Gökkuşağı Dergisi Mayıs 2014

Page 1

Öğren • Eğlen • Anla • Yaşa IGMG ÇOCUK KULÜBÜ DERGİSİ

Mayıs 05/2014

Mu Ha

m

d İk me bal


Aylık IGMG Çocuk Kulübü Dergisi Mayıs 2014 Sayı/Nr. 67 Adres • Anschrift IGMG Çocuk Kulübü Boschstr. 61-65 • D-50171 Kerpen T +49 2237 656-331 F + 49 2237 656-555 gokkusagi@igmg.de www.igmgcocuk.org Yayıncı • Herausgeber Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e.V. Amtsgericht Köln, VR 17018 Genel Yayın Yönetmeni Chefredakteurin Aişe Akova Dizgi ve Tasarım Layout und Gestaltung Aişe Akova Grafik Tasarım ve Çizimler Grafik und Zeichnungen Amir Al-Zubi • Cemile A. Yıldırım Yayın Kurulu • Redaktion Meryem Özmen • Gül Altın Meliha Al-Zubi • Emre Özcan Süheyla Yılmaz Haydan Danışma ve Denetim Kurulu Schlussredaktion Ekrem Kömürcü • Tünay Ermiş Habip Yazıcı • Zülküf Gül

Yayınlanan yazıların sorumlulukları yazarlara aittir. Die in der Zeitschrift veröffentlichten Meinungen binden die Autoren. Yıllık Çocuk Kulübü Aidatı: 20 Euro Kinderclub Jahresbeitrag: 20 Euro

Sevgili arkadaşlar, bu ay sizin elinize çok değerli bir pusula vereceğiz. Hayatınıza yön verecek ve rehber olacak bir hayat rehberi. İçinde hazinelerle dopdolu bir kitap. İşte bu kitap Kur’an-ı Kerim. Sevgili çocuklar, Müslümanlar için çok özel olan üç aylara girmiş bulunuyoruz. Üç ayların ilk ayı olan Receb ayına sevgili Peygamberimiz çok değer verirdi ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi. Üç aylarda mübarek geceler dediğimiz gecelerden tam dört tane var. Bunlar Regâib kandili, Miraç kandili, Berat kandili ve 1000 yıldan daha hayırlı olan Kadir gecesi. Hepsi üç ayların içinde bulunuyor. Bu günleri sakın kaçırmayın ve bol bol ibadet ve dua ile geçirin. Haziran sayımızda görüşmek üzere; Allah’a emanet olun! Sizleri çok seven Karınca Kadir


e d z i m i g r e d BU ? r a v r e l e n 4-5 rehberim Kur’an

8-9 dÂhiler için

6-7 12 ülkeden ilginç sofra âdâbı

14-15 Emre abiyle başbaşa

16-17

MUhammed ikbal

22-23 gezgin gül Abla


Rehberim Kur’an!

Düşmanını tanımak istiyorsan Bakara suresi 208. âyet

Sevgili Çocuklar, Sevdiğiniz bir arkadaşınızdan telefonuna bir mesaj geldiğinde ne kadar çok mutlu oluyorsunuz değil mi? Peki sizi en çok seven Allahu Teâlâ sana tam 6236 tane süpriz mesaj gönderdi. Hayatınızın her durumuna göre Kur‘ân-ı Kerim‘den sana bir cevap var. Bu özel mesajları merak ettiyseniz haydi Kur‘an‘ınızı elinize alın ve mesajları şifreleyin...

