TİMDER Dergisi 86.Sayı

Page 1



Bu Kadar Temizi Ancak Kale’den Gelir. Standart klozetlere göre %100 daha hijyenik olduğu Akdeniz Üniversitesi tarafından onaylanmış Kale SmartYıkama Klozet, jet tipi yıkama sistemi sayesinde suyu her noktaya dağıtır ve kusursuz temizlik sağlar. Kanalsız yapısıyla kir ve bakteri tutmaz. Siz de kolay temizliğe ve hijyene önem veriyorsanız SmartYıkama Klozet’i seçin, yepyeni bir hayata geçin.

2014 Altın Çekül Ödülleri’nde “Yapı Ürün Ödülü”ne layık görülmüştür.


TİMDER Yönetim Kurulu: Kemal Çelik, Kemal Yıldırım, Serdar Dönmez, Bertan Yılmaz, Bircan Şahin, Cemal Kır, Hasan Duman, Mehmet Ali Yedek, Mehmet Arslan, R. Aslan Yılmaz, Y. Ali Tung. Ön Kapak İçi: Seranova - Umpaş Arka Kapak: Seramiksan Arka Kapak İçi: Yüksel Seramik

Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa Mekan: UNICERA 2014 Bien Yapı Ürünleri Standı Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Künye

İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Kemal Çelik (baskan@timder.org.tr) Saadetdere Mh. E5 Karayolu Üzeri No:8 Esenyurt / İstanbul Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy / İst. Hukuk Danışmanı: Av. Murat Çelikten (murat@murathukuk.com) Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul Basım Yeri Adresi Telefonu: Özgün Ofset Yeşilce Mh. Aytekin Sk. No:21 Seyrantepe / İstanbul (0212) 280 00 09 Basım Tarihi: Şubat 2015

Yayın Türü: Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan. İletişim Bilgileri: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İstanbul T: (0216) 629 0 100 dergi@timder.org.tr www.timder.org.tr

01 05 07 09 11 13 14-15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39 41 45 47 59 63 67 77 83 85 89 91 97 99 101 103 105 107 109 111 113 115 117 119 121 123 125 127 129 123

Kale Yapı Grubu VitrA - Eczacıbaşı Yapı Grubu Elmor Ege Seramik Foma - Falcıoğlu Petek Banyo EVDEMA Yurtbay Seramik Damla Banyo Lucco NTG Plastik Baylan Su Sayaçları - Yedekler Ege Vitrifiye Formina - Ece Seramik Cresta - Kırali Yapı Ürünleri Wavin Pilsa Fırat Boru Orka Banyo Ge-Ti SRC Yapı Norm Bağlantı & Tesbit Elmanları Euroser - Sarıbaşlar Seramik Aknur Endüstri Malzemeleri EKPAŞ ParexGeser NG Kütahya Seramik Creavit - Çanakcılar Hitit Seramik Seranit Grup Betaş Granite Ceramic & Mosaic Cermix - Koramic Yapı Kimyasalları Lider - Özlider Mota Ceramic Solutions Natura Bagno - Doğa Banyo Armadi Art - Sem Mobilya Delta Mermer FYM Bagno Güral Vit - Heriş Seramik Delta Küvet Aydoğdular Yapı Bora Çelik Kare Banyo - Aktif Metal Diamond - Kısmet Banyo Aksuarları NPlus Banyo Penta Turavit Neyzen Yapı Market Pera Seramik

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

2


Yönetimden

04

48

Söyleşi

Duayenlerimiz

55

Kemal Çelik TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonominin Nabzı

06

Prof. Dr. Kerem Alkin Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Ekonomi Profesörü

Mehmet Arslan TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

TİMDER’den

10

Haberler

16

Hukuken

82

Nural Tuncer Aknur Endüstri Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı

Erkan Güral NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı

firMARKA

60

İçimizden Biri

54

İçindekiler

08

Av. Murat Çelikten TİMDER Hukuk Danışmanı

Etkin Yönetim

84

Dr. Atakan Genç Stratejitek Kurumsal Dan. Hizm. Yönetici Ortak

Sistem & Yönetim

86

Bahadır Kayan Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı

Firmalar İnsanlar

68

Ömer Çelik EVDEMA Yapı Malzemeleri İcra Kurulu Başkanı

Sahadan

72

M. Aykut Bulut

İş Hukuku

88

Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı

İletişimde İletişim

90

Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı

Bora Osmalı Bora Çelik Genel Müdürü

Bayi Vizyonu

92

Çetin Cinemre SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı

Afet Bilinci

Ahmet Hakan Baziki Elmor Toplu İşler ve Satış Geliştirme Müdürü

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Dipnot

Geçerken Uğradık

74

Geçerken Uğradık

78

94

Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel AKUT Basın İlişkileri Birimi Sorumlusu ve Kemerburgaz Üniv. Yüksekokul Müdürü

Ürünler Aramıza Katılanlar

96 136

Ozan Bük Neyzen İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

İsmail Özkan Özkanlar Seramik Firma Sahibi 3


Kemal Çelik

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timder.org.tr

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Yönetimden

TİMDER Eğitim Faaliyetleri ve Sektörümüzün Büyük Buluşması UNICERA Sektörümüzün en önemli konularından bir tanesi kalifiye eleman yetiştirilmesidir. Bu konuda yapılacak tek faaliyet; eğitim... TİMDER olarak eğitim konusunda çok uzun vadeye dayanan ciddi çalışmalarımız ve projelerimiz bulunuyor. TİMDER olarak sektörümüze bir artı değer katmak adına, 2004 yılından bu yana “TİMDER Akademi” kapsamında 11 yıldır aralıksız eğitim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sektörümüzün gelişmesi, sektör çalışanlarımızın yeniliklerden eşzamanlı haberdar olması için büyük çaba sarf ediyoruz. TİMDER eğitim çalışmalarının yürütülmesinde büyük titizlikle çalışan TİMDER Eğitim Komitesi koordinasyonunda, sektöre yarar sağlayacak çeşitli projeler geliştiriyoruz. Bu projelerden en yenisini sektöre kalifiye eleman yetiştirilmesi amacıyla İstanbul Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdik. Sektörümüzün kalbi olan departmanlarından satış ve pazarlama konularındaki eleman ihtiyacını karşılamak için “TİMDER Yüksekokul Projesi”, ciddi emekler verilerek hayata geçirildi. Proje kapsamında 2014-2015 eğitim yılında; İstanbul Üniversitesi’nin Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü’nde verilmekte

4

olan satış ve pazarlama odaklı ders programına, Yapı Malzemeleri Teknik Pazarlaması ile Yapı Malzemeleri Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları dersleri dahil edildi. Bu eğitim yılında “Yapı Malzemeleri Teknik Pazarlaması” dersini 29 öğrenci, “Yapı Malzemeleri Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları” dersini ise 18 öğrenci seçti. Proje çerçevesinde İstanbul Üniversitesi’nde bir de öğrenciler için 15 bilgisayardan oluşan bir laboratuvar kuruldu. Projemiz içerisinde yer alan derslere öğrenciler tarafından gösterilen yoğun ilgi nedeniyle, TİMDER Yönetim Kurulu olarak gelecek yıl daha çok öğrencimize eğitim imkanı sağlamak amacıyla laboratuarda yer alan bilgisayar sayısını 25’e çıkartma kararı aldık. Sektörümüzün gelişmesi gençlerimizin iyi bir eğitim alarak sektöre kazandırılması için çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz. TİMDER olarak bu proje çerçevesinde eğitim gören gençlerimizin, sektörümüz iş yerlerinde yapacakları 30 iş gününü kapsayan staj ile de eğitimlerini pekiştirerek iş hayatı öncesinde sektörü öğrenmelerine katkı sağlayacağız. Öğrencilerimizin sektöre alışmalarını sağlamak amacıyla sene içerisinde çeşitli fabrika gezileri yaptırmayı da hedefliyoruz.

İnşaat sektörünün en önemli etkinliği olan 27. UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda da bu öğrencilerimizi ağırlayıp sektörün yeniliklerinden haberdar olmalarına vesile olmaktan büyük mutluluk duyacağız. Aynı zamanda TİMDER olarak eğitime verdiğimiz önem doğrultusunda bu yıl İstanbul ve dışından 1500’i aşkın sayıda öğrenciyi de fuarda ağırlayacağız. Bu yıl Şubat ayının gelmesiyle sektörümüzde yine 27.’sini düzenlediğimiz UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın heyecanı başladı. Tüm katılımcı firmaları ve bizleri sektörle buluşma coşkusu sardı. 27 yıl önce 400m2 ile başladığımız UNICERA fuar heyecanımız, bugün 30 ülkeden 350 katılımcı ile 11 salonda 120.000m2’ye yayılarak gurur tablomuz oldu. Yurtdışı ziyaretçi kategorisinde son 4 yılda yüzde 53 büyüme sağladığımız UNICERA’da bu yıl 80.000’i aşkın profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yapmayı hedefliyoruz. Avrupa’nın en büyük ikinci fuarı olan UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nın, her geçen yıl büyüyerek sektöre yön verecek bir etkinlik olmaya devam etmesini diliyoruz.



Prof. Dr. Kerem Alkin

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ekonominin Nabzı

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Ekonomi Profesörü kerem@alkin.org

6

Dolar 2,5 TL’yi deneyince, reel sektörün yükü 2,1 Milyar TL arttı Kimi gazetelerde, sırf muhalefet olsun diye, Türkiye’nin dış borç stokuna ek 60 Milyar TL’nin üzerinde yük geldiği yönündeki haberlere itibar etmeyin. 2014 yılının Eylül ayı sonu itibariyle, Türkiye’nin Kamu, Özel Sektör ve Merkez Bankamızdan kaynaklanan toplam dış borç stok değeri olan 397 Milyar Doları, önce 31 Aralık 2014’deki 2,34 TL Dolar kuru ile çarpıp, dış borç stokunun TL cinsinden değerini 929 Milyar TL düzeyinde TL cinsinden değerini bulup, sonra bugün Dolar kuru 2,5 TL oldu diye, bu defa 2,5 TL ile çarpıp 992 Milyar TL’yi bulup, “Türkiye’nin dış borcu 63 Milyar TL arttı” derseniz, biz hoca takımı buna ‘komedi’ deriz. Çünkü, 397 Milyar Dolarlık dış borç stokunun en az yarısı 3 yıl ve daha uzun vadeli dış borçtan oluşuyor. İşin özü, 2015 yılının başından Eylül ayı sonuna kadar, reel sektörün uzun vadeli dış borçları adına 11,2 Milyar Dolar, kısa vadeli dış borçları adına da 1,9 Milyar Dolar olmak üzere, 13,1 Milyar Dolarlık dış borcunun vadesi doluyor. Yani, reel sektör bu kredileri aynı miktarda yeni kredi ile yinelemek istemez ise, geri ödeyecek. Bu durumda, Ocak ayında reel sektörün 1,2 Milyar Dolar dış borç ödemesi yapması gerekiyordu; Şubat ayında ise 0,9 Milyar Dolar. Biz, bu tarihe kadar bu tutarın 1,3 Milyar Dolarının geri ödendiğini varsayarsak, 31 Aralık’taki geçerli kurla, yani 2,34 TL ile ödeyeceğine, reel sektör 2,5 TL’ye kadar yükselen Dolar kuru ile, ortalama 2,42 TL’den ödeme yaptıysa, kur sıçraması yüzünden 104 Milyon TL fazladan ödeme yaptı, diyebiliriz. Bir açıdan baktığımızda, “faiz” tartışmasıyla tetiklenip, ABD Merkez Bankası’nın (FED) erken faiz artırma ihtimali ile daha da alevlenen döviz kuru sıçraması, Türk reel sektörünün aynı dış borcu ödemek için 104 Milyon TL daha fazladan kaynak kullanmasını gerektirdi. Peki, siyasiler tartışırken, kimse dönüp te ‘reel sektör senin canın yanıyor mu, sıkıntın var mı’ diye sordu mu acaba? Bir de işin ithalat ödemesi tarafı var. Türkiye her ay 20 Milyar Dolarlık ithalat yapıyor ve ödeme gerçekleştiriyor. Bu durumda, Ocak ayı başından bugüne kadar reel sektörümüz 25 Milyar Dolar ithalat ödemesi yaptıysa, Türk reel sektörüne kur sıçraması nedeniyle 2,1 Milyar TL ek yük bindirdik. Yani, aynı ithalat ödemesi için Türk reel sektörünün 2 Milyar TL kazancı gereksiz yere dışarıya gitti. Türkiye’nin borç tablosu ‘vahim’ değil Türk Ekonomi Yönetimi, Türkiye’nin hane halkı, özel sektör ve kamu borç büyüklüklerinin iyi yönetilmesinin Türkiye’ye uluslararası saygınlık kazandırdığının farkında olduğundan; Türkiye, uluslararası finansal danışmanlık şirketi McKinsey’nin hazırladığı küresel borçluluk listesinde en az borcu olan 10 ülke arasında yer aldı. Ülkeleri borçlarının GSYH’ya oranına göre sıralayan McKinsey’nin 47 ülkelik listesinde Türkiye 38’inci sırada. Türkiye’nin 2014 itibarıyla borç/GSYH oranı yüzde 104 seviyesinde.

