TEPE AKADEMİ Türkiyede ve Dünyada İş Sağlığı ve İş Güvenliği Ders Notları
Türkiyede ve Dünyada İş Sağlığı ve İş Güvenliği Türkiye’de ve dünyada iş sağlığı ve güvenliğini işyerleri, çalışanlar ve iş sağlığı hizmetlerinde kapsam sorunu (hizmet açığı), iş sağlığı hizmet modelleri, iş kazaları vemeslek hastalıkları ve yasal düzenlemeler başlıklarında gözönüne almak uygun olacaktır. İşyerleri, Çalışanlar ve İş Sağlığı Hizmetlerinde Kapsam Sorunu (Hizmet Açığı) Türkiye’ de çalışma alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır. Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir, bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir. Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan sayısı 246 milyondan fazladır. Ülkemizde SGK nun Temmuz 2010 verilerine göre işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin %85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır. Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece %1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009 yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi (91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde çalışanların yanısıra devlet memuru olarak çalışan 2.9 milyon Bağ-Kur lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır. Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin dğerlerde dikkate alınmalıdır. Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir.Hizmetlerden yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da çalışanların yarısı kapsam dışındadağılım, %5 ile %90 arasında değişiyor.Japonya, Kanada, Batı Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır. En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır.Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi işinde çalışanlarda, kapsam düşük. Ülkemizde, SGK nun Temmuz 2010 verilerine göre işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin tamamında hizmet sunumu olduğu kabul edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır. Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15 i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır.
İş Sağlığı Hizmet Modelleri İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational Health Services Conv. No. 161, 1985). Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli, yasal alt yapı oluşturulmalıdır. Yukarıda belirlenen yaklaşıma ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür. Hizmet modellerinin başlıcaları şunlardır: Ülke sağlık sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları (toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri. Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün çalışanları kapsaması amacını gerçekleştirebilmek için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon, Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007), Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş, program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili, Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda, Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir. İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası olmasını vurgular. İş
hizmetinin oluşturulması ve sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir. Ülkemizde de son yıllarda Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasal düzenlemeler yayınlanmaktadır. Yapılan düzenlemelerle TSM’lerin görev ve sorumlulukları işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur. İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları ILO nun tahmini hesaplarına göre (2009), dünyada her yıl 270 milyon iş kazası, 160milyon işe bağlı hastalık oluşmakta, iş kazaları ve iş ile ilişkili hastalıklar nedeniyle 2 milyondan çok ölüm olmaktadır. Bu sayıların gerçekte daha büyük olduğuna vegelişmiş ülkelerde bile bildirim eksikliği olduğuna dikkat çekilmektedir. İşgüvenliği; ülkelerarasında, sektörler arasında ve farklı sosyal gruplar arasında çok büyük değişiklikgöstermektedir. Ölüm ve yaralanmaların daha büyük ağırlık kazandığı alanlar;gelişmekte olan ülkeler ile tehlikeli işlerle meşgul olan insan sayısının çok olduğu vebildirimsiz, kaçak işçilerin en çok çalıştığı tarım, inşaat, madencilik, balıkçılık veağaç işleri sektörleridir. Bütün dünyada en ağır koşullarda çalışan ve en az korumaaltında olan kesimler, en çok etkilenen gruplardır. Kadınlar, çocuklar ve kaçak işçiolarak çalışan göçmenler bunlara örnek verilebilir. Hastalanan ve ölenişçilerin çoğu, küçük ve orta büyüklükteki işyerlerinde çalışanlardır.Çalışma koşulları dünyada çalışanların çoğu için en az standartları bile karşılamamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili 155 Sayılı Sözleşmeyi 175 ILO üyesi ülkeden 37’si onaylamıştır. Dünyada son yıllarda toplam ölümcül iş kazaları ve en az üç işgünü kaybına neden olan iş kazaları artmıştır. Bu artış Asya ve Güney Amerika’dan kaynaklanmaktadır, diğer bölgelerde ise azalmış ya da benzer kalmıştır. Bazı ülkelerde iş kazaları sıklığı aşağıda verilmiştir.
