Bogazici Dergi Nisan'10

Page 1

N‹SAN 2010 SAYI 150 BÜMED BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE⁄‹ AYLIK YAYINI

13. Dönem Yönetim Kurulu seçildi Tüm mezunlar›n okumas› gereken bir yaz› SPK’n›n bafl›nda bir Bo¤aziçili ‹stanbul Film Festivali’nde görülmesi gereken filmler

Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri 17-18 Nisan’da yap›l›yor...




BO⁄AZ‹Ç‹ DERG‹S‹, BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ MEZUNLAR DERNE⁄‹ (BÜMED) TARAFINDAN YAYIMLANAN AYLIK, ÜCRETS‹Z B‹R YAYINDIR. N‹SAN 2010 • SAYI 150 Yönetim Kurulu Ad›na Sahibi: fiükrü ERGÜN - BÜMED Yönetim Kurulu Baflkan› Yay›n Yönetmeni ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: ‹dil TÜRKMENO⁄LU Yay›n Kurulu: • Selim AKÇAHARMAN (Ankara) • Tunçel GÜLSOY • ‹smail DURMUfi • ‹lker ASLAN • Gökmen KARADA⁄ • Saadet KUYUMCU • Feza SENGEL • Hasan DEM‹RC‹ (‹zmir)

10 BÜMED YEN‹ YÖNET‹M KURULU’NU SEÇT‹ 27 Mart günü BÜMED seminer salonunda yap›lan Genel Kurul’da BÜMED 13. Dönem Yönetim Kurulu seçildi. Önümüzdeki 3 y›l boyunca BÜMED Yönetim Kurulu görevini Hakan Zihnio¤lu ’91 baflkanl›¤›ndaki ekip yapacak.

Yay›n Koordinatörü: P›nar TÜREN PATTERSON

14

Yaz› Kurulu: fiebnem AKÇIL • An›l ALTAfi • Kevser AYDIN • Esra BAL • Yelda BALER • Esra BAfiER • Cüneyt BAYRAKTAR • Metin GÖKSEL • Ayflegül GÜNDÜZ • Ayla GÜRLEYEN • Duygu KAMBUR • Baflak KARA • Hande ORTAÇ • Baflak SERÇE • Cem TANIR • Murat TAfiÇI • Demet UYAR • Burcu ÜNLÜTABAK • Esim YERG‹N BOZDA⁄ • Sabanur YILMAZ

UFAK B‹R ÜLKEDEN BÜYÜK B‹R F‹K‹R Latin Ameria’n›n ufak ülkesi Ekvador, büyük bir teklif ile dünyan›n karfl›s›na ç›k›yor: Yasuni ‹nisiyatifi. Ekvador’un en önemli milli park› Yasuni alt›nda yatan zengin petrol yataklar› ile ilgili Ekvador yetkililerinin do¤aya duyarl› tekliflerini merak ediyorsan›z okulumuza tan›t›ma gelen Ekvador Devlet Baflkan› Yard›mc›s› Lenin Moreno’ya kulak verin.

Foto¤raf Editörü: Yelda BALER Katk›da Bulunanlar: • Cenk ARMAN • Ceren ÇALIfiKAN • Didem ‹NCESA⁄IR • Sinan KESG‹N • Orçun PEKÖZ Reklam Sorumlusu: Tu¤ba ALARSLAN tugbaalarslan@bumed.org.tr Dahili: 116 ‹pek DEM‹RTAfi ipekdemirtas@bumed.org.tr Dahili: 126 Yönetim Yeri: Bo¤aziçi Üniversitesi, Lojman Kap› Yan› 34342 Bebek - ‹stanbul Tel: (0212) 359 58 00 Faks: (0212) 257 35 68 www.bumed.org.tr / bogazicidergisi@bumed.org.tr Kapak Foto¤raf›: Teoman GÜRZ‹H‹N

26

Yap›m: TETRA ‹LET‹fi‹M Hizmetleri Ltd. fiti. Yönetim: Önder KIZILKAYA - Soner KIZILKAYA Yay›n Koordinatörü: Türkflan KARATEK‹N Grafik Uygulama: Nur AYMAN ÇAKMAK Yaz› ‹flleri: Zeynep ‹pek fiEN - Cihan ALDIK Foto¤raf: Teoman GÜRZ‹H‹N Halaskargazi Cad. Sait Kuran ‹fl Merkezi No: 301 Kat: 5 fiiflli - ‹STANBUL Tel: +90 212 219 96 76 - 77 +90 212 266 80 57 Faks: +90 212 231 33 37 e-mail: tetra@tetrailetisim.com www.tetrailetisim.com Bask›: A4 Ofset Matbaac›l›k San. ve Tic. Ltd. fiti. Otosanayi Sitesi, Yeflilce Mah. Donanma Sok. No: 16 Ka¤›thane-‹STANBUL Tel: 0212 281 64 48 Faks: 0212 269 53 27 e-mail: info@a4ofset.com Bas›m yeri ve tarihi: ‹stanbul - Nisan 2010 Ayl›k süreli yay›n.

“MOBB‹NG” NED‹R D‹YORSANIZ… “Mobbing” son birkaç senedir hayat›m›za giren bir terim. Ama asl›nda kendisi en az çal›flma hayat› kadar eski. Mobbing hakk›nda her türlü bilgiyi vermek ve çal›flan BÜ’lüleri bilinçlendirmek için BÜMED’de BÜYEM iflbirli¤i ile B&I Group taraf›ndan organize edilen semineri takip ettik.


32

editoryal ‹dil Türkmeno¤lu ’95

AN INTERVIEW TO BE READ BY EVERY ALUMNI John Freely’nin BÜ Yay›nevi taraf›ndan özenle bas›lan kitab›n› f›rsat bilerek kendisiyle hem Bo¤aziçi’nin haf›zas›nda gezinen hem de bugüne dair çok fley söyleyen bir röportaj gerçeklefltirdik. Ve diyoruz ki “bu röportaj› tüm mezunlar okumal›”.

Sizi de bekliyoruz! ‹flte, biz BÜMED üyeleri, geçen ay sonunda, derne¤imizi en iyi flekilde yönetmek ve gelifltirmek için öne ç›kan yeni bir ekibi bir süreli¤ine yetkilendirdik. Hepimize hay›rl› olsun, seçilen arkadafllar›m›z›n yollar› aç›k olsun! Sivil Toplum Kurumlar›nda seçimler, ola¤an zaman›nda, demokratik ve de medeni bir ortamda gerçeklefltirilmiflse, ortama yeni bir motivasyon getirir. Kuruma, profesyonel kadrosuna, aktif üyelerine heyecan verir.

58

Birçok pasif üyeyi de harekete geçirir, gönülleri k›p›rdat›r, gönüllüleri artt›r›r. Bu vesileyle kalbi daha h›zl› çarpmaya bafllayan, “mezunlar› birbirleri ve üniversite ile sürekli ba¤lant› içinde tutma; Üniversitemizin uluslararas› platformda mezunlar›n deste¤i ile liderli¤ini sa¤lama” misyonuna zaman ay›rmaya niyetlenmifl, BÜMED’de aktif rol almay› düflünen üyelerimizi - biraz bencil olma hakk›m›z› kullanarak- dergi çal›flmalar›na davet ediyoruz. • Fikirlerinizi, konu ve geliflim önerilerinizi yaz›yla, e-postayla, telefonla iletebilirsiniz. • Ayl›k yaz› kurulu toplant›lar›m›za kat›larak katk›lar›n›z› yüz yüze paylaflabilirsiniz, tart›flmalar›m›za kat›labilirsiniz. • Yaz› Kurulu’nun planlad›¤› yaz›lar› haz›rlamaya gönüllü olabilirsiniz. • Çekti¤iniz foto¤raflarla, yapt›¤›n›z çizimlerle içeri¤i destekleyebilirsiniz. • Reklam deste¤i veya hizmet sponsorlu¤u ile dergimizin

“B‹Z FEST‹VALDEY‹Z, SEN NEREDES‹N?” 29. ‹stanbul Film Festivali 3 - 18 Nisan aras› düzenlenecek. ‹KSV ‹stanbul Film Festivali Yönetmeni Azize Tan ’95 Mithat Alam Film Merkezi’nde festival öncesi BÜ’lü ö¤rencilerle bulufltu. Sinemaseverlerin Tan’›n “izlenmesi gerekenler” listesini zevkle okuyaca¤›n› umuyoruz.

finansman›na destek olabilirsiniz. • Bizim akl›m›za gelmeyen baflka flekillerde gönlünüzü, eme¤inizi verebilirsiniz! Bekliyoruz. Görüflmek üzere...


YÖNET‹M KURULU’NDAN

Gönüllü müsünüz?

FEZA SENGEL BÜMED Genel Sekreteri

“Bir yaflam boyu Bo¤aziçi”. Bu slogan etraf›nda toplanm›fl binlerce mezun ve bu slogan› yaratmay› baflarm›fl bir üniversite. Bo¤aziçi camias› birbirine sahip ç›karak bugünlere ruhundan ve kalitesinden taviz vermeden gelmeyi baflard›. Genel Kurulumuzda yapt›¤› konuflmada Rektörümüz Kadri Özçald›ran, “Mezunlar›n, üniversitenin projelerini desteklemekte çekingen davranmayacaklar›na inan›yoruz” derken 25 y›ld›r devam eden çal›flmalar› referans al›yordu. Evet, BÜMED 25 y›ld›r Bo¤aziçi Üniversitesi ve camias› için durmadan çal›fl›yor ve binlerce üyemizin gönlünden ald›¤› güçle di¤er mezun dernekleri aras›nda da ayr›cal›kl› yerini daha uzun y›llar korumaya devam edecek. 25 y›ld›r Bo¤aziçi Üniversitesi’ne destek için gönüllü olan BÜMED olarak bu y›l› “Gönüllülük” y›l› olarak kabul ediyor ve tüm imkanlar›m›z, projelerimiz, etkinliklerimiz ile üyelerimizin Üniversitelerine daha yak›n durabilmeleri için çal›fl›yoruz. Bizim görevimiz mezunlar›m›z›n aidiyet duygusunu Üniversitelerine katk›ya çevirirken camiay› da bir arada tutmak. Gerçeklefltirdi¤imiz her faaliyet bu iki temel üzerine infla ediliyor. Bunun en son örne¤i olarak 25. y›l etkinliklerimiz kapsam›nda yer alan Zeliha Berksoy tiyatro gösterisi ile

4 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

hem Albert Long Hall’de özel bir sanat olay› ile bir araya geldik hem de 16 ö¤rencimize daha gönülden sahip ç›kt›k. Destek veren herkese çok teflekkür ediyoruz. 27 Mart günü BÜMED için özel bir gündü. BÜMED’e, dolay›s› ile Üniversitesine sahip ç›kan üyelerimiz önümüzdeki 3 y›l camia için gönüllü çal›flacak olan BÜMED 13. Dönem Yönetim Kurulu’nu seçtiler. Genel Kurulumuzda yaflanan coflkunun tüm üyelerimiz için hep devam etmesini diliyorum. Görevini tamamlayan 12. Dönem Yönetim Kurulumuza çal›flmalar›ndan ve desteklerinden dolay› üyelerimiz, çal›flanlar›m›z ve flahs›m ad›na teflekkür ederim. Yeni dönemde de Bo¤aziçi Üniversitesi ve camias› için heyecanla çal›flmaya ve projeler üretmeye devam edece¤iz. Bo¤aziçi Üniversitesi’nin kampus floras›n› koklayanlar, bu eflsiz üniversitenin soyut ya da somut, tüm tafllar›n›n üstüne bir tafl daha koymak, bahçesine bir çiçek ya da a¤aç dikmek, bir yap›s›n› onarmak, küçük ya da büyük bir katk›da bulunmak, BUManzara’ya kat›larak ö¤rencisine abi ablal›k yapma iste¤ini içinde duyanlar lütfen siz de bizi desteklemeye ve Üniversitenize sahip ç›kmaya “gönüllü” olun. Sevgi ve sayg›lar›mla...



...................... camiadan haberler ................... BÜMED’DEN

..............................

Bu bölümde camiamızdan haberlere yer veriyoruz. Evlendiniz, çocuğunuz oldu, yeni bir iş kurdunuz veya Boğaziçi Dergisi okuyucuları ile paylaşmak istediğiniz başka bir haber var… Haberinizi, 100 kelimeyi aşmayacak şekilde bogazicidergisi@bumed.org.tr adresine gönderebilirsiniz. Camiadan Haberler sayfamızın içeriği üyelerimizden gelen haberler doğrultusunda oluşturulmaktadır.

Karanl›¤›n Aynas›nda BÜMED Yarat›c› Yazarl›k Kursu ve Atölyesi ile uzun y›llard›r üyelerimize yazar olma yolunda destek veren Murat Gülsoy ’89 yeni kitab› Karanl›¤›n Aynas›nda ile benli¤in s›n›rlar›nda dolafl›yor. Gülsoy, bir origami ustas› gibi, düz bir k⤛tla bafllad›¤› anlat›s›n› katman katman ço¤altarak kahramanlar›n›n ironik dünyas›n›n kederle malul hikâyesini kuruyor. ‹ki boyutlu sand›¤›m›z bir dünyan›n karanl›k dehlizlerine do¤ru ilerlerken yaklaflmakta olan› hissetmeyiflimize flafl›r›yoruz. Yar›m bir hayat› sol gö¤sünün üzerindeki akrebin çizgilerinde saklayan bir kad›nla aflk› buldu¤unu sanan bir adam›n yollar›n›n kesiflti¤i yerde oluflan karanl›k yüzeyden yans›yan görüntüleri anlat›yor roman... Birbirinin içinde eriyen bedenler, çocukluk korkular›nda büyüyen genç k›zl›¤›n uçucu k›p›rt›s›, akl›n puslu manzaralar›nda belirip kaybolan umutlar, delili¤in onulmaz dehfleti, karfl›t›na dönüflmeye haz›r duygular, alg›lar ve hayaller...

‹stanbulca “Yal›nayak” isimli fliir kitab› ile bafllad›¤› yolculu¤una, fiubat 2010'da ‹kinciAdam Yay›nlar›’ndan ç›kan ikinci fliir kitab› “‹stanbulca” ile devam ediyor. Üniversitedeyken; Türk Dili Bölümümüzün kurucular›ndan Bedri Selimhocao¤lu’ndan ders alm›fl ve ilk kitab›n› Bedri Hoca ile birlikte haz›rlam›fl olmas›n›n ve ayr›ca 1999 y›l›nda Sunay Ak›n ile tan›flmas›n›n; Sunay Ak›n’›n yazmaya devam etmesi gerekti¤ini söylemesinin, fliir yolcu¤ulunda çok önemli kilometre tafllar› oldu¤unu dile getiren Sinem, “‹stanbulca” serüveninde, yine Bedri Hoca'n›n deste¤ini alm›fl. Kitap iki bölümden olufluyor. ‹lk bölümde ‹stanbul fliirleri ve ikinci bölümde hayata dair di¤er fliirler yer al›yor. Az ve öz anlat›m›n en etkili yaz›m flekli oldu¤una inanan Sinem, kitab›n› ‹stanbul’a ithaf ediyor.

..................................... Ac› Kay›p BÜ Makine Mühendisli¤i 1989 y›l› mezunlar›m›zdan Oktay Bark›n’› kaybettik. Ailesine ve camiam›za bafl sa¤l›¤› diliyoruz.

..................................................................... 16 ö¤rencimizin daha e¤itimine destek verdik Sahnede Zeliha Berksoy. Kimi zaman k›rm›z›ya, kimi zaman gece mavisine bürünen sahnede, elinde bayrak, dilinde Naz›m Hikmet’in ölümsüz dizeleri… Jokond ile büyüledi izleyicilerini Zeliha Berksoy. Bo¤aziçililer unutulmaz bir sanat gecesi yaflad›lar. Eski-yeni hocalar›m›z, mezunlar›m›z, sanat severler, ö¤renciler hem bir arada olman›n, hem özel bir sanatç›y› izlemenin keyfini ç›kartt›k. Ama bu gecenin flüphesiz en özel taraf› BÜMED’in 25. Y›l› kapsam›nda Semiha Berksoy Opera Vakf› iflbirli¤i ile düzenledi¤imiz “Jokond ile Si Ya U” tiyatro gösterisi ile üniversitemizin burs fonuna 18.640 TL’lik kaynak yaratmam›zd›. Bireysel ve kurumsal ba¤›flç›lar›m›z: Tülin Sipahiler – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k gereksinim bursu Kerim Sipahiler – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k gereksinim bursu Sipahiler Turizm – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k gereksinim bursu Alp ve Bar›fl Akifl – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k gereksinim bursu Ströer Kentvizyon - 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k yemek bursu Novartis – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k kitap bursu Shaya Kahve San ve Tic A.fi. – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k kitap bursu Mine Özgentafl – 1 ö¤rencinin 1 y›ll›k kitap bursu Tüm izleyicilerimizin ba¤›fllar›yla, toplamda 16 ö¤rencimizin daha e¤itimine katk›da bulunduk. Ba¤›flç›lar›m›za ve izleyicilerimize teflekkürlerimizle… Bo¤aziçi Hepimizin!

6 2010 BO⁄AZ‹Ç‹



Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Yale ve Bo¤aziçi iflbirli¤i ile 2010 Yale Haftas›

G

eçti¤imiz y›l ABD’nin Yale Üniversitesi ile Bo¤aziçi Üniversitesi aras›nda kal›c› köprüler kurmak için çeflitli giriflimler bafllat›ld›. Akademik, kültürel ve sanatsal projeler kapsam›nda, ‹stanbul’un 2010 y›l›nda “Avrupa Kültür Baflkenti” olaca¤› da düflünülerek May›s 2010’da Bo¤aziçi Üniversitesi’nde “2010 Yale Haftas›” düzenlenmesine karar verildi. 26 May›s - 4 Haziran tarihleri aras›nda gerçeklefltirilecek etkinlikte Yale ve Türkiye’den akademisyenlerin kat›l›m›yla düzenlenecek panel ve konuflmalar›n yan› s›ra Yale Senfoni Orkestras› da Bo¤aziçi Üniversitesi ev sahipli¤inde 27 May›s’ta Aya ‹rini’de konser verecek. Ayn› tarihte ‹dil Biret de Aya ‹rini’de senfoni orkestras›yla birlikte olacak. Ayr›ca Yale Üniversitesi’nden gelecek Drama Okulu grubu BÜ iflbirli¤iyle 28-29 May›s tarihlerinde Bo¤aziçi Üniversitesi Demir Demirgil tiyatro salonunda “Commedia del Arts” performans› sergileyecek.

Mühendislik Fakültesi Ödül Töreni

G

eleneksel olarak BÜ Mühendislik Fakültesi taraf›ndan her y›l düzenlenen ve fakültede 30. ve 20. y›llar›n› tamamlayan ö¤retim üyeleri ile 10 y›ldan bu yana yar› zamanl› ö¤retim üyesi olarak destek veren ö¤retim elemanlar›na ödüllerinin verildi¤i tören 18 Mart akflam› Mühendislik Fakültesi Vedat Yerlici Salonu’nun eflsiz ortam›nda gerçekleflti. Törenin ev sahipli¤ini Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Levent Ak›n üstlendi. Rektörümüz Prof. Dr. Kadri Özçald›ran, eski Rektörlerimizden Prof. Dr. Ergun To¤rol ve Prof. Dr. Sabih Tansal, Rektör yard›mc›lar› Prof. Dr. Yeflim Arat ve Prof. Dr. Günay Anlafl, ‹‹BF Dekan› Prof. Dr. Eser Borak, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Ömer O¤uz dahil olmak üzere üniversitemiz akademisyenleri davette bir araya geldiler.

30. ve 20. Y›l ödülü alan hocalar›m›za BÜMED taraf›ndan ‘yaflam boyu tesis kullan›m’ hediye edildi.

8 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

30. Y›l Ödülü- Doç. Dr. Vahan Kalendero¤lu 20. Y›l Ödülü- Prof. Dr. Ayfl›n Ertüzün ve Prof. Dr. Haluk Örs 10. Y›l Ödülü- Prof. Dr. Bahattin Baysal; Dr. Kemal Berkkan; Dr. Mete Kabatepe ve Prof. Dr. Nadir Yücel



Foto: Cenk ARMAN

BÜMED’DEN

BÜMED Genel Kurulu yap›ld›

Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

G

üzel bir bahar günü BÜMED Seminer Salonu Genel Kurul için bir araya gelen camiam›z› a¤›rlad›. Her y›l oldu¤u gibi Genel Kurul’da geçti¤imiz y›l›n faaliyet raporu ibra edildi ve içinde bulundu¤umuz y›l›n bütçesi oyland›. Tüzük de¤iflikleri ve genel öneriler de Genel Kurulun gündem maddeleri aras›ndayd›. Bu y›l ayr›ca 3 y›l boyunca BÜMED Yönetim Yönetim Kurulu olarak görev alacak grup seçimleri de yap›ld›.

10 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

BÜMED Genel Kurulu 27 Mart Cumartesi günü Seminer Salonu’nda gerçekleflti. 13. Dönem Yönetim Kurulu seçimlerinin de yap›ld›¤› Genel Kurula kat›l›m yo¤undu. Toplant› Divan Heyeti’nin belirlenmesi ile bafllad›. Divan Baflkan› olarak Naci Baflerdem ’81 seçilirken Arda Karaçelebi ’98 baflkan yard›mc›s›, Ayla Gürleyen ’89 ve ‹pek Demirtafl ’83 sekreter üye olarak seçildi. Yeter say› bulundu¤u için Naci Baflerdem’in toplant› gündemini aç›klayan konuflmas› ile Genel Kurul bafllad›. Genel Kurul’un aç›l›fl konuflmas›n› Rektörümüz Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

Genel Kurul toplant›s› 12. Dönem Yönetim Kurulu Baflkan› fiükrü Ergün ’81 taraf›ndan bafllat›ld›.

gerçeklefltirdi. Konuflmas›na “Hofl geldiniz” diyerek bafllayan rektörümüz iki flansl› grubun temsilcileri olarak orada bulunduklar›n› belirtti. Bu iki flansl› grup kendisinin temsil etti¤i Bo¤aziçi Üniversitesi’nin mensuplar› ve BÜMED üyelerinin temsil etti¤i Bo¤aziçi Üniversitesi mezunlar›yd›. Özçald›ran konuflmas›nda üçlü sac aya¤› olarak bilinen Bo¤aziçi Üniversitesi, BÜVAK ve BÜMED’in birbirleri için önemlerinden bahsederek birçok


projeleri oldu¤unu ve her biri için mezunlar›n can› gönülden destek vermek isteyeceklerinden emin oldu¤unu belirtti. Seçilecek yeni Yönetim Kurulu’na baflar›lar dileyerek sözlerini tamamlad›. Rektörümüzün konuflmas›n›n ard›ndan gündem maddeleri görüflülmeye baflland›. BÜMED

Tüzük de¤ifliklikleri ile ilgili olarak üyelerden gelen talep üzerine BÜMED Genel Sekreteri Feza Sengel tüzükte yap›lan düzeltmelerle ilgili bilgi verdi. De¤ifliklik nedenleri aç›kland›ktan sonra tüm de¤ifliklik maddeleri s›rayla oyland› ve kabul edildi. Oylamadan sonra aç›k oyla

Denetim Kurulu Asil ve Yedek üyeleri seçimi yap›ld›. Gündem tamamland›¤›nda s›ra oylamaya geldi. Kapal› oy ile gerçeklefltirilen oylamada 182 oy kullan›ld›. Bunlar›n 177 adeti geçerli oydu. Oylaman›n ard›ndan Hakan Zihnio¤lu’nun (’91) Baflkanl›¤›ndaki ekip 13. Dönem BÜMED Yönetim Kurulu olarak seçildi. Zihnio¤lu yapt›¤› konuflmada tek aday grup olmalar›na ra¤men kat›l›m›n yüksek olmas›ndan duydu¤u memnuniyeti dile getirdi. 3 y›l sonra görevi devrederken daha da kalabal›k bir kat›l›m olmas›n› dileyen Zihnio¤lu kendisine ve ekibine destek veren herkese teflekkür etti.

BÜMED 13. Dönem Yönetim Kurulu Asil Üyeler Hakan Zihnio¤lu ’91 Murat Öngör ’93 Tunçel Gülsoy ’75 Dilek Tözüm Çalgan ’76 ‹brahim ܤdül ’00 ‹smail Hakk› Durmufl ’00 Savafl Yaflar ’92 Arzu Çekirge Paksoy ’86 Sinan K›l›ço¤lu ’94 Yedek Üyeler Ahmet Uygar Ekin ’97 Cem Tan›r ’01 Sertaç Yerlikaya ’91 Levent Tunca ’91 Burcu Bilaç ’02 Burak Akay ’03 Hasan Cüneyt ‹lçöl ’91 Onur Garg›l› ’05 Umut fienol ’01 Denetim Kurulu Asil Üyeleri Mehmet Nane ’90 Deniz M›s›r ’99 Özlem ‹nce ’98

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 11


Yaz›: Kutlu¤han SOYUBOL ’07 Resim: Semra AYDO⁄DU

BÜMED’in 25. y›l etkinlikleri dahilinde oluflturulan “Karakalem Bo¤aziçi” serimizde okulumuzun an›t binalar›n› ressam Semra Aydo¤du’nun kara kalem çal›flmalar› ile bir kere daha ölümsüzlefltirdik. Her biri ülkemizin kültürel miras› aras›nda yer alan binalar›n yap›l›fl tarihini ve kimlerin katk›lar› ile meydana geldiklerini ise Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümü yüksek lisans mezunu ve eski araflt›rma görevlisi, halen New York fiehir Üniversitesi, The Graduate Center’da tarih doktora çal›flmalar›n› yürüten Kutlu¤han Soyubol ’07 kaleme ald›. Yaz›n›n haz›rlamas›nda desteklerini esirgemeyen, geçti¤imiz y›l kaybetti¤imiz de¤erli hocam›z Günhan Dan›flman’› sevgiyle an›yoruz.

Sloane Hall (1914)

R

obert Kolej mütevelli heyeti üyelerinden William

18 yatakl› ve alt kat›nda bir klinik bulunan ve muhtemelen

Sloane taraf›ndan babas› John Sloane an›s›na infla

akademik nitelikli bir bina olarak tasarlanmadi¤i için Orta

edilen Sloane Hall (Infirmary/Revir) 1914 y›l›n›n

Alan’la direkt ba¤lant›s› olmayan John Sloane Infirmary

sonuna do¤ru kullan›ma haz›r hale gelmiflti. John Sloane da

1967 yaz›nda okul reviri bugünkü yerine tafl›n›ncaya kadar

vefat›ndan önce t›pk› o¤lu gibi kolejin mütevelli heyeti

bu ifllevi sürdürmüfl, ard›ndan da ikinci erkek yurdu haline

üyelerindendi. 1926 y›l›nda ise yine bu aileden gelen Henry

getirilmiflti. Bugün ise bina akademik bir bina haline gelmifltir

Sloane Cofin Robert Kolej mütevelli heyeti baflkanl›¤›na

ve Bogaziçi Üniversitesi Sosyoloji ve Psikoloji bölümlerini

getirilecek ve bu görevi 1945 y›l›na kadar sürdürecekti.

bar›nd›rmaktad›r.

12 2010 BO⁄AZ‹Ç‹



Yaz›: P›nar TÜREN ’93 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

Ufak bir ülkeden büyük bir fikir Ekvador, güler yüzlü insanlar›n ülkesi, yeryüzüne nefes veren Amazon’u do¤uran topraklar›n ülkesi, milyonlarca canl› türünün ülkesi. Latin Amerika’n›n bu ufak ülkesi Dünya’ya örnek olacak dev bir proje için çal›fl›yor. E¤er bu dünyada nefes almaya devam etmek istiyorsak hepimiz Ekvador’a bu projesinde destek vermeliyiz ve yenilerinin ortaya ç›kmas› için çabalamal›y›z.

14 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Y

asuni ‹nisiyatifi Ekvador yüzölçümü ile k›yaslanamayacak kadar zengin bir habitata sahip. Dünyan›n biyolojik olarak en zengin ülkelerinden biri olmas›n›n yan› s›ra bar›nd›rd›¤› farkl› kültürler ile de dünyam›z›n zenginli¤ini hat›rlatan bir ülke. Tüm bu zenginliklerine ra¤men Ekvador mali olarak zengin bir ülke de¤il. ‹flsizlik oran› flehirlerde %9, fakirlik oran› ise %47. Ama tüm bunlara ra¤men Ekvador büyük bir teklif ile Dünya’n›n karfl›s›na ç›k›yor: Yasuni ‹nisiyatifi. Yasuni, Ekvador’daki en önemli milli park. Ama buna sadece park demek yeterli olmaz. Ülkenin yüzölçümünde önemli bir yer tutan Yasuni Milli Park› ev sahipli¤i etti¤i canl› türleri ve Amazon havzas› olma özelli¤i ile dünyan›n ekolojik dengesinde kritik önemdeki alanlardan biri. Bu önemi anlatmak için tek bir örnek yeterli olacakt›r: Yasuni’nin 1 hektarl›k alan›ndaki bitki türleri tüm Kuzey Amarika’daki türlerin toplam› kadar...