2007-2014 verilerini kapsayan rapora göre, bu süreçte Türkiye’nin toplam borcu sadece yüzde 28 arttı. Verilere göre, Türkiye’nin borç artışı diğer ülkelerden ayrışarak kamu borcu odaklı değil, özel sektör ve hane halkı borcundaki artışla büyüyor. Türkiye’nin kamu borcu 2007-2014 döneminde yüzde 4 azalırken, özel sektör borcu yüzde 22, hane halkı borcu yüzde 10, finans sektörü borcu ise yüzde 11 arttı. Türkiye dışında borcu düşük olan ülkeler arasında Arjantin, Nijerya, Suudi Arabistan, Rusya, Meksika ve Endonezya’da bulunuyor. Rapor, Macaristan, Endonezya, Peru ve Türkiye’nin Hazine tahvillerinin yüzde 40’ından fazlasının yabancı yatırımcıların elinde olması nedeniyle, bu yatırımcıların ABD’de faiz artışı gibi bir dış gelişme sonucu Türkiye gibi ülkelerin tahvillerini portföylerinden boşaltmaları halinde, kur ve dış finansman riskinin artabileceğine işaret etmekte. TRT’ye konuşan Başbakan Yardımcısı Babacan da, döviz kurlarının Hükümet açısından günlük bir tartışma konusu olması gerektiğini de doğru görmediklerini, çünkü hangi ülkede bunlar böyle günlük siyasi polemik haline getirilirse, sonuçta o ülkenin komple zarar gördüğünü, o ülkede risk priminin yükseldiğini, o ülkede faizlerin yükseldiğini, öngörülebilirliğini azalttığını hatırlattı. O halde, Türkiye’nin avantajlarını kendi elimizle dezavantaja dönüştürmeyelim. Büyüme 2014’de yüzde 3’ü aşamayabilir 9 Şubat Pazartesi günü açıklanan Aralık ayı sanayi üretim verisi, 2011 yılının son çeyreğindeki yüzde 0,93’lük artış sonrasında, sanayi üretiminin en düşük artış yaşadığı ikinci çeyreğin 2014 yılının son çeyreğinde gerçekleştiğini gösterdi. 2014 yılının son, yani 4. çeyreğinde sanayi üretiminde gözlenen yüzde 1,9’luk artış, yüzde 70 ihtimalle, yılın son çeyreğinde Türkiye’nin GSYH’sında yüzde 1,65 ile 2 arası bir büyüme yaşandığı olasılığını gündeme getirdi. Yüzde 30 olasılıkla 2014 yılının son çeyreğinde büyüme yüzde 2,45’i de yakalayabilir. Bu ihtimallere rağmen, yani ister 2014 yılının son çeyreğinde ekonomik büyüme, 3. çeyrekteki büyüme oranının aynısını (yüzde 1,7) tekrarlasın, isterse de yüzde 2,4 çıksın; 2014 yılının bütününde büyüme hızı yüzde 2,6 ile 2,7 arası bir noktayı buluyor. Bu rakam, Türkiye’nin potansiyel büyüme performansı olan yüzde 5,4 ile, Cumhuriyet tarihi ekonomik büyüme ortalaması olan yüzde 4,7’nin çok altında. 2010 yılında yüzde 9,2, 2011 yılında ise yüzde 8,5 büyüyerek, küresel krizin tüm dünya ekonomisini vurduğu 2009 yılının acısını fazlasıyla çıkarmayı bilmiş olan Türk ekonomisi, 2012’de 2,2, 2013’de 4,1 büyüyerek, ciddi bir fren etkisi gösterdi. 2014’de de ekonomik büyümenin yüzde 2,7 düzeyinde kalması, Türk ekonomisinin 3 yıldır büyümeyi çok kontrollü götürdüğünü göstermekte.

2012-2014 dönemindeki, ortalama yüzde 3’e gelen büyüme performansının ana gerekçesini, enflasyon ve cari açık riskinin kontrolü ve yönetimi oluşturuyor. 2011 yılında yüzde 10’a dayanan cari açık/GSYH oranı ve iki haneli enflasyon süreci, Türkiye açısından ciddi risk oluşturmaktaydı. 2012 yılı sonunda, “yumuşak iniş” modeli ile, Türk ekonomisinde büyüme yüzde 2,2’ye çekilirken, cari açık ve enflasyon normalleştirildi. 2013 yılındaki yüzde 4’lük büyüme, cari açık ve enflasyonu yeniden kabartınca, Ekonomi Yönetimi 2014 yılında, 2012 yılındaki “yumuşak iniş” modeline geri döndü. Bunun doğal sonucu olarak, yıl başında yüzde 4 olarak hedeflenmiş olan GSYH büyümesi, 2014 yılının sonunu yüzde 2,6-2,7 düzeyinde göğüslemiş gözüküyor. Piyasadaki fazla TL’mi kurları çok yükseltti Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın piyasaya kullandırdığı TL miktarı, teknik tabir ile, piyasayı TL cinsinden ne miktarda beslediği anlamına gelen TL likiditesi veya Merkez Bankamızın net fonlaması, piyasanın çarklarını döndürmesi açısından çok önemli. TCMB piyasadaki TL miktarını ne kadar kısarsa, piyasa o kadar durgunlaşıyor; esnaf ve KOBİ’lerin keyfi kaçıyor. Merkez Bankamız, piyasadaki TL miktarını, ekonominin çarklarını yavaşlatarak, enflasyonu düşürmek, enflasyonu kontrol altında tutmak adına yapıyor. Merkez Bankamız piyasayı TL açısından çok eksik bırakırsa, piyasadaki TL miktarını çok kurutursa, bu defa reel sektör birbirine borçalacak ödemelerini yapmakta zorlanmaya, çeklerin nakde dönüşmesi zorlanmaya başlıyor. Bu nedenle, enflasyon riski azaldıkça, Merkez Bankamız da ‘kesenin ağzını açıyor’, para musluğunu kısmen gevşetiyor ve piyasayı TL cinsinden daha fazla fonluyor ve piyasayı kısmen rahatlatıyor. Elimizdeki veriler, yeni yılın ilk günlerinde, 16 Ocak ile 29 Ocak arası, Merkez Bankası’nın piyasaya 37 Milyar TL ile 40 Milyar TL arasında bir net Türk Lirası fonlaması yaptığını gösteriyor. 29 Ocak günü birden, bu TL fonlamasını neredeyse 52 Milyar TL’ye çıkarıyor ve 30 Ocak ile 6 Şubat tarihleri arasında 49 Milyar Lira ile 53 Milyar Lira arasında piyasaya TL veriyor. Yani, 10 ile 13 Milyar Lira arasında piyasayı TL açısından daha fazla besliyor. İşin ilginç yanı, Dolar kurunun 2,42’den 2,50 TL’ye sıçradığı dönem de, tam Merkez Bankası’nın piyasayı 10 ile 13 Milyar Türk Lirası daha fazla beslediği dönemle çakıştı. Acaba, piyasanın TL cinsinden 10 ile 13 Milyar TL arasında daha rahat hale gelmesi ile, döviz kurlarındaki dalgalanmadan hoşlanmayan ithalatçılar, dış borcu olan şirketler, genel anlamda reel sektör ve hane halkı, rahatlayan Türk Lirası’nı kullanarak, döviz satın almayı mı tercih etti? Dövize olan talebi besleyen böyle bir TL, döviz kurlarının 2,42 TL’den 2,50 TL’ye tırmanmasına dolaylı olarak yardımcı mı oldu? Bunu da bir ara incelemek yararlı olabilir.



Mehmet Arslan

TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr

Z kuşağının hayatı; bağımsız, inatçı, pragmatik ve hep acelesi var.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Dipnot

Dünya çapında X, Y ve Z kuşakları olarak adlandırılan jenerasyonlarımızı detaylı olarak incelemeye devam ediyoruz. Bu sayımızda hızlı gelişim gösteren, eğitimde kendinden emin duruşları ve kendi disiplinleriyle benzerlerinde ayrılan Z kuşağını derinlemesine inceleyeceğiz. 2000’den sonra doğan ve sayıları 2 milyarı bulan gençler Z kuşağı olarak adlandırılıyor. İnternetsiz bir dünyayı tanımayan ve önceki kuşakların umutları, hayalleri ve ahlakından milyonlarca ışık yılı uzakta bir yaşam süren Z kuşağı, dijital dünyaya adeta göbekten bağlı oldukları için bazı akademisyenler tarafından “mutantlar” diye anılıyor. Her şeyi hemen istiyorlar. Aynı anda iki ekranda sörf yapabiliyorlar. En yeni akıllı telefona bir servet ödemeyi dert edinmiyorlar ama internetten bedava indirmek dururken bir film ya da şarkı için ödeme yapmaya elleri gitmiyor. 13-20 yaş arasındaki bu kuşak tüm yeni eğilimleri, akımları sosyal medyadan alıyor ve önceki kuşakların ahlakını modası geçmiş buluyor. İnternette dünya çapında hâkim olan modayı takip ediyorlar. Konuştuklarında söz dağarcıkları kısaltmalardan geçilmiyor, bunları bilmeyenler tek kelimesini anlamıyor. Z kuşağının önemsedikleri; iyi bir eğitim, yaratıcılık ve öznellik, bireyselliğin önemi, ifade özgürlüğü, bilgiye ilk elden erişim, anlayış ve empati yer alıyor. Z kuşağının önemsemedikleri arasında ise; standart sosyal çevre ve meslekler, dışına çıkılamayan kurallar, fazla zaman isteyen işler, takım çalışması, özgüvensiz kişiler, genel geçer kurallar, yaratıcılığa izin vermeyen sosyal ve iş çevreleri bulunuyor. Bunlar kriz döneminin çocuğu, görünümlerinden de belli oluyor. Özellikle ekonomi ve çevre bakımından karan8

Z KUŞAĞI

lık bir gelecek gördüklerini söyleyip bu yüzden “çok strese girdiklerinden” söz ediyorlar. Hepsi aynı ücreti sunduğunda, Fransa’da Z kuşağının yüzde 25’i en eğlenceli, yüzde 22’si en yenilikçi ve yüzde 21’i en etik şirketi tercih ediyor. Ama tüm idealist kuşaklar gibi onlar da dünyayı değiştirmek istiyor, gönüllü çalışma fikrini seviyor. Z kuşağının ortalama bir üyesi ekran başında günde 3 saatten fazla geçiriyor. Sürekli bir şeyleri kaçırma korkusu içinde yaşıyorlar. Yeni ve heyecan verici bir şey çıktığında anında yakalayamamanın fikrine bile dayanamıyorlar. Amerikalılar nezdinde popülerliği azalsa da en çok Facebook’a bağımlılar. Hepsi TV izlerken internette sörf yapıyor ve teknolojiyle her şeyin mümkün olduğunu düşünüyor. Ama konsantrasyon aralıkları çok kısa, baştan sona doğru düzgün okumaktansa şöyle bir göz gezdirmeye eğilimliler, bu da okulda zorluk çekmelerine yol açıyor. Z kuşağı, kendi şirketini kurmak isteyen bir kuşak. Yüzde 50 ile 72’si sıfırdan bir şey yaratıp kendi kendinin patronu olmak istiyor. “İş” kavramını olumsuz algılıyorlar: “Karmaşık, vahşi bir orman...”. Başarının kendi niteliklerinden ziyade kendi bağlantı ağlarından geldiğini düşünüyor ve düz bir örgütlenmeyi hiyerarşiye tercih ediyorlar. Başarılı olmak istiyorlar ve yüzde 76’sı hobisinin mesleği olmasını arzuluyor. Z kuşağı, iş dünyasında çok şeyi değiştirecek. Şirketler bu internet çocukları için stratejilerini gözden geçiriyor. Z kuşağı hoşgörüyle yaklaşıldığında, iş hayatının ve toplumun dinamiklerini olumlu yönde değiştirebilir, bulunduğu konumlara artı değer katabilir. Bu noktada eğitimcilerin veya şirketteki yöneticilerin, Z kuşağındakilerin hızına yetişme baskısından uzak durması, diğer kişilerle bu kuşağın uyumlu çalışması yönünde stratejiler geliştirmesi gerekir.

İş hayatında bu kuşağın yenilikçi bakış açısı ve analitik zekaları, şirket politikasına paralel olarak geliştirilebilir. Bu durum, hem şirketin hem de bu kuşağa mensup kişilerin iş hayatındaki yükselişi için altın değerindedir. İşte eski tecrübeli kişiler ile yeni kuşak arasındaki dengenin sağlanması, iş koşullarının kişilerin durumlarına özel olarak düzenlenmesi fark yaratacaktır. Z kuşağının artıları kadar eksileri de vardır. Örneğin bu özel çocuklar, toplumdan çok bireyselliği savunduklarından, ikili ilişkilerde pek de başarılı sayılmazlar. Yüz yüze iletişimden ziyade, sosyal mecraları öncelikli tutmaları da zaman zaman yalnız kalmalarına neden olabilir. Sosyal medyadaki arkadaşları onlar için gerçek hayattaki arkadaşları kadar önemli; ama bu sanal “dostlarla” bazen gerçek hayatta da buluşabiliyorlar. 10’undan 8’i, hatta fazlası, sosyal ağlardan çıkmıyor ve yarısından fazlası gerçek toplumsal yaşamlarının orada gerçekleştiğini düşünüyor. Takım çalışmasına yatkın olmamaları, istediklerinden emin ve kurallardan hoşlanmıyor olmaları da, başta ailesi ve arkadaşları olmak üzere, pek çok kişiyle çatışmaya girmeleriyle sonuçlanabilir. Z kuşağı çocukları, lükse ve teknolojiye olan düşkünlükleri, zaman zaman doyumsuzluğa varabilen istekleri, kural tanımaz oluşları gibi nedenlerle aileleriyle iletişimde bazı sorunlar yaşayabilir. Cep telefonu ve internete sürekli ihtiyaç duyan bu çocuklar, ailelerinin bu konuda engelleriyle karşılaşır. Aileler çocuklarının savurgan, uyumsuz, iletişim sorunlu olduğunu düşünebilir, bu konuda çocuğa baskı uygulayabilir. Bu durumda çocuk da öz güvenli bir birey olarak, tepkisini öne çıkarır ve sorunlar çığ gibi büyüyerek devam eder. Aileler gelişen çağa ve teknolojiye çocuklar kadar olmasa da, uyum sağlamaya çalışmalı, çocuklarının isteklerini dinlemelidir.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

TİMDER’den

TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi Paydaşları EVDEMA’da Bir Araya Geldi! “TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi” kapsamında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Kırbaşlı, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuran Çakıryıldız, KSV Eğitim Yöneticisi İnş. Tek. Öğr. Murat Sevinç, Proje Danışmanı ve Eğitmenlerinden Dr. Atakan Genç, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Bircan Şahin, Mehmet Ali Yedek, TİMDER Gençlik Komitesi Başkanı Baki Kartalkaya ve TİMDER Genel Sekreteri Nurhan Tanyeli’nin katılımıyla EVDEMA’nın İstanbul Avcılar’da bulunan merkez mağazasında bir araya geldiler.

