Otoklav Standartları Yeniden Tanımlanıyor!… CELITRON Sting 11B, B sınıfı otoklav DAHA HIZLI
YÜKSEK TEKNOLOJİ
DENEYİM
Diğer benzeri B sınıfı otoklavlara göre, buhar jeneratörü ve çift cidarlı (jacket sistemi) kazanı sayesinde % 50 ye varan daha kısa ișlem süresine sahiptir.
Celitron 20 yılı așkın süredir tüm Dünyada bir çok ünlü otoklav üreticisine OEM otoklav parçaları üretim ve tasarımı tecrübesiyle en kaliteli materyallerden Avrupa’da üretilmektedir.
GÜVENLİK
Yazılımı ve çalıșma prensipleri basit ve yalın, güvenlik sistemleri hem mekanik hem de dijital olarak ikili denetim ve olası arızaları belirleyebilecek șekilde tasarlanmıștır.
En üst standartlara göre üretilen Sting11B, Avrupa Birliği normu EN 13060 sertifikası dahil bir çok bütün önemli sertifikalara sahiptir.
Tam otomatik kapanan - açılan kapak mekanizması tam güvenlik sağlar.
Dokunmatik grafik dijital komut ve izleme ekranı Opsiyonel olarak doğrudan șebeke suyuna ve gidere bağlanabilir
Net 23 litre kazan hacmi
Opsiyonel olarak yazılımı ile bilgisayarla takip, SD kart, USB, Ethernet, RS 232 interface kullanılabilir.
Bağımsız motorlu yüksek performanslı vakum pompası
Standart olarak printer
I LAR ȘUL O K EME yerine, V, D e ÖD
€ K Iv LAR tı 6.850 .600 €+ T A Y Fİ e4 fiya ,
tıș de, iğin me ITIM TAN 11B sa ir sürel rak öde raberin ntisi L E ra ÖZ ing lı b ı be ola ç ga li St az ama y vade me cih e iade m ı t e d a ı l t 12 pake için Tan gün ve 0 u 6 s iz ile Dist mezsen n e Beğ
Azteca 450 AC 85 veya 150 litre silindir kazanlı B sınıfı otoklav
Azteca 5100 AC 200 litre silindir kazanlı B sınıfı otoklav
Azteca A 6615 200 - 666 litre arası değișik boylarda büyük boy otoklavlar
Ürün detayları için sitemizi ziyaret ediniz. Hamalbașı Cad. No: 4/A 34435 Galatasaray/İSTANBUL Tel: 0212.292 6596 Faks: 0212.252 7836 e-mail:satis@dentanet.net Size en yakın yetkili satıcılar için sitemizi ziyaret ediniz
www.ido.org.tr
‹Ç‹NDEK‹LER
02 dergi
MART-N‹SAN 2010
Birli¤imiz gücümüzdür ‹ki dönemdir ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Baflkanl›¤›’n› yürüten Mustafa Dü¤encio¤lu, mesleki ve toplumsal tüm olumsuz geliflmelere ra¤men ortak mücadelenin kazand›raca¤›n› ve diflhekimlerinin birli¤iyle mesle¤in hak etti¤i sayg›ya ulaflaca¤›n› söylüyor.
36 1. Asitlenen ve Y›kanan Adezivler
44 ODA HABERLER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .08 B‹L‹MSEL: ‹ki farkl› mandibuler ana ba¤lay›c› ve direkt tutucu seçiminin klinik de¤erlendirilmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .64 ‹NCELEME: Tam Gün Yasas› hangi dönüflümü simgeliyor? . . . .74 TADS: Prof. Dr. Gülçin Bermek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .78 Prof. Dr. Gamze Aren . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .82 RÖPORTAJ: ERO-FDI Seçilmifl Baflkan› Dr. Gerhard Konrad Seeberger : Sa¤l›k her vatandafl için temel bir hakt›r . . . . . . .84 ‹NCELEME: Haklar›m›z› ne kadar biliyoruz? . . . . . . . . . . . . . . .88
Klinikte en iyi performans› elde edebilmek için asitlenen ve y›kanan adezivlerin uygulanmas› s›ras›nda dikkat edilmesi gereken pek çok konu ve teknik hassasiyet gerektiren noktalar vard›r.
YAKIN PLAN: ‹yi bir postür için egzersiz yap›n . . . . . . . . . . .90 S‹V‹L TOPLUM: Darüflflafaka e¤itimin öncüsü . . . . . . . . . . . . .96 GÜNDEM: Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE ) . . . . . . . .98 K‹TAP: Dan Brown’un Kay›p Sembol’ü . . . . . . . . . . . . . . . . .101 SANAT GÜNDEM‹: ‹stanbul’da !f zaman› . . . . . . . . . . . . . . . .102 SA⁄LIK DÜNYASI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .104 DUYURU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .110 KALEM KAM‹L: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .112
reklam dizini D-MAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Ön kapak içi Dentanet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .1 Corsodyl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .4 Lider Difl Deposu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .6 Teknodent . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .11 Metek . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .13 Alpay Difl Deposu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .17 CNR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .23 Benlio¤lu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .27-29
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Bahar Dental . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .31 VOCO . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .33 Soyak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .35 Güney Difl Deposu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .49 Mart Dental . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .57 Esas Grup . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .73 Corega . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .109 Hitit T›p . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Arka kapak içi Sensodyn . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .Arka kapak
8 Mart Dünya Kad›nlar Gününüz kutlu olsun Dünya Kad›nlar Günü nedeniyle konufltu¤umuz meslektafllar›m›z Prof. Dr. Gülçin Erseven, Prof. Dr. Gamze Aren, Berna Aytaç, Zerrin Küpçü, Filiz ‹skender ve Mükerrem Özgül kad›n diflhekimi olarak yaflad›klar› zorluklara ra¤men mesleklerine duyduklar› sevgiyi anlatt›lar.
50
Yay›n Türü Yerel süreli yay›n (iki ayda bir y›lda alt› say› yay›mlan›r) Bask› TOR Ofset San. ve Tic. Ltd. fiti. ‹mam Çeflme Cad. No: 26/2 Ayaza¤a/fiiflli ‹stanbul Tel: 0 212 332 08 98 Faks: 0 212 332 08 39 Bas›m Yeri ve Tarihi ‹stanbul - MART 2010 Yay›n Kurulu Gülsüm Ak L. Yakut Alkaner Sevil Tu¤lu Arslan P›nar Ezerler ‹zar Nesrin Koçer Ülker Süha Sertabibo¤lu Füsun fieker Karagören fieyda Yavuz
58 Diflhekimli¤inde uzmanl›k konusundaki son geliflmeleri de¤erlendiren TDB Genel Sekreteri Süha Alpay, TDB’nin görüfllerinin konunun taraflar›nca pek dikkate al›nmad›¤›n› söylüyor.
Kahramanl›k diyar› ÇANAKKALE 18 Mart Çanakkale zaferinin 95. y›ldönümü kutlamalar› öncesinde biz de rotam›z› bu tarihi ve turistik ilimize çevirdik.
‹mtiyaz Sahibinin Ad› ve Adresi Mustafa Dü¤encio¤lu Cumhuriyet Caddesi Safir Ap. No: 203 D:3 34367 Harbiye / ‹STANBUL
Dergi Ad› dergi
Uzmanl›kta, TDB görüflleri dikkate al›nmal›!
70
Yönetim Yeri ve Adresi ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI Cumhuriyet Caddesi Safir Ap. No:203 D:3 34367 Harbiye / ‹STANBUL Tel: 0212 225 03 65 - 0212 296 21 05 Faks: 0212 296 21 04 www.ido.org.tr ido@ido.org.tr dergi@ido.org.tr
Sorumlu Müdürün Ad› ve Adresi Mehmet Tar›k Tuncay Cumhuriyet Caddesi Safir Ap. No: 203 D:3 34367 Harbiye / ‹STANBUL
Prof. Dr.Y›lmaz Manisal› Hocam›z’› sayg›yla an›yoruz Diflhekimli¤i mesle¤inin geliflimine ve 35 y›ldan fazla bir süre üniversite e¤itimine katk›s› olan, mesle¤ine 54 y›l hizmet eden Hocam›z Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’y› ölümünün üçüncü y›l›nda sayg›yla an›yoruz.
dergi ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
106
Yazarlar ‹lhan ‹fller Nilgün Onar›c› ‹DO Ad›na Reklam Koordinatörü ‹pek fien ipek@tetrailetisim.com Tetra ‹letiflim Tel: 0212 219 96 76 Redaksiyon Süha Sertabibo¤lu Yay›n Sekreteri Ça¤la Oflas
Editoryal ve Teknik Üretim TETRA ‹letiflim Hizmetleri Yay›n Koordinatörü: Önder K›z›lkaya Editör: Türkflan Karatekin Yaz› ‹flleri: Cihan Ald›k, ‹pek fien Foto¤raf: Teoman Gürzihin, Ahmet Can Zaim Görsel Yönetmen: Didem ‹ncesa¤›r Grafik Uygulama Orçun Peköz Halaskargazi Cd. Sait Kuran ‹fl Mrkz. No: 145/5 34381 fiiflli - ‹stanbul Tel: 0212 219 96 76 tetra@tetrailetisim.com www.tetrailetisim.com 131. say› 6750 adet bas›lm›flt›r. Dergi’de yer alan yaz›lar›n hukuki sorumlulu¤u yazarlar›na aittir.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010 dergi
03
BAfiKANDAN
Veda vakti yaklafl›rken… Kas›m 2008’de ABD’de bafllayan ekonomik kriz etkilerini tüm dünyada göstermeye devam ediyor. Yunanistan ekonomisi batt›, Portekiz ve ‹spanya ekonomileri zor günler yafl›yor. Yunanistan Hükümeti kamu çal›flanlar›n›n ücretlerini düflürmek istiyor. Emekçiler hükümetin bu giriflimine genel grevle cevap verdi. Türkiye’de de hayat pahal›l›¤› günden güne artarken, iflten at›lan yeni iflçilerle birlikte iflsizlik say›s› art›yor. Kriz bahane edilerek, çal›flanlar düflük ücretler ve kötü koflullarda çal›flmaya zorlan›yor. Ankara’da 78 gündür 4C statüsünde, güvencesiz, sendikas›z, toplu sözleflmesiz çal›flma koflullar›nda çal›flmaya karfl› mücadele eden Tekel iflçilerine di¤er meslek örgütleri ve sendikalarla birlikte destek verdik. 4 fiubat’ta Tekel iflçilerine destek amac›yla yap›lan ifle gitmeme eylemini destekledik. Ankara’da Tekel iflçileriyle dayan›flt›k. Tekel iflçileriyle sa¤l›k çal›flanlar› ayn› koflullarda çal›flmaya zorlan›yorlar. Bu nedenle Tekel iflçilerinin yan›nday›z. Bugün kamuda da pek çok meslektafl›m›z 4B statüsünde güvencesiz, özlük haklar›ndan yoksun çal›flmaktad›r. Ayn› kurum alt›nda ayn› ifli yapan kiflilerin özlük haklar› birbirinden farkl›d›r. 4B ve 4C statüsünde çal›flmak Uluslararas› Çal›flma Örgütü’nün (‹LO) standartlar›na ayk›r›d›r. 4B, 4C statüsünde çal›flmak kabul edilemez. De¤erli Meslektafllar›m, Bir çal›flma dönemini daha bitirdik. Dört y›ld›r sürdürmekte oldu¤um görevimin tamamlanmas›na çok az bir zaman kald›. Bu süreçte mesle¤imizi etkileyen önemli geliflmeler yafland›. ‹ki y›l boyunca, fleffaf, kat›l›mc›, çok dinleyen, sorunlar› süzgeçten geçirerek çözen, çat›flmac› ve kavgac› olmayan, uzlaflmac› bir yönetim anlay›fl›yla çal›flt›k. Diflhekimli¤inin tüm bileflenleriyle diyaloglar gelifltirdik. Meslektafllar›m›zla birlikte pek çok kez sokaklara
ç›kt›k. Hukuki ve demokratik alanda haklar›m›z› aramaya çal›flt›k. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› göstergelerinin yükseltilmesi, a¤›z ve difl sa¤l›¤› bilincinin geliflmesi için çal›flt›k. A¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerinin temel bir insan hakk› oldu¤unu, genel t›ptan ayr›lamayaca¤›n› her platformda savunduk. Bütün bu çal›flmalar› sürdürürken, etik ve deontolojik kurallardan taviz vermedik. Her meslektafl›m›z›n yaflam›n› hekim onuruna yak›fl›r standartta idame ettirebilmesi için diflhekimi eme¤inin de¤erinin yükseltilmesini istedik. Kamudaki meslektafllar›m›z›n 4B statüsünde çal›flt›r›lmas›na, performans uygulamalar›na karfl› mücadele ettik. Yeni diflhekimli¤i fakültelerinin aç›lmas›n› do¤ru bulmad›¤›m›z› her f›rsatta hükümet yetkililerine söyledik. Diflhekimlerinin yo¤un oldu¤u yerlerde a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezlerinin aç›lmas›na karfl› ç›kt›k. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› seviyesinin yükselmesi için tüm kamunun muayenehanelerden hizmet al›m›n›n önü aç›lmal›d›r. Bu, flu anda olmasa da, uzun soluklu ama ülke gerçeklerine uygun bir politikad›r. Mutlaka muayenehaneler kamusal hizmet anlay›fl›n›n içinde olmal›d›r. Meslek odas› mesle¤inizin hak ve menfaatlerini koruyan tek kurulufltur. Odan›za sahip ç›k›n›z. Nisan ay›nda yap›lacak olan 13. Ola¤an Genel Kurul’a ve seçime kat›larak meslek odan›za güç veriniz. Bu zorlu ve yo¤un dönemde çal›flmalar›m›za katk›da bulunan Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulu’nda, TDB delegesi, ilçe temsilcilerimize, komisyonlar›m›zda çal›flan arkadafllar›ma ve dört y›ld›r benimle birlikte çal›flan personelimize teflekkürü bir borç bilirim. Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diler, sevgi ve sayg›lar›m› sunar›m.
www.ido.org.tr
De¤erli Meslektafllar›m,
Mustafa Dü¤encio¤lu ‹DO Baflkan›
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010 dergi
05
ED‹TÖRDEN
Çok yorulduk ama bir o kadar da keyif ald›k Sizlerle birlikte oldu¤umuz iki y›l boyunca yay›n kurulu olarak komisyonda çal›flan meslektafllar›mla her çarflamba günü toplanarak, tart›flmalar, uzun ve yorucu, bir o kadar da keyifli çal›flmalar sonunda elinizdeki dergiyi ç›kard›k. Ülkemizi ve mesle¤imizi ilgilendiren sorunlara dikkatinizi çekmeye çal›fl›rken, Oda çal›flmalar›m›z› da aktard›k. Dergi’ye elefltirileri ve önerileriyle katk› sunan tüm meslektafllar›ma ve yay›n kurulunda birlikte çal›flt›¤›m arkadafllar›ma teflekkür ederim. ‹DO 13. Ola¤an Genel Kurulu ve seçimi yaklafl›rken Baflkan Mustafa Dü¤encio¤lu, Sayman Ali Yüksel Çal›flkan iki y›ll›k dönemini de¤erlendirdi. TDB ve Diflhekimleri Odalar›n›n itirazlar›na ra¤men, Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan haz›rlanan T›pta ve Diflhekimli¤inde Uzmanl›k E¤itimi Yönetmeli¤i’nin yürütmesi Dan›fltay taraf›ndan durduruldu. Karar›n hukuki yönünü ve bundan sonraki olas› geliflmeleri TDB Genel Sekreteri Süha Alpay de¤erlendirdi. 21 Ocak 2010 tarihinde TBMM’nde kabul edilen “Tam Gün” Yasas›’n›n de¤erlendirmesini de ‹DO Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Balpetek yapt›. Dünya Kad›nlar Günü nedeniyle Oda çal›flmalar›na ve akademik hayata uzun y›llar emek veren kad›n meslektafllar›m›z diflhekimli¤ine kad›n›n penceresinden bakt›lar. 23 Nisan 2007 tarihinde aram›zdan ayr›lan Hocam›z Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’n›n akademik, insani ve idareci özelliklerini meslektafllar› ve dostlar›n›n a¤z›ndan aktard›k. Aral›k ay›nda Odam›z› ziyaret eden ERO-FDI Seçilmifl Baflkan› Dr. Gerhard Konrad Seeberger ile diflhekimli¤inin gündemiyle ilgili söylefli yapt›k. Prof. Dr. Gülçin Bermek’le Türkiye’deki toplum a¤›z ve difl sa¤l›¤› çal›flmalar›n› de¤erlendirdi. Prof. Dr. Gamze
Aren de e¤itmen diflhekimlerine yönelik e¤itim planlamas›nda pedodonti program›n›n önemini anlatt›. “Günümüzdeki adezivlerde teknik hassasiyet: I. Asitlenen ve Y›kanan Adezivler” ve “‹ki farkl› mandibuler ana ba¤lay›c› ve direkt tutucu seçiminin klinik de¤erlendirmesi” konulu bilimsel yaz›lar› be¤enece¤inizi düflünüyorum. Bu say›m›zda 1863 y›l›ndan beri babas›n› kaybetmifl, maddi olanaklar› yetersiz çocuklara iyi bir e¤itim f›rsat› sunan Türkiye’nin en köklü sivil toplum kurulufllar›ndan Darüflflafaka Cemiyeti’ni tan›tt›k. Afetlerde h›zl› ve güvenli bir flekilde medikal hizmetler sunmak üzere Sa¤l›k Bakanl›¤› bünyesinde kurulan Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE)’nin meslektafllar›m›z›n ilgisini çekece¤ini umuyorum. 18 Mart 1915’te bir devrin bat›p baflka bir devrin aç›ld›¤› yer Çanakkale’ye yolculuk ettik. Ve yo¤un bir çal›flma döneminin sonuna daha geldik. ‹ki y›l› denetleme kurulunda dört y›l da yönetim kurulu olmak üzere alt› y›ll›k bir dönemin ard›ndan bayra¤› yeni gelecek meslektafllar›ma devretme zaman› geldi. Oda komisyonlar› ve kurullar›nda görev alanlar bilirler; aktif çal›fl›yorsan›z haftan›n en az›ndan bir gününü gönüllü olarak mesle¤iniz ad›na vakfedersiniz. Bu asl›nda bizler gibi eme¤iyle geçinen insanlar için ailesinden, kendi çevresinden, geçiminden k›s›larak elde edilen bir zamand›r. Ben de huzurunuzda bu zaman› esirgemek zorunda kald›¤›m baflta o¤lum ve eflim olmak üzere tüm dostlar›ma verdikleri destek için teflekkürlerimi sunuyorum. Can›m ülkemde, daha huzurlu ve ayd›nl›k bir yaflam dile¤iyle … Hoflça kal›n.
www.ido.org.tr
De¤erli Meslektafllar›m,
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Tar›k Tuncay
‹DO Yönetim Kurulu Üyesi
MART-N‹SAN 2010 dergi
07
ODA HABERLER‹
B ‹ L ‹ M S E L
E T K ‹ N L ‹ K L E R
‹mplant üstü protezlerde farkl› ölçü tekniklerinin karfl›laflt›r›lmas› ‹stanbul Diflhekimleri Odas› 7 Ocak 2010 tarihinde Green Park Otel, Merter’de ‘‹mplant Üstü Protezlerde Farkl› Ölçü Tekniklerinin Karfl›laflt›r›lmas›’ konulu bir konferans düzenledi. 150 meslektafl›m›z›n kat›ld›¤› konferans›n konuflmac›s› Prof. Dr. Sabire De¤er’di. I Prof. Dr. Sabire De¤er
Beyazlatma tedavisinde püf noktalar Doç. Dr. Can Say, renkleflmelerin lokalizasyon ve etiyolojiye göre ayr›ld›¤›n› belirterek, nedenlerini iç ve d›fl kaynakl› olarak inceledi. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› 14 Ocak 2010 tarihinde, Y›lmaz Manisal› E¤itim Merkezi’nde ‘Beyazlatma Tedavisinde Püf Noktalar’ konulu bir konferans düzenledi. 65 meslektafl›m›z›n kat›ld›¤› konferansta Doç. Dr. Esra Can Say ‘Beyazlatma Tedavisinde Püf Noktalar’ konulu bir sunum gerçeklefltirdi. Günümüzde estetik kayg›larla diflhekimine baflvuran hasta say›s›nda art›fl oldu¤una dikkat çeken Doç. Dr. Can Say, yap›lan araflt›rmalara göre, geliflmifl ülkelerdeki eriflkinlerin yüzde
08 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
12-15’inin difllerinin görünüflünden, yüzde 17-34’ünün ise renginden memnun olmad›¤›n› kaydetti. Difl rengi ve renkleflmelerden bahseden Doç. Dr. Can Say, renkleflmelerin lokalizasyon ve etiyolojiye göre ayr›ld›¤›n› belirterek, nedenlerini iç ve d›fl kaynakl› olarak inceledi. Beyazlatma ajanlar› hakk›nda da bilgi veren Doç. Dr. Esra Can Say, beyazlatma tedavilerini ofiste, diflhekimi kontrolünde evde yap›lan ve diflhekimi kontrolü olmadan piyasa ürünleriyle yap›lan beyazlatma bafll›klar› alt›nda örneklerle anlatt›. I
ODA HABERLER‹
B ‹ L ‹ M S E L
E T K ‹ N L ‹ K L E R
Simanlar ve simantasyon üzerine bilmek istediklerimiz ‹stanbul Diflhekimleri Odas›’n›n 21 Ocak 2010 tarihinde düzenledi¤i bilimsel toplant› Green Park Otel Bostanc›’da gerçeklefltirildi. ‘Simanlar ve Simantasyon Üzerine Bilmek ‹stedi¤imiz Her fiey’ konulu konferans›n konuflmac›s› Prof. Dr. Deniz Gemalmaz’d›. Konferansa 95 meslektafl›m›z kat›ld›. I
Total diflsiz a¤›zlarda implant üstü protezlerde
hareketli veya sabit protez seçimi Prof. Dr. Yasemin Kulak Özkan’›n konuflmac› oldu¤u konferansa 207 meslektafl›m›z kat›ld›. Konferansta hareketli ve sabit yap›lmas› gerekli uygulamalar vakalar üzerinde örneklerle aç›kland›.
‹stanbul Diflhekimleri Odas›'n›n 11 fiubat 2010 tarihinde, Green Park Otel, Merter'de düzenledi¤i konferans›n konusu ‘Total Diflsiz A¤›zlarda ‹mplant Üstü Protezlerde Hareketli veya Sabit Protez Seçimi’ydi. Konferansa konuflmac› olarak kat›lan Prof. Dr. Yasemin Kulak Özkan, hastalar›n total veya parsiyel protez kullan›m›ndan kaynaklanan s›k›nt›lar›n›n implant uygulamalar›yla nas›l afl›labilece¤ini anlatt›. Hareketli uygulamalarla sabit yap›lmas› gerekli uygulamalar› vakalar üzerinde örneklerle aç›k-
lad›. Bu örneklerdeki çal›flma prensiplerini aktard›. Hastalar›n yaflam kalitesinin artt›r›lmas›na iliflkin çözümler sunan Prof. Dr. Özkan, implant seçimlerinde zaman içinde de¤iflen tedavi yaklafl›mlar›n› da ele ald›. Ayr›ca implant üstü hareketli protezlerde geçmiflte yap›lan hatalar› vaka örnekleriyle anlatt›. ‹mplant tedavisinde hekimlerin uygun seçenekler sunabilmeleri için örnekleri de aktaran Prof. Dr. Özkan konuflmas›n› bitirdikten sonra meslektafllar›m›zdan gelen sorular› cevaplad›. Toplant›ya 207 meslektafl›m›z kat›ld›. I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 09
ODA HABERLER‹
B ‹ L ‹ M S E L
E T K ‹ N L ‹ K L E R
Zirkonyum-Porselen, Tam Seramik, Metal-Porselen Yrd. Doç. Dr. Nuray Çapa’n›n konuflmac› oldu¤u konferansta porselen yap›m teknikleri üzerinde duruldu. ‹DO 18 fiubat 2010 tarihinde, Y›lmaz Manisal› E¤itim Merkezi’nde “Ön Bölgede Hangi Sabit Protetik Restorasyonu Seçmeliyiz? Zirkon veya Metal Destekli Porselen mi, Yoksa Tam Porselen mi?” konulu bir konferans düzenledi. Yrd. Doç. Dr. Nuray Çapa ‘ZirkonyumPorselen, Tam Seramik, Metal-Porselen’ bafll›kl› sunumunda porselen restorasyonlar›n direncini art›rmak için yap›lmas› gerekenleri anlatt›. Bunun için ya kor alt yap›n›n ya da porselenin teknik olarak yap›s›n›n güçlendirilmesi gerekti¤ini söyledi. Porselenin yap›m tekniklerini de dökülebilir porselen (dicor), cam infiltre porselen (in-ceram), bas›nç alt›nda ve enjeksiyonla flekillendirilen porselen (IPS Empresss), bilgisayar yard›m›yla yap›lan porselen (Cerec, Lava, Procera) olarak s›n›fland›rd›. Laboratuvarda yap›lan deneylerden çeflitli örnekler sunan Yrd. Doç. Dr. Çapa, porselen tiplerinin de¤erlendirilmesinde inceram ve zirkonya porselenlerinin k›r›lmaya dayanma oranlar›n›n en iyi de¤erlere sahip oldu-
¤unu belirtti. Difl kesimi tekniklerinde ise bilgisayarl› sistem kullan›ld›¤›nda basamakl› kesimin flart oldu¤unu söyledi ve retraksiyon ipi kullan›lmas›n› önerdi. Difleti dokusunun ince ve transparan oldu¤unu ve metal yans›mas› durumunda da zirkonyan›n tercih edilmesi gerekti¤ini bildirdi. Toplant›ya 64 meslektafl›m›z kat›ld›.I
Yrd. Doç. Dr. Nuray Çapa
Ortodonti ve Periodontoloji ‹flbirli¤i Gerektiren Olgular ‹stanbul Diflhekimleri Odas› 25 fiubat 2010 tarihinde, Green Park Otel, Bostanc›’da, “Ortodonti ve Periodontoloji ‹flbirli¤i Gerektiren Olgular” konulu bir konferans düzenledi. 100 meslektafl›m›z›n kat›ld›¤› konferansta Prof. Dr. Sönmez F›ratl› ve Prof. Dr. Erhan F›ratl› konuflmac› olarak yer ald›.I
10 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
ODA HABERLER‹
2010 y›l› aidatlar›n›n son ödeme tarihi 31 Mart 2010 Türk Diflhekimleri Birli¤i 12. Ola¤an Genel Kurulu’nun 11 ve 15. maddelerine göre 2010 y›l› aidatlar›, 2009 y›l› aidat› üzerine 2009 y›l› Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranlar›n›n toplam›n›n yar›s› eklenerek bulunmaktad›r. Türkiye ‹statistik Kurumu (TU‹K) taraf›ndan 2009 y›l› ÜFE yüzde 5,93, TÜFE ise yüzde 6,53 olarak aç›kland›.
Buna göre;
Aidat ödemelerinizi;
Özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda çal›flan diflhekimleri ile bu kurum ve kurulufllar›n sahibi veya orta¤› diflhekimlerinden 245,00 TL, I Sadece kamu kurum ve kurulufllar›nda çal›flanlar ile mesle¤ini icra etmeyen diflhekimlerinden, özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›n›n sahibi veya orta¤› olmalar› durumunda aidatlar›n›n birinci maddede belirtilen miktarda, I Sadece kamu kurum ve kurulufllar›nda çal›flan veya mesle¤ini icra etmeyen diflhekimlerinden 120,00 TL, I Özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda ilk kez çal›flmaya bafllayan diflhekimleri ile ilk defa özel sa¤l›k kurum ve kuruluflunun sahibi veya orta¤› olan diflhekimlerinden 120,00 TL al›nacak, I Kay›t ücreti ise 120,00 TL olacakt›r.
1-Banka havalesiyle, havale masraf› ödemeden yat›rabilirsiniz: 2-Afla¤›daki kredi kart› formunu doldurup, Odam›z›n 0 212 296 21 04 no’lu faks›na yollayarak ödeme yapabilirsiniz 3-Odam›z›n internet sitesinden, www.ido.org.tr adresinde bulunan sanal POS arac›l›¤›yla 24 saat boyunca güvenle yat›rabilirsiniz. 4-Odam›z›n Cumhuriyet Cad., Safir Apt., No: 203, Kat: 2, D.3 Harbiye adresindeki merkezine gelip kredi kart›n›zla veya nakit olarak ödeme yapabilirsiniz. 5-Ayr›ca yan sayfadaki kredi kart› formunu doldurup, bu y›l ve bundan sonraki y›llar için otomatik ödeme talimat› verebilirsiniz.
2010 y›l› oda üyelik aidatlar›n›n 31 Mart 2010 tarihine kadar ödenmesi gerekmektedir. Üye aidatlar›n› ve Oda’ya herhangi bir borcunu zaman›nda ödemeyen diflhekimlerinden bu borçlar› için Amme Alacaklar›n›n Tahsili Usulü Hakk›ndaki Kanun’un öngördü¤ü gecikme faizi uygulanacakt›r. Meslektafllar›m›z›n bu konuda ma¤dur olmamalar› için aidat bedellerini 31 Mart 2010 tarihinden önce ödemelerini önemle rica ederiz.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI YÖNET‹M KURULU 12 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
ODA HABERLER‹
KRED‹ KARTI B‹LG‹LER‹ (KRED‹ KARTIYLA YAPILACAK ÖDEMELERDE) VISA
MASTER
EUROCARD
KART SAH‹B‹N‹N ADI SOYADI :
CEP TEL :
ADRES‹: fiEH‹R :
‹L / ‹LÇE :
POSTA KODU :
KART NUMARASI: SON KULLANMA TAR‹H‹ : Yukar›da belirtti¤im tutar›n VISA, MASTERCARD, EUROCARD hesab›na borç kaydedilerek Yap› Kredi Bankas› Harbiye fiubesi nezdindeki ilgili hesab›n›za Yap› Kredi Bankas›’yla ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI aras›nda yap›lan anlaflma koflullar› çerçevesinde alacak kaydedilmesini kabul ediyorum. LÜTFEN HESABIMDAN ……..........…………………….TL tahsil ediniz. TAR‹H :
‹MZA :
Ödemeler: Banka Havalesiyle yap›lacak ödemelerde Yap› ve Kredi Bankas› Elmada¤ fiubesi fiube Kodu: 124 IBAN NO: TR24 0006 7010 0000 0081 8022 88 .
Aidat›n›z› ve birikmifl aidat borçlar›n›z› 0212 296 21 05/06 no.lu telefondan ö¤renip afla¤›daki flekilde ödeyebilirsiniz. Aidatlar›n› bankamatikten ödeyen meslektafllar›m›z›n Oda’m›z› aray›p bildirmelerini rica ederiz.
ODA HABERLER‹
Deste¤iniz için teflekkürler ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu’na yönelik çirkin tehdidin ilk duruflmas›nda meslektafllar› Baflkan’a destek verdi. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu’na 2009 y›l›n›n Temmuz ay›nda telefonla ve muayenehanesinin kap›s›na kesik köpek bafl› b›rak›lmak suretiyle yöneltilen tehditle ilgili aç›lan kamu davas› 26 Ocak 2010 tarihinde Kad›köy 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bafllad›. Baflkan›m›z›n flahs›nda Oda’m›z›n tüzel kiflili¤ini hedef alan çirkin sald›r›yla ilgili aç›lan duruflmada ‹DO Yönetim, Denetleme, Disiplin Kurulu Üyeleri haz›r bulundu. Duruflmaya Geçmifl Dönem ‹DO Baflkanlar› ve Yönetim Kurulu üyeleri, Türk Diflhekimleri Birli¤i Baflkan› ve Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Geçmifl Dönem TDB Genel Baflkan› ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Ankara, Zonguldak, Samsun Diflhekimleri Odas› Baflkanlar› ve üyelerimiz kat›ld›. Di¤er Diflhekimleri Oda Baflkanlar› duruflmaya hava muhalefeti nedeniyle kat›lamad›. Duruflma sonunda bir aç›klama yapan ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu “Ortada bir tehdit davas›, tehdit içeren üç telefon konuflmas›, bir kesik bafl b›rak›lma olay›, bir suç, bir de suçlular var. Bu suçlular› yakalamak emniyet güçlerinin görevidir. Bunun 14 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu ve Avukat Engin Cinmen
sonucunda ‘bu suçludur’ diyecek olan da yarg›d›r. Yarg›dan bu davay› adil bir flekilde sonuca ulaflt›rmas›n› istiyoruz” dedi. Dü¤encio¤lu ayr›ca ayn› tarihlerde benzer bir flekilde TDB Geçmifl Dönem Genel Baflkan› Eser Cilasun’un da tehdit edildi¤ini hat›rlatt›. Avukat Ergin Cinmen de san›¤›n bir meslek kuruluflunun görevini yapmas›n› engellemeye yönelik davran›fl›n›n ayn› zamanda kamu görevi olmas› nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 113. maddesinden ve san›klar›n örgütsel bir iliflki içinde bulunduklar›ndan Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinden yarg›lanmas› gerekti¤ini belirtti. Davan›n ikinci duruflmas› 31 Mart 2010 tarihinde yap›lacak. I
ODA HABERLER‹
Kahvalt›l› bölge toplant›s› ‹lçelerdeki meslektafllar›m›z›n kat›ld›¤› toplant›larda diflhekimli¤indeki güncel geliflmeler ele al›nd›.
Kad›köy ve Ataflehir’de meslektafllar›m›z için düzenlenen kahvalt›l› bölge toplant›s›na 96 meslektafl›m›z kat›ld›.
‹DO ‹lçe Temsilcileri Komisyonu’nun bölgelerdeki meslektafllar›m›z için düzenledi¤i kahvalt›l› bölge toplant›lar› Ocak, fiubat, Mart aylar›nda da yap›lmaya devam etti. Bölgelerdeki meslektafllar›m›z›n bir araya geldi¤i, diflhekimli¤i mesle¤indeki geliflmelerin ve güncel sorunlar›n konufluldu¤u toplant›larda ‹DO Genel Sekreteri Aret Karabulut Oda çal›flmalar› hakk›nda bilgi verdi. Meslektafllar›m›zdan gelen sorular› yan›tlad›. 27 Ocak 2010 tarihinde, Maçka Demokrasi Park› 10 Numara Cafe’de yap›lan toplant›ya Befliktafl, Sar›yer, Ka¤›thane, fiiflli ve Beyo¤lu ilçelerinden 60 meslektafl›m›z kat›ld›. Toplant›da aç›l›fl konuflmas›n› ‹DO ‹lçe Temsilcileri Komisyonu Bölge Temsilcisi Y›ld›z Tansuker yapt›. Kad›köy ve Ataflehir ilçelerindeki meslektafllar›m›z için düzenlenen kahvalt›l› bölge toplant›s› 24 fiubat 2010 tarihinde gerçekleflti. Moda Spor Kulübü’nde yap›lan toplant›ya 96 meslektafl›m›z kat›ld›. TDB Genel Sayman› Tar›k ‹flmen ve TDB Merkez Denetleme Kurulu Üyesi Nefle Dursun ‹nceo¤lu’nun da kat›ld›¤› toplant›da Baflkan Mustafa Dü¤encio¤lu aç›l›fl konufl-
mas› yapt›. 17 Mart 2010 tarihinde, Üsküdar Mado Cafe’de, Üsküdar, Beykoz, fiile ilçelerindeki meslektafllar›m›z için yap›lan kahvalt›l› bölge toplant›s›na 31 meslektafl›m›z kat›ld›. Toplant›da ‹lçe Temsilcileri Komisyonu Bölge Sorumlusu Hikmet Bilge aç›l›fl konuflmas› yapt›. Toplant›lara, ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu, ‹DO Genel Sekreteri Aret Karabulut, Sayman Ali Yüksel Çal›flkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri Sevil Al, A. Songül Yarg›c› ile ‹lçe Temsilcileri Komisyonu üyeleri kat›ld›. I
Üsküdar’daki kahvalt›l› toplant›ya Üsküdar, Beykoz, fiile ilçelerinden meslektafllar›m›z kat›ld›.
ODA HABERLER‹
Dan›fltay, SGK’n›n genelgesini durdurdu
Sa¤l›k hizmetlerine ulafl›m› neredeyse imkâns›z hale getiren SGK Genelgesi’ni Dan›fltay iptal etti.
Dan›fltay 10. Dairesi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), sigortal›lar›n a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerinde, özel sa¤l›k kurulufllar› ve serbest diflhekimlerine sevk edilmeleri için gereken süreleri iki kat›na ç›karan ve sevk ifllemini Sa¤l›k Kurulu Raporu’na ba¤layan 7.02.2009 tarih, 2009/110 say›l› genelgesinin yürütmesini durdurdu.
Sa¤l›k sorunlar› ertelenemez Daha önce, a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerinden yararlanmak isteyen sigortal›lar, baflvurdu¤u resmi sa¤l›k kurumunda kuron ve protez tedavisine 90 gün, dolgu tedavisine 30 gün, di¤er difl tedavilerine 45 gün içinde bafllanamayaca¤›n›n bildirilmesi durumunda, diflhekiminin belirtmesi ve baflhekimin onay›yla özel sa¤l›k kurulufllar›na ve serbest diflhekimlerine sevk edilebiliyordu. SGK'n›n 7 Eylül 2009 tarihli genelgesinde ise bu süreler kuron ve protezde 180 gün, dolgu tedavisinde 60 gün, di¤er difl tedavilerinde 90 güne ç›kar›ld›. Ayr›ca diflhekimi ve baflhekim yerine Sa¤l›k Kurulu flart› getirildi. Genelgede ayr›ca 15 yafl›na kadar olan çocuklar›n 6-12 yafl tedavilerinde bekleme süresi olmaks›z›n serbest diflhekimlerine ve özel sa¤l›k kurulufllar›na sevkleri kald›r›ld›. 16 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
Sa¤l›k hizmetlerine ulafl›m› neredeyse imkâns›z hale getiren SGK Genelgesi’nin iptali için Türk Diflhekimleri Birli¤i, Dan›fltay 10. Daire nezdinde dava açt›. Dan›fltay 10. Dairesi karar›nda ''Diflhekiminin, hasta say›s› ve yo¤unlu¤u, sa¤l›k kuruluflundaki diflhekimi say›s›, hastan›n varsa di¤er sa¤l›k sorunlar› ile sa¤l›k kuruluflunun teknik imkânlar› ve benzeri durumlar› gözeterek, hastan›n tedavisine ne zaman bafllan›lmas›na veya bir baflka sa¤l›k kurulufluna sevk edilmesine karar verme yetkisine sahip bulundu¤unun'' belirtildi¤i kaydedilerek, ''Diflhekiminin yetkisine do¤rudan müdahale sonucu do¤uran, sa¤l›k sorununun 'ertelenemez ve ikame edilemez' nitelikte bulundu¤unu göz ard› eden genelgenin ibarelerinde hukuka uygunluk görülmedi¤i'' de¤erlendirilmesi yap›ld›. Kararda, ayr›ca sa¤l›k sorununun ertelenemez ve ikame edilemez nitelikte bulundu¤u belirtildi.
Hasta ma¤duriyeti sona erdi Türk Diflhekimleri Birli¤i de art›k hastalar›n resmi sa¤l›k kurulufllar›nda tedavilerinin sa¤lanamamas› halinde Sa¤l›k Kurulu karar› ve süre koflulu olmaks›z›n serbest diflhekimine sevk edilebileceklerini aç›klad›. Bu kararla hastalar›n ma¤duriyetlerinin önüne geçilmifl oldu¤unu ifade etti. I
780 NM YUMUÞAK DOKU LAZERÝ HEDÝYEMÝZDÝR
Dünyanýn En Büyük Dental Ünit Üreticisi ... - Dünyanýn (100 w) een güçlü kömürsüz MX mikromotoru - 100 - 200.000 rpm hýz aralýðýnda çalýþma olanaðý - Iþýk yoðunluðu,tork ve hýz ayarlarý - Dokunmatik dijital ekran ve 40 adet program
HLX FULL F LASER ELECTRONIC ÜNÝT ÝLE BÝRLÝKTE
- Yumuþak doku lazeri (Gnatus)
O
- 360 dönebilen hor hortumla kolay baðlantý restarasyon çalýþmalarýnýn yanýsýra - Prophylactic ve res implantoloji çalýþmalarýnda kullaným endodonti ve impla
- Dünya lideri MX model ýþýklý e.mikromotor (Bien Air)
yeni
- Karbon yapýda(30gr), led ýþýklý,seramik rulmanlý BLACK LINE türbin (Bien Air) 5 Led’li 35.000 Lux ýþýk gücünd gücünde ü
- Push-button ýþýklý sistem içten sulu anguldurva (Bien Air) - Endo-piezo özellikli kavitron (Satalec)
1.450$ X
KDV HARÝÇ PEÞÝN
10AY 13.750$
F i ya t l a r a N a k l i y e d a h i l d e ð i l d i r. Kamera Sistemi ve ekran kolu opsiyoneldir. Kampanya stoklarla sýnýrlýdýr.
- Dokunmatik Optima MX INT model dijital kontrol ünitesi (Bien Air) - 2 adet üç fonksiyonlu þýrýnga (Gnatus) - Jet Hand model airflow (Gnatus) - Dijital ekranlý LED ýþýklý dolgu (Gnatus) - Bio Vac II model cerrahi vakum motoru (Gnatus) - Syncrus TOP hekim taburesi (Gnatus)
0499
Ünitin tüm fonksiyonlarýna kumanda edebilen ’’chip-blower’’lý pedal
CHIRADENTA 800 OPTIMAL Ünit ile birlikte Bien Air Elektrikli Motor Piezo Kaviton Led Iþýnlý Dolgu Cihazý KMD Türbin • 3 kademeli Ýtalyan reflektör • Özel dizayn tetiyer • Havalý aspiratör sistemi • Solak hekim için kullanma seçeneði • Orijinal lcd kol • Kreþur döþeme renginde ve içe dönme özelliði • Programlý koltuk
6.500 €
+ KDV
8.000 €
+ KDV
• Asistan kolu çift mafsallý
10 Ay Vade
ALPAY
DÝÞ DEPOSU LTD. ÞTÝ.
www.alpaydis.com.tr
Oðuzhan Cd. Akkoyunlu Sk. No: 9/1 Fýndýkzade - ÝSTANBUL Tel: 0212 533 87 81 - 534 17 24 Fax: 0212 523 25 41
GALBIATI SRL IT. KMD TÜRBÝNLER
MARMARA BÖLGESÝ TEK YETKÝLÝ SERVÝS
ODA HABERLER‹
Fakültelerle iflbirli¤i devam ediyor
‹stanbul Diflhekimleri Odas›, ‹stanbul, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakülteleri’ni ziyaret ederek bugüne kadar ortak yürütülen çal›flmalar›n bundan sonra da artarak sürdürülmesini istedi. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› 27 Ocak 2010 tarihinde ‹stanbul Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hasan Meriç’i ziyaret etti. ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu ve Bafl-
18 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
kan Vekili Prof. Dr. Serdar Çintan ile meslektafllar›m›z›n kat›ld›¤› görüflmede fakülte ö¤retim üyeleri de yer ald›lar. Toplant›da ‹DO’nun ‹ÜDF’yle geçmiflten günümüze iliflkilerini ve çal›flmalar›n› anlatan bir sunum yapan ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu, “‹DO, Oda-fakülte iliflkisini mesle¤imizin geliflimi için son derece önemli bulmaktad›r. Burada yaln›zca küçük bir bölümünü aktard›¤›m›z ve Odam›z’›n kuruluflundan bu yana infla etti¤imiz güçlü ba¤›n artarak sürmesini temenni ediyoruz” dedi. Oda –ö¤renci iliflkilerine de de¤inilen toplant›da ‹DO’nun önümüzdeki dönemde ö¤rencilerle iliflkilerini gelifltirmesi ve etkin bir iletiflim kurmas› için görüfl al›flveriflinde bulunuldu. Prof. Dr. Hasan Meriç de konuflmas›nda, dekanl›¤› süresinde ‹DO’yla hep iyi iliflkiler gelifltirildi¤ini, bundan böyle de
ODA HABERLER‹
YÜDF Dekan› Prof. Dr. Türker Sandall›, ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu’na plaket verdi.
fakültenin kap›lar›n›n her zaman aç›k oldu¤unu vurgulad›. Ö¤retim üyelerinin özlük haklar›n›n da görüflüldü¤ü toplant›da, ‹DO’nun rotasyon uygulamalar› ve “Tam Gün” Yasas›’na karfl› daha etkin mücadele etmesi istendi. 10 fiubat 2010 tarihinde Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi’ne (YÜDF) yap›lan ziyarete ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu ve Geçmifl Dönem ‹DO Baflkan› Ali Uçansu kat›ld›. YÜDF Dekan› Prof. Dr. Türker Sandall› ile yap›lan görüflmede Mustafa Dü¤encio¤lu, ‹DO ve fakülteyle birlikte sürdürülen çal›flmalardan oluflan bir sunum gerçeklefltirdi. ‹DO ve YÜDF iflbirli¤inin bundan sonrada artarak devam edece¤inin belirtildi¤i görüflmede Prof. Dr. Türker Sandall›, ö¤retim üyeleri ad›na dönem boyunca baflar›l› çal›flmalar› nedeniyle Mustafa Dü¤encio¤lu’na plaket verdi. 25 fiubat 2010 tarihinde Marmara Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi’ne (MÜDF) yap›lan ziyarete ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu, Geçmifl Dönem ‹DO Baflkan› Ali Uçansu, Baflkan Vekili Kadir Ö¤üt ile Geçmifl Dönem TDB Genel Baflkan› Celal Y›ld›r›m ve Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Saba Ery›lmaz kat›ld›. MÜDF Dekan› Prof. Dr. ‹lknur Tanbo¤a ve ö¤retim üyeleriyle birlikte yap›lan toplant›da uzmanl›k ve doktora konusundaki geliflmeler de¤erlendirildi. I
Türk iflaret dili kursu bafllad› Diflhekimlerinin içinde iflitme engellilerin de bulundu¤u farkl› gruplarla iletiflim becerilerinin art›r›lmas› amac›yla düzenlenen Türk ‹flaret Dili Kursu gördü¤ü ilgi üzerine tekrarland›. ‹stanbul Diflhekimleri Odas›, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Sa¤l›k ve Sosyal Hizmetler Daire Baflkanl›¤› Özürlüler Müdürlü¤ü ile birlikte ikinci kez Türk ‹flaret Dili Kursu’nu düzenliyor. Bu çal›flmayla meslektafllar›m›z›n, içinde iflitme engellilerin de bulundu¤u farkl› gruplarla iletiflim becerilerinin art›r›lmas› hedefleniyor. 15 fiubat 2010 tarihinde bafllayan e¤itim program› üç ay süreyle her pazartesi Y›lmaz Manisal› E¤itim Merkezi’nde gerçeklefltirilecek. E¤itmen Samet Demirtafl taraf›ndan verilen kurslar›n verimli olabilmesi için kat›l›m 18 kifliyle s›n›rl› tutuldu. Kurs sonunda baflar›l› bulunan kat›l›mc›lara ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan kat›l›m belgesi verilecek. I
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 19
ODA HABERLER‹
Hiperaktivite bozuklu¤u yaflayan çocuklarla iletiflim ‹DO Toplum A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Komisyonu’nun düzenledi¤i konferansta Çocuk, Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Uzman› Dr. Senem Baflgül, dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite bozuklu¤uyla ilgili bir sunum yapt›.
