Bogazici Dergi Temmuz/Agustos'10

Page 1

SAYI 153

TEM.-A⁄US. 2010 BÜMED BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE⁄‹ AYLIK YAYINI

E¤itimin s›n›rlar› Bo¤aziçi’nde kald›r›ld›... Nuri Bilge Ceylan Fahri Doktora ödül töreni Fen Edebiyat Fakültesi 50 yafl›nda Köklere yolculuk: Girit

Türkiye’nin ilk “surf boat”lar› BURCBeach’te...




32 BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹, BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE⁄‹ (BÜMED) TARAFINDAN YAYIMLANAN AYLIK, ÜCRETS‹Z B‹R YAYINDIR. TEMMUZ-A⁄USTOS 2010 • SAYI 153 Yönetim Kurulu Ad›na Sahibi: Hakan Z‹HN‹O⁄LU - BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: ‹dil TÜRKMENO⁄LU Yay›n Kurulu: • Selim AKÇAHARMAN (Ankara) • Hasan DEM‹RC‹ (‹zmir) • Tunçel GÜLSOY • Gökmen KARADA⁄ • Saadet KUYUMCU • Arzu PAKSOY • Cem TANIR

HOMECOMING ’10 20 Haziran Pazar günü Homecoming ’10 için mezunlar Güney Kampüs’te bir araya geldi. Biraz güneflli biraz da ya¤murlu ama her yönüyle çok keyifli bir gündü. ‹flte size bu özel günden k›sa notlar...

Yay›n Koordinatörü: P›nar TÜREN Yaz› Kurulu: • fiebnem AKÇIL • An›l ALTAfi • Kevser AYDIN • Esra BAL • Yelda BALER • Esra BAfiER • Cüneyt BAYRAKTAR • Metin GÖKSEL • Ayflegül GÜNDÜZ • Ayla GÜRLEYEN • Duygu KAMBUR • Baflak KARA • Hande ORTAÇ • Baflak SERÇE • Cem TANIR • Murat TAfiÇI • Demet UYAR • Burcu ÜNLÜTABAK • Esim YERG‹N BOZDA⁄ • Sabanur YILMAZ Foto¤raf Editörü: Yelda BALER

46

Katk›da Bulunanlar: • Bora BALBEY • Didem ‹NCESA⁄IR • Orçun PEKÖZ Reklam Sorumlusu: Tu¤ba ALARSLAN tugbaalarslan@bumed.org.tr Dahili: 116 ‹pek DEM‹RTAfi ipekdemirtas@bumed.org.tr Dahili: 126 Yönetim Yeri: Bo¤aziçi Üniversitesi, Lojman Kap› Yan› 34342 Bebek - ‹stanbul Tel: (0212) 359 58 00 Faks: (0212) 257 35 68 www.bumed.org.tr / bogazicidergisi@bumed.org.tr

MARJ‹NAL PORTER NOVELLI Bir y›ldan uzun süredir BÜMED’e gönüllü olarak destek veren ve Türkiye’nin önde gelen iletiflim ajanslar›ndan biri olan Marjinal Porter Novelli ve ekibiyle çok keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik. Bu sohbetle hem biz “Marjinal ailesi”ni biraz daha yak›ndan tan›ma f›rsat› bulduk, hem de sizlere tan›tmak istedik.

Kapak Foto¤raf›: Teoman GÜRZ‹H‹N

Yap›m: TETRA ‹LET‹fi‹M Hizmetleri Ltd. fiti. Yönetim: Önder KIZILKAYA - Soner KIZILKAYA Yay›n Koordinatörü: Türkflan KARATEK‹N Grafik Uygulama: Nur AYMAN ÇAKMAK Yaz› ‹flleri: Fatma Ece DEM‹R - Cihan ALDIK Foto¤raf: Teoman GÜRZ‹H‹N Halaskargazi Cad. Sait Kuran ‹fl Merkezi No:145 Kat: 5 fiiflli - ‹STANBUL Tel: +90 212 219 96 76 - 77 +90 212 266 80 57 Faks: +90 212 231 33 37 e-mail: tetra@tetrailetisim.com www.tetrailetisim.com Bask›: A4 Ofset Matbaac›l›k San. ve Tic. Ltd. fiti. Otosanayi Sitesi, Yeflilce Mah. Donanma Sok. No: 16 Ka¤›thane-‹STANBUL Tel: 0212 281 64 48 Faks: 0212 269 53 27 e-mail: info@a4ofset.com Bas›m yeri ve tarihi: ‹stanbul - Temmuz 2010 Ayl›k süreli yay›n.

68 B‹R BABANIN ‹Z‹NDE G‹R‹T Girit birço¤umuz için çok özel anlamlar tafl›yan bir ada çünkü geçmiflin izlerini biraz hüzün biraz da özlemle bugüne tafl›yor. Ailesi Girit göçmeni olan BÜ Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤retim üyesi Prof. Dr. Sevgin Ak›fl Roney’in yaz›s›n› yine bir Girit göçmeni Nur Ayman Çakmak’›n tasar›m› ile okuyacaks›n›z.


18 SINIRLAR, SINIRLARIN YEN‹DEN TANIMLANMASI: E⁄‹T‹MDE VE TOPLUMDA YEN‹ OLANAKLAR 14. Dünya Karfl›laflt›rmal› E¤itim Konseyi Kongresi 14-18 Haziran tarihleri aras›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nde gerçeklefltirildi. Temas› S›n›rlar, S›n›rlar›n Yeniden Tan›mlanmas›: E¤itimde ve Toplumda Yeni Olanaklar olan konferans için dünyadan yaklafl›k 1300 araflt›rmac› Bo¤aziçi’nde bir araya geldi.

editoryal ‹dil Türkmeno¤lu ’95

Merhabalar, Her sene Temmuz-A¤ustos aylar›nda camiam›za çok özel bir hareket geldi¤ini düflünüyorum. Ben de hemen 15-20 sene öncesine dönüveriyorum. Bir bakm›fl›m, 91 y›l›n›n Temmuz’unday›m, sabaha karfl› ç›kan ÖYS sonuç gazetesinden Bo¤aziçi ‹flletme’yi kazand›¤›m› görüyorum. Çok sevgili arkadafl›m Müge ile beraberiz hem de. Onbir yafl›ndan beri okullar›m›z, s›ralar›m›z ayr›lmad›; koflarak birlikte kampüse gidiyoruz. Sadece yeni bir okulla de¤il; hayat›m›z›n yönünü de¤ifltiren, geliflimimizi farkl›laflt›ran, iliflkilerimizin kalitesini belirleyen bu özel yerle tan›fl›yoruz. Ne unutulmaz bir gün! Dersler, kulüp, aktiviteler derken dört y›l h›zla geçiveriyor. “Keflke haz›rl›k okusaym›fl›m, keflke uzatsaym›fl›m, keflke hemen master’a kaydolsaym›fl›m” dedirtiyor, üniversitedeki son günler. Yine Temmuz. Mezuniyet Töreni’nde Rektörlük Özel Ödülü alacakm›fl›m. Çok sevinçliyim. O da ne, ortalamam 2.98’de kal›yor! “Honor student” olamayan birine verilemez ki... Genel Sekreterlik’ten haber geliyor: “Mezunlar ad›na konuflsun, o zaman.”

28 BO⁄AZ‹Ç‹’N‹N YILDIZI 10 YAfiINDA Mithat Alam Film Merkezi 2000 y›l›nda aç›ld›¤› günden beri üniversitemizde sinema bölümü olmamas›na ra¤men Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencilerini Türkiye ve dünya sinemas› ile tan›flt›ran yegâne merkez olmufltur. Film Merkezi’nin sinema camias›na yönelik olarak düzenledi¤i 10. y›l kutlamas›yla ilgili izlenimlerle birlikte merkezin tarihinde minik bir yolculuk haz›rlad›k.

Cüppeler giyilmifl, Uçaksavar’day›z. Konuflmamda -geçmifl y›llar›n konuflmalar›n›n aksine- kampüsün, çiçe¤inden böce¤inden, spor festivalinden, kulüplerinden ve hatta üç ayakl› köpe¤inden bahsetmemeye kararl›y›m. Ortam çok romantik; ama bu de¤erli birkaç dakikada, Bo¤aziçi’ne sahip ç›kmay›, üniversitemize borcumuzu ödemeyi hat›rlatmak gerekiyor, diye düflünüyorum. “As›l Bo¤aziçililik flimdi bafll›yor” diyorum, “sorumlulu¤umuzu unutmayal›m...” Her detay bizi a¤latmaya yetiyor. Alk›fllar, birkaç damla göz yafl›; doktoral›lar hocalar›n yan›na davet ediliyor, birkaç damla daha; kepler havada, art›k gözyafllar› sel... Sir Edward Elgar’›n “Pomp and Circumstance” marfl› flu anda kula¤›mda... Siz de duyuyor musunuz? Sevgili Bo¤aziçili adaylar› ve ’10 Bo¤aziçi mezunlar›, hayat›n›z›n yeni dönemine hoflgeldiniz! Yolunuz aç›k olsun!


YÖNET‹M KURULU’NDAN

fiahsi menfaatim var...

MURAT ÖNGÖR ’93 BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s›

Toplum yaflant›m›z›n önemli bir unsurunu oluflturan “kâr amac› gütmeyen” kurumlarda hizmet etmekle ilgili kiflilerin farkl› yaklafl›mlar› vard›r. Herkesin var olmas›ndan asl›nda mutlu oldu¤u bu kurumlar büyük oranda gönüllülük esas›na dayanan emeklerle do¤ar, büyür ve yaflamlar›na devam ederler. Kurumun amac› mesleki birlik de olsa, hay›r iflleri de olsa bu durum de¤iflmez. Kimileri buralarda gönüllü çal›fl›rlar, kimileri ise bu flekilde gönüllü çal›flmay› anlayamazlar... Kabul etmek gerekir ki bu flekilde özel hayat›ndan zaman ay›r›p hizmet etmek bir mizaç özelli¤idir, hayata bak›fl aç›s›n›n bir parças›d›r. Hatta baz› insanlar›n zamanlar›n› bu flekilde vakfetmelerinin alt›nda “Acaba bir flahsi ç›kar m› yat›yor?” sorusu bile sorulur. Öte yandan bu kiflili¤e sahip insanlara “Niye bu kurumda çal›fl›yorsun?” diye sordu¤unuzda, ulvi amaçl› bir toplulu¤un içinde olman›n verdi¤i manevi haz, topluma faydal› olma, mesle¤ine ve meslektafllar›na sahip ç›kma, dolay›s›yla bulundu¤u toplumda öne ç›kma hissi gibi cevaplar al›rs›n›z. Ben de bu soruyu sordum kendime. fiu an yönetimde olan, heyecan› ve flevki her gün artarak çal›flan, kendilerini mesleki olarak yetifltirmifl, ama bununla da yetinmemifl pek çok anlamda donan›ml› bu tak›mla “Ben bu yola niye ç›k›yorum?” diye. Cevab› buldum sonunda; benim flahsi menfaatim var! Beni ben yapan Bo¤aziçi hep öyle kals›n, beni hayata haz›rlayan Bo¤aziçi daha da iyi olsun, mensuplar› bulunduklar› her

4 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

ortam› iyiye do¤ru de¤ifltirsin, ailesini, ülkesini dolay›s›yla dünyay› etkilesin... “Bo¤aziçiliyim” dedi¤imde duydu¤um gurur her zaman devam etsin istiyorum. Bir ortaokul ö¤retmenim hayata bak›fl›m›zla ilgili bir konuflmas›nda, küçücük zihinlerimizde yer edecek, hayata bak›fl›m›z› etkileyecek flu anekdotu anlatm›flt›. Tek bafl›na büyük bir flilebin varaca¤› yeri de¤ifltirebilir misiniz? Var gücünüzle, tek bafl›n›za dev bir flilebi ittirdi¤inizde bulundu¤u noktada yapt›¤›n›z etki gözle görülür olmayacakt›r. Ama bu etki ile o flilebin bulundu¤u yerde yarat›lacak milimetrenin yüzlerce biri oran›nda bir fark o flilebin yolculu¤unun sonunda metrelerce farkl› bir yere varmas›na sebep olacakt›r. Bo¤aziçililerin “bireysel” oldu¤undan dem vurulur. Ben gurur duyuyorum Bo¤aziçililerin bireysel olmalar›ndan. Dünyan›n en güzel binalar› birbirinden ba¤›ms›z tu¤lalar›n bir araya gelmesiyle oluflmaz m› zaten? Dünyay› de¤ifltirecek Bo¤aziçilik mabedinin oluflmas›nda hepimizin bir etkisi var. Gelin projelerimizde birlikte çal›flal›m, gelemiyorsan›z bizlere fikirlerinizi verin, sizden ald›¤›m›z› biz yans›tal›m. Hiçbir fley yapmak istemiyorsan›z bu yaz›y› okumay› bitirdi¤inizde kald›r›n telefonu Bo¤aziçi’nden bir arkadafl›n›z›n hat›r›n› sorun. Hadi, bugün Bo¤aziçililik için bir tu¤la da siz koyun!



...................... camiadan haberler ................... BÜMED’DEN

BURC Spor Body Sculpt ekibi kahvalt›da...

..............................................................................

Bu bölümde camiamızdan haberlere yer veriyoruz. Evlendiniz, çocuğunuz oldu, yeni bir iş kurdunuz veya Boğaziçi Dergisi okuyucuları ile paylaşmak istediğiniz başka bir haber var… Haberinizi, 100 kelimeyi aşmayacak şekilde bogazicidergisi@bumed.org.tr adresine gönderebilirsiniz. Camiadan Haberler sayfamızın içeriği üyelerimizden gelen haberler doğrultusunda oluşturulmaktadır.

BURCSpor’un en eski grup dersi Body Sculpt ö¤rencileri ve e¤itmenleri BURC Bahçe’de kahvalt›da bulufltular. En yeni üyesi 4 senelik olan, birbirleri ile s›k› ba¤lar› olan bu özel gruba tüm üyelerimiz davetli.

Mezunlar Günü @ Londra… BURC UK Mezunlar Günü’nü Londra Regents Park’ta piknik ile kutlad›. ‹ngiltere’de yaflayan Bo¤aziçililer de 20 Haziran’da Londra’da mezunlar gününü kutlad›. ‹ngiltere temsilcili¤imiz BURC UK’in düzenledi¤i Mezunlar Günü Pikni¤i’ne kat›lan mezunlar›m›z keyifli bir gün geçirdiler.

............................... ...................................... Y›k›lan hayallere, evlili¤in imkâns›zl›¤›na, aflk›n uçuculu¤una ra¤men hâlâ umut etmeyi, flark› söylemeyi, düfl kurmay› ve mucizelere inanmay› sürdürenlere dair bir roman… BÜ Endüstri Mühendisli¤i 1983 mezunu Neslihan Acu, beflinci roman› Art›k Ayr›lsak Diyorum ile iliflkilerin üzerine gidiyor ve bir evlilik içinde birbirini defalarca öldüren sonra yeniden do¤an bir kad›n ve adam›n öyküsünü çarp›c› bir dille anlat›yor. Meltem K’y› Kim Öldürdü, Kad›ndan Donkiflot Olmaz, Ne Güzel Bir Hiçlikti Aflk ve Kuzgunun fiark›s›’nda sonra Neslihan Acu yeni roman› Art›k Ayr›lsak Diyorum ile herkesi çok yak›ndan ilgilendiren bir konuya edebiyat penceresinden bak›yor.

............................... Bahçelerde Neler Oluyor? Büyümek ve Büyütmek Üzerine Bir Gözlem Kitab›

Çift aile dan›flmanl›¤› yapan ve aile bireylerine yönelik bireysel dan›flmanl›k hizmeti veren Rengin Kevenk’in (’03) Bahçelerde Neler Oluyor isimli kitab› Goa Yay›nlar›’ndan ç›kt›. Kevenk kitab›nda anneler, çocuklar ve ailelere dair gözlemlerini di¤er bahçelerde neler oldu¤unu merak eden okuyucularla paylafl›yor.

6 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Kullanatmarket.com Mezunlar›m›zdan Leon Levi ’93 ve Bivet Levi ‘98 yeni bir e-ticaret sitesi olan www.kullanatmarket.com’u kurdular. Kullanatmarket.com tek kullan›ml›k ürünlerden oluflmakta. Site hem do¤um günü, davet, parti gibi organizasyonlar yapan bireysel kullan›c›lara, hem de restaurant ve kafesinde kullanmak üzere malzeme sat›n alacak iflletme sahiplerine yönelik. Siteden sat›fllar paket veya koli baz›nda olup, kargo ile 24 saate yak›n bir zamanda kap›ya teslim edilebilmektedir. Sitede firman›n direkt ithalatç›s› veya üreticisi oldu¤u 500’e yak›n ürün ilk elden çok avantajl› fiyatlarla tüketiciye sunulmakta.

...................................... Atamalar

..........................

Art›k Ayr›lsak Diyorum

• Taner Ç›nar ’93 Mersa Sistem Pazarlama Direktörü oldu. • Cem Nazif Yalç›n ’88 ISG ‹fltirak› Caradon Heating International Direktörü oldu.

• Özgür Tohumcu ’94 Ericson Türkiye Ülke Müdürü oldu.

• Sibel Y›lmaz ‘92 Trend Macro Akdeniz Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürü oldu.

• Ebru Akça ’93 Alman Boehringer Ingelheim Ortado¤u, Asya, Afrika Bat› Bölgesi ‹K ifl orta¤› oldu.

Sosyal Medyay› Do¤ru Kullanma Semineri E¤itim Akademi ekibinden An›l Altafl ’98 Sosyal Medyada bireysel ve kurumsal olarak var olman›n püf noktalar›n› anlat›yor… Tarih: 14 Temmuz Çarflamba Saat: 19:00-22:00 Yer: BÜMED Afliyan Toplant› Salonu Detayl› bilgi için: www.bumed.org.tr



BÜMED’DEN

BUCaz ile brunch keyfi...

13

Haziran Pazar günü BÜMED Bahçe’yi caz t›n›lar› renklendirdi. Güne özel haz›rlanm›fl brunch ile bafllayan Bo¤aziçililer dostlar› ve aileleri ile keyifli bir pazar sabah› yaflad›lar. Önder Focan ve Sibel Köse Grubu’nun sahneye ç›kmas› ile bu güzel ortama caz keyfi de eklenince bambaflka güzellikte bir gün yafland›.

‘Mentor’lar ve ‘mentee’leri bir arada...

B

o¤aziçi Üniversitesi’nden mezun olmufl ‘mentor’lar›n henüz ö¤renci ya da mezuniyet aflamas›nda olan ‘mentee’lere yol gösterdikleri ve deneyimlerini paylaflt›klar› “Mentorluk Program›”nda 2009-2010 döneminde yer alan ‘mentor’lar ve ‘mentee’ler birlikte geçirdikleri bir y›l›n ard›ndan 24 Haziran Perflembe akflam› BÜMED’de verilen kokteyl ile vedalaflt›lar. Hem ‘mentor’lar hem de ‘mentee’ler bu projenin onlara çok fley katt›¤›n› ve birbirlerinden çok fley ö¤rendiklerini söylediler.

8 2010 BO⁄AZ‹Ç‹



Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Ürkek bir ö¤renciden sineman›n baflar›l› yönetmenine...

Prof. Dr. Ömer O¤uz

Nuri Bilge Ceylan

B

o¤aziçi’nin yetifltirdi¤i ve topluma kazand›rd›¤› herkes bizce çok önemli bir de¤er. Ama baz› de¤erlerimiz bizleri bir baflka gururland›r›yor. Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen seçildi¤inde Nuri Bilge Ceylan ’83 “Bu ödülü tutkuyla sevdi¤im yaln›z ve güzel ülkeme ithaf ediyorum” derken iflte o özel gurur anlar›ndan birini yaflam›flt›k. Nuri Bilge Ceylan’a fahri doktora ödülü verilirken de ayn› gurur anlar›ndan birini yaflad›k. Önce Rektörümüzün yapt›¤› ve haf›zalardan silinmeyecek kadar baflar›l› bir Nuri Bilge Ceylan filmleri okumas› niteli¤i tafl›yan konuflma, ard›ndan Ceylan’›n “Ben kendimi burada tan›d›m” diyen içten konuflmas› bize ne kadar özel bir iklim içinde yetiflmifl bireyler oldu¤umuzu bir kere daha hat›rlatt›.

10 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

“Tan›mas› kolay, tan›mlamas› zor” Rektörümüz Prof. Dr. Kadri Özçald›ran Bo¤aziçi Üniversitesi olarak ilk defa bir sinemac›ya fahri doktora vermenin keyfini yaflad›klar›n› ve bu sinemac›n›n bir Bo¤aziçili olmas›n›n bu keyfi daha da art›rd›¤›n› dile getirdi. Auteur sinemas›n›n dünya çap›ndaki önemli isimlerinden biri olan Nuri Bilge Ceylan’›n klasik müzikle ve foto¤rafç›l›kla ilk kez bu kampüste tan›flmas›n›n ve sonra böyle usta bir sanatç›ya dönüflmesinin gurur verici oldu¤unu söyledi. Özçald›ran, tan›mas› kolay tan›mlamas› zor bir insan olarak nitelendirdi¤i Ceylan’›n eserlerinde kendine özgü hikâyeler yaratt›¤›n› söyledi. Özçald›ran’a göre Ceylan asl›nda hikâyedeki insan› de¤il de insandaki hikâyeyi anlatmaya

Bo¤aziçi Üniversitesi bilim, sanat ve kültürde ürettikleri çal›flmalar ile topluma önemli katk›larda bulunan kiflilere fahri doktora veriyor. Bu y›l da Fen Edebiyat Fakültesi’nin önerisi ve BÜ Senatosu karar› ile Nuri Bilgi Ceylan ’83 fahri doktoraya lay›k görüldü. Ceylan, 4 Haziran 2010, Cuma günü Bo¤aziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da düzenlenen tören ile ödülünü ald›. çal›fl›yor. Filmleri izleyicilere bir nevi gelifltirilmifl tiyatro deneyimi yaflat›yor. Zaman ve mekân›n d›fl›nda kalanlar› yans›t›yor. Öznel bir okumadan 6 al›nt› Özçald›ran konuflmas›n›n devam›nda Nuri Bilge Ceylan sinemas› üzerine öznel okumas›ndan 6 al›nt›y› dinleyicilerle paylaflt›. 1- Nuri Bilge Ceylan sinemas›nda tan›mlamakta zorlanaca¤›m›z bir melankolinin varl›¤›ndan söz edilebilir. Kimi zaman varoluflsal olsa da hissetmekte zorlanmayaca¤›m›z bir melankoli tonu vard›r. 2- Ceylan, kent ve k›r karfl›tl›¤›n› toplumsal de¤il ama kiflisel bir parçalanma süreci olarak ele al›r ve izleyiciye de bunu Çehovien bir hava ile aktar›r. Çünkü Ceylan’›n filmlerinde anlat›lanlar›n


içe yönelik bir gerçekli¤i vard›r. 3- Ceylan insanlar›n iç dünyas›n› ve yaln›zl›¤›n› görünür k›lar. Filmleri iki boyutlu de¤ildir. Her filminin tan›mlamas› zor bir üçüncü boyutu, bir “ruh iklimi” vard›r. 4- Aç›k sözlüdür. Karakterlerinin zavall› ve insani halini yapmac›ks›z ve hatta bu yüzden bazen de ac›mas›z bir flekilde anlat›r. 5- Pahal› bir sanat içinde özgürdür, küçük bir ekiple kâh arkadafllar›n› kâh ailesini kullanarak anlat›r hikâyesini ama sinemaya bak›fl›ndan taviz vermez. Bu yönüyle de sinema sanat› yapmay› isteyen gençlere ilham kayna¤› olmufltur. 6- Ceylan sinemas›n›n bir metafizik boyutu vard›r. “Buras› ‘ada’ gibiydi...” Fahri Doktora ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan, insan›n kendi evi sayabilece¤i bir yerde ödüllendirilmesinin hiçbir fleye benzemedi¤ini ve y›llar sonra arkadafllar›yla bir araya gelmenin kendisini “mezunlar kulübü”nde hissettirdi¤ini söyledi. “Baz› arkadafllar›m Profesör olmufl ama Bo¤aziçi’nde yaflaman›n etkisinden midir bilinmez hiç yafllanmam›fllar” dedikten sonra Bo¤aziçi’nde geçirdi¤i y›llara do¤ru bir yolculu¤a ç›kard› dinleyicileri. Olayl› zamanlarda önce ‹TÜ’de okumufl, sonra tekrar s›navlara girerek BÜ Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i’nde okumaya bafllam›fl. Çanakkale’de mütevazi flartlarda yetiflmifl bir genç olarak Bo¤aziçi ile ilk karfl›laflmas› onu flafl›rt›r. Buras› farkl› bir “ada” gibidir. Özgür ve çok olanakl› bu okul Nuri Bilge Ceylan’a mühendislik e¤itimi yan›nda kendini tan›ma ve hayatta ne yapmak ne istedi¤ini anlama olana¤›n› verir. Onun istedi¤i sanat yapmakt›r. Üniversiteye bafllad›¤› ilk y›llarda ürkek, çekingen ve yaln›z hisseder Ceylan: “Buras› ada gibi bir yerdi. Çok flafl›rm›flt›m, yaln›z hissettim. ‹ngilizcem iyi de¤ildi. Elektronik bölümünde s›n›f›n en kötüsüydüm. O günlerde birisi bana bu okuldan

fahri doktora alaca¤›m› söylese inanmazd›m.” Okula bafllad›¤› y›llarda içinde bir baflar›s›zl›k duygusu vard›r Ceylan’›n. Tüm ö¤rencilerin çok baflar›l› oldu¤u bir s›n›fta bir de curve sistemi sayesinde kendisini daha da baflar›s›z hisseder. Ama okul içindeki hayat›n tüm imkanlar›ndan faydalanmaya bafllar. Klasik müzikle tan›fl›r. Saatlerce kütüphanede sanat kitaplar› okur. Bo¤aziçi ona kim oldu¤u, ne istedi¤i konusunda ipuçlar› vermeye bafllar. Ve sonunda sanatla u¤raflmaya karar verir. Bölümünü sekiz y›lda bitirir ama o Bo¤aziçi’nde sadece mühendisli¤i de¤il onu y›llar sonra dünyan›n en iyi yönetmenlerinden biri yapacak sanat yolculu¤una nas›l bafllayaca¤›n› ö¤renir. “Ben kendimi de burada tan›d›m” “Sinemay›, sanat ve felsefeyi burada ö¤rendim diyebilirim. Sinema Kulübünden ve kütüphanenin imkânlar›ndan elimden geldi¤ince faydaland›m. Asl›nda bir anlamda görsel sanatlar e¤itimimi kütüphanede ald›m. Ola¤anüstü bir kütüphanemiz vard›. O dönemde bilgisayar bile yoktu. Bilgiye ulaflmak zahmetliydi. Görsel sanat e¤itimimi orada ald›m. Klasik müzik zevkim müzik odas›nda geliflti. Tüm bunlar›n toplam› beni sinemac› yapt›. O dönemde de Bo¤aziçi’nde yasak yoktu, her fley serbestti. Özgür ortam›n bugün de devam etti¤ini görmek çok sevindirici.” Ceylan 8 y›l ö¤renci, 2 y›l da teknik görevli olarak çal›flarak toplamda hayat› içinde çok önemli oldu¤unu söyledi¤i 10 y›l›n› Bo¤aziçi’nde geçirir. Bu zaman›n ona kazand›rd›¤› belki de en önemli fley kendisini tan›mas›d›r. Kendini baflar›s›z hisseden ürkek bir ö¤renciden dünyan›n önde gelen yönetmenlerinden biri olma yolunda Bo¤aziçi’nin ona katt›klar›n› dinledi¤imiz Nuri Bilge Ceylan okulumuzun sihirli dokunuflunun, insan› özgürlefltiren ortam›n›n baflar›s›n›n en güzel örne¤i.

Nuri Bilge Ceylan’›n yurtd›fl›nda ödül ald›¤› törenlerden ve filmlerinde çeflitli görüntülere yer verilen barkovizyon gösterisi MAFM taraf›ndan haz›rlanm›flt›. Konuflmas›nda Mithat Alam Film Merkezi’nin önemine de de¤inen Ceylan bu merkezin Türk sinemas›na çok sa¤lam bir yap› getirdi¤ini, Altyaz› Dergisi’nin bu anlamda Türkiye’nin en iyi dergisi oldu¤unu söyledi.

Nuri Bilge Ceylan konuflmas›n›n sonunda Kadri Özçald›ran’›n söylediklerinin kendisini çok etkiledi¤ini, kendisinin bile eserlerini bu kadar iyi özetleyemeyece¤ini söyledi ve Özçald›ran’›n Bo¤aziçi’ne çok yak›flan bir rektör oldu¤unu dile getirdi.

Ödül töreninde Cihat Aflk›n Ensemble, Hendel ve Mozart dinletileri ile Nuri Bilge Ceylan’›n klasik müzik tutkusunu selamlad›. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 11




Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BÜMED’DEN

30 May›s Pazar günü BÜMED çocuk sesleri ile doluydu... 9. BÜMED Çocuk fienli¤i yine çocuklara e¤lenceli bir gün yaflatt›.

B

ÜMED’in en güzel etkinliklerinden biri Çocuk fienli¤i desek ço¤u üyemiz bize hak verir. Yüzlerce mutlu çocuk görmekten daha keyifli ne olabilir ki! BÜMED olarak y›llard›r gelenek haline getirdi¤imiz Çocuk fienli¤i’ne bir baflka mutlulukla haz›rlan›yoruz. Biliyoruz ki o gün yüzlerce minik Bahçemizi ziyaret edecek, saatler boyunca trene binecek, oyun oynayacak, sahne flovlar› seyredecek, 盤l›klar atarak etrafta koflturacak, yüzü boyan›rken heyecanla bekleyecek, hediyeler kazanacak, arkadafllar edinecek; ve günün sonunda yorgun ve üstü bafl› kirlenmifl de olsa yüzünde kocaman bir gülümseme ve elinde hediyeleri ile evine dönecek. Bu y›l da gelenek bozulmad›. Nefis bir bahar günü, ›hlamur a¤açlar›n›n mis kokulu gölgesinde BÜMED’in minik misafirleri sadece onlar için haz›rlanm›fl bahçede e¤lenceli bir gün geçirdiler. ‹flte o günden kareler...

14 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

- Gün boyu hiç durmadan çal›flan pembe tren çocuklar› keyifle tafl›d›. - Leonardini taraf›ndan haz›rlanan oyun bölümünde çocuklar basketten jengaya birçok oyunu anneleri babalar› ve ço¤u zaman da yeni arkadafllar› ile oynad›lar - Oyun bölümündeki trambolin hiç bofl kalmad›! - Yüz boyamas›z e¤lence olmaz - Gerçek bir basketbol topu kazanmak için biraz flansl› olmak gerek... - Sahnedeki bilim flovlar›n› sadece çocuklar de¤il büyükleri de merakla izledi. Yaz Okullar› Tan›t›m Günü kapsam›nda etkinli¤imize kat›lan Yaz Okullar› hem velilerin sorular›n› yan›tlad›lar hem de çocuklar›n ilgisini çeken aktiviteler sundular. Çocuk fienli¤i ve Yaz Okullar› Tan›t›m Günü sponsorlar›m›z olarak bu güzel günün gerçekleflmesine destek veren National Geographic Kids, Dalin, Danino, Leonardini, Uno firmalar›na ve ambulans deste¤i veren S.O.S International Ambulance’a teflekkür ederiz.

Yaz Okullar› Tan›t›m Günü’ne kat›lan okullar: - Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Okulu - ‹stanbul Modern Yaz Sanat Okulu - ‹TÜ Bilim Merkezi-E¤len Bilim Yaz Okulu - Mucizeler Dünyas› Çocuk Evi - Özel Mikado Anaokulu ve FasTracKids - Pratik Matematik ve Matematik Saati - Rahmi M. Koç Müzesi & Ekol Drama Sanat Evi - Sabanc› Üniversitesi Sak›p Sabanc› Müzesi (SSM) Yaz Okulu



BÜMED’DEN

Hep birlikte söyledik “Yak›yor ama ac›tm›yor senin sevdan...”