Uzun süreli araştırma ve görüşmeler sonucunda İstanbul Üniversitesi’nin Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü’nde verilmekte olan (Pazarlama, Satış, Kişisel Gelişim, Marka gibi) satış ve pazarlama odaklı ders programına; Yapı Malzemeleri Teknik Pazarlaması ile Yapı Malzemeleri Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları derslerinin dahil edilmesiyle gerçekleştirilen “TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi”nin devam eden süreci hakkında görüşüldü. Projenin geliştirilmesi üzerine fikir birliği yapılan toplantıda gelecek yıl projeye neler eklenebileceği değerlendirildi. Proje kapsamında İstanbul Üniversitesi’nde 15 adet bilgisayar ile kurulan laboratuvarın önümüzdeki yıl 25 adete çıkartılması kararı alındı. Proje çerçevesinde öğrencilere verilecek staj imkanının detaylarının görüşülmesinin ardından projede eğitim gören öğrenciler 27. UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na davet edildi.

TİMFED & TİMDER Üyeleri SMS Gönderimlerinde de Avantajlı! TİMFED/TİMDER, üyelerine avantaj sağlayan kampanlarına bir yenisini daha ekledi. SMS sistemleri çözüm ortağı AHS İletişim’in web sitesinde de yer alan fiyat listesi üzerindeki fiyatlardan TİMFED/TİMDER Üyeleri %25 indirimli olarak yararlanabiliyor. Çağımızın gelişen mobil pazarlama sistemlerinde TİMFED/TİMDER Üyeleri toplu SMS gönderimlerini daha avantajlı kullanabiliyor. Detaylı bilgi ve avantajdan faydalanmak için; Sezgin Çorbacı (0542) 892 10 72 sezgin@ahsiletisim.com www.ahsiletisim.com

10



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

TİMDER’den

TİMDER Gençlik Komitesi Kahvaltıda Bir Araya Geldi

12

Genç nesile verilen değer, gençliğin tazeliğinin katacağı yeni heyecanları yaşatmak adına kurulan TİMDER Gençlik Komitesi 14 Şubat’ta Cemile Sultan Korusu’nda verilen kahvaltıyla bir araya geldi. Sevginin, heyecanın günü olan 14 Şubat’ta aileleriyle keyifli bir Cumartesi gününde bir araya gelen TİMDER Gençlik Komitesi, yapılan faaliyetler, eğitimler, etkinlikler gibi konularda TİMDER Gençlik Komitesi Başkanı Baki Kartalkaya’dan bilgiler aldı.

Yoğun katılım ile gerçekleştirilen etkinlikte birlikte neler yapılabileceği, bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Gelecek dönem çalışmaları için genç nesilin vazgeçilmez mesajlaşma aracı olan WhatsApp ve bir mail grubu oluşturulup sürekli iletişimde kalınması ve yeni projeler üzerine konuşulması kararı alındı.



90 BİN Ürünlerimizi Görmeniz İçin Her Katı Ayrı Bir Dünya Olan Mağazalarımıza Bekliyoruz... www.evdema.com


Ürünü Bu Sayfaya

Sığdıramadık!

ESENYURT I MODOKO I MASKO I KOZYATAĞI I MECİDİYEKÖY 1-2 I İSTOÇ I GÜZELCE Merkez: Saadetdere Mh. E5 Karayolu Üzeri No: 8 Esenyurt / İSTANBUL Tel: 0212 456 0202


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Asacarlar Yapı Malzemeleri Antalya’nın En Büyük Seramik Mağazasını Açtı

Yurtbay Seramik’in Antalya’daki iş ortağı Asacarlar Yapı Malzemeleri Ltd. Şti., Antalya’nın en büyük seramik mağazasını Termessos Bulvarı üzerinde hizmete açtı. Antalya’nın ilk konsept mağazası olma özelliğini taşıyacak olan showroom, 1.100m2 alanda, 3 katlı mağazası ile Yurtbay Seramik’in her beğeniye hitap edecek göz alıcı tasarımlarına yer veriyor. Açılışta konuşan Asacarlar Yapı Malzemeleri Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Acar, “Asacarlar Yapı Malzemeleri, 1988 yılında 2 ortaklı bir aile şirketi olarak kurulmuştur. Kurulduğu günden bugüne, hedefleri doğrultusunda emin adımlarla yürümeye çalışmış, sizlerden aldığı güç ile başarılarına yenilerini eklemeyi misyon edinmiştir. Ana ilkemiz, ticari ahlaka uygun, dürüst, güvenilir ve kaliteli hizmet anlayışıdır. Yaklaşık çeyrek asırlık bir şirket olmanın haklı gururunu sizlerle paylaşmaktan kıvanç duyuyoruz. Asacarlar ailesi olarak, sizlerin taleplerine en iyi şekilde cevap vermek adına elimizden gelen gayreti gerek teknolojik gerek kültürel gerekse sosyal açıdan değişimleri takip ederek sizlerin hizmetine sunuyoruz.Bu bağlamda siz değerli iş ortaklarımız şikâyetlerinizi bize memnuniyetinizi dostlarınıza bildirmeniz temennisiyle beraber nice yıllara diyoruz” şeklinde konuştu. Hep birlikte yapılan hayır duasının ardından showroom’un açılış kurdelesini; Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Akparti İl Başkanı Mustafa Köse, CHP İl Eski Başkanı Devrim Kök, Kepez Belediyesi Eski Başkanı Erdal Öner ile Yurtbay Seramik ve Asacarlar

16

Yapı Malzemeleri yetkilileri birlikte kesti. Asacarlar, Yurtbay Seramik Showroomda, Türkiye genelinde 160’ı aşkın bayisiyle “Doğadan Sanata” mutlu mekânlar yaratıyoruz sözünü veren Yurtbay Seramik’in en yeni ürünlerini de bir araya getirecek. Yurtbay’ın ulusal ve uluslararası sektör profesyonelleri ve nihai kullanıcı tarafından büyük beğeni

toplayan ürünleri; üç boyutlu baskıyla tasarımda sınırları zorlayan dijital karoları, mekâna görsel derinlik katan serileri ile granit ve trend ürünleri Asacarlar Yurtbay Seramik Showroom’unda sergilenecek. As Acarlar, Antalya ve bölgesinde birçok kişisel ve kurumsal firmanın ihtiyaçlarını geniş ürün yelpazesiyle karşılıyor.



Bien Bayileriyle Buluştu Bien toplam 3 ana bayi ve 280 tali bayisini Antalya’da Von Resort Golden Coas’ta bir araya getirdi.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Antalya’da düzenlenen toplantıda, 2015 yılı pazarlama gamında bulunan, yeni devreye alınacak ürünler ile ilgili ve satış stratejileri hakkında bayilere bilgi verildi. Aynı zamanda hazırlanan teşhir alanları da gezildi.

18

Bien, 14-17 Ocak tarihleri arasında Samsun bayisi ‘’Kutluser Yapı Malzemeleri ‘’ve tali bayilerinin ağırlandığı yılın ilk toplantısı başarıyla tamamlandı. Katılımcılara, kariyer ve İnsan Kaynakları danışmanı olan Levent Galip Yeşil satış eğitimi verdi. Bayi toplantısında katılımcılar eğitimin yanı sıra kültürel ve sosyal aktivitelerde bulundular. Side Antik Kent’ i gezen bayiler bölgeye ait bilgi de edinmiş oldular. Bayi toplantılarının ikincisi ise 21-25 Ocak tarihleri arasında gerçekleşti.

Kayseri bayisi ‘’Kaşıkçı Yapı Malzemeleri ‘’ve tali bayilerin katıldığı bayi toplantısında eğlenceli turnuvalar da düzenlendi. Bayi toplantılarının üçüncüsü ise 28 Ocak - 1 Şubat tarihleri arasında gerçekleşti. Trabzon bayisi ‘’Garipler Boya Malzemeleri‘’ ve tali bayileri bu etkinlikte misafir edildi. Toplantının açılışı Bien

Seramik Kanal Geliştirme Müdürü Ebru Şener’in de katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda tali bayilere, Bien ürün gamında bulunan ürünlerle ilgili video gösteriminde bulunuldu. Ayrıca marka tanıtımı sunumu da yapıldı. Bien, üç ana bölgesi Samsun, Kayseri, Trabzon ve tali bayilerle yapmış olduğu organizasyonunu böylece tamamlamış oldu.

Vaillant Başarılı Yetkili Satıcılarını Dubai’de Ağırladı Vaillant, doğalgazın yeni yaygınlaştığı bölgeler için oluşturduğu ödül sistemi doğrultusunda, 2014 yılında üstün performans sergileyen 55 Vaillant yetkili satıcısı ve sektör temsilcisini, Dubai ve Abu Dabi’de ağırladı. Vaillant Türkiye Satış Direktörü Vedat Yazar ve Vaillant Türkiye Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Özgür Gök’ün de eşlik ettiği seyahatte, Dubai’de dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa binasına çıkarak, şehrin büyüleyen modern yüzü kuşbakışı seyredildi. Dubai’nin sembollerinden Emirates Towers, Sheikh Palace, Dubai’yi iki bölgeye ayıran Dubai Creek ile altın ve baharat çarşıları ziyaret edildi. Başarılı satıcılar, Abu Dabi ziyaretinde ise dünyanın en büyük üçüncü camisi ile dünyada sadece Abu Dabi’de bulunan Ferrari World Eğlence Parkı’nı gezdi.

Seyahatin en ilgi çekici etkinliklerinden biri de, tüm katılımcıların yöresel kıyafetlerle yaptığı çöl safarisi oldu. Kendilerine özel tahsis edilen arazi araçları ile çölde safari yapan konuklar, eşsiz gün batımını izleme fırsatını buldu. Ünlü Palmiye adasındaki, Atlantis The Palm Hotel’de konaklayan katılımcılar aynı otelde kendileri için düzenlenen gecede eğlenceli anlar yaşadı. Gezi, gelecek yıllarda yinelenmesi dilekleriyle sona erdi.



Bosch Termoteknik Yeni Binasına Taşındı Bosch Termoteknik Türkiye, İstanbul Koşuyolu’nda bulunan merkez ofisini Küçükyalı’ya taşıdı. Mükemmel manzarasının yanı sıra, dizaynı, çalışma alanlarının ferahlığı ve depreme dayanıklı teknolojik altyapısıyla dikkat çeken ofis, kaliteli bir çalışma ortamı oluşturmak ve bunun sürekliliğini sağlamak amacıyla oluşturulan 5S kuralına göre tasarlandı. Bosch Termoteknik Türkiye’nin yeni ofisinde ürünlerin tanıtıldığı dijital showroom da yer alıyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Bosch Termoteknik Türkiye’nin yeni merkez ofisi, yeşil enerjiye uygun olarak tasarlandı. Isı yalıtımında doğa dostu malzemelerin kullanıldığı ofiste enerji, yeşil enerji veren tedarikçilerden sağlanıyor. Ergonomik tasarımıyla da dikkat çeken ofisin farklı ihtiyaçlara yanıt veren 2 adet uygulamalı, 1 adet teorik eğitim salonu ve 250 kişi kapasiteli oditoryumu bulunuyor. Renkli dinlenme alanları ve tüm otomasyon sisteminin dijital ekranlardan kontrol edildiği gelişmiş teknolojik alt yapısıyla da dikkat çeken ofis, Bosch Termoteknik Türkiye’yi geleceğe taşıyor. Bosch Termoteknik Türkiye’nin yeni iletişim bilgileri: Aydınevler Mahallesi, İnönü Caddesi, No:20 Küçükyalı Ofis Park A Blok Maltepe / İstanbul 0216 432 08 00

EBK Seramik İş Kümesi, Bakanlıktan “Kümelenme Destek Programı” Kapsamında Destek Almaya Hak Kazandı Eskişehir - Bilecik - Kütahya Seramik İş Kümesi; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Kümelenme Destek Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan Türkiye’deki ilk ve tek küme oldu. Bakanlık ve EBK Seramik İş Kümesi arasındaki destek sözleşmesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla, 7 Ocak 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen törende imzalandı. Törene; ‘Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan’ ‘Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Yaşar Öztürk’ ‘EBK Seramik İş Kümesi Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Şafak Ozan’ ‘EBK Seramik İş Kümesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreter Tülin Murathanoğlu’ katıldı. EBK Seramik İş Kümesi, “Eskişehir Bilecik Kütahya” bölgesinde yer alan tüm sanayi ve kamu kuruluşları, te-

20

darikçiler, üniversiteler, meslek örgütleri, araştırma kurumlarının bir araya gelerek faydalanabilecekleri bir işbirliği platformu oluşturma ve bölgenin kalkınmasına en iyi şekilde hizmet etmek amacıyla kuruldu. Kümenin projesi, 10.200.000 TL onaylanmış bütçe ve 5 yıl süre ile %50 oranında desteklenmeye hak kazandı. “Kümelenme Destek Programı” projesiyle kümenin ve seramik sektörünün

ihtiyaç duyduğu tüm alanlarda çalışmaların sürdürülmesi ve seramik sektörü adına öncü adımların atılması hedefleniyor. Proje kapsamında ayrıca, sürdürülebilir kurumsallık faaliyetleri, enerji verimliliği çalışmaları, lojistik merkezi seramik trafik kurgusunun oluşturulması, temiz üretim çalışmaları, seramik hammaddeleri araştırma çalışmaları ve ortak üretim tesisi kurulması gibi hedefler yer alıyor.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

