isimlerle iç içe sıklıkla kullanıldığını görüyoruz.

Takı eski çağlardan beri kadın görünümü için önemli bir unsur olmuştur.Nadiren modası geçmiş olmasına rağmen takı; her sezon yeni trendleri ile birlikte gelir. Takı modasını etkileyen unsurların başında dünyaca önemli markaların kolleksiyonlarının yanı sıra yerli ve yabancı film ve dizi oyuncularının taktığı takılarda yönlendirmektedir. Tabiki bu popüleriteden etkilenmemek mümkün değil. Bu sezona damgasını vuran birbiriyle uyumlu birden fazla takıyı aynı anda takmak oldu diyebiliriz. 68


Tasarım Dünyası Handan KELTEK

Mücevher Tasarımcısı

ROBERTO CAVALLI Küpelerde büyük gösterişli halka, çok parçalı ve püskül gibi detaylarla öne çıkarken tüm kulağı sarmalayanlarıda tercih ediliyor.

TAKIYA İLHAM VEREN TRENDLER Trend; eğilim, akım, gidişat anlamıyla başta moda sektörü olmak üzere sürekli olarak kendini yenileyen hemen hemen tüm sektörlerde kullanılan bir ifade olup günümüzde en popüler olan nesneleri belirtmek amacıyla kullanılır.

BOCHERON Doğa ve hayvan temalı takılar hemen hemen tüm markaların kolleksiyonlarında yer alıyor. Bu koleksiyonların bazıları sosyal sorumluluk projelerinin altını çizmek için ideal bir platformdur.

THE GATSBY - TIFFANY CO. Artdeco esintisi The Gatsby filminin etkisiyle mükemmel simetri ve geometriyle takılarımıza yansıyor. Bilezikler el üstü takıları yüzüklerle bir bütünlük sağlıyor ve yepyeni bir stile ev sahipliği yapıyor.

Trendleri etkileyen faktörlerin başında dünyaca önemli markaların koleksiyonları gelmektedir. Genellikle tekstille paralel hareket eden takı modası kıyafeti tamamlayıcı unsur olarak görüleceği gibi tek başına da öne çıkabilir. Ayrıca yerli yabancı film ve dizi oyuncularının takmış olduğu takılarda tercih edilmektedir. 2014 takı trendlerinde göze çarpan en önemli şey hikayeli anlamlı ve mesajı olan takılardır. Takıyı takana kendini özel hissettirdiği için aranan bir unsur olmuştur. Bu konsepte bağlı olarak neoklasik yaklaşımlar tarihsel, dinsel ve tılsılı formları içinde barındıran takılarda göze çarpıyor. Artdeco yaklaşımla geometrik desenlerin mükemmel keskin hatların tercih edildiği şahmaran bileziklere yeni bir stil getirmiştir. Sıklıkla zincirleri slogan, madalyon ve isimlerle iç içe görüyoruz. Statement kolyeler uzun ve püskül tarzı küpelerle göze çarparken, Cuff bilezikler ve kulağı sarmalayan cuff küpeler bu seneye damgasını vuruyor. Sezonda altın rengi takılar yükseliş gösterirken üzerindeki neşeli ve coşkulu renk zenginliğini taş, mine, rodaj ve yeni kaplama teknikleriyle bezendiği dikkat çekmiştir. Geçen sezonlarda olduğu gibi bu sezonda doğa ve hayvan figürleri göze çarpıyor. Özellikle kelebek, kuş, yılan vb figürler kullanılıyor. Finalde takıda bu yıla damgasını vuran uyumlu bir çok takıyı aynı anda takmak olmuştur. 69


Özlem YALÇIN

Bayramoğlu Kuyumculuk İK ve Yönetim Sistemleri Müdürü

AKAY GELİNLİK'TEN ANLAMLI PROJE "Çocuk Gelin" olarak toplumun gündemine gelen ve kanayan bir yara haline dönüşen bir konu erken yaşta evlendirilen çocukların dramı…

RAHAT BİR HAMİLELİK İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER İş hayatının kadınlar için zorlukları fazladır. Özellikle evli kadınlar için biraz daha zordur. Sabah evde eşinden önce uyanıp kahvaltıyı hazırlamak, işe gelmek, iş çıkışı koşa koşa eşinden önce gidip yemeği hazırlamaya çalışmak, bulaşık, çamaşır diğer ev işleri vs. derken uyku saatinden ve kendi bakımından feragat etmek zorunda kalabilir. Bir de bir gün bebek beklediğini öğrendiğinde bunların hiçbirini yapamayacağını veya bugüne kadar elde etmek için çabaladığını kariyerini bırakmak zorunda kalacağını düşünebilir. Oysa ki bu an bir kadının hayatındaki en özel andır. Düşünülmesi gereken bir daha hayatta hiçbir şeyin aynı olamayacağıdır. Yaşam anlamlı hale gelmiştir. Ve kesinlikle işi bırakmak düşünülmemelidir. Bu dönemde, yeni doğum yapmış ve işe dönmeye hazırlanan biri olarak söylemem gerekirse, sürecin psikolojisine ve hormonlara yenik düşmemek gerekir diyebilirim. Hamileliğinizi öğrendiğinizde iş hayatında neler yapmalısınız ve nasıl davranmalısınız bu yazıda biraz anlatmaya çalışacağım. Öncelikle bu durumunuzu ilk söyleyeceğiniz kişi üst yöneticiniz veya patronunuz olmalıdır. Hamileliğiniz boyunca en çok ihtiyacınız olacak şey onların sağduyusu ve anlayışı çünkü. Sonrasında çok hareketli bir işiniz var ise pozisyonunuza göre biraz daha durağan işlere gönüllü talip olabilirsiniz. Gününüz ofiste geçiyor ise; •Ani acıkmalar için hafif atıştırmalıklar alın •Bol su tüketmelisiniz o nedenle masanıza bir sürahi veya büyükçe bir şişe alın •Ayaklarınız şişmeye başladığında ara ara uzatma ihtiyacı için masanızın altına bir tabure veya sehpa koyun. •Ayakkabılarınız sıkma ihtimaline karşılık babetlerinizi ofiste bulundurun. •Stres olduğunuz zaman sizi rahatlatması için sevdiğiniz müzikleri bilgisayarınıza yükleyin ( Eğer yüksek sesle dinlemek için uygun bir ofiste değilseniz, kulaklık kullanabilirsiniz) •Toplu taşıma kullanıyorsanız, genelde pek kimseler hamilelere yer vermedikleri için, işe geliş gidiş saatlerinizi yarım saat geri veya ileri çekmeyi teklif edin. Böylece oturarak yolculuk yapma ihtimaliniz artacaktır. •Artık doğum yaklaştığında size en yakın kişiyi konu ile ilgili bilgilendirin ve cesaretlendirin. Çünkü size ilk müdaheleyi o yapmak durumunda kalabilir. En yakınlarınızın numarasını ve yapılması gerekenleri yazmayı unutmayın. İşte bu basit adımlarla iş ortamında da rahat bir hamilelik geçirmeniz mümkün. Hamilelik bir engel değil, içinizde size daha da heyecan verecek bir güçtür.

70

Akay Gelinlik, bu drama dikkat çekmek için sosyal sorumluluk adına bir misyon üstleniyor. Tam 40 yıldır gelinlerin hayallerini gerçeğe dönüştüren firma, bu amaçla çok farklı bir gelinlik koleksiyonu oluşturdu. Akay Gelinlik’in Tasarımcısı Sezanur Akay, bu farklı koleksiyonunda bembeyaz gelinlikleri siyah kumaş ve taşlarla birleştirdi. Sezanur Akay, bazı tasarımlarına gözyaşı şeklinde siyah taşlar, bazılarına siyah kuşak ve duvak, bir kısmına ise siyah melek kanatları ekleyerek dikkat çeken gelinlikler hazırladı. ‘Gözyaşı’ temalı gelinliklerin satışından elde edilecek gelir derneğe bağışlanacak. Akay Gelinlik tasarımcısı Sezanur Akay, projeyi “Küçük yaşta evlendirilen kız çocukları sık sık gündeme gelen kanayan bir yara. Ben de bir gelinlik tasarımcısı olarak kadınlar için çok önemli olan bu özel günde bu konuyu da gündeme getirmek istedim. Bu nedenle farklı tasarımlardan oluşan bir koleksiyon hazırladım. Masumiyetin bir göstergesi olan beyaz, yıllar boyunca gelinlik tasarımında yerini koruyan bir renk oldu. Ancak ben bu konuyla ilgili duyarlılığımızı gelinliğe siyah duvak, siyah kuşak, siyah melek kanatları ve siyah taşlardan oluşan gözyaşları desenleri ekleyerek vurgulamak istedim. Koleksiyonumuzu oluştururken bu konudaki hassasiyetimizi de bembeyaz gelinliklere yansıtmaya çalıştık. Önümüzdeki günlerde bir kadın derneğiyle birlikte bu gelinlikleri satışa sunup gelirini de derneğe bağışlayarak sosyal sorumluluk projemizi bu şekilde tamamlamayı planlıyoruz“ şeklinde anlattı.



Kazım ŞAHİN

FD Group Yönetim Kurulu Başkanı

ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN İstanbul Mücevher Fuarı hayırlısıyla bitti. Sektörümüz fuar ile yeni bir ivme kazandı. Şimdi sıra bu kazanılan ivmenin faydaya dönüştürülmesine geldi. Geçen ay yazımızı;“Fuarın kapılarını kapatırken, iyi geçmesini beklediğimiz bir İlkbahar – Yaz Sezonu'nun kapılarını açacağız.“ diyerek bitirmiştik. İşte şimdi o sezonun kapılarını Mayıs ayının ikinci Pazar günü Anneler Günü ile açıyoruz. İster Anneler Günü olsun ister Sevgililer Günü ya da ister başka özel bir gün fark etmez hepsinin ticarete etkisi oldukça fazla. Bu özel dönemler yaklaşırken o günlerde satış yapabileceğini düşünen tüm sektörler özel ürünler üretip, kampanyalar yapıyorlar. Biz de Mücevherciler olarak bu özel günlerin nimetlerinden yararlanan sektörler arasındayız. Özel günlerle ilgili olarak farklı yaklaşımlarda mevcut. Kimilerine göre bu günler gerçekte bir anlamı olmayan, sadece para kazanmak için bazı çevrelerce uydurulmuş ticari düzenlerdir.Kimileri ise hiç olmazsa yılda bir defa her annenin her babanın ya da hangi değerle ilgiliyse o değerin özel olarak hatırlanmasını sağladığını düşünmektedir. Başlangıcı ister öyle olsun, ister böyle olsun kesin olan bir şey var ki, bu özel günler herkesi mutlu ediyor. Ancak bir şeye dikkat etmek gerekiyor. Hediye maliyetini bütçeleri zorlamadan ayarlamak. Bu özel günlerde sevdiklerimizi her zamankinden farklı hatırlamak ve onlara verdiğimiz önemi özel olarak göstermek güzel ama dengeli bir şekilde yapmak en iyisi. En değerli hediyeyi alalım, ama bütçemizi zorlamayacak olan en değerli hediyeyi alalım. Böyle olduğunda herkes daha mutlu olacaktır. Mücevher sektörü olarak temelde değerli ve göreceli de olsa fiyatları yüksek ürünler satıyoruz. Bu özel günlerde müşterilerimize destek olmak adına hareket etmek de bizim üzerimize düşen görevdir. Bunu yapmanın en güzel yolu normal zamanlardan daha hesaplı fiyatlarla ürün satmaktan geçiyor. Hesabımızı her zamankinden daha detaylı yaparak, birçok üretim ve maliyet düşürme yöntemlerini kullanarak maliyetleri düşürmeli ve bu özel günlerde minimize edilmiş karlarla müşterilerimizin karşısına çıkmalıyız. Bu sayede düşük maliyetlerle herkesin annesine mücevher alabilmesini sağlamayı hedeflemeliyiz. Değerli bir mücevherle taçlandırılmış bir anne yüreğindeki mutluluktan, bizlerin payına da bir huzur düşer belki.

