Voir magazin ağustos sayısı

Page 1

Profil ONURLU HAYAT

MURAT İŞLER

Türkiye’nin En Büyük 20’sinde

NADİR

METAL Moda YAKIŞANI GİYİN

AYŞE DENİZ YEĞİN

KHALEESI JEWELLERY

Farkımızla Biz Varız, Ya...






VOIR

AĞUSTOS - 2013 SAYI: 11 KAPAK: KHALEESI JEWELLERY İmtiyaz Sahibi VOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL nurseligokcul@voirmagazin.com Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Gonca ÇİPE Genel Yayın Koordinatörü A.Faruk GÖKÇÜL / faruk@voirmagazin.com Editör / Gonca ÇİPE / gonca@voirmagazin.com Kreatif Direktör / Burcu Tokoğlu İNCESU burcu@voirmagazin.com Görsel Yönetmeni / Günseli Top ÖZ gunseli@voirmagazin.com

Nurseli’den

Moda Tasarımcısı / Erol ALBAYRAK erolalbayrak@voirmagazin.com Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜL burak@voirmagazin.com Reklam Satış Müdürleri Gözde Burcu TOP / gozde@voirmagazin.com Ebru Akçer İŞSEVEN / ebru@voirmagazin.com Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPE Yrd. Doç. Dr. Nuri SEZER

Değerli sektör mensupları,

S

ektörümüz hem yurt içi, hem de yurt dışı etkilerle sert ve çetin zamanlar yaşadı. Ekonomik olarak verilen bu mücadelede Ramazan Ayı ve tatil havası bu etkileri bir nebze olsun yumuşattı. Manevi değerlerin üst seviyelere ulaştığı bu mübarek ayda, birçok firmamız çalışan, müşteri, bayi ve yakınlarına verdiği iftarlar ile güzel beraberlikler yaşandı. Neredeyse her akşam bir iftar davetine icabet etmek durumunda kaldığımız bu ayda, geriye kalan hoş anılarımızı objektifimizden karelerle sizlere yansıtmaya çalıştık.

Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU Ege Bölge Temsilcisi / Günseli Top ÖZ Marmaris Filarmoni Derneği Renk Ayrımı & Baskı Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

Hoş sohbetlerin ve zamanların yaşandığı bu ayda, yanlarında olmamızı sağlayan ve emeği geçen tüm firmalara teşekkür ederim. Bu vesileyle de tüm sektörün Ramazan Bayramı’nı kutlar, tüm ülkemiz için hayırlı geçmesini dilerim.

Keyap Ticaret Merkezi Bostancıyolu Cad. F1 Blok No: 93 Y. Dudullu / İstanbul T. 0216 508 20 20 • F. 0216 508 20 45 www.teknikbasim.com Sertifika No: 24871

Dağıtım / Aras Kurye Yayın Türü / Aylık Süreli Yayın Yönetim Yeri ve İletişim Alemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105 Eser Han Fatih - İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 522 15 51 www.voirmagazin.com info@voirmagazin.com

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır. Yerel Süreli Yayındır. VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergisi’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

4

Nurseli GÖKÇÜL


VOIR PROFİL 8

Onurlu Hayat, Murat İşler

TAKI HABER 16

Hak Yemeden Yaptığın Her Görev, Bana Göre Bir İbadettir Ahmet Karbeyaz

22

Altın Yatay Hareketine Devam Ediyor Murat Tırpan Köşesi

VOIR MODA

26

Saatte Made in Turkey Damgası Rubenis Saat, İsmail Süvari Ropörtajı

58

Mercedes Benz E-Serisi 1,6 Motor Seçeneği ile Türkiye'de

28

Pırlantanın Yolu Açıldı Diamond's Way, Ser Diamond

60

Yaz Günleri & Yeşil Tutkunları Yazan: Aylin Gözen

32

Kazancınızı Alım Yaparken Sağlayın Troy, Hüseyin Çelik ve Cumhur Taşdelen

62

Yakışanı Giyin, Ayşe Deniz Yeğin

34

Türkiye'nin En Büyük 20'sinde Nadir Metal

36

Değişimin Farkına Varamayan Bir Perakende Sektörü Var, Burak Altay, Altay Diamond

37

Satışlarım Nasıl Artar III, Müşteri Memnuniyeti Erhan Erkeç Köşesi

38

Gelişim Odaklı Üretim Altınay Alyans, Lezgin Ay

40

Altına Altın, Cem Turgut Gelgör

VOIR/İfTAR DAVETLERİ

42

Esta Pırlanta, Zafer Şen

73

44

En Kârlı Şirket, Karakaş Atlantis

46

İlke İmza Atan Katalog, Sina Montür

47

Kuyumculukta Bilgisayar Kullanımı Mehmet Akyürek Köşesi

49

Farkımızla Biz Varız, Ya Siz Khaleesi Jewellery

KÜLTÜR SANAT

50

Webinar ile Eğitim, Alb Menkul Değerler

86

14. Dönem Mezuniyet Töreni, Işık Üniversitesi

53

Ne Olacak Şu Altın Halleri Demeyin, Yine Aynı Kalacaktır Dr. Mustafa Turhan Köşesi

88

Sanatçı Olmak Yrd. Doç. Dr Nuri Sezer Köşesi

54

Çin'de Gemoloji Konferansı Harmony Akademi

90

Farkında Olmalı İnsan Müge Bilgin Akdaş Kitap Köşesi

56

Önemli Ziyaret Dünya Elmas Borsaları Federasyonu Başkanlar Toplantısı

92

James Gandolfini Burak Kaplan Sinema Köşesi

94

Kültür Sanat Haberleri

VOIR/Mekan 68 Limit-Sizsiniz

Alcatra Restoran

70

Değerli Taşlar, Süs Taşları Mehmet Satıcıöz Köşesi

72

Pırlantada Kalitenin Sırrı Kazım Şahin Köşesi

Fahret Döviz, Bayramoğlu Kuyumculuk, Alb Menkul, Yazıcı Sarraf, Kiaş, Genç Müsiad, Altınkaynak Kuyumculuk, Vip Kuaför

MEKAN/GEZİ 82 Şehre Yakın Bir Kaçamak, Büyükada

5


VOIR EDİTÖRDEN

H

oşgörü ve dolu dolu geçen bir ayı geride bıraktık. Öncelikli olarak biraz dergi içeriğimizden bahsedeyim sizlere: Ramazan dolayısıyla bu ay dergimizde iftar davetlerine ve etkinliklere yer verdik. Ayrı bir özelliği olan profil konuğumuz Murat İşler’di. Kendisi bize farklı bir heyecan ve gurur yaşattı; çünkü kendisi Kıbrıs Gazi’siydi. Kapak sponsorumuz Kamilas Mücevherat’ın yeni markası olan Khaleesi Jewellery’di. Ayrıca teşekkür ederiz kendilerine. Kültür sanat bölümünde özellikle bir etkinliğe dikkat çekmek istiyorum. Dünyaca üne sahip Roger Waters… Ülkemizde vereceği konseri merakla beklenen Pink Floyd Grubu’nun kurcusu olan ve her konseri dünyada ses getiren bir isim Roger Waters. Kaçırılmaması gereken bir etkinlik…

Ve bayram geldi nihayet… Kimilerimiz için tatil demek olan bayram, aslında tüm ilişkilerin hoşgörü çerçevesinde değerlendirilmesi gereken günlerden… Hani deriz ya hep “Nerede o eski bayramlar” diye. Küçüğün küçük, büyüğün büyük sayıldığı, ziyaretlerin sıkça yaşandığı, sevenlerin buluştuğu, küslerin barıştığı… Galiba teknoloji geliştikçe insanlar birbirinden uzaklaşıyor. Adeta birebir iletişim kurmaya, sevmeye korkar oluyoruz. Halbuki biz Türkler oldukça sıcakkanlı bir milletiz. Çocuklarımıza, gelecek nesillerimize aktarmamız gereken bu önemli değerleri, en başta büyükler olarak yaşamalı ve yaşatmalıyız. Tüm ilişkiler iki kişi arasında yaşanır. İster eşinizle, ister çocuğunuzla, isterse arkadaşınızla olsun, iki kişiyi bağlayan bir durumdur. Bu ikili bağlar kuvvetlendikçe de çoğaldığı unutulmamalıdır. Herkese sevdikleriyle huzur dolu, sağlıklı bir bayram diliyorum.

6


www.mercedes-benz.com.tr www.facebook.com/mercedesbenztr


VOIR PROFİL

ONURLU HAYAT Herkes yoksul, herkes çalışmak zorundadır o dönemlerde. Her aile bir geçim kavgası vermekte, ülkenin o zor koşullarına ortak olmaktadırlar. Tutunabilen memleketinde kalıp devam etmeye, tutunamayanlar da büyük şehirlere göç edip, rızkını oralarda aramaya çalışmışlardır. İşte yoğun göçlerin yaşandığı bu yıllarda, tam da bu durumları özetleyen bir yaşamın, üstelik de bir Kıbrıs Gazi’sinin öyküsü… 8


T

akvimlerin 1953’ü gösterdiği dönemlerde doğar Murat İşler. Sivas’ın bir köyünde çiftçilik yapan bir ailenin çocuğudur. Tek tek İstanbul’a çalışmaya gelen ağabeyilerinin ardından, baba da dayanamaz ve komple göç etme kararı alırlar. Murat İşler; “Birgün baktım ki; tencere, tava, yatak, yorgan, tüm eşya evin avlusuna yığılmış. Küçüğüm haberim yok tabi… Meğer babam satmış savmış her şeyi. Ekonomik zorluğa demek ki dayanamamış artık. O parayla İstanbul’dan iki katlı, bahçeli bir ev almış” diye göç hikayelerini anlatıyor. Murat Bey, pek de çocuk olamamıştır aslında. Zor koşullar onun o küçücük omuzlarına, kocaman yükler yüklemiş ve henüz yedi yaşındayken çalışma hayatına atılmıştır. O günlere dair en belirgin anısını ise şöyle dile getiriyor Murat İşler: “Beni bijuteri işi ile uğraşan Mihran Usta’nın yanına verdiler. Daha yedi yaşındaydım… İlk haftalığımla şeftali alıp dedeme götürdüm. O kadar sevinmiş ki, rahmetli olana kadar anlattı bunu”.

kararlar alınmış, beni okuldan alacaklar. Para yok, okutamayacaklar. ‘Zaten ben bu yıl okulu bırakacağım. Çalışıp, aileme bakacağım’ dedim. Adam istersem yazın da dükkanda çalışıp, yine aileme bakabileceğimi söyledi. Ama ben kabul etmedim. Belki de en yaralayan beni bu olaydır”. Böylesine yaşanan bir hayatın eksileri olduğu kadar insana kattığı artılar da mevcuttur. Girişken bir insan olarak yetişmesini sağlar Murat İşler’in. Gencecik yaşta kendi işini kurma cesareti de buradan gelir. Askere gitmeden, 18 yaşındayken ilk resmi işini kurar ve halı dokuma tezgahı alır. Ailesi gibi o da halıcılık yapacaktır. Çok güzel işler çıkartır ortaya. Askere gidip gelince de bu işi büyütür. Sadri Olcay’dan bu işin inceliklerini öğrendiğini de anlatıyor Murat İşler: “Rahmetli Sadri Olcay desen atölyesi vardı; büyük bir insandı. Bana bütün mesleğinin inceliklerini öğretmiştir. Şimdi sırtınızdaki şu gömleği keserim, onu sökerim, bir metredeki gramını, santimde kaç tane atkı var onun şablonunu çıkartır, makineye verir, dokuturum. Böyle bil-

Zorlayıcı ve mücadele ile dolu bir hayatı olmuş Murat Bey’in. Ortaokulu okurken de çalışmaya devam etmiş ve sonrasında çok başarılı olmasına karşın, okulu bırakmak ve tamamen hayata atılmak zorunda kalmıştır. Bu dönemlerde yaşadığı bir anısını şöyle dile getiriyor: “Durumumuz o kadar kötü ki, tek pantalonum var okula giyebildiğim. Yedek başka pantolonum yok. Birgün bir arkadaşım pantolonumun üstüne mürekkep döktü. O kadar sinirlendim ki, ağlayarak vurdum çocuğa… Çünkü ertesi gün okula eşofmanla gitmek zorunda kalacaktım; nitekim öyle de oldu. Bunun üzerine çocuğun babası beni Sirkeci’de Altın Han’ın oradaki dükkanına çağırdı. Adam zengin bir tüccar. Adam dükkanından kumaş beğenmemi ve terzilerine de bunu diktirebileceğini söyledi. Ben gururluyum tabi… Benim ailem de yapabilir dedim. Adam sonrasında beni asıl çağırma nedenini söyledi. Oğlu benim ne kadar çalışkan ve başarılı olduğumu evde anlatıp duruyormuş meğerse… Dedi ki; ‘Oğlumun ne imkanı varsa aynısı senindir. Özel hoca vs… Yeter ki oku’. Ben yine mağrur bir şekilde ‘Hayır’ dedim. Bu arada bizim evde

gilere sahiptim. Dolayısıyla birkaç tane tüccarın taşeronluk işini de alıyordum”.

Asker Oldum Savaştım

Türk tarihine damgasını vuran, yıllar- ca tartışmalara sebep olan o tarih: 20 Temmuz 1974… Kıbrıs Barış Harekatı’nın başladığı ve ilk birliğin yollandığı o sabah, Kıbrıslılar ve Türkler farklı bir güne uyandılar. Öyle zamanlar yaşandı ki; o dönemin çocuklarının oyunlarına bile konu oldu Makarios (Başpiskopos ve Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı)… Bu ilk birlikte yer alır GAZİ Murat İşler. O günü anlatmanın, kelimelere dökmenin imkansız olduğunun altını çiziyor ve şöyle anlatıyor: “Helikopterle Beş parmak dağlarının arkasına geçtik. Lefkoşa’da ufacık bir bölge var oraya indik. Düşman havan ateşi 9


VOIR PROFİL

altında kaldık. Cephaneliğimiz elimizde; haritam, roket atarım, tabancam elimde, çantamda kumanyam, 200 metre helikopterden atladıktan sonra bir ağaçlık alana koştum. Parkem, botlarım su gibi; Kıbrıs’ın temmuz sıcağında… Biz dağıldık. Ne subayımız kaldı başımızda, ne ordumuz… Fakat benim kafamda, beşparmak dağlarına kendimi çıkarırsam emniyette hissedeceğim. Orada birkaç asker, bir de daha evvel Kıbrıs’ta görev yapmış emir astsubayı vardı. Dedim ki kendi kendime ‘bu astsubaydan ayrılma. Yolu izi bilen o. Biz 4-5 grup olduk savaşa savaşa Ortaköy’e girdik. Orada büyük birliklerle buluştuk. Bir sonraki

gün St. Hilarion Kalesi alınacak. Öğlene kadar savaşarak orayı ele geçirdik, bayrağımızı diktik. Birkaç gün orada mevzilendik. Girne ve çevresindeki köyler düşman elindeydi. Gece ani baskınla birkaç tane köyü kurtardık. Yüzbaşım Cennetoğlu vardı, şehit verdik. Onu ve bazı arkadaşlarımızı kaybettik. Sonra piyade birliklerinin geldi. Kurtardığımız bölgeleri onlara teslim ederek, taa Lapta Bölgesi’nde, sınıra kadar geldik. Ateşkes verildi. Bu ilk Barış Harekatıydı. İkinci harekatta Gaziveren civarında dolaştık. Oralarda büyük harekatlar, yaşanmışlıklar oldu. Sonra10

sında Girne ve Lapayis'e geldik. Birliğimle birlikte, askerliğim bitene kadar da orada kaldım”. Askerden dönen Murat Bey, bir süre dokumacılığa devam eder. Ufak kardeşinin çalıştığı, sadekar ve döküm işi yapan Hagop Usta Fransa’ya gitme kararı alır. Dükkanı da Murat Bey ve kardeşine teklif eder. O günkü şartlarını oldukça zorlarlar ve atölyeyi devralırlar. Böylece tam anlamıyla kuyum sektörüne giriş yapmış olur Murat İşler. Çok kısa zamanda dökümü öğrenir. Ama makinelerini beğenmez ve kendince revize eder… Bir ay gibi kısa bir zamanda çarşıda döküm ve makine ustası olarak isim yapar. Yıllar geçtikçe ustalığı artan ve ikiüç kere ortaklık yapıp ayrılan Murat İşler, çocuklarının da büyümesi ile işlerini büyütür. Halen kendisi döküm işi ile uğraşırken, oğulları da Assu Kuyumculuk olarak kurdukları işi yürütüyorlar. Aile işletmesi olmanın verdiği o manevi güçle yollarına devam ediyorlar. Uyum içinde çalışmanın tartışmasız olmayacağını da belirten Murat Bey, çocuklarına verdiği en en büyük nasihat için şöyle dedi: “Boynunuza ip bile taksalar yalan konuşmayacaksınız. Dürüstlükten asla taviz vermeyeceksiniz. Her şeyinizi kaybedebilirsiniz, onurunuz kaldığı sürece tekrar iki misli kazanabilirsiniz. En büyük zenginlik onurdur. Ben çok defa parasız evime gittim, imkansızlıklar yaşadım; ama hiç kimse bununla ilgili tek bir laf edemez. Ben kimseden bir şey istemem. Bir bakarım ki bana getirirler, ‘Murat Ağbi bu senindir’ diye. Hakkım olan zaten bana gelir”. Yıllarca farklı mesleklerde işler yapmış, öncü derneklerde görev almış bir isim olan Murat İşler’e soruyorum: Okusaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Hiç tereddütsüz cevap veriyor: “Hukukçu olurdum. Çünkü adalet kavramı benim için çok önemli ve bu konuya bakış açım da oldukça net”. Hala spor yapan ve erkenden gelip dükkanını açarak bizzat döküm başında çalışan, hatta pişen bir isim Murat İşler… Onu bulduğumuz ateşin başında bırakarak, yanından ayrılıyoruz.







“Hak yemeden yaptığın her görev, bana göre bir ibadettir” Ahmet Karbeyaz

Sektörde farklı alanlarda uzun zamandır hizmet veren Ahmet Karbeyaz, İstanbul Kuyumcular Odası seçimlerinde esnaf isterse başkanlığa aday olabileceğini açıkladı. Ayrıca sektördeki sorun ve aksaklıkları da değerlendirdi.

Kuyumcukent’e yeni yönetim geldi ve sizler de bu oluşumun içindesiniz. Ne gibi sıkıntıları var Kuyumcukent esnafının ve nasıl çözümlemeyi düşünüyorsunuz, yeniliklerinizden de bahseder misiniz? Kuyumcukent kurulduğundan bu yana tüm yönetime seçilenler bilgileri, görgüleri ve işlerinden fedakârlık yaparak hizmet vermişlerdir. Her yeni gelen yönetim, bir öncekinden daha fazla hizmet vermeye çalışmıştır. Şimdiye kadar Kuyumcukent’e hizmet vermiş tüm başkanlar ve yöneticilere hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz. Sektörümüzle ilgili kurum ve kuruluşlarda hizmet vermek için ve başarı elde etmek için kendi işini ikinci plana atmadıktan sonra pek başarı sağlanacağı inancında değilim. Hizmet vermek için seçilen arkadaşlarımız sadece hizmet verir; yetkileri dahilinde hizmet 16


alamazlar. Şu anki Kuyumcukent yönetimi tamamen mesaisini hizmete yönelik harcayarak görev yapan arkadaşlarımız; profesyonel bir yöneticilik… Evvelden personelden sorunlar dinlenirken, şu anda sorunları bizzat yönetim kurulu tespit edip, çözümünün takipçileri oluyorlar. Kuyumcukent’te her şey kontrol altında. Atölye bloklarında artık boş yer yok. Yan hizmetlerde de gözle görülür doluluğa ulaşıldı. AVM ile ilgili de tüm çalışmalar devam ediyor. Yönetimin düşüncesi, ciddi anlamda faydalı olacak projelerde hata yapmadan sonuç elde etmek. Geçtiğimiz aylarda sektörümüzü yakından ilgilendiren önemli zirve ve toplantılar oldu. Sizce bu sektörümüzün karşılaştıkları sorunları masaya yatırmak için yeterli mi? Sektör ne gibi sıkıntılarla karşı karşıya? Sektörle ilgili tüm yapılan yazılı ve görsel medyanın bulunduğu toplantılar yapmak, paneller düzenlemek mesleğimizin tanıtımı açısından çok önemlidir. Hem kuyumcular olarak Türkiye ekonomisine yön veren bir meslek kolu olacaksın hem de Türkiye genelinde 35.000’nin üzerinde bu mesleği icra edeceksin. İşte böyle senede bir defa yapılan altın zirvesi gibi girişimde bulunan organizasyonlara ve sponsorluğunu yapan İAR‘a, İstanbul dahil olmak üzere tüm meslek odalarının yönetim kurulunun yapamadığı böyle aktivitelerde destek olmaları gerekirken, köstek olmaları düşündürücüdür. Bu mesleği yapan hangi meslektaşımız böyle bir çalışma içinde olsa destek olması gerekir. Bu yüzden kuyumculuk mesleğinin sorunlarını duyurmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bir tane mesleğimizi temsil eden milletvekilimiz dahi yok. Bu çok acı bir şey. Bu yüzden mesleğimizle ilgili alınan tüm kararlarda sonradan düzeltmek için çaba gösterilse de yöneticilerimiz kanunlaştıktan sonra itiraz haklarını kullanıyorlar. Komisyonlarda tartışılırken sadece seyrediyorlar. Bu sebepten Sanayi Odası, Ticaret Odası, İstanbul Kuyumcular Odası, kısacası mesleğimizde hizmet veren tüm yöneticilerimizin el ele vermeleri ve kişisel kıskançlıkları bırakarak sektörün menfaatine olan birleşmeyi sağlamaları lazım. O zaman sesimiz duyulur.