DemirDöküm Yetkili Satıcıları St. Petersburg Gezisinde Buluştu

Türkiye’de ısıtma sektörünün önde gelen markalarından DemirDöküm, 270 yetkili satıcısı ve satış noktasıyla hem geride kalan yılın stresini atmak hem de yeni dönem planlarını paylaşmak amacıyla St. Petersburg’a bir gezi düzenledi. 200 yıl boyunca Rus Çarlığı’na başkentlik yapmış St. Petesburg’un tarihi ve

kültürünü yakından tanıma fırsatı bulan grup, dünyanın ilk 3 müzesinden biri olan Hermitage Müzesi ve şehrin kurulma noktası olan Peter&Paul Kalesi’ni de hayranlıkla gezdi. Kentin tarih kokan atmosferini dört gün boyunca yaşayan grup, ayrıca Rusya’ya özel lezzetleri deneyimleme fırsatı bul-

Emre Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Mutfak İş Alanı Genel Müdürü Oldu Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu bünyesinde yer alan Mutfak İş Alanı’ndaki tüm faaliyetlerden sorumlu Genel Müdürlük görevine, Emre Eczacıbaşı atandı. 2013 yılından bu yana, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Stratejik Pazarlama bölümünde çalışan Emre Eczacıbaşı, yeni görevine 1 Ocak itibarıyla başladı. 1984 yılında İstanbul’da doğan Emre Eczacıbaşı, lisans eğitimini 2006 yılında Harvard Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde tamamladı. 2011 yılında Colombia Business School’dan işletme yüksek lisans diplomasını aldı. Kariyerine PricewaterhouseCoopers Türkiye’de finansal danışmanlık yaparak başlayan Eczacıbaşı, 2008 yılında Eczacıbaşı Holding Stratejik Pazarlama ve Finansman Grup Başkanlığı’na geçti. 2011-2013 yılları arasında ABD’de kurduğu firmayla, Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde geleneksel sanatları hayata döndürerek işsizliği azaltmak hedefiyle, mikrofinans ve sosyal girişimcilik projeleri gerçekleştirdi. 2013 yılında Türkiye’ye dönen Eczacıbaşı, 2014 yılı sonuna kadar Yapı Ürünleri Grubu Stratejik Pazarlama bölümünde görev aldı.

22

du. Bol bol hatıra fotoğrafı ve özçekim (selfie) çektiren ekip üyeleri, Türkiye’ye unutulmayacak anılarla döndü. Kasım-Aralık döneminde üç farklı grupla gerçekleştirilen gezilere; DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan, Pazarlama Direktörü Erhan Güngör, Marka Müdürü Şehnaz Atak Askeroğlu ve Bölge Müdürleri de eşlik etti.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Dünya Devi Ideal Standard ile Ece Holding “Ortak Oldular” Yapı sektörüne ivme kazandıracak bu önemli ortaklığa, ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz ile Ideal Standard International CFO ve CAO’su Gary Cleaver’in ev sahipliğinde yapılan imza töreni ile start verildi. Ideal Standard ürünlerinin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs pazarında satış ve dağıtımını üstlenecek yeni şirkette ortaklık yapısı %50 ECE Holding, %50 Ideal Standard International olarak belirlendi. Dünyanın önde gelen banyo ürünleri markalarından Ideal Standard ve Jado’nun Türkiye’deki tüm faaliyetleri yeni kurulan bu şirket tarafından yürütülecek. Ideal Standard Yapı Malzemeleri A.Ş., Ideal Standard Türkiye adıyla faaliyetlerini yürütecek. Ideal Standard Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO görevini Erdem Çenesiz yürütecek. Bu Ortaklık Geleceğe Yatırım İlk olarak 2005 yılında Ideal Standard markasına fason üretim yapan, daha sonra 2007 yılında markayı,”tek yetkili dağıtıcı” olarak Türk pazarı ile tanıştıran ECE, bu stratejik ortaklık ile ticari birlikteliğini bir adım daha ileriye götürmüş oldu. 30’dan fazla ülkede 10 binden fazla kişinin istihdam edildiği çok uluslu dev şirketle yapılan bu iş birliğine dair, 3 ve 5 yıllık kısa ve uzun vadeli planlar hazırlandı ve hedefler belirlendi. Dünyanın hemen hemen her yerinde ürünleri büyük ilgi gören ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde pazar lideri konumunda olan Ideal Standard International, bu işbirliği sonrasında uzun vadede Türkiye’de üretim konusunda ciddi yatırımlar için kapı açıyor. Bu sayede sektöre istihdam konusunda da katma değer sağlanacak. 100’den Fazla Mağaza, %22 Pazar Payı Türkiye’deki mağazalaşma çalışmalarına da ağırlık verecek olan Ideal Standard Yapı Malzemeleri A.Ş; şu an Türkiye’de 65 adet olan satış noktasını 5 yıl sonunda 100’ün üstüne çıkarmayı hedefliyor. Bu ortaklık ile birlikte Luxury ve Grand Luxury segment ürün gruplarının toplamında %22 pazar payı hedefleniyor. Türkiye’de İddiallıyız Ideal Standard International Holdings CFO ve CAO’su Gary Cleaver; ECE ile yaptıkları işbirliği sayesinde Türkiye 24

pazarını çok yakından takip ettiklerini, bu pazarı önemsediklerini ve yatırım yapmak için hiç tereddüt etmediklerini belirtti. Ortaklık için karşılıklı güvenin önemine değinen Cleaver, “Dünyanın birçok ülkesinde pazar lideriyiz, Türkiye pazarında da bir süredir yer alıyoruz ve bu pazarın dinamiği bizi çok heyecanlandırıyor. Bu ortaklık anlaşması da Türkiye’deki iddiamızı ortaya koyuyor. “ dedi. 5 Yıl Sonra 100 Milyon TL Ciro Ideal Standard Türkiye Başkanı ve CEO’su Erdem Çenesiz, davetteki açılış konuşmasına teşekkür ederek ve gurur duyduklarını belirterek başladı. “Türkiye gibi genç ve gelecek vaad eden bir pazarda Ideal Standard gibi bir dünya markasının, güçlü bir yerel ortakla hareket etmek adına bizi seçmesinden dolayı ülkem ve sektörümüz adına son derece mutlu oldum” diyen Çenesiz; “Ideal Standard 200 yıllık geçmişe sahip, sektöre yön veren trendleri belirleyen, teknoloji üreten bir firma. Biz sadece ticari işbirliği yapmıyoruz. Bu markanın deneyimlerini, bilgi birikimini, profesyonel yönetim şeklini de öğreniyor ve ülkemize taşıyoruz. O nedenle sektörümüz adına bu ortaklığı daha fazla önemsiyorum. Ortaklık 5 yıl sonrası için 75 Milyon TL ciro hedefi ile kuruldu, ancak ben bu şirketin CEO’su olarak 100 Milyon TL ciroya 5. yılda ulaşmayı hedef edindim ve buna inanıyorum. Arkamızda Türkiye’de ECE, birçok Avrupa ülkesinde ise Ideal

Standard International’ın üretim gücü var. İnanıyorum ki; büyüyen ülkemizle birlikte bu ortaklık da beklentinin üzerinde başarılı olacak ve sizlerle tekrar bir ilki paylaşmak üzere yeniden bir araya geleceğiz. Ve bu kez Türkiye’de büyük çaplı bir üretim, Ar-Ge ve teknoloji üssüne ait yatırımın temellerini birlikte atacağız” diyerek sözlerini tamamladı. İmza seremonisi öncesinde son olarak söz alan Ideal Standard International Ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcısı Jordi Cazorla; Ideal Standard’ın tasarım ve teknoloji gücünden söz etti. Sürdürülebilirlik konusunda dünya çapında hayata geçirdikleri projelerden söz eden Cazorla, “Herkesin fonksiyonel, erişebilir aynı zamanda da güzel bir banyoyu hak ettiğine inanıyoruz. Bu denklemi mekan, ihtiyaçlar ve bütçe üzerinden en doğru şekilde çözmeye odaklandık. Belirlediğimiz idealler ve bunlara göre de karşıladığımız standartlar var. Gücümüz de adımıza verdiğimiz bu anlamdan geliyor. İnsanlar banyoda su ile uğraşırken biz onlar için devrim yarattık. Bataryalardaki seramik kartuşu ve sektörde Rimless olarak adlandırılan kanalsız klozetin mucidi Ideal Standard’dır. Bu devrimsel yenilikleri sektöre biz kazandırdık. Ideal’in dünyada 7 mükemmelik ofisi bulunuyor ve bu ofislerde 140 mühendis çalışıyor. Yeşil üretim ve çevreci çalışmalar konusunda dünya çapında takip ettiğimiz ciddi çalışmalarımız var. Bu çalışmalara Türkiye’de de hız vereceğiz.” dedi.


İSTANBUL BÖLGE BAYİ

inşaat mlz. san. tic. ve a.ş.

Selimpaşa, Yeni Sanayi Bölgesi 6060. Sk. No:5 SİLİVRİ - İSTANBUL Tel: 0212 656 70 77 (Pbx) Fax: 0212 656 28 39 yedekler@yedekler.com.tr www.yedekler.com.tr


Ege Bölgesi Sanayi Odasından Ege Seramik’e 6 Dalda Ödül Ege Bölgesi Sanayi Odası her yıl olduğu gibi bu yıl da başarılı olan firmaları ödüllendirdi. Seramik sektörünün lider markalarından Ege Seramik, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından düzenlenen geleneksel ödül töreninde 6 dalda ödül alarak başarısını kanıtladı.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Ege Seramik, 2013 yılı “Yarattığı Marka ile Üstün Satış Performans” ve “Büyük Firma Vergi Üçüncülük” ödülleri başta olmak üzere, 2013 yılı Toprak ve Seramik Mamülleri Sanayii’nde “Üretim Birincilik”, “Yatırım Birincilik”, “İhracat Birincilik”, “İstihdam Birincilik” ödüllerini aldı. Alınan ödüllerle ilgili görüşlerini aktaran Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller: “Ege Seramik olarak elde edilen başarı bizi gururlandırdı. Kazandığımız her ödül bizi motive etmekte ve yeni sorumluluklar yüklemektedir. Ülke ekonomisine katkımız ilerleyen yıllarda artarak devam edecektir.” dedi.

FORM, VRF Dalında Avrupa’da Yılın En İyi Distribütörü Seçildi Form VRF Sistemleri bu yıl Tayland’da ilk kez düzenlenen Mitsubishi Heavy Industries toplantısında VRF kategorisinde Avrupa’da “Yılın En İyi Distribütörü” (Excellent Sales of the Year) seçildi. 12-13 Aralık 2014 tarihlerinde Mitsubishi Heavy Insdustries Tayland fabrika distribütörler toplantısı düzenlendi. Tüm dünyadan 40 Mitsubishi Heavy Insdustries temsilcisinin katıldığı toplantıda Mitsubishi Heavy Industries VRF klima sistemlerinin Türkiye’deki tek yetkili distribütörü Form VRF Sistemleri, 2014 yılındaki yüksek satış rakamlarıyla “Yılın En İyi Distribütörü” ödülüne layık görüldü. Toplantının sonunda gerçekleştirilen törende, ödülü Form VRF Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Telatar aldı. Telatar, “Form VRF Sistemleri olarak ilk kez düzenlenen bu törende başarımızın ödüllendirilmesinden dolayı oldukça mutluyuz. Her alanda verimliliğe inanan bir firmayız. Bu sene önemli satış rakamları elde ederek, Mitsubishi Heavy Industries’e de büyük oranda verimlilik sağladık” dedi. Merkezi ve VRF klima toplamında ciro bazında Türkiye’nin ikinci büyük firması olduklarını ve şu anda 5,000 adetin üzerinde VRF dış ünite satışları olduğunu ifade eden Selahattin Telatar, “Form VRF Sistemleri olarak VRF klima sistemlerinde Türkiye’de %20 pazar payına sahibiz. Türkmenistan, Kıbrıs, Kuzey Irak, Azerbaycan, Kazakistan ve Gürcistan gibi bölge ülkelerin de VRF servis ve satış noktaları Form VRF Sistemleri’ne bağlı. 2014 yılının değerlendirildiği toplantıda Mitsubishi Heavy Industries yetkilileri gelecek planlarını da aktardı. Buna göre 2017 yılının sonuna kadar VRF KX sistemlerinde (VRF) %7, ticari seri PAC sistemlerinde %9 ve ev içi seri RAC sistemlerinde ise %4 oranlarında pazar paylarında artış beklendiği paylaşıldı.

26



Isıdem Yalıtım’dan 30 Milyonluk Dev Yatırım Atağı Isıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe hizmet vermek üzere 1998 yılında faaliyete geçerek yuvarlak, kare ve dikdörtgen formlu sac hava kanalları üretimine başlayan ISIDEM Yalıtım, havalandırma ve tesisat sektöründe yalıtım amaçlı kullanılan Elastomerik Kauçuk Köpüğü üretimine başlıyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

ISIDEM Genel Müdürü Murat Erenoğlu, yaklaşık 30 Milyon TL’ye mal olan ve 40 dönüm arazi üzerine inşa edilen 10 bin metrekarelik kapalı alana sahip üretim tesisinin yaklaşık 200 kişiye istihdam yaratacağını söyledi. Ayrıca Murat Erenoğlu “ABD, Avrupa, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Afrika Kıtası ve Rusya gibi bölgelere Flexible Hava Kanalı ürünümüz ile ihracat yapıyoruz. Yeni yatırımımız ile yine bu pazarlarda Kauçuk Köpüğü ürünümüz ile de aktif olarak rol almayı düşünüyoruz.” dedi. En son İtalyan teknolojisi ile üretim yapılacak olan tesisin, Eskişehir ilinin ilk LEED sertifikalı yeşil binası olması için de çalışmalar devam ediyor.