72

TÜRKİYE PONDR’LA TANIŞTI Özgün içeriği ve etkileşim gücüyle Apple AppStore’da yayınlanan En İyi Yeni Uygulamalar arasına girmeyi başaran sosyalleşme uygulaması Pondr, uygulamanın yaratıcısı Aziz Akgül ile projeye ilk yatırımı yapan başarılı oyuncu Halit Ergenç’in de katıldığı bir etkinlikte tanıtıldı. Apple App Store’da En İyi Yeni Uygulamalar arasına girmeyi başaran Pondr’ın diğer sosyal ağlardan en belirgin farkı, fikir üretimi ile görsel içerik üretimini aynı bünyede buluşturarak etkileşimi en yüksek seviyeye çıkarması. Uygulamada kullanıcılar bir yada iki fotoğrafı Pondr’a yerleştirip, duygu ikonları ya da kendi sözcükleriyle oluşturdukları seçenekleri arkadaşlarının ve takipçilerinin görüşünü almak üzere paylaşıyor, takipçiler ise yaptıkları tercih ve yorumlarla kendi görüşlerini belirtebiliyor. Sohbet etmeyi, fikrini paylaşmayı sevenler için en keyifli uygulama Pondr Projenin ilk yatırımcısı olan ve kendisi de bir Pondr kullanıcısı olan başarılı oyuncu Halit Ergenç şunları söyledi: “Sosyal medya hayatımızı birçok yönden değiştirdi. Beni en çok etkileyen yönü ise insanları birbirlerine bağlama gücüydü. Sohbet etmek, fikirlerimi diğer insanlarla paylaşmak ve aldığım görüşler doğrultusunda yeni fikirler oluşturmak gündelik yaşantımda yapmaktan büyük keyif aldığım uğraşlar arasında. Sosyal medya da bu yönden beni tatmin eden bir yapıya sahip. Pondr yapısı, yarattığı ve yaratacağı yaşam paylaşma kültürü ile başka insanlarla iletişim kurmayı ve etkileşime açık olmayı seven herkes için vazgeçilmez bir uygulama olacak. Sevgili Aziz’den Pondr fikri geldiğinde ve Pondr’ın yapabileceklerini öğrendiğimde çok heyecanlandım ve Pondr’ın tam da kafamdaki sosyalleşme ağı tanımına uyduğunu gördüm. Doğru proje, iyi odaklanma ve geniş vizyonla Pondr’ın yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bir sosyalleşme ağı haline geleceğinden kuşkum yok.”


rat e h v e c 端 On M

73


VOIR

Freywille

Nacar

Orobella

Oleg Cassini

74


Gizil İnci

Nil Bilezik

Dai Gelinlik

Ersoy Alyans

75


VOIR Murat Bilezik

Naci Şenocaklı Zirve Alyans

76



VOIR

OsmanlıDüğünleri

Toplum olarak her zaman için büyük önem verdiğimiz ve tarihte de günümüzde de farklı şekilde gerçekleştirme âdetimiz olan düğünler, tarihte de farklı şekillerde yapılmış ve her zaman görkemli bir hâl almayı başarmıştır. Diğer toplumlardan farklı olarak düğünlere verdiğimiz önem, bu âdetin en güzel şekilde gerçekleştirilmesinde ve ciddiye alınmasında her zaman için önemli bir rol oynamaktadır. Osmanlı Devleti’nde padişahlar için ihtişamlı düğünler yapılırdı. Bazı düğünler birkaç ay kadar sürer ve büyük eğlenceler düzenlenirdi. Bu görkemli gelenek, padişahların kızlarını ya da kız kardeşlerini evlendirirken de gerçekleşir, haftalar ve aylar boyunca devam eden eğlence halini alırdı. NAİME SULTAN’IN DÜĞÜN PROGRAMI İlk beyaz gelinliği, 1898 yılında, Kemalettin Paşa ile evlenen Sultan II. Abdülhamid’in kızı Naime Sultan, düğününde giymiş; böylece Avrupa modası beyaz gelinlikler Türk halkının hayatına girmiştir. Düğün, Pazartesi günü gelin çeyizinin güvey evine götürülmesi ile başlıyor. Salı günü gelin hamamı, Çarşamba günü kına gecesi, Perşembe yüz yazısı, Cuma paça günü ile sonlanıyor. Yüz yazısı, gelinin yüzünü süslemek için kullanılan tel ve pul içeren süslerdir. Paça gününde ise düğünün ardından paça yenilirdi. Osmanlı geleneği gereği simli, pullu, işli giysiler ayıp sayıldığından genç kızlar genellikle sade elbiseler giyerlerdi. Kadınların süslü giyinebilmelerinin yolu, evlilikle başladığından, ilk gösterişli elbise olan gelinlik, her zaman önemli bir giysi oldu. Gelinin diğer kadınlardan farklılığını ortaya koyan gelin başı, duvağı ve aksesuarlarıydı. Saray hanedanlık rengi olarak kırmızı rengi benimserken, halk kırmızının yanı sıra mor, mavi, pembe gibi canlı renkleri tercih ediyordu. Gelinin duvağı kırmızı idi. Osmanlı düğünlerinin kaç gün süreceği, evlenenlerin sosyal statülerine göre değişiyordu. Düğünün her gününde farklı kıyafetler giyilirdi. Kına gecesi ve gerdek günü için farklı kıyafetler ve gerdek ertesi için “Paçalık” denilen kıyafet giyilirdi. Peşli entari dediğimiz elbise, belden aşağı doğru etek kısımları genişletilerek biçimlenirdi. 18. Yüzyıl başlarından itibaren bu entarilerin yaka açıklığı, kol kesimi, etek boyu, elbisenin bedene oturması gibi 78

model değişiklikleri 19. Yüzyıl ortalarına kadar etkili oldu. 19. Yüzyıl başlarında üç etek ve dört etek denilen modeller gözde oldu. Üç etekler yanları yırtmaçlı, önü açık, belden birkaç adet düğmeli, boyu yere kadar olan entarilerdir. Üç etek 1875’lere kadar etkiliydi. Kırsal kesimlerde 20. Yüzyıla kadar kullanıldı. 1867’de Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatinden dönüşünden sonra üç etek ve şalvarlara gençlerin rağbeti azaldı. İki etek entari modası görülmeye ve batı modasının etkisi hissedilmeye başladı. Bu entarilerin sade olanları günlük; ağır işlemelileri tören kıyafeti ve gelinlik olarak kullanılırdı. 19. yüzyıl sonlarında artık her alanda görülen Batı etkisi, Müslüman Osmanlı hanımlarının kıyafetlerinde de iyiden iyiye kendini hissettirmekteydi. Garplılaşmak, batının ilim ve fennini almak olarak tanımlansa da, kadınlarda bu daha çok Avrupa modasını yakından takip etmek şeklinde tezahür ediyordu. Moda rüzgarına kendini kaptıran Osmanlı hanımları arasında, bir düğünde giydiği kıyafeti bir daha giymeyip ayıp sayanlar, şıklık ve moda uğrunda hesapsızca para harcayarak borç batağına saplananların sayısı az değildi. İstanbul kadınları arasında giderek yayılan “moda mikrobu” öyle bir hal almıştı ki, Beyoğlu’nun markalaşmış terzi madamları, artık aldıkları siparişleri yetiştirmekte zorlanıyorlardı. Avrupa modasını en iyi uygulayan terziler, dikiş işinde açık ara önde olan Ermeni, Rum ve yabancı asıllı kadınlardı. O yıllarda Müslüman hanımlar arasında değil dikiş dikerek para kazanmak, kendi kıyafetlerini dikmeyi bile küçüklük sayan bir kesim vardı.


OSMANLI HANEDANINDA KULLANILAN MÜCEVHERLER Osmanlı hanedanında mücevher kullanımı, görkemli mücevher takılar ve mücevher eşyalar olarak karşımıza çıkar. Örneğin, yazı çekmecesi, tesbih, matara, beşik, sürahi, bardak, çatal, ayna, tarak, kılıç, hançer, kalkan, nargile, sineklik, yelpaze, şemsiye, kemer, terlik, yüzük, bilezik, sorguç gibi pek çok eşya ve takıda mücevher kullanılmıştır. En çok mücevher kullananlar, padişah, saray kadınları ve devlet erkanıdır. Padişahın gösterişli mücevherleri, her zaman onun gücünün göstergesi olmuştur. Bu mücevherlerde Padişah'ın yüceliğini vurgulamak amacıyla çok gösterişli, elmaslar, zümrütler, yakutlar, inciler kullanılmıştır. Bunların bir çoğunun nakite duyulan ihtiyaçla bozdurulmuş olduğunu biliyoruz. Saray kadınlarına ait takılar ise saraydan ayrılanlarla birlikte göz önünden kalkmış veya valide sultanların yaptırdıkları eserlere harcanmıştır. Bu yüzden günümüze ulaşan fazla örnek yoktur. Hünerlerini sergilemek isteyen kuyumcu ustaları, Horasan’dan, Tebriz’den, Bosna’dan, Gürcü ve Çerkes bölgelerinden Osmanlı başkentine gelmişlerdir. Sarayda kakma, çalma, oyma, savat, telkari, hasır, mıhlama teknikleri kullanılmıştır. Düğün sırasında sunulan hediyeler aileye yeni katılan üyeyi kutlama, akrabalık ilişkilerini güçlendirme amacı taşımaktadır. Bu törenlerde sunulan hediyelerden biri eski bir Türk geleneği olan "Kalın" dır. Kalın, erkek ailesinin müşterek malı olarak verdiği bir hediyedir. Padişah için çok kıymetli olan kızının evlenmesi sırasında istediği kalın maddi bir getiriden çok kıza verilen değerin ifadesidir. Düğün törenleri sırasında hediye edilen takılar arasında beşi bir yerde, kremse, bilezik, yüzük, saat vardır. Düğüne katılan misafirler kitaplar, kumaşlar, giyecekler, mefruşat, kürkler, saatler, kokular, gulam ve kenizler(köle), koşumları zümrüt bezeli at ve at takımları gibi bir çok kıymetli hediye getirirlerdi. Bunların dışında seccade, Acem halıları, elmaslar, yakutlar, altınlar, gerdanlıklar, filler de saraya gelen hediyeler arasındadır.

Hazırlayan ; Ebru AKYÜREK - Mehmet AKYÜREK

79


VOIR HABER

DÜNYA’NIN LİDER MARKALARI HALİÇ HALİC BOAT SHOW’DA UBM NTSR Fuarcılık tarafından 33 yıldır düzenlenen Boat Show, Eylül’deki büyük buluşma öncesi tekne tutkunlarını “Haliç Boat Show” ile İstanbul’un kalbi Haliç’in, tarihi atmosferinde buluşturmaya hazırlanıyor. Haliç Boat Show, 30 Nisan – 04 Mayıs tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde deniz üzerinde gerçekleşecek.