Son dönemlerde üst üste iniş çıkışlar piyasalarımızı olumsuz etkiledi. Gelecekte sektörümüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? Altındaki fiyat değişikliği her on yılda bir inişli çıkışlı bir grafik çizer. 2000 yılında tahmini 8000$ olan 1 kilo altın, 2011 yılında 57000$’a kadar çıkmıştır. Amerika’nın politikasında altın ve dolar inişli çıkışlı bir politika izlemekte. Ama şöyle geçmişe dönük altının grafiğine bakılırsa, Amerika’nın yaptığı dolar ve altın değiş tokuşunda ciddi bir gelir elde ettiği görülür. Bu bir dünya politikasıdır. Artık dünyada bir tuşa basarak her şeyi görebiliyoruz. Sektörümüzde her sene sıkıntı yaşatan darphanenin düğün zamanlarında altın basımını esnafa geç verdiğinden Lira, çeyrek, işçilik fiyatları yükseliyor. Halbuki yıllardır darphane bu sıkıntıyı biliyor. Ama nedense bu konuda bir çalışma yapıp mayıs, haziran, temmuz, eylül, ekim gibi aylarda stok çalışarak veya mesai ile bu sıkıntıyı gidermesi gerekirken, tamamen prosedürün dışına çıkmayarak görev yapıyorlar. Aslında darphanenin başında mesleği çok iyi bilen, sorunların yıllardır içinde yaşayan görevli yöneticiler de var. Geçmişe dönük tüm müdürlerle tanıştım. İyi niyetlerinden şüphem yok; ama altın basan bölümün genel müdürü işi bilen, deneyimli broklardan veya müdürlerden olması darphaneyi rahatlatacak görüşündeyim. Darphanenin aldığı altınları basıp da esnafa çok geç vermesi, kötü niyetli sahtekarların ekmeğine yağ sürmektir. Bu konuda gene meslek odalarına düşen görevdir.

düşen esnafımızın, elimden geldiği kadar yardım etmeye çalıştım. Ne kadar zengin olursan ol, bir gecede tüm servetini kaybedebiliyorsun. Ama Allah için yaptığın hayırlar ve hizmetlerde kaybetme riskin yok. Ne kadar iyi niyetle, hak yemeden yaptığın her görev, bana göre bir ibadettir. Tabi ki taktir üyelerimizindir. Eğer şahsımı başkan olarak hizmet vermemi isterlerse, ben de hizmetten kaçmam. Seçime 5 -6 ay var. Zaman neyi gösterir bilemem; ama hakkımda hayırlı olacak hiçbir işten ve görevden kaçmam. Tüm esnafımıza hayırlı bayramlar temenni ederim.

İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlığı yaptınız ve bildiğiniz gibi yakında Alaattin Kameroğlu da görevinden ayrılıyor. Yeni dönemde başkanlığa aday olma fikriniz var mı? İstanbul Odasında 1990-2005 arası yönetim kurulu üyeliğinden başlayarak başkan vekilliği ve başkan olarak görev yaptım. Her zaman dediğim gibi sektöre hizmet vermek de bir ibadettir. Ben 1987’de bir soygun geçirdim. O dönemki yöneticilerden hiç kimse geçmiş olsun dahi demedi. Bu da beni ileride Kuyumcular Odası yönetimine girmek için çalışmalar yaptım ve 1990’da yönetim kuruluna seçildim. Görevim süresinde tüm başı sıkışan, dara 17


VOIR GÜNCEL

Kolunuzdaki İngiliz centilmen

İ

ngiliz asaletini saniye saniye kolunuza taşıyan Daniel Wellington ürünleri Mey Saat güvencesiyle Türkiye’de… Bu asil marka bir Britanya seyahati sırasında ortaya çıktı. Markanın kurucusu Philip’in tanıştığı gerçek bir İngiliz beyefendisi olan Daniel Wellington’ın kolundan hiç çıkarmadığı Nato bantlı saat British karizmayı tamamlıyordu. Sanki o saat olmasa, Wellington hiç karizmatik görünmeyecekti gözüne. Sade, basit ama kaliteli yaşamın simgesi olan o saat, iddiasız, rahat ama son derece karizmatik Daniel Wellington saatlerine ilham verdi.

Bu Saatler uçuruyor

akıllı saat

D

ünya’nın en ileri teknolojisine sahip akıllı saati i’m Watch ile tüm bildirimler her an bileğinizde. i’m Watch, bir saatten çok daha fazlasıdır. Akıllı telefonunuzun kullanım alanlarını çoğaltan yeni nesil bir aygıttır. Bu doğrultuda akıllı telefonunuzu cebinizde, çantanızda veya çalışma masanızın üzerinde bırakabilirsiniz.

Zamanın ışıltısı

M

odayı yakından takip eden, modern ve şehirli kadının saat markası Anne Klein, şık olduğu kadar zarif modelleriyle dikkat çekiyor. Markanın koleksiyonunda yer alan saatler, altın rengi ile zenginleşiyor. Candino, sportif şıklığın temsilcisi olurken, zirkon taşlı modeller şehrin hızına uyum sağlıyor. Festina, kasasından kayışına kadar her parçasında kalitesini gözler önüne seriyor. Toywatch, swarovski taş detaylarıyla öne çıkarken, U.S. Polo Assn. Her ayrıntısıyla görenleri hayran bırakıyor

Göz avcısı

Ü

nlü tasarımcı İtalyan Silvio Staiano imzasını taşıyan, Dünyada sadece İtalya, Japonya ve Türkiye’de satışı yapılan Capri Watch”; ülkemizde kısa süre içinde büyük beğeni toplamaya ve ağırlıklı olarak mücevher mağazalarında yer almaya başladı. Capri Watch saatleri Türkiye distribütörü Hasan Besneli, mücevher titizliğinde üretilen “Capri Watch” saatlerinin, saat mağazalarından çok daha fazla mücevher mağazalarından talep gördüğünü, saatlerin özel dizayn ve renkli görünümüyle vitrinlerde adeta bir göz avcısı haline geldiğini belirtti.

18

J

ack Pierre Uçaklı Saatler Serisi, adrenalini seven ve cesur erkeklerin tercih edeceği türden bir koleksiyon olarak tasarlandı. Spor tarzdan vazgeçemeyenlerin beğenisine sunulan seri moda ve adrenalin tutkunlarını bekliyor. Spor tutkunu erkekler için tasarlanmış Jack Pierre Uçaklı Saatler Serisi ile ister günlük hayatta, ister iş hayatında tarzınızı ortaya koyabileceksiniz. Dört farklı renk seçeneği ile kombinlerinize uyum sağlayacak Jack Pierre Uçaklı Saatler Serisi, sıradışı tasarımı ve şıklığıyla da göz dolduruyor.





Murat Tırpan

Murat Gold Yönetim Kurulu Başkanı

VOIR GÜNCEL

ALTIN YATAY HAREKETİNE DEVAM EDİYOR

P

iyasa Bernanke ile yatıp, Bernanke ile kalkıyor. Gözü kulağı Bernanke’de olan piyasa, ağzından çıkan her kelimeye bir anlam yüklemeye çalışıyor ve ona göre dalgalanıyor. Birer ay arayla yaptığı çok zıt iki konuşma ile piyasaları oldukça büyük volatiliteye sokan Bernanke, bu ayki konuşmasında çekimser konuşarak renk vermemeye çalıştı; fakat piyasalar verilere göre hareket etmeye devam etti. Güvenli liman varlıklarına yönelim isteğinin azaldığını söylemesi altın fiyatını negatif etkileyerek 1270’li seviyelere indirse de A.B.D. ’den gelen veriler ekonomik toparlanma adına olumlu sinyaller verdi. Parasal genişlemenin geleceği hala belirsizliğini koruyor. Toparlanma sürecinin uzun bir zamana yayılacağının beklentisi, varlık alımlarının erken bitirelemeyeceği gösterir haldedir. Bu da altın fiyatlarını yukarı yönlü baskıya zorluyor. Fiziksel talebe bakıldığında, altın talebi Hindistan’da beklendiği oldukça yavaşladı. Çin ve Japonya’da ise talep artmaya devam ediyor. 1270-1300 bandı hala geçerli bir bant şu aşamada. 1320’yi geçmeden alım yönünde hareket etmek pek akılcı gelmiyor. Düşüş için 1200’lü seviyeler 1250‘yi aşağı kırdıktan sonra gündeme gelecektir. Bernanke’nin Eylül ayında yapacağı sunumda, varlık alımlarında indirime gitme açıklaması beklentisiyle altın çok yukarı hareket yapacağa benzemiyor. O yüzden satış baskısı hala daha kuvvetli görünümde kalmaya devam ediyor. Genel olarak bakıldığında altın da orta vadeli düşüş baskısı devam edecek; fakat kısa vadeli tepkiler gelerek yukarı hareketlenmeler görebiliriz. FED’in yayınladığı rapora göre Amerikan ekonomisinin ılımlı büyümeyi devam ettirdiği belirtilirken, istihdam ve konut piyasasında da iyileşme sürecinin devam ettiği, enflasyon ve işsizlik hedeflerinden uzak olduklarını, varlık alımlarının tahvil piyasasını zorladığını henüz görmediklerini, gerektiğinde alımları arttırabileceklerini açıklaması 1300 seviyelerine çıkışı destekledi. Faiz tarafına baktığımızda 10 yıllık getiriler 2.74 seviyelerini gördükten sonra 2.52’ye kadar gevşemiş durumda. Bu da ters ilişki içinde olduğu Altın ons fiyatının, yukarı yönlü tepki vermesini sağlamıştır.

22

Bayramda Moda

A

yakkabı modasına birbirinden trendy seçenekleriyle yön veren Greyder, 2013 yaz koleksiyonunda yer alan birbirinden göz alıcı ayakkabı modelleriyle modayı bayramda da kadın ve erkeklerin ayaklarına getiriyor. Greyder ile bu bayram da stiller ayaklara yansıyacak.

ADIM ADIM STİL Kıyafetlerimizin tamamlayan ve tüm

bedenimizi taşıyan ayaklarımız için hem rahat hem şık ayakkabılar

Derby Ayakkabıları

M

iu Miu’nun önemli modellerinden olan modern ve şıklığın göstergesi Derby ayakkabılarını yeniden yorumluyor. Erkeksi detaylardan ilham alan ayakkabılar, farklı detayların biraraya gelmesiyle dikkat çekiyor. Deriden oluşan ayakkabı tabanı, siyah veya beyaz kauçuk alt taban ile bütünlük sağlıyor. Derby ayakkabılar rugan, metalik ve parlak deri ile asimetrik detaylarla birleştirerek sofistike bir görünüm yaratıyor.





Saatte

Made in Turkey Damgası Neredeyse saat sektörünün en eski firmalarından biri olan, ancak aldıkları bir karar ile saat departmanını kapatarak başka sektörlerde hizmet vermeye başlayan Rubenis, oldukça iddialı bir şekilde sektöre geri döndü.

“Efsane geri döndü” sloganıyla çıkış yaptınız. Buradan anladığımız kadarıyla daha önce var olan bir şirkettiniz. Anlatır mısınız? Bunun hikâyesi çok basit… 1990 yılında Türkiye’nin en büyük saatini ilk Rubenis soktu ülkeye. Sonrasında saati bırakarak, başka alanlarda gösterdik kendimizi. Ancak tüketicinin cebinden çıkan paraları gördük. Yazık! Çok büyük paralar gidiyor alloy mallara ya da plastik üzerine kaplama saatlere. Bizim saatlerimiz çelik ve 5 sene garanti veriyoruz. Gerçek kaliteyi uyguna satıyoruz. Ütopik rakamlar yok bizde. 26

Siz büyük bir oluşum içinde bulunuyorsunuz ve sadece saat değil, birçok sektörde de hizmetleriniz mevcut. Nedir bunlar? Her evde bir Rubenis ürünü vardır. Kırtasiye malzemeleri, şemsiye, ev tekstili, klima… Ayrıca bugün Türkiye’deki 4/3 fitness salonlarındaki spor malzemeleri bize aittir. Profesyonel olarak ağırlığından tutun da bisikletten, küreğine kadar neyi düşünüyorsanız… Komple fitness salonunu toparlıyoruz. Rubenis, Türkiye’de bütün devlere meydan okudu… Zamanında klimaların fiyatlarında birçok büyük marka ile ciddi bir

rekabet ederek, 4000 dolarlardan, 600 dolarla düşürmeyi başarmış bir markadır. Saat sektörü rekabet açısından oldukça zorlu bir piyasa. Rubenis bu zorluklara karşı nasıl bir strateji ve farklılık ortaya koyuyor? Şöyle diyeyim; biz zor olarak şu anda kimseyi görmüyoruz, rakip de görmüyoruz. Bazılarının ismi var, sadece ismini kullanıyor. Ama ürün kalitesiyle bizim yanımızdan geçemezler. Bu piyasada 3000-3500 dolara sattıkları saati ben 1700 YTL'ye sattım. Düşünebiliyor musunuz? Diğer markaların Çin makinaları kullandıkları ve dolar bazlı rakamları, ben


İsmail Süvari

Swiss makine kullandığımız saate, daha uygun rakama verdim. Piyasa alışmış 1’e 5 kazanmaya; yüzde 20’leri hedefleyememişler. Atomize taş kullanıp da pırlanta diye satmıyoruz. Biz ne kullandıysak onu lanse ediyoruz. Üstelik bizim saatlerimizde zaman şaşma hatası da sıfır. Biz insanları kandırmıyoruz. O yüzden bizim rakibimiz yok! Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de saat üretiminin yüzde yüzü gerçekleştirilemiyor. Bunun sebebi nedir, nasıl aşılabilir? Üretimi kolay kolay herkes gerçekleştiremez ki. Altyapı lâzım ve biraz önce gördüğünüz makinaların alınması lâzım. Sıfırdan alındığı vakit CNC’ler, enjeksiyonlar, torna atölyesi ve bir de montaj olayı… Bunu yapmak çok büyük bir maliyet; yani hemen saati satıp da kazanım

alana, gerekli ekipmana ve dağıtım kanalına sahip olması grekmektedir. Zor iş yani. Korkunç bir maliyet!

yor. Rubenis saatlerine eskiden gelen bir güven var ve bunun hâla devam ediyor olmasını görmek, bizim doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır.

Rubenis Saat olarak 2013 yılı sonuna kadar olan hedef ve projeleriniz nelerdir? Valla ben şöyle diyeyim 2013’ün 12. ayına kadar ancak kendimizi yeniden tanıtırız diyordum. Ama kimsenin unutmadığını gördük. 2014’ün başında düşündüğümüz satış hedefimizi şu anda gerçekleştirmiş durumdayız. Şu aralar yurt dışına gidip gelerek, oradan kişileri getirip buradaki makinalarımızla saat üretmek için uğraşıyoruz. Hedefimizde Türkiye’de bir ilke yine imza atıp, “Made in Turkey” yazmak istiyoruz ürettiğimiz saatlere. Bu bizim için çok önemli. 2014’te 6-10 ay arasında bunu başarabileceğimize inanıyoruz. Peki yurt dışına açılımınız nasıl ? Yurt dışına da düşünüyoruz. Hali hazırda birkaç ülkeden siparişimiz var; bayilik ve olarak distribütörlük olarak…

yapayım diyen yapamaz. Bizde bunun altyapısı olduğu için bu işi yapıyoruz. Şu anda kırtasiye üretiyoruz zaten. Türkiye’de tek kırtasiye üretebilen firmayız diyebiliriz. Diğer firmalar genelde fason ürettirip, toplarlar; biz her şeyi kendimiz yapıyoruz. Gördüğünüz gibi biraz önce tam teşekküllü fabrika var bizde. Cetveli biz burada basabiliriz. Sıfırdan, bir flüt yapabiliyoruz ve kişilere evlerde montaj yaptırıp insanların da para kazanmasını sağlıyoruz. Şu an kalemi biz Türkiye’de üretebiliyoruz, sulu boyayı, yağlı boyayı, guajı, oyun hamurunu… Bu yüzden herkesin yapması çok zor. Büyük kapalı bir

O zaman Rubenis Saat tamamıyla bayilik üzerinden hareket ediyor, öyle mi? Yurt dışına bayilik üzerinden, Türkiye’de de bir nevi küçük bayilik dediğimiz sistemlerde… İlçelerde bir, illerde iki satış noktası düşünüyoruz. Zaten şimdilik Türkiye’nin 4/2 sini geçtik; yani 4/3 üne yakınız. Firmalar 5 senede 30-40 tane bayi yapmaya çalışırken, biz bugüne kadar 68 bayi yapmışız. Birçok marka saatte yıpranma oluyor, kasalarda delinme oluyor, bayanların kolunu tahriş ediyor, altları yeşillenme yapıyor. Saatlerin çelik olmayışından kaynaklanıyor bu durum. Herkes bundan çok sıkıldı; ama Rubenis’in 20-25 sene önceden yapmış olduğu saatte görülmemiş bir olay… Bu nedenle Rubenis ismiyle gidince çok çabuk talep ve bayilerin hemen geri dönüşümü olu27


PIRLANTANIN YOLU AÇILDI Mücevher sektöründe deneyimlerini markalaşarak sürdüren Ser Diamond’ın bünyesinde yapılanan yeni taş ofisi Diamond’s Way, Orient Bazaar’da hizmete girdi.

U

zun yıllardır mücevher sektöründe hizmet veren ve kaliteli üretimleriyle piyasada yer edinmiş firma olma özelliğini koruyan Ser Diamond yeni bir girişimde bulundu. Firma, sektörden Özge Özcan ve İlhan Dindar ile kendi tecrübelerini sentezledikleri Diamond’s Way taş ofisini kurdu. Profesyonel kadrosu ile Orient Bazaar’da hizmet verecek olan Diamon’s Way, piyasaya farklı açılar sunmak üzere kurulan yeni bir firma… Müşteri memnuniyetine odaklı, sorun yaratan değil, sorun çözen ve fiyatlandırmada da piyasa koşullarını zorlayacağa benziyor.

28



VOIR GÜNCEL

Stilinizi tamamlayın

S

af ipek ve özgün tasarım çizgilerini bütünsel bir uyum içinde harmanlayan Aker; eşarp, çanta ve giyimden oluşan zengin koleksiyonlarıyla bayramda stilini yeniden keşfetmek isteyenleri bekliyor. 2013 yaz koleksiyonunda yer alan tüm Aker ürünleri ve Aker mağazalarında bulabileceğiniz Cacharel ile Pierre Cardin eşarpları, yüzde 50’ye varan indirim fırsatıyla moda severlerin beğenisine sunuluyor.

İş adamları yaz şıklığını keşfediyor

K

lasik giyimde kendine özgü tasarım çizgileriyle uzun yıllardır modaya yön veren Sabri Özel, 2013 yaz koleksiyonunda yer alan yazlık triko, penye, gömlek ve aksesuarlarla iş adamlarının stillerini yaz aylarında da başarıyla sergilemelerini sağlıyor. Mavi ve grinin baskın olarak öne çıktığı Sabri Özel gömlek ve ceketleri başarılı kombinler yapılmasını imkan verirken, farklı dikiş ve şerit detaylarıyla da göz alıcı şıklığını sergiliyor.

Sıradışı ve iddialı

D

kny Jeans, tunik, tshirt, skinny ve elbise tasarımlarıyla sportif ve şık olmanızı sağlıyor. Sıra dışı ve iddialı tasarımları ile stil sahibi kadın ve erkeğin vazgeçilmez markası Dkny, göz alıcı ve dikkat çekici renkleriyle her zevke uygun…

30

Sportif şıklık gardıroplarda

K

iğılı, her yıl olduğu gibi bu yıl da 2013 yaz koleksiyonuyla iddiasını sürdürüyor. Yazın kendini iyice hissettirdiği şu dönemde hala yazlık alışverişinizi tamamlamadıysanız, Kiğılı size cazip fiyat seçenekleri ile birlikte eşsiz bir koleksiyon sunuyor.



