Bumed Dergi Mayıs 2011

Page 1




BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹, BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE⁄‹ (BÜMED) TARAFINDAN YAYIMLANAN AYLIK, ÜCRETS‹Z B‹R YAYINDIR. MAYIS 2011 • SAYI 162

34

Yönetim Kurulu Ad›na Sahibi: Hakan Z‹HN‹O⁄LU - BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: ‹dil TÜRKMENO⁄LU Yay›n Kurulu: • Selim AKÇAHARMAN (Ankara) • Tunçel GÜLSOY • Gökmen KARADA⁄ • Saadet KUYUMCU • Manolya ÖZEK (‹zmir) • Arzu PAKSOY • Cem TANIR

6. BÜMED ÖZEL ‹LKÖ⁄RET‹M VE ANAOKULLARI TANITIM GÜNLER‹ BÜMED taraf›ndan 6 y›ld›r geleneksel olarak düzenlenen ve büyük ilgi gören Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri bu y›l 16-17 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Tan›t›m Günleri kapsam›nda 17 Nisan Pazar günü Yrd. Doç. Dr. Mine Göl-Güven “Bilerek tercih edelim, içimiz rahat olsun...” bafll›kl› bir seminer verdi.

Yay›n Koordinatörü: P›nar TÜREN pinarturen@bumed.org.tr

44

Yaz› Kurulu: • Hande AKDA⁄ • An›l ALTAfi • Esra BAL • Yelda BALER • Günefl BAfiAT • Esra BAfiER • Cüneyt BAYRAKTAR • Aylin BURAN • Nuri ERSOY • Ayflegül GÜNDÜZ • Ayla GÜRLEYEN • Duygu KAMBUR • Hande ORTAÇ AKSOY • Gönenç TARAKÇIO⁄LU • Demet UYAR • Burcu ÜNLÜTABAK • Nalan YEN‹GÜN

fi‹RKET AKADEM‹LER‹’N‹ BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER ANLATTI Son birkaç y›ld›r ifl dünyas›n›n önde gelen flirketlerinin kendi bünyelerinde kurduklar› akademiler flirket çal›flanlar›na e¤itim imkan› sundu¤u gibi flirketin hedefleri do¤rultusunda kendilerini gelifltirme f›rsat› tan›yor. Biz de üç baflar›l› flirket akademisinde görev alm›fl üç Bo¤aziçiliden flirket akademileri hakk›nda sizler için bilgi ald›k.

Foto¤raf Editörü: Yelda BALER Reklam Sorumlusu: Tu¤ba ALARSLAN tugbaalarslan@bumed.org.tr Dahili: 116 ‹pek DEM‹RTAfi ipekdemirtas@bumed.org.tr Dahili: 126 Yönetim Yeri: Bo¤aziçi Üniversitesi, Lojman Kap› Yan› 34342 Bebek - ‹stanbul Tel: (0212) 359 58 00 Faks: (0212) 257 35 68 www.bumed.org.tr / bogazicidergisi@bumed.org.tr Kapak Foto: Cihan ALDIK

Yap›m: TETRA ‹LET‹fi‹M Hizmetleri Ltd. fiti. Yönetim: Önder KIZILKAYA - Soner KIZILKAYA Yay›n Koordinatörü: Türkflan KARATEK‹N Grafik Uygulama: Nur AYMAN ÇAKMAK Yaz› ‹flleri: Elif Gamze ARSLAN Foto¤raf: Cihan ALDIK - Tufan Ç‹V‹C‹ Halaskargazi Cad. Sait Kuran ‹fl Merkezi No:145 Kat: 5 fiiflli - ‹STANBUL Tel: +90 212 219 96 76 - 77 +90 212 266 80 57 Faks: +90 212 231 33 37 e-mail: tetra@tetrailetisim.com www.tetrailetisim.com Bask›: MAS MATBAACILIK A.fi. Ka¤›t Hane Binas›, Hamidiye Mah. So¤uksu Cad. No: 3 Ka¤›thane-‹STANBUL Tel: 0212 294 10 00 Faks: 0212 294 90 80 www.masmat.com.tr Bas›m yeri ve tarihi: ‹stanbul - May›s 2011 Ayl›k süreli yay›n.

60 KLAS‹K OTOMOB‹L TUTKUSU Klasik otomobil sahibi olman›n imkanlardan öte bir tutku meselesi oldu¤unu söyleyen Mustafa Uyal ’82 yaz›s›nda bizi otomobil tarihinde e¤lenceli bir yolculu¤a ç›kar›yor hem de merakl›lar›na klasik otomobillerle ilgili önemli ipuçlar› veriyor.


30

BU 409: INTRODUCTION TO BUSINESS LIFE Mezun adaylar›na ifl yaflam›yla tan›flmalar›nda yard›mc› olmak için her y›l düzenlenen BU 409 seminerleri bu sene 11-15 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Bir hafta boyunca otomotivden pazarlamaya sigortac›l›ktan bilgi teknolojilerine kadar birçok sektörden kat›l›mc›lar sayesinde ö¤renciler sektörleri tan›d›rlar. Ayr›ca bu y›l önceki y›llardan farkl› olarak mezun adaylar›na kariyer planlama ve ifle al›m süreçleri hakk›nda da bilgi verildi.

editoryal ‹dil Türkmeno¤lu ’95

Merhabalar... Bu yaz›y› yazarken her ay›n 25’inde günlerin ne kadar çabuk geçti¤ini bir kez daha fark ediyorum. “Bu say› için yazmam›fl m›yd›m ki, neden tekrar istiyor P›nar?” diye düflündü¤üm bile oluyor! Bu iki yaz› aras›ndaki 30 günde de ne kadar önemli etkinliklere kat›l›yor, ne büyük olaylara flahit oluyor, ne çok geliflmeler yafl›yoruz. Gündemin bu kadar çok de¤iflti¤i Türkiye’de yaflamak, yat›r›mlar› yönetmek, plan yapmak çok zor. Bir ayl›k dergi haz›rlamak daha da zor! Size, üniversiteden ve Bo¤aziçililerden haberleri, Bo¤aziçili gözüyle geliflmeleri, Bo¤aziçili yorum ve durufllar› aktarmaya çal›fl›rken, enteresan, çarp›c›, yeni, ödüllü, etkili olan konular›n yan›nda, gündemdekilere de dokunmaya çal›fl›yoruz. Önerilen veya yaz› kurulu taraf›ndan gelifltirilen konular› da gönüllü yazarlar›m›z›n üstlenmesini bekliyor, gündem çok da de¤iflmeden yaz›lar› haz›rlamalar›n› diliyoruz. Çok de¤iflkenli bir denklem...

40 UFUK ÇAKMAK ‹LE “LA TRAVIATA” ÜZER‹NE BÜ Bat› Dilleri ve Edebiyatlar› Bölümü’nde “Music Appreciation” ve “Opera Appreciation” dersleri veren Ufuk Çakmak opera denince ilk akla gelen eserlerden biri olan Verdi’nin La Traviata’s› üzerine “Elit Bir Fahifle’nin Öyküsü: La Traviata Üzerine Bir ‹nceleme” isimli bir kitap kaleme ald›. Kitab›nda sadece eseri ele almakla kalmay›p Kamelyal› Kad›n incelemesi de yapan Çakmak ile hem La Traviata hem de operaya dair keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik.

Üniversitemizden ve mezunlar›m›zdan çeflitli haberlerin yan› s›ra, sizler için La Traviata’dan klasik otomobillere, flirket akademilerine ilginç konular haz›rlad›k. Türkiye ve dünyada efli olmayan özellikleriyle bir denizcilik okulu olan Piri Reis Üniversitesi’ni Bo¤aziçili kurucu rektörü ile konufltuk. Ayr›ca, Türkiye’nin seçime girdi¤i bu dönemde “kad›nlar›n siyasi temsili”ni dosya konusu olarak iflledik. Gelecek say›m›zda da kad›n ya da erkek, Bo¤aziçili milletvekili adaylar›yla sizleri tan›flt›raca¤›z. Önerileriniz, dönem haberleriniz, maddi ve manevi desteklerinizle sizi de sadece okuyucu olarak de¤il BÜMED gönüllüsü olarak da aram›zda görmeyi istiyor, gönülden davet ediyoruz. Gelecek say›da görüflmek üzere...


YÖNET‹M KURULU’NDAN

Birlikten kuvvet do¤ar Bir Bo¤aziçi mezunu neden BÜMED’e üye olur? ‹lk akl›ma gelenler, okul arkadafllar›yla irtibat› sürdürmek, networking, toplumsal sorumluluk projelerine katk› vermek.

LEVENT TUNCA ’91 BÜMED Yönetim Kurulu Üyesi

20 y›ll›k ifl hayat›m bana networking’in önemini ö¤retti. Ayn› okuldan mezun oldu¤unuz, ortak bir kültüre ve benzer ideallere sahip oldu¤unuz insanlarla beraber çal›flman›n, dayan›flma duygusu içinde birbirine destek olman›n de¤erine paha biçilemez. Ne yaz›k ki Bo¤aziçi mezunlar› olarak bu yönümüz biraz zay›f. ‹fl hayat›nda Bo¤aziçili dayan›flmas›n› yeterince göremiyoruz. BÜMED, mezunlar›m›z aras›nda iletiflimi, iflbirli¤ini ve dayan›flmay› sa¤layacak bir mecra özelli¤iyle üyelerine benzersiz bir imkan sunuyor. BÜMED’in düzenledi¤i Mezunlar Günü, Reunion yemekleri, konserler, kurslar, geziler gibi etkinliklerde okul arkadafllar›n›zla tekrar görüflebiliyor, hatta daha önceden tan›mad›¤›n›z di¤er mezunlarla da tan›flma imkan› bulabiliyorsunuz. Üyelerimizin çeflitli toplumsal sorumluluk projelerine de BÜMED katk› sa¤l›yor. Örne¤in 77, 81 ve 95 mezunlar›n›n A¤r›’n›n farkl› köylerinde yapt›rd›klar› 3 ilkokul binas› ve lojmandan sonra ayn› arkadafllar›m›z›n önderli¤inde çevredeki 11 köyün ö¤rencileri için bir ortaokul yapt›rma giriflimine BÜMED tan›t›m deste¤i veriyor. Dayan›flman›n ve toplumsal sorumlulu¤un ortak bir özelli¤i var: Birliktelik...

4 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Birlikten kuvvet do¤ar. ‹fl dünyas›nda dayan›flmay› da, topluma katk› projelerimizi de ancak birlikte hareket edersek hayata geçirebilir ve anlaml› sonuçlar elde edebiliriz. Birlikte hareket ederek kendimiz, derne¤imiz, dolay›s›yla okulumuz için maddi kazan›m sa¤lamam›z da mümkün. BÜMED büyük bir ad›m atarak Powerbuy ad›yla yeni bir sistem kurdu. Buna göre, BÜMED üyelerinin toplam sat›n alma gücünün ortak bir havuzda de¤erlendirilmesi ve bunun sonucunda çeflitli avantajlar sa¤lanmas› mümkün olacak. Bireysel olarak ald›¤›m›z pek çok ürünü ve hizmeti, bu sistem sayesinde daha ucuza alabilece¤iz. Powerbuy sistemi içinde evden sigortaya birçok farkl› kalem var. Bu sistemin ilk uygulamalar›ndan olan, herkesi yak›ndan ilgilendirdi¤ine ve aile bütçelerine ciddi katk› sa¤layaca¤›na inand›¤›m indirimli benzin f›rsat›ndan bir an önce hepinizin yararlanmas›n› öneriyorum. Sadece 1 araban›n y›ll›k benzin harcamas›nda bile üyelik aidat›n›zdan daha fazla tasarruf edece¤iniz bu sistemde ayn› zamanda üniversitemiz için de kaynak yaratm›fl olacaks›n›z. Tüm Bo¤aziçi Üniversitesi mezunlar›n›n BÜMED üyesi oldu¤u, dayan›flma içinde hep beraber çal›flt›¤›m›z, gezdi¤imiz, e¤lendi¤imiz, paylaflt›¤›m›z, paylaflt›kça ço¤ald›¤›m›z günleri görmek dile¤iyle...



...................... camiadan haberler ................... BÜMED’DEN

.............................................................................

Bu bölümde camiamızdan haberlere yer veriyoruz. Evlendiniz, çocuğunuz oldu, yeni bir iş kurdunuz veya Boğaziçi Dergisi okuyucuları ile paylaşmak istediğiniz başka bir haber var… Haberinizi, 100 kelimeyi aşmayacak şekilde bogazicidergisi@bumed.org.tr adresine gönderebilirsiniz. Camiadan Haberler sayfamızın içeriği üyelerimizden gelen haberler doğrultusunda oluşturulmaktadır. Deniz Kabu¤u Koçluk Merkezi fiükrü Da¤l› ’06 liderli¤inde kurulan Deniz Kabu¤u Koçluk Merkezi Ocak 2011 itibariyle faaliyetlerine bafllad›. “Bir Deniz Kabu¤unda Evren’in birçok s›rr› gizli; insandaysa Evren’in kendisi...” slogan›yla yöneticilere, ö¤rencilere, çiftlere ve flirketlere koçluk yapan uzmanlar onlar›n kendi içlerindeki “evren”i bulmalar›na yard›mc› oluyorlar. Koçlu¤u ise flu f›krayla anlat›yorlar: 3 kardefl miras paylafl›rken anlaflamam›fl. 17 eflek olan miras›n yar›s› büyü¤e, 3’te biri ortancaya, 9’da biri de küçü¤e b›rak›lm›fl. Hesap kar›fl›nca yoldan geçen bir adam ça¤›r›l›p hakem yap›lm›fl. Adam demifl ki: Benim efle¤imi de al›n eder 18. 2 eflek küçü¤e, 6 eflek ortancaya, 9 eflek büyü¤e verin, artan 1 efle¤i de bana verin ki yoluma devam edeyim. Deniz Kabu¤u Koçluk Merkezi’ne göre koçluk iflte böyledir, ummad›¤›n anda hayat›na girer, seni hedefine ulaflt›r›r ve sessizce kaybolur...

Dalyankids Çevre Program› Begüm Erenler Soylu ’89 8-14 yafl aras› çocuklar› do¤ayla bir araya getirmek ve çevre bilinçlerini gelifltirmek amac›yla haz›rlanm›fl bir tatil program› bafllatt›. Kendisinin de 15 y›ld›r yaflad›¤› özel çevre koruma bölgesi olan Köyce¤izDalyan’da uygulanan bu program› ‹ngilizce, do¤a sporlar›, sanat ö¤retmenleri ve çevre koruma dan›flmanlar› yönetiyor. Dalyankids çevre program›na kat›lan tüm çocuklar yörede yaflayan di¤er yafl›tlar›yla bir araya gelerek, nesli tehlikede olan bitki ve hayvanlar için sürdürülebilir bir proje üretiyorlar ve yöreye katk›da bulunuyorlar. Uluslararas› bir çevre örgütünün proje yar›flmas›na dâhil oluyorlar ve kat›l›mlar› bir sertifika ile belgeleniyor. Çocuklar ayr›ca de¤iflik ülkelerden yafl›tlar›yla da bir araya gelecekleri için etkinliklerin tümü ‹ngilizce olacak. Detayl› bilgi için; www.dalyankids.com.

................................

................................

‹zmir Fen Lisesi '87 mezunlar› BÜMED’de bulufltu Her sene oldu¤u gibi ‹zmir Fen Lisesi mezunlar› sevgili ö¤retmenleri Ali Durgun (Edebiyat), Suna Durgun (Edebiyat) ve Remziye Adal›o¤lu (Kimya) ile BÜMED’de bulufltular. Bu senenin sürprizi Tarih ö¤retmenleri Musa Var ile ‹zmir ve Ankara’dan gelen arkadafllar›n›n kat›l›m› oldu. Mezunlar, eflleri ve çocuklar› ile beraber BÜMED’in s›cak atmosferinde hem e¤lendiler, hem de ö¤retmenleri için haz›rlanan filmi izlerken eski günleri and›lar.

6 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

BÜ Psikoloji Master S›n›f› BÜMED’de bulufltu 2009-2011 dönemi BÜ Psikoloji Master ö¤rencileri BÜMED’de keyifli bir akflam yeme¤inde bulufltular. Tez y›l›na girdikleri için art›k eskisi kadar bir araya gelemeyen ö¤renciler BÜMED’in s›cak ortam›nda sohbet edip eski günleri and›lar. Gecenin sonunda mezun olduktan sonra da böyle buluflmalar› s›k s›k tekrarlama sözü verdiler.



BÜMED’DEN

Mali Genel Kurulu

BÜMED Mali Genel Kurul Toplant›s› 26 Mart 2011 Cumartesi günü üyelerin, Yönetim Kurulu üyelerinin ve BÜMED çal›flanlar›n›n kat›l›m› ile gerçekleflti.

Mali Genel Kurul toplant›s› aç›l›fl konuflmas›n› BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Hakan Zihnio¤lu ’91 gerçeklefltirdi. Zihnio¤lu, göreve geldikleri Mart 2010 tarihinden itibaren tüm enerjileri ile BÜMED için çal›flt›klar›n›, yeni oluflumlar ve projeler hayata geçirdiklerini ve geçireceklerini belirtti. Toplant›ya kat›lan Rektörümüz Prof. Dr. Kadri Özçald›ran da BÜMED’in üniversitemize verdi¤i deste¤in önemini belirten bir konuflma gerçeklefltirdi. Toplant›n›n Baflkanl›¤›n› Levent Öztunç ’82, Baflkan Yard›mc›l›¤›n› ise Esra Bafler ’05 yapt›. Mali Genel Kurulda 2010 y›l› Dernek çal›flma raporu ile 2011 program› ile y›ll›k bütçe yönetmeli¤i, gelir ve gider çizelgeleri oylamaya sunuldu ve oy birli¤i ile kabul edildi. Bütçe oylamas›ndan sonra mali Genel Kurul’a iletilen öneriler okundu ve oylamaya sunuldu. Ayr›ca tüzük de¤ifliklikleri de oy birli¤i ile kabul edildi. Toplant›n›n sonunda kat›l›mc› üyeler dilek ve önerilerini sundular. Bunlar

aras›nda daha kalabal›k kat›l›ml› genel kurul, BÜMED’in Haf›zas› projesi gibi konular dile getirildi.

BÜMED ‹zmir fiubesi’nden Okul Tan›t›m› 31 Mart Perflembe günü BÜMED ‹zmir fiubesi, ‹zmir Amerikan Lisesi ö¤rencilerine Bo¤aziçi Üniversitesi’ni tan›tt›. “‹zmir’in en eski ve köklü e¤itim kurumlar›ndan olan ‹zmir Amerikan Lisesi'nde Bo¤aziçi’ni tercih eden baflar›l› ö¤rencilerin gün geçtikçe azald›¤›n› saptad›¤›m›zdan böyle bir paylafl›m›n faydal› olaca¤›n› düflündük” diyen Manolya Özek ’03 bu etkinli¤e Bo¤aziçi mezunu ‹zmir Amerikan Lisesi müdürü, Rehberlik servisi ve ö¤retmenlerinin de destek verdiklerini belirtti. Bo¤aziçi Üniversitesi Lise tan›t›m ofisinin de tüm ö¤renciler için broflür göndererek destek verdi¤i bu özel tan›t›m gününde hem ‹zmir Amerikan Lisesi hem de Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu olan üyelerden BÜMED ‹zmir Baflkan Yard›mc›s› Manolya Özek ’02, Eren Emirbayer ’01, Tijen Do¤an ’95 gönüllü olarak görev ald›lar. Üniversitemizin bölümleri, girifl puanlar›, meslek seçimi gibi konularda sorular›n› yan›tlay›p okulun vizyonu hakk›nda bilgi verdiler. Gençlerle keyifli bir sohbetin gerçekleflti¤i bu paylafl›mda görevli mezunlar kendi bölüm ve mesleklerini tan›t›p bir Bo¤aziçili olman›n ayr›cal›klar›n› anlatt›lar. Üniversitemiz taraf›ndan gönderilen tan›t›c› broflürlerin de da¤›t›ld›¤› bu etkinlikle mezunlar›m›z üniversitemizi en iyi flekilde gençlere aktarmak için çal›flt›lar.

8 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

BÜMED Ankara’da yeni dönem BÜMED Ankara’da yeni dönem BÜMED Ankara fiubesi’nin 21.01.2011 tarih ve 200 say›l› Yönetim Kurulu karar› ile Yönetim Kurulu üyeliklerinde de¤ifliklik yap›ld›. Rasim Akdo¤an’›n (’84) baflkanl›ktan istifas› kabul edildi. Yap›lan seçimde baflkanl›¤a Banu Engiz’in (’89) baflkan yard›mc›l›¤›na S›d›ka Dizdar Karakoç’un (’96), genel sekreterli¤e Ali R›za Koç’un (’91) getirilmesine ve Selim Akçaharman’›n (’90) sayman olarak görevine devam etmesine karar verildi. Vahide fiimflek’in (’91) Yönetim Kurulu üyesi olarak seçilirken, flube Denetim Kurulu üyeliklerine Ulu¤ Atay ’83, Melih Aral ’84 ve Ufuk Y›ld›z ’83 getirilmifltir.




BÜMED’DEN

Chivas ile viskiyi keflfettik... Chivas gecesinde sadece viskinin tad›na de¤il tarihine de bir yolculuk yapt›k. 1494 y›l›na dayanan viski üretiminin 1830 y›l›na kadar Single Malt ve Grain Viski üretimi ile k›s›tl› oldu¤unu, bu y›l Kraliçenin verdi¤i izinle Harmanlanm›fl viskinin sat›fl›na baflland›¤›n› yani bunun 180 y›l önce devlet nezdinde s›k› s›k›ya kontrol edildi¤ini ö¤rendik. Chivas Regal marka elçisi Phil Hucle yapt›¤› tan›t›mda daha da ilginç detaylar verdi. Chivas’›n bafl

harmanc›s›n›n konsantre oldu¤unda 85 ayr› aromay› alg›layabildi¤ini, 5 milyon ‹skoç’a karfl›l›k 21 milyon mefle f›ç› oldu¤unu, ö¤rendik. Her f›ç›da y›llanan viskilerin her y›l yüzde ikisinin buharlaflt›¤›n› ve ‹skoçlar›n bunu meleklerin pay› olarak adland›rd›¤› anlat›l›rken bir çok Bo¤aziçilinin hesap yapt›¤›n› görmek mümkündü ama ‹skoçlar›n da ne kadar hesabi oldu¤unu on iki, on sekiz ve yirmi befl y›ll›k harmanlar›n sat›fl fiyatlar›n› duyunca herkes anlad›. Her üç harman›n tad›mlar›yla devam eden geceden arda kalan bir iki sat›r bilgi de flöyle: Bir ‹skoç Viskinin üzerinde yazan yafl o harman›n içindeki en genç viskinin yafl› olmak zorundaym›fl. Chivas’›n Royal Salute adl› ürünü Kraliçenin 1953 y›l›nda taç giyme töreni için haz›rlanm›fl ve içinde en genç 22 en yafll› 65 y›ll›k viskiler varm›fl. 25 YILLIK Chivas son derece zor bulunan bir ürün, k›s›tl› üretimi nedeniyle Londra’ya ayr›lan y›ll›k kota sadece 800 adet imifl ve bu özel viskiden bize ikram edildi. Bundan sonras›n› hat›rlam›yoruz...

Dolce Vita a Mama “Happy Bo¤aziçi Hour”a kat›lanlar›n ortak sorusu “s›rada ne var?” olmufltu. Biz de aray› açmadan Bo¤aziçilileri özel bir gecede bir araya getirdik: Dolce Vita a Mama… Rumelihisar› Mama restoranda 21 Nisan akflam› bir araya geldik. Geceye ‹talyan cazibesi damgas›n› vurdu… Yemekler, flarap, sohbet harikayd›. Ama gecenin y›ld›z› aryalard›. Soprano fiafak Yaprak ‘82 ve tenor Ali Murat Erengül’e teflekkür ediyoruz. Muhteflem sesleri ve yorumlar›yla geceyi unutulmaz yapt›lar… Gecenin flansl› konuklar› Ayhan Kalmuko¤lu, Günefl Özdemir, Merve Orak, Ayflem Sülün çekiliflte bir kiflilik Fethiye Hillside Beach Club gezisi kazand›lar. May›s etkinli¤ini kaç›rmamak için bizi takip edin.

Turkuaz geceler… ‹stanbul gece hayat›n›n en e¤lenceli grubu dedik… Bu y›l üçüncü kez BURC Bar’da misafir ettik ve yine çok e¤lendik! BURC Bar’da Turkuaz geceleri sak›n kaç›rmay›n.

Bar Night by Levent Öztunç ’82 & Sühan Seçkin ’82 80’li y›llar›n mezunlar› BURC Bar’da bir araya geldi. Barmen önlü¤ünü dönemin tan›nm›fl ö¤rencileri bugünün ifl adamlar› Levent Öztunç ve Sühan Seçkin takm›flt›. Sahnede ise genç Bo¤aziçili bir ses dönemin en güzel flark›lar›n› seslendiriyordu… Bakal›m s›rada hangi dönemin gecesi var…

“Hepimizin fiark›lar›” 15 Nisan akflam› BURC Bar’da tam bir müzik ziyafeti yafland›. Grup Han›meli ve Ömer Öcal eflsiz flark›lar çalarken sahnede iki önemli misafirleri daha vard›: Ömer Önder ve Erdal Çelik. Hepimizin ezbere bildi¤i ve çok sevdi¤i flark›lar› sadece sahnedekiler de¤il misafirler de bir a¤›zdan söyledi!

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 11




Foto: Cihan ALDIK

ÜN‹VERS‹TEDEN

Bo¤aziçi Üniversitesi’nde Dünya DNA Günü kutlamalar›

G

ünümüzün yaflayan en önemli bilim adamlar›ndan biri olan Prof. James D. Watson, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ile Bo¤aziçi ve Bilkent Üniversiteleri’nin davetlisi olarak 15-19 Nisan’da ‹stanbul’u ziyaret etti. 18 Nisan Pazartesi günü Bo¤aziçi

Üniversitesi James Watson’u Albert Long Hall’de a¤›rlad›. Watson’un konuflmas›n› dinlemek üzere Türkiye’nin her yerinden gelen ö¤renciler Albert Long Hall’ün önünde adeta izdiham yaratt›lar. Bilindi¤i üzere James Watson 1953 y›l›nda (henüz 25 yafl›ndayken) Francis Crick ve Maurice

BÜSOS 8. Çocuk fienli¤i

14 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

B

Wilkins ile birlikte DNA’n›n ünlü çift sarmal yap›s›n› tan›mlam›flt›r. Bu kefliflerinden dolay› bu üç bilim adam› 1962 y›l›nda Nobel ödülüne lay›k görülmüfl, bu bulufl 20.yy’›n moleküler biyoloji devrimini bafllatarak 21.yy’› biyolojinin yüzy›l› yapm›flt›r. Watson ayr›ca biyolojide paradigmalar› de¤ifltiren ‹nsan Genom Projesi’nin bafllat›lmas›nda etkin rol alm›fl ve 1989-1992 y›llar› aras›nda, NIH’in öncülü¤ünü yapt›¤›, bu çok-uluslu dev projenin ilk baflkan› olmufltur. Watson’un The Molecular Biology of the Gene, The Molecular Biology of the Cell ve Recombinant DNA adl› kitaplar› biyolojideki ders kitaplar›n›n yap›s›n› de¤ifltirmifl ve modern biyoloji e¤itiminde yeni bir 盤›r açm›flt›r. DNA yap›s›n›n bulunuflunu anlatan otobiyografi fleklindeki The Double Helix kitab› ise son derece popüler olup dünyada en fazla okunan kitaplar aras›ndad›r.

o¤aziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü (BÜSOS) ö¤rencilerinin düzenledi¤i geleneksel çocuk flenli¤i 17 Nisan Pazar günü Güney Meydan’da gerçeklefltirildi. Bu y›l sekizinci kez düzenlenen etkinlikte kampus çocuklar›n nefleli kahkahalar› ile doldu. Bugüne kadar 2000 çocuk ve 1000 gönüllü gencin kat›l›m›yla gerçekleflen flenliklerin oyun atölyelerinde çocuklar ve gençler gönüllerince e¤lendikleri bir gün geçiriyor. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da çocuklar

geleneksel oyunlardan, yarat›c›l›klar›n› gelifltiren oyunlara kadar birçok oyun oynad›lar. Boncuk atölyeleri, tahta oyuncak yapma atölyesi, t›rmanma duvar›, yüz boyama, pasta yapma, dans, karaoke, ritm, kan grubu, uçurtma, origami, ‹spanya’dan pedagog bir koro çal›flt›rmac›s›n›n ve alan›nda usta çal›flt›rmac›lar›n yapt›¤› çok sesli müzik atölyesi, real adventure play atölyesi gibi atölyelerle çocuklar doyas›ya e¤lendiler.



ÜN‹VERS‹TEDEN

“Hukuk ve Toplumsal Bar›fl” Paneli 14 Nisan 2011 Perflembe günü E¤itimSen 6 No’lu Üniversiteler fiubesi ve Üniversite Ö¤retim Üyeleri Derne¤i taraf›ndan Bo¤aziçi Üniversitesi’nde “Hukuk ve Toplumsal Bar›fl” konulu bir panel düzenlendi. Moderatörlü¤ünü Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Nihal Saban’›n yapt›¤› panele Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç Dr. Yücel Sayman ve Avukat Reyhan Yalç›nda¤ konuk olarak kat›ld›.

