TİMDER Yönetim Kurulu: Ertan Sapankaya, Aydın Eşer, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Bahadır Yıldırım, Cemal Kır, Harudyun Biberyan, Kemal Çelik, M. Ali Yedek, Mehmet Arslan, Süleyman Karahan
Ön Kapak İçi:
Seranova - Umpaş
Arka Kapak:
Seramiksan
Arka Kapak İçi: Fırat Boru 01
Kale
07
VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu
11
Serel
15
Mesa Teknik
17
Damla Banyo
19
Lucco
21
Petek Banyo
23 - 111
EVS Eren Vana
İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Ertan Sapankaya (baskan@timder.org.tr) Ayazağa Yolu, Cendere Cd. No:9 Maslak / İstanbul
26 - 27
EVDEMA
29 - 89
NPlus Banyo
31
Creavit - Çanakcılar
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy / İst.
33
Venezia
35
Formina - Ece Seramik
37
Cresta - Kırali Yapı Ürünleri
Hukuk Danışmanı: Av. Fırat Barış Kavlak (firat@kavlak.av.tr)
39
SRC Yapı
41
Ege Seramik
Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr)
43
Ideal Standard
47
EKPAŞ
53
Aknur Endüstri Malzemeleri
55
Ge-Ti
57
ParexGroup
Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul
59
NG Kütahya Seramik
67
Hitit Seramik
69
UNICERA
Basım Yeri Adresi Telefonu: Matsis Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Tevfikbey Mh. Dr. Ali Demir Cd. No:51 Sefaköy / İstanbul (0212) 624 2111
71
Euroser - Sarıbaşlar Seramik
73
Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları
75
Orka Banyo
77
Betaş Granite Ceramic & Mosaic
81
Pera Seramik
93
Ege Vitrifiye
Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan.
97
Pimtaş
101
Penta
115
Aydoğdular Yapı
İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul T: (0216) 629 0100 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr
117
LÖSEV
119
FYM Bagno
121
Lider - Özlider
127
Bayındır Sağlık Grubu
Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa Mekan: NG Kütahya Seramik Kütahya Showroomu
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Künye
Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi
Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timder.org.tr)
Basım Tarihi: Aralık 2015
Yayın Türü: Yaygın Süreli
Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
2
Yönetimden
04
Duayenlerimiz
78
Söyleşi
82
Ertan Sapankaya TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı
Dipnot
06
Mehmet Arslan TİMDER Dergisi Yazı İşleri Müdürü
Ekonominin Nabzı
08
Prof. Dr. Kerem Alkin Ekonomi Profesörü
TİMDER’den
10
Haberler
28
Ali Ergenç TİMDER Kurucu Üyesi
Üretici
90
86
Üretici
94
Üretici
98
Çetin Erol NPlus Banyo Genel Müdürü
Satış Hattı
102
Hüseyin Salim Işıklı Mesa Teknik Firma Yöneticisi
Taner Tanoğlu SE-TA İklimlendirme Şirket Ortağı
A. Mahmut Uluçay Granitürk Firma Sahibi
Geçerken Uğradık 104
Geçerken Uğradık 106
Geçerken Uğradık 108
Deniz Kaya Kombi Klima Shop Şirket Ortağı
Adnan Bayır Eskihisar İnşaat Malzemeleri İstanbul Bölge Müdürü
Adem Turgut Demirhanlar Seramik Şube Müdürü
Neşe Varlı Çelik Pimtaş İthalat & İhracat Müdürü
Hukuken
112
Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı
İletişimde İletişim Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı
Etkin Yönetim
116
Dr. Atakan Genç Stratejitek Kurumsal Dan. Hizm. Yönetici Ortak
120
Bayi Vizyonu
122
Çetin Cinemre SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı
İş Hukuku
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
İçindekiler
Üretici
Erol Hacıoğlu Graniser Genel Müdürü
118
Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı
Afet Bilinci
124
Aramıza Katılanlar
128
Ürünler
130 3
Ertan Sapankaya
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Yönetimden
İnşaat Malzemeleri Sektöründe 2015 Yılı Değerlendirme ve 2016’ya Bakış Genel olarak baktığımızda tüm sektörler için belirsiz bir yıl olan 2015, zor bir yıl oldu. Yurtiçinde Haziran ve Kasım aylarında yaşadığımız genel seçimler tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat malzemeleri sektöründe de hem yatırımların hem satınalmaların duraklamasına sebep oldu. 2014 yılına göre azalan gayrimenkul satışları da iç piyasada sektörümüzün önüne yine bir engel olarak çıktı. Tüm bunların yanı sıra artan işçilik ve hammadde maliyetleri, kur artışları, üretim maliyetlerin de artmasına sebep oldu. Yurtdışı pazarlarında ise yakın coğrafyamızda yaşanan Suriye, Irak ve son günlerde giderek tırmanan gerilimle Rusya krizi sektörümüzü derinden etkiledi. İnşaat sektörü için potansiyeli her geçen gün artan, ticari ilişkilerin giderek büyüdüğü ve en çok ihracat yapılan 10 ülke arasında yer alan Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi sektörümüz açısından büyük önem arz ediyor. İhracat rakamlarına bakıldığında yılın ilk dokuz ayında inşaat malzemesi sektörü yıllık ihracatı yüzde 14,3 düşerek 18,7 Milyar Dolar’a gerilediği görülüyor. İnşaat malzemesi sektörü yılsonu kapanışının ise 19 Milyar Dolar seviyelerinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Türk müteahhitlerinin yılın ilk dokuz ayında 15,3 Milyar Dolar tutarında 92 proje üstlendiği görülüyor. İnşaat malzemeleri sektörü yılın ilk dokuz ayında yüzde 1,9 küçülürken, ciddi bir düşüşün yaşandığı sektörün 2015 yılını yüzde 1 büyüme ile kapatacağını tahmin ediyoruz. 4
Kayıp yıl tartışmalarına konu olan 2016 yılında, Türkiye ekonomisinde yüzde 3,5’lük bir büyüme beklerken, inşaat sektöründe ise yüzde 2,5 seviyelerinde bir büyümeyi öngörüyoruz. Seçimler sonrası hükümet kurulması ile istikrar konusunda önemli bir adım atılmış, bundan böyle yeni, kapsamlı ve bütünleştirici iç politikaların bir an önce gündeme alınması
“Dünya rekabet merkezi verilerine göre rekabet sıralamasında esas teşkil eden faktörlerin 2/3’ünü ulusal kavramlar, 1/3’ünü ise yönetim uygulamaları, çevre ve sağlıktan oluştuğu dikkate alınmalı.”
noktasına gelinmiştir. Koşulların kırılgan olduğu bir süreçte, kararlı, bağımsız ve itibarlı bir para politikası, sakinleştirici ve güven verici işlevini koruyan bir ekonomi yönetimi piyasalarca bekleniyor. AB standartlarıyla uyum sağlanması hedefleniyor. Halen yürütülmekte olan ve temel yasaların yeniden düzenlenmesine yönelik olan sürecin, katılım müzakereleri süresince devam etmesi önemini koruyor. Geniş bir ticari kültüre sahip ülkemizde artan nüfus, dünyada yaşanan ve ülkeleri derinden sarsan global krizler ve komşu ülkelerdeki iç savaşlar dünya ticaretini önemli ölçüde etkiledi. Bizler için de Jeopolitik risklerin önem kazandığı bu süreçte, milletimize özgü müteşebbis, çalışkan, yaratıcı ve yenilikçi özelliklere sahip iş adamlarımızın değerli katkıları ile uluslararası arenada önemli gelişmelerin sağlanacağından hiç şüphe yok. Ancak sektörlerimizin rekabet gücünün sadece ürettiği ürünün kalitesi ile ölçülmediği gerçeği gözden uzak tutulmalıdır. Dünya rekabet merkezi verilerine göre rekabet sıralamasında esas teşkil eden faktörlerin 2/3’ünü ulusal kavramlar, 1/3’ünü ise yönetim uygulamaları, çevre ve sağlıktan oluştuğu dikkate alınarak yapısal reformların ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bilgi birikimi, müteşebbis iş adamı ve genç nüfusu ile güçlü bir yapıya sahip olan ülkemizde sürdürülebilir başarının güven ve istikrar ortamının devamı ile mümkün olacağını belirtir, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.
Mehmet Arslan
TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr
İş Hayatında Etik
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Dipnot
Etik konusu felsefenin başlangıcından beri en az 2500 yıldır filozoflar tarafından tartışılıyor. Birey ve grupların davranışlarını düzenleyen ilkeler veya standartlar topluluğu olarak nitelendirilen etik, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu öğrenmek ve doğru olanı yapmak olarak adlandırılıyor.
6
İş etiği ise genel olarak işyerinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmek ve doğru olanı yapmak şeklinde ifade ediliyor. Bu doğru olanı yakalamak, davranışlarımızda, kararlarımızda paydaşlarla ilişkilerimizi, ürünlerimiz veya hizmetlerimiz üzerindeki etkilerini dikkate almakla mümkün oluyor. Etik uzmanlarının çoğu evrensel ilkelerin varlığını savunsalar da bazıları doğrunun, kişiden kişiye ve durumdan duruma değiştiğine inanıyor. Nasıl davranmamız gerektiği konusunda ise saygı, dürüstlük, adillik, sorumluluk gibi değerler bize yol gösteriyor. İş hayatının gittikçe karmaşık ve yoğun rekabet yaşanan bir hal alması, firmaların doğru şeyler yapmaları ve bu esnada hem kendilerine hem de diğerlerine zarar vermemek gibi bir sorumluluğa sahip olmaları için, etik bir yönetim anlayışına ihtiyaç doğurdu. Bu ihtiyaca bağlı olarak ortaya çıkan, bir yönetim disiplini olarak gelişen iş etiği, ortaya çıkışını ve gelişimini 1960’lardaki sosyal sorumluluk hareketine borçlu. İş etiği kavramını açıklamak için pek çok tanım yapıldı. Bu tanımlardan bir tanesi; iş etiğinin ahlaki standartları rasyonel bir şekilde değerlendirme ve bu standartları iş ortamlarında uygulama süreci olduğunu söyler. Bir diğer tanıma göre ise; iş etiğinin iş ortamındaki karmaşık ahlaki ikilemleri incelemek ve çözmek için etik prensipleri uygulama disiplini ve sanatı olduğunu dile getirir. Her iki tanımda da vurgulanan aslında çetin
iş hayatının düzgün ilerlemesi için etik kavramı altında harcanan çabadır. 21. yüzyılın başında temel konulardan biri olmaya aday etik ve etik kalitesinin iyileştirilme çabalarında; etik, iş etiği, etik kalitesinin ne olduğu ve etik bir iş ortamı yaratmanın uygulanabilir yöntemleri konusunda esaslı kavramlara ihtiyaç vardır. Dahası etik konusunun amaçlarımıza, stratejilerimize, yetkinliklerimize, kültürümüze, yapıya, günlük faaliyetlerimize nüfuz etmesi için bilinçli ve sistematik bir çaba harcanmalıdır. Bu hareketi başlatma görevi ise yöneticilerimizindir. Etik kurallarının ve tüm diğer kurumsal politikaların çiğnenmesi söz konusu olduğunda ilk önce yargılanan yöneticiler ve firma sahipleridir. Bu nedenle belli bir iş etiğine sahip olan iş adamlarının ve yöneticilerin hem müşterilerine hem de çalışanlarına firmalarında geçerli olan bir iş etiği politikasının olduğunu ve
“Etik kurallarının ve tüm diğer kurumsal politikaların çiğnenmesi söz konusu olduğunda ilk önce yargılanan yöneticiler ve firma sahipleridir.”
uygulandığını anlatmak ve göstermek için çeşitli tedbirler almaları gerekmektedir. Kurumlarda huzurlu ve verimli iş ortamını sağlamanın temel koşullarından biri olan etik ilkelere uyma görevi, ilk başta yöneticilere düşüyor. Her liderin belli başlı etik kurallar söz konusu olduğunda öncelikle kendisinin bir örnek olduğunu çevresine göstermesi gerekiyor. Kimi firmalar iş etiğini uygulama konusunda sektörüne büyük bir örnek oluyor ve iş etiği konusunda yapıcı ilerlemeler gösteriyor. Ayrıca bu tip yöneticiler, gerek çalışanları gerek müşterileri tarafından sorumluluk ve dürüstlük açısından çok farklı bir noktaya yerleştiriliyor. Etik dışı davranışlar ise günümüz iş hayatında gün geçtikçe artarak görülmeye devam ediyor. Dünyanın değişik bölgelerinde yapılan benzer anketlerin sonuçlarına göre, ofis çalışanlarının %46’sı işyerinde her yıl en az bir kere iş etiği kurallarını ihlal ediyorlar. Anket sonuçlarına göre, çalışanların neredeyse yarısının bir ya da birden fazla defa etik dışı hareket ettiği saptanmış durumda… İş etiğinin en çok hangi yollarla bozulduğunu ortaya çıkarmayı amaçlayan bir diğer araştırmadan çıkan sonuç ise, %21’lik bir pay ile en çok ihlal edilen noktanın, masraflardan kısmak için kaliteyi düşürmek olduğu ortaya çıkmıştır. Bir diğer en sık yapılan hareket ise %13 ile ofis içinde özel işler ile uğraşmak veya bir yakının hasta olduğunu mazeret göstererek işe gelmemek bulunmaktadır. Bunları %9 ile müşterileri yanıltıcı bilgi vermek ve %3 ile bir iş arkadaşının fikrini çalmak takip ediyor. Rekabetin sınır tanımaz bir hal aldığı günümüz iş hayatında iş etiğine bağlı yönetici olmak ve bu şekilde kalmak da gün geçtikçe zorlaşıyor.
Prof. Dr. Kerem Alkin Ekonomi Profesörü kerem@alkin.org
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ekonominin Nabzı
“Türkiye, 2016 için, kendini pozitif ayrıştırmalı.”
8
Başlıktaki ifadelerin sahibi, saygın bir ekonomist olan Dr. Murat Üçer. CFA Society İstanbul’un bir organizasyonunda, Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Dr. Murat Üçer ve ben, Bloomberg HT Ekonomi Koordinatörü Gökhan Şen’in moderatörlüğünde, 2016 yılı beklentilerini ele aldık. Entelektüel anlamda hayli zevkli ve derinlikli sohbette, elbette FED’in faiz artış kararını da konuştuk. Murat Üçer’in analizi, 2008 sonbaharında patlak veren son küresel krizle birlikte, FED ve diğer önde gelen merkez bankalarının gerçekleştirdiği parasal genişleme sonucu, gelişmiş ekonomilerden bize doğru ‘itilen’ (push) paranın, FED’in normalleşme adımı ile birlikte, artık ‘itilemeyeceği’. Bu nedenle, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin, bu küresel ölçekte ‘devasal’ likiditenin artık bize doğru ‘itilmeyeceğini’ bilerek, söz konusu küresel likiditeyi ‘çekme’ (pull) adına, strateji oluşturmaları gerekiyor. Başlıkta sözünü ettiğim ‘itme’ ve ‘çekme’ kelimelerinin İngilizcelerini de yukarıdaki paragrafta parantez içinde yazdım. Çünkü, tam Türkçe ifade, bazen İngilizce kelimeyi yansıtamayabiliyor. Sözün özü, artık gelişmekte olan ülkelerin küresel sermaye kaynağına kolayca ve zahmetsizce ulaşabildikleri dönem bitiyor. Türkiye dahil, kendi aralarında doğrudan yabancı yatırımcı çekme mücadelesi içinde olan ülkeler, şimdi portföy yatırımcısı için de, hatta borçlanma için dahi rekabet edecekler. Bu da, Türk ekonomisinin algısını pozitif ayrıştırmamızdan geçiyor. Önümüzdeki dönemde, Türk ekonomisini, hükümet düzeyinde, siyaset düzeyinde ne ölçüde entelek-
tüel ve şeffaf bir duruşla yönettiğimiz konusunda, algımızı güçlendirecek adımlar atmalı, açıklamalarda bulunmalıyız. Bu nedenle, 64. Hükümet’in, küresel ekonominin yeni koşullarına uygun olarak formatlanmış, rotalanmış yapısal reformlarının, mikro ekonomik reformlarının bir an önce ulusal ve uluslararası ekonomi çevreleriyle paylaşmasında sonsuz yarar var.
“Türkiye ‘Üçüz Açığı’ iyi yönetmeli” Bu noktada, Türkiye’nin ‘üçüz açık’ sorununu da iyi yönetilmeli. Bütçe açığı, cari açık ve tasarruf açığının iyileştirilmesi ve kabul edilebilir düzeyde tutulması adına, atılan ve atılacak adımlar konusunda önemli ipuçları ortaya koymamız gerekiyor. Mali disiplin konusunda, son 12-13 yılda, takdir edilen bir performans ortaya koymamıza rağmen, 2016’dan itibaren mali disiplinden ödün verileceğine dair iddia ve endişelerin, ne kadar haksız ve yersiz olduğunu çok net göstermemiz gerekiyor. Eylem Planı’nda hane halkının büyük bir bölümünün yaşam standartlarını iyileştirecek adımların, sadece harcama kalemleri olmaları nedeniyle, bütçe performansını tehdit eden adımlarmış gibi algılanmasına izin vermemeliyiz. Bu nedenle, bütçe açığı ve cari açık açısından, maliye politikasının kamu harcamalarını, Türk ekonomisinin büyüme performansı adına, nasıl bir akıl-
la yönettiğimizi izah ederken, maliye politikasının diğer bacağı olan kamu gelirlerini (vergi, özelleştirme ve vergi dışı normal gelirler) de nasıl sürdürülebilir kıldığımıza dair adımları, açıklamaları güçlendirmeliyiz. Cari açıkta da, petrol başta olmak üzere, küresel emtia fiyatlarındaki gerilemenin Türkiye için ne kadar önemli bir avantaj sağladığını bilmekle birlikte, ihracatımızı güçlü kılacak önlemleri de hızlandırmalıyız. 64. Hükümet’in 10 Aralık’taki Eylem Planı’nda ‘ihracat’ başlığının olmaması beni düşündürdü. Cari açığın iyileşmesi ve 2016-2018 döneminde, cari açığın GSYH’ya oranının yüzde 5’i geçmemesi, sadece küresel emtia fiyatlarındaki gerileme ile sağlayabileceğimiz bir husus değil. Ödemeler Dengesi’nin muhasebe standartlarındaki sorunların giderilmesi, Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfekçi’nin de ifade ettiği gibi, gümrüklerdeki iyileştirmeler ile ihracatın hızlandırılması, ihracatçıya verilen desteklerde, Eximbank’ın sigorta desteğini ve ithalatçı ülke firmalarına desteği geliştirmesi çok önemli. Güney Kore, Japonya gibi ülkelerdeki Eximbank uygulamalarına dikkat etmemiz gerekiyor.
“Tasarruf açığının çözümü ‘Bireysel Emeklilik’”
Ekim ayı sanayi üretim verisi ve beklenenden iyi gelen 3. çeyrek büyümesi, yılın son çeyreğinde de büyüme verisinin beklenenden yüksek çıkabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Yeniden teyit ettiğim Temmuz - Eylül verileri ışığında ve 10 yıldır izlediğim bir iptidai metotla yaptığım hesaplamaya göre, 10 Aralık perşembe günü açıklanan 3. çeyrek GSYH büyümesi için şahsi tahminim yüzde 2,6 ile 2,8 arasındaydı. Bu basit tahmin yöntemiyle, 3. çeyrek büyüme tahminim, en kötü 2,2; en iyi 3,8; yüzde 70 olasılık ile 2,6 ile 2,8 arası olarak şekillenmişti. Açıklanan yüzde 4’lük büyüme en iyi büyüme tahminime yakın çıktı. Bunu yakın zamandaki bir yazımda paylaşmıştım. En iyi tahminime göre, paylaştığım beklentimi 1 puan daha aşağı bir tahmine çektiğim için kızdım. 1 Kasım seçimleri öncesi, AK Parti için yüzde 49’u görüp, bunu açıklayamayan kamuoyu araştırma şirketlerinin durumuna düştük. Tarımda yüzde 5 katma değer artışı beklentimize katılmayanlar vardı. Bizim iyimser gözüken beklentimizi de aşarak, tarım sektörü 3. çeyrekte, 2014’e göre yüzde 11,1’lik bir artış
yakaladı ve yüzde 4 büyüme oranına katkı sağladı. Türk halkının 2014 yılına göre, günlük hayatındaki tüketim harcamalarının da yüksek seyretmesi ve ekonomiyi destekleyen kamu harcamaları ile yüzde 4 yakalanmış gözüküyor. Eğer, Ekim ayı itibariyle yüzde 4,6 artışa işaret eden sanayi üretim verisi, Kasım ve içinde bulunduğumuz aralık ayında da yüksek çıkar ise, 2015 yılının son çeyreğinde de yüzde 3,5 ile 4 civarı bir performans yakalamış bir çeyrek büyüme ile birlikte, yılının bütününde 3,5 ile 3,8 arasında bir büyümeyle 2015 yılını göğüslediğimizi şimdiden düşünebiliriz. Bu arada, 2015 yılı için yüzde 3’ün altında büyüme öngören tüm uluslararası finans kurumları, derecelendirme kuruluşları, hatta IMF dahi, Türk ekonomisinin büyümesi ile ilgili ‘ters köşeye’ yattılar.
“2016 sonu kur tahmini 3,10 TL” 18 Aralık Cuma günü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 100’e yakın ekonomiste sorarak oluşturduğu ve 79 ekonomistin cevapladığı Beklenti Anketi’nin Aralık ayı versiyonunu açıkladı. Son Beklenti Anketi’nde, 2015 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3’ten 3.2’ye yükselmiş. Beklenenden yüksek çıkan 3. Çeyrek büyüme verisi sonrası, bir çok ekonomistin tahmini yüzde 3,4 ile 3,6 arasında yükselmiş iken, TCMB beklenti anketinde tahminler daha kötümser kalmış. 2015 yıl sonu Dolar-TL kur beklentisi ise, bir önceki Kasım anketinde 2.93 TL iken, Aralık ayındaki son ankette 2.94 TL olmuş. Bununla birlikte, İsrail ile anlaşmaya varıldığına dair yeni bir haber ve kalan 10 günde sakin bir ekonomi-politik atmosfer, dolarTL kurunun yılı 2,88 TL düzeyinde bile kapatmasına sebep olabilir. Yine, ekonomistlerin aralık ayı için tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki Kasım ayı anketinde yüzde 0,22 iken, Aralık anketinde yüzde 0,07’ye gerilemiş. Yani, yılın son ayına yönelik enflasyon beklentisi kısmen iyileşmiş.
Buna rağmen, ekonomistlerin 2015 yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 8.53’e yükselmiş gözüküyor, ki Kasım ayı anketinde yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8.36’ydı. Aynı ekonomistlerin 2016 Ocak ayı TÜFE beklentisi ise, Kasım ayı anketinde yüzde 0,89 iken, Aralık ayı anketinde yüzde 0,94’e yükselmiş. Yani, 79 ekonomist, 2016 yılına daha kuvvetli bir enflasyon ile gireceğimizi düşünüyor. Ekonomistlerin 2016 yılı Şubat ayına yönelik TÜFE beklentisi ise yüzde 0,58. Söz konusu 79 ekonomistin 12 ay sonrası, yani bir anlamda 2016 yıl sonu TÜFE beklentisi ise, yüzde 7,42’den yüzde 7,56’ya, 2017 yıl sonu yani 24 ay sonrasına yönelik enflasyon beklentilerinin ortalaması ise yüzde 6,84’ten yüzde 6,86’ya yükselmiş. Yani, TCMB’nin, yüzde 5 enflasyon hedefinin piyasalar ve ekonomistler nezdinde hiç bir kredibilitesi yok. Piyasaların merak ettikleri bir başka husus ise, neredeyse tümünün süresi dolan TCMB üst yönetimine nasıl bir atama yapılacağı. Ekonomistlerin bu yıl sonu için Dolar kuru beklentilerinin ortalaması Kasım anketinde 2,9256 TL düzeyinde şekillenmiş iken, Aralık ayı anketinde 2,9394 TL’ye yükselmiş. 2016 yıl sonu Dolar kuru beklentisi ise 3,0741 TL’den, 3,1044 TL’ye yükselmiş gözüküyor. Yani, 79 ekonomist, gelecek yıl sonu için 3.3 TL’lerden söz etmemekte. Benim kendi Dolar-TL kuru tahminim ise tüm 2016 yılı ortalaması olarak 3,08 TL, yıl sonu için ise 3,16-3,20 TL olarak şekillendi. Bu arada, dayanma mücadelesi veren ihracat, buna karşılık daha hızlı daralan ithalat ile Kasım ayı anketinde 37,4 Milyar Dolar olarak şekillenmiş olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi ise Aralık ayı anketinde 36,3 Milyar Dolar’a kadar gerilemiş. 2016 yılı sonuna yönelik cari açık beklentilerinin ortalaması da 41,1 Milyar Dolar’dan, 39 Milyar Dolar’a gerilemiş. Yani, 79 ekonomist, 2016 yılında da ağır bir cari açık sorunu beklemiyor. Ekonomistler, GSYH büyümesi konusunda daha kötümser kalmışlar. 2015 yıl sonu büyüme tahminini yüzde 3’ten 3,2’ye yükseltmişler. Ben ise 3,4 ile 3,6 arası bir büyüme bekliyorum. 79 ekonomistin 2016 yılı büyüme tahminleri ise yüzde 3,3’den 3,4’e çıkmış.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Türkiye açısından bir diğer kritik konu ‘tasarruf açığı’. Tasarruf açığının azaltılması konusunda, Türkiye’nin elindeki en önemli koz ‘Bireysel Emeklilik Sistemi’. Kamunun sisteme dahil olan tasarruf sahiplerine ‘devlet desteği’ni en az 5 yıl daha sürdürmesi kritik önemde. Bunun yanı sıra, bu sistemde biriken kaynağın büyütülmesi adına, atıl duran ve sadece Türk hazine kağıtlarına yönlendirilen İşsizlik Sigortası Fonu ve kıdem tazminatlarının Bireysel Emeklilik Sistemi’ne devri, sermaye piyasasının derinleşmesi ve bu fonlardaki kaynakların Türk ekonomisinin geleceği adına, kritik önemdeki proje ve alanlarda değerlendirilmesi çok önemli. Türkiye’nin basit anlamda bir ‘tasarruf açığı’ yok; atıl tasarrufların kayıtlı sisteme dahil edilememesinden kaynaklanan bir sorun söz konusu. Bu nedenle, ekonomi yönetimi başta, ‘Türkiye’nin tasarruf açığı’ sorunu var dediğimizde, kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bu hususlara bilhassa dikkat edelim.
Ekonominin Nabzı
“2015‘de büyüme yüzde 3,5-3,8’i yakalayabilir.”
9
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Yönetim Kurulu Wavin Pilsa’yı Ziyaret Etti
10
Nurhan Tanyeli, Baki Kartalkaya, Harudyun Biberyan, Cemal Kır, Kemal Çelik, Orhun Çapanoğlu, Ertan Sapankaya, Burak Karataş, Kemal Yıldırım, Bahadır Yıldırım, Metin Gültekin, Süleyman Karahan
TİMDER Yönetim Kurulu Wavin Pilsa Genel Müdürü Orhun Çapanoğlu’nu İstanbul Ofisinde ziyaret etti. Toplantıya TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyeleri Baki Kartalkaya, Harudyun Biberyan, Cemal Kır, Kemal Çelik, Bahadır Yıldırım, Metin Gültekin, Süleyman Karahan ve Genel Sekreter Nurhan Tanyeli katılım sağladı. TİMDER Yönetim Kurulu Wavin Pilsa Genel Müdürü Orhun Çapanoğlu’na, TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi aktardı. Ayrıca ziyaret esnasında sektördeki gelişmeler, sorunlar, çözüm önerileri ve sektörün kalbinin attığı fuarlardaki son durum hakkında karşılıklı görüşler iletildi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER, “Ayça Akın’la Hadi Cesaret” Söyleşi & İmza Günü Gerçekleştirdi
12
TİMDER, 17 Kasım Salı günü İstanbul Dedeman Otel’de; Hadi Cesaret, Yaşamak Şart ve Mavi Yol adlı kişisel gelişim kitaplarının yazarı ve kişisel gelişim danışmanı Ayça Akın’la, üyelerine özel bir söyleşi gerçekleştirdi. Kişilerin güçlü bireyler olarak daha doyumlu ve yüksek kalitede bir yaşam sürmelerini amaçlayan Motivasyon Atölyesi’nin kurucusu olan Ayça Akın, katılımcılara bir buçuk saat süren keyifli bir söyleşi sundu. Söyleşide, “Kişilik özelliklerim neler? Güçlü yönlerim neler? Neden başka-
TİMDER Başkanı Ertan Sapankaya ve Ayça Akın
TİMDER’den
Ayça Akın söyleşisinde, bu soruların cevaplarını, sahip olunan potansiyeli ve yaşam enerjisini ortaya çıkarıp güçlü bireyler olarak doyumlu ve yüksek kalitede bir yaşama sahip olmak için yol arkadaşlığı yaptı.
Organizasyonun sonunda TİMDER Başkanı Ertan Sapankaya Ayça Akın’a teşekkür plaketini takdim etti Ayça Akın Kimdir? 16 Mayıs 1981’de İstanbul’da doğan Ayça Akın, Kadir Has Üniversitesi Grafik bölümünden teknik bilimler dönem birincisi olarak mezun oldu. 3 yaşında doktor hatası nedeniyle JRA (Juvenil Romatoid Artrit) rahatsızlığına ve sonrasında “engelli” sıfatına sahip olan Akın, 2012 Ocak ayında kendi hayat hikayesini anlattığı “HADİ CESARET” adlı ilk kişisel gelişim kitabını yazdı. Akın, 2013 ocak ayında “YAŞAMAK ŞART” adlı ikinci kişisel gelişim kitabını, 2015 yılında da “MAVİ YOL” adlı üçüncü kişisel gelişim kitabını çıkardı. Ayça Akın, insanların hayata bakışlarını ve hayatlarını değiştirmelerinde ışık olan, büyük cesaret veren yaşam hikayesi ve başarılarıyla Ntv, Fox Tv, Sabah gazetesi, Alem Fm, Trt Fm başta olmak görsel, basılı ve sosyal medya' da bir çok kez yer aldı. Her Çarşamba City’s Nişantaşı’nda “Ayça Akın ile Bireysel Danışmanlık” etkinliği gerçekleştiren Akın, onlinedanisma.com‘un da uzman yaşam koçu heykadin.com.tr köşe yazarı da olan Ayça Akın, aynı zamanda BEDD – Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi ve de sosyal işler sorumlusu. Akın, “Ayça Akın Motivasyon Atölyesi” (motivasyonatolyesi.com)'nin de kurucusudur.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
ları kadar başarılı olamıyorum? Hayatımı nasıl daha keyifli yapabilirim? Daha doyumlu, yüksek kalitede, istediğim gibi bir yaşamı nasıl yaratabilirim?” gibi cevapsız olduğu düşünülen sorular üzerinde duruldu.
13
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Yönetim Kurulu Teka’yı Ziyaret Etti
Nurhan Tanyeli, Kemal Yıldırım, Ertan Sapankaya, Bekire Yöndem, Kemal Çelik ve Süleyman Karahan
TİMDER Yönetim Kurulu Teka’nın Mecidiyeköy’de bulunan Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Bekire Yöndem’i ziyaret etti. Ziyarete; TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Çelik, Süleyman Karahan ve Genel Sekreter Nurhan Tanyeli katıldı.
Bekire Yöndem
TİMDER Yönetim Kurulu tarafından TİMDER Akademi sponsorları arasında yer alan Teka’ya, TİMDER eğitim faaliyetleri ve gelecekte planlanan eğitim projeleri hakkında bilgi verildi. TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgilerin de aktarıldığı toplantıda ayrıca sektördeki gelişmeler, sorunlar, çözüm önerileri ve sektörün kalbinin attığı fuarlar hakkında karşılıklı bilgi akışında bulunuldu. 14
Ataman Erik, Zekeriya As, Kemal Yıldırım, Ertan Sapankaya, Bekire Yöndem, Kemal Çelik ve Süleyman Karahan
TİMDER Yönetimi Borusan Mannesmann Bursa Bölge Müdürlüğü’nü Ziyaret Etti
Sektörün durumu, bölge piyasasındaki son gelişmeler üzerine görüşen heyet, derneklerde gerçekleştirilen son faaliyetler üzerine de değerlendirmelerde bulundu.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Yönetim Kurulu Üyeleri Bahadır Yıldırım, Baki Kartalkaya, TİMDER Hukuk Danışmanı Av. Fırat Barış Kavlak, BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, Yönetim Kurulu Üyesi Taner Tanoğlu BURTİMDER Genel Sekreteri olan Salim Yılmaz’ı Borusan Mannesmann Bursa Bölge Müdürlüğü’nde ziyaret etti.
Salim Yılmaz, Baki Kartalkaya, Y. Aydın Eskibozkurt, Ertan Sapankaya, Bahadır Yıldırım, Av. Fırat Barış Kavlak ve Taner Tanoğlu
16
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
İstanbul Tesisat ve Doğalgaz Odası TİMDER’i Ziyaret Etti
İstanbul Doğalgaz Sıhhi Tesisat Kalorifer Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yaşar Biter ve Songül Karaçekiç, TİMDER Yönetim Kurulu’nu Dernek Merkezi Ataşehir’de ziyaret etti. Toplantıya TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Aydın Eşer, Yönetim Kurulu Üyeleri Cemal Kır ve Baki Kartalkaya katılım sağladı. Ziyaret esnasında sektördeki gelişmeler, sorunlar ve çözüm önerileri üzerine karşılıklı görüşler iletildi.
TİMDER Bursa TV’deydi
Y. Aydın Eskibozkurt, Ertan Sapankaya, Serdar Ömeroğulları ve Bahadır Yıldırım
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Yönetim Kurulu Üyesi Bahadır Yıldırım ve BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt ile birlikte Bursa TV’de Konut Yapı programına konuk oldu. Serdar Ömeroğulları’nın sunduğu program 04 Aralık Cuma günü saat 18:30’da Bursa TV’de yayınlandı.
18
ne
w
TT DIAMONTE
Mükemmel Renkler
+ISQIXVM MPI &YPYħY]SV
111
Parlak Beyaz 101 Parlak Kırmızı 105 Parlak Siyah 108 Mat Beyaz 102 Mat Siyah 109
Mat Antrasit 112
Mat Gri
124
Mat Karamel 126
Mat Moka 127
Parlak Limon 119 Parlak Bej Sarı
122 Mat Fildişi
Parlak Vanilya 115 Parlak Turuncu 118
Mat Nil Yeşili 128
Parlak Fıstık Yeşili
129
Parlak Mavi 130
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Hukuk Danışmanı BURTİMDER Üyelerine Konferans Verdi
20
TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Yönetim Kurulu Üyeleri Bahadır Yıldırım ve Baki Kartalkaya 27 Kasım Cuma günü TİMFED organizasyonunda Bursa Almira Hotel’de gerçekleştirilen “Güncel Ticaret Kanunu ve Yenilenen Uygulamalarının Ticarete Yansıması” konulu konferansa katıldı. TİMDER Hukuk Danışmanı Av. Fırat Barış Kavlak tarafından verilen konferans
BURTİMDER üyelerinin ticaret hukuku hakkında bilgilendirilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Başta BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt, Yönetim Kurulu Üyeleri ve BURTİMDER üyelerinin yoğun ilgi ve katılımıyla gerçekleşen konferans, başarılı ve amacına ulaşan bir etkinlik oldu. BURTİMDER Üyeleri, ticaret hukuku hakkında merak ettikleri tüm konuları Av. Fırat Barış Kavlak’a sorarak bilgi sahibi oldular.
Av. Fırat Barış Kavlak
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Yönetim Kurulu Seranit’i Ziyaret Etti
22
Mehmet Arslan, Bahadır Yıldırım, Süleyman Karahan, Kemal Yıldırım, Ertan Sapankaya, Hamdi Altunalan, Kemal Çelik, Serdar Dönmez ve Nurhan Tanyeli
TİMDER Yönetim Kurulu Seranit’in Mecidiyeköy’de bulunan Genel Müdürlüğü’nde Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan’ı ziyaret etti. Ziyarete; TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Sapankaya, Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez Yönetim Kurulu Üyeleri Kemal Çelik, Süleyman Kara-
han, Bahadır Yıldırım, Mehmet Arslan ve Genel Sekreter Nurhan Tanyeli katıldı. TİMDER Yönetim Kurulu, Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan’a, öncelikle TİMDER’in eğitim faaliyetleri ve gelecekte planlanan eğitim projeleri hakkında bilgi verdi. Sonrasında
Seranit’in sektöre kazandırdığı son dönem yenilikleri hakkında bilgi alan heyet, yeni ürünleri takdirle inceledi. Ayrıca ziyaret esnasında sektördeki gelişmeler, sorunlar, çözüm önerileri ve sektörün kalbinin attığı fuarlardaki son durum hakkında karşılıklı görüşler iletildi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
TİMDER Akademi 2015 Dönemi Eğitimleri Tamamlandı
24
TİMDER’in eğitim misyonu ile 11 yıldır gerçekleştirdiği, TİMDER Akademi 2015 Dönemi eğitimleri tamamlandı. 8 Eylül Salı günü Prof. Dr. Serdar Pirtini’nin verdiği “Yapı Malzemeciliğinde Perakendecilik” eğitimi ile başlayan 2015 dönemi, 17 Kasım Salı günü “Pazarlama ve Satış Okulu Vaka Çalışması ve Sınav” ile sona erdi. Her biri okul konseptinde gerçekleşen eğitimlerin 2015 döneminde; 2 ana konu altında 12 eğitim konusu ve 2 vaka çalışması gerçekleştirildi. “Pazarlama ve Satış Okulu” ve “Kişisel ve Yönetsel Gelişim Okulu” kapsamında gerçekleşen eğitimleri Prof. Dr. Kerem Alkin, Prof. Dr. Serdar Pirtini, Prof. Dr. Burak Arzova, Öğr. Grv. Cemal Bozkurt, Öğr. Grv. Erim Hısım, Öğr. Grv. Almila Dalkılıç, Dr. Zeki Yüksekbilgili, Dr. Atakan Genç, Dr. Gülbeniz Akduman gibi birbirinden değerli akademisyenler verdi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’den
Yaklaşık 250 kişinin katılım sağladığı, İstanbul Gayrettepe Dedeman Oteli’nde gerçekleştirilen eğitimler sonrası yapılan sınavla önceki dönemlerde olduğu gibi, katılımcılara Katılım Sertifikaları verilmekle birlikte dereceye giren katılımcılara Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen Başarı Sertifikaları takdim edilecek. Ayrıca programı derece ile bitiren katılımcılar, TİMDER Özel Ödülü ile ödüllendirilecek.
2015 - 2016 25
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
İstanbul Tesisat ve Doğalgaz Odası Artema’nın Yenilenen Laboratuvarının Açılışına Katıldı
28
Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun markası Artema, Bozüyük üretim tesislerindeki laboratuvarını genişletip yeni cihazlar ekleyerek, standartları zorlamaya devam ediyor. Yenilenen laboratuvarın açılışı nedeniyle, 100 kişinin katıldığı bir tören düzenlendi. Fabrika Müdürü Oktay Pehlevan ve Kalite Güvence Müdürü Ali Yoncacılar’ın yaptığı sunumlarla başlayan törene, Artema bayileri, yetkili servisleri, İstanbul Doğalgaz Sıhhi Tesisat ve Kalorifer Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan yöneticiler katıldı. Konuşmasında, iş sağlığı, güvenliği ve kalite konularına verdikleri önemi vurgulayan Pehlevan, ziyaretçilere yeni laboratuvarı ve üretim tesislerini gezdirdi. Avrupa’nın ilk 10 üreticisi arasında yer alan Artema; laboratuvarına eklenen yeni cihazlarla, armatür, aksesuvar ve gömme rezervuarlarının dayanıklılığını ölçmek için uyguladığı kontrol ve test metodlarını geliştirdi. 45 günde tamamlanan çalışmalarda, 5 mühendis ve 24 teknisyenin yanı sıra 2 üst düzey yönetici görev aldı. Günde ortalama 30-40 parça üzerinde testlerin yapıldığı laboratuvarda, ortalama 90.000 çevrim ömür testi tamamlanıyor. Testlerde kullanılan suyun geridönüşümü sağlanarak, çevreci bir yaklaşım sergileniyor. Her gün müşterilere sevk edilmeyi bekleyen ortalama 56 parti ürün için, örnekleme seri üretim kontrolü yapılıyor ve sevkiyat onaylanıyor.
23-27 Şubat 2016 SALON: 12 STAND: 1214
Baymak, BES Projesiyle Hedefini Aştı Isıtma ve soğutma sektörünün öncü şirketlerinden Baymak, nisan ayı başında başlattığı, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) projesinde yılsonu hedefini şimdiden aşarak büyük bir başarıya imza attı. Nisan 2015’te Garanti Emeklilik ile birlikte başlattığı “yeni nesil enerji verimli kombi satışı yapan bayi ve tesisatçılara BES hesabı açarak kombi başına katkı payı ödeme” projesinde koyduğu 1.000 bayi ve tesisatçıya ulaşma hedefini şimdiden yakalayan Baymak, çıtayı daha da yükselterek yılsonu hedef rakamını 2 bin olarak revize etti.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Hedef 2017’de 10 bin bayi ve tesisatçıyı ‘BES’lemek Bugüne kadar binin üzerinde bayi ve tesisatçının aileleriyle birlikte katıldığı bu projede Garanti Emeklilik ile çalışan Baymak, böylece hem büyük ailesinin geleceğini güvence altına alıyor hem de bayilerinin iş potansiyellerinin artmasına katkı sağlıyor. Özellikle Anadolu’da büyük ilgi gören kampanya ile ilgili hedef ise 2017 sonunda 10 bin bayi ve tesisatçıya ulaşmak. “Hem enerji tasarrufuna hem de sermaye piyasalarına katkı sağlıyoruz” Baymak Genel Müdürü Ender Çolak, BES projesinin pazarda hızlı büyümelerini sağlayan en büyük itici güçlerden birisi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “BES uygulamamızın topluma ve ülkemize çok fazla katkısı var. Öncelikle halkımızı sadece enerji verimli ürünleri kullanmaya teşvik ederek, onların ve toplamda da ülkemizin enerji tasarrufuna katkıda bulunuyoruz. Ayrıca serma-
Baymak’tan Satış ve Pazarlama Ekibine 3 Günlük Eğitim ve Eğlence Dopingi Baymak Satış ve Pazarlama ekibi bol eğitimli, bol bilgili ve bol eğlenceli dakikaların yaşandığı bir çalıştay geçirdi. 18 Eylül-20 Eylül 2015 tarihinde Baymak’ın Satış ve Pazarlama ekibi için organize ettiği eğitim ve motivasyon toplantısı Kocaeli The Ness Thermal Otel’de gerçekleşti. 18 Eylül Cuma günü ekip olarak otele giriş yapan çalışanlar, 3 gün boyunca 9:30-16:00 arası Management Center Türkiye’nin en önemli eğitimcilerinden Ufuk Kılıç’tan bayi yönetimi ve satış teknikleri eğitimi aldılar. Buna ek olarak iletişim ve takım çalışması temalı konular da eğitim konuları arasındaydı. Öğrendikleri yeni bilgiler ışığında uygulamalı olarak aktif katılım da sağlayan Baymak Satış&Pazarlama ekibi, eğitimler boyunca oldukça keyifli dakikalar geçirdi.
30
ye piyasası araçlarına en uzak kesimleri bireysel emekliliğe teşvik ederek, sermaye piyasalarının gelişimini destekliyoruz. Yani halkımıza hem tasarruf alışkanlığı kazandırıyor hem de onların emekliliklerini garanti altına alarak, ülkemizin sosyal sorunlarından birinin çözümüne destek oluyoruz. Bütün bu yönleriyle aslında bir sosyal sorumluluk projesi yürüttüğümüzü söyleyebiliriz.”
Boş zamanlarında otelin sunduğu olanaklardan da faydalanan Baymak çalışanları termal havuzlardan yararlandılar ve farklı aktiviteler yaptılar. İkinci günün akşamı özel olarak düzenlenen Karaoke gecesi ise Baymak içinde bilinmeyen yeteneklerin keşfedildiği gece oldu. 3 günde hem öğrendiklerini hem de eğlendiklerini belirten çalışanlar, bundan sonraki sürece tam enerji ve motivasyonla devam edeceklerini söylediler.
Bosch Termoteknik’in Yetkili Servis Teknisyenleri ‘Yeterlilik Belgesi’ Alıyor
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Bosch Termoteknik, tüm yetkili servis personellerinin ‘Doğal Gaz Isıtma ve Gaz Yakıcı Cihaz Servis Personeli (Seviye 4) - 11UY0032’ sertifikası alması için düğmeye bastı. Bosch Termoteknik, Çalışma Bakanlığı’nın tebliği uyarınca 2016 Mayıs ayında başlayacak uygulamadan önce, tüm yetkili servis personellerinin ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olması için gerekli işlemleri başlattı. Şirket, GAZMER işbirliğinde tüm teknisyenlerinin mesleki yeterlilik belgesi sahibi olmalarını sağlayacak. Bu doğrultuda, ilk sınavlar Bosch Termoteknik satış sonrası hizmetler servis personeli ile gerçekleştirilirken, başarılı olan çalışanlar için sertifikasyon işlemleri tamamlandı. Bosch Termoteknik Akademi’nin Küçükyalı Uygulamalı Eğitim Salonu’nda gerçekleşen yazılı ve
Polat: “GAZMER ile sektörümüzü geliştirecek projelerimiz sürecek” Bosch Termoteknik Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya Satış Genel Müdürü Zafer Polat konuyla ilgili şunları söyledi: “Ça-
lışma Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilen mesleki yeterlilik belgesi için çalışmalarımızı hızlandırdık. Eğitim ve belgelendirme konularında sektörün önde gelen isimlerinden GAZMER ile işbirliği yapıyoruz. Bu kapsamda tüm teknisyenlerimizin mesleki yeterlilik belgesi sahibi olmalarını sağlayacağız”.
Bosch Termoteknik Ar-Ge Merkezi’nin Büyük Başarısı Bosch Termoteknik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bu yıl 4.’sü gerçekleştirilen Özel Sektör ArGe Merkezleri Zirvesi’nde büyük gurur yaşadı. Bosch Grubu’nun Manisa’daki fabrikası bünyesinde faaliyet gösteren Bosch Termoteknik ArGe Merkezi, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “ArGe Merkezleri Performans Endeksi 2014” sonuçlarına göre 3. kez üst üste “En başarılı ArGe Merkezi” ödülüne layık görüldü. Manisa’da 10 milyon euroluk yatırım hedefi Gelişen dinamik piyasa koşullarını göz önünde bulundurarak 80’den fazla mühendis ve teknisyenle dünyaya teknoloji ihraç ettiklerini belirten Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası ArGe Merkezi Direktörü Saim Kırgız şöyle konuştu: “Tüm tüketici ihtiyaçlarına ve gelir seviyelerine çözüm getiren daha konforlu, verimli ve ekonomik ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. ArGe
32
uygulamalı sınavlar sonrasında başarılı çalışanlara sertifikaları takdim edildi.
Merkezimiz için son üç yılda 14,3 Milyon Euro’luk ArGe harcaması gerçekleştirildi. Bosch Global tarafından Manisa’ya ve Türkiye’ye yapılan bu yatırımların önümüzdeki iki yılda 10 Milyon Euro’yu aşması hedefleniyor. Önümüzdeki yıllarda bu başarımızı daha da artırarak, Manisa’nın adını dünyaya duyurmaya devam edeceğiz.” 5 yılda üretim adedinde %70 artış Termoteknoloji sektöründe patent sayısında Avrupa’da lider konumda bulunan Bosch Grubu’nun başarılı performansına, toplam 21 patent başvurusu ve 2 faydalı modelle katkıda bulunan Manisa’daki Bosch Termoteknik ArGe Merkezi, belge aldığı 2010 yılından itibaren ortaya konulan projelerle üretim adedini %70 artırdı. 2014 yılı içerisinde
15 ArGe projesini başarıyla tamamlayan Merkez, halen 16 ArGe projesi üzerindeki çalışmalarına devam ederken, 2015 yılı sonuna kadar 11 yeni ArGe projesini daha devreye sokacak. Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası, ayrıca İSİB (İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği) bünyesinde faaliyet gösteren firmalar arasında “En Büyük İhracatçı” unvanına sahiptir.