Petrol mü do¤al hayat m›? Bu bölgenin bir di¤er özelli¤i ise alt›nda yatan zengin petrol yataklar›. 1972 y›l›ndan beri petrol ihraç eden ülkelerden biri olan Ekvador için flüphesiz 846 milyon varil oldu¤u hesaplanan bu rezerv ülkenin fakirlikle mücadelesi için önemli bir kaynak olacak. Ancak Ekvador dünyan›n nefesini kesmemek için, havay› daha da kirletmemek için, do¤al zenli¤i tahrip etmemek için bir insiyatif bafllatm›fl durumda. Yasuni rezervlerini yerin alt›nda b›rakabilmek için 10 milyar dolar olarak hesaplanan petrol gelirinin yar›s› olan 5 milyar dolar› Dünya’n›n geri kalan›ndan bekliyor. ‹klim de¤ifliminde tarihi rolü olan ülkeler, flu anda karbon


emisyonunda bulunan ülkeler, sivil toplum kurulufllar›, uluslararas› kurumlar, çevreci özel flirketler ve elbette tüm dünya vatandafllar› bu projeye destek vermeli. Vermeli ki nefes almaya devam edebilelim, vermeli ki gelecek için umutlar›m›z› kaybetmeyelim. “Pacamama” korunsun Yasuni ‹nisiyatifini anlatmak için Dünya ülkelerini gezen Ekvador Devlet Baflkan yard›mc›s› Lenin Moreno elde edecekleri geliri toplumsal geliflim, alternatif enerji kaynaklar› kullan›m› ve do¤al kaynaklar›n korunmas› projeleri için harcayacaklar›n› belirtti. Ülkesinde Yasuni’nin korunmas› için do¤a afl›klar› taraf›ndan

anayasa yap›ld›¤›n› söyleyen Lenin Moreno “Do¤al hayat ile harmoni içinde yaflamak güzeldir bunun için pacamama’y› (tabiat ana) korumal›y›z, do¤al hayat›n da yaflama hakk› oldu¤unu unutmayal›m. Bize miras kalan› biz de miras b›rakabilmeliyiz. Amazon dünyan›n nefesidir, biyosfer rezervidir. Yasuni’de yaflayan yerel halk çok kutsald›r, onlara yerlerinde yaflama hakk› vermeliyiz” diyerek Yasuni ‹nisiyatifinin önemini en içten cümleleri ile anlatt›.

Lenin Moreno

“‹yi bir hayat› nefes almaya de¤ifltiriyoruz.” Bu sözlerde belirtilen iyi yaflamak ekonomik olarak yüksek standartlardan bahsediyor. Oysa Moreno’nun da

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 15


Prof. Dr. Kadri Özçald›ran

Carlos Larrea

Ivonne Baki

Ekvador Baflkan Yard›mc›s› kendisi bir engelli olarak yaflad›¤› tecrübelerden yola ç›karak deyimlerini dinleyicilere aktard› ve Ekvador’da engelli vatandafllar›n daha iyi flartlarda yaflamas› için ald›klar› önlemleri anlatt›. Tekerlekli sandalyelerin bedava olmas›, Kübal› doktorlar›n sayesinde özel sa¤l›k hizmeti verildi¤i, evi olmayanlara devaml› yaflayacaklar› bir yer verildi¤i, kendi bafl›na yaflayamayan herkese gönüllü olarak destek olacak bir vatandafl olmas› için çal›flt›klar›n› söyledi. Türkiye’de engelli vatandafllarla ilgili yap›lan çal›flmalar› AKP ‹stanbul Milletvekili Lokman Ayva ’93 anlatt›. Kendisinin de görme engelli bir kifli olarak sorunlar› yak›ndan bildi¤ini belirtti. AB içinde ilgili komisyonda da görev alan Ayva engelli kiflilerin öncelikle kendi hayatlar›na sahip ç›kmalar› gereklili¤inin alt›n› çizdi.

16 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

söyledi¤i gibi iyi yaflamak do¤al hayat› koruyarak olmal›, onu yok ederek de¤il. Ekvador’u, Latin Amerika’n›n ufak yüzölçümlü ama büyük gönüllü ülkesini ç›kt›¤› bu yolda tüm dünya vatandafllar›n›n desteklemesini diliyoruz.

tahribat›n›n ekonomik nedenlere dayand›¤›n› ama art›k çevre sorunlar›n›n hepsinden çok daha önemli oldu¤unun anlafl›ld›¤›n› belirterek Yasuni ‹nisiyatifinin Dünya ekolojik sistemine çok yönlü katk›s›n›n alt›n› çizdi.

Üniversitemiz Rektör Prof. Kadri Özçald›ran’›n yapt›¤› konuflmadan sat›rbafllar›: “Ekolojik sorunlarla ilgili iki yanl›fl alg› var, birincisi en büyük tehlikenin endüstriden geldi¤i (oysa kirlili¤in %60’› evlerden geliyor), ikincisi ise sorunun bölgesel oldu¤u. Ekosistemin nas›l çal›flt›¤›n› biliyoruz. Latin Amerika’da meydana gelecek bir olay ‹stanbul’u etkileyebilir. Bir ülke “Benim kayna¤›m var ama dünya yarar› için onu kullanmayaca¤›m” diyor. Buna hepimiz destek vermeliyiz. Bo¤aziçi üniversitesi de yeflil ve sürdürülebilir olmak için çal›fl›yor. DTP deste¤i ile Kilyos Kampüsümüzün çevre dostu olmas› için çal›flmalar bafllad›. Amac›m›z Bo¤aziçi’nin “yeflil üniversite” olmas›.”

Yasuni ITT ‹nisiyatif projesi Baflkan› Ivonne Baki: “Sadece bir Dünyam›z var ve e¤er onu kaybedersek var olamay›z.” Baki “yaflayan laboratuar” olarak tan›mlad›¤› Yasuni’nin korunmas›n›n bir görev oldu¤unun çünkü gezegenimizdeki hayat› temsil etti¤ini bu nedenle de sadece Ekvador’a de¤il tüm Dünyaya ait oldu¤unu söyledi. Dünyadan 5 milyon dolar beklediklerini oysa sade ç›kar›lacak petrolün kullan›lmas› sonucu 7 milyon dolarl›k zarar ortaya ç›kaca¤›n› belirtti.

BÜ Çevre Enstitüsü Müdürü Orhan Yenigün: Amazon ve çevresinin ekolojik sistem için önemini vurgularken bu bölgede yaflanan ormans›zlaflt›rma ve do¤al hayat›n

Carlos Larrea: Larrea yapt›¤› sunumda petrol üretiminin bir ülkeye zaman içinde verdi¤i zarar› çarp›c› rakamlar ile anlatt›. Bu nedenle flu anda zenginlik gibi görünenin asl›nda uzun zadede bir ülkenin kaynaklar›n› nas›l tüketti¤ini bu nedenle alt›nda yatan petrol rezervlerinin zenginli¤inden çok üstteki do¤al hayat›n zenginli¤inin sürdürülmesinin öneminden bahsetti.



BÜMED’DEN

Bo¤aziçili ürünler GittiGidiyor! Üniversitemizin logosunun de¤erini biliyoruz. Bu de¤eri yans›tan ürünlerimizi y›llard›r BURCStore ma¤azalar›m›zda tüm camiam›za sunuyoruz. Art›k Bo¤aziçi logolu ürünlere ulaflmak çok daha kolay çünkü BURCStore’un yeni ma¤azas› www.gittigidiyor.com adresinde aç›ld›!

B

URCStore ma¤azalar› özel haz›rlanm›fl, kaliteli, e¤lenceli, rafine, büyüklere, küçüklere k›saca herkese hitap eden genifl bir ürün yelpazesi sunuyor. Yüzlerce ürün çeflidi aras›nda çok fl›k bir dolma kalem veya yeni do¤mufl bir bebe¤e hediye edilebilecek “Born to be BU” tiflörtü bulabilirsiniz. Tüm ürünler özel olarak tasarlan›yor ve üretiliyor. Bu nedenle kalitelerini fark etmemek mümkün de¤il. Ama elbette onlar› as›l de¤erli k›lan tafl›d›klar› logo. BURCStore ma¤azalar› ö¤rencilere, misafirlere, mezunlara, akademisyenlere dört ma¤azada hizmet veriyor. Bo¤aziçi Üniversitesi Güney Kampüs (Çarfl› Kantin), Kuzey Kampüs (New Hall), BÜMED tesis binas› ve yaz aylar›n›n vazgeçilmez adresi BURCBeach. Ama art›k yolu buralardan çok s›k geçmeyen, yurt d›fl›nda veya ‹stanbul d›fl›nda yaflayan, acilen ürünlere ulaflmak isteyen ya da internet al›flveriflinin rahatl›¤›ndan vazgeçmeyen herkes BURCStore’un yeni ma¤azas›na kolayl›kla ulaflabilir. Türkiye’nin en büyük al›flverifl sitesi GittiGidiyor ve BÜMED iflbirli¤i ile hayata geçen BURCStore ma¤azas›nda yüzlerce ürünü bir arada bulmak, istenilen adet, renk veya bedende siparifl etmek, kampanyalardan, özel indirimlerden haberdar olmak mümkün. E-ticaretin her geçen gün hacminin büyüdü¤ü günümüzde BURCStore’un da bu imkandan faydalanarak daha genifl kitlelere ürünlerini sunmas› bu projenin oluflmas›n›n bafl›nda yer alan en önemli nedenlerden biri. GittiGidiyor BURCStore ma¤azas›nda Üniversitemize destek kapsam›nda özel ürünlerden oluflacak aç›k art›rmalar düzenlemek de gelecekteki hedeflerimizden. Birçok kuruma örnek olaca¤›na inand›¤›m›z yeni ma¤azam›za tüm üyelerimizi bekliyoruz...

www.gittigidiyor.com/main/static/burcstore.php 18 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


GittiGidiyor BURCStore ma¤azas› ilk gün 4.000 kifli, ilk hafta toplam 150.000 kifli taraf›ndan ziyaret edildi.

Feza Sengel BÜMED Genel Sekreteri BURCStore’un zengin ürün yelpazesini GittiGidiyor platformuna da tafl›maktan mutluluk duyuyoruz. Ürünlerimiz, Bo¤aziçi ö¤renci ve mezunlar›ndan büyük ilgi görüyor. GittiGidiyor ma¤azam›zla, bu ilgiyi daha da art›rmay› hedefliyoruz. Bo¤aziçi logolu ürünlere, art›k yaln›zca fiziksel ma¤azalar›m›zdan de¤il internet ortam›ndan da ulafl›labilecek. Bu sayede, günümüzün popüler iletiflim ortam› interneti kullanarak çok daha fazla say›da Bo¤aziçisevere ulaflaca¤›m›za inan›yoruz. BURCStore GittiGidiyor ma¤azas›ndan al›flverifl yapan herkes, ayn› zamanda Bo¤aziçi Üniversitesi’ne de destek olacak.

Ozan Tatar ’03 GittiGidiyor Pazarlama Yöneticisi ‹fl birli¤imiz neticesinde, BÜMED, GittiGidiyor’da BURCStore ad›nda bir dükkan açt›. Dükkanda giyim, hediyelik eflya ve aksesuar olmak üzere 3 kategoride, 222 farkl› Bo¤aziçi Üniversitesi logolu ürün sat›fla sunuldu. GittiGidiyor olarak biz de ayr›ca BURCStore için özel bir sayfa tasar›m› yapt›k. Önümüzdeki günlerde, bu sayfada logolu s›f›r ürünlerin d›fl›nda, ünlü Bo¤aziçililerin imzal› eflyalar› da aç›k art›rmayla sat›fla ç›kar›lacakt›r. BÜMED’in, gelirinin önemli bir k›sm›n› Bo¤aziçi Üniversitesi’ne kaynak olarak aktarmas› ve ö¤rencilere burs olarak tahsis etmesi, bu projeye için heyecan duymam›z› sa¤lad›. Bo¤aziçi Üniversitesi mezunu olmam da projenin anlam›n› benim için bir kat daha artt›rd›. fiu an itibar›yla BURCStore 4 bin kez ziyaret edildi. Sat›fllar her geçen gün art›yor. ‹lerleyen dönemde elde edilecek gelirin daha da artaca¤›n› düflünüyorum.

Cenk Ang›n GittiGidiyor Genel Müdürü GittiGidiyor olarak, kuruluflumuzdan beri, sosyal sorumluluk amaçl› özel aç›k art›rma projeleri gerçeklefltiriyoruz. Coca Cola ile 2006 ve 2009 y›llar›nda “Rock’n Coke” kapsam›nda düzenledi¤imiz ve geliri Hayata Art› Fonu’na ba¤›fllanan özel aç›k art›rma projesi; Unilever’in Becel markas› ile 2009 y›l›nda gerçeklefltirdi¤imiz ve geliri Türk Kardiyoloji Derne¤i’ne ba¤›fllanan “Kalbini Sev K›rm›z› Giy” temal› aç›k art›rma projesi; 2008 y›l›nda Magnum çikolata reklam›nda oynayan Josh Holloway ve Ingrida Kraus’un kostümlerinin yer ald›¤› ve gelirinin Ça¤dafl Yaflama Destekleme Derne¤i’ne ba¤›flland›¤› aç›k art›rma projesi; 2008 ve 2007 y›llar›nda ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› ile Uluslararas› ‹stanbul Film Festivali kapsam›nda gerçekleflen özel aç›k art›rma projeleri bunlardan sadece baz›lar›. fiimdiye kadar, bu projelerden elde edilen 50 bin TL’nin üzerindeki geliri, ifl ortaklar›m›zla beraber ilgili dernek ve vak›flara ba¤›fllad›k. Ayr›ca yapt›¤›m›z iletiflim çal›flmalar›nda, bu kurumlar›n isimlerine ve logolar›na yer vererek, toplumda fark›ndal›k yaratmalar›na yard›mc› olmaya çal›flt›k. BÜMED ile gerçeklefltirdi¤imiz proje ise daha uzun soluklu bir proje. ‹lerleyen dönemde baflka üniversitelerle de bu tip özel projeler gerçeklefltirmeyi planl›yoruz.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 19


Yaz›: Nuri AYDIN ’94 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

Vedat Akgiray

Türkiye’nin uluslararas› finans merkezi olmas› için çal›fl›yor Baflar›l› akademik hayat›n› ayn› baflar› ile ifl hayat›na tafl›yarak örnek bir giriflimcili¤e imza atm›fl, BÜ ‹flletme Bölümü’nün 20 y›ll›k ö¤retim üyesi Prof. Dr. Vedat Akgiray ’80 flimdi Türkiye’nin finans hayat›na yön veren kurumlardan birinin bafl›na geçerek, bir bürokrat olarak göreve bafllad›. Alt› y›l boyunca Sermaye Piyasas› Kurulu (SPK) Baflkanl›¤›n› yürütecek olan Akgiray’›n hedefi Türkiye’yi dünyan›n en önemli finans merkezlerinden biri yapmak. Vedat Akgiray ile hedeflerini ‹MKB Bafl Müfettifli ve BÜMED Yönetim Kurulu üyesi Nuri Ayd›n ’94 konufltu.

B

o¤aziçi Üniversitesi sizin için ne anlama geliyor? Bir söz vard›r; ‘bal›k sudan ç›k›nca suyun k›ymetini anlar’ diye... Ben 1990 senesinden beri Bo¤aziçi’nde ders veriyorum. Bo¤aziçi ö¤rencileri seçilmifl ö¤renciler oluyor. Zaten üniversite girifl s›nav›n›n sonuçlar› da bunun göstergesi. Anlat›lan fleyi anlayan, yeniliklere aç›k, ö¤renmeye merakl› bir kültür var Bo¤aziçi’nde. Ö¤rencilere ilk y›ldan itibaren yans›yor bu hava. Dolay›s›yla Bo¤aziçi’nde ders vermek her fleye ra¤men hep keyifli oldu. Ders vermek, hocal›k, bilimsel araflt›rma en sevdi¤im hayat tarz›. ‹nsan›n kendini yenilemesi, yeni fleyler ö¤renmesi çok güzel. Ayr›ca bir 20 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

fleyi ö¤renmenin en iyi yolu ö¤retmektir. Bu yüzden insanlara bir fleyler ö¤retiyor olmak beni hep mutlu etti.

Ö¤rencilik y›llar›n› nas›l hat›rl›yorsunuz? Geçmifl zaman an gibi. Dünün uzunlu¤u yok. ‹nsan geçmiflini hep iyi hat›rlar. Hiç s›k›nt›l› bir dönem hat›rlam›yorum ne lisede ne de üniversitede.

Sizin Robert College’den Bo¤aziçi Üniversitesi’ne uzanan bir kampüs hayat›n›z var. Ö¤rencili¤inizdeki kampüs ile flimdiki Bo¤aziçi’ni karfl›laflt›rman›z› istesem... Liseyi Arnavutköy’de okudum. Biz liseye bafllamadan 2 sene önce 1971 y›l›nda Bo¤aziçi millilefltirilmiflti. Ben Robert Kolej’in flimdiki kampüsünde 197376 y›llar› aras›nda 3 sene okudum. 1976-80 y›llar› aras›nda da Bo¤aziçi’nde okudum. Kampüste çok hat›ram var.

Hocal›k ve SPK Baflkanl›¤› bir arada nas›l devam ediyor? Geçen döneme kadar iki ders veriyordum ama yo¤unluktan art›k ders veremiyorum. F›rsat›m olursa tekrar bir ders açabilirim ama flu an yeni bir görevim var. Sermaye piyasalar›m›z hak etti¤i düzeye gelmemifl. Önemli bir hedefimiz var. Odaklanmay› fazla bozmadan 1-2 sene böyle yürüyelim diyorum. Yaklafl›k 20 senedir Bo¤aziçi’nde hocay›m. Devlet üniversitesi oldu¤u için zaman zaman bütçe k›s›tlamalar› oldu, hayal etti¤imiz baz› iflleri yapamad›k Bo¤aziçi Üniversitesi’nde. Yine de ifl yapmaya en uygun ortam›n Bo¤aziçi’nde oldu¤unu düflünüyorum, çünkü malzeme orada. Bo¤aziçi’nde kimse siyasi görüflü, dünya görüflü, ifl yap›fl tarz› yüzünden d›fllanmaz. Ortak payda diye


bir kültür var. Bir fley yap›lacak olsa engelleyen ç›kmaz. Okulda odam hâlâ duruyor, telefonum var, mail adresim var ve flu an hâlâ üç doktora ö¤rencim var. Akademiden bürokrasinin tepe noktas›na geçifl Türkiye’de s›k rastlanan bir durum de¤il. Görevi kabul ederken neler hissettiniz? Bu benim için planlanm›fl, hedeflenmifl bir ifl de¤ildi. Bir gün Say›n Baflbakan taraf›ndan Ankara’ya davet edildim. “Böyle bir görev vermeyi düflünüyoruz, ne dersiniz?” dedi. 3-5 gün düflündüm. Sonras›nda ise 10 gün içinde SPK Baflkan› oldum. Böyle bir görev teklifinin gelmesi onur verici. Hem sevinilecek hem de çok ciddiye al›nacak bir teklifti ve kabul etmemek gibi bir flans›m›z da yoktu. Çünkü en üst düzeyden bir teklif, bir görevlendirme geliyor. Di¤er taraftan elefltirmek Türkiye’de çok kolay, ama konu ifl yapmaya gelince durumlar de¤ifliyor. ‹fl yapmak ise az yap›lan bir fley. Bu teklifle bize ifl yapmam›z için önemli bir f›rsat verilmifl oldu. Dolay›s›yla dedim ki, “sen geçmiflinle köprüleri at ve bu ifle soyun”. Vedat Akgiray’›n üslubu finans sektörüne ne getirecek? 6 y›ll›k görev süresinin sonunda nas›l bir ifle imza atm›fl olmay› umuyorsunuz? Sermaye Piyasas› Kurulu’nun elinde malzemesi var, kadrosu var, dünya çap›nda baflar›l› olabilecek projelere imza atabilir. Buna kesinlikle inan›yorum. Londra’da, New York’da bir fleyler yap›labiliyorsa, bizde daha iyisinin yap›lamamas› için hiçbir sebep yok. Tek sebep var, istememek veya o çal›flkanl›¤›, o azmi, o iradeyi ortaya koymamak. Bunu koydu¤unuz zaman herfley olur. Dünya birleflti art›k, tek bir piyasa gibi oldu. Dolay›s›yla sistemik riskler ani ve h›zl› yay›l›yor, güzellikler de ani ve h›zl› yay›l›yor. fiimdi böyle bir dünyada piyasay› nas›l düzenlersiniz? Bu sadece

kanunla kuralla olmaz. Mesela siz beni severseniz, güvenirseniz; sözümü dinlersiniz de¤il mi? E¤er sevmezseniz ‘peki’ dersiniz ama iflinizi yapmazs›n›z. Piyasa sizi sevmezse siz iste¤iniz kadar kural, kanun, düzenleme gelifltirin, etkisi minimum olur. Dolay›s›yla biz bu yapt›¤›m›z ifli ülkenin menfaatine, piyasan›n menfaatine, yat›r›mc›n›n menfaatine, flirketlerin menfaatine oldu¤u imaj›n› verebilirsek, o niyetimizi iyi ifade edersek, Türkiye b›rak›n bölgeseli, dünya çap›nda finans ifllerinin, finans kontratlar›n›n dizayn edildi¤i bir ülke olur. Bundan hiç flüphem yok benim. Ve biz nasip olur da birkaç y›l daha bu iflin bafl›nda olursak bu yönde bir iki ad›m att›¤›m›z› görür de iyi ki gelmifliz diye görevi b›rak›rsak, ileride anlataca¤›m›z bir iki hikâyemiz olur. Kurum olarak k›sa ve uzun vadeli hedeflerinizi belirlediniz mi? K›sa ve orta vadede somut hedeflerimiz var. Türkiye sermaye piyasalar› hak etti¤i kadar geliflmemifl. Türkiye’de halka aç›k flirketlerin toplam de¤erinin milli gelire oran› dünyan›n en gerilerinden bir tanesi. Geliflmemifl ülkelerin bile alt›nday›z. Bunun kabulü mümkün de¤il. Bir kere bunun afl›lmas› laz›m. O yönde ‹MKB’yle ve bütün ilgili aktörlerle beraber bir halka arz seferberli¤i bafllatt›k. 1.000 flirket, 5.000 flirket neden halka aç›k olmas›n? Sorgulanmay› unutulan fleyler olmufl piyasada, küçük flirketler dünyaya aç›lamaz gibi. Niye aç›lamas›n? Biz bir yönden yapamazsak di¤er yönden deneyece¤iz. Kap›dan giremezsek bacadan girece¤iz. Sermaye Piyasas› Kanunumuzu bu y›l içinde ç›kar›yor olaca¤›z. fiu an okunuyor, düzeltiliyor. Kusursuz olsun ki sonras›nda sorunsuz ilerleyebilelim istiyoruz. Bu kanunun Meclis Genel Kurulu’na düfltü¤ünü gördü¤ümde “tamam, art›k iflimize bakal›m” diyece¤im. Onun d›fl›nda ‹stanbul’a tafl›n›yoruz, çünkü operasyonun

Türkiye sermaye piyasalar› hak etti¤i kadar geliflmemifl. Türkiye’de halka aç›k flirketlerin toplam de¤erinin milli gelire oran› dünyan›n en gerilerinden bir tanesi. Geliflmemifl ülkelerin bile alt›nday›z. Bunun kabulü mümkün de¤il.

burada olmas› laz›m. Ataflehir’de arsam›z olacak, oraya binam›z› yapaca¤›z. Küçük flirketlerin halka aç›lmas› konusunda, bu flirketlerin hisse senetlerinde kolayl›kla manipülasyon yap›labilece¤i yönünde bir çekince var. Denetim bir iflte zurnan›n son deli¤idir. Sen denetleyemiyorsan baflka flekilde denetlenir. Yani bir icraat olacaksa, denetimi zor diye engellemenin anlam› var m›? Büyümek laz›m. Bu küçük flirketler için ‹MKB’de Geliflen ‹flletmeler Piyasas› (G‹P) kuruldu. Kayseri’ye, Konya’ya, Denizli’ye gidiyoruz, insanlarla konufluyoruz. Çok güzel tepkiler al›yoruz. Yani insanlar bilmiyor, anlat›lmam›fl, duymam›fllar, merak etmemifller, biz de anlatmam›fl›z. Bir eksiklik var. Borsa’y› apayr› bir fley san›yorlar. Borsa ‹stanbul’da zengin çocuklar›n›n al›flverifl yapt›¤› bir yer gibi alg›lan›yor, öyle bir imaj› var. Halbuki öyle de¤il. Bir yandan Anadolu’da olup dünya finans piyasalar›ndan finansman sa¤lamaya çal›flan firmalar var, bir yandan da ‹stanbul’daki Borsa’dan bihaberler diyoruz. Nas›l oluyor bu? Dünya piyasalar›ndan finansman arayanlar yine ‹stanbul’da ifl yapan, lisan bilen, dünyaya aç›lan kifliler. Anadolu’da flöyle bir fley oluyor. “Yeni bir ifl kuracaks›n veya iflini büyütecek, yat›r›m yapacaks›n, paray› nereden bulursun?” diye sorunca “öz sermayem, kendi param, anam, babam.” cevab›n› al›yoruz. “O da yetmedi ne 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 21


uçar›m ben. 2010 y›l›nda 20, 30 flirket halka aç›l›r diye düflünüyorum. 2011’de ekonomi global olarak daha da iyileflecek inflallah. 2011’de 100’ü buluruz. Bu sene bu hedefe ulaflabilirsek, gelecek sene her fley süper olacak.

Biz, baz› finansal enstrümanlar›n, baz› finansal kontratlar›n ‹stanbul’da matematiksel ve hukuksal anlamda yap›labildi¤ini gösterebilirsek baflka bir fleye gerek yok. yapars›n?” diye sorunca “Tan›d›k banka müdürü, bölge müdürü arar›m” deniyor. Sermaye ihrac› fikri hiç akla gelmiyor, gündemde o yok. ‹lk özel sektör tahvili daha geçen gün ç›kt›, gayet de baflar›l› olmufl. Hisse senedi daha baflar›l› olur. Biz bu piyasay› güzel ambalajlay›p, gerçek de¤erini anlatabilirsek, herkesi flafl›rtacak flekilde yetiflemeyece¤imiz h›zda bir piyasaya girme olacakt›r diye umuyorum. ‹stanbul Sanayi Odas›’n›n (‹SO) belirledi¤i en büyük 1.000 flirketin Borsa’ya gelmesi hedefleniyor san›r›m. Ben ‘10.000’ diyordum ama say›n ‹MKB Baflkan›n›z ‘1.000’ deyince ‘flimdilik 1.000’de kals›n bu ifl’ dedik. Yoksa bana kalsa 10.000’e 22 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bu hedeflere nas›l ulafl›lacak? Bir master plan gerekiyor mu? Mesela ‹stanbul’un bölgesel finans merkezi olmas› için mali kurumlar›n bir merkezde toplanmas›, e¤itim, tan›t›m gibi faaliyetlerin tek merkezden yürütülmesi flart m›d›r? Bir kere fiziksel flartlar var. Dünya haritas›n› açt›¤›n›z zaman Türkiye dünyan›n merkezinde hakikaten. Uzakdo¤ulular kendilerini oraya koymaya çal›fl›yorlar. Ama onu yap›nca da haritada her fley kay›yor. ‹ki taraf›n okyanus, neyin ortas›ndas›n? Türkiye’yi ortaya koydu¤un zaman ise etraf kara. ‹stanbul’a 3 saatlik uçufl mesafesinde 150’ye yak›n ülke hesaplanm›fl. Bu çok ciddi bir avantaj. Tabii ki bir merkez olsun, altyap›lar, binalar da olsun. Zaten öyle bir irade de var ve bunlar en kolay halledilebilecek fleyler. Ama biz sadece bir fleyi yapabilirsek, baflka bir fley yapmaya gerek yok. Nedir o “bir fley”? Biz, baz› finansal enstrümanlar›n, baz› finansal kontratlar›n ‹stanbul’da matematiksel ve hukuksal anlamda yap›labildi¤ini gösterebilirsek baflka bir fleye gerek yok. Mesela sen bir flirkete ortak olmak istiyorsun ve opsiyonlu hisse devir anlaflmas› yapacaks›n. Bu sözleflmeyi tafl›yacak bir kurum, bunu dizayn edecek bir kurum laz›m, mukaveleyi yazacak bir ekip laz›m. E¤er burada yoksa, bu sözleflmeyi yapt›rmaya Londra’ya gidersin. Ama zor bir fley de¤il, burada yap›l›r. ‹flte bunlar› yapacak kurumsal altyap› laz›m bize. Biz SPK olarak bir kamu kurumuyuz ama iflin rehberli¤ini bizim yapmam›z gerekiyor. O yönde ilerliyoruz. Bazen iflimiz olmayan fleylere de bulafl›yoruz. Bulaflal›m ki bu bilinirlik arts›n.