Ders çalışmak istemiyorsan Zümer suresi 9. âyet

Günah işlediysen Zümer suresi 53 âyet Motivasyon için Bakara suresi 25 âyet

Huzur arıyorsan Râd suresi Ayet 28

Kendini değersiz hissediyorsan Hucurât suresi 13 âyet

4

Moralin bozuksa Hicr suresi 49 âyet

Yolunu Kaybettiysen Yusuf suresi 87 âyet


Bir kitap düşünün. İçinde ne ararsanız var. Kâinatın bilgisi onda saklı. Onu okuduğmuz zaman kimse bizi tutamaz. Çünkü o bizim en büyük rehberimiz, yol haritamızdır. Onu okuyunca, anlayınca, artık yolumuzu asla şaşırmayız. İşte o kitap, Kur‘an‘dır. Kur’ân-ı Kerîm tıpkı içinde yüzlerce hazineler bulunan bir deniz gibidir... Bazen coşkulu, bazen dalgalı, bazen süt liman… Kur’an’da öyle âyetler var, ki okuduğumuz anda bir mutluluk kaplar yüreğimizi… İçimiz ferahlar; bir sevinç dalgası kaplar kalbimizi. Bayram neşesi artık kapımızdadır… Bazen de öyle âyetler vardır ki bizleri uzun uzun düşündürür. Görüyorsunuz değil mi çocuklar? Kur‘an sadece bize dinî kuralları ve âhireti anlatan bir kitap değil. Hayır, o bize şimdi, bugün nasıl yaşamamız gerektiğini anlatan çok aktüel bir kitaptır. O hâlde Kur‘anı‘mızın üzerindeki tozları silme vakti geldi değil mi? Arapça anlamıyorsak, Türkçe, Almanca, Fransızca, hangi dili daha iyi anlıyorsak, o dildeki Kur‘an mealini okuyalım ve mutluluk şifrelerini çözelim. Tabi Arapçasını okuduğumuzda çok daha fazla sevap alırız unutmayın. Kitabımızın ne güzel isimleri var: Kur’ân-ı Kerîm, okunması ibâdet olan Kitap’tır. Kur’ân-ı Kerîm, hak ile bâtılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt eden Furkân’dır. Kur’ân-ı Kerîm, insanlığın yolunu kıyamete kadar aydınlatacak Nûr’dur. Kur’ân-ı Kerîm, bütün ahlâkî sorunları tedavi edecek Şifa’dır. Kur’ân-ı Kerîm, en tehlikeli yollarda bile yolumuzu kaybettirmeyecek Hüda’dır. Kur’ân-ı Kerîm, insana yaratıcısını ve kendini unutturmayacak Zikir’dir.

5


12 Ülkeden İlginç Sofra Âdâbı Çocuklar, İtalya’ya geziye mi gideceksiniz. Aman dikkat! Sakın usta alınmasın... Kültür farklılığının en çok dikkat çektiği alanlardan biri sofra kültürüdür. Sizleri, dünya ülkelerinden sofra âdâbı ile ilgili çok ilginç inanışlar ile buluşturduk.

Kore’de, masadaki en yaşlı kişi yemeğe başlamadan yemeğe başlamayın. Saygısızlık sayılır.

Çin’de, spagettileri asla kesmemelisiniz. Uzun makarnanın; uzun bir ömrü temsil ettiğine inanılır, keserseniz ömrünüzü kısaltmış olursunuz!

6

İtalya’da sakın yemeğinize ekstra peynir istemeyin. Yemek şefinin, yemek pişirme becerisini aşağılamak anlamına gelir.

Jamaika’da insanlar; bebekler konuşmaya başlamadan önce tavuk yemeleri halinde, bir daha asla konuşamayacaklarına inanılır. Bu sebeple bebeklere tavuk yedirilmez.

Kazakistan’da çay fincanın yarısına kadar doldurulmuş halde servis edilir. Tam doldurmalarını istemeyin. Çünkü tam dolu fincan, ev sahibinin gitmenizi istediği şeklinde yorumlanır.


Nijerya’da; insanlar, yumurta yiyen çocukların hırsız olacağına inanır. Bu nedenle tıpkı Jamaika’da olduğu gibi çocuklara yumurta yedirmezler.

Çin’de, yemek çubuklarını asla birine doğrultmayın. Hakaret sayılır.

Tanzanya’da, davetli olduğunuz yemeğe en az 20 dakika geç gidin. Erken gitmek ev sahibini aşağılamaktır.

Şili’de, pizza dahi elle yenmez. Almanya’da da, elle yenilmesine hoşgörü gösterilen tek yiyecek, ekmektir.