120 tekne, motor yat, mega yat ve yelkenli, yaz sezonu öncesi teknesini değiştirmek isteyenler, yeni tekne siparişi vermek için vakti olmayanlar ve otomobil fiyatına alınabilecek uygun fiyatlı ikinci el tekneleri görmek isteyenler için yaz öncesi kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Haliç Boat Show, sadece tekne, motor yat, mega yat ve yelkenlileri değil, tekne ekipman ve aksesuarları, su sporları ve geceli gündüzlü etkinlikleri ile tüm deniz tutkunlarına keyifli bir ortam sunacak. Haliç Kongre Merkezi’nin sunduğu muhteşem atmosferde, Haliç’in üzerine kurulan ve bir milyon doların üzerinde yatırımla hayata geçirilen tekne bağlama sistemi ile tekne ve deniz tutkunları beğendikleri modelleri deniz üstünde test edebilecekler. Boyları 3 metre ile 42 metre arasında değişen 120 tekne, motor yat, mega yat ve yelkenliler isteyenler için ultra lüks dünyanın kapılarını açarken, otomobil fiyatına sahip olunabilecek kullanışlı ve kompak tekneler de yeni sahiplerini arayacak. Yaz sezonu öncesi mevcut teknesinin son eksiklerini tamamlamak isteyenler için ise Marin ekipman firmaları yerlerini almış olacak.

80


• OTEL KONFORUNDA LÜKS MEGA YATLAR • Fiyatları 5.500 Euro ile 5 milyon Euro arasında değişen 2.el ve sıfır tekneler, Haliç Boat Show’a özel indirimli fiyatlarla satılacaklar. Özel indirimler, cazip kampanyalarla hemen bir tekne sahibi olunabilecek Haliç Boat Show; otel konforunda lüks mega yatlar da çarpıcı ikinci el fırsatı sunacak. Son zamanlarda hareketlenen ve talep gören 2.el tekne pazarını, lider ve güvenilir broker firmaların katılımıyla tek çatı altında toplayan Haliç Boat Show’u yaklaşık 20 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

• DENİZ TUTKUNLARI BURADA BULUŞACAK • Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın Avrupa Birliği Projesi MARLISCO kapsamında 1218 yaş arasındaki gençlerin katıldığı “Çöp Denizde, Kamera Sende!” konulu kısa video yarışmasının ödül töreni Haliç Boat Show’da yapılacak. Haliç Boat Show; yelken eğitimleri, çeşitli yarışlar ve eğlenceye dönük etkinliklerle tüm ziyaretçilerine gün boyu festival tadı sunacak. Haliç Boat Show’un gişe gelirinin bir kısmı TURMEPA’ya bağışlanarak denizlerin temizlenmesine destek olunacak.

• GÜÇLÜ SPONSORLAR HALİÇ BOAT SHOW'DA • Türkiye’nin ve dünyanın en güçlü markalarının sponsorluk desteği ile gücüne güç katan Haliç Boat Show’un Hugo Boss ve Seabird’ün Co. Sponsoru olurken resmi havayolu ise Türk Hava Yolları oldu. İstanbul Boat Show öncesi Haliç Boat Show’da yer alacak olan Hugo Boss çeşitli etkinlikler, sürpriz hediyeler ile fuar ziyaretçilerini standlarında bekliyor olacak.

81


Ümit Aybek ANNELERİN ŞIKLIĞINA ŞIKLIK KATACAK Zamana meydan okuyan bir klasiği, özgün sportif anlayış ile sunan Lacoste Saat, hem sportif hem şık annelere Sydney Koleksiyonunu sunuyor. Sydney saat LACOSTE’ un ünlü olduğu yeşil ve beyaz renklerinin kullanımından oluşuyor. Saatin tasarımı ilk bakışta oldukça sportif olsa da, doğal şıklığını gözler önüne seriyor. Saflığı ve masumiyeti temsil eden beyaz ile güveni temsil eden yeşilin kullanımından oluşan Lacoste Sydney modelleri annenize hediye edebileceğiniz en doğru seçim.

Vogue Optik

Frends

ANNELERİN ŞIKLIĞINA ŞIKLIK KATACAK

Lacoste

Zamana meydan okuyan bir klasiği, özgün sportif anlayış ile sunan Lacoste Saat, hem sportif hem şık annelere Sydney Koleksiyonunu sunuyor. Sydney saat LACOSTE’ un ünlü olduğu yeşil ve beyaz renklerinin kullanımından oluşuyor. Saatin tasarımı ilk bakışta oldukça sportif olsa da, doğal şıklığını gözler önüne seriyor. Saflığı ve masumiyeti temsil eden beyaz ile güveni temsil eden yeşilin kullanımından oluşan Lacoste Sydney modelleri annenize hediye edebileceğiniz en d o ğ r u seçim.

Salvatore

Yeni İnci

ANNENİZ RENGARENK BİR YAZA GİRECEK Sofistike ve özgün tasarımlarının yanı sıra detaylara verdiği önem ile her dönem Hollywood yıldızları başta olmak üzere tüm moda tutkunlarının vazgeçilmezi olan Salvatore Ferragamo’nun, İlkbahar - Yaz 2014 Aksesuar Koleksiyonu annenizi mutlu edecek hediye seçenekleri ile göz kamaştırıyor.

82

ANNE - KIZ AYNI GİYİNECEK Kadın iç giyimde zarif ve zengin model çeşitliliğiyle tanınan Yeni İnci, tasarım başarısını yansıtmış olduğu pijama takımlarıyla da büyük beğeni topluyor. Yeni İnci; kuzu, kek, aşk ve kelebek temalarından oluşan anne kız pijama serisiyle ev şıklığınızı tamamlayarak anne kızları aynı şıklıkta buluşturuyor. Markanın yeni sezon pijama takımları; kırmızı, pembe, buz mavisi renkleri ve zengin desen çeşitliliğiyle evinize renk katıyor.


HARİKALAR DİYARI

KAPADOKYA Dünya genelindeki etkin kamuoyu kuruluşlarının ölmeden önce görülmesi gereken eşsiz doğa, kültür ve tarih merkezleri arasında ilk sıralarda değerlendirdiği Kapadokya, Türkiye’nin dünyaya açılan en önemli turizm yörelerinden biri arasında geliyor.

83


VOIR GEZİ

Günümüzden milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasan ve Göllü Dağı'nın volkanik püskürüklerle zaman içerisinde soğuması ve sonrasında yağmur ve kar sularının yanı sıra rüzgar ve erozyonla şekillendirdiği dünyanın en ilginç yer oluşumlarından biri olarak da kabul edilen peribacalarına sahip Kapadokya, eski Pers dilinde Katpatuka anlamına gelen "güzel atlar" ülkesi olarak da biliniyor. Sınırları Konya’dan başlayıp Malatya’ya kadar uzanan Kapadokya, bölgede yürütülen kazı ve bilimsel araştırmalarla Neolotik döneme kadar uzanan eşsiz kültürel birikimlere sahip bir bölgenin değerlerini sunuyor ziyaretçilerine.

84


Neolotik döneme kadar uzanan 10 bin yıllık tarihi geçmişinde Asur ticaret kolonileri, Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi köklü medeniyetlere yüzyıllarca ev sahipliği yapmış. Bereketli bu topraklarda tarih içerisinde 20'ye yakın toplumda önemli bir kültür hareketliliği meydana getirmiş. Osmanlı Dönemi'nin ünlü sadrazamı İbrahim Paşa da bu topraklarda doğmuş, yaptığı imar hareketleriyle bugünkü Nevşehir'in temelini atmış, şehir dokusunun en elverişli yerine Damat İbrahim Paşa Külliyesi'ni inşa ettirmiştir. Bir zamanlar güzel atların yetiştirildiği bu yöre, bugün geleneksel ev sanatlarını da içinde barındırıyor. Kapadokya'nın simgesi haline gelen balon turlarına ise yabancı turistler her geçen gün büyük ilgi gösteriyor. Balon turları sabahın erken saatlerinde misafirlere çay, kahve ve pastalar ikram edilerek başlıyor. Balonun kalkmasıyla Ürgüp, Göreme, Ortahisar, Uçhisar, Avanos ve Nevşehir'i panaromik olarak görme şansını yakalayan misafirleri indiği yerde ise şampanya eşliğinde kahvaltı bekliyor.

Balon ile panaromik Kapadokya Kimi zaman bir western filmine dekor olan bölge, kimi zamanda bir korku ya da uzay filminin çekimlerinde kullanılmış. Hazır bir plato olma özelliğinden dolayı çekim masraflarını da çok azalttığı için bölge yıllar içinde yüzlerce sinema filmi, dizi ve belgesele ev sahipliği yapmış. Nevşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Kapadokya'da son 40 yılda 32 ülke, toplam 193 film, dizi film, şov programı, belgeselle tanıtım ve reklam filmi çekildi. En çok ilgi gösteren ülke ise yaklaşık 80 şov programı, belgesel ve tanıtım filmini Kapadokya'da çeken Japonya olmuştur. Hatırlayacaksınız 2011 yılında ünlü Hollywood yıldızı Nicolas Cage, 'Hayalet Sürücü 2' filminin çekimleri için Kapadokya'ya gelmiş, bir röportajında da "Kapadokya'nın oyulmuş kayaları beni müthiş etkiledi. Daha önce böyle bir manzara görmemiştim" demişti. Kapadokya, kurak ve çorak görüntüsü ile kimi zaman bir çölü, rengârenk bitki örtüsü ile kimi zaman bir harikalar diyarını, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan peribacaları ile kimi zaman dünya dışı bir gezegeni hatırlatan görselliği ile estetiğin uyumunu sunuyor. Ayrıca her yıl bölgeyi ziyaret eden yüz binlerce turist ile dünyanın sayılı turizm merkezlerinden biri olmanın haklı gururunu yaşıyor. 85


VOIR YAŞAM

DENİZLERDEN TESBİHLERE ‘’Soracağınız sorulara hazırım İstanbul 15.01.1952 doğumluyum’’ diyen sıcacık ve samimi bir sesle başlayan röportajımızdan herkese merhaba. El sanatlarındaki mahareti su götürmeyen bu sıcak ve samimi sesin sahibi Sayın Aziz Acar. Kendisi 1987 senesinden günümüze gelen süreçte büyük bir el yeteneği isteyen Tesbih Sanatı'nı başarıyla icra etmekte. Bu sanat ile tanışmasını ve İstanbul’un önde gelen bir zanaatkarı haline nasıl geldiğini kalemimizin dili döndüğünce sizlere anlatacağız efendim.

Fotoğraf Bora Demiroğlu Hazırlayan Gülbahar Kılınç 86


Yaklaşık 10 sene kadar gemilerde çalışmış Aziz Bey. Bu senelerin sonunda aylarca onu denizlerde sağa sola sürükleyen rüzgarlar nihayetinde karayel olup onun hayatında bu sayfayı açmasına vesile olmuş. Bambaşka planları varken bir arkadaşının ondan yardım istemesi ile bu sanatla tanışıyor. 6-7 ay kadar orada çalışıyor Aziz Bey fakat oradaki sanat şimdi kendisinin yaptığı derecede ileri değil. Günlerden bir gün çalıştığı yere daha sonra birlikte çalışmaya başlayacağı Abdullah Öner gelir. Elinde kaplumbağa kabuğundan yapılmış çok daha farklı, alışılagelmişin dışında toplu iğne kadar ince delikli bir tesbih görür. Abdullah Bey kendisine bir tornacı sorar ve yardımcı olabilirse diye adresini verip gider. İlerleyen günlerde Aziz Bey çalıştığı yerde yaşadığı bir sorundan ötürü bir anda kendisini Abdullah Bey in Kumkapı'daki dükkanında Abdullah Bey 'in karşısında bulur. Bu kendisinin dahi beklemediği ani bir karardır ve ‘’sen tornacı aramıyor muydun aradığın tornacı benim geldim işte’’ der. Akabinde orada çalışmaya başlar. ‘’Tesadüf’’ diyor Aziz Bey tüm yaşadıklarına. İlk çalıştığı yerde yaşadığı sıkıntılar olmasa belki gemilere döneceğini belki de tesbihçi olmayacağını söylüyor. Bizim görüşümüz ise tesadüflerin Aziz Bey’in hayatına hep olumlu motifler işlediği ve günümüzün önemli bir zanaatkarı olmasını sağladığı yönünde. Uzun bir süre bu Kumkapı'daki atölyede iki değerli arkadaşı ile çalışıyor Aziz Bey. Zekai Şenyurt ve Hüseyin Çelik isimli iki arkadaşı ile bir zaman geliyor ve artık kendi yerlerini açmak istediklerini konuşmaya başlıyorlar. Zekai Bey ile aynı zamanda ayrılıyor ve ayrı ayrı yerler açarak artık tamamen kendi başlarına çalışmaya başlıyorlar. Aziz Bey bu zaman içinde çevresinin genişlediğini, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden hatta yurtdışından talepler geldiğini söylüyor. Kuveyt’ten gelen cazip bir teklifin peşinden oraya gidiyor ve bir süre çalışıyor. Fakat aile ve vatan hasretine dayanamayıp çok geçmeden türlü türlü bahaneler uydurup yurda döndüğünü gülümseyerek itiraf ediyor. Kısa bir Antalya macerası yaşıyorlar ailece ve orada da bir dükkan açıyorlar. Aziz Bey İstanbul - Antalya arası hem işlerle ilgili hem de torun ve evlat özlemiyle ilgili bir sene kadar boğuştuklarını ve sonunda tekrar İstanbul’da karar kıldıklarını anlatıyor.