‹DO Toplum A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Komisyonu’nun 2 Mart 2010 tarihinde Y›lmaz Manisal› E¤itim Merkezi’nde düzenledi¤i konferansa Çocuk, Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Uzman› Dr. Senem Baflgül konuk olarak kat›ld›. “Dikkat Eksikli¤i ve Hiperaktivite Bozuklu¤u (DEHB) olan çocuklara yaklafl›m” temal› konferansta son y›llarda çocuklarda s›kça rastlanan DEHB ele al›nd›. DEHB’i “Bireyin yafl›na ve geliflim düzeyine uygun olmayan dikkat sorunlar›, afl›r› hareketlilik ve istekleri erteleyememe (dürtüsellik) ile kendini gösteren nöropsikiyatrik bir bozukluk” olarak tan›mlayan Dr. Baflgül, DEHB’nin etiyolojisini “Kal›t›m, genetik nedenler”, “Çevresel etkenler” ve “Beyindeki yap›sal ve ifllevsel farkl›l›klar” olmak üzere dört bafll›kta inceledi. Tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi de veren Dr. Baflgül, konuflmas›n›n son bölümünde DEHB olan çocuklara diflhekimi yaklafl›m›ndan bahsetti. DEHB olan çocuklar›n, hareketli olmalar›na ve dikkatlerinin kolay da¤›lmas›na ra¤men difl tedavilerindeki zorlu¤un di¤er çocuklardan daha büyük olmad›¤›n› kaydeden Dr. Baflgül, meslektafllar›m›za flu tavsiyelerde bulundu: “Tedaviye s›k s›k mola verin. Molalarda çocu¤un uy-
20 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
gun bir mekânda k›sa süreli gezinmesine izin verin. Tedavi s›ras›ndaki sabr›n› o günkü tedavi sonunda ödüllendirin. Eli aya¤› oynad›¤›nda aran›zda daha önceden belirledi¤iniz bir flifreyle onu rencide etmeden uyar›n. Mekân oldukça sakin ve uyarans›z olmal›. Ebeveynden destek istenmeli. Yan›nda onu sakinlefltirici bir oyunca¤› olmas›n› aileden talep edin. Tedaviye fliddetle karfl› gelirse afla¤›lamay›n, kötü senaryolarla korkutmay›n, zorlamay›n. Tedavi olmazsa neler olabilece¤i görsel materyalle anlat›labilir. Difl a¤r›s›n›n tedaviden daha can ac›t›c› olaca¤›n› anlayabilece¤i bir dille anlat›n. Difl a¤r›s›n›n do¤al sonucunu görmesi aç›s›ndan a¤r› kesici vermeyi a¤›rdan al›n, bu konuda ebeveynle iflbirli¤i yap›n.” I Dr. Senem Baflgül Çocuk, Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Uzman›
ODA HABERLER‹
Türkiye’yi sarsan siyasi cinayetlerin y›ldönümünde bir kez daha faili meçhul cinayetlerin yönlendiricilerinin aç›klanmas› istendi.
Katili tan›yoruz, adalet istiyoruz!
Agos Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Hrant Dink’in katlediliflinin üçüncü y›l›nda binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir anma töreni gerçeklefltirildi. Yo¤un kar ya¤›fl› ve so¤u¤a ra¤men Hrant Dink’in vuruldu¤u Agos Gazetesi önünde toplanan yurttafllar, “Katili biliyoruz", "Katil devlet hesap verecek", “Hrant'›n katili Ergenekon devleti" sloganlar› att›lar. Türkçe ve Ermenice ezgilerin çal›nd›¤› törende kat›l›mc›lar Dink'in vuruldu¤u saatte sayg› duruflunda bulundular. Hrant Dink'in vuruldu¤u yere, "Tek yolumuz bir arada yaflamay› savunmak olmal›. Bu yol hem akl›n hem vicdan›n gere¤i" sözlerinin yaz›l› oldu¤u bir pankart konuldu. Hrant’›n arkadafllar› ad›na Bülent Ayd›n'›n sunumuyla bafllayan anma etkinli¤inde, yönetmen S›rr› Süreyya Önder bir konuflma gerçeklefltirdi. S›rr› Süreyya Önder'in konuflmas› s›ras›nda Ahmet Kaya'n›n efli Gülten Kaya yan›nda yer ald›. Tören s›ras›nda Hrant’›n efli Rakel, k›zlar› Sera ve Delal ile o¤ullar› Arat Dink de Agos’tayd›. Törende, Hrant'›n hedef al›nmas› sürecini bafllatan 6 fiubat 2004 tarihinde Agos’ta yay›mlanan, Sabiha Gökçen'in yetimhaneden al›nm›fl bir Ermeni k›z› oldu¤una iliflkin haber üzerine yap›lan röportaj Hrant
Dink'in kendi sesinden verildi. Hrant Dink'in o¤lu Arat Dink Agos'un penceresinden yapt›¤› konuflmada; "Mahkeme bizimle dalga geçmedi mi? 100 y›l önce avd›k, flimdi yem olduk" dedi.
Mahkûmiyetimiz sona ermedi U¤rad›¤› bombal› suikast sonucu 24 Ocak 1993'te yaflam›n› yitiren Gazeteci U¤ur Mumcu, ölümünün 17. y›l›nda etkinliklerle an›ld›. Ankara, ‹stanbul, Samsun ve Bursa’da düzenlenen anma programlar›na CHP ve çok say›da vatandafl kat›ld›. Milliyet Gazetesi Yay›n Yönetmeni Abdi ‹pekçi, silahl› sald›r› sonucu öldürülüflünün 31. y›l›nda Zincirlikuyu’daki mezar› bafl›nda an›ld›. ‹pekçi’yi anma törenine ‹pekçi’nin efli Sibel ‹pekçi, k›z› Nüket ‹pekçi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Baflkan› Orhan Erinç, D‹SK Baflkan› Süleyman Çelebi ile çok say›da gazeteci ve sevenleri kat›ld›. Törende bir konuflma yapan Nüket ‹pekçi, Abdi ‹pekçi’nin katili olan, Ocak ay›nda cezaevinden ç›kan Mehmet Ali A¤aca’ya at›fta bulundu ve “Devletin bütün güçlerini seferber ettik ama ‘baflaramad›k’ dediler. Art›k öyle bir yerdeyiz ki ancak 31 y›l öncesine gidersek hep birlikte özgürleflebiliriz. Bizim mahkûmiyetimiz sona ermedi” dedi. I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 21
ODA HABERLER‹
Tam Gün’e karfl› tam gün ifl b›rak›ld› “Tam Gün” Yasas›’na karfl› ç›kan ve alternatifini sunan sa¤l›k meslek örgütleri ve sendikalar 19 Ocak 2010 tarihinde ifl b›rakarak alanlara ç›kt›lar.
Kamuoyunda Tam Gün Yasas› olarak bilinen “Üniversite ve Sa¤l›k Personelinin Tam Gün Çal›flmas›na ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun Tasar›s›”n›n TBMM’de görüflülmeye bafllamas› üzerine sa¤l›k meslek örgütleri ve sendikalar 19 Ocak 2010 tarihinde tam gün ifl b›rakt›lar. Yasan›n hekimleri sermaye karfl›s›nda korumas›z b›rakt›¤›n› savunan ‹stanbul Diflhekimleri Odas› ‹stanbul’da gerçeklefltirilen
22 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
tüm eylemlere destek verdi. ‹stanbul’da eylemler 18 Ocak akflam› Taksim E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi önünden tramvay dura¤›na yap›lan fenerli yürüyüflle bafllad›. Yürüyüflte s›k s›k “Ampulle kararan tek ülke biziz” ve “Yalanc› bakan istemiyoruz” sloganlar› at›ld›. 19 Ocak 2010 tarihinde merkezi ‹stanbul T›p Fakültesi olmak üzere 5 ayr› noktada etkinler yap›ld›. ‹lk eylem Taksim E¤itim Araflt›rma Hastanesi’nde yap›ld›. Ard›ndan ‹stanbul T›p Fakültesi Temel Bilimlerin önünde, sa¤l›k çal›flanlar›n›n yo¤un kat›l›m›yla merkezi bir etkinlik gerçeklefltirildi. Fakültenin kap›s›na yap›lan yürüyüfl sonunda bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada "Tam Gün" ad› alt›nda kölelik düzenini dayatan Sa¤l›k Bakanl›¤›'na ve Hükümet’e, bu yasaya karfl› eylemlerin birleflik mücadeleyle devam edece¤i hat›rlat›ld›. Ayn› saatlerde Haydarpafla Numune, Okmeydan›, Zeynep Kamil E¤itim Araflt›rma Hastaneleri’nde de etkinlikler düzenlenerek, Hükümet’in yasa tasar›s›n› geri çekmesi istendi. I
ODA HABERLER‹
Tekel iflçilerini destekliyoruz 4C statüsünde çal›flmaya karfl› direnen tekel iflçilerine Türkiye’nin dört bir yan›ndan destek geldi.
‹stanbul’da bulunan emek ve meslek örgütleri 29 Ocak 2010 tarihinde bir bas›n toplant›s› düzenleyerek, 45 gündür direnen Tekel iflçilerini desteklediklerini ve 4 fiubat 2010 tarihinde yap›lacak genel grevi birlikte örgütleyeceklerini aç›klad›lar. Tafleronlaflt›rmaya karfl› direnen itfaiye iflçilerine, Esenyurt Belediyesi iflçilerine, Sinter Metal ve Kent A.fi iflçilerinin mücadelesine de omuz verilece¤inin vurguland›¤› toplant›ya Oda’m›z ad›na Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Balpetek kat›ld›. Toplant›da ortak bas›n metnini Türk ‹fl Birinci Bölge Baflkan› Faruk Büyükkucak okudu. Büyükkucak “Özellefltirme, tafleronlaflt›rma, iflten at›lma iflçilerin ve emekçilerin günlük hayat›n›n bir parças› haline getirilmifltir. Bu gidifle ne zaman ve nas›l
24 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
dur diyece¤imizi tart›fl›rken, Tekel iflçisi Türkiye’nin dört bir yan›ndan Ankara’ya gelerek son noktay› koymufltur” dedi. Konuflmas›nda Hükümet’in tavr›n› elefltiren Büyükkucak, 4 fiubat 2010 tarihinde yap›lacak genel greve kat›l›m için bütün iflyerlerine ça¤r› yapt›. D‹SK ad›na konuflan Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali Canc› meslek odalar›n›n ve sendikalar›n önümüzdeki dönemde hak kay›plar›na karfl› birlikte mücadele edeceklerini aç›klayarak, bu oluflumun ‹stanbul’da 1 May›s 2010’u birlikte örgütlemesi temennisinde bulundu.
Grev kazand›racak KESK ad›na konuflan Yunus Öztürk de sendikalar›n pek çok kez bas›n aç›klamalar› ve protesto gösterileriyle kamuoyu oluflturmaya çal›flt›klar›n›, ancak bugüne kadar hükümetlerin emekçilerin taleplerine ilgi göstermediklerini söyledi. 25 Kas›m 2009 tarihinde yap›lan genel grevin etkilerine de¤inen Öztürk, 4 fiubat’ta yap›lacak genel grevin kazanmak için önemli bir f›rsat oldu¤una iflaret etti. Kamusen ‹stanbul ‹l Baflkan› Hanefi Bostan da grevi desteklediklerini aç›klad›. Hekimlerin, eczac›lar›n, diflhekimlerinin emeklerinin karfl›l›¤›n› almak için birlikte mücadele etti¤ini vurgulayan ‹stanbul Eczac› Odas› Baflkan› Semih Güngör de Hükümet’in meslek örgütlerini ortadan kald›rmaya çal›flt›¤›n› söyledi. Tekel iflçilerinin ifllerine ve emeklerine sahip ç›kmak için sa¤l›klar›n› riske atarak toplumun vicdan›n› temsil etti¤ini söyleyen ‹stanbul Tabip Odas› Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen, Hükümet’in milyonlarca insan›n gözünün içine baka baka ifllerini, umutlar›n›, geleceklerini almaya çal›flt›¤›n› söyledi.
ODA HABERLER‹
4C nedir? 657 say›l› Devlet Memurlar› Kanununun 4. Maddesi, A, B, C f›kralar› memurlar, sözleflmeli personel ve geçici personel kavramlar›n› tan›mlamaktad›r. 4. Maddenin C f›kras›, özellefltirmeler nedeniyle kapat›lan kamu kurumlar›nda çal›flanlar› baflka kamu kurulufllar›nda geçici personel statüsünde çal›flt›rma esaslar›n› belirlemektedir. 4C kapsam›nda de¤erlendirilen geçici personel ne memur ne de iflçidir. 4C statüsünde çal›flanlar›n Ücretleri Bakanlar Kurulu karar›yla her y›l belirlenmektedir. 2009 y›l›nda ö¤renim durumuna göre ayda 600-700800 TL (brüt) ücret ödenmektedir.
‹stanbul Diflhekimleri Odas› Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Balpetek de 12 Eylül darbesi sonucu oluflturulan mevcut Anayasa’n›n sendikal haklar› kufla çevirdi¤ini, bugüne kadar hükümetlerin de Anayasa’y› de¤ifltirmek için giriflimde bulunmad›¤›n› söyledi. Otoriter ve anti demokratik zihniyetin sendikalara da yans›d›¤›ndan flikâyet eden Balpetek, “Tek G›da ‹fl Sendikas› sand›k koyup da iflçilere tamam m›, devam m› diye sorarak do¤rudan demokrasinin iyi bir örne¤ini gösterdi, kendilerini kutluyorum” dedi.
Her yer grev, her yer direnifl Emekçiler 4 fiubat 2010 tarihinde TÜRK‹fi, HAK-‹fi, D‹SK, MEMUR-SEN, TÜRK‹YE KAMU-SEN ve KESK’den oluflan alt› konfederasyonun ald›¤› karar uyar›nca, 52 gündür direnen Tekel iflçilerini desteklemek için tüm yurtta üretimden gelen güçlerini kulland›lar. ‹stanbul’da Oda’m›z›n da içinde yer ald›¤› herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun ça¤r›s›yla D‹SK, KESK, Türk Kamu Sen, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar sabah saatlerinden itibaren Edirnekap›-Suriçi ve Eminönü ‹stanbul Ticaret Üniversitesi önünden olmak üzere iki koldan yürüyüfle geçtiler. “Hükümet 4C’ni al bafl›na çal”, “Tekel iflçisi direniflin simgesi”, “Kurtulufl yok tek ba-
• Y›lda en fazla 10 ay çal›flabilirler. • K›dem tazminatlar›, ifl sonu tazminatlar› yoktur. • Y›ll›k ücretli izinleri yoktur. • Sendikaya üye olamazlar. • Toplu ifl sözleflmesi yapamazlar. • ‹fl güvenceleri yoktur, ifle iade davas› açamazlar. • Hastal›k nedeniyle istirahat ald›klar› süre boyunca ücret alamazlar. Tekel iflçilerinin bafllatt›¤› direnifl sonucunda hükümet 4C'lilere y›ll›k ücretli izin, ifl sonu tazminat› ve bir y›l çal›flma hakk› tan›d›. Ancak tekel iflçileri bunu kabul etmeyerek tüm özlük haklar›n›n korunmas›n› talep ettiler. Bakanlar Kurulu karar›yla bu üç maddelik iyilefltirme flu anda kamuda çal›flmakta olan 4C statüsündekilere uygulanmaya baflland›.
fl›na, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlar› atan iflçiler ö¤le saatinde Saraçhane Park› önünde topland›lar. Sivil toplum kurulufllar› ve siyasi partilerin de destek verdi¤i eyleme kat›lan 10.000’i aflk›n kifli “Ölmek var, dönmek yok” slogan›n› atarak, direnen Tekil iflçilerinin sesine ses katt›. Konfederasyon baflkanlar› yapt›klar› konuflmalarda, 4C uygulamas›yla emekçilere güvencesiz, kölelik koflullar›nda çal›flman›n dayat›ld›¤›n›, bu tehdidin sadece Tekel iflçilerine de¤il, tüm emekçilere yönelik oldu¤unu, insanca çal›flma, insanca yaflama koflullar› için hep birlikte mücadele edilmesi gerekti¤ini vurgulad›lar.
Binlerce kifli Ankara’da bulufltu Tekel direniflinin 68. gününde emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler 20 fiubat 2010 tarihinde Tekel iflçileriyle çad›rlarda bulufltu. Sabah saatlerinde Kolej’deki Kurtulufl Park›’nda buluflan gruplar Sakarya Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Kortejin d›fl›ndan kat›lan pek çok kifli de direnifl çad›rlar›na gitti. Eyleme Tar›k Akan, Rutkay Aziz, Nedim Saban gibi sanatç›lar da kat›ld›. Dayan›flma eylemine kat›lanlar TÜRK-‹fi binas› civar›ndaki Tekel iflçileriyle birlikte sabahlayarak 21 fiubat 2010 tarihinde yap›lan kitlesel bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Ankara’dan ayr›ld›. I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 25
ODA HABERLER‹
Diflhekimi Fatma Balpetek fatmabalpetek@ttmail.com
Tekel iflçileri ne istiyor? ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Yönetim Kurulu 19 fiubat 2010 tarihinde Tekel iflçilerini ziyaret ederek destek mesajlar›n› iletti. Yönetim Kurulu Üyesi Fatma Balpetek izlenimlerini aktard›. Tekel iflçilerinin direniflinin 67. gününde, 19 fiubat 2010 tarihinde ‹stanbul Diflhekimleri Odas› olarak, dayan›flma amac›yla Tekel iflçilerini ziyaret ettik. Kamuoyunda ilgiyle izlenen, son y›llar›n en önemli iflçi eylemlerinden birine tan›k oluyorduk. Ankara'n›n so¤u¤unda, naylon çad›rlarda, kald›r›ma serilmifl kilimler üzerinde yatan ve üç dört çad›r aras›nda, sokakta kurduklar› soban›n etraf›nda ›s›nmaya çal›flarak yaflam mücadelesi veren insanlar›m›z› gördük. Ülkenin her yerinden gelmifllerdi. Bizim ziyaret ettiklerimiz ‹stanbul, Hatay, ‹zmir ve Batman çad›rlar›yd›. Her ilin ve ilçenin çad›rlar› ayr›yd›. Mesela Ad›yaman'›n Besni ve Kahta ilçelerinin ayr› çad›rlar› vard›. TDB yöneticileri ve Ankaral› meslektafllar›m›zla birlikte, direnen Tekel iflçileriyle yemek yedik. Onlar›n s›k›nt›lar›n› anlamaya ve moral vermeye çal›flt›k.
Dayan›flma her geçen gün artt› 67 gündür kendilerine reva görülen tazyikli su, biber gaz› ve polis copuna ra¤men kararl›, sab›rl› ve dirayetli durufllar›n› koruyorlard›. Kötü beslenme, hijyenik olmayan çad›rlarda kalma ve stres nedeniyle birço¤u sa¤l›k sorunlar›yla karfl›laflm›flt›. Sa¤l›klar›n›n kal›c› bir flekilde bozulma riskine ra¤men açl›k grevine gitmifllerdi. Kendileriyle dayan›flma gösteren ve odun kömür gönderen Çankaya Belediyesi hakk›nda valilik, yasad›fl› eyleme destek olundu¤u gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmufltu. Kaçak elektrik kulland›klar› yönünde bask› gördüklerini, oysa esnaf›n kendilerine elektrik verdi¤ini anlatt›lar. Hatay'›n Alt›nözü ilçesinden gelenlerin çad›r›nda konufltu¤umuz iflçiler inan›lmaz bir berrakl›kla neler olup bitti¤inin fark›nda ol26 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
duklar›n› gösterdiler. Eylemlerinin fliddetten uzak ve bar›flç›l oldu¤unu anlatt›lar. 4C statüsünü kabul ettikleri takdirde 10 ay çal›flma garantisinin ard›ndan iflsiz kalacaklar›n›, hükümetin Tekel'i satarken çal›flanlar›n istihdam sorununu hiç düflünmedi¤ini söylediler. Sohbet etti¤imiz ‹zmirli ve Batmanl› kad›n iflçilerin ço¤u, 21 y›ll›k Tekel çal›flan› olduklar›n›, halen 1200TL civar›nda maafl ald›klar›n›, 4C statüsünde çal›flmay› kabul ederlerse 600-800 TL ye ve güvencesiz çal›flmak zorunda kalacaklar›n› anlatt›lar. ‹zmirli Ayfer han›m iki k›z›n› okuttu¤unu, iflsiz kal›rsa k›zlar›n›n geleceklerinin kararaca¤›n› söyledi. Batmanl› fiefika Han›m ise, Tekel iflletmesi kapand›¤›nda ifl bulup çal›flacak kap› yok diye durumu özetledi. Kad›n iflçileri dinlerken, 4B statüsünde kamu kurumlar›nda istihdam edilen diflhekimi meslektafllar›m›z› bekleyen gelecek tasavvurunu düflündüm. Tekel’i, limanlar›, Telekom’u, Tüprafl'› satanlar günü geldi¤inde ADSM'leri de satabilirler. Orada bugün 4B statüsünde çal›flanlar yar›n 4C statüsü kapsam›na al›nacaklard›r. Tekel iflçilerinin durumu, insan› de¤il paray› merkeze koyan bir politikan›n sonucudur. ‹nsan› önemsemeyen bu politika geçmiflte yap›lan özellefltirmeler sonucu pek çok çal›flan› iflsiz b›rakm›fl veya özlük haklar›n› t›rpanlam›flt›r. Bu süreç devam etmektedir. Bugün Tekel iflçilerinin bafl›na gelen yar›n sa¤l›k, enerji ve baflka sektörlerde çal›flanlar›n bafl›na gelecektir. Vicdan›n› kaybetmifl politikalara karfl› tüm çal›flanlar birlikte mücadele etmelidir. Bugün Tekel iflçilerine verilecek destek esas olarak, insan odakl› ve vicdan› dikkate alan politikalar›n güçlenmesine katk›da bulunacakt›r. I
ODA HABERLER‹
Marmaray iflçileri ‹DO’yu ziyaret etti Marmaray Projesi’nde, Polat ‹nflaat’a ba¤l› çal›flan direniflteki tafleron iflçileri 3 fiubat 2010 tarihinde ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. Toplant›da, Marmaray Projesi Yenikap› fiantiyesi’nde Gama Nurol’un tafleronu Polat ‹nflaat’ta çal›flt›klar›n› belirten iflçiler 16 Ocak 2010 tarihinde direnifle geçtiklerini söylediler. ‹nsanca yaflama koflullar› için direnifle geçtiklerini ifade eden iflçiler, günlük 27,7 Lira yevmiyeyle çal›flt›r›ld›klar›n›, üç y›ld›r zam almad›klar›n› ve sigortalar›n›n 15 gün üzerinden yat›r›ld›¤›n› söylediler. ‹DO Yönetim Kurulu üyeleri taraf›ndan yap›lan konuflmalarda da son y›llarda güvencesiz, sigortas›z çal›flma ortamlar›n›n h›zla yayg›nlaflt›¤›na dikkat çekilerek, direniflteki iflçilere destek verilece¤i belirtildi. I
2010 y›l›na ait t›bbi at›k bertaraf ücreti belirlendi ‹stanbul Valili¤i ‹l Mahalli Çevre Kurulu’nun 21.11.2009 tarih, 95 say›l› karar› gere¤ince 2010 y›l›na ait t›bbi at›k bertaraf ücreti; Muayenehaneler için (hekim say›s› kadar) 156.00 TL, A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Poliklinikleri için 311.00 TL, A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Merkezleri için 733.00 TL olarak belirlenmifltir. Avrupa ve Anadolu Yakas›’ndaki sözleflme ücreti fark› kald›r›lm›fl olup, sözleflme miktar› her iki yakada da ayn›d›r. ‹lçe belediyeleri t›bbi at›klar› belli günlerde imza karfl›l›-
28 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
¤›nda ve tutanakla muayenehanelerden gelip almak zorundad›r. Konuyla ilgili flikâyetlerinizi ‹stanbul Diflhekimleri Odas› veya ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü’ne yapabilirsiniz. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Telefon: 0 212 296 21 05/06 ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü Avrupa Yakas›: 0 212 262 57 56 - 0.212 262 11 37 Anadolu Yakas›: 0 216 339 63 00- 0 216 545 15 28
ODA HABERLER‹
Sa¤l›¤›ma engel olma!
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin Türkiye Kas Hastal›klar› Derne¤i’ni soka¤a atma giriflimi durduruldu.
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin Türkiye Kas Hastal›klar› Derne¤i’ni soka¤a atma giriflimine karfl› 26 fiubat 2010 tarihinde, Türkiye Kas Hastal›klar› Derne¤i ve Sa¤l›¤›ma Engel Olma Platformu bir bas›n aç›klamas› düzenledi. ‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi önünde gerçeklefltirilen bas›n toplant›s›na Odam›z ad›na Genel Sekreter Aret Karabulut kat›ld›. Sa¤l›k meslek odalar›, engelli dernek ve vak›flar› ile sivil toplum kurulufllar› destek verdi. Toplant›da kas hastal›klar› ve engellilerin sosyal yaflama tam ve etkin kat›l›m› konusunda 32 y›ld›r çal›flmalar yürüten derne¤in, 18 y›ld›r kirac›s› oldu¤u arsadan ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan ç›kar›lmak istenmesi k›nand›. Derne¤in 8. 6. 1992 tarihinde ve 3137 say›l› Bakanlar Kurulu karar›yla kamu yarar›na çal›flan dernek statüsüne al›nd›¤›n›n hat›rlat›ld›¤› toplant›da, Büyükflehir Belediyesi’nin derne¤i kamu yarar› olmad›¤› gerekçesiyle tahliye etmek istedi¤ine dikkat çekildi. Mesleki ve fiziki rehabilitasyon merkezleriyle ay›r›m yapmadan sadece kas hastalar›na de¤il, tüm engelli gruplar›na hizmet verdi¤i belirtilen Derne¤in ‹stanbul Büyükflehir Beledi-
30 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
yesi taraf›ndan soka¤a at›lma giriflimine karfl› kamuoyu ortak bir durufl sergilemeye ça¤r›ld›.
Tahliye karar› durduruldu Sa¤l›¤›ma Engel Olma Platformu ve Türkiye Kas Hastal›klar› Derne¤i, kolluk kuvvetleriyle tahliye edilme karar›n›n ‹dari Mahkemesi taraf›ndan durduruldu¤unu 3 Mart 2010 tarihinde düzenledikleri bir bas›n toplant›s›yla kamuoyuyla paylaflt›. Bas›n toplant›s› öncesinde bir aç›klama yapan Büyük fiehir Belediye Baflkan› Kadir Topbafl da tahliye karar›n› durdurduklar›n› söyledi. Odam›z ad›na Yönetim Kurulu üyesi Tar›k Tuncay’›n kat›ld›¤› bas›n toplant›s›nda Türkiye Kas Derne¤i kurucusu ve baflkan› Prof. Dr. Coflkun Özdemir bir aç›klama yapt›. Karar› olumlu buldu¤unu belirten Prof. Dr. Özdemir ‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi Baflkan› Kadir Topbafl’a seslenerek, “‹BB’nin arsa sözleflmemizi çok daha uzun süreli yapmaya ve önümüzde duran hasta ve engelli odakl› projelerde derne¤imize destek olmaya kadar birçok konuda üstüne düfleni yaparak bu olumlu karar› ilerletmesini beklemekteyiz” dedi. I
ODA HABERLER‹ Avrupa Endodonti Derne¤i’nin yeni sayman›:
Yrd. Doç. Dr. Hakk› Sunay Avrupa Endodonti Derne¤i saymanl›¤›’na oybirli¤iyle seçilen Yrd. Doç. Dr. Hakk› Sunay ayn› zamanda derne¤in bilimsel kongrelerinde yönetim kurulu ad›na dan›flmanl›k da yap›yor.
Odam›z E¤itim Komisyonu ve Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Endodonti Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakk› Sunay, Avrupa Endodonti Derne¤i Genel Kurulu’nda saymanl›¤a seçildi. Doktora e¤itiminin ilk y›llar›ndan itibaren Türk Endodonti Derne¤i Yönetim Kurulu üyeli¤i yapan Yrd. Doç. Dr. Hakk› Sunay, 2326 Eylül tarihleri aras›nda
Edinburg’da yap›lan Avrupa Endodonti Derne¤i Genel Kurulu’nda üye ülkelerin temsilcilerinin ortak karar›yla bu göreve aday gösterilerek oy birli¤iyle seçildi. 1 Ocak 2010 tarihi itibar›yla Prof. Dag Ostravik’ten (NORVEÇ) görevi alacak olan Yrd. Doç. Dr. Sunay ayr›ca iki y›lda bir organize edilen Avrupa Endodonti Derne¤i Bilimsel Kongrelerinde yerel organizasyon komitesine yönetim kurulu ad›na dan›flmanl›k ve denetim görevlerini de yürütmektedir. I
Özel hastaneler de reklâm yapamaz ‹ster kamu ister özel olsun sa¤l›k hizmeti sunumunda reklam yapmak etik kurallara ayk›r›d›r. Özel bir hastanede çal›flan diflhekimi kat›ld›¤› bir radyo program›nda, çal›flt›¤› kurumun yeri, yapt›¤› ifller, hizmetlerin ücretleriyle ilgili konularda reklam niteli¤i tafl›yan söylemlerde bulundu¤u gerekçesiyle Odam›z taraf›ndan disiplin cezas›yla cezaland›r›ld›. Ceza itiraz üzerine TDB Yüksek Disiplin Kurulu taraf›ndan da onayland›. Diflhekiminin, disiplin cezas›na iliflkin ifllemlerin ve bu ifllemlerin dayana¤› olan Disiplin Yönetmeli¤inin 8/a maddesinin iptali istemiyle açt›¤› dava sonucunda Dan›fltay 8. Dairesi davan›n reddine karar verdi. Bu karar›n temyizi üzerine Dan›fltay ‹dari Dava Daireleri Kurulu da davay› inceledi ve temyiz isteminin reddine karar verdi. Bu kararlarla, sa¤l›k hizmet sunumunda rek32 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
lâm›n etik kurallara ayk›r› oldu¤u ve mesle¤in uyguland›¤› yerin özel hastane niteli¤inde olmas›n›n söz konusu kurallara uymama hakk›n› vermedi¤i bir kez daha kan›tland›. I
DOLDUR, IŞIKLA, BİTİR
Ionolux AC
VITA® renklerinde ışıkla sertleşen cam iyonomer restoratif • Ek hazırlık veya bonding gerektirmez • Hemen tepilebilir kıvamdadır • Uzun çalışma süresi, kısa sertleşme süresi • Kolay cilalanabilir, biyouyumludur, flor açığa çıkartır
Ayrıntılı bilgi için:
VOCO Türkiye irtibat bürosu · Halaskargazi cad. Demir Baytekin İş Merkezi · no: 283 kat: 8 · Şişli/Istanbul Tel: 0212219 20 43- 44 · Fax: 0212 219 20 45 Türkiye Distribütörleri: İlkay Dental · Tel: 0 212 588 16 14
VOCO GmbH · P.O. Box 767 · 27457 Cuxhaven · Almanya · Tel. +49 (4721) 719-0 · Fax +49 (4721) 719-140 · www.voco.com
ODA HABERLER‹
Meslektafllar›m›zdan… Meslektafl›m›z Hülya Y›ld›z’›n “Mavili kad›n” adl› portre çal›flmas›.
Meslektafllar›m›z Fuat Balc› ve Hülya Y›ld›z’›n çal›flmalar› 21 Ocak-20 fiubat 2010 tarihinde ‹stanbul Foto¤raf Merkezi’nde sergilendi. Befl farkl› atölyenin çal›flmalar›n›n yer ald›¤› sergide Fuat Balc› “Siyah-beyaz” adl› portre çal›flmas›yla yer ald›. Orhan Yayla atölyesinde çal›flmalar›n› sürdüren Balc›’n›n eseri karanl›k odada bas›ld›. Hülya Y›ld›z ise çal›flmalar›n› Loris Medici atölyesinde sürdürüyor. Meslektafl›m›z›n “Mavili Kad›n” adl› eseri alternatif foto¤raf bask›s› tekni¤iyle bas›ld›. Sergide ayr›ca Bülent Özgören, Erhan Baylad›, Mehmet K›smet’e ait eserler de yer ald›. I
Meslektafl›m›z Fuat Balc›’n›n “Siyah-beyaz” adl› portre çal›flmas›.
Abant Gölü’nde ya¤mur alt›nda yürüyüfl ‹DO Sosyal ‹fller Komisyonu taraf›ndan 21 fiubat 2010 tarihinde Abant Gölü’ne düzenlenen geziye 31 meslektafl›m›z kat›ld›. Göl kenar›nda yap›lan yürüyüflün ard›nda ö¤le yeme¤i için mola verildi. Bu s›rada bafllayan yo¤un ya¤mur nedeniyle meslektafllar›m›z Göl Kafe’de sahlep içerek sohbet etmeyi tercih etti. Yöresel ürünler satan dükkânlardan yap›lan al›flveriflin ard›ndan dönüfl için yola ç›k›ld›. I
Çok güzel hareketler ‹DO Sosyal ‹fller Komisyonu organizasyonuyla 20 Ocak 2010 tarihinde tiyatroya gidildi. 66 meslektafl›m›z›n kat›ld›¤› etkinlikte Y›lmaz Erdo¤an ve ö¤rencilerinin sahneye koyduklar› “Çok Güzel Hareketler” adl› atölye çal›flmas› izlendi. I
34 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
DE⁄ERLEND‹RME
‹stanbul Diflhekimleri Odas› Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu:
Birli¤imiz gücümüzdür ‹ki dönemdir ‹stanbul Diflhekimleri Odas› Baflkanl›¤›’n› yürüten Mustafa Dü¤encio¤lu, mesleki ve toplumsal tüm olumsuz geliflmelere ra¤men ortak mücadelenin kazand›raca¤›n› ve diflhekimlerinin hep birlikte mesleklerini hak etti¤i sayg›ya ulaflt›racaklar›n› söylüyor.
‹
stanbul Diflhekimleri Odas› 13. Ola¤an Genel Kurulu ve seçimi yaklafl›rken iki dönemdir ‹DO Baflkanl›¤› görevini yürüten Mustafa Dü¤encio¤lu ile meslek örgütünün ve diflhekimli¤i mesle¤inin son dört y›l›n› konufltuk. Ülke ve meslek gündeminin s›k›nt›l› oldu¤u bir dönemde görev yapt›n›z. Son y›llarda yaflanan ekonomik ve siyasi süreçle ilgili k›sa bir de¤erlendirme yapabilir misiniz? Ülkemizde tek partili süreçten çok partili sürece geçti¤imiz günden bugüne kadar pek çok zorluk yafland›. Demokrasimiz kesintiye u¤rad›. Askeri darbe süreçleri yafland›. Bugün zor bir dönem yafl›yoruz ve süreç devam ediyor. Cumhurbaflkanl›¤› seçimlerini izleyen Ergenekon Davas›, demokratik aç›l›m ve ard›ndan yeni Anayasa gündeme geldi. Demokratikleflme yolunda yeni bir döneme girdik. Bu co¤rafyada hiçbir etnik, din, dil ve ›rk ayr›m› gözetmeden kardeflçe yaflaman›n koflullar› oluflturulmal›, toplumsal bar›fl›n sa¤lanabilmesi için kirlenmifl odaklar ay›klanmal› ve adil bir flekilde yeniden yap›land›r›lmal›d›r. Ekonomik geliflmelerle ilgili yorumunuz nedir? 1980’lerden itibaren tüm dünyada sosyal politikalar terkedildi, yeni liberal politikalar hayata geçirildi, kapitalizm k›l›f de¤ifltirerek “piyasa ekonomisi” ad› alt›nda daha da ku36 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
rals›z hale geldi. Geldi¤imiz noktada art›k biliyoruz ki dünyadaki kaynaklar s›n›rl›. Böyle bir dünyada verimli ve sürdürülebilir bir kalk›nma modelinin uygulanmas› gerekirken, s›n›rs›z tüketim ve ekonomide kurals›zl›k krize yol açt›. Yeni liberal politikalar zenginleri daha zengin, yoksullar› daha yoksul yapt›. Krizin faturas› da her zaman oldu¤u gibi
DE⁄ERLEND‹RME
emekçi kesimlere ç›kart›ld›. fiunun da bilinmesi gerekir ki, dünyadaki kaynaklar adaletli bir flekilde paylafl›ld›¤›nda herkese yeter. Sa¤l›k alan› da bu olumsuz geliflmelerden pay›n› ald›, dünyada ve ülkemizde sa¤l›k hizmetlerinde özellefltirme bafllad›. Bu durumdan diflhekimli¤i hizmetleri de kendi pay›na düfleni ald›, halk›m›z›n zaten çok düflük seviyelerde olan a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerine ulafl›m› neredeyse imkâns›z hale gelirken diflhekimlerinin de eme¤inin de¤eri düfltü. Hükümet’in “Sa¤l›kta Dönüflüm” ad› alt›nda uygulad›¤› sa¤l›k politikalar›n›n diflhekimli¤ine etkilerinden bahseder misiniz? “Sa¤l›kta Dönüflüm” ad› alt›nda uygulanan politikalar bir bütün olarak sa¤l›k sistemini özelde de diflhekimli¤ini olumsuz etkiledi. Kamu ve özel sektör taraf›ndan aç›lan a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezleri ve üniversitelerin de klinikler açmas›yla birlikte diflhekimli¤inde tekelleflme süreci bafllad›. Buna paralel muayenehaneler yok olma tehlikesiyle karfl› karfl›ya kal›rken, diflhekimleri yoksullaflt› ve iflçileflme sürecine girdi.
Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan aç›lan a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezlerinde çal›flan meslektafllar›m›z›n çal›flma koflullar›n› nas›l buluyorsunuz? Muayenehanelerin yo¤un oldu¤u yerlerde kamu taraf›ndan aç›lan a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezleri sa¤l›kta tekelleflmeyi özendirirken, buralarda çal›flan meslektafllar›m›z›n çal›flma koflullar› giderek a¤›rlaflt›. Kamuda 4B statüsünde sözleflmeli statüde çal›flan meslektafllar›m›z›n ifl güvencesi yok. Sendikalaflma, toplu sözleflme ve bir dizi özlük haklar›ndan yoksunlar. Sa¤l›k hizmetleri kolektif verilen bir hizmettir. Ancak bugün kamuda uygulanan performans uygulamas› sa¤l›k çal›flanlar› aras›nda dayan›flma yerine rekabete yol aç›yor. Meslektafllar›m›z Dünya Diflhekimleri Birli¤i (FDI)’n›n belirledi¤i tedavi sürelerinden çok daha h›zl› çal›flmaya zorlan›yorlar. Günde 10-12 hastaya bakmas› gerekirken, bugün bu rakam 30-40’lara ç›k›yor. Sadece ifllem say›s›n› artt›rmaya yönelen bu sistem hem verilen tedavinin kalitesini düflürürken, hem de hasta ve hekimi karfl› karfl›ya getiriyor. Bu nedenle pek çok meslektafl›m›z fliddete maruz kalmaktad›r.
ADSM’lerde çal›flan diflhekimleri, günde 10-12 hastaya bakmas› gerekirken, bugün bu rakam 30-40’lara ç›k›yor.
652 diflhekimiyle 12 milyon ‹stanbullu’ya hizmet Kamu kurulufllar›nda a¤›rl›kl› olarak tedavi edici hizmetler veriliyor. Bu durumun toplum sa¤l›¤›na etkileri var. ‹stanbul’da kamu 652 diflhekimiyle 12 milyon hastaya bakmaya çal›fl›yor. Tabii bu da verilen hizmetin kalitesini düflürüyor. Ayr›ca kamuda a¤›rl›kl› olarak tedavi edici hizmetlerin verilmesi kaynaklar›n israf›na yol aç›yor. Ülkemizin de kaynaklar›n›n s›n›rl› oldu¤unu biliyoruz. Tedavi edici a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetleri hem pahal› hem de sürdürülebilir de¤il. Hâlbuki koruyucu hekimlik toplum yarar›na olan hizmetlerdir. Üstelik hem kal›c›, hem de çok daha ucuza mal olmakta. Sa¤l›k politikam›z›n esas›n› koruyucu hekimlik oluflturmal›. Koruyucu a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetleri temel dayana¤›m›z olmazsa, a¤›z ve difl sa¤l›¤› sorunlar› daha da artacak, üstesinden gelinemeyecek bir duruma ulaflacak. Kamu tedavi edici hizmetler yerine koruyucu hizmetlere öncelik vermelidir. Özelden hizmet al›m›nda da öncelik koruyucu a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerine verilmelidir.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 37
DE⁄ERLEND‹RME
Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› sorunlar›n›n çözülebilmesi ancak kamu ve özeldeki tüm diflhekimlerinin birlikte çal›flmas›yla mümkündür.