“Yak›yor ama ac›tm›yor senin sevdan...”

Finansbank sponsorlu¤unda gerçekleflen Yaflar konseri yaz›n ilk coflkulu etkinli¤i olarak Bo¤aziçi camias›na yine farkl›, yine özel bir BÜMED gecesi yaflatt›...

16 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

B

ÜMED Bahçe konserlerinde bu sene 4 Haziran akflam› Yaflar en sevilen flark›lar› ile hem romantik hem sevdal› hem de k›p›r k›p›r bir gece yaflatt› bizlere. Bu güzel müzik gecesinin kuflkusuz en güzel taraf› yüzlerce Bo¤aziçili’nin BÜMED bahçesinde bir araya gelerek hep birlikte e¤lenmesi ve Yaflar’›n flark›lar›n› bir a¤›zdan söylemesiydi. Her konser akflam› oldu¤u gibi ço¤unluk konserden birkaç saat önce gelip Havuz bafl›nda keyifli bir yemek yemeyi tercih etmiflti. Yeni aç›lan Fark-Et-Mez de¤iflik menüsü ile ilgi oda¤›yd›. De¤iflik lezzetler denemeyi tercih eden Bo¤aziçililer ve et düflkünleri Fark-Et-Mez’e tam not verdiler. Havuz bafl›n›n keyfi, hele ki akflam olmaya bafllad›¤›nda bir baflka güzeldi. Eski dostlar farkl› masalarda da otursa bir araya gelmenin keyfini yaflad›lar. Uzun aradan sonra birbirine rastlayan arkadafllar tekrar buluflmak için telefon al›flverifli yapt›lar. Konser öncesi herkesin keyfi yerindeydi. Hava karard›¤›nda art›k konser saati gelmiflti. Yaflar hiç ara vermeden 2 saatten uzun süren bir müzik ziyafeti yaflatt›. Herkesin ezbere bildi¤i eski flark›lar›n› hep birlikte

söyledik, yeni flark›lar›n› da zevkle dinledik. Yaflar BÜMED’in bu samimi ortam›nda keyifle konser verdi¤ini söylerken biz dinleyiciler de ayn› keyfi yafl›yorduk.

Konser sonunda Yaflar’› bir sürpriz bekliyordu. Yönetim Kurulu ad›na kendisine teflekkürlerimizi bir demet çiçek eflli¤inde sunan Savafl Yaflar ’93 Yaflar’›n askerlik arkadafl›yd›.

Bir BÜMED Bahçe Konseri daha ard›nda dostlarla yaflanm›fl bir gece b›rakarak sona erdi. Bu güzel gecenin gerçekleflmesine destek veren Finansbank’a teflekkür ediyoruz. Bir sonraki konserde görüflmek üzere...



Yaz›: Aylin BURAN ’95 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

S›n›rlar, s›n›rlar›n yeniden tan›mlanmas›:

E¤itimde ve toplumda yeni olanaklar Bo¤aziçi Üniversitesi 14-18 Haziran 2010 tarihleri aras›nda çok önemli bir buluflmaya ev sahipli¤i yapt›. Bo¤aziçi Üniversitesi E¤itim Bilimleri Bölümü ve Tüm Karfl›laflt›rmal› E¤itim Derne¤i (TÜKED) taraf›ndan düzenlenen, temas› ise “S›n›rlar, S›n›rlar›n Yeniden Tan›mlanmas›: E¤itimde ve Toplumda Yeni Olanaklar” olarak belirlenmifl olan kongreye Türkiye’den ve dünyadan yaklafl›k 1300 araflt›rmac› kat›ld›. Kongre organizasyonunda gönüllü olarak çal›flan dergimiz yaz› kurulu üyelerinden Aylin Buran ’05 izlenimlerini bizimle paylaflt›.

Prof. Dr. Kadri Çald›ran

Prof. Dr. Crain Soudien

14.

Dünya Karfl›laflt›rmal› E¤itim Konseyi Kongresi, 14 Haziran 2010 tarihinde Bo¤aziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Kadri Çald›ran, E¤itim Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Ali Baykal, E¤itim Bilimleri Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Fatma Gök, Dünya Karfl›laflt›rmal› E¤itim Konseyi (World Council of Comparative Education SocietiesWCCES) Baflkan› Prof. Dr. Crain Soudien’in aç›l›fl konuflmalar› ile bafllad›. Her üç konuflmada da e¤itimin toplumun dönüflümündeki rolüne, farkl› deneyimlerin paylafl›m›n›n önemine dolay›s›yla s›n›r kavram›n›n ekseninde yap›lacak tart›flmalar›n tafl›d›¤› anlama vurgu yap›ld›.

18 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Aç›l›fl konuflmalar›n›, Bristol Üniversitesi’nden, e¤itim sosyolojisi üzerine çal›flmalar› ile tan›nan, Küreselleflme, E¤itim ve Toplumlar Merkezi Koordinatörü (The Centre for Globalisation, Education and Societies-GES) ayn› zamanda E¤itim Bilimleri Bölümü’nde verdi¤i dersler, düzenledi¤i atölye çal›flmalar› nedeniyle Bo¤aziçi Üniversitesi taraf›ndan yak›ndan tan›nan Susan Robertson’›n

sunumu takip etti. Robertson konuflmas›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nin iki k›tay› birbirine ba¤layan bir köprünün hemen yan›nda konumlanmas› sebebiyle bu mekânsal özelli¤in bünyesinde ayn› zamanda çok önemli sembolik bir anlam› bar›nd›rd›¤›na, dolay›s›yla s›n›rlar›n ve s›n›rlar›n yeniden tan›mlanmas›n›n bu mekânda tart›fl›lacak olmas›n›n önemine vurgu yapt›.


Konuflmas›n›n devam›nda Robertson devlet ve özel sektör iliflkisine de¤inerek neoliberal politikalarla beraber özel sektörün devletin rollerini üstlendi¤ini, süreç içerisinde ise s›n›rlar›n dönüfltü¤ünü, bir yandan s›n›rlar›n ortadan kalkt›¤›n› di¤er yandan ise s›n›rlar›n belirli amaçlar/ç›karlar çerçevesinde korundu¤unu belirtti. Kongrenin öne ç›kan anlar›ndan biri neoliberal politikalar ve e¤itim alan›ndaki elefltirel yaklafl›m› ile tan›nan ve alan›n en önde gelen isimlerinden olan Wisconsin Üniversitesi ve Londra Üniversitesi E¤itim Enstitüsü’nden Prof. Dr. Michalel Apple’›n konuflmas›yd›. Apple Güç, Bilgi ve E¤itim Reformu bafll›kl› konuflmas›nda e¤itimi politik bir eylem olarak tan›mlad› ve e¤itimi ve toplumdaki di¤er yap›lar› anlaman›n yolunun ancak bu yap›lar›n görünen veya görünmeyen kurumlar/yap›lar ile

olan iliflkilerinden yola ç›k›larak mümkün olabilece¤ine de¤indi. Dolay›s›yla e¤itimi politik bir hareket olarak tan›mlarken iliflkilerin analizinin önemine, e¤itimin bir çat›flma alan› oldu¤una ve yans›z olmad›¤›na de¤indi. E¤itim-Sen Genel Baflkan› Zübeyde K›l›ç kongrede yer alan isimler aras›ndayd›. K›l›ç Türk e¤itim sisteminin sorunlar›na ve bu ba¤lamda E¤itim-Sen’in konumuna de¤indi. Kongre süresince “E¤itimde kimlik, mekân ve farkl›kl›lar”, “Toplum bünyesinde ve toplumlararas› e¤itim, çat›flma ve dönüflüm”, “E¤itimde yönetiflim, s›n›rlar›n içerisinde ve ötesinde politika”, “Müfredat› yeniden kurgulamak”, “Karfl›laflt›rmal› e¤itim: Teori ve metot üzerinde yeniden düflünmek”, “Çocuk ve e¤itim haklar›n› yeniden düflünmek”, “E¤itimde özelleflme ve

Prof. Dr. Ali Baykal

Prof. Dr. Fatma Gök

piyasalaflma”, “E¤itim, göç ve vatandafll›k”, “Ö¤retmen e¤itiminde ve geliflimine elefltirel yaklafl›mlar”, “E¤itim, bireysel sosyal geliflim ve kapasiteler”, “Yeni teknolojiler ve ö¤renmeye ulafl›labilirlik”, “E¤itim, güç politikalar›, bast›r›lan ve yok olan diller” temalar› çerçevesinde efl zamanl› olarak paneller, sempozyumlar, yuvarlak masa toplant›lar› gerçeklefltirildi. Ayr›ca söz konusu temalar çerçevesinde film gösterimleri yap›ld›. Ö¤retmen Gözüyle isimli foto¤raf sergisi ise New Hall’da kongre boyunca ziyarete aç›kt›. Kongre’nin son günü Prof. Dr. Fatma Gök yapt›¤› kapan›fl konuflmas›nda tüm hafta boyunca yap›lan yo¤un tart›flmalardan büyük bir enerji olufltu¤unu ve bu enerjinin yeni tart›flmalar›n ve çal›flmalar›n yap›labilmesine vesile olaca¤›na inand›¤›n› dile getirdi. Kat›l›mc›lar kongrenin bir sonraki dura¤› olan Arjantin’de buluflmak üzere ayr›ld›lar. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 19


KAYNAK GEL‹fiT‹RME

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08 Foto: Cihan ALDIK - Teoman GÜRZ‹H‹N

“Medeni bir toplum olabilmenin en önemli etkenlerinden biri”

Kaynak Gelifltirme Bo¤aziçi Üniversitesi Yaflam Boyu E¤itim Merkezi (BÜYEM) BÜVAK ortak çal›flmas›, TÜSEV’in yard›mlar› ve “The Center on Philantropy Indiana UniversityPurdue University Indianapolis” ifl birli¤iyle 9-11 Haziran 2010 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen Sivil Toplum Kurulufllar›nda Kaynak Gelifltirme Temelleri kursu STK yöneticilerine kaynak gelifltirme ile ilgili de¤erli bilgiler edinme imkan› verdi.

Tamer Atabarut

B Prof. Dr. Üstün Ergüder

Tim Seiler

20 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

o¤aziçi Üniversitesi Yaflam Boyu E¤itim Merkezi (BÜYEM) ve The Center on Philantropy Indiana University-Purdue University Indianapolis ifl birli¤iyle 9-11 Haziran 2010 tarihleri aras›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nde Sivil Toplum Kurulufllar›nda Kaynak Gelifltirme Temelleri kursu düzenlendi. Sivil Toplum Kurulufllar›nda kaynaklar›n gelifltirilmesi, planlanmas› ve sürdürülebilirli¤i ile ilgili e¤itimlerin verildi¤i kursun aç›l›fl konuflmas›n› BÜYEM Müdürü Tamer Atabarut yapt›. Atabarut, yeni bir e¤itim program› düzenlediklerini ve bu e¤itim program›n›n günümüzde giderek daha fazla önem kazanan 3. sektörü ve Sivil Toplum Kurulufllar›n› bir araya getiren bir program oldu¤unu vurgulad› ve tüm kat›l›mc›lara teflekkür etti. Ard›ndan sözü devralan Bo¤aziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Özçald›ran, Bo¤aziçi Üniversitesi olarak Türkiye’ye bakt›¤›m›zda 3. sektörün geliflti¤ini ve daha da geliflece¤ini görüyoruz dedi. Bu sektörün art›k sadece gönüllü alayl›lar ile yürütülmesinden yana olmad›klar›n› belirten Özçald›ran, üniversitelerin bu konuya katk›da bulunmalar› gerekti¤ini söyledi. Kaynak gelifltirme deyince Indiana Üniversitesi’nin dünyada oldukça öne ç›kan bir isim oldu¤unu ve bu çal›flmalar› Indiana Üniversitesi ile ifl birli¤i içinde yürüteceklerini söyledi. Asl›nda kabaca para toplama ya da fundraising konusunda Türklerin çok iyi olmad›klar›n› söyleyen Özçald›ran, Indiana Üniversitesi’nin bu ifli çok iyi yapt›¤›n› ve kampanyalar›n›n ak›llar› durduracak rakamlara ç›kt›¤›n› söyledi. Bu e¤itimin bir hizmetler serisinin ilk parças› oldu¤unu söyleyen Özçald›ran bu küçük parçadan bile çok yarar sa¤lanabilece¤inin alt›n› çizdi.


Özçald›ran’›n konuflmas›n›n ard›ndan Bo¤aziçi Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Üstün Ergüder öncelikle e¤itime kat›lan herkesi kutlad› ve hepsini birer öncü olarak gördü¤ünü söyledi. ‹lk olarak kaynak gelifltirmenin art›k gönüllülükle olacak bir ifl olmad›¤›n› ve profesyonelleflmesi gerekti¤ini belirtti. 1992-2000 y›llar› aras›nda, rektörlük yapt›¤› dönemde ekonomik kriz nedeniyle mali s›k›nt›lar yaflad›klar›n› ve bu konuda üzülüp flikâyet etmek yerine harekete geçtiklerini, kendi çabalar›yla mezunlar aras›nda bir fundraising kampanyas› bafllatt›klar›n› söyledi. Ergüder ayr›ca kampanya s›ras›nda ço¤u fleyi düfle kalka ö¤rendiklerini ve böyle bir kampanyay› baflar› ile yürütebilmek için öncelikle bir projenin flart oldu¤unu, projenizi çok iyi anlatman›z gerekti¤ini ve sonunda insanlar› da size destek olmaya ikna etmeniz gerekti¤ini vurgulad›. Türkiye’de insanlar›n projeler de¤il de binalara daha kolay para verdi¤ini söyleyen Ergüder bunun sebebinin ise insanlar›n binalara ya da odalara isimlerini verebilmeleri oldu¤unu söyledi. Buna benzer bir deneyimi flu an direktörlü¤ünü yapt›¤› ‹stanbul Politikalar Merkezi’nde yaflad›klar›n› söyleyen Ergüder, buradaki projeleri de yine tamamen filantropik kaynaklardan bulduklar› paralarla yürüttüklerini ve bu projelere para bulmakta zorland›klar›n› belirtti. Bunun alt›nda yatan nedenin öncelikle bir sosyal de¤iflim projesini anlatman›n ve sonra da onun için destek bulman›n zorlu¤u oldu¤unu belirtti. Ergüder Türkiye’nin bunlar› ö¤renme aflamas›nda oldu¤unu ve ö¤renirken profesyonel deste¤e ihtiyaç oldu¤unu vurgulad›.

E¤itimi veren Indiana Üniversitesi Fundraising School Direktörü Tim Seiler ile kaynak gelifltirme e¤itimi, bu konunun üniversiteler için önemi, sürecin iflleyifli ve Türkiye’deki uygulamalar üzerine bir söylefli gerçeklefltirdik. Üniversitelerde ba¤›fl toplaman›n önemi nedir? Siz bu aç›dan devlet üniversiteleri ve vak›f üniversiteleri aras›nda fark görüyor musunuz? Devlet ve vak›f üniversiteleri aras›nda bir fark var. Ba¤›fl toplamak ikisi için de önemli ancak vak›f üniversiteleri için biraz daha kritik bir öneme sahip çünkü vak›f üniversiteleri hükümet deste¤i alm›yorlar. Tabii ki okul ücretleri var ama yine de paralar›n›n ço¤unu ba¤›fl yoluyla topluyorlar. Ba¤›fl özellikle binalar›n ve merkezlerin yap›m›, burslar ve buna benzer di¤er fleyler için oldukça önemli. Öte yandan devlet üniversitelerinde ba¤›fl toplaman›n önemi de giderek art›yor. Bunun temel sebebi devlet deste¤inin gün geçtikçe azalmas›. Devlet deste¤i bir yandan azal›rken bir yandan da her üniversite o zamana kadar baflarm›fl oldu¤u standartlar› korumak ve hatta daha da gelifltirmek istiyor. Bunun için de ister istemez ek kaynaklara ve fonlara ihtiyaç duyuyor. K›saca ba¤›fl toplamak art›k hem devlet hem de vak›f üniversiteleri için oldukça büyük önem arz ediyor. Devlet deste¤i neden azal›yor? Bütçedeki aç›klardan kaynaklan›yor. Amerika’daki pek çok üniversite bütçe konusunda s›k›nt›lar yafl›yor. Bir de bütçe kesintisi yapmak gerekti¤inde hükümetler genelde e¤itimden kesinti yapmay› tercih ediyorlar. Zaten e¤itime ayr›lan bütçenin flimdiden çok yüksek oldu¤unu düflünen insanlar da var. Bu

Türkiye’de ba¤›fl toplama kültürü daha çok kiflisel iliflkiler ve yüz yüze görüflmeler yoluyla oluyor. Ben bunu ö¤rendi¤imde çok mutlu oldum. flekilde e¤itimdeki bütçeyi k›smaya gidiyorlar. Bir de Amerika’da devlet okullar›n›n e¤itiminin çok iyi olmad›¤› düflünülüyor. Bütçe kesintisiyle durum daha da vahimlefliyor. Bu kaynak gelifltirme modelini neredeyse dünyan›n her yerinde ö¤retiyorsunuz de¤il mi? Evet, alt› k›tada kaynak gelifltirme ile ilgili e¤itimler veriyoruz ve modelimizin gerçekten ifle yarad›¤›n› düflünüyoruz. Tabii ki baz› uyarlamalara ihtiyaç var. Özellikle ‹stanbul’a gelince bunu aç›kça gördüm. Yapmam›z gereken baz› de¤ifliklikler var çünkü modelin Türkiye’deki yap›ya yüzde yüz uydu¤unu söyleyebilmemiz mümkün de¤il. Kültürler aras› farkl›l›klar var ve modelin kullan›laca¤› kültüre göre de¤ifliklikler yapmak gerekiyor. Tam olarak ne gibi de¤iflikliklerden bahsediyorsunuz? Ö¤retti¤imiz model asl›nda oldukça kapsaml› bir model ve “planl› ba¤›fl” (planned giving) ad› verilen bir bölümü var. Bu bölüm tamamen Amerikan sistemi düflünülerek haz›rlanm›fl ve oldukça Amerika’ya özgü bir model içeriyor. fiu an Türkiye’de böyle bir fley yok. Öncelikle ba¤›fl toplama tarz› ile ilgili bir de¤ifliklik yap›lmas› laz›m. Bahsetti¤im “planl› ba¤›fl” flu an büyük ihtimalle Türkiye’de ifle yaramayacakt›r. Amerika’da “olas› ba¤›flç› araflt›rmas›” (prospective donor research) dedi¤imiz bir model var. Bu araflt›rma modeli ile 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 21


potansiyel ba¤›flç›lar, ba¤›flç›lar›n ilgilendikleri konular, finansal kapasiteleri ve daha önceden yapt›klar› veya yapmakta olduklar› ba¤›fllar ile ilgili bilgi ediniyoruz. Bu flekilde kendi organizasyonlar›m›zla iliflkiler kuruyoruz. Ancak baz› ülkelerde bu tarz araflt›rmalar çok gereksiz bulunuyor ve küçük görülüyor. Bu anlamda Türkiye’nin konumu nedir? Özel olarak ne gibi kültürel farkl›l›klardan bahsedebiliriz? Türkiye’de ba¤›fl toplama kültürü daha çok kiflisel iliflkiler ve yüz yüze görüflmeler yoluyla oluyor. Ben bunu ö¤rendi¤imde çok mutlu oldum. Çünkü biz de senelerdir ba¤›fl toplaman›n en etkili yolunun t›pk› flimdi sizinle konufltu¤umuz gibi yüz yüze görüflmeler ve flahsi iliflkiler yoluyla irtibata geçmek oldu¤unu anlat›yoruz. E¤er bir ba¤›fl talebinde bulunuyorsak, karfl›m›zdaki kifliden oldukça kiflisel bir ortamda bu flekilde bir ba¤l›l›k ve sorumluluk üstlenmesini istiyoruz. Buradaki kültür çok fazla kiflisel iliflkilere dayal›. Ne kadar kiflisel olursa o kadar iyi. Bence bu mükemmel. O zaman Türkiye’de bir kampanya yürütmek yerine insanlarla yüz yüze iliflkiler kurmak ba¤›fl toplama konusunda çok daha etkili oluyor. Evet, kursa kat›lan birkaç kifli de bunu söyledi. Buradaki kültür böyle, daha kiflisel ve yüz yüze iliflkiler tercih ediliyor. Üniversitenin idarecilerinden baz›lar›yla akflam yeme¤i yedik ve cep telefonlar›n›n, blackberry’lerin, mail ve sms’lerin ne kadar yayg›nlaflt›¤›ndan bahsettik. Ço¤u asl›nda insanlarla iletiflim kurman›n yolunun bu yöntemler olmad›¤›n› söylediler. ‹nsanlar› ziyaret etmek, yüz yüze görüflmek çok daha de¤erli. Bence bu durum kültürle çok alakal›. Türk kültüründe iliflkiler çok daha yak›n ve samimi yaflan›yor. 22 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Sizce modelinizin bu kadar özel ve popüler hale gelmesinin sebebi nedir? Bence bunun sebebi çok evrensel bir model olmas›. Birkaç de¤ifliklikle neredeyse tüm kültürlerde ifle yar›yor. Modelimizin ifle yarayan tek model oldu¤unu düflünmüyoruz. Ayr›ca dünyada bu konudaki tek uzmanlar oldu¤umuzu da düflünmüyoruz. Bu modelin y›llard›r baflar›l› bir flekilde, farkl› ülkelerde ö¤retilmesi ba¤›fl toplama, ba¤›fl yapma, hay›rseverlik ya da filantropi, her ne flekilde adland›r›rsan›z adland›r›n, gerçekten insana özgü bir özellik oldu¤unu gösteriyor. ‹nsanlar di¤er insanlara yard›m etmek istiyorlar. Bu asl›nda dünyan›n tüm eski kültürlerinde de yer etmifl bir olgu. Türkiye de böyle eski bir kültüre sahip ve hay›rsever olma e¤ilimi dinin de önemli bir parças›. Di¤er kültürlerde de ayn› flekilde tan›mlan›yor. Hem bat›da hem de do¤uda kültür ve din insanlar› cömert olmaya teflvik ediyor. Asl›nda bu bir toplum olabilmek ile ilgili. Evet, kesinlikle medeni bir toplum olabilmenin en önemli etkenlerinden biri. Bir insan› ba¤›fl yapmaya ikna etmenin yollar› nelerdir? Ba¤›fl yapman›n alt›nda ne gibi nedenler yat›yor? Asl›nda birkaç neden var. Bazen insanlar fark yaratmak istiyorlar. Bunu da ba¤›fl yaparak yapabiliyorlar. Sizden daha büyük

Birisi bana üniversitede burs vererek yard›mc› olmufltu, flimdi de ben baflka ö¤rencilere burs vererek borcumu ödüyorum. bir fleyin parças› olabilmek de ba¤›fl yapman›n arkas›ndaki nedenlerden biri. Dinin etkisi bir baflka neden. Bazen vermek hayat›n›zda daha önceden sahip oldu¤unuz bir avantaj›n karfl›l›¤›n› vermek gibi. Buna karfl›l›kl›l›k diyoruz. Birisi bana üniversitede burs vererek yard›mc› olmufltu, flimdi de ben baflka ö¤rencilere burs vererek borcumu ödüyorum. Amerika ile k›yasland›¤›nda Türkiye’nin ba¤›fl toplama aç›s›ndan yeri nedir? Çok mu geride kalm›fl durumday›z? Türkiye’deki ba¤›fl durumuyla ilgili elimde kesin veriler yok. Buraya gelmeden önce bir makale okumufltum ve e¤er do¤ru hat›rl›yorsam Türkiye’deki yerel üretime göre ba¤›fl oran›n›n Amerika’daki ba¤›fl oran›na göre çok daha düflük oldu¤unu söylemek mümkün. Ayr›ca kurstaki baz› insanlar da ba¤›fl›n Türkiye’de olmas› gereken düzeye ulaflmad›¤›n› söylüyorlar. Üstün Ergüder’in de söyledi¤i gibi bina yapt›rmak için ba¤›fl toplamak bir proje için ba¤›fl toplamaktan daha m› kolay? fiu an Türkiye’deki durum böyle olabilir ama Amerika’da durum bundan farkl›, özellikle de yüksek e¤itimli insanlar aras›nda. Amerika’daki pek çok ba¤›flç› binalara para yat›rmak yerine destek programlar›na ya da burs fonlar›na ba¤›fl yapmay› tercih ediyor çünkü ba¤›flç›lar bina yapt›rman›n devletin sorumlulu¤unda oldu¤unu düflünüyorlar. Ekstra fleyler yapmak, programlar› desteklemek, ö¤rencilere ya da fakültelere yard›mc› olmak ba¤›flç›lar›n yapmas› gereken daha önemli fleyler. Bu anlamda Türkiye ve Amerika aras›ndaki en büyük fark asl›nda ba¤›flç›lar›n tercih ettikleri ba¤›fl çeflitleri olarak görülebilir.

Kat›l›mc› görüflleri: ‹pek Demirtafl ’83, BÜMED Kurumsal Sat›fl ve Pazarlama Böl. “Seminer, Fundraising konusunda temel prensip ve bilgilerin sade ve özlü halde aktarmas› aç›s›ndan ve Amerika’dan örnekleri ve baz› oranlar› duymak aç›s›ndan faydal› oldu. Ayr›ca kat›l›mc›lar›n büyük ço¤unlu¤unu oluflturan Türkiye’deki çeflitli vak›f ve derneklerin yönetici ve görevlilerinin de yo¤un flekilde sorular yöneltmesi, yorum ve tecrübelerini paylaflmas› da Türkiye’deki kaynak gelifltirme durumu hakk›nda genel hatlar›yla bilgilenmemizi sa¤lad›.”

Elvan Zihnio¤lu ’96 BÜVAK Kaynak Gelifltirme Koordinatörü “Türkiye’deki Sivil Toplum Kurulufllar›nda kaynak gelifltirilmesi, yönetimi, ilgili kurumsal iletiflim çal›flmalar için teorik bilgilerin yan› s›ra içinde bulundu¤umuz ekonomik kriz döneminde karfl›laflt›¤›m›z sorunlar, altyap› çal›flmalar› konusunda verilen bilgiler san›yorum ki kat›l›mc› tüm STK yöneticileri için çok faydal› olmufltur.”




Yaz›: Kutlu¤han SOYUBOL ’07 Resim: Semra AYDO⁄DU

BÜMED’in 25. y›l etkinlikleri dahilinde oluflturulan “Karakalem Bo¤aziçi” serimizde okulumuzun an›t binalar›n› ressam Semra Aydo¤du’nun kara kalem çal›flmalar› ile bir kere daha ölümsüzlefltirdik. Her biri ülkemizin kültürel miras› aras›nda yer alan binalar›n yap›l›fl tarihini ve kimlerin katk›lar› ile meydana geldiklerini ise Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümü yüksek lisans mezunu ve eski araflt›rma görevlisi, halen New York fiehir Üniversitesi, The Graduate Center’da tarih doktora çal›flmalar›n› yürüten Kutlu¤han Soyubol ’07 kaleme ald›. Yaz›n›n haz›rlamas›nda desteklerini esirgemeyen, geçti¤imiz y›l kaybetti¤imiz de¤erli hocam›z Günhan Dan›flman’› sevgiyle an›yoruz.

Millengen-Huntington-Scott House (1881)

R

obert Kolej fakülte evlerinin ço¤u 1904-1905 y›llar› aras›nda John S. Kennedy’nin mütevelli heyeti baflkanl›¤› döneminde infla edilmifltir. Bu binalar için gereken bütçe de bizzat Kennedy taraf›ndan sa¤lanm›flt›r. Fakat bunlar aras›nda önceleri Millingen, ard›ndan Huntington sonras›nda da Scott House olarak an›lan binay› ayr› bir yere koymak gerekir. Bu ev 1881 y›l›nda kolejin hocalar›ndan Bizantolog Alexander Van Millingen taraf›ndan koleje devir olmas› amac›yla infla edilmifltir ve de Hamlin Hall’den sonra kampusta infla edilen ikinci yap› olma özelli¤ini tafl›maktad›r. Millingen’›n 1915’deki ölümünden sonra, bu ev Huntingtonlar›n evi haline gelmiflti. 1900lerin bafl›nda gönüllü olarak American Board’da çal›flmak için ‹stanbul’a gelen George Herbert Huntington, ‹stanbul’a yerleflir yerleflmez ders vermeye bafllad›¤› kolejde, 20 y›l Orta (academy) k›sm›n baflkan›, 16 y›l kolejin baflkan yard›mc›s›, 2 y›l kadar ise baflkan olarak görev alacakt›. 1938 y›l›nda sa¤l›¤› sebebiyle resmi olarak kolej yönetiminden ayr›l›p 1939’da Amerika’ya geri dönse de hayata gözlerini yumdu¤u 1953 y›l›na kadar kolejle olan yak›n iliflkisi devam edecekti. Tabi bu noktada kolejin tarihine kendine has bir üslupla damgas›n› vuran efli Elizabeth Dodge Huntington Clarke’› da hat›rlamak gerekir. Robert Kolej tarihinin en büyük destekçilerinden Dodge ailesine mensup olan Elizabeth’in bu dönemde, bizzat bu fakülte evinde yaflam›fl olmas› koleje büyük bir heyecan ve hareketlilik getirmifl olsa gerek. Elizabeth Dodge kolejin mütevelli heyeti baflkan› olan ve 1926’daki ölümünün ard›ndan Amerika’da yay›nlanan RC raporlar›nda “O, Robert Kolej’di” fleklinde an›lan New Yorklu milyoner Cleveland H. Dodge’un k›z›yd›. Dodge ailesinin, çocuklar›n› Ortado¤u’da destekledikleri okullara yollamalar›n›n neredeyse bir gelenek haline gelmifl oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz. David Stuart Dodge’la bafllayan bu gelenek Elizabeth Dodge ve kardefli Bayard Dodge’la zirveye ulaflm›fl oluyordu. Zira bu iki kardefl bu okullarda bir süre yaflay›p, Amerika’ya eve geri dönmeyecek, tersine bu okullar onlar›n evi haline gelecek ve yaflamlar›n›n büyük bir k›sm› buralarda geçecekti. Bu noktada, Elizabeth Dodge’un an›lar›n›n da dâhil oldu¤u dönemin birkaç hat›rat›na dayanarak, I. Dünya Savafl› s›ras›nda Amerika Birleflik Devletleri’nin Almanya’ya savafl ilan etmesinin ard›ndan Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na savafl ilan etmemesinin sebebi olarak Elizabeth’in babas› Cleveland H. Dodge’u anmak bile mümkün. Dönemin Amerikan Baflkan› Woodrow Wilson’›n en büyük maddi destekçisi ve de Princeton’daki ö¤rencilik y›llar›ndan okul arkadafl› olan C. H. Dodge, Amerika Birleflik Devletleri’nin Osmanl› hükümetine savafl ilan etmesinin Osmanl› topraklar›ndaki Amerikan kolejlerini tehlikeye düflürece¤i konusunda Baflkan› uyarm›fl olmal›. Elizabeth Dodge an›lar›nda Osmanl› topraklar›ndaki Amerikan kurumlar›n›n baflkanlar›n›n, babas›n› Wilson’› Osmanl›’ya savafl ilan etmekten al› koymas› için uyard›klar›n› ve babas›n›n da bunu yapt›¤›n› söylüyor. Stephen Wise da an›lar›nda, benzer bir flekilde, Baflkan’›n Osmanl›’ya savafl ilan etmemesinin sebebinin Cleveland Dodge’un bu konudaki uyar›s› oldu¤unu, kendisine bizzat söyledi¤ini iddia ediyor [bkz. Elizabeth Dodge Huntington Clarke The Joy of Service: Memoirs of Elizabeth Dodge Huntington Clarke (New York: YWCA, 1979); Stephen Wise Challenging Years: The Autobiography of Stephen Wise (New York: G.P. Putnam’s Sons, 1949); Ayr›ca bkz. Henry Morgenthau III “Epilogue” içinde Henry Morgenthau Ambassador Morgenthau’s Story. P. Balakian (ed.) (Detroit: Wayne State University Press, 2003)].