KAZANCINIZI ALIM YAPARKEN SAĞLAYIN

Sektörel birçok sıkıntının yaşandığı son günlerde, altının çizilmesi gereken konular masaya yatırılarak, ön plana çıkartıldı. Kıymetli maden konusunda sektörün yanında yer alan Troy’un değerlendirme ve önerileri…

Troy Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hüseyin Çelik (solda), Troy Yönetim Kurulu Başkanı Cumhur Taşdelen Troy’dan bahseder misiniz? Troy; Hazine Müsteşarlığından izin alınarak kurulmuş, faaliyetleri itibariyle Hazine ve Sermaye Piyasası Kurumu denetimine tabi, kıymetli madenlerin alımı, satımı, ticareti, ithalatı, ihracatı, aracılık ve rafinasyon faaliyetlerini yürüten, müşterilerine uluslararası düzeyde kıymetli madenler bankacılık hizmetleri ve finansal çözümler sunan, İstanbul Altın Borsası’nın (Borsa İstanbul) aktif üyesi bir kurumdur. Bir banka hassasiyetinde ve titizliğinde çalışmayı prensip edinmiş, sektörün kıymetli madenler bankacılık ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli hizmetler ve çözümler geliştirmiş ve geliştirmeye devam etmektedir. Troy; hem bir banka hem bir aracı kurum hem de bir ticaret firmasıdır. Hizmet ve çözümlerimizden yararlanmak isteyen şahıs veya kurumların öncelikle kıymetli maden hesabı açmaları yeterlidir. Bu işlem bir bankada hesap açılmasından farksızdır. Troy faaliyetlerinde, uluslararası bankalar, rafineriler, bölgesinin en güçlü aracı kurumları ve brokerleri ile tüm dünyada işbirliği 32

içindedir. Bu kurumlar ile muhabir/acentelik ilişkileri kurarak müşterilerinin sorunlarına anında çözüm geliştirmektedir. Müşterimiz ve ülkemiz kazanırsa bizim de kazanacağımızı biliyoruz. Sektörümüze yarar sağlayacak girişimlerinizin olduğunu biliyoruz. Bu girişimler nedir? Serbest fiyat anlayışıyla, güvenli ve konforlu bir şekilde her türlü altın ve gümüş alım satımı yapmayı sağlayan “Goldtakas” canlı altın borsası faaliyetini başlattık. Uzun bir dönem üzerinde çalıştıktan sonra www.goldtakas.com adresiyle, internete erişebilen herkese özel canlı altın borsası platformunu değerli müşterilerimiz için oluşturduk. Türkiye’de bir ilk olan bu uygulama ile gerek yurt içinden gerekse yurt dışından sistemde hesap açtıran her kişi ve kuruluş rahatlıkla altın alım satımı yapabilecek, altın tasarrufu sağlayacak ve altınını işleterek kâr elde edebilecek. En uygun fiyatla alım yapma, en uygun fiyatla satış yapma şansını elde edecek

kişi ve kuruluşlar, herhangi bir kısıtlama olmadan ziynet-meskük, gr, kg külçe altını veya ayar raporu ile has altın ticaretini özgürce yüksek güven eşliğinde gerçekleştirecek. Troy’un tamamen garantörlüğü altında olacak olan bu hizmette, tüm işlemler fiziki olarak gerçekleşecek. “Goldtakas” online platformunda; darphane veya piyasalarda kabul gören altın rafinerilerinin ürünleri yanında, yetkili ayar evlerinden alınan ayar raporu ile has altın-gümüş olarak da işlem yapılabilmekte. “Goldtakas”ta işlem yapmak için hesap açtırmanız tek şarttır. “Goldtakas” ile ayağınıza Dünyanın çok farklı yerlerindeki altın alıcı ve satıcılarını getireceğiz. “Goldtakas” internetin olduğu her yerde ister cebinizde, ister evinizde, ister işyerinizde sizin yanınızda olacak. Böylelikle altınlarınızı saklama, güvenliğini koruma derdinden de kurtulmuş olacaksınız. “Goldtakas” ile sadece altın alım satımı yapmayacak. Ayrıca mevcut altın birikimlerinizin artmasını ve belirlediğiniz miktardaki altınınızın çalıştırılmasından


kâr da elde edeceksiniz. Kısacası “Goldtakas” ile Kapalıçarşı altın piyasası ve İstanbul Altın Borsası adeta cebinize geliyor. Kıymetli madenler konusunda ülkemiz yeterince bilgi ve deneyime sahip mi, geliştirmek için neler yapılabilir? Ayrıca vergiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda geçmiş yıllarda da İstanbul Altın Borsasına ve yetkili kurumlara bir sektör temsilcisi olarak sayfalar dolusu görüş ve önerilerimizi hep ilettik, iletmeye devam ediyoruz. Altın borsasının, Borsa İstanbul ile birleşmesi sonrasında, yeni yönetimin kıymetli madenler piyasasına bakışında ciddi olumlu değişikler olduğunu gözlemlemekteyim. Bu sevindirici tabi ki… Kıymetli madenler piyasası Türkiye’nin Osmanlı’dan devreden en eski, ancak tam organize olamamış piyasasıdır. Bakın bu konuda Londra Metal Borsası çok sonra kurulmasına rağmen, iyi organize olmuş, dünyadaki Altın veya kıymetli emtia fiyatlarının belirlenmesinde hala tektir. İşlem hacmi olarak da tahminlerinizin çok üzerinde işlem hacimleri yapılmaktadır. Ayrıca fiziki teslimat da vardır. Kendimize dönüp bakmamız ve neyi eksik yapmış isek veya yapmamış isek tespit etmemiz ve süratle üstüne gitmemiz gereklidir. Bu bağlamda İstanbul’un finans merkezi olmasını hararetle destekliyoruz. Kıymetli maden piyasasının da Londra Kıymetli Maden Piyasasına rakip olabilecek büyüklüklere ulaşmasının önündeki mevzuat ve uygulamaların daha basitleştirilmesini ve hızlandırılmasını beklemekteyiz. Bu bağlamda yapılacak oluşumlarda local değil global düşünmek, kıymetli maden lerin (altın-gümüş-platin-paladyum) ve mamüllerin (mücevheart, kıymetli taş, hurda, dore vb.) tüm akışlarının İstanbul üzerinden geçmesini sağlamamız gereklidir. Bizler Piyasamızın büyümesi ile zaten kazanırız. Ancak bu hedefte hala platin ve paladyum üzerinde yüzde 18 Kdv var. Hala kıymetli taş üzerinde Kdv ve özel tüketim vergisi var. Bu emtiaların ticareti çok hızlı dönmekte ve fiyatı anlık değişmektedir. Bu nedenle teslimatlarında hızlı olmasını sağlamamız gereklidir. Gümrük uygulamaları tekrar gözden geçirilmelidir. Ayrıca Kdv yükü nedeniyle Türkiye’de platin, paladyum neredeyse hiç işlem görememektedir. Zaten hiç işlem göremeyen bir emtiadan yüzde 18 Kdv talep ediyoruz. Bu engel nedeniyle

zaten Türkiye bir vergi kazancı da sağlayamıyor. Bırakalım da mücevherat işi yapanlar platin, paladyum ve kıymetli taş ile ürün çeşitliliği yapabilsin. Dünyanın diğer piyasalarına mal satabilecekleri ürünler geliştirsinler. Bunun en güzel örneği gümüş piyasası… Kdv yükü kalktıktan sonra neredeyse altın ve ürünleri piyasası kadar gümüş piyasası oluştu. Daha söylenecek cok şey var. Türkiye’de zaten ciddi büyüklükte bir piyasa mevcut; ancak büyüklüğü kayıtlarda, verilerde göremiyorsunuz. Ticaret hala geleneksel yöntemler ile uygulanıyor. Piyasanın geleneksel ahlakı ve hukukunu aynen alalım; ancak teknolojik altyapılarımızı kullanarak daha organize, uluslararası piyasalara dönüşelim. Ayrıca Hükümetin ve Borsa İstanbul Yönetimin konuya bakışlarını ve çalışmalarını da umut verici buluyorum, takdir ediyorum. Yakın gelecekte piyasaları ve buna bağlı olarak sektörü nasıl görüyorsunuz? Kıymetli maden piyasa hareketleri başta altın olarak fiyata bağlı hareket ağırlıkları var. Ancak bu hareketler yeni oyuncuların da piyasaya girmesini sağlıyor. Piyasada aktif olanlar, altın fiyatlarının 1800usd/ons seviyelerindeki oyuncular değil. Yatırım maksatlı alım veya satım yapan oyuncular yerine, mücevherat

veya takı üreticilerinin talep artışlarının olduğunu görüyoruz. Fiyatların düşmesi ile yüksekten likide edenlerin tekrar yerine koyma gayretlerini görüyoruz. Türkiye’de özellikle düğün sezonu dediğimiz yaz döneminde, fiyatların da uygun seviyede olması nedeniyle darphane ürünlerine, dolayısıyla altına ciddi bir talep patlaması yaşandığını hep beraber gördük. Her ne kadar Hindistan en büyük altın tüketicisi ise de Türkiye yazı yaşarken, Hindistan Muson yağmur döneminde olup talepte daralma yasar. Fakat orada da hala yüksek talep var. Ancak Hindistan’da altın tüketimi ekimden mayıs ayı başına kadar çok daha yoğun devam ediyor. Future piyasalarda fiyat, hangi fiyata gelirse gelsin, fiyat seviyesi nihayetinde fiziki arz ve talebin belirlediği fiyata bir şekilde geliyor. Bu bazen daha uzun, bazen daha kısa sürüyor. Şu an ki 1300usd/ ons fiyat seviyelerini de bu durumun sonucu olarak görmekteyim. Bizim müşterilerimize ve yatırımcılara tavsiyemiz, asla açık pozisyonda kalmayınız. Yatırımlarınızı fiziki altın veya fiziki altın ürünlerinde değerlendiriniz, Fiziki altını her zaman kullanabileceğiniz bir finansal varlık olarak az veya çok portföyünüzde bulundurunuz. Yatırmcılara tavsiyemiz ise, kıymetli maden piyasasını bilen uzman kişi ve kurumlar ile çalışmaları… Kazancınızı alım yaparken sağlayın!

33


Türkiye’nin En Büyük 20’sinde Sektörümüzün önde gelen altın rafineri firmalarından olan Nadir Metal; İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan, “Türkiye’nin en büyük 500 firması sıralamasında” ilk 20’ye 19. Sıradan giriş yaparak, ülkemizin en hızlı yükselen firması ünvanını elde etti.

İ

İSO 500 listesi her yıl bir önceki yılın verileri baz alınarak yeniden güncelleniyor. 2012 yılının verileri etüt edilince, Nadir Metal’in müthiş bir hızda yükseliş sergilediği görüldü. Son yıllarda ülkemizin en büyük sanayi kuruluşları arasına giren ve 2011 yılında Capital 500 listesinde kendine 68. olarak yer bulan Nadir Metal, bu yıl 481 köklü firmayı geride bırakarak Türkiye’nin en büyük 20 firması arasına adını yazdırdı. 1960’lı yıllarda temeli Nadir Tütüncü tarafından atılan Nadir Metal, ilk olarak ramat işiyle kuyum sektöründe yer aldı. Bugün itibariyle yılda 150 ton altın 200 ton gümüş işleme kapasitesine sahip, ileri teknoloji eşliğinde donanmış fabrikasında kıymetli metal işleyen Nadir Metal, yılların birikimini son yıllarda istatistiklere de yansıttı. Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın; elde edilen bu başarının tesadüf olmadığını, birçok kişiyi ve kuruluşu şaşırtmış olsa dahi bu elde edilen sıralamadaki önemli noktayı yakalayacaklarını öngördüklerini söyledi. Yakın, Nadir Metal’in başarısını birkaç yıl içinde elde etmediğini, yılların tecrübesine sahip olan firmanın Türkiye’nin ilk altın rafinerisi olma özelliğine sahip olduğuna dikkat çekti.

Nadir metal elde ettiği dereceyi yeni ürününü piyasaya sunarak taçlandırıyor…

İSO 500 listesine 19. Sırada girerek büyük dikkat çeken Nadir Metal, uzun bir zamandır çalışmalarını sürdürdüğü Nadir Çeyrek, Nadir Yarım ve Nadir Tam altın ürünlerini piyasaya sundu. Son dönemde sarrafiye altında oluşan aşırı dalgalanma, yüksek işçilik fiyatları ve Darphanenin çeşitli sebeplerden dolayı taleplere zamanında karşılık verememesi üzerine bu ürünleri üretme kararı aldıklarını belirten Nadir Metal Genel Müdürü Yakın, “Çıkardığımız bu sarrafiye tarzındaki ürünlerle, vatandaşların hiçbir şekilde mağduriyet yaşamadan sarrafiye altın almalarına imkan tanıyoruz. Tamamen bilinen sarrafiye ürünlerle aynı gramaja sahip Nadir Metal tasarruf altınları yüksek stoklar eşliğinde ve işçilik fiyatında herhangi bir dalgalanma olmadan vatandaşa avantajlı bir bütçeyle sunulacak” diye konuştu. Bir yüzünde Türkiye haritası bir yüzünde Nadir Gold logosu bulunan Nadir Metal sarrafiye ürün grubu, şimdiden büyük ilgiyle karşılandı. Birçok ilde seçkin kuyumcularda yer alan Nadir Metal sarrafiye altınları, sarrafiye altında ortaya çıkan dengesizliği ortadan kaldıracak ve kazanç dengeleri oluşturacak. 34



“Değişimin Farkına Varamayan bir Perakende Sektörü Var” Genç bir girişimci olarak hedeflerine ilerleyen Burak Altay ile markası Altay Diamond ve mağazacılık üzerine yaptığımız röportaj…

36

Firmanızı kısaca anlatsanız nasıl ifade edersiniz? Altay Diamond uzun süredir planladığımız istediğimiz bir hedefti bizim için. Güçlü altyapımızla hizmet sektöründe iyi yerlerde olmak farklı lokasyonlarda müşterimize kaliteli hizmet anlayışı ile hayal edileni var eden Türkiye’nin mücevher markası olma düşüncesiyle ilk adımımızı Brandium Avm’de açtığımız yeni mağazamızla atmış olduk.

adet çalışmaktayız. Burada hizmet odaklı kaliteli güvenilir yenilikçi düşüncelerimizi müşterilerimizle paylaşma fırsatı buluyoruz. Bizler için önemli olan müşterilerimize kendilerini iyi hissedebilecekleri bir ortam aldığı hizmetten mağazadan çıkarken suratında güzel tebessüm yaratma, mutluluk hissi vermektedir. Brandium mağazamızda attığımız bu adımlar aslında bizim temel tasarı oluşturmaktadır.

Yeni bir mağaza açtınız bahseder misiniz ? Evet Brandium Avm’deki mağazamız markalaşma adına beklentilerimizin yüksek olduğu bir lokasyon. Hizmet kapsamında butik tasarımlarımızla birlikte modern çeşitlerimizle sunduğu bir mücevher mağazası. Seri üretimden ziyade kişiye özel tek

Parekendeye yönelik hizmet veriyorsunuz. Sektördeki parekende anlayışını değerlendirir misiniz? Sektörde perakende mağazacılığı fazla olduğundan müşterinin bizi seçmesi zor olabiliyor. Bu yüzden bizim yapmak istediğimiz kişiye özel butik çalışma; bunun dışında geniş model-


Erhan ERKEÇ

leri ve her zevke sahip müşterilere hitap ediyoruz. Sektörde genelde fabrikasyon ve seri üretim olduğu için müşterilerin kendine özel ürün bulmamasına sebep oluyor ve baktığımız zaman da çoğu firmaların bu şekilde çalıştığını biliyoruz. Değişimin farkına varamayan gerekli önlemleri almayan veya fırsatları önceden göremeyen bir parekende sektörü var. Bizim hedefimiz bunlardan sıyrılmak. Altay Diamond olarak hedefimiz yeni ürün ve hizmet… Yeni kitle, farklı müşterilere ulaşmak, kişiye özel ve özel tasarımlarımızla birlikte geniş modellerimizi müşterilerin beğenisine sunmak. Genç bir girişimcisiniz iş ve yaşam arasındaki hedeflerinizi paralel olarak yürütebiliyor musunuz? İş enerjimin bana vermiş olduğu düşünceyle birlikte mağazamız adına aklımdan geçen her şeyi uygulamak istiyorum. Zaten yaptığımız işin bizi tamamladığını düşünüyorum. İş hayatımızdaki düzen özel hayatımızı, özel hayatımızdaki düzen iş hayatımıza yansıyor. Bu yüzden markamızın büyümesi adına kendime de güvenerek çizdiğim yolda emin adımlarla, doğru düşüncelerle hedefime ulaşmak istiyorum. Gerek iş gerek özel yaşantımda dengeyi sağlıyorum ve bence paralel olmalı. Çünkü günümüzde artık bir çok şeyi birarada yürütmek zorundayız.

Altınakıl Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri

SATIŞLARIM NASIL ARTAR? III

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ

M

erhaba sizler için hazırlamış olduğumuz üç bölümlük yazı dizisinin sonuncusu olan “Müşteri Memnuniyeti” konusunu ele alacağız. Müşteri memnuniyetini sağlamak, sadık müşteriler kazanmak ve bunların sürekliliğini sağlamak çok zor bir süreç gibi görünüyor. Araştırmalar yapmak, bunların sonuçlarını değerlendirmek, iletişim kanalları açmak, mevcut kanalları geliştirmek, müşteriyi dinlemek. Gerçekten de memnun müşteri kitlesine sahip olmak için çok çalışmak ve sürekli gelişmek gerekiyor. Rekabetin arttığı, şartların her geçen gün zorlaştığı sektörümüzde, ayakta kalabilmenin ve bir adım öne geçebilmenin tek yolu artık sabit müşteri portföyleri oluşturmaktan geçmekte. Alışveriş için evinden çıkan bir müşterinin hemen yanı başınızda bulunan rakipleriniz yerine sizin mağazanıza girmesi ve sizi tercih etmesi için bir sebep olmalı. Varlık nedenimiz olan müşterilerimizi en yüksek düzeyde memnun etmek, güvenini ve sadakatini kazanmak için tüm faaliyetlerimizde müşteri odaklı bir yaklaşım benimsemeliyiz. Müşterilerimizin beklentileri, gereksinimleri ve ilettiği geri bildirimleri doğrultusunda, yeni ürün ve hizmet tasarlamak ve mevcut tasarımları geliştirmek için müşterilerimizle birlikte çalışıp onların süreçlerimize aktif olarak katılmalarını sağlamalıyız. Müşterilerimizin sağladığı geri bildirimlerini sürekli olarak analiz etmeli, gözden geçirip, raporlamalı ve sürekli iyileştirme çalışmaları kapsamında kaynak olarak kullanmalıyız. Ancak, insanüstü gayretler göstermeden, müşterilerinizle iletişim kurmakla ilgili birkaç önemli noktaya dikkat etmek bile mevcut müşteri memnuniyet seviyesini gözle görülür bir şekilde arttıracaktır. Bu yazımızda müşterilerinizi memnun edecek birkaç ipucu vermeye çalışacağız.

hMüşterilerinizle düzenli olarak temas kurun hMüşterilerinizin memnun olup olmadıklarını sürekli takip hEdin müşterilerinizi tanıyın ve onlara isimleri ile hitap edin hMüşterilerinize teşekkürünüzü küçük ikram ve hediyeler ile hİfade edin müşterilerinizin önceki alışverişlerini takip edin hMüşteri şikayetlerine karşı duyarlı olun 37


Altınay Alyans Genel Müdürü Lezgin Ay

GELİŞİM ODAKLI ÜRETİM Toptan ve perakende olarak sektöre hizmet veren Altınay Alyans, çalışmalarının sonuçlanması halinde, İstanbul’a bir merkez açacaklarının bilgisini verdi.

Altınay Alyans neler yapar? Altınay Alyans son teknolojinin verdiği bütün imkanlardan yararlanarak ömür boyu taşınacak sevginin, bağlılığın sembolü olan alyanslar üretir. 650 m2 kapalı alana sahip üretim merkezimizde sadece son teknolojiyi değil, aynı zamanda tasarım ve üretim ekibimizin işlerine olan tutkularını ve yaratıcılıklarını da kullanıyoruz. Sürekli yenilenme ve gelişmeye odaklı üretim anlayışımız sayesinde piyasanın nabzını iyi okuyor, buna uygun ürünler geliştiriyoruz. Tasarım çalışmalarına ağırlık verdiğimiz son bir yılda insanların gösterdiği teveccühe bakılırsa doğru bir yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Hem toptana hem de perakendeye hizmet veren bir firmasınız. Bu iki tarafı nasıl dengeliyorsunuz? Nasıl bir pazarlama stratejisi uyguluyorsunuz? Toptan ve perakende süreçlerinin dinamikleri tamamen birbirinden farklı. Toptanda kuyumcu arkadaşlarımızla muhatap 38

olurken, perakendede direkt olarak müşterinin karşısına çıkıyoruz. Bu süreçleri, işlerinin ehli, profesyonel çalışma arkadaşlarımızın katkılarıyla sürdürüyoruz. Şirketimizin onlarca yıla dayanan tecrübesiyle sürekli yeni çalışma arkadaşları yetiştiriyor ve kendilerine yoğun bir eğitim programıyla Altınay markasının ne ifade ettiğini, Altınay’ın prensiplerinin neler olduğunu anlatıyoruz. Bunun yanı sıra internet sitemizden online olarak da müşterilerimize ulaşıyoruz. Kredi kartı ya da havale yöntemiyle alışveriş yapmaya müsait bir platform olarak kurguladığımız sitemizi, kuyumcu arkadaşlarımız da oldukça beğendiler. Sitemiz toptan olarak da kuyumcuların sipariş geçebilmelerine olanak sağlayan bir yapıda. Ayrıca sürekli yenilenen modellerimizi ilk olarak web sitemizden duyuruyoruz. Diyarbakır menşeli bir firmasınız; ancak İstanbul ve başka şehirlere de konuşlandınız. Pazarlama açısından hangi bölge ya da şehir avantajlı?

Altınay Alyans olarak girdiğimiz bütün pazarlarda kısa sürede kuyumcuların beğenisini kazanıp birincil çözüm ortağı haline geldiğimiz için, hiçbir şehrimizi avantajlı ya da dezavantajlı olarak ayırmak istemiyorum. Ancak şöyle bir ayrım yapmak mümkün: Bazı şehirlerde hem nüfus hem de sosyal yapı dolayısıyla alışveriş daha yoğun oluyor. Bütün kuyumculara aynı nazarla yaklaşıp, aynı kalitede hizmet götürmeye çalışıyoruz. 2013 yılı sonuna kadar hedefleriniz olduğunu biliyoruz. Bahseder misiniz? 2013 yılı sonuna doğru Altınay markasını yeni pazarlarla, yeni yüzlerle tanıştırmak hedefindeyiz. Bu doğrultuda İstanbul’da kuracağımız merkezimizin ön araştırmalarını da büyük bir titizlikle sürdürüyoruz. Sektörde sürekli yeniliklerin taşıyıcısı olarak yer edinen firmamıza yaraşır bir merkez yaratmak umuduyla, tabiri caizse ince eleyip sık dokuyoruz.