Azerbaycan’da; tuz dökmeyin, çünkü bu kavga etmek üzere olduğunuzu gösterir. Bunu bertaraf etmek için, genellikle tuzun üzerine şeker dökülür.

Estonya’da, yere düşen ekmek öpülür, tıpkı bizde olduğu gibi...

7


Hazırlayan: Süheyla Yılmaz-Haydan

Bir Yıldız olan Güneş neden Gündüz Görünür Gökyüzündeki milyarlarca yıldız geceleri bize göz kırpar. Güneş doğduğunda ise tüm yıldızlar kaybolur ve sadece Güneş’i görebiliriz. Oysa Güneş de, diğerleri gibi bir yıldızdır. Peki, hiç düşündünüz mü güneş neden gündüz görünür? Güneş’i öteki yıldızlardan ayıran en önemli özelliği, onlara göre dünyaya çok daha yakın olmasıdır. Güneş, yakınlığına bağlı olarak çok parlak görünür. Bu nedenle, gerçekte her zaman gökyüzünde bulunan öteki yıldızların önünü kapatır ve onları görmemizi engeller.

Neden Uykumuz Gelir? Gün içerisinde okula gideriz, çalışırız, koşarız, arkadaşlarımızla oynarız ve daha birçok şey yaparız. Günün sonunda ise uykumuz gelir ve güzel bir uykudan sonra sabah tekrar enerji dolu olarak ayağa kalkarız. Uyku; bize kaybettiğimiz gücümüzü geri verir, vücudumuzu ve beynimizi dinlendirir. Ayrıca; uyurken hücrelerimiz yenilenir, yani büyürüz. Allah (c.c.), Kur’ân-ı Kerîm’in Furkân suresinde buyuruyor ki: “Geceyi size örtü yapan ve dinlenme zamanı kılan ve gündüzü de dağılıp çalışma zamanı yapan O’dur.” Uyku, vücudumuz her gün ihtiyaç duyduğu birşeydir ve vücudumuz bize uyku zamanının geldiğini haber verir. Peki, günde kaç saat uyumamız gerekir? En fazla bebekler uyurlar. Onların günde 17 saat uykuya ihtiyacı vardır. 1 – 3 yaş arası çocukların 11 saat, okul çocukları ise 9 saat uyumaları gerekir. Yetişkinler ise 7 saat uyku ile dinlenirler.


Merhametli Aslan Anne Bu sıradışı fotoğraflar, Botswana doğal yaşam parkında çekildi. Dişi bir aslan, yavru bir maymunun annesini öldürdükten sonra; yavru maymuna dokunmadı ve onunla oynamaya başladı. Bir süre yavru maymunun burnunu okşayan dişi aslan, daha sonra onu kucağına alıp sevmeye başladı. Çevredeki aslanları yavru maymuna yaklaştırmayan dişi aslan, yavru maymunu adeta kendi yavrusu gibi benimseyip sevdi. Hatta aslan babadan bile yavru maymunu korudu. n Schiller

Fotoğraflar: Eva

“Evet” ve “Hayır” kelimeleri Türkçeye Nereden Geldi? Herhâlde konuşurken en sık kullandığımız iki kelime “evet” ve “hayır”dır. Peki, bu iki sihirli sözün Türkçemize nereden geldiğini biliyor musunuz? Evet kelimesi, eskiden kullanılan Pehlevi dilinden geçmiştir. Pehlevice “avad”, Asya Türkçesine “uvat”, “ovat” biçiminde geçti. Eski Farsçada “avatha” olarak da kullanıldı. Hayır kelimesi ise, Arapça “hayr”dan geliyor. “Hayr” iyilik, yardım anlamını taşıyor. Fakat iyilik anlamına gelen bir kelimenin neden Türkçeye “olmaz” gibi olumsuz bir anlamda geçtiği bilinmiyor.

9


Hikâye: Meliha Al-Zubi Çizimler: Amir Al-Zubi

Allah Bizimle!

10


Sevgili Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye giden hicret yolunu bulabilir misiniz?