KYK Yapı Kimyasalları M.E.B. Onaylı Usta Eğitimlerine 2015 Yılında da Devam Ediyor KYK Yapı Kimyasalları yıllardır sürdürdüğü usta seminerlerinin yanı sıra, ulusal ve uluslararası alanda geçerli M.E.B. Onaylı Usta Yeterlilik Sertifikası alma imkanı tanıyan eğitim programı ile eğitim hamlesine devam ediyor. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Eskişehir Baksan Mesleki Eğitim Merkezi ile ortaklaşa düzenlenen eğitimlerde ustalara su yalıtımı, seramik uygulamaları ve ısı yalıtımı gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitim veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı onaylı eğitim programlarında 2015 yılı için de yüzlerce ustanın eğitimi programlanmıştır. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Baksan Mesleki Eğitim Merkezi ile ortaklaşa düzenlenen eğitimler sonucunda kursları başarı ile bitiren ustalara uluslararası geçerliliği olan “Seramik Uygulama” ve “Dış/İç Cephe Kaplama ve Yalıtım” Usta Yeterlik Belgeleri verilmektedir.

28

Su yalıtımı, seramik kaplama ve ısı yalıtımı alanlarında verilen kurslarda ustalara karşılaşılabilecek olası yapısal problemlerin çözümleri aktarılıyor. Projelendirme sahalarında hangi ürünün, nasıl kullanılması gerektiği gibi konular hem teorik hem de uygulamalı olarak KYK Yapı Kimyasallarının Eskişehir tesislerinde veriliyor. Eğitime katılacak ustaların ulaşımlarından konaklamasına her türlü eğitim

masrafı KYK Yapı Kimyasalları tarafından karşılanarak ustalar eğitim süresi boyunca misafir ediliyor. Teorik ve uygulamalı olarak verilen KYK Usta Yeterlilik Programı’na şu ana kadar Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa, Çanakkale, Samsun, Diyarbakır, Adana, Kütahya, Konya, Isparta, İçel, Ankara, Adıyaman, Burdur, Erzincan, Eskişehir, İstanbul, Kayseri, Malatya, Nevşehir, Tokat gibi iller başta olmak üzere 52 farklı ilden ve KKTC’den katılım sağlandı.


“ EROS ”ile

SP

i f y e Ak


Türkiye İMSAD, Sektörün İlk ‘İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi’ni Yayınlamaya Başladı

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), bir ilke imza atarak Türkiye’nin ilk İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksi’ni yayınlamaya başladı. İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi ile Türkiye’de inşaat malzemesi sanayi faaliyetleri, güven ve gelecek beklentileri bundan böyle sektörde ilk kez aylık olarak ölçülecek. Türkiye İMSAD tarafından her ay periyodik olarak yayınlanacak olan endeks çalışması ile artık inşaat malzemesi sanayindeki tüm gelişmeler ve eğilimler, sürekli ve düzenli bilgi akışı ile izlenecek. İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi Ocak 2015 verilerine göre, önümüzdeki 3 ayda işlerin durağan olacağı sinyalini veren inşaat malzemesi sanayicileri, bu beklentiye rağmen yatırımlarını ve üretimlerini artırmayı planlıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde sanayicilerin, ekonominin geleceğine ilişkin ‘temkinli ancak iyimser’ bir yaklaşım içinde oldukları görülüyor. Yetişener: “Amacımız sektörde gelecek projeksiyonlarına doğru yön verilmesini sağlamaktır.” İnşaat malzemeleri sanayinin 2014 yılında 52,3 Milyar Doları iç pazar ve 21,3 Milyar Doları ihracat ile birlikte 73,6 Milyar Dolar tutarında bir büyüklüğe ulaştığını belirten Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener, “İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi’ni hazırlamaktaki amacımız, Türkiye ekonomisinde ve imalat sanayinde önemli bir paya sahip olan inşaat malzemeleri alanındaki gelişmeleri ve beklentileri yakından izlemek, böylece sektörün içinde ve dışındaki tüm aktörler ile ekonomi yönetimine yol gösterici veriler sunmaktır. Sürekli ve düzenli bilgi akışıyla sektörün nabzını tutmak ve geleceğe yönelik projeksiyonlara, bu veriler ışığında doğru yön verilmesini sağlamaktır” dedi. Nasıl hazırlandı? İnşaat malzemesi sanayindeki eğilimler; üretim, ihracat, yatırımlar, tahsilat hızı, ekonomiye ilişkin beklentiler, yurtiçi satış fiyatları, yurtdışı siparişlerdeki gelişmeler ile inşaat sektörüne duyulan güven’e kadar, 24 alt göstergede izleniyor. Sektördeki gelişmeler; ana endeks olarak belirlenen İnşaat Malzemeleri 30

Sanayi Bileşik Endeksi’nin altında; Faaliyet, güven ve beklenti endeksi olmak üzere üç ayrı endekste inceleniyor. Türkiye İMSAD Danışmanı ve Ekonomik Stratejik Araştırmalar Şirketi Başkanı Dr. Can Gürlesel tarafından hazırlık çalışması 15 ayda tamamlanan ‘İnşaat Malzemesi Sanayi Endeksi’, inşaat malzemeleri sanayinde, alt sektörleri ağırlıkları itibariyle temsil eden 100 firmayla yapılan aylık anket metodu ile hazırlanıyor. Üretim ve ihracat kapasiteleriyle sektörü en iyi şekilde temsil eden örnekleme ile oluşturulan 100 firmayla, 15 ay süresince yürütülen anketler sonucunda, 2013 yılı Ağustos ayı başlangıç kabul edilerek, zincir endeksler hesaplandı. Bileşik Endeks’te yön aşağıya çevrildi Dr. Can Gürlesel’in verdiği bilgiye göre, Ağustos 2013 ayının 100 temel alındığı İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi, 2013 yılı Aralık ayını 102,3 puandan kapatırken, 2014 yılı Mayıs ayında 106,8 puana çıkarak yılın zirvesini yaptı. Daha sonra kademeli olarak gerileme eğilimine giren Bileşik Endeks 2014 yılını, bir önceki yılın sadece 1,3 puan üzerinde bir artışla ve 103,6 puandan kapattı. İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi’ndeki bu gerileme, inşaat sektörü ve ekonomideki yavaşlama ile de paralellik gösterdi. Beklenti ve güven iyileşirse, sanayi faaliyetleri hızlanacak İnşaat Malzemeleri Sanayi Faaliyet Endeksi ise 2014’te yıllık bazda yüzde 12,7 artış gösterdi. Faaliyet Endeksi’nde yaşanan bu artış, inşaat malzemesi sanayinde cari fiyatlarla yüzde 11-12 arasında gerçekleşen yıllık büyümeyi de yansıtıyor. Yılın ikinci yarısında yavaşlayan Faaliyet Endeksi’nde 2014 Aralık ayında sınırlı ölçüde gerileme olduğu görülüyor. İnşaat malzemeleri sanayinin yurtiçi satışları ve cirolarında daha hızlı artışlar yaşanırken, ihracatta durağanlaşma dikkati çekiyor. Tahsilat Hızı’nda dikkati çeken gerileme İnşaat Malzemeleri Sanayinde Faaliyet Endeksi içinde ölçülen Tahsilat Hızı’nın

Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener

ise 2014 Nisan-Mayıs ayından itibaren gerilediği görülüyor. İşlerde yavaşlama ve Merkez Bankası’nın sıkı para politikası vadeleri uzatırken, tahsilat hızını da azalttığı yönünde bir gelişme izleniyor. Güven Endeksi neden geriledi? İnşaat Malzemesi Sanayi Güven Endeksi verileri; ekonomiye, inşaat ve inşaat malzemesi sanayi ile iç ve dış pazarın genel gidişatına ilişkin güvenin de azaldığını gösteriyor. 2014 Mart ayında 102,3 puan olan Güven Endeksi’nin Aralık ayına gelindiğinde 99,3’e gerilediği dikkati çekiyor. Siyasi ve jeopolitik gelişmeler ile sektörle ilgili yaşanan tartışmalar gibi dış ortam etkilerinin, sektörde güveni etkilediği değerlendirmesi yapılıyor. Önümüzdeki 3 ayda işlerin durağan olacağı sinyali İnşaat Malzemesi Sanayi Beklenti Endeksi değerlendirildiğinde ise önümüzdeki üç aya ilişkin olarak Türkiye ekonomisi ile inşaat malzemeleri sanayine ilişkin olumlu beklentilerde gerileme dikkati çekiyor. Yine önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi sipariş beklentilerinin de mevsimsellikle birlikte azaldığı yönünde bir seyir gözleniyor. İhracat siparişleri beklentisi ise göreceli olarak daha iyimser seyrediyor. İnşaat Malzemesi Sanayi Beklenti Endeksi, önümüzdeki üç ay içinde inşaat malzemeleri sanayinde işlerin göreceli olarak durağan geçeceği sinyalini veriyor. Buna karşın firmaların yatırımlarını ve üretimlerini arttırma eğiliminde olduğu ve sektöre ve ekonomiye ilişkin temkinli iyimserliğini koruduğu yönünde bir yaklaşım dikkati çekiyor.



Kalekim, Tüm Türkiye’de Sürdürdüğü Eğitim Seferberliğiyle Nitelikli Usta Yetiştiriyor

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Kuruluşundan itibaren ustalara yönelik düzenlediği eğitim ve seminerlerle Türkiye’de nitelikli usta yetiştirmeyi başlatan öncü bir kuruluş olan Kalekim, 2015 yılı sonuna kadar 10 ilde düzenleyeceği ‘Geliştirme ve Uyum Kursları’ ile eğitim alacak 500 ustaya daha sertifika vermeyi hedefliyor. Kursların yanı sıra 51 ilde etaplar halinde 100 ayrı seminer düzenleyecek Kalekim, toplam 10 bin katılımcıya nitelikli usta bilincini aktaracak.

Bugüne kadar seminerlerle 200 bin kişiye ulaştık. Bugün üye sayısı 55 bin olan ‘Kalekim Usta Kulübü’ kapsamında Türkiye’nin çeşitli il ve ilçe merkezlerinde kurs ve seminerler vermeyi aralıksız sürdürdüklerini belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Bugüne kadar düzenlediğimiz seminerlerle 200 bin kişiye ulaştık. Bu seminerler kapsamında, ürün ve uygulamalar, yenilikler ve ‘Kalekim Usta Kulübü’ hizmetleri hakkında ustaları bilgilendiriyoruz. Ayrıca sunduğumuz hediyelerle de ustaların iş yapma imkanlarını geliştirmelerine artı değer katıyoruz. Bunların dışında ustalarımızı sigortalıyor ve ürün garantisi veriyoruz” dedi. Sektöre 10 bin nitelikli usta kazandırdık. Yeni yönetmelik gereği ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’ olmayan ustaların inşaatlarda istihdam edilemeyeceğinin altını çizen Altuğ Akbaş, “İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV) ile birlikte yürüttüğümüz eğitim faaliyetlerimizle; işsizliğe dolaylı çözüm ve eğitimli ara eleman yetiştirme konularında ülke ekonomisine de fayda

32

sağlıyoruz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz ‘Meslek Edindirme Kursları’ ile ‘Ustalık Belgesi’ne kavuşan 6 bin kişi meslek sahibi oldu. Aynı amaçla düzenlediğimiz ‘Geliştirme ve Uyum Kursları’ ile inşaat sektörüne yaklaşık 4 bin vasıflı usta kazandırdık” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’dan onaylı sertifika veriyoruz. Kalekim’in gerçekleştirdiği tüm eğitim çalışmalarının, sektöre kalifiye eleman kazandırmak açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Altuğ Akbaş, “Eğitim faaliyetlerimizi inşaat sektörünün ihtiyaçlarına göre genişleterek, ‘seramik yer ve duvar kaplamacılığı’nın yanı sıra ‘yapı yalıtımcılığı’, ‘sıvacılık’, ‘inşaat boyacılığı’ ve ‘sıhhi tesisatçılık’ alanlarında ‘Geliştirme ve Uyum Kursları’ düzenliyoruz. Böylelikle sektörde çalışan işgücünün teknolojik gelişmelere uyumunun sağlanması ve eğitimsiz ustadan kaynaklanan iş kazalarının en aza indirilmesini hedefliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile gerçekleştirilen bir haftalık kursumuza katılan ustaların tüm masraflarını karşılıyor, kurs sonunda başarılı olan ‘seramik’, ‘boya’, ‘mantolama’ ve ‘su yalıtım’ ustalarına MEB onaylı sertifika veriyoruz” şeklinde konuştu. ‘Garantili Usta Sistemi’ ile yeni bir dönem başlattık. “Kalekim’in sektördeki gücü, endüstriyel harçla Türkiye’yi ilk buluşturan firma olmasından geliyor” diyen Altuğ Akbaş, şunları söyledi: “Kalekim’in kuruluşundan itibaren ustalara verdiği eğitim ve seminerler, bizi güçlü kılan en önemli

değerlerimizdendir. Yeni hayata geçirdiğimiz ‘Garantili Usta Sistemi’ de bu anlayışımızı doğruluyor. Düzenlediğimiz kurslardan mezun olan ustalarımızın, Kalekim ürünlerini kullanarak yaptıkları çalışmalar; 2 yıl uygulama, 10 yıl ürün garantisi ile güvence altına alınıyor. ‘Garantili Usta Sistemi’, ‘Kalekim Usta Kulübü’ üyesi ustaların sektördeki rekabet gücünü artırıyor. Bu sistemle nitelikli ustalarımızın tercih edilirliğini artırarak, onlara yeni iş imkanları yaratıyoruz. Projeyi 65 ilimizde 2 bin 500 ustayla uygulamaya koyduk, öncelikli amacımız bu sistemi 81 ilimizde aktif hale getirmek. Bu sistemle 5 yılda 5 bin ustaya ulaşmayı hedefliyoruz.” 10 ilde ‘Geliştirme ve Uyum Kursu’. ‘Geliştirme ve Uyum Kursları’, Bolu, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Sivas, Şanlıurfa ve Van’da gerçekleştirilecek. 51 ilde ‘Usta Semineri’. Kalekim’in toplam 10 bin ustanın katılmasını hedeflediği eğitim seminerlerini düzenleyeceği iller ise şöyle; Adana, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bingöl, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Niğde, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Uşak, Van, Yalova.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Kaleseramik Çevre ve Enerjide Üç Büyük Ödül Aldı