Elizabeth Dodge Huntington’›n ‹stanbul’da ailesinin dikti¤i binalar›n aras›nda yafl›yor olmas› az önce iddia etti¤imiz gibi muhtemel “büyük” etkilerinin yan› s›ra bu dönemde kampus hayat›na getirdi¤i canl›l›k gibi k›smen daha küçük etkilerle de kendini göstermiflti. Mesela, 1928 y›l›nda Elizabeth’i yak›n dostlar› Romanya Kraliçesi Marie ve k›z› Prenses Ileana ziyaret etmifl ve bu evde konaklam›fllard›. Kraliçenin bu evden Elizabeth Dodge’un görümcesi Cornelia Huntington Damon için infla ettirdi¤i Damon House’a rahatça gidebilmesi için de bugün fakülte evleri aras›ndan BÜMED’e do¤ru devam eden “ball” ad›ndaki yol yap›lm›flt›. Kraliçe ve k›z› bir kez daha Elizabeth’i burada ziyaret edeceklerdi. Hatta söylentilere göre Kraliçe maddi s›k›nt› içindeydi ve Elizabeth’i muhtemelen borç istemek için ziyaret ediyordu. Sonuç olarak kraliçe, k›z› ve Elizabeth hayatlar›n›n sonuna kadar dost kald›lar. Elizabeth ölümünden iki y›l sonra 1979 y›l›nda yay›nlanan an›lar› The Joy of Service’de kraliçe ve k›z›n› büyük bir sevgi ile an›yor ve ‹stanbul’da kendisini nas›l s›kça “flereflendirdiklerini” anlat›yor. Millingen/Huntington House daha sonra Huntingtonlar›n yak›n dostu olan Scottlar taraf›ndan da kullan›ld›. Efli Harold Scott’›n 1958 y›l›ndaki ölümünden sonra buraya tamamen tafl›nan Eveline Thompson Scott 1976’daki vefat›na kadar burada yaflamaya devam etti. Kolejde ‹ngiliz edebiyat› hocal›¤› yapan Eveline ayn› zamanda bir yazard›. Ölümünün ard›ndan daha önceki Millingen ve Huntington eflyalar›na kar›flm›fl olan eflyalar›, tüm kütüphanesi ve orijinal el yazmalar› art›k Bo¤aziçi Üniversitesi’ne dönüflmüfl olan okuluna kald›. Scottlar›n hayat›na 1944 y›l›nda II. Dünya Savafl›n›n ac› eli de de¤miflti. Robert Kolej’de büyümüfl olan yirmi yafl›ndaki tek o¤ullar› David Alexander Scott savafl›n sonuna do¤ru Fransa cephesinde hayata gözlerini yummufltu. Bu kolej içinde büyük bir üzüntü yaratm›fl, David an›s›na Princeton’da bir kitapç›k yay›nlan›rken annesi Eveline Thompson Scott da kendini daha da çok edebiyata adam›fl, ac›s›n› kalemi ile dile getirmeye çal›flm›flt›. Bugün Bo¤aziçi Üniversitesi Kültürel Miras Müzesi olarak tarih bölümü taraf›ndan kullan›lan bu bina David Alexander Scott’›n an›s›na ithaf edilmifltir. Müzede Scott ve Huntingtonlardan hatta Millingen’dan kalma eflyalar sergilenmekte, Kolej ve Üniversite tarihi ile ilgili birçok yaz›flma saklanmaktad›r.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 25


BÜMED’DEN

Yaz›: ‹nayet Deniz ÖZGÖRGÜLÜ ’03

BUmanzara ile ö¤rencilerin Sevgili Ö¤rencilerimiz ve BUmalar›m›z, bir dönemi daha kapat›rken Yaza Merhaba Mangal Partisi'nde bulufltu...

29

May›s Cumartesi akflam› BURC Beach’te çok keyifli saatler yafland›. BUmanzara ve Sar›tepe Kampüsü Koordinatörlü¤ü iflbirli¤iyle, Maret, Tat, Tad›m ve Algida’n›n sponsorlu¤unda gerçekleflen Yaza Merhaba Mangal Partisi ö¤rencilerimiz ve BUmalar› için unutulmaz oldu. Akflam saatlerinde BURC Beach’e geldi¤imizde hava henüz kararmam›flt›. Bizleri hafif bir Karadeniz esintisi ve güneflin bat›fl›yla birlikte daha da hareketlenecek olan hofl bir müzik karfl›lad›. ‹lerleyen dakikalarda kimi BUmalar›, kimi arkadafllar›yla gelen ö¤rencilerimiz mekan› doldurmaya bafllad›klar›nda, Sar›tepe Kampüsü ö¤renci temsilcisi sevgili Emirhan da elindeki yiyecek-içecek fifllerini çoktan da¤›tmaya bafllam›flt›. DJ, günbat›m›yla, müzi¤in sesini yükseltip ritmi artt›r›nca hep birlikte Yaza Merhaba coflkusuna ayak uydurduk. Bir dönem daha geride kal›yordu. Yaklafl›k on gün sonra BUEPT’e girecek olan ö¤rencilerimiz için yo¤un geçmiflti hayatlar›ndaki bu y›l da... Sar›tepe Kampüsü’nde geçirdikleri bir y›ll›k tecrübeyle edindikleri birikim ve güven, o akflamki parti heyecan›yla birlikte yüzlerinden okunuyordu.

26 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Baz›lar› için ‹stanbul, buraya ilk geldiklerinde hiç tan›mad›klar› ama art›k tan›maya bafllad›klar› özel bir flehirdi. ‹ngilizce, bu y›lki kadar anlam tafl›mam›flt› daha önce hayatlar›nda. Bir y›l içinde hiç bu kadar çok yüz tan›y›p, arkadafl edinmemifllerdi. Yurt ortam›nda yaflamam›flt› bir ço¤u. Kardeflleriyle bile ayn› oday› paylaflmam›fllard› belki de. Bo¤aziçi Üniversitesi’ndeki bu ilk seneleri pek çok fley de¤ifltirmiflti k›saca hayatlar›nda. BUmanzara ve BUmalar olarak, Bo¤aziçi Üniversitesi Sar›tepe Kampüsü ortam›nda ilkler ve yeniliklerle geçirdikleri bir senede ö¤rencilerimize elimizden gelen deste¤i vermeyi sorumlulu¤umuz bildik. Diliyoruz ki ‹stanbulumuzu, üniversitemizi deneyimlerimizden yola ç›karak onlara en verimli flekilde tan›tm›fl, Proficiency

sürecinde ihtiyaçlar› olan moral ve deste¤i verebilmifl olal›m. Her y›l aram›za yeni kat›lan BUmalar›m›z ve ö¤rencilerimizle geniflliyor BUmanzara. Önümüzdeki akademik dönemde gerçeklefltirece¤imiz etkinliklerle de yeni Bo¤aziçili kardefllerimize candan deste¤imizi sürdürece¤iz. Çünkü hepimizin ortak yan› Bo¤aziçili olmak.



Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Bo¤aziçi’nin y›ld›z›

10 yafl›nda

Üniversitemizin bir sinema bölümü yok ama Mithat Alam Film Merkezi var... Tüm camiaya kap›lar› sonuna kadar aç›k olan merkezimiz 10. yafl›n› cazibesine yak›fl›r bir parti ile kutlad›.

K

ulüp gelene¤inin belki geldi¤i en üst seviyedir MAFM’nin hikâyesi. BÜ’de sinema dersleri veren Mithat Alam ’68 gerçek bir sinema tutkunudur. ‹fl dünyas›nda elde etti¤i baflar›lar›n ard›ndan y›llarca amatör ruhla takip etti¤i sinema dünyas›n› Bo¤aziçi Üniversitesi bünyesine profesyonelce tafl›mak ister. Sinema Bölümü olmayan Bo¤aziçi Üniversitesi seçmeli derslerle ve özellikle foto¤raf ve sinema kulüpleri sayesinde ö¤rencilere görsel sanatlar›n kap›s›n› açar. Bugünün ünlü yönetmenleri bu kulüplerde çal›flm›flt›r... 2000 y›l›nda kap›lar›n› ö¤rencilere açan MAFM görsel sanatlar›n, hele ki sinema sanat›n›n etkisinin günden güne artt›¤› günümüz dünyas›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nin dünya sinemas›na aç›lan penceresi olmufltur. Daha da önemlisi ö¤rencilerin kampüs hayat›nda çok büyük bir kap› açm›flt›r. O kap›dan 10 y›ld›r geçen binlerce Bo¤aziçi ö¤rencisi film çekti, dergi ç›kard›, sinema yaz›lar› yazd›, festival düzenledi, atölye çal›flmalar› yapt›, saymakla bitmeyecek proje gerçeklefltirdi. Nuri Bilge Ceylan’›n söyledi¤i gibi MAFM yeni Türk sinemas›n›n geliflimine destek veren merkezlerden biri oldu. Çok yönlü çal›flmalar›, ö¤rencilerin oldu¤u kadar ö¤retim üyelerinin de destek vermesi, gönüllü çal›flmalar› ile yarat›lan sinerji 10 y›lda çok büyük baflar›lar›n yaflanmas›n› sa¤lad›. 10. yafl kutlamas› için 18 Haziran akflam› Bo¤aziçi camias› ve sinema camias› Film Merkezi’nde bir araya

28 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

geldi. Eski Rektörlerimiz Üstün Ergüder, Sabih Tansal, Ayfle Soysal ve Rektör Yard›mc›lar›m›zdan Yeflim Arat, Ayflegül Toker davete kat›lanlardan baz› isimler. Sinema dünyam›z›n eski ve yeni kufla¤›n›n simge isimleri de Film Merkezi’ndeydi. Hale Soygazi, Süleyman Turan, Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Dervifl Zaim, Tuncel Kurtiz, Türkan fioray, Fikret Hakan, Duygu Sa¤›ro¤lu, Meltem Cumbul, Sezer Sezin, Nilüfer Aydan, Reha Erdem, Atilla Dorsay... Türk sinemas›n›n efsanesi Türkan fioray da davete kat›lanlar aras›ndayd›. Sinema sektöründe çal›flan Bo¤aziçililer de gecede Film Merkezi’ni yaln›z b›rakmam›flt›: Nuri Bilge Ceylan, Azize Tan, Cüneyt Cebenoyan, Seyfi Teoman, Dervifl Zaim, Reha Erdem, Ömür Gedik... Gecede elbette en çok alk›fl› Merkezin kurucusu Mithat Alam ald›. Pastay› keserken yapt›¤› konuflma ile merkezin baflar›s›ndan ne kadar gurur duydu¤u anlafl›l›yordu. Mithat Alam konuflmas›nda merkezin baflar›s›nda büyük eme¤i olan Yamaç Okur’a da teflekkür etti. Ve ö¤renciler... Gecenin as›l y›ld›z› onlard›. Canla baflla çal›flt›klar› MAFM bu özel gecede onlar› sineman›n y›ld›zlar› ile bir araya getirmiflti. Onlar da gelece¤in y›ld›z adaylar› olarak parl›yorlard›. Mithat Alam Film Merkezi’ne tüm hizmetleri için teflekkür ediyoruz ve nice 10 yafllar diliyoruz.


10 y›lda neler oldu... 2001 Merkez henüz kap›lar›n› açm›flken bile Türk ve dünya sinemas›n›n önemli isimlerini söylefli ve panellerde a¤›rlamaya bafllar. At›f Y›lmaz, Bahman Ghobadi, Halit Refi¤, Atilla Dorsay ilk y›l›n konuflmac›lar›ndan sadece baz›lar›... 2002 Sinema sanat› panellerle masaya yat›r›l›r: Frans›z Yeni Dalgas›; Sovyet ve Rus Sinemas›. Türkan fioray, Erden K›ral ve Yavuz Turgul söylefli konu¤u olur. 2003 Dünyaca ünlü yönetmenler Merkez’in konu¤u olmaya bafllar. Ö¤rencilerle söylefli yapan dünyaca ünlü yönetmenlerden biri de Costa Gavras’d›r. Merkez’de gösterilen filmleri tan›tan ve Merkez aç›ld›¤› ilk günden beri yay›mlanan derginin ad› Sinefil olur. Ö¤retim dönemi boyunca y›lda befl kez ç›kar›lan Sinefil Dergisi, al›fl›ld›k tan›t›m broflürü format›n›n d›fl›nda, bir dergi gibi tasarlanmakta ve ücretsiz olarak yay›nlanmaktad›r. Model olarak Türkiye’de alan›nda bir ilk oluflturan yay›n, tamam›yla gönüllü ö¤renciler taraf›ndan haz›rlanmaktad›r. 2004 Christopher Doyle, Ken Russell, Amos Gitai gibi dünyan›n önde gelen sinemac›lar› Merkez’de söylefli ve panellerde Bo¤aziçi ö¤rencileri ile buluflmaya devam eder. 2005 Y›l›n en iyi 10 k›sa filmini toplayan Hisar K›sa Film Seçkisi DVD olarak yay›mlanmaya bafllar. Hisar K›sa Film Seçkisi k›sa filmcilerin filmlerini ve kendilerini duyurmalar› için önemli bir f›rsat sunmaktad›r. 2006 Türk sinemas›na emek veren kiflilerle yap›lan bir sözlü tarih çal›flmas› olan Görsel Haf›za

Projesi’nin ilk DVD’si yay›nlan›r. ‹lk DVD’de ‹lhan Arakon, Bülent Oran, Sezer Sezin belgeselleri bulunmaktad›r.

MAFM

2007 Dünya sinemas›n›n iki önemli yönetmeni Gus van Sant ve Park-Chan Wook, Merkez’in konu¤u olur. Kültür, Sanat ve Siyaset Çevrelerinden Konuklarla Söylefliler kapsam›nda Hasan Cemal, Müflfik Kenter ve Füruzan ile söylefliler yap›l›r. 2008 Merkez’deki ö¤renci çal›flma gruplar›n›n say›s› artar: K›sa Film ve Belgesel, Türkiye Sinemas›, Stop-Motion, Sinefil, Sesli Betimleme gruplar›nda ö¤renciler çal›flmalar›na devam eder. 2009 Kutlu¤ Ataman, Ferzan Özpetek, Tuncel Kurtiz, Özgür Do¤an, Erkan Can, Hüseyin Karabey, Özcan Alper, ‹nan Temelkuran, Meltem Cumbul ve Müjdat Gezen, Merkez’in söylefli konu¤u olur. Merkez’de yap›lan söylefliler her y›l oldu¤u gibi Sinema Söyleflileri bafll›¤› ile kitap olarak yay›mlan›r. 2001-2009 y›llar› aras›nda yay›mlanan 9 kitap ile Merkez’deki tüm söylefliler yaz›l› olarak herkesin ulaflabilece¤i çok önemli bir arfliv haline gelir.

Alexander Sokurov söylefli öncesinde, MAFM 2008.

Tuncel Kurtiz söylefli s›ras›nda, MAFM 2008.

2010 Merkez 10 yafl›nda, Altyaz› 100. Say›s›nda. Ekim 2001’deki ilk say›s›ndan beri okurlardan yo¤un ilgi gören Altyaz› Ayl›k Sinema Dergisi, kuruldu¤u ilk günden itibaren Film Merkezi’yle s›k› bir iflbirli¤i içinde çal›flm›fl ve A¤ustos 2003’te kurucu kadronun dergiyi Merkez’e ba¤›fllamas›yla Merkez’in yay›nlar› aras›na kat›lm›flt›r. Temmuz 2010’da 97. Say›s›n› ç›karan Altyaz› dergisi 100. say›s›n› da bu y›l ç›kartacak.

Gus Van Sant söylefli sonras›nda, MAFM 2007.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 29




BÜMED’DEN

Homecoming ’10 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

20 Haz‹ran Pazar günü Homecoming ’10 ‹ç‹n

Güney Kampüs’te b‹r araya geld‹k. Önce s›cak, sonra ya¤murlu, sonra ›l›k ama hep key‹fl‹, hep Bo¤az‹ç‹l‹ b‹r gün daha yaflad›k. Mezunlar günümüze renk katan bütün mezunlar›m›za teflekkür ed‹yoruz...

11:00

S›cak bir gün, çimler üzerinde minderler, Güney Meydan’a yay›lm›fl stantlar, son çal›flmalar da yap›lm›fl, art›k mezunlar› karfl›lamaya haz›r›z...

12:00

Kahve ile bafllayan nefis bir gün, çimlerde sohbet bafllam›fl, çocuklar e¤leniyor, büyükler sohbet ediyor, arkadafllar›n› ar›yor...

32 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


13:00

Müzik ritim veriyor mezunlara, mezunlar kalabal›klafl›yor, gruplar ço¤al›yor, büyük küçük tüm Bo¤aziçililerin keyfi yerinde.

14:00

Bo¤aziçi’nde sizin için en güzel yer neresi diye sordu¤umuzda cevaplar›n yüzde doksan› ayn›d›r: Manzara! Bu s›cak günde manzara yine en kalabal›k nokta...

15:00

Yemekler yendi, biralar içiliyor, müzik hareketleniyor, sohbetler koyulafl›yor...

BÜMED Stand›: Mezunlar Günü’ne gelen tüm m‹saf‹rler‹m‹z elbette BÜMED Stand›na u¤ramadan geçmed‹ler. Bugüne özel f›rsatlardan yararland›lar ve çek‹l‹fl ‹Ç‹N kay›t yapt›rd›lar.

BUmanzara: “Bo¤az‹Ç‹L‹ kardefl‹n olsun ‹ster m‹S‹n?” sorusuna “evet” cevab› verenler BUmanzara Stand›nda gönüllü grubunun üyeler‹nden b‹lg‹ ald›lar, önümüzdek‹ y›l ‹ç‹n fl‹md‹den kaydoldular.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 33


16:00

Babalar Günü en güzel Bo¤aziçi’nde kutlan›r!

17:00

O da ne!.. kara bulutlar geliyor...

18:00

Sa¤anak ya¤mur Mezunlar Günü’nün sürpriz konu¤u...

BUserg‹: “Bo¤az‹Ç‹L‹ olmak ned‹r” sorusunun

Bo¤az‹ç‹l‹ ürünler: Bo¤az‹Ç‹L‹ ürünlere her zamank‹ g‹B‹ ‹LG‹ yo¤undu! Bo¤az‹Ç‹L‹ yen‹ tasar›mlar mezunlardan tam not ald›…

34 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

cevab› esk‹ foto¤raflarla bulufltu ve çok Özel b‹r serg‹ ortaya ç›kt›. 1940’lardan 2000’li y›llara uzanan b‹r tar‹he yay›lan özel foto¤raflardan oluflan serg‹Y‹ mezunlar ‹LG‹ ‹LE ‹ZLED‹.


19:00

Hiçbir fley Bo¤aziçilileri y›ld›ramaz... Ya¤murda Mezunlar Günü bir baflka güzel hal al›yor... Bo¤aziçililer partilerini terk etmiyor, mezunlar gününe sahip ç›k›yor...

20:00

Akflam serinlikle yaklafl›yor, havada mis gibi ya¤mur sonras› kokusu, mezunlar ya¤mura inat daha da dolduruyorlar Güney Meydan›!

21:00

Ve sahnede Gripin!

MEZUNLAR GÜNÜMÜZDE B‹ZE DESTEK VEREN, GÜNÜMÜZE HED‹YELER‹ VE AKT‹V‹TELER‹ ‹LE RENK KATAN SPONSORLARIMIZA TEfiEKKÜR ED‹YORUZ...

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 35


Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Fen Edebiyat Fakültemiz

50 yafl›nda...

Üniversitemizin belki de tüm ö¤rencilerinin en az›ndan bir ders ald›klar› bir fakültemiz var: Fen Edebiyat Fakültesi... 50. Y›l›n› kutlayan Fen Edebiyat Fakültesi’nin kuruluflundan bugüne kadar yapt›¤› yolculu¤u ve üniversitemizin binlerce ö¤rencisinin hayat›nda b›rakmay› baflard›¤› izleri Fakülte Dekan› Prof. Dr. Ömer O¤uz ile konufltuk. Güney Kampüsün sembol binas› Anderson Hall (Temel Bilimler Binas›) 97 y›ld›r ihtiflam›yla ö¤rencileri selaml›yor. Bugün Fen Edebiyat Fakültesi’nin birçok bölümüne ev sahipli¤i yap›yor. Bu binada ders almayan Bo¤aziçi ö¤rencisi yoktur diye düflünüyoruz...

36 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

K

›sa tarihçesi 1863 y›l›nda kurulan Robert Kolej, 1930 y›l›ndan sonra ‹stanbul Amerikan Koleji ad›n› al›yor ve erkek k›sm› Robert Kolej ad›yla devam ediyor. Kolej, BA, BS ve Mühendislik dereceleri vermektedir. 1958 y›l›nda bugünkü Fen Edebiyat Fakültesinin temelini oluflturacak çal›flmalar bafll›yor. Robert Kolej art›k master ve doktora veren bir üniversite yap›s›na kavuflturulsun isteniyor. O zaman ‹stanbul Robert Kolej Yüksekokulu ismiyle yeni bir yap›lanmaya gidiliyor ve üç tane okul oluflturuluyor: Mühendislik okulu, idari bilimler okulu, temel bilimler okulu. 1959’da ilk ö¤renci al›n›yor ve ilk dekan atan›yor. O y›llarda tüm üniversitede yaklafl›k 1000

ö¤renci mevcudu var. Bu yap›lanmaya göre Temel Bilimler Okulu ilk mezunlar›n› 1963 y›l›nda veriyor. ‹lk mezuniyet törenine konuflma yapmak üzere o zaman Çal›flma Bakan› olan Bülent Ecevit geliyor. ‹lk mezunlara bakarsan›z, Yabanc› Diller fiubesinin üç mezunundan biri P›nar Kür. Bundan sonra bir baflka yap›lanma 1971’de oluyor. Yeni ç›kart›lan yasalar Yüksekokul seviyesinde özel okul olamaz diyor. Robert Kolejin yüksekokul k›sm› bir devlet üniversitesi oluyor 1971 y›l›nda. Bo¤aziçi Üniversitesi’ne 3 y›l geçifl süresi veriyorlar. 1973 y›l›nda 1750 say›l› yasa ç›k›yor. Geçifl süresi iki y›l daha uzuyor. Böylece 1971’den 1976’ya kadar geliyor geçifl süresi ve Bo¤aziçi Üniversitesi gerçek anlamda 1976’da bafll›yor.

1971 y›l›nda bu yasa ç›kt›¤› zaman bir de Teflkilat Kanunu var. Bu kanuna göre fakülte de¤il bölüm deniyor. Bo¤aziçi’nde üç bölüm var: Temel Bilimler Bölümü, ‹dari Bilimler Bölümü ve Mühendislik Bölümü. 1973 y›l›nda hepsi fakülte oluyor. 1972 y›l›ndaki diploma törenine 1. Diploma Töreni demifller. Bir kaç y›l böyle gidiyor. ‹kinci, üçüncü, dördüncü diye. Sonra tekrar eski sisteme dönülüyor. Mesela burada da bu yeni yap›lanmaya göre ilk mezunlar 4 bölümde var: Fizik, Matematik, Kimya ve ‹ngiliz Dili ve Edebiyat›. Onlara da flube deniliyordu. 1973 y›l›nda Temel Bilimler Fakültesi ad› al›nd›ktan sonra 1974’te iki önemli olay daha oluyor. Bir, ö¤retmenlik sertifikas› ve master veren e¤itim flubesi aç›l›yor. ‹ki, Humanities flubesi aç›l›yor. Bunun


içinde tarih, felsefe, sanat var. 1977 y›l›nda da Biyoloji Bölümü kat›l›yor. Türkiye’de yasalar hiç bitmiyor. 1982 y›l›nda yeni bir yasa ç›k›yor, YÖK yasas›. Onun bir teflkilat kanunu oluyor ve Bo¤aziçi Üniversitesi’nin Fakülteleri flimdiki adlar›n› bu dönemde al›yor: Fen Edebiyat Fakültesi, ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi. Ve yeni bir fakülte kuruluyor, E¤itim Fakültesi. Temel Bilimler Fakültesinin içinde olan E¤itim Bölümü E¤itim Fakültesine gidiyor. Yine bizim fakültemizde 1977 y›l›nda kurulmufl olan Bilgisayar Bilimleri bölümü (yüksek lisans vermek üzere kurulmufl) Bilgisayar Mühendisli¤i oluyor ve Mühendislik Fakültesine kat›l›yor. 1982 bizim hemen hemen son durumumuz. 1994 y›l›nda Biyoloji bölümü Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ad›n› al›yor. Bundan sonraki tek de¤ifliklik ise, 2004 y›l›nda Mütercim Tercümanl›k Bölümü Çeviribilim ad›n› alarak Fen Edebiyat Fakültesine kat›l›yor. Tüm Üniversiteye hizmet veren Fakülte... Üniversitemiz için Fen Edebiyat Fakültesinin en önemli ifllevlerinden biri sa¤lad›¤› servis dersleri. Fen aç›s›ndan Mühendislik Fakültesinin Fizik, Matematik, Kimya gibi temel derslerini içeren çekirdek program› var. Benzer bir çekirdek program› da sosyal bilimlerde oluflturma çabalar› var. 60’l› y›llarda verilmeye bafllanan Humanities dersleri iki y›l öncesinden itibaren tekrar kuruldu. Bütün üniversiteye hizmet vermesi planlan›yor bu dersin. Her y›l üniversitemize yaklafl›k 1500 ö¤renci al›nd›¤›n› düflünürseniz Fen Edebiyat Fakültesinin önemini daha iyi anlars›n›z. Özellikle son y›llarda Humanities dersine ihtiyaç çok belirginleflti. Bunun nedenlerinden biri s›nav sistemi. Ö¤renciler sosyal konularda zay›f geliyorlar. Bir nebze de olsa onlara bu yönde katk› sa¤lamak önemli. fiimdi bir fley daha deniyoruz. Sosyal Bilim

ö¤rencilerine Fen Kültürü dersleri veriyoruz. Bu da henüz bir y›ll›k bir çal›flma. Onun da oturmas› için zamana ihtiyaç var. Burada fluna dikkat çekmek isterim. Üniversitemiz ve özellikle de fakültemiz, üniversite e¤itimini, dünyan›n çok çeflitli boyutlar› ve dinamikleri oldu¤unun fark›nda olan ve bunlar› araflt›rma merak ve heyecan›na sahip ö¤renciler yetifltirmek olarak tan›mlamaktad›r. Temel bilimlerin önemi... Temel Bilimlerde araflt›rma da çok önemli. Matematik, fizik, kimya, biyoloji’de çok önemli araflt›rmalar yap›l›yor flu aralar ve yap›lmas› da gerekiyor. Mühendisli¤in temelini oluflturuyor bu tür araflt›rmalar. Ondan sonra uygulamalar bafll›yor ve o yönde gelifliyor her fley. Teknolojinin geliflmesi bu temel bilimlerdeki geliflmelere ba¤l›. Bir üniversitenin iyi bir temel bilimler kadrosunun olmas› çok önemli diye düflünüyorum. Asl›nda teknoloji sözcü¤ü sadece temel bilimleri ça¤r›flt›rmamal›d›r. Teknolojileri uygulayan insanlar oldu¤u gibi teknolojilerin toplumlar taraf›ndan içsellefltirilmesi de sosyal ve kültürel olgular›n araflt›r›lmas›n›, tarihsel ve felsefi boyutlar›n›n yorumlanmas›n› gerektirir. Bizim Fen Edebiyat Fakültesi birçok yönden çok iyi bir fakülte. Bunu çeflitli aç›lardan irdeleyebilece¤imiz gibi ilk akla gelen kriterler nedir diye bakarsak, ö¤renci tercihlerine bakabiliriz. Hemen hemen her bölümümüz Türkiye’nin en yüksek puanl› ö¤rencisini al›yor. ‹kincisi e¤itim kadrosu, ö¤retim üyesi kadrosu birçok üniversiteye göre çok yetkin, çok kaliteli ö¤retim üyeleri var. Vak›f üniversitelerinin kurulmas›yla az miktar kan kayb› oldu ama art›k yavafl yavafl bir dengeye oturuyor. Gençler tercih ediyorlar bize gelmeyi. Birçok bölümümüz çok de¤erli gençler ald›lar. Hem kaliteli ö¤renciler hem de kaliteli ö¤retim üyeleri taraf›ndan tercih ediliyor olmak çok önemli.

Üniversitemiz ve özellikle de fakültemiz, üniversite e¤itimini, dünyan›n çok çeflitli boyutlar› ve dinamikleri oldu¤unun fark›nda olan ve bunlar› araflt›rma merak ve heyecan›na sahip ö¤renciler yetifltirmek olarak tan›mlamaktad›r.

Geçen 50 y›l› çok verimli kullanm›fl bir fakülte olarak bundan sonraki 50 y›l için düfller... Fakültedeki bölümlerin araflt›rmadaki ivmelerini kaybetmemeleri çok önemli. Bu ivmeyi gittikçe art›rarak sürdürmeleri gerekiyor. Fiziksel altyap›n›n gelifltirilmesi devlet üniversitelerinde biraz yavafl oluyor. Bu nedenle beklentilerimizi buna göre ayarlamal›y›z. Bizim birçok Fen Bölümümüz laboratuarl› ve gittikçe daha genifl yere ihtiyaç duyuyorlar. Mesela Moleküler

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 37


Bundan sonra olabilecek bölümler disiplinler aras› bölümler olacakt›r diye düflünüyorum. Mesela nanoteknoloji ile ilgili bölümler, fizikle biyolojinin kesiflti¤i alanlar, biliflsel bilim.

Biyoloji Bölümü daha yeni oldukça genifl bir alana geçmesine ra¤men hala yer s›k›nt›s› içinde. Fizik ve Kimya Bölümlerinin ayn› flekilde yer talepleri var. Önemli laboratuarlar kurmak isteyen, çok ilginç çal›flmalar› olan arkadafllar›m›z var ama yer s›k›nt›s› sorun yarat›yor. Ben flahsen genelde üniversitenin imkânlar›n›n son y›llarda çok artt›¤›n› düflünüyorum. Geriye do¤ru bakt›¤›m zaman 10-15 y›l öncesinde proje yapmak çok daha s›k›nt›l›yd›. fiimdi destek bulma imkan› artt›. Tübitak’›n imkânlar› artt›. Devlet Planlama Teflkilat› daha büyük burslar veriyor projelere. Avrupa Birli¤i projeleri bafllad›. Araflt›rma yapmak için hem üniversite içinde hem de d›fl›nda pek çok f›rsat var. Bunlar hep pozitif fleyler. Bunlar›n artmas› buradaki bilimsel atmosferin de geliflmesine yard›m edecektir. 38 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Ben iyiye do¤ru gidildi¤ini düflünüyorum. Temel Bilimlerin yeni y›ld›zlar›... Bundan sonra olabilecek bölümler disiplinler aras› bölümler olacakt›r diye düflünüyorum. Mesela nanoteknoloji ile ilgili bölümler, fizikle biyolojinin kesiflti¤i alanlar, biliflsel bilim. Bir k›s›m programlar master seviyesinde olacakt›r ama baz› alanlar›n lisans düzeyinde de olabilece¤ini düflünüyorum. Mesela bir bölüm kurulurken, hangi derslerin olaca¤› ço¤unlukla önceden belirlenmifl oluyor zaten ve yarat›c›l›k, esneklik olmuyor. Ama art›k yavafl yavafl bu yönde de çal›flmalar oldu¤unu biliyorum. Bölümlerin programlar›n› daha esnek hale getirmek, baz› yeni konular›n bölüm içinde mi yoksa disiplinleraras› m› flekillenece¤i hakk›nda seçim yapma flans› getirdi¤i gibi üniversiteleraras› farkl›l›klar yaratmak aç›s›ndan da olumlu olabilir diye düflünüyorum. Fen Edebiyat Fakültesinde yak›n zamanda yaflanacak geliflmeler Geçti¤imiz iki y›l içinde bir bölüm kurma giriflimi olmufltu. Dilbilim bölümü kurulmas› istendi. O yeterli deste¤i almam›flt› üniversiteden

fakat flimdi baz› de¤iflen flartlarla tekrar gündeme gelmifl durumda. Halen Fakülte Kurulumuzda görüflülüyor.