Bu durum evrensel çal›flma hukukuna ayk›r›d›r. Ayn› gerekçeyle 21 Ocak 2010 tarihinde TBMM’den geçen “Tam Gün” Yasas›’n› da bu haliyle kabul etmemiz mümkün de¤ildir. Sürdürülebilir, herkesin eflit flekilde ulaflabilece¤i bir a¤›z, difl sa¤l›¤› sistemi için neler yap›lmal›? Sürdürülebilir ve herkesin ulaflabildi¤i bir a¤›z ve difl sa¤l›¤› sistemi için bugüne kadar her türlü platformda söyledi¤imiz önerilerimiz do¤ru politikalard›r. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› sorunlar›n› mesle¤imizin sorunlar›yla ortaklaflt›rd›¤›m›zda ortaya ç›kan tablo fludur: Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› sorunlar›n›n çözülebilmesi ancak kamu ve özeldeki tüm diflhekimlerinin birlikte çal›flmas›yla mümkündür. Bu da kamunun özelde çal›flan diflhekimlerinden hizmet almas›yla gerçekleflebilir. Bu noktada hekim eme¤inin alt›nda çal›flma flartlar›n›n kabul edilece¤ine iliflkin yanl›fl söylentiler ç›k›yor. fiunun bilinmesini isterim; hiçbir flekilde hekim eme¤inin alt›nda hizmet al›m›n›n gerçekleflmesi mümkün de¤ildir. ‹DO olarak buna her koflulda karfl› ç›kaca¤›z. Meslektafllar›m›n bu tür spekülasyonlara ra¤bet etmemesini isterim. 38 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Özel sa¤l›k kurulufllar›nda çal›flan meslektafllar›m›z›n çal›flma koflullar›yla kamuda çal›flan meslektafllar›m›z›n çal›flma koflullar› aras›nda bir karfl›laflt›rma yapabilir misiniz? ‹stanbul Diflhekimleri Odas›’n›n diflhekimli¤i fakültelerinden mezun olan tüm meslektafllar›n›n sorunlar›yla ilgilenmesi öncelikli görevidir. Son y›llarda diflhekimlerinin iflçileflme sürecinde hem kamuda hem de özelde çal›flan meslektafllar›m›z özlük haklar›n› kaybederken, gelirleri de düfltü. Kamu ve özel sa¤l›k kuruluflunda çal›flan meslektafllar›m›z hemen hemen ayn› koflullarda çal›fl›yorlar. Kamuda da, özelde de ifl güvenli¤i yok, ücretler düflük, çal›flma saatleri uzun ve ifl yükü a¤›r. Sonuç olarak her iki durum da birbirinden farks›z. Çal›flma koflullar›n›n düzelmesi için öncelikle sendikalaflma yollar›n›n aç›lmas› ve meslektafllar›m›z›n da bu çal›flmalar›n için yer almas› gerekti¤ini düflünüyorum. Döneminizde özel sa¤l›k kurulufllar›nda çal›flan meslektafllar›m›za yönelik çal›flmalar yap›ld› m›? Özel sa¤l›k kurulufllar›nda çal›flan meslektafllar›m›z›n ifl koflullar›n› dile getirmek ve protesto etmek üzere bas›n toplant›s› yap-
DE⁄ERLEND‹RME
t›k. A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Haftas› kutlamalar› kapsam›nda gerçeklefltirdi¤imiz etkinliklerde hafta boyunca özelde çal›flan meslektafllar›m›z›n sorunlar›n› konuflaca¤›m›z toplant›lar düzenledik. Ancak, günün koflullar›n›n a¤›rl›¤› da ortadad›r. Diflhekimlerinin muayenehanelerinin %30 kapasiteyle çal›flt›¤›, birçok muayenehanenin a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezleri ve büyük özel sa¤l›k kurulufllar›n›n k›skac›nda kalarak kapand›¤›, diflhekimlerinin iflsiz kald›¤› bir süreçte baflar›l› sonuçlar elde etti¤imizi söyleyemem. Sa¤l›kta Dönüflüm Program› bir bütün olarak sa¤l›k alan›n› etkiledi. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› da di¤er meslek örgütleri ve sendikalarla birlikte pek çok mücadelede yer ald›. Bu sürecin k›sa bir de¤erlendirmesini yapar m›s›n›z? Sa¤l›k sisteminde sa¤l›k hizmetleri ve a¤›z difl sa¤l›¤› hizmetlerinin temel bir insan hakk› oldu¤unu savunmaya devam ediyoruz. Bugün uygulanmaya konulan “Sa¤l›kta Dönüflüm” uygulanabilirli¤i aç›s›ndan hizmet al›c›lar›na art› yükler getiren bir projedir. Pek çok hak kay›plar›na neden olan “Sa¤l›kta Dönüflüm” Projesi’ne meslek odalar› ve sendikalarla beraber karfl› ç›kt›k. Bu, dört y›ll›k baflkanl›k görevim sürecinde de devam etti. A¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetleri genel sa¤l›k hizmetlerinden ayr› düflünülemez. Bu ba¤lamda sa¤l›k meslek örgütleriyle birlikte birçok çal›flmalar yürüttük. “Tam Gün” Yasas›’na, 4B, 4C statüsünde çal›flmaya karfl› yürüyüfl ve toplant›lar gerçeklefltirdik. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n özlük haklar›n› savunurken toplumun sa¤l›k hakk›na sahip ç›kt›k. Burada özellikle sa¤l›k çal›flanlar›n›n güvenli¤i için verdi¤imiz mücadele bizim için çok önemli. Birçok sa¤l›k kuruluflunda sa¤l›k çal›flanlar›n›n fliddete maruz kalmas›na neden olan sa¤l›k politikalar›na karfl› yürüyüfller, toplant›lar düzenledik. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n güvenli bir ortamda, yeterli süre kullanarak kaliteli sa¤l›k hizmetleri vermesini savunduk. Bu hem hekimi hem de hastalar› memnun edecektir. Genel hatlar›yla herkesin eflit bir flekilde ulaflabildi¤i, sürdürülebilir bir sa¤l›k
sistemi olmas›n› istedik. Bundan sonra da istemeye de devam edece¤iz. TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’ne ev sahipli¤i yapt›n›z. Kongreyle ilgili k›sa bir de¤erlendirme yapabilir misiniz? Meslek örgütümüzün görevlerinden biri de meslektafllar›m›z›n mezun olduktan sonra bilgilerini taze tutmalar›n› ve diflhekimli¤indeki son geliflmeleri takip edebilmelerini sa¤lamak. Bu ba¤lamda dönem boyunca birçok bilimsel toplant› düzenledik. 2009 y›l›nda Türk Diflhekimleri Birli¤i ad›na TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’ni gerçeklefltirdik. Kongre çok baflar›l›yd›. Ekonomik krize ra¤men 2000’e yak›n meslektafl›m›z ve 130 firma kat›ld›. Bilimsel program ve sosyal aktiviteler be¤eni toplad›. Kongreler sosyalleflme ve diflhekimli¤i bileflenlerini bir araya getirmesi aç›s›ndan önemli organizasyonlar. Bu anlamda TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’nin di¤er kongreler aras›nda hak etti¤i yeri ald›¤›n› düflünüyorum.
Pek çok hak kay›plar›na neden olan “Sa¤l›kta Dönüflüm” Projesi’ne meslek odalar› ve sendikalarla beraber karfl› durduk.
Bu dönemde diflhekimli¤i fakülteleri ve di¤er kurumlarla yürütülen ortak çal›flmalar›n›z oldu mu? Odam›z kuruluflundan itibaren diflhekimli¤inin tüm bileflenlerini bir araya getirmeye ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 39
DE⁄ERLEND‹RME
ve s›cak iliflkiler kurmaya özen gösterdi. Bu dönemde de ‹stanbul’da bulunan üç fakülteyle s›cak iliflkiler gelifltirdik. Diflhekimli¤i fakülteleri bilimsel programlar›m›za ve 2009’da gerçeklefltirdi¤imiz TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’ne her düzeyde katk› verdiler. Ayr›ca pek çok platformda yan yana geldik. Bu dönemde diflhekimli¤i sektörünün temsilcisi D‹fiS‹AD’la da yak›n iliflkiler gelifltirdik. TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’nde birlikte çal›flt›k. Di¤er taraftan ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü’nü, kamuda bulunan a¤›z ve difl sa¤l›¤› merkezlerinin baflhekimlerini ve çal›flan meslektafllar›m›z› s›k s›k ziyaret ettik. Kamuda çal›flan meslektafllar›m›z›n sorunlar›n› ve çözüm önerilerimizi aktard›k. Bunlar› meslektafllar›m›zla da paylaflt›k. Toplum a¤›z ve difl sa¤l›¤› çal›flmalar› kapsam›nda ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü’yle ortak projeler yürüttük. ‹ki dönemdir Göz Nurunu Koruma Vakf› ve Türk Kalp Vakf›’yla birlikte yürüttü¤ümüz ortak çal›flma sonucunda meslektafllar›m›z sa¤l›k karneleriyle ek bir
ücret ödemeden Kas›m ay› boyunca kalp ve göz muayenesi yapt›rabildiler. TDB’nin haz›rlad›¤› Asgari Ücret Tarifesi (AÜT) 2007 y›l›ndan beri Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan neden onaylanm›yor? AÜT, Türk Diflhekimleri Birli¤i taraf›ndan tüm odalar›n görüfl al›narak tespit edilir. Tespit edilen AÜT Sa¤l›k Bakanl›¤›’na sunulur. Sa¤l›k Bakanl›¤› isterse AÜT’deki fiyatlar› indirerek veya yükselterek onaylar. Resmi Gazete’de de yay›mland›ktan sonra AÜT yürürlü¤e girer. Ancak 2007 y›l›ndan bugüne Sa¤l›k Bakanl›¤› AÜT’ni onaylam›yor. Yani 2007, 2008, 2009, 2010 y›llar› AÜT, Sa¤l›k Bakanl›¤›’na iletilmesine ra¤men onaylanmad›. Son y›llarda AÜT üzerine çok spekülasyon yap›l›yor. AÜT’nin onaylanmamas›n› isteyen hiçbir oda yok. fiunu da belirteyim: Son olarak yap›lan bilimsel, maliyet analizli AÜT taraflar›n mutab›k oldu¤u bir çal›flma sonucunda ortaya ç›kar›lm›flt›r.
AÜT’nin onaylanmamas› siyasi bir tav›rd›r Asgari Ücret Tarifesi (AÜT) meslektafllar›m›z aras›nda haks›z rekabeti önlemek, hekim eme¤ini korumak aç›s›ndan önemlidir. Ayr›ca anlaflmal› diflhekimli¤i hizmetinde baz al›nmaktad›r. Sa¤l›k Bakanl›¤› ise hizmet al›m› arifesinde AÜT’yi düflürmek e¤ilimindedir. Yetki elinde olmas›na ra¤men tarifedeki fiyatlar› düflürüp yay›nlamak yerine, TDB’yi hedef göstermifl, tarifedeki fiyatlar› TDB’nin düflürmesini ve Sa¤l›k Uygulama Tebli¤i (SUT) ve Bütçe Uygulama Talimat› (BUT)’taki fiyatlara uyumlu hale getirmesini istemifltir. Sa¤l›k Bakanl›¤›, AÜT’deki fiyatlar› SUT ve BUT’taki fiyatlara yaklaflt›rmak istemektedir. Bunu kabul etmemiz mümkün de¤ildir. Sonuç olarak bu siyasi bir tav›rd›r. Bu durum a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerinin piyasa koflullar›na terk edilmesinin bir baflka yönünü a盤a ç›karmaktad›r. Hükümet bir yandan diflhekimi eme¤inin de¤erini düflürecek ad›mlar atarken di¤er yandan da büyük sermaye kurulufllar›n›n önünü açarak diflhekimli¤inde tekelleflme sürecini h›zland›rmakta, muayenehaneleri yok etmeye çal›flmaktad›r. Öte yandan meslek örgütüyle diflhekimleri karfl› karfl›ya getirilmektedir. Sanki Sa¤l›k Bakanl›¤› odalara yetki vermifl de, odalar da yetkilerini kullanm›yormufl gibi bir izlenim yarat›lmaktad›r. Elbette bu konudaki son karar› yarg› belirleyecektir. Ancak hakk›m›z› almak için birlikte mücadele etmemiz gerekir.
40 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
DE⁄ERLEND‹RME
TDB ve Diflhekimleri Odalar›’n›n tüm itirazlar›na ra¤men alt› dalda uzmanl›k öngören T›pta ve Diflhekimli¤inde Uzmanl›k E¤itimi Yönetmeli¤i yürürlü¤e girmesinden sonra Dan›fltay 8. Dairesi taraf›ndan iptal edildi. Sizce diflhekimli¤inde bu kadar çok dalda uzmanl›¤a ihtiyaç var m›? Uzmanl›k dallar› toplumun tedavi ihtiyaçlar›n› gidermek için belirlenir ve bu do¤rultuda uzman say›s› belirlenerek uzman yetifltirilir. Doktora ise fakültelerin e¤itim ihtiyac› personelini belirler. Uzmanl›k için tüm taraflar toplanarak hangi dalda uzmanl›¤a ihtiyaç varsa, o dalda uzman say›s› ve co¤rafi da¤›l›m› belirlenir. Uzmanl›k dal› da buna göre belirlenir. Bizde böyle bir çal›flma yok. T›pta Uzmanl›k Kurultay› toplan›yor, taraflar›n görüfllerini, ülke ihtiyac›n› göz önünü almadan uzmanl›k dal› ve say›s›n› belirliyor. 2002 y›l›nda T›pta Uzmanl›k Kurultay› befl dalda uzmanl›k karar› ald› ve Sa¤l›k Bakanl›¤›’na sundu. Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n befl dalda uzmanl›k öngören yönetmeli¤in yay›nlamas›n›n ard›ndan Dan›fltay taraf›ndan iptal edildi. Konu ayn› flekilde 2009 y›l›nda tekrar ›s›t›l›p önümüze konuldu. Bu sefer de uzmanl›k dal› say›s› alt›ya ç›kar›ld›. Sa¤l›k Bakanl›¤› bu yönetmeli¤in 2002’deki gibi ayn› gerekçelerle iptal edilece¤ini bilmesine ra¤men alt› dalda uzmanl›kta ›srar edildi. Sa¤l›k Bakanl›¤› neden ›srar ediyor? Uzmanl›k say›s›n›n artmas›yla birlikte diflhekimli¤i hizmetleri daha da pahal›laflacak. Asl›nda burada a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerini piyasalaflt›rmak isteyen anlay›fl›n bir baflka yönüyle karfl› karfl›yay›z. Öte yandan meslek odalar›yla meslektafllar›m›z karfl› karfl›ya getiriliyor. TDB ve Diflhekimleri Odalar› uzmanl›¤a karfl› izlenimi yarat›lmak isteniyor. Bizler uzmanl›¤a karfl› de¤iliz. Ülkenin a¤›z ve difl sa¤l›¤› tedavi ihtiyac› hangi dalda ise bu, fakülteler, meslek birli¤i, bilimsel dernekler ve Sa¤l›k Bakanl›¤› yani konunun ilgili kurumlar›yla tart›fl›l›r. Tart›flma sonunda ortak bir görüfl do¤rultusunda uzmanl›k dallar› belirlenir. Bu süreçte en
önemli faktör meslek birliklerinin kat›l›m›n›n sa¤lanmas›d›r. Oysa uzmanl›k dallar›n›n belirlenmesinde meslek birli¤inin görüflleri dikkate al›nmamaktad›r. Diflhekimli¤inde uzmanl›k genifl ölçülü planlaman›n ve çal›flman›n ürünü olmal›d›r. AB ülkelerine bak›ld›¤›nda da iki dalda uzmanl›k oldu¤u görülecektir. Ülkemizin a¤›z ve difl sa¤l›¤› göstergeleri bu kadar afla¤›dayken bu kadar çok say›da uzmanl›k dal› belirlemek ne kadar do¤ru? A¤›z ve difl sa¤l›¤› göstergelerimiz de uzman diflhekimi yerine yetkin diflhekimine ihtiyac›m›z oldu¤unu göstermektedir. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› sorunlar›n›n çözümü için iyi yetiflmifl diflhekimlerine ihtiyaç vard›r.
A¤›z ve difl sa¤l›¤› göstergelerimiz uzman diflhekimi yerine yetkin diflhekimine ihtiyac›m›z oldu¤unu gösteriyor.
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Ömer Dinçer muayenehanelerden hizmet al›m›n› bütçenin s›n›rl› oldu¤unu ileri sürerek rafa kald›rd›. Bu konuda epey bir yol al›nm›flken, Hükümet’in bu aç›klamas›n› nas›l yorumluyorsunuz? Do¤rusu, bunu anlayabilmek mümkün de¤il. Maliye, Sa¤l›k Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› karar› do¤rultusunda iki y›l SGK ve TDB yetkilileri ortak çal›flma yapt›. Baflbakan ve bakanlar a¤z›ndan hizmet al›naca¤›na iliflkin sözler verildi. Sonra kriz ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 41
DE⁄ERLEND‹RME
gütlerini dikkate almamas›n› nas›l yorumluyorsunuz? Asl›nda bu, Hükümet’in genel siyasetiyle pek çeliflmeyen bir durum. Hükümet’in tüm çal›flmalar›nda “Biz yapt›k oldu” anlay›fl› hakimdir. “Tam Gün” Yasas›’nda da gördü¤ümüz üzere pek çok yasa ve yönetmelik ç›kar›l›rken taraflar›n görüflleri dikkate al›nm›yor. Pek çok yasa ve yönetmelik Yarg›’dan dönece¤i bile bile ç›kar›l›yor. Hükümet bu tavr›nda ›srarl›. Yasayla kurulmufl kamu kuruluflu niteli¤inde olan meslek örgütlerini hiçe say›yor. Kitle örgütlerinin, sendikalar›n görüfllerine de¤er vermiyor. Bunu Ankara’da günlerce diren Tekel iflçilerine karfl› ald›¤› tutumda da gördük. Hükümet toplumsal muhalefete ra¤men Tekel iflçilerini 4C statüsünde, sözleflmeli çal›flt›rmakta ›srar ediyor. Bu da hükümetin emekçiye nas›l bakt›¤›n›n bir göstergesidir.
Bugün mesleki sorunlar›m›zda çözümün, diflhekimlerinin hak etti¤i sayg› ve yaflam standard›na ulaflmas›n›n bir tek yolu kalm›flt›r. O da meslektafllar›m›z›n birli¤inin gücüdür.
bahane edilerek, kamudan muayenehanelerin hizmet almas› için sundu¤umuz teklif rafa kald›r›ld›. Bu kararla Hükümet a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerini önemsemedi¤ini göstermekle birlikte, halk›n a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerine eriflimini engelledi. Daha da ötesi ayn› günlerde özele sevkler durduruldu. Ard›ndan, Sosyal Güvenlik Kurumu bir genelge yay›nlayarak kamudan özele sevk koflulunu 60, 90, 180 güne ç›kard›. Dan›fltay k›sa bir süre önce SGK’n›n bu genelgesinin yürütmesini durdurdu. Bu karar›n gerekçesinde de kriz bahane edildi. Yani param›z yok denildi. Ayn› günlerde bas›na Patriot Füzesi al›m›yla ilgili haberler yans›d›. Fazla söze gerek yok, “Yukar›dan sinek uçurulmazken, afla¤›dan develer geçiyor” Bu karar siyasidir. Kamunun muayenehanelerinin hizmet al›m›nda meslek odalar›n›n baflar›s› göz ard› edilmek isteniyor. Kamudan muayenehanelerden hizmet almas›n›n önünde herhangi bir engel yoktur. Vatandafl›n a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerine ulafl›m› engellenmemelidir. Uzmanl›k meselesinde görüldü¤ü gibi hükümet sa¤l›kla ilgili konularda meslek ör-
42 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Say›n Baflkan, iki dönemdir ‹DO Baflkanl›¤›’n› yürütüyorsunuz. Bugünden geriye bakt›¤›n›zda son olarak neler söylemek istersiniz? Meslek örgütümüzün yetkilerinin k›s›tland›¤›, birçok baflar›l› çal›flmalar›m›z›n gölgelendi¤i bir süreçten geçtik. Buna ra¤men bugüne kadar pek çok çal›flmalar gerçeklefltirdik. Baflar›yla tamamlad›¤›m›z pek çok çal›flmam›z› da reklâm yapmamak ad›na meslektafllar›m›zla paylaflmad›k. Meslek örgütümüzün kurumsal kimli¤ini yükselttik. Diflhekimli¤i mesle¤ini tüm kurum ve kurulufllarda en iyi flekilde temsil ettik. Demokratik muhalefette yerimizi ald›k. Her türlü platformda meslektafllar›m›z›n haklar›n› savunduk. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› göstergelerini yükseltmek için çal›flt›k. Sizler de biliyorsunuz ki, meslek odalar› gücünü meslektafllar›ndan ve yasalardan almaktad›r. Yasalardan al›nan yetkilerimizin k›s›tland›¤›n› az önce söyledim. Bugün mesleki sorunlar›m›z›da çözümün, diflhekimlerinin hak etti¤i sayg› ve yaflam standard›na ulaflmas›n›n bir tek yolu kalm›flt›r. O da meslektafllar›m›z›n birli¤inin gücüdür. Odam›za sahip ç›kt›¤›m›z oranda baflar›lar›m›z artacakt›r. I
DE⁄ERLEND‹RME
‹stanbul Diflhekimleri Odas› Sayman› Ali Yüksel Çal›flkan:
Krize ra¤men aidatlar ödendi Krize ra¤men ‹DO üyesi diflhekimleri aidatlar›n› ödeme konusunda duyarl› davranarak odalar›na sahip ç›kt›lar. 2008-2010 dönemi için nas›l bir bütçe planlad›n›z, ne kadar›n› gerçeklefltirdiniz? Nisan 2008’de gerçeklefltirilen 12. Ola¤an Genel Kurul’da sundu¤umuz tahmini bütçemize büyük oranda sad›k kald›k, fas›llar aras›nda aktarma yapmad›k. Bu dönemde meslektafllar›m›za daha iyi hizmet vermek amac›yla, Y›lmaz Manisal› E¤itim Merkezi, Kad›köy’deki Anadolu Yakas› ‹rtibat Bürosu ve merkez büromuzun alt kat›ndaki daire olmak üzere üç mekâna kira verdi¤imizi de göz önüne al›rsak mali aç›dan baflar›l› bir dönem geçirdi¤imizi söyleyebilirim. Dönem gelirlerini de¤erlendirir misiniz? 2008 y›l›nda tahmini bütçemizdeki gelirin 150 bin TL fazlas›n›n gerçekleflti¤ini görüyoruz. Üyelerimizden gelen aidat miktarlar›n›n ve Odam›z’›n dövizlerindeki kambiyo kârlar›n›n artmas› sonucunda gelirimiz artt›. 2009 y›l›nda ise planlad›¤›m›z oranda gelirimiz oldu. Odam›z 2009 y›l›nda ‹stanbul’da gerçeklefltirilen TDB 16. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’nden 86 bin TL gelir elde etti. Dönem giderlerini de¤erlendirir misiniz? Nisan 2008’de yap›lan 12. Ola¤an Genel Kurul’da sundu¤umuz tahmini bütçemizin giderler kaleminin toplam›n› yaklafl›k %5 oran›nda aflt›k. Meslektafllar›m›z›n Odaya daha kolay ulaflabilmesi için Kad›köy’deki hizmet büromuzun kiras› giderlerimizi bir miktar artt›rd›. Bu dönemde aidat tahsilatlar› planlad›¤›m›zdan daha iyi gerçekleflti¤inden TDB’ye ödenen pay da artt›. Genel Kurulda sundu¤umuz tahmini bütçedeki TDB’ye ödenen miktar 245 bin TL iken, bu dönem TDB’ne 340 bin TL ödeme yapt›k. Ayr›ca ekonomik kriz nedeniyle firmalardan dergiye yeterli ilan alamad›k. Bu nedenle alt› say› için dergi giderlerimiz planlad›¤›m›z-
dan yaklafl›k 25 bin TL fazla gerçekleflti. Bütün bu etkenler giderlerimizin de planlad›¤›m›zdan daha fazla artmas›na neden oldu. Aidat oranlar›nda bir art›fl oldu mu? Aidat toplama miktar›m›z 2008 y›l›nda %75, 2009 y›l›nda %68 oran›nda gerçekleflti. 2008 y›l›nda aidat ödemelerinin %21’i, 2009 y›l›nda da %26’s› web sitesi üzerinden kulland›¤›m›z sanal POS sistemiyle gerçekleflti. Meslektafllar›m›z 2009 y›l›ndan itibaren YKB ‹nternet Bankac›l›¤› ödemeler butonundan günlük olarak aidat borçlar›n› ö¤renip ödemelerini yapmaya bafllad›. Ferdi Kaza ve ‹fl Görememezlik Sigortas›’ndan yararlanan diflhekimleri oldu mu? Odam›za 1 May›s 2008-19 fiubat 2010 tarihleri aras›nda 21 meslektafl›m›z Ferdi Kaza Sigortas› ve ‹fl Görememezlik Teminat›’ndan yararlanmak için baflvurdu. Beflinin dosyas› reddedildi, birinin ifllemleri sürüyor. Baflvurusu kabul edilen 15 meslektafl›m›za 41.179 TL ödeme yap›ld›. 2010 y›l›n›n Temmuz ay› sonuna kadar meslektafllar›m›z için 111.578 TL Ferdi Kaza Sigortas› primi ödendi. Kriz Oda çal›flmalar›n›z› etkiledi mi? Ekonomik kriz nedeniyle 2008 ve 2009 y›llar›nda sponsorluk kalemlerinde ciddi s›k›nt› yafland›. Düzenledi¤imiz bölgesel bilimsel toplant›lara katk› veren firmalar bu dönemde ya desteklerini k›st›lar ya da hiç katk› veremediler. Bu nedenle bölgesel bilimsel toplant›lar›m›z›n say›s› azald›. Dünyay› ve ülkemizi etkileyen krize ra¤men meslektafllar›m›z aidatlar›n› düzenli olarak ödediler. Odalar›na sahip ç›kt›lar. Meslektafllar›m›za göstermifl olduklar› bu duyarl›l›k için teflekkür ediyor, bundan sonraki dönemlerde de desteklerini devam ettirmelerini diliyorum. I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 43
B‹L‹MSEL
Günümüzdeki adezivlerde teknik hassasiyet: Doç. Dr. R. Banu Ermifl Süleyman Demirel Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Difl Hastal›klar› ve Tedavisi AD banu_ermis@yahoo.com
I. Asitlenen ve Y›kanan Adezivler* Klinikte en iyi performans› elde edebilmek için asitlenen ve y›kanan adezivlerin uygulanmas› s›ras›nda dikkat edilmesi gereken pek çok konu ve teknik hassasiyet gerektiren noktalar vard›r.
B
afll›ca asitlenen ve y›kanan adezivler ve kendinden asitli adezivler olmak üzere s›n›fland›r›lan günümüzdeki adeziv sistemlerin adezyon mekanizmas›, mikromekanik ba¤lanma esas›na dayanmaktad›r. Hibridizasyon ad› verilen bu mekanizman›n tam ve do¤ru bir biçimde gerçekleflmesi, mine ve dentinin demineralizasyonu, rezin monomer infiltrasyonu ve polimerizasyonunun uygun flekilde sa¤lanmas›na ba¤l›d›r. Adezyonun uzun ömürlü olabilmesi için gerekli olan bu faktörler, adeziv materyallerin uygulanmas› s›ras›nda teknik hassasiyet olarak adland›r›lan manüplasyona ba¤l› olan hata yapma riskinin en aza indirilmesiyle sa¤lanabilir. Bu derlemede, asitleme, primer ve adeziv rezin uygulamas›n›n ayr› aflamalarda yap›ld›¤› üç basamakl› veya asitleme iflleminden sonra bir primer/adeziv solusyonunun uyguland›¤› basitlefltirilmifl iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan adeziv sistemlerin kullan›lmas› s›ras›nda gereken teknikler anlat›lmaktad›r.
Girifl Kompozit rezin restoratif materyallerle mine ve dentin aras›ndaki ba¤lanman›n tam ve uzun ömürlü olmas› için gereken birinci koflul, adeziv materyallerin uygun bir flekilde kullan›lmas›d›r. Bunun için, adeziv materyallerin uygulanmas› s›ras›nda teknik hassasiyet olarak adland›r›lan manüplasyona ba¤l› hata yapma riskinin en aza indirilmesi gereklidir(36). 44 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Günümüzdeki adeziv sistemler, adezyon stratejilerine göre yap›lan s›n›fland›rmaya göre, asitlenen ve y›kanan adezivler (asitleme ve y›kama basamaklar›n› içeren adezivler), kendinden asitli adezivler ve cam iyonomer adezivler olmak üzere bafll›ca üç gruba ayr›lmaktad›r(36). Üçüncü grup adezivler, ba¤lanma mekanizmalar› aç›s›ndan kendinden asitli adezivlerin cam iyonomer esasl› bir alt grubu olarak da düflünülebilmektedir(39). Daha sonra, uygulama basamaklar›na göre alt gruplara ayr›lan adezivlere ait bu s›n›fland›rma fiekil 1’de gösterilmifltir. Günümüzdeki adeziv sistemlerin ba¤lanma
B‹L‹MSEL
fiekil 1: Adezyon stratejilerine ve basamak say›lar›na göre günümüzdeki adeziv sistemlerin s›n›fland›r›lmas›; C‹, cam iyonomer (B. Van Meerbeek ve ark.’dan uyarlanm›flt›r, 36).
mekanizmas›, difl sert dokular›ndaki kalsiyum ve fosfat iyonlar›yla yer de¤ifltiren rezin monomerlerin bölgeye infiltrasyonu ve orada gerçekleflen polimerizasyonla mikromekanik bir kilitlenmenin meydana gelmesi fleklindedir(36, 38). Hibridizasyon ad› verilen bu mekanizma, demineralize mine ve dentin yüzeyinde rezin infiltrasyonuyla oluflan hibrit tabakas›yla karakterizedir(25, 26). Bu nedenle, smear tabakas›n›n uzaklaflt›r›lmas› veya çözünmesiyle mine ve dentinin demineralizasyonunun uygun flekilde sa¤lanmas›, ›slanabilirlik, difüzyon, penetrasyon ve rezin bileflenlerinin polimerizasyonunun iyi olmas› gibi faktörlerin hepsi adezyonun sa¤lanmas›nda önemlidir (35).
Asitlenen ve y›kanan adezivler Üç basamakl›, asitlenen ve y›kanan sistemlerin üç ayr› uygulama basama¤› vard›r; asitleme, primer uygulama ve adeziv rezin uygulama. Uygulama basamaklar›n› azaltmak ve basitlefltirmek için gelifltirilen iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan sistemlerde primer ve adeziv rezin uygulamas› bire indirilmifltir (tek flifle adezivler) (38, 39).
Üç ve iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivler genellikle ayn› firma taraf›ndan üretildiklerinden, yap›sal bileflenleri bak›m›ndan benzerlik gösterirler(7). Bu adezivlerdeki primer veya primer/adeziv solüsyonu çözücü olarak aseton veya etanol/su kombinasyonu içerebilir(7, 34, 35). Çözücünün tipi adezivin uygulama tekni¤ini ve performans›n› etkiledi¤inden, bu sistemler çözücülerine göre de aseton esasl› ve etanol/su esasl› adezivler olarak alt gruplara ayr›l›r(7, 34). Tablo 1’de, çözücülerine göre s›n›fland›r›lan üç ve iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivler sunulmufltur.
Asit uygulamas› Bafllang›çta bir asitleme ve y›kama basama¤› olan bu adezivlerdeki teknik hassasiyet, asitleme ve y›kama faz›n›n kendisinden kaynaklanmaktad›r(38, 39). Asitlemenin süresi minede 15-30 saniye olmal› ve dentinde 15 saniyeyi geçmemelidir(37). Minede 30 saniyeden daha fazla yap›lan asit uygulamas› adezivlerin mineye daha iyi ba¤lanmas›n› sa¤lamamaktad›r(24, 27). Florozisli veya prepare edilmemifl minede dahi yap›lacak olan ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 45
B‹L‹MSEL
Tablo 1
Tablo 1: Çözücülerine göre s›n›fland›r›lan üç ve iki basamakl› asitlenen ve y›kanan adezivlerden baz›lar›n›n ticari ve üretici firma isimleri.
46 dergi
MART-N‹SAN 2010
15-30 saniye asitleme iyi bir ba¤lanma için yeterli olmaktad›r(10). Dentinde ise asitleme süresi artt›kça demineralize olan tabakan›n kal›nl›¤› artar ve demineralizasyon derinli¤i artt›kça primerin ve adeziv rezinin ayn› derinli¤e kadar infiltre olma olas›l›¤› azal›r. Rezin penetrasyonunun yetersiz olmas›, pöröz, baflka bir deyiflle rezinle yeterince çevrelenmemifl kollagen fibrillerden oluflan bir hibrit tabakas›n›n oluflumuna neden olarak nanos›z›nt› ihtimalini art›r›r ve adezyonun ömrünü azalt›r (8, 26, 29, 36, 39). Bu nedenle dentinde 15 saniyeden fazla yap›lan asit uygulamas›yla ba¤lanma olumsuz olarak etkilenmektedir (2, 13, 16). Asit uygulamas› ifllemine önce mineden bafllanmal›, 15 saniye bekledikten sonra mine ve dentin birlikte y›kanmal›d›r. Hem mine hem de dentinde yeterli demineralizasyon, % 30-40 konsantrasyondaki fosforik asit, ajitasyon yap›lmadan uyguland›¤›nda sa¤lanmaktad›r(24, 41). Dentinin asitlenmesi ve y›kanmas›n›n ard›ndan minerallerin uzaklaflmas› sonucu a盤a ç›kan kollagen fibriller aras›nda bir miktar su kal›r. Dentin yüzeyi havayla kurutularak su uzaklaflt›r›ld›¤› zaman kollagen a¤› büzülür ve monomerlerin kollagen a¤›na infiltrasyonu önlenmifl olur(31, 39). ‹yi bir ba¤lanma için minenin kuru olmas› tercih edilebilir fakat dentinde kollagen a¤›ndaki fibrillerin aras›ndaki bofllu¤u korumak için fibriller aras›nda bir miktar su bulun-
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
mal›d›r (20, 39). Bunun sa¤lanmas› için kullan›lan adeziv sistemdeki primere ve içindeki çözücüye ba¤l› olarak de¤iflen iki yaklafl›m vard›r(39). Birincisi, dentinin asitlendikten sonra kurutulmas› ve ard›ndan kollagen a¤›n›n yeniden genifllemesini sa¤layacak olan su esasl› bir primerin uygulanmas›d›r(40). Bu teknik kuru ba¤lanma olarak adland›r›l›r (36). ‹kincisi, kollagenin büzülmesini önlemek için dentinin nemli b›rak›lmas› ve ard›ndan suyu uzaklaflt›rma kapasitesi olan alkol esasl›, özellikle aseton içeren bir primerin uygulanmas›d›r. Bu teknik de nemli ba¤lanma olarak adland›r›l›r(19, 28). Aseton, dentin yüzeyindeki ve kollagendeki suyu uzaklaflt›rarak boflluklara rezinin infiltrasyonunu sa¤lamaktad›r. Bununla beraber aseton esasl› primerin suyun tamam›n› uzaklaflt›rabilmesi için, dentinin ne kadar nemli b›rak›lmas› gerekti¤i konusu oldukça belirsizdir. Dentin yüzeyinin afl›r› nemli b›rak›lmas› veya baflka bir deyiflle suyun etkili bir biçimde uzaklaflt›r›lamamas› sonucu, hibridizasyon olumsuz yönde etkilenerek ba¤lanman›n etkinli¤i azal›r(32, 33). Dolay›s›yla dentin yüzeyinin kuru veya nemli olmas›ndan en çok etkilenen adezivler, aseton esasl› primer içeren adezivlerdir. Su veya etanol/su esasl› üç basamakl›, asitlenen ve y›kanan sistemlerde, dentin yüzeyinin kurutulmas› veya nemli b›rak›lmas› halinde ba¤lanma
B‹L‹MSEL
etkinli¤i de¤iflmemektedir. Etanol esasl› primerler ise dentinin kuru veya nemli olmas›ndan orta derecede etkilenir(16). Genel olarak, asidin y›kanmas›ndan sonra bas›nçl› havayla kurutma iflleminden ve fazla suyun uzaklaflt›r›lmas› s›ras›nda dentinin afl›r› kurutulmas›ndan kaç›n›lmal›d›r (11). Dentinin gözle görülür flekilde nemli b›rak›lmas›, fazla suyun havayla 2-3 saniye kurutulmas› veya pamuk pelet veya aplikatör yard›m›yla uzaklaflt›r›lmas› fleklinde yap›labilir(6, 27).
Primer veya primer/adeziv uygulamas› Asitlenmifl dentine primer uygulamas›n›n dikkatle yap›lmas› gerekmektedir(4). Monomerlerin dentine difüzyonu zaman al›c› oldu¤undan, primerlerin uygulama süresinin uzun tutulmas› gerekti¤i belirtilmektedir(9). Aseton esasl›, üç basamakl›, asitlenen ve y›kanan sistemlerde primerin 4-5 kat uygulanmas› bu amaçla önerilir(30). Bu teknikle, asetonun buharlaflmas›ndan önce monomerin difüzyonunun tamamlanmas› sa¤lanm›fl olur(16). Etanol esasl› primerlerin, aseton esasl› primerlere göre daha az tabaka halinde uygulanabilece¤i belirtilmektedir(1, 3, 21, 23). ‹ki basamakl›, asitlenen ve y›kanan sistemlerde ise, baz› firmalar bol miktarda al›nan adezivin tek bir kat halinde, baz› firmalar ise 2-3 kat halinde uygulanmas›n› önermektedir. ‹ki kat halinde uyguland›¤›nda ba¤lanma dayan›m›n›n artt›¤›n› saptayan araflt›rmalar bulunmaktad›r (14, 16). Uygulama s›ras›nda dikkat edilecek nokta, tabakalar aras›nda kurutma ifllemi yap›lmamas› gerekti¤idir. Primer veya primer/adeziv rezinler, demineralize dentine difüzyonu artt›rmak için hafif sürtme hareketi (ajitasyon) ile uygulanabilir(5, 16). Bununla beraber, aseton içeren, üç basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivlerde primer ajitasyonla uyguland›¤›nda ba¤lanma dayan›m›n›n düfltü¤ü saptanm›flt›r(18). Üç ve iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivlerde, primerin uygulama süresi ka-
dar kurutma süresi de önemlidir. Primer veya primer/adeziv solusyonu uyguland›ktan sonra kurutma ifllemiyle çözücü tamamen uzaklaflt›r›lmak zorundad›r. Aksi takdirde kavitede ve adeziv içinde kalan çözücü, monomeri suland›rarak adeziv rezinin tam olarak polimerize olmas›n› engeller ve adeziv tabakan›n geçirgenli¤ini artt›rarak ba¤lanman›n etkinli¤ini azalt›r ve postoperatif hassasiyete neden olur(15, 16, 17, 23). Özellikle iki basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivlerde klinikteki havayla k›sa kurutma iflleminin çözücünün uzaklaflmas› için yeterli olmad›¤› gösterilmifltir(7). Çünkü bu sistemler kullan›ld›¤›nda, dentin nemli oldu¤u için, çözücüyle birlikte fazla suyun da uzaklaflt›r›lmas› gereklidir. Yine buhar bas›nc›n›n az olmas› nedeniyle difle uyguland›ktan sonra adeziv solüsyondan uzaklaflt›r›lmas› en zor olan çözücü sudur. Bu nedenle su esasl› primerler, daha uçucu olan aseton ve etanol esasl› primerlere göre biraz daha fazla kurutmaya ihtiyaç duyarlar(16, 42). Sonuç olarak, üretici firmalar taraf›ndan önerilen 5 saniye kurutma süresi, gereken minumum süre olarak al›nmal›d›r. Kurutma süresi artt›r›ld›¤›nda (30 saniye), primerin içindeki çözücünün daha fazla buharlaflabildi¤i saptanm›flt›r. Fakat sürenin afl›r› uzat›lmas› kollagen a¤›n›n büzülerek adeziv rezinin penetrasyonunu önleyebilir(17). Film tabakas›n›n hareket etmedi¤ini görene kadar havayla hafifçe kurutmak gerekmektedir ve bu, çözücünün tamamen buharlaflt›¤›n› gösterir(23). Klinikte primer uygulanan yüzeyler parlak görünmelidir(12). Kurutulduktan sonra mat görünen alanlara ise birkaç kat daha primer veya primer/adeziv rezin uygulanmal›d›r(16, 23).
Adeziv rezin uygulamas› Adeziv rezinin uygulanmas› s›ras›nda dikkat edilecek noktalardan bir tanesi, uygulanan adeziv tabakas›n›n çok ince olmamas›d›r. Hibridizasyonun tam olarak sa¤lanabilmesi ve polimerizasyon büzülmesinden kaynaklanan streslere dayanabil‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 47
B‹L‹MSEL
mesi için adezivin yeterli kal›nl›kta bulunmas› gerekmektedir(22). Üç basamakl›, asitlenen ve y›kanan adezivlerde, adeziv rezin solusyonu çözücü içermemesine karfl›n havayla kurutulmal›d›r. Bu ifllemin adeziv tabakas›n›n eflit ve düzgün bir flekilde yay›lmas› için yap›lmas› önemlidir. Bununla beraber kuvvetli hava rezinin yer de¤ifltirmesine neden olabilece¤i için kurutma ifllemi nazikçe yap›lmal›d›r (16).
Sonuçlar 1) Aseton esasl› adezivlerin, hibridizasyonun tam olarak sa¤lanabilmesi için nemli ba¤lanma tekni¤iyle kullan›lmas› gerekmektedir. Gereken teknik hassasiyet, bu adezivlerin klinikte özellikle kompleks kavitelerde uygulanmas›n› zorlaflt›r›r. 2) Basitlefltirilmifl iki basamakl› adezivlerde tüm çözücünün, özellikle suyun tamamen uzaklaflmas› ve kollagen a¤›na tam bir monomer infiltrasyonunun gerçekleflmesi daha zordur. 3) Çal›flma zaman›n›n uzun olmas›na ra¤men üç basamakl›, etanol/su içeren adezivlerle daha baflar›l› sonuçlar al›nabilir (2, 7, 34, 39). I *Bu derleme Diflhekimli¤i’nde Klinik Dergisi, Nisan 2008, Cilt 23, Say› 2’de yay›nlanm›flt›r.
Yaz›flma Adresi: Doç. Dr. R. Banu Ermifl Süleyman Demirel Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Difl Hastal›klar› ve Tedavisi Anabilim Dal› 32260 Kampüs, ISPARTA KAYNAKLAR 1. Bisco: All-Bond 3. Instructions for use. http://www.bisco.com (eriflim tarihi: 22.11.2008). 2. Breschi L, Mazzoni A, Ruggeri A, Cadenaro M, Di Lenarda R, De Stefano Dorigo E. Dental adhesion review: Aging and stability of the bonded interface. Dent Mater. 2008;24:90-101. 3. Cardoso Pde C, Loguercio AD, Vieira LC, Baratieri LN, Reis A. Effect of prolonged application times on resin-dentin bond strengths. J Adhes Dent. 2005;7:143149. 4. Cavalheiro A, Vargas MA, Armstrong SR, Dawson DV, Gratton DG. Effect of incorrect primer application on dentin permeability. J Adhes Dent. 2006;8:393-400. 5. Dal-Bianco K, Pellizzaro A, Patzlaft R, Oliveira Bauer JR, Loguercio AD, Reis A. Effects of moisture degree and rubbing action on the immediate resin–dentin bond strength. Dent Mater. 2006;22:1150-1156. 6. De Goes MF, Pachane GC, García-Godoy F. Resin bond strength with different methods to remove excess water from the dentin. Am J Dent. 1997;10:298-301. 7. De Munck J, Van Landuyt K, Peumans M, Poitevin A, Lambrechts P, Braem M, Van Meerbeek B. A critical review of the durability of adhesion to tooth tissue: Methods and results. J Dent Res. 2005;84:118-132.