Altına Altın Son dönemlerde sürekli gündemde yer alan bir konu Altın Bankacılığı. DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör’e sorduk:

Altın bankacılığı müşterileriniz için sunduğunuz özel hizmetleriniz var mı? Altın bankacılığı konusunda ne gibi farklılıklar yaratıyorsunuz ve önümüzdeki dönem için projeleriniz nedir? Altın bankacılığı konusunda işimizi yürütürken özellikle müşterilerimizin talep ve beklentilerine yönelik ürün geliştiriyoruz. Burada tabi müşteriyi altın sektöründeki imalat ve kuyumculuk ile ilgilenen kişiler ve bireysel yatırımcılar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Kuyumculuk sektörü açısından baktığımızda kuyumcularımıza özel, altın kredilerimiz mevcut. Ancak biz bu altın kredilerimizle, biraz daha onların ihtiyacına yönelik farklılaşmaya gittik. Mesela, kuyumcular genelde altın kredilerini bir yıl vade ile alıyorlardı ve vade sonunda bütün altınlarını getirip altınlarını kapatmak zorunda kalıyorlardı. Bu da kuyumcuların işini zorlaştıran bir sorun. Biz bu noktada onlara daha kolay ödeme şartları sunmak için taksitli kredileri geliştirdik. Müşteriler, istedikleri ödeme planına bağlı kalarak, istedikleri vadede, istedikleri kadar taksitlerle veya 3 ayda bir ödemelerle kredilerini ödeyebiliyorlar. Bu da onların üretim yapmış oldukları mallarını vadesi geldiğinde bozmadan veya herhangi bir yerden altın bulup getirip kapatmadan, dönem dönem ödeyerek kapatmalarını sağlıyor. Kuyumculuk sektörünün ihtiyacına yönelik bu ürünü 2012 hayata geçirdik ve oldukça olumlu tepkiler aldık. Mevduat tarafına baktığımızda ise müşterilerimize çok farklı bir ürün yelpazesi sunduk. Genelde klasik müşteri tipi, farklı ürünler kullanmak yerine, altını alıp evinde saklayarak yatırım yapıyordu. Bu hem lojistik hem emniyet anlamında biraz sıkıntılı bir yöntemdi. Şimdi müşterilerimiz istedikleri şekilde TL’den, dövizden altın alabiliyorlar. İsterlerse kendilerine her ay düzenli “Altın Biriken Hesap” açabiliyorlar. Arzu ederlerse bunu dâhili mevduata aktarabi40

liyorlar ve burada altına altın olarak yatırımlarını değerlendirebiliyorlar. Altın fiyatlarındaki dalgalanmaların altın bankacılığı ürünlerinize etkisi oluyor mu? Bankacılık sektörü adına getiri potansiyeli sağlıyor mu? Burada bizim için değişen bir şey olmuyor. Çünkü bütün ürünlerimiz altına altın. Yani kredilerimizi biz altın olarak veriyoruz, altın olarak alıyoruz. Müşteriler bize mevduatlarını altın olarak yatırıyorlar, altın olarak isterlerse çekiyorlar ve biz onların ürünlerini de altın olarak saklıyoruz. Dolayısıyla buradaki dalgalanmalar, bankacılık açısından ilave bir kar veya zarar unsuru yaratmıyor. Kuyumculara yönelik hizmetleriniz var mı? 2013’te de sunacağımız yeni ürünlerimiz söz konusu. Kuyumculuk sektörü ciddi sipariş üzerine çalışan bir sektör. İmalatçıları göz önüne aldığımızda son dönemde yine Türkiye’de bir ilk olan İmalatçıya

Altın Destek Kredisi’ni onların kullanımına sunduk. Buradaki ana amacımız şuydu; dediğim gibi kuyumcular sipariş üzerine çalışıyorlar. Siparişin alınması, işlenmesi, müşteriye ulaştırılması, son kullanıcıya gitmesi ve oradan tekrar nakit akışının alınarak imalatçıya ulaşması belli bir süre alıyor. Bu süre zarfında da firmalar açıkçası kendi sermayeleriyle bu siparişleri fonlamak zorunda kalıyorlar. Tabi son dönemde altın ons fiyatının da çok yükseldiğini düşündüğümüzde ciddi bir sermaye büyüklüğünden bahsediyoruz. Biz de Deniz Bank olarak kuyumculara 3 ay ödemesiz dönemli, daha sonra ise eşit taksitlerle ödeyebilecekleri bir ürün sunduk. Böylelikle siparişlerini yapıp, müşteriye ulaştırıp, müşteriden son kullanıcıya gidip, oradan tahsilâtı alıp, imalatçıdan bize geri dönmesi arasındaki, kalan fonlama ihtiyacını biz karşılamış oluyoruz. Böylelikle onlar da çok daha rahat bir şekilde siparişlerini istedikleri şekilde kabul edip, sermayelerini siparişlerde kullanmak yerine, bizden aldıkları altın kredisi ile bunu fonlayabiliyorlar. Daha sonra da tahsilatları dönmeye başladığı zaman, taksitli bir şekilde bize ödeyebiliyorlar. Bu ürünümüz piyasada ciddi talep görmeye başladı. Çünkü gerçekten onların çok ihtiyacını karşılayan bir ürün. Hatta ilk kullanımlarımızı da yaptık. Yeni sunduğumuz ürünlerden biri de 2013 yılında bu olacak. Şimdi fuar dönemiyle de birlikte zaten hareketleneceğini düşünüyorum. Onun dışında bir de tabi özellikle ihracatçılarımızın dönem dönem yurtdışına yaptıkları ihracatlarda, finansal destek ihtiyacı, sigortalama ihtiyacı veya bilgi ihtiyacı oluyor. Biz yine faktoring şirketimizle birlikte onlara yönelik bir ihracat faktoring ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Onların ihracat yaptıkları ülkelere yönelik gerekli şartları sağlayarak ve sigorta enstrümanını da kullanarak ihracatlarını daha güvenilir ve rahat yapmalarını sağlayan yeni bir ürünü de 2013 yılında sunuyoruz.


GU

5

AR

YEARS

E

G ANNI

A N ZI

A

AR

E

ANT Modello Brevettato

Yetkili Distribütör Caprissima Ltd. Tel. 0212 296 35 95 info@caprissima.com.tr


“Müşteri gözünde en değerli firma, sadık müşterisine iyi hizmet edendir” Farklı hizmet anlayışıyla hizmet veren Esta Pırlanta, online hizmetten pazarlama ağına kadar kusursuz bir şekilde yürütüyor. Esta Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Şen, satış politikalarını ve hizmet anlayışlarını Voir’e değerlendirdi. değerli meslektaşlarına hizmet etmektedir. Müşteri gözünde en değerli firma, sadık müşterisine iyi hizmet edendir.

Esta Pırlanta olarak hizmetlerinizden bahseder misiniz? Genç bir şirket olan Esta geçmişte yaşadığı mesleki tecrübeleri de gözardı etmeden dünyada yaşanan ekonomik krize karşı yeni projeler üretmeye devam ediyoruz. Kuruluş amacımıza ve hedeflerimize uygun olarak gerek alt yapımızı, gerek pazarlama organizasyonumuzu tedarik markası olma yolunda kurduk. İşimizi büyüterek hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Esta’nın pazarlama firması olarak kurulmasındaki amaç, değişen dünyaya ayak uydurmak ve değişen tüm trendlere anında cevap verebilmektir. Hizmet kalitemizi de sürekli arttırarak canlı tutuyoruz. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek ve geçmiş satış anlayışımıza da yorum katarak, satış noktaları servislerimizi dinamik tutuyoruz. Sürekli gelişimimizi de bu yolla sağlamayı hedefliyoruz. Esta hazır mücevher ürünleri, değerli müşterilerimizin hizmetine sunmamızın yanısıra Tria üç projesi ile de 42

Hizmet farkıyla markalaştınız. Ne gibi farklıklar ortaya koydunuz? Anneler günü, sevgililer günü, babalar günü, yıldönümleri vs. gibi tüm özel anlara özel koleksiyonlarımızla, mutlulukla çarpan her kalbin sesini duymak için gayret ediyoruz. Buna paralel olarak da bu değerli ürünleri alan müşteriler, güvenebileceği markalara ve sertifikalara önem verdikleri için, her ürünümüzle birlikte ürün resimli garanti sertifikalarını da kendilerine sunuyoruz. Esta’nın ilkesi ve hedefi değerli meslektaşlarını kendi mağazalarında ziyaret ederek onların tüm talepleri ve sorunlarına ortak olmak ve çözüm önerileri sunmak olacaktır. Esta ülkenin birçok bölgesinde bulunan değerli meslektaşlarına pazarlama ekipleriyle hizmet etmenin yanısıra Kuyumcukent Merkez Şube ve Ankara & Marmara Bölge müdürlük ofislerimizde meslektaşlarından gelecek hazır ürün taleplerine de cevap vermektedir. Meslektaşlarımız Kuyumcukent Avm bölümünde açtığımız ESTA Showroomu da ziyaret ederek gerekli ihtiyaçlarını oradan da görmekteler. Çalıştığımız değerli meslektaşların Esta Pırlanta ayrıcalığını kazanmaları adına gerekli olan özel siparişler, ürün zenginliği değiştirme güvencesi vb. tüm gerekli lojistik destekler kendilerine sunulmaktadır. Geniş bir bakış açısı ile müşterisini kısıtlamadan zengin ürün çeşitliliğini

müşterisine sunarak, tüm dünyaya kucak açan bir anlayış benimsemiştir. Gerek kendi üretim gücünü gerek dünyanın değişik ülkelerinden ürünler getirerek müşterisine ayrıcalık sunmaktadır. Online hizmet de veriyorsunuz. Firmanıza katkıları nedir, takıda online hizmete nihai tüketici bakış açısı nasıl? Elbette ki bu konuyu çok önemsiyoruz ve yatırım yapıyoruz. Online hizmete bakışımız çok olumlu olmasına rağmen, uzun vadeli bir beklenti içerisindeyiz. Online satışın kısa vadeli bir proje olmadığını bilerek sabırlı ve emin adımlarla yatırımlarımızı devam ettiriyoruz. Şu anda mevcut sitemizin yanısıra yalnızca bayilerimizin kullanabileceği online sipariş hattı ve stok takip programına odaklanmış durumdayız. İş takibine çözüm olacağını düşünerek üzerinde titiz davranıyoruz. Bayilik sisteminiz de mevcut. Anlatır mısınız? Esta olarak Corner Bayilik sistemini değerli meslektaşlarımızın hizmetine sunduk. Çok olumlu dönüşler alıyoruz. Bölgelerin ihtiyacına göre Corner sayısını tespit ederek, bölgelerde Corner bayiliği veriyoruz. Asıl amaç hizmet olmalıdır. Corner bayiliği vermek tek başına yeterli değil. Önemli olan anlaşmanın içeriğine göre müşterinize hizmet edebiliyor musunuz? Biz Corner bayiliği verdiğimiz değerli dostlarımızdan çok olumlu dönüşler alıyoruz. Bu da bizi fazlasıyla memnun ediyor.



EN KÂRLI ŞİRKET

E

ge Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) 2012 yılı üretimden satışlarına göre 30 Milyon TL barajını aşan sanayi kuruluşlarının listesini açıkladı. Türkiye’de kuyumculuk sektöründe en karlı 1. şirket olan Karakaş Atlantis, aynı zamanda yine bu sektörde en çok vergi ödeyen firma oldu. 2011 yılı EBSO listesinde 23. sırada yer alan Karakaş Atlantis, 2012 yılı EBSO listesinde Ege’nin en büyük 12. firması oldu.

Karakaş Atlantis, Türkiye’de İhracatını En Çok Artıran 6. Şirket Oldu

Fortune 500 sıralamasında yer alan ve 2011 sıralamasında 325. olan Karakaş Atlantis, Türkiye geneli ilk 500 sanayi kuruluşu içerisinde 2012 yılında 254. sırada yer aldı. Türkiye’de ihracatını en çok artıran 500 şirket arasında 2011 yılında 50. sırada yer alan Karakaş Atlantis, 2012 yılında 6. sıraya yükselerek ihracattaki başarısını gözler önüne sermiş oldu.

Satışlarını En Çok Artıran 34. Şirket Karakaş Atlantis

Fortune 500 sıralamasında 2011 yılında Türkiye’de satışlarını en çok artıran 50. şirket seçilen Karakaş Atlantis, 2012 yılında Türkiye’de satışlarını en çok artıran 34. şirket oldu. 44

Türkiye’nin en büyük altın ve mücevherat markalarından Karakaş Atlantis, Türkiye’de kuyumculuk sektöründe en karlı 1.şirket oldu. Ege Sanayi Bölgesi Odası (EBSO)’nın listesinde 2011 yılında 23. sırada yer alan marka, aynı listede 2012 yılında Ege’nin en büyük 12. firması oldu. Ayrıca Fortune 500’de 254. sırada yer alan Karakaş Atlantis, aynı sıralamada ihracatını en çok artıran 6. şirket oldu.



İLKE İMZA ATAN KATALOG Sina Montür, 2009 yılından sonra üçüncü ürün kataloğunu 2013 yılında piyasaya çıkartmaya hazırlanıyor. Her katalog çalışmasını bir öncekinden daha üstün özelliklerde hazırlayan Sina Montür, son katalog çalışmasıyla da ses getireceğe benziyor.

46

S

on yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde de pırlantaya olan rağbet, Sina Montür’ü harekete geçirmiş, perakendeci esnafın ürünleri kalite çeşitlendirmesine göre en güvenilir üreticiden temin etmesini kolaylaştırmak için 2013 kataloğu dizayn edilmiştir. Geçmişi M.Ö 800’lere dayanan elmasın tüketiciyle buluşma yolculuğunda Sina Montür Kataloğu önemli bir basamak olacaktır. Kataloktaki bir diğer özellik de ürünlerin altın fiyatından etkilenmesini azaltmak amacıyla, istenilen ayarlarda üretilebilme seçeneğinin bulunması… Perakendeci esnafı istediği taş kalitesini, istediği altın ayarıyla elde edebiliyor. Sektörde bir ilk olan bu çalışma perakendeci esnafının işini oldukça kolaylaştırıyor ve her zaman olduğu gibi Sina Montür’ün müşteri memnuniyet odaklı çalışma prensiplerine hizmet ediyor. Farklılık ve kalite deyince akla Sina Montür geliyor. 2013 Sina Montür Kataloğu, her ürünün perspektif fotoğraflarını bitmiş ve montür halleriyle üç ayrı şekilde veriyor. Her ürünün bitmiş halinin nasıl olduğunu gördüğünüz gibi o modele ait hangi taş boylarına ih-

tiyacınız olacağı ve hangi farklı boylarda üretebileceğinizi kolayca görüyorsunuz. Bu kataloğu en önemli kılan özellik ise kataloktaki her ürün için yapılan, her taş boyu ve her taş kalitesine göre belirlenen fiyat çalışması… Hassasiyet isteyen bu çok önemli çalışma, uzun bir süreçten sonra ortaya çıktı. Bu çalışmalarda uluslararası platformda kendini kanıtlamış, IDL (Uluslararası Elmas Laboratuvarı)'ndan faydalanılmış ve kendileriyle birlikte hareket etme kararı alınmıştır. IDL, New York menşeli uluslararası gemoloji laboratuvarı olarak Amerika Gemoloji Enstitüsü'nün derecelendirme standartlarının uygulayıcısıdır. Darphane tarafından onaylı IDL, kâr amacı gütmeyen objektif bir kuruluş olarak pırlanta eğitimi ve sertifikası konusunda sektöre hizmet etmektedir. Sina Montür 2013 kataloğundan beğenilerek üretilen ürünler için aynı zamanda sipariş sahiplerine üretim kataloğu hazırlanarak siparişlerinin yapım aşamasını her safhada kontrol ve takip etme sağlıyor.


Mehmet Akyürek

Cici Gold Genel Müdürü

Sonsuzluğun Yorumu M

odern ve yalın çizgisiyle son dönemin en beğenilen moda tasarımcılarından Özgür Masur, Zen Pırlanta için sonsuzluğu yorumladı. Modacının Zen Pırlanta için hazırladığı tasarımlar 9 parçadan oluşuyor. Kolye, bileklik ve yüzük tasarımlarının tamamı pembe altın kullanılarak hazırlanıyor. Tasarımlara hayat veren sonsuzluk figürü ise pırlanta ile süslenerek mücevhere dönüşüyor.

Alyanslarda Gül Açtı G

erek ülkemizde gerekse yurt dışında büyük ilgi gören Ufuk Alyans, ürün gamında rose alyanslara önemli bir yer ayırmaya başladı. Ağırlıklı olarak beyaz altınla kombin olan rose alyanslar, üç renkli alyans modellerinde de sıklıkla kullanılıyor. Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; kırmızı altın ve rose rodajın karışımından rose renginin elde edildiğini, rose renginin ilk olarak gümüş takıda kullanıldığını, özellikle elmaslı mücevherlerde tercih edildiğini ve son dönemde de alyansta rose kullanımının arttığını ifade etti.

KUYUMCULUKTA BİLGİSAYAR KULLANIMI

M

üşterilerimizi ziyaret ettikçe, gerek onların sordukları sorular, gerekse kendi gördüklerim neticesinde bazı enteresan tespitlerim oldu. Bu tespitlerime göre, dijital dünyayı mağazalarımıza taşırken birçok hata ve emek israfımız oluyor. Elbette ilk başta belirteyim, rakamları yüzlerce olan müşterilerim arasında bu işi oldukça verimli yapan yerler var ama bunlar inanın sadece bir elin parmakları civarında kalıyor. Yani bilimsel bakış açısı ile ihmal edilebilecek düzeyde bir sayıdan bahsediyoruz. Peki tespitlerim neler? İlk önce bilgisayar ile takip etmeyi niçin istiyoruz? Sorduğumda hemen şu cevabı alıyorum: “Barkod sistemine geçebilmek için”. Tamam ama zaten bu soru benim sorduğum şey ile aynı! Bilgisayarla takip demek zaten ürünlere etiket, barkod, seri no vs. vermek demektir! Peki niçin barkod istiyoruz deyip soruyu değiştirelim. İşte burada ürünlerin alış ve satış fiyatlarını görebilme, sayım yapabilme, stok takibinin kolaylaşması gibi amaçlar çıkıyor karşımıza. Evet; ürünü çantadan alıyoruz, stok kaydını, ayar-gramaj-fiyat bilgilerini işliyor, işini iyi yapan mağazaların çoğunda fotoğrafını da giriyor ve envantere eklemiş oluyoruz. Böylece ürünü her an sayma, bulma, kaybolursa haberimiz olma şansını elde ediyoruz ama bu kadar. Aslında ödediğimiz yazılım, etiket, bakım masrafları, bu işler için çalıştırdığımız extra personele ödenenler gibi giderler sadece stok ve fiyat takibi için ise, çok verimsiz bir işle uğraşıyoruz demektir. Bu kadar emek sedece bunlar için olmamalı! Esas pastayı kaçıran o kadar çok mağaza var ki!.. Peki ne yapmalıyız? Markası ne olursa olsun kullandığınız yazılımın raporlar kısmına bir girin. Orada birçok rapor göreceksiniz. Alışlar, satışlar, geri dönüşüm oranları, en çok satan tedarikçi, en çok kazandıran tedarikçi, en az kazandıran ürün vs. gibi birçok alana göre rapor alabilirsiniz. Mesela türe göre sıralama yapın, aldığınız brologların, alış fiyatı+tedarikçi+stok gramı+gerçekleşen satış fiyatı raporunu çekin. Kimin ürünü size en çok kazandırmış? Hayır yanılıyorsunuz en çok satan değildir her zaman! O üreticiye bağladığınız altına göre oranlayın bakın neler çıkacak… Demek istediğim bu yazılımları stok takibinden ziyade, mağazanızın analizi için kullanmalısınız. Dijitale geçmeden evvel de mal stoğunuzu takip edebiliyordunuz, ama asla bu analizleri yapamazdınız. Yani dijital dünyayı bir “dünya” para ödeyip mağazanıza sokmanızın asıl sebebi, raporlamalar ve analizlerle geminin burnunu doğru istikamette tutmaktır. En basitinden kendi iş dalımla ilgili bir örnek verip kapatıyorum konuyu. Bizim alyans çantaları müşterilerimize uğradığında hep gördüğüm üzere, eksik tespitlerini tüm malları vitrinden çıkarıp tek tek malafaya takıp yapıyoruz. Çünkü mağazaların yüzde 97’si (envanterimden gerçek rakamdır) o kadar barkod, muhasebe vs sistemine rağmen asla satılan alyans boylarını takip etmiyor. Böylece onlara servis verdiğimiz her hafta o alyanslara 2-3 kere el değip malafaya giriyorlar. Bu ürün sağlığı ve insan sağlığı açısından ne kadar iyidir siz karar verin. Ancak mala o barkod emeği verilirken boylar bilgisayara girilse, satış esnasında o ürünün tüm eksilenleri de veritabanında yerini bulacak ve hem emek hem zaman israfı, ürünlerin çizilmesi vs. gibi durumlar ortaya çıkmayacak, ayrıca bölgede en çok satılan boylar bilinirlik kazanıp, o boya göre yüzük stokları ayarlanabilecektir. İnanın bu son verdiğim örnekteki durum, analiz neticesinde alabileceğiniz en basit kazanım. Daha neler var neler!... 47


VOIR GÜNCEL

Takıştır, Yakıştır

Kıyafetinizin tamamlayıcısı takılar... İster değerli taşlardan olsun, isterse sadece bijuteri… Özellikle kadınların baş tacı takılar…

Ç

Çinliler Türk Yılanını Sevdi

inliler tarafından bu yıl “yılan yılı” olarak adlandırılıyor. Bu durumu önceden etkin bir şekilde analiz eden ve yılana mitolojik olarak büyük saygı duyan Çinlileri, yılanlı tasarımlarıyla hayran bırakan Çetinol Kuyumculuk, Hongkong fuarından neşe içinde döndü.

Yeni Teknoloji ile Üretim Atağı

Ü

lkemizin önde gelen gram altın ve gram gümüş üreticisi Nova Pres Gold, artan talebe karşılık vermek, taklit edilmesi mümkün olmayan ürünler ortaya koymak ve üretim hızını arttırmak için benzersiz bir teknolojik yatırıma hazırlanıyor.

H

Geometrik Desenli Tasarımlar

er sezon sade ve şık tasarımlarıyla dikkatleri üzerine çeken Meral Saatçi, koleksiyonlarına bir yenisini daha ekledi. Meral Saatçi, ‘geometrik’ desenli kolye ve küpeleriyle kadınları yeni sezona hazırlıyor.

M

Güneş Işıltısı

ücevher tasarımına yeni bir soluk getiren genç tasarımcı Nihan Atakan’ın ilham verici koleksiyonu bu yaza damgasını vuruyor... Eşsiz koleksiyonunda kolye, bileklik, yüzük ve broş gibi göz alıcı parçalar yer alıyor. Koleksiyon, klasik modellerin yanı sıra daha sade ve eğlenceli parçalarla da farklı yaş gruplarına hitap ediyor.

48


FARKIMIZLA BİZ VARIZ

YA SİZ

Uzun yılların deneyimine sahip Kamilas Mücevherat’ın yeni markası Khaleesi Jewellery, dünya markası olmaya aday… Khaleesi, çözüm ortaklarını artırmaya yönelik yeni kampanyasında; “Farkımızla biz varız, ya siz?” diyor.