87


VOIR YAŞAM Tesbih yaparken bir ressamın fırça darbelerince hassas ve özenli Aziz Bey. İmame aynı zamanda tepelik denen tesbihin üst kısmını işleyiş tarzından müşterileri tarafından tanındığını belirtiyor. Geç kaldığını düşünse de son zamanlarda yaptığı eserlere imzasını koyduğunu ve bundan gurur duyduğunu anlatıyor. Yaptığı işe olan sevgisi bize hem sözleri, hem de gözlerindeki gururla geçiyor bu samimi sohbetimizde. Bir gün kendisine bir talep gelir. Bir tesbihin imamesini Yusuf Usta gibi yapabilir misin derler. Kendisi bu talep karşısında diğer ustayı da rencide etmeden ‘’O Yusuf Usta Ben Aziz Ustayım’’ der. Bu sanata olan tutkusunun kendi yaratıcılığı ile bir bütün olduğunu gözler önüne seren bir açıklamadır. Gemilerde çalışan Aziz’in Aziz Bey, daha sonra Aziz Usta olmasının çıkış noktası kendi tarzıdır. Bunu asla unutmadan hareket etmesinin, O’nu bu noktaya getirdiği gerçeği yadsınamaz bir gerçek olarak görünüyor. ‘’Yıllar sonra kimlerin elinde çekilecek, nasıl anacaklar beni diye düşündüğüm olur bazen’’ diyor Aziz Usta. ‘’Tüm tesbihlerimi evimde kendi kumpasımla ölçer sora dizerim’’ diyor. Bu sanat bir el emeğinin ürünü olduğu için insanın duygunun geçmemesinin mümkün olmadığını belirtiyor. Türkiye’de Osmanlı'dan sonra çok az Tesbih Ustası olduğunu belirtmek gerekli. Aziz Usta’nın söylemiyle 4 ya da 5 kişiymiş onlar başladığında. Zaman içinde artsa da bilenlerin seçici olduklarını gerçeğini atlamıyor. Kolleksiyonerlerin zaman içinde ün yapmış Yusuf Usta gibi değerli sanatçıların tesbihlerini aradığından bahsediyor. Tesbihin daha çok İslami kesime hitap ettiğini ve son yıllarda arttığına dem vuruyor. Fakat buna rağmen tesbihin toplumumuzda doğru kullanılmadığını belirtmeden geçmiyor Aziz Usta. Tesbihin sallamak için olmadığını, sabır ile ve kendi tabiri ile okşanarak çekilmesi gerektiğini söylüyor. ‘’Tesbih okşanır’’ diyor. Tesbihi yapmak bir sanat ise onu çekmekte bir sanattır demeye getiriyor ki söylemlerinin naifliği bunu bize çok iyi anlatıyor. Tesbihin her insanın zevkine göre değişebildiğini ve kendisinin si-

ni

88

parişlere göre yaptığından bahsediyor Aziz Usta. Herkese hitap edebilmenin mümkün olmadığından dolayı böyle bir şekilde çalıştığının altını çiziyor. Çok çeşitli maddelerden tesbihler yapılabildiğini örneğin ‘’kehribar, fildişi, mors dişi gergedan dişi, ağaç çeşitlerinden gibi’’. Özellikle kukadan bahsediyor. Bilinenin aksine kukanın bir ağaç şekli değil tropikal bir meyve olduğundan bahsediyor. Hatta bu maddeden yapılan tesbihlere de kuka tesbih dendiğini ekliyor. Bir paragrafta babasının ayak izlerinden emin adımlarla ilerleyen Volkan Acar için açmak gerekiyor. Böylesi yetenekli bir Usta’nın oğlu ve öğrencisi olmanın nimetlerini sonuna kadar değerlendirdiğine hiç şüphe yok. Volkan Bey, zaman içinde kendi tarzını ve müşterilerini kazandığını belirtiyor. Mesleği ile ilgili serzenişlerine kulak verdiğimizde ise bu sanata gösterilen hürmetin azlığından şikayet ettiğini görüyoruz. Zaman oluyor ‘’Buna para alma hediye et’’ demedikleri kalıyor diyor. İnsanların sanatlarına saygısından ziyade en azından emeklerine saygı duymalarını beklediklerini, göz nuru ve sabırlarına değer vermelerini beklediklerini söylüyor birazda sitemle. Babasından tezgahı devir almaya hazır olduğunu eklediğinde baba oğul hafif gülüşüyorlar. Aziz Usta bayrağı devir etme zamanının yaklaştığını söylemenin yanında "henüz değil" diye ekleyerek bu tatlı atışmaya bir son veriyor. Volkan Acar bu sanatın çok geniş bir yelpazede ürünler sunabildiğini verdiği örnekler ile bize uzun uzun anlatıyor. Bizde anlıyoruz ki, Aziz Usta’nın gözü arkada kalmadan emanetini teslim edebileceği bir varisi var. Aziz Usta ile tanışmanın ve böylesi bir sanatın inceliklerini az da olsa keşfedebilmiş olmanın verdiği mutlulukla ayrılıyoruz Unkapanı’ndaki değerli sanat atölyelerinden. Tesadüflerin kimi zaman bir elin parmaklarında sanat eserleri yaratabildiğigörmenin mutluluğu cabası kalıyor zihnimizde. Uzun seneler kendisinin söylemiyle okşayarak çekmesini diliyoruz tesbihini.



Özden Bölükbaşı

ASA POZU

DAN DA SA NA

Dandasana – Asa Pozu (Yerde olan öne eğilme pozların temel duruşu) Dandasana; Sanskrit dilinde ‘danda’sopa ve asa, ‘asana’ ise postür anlamlarını taşımaktadır. Dandasana ‘Asa’ pozu ilk bakışta çok kolay görünebilir ancak yoğun bir üst sırt bölgesi, göğüs ve abdominal güçlendiricidir. Yoga pozlarında derinleşme adına Dandasana hazırlayıcı bir duruştur aynı zamanda kendi vücut hizalamasına odaklanma yeteğenizi geliştirir. Dandasana pozuna yere oturup bacaklarınızı öne doğru uzatarak başlayın. Hamstring (arka üst bacak kasları) kaslarınız gergin ise, gövdenizin dik durması için altınıza bir minder veya battaniye katlayın öyle oturun. Ya da sırtınızı duvara dayayıp, bel boşluğuna izin vererek sadece omuzlar ve kuyruk sokumu değecek şekilde de oturabilirsiniz. Ayaklar kalça mesafesi açık ve oturma kemiklerini (kalça arkası) el yardımıyla her iki tarafını iyice açarak yerleştirin. Kollar bedenin her iki yanında uzun ve avuç içleri yere dönük, parmaklar düz ileriye doğru bakacak şekilde konumlandırın. (Kollarınız uzun ise dirsekten hafif bükerekte yerleştirebilirsiniz.) Bacaklarınızın üst kısım (dizlerin üzeri) kaslarını gerginleştirip yere iyice bastırın ve çok az içe doğru döndürün. Ayakları flex (flex; germek) edip topuklardan ileriye doğru itin. Dizlerin etrafında olan kasları aktive edin (kasları sıkın). Belin çökmesine izin vermeyin ve gövdenizi yukarıya doğru uzatın. Ağırlığınızın, oturma kemiklerine eşit olarak yayıldığına dikkat edin. Göğüsü yukarıya doğru kaldırın ve omuzlardan iyice genişleyin. Başınız dik, çene yere paralel ve bakışlar ileriye doğru olacak şekilde 30 saniye ila 1 dakika arasında pozda kalın.

Dandasana Pozunun Yararları; •Postürü (duruş) düzeltir •Omurgayı uzatır ve esnetir •Hamstring’leri (arka bacak kasları) hafifçe esnetir •Omuz ve göğüs bölgesini esnetir •Bacakları güçlendirir •Vücut farkındalığınızı arttırır Önlemler •Bel bölgesi sorunlu ise dizler hafif bükülü yapınız. Yoga’yla kalın... 90

ozdenbolukbasi@voirmagazin.com

DÜNYA STARLARI İLE ULUSLARARASI MARKALAŞMA Tasarladığı eşsiz mücevher ve tasarımlar ile dikkatleri çeken “Kısmet by Milka”, New York’un en iyi mücevher mağazası Fragments’ tan, Londra’ daki Liberty’e, Suudi Arabistan’ daki Harvey Nichols’tan, Tokyo’daki butiklere kadar toplam 11 ülkeye yaptığı ihracatla uluslararası marka kimliğini sağlamlaştırıyor. Türkiye’de adından sıkça söz ettiren Kısmet by Milka, aynı zamanda birçok dünya starı tarafından da tercih ediliyor. Madonna’ya yapılan özel tasarım madalyon kolye, Paris Hilton’un cevşen kolyesi, Britney Spears, Anne Hateway ve Rachel Bilson’ın Kısmet by Milka’nın çok konuşulan dudak serisinden tercih ettiği küpe, kolye ve yüzükler dünya çapında büyük bir ilgi görüyor. Düzenli müşterileri arasında bulunan,Victoria Secret’ın en ünlü süper modellerinden Rosie HuntingtonWhiteley, Erin Heatherton ve Karolina Kurkova “Kısmet by Milka” nın “Kanat & Melek” serisini tercih ederken; dünyaca ünlü modeller Anne V veBehati Prinsloo geometrik formdaki Kısmet by Milka yüzükleri ile parıldıyor. Kısmet by Milka tasarladığı zamansız takılarla; Allison Williams, Emiliy Mortimer, Naomi Wattsve Kimberly Perry gibi dünya starlarının kombinlerini tamamlayarak, imajlarını ölümsüzleştiriyor. Mücevher sektöründe güncel tasarımlarıyla beğeni toplayan ve dünyaca tanınan bir marka olan Kısmet by Milka, uluslararası alanda markalaşmaya ve en ünlü starların bir numaralı tercihi olmaya devam ediyor.