Kale Yapı Ürünleri Grubu Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Selim Ergün, Kale Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ferdi Erdoğan ve Kale Çan Fabrikalar Direktörü Süleyman Soysal

Kale Grubu Şirketleri’nin lokomotifi olan Kaleseramik, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Çevre ve Enerji Ödülleri’nde üç ayrı kategoride ödül kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Kaleseramik, Isı Geri Kazanım Projesi ile “Enerji Verimliliği Uygulama Kategorisi”nde birincilik; düşük su tüketiminde devrim yaratan klozeti Kale Aquasmart ile “Çevre Dostu Uygulama Kategorisi”nde ikincilik; Nem Kontrollü Karo Projesi ile “İnovatif Çevre Dostu Ürün Kategorisi”nde ikincilik aldı. Kale Yapı Ürünleri Grubu Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Selim Ergün, inovasyon, çevre ve enerji konularına odaklanmış bir grup olduklarını belirterek, “Sektörümüzün lider kuruluşu olarak attığımız yenilikçi adımların üst üste ödül alması, motivasyonumuzu yükseltiyor” dedi. Isı geri kazanımıyla 8 bin 706 ağaçlık katkı Kaleseramik’in İSO’nun Çevre ve Enerji Ödülleri’nde “Büyük Ölçekli Kuruluş Enerji Verimliliği Uygulama” kategorisinde büyük ödül aldığı Isı Geri Kazanım Projesi, gerçek bir verimlilik örneği olarak gösteriliyor. Sektördeki öncü rolü ile, çevreye duyarlı ve maliyet düşürücü ça-

34

lışmalarını sürdüren Kaleseramik, 2013 yılında Isı Geri Kazanım Projeleri’ne 2.4 Milyon TL harcadı. Sadece püskürtmeli kurutuculara yapılan yatırım ile yılda 1.2 Milyon TL’lik enerji tasarrufu sağlayan Kaleseramik, bu sayede 8 bin 706 ağaçlık ve 2 bin 902 ton CO2’lik bir çevresel katkı yarattı. Kaleseramik geçen yıl da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışmasında “Enerji Verimli Endüstriyel Tesis (EVET)” kategorisinde birinci olarak Türkiye’nin enerjiyi en verimli kullanan endüstriyel tesisi seçilmişti. Kale Aquasmart ile % 55 su tasarrufu Kaleseramik’in AR-GE çalışmaları ile geliştirdiği Kale Aquasmart Klozet Projesi, yüzde 55 oranında su tasarrufu sağlıyor. Kale Aquasmart Klozet sayesinde, bir yılda kişi başı ortalama 4 bin 320 litre su tasarrufu elde edilebiliyor. Aquasmart teknolojisine sahip klozetlerle, 4 kişilik bir aile ayda 800-1000 litre su tasarrufu gerçekleştirebiliyor.

Kale’nin özel olarak geliştirdiği Kale Guard yüzey kaplaması uygulanan klozetler, standart klozetlere oranla daha pürüzsüz hale getirilip, deterjan kullanımını minimize ediyor ve etkin temizlik sağlıyor. Kale Aquasmart klozetlerin elde ettiği su tasarrufu ve asgari çevresel etkisi, bu ürünün Çevre Dostu Uygulama Kategorisi’nde ikincilik almasını sağladı. Sağlık inovasyonu: Nem Kontrollü Karo Kaleseramik’in “İnovatif Çevre Dostu Ürün” kategorisinde ikincilik ödülü aldığı nem kontrollü karolar, havadaki nem oranı %65’in üzerine çıktığında nemi içine alma, nem oranı %40’ın altına düştüğünde ise içine aldığı nemi ortama verme özelliğine sahip. Prof. Dr. Joseph Davidovits tarafından geliştirilen jeopolimer teknolojisi ile üretilen nem kontrollü karo, bu özelliğiyle kuru ya da nemli havanın yol açtığı hastalıkları ve evsel tahribatları önlemeye yardımcı oluyor. Duvar kaplamalarında yeni bir pazar yaratması beklenen nem kontrollü karoların, özellikle eğitim, sağlık ve turizm binalarında yaygınlaşması bekleniyor.



Seramiksan Bayileri Fas’ta Buluştu Seramiksan satış yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşen organizasyonda, Seramiksan bayileri Kuzey Afrika’nın doğal güzellikleri, kültürü ve farklı coğrafyası ile son dönemin en çok dikkat çeken ülkesi olan Fas’ta başarılı geçen 2014 yılının yorgulunluğunu attı.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Seyahat boyunca katılımcılar, Kuzey Afrika’nın popüler ve egzotik ülkelerinden biri olan Fas’ın en önemli şehirlerinden Kazablanka ve Marakeş’i doyasıya gezerken, ülkenin Atlas Okyanusu kıyısındaki turistik sahil kenti Essaouira’yı ziyaret ederek Atlas Dağları’nı da görme şansını yakaladı. Gezinin son günü Marakeş Atlas Medina Hotel de yapılan toplantıda Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M.Süreyya Çağlar, Seramiksan’ın markalaşma ve kurumsallaşma ile ilgili yapmış olduğu çalışmaları ve bunların sonuçlarını katılımcı bayilerle paylaştı. Ayrıca Seramiksan’ın İtalya’da satın aldığı Avrupa’nın en önemli üreticilerinden biri olan Rondine Group ve Rondine Ceramica ile ilgili bilgiler verdi.

mizin ve başarıda en büyük pay sahibi olan bayilerimizin yüksek performanslarını, Seramiksan olarak bir yurtdışı seyahat organizasyonu düzenleyerek ödüllendirmek istedik. Oldukça keyifli geçen bu seyahatin, başarılıyla geçen yorucu bir yılın ardından hepimize moral ve motivasyon sağladığına inanıyorum.” dedi.

Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya Çağlar; ‘’Yılın başında belirlediğimiz satış hedeflerine ulaşan şirketi-

Seramiksan Üç Boyutlu Tasarım Programı SeraCAD‘i Tanıtıyor Seramik sektörünün teknoloji ve tasarım konusunda istikrarlı markası Seramiksan, bayilerine verdiği üç boyutlu tasarım eğitimi desteğiyle, yaşam alanlarını güzelleştirmeye devam ediyor.Bu kapsamda ‘Bayi SeraCAD Eğitim Günleri’ Kasım ayının ilk haftası İstanbul’da başladı. Türkiye genelindeki tüm Seramiksan bayilerinde devam edecek eğitimler Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde başarıyla tamamlandı. İnternet bağlantısının olduğu her yerden kolayca ulaşılabilen program, kullanıcılara ücretsiz olarak sunuluyor. www. seracad.com adresinden kolayca indirilebilen SeraCAD, web sitesi üzerinden kullanıcılarına yardım dökümanları,

36

Seramiksan Vitrifiye fabrikası müdürü Selami Tek 2015 yılında vitrifiye ürün portföyüne giren yeni ürünlerin tanıtımını yaptı. Bunun yanısıra mevcut ürünlerin son kullanıcılara ve tesisatçılara sağladığı kolaylıklar ve avantajlar ile ilgili katımlıcıları bilgilendirdi. Seyahatte ayrıca Seramiksan’ın Marka Danışmanı Prof. Dr. Ali Atıf Bir tarafından bayilere yönelik ‘Dijital Dünyada Satış Yöntemleri’ konulu bir eğitim verildi.

eğitim filmleri ve örnek mekan çizimlerine ulaşabilme imkanı da sunuyor. Kullanıcılar ve özellikle mimarlık ve tasarım öğrencileri kısa bir süre içerisinde istedikleri ölçü ve şekillerde kendi özgün mekan tasarımlarını oluşturabiliyor. Son kullanıcıya yönelik hazırlanan tasarım yazılımı SeraCAD, kullanım kolaylığının yanı sıra ‘tasarım platformu’ olmasıyla da dikkat çekiyor. Seracad üyesi diğer kullanıcılar tarafından görülen ve yorumlanabilen tasarımlar, programa ‘tasarım platformu’ işlevi kazandırıyor. Hızlı, kaliteli ve doğru tasarımlar yapabilmek için tasarlanan SeraCAD, geniş güncel arşivi ve ürün fiyatlandırmasına olanak sağlayan yazılımı ile tasarımcılar ve öğrenciler için bir el kitabı olma özelliği taşıyor.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

iF Design Awards’dan Seranit Grup’a 5 Ödül Birden

38

Tasarımda dünyanın en saygın ve bağımsız ödül organizasyonlarından biri olan iF Design Awards’da (iF Tasarım Ödülleri) Seranit Grup tam 5 ödül kazandı. Seranit Porselen’in Arena, Duostone ve Seravista ürünleri ile Seranit Yapı Gereçleri’nin Oxipaint Ekolojik Boya ve Oxicoat Ekolojik Sıva adlı ürünleri tasarımlarının yanı sıra yenilikçi, doğa dostu ve insan hayatına fonksiyonel fayda sağlayan özellikleri ile iF Design Awards’un uluslararası uzmanlardan oluşan jürisi tarafından ödüle layık görüldü. Sektörde büyük bir başarıya imza atan Seranit Grup ödüllerini 27 Şubat 2015 tarihinde Almanya’nın Münih kentinde düzenlenecek bir törenle alacak. 61 yıllık saygın tasarım merkezi: iF 1953 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren iF dünyanın en büyük ve en ünlü tasarım merkezlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Tasarımın kamuoyundaki farkındalığını güçlendirmek amacıyla iF Design Awards organizasyonunu düzenli olarak gerçekleştiren kuruluş birçok farklı kategoride en başarılı ve yenilikçi tasarımlara sahip ürünleri ödüllendiriyor. iF ödülü kazanmak ürünün uluslararası pazarlardaki marka değerini ve itibarını yükseltiyor. Bu yılki yarışmaya porselen karo ve yapı gereçleri kategorilerinde Türkiye’den katılan diğer markalar dereceye giremezken, 5 ödül birden kazanan Seranit Grup, Türkiye yapı sektöründe büyük bir başarıya imza attı.

alanda kabul görüyor. Bu yarışma, küresel ekonomilerde tasarımla ilgilenen kitleler için bir fener olarak hizmet veriyor. Geçtiğimiz yıl önce Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Büyüme Şirketleri” (Global Growth Companies) arasına seçildik, ardından TSE Çift Yıldız Belgesi’ni aldık. iF Design Award ile ise ödülün de ötesine geçerek ürünlerimiz için bir kalite mührü daha kazanmış olduk. iF DESIGN AWARD kazananları sadece uluslararası düzeyde büyük ilgi görmekle kalmıyorlar; bu somut faydaları tasarımda kendi mükemmelliklerini geliştirmek amacıyla da kullanabiliyorlar. Seranit Grup olarak bu başarıdan aldığımız şevk ve moralle daha fazla çalışacağız, kalite ve mükemmellikte çıtayı daha da yükseğe çekeceğiz.” “Ürünlerimiz için çok önemli bir kalite mührü kazandık gururluyuz” Ödüllerle ilgili bir değerlendirme yapan Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba şunları söyledi: “Seranit Grup olarak yoğun bir hazırlık süreci geçirdik. Ürünlerimizi hak ettiklerini düşündüğümüz ödül kategorileri için hazırlayarak Eylül ayında Almanya’ya gönderdik. Birçok farklı test ve ön eleme süreçlerinden geçerek jürinin değerlendirmesine sunduk. Geçtiğimiz hafta yapılan jüri değerlendirmeleri sonucunda 5 ürünümüz ödüle değer bulundu. 5 ödül birden almak şirketimizin dünyadaki temsili adına çok önemli bir gurur kaynağıdır. Ödül kazananlara verilen iF logosu, olağanüstü tasarımın sembolü olarak uluslararası



Bülent Arınç’ tan Umpaş Holding’e Sürpriz Ziyaret

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, ortağı olduğu Umpaş Holding’e sürpriz ziyarette bulundu. Holding’in amiral gemisi Seranova Seramik’te gerçekleşen ziyarette Holding’in son zamanlarda büyük ivme kazanan başarıları hakkında Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hilmi Alper, Başkan Yardımcısı Mehmet Atasorkun ve Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Kuzubaşı tarafından kısa bir brifing verildi.

40

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Umpaş Holding’in son zamanlardaki bu olumlu ve başarılı çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu başarılarının istikrar doğrultusunda devam etmesi gerektiğini söyledi. Üzerine düşen görev olduğunda memnuniyetle yapacağını da sözlerine ekledi. Brifing sonrası Seranova Seramik’in yeni yapılan showroom’unu gezen Arınç, yeni digital ürünlere ve Uşak halısına hayran kaldı. Umpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hilmi Alper ziyaret anısı olarak, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a eşme kilimi ve seramik üzerine basılan fotoğrafı hediye etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Hasan Hilmi Alper, kendilerine böyle bir desteğin Bülent Arınç tarafından verilmesinin önemine değindi ve bundan sonra görüşmelerin daha sık zamanlarda olacağını belirtti. Kendisine ziyaretinden dolayı teşekkür etti.