11


Fatih Şimşek

Ömer Altmışdört

feyza hatip

Hatice Kübra Demircioğlu

Amine ve Ayfer eroğlu

Mikail Kaya

Yakup Uysal

Mustafa Numan

Muhammed Çuluk

Azra ve Talha Pala

Beyza hatip

Betül Çiçekli

Muhammed enes altınata

semih buyrukcu

mükremin dinç

erva nur yalçınkaya

Bize en sevdiği kitabı ile fotoğrafını gönderen üyelerimize teşekkür ediyouruz!


Esad Gökce

Tarık ünsal

ravzagül örs

kübra yılmaz

Hale Uslubaş

Ebubekir Orçun

M. ethem örs

efe murat yüksek

feyza azra karaca

Muhammed B. Kaytan

ayşe hayrunnisa artan

Betül Al

zeynep ve zehra yücel

Ayşenur gülgönül

Gülşen gelgeç

Bütün kitapları tek bir kitabı anlamak için okuyoruz!

Lyon Bölgesi Feurs Ayasofya Camii Üyeleri

13


Peygamberimiz’in Arkadaşı Olalım

Sevgili Kardeşim, Sağlıklı ve mutlu olduğunu ümit ediyorum. Seninle bu kez, arkadaşlık ve duyarlılık hakkında konuşmak istiyorum.Bütün Müslümanlar birbirleriyle arkadaş, değil mi? Meselâ Afrika’daki, Amerika’daki veya Endonezya’daki bir çocuk da arkadaşımızdır aslında. Peki, şimdiye kadar yaşamış olan en güzel arkadaşlar kimdi sence? Biraz düşünelim... Çok iyi arkadaşlarımız var, senin de çok iyi arkadaşın vardır mutlaka. Fakat Peygamberimiz’in arkadaşları en güzelleriydi, değil mi? Evet. Sana bir şey daha söyleyeyim: Arapçada arkadaş yerine sahâbe veya ashâp diyoruz. Peygamberimiz arkadaşlarına mesela şöyle hitap ederdi: “Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. [...] Bu sözümü burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.” (Vedâ Hutbesi) Peygamberimiz’in dediği gibi, Rabbimiz olan Allah’a kavuşacağız bir gün. O gün hep beraber Peygamberimiz’i ve arkadaşlarını da görmek istiyoruz, değil mi? Peygamberimiz arkadaşlarına çok şey öğretti, bu öğrendiklerini başkalarına da öğretsinler diye. Bundan dolayı onlar da bütün öğrendiklerini başkalarına öğrettiler. Biz de dinimiz İslam’ı, onlardan ve onlardan sonra yaşayan Müslümanlardan öğrendik. Onlar bize yol gösteren parlak yıldızlarımız oldular. “Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” (Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002)

The Lorex filminde Ted isminde bir çocuk, çok eskilerde yaşamış bir yaşlı adamla tanışıyor. Bu yaşlı adam, Ted’e dikmesi için bir ağaç tohumu veriyor. Ona diyor ki; “ağaçları savunan bir Lorax vardı, artık o yok. Bundan dolayı ağaçları artık sen savunacaksın ve dünyamızı değiştireceksin!”. Bu görevi yerine getirmek için Ted elinden geleni yapıyor...

Bize öğrettiklerinden dolayı bizler örnek aldığımız Peygamberimiz gibi yaşayabiliyoruz. Onun nasıl yaşadığını ve neler söylediğini biliyoruz. Sen de öğrendiklerini başkalarına öğret, olur mu? Aynı Ted gibi...Ted kim biliyor musun? Hayır o bir sahâbe değil. Yalnız bir filim kahramanı...