48 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
8. Dörfer CE, Staehle HJ, Wurst MW, Duschner H, Pioch T. The nanoleakage phenomenon: influence of different dentin bonding agents, thermocycling and etching time. Eur J Oral Sci. 2000;108:346-351. 9. El-Din AK, Abd el-Mohsen MM. Effect of changing application times on adhesive systems bond strengths. Am J Dent. 2002;15:321-324. 10. Ermis RB, De Munck J, Cardoso MV, Coutinho E, Van Landuyt KL, Poitevin A, Lambrechts P, Van Meerbeek B. Bonding to ground versus unground enamel in fluorosed teeth. Dent Mater. 2007;23:1250-1255. 11. Frankenberger R, Krämer N, Petschelt A. Technique sensitivity of dentin bonding: Effect of application mistakes on bond strength and marginal adaptation. Oper Dent. 2000;25:324-330. 12. Gökalp S, Kiremitçi A. Dentin adezivler 2000. Hacettepe Diflhek Fak Derg. 2001;1:44-51. 13. Hashimoto M, Ohno H, Endo K, Kaga M, Sano H, Oguchi H. The effect of hybrid layer thickness on bond strength: demineralized dentin zone of the hybrid layer. Dent Mater. 2000;16:406-411. 14. Hashimoto M, Sano H, Yoshida E, Hori M, Kaga M, Oguchi H, Pashley DH. Effects of multiple adhesive coatings on dentin bonding. Oper Dent. 2004;29:416-423. 15. Hashimoto M, Tay FR, Svizero NR, de Gee AJ, Feilzer AJ, Sano H, Kaga M, Pashley DH. The effects of common errors on sealing ability of total-etch adhesives. Dent Mater. 2006;22:560-568. 16. Hewlett ER. Resin Adhesion to enamel and dentin: A review. J Calif Dent Assoc. 2003;31:469-476. 17.IkedaT,De Munck J, Shirai K, Hikita K, Inoue S, Sano H, Lambrechts P, Van Meerbeek B. Effect of evaporation of primer components on ultimate tensile strengths of primer-adhesive mixture. Dent Mater. 2005;21:1051-1058. 18. Jacobsen T, Söderholm KJ. Effect of primer solvent, primer agitation, and dentin dryness on shear bond strength to dentin. Am J Dent. 1998;11:225-228. 19. Kanca J, 3rd. Resin bonding to wet substrate. I. Bonding to dentin. Quintessence Int. 1992;23:39-41. 20. Kanca J, 3rd. Resin bonding to wet substrate. I. Bonding to enamel. Quintessence Int. 1992;23:625-627. 21. Kerr: Optibond FL. Instructions for use. http://www.kerrdental.com (eriflim tarihi: 22.11.2008). 22. Kuraray Dental: Exploring the trend and future of self-etching bonding systems. European Adhesive Forum 2003. Landshut, Almanya, 2003. 23. LeSage B. Clinical results for a new total-etch adhesive. The Journal of Dental Research&Applications. 2007;1:15-19. 24. Lopes GC, Thys DG, Klaus P, Oliveira GM, Widmer N. Enamel acid etching: A review. Compend Contin Educ Dent. 2007;28:18-24. 25. Nakabayashi N, Ashizawa M, Nakamura M. Identification of a resin-dentin hybrid layer in vital human dentin created in vivo: durable bonding to vital dentin. Quintessence Int. 1992; 23:135-141. 26. Nakabayashi N, Pashley DH. Hybridization of Dental Hard Tissues. Japonya: Quintessence Publishing Co; 1998, 37-56. 27. Perdigao J, Swift EJ, Jr. Fundamental concepts of enamel and dentin adhesion. Roberson T, Heymann HO, Swift EJ, editörler. Sturdevant's Art and Science of Operative Dentistry, 5. bask›, St. Louis: Mosby; 2006, 235-268. 28. Perdigão J, Van Meerbeek B, Lopes MM, Ambrose WW. The effect of a re-wetting agent on dentin bonding. Dent Mater. 1999;15:282-295. 29. Pioch T, Stotz S, Buff E, Duschner H, Staehle HJ. Influence of different etching times on hybrid layer formation and tensile bond strength. Am J Dent. 1998;11:202206. 30. Suh B. New strategies in adhesive dentistry: All-Bond 3 and All-Bond SE. The Journal of Dental Research&Applications. 2007;1:2-6. 31. Tay FR, Gwinnett AJ, Pang KM, Wei SH. Resin permeation into acid-conditioned, moist, and dry dentin: a paradigm using water-free adhesive primers. J Dent Res. 1996;75:1034-1044. 32. Tay FR, Gwinnett AJ, Wei SH. The overwet phenomenon: A transmission electron microscopic study of surface moisture in the acid-conditioned, resin-dentin interface. Am J Dent. 1996;9:161-166. 33. Tay FR, Gwinnett JA, Wei SHY. Micromorphological spectrum from overdrying to overwetting acid-conditioned dentin in water-free, acetone-based, single-bottle primer/adhesives. Dent Mater. 1996;12:236-244. 34. Tseng KC, Weinberg GA, Woodlock DF. Dental adhesives: The foundation of esthetic dentistry. General Dentistry. 2007;55: 698-708. 35. Van Landuyt KL, Snauwaert J, De Munck J, Peumans M, Yoshida Y, Poitevin A, Coutinho E, Suzuki K, Lambrechts P, Van Meerbeek B. Systematic review of the chemical composition of contemporary dental adhesives. Biomaterials. 2007;28:3757-3785. 36. Van Meerbeek B, De Munck J, Yoshida Y, Inoue S, Vargas M, Vijay P, Van Landuyt K, Lambrechts P, Vanherle G. Buonocore memorial lecture. Adhesion to enamel and dentin: Current status and future challenges. Oper Dent. 2003;28:215-235. 37. Van Meerbeek B, Perdigao J, Gladys S, Lambrechts P, Vanherle G. Enamel and dentin adhesion. Schwartz RS, Summitt JB, Robbins JW, editörler. Fundamentals of Operative Dentistry. A Contemporary Approach, Illinois: Quintessence Publishing Co; 1996, 141-186. 38. Van Meerbeek B, Perdigão J, Lambrechts P, Vanherle G. The clinical performance of adhesives. J Dent. 1998;26:1-20. 39. Van Meerbeek B, Van Landuyt K, De Munck J, Hashimoto M, Peumans M, Lambrechts P, Yoshida Y, Inoue S, Suzuki K. Technique-sensitivity of contemporary adhesives. Dent Mater J. 2005;24:1-13. 40. Van Meerbeek B, Yoshida Y, Lambrechts P, Vanherle G, Duke ES, Eick JD, Robinson SJ. A TEM study of two water-based adhesive systems bonded to dry and wet dentin. J Dent Res. 1998;77:50-59. 41. Wang Y, Spencer P. Effect of acid etching time and technique on interfacial characteristics of the adhesive-dentin bond using differential staining. Eur J Oral Sci. 2004;112:293-299. 42. Zheng L, Pereira PN, Nakajima M, Sano H, Tagami J. Relationship between adhesive thickness and microtensile bond strength. Oper Dent. 2001;26:97-104.
e
Nan
mü
ü Üz nk
e Vişn
Fre
Birbirinden mükemmel aromalarıyla EMS Tutti Frutti orijinal Air-Flow profilaksi tozu... 4 Şişelik paketinde Tutti Frutti
112 EURO yerine sadece
Tutti Frutti Paketi; 1x Nane,1 x Vişne,1 x Frenk Üzümü ve 1 x Tropikal tadlarından oluşmaktadır.
89 EURO+KDV
GÜNEY DİŞ DEPOSU TİCARET VE SANAYİ A.Ş. 9jYjaaj H]dlgddb $ HViÃÅ/ 9jYjaaj CZX^e ;VoÃa BV]# &. BVnÃh 8VY# Cd/'' (),,+ zbgVc^nZ " ÂhiVcWja IZa/ %'&+ )++ -(-( ;Vm/ %'&+ (&( *,') ]iie/$$ lll#\jcZnY^h#Xdb Z"bV^a/ ^c[d5\jcZnY^h#Xdb
zg c N cZi^X^h^ 6o^o NÃaYÃgÃb <HB/ %*((# ,+) ). *& Z"bV^a/ Vo^o#n^aY^g^b5\jcZnY^h#Xdb
l
ika
p Tro
8 Mart Dünya Kad›nlar Gününüz kutlu olsun Bundan yüz y›l önce 8 Mart dünyada kad›nlar taraf›ndan birlik, mücadele ve dayan›flma günü olarak kutlanmaya bafllad›. Ne yaz›k ki, günümüzde de kad›nlar yüz y›l önce yaflad›klar› olumsuzluklar› yaflamaya devam ediyorlar. Çal›flma hayat›nda, siyasette, evde, sokakta ayr›mc›l›¤a maruz kal›yorlar. Dünla Kad›nlar Günü nedeniyle konufltu¤umuz meslektafllar›m›z› Prof. Dr. Gülçin Erseven, Prof. Dr. Gamze Aren, Berna Aytaç, Zerrin Küpçü, Filiz ‹skender ve Mükerrem Özgül kad›n diflhekimi olarak yaflad›klar› zorluklara ra¤men mesleklerine duyduklar› sevgiyi anlatt›lar.
8 MART
Prof. Dr. Gülçin Erseven:
‹lk diflhekimi genel patolog bendim
Diflhekimi Sevil Tu¤lu Arslan stuglu.arslan33@gmail.com
Prof. Dr. Gülçin Erseven Genel Patolojide akademik kariyer yapm›fl, Tabipler Odas› ve Türk Tabipler Birli¤i’nde y›llarca yöneticilik kadrosunda bulunmufl bir isim. Ayn› zamanda bir diflhekimi ve bir anne.
T
›p Fakültesine 1959’da girdi¤inden beri durmak bilmeden çal›flan, önüne ç›kan engelleri bir bir aflan ve herkesin “yapamazs›n” demesine ra¤men genel patolojide akademik kariyer yapan, hatta Onkoloji Enstitüsü Müdürlü¤ü’ne kadar yükselen Prof. Dr. Gülçin Erseven, nas›l profesör oldu¤unu, hem anne hem de çal›flan bir kad›n olman›n zorluklar›n› ve mesle¤e olan aflk›n› anlatt›. Kaç y›l›nda mezun oldunuz? E¤itiminiz hakk›nda bilgi alabilir miyiz? 1959 y›l›nda Askeri T›bbiye’ye girdim. T›p fakültesinde birinci doktoray› (anatomi, fizyoloji, biyokimya, histoloji gibi derslerin baraj oldu¤u dönem) verdikten sonra diflhekimli¤ine geçtim. Diflhekimli¤inde üç sene okuyup 1965’te mezun oldum ama akl›m hâlâ t›p fakültesindeydi. Peker Hocalar›n Aksaray’da poliklini¤i vard›, orada diflhekimi olarak çal›flmaya bafllad›m. Patoloji hocam›z Prof. Melih Tahsino¤lu Peker Hoca’ya difllerini yapt›rmak için geliyordu. Niflantafl› Diflhekimli¤i’nde (o zaman özel okuldu) bir asistana ihtiyac› oldu¤unu söyledi. Hemen talip oldum ama sadece Melih Hoca’n›n dersleri oldu¤u zaman gidiyordum çünkü patolojiyle ilgili hiçbir fley yoktu orada. Bütün günümü Beyaz›t’ta patoloji kürsüsünde geçiriyordum. Sonra T›p Fakültesi Cerrahpafla T›p ve ‹stanbul Üniversitesi olarak ikiye ayr›ld›. Biz Melih Hoca’yla birlikte Cerrahpafla’ya gittik. Cerrahpafla’n›n da ilk asistan› bendim. Sonra t›p fakültesinden
asistanlar gelmeye bafllad›. Bu arada Melih Hoca diflhekimli¤inin derslerine de giriyordu. Ben onu da asiste ediyordum. Derken diflhekimli¤i fakültesinde rahmetli Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› Hocam›z’›n, Melih Hoca’n›n ve di¤er baz› hocalar›m›z›n gayretleriyle temel bilimler kuruldu ve kadro ç›kt›. O zaman Cerrahpafla’dan ayr›l›p asistan olarak diflhekimli¤i fakültesine bafllad›m. Doktoram› vermek zor olmad› ama doçentli¤im korkunçtu, çünkü baz›lar› “Bir diflhekimi genel patolojiyi nas›l yapabilir?” diyorlard›. Doçentlikte jürim fevkalade iyiydi. Çok ilginçtir; s›nav› izlemeye Gülhane’den bile gelenler oldu ve s›nav baflar›l› geçti, doçent oldum. Diflhekimli¤inde bir kadro verdiler, kadrolu olarak doçentli¤e devam ettim. Tabipler Odas› ve TTB’deki çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz? Benimle birlikte o zaman doçent olan (Prof. Dr.) Sedat Çölo¤lu arkadafl›m da diflhekimi‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 51
8 MART
dir. Sedat Çölo¤lu TTB’de çal›fl›yordu, onun da katk›s›yla Tabipler Odas›’nda çal›flmaya bafllad›m ve yönetim kuruluna seçildim. Yönetim kuruluna her sene befl üye seçilirdi. Biri mutlaka diflhekimi olurdu. Uzunca bir süre yönetim kurulunda çal›flt›m. Daha sonra Tabipler Birli¤i Yönetim Kurulu’na seçildim. Tüm Türkiye’den diflhekimi olarak bir kifli gidiyordu ve ben gittim. Orada gayet güzel ifllere imza at›ld›.
Bizi en mutlu eden nedir biliyor musunuz? Tedavi olup y›llar sonra gelip ziyaret eden hastalar. Dünyada bundan daha güzel hiçbir fley yok.
52 dergi
MART-N‹SAN 2010
Onkoloji Enstitüsü’ne gelirsek... Doçentlik kadrosu geldikten bir süre sonra profesörlük süremiz doldu, dosyalar›m›z› haz›rlad›k, profesör olduk ama profesörlük hakk›m›z verilmiyor. fiimdi ne doçentiz ne de profesör. Onun için çok güzel bir isim bulmufllard› bize: “Proçent”. Proçent oldu¤um dönemde Onkoloji Enstitüsü’ne geldim. Ben diflhekimli¤inde de Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› Hocam›z’›n dekan oldu¤u süre boyunca yönetim kurulundayd›m. Orada idari ifllerle bir miktar aflina oldum. Sonra Onkoloji Enstitüsü’ne geldi¤imizde Prof. Dr. Nijat Bilge müdürlükten istifa etti. 1993 y›l›nda Onkoloji Enstitüsü’ne müdür atand›m. Uzun bir süre müdürlük de yapt›m. Onkoloji Enstitüsü gerçekten üzücü ve y›prat›c› bir yer, hastalara kötü haberi ilk siz veriyorsunuz. Biz teflhis koyuyoruz ama bu iflin bafllang›c›. Fakat hasta bazen nesi oldu¤una bile önem vermiyor çünkü yiyecek ekme¤i yok. Bir an önce memleketine dönmek istiyor. Biz onu ikna ediyoruz. Medikal onkolojiye, radyoterapi birimine yönlendiriyoruz. Benim buradaki bütün arkadafllar›m fevkalade insanlar. ‹nsanlar› seven, insanlara hizmet etmeyi seven kifliler. Dolay›s›yla hangimiz olursak olal›m hastaya önce hastal›¤› hakk›nda onu korkutmadan bilgi veririz. Sonra neler yap›lacak anlat›r›z ve hastalar buradan mutlu ayr›l›rlar. Amerikan ekolüne çok inanm›yorum. Amerika’da hastalara “Sen kansersin, flu kadar da ömrün var” deniyor. Bu tür kiflilere bunu söyledi¤iniz anda zaten vücut direnci k›r›ld›¤› için savaflacak gücü kal-
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
m›yor ki! Hastalar çöküyor birden bire. Kimlere söylenir bu yüzlerine karfl›? Diyelim ki bir kemik tümörü, hastan›n baca¤› kesilecek “Senin hiçbir fleyin yok kardeflim gel baca¤›n› keselim” diyemezsiniz. Ona o kanser laf›n› kullanmadan (çünkü o kadar y›prat›c› bir kelime ki) hastal›¤›n›n çok önemli oldu¤unu, hayat› aç›s›ndan da bu baca¤›n›n kesilmesi gerekti¤i, çünkü ancak ondan sonra hayat›na devam edebilece¤ini, kendine protez yap›labilece¤ini usturuplu bir biçimde anlatmak gerekir. Hastal›k hakk›nda mutlaka bilgi verilmeli ama dedi¤im gibi, korkutmadan, çünkü kanserle de tüm hastal›klarla da insan›n savaflmas› için vücudunun çok güçlü olmas›, moralinin yerinde olmas› gerekir. Ama bizi en çok mutlu eden nedir biliyor musunuz? Tedavi olup y›llar sonra gelip ziyaret eden hastalar. Dünyada bundan daha güzel hiçbir fley yok. Bir kad›n diflhekimi olarak genel patolojide akademik kariyer yapt›n›z ve bu konuda diflhekimlerine de öncülük ettiniz. Kad›n olman›n getirdi¤i zorluklar yaflad›n›z m›? Kad›n olman›n d›fl›nda anne olup çal›flmak çok zordu. Bizim zaman›m›zda flimdiki gibi krefller yoktu. Birkaç özel yuva vard›, onlar da çok pahal›yd›, maafl›m›z›n çok üzerinde paralard›. Çocu¤uma bir kad›n bak›yordu. Her sabah evden ç›karken çocu¤um pencere parmakl›klar›na ç›k›p gidiyorum diye a¤lard›, tabii ben de. Yani hem anne olup hem çal›flmak çok zordu. Meslektafllar›n›za ve ö¤rencilerinize neler söylemek istersiniz? Sadece diflhekimli¤i fakültelerindeki meslektafllar›m›z›n de¤il t›p fakültelerinden mezun olan arkadafllar›m›z›n mesleklerine afl›k olup, insanlar› sevmeleri ve insan hayat›na sayg› duymalar› laz›m. Çünkü bizler için zengin, fakir, güzel, çirkin, ›rk, din, dil ayr›m› yoktur. Hastan›n yaflam› önemlidir ve öyle olmal›d›r. Buradan sizin arac›l›¤›n›zla tüm kad›n ve erkeklerimizin 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlar, çok daha güzel günlerde görüflmemizi dilerim. I
8 MART
Diflhekimi Berna Aytaç:
Odada çal›flmak beni özgürlefltirdi
B
erna Aytaç, Oda’n›n muayenehanelere hapsolmufl diflhekimlerini sosyallefltirdi¤ini düflünüyor ve ayn› amaç u¤runda birleflmenin ve kolektif çal›flman›n insana çok fley katt›¤›n›n alt›n› çiziyor. Kad›n olarak mesle¤inizi yaparken ne tür zorluklar yafl›yorsunuz? Asl›nda hangi meslek grubunda oldu¤unuzun pek bir önemi yok bence. Bu dünyada kad›nsan›z mesleki yeterlili¤inizi ispat etmeniz flart . Hele ki ataerkil toplum yap›s›ndaki ülkemizde daha da zorlu oluyor bu süreç. Hem de öyle, bir denemeyle yetinmiyor toplum. Tekrar tekrar deniyor kad›n› belki bir eksik bulurum diye. Hele bir de genç bir meslek erbab›ysa vay haline. Mesle¤e ilk bafllad›¤›m y›llarda pek çok zorlu¤u gö¤üslemek zorunda kalm›flt›m. Önceleri hastalar›m›n “Yapabilecek misin? Senin gücün diflimi çekmeye yetmez, daha kuvvetli biri yok mu?” sorular›yla karfl›laflt›m. Daha sonra evindeki efline, k›z›na, ailesindeki her kad›na neyi nas›l yapaca¤›n› anlatmaya al›flm›fl erkek hastalar›n tedavi planlamalar›m› da yönetmeye çal›flmas›yla savaflmak zorunda kald›m. Hastalara gösterdi¤im ilgi ve hoflgörüyü, hasta edinmeye çal›flan genç bir hekimin çabalar› olarak yorumlamak yerine, kendilerine flahsi ilgi olarak alg›lamaya, farkl› sonuçlar ç›karmaya çal›flan erkek hastalarla u¤raflmak zorunda kald›m belli bir süre. Uzunca bir zaman geçince ancak oturdu hastalar›m›n ve çevredeki insanlar›n bir kad›n diflhekimine güveni. Yaklafl›k on sene sonra kendi muayenehanemi açabilecek kadar birikimim ve özgüvenim oldu. Sonunda muayenehanemi açt›m. Her muayenehane çal›flt›ran meslektafl›m gibi pek çok sorunu ben de yafl›yorum. Zaman›n ekonomik zorluklar›yla bafl edebilmek için daha uzun çal›flma saatleri benim için de “normal” hale geldi. Ama ben e¤er
efli ve çocuklar›na karfl› sorumluluklar› olan bir anne olsayd›m çal›flma saatlerimi uzatma flans›m olmayacakt›. Bu nedenle bekar olman›n art›s›n› yaflad›¤›m› söylemeliyim. Kad›n diflhekiminin, muayenehanesi için seçti¤i lokasyondan tutun da, hasta seçimine ve iletiflimde kulland›¤› dile kadar her konuda ekstra özen göstermesi gerekiyor. Geç saate kadar çal›flt›¤›n›zda son hastan›n kim oldu¤unu göz önünde bulundurmal› ya da muayenehanede yard›mc›n›z olmadan hasta bakmamaya özen göstermelisiniz. Yaklafl›k 20 y›ld›r ‹DO aktivistisiniz. Bunlar size ne katt›? Mesle¤imiz, k›s›tlanm›fl mekânlarda, sizi seçen hastalar›n tedavi beklentili ziyaretleriyle hareketlenen bir döngüden ibaret. Tabii ki zaman geçtikçe büyüttü¤ünüz hasta portföyü ve azaltt›¤›n›z taksitlerinizin etkisiyle siz de hastalar›n›z› seçme flans›na sahip olmaya bafll›yorsunuz. Ama gene de muayenehanecilik k›s›r bir döngü içine s›k›flt›r›yor bizleri. Bir meslektafl›m›n flikâyeti üzerine hakk›mda aç›lan bir soruflturma nedeniyle ö¤rendim ‹DO’nun yerini. Oda’daki meslektafllar›m›n benimle konuflurken gösterdikleri ilgi ve sevecenlikten etkilendim, bir komisyonda görev ald›m. Zaman içinde ayn› amaç için çabalayan meslektafllar›m arkadafllar›m, can dostlar›m oldu. Oda aktivisti olarak çal›flanlar›n aras›nda kad›n-erkek ayr›m› hiçbir zaman olmam›flt›r. ‹DO’da ayn› hayat görüflü ve ortalama ayn› e¤itime sahip arkadafllar›mla, benzer beklentiler içinde, ortak hedefler belirleyerek beraber çal›flma f›rsat› buldum. Muayenehanecili¤in neden oldu¤u asosyalli¤i yenerek, potansiyel rakip olarak düflünülen meslektafllar›mla ayn› amaçlara sahip oldu¤umu fark ettim. Birlikte düzenledi¤imiz aktiviteler sayesinde hem yeni fikirler edindim hem de muayenehanem d›fl›nda özgürlefltim. I
Kad›n diflhekiminin, muayenehanesi için seçti¤i lokasyondan tutun da, hasta seçimine ve iletiflimde kulland›¤› dile kadar her konuda ekstra özen göstermesi gerekiyor.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 53
8 MART
Prof. Dr. Gamze Aren :
‹mkâns›z› baflarm›fl kad›n meslektafllar›m› gururla izliyorum
Ülkemdeki kad›n diflhekimi ve ö¤retim üyesi say›s›n›n bu denli yüksek oldu¤unu ö¤renen yabanc› meslektafllar›m›n yüzünde oluflan flaflk›nl›k ifadesi mutluluk verici.
54 dergi
MART-N‹SAN 2010
Hem anneli¤i hem de akademisyenli¤i bir arada yürütmeyi baflaran meslektafl›m›z Prof. Dr. Aren, “Bu mesle¤i gönülden severseniz baflar›l› olursunuz” diyor.
S
eçenlerin gayet iyi bildikleri gibi, diflhekimli¤i, üniversite s›nav aflamas›ndan bafllanarak girilmesi, e¤itim süreci tamamland›ktan sonra çal›fl›lmas› neredeyse en güç meslek gruplar›n›n bafl›nda yer almaktad›r. Özellikle uzmanl›k yönetmeliklerinin oluflturulmaya baflland›¤› bu günlerde, gündemde olan mezuniyet sonras› seçenekleri de düflünülecek olursak yaflam boyu sürdürülmesi gereken e¤itim ve ö¤renim sürecinin mesle¤e ad›m at›lmas›yla bafllamas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤u görülecektir. Ö¤renim esnas›nda ve sonras›nda karfl›lafl›lan sorunlar›n a¤›rl›¤›, bu mesle¤e gönül verenlerin çok net bildikleri bir konudur. Ancak kad›n diflhekimlerinin perspektifinden bak›ld›¤›nda ve bir de bu mesle¤e
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
ad›m att›¤›m›z y›llar›n teknolojisi düflünülecek olursa itiraf etmeliyiz ki karfl›lafl›lan sorunlar da o ölçüde artmaktad›r. Ben mezun olurken k›z›ma hamileydim, doktora s›nav›na haz›rlan›rken k›z›m ilk difllerini ç›karman›n sorunlar›n› yafl›yordu, doktoram› yazarken çal›flma odam›n kap›s›nda “ben de, ben de” diye a¤l›yordu. Mesle¤e gönül veren bir anne olarak geriye dönüp bakt›¤›mda imkâns›z› baflarm›fl birçok kad›n meslektafl›m›n oldu¤unu gururla izliyorum. Özellikle dünyan›n di¤er ülkeleriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda ülkemdeki kad›n diflhekimi ve özellikle de “kad›n ö¤retim üyesi” say›s›n›n bu denli yüksek oldu¤unu ö¤renen yabanc› meslektafllar›m›n yüzünde oluflan flaflk›nl›k ifadesi gerçekten mutluluk verici. I
8 MART
Diflhekimi Zerrin Küpçü:
Bir kad›n olarak engel de¤il, tersine destek gördüm Zerrin Küpçü, sa¤l›k politikalar›n›n sadece hükümetlere b›rak›lmamas›n›, meslek çevrelerinin bu konularda daha aktif olmas› gerekti¤ini söylüyor
‹
nsan›n nas›l bir dünyada ve ülkede yaflamak istiyorsa, bunun gerçekleflmesi için çaba sarf etmesi gerekti¤ine inan›yorum. Özellikle de sa¤l›k, e¤itim ve sosyal güvenlik konular›n›n yaln›zca hükümetlerin kararlar›na b›rak›lamayacak kadar önemli konular oldu¤unu düflünüyorum. Mesle¤im
de diflhekimli¤i olunca sa¤l›k politikalar› alan›nda meslek odamda çal›flmay› uygun buldum. ‹DO’da komisyonlarda, yönetim kurulunda, TDB Delegesi olarak pek çok alanda çal›flt›m. Bir kad›n olarak engel de¤il, tam tersine destek gördüm ve bu nedenle de halen severek çal›flmaya devam ediyorum. I
Diflhekimi Filiz ‹skender:
‹yi ki kad›n olarak bu mesle¤i seçmiflim
E
ge Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi’nden 1995 y›l›nda mezun oldum. 15 y›ld›r serbest muayenehanecilik yapmaktay›m. Mesle¤imi ilk günden beri çok severek yap›yorum. Zaten diflhekimli¤inin sevilmeden yap›labilecek bir meslek olmad›¤›n› düflünüyorum.
Emek ve özveri gerektiriyor Mesle¤imiz ciddi bir emek ve özveri istiyor. Bir yandan muayenehanenizde çal›fl›rken di¤er yandan da bilimsel geliflmeleri takip etmeniz gerekiyor. Bir de anne olmak istiyorsan›z zaman ve enerji planlamas›n› çok iyi yapmak zorundas›n›z. Hele büyük flehirde yafl›yorsan›z bu planlama daha da önem kazan›yor. Benim için çal›flma hayat›n›n en zor taraf› çocuklar›mdan uzak kalmak oldu. Evime
gitti¤imde sadece anne olmaya çal›flt›m. Ama öyle günler oldu ki günlük hayat›n ve hastalar›n s›k›nt›lar› çocuklar›ma yeterince ilgi göstermeme engel oldu. San›r›m bu çal›flan tüm kad›nlar›n ortak sorunudur.
Güvenlik önlemleri önemli ‹fl hayat›ndaki s›k›nt›lara gelince, muayenehane iflletmecili¤i gerçekten çok zor. Sosyoloji, psikoloji, ekonomiyi iyi ve do¤ru kavram›fl olmal›s›n›z. Hastalardan para tahsilat› yapmak ve onlar›n üzerinde otorite sa¤lamak zamanla kazanabildi¤im özellikler oldu. Kad›n diflhekimleri için güvenlik de oldukça s›k›nt›l› bir konu. Muayenehanesinde sald›r›ya u¤rayan meslektafllar›m›z oldu. Yine de son söz olarak flunu söylemek isterim: ‹yi ki bir kad›n olarak do¤muflum ve bu mesle¤i seçmiflim. I
15 y›ld›r serbest muayenehanecilik yapan Filiz ‹skender, ifl hayat›n›n en zor taraf›n›n çocuklar›ndan uzak kalmak oldu¤unu söylüyor.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 55
8 MART
Diflhekimi Mükerrem Özgül:
Co¤rafyan›n en flansl› kad›nlar›ndan›m Mükerrem Özgül, kendini Ortado¤u’da yaflayan di¤er kad›nlarla karfl›laflt›rd›¤›nda Atatürk’ün kurmufl oldu¤u Türkiye Cumhuriyeti’nde kad›n olman›n her fleye ra¤men gurur verici oldu¤unu söylüyor.
Afganistan'da kad›n›n durumunu anlatan ‘Bin Muhteflem Günefl’ isimli kitab› okuduktan sonra bir kez daha anlad›m ki Atatürk gibi bir önderin kurdu¤u ülkede kad›n olmak bir flans.
T
öreler, cahillik, fakirlik ve e¤itimsizlik gibi sebeplerle bir baban›n 12 yafl›ndaki k›z›n› dört ine¤e satt›¤› bu ülkede kad›n olmak çok zor elbette. Ama ben yine de bu co¤rafyan›n en flansl› kad›nlar›ndan oldu¤umu düflünüyorum. Sebebine gelince; geçen y›l Afganistan'da kad›n›n durumunu anlatan ‘Bin Muhteflem Günefl’ isimli kitab› okuduktan sonra bir kez daha anlad›m ki Atatürk gibi bir önderin kurdu¤u ülkede kad›n olmak bir flans.
Annem ve ö¤retmenim rol modellerim Hangi koflulda yaflarsa yaflas›n bafl›n› hep dik tutan, kendine kötülük yapanlar› bile affeden kocaman bir yürek sahibi, bizleri böyle yetifltirmek için her türlü fedakârl›¤› yapan, hep daha güçlü olabilmemiz için destekleyen bir annenin k›z› olarak dünyaya geldim. “Ne ifl yaparsan›z yap›n, mesle¤iniz ne olursa olsun, o iflin iyisi olmay› hedefleyin; her zaman iyi insan olmay› öncelik bilin; kendinize güvenin, dürüst olun” diyen bir ilkokul ö¤retmeninin ö¤rencisi olarak hayata haz›rland›m.
Sevdi¤im mesle¤i yap›yorum Dünyada kaç kifli sevdi¤i mesle¤i yapma flans›na sahip ve kaç kiflinin yan›nda kardefl bildi¤i dost-meslektafllar› var? Bunlar sayesinde ben de her zaman ülkem, mesle¤im, ailem ve arkadafllar›m için yapabilece¤inin en iyisini yapmaya çal›flan, her zaman sorumluluklar›n›n bilincinde, çevre56 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
ye duyarl› ve sayg›l›, kendini önemseyen ama baz› fleylerin insan›n kendisinden bile de¤erli oldu¤unu asla unutmayan biri olmaya çal›flt›m. En büyük hayalim bir gün güzel ülkemin ücra bir köflesine yat›l› bölge okulu yapt›rabilecek güce sahip olmak. Bölgenin kaderini de¤ifltirebilecek e¤itimli, güçlü kad›nlar yetiflmesine katk›da bulunabilmek. Ülkesi ve kad›nlar için kendi hayat›n› ikinci plana atan, örnek ve de¤erli insan Türkan Saylan’a sevgi ve sayg›lar sunuyorum. Tüm kad›nlar›n Dünya Kad›nlar Günü’nü kutluyor, gelecekten kayg› duymayaca¤›m›z günlerin yak›n olmas›n› diliyorum. I
DOSYA
Diflhekimi Fusun fieker Karagören Diflhekimi fieyda Yavuz fusunseker@ttmail.com seyda_ozcelik@hotmail.com
Prof. Dr.Y›lmaz Manisal› Hocam›z’› sayg›yla an›yoruz
Türk Diflhekimleri Birli¤i Kurucu ve Onur Üyesi, ‹stanbul Diflhekimleri Odas› ilk dönem Baflkan›, ‹stanbul Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi 1976-1982 dönemi Dekan›, Türk Difl Tabipleri Cemiyeti 1984-1986 dönemi Baflkan› Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› üç y›l önce, 23 Nisan 2007 tarihinde aram›zdan ayr›ld›. Diflhekimli¤i mesle¤inin geliflimine ve 35 y›ldan fazla bir süre üniversite e¤itimine katk›s› olan, mesle¤ine 54 y›l hizmete eden Hocam›z’› ölümünün üçüncü y›l›nda sayg›yla an›yoruz. Diflhekimli¤i camias›n›n büyük sevgisini kazanan Hocam›z’›n akademik, idareci ve insani özelliklerini meslektafllar› ve dostlar›yla konufltuk. O’nu aram›zdan ayr›l›fl›n›n üçüncü y›l›nda bir kez daha anmak ve kendisini tan›ma f›rsat› bulamayan genç meslektafllar›m›za tan›tmak istedik. 58 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
DOSYA Diflhekimi-Ortodonti Uzman› Selçuk Manisal›:
Yol arkadafl›m Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› Diflhekimi Selçuk Manisal›, “‹yi bir efl, harika bir baba ve mükemmel bir dost” olarak tarif etti¤i efli Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’y› kendisine örnek ald›¤›n› ve hep onun gibi olmak istedi¤ini söylüyor.
B
en hayat boyu Onun gibi olmay› istedim, Onu taklit etmeye çal›flt›m. Hayat› boyunca mesle¤imizin daha iyi, daha verimli ve ça¤dafl olmas› için büyük emek verdi. Tabii ki bu çal›flmalar›nda en yak›n gözlemcisi bendim. ‹lk önce Türk Difl Tabipleri Cemiyeti’ndeki çal›flmalar›yla ifle bafllad› ve bunlar›n diflhekimlerine hemen ulaflmas› için cemiyet dergisinin ç›kart›lmas›n› sa¤lad›. Böylece diflhekimli¤inin ça¤dafllaflmas› anlam›nda bilgiyi daha ulafl›labilir hale getirdi. Fakülte dergisinin de ç›kart›lmas› ve devam etmesinde y›llarca çal›flt›. Hayattaki bütün arzusu diflhekimli¤indeki son yeniliklerin en k›sa zamanda Türkiye’de uygulanmas›n› temin edebilmekti. Yabanc› ülkelerde yap›lan kongreleri ve buralarda aç›lan sergileri görmek ve bunlar› ülkesine tafl›mak hedefindeydi ve zannediyorum bunda da baflar›l› oldu.
Ayak turlar›n› ortadan kald›rd› Ben 1950’de, eflim ise benden bir y›l önce diflhekimli¤ine girmifl. Dile kolay 60 y›l. Bugün gibi hat›rl›yorum. Biz üçüncü s›n›fta geldi¤imizde tedavide ayak turu kullan›rd›k. O zaman eflim son s›n›fta, bir hasta tedavi edecek, elinde elektrikle iflleyen tur var. Hiç görmedi¤imiz bir fleydi, çok flafl›rd›k. Sordu¤umuzda, motorun dikifl makinesini çal›flt›ran bir motor oldu¤unu, bunu turlara monte etti¤ini söyledi. K›sa zamanda hepimiz birer tane ondan yapt›rd›k. Hakikatten çok marifetliydi. Bu tip iflleri hemen hallederdi. Birkaç ay sonra mezun oldu, motoru da bana hediye etti. O minicik motor beni de mezun
etti. Ertesi sene ben son s›n›fta oldu¤umda hemen hemen herkes bu tip motorla çal›flmaya bafllad›, ayak turlar› ortadan kalkt›.
Meslek örgütüne hizmet etti Diflhekimli¤inde büyük geliflmeler meslek örgütlerinin kurulmas›yla bafllar. Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’n›n Türk Diflhekimleri Birli¤i’nin (TDB) ve Odalar›n (‹DO) aç›lmas› konusunda büyük hizmetleri vard›. ‹DO’nun ilk baflkanl›¤›n› yapt›. Bu örgütler s›k s›k konferanslar, toplant›lar ve kurslar yaparak meslekteki kiflilerin bilgilerinin güncelleflmesini sa¤lard›. Toplant›lar ayn› zamanda meslektafllar›n bir araya gelmesi aç›s›ndan da faydal› oluyordu. Bugün bütün bu aktiviteler çok daha s›k ve kaliteli yap›l›yor.
Ayn› zamanda iyi bir dosttu 1961 y›l›nda ailece Londra’ya gittik. 1,5 y›l kald›k. Eflim Eastman Dental Hospital’a devam ediyordu. Benim bütün iste¤im Ortodonti ihtisas› yapmakt›. Eflime bahsettim; “Nas›l istersen” dedi. Ben hemen baflvuruda bulundum. Eastman’da “Ortodontiden evvel bir y›l çocuk difllerine devam edeceksin” dediler. Hemen bafllad›m. Bir y›l sonra Türkiye’ye döndük. Döner dönmez ortodontiye baflvurdum, bir sene kadar bekledikten sonra bafllad›m. Hayat›mda en çok istedi¤im fleydi, eflim bu konuda bana çok yard›mc› oldu. Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’y› anlatmaya “iyi bir efl” diyerek bafllad›m, ayn› zamanda iyi bir baba ve iyi bir dosttu. Nur içinde yats›n, mekân› cennet olsun.I
Hayattaki bütün arzusu diflhekimli¤indeki son yeniliklerin en k›sa zamanda Türkiye’de uygulanmas›n› temin edebilmekti.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 59
DOSYA
Prof. Dr. Taner Yücel:
Y›lmaz Hoca’y› yaflamak laz›m Prof. Dr. Taner Yücel, sevgili hocas› Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› için duygular›n› kaleme ald›. Hocan›n demokrat kimli¤inin yan› s›ra karizmatik liderli¤ine vurgu yapan Prof. Dr. Yücel, “Yenilikçi, ilkeli, vizyon sahibi, hümanist ve birlefltiriciydi” dedi¤i hocas›n›n izinden gittiklerini söyledi.
Y
›lmaz Hoca’n›n diflhekimli¤i mesle¤inde çok özel bir yeri vard›r. Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’y› anlatmak hem kolay hem de çok zor. Çünkü, onu yaflamak laz›md›. ‹yi insan olma özelli¤inin yan› s›ra demokrat kimli¤i, karizmatik liderli¤i ile insanlar› hemen etki alt›na al›rd›.
A¤›z doktoru yetifltirmeyi hedefledi Y›lmaz Hoca, diflhekimli¤i mesle¤inin e¤itimine farkl› bir boyut getirmeye çal›flt›. Temel t›p bilimlerinin diflhekimli¤i e¤itiminde yerinin sa¤lamlaflmas› ve temel t›p bilimleri derslerinin diflhekimi hocalar taraf›ndan verilmesini sa¤lamak gibi düflünceleri vard›. Diflhekimlerinin ayn› zamanda iyi bir hekim olarak yetiflmesini istiyordu. Asistanl›k y›llar›mdan hat›rlar›m, Hoca, t›p fakültesi hocalar›yla sürekli iletiflim içerisindeydi. Örne¤in radyoterapi görecek, diyalize girecek hastalar›n muhakkak önce diflhekimli¤i fakültesine gelmelerini sa¤lamaya çal›fl›r, o kürsülerin hocalar›yla konuflur, onlar›
ikna etmeye çal›fl›rd›. Dolay›s›yla y›llar sonra “Dünya Diflhekimli¤i Birli¤i”nin, diflhekiminin bir ‘a¤›z doktoru’ fleklinde yetiflmesi hedefini Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› çok daha önceki y›llardan, 1970’lerde kendine hedef koymufltu. Diflhekiminin t›p bilimi yönünün a¤›rl›k kazanmas› ve bir a¤›z doktoru fleklinde e¤itim görmesi konusunda ciddi çaba göstermiflti. Hoca’n›n bu düflünce sistemati¤i çok önemlidir ve bizler taraf›ndan da hiçbir zaman da unutulmamal›d›r.
E¤itimde yenilikçiydi Hocam›n vurgulanmas› gereken bir di¤er yönü de yenilikçili¤iydi. fiunu çok rahatl›kla söyleyebilirim; Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› zaman›nda diflhekimli¤i fakültesinin tüm klinikleri, tedavi klini¤i baflta olmak üzere günün teknolojisinin en yeni alet ve malzemelerle donat›lm›flt›. Kamunun k›t kaynaklar›n› fakültedeki asistanlar›n, araflt›rmac›lar›n yarar›na mümkün oldu¤unca yenilikler yönünde takviye etmeye çal›fl›rd›. O zamanlar henüz diflhekimi muayenehanelerinde olmayan aletleri fakülteye kazand›r›rd›. Asistanlar›n yurtd›fl› deneyimi yaflamalar› konusuna da çok önem verirdi. Yabanc› hocalar› Türkiye’ye ça¤›r›r, kongreler düzenler, onlar› evinde a¤›rlar ve fakültesinin yarar›na kullan›rd›. Hoca’n›n bu yönünün de unutulmamas› gerekir diye düflünüyorum.
Hümanist ve demokratt› Y›lmaz Hoca çok iyi bir idareciydi. 19761982 y›llar› aras›nda üç dönem seçilerek dekanl›k yapt›. Dolay›s›yla 1980 öncesi ö¤renci olaylar›n›n çok yo¤un oldu¤u dönemlerde hümanist ve demokrat yönüyle her düflüncedeki ö¤renciye kap›s›n› aç›k tutarak onlar› dinleyerek, ciddiye alarak bizim fakültemizde çok büyük ve ciddi olaylar olmadan o dönemlerin geçirilmesini sa¤la60 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
DOSYA
m›flt›r. O, iyi bir yöneticiydi. Hoca’n›n varl›¤› fakülteye huzur ve güven verirdi. Sorunlar›m›z› nas›l olsa Y›lmaz Hoca çözerdi, en önemlisi de problemleri çözerken bize hissettirmezdi, onlar› bizim do¤al haklar›m›z olarak yans›t›rd›. Bu yüzden Hoca’y› hem çok sevip, hem de çok sayd›k.
T›pta dahiliye, diflhekimli¤inde tedavi Y›lmaz Hocam›z difl hastal›klar› ve tedavisinin diflhekimli¤i e¤itiminde çok önemli bir yere sahip oldu¤unu her zaman bize afl›lam›flt›r. “T›p fakültelerinde dâhiliye ne kadar önemliyse, diflhekimli¤i fakültelerinde de tedavi bu kadar önemlidir” derdi. 1908’den bu yana, difl hastal›klar› ve tedavisi her zaman diflhekimli¤i e¤itiminin ana branfllar›ndan biri olmufltur. Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› tedavi konsepti iyi olan bir diflhekiminin mesle¤ini gayet iyi yürütece¤ini, diflhekimli¤i muayenehanesindeki bütün klinik uygulamalar›na hâkim olaca¤›n› düflünürdü. Dolay›s›yla bize verdi¤i o do¤rultudaki görüfllerini bizler de gelifltirerek devam ettirmeye çal›fl›yoruz.
‹lkeli bir insand› 1980 ihtilalinden sonra YÖK yasas› ç›kt›. Y›lmaz Hocam›z YÖK’ü protesto ederek istifa etti. O zaman YÖK’ün baflkan› ‹hsan Do¤ramac›’yd›. Aralar›nda diflhekimli¤i fakültesinin idari yap›lanmas› konusunda ciddi tart›flmalar oldu ve en verimli zaman›nda Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› istifa ederek emeklili¤ini istedi. Fakültenin geliflimi ve diflhekimli¤i mesle¤i konusunda yapaca¤› daha çok ifller varken bu karar› hepimizi çok üzdü. Ama bu, ayn› zamanda Y›lmaz Hocam›z’›n ne kadar ilkeli davranan bir insan oldu¤unun kan›t›d›r. Bu ilkeli davran›fl› sayg›yla karfl›lam›flt›k ama kendimizi bir dönem öksüz hissetmifltik.
Birlefltiriciydi Meslek örgütündeki çal›flmalar› da akademisyenli¤i kadar önemlidir. TDB kurulmadan önce Türk Difl Tabipleri Cemiyeti’ndeki faaliyetleriyle mesle¤e katk›da bulunmufltur.
Cemiyette oldu¤u y›llarda da bilginin diflhekimlerine ulaflmas› aç›s›ndan Cemiyet dergisinin ç›kart›lmas›na önem vermifltir. Fakülte dergisinin ç›kart›lmas›nda 10 sene boyunca çok ciddi çaba göstermifltir. Ben de bir dönem Y›lmaz Hoca’n›n arkas›ndan cemiyet çal›flmalar›na kat›lm›fl, hatta cemiyet dergisinin editörlü¤ünü yapm›flt›m. Dolay›s›yla Hoca’n›n dergicili¤e, yay›na, bilimsel yay›nlar›n dergi halinde diflhekimlerine ulaflmas›na ne kadar önem verdi¤ini bire bir yaflad›m. Bir di¤er konu, Türk Diflhekimleri Birli¤i yasas› ç›kt›ktan sonra, TDB’nin kurulmas› aflamas›nda da birlefltirici bir unsur olarak önemli fonksiyon görmesidir. Tüm t›p ve diflhekiml¤i camias› taraf›ndan say›lan bir kiflilik oldu¤u için meslek örgütünün ilk kurulufl aflamalar› Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› sayesinde çok daha az sanc›l› gerçekleflmifltir.
Fakülteye son bir veda Hocam›zla son defa, vefat›ndan yaklafl›k bir ay önce hofl bir beraberli¤imiz olmufltu. Hocam›z› Difl Hastal›klar› ve Tedavisi Anabilim Dal› bünyesinde “Çürük Önleme ve Araflt›rma Merkezi”nin aç›l›fl törenimize davet etmifltik. Aç›l›fl törenine o zamanki ‹stanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, Dekan›m›z Prof. Dr. Hasan Meriç, Oda Baflkan›m›z Mustafa Dü¤encio¤lu ve bütün Diflhekimli¤i Fakültesi ö¤retim üyeleri davetliydiler ve çok büyük bir kat›l›m olmufltu. Y›lmaz Hoca’n›n ne kadar sevildi¤ini bir kez daha görmüfl oldum. Emeklili¤inden y›llar sonra fakülteye geliyor ve bütün di¤er hocalar büyük bir sayg›yla ve sevgiyle elini s›kmak, onunla konuflmak için s›raya giriyorlard›. K›rm›z› flarab›n› içti, hep beraber uzun süre sohbet ettik. Gayet iyiydi. Bir ay sonra onu kaybetti¤imizde anlad›k ki bu asl›nda Y›lmaz Hocam›z’›n fakülteye ve kürsüye son veda töreniymifl. Bu davet asl›nda Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’yla bu güzel ve de¤erli insanla beraberli¤imizi noktalad›¤›m›z güzel bir an› olarak gerçekleflti. Nur içinde yats›n. I
Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› tedavi konsepti iyi olan bir diflhekiminin mesle¤ini gayet iyi yürütece¤ini, diflhekimli¤i muayenehanesindeki bütün klinik uygulamalar›na hâkim olaca¤›n› düflünürdü.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 61
DOSYA Prof Dr. Gülümser Koçak:
‹yi bir dost, güvenilir bir insan, örnek bir aile babas› Prof. Dr. Gülümser Koçak, hocas› ve meslektafl› Prof. Dr. Y›lmaz Manisal›’n›n tam bir hak savunucusu oldu¤unu, birlikte çal›flt›¤› akademisyenlere sorumluluk ve inisiyatif vermekten hiç çekinmedi¤ini, bu flekilde özgüveni yüksek meslektafllar›n yetiflmesine katk›da bulundu¤unu ifade ediyor.