K

amilas Mücevherat, kuyumculuk sektöründe yıllardır hizmet veren bir firma. Dünyaya açtığı yeni markası Khaleesi Jewellery ile yeni bir tarz oluşturmayı, kendine özgün tasarımlarıyla da farklı bir çizgi yakalamayı başardı. Kamilas Yönetim Kurulu Başkanı Necip Aktaş, “Sektörde gerçek anlamda kaliteyi yakalayan çok az firma bulunmakta. Biz ürünlerimize güvenen, mücevheri titizlikle kontrol ederek üreten ve en önemlisi kendi tasarımlarını hayata geçiren bir firmayız. İşimiz bir nevi sanat. Emek isteyen, tutkuyla ve ekip ruhuyla yapılması gereken bir iş… Biz bu ruha inanarak, işimizi aşk ve tutkuyla yapıyoruz” şeklinde konuştu. Dünya pazarına hitap eden Khaleesi Jewellery, Türkiye pazarını da hedefleri arasına aldı. Bu bağlamda başlattığı çözüm ortaklarını arttırma çalışmalarının iyi gittiğini vurgulayan Necip Aktaş, “Yeni satış noktaları ile çalışmayı planlıyoruz. Bizimle aynı vizyona ve heyecana sahip, Khaleesi markasını yukarılara taşımamıza yardımcı olabilecek kişilerle ortaklık yapmayı arzuluyoruz. Bu konuda farklı fikirler ve projelere de açığız” dedi. Khaleesi Jewellery; dünya trendlerinde gittikçe üst sıralara yerleşen renkli ve kaliteli taşlarla bezenmiş, özel tasarımlara imza atarak, farklı bir deneyim yaşamanızı sağlıyor… 49


Webinar ile Eğitim

A

LB, hafta içi her gün Webinar Alb Menkul Değerler, yolu ile özellikle finansal piyaTürkiye’de eksikliği hissedilen salarda yapılan işlemlerde yatıfinansal okur yazarlık seviyesini rımcılara kılavuz olacak temel arttırmaya yönelik, potansiyel analiz ve teknik analiz eğitimleri veriyor. ve mevcut müşterilerine destek Ekonomik verilerin ve fiyat hareketleriolmaya devam ediyor. nin nasıl okunması gerektiğini, yorum-

landığı anlatılıyor ve hafta sonu ofis içi eğitimler ile de destekliyor. Hafta sonları merkez ofislerinde analistler tarafından verilen bu eğitimlerde yatırımcılara, başta forex piyasası olmak üzere finansal piyasaların özellikleri, finansal piyasalarda işlem yapma, piyasalarda yatırımcılara kılavuzluk edecek temel analiz ve teknik analiz araçları anlatılıyor. Verilen eğitimin ardından yatırımcılara destek vermek amacı ile soru –cevap kısmına geçilmekte ve yatırımcıların aklındaki soru işaretleri gideriliyor. ALB Menkul Değerler, İstanbul dışında yaşayıp, İstanbul’a her zaman gelemeyen

50

potansiyel ve mevcut yatırımcılarına da destek olmaya çalışmakta, bu kapsamda Haziran ayında Antalya’da potansiyel ve mevcut yatırımcılara başta forex olmak üzere, piyasalar ile ilgili seminerler verildi. Ayrıca gençlerin finansal piyasaların özelliklerini anlamaları için çeşitli üniversitelerde de seminerler düzenliyor. ALB yetkilileri konuyla ilgili; “Yatırımcı eğitiminin hem müşteri portföyümüz hem de Türkiye finans piyasaları açısından vazgeçilmez öneme sahip olduğunu, yatırımcı finansal okur yazarlık seviyesi arttıkça piyasalarda hem likiditenin artacağı, hem de sektörde daha bilinçli ve müşteriye yönelik hizmet kalitesinin artacağı kanaatindeyiz. Gelecek dönemlerde potansiyel ve mevcut yatırımcılarımıza ulaşmak ve onlara işlemlerinde destek olmak üzere İstanbul ile İstanbul dışındaki illerde yeni eğitim seminerleri ve toplantılar düzenlemeyi planlıyoruz.



VOIR GÜNCEL

D

Mavi Pırlantanın Büyüsü

ünyanın en nadide mücevher taşlarından biri olan mavi pırlanta, kadınsı çizgiler ile buluşarak günün modasını yansıtıyor. Altınbaş, mavi ve beyaz pırlantanın kullanıldığı, özel ışık yansımalarıyla parıldayan kolye ve küpe seti ile yaz akşamlarına derin deniz mavisini armağan ediyor.

K

Elmas Koleksiyonu Göz Dolduruyor

arakaş Atlantis, kadınların güzelliğinden ilham alarak tasarladığı elmas koleksiyonuyla görücüye çıkıyor. Işıldayan küpeler, narin kolyeler, zarif ellerde hayat bulan yüzükler ve bilezikler... Atlantis’in yepyeni elmas koleksiyonunda çok daha şık çok daha sıra dışı!

T

Yeni Mağaza Her Evin İçinde

üm Türkiye’de yüzün üzerinde mücevher ve kuyum mağazasında satışa sunulan Lavie Diamond, Nuruosmaniye mağazasının ardından kendine ait ikinci mağazayı sanal alemde açtı. www.laviediamond.com internet sitesini tamamen yenileyen firma, artık ürünlerini Türkiye’nin en doğusundan en batısına kadar ulaştırıyor. Sanal bir mücevher mağazasına dönüşen laviediamond.com sitesinde; yüzlerce farklı ürün gözünüzün ve parmaklarınızın ucunda.

S

Derin Mavi

onbaharın ışıltısı mavinin sonsuzluğuna teslim oldu. Şehirli kadının markası Belle Atasay, 2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki “Juicy” stiliyle, hayatın tadını çıkarmayı bilen, enerjisiyle her ortamda dikkat çeken ve tarzıyla ikonikleşen kadınlar için birbirinden şık mücevherler tasarladı.

52


Dr.Mustafa Turhan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi

Yeni Teknoloji ile Üretim Atağı

Ü

lkemizin önde gelen gram altın ve gram gümüş üreticisi Nova Pres Gold, artan talebe karşılık vermek, taklit edilmesi mümkün olmayan ürünler ortaya koymak ve üretim hızını arttırmak için benzersiz bir teknolojik yatırıma hazırlanıyor.

Avrupa’ya Yelken Açan

F

“NEW STAR”

aal Baysal Kuyumculuk tarafından kurulan New Star, yüksek kaliteli Türk takılarını Avrupalı takıseverlerin beğenisine sunmaya başladı. Çok yakın bir zaman önce ticari hayata adım atan New Star, ilk olarak Çekoslovakya, Slovenya, Macaristan ve Polonya’dan sipariş aldı. Faal Baysal Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı ve New Star Genel Koordinatörü Erhan Baysal, gerçekleşen ilk müşteri ziyaretinden beklenenin üstünde bir ilgi ve siparişle döndüklerini, New Star’ın kısa sürede yürümeye başlamadan koşmasını hedeflediklerini söyledi.

Önce Sanat Eseri Sonra Yüzük K urulduğu kısa zaman içerisinde özgün tasarımlarıyla ve yüksek kaliteli el işçiliğiyle dikkat çeken Zergeran, minyatür sanatını pırlantalı yüzükleriyle birleştirdi. Hayal bile edilemeyecek bir tarihi eserin, yüzüğünüz içinde olduğunu düşünün. Hayallerin ötesine geçme düşüncesiyle yola çıkan Zergeran, minyatür el sanatının ustalarıyla kendi bünyesindeki kuyum ustalarını biraraya getirdi. Ortaya; son derece çarpıcı, birbirinden güzel, bir benzeri olmayan yüzükler çıktı.

NE OLACAK ŞU ALTIN HALLERİ DEMEYİN, YİNE AYNI KALACAKTIR

İ

nsanın var oluş hikayesi ile karşımıza çıkan ALTIN, ortalama 33-35 km kalınlıktaki yer kabuğununda silisyum, alininyum ve demir elementleri yüzde 8, yüzde 6 gibi yoğun iken altın sadece milyonda 2’de de azdır. Ama buna rağmen “Dünya Altın Konseyi” raporlarına göre bugüne kadar çıkarılan altın 165 bin ton civarına yaklaşmıştır. Günümüzde yıllık üretim kabaca 2700 tonu bulmaktadır. Bu satırları yazarken altının kg fiyatı 41 bin doların üzerinde olduğuna göre yıllık 110-120 milyar dolarlık bir alışverişten bahsettiğimiz ortaya çıkacaktır. Böyle bir madde böyle bir varlık, ona sahip olanlar sahip olmak isteyenler ve ona ihtiyaç duyanlar üzerinde büyük bir etki alanına sahip olmaktadır. Bu etki, hem ekonomik, sosyal ve kültürel değişmeye ve gelişmeye hem de başka arayışları gerekli kılmaktadır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.5 milyon civarında bebek doğumu, 1.2 milyon civarında söz kesme, nişan, düğün ve sünnet törenlerinin yapılmaktadır. Yatırım aracı dışında sadece sosyal ve kültürel olarak 3 milyona yakın yurdum insanı, altın alma hevesini taşımaktadır. Çünkü Ülkemizde en değerli hediye altın takmaktır. Bizim örf ve adetlerimiz gelenek ve göreneklerimizde bu husus önemli bir yer tutar. İstanbul Altın Borsası verilerine göre 1995-2013 Haziran döneminde Türkiye 2.873,4 ton altın ithal etmiştir. Bunun parasal değeri 120 milyar doların üzerindedir. Altının değerinin oldukça yüksek olduğu 2011-2012 dönemini göz önüne alırsak neredeyse 150 milyar dolarlık yurtiçi altın harcamasından bahsetmek mümkündür. Bunun yanında, altının yatırım veya tasarruf düşüncesi ile alınıp satılması, ticarete konu olması gelir elde etmek isteyenler için de önemli bir araç haline gelmiştir. Mesela 2012 yılında 2.167 adetlik işlem yapılarak 17.599,2 kg altın alınıp satılmıştır. 2012 yılının Haziran ayında 157 adetlik işlemle 1.204 kg altın alınıp satılmışken 2013 Haziranında bu miktar 114 adet işleme ve 719,4 kg altının alınıp satılmasına inmiştir. Oldukça önemlidir. 2012-2013 ilk altı aylık dönem karşılaştırması yaparsak 2013 yılının Ocak-Haziran döneminde 2012 aynı döneme nazaran 1046 işlem hacmi yapılmamış, 525 kg altın eksik alınıp satılmıştır. Bunun anlamı ise, 2013 yılı altın işlemlerinin 2012 yılına göre düşük kalacağıdır. Bu olumsuz gelişmeye rağmen altın mücevherat sektörü ihracatının 2013 de de gelişimini sürdüreceği ve artacağını beklemeliyiz. Ülkemizde 300 binin üzerinde çalışanı, 50 bine yakın perakendecisi, yılda 3 milyon civarındaki müşterisi ile yatırım ve tasarruf aracı niteliği ile, sosyal ve kültürel beklentilerin en güzel göstergesi ile önümüzdeki on yıllarda da reel dünyanın en büyük tutkusu altın olmaya devam edecektir. 53


ÇİN'DE

GEMOLOJİ KONFERANSI

47 ülkeden 600’ü aşan üye sayısı ile dünyanın en büyük Mücevher Taşları Derneği olan International Colored Gemstone Association’ın (I.C.A. ) bu yılki uluslararası kongresi Çin’de gerçekleştirildi.

D

ünyanın en büyük mücevher taşları ve koleksiyon mineral yataklarına sahip olan Yunan eyaletinde düzenlenen toplantıya katılım ve ilgi çok büyüktü. Pek çok ülkeden başkanların katıldığı, Birleşmiş Milletler toplantılarını andıran konferanslarda, günümüzde dünya Mücevher taşları madenlerinde ve piyasalarında yaşanan sorunlar ele alındı. I.C.A.’nin tüm dünyada yaygınlaştırmaya çalıştığı uygulamalardan biri olarak bilinen ve konferansta geniş çapta yer verilen konulardan birisi de mücevher taşı ve mücevher satışlarında taşların işlem görüp görmediğinin açıkça belirtilmesi konusu oldu. Çünkü iyileştirilmiş bir taş ile hiç bir işlem görmemiş bir taşın arasındaki fark bire yüz, bire bin, hatta bire onbin oranına dahi varabilmekte… I.C.A. pek çok ülkedeki üyelerinden almış olduğu bilgilerle mücevher taşları madenlerinden, işlenmiş ve satışa hazır duruma getirilmiş mücevherlerin satış trendlerine kadar pek çok istatistikleri de tutabilmekte.

Çevre korumaya duyarlı madenciliğin daha çok ülkede yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmasının da kararlaştırıldığı toplantıda, aynı zamanda atılacak adımlar konusunda da bilgiler verildi. Pek çok bölgede yapılan madencilik sonucunda doğaya büyük tahribat verilmekte ve Özellikle kontrol dışı yapılan kazılar geri dönüşü çok zor sonuçlara yol açmakta...

Türkiye Piyasası Çin’de konuşuluyor

Türkiye’yi temsil eden Uluslararası Mücevher Taşları Derneği başkanı Fazıl Özen’in de bulunduğu toplantıya çeşitli ülkelerden tanınmış gemologlar, taş laboratuvarları, CEO’ları, Gemoloji ve Kuyumcu dernekleri başkanları katıldı. Bu arada bazı ülkelerin toplantıya resmi delegasyon ve bürokratlarını yollaması, ICA kongre sonuçlarının ve yaptırımlarının çok daha yüksek olacağına işaret etmekte. Gelişen kuyumculuk sektörümüz dünyanın en uzak ülkelerinde dahi konuşulmakta. Kongrede Fazıl Özen’e, Türkiye’deki mücevher taşları piyasası ve madenciliği hakkında olduğu kadar, ülkemizin ekonomik ve siyasi başarıları hakkında da çeşitli sorular soruldu.

Üç Metrelik Mineraller

Kongre sonrasında düzenlenen uluslararası mineral fuarında sergilenen, özellikle bölgeden çıkan inanılmaz güzellikte ve büyüklüklerde olan mineraller, tek kelime ile büyüleyici idi. Üç metreye kadar ulaşan boyları ile koleksiyonerlerin ilgi odağı oldular. Çin’de bu fuarda yaşanan bir diğer ilk ise, dünyadaki nadir dinozor fosillerinden birisinin de burada sergilenmesiydi. 54


0850 200 22 20

weddingworld.com.tr

Wedding World AVM şimdi daha canlı, daha ışıltılı! Evlilik ve altın alışverişinin vazgeçilmez adresi Wedding World AVM, şimdi değişen yüzü ile herkese rengarenk bir alışveriş dünyası vadediyor. Gelin ve damat adaylarına oldukça geniş bir ürün yelpazesi sunan Wedding World AVM, avantajlı fiyatları ve sürpriz kampanyaları ile Türkiye’nin ilk ve tek evlilik alışverişi merkezi olmaya devam ediyor. Şimdi siz de Wedding World AVM’ye gelin; evlilik alışverişinizi en avantajlı fırsatlar ile tamamlayın!

EVLİLİK VE ALTIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ


Önemli Ziyaret Dünya Elmas Borsaları Federasyonu Başkanlar Toplantısı için Güney Afrika üst düzey yetkililerinden oluşan bir ekip Türkiye’ye geldi.

D

ünya Elmas Borsaları Federasyonu Başkanlar Toplantısı için gelen ekip, toplantıya müteakip Kuyumcukent‘i de ziyaret etti. Yaklaşık 15.000 kişiye istihdam yaratan, dünyanın en önemli kuyum üretim merkezi olan Kuyumcukent’in içinde yer alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı’nı da gezen ekip hem Kuyumcukent Kompleksi hem de laboratuarlarla ilgili detaylı bilgiler edindiler. Türkiye’nin yıllık 300 ton olan altın ihra-

catının büyük bir kısmının işlendiği Kuyumcukent Kompleksi’ni gezen Güney Afrikalı ekip, kompleks içerisinde yer alan Altın Borsası, T.C. Merkez Bankası Avrupa Yakası Vezne Merkezi, Kıymetli Taş Borsası, Darphane ve İstanbul Kuyumcular Odası Şubesi hakkında da bilgi aldılar. Evlilik ve altın alışverişlerinin tek çatı altında toplandığı özel konseptli Wedding World Kuyumcukent AVM ile ilgili de sorular sorarak bu çok farklı yapıyı daha da

yakından tanımaya çalıştılar. Kuyumcukent’i ziyarete gelen ekipte; Doğal Kaynaklar Bakanı, Kimberley Süreci Başkanı, Doğal Kaynaklar Diplomatı, Hukuk Bölümü Müdürü, Uluslar arası Koordinasyon Müdürü, Politika Genel Müdürü, Afrika Elmas ve Kıymetli Maden Düzenleyici Kurumu Başkanı, Güney Afrika Elmas ve Kıymetli Maden Düzenleyici Kurumu Genel Müdürü ve Devlet Milli Elmas İşletme CEO’su yer alıyordu.

Belediye Ziyareti KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, Başkan Vekilleri Selami Tütüncüoğlu ve Abdullah Deniz ile beraber Bahçelievler Belediyesi’ne bir nezaket ziyaretinde bulundular.

D

Belediye Başkanı Osman Develioğlu ve Başkan Yardımcısı Hikmet Tekiroğlu’nu makamlarında ziyaret eden KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan ve Vekilleri Kuyumcukent’in genel problemlerinden de söz ederek kendilerinden ilgili konularda destek talebinde bulundular. Türk kuyum sektörünün kalbi olan Kuyumcukent’in mükemmel bir teknolojik altyapıyla donatılmış modern bir tesis olduğu ve üretim sahalarındaki doluluk oranlarının yüzde 100’e ulaştığı konusuna değinen KİAŞ Yönetimi; AVM ile ilgili çalışmalardan da söz etti. Atölyeler bölümünde yakalanan doluluk oranlarının AVM’de de aynı şekilde hızla sağlanması ile ilgili görüşmeler yapıldı. AVM’de bulunan nikah salonunun kullanımı ile ilgili Belediye ile yapılan görüşmenin ardından, nikah olmayan günlerde salonun Kuyumcukent tarafından

56

daha aktif bir hale getirilmesi hususunda destekler belediye’den alındı. KİAŞ tarafından bu alanın “Kuyumcukent Akademi” adı altında kullanılmasıyla beraber Wedding World Kuyumcukent AVM’de seminer, konferans ve organizasyonlar düzenlenerek AVM içerisinde hareketlilik sağlanarak, doluluk oranlarına katkıda bulunması için adımlar atılacaktır.


ALTIN PROMOSYON FIRSATLARI

0535 735 59 41

FARKLI KATEGORİLERDE ÜRÜN ÇEŞİTLERİ


MERCEDES BENZ E-Serisi 1,6 Motor Seçeneği ile Türkiye'de

Yüksek verimli motorları, yeni yardımcı sistemleri ve yepyeni bir tasarım ile Mercedes-Benz E-Serisi kapsamlı bir şekilde yenilenerek lüks araç segmentindeki lider konumunu daha da güçlendirdi. Yeni E-Serisi şimdi düşük vergi dilimine giren 1,6 motor seçeneği ile Türkiye’de.