ö ba g

n ezse m r ste

ça “sen

hiçb

ir şe

y değ işme

yece k”

“Der Lorax’’ (The Lorax) diye bir film var, sana ondan bahsetmek istiyorum biraz. O filmde, dünyada hiç ağaç kalmamış, bütün ağaçlar yok edilmiş. Ted isminde bir çocuk, çok eskilerde yaşamış bir yaşlı adamla tanışıyor. Bu yaşlı adam, Ted’e dikmesi için bir ağaç tohumu veriyor. Ona diyor ki; “ağaçları savunan bir Lorax vardı, artık o yok. Bundan dolayı ağaçları artık sen savunacaksın ve dünyamızı değiştireceksin!”. Bu görevi yerine getirmek için Ted elinden geleni yapıyor, tohumu dikiyor ve ağaçların önemi hakkında bütün insanlarla konuşuyor. Fakat insanlar onu anlamıyor ve ciddiye almıyor ilk önce. Ama Ted görevinden vazgeçmiyor ve ağaçların arkadaşı olarak, onların tekrar hayat kazanması için çaba gösteriyor. Ted ne kadar küçük ve yalnız olsa da, konuşamayan ağaçların sözcüsü oluyor. Çünkü Ted birşey yapmasa hiçbir şey değişmeyecek ve dünya daha kötü olacak. Tohum ne kadar küçük bir tanecik olsa da, içinde dünyayı değiştirmeye yetecek hazine saklı. Çünkü tohumun nasıl göründüğü önemli değil, büyüdüğünde ne olacağı önemli! Filmde, bir taşın üzerinde “unless” yazıyor. Bu şu anlmaya geliyor: “sen çaba göstermezsen, hiçbir şey değişmeyecek”. Peygamberimiz’in arkadaşları sahâbeler de, Peygamberimiz adına konuştular ve onun mesajını yaydılar. Onun güzel ahlakını ve getirmiş olduğu güzel, yani İslâm’ı devam ettirmeye çalıştılar. Ve sonunda bize kadar ulaştırdılar. Biz de bu görevi alıp sevgili Peygamberimiz’in ve ondan sonra gelen bütün Müslümanların arkadaşları olarak, onların öğrettiklerini başkalarına öğretelim, onların söylediklerini başkalarına söyleyelim. İslâm tohumunun büyümesi için çaba gösterelim. Ne kadar az gücümüz olursa olsun, yine de devam edelim. Elimiziden gelen çabayı gösterelim. Herkes, “benim gücüm yetmiyor” diye birşey yapmasa, hiç birşey değişmez. Fakat herkes gücü yettiği kadarını yaparsa, güçler birleşir ve çok şey değişir. Sizlerle sevgili Peygamberimiz’in şu güzel hadislerini de paylaşmak istiyorum. “Hayra vesile olan, onu yapan gibidir.” (Tirmizî, İlim,14) “Bir kişi bir ağaç dikerse, o diktiği ağacın meyveleri kadar Allah ona sevap yazar.”(Müsned, 5:415) Bütün Müslümanların dostu ve güzelliklerin sahibi olan Allah’a emanet ol, Emre Abin

15


Benim adım Muhammed İkbal. Pakistanın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde doğdum. Kur’an eğitimimi tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocalarımın yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladım. Lahor’da yüksek öğrenimimi tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi’ne hoca olarak görev yaptım. Bu yıllarda ilk şiirlerim yayınlanmaya başlamışdı. 1905’de Londra’daki Cambridge Üniversitesi’nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldum. Londra’da üç yıl kaldım ve burada da Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi’nde hocalık yaptım. Londra’da aynı zamanda çeşitli İslâmi konularda konferanslar verdim. 1908’de Hindistan’a döndüğümde, yazı ve şiirlerime hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandım. ım ile A. Yıldır Çizim: Cem a Akov Yazı: Aişe

Çoğu şiirlerimi Hz. Mevlânâ’dan etkilenerek yazdım. Ülkemde siyasete de katıldım ve halkımı bu konularda yönlendirdim. Bu konudaki düşüncem şu idi, “Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir”. Hintli Müslümanların İngiliz sömürüse karşı gelmeleri için şiirler yazdım ve onlara ırkçılığa ve zulme karşı gelmeleri için öncülük ettim. Bu yönümden dolayı beni sizlerin millî şairi olan Mehmet Akif Ersoy’a da benzetiyorlar. Sevgili çocuklar, sizlerle tanıştığım için çok mutlu oldum.