Nas›l, forex gibi mi mesela? O konuda bize yetki veren kanun geçerse evet. Ciddi bir ifl hacmi var forex’te. Birkaç milyar dolar gibi, belki daha bile fazla. Forex ifli yapanlar kendi pozisyonlar›na hedge eder veya etmez. Hedge etmemek büyük risktir. Hedge etmek isteyen de fiyatland›rmay› yine Londra’dan al›yor. Çünkü onu yapmak için burada bir takas altyap›s› yok. Niye? Regüle edilmifl de¤il. ‹flte biz onu yapt›¤›m›z gün Türkiye’deki “forex dealer”› kendi hedging pozisyonunu yapabilecek, Londra’ya gitmeye gerek kalmayacak. TL/ Dolar kuru Türkiye’de belirlenecek Londra’da de¤il. Forex düzenlemesi, kira sertifikalar›, varl›k teminatl› menkul k›ymetler vesaire, bunlar›n buradaki yasal altyap›s› olufltu¤u anda, borsalar bunlar› kote etti¤i anda, art›k bunlar burada yap›l›yor demektir. Finans merkezi olma yolunda at›lmas› gereken ilk ad›m bu. Finansal krizin, denetlenmeyen kalitesiz mortgage kredilerinden meydana geldi¤i, yine denetimsiz hedge fonlar›n da krizi derinlefltirdi¤i kabul görmüfl durumda. Sizin söylemleriniz ise düzenlemeleri hafifletmek, cezalar› etkinlefltirmek yönünde. Düzenleme, denetleme ifllerinde iflin kökünü iyi düflünmek laz›m. Kriz Amerika’daki subprime mortgage ve hedge fon piyasalar›n›n denetlenmemesinden kaynaklan›yor olabilir ama bu tespit hiçbir fleyi çözmüyor, hiçbir fley anlatm›yor bize. O piyasalar niye olufltu, önce ona bakal›m. Para “public markets” denilen regüle edilmifl sektörlerden regüle edilmeyen sektörlere kayd›. Niye kayd›? Demek ki regülasyon ifladam›n› rahats›z etti. ‹fladamlar›n›n hepsi h›rs›z ars›z m›? De¤il tabii ki. Demek ki, maliyeti artt›rd›, anlams›z buldu, kâr etmeyi zorlaflt›rd›, belli ki di¤eri daha iyiydi oraya kayd›. Ama regülasyon asl›nda sosyal menfaate ve daha spesifik olarak



ifladam›n›n menfaatine uygundur. Yani bir iflin regülasyona tâbi olmas› kâr maksimizasyonunu kolaylaflt›r›r. Dolay›s›yla regülasyonu do¤ru yaparsak, public market ile private market aras›ndaki fark azalacakt›r. Biz paraya kaçma sebebi verirsek o para kaçar. Hiçbir kanunla kuralla bugünkü teknoloji ça¤›nda bunu engellemenin imkan› yok. Dolay›s›yla paran›n rahats›z olmayaca¤› regülasyonlar yapmal›y›z. Bu daha hafif daha az cayd›r›c› olmas› gerekti¤i anlam›na gelmiyor. Net anlafl›l›r olmas› gerekiyor. Çünkü piyasay› korumak demek yat›r›mc›larla beraber ifl dünyas›n› korumak demek. Regülatörlerin teknolojiyi iyi anlamas› flart. Teknoloji varken, bugün bir mouse t›k›yla istedi¤imiz yere emir gönderebiliyorsak, kurallar› da buna göre yapmal›y›z. 80’lerin mant›¤› art›k ifllemiyor. Art›k evimizden yurtd›fl›na EFT gönderiyoruz. Yasaklama flans›n›z var m›? Yok. Youtube olay›na benzer sonra. Mümkün de¤il. Bunu kabul etmek laz›m. Finans piyasalar› konusunda Bo¤aziçi Üniversitesi ö¤rencilerini nas›l teflvik etmeliyiz, SPK’ya gelsinler mi mesela? Yoksa onlar› yine masan›n di¤er taraf›nda, flirket yöneticileri aras›nda görmeyi mi tercih edersiniz? Bir kere Bo¤aziçililer SPK’ya kesin gelsinler, yüzde yüz. Farkl› olmak hep iyidir. Bo¤aziçililer’de de o var. Son y›llarda Hazine Müsteflarl›¤›, D›fl Ticaret Müsteflarl›¤›, Merkez Bankas›, Sermaye Piyasas› Kurulu gibi kamu kurumlar›na giren Bo¤aziçili say›s› art›yor. Bo¤aziçi Üniversitesi’yle birlikte ortak çal›flmalar olacak m› akademik düzeyde? Biz bütün üniversitelerimizle iflbirli¤i yapar›z. Bir ayr›mc›l›¤›m›z yok fakat Bo¤aziçi’yle çok daha yo¤un bir flekilde iflbirli¤i içinde olmaya haz›r›z. Sermaye piyasalar›n›n gelifltirilmesinde 24 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

üniversitemizden de her türlü deste¤i ister, her türlü deste¤i veririz. Dünya sermaye piyasalar› birli¤i olan IOSCO mesela bir araflt›rma grubu kuruyor. Araflt›rma yapacak ve bunun için bizden destek isteyecek. Biz de bunu Bo¤aziçi Üniversitesi’ne iletebiliriz mesela. Böylelikle hem projelerin finansman›n› sa¤lam›fl olacaklar hem de üniversite kaynakl› çok say›da bilimsel ç›kt› olacak. ‘Bo¤aziçi’nde e¤itim seviyesi düflüyor’ diye bir görüfl var, ne düflünüyorsunuz bu konuda? Benim net bir görüflüm var, onu söyleyeyim. Bo¤aziçi Üniversitesi’nin özellefltirilmesi flart. Bu kamusal gücü yitirilmeden özel üniversitelerin ödül/ceza mant›¤›na geçmesi laz›m. Öbür türlü BÜ de ‹TÜ gibi ‹stanbul Üniversitesi gibi olur. ‹TÜ 60’l› y›llara kadar dünya çap›nda üniversiteymifl, sonra düflmüfl. Neden düfler, statükodan, korunma güdüsünden düfler. Yani art›k YÖK, devlet bahanelerini bir kenara b›rak›p bir flekilde kendi finansman›na geçmesi gerekiyor. Bo¤aziçi’nin hocalar›n› parasal aç›dan tatmin etmesi laz›m. Birçok hocam›z Amerika’dan dönmedi, bir iki bin lira maafl veriyorlard›. Bir noktaya kadar tahammül eden hocalar da sonra istemeye istemeye ayr›l›yorlar okuldan. Bir dönem, at›flar›n yar›s›na sahip olan bir

fiu anda Bo¤aziçi Üniversitesi Türkiye’nin Harvard’›d›r ve en iyi üniversitesidir, onu kimseyle tart›flmam bile. hocam›z “art›k dayanam›yorum” diyerek gitti. Bo¤aziçi bunu yapmak mecburiyetindedir. Bu cesareti göstermek zorundad›r. Bo¤aziçi bunu yaparsa Türkiye’nin Harvard’› olma ve bölgesel bir üniversite olma özelli¤ini korur, yoksa uzun vadede riskler görünüyor. Ama flu anda Bo¤aziçi Üniversitesi Türkiye’nin Harvard’›d›r ve en iyi üniversitesidir, onu kimseyle tart›flmam bile. Bu ad›m YÖK’ten mi gelmeli, üniversite kendi mi istemeli? ‹nisiyatifi kim almal›? Bu inisiyatifin üniversiteden gelmesi çok daha do¤ru olur. Çünkü devletten gelen teklifin flekli flemali belli olmaz, garantisi yoktur. ‹fli bilenlerin yapmas› laz›md›r. Çocuklar›n›z›n Bo¤aziçi Üniversitesi’nde okumas›n› ister misiniz? ‹sterim tabii, s›nav› kazan›rlarsa. Ama o vakte kadar da özellefltirmenin bitmifl olmas› laz›m.



Yaz›: Murat TAfiÇI ’07 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

DOSYA

mobbing Mobbing nedir diyorsan›z...

“Mobbing” son birkaç senedir hayat›m›za giren bir terim. Ama asl›nda kendisi en az çal›flma hayat› kadar eski çünkü insanlar aras›nda her zaman var olmufl temel sorunlar›n bir uzant›s›. Ço¤u çal›flan insan belki ad›n› bilemeden “mobbing”e u¤rad›. Belki karfl›s›ndakine ne yapt›¤›n› bilmeden “mobbing” yapt›. Modern hayat›n en güzel taraflar›ndan biri de güçler aras›nda denge kurmas› ve herkese kanuni haklar vermesi. Ama öncelikle mobbing nedir bilmeli ve e¤er maruz kal›yorsak ne yapmam›z gerekti¤ini ö¤renmeliyiz. Mobbing Türkiye Zirvesi’ni izledik ve tüm çal›flanlar›n mobbing ile ilgili bilmesi gerekenleri ö¤rendik.

B

ÜYEM iflbirli¤iyle B&I Grup taraf›ndan organize edilen Mobbing Türkiye Zirvesi 13 Mart 2010’da BÜMED’de gerçekleflti. Panel program› kapsam›nda konular›nda uzman akademisyenler ve ifl hayat›nda çeflitli görevler üstlenmifl yönetici ve dan›flmanlar, kat›l›mc›lar› mobbing hakk›nda genifl bir bak›fl aç›s›yla bilgilendirdiler. Kat›l›m›n bir hayli yüksek oldu¤u panelde panelistler ve ana bafll›klar flöyleydi:

• Mobbing Kavram›na Bak›fl | Gönül Dalgaç, ‹nsan Kaynaklar› Uzman› • Bir ‹fl Yeri Sendromu olarak Mobbing: Dünyadan ve Türkiye’den Yans›malar | Ö¤r. Gör. fiaban Çobano¤lu, Kültür Üniversitesi • ‹fl Yerindeki Zararl› Davran›fllar›n Nedenleri | Ö¤r. Gör. Burcu Rodopman, Bo¤aziçi Üniversitesi • Mobbing Sald›rgan›n›n ve Kurban›n›n Psikolojik Özellikleri | Tar›k Solmufl, Uzman Psikolog • Mobbing ile Bafla Ç›kmay› Destekleyecek Programlar | Özlem Sar›o¤lu, Profesyonel Koç | Vivi Soryano, Psikolojik Dan›flman ve Profesyonel Koç | fiirin Hac›ömero¤lu, Psikolog

26 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


******************

mobbing

• Davay› Nas›l Kazand›m | Tülin Y›ld›r›m, Jeoloji Mühendisi • Hukuksal Yönden Bak›fl | Ayfle Alt›parmak, Avukat • Bireysel ve Kurumsal Çözümler | Gülcan Arpac›o¤lu, Endüstri Mühendisi, E¤itimci, Dan›flman • ‹nsan Kaynaklar› Departman›n›n Rolü | Yrd. Doç. Dr. Sevda Ergenekon, LC Waikiki E¤itim ve Gelifltirme Müdürü • Adli T›p Yönünden De¤erlendirme | Nevzat Alkan, ‹stanbul Üniversitesi Adli T›p Anabilim Dal›

Mobbing nedir? Mobbing, bir veya birkaç kifli taraf›ndan, di¤er bir kifliye yönelik olarak düflmanca ve ahlak d›fl› yöntemlerle sistematik biçimde ve defalarca uygulanan psikolojik terördür. Mobbing, kiflinin güvenine, kiflili¤ine ve özsayg›s›na yap›lan ac›mas›zca sald›r›d›r. Bir di¤er deyiflle mobbing, insan›n içindeki kötülü¤ün harekete geçmesi olarak da tan›mlanabilir. Mobbing sürecinin ana olarak 3 aktörü bulunmaktad›r: mobbing uygulayanlar (zorbalar), mobbing ma¤durlar› (kurbanlar) ve mobbing izleyicileri. ‹statistiklerle Mobbing: Dünyada mobbing ile ilgili yap›lan çeflitli araflt›rmalardan elde edilen bulgular ›fl›¤›nda yap›lan de¤erlendirmelerde, mobbing kurbanlar›n›n büyük ço¤unlunun 40 yafl üzeri veya 30’lu yafllar›n alt› olduklar› tespit edilmifltir. Ayr›ca tacizcilerin %88 oran›nda baflar›l› olduklar› ve olaylar›n %58’inde tacizcinin tek bafl›na mobbingi uygulad›¤› saptanm›flt›r. Mobbing ile ilgili bir baflka çarp›c› sonuç ise 6 ay mobbinge maruz kalm›fl bir çal›flan›n ifl verimlili¤inin % 50 düfltü¤ü gözlemidir. Türkiye’de mobbing nas›l ve nerelerde uygulan›yor? Türkiye’de iflyerindeki psikolojik terörün çeflitli flekillerde uyguland›¤› söylenebilir. Bunlardan belli bafll›lar› flu flekildedir; olmayan hatalar ç›karma (%16), tecrit etme (%14), kendisinin bile uymad›¤› saçma ve(ya) kat› kurallar koyma (%13), baflar›l› iflleri aç›kça yok sayma (%9), ters bak›fl (%9), toplant›da afla¤›lama (%6) ve sertçe elefltirme (%5)’dir. Çal›flanlar›n mobbinge verdikleri tepkiler de kiflilik ve içinde bulunduklar› sosyoekonomik duruma göre de¤ifliklik göstermektedir. Yap›lan araflt›rmada mobbinge u¤rayan çal›flanlardan %27’sinin istifa etti¤i, %25’inin bilmezden gelip ifle devam etti¤i, %18’inin ifline son verildi¤i, %17’sinin ise kurumsal bir yaklafl›ma baflvurup bu durumu üst yönetim ya da ‹K yetkilisine iletti¤i tespit edilmifltir. Geriye kalan %13’lük k›s›m farkl› sonuçlara ulaflm›flt›r: bu grubun içerisinde üst yönetim ile konuflup de¤ifliklik olmay›nca istifa edenler, durumu ilk amiriyle paylaflanlar ya da mobbing benzeri bir tav›rla karfl›l›k verenler bulunmaktad›r.

Türkiye’de mobbing en çok emniyet birimlerinde, bankalarda, sanayi ve kamu kurulufllar›nda, üniversitelerde, sa¤l›k kurumlar›nda ve gönüllü kurulufllarda görülmektedir.

Mobbing nas›l uygulanmakta ve hangi davran›fllarla kendisini göstermektedir? Mobbing davran›fllar›, davran›fl›n özelli¤ine göre 5 ana grupta toplan›r. Her mobbing durumunda bunlar›n hepsinin bulunmas› flart de¤ildir. Kendini göstermeyi ve iletiflim oluflumunu etkilemek: Meslektafllar›n›z veya birlikte çal›flt›¤›n›z kifliler kendinizi gösterme olanaklar›n›z› k›s›tlar. Sözünüz sürekli kesilir, hatta yüzünüze ba¤›r›l›r ve yüksek sesle azarlan›rs›n›z. Yapt›¤›n›z ifl ve özel yaflam›n›z sürekli elefltirilir. Sözlü ve yaz›l› tehditler al›rs›n›z. Telefonla rahats›z edilirsiniz. Jest ve bak›fl yoluyla ya da sürekli imalarla iliflki reddedilir. Kiflinin sosyal iliflkilerine sald›r›lar: Çevrenizdeki insanlar sizinle konuflmazlar; sanki orada de¤ilmiflsiniz gibi davran›l›r. Baflkalar›na ulaflman›z engellenir ve hatta size di¤erlerinden ay›ran bir ifl ortam› bile yarat›labilir. Kiflinin itibar›na sald›r›lar: ‹nsanlar arkan›zdan kötü konuflur, as›ls›z söylentiler ortada dolafl›r. Sizi gülünç düflürmek için yürüyüflünüz, jestleriniz veya sesiniz taklit edilir. Bir özrünüzle, dini/siyasi görüflünüzle, milliyetinizle veya özel yaflam›n›zla alay edilir. Öz güveninizi olumsuz etkileyen bir ifl yapmaya zorlan›rs›n›z. Çabalar›n›z yanl›fl ve küçültücü flekilde yarg›lan›r ve kararlar›n›z sürekli sorgulan›r. Ayr›ca “mobbing”ci taraf›ndan cinsel imalarda bulunulur. Kiflinin yaflam kalitesi ve mesleki durumuna sald›r›lar: Sahip oldu¤unuzdan daha az

yetenek gerektiren ifller size verilir. ‹fliniz sürekli de¤ifltirilir ve size verilen ifller geri al›n›r. Öz güveninizi zedeleyecek ifller verilir. Size mali yük getirecek genel zararlara sebep olunur. Böylece yaflam kaliteniz düfler ve evinize, ailenize, iflinize zarar verilir.

Kiflinin sa¤l›¤›na do¤rudan sald›r›lar: Fiziksel olarak a¤›r ifller yapmaya zorlan›rs›n›z, fiziksel fliddet tehditleri yap›l›r. Gözünüzü korkutmak için hafif fliddet uygulan›r ve fiziksel zarar verilir. Ayr›ca do¤rudan cinsel taciz de uygulanabilir. Mobbing’in nedenleri nedir? Mobbing’in nedenleri aras›nda bafll›ca gelen sald›rgan›n kiflili¤inden kaynaklanan nedenlerdir. Bunlar paranoid, obsesif ve narsistik kiflilik bozuklu¤u olarak 3 ana bafll›k alt›nda de¤erlendirilebilir. “Paronoid kiflilik bozuklu¤u” olan sald›rgan›n her fleyi kontrol merak›, beklentilerinin yüksek olmas›, kuflkucu, önyarg›l›, sürekli gergin olmas› ve hatta kendini bile rahat b›rakmamas› söz konusudur. Paranoid kiflilik bozuklu¤unun nedeni sald›rgan›n çocuklu¤unda ezici bask› ortam›nda yetiflmesidir. “Obsesif kiflilik bozuklu¤u” olan sald›rganlar›n ortak özellikleri ise afl›r› düzenli, mükemmeliyetçi, ayr›nt›lara dikkat eden, afl›r› görev merkezli, afl›r› derecede fleref, namus ve do¤ruluk vurgusu yapan kifliler olmas›d›r. Mobbing’e temel oluflturan bir di¤er kiflilik bozuklu¤u da “narsistik kiflilik bozuklu¤u”dur. Bu kiflilerin ortak özellikleri aras›nda etnik, dinsel ve kiflilik alanlar›nda üstünlük inanc›, güçlünün yaflamas›, zay›f›n yok olmas›, kendilerini özel ve önemli görme, oldukça yüksek standartlar, doyumsuzluk, baflar›l› insanlara sald›r›, güç, flöhret, para ve güzelli¤e duyulan düflkünlük gösterilebilir. Hitler, Stalin, Firavunlar narsistik kiflilik bozuklu¤una sahip liderlerdir. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 27


******************

mobbing Türkiye’de “mobbing”ciler aras›nda en çok görülen narsistik kiflilik bozuklu¤udur.

Mobbing sadece sald›ran›n kiflili¤inden kaynaklanan sebeplerle olmaz; duygusal sald›r›ya u¤rayan kiflinin psikolojisinden kaynaklanan nedenlerden dolay› da gerçekleflebilir. Duygusal zekas› yüksek kifliler ve iyi bir kariyer beklentisi olan çal›flanlar, üstün bir kavray›fl ve empati yetisi, kendini gösterme istek ve merak›, fazla duygusall›k sebebiyle mobbinge u¤rayabilir. Ayr›ca, baflar›l› kiflilerin de mobbing kurban› olduklar› söylenebilir. ‹flini çok iyi, hatta mükemmel yapan, iliflkileri olumlu ve çevresindekilerce sevilen, çal›flma ilkeleri ve de¤erleri sa¤lam, bunlardan ödün vermeyen, dürüst ve güvenilir, kurulufla sad›k, ba¤›ms›z ve yarat›c›, zorban›n yeteneklerinden üstün olan çal›flanlar mobbing için hedef tahtas› konumundad›r.

Kurbanlar›n ortak özellikleri hassas, yard›mc›, çal›flkan, idealist, kendini sürekli gelifltiren, azimli, zeki, iflyerinin menfaatini ve ismini öne alan, kendi baflar›s›ndan söz etmeye gerek duymayan, bilgisini cömertçe paylaflan kifliler olmalar›d›r. Bu kifliler ayr›ca yüksek bir “onur” duygusu yaflayan, haks›zl›¤a dayanamayan, ama kendi haklar›n› ararken sessiz kalan, mükemmeliyetçi oldu¤u için, her konuda önce kendisini sorumlu tutan, suçland›¤› anda suçlu olmasa bile kolayca af dileyen, “Hay›r” demekte zorlanan, öfkesini ifade etmek yerine içine atan, yüksek stres alt›nda çal›flmay› sürdürebilen ve kendi de¤erini bilmeyen ya da sürekli daha iyi olmas› gerekti¤ini düflünen bireylerdir. Toplumlar›n kendilerine özgü sosyokültürel de¤erleri flirketlere de yans›maktad›r. Bir toplumdaki afl›r› rekabet vurgusu, aile ve insana 28 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

az de¤er verilmesi ve çal›flana duyulan sayg›n›n azl›¤›, mobbing için uygun bir zemin teflkil eder. Afl›r› bireyselleflme, yenilikçilik, verimlilik, rekabet, s›n›rs›z özgürlük gibi aslen bir de¤er olan faktörler k›flk›rt›ld›¤›nda mobbingi tetikleyebilmektedir. Mobbing’in Evreleri

SIFIR MOBB‹NG DURUMU • Normal ve anlafl›labilir çat›flma • Tart›flmalar, hafif suçlamalar • Üstün görünme çabas›

‹fiTEN AYRILMA AfiAMASI • Mobbingin son aflamas› • ‹flten kovulma, istifa, erken emeklilik • Tacizciye sald›rma • ‹kinci bir ifle cesaret edememe • ‹yi bir aileye ve çevreye ihtiyaç

kurumlar aç›s›ndan sonuçlar› aras›nda de¤erlendirilebilir. Araflt›rmalar, iki kifli aras›nda gerçekleflen mobbingin 6 ay içinde %50 ifl kayb› yaratt›¤›n› ortaya koymufltur.

Toplum Aç›s›ndan Kay›plar: Mobbing toplumda uzun süreli ve kal›c› hasarlar b›rakmaktad›r. Mobbingin toplum üzerinde yaratt›¤› etkilere; erken emeklilik, sigorta ve ilaç masraflar›n›n yükselmesi, iflsizlik, sigara tüketiminin artmas›, alkol ba¤›ml›l›¤›, intihar vakalar›ndaki art›fl, boflanmalar dolay›s› ile ailelerin parçalanmas› örnek olarak gösterilebilir.

N‹YETLENM‹fi ÇATIfiMA DURUMU

MOBB‹NG‹N BAfiLAMASI

• Kurban belirlenmifl ve bir yönelim olmufltur • Kurban› köreltmek ve y›ld›rmak amaçlan›r • Baflar› sonucu çat›flma bafllam›flt›r

• Afl›r› psikolojik rahats›zl›klar yok • Kurban flafl›rm›flt›r • Düzgün gitmeyen ifller kurbanla özdefllefltirilir • Kurban günah keçisi seçilir

Mobbing Süreci

‹LK PS‹KOSOMAT‹K RAHATSIZLIKLARIN GÖRÜLMES‹ • ‹fltahs›zl›k, uykusuzluk veya afl›r› ifltah • Güven duygusunun kaybolmas› • ‹fle ayaklar›n› sürüyerek gitme

KURBANIN PS‹KOLOJ‹K VE F‹Z‹KSEL SA⁄LI⁄ININ KÖTÜLEfiMES‹

YÖNET‹M‹N MOBB‹NG‹ GÖRMEZDEN GEL‹fi‹

• S›k s›k doktora gidilmektedir • ‹dare bilerek veya bilmeyerek duruma müdahale etmemektedir • Kurban herkesi ve herfleyi karfl›s›nda görmektedir • Olaylar›n kayna¤›n›n kendisi olabilece¤ini düflünmeye bafllar • Sürekli azarlanmakta ve horlanmaktad›r

• Mobbing iyice su yüzüne ç›km›flt›r • ‹nsan kaynaklar› ve yönetim, sorunu çözmemektedir • Performans de¤erlendirmeleri adil yap›lmamaktad›r • Doktor ve hastane viziteleri bafllar • Depresyon ve endifle durumu iyice artm›flt›r

Mobbingin Sonuçlar› Kurban Aç›s›ndan Sonuçlar: Mobbing, birey üzerinde psikolojik oldu¤u kadar, ekonomik, sosyal ve fiziksel etkiler de b›rak›r. Yüksek tedavi ve ilaç masraflar› ve cinsel bozukluklar oluflur. Kiflinin özgüveni sars›l›r ve adeta benli¤inin ölümüne flahit olunur. Arkadafl ve aile bireylerinin kaybedilmesi ve aile içi kavgalar da takip eden sonuçlar aras›nda yer almaktad›r. Kurum Aç›s›ndan Sonuçlar: ‹maj ve itibar kay›plar›, devams›zl›klar, gereksiz izinler, dedikodular, stres ve yüksek ifle girifl- ç›k›fl oranlar› mobbingin

Mobbing sürecinde kurumlara düflen sorumluluklar ve al›nabilecek önlemler nelerdir? Öncelikle kurumlar›n misyonu ve vizyonu net ve organizasyon genelinde benimsenmifl olmal›d›r. Çal›flanlar›n ifl tan›mlar›, görev ve sorumluluklar› net olmal›d›r. Çal›flanlar›n kuruma aidiyet duygusu olmas› için uygun flartlar ve ortam haz›rlanmal›d›r. Kurumun kararlar›n› etik prensipler içerisinde almas›, ifle yerlefltirmelerde kariyerle birlikte insani özellikler aranmas›, kat›l›ma ve fikirlere de¤er verilmesi de mobbinge zemin oluflturacak flartlar› ortadan kald›racak etmenlerdendir. Ayr›ca, yetki ve sorumluluklar› gelifltirici bir liderlik anlay›fl› ile yönetim tarz›n›n benimsenmesi, kurum içi bürokrasinin azalt›lmas›, yetki ve görev da¤›t›m› yap›lmas› ve aç›k kap› politikalar›, kurumda yönetiflim ilkelerinin sa¤lam olarak oturmas›n› sa¤layacak ve böylece mobbingin oluflmas›na engel olacakt›r.



Yaz›: Duygu KAMBUR Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BÜMED’DEN

Kitlelere bak›p dünyay› de¤ifltiremezsiniz... BUmanzara’n›n Kilyos Sar›tepe Kampüsü’nde düzenledi¤i söyleflilerin Mart ay›ndaki konu¤u Özgür Bolat ’02 ö¤renci, giriflimci, akademisyen, köfle yazar›, ifl adam› kimlikleriyle ilginç bir söylefli gerçeklefltirdi. Ö¤rencilik y›llar›ndan bafllayarak bugüne kadar hangi yollardan geçti¤ini ve gelece¤e dair planlar›n› genç Bo¤aziçililerle paylaflt›. Ço¤unlu¤u haz›rl›k ö¤rencisi olan kat›l›mc›lar›n Bolat’tan dinleyecekleri hat›r› say›l›r tecrübeler vard›...

30 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

B

Umanzara gönüllü grubu Kilyos Kampüs’te yaflayan ö¤rencilerimize farkl› ve gençler için faydal› bir seminer gecesi daha yaflatmay› baflard›. Özgür Bolat baz›lar›m›z›n takip etti¤i baz›lar›m›z›nsa -ben de dâhil olmak üzere- o akflam tan›flt›¤› bir Bo¤aziçili. Peki, kimilerine yabanc› olmayan Bolat nereden tan›d›k olabilir bizlere? ‹smi nereden çal›nm›fl olabilir kulaklar›m›za? Belki de yaklafl›k 1.5 y›ld›r hurriyet.com’da yazarl›k yapmas› olabilirdi onu bizlere aflina k›lan. Söylefliye geleceklerin dikkatini belki yazarl›¤› belki de BUmanzara’n›n haz›rlam›fl oldu¤u etkinli¤in duyuru afifllerinde yer alan Harvard diplomas› çekmiflti. Dikkatleri çeken her neyse salonu doldurmay› baflarm›flt› ve canl› bir kalabal›kla söylefli bafllad›. Söylefliye geçmeden önce tan›flt›¤›m Bolat, konuflmaya nas›l bafllayaca¤›, nelerden bahsedece¤i konusunda çekincelerini dile getiriyordu. Ancak söylefli öyle bir h›zla bafllad› ki az önceki çekincelerin bofla oldu¤unu anlad›k, çünkü BÜ ‹ngilizce Ö¤retmenli¤i’ni fakülte birincisi olarak bitiren, ard›ndan Harvard’da “Technology in Teaching” yüksek lisans›n› 4/4 ortalamayla tamamlayan, Cambridge’de liderlik alan›nda doktoras›na devam eden bir ifl adam›/akademisyen/ köfle yazar›n›n paylaflacak çok deneyimi vard›.