P

anelde Türkiye'de son zamanlarda bas›n, siyaset ve ifade özgürlü¤üne iliflkin ihlaller ve bu ihlallerin beraberinde getirdi¤i hukuk süreçleri ile ilgili birçok soru iflareti konufluldu. Örne¤in “Bu ihlallerin dayand›r›ld›¤› Terörle Mücadele Yasas› ve Özel Yetkili A¤›r Ceza Mahkemeleri, adil yarg›lama hakk›n›n önünde ne gibi engeller oluflturuyor? Gerçek anlamda demokratik bir anayasa, siyasi haklar, ifade ve bas›n özgürlü¤ü konular›nda hangi düzenlemeleri içermeli? Hangi yasalar toplumsal bar›fl›n önünde bir engel teflkil ediyor ve demokratikleflme yönünde nas›l de¤ifltirilmeleri gerekiyor?” gibi sorular›n cevaplar› tart›fl›ld›. Yücel Sayman konuflmas›nda öncelikle hukuk kurallar›n›n nas›l ortaya ç›kt›¤›ndan ve toplumda nas›l flekillendi¤inden bahsetti. Sayman “‹ki kifli aras›nda ihtilaf varsa bunu çözmek için koyulan kurallara hukuk kurallar› denir ve insanlar hukuk kural›n› aramaya bafllad›klar› anda siyaset de bafllar” dedi. Sayman ayr›ca hukuk kurallar› oluflturulurken toplum d›fllan›rsa, toplumun de¤il o kurallar› koyan insanlar›n istekleri do¤rultusunda hukuk sistemi oluflmufl olaca¤›n› 16 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

söyleyerek, mesela Türkiye’de 82 anayasas›n›n toplumu d›fllayarak oluflturulmufl oldu¤undan bahsetti ve “Seçimden seçime oy hakk› verilen toplum kendi ihtiyaçlar› do¤rultusunda de¤il; baflkalar› taraf›ndan sunulan ihtiyaçlar› benimseyip benimsemedikleri do¤rultusunda seçim yapmak zorunda kal›yor” dedi. Türkiye’de devlet biçimi olarak demokrasinin söz konusu olmad›¤›n› da söyleyen Sayman anayasan›n bafllang›ç bölümünde bir devlet yap›s›n›n tan›mland›¤›ndan ve önemli olan›n do¤an›n düzeninde var olan bir Yüce Devlet anlay›fl›n› bulup ç›karmak oldu¤undan bahsetti. Sayman, “Devlet canl› bir varl›k. Türklük, milliyetçilik, laiklik, milletiyle bölünmezlik devleti oluflturan ilkeler aras›nda. Bölünmezlik diyince akla homojen bir toplum geliyor. Bu ilkeler çerçevesinde huzurlu hayat hakk› talebiniz oluyor” dedi. Sayman sözlerine flöyle devam etti: “Oysa Türkiye’de birçok davada hukuksuzluk söz konusu.” Sayman, birçok davada soruflturma safhalar›n›n gizli tutulmas›ndan ve avukata dahi gösterilmemesinden bahsetti. Sayman son olarak yarg› normal flartlarda iddia, savunma ve hüküm fleklinde örgütlenmiflken Türkiye’de savunman›n oradan

ç›kar›ld›¤›n› belirtti ve “E¤er demokrasiyi öngörüyorsan›z bunu de¤ifltirmek gerekir. Cumhuriyetin nas›l bir cumhuriyet oldu¤unun tan›mlanmas› gerekir.” dedi. ‹kinci konuflmac›ya geçmeden önce sözü devralan moderatör Prof. Dr. Nihal Saban Türkiye’de anayasan›n çok de¤iflti¤ini ama ruhunun hiç de¤iflmedi¤ini söylerek, “Anayasan›n toplumsal sorunlar› çözmesi gerekti¤i varsay›l›r çünkü toplumsal olarak çözemedi¤imiz sorunlar yarg›ya tafl›n›yor” dedi. Ard›ndan ikinci konuflmac› Reyhan Yalç›nda¤ sözü devrald›. Bu panel için Diyarbak›r’dan geldi¤ini söyleyen Yalç›nda¤ e¤er sorunlar hala devam ediyorsa bunun bizim yeterince takip edemememizden ve sesimizi yükseltemedi¤imizden kaynakland›¤›na inand›¤›n› söyledi. “Sistem farkl›l›klar› yok sayan bir yerden bakt›¤› için flu an bu sorunlar› yafl›yoruz” dedi. Günümüzde süregelen pek çok davada ortaya at›lan suçlamalardan örnekler veren Yalç›nda¤ yasalardan önce insanlar›n kafa yap›lar›n›n de¤ifltirilmesi gerekti¤ini ve bunun için de sesimizi gürlefltirmemiz gerekti¤ini söyledi.







Foto: Cihan ALDIK

ÜN‹VERS‹TEDEN

BÜ’de Finans Seminerleri bafllad›

Design&Construct 2011

B

o¤aziçi Üniversitesi Yap› Kulübü’nün (BÜYAP) son y›llarda parlayan y›ld›z› olan ve ileride de ad›ndan s›kça söz ettirece¤e benzeyen geleneksel köprü yar›flmas› “Design & Construct 2011” bu sene 14-17 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Kat›l›mc›lar›n derslerde gördükleri teorik bilgileri prati¤e dökmelerine zemin haz›rlayarak, gerçek mühendisli¤in ufak bir uygulamas›na sahne olan bu e¤lenceli yar›flmada kat›l›mc›lar emek ve yarat›c›klar›n› ortaya koyarak Güney Meydan’› köprülerle donatt›lar.

Bo¤aziçi Üniversitesi Makro Ekonomi ve Uygulamal› Ekonometri Uygulama ve Araflt›rma Merkezi ile Sermaye Piyasas› Kurulu’nun birlikte düzenledikleri Finans Seminerleri bafllad›. Seminerlerin ilk konu¤u The Wharton School ö¤retim üyesi Dr. David Zaring oldu. Zaring 9 Mart Çarflamba günü saat 15.00’de Bo¤aziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda “Form and Principles in Global Financial Regulations” bafll›kl› bir seminer verdi.

Application dates for Fall 2010 semester

9 May - 7 June 2011

www.che.boun.edu.tr/fet 22 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

E-mail: fet@boun.edu.tr



DOSYA

Yaz›: Günefl BAfiAT ’08 - P›nar TÜREN ’93

Siyasette kad›n hareketi Kad›nlara karfl› pozitif ayr›mc›l›k kavram› birkaç sene önce gündemimize girdi¤inde kimi bunu suni, kimi gereksiz buldu. Kad›n haklar› savunucular› dahi farkl› görüfller koydu ortaya. Kad›nlara pozitif de olsa ayr›mc›l›k yap›lmas›n›n ataerkil yap›n›n kad›n› istedi¤i gibi yönlendirmesi ve üstünlü¤ünü sergilemesi oldu¤unu söyleyenler oldu. Ama ne olursa olsun siyaset aç›s›ndan bakarsak y›llar içinde bu tür politikalar›n daha fazla kad›n› meclise tafl›d›¤›n›, siyasete istekli kad›nlar›n kendilerini daha çok ifade edebilmeye bafllad›¤›n› görüyoruz. 2011 seçimleri kad›nlar›n mecliste daha çok olmalar› için bir f›rsat olacak m›? Siyasette kad›n hareketi bafllad› m›, bafllayabilecek mi?

24 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

KA.DER’in yürüttü¤ü “275 Kad›n Milletvekili” kampanyas›n› oda¤a alarak siyasette kad›n hareketini inceledik. Öncelikle neden kad›n›n siyasette yer almad›¤› sorusunun cevab›n› ald›k. Sonra 2011 seçimleri için yap›lan kampanyalar›, bunlar›n etkisini ve kad›nlar›n siyasete katabileceklerini irdeledik. Farkl› bak›fl aç›lar›ndan siyasette kad›n hareketini ele ald›k. Demokrasinin vazgeçilmezi olan temsiliyet sisteminin do¤ru çal›flmas›, siyasetin ihtiyaç duydu¤u farkl› bak›fl aç›lar›n›n oluflmas› ama en önemlisi de kad›n›n toplumsal hayatta varl›¤›n›n devam› için mecliste, hükümette, bürokraside, sokakta, evde k›saca her yerde daha çok kad›n siyaset yapmal›.


S‹YASET B‹L‹MC‹ GÖZÜYLE S‹YASETTE KADIN HAREKET‹ “Erkekler kad›nlar›n siyasete girmesini istemiyor” Kad›nlar›n mecliste ve siyasette az temsil edilmesini nelere ba¤l›yorsunuz? Kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oran›n›n %23 oldu¤u bir ülkede, siyasete kat›labilmek için gerekli ba¤›ms›z ekonomik güce sahip kad›n, erkeklere oranla çok az. Ayr›ca Türkiye’de y›llard›r üniversite mezunu erkekler kad›nlar›n dört kat› kadard› ve parlamenterler ço¤unlukla üniversite mezunu olurlar. Kad›nlar bu konuda da dezavantajl›. Sonra toplumsal roller konusu var. Bu roller dönüflmezse, kad›n temsilci olman›n kad›nlar›n geleneksel iyi efl/iyi anne rolleriyle veya siyasal hayatta kad›n olma rolüyle ba¤daflt›r›lmas› zor oluyor. fiu andaki siyasal düzen de erkeklerin önceliklerine ve siyaset yapma biçimlerine göre oluflturulmufl. Bilinen bir örnek, siyasi parti toplant›lar› kad›nlar›n en yo¤un çal›flt›¤›-çocuklar›n evde bulundu¤u “erkeklerin ifl saatleri sonras›na” konmas›. Ve de bütün bunlar› gö¤üslemifl, aflm›fl, baflarm›fl seçmenle gayet iyi diyalogu olan kad›nlar, bizim parlamenter sistemimizde son kertede parti baflkanlar›n›n kararlar›yla oluflan listelerde parti baflkanlar›na kendilerini kabul ettiremedikleri veya erkek rakiplerinin daha uygun olaca¤› düflünceleri ile listelerde seçilebilecek yerlere yerlefltirilmiyorlar. KA.DER gibi sivil toplum kurulufllar›n›n bafllatt›¤› kampanyalar etkili mi? Bunlar›n çok önemli oldu¤unu düflünüyorum. Bir fleylerin de¤iflmesi için her fleyden önce içerden bir talep gelmesi gerek. Ben de KA.DER’in kurucu üyelerindenim ve bu talebin kad›nlar taraf›ndan ses getirerek yap›lmas›n› önemsiyorum. Çarp›c› kampanyalarla da ifl bitmiyor. ‹flin mutfa¤›, arka plan›, adaylar›n e¤itilmeleri, desteklenmeleri, partilere bask› yap›lmas› gibi konular var. Ama bu kampanyalar toplumun bu konuda bilinçlenmesinde, konunun öneminin kavranmas›nda rol oynuyor. Zaten tek bafl›na KA.DER de yeterli bir ses ç›karamaz. Bu nedenle koalisyonlara giriyor, baflka sivil toplum kurulufllar›, kad›n kurulufllar› ile iflbirlikleri gelifltiriyor. Tabii siyasi partilerle de s›k› iflbirli¤i içindeler. fiimdi kad›n kurulufllar›ndan baflka, mesela Do¤an Grubu da kad›nlar›n meclise girmesi için öncü bir rol oynamaya bafllad›. Vuslat Do¤an Sabanc› bu konuda bafl› çekti. Gazeteler, köfle yazarlar› özellikle kad›n köfle yazarlar› elefltirel yaz›lar›yla bu konuda toplumsal bilinci art›r›yor. Uluslararas› kurulufllar›n s›ralamalar› da soruna meflruiyet veriyor ve parti liderlerinin üzerinde belli bir bask› olufluyor. 2011 seçimleri sonras› mecliste kad›nlar›n oran› nas›l de¤iflecek? 2011 seçimlerinden sonra mecliste kad›nlar›n oran› iki kat›na ç›kacak gibi görünüyor. Yani temsil oran› %9’lardan %18-20’ye ç›kabilir. 100’ün üzerinde kad›n

BÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü ö¤retim üyesi Prof. Dr. Yeflim Arat 2011 seçimlerinde mecliste bugüne göre iki kat kad›n olmas›n› beklese de bunun kad›n bak›fl aç›s›n›n siyasette yayg›nlaflmas› için yeterli olmad›¤›n› söylüyor. Kad›nlar› siyasette ço¤almas›n›n önündeki en büyük engel ise erkekler... seçilebilecek yerlerden aday gösterilmifl gibi. AKP’nin 80’e yak›n, CHP’nin 110 kadar kad›n aday› var listelerde. Evet, herkesin bildi¤i gibi daha çok kad›n temsilci kad›n sorunlar›n› yans›tan temsilci demek olmayabiliyor. Nitekim kad›n say›lar›n›n artmas› -yine sembolik rollerin önemi- partinin “ilerici” görünme iste¤i, dünya s›ralamalar›nda kad›n konusunda çok gerilerde ç›k›yor olmam›z ve bu konuda göz boyama giriflimi vs. gibi nedenlerle gerçeklefltirilebilir. Bu iktidar partisi için de muhalefet partileri için de geçerli. Listelerde öncelikli olarak kad›n sorunlar›n› yans›tmak üzere aday gösterilmifl kad›n pek gözükmüyor. Ama kad›nlar›n siyasette kad›n olarak söz sahibi olabilmeleri için say›lar› çok önemli. Yine de ne nedenle olursa olsun

say›lar›n›n artmas› iyi bir geliflme. Hiçbir fley olmasa da küçük k›zlar “Kad›nlar da milletvekili olabiliyormufl” derler, kad›n vekiller onlara model oluflturur. Zaman içinde baflka dönüflümler de oluflmal›, koalisyonlar kurulup, kad›nlar›n haklar› savunulmaya devam edilmeli. Siyasette kad›nlara biçilen kal›plar nas›l k›r›l›r? Siyasetteki kal›plar›n k›r›lmas› kad›n erkek aras› güç dengeleri ile toplumsal bilincin, toplumsal rollerin dönüflmesi ile çok ilgili. Bu güç dengesi de, bu roller de geleneksel rollerin bugünlerde oldu¤u gibi -vurgulanmas› ile de¤il, her alanda aktif bir biçimde kad›nlar›n olanaklar›n›n artt›r›lmalar› ile de¤iflir. Mesela Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤› kad›n›n ev d›fl›nda çal›flmas›n› cayd›racak aç›klamalar yap›yor. Kad›nlar›n parfüm sürmesine bile kar›fl›ld›. Bunlar olumsuz etki yap›yor hiç flüphesiz.

Toplum Ankara’dan ileride KA.DER’in “275 Kad›n” kampanyas› kapsam›nda KONDA’ya yapt›rd›¤› “Siyasette Kad›n Temsili” araflt›rmas›, Mart 2011’de 5434 kifli ile görüflülerek gerçeklefltirildi. Rapor, toplumun siyasette kad›n adaylara ve mecliste kad›nlar›n daha fazla yer almas›na, ailesindeki kad›nlar›n siyasete girmesine olumlu bakt›¤›n›, bu aç›dan seçmenlerin zihniyet olarak partilerden ileride oldu¤unu gösteriyor. Araflt›rmaya göre, kad›nlar›n siyasetteki düflük temsilini toplum, partiler taraf›ndan yer yer öne sürülen “seçmen istemiyor” nedenine veya kad›n›n geleneksel ailevi rollerine de¤il, esasen siyasette yeterli destek verilmemesine ba¤lan›yor. Türkiye’de her befl kifliden dördü ailesinden bir kad›n›n, kar›s›n›n, annesinin, k›z›n›n, k›z kardeflinin siyasete girmesini onaylayaca¤›n› ifade ediyor.

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 25


SOSYOLOG GÖZÜYLE S‹YASETTE KADIN “Hayata sahip ç›kmak için siyasete daha da fazla ihtiyaç duydu¤umuz günlerdeyiz.”

Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Ö¤retim Görevlisi Nazl› Ökten ’92 vurucu sözlerle kad›n›n sadece siyasette de¤il hayat›n içinde, sadece ülkemizde de¤il dünyan›n ço¤u yerinde savunulmas› gereken bir konuma geldi¤ini söylüyor. Korkar›m, daha fazla kad›n, yak›nda sadece siyasette de¤il dünya üzerinde mevcudiyet anlam›nda bile savunmam›z gereken bir slogan haline gelebilir. Birleflmifl Milletler Dünya Nüfus Fonu raporlar› yeni do¤an

çocuklarda cinsiyet oranlar›ndaki dengesizli¤in uzun vadede yol açabilece¤i sorunlara dikkat çekiyor. T›bbi görüntüleme tekniklerindeki ilerleme sonucu bebeklerin cinsiyetlerinin anne karn›nda belirlenmesi, erkek çocu¤un daha de¤erli, k›z çocu¤un bir yük say›ld›¤› durumlarda çok vahim tercihlere yol açabiliyor. Do¤madan “kaybedilen” k›z çocuklar›na, Türkiye’de son yedi y›lda yüzde 1400 artt›¤› söylenen kad›n cinayetlerini eklerseniz karfl› karfl›ya oldu¤umuz tablo tüyler ürpertici niteliktedir. Daha fazla kad›n, sadece siyasette de¤il hayatta var kalma sloganlar›m›zdan biri haline gelmifltir. Bu aç›dan 275 Kad›n Milletvekili gibi kampanyalar “hayati” önem tafl›maktad›r dedi¤imizde sözcükler bambaflka bir a¤›rl›k kazanmaktad›r. Hayata sahip ç›kmak için siyasete daha da fazla ihtiyaç duydu¤umuz günlerdeyiz. Siyaset meclisle elbette s›n›rl› de¤ildir. Ama mecliste siyasetin etkinli¤ine ihtiyac› olmayan bir toplumsal gruptan söz edilebilir

mi? Feminist hareketin ünlü slogan› “özel olan politiktir” sadece kurumlar çerçevesinde de¤il gündelik hayat pratikleri anlam›nda da mücadeleye ihtiyaç oldu¤unu hat›rlat›r. Ev içi eme¤inin görünür k›l›nmas›, yafll›, hasta ve çocuklar›n bak›m›nda toplumsal sorumluluklar›n bölüflümü gibi konular, kad›nlar›n kurumsal siyasetle aralar›ndaki mesafeyi aç›klamak aç›s›ndan da gündemde tutulmas› gereken bafll›klard›r. Sadece kad›nlar›n siyasete ihtiyac› yok, siyasetin de kad›nlara ihtiyac› var. Kad›nlar›n, örne¤in hali haz›rda iktidarda bulunan AKP’nin iktidara gelifl serüvenindeki paylar› inkar edilemez. Siyasetin pasl› dilini temizlemek için de kad›nlara ihtiyaç vard›r: Gündelik tecrübelerden uzak tan›mlanan, kemikleflmifl, iletiflim kurmaktan ziyade buyurmay› hedefleyen dile bir alternatif oluflturmak gerekti¤i aç›kt›r. Mecliste daha çok kad›n, yaln›zlafl›p erkek egemen bir ortamda edilgenlefltirilmemifl bir kad›n varl›¤› aç›s›ndan yeter flart de¤ilse bile gerek flartt›r.

GAZETEC‹ GÖZÜYLE “Kad›nlar›n Siyasetteki Aktif Rolü Ataerkil Bask›y› Kald›racakt›r” Gazeteci Nagehan Alç› (’01, Pols), siyasette aktif rol almayan ama siyaseti çok iyi analiz eden bir isim. Alç›, Türk siyaset tarihinde akla ilk gelen birkaç kad›n siyasetçinin bile erkek söylemleri ile öne ç›kt›klar›n› hat›rlat›yor ve kad›n›n siyasetteki rolünün artmas›n›n kad›n haklar› konusundaki geliflmeler için önemli bir rolü oynad›¤›n› belirtiyor. 26 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Mevcut düzende kad›nlar karar mekanizmalar›nda etkin de¤iller. Bunun sebebi erkeklerin yönetim paylafl›m ve karar süreçlerini önemli ölçüde ellerinde bulundurmalar›. Bu durum özellikle bat›da kad›nlar lehine de¤iflse de hala erkeklerin egemen düzeni her yere hakim. Siyaset de hayat›n ta kendisi oldu¤u için bu eflitsiz durum oraya da yans›yor. Kad›nlar hala mahreme ait çocuk ve ailenin bir parças› olarak düflünülüyor. Tek bafl›na düflünülemiyor. K›z çocuklar anne kimliklerinin ötesine geçemedikleri için onlara hep bu rollerle ilgili görevler düflüyor. Yak›n dönem

Türk siyasetinde Tansu Çiller, Meral Akflener örnekleri geliyor benim akl›ma ama orada da özellikle Çiller örne¤inde erkek dili görüyoruz maalesef. Kad›n ve erkekler toplumun eflit ve sorumlu bireyleri olduklar›na göre toplumu yönetme iflinden de ayn› oranda sorumlular. Kad›nlar kad›nlar› temsil eder demiyorum, kad›nlar da erkekler kadar siyaset üzerinde hak sahibidirler diyorum. Kad›nlar›n siyasette daha etkin olmas› hem kad›n üzerindeki ataerkil bask›y› kald›racak hem de kanunlar›n ve düzenin kad›n aleyhine geliflmesinin önüne geçecektir.


S‹V‹L TOPLUM ‹Ç‹NDEN BAKIfi “Temel mesele say›dan da öte kat›l›mc›l›kt›r, dönüflümdür, demokrasinin ileriye evrilmesidir ve temsil say›s› da bunun bir arac›d›r.” Yaklafl›k yirmi y›ld›r siyasetin içinde olan KA.DER Genel Yönetim kurulu üyesi Fezal Gülfidan ’76, bu zaman içinde siyasi parti yöneticili¤i yapm›fl, milletvekili aday› olmufl. On y›ld›r da KA.DER’de (Kad›n Adaylar› Destekleme ve E¤itme Derne¤i) seçimle ve atanarak gelinen siyasi ve bürokratik mevkilerde kad›nlar›n daha fazla temsil edilmesi için gönüllü olarak çal›fl›yor. Kad›nlar›n mecliste ve siyasette az temsil edilmesinin sebepleri neler? Türkiye’nin çok çeflitli alanlarda demokratikleflmeye ihtiyac› oldu¤u görülüyor, demokratikleflmenin öncelikle kad›n üzerinden yap›lmas› gerekti¤ini ve yine öncelikle siyasette, seçim ve atamayla gelinen karar organlar›nda kad›nlar›n ve erkeklerin eflit temsiliyle aflama kaydedece¤ine inan›yorum. Bir kere siyaset ataerkil ve içe kapal› bir yap›, fazlas›yla hiyerarflik, seçimden seçime kap› aralan›yor ve masa bafl›nda yaz›lan listelere bazen küçük bir A tak›m› kadrosunun, bazen biraz daha genifl bir parti yönetimi kadrosunun takdir ve onay›yla temsilcili¤e hak kazand›¤› düflünülen yeni kifliler yaz›l›yor. Ara s›ra ‘taban›n da sesini dinleyelim’ diyenler ç›k›yor, ön seçimler yap›l›yor, o seçimlerde ilk s›rada ç›kan kad›nlar oluyor ama listeler aç›kland›¤›nda, kontenjan adaylar›n›n birer ikifler önlerine dizildi¤i bu kad›nlar bir bak›yorsunuz üçüncü, dördüncü s›raya düflmüfl. Bizdeki bu garabet bir yana, mecliste kad›n temsilci oran› bugün itibariyle yüzde 8.87 olmakla birlikte asl›nda Türkiye’de siyasette, siyasi partilerde kad›nlar var, hem de çok say›da varlar. Ancak sistem onlar› görünür k›lmaz. Partiler seçimlerde kad›nlar›n omuzlar›na basarak yükselir, yak›n siyasi tarihte bunun çok önemli örneklerini biliyoruz. Tabii kad›nlar›n bir de para sorunu var. Biliyorsunuz Türkiye’de tafl›nmaz mallar›n yüzde 90’› erkeklerin üzerine, istihdam edilmifl kad›n oran› yüzde 23 civar›. Avrupa’da istihdam oranlar› yüzde 60 ve üzerinde. Ama burada bu sorunu aflmay› beceren ve buna çaba gösteren çok kad›n var partilerde. Partiler hazineden ald›klar› paran›n bir k›sm›n› seçim zaman›nda kad›n adaylar için, sair zamanda kad›n kollar› ve yöneticilerinin güçlenmesi için harcamak üzere düzenlemeler yapmal›, Avrupa’da oldu¤u gibi. Yoksa paray› veren siyaset yapar gibi bir durum ortaya ç›k›yor ki, bu demokrasi ve temsil kavramlar›na çok ayk›r›. Siyasetin flartlar› erkeklerin yaflam döngüsüne göre ayarlanm›fl. Kad›n›n bazen bu döngüye kendi ailevi ve sosyal sorumluluklar› nedeniyle ayak uyduramad›¤› görülür belki ama bu da yine bir miktar aile içindeki

ifl bölümünün genelde esnek olmamas›ndan kaynaklan›yor san›r›m. Ama kad›nlar da art›k siyasetin kurallar›n› ö¤rendi ve eminim yak›n bir zamanda bu kurallar› daha eflit, daha demokratik ve kendi yaflam döngülerine de uyan bir platforma çekecekler. Türkiye’deki siyasi yap›n›n baz› konularda inat etmemesi laz›m. Kad›n her yerde kad›n; yaflam flartlar›, ekonomik durumu, sorumluluklar› dünyan›n tüm ülkelerinde afla¤› yukar› benzefliyor. Avrupa ve dünya ülkelerinde kad›n temsilinin giderek yükseldi¤ini görüyoruz. ‹sveç’te yüzde 50’lerde olan kad›n temsili Avrupa’da genelde yüzde 25 ve 35’lerde seyrediyor, Güney Amerika ve Afrika ülkelerinde kad›n temsili tahmin edemeyece¤iniz kadar yüksek. Bu nas›l oldu? Kuflkusuz ço¤u yerde demokrasi kültürünün dönüflmesi de var iflin içinde, ama as›l neden seçim kotas› ya da olumlu ayr›mc›l›k dedi¤imiz sistem. Ve hatta üç Avrupa ülkesinin anayasas›nda eflit temsil flart› var ki, bizim de KA.DER olarak talebimiz ve çabam›z yeni anayasaya bu flart›n girmesi. Dünyan›n demokratik ülkelerinin tamam›na yak›n›nda, 111 ülkede, seçim kotalar› var ve uygulan›yor. Kad›nlar siyasete siyaset de kad›nlara al›fl›yor böylece. Kad›n vekillere, genellikle “Kad›n ve Aileden Sorumlu Bakan” gibi yine toplumda kad›na biçilen rollerle paralel yetkiler verilmesinin sebebi nedir? Siyasette farkl› rollerde veya lider konumunda kad›n görmek neden bu kadar zor? Evet, böyle bir sorun var. Siyasette de kal›plar var ve bu da bir kal›p. Siyasetçi erkekler siyaseti temsil ve hizmet alan›ndan ziyade çok önemli bir güç ve istihdam alan› olarak görüyor. Tabii bu durumda böylesi önemli görevlerin anlafl›lan

yetene¤ine, deneyimine ve dayan›kl›l›¤›na güvenilemeyen kad›nlara teslim edilmesi düflünülmüyor bile! Baflka sebep ne olabilir? Ancak kad›nlar mecliste art›k çok daha öne ç›k›yor, farkl› partilerin kad›n vekillerinin iletiflim kurabilme çabalar› var. KA.DER’in de onlar›n bir araya gelebilmelerini sa¤lamakta bir çabas› var. Bu iletiflim de kad›n›n gücünü görünür k›lacak etkili yöntemlerden biri olacakt›r ve bakanl›k kap›lar›n› zorlayacakt›r diye düflünüyorum. ‹spanya’n›n daha önceki dönemde dokuz kad›n bakan› varken, Avustralya, Almanya, ‹zlanda, Bangladefl, Liberya, Kosta Rica, Litvanya, vs. daha birçok ülkede kad›n baflbakan ve bakanlar› varken ve dünya de¤iflirken Türkiye de bu konuda bir kelebek etkisine maruz kalacakt›r. KA.DER’in 8 Mart’ta her y›l yay›nlad›¤› bir siyaset ve devlet bürokrasi karnesi var. Türkiye’nin bu alandaki içler ac›s› durumunu kamuoyunun dikkatine getiriyoruz. Kad›n vekillerin say›lar›n›n artmas›n›n siyasete getirece¤i katk›lar nelerdir? Önce flunu unutmamak laz›m, meclis bir temsil yeridir. Biz de demokratik bir ülke oldu¤umuz iddias›nday›z. Ülke nüfusunun yar›s› kad›n ve temsil edilmiyor. Bu bir çarp›kl›k ve haks›zl›k. Asl›nda temel mesele say›dan da öte kat›l›mc›l›kt›r, dönüflümdür, demokrasinin ileriye evrilmesidir ve temsil say›s› da bunun bir arac›d›r. Kad›n milletvekili say›s›ndaki bu art›fl kad›nlar için eflit vatandafll›k hakk›n›n kullan›lmas› ve seçilme krizinin 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 27


KA.DER Yönetim Kurulu Üyeleri bir arada. (Fezal Gülfidan sa¤dan birinci oturan) çözülmesi yolunda bir ilerleme, Türkiye’nin demokrasi alg›s›nda dönüflüm yaratacak da bir unsur olacak. Kad›nlar hayat›m›za yeni bak›fl aç›lar› ve sorunlar›n çözümüne yeni ve farkl› çözümler ortaya koyacak. Siyasetin üslubu de¤iflecek her fleyden önce. Mecliste kad›n vekillerin say›s›n›n artmas› herkesin konuflmas›na dikkat etmek ve daha sayg›l› olmak zorunda kalaca¤› bir meclisin oluflmas›nda etkili olacak. Nüfusun yüzde ellisi olan kad›nlar›n e¤itim, istihdam, fliddet, a¤›r geleneksel flartlarda yaflamas›, ayr›mc›l›¤a

u¤ramas› gibi yaflamsal sorunlar› ancak bunu anlayabilen ve belki de yaflam›fl olan kad›nlar taraf›ndan çok daha h›zl› ve do¤ru biçimde çözülebilir. Kad›n vekillerin say›s›ndaki art›fl Türkiye’nin hala çok yetersiz olan çevre sorunlar›n› ve çözümlerini de daha s›kl›kla gündeme getirecektir, çünkü kad›n ve do¤a birbirine çok benzer. 275 Kad›n Milletvekili kampanyas›ndan bahsedebilir misiniz? Son y›llarda bir yerel ve iki genel seçim için KA.DER etkin kampanyalar yapt›. 275 kad›n kampanyas› demokrasi talebi olarak eflit temsil talebimizi ortaya koyuyor. Dayana¤› da KONDA araflt›rma flirketinin Mart ay›nda bizim için gönüllü olarak yapt›¤›

Siyasette Kad›n Temsili Araflt›rmas›. Kampanyay› herkesin sahiplenmesini amaçlad›k, kad›nlar› tüm renkleri ve çeflitlilikleriyle kapsamaya ve görünür k›lmaya, herkesin bu kampanyay› benimsemesine çal›flt›k, nitekim öyle de oldu. Hiç tan›mad›¤›m›z kad›n örgütleri, kent konseylerinin kad›n meclisleri kendi illerinde bu kampanyay› yürütüyorlar. Kampanya sahiplenildi ve böylece Türkiye çap›nda yayg›nlaflt›r›ld›. Hakl› Kad›n Platformu, Baflörtülü Aday Yoksa Oy da Yok Platformu bizim kampanyam›z›n ard›ndan hemen oluflarak Türkiye gündemine girdiler ve “275 Kad›n” slogan›n› yayg›nlaflt›r›yorlar. Kad›n milletvekili adaylar›na ve kad›n seçmenlere mesajlar›n›z neler? Kad›n milletvekili adaylar›n›n geçmifle oranla çok yüksek bir siyasal ve toplumsal bilinçle birlikte aday olduklar›n› düflünüyorum. Kendilerini anlat›rken umar›m siyasetin eril dalgas›na kap›lmadan, kad›n olarak samimiyetlerini, insana dokunan yönlerini, zihniyet farkl›l›klar›n›, bakt›klar› pencereden gördüklerini ve güçlerini ortaya koyarlar. Kad›n seçmen taleplerini çeflitli sivil örgütler yoluyla da duyurur oldu ve bilinçlendi. Biz de KA.DER olarak asl›nda onlar›n bir sesiyiz. Kad›nlar kendilerini temsil eden daha çok kad›n›n olmas›n› istiyor. Seçim günü bunu da göz önüne alacaklar›n› umuyorum.