M

ercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Satış Müdürü Şükrü Bekdikhan yeni E 180 için şunları söyledi; “Mercedes-Benz ürün gamının en önemli modellerinden biri olan E-Serisi’ nde akıllı sürüş özellikleri, modern ve sportif bir görünümle birleştirilerek mükemmel bir şekilde harmanlandı. Piyasaya girdiği günden bu yana büyük beğeni ve yoğun talep alan E-Serisi’si bugünden itibaren 1,6 motor seçeneği ile Mercedes-Benz Türk bayilerinde satışta. Mercedes-Benz tarafından Türkiye'ye özel olarak üretilen bu motor, segmentinde bir ilk olarak sunuluyor.142.000TL den başlayan fiyatlarla satışa sunduğumuz E-Serisi’ni için şimdiden bayilerimizde yoğun bir showroom

58

trafiği yakalamış durumdayız.” Karakterli, zarif ve spor tasarımıyla birlikte belirgin bir şekilde yükselen konforu, ve kalitesinin yanısıra verimli ve keyifli bir sürüş sunan E-Serisi, lüks araç sınıfındaki lider konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Aracın ön kısmına bakıldığında, tüm aydınlatma elemanlarını tek far camı altında birleştiren yeni far tasarımıyla dış tasarımının önemli ölçüde değiştirildiği görülüyor. Fardaki ışık oyunları, E-Serisi’ne özel olan “dört-gözlü” yüzün grafiksel olarak korunmasını sağlıyor. Aydınlatma ve görüş alanı açısından E-Serisi standardı belirliyor. PRE-SAFE® ile başlayan ve DISTRONIC PLUS’la devam eden güvenlik teknolojileri Mercedes-Benz’de sürüşe yeni bir


boyut getiriyor: yeni E-Serisi’nde konfor ve güvenlik bir arada sunuluyor. Mercedes-Benz buna “akıllı sürüş” adını veriyor. E-Serisi’nde, gelecekteki S-Serisi’nden alınmış birçok yeni ve optimize edilmiş sistem ilk kez kullanılıyor ve sürüşü daha konforlu ve güvenli bir hale getiriyor. Adaptif fren yardımına sahip bir radar bazlı çarpışma uyarı sistemi olan “çarpışma önleme sistemi” (collision prevention assist) yeni E-Serisi’nde standart olarak sunuluyor. Bu sistem, arkadan çarpma risklerini azaltıyor. Aynı zamanda, standart donanımın bir parçasını oluşturan “attention assist”, uzun mesafelerde sürücünün yorgunluk düzeyini tespit ederek sürücüyü zinde ve uyanık kalmaya karşı uyarıyor. Bunların yanında, gerek yeni gerekse önemli ölçüde optimize edilmiş fonksiyonlara sahip yardımcı sistemler de mevcut:

h Takip edilen araç ile aradaki mesafeyi sürekli koruyan, tra-

fik sıkıştığında otomatik olarak dur-kalk yapmasını sağlayan, hatta öndeki aracı küçük virajlarda da takip edebilen “Direksiyon yardımcısı ile birlikte Distronic Plus” h İlk defa araçlarda kullanılan, seyir halindeki trafiği ve yayaları takip ederek buna göre frene uygulanacak gücü artıran “Bas Plus Fren Yardım sistemi” h Yayaları tespit ederek kendiliğinden frenleme yapan, böylece 50 km/s’e kadar olan hızlarda çarpışmayı önleyen “Pre-Safe® Fren sistemi” h Olası kazayı algılayan ve yolcuları kazayı en hafif şekilde atlatmaya hazırlayan “Pre-Safe® Plus” h Aracın şeridinde kalmasını denetleyen, şerit çizgilerinin tam ortasında seyredilmesini sağlayan ve aktif müdahalede bulunan “Aktif Şerit Takip Yardımcısı” h Uzun hüzmeli farları, trafik durumuna göre diğer araç sürücülerinin gözünü almayacak şekilde otomatik ayarlayan “Uyarlanabilir Uzun Far Yardımcısı PLUS” h Aracı kendi kendine park ettiren “Aktif Park Yardımcısı”

h Hız limitleri, sollama yasağı, giriş yasakları gibi trafik işa-

retlerini gösteren, aynı zamanda görsel ve işitsel ikazlar veren “Trafik Levhaları Yardımcısı” h Ön ve arka taraflardaki dört kameradan gelen görüntü bilgilerini kullanarak, aracın ve çevresinin kuş bakışı görünüşünü çıkaran, manevra sırasında, park yerlerine giriş çıkışta kolaylık sağlayan “360-derece kamera”. Yeni E-Serisi’nde sunulan “Hands-Free Access” sistemi ise bagaj kapağını el değmeden, temassız çalıştıran bir başka Mercedes-Benz yeniliği. Bu sayede aracın yüklenmesi ve boşaltılması çok daha pratik bir hale geliyor. Alternatif olarak Mercedes-Benz, E-Serisi’nde, 17,8 cm yüksek çözünürlüklü renkli ekrana, internet bağlantısına ve sabit diskli navigasyon sistemine sahip COMAND Online multimedya sistemi sunuyor. Comand Online, araç durmuş vaziyetteyken sürücülerin internette sörf yapabilmelerini veya özellikle hızlı sayfa yükleme ve basit kullanım özelliğiyle sürüş esnasında elverişli olan Mercedes-Benz uygulamaları kullanımı için internet erişimi sunuyor. Entegre uygulamalar arasında, Google™ yerel arama ve hava durumu, aynı zamanda Google haritaları kullanarak daha önceden PC’de yapılandırılmış ve araca aktarılmış herhangi bir rotayı indirme kolaylığı yer alıyor. Yeni E-Serisi, 7G TRONIC şanzımanı, ECO start/stop sistemine sahip bu yeni motoru ile son derece yüksek verim sunuyor. Bu motor, 2015’te uygulamaya konulacak EU6 standartlarını şimdiden karşılıyor. Model

Motor Hacmi

Motor Gücü

Tork Nm

E 180

1595

156 PS

250 Nm

Maksimum 0-100 Hız Km/h (s) 220 kph

9,6

Yakıt Tüketimi l/100 km Şehiriçi : 7,8-8,3 Şehirdışı: 5,1-5,5

59


YAZ

GÜNLERİ

& YEŞİL TUTKUNLARI

Pantone'nin 2013 yılının rengini "Zümrüt Yeşili Emerald Green" seçerek yeşilin yükselişini meşrulaştırmasından sonra, zümrütleriyle tanınmış maden firması Gemfields'in yoğunlaşan tanıtımı, mücevherde yeşil tutkusunu daha da körükledi.

Yazan: Aylin Gözen

60


Y

eşil mücevher taşlarıyla hazırlanmış mücevherler her yerde daha fazla görülür oldu. Bu renge zaten düşkün olanlar da kendilerine sunulan alternatiflerin keyfini sürmeye başladı. Mücevherde yeşilin yükselişi aslında Christie'in, 2012 yılına girerken Elizabeth Taylor'ın efsanevi mücevher koleksiyonunun bir bölümünü New York'ta satışa sunmasıyla başladı. Tüm parçaların satıldığı ve bazılarının tahmin edilen değerinin 10 hatta 50 katına kadar satıldığı müzayedenin önemli parçalarından biri Bulgari tarafından yapılmış zümrüt ve pırlantadan oluşan bir gerdanlıktı. Geçtiğimiz yıl ise, özel tasarım mücevherler ve değerli objeler yaratmasıyla tanınan efsanevi marka Fabergé ve Gemfields, House of Fabergé’den kalma tarihi bir tasarımdan ilham alarak yeniden tasarladığı Romanov Kolye ile Peter Carl Fabergé’nin dehasını onurlandırdı. Romanov Kolye, iki ay süren tasarım çalışmasının ardından, 14 ay süren yoğun ve titiz bir işçilikle üretildi. Toplamda 186,85 karat, kabaşon kesimli üstün kalitedeki zümrüdün yer aldığı kolyenin ucunda 30,65 karat ağırlığında damla kesimli başka bir zümrüt yer alıyor. Kolyenin en etkileyici ve dahice yönlerinden

biri de birbirinden ayrılarak kullanılabilen üç farklı bölümden oluşuyor olması. Günümüzün yeşil tutkusu ise, sıradışı tasarımlarıyla tanınan Londralı tasarımcı Theo Fenell'in yeni tasarladığı "Kissing Frogs" yüzüğü. Gemfields ile ortak çalışmasının ürünü olan etkileyici tasarımla devam ediyor. Yüzük, kullanılan 42,66 karatlık üstün kalitedeki zümrüdüyle de göz kamaştırıcı. 61


VOIR MODA

YAKIŞANI GİYİN Ayşe Deniz Yeğin

yenilikçi, girişimci ve pırıl pırıl bir moda tasarımcımız. Yurt içi ve yurt dışında da ülkemizi layığıyla temsil eden tasarımcımızla yaptığımız söyleşi…

Bizlere Ayşe Deniz Yeğin’i kısaca anlatır mısınız? Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden 1999 yılında mezun oldum. Galata’daki atölyemde ürettirdiğim tasarım ürünlerimi butiklerde satışa sundum. Kısa sürede sade ama detaylarla zenginleşen tasarımlarımla kendi takipçilerimi edinmeye başladım. 2002 yılında Galatasaray’daki mağazamla eş zamanlı olarak 6 sezon boyunca koleksiyonlarımı İtalya Padova’da Da From isimli butikte de kendi markamla sattım. İstanbul Modern, Pera Müzesi, Rahmi Koç Müzesi, Santral İstanbul, Butik oteller ve kurumsal firmaların personel kıyafetlerini de tasarlayarak yüksek adetlerde üretim deneyimine de sahip oldum. Aynı zamanda 2008 - 2010 yıllarında Park Bravo markasının aksesuar danışmalığı görevini üstlendim. Tasarımlarımı halen Nişantaşı’ndaki mağazamda, İkonogami E-butik’de görmeniz mümkün… Aynı zamanda tasarımlarıma Galatamoda gibi etkinliklerde de sergiliyorum. 62

Sonbahar / Kış 2014 koleksiyonumu İstanbul Fashion Week kapsamında tanıtacağım.. Her tasarımcının bir çizgisi, bir imzası var. Bunu baz alırsak kendi tasarımlarınızdan nasıl söz edersiniz? Sade ama şıklığı detaylarla birleştiren bir tarzım var. Aksesuar kullanmayı çok seviyorum. Düz kesimli elbiseler, kulpsuz gömlekler tercihim. Birçok farklı projeleriniz, farklı girişimleriniz var. Anlatır mısınız? YKM’ lerde satılan Agenda by Ayşe Deniz Yeğin koleksiyonunda her vücut tipine uygun günlük hayatta kullanabilecekleri rahat bir koleksiyon hazırladım. Mutlaka görmeye değer… Moda tasarımcısı için takı nedir desek? Defile ve tasarımlarınızda takının yeri nasıl? Takı ve aksesuar önemli ama elbisenin önüne geçecek şeyler kullanmayı tercih etmiyorum.

Türkiye’de moda sektörü……? Ne derdiniz? Türkiye'de tekstil sektörü için biz moda tasarımcılarının katkısının büyük olduğunu ve olacağını düşünüyorum. Tasarımcıların bu sektörü ileri taşıyacağını düşünüyorsak ticari kaygısı ve iş kaygısını düşünmeden üretmeleri; birtakım desteklerle daha da ilerlemesi için mücadele vermeliyiz. Bu durumda Türkiye'de sanat ve moda sektöründe biz tasarımcılara çok fazla görev düşüyor. Bunun için de gerçekten çok desteğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Peki dergimizi okuyan bayanlar için modaya dair tüyolarınız ve tavsiyeleriniz var mı? Kendileriyle barışık olup, yakışanı giymeleri. Modanın peşine düşüp gülünç duruma düşmesinler. Bedenlerini iyi analiz edip vücut tiplerine göre seçim yapmalarını öneririm. Çok Teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. Her zaman mutlu kalın.


63


Dantelle gelen güzellik İnce detaylarda saklı güzellikleri ortaya koyan dantel esintisini, Bayramoğlu Kuyumculuk’un yeni koleksiyonlarında görebilirsiniz.

VOIR GÜNCEL 42 Farklı seçenek

T

arzı, gülüşü, pürüzsüz cildi ve etkileyici bakışları ile farkını ortaya koyan Maybelline NY kadını, şimdi de rengârenk ojeleri ile trendlerin belirleyicisi olacak. Göz alıcı renkleri ile dikkat çeken Maybelline NY Color Show ojeler, her beğeniye ve her ruh haline uygun bir seçenek sunuyor.

B

ayramoğlu Kuyumculuk sürekli yenilenen tasarımlarıyla dikkatleri üzerinde toplamayı başarıyor. Tasarımlarında özellikle ince detaylara önem veren marka, dünya trendlerini yakından takip ederek, yeni koleksiyonuna dantel esintisini yansıttı. Klasik bilezik formundan çok uzak, tarz oluşturmak isteyenlere modern çizgisiyle bir stil kazandırıyor. Kaliteli hizmet ve ürün ilkesinden hareketle ürettiği yeni koleksiyonunda, dantel gibi işlenmiş çarpıcı ince detaylar sizi sizden alacak.

En taze yaz bakımı

L

ush taptaze ürünleriyle, yaz seyahatlerinin ritmini yakalayacak hoş kokulu ve doğal bakım ürünleri sunuyor. Tatil süresince ihtiyaç duyulan temizlik ve tazelik hissi Lush’la yakalanıyor.

64


Zaman Tüneli Aylin GÖZEN

Mücevher - Pazarlama Uzmanı

ICA International Color Stone Association Üyesi

Dudaklarınızı Şımartma Zamanı

L

’Oréal Paris’in yeni serisi Glam Shine Balmy Gloss ile dudaklarınızı şımartma zamanı. Göz alıcı 6 muhteşem rengi ile dudaklarınıza nemli görünüm veren “ilk” kalem ruj olma özelliğine sahip LP Glam Shine Balmy; içeriğindeki mucizevi polimerler ile ultra parlaklık sunarak makyaj çantanızın yeni vazgeçilmezi olacak!

Daha havalı saçlar

Y

azın neminden hacmini kaybeden, güneşten ve denizden canlılığını yitiren saçların imdadına yetişen ABBA Hacim Serisi ile daha canlı, parlak ve havalı saçlar artık hayal değil. Yazın sıcaktan ve nemden hacmini kaybeden saçlar için doğal çözüm, ABBA Hacim Serisi ile saçlarınızda…

ALEXANDRE REZA

VE SIRADIŞI MÜCEVHERLERİNİN ETKİLEYİCİ SERGİSİ

S

otheby’s Müzayede Evi’nin, Kasım ayında düzenleyeceğini açıkladığı sergi ile gözler tanınmış mücevherci Alexandre Reza’nın tasarımlarına döndü.

1922 yılında kuyumcu bir ailenin oğlu olarak Moskova’da dünyaya gelen Alexandre Reza, henüz çocukluk yıllarında ailesiyle Paris’e taşınır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kariyerine pırlanta eksperi olarak devam eden Reza, bu yıllarda, ileride tasarımlarına ilham kaynağı olacak özel mücevher taşlarını almak için madenlere pek çok seyahat eder. Boucheron, Bulgari, Cartier, Chaumet, Gerard, Harry Winston, ve Van Cleef & Arpels gibi önde gelen mücevher markalarının değerli taş ihtiyacını karşılar. Tasarımcı, uzun süre mücevher taşı ticaretiyle uğraştıktan sonra 1981 yılında Paris’te, Place Vendome’da adını taşıyan ilk mücevher evini açar. Aynı zamanda Cenevre, Cannes ve Monaco’da da “High Jewellery ürünlerini satmaya başlar. 1997 yılında Mirror dergisi Reza’yı “zengin, ünlü ve asiller için büyük olasılıkla bir numaralı mücevherci” şeklinde tanımlar. Aynı yıl, Prenses Diana trajik bir şekilde vefat ettiği gün, sevgilisi Dodi El Fayed tarafından kendisine hediye edilen Alexandre Reza tasarımı bir yüzüğü takmaktadır. Sotheby’s, Reza’nın eski ve yeni tasarımlarının yer alacağı sergiyi 2-14 Kasım tarihleri arasında New York’ta düzenlenecek. Serginin, mücevher taşları ve mücevherler konusunda, dünyadaki en geniş ve etkileyici kişisel koleksiyonlarından birini gözler önüne sermesi bekleniyor. Sergide yer alacak ürünlerden biri de Reza’nın ağırlığı 51 karattan fazla gelen dört adet Kolombiya zümrüdünün yanında, 14 adet pırlanta baget kesim pırlantanın çerçevelediği platin küpe tasarımı. New York’tan başlayan sergi, 2014 yılı boyunca Londra, Katar, Doha ve Pekin’deki Sotheby’s global ofislerinde de sergilenecek. 65




VOIR MEKAN

LİMİT-SİZSİNİZ Alcatra; İstanbul Boğazı’nın en güzel manzarılı mekanlarından biri olan Sortie'nin denize sıfır tek restaurantı olması ile boğaz atmosferini lezzetle buluşturuyor. Kulaklarınızda dalga sesi, gözlerinizde tüm ihtişamı ile bir tarafta Boğaziçi Köprüsü, diğer tarafta Kuleli, Beylerbeyi… Emrah Türköz

68


Alcatra’da ilginç bir uygulamanız var; “Limit-sizsiniz”… Nedir bunun içeriği? Brezilya usulü kesilen 11 farklı etin LimitSİZ’ce servis edildiği bir mutfak olan Churrascaria’nın Servisi de lezzetleri kadar iddialıdır. Brezilya Ritüeline göre farklı kesilen Etler, özel fırında ve sadece üzerine okyanus tuzu serpilerek pişiriliyor. Ve en sonunda masanıza kılıçlarda gelen etler,döner gibi kesilerek servis ediliyor. Bu 11 farklı (kuzu-tavuk-dana) etin tamamından istediğiniz kadar yiyorsunuz. Taa ki masalarda bir tarafı kırmızı

ve anlamı “Artık Et servisi istemiyorum" tarafını çevirene kadar. Restaurantınızın müdavimleri kimlerden oluşuyor? Al Catra'nın müdavimleri arasında sanat, iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri, futbolcular olmak üzere et severlerin buluşma noktasıdır. Roberto Carlos'un Türkiye'ye gelir gelmez sürekli uğradığı mekandır. Brezilyalı Futbolculardan Ece Vahapoğlun’a, Reha Muhtar'dan İzel'e, Güneri Civaoğlu’ndan Ali Poyrazoğlu’na, Murat Cevahir'den Serdar Ortaç'a, Mehmet Ali Erbil'den Hadise'ye kadar bir çok tanınmış sima müdavimleri arasındadır. Menünüz hakkında da konuşalım mı? Al Catra'da menü; Peynir tabağı ve patlıcan pate ile başlıyor. Ara sıcak olarak Brezilya’nın olmazsa olmazlarından Mısır unu ile yapılan Polenta, içinde tavuk parçacıkları olan Coxinha, kızarmış muz, sebzeli börek ve parmesanlı patates servis ediliyor. Ananaslı yeşil salatadan sonra 11 farklı et'in Limitsiz servis edilmesi ile Fix menü son buluyor. Başlangıç olarak Brezilya'nın yerel içeceği Caipirinha'yı, tatlı olarak da ananas ızgara'yı tavsiye ediyoruz. Özel günlere yönelik hizmetleriniz de var mı? Et mutfağı olması sebebiyle Ramazan'da iftar için en çok tercih edilen restaurantlardan biri olmaktadır. Doğum günleri ve özel günler için de konsept partiler düzenlemekteyiz. 69


Mehmet Satıcıöz Stil Alyans Yönetim Kurulu Başkanı

Acil Müdahale Alanı

DEĞERLİ TAŞLAR SÜS TAŞLARI

18 Haziran’da İstanbul Vizyon Park C Blok’ta meydana gelen yangın Kuyumcukent’i de tedirgin etti

S

üs taşları ya da kıymetli taşlar olarak tanımlanan malzemeler yarı kıymetli ve kıymetli süs taşları olmak üzere iki grup altında incelenirler. Süs taşları doğada yaygın olarak bulunan karbon, alüminyum, silisyum, kalsiyum ve magnezyum gibi elementler tarafından oluşturulur. Doğada çeşitli fiziksel ve kimyasal koşullar ve özellikle büyük basınç altında oluşmuşlardır.Sertlikleri altının üzerindedir. Kıymetli ve yarı kıymetli taşlar (süs taşları), tarih öncesi çağlardan beri güzellik, zenginlik ve statü simgeleri olarak kullanılmışlardır. Süs taşı ender bulunuşu, belirli fiziksel ve kimyasal ayrıcalıkları nedeniyle, özel değerdeki malzemelerdir. Bir malzemenin süs taşı sayılabilmesi için iki temel kriter vardır:

h

Güzellik ve estetik görünüm: Her ne kadar göreceli bir kavramsa da taşın temiz, şeffaf, çekici renkli olmasıdır. Dayanıklılık ve ender bulunma: Bu kavram sertlik, kırılganlık, darbelere ve dış etkenlere dayanma gibi özelliklerle açıklanır.

h

Bir objeyi değerli kılan, onun az rastlanır olmasıdır. Örneğin; binlerce karatlık elmas üretimi içerisinde sadece birkaç yüz karatı pembe elmastır. Dolayısı ile bir pembe elmasın değeri, sıradan bir elmasın binlerce katıdır. Bu temel kriterlerin dışında taşınabilirlik, kesilebilme, parlatılabilme, ışık yansıtma, ışık kırma, şekillendirmeye uygunluk, bünyesinde safsızlıklar içerme gibi bazı özellikler de taşların değerlerini belirleyen ve arttıran diğer unsurlardır. Kıymetli ve yarı kıymetli taşların hepsi kendilerine ilişkin bazı özelliklere ve güzelliklere sahiptirler. Hatta fosiller bile süsleme malzemesi olarak kullanılmaktadır. Kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, süs taşı olarak (mücevher malzemesi), koleksiyon yapmak, sergilemek ve dekoratif amaçlarda kullanmak için satın alınmaktadır. Ayrıca endüstriyel kullanımı olan süs taşlarına da sürekli bir talep artışı söz konusudur. 70

İ

stanbul Vizyon Park C Blok’ta bulunan bir firmada tadilat esnasında kaynak yapılırken çıkan bir kıvılcım sebebiyle dış cephede bulunan izolasyon yangının çıkmasına neden olmuştur. Herhangi bir can kaybı ya da ciddi bir mal kaybı yaşanmamış da olsa meydana gelen panik sebebiyle ufak çapta bir kargaşa yaşanmıştır. Yangına müdahale etmek amacıyla Vizyon Park’a gelen itfaiye araçları, hatalı park sebebiyle yangın alanına ulaşmakta sıkıntı yaşadı. İstanbul Vizyon Park’ta oluşan bu yangından yola çıkarak KİAŞ Teknik Müdürlüğü ve Güvenlik Kontrolörlüğü tarafından olası bir yangında işletmeye ait tedbirler konusunda çalışılmış, projelendirilmiş ve yangın senaryoları gözden geçirilmiştir.

Yönetim kurulu kararı gereğince; olası bir yangın durumunda kullanmak üzere Acil Toplanma ve Müdahale Merkezi oluşturulmuştur. Atölye Bloğunda çıkabilecek bir yangına müdahale imkanı yaratmak maksadıyla; atölye 2. kat platformdaki açık park alanı araç trafiğine kapatılmıştır. Bu alan 1 Temmuz itibarı ile olası bir yangın durumunda “Acil Toplanma ve Müdahale Merkezi” olarak kullanılmak üzere kontrol altına alınmıştır. Belirli dönemlerde Güvenlik Kontrolörlüğü tarafından organize edilen yangın eğitimlerinin ardından, mevcut tedbirlerin gözden geçirilmesi ve ihtiyaçlar doğrultusunda yangına karşı yeni önlemler alınması ile beraber Kuyumcukent olası bir yangına hazır hale gelmiş oldu.


/CJR Ayşe Örnek, Temsilcisi tış Sa r he ev Müc

HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN! HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.

Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.