Bolat, Antalya’daki ilkokulundan bafllad› anlatmaya; maddi olarak yaflad›¤› zorluklardan, ta o günlerden fark etti¤i hayal etmenin gücünden ve her fleye ra¤men hayallerini nas›l gerçe¤e dönüfltürdü¤ünden. ‹lkokul ve lise döneminden sonra s›rada büyük bir baflar›yla girdi¤i Bo¤aziçi Üniversitesi vard›. BÜ’ye geldi¤inde gerçe¤e dönüflmüfl bu hayalin yeni, daha büyük hayallere gebe olaca¤›n› biliyormufl. Ders çal›flarak, ö¤renci temsilcili¤i yaparak, bir yandan da BÜ kulüpleri aras›nda gidip gelerek geçirdi¤i üniversite y›llar›nda karar vermifl Bolat, Harvard’da master yapmaya. Bu yüzden daha s›k› as›lm›fl derslerine. “Ben 2003 y›l›nda fiziksel olarak Harvard’a girdim, ama 2000 y›l›nda zaten oradayd›m.” cümlesinden, Bolat’›n hayat›nda hayal etmenin ne kadar önemli oldu¤unu anlamak pek de zor olmad›.


Harvard’a kabulünden sonra giriflti¤i burs bulma mücadelesi ise ayr› bir baflar› mevzusu. Giriflimci ruhu ve azmi onu TEV’in genel müdürlü¤üne kadar götürmüfl. Akademik baflar›s›n› ve idealist duruflunu öne sürerek onlardan destek istemifl ve sonras› malum, Harvard’›n kap›lar› TEV’in de deste¤iyle sonuna kadar aç›lm›fl Bolat’a. Harvard ise e¤itim/ö¤retim anlay›fl›nda bir devrime neden olmufl Bolat’›n. Kendisindeki bu de¤iflimi daha iyi anlatabilmek için flu soruyu yöneltti dinleyenlere: “Size flimdi bir yer tarif edece¤im ve tarif etti¤im bu yerin neresi oldu¤unu söyleminizi isteyece¤im. Bir bina düflünün duvarlarla çevrilmifl, kap›da bir güvenli¤in oldu¤u. Sizler s›ra s›ra oturdu¤unuz binan›n bir odas›ndas›n›z. Hepiniz ayn› üniformalar› giyiyorsunuz. Size binan›n avlusuna ne zaman ç›k›p ç›kamayaca¤›n›z› söyleyen bir otorite ve uyar›c› bir zil sistemi var. Befler dakikal›k aralarda avluda turlay›p yeniden içeri sokuluyorsunuz. Takip etmek zorunda oldu¤unuz bir dizi kural var ve bunlara uymad›¤›n›z takdirde cezaland›r›l›yorsunuz. Sizce buras› bir okul mu yoksa hapishane mi?” Sonra devam etti Bolat: “‹flte Harvard beni e¤itim politikalar›n› yeniden düflünmeye

zorlad› ve sistemi sorgular oldum. Örne¤in flimdiki akl›m olsayd› not için de¤il ö¤renmek için çal›fl›rd›m. Türkiye’deki d›fl motivasyonlarla ilerleyen akademik yaklafl›m› do¤ru bulmuyorum, çünkü bizi ö¤renmektense ezberlemeye itiyor. Dolay›s›yla zamanla çal›flma iste¤imiz azal›yor. Hâlbuki yeni fleyler ö¤renmeyle iliflkimiz tam tersi yönde ilerliyor. ‘Gap Theory’e göre bir fleyler ö¤rendikçe bizdeki bilgi boflluklar› dolmaya bafll›yor. Ancak her yeni bilgi baflka bir boflluk yaratt›¤›ndan o boflluklar› da doldurmak daha çok ö¤renmek istiyoruz; bu yüzden çal›flmam›z artan bir ivme kazan›yor. Baflka bir deyiflle bilgiyi ezberlemektense ö¤renmek kendi kendini besleyen bir süreç.” Söylefli, deneyim aktar›m›ndan sonra Kilyos’taki ö¤rencilerin sorular›yla daha hareketli hale gelmeye bafllad›. Herhangi bir konuda baflar›s›z olup olmad›¤›n› soran bir kat›l›mc›ya flu flekilde yan›t verdi Bolat: “Hedeflerim konusunda baflar›s›zl›¤a u¤rad›¤›m› söylemem, ancak bana kal›rsa baflar›s›zl›¤›n nas›l bir duygu oldu¤unu ö¤renmek gerek. Örne¤in ifl baflvuru mülakatlar›nda baflar›s›zl›kla nas›l mücadele edece¤iniz de önemseniyor, çünkü ifller kötüye gitmeye bafllad›¤›nda nas›l tepki verece¤iniz de oldukça önemli.”

Sonras›nda gönüllü olarak yürüttü¤ü e¤itim çal›flmalar›ndan bahsetti Bolat. Belki ben fazla duygusall›k yap›yorum ama tüm o akademik baflar›lardan sonra gönüllü yürüttü¤ü bu proje dinleyicileri en çok etkileyen k›s›m oldu. Bolat, liderlik yapt›¤› bu projede devlete ba¤l› belirli ilkö¤retim okullar›nda çal›flan ö¤retmenlerle periyodik olarak toplant›lar düzenliyor ve ö¤retmenlerin ö¤rencileriyle iletiflimlerini güçlendirmeyi hedefliyor. Küçük yafltaki ö¤rencilerin bir birey olarak dinlenmesini ve sosyal aç›dan desteklenmesini oldukça önemsedi¤inden böyle bir projeye liderlik yapmak istemifl. Tabii liderlik kelimesi geçer de bunun üzerine konuflulmaz m›? Bolat’a göre baflar›l› olmak isteyen bir lider üç alt›n kurala uymal›: De¤erleri ve yapt›¤› ifle inanc› olmal›, otoritesine de¤il inanc›ndan gelen gücüne güvenmeli son olarak ortak bir vizyon do¤rultusunda insanlar› etkilemeli. Otoriteyle etkileme yolunun liderlik de¤il diktatörlük oldu¤unu üzerine basarak vurgulayan Bolat’a salondan itirazlar çok gecikmeden geldi. Bir ö¤rencinin “Size göre Türkiye’de düflünmeye üflenen insanlar varken otorite olmaks›z›n onlar› harekete geçirmeye çal›flmak, bir fleylerin de¤iflece¤ini ummak gerçekten mümkün mü?” sorusuna Rahibe Terasa’dan bir al›nt› yaparak karfl›l›k verdi: “If you look at the mass you can not change anything, but if you look at the one person you can change everything.” ‹ki saati aflan söylefli, kalabal›k da¤›ld›ktan sonra Bolat’› çevreleyen ve sorular›na devam eden bir grup arkadafl bu ilginin kan›t›yd›. Tahmin edece¤iniz gibi BUmanzara gönüllü grubu yine güzel bir Kilyos Kampüs etkinli¤ine imza att›lar. BUmanzara üyesi olmak veya bilgi almak için:

www.bumanzara.org

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 31


BO⁄AZ‹Ç‹’N‹N HAFIZASI

Yaz›: Murat TAfiÇI ’07 - Tunçel GÜLSOY ’75 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

An interview to be read by every alumni

A professor of physics, writer of more than 40 books, a lover of ‹stanbul, a legend teacher, a distinguished person of all time... The interview with John Freely is a great journey in history and the intellectual thinking.

32 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

W

e are delighted to see you here. You wrote a new book called “A Bridge of Culture, Robert-College - Bo¤aziçi University: How an American College in Istanbul became a Turkish University”, which we take as a very valuable work because it sheds light on the history of our remarkable school. How did the idea of

such a book come to you? Well, I give the answer to that question at the very beginning of the book, where I tell of the circumstances that brought me and my family to Turkey. The story begins in the spring of 1960, when I was working as a research physicist at Princeton University on the Controlled Thermonuclear Fusion program. At the same time I was doing graduate work in


physics at night at New York University, where I received a PhD in June 1960. Just before I received my PhD I was walking across the campus at Princeton with my friend Ed Meservey when we stopped to admire a flowering cherry tree. When I said it was very beautiful, Ed remarked that it couldn’t compare with the flowering judas trees along the Bosphorus in Istanbul. Ed went on to say that he had taught physics at Robert College in the years 1947-1949, and he told me what an interesting school it was and how fascinating and beautiful Istanbul was. I told him that I was very interested, and so he introduced me to David Garwood, who that year was on leave from Robert College on a fellowship at Princeton. David put me in touch with the administration at Robert College, and after I received my PhD from New York University that June I was offered a job in the physics department at Robert College. Then in mid-September 1960 I left for Istanbul along with my wife Dolores and our three children, Maureen, Eileen and Brendan. I should say that another reason for my coming to Istanbul was the great interest that I had always had in Turkey. My greatgrandfather, Thomas Ashe, was a young Irish soldier who fought in the British Army in the Crimean War, during which he was wounded and then recuperated at Florence Nightingale’s hospital at the Selimiye Barracks in Üsküdar. While he was in Istanbul he bought a book called “A Pictorial Voyage Around the World”, which had several chapters about Turkey. I spent part of my childhood in Ireland, and this was one of the first books I ever read, and it made a great impression on me, particularly the chapters on Turkey, which added to my interest in coming to Robert College.

As soon as I arrived in Istanbul I began reading about the history of both the city and the College. I learned a great deal about the city from my colleague Hilary Sumner-Boyd, and in 1972 we collaborated on a book called “Strolling Through Istanbul”, which has just been published in an updated edition for the celebration of Istanbul being named cultural capital of Europe for the year 2010. Since then I have written more than forty other books, many of them about the history and architecture of Istanbul and the rest of Turkey.

My hope is that BU would gain as much autonomy and independence as possible, because a university is nothing without intellectual freedom.

I learned a great deal about the history of Robert College from some of my colleagues, particularly Herbert Lane, whose history of the college still awaits publication, and Keith Greenwood, whose doctoral dissertation on the founding years of RC has been published by our university press. I contemplated writing a history of the College, but then we left Istanbul in 1976, five years after Robert College became Bosphorus University, and so I put aside the idea for the time being. After leaving Istanbul our children went off to universities in the 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 33


Hamlin Hall, 1871.

Barton Hall, the main building at Üsküdar American College.

Robert College teachers with their children. At the back Kennedy Lodge, 1891.

34 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

U. S., and Dolores and I went in turn to Athens (1976-79), Boston (1979-87), London (1987-88), the Koç Ozel Lise in Kurtköy (198891), and Venice (1991-93). Toward the end of our stay in Venice I was invited to return to Bosphorus University by three of my former students: Faruk Birtek, Gülen Aktafl and Ayfle Soysal. So in September 1993 we returned to Istanbul and I rejoined the physics department, after an absence of 17 years, and I was delighted to find that many of my colleagues were my former students. After our return I began thinking again about writing a history of the school, and I began discussing the idea with Selçuk Altun, an alumnus of Bosphorus University who at the time was head of the Yap› Kredi Bank. Selçuk Bey provided the financial support for me to work in New York for six months so that I could go through the archives of Robert College, and I received permission to do so from the trustees of the College. The result was my two-volume “History of the American Colleges in Istanbul,” which was published by Yap› Kredi Press in 2000. Then last year our Rector, Kadri Özçald›ran, suggested that I do a revised and updated version, called “A Bridge of Culture, Robert College - Bo¤aziçi University: How an American College in Istanbul became a Turkish University”, which has just been published. As of 2010, what has remained the same from your perspective? Has Bo¤aziçi University remained the same as a cultural magnet for intellectual property? When I returned after an absence of seventeen years I saw profound apparent changes and at the same time essential qualities that seemed to have remained unchanged. First of all, BU is now a far larger institution in terms of students, faculty and academic programs.

When I was writing the first version of my history that came out in 2010, I checked with the registrar and found that the 10,000 students at our university came from 62 different countries, as well as from every province in Turkey. During its early years Robert College had only a few hundred students, but they were generally from many different ethnic, religious and religious groups from all over the Balkans and the Middle East. Thus Bosphorus University is continuing in the tradition of Robert College, in that it is a cultural beacon that attracts students and faculty from all over the world. At the first meeting of the United Nations in 1948 four countries were represented by Robert College graduates. Robert College produced two prime ministers of Bulgaria and two of Turkey, Bülent Ecevit and Tansu Çiller, the only woman ever to hold that post. The first women were admitted to Robert College just the year before I began teaching here, and before I left they made up almost half of the student body, as they do today at Bosphorus University, and as they do in the faculty, where in some departments women outnumber men. This is something in which our institution has been in the forefront in Turkey, which turns out far more women in the sciences and other fields than do western countries, with women also in the highest university administrative posts: department head, dean and rector, something which is not generally known abroad. The last chapter in my new history is called “The Cultural Heritage”. This is a bibliography of more than 750 books by some 200 authors who were teachers and/or students at Robert College Bosphorus University. The bibliography is necessarily incomplete because of the limited



John Freely, profesor of physics at Robert College, 1960.

time and facilities available to me, but it is an astonishing list in the number and variety of works produced by people at RC and BU. And this bibliography only includes books and not scholarly articles, which are being produced in far greater number at BU than they were at RC because we are far more interconnected with the wider world than we were in the past. Also the chapter does not talk about another aspect of the cultural heritage of our institution, its theater program, though in other chapters I have written about the famous actors, playwrights and directors who began their careers in the theater of RC-BU. (Carolos Koon, the founder of the modern Greek theater, was a product of the RC theater program.) Nor does it mention the music program, though in other chapters I have written about the College symphony orchestra, chamber music society, chorus, Gilbert and Sullivan musicals, and organ recitals. This tradition has been perpetuated at BU in the musical performances at Albert Long Hall, though the performers are mostly outsiders, whereas in the past they were from within the College community. 36 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Another way in which BU has perpetuated the traditions of RC is in its humanities program. During my early years at RC I took part in the Bilingual Bicultural Humanities Program, a two-year course required of every student in the school, with lectures alternately in English and Turkish, covering both Western and Eastern civilization. Everyone who was part of this program, students and faculty alike, agree that it was an extremely important part of their intellectual development, plus the fact that it brought those of us from different faculties together as one collegiate community. When I returned to BU in 1993 a number of my former students and colleagues - particularly Faruk Birtek, Gülen Aktafl, Oya Baflak, Cevza Sevgen and Alpar Sevgen - asked me to join them in an effort to revive this program. The first fruits of their efforts blossomed in the fall of 2009, with the beginning of a new humanities program, which, it is to be hoped, will in the near future be broadened in its scope. Because what has made our institution a cultural beacon is the humanistic quality that characterized the first European universities in the thirteenth century, attracting students and faculty from all over the world, which is much wider now than it was then. What is your idea for today? I see Bo¤aziçi as a global university, Turkish to the core, but by its excellence attracting students from the wider world as Oxford and Paris did in the thirteenth century when their students and faculty laid the foundations for the revival of learning in Europe, whereas in our case BU would be a bridge across the chasm that divides East and West. Our rector is now trying to create a research center that will make BU a focal point for studies by both Turkish and foreign scholars, a place that will take advantage of our unique

After a picnic at the Giant's Grave in 1883. Holding the staff is Caroline Borden, benefactress of ACG; next to her on the right is Henrietta Washburn, with George Washburn standing behind her.

Robert College, Class of 1900; President Washburn seated center.

Robert College Seniors, late 1880s.


geographical location and historical background. Our students should be made more aware of how special this place is, for this would broaden their own cultural horizons, as it has ours. What has the West imported from Turkey or Robert College? Less than three years from now we will be celebrating the onehundred and fiftieth anniversary of the founding of Robert College, the oldest American institution of higher learning outside of the U. S. During that time a succession of teachers have been coming out to Istanbul from the U. S. and other western countries, bringing back with them an unparalleled knowledge of Turkey, its history, people and way of life through the last sixty years of the Ottoman Empire and now the first eightyseven years of the Turkish Republic. If you look through the last chapter of my new history of RC-BU, “The Cultural Heritage”, you will see books on Turkish history, architecture, literature, theater, music, folklore as well as novels, short stories, and poetry on Turkish themes, all written by teachers at RC-BU. Others have come back to the U. S. after teaching at RC and gone on to careers in government, education, business or the arts, bringing with them a knowledge of Turkey that has led to a deeper understanding between the two countries and an appreciation of their cultures. Do you find any resemblance between alumni attitude of Robert College and Bo¤aziçi University? I am at somewhat of a disadvantage in answering this question, since I do not know the Bo¤aziçi University alumni nearly as well as those of the old Robert College, nearly all of whom were my students. I have a feeling that the new alumni are not as deeply attached to BU as the old ones were to RC, which is to be expected

because RC was small enough and so self-contained that it was a microcosmos, whereas now many students are working while they attend school and a large part of their life is outside our campus. But I find that the intellectual range of my students at BU today is in many cases broader than it was at RC, which is to be expected, since they come from a much wider variety of backgrounds, plus the fact that Turkey is now much more open to the world than it was in times past. What do you think about graduates of the past and present? The outstanding students whom I have taught in the past 17 years at BU are just as exceptional as those I taught in my first 16 years at RC-BU. What has especially impressed me about the exceptional students of both eras is their wide range of interests, which has often led them into careers that are very different from what they were prepared for academically. Arif Dirlik, our first physics major in the 1960’s, ended his career as a professor of Chinese history at Duke University. One of our great actors, the late Ali Taygun, studied physics with me.

I think that the Bo¤aziçi of the future should be a global university, the pride of the new Turkey in a new world that is not as divided as it is now. I remember meeting another of my former physics students, Atok Karaali, and asking him what he had been doing since I last saw him. “First Turk at the South Pole, sir!”, he said, and I have since learned that he was the first Turk at the North Pole too. One of my students in recent years is just about to get his PhD in archaeology at Bryn Mar, and another is due to get his doctorate at the University of Wyoming in the study of wolves. A year ago six students who had taken my course in the history of science asked me to give them a seminar course on the Seventeenth-Century Scientific Revolution. All of them were science, math and engineering majors, but they were also playing music, singing, drawing, painting writing, doing underwater archaeology, exploring caves, sky-diving, studying philosophy, and also having fun. And then there is Çetin Y›lmaz, a former student in my history of

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 37


science course at BU who received a PhD from the University of Michigan and is now in our mechanical engineering department. Çetin is a reincarnation of Leonardo da Vinci, and you will soon see his Foucault pendulum swinging in the library, and don’t be surprised when he whizzes past you on his unicycle. What do you think about Turkey is becoming now? When I first came to Turkey in 1960 Anatolia was as poor and backward as the Ireland of my youth, two countries hanging off the opposite ends of Europe, but now both are much more prosperous and far better educated. There is a dynamism in Turkey now that I have seen nowhere else in the world, and this has inevitably led to social and political tensions because old attitudes and ways of doing things no longer apply in a world that changes radically by the day. Europe and the West are now becoming aware that there is a new Turkey, but old prejudices and stereotypes die hard, even

38 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

when a Turkish novelist wins the Nobel prize in literature. There is no stopping Turkey now, and things here will never again be the same as they were in the past, for better or for worse, but I am optimistic about the future despite all the alarm bells that are ringing. Do you have any recommendations for Bo¤aziçi today? It would be presumptuous of me to make recommendations, given the little I know about the politics of education in Turkey, but my hope is that BU would gain as much autonomy and independence as possible, because a university is nothing without intellectual freedom. Another hope has been that the university will broaden its contacts with other universities and cultural institutions abroad, and I am gratified to see that this has been happening more and more. What do you think the vision of Bo¤aziçi should be in the future? As I said earlier, I think that the

Bo¤aziçi of the future should be a global university, the pride of the new Turkey in a new world that is not as divided as it is now. Do you have any criticism of your book? The main criticism I have of my book is that I did not devote enough space to Bo¤aziçi, which appears almost as an epilogue in the history of Robert College. I think that a new book should be written, a full-fledged history of Bo¤aziçi University, in which Robert College is the prologue. I don’t think that I’m the one to do this, but I know just the right person to write this new history. His name is Kutlu¤han Soyubol, who did an MA in our history department in 2007 and is now working toward a PhD at the City University of New York. I have put Kadri Bey in touch with him, and our hope is that Kutlu¤han will come back to Bo¤aziçi University and write its history with the fullness that it deserves as an institution unique in the world.



Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN PORTRELER

Üstün baflar›l› bir bilgisayar mühendisi ve bir çevre bilimci

Bu ayki “Üniversiteden Portreler” dizimizin baflar›l› ve genç akademisyenleri Bilgisayar Mühendisli¤i Bölümü’nden Prof. Dr. Cem Say ve Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ifl›l Balc›o¤lu. Akademisyenlerimizin baflar› öykülerini okurken günümüzde giderek daha da fazla önem kazanmaya bafllayan yapay zekâ konusundaki araflt›rmalardan içinde bulundu¤umuz çevrenin yaflamsal faaliyetlerimiz üzerindeki etkisi ve çevre kirli¤inin çeflitli boyutlar›na kadar pek çok konuda yeni bak›fl aç›lar› kazanacaks›n›z...

Prof. Dr. Cem Say E¤itimi: • Doktora - Bo¤aziçi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisli¤i Böl., 1992 • Lisans - Bo¤aziçi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisli¤i Böl., 1987 Prof. Dr. Cem Say neler yap›yor: Uzun y›llar Yapay Zekâ diye adland›r›lan araflt›rma alan›n›n alt dallar›ndan biri olan “nitel uslamlama” konusunda araflt›rma yapm›flt›r. Nitel uslamlama, hakk›nda tam bilgiye (örne¤in davran›fl›n› belirleyen bir diferansiyel denklem tak›m›na) sahip olmad›¤›m›z sistemler hakk›nda nas›l olabildi¤ince do¤ru yarg›lara varabilece¤imizi, bunu bilgisayarlar›m›za nas›l yapt›rabilece¤imizi ve eldeki bilginin eksikli¤iyle bizim onu temsil etmek için kulland›¤›m›z 40 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

gösterimin inceli¤indeki de¤iflikliklerin varaca¤›m›z sonuçlar›n do¤ruluk ve kullan›fll›l›¤›n› nas›l etkileyece¤ini incelemektedir. Bundan ayr› olarak Türkçe Do¤al Dil ‹flleme konusunda kimi öncü çal›flmalar yapm›flt›r; flimdilerde a¤ üzerinde örnekleri çok görülen Türkçe “sohbet” programlar›ndan ilkokul üçüncü s›n›f kitaplar›ndan al›nm›fl aritmetik problemlerini (“Bir fabrikada 217 iflçi vard›. 15 iflçi ç›kt›. 7 iflçi emekli oldu. Fabrikada kaç iflçi kal›r?”) do¤al dilde okuyan ve çözüp cevab›n› (“Fabrikada 195 iflçi kal›r.”) yine Türkçe olarak veren AL‹ (Aritmetikçi - Lisan ‹flleyici) program›na var›ncaya dek. Son y›llarda araflt›rma konusunu kuramsal bilgisayar bilimi, özelde de kuantum hesaplama olarak de¤ifltirmifltir, sonlu bellekli kuantum bilgisayarlar›n›n yetenekleri üzerinde doktora ö¤rencisi Abuzer Yakary›lmaz önemli teoremler kan›tl›yor, onlara elinden geldi¤ince katk›da bulunmaya çal›flmaktad›r. Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›: Nitel uslamlama ve Türkçe do¤al dil ifllemeye katk›lar› BÜVAK 2004 Araflt›rmada Üstün Baflar› Ödülü’ne lay›k görülmüfltür. Nitel uslamlama alan›nda kimi yüzeysel de¤iflkenlerinin zaman içindeki davran›fl› (say›sal detayda de¤il, “art›yor, azal›yor” gibi eksik flekilde) bilinen içyap›s› hakk›ndaysa hiç bilgi olmayan sistemlerin bu davran›fla uygun en tutarl›

matematiksel model iskeletlerini tahmin edebilen QSI ad›nda bir “nitel model tan›lama” algoritmas› gelifltirmifltir, en çok at›f alan çal›flmas› odur. Kendisine göre o konudaki en önemli çal›flmas› ise “nitel benzetim” denen ve y›llar boyunca gelifltirilmesine katk›da bulundu¤u denklem çözme yönteminin düfllenen “ideal” halinin, yani modeli ele al›nan sistemin hem tüm olas› davran›fllar›n› tahmin edebilecek, hem de bu tahmin listesine yanl›fll›kla bir tane bile modelle çeliflkili “sahte” davran›fl eklemeyecek bir sürümünün kesinlikle var olamayaca¤›n› kuramsal bilgisayar biliminin “indirgenebilirlik” tekniklerini kullanarak kan›tlamas›d›r. Do¤al dil alan›ndaysa yukar›da belirtilen AL‹ program›n›n gelifltirilmesi (bu bilgisayarl› dilbilimin birçok alt dal›nda çal›fl›l›p tüm bu katmanlar›n birbirleriyle birlefltirilmesini gerektiren bir ifl) dikkate de¤er çal›flmalar› aras›ndad›r. fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor: Abuzer Yakary›lmaz’la son derece k›s›tl› bellekle çal›flan kuantum bilgisayarlar›n›n klasik muadilleri olan olas›l›ksal bilgisayarlarla olan fark ve benzerliklerini araflt›r›yorlar. Abuzer bu çal›flmada son derece iyi bir noktaya gelmifl, flimdiden ders kitaplar›na girece¤i görülen kan›tlar yapm›fl ve bu Say’› çok sevindiriyor. Nitel uslamlaman›n güçsüzlü¤ünü kan›tlamak için kuramsal yöntemler kulland›¤›ndan beri kuramsal bilgisayar bilimi, hesaplanabilirlik ve karmafl›kl›k kuramlar› çok hofluna gidiyor. Bundan sonras› için flimdilik plan› bu konular› ö¤renmeye ve araflt›rmaya devam etmek. Say’›n gözünden Bo¤aziçi Üniversitesi: “Liseden mezun oldu¤umdan beri, askerlik hizmetimi saymazsak, buraday›m. ‹nsan›n evi onun için neler ifade ederse Bo¤aziçi de benim için onlar› ifade ediyor. Bir hoca olarak bakarsam Bo¤aziçi ö¤renci kalitesinin inan›lmaz derecede yüksek oldu¤u bir yer, bunu baflka yerleri de bilerek söylüyorum. Bir de flu ünlü ‘Bo¤aziçi kültürü’ var. Ö¤rencisi olarak da, çal›flan› olarak da, Bo¤aziçi'nin demokrat, özgürlükçü ve kendi fikrinden olmayana sayg›l› tavr›n› yaflad›m, bunun k›ymetini herkesin bilmesini dilerim. Hata ve eksikleri var m› derseniz var derim, ama demedi¤inize göre ben de demeyeyim.”