SAYILARLA FEN EDEB‹YAT FAKÜLTES‹ / 14.06.2010 Profesör: ........................... 65 Doçent: ............................. 35 Yard›mc› Doçent: ............. 47 Ö¤retim Eleman›: .............. 29 Araflt›rma Görevlisi: .......... 86 Lisans Ö¤rencisi: ............. 2544 Yük. Lisans Ö¤rencisi: ..... 372 Doktora Ö¤rencisi: ........... 154 Bir Dönemde Aç›lan Ders Say›s› (Lisans): .......... 450 Bir Dönemde Aç›lan Ders Say›s› (Lisansüstü): ... 292 Bir Dönemde Aç›lan Derslere Kay›tl› Ö¤. Sa.: ...17500

DEKANLAR: Howard Hall Brayant Harrell Hikmet Sebüktekin Haluk Beker Yüksel ‹nel Erdal ‹nönü Murat Dikmen Yalç›n Koç Ayfle Soysal

1959-1968 1968-1971 1971-1974 1974-1975 1975-1976 1976-1982 1982-1990 1990-1992 1992-2004



Türkiye’deki di¤er Fen Edebiyat Fakülteleri ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda art›lar› ve eksileri Bo¤aziçi’nin art›lar› çok fazla. Oturmufl bir kadromuz, iyi bir ö¤renci profilimiz ve iyi programlar›m›z var. Zorunlu dersler yan›nda çok fazla seçmeli derslerin al›nabildi¤i programlar sunuyoruz. Fen ö¤rencileri sosyal alanlarda seçmeli dersler alabiliyorlar. Sosyal ö¤rencileri Fen seçmeli dersleri alabiliyorlar. Ayr›ca kendi bölüm derslerinde de seçmeli ders imkân› sunabiliyoruz. Birçok üniversitede bir flablon program var. Onun d›fl›na ç›k›lam›yor. Bu durum biraz YÖK kurallar› yüzünden biraz da üniversitelerin e¤itim anlay›fllar› o flekilde. Ben o aç›dan bunu bizim bir art›m›z olarak görüyorum. Sonra buras› daha çok ö¤renci odakl› bir yer. Bu ba¤lamda baflka üniversitelerde olmayan bir ortam var burada ö¤renci aç›s›ndan. O da bizim art›m›z diye düflünüyorum. BÜ Fen Edebiyat Fakültesi mezunlar›n›n baflar›s› Mezunlar›m›z›n yapt›klar› ifllerle ilgili kay›tlar› bölümlerde tutmaya çal›fl›yoruz. Mesela Fizik Bölümünün yaklafl›k %30’u akademik kariyerlerine devam ediyor. Geri kalan %30 ö¤retmenlik gibi fizikle ilgili alanlarda çal›fl›yor. Geri kalanlar ise hiç ilgili olmayan alanlarda yani sigortac›l›k, emlakç›l›k gibi çok de¤iflik alanlarda çal›fl›yorlar ve çok baflar›l› oluyorlar. ‹yi bir e¤itim alm›flsan›z ondan sonra yolunuzu kendiniz çiziyorsunuz. Üniversitenin amac› çok dar bir meslek e¤itimi vermek yerine ö¤renmeyi ö¤reten bir e¤itim vermek olmal›d›r diye düflünüyorum. Her fley çok h›zl› gelifliyor. Bugün ö¤retti¤imiz iki sene sonra demode olabiliyor. Ö¤renci, kültürünü art›racak, ufkunu geniflletecek fleylerle donat›lmal›. Yeni fleylere kolay adapte olabilmeli, ald›¤› e¤itimle yolunu bulabilmeli. 40 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

50. Y›l kutlamalar›

18 - 31 May›s 2010 tarihleri aras›nda Bo¤aziçi Üniversitesi’nde Fen Edebiyat Fakültesi 50. Kurulufl Y›l› Etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikler ilk olarak 18 May›s’ta Albert Long Hall’da fiirin Pancaro¤lu’nun Telveten konseri ile bafllad›. Ard›ndan 21 May›s’ta Garanti Kültür Merkezi’nde Sumru A¤›ryürüyen Türkçe, Ermenice, Yahudice, Rumca, Gürcüce, Makedonca, Macarca, Kürtçe ve Azeri halk flark›lar›ndan oluflan “Yolu ‹stanbul’dan Geçen fiark›lar” isimli konseri ile dinleyenleri büyüledi. Ayr›ca 20 May›s’ta Yale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Felsefe Profesörü Sheyla Benhabib “Kozmopolitizmin Güncel Anlam›”; 28 May›s’ta ise Kimya dal›nda 2009 y›l› Nobel Ödülü sahibi Ada Yonath “Dev ribozomu felce u¤ratan ufak antibiyotikler-yap›sal ve medikal içermeleri” üzerine konferans verdi. Bir haftaya yay›lan etkinlikler sonunda Hizmet Ödülleri verildi.



BÜMED’DEN

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

Dostlarla buluflmak paha biçilmez:

Reunion Dinner

Mezuniyetlerinin 5., 10., 15., 20., 25., ve 30. y›llar›n› kutlayan mezunlar›m›z 23 Haziran Perflembe akflam› BÜMED’de gerçeklefltirilen Reunion Dinner’da bir araya geldiler. BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Hakan Zihnio¤lu’nun (’91) aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan yemekte yeniden bir araya gelen mezunlar hofl sohbetlerle, kahkahalarla ve ço¤u zaman da özlemle üniversite y›llar›n› and›lar. Farkl› y›llardan ve farkl› bölümlerden birçok mezun hem Bo¤aziçi ile hem de arkadafllar›yla hasret giderdiler. Biz de yeme¤e kat›lan mezunlar›m›zla yeniden Bo¤aziçi’nde buluflman›n onlara hissettirdiklerini konufltuk. 42 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

R

eunion Dinner, BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Hakan Zihnio¤lu’nun tüm konuklar› “Hofl geldiniz” diyerek karfl›lad›¤› aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. Zihnio¤lu, çok güzel bir Bo¤aziçi buluflmas› oldu¤unu ve konufltu¤u mezunlar aras›nda 15 senedir ilk defa böyle bir buluflma sayesinde bir araya gelme f›rsat› buldu¤unu dile getiren mezunlar oldu¤unu söyledi. BÜMED olarak benimsedikleri en önemli görevin mezunlar›n s›k s›k buluflmas›n› sa¤lamak oldu¤unu belirten Zihnio¤lu, yaklafl›k 2,5 ay önce yönetimi devrald›¤›n› ve en büyük iste¤inin BÜMED sosyal tesislerini çok daha kalabal›k görmek oldu¤unu dile getirdi. Ayr›ca dernek binas›n›n oldu¤u yerin

Hakan Zihnio¤lu

Üniversite’nin en gizli hazinesi oldu¤unu söyledi. Bu y›l mezunlara birkaç sürpriz haz›rlad›klar›n› da aç›klayan Zihnio¤lu yaz boyu BÜMED Üst Bahçe’de sinema geceleri düzenleyeceklerinin müjdesini verdi. BURCBeach’in birkaç defa ‹stanbul’un en popüler plaj› seçildi¤ini ve tüm mezunlar›m›z› oraya beklediklerini söyledi. Son olarak bu güzel geceye kat›lan mezunlara teflekkür etti.


Elif Babayi¤it Demirkol ve efli.

Esti Ro

dikli

Coflkun Özkan

Gülin Özkan

Rehberlik ve Psikolojik Dan›flmanl›k 1995 mezunu Gülin Özkan yeme¤e efli Coflkun Özkan ile birlikte kat›ld›. Gülin Özkan bugün burada di¤er mezunlarla bir araya gelebildi¤i için hissettiklerini flu flekilde ifade etti: “Çok mutluyum ve gururluyum. Zaten okulla temas›m› hiç kesmedim. Reunion Dinner’a hep gelmek istiyordum. Eskiden Güney Meydan’da yap›l›rd› bu yemek. Ö¤renciyken tesadüfen denk gelmifltim. Çok hofluma gitmiflti ve umar›m ileride ben de böyle yemeklere kat›l›r›m diye düflünmüfltüm. Bu yüzden bugün burada olmak benim için çok anlaml›.”

Bu yemek için efliyle birlikte Bart›n’dan gelen Endüstri Mühendisli¤i 2000 mezunu Elif Babayi¤it Demirkol, “10 y›l›n nas›l geçti¤ini anlamam›fl›z. Sanki aradan hiç zaman geçmemifl gibi. Bugün burada yeniden tan›d›k yüzlerle karfl›laflmak çok sevindirici. Tekrar Bo¤aziçi havas›n› solumak çok farkl› bir duygu” dedi. Fulya Yemiflçi ’95

‹ngiliz Dili ve Edebiyat› 1995 mezunu Ahmet Alper Yitmener’in geceyle ilgili yorumlar› flöyleydi: “Ben zaten BURCBeach’e çok s›k gidip geldi¤im için arkadafllar›m› da s›k s›k görüyorum. ‹lk defa Reunion Dinner’a kat›l›yorum. Belki bu Ahmet Alper Yitmener buluflmalar› bölüm ve y›llara ay›rarak daha fazla kat›l›m sa¤lanabilir. BÜMED bu gibi faaliyetlerde çok baflar›l› bir kurum. Hatta bu anlamda ideal kurum diyebiliriz. Ben bir de BUmanzara üyesiyim. Çok keyifli bir çal›flma, bence herkes kat›lmal›.”

Mehmet Nurtan Berker ve efli.

Gecenin en k›demli konuklar›ndan 1959 ‹nflaat Mühendisli¤i mezunu Mehmet Nurtan Berker duygular›n› flöyle ifade etti: “Çok güzel bir gün. Keflke bugün benim dönemimden hatta benden önceki dönemden de mezunlar olsayd›. Ama burada da gençlerle karfl›laflt›m. Güzel sohbetlerimiz oldu. Umar›m böyle organizasyonlar ileride daha çok kat›l›mla devam eder. Bizi unutmad›klar› için BÜMED’e sonsuz teflekkürler...”

‹brahim Kocaalio¤lu

2000 y›l› Elektrik-Elektronik bölümü mezunu ‹brahim Kocaaliao¤lu, “10 y›l sonra arkadafllarla olmak çok güzel bir duygu. Mezuniyetimizin üzerinden y›llar geçse de umar›m hep böyle yemeklerde yine bir araya geliriz” dedi.

1990 y›l› Matematik bölümü mezunu Esti Rodikli: “Eski arkadafllar›mla birlikte okulumuzda olmak çok hofl bir duygu. Böyle bir buluflma sayesinde herkesten haberdar oldu¤um için çok mutluyum.”

Geceye In Da Soul grubunun solisti canl› müzi¤i ile renk katt›. Müzikle birlikte e¤lencenin de keyfi artt›... Bir Reunion Dinner daha dostlarla geçirilen özel bir gecenin güzel an›lar›n› b›rakarak sona erdi. Yeni Reunion Dinner’lar için görüfl ve önerilerinizi www.bumed.org .tr adresimizde bizlerle paylaflman›z› diliyoruz. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 43


Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

SPOR

BÜ Kürek Tak›m› ve Avustralyal› e¤itmenleri...

Türkiye’nin ilk “surf boat”lar› BURC Beach’te

Ç

anakkale Savafl›’na kadar uzanan bu öyküde duygu yüklü bir ba¤›fl, bir milletin uyan›fl›, mertlik üzerine kurulu bir spor, dünyan›n son “romantik savafl›”ndan 100 sene sonra iki milletin unutamad›klar› ve daha birçok birbirinden farkl› gibi gözükse de asl›nda birbiri ile iç içe geçmifl olay okuyacaks›n›z. Umar›z yaz›y› okuduktan ve foto¤raflar› gördükten sonra ilk f›rsatta BURC Beach’e gider ve bu güzel tekneleri yak›ndan görürseniz, belki f›rsat›n›z olur onlar› kullanma zevkini tadars›n›z, ya da e¤itimdeki BÜ Kürek Tak›m›n› desteklersiniz... Kim bilir belki 100 surf boat’un kat›laca¤› 5 y›l sonraki yar›fllar için siz de flimdiden haz›rlanmaya bafllars›n›z... Bu yaz› sizi Türkiye’nin ilk “surf boat”lar›n›n hikayesi ile tan›flt›racak. “Surf

44 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Boat”lar ile tan›flmak için sizi BURC Beach’de bekliyor. Devir teslim töreni için BURC Beach’e gitti¤imizde rüzgarl› bir havayd›. Sahilden bakt›¤›mda Karadeniz’in bize göre iddial› Avustralyal›lara göre mütevazi dalgalar› üzerinde süzülen surf boat’lar› gördüm. Arkada dümen tutan kiflinin iflinin çok zor oldu¤u belliydi ama kürek çeken 4 kifli de dalgalara karfl› mücadele veriyordu. Dalgalar›n üstünden adeta uçarak geçerken onlar› izlemek çok zevkliydi ama geri döndüklerinde yüzlerindeki coflkuyu görünce teknelerin içinde olman›n çok daha zevkli oldu¤unu anlad›m. BÜ Kürek Tak›m› yeni oyuncaklar› ile çok mutluydu. Devir teslim töreninden önce birçok sefer yapt›lar, zaten günlerdir Avustralyal› e¤itmenleri ile idman yap›yorlarm›fl.

Avustralya’n›n tek milli sporu art›k Türkiye’de. Dünyada sadece birkaç ülkede yap›lan bu özel spor neden Türkiye’ye geliyor? Avustralya neden Bo¤aziçi Üniversitesi’ne “surf boat” ba¤›fllad›? Kimler bu sporu yapabilir? Mertlik üzerine kurulu, mücadele gerektiren ama bir o kadar da zevkli bu sporla BURC Beach’te tan›flabilirsiniz, hikayesi ile ise bu yaz›da... Türkiye’ye teflekkür hediyesi Devir teslim töreni s›ras›nda yap›lan konuflmalarda bu ba¤›fl›n mimar› olan Paul Murphy, Anzak Organizasyonlar› Komitesi olarak Türkiye’ye özel bir hediye vermek için çok düflündüklerini söyledi. Her y›l geldikleri Türkiye’nin birçok yerini gezerler, üç taraf› denizlerle çevrili ülkemizde etkin bir cankurtaran sistemi olmad›¤›n› fark ederler ve bu yönde Türkiye’ye destek vermenin güzel bir hediye olaca¤›na karar verirler. Avustralya’n›n tek milli sporu olan ve temelinde can kurtarma amac› yatan “surf boat”lar›n Türkiye’de tan›t›lmas› ve yayg›nlaflt›r›lmas› için böylece çal›flmaya bafllarlar. Bundan 5 y›l sonra yani Çanakkale Savafl›’n›n 100. y›l›nda tam 100 “surf boat” Türkiye’de bir araya gelecek. Kilyos Sar›tepe Kampüs koordinatörü BÜ ö¤retim üyesi Doç. Dr. Emre Otay ile devir teslim töreninden sonra bir araya geldik ve öncelikle Anzak Organizasyon Komitesi ile Bo¤aziçi Üniversitesi’nin nas›l bir araya geldi¤ini ö¤rendik.


22 A¤ustos tarihinde BURC Beach’te büyük bir flenlik olacak ve o tarihe kadar Bo¤aziçi’nin tak›mlar› da haz›r olacaklar. Avustralya’dan gelecek tak›mlarla bizim tak›mlar›m›z yar›flacaklar. O gün bir karnaval olacak. Baflka aktiviteler de düzenlenecek ve çok e¤lenceli bir gün olacak.

“2009 y›l› sonlar›nda bir araya geldi¤im Paul Murphy ve arkadafllar› ‘Üniversite ile Avustralya Anzak Organizasyonlar› Komitesi olarak ortak bir fleyler yapabilir miyiz?’ diye sordular. Çanakkale Savafl›n›n 100. y›ldönümü için büyük bir organizasyon planl›yoruz’ dediler. ‘100 tane surf boat teknesiyle Çanakkale’de ç›kartma yapaca¤›z ve elimizde çiçeklerle Türklerle o ç›kartmay› tamamlayaca¤›z. O savafl›n bar›fla dönüfltü¤ünü gösteren sembolik bir fley yapm›fl olaca¤›z. Onlar da bizi kurflunlarla de¤il çiçeklerle karfl›layacak’ dediler. Türk yetkililerinin de bilgisi dahilinde büyük bir organizasyon olacak.” Bir milletin uyan›fl› Çanakkale Savafl›’n›n özellikle Avustralyal›lar için çok özel bir anlam› oldu¤unu, her y›l Gelibolu’ya anma için geldiklerini biliyoruz. Yüz binlerce insan›n hayat›n› kaybetti¤i savafl›n Avustralya tarihini nas›l etkiledi¤ini Emre Otay Avustralyal›lardan duydu¤u flekli ile bizlerle paylaflt›. “Çanakkale savafl› Avustralya’n›n tarihinde bir dönüm noktas›ym›fl. O dönemde ‹ngiltere’nin sömürgesi olan ülkeler Çanakkale Savafl›n› ç›k›fl noktas› olarak görüyorlar ve milli birliklerinin ilk kuruldu¤u gün olarak an›yorlar. Bu nedenle tarihlerinde çok önemli bir yere sahip. Daha önce ‹ngilizler taraf›ndan çeflitli savafllara sokulmufllar ama bu kadar kanl› de¤il ve böyle bir düflmanla çarp›flmam›fllar. O düflmanla çarp›fl›rken onun asl›nda düflman olmad›¤›n›, sadece kendi vatan›n› korudu¤unu görmüfller. Herkesin bir vatan› oldu¤unu orada düflünmüfller. Ve böylece ‘Biz ‹ngiltere’nin kölesi de¤iliz, bizim de kendi vatan›m›z var. Biz Avustralya’y› koruyal›m’ düflüncesine girmifller. Savaflta Türklerin onlara gösterdikleri mertli¤i hiç unutmam›fllar ve kitaplar halinde bunu yazm›fllar, filmler çekmifller. Tarihlerinin

çok önemli bir parças› oldu¤u için her sene buraya geliyorlar. Avustralya’da Veteran Affairs ad›nda Gaziler için bir bakanl›k bile var.” 22 A¤ustos’ta “surf boat” karnaval› Anzak Organizasyonlar› Komitesi, bar›fl ve kardeflli¤i temsil eden bir sporla 100. y›l› anman›n en do¤rusu olaca¤›na karar verir ve bunun için de kendilerine ait tek spor olan “surf boat”u seçerler. Bu 100 y›l önce Avustralya’da denizde can kurtarma amac›yla bafllam›fl bir spor. Bafllarda yöre gençli¤inin kumsallarda e¤lenirken bir yandan da insanlar› kurtarmak için kurdu¤u, k›zlar ve erkeklerin birlikte yer ald›¤› gruplarm›fl. Bugün “surf boat”u can kurtarmak

için kullanmasalar bile milli sporlar› fleklini alm›fl. Bu bir tür cesaret, mertlik, denizde çarp›flma ve mücadeleyi gösteren ve iyi niyet yani insanlar› kurtarmak için yap›lan bir spor. Emre Otav bu iflbirli¤inin çok yönlü oldu¤unun alt›n› çizdi. “Bir kere iflin içinde insanl›k var, bar›fl ve kardeflli¤i pekifltirme var. Bo¤aziçi Üniversitesi Türkiye’nin dünyaya aç›lan kap›s› diyoruz, bugün Avustralya’ya bir kap› açt›k. Bu iflbirli¤inin içinde adrenalini yüksek do¤ayla ilgili bir spor ve gençlik var. Okulumuzun çok iddial› bir kürek tak›m› var. Kilyos’ta ö¤rencilerin

denizle iç içe olmas›n› çok istiyorum. ‘Siz bir tak›m oluflturursan›z, biz onlara e¤itim veririz sonra onlar antrenman yaparak devam ederler. Ayr›ca size tekne verebiliriz. 22 A¤ustos’ta Surf Boat Karnaval› yapar›z’ dediler. 22 A¤ustos tarihinde BURC Beach’te büyük bir flenlik olacak ve o tarihe kadar Bo¤aziçi’nin tak›mlar› da haz›r olacaklar. Avustralya’dan gelecek tak›mlarla bizim tak›mlar›m›z yar›flacaklar. O gün bir karnaval olacak. Baflka aktiviteler de düzenlenecek ve çok e¤lenceli bir gün olacak.” Ö¤renci bir numarad›r Emre Otav teknelere en iyi sahip ç›kacak ve onlar› en iyi flekilde de¤erlendirecek olanlar›n ö¤renciler oldu¤una inan›yor.

Mezunlar› da bu yeni sporu tan›mak ve ö¤renmek için davet ediyor. “Bo¤aziçi gelene¤inde ö¤renci bir numaradad›r. Surf boat bir ö¤renci kulübüyle, yani spor kulübünün alt›ndaki kürek tak›m›na eklenebilir çünkü herkes gelip geçici, kulüpler ise kal›c›. Bu tekneler kürek tak›m›n›n, biz onlara tüm kolayl›klar› sa¤l›yoruz. Onlar da sahip ç›kt›lar. Cankurtaranl›k boyutunu da Sar›yer Belediye baflkan› ve Jandarma komutan›yla konufltum. Belki bizim gençler e¤itilirler ve gönüllü cankurtaran olarak çal›fl›rlar.” 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 45


BÜMED’DEN

Yaz›: P›nar TÜREN ’93 - Cem TANIR ’01 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

Türkiye’nin önde gelen iletiflim ajanslar›ndan Marjinal Porter Novelli 1 y›ldan uzun bir süredir BÜMED’e gönüllü olarak destek vermekte. Birçok sivil toplum kurulufluna gönüllü destek veren Marjinal bir aile ortam›nda çal›flmay› baflaran firmalardan. Biz 1 y›ld›r birlikte çal›flt›¤›m›z ve çok de¤erli bir destek ald›¤›m›z Marjinal’i ve ekibini sizlerin de daha yak›ndan tan›mas›n› istedik. 3. sektöre verilen her türlü gönüllü deste¤in önemini bilen ve bu yönde çal›flan Marjinal Porter Novelli’ye teflekkür ediyoruz.

46 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


B

ÜMED olarak Türkiye’nin örnek sivil toplum kurulufllar›ndan biri olarak gerek üyelerimizle gerek toplumla iletiflimimizi en do¤ru flekilde yapmak için özen gösteriyoruz. Bir y›ldan uzun bir süredir Türkiye’nin önde gelen iletiflim ajanslar›ndan olan Marjinal Porter Novelli bize tamamen gönüllü olarak destek veriyor. Gönüllü ancak profesyonel kapsam ve standartlarda ald›¤›m›z iletiflim hizmetleri, BÜMED olarak faaliyetlerimizi daha iyi tan›tmak ve yeni iletiflim mecralar›n› daha do¤ru kullanma çabalar›m›za büyük katk› sa¤l›yor. BÜMED’de birçok etkinli¤i ve projeyi ayn› anda gerçeklefltirirken profesyonel iletiflim deste¤i almak ve bunun için hiçbir bedel ödememek gerçekten önemli bir ayr›cal›k. Marjinal Porter Novelli’ye tüm üyelerimizin huzurunda, en s›k›fl›k zamanda bile gülümseyerek, içtenlikle ve tüm olanaklar›yla bize gönüllü destek verdikleri için teflekkür ediyoruz. Marjinal ekibiyle gerçeklefltirdi¤imiz sohbette hem çal›flanlar›na bir kez daha teflekkür etme ve “Marjinal ailesi”ni biraz daha yak›ndan tan›ma f›rsat› bulduk, hem de PR ve iletiflim sektöründeki son geliflmeler üzerine konufltuk. Marjinal’in en güçlü taraf› nedir sizce? Yapt›¤›n›z sosyal sorumluluk anlam›ndaki ifller d›fl›nda profesyonel anlamda sizi ayr›flt›ran yönleriniz neler? En önemli farklar›m›zdan biri Marjinallilerin uzun y›llar çal›fl›yor olmas›. fiu anda ortalama süre 7 y›l. Bu, di¤er ajanslara göre oldukça uzun bir süre.

Nas›l sa¤lan›yor bu? ‹yi maafl m› veriliyor? Yoksa huzurlu bir aile ortam› m› var? Feyza Elvano¤lu: ‹çi mutlu diyebiliriz. Marjinal’de ilk çal›flmaya bafllad›¤›mda daha önce çal›flt›¤›m ya da arkadafllar›mdan dinledi¤im

firmalardan çok de¤iflik gelmiflti bu durum. Gerçekten yaflarken görüyorsun. ‹nsanlar çok farkl›lar ama baz› özellikleriyle de çok benzerler. Dolay›s›yla flirket içinde herhangi bir çat›flma olmad›¤› için herkes ifl odakl›. Özelde herkes birbirine sayg›yla ve sevgi dolu davrand›¤› için sorun ç›km›yor. fiirket kurulurken 3 orta¤›m›z vard›, flu anda da ayn› ortaklar devam ediyor: Asuman Bayrak, Abdürrahim Sönmez ve Handan Saraç. fiirketi kurarken amaçlar› huzur içinde çal›flmakm›fl, görünen o ki amaçlar›na ulaflm›fllar... Müflterilerimize verdi¤imiz hizmeti olumlu etkileyen faktörlerden en önemlisi, herkesin her müflteriyle ilgili bilgi sahibi oluflu. Yani bir X firmas› benim sorumlulu¤umda de¤ildir ama onlar›n muhtemelen sorumlusunu, kim oldu¤unu bilirim. Bir konuda fikir gelifltirebilirim, destek verebilirim, öneride bulunabilirim. Yani herkes kendi iflini yap›p çekilmez. Verdi¤iniz hizmetlerdeki farkl›l›klar›n›z için neler söyleyebilirsiniz? Eda Ezgi Torcu: 360 derece bütünleflik hizmet sunuyoruz. Yani müflterinin ihtiyac› olabilecek, pazarlama reklam faaliyetlerinin tamam›: Reklam, halkla iliflkiler, web tasar›m› ve sosyal medya iliflkileri. Tüm bunlar› bir çat› alt›nda planlayabilmek bilgi birikimi gerektiriyor. Bizden hizmet alan markalar için ise verimlilik art›fl› demek. Sosyal medya konusunda yat›r›m yapan ilk ajans olmam›z, trendleri takip edip dünyan›n nereye gitti¤ini görmek anlam›nda çok önemli bir faktör. Bu da rakiplerle k›yasland›¤›m›z zaman bizim nerede oldu¤umuzu çok iyi gösteriyor. Örne¤in 3 sene önce Nokia’n›n global bir etkinli¤ine bir blog yazar›n› götürdük, lansmanda üst düzey yetkililerle görüfltürdük, fikir al›flveriflinde bulunmas›n› sa¤lad›k. Hizmet verdi¤imiz bir baflka marka için 2008 y›l› bafl›nda sadece bloggerlara yönelik yapt›¤›m›z bir etkinli¤e Wikipedia kurucusu Jimmy Wales’i konuk ettik. fiimdi tüm PR flirketleri sosyal medyada var m›? Burcu Kaptan: Yavafl yavafl oluflturuyorlar. Bu aflamada önemli olan konuyu içsellefltirmek, Marjinal’in fark› burada. Marjinallilerin ço¤u blogger; twitter, friendfeed gibi sosyal paylafl›m ortamlar›nda zaten var. Porter Novelli bu konuya ciddi yat›r›m yap›yor ve bizlere de bilgi birikimini aktar›yor. Örne¤in sosyal medya takibi veya blog

Marjinal Porter Novelli Entegre pazarlama iletiflim hizmetleri vermek amac›yla 1993 y›l›nda kurulan Marjinal, 2003 y›l›nda global PR grubu Porter Novelli’nin Türkiye ajans› oldu, 2008 y›l›nda ise Türkiye ofisi haline gelerek Marjinal Porter Novelli ad›n› ald›. fiu anda 7 departman bünyesinde 42 profesyonel tak›m arkadafl›yla çal›fl›yor. Personel devir h›z› ise 7 y›l... Marjinal Porter Novelli De¤erleri... • Sadece iletiflim gözüyle bakm›yoruz, iflletmelerin ihtiyaçlar›n› biliyoruz. • Medyan›n içindeyiz, medyan›n sa¤ koluyuz • Sosyal medyan›n içindeyiz. • Sivil Toplum Kurulufllar› ile yak›n iliflki içindeyiz. • 60 ülke 100 flehirdeki ofislerimizle s›n›rlar› kald›r›yoruz. • Ses getiren organizasyonlar›n yarat›c›s›y›z. Di¤er ‹letiflim Ajanslar›ndan Farklar› PN Point Insight Arac›: Hedef kitlenin bugün ne yapt›¤›n› ve neden yapt›¤›n› anlayarak, yar›n tutum ve davran›fllar›n› de¤ifltirmek üzere strateji oluflturulmas›. Sosyal Medya Departman›: Gün geçtikçe kurumlar için daha da önem kazanan sosyal medya kavram›na dahil olman›z› sa¤l›yor. Tüketicilerin marka ve rakipler hakk›nda ne konufltu¤unu takip ediyor, beklentilerini ö¤reniyor ve iletiflim stratejinizi buna göre planl›yor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Departman›: Marjinal Porter Novelli’nin, kurumsal sosyal sorumluluk kapsam›nda hizmet verdi¤i sivil toplum kurulufllar› ile irtibat› sa¤layan yöneticisi ve departman› mevcut. Hizmet verdi¤i sivil toplum kurulufllar›: Tarih Vakf› Around-n-Over - YÖRET - ‹FSAK - BÜMED Adalar Müzesi ATLITUR - Her fieye Ra¤men Yaln›z De¤iller.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 47


Burcu Kaptan

Bo¤aziçi ö¤rencisi ve mezunu, markas›n› çok iyi yönetiyor. Di¤er devlet okullar›ndan en net ayr›ld›¤› yönü de buras›.

Figen Buçuko¤lu

Eda Ezgi Torcu

Feyza Elvano¤lu

Figen Buçuko¤lu ’96: Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu, Marjinal Porter Novelli'de 13 y›ld›r K›demli Metin Yazar› olarak çal›fl›yor. Burcu Kaptan ’05: Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu, Marjinal Porter Novelli'de 4 y›ld›r Müflteri Temsilcisi ve Sosyal Medya Stratejisti olarak çal›fl›yor. Eda Ezgi Torcu: Anadolu Üniversitesi mezunu, Marjinal Porter Novelli'de 7 y›ld›r Medya ‹liflkileri Direktörü olarak çal›fl›yor. Feyza Elvano¤lu: Hacettepe Üniversitesi mezunu, Marjinal Porter Novelli'de önce Müflteri Temsilcisi 2008'den beri de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Proje Yöneticisi olarak 6 y›ld›r çal›fl›yor.