Ö⁄RENC‹ GÖZÜYLE BÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler son s›n›f ö¤rencisi Hande Güzel ’11 kad›n hareketinden bahsedilmeyece¤i gün geldi¤inde kad›nlar›n gerçekten siyasetin parças› olaca¤›n› düflünüyor. 28 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Siyasette bir “kad›n hareketi”nden bahsetmenin gereklili¤i bile hâlâ ‘kad›n’›n erkekten farkl› ve siyasetin içinde do¤al olarak yer almayan ikincil bir cinsiyet olarak alg›land›¤›n›n göstergesi. Siyasetin bir kurum olarak ataerkil yap›da olmas› sebebiyle kad›n ancak sonradan gelen, özel bir kategori

olarak sistemin içinde yer alabiliyor ve bu konumuyla mevcut sistemin yeniden üretilmesine katk›da bulunuyor. Ancak ve ancak erkek hareketinden bahsetmedi¤imiz gibi kad›n hareketinden de bahsetmemize gerek olmad›¤›nda kad›nlar siyasetin organik bir parças› haline gelmifl olacaklard›r.



Yaz›: Gizem KAYAN ’11 Foto: Cihan ALDIK

BÜMED’DEN

BU 409:

Introduction to Business Life

Bir BÜMED gelene¤i olan ve kariyerlerinin bafl›ndaki Bo¤aziçi ö¤rencilerini ifl hayat›n›n deneyimli isimleri ile bir araya getiren BU 409 seminerleri bu sene bir ilke imza att›. Sektörel tan›t›mlar›n yan› s›ra kariyer planlama, mülakat teknikleri, CV haz›rlama gibi ö¤rencilerin ifl hayat›nda faydalanaca¤› konularda bilgileri Türkiye’nin en önde gelen isimlerinden ald›lar. BU 409 her seminerinde ö¤rencilere hayatlar›n› planlarken faydalanabilecekleri ipuçlar› sundu.

30 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

H

er y›l düzenlenen BU 409: Introduction to Business Life seminerlerinin temel amac› 3. ve 4. s›n›f ö¤rencilerine ifl hayat›n› anlatmak ve farkl› sektörlerle ilgili bilgi sahibi olmalar›n› sa¤lamak. Ancak bu seneki seminer önceki senelere göre biraz farkl›yd›. Çünkü bu sene sektör tan›t›mlar›n›n yan› s›ra kariyer planlama, meslek seçimi ve ifle al›m süreci gibi konulara a¤›rl›k verildi. Her sene oldu¤u gibi bu sene de seminere alan›nda baflar›ya ulaflm›fl Bo¤aziçi Üniversitesi mezunlar› geldi ve mezun adaylar›na yol gösterici nitelikte olan tecrübelerini büyük bir samimiyetle paylaflt›lar. Seminerler, ö¤rencilerin sorular› ile interaktif bir halde devam etti. En az üç seminere kat›lan ö¤renciler kat›l›m sertifikas› almaya hak kazand›.


11 Nisan Pazartesi gününün ilk konuflmac›s› E&E Dan›flmanl›k kurucusu K›vanç Ersöz ’80, kariyer planlama ve öneminden bahsetti. Ersöz konuflmas›na ‘‹fl hayat› nas›ld›r?’ sorusu ile bafllad›. ‹fl hayat›n›n san›ld›¤›n›n aksine e¤lenceli, ö¤retici ve heyecanl› oldu¤unu ifade ederken ifl hayat›n› daha verimli k›labilmek için her koflulda bir fleyler ö¤renmeye çal›flmak gerekti¤inin önemine vurgu yapt›. Konuflmas›na kariyer planlamada dikkat edilmesi gereken noktalar› anlatarak devam eden Ersöz, hayatta as›l iflimizin yaflamak oldu¤una dikkat çekerek önemli olan›n hayat dengesini kurabilmek oldu¤unu belirtti. ‹fl hayat›nda baflar›l› olmak için gerekenleri ‘PACK’ ad› alt›nda sistematize etti¤ini belirten Ersöz konuflmas›na pack

kavram›n› aç›klayarak devam etti. Perception (Alg›), Attitude (Tutum), Creation (Yaratma) ve Knowledge (Bilgi) kelimelerinden oluflan bu kavramdaki her kelimenin ifl hayat›nda büyük önem teflkil etti¤ini anlatt›. Perception ile her zaman farkl› bak›fl aç›lar›ndan düflünmeye çal›fl›p alg›y› s›n›rlamamak gerekti¤inin önemini vurgulayan Ersöz, Attitude ile hayata karfl› olan tutumumuzun baflar›y› belirledi¤inden bahsetti. Creation ile herkesin kendine uygun ifli ve hayattaki mutlulu¤unu yaratacak güce sahip oldu¤unu ancak bunun için kendini iyi tan›mas› gerekti¤inin alt›n› çizerken Knowledge ile de de¤iflimi takip edebilmek ve baflar›l› olmak için sürekli ö¤renmek gerekti¤inin öneminden bahsetti.

7 Nisan Sal› gününün ilk konuflmac›s› aile flirketleri dan›flman› Haluk Alacakl›o¤lu ’79 idi. Öncelikle kendi kariyerini anlatan Alacakl›o¤lu, aile flirketlerine gelen yöneticilerin neden k›sa bir süre iflten ayr›ld›klar›n› merak etmesi ve araflt›rmas› üzerine bu konuda uzmanl›k gelifltirdi¤inden bahsetti. Dünyadaki flirketlerin çok büyük bir k›sm›n›n aile flirketi oldu¤unu vurgulayan Alacakl›o¤lu, aile flirketlerinin her zaman profesyonellere ihtiyac› oldu¤unu belirtti. Geliflmifl ülkelerde her on üst düzey yöneticiden alt›s›n›n aile flirketlerinde çal›flmakta oldu¤unu söyleyen Alacakl›o¤lu, konuflmas›n›n devam›nda bu onda alt› içinde olabilmek için tavsiyelerde bulundu. Her ailenin kendine özgü dinamikleri oldu¤una dikkat çeken Alacakl›o¤lu, baflar›l› bir yönetici olmak

için bu dinamikleri tan›y›p iyi ö¤renmek gerekti¤ini belirtti. Alacakl›o¤lu konuflmas›n›n geri kalan›nda ö¤rencilerin

1.Gün

Seminerin sektör bölümünde GM Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik ’89 tecrübelerini ö¤rencilerle paylaflt›. Okulu bitirip kariyerine nas›l bafllad›¤›n› anlatarak söze bafllayan Keklik yap›lan ifli sevmenin önemine vurgu yapt›. Kiflinin güçlü ve zay›f noktalar›n› bilip bu do¤rultuda ilerlemesi gerekti¤ini söyleyen Keklik ifl hayat›nda kendisinin çok fley ö¤rendi¤ini anlatarak ö¤renmeye aç›k olmak gerekti¤ini vurgulad›. ‹çinde bulundu¤u otomotiv sektörünü anlatarak sözlerine devam eden Keklik, kendisinin ifle al›mlarda nelere dikkat etti¤ini anlatt›. Son olarak ö¤rencilere staj yaparak farkl› sektörleri ve flirketleri tan›malar›n› tavsiye etti.

Özcan Keklik

Türkiye’deki aile flirketleri ile ilgili sorular›n› yan›tlad› ve kendi çal›flt›¤› flirketlerle ilgili deneyimlerini anlatt›.

Haluk Alacakl›o¤lu

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 31

2.Gün

K›vanç Ersöz


2.Gün • devam 3.Gün

Günün ikinci konuflmac›s› Euro RSCG CEO’su Levent Erden ’81 idi. Marketing (pazarlama) ile ilgili konuflmas›na Türkiye’de pazarlama yap›lamad›¤›n› söyleyerek bafllayan Erden herkesi flafl›rtt›. Verdi¤i tarihsel örnekler ve yapt›¤› aç›klamalarla seminerin en ilgi çekici konuflmalar›ndan birini yapan Erden dünyadaki de¤iflimi ve bu de¤iflimin sektöre etkisini anlatt›. Eskiden pazarlaman›n kitlelere yönelik oldu¤undan ve bireyselli¤in artmas› hatta sosyalli¤in yavafl yavafl bitmesi ile sektörün ne flekilde de¤iflti¤inden bahsetti. Pazarlama ve reklam gibi sektörlerde baflar›l› olmak için risk alman›n öneminin alt›n› çizen Erden baflar›l› olmak için de¤iflimi takip etmenin üzerinde durdu. Bugün be¤enilerin tamamen de¤iflti¤ini ve art›k be¤enilerin tatmin üzerine oldu¤unu bu yüzden okulda ö¤retilen tarihi kuramlar›n art›k geçersiz oldu¤unu vurgulad›. Erden konuflmas›na baflar›l›

13 Nisan Çarflamba gününün ilk konu¤u insan kaynaklar› dan›flman› Murat Ergene ’91 idi. Ergene ilk olarak kendi ö¤rencilik y›llar›nda okula gelen konuflmac›lar›n kariyerlerini merak etti¤ini ifade etti bu yüzden söze kendi kariyerini anlatarak bafllad›. Kendini ve ifl hayat›n›n seyrini anlatmas›n›n ard›ndan ifle al›mda yap›lan testler ve CV haz›rlaman›n önemi üzerinde durdu. Ergene de di¤er konuflmac›lar gibi öncelikle kiflinin kendi özelliklerine ve yetilerine uygun bir ifl seçmesinin önemli oldu¤unu belirttikten sonra önem s›ras›ndaki yeri CV’nin ald›¤›n› ifade etti. Do¤ru CV’nin kifliyi mülakata tafl›d›¤›n› da ekledi. Ergene konuflmas›na teknik ve içerik olarak iyi

Levent Erden

olmak için klasik ve konvansiyonel olandan uzaklaflmak gerekti¤ini belirterek devam etti. Ancak klasik ve konvansiyonelden uzaklaflmak için önce bu ikisini çok iyi ö¤renmek gerekti¤ini sözlerine ekledi. Sürekli de¤iflen dünyada mezun adaylar›na kariyer plan› yaparken bugünü baz alarak düflünmemelerini tavsiye etti. Onbefl sene sonras›n›n

dünyas›n› devrimsel de¤ifliklikler çerçevesinde hayal edip o dünyada olmak istenilen yeri hayal ederek düflünmeyi önerdi. Son olarak yapt›¤› ifllerden örnek vererek reklam ve pazarlama sektörünün insanlar üzerine etkisine dikkat çekti ve bu ifli yapmak isteyenlerde insanlar› etkileme ve de¤ifltirme dürtüsünün olmas› gerekti¤ini ifade etti.

bir CV’nin nas›l olmas› gerekti¤ini anlatarak devam etti. CV haz›rlamaya kariyer plan›n› yazarak bafllaman›n iyi bir ad›m oldu¤unun alt›n› çizdi. Bir di¤er önemli noktan›n stajlar›n ve al›nan sertifikalar›n yaz›l›fl biçimi oldu¤unu belirten Ergene, bu ba¤lamda spesifik olman›n önemine vurgu yapt›. Sadece staj yap›lan yerin ad›n›n yaz›lmas› yerine staj s›ras›nda hangi görevde bulundu¤unu, ne ö¤rendi¤ini yazman›n çok daha olumlu bir etki yarataca¤› örne¤ini verdi. Bir di¤er önemli noktan›n çevre çal›flmas› (networking) oldu¤una dikkat çekti.

’87 sigortac›l›k sektörünü anlatt›. Üç kuflakt›r yöneticilik yapan bir aileden gelen Erül bankac›l›kla bafllad›¤› kariyerinden sigortac›l›¤a geçiflini ve bu sektörde nas›l ilerledi¤ini mezun adaylar›yla paylaflt›. Sigortac›l›¤›n Türkiye’de büyüyen bir sektör oldu¤unu belirten Erül konuflmas›na sigortac›l›kta ifle al›m aflamas›nda nelere dikkat edildi¤inden söz etti. Sigortac›l›¤›n sosyal yan›n›n a¤›r oldu¤unu vurgulad› ve geliflmeleri takip edebilmek için yabanc› dilin çok önemli oldu¤unun alt›n› çizdi. Son olarak Erül mezun adaylar›na tavsiyelerde bulundu. Girdi¤i iflte devam etme saplant›s›n›n insana zarar verdi¤ini belirtti ve sevdi¤iniz iflleri ertelemeyin diye ekledi.

Günün di¤er konuflmac›s› Cordia Sigorta’n›n yöneticisi ve orta¤› Ali Erül Murat Ergene

Ali Erül

32 2011 BO⁄AZ‹Ç‹


15 Nisan Cuma günü seminer MicroCDP FZC CEO’su Mehmet ‹yimen’in (’80) konuflmas› ile bafllad›. ‹yimen ö¤rencilerle okulu bitirdikten sonra ifl hayat›na nas›l bafllad›¤›n› ve kariyerinin ne flekilde ilerledi¤ini paylaflt›. Kariyer yolculu¤u içinde kendini keflfetti¤ini, iyi oldu¤u yönlerin üzerine gitti¤ini ve ‹ngilizcesini ilerletti¤ini bu sayede baflar›ya ulaflt›¤›n› belirtti. Konuflmas›na biliflim ve teknoloji sektörünü anlatarak devam eden ‹yimen flu anda içinde biliflim ve teknolojinin yer almad›¤› hiçbir sektör olmad›¤›n›n alt›n› çizdi. Özellikle bu sektör için

Mehmet ‹yimen

4.Gün

Gönç bir mülakattaki en önemli unsurun ifl için do¤ru kifli oldu¤unu gösterebilmek oldu¤una vurgu yapt›. Mülakat sonras›nda kendinizi iyi ifade etti¤inizi düflünmenin mülakat›n baflar›l› geçti¤ine iflaret oldu¤unu da ekledi. Fatih Gönç

Okan Y›lmazer

mülakatlar›n ifle baflvuran kifli aç›s›ndan da sorular sorarak firmay› yak›ndan tan›ma f›rsat› sa¤lad›¤›n› ekledi. Bunun üzerine mülakatlarda en çok sorulan sorular ve ifle baflvuran kiflinin sorabilece¤i sorular üzerine ö¤rencilerle sohbet etti.

Tunçel Gülsoy

giriflimcili¤in ve cesaretin önemini ifade etti. Biliflim ve teknoloji sektörünün genç, dinamik, sürekli de¤iflen, trend yaratan ve rekabetçi bir sektör oldu¤unu da sözlerine ekledi. Bu sektörde çal›flmak isteyenlere tavsiyelerde bulunan ‹yimen, mezun adaylar›na araflt›rmac› olmalar›n› ve ‹ngilizcelerini gelifltirmelerini önerdi. Son olarak her fleyin e¤itimde bitmedi¤ini söyleyen ‹yimen kifli ister ve kendini gelifltirirse baflar›l› olmak için önünde engel kalmayaca¤›na vurgulad›. Bu noktada sözü freelance koçluk yapan Tunçel Gülsoy ’75 ald›. Öncelikle ö¤rencilerle dinledikleri baflar› öykülerinin onlarda yaratt›¤› hisler üzerine sohbet

etti. Bu noktada, baflar›ya ulaflm›fl kiflileri model almak yerine onlardan ilham al›p kendini keflfetmenin önemini vurgulad› Bunun ard›ndan Gülsoy mezun adaylar›na hayallerini sordu ve konuflma kat›l›mc› ö¤rencilerin kariyer planlar› üzerine yapt›¤› yorumlar ile devam etti. BU 409 seminerlerinin kapan›fl›n› BÜMED Genel Sekreteri Mustafa Uyal ’82 yapt›. Marka ve insan iliflkisi üzerine konuflan Uyal marka de¤eri yaratmak için yap›lacaklardan bahsetti. Bunun en önemli basamaklar›ndan birinin fark yarat›p bu imaj› en iyi flekilde d›flar› yans›tabilmek oldu¤unu ifade etti. Mustafa Uyal

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 33

5. Gün

14 Nisan Perflembe günü h›zl› tüketim sektörü ve mülakat sürecinden bahsetmek üzere konuflmac›lar Red Bull sat›fl direktörü Fatih Gönç ’97 ve Red Bull genel müdürü Okan Y›lmazer ’95 idi. ‹zlenilen Red Bull tan›t›m videosu ard›ndan Y›lmazer mezun adaylar›n› h›zl› tüketim sektör ile ilgili bilgilendirdi. Sektördeki en önemli iki fleyin sat›fl ve pazarlama oldu¤unu belirten Y›lmazer, firmalar›n bu alanda nitelikli elemana ihtiyac› oldu¤unu ifade etti. Daha sonra sat›fl ve pazarlama bölümlerini detayl› olarak anlatt›. Sektör tan›t›m›n›n ard›ndan kariyer planlamas› s›ras›nda ifl hayat›ndan ne bekledi¤ini netlefltirmenin öneminden bahsetti. Bunu netlefltirebilmek için staj yaparak farkl› sektörleri ve firmalar› tan›man›n iyi bir yol oldu¤unu da sözlerine ekledi. Ard›ndan Y›lmazer sözü Fatih Gönç’e b›rakt›. Gönç konuflmas›na mülakat›n en yayg›n eleman seçme yöntemi oldu¤unu ifade ederek bafllad›. Mülakatlar›n temel amac›n›n kifliyi en iyi flekilde tan›mak oldu¤unu belirten Gönç,


BÜMED’DEN

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK ’08 Foto: Cihan ALDIK - Tufan Ç‹V‹C‹

6. BÜMED Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri 6. BÜMED ‘’Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri’’ 16-17 Nisan tarihlerinde BÜMED Bahçe’de gerçekleflti.

B

ÜMED taraf›ndan 6 y›ld›r geleneksel olarak düzenlenen ve büyük ilgi gören Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri bu y›l 16-17 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi. Etkinlik kapsam›nda ‹stanbul’un önde gelen özel ilkö¤retim ve anaokullar› ailelerle bulufltu. Okul seçimlerinde ailelere yol göstermeyi amaçlayan etkinlikte kat›l›mc› okullar stantlar›na gelen ziyaretçilere kendilerini tan›t›rken, canl› sahne aktiviteleri, çocuklar için özel olarak haz›rlanan etkinlikler ve sürpriz hediyeler etkinli¤in s›cak ve e¤lenceli bir ortamda gerçekleflmesini sa¤lad›. 18 okulun kat›ld›¤› tan›t›m günleri süresince veliler ‹stanbul’un önde gelen özel okullar›n›n yetkilileri ile bir araya gelerek bilgi alma f›rsat› buldular. Ayr›ca dileyen ziyaretçiler Art› E¤itim dergisi stand›ndan tan›t›c› dergiler ald›lar. Okul Tan›t›m Günleri kapsam›nda 17 Nisan Pazar günü 15.30-17.00 saatleri aras›nda Yrd. Doç. Dr. Mine Göl-Güven “Bilerek tercih edelim, içimiz rahat olsun...” bafll›kl› bir seminer verdi. ‹ki gün boyunca süren Okul Tan›t›m Günleri Bo¤aziçi camias›na bir kez daha seçkin pek çok okulu yak›ndan tan›ma ve çocuklar›yla birlikte hem keyifli hem de faydal› bir hafta sonu geçirme f›rsat› sundu.

34 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Etkinli¤imize kat›lan okullar: 1. ALKEV ALMAN L‹SEL‹LER KÜLTÜR VE E⁄‹T‹M VAKFI ÖZEL ANA VE ‹LKÖ⁄RET‹M OKULU 2. AYIfiI⁄I ANAOKULLARI LEVENT - ÇEKMEKÖY 3. BJK KOLEJ‹ 4. ÇEVRE KOLEJ‹ 5. DO⁄Ufi E⁄‹T‹M KURUMLARI 6. ‹STANBUL ERKEK L‹SEL‹LER E⁄‹T‹M VAKFI E⁄‹T‹M KURUMLARI 7. ‹STEK OKULLARI 8. LANGUAGE LANDS 1-10 YAfi YABANCI D‹L PROGRAMI 9. MODAFEN ‹LKÖ⁄RET‹M ve L‹SE-EDUKAKIDS 10. NOTRE DAME DE SION L‹SES‹ E⁄‹T‹M VAKFI ÖZEL NESL‹N DE⁄‹fiEN SES‹ ANAOKULU VE ‹LKÖ⁄RET‹M OKULU 11. ÖZEL ATAfiEH‹R ADIGÜZEL E⁄‹T‹M KURUMLARI 12. ÖZEL ‹STANBUL KOLEJ‹ 13. ÖZEL M‹KADO ANAOKULUFASTRACK‹DS 14. ÖZEL NEfiE ERBERK ANAOKULLARI 15. ÖZEL SEZ‹N OKULU 16. ROBERT KOLEJ MEZUNLAR DERNE⁄‹ 4-10 YAfi GRUBU YAZ ETK‹NL‹KLER‹ 17. SAINT JOSEPH L‹SES‹ E⁄‹T‹M VAKFI ÖZEL KÜÇÜK PRENS OKULLARI 18. TERAKK‹ VAKFI ÖZEL fi‹fiL‹ TERAKK‹ ANAOKULU-TERAKK‹ VAKFI ÖZEL fi‹fiL‹ TERAKK‹ ‹LKÖ⁄RET‹M OKULU


Erken çocukluk e¤itiminde kalite göstergeleri BÜMED taraf›ndan alt›nc› kez düzenlenen Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri kapsam›nda Yrd. Doç. Dr. Mine GölGüven “Bilerek tercih edelim, içimiz rahat olsun...” bafll›kl› bir seminer verdi. Seminerde velilerle birebir iletiflim halinde olan Göl-Güven okul seçiminde önemli rol oynayan kalite göstergelerinden bahsetti ve velilerin en çok dikkat etmeleri gereken konular üzerinde durdu. E¤itimde Kalite Göstergeleri Bir ürünün kaliteli oldu¤unu gösteren kriterlerin öneminden bahseden Göl-Güven seminerine velilere okul seçerken hangi kriterlere önem verdiklerini sorarak bafllad›. Velilerin cevaplar›nda ikinci dil e¤itimi, okulun faaliyet süresi, tarihçesi, ikamet edilen yere yak›n olmas›, ö¤retmenlerin güler yüzlü olmas›, mezunlar›n baflar›s›, okulun ücreti ve e¤itim felsefesi okul seçiminde öne ç›kan kalite göstergeleri oldu. Göl-Güven veliler taraf›ndan s›ralanan tüm bu kalite göstergelerinin yan› s›ra velilerin dikkat etmeleri gereken farkl› kriterleri görseller ve örnekler vererek detayland›rd›. Fiziksel ortam, mobilyalar, bak›m rutinleri, çocuklara ayr›lan alan, ö¤retmenlerin aileler ve çocuklarla iliflkisine de¤indi. Fiziksel ortam›n asl›nda e¤itim anlay›fl›yla ilgili çok fazla ipucu verdi¤ini söyleyen Göl-Güven

çocu¤un boy hizas›nda yap›lan dolaplar›n bile çocu¤un özgüveninin geliflmesinde, kendi tercihlerini yapabilmelerinde ve baflka birinden ba¤›ms›z hareket edebilmelerinde çok önemli oldu¤unu söyledi ve “Çocuk kendi hizas›ndaki dolab›nda bir puzzle gördü¤ünde, ‘evet, ben puzzle oynamak istiyorum’ dedi¤inde kendi kendine karar verip yapabilir” dedi. Yarat›c› Oyun Alanlar› Okullarda çocuklar için yarat›c› oyun alanlar› oluflturulmal› diyen Göl-Güven yapmaya çal›flt›klar›n›n bu alanlar sayesinde çocuklar için 5-6 tane ilgi alan› oluflturup çocuklar›n istekleri do¤rultusunda bu ilgi alanlar›na yönelmeleri ve daha sonra ö¤retmenlerine bu konuda bilgi vermeleri oldu¤unu söyledi. “Çocuklarla belirli vakitlerde güncel olaylar ve haberlerle ilgili konuflulabilir ve çocuklar›n bir tak›m kayg›lar›n› gidermeye yönelik toplant›lar yap›labilir. Ayr›ca bu serbest saatlerde çocuklarla flark›lar söylenebilir, o gün önemli bir gün ise o günün anlam› üzerine konuflabilir” dedi. Günlük Rutinler Göl-Güven özellikle okula ilk bafllad›klar›nda çocuklar›n girdikleri yeni ortama al›flabilmeleri için ö¤retmenin tutumunun çok önem tafl›d›¤›n› söyledi. Gelifl ve gidifl saatlerinde çocu¤u karfl›larken ve gönderirken ö¤retmenin çocu¤u yönlendirmesinin, tereddüt etti¤i durumlarda omzuna hafifçe dokunarak ona destek vermesinin ve göz temas› kurmas›n›n oldukça belirleyici oldu¤unu söyledi. Göl-Güven yemek konusunda “Çocuklar› zorlamak ya da cezaland›rmak yerine sa¤l›kl›

beslenme konusunda bilgi vererek ve yemek saatinde çocuklar›n ö¤retmenleri ve arkadafllar› ile sohbet edebilecekleri bir ortam› yaratarak yemek saatleri çocuk için özel hale getirilebilir” dedi. Kullan›lan Dil Okullarda bireysel ve grup aktivitelerinde kullan›lan dilin çok önemli oldu¤unu belirten Göl-Güven her okulda yeterli say›da ve farkl› konularda kitap bulundurulmas› ve her yafla uygun kitaplar›n seçilerek ö¤retmen taraf›ndan çocuklara okunmas› gerekti¤ini söyledi. Çocuklar›n konuflmas›n›n teflvik edilmesinin ve neden-sonuç iliflkisine dayal› sorunlar›n çözümünde dilin kullan›m›n›n çok önemli oldu¤unu vurgulad›. E¤itim Program› Göl-Güven okulda uygulanan e¤itim program›n›n da oldukça dengeli olmas› gerekti¤inden bahsetti. Çok kat› veya serbest olmayan bir program›n ideal olaca¤›n› belirten Göl-Güven her zaman çocu¤un isteklerine de sayg› duyulmas› gerekti¤ini ve ona çeflitli alternatifler sunulmas› gerekti¤ini söyledi. Örnek olarak, çocu¤un görebilece¤i flekilde duvara as›l› materyallerle çocu¤a o gün neler yap›laca¤› konusunda bilgi verilebilir ve çocu¤un kendini daha rahat hissetmesinin sa¤lanabilece¤ini belirtti. Son olarak ailelerin de çocuklar›n›n okul sürecine kat›l›mlar›n›n çok önemli oldu¤una de¤inen GölGüven ailelere çocuklar› için haz›rlanan program›n bilgisinin verilmesinin, kat›l›mlar›n›n desteklenmesinin, çocuklar›n›n geliflimleriyle ilgili gözlemlerin paylafl›lmas›n›n ve tüm bunlar neticesinde ailelerden al›nan de¤erlendirmenin çok önemli oldu¤unu vurgulad›. Seminer boyunca velilere önemli bilgiler veren GölGüven velilerden gelen sorular› da yan›tlad›. Velilerden gelen istek üzerine sunumunu elektronik ortamda kat›l›mc›larla paylaflt›. 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 35


E⁄‹T‹M

Yaz›: Tunçel GÜLSOY ’75 - P›nar TÜREN ’93 Foto: Cihan ALDIK

‹yi seyirler Piri Reis...

Piri Reis denizcilikte Türk ismini dünyaya duyuran efsanevi isimdir. fiimdi bu de¤erli isim en az onun kadar iddial› bir deniz tutkununda yaflamaya devam edecek: Piri Reis Üniversitesi. Piri Reis, 2008 y›l›nda aç›lan ve denizcilik ile ilgili her e¤itimin verilece¤i bir üniversite olarak Türkiye’de ve dünyada efli olmayan bir model üzerine kurulmufl. Kurucu Rektör Prof. Dr. Osman Sa¤ ’71 ile dünya lideri olmay› hedefleyen üniversitesi ve denizcilik e¤itimine dair konufltuk.

36 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

2

013 y›l›nda Tuzla’daki yeni kampusuna tafl›nacak, Türkiye’nin ilk çevre dostu kampusu ayn› zamanda çarp›c› bir “state of art” kompleks olacak, 2017 y›l›nda dünyan›n denizcilik e¤itimi veren lider befl üniversitesi aras›na girecek, 2023 y›l›nda ise dünya lideri olacak. Piri Resi Üniversitesi bu hedeflerle ç›km›fl yola. Üstelik bu hedeflerin master planlar› haz›rlanm›fl ve bakanl›klardan YÖK’e kadar birçok kurumla paylafl›lm›fl. Dünyada henüz efli olmayan bir model üzerine kurulan Piri Reis Üniversitesi dünya standartlar›n› yakalamay› de¤il standartlar› belirlemeyi hedefliyor. Bu büyük hedefleri duyunca abart›l›yor sanmay›n. Zira kurucu Rektör Prof. Dr. Osman Sa¤’› yak›ndan

tan›d›¤›n›zda bu hedefi gerçeklefltirmek için gerekli donan›ma hatta fazlas›na sahip oldu¤unu göreceksiniz. E¤itim ve denizle örülmüfl bir hayat Konya Maarif Kolej’inde yat›l› okumaya bafllad›¤›nda 10 yafl›ndayd›, 16 yafl›nda lise son s›n›fta MacArthur High School Decatur, Illinois’e AFS Exchange Student olarak gitti ve orada liseden mezun oldu. Robert Kolej Yüksek Okulu Makine Bölümü’nden 1971 y›l›nda mezun oldu¤unda 21 yafl›ndayd›. Ondan sonras› ise e¤itim ve denizle örülmüfl bir hayat. Piri Reis Üniversitesini tan›mak için önce Osman Sa¤’› ve denizcilik e¤itimindeki kariyerini dinliyoruz.