Danfoss Isıtma Departmanı Semineri Adana’da Düzenlendi
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Isıtma, soğutma ve güç elektroniği alanında dünya devi Danfoss, 2015 yılında “Değişiyoruz, Büyüyoruz, Güçleniyoruz” çalışması kapsamında düzenlediği eğitim ve seminerlerine, Adana’da ısıtma sistemleri semineri ile devam etti. 11 Kasım Çarşamba günü Adana HiltonSA’da düzenlenen seminere, Adana ve çevre illerden sektörün önde gelen 100 profesyoneli katıldı. Termostatik radyatör vanaları, oda termostatları, döşemeden sulu ve döşemeden elektrikli ısıtma sistemleri gibi Danfoss ısıtma sistemleri & çözümlerinin hem teknik hem de günlük hayatta kullanım faydalarının anlatıldığı seminerde, Danfoss ürün ve çözümlerinin sağladığı avantajlar bölgedeki mühendislerle paylaşıldı.
34
Danfoss Türkiye’den Isıtma Sistemleri Teknik & Servis Müdürü Sencer Erten ve Isıtma Sistemleri Bayi Kanalı Müdürü Özgür Oğur’ün katılımıyla gerçekleşen seminerde ayrıca kış ayları yaklaşırken ısıtma tasarrufu yapmanın ipuçları da katılımcılara aktarıldı.
Daikin Türkiye Akademi Belçika’dan Ödülle Döndü
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Daikin Türkiye, Daikin Europe tarafından her yıl düzenlenmekte olan ‘Avrupa Servis Semineri’nden bu yıl da ödülle döndü. Başarılı ve örnek uygulamaların ödüllendirildiği seminerde, Daikin Türkiye Satış Sonrası Departmanı, ‘Servis Destek’ kategorisindeki ödülü Türkiye’ye getirmeyi başardı. Belçika’nın Roeselare kentinde 22 Ekim tarihinde gerçekleşen Avrupa Servis Semineri’nde, Daikin Europe’a bağlı olarak faaliyet gösteren 19 ülkenin servis yöneticileri bir araya geldi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Yeni düşünceler, hızlı aktiviteler, iyi aksiyonlar” sloganı ile Daikin 2020 yılı servis organizasyon gelişiminin değerlendirildiği seminerde teknik yardım, enerji yönetimi, servis yapılanması ve network, yedek parça stok politikası, müşteri ilişkileri yönetimi ve geleceğin eğitim trendleri gibi pek çok alanda deneyimler paylaşılırken aynı zamanda çeşitli workshop’lar düzenlendi. Ayrıca servis yöneticilerinin karşılaştığı örnek olaylar katılımcılarla paylaşıldı. Toplam 19 ülkenin yer aldığı seminerde, halen yürüttüğü çalışmaları ile büyük beğeni toplayan Daikin Türkiye Akademi, verdiği servis eğitimleriyle ‘Servis Destek’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Seminerin ardından düzenlenen gala yemeğinde Daikin Global Servis De-
partmanı Yöneticisi Yoshifumi Akashi tarafından takdim edilen ödülü alan Daikin Türkiye Satış Sonrası Hizmetler Departmanı ve Akademi Koordinatörü Neslihan Yeşilyurt, “Daikin Akademi için yaptığımız çalışmaların karşılığını bu şekilde almak bizim için onur verici,” dedi. Daikin Türkiye’nin daha önce de “En İyi Servis Hizmetleri Desteği” ödülünü almayı başardığını hatırlatan Yeşilyurt, hizmet kalitesini artırmaya yönelik çalışmaları kesintisiz olarak sürdürdüklerine dikkat çekti. Yeşilyurt, Daikin Türkiye’ye ödül getiren bu çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Daikin olarak, önem verdiğimiz konulardan biri de ekibimizin eğitimidir. Bunun için Daikin Türkiye Akademi’nin sloganını da ‘Eğitim, gücümüz ve değerimizdir’ olarak belirledik ve Daikin Türkiye Akademi çatısı altında kapsamlı eğitim programları veriyoruz. Daikin Türkiye Akademi 3.900 metrekarelik alanda, 6 teorik ve pratik eğitim salonu, 6 toplantı salonu ile 3 uygulama merke-
Ytong’a Yüzyılın Markası Ödülü Her üç yılda bir farklı sektörlerdeki markaları ödüllendiren Verlag Deutsche Standards, üst düzey danışma kurulu tarafından belirlenen en başarılı 250 Alman markası arasından Ytong’u Yüzyılın Markası olarak yeniden seçti. Berlin’de düzenlenen törende, sağladığı ısı yalıtım ve enerji tasarrufu performansı, hafifliğiyle sunduğu depreme dayanıklılık avantajı ve çevreye duyarlı üretimi gibi önemli özellikleri sebebiyle ödüle layık görülen Ytong, geleceğin malzemesi olarak da dünya çapında en çok tercih edilen markalardan biri olarak dikkat çekiyor.
36
zinden oluşan çağdaş eğitim ortamlarında eğitimlerini gerçekleştiriyor. Daikin Türkiye Akademi’nin organizasyonu ve eğitim süreçleri ile sektörüne örnek oluşturacak bir nitelikte olduğunu söylemeliyim. Servislerimiz, pratik salonlarımızda cihazlar üzerinde ve sahada uygulamalı eğitimler aldıkları gibi teorik sınıflarda ve e-öğrenme ortamlarında kişisel gelişim eğitimlerini tamamlayarak bilgilerini pekiştiriyorlar. Tüm teknik ekibimiz önce ‘Temel Soğutma ve Isıtma’ eğitimlerine alınıyor, ardından ürünlere özgü model bazında teorik ve pratik eğitimler veriliyor. Her eğitim öncesi ve sonrası sınavlar yaparak başarılı olanlar sertifikalandırılıyor. Müşteri memnuniyeti bizim için önemli olduğundan Daikin Türkiye Akademi’de teknik eğitimlerin yanında kurum kültürü, iletişim ve davranış eğitimleri de veriyoruz.”
ECE Holding Ar-Ge Merkezi Tescillendi Yapı sektörünün önemli markalarını bünyesinde barındıran ECE Holding’in Ar-Ge Merkezi’ne, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Resmi Ar-Ge Merkezi Belgesi verildi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
14 Ekim’de Sheraton Ankara Hotel & Convention Centre’da gerçekleşen “4. Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi ve Fuarı“nda ECE Holding, kurulduğu yıldan bu yana geliştirerek yürüttüğü Ar-Ge faaliyetleri, nitelikli, araştırmacı kadrosu ve sektöre getirdiği yeniliklerle “Ar-Ge Merkezi Belgesi”ni aldı. Ar-Ge Merkezi Belgesi, çalışmalarını düzenli bir altyapı ve kolektif bir yöntemle yapan, geliştirdiği yeniliklerle sektöre know-how desteği sağlayan ve Ar-Ge Merkezi bünyesinde çalışan araştırmacıların ve yardımcı personellerin bilgi birikimi ile ortaya çıkan projelerle hem firmanın hem de ülkenin gelişimine katkı sağlayan firmalara veriliyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen resmi Ar-Ge Merkezi Belgesi, aynı zamanda belgeyi alan firmaların Ar-Ge Merkezi’nin kamu onaylı bir merkez haline geldiğinin de göstergesi.
“Ar-Ge Merkezimizle sektörümüze ve ülkemize know-how desteği sunacağız” Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’tan alan ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, bu belgeyi almanın çok kapsamlı bir süreci temsil ettiğini, Ar-Ge merkezlerini teknolojinin, inovasyonun, üretimin, nitelikli işgücünün ve istihdamın gelişmesine katkı sağlayan en önemli unsurların başında geldiğini belirtti. Çenesiz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen resmi ArGe Merkezi Belgesi’nin sahibi olmak yeni projelerimiz için bizi motive ediyor.
Bu belgeyle birlikte Ar-Ge Merkezimiz kamu onaylı bir merkez haline gelmiştir. Ece Holding Ar-Ge Merkezimiz ile gerek sektörümüze gerekse ülkemize sunacağımız hizmetlerle öncü olmayı hedefliyoruz. Ar-Ge merkezinin kurulması, firmamızın Ar-Ge altyapısını, üretim yaptığımız tüm alana yansıtabilecek teknik desteği sağlaması, nitelikli araştırmacı kadrosuyla bilgi birikiminin gelişmesi için bir avantajdır. Bu sayede sektöründe bilgi üreten ve bu bilgiyi kendi bünyesinde kullanan ve dışarıya satan bir sistem kurulmaktadır. Biz de Ece Holding Ar-Ge Merkezi olarak geliştirdiğimiz sistemleri sektöre fayda sağlayacak şekilde know-how desteği olarak sunacağız.”
Designer Kitchen & Bathroom 2015 Sürdürülebilir İnovasyon Ödülü “Aquablade” ile Ideal Standard’ın Oldu Ideal Standard, devrim niteliğindeki son teknolojisi Aquablade ile Designer Kitchen & Bathroom 2015’te “Sürdürülebilir İnovasyon” kapsamındaki ödülün sahibi oldu. Aquablade, jüri tarafından eşsiz ve inovatif durulama/yıkama teknolojisi ile ödüle layık görüldü. Ideal Standard, bu teknoloji ile birlikte banyo çözümlerinde iyi tasarım ile fonksiyonelliği buluşturma sözünü tuttuğunu da kanıtladı. “Sürdürülebilir üretim anlayışı ile sektöre yenilikler getirmeye devam edeceğiz”
Ideal Standard Türkiye Başkanı ve CEO’su Erdem Çenesiz, “Dünya ge38
İleri teknoloji üreten bir Ar-Ge Merkezi Ece Holding Ar-Ge Merkezi, toplamda 1800 m2 alana kurulu, yeni ürün geliştirme merkezinden ileri teknoloji seramikleri laboratuarına, geleneksel seramik geliştirme laboratuarından termal özellikler laboratuarına ve seramik makineleri geliştirme laboratuarına varıncaya kadar birçok alanda ileri teknoloji üreten bir yapıya sahip.
nelinde kazandığımız ödüllere bir yenisini daha eklemekten dolayı çok mutluyuz. Rimless kanalsız klozetin ve bataryalarda kullanılan seramik kartuşun mucidi Ideal Standard’ın yeni teknolojisi Aquablade ile Kanalsız klozet teknolojisinde çıtayı çok daha üst seviyeye taşıdık. Tasarrufa dayalı, sürdürülebilir üretim anlayışı ile sektöre yenilikler getirmeye devam edeceğiz” dedi.
2015 Fabrika Merkez Factory Center 06.2!8 !2W W '80'A !,W #'ยฃ&' 0 3V ย ย
!&.10ร @ c ยฟ c ฿ถ c ร ฿ถ 'ยฃ V ย ย ย ย ย ย ย ย ย ย ย ย ย
!? V ย ย ย ย ย ย ย ยฅย ย ย ย ย 83/' !ฤฆฤ !A!8ยฃ!1! ร &ร 8ยฃร เค ร 83/'$; !ยฃ'9 !80'เฆง2+ !8#!839 !,W '8'#3@< !&W '9ยฃ'เค '2 90W 6,-ยฃยฃ ;3>'89 8'9-&'2$' ยฃ30 !-8'Vย ย ย ;!ฤ ',-8 c ฿ถ c ร ฿ถ 'ยฃ V ย ย ย ย ย ยค ยคยฅยฅ ยคย ย ย ฿ถ% 2!&3ยฃ< ร ยฃ+' ร &ร 8ยฃร เค ร '2;'8 2!;3ยฃ-! '+-32 !2!+'1'2; =!8ยฃ.0 1!,W !8&.1 0W ย ย cย '2-1!,!ยฃยฃ' c c ร ฿ถ 'ยฃ V ย ย ย ย ย ย ย ย ย ยฅยฅ ยฅย
!? V ย ย ย ย ย ย ย ย ย ยฅย ยฅยฅ ร 2'@&3เค < ร ยฃ+' ร &ร 8ยฃร เค ร 3<;,'!;9 2!;3ยฃ-! '+-32 !2!+'1'2; '@9'ยฃ0!8!2- !,W !2&3เค !2 !&W ย ย ย W 0W 3Vย '80'A c รช c ร ฿ถ 'ยฃ V ย ย ย ย ย ย ย ย ย ยฅย ย ย !? V ย ย ย ย ย ย ย ย ย ยฅย ย ย
Ege Seramik’e Markalaşmada Liderlik Ödülü Verildi
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) inovasyon kültürünü her alana yaymak amacıyla 3-5 Aralık 2015 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdiği ‘Türkiye İnovasyon Haftası’nda iş adamları, girişimciler ve mucitler gibi önemli konuklar, katıldıkları konferans ve panellerde inovatif olmanın tüyolarını verdiler. İnovasyon Kongeresi olarak da adlandıran organizasyonun son gününe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da katılarak konunun önemine dikkat çekti. 3 gün süren etkinliklere 50 bin kişinin katılımıyla yeni bir rekor kırıldı. 1972 yılında kurulduğu günden bu güne sektörde adından başarılı bir şekilde söz ettiren Ege Seramik, geliştirdiği ürünler ve verdiği satış sonrası hizmetlerde son teknoloji kullanarak sektöründe yenilikçilik ve girişimcilik örnekleri sergiledi. 43 yıllık bir Türk markası olan Ege Seramik bu çalışmalarından dolayı Türkiye İnovasyon Haftası’nda “Markalaşmada Liderlik Ödülü”ne layık görüldü. Ödülü
Ödül töreninden sonra açıklamalarda bulunan ve inovasyon süreci adına neler yaptıklarını belirten CEO Baran Demir; “Kurulduğumuz günden itibaren Türkiye’nin markalaşma yolunda önemli adımlar atmış örnek şirketlerinden biriyiz. Bu günlere kolay gelmedik. Markalaşma yıllar alan bir süreç. İtibarını koruyabilmek ise başka bir süreç. Bu süreçlerde karşılaştığımız her zorlukta ülkemize kattığımız değer, çalışanlarımızın bize inançları ve hedeflerimiz aklımıza geldi. Hiç durmadık ürettik. Markamıza bağlılığı artıracak ve değer katacak yaratıcı faaliyetlerle satış kanallarımızı genişlettik. Bu çabalarımızın karşılığında Ege Seramik Türkiye’nin yurtdışında bilinen ilk 100 markası arasına girmiş
akabinde aldığımız bu Markalaşma Liderlik Ödülü de bizi gururlandırmış ve hedeflerimize ulaşma yolunda büyük motivasyon kaynağı olmuştur. Yeni neler yapabiliriz düşüncesini hiç unutmadan hep daha ileriye nasıl gideriz sorusunu kendimize sorduk. Bizi bu noktaya bu amaçlar taşıdı. Şuan sektöre birçok yenilik taşımış en deneyimli firmalarından biriyiz. Bugün yaptığımız çalışmalarımızın meyvesini toplarken birikimlerimizi de yeni nesillere aktarmak en büyük emelimizdir. Aldığımız ödülde emeği bulunan tüm çalışanlarımıza teşekkür ederim’’ diyerek sözlerini noktaladı.
Pakpen, 3. Plastik Boru ve Alt Yapı Sistemlerinde Kalite Semineri’nin Altın Sponsoru Oldu Pakpen’in Altın Sponsor olduğu Plastik Boru ve Alt Yapı Sistemlerinde Kalite Semineri, UGETAM tarafından 2-3 Aralık 2015 tarihleri arasında Crowne Plaza İstanbul-Asia Hotel’de düzenlendi. EPDK, TÜRKAK, TSE, DSİ, GAZBİR, il özel idareleri, belediyeler, su idareleri ve doğal gaz dağıtım şirketleri gibi sektörün önemli kurumlarının yer aldığı seminere, akademisyenler ve sektörde faaliyet gösteren üretici firmaların temsilcileri de katıldı. Seminerde, plastik boru ve altyapı sektörlerinde kullanılan son teknolojilerin ele alınmasının yanı sıra sektörün uzmanları, yaptıkları sunumlarla deneyim ve uzmanlıklarını da katılımcılarla paylaştı. Yeraltı uygulamalarında kullanılan basınçlı su boruları (PE, PVC) ve drenaj borularında yaşanabilen sıkıntılarla birlikte önerilen çözümler; kullanılacak hammaddelerin ve boruların standart-
40
Ege Seramik adına Ege Seramik Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İbrahim Polat Holding CEO’su Baran Demir, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin elinden aldı.
lara uygunluğunun kontrolü; PE malzemelerin birleştirmelerinde yapılan kaynaklarla ilgili sahalarda yaşanabilecek sorunlar ve çözüm önerileri de seminerde masaya yatırılan konular arasında. Altın Sponsor olarak yer aldıkları seminerde “Teknik şartnamelerin standardize edilmesi” konusunda bir sunum gerçekleştiren Pakpen Kalite ve Ar-Ge Müdürü Serhat Çiftçi, bir bina için gerekli birçok malzemeyi bir arada üretme kapasitesine sahip sektördeki tek firma olarak, iddialı oldukları boru alanında da paydaşlarıyla bu seminer aracılığıyla buluşmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Çiftçi, Pakpen’in önceliğinin kalite olduğuna vurgu yaparak, “Üretimini yaptığımız tüm ürün gruplarında olduğu gibi, boru ürün grubumuzda da en saygın ulusal ve uluslararası kalite sertifikalarına sahibiz ” dedi. Çiftçi sunumunda, farklı kurum ve idarelerin kullanmış ol-
Serhat Çiftçi
duğu boru teknik şartnamelerine dikkat çekerek, bu teknik şartnamelerin standartlaştırılmasının boru sektörünün geleceği açısından son derece önemli olduğunun altını çizdi. Özellikle bazı teknik şartnamelerde yer alan ve ulusal ve uluslararası standartlarla çelişen kriterlerin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği konusunu gündeme getirdi.
Form’dan Sektöre 50. Yıl Armağanı: ‘Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü’ Kitabı
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Form Şirketler Grubu, 50. yılını Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlediği davetle kutladı. Sektörün önde gelen isimlerinin katılımıyla gerçekleşen organizasyonda, Form Şirketler Grubu’nun 50. yılları anısına sektöre armağan ettiği ‘Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü’ kitabının da lansmanı yapıldı. Gecede konuşma yapan Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu ve Onursal Başkanı Bedi Korun, “1965’te Ankara’da 2 kişi olarak 20 m2’lik ofis ve 100 m2’lik atölyemizde mekanik proje çizimi ile başlayıp mekanik taahhüt, imalat ve temsilcilik faaliyetlerine dönüşen çalışmamızda 50 yıl boyunca birçok değişim yaşadık. Türkiye’nin gelişim süreçlerinden faydalandığımız gibi, yaşanan birçok ekonomik ve siyasal krizin içinden de sağlam bir şekilde çıkmayı başardık. Bu süre içinde Türkiye’de birçok konuda ilkleri başarmış olmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi. Bedi Korun, “Bu sene 50. yılımız vesilesiyle çok özel bir projeyi daha hayata geçirdik. Türkiye İklimlendirme Sektörü’nün başlangıcı ve gelişmesinin görsel ve sözel kayıt altına alınması için bir çalışma yaptık. “Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü” isimli kitabımız bu çalışmanın sonucudur. Bunu yaparken amacımız geçmişe ait bilgi ve deneyimlerin kaybolmadan bir araya getirilebilmesiydi” şeklinde konuştu. Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun ise, “Gerek iklimlendirme, gerek temiz
enerji sektörlerinde bugüne kadar pek çok ilke imza attık, bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.” dedi. Her alanda “verimlilik” prensibiyle hareket ettiklerini ifade eden Tunç Korun, “Yaptığımız işlerde, şirket içinde, müşterilerimiz ve topluma sağladığımız faydalarda, her zaman verimliliği ön planda tutuyoruz. Tam da buradan hareketle 50. yıl kutlamalarımız kapsamında amacımız toplumsal fayda sağlayacak faaliyetlerimize yenilerini eklemekti. Bunun için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte çalışarak, 4 yıllık lise eğitimleri boyunca Türkiye’de farklı şehirlerde yaşayan 50 kız öğrencimize eğitim bursu sağlıyoruz. “Türkiye’nin Güneşleri” olarak adlandırdığımız projenin kapsamını, önümüzdeki senelerde daha çok kız öğrenciye destek vererek
arttırmak hedefindeyiz. Öte yandan uzun süredir devam ettirdiğimiz gibi her yıl farklı üniversitelerden iklimlendirme ve makine mühendisliği öğrencilerine destek bursu sağlamaya da devam ediyoruz. Ayrıca bu sene doğayı korumaya yönelik yaklaşımımız çerçevesinde Şile’de 2.000 ağaçlık bir orman oluşturduk. Bizim için bu seneki önemli faaliyetlerimizden biri de, bugün sizlerle paylaşmaktan büyük heyecan duyduğumuz “Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü” kitabı. Bu kitabın sektörden gelecek yeni bilgilerle farklı bir versiyonunu yapmayı, hatta 1990’ları da içerecek ikinci cildini oluşturmayı da hedefliyoruz. dedi. Tunç Korun, “Bundan sonra da çalışanlarımızın desteği ve her zaman bizimle olan yenilikçi ruhumuzla çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Gecede Form Şirketler Grubu’nun 50. yılına özel olarak hazırlanan kurumsal film gösterimi de yapıldı. Davetliler için Form Şirketler Grubu’nun 50 yıllık arşivinden alınan fotoğrafların da sergilendiği etkinlikte ünlü elektro keman sanatçısı Ceren Aksan da sahne aldı. Form’un eski yeni tüm çalışanlarının da davetli olduğu gecede, “Duayenlerin Tanıklığında Türkiye Klima Sektörü” kitabı davetlilere armağan edildi.
42
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Türkiye İMSAD: İnşaat Malzemeleri Sanayicileri “Sürdürülebilirlik” Sözü Verdi
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi, “Değişen Dünya Gelişen Malzeme” temasıyla sektör liderlerinin katıldığı ve gün boyu süren dört oturumda geleceğin dünyasında inşaat ve inşaat malzemeleri sektörlerinin nasıl bir konum belirlemesi gerektiği masaya yatırıldı. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, TürkMMMB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Süreyya Ural, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Mertöz, TürkSMD Yönetim Kurulu Başkanı Aytek İtez, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi konuşmalarıyla açılan zirvede önemli mesajlar yer aldı. Açılış konuşmalarının tamamlanmasını takiben başlayan zirvede 4 oturum gerçekleştirildi. I. Oturum – Değişen Dünya: Yeni Sanayi Devrimi, Sürdürülebilirlik, Değişim Yeni sanayi devrimi, sürdürülebilirlik ve değişim konularının işlendiği ve Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Canan Ercan Çelik ile Hürriyet/Radikal
44
Ekonomi Yazarı Uğur Gürses’in katıldığı birinci oturum inovasyon ve sürdürülebilir yaklaşımlar üzerinde yükseldi. Kansu: “İnşaat sektörü, inovasyonla kabuk değiştiriyor, gelişiyor” İnşaat sektörünün inovasyonla ortaya çıkan yeni malzemelerle sürekli kabuk değiştirdiğini ve geliştiğini söyleyen Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, “Sektöre baktığımızda, yapı malzemeleri üretimi ve dağıtımı ile başlayan ve hem mühendislik & mimarlık hem de inşaat alanlarındaki becerimizle Türk firmalarının uluslararası alanda ciddi oyuncular olmaya başladıklarını gözlemliyoruz. Toplam kalite vazgeçilmez. Firmalar en az fire ile en mükemmel ürünü, en hızlı şekilde müşterilerine, tam zamanında sunacak mükemmel bir tedarik zinciri kurmalı; değişken ekonomik şartlarda şirketin rotasını ve kaynaklarını optimumda dengelemeliler. Teknolojinin rekabette en önemli araçlardan biri olduğu günümüzde ERP/CRM çözümleri firmanızın en önemli kaynağı insan gücünüz ile süreçlerinizi ve teknolojiyi bir araya getiren sistemlerdir. Bu çözümleri başarı ile uygulayan firmalar pazarda fark yaratıp, rekabette öne çıkacaklardır” dedi. Çelik: “Kurumsal ve ulusal sürdürülebilirlik stratejisi hayata geçirilmeli” İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı (SKD Türkiye) Ca-
nan Ercan Çelik ise, 2050’de 9 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun çoğunun gelişmekte olan ülkelerde yaşayacağına, kente göçün artarak devam edeceğine ve en önemlisi iklim değişikliğinin yarattığı sorunların hepimizin yaşamını daha çok etkileyeceğine dikkat çekti. Çelik, “Sosyal politikaları gözden geçirmediğimiz ve küresel çevresel bileşenler olan iklimi, ozon tabakasını, ekolojik yaşam çeşitliliğini gözetmediğimiz takdirde ulusal ve bölgesel kalkınmanın sürdürülebilirliği de bir soru işareti olarak kalacak. Ülkemizin küresel ekonomide yerini sağlamlaştırabilmesi için kurumsal ve ulusal sürdürülebilirlik stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. 7. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi gibi, kalkınma açısından kritik bir sektör olan inşaat sektörünün liderlerini bir araya getiren bir platformun sürdürülebilirliği gündemine taşıması son derece önemli ve sevindirici bir adım” dedi. İnşaata Sanat Çerçevesinden Bakış İlk oturumun ardından Avrupalı tasarımcılar Pinar&Viola tarafından yapılan Future Human Habitat konulu özel sunumda inşaata sanat çerçevesinden bakış açısı yorumlandı. Tasarımcılar Pınar Demirdağ ve Viola Renate, inşaat sektöründeki ve onun ötesindeki günümüz zorlukların üstesinden gelinmesi için ihtiyaç duyulan yeni tasarım sistemlerini masaya yatırdı. İkili sosyal ve gezegensel
Kentleri Yeniden Düşünmeliyiz Kentsel Strateji Kurucu Ortağı A. Faruk Göksu, yaptığı konuşmada kentlerin geleceğe hazırlanması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Kentlerimizin pek çoğunun kompakt gelişimi ile kontrolsüz büyümenin ortaya çıkardığı sorunların bugün başta ulaşım, standartları düşük çevreler, açık alan yetersizliği gibi önemli sorunların yanı sıra kentlerin yönetim sorununu da ortaya çıkardığını belirten Göksu, ‘Kentlerimizin kontrolsüz büyümesi akıllı büyüme ve akıllı kent kavramının önemini son yıllarda gündeme taşımıştır. Akıllı kent kavramının en temel ilkesinin iyi yönetim ve kaynakların etkin kullanımıdır. Maalesef, yerel yönetimler akıllı kent kavramını teknoloji odaklı projeler olarak algılamakta ve akıllı bina ölçeği olarak ele almaktadır. Aksine bölge ve kent sistematiği içinde vizyon, tasarım ve sosyal etki temalarının öncelikli ele alındığı yeni kent yönetim modelleri tartışmaya açılmalıdır.” Nanoteknolojik ilerlemeler çığır açacak eldeki malzemeye dayanan geleneksel mühendislik tasarımlarının değiştirilerek, malzeme tasarımından yola çıkan bir anlayışa dönüşmesi gerektiğine değinen Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. M. Pınar Mengüç, “Özellikle nanoteknolojideki ilerlemeler yeni malzemelerin istediğimiz özelliklerde üretilmesine imkan verebiliyor. Bence bilimsel olarak üst düzeyde yapılacak olan çalışmaların kullanıcıya taşınması ile enerji kullanımında, harmanlanmasında ve verimliğinde oldukça köklü değişiklikler bekliyor olacağız. Bu değişiklikler tüm dünyada binalarda ve endüstriyel uygulamalarda bir çığır açma yolunda. Aynı gelişmeleri ülkemizde de yaygınlaştırmamız bu konulardaki bilgi
cü ve İstihdam ile Ürünler ve Sistemler parametrelerine uyumluluk vaadi vermiş oldu.
III. Oturum - Değişen Beklentiler: Malzeme Sektöründen Beklentiler 7. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nin üçüncü oturumunda ise malzeme sektöründen beklentiler gündeme taşındı. GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Sur, Ural Mühendislik İstanbul Grup Direktörü Süha Öneş ve Öncüoğlu Mimarlık Yönetim Kurulu Üyesi Önder Kaya oturum konukları oldu.
Tasarımın en iyileri seçildi Kentsel mekan kalitesinin ve yaşanılabilirlik düzeyinin arttırılmasını yarışmalar aracılığı ile desteklemek ve özendirmek amacıyla düzenlenen bu yıl ilk kez Türkiye İMSAD Kentsel Tasarımda Kalite Ödülleri de Zirve kapsamında sahiplerini buldu. Seçici Kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucu, Gaziemir Aktepe ve Emrez Mahalleleri Kentsel Dönüşüm Alanı Kentsel Tasarım ve Mimari Fikir Projesi ile Mimarlar Büşra Al, İlker İğdeli ve Berrin Özdemir ile projeyi yarışmaya açan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ödül verildi. Kentin önemli bir bölümünde mevcut olan imar planının yürürlüğünü durdurarak, yarışma yöntemi ile kentsel tasarımla yeni bir planlamanın oluşmasına fırsat tanıyan ve kısıtlı olanaklarla bu süreci gerçekleştirerek “Söke Belediyesi İmar Planlamasına Esas Kentsel Yenileme Eksenli Fikir Projesi Yarışması”nı düzenleyen Söke Belediyesi’ne ise Jüri Özel Ödülü verildi.
Sur: “Malzeme üreticileri yeşil ve doğayı destekleyen malzemelere yönelmeliler” Her konuda olduğu gibi inşaatta da zaman içinde tüketici alışkanlıklarının değiştiğini söyleyen GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Sur, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “ Dünyada nüfus hızlı bir şekilde artıyor. Var olan nüfusun %50’sinde kentleşme, diğer yarısında kırsallaşma hakim. 2020 yılında kentleşme oranı %70’leri bulacak bu da kaynakların git gide azalacağının göstergesi. Kaynakların azalması ise yeşil bina ihtiyacını artıracak bu da yeşil binaların değerini artıracak. Yabancı yatırımcılar bunun farkında olacaklar ki, yeşil binaya çok daha fazla yatırım yapıyorlar. Bu algıyı Türkiye’de oluşturmak için inşaat sektörüne çok iş düşüyor. Yeşil Binanın özellikleri, ne gibi yararları olduğu halka anlatılarak bu bilinç aşılanmalı. Malzeme üreticileri ise yeşil ve doğayı destekleyen malzemelere yönelmeli.” IV. Oturum - Değişimi ve Geleceği Yönetmek Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak ve Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın katılımıyla gerçekleştirilen son oturumda değişim ve gelecek yönetimi yerel yönetimler açısından ele alındı. Sürdürülebilirlik için imzalar atıldı Sürdürülebilirliğe verdiği önemi paylaşmak ve toplumu sürdürülebilir bir geleceğe taşımak için, inşaat malzemesi sektörünün bu hedefi sahiplenmesini ve iyi uygulamaları yaygınlaştırılarak sektörün katkısını artırmayı anahtar olarak gören Türkiye İMSAD, zirve konuşmalarının ardından “Sürdürülebilirlik Sözü”ne imza attı. Bu bildirge ile Türkiye İMSAD üyeleri “Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik İlkeleri”ni benimseme sözü verirken Su Yönetimi, Enerji Yönetimi Verimliliği ve İklim Değişikliği, Sorumlu Üretim, İşgü-
SBE16 ISTANBUL Ekim 2016’da Zirvede Türkiye ilk kez Türkiye İMSAD’ın organizatörlüğünde gerçekleştirilecek SBE16 ISTANBUL Konferansı’nın da lansmanı yapıldı. 2000 yılından bu yana dünyada 50’den fazla ülkede yapılmakta olan The Sustainable Built Environment Conference Series çerçevesinde SBE16 ISTANBUL Konferansı, 13-15 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ana teması “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” olarak belirlenen konferansa ilişkin bilgiyi konferanslar serisinin uluslararası direktörü Nils Larsson verdi. Konferans çerçevesinde; hükümetler arası iklim değişikliği raporunda 2050 yılına kadar Akdeniz bölgesinde ortalama sıcaklıkların 1°C ila 2°C, Türkiye’de ise 2,5°C ila 4°C artacağı öngörüsüne karşılık olarak Türkiye’nin iklim değişikliği kapsamındaki ulusal vizyonu sunulacak. Türkiye bu kapsamda iklim değişikliği politikalarını kalkınma politikalarıyla entegre etmiş, enerji verimliliğini yaygınlaştırmış, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırmış ve iklim değişikliğiyle mücadeleye özel şartları çerçevesinde aktif katılım sağlayan ve yüksek yaşam kalitesiyle refahı tüm vatandaşlarına düşük karbon yoğunluğu ile sunabilen bir ülke olma vaadinde bulunacak.
Haberler
II. Oturum – Değişen İhtiyaçlar: Dünyadaki Değişimin Yapılaşmaya ve Yapılara Etkileri Zirve’nin “Değişen İhtiyaçlar: Dünyadaki Değişimin Yapılaşmaya/Yapılara Etkileri” konulu ikinci oturumunda Nevzat Sayın Mimarlık Hizmetleri NSMH Kurucusu Nevzat Sayın, Özyeğin Üniversitesi, Makina Bölüm Başkanı / Enerji, Çevre Ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç ve Kentsel Strateji Proje Geliştirme ve Danışmanlık Kurucu Ortağı, Şehir Plancı A. Faruk Göksu konuşmacı olarak yer aldı.
birikimini ve üniversite-sanayi işbirliklerini arttırarak gerçekleşecektir” diye konuştu.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
angajmanları arttırmak ve sürdürülebilir, yaşama dönük geleceğin çözümlerine yönelik vizyonel bakış açılarını katılımcılarla paylaştı.
45
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Yapıların Görünmez Kahramanı Kalekim, ‘Batimat Fuarı’nda Teknik Çözümleriyle Fark Yarattı
Fransa’nın başkenti Paris’te 2-6 Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenen Uluslararası İnşaat Endüstrisi Fuarı ‘Batimat 2015’te yerini alan Türkiye yapı kimyasalları sektörünün önde gelen markalarından Kalekim; teknik yapıştırıcılar, ısı ve su yalıtımı ürünleri, iç ve dış cephe boyaları ile hazır renkli sıvalardan oluşan en yeni ürünlerini, dünyanın dört bir yanından gelen profesyonel ve tüketicilerle buluşturdu. Yapı sektöründe 42. yılını kutlayan Kalekim’in, köklü Ar-Ge tecrübesiyle geliştirerek ilklere imza attığı ürünlerini ‘teknik çözüm’ konseptiyle sunduklarını belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Faaliyet gösterdiğimiz iş kollarında lider ve yenilikçi çizgimizden ayrılmadan ürün gamımızı, sektördeki trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek yeni ürünler ile genişletiyoruz. Bugün 70 ülkeye ürünlerini sunan Kalekim olarak, uluslararası pazarda büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu. Zorlu kış şartlarında mükemmel çözüm İlk kez İstanbul’daki Yapı Fuarı 2015’te lansmanı yapılan, -10 °C’de dahi yapılara uygulama imkanı sağlayan Wintertech teknolojisi ile zorlu kış şartlarında mükemmel çözümler sunduklarını vur-
46
gulayan Altuğ Akbaş, Kalekim Wintertech ile artık kışın inşaatların durması gibi zorunlulukları ortadan kaldırdıklarını belirtti. Kale Boya ile yaratıcı uygulamalar Kale Boya’nın, sıradanlıktan uzaklaşmak isteyenlere özel, zenginleştirilmiş dekoratif ürün gamını ziyaretçilerin beğenisine sunduklarını ifade eden Altuğ Akbaş, “Zengin doku ve renk seçenekleri sunan İstanbul Efekt Serisi’nin yanı sıra, tasarımcılara ilham veren Artcrete, Betonart Fresh ve Camsıva ile yaşam alanlarına farklılık kazandırıyoruz. Fuar süresince birbirinden farklı
Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş
ve yaratıcı uygulamaları Kalekim standından ziyaretçilere ulaştırdık” dedi. Isı yalıtım sistemi ile yüzde 50 tasarruf Kale Mantolama markasıyla geliştirdikleri ısı yalıtım sistemi ile doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf sağladıklarına dikkat çeken Altuğ Akbaş, şunları söyledi: “Yalıtım sistemimiz, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor. Kale Mantolama ile garanti altına aldığımız binalarda yaşayan tüketiciler, ısıtma ve soğutma amacıyla yapılan harcamalarda yarı yarıya tasarruf elde ediyor.”
KONTİMDER Yeni Dernek Binasını Hizmete Açtı
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED’in son üyesi olan ve kuruluş çalışmalarını Eylül ayı itibariyle tamamlayan KONTİMDER’in yeni dernek binası 19 Aralık Cumartesi günü açıldı. Konya Ticaret Merkezi’ndeki dernek binasının açılışına; Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası (KSO) Meclis Başkanı Tahir Şahin, TİMFED Başkanı Kemal Çelik ve TİMFED Yönetim Kurulu Üyeleri başta olmak üzere iş dünyası ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden geniş katılım sağlandı. Açılış töreninden önce KONTİMDER ve Kızılay işbirliğiyle hazırlanan insani yardım TIR’ı dualarla Bayırbucak bölgesine uğurlandı. Yardım Tır’ının uğurlanmasının ardından KONTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Osman Başaran açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Başaran’ın ardından TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik ve ardından KTO Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Öztürk konuşma yaptı. KONTİMDER Başkanı Osman Başaran, “Derneğimizi açarak sorumluluk aldık. Şimdilik 130 üyeye ulaştık. Hedefimiz 300 üyeye ulaşmak. Yönetimimizin 34,5 yaş ortalaması var. Bunu 40’ın üzerine çıkarmamayı hedefliyoruz. 2023 hedefleri doğrultusunda daha da büyüyerek inşaat, elektrik ve tesisat sektöründe ülkemize katma değer sağlayacağız.
KONTİMDER Başkanı Osman Başaran
TİMFED Başkanı Kemal Çelik
Paydaşlarımızla sektörün önünü açarak toplantı, panel, fuarlar düzenleyeceğiz. Tüketicilerin KONTİMDER üyelerini tercih edecek güveni oluşturacağız” şeklinde konuştu.
Kendisinin de Konya, Bozkır’lı olduğunu ifade eden TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik “Konya’dan çıkan bir kardeşinizim. Bundan cesaret alarak Osman kardeşimizle bir çalışma başlattık. Bugün de bu çalışmalarımızın meyvelerini verdiğini görüyoruz. Osman kardeşimiz çok başarılı bir iş adamı. STK’lara büyük önem veriyor. Biz de ona yapmış olduğu çalışmalarda gerekli tüm desteği vereceğiz.” diyerek TİMFED olarak KONTİMDER yönetimine güvendiklerini ve her zaman yanlarında olduklarını ifade etti. Son olarak söz alan KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise dernek binasından övgü ile bahsederek hayırlı olsun dileklerini iletti. Ekonomik gelişmelerden Bahseden Öztürk, “Türkiye 2015 yılının ikinci yarısına ekonomik ve siyasi sıkıntılarla girdi. Bizde bu süreçte sanayiciler olarak endişelendik, ancak çok şükür artık ekonomimiz pamuk ipliğine bağlı değil. Biz Türk ekonomisi olarak kendimize güvenmeliyiz. Üreticimize güven-
48
Haberler meliyiz. İnşaat sektörü Türkiye’nin en önemli sektörlerinden biridir. İnşaatın alt sektörlerinden olan tesisat sektörü de yine aynı şekilde önem taşıyor. Bu sektörün büyüme hızını şahsen çok önemsiyorum. Hem iç piyasada büyürken hem de uluslararası piyasada ihracat artışını sağlayan bir sektör” diye konuştu.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
KTO Başkanı Selçuk Öztürk
İşbirliğinin önemine de değinen Öztürk “Osman kardeşimin konuşmasında KONTİMDER’i sektörün referans kuruluşlarından biri haline getirmek istediklerini söyledi. Biz mesleki dernekleri ve kuruluşları çok önemsiyoruz. Türkiye’de kalite anlayışı sektörlerin hızlı büyümesinden dolayı kolay oluşmuyor. Biz Konya Ticaret Odası olarak KONTİMDER ve TİMFED ile yapılabilecek tüm organizasyonlarda beraber çalışmaktan büyük mutluluk duyacağız” dedi.
49
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
NG Kütahya Seramik 200. Mağazasını İstanbul Ümraniye’de Açtı
NG Kütahya Seramik’in İstanbul’daki iş ortağı Taşkent Yapı’nın yeni mağazası 12 Kasım Perşembe günü görkemli bir törenle hizmete açıldı. Türkiye’nin dört bir yanında 200’ü bulan mağaza sayısıyla önemli bir ilke imza atan NG Kütahya Seramik sektördeki rakiplerini geride bıraktı. NG Kütahya Seramik Kurucu Başkanı Nafi Güral’ın, Yönetim Kurulu Başkanı
Erkan Güral’ın ve Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın katılımlarıyla gerçekleşen açılışa, iş dünyasından birçok önemli isim katıldı. Açılışta NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, “Bugün sadece 200. mağazamızın açılışını gerçekleştirmiyoruz aynı zamanda bir mutluluğu bir gururu paylaşıyoruz. Ülkemiz için bizim hedefimiz daha nice 200
Kemal Yıldırım ve Erkan Güral
mağazanın açılışını gerçekleştirmektir. Burada aslında önemli olan bir mağaza açmak değil işimizi severek yapmak ve o mağazaya hayat vermek, can vermektir. İşini seven insanlarla çalışmak büyük bir ayrıcalıktır. Ülkesinin gelişimine gönül verenlerin düşünceleri hep aynıdır. Hedefimiz var gücümüzle en iyisini yapmak. Seramik sektörünün en iyisi olmak amacıyla çıktığımız bu yolda bugün dünyanın önde gelen markaları arasında yer alıyorsak başarılarımızda değerli iş ortaklarımızın payı çok büyüktür. Ümit ediyoruz ki bu mağazamız hem Ümraniye’ye hem de Türkiye’ye ekonomik anlamda güzel katkılar sağlayacaktır.” dedi. Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, “NG Kütahya Seramik yıllardan beri bildiğimiz sevdiğimiz bir markadır. NG Kütahya Seramik’in Ümraniye’deki mağazası Taşkent Yapı, inşaat sektöründe
Bilal Yıldırım, Hıdır Yıldırım, Erkan Güral ve Remzi Yıldırım
50
Modern mimarisiyle dikkat çeken mağaza, farklı yaşam alanlarının sergilendiği mekân tasarımları, seramik modasının en yeni trendleri, müşterilerinin konforu düşünülerek yaratılmış özel alanları, kafeteryası ve otoparkıyla ziyaretçilere rahat ve keyifli bir alışveriş ortamı sağlıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
hızla gelişmekte olan Ümraniye’miz için güzel bir istihdam oluşturacaktır. Her yeni iş yeri açılışı ülke ekonomisine katkı sağlayacağı için bizleri sevindirir. Ümraniye’deki 292.000 yapının 160.000 tanesi son 11 yılda yapılmıştır. Bu gelişme Ümraniye’nin %60 oranında büyüdüğünü göstermektedir. Ümraniye artık finans, ticaret ve büyük şirketlerin yönetim merkezi haline gelmiştir. NG Kütahya Seramik’in yeni mağazası Taşkent Yapı mağazası da bu gelişime katkı sağlayacaktır. Mağazamızın açılışı ülkemize hayırlı uğurlu olsun. Allah helal bol kazançlar versin.” Dedi.
Haberler
Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can
Cemal Kır, Nurhan Tanyeli, Kemal Yıldırım, Nihat Baş, Erol Baran, Ayhan Önalan ve Ali Rıza Yıldırım
51
Seranit Grup, İstanbul Beykoz Bayisinin Açılışını Gerçekleştirdi
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Seranit Grup, İstanbul Beykoz bayisinin açılışını gerçekleştirdi. Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, Serra Seramik Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Mandıracı, Seranit Porselen Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Can Altay’ın katılımı ile yapılan açılış töreni, Beykoz halkı ve iş çevreleri tarafından ilgi gördü. Beykoz Tahta Bacak Bayisi, aldığı ödüller ve belgelerle kalitesi her platformda tescillenen Seranit Grup’un Seranit Porselen ve Serra Seramik ürünlerinin satışını gerçekleştirecek. “Ar-Ge yatırımlarını önemsiyoruz” Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan, açılışta yaptığı konuşmasında şirket olarak Ar-Ge’ye verdikleri öneme değindi. 2014’te sektöründe Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan şirket olduklarının altını çizen Hamdi Altunalan, bu konumlarını 2015 ve sonrası için de sürdürdüklerini bildirdi. Sektörde üst segmentte var olmanın Ar-Ge’ye yatırım ve yeni inovatif ürünlerde olduğuna inanan bir kurum olduklarına dikkat çeken Hamdi Altunalan, “Bu nedenle yenilikçi ürünler üzerine çalışmaya devam ediyoruz” dedi.
Hedeflerinin ürün kalitesi ve satış hac-
minin yanı sıra tasarım ve yenilikçilikte de lider olmak olduğunu kaydeden Ece Ceylan Baba, “Bunun için de yeni trendleri yakından takip ediyoruz. Seranit Porselen’de tasarım anlamında Türkiye için yeni dokunuşlar hazırladık ve buna devam ediyoruz. Porselende doğallığı ve sadeliği şık bir şekilde yansıtan farklı tasarımlar sunarken, Serra Seramik’te ise yılın trendlerini ürünlerimize yansıtıyoruz” diye konuştu.
Seranit Grup, Trabzon Bayisinin Açılışını Gerçekleştirdi Seranit Grup, Trabzon bayisinin açılışını gerçekleştirdi. Trabzon İl Emniyet Müdürü Murat Köksal, Trabzon Valiliği İl Özel Kalem Müdürü Faruk Tosun, AK Parti Trabzon Milletvekili Av. Salih Cora, Seranit Grup Başkanı Hamdi Altunalan ve Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba katılımı ile yapılan açılış töreni, Trabzon halkı ve iş çevreleri tarafından da büyük ilgi gördü. Aldığı ödüller ve belgelerle kalitesi her platformda tescillenen Seranit Grup’un Seranit Porselen ve Serra Seramik ürünlerinin satışı, 700 metrekarelik bir alana sahip Trabzon Kahvecioğlu – ACK Bayisi’nde gerçekleştirilecek.
52
“Piyasaya damgamızı vuracağız” Bayi açılış töreninde konuşan Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba ise, “Seranit olarak hacimsel açıdan sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümeyi hayata geçirirken; yenilikçi, yüksek kaliteli ve fark yaratan üst segment ürünlerimiz ile de piyasaya damgamızı vurmak istiyoruz” dedi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Seranova 15. Yılını İş Ortakları ile Birlikte İzmir’de Kutladı
54
2000 yılında “daima en iyisi” olmak hedefi ile sektörde yerini alan Seranova Seramik 15. Kuruluş yıldönümünde başarı ve kalitesiyle hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarlarında kendini ispat etmiş bir dünya markası olarak 03-05 Aralık 2015 tarihleri arasında Euphoria Aegean Resort Hotel İzmir / Seferihisar’da gerçekleştirdiği toplantıya Seranova nın Türkiye genelinde bulunan iş ortakları eşleri ile katıldı. “Seranova Yıldızlarıyla Buluşuyor” adı altında gerçekleşen organizasyonda bayilere 2016’nın yeni serileri fuar tadında bir özel bir alanda tanıtıldı, ürün-
lerin teknik özellikleri, yurtiçi ve yurtdışı pazar koşulları ve pazarlama stratejileri hakkında detaylı bilgiler verildi. Panel görüşmelerde bayilerin talep ve önerileri alınarak karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. 04 Aralık günü yapılan toplantıya katılan Doç. Dr. Deniz Gökçe Türkiye ekonomisini 2016’da bekleyen gelişmeler, seramik sektörünün ekonomiye kattığı büyük başarılar ile ilgili sunumunu bayilerle paylaştı. Karşılıklı söyleşi tadında geçen bu sunumdan bayiler oldukça memnun kaldı. Bayilerin eşleri ile birlikte katıldığı Eğitimci Yazar Sıtkı Aslanhan’ın karşılık-
lı söyleşi tadındaki sunumundan ise tüm katılımcılar memnun kaldı. Sektörde 15. Yılını kutlayan Seranova Seramiği AKP Uşak Milletvekili Alim Tunç toplantıya katılımlarıyla onurlandırdı. Düzenlenen Gala gecesinde 2015 Seranova Seramik Yetkili Satıcı Birincisine ve tüm Bölge Birincilerine ödülleri verildi. Seranova Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hilmi Alper, Yönetim Kurulu Üyeleri ve iş ortaklarıyla birlikte Seranova seramiğin 15. yıl pastasını kestiler. Ödül töreninin ardından Latif Doğan’ın sahne aldığı gece coşkulu ve eğlenceli bir şekilde devam etti.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Serel Seramik IF Desıgn Award Tasarım Yarışması 2015’de 2 Ödüle Layık Görüldü
56
SEREL Seramik ürünleri Almanya’nın en prestijli tasarım yarışması olan IF Design Award tasarım yarışması 2015’de, Banyo Kategorisi’nde 2 ödüle layık görüldü. Toplamda 17 kategoriden 3209 başvuru alan organizasyonda 1124 ürün ödül ile taçlanmıştır. SEREL Tasarım Ekibi, fonksiyonel ve yenilikçi yaklaşımlarla sunduğu tasarım değeri yüksek ürünleriyle uluslararası platformda birçok başarıya imza attığı gibi ülke içerisinde de önemli başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor.