16


YERYÜZÜ KİMİNDİR

Muhammed İkbal

Toprağın derinliğinde tohuma can veren kim? Deniz dalgalarından bulutları göğerten kim? Ufuklardan bitkilere yaşam sunan rüzgârı estiren kim? Yeryüzü kimindir, o baktığın güneşin ışığını gönderen kim? Buğday başağının gözelerini inci ile dolduran kim? Mevsimleri sırasıyla değişme özelliği veren kim? Ey toprak ağası bu topraklara bir bak senin mi ki, değil. Babanın tapulu malı değil, benim değil, bilirim kimdir kim... Muhammed İKBAL

an ist k Pa

Hayatı: 1877 - 1938 Özellikleri: Pakistanlı İslam alimi, şair, filozof ve politikacıydı. Şiirleri çağdaş Urdu ve Fars edebiyatının en önemli yapıtlarındadır. Allâme İkbal olarak da bilinir. Hindistan’daki Müslümanların bağımsızlık mücadelesini ilk defa dile getiren kişidir. Önemli Sözleri: “İnsana sığabilene kainat, kainata sığamayana insan derim.” • “İlim, apaçık bir sualdir. Aşk ise gizli bir cevaba benzer.”

17


Sinan Arslan

Nisa Arslan

Mustafa Zeze

Oğuzhan Bayram

Münteha Aygün

Rabia Kılıç

Eda Akraz

Mustafa A. Baktik

Melik Aktaş

Habibe İ. Hulku

Azizenur Aslan Feyza Meryem Bülbül

18

Arda Gürlevik

Elanur Yalçın Hamza

Elif Beyza Fidan Zeynep Zümra Bakşiş

Zehra Toga

Aziyze Akın


Musab M. Şahin

Malik Engin

M. Hasan Zor

İrem Keskin

Hatice Baştuğlu

Emre Çınar

Fatima Öcalan

Hasan Akıncı

Eren Bilgün

Hilal Buke

İclal Yıldırım

İsmail Cuma Biçer

Fatih Bektaş

Abdulkadir Canpolat

Tuana Toy

Ahmed Yumurtacı

Dilara Çelik

Sudenur Şahin

19


Sen sor, Meryem Abla cevap versin!

IGMG Çocuk Kulübü Boschstr. 61-65, 50171 Kerpen Telefon: +49 (0) 2237 656 - 272 E-Mail: gokkusagi@igmg.de Başlık: “Aramızda Kalsın” Sevgili Meryem Abla,

Sevgili Ceren,

Benim bir Arnavut arkadaşım var. Onunla devamlı bir küsüp bir barışıyoruz. Onunla daha arkadaşlığımı devam ettirmeli miyim ? (Ceren, 11 yaş)

Senin sorunu sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ne güzel cevaplıyor: “Birbirinizle konuşmayı kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir müslümanın diğer kardeşine darılarak 3 günden çok küs durması doğru değildir.”(Bûharî). Güzel peygamberimizin davranışını örnek alarak her insana karşı iyi olmayı, gülümsemeyi ve hoşgörülü olmaya çalışalım. Eğer anlaşamadığımız bir mesele olursa da küsmek yerine birlikte çözmeye çalışalım. Arkadaşlarımız bizim için değerlidir. Onları küçük sebeplerden dolayı bozmamalıyız. Arkadaşlıklarımızı bir çiçek gibi güzel sözler ve güzel davranışlar ile sulayalım ki büyüsün ve hiç solmasın.... Rabbimiz bizi güzel arkadaşlar ile karşılaştırsın. Meryem Ablan

20


Sevgili Meryem Abla, Benim notlarım orta. Seneye yeni bir sınıfa başlayacağım. Geçiş yapabilmem için notlarımı düzeltmeliyim. Okulda nasıl daha başarılı olabilirim? (Merve, 12)