Yrd.Doç.Dr Nuri Sezer Grafik Sanatçısı

SAÇTAN KOSTÜM İZLEYENLERİ ŞAŞIRTTI

UESYO 1968 de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne bağlı olarak Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu (U.E.S.Y.O.) kapsamında kurulan Grafik,Tekstil ve daha sonra gündüz 4 yıllık, akşam 5 yıllık program olarak yürütüldü. 1972 yılında, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde İç Mimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü eğitim ve öğretim programına başladı. 1979 yılında, Endüstri Tasarımı Bölümü, Endüstri Tasarımı Araştırma ve Yayın Enstitüsü (E.T.A.Y.E) kuruldu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi yeniden yapılanma aşamasında İç Mimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümleri ayrı programlar olarak yapılandı. 1981 yılında ise İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Mimar Sinan Üniversitesi'ne dönüştürüldü. Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü, Mimarlık Fakültesi'ne bağlandı ve 4 yıllık öğretim programına geçildi. 1984 de artık UESYO kaldırılmış ve tüm bölümler bu gün ki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesine bağlanmıştı.Yaşam o kadar hızlı ilerledi ki farkına varamadık. Biz UESYO mezunları olarak seneler sonra bir araya gelmeye başlayıp, eski günleri yad etmeye başladık. Bu da bizlere beraber olma kavramının keyifli olduğunu gösterdi ve UESYO adıyla 2014 Mart ayında toplantılarımızı sıklaştırıp, tüm okul dönemi dostlarımızla bir dernek kurma keyfini başardık. Amacımız UESYO'yu yaşatmak ve tüm arkadaşlarımızla, gençlere, çocuklarımıza çok değerli hocalarımızdan aldığımız sanat eğitimini ve sanat mirasını bırakmak arzusuyla yola çıktık. Buradan bizlere emek veren, bugünlere gelmemizi sağlayan, hocalarımızı saygıyla anıyoruz. Bu derneğe sanatla ilgilenen tüm sanatseverleri de davet ediyoruz, birlikten doğan güçle, birçok proje gerçekleştirmeyi ilke edindik.

92

Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul presented by American Express’in ilk gününde gerçekleşen DB Berdan defilesinde, keskin ve gerçek üstü görüntülerin hâkim olduğu 2014 Kış Koleksiyonu’yla birlikte L’Oréal Professionnel’e özel hazırlanan saçtan elbise de sergilendi. Moda tutkunlarının büyük bir heyecanla bekledikleri Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul presented by American Express, 10-14 Mart 2014 tarihleri arasında Karaköy Antrepo 3’te gerçekleştirildi. Türkiye’de tasarımlarıyla her dönem adından söz ettiren DB Berdan'da Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul presented by American Express’de bir ilke imza attı. DB Berdan’ın L’Oréal Professionnel için tasarladığı saçtan kostüm izleyenleri şaşırttı.


/CJR Ayşe Örnek, Temsilcisi tış Sa r he ev Müc

HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN! HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.

Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.

Eğitim Süreci Nasıl İşler? Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler. Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar. • Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler. • Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir. • Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir. egitim@hrdantwerp.com.tr / 0 505 473 473 1


VOIR HABER

BULUŞMA ANTALYA'DA BÜYÜK BULUSMA

Expo Silver, turizmin başkenti Antalya’daki 18. buluşmasını gerçekleştirdi. 2014 gümüş takı ve saat modellerinin sergilendiği fuar, çeşitli aktiviteler ve defilelerle renklendi. Antalya, çevre illerden gelen çok sayıda gümüş ve saat perakendecileri de ağırladı.

Sereks Fuarcılık tarafından 18 yıldır aralıksız düzenlenen dünyanın ilk ve tek gümüş fuarı “Expo Silver Antalya”, 10 Nisan 2014 tarihinde Antalya Cam Piramit Fuar Merkezi’nde 50 üretici firmanın katılımıyla başladı. Turizm sezonunun açılış simgesi olan ve sektörün beklediği etkinlik Expo Silver, 14 Nisan tarihine kadar ziyaret edildi. Önde gelen ihracatçı ve toptancı firmalarının katıldığı fuara başta Antalya olmak üzere, çevre illerden çok sayıda gümüş ve saat perakendecilerinin ilgisi büyüktü. Ziyaretçiler, sektörün en büyük firmaları ile bir arada olarak, fuar için özel olarak hazırlanan 2014 yılı gümüş ve saat modellerini yakından inceleme fırsatı buldu. Fuarda takı modellerinin yanı sıra, gümüş bebek emziği, gümüş külçeleri gibi farklı tasarımlar dikkat çekti. Her yıl düzenlenen bu fuarın, ticaret bağlantıları kurmak için çok iyi bir fırsat olduğunu dile getiren katılımcılar, Expo Silver ile sezon açmanın artık bir gelenek olduğunu belirttiler. Gümüş sektörüne hareket ve bereket kazandıran Expo Silver Antalya’nın her yıl daha da büyüyerek devam ettiğini belirten Sereks Fuarcılık Genel Müdürü Gökhan Yerdan, bu yıl da yoğun ilgi beklediklerini söyledi. Ayrıca Yerdan, turizmin başladığı bu günlerde özellikle turizm bölgesindeki gümüş perakendecilerinin bu fuara uğramadan sezona başlamadıklarını, 18 yıldır sezonun Expo Silver Antalya ile birlikte açıldığının altını çizdi. Fuarın yıllardır aralıksız düzenlenmesi, elde edilen bu başarının bir göstergesidir. Başta Antalya ili ve çevresi olmak üzere ilgi gösteren tüm sektör mensuplarına teşekkür ediyoruz” dedi.

94



VOIR HABER

KUYUMCUKENT GELİŞİYOR

Uzun yıllardır yalnızca “fikir” aşamasında kalmış olan

“Transit yolcuların Kuyumcukent’e taşınması” projesi hayata geçti.

Ortadoğu’dan gelen 14 kişilik seçkin gazeteci grubu 17 Nisan Perşembe günü saat 11:00’de ulaştığı Kuyumcukent’te Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşılandı. Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı odasında ağırlanan Dubai, Filistin, Kuveyt ve Katar’dan gelen ziyaretçiler KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Selami Tütüncüoğlu tarafından yapılan İngilizce sunum ile Kuyumcukent ve KİAŞ hakkında bilgilendiler. KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, Blok Kat Malikleri Yönetim Kurulu Üyesi Rahmi Gayret, KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekilleri Mustafa Ertekin ve Abdullah Deniz’in de bulunduğu görüşmede ziyaretçiler transit yolcu ziyaretleri ve Kuyumcukent firmalarının Ortadoğu’ya yapıyor olduğu ihracatlarla ilgili sorular sorarak, merak ettikleri konuları öğrendiler. Görüşmenin ardından kısa bir Kuyumcukent turu yapan transit yolcular, misafirperverlikleri için Yönetim Kurulu’na teşekkür ederek tesisten ayrıldılar. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile yapılan görüşmelerde Mutlu’nun da değindiği transit yolcuların Kuyumcukent’te ağırlanması çalışmasının hızlandırılması için Blok Kat Malikleri ve KİAŞ Yönetim Kurullarından oluşturulacak heyet için Yönetim Kurulları komisyon üyelerini seçmeye başladı. Oluşturulacak olan heyet transit yolcu transferi ile ilgili geniş kapsamlı görüşmeler ve çalışmalar yaparak, başlatılmış olan ziyaretleri en kısa sürede arttırma hedefinde görevlerini yürütecekler. “Transfer için havaalanında bekleyen turistlerin alışveriş ve mola vermeleri için birkaç saatliğine Kuyumcukent’e getirilip daha sonra tekrar havaalanına bırakılmasını içeren proje için THY Yönetimi ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konuda planlama çalışmalarımız devam ediyor, bunları aşma yolunda hızla ilerliyoruz. Kısacası Dubai’deki modeli buraya getirmek istiyoruz. Bir süredir üzerinde çalışıyor olduğumuz bu projede ciddi mesafeler kat ederek misafirlerimizi de ağırlamaya başladık ” diye konuşan KİAŞ Genel Müdürü Selami Tütüncüoğlu atılacak bu adımın ardından Kuyumcukent’in önünde engellerin azalacağına ve hak ettiği yere daha çabuk ulaşacağına değindi. 96


Wedding World AVM şimdi daha canlı, daha ışıltılı! Evlilik ve altın alışverişinin vazgeçilmez adresi Wedding World AVM, şimdi değişen yüzü ile herkese rengarenk bir alışveriş dünyası vadediyor. Gelin ve damat adaylarına oldukça geniş bir ürün yelpazesi sunan Wedding World AVM, avantajlı fiyatları ve sürpriz kampanyaları ile Türkiye’nin ilk ve tek evlilik alışverişi merkezi olmaya devam ediyor. Şimdi siz de Wedding World AVM’ye gelin; evlilik alışverişinizi en avantajlı fırsatlar ile tamamlayın!

EVLİLİK VE ALTIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ


VOIR FUAR

ELMASL

I ÜRÜNL ERE YO ĞUN İLG Zergera İ n Kuyum müşterile culuk; k r e in n Tamamen i ağırlama fırsa di evinde, yur tdışında ta pırlantalı yenilenmiş butik tı elde etti. nıştığı minlerininsetleriyle dikkat ç otantik mücevhe tı. Şimdiy ötesinde elmaslı eken Zergeran K rleri ve modern u larını beli e kadar katıldıkla ürünleriyle ilgili yumculuk; tahr r te ı e n n Z verimli İJ taleple karşılaşergeran Bedir; “Y K S da müşteurtiçi ve yurtdışınuyumculuk Ürün ’yi tamamladıkr d il a e n r im b e klentilerimMüdürü Merve iz geldi. ölçekli to A verdik” d ptancılarla uzun yrıca ilk kez tan iz doğrultusunış soluklu ç Geçen yıl edi. alışmalar tığımız büyük ımızın sta lerini kay belli oranda elma rtını s d lı e d ta e k n ı M g elmaslı ü rubunda erve Bed a r z ü ir a n ; lt bu fuarda talebi ile maya gitti de tekrar karş kken kararı ald vitrinlerindeki e ılaştıklarını, bu d dilerini şaşırtan lm u ık r a u la s m r lı ını söyle neticesin mücevhe timinde di. Y rs c Bedir; ülk iddi bir boşluk urtdışında elmas ayısını arttırma o ld e m m u ü ğ iz c unu bildik evher ür in elmas çapında ç emü ler bu önem ok kısa sürede iscevher üretimi k ini dile getiren o li konuda n m u in s u i nda Düny en üstler Dünya pa firmalar a e rektiğini zarında ‘MadeInTımızın ortak hare taşıyabileceğini, ket içind ifade etti. urkey’ ka eo şesini taş ımalarınınlarak geEKOL K U Sİ OLDU YUMCULUK Y ABANCI ALICILA RIN GÖZ Sektörüm DEü z ü n k ıd İstanbul e m li m a Je stant diz wellery Show’d rkası Ekol Kuyu a m a çok ziyar ynı ve geniş ürü başarılı ürün su culuk; n n e tç g a in m in ıyla her y umları, çarpıc ilgisine m Ekol Kuy ı ıl olduğu a gibi birKameroğ umculuk Yönetim zhar oldu. lu K ; u fu r u ar önces lu Başkan yasal seb i, ü ı beklentileeplerden kaynaklalke genelindeki e Alaattin konomik n r in a n i s d isli hava aha düşü yabancı a ve sined k tu ettiğini s lıcıların beklenen ttuklarını, buna eniyle bu yıl ki ö in üstünd k Fuara tümyledi. e markalaarşın özellikle rına teve kaydeden yenilikleriyle b ccüh ü y A ü la k a tt b ir özenle in Kame culuğun fu r h o a ğ a z lu r ır ları sıcak ; yıllarda landıklar ğini, fuar n ber satış ını ı verişinde sektör mensupla platformu olarak i Ekol Kuyumn r ın it b e u ın lendirme lunduğu, bir araya gösterdik diyen geld gördükle leri, markaların giliklerini, meslek iğini, fikir alışrini ifade i mahare üven taz elediği b etti. ir ortam tlerini olarak 98