E¤itimi: • Doktora- Bo¤aziçi Üniversitesi, Çevre Bilimleri Enstitüsü, 1990 • Yüksek Lisans- ‹stanbul Üniversitesi, Kimya Mühendisli¤i Bölümü, 1985 • Lisans- ‹stanbul Üniversitesi, Kimya Mühendisli¤i Bölümü, 1982 Prof. Dr. Ifl›l Balc›o¤lu neler yap›yor: Çevredeki kirleticilerin saptanmas› ve ar›t›lmas›n›n yan› s›ra ekonomik de¤eri olan maddelerin at›k sudan geri kazan›m› konular›nda araflt›rmalar yap›yor. Endüstriyel üretim süreçlerinin kirlilik kaynaklar› içinde önemli bir yere sahip oldu¤unu ve bunlar›n sürdürülebilir çevre koflullar› önünde bir engel teflkil etti¤ini belirten Balc›o¤lu, at›k sulardaki mikrokirleticilerin gideriminde kimyasal süreçlerin kullan›m› konusunda çal›flmalar›n› uzun y›llard›r sürdürmekte. Yaflamsal faaliyetlerin oluflturdu¤u mikrokirleticilerin çevrede saptanmas› ile ilgili çal›flmalar son y›llarda odakland›¤› bir di¤er araflt›rma konusu. Balc›o¤lu 21. yüzy›lda gerek ulusal gerekse uluslararas› kontrol mekanizmalar›n›n mevcut olmas›na ra¤men çevre kirlili¤inin halen toplum sa¤l›¤›n› tehdit eden bir unsur olarak kalmas›nda kirlilik tespit çal›flmalar›n›n artan bir öneme sahip oldu¤unu belirtiyor. On y›l gibi k›sa bir süre öncesinde yeni bir kirletici grubu olarak ortaya ç›kan ilaçlar›n çevredeki miktarlar›n›n saptanmas›, bu kirleticilerin çevresel ak›betlerinin incelenmesi ve at›klardan giderimi konular›nda çal›flmalar›n› aktif olarak sürdürüyor. Ödüle lay›k görülen çal›flmalar›: ‹leri oksidasyon süreçleri ile kirleticilerin giderimi konusundaki araflt›rmalar› 2001 y›l›nda BÜVAK Araflt›rmada Üstün Baflar› Ödülü’ne lay›k görüldü. Günefl enerjisi veya görünür ›fl›k kayna¤› ile at›klardaki kirleticilerin giderilmelerine olanak veren fotokatalitik oksidasyonun

sudaki kirleticilere uygulanmas› doktora tezi konusuydu. Doktora sonras› Avusturya D›fliflleri Bakanl›¤› Araflt›rma Bursu ile bulundu¤u Viyana Üniversitesi’nde ozon, ultraviyole ›fl›nlar› ve gamma radyasyonu ile kirleticilerin sudan giderimi çal›flmalar›n› geniflletme olana¤›na sahip oldu. Fotokatalitik oksidasyonun yan› s›ra ozon, hidrojen peroksit ve ultraviyole ›fl›nlar› ile sentetik at›k sular›n yan› s›ra farkl› endüstriyel at›k sular›n ar›t›lma çal›flmalar›n›n gerçekleflmesini sa¤layacak alt yap›y› kurumsal ve TÜB‹TAK projeleri ile oluflturdu. Oksidasyon süreçlerinin verimlerinin de¤erlendirilmesinde, sürdürülebilir yaflamda çevresel koflullar›n sa¤lanmas›nda önemli olabilecek parametrelerin kullan›lmas› ile uygulamaya ›fl›k tutan yay›nlar oluflturdu. fiu an bunlar üzerinde çal›fl›yor: 2001’den sonraki y›llarda araflt›rmalar›n›n önemli bir k›sm›n› insan ve hayvan sa¤l›¤›nda tedavi edici olarak kullan›lan antibiyotikler ile ilgili çal›flmalar oluflturuyor. Ayr›ca, endüstriyel üretim süreçlerindeki at›klardan geri kazan›m›n›n at›k azalt›lmas›nda önemini göz önüne alarak yüksek bas›nçta uygulanan ay›rma teknikleri -membranlarkonusunda araflt›rmalar yapmakta. Bu kapsamda metal endüstrisi at›k sular›nda bulunan ve tehlikeli at›k kapsam›nda de¤erlendirilen kesme ya¤lar›ndan enerji üretimine olanak veren geri kazan›m›n› ve peynir üretiminde oluflan peynir alt› at›k suyundan protein geri kazan›m›n› sa¤layan çal›flmalar› yak›n y›llarda gerçeklefltirdi. Çevrede bulunan antibiyotiklerin mikrokirletici olarak s›n›fland›r›lma nedenini ve toplum sa¤l›¤›n› tehdit etme riskini bu maddelerin oldukça düflük miktarlar›n mikroorganizmalarda direnç geliflimine sebep olmas› ve bunun neticesinde mevcut antibiyotik türlerinin veya dozlar›n›n

Prof. Dr. Ifl›l Balc›o¤lu enfeksiyonlar›n tedavisinde yetersiz kalmalar› ile aç›klayan Balc›o¤lu, antibiyotiklerin çevresel ak›betlerinin saptanmas› ile ilgili ulusal ve uluslararas› iflbirlikleri çerçevesinde oluflturulan proje çal›flmalar›n› yönetti. Türkiye’de hayvan yetifltiricili¤inden kaynaklanan antibiyotik kirlili¤inin boyutunun belirlenmesi amac›yla, hayvan gübresinde ve bu gübrelerin kullan›ld›¤› zirai toprak örneklerinde analizler gerçeklefltirdi. Antibiyotiklerin çeflitli çevresel matrislerde analizini sa¤layacak analiz yöntemlerinin gelifltirilmesi ve bu analizlerin güvenilirli¤ini etkileyecek matris karakteristiklerinin belirlenmesi ilgili araflt›rmalar› devam etmekte. ‹laç endüstrisi at›k sular›nda ve hayvan yetifltiricili¤inden kaynaklanan at›k suda ve gübrede antibiyotiklerin ar›t›lmalar›n› çeflitli yöntemlerle sa¤layacak çal›flmalar› ise uzun y›llardan beri sürmekte. Canl› organizmas›ndan d›flk› ile at›lan antibiyotiklerin özellikle düflük miktarlar›n›n çevrede bulunmas› ile ortaya ç›kan ve bir baflka kirletici grubu olan antibiyotik direncine sahip bakterilerin saptanmalar› ve giderilmeleri konusunda çal›flmalar› da aktif olarak devam etmekte. Balc›o¤lu bugüne kadar yapt›¤› araflt›rmalar›n›n önemli bir bölümünü yüksek lisans tez dan›flman› oldu¤u ö¤rencilerinin çal›flmalar›ndan oluflturdu¤unu belirtti.

Balc›o¤lu’nun gözünden Bo¤aziçi Üniversitesi: “Bo¤aziçi Üniversitesi’ni sayg›n ortam› ile ö¤rencilerin ö¤renme ve araflt›rma yeteneklerini en verimli flekilde kullanmalar›nda katalizör görevi yapan bir üniversite olarak görüyorum. Araflt›rmalarda ö¤rencilerin katk›s›n›n oldukça fazla oldu¤u lisansüstü e¤itimde bu durum özellikle önem kazan›yor. Çok seslili¤e önem veren yönetim anlay›fl›n›n süreklili¤ini bu camiada görev alman›n bir di¤er önemli avantaj› olarak düflünüyorum.”

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 41


BÜMED’DEN

Yaz›: Burcu ÜNLÜTABAK - Duygu KAMBUR - Ceren ÇALIfiKAN Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

BU 409

Otomotiv Sektörü Telekomünikasyon Sektörü Bankac›l›k ve Finans Sektörü ‹laç Sektörü H›zl› Tüketim Sektörü

SEM‹NERLER‹

Bu sene 22-26 Mart tarihleri aras›nda düzenlenen “BU 409: Introduction to Bussiness Life” seminerlerinin bafll›ca konular› Otomotiv, Telekomünikasyon, Bankac›l›k, ‹laç ve H›zl› Tüketim idi. Sektörün önde gelen firmalar›ndan BÜ’lü üst düzey yöneticiler bilgi birikimlerini ve deneyimlerini BÜ’lü ö¤rencilerle paylaflt›.

42 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

B

ÜMED Kariyer Merkezi’nin her y›l düzenledi¤i “BU 409: Introduction to Bussiness Life” seminerlerinin amac› öncelikli olarak 3. ve 4. s›n›f ö¤rencilerine ifl hayat›na dair birinci a¤›zlardan bilgi ve deneyim aktar›m› sa¤lamak. Bu y›l da seminerlere sektörün önde gelen firmalar›ndan BÜ’lü üst düzey yöneticiler kat›ld›. Her gün farkl› bir sektörün konu edildi¤i seminerlerde, ilk bir saat bilgi ve deneyim aktar›m› yap›ld›. Sonraki bir saatlik dilimde de ö¤rencilerden gelen sorular yan›tland›. Sektörde baflar›l› olmufl BÜ’lü mezunlarla birebir tan›flma f›rsat› bulan ö¤rencilere, en az 3 gün boyunca seminerleri takip etmifl olmalar› kayd›yla bir de kat›l›m sertifikas› verildi.


23 Mart Sal› günü “Telekomünikasyon” sektöründen kat›l›mc›lar bilgi ve deneyimlerini BÜ ö¤rencileriyle paylaflt›lar. Kat›l›mc›lar Tekofaks Mobile Genel Müdür Yard›mc›s› ‹smail Hakk› Durmufl ’00 ve Ericsson Türkiye Genel Müdür Yard›mc›s› Özgür Tohumcu ’94 idi. ‹lk olarak Durmufl telekomünikasyon sektöründeki ifl alanlar›, sektörün özellikleri, flirket profilleri ve iyi bir kariyer için sahip olunmas› gereken niteliklerden bahsetti. Telekomünikasyon sektörünün çok h›zl› ilerledi¤inin özellikle alt›n› çizen Durmufl, bu sektörde çal›flmak isteyenlerin yeniliklere çok çabuk ayak uydurabilmeleri gerekti¤ini söyledi. Sektör çal›flanlar›n› servis sa¤layanlar, donan›m sa¤layanlar ve altyap› sa¤layanlar olarak üç ana kategoride toplayan Durmufl, Tekofaks’›n donan›m sa¤layanlar kategorisinde faaliyet gösterdi¤ini ve ürün al›p satan imtiyazl› hak sahibi olan bir flirket oldu¤unu belirtti. Durmufl ürünlerin eskiden bayiler üzerinden sat›ld›¤›n›, günümüzde ise art›k organize perakende olarak adland›r›labilecek ma¤azalar›n aç›ld›¤›n›, flartlar›n al›c›

taraf›ndan belirlendi¤i bir mecran›n olufltu¤unu ve bu yüzden de kilit müflteri yönetiminin çok önemli hale geldi¤ini söyledi. Kilit müflteri yönetimi d›fl›nda ürün yönetimi, kurumsal iletiflim ve ifl gelifltirme bölümlerin bu sektördeki flirketler için gerçekten önemli oldu¤unu vurgulad›. Daha sonra sözü Ericsson Türkiye’den Özgür Tohumcu devrald›. O da iletiflimin çok önemli bir ihtiyaç oldu¤unu vurgulad› ve flirketlerinin alt yap› sa¤lay›c›lar kategorisinde yer ald›¤›n› söyledi. Ericsson’un 130 senedir 140 ülkede var oldu¤unu ve müflterilerinin

operatörler oldu¤unu belirtti. Türkiye’de flu an 4 operatör oldu¤unu ve bunlardan hiçbirini kaybetme lükslerinin olmad›¤›n› söyledi. Ericsson’un dünyadaki beflinci en büyük software üreticisi oldu¤unu ve flu an 500 çal›flan› oldu¤unu söyledi. Krizin flirketlerini etkilemedi¤ini, hatta krizde daha da büyüdüklerini belirtti. Bu sektörde baflar›l› olmak için de¤iflimlere çok h›zl› bir biçimde ayak uydurmalar› gerekti¤ini vurgulad›. Darwin’in de söyledi¤i gibi, “En güçlü olan de¤il; de¤iflime en iyi ayak uyduran hayatta kalacak” dedi.

‹pek Puntar

Betül Çorbac›o¤lu

Özgür Tohumcu

‹smail Hakk› Durmufl

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 43

1.Gün • Otomotiv

%75’inin kullan›mda oldu¤unu söyledi. Yan sanayi ile birlikte 1,2 milyon insan›n otomotiv sektöründe çal›flt›¤›n› ve Türkiye’nin Avrupa’n›n 5. büyük üreticisi oldu¤unu ekledi. ‹lk 4’e giren ülkeler tahmin edilece¤i gibi Fransa, Almanya, ‹spanya ve ‹ngiltere idi. Bu ülkelerin hemen ard›ndan gelmek de Türkiye’de otomotiv sektörünün gücünü kan›tlayabilecek nitelikteydi. Renault Trucks Türkiye’den ‹pek Puntar konuflmas›nda Türkiye’de 2008 y›l›nda üretime bafllad›klar›n›, öncesinde yedek parça ithal ettikleri söyledi. Puntar “Üretime bafllad›¤›m›z tarih krizin bafllang›c›yla çak›flm›fl olsa da zamanla üretim ve sat›fl grafi¤imiz artacakt›r. Böyle

Cem Ulu¤tekin

2.Gün • Telekomünikasyon

22 Mart Pazartesi günü BU 409: Introduction to Business Life seminerleri “Otomotiv” sektöründen kat›lan konuflmac›lar ile bafllad›. Kat›l›mc›lar Mercedes-Benz Türk A.fi.’den Mali ‹fller Müdürü Betül Çorbac›o¤lu ’98, Renault Trucks Türkiye’den Mali ve ‹dari ‹fller Direktörü ‹pek Puntar ’94 ve Borusan Otosan Müdürlü¤ü’nden BMW-MINI Sat›fl Müdürü Cem Ulu¤tekin ’02 idi. Seminer Çorbac›o¤lu’nun Mercedes-Benz’i tan›tan reklam filmini ö¤rencilere sunmas›yla bafllad›. Ard›ndan Türkiye otomotiv sektörüne dair bilgiler vermeye bafllad›. 2008 verilerine göre Türkiye piyasas›nda 1,5 milyon arac›n oldu¤unu ve bunlar›n

bir dönemde Türkiye’de üretici firma olman›n hakl› gururunu yafl›yoruz.” dedi. Ard›ndan ekonomik kriz ile tafl›mac›l›k sektörü aras›nda ne denli hassas bir iliflki oldu¤unu dile getirdi. Puntar’›n konuflmas›na flirketin ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Süleyman Saikali de dâhil oldu. Genel olarak, flirketlerinin ‹nsan Kaynaklar› politikas›ndan bahseden Saikali çal›flanlarda arad›klar› nitelikleri s›ralad›. Son olarak sözü devralan BMW-MINI Sat›fl Müdürü Ulu¤tekin G‹WA Holding’in %50 payla ortaklar› oldu¤unu ve Türkiye’de üretim de¤il sat›fl yapt›klar›n› belirterek konuflmas›na bafllad›. Dolay›s›yla bayii a¤lar›n›n çok önemli oldu¤unu söyledi. Yaln›zca otomobil de¤il keyif ürettiklerini söyleyen Ulu¤tekin, otomotiv sektöründe çal›flman›n e¤lenceli bir deneyim oldu¤unu söyleyerek konuflmas›n› tamamlad›. Seminere ayr›ca Borusan Holding’in sürpriz çekilifli heyecan katt›. Seminere kat›lan ö¤renciler aras›nda yap›lan çekiliflte, bir ö¤renciye 2 gün boyunca kullanmas› için MINI Cooper hediye edildi. Ayr›ca ö¤renciler için staj baflvuru formu getiren Renault Trucks, baflvurular› titizlikle inceleyeceklerini dile getirdi.


3.Gün • Bankac›l›k ve Finans

24 Mart Çarflamba günü seminerler “Bankac›l›k ve Finans” sektörünün tan›t›m›yla devam etti. ‹MKB’den Nuri Ayd›n ’94, SPK’dan Hasan Seyman ’04 ve BDDK’dan Musa Gökçe ’04 sektör hakk›ndaki deneyimlerini BÜ ö¤rencileri ile paylaflt›lar. ‹lk olarak Nuri Ayd›n finans, para ve sermaye piyasalar› hakk›nda k›saca bilgi verdi. Sermaye piyasas›n›n di¤er piyasalara göre daha genifl ve geliflime aç›k oldu¤unu söyleyen Ayd›n, Türkiye’de sermaye piyasas›n›n küçük oldu¤una ve bunun kesinlikle bir dezavantaj oldu¤una dikkat çekti. Sermaye piyasalar›n›n Türkiye’de 20-25 y›ll›k bir geçmifli oldu¤unu, bankalarda yaklafl›k bir milyon kiflinin hesab›nda hisse senedi oldu¤unu, bunlar›n portföy de¤erinin 130 milyar TL’ye ulaflt›¤›n› ve bu sektörde kamu hariç 10.000 kiflinin çal›flt›¤›n› söyledi. Ayd›n, 2010 y›l› itibar›yla ‹MKB’de 250 uzman personelin çal›flt›¤›n› ve uzman al›mlar› için her y›l iki defa s›nav aç›ld›¤›n› ifade etti. Ard›ndan SPK’dan Hasan Seyman sözü devrald› ve Vedat Akgiray’›n (’80) SPK baflkan› olarak

4.Gün • ‹laç

25 Mart Perflembe gününün seminer konusu ise “‹laç” sektörü idi. Seminerlere üç firmadan üç tane BÜ’lü yönetici kat›ld›. Pfizer’den Müflfik Karado¤an ’96, Eczac›bafl› Baxter’den Pazarlama ve Sat›fl Direktörü Tuba Tangülü ’97 ve Abdi ‹brahim’den ‹flletme Birimi Direktörü Ayflegül Tozkoparan ’96 konuflmac› olarak seminere kat›ld›. Seminerde üç BÜ’lü yöneticinin de özellikle vurgulad›¤› nokta dünyadaki de¤iflime paralel olarak ilaç sektöründe meydana gelen de¤iflimin önemiydi. ‹lham verici sunumlar›yla konuflmaya bafllayan Tuba Tangülü önce Eczac›bafl› Baxter’i, ard›ndan sektörü ve flirket olarak mezunlardan beklentilerini dile getirdi. Ekonomik krizin sektörü nas›l etkiledi¤ine de¤inen Tangülü “Asl›nda ilaç sektörü krizden çok etkilenmeyecekti ama devlet politikalar› piyasada ciddi bir daralmaya neden oldu” dedi. Sunumlar›nda müflterilerin firmalardan art›k daha güçlü hale geldi¤ini vurgulayan Tangülü; Y Generation’a müflteri odakl›, de¤iflime aç›k ve ö¤renmeye hevesli olmalar› konular›nda tavsiyelerde bulundu. Ard›ndan sözü olan Karado¤an, AR-GE üzerine 100 milyar dolar civar› yap›lan yat›r›mla ilaç sektörünün dünyada önde oldu¤unu 44 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Hasan Seyman

Nuri Ayd›n

Musa Gökçe

atanmas›n›n Bo¤aziçililerin bu kuruma elinin de¤mesinin bir göstergesi oldu¤unu söyledi. SPK’n›n temel amac›n›n halk›n iktisadi kalk›nmaya etkin ve yayg›n bir flekilde kat›lmas›n› sa¤lamak oldu¤unu belirten Seyman, piyasay› sürekli olarak denetim ve gözetim alt›nda tuttuklar›n› ekledi. SPK’da kariyer için ise yine yaz›l› ve sözlü iki s›nav oldu¤unu, iktisat, hukuk, maliye, muhasebe, matematik, istatistik ve yabanc› dil konular›n› kapsayan s›navlar›n ard›ndan da yetifltirme döneminin bafllad›¤›n› belirtti. Son olarak, BDDK’dan Musa Gökçe görevlerinin mali

sistemde istikrar› sa¤lamak, mevduatlar› korumak, kredi sisteminin etkin çal›flmas›n› sa¤lamak ve sorunlu aktiflerin oluflmas›n› engellemek oldu¤unu söyledi. Sektördeki geliflmeler ve faaliyetler ile ilgili olarak kamuoyunu sürekli bilgilendirdiklerini, çok genifl bir kütüphaneleri oldu¤unu ve kaynak sa¤lad›klar›n› belirten Gökçe, flu an 504 kifliden oluflan personellerinin oldu¤unu ve bunun 343’ünün meslek personeli oldu¤unu belirtti. Kurumun çal›flma imkanlar› çok iyi oldu¤u gibi çal›flanlar›na yurt içinde ve yurt d›fl›nda pek çok e¤itim f›rsat› sunuyor.

söyledi ve devam etti: “Asl›na bakarsan›z ilaç, g›da, ulafl›m gibi temel ihtiyaca yönelik hizmet veren sektörler kriz döneminde çok küçülmez. Son kriz döneminde TL baz›nda %20 büyüdük, ama en büyük al›c› devlet oldu¤undan ve devlet %5.2 küçülme yaflay›p ödemelerini yapamad›¤›ndan biz de krizden olumsuz etkilendik”. Daha sonra Phizer'in sektörde bir okul gibi alg›land›¤›ndan çünkü çal›flanlar›n›n e¤itimlerini çok önemseyip bu alana yat›r›m yapmaktan çekinmediklerini dile getirdi. Ayr›ca Türkiye’den sonra yurtd›fl› müdürlüklerini hedefleyen Bo¤aziçililere seslenen Karado¤an “Pfizer Türkiye, dünya çap›ndaki müdürlüklere en çok yönetici gönderen ülkelerden biri. Bu

bak›mdan Pfizer Türkiye sizin için iyi bir ad›m olacakt›r. Sizler zaten Bo¤aziçili olman›n önceli¤ini yaflayacaks›n›z, ama yine de kendinizi durmaks›z›n gelifltirmeye çal›fl›n.” dedi. Son olarak Abdi ‹brahim’den Ayflegül Tozkoparan, Abdi ‹brahim’in etkileyici bir reklam filmini kat›l›mc›larla paylaflt›. Ard›ndan 100. y›l›n› tamamlamak üzere olan Abdi ‹brahim ile ilgili k›sa bilgiler verdi. Tangülü’nün ilham verici, Karado¤an’›n bilgilendirici sunumlar›ndan sonra çok fazla bir fley eklemeyece¤ini, gelen sorulara cevap vererek BÜ’lü ö¤rencilere yard›mc› olmak istedi¤ini dile getiren Tozkoparan; BÜ’lü ö¤rencileri Abdi ‹brahim gibi kaliteli bir çal›flma ortam›na beklediklerini söyleyerek sorulara geçti.

Müflfik Karado¤an

Tuba Tangülü

Ayflegül Tozkoparan



5.Gün • H›zl› Tüketim

Murat Eser

Aysel Gökçen Ayd›nl›

BU 409 SEM‹NERLER‹

26 Mart Cuma - Bu seneki “Bu 409 Introduction to Business Life” seminerleri Cuma günü yap›lan “H›zl› Tüketim” sektörü ile tamamland›. Sektörün öncü firmalar›nda görev alan BÜ’lü mezunlar sektörün durumunu ve deneyimlerini BÜ’lü ö¤rencilerle paylaflt›. Philip Morris ‹stanbul Asya Sat›fl Müdürü Aysel Gökçen Ayd›nl› ’01, Kraft Foods Pazarlama Müdürü Mehmet Deniz Gülo¤lu ’01 ve sektörün öncü firmalar›ndan Ulusal Yerinde Tüketim Müflteriler Yöneticisi olarak Murat Eser

46 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Mehmet Deniz Gülo¤lu

’06 kat›ld›. ‹lk olarak Deniz Gülo¤lu kendi kariyeriyle ilgili bilgi verdik ve sektörün genel durumunu aç›klad›. Ö¤rencilere ifl hayat›nda baflar›l› olabilmek için ne gibi özelliklere sahip olmalar› gerekti¤ini anlatt›. Gülo¤lu ard›ndan yeni birleflme süreci yaflayan flirketlerin bu süreçten nas›l etkilendiklerini ve bu sürecin nas›l yönetildi¤ini ö¤rencilerle paylaflt›. H›zl› Tüketim sektörünün krizden nas›l etkilendi¤inden de bahsettikten sonra, di¤er sektörlere nazaran bu sektörün krizi arz talep nedeniyle daha

rahat atlatt›¤›n› söyledi ve ö¤rencilere bu sektörde çal›flmalar›n› tavsiye etti. Daha sonra sözü Aysel Gökçen Ayd›nl› ald›. Ayd›nl›, ö¤rencilere mülakat teknikleri hakk›nda bilgi verdi. Çok rekabetçi bir ortam›n oldu¤undan bahseden Ayd›nl›, mezunlar›n fark yarat›p di¤er adaylar aras›ndan s›yr›lmas› gerekti¤ini söyledi. Yeni mezunlardan flirketlerin ifl hayat›yla ilgili herhangi bir birikim beklemedi¤ini sadece ifle al›nacak kifliden beklenenin geliflime aç›k ve sorumluluk sahibi olmas› oldu¤unu iletti. Ö¤rencilere kendilerini hem dil hem de insan iliflkileri aç›s›ndan ellerinden geldi¤i kadar gelifltirmelerini tavsiye etti. Son olarak Murat Eser konuflmas›nda kendi izlemifl oldu¤u kariyer yollar›n› anlatt›. Eser, stajlar›n insan›n kendisini tan›mas›nda önemli bir yere sahip oldu¤unu vurgulad›. Al›nan e¤itimin, yap›lan staj›n ve insan iliflkilerinin önemi üzerinde de duran Eser ifle bafllan›lan ilk firman›n da daha sonra izlenecek kariyer yolunda önemli bir yeri oldu¤unu vurgulad›. Eser fark yaratman›n önemli oldu¤unu da ayr›ca belirtti.



BO⁄AZ‹Ç‹L‹LER

Yaz›: Bar›fl MÜSTECAPLIO⁄LU ’99 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

HALKLA ‹L‹fiK‹LERDEN EDEB‹YATA ‹NSAN KAYNAKLARINDAN DANIfiMANLI⁄A

‹ki Bo¤aziçili kardeflin renkli yollar› Çiler ‹lhan ’94 Ç›ra¤an Palace Kempinski’nin Halkla ‹liflkiler Müdürü. Ayn› zamanda yay›nlanm›fl iki öykü kitab› olan ve çeflitli öykü seçkilerinde övgüler alan öykülerin sahibi bir yazar. Aylin Altuntafl ’93 y›llarca uluslararas› flirketlerde üst düzey yöneticilik yapt›ktan sonra, birikimlerini daha genifl kitlelerle paylaflmak için kendi dan›flmanl›k flirketini kurmufl bir mezunumuz. Hayallerinin peflinden giden iki genç ve baflar›l› Bo¤aziçili kardefl ile hem yapt›klar›n› ve yapacaklar›n› hem de Bo¤aziçili olmay› konufltuk.

Ö

nce Çiler Han›m’la bafllayal›m. Bize biraz yazarl›k kariyerinizden, bugüne kadar hangi türlerde yazd›¤›n›zdan bahseder misiniz? Çiler ‹lhan: Yazmaya ilkokul üçüncü s›n›fta fliirle bafllad›m, o günden bu yana yaz›yorum... Her zaman en büyük dile¤im iyi bir yazar olmak oldu. Ama Türkiye’deki koflullarda sadece yazarl›k yaparak geçinmek pek mümkün de¤il, bu yüzden ifl hayat›n› ve yazarl›¤› pek çok yazar gibi, senin de yapt›¤›n gibi birlikte yürütüyorum. fiu anda da müthifl zevk ald›¤›m ve farkl› alanlardaki yeteneklerimi kullanabildi¤im bir iflim var, Ç›ra¤an Saray›’nda üçüncü y›l›ma girdim. Yazarl›¤a dönersek, 1992’de Varl›k dergisinde ald›¤›m Dikkate De¤er Öykü Ödülü benim için çok önemlidir. O gün yazar olabilece¤imi, bu ifli kotarabilece¤imi

48 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


hissettim. Edebiyat dergilerinde öykülerim bas›l›yor olsa da ilk kitab›m Rüya Tacirleri Odas›’n›n ç›kmas› 2006’y› buldu. Bu arada Ajans Medya’da editörlük yap›yordum, Radikal Cumartesi’ye ‹stanbul’daki kültür-sanat etkinlikleriyle ilgili yaz›lar yaz›yordum. 1002. Gece Masallar›, Time Out ‹stanbul Öyküleri ve Bozcaada Öyküleri seçkilerine kat›ld›m. Time Out ‹stanbul’daki “Zobar ile Bafla” öyküsü yeni kitab›mda da farkl› flekilde yer ald›. Röportaj ve haberler için ilginç insanlarla tan›fl›yordunuz mutlaka, bunlar da yazarl›¤›n›z› beslemifl olabilir mi? Ç.‹.: Dergilere müthifl bir bilgi ak›fl› var, o aç›dan çok besleniyordum ama dergicilik dili ile edebiyat dili çok farkl›, her ikisinin sa¤l›¤› için de bu ay›r›m› iyi yapabilmek gerekiyor. Asl›nda Bo¤aziçi’nin ve derginin yazarl›k hayat›mda çok önemli bir rolü var; 2001’de Bo¤aziçi’nde yaz›lar›m› okuyan ve be¤enen Ajans Medya yetkilileri bana bünyelerinde yazmay› teklif etti. Sonra da ad›m ad›m editörlü¤e geçtim. BÜMED gönüllü dergi deneyimim ise dolu dolu dört y›la yak›n sürdü. ‹lk kitab›n›z daha çok fantastik öyküler içeriyordu, iflledi¤iniz temalar hayat›n içinden temalar olsa da bu konular› fantastik bir ortamda iflliyordunuz. Sürgün derdini daha çok gerçek olaylar üzerinden anlat›yor, bu fark›n nedenini ö¤renebilir miyiz? Ç.‹.: “Rüya Tacirleri Odas›” baz› öykülerinde “fantastik” izle¤in yan› s›ra Latin Amerika edebiyat›na yak›n “büyülü gerçekçilik” ve yer yer “bilimkurgu” izleri tafl›yordu. O dönem içimden gelen tür oydu, “Sürgün” daha sert bir kitap, söylemek istedi¤ini daha do¤rudan söylüyor. Ben illa fantastik yaz›yorum, flunu

yaz›yorum diye düflünmüyorum, her kitap kendi dilini dikte ediyor. “Sürgün” zaten sert bir kitap oldu¤u ve çok ciddi bir kurgusal yap›s› oldu¤u için dille süslemeye çok aç›k de¤ildi. Öykülerin birço¤u gazete haberlerinden esinlenilmifl öyküler. Yine de bu kitapta da büyülü gerçekçili¤e yak›n birkaç öykü var. Fantastik ve bilimkurgu zannediyorum benim beslendi¤im ana damarlardan biri. Bilimin günümüzün hayat›na nas›l ve ne kadar etki etti¤i üzerinde çok kafa yoruyorum. Özellikle bat› t›bb›n›n hayat›m›za etkileri konusunda çok flüphe duyan biri olarak, bu konuya yeni öykülerimde de de¤inmeye devam ederim diye düflünüyorum.

Çiler ‹lhan: Bilimin günümüzün hayat›na nas›l ve ne kadar etki etti¤i üzerinde çok kafa yoruyorum. Özellikle bat› t›bb›n›n hayat›m›za etkileri konusunda çok flüphe duyan biri olarak, bu konuya yeni öykülerimde de de¤inmeye devam ederim diye düflünüyorum.