48 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

haritas›n›n oluflmas›n› sa¤layan araçlar bize Porter Novelli taraf›ndan geliyor. Porter Novelli, Omni gruba ba¤l› dünya s›ralamas›nda ilk 5’te yer alan bir PR ajans› ve en güçlü oldu¤u alanlardan biri sosyal medya. Porter Novelli ayr›ca bütün ülkelerdeki çal›flanlar›n sosyal medyada aktif olmalar›n›, müflterilerini de bu yönde teflvik etmelerini istiyor, bizi de destekliyor. Ayr›ca Avrupa merkezimiz olan Londra’da sosyal medya uzmanlar› olarak bulufluyor, e¤itim al›yor, ülke trendlerini paylafl›yoruz. Sinerji var, sürekli telekonferanslarla, e-postalarla birbirimizle yapt›¤›m›z iflleri paylafl›yoruz. Amerika’n›n x eyaletinde olan bir fleyi ö¤reniyoruz. Fikir al›flveriflinde bulunuyoruz. Müflterimizin bir çal›flmas› için benzer firmalar›n örneklerinden yararlan›yoruz veya o firma yurtd›fl›nda baflka Porter Novelli ofisinin müflterisiyse onlarla da fikir al›flveriflinde bulunabiliyoruz. Yak›n gelecekte beklenen yeni iletiflim araçlar› ile ilgili ipucu verebilir misiniz? B.K.: Önümüzdeki dönemlerde lokasyon bazl› servisler daha fazla önem kazanacak. Lokasyon bazl›

servisler için, kiflilerin bulunduklar› yer ve mekan ile ilgili bilgileri online olarak efl zamanl› paylaflmalar›n› sa¤layan sosyal paylafl›m platformlar› diyebiliriz. En basit örne¤iyle, bulundu¤unuz restoran› cep telefonunuzdaki haritayla senkronize edip, o mekanla ilgili görüfllerinizi di¤er insanlarla paylaflabileceksiniz. Foto¤raf ve video çekip yükleyebilecek, o s›rada dinledi¤iniz flark›y› di¤er kullan›c›larla paylaflabileceksiniz. fiu anda benzer hizmetleri veren sosyal paylafl›m platformlar› mevcut, ileride daha da geliflerek lokasyon bazl› paylafl›m önem kazanacak. Markalar da bu anlamda yeni reklam mecralar›na yönelecekler. E.E.T.: Bununla birlikte x bir yerin önünden geçerken sizin lokasyonunuzu an›nda görüp, “‹flte size özel x üründe %20 indirim” gibi bir yaklafl›mla size ulaflabilecekler ve hemen sizi orada al›flverifle yönlendirebilecekler. ‹letiflim daha ne kadar geliflecek?! B.K.: ‹nsan›n oldu¤u her yerde iletiflime ihtiyaç vard›r. ‹nsanlar art›k hem normal hayatta hem internette iletiflime geçiyor. Sanal dünyada da siz vars›n›z ve art›k neredeyse gerçeksiniz. Gerçek hayatta yapt›klar›n›z hakk›nda tüm bilgiler orada da var. Oray› da canl› tutmak zorundas›n›z. En az›ndan geliflme bu yönde. Bir de art›k markalar eskisi gibi oturduklar› tahttan insanlara hitap etmiyorlar. Markan›n, yapt›¤› iletiflime tüketici olarak sizin dikkatinizi nas›l çekece¤ini bilmesi,


bizimle stratejiler belirlemesi çok önemli. Markalar neden twitter’dalar? Çünkü art›k insanlar twitter’da. Sosyal medyan›n kontrolünün zor olmas›, yönetiminin zor olmas› oraya farkl› bir bak›fl aç›s›yla yaklaflmak ve biraz daha tetikte olmay› gerektiriyor çünkü anl›k bir fley. BÜMED’i ele al›rsak, BÜMED’de bir toplulu¤uz ve bu toplulu¤un iletiflimini canland›rmak önemli. Amac›m›z insanlar›n birbirine daha çok ba¤lanmas›. Bu yüzden sosyal medyan›n çok önemli bir rolü var. Ama bu sadece sosyal medyada olal›m anlam›na gelmez. ‹letiflimi 360 derece yapmak laz›m. BÜMED’in sosyal medyada üyelerine yönelik olarak neden var olmas› gerekiyor? B.K.: Çünkü mezunlar›n okulla aralar›nda duygusal bir ba¤ olufluyor. Ö¤renci mezun oluyor ve geri dönüp BÜMED’e üye oluyor veya olmuyor. Önemli olan, bu insanlar›n ba¤l› olduklar› topluluklarda onlarla birlikte olmak. Örne¤in Facebook iyi yönetilmesi gereken bir sosyal a¤, çünkü hedef kitleniz orada. Sizin orada mezunlar›n›z› özel hayatlar› içerisinde yakalaman›z çok önemli. ‹flteyken gelen bir maille de¤il, e¤lenme amaçl› arkadafllar›yla oldu¤u Facebook gibi ortamlarda onlar› yakalaman›z iliflkinizi de güçlendirecektir. Bir iletiflimci olarak nas›l görüyorsunuz BÜMED’i? F.E.: BÜMED, profesyonel kadrosu ile iletiflime önem veren bir mezunlar derne¤i. Çal›flmaya bafllad›¤›m›z günden itibaren bitmek bilmeyen bir enerjisi var ki, iletiflim ajans› olarak bu bizim için çok önemli. Mezunlar›n› birarada tutmak, mezunlar›na fayda yaratmak, fayda yarat›rken e¤lendirmek konusunda ciddi projeler gelifltiriyor ve bunlar›n içerisinde yer almak bize heyecan veriyor. Sosyal medya konusuna aç›k olmas› yine takdir etti¤imiz taraf›.

Asuman Bayrak - Marjinal Porter Novelli, Kurucu Ortak Marjinal’den 3. sektöre destek “Verdi¤imiz destek tüm Marjinallilerin katk›lar›n› kaps›yor elbet ve huzurumuzu art›r›yor.”

‹letiflim dan›flmanlar› olarak “Bo¤aziçi” markas›n› siz nas›l görüyorsunuz? Figen Buçuko¤lu: Ben 1996 mezunuyum. Bo¤aziçili oldu¤um için tarafl› olabilirim! Marka bence çok güçlü. Mezun olduktan sonra özellikle ifl dünyas›ndaki gücü beni çok etkiledi Bo¤aziçi’nin. Bo¤aziçi dedi¤iniz zaman bütün kap›lar aç›l›yor. Akan sular duruyor. Halen de bu böyle. Ben belki bu zamanla kaybolabilir diye düflünürdüm, çünkü çok güçlü baflka üniversiteler de ç›kt› ve ç›kmakta. Aksine hiç zay›flamad› bu etki. Tabii geçmiflin de bunda çok büyük etkisi var diye düflünüyorum. Çok eski bir tarihi var. Dolay›s›yla daha sa¤lam. Ö¤rencileriyle ve mezunlar›yla iletiflimi çok iyi. Sizce Bo¤aziçi bir marka olarak do¤ru yönetiliyor mu? B.K.: Bo¤aziçi ö¤rencisi ve mezunu, markas›n› çok iyi yönetiyor. Di¤er devlet okullar›ndan en net ayr›ld›¤› yönü de buras›. Buluflabiliyor, konuflabiliyoruz. ‹yi bir network var. Ö¤rencilerin çok ciddi ait olma duygusu var. Sonras›nda bunu ifl yaflamlar›na tafl›yorlar ve hep baflar›l› yöneticiler yetifltirdi¤i için asl›nda bir flekilde kendini hep besleyen güçlü bir birikim sa¤l›yor. Mezunlar derne¤inin katk›s› da büyük tabii.

Sivil Toplum Kuruluflu herhangi bir konuda, benzer fikir yap›s›na sahip kiflilerin bir araya gelerek mevcut problemleri çözmek ad›na, projeler üreten ve kar amac› gütmeyen bir kurumsal kimli¤e sahip olan oluflumlard›r. Sivil Toplum dendi¤inde akl›m›za “Ço¤ulculuk, ba¤›ms›zl›k, gönüllülük, kar gütmeme, dayan›flma, toplumsal bilinçlenme, kat›l›m, e¤itim, sorumluluk ve yetki devri” gibi kavramlar gelmektedir. The American Association of Fund Raising Councel’a göre ABD’de 1999 y›l›nda sivil örgütlerin GSMH içersindeki katk› pay› 174 milyar Dolar olup; 1998’e göre %10.7 art›fl göstermifltir. John Hopkins Üniversitesi STK Merkezi’ne göre; dünyada 3. Sektördeki iflgücü yüzde olarak Hollanda’da %12.6, Belçika’da %10.5, ‹rlanda’da %11.5, ‹srail’de %09.2, ABD’de %07.8 kadard›r. Ülkemizde ise durum bu kadar iç aç›c› de¤il maalesef. Gerek GSMH’dan STK’lara ayr›lan pay›n düflüklü¤ü veya yoklu¤u, gerekse toplum olarak gönüllülük esas›n›n gereklerini çocuk yaflta ö¤renmeyiflimiz, arkas›nda holdingler olmayan STK’lar›n› maddi yetersizlik yaflamalar›na neden oluyor. Bunun yan›s›ra STK’lar için iletiflim çok önemli. STK ve halk aras›ndaki kopuklu¤un giderilmesi, bir köprü oluflturulmas›, yani bilinirli¤in sa¤lanmas› için iletiflime gerekli önemi vermeleri gerekiyor. Bir ço¤u zor flartlarda bir fleyler yapmaya çal›fl›rken iletiflime bütçe ay›ram›yor maalesef. ‹flte bu noktada 2000’li y›llar›n bafl›nda, kaynaklar›m›z›n bir k›sm›n› STK’lara ay›rmaya bafllad›k. 2008 y›l›nda Porter Novelli’nin networküne girince KSS yöneticimizi de atad›k. Verdi¤imiz destek tüm Marjinallilerin katk›lar›n› kaps›yor elbet ve huzurumuzu art›r›yor.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 49


E⁄‹T‹M

Yaz›: ‹dil TÜRKMENO⁄LU ’95

Bafll› bafl›na bir s›nav:

Tercih yapma Bafll›bafl›na bir s›nav: Tercih yapma Neredeyse, her sene s›nav sistemi de¤ifliyor. Bu s›navlara haz›rlanmak kadar, tercih yapabilmek de adaylar›n önüne bir önemli odak ve aksiyon alan› olarak ç›k›yor. Sistem bu kadar de¤iflken ve kar›fl›k olunca, tercih uzmanlar›ndan da destek almak önem kazan›yor.

B

abalar›m›z -baby boomersüniversite tercihlerini ne kadar rahat yapm›fllar: Üniversiteni seç, s›nav›na gir. 70’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren, X-kufla¤›n›n önünde bir ya da iki basamakl› Ö¤renci Seçme ve Yerlefltirme S›nav› olsa da, tercih yapma iflini neredeyse kendi bafl›m›za halledebildik. Y›llar içinde s›nav›n ad› bile defalarca de¤iflti, ÖSS, ÖYS darken, LYS oldu. Rekabet artt›kça, üniversite ve bölümler ço¤ald›kça, teknoloji ilerledikçe “ö¤renci seçme” detayl› bir süreç; puanlar› anlamak, yorumlamak ve “tercih yapmak” ise bir uzmanl›k alan› olarak geliflti. Biz de sistemin bir kez daha de¤iflmesinin ard›ndan, tercihlerin yap›ld›¤› bu günlerde, televizyonda da s›k s›k karfl›m›za ç›kan mezunlar›m›z Oktay Ayd›n ’89 ve Burak K›lanç’›n (’93) görüfllerine baflvurduk. Say›larla Ö¤renci Seçme ve Yerlefltirme S›nav› Yaklafl›k 1 milyon 600 bin aday, tüm bu s›nav sürecini, yaklafl›k 350 bin lisans; 350 bin ön lisans ve 30 bin özel yetenek s›nav› ile alan toplam 730 bin yüksekö¤retim program›na yerleflebilmek ad›na yafl›yor. • 1.587.460 aday baflvurdu. • 1.511.890 aday 11 Nisan 2010’da YGS’ye girdi (Yüksekö¤retime Geçifl S›nav›). • 1.214.091 aday 180 ve üstü ham puan alarak LYS’ye (Lisans yerlefltirme S›nav›) girme hakk› kazand›; 872.800’ü LYS’ye girdi.

50 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bugünlerde CNNTürk ekranlar›ndaki S›nav Günlü¤ü program›yla da tercih dan›flmanl›¤›n› sürdüren Oktay Ayd›n, “Üniversite adaylar›, çok ciddi bir rekabetle karfl› karfl›yalar. S›nav sürecinde yaflanan s›k›nt›lar› atlatanlar için bir baflka s›nav da “tercihler”. Üniversite ve yüksekö¤retim program›n› seçmek de bafll› bafl›na bir s›nav” diyor. Ad›m ad›m tercih süreci Oktay Ayd›n, adaylar›n sa¤l›kl› tercih süreci geçirebilmeleri için dikkat etmesi gerekenleri ise flöyle s›ral›yor: • Her aday ilgi duydu¤u ama mutlaka yetenekli de oldu¤u bir alana yönelmelidir. Ö¤renim görmek istedi¤i program› bu ilgi ve yetenek do¤rultusunda belirlemelidir. • Belirledi¤i bu programlar›n bir önceki y›l kaç ö¤renci ald›¤›, en son kaç›nc› ö¤renciyi ald›¤›, en son yerleflen ö¤rencinin baflar› s›ras› ve puan›n›n ne oldu¤u bilgilerini ÖSYM’nin yay›mlayaca¤› kontenjanlar k›lavuzundan bulmal›d›r. • Bu programlar›n bu y›l hangi puan türü ile ö¤renci ald›¤›, kendi lise alan› için alan içi tercih olup olmad›¤›, kaç ö¤renci alaca¤› ve varsa özel koflullar›n›n neler oldu¤unu yine ÖSYM’nin yay›mlayaca¤› kontenjanlar k›lavuzundan bulmal›d›r. • Bu k›lavuzdan buldu¤u bölümleri bir liste haline getirmelidir. • Her y›l taban puanlar ve baflar› s›ralar› de¤iflti¤inden, kendi puan›na +/- 30 puan vererek bir puan aral›¤› oluflturmal›. Ayn› ifllemi kendi puan baflar› s›ras›n›n


yar›s› kadar alt ve üst s›ralar›n› belirleyerek de yapabilirler. • Daha önce oluflturdu¤u listeyi bu puan aral›¤›na göre yeniden oluflturmal›d›r. • Program say›s›n› en fazla 24’e düflürecek biçimde elemeye tabi tutmal›d›r. • Kalan programlar› puan ya da baflar› s›ras›na bakmaks›z›n, kesinlikle istek s›ras›na bakarak oluflturmal›d›r. “Tercih listesi haz›rlamak bazen en önemli faktör” Burak K›lanç, “‹statistikler üniversiteye yerleflenler içinde kayda de¤er bir kitlenin do¤ru tercih yapmad›¤›n› gösteriyor” diyor. Bu sene YGS’ye baflvuran her 5 ö¤renciden biri ya üniversite mezunu ya da halen üniversitede okuyor. “Do¤ru bir tercih yapmak ve arzu edilen bir bölüme yerleflmek için bir kaç temel flart› yerine getirmek gerekiyor. Öncelikle s›navlarda baflar›l› olmak ve yüksek puanlar elde etmek gerek. ‹kinci olarak aday›n kendi istek ve hedeflerini belirlemesi gerekiyor. Bu ad›mlar da belirlendikten sonra, aday›n yapmas› gereken, ÖSYM sisteminin en ince detaylar›n› bilerek, tercih listesini haz›rlamak.” K›lanç,

tercih listesi haz›rlama konusundaki becerinin, aday›n hedefine ulaflmas›nda bazen en önemli faktör oldu¤unu söylüyor. Akademik dan›flmanl›¤›n› yapt›¤› “Hangi Üniversite” projesi ise, buradan yola ç›km›fl. www.hangi üniversite.com Bu sene bir daha de¤iflen s›nav sistemi ve puan türleri, yeni aç›lan üniversiteler, referans taban puan olmamas› derken iyice kar›flan kafalara rehberlik etmek ve tercih provas› simülasyonuyla daha etkin tercihler yapmak için Tercih A.fi. taraf›ndan haz›rland›. Akademik Dan›flmanl›¤›n› Burak K›lanç’›n üstlendi¤i “hangiuniversite.com”, adaylar›n tercih ve puan›n› girerek genel tercih e¤ilimlerini ve kaç kiflinin yazd›¤› bölümü istedi¤ini ücretsiz olarak ö¤renebildi¤i bir sistem. Ö¤renciler bu site üzerinden ayr›ca Türkiye’deki tüm üniversiteler ve bölümleri hakk›nda detayl› bilgi edinebiliyorlar. Bir ücret karfl›l›¤›nda “premium” üye olanlar ise hangi tercihlerine girebildi¤ini ve puan›yla baflka nereleri kazanabildi¤ini ö¤renip, üniversitelerin kontenjan aç›klar›ndan öncelikli olarak haberdar olabiliyorlar.

Burak K›lanç ’93 Hangi Üniversite Akademik Dan›flman› Do¤ru Tercih Genel Koordinatörü ‹KÜ ArGe Merkezi Koordinatörü ‹stanbul (Erkek) Lisesi’nin ard›ndan, Bo¤aziçi Üniversitesi ‹nflaat Mühendisli¤i Bölümü’nde lisans e¤itimini tamamlam›flt›r. Üç ayr› konuda yüksek lisans derecesi bulunan Burak K›lanç, bu derecelerini Bo¤aziçi Üniversitesi (ak›flkanlar mekani¤i), Londra Üniversitesi-Imperial College (çevre kirlili¤i) ve ‹stanbul Üniversitesi'nden (finans yönetimi) alm›flt›r. Akademik çal›flmalar›n› doktora seviyesinde halen, University of BATH-ICHEM’de (‹ngiltere) “Yüksekö¤retim Yöneticili¤i” konusunda sürdürmektedir. ‹stanbul Kültür Üniversitesi’nin kurucu akademik kadrosunda 1997 senesinde göreve bafllayan Burak K›lanç, bu üniversitenin Mühendislik ve Mimarl›k Fakültesi'nde ö¤retim görelisi olarak ders vermektedir. K›lanç, ayr›ca Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki Uluslararas› Kalite Yönetimi yüksek lisans program›nda konuk ö¤retim görevlisi olarak son iki y›ld›r “Entegre Yönetim Sistemleri” dersini yürütmektedir.

Oktay Ayd›n ’89 www.elemesinavlari.com ‹çerik Dan›flman› S›nav Günlü¤ü / CNNTürk E¤itim Dan›flman› 1990’da Bo¤aziçi Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Dan›flmanl›k bölümünden mezun oldu. 1991’de New York Üniversitesi’nde Uluslararas› ‹liflkiler ve Siyaset Bilimi sertifika program›na, 2000’de YTÜ E¤itim Bilimleri Yüksek Lisans program›na kat›ld›. 1998’de Kurucu Genel Sekreter ve Ö¤renci Dekan› olarak Bahçeflehir Üniversitesi’nin kuruluflunda yer ald›. 1999-2003’te Bilgi Üniversitesi Tan›t›m Koordinatörlü¤ü’nü üstlendi. 2007’de Okan Üniversitesi E¤itim Dan›flmanl›¤› görevine bafllad›. 2005’te 3E E¤itim Merkezi ve YGS/LYS-SBS-ÖZOKGS- DGS ve ALES konular›nda bilgi sunan www.elemesinavlari.com sitesini hizmete soktu. E¤itim Kurumlar›na “Tan›t›m, Marka Yönetimi, Medya ‹liflkileri ve Yeni Medya” konular›nda hizmet veren Münferit isimli ajans›n kurucu ortaklar›ndand›r.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 51


Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN PORTRELER

Üstün baflar›l› bir mühendis ve bir edebiyatç›

Bu ayki “Üniversiteden Portreler” bölümümüzün baflar›l› akademisyenleri Bilgisayar Mühendisli¤i Bölümü ö¤retim üyelerinden Doç. Dr. Fatih Alagöz ve Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü ö¤retim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Erol Köro¤lu. Akademisyenlerimizin baflar› öykülerini ve flu an üzerinde çal›flt›klar› konular› okurken bir yandan mühendislik bir yandan edebiyat alan›nda son dönemde yap›lan çal›flmalar hakk›nda bilgi sahibi olacaks›n›z.

Doç. Dr. Fatih Alagöz E¤itimi: • Doktora- Elektrik ve Bilgisayar Mühendisli¤i, George Washington University, USA, 2000 • Yüksek Lisans- Elektrik ve Bilgisayar Mühendisli¤i, George Washington University, USA, 1995 • Lisans- Elektrik ve Bilgisayar Mühendisli¤i, Orta Do¤u Teknik Üniversitesi, Türkiye, 1992 Doç. Dr. Fatih Alagöz neler yap›yor: Genel olarak uydu ve kablosuz iletiflim teknolojileri, son döneme özel olarak da biliflsel radyo a¤lar› konusunda çal›fl›yor. Doktora çal›flmas› uydu a¤lar› üzerinde çokluortam veri gönderimi üzerine olup bir US Army of Intelligence Projesi parças›. Alagöz, doktora sonras›nda ise k›sa sürelerle s›ras›yla ABD’de George Washington University’de, Harran Üniversitesi’nde ve United Arab Emirates University’de video trafik 52 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

modelleme, imgelerde veri saklama, çok kullan›c›l› sezim ve çok genifl bantl› iletiflim konular›nda araflt›rma projeleri yürütmüfltür. Uydular, deprem öncesinde güvenli veri aktar›m› amaçl› olarak kullan›labilece¤i gibi, deprem sonras›nda da acil durum iletiflimi için kullan›labilirler. Bu ba¤lamda, Prof. Dr. Gülay Barbaroso¤lu’yla beraber Kandilli Rasathanesi Deprem Araflt›rmalar› Enstitüsü’nde uydular›n kullan›m›yla ilgili baz› çal›flmalara kat›lm›flt›r. Benzer flekilde, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan desteklenen Uydularla Acil Durum ‹letiflimi Tasar›m› konulu bir proje yürütmüfltür. Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›: 2006-2009 y›llar› aras›nda Devlet Planlama Teflkilat› (DPT) taraf›ndan desteklenen “Yeni Nesil Uydu A¤lar› ve Uygulamalar› (SATLAB)” projesindeki yürütücülük görevi kapsam›nda, Bilgisayar Mühendisli¤i ve Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümleri ö¤rencilerinin kat›ld›¤› 14 kiflilik bir araflt›rma grubu oluflturmufl, ilgili yetkili kurumlara önerilerde bulunmufl ve sayg›n dergilerde yay›nlar yapm›flt›r. Bu proje, birçok idari ve mali aksamalara ra¤men, üniversite yönetiminin tam deste¤i ve ö¤rencilerin özverili çal›flmalar›yla proje hedeflerinin üzerinde bir baflar›ya ulaflm›flt›r. Bu gruptaki lisansüstü ö¤rencileriyle birlikte yapt›¤› çal›flmalar› için 2006 y›l›nda BÜVAK taraf›ndan Araflt›rmada Mükemmeliyet Ödülü’ne lay›k görülmüfltür. Prof. Dr. Emin

Anar›m, Doç. Dr. Tuna Tu¤cu ve 6-7 kiflilik araflt›rmac› grubuyla 3 Boyutlu Askeri Navigasyon Sistemleri konusunda çal›flmalarda bulunmufltur. Bu sistemin bir parças› da, mobil cihazlarda 3 boyutlu arazi modellemesi ve GPS yard›m›yla oluflturulan verilerin aktar›m› sayesinde güncel konum takibi ve bilgilerinin paylafl›lmas› çal›flmas›yd›. Lisansüstü ö¤rencimiz Murat Özyurt ve Doç. Dr. Tuna Tu¤cu ile birlikte yapt›¤› bu çal›flmas› 2008 Turkcell Mobil Gelecek-Akademik Kategori Ödülü’ne lay›k görülmüfltür. Ayr›ca, endüstri kurulufllar›yla ortaklafla araflt›rmalar yapm›flt›r. Örne¤in, Dr.Tu¤cu ve iki lisansüstü ö¤rencisinden oluflan bir baflka araflt›rma grubu olarak Vodafone Teknoloji ile birlikte GSM’de konum belirleme üzerine bir çal›flma yapm›flt›r. Bu çal›flma sonucunda, lisansüstü ö¤rencisi Onur Türky›lmaz ile beraber, 2009 TTGV Dr. Ak›n Çakmakç› Endüstriye Uygulanabilir En ‹yi Tez Ödülü’ne lay›k görülmüfllerdir. fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor: fiu an DPT taraf›ndan desteklenen Teleiletiflim ve Enformatik Alanlar›nda Araflt›rmac› ve Akademisyen Yetifltirme Merkezi Projesi’nde çal›fl›yor. Bu kapsamda, doktora ö¤rencileri ile birlikte biliflsel radyo a¤lar› ve yeni nesil çokluortam a¤lar› konular›nda çal›fl›yor. Ayr›ca, TÜB‹TAK taraf›ndan desteklenen Biliflflel Radyo A¤larda Çizelgeleme konulu bir projeyi yürütüyor. Enerji verimlili¤ini artt›racak kablosuz iletiflim konulu çal›flmalar›na devam etmeyi düflünüyor ancak insana kaynak konusundaki Ar-Ge paylar› ve teflvikler ciddi oranlarda artt›r›lmad›kça bundan sonras› için hayali hedeflerden bahsetmek istemiyor, bu soruyu zamana b›rak›yor. Alagöz’ün gözünden Bo¤aziçi Üniversitesi: “2004 y›l›nda Bilgisayar Mühendisli¤i Bölüm Baflkan› olan Prof. Dr. M. Ufuk Ça¤layan’›n teflviki ile Bo¤aziçi Üniversitesi’ne kat›lmak istedim. fiu an çal›flt›¤›m konular, do¤as› gere¤i çok pahal› teçhizattan ziyade beyin gücü gerektiriyor, yani burada zemin çok uygun. Bo¤aziçi Üniversitesi’nin benim için temel anlam› bir yandan lisansüstü ö¤rencilerimle keyifli çal›flmalar yaparken di¤er yandan ö¤rendiklerimi lisans ö¤rencilerimize aktarabilmektir. Dolay›s›yla, atfedilen baflar›lar›mdaki aslan pay› ö¤rencilerimindir.”


E¤itimi: • Doktora- Bo¤aziçi Üniversitesi, Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lâp Tarihi Enstitüsü, Türkiye, 2003 • Yüksek Lisans- Bo¤aziçi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü, Türkiye, 1996 • Lisans- Bo¤aziçi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü, Türkiye, 1993 Yrd. Doç. Dr. Erol Köro¤lu neler yap›yor: Türk Dili ve Edebiyat› alan›n›n modern edebiyat (19 ve 20. yüzy›llar) dal›nda çal›flan bir “edebi kültür tarihçisi”. Edebi kültür tarihi, edebiyat› sadece metinlerden oluflan bir silsile olarak de¤il, edebiyat›n üretilmesi ve tüketilmesinin maddi etkileflimi üzerinden okur. Bu nedenle de, öncelikle tarih-edebiyat etkileflimine ve bununla ba¤lant›l› olarak kültür tarihine aç›lan disiplinler aras› bir çabad›r. Köro¤lu, özellikle Türkçe roman›n geliflimine yo¤unlaflan çal›flmalar›yla, belirli bir okuma/yorumlama prati¤i gelifltirmeye ve bunu önce ö¤rencileri, sonra da akademik alan› aflan genel edebiyat okuru kitlesiyle paylaflmay› hedefliyor. Edebi yorumu, seçkin uzmanlarla s›n›rl› bir etkinlik olmaktan ç›karmak ve baflta e¤itimin her düzeyinde ve alan›ndaki ö¤rencilerin, ama oradan yola ç›karak bütün toplumun yapabilece¤i, yapmaktan da zevk alaca¤› ve zenginleflece¤i demokratik bir eylem haline getirebilmek en büyük hayali. Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›: “Araflt›rmada Üstün Baflar› Ödülü” özgeçmiflin genel de¤erlendirilmesi sonucu verilen bir ödül. Bu ödülde, Erol Köro¤lu’nun akademik kariyeri boyunca üretti¤i tüm çal›flmalar›n pay› var. Fakat herhalde, bunlar aras›nda aslan pay›n›, 2003’te Atatürk Enstitüsü’nde haz›rlad›¤› doktora tezinden ç›kart›p önce Türkçe (Türk Edebiyat› ve Birinci Dünya Savafl›, 1914-1918: Propagandadan Milli Kimlik ‹nflas›na), sonra ‹ngilizce (Ottoman Propaganda and Turkish Identity: Literature in Turkey during World War I) olarak yay›nlad›¤› çal›flma tafl›yor. Kitap 2004 Tarih Vakf› Afet ‹nan Tarih Çal›flmalar› Ödülü’nü de alm›flt›. Köro¤lu, bu kitapta Türk milliyetçili¤inin do¤uflunu özellikle 1908-1918 aras›nda edebi kültür alan›nda yaflanan kriz üzerinden okur. Dünya Savafl›’na giren Avrupa ülkeleri o güne kadar görülmedik bir propaganda üretimine giriflirlerken, Osmanl› Devleti maddi yetersizlik nedeniyle bunu gerçeklefltiremez. Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin gibi Türkçü yazarlar özellikle 1916’dan itibaren propaganda çabas›n› bofllar ve milli kültür alan›nda belirledikleri aç›klar› kapatmaya yo¤unlafl›rlar. Türk milliyetçili¤i ve edebiyat-siyaset-tarih iliflkileri, Köro¤lu’nun bu çal›flmas›ndan önceki ve sonraki çabalar›n›n da ana eksenini oluflturmakta. Köro¤lu, kendi ifadesiyle “Türk Milliyetçilikleri”nin Osmanl›’da ilk ortaya ç›k›fllar›ndan günümüzün “Ulusalc›l›klar›”na kadarki geliflimlerini, sunduklar› “zengin ama bunalt›c›” söylem yap›lar›n› çal›fl›yor.

fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor: Biri kuramsal di¤er ikisi uygulamaya dönük üç proje/çaba söz konusu. Kuramsal çaba, doktora tezinde nispeten s›n›rl› bir döneme uygulanan “edebi kültür tarihi” yaklafl›m›n› daha genifl dönemlere de yans›tabilmenin peflinde. Bu yaklafl›m ne context’ten ne de text’e yönelen yak›n okumadan vazgeçti¤i için hacimli olabiliyor ve bu uzunca dönemlerin çal›fl›lmas›nda sorun ç›karabiliyor. Uygulama projelerinden biri “Kurtulufl Savafl› anlat›lar›n›n tür tarihi”. Bu edebi tür, ilk olarak 1922’de, daha savafl sona ermeden yay›nlanan Halide Edip Ad›var’›n Ateflten Gömlek roman›yla do¤uyor ve o zamandan günümüze irili ufakl› yüzlerce ürünle devam ediyor. Günümüzde de devam eden tür, sadece romanlarla s›n›rl› olmaktan ç›km›fl ve siyasal demeçlerden köfle yaz›lar›na, sinema filmlerinden ders kitaplar›na kadar çok genifl bir dolafl›m alan› oluflturmufl durumda. ‹lk bak›flta birbirlerini tekrar ettikleri izlenimi yaratan bu anlat›lar, asl›nda tarihe bakarm›fl gibi yap›p yaz›ld›klar› s›radaki siyasal ortama müdahale ediyorlar. Daha yak›n vadede ortaya ç›kacak bir proje ise, Osmanl› 19. yüzy›l çal›flmalar›na bir katk› olacak. Türkçede roman›n, geleneksel anlat›larla Bat›l› roman›n çaprazlamas›ndan, bir etkilenme ve metinler aras›l›k etkinli¤i olarak ortaya ç›k›fl›n› inceleyecek. Bu proje ne roman biçimini kutsallaflt›racak ne de Osmanl› roman›n›n ne kadar geri kalm›fl ve s›k›c› oldu¤u yavelerini yineleyecek. Bugün roman zevkimize pek hitap etmeyen ilk Osmanl› romanlar›n›n, asl›nda oldukça ilginç fleyler söyledi¤i ve yapt›¤› ortaya koyulmaya çal›fl›lacak. Köro¤lu’nun gözünden Bo¤aziçi Üniversitesi: “Lise y›llar›mda ÖSS ile hiç ilgilenmemifltim. Dershaneye bile gitmedim. Bo¤aziçi’ni kazand›¤›mda ne ad›n›

Yrd. Doç. Dr. Erol Köro¤lu duymufltum ne de yolunu biliyordum. Birkaç kere otobüsle Küçük Bebek’e gelmifl ve oradan taksiyle Hisarüstü’ne ç›karak okula girmifltim. Sonra Bo¤aziçi benim yuvam oldu. Bu okulda bilfiil 16 y›ll›k ö¤rencili¤im var. Bu sürenin emeklili¤ime say›lmamas› beni çok üzüyor! :) Bo¤aziçi’nin Türkiye’nin bir parças› oldu¤unu, dolay›s›yla ideallefltirilmemesi gerekti¤ini biliyorum. Türkiye’nin yaflad›¤› s›k›nt›lar, açmazlar burada da oldu ve olacak. Ancak bunun ötesinde buray› Türkiye’yi sever gibi seviyorum, buradan biraz uzaklafl›nca özlemeye bafll›yorum, bir yerlerde ne zaman “Bo¤aziçi” sözcü¤ü görsem okuldan bahsediliyor san›p dikkat kesiliyorum. Her yerine hayat›m›n de¤iflik evreleri üzerinden, hep bir geçmifl yüküyle bak›yorum. Galiba ben biraz Bo¤aziçi milliyetçisiyim! Fakat büyüdü¤üm ve flimdi çal›flt›¤›m yer olmas›n›n ötesinde, Bo¤aziçi yaflamla iliflki kurma arac›m da. Daha iyi bir akademik hayat› da, demokratik ve yap›c› bir e¤itim alan›n› da, sa¤l›kl› ve ifllevsel bir toplumsall›¤› da hep onun üzerinden anl›yor ve ar›yorum. Ve san›r›m bu sadece benim tak›nt›m de¤il; benim gibi çok Bo¤aziçili var. Çok çok daha fazlas› olsun diye u¤raflmal›y›z. Buna de¤ece¤inden eminim.”