Eğitim Süreci Nasıl İşler? Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler. Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar. • Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler. • Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir. • Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir. egitim@hrdantwerp.com.tr / 0 505 473 473 1


Kazım Şahin

Fahret Döviz Yön. Kur. Başkan Vekili

P

e n i l n O

alışverişte modası

PIRLANTADA KALİTENİN SIRRI

ırlanta denince genelde parlak şeffaf bir taş algısı oluşuyor akıllarda sadece. Konunun da alt tarafı taş işte ifadesindeki kadar basit olduğu zannediliyor. Ancak kazın ayağı öyle değil. Pırlantanın değerli olmasına sebep olan şeyler ışıltısı ve az bulunur olmasıdır. Az bulunur olması pazardaki arz ve talebe göre daha çok ticari olarak dengelenen ve değerlenen bir durumdur. Ancak ışıltısına gelince iş başka bir hal alıyor. Hep söylenegelen bir konudur pırlantadaki 4C özellikleri. Artık hemen hemen herkes bu 4C’nin ne demek olduğunu biliyor ve anlıyor. Kısaca bakarsak 4C dediğimiz yapı Carat, Color, Clarity, Cut kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. Cut; ışığın taşın içine girdikten sonra geriye yansımasında, yani ışıltının miktarında çok etkili bir özelliktir. Eğer çok kötü kesilmiş bir taş varsa karşımızda geriye neredeyse hiç ışık yansımayabilir. Gerçi bu durumda elimizdeki taş da pırlanta sayılmaz. Çünkü elmasın pırlanta olabilmesi için uygun özellikte kesilip ışığı geriye yansıtabilmesi gerekmektedir. Clarity; taşın içinde bulunabilen kristalleşmemiş karbon parçacıklarının miktarını anlatır. Pırlantanın içinde ne kadar az parçacık varsa o kadar geçirgen olacak ve geriye yansıyan ışık miktarındaki kayıp da o oranda az olacaktır. Carat; Taşın büyüklüğüdür ve paranız hangi büyüklüğü almaya yetiyorsa onu alırsınız. Ancak yansıyan ışıltıyla hiçbir alakası yoktur. Taş büyükse ışık büyük olur, taş küçükse ışık küçük olur hepsi bu kadar. Ancak burada ince bir konu var. Büyük taşlar zor bulunduğundan pahalı, küçük taşlar kolay bulunabildiğinden daha ucuzdur. Color; taşın rengidir. Yani ışıltının ruhu. Pırlantanın o büyüleyici şeffaf, parlak, duru ışıltısına asıl karakterini veren özelliktir. Diğer özelliklerin tamamı ışıltının miktarını etkiler, azaltır ya da çoğaltır. Ancak taşın rengi o herkesin peşinde koştuğu etkileyici ışıltının en beyaz, en etkili olmasını sağlayacak ana kaynaktır. Aslında burada renk olarak temel alınan şey beyazın tonlarıdır. Sarıdan, daha doğrusu sarıya yakın kirli beyazdan şeffaf beyaza kadar açılan bir skaladır bahsedilen. Nadir de olsa pembe, mavi gibi farklı renklerde ya da fosforlu gibi karanlıkta da parlayan özellikte olan taşlar da çıkmakta karşımıza; ancak bunlar nadir bulunmasına rağmen çok rağbet görmemektedir. Çünkü peşinde koşulan asıl ışıltı, o en şeffaf beyaz taşın içinden çıkan ışıktan gelmektedir. O ışığı veren taşlar ise renk skalasının en üstünde bulunan özellikte olanlardır. Renk skalası en kötü renk olan S-Z harfleriyle ifade edilen noktadan başlar ve en iyi renk olan D harfiyle ifade edilen noktaya kadar gelir. Bu skaladan uzun yıllar boyu pazarda J, I ya da H renginde olan taşlar bulunurdu. İnsanlarımız uzun yıllar bu taşları kaliteli olduğu için, daha doğrusu piyasada bulunabilen en kaliteli taşlar olduğu için alırlardı. Ancak artık bu durum değişti. Artık insanlarımız hak ettiği kalitede, etkileyici ışıltıyı verebilecek renkte taşları pazarda bulabilirler. Bu etkileyici ışıltıya sahip taşları bulabilmek için yapmaları gereken şey taşın F, E ya da D renginde olmasında ısrar etmeleridir. Renk skalasında F’den başlayıp D’ye kadar olan aralık en parlak ve şeffaf beyaz renklere sahiptir. Bu yüzden kaliteli pırlanta sahibi olmak isteyenler için işin sırrı F ve D harflerinde yatmaktadır.

72

VOIR GÜNCEL

k ı T

Yeni çağın vazgeçilmezi, zamana karşı yarışanların tercihi ve kurtarıcısı; online siteler…

Tek adres tek aşk

1

LOVE2SHOP.COM (One Love To Shop) online alışveriş sitesi, Zuhal Okçu ve Gözde Akman’ın ortaklığında 25 Haziran 2013 tarihinde hizmete açıldı. ZET Fashion moda blogunun sahibi Zuhal Okçu’nun blog dünyasındaki takipçileri ve tecrübesiyle Gözde Akman’ın moda alanındaki kurumsal iletişim tecrübesinin birleştiği projede, ikilinin ortak zevkleri doğrultusunda seçtikleri koleksiyonlar ve tasarımları yer alıyor.

İndirim fırsatı

“S

özümüz Memnuniyetinizdir” sloganıyla yola çıkan, İngiltere’nin en büyük online kozmetik sitesi Cheapsmells’in Türkiye kozmetik sitesi BellaMola.com seçkin markaların yaz parfümlerinin yanısıra, güneş ve saç bakım ürünlerinde de ağustos ayına özel %55’e varan indirimler ve seçili ürünlerde duty free fiyatlarının altında cazip teklifler sunuyor.

Ünlü Türk tasarımcıları “butik” açtı!

“E

nmoda.com ile ünlü Türk tasarımcıların koleksiyonlarına tek tık ve ücretsiz kargo ile sahip olun! Türkiye’nin online moda merkezi Enmoda.com modaseverleri Türkiye’nin önde gelen tasarımcıları ile buluşturuyor. Simay Bülbül’den Mehtap Elaidi’ye, Deniz Berdan’dan Yasemin Özeri’ye birçok ismin tasarımlarına evinizden çıkmadan tek bir tıkla kavuşma lüksü ve konforu sunan Enmoda. com’a her ay yeni isim ve ürünler eklenmeye devam edecek.


Davetimiz Var

Mübarek Ramazan Ayı ile birlikte sektör, iftar davetlerinde buluştu. Misafirlerini en güzel ve özel şekilde ağırlayan firmalar, kimi zaman İstanbul’da kimi zaman da hem şehir içinde hem de şehir dışında iki farklı davet gerçekleştirdi. Kuyumculuk sektörü bu yıl da Ramazan Ayı etkinliklerinde bulundu. Hoş sohbetlerin edildiği, beraberliğin hoşgörü ile pekiştiği davetlerin hepsi birbirinden değerliydi. Dergi olarak katıldığımız bu iftarlardan kısa anektotlarla sizlerle de aynı duyguyu paylaşmak isteriz.

ii Fahret Döviz İftar Davetleri

73


ii Fahret Döviz Bandırma İftar Davetleri

İstanbul’da 19 Temmuz’da gerşekleşen iftar, boğaz turu yapan bir teknede gerçekleşti. FD’nin ikinci daveti eş zamanlı olarak, 23 Temmuz’da Bandırma ve İstanbul’da Ünlüer Gurme Restorant’ta yapıldı.

Ünlüer Gurme Restaurant

74


ii Bayramoğlu Kuyumculuk İftar Davetleri

Bayramoğlu Kuyumculuk, ilk iftarını İstanbul Florya Kaşıbeyaz’da 22 Temmuz’da gerçekleştirdi.

İkinci iftarını Adapazarı Evin Park Adana Sofrası’nda verdi.

75


ii Alb Menkul İftar Davetleri

İstanbul’da 24 Temmuz’da gerçekleşen iftar, Kaşıbeyaz Akvaryum’da verildi.

76


ii Yazıcı Sarraf İftar Davetleri

İBB Topkapı Sosyal Tesisleri’nde, 26 Temmuz’da verilen iftar davetine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla gerçekleşti.

İlhami Yazıcı

Hayati Yazıcı

77


ii Kiaş İftar Davetleri

Yönetimin tertiplediği iftar Kuyumcukent’de, 30 Temmuz akşamı düzenlendi.

78


ii Genç Müsiad İftar Davetleri

Rize’de 27 Temmuz’da, Şahin Tepesi'nde organize edilen programa Genç MÜSİAD Rize Şube Başkanı Esra Alemdaroğlu, MÜSİAD Rize Şube Başkanı Mahmut Dabak ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.

79


ii Altınkaynak Kuyumculuk İftar Davetleri

Geleneksel iftar daveti 23 Temmuz günü, Ankara Demirspor Sosyal Tesisleri’nde, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

80


ii Vip Kuöför İftar Davetleri

İstanbul Kebapçı Mahmut’ta, 27 Temmuz’da yapılan iftar, çalışanlarına yönelik düzenlendi.

81


VOIR GEZİ

Şehre Yakın bir Kaçamak

BÜYÜKADA

Büyük şehirlerin yaşamları insanı adeta yutar. Monoton bir yaşantının ve şehir yaşamının getirdiği kaosta yitip gidersiniz. Zaman zaman nefes almak, şehirden uzaklaşmak, belki bir ağaç altında gölgelenmek isteriz. Hele ki İstanbul’da yaşıyorsanız bunu daha sık yapma arzusuna kapılırız. Sadece haftasonları bile olsa kaçabileceğiniz bir yer, bir mekan ararız. Hepsini de birarada isteriz hani… Deniz de olsun, ağaçlar da, tarih de… İstanbul’un açıklarında yer alan adalar, tam da bu tarife uyan cinsten. Fotoğraflar: Hüseyin Kırlak

İ

stanbul açıklarındaki adaların en büyüğü olan Büyükada, Prens adaları olarak da bilinir. Adanın tarihi eski olmasına karşın, günümüze çok az bilgi ulaşmıştır. Bu bilgiler yakın tarihine ışık tutar; Bizans öncesine ait bilgi çok az bulunmaktadır. Büyükada definesi, Makedonya Kralı II nci Filip’e (Büyük İskender’in Babası) aittir ve Rum Ortodoks Mezarlığı yakınında bulunmuştur. Halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunmaktadır. Ayrıca diğer adalar gibi Büyükada da Bi-

82

zans döneminde hapishane ve manastırlarıyla nam salmış, dönemim prens, din adamları gibi ileri gelenleri sürgün edilmiş ve işkence yeri olarak kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden kısa bir süre önce de Türkler himayesine geçmiş; ada huzura kavuşmuştur. Ayrıca Ada, 1894’te yıkıcı bir deprem ve 1900’lü tarihlerinin başlarında yangın çıkmış, oldukça büyük hasar oluşmuştur. Büyükada’ya göç fazlalaşınca SİT alanı olarak kabul edilmiş, koruma altına alınmıştır.

Adaya ulaşımı deniz yoluyla yapılmaktadır. Bu yüzden şehir hatları vapuru, deniz otobüsü ya da özel motor seferlerinden birini tercih edebilirsiniz. Büyükada’nın nezih bir ortamı bulunmaktadır. Yazın yazlıkçıların ve günübirlikçilerin doldurduğu kalabalık, kışın yerini sessizlikle birlikte yerli halka bırakır. Yakın geçmişe kadar adanın yerli çoğunluğunu Rumlar oluşturmaktaydı. Halen oturduğunuz çaybahçesi veya kafede kulağınıza kırık Türkçesi ile bir Rum’un konuşması çalınabilir.


Karış Karış Sokaklar

Ada’nın modern sokaklarını gezdikçe evlerine hayran kalmamak neredeyse imkansızdır. Sağlı sollu ahşap ve görkemli yapıların yer aldığı Büyükada, çiçekli sokakları, tepelere doğru çıktıkça kızıl çam kokuları ve doğal yapısıyla yaz mevsimini önünüze futursuzca sunar.

Ada, tarihi güzellikleri açısından da gezmeye değer yerlerdendir. Büyükada’nın en yüksek tepesine varıldığında Aya Yorgi Kilisesi’ni ve Manastırı’nı, ikinci yüksek tepesi olarak geçen İsa Tepesi’nde de Hristos Manastırı’nı gezebilirsiniz. Ayrıca Ada’da bunlardan başka birçok ibadet yeri bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi’nden kalma Hamidiye Camii de bunlardan biridir. Bir dönem aydınlara ve yazarlara ev sahipliği yapan Büyükada’da Reşat Nuri Güntekin’in de evi bulunmaktadır. Eeee Ada’yı gezip de deniz mahsullerinin tadına bakmadan dönmek olmaz. Balık restorantlarının çeşitliliği oldukça fazla olan Ada’da seçmek zor. Ancak tavsiye olunur; yemek üstüne envayi çeşit ada dondurmasını sıcak havalarda serinletici bir alternatif olarak tüketebilirsiniz. Gelelim Ada’nın olmazsa olmazı faytonlara…Kafanızı her çevirdiğiniz yerde bir faytona rastlarsınız. Ada turunu faytonla yapmak da ayrı bir zevk. Daha az yürümek isteyenler için bir alternatif oluştururken, bisikletleri de unutmamak gerek. Hem spor yapayım, hem de gezeyim derseniz mutlaka bir bisiklet kiralayın deriz. 83


VOIR GEZİ Yokuş yukarı biraz zorlansa da insan, yine de keyifli… Ada’da doğanın tüm güzelliklerini yaşamanız mümkün. Tüm yorgunluğunuzu serin sularda gidermeniz de mümkün. Büyükada’da kıyı şeridi boyunca ücretsiz halk plajlarından denize girebileceğiniz gibi özel plajlardan da girmeniz mümkün. Dolu dolu bir günün ardından güneşin batışını da Ada’da seyredin deriz. Yazın geç vakite kadar süren vapur ve motor seferleri ile dönebilir ya da kalacak bir yer bulabilirsiniz. Büyükada’da pansiyon, motel ve otel seçeneklerinden, her keseye ve zevke uygun bir tanesini tercih edebilirsiniz. Özellikle vakitsizlikten şikayet edenler için; şehirden çok uzaklaşmadan, ailenizle ve sevdiklerinizle geçireceğiniz güzel bir haftasonu, yeni bir haftaya müthiş enerjilerle başlamanızı sağlayacaktır…

84



14. Dönem Mezuniyet Töreni Işık Üniversitesi Şile Kampüsünde 06.07.2013 Cumartesi günü düzenlenen 14. Dönem Mezuniyet Töreni, öğrenci ve velilerden oluşan kalabalık ve coşkulu bir davetli topluluğu ile gerçekleştirildi.

I

şık Üniversitesi Şile Kampüsünde 06.07.2013 Cumartesi günü düzenlenen 14. Dönem Mezuniyet Töreni, öğrenci ve velilerden oluşan kalabalık ve coşkulu bir davetli topluluğu ile gerçekleştirildi. Tören, Işık Üniversitesi dans kulübünün salsa, baçata ve valsten oluşan üç güzel dans gösterisiyle başladı.

86

Törende üniversite birincilerinin konuşmalarından sonra Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiye Güneç KIYAK, konuşmasına: “Mezunlarımız bizim varlık nedenimiz, ülkemizin ve Cumhuriyetimizin geleceği ve bizim gurur kaynağımız. Coşkuyla belirtmek isterim ki bugün 528 IŞIK’lıyı iş hayatına uğurlarken Üniversitemizin toplam mezun sayısı 4.000’i aşmış durumda.” diyerek başladı ve sözlerine şöyle devam etti: “IŞIK Üniversitesi, adını Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten alan, 128 yıla dayanan geçmişi ile Türkiye’nin en eski eğitim kurumu olan, Feyziye Mektepleri Vakfının eseridir. Ancak unutmayın, Önceliğimiz iyi insan… İyi insan çünkü; İyi insan, temel hak ve hürriyetlere saygılıdır. İyi insan, adalet duygusunu özümsemiştir. İyi insan, çalışmanın, üretmenin, ve üreterek var olmanın erdemine inanmıştır. Ve iyi insan uzlaşma kültürünü benimsemiştir.” dedi ve “Hedeflerinizi koyun, ilkeleriniz olsun, ancak önyargılı olmayın. Her zaman enerji dolu olun, enerjinizi hep üst düzeyde tutun. Çalışma hayatında taraf değil, takım olun. Uzlaşmaya açık olun. Sizlerle birlikte, Feyziye Mektepleri Vakfı IŞIK okulları mezunu 50.000 i aştı. Dünyanın her yanında IŞIK mezunları bugün büyük bir network içinde ve yalnız değilsiniz. Ve unutmayın, IŞIK Üniversitesi sizi her zaman izleyecek ve sizlerle gurur duyacak. Yolunuz açık ve IŞIK dolu olsun…” diyerek konuşmasını bitirdi. Ardından, Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık YARMAN; “Işık Üniversitesi'nin bugün 14. Mezunları oluyorsunuz. Son 1-2 sene içerisinde siz gençlerin olumlu varlığını çok daha güçlü hissediyoruz. Ne güzel ki 21. yüzyıla girdikten 13 sene sonra siz değerli gençlerden çok şeyler öğrenmeye başladık.

Tabi, hocaların vereceği bitmedi. “Keşke gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi” diye güzel bir Fransız atasözü var. Bütün güzellikleri bir araya getirdik, hepimiz birbirimizden öğreniyoruz, hep birlikte yapıyoruz, kollektif çalışmanın keyfini çıkartıyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi gelecek gerçekten gençlerin, sizlerin. Mezuniyet sizler için umut ve gelecek, üniversitemiz için sizlerle gurur duyma, başarılarınızla övünç duyma döneminin başlangıcıdır. Sizin gücünüz ve başarınız üniversitemizin, ülkemizin, dünyanın ve evrenin gücüdür.” dedi. Son olarak, Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Y. Müh. Tufan Durgunoğlu konuşmasında: “Her doğru tercih yarınlar için atılmış önemli bir adımdır. Şimdi sizler de hayatınızın en önemli adımını atmak üzeresiniz. Işık Üniversitesini tercih ederken nasıl sadece bir okulun değil, büyük ve köklü bir ailenin parçası olmayı tercih ettiyseniz bundan sonra da aynı değerlerin takipçisi ve savunucusu olacaksınız. Işık Üniversitesi'nde amacımız, sizlerle birlikte dünyayı yeniden tasarlamaktı ve geleceğin dünyasını oluşturmaktı. Bilim ve sanat odaklı bir ortamda farklı disiplinlerin içinde birlikte üretmenin zevkini alacağınız, gerek teknolojide gerekse estetik alanda tasarımı, mühendisliği, bilim ve sanatı uygulayarak öğreneceğiniz bir ortam vermeye çalıştık sizlere. Sizleri yanınızdaki arkadaşınızdan, tüm toplumdan ve dünyadaki insanlardan ayrı kılacak tek fark, hayal kapasitenizdir. Sizden son olarak üç ricam var; Bir; kendinizi sevmeyi sakın bırakmayın.. İki; birbirinizle irtibatı bırakmayın. Üç; ve en önemlisi de hayallerinizi bırakmayın.” dedi. Tören bitiminden sonra öğretim üyeleri, mezunlar ve aileleri mezuniyet alanında düzenlenen kokteyl ve sanatçı Fatih Erkoç’un muhteşem performansıyla eğlenerek unutulmaz bir akşam yaşadılar.


KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI BÖLÜMÜ

Gelecege uçmak için

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ KÜTAHYA TEKNİK BİLİMLER YÜKSEKOKULU TC Dumlupınar Üniversitesi Kütahya Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Afyon Yolu 7. km. Kütahya Tel: (0274) 227 04 50-51 Faks: (0274) 227 04 54 kmyo.dpu.edu.tr


Yrd.Doç. Dr Nuri Sezer Grafik Sanatçısı

VOIR GÜNCEL Bugün nereye gidiyoruz

SANATÇI “OL”MAK

Güzel vakit geçirip, hoş sohbetlerinize ev sahipliği yapacak, birbirinden lezzetli yemekler ve görsel şölenlerle dünyanızı aydınlatacak mekanlar…

Paylaşmak keyif verir

Mutlu ve eğlenceli bir ortamda misafirlerimize unutulmaz bir İtalyan mutfağı deneyimi sunan Carluccio’s, mönüsündeki birbirinden özel Antipasto tabakları ile ana yemek öncesi lezzetli başlangıçlar sunuyor. Farklı damak tatlarına uygun olarak et, sebze ve peynir çeşitlerinden oluşan Antipasto tabakları tutkunlarını lezzet şölenine davet ediyor.

"İşte sanatçının rolü: Her zaman yeni bir şeyin peşinde koşmak, kuralları çiğnemek meydan okumak, alışılmamışı yakalamak” Brian Aldiss

S

anatta kuralların olması demek, sanata askerlik yaptırmakla aynı anlama gelmez mi? Sınırları korumak, kollamak ve herkesin yaşantısında aynı kurallara uyarak eser yaratmaya çalışması, daha doğrusu yaratamaması anlamına gelmez mi? Ne dersiniz? İnsan özgürlüğünü kısıtladığınız zaman, isyan duyguları oluşmaya başlayacak ve sonunda da isyan edecektir. Askerde bile kurallara uymama dürtüleri insanların fazlasıyla gelişir; ama bir yere kadardır. Orada disiplin ve kuralcılık toplumsal ve birlikte hareket etme amaçlı olduğundan, tolere edilebilir. Sanatta birlikte aynı şeyleri yapmak veya aynı tarz şeyler oluşturmak, görsel ve duyusal sanatta eseri tek düzeliğe sokacağından insanlar tarafından kabul görmeyecek, sıradanlık oluşacaktır. Sanatçı sanatta kendi kurallarıyla hareket edip fırçasına, boyasına, mermerine, çamuruna, bilgisayarına, sözüne, müziğine, görselliğine kendi kurallarını işler. Muhakkak ki disiplini vardır; ama sanatçının kendine ait kendi tarzında bir disiplini olup, sanatını kendi kurallarıyla icra eder. Şairler, sanatçılar olmasaydı insanlar doğanın tekdüzeliğinden kısa zamanda bıkarlardı, diyor Guillaume Appollinaire… Yaşamımızın tekdüzeliğinin bazen farkına varırız aslında; ilgilenmediğimiz zaman, sinema, tiyatro, müzik, resim, heykel vs… Yaşamdan koparız adeta; bunu da biraz kafamızı kaldırıp bir konsere, bir tiyatro, sinema veya sergiye gittiğimizde anlarız. İfade ederiz hemen‘ne boş yaşıyormuşuz’ diye. “Sanat görülebilir olanı yeniden yaratmaz; görülebilir kılar” der Paul Klee… Doğrusu da budur. Sanatçı yaşamı görülebilir kılar. Gördüğümüzü zannettiğimiz şeyleri önümüze koyduğumuzda, baktığımız şeylerle karşılaşırız; ama ‘bakmakla görmek farklı şeylerdir’ lafını ilkokulda bize hocalarımız hep söylemiştir. Angelique Arnauld, “Mükemmellik olağanüstü şeyler yapmakla değil, sıradan şeyleri olağanüstü iyi yapmakla elde edilir” diyor. O zaman olağanüstü şeyler çıkabilir karşımıza. Ne sanatçı, ne de sanat yapan bir isim olmamasına rağmen, “Sanatsız kalan bir Milletin, Hayat damarlarından biri kopmuş demektir” demiş. O, şimdiye kadar saydığım sanatçılara taş çıkartacak lafı eden biridir. Bakmayı değil, görmeyi tercih eden bir şahıs. Adını söylemeye bile gerek yok…

88

Fenerbahçe’de By Şükrü

Büyükadalıların ve ada severlerin yakından tanıdığı “Balıkçı By Şükrü” yeni şubesini geçtiğimiz ay Fenerbahçe’de açarak nefis lezzetlerini Anadolu yakasında da sunmaya başladı. Çanakkale ve Ege’den gelen en taze balıkları bizzat kendi seçmesi, özel yöntemlerle pişirdiği mezeleri ve tüm misafirleri ile tek tek ilgilenmesiyle bilinen By Şükrü, Fenerbahçe Stadının yanındaki üç katlı Hasanpaşa Konağında yeni misafirlerini ağırlıyor.