Sürgün’ün ana meselesi nedir? Ç.‹.: Sürgün’ün ana meselesi, sürgün kelimesinin farkl› boyutlardaki anlam›. Milan Kundera, Naz›m Hikmet gibi sadece yurdundan uzaklaflt›r›lm›fl insanlar sürgün de¤il, kendimizi ifade etmemize, kendimizi “oldurmam›za” izin verilmedi¤imiz her durumda sürülmüfl oluyoruz, bu ruhsal olabilir, bedensel olabilir. Örne¤in kitapta ailesi ressam olmas›na izin vermedi¤i için küsüp y›llarca susan birinin hikayesi var; onun gibi, kendini gerçeklefltirememifl biri de asl›nda kendi do¤as›ndan sürülmüfltür. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 49


Öykülerin önemli bir bölümü gazete haberlerinden esinlenme, bunun bir hikayesi var m›? Ç.‹.: Gazete kupürleri toplamaya, beni çok etkileyen bir kupürü kesmekle bafllad›m. En bafl›nda onunla ne yapaca¤›m› bilmiyordum ama kesmeye devam ettikçe bu metinlerden bir edebiyat yap›t› ç›karaca¤›m› hissettim. Biz gazetelerin so¤uk dili yüzünden bu tür haberleri okuya okuya kan›ks›yoruz, ama dedi¤im gibi, beni çok etkileyenleri de oldu. Bir noktadan sonra suçlu kim ma¤dur kim kar›fl›yor, her suçlu asl›nda ma¤dur, her ma¤dur da potansiyel bir suçlu... Bu, yazar olarak benim yarg›da bulunabilece¤im bir fley de¤il.

Karakterlerimin hepsine ayn› mesafede durmaya çal›flt›m. Gazete haberlerinde en uzak görece¤im bir suçluyu da anlamaya çal›flt›m.

Yapt›¤›m›z iflin en iyisini yapma arzumuza, olumlu yönlerimizi modelleyerek, birbirimizden güç alma duygumuzun çok iyi geldi¤ini düflünüyorum.

Öyküler genelde bir iki sayfal›k öyküler ve hepsi birinci tekil flahs›n a¤z›ndan anlat›l›yor. Bu flekilde bir anlat›mdan beklentiniz neydi? Ç.‹.: O biraz benim de düflündü¤üm bir mesele oldu, yani hangi dilden yazay›m... Kendim o kahramanlar› anlamaya çal›flt›kça, bunu en iyi birinci tekil flah›stan anlatabilece¤imi düflündüm. San›r›m en uzunu 5 sayfal›k bir öykü o da tek kalemde yazd›¤›m, üzerinde çok az oynama yapt›¤›m bir öykü. Hakikaten öyküler nas›l ç›kmak istiyorlarsa öyle ç›kt›lar, uzunluklar›na kendileri karar verdiler.

Bo¤aziçi, geride kalan hayat›m› düflündü¤üm zaman iyi ki yapt›m dedi¤im en önemli dönüm noktalar›ndan biri. Okulun ö¤rencilere kay›t gününden itibaren verdi¤i seçme özgürlü¤ü, ifl hayat›nda Bo¤aziçili olman›n verdi¤i gurur ve güven, bunlar baflka bir üniversitede bu derecede olur muydu bilemiyorum do¤rusu. Belki bir gün ben de, y›llar önce ‹nsan Kaynaklar› Yönetimi sertifikas› ald›¤›m Bo¤aziçi Ünivesitesi Yaflam Boyu E¤itim Merkezi’nde dan›flman olarak ders veririm, neden olmas›n?

‹ki Bo¤aziçili kardefl olarak birbirinizin hayatlar›nda bir etkiniz oldu¤unu düflünüyor musunuz? Bo¤aziçi hayat›n›zda nas›l bir yer tutuyor? Bu soruyu ikinize de soruyorum. Ç.‹.: Ablamla olan iliflkimin sadece yazarl›¤›ma de¤il hayat›ma direkt bir etkisi oldu. Biz birlikte büyüdük, o hep abla, hep daha çok bilen oldu benim gözümde. fiu an bile bir fley yapacaksam ablama bir dan›fl›r›m. Yazmak da hayat›m›n önemli bir parças› oldu¤u için mutlaka etkisi olmufltur. Aylin Altuntafl: Hemcinslerin birbiriyle rekabete girmesi çok do¤al, tümüyle insani bir duygu. Ben kofltu¤um zaman bir bakt›m hayatta Çiler de koflmufl bana yetiflmek için, ben rehavete girdi¤imde bir bakm›fl›m Çiler beni geçmifl, o koflup beni geçti¤inde de ben yeniden koflmaya bafllam›fl›m. Bu birlikte olma iste¤iyle de ilgili olsa gerek. Birbirimizi tamamlama ve geçme hevesi hep olmufltur ama bu yafllarda art›k birbirimizi destekleme yönünde etkili oluyor. 50 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Ç.‹.: Artun Ünsal’dan “Politika ve fiiir” diye bir ders alm›flt›m, beni büyülemiflti. ‹letiflim alan›nda çal›flabilece¤imi de Nermin Abadan Unat’tan ald›¤›m ve çok etkilendi¤im iletiflim dersinde düflünmüfltüm. Bo¤aziçi benim hayat›mda çok önemli izler b›rakt›. Özel hayat›mda önemli bir yer tutan yogay› da burada tan›d›m; o dönem Türkiye’de konuflulmuyordu, Bo¤aziçi o alanda bile öncüydü! Ve bahsetti¤im gibi, Bo¤aziçi dergisi de yazarl›k kariyerimde çok önemli bir dönüm noktas›d›r benim için. Aylin Han›m, ikiniz de hayallerinizin peflinden gitmifl olsan›z da, sizin kariyeriniz kardeflinizden oldukça farkl› bir yolda ilerlemifl. Biraz da sizi dinleyelim. A.A.: Mütercim tercümanl›¤a girdi¤im zaman asl›nda sosyal bir bölümde okumak istedi¤imi fark ettim. O dönem ‹nsan Kaynaklar› pek moda de¤ildi ama Halkla ‹liflkiler çok popülerdi. Önce bu alanda ilerlemeyi düflündüm ama anlad›m ki müflteriyle iliflkili bir bölüm de bana uygun de¤il çünkü her zaman politik olam›yor, bazen



düflündü¤ümü fazla direkt söyleyebiliyorum. Pamukkale’de 5 y›ld›zl› bir otelde ‹nsan Kaynaklar› Müdürü’nün personelle iletiflimini, özgüvenini, do¤all›¤›n› görünce bir modelleme ile iflte benim olmak istedi¤im kifli demifltim, bu da beni ‹nsan Kaynaklar›’na yönlendirdi. Y›llar önce Conrad ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Sibel Han›m’la yapt›¤›m ifl görüflmesinde bana “‹nsan Kaynaklar›’nda teorik k›s›m da önemli, mutlaka kendini bir e¤itimle desteklemelisin” dedi. Bo¤aziçi’nde bu alanda e¤itim görme iste¤im buradan kaynakland›. Daha sonra uluslararas› flirketlerdeki deneyimim s›ras›nda sendikal iliflkiler, ifle al›m, endüstriyel psikoloji, çal›flan iliflkileri alanlar› derken bu iflteki derinli¤i fark ettim. Bo¤aziçili mükemmeliyetçili¤i ile her alanda uzmanlaflmaya çal›fl›rken, ö¤rendiklerimi baflkalar›yla paylaflman›n beni gelifltirdi¤ini hissettim. Kifli ö¤rendi¤ini aktaramad›¤› sürece o bilgi kendisinde birikime dönüflmüyor. Y›llar sonra da Conrad’›n ‹nsan Kaynaklar› Direktörü olmam hayat›mdaki ilginç tesadüflerden biridir... Hayat›n›z› baflka yollardan kazan›yorken, kariyerinizde iyi bir noktadayken kendi iflinizi kurma maceras›na at›lmay› neden istediniz? A.A.: Dan›flmanl›k alan›na girmemi klasik motivasyon teorisiyle aç›kl›yorum. ‹fl hayat›nda kendi alan›mda gelebilece¤im en üst noktaya gelmifltim. Bir profesyonel ‹K yöneticisi olarak baflarmak istedi¤im her fleyi yapt›¤›m› hissediyordum, ya seneler boyunca yapt›¤›m iflleri tekrar ederek emeklili¤i bekleyecektim, ya da daha fazla insana ve flirkete birikimlerimi aktararak yapt›¤›m iflten daha fazla keyif alacakt›m, ben ikinci yolu tercih ettim.

52 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

“A.A.Executive Consulting” olarak di¤er dan›flmanl›k flirketlerinden fark›n›z ne olacak? A.A.: ‹nsan Kaynaklar› kendi içinde çok de¤ifliyor. Y›llar içerisinde ‹nsan Kaynaklar›’n›n de¤eri gittikçe art›yor çünkü çal›flanlar mutlu olmad›kça müflterinin de mutlu olmad›¤› art›k say›s›z araflt›rmalarla anlafl›ld›. Sat›fl, karl›l›k grafikleri çal›flan memnuniyetiyle do¤ru orant›l› ilerliyor. Bu yüzden flirket sahipleri ve yöneticileri de bu konuya daha fazla önem vermeye bafllad›. ‹nsan Kaynaklar› Yöneticisi flirketle ilgili hedeflerde ortak olursa, o hedeflere ulaflmak kolaylafl›yor. Bu nedenle bir süredir Yönetim Kurullar›’nda ya da Genel Müdür Yard›mc›s› seviyesinde temsil edilmeye baflland›. Dünyada ‹nsan Kaynaklar› alan›nda “De¤iflim Yönetimi” diye yeni bir kavram var. Zira ifl piyasas›nda art›k flirket birleflmeleri, büyümeleri denen bir kavram gittikçe gelifliyor. Dünyada birleflmifl flirketlerin hedeflerine ulaflmalar›nda yüzde elliye varan baflar›s›zl›k oran› var. Bu baflar›s›zl›¤›n önemli sebeplerin bafl›nda yanl›fl ‹nsan Kaynaklar› politikalar› ve uygulamalar›ndan kaynakland›¤› anlafl›ld›. Burada sorumlu olarak sadece ‹nsan Kaynaklar› profesyonellerini kastetmiyorum, tüm yöneticiler asl›nda birer ‹nsan Kaynaklar› Yöneticisi olabilmeli. Bu sebeple de birleflme, büyüme süreçlerinin baflar›s› için ‹nsan Kaynaklar› stratejilerinin do¤ru kurgulanmas› çok önemli. Amerika’da çal›flanlar›n bu dönemde yaflad›¤› zorluklar travmatik boyutlara yükselebiliyor ve ad›na da “birleflme sendromu” deniyor. Bir bünyenin hastalanmas› nas›l mevsimlerin geçifl dönemleri olan bahar dönemlerinde fazlalafl›yorsa, flirketler de bu tür geçifl dönemlerinde güçsüz düflüyorlar, hastalanabiliyor.

Aylin Altuntafl: Bo¤aziçili mükemmeliyetçili¤i ile her alanda uzmanlaflmaya çal›fl›rken, ö¤rendiklerimi baflkalar›yla paylaflman›n beni gelifltirdi¤ini hissettim. Kifli ö¤rendi¤ini aktaramad›¤› sürece o bilgi kendisinde birikime dönüflmüyor.

A.A. Dan›flmanl›k fiirketi olarak biz bu konuyu bir farkl› servis olarak sunuyoruz. Profesyonel olarak yöneticilik yapt›¤›m tüm uluslararas› flirketlerde bu tür birleflme, büyüme süreçleri defalarca yaflad›k ve ‹K Yöneticisi olarak çal›flanlar›n tepkilerini yönetmek durumunda kald›m. fiimdi birikimlerim ve tecrübelerimi dan›flmanl›k baca¤›nda di¤er flirketlerle paylafl›yorum.





Yaz›: Murat TAfiÇI ’07 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

S‹V‹L TOPLUM

BRM tecrübeli mezunlarla gençleri buluflturuyor

BRM- Bo¤aziçi Robert Mezunlar› Sanayici, ‹fl Adamlar› ve Yöneticiler Derne¤i, ifl dünyas›nda önemli görevler üstlenen Bo¤aziçi ve Robert mezunlar›n›n birbirleri ile iletiflimlerini daha da güçlendirmek ve ortak bir çat› alt›nda toplamak amac›yla 2003 y›l›nda kurulmufl olan bir sivil toplum kurulufludur. BRM’yi daha yak›ndan tan›mak için 2008 y›l›nda yönetimi devralan BRM Yönetim Kurulu Baflkan› U¤ural Gafuro¤lu ’76 ile bir söylefli gerçeklefltirdik.

56 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

D

ernek olarak, etkinliklerinize temel oluflturan vizyonunuz nedir? Do¤ada tüm kaynaklar›n bir s›n›r› var ve ülkelerin zenginli¤i kaynaklar›yla ölçülüyor. Ancak küreselleflen ekonominin sa¤lad›¤› genifl imkânlarla birlikte “bilgi” s›n›rs›z bir kaynak olarak ortaya ç›kt›. Edinilen bilginin saklanmas› ve harmanlan›p do¤ru bir flekilde do¤ru kullanacak kiflilere ulaflt›r›lmas›, yarat›lan de¤eri ciddi anlamda art›r›yor. Bu düflünceler ›fl›¤›nda yapt›¤›m›z uzun tart›flmalar›n sonucunda, çal›flmalar›m›z›n merkezine en önemli ekonomik kaynak olan “bilgi”nin paylafl›m›n› oturtmakta fikir birli¤ine vard›k.

Derne¤in misyonu nedir? Türkiye’de birçok dernek, özellikle birçok ifl adam› derne¤i var. Her dernek özünde bir sosyal sorumluluk amac› tafl›r. ‹fl dünyas›na yönelik derneklerde ise buna bir de networking amac› eklenir. BRM için de ayn› fley söz konusu. Ancak bizler bu ülkenin en iyi donan›ma sahip beyinleri olarak fark›m›z› ortaya koymal›y›z diye çok temel bir motivasyonumuz var. Bizler tecrübeli abiler ve ablalar olarak ifl dünyas›ndaki deneyimlerimizi genç kardefllerimiz ile paylaflmak istiyoruz. Onlar›n ulaflmakta zorland›klar› isimleri düzenledi¤imiz toplant›larda samimi bir ortamda karfl›lar›na ç›kar›yoruz.


Erener ’91, Türkiye’deki çok önemli ekonomistlerden Selim Somça¤ ’89, Okyanusu 312 gün kürekle tek bafl›na geçerek dünya rekoru k›ran, kurdu¤u vak›f ve ‘kasla git’ projesi ile izlemeye devam etti¤imiz Erden Eruç ’83, Mey ‹çki’nin CEO’su Galip Yorganc›o¤lu ’86, SPK Baflkan› Vedat Akgiray ’80, Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane ’90 gibi müthifl isimler vard›. Yak›n zamanda Cem Boyner ’78, Jan Nahum, Enis Berbero¤lu ’80 gibi çok önemli baflka isimleri de konuk etmeyi hedefliyoruz.

Bugüne kadar ne tür etkinlikler yapt›n›z? Vizyonumuzdan hareketle Bo¤aziçi - Robert mezunlar› olarak ifl dünyas›nda farkl› sektörlerde çok de¤erli deneyimleri olan mezunlar›m›z›n birikimlerini birbirleri ile paylaflman›n çok önemli bir gereklilik oldu¤una inand›k. Hele bizlerden çok daha donan›ml› zihinlerle gelen yeni nesile bunlar› aktarman›n müthifl bir enerji transferi yarataca¤›n› düflündük. Medyadan takip ettikleri ulafl›lamaz kiflileri, onlara gerçek, ulafl›labilir, hatta geçilebilir bir “rol model” olarak sunulmas›n›n çok da keyifli olaca¤›n› hissettik. Böylece, “Brmiz Anlat›yor” etkinliklerini düzenlemeye bafllad›k. Her ay çok önemli bir konu¤umuz gelip ifl dünyas›ndaki müthifl deneyimlerini aile s›cakl›¤›nda tüm samimiyeti ile anlat›yor, sorulara cevaplar veriyor. Kifliler bu arada tan›fl›p birbirleri ile ifl konufluyorlar. Bugüne kadar kimler “Brmiz Anlat›yor”da konuflmac› oldular? Konuklar›m›z aras›nda bankac›l›k sektörünün duayeni Burhan Karaçam ’72, öncü flirket Turkcell’in eski CEO’su ve flimdi enerji sektöründe yine öncü projelere imza atan Muzaffer Akp›nar ’85, ‘reklam›n alt›n çocu¤u’ diye an›lan Serdar

“Brmiz Anlat›yor”daki hedef kitleniz kimlerdi? Bu kitleye yeterli ölçüde ulaflabildi¤inizi düflünüyor musunuz? Bu konuda olumlu dönüfller al›yor musunuz? Hedef kitlemiz sadece gençler de¤il, daha önce de bahsetti¤im gibi tecrübeli ve deneyimli bizler, aram›zdaki ifl iliflkilerini gelifltirmek için de bir araday›z. Bunu da tabii ki ald›¤›m›z olumlu dönüfllerden anl›yoruz. Ancak herkese ulaflabildi¤imizi düflünmüyorum. Bo¤aziçi Dergimiz arac›l›¤› ile daha genifl çevrelere ulaflabilece¤imizi de biliyorum. BRM’nin BÜMED ile iliflkilerinden bahsedebilir misiniz? Dernek üyelerimiz öncelikle BÜMED üyesidir ve BÜMED ile çak›flan çal›flmalar›m›z yoktur. BÜMED salonlar›nda yapt›¤›m›z ayl›k toplant›lar›m›z ile de BÜMED’e bir destek sa¤lamaktay›z. Bunlar›n tümü bizim birlikte hareket etti¤imizi göstermektedir. Bu iliflkimiz artarak devam edecektir.

Medyadan takip ettikleri ulafl›lamaz kiflileri, onlara gerçek, ulafl›labilir, hatta geçilebilir bir “rol model” olarak sunulmas›n›n çok da keyifli olaca¤›n› hissettik. Böylece, “Brmiz Anlat›yor” etkinliklerini düzenlemeye bafllad›k.

destek alabilecekleri noktalar› saptamalar› ve ilgili projeye katk›s› olanlar›n kendi içlerinde toplanarak projelerini gerçeklefltirmeleridir. Bunun sonucunda tabii ki ilgilenenlerin birçok kazan›mlar› oluyor. Derne¤imiz bünyesinde bu gruplar›m›z›n ve kat›l›mc›lar›n›n say›s›n› art›rmak istiyoruz ancak ana prensipleri sa¤lam belirleyebilmek amac›yla ilk çal›flmalar› daha dar kapsaml› bir grup ile yürütmekteyiz. Bu çal›flmalar›m›z› duyurular ile daha genifl kitlelere ulaflt›rma hedefimiz de mevcut. Etkinlik planlar›m›z aras›nda, AB fonlar› ile ilgili baz› projelerimiz üzerinde çal›flmalar yapmak da bulunuyor ancak bu konuda yolun daha çok bafl›nda oldu¤umuzu söyleyebiliriz. Üniversite ile iliflkilerimizde de h›zl› bir ilerleme kaydettik. Say›n Rektörümüz Prof. Dr. Kadri Özçald›ran’a da iletti¤imiz üyelerimizin sektörel da¤›l›m› çal›flmas› sonucunda baz› hocalar›m›z ders konular› ile ilgili olarak bizimle temasa geçmeye bafllad›lar.

Gelecekte BRM olarak etkinlik planlar›n›z aras›nda neler var? Yak›n bir gemiflte “Lead” toplant›lar›m›z küçük bir grupla birlikte bafllad›. Lead toplant›lar›n›n amac›, kendi konular›nda ellerinde de¤iflik projeleri olan arkadafllar›m›z›n bir araya gelerek 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 57


Yaz›: Duygu KAMBUR Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

ÜN‹VERS‹TEDEN

“Biz festivaldeyiz, sen neredesin?” ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› (‹KSV) ‹stanbul Film Festivali Yönetmeni Azize Tan ’95, Mithat Alam Film Merkezi’nde festival öncesi BÜ’lü ö¤rencilerle bulufltu. Festival filmlerine dair önerilerde bulunan Tan’la, konuk yönetmenlerden festivalin yan etkinliklerine, Beyo¤lu sinemalar›n›n son durumuna kadar dolu dolu bir söylefli geçirdik. Sinemaseverler için y›l›n en heyecanl› günleri bafllarken bu yaz›n›n iyi bir k›lavuz olaca¤›na inan›yoruz.

B

u y›l 29.su düzenlenecek olan ‹stanbul Film Festivali 3-18 Nisan tarihleri aras›nda gerçeklefltirilecek. Yaz›y› okur okumaz kollar›n›z› s›vaman›z ve festival için yollara düflmeniz Nisan ay›n› güzel ve verimli geçirmenin bir yolu olabilir. Görülmesi gereken ve festival d›fl›nda bulamayaca¤›n›z filmler var. Festivaller güzeldir, film festivali en güzelidir. “Peki ben 240’a yak›n film aras›ndan bu kadar k›s›tl› zamanda en iyilerini nas›l seçerim” diyorsan›z, san›r›m en iyisi Azize Tan’a kulak vermek. Tan, festival kitap盤›n› eline ald› ve filmlerin ço¤unu de¤erlendirmeye çal›flt›. Festivali takip edemeseniz bile afla¤›daki önerilere mutlaka kulak verin derim. ‹flte söyleflinin tüm sinemaseverleri yak›ndan ilgilendiren detaylar›... Tan, bu seneki program›n neden bu kadar yo¤un oldu¤unu aç›klayarak söylefliye bafllad›: “Son dönemlerde Türkiye film sektöründeki üretkenli¤in artmas› program›m›z› geniflletmemize neden oldu. Baz› Türk filmleri salon s›k›nt›s› yaflay›p vizyona giremedi¤inden onlara flans vermeye çal›flt›k. Özellikle belgesel gösterimleri çok önemli. Ayr›ca Reha Erdem’in Kosmos’u ile Tayfun Pirselimo¤lu’nun Pus’u kaç›r›lmamas› gereken filmlerden.” Ard›ndan “Alt›n Lale Uluslararas› Yar›flma”, “Alt›n Lale Ulusal Yar›flma” “Sinemada ‹nsan Haklar› Yar›flmas›”, dallar›nda yar›flacak filmlere geçti. Ne

58 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

söyleflide ne de söylefliden sonra yapt›¤›m›z k›sa görüflmede Azize Tan’dan ödül alacak filmlere dair tahminlerini almak mümkün oldu. Yine de “Alt›n Lale Uluslararas› Yar›flma”ya dair bir iki film ö¤renebilmeyi baflard›m: “Bu sene Alt›n Lale için yar›flacak filmler sanat ve sanatç›lar ya da edebiyat uyarlamalar› üzerine. Birbirinden güzel 11 film var ve seçim yapmak çok zor. Jürinin nas›l bir de¤erlendirme sistemi oluflturaca¤› da çok önemli. Klaus Maria Brandauer’in baflkanl›k etti¤i jüride, Lars Von Trier’le çal›flan ve 15 Nisan’da fiiflhane’deki binam›zda sinema dersi verecek olan kurgu ustas› Anders Refn, ‘4 Ay 3 Hafta 2 Gün’ filminden tan›d›¤›m›z oyuncu Anamaria Marinca, Yasmina Zbanic, Tom Luddy gibi de¤erli isimler varken

Kosmos

Ben Gördüm


Befl fiehir

Son dönemlerde Türkiye film sektöründe üretkenli¤in artmas› program›m›z› geniflletmemize neden oldu. Baz› Türk filmleri salon s›k›nt›s› yaflay›p vizyona giremedi¤inden onlara flans vermeye çal›flt›k. nas›l bir tercih yaparlar bilemiyorum. Ama benim favorilerim aras›nda flu an 21 yafl›nda olan Kanadal› yönetmen Xavier Dolan’›n 19 yafl›ndayken çekti¤i filmi I Killed My Mother (Annemi Öldürdüm), Jacek Borcuch’un All That I Want (Sevdi¤im Her fiey) ve Javier Fuentes-Leon’un Undertow (Ak›nt›ya Karfl›) filmleri var. The Last Station (Aflk›n Son Mevsimi) Tolstoy’un hayat›n›n son y›llar›n› anlatan ve oyuncular›n›n çok iyi oldu¤u güzel bir film. Geçti¤imiz y›llarda Alt›n Lale alan Tsai Ming-Liang’›n Face (Surat) filmi, ‹srail yap›m› Phobidilia (Fobidilya), ünlü Frans›z çizer Joann Sfar’› ilk kez yönetmen koltu¤unda gördü¤ümüz ve Frans›z müzisyen, oyuncu Serge GainsBourg’un hareketli hayat›n› ele alan Gainsbourg

Azize Tan

(Gainsbourg) ve Sam Tailor Wood’un yönetmenli¤ini yapt›¤› Nowhere Boy filmleri de bir o kadar iddial›. Yar›flma d›fl› Mao’s Last Dancer (Mao’nun Son Dansç›s›) da ilgi çekebilecek nitelikte.” Jüri baflkanl›¤›n› yönetmen Yeflim Ustao¤lu’nun yapt›¤› “Alt›n Lale Ulusal Yar›flma” dal›ndaki güçlü adaylar hakk›nda hayatta a¤z›ndan laf alamayaca¤›m›z› söyleyen Tan, bu kategoriden mutlaka izlenilmesi gerekenlere dair önerilerde bulundu: “Min Dit - Ben Gördüm (The Children Of Diyarbakir) ve Onur Ünlü’nün Befl fiehir (Five Cities) filmlerine gitmeye çal›fl›n.”

“Sinemada ‹nsan Haklar› Yar›flmas›” kategorisine dair birkaç be¤enisini de paylaflt›: “Buradaki jüri baflkan›m›z da yönetmen Marco Bechis. Yine takdir onlar›n, ama bana kal›rsa Yabanc› Dilde En ‹yi Film kategorisinde Oscar aday› olan Ajami, Daniel Monzon’un Celda 211 (Hücre 211) ve bence festivalin en iyilerinden, Ruanda Katliam›’n› konu edinen The Day God Walked Away (Tanr›n›n Gitti¤i Gün) güçlü adaylar. ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda iflgal alt›ndaki Fransa’da geçen ve Çingene bir ailenin rotas›n› konu edinen Freedom (Özgürlük) ve Haiti’den gelen Moloch Tropical (Tropikal Tanr›) da ilgi çekmesi gereken filmlerden.”

Selvi Boylum Al Yazmal›m

“Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden” de gösterilecek film ise ço¤umuzun belki de en iyi Türk filmi seçebilece¤i At›f Y›lmaz’›n unutulmaz filmi Selvi Boylum Al Yazmal›m. “Akbank Galalar›”nda ses getirecek birbirinden güzel filmler var, tabii Azize Tan’›n da buraya dair önerileri...: “Life During Wartime (Savafl S›ras›nda Yaflam) bence festivalin favori filmi, çok etkileyici bir film. Ayr›ca yönetmeni Todd Solondz da 15 Nisan’da yine fiiflhane’deki yerimizde sinema dersi vermek için ‹stanbul’da olacak. San Sebastian Film Festivali’nin aç›l›fl filmi Chloe (Büyük Hata), dünyaca ünlü moda tasar›mc›s› Tom Ford’un yönetmenli¤ini yapt›¤› A Single Man (Tek Bafl›na Bir Adam), ilgiyle takip etti¤imiz yönetmen Jim Jarmusch’un The Limits of Control (Kontrol Limitleri) ve Berlin Film Festivali’nin favorilerinden olan When We Leave (Ayr›l›k) listeye al›nmas› gereken filmlerden.” “Dünya Festivallerinden” bafll›¤› alt›nda ise ço¤u ödüllü olan ve seçim yapmay› zorlayacak filmler var. Tan’›n tavsiylerine kulak vermeye devam edecek olursak bizimle flunlar› paylaflt›: “ ‘Khadak’ filminin yönetmenin bir di¤er filmi olan Alt›plano (Plato)’ya mutlaka gitmeye çal›fl›n. Galas›n› 2009’da Cannes’da yapan ve oldukça ilginç bir film olan The Army of Crime (Suç Ordusu), ‘politically incorrect’ bulunan ve birçok elefltiriye maruz kalan ama bir yandan da 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 59


Ç›k›fllar Hediyelik Eflya Dükkân›ndan

Tahran

Doronship 77

Plato Ayr›l›k

‘NTV Belgesel Kufla¤›’nda size önerebilece¤im bir sürü belgesel var, ayr›m yapmak benim aç›mdan çok zor. Ama fliddetle tavsiye etti¤im sokak sanatç›s› Banksy’nin yönetmenli¤ini yapt›¤› Exit Through the Gift Shop (Ç›k›fllar Hediyelik Eflya Dükkân›ndan) adl› belgesel.

gösterilmesi gereken bir film oldu¤una inand›¤›m Skirt Day (Etek Günü), yönetmen Maoz’un Lübnan Savafl› s›ras›nda askerlik yaparken birebir yaflad›¤› gerçek olaylara dayanan oldukça çarp›c› filmi Lebanon (Lübnan) ve birçok dalda ödül alm›fl Medal of Honour (fieref Madalyas›) bu bölümde izleyiciyi tatmin edece¤ini düflündü¤üm baflar›l› filmlerden. Bu bölümün di¤er filmleri de oldukça iddial›, onlar› da gözden ç›karmay›n derim.” Ard›ndan “Genç Ustalar” kategorisine geçen Tan burada da “mutlaka izlenmeli” adl› bir alt bafll›k açt›: “Doronship 77 benim festivalde belki de en flirin buldu¤um film. Tehroun

(Tehrun) ise insan›n içini parçalayacak bir film. ‹nan›lmas› zor olaylara tan›k olacaks›n›z bu filmi izlerken. Romanya sinemas›n›n yükselen isimlerinden Florin fierban’›n yönetmenli¤ini yapt›¤› If I Want to Whistle, I Whistle (Isl›k Çalmak ‹stersem Çalar›m) filmi ve baflrol oyuncusunun müthifl performans› görülmeye de¤er. Five Hours From Paris (Paris’e Befl Saat) ise listenizi yaparken gözden kaçabilecek ama kesinlikle listede yer almas› gereken bir film. Huacho (Öksüz), Nothing Personel (Üstüne Al›nma) ve On The Path (Yolda) filmleri de dikkate de¤er.” “ ‘NTV Belgesel Kufla¤›’nda size önerebilece¤im bir sürü belgesel var, ayr›m yapmak benim aç›mdan çok zor. Ama fliddetle tavsiye etti¤im sokak sanatç›s› Banksy’nin yönetmenli¤ini yapt›¤› Exit Through the Gift Shop (Ç›k›fllar Hediyelik Eflya Dükkân›ndan) adl› belgesel. Ça¤dafl sanat dünyas›n›n, sokak sanat›n›n ve belgesel yap›m›n›n iç yüzünü a盤a ç›karan bu belgesel eminim sizi piflman etmeyecek.” diyen Tan “May›nl› Bölge” filmlerine geçti: “Eamon atlayabilece¤iniz ama izlerseniz çok be¤enece¤iniz sizi ters köfleye yat›racak bir film. Dogtooth (Köpek Difli)’u izlerken Haneke’den esintiler bulacaks›n›z, Yunanistan’dan beklemeyece¤iniz bir tarzda. Women Without Men (Erkeksiz Kad›nlar) ‹ranl› fiirin Neflat’›n mutlaka görülmesi gereken filmi.” “LG ile Geceyar›s› Ç›lg›nl›¤›”nda Cuma ve Cumartesi gecelerinizi renklendirecek filmler var. The Girl With the Dragon Tattoo (Ejdarha Dövmeli K›z) belki bekledi¤iniz kadar korkutmayacak sizi ama iyi bir ‘thriller’. “Çocuk Menüsü”nde de öncelikle çocuklara sonra hepimize hitap edebilecek cinste uluslararas› festivallerden yap›mlar var.