T
an›d›¤›m›z insanlar›n de¤erlerini sa¤l›klar›nda bilebilsek ve haklar›nda söylediklerimizi onlar›n duyaca¤›, okuyaca¤› bir zamanda yapabilsek keflke. Hayatta olmayan bireyler hakk›nda yazmak, konuflmak inan›n çok zor. Bugün geriye dönüp o y›llardaki koflullar› de¤erlendirirsek, Y›lmaz Bey’in çok yönlü bir diflhekimi oldu¤unu görebilirsiniz. Nedret Gürsoy ve Y›lmaz Manisal›’n›n doçent olma dönemleri ile diflhekimli¤i okulunun fakülte olma aflamalar› hemen hemen ayn› tarihlere rastlar. Uzun bir aradan sonra genç kuflak olarak onlar›n fakülte ve yönetim kurullar›na girmeleri fakültede olumlu yönde büyük de¤iflimlere, yeniliklere, reformlara neden oldu.
‹nisiyatif verir, müdahil olmazd› Dekanl›¤› s›ras›nda ekibine verdi¤i görevlerde en önemli özelli¤ini bugün daha iyi de¤erlendiriyorum. Görevi verdi¤i insana inisiyatifi de verir ve sonuna kadar müdahil olmazd›. Bu güven insanda çal›flma azmini yükseltiyordu. ‹stanbul Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi dergisinin sorumlulu¤unu uzun y›llar sürdür62 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
dü. Amatör olarak foto¤rafç›l›kla ilgiliydi. Alçak gönüllüydü, bulundu¤u mekânlarda esprileri ve f›kralar›yla insanlar› neflelendirirdi. Tabii ki sinirlendi¤i zamanlar hariç! Babacan bir hoca, iyi bir arkadafl, güvenilir bir dost, örnek denecek kadar güzel bir aileye sahipti. Y›lmaz Manisal›’n›n en önemli hasletlerinden biri de misafirperverli¤idir. Bu konuda eflinin yani sevgili meslektafl›m›z Selçuk Han›m’›n katk›lar›n› unutmamak gerekir.
‹DO’nun baflkan› olmas› çok iyi bir tesadüftü Örgütçü müydü onu pek bilemiyorum. Ama örgütlenmeye karar veren insanlara güveni vard› ve inan›yorsa her zaman deste¤i yüzde yüzdü. Y›lmaz Manisal›’n›n Türk Difl Tabipleri Cemiyeti’ndeki baflkanl›¤›n› takiben ‹DO’ nun kurulma aflamas›nda baflkan adayl›¤› gündeme geldi. ‹DO’nun ilk baflkan› olmas›, meslek odam›z›n olumlu yönde geliflmesine neden olmufltur. Oda’n›n kurulmas›ndan, ölünceye kadar geçen zaman içinde deste¤ini hiçbir zaman esirgememifltir. Sayg›yla an›yorum.I
DOSYA Prof. Yusuf Nedret Gürsoy:
Onun yoklu¤unu yaflamak da anlatmak da zor Fakülte zamanlar›nda bafllayan arkadafll›klar›nda Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› ile hep dirsek dirse¤e olduklar›n› söyleyen Prof. Yusuf Nedret Gürsoy, arkadafl›n›n esprileriyle birlikte güldükleri o güzel anlar› özlemle an›ms›yor.
Y
›lmaz Manisal› çok yak›n arkadafl›md›. Okulda o üçüncü, ben birinci s›n›ftayken tan›flt›k ve vefat›na kadar arkadafll›¤›m›z hiç kesilmeden devam etti. Her bir araya geliflimizde an›lar› tazeler, gülüflürdük. O zamanlar bizim okulun çok özel bir durumu vard›. Doçent unvan› al›n›yor ama kadroya atanam›yordunuz. Eylemli doçent kadrosu yoktu. Hiçkimse doçent olamazd›. Y›lmaz’la ben eylemli doçent olduk ve fakülte kuruluna girdik. Büyük olay oldu. Girer girmez afl›r› muhalefet yapt›k. Her fleye itiraz ediyorduk. Ortada “Bafl›m›za bela oldu” diye bir hava olufltu.
YÖK kanununa muhaliftik Üniversite hayat›m›zda Y›lmaz’la hep birlikte hareket ettik. Yüksek ö¤renim kanunu çok tart›flma yaratt›. Yasa ç›kmadan önce “Bu yasa ç›kar, uygulamaya geçerse biz ayr›l›r›z” dedik. Yasa 1982’de ç›kt›. 1983’te uygulamaya kondu. Gülümser Koçak, ben, Sanay Gürsoy ve Y›lmaz Manisal› ders y›l› sonunda ayr›ld›k. Y›lmaz’›n cemiyetçilik yan› vard›. Diflhekimli¤i Okulu Talebe Cemiyeti Baflkanl›¤› yapt›. At›lgan, güler yüzlü, arkadafl canl›s›yd›; efline, çocuklar›na düflkündü. Onu çok erken kaybettik. Onun yoklu¤unu yaflamak ve bunu anlatmak bana çok zor geliyor. O bura-
da olsa, o bir anlatsa ben üç anlat›r›m. Ama art›k ne yaz›k ki o, aram›zda de¤il.
Prof. Yusuf Nedret Gürsoy (solda), Doç. Sanay Gürsoy (sa¤da)
Çok espri yapard› Y›lmaz çok espri yapard›. Bir insan› yar›m saat içinde kahkahadan bay›ltacak hale getirirdi. Bir gün evine ö¤le yeme¤ine davet etmiflti. Mangal yapt›lar. Selçuk (efli) ›srar ediyor, “Bu parçay› koyay›m” diyor. Y›lmaz da “Selçuk öyle ›srar etme, onlar o kadar et yemeye al›flk›n de¤il. Hasta olurlar” dedi. Yine bir gün Kad›köy’deki evinde akflam yeme¤indeyiz. Kap› çal›nd›. Y›lmaz gitti, kap›y› açt› ve hemen kapatt›. “Kaynanam geldi” dedi. Tabii ondan sonra kap›y› açt›. Bunun gibi cüretkâr flakalar yapan, kimseyi k›rmayan incitmeyen, hiç kimseyi de k›rd›rmayan biriydi. I
Doç. Sanay Gürsoy: “Tenkitlerine, esprilerine çok al›flm›flt›k” Prof. Dr. Y›lmaz Manisal› argo da kullansa, tenkit de yapsa hiçbirimiz bunu yad›rgamazd›k. Çok dalga geçerdi, nüktedan bir insand›. Bir gün orta mektebin bahçesindeki yemekhaneye onu da davet ettik. Gülümser Koçak, ben ve o birlikte tabldot yemek yedik. Yemekten sonra Gülümser Hoca kürdan istedi. Y›lmaz, “Ya, nedir bu yemek yemifl gibi bir de kürdan istiyorsunuz” dedi. Yeme¤e düflkündü ve damak tad› da çok geliflmiflti.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 63
B‹L‹MSEL
Yrd. Doç. Süha Türkaslan Süleyman Demirel Üni. Difl Hekimli¤i Fakültesi Protetik Difl Tedavisi AD Ö¤retim Üyesi suhaturkaslan@yahoo.com
‹ki farkl› mandibuler ana ba¤lay›c› ve direkt tutucu seçiminin * klinik de¤erlendirilmesi
H
areketli bölümlü protez (HBP) baflar›s› diflhekimleri ve hastalar taraf›ndan s›kl›kla farkl› de¤erlendirilir. Diflhekimleri, protezleri belirli teknik standartlara uygun olduklar›nda baflar›l› sayarken, hastalar ise protezleri kiflisel beklentilerine göre de¤erlendirmektedir. Bu çal›flman›n amac› Mandibuler Kennedy S›n›f 1 vakalar›nda uygulanabilecek sublingual bar-topuz tutuculu hassas tasar›m kombinasyonu veya lingual plak-Y-bar krofle kombinasyonunun hastalar taraf›ndan kabulünün ve tercih edilen tasar›m›n klinik olarak de¤erlendirilmesidir. Bu çal›flmada mandibuler HBP yap›m›na ihtiyaç duyan ve yafllar› 47 ile 53 aras›nda de¤iflen befl erkek befl kad›n hasta çal›flma kapsam›na al›nd›. Y-bar krofle tutuculu lingual plak ve topuz tutuculu sublingual bar olmak üzere her hasta için iki farkl› mandibuler HBP haz›rland›. Hastalar iki farkl› tasar›mdaki protezlerini 4 hafta süreyle kulland›. Her 4 haftal›k kullan›m süreleri sonunda hastalar taraf›ndan, konuflma, çi¤neme ve protez rahatl›¤› kriterleri esas al›narak, skorlarla, 5 en memnuniyet verici skor olmak üzere, 1 ile 5 aras›nda de¤erlendirildi. Topuz tutuculu sublingual bar tasar›m› hastalar taraf›ndan daha kolay kabul edilebilir olarak de¤erlendirildi.
Girifl Hareketli bölümlü protez (HBP) baflar›s› diflhekimleri ve hastalar taraf›ndan s›kl›kla farkl› de¤erlendirilir(5). Diflhekimleri, protez64 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
leri belirli teknik standartlara uygun olduklar›nda baflar›l› sayarken, hastalarsa protezleri kiflisel beklentilerine göre de¤erlendirmektedir(4). Baz› hastalar için önemli olan, protezin kullan›m rahatl›¤› ve kullan›m s›ras›ndaki çi¤neme etkinli¤i önemli olarak ifade edilirken(11), di¤er bireyler için estetik ve protezin tutuculu¤unun daha önemli oldu¤u belirtilmektedir(7). Bölümlü protez uygulamalar›nda hastan›n memnuniyetini etkileyen di¤er faktörler ise, protezin yap›sal unsurlar›ndan, direkt tutucu seçimi ve kaide flekli, baflka bir deyiflle ana ba¤lay›c› tasar›m›d›r(2, 17, 20-22). Mandibuler ana ba¤lay›c› tasar›m tercihleri; lingual bar, lingual plak ve sublingual bar olarak say›labilir. Anatomik yap›lar izin verdi¤inde mümkün oldu¤unca lingual bar uygulamak geleneksel bir yaklafl›md›r. Lingual bar için gerekli olan temel flart, mandibuler difllerin difleti kenarlar›yla, fonksiyon s›ras›nda lingual alveoler olu¤un konumu aras›ndaki uzakl›¤›n en az 7 mm olmas›d›r. Lingual bar uygulamak için yeterli mesafe bulunmad›¤›nda lingual plak tercih edilen di¤er bir alternatiftir. Lingual plak marjinal difletini örtmektedir ve anterior difllerin singulumlar›n› dantela fleklinde takip eder (19). Sublingual bar tasar›m› ise alveoler lingual olukta, dilalt› konumundad›r. Sublingual bar kullanmadaki amaç maksimum rijitli¤in ön grup difllerin lingual yüzlerinin aç›kta b›rak›lmas›yla ile birlikte mümkün olmas›d›r (8). Hareketli bölümlü protezler, direkt tutucu-
B‹L‹MSEL
lar› yönünden difl dokusunu koruyucu olan ve koruyucu olmayan tutucular olarak iki bafll›k alt›nda incelenebilir(18). Tutucular uygulanan kuvvetler karfl›s›nda protezin yerinde kalmas›n› sa¤layan ünitelerdir. Do¤al diflleri okluzal ya da gingivalden yaklaflarak kavrayan ve metalin deformasyona karfl› gösterdi¤i dirençle tutuculuk sa¤layan ünitelere krofle ad› verilir(19). Sabit ve hareketli bölümlü protezlerin bir arada uyguland›¤› seçenekte hassas tutucu, destek diflin prepare edilmesinin ard›ndan üzerine daimi olarak simante edilen sabit kron ya da köprü ve hareketli ünite aras›nda ba¤lant›y› sa¤lamaktad›r(3). Bu çal›flman›n amac› mandibuler Kennedy S›n›f 1 vakalar›nda uygulanabilen sublingual bar-topuz tutuculu hassas tasar›m kombinasyonu ile lingual plak-Y-bar krofle kombinasyonunun hastalar taraf›ndan kabulünün de¤erlendirilmesi ve daha çok tercih edilen tasar›m›n klinik olarak belirlenmesidir.
Gereç ve yöntem Mandibuler hareketli bölümlü protez yap›m›na ihtiyaç duyan 47-53 yafl aras›ndaki befl erkek, befl kad›n hasta çal›flma kapsam›na al›nd›. Hasta seçiminde afla¤›daki ölçütler kullan›ld›. 1. Mandibuler anterior difllerin lingual gingival marjinleri ile alveoler lingual sulkus aras›nda fonksiyonel pozisyonda 4 ile 6,5 mm uzakl›k olmas›. 2. Plak oluflumunun kontrolü ve dental
Resim 1: Mandibuler Kennedy S›n›f I vakada destek difller ve lingual dokular›n görüntüsü
Resim 2: Ifl›kla sertleflen akrilik rezinden yararlan›larak haz›rlanan bireysel kafl›k
hastal›k mevcudiyetinin olmamas›. 3. Mandibuler anterior difllerin gingival dokular›nda, ana ba¤lay›c›n›n optimum yerlefltirilmesinde sak›nca oluflturabilecek afl›r› undercut, mandibuler lingual kabart› veya frenilumun olmamas› (Resim 1). Her hasta için iki farkl› mandibuler protez haz›rland›. ‹lk önce Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protez için önü diflli arkas› diflsiz fabrikasyon kafl›kla irreversible hidrokolloid ölçü maddesinden yararlanarak difller ve diflsiz ark›n ölçüsü elde edildi. Haz›rlanan model üzerinde ›fl›kla sertleflen akrilik rezin (Supertec, DMG, Hamburg, Germany) kullan›larak bireysel kafl›k haz›rland› (Resim 2). Bireysel kafl›¤›n uyumunun a¤›zda kontrolünün ard›ndan kafl›¤›n oral mukozan›n hareketini k›s›tlayan uzun k›s›mlar› k›salt›larak uygun konuma getirildi. Tüm kafl›k kenarlar›nda hastaya fonksiyonel hareketler yapt›r›larak kenar flekillendirilmesi ifllemi tamamland›.
Resim 3: Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protez için haz›rlanan metal alt yap› tasar›m›.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 65
B‹L‹MSEL
66 dergi
MART-N‹SAN 2010
Resim 4: Ifl›kla polimerize olan akrilik rezin kullan›larak haz›rlanan kaide pla¤›
Resim 5: Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protez
Resim 6: Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protezin a¤›z içi görüntüsü
Resim 7: Destek kronlar›n simantasyonundan önce hareketli bölümlü protezin ölçü yüzeyinin görüntüsü
Do¤al difllerin ve diflsiz kretlerin ölçüsü polisülfit esasl› elastomerik ölçü maddesi kullan›larak tamamland›. Ölçülere zaman kaybedilmeden kutulama iflleminin ard›ndan alç› dökülerek ana modeller elde edildi. Tüm hastalara ayn› planlama yap›larak laboratuara Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protez için metal altyap› haz›rlama talimat› verildi (Resim 3). Metal altyap›n›n uyumunun kontrolünün ard›ndan ›fl›kla polimerize olan akrilden haz›rlanan kaide plaklar› yard›m›yla hastalardan kapan›fl kay›tlar› elde edildi (Resim 4). Yap›lan difl dizimi ve provalar›n ard›ndan Y-bar krofle tutuculu lingual plak tasar›ml› hareketli bölümlü protez hastalara uyguland› (Resim 5) ve hastalar›n protezlerini 4 hafta süreyle kullanmalar› sa¤land› (Resim 6). Daha sonra topuz tutuculu sublingual bar tasar›ml› hareketli bölümlü protez için öncelikle destek difller oluk fleklinde basa-
mak tarz›ndaki servikal bitifl flekliyle prepare edildi. Yap›lan retraksiyonun ard›ndan destek difllerin ölçüleri polivinilsiloksan ölçü maddesiyle elde edildi. Metal destekli porselen kronlar bilinen yöntemlerle haz›rlanarak ikinci hareketli bölümlü protez ölçüsü için daha önceden ayr›ca haz›rlanan bireysel kafl›k yard›m›yla polisülfit esasl› elastomerik ölçü maddesi kullan›larak ölçü destek kronlarla birlikte al›nd›. Destek kronlar iç yüzlerinin rezinle doldurulmas›n›n ard›ndan alç› model elde edildi. Haz›rlanan metal altyap› ve diflli provalar›n›n ard›ndan topuz tutuculu sublingual bar tasar›ml› hareketli bölümlü protez haz›rland› (Resim 7) ve hastalar›n protezlerini 4 hafta süreyle kullanmalar› sa¤land› (Resim 8). Her 4 haftal›k kullan›m süreleri sonunda protezler konuflma, çi¤neme ve protez rahatl›¤› kriterleri esas al›narak hastalar taraf›ndan, 5 en memnuniyet verici skor olmak üzere, 1 ile 5
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
B‹L‹MSEL
Tablo 1: Sublingual bar – topuz tutucu ve lingual plak – Y-bar krofle tasar›mlar› için 5 en memnuniyet verici skor olarak hastalar›n 1 ile 5 aras›nda bildirdikleri skorlar.
aras›ndaki skorlarla de¤erlendirildi. Elde edilen klinik veriler tek yönlü varyans analizi ve student-t testi kullan›larak % 95 güven aral›¤›nda istatistiksel olarak de¤erlendirildi.
Bulgular Uygulanan her iki protez için hastalardan elde edilen konuflma, çi¤neme ve protez rahatl›¤› skorlar› ve bu skorlar›n ortalama ve standart sapma de¤erleri tablo 1’de belirtilmifltir. 10 hastadan 7’si topuz tutuculu sublingual bar tasar›m›n› daha baflar›l› buldu. 3 hasta ise iki tasar›m aras›nda ana ba¤lay›c› söz konusu oldu¤unda fark olmad›¤›n› belirtti (Tablo 1) ancak hassas tutucu konusunda memnuniyetlerini de ifade etti. Yap›lan istatistiksel incelemede ise lingual plak ile Y-bar krofle kombinasyonunun konuflma ve dinlenme pozisyonu de¤erleriyle, sublingual bar ile topuz tutuculu hassas ba¤lant› kombinasyonunun ayn› isimli gruplar› aras›nda istatistiksel fark oluflturdu¤u tespit edildi (P<0,05). ‹ki farkl› planlaman›n çi¤neme de¤erleri aras›nda istatistiksel fark bulunmamas›na (P>0,05) ra¤men sublingual bar ve topuz tutucu uygulanm›fl protezlerle daha yüksek de¤erler kaydedildi¤i tespit edildi.
Tart›flma Mandibuler ana ba¤lay›c› tasar›mlar› incelendi¤inde lingual bar, lingual plak ve sublingual bar olarak üç farkl› temel tasar›m bildirilmifltir. Krom-kobalt alafl›m›ndan oluflturulan lingual bar›n okluzo-gingival kal›nl›¤› gerekli rijitli¤i sa¤lamak için en az 4 mm, serbest difleti kenar›yla lingual bar›n üst s›n›r› aras›ndaki mesafe de en az 3 mm olmal›d›r. Dolay›s›yla lingual bar için gerekli olan temel anatomik mesafe en az 7 mm olmal›d›r. E¤er serbest difleti-lingual bar mesafesi 3 mm’den daha azsa lingual bar›n söz konusu dokular› travmatize etme olas›l›¤› artar veya g›dalar lingual barla difleti aras›na s›k›flarak periodontal y›k›ma neden olabilirler(19). Lingual bar uygulamak için yeterli mesafe bulunmad›¤›nda marjinal difletini örten lingual plak tercih edilen di¤er bir alternatiftir. Campbell hastalar›n en az doku örtücülü¤üne sahip lingual bar tasar›m›na al›flmalar›n›n en kolay oldu¤unu ifade etmifltir(1). Ön grup difller aras›nda diastema varsa lingual plak uyguland›¤›nda difller aras›ndan metal plak görülece¤i için estetik aç›dan lingual plak tercih edilmeyebilir. Sublingual bar tasar›m› alveoler lingual olukta, dilalt›nda konumlan›r ve ön grup difllerin lingual yüzlerini aç›kta b›rak›rken maksimum rijitli¤i sa¤lar. Alveoler lingual ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 67
B‹L‹MSEL
Resim 8: Topuz tutuculu sublingual bar tasar›ml› hareketli bölümlü protez ve destek kronlar›n oklüzyondaki görüntüsü
68 dergi
MART-N‹SAN 2010
olu¤un fonksiyonel formuna uygun olarak konumland›r›lan sublingual bar pasif alanda yer ald›¤›ndan dile de rahats›zl›k vermedi¤i bildirilmifltir. Kesiti alveoler lingual olu¤un fonksiyonel fleklinin kesitine benzedi¤i gibi basit olarak damlaya da benzer. Damlan›n genifl k›sm› a¤›z taban›na yönlenmifltir. Sublingual bar lingual bar›n rotasyona u¤ram›fl fleklidir ve doldurdu¤u alveoler olu¤a göre pozisyonu düfley eksenden 90 dereceden az aç› yapacak konumdad›r. Yatay olarak daha kal›n oldu¤undan en yüksek seviyede rijitli¤e sahiptir(8). Hareketli bölümlü protezlerde krofleler veya hassas tutucular direkt tutucular olarak tercih edilebilir. Koruyucu yaklafl›mlar içinde ilk akla gelen seçenek kroflelerdir. Krofle tutuculu bir protezde rotasyonel girifl yolu ile ön bölgedeki krofle estetik kayg›yla elimine edilebilir(10). Difl dokusu için koruyucu olmayan tutuculardan ilk olarak periodontal problemli hastalar için daha çok tercih edilen geleneksel teleskop kronlar say›labilir(13, 16). Buna benzer bir tutucu türü ise çift konik krondur(6). Fakat teleskop kronlar diflin d›fl hatlar›n› geniflletti¤i ve iki adet kron kenar› varl›¤› nedeniyle periodontal sa¤l›¤› tehdit edebilirler. Difleti sa¤l›¤› için daha uygun olan, difl köklerinden destek alan overdenture protezleridir fakat hassas çal›flma gerektirirler. Sabit ve hareketli bölümlü protezlerin bir arada uyguland›¤› seçenekte hassas tutucu, destek difle daimi olarak simante edi-
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
len sabit kron ya da köprü ve hareketli ünite aras›nda ba¤lant›y› sa¤lamaktad›r. Bu yaklafl›m estetik beklentileri karfl›larken yukar›da bildirilen uygulamalardan daha genifl kullan›m alan› bulmaktad›r(3). Topuz tutuculu hareketli bölümlü protezlerin baflar›s›n›n araflt›r›ld›¤› bir çal›flmada uygulanan protezlerin en az 10 y›l süreyle baflar›yla kullan›ld›klar› bildirilmifltir(14). Kennedy s›n›f I vakalar›nda fonksiyonel konumda a¤›z taban›yla serbest difleti aras›ndaki mesafenin k›s›tl› oldu¤u durumlarda ana ba¤lay›c› tasar›mlar› da k›s›tlanmaktad›r. Difl hekimi mesafenin k›s›tl› oldu¤u durumlarda genellikle lingual plak tasar›m›n› tercih etmeye zorlanmaktad›r(17, 19). Sublingual bar tasar›m›, ana ba¤lay›c› ve marjinal difleti aras›nda en az 3 mm mesafe b›rakarak lingual difletinin dille temas›n› sa¤lar, g›dalar›n hareketi ve tükürük ak›fl›yla fizyolojik stimülasyona izin verir(8). Difl hekimi sublingual bar tasar›m›n›n hasta taraf›ndan nas›l karfl›lanaca¤› konusunda endifle sergileyebilir. Farkl› durumdaki hastalar uygulanan protez tiplerine göre farkl› tepkiler gösterebilirler(15). Bu çal›flmada 10 hasta için uygulanan iki farkl› ana ba¤lay›c›-direkt tutucu kombinasyonuna sahip bölümlü protezler de¤erlendirilmifltir. Sublingual bar-topuz tutucu ve lingual plak-Y-bar krofle tasar›mlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda sadece 3 hasta iki tasar›m aras›nda karars›z kalm›fl, di¤er 7 hasta sublingual bar-topuz tutucu kombinasyonunun daha uygun oldu¤unu düflünmüfltür. Bu bulgular ›fl›¤›nda bu çal›flmada hassas tutucularla birlikte sublingual bar tasar›m›n›n hastalar taraf›ndan daha kolay al›fl›labilen tasar›m oldu¤u sonucuna var›ld›. Sublingual bar tasar›m›n›n en baflta gelen avantaj› mandibuler ön difllerin lingual yüzlerinin ve sulkusa do¤ru devaml›l›k gösteren dokular›n metal bir yap›yla kapat›lmamas›d›r(8). Olas› diastema varl›¤›nda ya da lingual pla¤›n da uygulad›¤› kuvvet nedeniyle uzun dönemde ön difllerin aralanmas› durumunda lingual plak her ne kadar difllerin lingual yüzlerinde konumlansa da estetik olarak hasta için dezavantaj oluflturacakt›r(19).
B‹L‹MSEL
Avantajl› olarak görülen kombinasyonun di¤er k›sm›n› oluflturan direkt tutucu bölümü söz konusu oldu¤unda, topuz tutuculu tasar›m›n kroflelerle k›yasland›¤›nda estetik üstünlük sa¤lad›¤› bilinen bir gerçektir. Hastalar›n sublingual bar-topuz tutucu kombinasyonunu daha üstün olarak nitelerken estetik görünümün etkisi alt›nda kald›klar› düflünülebilir fakat de¤erlendirme hastalar taraf›ndan dinlenme pozüsyonunda, konuflma ve çi¤neme s›ras›nda yap›lm›flt›r. Estetik kriterler de¤erlendirmeye dahil edilmemifltir. Ana ba¤lay›c› ve direkt tutucu türlerinin destek difl hareketleri üzerine etkilerinin incelendi¤i bir çal›flmada, rijit yap›daki direkt tutucular›n destek difller ve diflsiz kretler aras›nda daha uygun kuvvet da¤›l›m› sa¤lad›¤› ve destek difl hareketinin en düflük seviyede tespit edildi¤i bildirilmifltir(9, 14). Söz konusu durumun hasta çi¤neme fonksiyonu üzerinde olumlu etkisinin oldu¤u ifade edilmifltir(9, 12, 14). Çal›flmam›zda elde edilen bulgular ilgili çal›flmalarla uyumluluk göstermektedir. Hassas tutuculu tasar›m›n krofleye göre daha rijit yap›da olmas› nedeniyle hastalar›n fonksiyon s›ras›nda daha rahat ettikleri ve daha yüksek skorlar kaydettikleri düflünülebilir fakat sublingual bar uygulamas› da konuflma ya da çi¤neme s›ras›ndaki fonksiyonel hareketlerde k›s›tl›l›k yaratmad›¤› ve dolay›s›yla protezin hastalar taraf›ndan bütün olarak de¤erlendirerek sublingual bar-topuz tutuculu hassas tasar›m kombinasyonu için daha yüksek skorlar kaydedildi¤i görüflündeyiz. Kron gereksinimi olan hastalarda hassas tutuculu kron haz›rlanmas› avantaj teflkil edebilir ancak klinik takibe yönelik bu tür çal›flmalarda her hassas tutuculu protez hastas›, belli periyotlarda kontrole gelebilen hastalardan seçilmelidir. Topuz tutucu ve sublingual bar ana ba¤lay›c›l› protez uygulanan bu hastalar en az 6 ayl›k aral›klarla klinik olarak kontrol edilmelidir.
Sonuç Bu çal›flmadaki hasta say›s› ve de¤erlendirme süresinin k›s›tl› olmas›na ra¤men,
sublingual bar-topuz tutuculu hassas tasar›m kombinasyonunun hastalar taraf›ndan daha kolay kabul edildi¤i ve daha baflar›l› bulundu¤u belirlenmifltir. I
Yaz›flma Adresi: Yard. Doç. Dr. Süha Türkaslan Süleyman Demirel Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal› - Isparta *Bu araflt›rma TDB 11. Uluslararas› Diflhekimli¤i Kongresi’nde (17-22/05/2004) sunulmufltur. Diflhekimli¤inde Klinik Dergisi, Nisan 2008, Cilt 23, Say› 2’de yay›mlanm›flt›r.
KAYNAKLAR 1. Campbell LD: Subjective reactions to major connector designs for removable partial dentures. J Prosthet Dent. 1977;37:507-516. 2. Cosme DC, Baldisserotto SM, Fernandes Ede L, Rivaldo EG, Rosing CK, Shinkai RS: Functional evaluation of oral rehabilitation with removable partial dentures after five years. J Appl Oral Sci. 2006;14:111-116. 3. Cune M, van Kampen F, van der Bilt A, Bosman F: Patient satisfaction and preference with magnet, bar-clip, and ball-socket retained mandibular implant overdentures: a cross-over clinical trial. Int J Prosthodont. 2005;18:99-105. 4. Elias AC, Sheiham A: The relationship between satisfaction with mouth and number and position of teeth. J Oral Rehabil.1998;25:649-661. 5. Elias AC, Sheiham A: The relationship between satisfaction with mouth and number, position and condition of teeth: studies in Brazilian adults. J Oral Rehabil. 1999;26:53-71. 6. Ericsson A, Nilsson B, Bergman N: Clinical results in patients provided with conical crown retained dentures. Int J Prosthodont. 1990;3:513-521. 7. Hakestam U, Karlsson T, Soderfeldt B, Ryden O, Glantz P: Does the quality of advanced prosthetic dentistry determine patient satisfaction?. Acta Odontol Scand. 1997;55:365-371. 8. Hansen CA, Campbell DJ: Clinical comparison of two mandibular major connector designs: the sublingual bar and the lingual plate. J Prosthet Dent. 1985;54:805809. 9. Itoh H, Baba K, Aridome K, Okada D, Tokuda A, Nishiyama A, Miura H, Igarashi Y. Effect of direct retainer and major connector designs on RPD and abutment tooth movement dynamics. J Oral Rehabil. 2008;35:810-815. 10. Jacobson T, Krol A: Rotational path removable partial denture design. J Prosthet Dent. 1982;48:370-376. 11. Kay EJ: Patients needs-more than meets the eye. Br Dent J 1993;20:212-215. 12. Lee MW, Baum L, Pence B Sr, Hererra W: O-ring coping attachments for removable partial dentures. J Prosthet Dent. 1995;74:235-241. 13. Mengel R, Lehmann KM, Metke W, Wolf J, Flores-de-Jacoby L: A telescopic crown concept for the restoration of partially edentulous patients with aggressive generalized periodontitis: two case reports. Int J Periodontics Restorative Dent. 2002;22:129-137. 14. Öwall B: Precision attachment-retained removable partial dentures: Part 2 Longterm study of ball attachments. Int J Prosthodont. 1995;8:21-28. 15. Pan S, Awad M, Thomason JM, Dufresne E, Kobayashi T, Kimoto S, Wollin SD, Feine JS: Sex differences in denture satisfaction. J Dent. 2008;36:301-308. 16. Polansky R, Haas M, Lorenzoni M, Wimmer G, Pertl C: The effect of three different periodontal pre-treatment procedures on the success of telescopic removable partial dentures. J Oral Rehabil. 2003;30:353-363. 17. Preston KP: The bilateral distal extension removable partial denture: mechanical problems and solutions. Eur J Prosthodont Restor Dent. 2007;15:115-121. 18. Studer SP, Mader C, Stahel W, Scharer P: A retrospective study of combined fixed-removable reconstructions with their analysis of failures. J Oral Rehabil. 1998;25:513-526. 19. Ulusoy, M., Ayd›n, AK. Difl Hekimli¤inde Hareketli Bölümlü Protezler. Ankara Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Yay›nlar› No: 23, Ankara:Ankara Üniversitesi Bas›mevi; 2002. s. 234-41 20. Vanzeveren C, Hoore WD, Bercy P, Leloup G: Treatment with removable partial dentures: a longitudinal study. Part I. J Oral Rehabil. 2003;30:447-458. 21. Vanzeveren C, Hoore WD, Bercy P, Leloup G: Treatment with removable partial dentures: a longitudinal study. Part II. J Oral Rehabil. 2003;30:459-469. 22. Zlataric KD, Celebic A, Valentic-Peruzovic M, Jerolimov V, Panduric J: A survey of treatment outcomes with removable partial dentures. J Oral Rehabil. 2003;30:847-854.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 69
RÖPORTAJ
Diflhekimi Süha Alpay Türk Diflhekimleri Birli¤i Genel Sekreter salpays@gmail.com
Uzmanl›kta TDB görüflleri dikkate al›nmal›! Diflhekimli¤inde uzmanl›k konusundaki son geliflmeleri Türk Diflhekimleri Birli¤i (TDB) Genel Sekreteri Süha Alpay de¤erlendirdi. Uzmanl›k alan›n›n toplum sa¤l›¤› ve bilimsel k›staslar çerçevesinde belirlenmesi gerekti¤ini savunan Alpay, TDB’nin görüfllerinin pek dikkate al›nmad›¤›n› söylüyor.
70 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
RÖPORTAJ
D
iflhekimli¤inde uzmanl›k konusu, özellikle mevzuat de¤ifliklikleri gündeme geldi¤i dönemlerde meslektafllar›m›z aras›nda da yo¤un tart›flmalara yol açt›. TDB, uzmanl›k alan›n›n toplum sa¤l›¤› ve bilimsel k›staslar çerçevesinde belirlenmesi gerekti¤ini savunuyor. 2003 y›l›nda yap›lan Uzmanl›k Kurultay› bu konuda yol almam›za olanak sa¤lad›. Öte yandan meslektafllar›m›z konuya kendi özlük sorunlar› aç›s›ndan ya da e¤itim dönemleriyle ilgili sorunlar yönünden bakabiliyor. Bu durum meslektafllar›m›z aras›nda ortak bir sonuca varmak yerine herkesin kendi bulundu¤u yerden olaya taraf olmas› gibi olumsuz bir durum yaratabiliyor. Bu noktada, uzmanl›¤›n s›n›rlar›n›n belirlenmesi ve ülkemiz koflullar›na uygun çözümlerin gelifltirilmesi konusunda TDB’ye daha fazla sorumluluk düflüyor. Ne yaz›k ki Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n ayn› sorumlulu¤u hissetti¤ini söylemek mümkün de¤ildir.
TDB’ye ra¤men alt› dalda uzmanl›k Sa¤l›k Bakanl›¤› uzun bir dönem TDB’nin görüflleri do¤rultusunda düzenleme yap›laca¤›n› aç›klarken, son anda alt› dalda uzmanl›k fleklinde yönetmelikle düzenleme yoluna gitti. Üstelik yönetmeli¤in onay için Cumhurbaflkan›na gönderilmesinden sadece bir hafta önce, TDB Baflkan ve Genel Sekreterinin yan› s›ra 10 Oda Baflkan›m›z›n önünde, iki dalda uzmanl›¤›n ç›kar›laca¤›, üç ayl›k ortak bir çal›flmadan sonra bu say›n›n yeniden düzenlenebilece¤i Sa¤l›k Bakan› taraf›ndan aç›klanm›flt›. Kuflkusuz son durum meslek camiam›zda bu kuruma karfl› ciddi bir güven sorunu do¤urdu. Asl›na bak›lacak olursa k›sa bir süre önce A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Merkezleri’nde entegre (bütünleflmifl) sisteme geçerek, bölümleri önemli oranda ortadan kald›ran bakanl›¤›n bu tercihi kendi uygulamalar›yla da çeliflmektedir. Yurdun birçok bölgesine hizmet götürmeye çal›fl›rken çok dalda uzmanlaflmay› desteklemesi, verece¤i hizmetin yayg›nl›¤› ve maliyeti konusunda kendisini ve halk›m›z› da büyük bir s›k›nt›ya sokacakt›r.
TDB Genel Sekreteri Süha Alpay
Avrupa’daki e¤ilim iki dalda uzmanl›k Avrupa Birli¤i ülkelerinde iki dalda uzmanl›k, “Ortodonti ve Cerrahi” gerek dolafl›m hakk› ve gerekse genel uygulama aç›s›ndan kabul görmüfltür. Ülkeler aras›nda farkl›l›klar olsa da nüfus olarak büyük ülkelerde e¤ilimin bu yönde oldu¤unu görüyoruz. Eski do¤u blo¤u ülkeleri ve baz› küçük ülkelerde resmi olarak uzmanl›k say›s› fazla gibi görünmekle birlikte, uygulama yönünden ülkeler aras›nda kayda de¤er bir farkl›l›k yoktur. Örne¤in ‹ngiltere’de her ne kadar tüm branfllarda uzmanl›k varsa da bu durum yaln›z kamu kurumlar›ndaki uygulamalar için geçerli olup, serbest diflhekimli¤inde di¤er ülkelerden farkl› bir uygulama bulunmamaktad›r. ‹ngiliz Diflhekimleri Birli¤i’nin web sayfas›na bak›ld›¤›nda diflhekimlerinin uygulama alanlar›n›n ilan edilmifl oldu¤u görülür. Bir di¤er örnek Almanya’da ise bu iki dala ek olarak Toplum A¤›z Difl Sa¤l›¤› uzmanl›¤› vard›r ve bu dal kamu hizmetlerinde karfl›l›¤›n› bulur. Almanya’n›n bir eyaletinde dördüncü dal olarak Periodontoloji’nin oldu¤unu görüyoruz. Fransa’da sadece Ortodonti, ‹talya’da ise iki dalda uzmanl›k varken ‹spanya’da hiçbir dalda uzmanl›k bulunmamaktad›r.
Fransa’da sadece Ortodonti, ‹talya’da ise iki dalda uzmanl›k varken, ‹spanya’da hiçbir dalda uzmanl›k yoktur.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 71
RÖPORTAJ
Hizmetler iyi örgütlenmeli
Uzman›n sadece kendi alan›nda çal›flmas› ve birinci basamak hekimin gereksinimi do¤rultusunda sevk edilen hastalara bakmas› fleklinde var olan prensipler Türkiye’de uygulanm›yor.
72 dergi
MART-N‹SAN 2010
Uzmanl›kla ilgili di¤er bir unsur, genel t›p alan›nda da uzmanlaflma ve uzman›n sa¤l›k hizmetindeki yeri konusundaki çarp›kl›klar›n diflhekimli¤i mesle¤ine etkileridir. Biraz açacak olursak, geliflmifl ülkelerde hastal›klar›n yüzde 90’n›ndan fazlas›n›n birinci basamak t›p hizmetleri içinde tedavi edildi¤i, küçük bir bölümünün ise birinci basamak hekim kontrolünde uzmana yönlendirildi¤i ve düzenli kontrollerin birinci basamakta sürdürüldü¤ü görülür. Ucuz ifl gücü cenneti olan ve birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinin iyi örgütlenmedi¤i ülkemizde ise hastalar, yeterli bilgi düzeyine sahip olmad›klar› için hastal›klar›yla ilgili hangi uzmana gitmeleri gerekti¤ine komfluya ya da bir yak›n›na sorarak karar verirler ve do¤rudan o uzmana giderler. Yine uzmanl›kla ilgili geliflmifl ülkelerde uzman›n sadece kendi alan›nda çal›flmas› ve birinci basamak hekimin gereksinimi do¤rultusunda sevk edilen hastalara bakmas› fleklinde var olan prensipler bizim çarp›k sistemimiz çerçevesinde fazla bilinmez ve göz önünde tutulmaz.
Dan›fltay’dan iki önemli karar 18.07.2009 tarih ve 27292 say›l› Resmi Gazete’de yay›mlanan T›pta ve Diflhekimli¤inde Uzmanl›k E¤itimi Yönetmeli¤i’ne iliflkin çok say›da karfl› dava aç›lm›flt›r. Bu davalar›n önemli bir bölümünün görüflmeleri sürerken baz› baflvurularla ilgili yürütmeyi durdurma karar› ç›km›flt›r. Ortodonti Derne¤i’nin baflvurusu üzerine Dan›fltay 8. Dairesi 15.01.2010 gün ve E:2009/7840 say›l› karar›yla, Yönetmeli¤in Geçici 9. maddesindeki "...bu Yönetmeli¤in yürürlü¤e girdi¤i tarihten önce o ana dal alan›nda yurt içinde veya yurt d›fl›nda en az dört y›l› e¤itim kurumlar›nda olmak üzere alt› y›l süreyle araflt›rma, uygulama ve inceleme yapm›fl bulunanlar, yapt›klar› araflt›rma, uygulama ve incelemeler ile ald›klar› e¤itimlere ait belgelerini ve bu alanda yurt içi ve yurtd›fl›nda yay›mlanm›fl..." fleklindeki düzenlemede ise, hukuka uyarl›k bulunmad›¤› ve uygulanmas› halinde telafisi güç ve im-
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
kans›z zararlar›n do¤aca¤› gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmas›na karar vermifltir. Buna göre, doktora belgesi olan diflhekimlerinin bu belgelerine dayanarak uzmanl›k belgesi almas›n›n önüne geçilmifltir. Benzer bir karar, 2002 y›l›nda ç›kar›lan Uzmanl›k Tüzü¤ü için de verilmifltir. Dan›fltay’›n vermifl oldu¤u di¤er bir karar, ilgili yönetmeli¤in "Diflhekimli¤inde Uzmanl›k Ana Dallar› ve E¤itim Sürelerine Dair Çizelge" bafll›kl› Ek-2 say›l› çizelgesinde hukuka uyarl›k bulunmad›¤› ve uygulanmas› halinde telafisi güç ve imkans›z zararlar›n do¤aca¤› gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmas› hakk›nda 8. Dairenin 15.01.2010 gün ve E:2009/8191 say›l› karar›d›r. Bu karara göre, 6 dalda uzmanl›k ve bu dallar›n e¤itim süreleriyle ilgili düzenleme iptal edilmifltir. Yine Dan›fltay, 2002 y›l› Uzmanl›k Tüzü¤ü ile ilgili benzeri bir karar alm›flt›r. Bu kararlarla, uzmanl›kla ilgili mevzuatta yeniden bir boflluk do¤mufl durumdad›r. Bundan sonraki süreçte diflhekimli¤inde uzmanl›kla ilgili, Türk Diflhekimleri Birli¤i’nin görüfllerinin gözetildi¤i bir yaklafl›m bekliyoruz. Kuflkusuz, uzmanl›k alanlar›, belirli dönemlerde ülke koflullar›, toplumun gereksinimi ve bu alanda hizmet sunumu gibi ba¤lant›l› di¤er konular çerçevesinde yeniden de¤erlendirilmesi gereken bir konu olma özelli¤ini sürdürmektedir. I
Hemostaz ve Retraksiyon mu?
Sorun Değil. YENİ!
Premier®’in Yeni Traxodent™ ürünü, beklenen hemostaz ve yumuşak dokunun açılmasını birkaç dakika içinde sağlar. Kolay, etkili hemostaz ve retraksiyon. Ucu bükülebilen ince şırınga, Traxodent'in doğrudan sulkus üzerine kolayca uygulanmasına imkan verir. İki dakika sonra durulandığında, sulkusu açık ve geri çekilmiş duruma getirir. Traxodent hafif, emici ve hızlıdır. Yumuşak macun sulkus üzerinde hafif basınç oluştururken, bir yandan da kreviküler sıvı fazlasını emer. Alüminyum klorür, çevredeki dokuyu tahriş etmeden veya rengini değiştirmeden büzülme etkisi yaratır. Traxodent, beklenen hemostaz ve retraksiyonu daha kısa sürede ve daha konforlu bir biçimde sağlar. Deneyin - başlangıç ve avantaj paketlerini yetkili satıcınızdan bulabilirsiniz.
efe 2010 Pr
Traxodent'i uygulayın
2 dakika sonra durulayın
İnternet üzerinden eğitimi incelemek için www.premusa.com/dental/restorative.asp adresine gidin! Premier® Dental Products Company t 888-670-6100 twww.premusa.comt Kozmetik t Endo/Restorasyon t Hijyen/Periyo t Gereçler t Protez
ESAS Grup Medikal Dental Oğuzhan Cad. Karakoyunlu Sok. No: 25/2 Fındıkzade/İstanbul Tel: 0 212 525 46 46 - 0 212 462 09 68 info@esesgroup.com www.esasgroup.com
r r e d Pr o d
ucts
‹NCELEME
Fatma Balpetek fatmabalpetek@ymail.com ‹DO Yönetim Kurulu Üyesi
Tam Gün Yasas› hangi dönüflümü simgeliyor? Sa¤l›kta Dönüflüm Program›’n›n tamamlay›c› parçalar›ndan biri olan Tam Gün Yasas›, Cumhurbaflkan› taraf›ndan onaylanarak yürürlü¤e girdi. Yasa, toplu sözleflme ve grev hakk› bulunmayan hekimleri, hükümetin tek tarafl› belirledi¤i maafllarla çal›flmaya mahkûm ediyor.
74 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
‹NCELEME
U
zun y›llard›r hükümetlerin gündeme getirdi¤i, ancak sa¤l›k meslek örgütleri ve sendikalar›n ciddi elefltirileri karfl›s›nda devaml› ertelenen “Üniversite ve Sa¤l›k Personelinin Tam Gün Çal›flmas›na ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun’’ tasar›s› 21 Ocak 2010 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Sendikalar, yasan›n Cumhurbaflkan› taraf›ndan veto edilmesi talebinde bulunacaklar›n› aç›klad›lar. Ancak yasa Cumhurbaflkan› taraf›ndan da onaylanarak yürürlü¤e girdi.