Robert Kolej’de okurken lise son s›n›fta 1967 y›l›nda Amerikan Field Service ile ABD’ye gittim ve liseyi Mac Arthur kolejde bitirdim. Oradayken mühendislik okuma iste¤i geldi ve Robert Akademi Mühendislik Fakültesinde makine mühendisli¤i okudum. 1971 y›l›nda mezun oldum. O zaman yurtd›fl›na master için gitmek çok modayd›, ben de Liverpool Üniversitesi makine bölümünde gemi makineleri alan›nda burs ald›m. Genel makine mühendisli¤i okuduktan sonra denizcilik ile tan›flmam böyle oldu. ‹yi bir intiba b›rakm›fl›m ki bana doktora için de burs ve asistanl›k teklif ettiler. Böylece hem doktoram› yapt›m hem de akademisyen olarak çal›flmaya bafllam›fl oldum. Askerlik de gündeme gelince 1977 y›l›nda Türkiye’ye döndüm. Niye Bo¤aziçi’ne gitmedim? Ben 10 yafl›ndan itibaren tüm e¤itimimi ‹ngilizce yapt›m, bu nedenle art›k Türkçe devam etmek istedim. Üstelik Bo¤aziçi’nde gemi mühendisli¤i ile ilgili alan yoktu. ‹TÜ’de Gemi ‹nflaat Mühendisli¤inde gemi makineleri bölümü oldu¤unu, bafl›nda da çok de¤erli bir profesör oldu¤unu ö¤rendim. Prof. Selim Palavan ile görüfltüm ve hemen ifle bafllad›m. Böylece ‹TÜ maceram bafllad›. 1977-1992 y›llar› aras›nda 15 y›l boyunca ‹TÜ Gemi ‹nflaat Fakültesine hizmet ettim. 1981’de YÖK kanunu ç›k›nca dekan yard›mc›s› olarak idari görev de verildi. O zaman çok gençtim ve ‹TÜ o kadar genç dekan yard›mc›lar›na al›fl›k de¤ildi. Senato toplant›s›nda di¤er Senato Üyeleri Dekan ve Senatörlerden “ç›k d›flar› evlad›m, buraya ö¤renciler giremez” dendi¤ini hat›rl›yorum. 1992 y›l›nda ‹TÜ’nün denizcilik fakültesi kuruldu. Ben de kurucu dekan olarak atand›m. 1992’den 2005 y›l›na kadar aral›ks›z 4 dönem dekanl›k yapt›m. Daha önce gemi makinesi teorisi üzerine çal›fl›rken Denizcilik Fakültesi dekanl›¤› ile deniz adam› yetifltirmeye yönelik

Osman Sa¤’›n en büyük özelli¤i sadece üniversite s›n›rlar› içinde kalmamas› ve özellikle uluslararas› çok önemli görevlerde bulunmas›, denizcilik camias› ile kol kola olmas›. Bu nedenle sorunlar› iyi biliyor, yap›lmas› gerekenlerin fark›nda ve bunlar› gerçeklefltirecek teorik ve pratik altyap›ya sahip. Üstelik uluslararas› standartlarda. Zaten denizcilikte ülke s›n›rlar› içinde kalmak söz konusu bile olamaz, olmamal›. çal›flmaya bafllad›m. Önceleri flartlar›m›z gayet mütevaziydi ama 15 y›l içinde dünyan›n ilk 10 denizcilik üniversitesi aras›na girdik. Çeflitli uluslararas› projelerden fakültemize 41 milyon dolar nakit gelir sa¤lad›k ve bu sayede kampusumuzu modernlefltirdik, en son teknoloji ile donatt›k. 3 tane uygulama gemisi ald›k. Çok büyük bir keyifle ve heyecanla çal›flt›m, 15 y›l›n belki 7 senesini orada yatarak geçirdim. 2007 y›l›nda üzülerek ayr›lmak zorunda kald›m. IMO’da ilk Türk Burada akademik hayata bir es veriyoruz. Osman Sa¤’›n en büyük özelli¤i sadece üniversite s›n›rlar› içinde kalmamas› ve özellikle çok önemli uluslararas› görevlerde bulunmas›, denizcilik camias› ile kol kola olmas›. Bu nedenle sorunlar› iyi biliyor, yap›lmas› gerekenlerin fark›nda ve bunlar› gerçeklefltirecek teorik ve pratik altyap›ya sahip. Üstelik uluslararas› standartlarda. Zaten denizcilikte ülke s›n›rlar› içinde kalmak söz konusu bile olamaz, olmamal›. Osman Sa¤ dünyada denizcilik sektörü olan her ülkede da¤›t›lan IAMU (International Association of Maritime Universities News and Journal 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 37


ÖYS tercihinde 3. s›rada ÖYS istatistiklerine göre Piri Reis Üniversitesi 2009/2010 y›l›nda ö¤rencilerin ilk üç tercihlerinde tüm üniversiteler aras›nda 5. s›rada (Bo¤aziçi 1.) vak›f üniversiteleri aras›nda 1. s›rada yer al›yor. 2010/2011 y›l›nda ise ilk üç tercihlerde vak›f üniversiteleri de dâhil olmak üzere tüm üniversiteler aras›nda 1.s›rada görünüyor. Bu ne demek? Buray› tercih edenler gerçekten isteyerek, çok bilinçli bir flekilde yap›yor bu tercihi. Bunun yans›mas›n› da derslerde görüyoruz. Tüm ö¤renciler müthifl bir isteklilikle üniversitemize geliyor. Mesleklerini seviyorlar ve mezun olduklar›nda ne olacaklar›n› çok iyi biliyorlar. DTO olarak toplam ö¤rencilerimizin %50’sine burs veriyoruz, ifl imkanlar› haz›r, isteyenleri yurt d›fl›na gönderebiliyoruz. 3. Mühendis/3. zabit olarak mezun etti¤imiz bir ö¤rencimiz bugünkü maafl› net ortalama 3000 dolar.

38 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Osman Sa¤’› Piri Reis Üniversitesi kurucu Rektörü olarak göreve getiren ve bu üniversitenin kurulmas›nda büyük eme¤i olan Metin Kalkavan ’84. Piri Reis Üniversitesi’nin kuruluflunda Bo¤aziçililerin emekleri oldu¤undan hedeflerinin de bu kadar yüksek olmas› bizi hiç flafl›rtm›yor. dergilerini ç›kartan kifli, BM alt kuruluflu olan ve denizcili¤in anayasas›n› haz›rlayan IMO (International Maritime Organization) E¤itim Baflkanl›¤› görevine seçilen ilk ve tek Türk. Denizcilik içinde olanlar bilir IMO yapt›r›mlar› tüm deniz tafl›mac›l›¤›na yön veren kanunlard›r, bu kanunlara

uymadan neredeyse hiçbir fley yap›lamaz. Bu kanunlar› genelde Bat›’n›n geliflmifl ülkeleri yapar, biz de uygular›z. Me¤er bir Türk uygulayanlardan s›yr›l›p kanun yapanlar›n aras›na kat›lm›fl. Bunun ne kadar büyük bir baflar› oldu¤unu özellikle denizcilik sektöründe çal›flanlar çok iyi bilir. Sa¤ ile Türk denizcili¤ine büyük sayg›nl›k kazand›ran bu görevini konufluyoruz. 2002-2004 y›llar› aras›nda seçilerek IMO bünyesinde 164 ülkenin e¤itim baflkanl›¤›n› yapt›m. IMO taraf›ndan haz›rlanan ve denizcili¤in ‹ncil’i kabul edilen STCW’nin (Standards of Training, Certification and Watchkeeping) yaz›l›fl›na çok katk›da bulunduk. Benim yapt›¤›m görevi kuruluflundan beri ve bugün de hep anadili ‹ngilizce olan meslektafllar›m yapm›flt›r. Orada sadece ‹ngilizce bilmek yetmez, BM diplomatik lisan›n› bilmeniz gerekir. Ben de çok gayret sarf ettim, karfl›n›zda yaklafl›k 1000 kifli oturuyor. Bu görevim gerçekten Türkiye’ye sayg›nl›k kazand›rd›¤›n› düflünüyorum. Orada tan›d›¤›m kiflilerle ve Türkiye’ye kazand›rd›¤›m sayg›nl›kla da Dünya Denizcilik Üniversiteleri Birli¤i kurucusu olarak Baflkanl›¤›n› yapt›m. fiu anda da dünyadaki 4 kiflisel onur üyesinden biriyim. Bu onur üyelikleri Dünya denizcili¤ine hizmet eden özel kiflilere veriliyor. IAMU genel olarak kurumlar›n/üniversitelerin üye oldu¤u bir IMO NGO’sudur. Dünya Denizcilik E¤itimi Profesörleri Birli¤i’nin de halen Yönetim Kurulu Üyesiyim. Bütün bunlar›n deniz e¤itimi alan›nda Türkiye’nin sayg›n bir yer kazand›rd›¤›n› düflünüyorum. Bu tip uluslararas› organizasyonlarda 164 ülke ad›na genelde 8 - 10 ülke kendi içlerinde, biraz da kapal› kap›lar arkas›nda ç›kar›lacak kurallarda mutabakata var›rlar. Esas toplant› biraz formaliteden ibarettir. Yemek zaten mutfakta haz›rlanm›flt›r. Biz o dönemde


Türkiye’yi bu mutfa¤a sokmay› baflard›k. Umar›m bundan sonra baflka Türk arkadafllar da bu yolda devam eder. Ama flu anda yok. 2023’de dünya lideri Piri Reis Üniversitesi, Deniz Ticaret Odas› taraf›ndan kurulmufl bir vak›f üniversitesi. Mütevelli heyeti baflkan› da ayn› zamanda DTO Baflkan› ve Bo¤aziçi camias›n›n yak›ndan tan›d›¤› bir isim olan Metin Kalkavan ’84. Osman Sa¤’› Piri Reis Üniversitesi kurucu Rektörü olarak göreve getiren ve bu üniversitenin kurulmas›nda büyük eme¤i olan Metin Kalkavan. Piri Reis Üniversitesi Bo¤aziçililerin emekleri ile kurulmufl, hedeflerinin de bu kadar yüksek olmas› bizi hiç flafl›rtm›yor. Metin Kalkavan beni sektörden tan›yor. Üniversite kuruyoruz ve seninle çal›flmak istiyoruz ama bizi bekleyeceksin dedi. Ben de kabul ettim. Bekleme döneminde de Metin beyin çok deste¤ini gördüm. Kurucu Rektör olarak göreve bafllad›m. 2008 y›l›nda bu üniversite aç›ld›. Metin Kalkavan baflkanl›¤›nda Deniz Ticaret Odas› benim dünyada ilk kez gördü¤üm bu çok özel e¤itim modelini Türkiye’de bafllatt›. Çok iddial› bir model oluflturuluyor bu nedenle tüm dünyan›n gözü bizde. Dünyan›n hiçbir yerinde tüm denizcilik sektörünün bir araya gelip bir vak›f oluflturarak üniversite kurmas› diye bir fley

yok. Amerika’da denizcilik e¤itimi veren 6 üniversitede vard›r bunlar iki y›lda bir bir araya gelerek planlar›n› yaparlar. Onlar bile bizim modelimizi merak ediyorlar. Biz hedefimiz olan 2023 y›l›nda dünya lideri olmaya kenetlenmifl durumday›z. fiu anda flartlar›m›z çok mütevazi ama 2013 y›l›ndan sonra gerçekten ortaya ç›kaca¤›z. DTO, Metin Kalkavan baflkanl›¤›nda inan›lmaz bir enerji harc›yorlar. Yeni kampusumuzda 6 bin ö¤renci, 400 ö¤retim görevlisi olacak. Piri Reis, denizcilik ihtisas üniversitesi, tüm e¤itimler denizcilikle alakal› olacak. Mühendislik, iflletme gibi ana bilim dallar› denizcilik üzerine. ‹lerde belki deniz hukuku, deniz tarihi

gibi bölümler açaca¤›z. Denizcilikle ilgili her türlü e¤itim buradan karfl›lanacak. fiu anda dünyada yaklafl›k 62 üniversitesinden birlikte çal›flmak için teklif al›yoruz, AB projesi gelifltirmek için, ö¤renci, ö¤retim görevlisi hatta idari personel de¤ifltirmek için. 2013 y›l›nda kampusumuza tafl›nd›ktan sonra bu çal›flmalar› bafllataca¤›z. Üniversitemizin dünya çap›nda ad› olacak. Yurt d›fl›na da PRÜ Sürekli E¤itim Merkezi üzerinden e¤itim veriyoruz, örne¤in Türkmenistan, Malezya gibi. Yurt d›fl›ndan ö¤rencilerimiz de olacak. Piri Reis Üniversitesi yurt d›fl›nda kampuslar açacak. Vizyonumuz hem uzun dönemli hem de global. Piri Reis’e yolun aç›k olsun diyor, ç›kt›klar› bu güzel yolda iyi seyirler diliyoruz... Denizcilik e¤itimi neden bu kadar önemli? Denizcilik uluslararas› bir ifl. Globalleflen dünyada denizcilik heyecan veren bir meslek. Dünyada tafl›mac›l›¤›n %90’› deniz yolu ile yap›l›r. Deniz tafl›mac›l›¤› dursa ya savafl ç›kar ya insanlar açl›ktan ölür. Denizcilik vazgeçilemez bir ifl. Ben 1992 y›l›ndan beri DTO’n›n içindeyim ve ne kadar büyük bir yol kat edildi¤ini gördüm. Üniversitemiz de Türk’ün ad›n› denizcilikte duyurmaya destek olacak.

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 39


Yaz›: Aylin BURAN ’00 Foto: Erman Ç‹V‹C‹

KÜLTÜR-SANAT

Elit Bir Fahiflenin Öyküsü: La Traviata Üzerine Bir ‹nceleme

Ufuk Çakmak ile La Traviata’ya ve operaya dair...

Verdi ve onun en meflhur eseri La Traviata, opera denince akla ilk gelenler aras›ndad›r. Bu eser, Dumas-fils’in dünyaca meflhur Kamelyal› Kad›n roman›na dayan›r ve en az onun kadar ünlüdür. Üniversitemiz ö¤retim görevlisi Ufuk Çakmak “Elit Bir Fahiflenin Öyküsü: La Traviata Üzerine Bir ‹nceleme” adl› kitab›nda eseri derinlemesine ele al›yor. Çakmak’›n çal›flmas› sadece bir La Traviata analizi de¤il ayn› zamanda bir Kamelyal› Kad›n incelemesi. Üniversitemiz Bat› Dilleri ve Edebiyatlar› bölümünde “Music Appreciation” ve “Opera Appreciation” derslerini veren Ufuk Çakmak ile La Traviata-Kamelyal› Kad›n iliflkisinden, Verdi’nin müzi¤ine, operay› ö¤retmekten, operan›n nas›l dinlenece¤ine kadar pek çok konuya de¤indik. Nihayetinde, kitab›nda “Hayalimdeki Violetta’y› anlatmal›yd›m” diyen Ufuk Çakmak’›n hayalindeki Violetta’s› ile tan›flt›k. 40 2011 BO⁄AZ‹Ç‹


Kamelyal› Kad›n’dan La Traviata’ya, metinden müzi¤e... La Traviata bir uyarlama olarak baflar›l› m›d›r? Uyarlama yapan besteci ve librettistin, özgün metnin içinde baz› yerleri kesip atmak, baz› yerleri ak›ll›ca birbirine ba¤lamak gibi zorlu bir ödevleri var. Ve bu s›rada eserin bütünlü¤ünü bozmamalar› gerekiyor. Asl›nda bir tür terziler. Bu noktada kritik soru flu: Kesip biçmeler sonunda eser bel kemi¤ine dokunulmadan sahneye yans›t›lm›fl m› ve ortaya ç›kan

sahne eseri kendi içinde tutarl› bir estetik dünya kuruyor mu? Benim yan›t›m; Kamelyal› Kad›n’›n belkemi¤inin bir hasar almadan La Traviata’da yans›t›ld›¤›. Roman›n baflkarakteri Marguertie Gautier’ye çok ac›r›z. O’nun için üzülürüz. Hatta romanda bizi götüren temel dürtü ac›ma duygusudur. Bu, aflka duydu¤umuz sayg›yla birleflir. Bir taraftan da toplum d›fl›na itilen kiflinin bir kez ve de belki son kez böylesi bir iliflkiyi tatmak isteyifli dikkatimizi çeker. Bu ac›ma hissi, bir bestecinin çok ilgisini çekebilecek bir fleydir. Çünkü müzik sanat› zaten duygular› ayakland›rmaya yöneliktir. Verdi eserin ana duygusunu böyle seçip, bu duyguyu insan›n can›n› ac›tacak flekilde nota nota, ölçü ölçü ayakta tutuyor. Fakat eserin dramatik merkezinde bir tür kayma da var. Romanda kad›n›n geldi¤i s›n›f, kulland›¤› kaba sözcüklerle olsun, davran›fllar›yla olsun daha bir ortadad›r. Oysa Violetta gözümüze hiçbir noktada adî gözükmez. Verdi ve librettisti Piave konuyu daha operatik bir hale dönüfltürmüfller. Buna bir örnek romanda Marguerite’in evindeki gece yeme¤idir. Asl›nda bu anl›k olarak geliflen, çok da adaba uygun olmayan bir yemektir. Marguerite açl›¤›ndan kaba bir flekilde bahseder; bu s›rada sa¤a sola küfür eder. La Traviata’da bu sahne, Violetta’n›n evinde verdi¤i bir davete dönüflür. Perde ilk aç›ld›¤›nda çok güzel bir ortam ile karfl›lafl›r›z. Karakterler daha kibar ve ›fl›lt›l›d›rlar. Bu noktada Godefroy’un elefltirisinin çok önemli oldu¤unu düflünüyorum: La Traviata, Kamelyal› Kad›n’a face-lift (yüz germe) etkisi yapar diyor. Bu noktada besteciyi affetmek gerek yine de, çünkü neticede opera gibi abart›ya dayal› bir sanat yap›yor. Fakat bu kayma neticesinde La Traviata’da fahifle hayat›n›n düflmüfllü¤ünün fazla sakl› kald›¤›n› söyleyebilirim. Bir baflka farkl›l›k ise flu: Dumas-fils roman›nda hikâyenin bafl›ndan itibaren kötü sona do¤ru emin

ad›mlarla gider. Verdi ve Piave ise seyirciye kâh bir ümit tohumu verirler, kâh bunu geri al›rlar. Tüm bunlar ›fl›¤›nda, La Traviata’n›n özgün roman›n gölgesinde kalm›fl ya da onu geride b›rakm›fl bir eser olmad›¤›n› söyleyebiliriz. Etkisi özgün roman›n gücüne efltir. Hayalimdeki Violetta Roman Dumas-fils’in gerçekte yaflad›¤› bir öyküye dayan›yor. Hakikaten yazar, Marie Duplessis adl› Paris’in meflhur bir kurtezan› ile bir iliflki yaflam›fl ama iliflkisi yürümemifl. Tam romandaki gibi de¤il yani. Dumas-fils sonras›nda kendi hikâyesinden yola ç›karak hayal kurmufl. Demek ki bir fahifle ile aflk yaflama ihtimali insana hayal kurduran bir fley. Bunun çeflitli psikolojik nedenleri olabilir. Belki bir tanesi zoru elde etmek; bir di¤eri de yanl›fl yola düfleni e¤itmenin cazibesi. Tabii iflin bir baflka boyutu da, kendisi gayr› meflru bir çocuk olan Dumas-fils’in ahlakç› temalara merakl› olmas›. Dumas-fils’e bu hayali ne kurduruyorsa bana da bir fleyler La Traviata’y› anlatma hayali kurdurmufl olmal›. San›yorum aflk ve yaln›z kalana ac›ma gibi temalar› olmasa eser benim için kiflisel olarak bu kadar önemli olmazd›. O durumda, bu konuda bir kitap yazar m›yd›m bilmiyorum. Hikâyenin sonunda Violetta’n›n ölmesinin de benim Violetta imgemin bir parças› oldu¤unu belirteyim. Ölüm ve aflk aras›nda ba¤lant› kurma ihtiyac› sanatta s›k s›k ortaya ç›k›yor. Violetta tam da sevdi¤ine kavuflmuflken ölüyor. Örne¤in Wagner’de de Tristan ve ‹solde birbirlerine ölümde kavuflurlar. Ölümle Tanr›’ya kavuflma, öteki tarafa geçme aflk›n büyüklü¤ünü anlatman›n bir baflka flekli belki. La Traviata bu noktaya çok fazla yaslanm›yor ama çok iyi yaz›lm›fl son sahnesi kan›mca buralara bir çengel at›yor. Bu nedenle Violetta’n›n eserin sonunda olumlu duygular uyand›ran bir müzikle ve “nefle” diyerek ölmesinin

Foto: Richard Termine ©

L

a Traviata neden bu kadar sevilen bir eser? La Traviata’n›n kayna¤› Kamelyal› Kad›n bir ç›rp›da okunan eserlerdendir. Romanda elit bir fahifle olan Marguerite Gautier ile afl›¤› Armand Duval’in yaflad›¤› iliflki, La Traviata’da Violetta ve Alfredo aras›nda geçiyor. Kitab›n sonunda ya gözleriniz doluyor ya da a¤l›yorsunuz. Kliflelerine ra¤men sizi hemen içine al›yor. Herhalde hepimizin içinde yüce aflka ya da iki kiflinin birbirini koflulsuz sevmesi durumuna bir sayg› var. ‹mkâns›z aflk›n gerçekleflme ihtimali içimizdeki bir noktay› tetikliyor. Neticede kolay özdefllefliyoruz bu hikâyeyle. Ayr›ca eserde Violetta’ya da mesle¤inin getirdi¤i düflmüfllü¤e ra¤men bir sevimlilik, safl›k, soyluluk ve zarafet atfedilir. Hiçbir noktada O’na k›zmay›z. O’nun zarars›z, sevgiye aç›k, özverili yönü biz seyirciler için etkileyicidir. Dumas-fils kitab›n bafl›nda biraz da mesajc›l›kla kar›fl›k bir tarzda, anlat›c›s›n›n a¤z›ndan “Bu kad›nlara hep kötü gözle bakar›z ama onlar›n da bir kalbi vard›r” çizgisinde fikirler aktar›r. Belki de toplum birtak›m fleyleri d›fllarken içimizde ayn› zamanda bir vicdan da oluflturuyor. Sonunda bu eserler arac›l›¤›yla saklad›¤›m›z vicdan›m›zla karfl›lafl›yoruz. Verdi’nin ak›lda kal›c› melodileri bulmufl ve her bir sahne için zekice müzikler yaratm›fl olmas› da eserin sevilmesinin di¤er nedenleri.

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 41


karfl›lafl›yoruz. Bir 19. yüzy›l ustas› olan Verdi eserlerinin ise ne arkaik konulara sahip olduklar›n›, ne de avangard olduklar›n› görüyoruz. Hem kifliyi içine çeken, hem de müzik-konu ba¤lant›s› üzerine rahat düflündüren, kifliyi eserin içinde hissettiren yap›tlard›r. Ayn› La Traviata’da oldu¤u gibi... Bu nedenle La Traviata bir orta eserdir denebilir. Bu arada Verdi ne bir aristokrat, ne bir düflkün. Halk›n aras›ndan ç›km›fl bir yükselme figürüdür. Kendi s›n›fsal çizgisi de bu orta olma durumuyla bütünlefliyor.

tesadüf olmad›¤›n› düflünüyorum. K›sacas› benim Violetta’m koflulsuz seven ve sonunda bu aflk içerisinde uhrevi dünyaya ad›m atan bir karakter. Romantik anlat›dan gerçekçili¤e uzanan yol Öyküde fahifle var, paras›n› verip birini sat›n alan bir adam var, o¤luna kar›flan bir baba var. Bunlar dönemin sahne sanatlar› için gerçekçi hatta irkiltici unsurlar. Bu aç›dan gerçekçilik yönünde bir de¤iflim var ama eserin duygular› ele al›fl›na bak›ld›¤›nda seyirciyi duygu durumu olarak tutmak istedi¤i nokta asl›nda tamamen romantik, hatta melodramatik. Asl›nda çeliflkili bir durum. “La Traviata bir orta eserdir” diyorum... 18. yüzy›l operas›nda ifllenen konular bugünkü sosyal gerçeklikten uzak. 20. yüzy›l sanat›na geldi¤imizde ise hep bir baflkald›r› kültürü ve çok uçuk biçim aray›fllar› ile Ufuk Çakmak ve FA 482 s›n›f›.

42 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Opera nas›l dinlenmeli? Opera emek gerektiren bir sanat dolay›s›yla hemen anlafl›lamamas› asl›nda do¤al. Opera için çalg›sal müzikten biraz daha fazla emek sarf etmek gerekiyor. Hem müzik, hem sözler... Bir de müzik-söz etkileflimini yorumlaman›z gerekiyor. Bu nedenle ayn› operan›n birkaç kez izlenmesi do¤ald›r. Operaya gitmeden önce bir ön haz›rl›k yap›lmas›, esere kaynakl›k eden orijinal eser hakk›nda bilgi sahibi olunmas› çok yard›mc› olacakt›r. Örne¤in La Traviata’n›n sözcük anlam›n›n yoldan ç›km›fl kad›n demek oldu¤unu bilmiyorsan›z, eserin ilk sahnesinde zenginler e¤leniyor diye düflünebilirsiniz. Dolay›s›yla seyircinin bu sahneyi haz›rl›k yapmadan do¤ru okumas› zor.

Opera bizim için yabanc› bir sanat m›d›r? Evet ve hay›r. Opera sanat› 19. yüzy›lda bizde, Avrupal› gruplar›n temsilleri d›fl›nda yoktu. Dolay›s›yla 19. yüzy›l Avrupa eserlerine yabanc›l›k çekmemiz bir yere kadar do¤al. Ancak, bu noktada de¤inmek istedi¤im bir fley var. Türkiye sosyal bilimlerinde 1990’lar itibar›yla yerli kültürcülük diyebilece¤im keskin bir ak›m belirdi; bugün etkilerini had safhada yafl›yoruz. “Bat›’dan gelen her türlü kültürel etki öz kültürümüzün d›fl›ndad›r ve ithaldir” gibi bir tür muhafazakârl›k akademik çevreler de dâhil olmak üzere her yerde güç kazand›. Bu tutum bir tür kendine güven kazanma biçimine dönüfltü. Bu da senfonik müzik ve opera gibi Cumhuriyet’in kurumlaflmas›na ön ayak etti¤i sanatlara karfl› önyarg›l› bir durufla katk›da bulundu. Oysa bat›l› yazarlar ve besteciler, tüm dünya sanatç›lar› gibi insan üzerine yazm›fllar ve evrensel konular› ifllemifllerdir. Eserle ilgili birkaç cümle okudu¤unuzda konuyu hemen anlars›n›z. La Traviata’da her ülkeden her kültürden insanlara, duygulara, hayata dair pek çok fley bulunur. Bu nedenle, ‘Bat›dan gelen sanatlar’ mevzusuna özkültürcü gözlüklerle bakmaya gerek yoktur. Onlar›n Violetta’s› varsa, Nam›k Kemal de Mahpeyker’i konu edinmifltir. Fahiflelik ve onun çeflitleri partiküler renklerine ra¤men evrensel öykülerdir. Puccini sad›k bir geyfladan bahsediyorsa, bizde ve tüm kültürlerde de sonsuz aflk sadakati kavram› vard›r. Tabii ki bu de¤erli bat› sanat›n› anlamaya çal›flmal›, hatta bu alanda kendi örneklerimizi üretmeliyiz. Güzel ve farkl› biçimlere aç›k olmal›, kendimizi k›s›r öz kültür tan›mlar›yla s›n›rlamamal›y›z. Evet, klasik müzik ve opera biz Türkler için ilk bak›flta bir yabanc› dildir, ama onu zevkle ö¤renip, kendimize yeni bir dünya katabiliriz. Bu özünü b›rakma de¤il, özünü geniflletmedir.


Opera Appreciation dersi Dersim için temel ç›k›fl noktam›n sanat-hayat iliflkisi oldu¤unu söyleyebilirim. Sanat, hayat›n›zla ilgili bir fley söylemiyorsa, sizi bir yerinizden yakalam›yorsa, sizde bir fleyler uyand›rm›yorsa, yeni bir ifade imkân› yaratm›yorsa onu ne yapal›m? Bunu bir gösterifl unsuru olarak kullanmak anlams›z. Bir sanat eserini dinleyip bir hafta içinize kapand›¤›n›z ya da soka¤a ç›k›p hoplayarak yürüdü¤ünüz oluyor mu? Mesele budur. Klasik müzik ve opera derslerimi bir bilgi edinme dersinden ziyade, bir hissetme atölyesi, bir duygu çal›flmas› olarak görüyorum. Dersi sahici k›lmak için kendim sanatla nas›l bir iliflki kurduysam öncelikle bu iliflkimi en sahici flekliyle,

saklamadan, ö¤retimsel kavramlarla birlefltirerek ö¤rencilerimle paylaflmay› seçtim. Elbette teknik kavramlar› da ö¤retiyorum, ama onlar›n araçsall›ktan öte bir önemi yok. Tabii bu sat›rlar› okuyan ö¤rencilerim yan›lmas›nlar; hepsini ara s›navda soraca¤›m. Müzi¤i hissettirmek için söylemenin çok önemli oldu¤una inan›yorum. Bu nedenle baz› aryalar› söylüyoruz. Bazen de eserlerden k›sa bölümleri ö¤rencilerime oynat›yorum. Sahnedeki kiflinin ne hissetti¤inin anlafl›lmas› bak›m›ndan bu da etkili bir yol. Bugünün aktüel iliflkilerinden yola ç›karak ö¤rencilerimin metinler aras› ba¤lant›lar kurmalar›n› sa¤l›yorum.