VOIR FUAR

GÖZ KA

MAŞTIR

AN GÜM ÜŞ KOLE Sektörün KSİYON ö n U d e g e Jewellery len firma tasarımla Show’da gümüş larından Özcan G yenilikle rıyla yerli ve yab mücevherlerini ümüş, İstanbul r a Başarılı ihinin ilk meyvesin ncı ziyaretçilerin sergiledi. Özel ilgi odağı onlarca ü racat çalışmaları i fuarda aldı. olup, lk il e e y d e ik Tü ka İstanbul Jewellery rk gümüş takılar t çeken, dünya ge mişti. Ye ını sunan nelinde Show iç p şikliğine yeni bir anlayışla in özel bir hazırlı Özcan Gümüş, Gümüş Ggidip, yeniliklerin hareket etme ve k dönemi geçirkısa bir z enel Müdürü Sinin ilk meyvesini fu köklü tarz değideğişime aman diliminde ç an Araç; markala arda aldı. Özcan ilgiyle ka gittiğini belirtereok ciddi anlamda rının bir yıl gibi karşılığın rşılanması bizi m k; “Yenilenen yü yenileşmeye ve zümüzün İstanbul ı görmek son der utlu kıldı. Yaptığım fuarda e rinden olaJewellery Show’u ce sevindirici” d ız yatırımların e ötürü, fu n Rus ve İranlı a n son yıllardaki c di. a lerine ek ra katılmamalarınlıcıların bu yıl çe iddi ziyaretçileş le da Amer yen Araç; Mayıs ın eksikliğinin hisitli sebeplerden ika L asV a sedildiğin y ın da R eg leriyle bir likte ülke as fuarında Özcausya’da hemen ar i sözd n mizi başa rıyla tem Gümüş’ün yeni ından ü sil edece "İSTANB ğini ifade rünetti. BİR KÖP UL FUARI YU RTDIŞ RÜ"

100

INA AÇ ILMAMIZ Daha ö İÇİN luk fuarnce farklı şeh likle ih larına katılım irlerde düzenle İstanbul racat çalışmalar gösteren Dorenen kuyumcuGold; ö İlk kez İs Jewellery Sho ında hedef y zelyabancı a tanbul fuarına kaw’da yer almaükseltmek için y tı lı ı tercih e sahibi A cıyla tanışma fı lım gösteren D tti. iki Adan li Demirkıran; İs rsatı yakaladı. Dore Gold; birçok a ta o fi r n bul fuarın rmasından bir bul Jewellery e Gold firma malarını a katılım kararı i olduklarını, yıl Show’a katılan İstanbul arttırma isteğinin almış olmaların lar sonra İstanda ihraca %80’inin Jewellery Sh büyük etken old t çalışo w y e ’a n i tasarım getirdikle uğunu söyledi. kaydeden la r r a i A ürünlerin di üretim li Demirkıran sahip takılar in çok önem tesislerinde ha ; tüm ürünlerin dan oluştuğunu i y a li A ta d markalar ana’da k geçirdikle söyledi. ın D enrin pazarlarınMevcut ihracat ore Gold kalite i, ülke çapında y s a a in p i tı y e k seçtikler nilerini ları; Kuz Demirkır ini ek ey na açılım an; “İstanbul fu lemeyi hedefled Irak ve Dubai ik a ım r le ı ız r b in u iç i belirte in bir kö bağlamda öngördüğ n p leri vard ümüz üzere iç rü görevi üstlen bizim yurtdışıp ı. e iy c e Y a k s u a ti r d td r. a y ise fuarın ışın Fu daha den dan katılan farkaşanan daralman arda; ın izgeli geçm lı ülkele rd esini sağ ladı“ diy eki alıcılar e konuştu .



VOIR FUAR

KUYUM C

AMİASIN IN OLMA ZSA OLM İstanbul AZI Je zün kıde wellery Show’a mli bilez y ıl la rdır katıla boyunca ik marka n, ma şansı müşterilerini ağır larından Mamuş sektörümüla e Gold; fu ld m e a e ve yeni ü tti. Fuar ö leri yakala ar rün nc Kuyum c yıp, ihracat çalış esi kendisine koy lerini tanıtm akla gele amiasında taşlı fa alarına artı değe duğu hedefn ce moder isim olan Mamu ntezi bilezik de rler ekledi. n Mart fuar n, hafif bilezikler ş Gold; İtalyan tar diğinde ilk Müdürü ında adeta şov ya iyle İstanbul Jew zı son deree R büyük ön ıfat İyigün; İJS’yptı. Mamuş Gold llery Show G ları yeni em verdiklerini, e her zaman oldu enel söyledi. ürünlere ziyaretç fuar öncesi özenle ğu gibi çok ilerin bü Fuar önc yük ilgi hazırladıkesi iç piy gösterdiğ tın fiyatla asada çok ini ğal olarak rının dengesizliğin ciddi sıkıntılar o düğünü k bu yıl ki fuar bek in ve seçim atmolduğunu, alle rağmen öaydeden Rıfat İyig ntilerini daha aş sferinin doa z e ll ik le verdi. İç yurtdışın ün; “Tüm bu olu ğıya düşürm d p a suz iy n asamızda g göre dah n ziyaretçelen alıcılar fuar luklara a a z d a hayat ı. il F e Fuar son rimiz ge uar önce u tiğimizi g nda bu hedefi yaksi belli bir hedef çmiş yıllara ko ördük” d aladığımız edi. ı ve bir m ymuştuk. iktar geç -

FARKLI S

TİLİ GÖ

Z KAMA ŞTIRDI Geçtiğim iz y ıl ikinci kez neyimi y İs a yerli yab şayan Ser Diamtanbul Jewellery S ancı misa o Bu yıl ba firlerini ç nd; bu yıl fuar s how Mart fuar de ş re geçiş ında daha moder ok daha geniş bir tandını büyüterek n y kuyumcu apan Ser Diamon tarzlara ve pırlan alanda ağırladı. , kendine hluğun özel el işç d’ın yeni tarzı be ta ağırlıklı ürünle Dünyanın as stiliyle yeni biriliği ürünlerini s ğeni topladı. Tür Show’un sayılı fuarları a kavram oluşturdergiledikten sonr k r a lirten Se ülke gündemind asında yer alan u. caretin, gr Diamond firma en ister istemezİstanbul Jeweller gündemd ünlük hayatın ve sahibi Yakup Alp etkilendiğini bey ülke çapınen çok ciddi etk daha birçok sos doğan, “Fuarın, ti y derinden da yaşanan sisli ilendiğini gözlem al konunun siyas li h i e yor a tk v a ilediğini böylesi s gözlemle nın, yurtiçi piyas uz. Bu fuarda is li h a d m a ik v ız aları öng . Biz sür nında yap ı ne kada ö e lığını alm tığı çalışmaların, rdük. Bugün mar kli ihracat derkenr k v a buluşma ktadır. Fuar; bizimites yükselten fa amız, ihracat ala , açısından a son derec için özellikle yab liyetlerinin karşıancı alıcıl e verimli ar geçmiştir ” diye ko ımızla nuştu. 102



VOIR FUAR

'SEVGİ K OLYESİ' UĞUR G ETİRDİ İstanbul Je w ellery Sh geldiği e ow’d Ufuk Alyn üst noktayı cö a üretim ve hay mer al g a n s; fuarda İstanbul büyük ta tçe gözler önün ücünün Je w e k e seren ll d e ir ry Show’a özenle ha ve beğen tasarımla zırlanan ve firma yaklaşık bir yıld i topladı. ır şıyan Ufura sahip alyans ko tarihinin en iddia büyük bir lı le k , en çarp k A s lyans iyon Merakla beklenen ; başarılı bir fuar larını vitrinlerine ıcı nı ziyare ı daha ge ta‘Ever A Kolyesi’ tçilerin beğenisinfter’ koleksiyonunride bıraktı. ü e u kombine rün konseptiyle sunmanın yan n tamamıı 2014 yıl ederek sektörde , alyans ve kolye sıra,‘Sevgi bir ilki ge ında hem y hamleler rçekleşti i birbirine ihracat ç r y di. a a p lı m şmalarınd ayı hem sur adım de a d firma sahlar atmayı planlad ürün tasarımların aha büyük zun en y ibi Ufuk Güneş; ıklarını belirten Uda daha ce“ e zun ilk a ni modellerini v Birçok farklı ürü fuk Alyans e ly a n s la rını İJS k Ever After ko n grubumuHarcadığ le a de ticari ımız yoğun emeğinpsamında ilk kez ksiyonumuo lanse ett la k a r a r ş k ılığın gö girişmem ize zeminrmemiz bizim da ı, hem beğeni heik. h m hazırlaya a caktır” d farklı yenilikler edi. e

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TRABZO

N HASIR

I YURTD IŞINA G Trabzon ÖZ KIRP h IYOR gibi bu y asırının öncü ma ıl r k d a la a r İs ın ta d çekmeyi nbul Jew an Kara ların ilgis başardı. Karaltın'a ellery Show’da tültın, her yıl olduğ u iy m fu ar boyun Trabzon le karşılaşması ca özellik gözleri üzerine h d a ik s k ır le a tlerden k takısında yabancı a önce geç açm lıcıilk e leştiren v n, ilk ihracat çalı kez fantezi tarz adı. d ş e m a T a ü la r r a e rını geçti bzon has timine yıl Karaltın; ğim ırın la özellikle başarılı bir fuar ın ününü Dünya iz yıllarda gerçek r d y a ö a r n b e e a n m n a cı alıcılar sına çıka i daha ge tahminle ra ın ç r Karaltın inin üzerinde baş yoğun ilgisiyle irdi. Fuar boyunc n firma orta k a r a ıl r ş ı ıl s a o ştıklarını a nuçlar eld özel mod ğı Nevz e v inanıyoru elimizle, İstanbu at Kara; “Tamam ettiklerini belirte e l e z n Je . H te w e e s r c ll ili alınan n ery Show sene çalı ruz. Kara 4 ş ’a Bu yıl, ye ltın’ın yurtdışındamalarımızın üstü renk kattığımız 0 n n e d i a k v g a e ö ta d z rak ilerli a aha büyü ü kara” d çıkan Ka yok e r kemmel altın; göz alıcı, birbir stant ile müştedi. bir ortam b r ir il e in r d in e in k n öz üretiminin da %50’sini sergiledi. Firma, el ve güzel setle arşısına rini müihracata k önümüzd e analize e tmeyi pla ki iki yıl içinde nlıyor. 104



VOIR FUAR

HER BİR

TAŞ İÇİN

ÖZEL H AZNE Besay K u y minden v umculuk; tic lerini ve e yüksek sipariş ari faaliyetlerden m Bu yıl on arkasını daha ço almaktan daha ço , işlem hacliyle asimlarca çeşit yarı d k kişiye tanıtmay k yeni ürüne sektörün etrik bir şekilde ğerli doğal taşı, ı önemsiyor. b e ğ e n isine sun büyük bir em en doğal hamesleğin ek an Kuyumcue duyduğu büyük Besay; özgün ta harcayarak a lu ş k k ı fi ta r m kılarına y sarımlarıyla taş çeşid a sahibi Ö a fuar kapsinde yaptıkları as mer Kaya; yıllarnsıttı. Besay im a m e ın tr d ik a birçok ya kullanım önce kısıtlı her bir ta r duklarını ş için özel hazne ı değerli taşa uygtekniğini bu yaparak c u Fuar boy söyledi. iddi işçilikladıklarını, u n c orta koya ağırlıklı o ladıkların larak me ı, y e n i v m c karşılaşm ut müşte üşteri ad stantların a şansı bulamad ayları ve sektör m rilerini ağırık ın konumlan fuar alanında larını belirten ensuplarıyla Ö cesi anlatı dırıldığından ve ön planda olmay mer Kaya; a yakındı. mıyla uygulamanorganizatör firma n bir yerde n ın farklılı klar gösteın fuar önrmesinde n