2015 Fabrika Merkez Factory Center Akpınar San. I. Merkez Mah. belde Sk No: 23 Hadımköy / Arnavutköy / İSTANBUL/ TÜRKİYE Tel: +90 212 444 12 04 Fax: +90 212 780 11 35

Barbaros Mah. Dereboyu Cad. Fesleğen sk. Uphill towers residence A Blok Daire:154 Ataşehir / İSTANBUL/ TÜRKİYE Tel : +90 216 688 60 40 İç Anadolu Bölge Müdürlüğü Center Anatolia Region Management varlık mah. Yardım Sk. 10/2 Yenimahalle / ANKARA / TÜRKİYE Tel : +90 312 341 88 87 Fax : +90 312 309 81 88 Güneydoğu Bölge Müdürlüğü Southeats Anatolia Region Management Veyselkarani Mah. Tandoğan Cad. 340. Sk. No:4 Merkez / ŞANLIURFA / TÜRKİYE Tel : +90 414 315 85 32 Fax : +90 414 315 85 32


Türkiye Seramik Federasyonu, Seramik Sektörü Yeni Yıl Balosu Gerçekleşti

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Türkiye Seramik Federasyonu’nun her yıl düzenlemekte olduğu “Seramik Sektörü Yeni Yıl Balosu” bu yıl da sektör bireylerini bir araya getirmek için 16 Ocak 2015 Cuma akşamı Moda Deniz Kulübü’nde gerçekleştirildi. Sektördeki değerli sanayicilerin ve üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleşen ve Türk Seramik Sektörü’nü bir araya getirdi. Kokteyl ve akşam yemeğinde Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yamaner’in yaptığı açılış konuşmasının ardından her yıl geleneksel hale gelen Seramik Onur Ödül Töreni’ne geçildi. Sektörün duayenleri arasında yer alan Prof. Dr. Ateş Arcasoy, Hanifi Mutlu, Abdurrahman Özkaya, Kemal Yıldırım, Mehmet Baler ve Zeynep Bodur Okyay’a seramik onur ödülleri takdim edildi.

Mehmet Baler ve Erdal Karamercan

Seramik Onur Ödül töreninden sonra gece, sevilen sanatçı Candan Erçetin’in sahne almasıyla devam etti. Güzel bir akşam yemeği, keyifli dost sohbetleri ve eşsiz bir müzik ziyafetinin yaşandığı etkinlikte misafirler hafızalardan silinmeyecek bir gece yaşadı.

Ahmet Yamaner ve Abdurrahman Özkaya

Zeynep Bodur Okyay ve Ahmet Yamaner

42

Ahmet Yamaner ve Prof. Dr. Ateş Arcasoy

Ahmet Yamaner ve Hanifi Mutlu


Çocuk yaşlarda başladığı iş hayatını hem çalışıp hem okuyarak devam ettiren Kemal Yıldırım, aile şirketi olan Akış Yapı Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi’dir. Türkiye’deki inşaat ve tesisat malzemelerinin toptan satışını yapan aynı zamanda perakende mağazalarıyla da hizmet veren Akış Yapı Grup, proje ve müteahhitlik kanadında da faaliyet göstermektedir.

Zeynep Bodur Okyay ve Kemal Yıldırım

Nurhan Tanyeli, Yeliz Kılıçaslan, Ertan Sapankaya, Kemal Yıldırım, Mehmet Arslan, Baki Kartalkaya, Y. Ali Tung, Hasan Duman, Cemal Kır, Serdar Dönmez ve Naz Bölükbaşı

Haberler

Kemal Yıldırım Yaklaşık 15 yıldır sektörel sivil toplum örgütlerinde görev yapmakta olan Kemal Yıldırım, 4 yıl TİMDER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi yapmıştır. Örgütlenmenin ve eğitimin önemini her fırsatta dile getiren Yıldırım, 2007 yılında kurulan TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu)’in ve 11 yıldır sektörün eğitim odağı olmayı başaran TİMDER Akademi’nin oluşumunda önemli katkılar sağlamıştır. Bulunduğu sivil toplum örgütlerinde her zaman aktif kişiliğiyle dikkat çeken Yıldırım, halen TİMFED, TİMDER, Türkiye Seramik Federasyonu’nda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve aynı zamanda TOBB Türkiye Seramik ve Refrakter Sanayi Meclisi Üye’liği görevlerini sürdürmektedir.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Seramik Onur Özel Ödülü Aldı. TİMDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım 16 Ocak 2015 günü Moda Deniz Kulübü’nde gerçekleştirilen “Seramik Sektörü Yeni Yıl Balosu”nda Seramik Özel Onur Ödülü aldı. Gecede Kemal Yıldırım’a Seramik Onur Ödülü, Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay tarafından takdim edildi.

43


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

VitrA’ya “Design Turkey”den İyi Tasarım Ödülü VitrA’nın; ahşap görünümlü porselen karo serisi Pera, “Design Turkey 2014” kapsamında, “iyi tasarım” ödülüne layık görüldü. VitrA tasarım ekibinden Selma ve Erden Gülkan’ın imzasını taşıyan Pera; evin bütünü ve dış mekânlar olmak üzere hem zeminde hem de duvarda kullanılabiliyor. Ahşap yüzeylerin zenginliğini mekanlara yansıtan Pera serisi bugüne kadar Reddot Product Design Award 2014 ve Iconic Awards 2014 kapsamında ödüle layık görüldü. VitrA’nın İstanbul’dan ilham alan Pera serisi, siyah ve beyazın zıtlığını sofistike bir uyumla sunarak, adını aldığı semt gibi, geçmişi günümüzle harmanlıyor. Rölyef deseninin de aralarında yer aldığı 3 farklı desenle tasarlanan seri, ahşabın yalınlığını ve doğallığını mekanlara taşıyor. Reddot Product Design Award 2014 ve Iconic Awards 2014 kapsamında ödüle layık görülen Pera, 20x120 cm boyutunda yer ve duvar karolarından oluşuyor.

Ytong 51. Yaşını Kutladı Markası “Kalite ve Enerji Tasarrufu”yla özdeşleşen, sarı ambalajıyla inşaat sektörünün simgesi olan jenerik marka Ytong’un 51. yaşı, tüm fabrikalarında çalışanlara yönelik düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Ytong’un 51. yıl kutlamaları; sırasıyla Tekirdağ, Antalya ve Bilecik Fabrikalarında düzenlenen kutlamaların ardından, 15 Aralık 2014’de Pendik fabrikasında gerçekleştirilen kutlama ile son buldu. Kutlamalarda Ytong ortakları, yöneticileri ve çalışanları bir araya geldi, uzun yıllar Ytong’a hizmet veren çalışanlara kıdem ödülleri verildi.

Törende konuşan Genel Müdür Gökhan Erel, Ytong’un kurum kültürünün zenginliğinden ve çalışanların şirkete bağlılık ve katkısından övgüyle söz ederek, Türk Ytong’u sektöründe ve dünya gazbeton liginde en yükseklere taşıyan başarının asıl sırrının bu olduğunu belirtti. Törende 35. yıl kıdem plaketi alan Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar da konuşmasında “Yeni hedeflerimize adım adım ilerlediğimizi görüyor ve

44

bundan da büyük mutluluk duyuyorum. 51. yılımızda, tüm fabrikalarımızda tam kapasite çalışarak bütün yılların üstünde bir üretim ve satış seviyesine ulaştık. Geçen yılın Kasım ayında temelini attığımız Çatalca fabrikası yatırımımız da hızla devam ediyor. Haziran ayı içinde “Dünyanın ilk Yeşil Ytong Fabrikası” olacak Çatalca fabrikamızda üretime başlayacağız ve hem Türkiye’de hem de dünyada en büyük ve en başarılı Ytong kuruluşu olacağız” dedi.


Yükse k sta n d a rtla rd a n v a zg e ç m e yi n !

AĞIR YÜK KAFALI KELEPÇE

SOMUNLU KELEPÇE

TRİFONLU KELEPÇE

SPRINKLER KELEPÇE

POLİÜRETAN İZOLASYON TAKOZU

KAYAR MESNET

C-L-U PERFORE KANAL

ASKI MENGENESİ

G KLİPS

Tüm ürünlerimiz için web sitemizi ziyaret ediniz.

www.normfixing.com


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Haberler

Wavin Academy, MEB Sertifikalı İlk Mezunlarını Verdi

Sektördeki önemli sorunlardan biri olan kalifiye eleman açığını gidermek ve eğitimli ustalar yetiştirmek için bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirilen Wavin Academy’de eğitim alan 14 kursiyer sertifikalarını aldı. “Gelişme ve Uyum Kursu” adı altında toplam 40 saatlik ısıtma ve sıhhi tesisat ile ilgili teorik ve pratik uygulamalı eğitimler alan kursiyerler Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı sertifika alma hakkını kazandı. Wavin Academy’nin ilk mezunları için düzenlenen törene Wavin yöneticilerinin yanı sıra Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, şube müdürleri Mahmut Doğan ve Neslihan Küçük Doğan, İsmet İnönü Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin yöneticileri, öğretmenleri ve kursiyerler katıldı. Tören öncesinde Wavin Türkiye Ülke Satış Müdürü Fatih Asal, Seyhan Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın ve beraberindekilere, Wavin Academy ile ilgili bilgi verip eğitim verilen alanları tanıttı. Wavin ürünleri hakkında da bilgi veren Asal, Wavin’in sektöre getirdiği yenilikleri anlattı. Kullanılan malzemenin kalitesi kadar montajı da önemli Törende konuşan Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, “Ürettiğiniz

46

malzeme ne kadar kaliteli olursa olsun, eğer onun montajı iyi değilse sizin malzemenizin kalitesi görünmez. Wavin firmamızın, eğitime verdiği önem, taktir edilecek bir durum. Toplam kaliteyi yakalayabilmek için insan kaynaklarına bu derece önem verilmesi hakikaten çok güzel. Diğer firmalarımızın da ustalarımızın eğitimine katkı sunmasını ümit ediyoruz. İnsanları eğitimle verimli hale getirebiliriz. Eğitim verdiğimiz o insanlar, kendilerinden sonra gelecek ustaları yetiştirecekler. Belge alan kursiyerlerimizi de tebrik ediyorum. Bu tip iş birlikteliklerinin sonunda kazanan ülkemiz oluyor.” dedi. “Biz Türkiye’den Avrupa’ya bir marka ihraç etmiş olduk” “Wavin Academy’nin temelini atarken bugünlere gelmek hayalimizdi” diyen Wavin Türkiye Ülke Satış Müdürü Fatih Asal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdiye kadar 2 bin 700 kişiye eğitim vermişiz. Bu kurslara şehir içinden ve dışından çok fazla talep var. Ayrıca burada kurduğumuz akademi binası örnek oldu. 26 Wavin ülkesi, bu binayı örnek alarak benzer binaları kendi ülkelerine yapıyor. Biz bu durumu şu şekilde tanımlıyoruz: Biz Türkiye’den Avrupa’ya bir marka ihraç etmiş olduk. Bu durum da ekibin başarısını gösteriyor.” dedi.

İşin kalitesi, işi yapanın ve yaptıranın mutluluğu, insan kaynakları eğitimiyle direk ilgili İnsan Kaynakları Direktörü Mehmet Çopuroğlu konuşmasında şunları kaydetti: “Bugün insan kaynakları departmanı adına çok önemli bir gün. Bir işin kalitesi, işi yapanın ve yaptıranın mutluluğu, insan kaynakları eğitimiyle direk ilgili. Böyle bir eğitimi ilk defa yapmak Wavin Pilsa ailesi adına, bize gurur veriyor. Bunu bakanlık temsilcilerimizle ve sektördeki ustalarımızla beraber gerçekleştirmek ayrı bir gurur kaynağı. Türkiye’deki çok farklı sektörlerde ve uluslararası firmalarda çalışmış biri olarak bir karşılaştırma yaptığımda dünyadaki rakiplerimizle aramızdaki en önemli farklardan birinin teknik eğitim açığı olduğunu görüyorum. İçinde bulunduğumuz durumu düşünürsek iş güvenliği, eğitim, kalite alanında sektör için çok faydalı bir adım attığımızı düşünüyoruz. Umarım bu faydalı adım, rakiplerimiz, dostlarımız için de ilham kaynağı olur. Bu yatırım, işimizin kalitesi açısından hepinize gerekli.” Akademide verilen eğitimin kendileri için çok faydalı olduğunu belirten kursiyerler, eğitimler için Wavin Pilsa ailesine teşekkür ederken diğer ustalara da kurslara katılmalarını tavsiye etti.


Real Slim

Real Slim


Erkan Güral

NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Söyleşi

“Yapılmayanları yapmak, herkesin üretmediğini üretmek bizim temel felsefemizdir.”