Opera Appreciation s›n›f›ndan notlar... • Bu ders hepimize müzi¤i elefltirmeden dinlemeyi ve analiz etmeyi ö¤retti. Opera Tarihi’nde neredeyse tüm tasalar›m›z› unutuyoruz. Mükemmel bir sohbet ortam›n›n, fikirleri karfl›l›kl› beyan etmenin üstüne birçok yeni terim ö¤renince her dakikas› verimli geçiyor. Mehmet Ali Dalyan • Sahne sanatlar›nda birey kendini gördükleri ile ne kadar özdefllefltirebilirse, gördüklerini içsellefltirmeye o kadar yak›n olur. Ben Ufuk Çakmak sayesinde opera deyince önümü görebildi¤imi ve hissedebildi¤imi anlad›m. Ezgi Ferek • ‹nsanlara genelde gereksiz ve uzun görünen operay› Ufuk Çakmak rengârenk bir dilde anlatarak ve ö¤rencileri de derse katarak, zengin müzik arflivini bizlerle paylaflarak, verdi¤imiz her ödeve dolu dolu yorumlar yazarak ve destekleyerek bizlere sevdirmifltir. Canan Özgür • Ufuk Hoca, gerek entelektüel birikimi gerekse bu birikimi ö¤rencisine kolayl›kla aktarabilmesi ile dersini son derece zevkli ve ö¤retici k›l›yor. Sadece müzik de¤il; tarih, felsefe, edebiyat ve sosyolojiden de referanslar vererek ö¤renme sürecini de kolaylaflt›r›yor. Dilara Öztan

La Traviata’y› kimlerden dinlemeli-izlemeli? • CD olarak Levine yönetiminde Studer-Pavarotti yorumu • Bir baflka CD olarak Prêtre yönetiminde Montserrat Caballe’li albüm • Klasik bir reji örne¤i olarak: Zefirelli yönetiminde, Domingos ve Stratas’in yer ald›¤› sahneleme • Deneysel reji olarak, Decker’in Salzburg festivalinde yönetti¤i La Traviata

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 43


DOSYA

Yaz›: Esra BAfiER ’05 - Esra AT‹LLA BAL ’99

Sürekli e¤itimin destekçileri:

fiirket Akademileri Hemen her alanda de¤iflimin çok h›zl› yafland›¤› günümüzde e¤itim de art›k “bir yaflam boyu” slogan›n› tafl›yor. Son birkaç y›ld›r ifl dünyas›n›n önde gelen flirketlerinin kendi bünyelerinde akademiler kurduklar›n› görüyoruz. Bu akademilerin amaçlar›n› flirket çal›flanlar›n›n e¤itim yoluyla güncel kalmalar›n› ve flirketin hedefleri ile örtüflecek flekilde kendilerini gelifltirmelerini sa¤lamak olarak özetleyebiliriz. fiirket akademilerinin k›sa sürede büyük yol kat ettiklerini görünce biz de dergimizde bu konuyu 3 büyük firman›n Akademi’lerinde görev alm›fl Bo¤aziçililerle konuflarak mercek alt›na almaya karar verdik. Turkcell, Borusan ve TAV farkl› sektörlerde uluslararas› baflar› kazanm›fl Türk firmalar› olarak bünyelerinde kurduklar› akademilerle de baflar›l›, öncü hatta ödüllü uygulamalara imza at›yorlar ve binlerce çal›flana e¤itim imkan› sunuyorlar. ‹flte 3 baflar›l› flirket akademisinde görev alm›fl 3 Bo¤aziçiliden flirketlerinin “Akademi" stratejileri ve uygulamalar›. 44 2011 BO⁄AZ‹Ç‹


Turkcell Akademi Banu ‹flçi Sezen ’97 Turkcell Akademi Bölüm Baflkan› Turkcell Akademi’nin kurulufl amac› ve hedefleri neler? Bir flirket “insana yat›r›m” yaparak, çal›flan›na yat›r›m yaparak de¤er yarataca¤›na, ifl sonuçlar›nda fark yarataca¤›na inan›yorsa; “okul flirket” olma yolunda ad›mlar atar ve bu misyon do¤rultusunda aksiyonlar al›r. Turkcell olarak her fleyin merkezine “insan”› koyuyoruz. “Önce ‹nsan, Öncü Turkcell” felsefesiyle, müflterimiz nas›l velinimetimiz ise çal›flanlar›m›z da öyle. Bu görüfllerimizden yola ç›karak, 2006 y›l›nda Turkcell Akademi’yi kurarak “insana yat›r›m” kavram›na yepyeni bir boyut kazand›rd›k. Turkcell Akademi, ‘‹nsana Yat›r›m’ ilkesi do¤rultusunda Turkcell Grup çal›flanlar›na de¤er katan bir bilgi yönetimi ve geliflim merkezidir. Turkcell Akademi’de öncü olarak gösterilen best practice’ler hakk›nda bilgi alabilir miyiz? E¤itim programlar›m›z hem çal›flanlar›m›z taraf›ndan yo¤un ilgiyle karfl›lafl›yor, hem de e¤itim otoritelerince takdirle karfl›lan›yor. “Liderlik Geliflim Program›” ile liderlerin hem fark yaratan ifl sonuçlar›na ulaflmalar› hem de insan yönetiminde örnek, öncü ve heyecan uyand›ran liderler

Sosyal e¤itimlerimizden Hayata Ait Programlar da (HAP) yo¤un ilgi görüyor. 1 ay boyunca her ifl gününe Hayata Ait Kiflisel Geliflim E¤itimleri planl›yoruz. Ayr›ca, çal›flanlar›m›z kendi uzmanl›klar›na özel haz›rlanm›fl mesleki geliflim programlar›na da oldukça yo¤un ilgi gösteriyorlar. Kendi konular›nda dünyan›n en yetkin, en bilinen isimlerini Turkcell Akademi salonlar›nda dinleme f›rsat› buluyorlar. 3 senedir düzenledi¤imiz ve bugüne kadar Malcolm Gladwel, David Plouffe ve Dan Airely gibi ça¤›m›z›n en etkileyici düflünce adamlar›n› a¤›rlad›¤›m›z Turkcell Akademi Pazarlama Konferanslar›m›z da hem çal›flanlar›m›z hem de ifl dünyas› taraf›ndan yo¤un ilgiyle karfl›lan›yor. E¤itim müdürlü¤ünden Akademi yap›s›na geçiflin Turkcell’e kazand›rd›klar› nelerdir? Turkcell Akademi’yi biz bafl›ndan beri Turkcell ekosistemindeki çal›flanlar›m›z›n kiflisel geliflimini devaml› k›lacak bir okul fleklinde konumlad›k. Akademi Turkcell ekosisteminin geliflim merkezi haline geldi. E¤itimin Turkcell’in stratejileri ile paralel olmas›, direkt üst yönetimden yön al›p, de¤erlendirilmesi ile Akademi ifl birimlerinin hedeflerine ulaflmada çok önemli rol oynamaya ve de¤er katmaya bafllad›. E¤itim konusunu bir müdürlük bafll›¤› alt›nda de¤il

de direkt “okul” gibi kurgulamak, hedefe odaklanman›n ve bu do¤rultuda çözümler üretmenin güzel örneklerinden biri. Çünkü önemli olan bir konuda bürokrasi yaratmak de¤il, onu hayata geçirebilmektir. Turkcell Akademi olarak, 2010 y›l› sonu itibariyle Turkcell Grup ekosisteminde 321.550 kifliye ulaflarak, toplamda 978.000 saat e¤itim vermeyi hedeflemekteyiz. 2010 y›l›nda kifli bafl›na 7 e¤itim yaklafl›k 22 saat e¤itim gerçeklefltirmifl durumday›z. Turkcell Akademi sadece s›n›f içi e¤itimlerin verildi¤i bir e¤itim merkezi midir? Yoksa pozisyonlar baz›nda tan›mlanm›fl geliflim programlar›n›n oldu¤u bir geliflim merkezi midir? Çal›flanlar›m›z›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda, “Müflteri”, “Teknoloji” ve “Liderlik” bafll›klar› alt›nda, tamamen Turkcell Grup’a özel tasarlanm›fl geliflim çözümleri sunuyoruz. Turkcell Grup yöneticilerine özel kurgulanm›fl ve 4 farkl› yöneticilik seviyesine göre yürütülen Turkcell Grup Liderlik Geliflim Program›, Turkcell, Global Bilgi ve saha çal›flanlar›na yönelik Müflteri Deneyimi, CRM, Ürün, Servis&Tarife Bilinirlili¤i, Etkin Sat›fl Yönetimi, Ortak Pazarlama Kültürü, Ortak Hizmet ve Sat›fl Kültürü gibi ana bafll›klarda e¤itimler sunuyoruz. Ayr›ca teknoloji oda¤›m›z do¤rultusunda 300’den fazla e¤itim ile farkl› uzmanl›klara yönelik sunulan 27 mesleki uzmanl›k e¤itimlerini ve insana yat›r›m ilkemiz do¤rultusunda çal›flanlar›m›z›n kiflisel geliflimlerine katk› sa¤layacak “Hayata Ait Programlar” e¤itimlerini veriyoruz. Bunun d›fl›nda, Türkiye’nin Turkcell’i olarak, “insan›m›za yat›r›m yapabilmek” ve ifl gücümüzün gerçek potansiyelini a盤a ç›karmak için yürüttü¤ümüz önemli projeler bulunuyor. 1. Turkcell Grubun kurumsal üniversitesi olan Turkcell Akademi bünyesinde yürütülen “Üniversite - Sanayi ‹flbirlikleri” ile yurt içi ve yurt d›fl›nda birçok akademik çal›flma desteklenmekte, üniversiteler ile ortak programlar, etkinlikler hayata geçirilmektedir. Bu çal›flmalar›m›za örnek vermek gerekirse: 2. Turkcell olarak ‹fiKUR ile birlikte bir e¤itim projesine imza att›k. ‹fiKUR’a kay›tl› 1.500 kifliyi, perakende, sat›fl ve ça¤r› merkezi müflteri temsilcili¤i konular›nda kapsaml› bir e¤itimden geçirdik. 3. E¤itim Teknolojileri: Türkiye’de kurumsal flirketler aras›nda e-ö¤renme çözümünü çal›flanlar›na sunan ilk firmalardan biri olan Turkcell, Turkcell Akademi elearning, mobil learning, sanal s›n›f, video learning, self-study toolas gibi uzaktan ö¤renme çözümleriyle bugün 50.000 kifliye yaklaflan çal›flan›na geliflim imkan› sunmaktad›r. 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 45

Turkcell Akademi

olmalar›n› hedefliyoruz. Bu program›m›zla dünyan›n iflyerinde ö¤renme ve performans konusunda en büyük organizasyonu olan ASTD taraf›ndan “Uygulamada Mükemmeliyet” ödülüne de¤er bulunduk. Corporate University Xchange, bu sene The CorpU Mükemmeliyet ve Yarat›c›l›k Ödülleri’nde Turkcell Akademi’yi, “Ö¤renim Teknolojileri” (Learning Technologies) dal›nda ödüllendirdi.


TAV Akademi

TAV Akademi Jale Ünver ’94 TAV Akademi E¤itim ve Gelifltirme Müdürü TAV Akademi hakk›nda... Türkiye’de havaliman› iflletmecili¤inin lider kuruluflu olan TAV Havalimanlar›, sahip oldu¤u deneyim ve teknik bilgiyi kurumsallaflt›rmay› ve kuruluflun her düzeyine yayg›nlaflt›rmay› temel stratejileri aras›nda konumland›rm›flt›r. Baflar›l› insan kayna¤›n›n geliflimini destekleme ve sürekli geliflim politikas›yla gelece¤e yat›r›m yapma 2006 y›l›nda kurulan TAV Akademi’nin en önemli hedefleridir. Akademi’nin kadrosu TAV Akademi E¤itim ve Gelifltirme Müdürü Jale Ünver, Yetenek Yönetimi ve Gelifltirme Müdürü ‹lkay Egemen, E¤itim ve Gelifltirme Uzmanlar› Selen Arda, Elif Ifl›k, Bülent Saraç ve E¤itim ve Gelifltirme Uzman Yard›mc›s› Mustafa Karacakaya’dan oluflan TAV Akademi çekirdek kadrosunun yan›nda TAV’›n kuruluflundan beri kurumda çeflitli yöneticilik pozisyonlar›nda çal›flm›fl, sektörün duayenleri haline gelmifl kifliler TAV Akademi’ye dan›flmanl›k veriyorlar. Akademi’nin hedef kitlesini ve sunulan e¤itimler TAV Grubu çal›flanlar›n›n tamam› 46 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

TAV Akademi’nin hedef kitlesini oluflturmakta. Profesyonel geliflim programlar›, ifllevsel geliflim programlar›, yönetim sistem programlar›, kurumlara özel geliflim programlar›n›n yan› s›ra özel programlar bafll›¤› alt›nda havaliman› iflletmecili¤ine yönelik programlar yönetici aday› gelifltirme program›, kurumsal mentorluk program›, yabanc› dil programlar› ile birlikte TAV Grubu çal›flanlar›na sundu¤umuz programlar. En s›k verilen e¤itimler ve akademik iflbirlikleri Müflteri odakl› hizmet, tak›m çal›flmas›, ifl hayat›nda duygusal zeka, zor insanlarla bafla ç›kma yollar›, güvenli davran›fl ve etkileme becerileri, yönetim becerileri, koçluk becerileri, sunum becerileri, zaman yönetimi ve toplant› yönetimi, fark yaratan, de¤er katan müflteri hizmeti, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i ve oryantasyon e¤itimleri en s›k verdi¤imiz e¤itimler. TAV Akademi bilgi birikimini gerçeklefltirilen iflbirlikleriyle, üniversiteler, sivil

havac›l›k okullar› ve hatta dünya havac›l›k sektörüyle paylafl›yor. Kocaeli Üniversitesi ile birlikte haz›rlanan ve üniversitede ders kitab› olarak okutulan “Terminal ‹flletmecili¤ine Girifl” kitab›, “know-how” transferinin sadece kurum içinde de¤il, üniversitelerde yap›lan çal›flmalarla da sürdürülmesini sa¤lamak ve gelece¤in insan kaynaklar›na yat›r›m yapmak amac›yla gerçeklefltirilen çal›flmalar›n güzel bir örne¤i. 2010 y›l›nda TAV Havalimanlar› Holding ve Uluslararas› Havalimanlar› Konseyi (ACI) aras›nda “Kurumsal E¤itim Merkezi” iflbirli¤i bafllat›ld› ACI, 1991 y›l›ndan beri “havalimanlar›n›n mükemmel yönetilmesine ve iflletilmesine katk› sa¤lamak” ilkesiyle tüm dünyada e¤itim programlar› ve konferanslar düzenliyor ve 179 ülkede 575 üyesi bulunuyor. 2008 y›l› Mart ay›nda gerçeklefltirilen “Aviation English Operational” program› ile bafllayan TAV Akademi-ACI ortak çal›flmalar›, 2010 y›l› Eylül ay›nda imzalanan "küresel e¤itim merkezi" ifl birli¤i anlaflmas› ile resmiyet kazand› ve TAV Havalimanlar›, Airports Council International (ACI)’›n E¤itim Merkezi olarak ilan edildi. Atatürk Havaliman›’n›n yeni e¤itim merkezi olarak seçilmesi, dünyada sadece 11 e¤itim merkezi olan ACI taraf›ndan düzenlenecek olan programlara özellikle Avrupa, Asya, Orta Do¤u ve Kuzey Afrika’dan havac›l›k sektöründe görev yapan kat›l›mc›lar›n TAV Havalimanlar› Holding ve TAV Akademi’nin ev sahipli¤i ile kat›lmas› anlam›na geliyor. TAV Akademi’nin 2011 y›l› ve sonras› için hedefleri TAV Akademi’nin insan kayna¤› geliflimini destekleme hedefi ve sürekli geliflim politikas›yla gelece¤e yat›r›m› sürecek. Bilgi biriktirme ve yayma merkezi olarak üzerine düflenleri “yaflam boyu geliflim, sürdürülebilir ö¤renme” mottosu ile art›rarak yapmaya devam edecek.


Borusan Akademi’nin kurulufl hikayesi... Akademi kurma fikri, Borusan Grubu’nun e¤itim ve geliflim süreçlerini gelifltirmek amac›yla yap›lan bir Yal›n 6 Sigma Siyah Kuflak projesinin sonucu olarak ortaya ç›kt›. 2006 y›l›nda tamamlanan bu proje ile beraber, tüm Borusan Grubu e¤itim ve geliflim süreçleri gözden geçirildi ve Borusan Akademi’nin temelleri at›ld›. Borusan Akademi, ‘de¤er yaratan ifl liderleri yetifltirmek’ vizyonu ile Aral›k 2007’de e¤itim ve geliflim programlar›na bafllad›. Misyonu... Borusan Akademi’nin misyonu, Borusan Grubu’nda; strateji odakl›, de¤erlerle uyumlu, yüksek kaliteyi hedefleyen ve geliflimin süreklili¤ini sa¤layan programlar ile yüksek performans kültürüne sahip organizasyonel dönüflümü gerçeklefltirecek "ifl liderleri yetifltirmek". Borusan Akademi, 2008 y›l›nda kurumsal üniversiteler ve e¤itim dan›flmanl›¤› veren flirketlerin kat›ld›¤› Cubic Awards (Corporate University Best in Class) kapsam›nda “Best New Corporate University” (En ‹yi Yeni Kurumsal Üniversite) dal›nda onur ödülü ald›. Akademinin iflleyifli ve çal›flanlar›n›n ana görevleri Borusan Akademi Ofisi, Borusan Holding ‹nsan Kaynaklar› departman› bünyesinde görev yapmakta olup, grup flirketlerinin tüm ortak e¤itim ve geliflim faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumludur. Borusan Akademi’nin hedef, öncelik ve stratejileri

Borusan Akademi’nin en üst kurulu olan Borusan Akademi Grup Konseyi taraf›ndan belirlenir. Borusan Akademi ofisinin temel görevleri; grubun e¤itim ve geliflim sürecine yönelik olarak ö¤renme vizyonunu tespit etmek, yay›l›m›n› sa¤lamak, grup stratejilerine uygun geliflim alanlar›n› belirlemek, önceliklerimizi saptamak, kaynak ayr›lmas›n› ve uygulanmas›n› sa¤lamak ve denetlemek, bu alanlarla ilgili kritik baflar› faktörlerini tan›mlamak, geliflim alanlar› ile ilgili müfredat programlar›n› onaylamak, grup ‘Ana Müfredat›’n› onaylamak ve y›ll›k olarak gözden geçirmek, flimdiki ve gelecek ö¤renim ihtiyaçlar›n› tespit etmek, kurumsal ö¤renmenin yönüne karar vermek ve revize etmek olarak s›ralanabilir. Akademi’nin hedef kitlesi Borusan Akademi programlar›na tüm Borusan Grubu çal›flanlar› kat›labiliyor. Yal›n 6 Sigma Fakültesi, Sat›fl Fakültesi, Liderlik Fakültesi ve ortak e¤itim programlar› ile tüm çal›flanlar›m›z›n e¤itim ve geliflimlerine destek olmay› amaçl›yor. Borusan Akademi’de “De¤er Yaratan ‹fl Lideri Yetifltirme” vizyonu do¤rultusunda sunulan e¤itim programlar›ndan örnekler Borusan Akademi’de e¤itim ve programlar› 3 ana boyutta özetlenebilir; • Tüm çal›flanlar›m›z›n kiflisel ve mesleki geliflimini sa¤layan Ortak E¤itim ve Geliflim Programlar›. • Grup flirketlerinin kendi çal›flanlar›na özel olarak düzenlenen Ürün/Hizmetlere yönelik Teknik E¤itim Programlar›. • Stratejik programlar olarak de¤erlendirdi¤imiz, hedef kitlesi

stratejik önceliklerimiz do¤rultusunda belirlenen Fakülte Programlar›m›z: Yal›n 6 Sigma Fakültesi, Sat›fl Fakültesi, Liderlik Fakültesi. Tüm bu programlardan içinde yer alan e¤itim programlar›m›za örnek olarak, “Çok Boyutlu Liderlik”, “Finans Yönetimi”, “Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k”, “De¤er Bazl› Stratejik Düflünce ve Planlama”, “Yüksek Performansl› Tak›m Liderli¤i ve Koçluk” derslerini verebiliriz. 2010 y›l›nda Akademi’den e¤itim alan çal›flanlar... 2010 y›l›nda Borusan Akademi kapsam›nda ortak e¤itim geliflim programlar› ve fakülte programlar›na 1041 çal›flan›m›z kat›ld›. ‹lave olarak tüm grup flirketlerimizde yayg›n olarak ürün ve hizmetlere yönelik teknik e¤itim programlar› düzenlendi. Üniversitelerle yürütülen akademik iflbirlikleri Borusan Akademi stratejik programlar›ndan Sat›fl ve Liderlik Fakülteleri, Sabanc› Üniversitesi Yönetici Gelifltirme Birimi’nin iflbirli¤i ile kuruldu. Sabanc› Üniversitesi Yönetici Gelifltirme Birimi, fakülte programlar›n›n gelifliminde ve iflleyiflinde, etkinliklerinin artmas› ve sürekliliklerinin sa¤lanmas›nda etkin rol oynuyor. Yal›n 6 Sigma metodolojisi ve uygulamas›na yönelik pek çok üniversitede e¤itim veriliyor. Borusan Akademi’nin 2008 y›l›nda Corporate University Best in Class kapsam›nda “En ‹yi Yeni Kurumsal Üniversite” Onur ödülünün perde arkas›... Kurumsal Üniversiteler ile ilgili yap›lan çal›flmalarda iyi bir kurumsal üniversite olabilmenin kriterleri; iyi bir marka yönetimi, CEO katk›s›, iyi bir ifl orta¤›, iyi bir flirket, yönetim ofisinin performans›, ifl stratejileri ile uyumu, sürekli inovasyon, finansal destek, aç›k ve net hedefler, yetkin kat›l›mc›lar ve sürekli geliflim olarak tan›mlan›yor. 2007-2010 dönemine bakt›¤›m›zda Borusan Akademi’nin bu kriterlere sahip oldu¤unu görüyoruz. Akademi’nin Borusan’a katk›lar› Borusan Akademi’nin çal›flanlar›m›za sa¤lad›¤› sürekli geliflim f›rsatlar› kurum içinde hem çal›flanlar hem de yönetim kadrosu nezdinde memnuniyet yarat›yor. Ayr›ca programlar›m›z›n içeriklerinin güncel kalabilmesi ve kurum içindeki ihtiyac› karfl›layabilmesi için her dönem çal›flanlar›m›zdan ve yöneticilerimizden gelen geri bildirimleri gözden geçiriyoruz. 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 47

Borusan Akademi

Borusan Akademi Tijen Ç›dam ’82


ÜN‹VERS‹TEDEN

MAPES BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ AVRUPA ÇALIfiMALARI YÜKSEK L‹SANS PROGRAMI M.A. PROGRAM IN EUROPEAN STUDIES www.mapes.boun.edu.tr Bo¤aziçi Üniversitesi Avrupa Çal›flmalar› Yüksek Lisans Program› (MAPES) için 2011-2012 dönemi baflvurular› 9 May›s-7 Haziran 2011. Tan›t›m toplant›s› 11 May›s, 18.30’da IB 412’de. Program bir y›ll›k olup tezsizdir ve ‹ngilizce olarak yürütülmektedir. MAPES (Bo¤aziçi Üniversitesi Avrupa Çal›flmalar› Yüksek Lisans Program›) Uluslararas› iliflkiler ve Türk d›fl politikas›n›n yan› s›ra Avrupa entegrasyonu ve AB-Türkiye iliflkileri alan›nda farkl› disiplinlerden gelen ö¤rencilere sa¤lam bir akademik temel sa¤lar. Program›n amac› ö¤rencilerini uluslararas› bir vizyonla donatarak Avrupa ve küresel iliflkilerin tüm çaprafl›kl›¤›yla analizini yapabilmelerini sa¤lamakt›r. Uluslararas› ‹liflkiler ve Avrupa Çal›flmalar› alanlar›nda sa¤lam bir çal›flmayla ö¤rencilerinin yerleflik dogmalar›n ötesine geçerek analitik ve elefltirel kabiliyetlerini gelifltirmelerine izin verir.

Program ö¤rencileri genifl bir yelpazedeki kariyer seçenekleri için haz›rlar. Mezunlar›m›z uluslararas› organizasyonlarda, Avrupa kurumlar›nda, Türk ve yabanc› diplomasi servislerinde ve di¤er hükümet kurumlar›, çok uluslu flirketler ve STK’larda profesyonel kariyer yapmaktad›r. A¤›rl›kl› olarak kavramlar, teori ve bilimsel araflt›rmalara ilgilenenlerse uluslararas› iliflkiler ve Avrupa politikas› alanlar›nda akademik kariyerlerine devam etmektedir. MAPES disiplinler aras›, tezsiz ve bir y›ll›k bir program olup Siyaset Bilimi ve Uluslararas› ‹liflkiler bölümü, Ekonomi bölümü ve Atatürk Enstitüsü taraf›ndan desteklenmektedir. Program› baflar›yla bitiren ö¤renciler,

Bo¤aziçi Üniversitesi Avrupa Çal›flmalar› Yüksek Lisans (Master) Derecesi almaya hak kazanacaklard›r. Ara dönem baflvurular› için tan›t›m toplant›s› 11 May›s 2011 tarihinde saat 18.30'da IB 412'de yap›lacakt›r. Kat›lmak isteyenlerin mapes@boun.edu.tr adresinden rezervasyon yapt›rmas› önemle rica olunur. Program hakk›nda daha fazla bilgiye ve baflvuru ve kabul koflullar›na www.mapes.boun.edu.tr adresinden ulaflabilirsiniz. Sorular›n›z için program asistan› Çi¤dem O¤uz’a e-posta yoluyla (mapes@boun.edu.tr) veya telefonla (0212 359 73 44) ulaflmak mümkündür.


Lider Boğaziçi’nin Lider Programı Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü

Executive MBA Programı Executive MBA Program›, deneyimli, kariyerlerinde en tepeyi hedefleyen, mükemmellik aray›fl› içindeki yöneticilere bir y›l süreli e¤itim sunar. Kat›l›mc›lar,

Küresel Yönetim Anlay›fl›

gerçek dünyan›n zorlu koflullar›na yarat›c› çözümler bulunmas›nda yard›mc› olacak kuramlar›n liderlik ve tak›m çal›flmas›yla

Tak›m Çal›flmas› Karfl›l›kl› Etkileflim

dengelendi¤i yo¤un ve uygulamal› bir yöneticilik e¤itimi program› al›rlar. Program “neden” den çok “nas›l” düflünülece¤i üzerine odaklan›r. Program›n amac›, yöneticilere örgütlerini gelece¤e baflar›yla tafl›malar› için gerekli içgörü ve stratejik düflünceyi sa¤lamakt›r. Temel dersler, yaflamsal yönetim deste¤i ve kapsam›; alan dersleri ifllevsel bilgiyi; strateji dersleri de program›n stratejik düflünceyle bütünleflmesini sa¤lamaktad›r. • Program “tezsiz ikinci yüksek lisans program›“ olup toplam kredisi 45’tir. • Program üç dönemden oluflup bir akademik y›lda tamamlan›r. • Program dili Ingilizcedir. • Kontenjan, 25’er kiflilik 2 s›n›ft›r. • Baflvuru koflullar› ve programla ilgili ayr›nt›lar için www.mgmt.boun.edu.tr/emba adresinden veya, 0212 359 74 65 ve 265 97 78 no.lu telefonlardan bilgi alabilirsiniz.


Yaz›: fiebnem ÜNER ’00

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

Londra Büyükelçimiz Ünal Çeviköz

Ünal Çeviköz ’74 uzun y›llard›r D›fliflleri mensubu ve Büyükelçi olarak sadece ülkemizi de¤il üniversitemizi de baflar› ile temsil ediyor. Geçti¤imiz y›llarda Ba¤dat Büyükelçisi görevindeyken bizler için kaleme ald›¤› yaz›s›n› dergimizde paylaflm›flt›k. Bugün kendisi Londra Büyükelçimiz. BURC UK Baflkan› ve dergimizin yaz› kurulu üyesi fiebnem Üner ’00 kendisini Londra’da Türk Büyükelçili¤inde ziyaret etti. Londra’da yaflayan iki Bo¤aziçili olarak bizi Britanya semalar›na tafl›yan bir sohbet gerçeklefltirdiler.

50 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Ü

nal Çeviköz 1974 y›l› Bo¤aziçi Üniversitesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat›, 1978 y›l› Siyaset Bilimi Bölümü mezunu. D›fliflleri Bakanl›¤› ve NATO’da çeflitli üst düzey görevlerde bulundu. Azerbaycan ve Irak büyükelçiliklerinden sonra 2010 Temmuz ay›nda Birleflik Krall›k nezdinde Türkiye Büyükelçisi olarak atanan Çeviköz ile Londra Büyükelçili¤imizde biraraya geldik.

Bo¤aziçi’nde iki bölüm birden bitirdi¤inizi biliyoruz. Bize okul y›llar›n›zdan bahseder misiniz? Asl›nda ben hep istedim diplomat olmay›, o yüzden iki bölüm okudum. Birinci okudu¤um ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Bölümü, D›fliflleri Bakanl›¤›’na girifl için gereken koflullar› o s›ralarda tamamlam›yordu. Onun için ikinci fakülteyi -o s›ra yeni aç›lm›flt›‹flletme Fakültesi içerisinde Siyaset Bilimi Bölümü’nü takip ettim. Oradan ald›¤›m diploma D›fliflleri


Bakanl›¤›’na girmeme imkan sa¤lad›. Bo¤aziçi Üniversitesi fevkalade zevkli okunan bir e¤itim kurumu. Ben aç›kças› iki diploma almaktan ve alt› buçuk y›l gibi uzun süre üniversitede bulunmaktan çok mutluyum. Bo¤aziçi’ne u¤rama flans›n›z oluyor mu? Geçen yaz u¤rad›m, üniversite çok büyümüfl, de¤iflmifl. Bizim eskiden okudu¤umuz kampüs çok genifllemifl. Bir yandan insan gururlan›yor bu kadar köklü, büyük bir e¤itim kurumu olmas›ndan, bir yandan da kendi zaman›n› hat›rl›yor. Biz ö¤renciyken herkes birbirini tan›rd›. Parmakla say›lacak kadar az bir nüfustuk desem bile abartm›fl olmam. Bütün fakülte ö¤rencileri birbirini tan›rd›. Hatta ilginç bir tesadüfü de belirteyim; geçen yaz Ifl›k Üniversitesi’nde bir konferans vermeye gittim. Üniversitenin Rektörü, benim okudu¤um y›llardan Kimya Bölümü mezunu, y›llar sonra birbirimizi hemen hat›rlad›k. Böyle fleylerle karfl›lafl›nca o aidiyet hissi insana müthifl bir tatmin yaflat›yor do¤rusu.

görevini yapt›¤›m Azerbaycan’›n yeri özeldir. Orada bir Türk diplomat›n›n görev yapmas› çok farkl› bir duygu. ‹nsan bir yandan diplomat olarak baflka bir ülkede oldu¤unun bilincinde oluyor, bir yandan da kendi toplumunuzdan çok farkl› bir yerde olmad›¤›n›z› görüyorsunuz. Bu iki duyguyu birlefltirdi¤inizde çok zevkli bir durum ortaya ç›k›yor. Hem bu sebepten hem de Büyükelçi unvan› ile ilk görev yerim olmas› dolay›s›yla benim için Azerbaycan’›n çok ayr› bir yeri vard›r. Londra’ya daha evvel çok s›k geldim. Hem toplant›lar için hem de turistik amaçl› seyahatlerde bulundum. Burada göreve bafllad›ktan çok k›sa bir süre sonra -zaten aflina oldu¤um bu flehirde Parlamento, D›fliflleri Bakanl›¤› ve di¤er bakanl›klarla temaslar› s›klaflt›rd›m, bu çevreye de kendimi adapte ettim. Tabii Londra’n›n esas cazibesi, mesleki yaflant›n›z›n d›fl›nda, sosyal ve kültürel alanlardaki zenginli¤i. Ona zaman ay›rabilmek çok önemli. Kendini kapt›rmamak laz›m Londra çok büyüleyici bir flehir. Ben de dengeyi kurmaya çal›fl›yorum.

Londra’n›n esas cazibesi, mesleki yaflant›n›z›n d›fl›nda, sosyal ve kültürel alanlardaki zenginli¤i. Ona zaman ay›rabilmek çok önemli. Kendini kapt›rmamak laz›m Londra çok büyüleyici bir flehir. Ben de dengeyi kurmaya çal›fl›yorum.

Bizleri bu dönemde Türk ‹ngiliz iliflkileriyle ilgili neler bekliyor? Sizin öncelikli planlar›n›z neler olacak? Türkiye ile Büyük Biritanya aras›ndaki iliflkiler asl›nda en olumlu döneminden geçiyor denebilir. Baflbakan David Cameron da 2010 Temmuz sonunda Türkiye’ye yapt›¤› ziyarette “Alt›n Ça¤”dan söz etti. ‹ki ülkenin tarihi çok uzun y›llara dayanan bir iliflkisi var. ‹lk kez 1583 y›l›nda Türkiye’ye büyükelçi gönderilmifl. Biz de Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ilk kal›c› büyükelçisini Büyük Britanya’ya göndermifliz 1793’te. Böylesine köklü bir geçmifli olan iliflkinin bugün geldi¤i nokta fevkelade olumlu.