YENİLİK

Çİ TASA

RIMLAR Sezgin J e w els, yepy yansıtan eni le buluştukimliği ile İstanb koleksiyonları ve r d her zama u. En yeni koleul Jewelry Show dünya trendlerin ’d biriydi. n olduğu gibi yin ksiyonları ve dik a profesyonelle i r k e fuarın 64 yıldır en ilgi çe at çeken standıylag k ü e m n ü fi ş rmalarınd , çelik, y aksesuar ar an Jewels; İt çeşitlerinin tüm ı değerli doğal ta ü ş a n ly v ü e a ’d a a y a lt n n Amerik ın kaplam ı çatı alt dünya ge a Türk gümnelinde 70’e yakın’ya, Japonya’dan ında sunan Sezgina K Kaliteli T üş işçiliğinin en ülkede takı ve arayipler’e kada a g leksiyonlaürk işçiliği ile dü üzel örnekleriyle ksesuar severler r i, n r, y a s e tr k e tö n fından öz dlerini ya tanıştırıyor. re ve tre e n n l d s le ıt o la a re yön ve n en yen rak hazır Style&Ste ren i ko lan de satışa el, Watchme, Fr dı. Ayrıca Sezgin tasarımcıları tara ie s Je u n n d w ly u els stand ldu. 20-2 , Jaspal Je merkezi’ ında 3M we n Show’da de (CNR Expo art tarihleri aras ls markalı ürünle , ) riyle bir a, en yeni koleksiy gerçekleştirilen ında, İstanbul Fua r onlarını il r raya geti k kez sek İstanbul Jewelry rdi. tör profe syonelle106



Byglossarist Burak BALLI

AŞK VE SEVGİ

Annelik Ömür Boyu Yazar: Hatice Özbay Dili: Türkçe

Aşk: İki bedende saklı olan ruhun zamanı geldiğinde uç noktada buluşup serbest kaldığı an demektir. Aşk bencildir. Gerçekçi değildir. Acı verir. Olmadık anlarda çeker gider. Çünkü aşk '' Beden toprak olmadan ruhların özgürlüğe kavuşma anıdır.'' Sevgi: Bir anda iki bedenin ortak noktada buluştuğu an ve zaman dilimindeki alışkanlıklarıdır. Sevgi ''Sadıktır, gerçekçidir, kalıcıdır, katıksız hali ile yaşar her şeyi.'' Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin bunun en önemli örneğidir. Yaşadıkları olumsuz şeyler ise sebepleridir. Ruha verilen en büyük özgürlük Allah aşkıdır. Doğduğumuz an bu aşkı bedenimizde değil ruhumuzda hissederiz. Bu yüzden Allah’ın varlığını kabul etmiş oluruz. Ölüm anında dahi ruh Allah aşkına kavuşur. Bunun için ölümden korkmak da anlamsızdır. Mesela doğduğumuz an en büyük aşkın bizi yaradan Allah’ın olduğunu ister istemez kabul ederiz. Düşüncemiz idrak ettiğinde Allah’ın varlığını inkar eden hiç bir insanoğlu olmamıştır. Zaman içerisinde bazılarımız Allaha inanmıyorum deriz. Emin olun ki ölmeden bir kaç saniye önce Allah’ın varlığını ruh bedenden çıkmaya yakın anda kabul eden o kadar insan olmuştur. Bu yüzdendir ki
Aşk dediler dergahıma
Gönül dediler feryadıma
Ne Mecnun ile Leyla'nın aşkına
Ne de Ferhat ile Şirinin nazına isyanım var.
Çünkü bütün dünyayı aydınlatan alimlerin güzellikleri
Onların ebedi olan ruhlarında var.

Sayfa Sayısı: 584 Sayfa Yayın Evi: Epsilon Yayınları

Bu kitapta röportaj konuğu olan 60 kadının ortak noktalarından biri anne olmaları, diğeri işlerinde veya diğer çalışmalarında gösterdikleri büyük başarılar. Yani şarkıda "Çocuk da yaparım, kariyer de!" dendiği gibi hem anne, hem kadın, hem de üretici, sanatçı, yazar veya yönetici olmaları. Bunun altından zaman zaman büyük bir enerjiyle kalktıkları gibi, bazen sıkıntılarını da aynı yoğunlukta yaşamaları. Röportajını yaptığım tüm kadınların ellerini tuttum, gözlerinin içine baktım, onları dinledim, içtenlikle konuştuk, kariyerlerini ve annelik serüvenlerini paylaştık. Bazen çok güldüm, gözümden yaşlar gelene dek. Bazen çok ağladım, hatta ağlaştık. Bazen içim burularak ayrıldım yanlarından. Bazen de sevinçlerini paylaşarak mutlulukla... Her şeye rağmen bu röportajları çok severek ve aşk ile yaptım. Ortak olan bir şey vardı ki ellerimizi, gözlerimizi, yüreklerimizi birleştiren; hiç bitmeyecek olan annelik serüveni...

Son Mektup Yazar: Varis Yolcuyev Dili: Türkçe

Sayfa Sayısı: 288 Sayfa Yayın Evi: IQ Kültür Sanat Yayıncılık

Bu günlerde, eserleri “IQ kültür sanat yayınları” arasında çıkan Azerbaycanlı yazar Varis Yolcuyev’i keşfettim. Yazarın “Sana İnanıyorum” ve “Son Mektup” adlı romanlarını okuduktan sonra, edebiyat dünyasında yeni bir “aşk sözcüsü” ile karşı karşıya olduğumuzu fark ettim. Azerbaycan’ın en çok okunan yazarı Varis YOLCUYEV bu eserinde,"ilk aşkın "büyüsünden kurtulamayan bir gönlün hazin hikayesini anlatıyor bizlere.Asırlardır şark toplumlarının hafızasına kazınan Kerem,Ferhat,Mecnun gibi ömrünü aşk uğruna feda eden "aşk fedailerine" bir yenisini ekleyen yazarın, eserdeki kahramanın bir kadın oluşu,aşk ile ilgili algılarımızı da ters yüz ediyor.

b.burakballi@gmail.com 108

İlk aşkın acısını unutmak için Bakü’den İstanbul’a adeta kaçan ve orada hayata tutunmaya çalışan bir kadının öyküsü “Son Mektup.”



Birbakış Burak KAPLAN

Okan Üniversitesi GSF Araştırma Görevlisi burak.kaplan@okan.edu.tr

Perdede Yaşayan Karakterler Lecce’de görkemli bir meydanda açılıyor kemerlerinizi bağlayın. Sağanak yağmur yağıyor. Kamera oldukça ağır bir tempoda sağa doğru kayıyor. Islak taş kaldırımları, o kaldırımların üzerinden koşarak geçen ayakları izliyoruz. Sonra bir otobüs durağına geldiğimizde duruyor kamera. Bu kez hafifçe yukarı tilt ediyor ve ıslanmamak için otobüs durağına sığınmış bir kalabalık görüyoruz. Çeşit çeşit insanın olduğu bir kalabalık bu. Farklı yaşlardan, farklı mesleklerden hatta farklı sınıflardan gelen bir grup insan. Hepsi, o durakta bir arada duruyor. Çok geçmeden de aralarındaki bu farklılık ortaya çıkıveriyor zaten. Yağmurdan kaçıp durağa sığınmak isteyen yeni bir grup bir tartışma başlatıyor kalabalığımız arasında. Oldukça ‘İtalyan’ bir biçimde sesler yükseliveriyor aniden, herkes fikrini söyleyip bağırıp çağırmaya başlıyor. Filmimizin ana karakterleri Elena ve Antonio ile de tanışıyoruz böylelikle. İnsanın aklını başından alacak güzellikte genç bir kadın ve esmer, yağız bir delikanlı! O durakta dikilmiş bekleyen kalabalıkta onca insan varken, biz en alımlıları ve en güzellerin hikayesinin içine dalıveriyoruz aniden. İşte bu sahne, genel hatlarıyla Ferzan Özpetek sinemasıyla ilgili de çok şey anlatıyor bizlere. Özpetek’in, filmlerinin dünyasını kurarken ya da karakterlerini yaratırken taşıdığı motivasyonu önümüze seriyor. ‘Gerçek’ görünen, tanıdığımız ya da en azından sokakta yürürken yanından geçebileceğimiz insanların hikayelerinin peşinde olmadığını görüyoruz yönetmenin. Özpetek, kendi sinemasal evrenini kurmayı, onun içine masalsı aşklar, güzel insanlar yerleştirmeyi ve yarattığı bu evreni rengarenk boyamayı seviyor. Gerçekçi olmak gibi derdi yok. Bu yüzden de yıllardır pek çok insan, onun filmlerini izlerken bırakıveriyor kendini karanlık salonun ortasında, teslim oluyor Özpetek’e. O renkli elbiselere, kalabalık sofralara ve büyük aşklara... Ana karakterini adım adım ölüme götüren ve bize o karakterin son aylarını ya da günlerini göstermeye çalışan filmler genelde kendilerine ağır ve kasvetli bir anlatım kurmaktan alıkoyamazlar. Özpetek ise hiç böyle bir telaşa düşmüyor. Yönetmenin meseleye olan yaklaşımı tıpkı Elena’nın hastalığını ailesine açıkladığı sahnedeki gibi sakin ve huzurlu. Öyle ki kanserin ve ölümün soğukluğunu en çok hissettiğimiz mekan olan o gri ve gerçek hastanede bile Ehle gibi içimizi ısıtan bir karakteri karşımıza çıkarması, zaten yönetmenin yumuşak yaklaşımının en önemli göstergesi. Kısaca, tıpkı karakterlerinin perdede yaşadığı aşklar, aldatmalar ya da kavgalar gibi hastalıklarınında kendi filmlerinin dünyası gereği sadece perdede yaşandığının farkında Özpetek. Bu yüzden de, gerçekle bağlarını baştan kopardığından, sinemanın büyülü perdesinde çok etkileyici duran ‘an’lar barındırıyor filmleri. Tıpkı Antonio’nun artık kansere tamamen teslim olmuş Elena’yla hasta yatağında son kez sevişmesi gibi son derece sinemasal ‘an’lar bunlar. Perdede olup bitenlerin illa gerçek mi olması gerektiğini bize bir kez daha sorduran bu sinema anlayışı da Özpetek’in sonunda karakterlerini perdede ölümsüzleştirmesine kadar gidiyor zaten. Yönetmenin Elena’nın ölüme en çok yaklaştığı anda hikayesini 13 yıl önceye geri sararak karakterinin ölmesine izin vermemesi ve perdeyi Elena’nın kahkahalarıyla kapatması, film boyunca hikayelerini izlediğimiz karakterlerin aslında sadece bir sinema perdesinde yaşadığının ve her daim orada yaşamaya devam edeceklerinin de en büyük göstergesi zaten. Sonuçta, Özpetek’in sinemasını sevmemizin pek çok nedeni var; ama en temel neden belki de yönetmenin sinemanın hala büyülü bir perde olduğuna inanıyor olması. Bugüne kadar onun anlattığı hikayelerin hepsinde bize sinema salonunun dışındaki gerçekliği unutturan bir şeyler vardı. Onun hikayeleri sayesinde karşı penceremizde yaşayan adama aşık olduk, yeni taşındığımız dairenin hayaletleriyle dost olduk ya da yağmurlu bir akşamüstü bir otobüs durağında hiç tanımadığımız bir yabancıya tutulduk. Fakat hikaye her ne olursa olsun hep güçlü duygularla ve kendimizi iyi hissederek ayrıldık karanlık salonlardan. Özpetek’in kurduğu dünyalara girmeyi, anlattığı hikayelerin içine dalmayı seviyoruz kısaca. Bu yüzden mesele onun filmleri olduğunda biz her zaman ‘kemerlerimizi bağlama’ya hazırız! 110

VİZYON SEÇKİLERİ İnanılmaz Örümcek Adam 2 Yönetmen: Marc Webb Oyuncular:Andrew Garfield, Emma Stone, Jamie Foxx Gösterim Tarihi: 25 Nisan 2014 Yeni Örümcek Adam serisi hız kesmeden devam ediyor. İkinci filmin yönetmeni tıpkı ilk filmde olduğu gibi yine Marc Webb. Bu kez Örümcek Adam’ın işi ilk filme göre oldukça zor. Zira bu yeni macerada adeta her köşeden bir kötü adam fırlıyor. Ailemizin kahramını Örümcek Adam’ın Electro, Green Goblin ve Rhino ile savaşmasını izlemek başımı ağrıtmaz diyenlerdenseniz kaçırmayın derim.