Sevgili Merve, Sana ders çalışmanı kolaylaştıracak bir kaç pratik tavsiye vermek istiyorum. Derslerinin başında; ve zihin açıklığı için öncelikle dua etmeliyiz ve en baştan Allah’tan yardım istemeliyiz. Derslerin ve işlerinin başında: “Rabbi zidni ilmen ve fehman”- “Ya Rabbi ilmimi ve anlayışımı arttır” duasını devamlı yapmalısın. Ayrıca, ders çalışmaya kendini psikolojik yönden hazırlamalısın. Çalışacağın konu bitmeden hemen dersten kalkmamalısın. Kendini şöyle motive ederek devam etmelisin: “Hadi 10 dakika daha çalışmadan sakın kalkma sen bunu yaparsın.”
 Ders çalışma sırasında kendine seni derse motive edecek olan küçük ödüller koymalısın. Meselâ bir saat çalıştıktan sonra bir mola yapıp dondurma yiyebilirsin. Ayrıca seni dersten alıkoyacak ve zihnini meşgul edecek şeylerden uzak durmalısın. Meselâ masanda bilgisayar veya oyun gibi şeyler varsa kaldırmalısın. Aynı zamanda tatbik edeceğin bir ders planı çıkarmalısın. Çalışman gereken konuları, başlıklar hâlinde yazarak, çalıştığın konuların üzerini çizmelisin. Bu şekilde konuların azaldığını ve hedefine yaklaştığını gördükçe, motive olacaksın. Allah sana zihin açıklığı versin. Meryem Ablan

21


Röportaj: Gül Altın Fotoğraf: Safia Arslai

22


Selamun Aleyküm Sevgili Çocuklar! Ressamlık hepimizin sahip olamayacağı, yeteneklerden bir tanesidir. Herkez gördüğü şeyi resmetme yeteneğine sahip değildir. Ressamlar ise gördükleri veya hayal ettikleri şeyleri, resime dökebilirler. Bazen boş bir kağıt üzerine, bazen de röportajda göreceğimiz gibi bir taş üzerine harika eserler çizerler. Bu tür yeteneği olan kişiler, normalde özel kurslarda yetişirler. Ressam Yavuz amcamız kendi kendini eğitmiş ve şimdiye kadar 200’ den fazla tablo tasarlamış. Hayır, kağıt veya tuval (Leinwand) üzerine değil, daha zor olan beton üzerine. Fotoğraflarda gördüğünüz tablolar gazbeton (ytong-taşlar) üzerine yapılmıştır. Ytong-taşlar ile normalde duvar örülür. Bunların özelliği ses geçirmeyen taşlardır. Yavuz amcamız artık bir usta olduğu için, şablon kağıdı kullanmaya gerek görmüyor. Bize göstermek için şablona Arabçadan bir yazı yazıp gazbetonun üzerine işliyor. Yazı belli olduktan sonra, oyma aletiyle yazının etrafını birlikte kazıdık. Bir tek harfi kazımak, gerçekten çok zaman alıyor çocuklar. Atölyede 130’a yakın oyma takımları mevcuttur. Ressam ise bir resmi tek bir âletle kazıyabiliyor. Bu da onun zamanla kazandığı ustalık becerisidir. Değişik âletlerle harfin

kıvrımlarını yapıyor. Bir tablo normalinde 7 santim kalınlığında. Resmi çizmekle, tablonun kalınlığı 5 santime kadar düşüyor. Yazı bittikten sonra sıra çerçeveye geliyor. Değişik modelleri vererek çerçeve belirleniyor. Son işlem olarak, beton uygun olan renklerle boyanıyor. Yavuz amcamız, her resme özen gösterdiği ve işi çok zahmetli olduğu için, bir resimle bazen bir hafta uğraşıyor. Büyük bir tuğra yazısı tam bir hafta zamanını almış. Hemen hemen her resim üzerinde günde 5-6 saat kadar uğraşıyor. Yavuz amcamız orijinal ve eski örnekler ile çalışmayı çok seviyor. Çalışırken de Allah’ı çok düşünüyor. Kendi eserlerinden bazılarını hayır kuruluşlarına bağışlamış. Bir hayır kuruluşu açık artırımda bir tablosunu 3000 Euro sattı. Bu da ressam amcamızı çok mutlu etti. Resim yapabilmek çok güzel bir şey. Sanat çok önemli ve sanatla ilgilenen insanlar genelde yumuşak huylu oluyorlar. Bu yüzden siz de, hat ve ebru gibi sanatları öğrenmeye çalışın ve kendinize bu gibi hobiler edinin, diyor ressam amcamız. Bizler, Yavuz amcamızın sanatında başarılar dileyip onu ve ailesini Allah’a emanet ediyoruz!