Kanada ABD Japonya Almanya Polonya Güney Kore Türkiye
Sıklık (%) 0,81 0,83 0,89 1,5 2,6 2,8 3,0
İş Kazası Sıklık Oranı 3,37 3,46 3,71 6,25 10,54 11,67 12,45
Ülkemiz iş kazaları sıklığında dünya genelinde ilk sıralarda yer almaktadır. İş kazası sıklığı yıllar içinde azalmakla birlikte ölümlü iş kazalarının bütün iş kazaları içindeki sıklığı artmaktadır. Ülkemizde meslek hastalıkları yönünden ise yanıltıcı bir iyilik durumu söz konusudur. Diğer ülkelerin değerleri dikkate alındığında ülkemizde her yıl en az 30000 ila 80000 arasında yeni meslek hastalığı tanısı beklenirkenyıllara göre meslek hastalıkarı sayısı 500 ila 1300 arasında değişmektedir. Meslek hastalıklarının saptanamamasında bri çok etken rol oynamaktadır. Ülkemizde yıllara göre iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin veriler aşağıda verilmiştir. Yıllar 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 İş Kazası 74847 72367 72344 76668 83830 73923 79027 80602 72963 64316 Sayısı İş Kazası Sıklık 1424 1480 1385 1365 1356 1068 1011 948 829 714 Hızı (100 000 işçide) MeslekHastalığı 803 883 601 440 384 519 574 1208 539 Meslek 0,14 0,18 0,11 0,07 0,06 0,07 0,07 0,14 0,06 Hastalığı İnsidansı (1000’de) Ölüm 1173 1008 878 811 843 1096 1601 1044 866 1171 ILO tahminlerine göre iş kazaları ve iş ile ilgili hastalıkların bir ülkeye ortalama maliyeti, ülkelerin Gayrı Safi Yurt İçi Gelirlerinin % 4’ü dolayında olup, dünya genelinde toplam maliyet 2,2 milyar USD’dir. Yasal Düzenlemeler Ülkemizde ilk İş Kanunu çıkana kadar Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (6.5.1930-1593) ile iş sağlığına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. İşçiler hıfzıssıhhası (5. bölüm, m. 173-180) bölümünde çocukların çalıştırılmaması, gebelikte çalışma ve izinlere, gece postalarında çalışma, tüzükler, genel hijyen koşulları, iş kazalarının önlenmesi, meslek hastalıklarının önlenmesi gibi konularda düzenlemeler yapılmıştır.işçi sayısı 50 ve daha fazla olan işyerlerinde hekim bulundurulması, hastanesi olmayan veya şehir haricindeki yerlerde hasta odası ve ilk yardım vasıtalarının bulundurulması, 100-500 işçi çalıştıran işyerlerinde revir bulunması 500 den fazla işçi çalıştıran işyerlerinin ise her 100 kişiye 1 yatak hesabıyla hastane yapacağına dair düzenlemeler getirilmiştir. İlk İş Kanunu 1937 çıkartılmış, 1967 yılında 931 sayılı yeni bir İş Yasası yayınlanmış ancak 1970 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Sonraki İş Kanunu (25.08.1971,
Kanun No. 1475) iş sağlığı hizmetlerine ilişkin olarak işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de, işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdürler. İşverenler, makinelerin kullanılmasından doğacak tehlikelerden ve bu hususta önceden alınabilecek tedbirlerden işçileri münasip bir şekilde haberdar etmek zorundadırlar. İşverenler, işyerlerinde meydana gelecek kazaları en geç kazadan sonraki iki gün içinde yazı ile ilgili bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek zorundadırlar hükmünü içermektedir. Sonraki İş Kanunu (22.05.2003, Kanun No. 4857) devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran işverenler, Sosyal Sigortalar Kurumunca sağlanan tedavi hizmetleri dışında kalan, işçilerin sağlık durumunun ve alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sağlanması, ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık hizmetlerini yürütmek üzere işyerindeki işçi sayısına ve işin tehlike derecesine göre bir veya daha fazla işyeri hekimi çalıştırmak ve bir işyeri sağlık birimi oluşturmakla yükümlüdür düzenlemesini içermektedir. Ancak 5 yıl sonra İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (Kabul Tarihi: 15/5/2008-5763/4 md.) ile İşverenler, bu yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını, bünyesinde çalıştırdığı ve bu maddeye dayanılarak çıkarılacak yönetmelikte belirtilen vasıflara sahip personel ile yerine getirebileceği gibi, işletme dışında kurulu ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir. Bu şekilde hizmet alınması işverenin sorumluklarını ortadan kaldırmaz hükmü getirilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kunun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Kabul Tarihi: 23/7/2010-6009/48 md.) ile İşyeri hekimlerinin, işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmeleri ve hizmet verilen işyerlerinde çalışan işçilerle sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmeleri hususunda diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz hükmü getirilmiştir. 155 Sayılı ILO Sözleşmesi (İş Sağlığı ve Güvenliği ile Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme, 1981) ve 161 Sayılı ILO Sözleşmesi (İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin Sözleşme, 1985), 13.01.2004 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 9 Aralık 2003 tarih ve 25311 sayılı RG’de yayımlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği” yönetmeliği, 89/391/EEC sayılı AB Konsey Direktifi esas alınarak hazırlanmış olup; çerçeve yönetmelik olarak yayınlanmıştır. Ancak yönetmeliğin yürütmesi Danıştay 10. Dairesi tarafından durdurulmuş, sonra da iptal edilmiştir. Yasal düzenlemeler 2003 yılında büyük oranda yenilenmiştir, öncesinde tüzükler çoğunlukda iken 19 tanesi AB direktifi olan 33 yeni yönetmelik, 4 tebliğ yayınlanmıştır. Ulusal Program’da yer alan 28 AB İSG Direktifi 21 İSG Yönetmeliği olarak uyumlaştırılmıştır. Kasım 2010 tarihinde de iş sağlığı hizmet sunumuna ilişkin 3 temel yönetmelik yayınlanmıştır: İş Sağlığı ve
Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği, İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik, İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik. Bu yönetmelikler iş sağlığı alanındaki birçok tartışmalı konuya ilişkin düzenlemelr içermektedir. Yönetmelikler kapsamında ortak sağlık ve güvenlik birimi (OSGB): İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere, gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketlerce kurulan ve işletilen müesseseleri olarak tanımlanmaktadır.
TEPE AKADEMİ ANKARA MERKEZ OFİS Adres: Ceyhun Atuf Kansu Cad. Bayraktar Center, G Blok, No:114/9 Balgat/Çankaya/ANKARA Tel : 0 312 473 43 47 Tel-2 : 0 312 473 43 48 Fax : 0 312 473 43 59