Formunuzu hiç kaybetmeyin diye!

Caffè Nero’nun fit ürünleri, bu yıl da formda bir yaz mevsimi için ihtiyacınız olan her şeyi sunuyor. Yüzde 98 oranında yağsız sütle hazırlanan içecekler, kepekli poğaçalar, hafif salatalar, sandviçler ve daha birçok Caffè Nero klasiği, fit bir yazı garanti ediyor.

Türkiye'nin ilk özel kâğıt müzesi

UPM, 23 Mayıs'ta Yalova'da açılan Türkiye'nin ilk özel kâğıt müzesine destek oldu. İbrahim Müteferrika Kâğıt Müzesi'nin fikir aşamasından kuruluşuna kadar her türlü desteği veren UPM, aynı zamanda Yalova Belediyesi tarafından basılan "Medeniyet hamuru: Kâğıt” adlı kitabın da kâğıt sponsorluğunu üstlendi.



Byglossarist Müge Bilgin Akdaş

Farkında Olmalı İnsan

C

an Yücel... Şiirin asi çocuğu. 73 yıllık yaşamı, ondört yıl önce Ağustos ayında, son yıllarını geçirdiği Datça' da son buldu. En sevilen şiirlerinden "Farkında Olmalı İnsan" ile onu saygıyla anıyoruz.

Farkında Olmalı İnsan… Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı. Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen… Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını Fark etmeli. Anne karnına sığarken, dünyaya neden sığmadığını. Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını Fark etmeli. Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu Fark etmeli. Henüz bebekken ‘Dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de aynı avuçların ‘Her şeyi bırakıp gidiyorum İşte' dercesine apaçık kaldığını Fark etmeli. Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli. Baskın yeteneğini Fark etmeli. Sonra azrailin her an sürpriz yapabileceğini, Nasıl yaşarsa öyle öleceğini Fark etmeli insan. Ve ölmeden evvel ölebilmeli. Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte,

Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini Fark etmeli. Eşref-i mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) olduğunu Fark etmeli. Ve ona göre yaşamalı. Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü Fark etmeli. Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde Çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını Fark etmeli. Eşine ‘Seni çok seviyorum!’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü Fark etmeli. Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini, ama arka Sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu Fark etmeli. Zenginliğin ve bereketin, sofradayken önünde biriken ekmek Kırıntılarını yemekte gizlendiğini Fark etmeli. FARK ETMELİ Ömür dediğin üç gündür, Dün geldi geçti yarın meçhuldür, O halde ömür dediğin bir gündür, O da bugündür.

byglossarist.wordpress.com glossarist@windowslive.com 90

Öğretmenim Moriyle Salı Buluşmaları Hayattaki En Büyük Ders

Öğretmenim Mori'yle Salı Buluşmaları Yazar: Mitch Albom Türü : Kişisel Gelişim Sayfa Sayısı: 191 Yayınevi: Boyner Yayıncılık

- Yaşam - Aile - Evlilik - Toplum - Merhamet - Ölüm - Korku - Açgözlülük - Yaşlanma - ve anlamlı bir yaşam felsefesi üzerine hasta yatağındaki yaşlı bir profesörle eski bir öğrencisi arasındaki içtenlik ve bilgelik dolu konuşmalar. ABD’de en çok satan kitaplar listesinden inmeyen, elinizden bırakamayacağınız bir kitap...

editörün seçtikleri BAŞKA BİR LEONARDO Yazar: Ülker Uzun Polat Destek Yayınları

Leonardo ve onun şahaseri Mona Lisa… Çok konuşuldu, çok yazıldı ve kuşkusuz bundan sonra da yazılıp konuşulmaya devam edecek… Yazarımız da herkes gibi, Leonardo’ya ve Mona Lisa’ya bakmış ama farklı bir konu, yazılacak bambaşka bir şey bulmuş. Ne de olsa, “Buluş dediğimiz şey herkesle aynı yere bakıp; farklı bir şeyler görebilmektir." Bu yüzden de kitabın adı “Başka Bir Leonardo” Çünkü bu Leonardo bambaşka…

DÖNMEK MÜMKÜN OLSA Yazar: Marc Levy Çeviren: Can Belge • Can Yayınları Dönmek Mümkün Olsa, yapılan hataların ve yaşananların değiştirilmesi için sunulacak bir şansın hayaliyle yaşayanların kitabı. Yani hepimizin! Levy’nin anlattıkları bugüne dek okuduğunuz en iyi maceralardan biri olarak kalmayacak, Fransa’dan tüm dünyaya ulaşan bir yazarın “en iyi” kitabında kaybolacaksınız!



Birbakış Burak KAPLAN

Okan Üniversitesi GSF Araştırma Görevlisi burak.kaplan@okan.edu.tr

VİZYON SEÇKİLERİ ELYSIUM: YENİ CENNET

J

James Gandolfini

ames Gandolfini, film dünyasında sık rastlanmayan bir kariyere sahipti. Çünkü, kariyerine sinema filmleri ile başlamıştı. Televizyon dizileri ise sonradan gelmişti. Hollywood’da genelde bunun tam tersi olur. Bugün sinemada boy gösteren pek çok oyuncu, kariyerlerinin başında kimisi büyük kimisi küçük TV rolleri ile adım atarlar film sektörüne. Gandolfini için ise durum pek de böyle değildi. Çünkü, bugün çoğumuz onu kendi adından ziyade HBO’nun ünlü dizisi The Sopranos’daki adıyla tanıyoruz. Yani Tony Soprano’yla! Peki, 51 yaşında geçirdiği kalp krizi yüzünden erkenden hayata veda eden, Tony Soprano’nun arkasındaki bu müthiş adam kimdi aslında? James Gandolfini, 1961 yılında New Jersey’de doğdu. Anne ve babası, soyadlarından da tahmin edilebileceği üzere İtalyan asıllılardı. Gandolfini’nin çocukluk yıllarından itibaren sanata ilgisi büyüktü. Üniversitede iletişim okudu. Gençlik yıllarında özellikle Robert De Niro’ya hayrandı. Bu Robert De Niro hayranlığı daha sonra oyunculuğuna da yansıyacaktı zaten. İlk rolunü alması ve oyunculuğa başlaması ise çok da erken bir yaşta olmadı. 27 yaşında oynadığı ilk film Shock! Shock! Shock! bir korku komediydi. Bu filmden sonra oynadığı irili ufaklı bir iki rolden sonra ise ilk çıkışını Quentin Tarantino’nun senaryosunu yazdığı Tony Scott filmi True Romance ile yaptı Gandolfini. True Romance’den sonra yönetmen Tony Scott ile işbirlikleri sürdü. Ülkemizde de pek çok hayranı olan aksiyon filmi Crimson Tide’da rol aldı bu kez. Gene Hackman ve Denzel Washington’ın karşısındaydı ve bir Teğmen rolundeydi. Zaten, bu asker ve ajan rolleri, sahibi olduğu sert yüz hatları sebebiyle kariyeri boyunca kolay kolay peşini bırakmayacaktı. 90’ların ikinci yarısı ise çok iyi gelmedi Gandolfini’ye. Hakettiği sıçramayı bir türlü gerçekleştiremedi. Sonuçta, hala çok tanınan bir oyuncu değildi. Oynadığı her filmde yan rollerde oynuyor, her ne kadar kaliteli oyunculuklar çıkarsa da yer aldığı projeler bir patlama yapamıyordu. 1999 yılına geldiğimizde ise Gandolfini, bugün hepimizin bildiği ve onu uluslararası bir şöhret haline getiren, o uzun zamandır hayalini kurduğu projeye ve role kavuştu. O, artık Soprano ailesinin babası, nam-ı diğer Tony Soprano’ydu! David Chase’in yarattığı dizi hem eleştirmenler hem de izleyici tarafından o kadar çok sevildi ki tam 6 sezon sürdü ve 5 dalda Altın Küre kazandı. Bugün, dizinin final bölümünün üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen hala birçok izleyici, diziyi Amerikan televizyon tarihinin en iyi işleri arasında saymaya devam ediyor. Dizinin bu başarısında, doğru kurulmuş bir hikaye ve iyi yönetimin dışında belki de en büyük payın sahibi ise James Gandolfini’ydi. Çünkü oyuncu, bu italyan aile babası ve mafya patronu rolünü, karakterin iyi ve kötü yönleri ile öylesine eşsiz bir şekilde canlandırdı ki, seyirci bu zalim, kaba saba adamı hiç tereddüt etmeden sahiplendi, onu sevdi. Sonuçta, biraz klişe ama hani derler ya; “henüz daha en iyi rolünü oynamamıştı” diye, işte bu tabir, biraz Gandolfini için doğru sayılabilir aslında. Görkemli performansları kolaylıkla ortaya koyabilen, altından kalkılması çok zor karakterleri sanki herkes oynayabilirmiş gibi kolay roller olarak gösteren muhteşem bir aktördü James Gandolfini! Sinema dünyası için büyük ve beklenmedik bir kayıp. Henüz vizyona girmemiş olan izleyemediğimiz iki filmi ise en büyük tesellimiz. Umarız huzur içinde uyursun Tony Soprano!

92

Yönetmen: Neil Blomkamp Oyuncular: Matt Damon, Jodie Foster, Sharlto Copley Gösterim Tarihi: 09 Ağustos 2013 2009 yılında vizyona giren ve izleyen herkesi kendine hayran bırakan bilim kurgu filmi District 9’un ardından çalışmalarına son hızla devam eden yönetmen Neil Blomkamp’ın yeni filmi yine bilim kurgu türünde. Blomkamp’ın elinde bu kez, District 9’un dört katı bir bütçe var. Şimdi herkesin merak ettiği konu ise; Blomkamp’ın ilk uzun metraj filmi ile yakaladığı başarısını sürdürüp sürdüremeyeceği sorusu.

GÖSTER GÜNÜNÜ 2

Yönetmen: Jeff Wadlow Oyuncular: Aaron Taylor Johnson, Chloe Grace Moretz, Jim Carrey Gösterim Tarihi: 16 Ağustos 2013 Ülkemizde vizyona giremeden doğrudan DVD satışına çıkan Göster Gününü, tüm dünyada özellikle çizgi roman hayranlarını memnun etmiş ve beklenenin çok üzerinde bir hasılat elde etmeyi başarmıştı. Bu ay, serinin yeni filmi, orijinal kadrosu ile geri dönüyor. Serinin yeni filmindeki en önemli değişiklik ise yönetmen koltuğunda yaşandı. İlk filmin yönetmeni Matthew Vaughn, yerini bu kez daha çok aksiyon filmleri ile tanınan Jeff Wadlow’a bırakıyor.

JOBS

Yönetmen: Joshua Michael Stern Oyuncular: Ashton Kutcher, Dermot Mulroney, Amanda Crew Gösterim Tarihi: 16 Ağustos 2013 Sektörde duyurusu yapılan iki bağımsız Steve Jobs filminden ilki vizyonda. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, Apple’ın dahi CEO’su Steve Jobs’ın hayatını konu alan biyografinin başrolünde ise daha çok MTV kültürü sayesinde tanıdığımız Ashton kutcher var. Proje hakkında kulağımıza ilk gelen yorumlar filmin pek de parlak olmadığı yönünde. Yine de, senaryosunu Aaron Sorkin’in yazacağı ikinci uyarlamayı beklemek istemezseniz, görülmeye değer.

HABERLER c Kara Şövalye serisinin ünlü yönetmeni Christopher Nolan’ın yeni projesi açıklandı. Senaryosunu kardeşi Jonathan Nolan’ın yazdığı proje, Interstellar adında bir bilim kurgu filmi olacak ve 2014 sonbaharında vizyona girecek. c 1993 yılında Steven Spielberg’ün başlattığı ünlü seri Jurassic Park, beşinci filmi ile 2015 yazında devam edecek. Yeni filmin yönetmeni ise, genç kuşaktan bir isim; Colin Trevorrow. Spielberg’ün sadece yapımcı olarak yer alacağı proje merakla bekleniyor.



VOIR KÜLTÜR

SANAT KONSER

Sarp Aydınoğlu - Perküsyon, Fırat İkisivri - Gitar, Sarper Aksoy – Klarnet

Soul müziğin kraliçesi Lisa Stansfield ilk defa Türkiye’de!

8 Eylül Pazar - Ebru Gündeş & Serdar Ortaç 9 Eylül Pazartesi - Kardeş Türküler 18 Eylül Çarşamba - Lisa Stansfield 19 Eylül Perşembe - Nilüfer 20 Eylül Cuma - Sıla 21 Eylül Cumartesi - İlhan İrem

ROCK'N COKE Istanbul 2013

Turkcell Yıldızlı Geceler Harbiye Açıkhava 2013 Konserleri

90'lı yılların Soul ve Pop müziğinin divası Lisa Stansfield, ‘Turkcell Yıldızlı Geceler’ kapsamında 18 Eylül akşamı Harbiye Açıkhava’da hayranlarıyla buluşuyor. İlk defa Türkiye’de konser vermeye hazırlanan sanatçı, kadife sesiyle ruhları okşamaya geliyor! Baştan çıkarıcı sesiyle 90lı yılların Soul müzik fenomeni, “All Around The World”, “Never, Never Gonna Give You Up”, “Change” ve “The Real Thing” gibi unutulmaz parçalara imza atan Lisa Stansfield, ‘Turkcell Yıldızlı Geceler’ kapsamında 18 Eylül Çarşamba akşamı Türkiye’deki ilk konseriyle, Harbiye Açıkhava’da İstanbul’u fethetmeye hazırlanıyor. ‘Turkcell Yıldızlı Geceler’ kapsamında Lisa Stansfield, Harbiye Açıkhava’da konser verecek tek yabancı sanatçı olacak.

Rock’n Coke 2013 6-7-8 Eylül tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda; sınırlı sayıda erken avantajlı biletler satışta. Ayrıca bu yıl ilk kez öğrencilere indirimli özel festival paketleri RnC Kampüs Temsilcileri’nde; ayrıntılar www.rnckampus.com'da. Coca-Cola tarafından ilk kez 2003 yılında düzenlenen ve bu sene 10. yaşını dolduran Türkiye’nin en büyük açık hava müzik festivali Rock’n Coke bu sene de sürpriz yenilikleri ve eşsiz atmosferi ile yine festivalseverlere unutulmaz bir haftasonu yaşatacak. Daha birçok ses getirecek saatçının isimlerini www. rockncoke.com üzerinden açıklayacak olan Rock’n Coke, bu sene artan sahne sayısı ile bir çok farklı müzik türüne ve yenilenmiş festival alanı ile müzik dışı özel performanslara da ev sahipliği yapacak.

Leyla ve Mecnun'dan, Leyla The Band

16 Eylül KüçükÇiftlik Park, İstanbul Son dönemin sevilen dizisi Leyla ile Mecnun'un oyuncularından oluşan Leyla the Band, Leyla ile Mecnun'u hayranlarına ve müzikseverlere keyifli dakikalar yaşatacak. Ali Atay - Vokal, Onur Ünlü - Davul, Serkan Keskin - Bas gitar, Osman Sonant - Klavye, 94

14 Ağustos - 21 Eylül İstanbul BKM organizasyonuyla Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek Turkcell Yıldızlı Geceler’in takvimi şu şekildedir; 14 Ağustos Çarşamba - Tolga Çevik, 15 Ağustos Perşembe - Sertab Erener 16 Ağustos Cuma - Erol Evgin 23 Ağustos Cuma - Sezen Aksu 24 Ağustos Cumartesi - Sezen Aksu 5 Eylül Perşembe - Ajda Pekkan 6 Eylül Cuma - Sezen Aksu 7 Eylül Cumartesi - Sezen Aksu

Dünyaca ünlü grupların sahne alacağı Rock’n Coke Sahnesi ve Alternatif Sahne; bu yıl ilk kez kesintisiz dans ve elektronik müzikle dolu olacak, dünyaca ünlü gruplar ve DJ’lerin yer alacağı Party Arena; dünyanın farklı ülkelerinden taze ve çizgi dışı müzik gruplarının performans göstereceği Keşif Sahnesi ve birbirinden farklı işbirlikleri ile zengin bir programı olacak Şehir Sahnesi bu yıl festivalseverlere eşsiz bir müzik ziyafeti sunacak. Yabancı sanatçı organizasyonu Sziget, yerli sanatçı seçimi ve festival organizasyonu ise showhow tarafından gerçekleştirilen Rock'n Coke İstanbul 2013 ile ilgili detaylar bilgiler içinwww.rockncoke.com'u takipte kalın!


VOIR GÜNCEL

Vestival: 50 Cent - Sky Blu of LMFAO - Ne-Yo - Inna - Akon - Far East Movement

50 Cent - R&B ve Hip Hop & House müziğin devleri Velvet Villains Vestival kapsamında İstanbul’da... 50 Cent, Ne-YO, Inna, Akon, Sky Blu of LMFAO, Far East

Dünyanın En Büyük Prodüksiyonu ile ‘THE WALL’ Turnesi ile ROGER WATERS, 4 Ağustos’ta İİstanbul'da!

SERGİ

Roger Waters’ın adeta marş haline gelmiş parçaları ile İTU Stadyumu’nda olacak. Pink Floyd’un kurucusu Roger Waters’ın albümleri ile aynı adı taşıyan ve konserde tüm ‘The Wall’ albümünün muazzam bir şölen ile seslendireceği konser için şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir sahne ve 110 metrelik bir duvar kurulacak. Şarkıları kadar görsel şovları, ışık sistemi ve seyircisini adeta şaşkına çevirecek daha bir çok sürprizi içinde barındıran konser için 140 tonluk prodüksiyon malzemesi İstanbul’a 75 tırla gelecek.

15 Eylül - 13 Ekim 2013 tarihleri arasında, İstanbul’un en eski Türk hamamı olan Küçük Mustafa Paşa Hamamı; Romalı sanatçı Angelo Bucarelli’nin “Su. Aşkın Gözyaşları Gibi” adlı mekana özgü enstalasyon sergisine ev sahipliği yapacak. Sergi İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi Gianpaolo Scarante’nin “Orizzonti italiani” sunumunda belirttiği gibi İstanbul’daki İtalyan kültürel programının ana etkinliği olacak. İstanbul İtalyan Kültür Merkezi ve İtalyan Turizm Spor ve Bölgesel İşler Bakanlığı, Ankara İtalya Büyükelçiliği, Türkiye Cumhuriyeti Roma Büyükelçiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi gibi başlıca İtalyan ve Türk kurumlarının himayelerinde gerçekleşecek ve 13. İstanbul Bienali boyunca sürecek olan enstalasyon Meating - Eccellenze Italiane programının da bir parçası olacak.

Santralistanbul Açıkhava Sinema Keyfi

Haraket Hayattır

Movement Vestival bünyesinde 30-31 Ağustos tarihlerinde Küçük Çiftlik Park’ta... Ty Group tarafından organize edilen, harika ritimler ve canlı vokallerle farklı bir deneyim yaşamanızı sağlayacak olan Vestival, size hayatın temposundan

kurtararak bir roller coaster yolculuğuna çıkarmayı hedefliyor. İstanbul'un tarihindeki ilk urban festivali Vestival. Velvet Villians Vestival! Olgun, seksi, modayı yakından takip eden ve tabii ki müzik severler için bir araya getirilmiş bir organizasyon. Müzikal olarak,

31 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında İstanbul santralistanbul bir geleneğe hazırlanıyor. Haliç’in kıyısında, 118 dönüm yeşil alanda kurulu, kentin her bölgesinden rahatlıkla ulaşılabilecek kültür, sanat ve eğitimin iç içe olduğu Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde açık havada sinema keyfi başlıyor... İstanbul’daki kültür hayatının en önemli etkinlik merkezlerinden biri niteliğindeki kampüs 10 Temmuz-14 Eylül tarihleri arasında açık hava sinema gösterimlerine ev sahipliği yapacak.

13. İstanbul Bienali Paralel Etkinliği

Romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) hastaları yaşadıkları hareket kısıtlılığı nedeniyle gündelik hayatlarında büyük zorluklar ve engellerle karşılaşıyorlar. Türkiye Romatoloji Derneği’nin söz konusu zorluklara ve genel olarak hareket kısıtlılığının yarattığı engellere dikkat çekmek amacıyla düzenlediği “Hareket Hayattır” temalı fotoğraf yarışmasının son başvuru tarihi 30 Ağustos 2013 olarak belirlendi. Fotoğraf yarışması ile ilgili daha fazla bilgi almak ve başvurmak için harekethayattir2013.com adresi ziyaret edilebilir.

Vestival büyük uluslararası yıldızların canlı müzik yaptığı ve elektronik stil, R&B, house, dubstep, trap, disco gibi farklı müzik türlerini; Amsterdam, Paris, Londra ve daha bir çok farklı şehirden uluslararası DJ ‘leri ve çeşitli müzik türlerini bir araya getirecek. 95





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.