60 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


Boğaziçi farkıyla Seçkin yöneticiliğe doğru Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü

Executive MBA Programı Executive MBA Program›, deneyimli, kariyerlerinde en tepeyi hedefleyen, mükemmellik aray›fl› içindeki yöneticilere bir y›l süreli e¤itim sunar. Kat›l›mc›lar,

Küresel Yönetim Anlay›fl›

gerçek dünyan›n zorlu koflullar›na yarat›c› çözümler bulunmas›nda yard›mc› olacak kuramlar›n liderlik ve tak›m çal›flmas›yla

Tak›m Çal›flmas› Karfl›l›kl› Etkileflim

dengelendi¤i yo¤un ve uygulamal› bir yöneticilik e¤itimi program› al›rlar. Program “neden” den çok “nas›l” düflünülece¤i üzerine odaklan›r. Program›n amac›, yöneticilere örgütlerini gelece¤e baflar›yla tafl›malar› için gerekli içgörü ve stratejik düflünceyi sa¤lamakt›r. Temel dersler, yaflamsal yönetim deste¤i ve kapsam›; alan dersleri ifllevsel bilgiyi; strateji dersleri de program›n stratejik düflünceyle bütünleflmesini sa¤lamaktad›r. • Program “tezsiz ikinci yüksek lisans program›“ olup toplam kredisi 45’tir. • Program üç dönemden oluflup bir akademik y›lda tamamlan›r. • Program dili Ingilizcedir. • Kontenjan, 25 er kiflilik 2 s›n›ft›r. • Baflvuru koflullar› ve programla ilgili ayr›nt›lar için www.mgmt.boun.edu.tr/emba adresinden veya, 0212 359 7465 / 7466 no.lu telefondan bilgi alabilirsiniz.


Ejderha Dövmeli K›z

Bunny ile Bo¤a

K›s›r Döngü

Festivalin ilk defa bu y›l yer verdi¤i bir de komedi filmlerinden oluflan “Antidepresan” bölümü var. Ama salt komedi beklemeyin, yine içinde siyasal tafllamalar, düflündürücü filmler var. Durum komedisinden romantik komediye genifl bir yelpazeye sahip. Peki, Azize Tan öncelikli olarak hangilerini öneriyor derseniz, iflte cevab›: “Festivalin en çok konuflulacak filmlerinden biri de bana kal›rsa In the Loop (K›s›r Döngü). Yine listede mutlaka yer almas› gereken baflka bir film olan Bunny and the Bull (Bunny ile Bo¤a) bu bölümde. Hepimizin kafas›ndaki genel geçer beden alg›lar›n› elefltiren Gordos (fiiflkolar) ve apolitik gençleri yeren The Trotsky (Troçki) iyi filmlerden.” Festivalin bu sene ilk defa yer verdi¤i tek bölüm “Antidepresan” de¤il. ‹stanbul’un 2010 Avrupa Kültür Baflkenti olmas› dolay›s›yla ‹stanbul’u konu edinen yerli ve yabanc› yap›mlar› “‹stanbul: ‹çeriden ve D›flar›dan” bölümünde toplam›fllar. Tan bu bölüme dair; “The Virgin of Stamboul (‹stanbullu Bakire) d›flar›dan

buran›n nas›l görüldü¤ünü gösteren 1920 yap›m› güzel bir film. Di¤er yap›malar da bir o kadar iyi ama Panoroma of the Golden Horn + Panorama of the Shores of Bosphorus (Haliç Manzaras› + Bo¤az Manzaras›) tekni¤i ve görselli¤iyle sizi büyüleyecek.” dedi. “An›lar›na” bölümünde, geçen festivalden bu yana kaybetti¤imiz sinemac›lar›n yap›tlar› var. Dikkat çeken isimlerden biri Karpuz Kabu¤undan Gemiler Yapmak filminin yönetmeni Ahmet Uluçay. Ayr›ca festivalde Uluçay’›n bulunmas› zor olan k›sa filmleri de gösterilececek. Tan’›n listesindeki filmlerin hemen hemen hepsine yer vermeye çal›flt›m. Gözden kaçanlar, sizin ayr› be¤enileriniz mutlaka olacakt›r. Bir an evvel festival kitap盤› edinmeniz ya da www.iksv.org adresini ziyaret etmeniz size daha genifl bir yelpaze sunacakt›r. Festival süresince çeflitli söylefliler ve sinema dersleri de düzenlenecek. Hepimiz için güzel bir festival olmas› dile¤iyle, haydi sinema salonlar›na!

Sinema Salonlar›na sahip ç›kal›m!

Troçki

Karpuz Kabu¤undan Gemiler Yapmak

62 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

“Haydi sinema salonlar›na” demiflken kötü bir haber vermek laz›m. Bildi¤iniz gibi geçti¤imiz günlerde kapanan Alkazar Sinemas›’n›n ard›ndan Emek Sinemas› da restorasyon çal›flmalar› gerekçesiyle kullan›ma kapat›ld›. ‹stanbul Film Festivali’yle özdeflleflmifl Emek Sinemas›’n› son anda programlar›ndan ç›karmak zorunda kald›klar›n› söyleyen Tan, hiçbir flekilde konuya dair yetkililerden bilgi alamad›klar›n› söyledi ve ekledi: “Telefonlar›m›za cevap vermiyorlar, ne için kapat›ld›, amaç gerçekten restorasyon yapmak m› bilmiyoruz. Evet, Emek dahil birçok Beyo¤lu sinemas›n›n restorasyona ihtiyac› var, ama bu çal›flmalar fleffaf yap›lmal› ki soru iflaretleri oluflmas›n kafalarda. Hatta öyle bir duruma geldik ki 2011’de festivali düzenleyebilecek miyiz, di¤er salonlara ne olacak bilemiyoruz. Belki ayn› fley di¤er Beyo¤lu sinema salonlar›n›n bafl›na da gelecek. Bu salonlar›n varl›¤› tüm sanatseverler için çok önemli. Burada hepimize görev düflüyor. Sizler de Beyo¤lu Belediyesi’ne maillerinizle tepkilerinizi dile getirin ya da sesinizi duyurmak için baflka yollar bulun. Biz ‹KSV olarak bu salonlar› koruma alt›na ald›rmak için elimizden geleni yapaca¤›z.” Biz de dergi yaz› kurulu olarak tehlike alt›ndaki sinema salonlar›n›n ak›betini takip edecek ve geliflmelerden sizleri haberdar edece¤iz. Tüm Bo¤aziçili sanatseverlerin de ayn› duyarl›l›¤› göstermesini diliyoruz. Festival için Emek Sinemas›’n›n önünde kuyru¤a giremedikten, dünyan›n dört bir yan›ndan gelen sinemac›lar› Emek gibi salonlar›m›zda a¤›rlayamad›ktan sonra festivali takip etmenin, film izlemenin ne tad› kal›r?



K‹TAP

BGST YAYINLARINDAN YEN‹ K‹TAPLAR Bo¤aziçi Gösteri Sanatlar› Toplulu¤u (BGST)'nun tiyatro, dans ve müzik alanlar›ndaki birikimlerinin ve kuramsal çal›flmalar›n›n kamusallaflmas›nda önemli bir yeri olan yay›nc›l›k faaliyetleri BGST Yay›nlar› ad› alt›nda çal›flmalar›n› sürdürmektedir. BGST Yay›nlar›nda, tiyatro kitapl›¤›, müzik kitapl›¤›, dans, düflünce, ekoloji, kültürel ço¤ulculuk ve toplumsal cinsiyet dizileri alt›nda eserler haz›rlanmaktad›r. ‹KT‹DARI ANLAMAK Noam Chomsky Kitap, Chomsky’nin 1989-1999 y›llar› aras›nda çeflitli tart›flmalar ve halka aç›k toplant›larda kendisine yöneltilen sorulara verdi¤i yan›tlar› bir araya getiriyor. Bu malzeme ilk kez bu kitapta okurla bulufluyor. Yap›lan tart›flmalar, ABD’nin sald›rgan d›fl politikas›, Ortado¤u ihtilaf›, modern medyan›n iflleyifli, üniversitelerin ve ayd›nlar›n ifllevi, sosyal bilimlerde ideolojik denetim, bilim ve insan do¤as›, reel sosyalizm deneyleri, fliddet içermeyen eylem, anarflizm, Marksist teori ve Leninist entelijansiya, toplumsal mücadelelere dönük stratejiler ve baflka konular› içeren genifl bir alana yay›l›yor.

C‹NS‹YET, IRK, SINIF Kad›nlardan Yeni Bir Perspektif Selma James C‹NS‹YET, IRK, SINIF, Selma James’in 1953-2005 y›llar› aras›nda kaleme ald›¤› çeflitli yaz›lardan oluflan bir seçkidir. Selma James “kad›n eme¤i”ni, ev içi emek, seks iflçili¤i, göçmenlik, annelik ve yoksulluk üzerinden ele al›r. Kad›nlar›n ma¤duriyetini ise iflçi s›n›f›n›, muhalif yap›lar› ve sendikalar› da kapsayacak flekilde daha genifl bir ba¤lam içinde tart›flmaya açar.

YERYÜZÜ DEMOKRAS‹S‹ Vandana Shiva YERYÜZÜ DEMOKRAS‹S‹, geleneksel bilgi, kültür, gen ve su kaynaklar› gibi ortak mülkümüz olan yaflamsal kaynaklar›m›z›n, topluluklar›n yönetiminden kopart›l›p nas›l özel birer mülk haline dönüfltürüldü¤ünü tarihsel ve güncel örnekleriyle ele almaktad›r. Sürdürülebilir bir gezegen için do¤al kaynaklar›n korunmas› ve bu kaynaklar üzerindeki topluluk haklar›n›n iadesi ad›na, Yeryüzü Demokrasisi perspektifini savunmaktad›r.

KÜLTÜR VE S‹YASETTE FEM‹N‹ST YAKLAfiIMLAR 2010 KÜLTÜR VE S‹YASETTE FEM‹N‹ST YAKLAfiIMLAR 2010, Feminist Yaklafl›mlar dergisinin üçüncü kitab›. Kitap, Feminist Yaklafl›mlar’›n 2009 y›l› boyunca internet üzerinden paylaflt›¤› yaz›lardan yap›lan bir seçki niteli¤inde. Türkiye’de demokratik aç›l›m ve anadil tart›flmalar›, kad›nlar›n bar›fl mücadelesi, ‹srail’in Filistin iflgali ve iflgalin Türkiye’deki yans›malar›, küresel kapitalizm ve feminizm tart›flmalar› kitapta yer alan konular aras›nda.

64 2010 BO⁄AZ‹Ç‹



Yaz›: Duygu KAMBUR Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N

KAMPÜSTEN

Ç‹N’E G‹DEN YOLDA KOCA B‹R “AMA”YA TAKILAN

BÜ Caz Korosu

BÜ Caz Korosu flefi Masis Aram Gözbek’le bu y›l Çin’de düzenlenecek olan en prestijli koral müzik etkinli¤ine kat›lma baflar›lar›n› ve girifltikleri sponsor bulma mücadelelerini konufltuk.

M

asis Aram Gözbek, BÜ Müzik Kulübü bünyesinde 1994’te kurulmufl üç ayr› kategorideki klasik müzik, caz ve rock korolar›ndan caz korosunun flefi. BÜ’ye girdi¤i y›l olan 2005 ayn› zamanda caz korosuyla yolunun kesiflti¤i y›l olmufl. 2007 y›l›nda da koro flefi olarak koro faaliyetlerine yön vermeye bafllam›fl. O günden bu güne grubuyla birçok festival ve yar›flmalara kat›l›p baflar›lara imza atm›fl. 15. Uluslararas› ‹stanbul Caz Festivali, Akbank 18. Caz Festivali bunlardan baz›lar›. Masis’i ve grubunu Çin’e götürecek yol ise 2008’de Avusturya’da kat›ld›klar› Vokal Total adl› “a capella” yar›flmas›nda aç›lm›fl. Aç›lm›fl

66 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

aç›lmas›na ama 15-26 Temmuz aras›nda gerçeklefltirilecek en prestijli koral müzik etkinli¤i olarak gösterilen koro olimpiyatlar› “World Choir Games-Shaoxing 2010”a gidecek finansal kaynaklar› yok. Har›l har›l sponsor arayan BÜ Caz Korosu’nu ve büyük bir baflar› göstererek kabul ald›klar› olimpiyat›, koro flefi Masis’ten dinleyelim. “World Choir Games-Shaoxing 2010” a giden yol sizin için nas›l aç›ld› bize biraz anlatabilir misin? Biz iki sene önce Avusturya’da bir a capella yar›flmas›na pop ve caz kategorilerinde kat›larak “Silver Diplom” ald›k. Grubumuz o dönem 5 kiflilikti ve sadece a capella söylüyorduk. Bizim Avusturya

Graz’da oldu¤umuz s›rada bir yandan da flehirde “World Choir Games 2008” düzenleniyordu ve biz olimpiyatla canl› canl› ilk kez orada karfl›laflt›k. Avrupa’n›n dört bir yan›ndan, Japonya’dan, Güney Afrika’dan gelen bir sürü insan vard›. Biz o seneki olimpiyatlar›n içinde yer almasak da sokaklarda o atmosferi yaflad›k. Bu sene önceki senelere nispeten genifl bir koroyla çal›flmaya bafllay›nca ve olimpiyatlar›n 2008’den sonra ilk kez bu sene düzenlenece¤ini düflününce neden biz de kat›lmayal›m ki dedim. Bana ayr›ca Vokal Total arac›l›¤›yla iliflkide oldu¤umuz kiflilerden bir davetiye gelmiflti. Davetiye elime ulaflt›¤›nda çok az bir zaman vard› son baflvuru tarihine. ‹nan›lmaz bir h›zla repertuar›m›z› belirleyip,


demomuzu haz›rlad›k. Hatta son baflvuru saatinin 5-6 saat öncesine kadar demo kayd› yap›yorduk. Üç hafta sonra sonuç geldi. Biz üç kategoride baflvurmufltuk. Caz, oda ve ça¤dafl müzik kategorilerinin üçünden de kabul ald›k. Koro Olimpiyatlar›nda ödüllendirme sistemi var m›? Nas›l bir ortam bekliyor sizi? Ödüllendirme sistemi var. 14-15 tane kategori var ve her birinin kendi içinde yar›flmas› olacak, ama biz bunu yar›flman›n yan› s›ra bir festival olarak görüyoruz. Sadece yar›flma için performans sergilemeyece¤iz, farkl› farkl› etkinliklerde de yer alaca¤›z. fiehrin her yan›na sahneler kurulacak. Atölyeler, ustal›k s›n›flar› (master class) da olacak. Çok dolu dolu geçecek iki hafta asl›nda. Tam olarak olimpiyat mant›¤›yla ilerleyen bir organizasyon. 84 ülkeden 300’ü aflk›n grup ve 20000’i bulan kat›l›mc› olacak ve herkes çokseslili¤in çat›s› alt›nda birleflecek. Bu yüzden müthifl bir kültür al›flverifline f›rsat verecek. Önemli olan o insanlarla paylafl›mda bulanabilmek. Zaten Türkiye’den giden tek grup biziz. Üstelik Türkiye’den flu ana kadar bu organizasyona 2000 y›l›nda sadece bir koro kat›lm›fl bildi¤imiz kadar›yla. Asl›nda Türkiye’yi temsilen gidiyoruz ve böyle bir durumdayken devletten nas›l destek gelmiyor anlamak mümkün de¤il. fiu an iliflkideyiz, ama bürokratik ifllere güvenmek pek mant›kl› de¤il. Daha önceki senelerde ac› tecrübelerimiz oldu. O yüzden her yere ulaflmaya çal›fl›yorum. Evet, gelelim iflin tats›z taraf›na... Nedir durumunuz, istedi¤iniz mali deste¤i bulabildiniz mi? Maalesef hala somut bir fley elde edemedik. Koromuz 15-16 kiflilik ve teknik ekiple Çin’e gitmesi gereken kifli say›s› 25’i buluyor. Bu demek oluyor ki bizim ciddi bir sponsora ihtiyac›m›z var. Bu

konuda her flekilde duyuru yapmaya ve sesimizi duyurmaya çal›fl›yoruz. En son CNN Türk’te röportaja ç›kt›m. Olimpiyat ekibiyle de devaml› olarak iletiflimdeyiz. Olimpiyata kat›laca¤›m›z›n garantisi olarak minimum bir para göndermemiz gerekiyordu, hala onu yat›ramad›k, anlay›fl gösterip uzatt›lar süreyi. Hatta o kadar ilgililer ki benim facebook sayfamda yay›nlad›¤›m CNN Türk röportaj›n› izleyip, özel bir mail att›lar. World Choir Games’in sitesinde yay›nlamak için videonun ‹ngilizcesini istediler. Öbür korolara motivasyon olaca¤›n› ve iyi bir tan›t›m olaca¤›n› düflünmüfller. ‹nsanlar gerçekten Türkiye gibi ülkelerden gelecek gruplar›n kat›l›m›n› önemsiyorlar, yani onlar için Avrupa’dan bir koro eksik gitse pek fark etmez, ama Türkiye öyle de¤il. Türkiye için bu iflin önemi çok büyük asl›nda. Orada tan›flaca¤›m›z insanlara, sanatla ilgilenen ayd›n kimselere kafalar›ndaki Türkiye kal›b›n› y›kacak bir izlenim verecek olmak bizim için oldukça önemli, baflkalar› için de öyle olmal› diye düflünüyorum. Üç kategoriden kat›l›yoruz demifltin. Repertuar›n›zda buralardan izler var m›? Latin caz standard›nda bir fleyler koyduk. Her kategori için dörder eser haz›rlad›k. Ça¤dafl müzikte Türkiye’den benim de hocam olan Hasan Uçarsu’nun “Güzelleme” ve “Yeniden” isimli eserlerini seslendirece¤iz. Oda müzi¤i kategorisinde Ferit Alnar’›n iki ilahisi var. Ahmet Adnan Saygun’un “Katibim” türküsü üzerine varyasyonlar› seslendirece¤iz. Bunlar hakikaten ilgi çekiyor orada. Biz mesela yurtd›fl›nda bir master class dersine gitmifltik ve Katibim flark›s›n› tan›tt›k. Melodiyi herkes kavrad› ve flark› a¤›zlar›na doland›. Bunun orada da oldu¤unu düflünsene? Ama iflte... Hep “ama”ya tak›l›yorum. Yine de umutluyum ben. Sponsoz bulaca¤›m›za inan›yorum.

Umar›m en yak›n zamanda arad›klar› deste¤i bulurlar. BÜ’lü gençlerin çok geçmeden mali problemlerini halletmeleri gerekiyor. ‹çlerindeki heyecan›, yarat›c›l›klar› ve yetenekleriyle besleyip kaliteli çal›flmalar yapan Masis’i ve korosunu desteklemek veya konuyla ilgili bilgi almak istiyorsan›z onlara ulaflmak çok kolay: masisgozbek@gmail.com www.myspace.com/bumcjazzchoir www.facebook.com/bumcjazzchoir

BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ GENÇL‹K KOROLARI FEST‹VAL‹ KOROFEST 2010 “Türkiye’nin ilk gençlik korolar› festivali” ‹lki Bo¤aziçi Üniversitesi Müzik Kulübü (BÜMK) öncülü¤üyle Nisan 2009’da düzenlenen ve Türkiye’nin ilk gençlik korolar› festivali olma özelli¤ini tafl›yan Bo¤aziçi Üniversitesi Gençlik Korolar› Festivali; KoroFest, 13-18 Nisan 2010 tarihlerinde ‹stanbul 2010 Avrupa Kültür Baflkenti Ajans› deste¤iyle yine Bo¤aziçi Üniversitesi’nde gerçekleflecek. Korofest boyunca yurtiçi ve yurtd›fl›ndan gelen, aralar›nda Cantemus Mixed Choir, Camerata Vocale Hannover gibi dünya çap›nda baflar›s›n› kan›tlam›fl korolar›n da bulundu¤u korolara, Alman Hans-Joachim Lustig, Katalan Elisenda Carrasco i Ribot, Alman Hans-Dieter Reinecke ve Macar Soma Szabo ile beraber çal›flma ve pek çok etkinlikte yer alma f›rsat› sunuyor. Kat›l›mc› korolar organizasyon program› içerisinde baflta Bo¤aziçi Üniversitesi olmak üzere pek çok okul sahnesinde ve koro müzi¤iyle özdeflleflmifl ‹stanbul’un ünlü kiliselerinde konser verme flans›na sahip olurken, festival kapsam›nda düzenlenen çal›fltaylara kat›l›p kendilerini gelifltirme f›rsat› da bulacaklar. Festival boyunca koral müzi¤in tad›na varanlar elbette sadece kat›l›mc› korist ve flefler olmayacak. Sosyal sorumluluk projeleri kapsam›nda, ‹stanbul’un çeflitli semtlerindeki ilkö¤retim okullar› ve huzurevlerinde gönüllü koristler; dinletiler, çal›fltaylar ve söyleflilerle daha fazla insan› koro müzi¤iyle buluflturma f›rsat› yakalayacaklar. Çok seslili¤i ahenge dönüfltürmenin kan›t› olan koro müzi¤i sadece bir ses uyumu olarak de¤il hayat duruflu olarak da görebilmek için Korofest 2010 zengin etkinlik yelpazesi ile sizleri koro müzi¤ini keflfe davet ediyor. Detayl› bilgi için www.korofest.com

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 67


ÜN‹VERS‹TEDEN

Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemi

Üniversitemizin Yaz Dönemi her y›l oldu¤u gibi yine yurtiçinden ve yurtd›fl›ndan alan›n›n önde gelen akademisyenlerini ö¤renciler ile buluflturuyor.

Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemi;

akademisyenlerle buluflmaktad›r. E¤itim dilinin

yo¤unlaflt›r›lm›fl e¤itim veren 7 haftal›k bir

‹ngilizce oldu¤u üniversitemiz Yaz Döneminde

program. Yaz Döneminde Bo¤aziçi Üniversitesi

ö¤renciler en fazla 10 kredi veya 3 ders

ö¤rencileri ve ziyaretçi ö¤renciler akademik

alabilmekte. Programa Bo¤aziçi Üniversitesi

programlar›n› tamamlama, dersleri tekrar etme

ö¤rencilerinin yan› s›ra, Türkiye ve yurt d›fl›nda

veya kendi ilgi alanlar›nda kiflisel yeteneklerini

bir üniversitede okuyan ö¤renciler ve liseyi henüz

yaz›n gelifltirme flans› bulurlar. Yaz Döneminde

bitirip bir yurt d›fl› üniversiteden kabul alm›fl

her y›l 250’den fazla ders aç›lmakta ve ö¤renciler

ö¤renciler baflvurabilmekte.

yurtiçi ve yurtd›fl›ndan alan›nda isim yapm›fl

68 2010 BO⁄AZ‹Ç‹


● Say›larla Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemi Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemine ilgi artarak devam etmektedir. Ders alan ö¤renci say›s› afla¤›daki grafikte de görüldü¤ü gibi 2009 y›l›nda 3800’lere ulaflm›flt›r. Ortalama olarak bir ö¤renci 6,7 kredi ya da 2 ders almaktad›r.

2009 y›l›nda 3801 ö¤renciden 249’u Bo¤aziçi Üniversitesi d›fl›ndan ziyaretçi ö¤renci olup afla¤›daki grafikte de görüldü¤ü gibi ö¤renciler dünyan›n de¤iflik ülkelerinden gelmektedirler. Bu özelli¤i ile Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemini ö¤rencilere uluslararas› bir deneyim yaflatmaktad›r.

● Konaklama

‹letiflim:

2010 y›l› Yaz Döneminde yaklafl›k 320 ders aç›lmas› ve bu derslerin 200 kadar ö¤retim üyesi taraf›ndan verilmesi öngörülmektedir. Ö¤retim üyelerinin %70’i Bo¤aziçi Üniversitesi mensubudur. Kalan %30’unu ise ço¤unlu¤u Kuzey Amerika olmak üzere tüm dünya ülkelerinden gelen ziyaretçi ö¤retim üyeleri oluflturmaktad›r.

‹dari Koordinatör: Mücella Erdem Efe ‹dari ‹fller: Hatice Dürdane Emecan Kay›t ‹flleri: Kaan Emirhan

Yaz Dönemi süresince isteyen ö¤rencilere modern bir yurt özelli¤ini tafl›yan daireler fleklinde düzenlenmifl olan Superdorm veya Uçaksavar yurtlar›nda konaklama imkan› sunulmaktad›r.