Koca bir aldatmaca Tam Gün Yasas›’n› toplum ve sa¤l›k çal›flanlar› aç›s›ndan do¤ru de¤erlendirebilmek için Sa¤l›kta Dönüflüm Program›’n›n parçalar›ndan biri olarak incelemek gerekir. Bu program, toplumsal hayat›n her alan›n› kâr amaçl› ticari zihniyetle ele alarak dönüfltüren bir anlay›fl›n ürünüdür. Halk›n e¤itim, sa¤l›k, elektrik, su, iletiflim, ›s›nma gibi temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamas›n› kolaylaflt›rmakla sorumlu sosyal devletin geriletilmesi ve bu alanlar›n ticarilefltirilmesi hedefiyle uyumlu bir programd›r. Özellefltirme ve tekelleflme süreci, bu politikan›n gere¤i olarak uygulamaya sokulmufltur. Geçmiflte sermayeden ba¤›ms›z olarak, nispeten mesleki özerkli¤i bulunan hekimlik, avukatl›k, eczac›l›k ve benzeri serbest meslek erbaplar›, bu süreçte tekelleflen özel sektörün veya içi özellefltirilen kamunun iflçisi haline getirilmektedir.
teflvik edilerek, performans ücreti haricinde ilave gelir elde edebileceklerdir. Halbuki kamuda tam gün çal›flan hekimlerin ayl›k geliri ikinci bir ifl yapmay› ve ikinci bir zaman diliminde çal›flmay› gerektirmeyecek düzeyde olmal›d›r. Yasan›n 1. maddesinde “Nöbet hizmetleri hariç olmak üzere, mesai saatleri d›fl›nda gelir getirici çal›flmalar›ndan do¤an katk›lar›na karfl›l›k olarak tabip, difl tabibi ve t›pta uzmanl›k mevzuat›na göre uzman olanlara bu f›kradaki oranlar›n yüzde 30'unu, di¤er personele yüzde 20'sini geçmeyecek flekilde ayr›ca ek ödeme yap›l›r” denilmektedir. Bu yaklafl›m, hekimlerin enerjilerini zorlayarak hizmet vermesi anlam›na gelmektedir.
Hekime tafl›yabilece¤inden fazla yük
Ek ödeme emeklili¤e yans›m›yor
Öncelikle, Tam Gün Yasas› toplu sözleflme ve grev hakk› bulunmayan hekimleri hükümetin tek tarafl› olarak belirledi¤i maafllarla çal›flmaya mahkûm etmektedir. Birinci maddedeki tan›ma göre, sa¤l›k çal›flanlar› esas olarak düflük maafllarla çal›flacak, çal›flma performanslar›na göre, maafllar›n›n sekiz kat›na kadar ek ücret alarak gelirlerini artt›rabileceklerdir. Ayr›ca, mesai d›fl›nda ve ikinci bir kamu kurumunda çal›flmalar›
Sa¤l›k çal›flanlar›, toplam gelirleri içindeki oran› düflürülen ve emeklili¤e esas teflkil eden ‘garanti ücretin’ yani maafllar›n yüksek tutulmas›n› istemektedirler. Döner sermayeye ba¤›ml›, emeklili¤e yans›t›lmayan ilave ödemelerle gelir elde etmeye itiraz etmektedirler. Ayr›ca, performansa göre ücret uygulamas›n›n, sa¤l›k hizmetlerinde niteli¤i ve kaliteyi de¤il, yap›lan ifllem say›s›n› esas ald›¤› için, hizmet kalitesinde düflü-
Yasan›n savundu¤u, performansa göre ücret uygulamas›, sa¤l›k hizmetlerinde niteli¤i ve kaliteyi de¤il, yap›lan ifllem say›s›n› esas ald›¤› için, hizmet kalitesinde düflüfle yol açar.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 75
‹NCELEME
Hekimler, haftal›k çal›flma saatinin üst limitinin belirlenmesini talep ediyor (Haftada 56 saat gibi).
76 dergi
MART-N‹SAN 2010
fle yol açt›¤› ifade edilmektedir. Di¤er bir olumsuzluk da, döner sermayesi bulunmayan kamu sa¤l›k kurumlar›nda çal›flanlar›n ma¤dur edilmesidir. (Bkz. Madde1. 2. Paragraf. “Personelin katk›s›yla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yap›lacak ek ödemenin tutar›, ilgili personelin bir ayda alaca¤› ayl›k (ek gösterge dâhil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminat› ile yabanc› dil tazminat› hariç) toplam›n›n; klinik flefleri ve flef yard›mc›lar› ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentlerde yüzde 800’ünü, uzman tabip ve t›pta uzmanl›k mevzuat›nda belirtilen dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile uzman difl tabiplerinde yüzde 700’ünü, pratisyen tabip ve difl tabiplerinde yüzde 500'ünü, idari sa¤l›k müdür yard›mc›s›, hastane müdürü ve eczac›larda yüzde 250'sini, baflhemflirelerde yüzde 200'ünü, di¤er personelde ise yüzde 150'sini geçemez. ‹flin ve hizmetin özelli¤i dikkate al›narak, yo¤un bak›m, do¤umhane, yeni do¤an, süt çocu¤u, yan›k, diyaliz, ameliyathane, enfeksiyon, özel bak›m gerektiren ruh sa¤l›¤›, organ ve doku nakli, acil servis ve ben-
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
zeri sa¤l›k hizmetlerinde çal›flan personel için yüzde 150 oran› yüzde 200 olarak uygulan›r.)
‹kili çal›flma yasaklan›yor ‹ki ayr› ifl yerinde ve uzun saatler süren çal›flman›n sak›ncalar›ndan bahsedilerek kamuoyu deste¤i al›nmaya çal›fl›lan bu yasada 7. Maddede yap›lan düzenlemeyle hekimlerin, 1. Kamu kurum ve kurulufllar›, 2. Vak›f üniversiteleri, 3. Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleflmeli çal›flan özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar› 4. Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleflmesi bulunmayan özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›ndan, yaln›zca birinde çal›flmalar› öngörülmektedir. Ancak her bir bent kapsam›nda olmak kayd›yla, birden fazla sa¤l›k kurum ve kuruluflunda çal›flmaya imkân tan›nmaktad›r. K›saca, kamuda ve muayenehanede ikili çal›flma yasaklanmakta ama iki kamu kurumunda veya iki özel kurumda çal›flma, hem de düflük ücretle ve a¤›rlaflt›r›lm›fl ifl yüküyle çal›flma öngörülmektedir. Günde 8 saat mesainin üzerine ikinci bir kamu kurumunda, sadece döner sermayeden karfl›lanacak
‹NCELEME
ücretle çal›flmak durumunda kalacak olan sa¤l›k çal›flanlar›, hasta güvenli¤inin tehlikeye at›ld›¤› uyar›s›n› yapmaktad›rlar. Hekimler haftal›k çal›flma saatinin üst limitinin belirlenmesini talep etmektedirler (Haftada 56 saat gibi).
Ö¤retim üyeleri de etkilenecek Bu yasa, e¤itim kurumlar› ile Sa¤l›k Bakanl›¤› birimlerini ayn› statüde de¤erlendirmektedir. Gelirini artt›rmak için daha fazla hasta bakmaya zorlanacak olan ö¤retim üyelerinin, e¤itim ve ö¤retime yeterli zaman ay›rabilmeleri güçleflecektir. Bu da e¤itimi olumsuz etkileyecek ve düflük nitelikli sa¤l›k ifl gücü yarat›lmas›na, dolay›s›yla sa¤l›k hizmetlerinde hasta ma¤duriyetlerinin artmas›na sebep olacakt›r. Sa¤l›k çal›flan›n›n, çal›flma koflullar› üzerine söz söyleme hakk› yasal güvence alt›na al›nmadan, yani sendikal haklar tam olarak sa¤lanmadan, kamu d›fl›nda çal›flman›n yasaklanmas› ve liyakatten çok, adam kay›rma zihniyetinin yayg›n oldu¤u bir toplumda hekimlerin ihtiyaç halinde istenilen farkl› yerlere gönderilebilmesi hekimleri güvencesiz b›rakmaktad›r. (Bkz. Madde 1/3. Paragraf: Sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda, ihtiyaç duyulmas› halinde, ilgilinin iste¤i ve kurumlar›n›n muvafakatiyle di¤er kamu kurum ve kurulufllar›nda görevli sa¤l›k personeli haftan›n belirli gün veya saatlerinde veyahut belirli vakalar ve ifller için görevlendirilebilir.) Radyoloji çal›flanlar› için günde 5 saat olan çal›flma süresi günde 7 saate ç›kar›lm›flt›r. (Bkz. Madde 9- ‹yonlaflt›r›c› radyasyonla teflhis, tedavi veya araflt›rman›n yap›ld›¤› yerler ile bu ifl veya ifllemlerde çal›flan personelin haftal›k çal›flma süresi, radyasyon doz limitleri de dikkate al›nmak kayd› ile 35 saat olarak belirlenmektedir.) Bu yasa, mesleki sigorta zorunlulu¤u getirerek, sigorta yapt›rmayanlar› 5 bin TL para cezas›na çarpt›rmaktad›r. Hekimler istemese de, maafllar›ndan yap›lacak kesintilerle özel sigorta flirketlerinin kasas›na kaynak aktar›lmas› planlanmaktad›r.
T›bbi Zararlar› Karfl›lama Kurumu Sa¤l›k meslek örgütleri, yasayla getirilen ‘Mesleki Sorumluluk Sigortas›’n›n daha önce Amerika Birleflik Devletleri’nde uyguland›¤›n› ve sa¤l›k sistemine zarar verdi¤ini ifade etmektedirler. Hekimler bunun yerine maddi ve manevi zararlar› karfl›lamak üzere “T›bbi Zararlar› Karfl›lama Kurumu”nun kurulmas›n› önermektedirler. (Bkz. Madde 8./ Ek Madde 8: Kamu sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda çal›flan tabipler, difl tabipleri ve t›pta uzmanl›k mevzuat›na göre uzman olanlar, t›bbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlar›nca kendilerine yap›lacak rüculara karfl› sigorta yapt›rmak zorundad›r. Bu sigorta priminin yar›s› kendileri taraf›ndan, di¤er yar›s› döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçelerinden ödenir. Zorunlu mesleki malî sorumluluk sigortas›, mesleklerini serbest olarak icra edenlerin kendileri, özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda çal›flanlar için ilgili özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar› taraf›ndan yapt›r›l›r. Özel sa¤l›k kurum ve kurulufllar›nda çal›flanlar›n sigorta primlerinin yar›s› kendileri taraf›ndan, yar›s› istihdam edenlerce ödenir. ‹stihdam edenlerce ilgili sa¤l›k çal›flan› için ödenen sigorta primi, hiçbir isim alt›nda ve hiçbir flekilde çal›flan›n maafl ve sair malî haklar›ndan kesilemez, buna iliflkin hüküm ihtiva eden sözleflme yap›lamaz. Bu maddedeki zorunlu sigortalar› yapt›rmayanlara, mülki idare amirince sigortas› yapt›r›lmayan her kifli için 5 bin Türk Liras› idari para cezas› verilir.) Özetle, bu yasa, sa¤l›k meslek örgütlerinin itirazlar› dikkate al›nmadan haz›rlanm›flt›r. Esnek çal›flma ad› alt›nda hekimleri birden fazla kurumda, uzun saatler çal›flmaya zorlayan, sendikal haklardan yoksun ve güvencesiz b›rakan, hekim eme¤ini de¤ersizlefltirerek ucuz ifl gücüne dönüfltüren bir anlay›fl›n ürünüdür. Bu haliyle uygulanmas› ciddi s›k›nt›lar yaratacak gibi görünmektedir. I
Gelirini artt›rmak için daha fazla hasta bakmaya zorlanacak olan ö¤retim üyelerinin, e¤itim ve ö¤retime yeterli zaman ay›rabilmeleri güçleflecektir.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 77
TADS
Sevil Tu¤lu Arslan stuglu.arslan33@gmail.com
Prof. Dr. Gülçin Bermek:
A¤›z difl sa¤l›¤›na katk› diflhekiminin görevidir Mezun oldu¤u y›ldan itibaren koruyucu diflhekimli¤i çal›flmalar›n› sürdüren Prof. Dr. Bermek, Türkiye’de a¤›z ve difl sa¤l›¤› alan›ndaki koruyucu hekimlik faaliyetlerini meslek örgütü ve diflhekimli¤i e¤itimi aç›s›ndan de¤erlendirdi.
‹
stanbul Diflhekimleri Odas› Toplum A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› (TADS) Komisyonu’nun çal›flmalar›na hem projeler hem de ‘e¤itmen diflhekimi e¤itimleri’ baz›nda uzun y›llard›r destek veren ‹stanbul Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Toplum A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Bilim Dal› Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Bermek’le bir söylefli gerçeklefltirdik. Fakülteden ne zaman mezun oldunuz? Akademik kariyerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz? ‹stanbul Üniversitesi’nden 1976 y›l›nda mezun oldum. Koruyucu hekimlik ilgimi çekiyordu. Mezun olur olmaz, 1977 y›l›nda o zamanki ad›yla “Koruyucu Hekimlik ve Halk Sa¤l›¤›” olan bu bilim dal›na girdim. Bu dalda o zaman sadece (Prof. Dr.) ‹nci Oktay vard› ve t›p fakültesinden Prof. Dr. S›tk› Velicangil dersleri veriyordu. Biz koruyucu hekimlik ve halk sa¤l›¤›n›n diflhekimli¤ine yönelik geliflmesine gayret ettik. Diflhekimi olarak mezun olmakla birlikte akademik kariyerimizin doçentlik, profesörlük aflamalar›n›n t›p fakültesinin halk sa¤l›¤› anabilim dal›ndan yürütülmesi bize genifl bir bak›fl aç›s› kazand›rd›. Daha sonra aram›za (Prof. Dr.) Ferda Do¤an kat›ld›. Burada iflin bafl›ndan itibaren Türkiye’de a¤›z, difl hastal›klar› ve sa¤l›¤›n›n ne durumda oldu¤una iliflkin incelemeler yapt›k. Bunun ilk örne¤i 1990 y›l›nda 78 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Prof. Dr. Gülçin Bermek
yay›nland›. Proje için Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün deste¤ini ald›k. Çal›flma sonunda çocuk ve genç eriflkin yafl grubunun difl çürü¤ü ve periodontal sa¤l›k aç›s›ndan çok kötü durumda olmad›¤›n›, en az›ndan kontrol edilebilir seviyede oldu¤unu gördük. Ama bu yafl grubunda toplum düzeyinde herhangi bir fley yap›lmad›¤› için difl çürü¤ü ve periodontal hastal›klar ve bunlar›n tedavisi için gereken masrafl› uygulamalar verimsiz bir
TADS
flekilde art›yor. Tabii ki difl çürükleri ve periodontal hastal›klar›n tedavisi diflhekimli¤i hizmetinin ana alan› ama bunun verimlilik esas›nda yap›lmas› laz›m. Esas olan, hastal›klar› oluflmadan önleyip, geriye kalanlar›n ve özellikle yüksek risk gruplar›nda yer alan, önlenemeyen hastal›klar›n tedavi edilmesi, kaynaklar›n verimli kullan›lmas›d›r. Ülke düzeyinde toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤›n› iyilefltirmek için baz› yöntemler uygulanabilir. Bunlardan birisi olarak befl y›ll›k Bilecik Projesi’ni gerçeklefltirdik. Proje için genifl bir ekiple çal›flt›k. O dönemde ‹DO Toplum A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Komisyonu’nda birlikte çal›flt›¤›m›z diflhekimlerinden dördü bilim dal›m›zda doktora yapmaya bafllad›lar. Befl y›l süreyle Bilecik çal›flmas›na hayat verdik. Bu çok kapsaml›, çok detayl› bir çal›flmayd›. Bu çal›flmayla Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün 2020 y›l› için 12 yafl DMFT hedefinin de daha ötesine ulaflt›¤›m›z› özet sonuçlarla 2004’de yay›nlad›k. E¤itmen diflhekimi e¤itimi sertifika program› hangi ihtiyaçtan do¤du? Amaçlanan nedir? Toplum a¤›z ve difl sa¤l›¤› bilim dal›, bireyi muayenehane koflullar›n›n d›fl›nda, içinde yaflad›¤› çal›flt›¤› ortamla bütün olarak gören, toplumdaki a¤›z, difl hastal›klar›n›n ve
sa¤l›¤›n›n gidiflat›n› inceleyen, buna göre çözüm önerileri getiren, bütünü gören bir disiplindir. Dolay›s›yla, böyle bir disiplin varsa bunun meslek örgütü taraf›ndan da bir flekilde, kendi yap›s› içinde ifade edilmesi önemli. Biz e¤itim ve ö¤retimini üniversitede yürütüyoruz ama birlikte çal›flt›¤›m›z, e¤itimde birlikte oldu¤umuz kiflilerin mezun olduktan sonra bir arada oldu¤u Odalarda da do¤al olarak iflin bu boyutunun olmas› laz›m. Sa¤l›k, bireyin çabas›n› gerektirir ama mutlaka destekleyen ortamlar ve destekleyen kamu politikalar› olmal›, bireysel becerilerin art›r›lmas› laz›md›r. Bütün bunlar çeflitli toplant›larda ifade ediliyor. Gerek bireyin çabalar›n› artt›racak, gerekse kamu deste¤ini sa¤layacak bir baflka grup da diflhekimleri odalar›d›r. Onun için önce diflhekimleri odalar›n›n bünyesinde TADS komisyonlar› kuruldu. ‹stanbul Diflhekimleri Odas› bünyesinde oluflturulan TADS Komisyonu’na akademik katk› toplum a¤›z ve difl sa¤l›¤› bilim dal› ö¤retim üyelerinden geldi. Diflhekiminin içinde yaflad›¤› toplumun a¤›z difl sa¤l›¤› düzeyinin art›r›lmas›na katk› sa¤lamak gibi etik bir görevi olmal›. ‹DO’nun düzenledi¤i E¤itmen Diflhekimi Sertifika Programlar›’yla bu alandaki yeni bilgiler diflhekimine aktar›l›yor. Meslektafllar›m›z bu konuda bilgisiz de¤il ancak yöntemler de-
Diflhekiminin içinde yaflad›¤› toplumun a¤›z difl sa¤l›¤› düzeyinin art›r›lmas›na katk› sa¤lamak gibi etik bir görevi olmal›.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 79
TADS
periodontal hastal›klar özellikle düflük ve orta risk grubundaki kiflilerde önlenebilir hastal›klard›r. Bu yüzden, a¤›z difl sa¤l›¤› hastal›klar› davran›fl hastal›klar› olarak da tan›mlan›r. Diflhekimli¤ine bakt›¤›n›zda difl çürü¤ü ve periodontal hastal›klar aç›s›ndan herkes eflit de¤il. A¤›z bak›m al›flkanl›klar› uyguland›¤›nda iyileflebilecek, sa¤l›kl› konumunu koruyabilecek büyük bir grup var ama bu gruba bu e¤itimi diflhekimleri verecek. Toplumun a¤›z ve difl sa¤l›¤› konusunda bilgilendirilmesi çok önemli. Bunun için medyay› da kullanmal›y›z.
Biyomedikal faktörler aç›s›ndan, gerek difl çürü¤ü gerekse periodontal hastal›klar özellikle düflük ve orta risk grubundaki kiflilerde önlenebilir hastal›klard›r.
80 dergi
MART-N‹SAN 2010
¤iflti¤i için bilginin tazelenmesi gerekiyor. ‹DO’nun 12 ve 19 Aral›k 2009 tarihlerinde düzenledi¤i E¤itmen Diflhekimi Sertifika Program›’na kat›l›m yüksekti. Programa kat›lan meslektafllar›m›z, konuflmac›lar hep birlikte, bilgilerimizi tazeledik, yeni bir fleyler ö¤rendik. Her iki program›n sonunda, de¤erlendirme bölümünde kat›l›mc›lar o günkü e¤itimin katk›lar›n› da içerecek flekilde proje –çal›flma önerileri- tasarlad›lar, bu alanda yap›labilecekleri ve düflündüklerini ifade ettiler, çok güzel öneriler geldi. E¤itim programlar›ndan sonra bunun geri dönüflünü görebiliyor musunuz, e¤itmen diflhekimleriyle birlikte projeler yap›yor musunuz? Burada organize eden bir kurum olmas› laz›m. Madem ki ‹DO’nun bir komisyonu var, o zaman bu komisyon vas›tas›yla organize olunmas› gerekir. Bunun için diflhekimlerine bilgisayar ortam›nda belki bir paylafl›m grubu olarak proje önerilerinin gönderilmesi, bunun daha da aç›lmas› istenebilir. fiimdi top, aksiyon s›ras› bu e¤itimi alm›fl olan diflhekimlerinde. Çünkü diflhekimi benim gözümde birkaç alan d›fl›nda uzman bir kiflidir. Diflhekiminin, a¤›z sa¤l›¤› ve hastal›klar› uzman› diye bir unvanla mezun olmas› hep hayalim olmufltur. Bizim aç›m›zdan bu çok önemli, çünkü bugün için biyomedikal faktörler aç›s›ndan, gerek difl çürü¤ü gerekse
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Kamusal destek olmal› diyorsunuz; flu anda uygulanan sa¤l›k politikalar›n› koruyucu hekimlik aç›s›ndan de¤erlendirir misiniz? Ülkelerin tek bafl›na, ba¤›ms›z kalabildi¤i, ulus devlet olarak tamamen kendi iç dinamiklerini gözetebildi¤i dönemler bütün dünyayla birlikte san›yorum Türkiye’de de geride kald›. Türkiye’ye bakt›¤›n›zda, toplumunun genel sa¤l›¤›nda a¤›z-difl sa¤l›¤› hiçbir zaman birincil öneme sahip olmad›. Ancak genç cumhuriyete bakt›¤›m›zda 1920 y›l›nda, henüz daha Meclis kurulmam›flken, bir sa¤l›k bakan›n›n oldu¤unu, daha sonraki y›llarda koruyucu uygulamalara önem verildi¤ini görüyoruz. Hatta çok ilginçtir, hükümet tabiplikleri öncelikle koruyucu uygulamalar› oluflturmak için kurulmufllard›r. Sonra 1961 Anayasas›’yla 224 Say›l› Sa¤l›k Hizmetlerinin Sosyallefltirilmesi Yasas› yürürlü¤e girdi. Yasa uyar›nca sa¤l›k ocaklar› kuruldu. Sa¤l›k ocaklar› temel sa¤l›k hizmetinin temel ünitesiydi ve sa¤l›¤› bir bütün olarak ele almaktayd›. Peki, kamusal destekli sa¤l›k politikalar› nas›l de¤iflti? Sa¤l›¤› bütün olarak ele alan örgütlenmeler kamu eliyle yap›l›rken bir yandan da 1950’lerden bafllayarak liberal ekonomiler geliflmeye bafllad›. Kentsel alanda yaflayan toplum kesimi müthifl bir h›zla artt›. Al Gore’un “Küresel denge” kitab›nda ifade etti-
TADS
¤i gibi, “Sanayi Devrimiyle bafllayarak biz dünyay› tüketiyoruz” ve bugün gelinen noktada o sanayi devriminin günümüzde ulaflt›¤› küreselleflme dedi¤imiz sürecin sa¤l›k üzerinde fevkalade art›lar› ve eksileri var. Pozitif alanlar› fazlalaflt›racak, negatif yanlar›na karfl› kendisini koruma alt›na alacak bir yap›lanma gerekiyor. Dünyaya bakt›¤›n›zda sermayenin s›n›r tan›madan ak›fl›n›n önüne geçmek hiçbir yerde mümkün de¤il gibi ama bunu kendi koflullar›n›z› koruyarak yapman›z da söz konusu. Koruyucu hekimli¤i de bu esasa göre ele almak gerekir. Çünkü sermayenin serbest hareketinin temel esas› kâra dayan›r. Ayr›ca sermaye kendi varl›¤›n› sürdürmek için toplumsal projelere de destek verecektir. Bunun yönetilmesi laz›m. Türkiye genç bir ülke. Türkiye’nin koruyucu hekimlik aç›s›ndan çok da baflar›s›z oldu¤unu söyleyemeyece¤im; baflta bebek ölümleri ve anal›k sebepleriyle ölüm h›zlar›nda baz› enfeksiyon hastal›klar›n›n yayg›nl›k ve fliddet de¤erlerinde ciddi azalmalar, pek çok alanda iyileflmeler sa¤land›. Ancak a¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetleri aç›s›ndan durum pek de¤iflmedi. Diflhekimli¤inde koruyucu hizmetler befl y›ll›k kalk›nma planlar›n›n sa¤l›kla ilgili bölümlerinde ya da baz› reform taslaklar›nda teorik olarak ifade edilse bile uygulama düzeyinde hiçbir zaman dikkate al›nmad›. Yaln›zca patogenezin yani hastal›klar›n tedavisi olarak ele al›nd›. A¤›z difl sa¤l›¤›n›n henüz bozulmam›fl k›sm› için bir fleyler yap›lmas› ve bunun diflhekiminin görev tan›m›n›n içinde yer almas› gerekti¤i konusunda ilk ad›m 1997 y›l›nda at›ld›. Ö¤rencilerinize ve meslektafllar›m›za neler söylemek istersiniz? Birinci s›n›fta koruyucu hekimlik, beflinci s›n›fta da TADS dersini veriyor, pratik uygulamalar yap›yoruz. Birinci s›n›ftaki ö¤rencilerime flöyle bir bakar›m ve kendimi çok iyi hissederim. Çünkü karfl›mda oturan gençler Türkiye ortalamas›n›n yüzde 2 – 2,5’luk dilimine giriyorlar. Bu çok önemli bir fley. Üniversite olarak onlara hem mesleki, hem
de yaflam alan›nda örnek ve öncü olmam›z gerekir. Örnek ve öncü bir kurum olarak ö¤rencilerin hem e¤itim aç›s›ndan hem de yaflam kalitelerini art›rmak için bir fleyler yapabiliyor muyuz? Bu soruya gönül rahatl›¤›yla ‘evet’ diyemiyorum. ‹ki y›ld›r birinci s›n›f ö¤rencilerimize, sa¤l›kl› yaflam biçimi davran›fllar›n› de¤erlendiren Pender’in ölçe¤ini uyguluyoruz. “Hastalar›n yaflam kalitesini artt›rs›n, hastalar›na sa¤l›k e¤itimi versin” diye e¤itti¤imiz kiflinin acaba kendi yaflam› nas›l? Görüyoruz ki ö¤rencilerimiz alt› gruptan oluflan bu ölçekte kendi sa¤l›¤›n› koruma aç›s›ndan en alt grupta yer al›yor. Onlar› e¤itirken, tutumlar›n› da de¤ifltirmemiz gerekiyor. Bizler diflhekimi olacak kiflinin mesle¤e bak›fl›n› olufltururken, mesle¤i hangi temele oturtarak uygulayaca¤›n› ö¤retiyoruz. Bir akademisyen olarak kendi pay›ma ö¤rencilere üniversite e¤itiminden almas› gerekenleri tam olarak verebildi¤imizi ve bunun için tam yeterlilikte bir ortam sa¤layabildi¤imizi düflünmüyorum. Buna ra¤men birinci s›n›ftan beflinci s›n›fa giden bu serüvende tan›d›¤›m genç meslektafllar›m› çok be¤eniyorum, çok sayg› duyuyorum. Burada üzerine düflenden çok daha fazlas›n› yapmaya çal›fl›yorlar. Ö¤retim üyeleri de ayn› flekilde özveriyle çal›fl›yor. Sonuçta sistemin s›k›nt›lar›na ra¤men hem ö¤renci, hem de ö¤retim üyesi aç›s›ndan özveriyle yetiflen yetkin diflhekimleri oldu¤unu düflünüyorum. I
Biz akademisyenler, diflhekimi olacak kiflinin mesle¤e bak›fl›n› olufltururken, mesle¤i hangi temele oturtarak uygulayaca¤›n› ö¤retiyoruz.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 81
TADS
Prof. Dr. Gamze Aren ‹. Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi Pedodonti Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi gamzearen@hotmail.com
E¤itmen diflhekimlerine yönelik e¤itimlerin planlanmas›nda pedodontik programlar›n önemi büyüktür. Difl çürü¤ünün oluflumunda rol oynayan faktörlerin etkilerinin net olarak anlafl›lmas› bu programlar›n baflar›s›na ba¤l›d›r.
Hangi çocukta hangi koruyucu diflhekimli¤i?
T
oplum a¤›z difl sa¤l›¤› çal›flmalar›na yönelik uygulama alanlar›na bak›ld›¤›nda pedodontik uygulamalar›n bu alanda hat›r› say›l›r bir yer tuttuklar› gözlenir. Bununla birlikte genelde tüm koruyucu sa¤l›k uygulamalar›nda çocuk hastalara yönelik programlar›n ilk s›ralarda yer ald›¤› bir gerçektir.
Difl çürü¤ü ‘bulafl›c›’ m›? Geliflmifl ülkelerde koruyucu diflhekimli¤i uygulamalar› ana-çocuk sa¤l›¤› merkezinde hamile e¤itimiyle bafllar. Burada amaç annenin bebe¤ini sa¤l›kl› a¤›z-difl yap›s›na sahip olarak yetifltirecek e¤itimi almas›d›r. Bu alanda verilecek ilk bilgi dünyan›n en yayg›n enfeksiyon hastal›klar›ndan biri olarak ilk s›rada bulunan ‘difl çürü¤ü’nden bebe¤in korunmas›na yönelik olanlard›r. Bir enfeksiyon hastal›¤› oldu¤u önemle vurgu82 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
lanan difl çürü¤ünün ‘bulafl›c›’ olma özelli¤i ayr›nt›l› olarak anne adaylar›na anlat›larak, çürük oluflumunda önemli bir bileflen olan bakteri geçiflinin engellenmesine yönelik yap›lmas› gerekenler vurgulan›r. Gerçekten de 3 yafl›n alt›nda yayg›n çürüklü çocuklarda anneden bebe¤e çürük yap›c› bakterilerin erken geçifli söz konusudur. Yap›lan genetik çal›flmalar, bebekte ilk difller sürdükten sonra a¤›zda görülen çürük yap›c› bakterilerin büyük olas›l›kla anneden transfer edildi¤ini destekler niteliktedir. Bu geçifl ne kadar geç olursa ve 3 yafl sonras›na engellenirse çocukta o kadar az çürük oluflaca¤› bildirilmifltir. Bakteri geçiflinin, emzi¤in anne a¤z›nda temizlenerek bebe¤e verilmesi, mama kafl›¤›n›n üflenmesi gibi yollarla oldu¤u bilinmektedir. Bu amaca yönelik olarak özellikle anneden çocu¤a bakteri transferinin önlenme-
TADS
sinde annenin fluorid ve klorheksidinli gargaralar› kombine kullan›m›n›n maksimum koruyucu etki yaratt›¤› gösterilmifltir.
Erken kalkan çok yol al›r Ülkemizde ne yaz›k ki anne çocuk sa¤l›¤› merkezlerinde hamile ve annelere bebe¤in a¤›z difl sa¤l›¤›n›n korunmas›na yönelik bilgi verilmesi söz konusu de¤ildir. Anaokulu döneminde ise özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde okullar›n e¤itim programlar›nda bebe¤in difl f›rçalamas› ifllemini benimsemesine yönelik uygulamalar yer al›r. Ülkemizde bu e¤itimin verildi¤i en erken dönem ders programlar›nda yer ald›¤› için ilkokul dönemidir ve bundan ötürü özellikle e¤itimin etkinli¤inin pekifltirilmesi aç›s›ndan e¤itmen diflhekimlerine çok ciddi sorumluluklar düfler.
Çürük risk guruplar›na dikkat edilmeli E¤itmen diflhekimleri özellikle hangi çocukta hangi koruyucu diflhekimli¤i uygulamalar›n›n seçilebilece¤i konusunda de¤erlendirmeyi mükemmele yak›n ortaya koyabilmelidir. Bu aç›dan konuya bak›ld›¤›nda e¤itmen diflhekimleri bireysel olarak da çocuklar› bulunduklar› çürük risk gruplar›na göre de¤erlendirebilmelidir. Özellikle çocuklara yönelik verilecek koruyucu diflhekimli¤i e¤itimlerinde konu ayr›nt›l› olarak sunulabilmelidir. Çocuklar›n s›kl›kla tükettikleri at›flt›rma ürünlerinin çürük yap›c› özellikleri vurgulanmal›d›r. Asl›nda beslenme özellikleri, s›kl›¤› ve a¤›z hijyeni uygulamalar›yla çürük oluflumu aras›ndaki iliflki çarp›c› örneklerle ortaya konulmal›d›r. Bu aç›dan da e¤itmen diflhekimleri özellikle konuyla ilintili her alanda yeterli bilgi düzeyine sahip olmal›, verilecek e¤itim program› çok faktörlü bir enfeksiyon hastal›¤› olan difl çürü¤ünün oluflumunda rol oynayan konak (hasta), beslenme, etken ve zaman gibi faktörlerin etkilerinin net olarak anlafl›lmas› esas›na dayand›r›lmal›d›r. Özellikle çürük riskini belirleyen konak (insan) faktörleri koruyucu diflhekimli¤i uygulama-
lar›n›n saptanmas›nda esas bilefleni oluflturacakt›r.
E¤itmen diflhekiminin bilmesi gerekenler Hastalara yönelik spesifik uygulama programlar›n›n planlanmas› da yine e¤itmen diflhekimlerine önemli yükümlülükler getirir. Çürük riskinde önemli bir bilefleni oluflturan tükürü¤e karfl› al›nacak önlemler gibi, ak›fl h›z›n› artt›rmaya yönelik uygulamalarda da fikir sahibi olunmal›d›r. Asl›nda verilecek bu e¤itim bafll›ca üç ana bafll›k alt›nda toparlanabilir: I E¤itmen diflhekimlerinin mutlak suretle bilmesi ve uygulayabilmesi gerekenler, I Yeterli düzeyde bilgi sahibi oldu¤u durumlar I Fikir sahibi oldu¤u durumlar. Ancak burada önemle vurgulanmas› gereken bir özellik de, çocuklara verilecek a¤›zdifl sa¤l›¤› e¤itiminin e¤itmen diflhekimleri taraf›ndan, çocuklar›n alg›lar›n›n en üst noktas›nda ulaflacak flekilde olmas› zorunlulu¤udur. Özellikle çocuk hastalar›n alg›lar›na do¤ru biçimde ulaflamayan e¤itimlerin yarar›n›n flüpheli olaca¤› bir gerçektir. Bu alanda gerekirse profesyonel e¤itim uzmanlar›ndan da destek al›nmas›ndan kaç›n›lmamal›d›r. I
3 yafl›n alt›nda yayg›n çürüklü çocuklarda anneden bebe¤e çürük yap›c› bakterilerin erken geçifli söz konusudur.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 83
RÖPORTAJ
Dr. Diflhekimi Sarkis Sözkes ssozkes@hotmail.com FDI-Dünya Diflhekimleri Birli¤i Do¤u Avrupa E¤itim Programlar› Müdürü ve TDB D›fl ‹liflkiler Komitesi Üyesi
ERO-FDI Seçilmifl Baflkan› Dr. Gerhard Konrad Seeberger:
Sa¤l›k her vatandafl için temel bir hakt›r Dr. Gerhard Konrad Seeberger, koruyucu diflhekimli¤inin önemini vurgulayarak devletlerin bu alanda daha yap›c› davranmalar› gerekti¤ini söyledi. Dr. Seeberger, diflhekimli¤inde ucuz hizmetten ziyade en do¤ru hizmeti verebilecek kiflisel hekimli¤in gündeme gelmesi gerekti¤ini vurgulad›.
84 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
RÖPORTAJ
E
RO-FDI Seçilmifl Baflkan› Dr. Gerhard Konrad Seeberger 30 Aral›k 2009 tarihinde Odam›z› ziyaret etti. FDI- Dünya Diflhekimleri Birli¤i Avrupa E¤itim Programlar› Müdürü ve TDB D›fl ‹liflkiler Komitesi Üyesi Dr. Diflhekimi Sarkis Sözkes’in de ifltirak etti¤i ziyarette, diflhekimli¤i mesle¤inin gündeminin ilk s›ralar›nda yer alan konu bafll›klar›ndan oluflan bir söylefli yapt›k. Türkiye’de sa¤l›k alan›nda yaflanan de¤iflimler sonucunda büyük sermaye gruplar› diflhekimli¤i hizmetlerinde yer alma çabalar› içine girdiler. Bu durum muayenehaneleri etkiledi ve flimdi muayenehaneler kapanma tehlikesiyle karfl› karfl›yalar. AB ülkeleri için de ayn› geliflmeler söz konusu mu? Ne yaz›k ki Avrupa’da da geçmiflte benzer ticari trendlerin oldu¤unu ve bugün de devam etti¤ini söylemek zorunday›m. Size geçmifl deneyimlerimizden iki örnek vermek istiyorum. Birincisi ‹spanya’da on y›l önce ortaya at›lan flirketleflme ve ikincisi de Avusturya’da Mac Zahn ad›yla tan›t›lan banka haciziyle sonlanan deneyim. ‹spanya Diflhekimleri Birli¤i iki y›l önce bir rapor yay›nlad›. Bu raporun en dikkat çekici yanlar›ndan biri, ‹spanyol diflhekimlerinin sadece yüzde 10’unun çal›flmakta oldu¤u bu flirketlere dair hasta flikâyetlerinin tüm hasta flikâyetlerinin içinde yüzde 70’i bulmas›yd›. Benim kiflisel önerim bu büyük flirketlerin “alt›n” cazibesi yani p›r›lt›s› konusunda dikkatli olmak; benim düflümcem “bal›k oltaya yakaland›¤›nda biraz daha yüzebilir ama sadece baflkas›n›n çekti¤i do¤rultuda”. Avrupa ülkelerinde diflhekimli¤i hizmetlerinin sunumu hakk›nda bilgi alabilir miyiz? Hastalara diflhekimli¤i hizmetleri hem muayenehane, hem poliklinik hem de hastane olmak üzere üç flekilde sunulmaktad›r. Size ‹talya’dan örnek vereyim. ‹talya’da a¤›z difl sa¤l›¤› hizmetleri hem kamuda hem de özelde veriliyor. Özelde hizmet veren kurulufllar, devletten ald›klar› az kaynakla bunu sürdürmeye çal›fl›yorlar; bu nedenle hastaya k›s›tl›
kaynaklarla verilen bu hizmetlerin kalitesi konusunda ciddi çekinceler mevcut. A¤›z ve difl sa¤l›¤› hizmetlerinde vatandafl›n cebinden ödedi¤i bir ücret var m›? Ne kadar›n› ödüyor? Bu, hastan›n ekonomik gücüyle iliflkili. Neredeyse tüm AB ülkelerinde belli bir ekonomik gelir seviyesinin alt›ndaki bireyler için “sosyal tedavi haklar›” mevcut. Ayn› zamanda, belli bir yafla kadar tüm çocuklar da bu kapsam içerisinde. Size yine ‹talya örne¤ini vereyim. ‹talya’da herkes genel sa¤l›k sistemi için prim ödüyor. Bu primlerin karfl›lad›¤› sigorta kapsam›nda dental tedaviler de mevcut. Ödenen prim bireyin gelirine göre belirleniyor. Geliri olmayanlar veya çok düflük olanlar prim ödemiyor. Geriye kalan bireyler, e¤er kamudan hizmet almak isterse tedaviler için belli bir fark ücreti ödüyor. Ama genelde durumu iyi olan kifliler özel bir sigorta yapt›r›yor. Bu özel sigortalar›n da fiyatlar› kapsamlar›na göre de¤ifliyor. Böyle olunca da birçok birey ihtiyaç duydu¤unda tedavi ücretini direkt ödemeyi tercih ediyor. Diflhekimlerinin yüzde 94‘ü tamamen özel statüde çal›flmakta. Bu üçüncü bir kurumun, yani devletin, sigorta flirketinin veya ticari kuruluflun hasta ve hekim aras›na girmedi¤i anlam›na geliyor. Geri kalan yüzde 6’l›k diflhekimi grubu da kamu klinik ve hastanelerinde çal›fl›yor. Kamuda çal›flan diflhekimlerinin yüzde 8’i devletle yapt›klar› anlaflma çerçevesinde hizmetlerini kendi muayenehanelerinden veriyor. ‹lginç baflka bir nokta var; kamudaki hastanelerde çal›flan hekimlerin yüzde 90’› kamu hizmetinin yüzde 54’ünü yerine getirirken, (devletle özel anlaflma yaparak) özel muayenehanelerinde kamu hizmeti veren yüzde 10’dan az olan hekimlerin yüzde 46 ifl yükünü karfl›l›yor olmas›. Bunun sebebi devlet taraf›ndan verilen ücretlerin hem çok düflük olmas› hem de ilk kay›tta verilen ücretin ilk tedaviyi ödeyip devam›n› ödememesi. Bu da insanlar› zor durumda b›rak›yor ve muayenehanelere yönlendiriyor tabii.
Sa¤l›kta ücretler ne olursa olsun tüm Avrupa ülkelerinde söylem “sa¤l›k her vatandafl için temel hakt›r” olmal›d›r, aksi durumda sosyal devlet anlay›fl›m›z yara alacakt›r.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 85
RÖPORTAJ
ERO’nun bu konuda bir çal›flmas› var m›? ERO’nun farkl› sa¤l›k projeleri mevcut. En önemlilerinden biri ERO, FDI ve Frans›z Kanser Araflt›rma Enstitüsü ile yap›lan 1. Avrupa Oral Kanser Çal›flmas›’yd›. ERO web sitesinden (www.erodental.org) konferans konsensus bildirgesine ulafl›labilir. Bu sene Erivan’da gerçeklefltirilecek olan ERO toplant›s›nda bu konudaki geliflmeler de¤erlendirilip, bir ERO deklerasyonu yay›nlanacak.
Soldan sa¤a: ‹DO Denetleme Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Turhan Atalay, ‹DO Baflkan› Mustafa Dü¤encio¤lu, ERO-FDI Seçilmifl Baflkan› Dr. Gerhard Konrad Seeberger, FDI - Dünya Diflhekimleri Birli¤i Do¤u Avrupa E¤itim Programlar› Müdürü ve TDB D›fl ‹liflkiler Komitesi Üyesi Sarkis Sözkes.