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 53


Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

B‹L‹M

Gözünüz arkada kalmayacak... Ak›ll› yaflam çözümleri hayat›m›za her gün biraz daha giriyor. Çok yak›nda bugün ilk ad›mlar› at›lan ve biraz da lüks say›lan “ak›ll› ev” gibi hi-tech uygulamalar çok daha yayg›n olarak kullan›lacak. BÜ Bilgisayar Mühendisli¤i bölümünden bir ekip, hasta ya da yafll›lar› takip edecek oldukça “ak›ll›” bir sistem üzerinde çal›fl›yor. Bilgisayar A¤lar› Araflt›rma Laboratuvar›’nda çal›flan ekiple “ak›ll›” takip sistemini konufltuk.

54 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

B

ir üniversitenin baflar›s›n› ölçmenin birkaç yolundan en önde geleni akademik yay›nlarla bilim dünyas›na yapt›¤› katk›d›r. Bu anlamda okulumuzun en baflar›l› bölümlerinden biri olan Bilgisayar Mühendisli¤i Bölümü hocalar›yla birkaç y›l önce yapt›¤›m›z röportajda hem yeni binalar›n›n çal›flmalar›na katk›lar›n› hem de akademik çal›flmalar›n› konuflmufltuk. Ama duyduk ki Kuzey Kampüsteki binalar› da araflt›rmalar›na dar gelmifl ve Kandilli Kampüste yer alan TAM içinde Bilgisayar A¤lar› Araflt›rma Laboratuvar›’nda çal›flan araflt›rma grubu akademik yay›n yapman›n da önüne geçerek ürün haline gelebilecek bir sistem üzerinde çal›flmakta. Hem de herkesi çok yak›ndan ilgilendiren bir sistem... Gittikçe yafllanan nüfusun yaflam kalitesini düflürmeden ve bak›ma muhtaç kalmadan yaflayabilmesini

amaçlayan bu sistem asl›nda gittikçe ak›llanan bir çevrede yaflamaya bafllad›¤›m›z› ve çok yak›n gelecekte gündelik hayat›m›zda ak›ll› yaflam çevresinin etkisinin daha da çok görülece¤ini söylüyor. BÜ Bilgisayar Mühendisli¤i ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Cem Ersoy ve Prof. Dr. Lale Akarun projenin liderli¤ini yap›yorlar. Bugüne kadar onlarca proje gerçeklefltirmifl hocalar›m›z›n bu araflt›rmalar›nda ekiplerinde 8 ö¤renci tam zamanl› olarak çal›fl›yor, yaklafl›k 30 ö¤renci yar› zamanl› destek veriyor. Ekipten Cem Ersoy, Hande Alemdar, Özlem Durmaz ‹ncel ve Remzi Yavuz ile TAM’daki laboratuvarlar›nda daha do¤rusu mini evlerinde konufltuk.


Önce TAM TAM - Telekomünikasyon ve Enformatik Araflt›rmalar Merkezi Bilgisayar Mühendisli¤i’nin Kuzey kampüsteki binas›nda araflt›rmalar yapmak için yeterli alan yok çünkü oradaki laboratuarlar ayn› zamanda ofis olarak kullan›l›yor ve sadece araflt›rma yapmaya uygun de¤il. Dünya çap›nda araflt›rmalar yap›lsa da neredeyse metrekareye bir kifli düflecek flartlarda çal›fl›l›yor. TAM ise farkl› bir ortam sunuyor. Burada laboratuarlar devaml› olarak birilerine ait de¤il, proje çal›flmalar› yap›l›yor. Mesela bu ekip 3 y›l boyunca çal›flmalar›n› gerçeklefltirecekler. TAM yaflayan araflt›rmalar yap›lan bir laboratuar üssü. Kurulufl ruhu da “araflt›rma yapana” yer bulmak. Proje koordinatörü Prof. Dr. Ufuk Ça¤layan. DPT ve TÜB‹TAK deste¤i ile kuruldu. TAM’da 8 adet araflt›rma laboratuar› var. Bir baflvuru formu ile araflt›rman›z hakk›nda detayl› bilgi vererek laboratuarlar› kullanmak üzere baflvuruda bulunuyorsunuz.

Üniversitede araflt›rma yapmak... Proje yaz›p üniversiteye d›flar›dan kaynak getirmek için çal›fl›yoruz. Biz bunun önemine inan›yoruz. Baflka türlü “araflt›rma üniversitesi” olunamaz. Araflt›rma üniversitesi olman›n 3 flart› var: Lisans e¤itimi yapmak, mezun etti¤iniz doktora ö¤rencisinin say›s›n›n yüksek olmas›, d›flar›dan araflt›rma için büyük destek getirmek, yani kaynak destekli araflt›rma yapmak. Biz kaynak destekli araflt›rma yaparak doktora ö¤rencilerine araflt›rma yapma ve tezlerini oluflturma imkan› yarat›yoruz. Üniversitede bu konuda bir fikir birli¤i oldu¤una emin de¤ilim.

Prof. Dr. Cem Ersoy

Proje Pazar›ndan ç›kan tepe senaryo: Hasta takip Bundan birkaç sene önce Köln’de yap›lan “proje pazar›” gibi adland›rabilece¤imiz bir etkinli¤e kat›lm›flt›k. AB çat›s› alt›nda ARGE çal›flmalar›na yön veren en tepedeki kiflilerin ve Avrupal› bilim insanlar›n›n projeleri tart›flt›¤› bir etkinlik bu. Orada FP7 projelerinde en tepedeki kiflinin a¤z›ndan, Avrupa’da nüfus yaflland›¤› için, yafll›lar›n hayat kalitesini art›racak her türlü bilgi teknolojisi projesine destek vereceklerini ö¤rendik. Sonra düflündük ki asl›nda bizim yapt›¤›m›z birçok ifl bu konuyla ilgili. Hareketli bir kifli takip edilecek, biz telsiz haberleflme yap›yoruz. O kifli ve yaflad›¤› ortamla ilgili baz› fleyleri alg›lamak laz›m ki -bu s›cakl›k, nem gibi daha kolay ölçülebilir fleyler olaca¤› gibi kiflinin t›bbi verileri gibi daha karmafl›k fleyler de olabilir- bunlar bizim monitör edebilece¤imiz veriler. Yani hem kifliden hem çevreden bilgi toplay›p onlar› da telsiz bir yere ulaflt›rabiliyoruz.

Çal›flman›n temelini oluflturan kablosuz a¤lar sistemi sayesinde neler yap›labilir? Cep telefonu ile bafllayabiliriz! Ama art›k hayat›m›za giren her fley “kablosuz”lafl›yor. Art›k evimizdeki buzdolab›m›zla televizyonumuz da kablosuz konuflacaklar. Buzdolab› sütün bitti¤ini anlayacak, televizyona diyecek ki “Süt bitiyor,

Hande televizyon seyrediyor, sen bir pop up ç›kar da süt als›n” ya da belki de do¤rudan süpermarkete ihtiyaç listesini gönderecek. Hande eve gelmeden evin ›s›s›, nemi ayarlanacak, TV istedi¤i program› kaydedecek... Asl›nda tüm bunlar “ak›ll› ev” sisteminde olan fleyler. Bunlar flu anda bafllad› ve yak›n zamanda çok daha yayg›nlaflacak ve akl›n miktar› de¤iflecek.

Sensörlerle yap›lan çal›flmalar Yaklafl›k 8 senedir sensörlerle ilgili çal›flmalar yap›yoruz. Ama devlet üniversitesi oldu¤umuz için araflt›rma paras› nerden gelecekse onlar›n sesimizi duymas› ve ilgilenmesi için o gruba cazip gelecek uygulamalar› seçiyoruz. Örnek olarak, deprem oldu¤u dönem, sensörlerin depremde ve afetle mücadelede nas›l kullan›labilece¤ini anlatm›flt›k. Irak savafl› s›ras›nda s›n›rlar›m›zdan izinsiz geçiflleri monitör etmekte sensörlerin nas›l kullan›labilece¤ini anlatan “border surveillance” dedi¤imiz konu üzerine birçok makalemiz yay›nlanm›flt›r. Bilgisayar mühendisli¤inde haberleflme kanallar› üzerinden s›f›rlar birlerin nas›l aktar›laca¤› konusunda pek çok temel araflt›rma yap›lsa da, genelde bu çal›flmalar büyük bir senaryonun parças› olarak yer al›r. Deprem veya toprak kaymas› sezme, s›n›r güvenli¤i, veya nöromotor sorunlar› olan hastalar›n düflmelerini alg›lama ve yak›nlar›na yerlerini bildirme gibi uygulamalar bu en tepedeki senaryolard›r.

Mesela flu anda güvenlik firmalar›n›n evlerdeki sistemi siz evde de¤ilken evde biri olursa cep telefonunuzdan size haber veriyor. Bu da ak›ll› bir sistem. Ama bu farkl› sistemler daha entegre olmaya ve daha ak›ll› olmaya bafll›yorlar. Ve elbette daha ucuz olmaya bafllayacaklar ki yayg›n olarak kullan›labilsinler.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 55


Daha ak›ll› alanlarda yaflayaca¤›z, evlerde, ofislerde, okullarda, hastanelerde... Buna “çevresel zeka” (ambient intelligence) deniyor. Ambient assistant living ise yard›ma ihtiyac› olan kifliler için sistem oluflturmay› hedefliyor. Yaflland›kça hem motor hem de biliflsel sistemlerde sorunlar yaflanmaya bafll›yor. Mesela evde bir hastan›z var, düzenli olarak ilaç almas› gerekiyor, tansiyonu yükselirse bilinmesi gerekiyor. ‹laçlar›n› düzenli ald›¤›ndan emin olunmal›, yere düflerse haber verilmeli... Unutmayal›m ki bu araflt›rmalardan lisansüstü tezleri yaz›l›yor.

Araflt›rma laboratuvar›nda oluflturulmufl oturma odas›.

“Unutmayal›m ki bu araflt›rmalardan lisansüstü tezleri yaz›l›yor.”

Araflt›rma laboratuvar›nda oluflturulmufl yatak odas›.

Lambaya monte edilmifl kamera Dedemiz için her fley normal mi? Dedeniz yatak odas›nda yatay durumdaysa sorun de¤il ama mutfakta yatay durumdaysa endiflelenebilirsiniz. Do¤ru nedir ne de¤ildir bizim sisteme söylememiz laz›m. E¤itim (training) denen ö¤renme (learning) aflamas›nda sistem o evi ve o evdeki hayat› ö¤reniyor. E¤er dedemiz her zaman oturdu¤u koltukta uyukluyorsa sorun yok ama e¤er bir koltu¤un arkas›nda yatay pozisyondaysa sorun var... “Bu normal mi normal de¤il mi” sorusuna sistemin cevap verebilmesi asl›nda yapay zekay› da ça¤r›flt›r›yor.

56 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

“Ben tansiyon ölçen bir sensörüm” Bile¤e tak›lan RFID’ler ile yer tespiti yap›labiliyor. “fiu anda nerede?” sorusunun cevab›n› bu alet veriyor. Vücuda ba¤lanan sensörlerle kalp at›fl›, vücut s›cakl›¤› gibi veriler al›nabilir. Modüler olarak haz›rlad›¤›m›z sistemimizle amac›m›z, herhangi bir sensör gelip sisteme kendini tan›tabilsin, “Ben tansiyon ölçen bir sensörüm, benim için 14’ün üstündeki tansiyon tehlikelidir” desin ve sistem onu bu flekilde de¤erlendirsin. Bu ilerde bir gün

Remzi’nin tezi... “ö¤renen sistem” Kablosuz a¤ sistemi zaman içinde ortam› ö¤renir. Projenin amac› bu normal durumdan uzaklafl›ld›¤›nda önceden belirtilen bir merkeze haber vermek. Örnek: Yaln›z yaflayan bir dede var. Normalde sabahlar› 9:00-10:00 aras› uyan›r. Ama bir gün saat 12:00’de uyan›r. Bu durum bir rahats›zl›¤›n göstergesi olabilir. Bu durumda dedenin saat 9:00-10:00 aras› uyanmas›n› normal sayan sistemimiz uyanmay›nca bunu gerekli yerlere haber veriyor. Bu sistemin bir di¤er uzant›s› vücut verilerinin ölçülmesi. Mesela dedenin kalp ritminde bir anormallik oldu¤unda yine belli yerlere sistem haber veriyor. Bu sistemin en büyük özelli¤i “o kiflinin normali” üzerinden çal›flmas›. Herkesin normali farkl›d›r. Sistem önce bu “normal” olan› yaflayarak ö¤reniyor, sonra onu takip ediyor ve normalden sapma oldu¤unda bir merkeze haber veriyor. Modüler bir sistem Bu modüler bir sistem, üzerine ne sensörü takarsan›z onu monitör eder. Bu sistemi kimlere uygulayabilirsiniz: Engelliler, Bak›ma muhtaçlar, Kronik hastalar, Yafll›lar, Çocuklar...

zaten olacak. Yapay zekac›lar›n da üstünde çal›flt›klar› konular gittikçe karmafl›klafl›yor. Bizim istedi¤imiz de bu sistem modüler olsun, ilerde yeni yaz›l›m ve donan›mlar kendilerini bu sisteme entegre edebilsinler. Bu nedenle yapay zeka üzerine çal›flan arkadafllar›m›zla da toplan›yoruz. Ne sensörü olursa olsun bu sisteme kendini tan›t›p oyuna kat›labilecek. Çevresel zeka diyorsak bu da onun bir parças›. Çevremizde sa¤l›¤›m›z› tehdit edecek bir de¤iflim olursa alarm almal›y›z.


“Normal günlük hayat aktiviteleri” Bu tarz bir sistemle insanlar›n çevreden destek almadan kendi bafllar›na yaflayabilecekleri süreyi uzat›rs›n›z. Hafif unutkanl›klar› hat›rlatarak yard›mc› olabilirsiniz. Ama elbette ileri derece Alzheimer hastas› bir kifliye bu sistem yetemez. Bir de flunu düflünün ortamdan devaml› veri toplayan bir sistem oldu¤unda diyelim bir hastane veya bak›mevinde 100 kifli çal›flaca¤›na 50 kifli ile ayn› servisi verebilmeniz mümkün. Bu sistem sayesinde verilen servisin maliyeti düflürülebilir. Ekonomik olarak bu çal›flmalar›n Üniversitemize geri dönüflü: Üniversitenin bunu ekonomik olarak geri döndürecek bir mekanizmas› yok. Ama bence kesinlikle üniversite - sanayi iflbirli¤i modeli olmal›. Üniversitemizin Teknopark kurmas› ve baflvurular almaya bafllamas› art›k bizim de bu ifli daha ciddiye almaya bafllad›¤›m›z› gösteriyor. Üniversite bünyesinde özel bir direktörlük aç›lmas› da bunu gösteriyor. Yani Üniversitemiz büyük bir iyi niyetle bu konuyu ele al›yor. Türkiye’de uzun vadeli düflünen firma yok Bizim yapt›¤›m›z çal›flma sanayiüniversite iflbirli¤ine en güzel örneklerden biri ve özellikle Avrupa’da bu konuya çok büyük ilgi var. Bu projenin arkas›nda sanayi olsa kesinlikle 1 y›l içinde çok büyük bir baflar› ile çal›flmaya bafllar. Maalesef Türkiye’de k›sa vadede flirketleri karl› göstermek kayg›s› çok ön planda. Bir fleylere kalk›flal›m da 3 y›l sonra meyvesini toplayal›m gibi bir düflünce yok.

“2050’de bugünkü Avrupa gibi olaca¤›z. Yafllan›yoruz ve aile yap›s› de¤ifliyor.”

Bilimsel makalelerden ürün ortaya ç›karan araflt›rmalara Bundan birkaç y›l önce bilimsel yay›nlar›m›z› art›rmam›z istenmiflti. Biz de bu do¤rultuda çal›flt›k. Yay›n say›m›z gerçekten çok fazla ve bunu baflarabilece¤imizi gördük. Ama bu yay›nlar herkesin kullan›m›na aç›k. Baz› yay›nlar›m›zdan yararlanan büyük firmalar›n high-tech ürünler gelifltirip piyasa lideri konumlar›n› pekifltirdiklerini gördük. Ve bunlar genelde çok pahal› ürünler. Bir örnek: Lale ile güvenlik sistemleri üzerine çal›flan bir doktora ö¤rencimiz Philips’in Hollanda merkezinde çal›flmaya bafllad›. Muhtemelen Philips güvenlik sistemi ile ilgili bir proje üzerine çal›fl›yor, proje tamamlan›nca biz 20 milyon dolar verip onu havaalanlar›m›za takt›raca¤›z belki... Oysa o sistemi gelifltirebilecek know-how Türkiye’de var. Ama benim art›k büyük firmalar› ikna etmeye enerjim kalmad›. Biz son 5 senedir yeni mezun arkadafllar›m›z› kendi flirketlerini kurmaya özendiriyoruz. Ve içlerinde de son derece baflar›l› olmufl arkadafllar›m›z var. Mesela KOSGEB’de küçücük bir ofiste çal›flmaya bafllayan Mobinex bugün yurtd›fl›na yaz›l›m ihraç eden, ödüller alan bir firma halini ald›. Bizim projemizde çal›flan arkadafllar›m›z da kendileri küçük bir flirket kurdular. Sonuçta büyük sanayiyi yan›m›za çekemezsek küçük sanayimizle yola devam edece¤iz.

‹fl modeli... ‹fl modelini de düflünmeye bafllad›k. Bir tanesi ev güvenlik firmalar› ile iflbirli¤i olabilir. “Gözünüz Arkada Kalmas›n” servisi. Kamera istenirse yerlefltirilebilir ama unutmayal›m ki devaml› kameraya bak›lmaz. Ancak bir alarm durumunda bak›l›p kontrol amaçl› kullan›labilir. Türkiye de h›zla yafllan›yor, 2050’de bugünkü Avrupa gibi olaca¤›z. Yafllan›yoruz ve aile yap›s› de¤ifliyor.

Hande Alemdar ’04 Zaman›n ötesinde bir bitirme projesi ile BÜ Bilgisayar Bölümü’nden mezun olduktan sonra özel sektörde IT bölümlerinde çal›flsa da gönlü hep akademiye geri dönebilmekteymifl. Bu projede yer alarak doktora çal›flmalar›na devam ediyor. Çal›flt›¤› konu “WE CARE” projesi ile birebir örtüflünce proje ekibine dahil olmufl.

Özlem Durmaz ‹ncel Bir baflka parlak Bilgisayar Mühendisi. Twente’deki doktoras› sonras› çal›flmas›na bu projede yer alarak devam ediyor. Özel üniversiteler taraf›ndan havada kap›lacakken onun tercihi Bo¤aziçi. Cevab› ise çok net: “Araflt›rma yapabilmek için.” “Say›lara bakt›¤›m›z zaman BÜ doktora ö¤rencileri say›s› -özellikle bilgisayar a¤lar› alan›nda- di¤er üniversitelerin çok çok önünde. Di¤er üniversitelerden tan›d›¤›m hocalarla konufltu¤umda araflt›rmalar›n› master ö¤rencileri ile yapt›klar›n› ö¤reniyorum. O da genelde 1 y›ll›k araflt›rma oldu¤undan genelde ihtiyaç duyduklar› verimi alam›yorlar. Doktora sonras› çal›flmalar›ma Hollanda’da devam etseydim ayn› flartlarda çal›fl›yor olacakt›m. Bo¤aziçi’nde doktora sonras› çal›flmalar›m› ayn› flartlarda yapabiliyorum.”

Remzi Yavuz ’08 2 y›l önce Prof. Dr. Levent Ak›n ile TURGAI projesi için konufltu¤umuzda Remzi Bilgisayar Mühendisli¤inde ö¤renciydi ve projede Ak›n’a destek veriyordu. Bu projede ise tam zamanl› ö¤renci olarak çal›fl›yor ve sistemin “ö¤renme”sinden sorumlu. Onun çal›flmas› da bu projeden ç›kacak master tezlerinden biri. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 57


S‹V‹L TOPLUM

Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N - Suzan ATASOY Siyah-Beyaz fotolar: Ekrem fierif EGEL‹

Kad›n denizcilerin güç birli¤i Denizcilik sektörü Türkiye’nin gizli hazinelerinden biridir. Tersanecilikten sigortac›l›¤a birçok alan› olan denizcili¤in dünya lideri olmasak da hat›r› say›l›r bir filomuz var. Denizcilik, genelde aile flirketlerinin a¤›rl›kl› oldu¤u ve erkeklerin çal›flt›¤› bir sektör imaj›na sahiptir. Oysa denizcilik stratejik önemi, ekonomik getirisi, genifl ifl imkanlar› ile Türkiye’nin potansiyelini art›rabilece¤i sektörlerden biri olarak kurumsallaflmak yolundad›r ve bu sektörde zannedildi¤inden çok daha fazla kad›n çal›fl›r... Bu kad›nlardan üçü ile BÜMED’de bir araya geldik. Üçünün de ortak özellikleri denizcilik sektöründe çal›flmalar›, Bo¤aziçi mezunu olmalar› ve WISTA kurucu üyeleri olmalar›. 58 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

W

ISTA, denizcilik sektöründe çal›flan kad›nlar›n birbirine destek olmas› ve bir network oluflturmas› için kurulmufl bir dernek. Bu network’ün parças› olmak size ne kat›yor? Gül Asl›er Sand›kç›: Bugüne kadar hep teknik müdürler ve armatörler aras›nda, bir erkek kalabal›¤›nda yaln›z bir kad›n gibi çal›flt›m. Öncelikle bu sektörde ama benimkinden farkl› alanlarda çal›flan birçok kad›n tan›m›fl oldum. Di¤er ülkelere çok s›k ziyarette bulunuyoruz. Gitmeden önce yerel WISTA ile temasa geçti¤imiz zaman kendi bafl›m›za daha zor ulaflabilece¤imiz kiflilere çok daha kolay bir flekilde ulaflabiliyoruz.

Halime Can Yorulmaz: Denizcilik çok genifl bir sektör. Öyle ifller var ki varl›klar›ndan bile haberdar olmayabiliyorsun. WISTA’n›n en büyük katk›s› sektörün farkl› alanlar›ndan kad›nlar› iletiflim içine almak, birbirilerini tan›malar›n› sa¤lamak. Ben brokerler ve armatörleri çok tan›r›m ama teknik kiflileri veya tersanelerde çal›flanlar› çok tan›mazd›m. Bu sayede tan›flt›m ve network’üm artt›. Nuvara Uslu Erdönmez: WISTA feminist bir organizasyon de¤il! WISTA var olan bir oluflumdu, biz de kad›n olarak bu oluflum içinde yer alabilmekten gurur duyuyoruz. Amac›m›z sadece WISTA’ya de¤il tüm denizcilik sektörüne kalifiye

eleman kazand›rmak. Bu söylefliyi Bo¤aziçi Dergisi’nde yap›yor olmak çok önemli. Zeki ve çal›flkan Bo¤aziçililere denizcilik sektöründe gerçekten ihtiyac›m›z var. Kalifiye insana çok aç bir sektör, Bo¤aziçili olarak çok çabuk fark ediliyorsunuz, aradan s›yr›l›yorsunuz... Halime, sektörün en eskilerinden ve en baflar›l› kad›nlar›ndan birisin. Bo¤aziçi ‹flletme mezunu olarak bu sektöre nas›l girdin ve sektörde çal›flan kad›n oran›n› geçmiflten bugüne nas›l de¤erlendiriyorsun? H.C.Y.: Tamamen tesadüfen bafllad›m. ‹flletme okuyunca bankac› olursun veya bir firmada yönetici olarak yetiflirsin. Ben daha okurken geçici olarak bir arkadafl›m›n abisinin flirketinde biraz cep harçl›¤›

WISTA (Women’s International Shipping and Trading Association) Tarihçesi 1974 y›l›nda ‹ngiltere’de tanker kad›n brokerlar› kendi aralar›nda bir y›lbafl› kutlamas› için pub’da buluflurlar. Sonra bu buluflmalar› geleneksel hale getirir ve en sonunda bir dernek olurlar. Amaçlar› sektörde çal›flan kad›nlar aras›nda etkin bir iletiflim a¤› kurmakt›r. Denizcilik gibi uluslararas› nitelikte bir sektör içinde olduklar›ndan birkaç y›l sonra derneklerini farkl› ülkelerde yayg›nlaflt›rmaya bafllarlar. WISTA ‹ngiltere d›fl›nda ilk olarak Almanya’da kurulur. ‹lk bafllatanlar tanker brokerleri olsa da bunu denizcilik sektöründe çal›flan tüm kad›nlara yayarak, sektördeki herkesin sesini duyurabilece¤i bir platform oluflturmay› baflar›rlar. 1981 y›l›nda ilk konferanslar›n› düzenlerler. WISTA International her sene bir ülkede büyük çapl› ve dünyan›n her yerinden üyelerin kat›ld›¤› konferans düzenliyor. Denizcilik uluslararas› bir ifl oldu¤u için networking çok önemli ve WISTA da bu a¤› geniflleterek sektördeki kad›nlar›n birbirlerine destek olmas›n› sa¤l›yor.


WISTA maceran›z nas›l bafllad›? N.U.E.: Ben ilk defa Kopenhag’da kat›ld›¤›m bir e¤itimde WISTA‘y› ö¤rendim. Türkiye’de olmad›klar›n› ö¤renince kendilerine bir mesaj gönderdim. WISTA’da yeni kat›lacak ülkelerle ilgili olarak belli bölgelerin sorumlular› var. Türkiye’nin içinde oldu¤u bölgeyle ilgili kifli Yunanistan’dand›. Ben de kendisi ile iletiflime geçtim. Ama herkes için bu ikinci ifli, yani gönüllü olarak yapt›¤› bir ifl oldu¤u için süreçler uzayabiliyor. Sonuçta kurulum paketi yani neler yap›lmas› gerekti¤i sektörden Yasemin Yard›mc›’ya gönderildi. Bir araya

Halime Can Yorulmaz: “Birçok ülkeye göre bizde çok daha fazla kad›n çal›flan var denizcilik sektöründe. Elbette y›llar içinde kad›n say›s› çok artt›, sektör de çok geniflledi.”

geldik ve nas›l kurar›z diye tart›flt›k. Herkes bu ifle inan›yordu. Halime de çal›flmalardan haberdar olmufl, onunla da böylece tan›flt›k. Onun da deste¤i ile ilk toplant›y› 19 kifli olarak gerçeklefltirdik. Eylül 2008 y›l›nda yapt›¤›m›z bu toplant›da herkesin gözündeki enerjiyi görünce bu iflin olaca¤›na daha da içten inand›k. WISTA International’a toplant›m›z› yapt›¤›m›z› bildirdik. WISTA’n›n iki tip toplant›s› var. Birisi her y›l yap›lan ve herkesin kat›ld›¤› konferans. Di¤eri ise aday ülkede yap›lan destek amaçl› WISTA’n›n üst düzey yöneticilerinin kat›ld›¤› toplant›. WISTA International 2009 toplant›s›n› ‹stanbul’da yapmaya karar verince bizim heyecan›m›z daha da artt›. Bir an önce dernekleflmemiz gerekiyordu. Bu konuda çok flansl›yd›k. NSN Hukuk Bürosu’ndan Nazl› Selek gönüllü olarak bize destek verdi. Kurucu üyelerimizden biri de kendisi oldu.

Foto: Teoman Gürzihin

ç›karmak için çal›flmaya bafllad›m. Ama böyle bir okuldan olunca da b›rakm›yorlar seni. 1987’den bugüne geldi¤imde asl›nda kad›nlar›n yine say› olarak hep iyi durumda olduklar›n› düflünüyorum. Yurt d›fl›nda daha ciddi bir ayr›m var. Birçok ülkeye göre bizde çok daha fazla kad›n çal›flan var denizcilik sektöründe. Elbette y›llar içinde kad›n say›s› çok artt›, sektör de çok geniflledi. Say› olarak çok fazla olmalar›na ra¤men göz önünde konumlarda de¤iller. Kad›nlar›n u¤raflmas› gereken çok fazla farkl› sorumluluk alanlar› var. Sadece ifl ile s›n›rl› kalam›yor kad›n, özel hayat›, ailesi de önemli. Bu nedenle göz önünde konumda olmamak kad›nlar›n seçimi olabiliyor. WISTA sayesinde bu durum de¤ifliyor.

Gül Asl›er Sand›kç›

Halime Can Yorulmaz

Nuvara Uslu Erdönmez

Halime Can Yorulmaz ’87 1987 BÜ ‹flletme Bölümü mezunu. Okurken bafllad›¤› brokerli¤i kendi firmas›nda devam ettiriyor. Sektörün tan›nm›fl brokerlik firmalar› aras›nda yer alan Boracahart Ship Chartering firmas›n›n kurucu ortaklar›ndan. WISTA Türkiye kurucu üyelerinden. Gül Asl›er Sand›kç› ’01 2001 BÜ Tarih Bölümü mezunu. Gani Gemi ve ‹fl Makinalar› firmas›nda Yedek Parça Sat›fl Müdürü olarak çal›fl›yor. 2003 senesinden beri denizcilik sektöründe ve kariyerine Sat›fl&Pazarlama alan›nda devam ediyor. WISTA Türkiye Genel Sekreteri olarak görev yapmakta.