Londra Büyükelçili¤i

Öncelikle çok mutlu olduk ‹ngiltere’ye atanman›zdan. Bo¤aziçililer olarak gurur duyduk. Buray› ve önceden görev yapt›¤›n›z ülkeleri de¤erlendirebilir misiniz, karfl›laflt›rma yapmak mümkün olur mu? Kariyerimde tabii ki birçok ülkede bulundum ancak birkaç y›l kal›p, kültürüyle, halk›yla, toplumun her türlü dokusuyla tan›d›¤›m ülkeleri ayr› tutmam gerekir. O flekilde bak›ld›¤›nda en uzun kald›¤›m ülke Belçika oldu. Çünkü 8 y›l NATO’da uluslararas› memur olarak görev yapt›m. Çocuklar›m›z›n e¤itimi aç›s›ndan da iyi bir süreklilik sa¤lad› bir bak›ma. Zannediyorum Belçika Türkiye’den sonra en uzun süre kesintisiz yaflad›¤›m›z ülke oldu. Onun d›fl›nda ilk Büyükelçilik 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 51


Türkiye’nin kültürü ve zenginlikleriyle ilgili Britanya’daki faaliyetlerin devam›n› getirmek istiyoruz. Anadolu medeniyetleri, örne¤in Hititleri burada tan›tmak istiyoruz. 2012 y›l›nda British Museum Hac ile ilgili bir sergi yapacak. Hac dedi¤imizde ‹stanbul’dan bafllay›p tüm Anadolu’yu geçip Hicaz üzerinden Ortado¤uya çizilen bir yol akla geliyor. Bunlar› British Museum etkinli¤iyle sergileyecekler. Bu sergiyle birlikte eski Türk medeniyetlerine olan ilginin daha da artaca¤›na inan›yoruz.

Ben de ticari ve ekonomik iliflkilerimizin h›zla geliflmesine önem verece¤im. Zannediyorum 2011 y›l›, 2008 y›l›nda ekonomik krizden etkilenen ticaret hacmimizi tekrar eski rakamlara ulaflt›racak bir performans gösterecek. 2010 y›l› rakamlar› bile ticaret hacmimizin 12 milyar dolara yaklaflt›¤›n› gösterdi. Karfl›l›kl› olarak yat›r›mlara önem veriyoruz. Büyük Britanya’n›n Türkiye’deki yat›r›mlar›n› artt›rmaya yönelik giriflimlerimiz olacak. Kültür alan›nda da baz› etkinliklere önem vermek istiyorum. Örne¤in Edinburgh’u ziyaret ettim. Oradaki festival dünyan›n en önemli festivallerinden biri. Birkaç y›ld›r oraya Türk sanatç›lar›n›n kat›l›m›nda bir geri kalma olmufl gördü¤üm kadar›yla, onu sürdürülebilir hale getirmek ve Türkiye’nin her y›l çeflitli dallarda temsil edilmesini sa¤lamak amac›nday›m. 52 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

E¤itim sektörü de bizim için çok önemli. Türk ö¤rencilerin lisansüstü e¤itimleri hatta bazen lisans için en çok tercih ettikleri ikinci ülke ‹ngiltere’dir. Burada bir s›k›nt›m›z vard›. Biliyorsunuz bize ‹ngiliz ve Avrupa Birli¤i vatandafllar›na uygulanan üniversite harçlar›ndan farkl› harçlar uygulan›yor. Bu konuyu Türkiye’den ayr›lmadan evvel E¤itim Bakan›m›zla konufltum. O benim buradaki öncelikli hedeflerimden biri. Bunu sürekli olarak resmi yetkililerle yapt›¤›m temaslarda dile getiriyorum. Nitekim Baflbakan Cameron’un ziyareti s›ras›nda Baflbakan›m›z da bu konuyu dile getirdi. San›r›m üniversitelere göre farkl›l›klar oluyor. Bu konuda giriflimlerimiz oldu. Baz› üniversiteler daha düflük harçlar uygulamay› kabul etti. Bir de genel olarak son zamanlarda zaten ‹ngiltere’deki harçlar konusunda yeni bir ayarlama oldu¤u için aradaki fark da azal›yor. Ondan da yararlanmay› ve haz›r bu yeni düzenleme varken Türklere uygulanan harçlar› da biraz daha afla¤› çekmeyi hedefliyoruz. ‹ngilizlerin turizm aç›s›ndan ülkemize büyük ilgi duyduklar›n› biliyoruz. San›r›m ekonomik krizle birlikte EuroPound dengesinin de¤iflmesi Türkiye’ye olan ilgiyi son iki y›lda art›rd› de¤il mi? Evet, bir art›fl söz konusu ancak sebebi sadece ekonomik de¤il. 2010’da 2 milyon 800 bin ‹ngiliz vatandafl›n›n Türkiye’yi ziyaret etti¤i tespit edildi. Hatta ‹ngiliz turistler ülkemizi ziyaret edenler

aras›nda flu anda üçüncü s›rada. Neredeyse ikincilik için Rus turistlerle çekiflir duruma geldiler. ‹ngilizler arkeolojiye, tarihe merakl› bir ulus. Anadolu bu bak›mdan fevkalade olanaklar sa¤layan bir yer. O bak›mdan eski medeniyetler ve tarihe ilgi duyanlar turizm ile bunu birlefltirip dünyaya bakt›klar›nda ister istemez Türkiye’yi ilk s›ralarda görüyor. Geçen y›llarda British Museum ve di¤er müzelerin Türk Medeniyetleriyle ilgili sergileri de -örne¤in “The Turks” sergisi- bu ilgiyi daha da artt›rd›. Tan›t›m faaliyetleri etkili oldu. Biz de Türkiye’nin kültürü ve zenginlikleriyle ilgili Britanya’daki faaliyetlerin devam›n› getirmek istiyoruz. Anadolu medeniyetleri, örne¤in Hititleri burada tan›tmak istiyoruz. 2012 y›l›nda British Museum Hac ile ilgili bir sergi yapacak. Hac dedi¤imizde ‹stanbul’dan bafllay›p tüm Anadolu’yu geçip Hicaz üzerinden Ortado¤uya çizilen bir yol akla geliyor. Bunlar› British Museum etkinli¤iyle sergileyecekler. Bu sergiyle birlikte eski Türk medeniyetlerine olan ilginin daha da artaca¤›na inan›yoruz. Bu y›l Türkiye’yi 28 milyon civar›nda turist ziyaret etti ve turizm gelirleri 22 milyar dolara yaklaflt›. Türkiye art›k Avrupa turizminin en büyük oyuncular›yla yani ‹talya ve ‹spanya ile rekabet eder hale geldi. Tabii bu arada kentleri de öne ç›karmak laz›m. Türkiye’ye büyük bir turist ak›fl› var ama örne¤in ‹stanbul’u bafll›ca bir turizm kenti haline getirmemiz laz›m. Ayn› flekilde Antalya’y›, bölge olarak Kapodokya’y› öne


ç›karmam›z laz›m. Bütün bunlar› buradaki Tan›t›m Müflavirli¤imizle birlikte planl›yoruz. ‹ngiltere Türkiye iliflkilerinin çok iyi bir dönemden geçti¤inden bahsettik. Yeni ‹ngiliz hükümetinin göçmenlikle ilgili kurallar› zorlaflt›raca¤›n› hatta baz› kategorileri kapataca¤›n› biliyorsunuzdur. Mezunlar›m›z› da yak›ndan ilgilendiren bu konuyu nas›l de¤erlendiriyorsunuz? ‹ngiltere Avrupa Birli¤i’nde zaten eskiden beri kendini farkl› konumland›ran bir ülke. Örne¤in Schengen vizesine dahil de¤il. Çok uluslu bir yap›ya sahip ve bunun art›k bir doyum noktas›na do¤ru geldi¤ini ve baz› önlemler al›nmas› gerekti¤ini düflünmüfl olmal› yeni hükümet. Ben Türkler aç›s›ndan bunun çok önemli bir de¤ifliklik yarataca¤› kan›s›nda de¤ilim çünkü buraya gelen Türkler daha ziyade kalifiye ve belli ifl alanlar›nda örne¤in finans, hukuk, e¤itim, t›p alan›nda kendilerini kan›tlam›fl, burada bir kurumda ifl bulabilecek nitelikte insanlar. Bu aç›dan onlar›n yeni geliflmelerden çok olumsuz etkileneceklerini düflünmüyorum. Ama ‹ngiltere’nin de genel olarak Avrupa Birli¤i’nde de görülen bu trende uyup göçmenlerle ilgili yeni bir düzenlemeye haz›rland›¤›n› görüyorum. Mezunlar›m›zdan yüksek lisans yapmak veya çal›flmak isteyenlere ‹ngiltere’yi tavsiye eder misiniz? Elbette tavsiye ederim. Bizim üniversitemizin ‹ngilizce e¤itim veriyor olmas› ‹ngiltere’nin tercih edilen ülkelerden biri olmas›na yol aç›yor. Bo¤aziçi mezunlar› nedense Amerika’ya daha fazla ra¤bet ederler. Bo¤aziçi’nin Amerika’daki üniversitelerle ortak programlar› var, iflbirli¤i ve mezunlar›m›z›n lisansüstü için ilk bakt›klar› üniversiteler hep Amerika’dad›r. Halbuki ‹ngiltere’deki e¤itim seviyesi Amerika’dan farkl› de¤ildir. Onun

için ben ‹ngiltere’yi daha fazla hedeflemelerini öneririm mezunlar›m›za. Buran›n çok kültürlü yap›s› da Türklerin yabanc›l›k çekmeden ortama intibak etmelerini sa¤l›yor. O bak›mdan ‹ngiltere’yi hararetle tavsiye ederim. Ne kadar çok Bo¤aziçili olursa ben de o kadar mutlu olurum. BÜMED’in buradaki varl›¤› da çok önemli. ‹leride de¤iflik yerlerde, konumlarda ne kadar Bo¤aziçili görürsem o kadar mutlu olaca¤›m› belirtmek isterim. ‹ngiltere’nin, Türkiye’nin AB’ye al›nmas›yla ilgili destek veren ülkelerden oldu¤unu biliyoruz. Bu konuyla ilgili yeni geliflmeler var m›? Sadece mevcut koalisyon hükümeti olan Muhafazakar Parti ve Liberal Demokratlar›n de¤il ‹flçi Partisi’nin de destekledi¤i düflünülürse Türkiye’nin AB üyeli¤i konusuna tüm siyasi kesimlerce olumlu bak›l›yor. Ocak ay›nda Lordlar Kamaras›’nda Türkiye ile ilgili çok uzun süren bir görüflme oldu. Lordlar Kamaras›’nda yer alan Türk kökenli Barones Meral Hüseyin Ece hükümete bir soru yöneltti. Türkiye’nin ekonomik ve ticari geliflmeleri ‹ngiltere aç›s›ndan ne flekilde de¤erlendiriliyor diye. Hem muhalefet hem de hükümetten 20 kadar Lord ve Barones söz ald›. Hepsinin bulufltuklar› ortak nokta Türkiye’nin AB üyeli¤ini ‹ngiltere’nin desteklemesi gerekti¤iydi. Bu çok önemli. ‹ngiltere AB üyeleri içinde bizim üyeli¤imizi destekleyen ülkelerin bafl›nda geliyor. Sadece destekledi¤ini aç›k bir flekilde telaffuz etmekle kalm›yor ayn› zamanda AB üyesi baflka ülkelere de Türkiye’yi bu yolda desteklemesi için telkinlerde bulunuyor. Zannediyorum bu önemli bir avantaj ve bundan yararlanmam›z gerekiyor. Ama tabii bizim sadece ‹ngiltere veya di¤er AB ülkelerinin deste¤iyle yetinmemiz mümkün de¤il. AB müzakere süreciyle ilgili afl›lmas› gereken baflka s›k›nt›lar›m›z var.

Örne¤in K›br›s ile ilgili görüflmeleri ‹ngiltere’nin de yak›ndan takip etti¤ini biliyoruz. K›br›s meselesi bizim önümüze bir suni sorun olarak ç›kar›l›yor. Bunun afl›lmas›n›n Türkiye’nin AB üyeli¤inin önünü açaca¤›n›n herkes fark›nda. O ba¤lamda da ‹ngiltere’nin baz› katk›lar› olabilece¤i kanaatindeyim. ‹ngiltere’deki Türk varl›¤› ne aflamada? Kaç vatandafl›m›z burada yafl›yor? Britanya’da 400 bin Türk yafl›yor. Afla¤› yukar› 250 bin civar›nda vatandafl 150 bin civar›nda da soydafl›m›z var. Bence çok kültürlü ve e¤itimli bir toplum Londra’daki Türkler. Art›k üçüncü nesil burada. Y›llar evvel 60’l› y›llar›n sonu 70’lerde gelenlerin çocuklar› ve hatta torunlar›n›n burada do¤up büyümeye bafllad›¤› bir dönemdeyiz. Öyle bakt›¤›n›zda sanat, kültür, e¤itim, finans, bankac›l›k, hukuk hatta t›p alan›nda Türkler var. Yerel yönetimlerde Türkler seçilerek belediye meclislerinde üye oluyor. fiimdi böylesine uzun zamand›r 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 53


Nas›l Lordlar Kamaras›’nda bir Türk varsa Avam Kamaras›’nda da bir Türk’ün seçilebilme aflamas›na gelmesi laz›m. Ben vatandafllar›mla yapt›¤›m görüflmelerde bunu telkin ediyorum. Mutlaka aran›zdan bu ülkede seçimle Avam Kamaras›’na gelebilecek yetenekli Türkleri bulman›z› ve seçmenizi bekliyorum diyorum. Ben bu aflamaya geldi¤imize inan›yorum. devam eden ve art›k sürdürülebilir hale gelmifl bir Türk varl›¤›n›n etkilerini yavafl yavafl görmeliyiz. Nas›l Lordlar Kamaras›’nda bir Türk varsa Avam Kamaras›’nda da bir Türk’ün seçilebilme aflamas›na gelmesi laz›m. Ben vatandafllar›mla yapt›¤›m görüflmelerde bunu telkin ediyorum. Mutlaka aran›zdan bu ülkede seçimle Avam Kamaras›’na gelebilecek yetenekli Türkleri bulman›z› ve seçmenizi bekliyorum diyorum. Ben bu aflamaya geldi¤imize inan›yorum.

54 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Son olarak D›fliflleri Bakanl›¤›’nda kariyer yapmak isteyen, sizin geldi¤iniz noktaya gelmek isteyen Bo¤aziçililere tavsiyeleriniz neler? Son zamanlarda D›fliflleri Bakanl›¤›’nda birtak›m geliflmeler oldu. Mevzuatta ve kurulufl yasam›zda yap›lan de¤ifliklikler sayesinde, D›fliflleri Bakanl›¤› eskiden sadece belli fakültelerin mezunlar›na aç›kken flimdi o olana¤› geniflletti. Birçok üniversitenin ve fakültenin mezunlar›na D›fliflleri Bakanl›¤›’na girme olana¤› aç›ld›. Tabii belli bir e¤itimin d›fliflleri mensubu olmak için gerekli oldu¤u düflünüldü¤ünde tarih, edebiyat veya sosyoloji gibi fakültelerden mezun olanlar D›fliflleri Bakanl›¤›’na girdikten sonra d›fliflleri akademisinde e¤itime kat›l›yor. Bo¤aziçi’nin ise özellikle tarih ve uluslararas› iliflkiler bölümü bu konu için uygun. D›fliflleri Bakanl›¤›’nda Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu çok meslektafl›m›z var. ‹ngilizce e¤itim al›yor olmalar› onlara avantaj sa¤l›yor. Bakanl›¤›n s›nav›na ise özenle haz›rlanmak gerekir. O s›nav›n niteli¤iyle ilgili

Bakanl›ktan bilgi edinmeleri mümkün. Bu bir meslek s›nav›d›r, herfleyden önce özgüven, ikinci olarak disiplin gerekir. Ben Bo¤aziçi Üniversitesi mezunlar›n›n ufuklar›n›n çok genifl oldu¤unu, dünyaya çok genifl bir perspektiften bakabilme olana¤› kazand›klar›n› ve bu sayede sadece D›fliflleri Bakanl›¤› de¤il rekabetle girilebilecek olan her mesle¤e bir ad›m önde bafllad›klar› kanaatindeyim. Belli bir mesle¤i seçerken o mesle¤in bütün ayr›nt›lar›n› ö¤renmeye çal›flmak ve kendini adamak gerekir. Ben bu mesle¤i çok istemifltim onun için ikinci kez okudum Bo¤aziçi’nde. Yapt›¤›n ifli sevmek baflar›n›n bir numaral› t›ls›m›d›r. O bak›mdan severek isteyerek girdikten sonra da hem s›navda baflar›l› olurlar hem de kariyerlerinde baflar›l› olurlar diye düflünüyorum. Ayr›ca bu mesle¤i tavsiye de ederim. Bo¤aziçi Üniversite’sinin verdi¤i o genifl bak›fl aç›s› bizim D›fliflleri Bakanl›¤›’nda ihtiyaç duydu¤umuz bak›fl aç›s›d›r. Bo¤aziçililerin bakanl›kta say›s›n›n artmas›ndan ancak memnuniyet duyar›z.



Yaz›: Aylin BURAN ’02 Foto: Cihan ALDIK

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

De¤er Tunal› ile

hukuk sektöründe iletiflim ve pazarlama üzerine

Her fleyin h›zla de¤iflti¤i ifl dünyas›nda y›ld›z› giderek parlayan iki sektör hukuk ve iletiflimin bir araya geldi¤i bu yaz›da BÜ ‹flletme mezunu ve uzun y›llar pazarlama alan›nda çal›flm›fl De¤er Tunal› ’84 ile uluslararas› bir hukuk firmas›n›n Türkiye bürosunun ‹letiflim ve Pazarlama Baflkan› olarak “hukuk”un pazarlamas›n› konufltuk.

L

egal Bussiness 2009 verilerine göre ciro üzerinden yap›lan dünya s›ralamas›nda bir numarada yer alan uluslararas› hukuk firmas› DLA Piper 1 Haziran 2010 itibariyle ‹stanbul’da faaliyet göstermeye bafllad›. Kurumun iletiflim ve pazarlama bölümünün yönetimi ise De¤er Tunal›’ya (’84) emanet edildi. “Bo¤aziçi Üniversitesi’nde de bir hukuk fakültesi olmal›” diyen De¤er Tunal›’dan hukukun tan›t›m›n›n kapsam›, Türkiye’nin uluslararas› hukuk alan›nda artan önemi, ihtiyaçlar› hakk›nda bilgi ald›k. Ayr›ca karma becerileri gerektiren benzer kariyer yolundaki adaylar için tavsiyelerini dinledik. DLA Piper’›n hizmet çerçevesi ve ‹stanbul faaliyetleri DLA Piper, dünya genelinde 32 ülkede 70’i aflk›n büroda 4000’i avukat olmak üzere yaklafl›k 8000 56 2011 BO⁄AZ‹Ç‹


çal›flan› ile faaliyet gösteren küresel bir hukuk firmas›d›r. Bafll›ca hizmet alanlar› uluslararas› ticaret, flirketler, projeler ve altyap›, sözleflmeler, ifl ve sosyal güvenlik, fikri ve s›nai mülkiyet, inflaat gayrimenkul, teknoloji, uluslararas› tahkim, davalar, ekonomik suçlar, vergi, ürün sorumlulu¤u olarak s›ralanabilir. Firma 2010’un Haziran ay›ndan itibaren ‹stanbul’da açt›¤› ofisi ile Türkiye’de az say›daki yabanc› avukatl›k ortakl›¤›ndan biri olarak müvekkillerine yabanc› ve uluslararas› kanunlarla ilgili dan›flmanl›k hizmeti veriyor. Ancak Türkiye Barolar Birli¤i düzenlemeleri uyar›nca Türk Hukuku’nu ilgilendiren konularda hizmet vermesi mümkün de¤il. DLA Piper neden Türkiye’yi seçti? Türkiye’nin önemi son 10 y›l içerisinde uluslararas› platformda çok artt›. Tüm ülkelerde etkili olan ve ekonominin altüst oldu¤u dönemi baflar› ile atlatabildik. Konumumuz çok önemli zira genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Tüm bu ölçütler d›fl yat›r›mc›lar aç›s›ndan çok önemli. Tabii ayn› zamanda bizim yat›r›mc›lar›m›z da d›fl ülkelere yat›r›m yap›yorlar. Tüm bunlar gözlemlendi¤inde hukuksal ihtiyaçlar›n ne kadar fazla oldu¤u görülüyor. Dolay›s›yla konulara haiz hukukçulara ihtiyaç var. DLA Piper da son yat›r›mlar›ndan birini Türkiye’ye yapmaya karar verdi. Gelen ifllerden, yorumlardan DLA Piper temsilcilerinin gidiflat› memnuniyetle takip ettiklerini görüyoruz. Türkiye resmen tüm dünyan›n göz bebe¤i. Bu durum beni bir Türk olarak ve bir yönetici olarak çok gururland›r›yor. Bu memnuniyet sadece ifl ile de s›n›rl› de¤il. ‹nsan›yla, kültürüyle, do¤al güzellikleriyle Türkiye onlar› etkilemifl durumda. Do¤u’nun misafirperverli¤inin ve yard›mseverli¤inin Bat›’n›n

yönetim kabiliyeti ile birleflti¤ini gördükleri için çok etkilendiklerini ifade ediyorlar. DLA Piper faaliyetlerine bafllamadan önce Türkiye’de befl tane yabanc› hukuk flirketi mevcuttu. Bizden sonra birkaç flirket daha bu kervana kat›ld›. ‹htiyaçlar h›zla art›yor. Dolay›s›yla bu alandaki baflar›lar›n yat›r›mlar› tetikleyece¤ini düflünüyorum. Hukuk sektöründe iletiflim ve pazarlama faaliyetleri ne flekilde yürüyor? Hukuk pazarlama iletiflim faaliyetleri servis sektöründeki di¤er flirketler ile k›yasland›¤›nda benzerlikler gösterse de ayn› zamanda büyük farkl›l›klar› bünyesinde bar›nd›r›yor. Her fleyden önce reklam›, pazarlamas› kanunlarla k›s›tlanm›fl durumda. Temelde tabii ki hedefler ayn› ki bunlar da sektörde müvekkilleriniz ve çal›flanlar›n›z nezdinde ürettiklerinizi do¤ru tan›tmaya çal›flmak, alg› ve imaj çal›flmalar›n› yapmak, medyamüvekkil iliflkilerini düzenlemek, e¤itimler vermek, ifl gelifltirme stratejilerini oluflturmak olarak s›ralanabilir. Amaç hemen hemen ayn› olsa da araçlar farkl›lafl›yor. Örne¤in bas›n arac›l›¤›yla tan›t›m faaliyeti yapmak yasaklanm›fl durumda veya isim tabelas› avukat say›s›na göre 1’e 1.5 metre ebatlar›nda olmal› ve iki rengi geçmemeli vb gibi k›s›tlamalar var. Biz de kurallara sayg› duyuyoruz. Tan›t›m›m›z› ise iflimizle yapmaya çal›fl›yoruz. Müvekkillerimiz çal›flmalar›m›z› piyasadan takip ediyorlar. Bunun yan›nda çok önemli uluslararas› yay›nlar var ve bu yay›nlar›n çok k›ymetli editörleri var. Dünyay› dolafl›yorlar, hukuk firmalar›n› inceliyorlar, raporlar haz›rl›yorlar ve bir s›ralama yap›yorlar. Bütün bu tan›t›mlar bu büyük cirolar› elde etme anlam›nda çok önemli oluyor. Seminerlere kat›l›yoruz, e¤itimler veriyoruz böylelikle kanunlarca k›s›tlanmam›fl

Türkiye resmen tüm dünyan›n göz bebe¤i. Bu durum beni bir Türk olarak ve bir yönetici olarak çok gururland›r›yor.

alanlarda yapt›¤›m›z çal›flmalar›n baflar›s› ile iletiflim ve pazarlama faaliyetlerimizi yürütüyoruz. ‹fllerimiz arac›l›¤› ile müvekkillerimizin bizi de¤erlendirmesi sonucunda tan›n›rl›¤›m›z kulaktan kula¤a art›yor. Türk hukuk sektöründeki son dönem e¤ilimler Eskiden firmalar hukuksal ifllerini kendi içlerinde hallediyorlard›, dolay›s›yla talep bu kadar fazla de¤ildi; ya da sadece hukuksal anlaflmazl›klar söz konusu oldu¤unda d›flar›dan destek al›yorlard›. fiimdi ise hemen hemen her konuda hukuk firmalar›ndan destek al›n›yor. D›flar›dan hizmet almak bilgi birikimi ve ifllerin daha iyi yürümesi bak›m›ndan büyük kolayl›k sa¤l›yor. Bu da sektörü olumlu yönde etkiliyor. Dolay›s›yla birçok yeni firma aç›l›yor ve avukatl›k ortakl›klar› kuruluyor. Bilgi ve insan kaynaklar› gelifliyor. Efl zamanl› olarak lokal hukuk düzeninde de de¤ifliklikler oluyor ve çok avukatl› ortakl›klar, kurumsal yap›lar ortaya ç›k›yor. Eskiden yaz›hane denilen flekilde çal›fl›l›rd›. fiimdi ise bilgi, donan›m ve teknoloji boyutundaki farkl›l›klarla beraber farkl› uzmanl›klardaki avukatlar ayn› müvekkil için

“Bo¤aziçi Üniversitesi’nde hemen hemen her fakülte var ama hukuk fakültesi yok. Bo¤aziçi Üniversitesi’nin sosyal formasyonu ile bu alan bir araya gelirse Bo¤aziçi’nin dokusuna çok yak›flacak bir geliflme olur. Ben de bu anlamda elimden geleni yapmaya haz›r›m.”

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 57


Son dönemde hukuk alan›nda gözde olan sektörlere bakt›¤›m›zda enerji, inflaat ve gayrimenkul olarak s›ralayabiliriz. Bu noktada ekonomik krize ve krizin sektöre yans›malar›na da de¤inmek gerekiyor.

beraber faaliyet gösterebiliyorlar. Bir avukat iflin bir yönüne bakarken ayn› iflin farkl› boyutuna ise baflka bir avukatlar ekibi hizmet veriyor.

De¤er Tunal› ’84 ‹zmir Amerikan K›z Koleji’nin ard›ndan, 1984 y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi, ‹flletme Bölümü’nde lisans e¤itimini tamamlad›. Ard›ndan 1987 y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi, MBA program›n› bitirdi. Vodafone, Türk Telekom, Carat Türkiye, Moran, Ogilvy & Mather ve Pfizer’in aralar›nda bulundu¤u kurumlarda iletiflim-pazarlama yöneticili¤i yapt›. fiu anda DLA Piper’›n Türkiye ofisinde ‹letiflim ve Pazarlama bölümü baflkan› olarak görev yapmakta.

58 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Son dönemde hukuk alan›nda gözde olan sektörlere bakt›¤›m›zda enerji, inflaat ve gayrimenkul olarak s›ralayabiliriz. Bu noktada ekonomik krize ve krizin sektöre yans›malar›na da de¤inmek gerekiyor. Bilindi¤i gibi 2009 tüm sektörler aç›s›ndan kötü bir dönemdi. Hukuk sektöründe de benzer bir seyir söz konusuydu. 2010 itibari ile toparlan›lmaya baflland›. Bu dönemde sat›n almalar ve birleflmeler tamamen durdu. 2010 bafl›ndan beri ise sat›n almalar, birleflmeler; özel sermaye yat›r›mlar› ve halka aç›lmalar artt›. Bunlar bizim için önemli göstergeler ve bu gidiflat h›zl› bir flekilde devam edece¤e benziyor. Hukukun iletiflim ve pazarlanmas›nda iflletme ve hukuk nosyonunun birlikteli¤i Üniversite hayat›m öncesinde e¤itimime nerede devam edece¤ime dair bir karar vermem gerekiyordu. Bir yandan Bo¤aziçi’nin cazibesi mevcuttu ve yöneticilik yapmak istedi¤imi biliyordum, di¤er yandan hukuk e¤itimi alabilece¤imi

düflünüyordum. Hukuk çok güzel bir aland› fakat o zamanlar flu andaki gibi büyük hukuk flirketleri Türkiye’ye gelmiyordu. Dolay›s›yla hukuk alan›n›n çok lokal kalaca¤›n› düflündüm. Bense uluslararas› alanda çal›flmak istiyordum. Dolay›s›yla Bo¤aziçi ‹flletme Bölümü’nde okumay› tercih ettim. 25 senelik ifl yaflant›m›n ard›ndan DLA Piper Türkiye’de faaliyetine bafllay›nca bu sahada etkin olabilece¤imi düflündüm. Bugüne kadar hemen hemen her sektörde çal›flt›m. Hukuk alan› ise faaliyet göstermedi¤im bir aland› fakat aile bireylerimin hepsi hukukçu oldu¤undan devaml› havas›n› soludu¤um bir ortamd›. DLA Piper’›n gelifli ile iflletme e¤itimimi ve hukuka dair nosyonumu birlefltirme flans›m oldu. Çal›flma süreci bafllad›¤›nda ise hemen hemen hiç zorluk çekmedim. Bir yandan yöneticili¤imi yapt›m di¤er yandan sosyal çevremden gelen aflinal›k ile hareket ettim. Benzer flekilde karma alanlar›n becerilerini bar›nd›ran kariyerlerde ilerleyen gençlere flunu tavsiye ederim: ‹fl hayat›ndaki mutluluk çok önemli. Dolay›s›yla insan kendisini tartmal›, becerilerini, hayallerini, flartlar›n› gözden geçirmeli, olay›n d›fl›nda durup durumunu iyi de¤erlendirmeli. Her fleyden önce ad›m ataca¤› iflin ruhuna uygun bir ifl olup olmad›¤›n› sorgulamal›. ‹fl hayat› birçok derde deva olabilirken birçok derdin ç›k›fl noktas› da olabiliyor. Gençlere azimle çal›flmalar›n›, çok yönlü olmalar›n›, üniversite hayat›ndaki dört seneyi iyi de¤erlendirmelerini, iyi çevreler kurmaya çal›flmalar›n› tavsiye ederim. Ondan sonra do¤ru seçimi yapmak için do¤ru platform oluflmufl oluyor. ‹fl hayat›na girmek için çok acele etmemek ve Bo¤aziçi’nin kültüründen gelen avantajlar› kullanmak gerekiyor.