86 dergi
MART-N‹SAN 2010
Türkiye’de sa¤l›k alan›ndaki de¤iflimler diflhekimli¤i hizmetlerine yans›yor ve bu ba¤lamda koruyucu hekimlik hizmetlerinde bir azalma gözleniyor. Ayn› türden bir yans›may› AB ülkeleri için de gözlemliyor musunuz? Koruyucu hekimlik hizmetleri devletlerin denetim ve finansman›nda olmal›. Tabii ki özel muayenehanelerde yap›lan ifllemler de koruyucu tedavileri kaps›yor. Burada toplum kaynaklar›ndan ve koruyucu hizmetlerin finansman›ndan bahsetmek laz›m. Mesela ‹talya’da diflhekimlerinin yüzde 94’ü özel muayenehanelerinde yine koruyucu hekimlik görevlerini yerine getirmekteler. Asl›nda son y›llardaki ekonomik krizlerle birlikte dental tedavilerin pahal› olmas› durumu daha s›k gündeme gelmeye bafllad›. Ancak sa¤l›kta ücretler ne olursa olsun tüm Avrupa ülkelerinde söylem “sa¤l›k her vatandafl için temel hakt›r” olmal›d›r. Aksi durumda sosyal devlet anlay›fl›m›z yara alacakt›r. Bu sosyo-ekonomik problemler devam ederse, biz de mesleki kâr paylar›m›z› afla¤› çekerek halka a¤›z sa¤l›¤› hizmetlerinin ulaflt›r›lmas›n› kolaylaflt›rmal›, kriz durumunda üzerimize düfleni yapmal›y›z.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
AB ülkelerinde diflhekimlerinin co¤rafi da¤›l›m› hakk›nda bilgi verir misiniz? Bu ba¤lamda diflhekimi bafl›na düflen hasta say›s› kaç? Bu istatistikler Avrupa Birli¤i Diflhekimleri Konseyinde mevcut. Tüm Avrupa ülkeleri için üye say›lar› Avrupa Birli¤i taraf›ndan takip edilmekte. Bu konsey taraf›ndan ayn› zamanda ülkelerdeki mesleki profil de takip ediliyor. Farkl› ülkelerde farkl› sorunlar var. Baz› ülkelerde insan kaynaklar› konusunda s›k›nt› yaflan›yor, mesela ‹ngiltere, Hollanda ve Slovakya’da hekim say›s›nda azl›k mevcut. Almanya’da hasta bafl›na hekim oran› 2030 gibi ortalama de¤erlere sahip. ‹talya’da da ayn› flekilde hekim say›s›nda fazlal›k var. Talep ve fiyat aras›nda bilinen gerçe¤i hat›rlayacak olursak, talebin zor karfl›land›¤› ‹ngiltere ve Hollanda’daki meslektafllar›m›z bize göre daha flansl›. Tabii ki bunun tersinin yafland›¤› ülkeler de mevcut. Ülkelerin, geliflmekte olan nüfuslar›yla orant›l› bir flekilde, ak›lc› ve programl› bir iflgücü planlamas› ve diflhekimi say›s› planlamas› yapmas› hem toplumum sa¤l›k hizmetlerine ulaflmas› hem de diflhekimlerinin emeklerinin karfl›l›¤›n› tatmin edici bir flekilde almas› aç›s›ndan önemlidir. Türkiye’de son y›llarda yeni diflhekimli¤i fakülteleri aç›lmas› konusunda bir e¤ilim geliflti. AB ülkelerinde yeni diflhekimli¤i fakülteleri aç›l›yor mu? Bu konuda ERO’nun bir politikas› var m›? ERO’nun bu konuda aç›klanm›fl resmi bir
RÖPORTAJ
konsensus deklarasyonu yok. Ancak biz yeni fakülte açma ihtiyac›n›n diflhekimi az olan ülkeler için söz konusu oldu¤unu biliyoruz. Mesela Finlandiya bu durumda. Turku Üniversitesi kapat›lm›flken bu ihtiyaç do¤rultusunda kap›lar›n› tekrar ö¤rencilere açt›. ‹talya’da üç bakanl›kla diflhekimleri birli¤i temsilcilerinden oluflan bir komitemiz var. Sa¤l›k, e¤itim ve çal›flma bakanl›klar› temsilcileri ve diflhekimli¤i birli¤i temsilcileri, birlikte bu komitede demografik geliflmeleri takip ederek kontenjanlar konusunda önerilerde bulunuyor. Ayr›ca diflhekimli¤i fakülteleri sadece hekim yetifltiren kurumlar de¤il, ayn› zamanda araflt›rma yapan birimlerdir, bu sebeple buralar›n da hekim ihtiyaçlar› göz önünde bulundurulmal›d›r. AB ülkelerinde diflhekimli¤inde uzmanl›k dallar› hangi kriterler ya da ihtiyaçlar göz önünde tutularak belirleniyor? fiu an hangi dallarda uzmanl›k var? Bilgim dâhilinde oldu¤u kadar›yla Avrupa’da farkl› ülkelerde farkl› yap›lar mevcut. Uzmanl›klar konusunda AB içerisinde homojen bir yap› yok. Avusturya gibi baz› ülkelerde hiçbir uzmanl›k dal› tan›mlanmam›flken, ‹talya ve birçok Avrupa Birli¤i ülkesinde ortodonti ve oral cerrahi kabul edilen iki uzmanl›k dal›. Y›llar öncesinde ‹spanyol Diflhekimleri Birli¤i Kongresi’nde konuflmam› yaparken, uzmanl›¤›n meflhur tan›m›n› yapm›flt›m: “Uzman kifli, bildi¤ini deneyimiyle birlefltiren kiflidir.” Herkes bu basit tan›ma güldü. Uzmanl›k konusuna sayg› duyuyorum elbette ve uzmanl›¤› birçok felsefi ve karmafl›k terimle aç›klamak da mümkün ama bunun sadece k⤛t üstünde bir diploma olarak kalmamas› gerekti¤ini düflünüyorum. Uzmanlar›n tedavi yaklafl›mlar›nda diflhekimleriyle iliflkileri ve iletiflimi konular›nda çal›flmalar yap›lmas› gerekiyor. Ama e¤er bu tan›mlama bizde t›ptan transfer edildi¤i flekliyle alg›lanacak olursa, diflhekimli¤inde bu bir pratisyen ve uzman ayr›flmas›n›n bafllang›c› olur ki, politik anlamda diflhekimli¤i mesle¤inde de bu sonun bafllang›c› anlam›na gelir.
AB ülkelerinde, özellikle Almanya’da diflhekimli¤i hizmetlerinin pahal›l›¤›ndan yak›n›l›yor. Hatta pek çok kifli Türkiye’de tedavi oluyor. Bunun nedenini ö¤renebilir miyiz? Bu durumun nereye varaca¤›n› bir ‹ngiliz beyefendisi gibi beklemeyi tercih edece¤im, bir bardak çay koyup bekleyece¤im. San›r›m hepimiz endüstrinin Çin’e koflmas›n› hat›rlar›z. Endüstri liderlerinin dâhice fikri insan ve emek maliyetlerinden tasarruf etmekti. Bugün bu trend tersine döndü, ben bunun benzerinin yak›n gelecekte ülkelerimizde de yaflanaca¤›n› düflünüyorum. ‹talya’da kuzeyde yaflayan birçok kifli yak›n komflu ülkelere , hatta daha uzaklara seyehat ediyordu. Tabii bu, ekonomik tedaviler yapt›rabilmeyi mümkün k›l›yor ve vergi avantajlar› sa¤l›yor. Ama a¤›z sa¤l›¤› alt›n bilezik almaya benzemez. En ucuz yerden almak size fayda sa¤lamaz. A¤›z sa¤l›¤› yaflam boyu devam eden ve hastan›n sosyo-ekonomik, kültürel ve kiflisel karakterleri do¤rultusunda yönlendirilen bir tedavidir ve en do¤ru tedavi her zaman için, bireyi uzun süredir takip eden güvendi¤i hekim taraf›ndan yani kiflisel diflhekimi taraf›ndan verilir. Bu nedenle, ucuzluk peflinde koflman›n do¤ru oldu¤una inanm›yorum. Eklemek ve ‹stanbul’daki diflhekimlerine iletmek iste¤iniz bir mesaj›n›z varm›? Dünyan›n en güzel flehirlerinden biri olan ‹stanbul’da yafl›yorsunuz. Ünlü Alman-‹ngiliz kökenli ekonomist, Lord Ralf Dahrendorf’un 2002 y›l›ndaki deklerasyonunda belirtti¤i gibi, gelece¤in global üç baflkenti NewYork, ‹stanbul ve Moskova. Bu güzel ve güçlü flehirde çal›flan siz meslektafllar›ma üç önemli tavsiyem olacak; ülkenizdeki diflhekimli¤i konular›nda söz sahibi oldu¤unuzu bilin ve bu hakk› kullan›n. Hastalar›n›z ve gelecekteki genç meslektafllar›n›z›n haklar› için sesinizi duyurun. Öncelikle mesle¤inizi ilgilendiren konularda, sonra da politik konularda faaliyet gösterin. I
Uzman tan›mlamas› t›ptan transfer edildi¤i gibi alg›lanacak olursa, diflhekimli¤inde pratisyen ve uzman ayr›flmas›n›n bafllang›c› olur ki, bu politik anlamda diflhekimli¤inde de sonun bafllang›c› anlam›na gelir.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 87
‹NCELEME
Av. Behlül Ablak ‹DO Hukuk Dan›flman› behlul.ablak@mynet.com
‹flçi ve iflveren aç›s›ndan ifl akdinin hakl› nedenle derhal feshi ve hak düflürücü süreler önemli bir konu. Ancak pek ço¤umuz sahip oldu¤umuz haklar konusunda fazla bilgili de¤iliz. Bu yaz›da size referans olabilecek bilgileri bulacaks›n›z ama umar›z kullanmak durumunda kalmazs›n›z!
88 dergi
MART-N‹SAN 2010
Haklar›m›z› ne kadar biliyoruz?
Ö
zel sa¤l›k kurulufllar›nda ücretli olarak çal›flan diflhekimi say›s›ndaki art›flla birlikte, ifl akdinin bozulmas›na iliflkin sorunlar da Odam›za daha s›k yans›maya bafllad›. Ayn› zamanda bu konu, muayenehanesinde yard›mc› personel çal›flt›ran diflhekimlerini de yak›ndan ilgilendiriyor. Kanun, ifl sözleflmesini flu flekilde tan›mlar: "‹fl sözleflmesi, bir taraf›n (iflçi) ba¤›ml› olarak ifl görmeyi, di¤er taraf›n (iflveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluflan sözleflmedir. ‹fl sözleflmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir flekle tabi de¤ildir.” (‹fl Kanunu Madde 8)
‹flverenle çal›flan aras›nda kurulmufl olan bu sözleflmenin sona ermesi çeflitli nedenlere ba¤lan›r. Ancak, k›sa bir dergi yaz›s›nda bunlar›n tamam›n› ele al›p aç›klamak mümkün de¤ildir. Bu yaz›m›zda k›saca, iflçinin ve iflverenin hakl› nedenlerle ifl akdinin fesih sebepleri ve uyulmas› gereken sürelere de¤inmekle yetinece¤iz.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
‹fl Kanunun 24. Maddesine göre, iflçinin hakl› nedenlerle derhal fesih sebepleri flunlard›r: 1-Sa¤l›k Sebepleri: Yap›lan iflin niteli¤inden do¤an bir nedenle bu iflin yap›lmas› iflçinin sa¤l›¤› için tehlikeli olursa veya ifl yerinde iflçinin sürekli olarak yak›ndan görüfltü¤ü baflka bir iflçi ya da iflveren bulafl›c› veya iflçinin yapt›¤› iflle ba¤daflmayan bir hastal›¤a tutulmuflsa sa¤l›k nedeniyle iflçinin ifl akdini fesih hakk› do¤ar. 2-Ahlak veya iyiniyet kurallar›yla ba¤daflmayan haller ve benzer sebepler: ‹flveren, ifl sözleflmesi yap›ld›¤› s›rada bu sözleflmenin esasl› noktalar›ndan biri hakk›nda iflçiyi yan›lt›rsa, iflçinin veya ailesi üyelerinden birinin fleref ve namusuna dokunacak flekilde sözler söyler, davran›fllarda bulunursa, iflçiye cinsel tacizde bulunursa, iflçiye veya ailesi üyelerinden birine karfl› sataflmada bulunur veya gözda¤› verirse, yahut iflçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanu-
‹NCELEME
na karfl› davran›fla özendirir, k›flk›rt›r, sürükler, yahut iflçiye ve ailesi üyelerinden birine karfl› hapsi gerektiren bir suç ifllerse yahut iflçi hakk›nda fleref ve haysiyet k›r›c› as›ls›z a¤›r isnat veya ithamlarda bulunursa, iflçinin di¤er bir iflçi veya üçüncü kifliler taraf›ndan ifl yerinde cinsel tacize u¤ramas› ve bu durumu iflverene bildirmesine ra¤men gerekli önlemler al›nmazsa, iflçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleflme flartlar›na uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse ve benzeri nedenlerle iflçinin fesih hakk› do¤mufl olur. 3-Zorlay›c› Sebepler: ‹flçinin çal›flt›¤› ifl yerinde bir haftadan fazla süreyle iflin durmas›n› gerektirecek zorlay›c› sebeplerin ortaya ç›kmas› da iflçinin hakl› nedenlerle fesih sebebi olarak kabul edilmifltir. ‹fl Kanunun 25. Maddesi’ne göre iflverenin derhal fesih hakk›n› do¤uran sebepler flunlard›r: I- Sa¤l›k sebepleri: ‹flçinin kendi kast›ndan veya derli toplu olmayan yaflay›fl›ndan yahut içkiye düflkünlü¤ünden do¤acak bir hastal›¤a veya sakatl›¤a u¤ramas› ve bu sebeple do¤acak devams›zl›¤›n ard› ard›na üç iflgünü veya bir ayda befl ifl gününden fazla sürmesi durumunda, iflçinin tutuldu¤u hastal›¤›n tedavi edilemeyecek nitelikte oldu¤u ve ifl yerinde çal›flmas›nda sak›nca bulundu¤unun Sa¤l›k Kurulunca saptanmas› halinde iflverenin sa¤l›k sebebiyle ifl akdini derhal fesih hakk› do¤ar. 2- Ahlak ve iyi niyet kurallar›na uymayan haller ve benzerleri: ‹flçinin, ifl sözleflmesi yap›ld›¤› s›rada bu sözleflmenin esasl› noktalar›ndan biri için gerekli vas›flar veya flartlar kendisinde bulunmad›¤› halde bu konuda iflvereni yan›ltmas›, iflveren yahut aile üyelerinden birinin fleref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davran›fllarda bulunmas›, iflveren hakk›nda fleref ve haysiyet k›r›c› as›ls›z ihbar ve isnatlarda bulunmas›, iflverenin baflka bir iflçisine cinsel tacizde bulunmas›, iflçinin ifl-
verene yahut onun aile üyelerinden birine yahut iflverenin baflka bir iflçisine sataflmas›, iflverenin güvenini kötüye kullanmak, h›rs›zl›k yapmak, iflverenin meslek s›rlar›n› ortaya atmak gibi do¤ruluk ve ba¤l›l›¤a uymayan davran›fllarda bulunmas›, iflyerinde, yedi günden fazla hapisle cezaland›r›lan ve cezas› ertelenmeyen bir suç ifllemesi, iflverenden izin almaks›z›n veya hakl› bir sebebe dayanmaks›z›n ard› ard›na iki iflgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki ifl günü, yahut bir ayda üç iflgünü ifline devam etmemesi, yapmakla ödevli bulundu¤u görevler kendisine hat›rlat›ld›¤› halde yapmamakta ›srar etmesi, kendi iste¤i veya savsaklamas› yüzünden iflin güvenli¤ini tehlikeye düflürmesi, ifl yerinin mal› olan veya mal› olmay›p da eli alt›nda bulunan makineleri, tesisat› veya baflka eflya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutar›yla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba u¤ratmas› hallerinde iflverenin derhal fesih hakk› do¤ar. 3- Zorlay›c› sebepler: ‹flçiyi ifl yerinde bir haftadan fazla süreyle çal›flmaktan al›koyan zorlay›c› bir sebebin ortaya ç›kmas› ve iflçinin gözalt›na al›nmas› veya tutuklanmas› durumunda devams›zl›¤›n feshin bildirim süresini aflmas› halleri zorlay›c› sebep olarak kabul edilmifltir. Ahlak ve iyi niyet kurallar›na uymayan hallere dayan›larak yap›lacak fesihte hak düflürücü süreler: Ahlak ve iyi niyet kurallar›na uymayan hallere dayanarak iflçi veya iflveren için tan›nm›fl olan sözleflmeyi derhal fesih hakk›, iki taraftan birinin bu çeflit davran›fllarda bulundu¤unu di¤er taraf›n ö¤rendi¤i günden bafllayarak alt› ifl günü içinde kullan›lmas›n› gerektirmektedir. Bu hak her halde fiilin gerçekleflmesinden itibaren bir y›l içinde kullan›lmal›d›r. Aksi halde ahlak ve iyiniyet kurallar›na ayk›r› davran›fl nedeniyle sözleflmenin feshi geçersiz olacakt›r. Ancak iflçi, olaydan maddi bir ç›kar sa¤lam›flsa bir y›ll›k hak düflürücü süre uygulanmayacakt›r (‹fl Kanunu Madde 26). I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 89
YAKIN PLAN
Türkflan Karatekin
turksan@tetrailetisim.com
‹yi bir postür için egzersiz yap›n
Uzman Fizyoterapist Özge Çak›r, sa¤l›kl› postüre sahip olmak için çocukluktan itibaren spor al›flkanl›¤›n›n kazan›lmas› gerekti¤ini söyledi.
D
iflhekimlerinin meslek hastal›klar› içinde postür (durufl) bozuklular› hemen ilk s›rada yer al›r. Sürekli ayn› pozisyonda durmaya ba¤l› olarak geliflen bu rahats›zl›klardan kurtulmak için fizyoterapistler taraf›ndan kifliye özel haz›rlanan egzersiz programlar›n› ömür boyu sürdürmek gerekir. Unutmamal›d›r ki biri için planlanan egzersizler bir baflkas› için geriye dönüflü olmayan rahats›zl›klara neden olabilir. Bu yüzden diflhekimleri mesleklerini uzun süre sa¤l›kl› biçimde devam ettirmek istiyorlarsa fizyoterapistlerce belirle90 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
nen egzersizlere harfiyen uymal›d›r. Uzman fizyoterapist Özge Çak›r ile bir söylefli yapt›k. Özge Çak›r, postüre dair merak etti¤imiz tüm sorular› yan›tlamakla kalmad›, basit birkaç egzersiz de gösterdi. Ancak onun da ›srarla vurgulad›¤› gibi, her zaman tercih edilmesi gereken, kifliye özel egzersiz programlar› olmal›d›r. Anne-babalar çocu¤un do¤ru bir postüre sahip olmas› için nelere dikkat etmeliler? Do¤du¤umuzda omurgam›z C harfi fleklindedir, zamanla e¤riler oluflmaya bafllar.
YAKIN PLAN
Bafl›m›z› tutmaya ya da ilk yürüme gayretleri bafllad›¤›nda omurga da flekillenir. Nörolojik geliflime göre çocu¤un befl-alt› ayl›ktan önce oturtulmamas› gerekir. Do¤ru postürel geliflim için üç-dört yafl›ndan itibaren de spora yöneltmek idealdir. Spor, fiziksel geliflimin yan› s›ra zihinsel geliflimi de destekler. Beynin en h›zl› geliflti¤i dönem bu yafllard›r. Spor sayesinde çocu¤unuzun kas iskelet sisteminin dengeli olgunlaflmas›n› sa¤lam›fl olursunuz. Ayr›ca gözlem de önemlidir; çocu¤un s›rada oturufl, evde ders çal›flma, yatakta yatma ve uyku biçimlerini de iyi izlemek gerekir. Özellikle ö¤rencilikte fark›nda olmadan oluflturdu¤umuz oturma biçimleri bir süre sonra vazgeçilmez olabilir. Bu da ilerde kas-iskelet sisteminde sorunlar yarat›r. Oysa tüm amaç omurgay› düzgün tutmak olmal›d›r. Bu yüzden, ders çal›flma s›ras›nda molalar›n verilmesi, oturma pozisyonunun de¤ifltirilmesi gereklidir. Uzun süre ayn› pozisyonda oturmak hem omurlar aras›ndaki yast›kç›klara binen yükü art›r›r, hem de kaslar›n çekifl aç›lar›n› etkiler. Sürekli kas›lan kaslar k›sal›r ve biçimlerini de¤ifltirirken aksi yöndeki kaslar uzayarak kuvvet kaybederler; bu da kas iskelet sistemindeki dengeyi etkiler. Postür rahats›zl›klar› nas›l tespit edilir? E¤er do¤ufltan omur e¤rili¤i söz konusuysa çocu¤un periyodik muayenelerinde bu ortaya ç›kar. Oturufl ya da yürüyüflte k›sal›klar olabilir, ebeveyn de bu farkl›l›klar› gözlem yoluyla ay›rt edebilir. Buna strüktürel skolyoz-e¤rilik denir. Bir de fonksiyonel skolyoz dedi¤imiz, birço¤umuzda var olan ve yanl›fl oturma al›flkanl›¤› gibi kötü kullan›m sonucunda oluflan e¤rilikler vard›r. Üniversite ö¤rencisi bir hastam yürürken bacaklar›n›n aras›nda boy fark› hissetti¤ini söylemiflti. Ölçtük ve doktorla beraber radyolojik olarak inceledi¤imizde, gerçekten de omurgas›ndaki e¤rilik sebebiyle bacaklar› aras›nda farkl›l›k oldu¤unu tespit ettik. Bunun sebebi bir baca¤a a¤›rl›k vererek oturma ya da sa¤sol el kullan›m› gibi yanl›fl postüral al›flkanl›klar olabilir.
Uzman Fizyoterapist Özge Çak›r
Özellikle ilkö¤retim ö¤rencileri s›rtlar›nda kendilerinden büyük çantalar tafl›yorlar. Bunlara iliflkin önerileriniz nelerdir? Çocuklar›n çantalar› mutlaka s›rt destekli olmal›. Çantan›n omurgaya tam uyum sa¤layacak bir oyuntusunun olmas› önemli, ayr›ca çanta mutlaka iki kola birden tak›larak tafl›nmal›. Bu kural, yetiflkinler için de geçerli. ‹ki kola eflit yük da¤›tmam›z gerekiyor. Omuz farklar›n›n oluflmas›n›n nedenlerinden biri bu dengesiz yük tafl›ma durumudur. Çantadaki yük miktar› da önemli; e¤er çocuk çantay› tafl›rken boyun öne do¤ru e¤iliyorsa çantas›nda tafl›mas› gerekenden daha fazla yük var demektir. E¤er çocu¤unuza disiplinli ve programl› olmay› ö¤retirseniz tüm haftan›n ders kitap ve defterlerini tafl›mak yerine her gün gerekenleri tafl›yarak bu yükü azalt›r.
Kifliye özel egzersiz program›n›n çizilmesi ve bunun ömür boyu sürdürülmesi halinde postür rahats›zl›klar›n›n önüne geçmek mümkündür.
Çocuk için çal›flma pozisyonu nas›l olmal›? Çal›flma ortam›n›n düzeni ebeveynlerin dikkat etmesi gereken ilk alan. Çocu¤un kendi boyuna ve kilosuna uygun bir sandalyede oturmas›, otururken de ayaklar›n›n yerle temas halinde olmas› önemli. Sandal‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 91
YAKIN PLAN
Çal›flt›¤›m›z ortamlarda ergonomik düzenlemelere ihtiyac›m›z var.
Otururken gövdeyle kalça, üst bacakla dizler aras›nda 90 derecelik aç›lar oluflturmam›z gerekiyor.
yeyi de¤ifltiremiyorsan›z ayaklar›n›n alt›na bir yükselti koyarak sorunu çözebilirsiniz. Otururken kalçan›n gövdeyle aç›s›n›n ve dizlerin de bacaklarla aç›s›n›n 90 derece olmas› idealdir. Bu kural asl›nda hepimiz için geçerlidir. Kalça gövde aras›ndaki 90 dereceyi sa¤lamak için bel çukurunu tam destekleyecek bir sandalye olmal›. Ayr›ca dirsekler de masayla 90 derecelik aç› yapmal›. Çok e¤ilmemek, bilgisayar ekran›n›n göz hizan›zla ayn› seviyede olmas›, ekran›n üst ve alt s›n›rlar›n› kafay› oynatmadan görebilmek gerekir. Gö¤üs ve omuzlar masayla paralel olmal›d›r. Özellikle sa¤ ve sol el kullan›mlar›nda genellikle bir tarafa do¤ru e¤ilerek yap›lan yazma, çizme, boyama faaliyetleri bir süre sonra postür bozukluklar›na neden olabilir. Yanl›fl oturufl al›flkanl›¤›n›n önüne nas›l geçilebilir? Postür bozukluklar›nda kifli, duruflunun yanl›fl oldu¤unun fark›nda bile de¤ildir. Gözlem bu aç›dan çok önemlidir. Uyar›lar›n›z› yaparsan›z, karfl›n›zdaki durumun fark›na vararak kendini düzeltecek ve bu do¤ru pozisyonu devam ettirmek için çaba harcarken postür düzeltme reaksiyonlar›n› tetikleyen refleks mekanizmalar›n› harekete geçirecektir. Yanl›fl oturdu¤unda sizinle göz
92 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
göze gelmesi oturuflunu de¤ifltirmesine neden olacakt›r. Bu yüzden, gözlem ve ikazdan asla vazgeçilmemelidir. Yapaca¤›n›z gözlem ve ikazlarla bu reaksiyonlar›n do¤ru flekilde yerleflmesini sa¤lars›n›z. Diflhekimlerinde tespit etti¤iniz kronik postür bozukluklar› nelerdir? Hastan›n a¤z›n› görebilmek için hekimin bafl›n› çok büyük aç›da öne e¤mesi ve bafl›n› bir tarafa döndürerek yat›rmas› fleklinde, çok tipik kötü bir postüre s›kl›kla rastl›yoruz. Bafl öne e¤ildi¤inde yerçekimi çizgisinin geçti¤i referans noktalar› de¤iflmektedir ve bu pozisyon uzun süre devam etti¤inde ise ön grup kaslar kuvvetlenip k›salacak, arka grup kaslar uzayarak güç kaybedecektir. Bu süreç devam etti¤inde ise kötü postürün art›k rijitleflmesi kaç›n›lmaz olacakt›r. Boyun için de ayn› durum söz konusu; bafl›m›z› e¤di¤imiz taraftaki kaslar kuvvetlenirken, di¤er yöndeki kaslar uzayarak kuvvet kaybeder, bu da zaman içinde çenenin karfl›dan bak›ld›¤›nda olmas› gereken orta noktadan sapmas›na yol açar. Yanl›fl postür daha kötü ne gibi sonuçlar yaratabilir? Boyun omurgas›nda flekil de¤iflikli¤i ve bel bölgesindeki kaslar aras›ndaki dengesizlik a¤r›y› beraberinde getirecek, bir grup diske binen yük miktar›n›n artmas›na neden olacak, bu da disk hernisi ya da f›t›k gibi daha
YAKIN PLAN
A¤r›s›z tedavi: Mulligan Konsepti Mulligan Konsepti son dönemde fizyoterapi uygulamalar›nda kullan›lan en önemli yöntemdir. Mulligan tedavisi, eklemde hareket k›s›tl›l›¤›n› düzeltmek, a¤r› ve fonksiyonel bozukluklar› gidermek amac›yla uygulanan özel bir manuel terapi yöntemidir. Hareketin yeniden restorasyonu ilkesine dayan›r. Kötü kullan›m ya da yanl›fl pozisyonlama gibi nedenlerle vücudun, omurgan›n ya da kemi¤in normal fleklini ve do¤al çekifl aç›s›n› kaybederek yeni bir pozisyon almas›na ba¤l› oluflan a¤r›l› durumlarda kullan›lan bir tedavi yöntemidir. Kemi¤i yeniden pozisyonlayarak olmas› gereken yerde tutar ve böylece a¤r›y› ortadan kald›r›r. Brain Mulligan adl› dünyaca ünlü Avustralyal› bir fizyoterapistin birçok tedavi protokolünü bir araya getirerek ortaya ç›kard›¤› özel bir tedavi yöntemi olan Mulligan Konsepti 2000’li y›llardan beri uygulan›yor. Mulligan terapi sertifikas›na sahip fizyoterapistler bu tedaviyi uygulayabilir. A, B ve C Sertifikalar› olmak üzere üç aflamal› bir e¤itim program›d›r. Pahal› bir e¤itim oldu¤u ve sadece yurtd›fl›ndan gelen e¤itmenler taraf›ndan verildi¤i için Türkiye’de say›l› Mulligan terapisi uzman› vard›r.
ciddi sorunlara yol açabilecektir. Boyundan sonra omuz ve s›rtta da sorunlar ç›kmaya bafllayacakt›r. Diflhekimi ö¤rencileri üzerinde yap›lan bir araflt›rma, 3. s›n›ftan itibaren boyun, omuz ve s›rt a¤r›lar›n›n bafllad›¤›n› ortaya koymufltur. Omzun sürekli ayn› pozisyonda çal›flmas› omuz, dirsek ve el bile¤i yaralanmalar›yla, afl›r› kullan›m sendromu dedi¤imiz tenisçi dirse¤i gibi yaralanmalara neden olur. Sürekli el bile¤ini kald›r›c› kaslar› zorlayan mesleklerde s›k görülen bir durumdur. Kad›nlarda da t›¤ ifli, sürekli bez s›kmak, el bile¤ini zorlayacak hamur iflleri bu tip rahats›zl›klar yaratabilir. Diflhekimleri kötü postürden korunmak için neler yapmal›? T›pk› çocuklarda oldu¤u gibi hekimlerin de çal›flma ortam›n›n ergonomik koflullar›n› irdelemek gerekiyor. Diflhekimlerinin kulland›¤› ünit ve çal›flma pozisyonlar› burada önem kazan›yor. Hastaya mümkün oldu¤unca yak›n bir pozisyonda ve daha önce söz etti¤imiz oturma kurallar›na uyacak flekilde çal›flmaya özen göstermeliler. Hekim 15 dereceden fazla öne e¤ilmemeli, gözlerinin hastayla olan mesafesinin 30 cm olmas›na dikkat etmeli.
Yapmazlarsa ne olur? Hekimler bu mesle¤i uzun y›llar yapmak istiyorlarsa kendilerini korumal›lar. Ergonomik analizlerin temelinde eklem koruma ve enerji tasarrufu prensipleri vard›r. Eklemlerimizi uzun y›llar rahat kullanabilmek için daha az yormal›y›z. Enerji tasarrufu da molal› çal›flmay› karfl›lar. Hekimler mutlaka randevular aras›nda belli molalar vermeli ya da tüm ifli bir güne y›¤madan taksit taksit yapmal›lar. Bu kural tüm ev han›mlar› için de geçerlidir asl›nda. Ev ifllerinde iflbölümü yaparak bir program dahilinde ilerlemek gerekir. Böylece ayak bile¤i, kalça ve diz eklemleri daha az zorlan›r. Örne¤in, çamafl›r makinesinden y›kanm›fl çamafl›rlar› ç›kar›rken ya da makinaya çamafl›r atarken bir dizimiz yerde, di¤eri k›r›lm›fl bir flekilde makinayla ayn› hizaya gelmeliyiz. E¤er belden e¤ilerek ifllemi yaparsak omurgaya fazla yük bindirmifl oluruz. Yapt›¤›m›z aktiviteye ya da kas gücü uygulayaca¤›m›z nesneye yak›n olmam›z gerekti¤ini unutmamal›y›z. Çal›fl›rken de a¤›rl›k tafl›rken de kural budur. Yüke çok uzak kal›rsan›z kuvvet kolu çok uzar, bu da omurgaya binen yükü artt›r›r. Yükü kendinize yak›n çekerek kuvvet kolunu k›salt›r ve kollar›n›z›n a¤›rl›¤›yla yükü kald›r›rsan›z, omurga-
S›rt egzersizlerinde gö¤üs kafesini d›flar›ya ç›kartarak yap›lan esnetme hareketini kolayl›kla yapabiliriz. Bu duruflta on saniye kadar durup, üç kez tekrarlamak gerekiyor.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 93
YAKIN PLAN
DO⁄RU
Terrabant hareketleri Terrabant›n, sar›, k›rm›z›, yeflil, mavi, gri ve siyah olmak üzere çeflitleri vard›r. Kiflinin kas kuvvet derecesine göre hangisini kullanaca¤› belirlenir. Gri ve siyah daha çok sporcular›n kulland›¤›d›r. Bafllang›ç için kullan›lacak olan k›rm›z› ya da yeflildir. Daha iyi kas kuvveti için mavi ya da lacivert kullanmak mümkündür. Sar›, sinirsel problemleri olan zay›f kaslar›n çal›flt›r›lmas›nda kullan›l›r. Kürek kemi¤inin üst, orta ve alt aç›s›ndaki kaslar› çal›flt›racak terrabant egzersizlerinden örnek kareler.
YANLIfi
ya yük minimal düzeyde biner. Bu da omurga sa¤l›¤›n› koruma aç›s›ndan çok önemlidir. Özetle, omurgaya mümkün oldu¤unca az ya da dengeli yük bindirerek hayat›m›z› sürdürmemiz gerekir.
Otururken yapabilece¤imiz egzersizlerden biri.
94 dergi
MART-N‹SAN 2010
Postür rahats›zl›klar› aç›s›ndan diflhekimleri kadar sorun yaflayan baflka hangi meslek gruplar› var? Masa bafl›nda statik pozisyonda çal›flan tüm meslekler, örne¤in bilgisayar mühendisleri, bankac›lar s›kl›kla boyun ve s›rt flikayetleriyle bize baflvururlar. Ö¤retmenlerde ise fazla ayakta kalmaya ba¤l› olarak birtak›m rahats›zl›klar görülür. Bu durumda fizyoterapistlerin çal›flma alan› gerçekten çok fazla gibi duruyor. Evet, hem koruyucu tedavi anlam›nda hem de tedavi sonras› süreçlerde fizyoterapistlere çok ifl düflüyor. Yo¤un bak›mda hastan›n fizyoterapi program›yla en erken dönemde uyanmas›n› ve
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
en az kay›pla kas iskelet sisteminin h›zla iyileflmesini sa¤l›yoruz. Örne¤in beyin kanamas› geçirmifl hastay› en erken flekilde aya¤a kald›r›p yürütmek için fizyoterapiye ihtiyaç vard›r. Sosyal adaptasyonun sa¤lanmas›nda da fizyoterapistlere gereksinim duyulur. Kad›nlar için do¤ru postür ad›na temel prensipler neler olmal›d›r? Kad›n vücudunun do¤ufltan zaaflar› nelerdir? Hormonlar, kas iskelet sistemi ve kas kuvveti aç›s›ndan kad›n ve erkek vücudu aras›nda farkl›l›klar var. Erkekteki kas lifi, tipi ve say›s›yla kad›ndaki farkl› oldu¤undan yaralanmalar da farkl› flekilde ortaya ç›kar. Kad›nlar› da çal›flan ve ev han›mlar› olmak üzere iki gruba ay›rmak gerekir. Ev han›mlar› bütün gün aktif olduklar›n› düflünerek spor yapmay› ihmal edebilir. Ancak sporun günlük yaflam performans›n› artt›rd›¤› unu-
YAKIN PLAN
tulmamal›d›r. Omurgam›z› korumak istiyorsak mutlaka spor yapmal›y›z. Do¤ru postür için yap›lacak egzersizler kilo ve selülit sorunu yaflayanlara da yan›t veriyor mu? Burada önemli olan do¤ru beslenme al›flkanl›klar›n› kazanmakt›r. Yeme miktarlar›, al›nan kalori bunlar birbiriyle alakal› konulard›r. Girdi ne kadarsa ç›kt› da o kadar olmal›. Her fleyde oldu¤u gibi bunda da bir denge göz önünde tutulmal›d›r. Egzersizlerin elbette olumlu etkisi olacakt›r ama egzersiz yap›yorum diye de yemekte afl›r›ya kaçmamak gerekir. Egzersizler ne s›kl›kta yap›lmal›? Egzersiz program› çok uzun olmamal›d›r. Sabah yataktan kalkmadan önce 15–20 dakika, sizin için düzenlenmifl egzersizleri yaparsan›z güne zinde bafllam›fl olursunuz. Basitçe, ayak bile¤i, diz ve kalçay› çal›flt›racak hareketler yeterli olacakt›r. Akflam yatmadan önce de yine bir 15 dakika ay›rmak yeterlidir. Haftada üç gün orta tempoda aç›k havada yap›lacak yürüyüflleri de buna eklemekte fayda vard›r. Yürüyüfl kalp damar sistemi için de çok faydal› bir spordur. Oksijenlenme vücudun, dolay›s›yla kaslar›n dengeli çal›flmas›nda önemli bir faktördür. Havan›n kötü oldu¤u zamanlarda yürüyüfl için evdeki koflu band›nda 20–30 dakika orta tempoda yürüyüfl yap›labilir. E¤er egzersiz yaparken a¤r› olufluyorsa yanl›fl egzersiz yap›yorsunuz demektir. Egzersiz ne zaman fayda gösteriyor? Yap›lan araflt›rmalar bir kasa yönelik düzenli yap›lan egzersizin 4–6 hafta içinde etkisini gösterdi¤i, kas›n kitlesinde artma ve kuvvetlenme sa¤lad›¤›n› ortaya koymufltur. Egzersizden fayda sa¤lamak için en az bir ay yapmak gerekir. Fizyoterapide kullan›lan ajanlardan da söz eder misiniz? Bunlar› fizik tedavi ve rehabilitasyon olmak
Duvara yaslanma hareketleri Kürek kemi¤inin di¤er kemiklerden farkl› bir duruflu var. Kürek kemi¤i, gö¤üs kafesi üzerinde iç bölgesindeki kas›n oluflturdu¤u negatif bas›nçla havada as›l› bir flekilde durmaktad›r. O yüzden kürek kemi¤inin içinden bafllay›p, kaburgalar›n d›fl aç›lar›na yap›flan kas›n kuvvetli olmas› gerekir. Kuvvetli olmazsa, kürek kemi¤inin iç kenarlar›n›n d›flar›ya do¤ru kanatlaflt›¤›n› görürüz. Bu da omuz ekleminin düzgün çal›flmas›n› önler. ‹flte o kas› kuvvetlendirmeye yönelik egzersizleri duvardan yararlanarak yapabiliriz.
üzere ikiye ay›rmak gerekir. Rehabilitasyon egzersiz ve koruyucu önlemleri içerir. Yaflam›n yeniden düzenlenmesini ve sosyal adaptasyonu kapsar. Fizik tedavi ise konunun medikal boyutunu oluflturur. Elektriksel uygulamalar, a¤r›y› geçirmek amaçl› kullan›lan TENS ya da ‘hot pack’ gibi ajanlar fiziksel ajanlard›r. Thera-band, egzersiz tedavisinin bir parças›d›r. Diflhekimlerine verdi¤im seminerde söz etti¤im iki tedavi uygulamas› Kinesotape ve Mulligan tedavi de bu bafll›kta yer al›r. Kinesotape özel bir bantlama tekni¤i, destekleyici bir tedavidir. Band›n a¤r›y› azaltan ve kas›n çal›flmas›na yard›mc› olan özel bir yap›s› vard›r. Ödemi ve spazm dedi¤imiz kas içindeki gerginli¤i azalt›r. Suya dayan›kl› oldu¤u için üç-dört gün kalabilir. Ama bu bant ancak uygulama sertifikas›na sahip uzmanlarca uygulanabilir.I
Omurgaya mümkün oldu¤unca az ya da dengeli yük bindirerek hayat›m›z› sürdürmemiz gerekir.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 95
S‹V‹L TOPLUM
Darüflflafaka e¤itimin öncüsü
Diflhekimi P›nar Delen Sat›o¤lu pinarsatioglu@yahoo.com
Türkiye'nin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Darüflflafaka, babas›n› kaybetmifl, maddi olanaklar› yetersiz olan çocuklara 1863 y›l›ndan bu yana kaliteli bir e¤itim f›rsat› sunarak onlar›n yaflam›n› de¤ifltiriyor.
K
uruldu¤u günden bugüne pek çok kifli ve kuruluflun verdi¤i desteklerle varl›¤›n› sürdüren Darüflflafaka Cemiyeti, elde etti¤i gelirle her y›l 800'ü aflk›n ö¤rencinin tam burslu ve yat›l› e¤itimini karfl›l›yor. Darüflflafaka, bugüne kadar 7000'den fazla çocu¤un ilkö¤retim dördüncü s›n›ftan liseyi bitirinceye kadar Darüflflafaka E¤itim Kurumlar›'nda e¤itim gör96 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
mesini, üniversiteye giderek oradaki e¤itimlerinde de burs almalar›n› sa¤l›yor. Bir buçuk as›rd›r varl›¤›n› sürdüren kurum, tarihi boyunca, ülkenin gelifliminin bireylerin geliflmesine paralel olaca¤›n› özümseyerek, "E¤itimle De¤iflen Yaflamlar" misyonunu benimsiyor. Ülkemizin dört bir yan›ndan Darüflflafaka'ya gelen çocuklar bir yandan yabanc› dil a¤›rl›kl›, kaliteli bir e¤itim süre-
S‹V‹L TOPLUM
cinden geçerken bir yandan da sosyal alanda çok çeflitli faaliyetlerde bulunarak ça¤›m›z›n gerektirdi¤i tüm donan›m› kazan›yorlar. Darüflflafaka, üstlendi¤i misyonla, babalar›n› kaybetmifl ve olanaklar› yetersiz çocuklar› gelece¤e haz›rl›yor ve onlar›n birer ayd›n olarak yetiflmelerini sa¤l›yor. Kuruluflundan bu yana verdi¤i e¤itimle ülkemize pek çok önemli insan kazand›ran, ilk günden beri gücünü toplumdan alan Darüflflafaka, ‘e¤itimle de¤iflen yaflamlar’ misyonuyla yapt›¤› çal›flmalar› destek veren tüm kifli ve kurulufllardan ald›¤› güçle sürdürüyor.
Zaman tüneli E¤itim alan›ndaki ilk sivil toplum hareketi say›lan Darüflflafaka Cemiyeti, halk çocuklar›n›n e¤itim ve ö¤retimine yard›mc› olmak üzere 30 Mart 1863'te Cemiyet-i Tedrisiyei ‹slamiyye ad›yla kuruldu. Cemiyet kuruluflundan bu yana çal›flmalar›yla sivil örgütlenmenin özgün bir örne¤ini oluflturdu. Osmanl› döneminde çok önemli bir yere sahip olan Türk esnaflar›n›n bat›l› anlamdaki e¤itimden yoksun kalmas›, halktan e¤itimli kimseleri böyle bir hareketi bafllatmaya sevk etti. Yusuf Ziya Pafla önderli¤inde Gazi Ahmed Muhtar Pafla, Vidinli Tevfik Pafla, Sak›zl› Ahmed Esad Pafla ve Ali Nâki Efendi tara-
f›ndan kurulan cemiyet, Kapal›çarfl›'daki esnaf gençlerin ç›rak e¤itimine kaynak sa¤lamak amac›yla kuruldu. Zaman içerisinde ça¤›n gereksinimine ba¤l› olarak e¤itim içeriklerini gelifltiren cemiyet 1873 y›l›ndan bu yana Darüflflafaka E¤itim Kurumlar›'nda ö¤renim gören ö¤rencilerin tam burslu ve yat›l› e¤itimini karfl›l›yor, her dönem ülkesi için gerekli ve faydal› olan› önemseyerek e¤itime destek sa¤l›yor.
Toplumdan gelen desteklerle kaynak sa¤lan›yor ‹lk gelirini Kapal›çarfl›'da bulunan 105 dükkân›n kiras›n›n ba¤lanmas›yla oluflturan cemiyet, zamanla devletin, yüksek devlet memurlar›n›n, esnaf›n ve halk›n de¤iflik kesimlerinden pek çok vatandafl›n yapt›¤› ba¤›fllarla git gide büyüdü. Cemiyet, e¤itime bafllad›¤› ilk y›llarda e¤itim ve ö¤retim faaliyetlerinin bir parças› olarak, telif ve tercüme yoluyla ders kitaplar›, kaynak ve yard›mc› kitaplar haz›rlad› ve bu kitaplar Darüflflafaka'n›n yan› s›ra pek çok resmi okulda da okutuldu. Bu yolla ayn› zamanda önemli bir gelir kayna¤› sa¤land›.
E¤itimde f›rsat eflitli¤i O dönemde bat›l› anlamda e¤itim veren kurumlar bir elin parma¤›n› geçmeyecek kadar az say›dayd›. Bu kurumlardan biri olan Darüflflafaka'y› di¤erlerinden ay›ran çok önemli bir taraf› vard›. ‹lk günden beri e¤itimde f›rsat eflitli¤ini benimseyerek, benzeri kurumlar›n üst düzey ailelerin çocuklar›n› kabul etmesinin aksine cemiyet, imkân› olmayan çocuklar› gelece¤e kazand›rma misyonuyla hareket etti. Zaman içinde dönemin ihtiyaçlar›na yönelik e¤itim programlar›n›n içeri¤i, cemiyetin mekân› ve ismi yenilense de, misyonundan taviz vermeyerek bugünlere geldi. Darüflflafaka Cemiyeti bini aflk›n üyesiyle birlikte çocuklar›n yaflamlar›n›n de¤iflmesini sa¤l›yor. I
Darüflflafaka, üstlendi¤i misyonla, babalar›n› kaybetmifl ve olanaklar› yetersiz çocuklar› gelece¤e haz›rl›yor ve onlar›n birer ayd›n olarak yetiflmelerini sa¤l›yor.
Ayr›nt›l› bilgi için:
www.darussafaka.org ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 97
GÜNDEM
Dr. Diflhekimi Leman Yakut Alkaner alkanery@gmail.com
Afetlere yeni ve taze bir soluk:
Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) Uçaktan yaral› transferi
Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bünyesinde oluflturulan Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE), baflta deprem olmak üzere olas› afetlerde h›zl› ve güvenli flekilde medikal hizmet sa¤layacak iyi e¤itilmifl bireylerden olufluyor. Bu ekiplere üye olmak için gönüllülük esas al›n›yor. 98 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
GÜNDEM
H
aiti'de 12 Ocak 2010 tarihinde, Richter ölçe¤ine göre 7 büyüklü¤ünde meydana gelen, on binlerce insan›n can kayb›na neden olan deprem tüm dünyada sosyal ve siyasal boyutlar›yla yank› uyand›r›rken, Japonya, fiili ve ard›ndan Pakistan’da fliddetli depremler meydana geldi. Dünya sallan›rken Elaz›¤’da da 6 fliddetinde deprem meydana geldi. Çok say›da vatandafl›m›z›n ölümüne ve yaralanmas›na yol açan deprem, afet öncesi ve sonras› haz›rl›k çal›flmalar›n›n önemini bir kez daha ortaya koydu.
81 ilde 2500 UMKE personeli Afet haz›rl›klar›n›n bir parças› olan arama ve kurtarma ekiplerinin biri de Sa¤l›k Bakanl›¤› bünyesinde oluflturulan Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE). UMKE, 17 A¤ustos 1999 depreminden sonra, baflta deprem olmak üzere, yaflanabilecek olas› afetlerde iyi e¤itilmifl ve ihtiyaca uygun olarak donat›lm›fl gönüllü ekipler arac›l›¤›yla en k›sa sürede enkaza yönelik medikal kurtarma hizmetlerinin sunulmas›, h›zl› ve güvenli flekilde yaral› naklinin sa¤lanmas› yoluyla afetlerde ölüm ve sakatl›klar›n kabul edilebilir s›n›ra çekilmesi amac›yla kuruldu. Bu ekiplere üye olmak için gönüllülük esas al›n›yor. ‹lk olarak 2004 y›l›nda 11 bölgede (‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Adana, Sakarya, Samsun, Van, Diyarbak›r, Afyonkarahisar, Erzurum, Bursa) ve deprem riski yüksek olan Kocaeli, Yalova, Düzce illerinde kurulan UMKE bünyesinde, 81 ilde yaklafl›k 2500 Ulusal Medikal Kurtarma Personeli görev yap›yor.