Zafer Doğan, Aldonat Sunar, Ali Yıldız, Didem Durmaz ve Metin Murat Elbeyli’den oluşan SEREL Tasarım Ekibi; 2012 yılından itibaren toplamda kazanmış olduğu 13 tasarım ödülü ile başarısını hem ülkemizde hem de uluslararası alanlarda ispat etmiştir. Ekip başarının sırrı olarak; “Estetik ve fonksiyonu birleştiren tasarım ürünlerimize özenli dokunuşlar ile yaklaşıyor ve şekillendiriyoruz, dolayısı ile özellikle son zamanlarda aldığımız ödüller ve elde n ettiğimiz bu başarıların
tesadüfi olmadığını düşünüyoruz. Banyo çözümlerinde, her zaman yenilikçi olmayı hedefliyoruz ve çıktılarımız da genellikle önemli yenilikler barındırıyor. Yine de tasarımlarımızı, bizce diğerlerinden ayıran en önemli nokta, Anadolu insanının yaratıcılığına, zekâsına, hissiyatına ve emeğine değer veren ve yücelten bir organizasyonun, Elginkan topluluğunun bireyleri olarak, kültürümüzü fonksiyon ve çağdaş estetik ile çizgilere taşıyor ve yaşatıyor olmaktır.”
w w w.
p
r o u p. c a re x g
om.tr
Yaşayan Yüzeyler
Parex Beton Tamir ve Koruma Sistemleri @MYU^ TM^xXM^Ø E W_QW YaWMbQYQ`XU P W Y TM^xXM^Ø 7[^[fe[Z ZXQeUOUXQ^ 1\[de bQ \[XU ^Q`MZ QZVQW_Ue[Z ^QxUZQXQ^U -PQ^MZ_ W \^ YMXfQYQXQ^U .[eM bQ WM\XMYM _ W O XQ^ E fQe W[^aeaOaXM^
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı İstanbul’da Gerçekleştirildi
58
TİMFED Yönetim Kurulu toplantısı, 11 Eylül Cuma günü İstanbul’da Kuruçeşme’den hareket eden tekne turunda gerçekleştirildi. Toplantıya TİMFED Üyesi TİMDER, TİMKODER, BURTİMDER, ANTİMDER, KONTİMDER ve Elazığ Temsilciliği katıldı. Toplantıya TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Yunus Altun, TİMFED Yönetim Kurulu Üyeleri Ertan Sapankaya, Aydın Eşer, Serdar Dönmez, Mehmet Ali Yedek, Eyüp Topal, Cemal Kır, Bahadır Yıldırım, Baki Kartalkaya,
Emin Ayar, A. Harun Şahin, Tekin Yetiş, Yusuf Aydın Eskibozkurt, İlhan Kurtar, TİMDER’den Süleyman Karahan, BURTİMDER’den Zekeriya Yılmaz, Salim Yılmaz, Levent Kara, Taner Tanoğlu, ANTİMDER’den Ahmet Bilgiç, Arzu Akıncı, Tolga Alkan, Elazığ Temsilcisi Asım Civelek, KONTİMDER’den Osman Başaran, Barış Özcan, Mustafa İbalı, Ersin Arslan, Ahmet Yasin Bilen, Mustafa Polat, Tarık Altındağ, Hızır Korkmaz, TİMDER Hukuk Danışmanı Av. Fırat Barış Kavlak ve Genel Sekreter Nurhan Tanyeli katılım sağladı.
TİMFED’in öncelikli hedefleri arasında yer alan ülke sathında yayılmasının son ayağı olan KONTİMDER’in kurulması ve gelişimi hakkındaki detayların görüşüldüğü toplantıda, kat edilen hızlı yol herkesi mutlu etti. Toplantı da ayrıca Elazığ Temsilciliği’nin de yol haritası üzerinde konuşuldu. Eşsiz İstanbul Boğaz manzarası eşliğinde gerçekleştirlen toplantı sonrasında heyet teknede keyifli bir akşam yemeği yiyerek, bol bol sohbet etme fırsatı yakaladı. Heyet, gecenin sonunda İstanbul Boğaz manzarasının verdiği büyülenmişlikle toplu bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED Ekim Ayı Toplantısı Denizli’de Gerçekleştirildi
TİMFED Yönetim Kurulu toplantısı 22 Ekim Perşembe günü Denizli Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Toplantı TİMFED Üyesi TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD ve KONTİMDER’in katılımlarıyla gerçekleşti. Toplantıya TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Sedat Doğaç, Yönetim Kurulu Üyeleri Ertan Sapankaya, Serdar Dönmez, Mehmet Ali Yedek, Baki Kartalkaya, Emin Ayar, Murat Tuncer, TİMDER Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Karahan, DİMSİAD’tan Tahir Dinç, Mesut Aygören, Ahmet Çine, Ferruh Dalkılıç, Emre Boz, Murat Tekeli, Süleyman Çeliker, Muttalip Karagündüz, Mehmet Yıldız, Barış Yıldız KONTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Osman Başaran, Yönetim Kurulu Üyeleri; Barış Özcan, Mustafa İbalı, Ahmet Yasin Bilen, Hüseyin Uslu, Alper İnan, Fahri Şenozan, Tarkan Ecerkale, TİMFED Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Üyelerinden Mustafa Dikkaya ve TİMFED Genel Sekreteri Nurhan Tanyeli katılım sağladı. Osman Başaran
Mesut Aygören
60
Serdar Dönmez, Mustafa Dikkaya
Sedat Doğaç, Kemal Çelik, Ertan Sapankaya
Emin Ayar, Sedat Doğaç
lar koruyan bu antik kentin, Denizli’nin tekstil alanında çok büyük başarılar yakalamasının temellerinin bu bölgede 2300 yıl öncesinden atılmasını kanıtlayan bu eşsiz şahaser karşısında büyülendiler.
TİMFED Yönetim Kurulu Laodikya Antik Kenti’ni Gezdi TİMFED Yönetim Kurulu, MÖ 1. yüzyılda Batı Anadolu’nun en önemli ve en büyük ticaret, finans merkezi konumunda olan Laodikya Antik Kenti’ni ziyaret etti. TİMFED Heyeti, önemini uzun yıl-
Laodikya Antik Kentteki büyük sanat eserlerinin MÖ 1. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Romalılar da Laodikya’ya özel bir önem vermişler. İmparator Caracalla zamanında Laodikya’da bir seri kaliteli sikke basılmış. Laodikya halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmış. Laodikya’daki kazılar
1961-1963 yılları arasında Kanada Quebec Laval Üniversitesi’nin araştırmacıları tarafından, Profesör Jean des Gagniers yönetiminde yapılmış ve çok ilginç bir çeşme yapısı bütünüyle ortaya çıkarılmış. Bu başarılı çalışmalar, özellikle çeşme yapısı üzerine çok iyi etüdler kapsayan bir bölümle birlikte yayımlanmış.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED Yönetim Kurulu Kalden Yapı Market’i Ziyaret Etti TİMFED Yönetim Kurulu, DİMSİAD üyelerinden Kalden Yapı Marketi ziyaret etti. Sektör hakkında keyifli bir sohbetin gerçekleştiği ziyarette, TİMFED Heyeti Denizli’deki sektör gelişmelerini de yerinde dinleme fırsatı yakaladı.
61
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED Aralık Ayı Toplantısı Konya’da Gerçekleşti
TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı 19 Aralık Cumartesi günü Konya’da gerçekleştirildi. Toplantıya TİMFED Üyesi TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER, KONTİMDER katıldı. KONTİMDER’in yeni merkez binasında gerçekleşen toplantı KONTİMDER Üyelerine açık olarak geniş katılımlı gerçekleştirildi. İlk olarak TİMFED’in öncelikli hedefleri arasında yer alan ülke sathında yayılmanın son ayağı olan KONTİMDER’in yeni dernek merkezi açılışının yapılması ve kısa zamanda gerçekleştirdiği etkili faaliyetlerin görüşüldüğü toplantıda, gelinen nokta herkesi mutlu etti. Toplantı sonrası heyet değerli bir rehber eşliğinde kısa bir Konya şehir turu atarak Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Ardından heyet, Konya’nın yöresel yemeklerinin eşsiz lezzetlerinden oluşan bir menünün hazırlandığı akşam yemeğini keyifli bir sohbet eşliğinde yedi. Ziyaretin tarih itibariyle Şeb-i Arus dönemine denk gelmesi sebebiyle heyet Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Sema Gösterilerine katılarak, unutulması güç bir törene tanıklık etti.
62
Toplantıda TİMFED’e bağlı derneklerin üyelerine avantajlar sunacak TİMFED Card projesi Taha Çiftci tarafından tanıtıldı
TİMKODER Başkanı Yunus Altun
BURTİMDER Başkanı Y. Aydın Eskibozkurt
KONTİMDER Başkanı Osman Başaran
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMDER Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım
ANTİMDER Başkanı İlhan Kurtar ve DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç
Kemal Çelik, Osman Başaran’a açılış hediyesi takdim etti
Osman Başaran, Kemal Çelik’e günün anısına hediyelerini takdim etti
Tarkan Ecerkale KONTİMDER Yönetim Kurulu adına Osman Başaran’a hediyelerini takdim etti
63
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
TİMFED Pakpen Üretim Tesislerini Ziyaret Etti
19 Aralık Cumartesi günü aylık olağan yönetim kurulu toplantısı için Konya’ya gelen TİMFED Yönetim Kurulu Pakpen’in üretim tesislerini ziyaret etti. Ziyarete TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcıları Yunus Altun, Sedat Doğaç, Muhasip Üye Kemal Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyeleri Bahadır Yıldırım, Baki Kartalkaya, Cemal Kır, İlhan Kurtar, Mehmet Ali Yedek, Murat Tuncer, Ertan Sapankaya, Serdar Dönmez, Tekin Yetiş, Temel Aktay, Yusuf Aydın Eskibozkurt, TİMDER’den Süleyman Karahan, TİMKODER’den Zekeriya Fındıkoğlu, Ercan Yılmaz, İsmail Kulak, Birol Öztürk, Fatih Ayhan, Fatih Yavuklu, Mehmet Çalışkan, Sertaç Köleli, DİMSİAD’dan Mehmet Yıldız, Muhtalip Karagündüz, Osman Özçelik, Süleyman Çeliker, Fatoş Güzel, BURTİMDER’den Zekeriya Yılmaz, Cengiz Eker, Levent Kara, KONTİMDER’den Osman Başaran, Osman Ulular, Mustafa Polat, Hüseyin Uslu, Ersin Arslan, Yaşar Önel, Mustafa Sırrı Hancı, Barış Özcan, Tarık Altındağ, Galip Yarar, Hasan Hüseyin Başman, Sertaç Tuza, Hasan Karaca, Cüneyt Tat, R. Raşit Dağ, S. Alper İnan, İ. Altan Aktaş, Hasan Faruk Şahin, Tarkan Ecerkale, Mustafa Yanartaş, Necip Işık, Emre Olgun, Fahri Yıldız ve Genel Sekreter Nurhan Tanyeli katıldı. Paksu Yönetim Kurulu Üyeleri Sertaç Tuza ve Seda Tuza’nın evsahipliğinde
64
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
öncelikle kahvaltıda ağırlanan heyet, sonrasında üretim tesislerini gezdi. Pakpen’in değerli misafirperverliği ile üretim tesislerinde yaklaşık bir saatlik gezi gerçekleştiren heyet, Üstyapı Boru Üretim Müdürü Ali Dural, Pakpen Boru Grubu Bölge Yöneticisi Hayrettin Demirci, Kalite Müdürü Serhat Çiftçi, İş Güvenliği Uzmanı Burak Türker’den detaylı bilgiler aldı.
65
Tosyalı Holding 2016’ya Yeni ve Dev Yatırım Kararıyla Giriyor!
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Türkiye’nin global demir-çelik üreticisi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Tosyalı Holding, ithalatı ikame edecek yeni ve dev bir yatırıma hazırlandığını açıkladı. Bugüne kadar ülkemizde hiç üretilmeyen “boyuna dikişli LSAW boru” üretimi için yatırım kararı alan ve Sanayi Bakanlığı ile ön görüşmeleri tamamlayan holding, bu konuda dünyadaki sayılı üreticiden biri olacak. Et kalınlığı 40mm ve 60 inch çapa kadar boyuna dikişli LSAW boru için 2016’da başlayacak yatırımın sadece 1 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, petrol ve gaz hatlarında da kullanılan bu boruların bugüne kadar ithal edildiğini, ancak yatırım tamamlandığında tesisin yıllık 500 bin ton kapasiteyle çalışacağının altını çiziyor. Petrol ve Gaz Hatlarında da Kullanılacak İlk olarak TANAP’ta ortaya çıkan LSAW
Yatırım kararıyla ilgili açıklama yapan Fuat Tosyalı sözlerine şöyle devam ediyor: “Bir sanayi yatırımcısı olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyor ve Türkiye’nin ihtiyacı olan tüm katma değerli ürünleri ülkemiz sınırları içinde üretmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda 2015’in başında Japonya’nın lider şirketi Toyo Kohan ile temellerini attığımız Tosyalı Toyo A.Ş. yatırımı, ülkemizin katma değerli ürünlerde dışa bağımlılığının kaldırılması açısından büyük önem taşıyor. Şimdi LSAW boru ihtiyacı için planladığımız bu yeni yatırımla birlikte
Türkiye’de üretilemeyecek hiç bir boru kalmayacak. Denizin altından da, dağların tepelerinden de geçecek boruları üreteceğiz.”
Turkuaz Seramik’ten Eğitime Bir Destek Daha Turkuaz Seramik tarafından Tahirini Duran – Dudu Gümüş Ortaokulu’na yapılan vitrifiye yardımı kapsamında okul yöneticileri Turkuaz Seramik yetkililerini ziyaret etti. Verdikleri destek için çok mutlu olduklarını belirten Okul Müdürü Ayhan Telli Turkuaz Seramik Yönetim Kurulu Üyesi Emre Özkaya’ya teşekkür plaketi takdim etti. Okul Müdürü Ayhan Telli ‘’Okulumuza verilen her destek çocuklarımızın geleceği açısından oldukça önemli. Turkuaz Seramik yöneticilerine hem okulumuza hem de eğitime verdikleri tüm destekler için bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. Eğitim alanında yaptıkları yardım çalışmalarına önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edeceklerini belirten Turkuaz Seramik Yönetim Kurulu Üye-
66
boru ihtiyacının özellikle petrol ve gaz hatlarında önemli olduğunun altını çizen Tosyalı, “Türkiye’nin bu tür enerji projelerinde dışa bağımlılığını ortadan kaldıracağız” diye vurguluyor. %100 Tosçelik Spiral Boru Üretim Sanayi A.Ş. tarafından yapılacak bu yeni yatırımla hedef, 2017’de boruları sevk eder hale gelmek.
si Emre Özkaya “Kayseri’de başlattığımız okul yenileme çalışmaları Turkuaz Seramik olarak en önem verdiğimiz konular arasında yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önderliğinde köy okullarının tuvaletlerini yenilemelerini sağlıyo-
ruz ve minik öğrencilerimizi daha sağlıklı şartlara kavuşturuyoruz. Bugüne kadar 27 okula vitrifiye desteği sağlayarak okul tuvaletlerini yeniledik. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye bilgi verdi.
Duvar: 9.7x9.7 cm Retrica (Porselen Karo) Yer: 20x120 cm Legend Work (Porselen Karo)
Türkiye Seramik Federasyonu: “Asgari Ücret Artışı Emek Yoğun Sektörlerin Rekabet Gücünü Doğrudan Etkileyecek”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Emek yoğun sektörlerin başında gelen seramik sektörü adına, asgari ücrette yapılacak artış ile ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Ahmet Yamaner, Türkiye’ye sağladıkları net katma değerin büyüklüğü, minimum ithal girdisiyle maksimum ihracat yapılması ve yarattıkları istihdam sebebiyle asgari ücrette yapılacak artışın kendileri kadar ülkemizi de doğrudan etkileyeceğini belirtti.
TSF Başkanı Ahmet Yamaner
“Türkiye Seramik Federasyonu üyeleri toplamda 12 Milyar TL’lik iş hacmine ve 1,5 Milyar Dolarlık ihracat rakamına sahip. Türkiye, seramik sektörünün iki ana kolu olan vitrifiye banyo ürünlerinde Avrupa lideri, yer ve duvar seramikleri alanında ise Avrupa üçüncüsü. Biz, 1 Dolarlık girdi ile 20 Dolarlık ihracat yapabilen,
net katma değer sağlayan bir sektörüz. Dolayısıyla, işçinin eline geçen net asgari ücrete yapılacak artış, asgari ücretle çalışan binlerce kişi adına ve bu kişilere istihdam sağlayan seramik sektörü adına da kuşkusuz önemli bir gelişme ve memnuniyet sebebidir. Ancak, yapılacak artışın ülkemizin ekonomik denge ve dinamikleri gözetilerek, üreticiler üzerine ilave yük getirmeden ve dünya üzerinde dereceye girmiş bu sektörün rekabetçiliğine zarar vermeden gerçekleştirilmesi federasyonumuza üye olan 2 binden fazla firma adına en büyük arzumuzdur.” Maliyetin Tamamıyla İşletmelere Yüklenmesi Son Derece Olumsuz Sonuçlar Doğurabilir Açıklamasını rakamlarla detaylandıran Yamaner, “Türkiye’de iş gücü maliyeti üzerindeki istihdam vergileri, halihazırda OECD ortalamasına kıyasla yaklaşık 10 puan daha yüksektir. Bugün itibariyle, asgari geçim indirimi dahil çalışanların eline geçen 1.000 TL asgari ücretin işverene maliyeti 1.496 TL’dir. Net 1.300 TL’lik asgari ücretin işverene maliyeti 1.995 TL’ye ulaşacaktır. Bu da işletmeler için %35’lik bir artışa karşılık gelmektedir. Enflasyonun yıllık % 7-8 mertebelerinde seyrettiği bir ekonomik yapıda bir çırpıda böylesi bir ilâve artışı işletmelerin karşılayabilmesi çok güçtür. Özetle, net asgari ücretin 1.300 TL seviyesine çıkartılması ve yaratacağı maliyetin işletmelere yüklenmesi son derece olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. İç ve dış
pazarlarda rekabet gücünün azalması, ihracatın düşmesi; asgari ücretle geçinenler de dahil tüm gelir gruplarının alım gücünün azalması ve kayıt dışılığın artması istihdam ve enflasyon üzerinde oluşacak olumsuzluklardan sadece birkaçı olarak gösterilebilir” diyerek sözlerine devam etti. “Yapılacak artışın sadece işletmelere yüklenmesi, rekabet gücü sıralamasında ülkemizin daha da gerilemesine, Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden olan seramik ürünlerinin alıcı bulamamasına da neden olacaktır. Çözüm olarak, asgari ücrete uygulanan SGK primi, gelir vergisi ve işsizlik sigortası primi gibi konularda yapılacak düzenlemelerle hem işçinin eline geçen net asgari ücretin hedeflenen rakama çıkması, hem de bu artışın tamamının işletmelere yüklenmemesi sağlanabilir.” Ücretlendirme Kadar Verimlilik de Önemli Sadece seramik sektörü için değil emek yoğun tüm sektörler için verimliliğin de önemli olduğuna değinen Yamaner, “Ücretler kadar odaklanılmasında yarar bulunan diğer bir alansa verimliliktir. Sanayide ücretlerin verimliliğe kıyasla iki kat hızlı artışı, istihdam artışının önündeki en büyük engellerden biridir. SGK prim yükü gibi ücret dışı işgücü maliyetlerinin hafifletilip, OECD ortalamasına indirilmesi ve ücret artışlarında verimliliğin dikkate alınması, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomi için önemli bir gerekliliktir” dedi.
VitrA ve Artema, German Design Awards’tan ödüllerle döndü VitrA ve Artema’nın tasarımdaki yetkinliği, dünyanın saygın ödüllerinden “German Design Awards 2016”da bir kez daha onaylandı. German Design Council tarafından düzenlenen yarışmada VitrA’nın Dejavu serisi seramikleri “Banyo ve Sağlık”, Terra Nova serisi “Yapı ve Malzeme”, Memoria Blackserisi ise “Mobilya ve Seramik” kategorilerinde 68
ödüle layık görüldü. Artema; su tasarruflu silikon perlatörü ve kolay temizleme özelliğiyle banyolara rahatlık getiren Brava armatür serisiyle, “Özel Mansiyon” almaya hak kazandı. 2012 yılından bu yana dünya çapında başarılı tasarım profesyonellerini bir araya getiren German Design Awards’ın ödül töreni, 12 Şubat 2016 tarihinde Frankfurt’ta gerçekleştirilecek.
Ticaretin Kalbi UNICERA’da, UNICERA, 23–27 Şubat ’ta Tüyap’ta
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Tüyap tarafından organize edilen, Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) iş birliğiyle düzenlenen, UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı geniş ürün yelpazesi ve CERAMICTECH Seramik İşleme Teknolojileri özel bölümü ile 28.kez profesyonelleri bir araya getiriyor. 28 yıldan bu yana sürekli büyüyen ve yenilenen yapısıyla dünyanın önemli fuarları arasında yer alan UNICERA, yarattığı yeni işbirlikleri ile müşteri ve paydaşlarına yeni ufuklar açılmasına, sektörün rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlıyor. 2016’da da fırsatlar yaratmaya devam eden fuar, 22 ülkeden 300’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğini 11 salon 98.000 m2 kapalı sergileme alanında ağırlayacak. Dünyanın gözü UNICERA’da Mevcut pazarların yanı sıra hedef pazar ağını geliştirmeyi ilke edinen UNICERA, uluslararası arenada yaptığı tanıtım ve tutundurma faaliyetleri ile sektöre yeni iş ortakları kazandırıyor. Amerika, Almanya, Dubai, İtalya, Rusya, Makedonya, İran ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde faaliyet gösteren uluslararası sektörel yayınlarda, şehir merkezi, havalimanı gibi önemli noktalardaki reklam alanlarında ve dijital mecralarda yürüttüğü reklam çalışmaları ile her yıl global platformda dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
Küresel pazarların kilit oyuncusu UNICERA Türkiye’nin sektöründe Avrasya’ya açılan ticaret kapısı UNICERA, jeopolitik konumu ile yeni işbirlikleri ve etkin stratejilerin oluşturulmasında önemli rol oynuyor. Hızla gelişen küresel pazarlarda güçlü ve kilit oyuncu haline gelen sektör, giderek büyüyen üretim kapasitesi, modern teknoloji yatırımları ve yüksek kalite avantajları sayesinde dünya pazarındaki rekabet gücünü artırmaya devam ediyor. Dünyanın tek çatı altında entegre üretim yapan en büyük fabrikalarına sahip olan sektör, teknoloji ve tasarım odaklı geliştirdiği inovatif ürünleri ile önemli bir tedarik merkezi konumunda yer alıyor. UNICERA, dünya markaları ile sektöre her geçen gün ivme kazandırmaya devam ediyor. Ürün çeşitliliğinde lider Yeni trendlerin ışığında hazırlanan tasarımların ilk kez dünya pazarında görücüye çıktığı UNICERA, ürün çeşitliliğinde lider olma özelliği ile dikkat çekiyor. UNICERA, zemin ve duvar kaplamaları; seramik, granit, mermer, mozaik, doğal taş, banyo ürünleri ve aksesuarları; vitrifiye ürünler, armatürler, havlupan ve dekoratif radyatörler, mutfak ürünleri ve aksesuarları ziyaretçilerin beğenisine sunacak. UNICERA, aynı zamanda ziyaretçilerine
70
uygulama aşamasında kullanılan tüm teknoloji ürünlerini; seramik makineleri, makine yedek parçaları, yan sanayi ürünleri, hammaddeler ve kimyasalları CERAMICTECH Seramik İşleme Teknolojileri özel bölümü ile birebir inceleme fırsatı sunuyor. Ticari trendler ve sektörün taleplerini yakından takip eden UNICERA, 23 - 27 Şubat 2016 (Salı-Cumartesi) tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 5 gün boyunca gezilebilecek. Daha detaylı bilgi ve online davetiye için: www.unicera.com
VitrA İnovasyon Merkezi, 3 Yıl Üst Üste Sektörünün En Başarılı ArGe Merkezi Seçildi!
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
VitrA İnovasyon Merkezi; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2014 yılı ArGe Merkezleri Performans Endeksi Değerlendirmesi kapsamında, “Sektör Bazında En Başarılı Ar-Ge Merkezleri” sıralamasında, “Seramik ve Refrakter” sektöründe en başarılı ArGe Merkezi seçildi. Böylece VitrA İnovasyon Merkezi, 3 yıl üst üste 1.lik ödülüne layık görüldü. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir, 1.’lik ödülünü; “4. Özel Sektör ArGe Merkezleri Zirvesi”nde yapılan bir törenle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’tan aldı. Ödül vesilesiyle bir açıklama yapan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir, “2011 yılında, 15 Milyon TL’lik yatırımla Bozüyük’te kurduğumuz ve halen 75 kişilik bir ekibin çalıştığı VitrA İnovasyon Merkezi’nde, her yıl 50’ye yakın ArGe projesini gerçekleştiriyoruz. Grubumuzun tüm faaliyet alanlarında geliştirdiğimiz yeni ürün-
ceğiz. Önümüzdeki yıllarda liderliğimizi sürdürüp, VitrA İnovasyon Merkezi’ni dünya çapında yeniliklerle anılan bir değere dönüştüreceğimize inancımız tam.” dedi.
Mesleki Yeterlilik Belgesi Weber’den! Saint-Gobain Weber, Weber Akademi bünyesindeki uzman ekibi ile, Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu’nda yapılan değişiklik esaslarına göre 2015 yılından itibaren inşaat ve tesisat ustaları için alımı zorunlu hale getirilen “Mesleki Yeterlilik Belgesi”ne yönelik yapılandırdığı eğitimlerine Kasım ayı itibari ile başladı. MYK (Mesleki Yeterlilik Kurumu) mevzuatlarına uygun olarak düzenlenen eğitimlerden ilki, 4-6 Kasım 2015 tarihleri arasında 16 Seramik Karo Uygulama Ustasının katılımıyla Ankara Sincan’da bulunan Türkiye-Yol-İş İntes Eğitim Şantiyesi’nde gerçekleştirildi. Weber Akademi ekibi tarafından verilen eğitimlerde, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) mevzuatına uygun ve “Mesleki Yeterlilik Belgesi” alımlarına yönelik İş
72
lerle pazarda fark yaratıyoruz. Sektör bazında 3 yıl üst üste inovasyon lideri olmamızın getirdiği sorumlulukla, kullanıcılara değer sağlayan ürünlerimizdeki yenilikçi yönleri artırmaya devam ede-
Sağlığı ve Güvenliği ile Seramik Karo Kaplamacılığı konularında teorik bilgiler aktarılırken uygulamalara da yer verildi. Eğitimin ardından belgelendirme için TÜRKAK tarafından onaylanmış INTES MYM tarafından sınav yapıldı. Teorik ve uygulama olarak iki aşamadan oluşan sınavda ustaların Mesleki Yeterlilik Belgesi alımına hak kazanmaları için yetkinlikleri değerlendirildi. Weber Akademi bünyesinde “Mesleki Yeterlilik Belgesi” eğitimleri kapsamında, “Seramik Karo Uygulamacıları”nın yanı sıra “Isı Yalıtımı Uygulamacıları” ve “Su Yalıtımı Uygulamacıları”na yönelik eğitimler de düzenleniyor. Mesleki Yeterlilik Sınavı öncesi eğitim şartı aranmamakla birlikte mesleğinde
kendisini yeterli gören ve tecrübesine güvenen tüm ustalar, direkt onaylanmış kuruluşlar olan Ankara’da Intes MYM ve İstanbul’da Tebar ya da Belgetürk’e başvuru yapabiliyor. Saint-Gobain Weber, Weber Akademi bünyesinde düzenlediği “Mesleki Yeterlilik Belgesi” eğitimleri ile yapı sektöründe nitelikli iş gücünü arttırmaya yardımcı olurken, hem tüketiciyi hem de ülke ekonomisini desteklemeyi hedefliyor.
3. Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması Rekor Katılımla Sonuçlandı
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Yurtbay Seramik’in “Doğadan Sanata Sen Tasarla” sloganı ile seramik sektöründe moda yaratabilecek özgün tasarımları ortaya çıkarmak, “tasarımcı” kimliğinin güçlenmesine yardımcı olmak amacıyla düzenlediği 3. Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması sonuçlandı. Yapı-Endüstri Merkezi’nde gerçekleşen değerlendirme toplantısında, Prof. Ayşegül İzer (MSGSÜ GSF Grafik Tasarım Bölüm Başkanı), Prof. İnci Deniz Ilgın (Marmara Üniversitesi GSF Dekanı), Prof. Sevim Çizer (DEÜ GSF Seramik ve Cam Tasarımı Bölüm Başkanı), Tamer Nakışçı (Tasarımcı, Studio Nakışçı) ve Sinan Canpolat’tan (Mimar, Yurtbay Seramik Pazarlama Md. Yrd.) oluşan jüri, 307 projeyi inceledi. Yaptıkları kapsamlı değerlendirmeler sonucunda ödül grubunu belirleyen jüri, yarışmanın gördüğü yoğun ilgiden memnun kaldığını ifade etti. Doğa temasını seramik ile başarılı bir şekilde buluşturan, fikir ve tasarım olarak farkını ortaya koyan eser sahiplerinin geleceğe dair umut verdiğini belirtti. 19 Aralık’ta Yurtbay Seramik Bayi Toplantısı’nda gerçekleştirilen törenle dereceye giren yarışmacılara ödülleri
verildi. Eser sahipleri toplamda 20 bin 500 TL para ödülünün sahibi oldu. Yarışmanın birincisine ayrıca UNICERA 2016 Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda, Yurtbay Seramik standında tasarımının üretilerek sergilenmesi imkânı sağlanacak. Türkiye ve KKTC’deki üniversitelerin Mimarlık, Güzel Sanatlar, Sanat ve Tasarım Fakülteleri’nde öğrenim gören önlisans, lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin yenilikçi fikirlerini keşfetmek, özgün tasarımları seramik sektörüne
Yarışmaya 48 farklı üniversiteden, 13 farklı bölümden katılım oldu. www.dogadansanatasentasarla.com web sitesi üzerinden 1.320 ön başvuru alındı, 307 proje teslim edildi. Jüri değerlendirmesi sonucunda dokuz eser sahibi ödül almaya hak kazandı.
Bien Ailesine Bir Yenisi de İzmir’de Eklendi Bien’in İzmir Narlıdere’de açtığı yeni bayinin açılış törenine ilgi yoğun oldu. 21.10.2015’te düzenlenen törende açılışı Meclis Eski Başkanı Köksal Toptan, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ve Bien Satış Grup Başkanı Metin Savcı gerçekleştirdi. Açılışa, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Savaş Akıncı, Muğla Vali Yardımcısı Ali Barış, Bien Kanal Geliştirme Müdürü Ebru Şener ve Bien Yöneticileri de katıldı. İzmir’in Narlıdere, İnciraltı Kavşağı’nda cadde üstünde bulunan bayi 1.5 dönüm arazi üzerine kurulmuş ve yaklaşık 150 m2’lik tek katlı butik mağaza konseptinde kurgulanmıştır. Bien’in 60’a yakın birbirinden özel ürününün sergilendiği mağazada 10 tane canlı mekan bulunuyor. Çevre dostu, yenilikçi ve tasarıma önem veren Bien’in yeni mağazasında teşhir ettiği ürünler arasında öne çıkanlar ise Seramik Sağlık Gereçleri ürün grubu, Wedding Collection, Beton ve Marmol koleksiyonları oldu.
74
kazandırmak amacıyla düzenlenen yarışmada bu yıl öğrencilerden doğadan alınan malzemeler ile üretilen seramiği, doğadan esinlenerek şekillendirmeleri, doğanın sundukları ile insan üretiminin ara kesitinde tasarlamaları istendi.
Türkiye İnovasyon Haftası’nda Wavin Academy Örnek Başarı Öyküsüyle Yer Aldı
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Haberler
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından; Ekonomi Bakanlığı desteğinde bu yıl 3.cüsü düzenlenen ve Hollanda’nın partner ülke olduğu Türkiye İnovasyon Haftası Dünyada ve Türkiye’de fark yaratan profesyonelleri, akademisyenleri ve öğrencileri bir araya getirdi. 3-4-5 Aralık tarihlerinde, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte kendi alanında uzman, onlarca yerli ve yabancı konuşmacı fark yaratan hikâyelerini dinleyicilere aktardılar. Etkinlikteki en dikkat çeken konuşmalardan birisi de 3 Aralık Perşembe günü Business Models Inc. Şirketinin CEO’su ve dünyaca ünlü strateji uzmanı Patrick Van Der Pijl tarafından yapılmıştır. Patrick, strateji ve inovasyona ilişkin yeni vizyonuyla insanlara ve kuruluşlara ilham vererek kendi iş modellerine tamamen değişik bir perspektiften bakmalarını sağlamaktadır. Patrick, insanların ve firmaların fikirlerini değiştirmeleri için projelerinde strateji ve inovasyon için Vizyon Tuvali, İş Modeli Tuvali, Bağlam Tuvali ve Değer Önerme Tasarımcısı ve Birlikte Yaratma Teknikleri gibi çeşitli yeni ve görsel araçlar kullanmaktadır. 2009 yılında piyasaya sürdüğü “Business Model Generation” kitabıyla en çok satanlar listesinde yer alarak yaklaşık 1 milyonluk satış âdetine ulaşan Patrick, Toyota, Fujitsu, ING Bank, Microsoft, 3M ve bunun gibi 300’den fazla firmaya iş modeli kurma ve strateji geliştirme konularında danışmanlık yapmıştır.
Patrick’in “İnovatif İş Modelleri Tasarımı” konuşmasında Wavin Pilsa bünyesinde yer alan Wavin Academy en başarılı iş modelleri konusunda örnek gösterilmiştir. Bir hayalden, örnek başarı hikâyesine dönüşen Wavin Academy’nin sektör için nasıl eşsiz bir model olduğu detaylı olarak konferansta tartışılmıştır. Wavin Pilsa Genel Müdürü Orhun Çapanoğlu’na göre: Plastik boru sektöründe tesisatın uzun yıllar sorunsuz olarak çalışması, yapılan monta-
jın kalitesiyle doğrudan orantılıdır. Hatalı yapılan montajlar sektördeki en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sektörde var olan bu soruna çözüm olarak Wavin Pilsa, uygulamayı yapan ustaları eğitimden geçirerek sektörde bir ilki başarmıştır. 2014 yılında Adana’da kurulan Wavin Academy, öncelikle bir sosyal sorumluluk projesidir. Wavin Academy’nin temel amacı, Wavin Pilsa’nın iş ortaklarını sürekli olarak eğitip, mekanik tesisatın sorunsuz ve doğru yapılmasına katkıda bulunmaktır. Açıldığı günden bu yana 5.000’in üzerinde misafiri ağırlayan Wavin Academy, teknoloji ve yenilikleri en hızlı şekilde müşterilerine tanıtmak ve plastik boru tesisatlarının doğru şekilde uygulanmasını sağlamak için aktivitelerine yoğun bir şekilde devam etmektedir. Wavin Pilsa olarak yeniliğin hayatın vazgeçilmez unsuru olduğunu benimsiyor ve müşterilerimizin sorunlarına yönelik çözümlerimizin stratejik iş planlarımızın en önemli parçasını oluşturduğuna inanıyoruz. Örnek başarı hikâyesiyle bu denli büyük bir etkinlikte yer almanın haklı gururunu yaşayan firmamız, geleceğe yön verecek yeni projeleri hayata geçirmek için de büyük bir azimle çalışmalarına devam etmektedir.
76
CAM MOZAİK GRANİT, SERAMİK ZEMİN DEKORU DUVAR DEKORU BORDÜR
Yeni Sezon Ürünler , Daha Modern Tasarımlar Doğadan Esinlenen Etkileşimler
Seçim Sizin! İster Cam Mozaikler, İster Inox Metal Mozaikler, İster Golden Mozaikler
kalitemiz ve güvencemizle gönül rahatlığıyla yıllarca her mekanda kullanabilirsiniz.
Golden Cam Mozaik
Inox Metal Mozaik
Tenlight Mozaik
Farklı Ebat ve Renklerde Çeşitleri Mevcuttur
Farklı Ebat ve Renklerde Çeşitleri Mevcuttur
Farklı Ebat ve Renklerde Çeşitleri Mevcuttur
Firüzköy Bağlariçi Cad.Aytenler-1 İş Merkezi No:89 Avcılar / İstanbul Tel: 0 212 428 31 00 Pbx Faks: 0 212 428 16 57 info@betascammozaik.com www.betasseramik.com www.betascammozaik.com www.betapool.com
betascammozaik
Ali Ergenç
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Duayenlerimiz
TİMDER Kurucu Üyesi
78
Adana’da doğdum. Polis memuru bir babanın çocuğuyum. 3 kız kardeşim var. Ailenin tek erkek çocuğu olmam sebebiyle göz bebeği olarak büyüdüm.
Babamın görev yeri değişikliği nedeniyle 1950 yılında İzmir’den İstanbul’a geldik ve 50 yıldır İstanbul Sarıyer’de yaşıyorum. Fenerbahçe Spor Klübü’ne bağlı bir sporcuyum. İzmir’de lise son sınıf öğrencisiyken katıldığım bir yarışmada birinci olmuştum. Sonrasında İktisat Fakültesi’nde okurken Fenerbahçe Spor Klübü’nden gelen yetkililerle anlaştım ve bu yıl klübe bağlı 50. yılımı kutlayacağım. Üniversite hayatım boyunca hem okudum, hem spor hayatımı devam ettirdim hem de kumaşçı bir arkadaşımızın yanında çalıştım. 1975 yılında İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra iş hayatına atıldım.
TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli ve Ali Ergenç eski fotoğrafları üzerinden anıları yad ediyorlar
“Ör-Er İnşaat Malzemesi olarak piyasada belli bir dönem Türkiye 3.’sü sıralamasında iş yaptık. Bir dönem bu sıranın hiç bozulmamasından dolayı piyasadaki dostlarımız, kendi içinizde sıralamayı bir değiştirin diye bize takılıyorlardı.” 1975 yılında Koçtaş’ta işe başladım. Rahmi Koç’la sağlam bir aile dostluğumuz vardı. Mustafa ve Ali Koç elimde büyüdü desem yeridir. Koç ailesi o dönem Anadolu Hisarı’nda oturuyordu. Motorla Avrupa yakasına geçer, çocukları bana emanet ederlerdi. Çocukların bana emanet oldukları bir gün onları ilk defa futbol maçına götürdüm. Ali Sami Yen Standı’nda Fenerbahçe – Galatasaray maçıydı ve çocuklar için unutulmaz bir gün oldu. Koç Grubu’nda 5 sene çalıştım. Sonrasında ayrıldım ve 1980 yılında kendi şirketimi kurdum. Ör-Er İnşaat Malzemeleri olarak piyasada belli bir dönem Türkiye 3.’sü sıralamasında iş yaptık. O dönem Koçtaş, Isısan
TİMDER’i ilk kurmaya karar verdiğimizde insanlarda bir korku vardı. Çünkü o dönem üreticilerin bir tekeli vardı. Hangi üretici ile çalışıyorsanız sadece onunla çalışacaktınız ve o ne derse onu yapma zorunluluğunuz vardı. Bir başkasının malını vitrininde dahi görseler bayiliğini iptal ediyorlardı. Biz böyle bir dönemde TİMDER’i kurmaya karar verince ve etrafımızda sektörün en üst tabakası birleşince üreticiler ses çıkaramadı ama bu örgütlenmeden son derece rahatsız oldular. Bu süreçte bana 5-6 ay kadar bir ambargo uyguladılar. Mal vermediler, sevkiyatlarımı yapmadılar ve ciddi bir sıkıntı yaşattılar. TİMDER’in kuruluş amacını, neler yapmak istediğini bir türlü anlatamadık. Ancak pes etmedik ve kendimizi anlatmaya devam ettik. Son-
rasında onlar da aslında sektöre faydalı bir örgüt olduğumuzu anladılar ve kabullendiler. Ancak TİMDER’in kuruluş döneminde en ciddi zararı gören kişi ben oldum. Bir fuar organizasyonun hem sektöre hem de derneğimize ne kadar yarar sağlayacağının bilinciyle, o dönem TİMDER adına başlattığımız ilk faaliyet fuar organizasyonu oldu. İlk fuarımızı Mecidiyeköy’de 350 - 400 m2‘lik küçük bir yerde yaptık. İkinci fuarımızı ise Harbiye Hilton’da yaptık ve ilgi ilk fuara göre çok daha fazlaydı. Üçüncü fuarı ise CNR’da yaptık. Bana göre ilk gerçek fuarımız CNR’da gerçekleştirdiğimizdir. Sonrasında CNR ile yaptığımız toplantıda Yapı Endüstri Merkezi’nin fuarımızı
istediğini öğrendim. Bunun üzerine yaşanan olumsuzluklarla TÜYAP’la görüştük, anlaştık ve bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadan geldik. Sektörün ilk zamanlarında İtalya Avrupa’nın fuar merkeziydi, bugün ise Türkiye’de o merkezlerden bir tanesi konumunda ve bunun yaratıcısı TİMDER. TİMDER’in fuara iyi sahip çıkması, her geçen gün geliştirmesi bugün UNICERA’yı bu noktaya taşıdı. Önümüzdeki aylarda UNICERA Fuarı’nın 28.’sini gerçekleştireceğimiz için çok mutluyum.
“TİMDER’in varlığı, sektörde oluşturduğu birlik kavramı hepimiz için büyük değer taşıyor. TİMDER sektör adına ortak hareket etme noktası oldu.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
ve Ör-Er şeklinde bir sıralama vardı. Bir dönem bu sıranın hiç bozulmamasından dolayı piyasadaki dostlarımız, kendi içinizde sıralamayı bir değiştirin diye bize takılıyorlardı. O dönem çalıştığım üretici firmalardan bir tanesiyle yaşadığım ciddi bir sorun sonrasında iş hayatım kötü etkilendi. Yaşanabilmesi güç bir olay yaşadım. Bu olay sonrasında da iş hayatımı sonlandırdım. O dönem edindiğim tüm mal varlığımla piyasaya tüm borcumu temizleyerek 2009 yılında sektörden ayrıldım. Şuanda Sarıyer Belediyesi’nde Başkan Danışmanı olarak görev yapıyorum aynı zamanda da Sarıyerliler Derneğinin Başkanıyım.
Duayenlerimiz
“O dönem üreticilerin bir tekeli vardı. Biz böyle bir dönemde TİMDER’i kurmaya karar verince son derece rahatsız oldular.”
79
Duayenlerimiz TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
TİMDER’in varlığı, sektörde oluşturduğu birlik kavramı hepimiz için büyük değer taşıyor. TİMDER sektör adına ortak hareket etme noktası oldu. Birlikte hareket edildiği zaman üreticiler de ona göre adım atmak zorunda kalıyor. TİMDER gibi bir örgütlenme olmasa firmalar bireysel hareket etmek durumunda kalacaklar ve o zaman etkileri, gücü olmayacak. Bu birlik anlayışına verilebilecek en güzel örnek o yıllarda yaşadığımız bir anı olur. Üreticilerimizden bir tanesi derneğin ilk kurulduğu yıllarda biz satıcılarla bir dönem bağlantısı yaptı. Belirlenen fiyat üzerinden dönem bağlantısı ödemelerimizi yaptık. Ancak üretici anlaşılan fiyat üzerinden bu bağlantıyı yapamayacağını ifade etti. Bağlantıyı yaptığımızı evrakları verdiğimizi söylememize rağmen kabul etmedi. Bunun üzerine tüm Türkiye’yi davet ettiğimiz, Ankara’da bir toplantı yaptık. Tüm Türkiye’den satıcılar geldi ve bayilikleri bırakacaklarını ifade ettiler. Bunun üzerine üretici geri adım attı ve anlaştığımız fiyat üzerinden malları geri verdi. Tabi o dönem TİMDER Başkanı olmam vasfıyla ben üreticiler nezdinde kötü adam oldum ve bazı zorluklar yaşadım. Ancak tek tesellim bugün inşaat sektörü Avrupa’nın en büyüklerinden bir tanesi oldu ve İtalya’yla rahat rekabet eder bir konumdayız. “TİMDER’de kimse koltuk sevdası taşımıyor, amaç sadece sektöre hizmet etmek. İki senede bir derneğe başkan ve yönetim değişikliğiyle heyecan geliyor.” TİMDER’i kurduğum zaman bir kural koydum, hiç kimse bir dönemden fazla başkanlık yapmayacak. Bu kural 28 yıldır uygulanıyor ve TİMDER’in bugün
80
bu noktaya gelmesinde bu kuralın çok büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Çünkü TİMDER’de kimse koltuk sevdası taşımıyor, amaç sadece sektöre hizmet etmek. İki senede bir derneğe başkan ve yönetim değişikliğiyle heyecan geliyor. Geçmişe dönüp baktığım zaman sektörde yapmak isteyip de yapamadığım bir şey olduğunu göremiyorum. 2009 yılında şirketimi kapadım. Sektörde zor sıkıntılı günler yaşadım ama hiçbir zaman TİMDER’in Başkanı olmam gibi bir gücü kullanmadım. Çünkü derneğimiz bizim için ve sektörümüz için çok değerli. Sektörümüz bugün bu hale geldiyse küçük de olsa bir payım olduğunu düşünüyorum ve bundan dolayı da büyük bir mutluluk duyuyorum. Sivil toplum kuruluşları ülkemiz için büyük önem taşıyor ve Türkiye’de örgütlenme adına bir takım işler yapılıyor.
Ancak ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının başına gelen kişilerin yapılan her işi bireysel olarak kendilerine mal edip sonrasında da koltuklarını arkadan gelenlere devir etmemeleri sivil toplum örgütlerinde kısır döngüye sebep oluyor. Bu konuda bugün bir sürü örnekler var. Bir dernek kuruluyor, bütün eş dost çevre oraya toplanıyor. Sonrasında ya siyasette milletvekilliği ya bakanlık derdine yada piyasada farklı işler yapmanın peşine düşüyor. Bu yüzden ülkemizde henüz tam rayına girmiş bir sivil toplum anlayışı olduğuna inanmıyorum. Ancak ümitsiz de değilim. Sektöre vereceğim en önemli mesaj boylarını aşan işlerde mutlaka çok dikkatli davransınlar. Kaldırabilecekleri yükün altına girsinler, kaldıramayacakları yükün altına asla girmesinler. Hacimleri çerçevesinde iş yapsınlar. Özellikle büyük projelerde güvendikleri insanlarla paylaşarak iş yapsınlar.