Yaz›: Mustafa UYAL ’82

YAfiAM

Klasik otomobil sahibi olmak imkandan çok tutku meselesi... Sat›n ald›¤›n›z otomobilin gerçek bir klasik, antika ya da vintage olup olmad›¤›n› nas›l anlars›n›z? Bu konudaki bilginiz yeterli de¤ilse, klasik niyetine sat›n ald›¤›n›z otomobilin s›radan bir hurda aday› olmas› ihtimali yüksektir. Mustaya Uyal ’82 bu yaz›s›nda gerçek bir klasik arabaya sahip olman›n ip uçlar›n› vermekle kalm›yor okuyucular› otomobil tarihinde de keyifli bir yolculu¤a ç›kart›yor.

M

aslow’un merdiveninde neredeyiz? ‹nsanlar ilk önce kar›nlar›n› doyurur, sonra da üst bafllar›n› düzeltir. Biraz daha kazan›nca evini daha iyi döfleyip, bir otomobil al›r. Sonra s›ra bir ev sat›n almaya gelir. Daha sonra bir yazl›k ve üstüne seyahatler bafllar ve tüm bunlar›n seviyesi kazançlar artt›kça yükselir. Belli bir noktadaysa insanlar hobilerine; örne¤in koleksiyonlara, evcil hayvanlara, para ve vakit ay›rmaya bafllarlar. E¤er burada tatmin bulamazlarsa iflte tehlike o zaman bafllar. Çünkü bu aflama sonras›nda ço¤u zaman dejenerasyona varan aray›fllar vard›r. Bu, Maslow’un ihtiyaç teorilerini halk diline uygulayan bir saptama. Düflününce de ne kadar do¤ru oldu¤unu örnekleriyle görüyoruz. Bugün çevremizde gittikçe yayg›nlaflan evcil hayvan dükkanlar›, say›lar› h›zla ço¤alan müzayede ilanlar›, antika, sanat

60 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

dergileri ve yollarda daha s›k görmeye bafllad›¤›m›z bak›ml› eski otomobiller aram›zda hiç olmazsa baz›lar›n›n bu aflamalarda oldu¤unu gösteriyor. Tabii bu tür hobi aktivitelerinin en önde gelen flart› olan bilgi ve araflt›rma fazlar›n›n, hayat› yüzeysel anlamda yaflamaya merakl› olan genel kafa yap›m›za pek uymad›¤›n› da üzülerek gözlemliyoruz. Bunun en çarp›c› örneklerinden biri “Ben bir köpek alay›m” diye yola ç›k›p, apartman dairelerinde Saint Bernard büyütmeye çal›flanlard›r; gerçek sevgiyle bunu yap›p içeride oluflan her probleme gö¤üs gerenlere en ufak bir laf›m›z olamaz ama küçüklü¤ünde çok sevimli olan bu masum devler büyüdü¤ünde devaml› flikayet eden, onlar› sevmekten vazgeçip sa¤a sola terk edenler iflte bu bilgisizlik ve düflüncesizli¤in en iyi örnekleri oluyorlar. Ama konumuz otomobiller oldu¤una göre biz yaz›m›z› gittikçe daha da yayg›nlaflan klasik otomobillerle ilgili olarak gelifltirelim.

Her fleyde oldu¤u gibi bu konuda da baz› temel kavramlar var. Örne¤in her eski otomobil klasik otomobil de¤ildir. Baz› yeni otomobiller koleksiyonlara girebilir; orijinal ama matlaflm›fl bir boyan›n, p›r›l p›r›l parlayan ama yanl›fl malzeme ve arac›n tarihçesine uymayan renklerde yap›lm›fl olan bir boyadan daha de¤erli olmas› gibi... ‹flte bu tür temel kavramlar›n neler oldu¤unu araflt›r›nca bu merak›n boyutlar›n›n tahmin edilenden de büyük oldu¤u ortaya ç›k›yor. Zaten sadece ‹ngiltere'de çeflitli isimler alt›nda ciddi tirajl› 34 klasik otomobil kültürü dergisinin yay›nland›¤› ve 100’den fazla klasik ve antika otomobil kulübü oldu¤u gerçe¤i bile bu konuda küçük bir örnek. Klasik otomobil olman›n flartlar› Baz› sorular üretip, bunlara cevaplar arayarak devam edersek ilk soru flöyle olur: Klasik otomobil nedir? Klasik kelimesinin sözlük anlam›nda bunun cevab› aç›k olarak verilmifl.


Klasik: Üzerinden çok zaman geçti¤i halde de¤erini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser ya da sanatç›. fiimdi gelelim tan›mlar›n aç›klanmas›na. Bir; üzerinden çok zaman geçmifl olmas› birinci flart ki otomobilde genellikle bu 25 y›ldan az olmamak kayd›yla belirlenir. ‹kincisi; türünde örnek kabul edilmek. Yani piyasa ç›k›fl›yla Pony Car türünü bafllatan Ford Mustang’den iki y›l sonra piyasaya ç›kan ve ç›kt›¤› sene y›l›n otomobili seçilen Mercury Cougar, bir klasik olarak kabul edilse de aralar›nda daima bir k›ymet fark› oluflmakta, Mustang’in baz› çevrelere göre tüm zamanlar›n en be¤enilen otomobili olmas› gibi veya piyasaya ç›kt›¤› ilk y›l rekor üstüne rekor k›ran sat›fllar yapmas› ve tüm dünyaya bir anda yay›lmas› gibi bir çok ünvan› da bu otomobili ayr› k›l›yor. Baflka bir klasik otomobil örne¤iyse Lamborghini Miura olabilir. Miura her ne kadar 1954 Mercedes Benz 300 SL’e haks›zl›k ediliyorsa da ilk modern süper otomobil olarak adland›r›lmaktad›r. Çünkü ilk kez bu otomobilde ortaya transversal yerlefltirilmifl bir motor kullan›lm›flt› ve tüm de¤erleriyle Ferrari gibi bir rakibe baz› fleylerin art›k de¤iflti¤ini gösteren bir devrimciydi. Miura’y› dünyaya getiren ekip Amerika’y› yeniden keflfetmemiflti. Ortadan motor Ford GT40 ve Ferrari 250 LM gibi yar›fl amaçl› otomobillerde, transversal yerleflim de mütevazi devrimci Mini’de kullan›lm›flt›; ama bütün bunlar› çok fl›k çok güzel bir yol canavar›nda birlefltiren Miura idi. Bugün hala çok güzel, de¤erli ve rüya otomobili ünvan›n› fazlas›yla hak eden bu otomobil de her yönden gerçek bir klasiktir. De¤erli bir “klasik” olmak... Tabii de¤erli bir klasik olmak için yukar›daki tan›mlara uygun her otomobilin uymas› gereken bir baflka kriter var: orijinallik. ‹stanbul Atatürk Sanayi Sitesi’nde bir yol

Ford Mustang 1964

ay›r›m›nda oraya yolu düflenlerin ço¤unun görmüfl oldu¤unu tahmin etti¤imiz bir el yap›m› levha vard› ve üzerinde aynen flunlar yazard›: “Her marka otonuz itina ile kebriyo yap›l›r.” ‹tina ile veya kabaca fark etmez geçerli kurallara göre üzerinde fabrika verilerine uymayan her türlü de¤ifliklik uygulanan otomobiller klasik olma özelliklerini ve dolay›s›yla de¤erlerini ciddi flekilde yitirir. Bir zamanlar talebi karfl›lamayacak kadar az üretildi¤i için Autokraft

firmas› taraf›ndan Berlinetta’lar›n yani daha global bir tan›mla Coupe’lerin kesilerek ancak tamamen teknik verilere uyularak yap›lan Ferrari 365 GTB pazarda bilinen ad›yla Daytona’lar›n Spyder versiyonlar› bu konuda kafa kar›flt›ran tek örnektir. Ancak bunlar›n fiyatlar› asla orijinal Spyder’lar›n seviyesine yaklaflamam›flt›r. E¤er orijinal bir Berlinetta seviyesinde fiyat buldularsa da bunu ancak Japonya veya Amerika’da bulmufllard›r.

Ferrari Daytona Spyder 365 GTB4

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 61


Ne yaz›k ki eski ithalat rejimi ve montaj talimatnamesi sayesinde ülkemize zaten ender say›da gelmifl olan, bir avuç klasik olabilecek otomobilin ekonomik ömürlerinin üzerinde kullan›lm›fl olmas› bile bu otomobillerin orijinal hallerinden çok uzaklaflmalar› için yeterli olmufltur.

62 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

bir kategori olarak de¤erlendirildiklerini bilmek bu özenti tavr› belki de¤ifltirebilir ve baz› klasikleri kurtarabilirdi.

Her eski “klasik” de¤ildir Ne yaz›k ki eski ithalat rejimi ve montaj talimatnamesi sayesinde ülkemize zaten ender say›da gelmifl olan, bir avuç klasik olabilecek otomobilin ekonomik ömürlerinin üzerinde kullan›lm›fl olmas› bile bu otomobillerin orijinal hallerinden çok uzaklaflmalar› için yeterli olmufltur. Buna bir de parça sorunlar› nedeniyle sanayi siteleri ve tamirhanelerde “ben yapt›m oldu” usulü çözümler üretilmesi eklenince durum iyice vahimleflmifltir. Bu toplanma s›ras›ndaysa televizyon haberlerinde izledi¤imiz trafik kazalar›ndaki “ilk yard›m facialar›” benzeri iyi niyet cinayetlerinin ifllendi¤ini de ancak otomobil piyasaya ç›kt›¤›nda görüyoruz. Örne¤in çeflitli modelleri hala piyasada bulunan 195''' Chevrolet otomobillerin özellikle tek kap› ve direksiz tabir edilen modellerinin iyi bir klasik otomobil aday› iken, Amerikan Hot Rod dergilerinde görülen metalik mor veya elektrik mavisi renklerine boyanm›fl ve alçak profili, genifl taban›; lastikler giydirilmifl alafl›m jantlar›yla bir anda baflka bir yarat›k haline getirildi¤ini görmek gerçek bir otomobil severe çok ac› geliyor.

Orijinallik ölçüsü nedir? Orijinallik denince “bunun bir ölçüsü var m›” diye soranlar olabilir. Evet vard›r. Yurtd›fl›nda yay›nlanan konuyla ilgili dergileri izleyenler dikkat etmifllerdir. 100 puanl›k otomobil veya 95 puanl›k otomobil gibi sat›fl ilanlar› vard›r. Bu bir puanlama sisteminin sonuçlar›n› verir, yani söz konusu otomobilin 100 noktada incelendi¤ini belirtir. Bu otomobilin boyadan yürüyen aksama, döflemelerden camlara, lastiklerden bagaj içine, avadanl›ktan arac›n orijinal fabrika ç›kartmalar›na kadar uzanan bir orijinallik ve durum incelemesini içerir. Orijinal fabrika ç›kartmas› deyince abartt›¤›m›z› zannetmeyin. Amerika’da Jim Osborne diye bir adam›n sadece Mustang ç›kartmalar›n›n ve araç içi yay›nlar›n replikalar›n› satarak hayat›n› memnun mesut geçirdi¤ini söylersek bunun abart› olmad›¤›n› anlayacaks›n›z. ‹flte bu yüz nokta incelemesinden geçti¤iniz her puan sizin otomobilinizin ne kadar de¤erli bir klasik oldu¤unu belirleyen bir faktördür. Bir baflka örnek vermek gerekirse orijinal gövde ve boyal› bir arac›n kap›s›n›n alt köflesinde oluflmufl küçük bir pas patla¤› kesinlikle mükemmel bir flekilde otomobilin kimlik numaras›nda (vehicle identification number) belirtilen renkten baflka bir renge boyanm›fl otomobilden daha iyi bir puan almas›n› engellemez. Bu yine yabanc› dergilerdeki “All numbers match” yani bütün numaralar›n tutmas› ibarelerinin niye yaz›ld›¤›n› da anlat›yor san›r›z.

Halbuki o örnek al›nan Hot Rod veya Drag Racer diye adland›r›lan ço¤unlukla kalk›fl yar›fllar›na uygun otomobillerin gerçek otomobille gövde benzerIi¤i haricinde hiçbir benzerli¤i olmad›¤›n› ve özel makinelerle donat›ld›klar›n› ve ayr›

K›ssadan hisse de flu olabilir; bir eski otomobili almak ve restore etmek niyetiniz varsa, mümkün oldu¤u kadar bu otomobilin VIN numaras›n›n olmas›na ve restorasyonu s›ras›nda bu rakamlar›n ifade etti¤i

spesifikasyonlara ulaflmaya gayret ediniz. Yoksa elinizde sadece hofl bir eski otomobil olabilir. Vintage otomobiller fiimdi gelelim vintage ve antika otomobiller diye bilinen baz› alt kavramlara. Antikayla bafllayal›m ve yine sözlük anlam›na göre gidelim. Antika: Eski ça¤lardan kalma eser veya tarihi de¤eri olan eski eflya. Buradaki tan›mlamaya göre otomobillerde iflimiz daha da kolaylafl›yor. Birincisi 100 y›ll›k otomobil tarihinin epey eski bir örne¤i olmas›; yani bafllad›¤› 18901930 y›llar› aras›nda üretilmifl olmas› gerekiyor. ‹kincisi tarih içinde bir özelli¤i olmas› gerekli. Örne¤in ilk önden çekiflli veya ilk üstü kapal› otomobil gibi. Bu ba¤lamda ülkemizde bir iki ciddi koleksiyoncuda oldu¤unu bildi¤imiz üç dört otomobil haricinde antika otomobil bilmiyoruz. Fakat An›tkabir’de devaml› sergilenen Ata’m›z›n veya ‹nönü, Menderes gibi önemli devlet adamlar›m›z›n kulland›¤› baz› otomobiller de yaflça daha genç olmalar›na ra¤men kimi tarihi olaylara tan›kl›k ettikleri için antika kapsam›nda say›labilirler. Bu arada yeri gelmiflken An›tkabir’de sergilenen Atatürk’ün otomobillerinin mimari zorunluluklar nedeniyle üstü kapal› yerlerde de olsa afla¤› yukar› aç›k hava flartlar›nda sergilenmesinin bu otomobillere inan›lmaz zarar verdi¤ini yetkililere hat›rlatmakta fayda var. Çünkü o zamanlar›n flartlar›nda üretilen bu otomobillerin hele hiç kullan›lmad›¤› zaman kesinlikle nem ve ›s› kontrolü yap›lan ortamlarda korunmas› gerçe¤ini göz ard› etmemek gerek. Yoksa bugün dünyan›n en güzel Askeri Deniz Müzesi olabilecek olan Yavuz Z›rhl›s› gibi bu otomobilleri de özlemle anar dururuz. Vintage kavram› biraz de¤iflik ve kesinlikle bir uzman konusu. Asl›nda klasik otomobil uzmanlar› tan›mlama olarak Vintage’› 1919-


Mercedes Benz 300SL

E¤er bunlara paran›z yetmiyorsa klasik adaylar›n› incelemenizde fayda var. Yani yak›n bir gelecekte klasik say›labilecek otomobiller ki, bunlar›n aras›nda özellikle Renault 12 Gordini’nin ad› geçiyor, Mercedes’in her model tenteli veya coupeleri, 924 hariç tüm Porsche modelleri, ayr›ca Alfa Romeo GTV, Opel Kadett GSI 16V, Volkswagen Golf GTI’nin erken modelleri, Renault 5 Alpine gibi ucuz seçenekler her an bu de¤erli kategorilere girebilecek örnekler. Yerli klasik Anadol Bir de önemli bir örnek var ki unutmak cinayet olur: Anadol. Evet; Anadol 1967-69, Anadol Coupe STC 16 veya Böcek adl› bu üç otomobilin de kamyonete veya “kebriyo”ya çevrilmemifl orijinal versiyonlar›n›n bir Türk klasi¤i olaca¤›n› hatta oldu¤unu kesinlikle söyleyebiliriz. Araman›zda fayda var.

1925 (baz›lar› 1930) aras›nda üretilen otomobiller olarak niteliyorlar. Buna uyan bir liste de var ama sözlük anlam› olarak t›pk› flarapta oldu¤u gibi baz› marka ve model otomobillerin en iyilerinin, en tercih edilenlerinin üretildi¤i bir y›l veya zaman aral›¤› vard›r. ‹flte bu seçkin sürede üretilen otomobiller klasikten de öte bir ünvan olan vintage olarak adland›r›l›r. Antika tan›m›yla çok zaman içice düflünüldü¤ü ve kar›flt›r›labilece¤i için günümüze yak›n bu özellikte yani önder, örnek ve s›n›f belirleyici otomobiller Neo-vintage olarak da nitelendirilebiliyor. Neo-vintage’a en yak›n örnekler olarak 1954 Mercedes 300 SL Gullwing’i veya 1973 Porsche 911, Carrera 2.7 Lightweight’i gösterebiliriz. Büyük paralar gerekmiyor Klasik, vintage veya antika otomobillerin de¤erleri üzerinde rol oynayan çok önemli bir baflka faktörse üretim say›lar›d›r. Örne¤in bugün çok iyi durumda bir 1965 Mustang Notchback o y›l üretilen 408 bin 260 kardeflinden biri olarak 20 bin dolar civar›nda bir paraya al›c› bulurken 1965 Mustang Shelby GT350 R (Race) modeli sadece 37 tane üretildi¤i ve o zamanlar›n en iyi performans otomobili oldu¤u için 100 bin dolar verseniz bulamayaca¤›n›z bir mücevher

haline gelmifltir. Bunun daha ekstrem örneklerini sadece 7 adet üretilen Bugatti Royale veya piyasaya ç›kar›ld›¤› gün 400 adet yap›laca¤› bilindi¤i için tüm koleksiyoncular› harekete geçiren F40 Ferrari olarak verebiliriz. Bu otomobiller için; her ne kadar dünyada piyasa biraz düfltüyse de s›k s›k birkaç yüz bin dolarl›k fiyatlar› duyup da hiçbir zaman bir klasik otomobil sahibi olamayaca¤›n›z› düflünmeyin. Vintage ve antika otomobillerin do¤al olarak piyasa de¤erlerinin çok yüksek olaca¤›n› tahmin edebilirsiniz. Buna karfl›l›k iyi bir araflt›rma ve bilgilerin de¤erlendirmesiyle bir klasik veya klasik aday›n› çok makul fiyatlara bulabilmeniz mümkündür. Ford Mustang örne¤inde oldu¤u gibi veya ülkemizde hala eli yüzü düzgün örnekleri olan 1955-57 Chevrolet’ler gibi otomobilleri ak›ll› fiyatlara al›p restore etmek hala iyi bir yerli otomobil fiyat›na yap›labiliyor. Ayr›ca 25 yafl›n üzerinde otomobilleri klasik otomobil koleksiyonunda kullanaca¤›m›z› belgelemek kayd›yla dünyan›n her yerinden pek düflük vergiler vererek ithal etmek de mümkün. Bunun için internet gibi bir kaynak elinizin alt›nda ama unutmay›n, otomobil görmeden al›nmaz.

Anadol Böcek

Unutulmamas› gereken birkaç ipucuysa Amerikan ve ‹ngiliz otomobillerinin her modelinin her parças›n›n devaml› bulunabildi¤i ve özellikle ‹talyan ve Frans›z otomobillerindeyse parça ve literatür sorununun bir kabus olabilece¤i. Sonuç olarak klasik otomobil rüyan›z varsa ve bunun her hafta sonunu sanayi sitesinde geçirmenize yol açacak bir kabusa dönmesini istemiyorsan›z ilk önerimiz bu konuda ciddi bir flekilde bilgi edinmeye çal›flman›z ve kesenize, kiflili¤inize, onu nas›l kullanmak istedi¤inize uygun birkaç aday otomobil saptaman›z. Daha sonra bu otomobillerin parça ve servisi olmasa bile ustas›n›n olup olmad›¤›n› bulman›z. Çünkü bugün ülkemizde birçok ithalatç› kendi ithal etmedi¤i otomobillere bile sanki müflterinin kabahati varm›fl gibi babas›z çocuk muamelesi yapabiliyor. Uzun laf›n k›sas› bu kafayla sizin 25 y›ll›k otomobilinize ne kadar flefkatle yaklafl›laca¤›n› tahmin bile edemez durumday›z. Bu yüzden markay› tan›yan ve otomobil seven bir ustan›z olmas›nda fayda var. Daha sonraysa bu otomobillerden birini edinip yavafl yavafl onu fabrikay› ilk terk etti¤i günlere yak›n ve orijinal haline getirmeye çal›flabilirsiniz. 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 63


BÜYEM

BO⁄AZ‹Ç‹ UNIVERSITY

BÜYEM

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELER‹NE DEVAM ED‹YOR... “Efes Turizm E¤itimleri 2011” Denizli’de bafll›yor... BÜYEM ve Efes iflbirli¤inde ücretsiz olarak gerçeklefltirilecek Efes Turizm E¤itimleri Programlar› kapsam›nda Malatya’da tamamlanan e¤itimlerin bir yenisi 19 May›s 2011’de Denizli’de bafll›yor. E¤itim program›ndan baflar›yla mezun olacak kat›l›mc›lara hem Bo¤aziçi Üniversitesi taraf›ndan sertifikalar› verilecek hem de turizm elçisi olmaya hak kazanacaklar. E¤itim süreci; “sürdürülebilir turizm, bireyleraras› iletiflim, misafir karfl›lama ve a¤›rlama, yiyecek-içecek organizasyonu, mutfak sunumu, hijyen ve sanitasyon, pazarlama, etkin sat›fl yöntemleri ve müflteri memnuniyeti, planlama ve lojistik hizmetleri” gibi konu bafll›klar›ndan oluflacak. Efes Turizm E¤itimleri’ne en az lise mezunu olan ve turizme gönül veren herkes kat›labilecek. 2007 y›l›ndan bu yana 22 flehir 23 merkezde gerçeklefltirilen Efes Turizm E¤itimleri flimdiye kadar 3000’e yak›n kifliyi sertifika sahibi yaparak turizm sektörüne kazand›rd›. Otel ve restoran sahiplerinin de ifllerini gelifltirmelerine destek olan Efes, ayr›ca herkesin birer “Turizm Elçisi” olmas›na da katk› sa¤lad›.

“Kalem Tutan Eller” projesinde 79 ö¤renci çal›flmay› b›rak›p okula döndü... BÜYEM, Garanti Emeklilik ve Milli E¤itim Bakanl›¤› iflbirli¤i ile çal›flan ilkö¤retim ö¤rencilerinin okula karfl› tutumlar›n› de¤ifltirmek ve çal›flt›klar› ifllerden ayr›larak sadece e¤itimlerine devam etmelerini sa¤lamak hedefleriyle 2010 y›l›n›n Mart ay›nda hayata geçirdi¤i “Kalem Tutan Eller” projesinin Ekim-Ocak aylar›n› kapsayan ikinci e¤itim/ö¤retim dönemi tamamland›. Projenin ikinci döneminde, okullar›n bulundu¤u Ba¤c›lar, Esenler, Küçükçekmece, Sultangazi, Ümraniye ilçelerine, çal›flan çocuklar›n yo¤un olarak bulundu¤u Beyo¤lu ilçesi de eklendi. Proje kapsam›nda bugüne kadar toplam 19 okulda e¤itim gören ve çal›flan 1500’ün üzerinde ö¤renci ve velilerine ulafl›ld›. Projenin ikinci döneminde 31 ö¤renci daha çal›flmay› b›rakarak tamamen okullar›na döndü. Böylece proje kapsam›nda bugüne kadar toplam 79 ö¤renci çal›flmay› b›rakm›fl oldu. ‹lk döneminin Ba¤c›lar, Esenler, Küçükçekmece, Sultangazi ve Ümraniye ilçelerinde bafllat›ld›¤› ve 48 çocu¤un çal›flmay› b›rakmas›n›n sa¤land›¤› “Kalem Tutan Eller” projesinin ikinci döneminde, çocuklar›n yo¤un olarak çal›flt›¤› Beyo¤lu ilçesi de di¤er befl ilçeye dahil edildi. Projenin ikinci döneminde de okul müdürleri ve rehber ö¤retmen toplant›lar›, e¤itici ve gönüllü e¤itimleri, veli görüflmeleri, kurs e¤itimleri ve okullardaki di¤er ö¤retmenlere yönelik bilgilendirme toplant›lar› düzenlendi. Okul müdürü ve rehber ö¤retmen toplant›lar›nda projedeki son geliflmeler hakk›nda bilgi verilirken, rehber ve kurs ö¤retmenlerine yönelik e¤itimlerde projede üstlerine düflen görevler kendilerine aktar›ld›. 100 rehber dan›flman ve kurs ö¤retmeninin görev ald›¤› proje kapsam›nda çocuklar, kendi okullar›nda haftaiçi ve haftasonu birer gün olmak üzere her hafta toplam iki gün, okul baflar›lar›n› ve okula ba¤l›l›klar›n› art›rmaya yönelik e¤itim almaya devam etti. Ayr›ca ö¤retmenleri ile kendilerini sokakta bekleyen tehditler ve geleceklerine yönelik görüflmeler yapt›lar.

BÜYEM ‹letiflim Bilgisi: Tel: (212) 257 31 27 - 28 Faks: (212) 257 24 80 e-posta: buyem@boun.edu.tr www.buyem.boun.edu.tr

64 2011 BO⁄AZ‹Ç‹


Yaz›: Nil PERÇ‹NLER

ÜN‹VERS‹TEDEN

Film Merkezi iki büyük ismi konuk etti

M

Mithat Alam Film Merkezi Nisan ay›nda dünyaca ünlü konuklar› a¤›rlad›: Zülfü Livaneli ve Leos Carax.

erkez’in Nisan ay›ndaki ilk konu¤u müzisyen, yazar, yönetmen Zülfü Livaneli’ydi. Retrospektifi kapsam›nda ayn› hafta yönetmenli¤ini yapt›¤› filmler Yer Demir Gök Bak›r, Sis, fiahmaran, Veda’n›n yan› s›ra roman›ndan uyarlanan Mutluluk filmi de Merkez izleyicisiyle bulufltu. Sinema müzikleri ile sinema dünyas›na giren Livaneli’nin an›larla aktard›¤›, müzikle, sinemayla ve sanatla dolu geçen y›llar›n› dinledik.

Bu y›l otuzuncu yafl›n› kutlayan ‹stanbul Film Festivali kapsam›nda Türkiye’ye gelen, ülkemizde özellikle Köprüüstü Aflklar› ve Kötü Kan filmleriyle tan›nan Frans›z yönetmen Leos Carax 14 Nisan Perflembe Merkez’in söylefli konu¤u oldu. Frans›z sinemas›n›n s›ra d›fl› yönetmenlerinden, sinemas›nda Frans›z fliirsel gerçekçili¤i ve yeni dalga sinemas›n›n etkilerini gördü¤ümüz Carax’›n, Kötü Kan filmi “Film Gibi 30 Y›l” bölümünde festival kapsam›nda gösterildi. Kötü Kan yönetmen kardefller Durul Taylan ve Ya¤mur Taylan’›n seçimi olarak programda yer al›yor. Bu bölüm festivalin büyüttü¤ü,

Zülfü Livaneli, Yaflar Kemal’in ünlü eseri Yer Demir Gök Bak›r’› büyük bir baflar› ile sinemaya aktarm›flt›r.

Zülfü Livaneli

sinemay› festival yoluyla keflfetmifl, son dönemde uluslararas› baflar›lara imza atm›fl on dokuz yönetmenin en çok etkilendikleri festival filmlerinden olufluyor. Carax ile Merkez’de gerçekleflen söylefli Taylan Kardefller moderasyonunda ve Altyaz› Ayl›k Sinema Dergisi Yay›n Kurulu üyelerinden sinema yazar› Senem Aytaç’›n çevirisiyle ‹ngilizce ve Türkçe olarak gerçekleflti. Carax sinemas›n› yak›ndan tan›ma f›rsat› buldu¤umuz söylefliye izleyicinin de ilgisi büyüktü. Merkez program›n›n tamam› internet sitesinden takip edilebilir. (www.mafm.boun.edu.tr) Leos Carax

Köprüüstü Afl›klar› s›ra d›fl› bir aflk› muhteflem Paris görüntüleriyle birlefltirirken Juliette Binoche’u da sinemaseverlere arma¤an etmiflti.