Sa¤l›k personeline temel UMKE e¤itimi UMKE faaliyetleri ‹stanbul'da da ‹stanbul Sa¤l›k Müdürlü¤ü Afetlerde Sa¤l›k Hizmetleri Birimi bünyesinde yürütülüyor. Birim her sene hastanelerde görev yapan sa¤l›k personeline Temel UMKE E¤itimi veriyor. Bu e¤itimlerde Afet Bilinci, Afet ve Çevre Sa¤l›¤›, Triaj, Temel ve ‹leri Yaflam Deste¤i, Crush Sendromu, Temel Kampç›l›k,
Afet Psikolojisi, Afet ve Ola¤and›fl› Durumlarda Olay Yeri Yönetimi, Hasta/yaral› Sabitleme ve Tafl›ma Teknikleri KBRN vb. dersler veriliyor. Çad›r kurulmas›, jeneratör ve ›fl›k kulesi kullan›m› da uygulamal› olarak gösteriliyor. UMKE'nin her y›l düzenledi¤i k›fl, bahar, yaz e¤itim ve tatbikat kamplar›nda Temel UMKE E¤itimi alm›fl olan personelin göçük ve enkazdan yaral› ç›karma, s›k›flmal› araçtan hasta/yaral› ç›karma - Ked yele¤i uygulama, Temel ve ‹leri Yaflam Deste¤i uygulama konular›nda pratikleri artt›r›l›yor.
2009 TÜYAP Fuar alan›nda aç›lan UMKE stand›
Hastaneler afete haz›rlan›yor UMKE, Temel Umke E¤itimleri'nin yan› s›ra hastanelerin her türlü afet ve ola¤and›fl› duruma karfl› haz›rl›kl› olabilmeleri için 2007 y›l› Aral›k ay›ndan itibaren afetten sorumlu baflhekim yard›mc›lar›na Hastane Afet Plan› E¤itimi (HAP) vermeye bafllad›. 2009 y›l› Haziran ay›nda sona eren bu e¤itimlerden sonra her ay yap›lan de¤erlendirme toplant›lar›nda hastaneler afet planlar›n› sunmaya bafllad›lar. Hastanelerin ekipman bak›m›ndan da olas› afetlere haz›rl›kl› olabilmeleri için UMKE taraf›ndan hastane bahçelerine konulmak üzere birer konteyn›r da¤›t›ld›. Bunlar›n içleri de battaniye, çad›r, jeneratör, omurga tahtas›, medikal çanta vb. ihtiyaç duyulabilecek malzemelerle donat›ld›. 2010 y›l› Ocak ay›ndan itibaren, ‹lçe Sa¤l›k Afet Plan E¤itimleriyle beraber, Sa¤l›k Grup Baflkanl›klar›na da konteyn›r da¤›t›m›na baflland›.
Tatbikat kamplar›nda Temel UMKE e¤itimi alm›fl olan personelin göçük ve enkazdan yaral› ç›karma, s›k›flmal› araçtan hasta/yaral› ç›karma konular›nda pratikleri art›r›l›yor.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 99
GÜNDEM
Sa¤l›k personellerine yönelik Temel UMKE E¤itimi (soldaki resim) ‹stanbul UMKE E¤itim ve Tatbikat Kamp› (sa¤da resim).
MAG (Mahalle Afet Gönüllü E¤itimi) Sa¤l›k Personellerine Yönelik Temel UMKE E¤itimi (soldaki resim) HAP (Hastane Afet Plan›) E¤itimlerinden bir görüntü (sa¤daki resim).
Sivillere de e¤itim f›rsat› Olas› bir afet durumunda sadece sa¤l›k personeli de¤il, sivil vatandafllar›n da haz›rl›kl› olabilmeleri için Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) kapsam›nda hafta sonlar› Afet Bilinci ve Temel Yaflam Deste¤i E¤itimleri veriliyor. Ortaklafla yap›lan kamplarda da tatbikatlarla teorik ve uygulamal› e¤itimler destekleniyor. UMKE, 2008 ve 2009 y›llar›nda 17 Kamu hastanesine Afet Bilinci, Temel ve ‹leri Yaflam Deste¤i, Hasta/Yaral› Sabitleme ve Tafl›ma Teknikleri gibi e¤itimler verdi. Bu e¤itimleri vermeye 2010 y›l›nda devam edecek. Kuruluflundan itibaren UMKE bugüne kadar yurtiçi ve yurtd›fl› birçok afette görev ald›. Bunlar Pakistan Depremi (2005), ‹ran Depremi (2006), Davutpafla Maytap Atölyesi Patlamas› (2007), fiirinevler Bina Çökmesi (2007), Edirne Sel Felaketi (2007), ‹stanbul Sel Felaketi (2009), Atatürk Havaliman› Yaral› Transportu (2009), Haiti Depremi’dir (2010). 100 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Haiti'de meydana gelen ve son y›llarda yaflanan en büyük can kayb›na sebep olan deprem felaketine de Sa¤l›k Bakanl›¤› bünyesinde UMKE ekipleri malzeme ve t›bbi ekipman deste¤iyle gönderilmifl, arama ve kurtarma çal›flmalar›nda yer alarak yaralar› sarmaya bir nebze de olsa katk›da bulunmufltur. Halen Haiti'de bulunan ekipler, gönderilen ikinci bir ekiple desteklenerek, Haiti’de sa¤l›k sistemi tamamen çöktü¤ünden, kurulan sahra hastanesi ve cerrahi hastaneyle hasta ve yaral›lar› tedavi etmektedir. Ayr›ca, afet bölgesinde bulafl›c› hastal›k riskine karfl› halk sa¤l›¤› çal›flmalar› yap›lmakta ve depremzedelere psikolojik destek de verilmektedir. I
Bu yaz› Umke E¤itim Koordinatörü Azime Savafl'tan al›nan bilgiler do¤rultusunda haz›rlanm›flt›r.
Ayr›nt›l› bilgi için:
www.umke.org
K‹TAP
Dan Brown’un Kay›p Sembol’ü
Diflhekimi fieyda Yavuz seyda_ozcelik@hotmail.com
Dünyan›n en çok okunan yazarlar›ndan Dan Brown, geçti¤imiz aylarda Bo¤aziçi Üniversitesi’nin konu¤u olarak ilk kez ülkemize geldi. Ziyareti s›ras›nda s›kl›kla ‹stanbul’a özellikle de Ayasofya’ya hayranl›¤›n› dile getiren Brown son kitab› Kay›p Sembol’le sayfalar›m›za konuk oluyor.
M
asonlu¤un en üst seviyesinde, kendine Mal’akh diyen biri. Kimli¤i gizli. “Bu akflam dönüflümüm tamamlanacak” diyor. Ne kadar güçlü oldu¤unu anlat›yor ve Robert Langdon, Dan Brown’un flifre çözücüsü, her kitaptaki kahraman› Harvardl› simgebilim Profesörü Robert Langdon. Ak›l hocas› Peter Solomon son anda bir not gönderdi¤i için apar topar baflkent Washington DC’ye gitmek zorunda kal›yor. Langdon, uçaktan inip Kongre binas›nda konuflmas›n› yapaca¤› Heykelli Salon’a giriyor. Ancak salonda kimsenin olmad›¤›n› fark ediyor. Karfl›s›nda bir CIA ajan›, bir de, Amerika’n›n kurucusu, mason George Washington’un tasvirinin yer ald›¤› kubbenin aras›na b›rak›lm›fl Solomon’un kesik elini buluyor sadece. Antikça¤larda kullan›lan bu sembolik ça¤r›, daveti alan kifliyi ezoterik bilgeli¤in hüküm sürdü¤ü, çok eskilerde kalm›fl kay›p bir dünyaya sürükleyecektir. Sonu belli olmayan bu mistik daveti arkadafl›n› kurtarmak için kabul eden Langdon, bir anda masonik s›rlar›n, sakl› kalm›fl tarihin ve o güne dek görmedi¤i yerlerin gizli dünyas›nda inan›lmaz bir gerçekle yüzleflmek zorunda kal›r. Dan Brown’un kitaplar›nda hep ilham verici mekânlar ve karikatürize edilmifl kötü
adamlar var. Bunlar›n hepsi birer çizgi roman kliflesi gibi. Zevkle okunmas›n›n nedenlerinden biri de bu; okuyucunun farkl› bir dünya içerisinde gizemle sürükleniyor olmas›.
Kitaplar servet kazand› Dan Brown, ‹ngilizce ö¤retmenli¤inden dünyan›n en çok satan yazarlar› aras›na yükseldi. Brown’un kitaplar› ve telif haklar›ndan yaklafl›k 250-300 milyon dolar aras›nda gelir sa¤lad›¤› tahmin ediliyor. Dan Brown’un ilk kitab› Melekler ve fieytanlar (2000) ise Da Vinci fiifresi parlad›ktan sonra keflfedildi. fiimdiye kadarki sat›fl› 39 milyon. 2009 May›s›nda gösterime giren filmi de 484 milyon dolar gelir elde etti. Kay›p Sembol Türkiye’de 15 Aral›kta Alt›n Kitap’tan sat›fla ç›kar›ld›. Kapakta, ABD Kongresi Capitol Hill üzerine k›rm›z› mumla vurulmufl damga dikkat çekiyor. Daha önce Da Vinci fiifresi ç›kt›ktan sonra Paris, Londra ve New York’ta Dan Brown turlar› bafllam›flt›. Kitab› okuyanlar bu turlara kat›l›p hikâyenin geçti¤i mekânlar› ziyaret ediyorlard›. Bu sefer tur otobüsünü beklemek zorunda de¤ilsiniz, çünkü Dan Brown Kay›p Sembol’de bütün mekanlar›n adresini vermifl. Keyifli okumalar…I
Dan Brown
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 101
SANAT GÜNDEM‹
Diflhekimi Nilgün Onar›c› nonarici@hotmail.com
‹stanbul’da !f zaman›
Kasi Az Gorbehaye Irani Khabar Nadareh Kimsenin ‹ran Kedilerinden Haberi Yok
!f ‹stanbul 9. AFM Uluslararas› Ba¤›ms›z Film Festivali 11-21 fiubat’ta ‹stanbul’dayd›. Kefl!f, Hit Filmler, Yeni Bölüm, Fantastik Filmler, Dünyan›n Çivisi, “Aç›l›m”, Gökkufla¤›, !f Kült, !f K›salar, Nöbetçi Sinema ve Özel Gösterim bölümlerinden oluflan festivalde birbirinden güzel filmler gösterime sunuldu.
!f
son Bron
102 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹stanbul bu y›l bir ilke imza att› ve “!f2: ‹stanbul’dan Naklen” ad›n› tafl›yan bir uygulama bafllatt›. Günümüzün de¤iflen haritalar›na, iklimlerine, ekonomi-teknoloji-iktidar dengelerine dair söylecek sözü olan filmleri ‹stanbul’da gösterildi¤i anda digital ba¤lant› arac›l›¤›yla Çanakkale, Samsun, Batman, Diyarbak›r, Mersin gibi flehirlerde de gösterime sundu. Ayr›ca festivalde yazar ve yönetmenlerle yap›lan “Ekonomi, teknoloji ve iktidar dengeleri üzerinden her gün yeniden yaratt›¤›m›z co¤rafyalar›m›z ve haritalar›m›z” konulu bir söylefli gerçeklefltirildi.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
‘Erkeklik Halleri’ ve ‘Sessiz & ‹syankâr’ !f ‹stanbul takipçilerinin merakla bekledi¤i bölüm ve konusu her sene de¤iflen bölüm olan “Yeni Bölümler”in iki ana konusu vard›: ‘Erkeklik Halleri’ ve ‘Sessiz & ‹syankâr’. “Erkeklik Halleri” bölümünde, ‘erkek “ne” den yap›l›r?” sorusuna yan›t arayan filmler gösterildi: I Bronson isimli film, N. Winding Refn yap›m›. Orta s›n›f ‹ngiliz ailesinden bir çocu¤un Charles Bronson isimli az›l› suçludan etkilenmesi ve onunla özdeflleflmesi anlat›l›yor. I Maymun, Jesper Ganslandt yönetmenli¤inde çekilmifl ve gerilim dozu hayli yüksek bir film.
SANAT GÜNDEM‹
Alle Anderen Herkes Gibi
I Bu bölüme, ülkemiz ad›na “31 ve Moral Bozuklu¤u” ile “Pippa’ya Mektup” adl› filmler kat›ld›. Festivalin “Yeni Bölümler”inin bir di¤er bafll›¤› olan “Sessiz & ‹syankâr” bölümünde s›rad›fl› insanlar›n yaflam›na dair filmler gösterildi ve bu bölüm için bir Budist deyimi uygun görüldü: “Her insana cennetin anahtar› verilir. Ayn› anahtar cehennemin de kap›lar›n› açar.” I Müthifl yönetmen Michel Gondry’nin hayranlar›n›n kaç›rmamas› gereken film “The Thorn In My Heart” yönetmenin kendi halas›n› anlatt›¤› bir belgesel. I “New Muslim Cool” isimli filmde, Amerikal› Hamza Perez uyuflturucu sat›c›s›yken müslüman oluyor ve hip-hop müzi¤ine gönül veriyor. I “Un Prophet” bir hapishane filmi; 19 yafl›ndaki Arap genci Malik, iflledi¤i suç nedeniyle Frans›z hapishanesine girer. Bu filmde karanl›k hapishane hayat› ve Fransa’da d›fllanan Araplar›n hüzünlü öyküsü anlat›l›yor. I Bir dedektif filmi olan “Red Riding” asl›nda bir üçleme; serinin ilk filmi ‘Red Riding: 1974 Yorkshire’da küçük k›zlar›n tecavüz ve iflkenceyle öldürüldü¤ü bir dizi cinayetin izini sürüyor. ‹kinci film olan ‘Red Riding: 80’ müfettifller ve soruflturmalar› anlat›yor. ‘Red Riding: 1983’de olaylar aç›kl›¤a kavufluyor.
Festival filmleri Hit’te Hit Filmler Bölümü’nde Toronto, Cannes, Sundance gibi sayg›n festivallerde büyük
Cold Souls Dondurulmufl Ruhlar
An Education Aflk Dersi
ses getiren filmler gösteriliyor. Bu filmlerden baz›lar›: Dondurulmufl Ruhlar, Vallahi Ben yapmad›m, Her fleyimiz Meydanda, Aflk Dersi, Hizmetçi ve Kimsenin ‹ran Kedilerinden Haberi Yok. Kürt kökenli ‹ranl› yönetmen Bahman Ghobadi’nin ‘Kimsenin ‹ran Kedilerinden Haberi Yok’ isimli filmi izinsiz çekilmifl. Bat›l› müzi¤i seven gençleri, korsan DVD’leri, yeralt› kültürünü anlat›rken resmi otoriteye söyleyeceklerini de aktar›yor. !f ‹stanbul’un “Nöbetçi Sinema” bölümünde hem korku 盤l›¤› at›p hem de kahkahalarla gülmek isteyenler için bir film vard›. Norveç yap›m› bir film olan “Ölümcül Kar” Nazileri, hem de zombi Nazileri ve bir grup genci anlat›yordu. Seneye !f zaman›nda bakal›m neler olacak? I ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 103
SA⁄LIK DÜNYASI
Diflhekimi P›nar Ezerler ‹zar pinarezerler@yahoo.com
SGK ve TEB aras›nda bir ayd›r süren görüflmeler uzlaflmayla sonuçland›. Buna göre eczaneler her y›l oldu¤u gibi TEB taraf›ndan bast›r›lan sözleflmeyi imzalayacaklar.
SGK ile eczac›lar uzlaflt›, ilaç krizi bitti Serbest eczaneler, Türk Eczac›lar› Birli¤i (TEB) ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aras›nda serbest eczanelerden ilaç al›m›nda geçerli olan ve daha önce imzalanan protokol çerçevesinde bu ay itibar›yla sözleflme yenileyecek. Bu çerçevede, eczaneler her y›l oldu¤u gibi TEB taraf›ndan bast›r›lan sözleflmeyi imzalayacak. SGK'n›n TEB'e gönderdi¤i yaz›da, 19 Ocak 2009 tarihinde imzalanan protokole göre, kurumun serbest eczanelerle sözleflme yapmas› gerekti¤i hat›rlat›larak sözleflmelerin bas›m ve da¤›t›m›n›n da yine birlik taraf›ndan yap›laca¤› bildirildi. Sözleflmelerin her y›l flubat ay›nda yenilenmesi gerekti¤i kaydedilen yaz›da, sözleflme yenilenmesine iliflkin ifllemlerin SGK ‹l Müdürlükleri’nce yürütülece¤i belirtildi. TEB'in internet sitesinde de eczanelerle sözleflmelerin yenilenmesine iliflkin yay›m-
lanan duyuruda, bu y›l kurum ile sözleflme yenileyecek eczaneler taraf›ndan uygulanacak indirim oranlar›n›n protokol tarihinden itibaren bir önceki y›l›n sat›fl has›lat› üzeriden uygulanaca¤› bildirildi. Aç›klamaya göre, indirim oranlar› flöyle: 350 bin TL'ye kadar sat›fl has›lat› olan eczaneler taraf›ndan %0, 350 bin - 600 bin TL aras›nda sat›fl has›lat› olan eczaneler taraf›ndan yüzde 1, 600 bin - 900 bin TL aras›nda sat›fl has›lat› olanlar taraf›ndan %1,5, 900 bin TL üzerindeki sat›fl has›lat› olanlar taraf›ndan %2,5. Eczane indirimleri, imalatç› ve ithalatç› indirimi yap›larak depocuya sat›fl fiyat› üzerinden depocu ve eczac› kâr oranlar› uyguland›ktan sonra ulafl›lan fiyattan yap›lacak. Duyuruda, sözleflmelerin 1 Mart'a kadar yenilenmesi gerekti¤i de belirtildi.I Kaynak: NTVMSNBC
Son keflif:
Üç Neandertal difli Günümüzden 100 bin ile 80 bin y›l önce yaflam›fl Neandertallara ait difllere bak›larak bugünkü modern insanla aralar›ndaki benzerlik ve farkl›l›klar hakk›nda yorum yap›labilinecek. 104 dergi
MART-N‹SAN 2010
Polonyal› bilim insanlar› bir ma¤arada üç Neandertal difli bulduklar›n› aç›klad›. Bu keflif, Neandertallerin günümüzün modern insan›na ne kadar benzedikleri sorusuna yan›t bulunmas›n›n yolunu açabilir. Szczecin Üniversitesi arkeloji profesörü olan, projenin bafl araflt›rmac›s› Mikolaj Urbanowski, difllerin Karpat Da¤lar›’n›n kuzeyindeki Stajnia ma¤aras›nda bulundu¤unu söyledi. Profesör Urbanowski, Polonya’da daha önce de Neandertallere ait araçlar
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
bulundu¤unu hat›rlatt›. Fakat bu son keflifle ülkede ilk kez bir Neandertal’in vücuduna ait kal›nt› bulunmufl oldu. Bölgede yap›lan kaz›larda difllerin yan›nda ayr›ca çakmak tafl›ndan yap›lma baz› araçlar ve mamut kemikleri de bulunmufl. Profesör Mikolaj Urbanowski, bulunan difller üzerinde yap›lan analizlerle bu Neandertallerin 100 bin ile 80 bin y›l önce yaflam›fl olduklar›n› tahmin ettiklerini söyledi. I Kaynak: (AP) Radikal
SA⁄LIK DÜNYASI
Hastalar›n bilgilendirilmesi önemli Hastalar›n hastal›klar› hakk›nda bilgilendirilmesi önem tafl›yor. Bu ba¤lamda özellikle hekime önemli görevler düflüyor. Ondokuz May›s Üniversitesi Araflt›rma ve Uygulama Hastanesi'nde ameliyat edilen 306 hastaya, ö¤renim durumu, hastal›¤› ve yap›lan ameliyat türüyle bu hastal›¤› s›ras›nda ayd›nlat›lmalar› ve hastal›klar› hakk›nda bilgi sahibi olup olmad›klar› konusuna yönelik bir araflt›rma gerçeklefltirildi. Araflt›rmayla ilgili bilgi veren OMÜ T›p Fakültesi Halk Sa¤l›¤› Ana Bilim Dal› Baflkan› Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Cihat Dündar hastalar›n yafl›na, e¤itim düzeyine, sa¤l›k anlay›fl›na uygun bir ayd›nlatma yap›lmas› gerekti¤ini belirterek, araflt›rmayla ilgili flu bilgileri verdi: “Hastalar›n hastal›klar› hakk›nda bilgilendirilmesi önem tafl›yor. Yap›lacak tedavi öncesinde hasta, hastal›¤›n›n tan›s› ve tedavisinin nas›l yap›laca¤›, hangi yöntemin uygulanaca¤›, müdahale esnas›nda ve sonras›nda ortaya ç›kmas› olas› komplikasyonlar›n neler olabilece¤i, müdahalenin yarar ve sak›ncalar› konusunda bilgilendirilmelidir. Hasta, sa¤l›kl› karar verebilecek ölçüde ayd›nlat›lmal›d›r.”
Neden ameliyat oluyoruz? Hekimle hasta aras›ndaki bilgisel eflitsizli¤in gereken oranda giderilmesi ve hastan›n düflünüp, karar verip kendisi için uygun gördü¤ü eylemi uygulayabilmesinin gerekli oldu¤unu da vurgulayan Dündar, “T›bbi müdahalelerde hekimin iyilefltirme ödevi ve sorumlulu¤uyla hastan›n kendi varl›¤› ve sa¤l›¤› hakk›nda kendisinin karar verme
hakk› aras›nda hassas bir dengenin kurulmas› zorunludur. Bu ba¤lamda özellikle hekime önemli görevler düflmektedir” dedi. Araflt›rmada, hastalara sorulan sorulardan ilginç sonuçlar topland›¤›n› da anlatan Dündar, hastalar›n yüzde 85'inin ameliyat sonras› kaç gün hastanede kalacaklar›n› bilmedi¤ini, yüzde 83'ünün ameliyat sonras› yaflamlar›nda olabilecek de¤ifliklikler konusunda ve yüzde 75,2'sinin de ameliyat türü ve bölgesi konusunda bilgisi olmad›¤› sonucunun ortaya ç›kt›¤›n› kaydetti.
Bilgi eflitsizli¤i giderilmeli Hekimlerin hastalar›n› ayd›nlatma ifllemini davran›fl modeli haline getirmeleri gerekti¤ini ifade eden Dündar, “Araflt›rmam›za bak›ld›¤›nda hasta-hekim iliflkisinin önemli yasal ve etik unsurlar›ndan birisi olan hastal›klar›n hastalara anlat›lmas› iflleminin halen istenilen seviyeye ulaflmad›¤› görülmektedir” görüflünü bildirdi. Bu ifllemin önümüzdeki y›llarda dünyadaki ve ülkemizdeki insan haklar›n›n geliflimi sürecinde daha da önem kazanaca¤›n› anlatan Dündar, “Hekimlerimizin ayd›nlatma ifllemini davran›fl modeli haline getirmelerinin sa¤lanmas› için e¤itim çal›flmalar› ve denetimin art›r›lmas› gerekmektedir” dedi. Dündar, hekim-hasta aras›ndaki bilgisel eflitsizli¤in gereken oranda giderilmesinin tedavi için önem tafl›d›¤›n› da ifade etti.I Kaynak: AA ‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 105
KISA YOLCULUK
Diflhekimi Nesrin Koçer Ülker
Foto¤raf: Ali Ülker
nesrinkocer@hotmail.com
Kahramanl›k diyar› ÇANAKKALE
Konumu itibariyle pek çok medeniyete ev sahipli¤i yapan bir ilimiz Çanakkale. 18 Mart Çanakkale zaferinin 95. y›ldönümü kutlamalar› öncesinde biz de rotam›z› bu tarihi ve turistik ilimize çevirdik. 106 dergi
MART-N‹SAN 2010
A
sya ve Avrupa'n›n Ege Denizi ile birbirinden ayr›ld›¤› benzersiz co¤rafyada Çanakkale, binlerce y›ll›k tarihi zenginli¤i kültürlerinde bar›nd›rarak efsanelere ve mitolojik hikayelere ev sahipli¤i yapm›fl Türkiye'nin nadide illerinden biridir. Çanakkale Bo¤az›, Avrupa Yakas›’ndaki Gelibolu Yar›madas› ile Asya Yakas›’ndaki daha genifl Biga Yar›madas›n› yeflil koylarla ve billur sar›s› kumsallarla birlefltirir. Do¤al güzellikleri ve tesisleryle ideal bir tatil merkezidir. Turistler bo¤az›n lezzetli bal›¤›n›, yörenin kaliteli flaraplar›n›, otantik ya da modern restoranlar›n servisleri eflli¤inde tadabilir, kentin sahip oldu¤u güzelliklerin keyfini ç›karabilirler. Ayr›ca, güzelli¤e düflkün olanlar Çanakkale'nin mitolojiye göre dünyan›n ilk güzellik yar›flmas›n›n anavatan› oldu¤unu ö¤renmekten mutluluk duyacaklard›r.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
Mitolojilerin befli¤i Çanakkale'nin tarihi yaklafl›k M.Ö. 3000 y›llar›na kadar iner. Pek çok medeniyet bu topraklarda bar›narak izler b›rakm›flt›r. Mitolojiye göre, Kral Athamas'›n çocuklar› Phryxus ve Helle üvey anneleri taraf›ndan evlerinden uzaklaflt›r›l›nca gerçek anneleri Bulut Tanr›ças› Nephele taraf›ndan gönderilen, uçabilen alt›n postlu bir koç üzerine bindirilirler. Prens ve prenses gökyüzünde koçun üzerinde uçarken Prenses Helle suya düfler ve o günden sonra Bo¤az "Hellespont" ad›n› al›r. Asya k›y›s›ndaki Abydos ve Avrupa k›y›s›ndaki Sestus, mitolojinin en hüzünlü aflk›na sahne olmufltur. Leandros, Afrodit'in rahibelerinden Hero'ya afl›k Abydoslu yak›fl›kl› bir gençtir. Her gece Hero'yu görmek için Abydos'tan Sestus'a yüzerek geçer. Bir gece kötü bir f›rt›na bafllar ve Leandros asla
KISA YOLCULUK
Sestus'a ulaflamaz. Hero, onun bo¤uldu¤unu düflünerek büyük bir ac›yla kendisini denize atar.
Dünya arkeoloji literatürünün önemli mekanlar›ndan olan Truva, Neandria, Alexandria-Troas, Assos, Chryse, Dardanos ve Lampsakos Çanakkale ili s›n›rlar›ndad›r. Çanakkale'nin co¤rafik konumundan dolay› tafl›d›¤› stratejik önem bu bölgede konumlanan devletler taraf›ndan oldukça dikkate al›nm›flt›r. M.Ö. 5. yüzy›lda Çanakkale Pers ‹mparatorlu¤u'nun hakimiyeti alt›nda bulunmaktayd›. Pers Kral› Serhas Avrupa'y› fethetmeyi planl›yordu ve 100 bin kiflilik askeri birli¤ini Bo¤az›n en dar noktas›ndan Trakya'ya geçirebilmek için gemilerden köprü yapt›rd›. O zamandan beri Çanakkale, Marmara Denizi’ne ve oradan da Karadeniz'e giriflte oldu¤u gibi Avrupa ve Asya aras›ndaki geçifli de kontrol edecek çok önemli bir geçit olarak kalm›flt›r. Makedonya Kral› Büyük ‹skender M.Ö. 384 y›l›nda Anadolu hakimiyetinin gerçekleflti¤i seferine Bo¤az’› geçerek bafllam›flt›r. Daha sonraki dönemlerde Romal›lar M.Ö. 2. yüzy›ldan M.S. 395 y›l›na kadar ilin yönetimini ellerinde bulundurmufl, Roma egemenli¤ini takiben Bizans ‹mparatorlu¤unun hakimiyeti yaflanm›flt›r. Bizans ‹mparatorlu¤u’ndan sonraki yüzy›llarda bölgede Arap ve Haçl› istilalar› olmufltur. 14. yüzy›lda bir Türk Oyma¤› olan Karasio¤ullar› yöreye gelmifl ve Bal›kesir'i baflkent yapm›fllard›r. 15. yüzy›lda Osmanl› ‹mparatorlu¤unun Padiflah› Fatih Sultan Mehmet, Bo¤az›n her iki kenar›na da kale infla ederek ‘Çanakkale’ flehrini kurmufltur. 1915 y›l›nda Türk Ordusunun komutanlar›ndan Mustafa Kemal, ‹ttifak Devletleri’nin yöreden ç›kmas›na öncülük etmifltir.
Yaflayan an›larla dolu Fatih Sultan Mehmet ‹stanbul'un fethinden (1453) önce 1451 y›l›nda Avrupa taraf›ndaki Kilitbahir ve Asya taraf›ndaki Çimenlik bölgelerine 1200 m. uzunlu¤undaki dar bo¤az-
Foto¤raf: Ali Ülker
Stratejik konumu paha biçilmez
dan geçiflleri kontrol etmek için birer kale infla ettirmiflti. Bugün Çimenlik Kalesi askeri bir müzedir. Müzede I. Dünya Savafl› Çanakkale Muharebesi an›s›na, Bo¤aza savafl s›ras›nda may›n döfleyen Nusret Gemisi'nin bir benzeri yer al›r. Geminin içinde o zamandan kalan gazete haberleri vard›r. Kalenin içi, Atatürk resimlerini ve silahlar› sergileyen 5 m. yükseklikte ve 8 m. genifllikte duvarlarla çevrilmifltir. Kalenin bir köflesinde, Gelibolu'da do¤an, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun kahraman Türk denizcisi Piri Reis'e (1465-1554) ithaf edilmifl bir müze vard›r. Birçok denizci bayra¤›n›n bulundu¤u müzede Piri Reis'in yapt›¤› haritalar› ve yazd›¤› kitaplar› görebilirsiniz. I. Dünya Savafl›ndan kalma gülleler kule duvarlar› aras›na serpifltirilmifltir.
Geleneksel sanat: Seramik Çanakkale'deki Arkeoloji Müzesi’nde bölgenin meflhur seramiklerini görebilirsiniz. Bu eski gelenek hâlâ yaflat›lmakta ve seramikten güzel hat›ral›k eflyalar yap›lmaktad›r. Çanakkale'den ç›kt›¤›n›zda ‹zmir otoban› boyunca mükemmel kumsallar bulunmaktad›r. Dardanos'ta (Çanakkale'ye 10 km) kamp tesislerinden faydalanabilirsiniz. Tarihi mekan›n 5-7 km uza¤›nda, Güzelyal› ve ‹ntepe yer al›r. Burada alt›n rengi kumsallar, kamp alanlar›, moteller, pansiyonlar ve restoranlar bulabilirsiniz. Tesislerin tümü çamlarla kapl› tepelerin karfl›s›nda, eflsiz manzaral› mekanlardad›r. Ça-
Çanakkale'nin turizmine çifte at deste¤i Çanakkale'de Troia antik kentinde yer alan tahta at›n ard›ndan, ‘Troy’ filminde kullan›lan ikinci at›n da Warner Bros flirketiyle yap›lan anlaflma sonucu il merkezine getirilerek kordon boyunda sergilenmeye bafllamas› turizmi canland›rd›.
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 107
KISA YOLCULUK
Foto¤raf: Ali Ülker
Tarih yazd›lar
nakkale'nin yan› s›ra Karabiga, Gelibolu, Bozcaada ve Küçükkuyu'da da marinalar vard›r.
Gelibolu Yar›madas› Tarihi Milli Park› Birinci Dünya Savafl›’nda Gelibolu Yar›madas›’nda hayat›n› kaybeden 500 bin askerin an›s›na, buras› Milli Park haline getirilmifl, flehitlikler, an›tlar, Ar›burnu'nun do¤al güzelli¤i korunmak istenmifl. Park, bozulmam›fl k›y› ormanlar›, yeflil tepelerin ve masmavi denizin huzur verdi¤i atmosferiyle vatanlar›n› korumak için cesurca savafl›p flehit düflen Türk askerleri için ideal bir istirahatgâh. Parkta yapaca¤›n›z tura Eceabat'tan bafllamal›s›n›z. Güneye giderseniz s›ras›yla Kilitbahir, Alç›tepe, Morto koyuna ve buran›n bat›s›ndaki bir tepenin üzerinde 42 m yüksekli¤indeki Çanakkale fiehitler Abidesine ve burada flehit düflen Türk askerleri onuruna yap›lm›fl bir müzeye varabilirsiniz.
Abide karfl›lar her yolcuyu Çanakkale fiehitleri Abidesi, bo¤aza girilince hemen görülebilir. Türk, Frans›z ve ‹ngiliz flehitlikleri, Seddülbahir Kalesi’yle birlikte burada yer al›r. Kuzeye, Alç›tepe'ye geri döndü¤ünüzde Kabatepe'ye do¤ru yar›madan›n kuzeybat› turunu yapm›fl olursunuz. Kabatepe'nin merkezinde Ar›burnu, Conkbay›r› ve Anafartalar muharebeleriyle ilgili bilgi alabilirsiniz. Kanl›s›rt, Conkbay›r› ve Ke108 dergi
MART-N‹SAN 2010
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
18 Mart 1915'de ‹ttifak Devletleri’nin Çanakkale sular›na girifli engellenmifl ve gemilerinden birço¤u Nusret Gemisi’nin sulara döfledi¤i may›nlarla bat›r›lm›fl. ‹ttifak Devletleri bu gerçe¤i gördüklerinde karadan harekatta bulunmay› denemifller, Morto Koyu'nda Frans›z ve ‹ngilizler, Anzak Koyu'nda Avustralya, Yeni Zelanda ile Hint Birlikleri, Kemikli Burnu'nda Kanada Birlikleri harekatta bulunmufllar. Türk ordusu tüm cephelerde savafl› kazanm›fl ve 9 Ocak 1916 tarihinde ‹ttifak Devletleri, Gelibolu yar›madas›ndan tamamen ç›kart›lm›fl. malyeri tepelerine do¤ru devam ederseniz Türk, Avustralyal› ve Yeni Zelandal› askerlerin flehitliklerini görebilirsiniz. Küçükkemikli sahilinin, Anafartalar Ovas›n›n ve Tuz Gölü’nün panoramik manzaralar›n› Conkbay›r›'ndan izleyebilirsiniz. Conkbay›r› Tepesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün çok büyük bir heykeli vard›r. Atatürk, heykelin bulundu¤u yerde gö¤üs cebinde tafl›d›¤› bir cep saati sayesinde ölümden dönmüfltür. Bigal›'da bugün müze olan, Atatürk'ün karargah olarak kulland›¤› evi ziyaret edilebilirsiniz. K›y›da Ar›burnu ve Anafartalar An›tlar› yer al›r. Anzak koyunda bölgenin en dokunakl› flehitliklerinden biri yer al›r. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusunun birleflimiyle oluflan birliklere ‘Anzak’ ad› verilir. "Anzak fiehitli¤i ve bölgenin kalbini çalan Atatürk'ün sözlerinin yaz›ld›¤› Ar›burnu An›t›, hüzünlü ziyaretlere sahne olur ve her y›l 25 Nisan’da Türklerin ve dünyan›n her yerinden gelen ziyaretçilerin kat›l›m›yla ‘Anzak Günü’ kutlan›r. I “........Uzak diyarlardan evlatlar›n› harbe gönderen analar! Göz yafllar›n›z› dindiriniz. Evlatlar›n›z bizim ba¤r›m›zdad›r. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklard›r. Onlar, bu toprakta canlar›n› verdikten sonra art›k Bizim evlatlar›m›z olmufllard›r.” Mustafa Kemal ATATÜRK 1934
DUYURU
Yeflil Reçete
ile verilecek ilaçlar
Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n 29.05.2009 tarih, 2677 say›l› genelgesi do¤rultusunda psikotrop madde ve müstahzarlar› için Yeflil Reçete uygulamas› söz konusudur. Formülü ve kontrole tabi etkili maddesi yönünden afla¤›da isim, farmastötik flekil ve di¤er özellik-
leri belirtilen ilaç “Yeflil Reçete ‹le Verilecek ‹laçlar” kapsam›na al›nm›flt›r.Bu nedenle, yukar›da ad› geçen müstahzarlar›n Yeflil Reçete ile verilmesi, stok ve tüketimlerinin psikotrop defterine ifllenmesi gerekmektedir.
Endikasyon d›fl› ilaç kullan›m› Herhangi bir hastal›¤›n tedavisinde aslolan, güncel tedavi rehberleri do¤rultusunda etkilili¤i ve güvenilirli¤i bilimsel ve yeterli say›da klinik çal›flmalarla kan›tlanm›fl, ilgili endikasyonda standart dozu belirlenerek Sa¤l›k Bakanl›¤›’nca ruhsatland›r›lm›fl ilaçlar kullanmakt›r. Bu kapsam›n d›fl›nda kalan ilaçlarla yap›lmas› zorunlu olan tedaviler için Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n izni gerekmekte olup, bu tür tedaviler için genel esaslar› belirleyen “Endikasyon D›fl› ‹laç Kullan›m› K›lavuzu” yay›mlanm›flt›r. Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan 08. 06. 2009 tarihli ve 2009/36 say›l›
Genelge ile 14.11.2006 tarihli ve 2006/115 say›l› Endikasyon D›fl› ‹laç Kullan›m› Hakk›nda Genelge, 24.07.2007 tarihli ve 2007/63 say›l› Göz Hastal›klar›nda Endikasyon D›fl› ‹laç Kullan›m› Hakk›nda Genelge, 01.05. 2008 tarihli ve 2008/37 say›l› Kemoteröpatik ‹laçlar›n Endikasyon D›fl› Kullan›m› Hakk›nda Genelge yürürlükten kald›r›lm›fl olup, bundan sonraki ifllemler bu genelge ve eki k›lavuz do¤rultusunda yürütülecektir. Konuyla ilgili ayr›nt›l› bilgiye ve Endikasyon D›fl› ‹laç Kullan›m› K›lavuzu’na www.ido.org.tr adresinden ulaflabilirsiniz.
K›rm›z› reçete uygulamas› Bilindi¤i üzere 20. 05.1985 tarih ve 5768 say›l› tamim ile de uyuflturucu madde ve müstahzarlar› için KIRMIZI REÇETE uygulamas›na bafllanm›flt›r. Formülleri ve kontrole tabi madde içermeleri nedeniyle afla¤›da isim, farmasötik flekil ve di¤er özellikleri belirtilen ilaçlar “K›rm›z› Reçete ‹le Verilecek ‹laçlar” kapsam›na al›nm›flt›r. I Söz konusu ilaçlar rapora istinaden psikiyatristler taraf›ndan k›rm›z› reçeteye yaz›lacakt›r.
110 dergi MART-N‹SAN 2010 ‹ S T A N B U L D ‹ fi H E K ‹ M L E R ‹ O D A S I
I Rapor; sadece kamu kurum ve kurulufllar›na ba¤l› hastanelerde kurulan madde ba¤›ml›l›¤› tedavi merkezleri olan yerlerden verilecektir. I Bir k›rm›z› reçeteye yaz›labilecek maksimum doz; Suboxene 2mg/0.5mg 28 dilalt› tablet 6 kutu, Suboxene 8mg/2mg 28 dilalt› tablet 2 kutu olup, k›rm›z› reçete 14 gün önce tekrarlanmayacakt›r. Her k›rm›z› reçeteye; reçeteyi yazan hekim taraf›ndan “yap›lan idrar tahlilinde opiat negatif ç›km›flt›r” ifadesi yer alacakt›r.
DUYURU
Vefat • Meslektafl›m›z Gülten Ayk›n 22 Temmuz 2009 tarihinde, Meslektafl›m›z Gönül Öztürk 22 Aral›k 2009 tarihinde, Meslektafl›m›z Hakk› Halis Hac›emiro¤lu 15 fiubat 2010 tarihinde, Meslektafl›m›z Bilgin Atalar 3 Mart 2010 tarihinde vefat etmifltir. Yak›nlar›n›n ac›lar›n› paylafl›r, baflsa¤l›¤› dileriz.
Sat›l›k veya kiral›k • Tüm aletleriyle birlikte 35 y›ll›k muayenehane kiral›kt›r. Tel: 0 212 575 63 00 GSM: 0 537 496 65 20 • Pendik’te faal durumdaki muayenehane devren sat›l›kt›r. GSM: 0 532 720 21 34 • Baflakflehir’de bulunan muayenehane uygun koflullarla devren sat›l›kt›r. GSM: 0 538 678 80 72 Tel: 0 212 687 90 12 • Abide-i Hürriyet Caddesi, fiiflli adresinde 140 m2’lik komple muayenehane devren kiral›kt›r. Tel: 0 212 241 50 02 GSM: 0 532 272 86 26 • Hiç kullan›lmam›fl ART Elektrosuge (Elektrokoter) sat›l›kt›r. GSM: 0. 533 358 99 02 Tel: 0.212 57 19 10 • Kozyata¤›, Bayar Caddesi’nde tam donan›ml› muayanehane devren sat›l›k veya kiral›kt›r. GSM: 0 532 256 04 54
Sat›l›k muayenehane aletleri • Siemens Sirona unit C8
Tel: 0 212 230 46 35 • Siemens panoromik röntgen cihaz› GSM: 0 532 320 51 97 Tel: 0 212 233 16 43
Müflterek muayenehane • Beylikdüzü’ndeki
muayenehanemi bir diflhekimiyle müflterek paylaflmak istiyorum. Uz. Dr. Ak›n Aydemir GSM: 0 532 367 42 07
Diflhekimi aran›yor • Taksim’de bulunan muayenehaneyi müflterek kullanmak üzere diflhekimi aran›yor. Diflhekimi Songül fienyurt GSM: 0 532 543 40 28 • Yalova'da bulunan a¤›z ve difl sa¤l›¤› poliklini¤ine diflhekimi aran›yor. Tel: 0 226 814 74 02
Hofl geldin bebek • Meslektafl›m›z Hüseyin Uygun ve efli Arzu Uygun’un 22 fiubat 2010 tarihinde ad›n› “Berra Meryem” koyduklar› bir k›z› dünyaya geldi. Kendilerini kutlar, küçük Berra Meryem’e uzun ve sa¤l›kl› bir ömür dileriz.
Aram›za Hofl Geldiniz ‹stanbul Diflhekimleri Odas›’na Mart-Nisan aylar›nda üye olan meslektafllar›m›za “aram›za hofl geldiniz” diyoruz. Gülçin Acun Baflak A¤ca Serdar Algan Mustafa Bilal Alkan Arzu Arzuman Elçin Aslan Emre Eflkalli Hakan Avflar Kader Ayd›n Gökçe Aykol Elif Bozdo¤an Giray Çak›r Hande Çömlekçi Sermin Dicle Ulu¤ Türkan Dönmez Bu¤çe Ebeo¤lu Didem Ekiz Mehmet Ali Elçin Ercan Emren Sevgen Eralp Huzeyfe Yusuf Erdo¤du Çi¤dem Erginöz Zeynep Ergül ‹lsu Eriflir Neslihan Erkol Ayfle Gökben Da¤l› Nezihe P›nar Göko¤lu
Özge Görgün Subafl›lar Firdevs Günay M. Burak Günefl Deniz Ifl›k Emine ‹mamo¤lu Zeynep ‹ris Pala Dilek Kiper Ayflegül Kurban Gökçen Kuruo¤lu Mete Manga Mehrin Naz›m Mehmed Muhammet Midilli ‹smail Ondur Kemal Ömür Zehra Özbek Fatih Özçayan ‹lknur Özenci Nergis Sevinç ‹rem S›rmab›y›ko¤lu Burcu fiahin Gamze fienol Fatma fiimflek Ahmet Tanr›ver Ali Yabul Esra Y›ld›r›m Dilek Yi¤it Mutlu Yücesoy Günefl
‹STANBUL D‹fiHEK‹MLER‹ ODASI
MART-N‹SAN 2010
dergi 111
Panoramikte İlk Tercih
:PaX-Primo
LCD Dokunmatik Panel
E 0 0 le
10 aksit T
10,4” LCD dokunmatik panel ile cihaz hastanın yanından kontrol edilebilir. Hasta pozisyonlandırması ve görüntü modu seçimi bu panelden yapılabilir. Eğer istenirse bu ekran cihazdan ayrılıp bașka bir odadan da kullanılabilir. Intelligent modeli ve AMPT teknolojisi AMPT teknolojisi ile optimal imajı otomatik olarak seçer. Yanlıș pozisyonlandırma ve atipik hasta arkından etkilenmeden optimum görüntü sağlar.
Yanlıș Pozisyonlandırma
AMPT Çözümü
EasyDent 4.0 klinik görüntüleme yazılımı Ağız içi sensör, ağız içi kamera, panoramik, CT ve Twain görüntülerini alır ve gösterir.
Master 3DS
Pax Zenith 3D
“ Detaylı bilgi için sitemizi ziyaret ediniz.”
Pax Uni 3D
Pax 400C
Any Ray
www.digidentall.com
Tarlabașı Cad. No:158/104 Beyoğlu/İstanbul Tel : 0212.292 6979 info@digidentall.com
Ez Sensor