“Değişen tasarımlar, değişmeyen kalite”
Merkez / Head Ofce: Güzelyurt Mah. Yıldırım Beyazıt Cad. Mor Menekşe Sitesi A1 Blok D:5 Esenyurt / İstanbul
Fabrika / Factory: Etili Köyü 17420 Çan / Çanakkale
+90 (212) 854 10 42 (pbx)
www.peraseramik.com
+90 (212) 854 10 45
peraseramik@peraseramik.com
+90 (286) 423 26 00 (pbx) +90 (286) 423 26 06
Erol Hacıoğlu
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Söyleşi
Graniser Granit Seramik San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü
1954 doğumluyum. İş hayatına üniversitedeyken 1977 yılında Elginkan Holding’de başladım. 1992 yılında Elginkan Holding’de Genel Müdür Yardımcısı iken Söğüt Seramik’e geçtim. 1998 yılına kadar Söğüt Seramik’te çalıştıktan sonra Abdurrahman Akarsu ile ithalat işi yaptım. Ardından NG Kütahya’da çalıştıktan sonra 2000 yılında Termal Seramik’e geçtim. 2006 yılında ise Kazancılar ailesinden gelen teklifle Graniser’de çalışmaya başladım. “1.2 Milyon m2 ile işe başladıkları üretim, 2004 yılına geldiklerinde 21 Milyon m2’lere çıktı.” Kazancılar Bitlis’ten İzmir’e göç eden tekstilci bir ailedir. Bir dönem çok popüler olan Rodi Jeans’in sahipleri idi. 1998 yılında farklı alanlara yatırım yapma yönünde görüşmelerimiz oldu. Özellikle granit seramik alanında yatırım yapmaları konusunda sektörle ilgili görüşlerimi paylaştım. Sektörün bu alanda gelişime açık olduğunu, ihracata elverişli olduğunu aktardım. Ardından granit seramik-
82
ten seramiğe yönelme kararı aldılar. Ben de satış ve üretime tecrübeli bir uzman yerleştirdim, gerekli makinelerin anlaşmasını gerçekleştirdim. 1999 yılında 1.2 Milyon m2 ile başladıkları üretim, 2004 yılına geldiklerinde 22 Milyon m2’lere çıktı. Bu boyutta bir kapasite artışı ciddi bir başarının göstergesiydi. “2012’nin Mayıs ayında Graniser’in %75’ni Bancroft’a 75 Milyon Dolara devir ettik. Daha sonra EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) geldi ve yaptıkları 10 Milyon Euro yatırımla Graniser %100 yabancı sermayeye dönüşmüş ilk firma oldu.” 2006 yılında tekrar göreve geldiğimde yapılacak çok şey vardı. Daha çok ihracata ağırlık vererek firmayı belli bir konuma taşımayı planladık. Graniser o dönemde iç pazara yönelik faaliyet gösteriyordu. İhracat oranı oldukça düşüktü ve zorlu bir dönemden geçiyorduk. O nedenle uluslararası arenada kendimizi tanıtmak ve firmayı öne çıkarmak için
uluslararası pazara çıkmaya karar verdik. 2008 yılında tanıştığımız Londra Merkezli Bancroft’la 2010 yılında yeniden bir görüşme sağladık. Bancroft iş planlarımızı inceledi ve belirttiğimiz rakamların gerçekleştiğini görerek satın almaya karar verdiler. Böylece 2012’nin Mayıs ayında Graniser’in %75’ni 75 Milyon Dolara Bancroft’a devrettik. Ardından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası EBRD’nin yaptığı 10 Milyon Euro yatırımla Graniser %100 yabancı sermayeye dönüşmüş ilk firma oldu. Bancroft gibi fonlar belli bir sürenin sonunda firmayı satışa çıkartırlar. Biz de şu anda Graniser’i tekrar uluslararası arenada satışa sunuyoruz. Graniser bugün %57 ihracat payıyla 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. İhracatımızın %25’ini Kuzey Amerika’ya, %35’ini yaşanan ekonomik krize rağmen Avrupa’ya yapıyoruz. Yunanistan, Romanya, Azerbaycan, İsrail gibi önemli pazarlarda %25 ihracat payımızla sektörde oran olarak ilk sırada yer alıyoruz.
Graniser bugün %90-95 kapasiteyle çalışan bir firma. Dolayısıyla Graniser’in gelecek planları doğrultusunda stratejik bir ortağın firma için doğru olacağına inanıyoruz. Türkiye ekonomisi açısından bakıldığında da fondan çok stratejik bir ortağın daha doğru bir karar olduğunu görüyoruz. Öte yandan, geçen yıl 46.5 Milyon Dolar, 2013 yılında 42 Milyon Dolar, 2012’de 38 Milyon Dolar ve 2011’de 33 Milyon Dolar ihracat yaptık. Bu rakamlar yönetime geldiğimizden beri ihracatımızı %300 artırmayı başardığımızı ortaya koyuyor. Ancak ihracat konusunda önemli bulduğum bir konuyu paylaşmak istiyorum. İhracatta önemli olan evet satmaktır, ancak satmayı fiyat kırmak olarak algıladığınız zaman, ülke imajına zarar vermekten başka bir şey yapmış olmazsınız. Sektörümüzdeki tüm üreticilerin bunu çok iyi anlaması gerekiyor.
ne Suudi Arabistan, Vietnam, Rusya ve Amerika alıyor. Ardından 10. sırada Türkiye geliyor. Geçen seneki rakamlar itibariyle iç piyasada 220 Milyon m2 seramik tüketildi. Yıllar itibariyle Türkiye’de seramik sektörüne baktığımızda, 2005 yılında iç piyasada 145 Milyon m2 tüketim söz konusuyken, 95 Milyon m2 ihracat yapıldığını görüyoruz. 2014’e geldiğimizde ise iç piyasada 220 Milyon m2 ürün tüketilirken, 85 Milyon m2 ihracat yapıldığı görülüyor. Dolayısıyla sektör iç piyasayla büyüyor ve maalesef ihracatta geriye gidiyor. Diğer yandan, mevcut rakamlar gösteriyor ki, bu yıl iç piyasada 10 Milyon kadar bir gerileme olacak, ama ihracat 75 Milyon m2’lerde kalacak. Bu tablo bizim büyüyen ihracat pazarından yeterli payı alamadığımızı ortaya koyuyor. Buna istinaden yakın geçmişten örnek vermek gerekirse, 2005’li yıllarda 96 Milyon m2 olan ihracat rakamlarımızla dünya seramik sektöründen %5 pay alırken, 2015’e geldiğimizde bu rakamın 75 Milyon m2 ile %2.5’a düştüğünü görüyoruz. Dünya ihracat rakamlarına baktığımız zaman ise Çin’in 7.5 Milyar Dolar ile ilk sırada yer aldığını görüyoruz. Ardından 4.4 Milyar Dolarla İtalya ve 3 Milyar Dolarla İspanya geliyor. Sıralamada bizim önümüzde 114 Milyon m2 ile İran var, ama tutar olarak bizim altımızda bulunuyor. Bununla birlikte, metrekare olarak
baktığımızda Çin’in 1 Milyar 150 Milyon m2 ihracat yaptığını görüyoruz. Ardından 320 Milyon m2 ile İspanya, 310 Milyon m2 ile İtalya, 114 Milyon m2 ile İran’ın ihracatı geliyor. İran satışını en çok Irak’a yapıyor. Aynı zamanda çok düşük fiyatlarla Afganistan ve Gürcistan’a ürün veriyor. İran’ın ardından Türkiye geliyor. Ancak üçüncü ve dördüncü sıra arasındaki farkın ciddi boyutta olduğunu görüyoruz. Türk seramik sektörü 2014 yılını 600 Milyon Dolarla tamamladı. 2014 yılında toplam 20 Milyar Dolarlık pazardan %3 pay alabildik. 2015’e geldiğimizde ise bu oranın %2.5’a indiğini görüyoruz. Türkiye bu farkı çok kolay kapatabilir. Hatta büyümemiz için kapatmak zorundayız. Bu noktada sektörümüz bir zorlanma yaşamayacak, çünkü Türkiye toplam tüketiminin sadece %2’sini ithal ediyor. İhracat pazarı ise her geçen sene büyüyor. 2015 yılında ihracat pazarının 2.7 Milyara ulaşması bekleniyor. Ancak maalesef her geçen yıl bu pastadan daha az pay alıyoruz. Bunun nedenlerinin başında dengesiz doğalgaz artışları geliyor. Seramik sektöründe enerjinin toplam payı kojenerasyonunuz olup olmadığına bağlı olarak %32 ila 45 arasında değişir. Maliyette önemli bir paya sahip olan doğalgaza yapılan darbeli zamlar ne yazık ki sektörü geriletiyor. 2007’de 104 Milyon m2 olan ihracat rakamlarımız, 2008’de doğalgaza yapılan %75 zamla 2009 yılında 67 Milyon
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
İç piyasada ise 55 bayimizle faaliyet gösteriyoruz. Bayilerin %95’i ise sadece Graniser ürünlerini satıyor. Önümüzdeki dönemde bayi sayımızı belli bir oranda artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca ihracata yönelik ek kapasite ihtiyacımız doğrultusunda yeni bir yatırıma başladık. 2016 yılının ikinci yarısında faaliyete geçecek yatırımla üretimimizin %65’ini ihracata ayırıyoruz. 2.8 Milyon m2 büyük ebat üretim yatırımımızla, 46.5 Milyon Dolar olan ihracatımızı 60-65 Milyon Dolara taşıyacağız. Ardından önümüzdeki 5 yıllık iş planımızda ise granit yatırımı gerçekleştireceğiz.
Söyleşi
“2005’li yıllarda 96 Milyon m2 olan ihracat rakamlarımızla dünya seramik sektöründen %5 pay alırken, 2015’e geldiğimizde ise bu rakamın 75 Milyon m2 ile %2.5’a düştüğünü görüyoruz.”
Dünya seramik sektörüne baktığımız zaman 12 Milyar m2’ye yakın bir üretim görüyoruz. Türkiye dünya üretiminde 8. sırada yer alıyor. Çin 5.7 Milyar m2 ile ilk sırada bulunuyor. Ardından Brezilya 870 Milyon m2, Hindistan 750 Milyon m2, İran 500 Milyon m2, İspanya 420 Milyon m2, Endonezyo 390 Milyon m2, İtalya 360 Milyon m2 ve Türkiye 320 Milyon m2 ile geliyor. Kullanımda ise Türkiye 10. sırada bulunuyor. Kullanım sıralaması üretim sıralamasına yakın, ancak İtalya ve İspanya’da kullanımın az olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin yeri-
83
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Söyleşi
m2’ye düşmüştü. Aynı şekilde 2012 yılında gerçekleşen zamlar sonrasında da 94 Milyonlardan 2014’te 85 Milyonlara düştük. Ancak ihraç pazarlarımız, doğalgaza %75 zam geldiği için ürünlerimizin fiyat %30 arttı gibi bir durumu kabul edemez. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde böyle bir zam yaşanmıyor.
“Türk malının gerçekten tanınması ve dünya pazarında yer etmesi hepimize bağlı. Bu konuda firmaların ciddi emek vermesi, bunu firma kültürlerine yerleştirmesi lazım. Biz Graniser olarak bunu yaptık. Bunu müşteriye ve ürüne önem vererek yaptık.” Sektörümüzde Türkiye’nin markalaşması son derece önemli bir konudur. Fakat Türkiye’de bazı firmaların takındığı tutum nedeniyle bu hedefe ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Mevcut durumda 450 Milyon m2 kapasitemiz bulunuyor. Kapasitenin ise %66’sını değerlendirebiliyoruz. Firmalar yeni yatırımlar yapıyor. Yapılan yeni yatırımlarla birlikte hem iç piyasada
84
ürün satmayı hem de ihracat yapmayı istiyoruz. Ancak satış yaparken bazı kritik hatalar yapılıyor. 7.5 Dolara satılan bir mal için 6 Dolar teklif veriliyor. Bu tablo dış pazarda ülke imajımızı sekteye uğratıyor, hatta geriye götürüyor. Çünkü ürünü sattıran sadece fiyat değil, servis, satış sonrası destek gibi etkenlerdir. Nitekim müşteri ürünü düşük fiyatla alıp memnun kalmadığında yine size dönüyor, ancak siz kaybettiğiniz pazarınızı ancak düşük fiyatla geri alabiliyorsunuz. Bu durum ülke imajınızda ciddi kayıplara sebebiyet veriyor. Bugün dünyaya baktığımız zaman İtalya’da sektörü sürükleyen 15 tane firma görüyoruz, 16 değil. İspanya’da da sektörü sürükleyen 7 firmadır, 8 değil. Bu nedenle ülkemizde de bu konuda bazı firmalara çok büyük görev düşüyor. Türk malının gerçekten tanınması ve dünya pazarında yer etmesi hepimize bağlı. Bu konuda firmaların ciddi emek vermesi, bunu firma kültürlerine yerleştirmesi lazım. Graniser olarak biz bunu yapıyoruz. Müşterilerimize ve ürünleri-
mize önem vererek bunu yapıyoruz. Bu yönde neler yapmamız gerektiğini planlamış bulunuyoruz. Ayrıca ihracat yaptığımız ülkelerin pazarlarını analiz ediyor, zaman zaman ihracat destinasyonlarımızı değiştiriyoruz. Örneğin bundan 7 sene önce Azerbaycan’a 1.5 Milyon m2, Romanya’ya 1.5 Milyon m2, Gürcistan’a 700-800 Bin m2 ürün satışı gerçekleştiriyorduk. Bu ülkelerde fiyatlar düşmeye başlayınca ve pazarlarda istikrarsızlık sezince diğer ülkelere yöneldik. Öte yandan, bugün Amerika ciddi bir pazara sahip bulunuyor. Amerika’da şu anda kişi başına kullanım 0,7 m2, ülkemizde ise 3 m2 olduğunu düşünürseniz, 300 Milyon nüfusta 2 m2 kullanmaya başladıkları zaman 600 Milyon m2 bir pazar olacağını görebilirsiniz. Dolayısıyla o pazarda yer almamız gerekiyor. Bu nedenle ABD pazarına yöneldik ve o pazara yönelik ürünleri hayata geçirdik. Şu anda Graniser’in Amerika’ya giden ürünlerin %20’sini gerçekleştiriyor. Amerika şu anki rakamlarla 150-160 Milyon m2 üretime ihtiyaç duyan büyük bir ihracat pazarı ve bu pazarda herkese yer var.
Sektörümüz açısından yeni ihracat pazarları büyük önem taşıyor. Bütün aktörlerin yeni pazarlara odaklanması gerekiyor. Ancak maalesef geçen sene 600 Milyon Dolar olan satışlarımız, bu sene 500 Milyon Dolar olarak gerçekleşecek. Diğer yandan, Türkiye’de atıl olan %35-40’lık bir kapasite söz konusu. Oysa dünya pazarından %5 pay alsak, bu pay 1 Milyar Dolara karşılık gelirdi. Çünkü karşımızda 20 Milyar Dolarlık bir pazar duruyor. Ancak şu an bu oranı da yakalayamıyoruz. Sektörümüz açısından uluslararası fuarlar son derece önemli. Nitekim artık UNICERA uluslararası bir fuara dönüştü ve bu gelişme bizi çok memnun ediyor. İspanya için CEVISAMA ne ise UNICERA da hemen hemen o seviyeyi yakalamaya başladı. CERSAIE kadar olmasa da CEVISAMA’yı yakalamayı başardı. Dolayısıyla UNICERA’dan ihracat müş-
terimiz açısından beklentimiz büyük. Birçok ülkeden gelen insanlar, birçok yeni firma ile tanışma imkanına sahip oluyor. Bu nedenle UNICERA, tüm Türk firmaları için büyük önem arz eden bir fuar haline geldi. Son dönemde tartışılan fuarın zamanlamasıyla ilgili konuyu bağımsız bir kuruma inceletmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Müşteri davranış biçimi, müşteriler neden hoşlanır, ne zaman gelmek isterler, ne zaman görüşmek isterler, bu konularda kendi içimizde tartışmaktan çok müşteri görüşü almakta yarar görüyorum. Bu yaklaşımın, bu tarz bir çalışmanın verimliliği artıracak bir araştırma olduğu kanaatindeyim. Sadece müşterilerin değil, fuarın verimliliği açısından da potansiyel müşterilerin görüşünün alınması ve sonrasında tarih konusunda karar alınması gerekir diye düşünüyorum.
Söyleşi
Bu yıl Türkiye’de 1 Milyon 300.000 adet konut satışı gerçekleşmiş bulunuyor. Ruhsatlarda düşüşe rağmen konut satışlarındaki artış ise olumlu. Geçen sene bu rakam 1 Milyon 150 Bin adetti. Geçen sene 540 Bin, ondan önceki sene 529 Bin ilk el satışı oldu. Bu yıl ilk el satışı ise 600 Bin olacak. ABD ile kıyasladığımızda Amerika’da ilk el satışının 1 Milyon 740 Bin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizim ilk el satışımızdan 3 katından fazlasına karşılık geliyor. Biz iç pazarda 220 Milyon m2 kullanırken, Amerika’nın 670 Milyon m2 kullanması gerekiyor. Bu nedenle Amerika önemli bir pazar ve Amerika’ya ihracat bizim için çok değerli.
“UNICERA’dan ihracat müşterimiz açısından beklentimiz büyük. UNICERA tüm Türk firmaları için büyük önem arz eden bir fuar haline geldi.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
“Amerika’da geçen sene satılan toplam konut sayısı 5.4 Milyon adetti. Orada büyüyecek olan bir pazar var. Şu anda orada halı hakim, ama yavaş yavaş hijyen dolayısıyla seramiğe geçiş var.” Türkiye’de geçtiğimiz yıl 220 Milyon m2 inşaat ruhsatı alındı. 2013’de ise bu rakam 175 Milyon m2 düzeyindeydi. Bu yıla geldiğimizde ise inşaat ruhsatı 180 Milyon m2’lerde kalacak, hatta 170 Milyon m2’lere düşecek gibi gözüküyor. 9 aylık rakamlara baktığımız zaman geçen sene 175 Milyon m2 olan ruhsat alımı, bu sene 9 aylık rakamlarla 132 Milyon m2 seviyesinde bulunuyor. Ciddi bir düşüş söz konusu ve bu düşüşün sektörümüze yansımasının 8-9 ay sonra olacağını öngörüyoruz. Bu durumdan iç pazarın olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz.
85
Çetin Erol
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
NPlus Banyo Ürünleri Ltd. Şti. Genel Müdürü
86
Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık bölümü mezunuyum. 1996 yılında ahşabın ve mobilyanın kokusunu alınca ahşap işine gönülden bağlandım. Mesleğe ofiste proje çizerek yada şantiyede çalışarak da devam edebilirdim ama ben bu yolu seçmedim. İşin mutfağında tasarımdan başladığım için ahşaptan kopamadım ve 19 yıldır bu sektörde devam ediyorum. Mobilya sektörü bana daha farklı bir tat verdi. Hem üretim hem tasarım süreçlerinin her bölümünde bulundum. Öte yandan yöneticilik tarafında satış ve idari işlerle ilgili dönem dönem bir çok bölümde görev aldım. Sektörün büyük markalarında önemli bölümlerde yöneticilik görevi yaptım. Türkiye’nin en büyük şirketlerinde 2000’e yakın cari yönetim yaparken, yapı ürünleri sektöründe birçok firmayla da irtibat halinde oldum. Belli bir noktaya geldiğime inandıktan sonra da profesyonel hayatta kendi kanatlarımla uçmaya karar verdim. İnsan belli bir doygunluğa ulaştıktan sonra girişimcilik ruhu içini kemiriyor, manevi tatminlerde bir çatışma olabiliyor ve o çatışmaları aşabilmek için yaptığım işlerde kendi kararlarımı alma yönünde ilerledim.
“Ahşabın ve mobilyanın kokusunu alınca ahşap işine gönülden bağlandım.” “Her konuda sürekli istişare halindeyiz ve üçümüz de tüm detaylara hakimiz. Yaptığımız iş bölümü ile birbirimizi tamamlar şekilde çalışıyoruz.” NPlus’ı Barış Efe ve Recep Kınay’la birlikte 1 Eylül 2014 tarihinde kurduk. Üçümüzde yıllardır bu sektöre gönül veren kişileriz. Ortaklarımın ikisi de geçmiş dönemde birlikte çalıştığım mesai arkadaşlarım. Üçümüzde sektörde bir firmaya bağlı çalışırken, birlikte kendi işimizi yapma fikri ortaya çıktı ve hepimiz buna sıcak baktık. Sonuç olarak ortaya NPlus çıktı. Geçmişten gelen üretim, satış ve idari tecrübelerimizle bu işi yapabileceğimize güvenerek bu yola çıktık. Hem üretim hem satış süreçlerinde birlikte ilerliyoruz. Recep Bey üretimin başında, Barış Bey ve ben muhasebe, finans ve satış konularını yürütüyoruz. Her konuda sürekli istişare halindeyiz ve üçü-
müzde tüm detaylara vakıfız. Yaptığımız iş bölümü ile birbirimizi tamamlar şekilde çalışıyoruz. Bu işe ilk olarak 40 m2’si ofis, 80 m2’si üretim olan 120m2’lik bir alanda başladık. Daha sonra bunu 250 m2’lik bir üretim alanına taşıdık. 1 Mart 2015 itibariyle de 4000m2 olan mevcut tesisimize geçtik. Çalıştığınız alan büyüdükçe aynı oranda iş hacminiz ve personel sayınız da artıyor. Yerin verdiği imkanlar neticesinde işinizi daha hızlı ilerletebiliyorsunuz. Yeni yerimize geçmeden önce üretim miktarlarımız aylık 250 setken şu an 1000-1200 set aralığında üretim hacimlerine sahibiz. Yapılacak bazı yatırımlarla, bu rakamlarımızı sektörün gelişimiyle de paralel olarak koyduğumuz hedefle 1500 sete çıkarmayı planlıyoruz. Zamana yaymış olduğumuz belli hedeflerimiz var ve bu hedefler doğrultusunda hareket ediyoruz. 3 ortak olarak çok hızlı hareket eden bir
“Firmaların büyümesi ve rekabet gücünü arttırması ihracat için yeni imkanları ortaya çıkarmasına bağlıdır.” Dünyada siyasi sınırların yeniden yapılanması, yeni tüketici pazarlarının açılması, yeni ticari anlaşmaların yapılması ihracat için yeni imkanlar ortaya çıkartmıştır. Bugüne baktığımızda ekonominin küresel boyutta olduğunu görüyoruz. Dünya pazarında ki fırsatları yakalamak ve bu fırsatları kendi lehimize çevirmek doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Firmaların büyümesi ve rekabet gücünü arttırması bakımından ihracat yapmak önem arz etmektedir.
“Vermiş olduğumuz hizmetin kalitesini sürekli iyileştirmeliyiz. Çünkü hizmet kalitesinin iyi olduğu noktada satışın da arkasından artarak geleceği kanatindeyiz.” Bir işletmenin değişen koşullara daha kolay adapte olmasını sağlamak için işletmenin belli zaman dilimleri içinde değerlendirilmesi, kalite, fiyat ve performans sürecinin devamlı iyileştirilmesi gerekmektedir. Artan rekabet ortamında işletmelerin rakipleri karşısında ayakta kalabilmeleri için bu değerlendirmeler ışığında gerekli düzenlemeler yapmaları önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletme yaşamak istiyorsa müşteri istek ve beklentilerine hemen cevap vermeli, ürünün kalitesinden tutun da teslimatına kadar devamlı ilerleme içinde olmalıdır.
İhracat, proje ve bayi kanalı olmak üzere üç ana kolda hareket ediyoruz. Diğer firmaların aksine yapı market kanalında bulunmuyoruz. Uzun vadeli planlarımız arasında yapı market kanalı ile çalışma planımız yok. Satış ve karları artırmak, dünya pazarlarından pay almak, pazar dalgalanmalarını dengede tutmak, Rekabet gücünü artırmak için ihracata ağırlık veriyoruz. Suudi Arabistan, Ürdün, Cezayir, Fransa, Kuzey Irak, Kıbrıs, Tunus, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan, Fas, Umman, Libya ihracat yaptığımız ülkeler arasında. Balkan ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde pazarlama faaliyetlerimiz devam ediyor. Islak hacim kavramının en önemli teması banyodur. Özellikle yapı sektörü ve banyo mobilyası üreticilerinin üzerinde çalıştığı platformdur. 80’li yıllarda kullanılan banyo çözümlerine dönüşmüştür. Fonksiyonel banyo mobilyasında hedefimiz; kullanıcının ihtiyaçları ve isteklerini göz önünde bulundurularak, iyi planlanmış, estetik açıdan kullanıcıyı tatmin edebilecek, esnek ve yenilikçi tasarımlar yapmak. Fonksiyonellik aynı zamanda size konforu da beraberinde getirecektir. Günümüzde ekonomik ve sosyal ilerlemelere bağlı olarak müşteri istek ve ihtiyaçlarının en iyi şekilde tatmin edilmesi büyük önem kazanmıştır. Ancak, işletmelerin bu önem doğrultusunda, müşterinin istek ve ihtiyaçlarına uygun ürünü planlaması, geliştirmesi, fiyatlandırması, tutundurması ve etkin da-
Üretici
“Artık zamanla yarışıyoruz. Eskiden insanlar banyolarda daha fazla vakit geçirebiliyordu. Bugün hızlı kullanım noktaları olmaya başladı.” Ağırlıklı olarak banyo mobilyası üretiyoruz. Ürün gamımızda yaklaşık 60 model var. Bu sayı renk alternatifleriyle birlikte 139’u buluyor. Farklı ürün gruplarımız var. Tasarımlarımızda tezgah üstü lavabo, seramik lavabo ve cam lavabo kullanmayı tercih ediyoruz. Biz genellikle minimal tasarımlar yapıyoruz. Tasarımlarımızı yaparken nihai tüketicinin ihtiyaç ve beklentilerini göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz. Tasarım sürecinde çalışanlarımızın da düşüncelerini sorar fikirlerini alırız. Çünkü onlar da bizim için potansiyel tüketicidir. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve geçmiş deneyimlerimizi göz önünde bulundurduğumuzda şuanki ürün gamımızın getirdiği satış sonuçları, doğru ürün grupları üzerinde çalıştığımızı gösteriyor. Satış verileriyle de bunun doğru orantılı olduğunu görebiliyoruz. Kendimizi sürekli geliştiriyor ve özellikle ürün tasarımına çok önem veriyoruz. Türkiye’de son dönemde AR-GE ve ÜRGE’ye yapılan yatırımların farkındayız. Bu konuda görev alan arkadaşlarımızla birlikte bütçemizle orantılı olarak bizde çalışmalar yapıyoruz. İlerleyebilmek, ve gelişmek adına fuarları ve sektörel yayınları dikkatli takip ediyoruz. Ayrıca müşterilerimizi ve satış noktalarına periyodik ziyaretler gerçekleştiriyoruz.
Biz tasarımlarımızda ufkumuzu geniş tutup, geleceği düşünerek, nihai tüketicinin ihtiyaçlarının nasıl şekilleneceğini öngörerek, hayat koşullarımızı da göz önünde tutarak üretimler yapıyoruz. Artık çok hızlı bir yaşam sürüyoruz. Banyolar çok hızlı kullanım noktaları olmaya başladı. Eskiden banyolarda insanlar çok daha fazla vakit geçirebiliyordu. Şimdi ise hem ekonomik hem ulaşım gibi konulardan dolayı güne çok hızlı başlamamız gerekiyor. İnsanlar güne başlarken de banyolarda en hızlı, en rahat, en pratik kullanımları sağlayıp banyo mekanını terk etmek istiyor. Bizde orada en rahat edebilecekleri, kolay kullanabilecekleri, isteklerine, amaçlarına uygun çözümler üretmeye çalışıyoruz. Tasarımında beğenilerin sonu yok ama biz herzaman çağa ayak uydurup, kendimizi geliştiriyoruz.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
yapıya sahip değiliz, daha temkinli daha yavaş ilerlemekten yanayız. Hızlı büyümenin getirdiği olumsuz sonuçları geçmişte yaşamış olduğumuz deneyimlerimizden bildiğimiz için sağlam ve emin adımlarla ilerlemenin hem finansal hem de işletme açısından faydalı olduğuna inanıyoruz.
87
“2016’da mevcut rakamlarımızın %40-50 daha yukarısında üretim ve satış hacmi hedefliyoruz.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
ğıtım kanallarıyla kullanıma hazır hale getirme çabaları yeterli olmamaktadır. Çünkü günümüz müşterileri, satın alma kararı verirken bilgi toplayan, bu bilgileri organize edip eylem tarzı konusunda seçenekler üreterek, bunlardan uygun olanını tercih eden kişiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, pazarlama sadece üretim öncesi ve sürecini, satış öncesi ve anını kapsamamaktadır. Pazarlama çabalarının satış sonrasının da, satışın sürekliliğini sağlamak amacıyla devam etmesi gerekmektedir.
88
“Geleceğe yönelik stratejik planlarımızı uzun dönemli ve somut hedefler doğrultusunda hazırlıyoruz. Satış ve üretim planlarınıda buna göre oluşturuyoruz.” 2015 inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe zor bir yıl olarak geçti. Perakende ağında da satışların önce ki yıllara oranla düşük olduğunu görüyoruz. Biz hedeflerimizi yüksek tutmadığımız için bugün ulaşmış olduğumuz satış hacmi bizi tatmin ediyor. Seçim ortamından sonra piyasaların açılacağı ve olumlu seyirine döneceği kanatindeyiz. Belli dönemler de oluşan krizler, ekonomik yavaşlamaya sebep olabiliyor Türkiye’deki verilere de baktığınız zaman inşaat sektörünün ekonominin lokomotifi olduğunu, sürekli ivme katarak yükseldiğini görürsünüz. Diğer yandan kentsel dönüşüm projelerinin alt yapı çalışmalarının tamamlanması ve projelerin hayata geçirilmesi inşaat sektörünün yüzünü güldürdü. 2015 yılında markalaşmış inşaat firmaları kentsel dönüşüm ofislerini açtı ve çalışma alanı olarak kentsel dönüşüm projelerine odaklandı. Kentsel dönüşüm inşaat sektörünün tüm alt sektörlerine canlılık ve hareket getirerek ivme katmıştır, Türkiye’de gayrimenkul ve inşaat sektörünün gelişimi için önemli bir süreçtir.
Kısa vadeli planlar etrafında hareket etmeyi çok uygun bulmuyoruz. Geleceğe yönelik stratejik çalışmalarımızı uzun dönemli ve somut hedefler doğrultusunda hazırlıyoruz. Satış ve üretim planlarınıda buna göre yapıyoruz. UNICERA Avrupa’nın en iyi düzenlenen ihtisas fuarlarından birisi olmakla beraber yurt dışında da markalaşarak her geçen yıl büyümenin haklı gururunu yaşamakta ve yaşatmaktadır. Fuar ziyaretçi profili genel anlamda söyleyecek olursak Banyo, Seramik ve Mutfak alanında ki yeni tasarımları, teknolojik ilerlemeyi merak eden, yeni iş fırsatlarını değerlendirmeyi düşünen, katılımcı firmalarla yüz yüze tanışmak ve görüşmek isteyen bir kitleden oluşuyordu. Konuya bu açıdan baktığımızda UNICERA gibi ihtisas fuarlarının firmalar açısından önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. Çünkü ticari ihtisas fuarları, günümüz pazar koşullarında üretici ile tüketicileri, karşı karşıya getirebilen aktivitelerin en önemlisidir. UNICERA; yeni ürünleri analiz etmek, marka bilinirliğini arttırmak, yeni pazarlar keşfetmek, kurumsal imajı güçlendirmek adına doğru hazırlanmış bir fuar. Ayrıca üreticilerin, tasarımcıların, ziyaretçilerin bir araya geldiği önemli bir iletişim platformu. Fuara ilk defa bu sene katıldık. Yeni gelişmelerden haberdar olmak ve pazar ile iletişim kurmak fuara katılım hedefimizdi. İhracat açısından baktığımızda da düşündüğümüzün çok üzerinde yabancı ziyaretçimiz oldu. Bulunduğumuz noktaya yılların vermiş olduğu birikim, deneyim ve tecrübe ile geldik. Hedefimiz; markamızı ve ürünlerimizi rakiplerden farklı kılarak, tüketici belleğinde iyi ve kalıcı bir yer edinmesini sağlamak. Bu doğrultuda çalışma-
larımıza ara vermeden devam ediyoruz. Marka konusunda ilk adım isim seçmektir. Bugüne kadar yaptığımız her işte başarı kazanmış olmamızın vermiş olduğu cesaretle bundan sonrada yapacağımız işler adına bizi yansıtan bir isim arıyorduk. Pozitif, ayrıcalıklı, daha fazla anlamına gelen ve uluslararası arenada da kabul görecek Nplus’ı bulduk. Nplus’ın markalaşma yolunda farklı bir duruşu var. Güvenilen ve hizmet ideali olan yeni bir üretici olarak benimsendiğimizi ve desteklendiğimizi görmek bizi mutlu ediyor. 2016 yılının bizim için daha iyi bir yıl olacağını ümit ediyoruz. Yatırımlarımızı bu doğrultuda devam ettiriyoruz. 2015 yılı rakamlarımızın %40-50 daha yukarısında üretim ve satış hacmi hedefliyoruz. İnşaat sektörüne baktığımız zaman müteahit firmalardaki tedarikçi anlayışıda değişmeye başladı. Eskiden tek bir üreticiyle görüşülür çözüm üretilirdi. Son yıllarda bu durum değişti. Mutfak mobilyası, banyo mobilyası, kapı, parke, ahşap gibi tüm bu ürün gruplarını tek bir üreticiden tedarik edilirken şimdi işibilen, tecrübesi ve gücü olan sıkıntı yaşamayacakları, değişik alternatifler üretebilen farklı firmalara vermeye başladılar. Bizce bu doğru bir yaklaşım çünkü herkes uzmanlaştığı konuda daha hızlı çözümler üretir. Bunun olumlu sonuçlarını biz de almaktayız. Sektörde birçok üretici kanadına baktığımızda ürettiği ürünün dışında tamamlayıcı ticari ürün gruplarına da girdiklerini görüyoruz. Bunun esas alanda odaklanma sıkıntısı yaşatabileceği inancındayız. Ana konuda eksiklikler olduğu zaman verdiğiniz hizmet yetersiz kalıyor. Firmalar bunun farkında olamıyor. Biz ihtisasımız olan ahşap sektöründe özellikle de banyo mobilyası üretmenin hedefi içinde kalacağız. Herkes kendi bildiği işi iyi şekilde yaptığı zaman tatlı rekabet ortamı doğar ve herkes dahil olur. Bu bir yarıştır, ben rekabet ortamında küçük veya büyük herkesin belli bir pay aldığını düşünüyorum. Bazı dönemlerde siz öne geçersiniz, bazı dönemlerde rekabet ettiğiniz diğer meslektaşlarınız öne geçerler. Ancak rekabet sayesinde herkes gelişir, daha iyi işler ortaya koymak için daha çok çalışır.
23-27 Şubat 2016 SALON: 12 STAND: 1214
Hüseyin Salim Işıklı
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
Mesa Teknik Tesisat San. Tic. Ltd. Şti. Firma Yöneticisi
90
Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunuyum. Sonrasında Amerika’da çelik konstrüksiyon ve işletme üzerine master yaptım. Sektöre beni abim yönlendirdi. Kendisi İsrail kökenli izolasyon süzgeçleri üretip satan bir firmada Genel Müdürlük ve Satış Müdürlüğü görevini yürütüyordu. İsrail’liler 2008 yılında İsrail’e geri dönüş kararı alınca, yolumuza yanlız devam ettik. 2008 yılından sonra ürün portföyümüzdeki belli kalemlere yoğunlaşarak süzgeç üzerine ihtisaslaştık. Bizim çıkış felsefemiz süzgeç üzerineydi hala da öyledir. Izolasyon süzgeçleri yanında tesisat süzgeçlerini getirdik, tesisat süzgeçleri kendi içinde dağılmaya başlayınca ve özellikle piyasanın istekleri doğrultusunda süzgeç üzerine ihtisas yapan bir firma olmaya karar vererek ağırlığımızı bu doğrultuya verdik. Onun yanına ürün portföyümüze drenaj kanalları girdi, ayrıca çatıdaki yüksek debi tahliye gerektiren ve zeminde ağır yük taşıyan polimer kanallar girdi. Hep piyasanın istekleri doğrultusunda ilerledik ama kökenimiz itibariyle izolasyon süzgeçlerinden başlayıp süzgeç üzerine ihtisas yapan bir firma halini aldık.
“75-80 milyona üretim yapmıyoruz, etrafımızdaki ülkelerle birlikte 800 milyonluk bir nüfusa hükmediyoruz.” İzolasyon süzgeçleri sektöründe %80 civarında bir pazar payına sahibiz. Tesisat süzgeçlerinde Türkiye’de 2015 yılında %23-26 aralığında bir pazarımız var. 36 ülkeye sürekli olarak ihracat yapıyoruz. 2016 yılı, siyasi ortamı beklentilerimiz doğrultusunda giderse, ihracat yaptığımız ülke sayısını 42-43 ülkeye çıkarma hedefimiz var. Şu anda bunun için alt yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Bizim genel satışımızın %25’ini ihracat oluşturuyor. Bu payı %40’a çıkarabilirsek, hem yurt dışında bilinirlilik adına iyi olacak hem de hedeflediğimiz noktaya gelmiş olacağız. Sadece 75-80 Milyona üretim yapmıyoruz, etrafımızdaki ülkeler ile birlikte 800 Milyonluk bir nüfusa
hükmediyoruz. Bu bağlamda bir yandan Moskova’da diğer yandan Dubai’de bir projede olmaya çalışıyoruz. Bu hem çok keyifli hem de çok zor olabiliyor. Çünkü Körfez pazarında rakibiniz sadece bu kıtalardan insanlar olmuyor, Amerika’dan da lojistik olarak yerleşmiş firmalar pazarınızda sizinle rekabet eder hale geliyor. Ürün gamı olarak baktığımızda bizim rakibimiz Çin değil. Bizim homojen yapımız plastik ve paslanmaz üzerine, paslanmazda ilk sırada Almanya geliyor. Plastik ise dünyanın her yerinde fiyat olarak genelde aynı segmentte oluyor. Bu nedenle biz Avrupa ile yarış ediyoruz.
“Avrupalı firmaların Türkiye pazarındaki etkinliği %70-80’di. Şuanda bu oranı %5’lere kadar düşürdüğümüzü ve bu durumdan son derece memnun olduğumuzu söyleyebiliriz.”
Sektörümüz için konuşmak gerekirse, kendinizi yenilemezseniz geride kalıyorsunuz. 15 sene önce ürettiğimiz malzemeler artık kullanılmıyor. Insanların özellikle depremden sonra kalite algısı yükseldi. İhracatımız 150 Milyar Dolar diye konuşuluyor. 10-15 Milyar Dolardan 150 Milyar Dolara gelirken biz bir şeyler yaptık ama Avrupa’nın ve Çin’in pazarından çaldık. İllaki bunun o ülkelere satış veya ekonomik anlamda bir yansıması olacaktır. Biz Türk ihracatcısı olarak gittiğimiz yeri kolay kolay bırakmıyoruz. İkili ilişkilerimiz çok daha iyi. Avrupalı’ya göre birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Örneğin UNICERA Fuarı’na bakıyoruz, Avrupalı gelmeye başladı. Bizi artık dikkate alıyorlar ve bizim satış ve iletişim kültürümüzü anlamaya çalışıyorlar. Çin’in kendi pazarı olduğunu kabul ediyoruz ama Çin, hedefimiz veya rakibimiz değil. Projelerle de çalışığımız için bazen pro-
jelere yönelik butik çalışmalar da yapabiliyoruz. Ancak bizim asıl konumuz seri üretim. 2010 yılından bu yana projelerle de temas halinde olduğumuz için özel üretim yapmamız gereken konularda butik çalışmalar da yaptık. Butik çalışmalar bizi bir adım daha öne çıkarırken, üretim açısından da belli noktalara taşıyor. Bu bağlamda bu çalışmalar öğretici nitelikte oluyor. Farklılık yaratması açısından da zor ama bir o kadar da keyifli oluyor. Ürün portföyümüzü izolasyon süzgeçleri, tesisat süzgeçleri, drenaj kanalları, duş süzgeçleri, banyo aksesuarları ve duş setleri olarak 6’ya böldük. Banyo aksesuarları ve duş setleri bizim yeni girdiğimiz bir alan. Piyasada birlikte yol aldığımız arkadaşların bizi teşvikiyle girdik. Süzgeç üzerine ihtisas yapma pozisyonundan ayrılır gibi gözüksek de hiç bir zaman ayrılmayacağız. Aksesuarda artık ne kadar çok gamınız genişse müşteriye o kadar çok hitap etme şansınız oluyor. Şu anda bize göre ciddi tonajlarda plastik ve paslanmaz sarfiyatımız var. Drenaj kanalları ihracatında dünya çevresini 5 defa dolaştık desek yeridir. Ama en çok gururlandığımız olgu, yurtdışında, bir alışveriş merkezinde veya bir otelde, MESATEKNİK logolu ürünleri uygulanmış olarak görmek oluyor. Bu da bizler için, verdiğimiz mücadelede bir nebze de olsa gurur kaynağı oluyor. “Meslektaşımız olan Alman senede 2-3 milyon Euro’yu AR-GE’ye ayırabiliyor ama biz o rakamları ayıramayız. “ Biz AR-GE’mizi abimle birlikte gezerek,
Üretici
rupa ve biz mücadelemizi Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da ve Balkanlar’da veriyoruz. Avrupa’daki iş hacmi minimum seviyelere düştü. Onların da haklı olarak pazar paylarını arttırmak için gittikleri yerler bizim gittiğimiz yerler oluyor. Biz bu noktalarda Türkiye’nin konumunun avantajını kullanıyoruz. Daha çabuk daha hızlı teslimat avantajımızı kullanıyoruz. Buradan kısa sürede, Türki Cumhuriyetlere, Kafkaslar’a, Ürdün’e Dubai’ye Katar’a veya Fas’a Tunus’a Cezayir’e malzeme gönderebiliyoruz. En fazla sekizinci gün gemiden indiriliyor. Onlarda mesafe biraz daha fazla olduğu için biz daha avantajlı oluyoruz.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Sektörün gelişimine baktığımız zaman 2006 yılına kadar bizim yaptığımız süzgeç bazında Avrupalı üretici firmaların Türkiye pazarındaki etkinliği %70-80’di. Şuanda bu oranı %5’lere kadar düşürdüğümüzü ve bu durumdan son derece memnun olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye’de üretim yapan diğer meslektaşlarımızla birlikte yerli üretimde kaliteyi yukarı çektik. Kaliteyi yukarıya çekmek zorundaydık çünkü karşımızda Almanya gibi güçlü bir rakip vardı. Dünya piyasasında Alman ürünü dendiği zaman kaliteli üründür diye bir algı var. Ancak geldiğimiz noktada bu algı artık Türkiye için de geçerlidir. Biz bunu kendi adımıza başardığımıza inanıyoruz. Bugün sadece belirli bir önyargıyı aşamadığımız için Antalya’da ki 6 ve 7 yıldızlı otellere Türkiye’de üretilen süzgeç giremiyor. 5 yıldızlı oteller dahil ürettiğimiz ürünler her yerde kullanılıyor. Yurt dışı pazarında da aynı algı var. Biz meslektaşlar olarak orta altı ve orta üstünü temsil ediyoruz. Almanya’da yapılan bir ürünü, biz Türkiye’de daha çabuk daha kolay uygulama yapılabilir hale getiriyoruz. Almanya’daki ürünün uygulamasını yapan ustayla, Türkiye’de uygulayan ustanın tamamen mantaliteleri farklıdır. Bizim ustamız işi iyi yapmak ister ama mümkün olduğu kadar çabuk yapmak ister. Bizde onun çabuk yapabilmesi için bizim tabirimizle malı Türkiyelileştiriyoruz. Ortadoğu pazarında biz Avrupalı üreticilere çok zarar verdik. Pazar paylarının %20-30 civarını Türkiye’ye kaptırdılar. 2009’dan 2016’ya kadar geçen süreçte malzeme konusunda daha iyiye gittiğimizi düşünüyoruz ve bu oranı daha da arttırmaya niyetimiz var. Hedefimiz Av-
91
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
“Ekibimizden bir arkadaşımızın tabiriyle, biz bir Mesa karakteri oluşturduk. Kendimize ait bir aile, satış, şirket kültürümüz var. Biz yol arkadaşlarımızla çok ahenkli bir çalışma içerisindeyiz.” görerek yapıyoruz. Bir ürüne gireceğimiz zaman beraber karar veriyoruz. Ondan sonra ekipteki arkadaşlarla projelendirmeye geçiyoruz. Ocak ayında herkesin kaban giydiği bir dönemde, misal bayi gezimizde Tayland’a gidip denize girmenin hesabını yaparken, sahilde bir tane drenaj kanalının detayıyla ilgileniyorsanız eğer bu, işinizi seviyorsunuz demektir. İşin ilginci o an sizinle orada olan bayilerinizde sizinle birikimini paylaşıyor. Biz işimizi çok seviyoruz ve başarının da bu şekilde geldiğine inanıyoruz. Gelişmenin geliştirmenin en önemli noktası işi sevmekten geçiyor. Hep daha fazlasını daha iyisini nasıl yaparız diye kafa yoruyoruz. Sürekli yurtdışı fuarları geziyoruz. En son İtalya’da meslektaşlarımızın neler yaptığını gözlemledik. Bugün Avrupa’daki firmalar da Türkiye’ye fuara gelip neler yapıldığını inceliyor. Avrupa’da bizim ürettiğimiz duş süzgeçleri, paslanmazlardan yapılıyordu. Belki Avrupa’da ilk yapan biziz, plastik olarak yaptık aynı kalitenin üstünde olduk. Aynı estetiği aynı özelliği vermeye çalışıyoruz ve şu anda Avrupa plastik yapıyor. Hep birbirimizi takip ediyoruz. Aslında endüstriyel yatırım yapmak gerekiyor. Belki çok acı ama bizim meslektaşımız olan Alman senede 2-3 milyon Euro’yu Ar-Ge’ye ayırabiliyor ama Türkiye’de piyasa koşulları daha farklı. Satışlarımızı bayi üzerinden yapıyoruz. Projeler için proje takip departmanımız mevcut. Türkiye geneli satış ağımız tamamlanmış durumda. Bölgesel toptan dağıtım yapan firmalar yanında hemen hemen her ilde beraber yol aldğımız yol arkadaşlarımız mevcut. Sevkiyatlarımızı İstanbul’dan yapıyoruz. 7 bölgenin 7’sinde de dağıtım yapabilecek arkadaşlarımız yada bizim kendi personelimiz var. Fuarlar sektör için büyük önem taşıyor. Çünkü fuarlarda herkes birbirine geliyor gidiyor. Herkes birbirinin ne yaptığını görüyor. Fuarlar bizim için de son derece önemli. Her yıl Dubai fuarına katılıyoruz, 2015 yılı Mart ayında da Frankfurt’ta Sodex’teydik. UNICERA da bizim 2009 yılından beri aralıksız olarak keyif alarak katıldığımız bir fuar. Biz UNICERA’da 92
yerli ve yabancı çok güzel dostluklar edindik, çok güzel işler yaptık. Bu işi kazan kazan felsefesiyle yaptık ama bizim için öncelik gelen ekip arkadaşlarımızla beraber olabilmek. Bugün ne yaptıysak ekibimizle birlikte yaptık. Ekibimizden bir arkadaşımızın tabiriyle biz bir Mesa karakteri oluşturduk. Kendimize ait bir aile, satış, şirket kültürümüz var. Biz yol arkadaşlarımızla çok ahenkli bir çalışma içerisindeyiz. Hepsine teker teker teşekkür ediyoruz. UNICERA her zaman yurt içi ve yurtdışından gelen katılımın ve ziyaretçinin arttığını gördüğümüz efektif, sonuca yönelik güzel bağlantılar yaptığımız fuar oluyor. “Her sene ciromuzun %15-20’sini yeni ürünler yeni kalıplar için finansmana ayırıyoruz. Bunu yapmak zorundayız, yapmazsak liderliğin keyfi olmuyor.” Yenilenmediğimiz sürece eskimeye başlarız. İster istemez değişim gösteriyoruz. Bir gerçek var, varolan ürünü değil yeni olan ürünü yapmaya çalışıyoruz. Yeni bir ürün yaparak karlılığımızı ve müşterimizin karlılığını arttırmayı hedefliyoruz. Varolan üründe zaten herkes aynı şeyi üretiyor. Bugün piyasada üreticide, satıcıda kar marjı kalmadığından şikayet ediyor. Herkes aynı şeyi yapınca en alttaki de en üstteki de satış karını düşürmeye başladı. Biz yeni ürünler bularak bu kısır döngüyü aşmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar elimizden geldiğince bunu yapmaya çalıştık. Her sene ciromuzun %14-17’sini yeni ürünler, yeni kalıplar için finansma-
na ayırıyoruz. Bunu yapmak zorundayız, yapmazsak liderliğin keyfi olmuyor. Sizi takip eden meslektaşlarınızla aranızdaki mesafeyi korumak zorundasınız. O yüzden her sene yeni yatırım yapmak zorundayız. Fark yaratmaya devam edeceğiz, başka da çaremiz yok. “Bizim inşaat firmalarımız, dünya inşaat piyasası sıralamasında %13’ün içinde yer alıyor.” İnşaat sektöründe, 2016 yılı için bir durgunluk olacağına inanıyoruz. Bizim kendi içimizde yaptığımız 3 senelik değerlendirmelerde, 2017 ve 2018 yıllarının istikrar şartıyla bir miktar daha yukarı çıkacağını tahmin ediyoruz. En büyük sıkıntımız çevremizde oluşan siyasi savaşlar. Türkiye’deki üretici firmaların %80-90’ı Kuzey Afrika, batı veya doğu komşularımız ve Orta Doğu’ya ihracat yapıyordu. Şu anda gittikleri ülkelerin çoğunda savaş var. Belirli bir seviyeye geldik, buradan geriye gidemeyiz. Daha ileriye gitmemiz gerekiyor ama o da lojistik şartlardan dolayı bizim elimizde değil diye düşünüyoruz. Peşimizden güçlü üretimle gelen bir Hindistan var. Bizim inşaat firmalarımız, dünya inşaat piyasası sıralamasında %13’ün içinde yer alıyor. 225 üyeli Enr Record içerisinde 32-33 tane yerli müteahhit firmamız var. Dünya inşaat piyasasının %15’ine dokunuyoruz. Savaşlar ve siyasi belirsizlikler nedeniyle farklı kanallara yoğunlaşmaya devam etmek lazım. Afrika’nın belli bir dönemde öne çıkacağını düşünüyoruz.