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 65




Foto: Cihan ALDIK

KÜLTÜR-SANAT

BGST Kardefl Türküler’den Yeni Albüm: Çocuk (H)akl› BGST Kardefl Türküler uzun bir aradan sonra yeni albümleri Çocuk (H)akl› ile dinleyicilerinin karfl›s›na ç›k›yor. Müzik direktörlü¤ünü Arto Tunçboyac›yan’›n yapt›¤› albümde Kardefl Türküler’in önceki çal›flmalar›ndan farkl› olarak beste a¤›rl›kl› flark›lara yer veriliyor. Yirmi y›la yak›n süredir bulundu¤umuz co¤rafyan›n farkl› dillerini ve müziklerini sunarak bar›fl ve bir arada yaflama ça¤r›s›n› sürdüren Kardefl Türküler, yeni albümde de ayn› anlay›fl› devam ettiriyor. Ancak grup bugün “kardefllik” dünyas›n›n alt›n› çizerken, bu kardeflli¤e dair kendi yorumunu sunmay› hedefliyor. Albümde hem bulundu¤umuz topraklar›n çocuklar›na dair flark›lar›n yorumlanmas› hem de çocuklar›n önyarg›s›z, naif, ö¤renme ile kirlenmemifl bak›fl aç›s›n›n sahiplenilmesi nedeniyle grup albüme Çocuk (H)akl› ismini vermifl. Grup, albüm repertuar›n› flu sözlerle aç›klad›: “Çocuk akl›yla, çocuk coflkusuyla yola ç›kt›k... “1-0”, “Yoyo”, “Nazar, “Haydo” flark›lar›nda çocuklar hakk›nda unutulmamas› gereken hikâyeler anlatt›k... “Derdo Derdo”, “Daymohk”, “Güldaniyem” ile Ortado¤u’da, Kafkasya’da ve Balkanlarda yaflad›klar› topraklar› terk etmek zorunda kalanlar›n hasretini, hüznünü, sitemini dile getirmek istedik. “Qewlê Kofa”, her ne kadar Ezidi ritüellerini yans›t›yor olsa da, bu ilahiyle Ezidilerin bu topraklardan göçü ile eksilen yan›m›z› ifade etmeye çal›flt›k. Geleneksel bir horon havas› olan “Oi Oi!” türküsünü Karadeniz’in derelerinin gürül gürül akmas› için söyledik: ‘Dinle dere sesini/ Sanki bir fley der gibi/ Akard› gürül gürül/ fiimdi oldi çöl gibi...’ ” Kardefl Türküler Çocuk (H)akl› Konser program: Kardefl Türküler&Arto Tunçboyac›yan&BGST Dansç›lar› 23 Nisan 2011 Diyarbak›r Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi, saat: 16.00 ve saat: 20.00 24 Nisan 2011 Ankara Anadolu Gösteri Merkezi 16.00 26 Nisan 2011 ‹stanbul Maslak T‹M 20.30 (Biletler: Biletix ve Maslak T‹M Gifle) Kardefl Türküler&Arto Tunçboyac›yan 30 Nisan 2011 Eskiflehir Porsuk Spor Salonu 20.30 4 May›s 2011 Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi 20.30 5 May›s 2011 Antep Yüzüncü Y›l Anfi Tiyatro 20.30 7 May›s 2011 Mersin Atatürk Park› Anfi Tiyatro 20.00 13 May›s 2011 Antalya Aç›khava Tiyatrosu 20.30 14 May›s ‹zmir Fuar Aç›khava Tiyatrosu 20.30

Maya Sahnesi May›s Ay› Program› 2 May›s Pazartesi 20:30 “Mesele”/Prospero Dans Toplulu¤u 5 May›s Perflembe 20:30 “Yeni Bir Hayat ‹çin”/Tiyatro Bo¤aziçi 7 May›s Cumartesi 13:30 (Çocuk Oyunu) “Memo’nun Önlenemez Yükselifli”/Semaver Kumpanya 7 May›s Cumartesi 20:30 “Otobüs”/Tiyatro Bo¤aziçi 8 May›s Pazar 18:00 “Selam Sana Shakespeare”/Tiyatro Bo¤aziçi 11 May›s Çarflamba 20:30 “Art›k”/Atölye Tiyatro Toplulu¤u 12 May›s Perflembe 20:30 “4.48 Psikoz”/Tiyatro POT 13 May›s Cuma 17:30 (ULUSLARARASI M‹ZAH FEST‹VAL‹ KAPSAMINDA) “Artiz Mektebi”/‹.Ü. Kültür Kulübü Tiyatro Toplulu¤u 13 May›s Cuma 20:30 (ULUSLARARASI M‹ZAH FEST‹VAL‹ KAPSAMINDA) “Külah›ma Anlat”/Kabare Dev Aynas› 14 May›s Cumartesi 13:30 (Çocuk Oyunu) “Memo’nun Önlenemez Yükselifli”/Semaver Kumpanya 14 May›s Cumartesi 16:30 (ULUSLARARASI M‹ZAH FEST‹VAL‹ KAPSAMINDA) “Aziz Nesin’e Üç Farkl› Bak›fl”/GSÜ Tiyatro Toplulu¤u 14 May›s Cumartesi 20:30 (ULUSLARARASI M‹ZAH FEST‹VAL‹ KAPSAMINDA) “Moliere Efendi”/Tiyatro Bo¤aziçi 15 May›s Pazar 19:30 (ULUSLARARASI M‹ZAH FEST‹VAL‹ KAPSAMINDA) “Stand-Up Göstersisi”/Sorunsuz Komedi Sahnesi 16 May›s Pazartesi 20:30 “4.48 Psikoz”/Tiyatro POT 18 May›s Çarflamba 20:30 “Kurba¤a Öyküleri” (Müzikal)/Ladies&Gentlemen 19 May›s Perflembe 20:30 “Yeni Bir Hayat ‹çin”/Tiyatro Bo¤aziçi 20 May›s Cuma 20:30 “Selam Sana Shakespeare”/Tiyatro Bo¤aziçi 21 May›s Cumartesi 13:30 (Çocuk Oyunu) “Nasreddin Hoca”/Semaver Kumpanya 21 May›s Cumartesi 16:00 “‹flte Böyle Güzelim” 21 May›s Cumartesi 20:30 “Selam Sana Shakespeare”/Tiyatro Bo¤aziçi 22 May›s Pazar 18:00 “Gülüflün Güller Açs›n”/Tiyatro Bo¤aziçi 24 May›s Sal› 20:30 “Bal Sine¤i”/Tiyatro Kare Oda Projesi 25 May›s Çarflamba 20:30 “Kurba¤a Öyküleri” (Müzikal)/Ladies&Gentlemen 26 May›s Perflembe 20:30 Bir Kad›n Uyan›yor/Tiyatro Bo¤aziçi 27 May›s Cuma 20:30 “Otobüs” /Tiyatro Bo¤aziçi 28 May›s Cumartesi 13:30 (Çocuk Oyunu) “Nasreddin Hoca”/Semaver Kumpanya 28 May›s Cumartesi 18:00 ve 20:30 “Bal Sine¤i”/Tiyatro Kare Oda Projesi 29 May›s Pazar 18:00 “Troyal› Kad›nlar”/TAL (Tiyatro Araflt›rma Lab.) 30 May›s Pazartesi 20:30 “Bitlis” ve “Haratch” (Okuma Tiyatrosu) / Tiyatro Bo¤aziçi&Berberyan Kumpanyas›

BÜMED üyeleri için bütün oyunlar›m›z %20 indirimlidir. 68 2011 BO⁄AZ‹Ç‹



GEZ‹

Yaz›: Esra ÜSTÜNDA⁄ SELAMO⁄LU ’82 Foto: Esra ÜSTÜNDA⁄ SELAMO⁄LU - Nefle SELAMO⁄LU

Montreal Kanada’n›n en heyecan verici flehri demek yanl›fl olmaz. Montreal farkl› kültürlerin birlikteli¤inden ç›kan enerjinin yarat›c›l›¤a, sanata, sayg›ya dönüflmesinin en güzel örneklerinden biri. Montreal’da yaflayan mezunumuz Esra Üstünda¤ Selamo¤lu ’82 çok sevdi¤i bu güzel flehri dergimiz için kaleme ald›.

M

ontreal... Festivaller flehri, kad›n flehri, ö¤renci flehri, uzuun k›fllar›n flehri, bisiklet flehri, Kanada’n›n kültür baflkenti... Hem hepsi hem daha ço¤u... Bir de kozmopolit mi kozmopolit... Gerçek anlamda otuziki milletten insan bir arada yafl›yor; Afrikal›, Çinli, Japon, Arap, Haitili, Somalili,

Hintli, adeta Birleflmifl Milletler... Caddelerde sokaklarda Frans›zca ve ‹ngilizce kadar Japonca, Arapça, ‹spanyolca, ‹talyanca, Çince ve daha önce hiç duymad›¤›m pek çok dil de konufluluyor. Zaten Kanada demek genifl topraklar ve pek az insan demek... Ve tabii bolca da göçmen demek, tam da bu nedenle kendini hiç mi hiç yabanc› hissetmemek demek... Onmilyon metrekarelik ülkede otuzüç milyon Kanadal›... Kanadal›lar hala sosyal devlet yaklafl›m›n› sürdürmekte son derece kararl›lar ve üstelik baflar›l›lar. Daha geçenlerde herkese ücretsiz olan sa¤l›k sistemindeki aksayan k›s›mlar ve gecikmeler için ‘Acaba k›smi özellefltirme getirsek mi?’ diye düflünce beyan eden hükümete karfl› gençler, yafll›lar, kad›nlar, erkekler her f›rsatta biraraya gelip o kadar çok protesto yürüyüflü ve gösteri yapt›lar ki (tabii kimse yerlerde filan sürüklemedi

70 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

protestocular›) hükümet herhalde bunu düflünmekten bile vazgeçti. 1 Ekim’de görevine bafllayan yeni Genel Vali David Johnston daha ilk aç›klamas›nda ‘e¤itim, aile ve gönüllü çal›flmalar’›n kendisi için en öncelikli konular oldu¤unu söyledi. Gönüllülerin ve sivil toplum kurulufllar›n›n çal›flmalar› son derece sayg› görüyor ve maddi manevi destekleniyor. Örne¤in Montreal Gönüllü Bürosu 1937 y›l›nda kurulmufl ve pek çok alanda gönüllü faaliyetleri var; yafll›lara kütüphaneden kitap al›p götürmekten tutun da hasta ve bak›ma muhtaçlar›n evine yemek servisi yapmaya, tarihi binalar›n restorasyonuna yard›mda bulunmaktan göçmen kad›nlar›n ülkeye entegre olmas›na, çevrenin yeflillendirilmesinden, nesli tükenmekte olan hayvanlar›n korunmas›na, fliddet maduru çocuklar›n rehabilitasyonundan evsizler için ayr›lan mekanlar›n yönetimine kadar akl›n›za gelen gelmeyen her konuda gönüllü



‘Ne yapal›m bizim buralarda anarflistler, teröristler filan yok biz de böyle korkutuyoruz kendimizi’!!!..

her 1000 Quebecli’den 760’› bisiklete biniyor. Küçük çocuklar ve hatta bebekler için de bisikletlerinin arkas›na ufak bir parça tak›yorlar genç anne babalar. Bahar ve yaz aylar›nda bu flekilde gezen pek çok aile var sokaklarda.

Ekim sonuna yaklaflt›¤›m›zda iskeletler, örümcekler, korkunç ötesi maskeler, cad›, fleytan ve azrail k›yafetleri ve tabii kabaklar, flekerler, çikolatalar her yandan üstüne üstüne gelmeye bafll›yor insan›n...

Bahar ve yaz aylar›nda ana okulu çocuklar› sokaklarda yürüyüfle ç›kar›l›yor. On oniki çocuk, uzun ve genifl bir kurdelenin iki ucuna s›ralan›p bir elleriyle bu renkli kurdeleyi tutuyorlar. Önde ve arkada da birer ö¤retmen... Bu flekilde a¤›r a¤›r dolafl›yorlar. Bir de dörtlü veya alt›l› kocaman bebek arabalar›yla dolaflt›r›lanlar var. Onlar daha pek minik, her biri ya uyuyor ya uyumak üzere...

kafeleri mekan tutup hem ders çal›fl›yor hem gevezelik ediyorlar. Tabii hepsinin önünde bir laptop... fiehrin köfle buca¤›na yay›lm›fl binalar›yla da adeta ‘Bu flehir bizim’ diyorlar. Yaz k›fl demeden hemen hepsi bisikletlerle gidiyor bir yerden bir baflka yere. Öyle sadece keyif için binilen bir araç de¤il burada bisiklet, ulafl›m vas›talar›ndan biri... Kuzey Amerika’n›n bir numaral› bisiklet flehri kabul ediliyor Montreal ve 500 kilometreden fazla ‘çok güvenli’ olarak kabul edilen bisiklet yolu var. Tüm Quebec eyaletinde

Yer Gök Cad›lar Bayram› Ekim sonuna yaklaflt›¤›m›zda iskeletler, örümcekler, korkunç ötesi maskeler, cad›, fleytan ve azrail k›yafetleri ve tabii kabaklar, flekerler, çikolatalar her yandan üstüne üstüne gelmeye bafll›yor insan›n... Bütün bunlar içinde en hofluma giden kabaklar›n ola¤anüstü parlayan turuncu renkleri... Öyle flirin duruyorlar ki kuca¤›na al›p sevesi geliyor insan›n. Kabaklar d›fl›ndaki her fley ödümü patlat›yor ve hiç de sevmiyorum bu Cad›lar Bayram›’n›... Sonia flöyle diyor:

72 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

The Ogilvy Spoon Man Montrealliler böyle diyorlar ona... On y›ld›r St.Catherine ve De La Montagne caddelerinin kesiflti¤i yerde Ogilvy’nin önünde sabah sekizden akflam alt›ya kadar oturarak tahta kafl›klardan yapt›¤› de¤iflik bir müzik aleti çal›yor. D›flar›s› -25 dereceyken bile orada öylece kürk flapkas›, kapkal›n paltosu ile oturup ‘iflini’ yapmaya devam ediyor. Rivayete göre teknisyenmifl bir zamanlar ve çal›flt›¤› fabrika on y›l önce kapan›nca böyle bir ‘ifl’ icat etmifl kendine. En çok da flu hikayeye bay›ld›m: Ç›kard›¤› sesin korkunç oldu¤unu ve müflterilerini kaç›rd›¤›n› düflünen Ogilvy ma¤azas› ‘Spoon Man’i vitrinlerinin önünden uzaklaflt›rmak için mahkemeye vermifl. Vee ne olmufl? Bir sürü Montrealli bir araya gelerek “Spoon Man bizim Montrealimiz’in sembolüdür, çok istiyorsa Ogilvy gitsin burdan” diye yürüyüfller, kampanyalar yapm›fl. Ogilvy de kalakalm›fl öylece. Kendi gücünü bilen halk böyle oluyor demek, ‘Spoon Man’e bile sahip ç›k›yor... Sincaplar Nas›l ki ‹stanbul’da ad›m bafl› üç befl sokak köpe¤iyle burun buruna


geliriz Montreal’de de sincaplarla burun burunay›z. Caddede, sokakta, otobüs dura¤›nda, evlerin balkonunda, çöp bidonlar›n›n içinde, k›saca her tafl›n alt›nda onlar... Bizim gibi sincaplar› ancak hayvanat bahcesinde ya da sabah cok erken saatte kampüs içindeki a¤açlar›n tepesinde görmeye al›fl›k olanlar için flaflk›nl›k verici. Hala her görüflümde flafl›r›yorum, heyecanlan›yorum ve çok sevimli olduklar›n› düflünüyorum ki bural›lar hiç de ayn› fikirde de¤il, çünkü maazallah bir evin bodrumuna filan girecek olsalar her yeri kemirip ortal›¤› talan ediyorlarm›fl. Yine de sevimliler ve de cok s›rnafl›k... Mont-Royal Park Bu flehrin en sevdi¤im yerlerinden biri ve en büyük yeflil alan›; New York’daki Central Park’›n tasar›m›n› yapan Olmsted yapm›fl Mont-Royal Park› 1876’da. Özellikle hafta sonlar› yürüyüflçülerle doluyor, tabii kalabal›kl›kta Belgrat Ormanlar›’yla boy ölçüflemez, sonuçta ne kadar kalabal›k olsa herkese rahatça yürüyüp nefes alacak yer kal›yor. ‹çinde kocaman da bir mezarl›k var; o kadar huzur veren bir yer ki insan kendini mezarl›¤a gelmifl gibi de¤il de herhangi bir k›rl›k alanda yürüyüfl yap›yormufl gibi hissediyor. Nitekim biz ilk kez mezarl›¤a girdi¤imizde önce fark›nda bile olmad›k, sonra bir de bakt›k ki mezarl›ktay›z. Karlar Düflmeye Bafllad›¤›nda Kas›m’›n ortas›nda hava so¤umaya bafll›yor ve bir kez s›f›r›n alt›na inince art›k Mart sonuna kadar böyle sürüyor. Biz ‹stanbul’un ›l›man k›fllar›na al›flk›n olanlar için bambaflka bir dünya, ne de olsa kuzey kutbuna hiç de uzak de¤iliz; s›k s›k kar ya¤›yor, ya¤masa bile her yer bembeyaz, çam a¤açlar›, sivri çat›lar, kar k›fl demeyip her flartta çocuklar› ve köpekleriyle yürüyüfle ç›kanlar... S›cakl›k s›f›r›n

alt›nda kaç dereceye inerse insin ‘a¤›r kar f›rt›nas›’ olmad›¤› müddetçe gökyüzü masmavi ve p›r›l p›r›l.... Bu p›r›lt› ve mavilik ruhumuzun kararmas›n› engelliyor, eh Sezar’›n hakk› Sezar’a belediye ar› gibi çal›fl›yor ve kar yollar› hiç kesmiyor, gece gündüz dört befl çeflit kar küreme, püskürtme ve toplama arac› hem kald›r›mlarda hem yollarda sürekli gidip geliyor. Bir de yerin alt›nda kocaman bir baflka dünya, bir kez yerin alt›na inince hiç yukar› ç›kmadan saatlerce kal›p tüm ifllerini halledebiliyor insan. Hemen her yer birbiriyle ba¤lant›l›, metroya, ma¤azalara, okullara, konsere, sinemaya yerin üstünden gidildi¤i gibi yerin alt›ndan da rahatl›kla ulafl›labiliyor. Velhas›l› kelam her zorlu¤a bir çare bulunsa da k›fl çok uzun, hem de çok...

S›cakl›k s›f›r›n alt›nda kaç dereceye inerse insin ‘a¤›r kar f›rt›nas›’ olmad›¤› müddetçe gökyüzü masmavi ve p›r›l p›r›l.... Bu p›r›lt› ve mavilik ruhumuzun kararmas›n› engelliyor.

‹flte en çok da bu uzun ve pek sakin k›fl aylar›nda ‹stanbul’un o taflan coflan enerjisini, her köfleden f›flk›ran tarihini, havadaki deniz kokusunu, uçuflan mart›lar›, hele Bo¤az’daki vapurlar› ve s›cac›k simitleri, hatta geç kalan otobüsleri ve ç›lg›n trafi¤i, Befliktafl’›, Bebek’i, Taksim’i, Kad›köy’ü ve en çok da tüm sevdiklerini ar›yor insan... 2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 73




KURSLAR

Anıl Altaş ile BÜMED Seminerleri An›l Altafl ’98 kimdir? Bo¤aziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden 1998 y›l›nda mezun olmufltur. Yüksek ö¤renimini, Londra Üniversitesi’nde Matematiksel Finans, Bilgi Teknolojileri ve Uygulamalar› üzerine yapm›flt›r. Finans, otomotiv, Perakende ve Bilgi Teknolojileri sektörlerinde, sat›fl, pazarlama, marka yönetimi, iletiflim, ifl gelifltirme ve proje yönetimi alanlar›nda 12 y›l› aflk›n profesyonel bir geçmifli bulunmaktad›r. An›l Altafl, E-ticaret, online pazarlama, sosyal medya ve ifl gelifltirme konular›ndaki uzmanl›¤›n› bu alanda Türkiye’nin önemli internet flirketlerinde çal›flarak perçinlemifltir. Teknoloji Holding’te çal›flt›¤› y›llarda, Silikon Vadisi’nin engebeli yollar›n› arfl›nlayan Altafl, Amerika, Avrupa ve Türkiye’den bir çok giriflim projesinin farkl› aflamalar›nda çal›flm›flt›r. Bireysel ve kurumsal olarak s›f›rdan internet projesi kurma ve yönetme konusunda deneyim sahibidir. Tchibo Türkiye’nin e-ticaret sitesinin kuruculu¤unu yapm›fl, hepsiburada.com e-ticaret sitesinde, bireysel ve kurumsal müflterilerden sorumlu olarak Pazarlama departman›n› yönetmifltir. E-ticaret: ‹nternette Etkin Sat›fl Yöntemleri, Dijital Pazarlama, Sosyal Medyan›n Sihirli Dünyas›, E-telefon, E-Crm e¤itimleriyle, kendi iflini kurmak isteyen giriflimcilere, paralel kariyer yaratmak isteyen profesyonellere, internet üzerinde hizmet ve/veya ürün satmak isteyen, kiflisel ve kurumsal markas›n› do¤ru konumland›rmak isteyen bireylere ve kurumlara özel e¤itimler ve seminerler vermektedir. E-Ticaret Ürünlerinizi dijital kanallar üzerinden satmak için daha fazla vakit kaybetmeyin. Dijital dünya trendlerini anlayarak sat›fl a¤›n›z› geniflletebilirsiniz. ‹nternetle bafllayan dönüflüm sürecinde, bireysel ve kurumsal olarak ürün ve hizmetlerimizi tan›t›rken kulland›¤›m›z sat›fl yöntemlerimiz tamamen de¤iflti. Daha kal›c›, daha dinamik ve düflük maliyetli çözümlerle, e-ifl ve/veya e-ticaret sayesinde

76 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

ürünlerinizi, hizmetlerinizi etkin bir flekilde satabilir, firman›za veya kendinize katma de¤er yaratabilirsiniz. Dijital dünyada yeni ifl ve ticaret yollar›n› keflfedenlere kat›l›n, siz de kazanacaks›n›z. Kimler kat›lmal›? - Paralel kariyer yaratmak isteyen profesyoneller - Yeni ifl kurmak isteyen, ürünlerini internet üzerinden satmak isteyen kad›n/erkek giriflimciler - Vizyonunu gelifltirmek isteyen ö¤renciler - fiirket sahipleri, ortaklar› ve yöneticileri - ‘‘Ben e-ticaret / e-ifl metotlar› hakk›nda her fleyi biliyorum, tablet seminer de neymifl?’’ diyenler! E¤itim tarihi: 28 May›s Perflembe Saat: 19.00 - 22.00 Kat›l›m Bedeli: Üye: 50 TL + KDV / Misafir: 60 TL + KDV Sosyal Medya’n›n Sihirli Dünyas› Kurumsal ve Bireysel markan›za dijital katk›, online itibar yönetimi. • KEND‹N‹ GEL‹fiT‹R • ZAMANI ‹Y‹ KULLAN • HIZLA DE⁄‹fiEN DÜNYAYA AYAK UYDUR • KEND‹N‹ YEN‹LEME YARIfiINDA GER‹ KALMA • DÜNYAYA FARKLI GÖZLÜKLERLE BAK • SOSYAL MEDYADA BOfiA VAK‹T GEÇ‹RMEY‹N… Sosyal networkleri etkin kullanma taktikleri • Sosyal medya, sadece Facebook, Twitter, Friendfeed, Linkedin ve Xing’ten mi ibaret • Sosyal medyaya yap›lan itirazlar • Sosyal medya gerçekleri • Sosyal medya kurallar› • Facebook ve Twitter kullan›m rehberi iletiflim prensipleri • Bireysel ve kurumsal markan›z için sosyal medyaya bütünsel yaklafl›m • Türkiye ve dünyadan örnek uygulamalar. Tarih: 4 May›s Çarflamba Saat: 19.00 - 22.00 Kat›l›m Bedeli: Üye: 50 TL + KDV / Misafir: 60 TL + KDV



5Hafta 5Roman ‹yi yazar olman›n iyi okur olmaktan geçti¤ini bilenler için Ahmet Hamdi Tanp›nar’dan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, O¤uz Atay’dan Tutunamayanlar, Yusuf At›lgan’dan Anayurt Oteli, Bilge Karasu’dan K›lavuz ve Orhan Pamuk’tan Beyaz Kale. Murat Gülsoy Türkçe edebiyat›n köfle tafllar›n› oluflturan romanlar üzerine bir seminer dizisi bafllat›yor. Y›llard›r tart›fl›lan bu yap›tlar›n ve yazarlar›n yaz›nsal aç›dan incelenece¤i ve modernleflmemizin k›sa tarihinde nelere iflaret ettiklerinin araflt›r›laca¤› bu seminer dizisi iyi yazar olman›n iyi okur olmaktan geçti¤ini bilenler için... Seminerler 29 Haziran - 27 Temmuz aras› her Çarflamba saat 19:30-21:30’da. Kat›l›m Bedeli: Üye: 400 TL / Misafir: 450 TL

Murat Gülsoy Murat Gülsoy, Mühendislik ve Psikoloji e¤itimi gördü. Bo¤aziçi Üniversitesi’nde ö¤retim üyesi olarak çal›fl›yor. 1992-2002 y›llar› aras›nda arkadafllar›yla Hayalet Gemi dergisini ç›kard›. 2001 y›l› Sait Faik Hikâye Arma¤an›, “Bu Kitab› Çal›n” adl› kitab›na, 2004 y›l› Yunus Nadi Roman Ödülü, “Bu Filmin Kötü Adam› Benim” adl› roman›na verildi. Kitaplar› çeflitli dillere (Almanca, Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca) çevrilmektedir. Ayr›ca BÜMED’de ve BÜ Bat› Dilleri ve Edebiyat› Bölümü’nde Yarat›c› Yazarl›k dersleri vermektedir.

Stres Yönetimi Semineri Stres Yönetimi semineri, sizin baflar›l› bir kariyer ve keyifli bir yaflam sürmek istedi¤inizi varsaymaktad›r. Baflar›n›n bedeli de yüksek performans sergilerken karfl›laflt›¤›n›z bask›lar ile bafl edebilmektir. Stres Yönetimi seminerinde; sizde stresin yaratt›¤› belirtileri farkedip anlad›ktan sonra, stresin sizde yaratt›¤› olumsuz etkilerini kontrol alt›nda tutman›za yard›mc› olacak pratik teknikler sunulacakt›r. • • • • • • • •

Stres nedir? Stres kaynaklar› Stres belirtileri A ve B tipi kiflilikler ve strese yans›mas› Olumsuz iç ses konuflmalar›n› olumluya çevirmek Diyafram nefesei çal›flmas› Rahatlama ve gevfleme teknikleri çal›flmas› Meditasyon uygulamalar›

Tarih: 11 May›s Çarflamba / Saat: 19.00 - 22.00 Kat›l›m Bedeli: Üye: 50 TL + KDV / Misafir: 60 TL + KDV

78 2011 BO⁄AZ‹Ç‹

Gonca fiensözen ’97 Bo¤aziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden 1997 y›l›nda mezun olmufltur. Yüksek lisans›n› ayn› üniversitenin Klinik Psikoloji bölümünde tamamlam›flt›r. Okul, hastane ve dan›flmanl›k merkezindeki çal›flma süreçlerinde birçok meslek içi e¤itim vermifl, çeflitli dergi, gazete ve web sitesinde yaz›lar› yay›nlanm›fl, uzman görüflüne yer verilen birçok televizyon program›nda psikolog olarak yer alm›flt›r. Gonca fiensözen, E¤itim Akademi firmas›nda, stres yönetimi, öfke kontrolü, zor nsanlar ile bafl etmek, çat›flma yönetimi, iletiflim becerileri, özgüven, özsayg›, içsel motivasyon e¤itimlerini vermektedir.


BURCSPOR

BURCSPOR GRUP DERSLER‹ PROGRAMI PAZARTES‹

SALI

ÇARfiAMBA

PERfiEMBE

CUMA

Pilates 10:00-11:00 Body Sculpt* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00 Mix Resist* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00

Pilates 10:00-11:00 Mix Resist* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00 Total Body* 11:00-12:00

Pilates Ball 17:30-18:30 H.A.T.* 19:00-19:30 Pilates Ball 19:35-20:30

Spinning* 19:15-20:00

Spinning+Body Sculpt*

11:00-12:00

CUMARTES‹

PAZAR

Pilates Ball 10:00-11:00 Spinning* 14:00-14:45

Pilates Ball 17:30-18:30 Spinning* 19:15-20:00

H.A.T.* 19:00-19:30 Pilates Ball 19:35-20:30

(*) iflaretli dersler herhangi bir spor abonmanl›¤› olan üyelerimize ücretsizdir (Body Sculpt, Spinning, H.A.T., Mix Resist, Total Body).

Body Sculpt: Vücudunuzun kondisyon, ya¤ yak›m› ve hareket kabiliyetini s›k› bir disiplin içinde art›ran, kardivasküler bir derstir. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Spinning+Body Sculpt: Dersimize 30 dakikal›k aerobik spinning çal›flmas› ile ya¤ yakmaya bafll›yoruz. Sonras›nda da platform, dumbell ve kendi vücut a¤›rl›¤›m›zla yapt›¤›m›z hareketlerle s›k›lafl›yoruz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Spinning: Yüksek kalori yakmay› sevenler için en ideal ders. Müzi¤in ritmiyle bazen tepelerde bazen yokufl afla¤› h›zlanarak durmadan, dinlenmeden gezece¤iz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Mix Resist: Denge topu ve t-band ile kar›n, kalça ve bacak bölgelerinin a¤›rl›kl› olarak çal›flt›r›ld›¤› bir derstir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

H.A.T.: Bosu üzerinde kar›n, üst bacak ve kalça bölgelerini çal›flt›ran egzersizler ile vücudumuzu s›k›laflt›ran, estetik bir görünüm kazand›ran k›sa ama yo¤un bir ders. E¤itmen: Ayça Dönmez

Total Body: Müzik eflli¤inde s›k›laflmak ve ya¤ yakmak istiyorsan›z bu program tam size göre. Vücuttaki tüm kaslar› çal›flt›ran program›n ilk yar›s›nda aerobic ile ›s›nma, ikinci yar›s›nda vücudun üst k›sm›, kalça, bacak ve kar›k kaslar› çal›fl›yor. S›k› kaslar ve düz bir kar›n için... E¤itmen: Ayça Dönmez

Okçuluk Kursu

Okçuluk nedir diye sordu¤umuzda, okçuluk mücadeledir, h›rst›r, azimdir. Okçulukta s›n›r yoktur. Okçuluk kifliye bir özgüven sa¤lar, dikkati ve konsantrasyonu gelifltirir. Okçuluk, düflünce ve duygular›n›z› kontrol, zor anlarda bile so¤ukkanl›l›¤›n›z› koruma, kayg› ve endifleye kap›lmadan enerji ve güçlerini tam kapasite kullanabilme yetene¤i kazand›r›r. Okçuluk zihinsel becerileri gelifltiren bir araç, bir spor dal›d›r. Okçuluk bir hayat felsefesidir. Süre: 1 Ayl›k (Bafllang›ç) - 3 Ayl›k (Orta düzey) ve 6 Ayl›k (Üst Düzey) Dersler birebir rezervasyon sistemiyle olmaktad›r. Kat›l›mc›lar 10 ders sonunda kendi bafllar›na ok atabilir düzeye gelmektedirler. E¤itmen: Metin Gazoz (Milli Tak›m Antrenörü) Kurs Ücreti (ayl›k): Üye: 200 TL, Misafir: 250 TL Bilgi için: 0212 359 58 38 E¤itmen: 0542 253 03 01

2011 BO⁄AZ‹Ç‹ 79


Mayıs 2011 pazartesi

salı

çarşamba

perşembe

cuma

cumartesi

pazar

1 Drama Kursu

2

3

4

6

7

8

fian Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Kur. Kaptanl›k Kursu Yarat›c› Yazarl›k Foto¤rafç›l›k Kursu Atölyesi Latin Dans Kursu

Oryantal Dans Kursu

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu

Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

BÜMED’deyiz!

9

10

11

13

14

15

Oryantal Dans Kursu

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu Drama Kursu

20

21

Oryantal Dans Kursu

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu Drama Kursu

27

28

Sosyal Medya’n›n Sihirli Dünyas›

5 12

Anneler Günü

Stres Yönetimi Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

fian Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Kur. Kaptanl›k Kursu Yarat›c› Yazarl›k Foto¤rafç›l›k Kursu Atölyesi Latin Dans Kursu

16

17

18

19

22

5 Hafta 5 Roman Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

fian Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Kur. Kaptanl›k Kursu Yarat›c› Yazarl›k Foto¤rafç›l›k Kursu Atölyesi Latin Dans Kursu

23

24

25

26

5 Hafta 5 Roman Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

fian Kursu

30

31

Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

fian Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Kur. Kaptanl›k Kursu Foto¤rafç›l›k Kursu Latin Dans Kursu

1 6

Kaptanl›k Kursu Oryantal Dans Kursu

7

8 fian Kursu

BURC Beach aç›l›yor...

Sat›flta Fark Yaratma Formülleri

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi

Haziran 2011 2 3

Yarat›c› Yazarl›k Kur. 5 Hafta 5 Roman Kaptanl›k Kursu Foto¤rafç›l›k Kursu Latin Dans Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Kur. 5 Hafta 5 Roman Kaptanl›k Kursu Foto¤rafç›l›k Kursu Latin Dans Kursu

Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi

9

Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi

29

BÜMED Çocuk fienli¤i

4

Oryantal Dans Kursu

10 Oryantal Dans Kursu

11

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu

‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kur. Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu

5 Drama Kursu

12 Drama Kursu




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.