Foto: Suzan Atasoy

Nuvara Uslu Erdönmez ’02 2002 BÜ Ekonomi Bölümü mezunu. Denizcilik sektöründe kariyer yapmaya 2006 bafllam›fl. fiu anda Metal Gemi Kiralama firmas›nda gemi brokeri olarak çal›flmakta. WISTA Türkiye’nin kurulmas›nda büyük eme¤i olan Erdönmez derne¤in Baflkanl›¤›n› yürütmekte. WISTA’n›n temel misyonlar›ndan biri de e¤itim seminerleri düzenleyerek denizcilik bilincini art›rmak ve farkl› konularla ilgili “do¤ru bilgileri sektörde çal›flanlarla paylaflmak. WISTA Türkiye de bu misyon do¤rultusunda e¤itim seminerleri düzenleyerek sektördeki e¤itim kalitesini art›rmaya önemli bir destek veriyor.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 59


WISTA Türkiye kurulduktan sonra neler yapmaya bafllad›n›z? N.U.E.: 17 Temmuz 2009 bizim resmi kuruluflumuz. Bu tarihten sonra Londra’daki konferansa ülkemizi temsilen toplam 4 kifli gittik. E¤itim seminerleri vermeye bafllad›k. WISTA üyelerine yönelik ama sektörden ilgilenen herkesin kat›labilece¤i seminerler düzenliyoruz, Deniz Ticaret Odas›’n›n salonlar›n› kullan›yoruz. DTO bizi çok destekliyor, imkanlar›ndan yararlanabiliyoruz. G.A.S.: 2013’de WISTA’n›n büyük konferans›n› Türkiye’de yapmas›n› istiyoruz. Bizim için 29 May›s’ta gerçeklefltirdi¤imiz kokteylin baflar›s› bu nedenle de çok önemliydi. Bu konferans için akademik destek almam›z da çok önemli. Bunun için Üniversitemizden destek almak istiyoruz. WISTA Türkiye olarak verdi¤iniz ilk davet ile 6 engelli kiflinin denize aç›lmas›n› sa¤lad›n›z. Bu fikir nas›l olufltu? H.C.Y.: Londra’daki konferans s›ras›nda kat›ld›¤›m›z çal›fltaylardan

Foto: Suzan Atasoy

60 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

birinde Tenacious isimli gemiyi ö¤rendik. Bu yelkenli geminin özelli¤i engelliler taraf›ndan kullan›lmas›. Bu yelkenli ile yar›fllara kat›labilecek kadar rahat hareket edebiliyorlar. Yelkenliyi ziyaret etti¤imizde bize görme engelli bir mürettebat gemiyi tan›tt›. Hepimiz çok etkilendik. Engelliler bu gemide çal›flabiliyor, yar›fllara ve gezilere kat›labiliyor. Bizim çok ilgimizi çekti ve bununla ilgili bir çal›flma yapmak istedik. ‹stanbul Kültür Baflkenti kapsam›nda Tall Ships yar›fl›n› ‹stanbul’da yapanlarla iletiflime geçtik. Onlar da heyecanla birkaç kifliye sponsor olabileceklerini belirttiler. May›s sonunda 16 ülkenin yelkenlisi ‹stanbul’a geldi ve Bo¤az’dan geçerek Burgaz’a gittiler. Geri döndüklerinde Bo¤az’da dinlendiler ve gerçekten muhteflem bir görüntü oluflturdular. Yar›fla kat›lan gemilerden biri de Tenacious idi. Bu gemiye Türkiye’den 3 engelli arkadafl›m›z›n kat›lmas›n› sa¤lad›k. N.U.E.: Yar›fla kat›lan tek Türk bayrakl› yelkenli olan STS Bodrum’da 29 May›s akflam› denizcilik sektörünün önde gelen

isimlerinin kat›ld›¤› kokteylimizi gerçeklefltirdik. Tenacious ve Kaliakra gemilerine 3’er engellinin kat›lmas›n› sa¤lad›k. Kat›lanlardan biri de Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu Adem Vural oldu. WISTA hangi ülkelerde aktif? H.C.Y.: ‹ngiltere’de bafllad›ktan sonra ilk Almanya’da kurulmufl ve a¤›rl›kl› olarak Avrupa ülkeleri var. Ama di¤er ülkeleri de katmaya çal›fl›yorlar. Londra’daki konferansta çok fazla Uzakdo¤u’dan kat›l›mc› vard›. Afrika’dan bir çok ülke var. Mesela Nijerya etkin bir ülke. N.U.E.: Kanada, ABD, Uruguay, Dominik gibi Amerika k›tas›ndan ülkeler de var. 2012 y›l›ndaki konferans Dominik Cumhuriyetinde yap›lacak. Biz de ondan sonraki 2013 konferans›n›n ‹stanbul’da yap›lmas› için u¤rafl›yoruz. H.C.Y.: Biz çok amatörce bafllad›k, çok daha profesyonelce çal›flarak etkin fleyler yapmak istiyoruz. Derne¤imizi büyüterek çok daha fazla kifliye ulaflmak istiyoruz. Konuflmam›z›n sonunda denizcilik gibi önemli bir sektörde yeterince Bo¤aziçili olmad›¤›ndan bahsediyoruz. Sektöre giren Bo¤aziçililer ya bir tan›d›¤› vas›tas› ile ya da tesadüfen denizcili¤i seçiyor. Farkl› alandan bu 3 kad›n da tesadüfen girmifl sektöre ve k›sa sürede baflar›l› olmufllar. fiu anda üçü de üst düzey yönetici. Uluslararas› bir derne¤i Türkiye’de kurmalar›na ve k›sa sürede baflar›l› ifllere imza atmalar›na flafl›rm›yoruz, çünkü onlar Bo¤aziçili...


Tenacious

geli

em fierif E

Foto: Ekr

Tall Ships Tall Ship Race ve unutulmaz gecenin ard›ndan... WISTA Türkiye Derne¤i olarak amaçlar›m›z aras›nda yer alan sosyal sorumluluk projeleri kapsam›nda 5 engelli gencimizi Istanbul 2010 Kültür Baflkenti Projeleri içinde yer alan Tallship Race projesi içerisinde, yelkenli sporu ile tan›flt›rd›k ve hayatlar›nda ilk defa denize, hatta soylu bir yelkenli ile denize aç›lmalar›n› sa¤lad›k. Yar›fl öncesi engelli kat›l›mc›lar›m›z› motive etmek ve onlara iyi yolculuklar dilemek üzere 29 May›s gecesi “STS Bodrum” yelkenlisi üzerinde bir kokteyl gerçeklefltirdik. Denizcilik camiam›z›n önemli isimlerinin ve milletvekilimiz Lokman Ayva’n›n da bizlerle oldu¤u bu gecede böyle bir projeye sahip olmam›z›n heyecan›n› kat›l›mc›larla paylaflt›k. Hedefimiz ilerde daha büyük projelere imza atarak belki de bir gün Türkiye’nin de engellilerin rahatça kullanabilece¤i bir tekneye kavuflmas›n› sa¤lamak.

geli

em fierif E

Foto: Ekr

Foto: Suzan Atasoy

Adem denizi gördü... Adem Vural görme engelli, Bo¤aziçi Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler ve Politika Bölümü 2000 y›l› mezunu. Kokteylde yar›fla kat›lacak tüm engelli arkadafllar› ad›na konuflma yapan Adem Vural böyle bir yelkenli ile yolculuk yapacaklar›, yar›flacaklar› ve

teknede çal›flan biri olarak yar›fla katk›da bulunacaklar› için ne kadar mutlu ve heyacanl› olduklar›n› dile getirdi. Kendilerine böyle bir imkan verdikleri için WISTA Türkiye Derne¤i’ne çok teflekkür eden Vural, “Bu yar›fl denizci bir aileden gelen biri olarak, babamla, büyükbabamla ve onun babas› ile ayn› duygular› paylaflmam› sa¤layacak” dedi. Vural’›n babas› denizciymifl ve Fas’ta iken gemide vefat etmifl.

Lokman Ayva

Kokteyle kat›lan TBMM Milletvekili Lokman Ayva ’93 projeye destek vermekten duydu¤u mutlulu¤u dile getirerek WISTA Türkiye Derne¤i’ni tebrik etti. Engellilerin kullanabilecekleri bir gemiyi tan›ma f›rsat› bulmaktan mutlulu¤u dile getirdi ve Türkiye’nin de böyle bir tekneye sahip olmas› gerekti¤ini vurgulad›.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 61


Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BÜMED’DEN

h c r a e l e k i B l C n i k R B20U10’da yenireetnkli a d a h a d ile

‹brahim ܤdül

BÜMED Yönetim Kurulu üyeleri oluflturduklar› komiteler ile hedeflerini gerçeklefltirmek için yo¤un bir çal›flma içine girdi. Bu komitelerden biri de BURCBeach ile ilgili çal›flan Spor komitesi. Komitede ‹brahim ܤdül ’00, Burcu Bilaç ’02, Savafl Yaflar ’92, Onur Garg›l› ’05 ve Umut fienol ’01 yer al›yor. BURCBeach’te bir araya geldi¤imiz ‹brahim ܤdül ve Burcu Bilaç ile 2010 y›l›nda BURCBeach’te camiam›z› bekleyen etkinlikler üzerine konufltuk. 62 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Burcu Bilaç

B

URCBeach ‹stanbul’da yaz keyfinin en güzel yafland›¤› yer ve Bo¤aziçililer için gerçek bir ayr›cal›k. Y›llard›r BURCBeach hizmeti, servisi, tesis kalitesi, spor etkinlikleri ile camiam›za kaliteli bir ortam sunuyor. Siz bu ortama ne tür yenilikler getireceksiniz? BURCBeach için 2001 y›l›nda att›¤›m›z ilk ad›mlar› ve bugün gelinen noktay› düflününce gurur duymamak elde de¤il. BURCBeach tüm camiam›z için çok önemli bir

tesis. Hem üniversitemize kaynak yaratma hem de sosyal buluflma noktam›z. Ö¤rencisi, mezunu, akademisyeni ve personeliyle Bo¤aziçi camias›n›n hep beraber olabildi¤i az say›da ortam›m›z var. Mezunlar Günü ve BURCBeach bunlar aras›nda ön s›rada yer al›yor. BURCBeach için farkl› gönüllü komitelerimiz çal›flmalar yürütüyor. BURCBeach 2010 takvimimizde çok keyifli etkinlikler, yenilikler olacak. Mezun Olimpiyatlar›m›z›n BeachFest aya¤›, Surf Boat Karnaval›, Beach


Tennis, üyelerimize özel flartlarda sunaca¤›m›z KiteSurf ve ATV kurslar› eminim ki çok ilgi çekecek. ‹steyen mezun gruplar›m›za Kilyos Kampüs içinde konaklama imkan› sunaca¤›m›z BURCBeach paketlerini de haz›rlad›k. Surf Boat Karnaval› için haz›rl›klar yap›yoruz. Kilyos Kampüs koordinatörü Emre Otay’›n katk›lar›yla Avustralya’dan özel tekneler BURCBeach’e ulaflt› ve üniversite Kürek Tak›m›m›z e¤itim almaya bafllad›. Avustralya’dan gelecek yar›flç›lar›n ve mezunlar›m›z›n da yer alaca¤› tak›mlar 22 A¤ustos’ta gerçekleflecek Surf Boat Karnaval›’nda çok heyecanl› bir rekabeti tüm misafirlerimize sunacak. Bu arada tüm üyelerimizi hafta içleri de BURCBeach’e bekliyoruz. Özellikle Katamaran, Windsurf ve KiteSurf e¤itimleri için ve ayn› zamanda kafa dinlemek için hafta içi günleri de tavsiye ediyorum. BURCBeach sadece e¤lence amaçl› de¤il, okulumuza da çok büyük bir ekonomik katk› sa¤l›yor. Bu katk›y› art›rmay› hedefliyor musunuz? BÜMED olarak 2010 y›l›nda üniversitemize 935.000 TL de¤eri olacak katk› sa¤lamay› hedefliyoruz. Bu katk›lar›n önemli bir kayna¤› da BURCBeach faaliyetlerimiz. Her y›l bu ç›tay› yükseltece¤iz. Üyelerimizin de tüm faaliyetlerimize kat›l›mlar›n› bekliyoruz. fiunu bilelim: BURCBeach’te yapt›¤›m›z her harcama Bo¤aziçi camias›na kaynak olarak geri dönüyor. Dolay›s›yla

BURCBeach’te daha çok sosyalleflme imkan› sunarak daha çok kayna¤› da yaratmay› hedefliyoruz. Tesisin çok pahal› olmas› yönünde baz› flikayetler var. Siz YK olarak bu konuda ne düflünüyorsunuz? BURCBeach camiam›z için özel, Türkiye ve dünya için de örnek bir tesis. Buradaki servis, güvenlik, temizlik kalitesini üst seviyede tutmam›z gerekiyor. Bu kaliteyi daha düflük bir fiyat politikas›yla korumak çok zor. Türkiye sahillerindeki BeachClub’larla k›yasland›¤›nda makul bir fiyat politikam›z oldu¤unu söyleyebilirim. Ama üyelerimize, ö¤renci ve akademisyenlerimize yapt›¤›m›z indirimler ve abonmanl›k kampanyalar› ile BURCBeach’i camiam›z için devaml› tercih edilecek yer haline

BURCBeach’te yapt›¤›m›z her harcama Bo¤aziçi camias›na kaynak olarak geri dönüyor. Dolay›s›yla BURCBeach’te daha çok sosyalleflme imkan› sunarak daha çok kayna¤› da yaratmay› hedefliyoruz. getirmek üzere çal›fl›yoruz. Bu anlamda üniversitemiz akademik personeli tesislerden ücretsiz, idari personel ve ö¤rencilerimiz ise sadece hafta sonlar› 5 TL karfl›l›¤›nda yararlanabiliyorlar. fiu anda BURCBeach’teki birkaç mini iflletme hariç restoran, bar ve spor faaliyetlerinde BÜMED üyelerimize ve üniversitemiz akademik personelimize % 15, bal›k restoran›nda ise üniversitemiz akademik personeline % 30 indirim sa¤lan›yor.

2010’da BURCBeach’te neler var? Surf Boat Karnaval› (22 A¤ustos) BeachFest (Temmuz) BURCBeach Kiteboard Kupas› (A¤ustos) Beach Tennis Tan›t›m Turnuvas› ve workshop (Eylül) Sezon boyunca hafta sonlar› çeflitli etkinlikler, Konserler ve Sunset Partileri BURCBeach etkinliklerini www.bumed.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 63


BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹’NDEN

✒Dergi Gönüllüleri ❤ Dergi gönüllülerimizden Demet Uyar 1991 y›l›nda mezun olduktan sonra ifl hayat›nda önemli baflar›lar elde etmifl ve kendi firmas› Navitas E¤itim ve Koçluk Hizmetleri’ni kurarak e¤itim dan›flmanl›¤› alan›nda birçok ilke imza atmay› baflarm›fl giriflimci mezunlar›m›zdan. Çok yo¤un tempoda geçen ifl hayat›n›n yan› s›ra ayn› enerji ve istekle gönüllü çal›flmalar›n› da yürütüyor. Bo¤aziçi Dergisi gönüllüleri aras›na kat›ld›¤›ndan beri güler yüzü ve çal›flkanl›¤› ile destek veren Demet hem sosyal sorumluluk alanlar›nda hem de ifl hayat›nda baflar›lar›na devam ediyor.

64 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

- Mezun oldu¤unuz bölüm? POLS 91 - En çok sevdi¤iniz ders? ortalama bir ö¤renciydim çünkü yüksek Özellikle 1. senemde çok çal›flkan da 3.30 yordum. Sonuçta ilk sene sonun tutturup ‹flletme’ye geçmek isti rmekten en o kadar keyif ald›m ki de¤iflti md mü bölü ve m du tur tut ma ortala r›ca Glasnost di¤im hocalardan birisiydi. Ay sev en tek Bir ruk Fa . tim geç vaz alar›m›zla ste güncel dergilerden okuyarak hoc ve Prestroyka yaflan›rken bunu der iflti. için daha da zevkli hale getirm im ben mü bölü ¤um du oku ek tart›flabilm ›n›z… - Hala görüfltü¤ünüz arkadafllar uktan sonra aya bafllad›¤›m için mezun old ›flm çal en bar iti an ›ft s›n nci ‹ki k yaparak koptum. Y›llar sonra, mentorlu bir dönem maalesef okuldan çok mek harika bir histi. E¤itimci dön la oku rar tek rak ola sü üllü ve dergi gön fl›yorum yle ifl veya sosyal ortamlarda karfl›la kifli çok pek u zun me BÜ ak olar ve koç ak bizi hemen yak›nlaflt›r›yor. ve ayn› kültürü paylaflm›fl olm mekan›? - Bo¤aziçi’nin sizin için en özel Manzara ve Kennedy Lodge. bir cümle ile anlatsan›z desek… 10 senede - ‹fl hayat›n›z› (veya kariyerinizi) mdaki part-time ifller de dahil ar› y›ll e rsit ive Ün . ›m sl›y flan çok im, yani m. ‹flim ayn› zamanda benim hob ve Koçluk Hizmetleri’ni kurdu tim E¤i as vit Na da un son ve m 9 ifl de¤ifltirdi - Hangi dergileri okursunuz? e. PY PERYÖN, Forbes, Istanbul Lif al, pit Ca , iew Rev ess sin Bu rd Harva - Size yaflam› keyifli k›lanlar… ek, yüzmek.. etmek, flarap içmek, seyahat etm Yeni insanlar tan›mak, dans bir - Neden Bo¤aziçi Dergisi? t›lar› benim için hem özgürce lan top gi der ›z ›m t›¤ yap ay zunlar›yla her n oldu¤u Her bölümden ve yafltan BÜ me r. Tabi az da olsa bir katk›n›z› iyo ver if key ler bet soh de hem , at›yor tart›flma ve paylafl›m ortam› yar güzel yan›. dergiyi okumak da bu iflin en in a ö¤rendim. PERYÖN Akademi’n - Baflka gönüllü iflleriniz var m›? ad bur ilk ¤i cili tim E¤i ine¤ Der Giriflimciler süpervizyon Junior Chamber -Genç Liderler ve projesinde mentorlara e¤itim ve eri nel Ta r Na a r›c Ay . rum iyo ler ver için e¤itim ve üyesiyim, burada üyelere e¤itim ›nlar› istihdama haz›rlamak kad ç gen ufl olm zun me n da r›n g›nlaflt›r›larak devam verdim. K›z Yetifltirme Yurtla sene bafllad› ve yeni flehirlere yay en Geç di. jey pro bir l› lam an mentorlukla desteklenen çok ediyor. r? rmemi sa¤l›yor. - Gönüllülük hayat›n›za ne kat›yo benim de kendimi sürekli geliflti a r›c Ay r. iyo ver haz bir ük büy a Faydam›n oldu¤unu bilmek ban lad›n›z? bafl dahil le - Dergiyle ilgilenmeye ne vesiley t›da buluverdim. Herkes o kadar lan top ilk i dim ken ve m du vur a geldi, bafl Dergiyi okurken bir anda akl›m tim. en grubun parças› olarak hisset edici ve içtendi ki kendimi hem ki llikleri? iadan haberler alabilmek, okulda - Derginin en çok be¤endi¤iniz öze cam a r›c Ay cel. gün ve ici dir r. Dosyalar bilgilen Çok yönlü olmas› hofluma gidiyo okuldan kopmamam›z› sa¤l›yor. de ek enm ö¤r ri tele ivi akt ve s kur ›n›z? aras›nda en be¤endi¤iniz yaz›lar renkli bir kiflilikti. - Bugüne kadar haz›rlad›klar›n›z keyif ald›m çünkü kendisi çok an ajd ort röp ›m t›¤ yap le ük’ Yör Intendis Genel Müdürü fiinasi aliniz… e hay - Bundan sonra dergimiz için uyucular›) daha fazla dahil etm (ok › lar zun me le llik Öze u. mk eler çok olu Bence dergiye yap›lan son eklem orum. yönünde ilerlemeye devam diy


‹dil TÜRKMENO⁄LU ’95

‹fi YAfiAMI

idil@idilturkmenoglu.com

“Kariyer var, kariyer var...”

L

ise mezunlar›n›n üniversite ve bölüm, üniversite mezunlar›n›n da meslek tercihlerini yapt›klar› günlerdeyiz. “Tercih yapmaya çal›flt›klar›” diye düzeltelim, bizim ülkede tam olarak istedi¤i yerde okumak da, mesle¤ine veya dile¤ine göre ifle girmek de, hatta ifl bulmak da mesele...

Kariyerle yat›p, kariyerle kalk›yoruz. Kariyer (career), Latince’den eski Frans›zca’ya geçen “cart”tan türemifl. Yar›fl pisti anlam›nda kullan›lm›fl. Bugün, bir iflte ya da meslekte ilerlemek, demek. Ardarda yap›lan görevler zinciri. Bir de keyifle, düflünmeden, kendinizi kapt›rarak gerçeklefltiriliyorsa tutkunuzu (calling) bulmuflsunuz demektir. En önemli karar (m›)? Bugünlerde, bölüm, meslek ve ifl seçimi arifesindeki yeni mezunlar, flu anda hayatlar›n›n en önemli karar›n› vermek üzere olduklar›n› düflünüyor, kayg›lan›yor olabilirler. Gerçekte pek de öyle de¤il, asl›nda. Art›k, kariyerdeki alternatiflerden, paralel ve hibrit kariyerlerden, esnek veya part-time çal›flmaktan, ikinci kariyerden bahsediyoruz. En önemli ad›mlar, lise mezunlar› için, do¤ru bir üniversite seçmek; üniversiteliler içinse mezun olmadan nerede olursa olsun deneyim kazanmaya bafllamak ve mezun olunca da mümkünse ça¤dafl bir iflyerinde ifl bulmak oluyor. Hibrit kariyer Farkl› görünen iki mesle¤in biraraya gelmesi durumuna “hibrit kariyer” deniyor. Karma meslekler birleflik kariyerler anlam›nda kullan›l›yor. Örne¤in tiyatroya ilgisi olan bir ‹flletme mezunumuz, drama yöntemi ile e¤itimler veriyor. Bir t›p doktoru, bugün sa¤l›k konusunda bir ça¤r› merkezinin

yöneticisi. Gastronomi ve mutfak sanatlar› e¤itimi alan birinin, Türk Dili ve ‹letiflim gibi ek derslerle kendini, gelecekte “mutfak” konusunda köfle yazarl›¤›na haz›rlamas› da bir hibrit kariyer örne¤i... Hibrit kariyer yaratabilmek için esneklik, de¤iflime aç›kl›k ve uyum flart. Hemen ekleyelim; bugünün farkl› ve karma görünen bu iflleri, yani “hibrit”leri, gelece¤in meslekleri olarak karfl›m›za ç›kacak. Paralel kariyerler Art›k tek ifli, sadece bir mesle¤i seçmek zorunda olmad›¤›m›z bir dönemdeyiz. ‹fl yaflam dengesi aç›s›ndan, sevdi¤imizle sevmedi¤imizi tamamlamak aç›s›ndan, veya sadece riski da¤›tmak, yumurtalar› ayn› septe koymamak aç›s›ndan... Ayn› anda iki, hatta üç ifli birden yapmam›z mümkün. Herfley, zaman› do¤ru yönetmeye ve iflverene verdi¤imiz sözlerle, yapt›¤›m›z hizmet sözleflmeleriyle s›n›rl›. Bir okulda haftada bir gün ders verirken, baflka bir iflte çal›flabilir, haftasonlar›n› da STK kariyerine ay›rabilirsiniz. Asl›nda çevrenize bak›nca, paralel kariyerlerin gün geçtikçe artt›¤›n› göreceksiniz.

geçen t›p doktorlar›, koçluk yapmaya bafllayan yöneticiler. Birçok kifli hayat›ndaki bir defteri kapat›p ikincisine geçiyor. Ya ilk seferinde gerçekten dilediklerini yapamad›klar›, ya da emekli olduklar› için. Bazen de mecburiyetten; flirketin kapanmas›, görevin iptal edilmesi, annelik, tayin, eflin expatriate olmas›... Sebep ne olursa olsun, bugün bu durum art›k normal, hatta beklenen. Aynen iflini kaybetmenin her düzeyden, her yetkinlikten, her yafltan kiflinin bafl›na gelebilece¤i gibi. *** Anne babalar›m›z gibi 09.00-18.00, bir ofiste çal›flma günleri iyice geride kalacak. Çok uluslu flirketlerin %80’i uzaktan çal›flma imkan› sunuyor, baz› görevler içinse zorunlu. Hem ekonomik, hem kanuni yap›lanmalar gere¤i, hem teknolojinin sa¤lad›¤› imkanlarla ve biraz da flimdiki gençlerin “yaflam kalitesi” anlay›fl›ndan dolay›; evden çal›flma, uzaktan çal›flma, part-time, esnek çal›flma uygulamalar› daha da artacak. Zamanda rahatlamaysa kariyer alternatiflerini seçmeyi kolaylaflt›racak.

‹kinci kariyer Emeklilik yafl› büyüdü. Dünyan›n geliflimi çok h›zland›. Ekonomik çalkant›lar artt›. Hepsi bugünün çal›flanlar›n› birden çok ifle hatta mesle¤e yönlendiren de¤iflimler. Yirmibirinci yüzy›lda, okula gitmek, kariyerini seçmek, ayn› alanda kurumsal basamaklar› t›rman›p emekli olmak, pek s›radan, biraz da gerçekd›fl› bir durum. Sonradan restaurant açan mühendisler, STK yöneticili¤ine 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 65


B‹L‹M

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

T›p ve teknolojinin bulufltu¤u laboratuvarlar... Bo¤aziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisli¤i Biyofotonik laboratuvar›nda yapt›¤› çal›flmalarla göz sa¤l›¤› alan›nda çok önemli katk›lar sa¤layan R›fat Rasier, t›p ve teknolojiyi buluflturan araflt›rma laboratuvarlar›nda flu ana kadar gerçeklefltirdikleri ve gelecekte gerçeklefltirmeyi umduklar› çal›flmalar›n› bizlerle paylaflt›.

G

ünümüzde t›p ve teknoloji alan›nda sa¤lanan geliflmeler sonucu insan sa¤l›¤›n›n korunmas› ve iyilefltirilmesi ile ilgili çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Yeni teflhis ve tedavi yöntemleri, bu yöntemleri uygulanabilir k›lan cihazlar›n yap›m› ve kullan›lmas› asl›nda fen bilimleri, t›p ve mühendislik gibi pek çok alan›n iç içe, birbirini tamamlayarak geliflmesi sonucu ortaya ç›kt›. Zaten bu flekilde disiplinler aras› bir geliflim olmasayd›, herhangi bir disiplinde kaydedilen ilerleme insan sa¤l›¤› için herhalde bu kadar anlaml› ve faydal› hale gelemeyecekti. Bu anlamda Bo¤aziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisli¤i t›p ve teknolojiyi bir araya getirerek insanl›¤›n hizmetine sunan ve sa¤l›k sektörünün pek çok ihtiyac›na cevap verebilecek üretimlerin hayata geçirildi¤i çok önemli bir bölüm olarak karfl›m›za ç›k›yor. Bu bölüme ait araflt›rma laboratuvarlar›nda yeni sa¤l›k hizmetleri, yöntemleri ve cihazlar› gelifltiriliyor. Örne¤in yak›n zamanda bölümün biyofotonik laboratuar›nda lazer ve doku kayna¤› konusunda çal›flmalar yapan R›fat Rasier, katarakt ameliyatlar›ndan sonra oluflabilecek enfeksiyon riskini azaltan ve operasyon süresini de büyük oranda k›saltan yeni bir yöntem gelifltirdi. Biz de R›fat Rasier ile bu yeni yöntem ve biyofotonik laboratuar› baflta olmak üzere Biyomedikal Mühendisli¤i araflt›rma laboratuvarlar›nda gerçeklefltirilen çal›flmalarla ilgili bir söylefli gerçeklefltirdik.

Bo¤aziçi Üniversitesi’nde biyofotonik laboratuvar›nda katarakt ile ilgili çal›flmalar yaparken yeni bir yöntem buldu¤unuzu ö¤rendik. Bu yöntem sayesinde kataraktta enfeksiyon riski azal›yormufl ve operasyon süresi k›sal›yormufl. Bu çal›flman›zdan biraz bahseder misiniz? Göz hastal›klar› konusunda uzmanl›k yaparken ayn› zamanda Bo¤aziçi Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmaya bafllad›m. Bu arada tez ile ilgili yapt›¤›m›z çal›flmalar lazer doku yap›flt›rmas› üzerineydi. Hem göz uzmanl›¤›m s›ras›nda edindi¤im bilgileri hem de Bo¤aziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisli¤i’nde okurken edindi¤im bilgileri birlefltirdi¤imiz zaman katarakt ameliyat›nda gözün ön taraf› dedi¤imiz saydam k›sma, kornea k›sm›na, kesiler yap›p ameliyat yapt›¤›m›zda bunlar› aç›k b›rakt›¤›m›z› ve lazer ile bu aç›kl›klar› kapatabilece¤imizi düflündük. Bunun üzerine 66 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


deneylere bafllad›k. Deneylere Bo¤aziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsünde yer alan biofotonik laboratuvar›nda bafllad›k. Sonradan laboratuvar Kandilli kampüsüne tafl›nd›. Yine deneylere devam ediyoruz. Bu yöntemde katarakt ameliyat›ndan sonra gözün içine ifllem yap›lmas› için yap›lm›fl olan kesiler aç›k b›rak›l›yordu. Bazen dikiflle kapat›l›yordu. Fakat dikiflin de yan etkisi oluyor. Aç›k b›rakman›n da gözün içine bakteri girifliyle enfeksiyon oluflturma gibi bir problemi var. Bu yüzden lazer uygulamas›yla kornean›n kesilmifl bu iki dokusunun birbirine yap›flmas›n› yani kayna¤› yapmay› sa¤lad›k. Bu sayede katarakt ameliyatlar›ndan sonra hem dikifl at›lmas›n›n yaratt›¤› zaman kayb›n› önlemifl olduk hem de dikifl at›lmay›p aç›k b›rak›ld›¤› zaman gözün içine bakteri girifliyle enfeksiyon oluflmas› ki bu küçük bir fley gibi gözükse de körlü¤e bile neden olabiliyor, gözün içine bakteri girdikten sonra bununla mücadele etmesi çok zor. Gözün içi sanki bir apse gibi enfeksiyonla doluyor ve görme tamamen kayboluyor. Enfeksiyon görme dokular›n› eritmeye bafll›yor. Ve gözün tamamen kayb›na yol aç›yor. Bu enfeksiyon riski çok yüksek de¤il, %1 seviyelerinde fakat oldu¤u zaman hasta için %100 görme kayb›na neden oldu¤u için bu yöntemin katarakt ameliyat›ndan sonra rutin olarak kullan›lmaya bafllanaca¤›n› düflünüyoruz. Sizin flu an yürütmeye devam etti¤iniz çal›flmalar›n›z nelerdir? Biyomedikal Mühendisli¤inde doktoraya devam ediyorum. Ayn› konuda çal›flmalara devam edece¤iz. Elde etti¤imiz verilerin üzerine hala veri toplamaya devam ediyoruz. Bu çal›flmalar› cans›z hayvanlarda yapt›k. Yani in vitro çal›flma olarak do¤rudan göz üzerinde yapt›k. fiu an in vivo olarak tavflan üzerindeki çal›flmalar›na bafllad›k. In vitro çal›flmalara ek olarak bir de

Bu bir tak›m oyunu. O yüzden tak›m› her zaman çok iyi kurmam›z laz›m. Bir arada tutmam›z laz›m. hayvanlarda in vivo olarak göz içi bas›nc› var, iç bas›nc›n d›fla do¤ru bask›s› var. Bu çok yüksek bir bas›nç de¤il, fakat yine de yak›nda canl› bir hayvanda bunu gösterece¤iz gibi görünüyor. Bu flekilde bu ilerlemeyle önce in vitro çal›flma, flimdi in vivo çal›flma daha sonra insan çal›flmas›na do¤ru gitmeyi düflünüyoruz. ‹nsanlarla çal›fl›rken etik kurulundan ve sa¤l›k bakanl›¤›ndan gerekli izinler al›nacak. Gözün içine müdahale olmad›¤› için çok genifl bir izin prosedürü yok. Gözün içine müdahaleye göre çok daha kolay izinler var. Bu flekilde bu yönetimi belki de dünyada ilk defa kullanan ülke konumuna geçece¤iz. Biofotonik laboratuvar›nda baflka ne gibi çal›flmalar yürütülüyor? Biofotonik laboratuvar›nda yine lazerle ilgili birçok çal›flma yürütülmekte. Nöroloji ile ilgilenen arkadafllar beyin dokusunda, diflle ilgilenen arkadafllar difl dokusunda lazerin çeflitli özelliklerini kullan›yorlar. Yap›flt›rma, delik açma gibi lazeri kullanabilece¤iniz pek çok alan var. Lazerle ilgili bu ve benzeri tüm çal›flmalar Biyomedikal Mühendisli¤inin biofotonik laboratuvar›nda yap›l›yor. Bo¤aziçi Üniversitesi’nde bu çal›flmalar nas›l yürütülüyor? Çal›flmalar yeterli mi? Kaynak aç›s›ndan neredeyse yeterli diyebiliriz. Bence en büyük problemimiz çok iyi bir hayvan laboratuvar›m›z›n olmamas›. Hayvan laboratuvar› problemi bütün yeni çal›flmalar›n,

Rifat Rasier kimdir? Rasier, 1998 y›l›nda Cerrahpafla T›p Fakültesi’nde e¤itimine bafllad›. 2004 y›l›nda Fakülteyi ikincilikle bitirdi ve hemen ard›ndan 2004 y›l› sonunda göz uzmanl›¤›na bafllad›. Göz uzmanl›¤› s›ras›nda 2007 y›l›nda ayn› zamanda Bo¤aziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisli¤i’nde yüksek lisans program›na devam etti. Orada tezini tamamlay›p yine yüksek puanla doktoraya kabul edildi. fiu anda doktora çal›flmalar›na devam ediyor. Hem t›p bilgilerinin hem mühendislik bilgilerinin, özellikle biyomedikal bilgilerinin, bir arada kullan›lmas›n›n bu flekilde yeni yöntemler, yeni cihazlar geliflmesi aç›s›ndan çok önemli oldu¤unu düflünüyor. yöntemlerin, araflt›rmalar›n kilit noktas›d›r. O kilit noktada bütün ö¤renciler, bütün akademisyenler bir anlamda t›kan›yor. Kendi çabalar›m›zla fareler üzerinde baz› deneyler yapmaya çal›fl›yoruz. Onun için bir laboratuvar oluflturulmaya çal›fl›l›yor. Bunlar› küçük bütçeli, birkaç kafes, birkaç yem, ona bakacak neredeyse gönüllü biri gibi diye düflünebiliriz, bir kifli taraf›ndan deneyler yürütülüyor. Fakat daha genifl, daha de¤iflik hayvanlarla da deney yapabilece¤imiz bir laboratuvar›m›z olsa çok daha h›zl› ilerleyece¤imizi, çok daha üretken olabilece¤imizi düflünüyorum. fiu an bölümde 5 veya 6 laboratuvar var ama bunlar›n hiçbiri hayvan laboratuvar› de¤il. Robot laboratuvar›, fizik laboratuvar›, biofotonik laboratuvar› gibi bir sürü laboratuvar›m›z var. Fakat hayvan laboratuvar›m›z ne yaz›k ki yok. Son olarak söylemek istedi¤im, özellikle biyomedikal mühendisli¤i için konufluyorum, t›p kökenli insanlar›n daha çok biyomedikal mühendisli¤ine getirilmesi istenmeli, buna çal›fl›lmal› çünkü mühendislik tabii ki çok önemli bir fley, bir cihaz›n düflünüldü¤ü zaman yap›lmas›n› sa¤l›yor fakat düflünmek de çok önemli bir fley. Bu bir tak›m oyunu. O yüzden tak›m› her zaman çok iyi kurmam›z laz›m. Bir arada tutmam›z laz›m. Yine ilerlemek için gerekli en önemli fleylerden biri bu. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 67


GEZG‹N

Yaz›: Sevgin AKIfi RONEY ’78 Foto: Sevgin AKIfi RONEY - Nur AYMAN ÇAKMAK - Dilek AYMAN RODRIGUE

Birço¤umuz için Girit sadece turistik gezi yap›lacak bir ada de¤il. Art›k görünmese de asla kopmayacak ba¤lar var aram›zda. Camiadan Haberler sayfas›nda yeni kitab›n›n haberini duyurdu¤umuz Neslihan Acu, dergimizin y›llard›r sayfalar›n› tasarlayan Nur Ayman Çakmak, BÜ Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤retim üyesi Prof. Dr. Sevgin Ak›fl Roney... Tesadüfen bu dergide adlar› bir araya gelen bu üç kiflinin de aileleri Girit göçmeni. Sevgin Ak›fl Roney’in yaz›s›n›, Nur Ayman Çakmak’›n tasar›m› ile okurken, yüz binlerce kiflinin kaderinin bir parças› olacaks›n›z. Merakl›s› için not: Neslihan Acu ‘Kuzgunun fiark›s›’ adl› kitab›nda Girit göçmeni ailesinden yola ç›karak bir varolufl öyküsü anlat›r.