Taner Tanoğlu SE-TA İklimlendirme, Isıt. ve Soğ. Sist. İnş. Taah. Müh. San. Tic. Ltd.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
Şirket Ortağı
1982 yılında Bursa’da doğdum. Toplumu daha iyi analiz edebilmek adına üniversite başvurumda 16 tercih arasında tek tercih olarak Uludağ Sosyoloji bölümünü seçtim. Hem iş hem okul hayatımı aynı anda sürdürdüm. Babamdan devraldığım Isıtma Taahhüt işimizi 2. jenerasyon olarak bir kademe daha yukarı taşıyarak bölgesel distribütörlükler aldık ve Güney Marmara Bölgesinde aktif pazarlama ağı oluşturduk. Başta iklimlendirme cihazları olmak üzere, tüm inşaat malzemeleri ve yardımcı malzemelerin dağıtıcılığını yapıyoruz. 32. senemize geldiğimiz işletmemizde sektöre gelen yeniliklere öncülük etmeyi amaç ediniyoruz. Se-Ta iklimlendirmenin kuruluşu bizim için çok önemlidir. Ortağım aynı zamanda kız kardeşim Seçil Tanoğlu ile 2. jenerasyon olarak bizi yansıtabilecek bir şirket kurmayı ve bu şirkette üretim, ithalat ve ihracat yapmayı amaçladık. Başlarda ithal olarak getirdiğimiz ürünlerin fonksiyonel olarak artık yeterli olmadığını ve yenilikler olması gerektiğini düşündük. Fikirlerimizi yurtdışı partner-
94
“Fikirlerimizi yurtdışı partnerlerimiz ile paylaştık ama yeniliklere kapalı olmaları bizi kendi ürünümüzü üretmeye yönlendirdi.” lerimiz ile paylaştık ama yeniliklere kapalı olmaları bizi kendi ürünümüzü üretmeye yönlendirdi. Hiç de fena olmadı. Bu sayede Türkiye’de ilk yerli oda termostatını üretmiş olduk.
Oda termostatı başlığı adı altında oda termostatları birçok fonksiyonlar ekleyerek kullanım alanını genişlettik. Bu sayede endüstriyel pazara da hitap edebilmeyi başardık.
Tasarımlarımızı, fikirlerimizi ve yeniliklerimizi ortaya koyabileceğimiz ve tamamen bizi yansıtacak olan ürünleri tasarladık. Bunu yaparken geçmişte edindiğimiz CRM arşivimizin büyük katkısı oldu. Bu sayede müşterilerimizin ne istediğini öğrenip tasarımlarımızı onların ihtiyaçlarına göre yaptık.
Oda termostatlarımızı satış kanalında desteklemek amacı ve partnerlerimizin talepleri doğrultusunda ticari ürünleri de ürün gamımıza dahil ettik. Termostatik vana, havlupan, panel radyatör vb. ürün ile Türkiye’deki partnerlerimize ürün yelpazemizi genişleterek sunuyoruz.
Se-Ta İklimlendirmede üretimini yaptığımız ve Türkiye’deki ilk yerli ürün olan oda termostatı en önemli ürünümüzdür.
Ar-Ge sürecini kendi bünyemizde geliştirmeyi amaç edindik. Tasarımlarımız ve yazılımlarımızı kendi mühendislerimiz ile geliştiriyoruz.
“Uludağ Üniversitesi ile birlikte yaptığımız çalışmalarda onların da katkılarıyla projemiz şekillendi ve bugünkü halini aldı. Son kullanıcının hemen hemen her istediğine yanıt verebilecek olan in-therm Oda Termostatını tamamladık.”
Satış pazarlama faaliyetleri konusunda avantajlıydık ki bunu zaten en başından biliyorduk. Diğer şirketlerimizin pazardaki payı ve bilinirliği bizlerin işini kolaylaştırdı. Ve hali hazırda olan satış ağı üzerinden satışlarımıza başladık. Katılımcı olarak katıldığımız fuarlarda son kullanıcılara ulaşmayı başarabildik. Henüz proje aşamasındaki inşaat firmalarının ilgisini çekerek projelerinin alt yapılarını oda termostat sistemine göre dizayn etmeleri konusunda tavsiyelerde bulunduk. Ve bu alt yapı sistemi sayesinde yapabilecekleri otomasyon ile projelerine katma değer sağlayabilecekleri konusunda hem fikir olduk.
ülke genelinde kargo firmalarının yaygınlığı, kargo firmalarının hızı ve düşük maliyetleri, bankacılığın ve kredi kartı sisteminin yaygınlığı önemlidir. Türkiye bu 5 değerlendirmede 1. grup içerisine giriyor. Ve e-ticarette başarı kaçınılmaz oluyor. Bu sebepten dolayı yerli ve yabancı birçok firma Türkiye’de web sitelerine ciddi yatırımlar yapıyor. Tabi ki sosyal medya çalışmaları da göz ardı edilemez. Bu konuda sosyal medya çalışmalarına çok önem vermekteyiz. Son kullanıcılara sadece ürünü satıp ilişkimizi sonlandırmak yerine iletişim halinde kalıyoruz. Ürünlerimizi nasıl
Üretici
Tasarımlarımız, fikirlerimiz kısacası projemizi dolu dolu hazırlamış olmamız onları gerçekten mutlu etmişti ki daha ilk görüşmede bize evet dediler. Uludağ Üniversitesi ile birlikte yaptığımız çalışmalarda onların da katkılarıyla projemiz şekillendi ve bugünkü halini aldı. Son kullanıcının hemen hemen her istediğine yanıt verebilecek olan in-therm Oda Termostatını tamamladık.
kısa zamanda kullanıcılara ulaşabilmek adına bizlere e-ticaretin çok faydası oldu. Tabi ki sadece kendi sitelerimizde değil Türkiye’de bu konuda aktif olan web siteleri ve firmaları analiz ettik. Bu firmaları web sitelerinin kalitesine, ürünümüzü tam olarak anlatabilmesine ve müşteri memnuniyetine göre seçtik. Türkiye’de e-ticaret adına yapılan çok şey var ama bunların altyapıları olmadığı için pazarda %5 ile %10’u başarılı oluyor, kalanlar ise belli bir süre sonra kayboluyor. Bir ülkede e-ticaretin tam anlamıyla kullanılabilmesi için 5 kriter vardır; ülke genelinde internetin yaygınlığı, ülke genelinde internetin hızı,
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici ve üniversitelerin birlikte proje yürütmesi her zaman arzuladığımız bir şeydi. Fakat yatırımcı olarak bizler her şeyin hızlı sonuçlanmasını isterken, üniversiteler bu konuyu biraz daha yavaş ve temkinli değerlendiriyorlar. Önemli olan 2 tarafı bir noktada uzlaştırmaktı ve bu konuda başarılı da olduk. Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ile gerçekleştirdiğimiz ilk toplantımızda, projemizi duyunca oldukça heyecanlandılar. Ve projenin içerisinde olmak istediklerini bildirdiler. Aynı şekilde BTSO ile yaptığımız görüşmelerde Bursa’da böyle bir üreticinin başarılı olabilmesi için ellerinden ne geliyorsa yapmaya hazır olduklarını ilettiler.
Tabii ki bir de e-ticaret tarafı var bu pazarlama faaliyetlerinin. E-ticaret ucu bucağı olmayan çok geniş bir pazar. Ve bu konuda deneyimli olduğumuzu söyleyebilirim. Kendi web sitelerimiz sayesinde ürünlerimizi kullanıcılarımıza çok net bir şekilde anlatabildik. Aynı zamanda çok 95
daha iyi kullanabileceklerini, ürünlerimiz hakkında bilinmeyenleri ve bizdeki yenilikler konusunda onları haberdar ediyoruz. Sadece ürünümüz ile ilgili değil aynı zamanda her konuda tasarruf hakkında pratik bilgiler paylaşımlarımızın, dikkate değer takipçisi olduğunu söyleyebilirim.
“Türkiye‘de inşaat sektörü o kadar hızlı gidiyor ki bazen; “durun bunu da yapmalıydınız!” yada “ bunu yapmayı unuttunuz “ demek istiyorum.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
Son kullanıcının e-ticarette ürünümüzü aldıktan sonra servis desteği almaksızın montajını kendi yapabilmesi için basit montaj kılavuzları ve hatta videoları en çok ilgi görenler arasında. Kullanıcılar internetten izledikleri montaj videosu ile ürünlerinin montajını kolayca yapabiliyor.
96
“Bayilerimizi seçerken sadece ürün satışı yapan değil aynı zamanda ürün hakkında kullanıcılara tam ve net bilgi veren firmaları tercih etmeye çalışıyoruz.” Bayi ağımızda dikkat ettiğimiz en önemli unsur müşteri memnuniyeti. Bayilerimizi seçerken sadece ürün satışı yapan değil aynı zamanda ürün hakkında kullanıcılara tam ve net bilgi veren firmaları tercih etmeye çalışıyoruz. Bu sayede son kullanıcı memnuniyetinden kaynaklı yeni müşterilerle buluşmak kaçınılmaz oluyor. Yeni teknolojik gelişmeleri, yeni modelleri bekleyen bir müşteri kitlemiz bile mevcut. Sık sık bize yöneltilen sorular ve tavsiyelerde yeni modelde istedikleri özellikleri ve ne zaman yeni modellerin çıkacağı konusunda soru ve tavsiyeler alıyoruz. “O kadar yeni bir iş yapıyoruz ki bazı kelimelerin Türkçe’de karşılığı olmaması bile bizim için problem olabiliyor. Türkçe’ye yeni kelimeler eklemeye ve açıklamaya çalışıyoruz. Hatta bu kelimeleri hazırladığımız bloglarda yazılı ve görsel olarak açıklıyoruz.” in-therm oda termostatını üretirken ilk amacımız nasıl tasarruf sağlayabileceğimize yönelikti. Hala bu amaç adına çalışmalara devam ediyoruz. Oda termostatı sadece bu konuyla ilgilenen kişilerin bildiği bir ürün. Birçok inşaat projesine gittiğimizde bu konu hakkında bilgileri olmadığını görüyoruz. Amacımız olabildiğince çok kişiye dokunup önce oda termostatının ne olduğunu daha sonra da kendimizi anlatmak. O kadar yeni bir iş yapıyoruz ki bazı kelimelerin Türkçe’de karşılığı olmaması bile bizim için problem olabiliyor. Türkçe’de karşılığı olmayan bu kelimeler yanlış anlaşılmalara ve problem çözmede zorluklara neden olabiliyor. Bizler de Türkçe’ye
yeni kelimeler eklemeye ve açıklamaya çalışıyoruz. Hatta bu kelimeleri hazırladığımız bloglarda yazılı ve görsel olarak açıklıyoruz. Hedefimizi in-therm’i ulusal bir marka olarak yurtdışında en iyi şekilde temsil etmek ve bunu yapmaya da başladık. in-therm markasını yenilik ve teknolojik kelimeleri ile özdeşleştirmek istiyoruz. Türkiye’de inşaat sektörü tüm hızıyla doğru ve yanlışlarıyla devam ediyor. Einstein’ın kendime hayat felsefesi olarak aldığım bir sözünü sizlere biraz yumuşatarak söyleyebilirim: “Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek hatalıdır”. Türkiye‘de inşaat sektörü o kadar hızlı gidiyor ki bazen; “du-
run bunu da yapmalıydınız!” yada “bunu yapmayı unuttunuz” demek istiyorum. O kadar güzel projeler ortaya çıkıyor ki hayran kalıyorsunuz ama bu kadar güzel projelerde o kadar basit hatalar yapılıyor ki “bu olmamalıydı” diyorsunuz. Türkiye’de inşaat sektörü biraz daha planlı olarak giderse hiçbir sorun olmayacak. Projeler devam ederken tabi ki maliyetler göz önünde bulundurulmalı ama bazı konularda maliyetler hiçe sayılmalı. Diğer yandan gerçekten güzel projeler çıkıyor ve bu projeler ufak farklarla zaten diğerlerinden kendilerini ayırıyorlar. Bu projeleri yapan firmalar daha projeleri bitmeden yeni projeler için talep topluyorlar. Bu şekilde çalışan firmaları bizler her konuda desteklemeliyiz.
A. Mahmut Uluçay
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
Granitürk Serajet Seramik San. Ltd. Şti. Firma Sahibi
2001 yılında gerçekleşen 11 Eylül terör olaylarından sonra Indiana Üniversitesinde ki İşletme eğitimimi yarıda bırakıp Türkiye’ye geri döndüm. Babam Mehmet Uluçay’ın kuruluş ve yatırımlarını yaptığı Umpaş Holding’in, Umpaş seramik işletmesinde o zamanki Genel Müdür Nejat Uygun Bey’in tavsiyesiyle Seramik sektörünü tam kavrayabilmek için işin imalatta, yani mutfağından sektöre adım attım. Nejat Bey öncelikle ürünü tanımam gerektiğini böylelikle satışı daha rahat yapabileceğimi nasihat etti. Hammadde hazırlamada, massenin oluşumuna, fırınların sırlama bölümleri gibi tüm bölümlerde 4 ay kadar çalıştım. Paketlemeye kadar her bölümde hem gözlemde bulundum hem çalıştım. Sonrasında Genel Müdür’ümüzün izniyle Uşak’ta ki fabrikadan ihracat bölümüne yani İstanbul’a geldim. Öncelikle Ortadoğu ülkeleriyle ilgili çalışmaya başladık. O zamanki ihracat Ortadoğu ülkelerine çok fazla değildi. Benimse heyecanım ve aktif ticaret istediğim vardı. Bu nedenle Umpaş Seramik’ten ayrılıp kendi işimi yapmaya karar ver-
98
“5000 m2 bir alan da işlerimizi rahat rahat yapmak istiyoruz ancak İstanbul şartlarında bu mümkün değil.” dim. İlk işe başladığımda Çin’e gidecek uçak biletimden başka bir sermayem de yoktu. 2002 yılında kendi işim üzerinde araştırmalar yapmak üzere Çin’e gittim. Kafamda iki sektör üzerinde yoğunlaşmıştım. Gelecekte ticaretin kayacağı elektronik sektörü ve seramik, armatür üzerine araştırmalar yaptım. “Alıp satmaktansa, imalatçılığın bitmeyen bir ömrü olduğuna karar verdik ve şuan ki işletmemizin temelini oluşturan makineleri getirdik.” Üzerinde durduğumuz diğer bir sektör seramik karolarda 2002 yılında Türkiye’deki seramik fiyatları m2’si 5 Dolar iken, Çin’de bu fiyat 1 dolardı. O dönemlerde Çin’e karşı fon, gözetim, kota gibi uygulamalar yoktu. Ancak babamın Çin’den Türkiye’ye seramik ithalatının
sektöre büyük darbe vuracağı konusundaki ikazları üzerine, bir üst grup olan porselen karolara yöneldik. İlk ithalatımızda bize maddi manevi desteğini esirgemeyen İstanbul’da Emek Yapı Süleyman Karahan, Ankara da Temka Temel Kahya vasıtasıyla 60x60 parlak porselen karo ve armatür, duş setleri üzerine oldu. Çin’de ofis ve ev kiralayarak kalite kontrolünü bizzat kendimiz yaptık. Tüm Türkiye genelinde satış ağı kurup, 2009 yılına kadar dağıtımını yaptık. Ancak 2008’deki dünyayı etkileyen ABD kaynaklı ekonomik krizde, Türkiye’deki işler son hızla devam ederken ithalatçının işi birden karıştı ve istikrarsızlaştı. Bu şekilde alıp satmaktansa, imalatçılığın bitmeyen bir ömrü olduğuna karar verdik ve şuan ki işletmemizin temelini oluşturan makineleri getirdik.
“Bayilerin ortalama fiyatla sattıkları ürünlerin yanı sıra özel ürün çalışmaları onlara daha çok kar sağlıyor.”
İstanbul gibi metropolde, her adrese hizmet verecek konumda olan Dudullu bölgesinde 800 m2’lik bir alanda bayilerden gelen malları hem ön depolama, hem imalat, hem de imalat sonrası ürünlerin tekrar paketlenip sevkiyata hazır hale getirilebileceği bir alanda iş yapıyoruz. Baktığınız zaman İstanbul şartlarında üretim olarak iyi bir alanda çalışıyoruz ama bize yetmiyor. En az 5000 m2 bir alan da işlerimizi rahat rahat yapmak istiyoruz ancak İstanbul şartlarında bu mümkün değil. Şehir dışına gitmemiz gerekiyor ki, o zamanda bu custom design dediğimiz insanların kendi özel ürünlerinin ebatlama için en yakın sanayi alanı olan Gebze’ye dahi getirmeleri zaman ve mesafe olarak mümkün değil. Bizim de burada bir toplama alanı oluşturup şehir dışına sevkiyat yapmamız, müşteriye yeni bir maliyet getireceği için İstanbul içinde hizmet vermeye devam ediyoruz. Bu sene ortasında hem İtalya hem de Uzakdoğu’dan aldığımız yeni makinelerimiz Ocak-Şubat ayı gibi gelecek. Şuanda kullandığımız makinalarımızın biraz daha gelişmiş hali olan bu makinalar daha çok otomatik olup, insan hatasını en aza indirgeyip daha hızlı çalışmamıza olanak sağlayacak. Personel hatası, fire kaybı, iş ve zaman kaybını aza indirmek için bu yatırımı yaptık.
Biz aynı zamanda fileli mozaik de yapıyoruz. Ebatlar 3x6cm, 5x5cm mozaikten 10x10cm fileleyebileceğimiz mozaikler kare şekilli ve çubuk mozaik dediğimiz telis / muretto şekildeki 3x60cm vb. üretmekteyiz. Bu ürünler genelde tezgah arasına, klozet arkalarına, duş içlerine kullanılmakta. Precut dediğimiz sistemle ürün üzerine sadece derz çizgisi açarak mozaik görüntüsü veriyoruz. Bu normal fileli mozaiğe göre daha ekonomik ve fire payı neredeyse sıfır oranında oluyor. Firmamızın belli kalıp modelleri var. Seramikler kesildikten sonra kurutulup, kalıplara dizilir, sonrasında file ve tutkalla yapıştırılır. Müşterimizin istediğine göre farklı ebatlar istenirse yeniden kalıp yaptırıp buna göre fileli mozaik de yapıyoruz. Ebatlama da yapıyoruz. Bazen fabrikaların ürettiği parti mallarda ebat farklılıkları olabiliyor. Fabrikalar bunu ambalajlarında belirtiyor. Karoların kesilerek küçültülmesi mümkün olmuyor. Ebatlarda farklılık gösteriyor. Fakat firmamızca karoların kenarlarının rektifiye makinasıyla kalibrasyon yaparak standart bir ebat elde edebiliyoruz. Seramik fabrikaları bu tür butik ebatlama işini, miktarın az olmasından dolayı yapmıyor ancak bize yönlendiriyorlar. Ülkemizdeki bir çok Seramik Fabrikası 60x60, 80x80 ve 60x120cm ürün üretiyor. NG Kütahya Seramik 120x240 gibi bir çok alan ve kulanım yeri için harikulade ebat üretiyor. Bu ülkemiz
Üretici
Büyük bir projenin konutlarına 150.000 adet süpürgelik için teklif yaptık. Süpürgelik yapma esnasında kırma paylarının bize verecekleri ücretle neredeyse aynı olacağını buna karşılık hem süpürgeliklerinin balıksırtı, daha düzenli ve ebatları aynı olan bir iş teslim edeceğimizi anlattık ve ikna oldular. Artık mimarlar ve inşaat sahipleri ürünleri standart ebatlarla kullanmak istemiyorlar. Herkesin kullandığı ebatları kullanmak istemiyor, farklı bir şeyler yapıp öne çıkmak istiyorlar. Mesela 60x120 ebatlarını 40x120, 20x120 gibi ebatlamak ve değişik şeyler ortaya çıkarmak istiyorlar. Sadece kesim yapan birkaç firma olmasına rağmen, kesilen karoların fabrika kalitesinde butik olarak rektifiye edilmesini sadece firmamız yapmaktadır.
sağlıyor. Daha çok kar sağlayan bayi de işletmesini daha ileriye taşıyabiliyor. Bu bizlerin ve bayilerin gelişmesi, ilerlemesi anlamına geliyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Firmamızda; balıksırtı kenarlı merdiven basamağı ve süpürgelikleri yaptığımız bir makine grubu, mozaik ve çoklu kesim üzerine ve precut olarak bilinen sadece çizgi olan işleri yapan bir makine grubu, seri ebatlayabilecek ve tek bir seferde kesme yapabilen bir makine grubu ve CNC waterjet makinamız var. Seramik ebatlama konusu o dönemde yaygın yapılan bir iş değildi, aksesuara girdiği için fabrikalar da bu işi yapmıyordu. Bu nedenle ithalat yaptığımız bayi ağımıza artık bu işi yaptığımızı bildirdik ve numuneler gönderdik. Sonrasında yavaş yavaş merdiven basamağı, süpürgelik, fileli mozaik ve ebatlama gibi malzemelerin talebi gelmeye başladı. 60x60 üretilen ürünlerin farklı ebatları olmadığı için mimarlar ve inşaat firmaları bizden talep etmeye başladılar. Bu şekilde işimiz bir ivme kazandı, projelere girdik.
Waterjet makinasıyla yapılan dekoratif göbek, özel şekillendirme gibi ürünleri dışarıya fason olarak yaptırıyorduk. Bizden kaynaklanmayan şikayetler ve gecikmeler neticesinde, bayilerimizden konuyla ilgili şikayet almaya başladığımız noktada 2012 yılında ilk CNC Waterjet makinamızı aldık. Bunu bayilerimize de duyurduk. Kendilerine göbek yada farklı bir motif için gelen müşterilerini geri çevirmemeleri, yapabileceklerini iletmeleri konusunda bilgilendirdik. Çünkü bayilerin ortalama fiyatla sattıkları ürünlerin yanı sıra özel ürün çalışmaları onlara daha çok kar 99
“Yeni yatırım hedefimiz ise kullandığımız makinaların daha üstün özellikli ve uzun ömürlü olanlarını bizzat kendimiz imal etmektir.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Üretici
yaptığınız zaman da geri dönüş uzun zaman alıyor. Bizim makinalarımızın şuanda en ucuzu 100.000 TL civarında. Diğer firmalar usta makinası dediğimiz 7 - 8.000 Liralık el makinalarıyla bu işleri yapıyor. El makinalarından 2-3 tane alıp, her makina için bir kişi çalıştırarak günde 40-50 metre mal kesiyorlar ve ebat standartları yok. Biz profesyonel makinalarımızla günde çok rahatlıkla bir vardiyada 900-1000m2 mal kesip rektifiye edebiliyoruz. Çok yoğun olursak, üç vardiya çalıştığımızda 2500m2’lere kadar çıktığımız zamanlar da oluyor. İşin aciliyetine göre vardiya sayısını belirleyebiliyoruz.
için büyük bir başarıdır. Mimarlar çok sevdikleri bu ürünleri, istedikleri ebatlarda; diyagonel, yamuklar, karışık gibi şekillerle üretip dekorlarını tamamlamak istiyorlar. Bu ürünler artık bir panel oldu. Önceden betopan vardı artık serapan oldu. Bu ürünleri 2 metreye 3 metre waterjet tezgahımızda istenilen ölçüde ebatlayabiliyoruz. Artık müşteri ne ebat isterse yapılabiliyor. Diğer profil makinamız olan balık sırtı dediğimiz makinada ise 60x120’den veya diğer ebatlardan, müşterilerimizin istediği merdiven basamaklarını yapabiliyoruz. İnsanların basamaklardan düştüğü zaman sivri uçlardan zarar görmemesi veya herhangi bir cisim düştüğünde taşa zarar gelmemesi için bu şekilde yapılması gerekiyor. Artık birçok projede mimarlar veya son kullanıcılar köşelerde çıta kullanmadan 90 derece dönüşler tercih ediyor. Biz taşların arkasından 45 derece traşlayarak dönüşler sağlıyoruz. Duvarda, asansör cephelerinde, banyo duvarlarında bu dönüşleri yaparak, başka bir malzeme kullanmadan çözüme kavuşturuyoruz. Artık cephelerde de alüminyum komposit panel yerine seramik çok kullanıyoruz. Bununla ilgili de zikof dediğimiz, karonun arkasına açılı kanal açma makinamız var. Türkiye’de şuanda bu işi yapan 2-3 tane daha firma var. Fakat bu firmalar belli bazı konularda uzmanlar, sadece mozaik yada kesim yapıyorlar. Bu alanda kullanılan makinalar pahalı, yatırım
100
Makinalarda ebat standardı olmuyor. Çoğu müşterimiz bizi arayıp ebatlar için, kesin garantisi var mı diye soruyorlar. Müşterilerimize ebatlama yaptığımız işlerde rektifiye edilmemiş yani kalibrasyon yapılmamış hiçbir ürünü kullanmanızı tavsiye etmeyiz diye uyarıyoruz. Bazı müşterimiz sadece kesim bütçesi kısıtlı olduğu için düz kesim olsun istiyor fakat biz tavsiye etmiyoruz. Çünkü önce kesiliyor, kesildikten sonra kalibrasyon makinasına giriyor, orada tam ebatı
“Sektörde yaklaşık irili ufaklı 32 tane fabrika var, bunlarda ortalama 5-6 hattı var. Aşağı yukarı Türkiye’de 170-180 tane hat var. Türkiye’de bu makinaları yapan makina fabrikası yok.”
çıkıyor. Pahı varsa üzerinde o pah da veriliyor. Sadece kestiğimiz zaman risk müşteriye ait, ebat garantisi vermeyiz. Çünkü 10 tane karo doğru çıkar, bir tane karo yanlış çıkar o zaman bütün o döşemeyi bozar. Sonra hangi karoda yamuk olduğu bulunamaz. Fabrikalar nasıl rektifiye ediyorsa biz de o şekilde rektifiye ediyoruz. Yeni yatırım hedefimiz ise kullandığımız makinaların daha üstün özellikli ve uzun ömürlü olanlarını bizzat kendimiz imal etmektir. Kendi tesislerimizdeki kullanım tecrübelerimizi de harmanlayarak dünya da seramik işleme makinelerini Türkiye kalitesiyle sunmak istiyoruz. Bunların yanı sıra kullanılan elmas kesiciler, abrasivler gibi sarf malzemelerini de ülkemizde üreterek, seramik fabrikalarına sunacağız. Sektörde yaklaşık irili ufaklı 32 tane fabrika var, bunlarda ortalama 5-6 hattı var. Aşağı yukarı Türkiye’de 170-180 tane hat var. Türkiye’de bu makinaları yapan makina fabrikası yok. Makina üretimi sektörün bel kemiği olması gerekirken, aksine çok büyük eksikleri var. SERKAP’ın bu konuya bir öncülük etmesi gerekiyor. SERKAP aynı zamanda üretim kalitesi konusunda da bir kontrol mekanizması sağlamalı. TSE standart bir şablon üzerinden bir yere kadar kontrol sağlıyor. Ancak Türk seramiğinin adının korunması için bu kontrol mekanizması büyük önem taşıyor. Biz seramiğimizi mimarlara ve son kullanıcılara düzgün lanse edemiyoruz. Malzeme bilgisi maalesef mimar ve müteahhitlerde tam yok. Porselen alıp, dışarda kullanabilir mi diye soruyorlar. Porseleni yerde, gökte, duvarda, çölde, buzullarda istediğin yerde kullanabilirsin. On binde beş su emmesi var artık. Su emmeyen demir gibi bir şey diyebiliriz. Demirin bile genleşmesi var, bunun yok. Mimarlara bu ürünlerin eğitim süresince bilgisi verilmesi gerekiyor. Bu ürünlerin kullanılabilir yerleri artacağı için tüketimi daha da artacak, daha lüks tüketim malzemesi haline gelecektir. Karoların her türlü şekilde kesilip işlenebileceği olanaklarını sektörümüzün belli başlı tanıtım dernekleri halkımıza anlatmalıdır.
Neşe Varlı Çelik
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Satış Hattı
Pimtaş Plastik İnş. Malz. San. ve Tic. A.Ş. İthalat & İhracat Müdürü
102
1986 yılında Gebze doğdum. İlk ve orta öğretimimi Gebze’de, üniversite eğitimimi Bursa’da tamamladım. Şuanda da Okan Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölümünde Yüksek Lisans eğitimime devam ediyorum. İş hayatına birkaç farklı firmanın Dış Ticaret departmanında görev alarak başladım. Ancak Pimtaş A.Ş. benim için milattır. 2010 yılından bu yana Pimtaş A.Ş.’de üstlendiğim görev ve sorumluluklar işe yönelik stratejik bakış açısı ve istenilen sonuçları elde etmek için sistemsel bir yönetim geliştirmemi sağladı. Yaklaşık 5,5 yıldır bulunduğum Dış Ticaret departmanında, iki yıldır İthalat & İhracat Müdürü olarak görev yapıyorum.
olup, üretime başladığı andan itibaren plastik inşaat malzemelerinin; endüstriyel, yüzme havuzları, akvaryumlar, arıtma tesisleri, tarımsal alanlar ve özel projelerde kullanılmak üzere kendine özgü tasarımını ve imalatını yapan, plastik sektöründeki uluslararası kuruluşlardan biridir. Gebze Plastikçiler Organize Sanayi bölgesinde bulunan 25.000 m2 kapalı alana sahip fabrikamızda yıllık toplam 20.000 ton üretim kapasitesi ve 300’ü aşkın tecrübeli çalışanımızla hizmet veriyoruz. Pimtaş Plastik olarak 1977 yılından beri müşterilerimize daha kaliteli ürünler ve hizmetler sunabilmek için üretiyor ve her geçen yıl kendimizi yeniliyoruz.
“Gebze Plastikçiler Organize Sanayi bölgesinde bulunan 25.000 m2 kapalı alana sahip fabrikamızda yıllık toplam 20.000 ton üretim kapasitesi ve 300’ü aşkın tecrübeli çalışanımızla hizmet veriyoruz.” Pimtaş Plastik, 1977 yılında kurulmuş
Üretime ilk başladığımızda üretim kapasitemiz ve ürün yelpazemiz bu kadar güçlü ve geniş değildi. Şu anda üretime ilk başladığımızda konfeksiyon imalatı olarak yapılan tüm ürünleri şuanda enjeksiyon makinelerinde üretiyoruz. 7000 farklı çeşit (Boru, Ek parça, Küre-
sel Vana, Kelebek Vana, Çekvalf, Rakor, Havuz ve Tesisat teknik ekipmanları) ürün yelpazemiz ile arıtma tesislerinde, havuzlarda, sulama, akvaryum, gölet ve aquapark tesisatlarında hizmet veriyoruz. TUBİTAK-Sanayi Ar-Ge destek programı kapsamında yeni geliştirdiğimiz ürünlerin inovasyon özelliklerini en üst seviyeye çıkarıyor. Destek kapsamındaki projemiz son teknoloji makineler, en son standartlara uygun kalıplar ve en modern üretim teknikleri ile destekleniyor. Tasarımdaki modüler parça dizaynı en önemli inovasyonlardan biridir. Bu sayede ek parça ve vanalar kullanılacağı boru hattı sistemi ile aynı plastik malzemeden yapılabiliyor. ( PVC-U, PVC-C, ABS, PP, HDPE veya PVDF vb. ) Geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş olan özgün tasarımlardan bazıları; küresel vanalar, kelebek vanalar, single vanalar, çalpara çek valf, yaylı çek valf, pissu çek valfleri Ar-Ge çalışmalarında sahip olduğu bilgi
Bir ülkeye ya da firmaya bayilik vermeden önce uzun bir çalışma dönemi geçiriyor, aktivitelerini gözlemliyor pazardaki payı kendi satış ekibimiz ile ölçerek akabinde anlaşma yapmaya karar verir hale geliyoruz. Bayilerimiz ile birlikte yurtdışında pek çok farklı bölgede toplu seminerler düzenliyoruz. Yurtdışı tanıtım çalışmaları bayilerimiz tarafından düzenleniyor, bizlerde bu çalışmalara katılım gösterip gerekli gözlemleri yapıyoruz. “Geçmişte fiili olarak gerçekleştirdiğimiz satış artışının önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesi kaçınılmaz bir beklentidir tüm reel veriler bize bu sonucu veriyor.” Pazarlama ve satış hedeflerini ülke sınırları içerisinde olduğu gibi ülke dışın-
da da sunmayı ve dünya ülkeleri arasında da büyümeyi ve markalaşmayı hedef ediniyoruz. Geçmişte fiili olarak gerçekleştirdiğimiz satış artışının önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesi kaçınılmaz bir beklentidir tüm reel veriler bize bu sonucu veriyor.
Satış Hattı
“Kurulduğumuz ülke sınırları içerisinde; hizmet, kalite, hızlı teslimat, müşteri memnuniyeti ve üretim çeşitliliği gibi özellikler ile pazar lideri olmayı başardık, gelişen zamanda da liderliğimizi korumayı amaçlıyoruz.” Kurulduğumuz ülke sınırları içerisinde; hizmet, kalite, hızlı teslimat, müşteri memnuniyeti ve üretim çeşitliliği gibi özellikler ile pazar lideri olmayı başardık, gelişen zamanda da liderliğimizi korumayı amaçlıyoruz. Gelecek dönemdeki hedeflerimiz arasında; marka tanınırlığını arttırmak, konuşulan dil çeşitliliğini arttırarak daha çok pazara hakim olabilmek, gelişen teknoloji ve ürün çeşitliliğini yakından takip ederek müşterilerin ihtiyaçlarına en hızlı şekilde yanıt vermek, web sayfası üzerinden online satış işlemlerinin aktive edilmesi, sektörümüzle ilgili fuarları yakından takip ederek daha önce de olduğu gibi
gelecek yıllarda da katılmak, bayilikler vermek ve anlaşmaları yazılı hale getirmek, uluslararası geçerliliği olan sertifikaları bünyemize eklemek gibi sayısını daha da uzatabileceğimiz hedeflerimiz var.
Bilindiği üzere, inşaat sektörü ülkemizde ekonominin lokomotifi konumundaki sektörlerin başında geliyor. İnşaat sektörü, konut başta olmak üzere, okul, fabrika, hastane gibi her türlü bina ile yol, köprü, baraj gibi her türlü altyapı hizmetlerini de içeriyor. Bu sebeple ekonominin genel eğilimleri, inşaat sektörünün gelişme hızı ile doğru orantılı bir seyir izliyor. Örneğin İTO verilerine göre 2015 yılında ülkemiz genel büyüme rakamı %8,5 olurken, inşaat sektörü % 11,2 büyüme oranı ile ülke ekonomisi adına da bir mihenk taşı olduğunu ispatlamıştır.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
birikimi ve dokümantasyon tekniğiyle yatırım projeleri ile eş zamanlı olarak her türlü kalıp, makine tasarım ve üretimini gerçekleştirebiliyor. Full otomatik üretim teknolojileri ve otomasyon uygulamaları sayesinde insan gücü en aza indirgenerek üretim yapılmakta ve kullanılan ERP sistemi aracılığı ile tüm makineler tek tek kontrol edilebiliyor. Firmamız 7/24 non-stop çalışıyor, sürekli gelişen üretim teknolojilerini yakından takip ediyor ve firmamıza katkı sağlayacağına inandığımız yenilikleri bünyemize kazandırıyoruz. Pimtaş A.Ş.’nin ana hedefi olan kurumsallaşma ilkesi doğrultusunda; insana dayalı yönetimden, sisteme dayalı yönetime geçişi sağlamak için ERP Sistemi ”Kurumsal Kaynak Planlaması” uygulamasını tatbik ediyoruz.
“2015 yılında ülkemiz genel büyüme rakamı %8,5 olurken, inşaat sektörü %11,2 büyüme oranı ile ülke ekonomisi adına da bir mihenk taşı olduğunu ispatlamıştır.”
103
Deniz Kaya
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Geçerken Uğradık
Kombi Klima Shop Tic. A.Ş. Şirket Ortağı
Tüccar bir aileden gelmekteyim. Doğalgazın Türkiye’ye geleceğini öğrenmemle birlikte 1988 yılında üniversitede Makine Mühendisliğini tercih ettim. Asıl hedefim aileden gelen ticaret altyapımızı kurumsallaştırarak devam ettirmekti. Makine Mühendisliği öğrenimim sonrası kurumsal firma tecrübesi kazanmak için sektörün önde gelen firmaları Koçtaş ve DemirDöküm’de çeşitli kademelerde görev aldım. Profesyonel çalışma hayatımda elde ettiğim deneyimler sonucu 2006 yılında Dikey Isı Firması’nı kurarak ticarete başladım. Ülkemizde elektronik marketler, yapı marketler ve internetin yaygınlaşmasıyla tüketici talep ve beklentilerinin de değiştiğini fark ettim. Tüketicilerin gittiği mağazada birden fazla markayı görüp, karşılaştırıp, ihtiyacına uygun ürünü satın almanın konforunu yaşadıklarını gözlemledim. Bu değişim iklimlendirme sektörüne de yansıdı. Sektördeki bu gelişim ve değişime paralel olarak sektöre olan sorumluluğum gereği Kombi Klima Shop’u kurmaya karar verdim. Aslında sektör ile Mayıs 2012 tarihinde paylaşmış olmamıza rağmen Kombi Klima Shop konsepti, bizim üzerinde uzun za-
104
“Sektördeki gelişim ve değişime paralel olarak sektöre olan sorumluluğum gereği Kombi Klima Shop’u kurmaya karar verdim.” mandır çalıştığımız bir yapılanma. Yeni konseptimizin yapı taşlarını oluşturan toptancı bayilikleri 2011 yılında, Türkiye tek dağıtıcılıklarını da 2012 yılında alarak sektörle Kombi Klima Shop’u paylaştık. Böylece tek noktada çoklu çözüm sunmuş olduk. Kombide %6, Hermetik Şofbende %7 pazar payına sahibiz. Termosifon ve Klimada ise beyaz eşya üreticilerinin dikkatlerini çekmeyi başardık, hatta bu ürünlerde de Türkiye tek dağıtıcılığı için üreticilerle görüşmelere başladık. Sektörde önemli üreticiler ile Kombi Klima Shop’a özel marka veya model anlaşmaları yaptık. Türkiye tek dağıtıcı olduğumuz markalarda ise; Baykan’a Sky Kombi modelini
ürettirdik. Immergas’dan Alpha markalı Hermetik ve Premix Yoğuşmalı Kombileri getirttik. Koşulsuz 7 Yıl Garanti ile pazara sunduk. Altus Kombi ürün gamımızı genişlettik. Bitermik Kombi, çift eşanjörlü Hermetik Kombi ve Premix Yoğuşmalı Kombi olmak üzere 3 çeşit Altus kombi modelini lanse ettik. Bankalar ile güçlü anlaşmalar yaptık. 8 banka ile iş ortaklarımıza DBS ile nakit fiyatına 150 güne kadar vadeli alım imkanı, “%0 (Sıfır) Komisyon, 9 Taksit” uygulaması ile tüm bireysel kredi kartlarına ve tüm taksitlere komisyonsuz satış imkanı sunmaya başladık. Daha büyük depo, daha geniş ofis ve daha çok stok ile daha hızlı, kurumsal ve kaliteli hizmet için taşındık. İş ortaklarımıza özel B2B sayfası hazırladık. İş ortaklarımız ken-
“Türkiye genelinde toplam 161 Kombi Klima Shop konseptli mağazamız var. 81 İlin 72’sinde 1500’e yakın firmaya satış yapıyoruz.”
Türkiye genelinde toplam 161 Kombi Klima Shop konseptli mağazamız var. 81 ilin 72’sinde 1500’e yakın firmaya satış yapıyoruz.
Her markayı satıyoruz; iş ortaklarımız, önceden kendi sattığı marka dışında son kullanıcıya bir öneri yapamıyordu. Bu da satış kaybı yaşamasına neden oluyordu. Şu an bizim sunduğumuz B2B sistemimizle her markayı rahatça pazarlıyor ve satış yapabiliyorlar.
Büyüyen, gelişime açık ve sürekliliği olan bir sektördeyiz. İçinde sanayici, mühendis ve usta barındıran nitelikli kişilerin çalıştığı bir sektör, dolayısıyla ortalama kalitenin çok üzerindeyiz. Sektörümüz, cirosal büyüklüğü ile de ekonomik anlamda da popüleritesi bulunmaktadır. Tabi ki nitelikli bir iş yapmak, yaptığın işin sürekli olması hatta nesillere taşınması güzel birşey. Ticari ve sektörümüzle ilgili yasa düzenleyici kuruluşlar, eksiklikleri giderirse herkesin daha da mutlu olduğu bir sektör olacaktır. Bu arada bizlere düşen, yeni koşullara uyum sağlamaktır. Yenilenebilir Enerji Sistemleri – Sistem Klima vb. özellikle doğalgaz & kombili kat kaloriferi işi yapan firmaların, yeni ürünlere ve sistemlere adapte olmaları, sistem çözümleri konularında kendilerini geliştirmelerinde fayda var diye düşünüyorum. Gelecekle ilgili sorunu olan değil, fırsatlara açık ve devamlılığı olan bir sektördeyiz. Dünyadaki en büyük markaları da ülkemizde faaliyet gösteriyor olmaları, hatta üretim yapıyor olmaları büyük fırsat. Her zaman olduğu gibi yasa düzenleyicilere ve üreticilere büyük iş düşmekte, Avrupa’daki gelişimlere uyum sağlamamız yeterli bence, fazlasını bizler yaparız zaten.
Stoklu çalışıyoruz; iş ortaklarımızın herhangi bir marka talebiyle gelen tüketicilere satış yapabilmesini sağlamak için marka gamımızı genişlettik. Tabii ki marka gamını genişletmek tek başına yeterli olmuyor. Biz ayrıca her markada stoklu çalışarak iş ortaklarımızın ihtiyaçlarını anlık karşılıyoruz. Bu da iş ortaklarımızın tüketici karşısında daha güvenilir hizmet vermesine olanak sağlıyor. Rekabetçi fiyatlar sunuyoruz; Günümüzde tahsilat yöntemleri değişti. Kredi kartı ile satış buna paralel olarak da tahsilat %60 seviyesine yükseldi. Biz de bu noktada %0 (Sıfır) komisyon 9 Taksit kampanyası yaptık. Bankalarla güçlü iş ortaklıklarımız var. Bu sayede finansal çözümler sunacak kampanya-
lar yapıyoruz. Sektörde üreticilerin bile uygulayamadıkları tüm kredi kartlarına, tüm taksitlere ve tüm ürün gamımıza 0 komisyon 9 taksit yapıyoruz. İş ortaklarımızın karlılıklarını arttırıyoruz; Türkiye genel dağıtıcıklarını aldık. Bu ürünlerde yaptığımız fiyatlama yapımızla iş ortaklarımızın karlıklıklarını arttırmayı hedefledik. Altus Kombiler, Baykan Kombiler, Alpha Kombiler gibi Türkiye tek dağıtıcısı olduğumuz ürünlerde iyi fiyatlatlandırma yapısı kurarak iş ortaklarımızın karlılıklarını artırdık. Üreticilerden ve iş ortaklarımızdan ürün gamımızı daha da genişletme konusunda talepler alıyoruz. Bizim yakın gelecekte ısı pompası, radyatör, tesisat malzemesi, kazan.... gibi sektörle ilgili ürünleri de ürün gamımıza alarak ısıtma-soğutma sektöründe ana tedariçi olma yolunda hedeflerimiz var. TİMDER, sektörümüzün hizmet kalitesini arttıracak eğitimler düzenliyor, bu ücretsiz eğitimleri gerçekten çok başarılı buluyorum. Ayrıca sektördeki firmaların genel giderlerini düşüren faaliyetler yapmalarını da sektörümüz için atılan çok değerli adımlar olarak görüyorum. TİMDER’in bu faaliyetlerinin artarak devam etmesi TİMDER’den en büyük beklentim diyebilirim.
Geçerken Uğradık
müşterilerine anında fiyat verebiliyor, POS cihazı taşımıyor, cari hesabını anlık takip edebiliyor,her an her yerden sipariş verebiliyor ve müşterinin kredi kartından hemen tahsilat yapabiliyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
dilerine özel şifre ile online satış ve tahsilat, ödeme, fiyat görme, sipariş verme ve cari ekstre görme gibi Kombi Klima Shop ile ilgili tüm süreçlerini buradan yürütmekte ve takip edebilmekte.
Teknolojiyi kullanıyoruz; iş ortaklarımız ile aramızdaki süreçleri minize ederek kolaylaştırdık. Bunun için 3D güvenlikli B2B sayfamızı yaptık. İş ortaklarımız, B2B sayfamız üzerinden güvenli olarak tahsilat yapabiliyorlar ve anlık olarak da yaptıkları tüm işlemleri görüp, cari hesaplarına yansımalarını takip edebiliyorlar. Akıllı telefon kullananlar için Kombi Klima Shop Mobil Uygulamamızı devreye aldık. Bu uygulama ile iş ortaklarımız kullandıkları akıllı telefonlar üzerinden 105
Adnan Bayır
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Geçerken Uğradık
Eskihisar İnşaat Malzemeleri A.Ş. İstanbul Bölge Müdürü
106
1975 yılında Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladıktan sonra üniversiteyi Süleyman Demirel Üniversitesi’nde okudum. Evli, biri on diğeri dört yaşında iki oğlum var. Sektörle tanışmam 2001 yılında Ali Rıza Onat inşaat firmasında çalışmaya başlamamla oldu. Eskihisar ailesine 2004 senesinde katıldım. Eskihisar İnş. Malz. San. ve Tic. A.Ş. 1981 yılında M. Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından Ankara’nın meşhur sokağı
“Rekabet günümüzdeki gibi yoğun ve acımasız değildi. Dolayısıyla karlılıklar da yüksekti.” Rüzgarlı’da kuruldu. Kurulduğu günden bugüne kadar, dürüstlük ve güvenilirlik ilkeleri üzerine kurduğu iş anlayışı ve takım çalışması ile büyümesini sürdürmüş ve bugün 13 firma ve 300 çalışanı ile birlikte inşaat malzemeleri ticareti, inşaat yatırımları, dış ticaret, alışveriş merkezlerinin yapımı ve işletmesi, otomotiv ve tarım sektöründe faaliyet göstererek ülkemize hizmet etmeye devam etmektedir. Şirketimiz çok geniş bir ürün yelpazesi ve müşteri portfö-
Adnan Bayır, M. Rifat Hisarcıklıoğlu Eskihisar 10. yıl plaketi (31.12.2014)
yüne sahiptir. Satışını ve pazarlamasını yaptığımız başlıca ürün grupları; çelik boru ve profil, plastik boru, sıhhi tesisat malzemeleri, armatürler, seramik ve vitrifiye ürünleridir. Seksenli ve doksanlı yıllarda, enflasyon oranları çok yüksek olduğundan dolayı firmalar stoklarındaki mallardan para kazanabiliyordu. Rekabet günümüzdeki gibi yoğun ve acımasız değildi. Dolayısıyla karlılıklar da yüksekti. Firmalar sattıkları maldan zevk alıyordu çünkü para kazanıyorlardı. En önemlisi de galiba şimdi daha iyi anlaşılıyor, o zamanlar gerçekten bir samimiyet ve güven ortamında ticaret yapılıyordu. Günümüzde ticaret yapmak gerçekten çok zor. Yerli üreticilerin yanında
Rekabetin çok yoğun olduğu günümüzde hizmet odaklı çalışıp, müşterilerimize zamanında kaliteli ve uygun fiyatlı mallar vererek kurulduğumuz günden bugüne kadar ve bundan sonraki dönemlerde de asla vazgeçmeyeceğimiz dürüstlük ve güvenilirlik ilkeleri üzerine kurmuş olduğumuz iş anlayışı ve takım çalışmasıyla müşterilerimize hizmet etmeye devam edeceğiz.