Umudun Peşinde Yönetmen: Stephen Frears Oyuncular: Judi Dench, Steve Coogan, Sophie Kennedy Clark Matt Damon, John Goodman Gösterim Tarihi: 09 Mayıs 2014 En İyi Film kategorisinde Oscar Ödülü’ne de aday olan İngiliz yapımı İstanbul Film Festivali’nin hemen sonrasında vizyona da konuk oluyor. Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan filmin senaryosu oldukça duygusal anlar içeriyor. Film, özellikle Judi Dench’in iyi oyunculuğu ile öne çıkıyor. Kaliteli bir dram izlemek isteyenlere duyurulur.

Godzilla 3D Yönetmen: Gareth Edwards Oyuncular: Bryan Cranston, Elizabeth Olsen, Aaron Taylor-Johnson Gösterim Tarihi: 16 Mayıs 2014 Japonların ünlü canavarı Godzilla bir kez daha beyazperdede! Üstelik şu ana kadar hiç olmadığı kadar görkemli ve pahalı bir yapımla konuk oluyor salonlara. Breaking Bad’den Bryan Cranston’ın başrolde olduğu bir Godzilla filmi izlemek sizin de kulağınıza ilginç geliyorsa, bu görkemli filmi – DVD’sinin çıkmasını beklemeden - sinema perdesinde izlemek en doğru tercih olacaktır.

HABERLER •Nuri Bilge Ceylan’ın Sinema Genel Müdürlüğü’nden aldığı rekor destekle çektiği yeni filmi Kış Uykusu, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışacak. Filmin başrollerini ise Haluk Bilginer ve Melisa Sözen üstleniyorlar. •Merakla beklenen Star Wars serisinin yeni filminin çekimleri uzun bir ön hazırlık sürecinden sonra nihayet başladı. J.J. Abrams’ın yönetmen koltuğunda oturduğu filmin oyuncu kadrosu kesin olarak açıklanmasa da vizyon tarihi netleşti. Film, 2015’in aralık ayında vizyonda olacak.



VOIR KÜLTÜR

SANAT MÜZİK

JUSTİN TİMBERLAKE 26 MAYIS’TA İSTANBUL’DA

BKM ve Map İletişim organizasyonuyla Avea sponsorluğunda gerçekleşecek The 20/20 Experience World Tour ile Justin Timberlake, 26 Mayıs Pazartesi akşamı İTÜ Stadyumu’nda hem müzik hem moda rüzgarı estirecek. Ünlü şarkıcı, nefes kesen dans gösterileri, ışık şovları ve çok daha fazlasını sunduğu dev bir prodüksiyonla, İstanbullu hayranlarını karşılamaya hazırlanıyor. Justin Timberlake ve dansçıları için hazırlanan özel kıyafetler de konserde dikkat çekiyor. Tom Ford’dan The 20/20 Experience World Tour sahnesine özel 600 parça tasarım 2011 yılından beri ünlü şarkıcıyı giydiren başarılı modacı Tom Ford, turne için özel olarak Timberlake’e sekiz farklı kıyafet tasarladı. Orkestra, vokalist ve dansçılar için de orijinal kıyafetler yaratan Ford, The 20/20 Experience World Tour için toplamda 600 adet özel tasarım ve kıyafet hazırladı. 2002’den bugüne Justin Timberlake ile nostalji yolculuğu The 20/20 Experience World Tour için özel olarak hazırlanan prodüksiyonda, Timberlake’e eşlik edecek geniş dansçı kadrosunun yanı sıra göz alıcı ışık gösterileri ve eşsiz sahne şovları, izleyicilere bir konser deneyiminden çok daha fazlasını sunuyor. Biletleri satışa çıktığı günden bu yana hızla tükenen konserde Justin Timberlake, yeni albümündeki parçaların yanı sıra 2002’den bu yana çıkardığı albümlerinden de eski şarkılarına yer verecek. Piyasaya çıkardığı her albümü ve gerçekleştirdiği her konseri ile dünya çapında büyük başarı yakalayan ve sayısız ödüle layık görülen Justin Timberlake, 26 Mayıs Pazartesi akşamı Türk hayranları için unutulmayacak solo ve sahne performansını sergileyecek. Konserin biletleri Biletix ve BKM gişesinde!

PORTISHEAD İLK KEZ İSTANBUL’DA

Bristol’un dünya müziğine kazandırdığı efsanevi İngiliz grup Portishead, ilk kez Türkiye’de konser vermeye hazırlanıyor. Ünlü grup, 20 Ağustos Çarşamba günü İstanbul’da eşsiz bir performans sergileyecek. 1991 yılında Geoff Barrow ve Beth Gibbons tarafından kurulan Portishead, 23 yıllık kariyerlerine birbirinden özel 3 başyapıt sığdırdı. İsmini, Barrow’un doğduğu şehirden alan grup, 1994 yılında “Dummy”, 1997 yılında grupla aynı ismi taşıyan “Portishead” ve 2008 yılında “Third” isimli albümlerini piyasaya sürdü. Müzik akımı başlatan ender gruplardan biri olan Portishead, 20 Ağustos’ta GNL organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleştirilecek Midtown Fest sahnesinde olacak! İngiltere’den Savages ve Thought Forms’un yanı sıra Türkiye’den The Ringo Jets, The Away Days ve Telepotik grupları, KüçükÇiftlik Park sahnesini Portishead ile paylaşacak. 112

CANKORAY YENİ ALBÜMÜNÜ SEVENLERİYLE BULUŞTURDU

Uzun yıllar müzikle uğraştıktan sonra, 2012 yılında ilk albüm hazırlığına başlayan Cankoray, yeni albümü "Gitmeden Önce"yi müzik severlerle paylaştı. İlk albümünde kendi yazdığı parçalara da yer veren Cankoray'ın albümünden "Gitmeden Önce", "Kapat Perdeleri", "Senden Bana Kalan", "Bir Kalbim Var" ve "Sonsuz Yol" isimli parçaları kendi imzasını taşıyor. Albümdeki diğer parçaların sözleri ise Melih Gönenç, Gökhan Kazancı, Fahriye Akyürek ve Muhsin Salman'a ait. Albüm kartonetindeki ilüstrasyonlar Pelin Karakoç tarafından yapıldı.


SERGİ ARMAGGAN ART & DESİGN GALLERY’DEN İLK SOLO SERGİLER

Genç sanatçı ve tasarımcıları desteklemek amacıyla kurulan ARMAGGAN Art & Design Gallery iki yılı geride bırakarak, 09 Nisan – 07 Haziran tarihleri arasında ilk solo sergilerine ev sahipliği yapıyor. Açıldığı ilk yıl 73 sanatçı ve iki yılda, 20 bin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan ARMAGGAN Art & Design Gallery ilk solo sergisinde; Güneş Özmen’in ve Şevket Arık’ın, hem karakterlerini oluşturan geçmiş eserleri, hem de sergiye özel hazırladıkları ve bilinen tarzlarının dışına çıktıkları özel seçkiler yer alıyor. Çalışmalarında yoğun renk kullanımıyla dikkat çeken Güneş Özmen, soyutlanmış peyzaj görüntülerinin içinde yer alan insan figürleri ve farklı baskı teknikleriyle soyutlamayı ön plana çıkarıyor. Dönüşüm doğa-insan kavramları üzerinde yoğunlaşan sanatçı, “Devinim” ismini verdiği sergisi ile ARMAGGAN Art &Design Gallery’de yerini alıyor.

GÜNEŞİN YÜZLERİ HOLLANDA SERGİSİ Ahmet Güneştekin, 21 Nisan-18 Mayıs tarihleri arasında, Hollanda’nın önemli sanat kurumlarından Mark Peet Visser Gallery’nin Den Bosh’taki merkezinde kişisel bir sergi gerçekleştiriyor. Hollanda’nın önde gelen sanat kurumları arasında yer alan galerinin Den Bosch’taki merkezinde gerçekleştirilecek olan sergi, Gezichtenvan de Zon / Güneşin Yüzleri / Faces of the Sun başlığıyla 21 Nisan-18 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Sergide Ahmet Güneştekin’in çoğu ilk defa sergilenecek olan Güneş Patlamaları ve Optik Degrade Serisinden özel tablolarla 3 boyutlu konstrüksiyonlarının yer aldığı farklı üsluplardaki 30’a yakın eseri sergilenecek. Ahmet Güneştekin, Gezichtenvan de Zon / Güneşin Yüzleri / Faces of the Sun başlıklı bu sergisi öncesinde Mark PeetVisser Gallery bünyesinde, 6-13 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen ve Hollanda’nın en büyük sanat organizasyonu olan Art Breda uluslararası sanat fuarına yer alıyor.

KİTAP

Radyo dünyasına meraklı tüm okurlara sahibinin kaleminden gerçek hikayelerle dolu bir anı kitabı...

Cenk Alptekin, radyoculuk hayatı boyunca tonmaisterlıktan radyo programcılığına, müzik direktörlüğünden yayın yönetmenliğine kadar, bir çok ulusal radyoda görev yapmış bir isim. Yıllarca “Cenkle Yoklama” programı ile ulaştı dinleyenlerine. Şimdi sırada “Yazılı Yoklama” var. Cenk Alptekin, dinleyenleri, radyocu arkadaşları ve özellikle müdürleri ile olan ilişkilerini anlatıyor bu kitapta. Jest fm’den, Super fm’e, Tatlıses fm’den, NumberOne Grubu'na, çalıştığı radyolardaki deneyimlerini, acı tatlı anılarını aktarıyor. 90'lı yıllarda kurulan radyoların yeni döneme geçişleri, plaklar, kasetler vesilesiyle bilgisayardaki otomasyon sistemine geçişlerine kadar radyoculuğun her alanını bu kitapta bulacaksınız. 2.baskısı çıkan “Cenk’le Yazılı Yoklama” kitabımızı Iphone, iPad ve tüm Android telefonlarınızda ücretsiz indirebilirsiniz.

MEDİA4X4 ORGANİZASYON’DAN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı, 1982 yılından beri Türkiye’de zihinsel engelli çocukların eğitimleri ve gelecek güvencelerini olabildiğince yaygın ve kalıcı şekilde karşılayabilmek için çaba göstermektedir. 21 Nisan’da Ziçev Vakfı için yapılacak gecede cok ses getireceğini söyleyen Engin Taşkıran, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde gerçekleştirdiği başarılı konser, festival ve kongre organizasyonları ile ülkemizin en büyük organizasyon şirketlerinden biri olma yolunda ilerlemektedir. 3 yılı aşkın süredir çeşitli organizasyon alanlarında hizmet veren Media4x4 sektörün öncüsü olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

113





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.