Bo¤aziçi Üniversitesi Yaz Dönemi Ofisi 34342 Bebek, ‹stanbul Tel: (0212) 359 71 42 - 359 67 10 Faks: (0212) 265 98 22 E-mail: summer@boun.edu.tr www.summer.boun.edu.tr

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 69




KURSLAR

Girişim Geliştirme ve Yönetim Programı E¤itime Kimler Kat›labilir? • Bir giriflim fikri bulmak ya da mevcut giriflim fikrini gelifltirmek isteyenler, • ‹fl plan›, gelir ve gider projeksiyonu haz›rlamay› ö¤renmek isteyenler, • Pazarlama plan› gelifltirmek isteyenler, • Yeni pazar f›rsatlar›n› görmek isteyenler, • Sermaye ve fon kaynaklar›n› ö¤renmek isteyenler, • Hayallerini ertelemeyenler, • Kendi gelece¤ini belirlemek ve ba¤›ms›z olmak isteyenler, • Daha fazla zaman ve para özgürlü¤ü isteyenler, • Gelece¤ini kendi ifliyle kurmak isteyenler kat›labilir. E¤itimin Sonunda Kat›l›mc›lara Verilecekler: • Kat›l›m Sertifikas› • Ders Notlar›n›n Yer Ald›¤› E¤itim Kitap盤› • Sunumlar›n Yer Ald›¤› E¤itim CD’si

E¤itmen: Hakan Turgut

E¤itimin ‹çeri¤i: Giriflimcilik Süreci ‹nternet ve Giriflimcilik Yeni Bir ‹fl Kurmak ‹çin Kritik Faktörler ‹nternet’te Baflar›s›z Olan Yeni ‹fl F›rsatlar›n› De¤erlendirmek Giriflimlerin Modelleri Baflar›l› Bir ‹flin Girdileri ‹nternet’te Baflar›l› Olan Giriflimcilik Yaflam Döngüsü Giriflim Modelleri Yerel ve Uluslararas› Pazar F›rsatlar› Sermaye ve Kaynak Yaratma Enformasyon Toplama Banka Kredileri F›rsatlar› Görüntüleme Hissedar Alma Yükselen ‹fl ve Yaflam Trendleri Müflterilerden Borç Alma Yarat›c›l›k ve ‹fl Fikrini Bulma Sat›c›lardan Borç Alma ‹fl ve Yaflam Trendlerini ‹nceleme Risk Sermayesi Matrislerle Ürün Fikri Gelifltirme Yat›r›mc›yla Müzakere Yapma Yarat›c› Düflünme Teknikleri Risk Sermayesine Baflvuru Yapma Pazara Girifl Stratejileri Business Angels Yeni Bir Ürün Veya Hizmet Gelifltirmek Fikri Haklar, Patent, Marka, Lisans Bir Zincir Giriflimcili¤i Bayi (Franchise) Almak Patent, Marka Ve Lisans Kavramlar› Var Olan Bir fiirkete Ortak Girmek Ulusal Ve Küresel Koruma Bir fiirket Sat›n Almak Korumada En Çok Düflülen Hatalar Pazarlama Stratejisi Teflvikler Ve Dan›flmanl›k Pazarlama Plan› Haz›rlamak Devlet Teflvikleri, TTGV, KOSGEB vb. gibi Pazarlama Amaçlar›n› Oluflturma AB Teflvikleri Pazarlama Stratejisini Gelifltirme ABD Teflvikleri Bir ‹fl Plan› Haz›rlama Giriflimcili¤in Yasal ve Vergisel Aç›dan Bir Sat›fl Broflürü Olarak ‹fl Plan› Çerçevesi Plan›n ‹çeri¤i Bir Avukat Ve Muhasebeci Seçmek Yönetici Özeti fiirket Kurma ‹le ‹lgili Yasal Mevzuat› Finansal Projeksiyon ve Planlama Vergi Mevzuat› Finansal Planlama Sosyal Sigorta Mevzuat› Gelir Gider ve Nakit Ak›fl› Planlamas› Pratik Bilgiler Finansal Planlama ve Operasyon Plan› ‹liflkisi Yönetme Organizasyon Tasar›m› Sat›n Alma Örgütlenme Modelleri ‹flten Ç›karmalar ‹nsan Kaynaklar› Planlamas› Sat›fl Yapma Giriflimci ve Yönetici ‹liflkileri Maliyetleri Düflürme Franchising-Zincir Giriflimcili¤i Kurs Perflembe günü 19.30-21.30 saatleri aras›nda Franchise Almak yap›lacakt›r. Kurs süresi 8 haftad›r. Franchise Vermek Franchising Kontrat› Kurs bafllang›ç tarihi: 22 Nisan Perflembe Kurs Kat›l›m Bedeli: Üye: 750 TL / Misafir: 900 TL

Hakan Turgut, Parasal Zekâ isimli kitab›n yazar›d›r. 1997 y›l›ndan beri tekstil konfeksiyon makineleri sektöründe Bulgaristan merkezli olarak faaliyet gösteren Yuki-3 firmas›n›n orta¤›, Türkiye’nin ilk Amerikan Tavflan Üreticileri Birli¤i ve Profesyonel Et Tavflan› Yetifltiricileri Derne¤i üyesi olan Adapazar› Tavflan Çiftli¤i’nin de kurucusu ve iflletmecisidir. Üniversite y›llar›nda Finansbank, Colgate Palmolive, Pfizer ‹laçlar›, ‹noksan Endüstriyel Mutfak ve Panthera Fund International gibi çok uluslu firmalarda sat›fl, pazarlama, üretim, finans ve insan kaynaklar› departmanlar›nda görev yapan Hakan Turgut, pazarlama yöneticili¤ine kadar yükselmifltir. Muhtelif flirketlerin sigorta acenteli¤ini yapmakta ve RE/MAX Türkiye’nin gayrimenkul dan›flmanlar› aras›nda yer almaktad›r. Türkiye Zekâ Oyunlar› Kulübü’nün aktif üyesiyken 1998’de Dünya Beyin Olimpiyatlar› fiampiyonas›’nda baflkan yard›mc›s›

72 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

olarak görev alm›fl ve Genç Türk Beyin Tak›m› kaptanl›¤›n› yapm›flt›r. 1999’da Marmara Üniversitesi ‹flletme(ing.) bölümü taraf›ndan seçilerek Türkiye’yi temsilen Milano/‹talya’da “Global Sorunlara Yerel Çözümler” konulu programa kat›lm›flt›r. Marmara Üniversitesi Bankac›l›k ve Sigortac›l›k Enstitüsü’nde yüksek lisans program›na devam eden Hakan Turgut’un projeleri ve makaleleri 2001 y›l›nda Ortado¤u Teknik Üniversitesi, 2002 y›l›nda Bilkent Üniversitesi ve D›fl Ticaret Müsteflarl›¤›’nda sunulmufltur. Hakan Turgut, düzenli olarak gazete ve dergilere köfle yaz›lar› yazmakta ve de¤iflik dan›flmanl›k flirketleri ile iflbirli¤i halinde dan›flmanl›k ve seminer hizmetleri de vermektedir. Kiflisel finans ve para yönetimini kapsayan Parasal Zekâ program›n›n içerik mimar› ve sunucusudur. Uzmanl›k alanlar› kiflisel finans, pazarlama, giriflimcilik ve kiflisel geliflimdir.


KURSLAR

BÜMED Kiflisel Geliflim Kurslar› ÇOCUK KULÜBÜ S›ra D›fl› Çocuk Yetifltirme Program› Drama Kursu Robot Atölyesi

DANS Latin Dans Kursu Oryantal Dans Kursu Tango Kursu Roman Dans› Kursu

KÜLTÜR - SANAT Yarat›c› Yazarl›k Kursu Perküsyon Kursu Ebru Kursu fian Kursu Foto¤rafç›l›k Kursu Heykel Kursu Grafoloji Kursu fiarap Kursu Briç Kursu Seramik Kursu Bob Ross Tekni¤iyle Resim Kursu

YAfiAM Kürek Sporu Yoga Kursu Oya Tolga ile Makyaj Scuba Diving Kaptanl›k Kursu Nefes Akademisi - Aç›k Nefes Anne-Baba Koçlu¤u Grup Çal›flmas› ÖSS ve SBS’ye Yönelik Anlayarak H›zl› Okuma

‹fi YAfiAMI Etkili Konuflma Kursu ‹fl Sunumlar›nda Profesyonelleflme Kursu Giriflim Gelifltirme ve Yönetim Program› NLP “Kendi Liderin Ol” Anlayarak H›zl› Okuma ‹fl Hayat›n› Keflfederken Kariyer Tasar›m› Sat›flta Fark Yaratma Formülleri

Ayr›nt›l› Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 13 - 359 58 19 / kurslar@bumed.org.tr

Şarap Kültürü Dünyan›n baz› bölgelerinde insanlar›n flaraba karfl› oldukça ilginç tutumlar› var, flarab› sadece içiyorlar. Restaurantlar da garsonlar sadece soruyu soruyor: ‘K›rm›z› m› alacaks›n›z, beyaz m›?’ E¤er müflteriler herhangi bir flekilde flaraptan bahsederlerse, içtikleri flarab› tarif etmek için ‘‹Y‹’ gibi yüksek hayal ürünü kelimeler kullan›l›yor. fiarap hakk›nda bir parça bilgi

size, içti¤iniz flaraptan keyif alman›z› sa¤lar. Amaç yaflam›n zevklerini anlayarak sevmekse, flarap bunlar›n bafl›nda gelir. fiarab›n Öyküsü fiarab› üzümüyle tan›mak Üzümleri yetiflti¤i toprak-ba¤ fiarab›n yap›m› fiaraplar›n y›lland›r›lmas› fiarap fliflesi nas›l aç›l›r? fiarap tama sanat›

E¤itmen: A. Deniz Ak›nc›lar 1950 y›l›nda ‹stanbul’da do¤du. ‹lk ve ortaö¤renimini ‹stanbul’da tamamlad›ktan sonra 1974 y›l›nda Ankara Üniv. Siyasal Bilgiler Fakültesi ‹ktisat-Maliye Bölümü’nden mezun oldu.1975-1977 y›llar› aras›nda Milli Savunma Bakanl›¤› Bütçe Planlama dairesinde uzman olarak çal›flt›.1978-1995 y›llar› aras›nda özel sektörde çeflitli kademelerde yöneticilik yapt›. 1995-2001 y›llar› aras›nda Newyork Metropolitan Museum Of Art, Londra British Museum, Tate Galery, Paris Musee

Do¤ru kadeh seçimi fiarab›n s›cakl›¤› Günde ne kadar flarap içmeliyiz? fiarap ve yemek uyumu Frans›z flaraplar› ‹talyan flaraplar› Amerika flarab›n yeni dünyas› Güney Afrika flaraplar› Türk flaraplar› Süre: 10 hafta Kat›l›m Bedeli: Üye: 300 YTL / Misafir: 350 YTL • Kursta 22 adet flarap tad›m› yap›lacakt›r. • fiarap kültürü hakk›nda 150 sayfal›k kitap hediye edilecektir.

D’orsay, Musee de Louvre, Vienne Kunsthistoriches Museum ve Roma Vatican Museum baflta olmak üzere dünyan›n önde gelen müzelerinde araflt›rmalar yapt›. fiarap Kültürü konusunda da Güney Afrika ve Kaliforniya’da incelemeler yapt›. A. Deniz Ak›nc›lar, 2001 y›l›ndan bu yana çeflitli üniversitelerde ve özel kurulufllarda Sanat ve Yaflam kültürü üzerine seminer ve kurslar düzenlemektedir. 2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 73


BURCSPOR

Peak Pilates

Zihnin bedeniniz üzerindeki kontrolünü keşfedin!

BURCSpor yeni pilates dersleri ile üyelerimize hayatlar› boyunca rahatl›kla yapabilecekleri, sa¤l›kl› ve zinde kalmalar›na yard›mc› olacak bir deneyim kazanmalar›n› sa¤l›yor. E¤itmen Ayça Dönmez’den Peak Pilates ile ilgili bilgi ald›k:

Peak Pilates düzenli olarak yap›ld›¤›nda neler vaat ediyor? 1) Vücuda hakimiyet ve kontrol yetene¤i kazand›r›r. 2) ‹yi bir zay›flama ve incelme arac›d›r. Peak Pilates egzersizleri s›ras›nda ciddi bir kalori harcamas› yap›lmaktad›r. 3) Eklem ve romatizma hastal›klar› olan kiflilerde mutlak olarak iyileflme sa¤lar. ‹yileflmenin düzeyi pilatese devam miktar›yla orant›l›d›r. 4) Akl› ve zekay› açar. Peak Pilates yapan kiflilerde ileriki yafllarda bunama gibi sorunlar görülmemektedir. E¤er egzersiz yapmaktaki amac›m›z bedenlerimizi dengelemek, dolafl›m sistemimizi gelifltirmek, gerginli¤i azaltmak, dayan›kl›l›¤› art›rmak, daha iyi görünmek ve kendimizi daha iyi hissetmekse 90 y›ldan uzun bir süre boyunca tüm bu amaçlar› gerçeklefltirdi¤i kan›tlanm›fl bir yöntemden faydalanmak mant›kl› de¤il midir? Gelin peak pilates yapal›m...

Peak Pilates Prensipleri • Süreç Format› (seans format›) • Ögretme Metodlar› • Anlatma Becerileri • ‹lerleme Ana Hatlar›

Bir vücut gelifltirme yöntemi olan Pilates 1900’lü y›llar›n bafllar›nda Joseph H.PILATES taraf›ndan gelifltirilmifltir. J.H.PILATES, 1880 y›l›nda Almanya’da dünyaya gelmifltir. Çocuklu¤unda ateflli romatizma hastal›¤›na yakalanan Joseph’in en çok 6 veya 7 yafl›na kadar yaflayaca¤› tahmin ediliyordu. Atletik bir babadan ve sa¤l›k konusunda bilinçli bir anneden etkilenen Joseph yüzmeyi, dalmay› ve kayak yapmay› ö¤renerek ve sürekli fiziksel aktivitelerde bulunarak nihayet bu hastal›¤›n üstesinden gelmeyi baflard›. Rehabilitasyona olan ilgisi, annesi topal kal›nca bafllad›.

74 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Peak Pilates Joseph H. Pilates’in uygulad›¤› klasik pilatestir ve zaman içerisinde Colleen Glenn, Clare Dunphy, Zoey Trap gibi hocalar taraf›ndan gelifltirilmifltir. Peak Pilateste her bir hareketin geçifli ve bir sonraki hareket ile ba¤lant›s› vard›r. Peak Pilates 25 hareketin zincirinden oluflur. En üst seviyeye gelebilmek için belli bir yol izlenir. Modifiye edilmifl hareketler ve fundemental hareketler vard›r. Sistem kendi içinde ad›m ad›m ilerlemeye yard›mc› olur. Hedef hareketler, geçiflleri ile zincir olarak tam tur yapabilir hale getirmektir.


BURCSPOR

Kalori canavarı

Spinning

yapmayan kalmasın!

Spinning dersi; spinning bisikleti ad› verilen, özel olarak tasarlanm›fl yar›fl bisikleti ergonomisinde, tamamen kullan›c›ya özel ayarlanabilen parçalar›yla yani selesini yüksekli¤i, ileri-geri konumu, gidon yüksekli¤i ayarlar›yla size özel bir ekipman haline gelen spinning bisiklet ile yap›l›r. Ayr›ca triathlon bisikletlerinin gidonlar›na benzeyen aerobar› sayesinde alternatifli tutufl flekilleri ve sürekli yap›lan pozisyon de¤ifliklikleri ile bel ve üst vücut kaslar›n›n özellikle de bacak kaslar›n›n çal›flt›¤› yüksek kalori harcatan kalp dolafl›m sisteminizi gelifltiren bir egzersizdir. Spinning dersleri yaklafl›k 45 dakika sürer, bu süre içinde müzikle beraber, e¤itmenin yönlendirmeleri ile do¤a da antrenman yap›yormufl gibi, h›zlan›p yavafllayan temposuyla zaman zaman oturarak ve ayakta olmak üzere sizi zorlayarak do¤a da farkl› parkurlarda da¤lar› tepeleri afl›yormufl hissi ile pedal çevirerek, zaman›n nas›l geçti¤ini anlamazs›n›z. Spinning dersinin en büyük özelli¤i e¤itmenin yönlendirmelerini takip etseniz de söz konusu h›z›n›z oldu¤unda, kontrol sizdedir. Fitness seviyeniz ne olursa olsun. H›z›n›z› ayarlayarak spinning dersini tamamlayabilirsiniz.

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 75


KLAS‹K MÜZ‹K KONSERLER‹

Boğaziçi Üniversitesi’nde

Yaz›: Evin ‹LYASO⁄LU - www.evinilyasoglu.com

Senfonik Şölen

21 Nisan - CHOPIN VE SCHUMANN’I SELAMLIYORUZ Muhiddin Dürrüo¤lu ve Emre Elivar (solo ve duo piyano) Chopin: Barcarolle, Fa diyez majör, Op. 60 (M. Dürrüo¤lu) Chopin: Nocturne, Do diyez minör, Op. posthume (E. Elivar) Chopin: Etude, Do diyez minör,

7 Nisan - DON K‹fiOT’UN DÜfiLER‹NDE

Hande Özyürek

Camerata Enkabara / Henry Raudales (flef) Hande Özyürek (keman), Fedele Antonicelli (piyano) Telemann: Don Kiflot Süiti Mendelssohn: Keman - Piyano Konçertosu

Muhiddin Dürrüo¤lu

Fedele Antonicelli

14 Nisan - KOROLARIN GÖRKEM‹ Bo¤aziçi Üniversitesi Korolar Festivali Konseri Albert Long Hall konserleriyle BÜMK’nün ortak projesi olarak yerli ve yabanc› birkaç koronun kat›laca¤› görkemli dinleti.

Op. 10 No.4 (E. Elivar) Mozart: Dört El Piyano Sonat›, Do majör, KV 521 ARA Schumann: Abegg Varyasyonlar›, Op. 1 Emre Elivar (E. Elivar) Schumann: Papillons, Op.2 (M. Dürrüo¤lu) Schubert: Dört El için Fantezi, Fa minör, D 940 Bilgi için: 0212-359 66 48

BURC Toplant› Salonlar›

SEM‹NER SALONU

TOPLANTI SALONU (BO⁄AZ MANZARALI)

Kullan›m Alan›: 300 m 2 Kullan›m Kapasitesi: U Düzeni 36 Kifli (50 kifliye kadar ç›kar›labilir) Tiyatro Düzeni: 250 Kifli S›n›f Düzeni: 36 kifli (50 kifliye kadar ç›kar›labilir) Teknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, Projeksiyon Cihaz›, Perde, Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart, Pano Board, Televizyon, VHS Video, Bilgisayar, Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima • Salon içinde Coffee Break servisi • Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsü seçenekleri

Kullan›m Kapasitesi: U Düzeni 18 Kifli Masa Düzeni: 10 Kifli / Tiyatro Düzeni: 25 kifli Teknik Ekipmanlar: Ses Düzeni, Projeksiyon Cihaz›, Perde, Tepegöz, Slayt Makinas›, Flip Chart, Pano Board, Televizyon, VHS Video, Bilgisayar, Kablosuz ‹nternet Ba¤lant›s›, Telefon, Klima • Salon içinde Coffee Break servisi • Burc Restaurant’tan zengin yemek menüsü seçenekleri

76 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 58 19


BURCSPOR

BURCSPOR GRUP DERSLER‹ PROGRAMI PAZARTES‹

SALI

ÇARfiAMBA

PERfiEMBE

CUMA

Pilates 10:00-11:00 Body Sculpt* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00 Mix Resist* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00

Pilates 10:00-11:00 Mix Resist* 11:00-12:00

Pilates 10:00-11:00 Total Body* 11:00-12:00

Pilates Ball 17:00-18:00 H.A.T.* 19:00-19:30 Pilates Ball 19:35-20:30

Spinning* 19:15-20:00

Spinning+Body Sculpt*

11:00-12:00

CUMARTES‹

PAZAR

Pilates Ball 10:00-11:00 Spinning* 13:00-13:50

YOGA 11:00-12:00

Pilates Ball 17:00-18:00 Spinning* 19:15-20:00

H.A.T.* 19:00-19:30 Pilates Ball 19:35-20:30

(*) iflaretli dersler herhangi bir spor abonmanl›¤› olan üyelerimize ücretsizdir (Body Sculpt, Spinning, H.A.T., Mix Resist, Total Body).

Body Sculpt: Vücudunuzun kondisyon, ya¤ yak›m› ve hareket kabiliyetini s›k› bir disiplin içinde art›ran, kardivasküler bir derstir. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Spinning-Body Sculpt: Dersimize 30 dakikal›k aerobik spinning çal›flmas› ile ya¤ yakmaya bafll›yoruz. Sonras›nda da platform, dumbell ve kendi vücut a¤›rl›¤›m›zla yapt›¤›m›z hareketlerle s›k›lafl›yoruz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Spinning: Yüksek kalori yakmay› sevenler için en ideal ders. Müzi¤in ritmiyle bazen tepelerde bazen yokufl afla¤› h›zlanarak durmadan, dinlenmeden gezece¤iz. E¤itmen: Batuhan S. Barutçu

Mix Resist: Denge topu ve t-band ile kar›n, kalça ve bacak bölgelerinin a¤›rl›kl› olarak çal›flt›r›ld›¤› bir derstir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

Total Body: Müzik eflli¤inde s›k›laflmak ve ya¤ yakmak istiyorsan›z bu program tam size göre. Vücuttaki tüm kaslar› çal›flt›ran program›n ilk yar›s›nda aerobic ile ›s›nma, ikinci yar›s›nda vücudun üst k›sm›, kalça, bacak ve kar›k kaslar› çal›fl›yor. S›k› kaslar ve düz bir kar›n için... E¤itmen: Ayça Dönmez

H.A.T.: Kar›n, üst bacak ve kalça bölgelerini çal›flt›ran egzersizler ile vücudumuzu s›k›laflt›ran, estetik bir görünüm kazand›ran k›sa ama yo¤un bir ders. E¤itmen: Ayça Dönmez

Not: Derslerimiz en az 3 kiflinin kat›l›m› ile yap›lmaktad›r. Tel: 0212 359 58 38 / burcspor@bumed.org.tr

Sa¤l›kl› zay›flaman›n k›sa yolu, günde sadece 20 dakika, haftada 3 kez ! Sistemin iflleyifli: Vibrogym’in üretti¤i vibrasyon, vücuda bir enerji olarak yollan›r. Tercih edilen frekanstaki sal›n›mlar vücut kaslar›n› gerilme yönünde uyar›r. Uygulama süresince kaslar sürekli olarak gerilip gevfleyerek çal›fl›r. Örn. Kontrol panelinde 40 Hz seçilirse kaslar saniyede 40 kez gerilir ve gevfler. 1 dakika bu sal›n›m alt›nda çal›flan kar›n kaslar›m›z yüzlerce kez mekik hareketi yapm›flcas›na etkilenir. Sadece 20 dakikal›k bir zaman dilimi içerisinde vücudun ihtiyac› olan sporu yapabilmek ve sa¤l›kl› bir bedene sahip olabilmek art›k Vibrogym ile mümkün. Ayr›nt›l› bilgi için: 0212 359 58 38

2010 BO⁄AZ‹Ç‹ 77


BURCSPOR TES‹SLER

07:00 - 23:00 saatleri aras›nda

Fitness Center

’› kullanabilirsiniz!

TEN‹S BÜMED’de kapal› kortta tenis oynama imkan›n›z var. K›fl›n ›s›tma sisteminin de bulundu¤u kortlar›m›zda 07:00-22:00 saatleri aras›nda rezervasyon yapt›rarak tenis oynayabilir veya ders alabilirsiniz. Rezervasyon kurallar› • Rezervasyonlar bir gün önceden saat 09:00 itibari ile al›nmaya bafllanmaktad›r. Yer olmas› halinde ayn› gün rezervasyon yapt›r›labilir. • Bir üye, kortu ayn› gün içinde sadece 1 saat rezerve edebilir. • Tenis abonmanl›¤› olanlar d›fl›nda, her iki oyuncudan da ücret al›nmaktad›r. • Kortlar›n müsait olmas› ve oyunun uzamas› durumunda ikinci saat için ayr› ücret al›nmaktad›r. • Rezervasyon iptali 5 saat önceden yap›lmal›d›r. Bu kurala uymayan üyeler, 15 gün kort ay›rtamaz ve iki misafir ücreti tutar› para öder. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar› iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemezler. Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45

FITNESS CENTER Fitness Center içinde, grup derslerinin yap›ld›¤› Stüdyo, Squash kortlar›, Sauna, Masaj odalar› yer almaktad›r. Fitness center 07:00-23:00 saatleri aras›nda hizmet vermektedir. E¤itmenlerimiz 08:00-21:00 saatleri aras›nda sizlerle birlikte. E¤itmenlerimizden kifliye özel çal›flma program›n›z› alarak daha bilinçli bir flekilde spor yapabilirsiniz. Ayr›ca uzman›m›z Yrd.Doç.Dr. ‹lhan Odabafl’tan randevu alarak Antropometrik ölçüm (ya¤-kas-kemik ölçümü) yapt›rabilirsiniz. Böylece gelifliminizi daha bilimsel ve daha kolay bir flekilde takip edebiliriz. Modern, güvenilir ve pratik Life Fitness ve Paramont spor ekipmanlar›yla, sadece Bo¤aziçililere ait bir ortamda spor yapman›n tad›na var›n. E¤itmenler: Batuhan S. Barutçu, Ayça Dönmez, Davut Y›lmaz Rez: 0212 359 58 38-359 58 42

SAUNA Saunam›z hafta içi 12:00-22:00, hafta sonu 10:00-22:00 saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r. Hafta içi saat 17:00’den önce kullanmak isteyenlerin rezervasyon yapt›rmalar› gerekmektedir.

78 2010 BO⁄AZ‹Ç‹

TEN‹S DERS Tenis mi ö¤renmek istiyorsunuz? Ya da oyununuzu gelifltirmeye mi ihtiyac›n›z var? Belki de kendinize iyi bir partner ar›yorsunuzdur? E¤itmenimizden ders almaya ne dersiniz? Bir gün önceden yapt›raca¤›n›z rezervasyon ile 07:00-22:00 saatleri aras›nda ders alabilirsiniz. Yine rezervasyonunuzun iptalini de bir gün önceden yapt›rman›z gerekmektedir. Bu kurala uymayan üyelerden ders ve kort ücreti tahsil edilecektir. Kort kullan›m kurallar› alaca¤›n›z Tenis Dersleri için de geçerlidir. E¤itmen: Nevzat Engin Rez: 0212 359 58 22 - 359 58 45 SQUASH DERS‹ H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›z mutlaka squash’› denemelisiniz. Önceden rezervasyon yapt›rarak 09:00-22:00 saatleri aras›nda squash dersi alabilirsiniz. Rezervasyon yapt›r›p gelmeyen ya da 5 saat önceden iptal etmeyen üyelerimizden ders ücreti tahsil edilecektir. E¤itmen: Davut Y›lmaz

SQUASH H›zl›, zevkli ve heyecanl› bir spor ar›yorsan›z mutlaka squash’› denemelisiniz!!! Squash kortlar›m›z 09:00-22:00 saatleri aras›nda kullan›ma aç›kt›r. Önceden rezervasyon yapt›rarak partnerinizle squash oynayabilir ya da Türkiye’deki en iyi e¤itmenlerden biri olan Davut Y›lmaz’dan ders alabilirsiniz. Dilerseniz, Türkiye’nin önde gelen turnuvalar› aras›nda yer alan turnuvalar›m›za kat›labilirsiniz. Rezervasyon kurallar› • Rezervasyon iptali befl saat önceden yap›lmal›d›r. • Rezervasyon saatinin 15 dakika geçmesi halinde gelmeyenlerin rezervasyonlar› iptal edilir ve kort bekleyenlere verilir. Bu durumda geç kalanlar hak talep edemez.

MASAJ - Masöz Ümit fiimflek / Masör Davut Y›lmaz Yorgunluk, a¤r›lar ve s›k›nt›lardan kurtulman›n için, klasik masaj ile kendinizi zinde ve dinlenmifl hissedeceksiniz... Tam masaj (60 dk.), Bölgesel masaj (30 dk.).



15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30

Nisan 2010 Mayıs 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

perşembe • Briç Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi • Geliflim Gelifltirme ve Yönetme Program›

cuma

• Oryantal Dans Kursu

cumartesi • SEM‹NER:

Do¤an Cücelo¤lu

pazar

Özel ‹lkö¤retim ve Anaokullar› Tan›t›m Günleri’nde bulufluyoruz...

pazartesi • Latin Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu • NLP Kursu

salı

• Oryantal Dans Kursu

ALH - ‹lkbahar Konserleri çarşamba • Chopin ve Schumann’› Selaml›yoruz Muhiddin Dürrüo¤lu-Emre Elivar

Sunumlar›nda cumartesi • ‹fl Profesyonelleflme Kursu • Tango Kursu • Oyunculuk Atölyesi

pazar

• Drama Kursu

pazartesi • Latin Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu • NLP Kursu

salı

• Oryantal Dans Kursu

- ‹lkbahar Konserleri çarşamba • ALH Harika Gençlik - Ece Bozkurt,

Merve Ablay, Seyithan Karabacak, Alican Süner, Kemal Cem Y›lmaz

•Yarat›c› Yazarl›k K.•fian K.•Nefes Çal›fl.•Anla. H›zl› Okuma

perşembe • Briç Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi • Geliflim Gelifltirme ve Yönetme Program›

cuma

• Oryantal Dans Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Kursu • fian Kursu • Nefes Çal›flmas› • Anlayarak H›zl› Okuma

perşembe • Briç Kursu

• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi • Geliflim Gelifltirme ve Yönetme Program›

cuma

• Oryantal Dans Kursu

Sunumlar›nda cumartesi • ‹fl Profesyonelleflme Kursu

Sunumlar›nda cumartesi • ‹fl Profesyonelleflme Kursu • Tango Kursu • Oyunculuk Atölyesi

pazar

pazartesi • Latin Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu • NLP Kursu

• Tango Kursu • Oyunculuk Atölyesi

pazar

• Drama Kursu

• Drama Kursu

salı

• Oryantal Dans Kursu

pazartesi • Latin Dans Kursu

çarşamba • Yarat›c› Yazarl›k Kursu

salı

perşembe • Briç Kursu

• Oryantal Dans Kursu • NLP Kursu • Oryantal Dans Kursu

• fian Kursu • Nefes Çal›flmas› • Anlayarak H›zl› Okuma • Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi • Geliflim Gelifltirme ve Yönetme Program›

çarşamba • Yarat›c› Yazarl›k Kursu

cuma

perşembe • Briç Kursu

cumartesi • ‹fl Sunumlar›nda

cuma

pazar

• fian Kursu • Nefes Çal›flmas› • Anlayarak H›zl› Okuma

• Yarat›c› Yazarl›k Atölyesi • Geliflim Gelifltirme ve Yönetme Program› • Oryantal Dans Kursu

• Oryantal Dans Kursu

Profesyonelleflme Kursu • Tango Kursu • Oyunculuk Atölyesi • Drama Kursu




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.