Üyesi olduğumuz TİMDER’in şu ana kadar düzenlemiş olduğu toplantılar, spor turnuvaları, konferanslar ve fuar etkinliklerinin sektörümüzdeki firmaların tanışıp kaynaşması açısından çok faydalı olduğunu düşünüyor ve bu etkinliklerin bundan sonra da artarak devam etmesini diliyoruz. Sektörümüz, bilindiği üzere ülkemiz ekonomisinin dinamik ve lokomotif sektörlerinden biri olup, özellikle son yıllarda
“Kentsel Dönüşüm” projelerinin hayata geçirilmesi ile birlikte daha da öneme haiz olmuştur. Bu sebeple sektördeki sorunlarımızın kamuoyunda dile getirilmesi, haksız rekabet riskine karşı korunma tedbirlerinin alınması ve ana üretici firmalarla biz bayilerin ilişkilerinin olumlu yönde artarak devam ettirilmesine yönelik çalışmaların sürdürülmesi konusunda üyeleriniz olarak bizlerin de desteğiyle derneğimizin daha da aktif olarak faaliyette bulunması en büyük beklentimizdir.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
ithal ürünlerin de pazara girmesi, ürün çeşitliliğini artırmakla beraber firmalar arasında kıyasıya bir rekabete yol açtı. Fabrikaların sahaya direk olarak girip ürünlerini pazarlaması ve özellikle de ürünlerini satabilme adına projelere fiyat vermesi, biz bayileri karlılık anlamında ciddi sıkıntılara soktu. Özellikle proje işlerinde garantör olarak kullanılan biz bayilerin karlılıklarını artırmak anlamında üreticilerimizden parayı müteahhitlere değil bayilerine kazandırmalarını istemek en doğal hakkımız diye düşünüyorum. Biz satıcı firmaların diğer bir sıkıntısı da son yıllarda iyice artan ödenmeyen çek ve senetler. Ödenmeyen çeklerle ilgili hapis cezasının kalkması maalesef ticareti içinden çıkılmaz bir hale soktu.
Geçerken Uğradık
“Biz satıcı firmaların diğer bir sıkıntısı da son yıllarda iyice artan ödenmeyen çek ve senetler. Ödenmeyen çeklerle ilgili hapis cezasının kalkması maalesef ticareti içinden çıkılmaz bir hale soktu.”
Eskihisar İnşaat Malzemeleri Ataşehir Ekibi
107
Adem Turgut
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Geçerken Uğradık
Demirhanlar Seramik ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Şube Müdürü
108
1976 yılında Bayburt’ta doğdum. Orta okulu İstanbul’da, üniversiteyi Trabzon’da İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde okudum. Askerlikten sonra kısa bir dönem endüstriyel temizlik ürünleri sektöründe, pazarlama satış bölümünde çalıştım. Sonrasında Hamza Bey’in Ataşehir mağazasının kuruluş döneminde beni davet etmesiyle inşaat sektörüne adım attım ve 13 yıldır yöneticilik görevini yürütüyorum. İnşaat sek-
“Lojistik ağımızı sektördeki yoğun rekabetten ayrışmak adına güçlü tuttuk.” törü bilgi ve deneyimimin olmadığı bir sektördü ancak eşim, ailem ve etrafımdaki insanların vasıtasıyla da bu sektöre tamamen yabancı değildim. Bu nedenle kendimi geliştirmem ve sektöre adapte olmam hızlı oldu. Sektörümüz büyük ve gelişime açık olduğu için sürekli öğrenme ihtiyacı gerektiriyor. Yöneticilik gibi bir göreviniz varsa da öncü olmak durumundasınız. Bu nedenle kendinizi sürekli yetiştirmeniz ve geliştirmeniz gerekiyor.
Demirhanlar Seramik 50 yıllık ticari geçmişi olan bir firmadır. Öncesinde başka sektörlerde de faaliyet yürütüyordu ancak şuan halen otomotiv, inşaat ve yapı sektöründe faaliyet gösteriyoruz. 2000 yılından itibaren de yapı sektöründe ağırlığımızı arttırdık. Bünyemizde 2 farklı ilde 3 tane mağaza, toplamda 5.000 m2’ye yakın showroom alanı, toplam 50’ye yakın personelimiz var. 3 tane farklı noktada 1000 m2 kapalı, 18.000 m2 açık alanda lojistik depomuz var. Sektördeki rakiplerimizden farklı olarak çok güçlü bir lojistik ağına sahibiz. Lojistik ağımızı sektördeki yoğun rekabetten ayrışmak adına güçlü tuttuk. Farklılığımız bizim için artı bir maliyet olsa da bunun sonucunda güçlü ve sağlıklı bir müşteri portföyümüz var. Önceliğimiz her zaman müşteri memnuniyeti ve bu konuda sınırsızız.
Bu sektörde öncü olmak, gelişime ayak uydurmak için mağazalarımızı sürekli güncel tutuyoruz. Ana bayiliğini yaptığımız tüm markaların yeni ürünlerini fabrikada üretildiği zaman showroom’larımızda sergileriz. Mağazamızı bazı dönemlerde senede 2-3 defa komple yenilediğimiz bile oluyor. Sürekli müşterilerimiz mağazalarımızdaki yenilenmeyi hemen fark ediyor, bu da satışımızı kolaylaştıran bir duruma sebebiyet veriyor.
Son dönemde müşterilerin beklentileri de değişti. Özellikle perakende müşterisi hayal ettiği banyoyu, mutfağı bizim showroom’umuzda görmek istiyor. Eğer bu sektörde öncü olmak istiyorsak, biz de onlara bunu göstermek zorundayız. Hızı çok yüksek bu değişim trendine ayak uydurmak bizler için çok zor. Seramik ağır ve bu nedenle uygulaması zaman alan zor bir ürün. Seramiğin üretiminden, depoya ulaşmasına kadar geçen bir süreç var ve bu zaman alan bir döngü. Ancak gelişim o kadar hızlı ilerliyor ki sürekli yeni ürünler, yeni standlar, geniş teşirler derken bizleri yoran bir süreç yaşanıyor. Her ne kadar yorucu olsa da bu koşturmaca bizlere keyif verirken aynı zamanda zinde tutuyor. “Son 2-3 yıldır doğallığın getirdiği mermer ve ahşap dokular seramik sektöründe etkin durumda. Ahşap ve doğal taş dokusu, seramikle çok bütünleşen bir tema.”
Ataşehir mağazamızda ana bayiliğini yaptığımız NG Kütahya Seramik, yenilik konusunda son yıllarda en öncü firmalar arasında yer alıyor. NG Kütahya sürekli ürün yelpazesini yeniliyor, yeni ebatlar geliştiriyor ve ürün konusunda hep güncel kalıyor. NG Kütahya’nın yurt dışında ve giderek ülkemizde de yaygınlaşan büyük ebat üretimi konusundaki yatırımı yeni fabrikası da sektörümüz için büyük bir kazançtır. Özellikle son 2-3 yıldır doğallığın getirdiği mermer ve ahşap dokular seramik sektöründe etkin durumda. Ahşap ve doğal taş dokusu, seramikle çok bütünleşen bir tema. Şuan çalıştığımız firmalar ve müşterilerin de istek ve beklentileri bu yönde ilerliyor. Bu trend 2 yıldır devam ediyor, 2-3 yıl daha devam edeceğini öngörüyoruz. Sürekli değişim içinde olan bir sektör olduğumuzu düşündüğümüzde bir süre sonra bu trend de değişecektir. Önümüzdeki yıllarda sektörün etkin olacağı alanlardan biri de dış cephede seramik
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
“Sektörde öncü olmak, gelişime ayak uydurmak için mağazalarımızı sürekli güncel tutuyoruz. Ana bayiliğini yaptığımız tüm markaların yeni ürünlerini fabrikada üretildiği zaman showroom’larımızda sergileriz.” 10 yıllık dönemde baktığımız zaman ülkenin lokomotifi olan sektörümüzün gelişim trendini baş döndürücü şekilde hızlı bir ivmede görüyoruz. Bizde sektördeki bu gelişimi yakalayıp hatta bu gelişimin önünde olmaya çalışıyoruz.
Geçerken Uğradık
Yurt içinde bir çok satış noktasına, yurt dışında da bir çok ülkeye satış yapabilme gücüne sahibiz. Ağırlıklı olarak Afrika’ya ihracat yapıyoruz. Afrika yapı sektörü için gelişime açık bir ülke olduğu için bu pastadan payımızı almamız gerektiğini düşünüyoruz. Afrika’da satış noktalarımız var ancak daha da geliştirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Seranit, NG Kütahya ve Kale Seramik’in ana bayisiyiz. Aynı zamanda 30’a yakın firmayla partner olarak çalışıyoruz. Ataşehir mağazamız NG Kütahya Seramik mağazası, Gebze merkezimizde Kale Seramik, NG Kütahya ve Seranit olarak ayrı ayrı mağazalarımız var.
109
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Geçerken Uğradık
kaplama olacak. Hem uygulanabilirliği hem uygulandıktan sonra sorunsuz ürün olması sebebiyle tercih edilecek bir kalem olduğunu düşünüyoruz.
110
“Türkiye’nin seramik sektöründeki gelişimi dünya standartlarıyla yarışıyor. Pazar payı da her geçen gün artıyor.” İnşaat sektöründe önümüzdeki 4-5 yılda hızlı gelişimin devam edeceğini öngörüyoruz. Ülkemizde sürekli konut ihtiyacı var. Arkadan gelen genç bir nesil var. Bu nedenle önümüzdeki 4-5 yılın inşaat ve yapı sektörü açısından hızlı olacağını düşünüyoruz. Buna ilave olarak kentsel dönüşüm son 2-3 yıldan beri hızlı bir şekilde ilerliyor. Kentsel dönüşüm konusundaki ivmenin önümüzdeki yıllarda daha da artacağını düşünüyoruz. Bunun da sektöre katkısı olduğunu düşündüğümüzde önümüzdeki özellikle 5 yıl yapı sektörü açısından hızlı olacak.
Gelişen teknolojiyle beraber yeni ürün gelişimlerini de göreceğiz. Türkiye’nin seramik sektöründeki gelişimi dünya standartlarıyla yarışıyor. Pazar payı da her geçen gün artıyor. Bizim için en büyük pazarlardan bir tanesi Ortadoğu özellikle de Afrika pazarı gelişen bir pazar buradaki payımız da her geçen gün artıyor ve artmaya da devam edecek. Rekabet konusunda sektörde faaliyet gösteren firmalara büyük yük düşüyor. Kısır rekabet hepimiz için karsız satışlar demek oluyor. Sektörümüzde hizmet edebilmek, var olabilmek adına maalesef çok yüklü giderlerle karşılaşıyoruz. Sektörün maliyetleri çok yüksek dolayısıyla iyi noktalarda olmanız, iyi mağa-
zalar yapmanız, senede birkaç defa mağaza yenilemeniz lazım. Karsız satışlar aslında sektörün gelişiminin önündeki en büyük problem. Bu nedenle müşteriyi fazla mağdur etmeden rekabetçi fiyatlarla devam etmemiz gerekiyor. “Sektörün en büyük sıkıntılarından biri olarak gördüğümüz ve gelecek yıllarda da katlanarak devam edeceğini düşündüğümüz yetişmiş eleman konusunda TİMDER’e büyük görev düşüyor.” TİMDER’in sektörümüzdeki en etkin dernek olduğunu düşünüyoruz. Sektörün bir araya gelmesi, örgütlenmesi açısından TİMDER’in çok etkin olduğunu görüyoruz. Sektörün en büyük sıkıntılarından biri olarak gördüğümüz ve gelecek yıllarda da katlanarak devam edeceğini düşündüğümüz yetişmiş eleman konusunda TİMDER’e büyük görev düşüyor. Şirketlerin büyük hedefleri var ama bunları gerçekleştirebilmek için çalışma arkadaşlarına ihtiyaç var. Eğitim almış profesyonel kişilerin sektörümüze kazandırılması bizler için büyük önem taşıyor. Bu nedenle gerek çalışan elemanlara yönelik, gerekse yeni çalışan sağlama adına TİMDER’in gerçekleştirdiği faaliyetler bizler için büyük yarar sağlıyor.
Av. Fırat Barış Kavlak TİMDER Hukuk Danışmanı firat@kavlak.av.tr
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Hukuken
İŞ HUKUKUNDA EŞİT DAVRANMA İLKESİ İş hukukunun doğuş ve gelişmesinin temel nedeni iş ilişkilerinde dahi güçsüz durumda olan işçinin korunması kaygısıdır. İş hukuku tarihi, başlangıçta bu hukuk dalının çok güç çalışma koşulları altında bulunan işçileri korumak amacıyla doğduğuna ve gelişme sürecine girdiğine tanıklık etmektedir. İş hukukunun doğuş ve gelişiminde olduğu gibi bugün de bu hukuk dalında işçinin korunması ilkesi belirli ölçüde geçerliliğini korumaktadır. İşçinin korunması zorunluluğu, işçiişveren ilişkisinin özünde yer alan bazı özelliklerden kaynaklanır. İşçiişveren ilişkisinin temel özelliği işçinin işverene bağımlı çalışmasıdır. Her şeyden önce, geçimini sağlayabilmek için genellikle alacağı ücret dışında bir olanağa sahip bulunmayan işçi sermayeyi elinde tutan işverenin ekonomik bağımlılığı altındadır. İşverenin ekonomik ağırlığına karşı bir denge kurabilmek amacıyla işçinin korunması bir zorunluluk olarak ortaya çıkar. İş hukukunun işçiyi koruma amacı anayasal eşitlik ilkesine aykırı düşmez. Çünkü kurumsal olarak işçi ve işvereni eşit kabul etmek pratikte kaçınılmaz bir biçimde bu ilişkinin güçsüz tarafı olan işçi aleyhine eşitsizlik yaratır. Bir Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, anayasa geleneksel anlamdaki eşitlik yanında sosyal adalet düşüncesine yönelen bir başka eşitlik anlayışı da öngörülmüştür. İşçinin korunması ilkesi sosyal devlet anlayışına uygun olarak anayasanın 49. maddesinin 2. fıkrasında ‘Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam 112
yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır’ denilmek suretiyle açık bir biçimde ifade edilmiştir. Anayasanın izleyen maddelerinde de işçileri koruyucu yönde sosyal haklar anayasal güvence altına alınmıştır. İş Hukukunda Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması İş ilişkilerini düzenleyen mevzuatta büyük ölçüde emredici kurallar yer almaktadır. Bunun nedeni, işverenler karşısında güçsüz durumda bulunan işçileri, sınırsız sözleşme özgürlüğünün yaratabileceği olumsuz çalışma koşullarına karşı koruma endişesidir. Devletin emredici hükümler getirmek yoluyla işçileri koruması, aynı zamanda kamu düzeninin sağlanması ve sürekli kılınması düşüncesine de dayanır. Çünkü bu şekilde sosyal denge kurulabilecek, ekonomik ve sosyal yaşamda toplum yararına uygun bir düzen ve uyum sağlanması amacına ulaşılmış olacaktır. Ancak, iş hukukunda kamu düzenine ve emredici kurallara verilen anlam genel hükümlerden farklı olup, bu hukuk dalının özelliğine uygun bir değişime uğramıştır. İş akdi ile kurulan işçi-işveren ilişkisinde emredici kuralların sözleşme özgürlüğünü sınırlaması diğer sözleşmelerden farklı bir biçimde ortaya çıkar. Borçlar hukuku çerçevesinde emredici hükümlere aykırı sözleşmeler geçersizdir. Oysaki iş mevzuatında yer alan emredici kurallardan temelde işçiyi korumaya yönelik olanlar sadece işçi aleyhine değiştirilemezler. Buna karşılık bu tür emredici hükümlerin aksi işçilerin lehine olmak koşuluyla her zaman sözleşmelerle kararlaştırılabilirler. Bu husus Yargıtay’ın şu kararında açıkça dile getirilmiştir: İş Kanunu-
na ait hükümlerin, kural olarak, nisbi nitelikte emredici hükümler olduğu şüphe dışıdır. Şu anlamda ki, iş kanununda öngörülen haklar işçi için asgari olup bir taban teşkil eder; bu tabanın üstüne çıkılabilir, lakin altına inilemez. Bir başka söyleyişle, kamu düzeninin sınırlayıcı etkisi, kural olarak, sadece işveren için söz konusudur. (7) Özetle iş hukukunda, işçi lehine yorum ilkesi çerçevesinde yorum yapılmalı ve işçilerin hakları aynı ölçüde gözetilmelidir. Eşit İşlem Yapma Borcu İşyerinde çalışan işçilere eşit davranma ve eşit değerdeki işlerde çalışan işçilere eşit çalışma koşullarını uygulama, çağdaş iş hukukunun tanıdığı, genellikle hakkaniyet esasına dayandırılan bir borçtur. İş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin yapılması, uygulanmasında göz önünde bulundurulacak olan eşitlik esası ile işverenin eşit işlem yapma borcunun hukuki kaynağını Anayasa’daki eşitlik ilkesi (m.10) ile İş Kanunu’ndaki eşit davranma (m.5) oluşturmaktadır. İşveren işyerinde çalışan işçilere kural olarak eşit işlem yapmak, eşit çalışma koşullarını uygulamak zorundadır. İşveren, haklı nedenler olmadıkça işyerinde çalışan işçiler arasında çalışma koşulları açısından herhangi bir ayrım yapamaz. Eşit işlem borcu, işverenin tüm işçilerine mutlak bir biçimde eşit davranacağı anlamına gelmez. Eşit davranma yükümlülüğü aynı nitelikteki işçiler için söz konusudur. İşveren gerek işçinin yaptığı iş, uzmanlığı, öğrenimi, kıdemi gibi objektif nedenlere gerek çalışkanlık, yetenek, liyakat gibi subjektif nedenlere da-
“İş hukukundaki eşit davranma ilkesi de temelini doğal hukuktaki adalet fikrinin somutlaşmış biçimi olan ‘eşitlik’ ilkesinde bulur.”
Anayasanın 10. maddesini temel alan İş Kanunu’nda, Kanuna ilişkin madde gerekçelerinde açıklandığı üzere, çalışma hayatındaki hukuki çerçeveyi belirlemek, Türkiye tarafından onaylanan Birleşmiş Milletlerin ‘Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlamak amacıyla, işçilere eşit davranma ilkesi esaslarına yer verilmiştir. Eşit işlem yapma zorunluluğu, hukukun, temelini hakkaniyet esasından alan en genel ilkeler arasında yer alır. Söz konusu ilke anayasanın 10. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Adı geçen maddenin 1. fıkrasına göre ‘Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’. Aynı şekilde, 7.5.2004 tarihli ve 5170 sayılı yasayla anayasanın 10. maddesine eklenen 2. fıkrada da şu hükme yer verilmiştir: ‘Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür’. Bu anayasal ilkeler iş kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasında ‘İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz’ denilmek suretiyle iş ilişkileri bağlamında tekrarlanmıştır. Ayrım yapma yasağı sadece sayılan hallerle sınırlı olmayıp, benzer nedenlerle de işveren eşit işlem yapma borcunu ihlal edemeyecektir.
Eşitlik Kavramı Eşit davranma ilkesi ile eşit haklara sahip olma ilkesi arasında öz itibariyle fark yoktur. Ancak eşit davranma bir yükümlülüğü, eşit haklara sahip olma bir hakkı ifade eder. İş hukukundaki eşit davranma ilkesi, anayasal bir buyruk olan eşit haklara sahip olma ilkesiyle içerik olarak tamamı ile aynıdır. İş hukukundaki eşit davranma ilkesi de temelini doğal hukuktaki adalet fikrinin somutlaşmış biçimi olan ‘eşitlik’ ilkesinde bulur. Eşit davranma ilkesi de genel eşitlik ilkesinin bir uygulama hali, doğal bir sonucudur. Eşitlik bir durumu, eşit davranma ise bir eylemi ifade eder. Eşitlik ilkesi, duruma göre somut biçimde değerlendirilmeli ve yasa koyucu, farklı durumlara farklı işlem uygularken bu ilkeyi bozmamalıdır. Alman Federal Anayasa Mahkemesi, ‘genel eşitlik ilkesi’nden hak ve özgürlükleri koruyucu ilkeler çıkarmakta. Mahkemeye göre, eşitlik ilkesi yasayıcıyı, yalnızca eşit olanları eşit olmayan işleme tabi tutmama değil, aynı zamanda en azından belli durumlarda farklı durumda olanları eşit işleme tabi tutmama yükümlülüğü altına sokar. Eşit İşlem Yapma Borcunun Uygulama Alanı ve Sınırı İşe almada işverenin eşit işlem yapma yükümlülüğü kural olarak söz
konusu değildir. Çünkü, iş akdinin kurulmasında hangi işçiyle işi en verimli ve uyumlu bir biçimde yürütebileceğini belirleme yetkisi işverene aittir. Bu da onun anayasa ile güvence altına alınan girişim ve sözleşme özgürlüğünün (m. 48) bir gereğidir. Bunun gibi, eşit davranma borcunun ortaya çıkabilmesi için kural olarak işçi ile işveren arasında bir hukuki ilişkinin bulunması gerekir, henüz bu ilişki kurulmadan eşit davranma ilkesi kural olarak istenemez. İşe almada cinsiyet nedeniyle ayrım yapılması yasaktır. İş Kanunun 5. maddesinin 3. fıkrasında işverenin ‘iş sözleşmesinin yapılmasında’ cinsiyet ve gebelik nedeniyle farklı işlem yapamayacağı öngörülmüştür. Bu nedenle örneğin çok sayıda işçi alınacak bir işyerinde, aranan niteliklere sahip kadınlar bulunmasına karşılık işe alınan işçilerin sadece erkekler arasından seçilmesi olayın özelliğine göre cinsiyet nedeniyle bir ayrım yapıldığını gösterebilir. İşçi ile işveren arasında kurulmuş olan iş akdinin türü nedeniyle işveren eşit işlem yapmaktan kaçınamaz. İş Kanunu’nda işverenin ücret konusunda cinsiyet ayrımı nedeniyle farklı işlem yapamayacağı ayrıca düzenlenmiştir. İşveren, eşit işlem yapma borcu gereği sadece kadın ve erkek işçiler arasında değil aynı durumda bulunan tüm işçiler arasında ücret, ikramiye ve diğer sosyal yardımların verilmesi konusunda kural olarak bir ayrım gözetemez.
Hukuken
Nitekim Yargıtay’a göre de ‘Bu ilkenin amacı, aynı durumdaki işçiler arasında farklılık yaratmamaktır.’ ‘işverenin işçiler arasında, gerek objektif ve gerek subjektif nitelikleri, pozisyon, görevin önemi, çalışma şartları vs. nedenlerle farklı ücret, prim veya sosyal hak ödemesinin, eşit davranma borcuna aykırılık teşkil etmeyeceğini de kabul etmek gerekir’.
İş Kanunu 5. maddesinde düzenlenen eşit davranma ilkesinin, hukuki yaptırımı da düzenlenmiştir. Bu konudaki hükümlere göre, iş ilişkisinde veya sona ermesinde eşit davranma ilkesine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir. Ancak işçi bir ihlalin varlığını ispat etmekle yükümlüdür. İşçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durum ortaya koyduğunda, işveren bunun mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur. (m.5/VI ve VII )
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
yanarak farklı çalışma koşulları uygulayabilir.
Ancak, objektif ve subjektif nitelikler nedeniyle işçilere farklı ücretlerin, ikramiyelerin ve sosyal yardımların ödenmesi eşit davranma ilkesine aykırılık oluşturmaz. Bunun gibi, işveren bazı özellikleri göz önünde tutarak sosyal yardımların verilmesinde bazı gruplandırmalar yapabilir. İkramiyeyi veya sosyal yardımı, örneğin sadece işyerinde önemli sorumluluk taşıyanlara, ağır 113
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Hukuken
ve tehlikeli işlerde çalışanlara, uzman ya da vasıflı işçilere, belirli bir kıdeme ulaşmış olanlara, evlilere yahut belirli sayıda çocuğu olanlara verebilir. İşveren her ne kadar bu gibi gruplar oluşturmakta serbest ise de bu grupların oluşturulmasında keyfi davranamaz ve haklı nedenler olmadıkça aynı gruptaki işçiler arasında ayrım yapamaz. (23) Tüm işçilere eşit ölçüde (seyyanen) ücret zammı yapılıyorsa işçilerin niteliklerine bakılmaksızın eşit işlem görmeleri ve bazılarının zam dışında bırakılmaması gerekir. Yargıtay’ın bu konuda vermiş olduğu bir kararı inceleyerek durumu biraz daha netleştirelim. 9 HD. 9. 2. 2004, E. 2003/12524- K. 2004/ 167 sayılı kararına göre ‘Çalışan işçilere zam yapılmış iken, davacı işçiye emekliye ayrılacağı dikkate alınarak zam yapılmaması eşit davranma ilkesine aykırıdır. Davacı, kıdem tazminatı farkı ve Sosyal Sigortalar Kurumuna eksik ücret bildiriminden doğan maaş kaybı isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava red olunmuş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İş hukukunda eşit davranma ilkesi, işverenin işçilerine keyfi olarak farklı davranmaması, aynı durumdaki işçilere haklı ve ahlaka uygun nedenler yok ise eşit işlem yapmasını ifade eder. Anılan ilkelerin hukuki dayanakları İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (m. 2, 23), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (m. 2, 4, 19), Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 100, 111, 118 sayılı sözleşmeleriyle 19828 Anayasası’nın 12 ve 45. maddelerine dayanır. Eşit davranma ilkesinin uygulandığı alanlardan biri de ücrettir. İşyerinde işçilere ücret ödemek konusunda genel bir uygulama var ise işveren keyfi olarak işçiler arasında ayrım yapamaz. Böyle bir davranış Medeni Kanunun ikinci maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırıdır. Somut olayda, davalı işveren nezdinde çalışan işçilere Ocak 2000 tarihi itibari ile % 21 ile % 46 arasında zam yapılmış iken, davacı işçiye emekliye ayrılacağı dikkate alınarak zam yapılmamıştır. Bu durum gerek uluslararası sözleşmeler gerek iç hukuk mevzuatımızca korunan eşit davranma ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırıdır. Mahkemece, davacının kıdemi ve yaptığı iş göz önünde tutularak emsal işçiye
114
göre ücret zammı belirlenmeli, bir hesaplamaya tabi tutulmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; sözü edilen ilkeler göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir’. Karardan da anlaşılacağı üzere işverenlerin keyfi uygulamalar sonucu yaptıkları davranışlar eşit davranma ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Yapılan davranışlar haklı bir gerekçeye dayanmalıdır. Aynı şekilde 21. 09. 1992 tarih ve E. 1992/2267 – K. 1992/10314 sayılı 9 HD. sinin bir kararında da ‘Yönetim Kurulunca çalışan tüm personele seyyanen zam yapıldığında, zammın bazı işçilere uygulanmaması işverenin eşit işlem yapma borcuna aykırı düşer’. İşveren yönetim hakkını kullanırken ve disiplin cezası uygularken de eşit işlem yapma borcuna uygun davranmalıdır. Örneğin, işin dağıtımında, kapı denetimine ilişkin talimatlarında işverenin işçiler arasında bir ayrım yapmaması gerektiği gibi disiplin suçunu işleyenlere farklı disiplin cezaları uygulamaması gerekir. 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işveren iş akdinin sona ermesinde de eşit işlem yapma borcuna uygun davranmak zorundadır. Adı geçen yasanın 5. maddesinin 6. fıkrasında iş ilişkisinde veya sona ermesinde işverenin eşit işlem yapma borcunu ihlal etmesi halinde, işverene yaptırım uygulanacaktır. İşverenin eşit işlem borcunu ihlal ederek belirtilen nedenlerle sözleşmeyi sona erdirmesi duruma göre fesih hakkının kötüye kullanılması, geçersiz veya haksız fesih hakkının kötüye kullanılması, geçersiz veya haksız fesih niteliği taşıyabilir. Öğretide de genel kabul edilen görüş, iş sözleşmesinin feshinde işverenin eşit davranma borcunun söz konusu olmadığı yolundadır. İş sözleşmelerinin feshi hallerinde eşit işlem yapma borcu söz konusu edilemez. İşveren fesih hakkının geçersiz bir sebeple veya kötüye kullanılması dışında, aynı durumdaki işçilerden istediği işçinin iş sözleşmesini, süreli fesih bildirim yoluyla
son verebilir (m. 17). Sözleşmenin haklı nedenlerle feshinde de durum aynıdır (m. 25). Örneğin, üç işçinin devamsızlığı halinde işverenin bunlardan sadece birinin iş sözleşmesini sona erdirmesi, öteki ikisini ise çalıştırmaya devam etmesi mümkündür. Önemli olan, işverenin fesih hakkının kötüye kullanılmaması gereğidir. Kanaatimce, sözleşmenin feshinde işverenin kural olarak işçileri arasında eşit davranma borcu yoktur. Zira, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde iş ilişkisini kurma hakkına sahip olan işveren, yine sözleşme özgürlüğü çerçevesinde bu ilişkiyi sona erdirebilme imkanına da sahip olmalıdır. Bu anlamda kişisel ilişki kuran iş sözleşmesinde işverenin çalıştırdığı işçiler ile söz konusu ilişkisinin devamını sürdürebilmesine de imkan sağlanmalıdır. İşyerinde bulunan işçilerin kişisel özellikleri, bu ilişkinin devamında önemli bir yer tutar. Bu anlamda, işyerinde çalışan işçilerin iş sözleşmelerinin sona erdirilmesinde işverene seçim / takdir hakkı vermek emredici düzenlemeler ve sözleşmesel kararlaştırmalar saklı kalmak kaydı ile uygun olsa gerektir. Yargıtay uygulamasına gelince, Yargıtay, iş sözleşmesinin feshinde işverenin eşit davranma borcuna uyması gerektiği görüşündedir. Karara göre ‘Davacı işçi işyerinde kendisi gibi çalışan diğer işçilerin de imzası bulunan bir dilekçe ile işyeri Bölge Müdürlüğüne doğrudan başvurarak işyerinin verimli çalışmasını önlediğini, çalışanlar arasında eşit davranmadığını, şikâyetler yapılmasına yol açtığını bildirerek bazı temennilerde bulunmuştur. Dilekçe içeriğinin incelenmesinden Bölge Müdürüne her hangi bir hakaret yapılmadığı sonucuna varılamamaktadır. Bu bakımdan davalı işverenin davacının sözleşmesini feshetmesinin haklı nedene dayandığını kabul etmek olanağı yoktur. Bir an için hakaretin mevcut olduğu kabul edilse dahi davalı işverenin dilekçeyi imzalayanların tamamının işlerine son vermemiş yalnız, davacı işçinin işine son vermiştir. Böyle bir davranış İş Hukuku’nun eşit işlem yapılmasına ilişkin kuralına aykırılık oluşturulur. Bu durumda feshin haksız olduğu kabul edilerek bilirkişi tarafından hesap edilen ihbar ve kıdem tazminatları değerlendirilmek sureti ile hüküm altına alınmalıdır’.
Dr. Atakan Genç
Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri agenc@stratejitek.com
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Etkin Yönetim
Stratejiler Mükemmel Süreçlerle Başarıya Ulaşır Stratejik planlamaların yapılması kadar bu planların hayata geçirilmesi de zor bir iştir. Stratejik planın hayat bulması bir şirketin operasyonel düzeyinde gerçekleşir. Bir başka açıdan şirketin alt süreçlerini işleten operasyonel birimler stratejilerin hayata geçirilmesinde önemli bir rol oynarlar. Süreç aralarında öncelik ilişkisi bulunan faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda, süreçler girdileri anlamlı çıktılara dönüştürürler. Dolayısıyla işletmelerin yapıtaşları ve onları ayakta tutan dinamikler olarak anlamlandırılabilirler. En basit şekilde girdiyi işleyerek çıktıya dönüştüren bir üretim süreci örnek olarak ele alınabilir (Şekil 1). Girdi
Üretim
Çıktı
FeedBack Şekil 1. Üretim Süreci
Girdisi kil hamuru olan bir seramik üretim sürecini düşündüğümüzde çıktı olarak seramik yapı malzemesi elde edilmektedir. Bu en temel operasyondur. Burada en önemli nokta işletmenin çıktılarından elde ettiği sonuçları daima daha başarılı noktaya ulaşabilmek için geri besleme (feedback) olarak kullanabilmesidir. Böyle bir işletmede hammadde tedarikinden ürün dağıtımına kadar bir çok sürecin eşzamanlı ve etkileşimli çalışması neticesinde ortaya bir katma değer çıkmaktadır. Bu katma değerdeki artış işletmenin tepe yönetiminin etkin stratejik planlarıyla büyük bir ivme kazanabilir ancak diğer taraftan planların etkinliği ancak süreçlerde karşılığını bulmasıyla gerçekleşebilir. Stratejik planlama misyon, vizyon, stratejik amaçların ve stratejik hedeflerin belirlenmesini içermektedir. Ancak, planlama süreci kadar önemli olan bir diğer konu da uygulama ve kontrol sü-
116
recidir. Uygulama ve kontrol, süreçlerde sürekli iyileştirme yapabilmemiz yol gösterici adımlardır. Bu nedenle, şirketin amaçlarına ne derece ulaşabildiğini takip edebilmesi amacıyla performans göstergeleri tespit edilir. Ancak, bu noktada önemli olan sadece bu performans göstergelerinin belirlenmiş olması değil, bununla birlikte göstergelerdeki değişimleri doğrudan etkileyecek olan süreçlerin de tanımlanıp tanımlanmadığıdır. Şekil 2’de görüldüğü üzere stratejiler bir şirketin misyon, vizyon ve amaçlarına ulaşmak için hangi yolu izleyeceklerinin ifadesidir. Stratejiler için atanmış hedeflerin gerçekleşmeleri ise performans göstergeleri ile takip edilir. Bu hedefleri gerçekleştirecek ve performans göstergelerindeki değişimleri doğrudan etkileyecek süreçler tanımlanır. Süreçlerin tanımlanmaması veya tasarlanmaması halinde stratejilerin uygulamaya konulması mümkün olamayacaktır.
Misyon, Vizyon ve Amaçlar Stratejiler Performans Hedef Göstergeleri Girdi
Süreçler
Çıktı
Şekil 2. Stratejiler ve süreçler ilişkisi
Süreçlerin mükemmel tasarlandığı şirketlerin stratejilerini uygulama noktasında diğerlerinden her zaman önde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Süreçlerini iyi tasarlamamış şirketlerin ise her ne kadar stratejik planları olsa da bu stratejik planların başarısızlığa
uğrama olasılığı oldukça yüksektir. Bu sorunun üstesinden gelmek süreç analizi çalışmalarını bir an önce başlatmak ve müşteri/paydaş beklenti analizleri ile belirlenecek performans göstergeleri ile şirketi yönetmek ile mümkündür.
“En önemli nokta işletmenin çıktılarından elde ettiği sonuçları daima daha başarılı noktaya ulaşabilmek için geri besleme olarak kullanabilmesidir.” Göstergelerin tespiti yapılırken, süreç performans göstergeleri ve şirket performans göstergeleri ayrı değerlendirilmelidir. Süreç performans göstergelerinden stratejik olanlar şirket düzeyinde ele alınabilmekle birlikte asıl performans göstergelerinin belirlenmesinde EFQM mükemmellik modelindeki başlıklardan yararlanılması kapsam dışı bir konunun kalmaması açısından önemlidir. Şekil 2’de gösterildiği üzere, süreçlerin performans göstergelerindeki değişimler ile takibini ve iyileştirilmesini, bu göstergelerin stratejilerini ne derecede uygulayabildiklerini izah edecek şekilde kullanmayı başaran şirketler vizyonlarına doğru daha emin adımlarla ilerleyeceklerdir.
Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı
İŞ GÜVENCESİ İLE İLGİLİ BAZI GÜNCEL KONULAR
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
İş Hukuku
İş güvencesi uygulaması çalışma yaşamının önemli konusu olmuştur. İş güvencesi, İş Kanunu’na çalışma yaşamının sorunsuz yürümesi için konulmuştur. Neden sorunsuz bir iş yaşamı istenir? İnsan yaşamının belirleyici unsuru, içinde bulunduğumuz yaşamın genel verileri baz alındığında, çalışma yaşamıdır. Yaşamın sürdürülmesi için çalışma zorunluluğunda olan insanlar, çalışma süresi içinde huzurla çalışırlarsa kendilerinden beklenen performansı verirler ve bu durumda çalıştıkları işyeri ve genel olarak çalışanın yaşamı bir düzen içinde sürer. Uluslararası Çalışma Örgütü ve İş Kanunu bunu esas alan Uluslararası Çalışma Örgütü de bu alanda yer alan önemli bir sözleşme ile işçinin, işveren tarafından işten çıkarılmasını yani iş sözleşmesinin feshini, bir düzen altına almak istemiştir. 4857 sayılı İş Kanunu da bu sözleşme esaslarını ülkemiz koşullarına uygulamış ve bir düzenleme yapmıştır. Düzenlemenin eksikliği fazlalığı, değişik bakış açılarından tartışılmış ve tartışılmaktadır. Biz bu yazıda, özellikle işçiden kaynaklanan nedenlerin en önemlilerinden bir olan “performans” konusu üzerinde durmak istiyoruz. Performans Nedir? İş Kanunu’nda, iş güvencesi uygulaması, Yargıtay denetimine bırakılmıştır. İlgili maddeler incelendiğinde, bunlarda kesin hükümler göremezsiniz. Bundan amaçlanan, değişen güncel koşullar karşısında, yargı denetiminin koşulları rahat değerlendirmesi ve sabit kalan kanun maddelerinin yaşamın akışı karşısında yetersiz kalışının önlenmesidir. Yargıtay kararlarında performans ile ilgili çokça görüş vardır. Performansın ne olduğu ve nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak denilir ki, performans, belirlenen amaçlara yönelmiş etkinlik düzeyidir. Burada belirlenen amacın sağlanabilmesi için, gerekli ölçütlerin bulunması ve bu ölçütlerin karşıladığı olanaklarla amacın gerçekleşmesi söz konusudur. İşte çalışanların bu amaçlara ne kadar etkinlikle ulaştıklarının ölçülmesi ve değerlendirilmesi için bir analiz süreci uygulanır.
118
Performans değerlendirmesi, işveren ve çalışan arasında bir işbirliği ve uyum gerektirir. Bu işbirliği ve uyum, çalışanın kendini geliştirmesi ve işinde verimi artırması için önemlidir. Performans değerlendirme süreci; amaçların belirlenmesi, performansı değerleme, bilgilendirme, geri dönüşüm ve bunun çalışanlarla paylaşılması ve gerektiğinde yeni amaçların belirlenmesi ve performansı geliştirici fırsatlar yaratılmasını sağlamaktır. İnsan Kaynakları ve Performans Performans değerlendirme insan kaynakları biriminin önemli bir görevidir. Çalışanların kendilerini geliştirmeleri bakımından performans değerlendirmesi önemli bir araçtır. İşyerinde uygulanacak performans değerlendirmesi, bazı koşullar içermelidir. Bunları kısaca sayarsak; Değerlendirme adil olmakla beraber, etkileri de adil olmalıdır. Değerlendirme ölçütleri şeffaf olmalıdır. Değerlendirme sonuçları, çalışanlara kendi durumlarını ölçebilmelerini sağlamalıdır. Değerlendirme sonucu ödül ve ücret bakımından motivasyon getirmelidir. Performans değerlendirmesinde, çalışanın becerisi ile beraber, yönetimin verdiği destek, organizasyon ve kaynakların uygunluğu da dikkate alınmalıdır. Performansın İş Güvencesi Hükümlerindeki Yeri İş güvencesinin amacı, çalışanın iş sözleşmesinin sona ermesinde, işveren tarafından keyfi olabilecek davranışların önlenmesidir. Bu nedenle, iş sözleşmesinin feshi, iki ana geçerli nedenle sınırlanmıştır. Bunlardan biri, işyerinden kaynaklanan nedenlerdir, burada çalışan ancak işyerinde meydana gelen olumsuzluklardan etkilenme durumundadır. Çalışandan kaynaklanan bir olumsuz durum yoktur. Bu halde işveren, işyerinden kaynaklanan olumsuz ve çalışanı etkileyen durumu belgeleyecektir.
İkinci durum performans konusunu yakından ilgilendiriyor. “İşçinin yetersizliğinden kaynaklanan nedenler” iş sözleşmesinin feshi için söz konusu olacaksa, bu çalışandan beklenen performansın gösterilememiş olması anlamına gelecektir. Yasada öngörülen iş güvencesi sisteminin amacı, burada yapılacak değerlendirmenin iyi niyetli olmasını içerir. Yargıtay, bu nedenle yapılacak bir feshin, “son çare” olmasını vurgulayarak ön görmektedir. Bu değerlendirme objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde yapılmalıdır. Bu kural, işyerinde aynı işi yapanlar için aynı kuralların uygulanmasıdır. Çalışanlara verilecek üretimle ilgili hedefler de gerçekçi olmalıdır. Çalışanın kapasitesi ile verilen hedeflerin uyumlu olup olmadığı da yargı tarafından denetlenmektedir. Örneğin; verilen hedeflere ulaşabilmek için işçiye verilmesi gereken eğitimin belgelenmesi bunlardan biridir. Sayılan ölçütler, çalışanın görev tanımına, verimine, işverenin kurumsal ilkelerine ve işyeri koşullarına uygun olarak objektif ve somut biçimde ortaya konmalıdır. Performans değerlendirmesi formlar ile belgelenmelidir.
uygun
Bazı Yargıtay Kararları “Buna göre de işyerinde performans değerlendirme sistemi geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. İşveren, ulaşılması beklenen hedefleri belirleyen sınırların altına düşüldüğünü, performans ve verim beklentisinde haklı olduğunu iddia ediyorsa, bu beklentiyi doğrulayacak eğitim ve iş koşullarının da iyileştirilmesi gibi performans arttırıcı olanakları sağladığını da kanıtlamalıdır” (9. HD., 27.04.2009, 2009/11775 ve 9. HD., 12.05.2008, 2008/12004, w w w.yargitay.gov.tr, 23.02.2012). “Çalışanlarca tutulan ve performansının düşük olduğuna dair tutanağın hangi objektif standartlara dayandığı kanıtlanmış değildir. Söylediği belirtilen sözler de feshi gerektirir ağırlıkta değildir. Tüm bu sebepler geçerli fesih nedeni olabilirse de yasada sınırlı sayıda sayılan haklı fesih sebepleri içinde yer almamaktadır. (9. HD., 05.03.2008, 2008/11480, www.yargitay. gov.tr, 23.02.2012)”.
Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı almilad@gmail.com
BAŞARIYA DOĞRU 1. ADIM
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
İletişimde İletişim
Herkesin; sahip olmak istediği, bu uğurda neredeyse hayatının tamamını işe, çok çalışmaya ve ölümüne başarıya odakladığı en büyük hedef. Peki ama kolay mı başarıya ulaşmak? Ya da yalnızca çok çalışmak başarı için yeterli mi? Doğru işi mi yapıyorsunuz? Hayatınızda en mutlu olduğunuz günü düşünün lütfen, yalnız çok düşünmeyin aklınıza ilk gelen genellikle doğrudur prensibinden yola çıkarak baktığımızda sonuçlar bizi şaşırtmıyor çünkü… Hayatınızın en mutlu anında ne yapıyordunuz? Eğer o düşündüğünüzü günümüzde bir şekilde yapıyorsanız mutlu bir çalışansınız, uzaktan yakından alakası yok diyorsanız; oturup düşünmeniz gereken şeyler var demektir. Size kendimden bir örnek vereyim: Benim bu hayatta kendimi en mutlu hissettiğim an Türkiye çapında düzenlenen Üniversiteliler arası Müzik Yarışması’nda hem bateri çalıp hem de şarkı söyleyerek aldığım ‘En İyi Enstrümantalist’ Ödülü idi. Eğitim hayatında 17. yılına giren ve işini inanılmaz seven, aşkla yapan bir eğitimcinin bunu söylemesini yadırgamayın. Neden mi? Çünkü ben müzikten hiç vazgeçmedim, mesleğimin yanı sıra hep araya bir yerlere sıkıştırdım bateriyi ve sunuculuğu… İşte hal böyle iken eğitimlere gittiğim an herkesin ilk dikkatini çeken şey benim ödüllü bir baterist olmam oldu / oluyor. Daha beni tanımadan, farklı olduğumu düşünmeleri için yetiyor ‘ilk ödüllü bayan baterist’ unvanına sahip olmam. Gelelim size; düşündünüz mü? En mutlu anınızda uğraştığınız iş ile ilgili bir şeyler yapıyor musunuz şu an? Öyleyse şanslısınız, değilse acil olarak hemen o işle ilgili bazı çalışmalar yapmaya başlayın hiç vakit geçirmeden… 120
Unutmayın ki hayatınızda en mutlu olduğunuz an yaptığınız iş, sizin en başarılı olacağınız iştir. Başarılı olmak istediğiniz şeylerin bir listesini çıkarın, sonra yeni bir sayfa açın ve ona da başardığınız şeyleri yazın; başaramadıklarınızın karşısına oklar ve minik çizimlerle bir zihin haritası oluşturun ve nedenlerini yazın ve resimleyin. Her şeyi yazılı olarak görmek çok önemli… Detaylı bir aksiyon planı hazırlamanızı öneririm; Hedeflerinizin her bölümü için, adım adım detaylı aksiyon planı hazırlayın. Pek çok hedef, ne zaman ne yapılacağı planlanmadığından başarısızlığa uğrar. Yapacağınızı planlayın ve planladığınızı yapın. Abartmayın! Yani gereğinden fazla hedef ile çalışmayın. Aynı anda çok fazla hedef üzerinde çalışmayın. Başlamak için 1-3 arası hedef uygun olacaktır. Hayatınızı seçimleriniz belirler. Dün yapmış olduğunuz tercihler fakındaysanız bugününüzü belirledi, bugünkü tercihleriniz ise yarınınızın temelini oluşturacak. Beş yıl sonra nerede olacağınızı yine siz belirliyorsunuz aslında… Öncelikle başarı kazanmak için ‘İnanmak’ en önemli koşul. Kendinize inanın ama bütünüyle, bu sadece güvenmek ile ilgili değil. Güvenmek inanmaktan sonra gelir.