Anladım işi, sanat Allah‘ı aramakmış; Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış... Necip Fazıl

23


ay

Yazan: Ayşe Devrim Kural

Balondan da şiş kebap olur muymuş demeyin. Bu deneyimizde balona şiş kebap çubuğunu batıracağız, ve balonumuz patlamayacak. Nasıl mı? Deneyelim, görelim. Yalnız ağzınız hiç sulanmasın. Bu şiş kebap, yenilir türden değil. Malzemelerimiz: Bir balon Bir şiş kebap çubuğu

24

Oyuncak balonlar ilk kez 1825 yılında, ingiliz Thomas Hancock tarafından satışa sunuldu. Kauçuk maddeler üreticisi olan Thomas Hancock, balon yapmak için çocuklara bir set satıyordu. Çoçuklar, şırıngaya çektikleri kauçuğu hava ile iğnenin ucundan püskürterek küçük baloncuklar uçuruyorlardı.


1. Önce balonumuzu şişirelim. Balonumuzun boyu şiş kebap çubuğunu geçmesin. 2. Balonumuzun alt tarafında kalan koyu noktayı bulalım. Çubuğumuzun sivri ucunu bu noktadan geçirelim. Bunu yaparken birazcık zorlanabiliriz. Çubuğu geçireceğimiz noktanın kenarlarını baş ve işaret parmaklarımızla sıkıştırırsak daha kolay olacaktır. 3. ve 4. Çubuğun ucunu geçirdikten sonra balonu ışığın geliş yönüne tutalım. Böylece çubuğun balonun, içinde ilerleyişini görebiliriz. Çubuğu ittirerek balonun ağız kısmındaki koyu bölgeden ucunu çıkaralım.

1. 2.

3.

İşte balon şiş kebabımız hazır! veeeee balon patlamadı.

Balonun hammaddesi kauçuktur. Kauçuğun en önemli özelliği esnek bir yapıya sahip olmasıdır. Balon üretilirken balon şeklindeki metal kalıplar, sıvı kauçuğun içine daldırılır. Sıvı kauçuk kalıp üzerinde akarken balonun en alt kısmına gelerek akışını tamamlar. Bu yüzden balonun bu kısmı koyu renklidirve daha kalındır. Balonu ne kadar şişirirsek şişirelim bu nokta yeterince gerilmediği, için sivri nesneler batırdığımızda balon patlamayacaktır.

4.

25


26


Kes ve yatağına yapıştır!

Uykudan Kalkınca Okunacak Dua

“Elhamdulillahillezi ehyana ba’de ma ematena ve ileyhi’n- nüşur.”

www.igmgcocuk.org

“Bizi öldürdükten sonra dirilten (uyuduktan sonra uyandıran) Allah (c.c.)’a hamdolsun.”


30.05. - 01.06.2014

| te ivi

M o

kt

im | KültüEğitim İşitme Engelli ğitGençlere r | S Kampı E | n osy yoyaş kız ve erkek öğrencilere 12-16 s al it va A velilerle birlikte kapsamlı bir kamp düzenliyoruz.

Gezi Motivasyon | Eğitim | Kültür | Sosyal Aktivite | Gezi *Ücrete konaklama, gezi ve yemek masrafları dâhildir. Kayıt işlemleri aşağıdaki telefon numarası veya e-posta adresi üzerinden yapılacaktır. Kamp yeri Hamburg şehrindedir. Kamp hakkında geniş bilgi edinmek için telefon numaramız üzerinden bizimle irtibata geçebilirsiniz.

İslam Toplumu Millî Görüş T +49 2237 656-270 | F +49 2237 656-555 egitim@igmg.org | www.igmg.org | igmg.org

EĞİTİM BAŞKANLIĞI

80€*


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.