B Minoslular›n kurdu¤u Knossós antik kenti.

Phaistos Saray›’nda gün ›fl›¤›na ç›kar›lan Phaistós diski.

enim babam 1919’da Kandiye’de (Chandia / Heraklion) do¤du. 1923’te Türkiye ile Yunanistan aras›nda yap›lan bir ön antlaflmayla Anadolu’da yaflayan bir milyon Ortodoks ile Atina ve Ege adalar›nda yaflayan yaklafl›k 800 bin Müslüman do¤du¤u ve yaflad›¤› topraklar› terk etmek zorunda kald›¤› zaman, ailesiyle birlikte Bodrum’a gönderildi¤inde henüz dört yafl›ndayd›. 1998’de Mersin’de öldü. Babam bir tarih ö¤retmeniydi. Tarsus Amerikan Koleji’ndeki uzun meslek hayat› boyunca tarihi “mifl’li geçmifl” kullanmadan / kullanamadan anlatt›. Yani Fatih Sultan Mehmet Constantinopolis’e girdi¤inde babam yan›bafl›ndayd›... Benim babam Giritliydi. Tarih kitaplar›nda Girit, Minos uygarl›¤›n›n befli¤i olarak anlat›l›r. Minos’un bo¤as› anlam›na gelen insan bedenli bo¤a bafll› “Minotauros” heykelci¤ini bütün turistik eflya satan dükkanlarda görmek mümkün. Daha sonra Yunanl›lar, Romal›lar, Bizansl›lar, Araplar, Venedikliler ve Osmanl›lar adada izlerini b›rakm›fllar. Yunanistan’›n en büyük ve Akdeniz’in 5. büyük adas› olan Girit’e geçti¤imiz Nisan ay›nda bir akflamüstü ömrümde ilk kez ayak bast›¤›mda hafiften bir ya¤mur ya¤›yordu. Topra¤›n kokusunu içime çektim ve mutlu oldum. Babam da art›k toprak de¤il miydi? KEL‹MERA baba!

68 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


Hanya

Heraklion liman›nda Venedikliler’den kalma kale.

Heraklion liman›nda tekneler...

Heraklion: Girit’in en büyük yerleflim merkezi ve adan›n baflkenti olan Heraklion (veya Iraklion) tarih boyunca Kastro, Chandax ve Chandia (Kandiye) gibi farkl› isimlerle an›lm›fl. Girit’in en büyük liman› ve dolay›s›yla ticaretin merkezi. Limandaki kale Venediklilerden kalma. Ünlü yazar Nikos Kazancakis ve ressam El Greco’nun Hanyal› oldu¤unu burada ö¤reniyorum. Mimarisi beyaz tafl evler görmeyi bekleyerek giden herkesi hayal k›r›kl›¤›na u¤rat›yor san›r›m. Ço¤u baflkentler gibi tekdüze bir flehir diye düflünerek, gürültülü bir meydanda oturup so¤uk bir birayla solukland›ktan sonra, 1628 y›l›nda yap›lm›fl Morosini çeflmesinin foto¤raf›n› çekerken, yan›n›za sokakta dolaflan bir piyango bileti sat›c›s› yaklafl›p Türkçe “güvercinleri çek güvercinleri” derse, flafl›rmaz m›s›n›z? Boynunda tafl›d›¤› alt›n zincirin ucunda sallanan bir haçla dolaflan Avram,

Heraklion Venizelos Meydan›’ndaki Morosini Çeflmesi.

asl›nda Dersimli Alevi ve Kürt bir vatandafl›m›z “imifl” bir zamanlar. Üçlü kavrulmufl bir vatandafl olarak 12 Eylül’ün ard›ndan 9 y›l hapis yatt›ktan sonra bir yolunu bulup Girit’e gelmifl. Y›llard›r Heraklion’da yaflamas›na ra¤men, akl› Türkiye’de. Her gece Türkiye’nin haberlerini izliyor. Sorular› çok net, benimse hiçbir sorusuna verecek anlaml› bir cevab›m yok. Bizi sürükleyen Avram’› takip ederek Giritli Manolis ve Modal› ‹rem’in “kafenio”suna gidiyoruz. Girit’in “kafenio”lar› bildi¤imiz geleneksel kahvehaneler, ama ayr›ca ev yap›m› flarap ve “rakia”n›n (yani bizim “bo¤ma” ve ‹talyanlar›n “grappa” dedikleri içkinin) sunuldu¤u yerler. Do¤al olarak ufak ufak mezeler veriliyor. Manolis Girit’te çok yayg›n bir isim, ama siz Heraklion’da bizim Manolis’i bulmal›s›n›z. Muhteflem bir ahç›, fakat bence tüccar olamayacak kadar dürüst. Bre Manolis, niye ekolojik pazarlardan al›flverifl yapmakta inat ediyorsun ki? Chania: Çince gibi duruyor ama bizim bildi¤imiz Hanya’y› ‹ngilizce broflürlerde böyle yaz›yorlar. 9. yüzy›lda aday› fetheden Araplar taraf›ndan kurulan ve birkaç yüzy›l baflkent olan Hanya, adan›n ikinci büyük flehri. Hanyal›lar gö¤üslerini gere gere flehrin “tarih içinde demlenmifl” oldu¤unu söylüyor. Yalan de¤il, eski ve yeni çok güzel

bir flekilde harmanlanm›fl. Venediklilerden kalma liman› çok güzel. Limanda yer alan ve turistik haritadaki ad›yla “Yali Tzamisi” (K›y› Camii) bugün bir sanat galerisi. Bodoslama giriyorum. 15 y›ld›r orada yaflayan Bostonlu ressamla konuflmam›z›n konusu kaç›n›lmaz olarak Türkler ve Yunanl›lar. “Siz Türklerin buradaki kal›fl süresinin ABD’yi oluflturan bizlerin yeni k›tadaki geçmiflimize yak›n bir süre oldu¤unu düflününce, bu topraklardan gitmek zorunda kalman›z›n ne kadar zor oldu¤unu anlayabiliyorum” diyor. Adaya geldi¤imden bu yana gözlerimden her bahaneyle akan yafllara bir kez daha hakim olam›yorum. “Waiting at the window” isimli bir kedi gravürünü evimin duvarlar›ndaki onlarca kedi resim ve foto¤raflar›na eklemek üzere sat›n al›yorum. (Kedi gravürü Amerikal› John Tierney’e de¤il, ortak serginin di¤er sanatç›s› ‹ngiliz Jerry Glover’a ait!) Ayr›l›rken John bana kartvizitini vererek, bir daha gelirsem bana Hanya’n›n “Osmanl›” bölgeleriyle ilgili rehberlik yapabilece¤ini söyleyip, Türkçe “güle güle” diyor. Ben de ona “hoflça kal” diyorum, “stay well” diye aç›klayarak. Unutmadan ekleyeyim: Hanyal›lar kentin Eleftherios Venizelos’un do¤um yeri (ama san›r›m içinden de¤il, yak›n bir köyünden!) olmas›ndan gurur duyuyorlar.

Hanya

Hanya’da Türk Evi.

Hanya’da bir sokak.

Hanya liman›nda bugün sanat galerisi olan “Yali Tzamisi” (K›y› Camii).

Heraklion liman›nda gün bat›m›...

Hanya liman› meydan›nda kafeler... 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 69


Aya Nikola

Frans›z seyyah J. Pitton Tournefort, 1700’de yapt›¤› resimle Resmo flehrinde ve kalenin bulundu¤u tepede, Türklerin flehre gelmesiyle meydana gelen de¤iflikliklerle ilgili çok de¤erli bilgiler veriyor: “fiehir minarelerle dolu, duvar› çevreleyen destekler belli belirsiz ay›rt ediliyor ve kaledeki Katedral’in yerine yap›lm›fl bir caminin minaresi görünüyor.” Resmo’da cumbal› bir ev.

Rethymno: Adan›n üçüncü büyük kenti. Heraklion ve Hanya gibi “Osmanl›/Türk” nüfusunun vaktiyle yo¤un oldu¤u ve dolay›s›yla bu etkinin net olarak görüldü¤ü bir flehir. Türkçede Resmo deniyor. Kumsallar› Girit’in en iyi sahilleri aras›nda say›l›yor. Liman yine Venediklilerden. Darac›k sokaklardan oluflan çarfl›s› gerçekten çok “Osmanl› / Türk”. Turistik eflya satan ilk girdi¤im dükkan›n sahibi “turko kritika” oldu¤unu söyleyen müflterisine, yani bana gayet içten davran›yor. Adadaki her esnaf gibi, o da ekonomik krizden flikayetçi. Politikac›lara veryans›n ediyor. Bir an kendimi ‹stanbul’da hissediyorum ve a¤z›m› kocaman aç›yorum! Adaya geldi¤imden beri her yerde gördü¤üm ve dolay›s›yla Girit’in el iflçili¤inde önemli bir yeri oldu¤unu düflündü¤üm pamuk veya ipekten örülen yast›k k›l›flar›na bak›yorum ve elbette üzerinde iki kedi motifinin yer ald›¤› bir yast›k k›l›f›n› paketletiyorum. Ö¤leden sonra geç vakit ortal›k sakinleflince, basit bir lokantada oturup musakka Venedik Çeflmesi, Resmo.

Resmo sahilleri...

Osmanl› döneminde Resmo, Vernardou St.

siparifl ediyorum. Güveçte piflmifl, alt› patates üstü peynirle kapl› k›ymal› patl›can geliyor. K›ymay› ayaklar›m›n dibindeki bir kediye yediriyorum. Ben de bu cömert porsiyonu bitirebilmek için karafakideki flaraptan yard›m istiyorum! Aghios Nikolaos: Bat›dan do¤uya do¤ru Hanya, Resmo ve Heraklion vilayetlerinden (Yunancada “nomos”) sonra gelen 4. idari bölüm Lasithi’nin merkezi olan Aya Nikola, bizim Ege k›y›lar›ndan aflina oldu¤umuz yerleflim merkezlerine benziyor. Resmo

Evler beyaza boyal› ve deniz arflipel mavisi. Turizm bürosundan ald›¤›m broflürde 22 adet mavi bayrakl› plaj› oldu¤u yaz›yor. En dikkat çeken yan› denizin çok ince bir kanaldan karaya do¤ru boynunu uzatarak oluflturdu¤u laguna. Giritlilerin göl dedi¤i lagunan›n giriflinde flirin lokantalar var. Çok lezzetli bir dil bal›¤› filetosunu afiyetle yerken, servis yapan ‹ngiliz ve Bulgar iki garsonla tatl› tatl› sohbet ediyoruz. ‹ngiliz Marmaris’te dü¤ün yaparak evlenmifl. “Yemekleriniz çok güzel ama garsonlar›n›z çok yap›flkan” diyor. Bulgar bayan ise Türk dizilerini ne çok sevdi¤inden söz ediyor. Bulgaristan’da iken “Yabanc› Damat”› izlemifl. fiimdilerde ise “1001 Gece Masallar›”n› seyretmekte. Kald›¤›m odaya gecenin bir vakti yerleflmifltim. Sabah balkonuna ç›k›nca sanki büyük bir geminin güvertesindeymiflim gibi geliyor. Naz›m’›n kula¤›ma f›s›ldad›¤›n› duyuyorum: “Denize dönmek istiyorum. Mavi aynas›nda sular›n boy verip görünmek istiyorum. Denize dönmek istiyorum.” Ertesi sabah yat liman›na bakan bir “kafenio”da içinde bolca peynir (mizistra) olan enfes bir dilim börekle kahvalt› yapt›ktan sonra, Spinalonga adas›na gitmek üzere yola ç›k›yorum. Resmo

Venedik Kalesi’nden Resmo.

70 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

ençe klasik kem Yorgo’nun lyesi, Resmo. atö


Spinalonga

Spinalonga: Girit’in do¤usunda ve turistik bir kasaba olan Elounda’n›n kuzeyinde yer alan 85 dönümlük adaya ad›n› Venedikliler vermifl. ‹talyancada “spina” diken, “lungo” uzun demek. Adan›n tarihi hakikaten “dikenli”! 1715’te Osmanl›lar›n hakimiyetine geçtikten sonra giderek bir Türk flehrine dönüflüyor. Osmanl›lar›n 1898’de Girit’i terk etmesine ra¤men, Spinalonga 1903’te boflalt›l›yor. Resmi teslim tarihi ise 1913. 1903’te cüzzaml›lar adaya yerlefltiriliyor. Bu dramatik dönem 1957’de sona eriyor. Günümüzde adada yaflayan kimse yok. Sadece turistik sezonda Elounda ve Aya Nikola’dan hareket eden tekneler adaya turistleri götürüp getiriyor. Ben de Elounda’dan kalkan bir tekneye biniyorum. Kritsa: K›y› kentlerinde dolafl›rken sokaklarda babaannem gibi siyahlar giyinmifl yafll› Giritli kad›nlar ar›yordu gözlerim. Hediyelik eflya satan dükkanlardaki kartpostallarda da gördü¤üm bu kad›nlar neredeydi? John Urry’nin kulaklar› ç›nlas›n. Mekanlar› tüketirken turist bak›fl›n› eksik b›rakmak olur muydu hiç? Kritsa

Kritsa

(Merakl›s›na not: John Urry, 1990’da yay›nlanan “Tourist Gaze” ve 1995’te yay›nlanan “Consuming Places” adl› kitaplar›n yan› s›ra çok say›da akademik çal›flman›n sahibi bir sosyoloji profesörü.) Sorup soruflturuyorum ve ane. bir kahveh Kritsa’n›n bu eksikli¤i giderecek Yerapetra’da (!), üstelik Aya Nikola’ya 15 dakika uzakl›kta bir yer oldu¤unu ö¤renince hemen bir otobüse atl›yorum. Bir da¤ yolunu takip ederek, adan›n en eski ve en pitoresk köylerinden biri olan, zeytin a¤açlar›n›n ortas›ndaki Kritsa’ya gidiyorum. Köy dokuma, t›¤ ve nak›fl iflleri, çanak ve çömlekleriyle tan›n›yor. Köyün giriflinde yer alan ve freskleriyle ünlü 13. yüzy›ldan kalma Bizans kilisesi çok ünlü. Köyün yafll›lar› gerçekten babaannem gibi yas k›yafetleriyle dolafl›yorlar. Fakat foto¤raflar›n›n çekilmesine bir “Hollywood y›ld›z›” kadar tepki gösteriyorlar. Kediler poz vermekte çok daha cömert! Foto¤raf›n›n çekilmesine izin veren tek yafll› han›m›n dükkan›ndan al›flverifl yapmak boynumun borcu oluyor.

Adan›n iç kesimlerinde bir köy. Kritsa

Yerapetra’da re edilen bir cam store i.

“1923 y›l›n›n sonlar›nda Girit’in Yerapetra Liman›’ndan, yani Avrupa’n›n en güney ucundaki o kasabadan kalkan ve büyük dedemle ailesini Türkiye’ye tafl›yan gemiyi, ancak sa¤dan soldan derledi¤im bölük pörçük bilgilere ve hayal gücüme dayanarak anlatabilirim size. Çünkü elimde yaz›l› hiçbir an›, belge vs yok. Sadece sözcükler var. Havada uçuflan, bazen ac›yla bazen kapkara bir nefleyle söylenen, kimi zaman öfkeli bir 盤l›¤a dönüflen, kimi zamansa sadece f›s›ldanan o sözcükler... O geminin ad› Trabzon’du. Yerapetra’dan toplad›¤› mübadilleri Erdek’e tafl›m›flt›. En büyük çocuklar› on alt› yafl›nda, en küçü¤ü ise kundakta olan, yedi çocuklu bir anne baba düflünün. ‹lerde o çocuklardan biri babam›n annesi, di¤eri ise annemin babas› olacakt›.” Neslihan Acu’nun “Kuzgunun fiark›s›” kitab›ndan...

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 71


Girit adas›n›n iç kesimlerindeki da¤lardan toplanan kekik ve adaçay›, adan›n en önemli otlar›ndan...

Adaya gelmeden önce seyahatimi hiç planlamad›m. ‹nternetten bilgi toplamad›m. Tek bildi¤im flehirleraras› otobüslerin düzenli çal›flt›¤› ve dolay›s›yla araba kiralamadan da aday› ana hatlar›yla dolaflman›n mümkün oldu¤u idi. Adan›n kuzey k›y›s›nda otobüslerle yolculuk ettim. Yan›mda kimi zaman bir papaz, kimi zaman da i-phone’dan müzik dinleyen bir ö¤renci oturuyordu. Her bindi¤im otobüsteki siyahlara bürünmüfl ve durmadan m›r›l m›r›l dua edip haç ç›karan kad›nlar sayesinde her seferinde yolculu¤um kazas›z belas›z sona erdi!

Resmo’da bir yerel ürünler dükkan›.

Yaprak sarmas›, cac›k, horta (ot) salatas› ve patatesten oluflan bir sofra.

Bu on günlük gezinin sonunda, sabah›n erken bir saatinde Atina’ya giden uça¤›n içinde otururken, topraklar›ndan sökülen ve do¤duklar› yeri bir daha hiç göremeyen babam›, büyükbabam›, babaannemi, halam›, amcalar›m› düflünüyorum. 90’l› yafllar›nda Türkçeyi do¤ru dürüst konuflamadan ölen babaannemin, genç bir anne olarak geldi¤i bu yeni topraklarda hayatla nas›l e¤reti bir iliflki kurdu¤unu anl›yorum. Benim için Girit, adaya gelmeden önce çok sevdi¤im babam›n memleketi ve “sfugato”nun yan›nda yedi¤im hafllanm›fl zeytinya¤l› otlar demekti. Dönüfl yolunda ise kalbimin yar›s›n› arkamda b›rakt›¤›m› biliyorum.

Bir Girit yeme¤i tarifi

Eski Giritliler zeytinya¤›, flarap ve tah›llar› saklamak için “píthos” ad› verilen küpler kullan›rlard›.

72 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Enginar ve taze bakla

Malzemeler:

Enginarlar›n haz›rlan›fl›: Enginarlar›n d›fl yapraklar›n› ve saplar›n› kesin. Daha sonra limon suyunda bekletin. Baklalar›n haz›rlan›fl›: E¤er baklalar çok yumuflaksa, baklalar›n kabu¤unu soymay›n sadece uçlar›n› ve iki yandaki liflerini kesin. E¤er çok büyüklerse, kabuklar›n› soyun. Zeytinya¤›n› tavada ›s›t›n. Ard›ndan sar›msak yapraklar›n› ve dereotunu ya da rezeneyi 5 dakika boyunca ya¤da hafifçe kavurun. Baklalar› ve iki fincan suyu ilave edin ve 15 dakika boyunca k›s›k ateflte piflirin. Enginarlar›, tuzu, biberi koyun ve malzemelerin üzerini kapatacak kadar su ekleyin. K›s›k ateflte piflirmeye devam edin ve piflmeye yak›n yeme¤in suyundan al›n ve suda eritti¤iniz una kat›n. Sonra sirkeyi ekleyin ve bu yo¤un kar›fl›m› tekrar tencereye boflalt›n. Yeme¤in kar›fl›m› iyice çekmesi için tencereyi hafifçe sallay›n. 5-6 dakika daha kendi halinde piflmeye b›rak›n. Yeme¤iniz haz›r, afiyet olsun.

1 kilo enginar 1 kilo taze bakla 1/2 fincan ya¤ 2 taze sar›msak yapra¤› 1 fincan ince k›y›lm›fl dereotu ya da rezene Tuz, biber 2 yemek kafl›¤› un 2-3 yemek kafl›¤› sirke





KURSLAR

Sa¤l›kl› zay›flaman›n k›sa yolu, Spinning dersi; Spinning bisikleti ad› verilen, özel olarak tasarlanm›fl yar›fl bisikleti ergonomisinde, tamamen kullan›c›ya özel ayarlanabilen parçalar›yla yani selesini yüksekli¤i, ileri-geri konumu, gidon yüksekli¤i ayarlar›yla size özel bir ekipman haline gelen spinning bisiklet ile yap›l›r. Ayr›ca Triathlon bisikletlerinin gidonlar›na benzeyen aerobar› sayesinde alternatifli tutufl flekilleri ve sürekli yap›lan pozisyon de¤ifliklikleri ile bel ve üst vücut kaslar›n›n özellikle de bacak kaslar›n›n çal›flt›¤› yüksek kalori harcatan kalp dolafl›m sisteminizi gelifltiren bir egzersizdir. Spinning dersleri yaklafl›k 45 dakika sürer, bu süre içinde müzikle beraber, e¤itmenin yönlendirmeleri ile do¤a da antrenman yap›yormufl gibi, h›zlan›p yavafllayan temposuyla zaman zaman oturarak ve ayakta olmak üzere sizi zorlayarak do¤a da farkl› parkurlarda da¤lar› tepeleri afl›yormufl hissi ile pedal çevirerek, zaman›n nas›l geçti¤ini anlamazs›n›z. Spinning dersinin en büyük özelli¤i e¤itmenin yönlendirmelerini takip etseniz de söz konusu h›z›n›z oldu¤unda, kontrol sizdedir. Fitness seviyeniz ne olursa olsun. H›z›n›z› ayarlayarak spinning dersini tamamlayabilirsiniz.

günde sadece 20 dakika, haftada 3 kez !

Sistemin iflleyifli: Vibrogym’in üretti¤i vibrasyon, vücuda bir enerji olarak yollan›r. Tercih edilen frekanstaki sal›n›mlar vücut kaslar›n› gerilme yönünde uyar›r. Uygulama süresince kaslar sürekli olarak gerilip gevfleyerek çal›fl›r. Örn. Kontrol panelinde 40 Hz seçilirse kaslar saniyede 40 kez gerilir ve gevfler. 1 dakika bu sal›n›m alt›nda çal›flan kar›n kaslar›m›z yüzlerce kez mekik hareketi yapm›flcas›na etkilenir. Sadece 20 dakikal›k bir zaman dilimi içerisinde vücudun ihtiyac› olan sporu yapabilmek ve sa¤l›kl› bir bedene sahip olabilmek art›k Vibrogym ile mümkün. Ayr›nt›l› bilgi için: 0212 359 58 38

BR‹Ç KURSU

Yeni grup pazar günleri 13.00’de Bafllang›ç tarihi: 26 Eylül

bilgi ve baflvuru için Serdar Özkan Tel: 0 212 257 20 10 Gsm: 0 542 831 91 18

76 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


BURCSPOR TES‹SLER

07:00 - 23:00 saatleri aras›nda

Fitness Center

’› kullanabilirsiniz!

TEN‹S BÜMED’de kapal› kortta tenis oynama imkan›n›z var. K›fl›n ›s›tma sisteminin de bulundu¤u kortlar›m›zda 07:00-22:00 saatleri aras›nda rezervasyon yapt›rarak tenis oynayabilir veya ders alabilirsiniz. Rezervasyon kurallar› • Rezervasyonlar bir gün önceden saat 09:00 itibari ile al›nmaya bafllanmaktad›r. Yer olmas› halinde ayn› gün rezervasyon yapt›r›labilir. • Bir üye, kortu ayn› gün içinde sadece 1 saat rezerve edebilir. • Tenis abonmanl›¤› olanlar d›fl›nda, her iki oyuncudan da ücret al›nmaktad›r. • Kortlar›n müsait olmas› ve oyunun uzamas› durumunda ikinci saat için ayr› ücret al›nmaktad›r. • Rezervasyon iptali 5 saat önceden yap›lmal›d›r. Bu kurala uymayan üyeler, 15 gün kort ay›rtamaz ve iki misafir ücreti tutar› para öder. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar› iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemezler. Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

FITNESS CENTER Fitness Center içinde, grup derslerinin yap›ld›¤› Stüdyo, Squash kortlar›, Sauna, Masaj odalar› yer almaktad›r. Fitness center 07:00-23:00 saatleri aras›nda hizmet vermektedir. E¤itmenlerimiz 08:00-21:00 saatleri aras›nda sizlerle birlikte. E¤itmenlerimizden kifliye özel çal›flma program›n›z› alarak daha bilinçli bir flekilde spor yapabilirsiniz. Ayr›ca uzman›m›z Yrd.Doç.Dr. ‹lhan Odabafl’tan randevu alarak Antropometrik ölçüm (ya¤-kas-kemik ölçümü) yapt›rabilirsiniz. Böylece gelifliminizi daha bilimsel ve daha kolay bir flekilde takip edebiliriz. Modern, güvenilir ve pratik Life Fitness ve Paramont spor ekipmanlar›yla, sadece Bo¤aziçililere ait bir ortamda spor yapman›n tad›na var›n. E¤itmenler: Batuhan S. Barutçu, Ayça Dönmez, Davut Y›lmaz Rez: 0212 359 58 38-359 58 42

SAUNA Saunam›z hafta içi 12:00-22:00, hafta sonu 10:00-22:00 saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r. Hafta içi saat 17:00’den önce kullanmak isteyenlerin rezervasyon yapt›rmalar› gerekmektedir.

TEN‹S DERS Tenis mi ö¤renmek istiyorsunuz? Ya da oyununuzu gelifltirmeye mi ihtiyac›n›z var? Belki de kendinize iyi bir partner ar›yorsunuzdur? E¤itmenimizden ders almaya ne dersiniz? Bir gün önceden yapt›raca¤›n›z rezervasyon ile 07:00-22:00 saatleri aras›nda ders alabilirsiniz. Yine rezervasyonunuzun iptalini de bir gün önceden yapt›rman›z gerekmektedir. Bu kurala uymayan üyelerden ders ve kort ücreti tahsil edilecektir. Kort kullan›m kurallar› alaca¤›n›z Tenis Dersleri için de geçerlidir. E¤itmen: Nevzat Engin Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45 SQUASH DERS‹ H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›z mutlaka squash’› denemelisiniz. Önceden rezervasyon yapt›rarak 09:00-22:00 saatleri aras›nda squash dersi alabilirsiniz. Rezervasyon yapt›r›p gelmeyen ya da 5 saat önceden iptal etmeyen üyelerimizden ders ücreti tahsil edilecektir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

SQUASH H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›z mutlaka squash’› denemelisiniz!!! Squash kortlar›m›z 09:00-22:00 saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r. Önceden rezervasyon yapt›rarak partnerinizle squash oynayabilir ya da Türkiye’deki en iyi e¤itmenlerden biri olan Davut Y›lmaz’dan ders alabilirsiniz. Dilerseniz, Türkiye’nin önde gelen turnuvalar› aras›nda yer alan turnuvalar›m›za kat›labilirsiniz. Rezervasyon kurallar› • Rezervasyon iptali befl saat önceden yap›lmal›d›r. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar› iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemez.

MASAJ - Masöz Ümit fiimflek / Masör Davut Y›lmaz Yorgunluk, a¤r›lar ve s›k›nt›lardan kurtulman›n için, klasik masaj ile kendinizi zinde ve dinlenmifl hissedeceksiniz... Tam masaj (60 dk.), Bölgesel masaj (30 dk.).

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 77




Temmuz 2010 Ağustos 1 16 2 17 3 18 4 19 5 20 6 21 7 22 8 23 9 24 10 25 11 26 12 27 13 28 14 29 15 30 31

• SOSYAL MEDYAYI DO⁄RU KULLANMA SEM‹NER‹ 14 TEMMUZ’DA!

cuma

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

pazar

cumartesi • Kürek Kursu

pazartesi

pazar

salı

• Yelken Kursu • Scuba Diver Dal›fl Kursu

pazartesi

salı

çarşamba

• Kürek Kursu • Yelken Kursu • Scuba Diver Dal›fl Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu • Briç Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu

çarşamba

cuma

cuma

pazar

cumartesi

pazar

pazartesi

salı

çarşamba

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu • Briç Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu

pazartesi

salı

çarşamba

cuma

cuma

pazar

cumartesi

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu • Briç Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

cumartesi

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

perşembe • Briç Kursu

perşembe • Briç Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Briç Kursu • Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

cumartesi

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

perşembe • Briç Kursu

perşembe • Briç Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu

• Kürek Kursu • Yelken Kursu




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.