Elinizden geleni yaptınız, bir türlü olmuyor. Tamamdır ısrar etmeyin, siz elinizden geleni yaptınız eminsiniz, olmamışsa vardır bir hayır. Üstelemeyin, kendinizi yıpratmayın olur mu? Yürümeyen bir plana takılıp kalmayın, hayat akıp gidiyor. Ünlü Şarkıcı ve Sinema oyuncusu Frank Sinatra’ya bir röportaj sırasında gazeteciler sorar: “Nasıl Sinatra olunur?” Frank Sinatra, büyük düşünmenin, ne yaptığını ve nereye gittiğini bilmenin başarısındaki önemini belirten şu açıklamayı yapar: “Meslek hayatımı planladım. Sahneye çıktığım ilk günden itibaren bugün ulaştığım yere çıkmayı kafama koymuştum. Bu, bir şirkette ayak işlerinde çalışan bir delikanlının kendini daha o günden şirketin patronluk koltuğunda oturur görmesi gibi bir şey.” Mazeret bulmayanlar tarih yazarlar. Harry Forsha’nın çok sevdiğim bir sözü var: “Vizyonunuzu oluşturun ve onu sistematik biçimde izleyin. Başarının garantisi yoktur. Ancak, eğer hiçbir şey yapmazsanız, hiçbir şey başaramayacağınızın garantisi vardır… Hangisinden başlamak istersiniz? Deha Einstein’ın matematiksel başarı formülü aslında her şeyi ne kadar basit ve net bir anlatımla özetliyor. Eğer ‘a’ hayatta başarıyı gösterirse formül şu şekildedir:
Şanssızlığından şikayet eden kişiler asla başarıya ulaşamazlar. Şansınızı zorlayın, elinizden geleni yapın ve şans kapınızın yakınından geçerken onun size uğramak istemesini sağlayın.
a = x+y+z Bu formülde (x) çalışmayı, (y) de dinlenmeyi gösterir. “Peki (z) neyi gösterir?” diye sorduklarında büyük fizik bilgini formülü şöyle tamamlar: “(z) de çenenizi tutmayı” :)
“Her günü topladığınız hasata değil, ektiğiniz tohumlara bakarak değerlendirin.” Robert Louis Stevenson
Bir sonraki yazım “Başarıya doğru 2. Adım” ile devam edecek… O zamana dek başarıyı kovalamaya devam… :)
Çetin Cinemre
SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com
İNOVASYON
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Bayi Vizyonu
“İnovasyon yapmak, insanların yaşam ve iş yapma tarzını değiştirmek demektir. ” İnovasyon; yenilik yapmak anlamına gelen bir kavramdır. Son yıllarda bir rekabet aracı veya silahı olarak öne çıkmıştır. Kişi veya kuruluşlar ürün veya hizmetlerinde yenilik yaparak fark yaratabilirse, rekabet gücü kazanırlar. Yenilik yapmak iki şekilde olabilir: Pazara yeni bir ürün veya hizmet sunmak, Var olan ürün veya hizmete yeni özellikler katmak. Günümüzde insanlar daha rahat, kolay ve hızlı yaşamak istemektedirler. İnovasyonun amacı da bunu sağlamaktır. İnsanların “insanca” yaşamalarına katkı yapmak, hayatı daha anlamlı, faydalı ve mutlu kılmaktır. İnovasyonun gerekleri şöyle sıralanabilir: Farklı düşünmek. Bu, inovasyonun temelidir. Yenilik yapmak isteyen kişi veya kuruluşlar, rakiplerinden farklı bir bakış açısına sahip olmalıdır. Bakış açısının farklı olması yanında geniş olması da önemlidir. Hayal gücü. Bazı yenilikler hayal etmekle başlar. İnsanoğlunun yaptığı yeniliklerin temelinde hayal gücünün etkisi tartışılmaz. Yaratıcılık gücü. Her insanın yaratıcılık gücü vardır. Bu gücün ortaya çıkarılması ve kullanılması, bir çok yeniliğin yolunu açar. Geleceği görmek. Gelecekte insanların nelere ihtiyaç duyacağını öngörmek. Buna “ileri görüş” veya “öngörüş” (vizyon) denir. Eski köye yeni adet getirmek. Kültürümüzde bunun iyi bir şey olmadığı vurgulanır; ama yenilik yapmak kurallar, 122
kalıplar veya kültürel değerler (adetler, gelenekler) dışına çıkmadan başarılamaz. Artık eski köye yeni adet getirilmelidir. İnovasyon için bu şarttır. Böyle gelmiş, ama böyle gitmesin. İnovasyonun amacı geleceğin dünyasının bugünden farklı olmasını sağlamaktır. Değişim, hayatın ve doğanın özünde vardır. İnovasyon yapmak, insanların yaşam ve iş yapma tarzını değiştirmek demektir. İyileştirme ve İnovasyon İnovasyon (yenilik) yapmak ile iyileştirme yapmak arasında fark vardır. İnovasyon olmayan bir şeyi ortaya koymak, yani buluş yapmak demektir. İyileştirme ise var olan bir ürün veya hizmeti daha iyi, daha kaliteli yapmak veya sunmak anlamındadır. Var olan bir ürün veya hizmeti iyileştirerek rekabette öne geçmek olanaklıdır ama rekabet gücünü korumak için yeni ürün ve hizmetler yaratmak da gerekir. Çünkü ürün veya hizmet iyileştirilse bile, zamanla değişen müşteri beklentileri karşısında yetersiz
“İyileştirme inovasyona, inovasyon da iyileştirmeye engel olmamalıdır veya biri diğerine tercih edilmemelidir”
kalır. O nedenle sadece iyileştirme veya yenilik yapmak yerine; her ikisi eşzamanlı olarak birlikte yapılmalıdır. İyileştirme inovasyona, inovasyon da iyileştirmeye engel olmamalıdır veya biri diğerine tercih edilmemelidir. Şirketler bir yandan yenilik yaparken, öte yandan var olan ürün veya hizmetlerini iyileştirmelidir. Gerçek rekabet gücü bu şekilde elde edilir.
ÜRÜN HİZMET
İYİLEŞTİRME
ÜRÜN HİZMET
İNOVASYON Yukarıda görüldüğü gibi belli bir ürün veya hizmet için iyileştirme yapılacağı zaman tüm ilgi ve dikkat o ürün veya hizmet üzerinde toplanır. Buna “birleşik
İnovasyon (yenilik yapmak) ise var olan ürün veya hizmetin dışına çıkarak tamamen yeni (daha önce yapılmayan, pazarda eşi veya benzeri olmayan) bir ürün veya hizmet yaratmak demektir. İnovasyon “ayrışık düşünce”yi gerektirir. Soru şudur: Var olan ürün veya hizmetlerin dışında (onlardan başka) hangi ürün veya hizmetleri sunabiliriz? Hayal gücü ve yaratıcılık çok önemlidir. İnovasyon bir defada uzun bir adım atmak (atılım/sıçrama yapmak) demektir. İnovasyonun Özellikleri İnovasyonun üç temel özelliği vardır: Fayda. Yeniliğin insanlara fayda sağlaması.
Ekonomik değer. Yeniliğin “para” etmesi, yani insanların bunun için para ödemeye hazır olması. Ticari kazanç. Yeniliğin, yeniliği yapan kişi veya kuruluşa para kazandırması. İnsanlara fayda sağlamayan, ekonomik değeri olmayan ve para kazandırmayan farklılıklar; inovasyon sayılmadığı gibi hiçbir anlamı da yoktur. Bu bağlamda inovasyon yaparken insanların ihtiyaç ve beklentilerinden yola çıkmak gerekir. Yenilik insanların bazı ihtiyaç ve beklentilerini karşılamalı ki onlara faydalı olabilsin. Fayda varsa, ekonomik değer de vardır. Çünkü insanlara faydalı olan şeyler değerlidir ve fayda arttıkça değer de artar. Değerli şeyler “para eder”. Ekonomik değeri olan şeyler satılabilir ve karşılığında para (ticari kazanç) kazanılabilir. İnovasyon için Ar-Ge çalışmalarına önem vermek ve bunun için kaynak ayırmak gerekir. Birçok üretici şirket
kendi bünyelerinde ar-ge merkezleri kurmuştur. Bu merkezlerde geliştirilen yeni ürünler, pazardaki rakip ürünler karşısında rekabetçi özellikleri ile öne çıkarlar. Özellikle iletişim, bilişim ve elektronik sektörlerindeki inovasyon örnekleri hayranlık vericidir. Öyle ki bazıları “yok artık” dedirtecek cinstendir. Gelecekte yapılabilecek en büyük inovasyon örneklerinden biri, “kablosuz teknoloji” ve bazı cihazların şarj sorununun çözülmesi olacaktır. Masaüstü bilgisayar, fax, yazıcı, tarayıcı vb. gibi cihazların birbirine kablosuz bağlanabilmesi; şarj aletinin tarih olması; hayatı daha da kolaylaştıracaktır. Daha kolay ve rahat yaşamanın sağlık açısından doğuracağı sonuçlar tartışılabilir. Her şey elimizin altında, çaba göstermeden kolayca ulaşacağımız konumda olursa; yerimizden kalkmadan teknolojik inovasyonlar sayesinde birçok şeyi çözebilirsek; bunun sağlığımız için iyi olmadığını bilmeliyiz. Sağlıklı olmanın bedensel etkinlik (action) de gerektirdiği unutulmamalıdır.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
düşünce” denir. Herkes ürün veya hizmete odaklanır ve şu sorunun yanıtını arar: Daha iyisini nasıl yapabiliriz? Bu, ürün veya hizmetin kalite düzeyini yükseltmek, var olan özelliklerini iyileştirmek demektir. İyileştirme yavaş yavaş, kısa adımlar ile ama sürekli yapılan bir çalışmadır. Japonlar, iyileştirme konusunda oldukça başarılı örnekler vermişlerdir.
Bayi Vizyonu
“İnovasyon ‘ayrışık düşünce’yi gerektirir. Soru şudur: Var olan ürün veya hizmetlerin dışında hangi ürün veya hizmetleri sunabiliriz?”
123
Mahmut Çelik
AKUT Denetleme Kurulu Üyesi ve Eğitmen
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Afet Bilinci
AKUT ile Depremi Konuştuk Mahmut Bey, AKUT Arama Kurtarma Derneği eğitmenlerinden birisiniz. AKUT yalnız arama-kurtarma hizmeti vermiyor aynı zamanda afetlere karşı toplumumuzu bilinçlendirmek için eğitim ve seminerler de düzenliyor. Bu seminerlerin en önemlilerinden biri Deprem Bilinçlendirme. Deprem hakkında bize de bilgi verebilir misiniz? Deprem nedir, neden meydana gelir? Evet, AKUT Arama Kurtarma Derneği’nin ülke genelindeki 36 ekibinin seminer birimi gönüllüleri okullarda, halk eğitim merkezlerinde, kültür merkezlerinde, kamu kurumlarında ve benzer toplu yaşam alanlarında halkımıza ücretsiz seminerler veriyor. 2000 yılından beri devam eden bir çalışma bu. Yılda ortalama 100 bin kişi ile buluşuyoruz. Bunlara ek olarak çeşitli dönemlerde yaptığımız Tır projelerimiz ile ülkemizi il ve ilçe bazında dolaşarak seminerler veriyoruz. Afet Bilinçlendirme kitapçıkları dağıtıyoruz, deprem simülatörümüzde güvenli ev ve güvensiz evi sarsıntı anında görmenizi ve bu sayede evinizde gerekli önlemleri almanızı sağlıyoruz. Yine çeşitli yaş gruplarındaki çocuklara afetlerden nasıl korunacaklarını tiyatro oyunlarıyla anlatmaya çalışıyoruz. Halkın ve bilhassa çocukların eğitimini son derece önemsiyoruz. Güvenli yaşam kültürünü benimsemiş bir toplum oluşturmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızın uzun vadede güzel sonuçlar oluşturacağına eminim. Depreme dönecek olursak; yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına “DEPREM” denir. Yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkla-
124
rı levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde oluşmaktadır.
halkı ikaz edip farkında olmaya, tedbir almaya çağırmak.
Artçı ve Öncü Deprem Nedir? Bazen büyük bir deprem olmadan önce küçük sarsıntılar olur. Bu küçük sarsıntılara “ÖNCÜ DEPREMLER” denilmektedir. Büyük bir depremden sonra da belki birkaç yüz adet küçük deprem olmaya devam eder. Bu küçük depremler “ARTÇI DEPREMLER” olarak isimlendirilir ve büyük depremin oluş anına göre bunların şiddetinde ve sayısında azalım görülür.
Depremi önceden tespit etmek konusu günümüz bilim adamları tarafından halen çok fazla tartışılmakta. Aktif bir fay hattında deprem olabileceği, geçmiş veriler de incelenip bir olasılık hesabı yapılarak öngörülebilir sadece öngörülebilir. Günümüz teknolojisi ile depremin ne zaman, nasıl olacağı ve şiddeti kesinlik belirten ifadelerle verilmesi mümkün değil. Bilim adamlarının bu konu ile ilgili çalışmaları devam etmekte.
Depremden sonra meydana gelen hasarlar çeşitli kavramlarla derecelendiriliyor. Örneğin hafif hasar, orta hasar, ağır hasar nedir? Hafif Hasar: Yapılarda ince sıva çatlaklarının meydana gelmesi ve küçük sıva parçalarının dökülmesiyle tanımlanır. Orta Hasar: Duvarlarda küçük çatlakların meydana gelmesi, oldukça büyük sıva parçalarının dökülmesi, kiremitlerin kayması, bacalarda çatlakların oluşması ve bazı baca parçalarının aşağıya düşmesiyle tanımlanır. Ağır Hasar: Duvarlarda büyük çatlakların meydana gelmesi ve bacaların yıkılmasıyla tanımlanır. Yıkıntı: Duvarların yarılması, binaların bazı kısımlarının yıkılması ve derzlerle ayrılmış kısımlarının bağlantısını kaybetmesiyle tanımlanır. Fazla Yıkıntı: Yapıların tümüyle yıkılmasıyla tanımlanır. En ufak bir sarsıntıda uzmanlar ekranlara çıkıp bilhassa nüfusun en yoğun olduğu Marmara Bölgesi için kötü senaryoları ardı ardına sıralıyor. Bu senaryoların gerçeklik payı var mı? Gerçekten depremi önceden tespit etmek mümkün mü? Dediğiniz gibi bunlar senaryo. Mecazi anlamda kullanmıyorum yalnız, senaryolardan yani olasılıklardan bahseder uzmanlar. Aslında amaç hep aynıdır;
Sizin de söylediğiniz gibi ülkemizde artık hem kamu, hem özel sektör hem de STK alanında pek çok Arama-Kurtarma ekibi mevcut. Ancak deprem deyince aklımıza gelen ilk ekip halen AKUT… AKUT olarak ulusal ve uluslararası platformda kaç depremde görev aldınız? AKUT olarak ulusal ve uluslararası alanda 33 deprem operasyonunda görev aldık. Bunlardan bazılarına örnek vermem gerekirse; 1998 AdanaCeyhan, 1999 Marmara-Gölcük, 1999 Yunanistan-Atina, 1999 Tayvan, 2001 Hindistan, 2003 İran, 2005 Pakistan, 2010 Haiti, 2011 Van, 2015 Nepal depremleri AKUT olarak görev yaptığımız hasarlı depremlerden birkaçı. Bu çalışmalar insan hayatı kurtarmanın yanı sıra kamu diplomasisi ve ülke tanıtımı açısından da son derece önem arz etmektedir. AKUT, arama-kurtarma alanında dünya standartlarında hizmet eden tamamı gönüllü kadrosu ile ülkemizi tüm dünyada en iyi şekilde temsil etmektedir. Ülkemizin deprem haritasından bahseder misiniz? Tabii ki. Bir görsel ile de desteklemek isterim. Önce sayısal verilere bakalım: T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 2014 yılında hazırlanan deprem risk haritasına göre; ülke topraklarımızın % 96’sı, nüfusumuzun % 95’i, sanayi tesislerimizin % 98’i, barajlarımızın % 93’ü deprem riski altında.
4. Derecede Bulunan İller: Edirne, Kırklareli, Sinop, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Ankara, Konya, Aksaray, Nevşehir, Niğde, Adana.
1. Derecede Bulunan İller: İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Isparta, Uşak, Bursa, Yalova, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, Düzce, Bolu, Karabük, Çankırı, Bartın, Amasya, Tokat, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkâri, Şırnak, Siirt, Adıyaman, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay, Kırşehir, Kırıkkale.
5. Derecede Bulunan İller: Aksaray, Konya, Karaman, Niğde.
2. Derecede Bulunan İller: İstanbul, Tekirdağ, Zonguldak, Samsun, Erzurum, Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van, Bitlis, Şırnak, Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Adana, Antalya, Afyon, Kütahya, Eskişehir, Uşak, Çankırı, Çorum. 3. Derecede Bulunan İller: Edirne, Tekirdağ, İstanbul, Kastamonu, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Artvin, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Kahramanmaraş, Sivas, Kayseri, Yozgat, Nevşehir, Çorum, Ankara, Konya, Eskişehir, Antalya, İçel.
Son derece anlaşılır bir harita bu. Kitlesel afetlerde her şeyi STK, özel sektör veya kamu kurumlarından beklemek son derece yanlış değil mi? Vatandaş olarak da hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Elbette… AKUT, JAK, UMKE veya AFAD evinize gelip eşyalarınızı sabitleyecek değil. Bizler size bu bilinci vermeye çalışırız, uygulamakla mükellef olanlar sizlersiniz. Bizler size “ACİL DURUM ÇANTASI HAZIRLAYIN” deriz, “içinde düdük, kuru gıda, su, fener, pil, pilli radyo, yedek kıyafet, tapu, kimlik ve ruhsat fotokopileri, bebek var ise özel bakım ürünleri, bir miktar para, kullanılan ilaçlar var ise yedek ilaçlarınız olsun” deriz bunları hazırlayacak olan sizlersiniz. “Binanızın denetimlerini yaptırın, estetik ya da maddi kaygılarınızın hayatınızın önüne geçmesine izin vermeyin” deriz ancak siz almak istediğiniz kadarını alırsınız… Biz AKUT olarak bu algıyı zihinlere yerleştirmek için çocuklardan başlıyoruz ki ileriki nesiller bu çelişkilerle yetişmesin.
Enkaz altında kalan bir kazazede için ilk 72 saatin yaşamsal önem arz ettiğini artık hepimiz biliyoruz. Hiç kimsenin bu durumu yaşamasını arzu etmeyiz ancak enkaz altında kalan bir kazazede bu süreyi nasıl uzatabilir? Evet, ilk 72 saat çok önemli çünkü insan bedeninin susuzluğa ve açlığa dayanabileceği saatler ortalama olarak bellidir. “İlk 72 Saat” bu ortalamalar ile belirlenmiş kritik saatlerdir. Tabii ki kazazedenin nerede, ne şekilde mahsur kaldığı, kanamasının veya kronik bir hastalığının olup olmadığı, alandaki oksijen, kişinin psikolojisi ve benzer birçok faktör, süreyi belirleyici unsurdur. Ancak şunu söyleyebilirim, 1999 yılında AKUT’un tüm ülkeye örnek olarak başlattığı arama-kurtarma seferberliği çok olumlu sonuçlar verdi ve şu an bu alanda dünyanın en çok ve en iyi yetişmiş insan gücüne sahip ülkelerinden biriyiz. Enkazda kaldıysanız bir ekip mutlaka gelecek ve sizi bulacaktır. Bu ekiplerin sismik-akustik dinleme cihazları vardır. Bu cihazlar yerin birkaç metre altındaki bir nefes sesini, su damlasını dahi duyabilen aletlerdir. Enkaz altındaysanız nefesinizi ve enerjinizi tasarruflu kullanmalısınız. Bağırmak yerine örneğin ayağınız veya elinizle küçük ama ritmik sesler çıkartarak orada olduğunuzu bizlere duyurabilirsiniz. Yine ne kadar soğukkanlı olursanız ekiplere
Afet Bilinci
Yukarıdaki haritadan da görebileceğiniz gibi, topraklarımızın % 96’sı deprem riski altında. Derecelere göre vurgulamam gerekirse;
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
“Ülke topraklarımızın % 96’sı, nüfusumuzun % 95’i, sanayi tesislerimizin % 98’i, barajlarımızın % 93’ü deprem riski altında.”
125
“Risk analizlerimizi iyi yaparsak, binalarımızı depreme dayanıklı bir şekilde inşa edersek, alan açmak için kolonları kesmezsek, estetik kaygılarla kirişleri kırmazsak, toplumumuzu afetlere karşı yeterli derecede bilinçlendirip afete dayanıklı bir toplum haline getirirsek, kriz yönetimi yapmak durumunda kalmayız.”
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Afet Bilinci
o kadar yardımcı olabilirsiniz. Cep telefonunuzun şarjını da özel görüşmelerle bitirmemelisiniz gibi pek çok şey söyleyebiliriz. Peki senaryoları çoğaltırsak, depreme sokakta, evde ya da merdivende yakalanırsak neler yapmamız gerektiğini ayrı ayrı anlatabilir misiniz? Öncelikle depreme nerede yakalanırsak yakalanalım panik yapmamalıyız. Depremlerde binalar hasar görmese bile panikten dolayı yaralanmalar ve ölümler gerçekleşmekte. Bir afetle mücadele etmenin 3 temel unsuru vardır: Bu unsurlar, Önlem-Hazırlık, Müdahile ve İyileştirmedir. Biz tüm seminerlerimizde halkımızı olası bir depreme karşı bilinçlendirmek için önlem ve hazırlık aşamalarından bahsederiz. Kısaca özetlersek önlem ve hazırlık aşamaları: Yaşadığınız coğrafyanın kaçıncı derecede deprem bölgesi olduğunu, yaşadığınız binanın depreme dayanıklı olup olmadığını bilmeniz gereklidir. Öncelikle evinizde ve işyerinizde bir acil eylem planı yapmanız ve bu planı çeşitli tatbikatlar ile işler halde tutmanız gerekmektedir. Evinizde ve işyerinizde devrilebilecek tüm eşyaların sabitlenmesi gerekmektedir. Binanız sağlam olsa dahi, büyük eşyalar bir sarsıntı anında devrilerek size zarar verebilir yahut çıkış noktanızı kapatabilir. a) Binamızın sağlam olduğunu ve eşyaların sabitlenmiş olduğunu kabul edersek, deprem esnasında depreme nerede yakalandık ise orada ağırlık merkezi yere yakın sağlam bir eşyaya tutunarak, yat-tutun-korun ya da çök-tutun-korun pozisyonunda depremin geçmesini beklemeliyiz. Şayet evinizdeki eşyalarınızı sabitlemediyseniz ne yazık ki bizim önerimiz bulunmamaktadır. Eğer depreme binamızın hemen girişinde yakalandıysak; kesinlikle bina126
ya girmemeliyiz. Etrafımızı çevreleyen binaların boyunun en az 1,5 katı kadar uzaklaşmalı, mümkün olan en açık alana doğru ilerlemeliyiz. Yüksek binalardan, elektrik direklerinden, gerilim hatlarından korunarak çök-tutun-korun pozisyonunda depremin geçmesini beklemeliyiz. Depreme merdivende yakalandıysak; en yakın olduğumuz kata inmeliyiz ya da çıkmalıyız. Yine yat-tutun-korun ya da çök-tutun-korun yaparak depremin geçmesini beklemeliyiz. Deprem esnasında kesinlikle merdivenlere, asansörlere ve balkonlara koşmamalıyız. Depreme asansörde yakalandıysak; bu tamamen bizim şansımıza ve depremin büyüklüğü ile binanın yapısına kalmış bir durumdur. Orada şunu yapın diyebileceğimiz fazla bir seçenek maalesef ki yok. Enerjinizi tasarruflu kullanın denilebilir. Yukarıda sayısal verilerle de belirttiğiniz gibi, yazık ki deprem ülkemizin bir gerçeği. Bu gerçeği görmezden gelmek yerine kabul edip bununla birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. AKUT da tam olarak bunu söylüyor, bunun mücadelesini veriyor. Bu alanda Devletin de pek çok politikası var. Genel olarak deprem riski konusunda ve AramaKurtarma alanında ülkemizde yapılan çalışmaları, gelinen noktayı değerlendirir misiniz? 1999 yılında hepimizi derinden yaralayan Marmara depremi meydana geldiğinde ne yazık ki ülkemizde ne sivil ne kamuya ait arama kurtarma ekibi yoktu. Yalnızca, şimdi AFAD olan Sivil Savunmaya ait 110, AKUT Arama Kurtarma Derneği’ne ait 120 kişi olmak üzere toplam 230 profesyonel arama-kurtarmacı vardı. Bir de İtfaiye erleri. Teknolojinin şimdiki gibi gelişmediği gibi, elimizde de yeterli alet ve ekipman yoktu. Buna rağmen AKUT olarak bizler 200’den fazla insanı kurtarmayı başardık. Ancak
daha sonraki süreç, hem devletin, hem sivil toplumum hem de özel şirketlerin bir özeleştiriye gitmesi ve çok büyük adımlar atarak yeniden yapılanması ile devam etti. Türk Silahlı Kuvvetleri JAK adında Jandarma Arama Kurtarma, Emniyet Güçleri ÇAKUT adı altında Çevik Kuvvet Arama Kurtarma ekipleri kurdu, İtfaiyeciler donanımlarını artırdı, Sivil Savunma AFAD’a çevrildi ve son derece üst düzey bir yapıya kavuştu. Yüzlerce sivil toplum örgütü ve özel sektör bu alanda hizmet vermek üzere kuruldu. Belediyeler kendi kurtarma takımlarını oluşturdu, muhtarlıklar Mahalle Afet Gönüllüleri diye bir oluşuma gitti. Büyük şirketlerde, üniversitelerde, hastanelerde ve pek çok yerde arama-kurtarmaya gönül vermiş eğitimli personel görebiliyorsunuz. Bunlar gurur verici gelişmeler. Ancak arama-kurtarma, bir afetin şu anki aşamasıdır. Şöyle ki; bir afetin 3 zamanı vardır. Öncesi, şimdi ve sonrası. Ülkemiz “şimdi” safhasında çok ileri bir noktaya ulaştı ancak bir afet için önemli olan zaman dilimi afetin öncesi yani önlenebileceği noktadır. Devletin, afetin öncesi yapılması gerekenlerle ilgili olarak gerçekleştirdiği Kentsel Dönüşüm Projesini AKUT ailesi olarak çok yerinde buluyor ve destekliyoruz. Ancak bu projenin çıkış noktasının “Güven İçinde Yaşanabilir Konut” temini olduğunu yazık ki unutup kâr amaçlı bir planlama yoluna giden vatandaşlarımız veya müteahhitlerimiz de var. Toparlayacak olursam; bir afetle mücadele etmenin yolu önlem ve hazırlık etaplarını tamamlayarak başlar. Eğer risk analizlerimizi iyi yaparsak, binalarımızı depreme dayanıklı bir şekilde inşa edersek, alan açmak için kolonları kesmezsek, estetik kaygılarla kirişleri kırmazsak, toplumumuzu afetlere karşı yeterli derecede bilinçlendirip AFETE DAYANIKLI BİR TOPLUM haline getirirsek, kriz yönetimi yapmak durumunda kalmayız.
128 Arzu Aydın
Baran Ahşap Arzu Aydın
Süleyman Er Maksut Tanrıverdi Mustafa Güleç Hakan Kalmış Recep Akbey Şaban Topkaraoğlu Yavuz Cansız Ahmet Samur İsmail H. Caymaz İlhan Yıldırım
Erpa İnş. Yapı Malz.
Frigo Şark İklimlendirme
Güleç Medikal ve Müh. Hiz. Ltd. Şti.
Haliç Mühendislik Doğalgaz Isı Danışma - Hakan Kalmış
Hasel Ticaret Nahit Akbey
Helgin Yapı İnş. Mlz. San. Tic. Ltd. Şti.
Hidrojet Hidrofor Genleşme Boylar Akümülasyon Tankları Isı İth. İhr Dış Tic. Ltd. Şti.
Hilal Mutfak ve Banyo Dolapları
Huzur Mağazacılık Ltd. Şti.
İlkay Havuzculuk
Kumbaba Mevkii Üsküdar Cd. No: 299 (BP Karşısı)
İstiklal Mh. Alemdağ Cd. No:276
Pınartepe Mh. İstanbul Cd. No:35/B
Anakent Mh. Alemdağ Cd. No:280-A
Demirciler Sitesi 3. Yol No:3
Orta Mh. Kökçü Çıkmazı No:21/C
Köşklüçeşme Mh. Yeni Bağdat Cd. No:337/A
Adnan Menderes Cd. No:181
İbrahimağa Cd. Gaziler Mh. 127/C
Fatih Mh. Akşemsettin Cd. No:25/A
Armağanevler Mh. 23 Nisan Cd. No:124
Yeniyalı Mh. Hızırreis Cd. No:18/A
Kayışdağı Mh. Akyazı Cd. No:98/B
Demirciler Sitesi 1. Yol No:20
İstiklal Mh. Karaağaç Cd. No:53
Hakkı Kadir Yenigül Evliya Çelebi Mh. Rauf Orbay Cd. Mavi Sk. No:12
E-Yapı Ercan Durmaz
Y. Dudullu Mh. Nato Yolu Cd. Bayrak Sk. No:4
Altınşehir Mh. Nato Yolu Cd. No:6
Erdem Elmaderesi
Ercan Durmaz
Dore Mob. Dek. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Eren Boru Profil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
Özgür Çolakoğlu
Doğan Mobilya
Sahrayıcedit Mh. İnönü Cd. No:8/1a
Er-El Yapı Mekanik Tes. Malz. San. Tic. Erdem Elmaderesi
Hafise Doğan
Demir Teknik İnşaat Tesisat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Aydınevler Mh. Kaptan Rıfat Sk. No:5
Oğuzhan Er
Hakan Demirkazık
Darhan İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
Sanayi Mh. Kumru Sk. Çarşı Yapı Sitesi E-4
Şemsettin Günaltay Cd. No:208/A
Er Yapı İnşaat Oğuzhan Er
Hasan Sarıgül
Çakır Mühendislik Ltd. Şti.
Turan Elmas
Yasin Çakır
Cbc Mobilya Dekorasyon İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.
Şemsettin Günaltay Cd. No:208/B
Yaşar Özsoy
Mert Yücel
Bülent Muştu Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
E5 Karayolu Üzeri Türksan Durağı Türksan Center No:291 A Blok D:1 Arabacı Alanı Mh. Çark Cd. No:218
Emek Müh. Paz. San. Tic. Ltd. Şti
Bülent Muştu
Bizce Mutfak Fatma Selver Delikurt
Üniveriste Mh. Selvi Sk. No:43/A
Kavakpınar Mh. Abdi İpekçi Cd. No:235
Orta Mh. Soğan Pazarı Cd. 65/B
Altınşehir Mh. Natoyolu Cd. No:10/A
Zuhuratbaba Mh. Yücetarla Cd. No:12/A
Pınartepe Mh. İstanbul Cd. No:11/C
Çırpıcı Mh. Seyit Nizam Cd. No:44
Güzeller Mh. 944 Sk. No:31
Köşklü Çeşme Mh. Yeni Bağdat Cd. No:180/A
Osmangazi Mh. Aşıroğlu Cd. No:72/1
Adres
Elmas End. Malz. Ltd. Şti.
Çağlar Dönmez Harun Delikurt
Bia Tasarım A.Ş.
Serdar Aydınlar
Hasan Şener
Bagno Cucina Mutfak & Banyo
Beta Bilişim A.Ş.
Metin Küçükateş
Ateşler Mutfak Banyo
İdris Başer
Dursun Çiftçi
Asya Isı Endüstri ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Fikret Başoğlu
Kenan Yıldız
Akyıl Endüstri Malzemeleri Taah. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
Başoğlu İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Yılmaz Keklik
Aktif Mühendislik ve Doğalgaz
Başer Mühendislik Enerji - Yapı - İzolasyon - Mekanik - Tesisat İdris Başer
Ahmet Aktaş
Adı Soyadı
Ak-Ser Doğalgaz Isı Sistemleri
Kurum Adı
Aramıza Katılanlar
(12/08/2015 - 01/10/2015 tarihleri arasında derneğimize yeni katılan üyelerimizdir.)
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Şile
Ümraniye
Büyükçekmece
Ümraniye
Zeytinburnu
Adapazarı
Gebze
Adapazarı
Gebze
Körfez
Tuzla
Ümraniye
Körfez
Kadıköy
Zeytinburnu
Adapazarı
Ümraniye
Ümraniye
Kadıköy
Maltepe
İzmit
Tüccarbaşı
Erenköy
Serdivan
Avcılar
Avcılar
Pendik
Adapazarı
Yukarı Dudullu
Bakırköy
Büyükçekmece
Zeytinburnu
Gebze
Gebze
Darıca
İlçe
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sakarya
Kocaeli
Sakarya
Kocaeli
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
Sakarya
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
Sakarya
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sakarya
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Şehir
(0216) 711 0351
(0216) 520 1530
(0212) 880 6083
(0216) 523 9234 - 35
(0212) 416 7953 - 54
(0264) 282 4224
(0262) 643 6475
(0264) 291 0858
(0262) 645 1901
(0262) 527 9756
(0216) 395 4202
(0216) 534 0224
(0262) 526 4965
(0216) 365 4080
(0212) 558 3348 - 49
(0264) 271 1111
(0216) 314 0063
(0216) 314 2629
(0216) 363 4855
(0216) 410 0406
(0262) 332 2015
(0216) 478 5190
(0216) 565 8586
(0264) 274 4512
(0212) 422 0288
444 4731
(0216) 396 8323 - 397 2444
(0264) 777 2555 - 278 2626
(0216) 540 6043
(0212) 542 1547 - 48
(0212) 880 9597
(0212) 664 4654
(0262) 644 8504 - 05
(0262) 642 0223
(0262) 653 9240
Telefon
129
Sırrı Paşa Mh. Çavdar Cd. No:1/A
Mahmut Kırcalı
Senatör Ticari Yatırımlar ve Yapı A.Ş. / Kalista Yapı
Hüseyin Cem Yılmaz Firuzköy Bul. No:110/C İrfan Karataş Sıraç Yay Muhammet Yıldız Mustafa Yılmaz
Yapı Seramik Hüseyin Cem Yılmaz ve Ort.
Yaşam Proje Müh. Ltd. Şti.
Yay Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Yıldız İnş. Sanayi Tic. Ltd. Şti.
Yılmaz Mühendislik Tesisat San. ve Tic. Ltd. Şti.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Zekai Aysan
Fatih Balcı
Zplast Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Muhammet Üstübi
Üstler İnşaat Taah. ve Yapı Mlzm. San. Tic. A.Ş.
Vs Seramik San. ve Tic. Ltd. Şti.
Serkan Özgenç
Kemal Çelik
Ünsal Çelik Ltd. Şti.
Abdulkadir Zerey
Orhan Ünal
Ysi Dayanıklı Tük. Mal. Elek. Tur. İnş. ve Oto San.Tic. Ltd. Şti.
Demirciler Sitesi 9. Yol No:61
M. Oğuz Aslan
Urallar İnşaat Taah. ve Tic. A.Ş.
Ünallar D.T.M ve Isı Sist. Tic. ve San. Ltd. Şti.
Zeray Plastik Boru Tes. ve İnş. Malz. San. Tic. Ltd.
İbrahimağa Cd. No:213/A
Ali Cem Ulusoy
Ulusoy Endüstriyel ve Mekanik Tes. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.
Ihlamur Kuyu Mh. Çanakkale Cd. Sabır Sk. No:1
Uğurum Yapı Malz. Tic. Ltd. Şti.
Aramıza Katılanlar
M. Akif Mh. Tavukçuoğlu Cd. No:150/A
Karaağaç Kuruşan Çiftliği Mevkii Hadımköy Yolu No:15
Hacı Halil Mh. Yeni Bağdat Cd. No:416
Vişne 2 Mh. 1. Cd. No:90 Zekeriyaköy
Arabacılar Sk. No:28-A
Demirciler Sitesi 1. Yol No:61
Alemdağ Cd. No:332
Kartaltepe Mh. Aksu Cd. No:5/1
Güldibi Mh. İzmit Cd. No:74/A
Demirciler Sitesi 9. Yolu No:44
Demirciler Sitesi 6. Cd. No:66
Bağlar Mh. Atatürk Cd. İğde Sk. No:11
Ziya Sümer Ali İhsan Koçak
Sümer Mekanik Tes. Tic. Taah. Ltd. Şti.
Gökevler Mh. 2312 Sk. No:10
Sultan Orman Mh. Yeni Bağdat Cd. No:482/A
Serkan Sarıhan
Sarıhan Yapı Dekorasyon Erkan Sarıhan
Osmangazi Mh. Fsm Cd. No:105/A
Sanayi Mh. Kozalı Cd. Kumru Sk. Çarşı Avm F Blok No:1
Yeni Mh. Mimar Sinan Cd. No:23 Soğanlık
Demirciler Sit. 4. Yol. No:38
Yeni Mahalle Menderes Caddesi No:69/A
Denizköşler Mh. E-5 Yanyol Çelikbaş Apt. No:55
Denizköşkler Mh. Panter Sk. No:28
Mevlana Mh. Veysel Kanuni Cd. No:264 Yenidoğan
Zuhuratbaba Mh. Yüce Tarla Cd. No:16/B
Gaziler Mh. İbrahimağa Cd. No:127/B
Sakarya Cd. No:115 Eski Aziziye Polis Karakolu Karşısı
Kurtuluş Mh. Bankalar Cd. Çağaç Pasajı K:3 No:59/105
Demirciler Sitesi 4. Cd. No:48
19 Mayıs Cd. No:12-14
Gemiç Köyü İznik Yolu 2. Km Asil Çelik Karşısı
Kazım Karabekir Mh. İmam Hatip Lis. Bulv. No:22
İstanbul Cd. No:105/A
Bostancı Mh. Kocayol Cd. Ak Apt. No:49/B Bostancı
Sapar Makine Hırdavat Hidrolik Pnömatik Sistemleri ve Endüstri Malzemeleri San.Tic. Ltd. Şti. Ender Behiç Erdem
Uğur Karataş
Aydın Tanrıverdi
Okyanus İnşaat Paz. İmalat ve Turizm Org. Tic. Ltd. Şti.
Royal Havuz Bak. Onr. ve Tem. Hiz.
Nevzat Orman
Nes Yapı Market Dış Mantolama Sistemleri
Halil Gökbayrak
Ömer Karakuş
MRV Yapı Mimarlık
Salim Bayraktar
Mahmut Polat
Min Yapı Mlz. San. Tic. Ltd. Şti.
Rose Concept
Erol Kartal
Marka Mutfak Dekorasyon
Raymobi Bayraktar Mobilya
Necmi İbil
Lonca Doğalgaz İnşaat Elektrik Makina Tic. San. Ltd. Şti.
Barış Uzunhan
Ahmet Can Kavut
Limit Makina İmalat Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti.
Penta Enerji Tek. Tes. Sist. San. ve Tic. A.Ş.
Süleyman Öztopuz
Kopuz Tic. Yapı Malz.
Serdar Öztürkci
Emre Demirkol
Kios Zeytincilik İnş. Hırdavat Gıda Tarım İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Mevlüt Selçuk
Ercan Alp
Karo Seramik Dünyası İnş. Mzl. San. Tic. Ltd. Şti.
Özhaskar Mutfak Mimarlık Tasarım
İrfan Kar
Kar Tic. Yapı Malz.
Pendik Parke
Ali Selman Yar
Kaan İnşaat Malzemeleri
Ümraniye
Büyükçekmece
Gebze
Sarıyer
Zeytinburnu
Ümraniye
Avcılar
Bakırköy
Sapanca
Zeytinburnu
Zeytinburnu
Zeytinburnu
Gebze
Güneşli
Ümraniye
Esenyurt
Derince
Gebze
Darıca
İzmit
Kartal
Zeytinburnu
Çayırova
Avcılar
Avcılar
Sancaktepe
Bakırköy
Gebze
Adapazarı
Adapazarı
Zeytinburnu
Gölcük
Orhangazi
Gaziosmanpaşa
Kadıköy
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
İstanbul
Yalova
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Sakarya
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Kocaeli
Sakarya
Sakarya
İstanbul
Kocaeli
Bursa
İstanbul
Yalova
İstanbul
(0216) 508 2927
(0212) 858 1523 -24
(0262) 646 1453
(0212) 202 5252
(0226) 811 3456
(0212) 546 1088 - 582 8580
(0216) 481 9620 - 21
(0212) 690 1673
(0212) 542 4061
(0264) 582 6628
(0212) 679 5711
(0212) 549 8383
(0212) 665 6105
(0262) 643 8090 - 91
(0212) 550 1110 - 550 0097
(0216) 614 0168 - 69
(0212) 684 2516 - 444 9059
(0262) 644 1031
(0262) 653 0313
(0262) 335 1181
(0216) 452 5291
(0212) 510 9991
(0212) 593 0809
(0212) 694 8974
(0216) 622 5016
(0212) 660 6040
(0262) 645 0095
(0264) 279 5525
(0264) 278 6710
(0212) 679 3517
(0262) 413 3036
(0262) 223 4153
(0212) 477 2329
(0226) 814 3101
(0216) 361 6988
ACO: Geleceğin Drenaj Sistemlerinin Temeli “Hijyen” Olacak
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
ACO’nun özellikle gıda endüstrisi ve ticari mutfaklara yönelik taahhüdü olan HygieneFirst (Önce Hijyen) felsefesi ile geliştirerek endüstriye sunduğu ürünler, gıda güvenliğinden hiçbir taviz vermeden maliyet etkinliğini göz önünde tutuyor. EHEDG (Avrupa Hijyenik Mühendislik ve Tasarım Grubu)’nun bir üyesi olan ACO, ürünlerin tasarım aşamasından montajına, bakımına kadar tüm safhalarda tam hijyenik karakterini korumasına yönelik çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede ACO, HygieneFirst felsefesi ile endüstrinin en büyük iki sorununa yanıt veriyor: Gıdaların kirlenme riskini en aza indirme ve temizleme maliyetlerini iyileştirme. Drenaj sistemleri, bakteri üreme noktaları ve dolayısıyla gıda kirlenmesinin bir nedeni olmaları ile özellikle önem taşıyor. EHEDG, sadece drenaj sistemlerinden kaynaklı hijyen problemleri nedeniyle Avrupa’da beşten fazla büyük gıda tesisinin kapatıldığını bildiriyor. Göz önünde olmayan ve çoğu zaman akıldan çıkan drenaj sistemlerinin kalitesiz olması, maliyetli temizleme ve bakım işlemlerine, en kötüsü de gıda kirlenmesine yol açıyor. Hijyenik performansa odaklanan ve gıdalara temas eden ekipmanlar için tasarım ilkelerini uygulayarak tam hijyenik
çözümler sunan ACO, sistemden geçen suyun ekolojik ve ekonomik olarak da yeniden kullanılmasına olanak sağlıyor. ACO, 30 yılı aşkın paslanmaz çelik imalat deneyimi ile sürekli teknolojilerini ve proseslerini geliştirerek HygieneFirst felsefesini destekleyerek ürünlerin en yüksek hijyenik performansı sunmalarını garanti altına alıyor. Hijyen her alanda bir sağlık riski Gıda sektörü dışında evlerin banyolarında kullanılan duş kanallarından, çocuk oyun parklarındaki drenaj sistemlerine kadar pek çok alanda ciddi bir hijyen, dolayısıyla sağlık riski bulunuyor. ACO hijyen felsefesini, toplum sağlığı açı-
130
sından, etkin temizleme ve suyun kontrollü atılması veya yeniden kullanılması çalışmaları ile yaşamın tüm alanlarına taşıyor.
Artema’dan Yılbaşı Şıklığı: X-Line
Bien Hijyen’le Banyoları Daha Temiz Çevre dostu ve doğaya saygılı marka Bien Seramik, yeni bir yıla temiz bir başlangıç yapabilmemiz ve kendimizi daha iyi daha sağlıklı hissetmemiz için ‘’Bien Hijyen’’başlığı altında yepyeni bir hizmet sunuyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Artema’nın X-Line Serisi, altın renk alternatifiyle banyolara şıklık katıyor. Sağlam, güçlü duruşu ve kategorisinde öne çıkmasını sağlayan keskin tasarımlarıyla X-Line, aileler için en iyi performans ve kaliteyi uygun fiyata sunma konusundaki iddiasının yanı sıra sağlam duruşu, dayanıklılığı ve yumuşak hatlı tasarımı sayesinde yıllara meydan okuyor. Artema tasarım ekibinin hazırladığı X-Line armatür serisi, ayırt edici tasarımıyla suyun akış hızını ayarlayan özel kartuşu sayesinde, %40 oranında su tasarrufu sağlıyor. Lavabo, banyo, eviye bataryaları seçenekleriyle evin her alanında kullanılabiliyor.
Klozet ve lavabolarda hijyenin önemine duyarlılık gösteren Bien Seramik, müşterilerine özel yeni bir uygulamaya imza attı. Markanın ‘’Bien Hijyen’’ adını verdiği bu uygulama ile temizlik üst seviyelere ulaşıyor. Bien Hijyen isteğe bağlı olarak vitrifiye ürünlerine uygulanıyor. Bien Hijyen lavabo, klozet, bide, pisuar ve benzeri vitrifiye ürünlerin bakteri oluşma riski olan yüzeylerine uygulanıyor ve ürünlerin temizliğini en üst
seviyeye taşıyor. Ürünlerin yüzeyinde bulunan nano teknolojik gümüş iyonları, bakterilerin hücre yapısını bozarak etkisiz hale getiriyor.
Çevre dostu Bien Hijyen ürünleri normalden çok daha az kimyasal malzeme ve su kullanılarak temizleniyor. Size de sağlığın keyfini yaşamak kalıyor... 131
Baymak’tan Magnus Yer Tipi Premix Yoğuşmalı Kazan Baymak Magnus tıpkı diğer Baymak ürünleri gibi ileri teknoloji ile üretilmiştir ve %109,6’lara varan (DIN 4702-8 normuna göre) yüksek enerji verimliliği ile dikkatleri üzerinde toplamaktadır. Magnus kazanlar, Baymak’ın piyasaya sürdüğü, kısa zamanda sektöründe önemli yer alan duvar tipi Lectus kazanlar ile benzer çalışma prensibiyle çalışmakta, benzer özellik ve ekipmanlara sahip olup, daha yüksek kapasite gereksinimlerine karşılık verebilecek özelliktedir.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
BDR Thermea Grubu’nun prestijli ürünü Magnus daha şimdiden Türkiye’nin çeşitli illerindeki prestijli projelerde yerini almıştır.
132
Duvar tipi Lectus kazanların yer tipi karşılığı Tek cihazla 285 kw kapasiteden 1300 kw kapasiteye kadar 12 değişik modelde, binanın ısı ihtiyacına cevap verebilen bu teknoloji harikası, kapasite ihtiyacına bağlı olarak; tek kazan kontrol paneli ile beraber 15 adet kazanı kaskad olarak çalıştırabilir. Farklı ısıtma zonlarının ihtiyaçlarını karşılayabilir, farklı proje çözümleriyle farklı ihtiyaçlara cevap verebilir. Magnus kazanlar 7 bar kazan su çalışma basıncı sayesinde 20-23 katlı binalar veya daha yüksek katlı binaların ısıtması için kullanılabilmektedir. Mekanik tesisatın yapısına bağlı olarak, değişik mekanik tasarımlarla gökdelenlerin bile ısıtması yapılabilir. Tek kazanla minimum/maksimum 15 adet kazan kaskad bağlanarak her katı 1000 m2 olan gökdelende 70 katlı bir binanın ısıtması karşılanabilir.
Uzaktan erişim kolaylığı sağlıyor Magnus’un kontrol panosu üzerindeki dijital ekranı sayesinde çalışma/arıza ve kazan set değerleri kolayca görülebiliyor. Dış hava ve oda sıcaklığı referans alınarak, kaskad veya tek kazan olarak kullanım imkanı sağlar, Modülasyonlu olarak kontrol edilebilir. Gidiş-dönüş sıcaklığına bağlı olarak analog sinyaller yardımıyla (0-10V) kontrol edilebilir. Üstelik bilgisayar sistemine bağlanarak; uzaktan erişim ile kazan değerleri ve ayarları kolayca değiştirilebiliyor. Kazan kontrol panelinde PC bağlantısı sayesinde mümkündür. Yüksek katlı binalarda dereceyi artıracak Magnus; kazan eşanjörü maksimum 7 bar çalışma basıncıyla yüksek katlı binalarda kullanım kolaylığı sağlar. Silindirik paslanmaz brülörü ve modülasyonlu fan kontrol sistemi ile beraber enerji tasarrufu sağlayarak, sessiz çalışır. Kazanlar ısı gücü kapasitesine bağlı olarak % 13100 oranlarına varan değerlerde modülasyon yaparak; yakıt tasarrufu sağlar.
Yüksek kapasitesine rağmen kompakt boyutlara sahiptir, nakliye esnasında tekerlekleri sayesinde kolay taşımaya imkan verir. Zemine sabitleme ayakları mevcuttur.
Magnus kazanlar hem çevreci yaklaşımı hem de tüketiciye doğalgaz tasarrufu sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Bu avantajlarıyla Magnus kazanlar Türkiye pazarında büyük paya sahip olacaktır. Daha şimdiden Türkiye’nin farklı illerinde prestijli projelerde yerini almıştır.
Dünyamızda çevre dostu ürünlerin giderek daha da önem kazandığı bir dönemde Magnus kazanlar, düşük emisyon değerleri ile de çevre dostu bir üründür. NOx ve CO2 salınımları son derece düşüktür.
Magnus, yüksek ısı gücü sayesinde farklı mahallerin ısınma ihtiyaçlarına da cevap verebilir. Enerji tasarrufu ve yüksek verimliliği ile “yenilenebilir enerjili binalarda ve LEED projelerinde” kullanılabilme özelliğine sahiptir. Örneğin hastaneler,
okullar, konut projeler, apartmanlar ve endüstriyel tesislerde yüksek verimiyle enerji tasarrufuna önemli katkı sağlamaktadır. Magnus Kazan Teknik Özellikleri Magnus Duvar Tipi Premix Yoğuşmalı Kazan Kapasite : Magnus I 285 Modeli ila Magnus II 1300 Modeli 15 Adet Kazana Kadar Kaskad Çalışma İmkanı Kaskad Sistem Baymak Kazanlar için RVS Siemens Kontrol Panelleri Tekerlekleri Sayesinde Taşıma Kolaylığı TSE ve CE Belgeli EC Uygunluk Deklarasyonu ve Avrupa Standartlarına Uygun Geri Akım Klapesi ile Yüksek Güvenlik Al-Mg-Si Eşanjör ile Yüksek Isıl İletkenlik Paslanmaz Çelik Fiber Kaplı Premix Brülörlü Yakıt & Hava Uygun Oranda Karışım ve Püskürtme %109,6 Yüksek Verimli (DIN 4702-8 Normuna Göre) %13 İla %100 değerlerine varan Yüksek Modülasyon Aralığı Full Modülasyon Sıcaklık Sensörleri Kazan Sıcak Su Aralığı 20 °C – 90 °C Donma Korumasına Sahip Çevre Dostu – Düşük Emisyon Değerlerine Sahip (NOx <35 mg/kWh) 0,8-7 Bar Arası Kazan Su Basıncı Yüksek Katlı Binalarda Tercih Sebebi Yüksek Güç ve Kapasite Değerlerine Sahip Sessiz Çalışma Özelliği – 65 dBA (Magnus I İçin) Kompakt Boyutlar (72 cm genişliğinde)
Creavit ile Yeni Yıl Altın Yılınız Olsun! Doğanın sunduğu ham maddeleri birbirinden farklı zevk ve ihtiyaçlara göre şekillendirip üreten Creavit, Çiçek ve Nokta Altın Dekorlu tasarımlarıyla yeni yılda banyosunda farklılık arayanların ilk tercihi oluyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
İhtişamın simgelerinden olan altını minimalist çizgilerle dengeleyen Creavit, modern banyolara kusursuz uyumu armağan etmeye devam ediyor. Çiçek ve Nokta Altın Dekorlu tasarımlar, saflığın, gücün ve zenginliğin ortak bir paydada nasıl bir araya gelebileceğinin hikâyesini anlatarak kullanıcılarını mutlu etmeyi başarıyor.
Ürünler
Creavit; Çiçek ve Nokta Altın Dekorlu tasarımlarla kullanıcıları modern zamanların ayrıcalıklı banyolarında rahatlatıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Yaşamın itici güçlerinden olan güneş ışığının yansıması olan altın rengi; çağlar boyunca huzur, sağlık ve güç ile birlikte kullanılıyor. Altın renginin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinden yola çıkan Creavit, ürettiği bu seçkin tasarımlarla kullanıcıların ruhuna dokunuyor.
133
Buderus Logamax Plus GB172i; Üstün Konfor, Yaratıcı Tasarım ve Tasarrufu Buluşturdu Geniş ürün gamı ile her türlü ihtiyaca çözümler sunan, Avrupa’nın önde gelen termoteknoloji markası Buderus, yeni seri Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanları Türkiye’de de tüketicilerin beğenisine sundu.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
İlk kez geçtiğimiz aylarda Almanya’da düzenlenen ISH Fuarı’nda tanıtılan Logamax plus GB172i yoğuşmalı kombi ve kazanlar, bugüne kadar Türkiye’ye ilkleri getiren Buderus’un yenilikçi ürün gamına eklendi. Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, fark yaratan tasarımıyla tüketicilerin estetik beklentilerini fazlasıyla karşılarken, maliyet yönetimi açısından da birçok avantaj sağlıyor. Logamax plus GB172i, ısıtma sektörüne yeni bir soluk katacak Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar’ın tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Bosch Termoteknik Türkiye Ortadoğu ve Kafkasya Satış Genel Müdürü Zafer Polat, Buderus’un geniş ürün gamı ve her türlü ısıtma ihtiyacı için özelleştirilmiş sistem çözümleriyle sektörün inovatif ve öncü markalarından biri olduğunu söyledi. Polat, “Tasarımından teknik özelliklerine, maliyet avantajından yoğuşma teknolojisine kadar benzersiz bir ürün olan Logamax plus GB172i, hafızalara kazınmış klasik kombi imajını yeniden şekillendirecek” dedi. Türkiye’de pek yakında doğalgaz olmayan şehir kalmayacağını, uzun zamandır kullanılan kombilerinse değişim zamanının geldiğini vurgulayan Polat, bunun da ısıtma sektöründe önemli hareketlilik yarattığını kaydetti. Polat, “Her geçen yıl gelişen teknoloji, kullanıcıların tercihlerinin uzun ömürlü ve güvenilir cihazlardan yana olmasını sağlıyor. Bu doğrultuda konvansiyonel kombiler pazar payı kaybederken, yerlerini daha ekonomik ve çevre dostu yoğuşmalı kombiler alıyor” diye konuştu. Polat, yeni teknoloji ürünü Logamax plus GB172i ile ilgili, “Bizim için daha yapacak çok iş, keşfedecek çok yenilik var. Bugüne kadar olduğu gibi gelecek-
134
te de insanlık için, yaşam için teknoloji üretmeye devam edeceğiz” dedi. Tarhan: “Gelecek önümüzde değil, peşimizde…” Basın toplantısına katılan, Türkiye’de fütürist akımın öncülerinden M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’nin Başkanı Ufuk Tarhan ise gelecek için gerekenleri tasarlamanın ve anlamlandırma yetkinliği kazanmanın her zamankinden daha kritik bir hal aldığının altını çizdi. “Yenilenebilir Enerji alanında müthiş atılım ve dönüşümler arifesindeyiz. Diğer yandan yeni nesil uzay çalışmaları ışık hızında ilerliyor. Bunların tamamını Nano ve Genetik teknolojilerdeki gelişmeler tetiklemeye devam ediyor. Gelecek önümüzde değil, peşimizde…” şeklinde konuştu. Logamax plus GB172i: Hem tasarımı hem teknolojisi hem de sağladığı tasarrufla dikkat çekiyor Buderus mühendislerinin titiz çalışmalarıyla tasarlanan Logamax plus GB172i, öncelikle tasarımıyla dikkat çekiyor. Titanyum cam ön paneli, modern çizgiler barındıran özel tasarımı, siyah ve beyaz olmak üzere iki renk seçeneğiyle şık ve kaliteli mekanlara hitap ediyor. Açılır alt kapağın altında gizli kumanda
ünitesi bulunan kombi, baca gazı içinde bulunan su buharını yoğuşturarak konvansiyonel kombilere oranla aynı miktarda yakıttan daha fazla ısıtma enerjisi üreterek ekonomik bir kullanım sağlıyor. Ayrıca Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, Buderus mühendisleri tarafından geliştirilmiş olan eşanjör sayesinde kolay kirlenmediği gibi kolayca da temizleniyor. Böylelikle bakım aralıkları uzarken maliyetler de minimuma iniyor. Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, hem oda sıcaklığı hem de dış hava sıcaklığına göre ayarlanabilen Logamatic TC100 oda kumandası ile kullanılabiliyor. Bu kumandanın en çarpıcı özelliği, mobil telefona ya da tablete yüklenen bir uygulama ile kombiyi, istenilen yerden istenilen anda açıp kapatabilmesi. Bu uygulama sayesinde evler ya da işyerlerindeki Buderus Logamax plus GB172i Yoğuşmalı Kombi ve Kazanlar, kilometrelerce uzaktan bile istenilen ortam sıcaklığına ayarlanabiliyor. Böylece, ısıtma sezonu boyunca gerekli olan ısıtma ihtiyacı kadar ısı üretilirken, hem yakıt tasarrufu hem de ısınma konforu bir arada sağlanıyor.
Duravit’ten Ortak Kullanılan Banyolar için Mükemmel Fikirler Sayısız diş fırçası, açık bırakılmış diş macunu tüpü ve renk renk, çeşit çeşit havlu. Oda arkadaşınızın oje koleksiyonunu ve soğuk ayakları için kullandığı pembe sıcak su torbasını da ekleyin. Banyolar sadece kişisel hijyen amaçlı bir alan olmakla kalmaz, aynı zamanda günlük olarak kullanılan aksesuarlar için de uygun bir ortam sağlar. Hepsinden de önemlisi, ortak kullanılan her apartman dairesindeki popüler buluşma mekanıdır. Bu nedenle sade ve işlevsel bir banyo, birlikte yaşayan kişiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Duravit, sadece genç tasarımıyla etkilemekle kalmaz, DuraStyle ve Darling New serilerindeki giriş seviyesi fiyatlarıyla da şaşırtır.
Darling New serisi, yaratıcı olasılıklarla doludur. Lavabonun hem kolon ayaklı hem de tezgah altı modeli, diş fırçası ve diğer eşyalar için yeterli alan sağlar. Bu serinin tasarım özelliği, uyumlu yarı dairesel şekildir. Ortak yaşanan bir apartman dairesindeki banyoya sadece en iyi arkadaşınızın salatalık maskesi değil, rengarenk havlular, sabunlar ve diğer tekstil ürünleri de renkli dokunuşlar sunar. DuraStyle ve Darling New serilerindeki tüm banyo mobilyaları şimdi, Yeşimden Kayısı İncisine 30 farklı tonda mevcuttur. Her oda arkadaşı için doğru yüzey sağlanacak. İlk özel banyo için kriterler şunlardır: Çok işlevli ve kolay temizlenebilir olmalı, bol miktarda saklama alanı sağlamalı ve kendi fikirlerinize alan bırakmalıdır. Tek soru, fiyatı. Bu kadar mükemmel bir banyo, tahmininizden çok daha azına mâl olur ve her keseye uygundur. Eğlence, daha taşınmadan başlayacak.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Özellikle, kurulumu hızlı ve kolay yapılan mobilyalar revaçtadır. Yeterli saklama alanı ve lavabo kenarları da dâhil geniş yüzeyler olmazsa olmazdır. Çünkü paylaşılan bir apartman dairesinde aynayı nadiren tek başınıza kullanırsınız. Duravit’in kapsamlı banyo serisi DuraStyle, meşe veya Amerikan ceviz ağacı ve uyumlu seramiklerden oluşan mobilya aksesuarlarıyla akıllı bir dolap kombinasyonu sunar. Açık raf, her türlü banyo aksesuarını saklamak için kullanılır. Ekstra düz klozetli ve yumuşak kapanma sistemli asma tuvalet DuraStyle, mükemmel bir şekilde entegre olur. Duravit Rimless modelin temizliği son derece kolaydır. Temizlik sırasının kimde olduğuna dair tartışmaları da ortadan kaldırır.
135
Çanakkale Seramik ‘Nuxe’ Serisi ile Mekanlara Geometrik Hareket Getiriyor Gelişmiş üretim teknolojisi ve zengin ürün seçenekleri ile tüketicilerin beğenisine hitap eden Çanakkale Seramik, yaşam odaklı tasarımlarıyla sıra dışı banyolar yaratmaya devam ediyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Mekanlarında farklılık yakalamak isteyenler için özel olarak tasarlanan Nuxe serisi, tarzıyla yaşamınıza renk katıyor. Dahası, fırça darbesini hissedeceğiniz, renklerin enerji verdiği çizgili dekorların yanı sıra folklorik ilham kaynaklarıyla seriyi zenginleştiren zarif alternatifler sunuyor. Nuxe serisinin günümüze uyarlanmış spiral motifleri de Çanakkale Seramik’in estetik yorumu ve dinamizmi ile hayat buluyor. Seride, 25x75 cm ebadında beyaz, kum, kahve, gri, koyu gri gibi doğal tonlardaki rektifiyeli karolar, kırmızı ve mavi gibi daha sıcak tonlarla harmanlanıyor. Çizgileriyle tüm banyolara sanatsal bir detay getiren Nuxe serisi, birbirine uyumlu bir renk ailesi ile evinizde göz alıcı bir ahenk yaratıyor.
Sıcak Yuvaların Yeni Gözdesi DemirDöküm Nitron Condense Yoğuşmalı Kombi DemirDöküm, ısınma ve sıcak su ihtiyacında maksimum verim arayan, kombisini yenilemek veya yeni kombi almak isteyenler için yeni yoğuşmalı ürünü Nitron Condense yoğuşmalı kombiyi satışa sundu. Kullanıcıların beklentileri doğrultusunda geliştirilen Nitron Condense yoğuşmalı kombi üstün özellikleri ile yüksek enerji tasarrufu ve yüzde 103 norm enerji verimliliği sağlıyor. Sahip olduğu yeni teknolojilerle bu kış evlere ekstra konfor, güven ve maksimum verimlilik vadeden DemirDöküm Nitron Condense yoğuşmalı kombi, kompakt boyutlarıyla kullanıcılarına yer tasarrufu sağlarken, metal rengi şık tasarımıyla da dikkatleri üzerinde topluyor. Yeni nesil kumanda paneli ile kullanıcısını karmaşadan kurtaran Nitron Condense yoğuşmalı kombi, istenildiğinde güneş enerji sistemiyle birlikte de kullanılabiliyor. Ürüne ayrıca talep edilirse opsiyonel olarak programlama saati de uygulanabiliyor. Optimum ateşleme sistemi, bilgilerin okunabilirliğini kolaylaştıran geniş ve arka aydınlatmalı LCD bilgi ekranı, minimum enerji ile maksimum ısınma ve ilave plakalı ısı eşanjörü ile yüksek kullanım suyu konforu olanağı tanıyan Nitron Condense Yoğuşmalı kombi, tüm DemirDöküm yetkili satıcılarında, evlerine konfor katmak isteyenleri bekliyor.
136
E.C.A. Mina Serisi ile Su ve Enerji Tasarruflu Armatür Devri Başlıyor
İç mekan dekorasyonunda, 20. yüzyılın sonlarından itibaren öne çıkan minimalist anlayış, E.C.A. Mina Serisi ile yeni bir boyut kazanıyor. E.C.A. Mina Serisi, modern, dinamik çözümleri arayanlar için, tasarım değeri yüksek, enerji kaynaklarını verimli ve etkin biçimde değerlendiren alternatifler sunuyor. Minimum ölçülerde tasarlanmış olan Mina Serisi, ham madde ve alan tasarrufu da sağlıyor. Tüm bu özellikleriyle Mina Serisi, yeşil binalar için ideal alternatifler arasında yer alıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Zorunlu sistem birimlerini, fonksiyonel tasarım çözümlerine dönüştürerek kullanıcının hayatını kolaylaştıran Mina Serisi’nde, banyo bataryası üzerindeki yön değiştirici parça, çıkış ucuna entegre ediliyor. Böylece su el duşuna, çıkış ucu 90 derece sola çevrilerek yönlendiriliyor. Bu özellik, dar banyolarda kullanıcıya daha çok alan ve konfor sağlıyor. Seri’nin banyo bataryasında bulunan “cool touch” özelliği sayesinde, sıcak su kullanılırken batarya ısınmıyor. Bu özellik sayesinde banyo bataryasına dokunulduğunda cildin yanması engelleniyor ve özelliği vurgulayan açma kapama kolu sol tarafta yer alıyor.
Ürünler
Mina Serisi, banyo, duş, eviye ve lavabo bataryalarında, yalın formlardan yola çıkarak, enerji tasarrufu sağlayan, uyumlu ve kullanışlı tasarımlar sunuyor. Mina Serisi, lavabo ve eviye bataryası; ilk açılırken suyu soğukta akıtarak maksimum su ve enerji tasarrufu sağlıyor. Kombi, şofben gibi su ısıtma sistemlerini tetiklemenin önüne geçen özelliği ile suyun kısa süreli aktığı mekanlarda, ısıtma işlemi için boşa enerji sarf edilmemiş oluyor.
137
Ege Seramik’ten Modern Dünyaya Davet Ege Seramik evlerinizi son moda tasarımlar ve göz alıcı en son teknolojiye sahip ürünler ile değiştirmeye devam ediyor. İtalya Cersaie fuarında kullanıcıların beğenisine sunulan KYBELE ile artık mekânlar daha sade, daha şık. 40 yıldır seramikte modanın öncüsü firmanın, 30X60, 33X33 ve 45X45 ebatlarda geliştirdiği Kahve, Bej, Fildişi ve Gri renk seçeneklerine sahip KYBELE ile farklı renk farklı çizgileri yaşamınızın içine dâhil edebilirsiniz. Mozaik seçeneklerine de sahip olan ürün ile yaşam alanlarınızın farklı yerlerinde alternatif desen ve dokulara sahip olabilirsiniz.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Sırlı granit ve mat yapısıyla KYBELE, duvarlarına baştan başa zarafet katmak isteyenler için ideal bir çözüm.
138
Honeywell Akıllı Termostat ile Evinizdeki Kombinin Kontrolü Artık Sizin Elinizde Kış aylarına girdiğimiz ve soğuk havaların kapımızda olduğu bugünlerde Honeywell’in, kullanıcıların içini ısıtacak bir haberi var. Honeywell’in pazara sunduğu Honeywell Akıllı Termostat ürünüyle enerji kullanımı ve doğalgaz giderlerinden önemli oranda tasarruf sağlanıyor.
Honeywell Total Connect Comfort uygulaması ile kullanıcılar evlerinin sıcaklığını dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kontrol edebiliyorlar. Cep telefonu veya tablet gibi akıllı cihazlarla kullanılabilen uygulama ile kullanıcılar
Kişiselleştirilmiş ısıtma programları Evde, işte ya da yolda; fark etmez, kullanıcılar evlerinin sıcaklığını Total Connect Comfort uygulaması ile uzaktan kolayca kontrol edebiliyor. Honeywell Akıllı Termostat; hayat tarzına ve evi kullanma biçiminize özel ısıtma programı yaratmaya imkan veriyor. “Bugün
Ürünler
ısıtma sistemlerini istedikleri yerden kontrol edebilirken, birden fazla termostat ve lokasyonu da kontrol etme imkanına sahip oluyorlar.
Honeywell Akıllı Termostat, kullanıcılara evlerini yaşamları ile eş zamanlı kontrol etme olanağı sunan nesnelerin interneti, IFTTT (If This Than That) platformu ile ajandalar ya da sosyal medya platformları gibi diğer uygulamalar ve ürünlerle entegre çalışıyor. IF uygulaması ile ısıtma sistemi kullanıcı evden çıktığında kapanabiliyor veya hava sıcaklığı belirlediğiniz seviyenin altına düştüğü zaman otomatik olarak çalışabiliyor. İnternete bağlanabilen farklı cihazlar, kişinin konum ve sosyal medya hesaplarıyla sonsuz seçenekte programlar oluşturabiliyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Nerede olursanız olun, evinizin ısısını kontrol edin Honeywell Akıllı Termostat, kullanıcılara evlerinin sıcaklığını istedikleri zaman, istedikleri yerden yaşam biçimlerine göre ayarlayabilme konforunu sunuyor. Sıcaklığın uygun şekilde kontrol edilmesiyle kullanıcıların korkulu rüyası haline gelen doğalgaz faturalarında da belirgin bir azalma söz konusu oluyor. Honeywell sertifikalı uzman tesisatçılar tarafından ücretsiz ve kolayca montajı yapılan Akıllı Termostat, kombi modellerinin hemen hemen hepsi ile uyumlu çalışıyor.
eve geç mi gideceksiniz ya da planladığınız zamandan daha mı erken varacaksınız.” detayları dert etmenize gerek yok. Total Connect Comfort uygulamasını kullanarak, cep telefonunuz ile evinizin kombisini açıp kapatabilir, sıcaklık ayarını düşürebilir ya da artırabilirsiniz. Honeywell Akıllı Termostat evin ne kadar sürede ısındığını hesaplayarak tam zamanında devreye giriyor. Oda sıcaklığının istenilen an ideal seviyeye gelmesini sağlıyor. Honeywell Akıllı Termostat geceleri de hep bir adım önde. Termostat uyku düzenine göre ev sıcaklığını ayarlayabiliyor.
139
Ideal Standard’dan Yenilikleri ve İşlevselliğiyle Göz Kamaştıran Bir Seri “Tonic II” Dünyaca ünlü Alman tasarım ofisi Artefakt Design Studio tarafından tasarlanan ve IF Design Award 2015’te ödüle layık görülen Ideal Standard’ın Tonic II serisi, tasarımındaki net çizgilerle uyumlu şıklığın mükemmel dengesi ile banyolara ayırt edici ve estetik bir görünüm kazandırıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Tonic II tezgah üstü lavabo ve asma klozet, gündelik hayatı kolaylaştırmak için her ayrıntı özenle düşünülerek tasarlanmış. Tonic II serisindeki lavabolar ise tasarımındaki detayları ile dikkat çekiyor. Lavabolar, özel kapaklı lavabo süzgeci ile bütünsel bir görünüm kazanıyor.
140
%50’ye varan su tasarrufu sağlıyor Tonic II Armatür, lavabo, bide, küvet ve duş teknelerini mükemmel tasarımı ile tamamlayan etkileyici batarya ve aksesuarlar sunuyor. Cool Body teknolojisi termostatik yüzeyin hiçbir zaman aşırı ısınmasına izin vermeyerek tam bir güvenlik oluşturuyor. Ayrıca Click teknoloji ile %50’ye varan su tasarrufu sağlıyor. Tonic II küvetler de farklı ebat ve tasarımlarıyla tüm banyolar için mükemmel çözümler sunuyor Aquablade teknolojisi ile %100 temizlik ve hijyen bir arada Tonic II asma klozet, devrim yaratan Aquablade teknolojisi ile tasarım ve hijyeni banyolarınıza getiriyor. Microslot teknolojisi ile çalışan asma klozet, klozet haznesinin üst bölümünden doğru her bir noktayı temizleyecek şekilde suyun akmasını sağlıyor. Böylelikle klozet haznesinin arka, ön ve yan olmak üzere tüm bölgelerine suyu ulaştırarak %100 temizlik ve hijyen sağlıyor.
ISVEA’dan Geçmişi Geleceğe Taşıyan Seri; “Regina” İtalyan şıklığından ilham alarak banyo kültürüne yeni bir soluk getiren Regina, klasik tarzı estetik ve konforla yeniden yorumlayarak modern banyolara uyum sağlayan özel tasarımlar sunuyor.
Banyolara derinlik kazandırıyor Seride yer alan banyo dolapları, tasarımı ve konforu ile banyolara ayrı bir hava katıyor. Beyaz lake ve altın beyaz lake renk seçenekleriyle el imalatı hassasiyetinde üretilen Regina Tam Ayak Alt Dolabı ve Regina Boy Dolabı, ihtiyaç duyabileceğiniz her şey için daha düzenli bir yerleşim olanağı sağlayarak geniş depolama imkanı sunuyor. İçten aydınlatmalı ve buğu önleyici özelliğiyle dikkat çeken Regina Ayna ise banyolara daha derin bir görünüm kazandırıyor.
ISVEA’dan Yaratıcılıkta Yeni Ufuklar Açan Bir Seri; “Lunna” İddialı küre formuyla sıra dışı yeniliğin güzelliğini yansıtan Lunna serisi, yaratıcılıkta yeni ufuklar açıyor. İtalyan ISVEA’nın ünlü tasarımcılarından Sabrina Selli tarafından tasarlanan Lunna, tüm detayların yuvarlak formda çalışıldığı, görsellikte sınırları zorlayan, sıra dışı ve ikonik bir seri.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Tasarımı zerafetle buluşturuyor Asma Klozet ve Asma Bidesi etkileyici tasarımıyla dikkat çekiyor. Rölyef tasarımıyla banyolara zariflik katan Regina klozetler 6 lt fonksiyonlu olup 55 cm uzunluğuyla konforlu kullanım sağlıyor. Regina’nın 93 cm seramik ayaklı zarif lavabosu da klasik banyoları mükemmel bir şekilde tamamlıyor.
Ürünler
İtalyan ISVEA’nın ünlü tasarımcılarından Meneghello & Paolelli Associati tarafından tasarlanan Regina, banyoları evin özel yaşam alanına dönüştürecek kadar etkileyici ve yaratıcılıkta sınırları zorlayan bir seri.
Banyolarda sıra dışı bir tasarım Heykelsi formuyla farklı bir görünüme sahip olan Lunna, banyolarında eşsiz bir tasarıma sahip olmak ve özgünlüğü yakalamak isteyenlerin beğenisine sunuluyor. Tasarımındaki iddialı çizgiler ile beklentilerin çok ötesindeki hayallere hitap eden Lunna, seride yer alan her bir tasarımın birbiriyle mükemmel uyumuyla göz kamaştırıyor.
Kusursuz küre formu Lunna’nın lavabosundaki küre formunun keskin çizgilerle birleşimi, tasarımındaki ince zevki fonksiyonellikle birleştiriyor. Lunna klozet ve kapağın mükemmel uyumuyla da kusursuz küre formu yakalanıyor.
141
Kale’den Daha Hafif ve Daha Dayanıklı Mantolama Çözümü: ‘Mantostone’ Yapı sektörünün öncü markası Kale, inşaat sektörüne yönelik ürün gamında yeniliklere imza atmaya devam ediyor. Kale’nin geliştirdiği taşyünü levhası hafif yapıştırma ve sıva harcı olan Mantostone, yüzde 40 daha hafif ve daha düşük su emme özelliği ile Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor. Yüksek esneklik ve tutunma gücüne sahip, nefes alabilen, hava koşullarına, suya ve darbelere karşı dayanıklılığıyla farklılık yaratan Mantostone; uygulamada sağladığı kolaylıklarla da yapıştırma ve sıva harcı olarak sektöre yenilik getiriyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Mantostone; sahip olduğu yapıştırma + sıva metrekarede 5,5 - 6 kg tüketim değeriyle, standart yapıştırıcı ve sıva tüketimi metrekarede 10 kg olan standart harclara göre, yüzde 40 daha az yapıştırıcı ve sıva harcı kullanma imkanı sunuyor. Taşyünü ısı yalıtım levhası ile yapılan standart mantolamanın ağırlığı metrekarede 17,5 kg’lara çıkarken; Mantostone, bu ağırlığı metrekarede 13,1 kg’a çekip, binaya metrekarede binecek yükün, yüzde 25 daha hafif uygulanmasını sağlıyor. Kale’nin bu yıl pazara sunduğu Mantostone’un standart yapıştırıcı ve sıvalara göre çok daha kolay ve hızlı uygulama kolaylığı sayesinde, taşyünü levhalar ile daha sağlam, dayanıklı ve uzun ömürlü mantolama yapılıyor. Montostone, daha az tüketim sağlamasının yanı sıra nakliye açısından da avantajlı olmasından dolayı çevreye katkıda bulunuyor.
Kalebodur, ‘Vintage Light’ ile Dinlendirici Mekanlar Yaratıyor Nitelikli ürün gamıyla yapılara yeni bir boyut kazandıran Kalebodur, ‘Seramik Parke’ ürün grubunda yer alan yeni serisi Vintage Light ile birbirinden şık ve kullanışlı yaşam alanları oluşturuyor. Ahşabın sıcaklığı ve doğallığını günümüz modernizmi ile birleştiren Vintage Light, her karoda değişen özgün tasarımıyla salon ve oturma odası gibi alanlarda derinlik sağlıyor. Amerikan Cevizinin en güzel yansımasını seramiğin sağlamlığı ile mekanlara taşıyan seri, kullanıcıların, her gün doğanın tam içerisinde uyanmış gibi hissetmesini ve evinin şıklığını bir adım öteye taşımasını sağlıyor. Vintage Light serisinde sunulan 15x60 cm ebadındaki sırlı porselen karolar, her karoda değişen özgün tasarımlarla mekanlara zenginlik katıyor. Açık renk Amerikan Cevizi seçeneği ile üretilen Vintage Light, sadece bugünkü trendi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda mekanlarda özel bir atmosfer yaratıyor. 10 milimetre kalınlığında, derin rölyefli ve kenarlarındaki pahlı yapısıyla masif parkeden ayırt edilemeyen Vintage Light serisi, doğal ahşabın güzelliğini, strüktürlü, derin fırçalanmış mat-parlak yüzey yapısıyla perçinliyor.
142
Kalekim ‘Ultrafuga Flex’ ile Üstün Özellikler Tek Üründe Türkiye yapı kimyasalları sektörünün öncü ve lider firması Kalekim’in ürettiği, çimento esaslı, silikon katkılı, 2-20 mm derz aralığı için uygun esnek ve dayanıklı dolgu malzemesi Ultrafuga Flex, mükemmelliyetçi tüketici ve profesyonellerin vazgeçilmez seçeneği haline geliyor.
Kolay temizlenen pürüzsüz yüzey Yüksek esnekliğe sahip yenilikçi ürün Ultrafuga Flex, zor kirleniyor, kolay temizleniyor. 2 mm’den 2 cm’e kadar geniş bir aralıkta uygulamaya imkan tanımasının yanı sıra aşınmayan ve çatlamayan yapısıyla pürüzsüz yüzey sağlarken, donma-çözünme çevrimine dayanıklılığıyla her türlü yapıda güvenli kullanım sunuyor.
Kale’den Banyolara Zarafet Katan Armatür Serisi: ‘Brilla’ Kumanda kolları Swarovski kristalli olarak tasarlanan ‘Brilla’ serisi, siyah-altın ve krom renk seçeneği banyolara damga vuruyor. Kuğu formu ile narin bir görünüme sahip olan serinin siyah ve altın kombini, her sezon tercih edilebilen zamansız bir tasarımla sunuluyor. Kullanıcının banyo keyfini artırmak için geliştirilen ‘Brilla’, hem görsel hem de fonksiyonel anlamda banyoları büyülü hale getiriyor. ‘Brilla’, şık armatürlerinin yanı sıra aksesuarlarıyla da banyolara ışıltı katıyor. Swarovski kristalleriyle süslenen aksesuarlar, armatürlerin zarif duruşunu tamamlıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ani ısı değişimlerine karşı dayanıklı Dış cephe, balkon, teras, alttan ısıtmalı sistem, depo gibi yoğun yaya ve yük trafiğinin yanı sıra ani ısı değişimlerinin olduğu yerlerde güvenle kullanılan Ultrafuga Flex; banyo, duş tuvalet gibi ıslak hacimlerde, mutfak gibi kolay kirlenebilen mekanlarda özellikle tercih ediliyor.
Ürünler
Tüm ebatlardaki seramik, granit, kotto, klinker, cam mozaik, mermer, doğaltaş gibi kaplama malzemelerinin derz boşluklarının doldurulmasında kullanılan Ultrafuga Flex, havuz, su deposu gibi ıslak hacimli mekanlarda, yatay ve düşey uygulamalarda ideal çözümler sunuyor.
143
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
NG Kütahya Seramik’ten Tasarımda Sınır Tanımayan Yenilikçi Boyutlar
Dünyada ilk kez NG Kütahya Seramik tarafından üretilen 9 mm kalınlığında ve 60x160 cm ölçülerindeki tarz sahibi tasarımlar, yarattığı kusursuz bütünlük algısı ile yenilik ve işlevselliği mekanlarınıza taşıyor. Sadeliğin Çarpıcı Etkisi: VİSCONTE Granitin çarpıcı görüntüsünü sadelikle birleştiren Visconte’nin yüzeyinde dinginliği ve ferahlığı hissedeceksiniz. 60x160cm ebatlarında tasarlanan Visconte, bulunduğu ortamdaki ışığı yansıtarak iç ve dış mekanlara benzersiz bir hava katıyor.
Notarad Helyos: Hem Şık, Hem Daha Sıcak Isıtma sektörüne 2007 yılında katılan NOTA Isı ve Yapı Sistemleri, yaşanabilir mekanları daha da güzelleştirmek adına devrim niteliğinde adımlar atıyor. Dünyada kullanımı giderek yaygınlaşan döküm alüminyum radyatörleri, NOTARAD markasıyla Türkiye’de üretmeye hazırlanan Nota Isı ve Yapı Sistemleri, ısıyı en kolay ileten Helyos modelini piyasaya sürdü. Mekanın doğasına uyumuyla dikkat çeken Helyos, 6 farklı renk seçeneği ile ortamlara sıcaklık katıyor. Modern hatları ve ısıl enerjiyi en doğru yöntemle yayan tasarımıyla ilgi çeken Helyos, radyatörlerdeki estetik algısını üst düzeye çıkarıyor. Helyos, evde veya işyerinde ısıtılacak alana göre dilim dilim satın alınabiliyor.
144
Penta ile Boğazın Eşsiz Güzellikleri Banyolarda Türkiye’nin banyo ve armatür sektöründeki devlerinden Penta, suya keyif veren tasarımlarına devam ediyor. İstanbul’un zengin tarihi dokusunu banyolara taşıyan Penta, “Bosphorus Serisi”ni alternatif ürünleriyle genişletiyor. Zerafetle gösterişin buluştuğu tasarımlar. Bosphorus Chrome Zarif, şık tasarımı ve özel krom kaplamasıyla armatür ve aksesuarı takıma dönüştüren seri içerisindeki yirmi beş parça ürünle eksiksiz banyolar oluşturuyor.
Bosphorus Diamond Serisi ile Işıldayan Banyolar Pırlantanın ışıltılı dünyasını evlerine taşımak isteyenler için özel olarak üretilen Bosphorus Diamond Serisi ile banyolar kristalize havasıyla artık daha gösterişli. Seri, banyo için tüm armatür ve aksesuarları bir arada sunuyor. Bosphorus Diamond Lavabo Bataryaları, Ankastre Bataryalar, Ankastre Küvet Bataryaları, Bide Bataryası, serinin armatürleri arasında.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Bosphorus Gold ile Altın İhtişamı Altın tarihten günümüze kadar en değerli cevher olmuştur; bunu bilen ve bu kıymetli cevheri banyolara taşıyan Penta, Bosphorus Gold serisi ile göz kamaştıran banyolar yaratıyor.
145
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Seramiksan’dan Doğal Mermer Dokusunu Desenlerinde Yaşatan Seriler: Asia ve Alaska
Her ürün grubunda farklı kültürlerden ve tasarım yaklaşımlarından ilham alan ve yaşam alanlarında fark yaratmak isteyenlere özel seçenekler sunan Seramiksan, Asia ve Alaska serileriyle doğal mermer dokusunu yaşam alanlarına taşıyor.
Aynı mekanda kullanılan Asia ve Alaska’nın doğal olarak yarattığı kontrast etki, son derece etkili tasarımlar oluşturulmasına olanak tanıyor. Asia 60x60 ve 60x90, Alaska ise 60x60 ve 30x60 ebatları ile hem iç hem dış mekanlarda bulundukları alana değer katı-
Seramiksan’dan Dokusunda Mermerin Zarif Görüntüsünü Yansıtan Bir Koleksiyon: Golden Ürün gruplarıyla farklı tasarım yaklaşımlarından ilham alan ve yaşam alanlarında fark yaratmak isteyenlere özel seçenekler sunan Seramiksan Golden Koleksiyonu’nu tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Seri, mermer dokusunu barındıran desenleriyle şıklığı ve zarafeti aynı mekanda buluşturuyor. Nano teknoloji kullanılarak üretilen ve estetik görünümüyle dikkat çeken seri, giriş çıkış trafiği yoğun zeminlerde kullanılabiliyor. Golden Serisi, gri ve flora renklerinde, 60x60 ve 60x90 olarak iki farklı ebatta sunuluyor.
146
yor. Seriler parlak yüzeyleriyle de dikkat çekiyor. Serilerin, Seramiksan’ın vitrifiye grubundaki koleksiyonları ile yakaladığı ahenk göz kamaştırırken, Asia ve Alaska’nın birbirleriyle olan uyumuyla donatılan banyolar tasarımın estetiğiyle tanışıyor.
Üretilen her tasarımın bir hayat tarzını yansıtmasına özen gösterildi ve Skyline serisinde eşsiz bir ürün yelpazesi yapıldı. Skyline kolleksiyonu işte bu anlayışla tasarlandı. Mutfağınızda beyazın sadeliğini ve kromun hiç eskimeyen göz alıcı parlaklığını bir arada sunuyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Venezia’dan Beyaz Etki
Sıradışı Mekanlar İçin Tasarlandı Keskin hatlarla oval hatları birleştiren Venezia Skyline serisi sıradışı tasarım çizgileriyle banyo ve mutfaklarda fütüristik detayları ortaya çıkaran bir seri. Tasarımı ile olduğu kadar çevre dostu özelliği ile de dikkat çeken bu seride; banyo bataryası, lavabo bataryası ve mutfak bataryası seçenekleri ile her ihtiyaca yönelik çözümler sunuluyor. Oval hatların ön plana çıktığı beyaz gövdesi ve su tasarrufu sağlayan perlatör sistemi sayesinde maximum enerji ve su tasarrufu sağlanıyor. 147
Sizi Yaşama Bağlayan Detaylar Kadar İnce Turkuaz Seramik Ibıza Serisi
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Modern ve bir o kadar güçlü tasarımlarıyla vitrifiye sektöründe fark yaratan Turkuaz Seramik 2016 koleksiyonunu tüketicilerle buluşturdu. Ürün portföyünün en ince lavabosuyla banyolara farklı bir bakış açısı getiren Turkuaz Seramik, Ibıza serisi ile doğallığı ve doğanın sonsuz enerjisini evinize taşıyor. İnce ve modern görüntüsünün yanı sıra estetik ve formların dışındaki görüntüsü ile banyolara değer katıyor.
148
Banyoların en değerlisi Ibiza serisi ile banyoları zarafetle buluşturan Turkuaz Seramik, yenilikçi uygulamalarıyla da dikkat çekiyor. 61 cm’den 121 cm’e kadar farklı ebatlarda üretilen Ibıza, her tarz banyoya uyum sağlıyor. Dünya standartlarında kullandığı malzemelerle kalitesini ve uzmanlığını gözler önüne seren Turkuaz Seramik tasarım alanında da farkını ortaya koyuyor.
Taşın Mucize “Doku”nuşları: Mojo
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Modern alanlar oluşturan, kraft kağıdı dokusu, üç farklı kumaş deseni dekoruyla mekânlara hareketlilik kazandıran Paper, uyumlu renk geçişleriyle dikkat çekiyor. Duvar kağıdı etkisi yaratan Paper, zeminde düz renkli yer döşemesiyle kombinlenebiliyor. Yurtbay Seramik’in duvar ve zemin kullanımına uygun yeni serisi Paper; mat görünümünde, kahverengi ve bej renklerinde, 50x50 ebatında satışa sunuldu.
Ürünler
Yurtbay Seramik’ten Duvarların En Yeni Gözdesi: Paper
Son yıllarda dekorasyonda trend haline gelen doğallık… Taşın doğal havasını evinize taşıyan ise Mojo. Yeni yıl da evinize doğallık ve tazeliği Mojo ile davet edin. Seçkin mekânlar için estetik çözümler sunan Yurtbay Seramik’in en yeni serisi Mojo, zemin ve duvar kullanımına uygun olarak üretildi. Mojo; antrasit, gri, vizon ve fildişi renklerinde hazırlandı, 15x60, 30x60, 60x60 ebatlarında satışa sunuldu.
149
Şofbenin Mucidi Vaillant’tan “turboMAG” Vaillant, yeni ürünü turboMAG şofben ile kullanıcılarına hem yüksek sıcak su konforunu hem de tasarruflu ve emniyetli kullanımı bir arada sunuyor. Vaillant turboMAG şofben; sağladığı yüksek güç ve yüksek verim sayesinde hazırladığı dakikada 14lt’ye varan yüksek sıcak su kapasitesi ile kullanıcısı ile buluşmaya hazırlanıyor. Kompakt tasarımı ve küçük ölçüleri sayesinde her alana ve mekâna kolayca monte edilebilen turboMAG şofben, elektronik olarak kontrol edilen ateşleme sistemi ve alev modülasyonu sistemi ile tasarruflu kullanım sağlıyor. Ergonomik olarak tasarlanan Vaillant turboMAG şofbenin ön panelinde sıcaklık değerleri rahatlıkla okunabiliyor ve kolay ayar imkânı tanıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Konfor ve emniyet bir ara Hermetik baca sistemi ile tasarlanan Vaillant turboMAG şofben yanma için gerekli havayı dış ortamdan alıyor ve böylelikle güvenli bir kullanım sağlıyor. Ayrıca cihazda bulunan akıllı emniyet sensörleri gaz veya elektrik kesintisi halinde devreye girerek cihazı kapatıyor. Cihaz akıllı sensörleri ile yanma alevini de kontrol ederek alevin sönmesi durumunda devreye girerek cihazı kapatıyor. Vaillant turboMAG şofbende kullanıcı sağlığı düşünülerek yüksek su sıcaklıklarına karşı termostatik kontrol sağlanmış. Donmaya karşı koruma fonksiyonu ile dış ortam sıcaklığı 5C’nin altında olması halinde cihaz belli aralıklarla otomatik olarak çalıştırılarak donması engellenmekte.
Villeroy & Boch La Diva’da Güçlü Renkler, El İşçiliği Sanatı ile Buluşuyor Zarafet ve güzellik sonsuzdur… Asya ve Avrupa’nın el işçiliğinin çok kültürlü etkilerinden esinlenen La Diva, sofistike ve yenilikçi tasarım fırsatları sunan bir duvar ve zemin konsepti. Her detayında eşsiz kalite ve tasarım anlayışının sergilendiği La Diva, dekorasyon ve mimaride yeni imkanlar yaratıyor. La Diva karolarda eskitilmiş görünüm, zarif renkler ve altın vurgular dikkat çekiyor. Siyah lale, koyu böğürtlen, inci ve krem tonlarında sunulan La Diva, seladon (Kore seramiği), klasik yeşil ve kadife gri-bej gibi eklenen yeni renkler ile daha taze bir görünüme sahip oldu. Seladon ve gri-bej renkleri tüm ana karolarda, dekorlarda ve bordürlerde mevcut… Farklı kültürlere özgü çeşitli desenlerin ve formların günümüze taşındığı bu tarz, süsleme sanatının benzersiz örneklerini seramikle buluşturması açısından eşsiz bir konuma sahip. Çok çeşitli şekilde eşleşebilen ve kombinlenebilen dekorlar; motifler, çiçek desenleri ve geometrik desenler La Diva’nın can alıcı karakterini ortaya çıkarıyor. Ana karolardaki zarif çizgili yapı dekor karolarla birleştiğinde mükemmel bir görüntü sergiliyor. Altının elle boyanmasıyla elde edilen eşsiz mozaik şekiller, karoları daha göz kamaştırıcı bir hale getiriyor. La Diva’daki ana karolar ve dekorlar 30X90cm ebatında… 30X30cm ebatında siyah lale mozaikler özel bantlarla sunu-
150
luyor. Ayrıca farklı ebatlardaki bordürleri, bordür köşe parçaları ve süpürgeliği bulunuyor. 45 x 45 cm ebatlarındaki siyah lale vilbostone porselen yer karosu, sade ve dekorlu olarak kullanılabiliyor. La Diva, tasarım odaklı kişiler ve sofistike iç mimari ve dekorasyon stilini sevenler için çok çeşitli fikir ve alternatif sunuyor. Banyolar, girişler, yaşam alanları, yatak odaları gibi tüm mekanlar için çok uygun…
Londra’dan mutfaklara… Piccadilly Serisi VitrA’nın, ismini Londra’nın ünlü meydanından alan porselen serisi Piccadilly, metal çerçeveye dökülen betonun sağlamlık ve katıksızlığını mutfaklara taşıyor. Her türlü çağdaş ortamda zarif ve ağırbaşlı bir görünüm yaratan seri, modern çizgilere klasik bir dokunuş ekleyen çiçek motifleri ve kesme bordür alternatifiyle, yerlerde ve duvarlarda fark yaratıyor. Hayal edilen mutfağı yaratan seramikler, Piccadilly’nin beyaz, bej ve gri renkleriyle, geniş ve modern, sıcak ve masalsı, minimalist ve sade alternatifler sunuyor. 60x120 cm, 45x90 cm, 60x60 cm ve 30x60 cm ebatlarında üretilen Piccadilly Serisi; 45x90, 60x60 ve 30x60 cm boyutlarındaki beyaz, gri ve grej dekorlarla tamamlanıyor.
yıllarda çok popüler olan beton yüzeyleri, porselenin üstün nitelikleri ve dijital baskı teknolojisiyle buluşturan seri; modern dünyanın izlerini taşıyor. Sıra dışı bir sadeliği içinde barındıran ürünler, metal ve ahşapla uyumlu olarak kullanılıyor. Konutların yanı sıra, ticari yapılarda ve dış cephede de kullanılabilen Uptown serisi, beton görünümüyle şehrin dokusunu mekânlara yansıtırken, kolay temizlenme özelliğiyle rahatlık sunuyor. Krem, vizon, beyaz ve koyu gri renk alternatiflerine sahip seri, 75x150 cm’ye kadar uzanan boyutlarıyla istenilen kombinlerin yaratılmasına olanak tanıyor. Yer ve duvarda kullanıma uygun mat ve parlak yüzey seçenekleri sunan 30x60 ve 30x30 cm ebadında kesme dekorlar ise Uptown serisini tamamlıyor.
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
VitrA’nın Seramikleri Evin Her Yerinde
Metal ve ahşabın sıra dışı sadeliği: Uptown Serisi Alışılagelmiş ev dekorasyonlarının dışına çıkıp farklılık arayanların ihtiyaçlarını; VitrA’nın Uptown serisi karşılıyor. Son 151
Banyolarda Trend: Serel Rita & Sapphire
TİMDER Dergisi 88.Sayı / Ekim - Aralık 2015
Ürünler
Minimalist çizgisini “Rita ve Sapphire Serileri”ne de taşıyan SEREL, banyolarda modern ve ferah rüzgârlar estiriyor. Üstün teknolojilerini, farklı ve özel tasarımlarıyla birleştiren SEREL, yine kendine özgü sade çizgisini yansıttığı Rita ve Sapphire Serileri ile kullanıcısıyla buluştu. Dikdörtgen formların ve yuvarlak çizgilerin en modern formlarının yansıdığı Rita ve Sapphire Serileri, kullanıcıların ilgi odağı olmaya devam ediyor. Her iki seri de; Entegre asma klozet, duş teknesi, tezgâh üzeri veya tezgâh üzeri gömme lavaboları ile banyolarda estetiği tercih edenlerin tartışmasız seçimi oluyor. Özgün Lavabo ve Duş Tekneleri İçin: SEREL Rita ve Sapphire... SEREL, Rita ve Sapphire Serisi lavabolarında kullanıcısına hem gömme hem de tezgâh üstü alternatifler sunuyor. Her iki seride de 60x40 cm ölçülerinde tezgâh ve mobilya ile kolaylıkla uygulanabilen lavabolar, banyolarda estetiği tamamlıyor. Rita ve Sapphire Serisi duş tekneleri, standart duş teknelerinin çok ötesinde
konfor sunuyor. Rita Serisi’nde kurulanma alanlı veya yere sıfır zemin olarak uygulanabilecek duş seçenekleri bulunurken; Sapphire Serisi’nde ise kullanım kolaylığı kullanıcıların tercih sebebi oluyor. SEREL Rita ve Sapphire’den Doğayla Dost, Hijyenik Ürünler... En son teknoloji ile üretilen SEREL Rita ve Sapphire Serisi asma klozetler, alışılagelmiş klozetlerden %35 daha az su ile temizlenme fonksiyonuyla tasarrufa katkıda bulunuyor. Klozetlerde bulunan entegre klozet bataryasıyla sıcak su kullanma opsiyonu, ergonominin yanısıra kişisel hijyene de hizmet ediyor.
Kullanıcının hijyen ihtiyacına kapsamlı bir şekilde cevap veren bu özelliklerin yanında SEREL Rita ve Sapphire Serisi ürünler opsiyonel olarak, SEREL’in bakteri oluşumunu engelleyen inovatif yüzey teknolojisi SEREL Hygiene + uygulamasıyla da temin edilebiliyor. Hijyeni ilke edinen kullanıcılar bu sayede yaşam alanlarında antibakteriyel SEREL ürünlerini kullanma ayrıcalığı elde ediyor. SEREL Rita ve Sapphire Serisi asma klozetler, temizlik konusunda son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen (Serel Easy Release) ve yavaş kapanma özelliğine (Serel Silent Close) sahip SEREL Beta kapak ile de kullanılabiliyor. İstenildiğinde tüm klozet kapağı çeşitlerinde de antibakteriyel uygulama yapılabiliyor. SEREL sadece teknolojiyi değil konforu da kullanıcısıyla buluşturuyor. Banyolarda estetik ve konfor için SEREL Rita ve Sapphire Serisi ürünler, Türkiye genelinde E.C.A. SEREL Bayileri, Satış Noktaları ve Showroomları’nda kullanıcıya sunuldu.
152