48

Tahsil hayatımı tamamlamam ve askerlik görevimi yerine getirmemin ardından, 1994 yılında NG Kütahya Seramik’te aktif olarak görev almaya başladım. O yıllardaki seramik sektörüyle bugünleri kıyasladığımızda; 10x10 cm’lerin 20x20 cm’lerin hüküm sürdüğü piyasada ürün bulunamadığından tüketicinin parasıyla seramik alamadığı dönemlerdi. Çünkü arz talep dengesi bugünkü gibi değildi. Ne üretseniz satabildiğiniz bir dönemdi. Şimdilere baktığımızda ise arz talep dengesi tamamıyla tersine döndü. Metrelerle ölçülen seramiklerin konuşulduğu, beğeni ve tasarıma odaklanmış, çok daha bilinçli bir tüketici grubu sektörde farklılık gösteriyor. Bununla birlikte mimarlar artık tüketici için son derece

önemli. Herkes projesini daha farklı ve özel kılmak adına profesyonellerden destek alıyor. “Kapasite artırımından ziyade teknolojik yatırımlar artık çok daha ön plana çıkmış vaziyette çünkü teknoloji geliştikçe rekabetin boyutu bu yönde artıyor ve firmalar doğal olarak kendilerini yenileme zaruretinde hissediyorlar.” Sektörün içinde bulunduğum 21 sene içinde oldukça hatıra biriktirdim ve değişim süreçlerine tanıklık ettim. Acısıyla tatlısıyla sektörün çok güzel günleri oldu. Piyasaların kriz diye adlandırdığı inişli çıkışlı zor dönemler oldu ama hepsi geldi geçti. Bugün itibariyle artık 7-8

yılda bir kriz gelir senaryolarının geride kaldığı bir dönem içerisindeyiz. Biz kriz kelimesini lugatımızdan çıkarttık. Olağanüstü dönemler her zaman vardır, her zaman hazırlıklı olmalıyız ama hep iyimser bir yaklaşımla tedbiri de elden bırakmadan iş dünyasına umutla bakmalıyız. Artık daha istikrarlı, önünü görebilen bir iş dünyası var. Bu anlamda yatırımlarımızı çok daha gönül rahatlığıyla ve korkmadan yapabiliyoruz. Kapasite artırımından ziyade teknolojik yatırımlar artık çok daha ön plana çıkıyor. Çünkü teknoloji geliştikçe, rekabetin boyutu bu yönde artıyor ve firmalar doğal olarak kendilerini yenileme zaruretinde hissediyorlar. Herkes bu değişime ayak uyduramıyor. Bu değişime ayak uydu-


"Kriz kelimesini lugatımızdan çıkarttık. İyimser bir yaklaşımla tedbiri de elden bırakmadan iş dünyasına umutla bakmalıyız."

ediyoruz. Biz %75-80 iç piyasa ağırlıklı çalışmayı tercih ettiğimiz için ihracat pazarlarımıza düşen pay da bu orana göre daha düşüktür. Bundan dolayı mutluyuz çünkü üretim yaptığınız bölgede güçlü olabilmeniz lazım, bu ihracat için de aynı şekilde geçerlidir. Bir pazar belirleyip o pazara hakim olunmalıdır. Örneğin Almanya ise belirlediğiniz ülke, Almanya’da markalaşma yolunda yapılanmanın temelini atmak gerekiyor. Biz bunu Türkiye olarak belirledik, Türkiye’de bu çalışmalarımızı yaptık. Bu bağlamda 191 tane mağaza açtık. Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde bir NG Kütahya Seramik tabelası mutlaka bulursunuz. Bu organizasyonun planlanması da uygulamaya alınması da, uygulamaya geçilmiş işletmelerin, mağazaların tarzının belirlenmesi de gerçekten kolay olmadı. Gelmiş olduğumuz bu noktada artık alt yapısını ve yapılanmasını tamamlamış, marka imajı yüksek, tamamen müşteri odaklı hizmet veren bir şirket olduk. Bu bizi meslektaşlarımızdan biraz daha özel kılıyor ve farklılaştırıyor.

“Düşündüm, yaptım, uyguladım. Hadi bakalım, siz satın.” Bu iş artık böyle olmuyor. İş ortaklarımız bizim için son derece önemlidir, bu nedenle onlara destek veren yatırımlar yapıyoruz. Sektörde bayi diye adlandırılan meslek grubu bizim iş ortağımızdır. Bizim tüm süreçleri kendileriyle belirliyor olmamız, bu çalışmaları kendileriyle beraber yapıyor olmamız ve bizim için özel olmalarından dolayı bu özel insanlara bayi diyemeyiz. Madem beraber çalışıyoruz, paylaşıyoruz, geliştiriyoruz demek ki bir ortaklık yapıyoruz. Birlikte yaptığımız iş olduğuna göre, doğal olarak onlar da bizim iş ortaklarımız oluyor. Bize çok ciddi anlamda yön verirler, fikirleri bizim için çok önemlidir. Bu nedenle fikirlerimizi de onlarla her zaman paylaşarak doğruyu beraber bulmayı ilke edindik. Çünkü insanın tek başına düşündüğü ve yaptığı her zaman doğru olmayabilir. Fikirlerimizi iş ortaklarımızla paylaşmamız bizim için son derece önemli, çünkü pazarın içerisinde direkt iletişimde olduklarından, sektördeki bilgi ve becerileriyle kazandıkları tecrübeler çok değerli.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

“Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde bir NG Kütahya Seramik tabelası mutlaka bulursunuz.” NG Kütahya Seramik, ilk üretimine 1989 yılında başladı. O dönemde 20x20 cm’den 30x30’a geçilirken büyük ebat diye adlandırılırdı. 30x30 cm yerini 33x33 cm’e bıraktı. 40x40 cm, 45x45 cm, 50x50 cm, 60x60 cm’ler derken şuan 60x60 cm küçük ebat kategorisinde bir ürün oldu. Bugün 80x80 cm, 120x120 cm, 120x240 cm’ler teknolojinin gelişimine paralel olarak yeni ebatlar arasında yerini aldı. NG Kütahya Seramik de tabii ki kendisini yeniledi, büyüttü, kapasitelerini arttırdı. 1989’da ilk işe başladığımız yıllarda kapasitemiz 1 milyon m2 iken şimdi 30 milyon m2 üretim kapasitesine sahibiz. Bununla birlikte hem yurt içinde hem yurt dışında büyüyen bir pazarımız var. Biz piyasaların ve pazarın durumuna göre çok hızlı değişkenlik gösterebilen bir yapıya sahibiz. Yurt içi pazarın daha iyi olduğu dönemlerde, yurt içi pazara çok yatırım yaptık ve yapmaya da devam

Söyleşi

ran firmalar kendilerini dünya pazarlarına taşıyacak olan nitelikli, katma değeri yüksek, tamamıyla tarza ve beğeniye hitap eden ürünler üretiyor. Üretmeyenler de kendi kategorilerinde tamamıyla fiyat endeksli rekabet içerisinde bir piyasa buluyor. Bu da son derece doğal bir olgu, piyasanın her kesimine herkesin hitap etmesi mümkün değil. Bu sonuçta bir tercih meselesi. Biz tercihimizi; farklı, tarz sahibi, dikkat çekici tasarımlara sahip, katma değeri yüksek ürünlerle, herkesin yapmadığı veya yapamadığını başarmayı tercih ediyor ve bundan büyük keyif alıyoruz.

NG Kütahya Seramik’in tüm kaynakların en verimli şekilde kullanıldığı, doğaya atık madde bırakmama özelliğine sahip yeni üretim tesisleri

49


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Söyleşi

Senede bir kez mutlaka iş ortaklarımızla, eşleri ve çocuklarıyla birlikte toplanırız. Yeni üretimler, yeni uygulamalar, yeni yatırım hedefleri hakkında pazarın ihtiyaçları gibi pek çok konuyu önce onlarla konuşur, istişarelerimizi yapar, ondan sonra kararımızı veririz. Aksi takdirde şu duruma ihtimal vermiş oluruz: “Düşündüm, yaptım, uyguladım. Hadi bakalım, siz satın.” Bu iş artık böyle olmuyor. Rekabetin getirdiği bir takım pazar şartları sizin ürettiğiniz ürünü ihtiyaç olarak görmeyebiliyor. İş ortaklarımızla yapmış olduğumuz fikir istişarelerinden dolayı ciddi ve büyük yatırımlarımızda böyle bir teyit alarak kendimizi de garantiliyoruz. Bugüne kadar yanılmadık, ümit ediyorum ki bundan sonra da bu istişarelerimizde beraber aldığımız kararlar gerek şirketimiz gerekse ülkemiz için doğru kararlar olur ve biz de bunları uygularız.

50

Seramik karolar santimetreden çıktı, metrelere ulaştı. Metreyle ifade edilen seramiklerin, granitlerin daha büyük alanlarda teşhir edilebilmesi gerekiyor. Çünkü çeşit artıyor, ebatlar büyüyor, teşhir alanlarına daha fazla ihtiyaç duyulmasından dolayı büyük mağazaları tercih ediyoruz. Bir atasözü vardır: “Aslan yattığı yerden belli olur.” Kendi firmamızı ve kurumsalımızı iyi ifade edebilmemiz anlamında bu büyük mekanları en iyi şekilde dekore etmek zorundayız. Bu uygulamayı özellikle Anadolu’da çok daha rahat yapıyoruz. İstanbul’da çok büyük mekanlar bulmak özellikle yüksek kiralardan dolayı mümkün olmasa da elimizden geldiğince bu uygulamayı yapmaya çalışıyoruz. Başlamış olduğumuz bu büyük mağaza yapılanmasına bundan sonraki dönemde de devam edeceğiz. Her yaptığımız iyi iş, bir sonraki işi ihtiyaç olarak karşımıza çıkarıyor. 5000-6000 m2’lik mağazalarımız var. Mağaza metrekaresi daha küçük olan iş ortaklarımız, büyük mağazaların başarısını gördükçe onlar da mağazalarını büyütmek için girişimler de bulunuyorlar.

Güral ailesinin sanayiciiğe ilk adımı attıkları tezgah

"Böyle giderse birkaç sene içerisinde 8-10 bin m2’lik mağazaları konuşuyor olacağız." Bakalım önümüzdeki yıllarda kaç m2’lere çıkacağız? Böyle giderse birkaç sene içerisinde 8-10 bin m2’lik mağazaları konuşuyor olacağız. 10 sene önce Türkiye’de bu metrajları konuşmak çok mümkün değil, hatta hayal edilemeyen bir durumdaydı. Bugün artık bunlar yapılması, uygulanması gereken ihtiyaçlar haline geldi. Tüketici mağazaya geldiğinde her şeyi görmek ve seçerek alım yapmak istiyor. Tüketici anlayışı, beklentileri çok farklılaştı. Beğeni ürünü üretiyorsanız bu hizmeti müşterilerinize vermek zorundasınız. Porselen sofra ürünleri ailemizin bir diğer uğraş alanıdır. Bu ürün grubu özellikle kadın tüketicilere hitap ettiği için bazı satış noktalarımızda NG Kütahya Seramik ürün konsepti ile Kütahya Porselen koleksiyonlarını buluşturan mağazalar oluşturduk. Özellikle kadın yaya trafiğinin yoğun olduğu yerlerde bu modeli yapmak mümkün. Birkaç farklı yerde, birkaç farklı model uyguladık. Sonuçları

başarılı oldu. Dolayısıyla bizim üretim anlamındaki çeşidimiz hem seramikte hem porselende kadın tüketiciyle örtüştüğü için çok başarılı modeller oldu. Bunu tabi ki her zaman her yerde uygulamak mümkün değil. Bu bir strateji değil, şartların uygunluğuna göre bir tercih. Bunu tercih eden iş ortaklarımız var. Örnek olarak baktığımızda mağazanın giriş katı seramik, üst katı porselen yada tam tersi yerleşim ile farklı modeller uygulanıyor. Yer uygunsa, yaya trafiği iyiyse bu uygulamaları yapıyoruz. Bu bizim için önemli bir avantaj yaratıyor. Porselen almaya gelen seramiğimizi görüyor, seramik hakkında bir fikir sahibi oluyor. Hatta ürünlerimizin çekiciliğiyle hiç aklında yokken bile banyosunu yenilemeye karar verebiliyor. Seramik bakmaya gelenler de porselen ürünlerimizden alabiliyor. Bu avantajımızın hem günlük perakendeye hem de iş ortağımızın cirosuna önemli ölçüde katkısı oluyor. Farklı şeyleri üretme kültürümüz, bize dedemizden kalan bir miras. Bu kültür, dedemizden babam Nafi Güral’a, ondan da bizlere, bizlerden de takım arkadaşlarımıza geçmiş durumda. Herkesin yaptığını yaparsanız o rekabetin içinde boğulur gidersiniz. Dolayısıyla bizde “ne yapıyorsanız yapın her zaman farklı bir şeyler ortaya çıkarın düşüncesi” hakim-


"Bizde ne yapıyorsanız yapın her zaman farklı bir şeyler ortaya çıkartın düşüncesi hakimdir."

Dünyada Türk seramiği iyi yerlere doğru gidiyor ama bu kadar süre içerisinde gelmesi gereken yer burası değil. Çok daha iyi bir yerde olması gerekirdi. Tür-

Eylül 2014’de İtalya’da CERSAIE Fuarı’ndaydık. Yeni ürünlerimizi ilk kez orada görücüye çıkarttık. Keşke orada olsaydınız da o insanların hayretini, şaşkınlığını, ürünü gördüğü andaki yüz ifadelerini görebilseydiniz. Ürün sergilendikçe, insanlar dokunma ihtiyacı hisseder. Bu üründe ise insanlar dokunmak yerine, önce karşısına geçip seyretmek istediler. Metraj büyük olduğu için uzaktan bakarak o hacmi göz kadrajlarına sığdırmak istediler. Sonra şaşkınlıklarını gizleyemeden yaklaşıp, ürünlere dokunmak istediler. “Bu ürün mermer mi?”, “Granit mi?” sorularını sordular. Şu stantta böyle bir inovasyon var dediler. İşte önemli olan insanlara bu farkı gösterebilmek ve bunun gururunu yaşamak ve yaşatabilmek. Üretmek bir noktadan sonra belki de işin en kolay kısmı. Önemli olan bu yenilikçi ürünleri tanıtmak, sunmak, pazarlayabilmek esas iş burada yatıyor. Bu kısa süreli değil, uzun süreli bir yatırım. Bu uzun süreli yatırımın başlangıcını bu yeni tesisimizle beraber yaptık.

İç pazardan da ürünle ilgili fevkalade olumlu tepkiler aldık. CERSAIE’deki o şaşkınlık ifadeleri Türkiye’de de oldu. Özellikle bu kadar büyük seramikleri kim, nasıl, nereye döşer gibi sorular geldi. Bunların tümüne cevaplarımızı verdik ve o algıyı oluşturmaya başladık. Bu anlamda bu ürünlerin gösterilmesi son derece önemliydi. Teşhir çalışmalarını tamamlamamızla beraber gerek iş ortaklarımız gerekse mağazalarına gelen nihai tüketiciler bu ürünü normal bir ürün olarak görmeye başladılar. Dolayısıyla en kritik ve önemli nokta yeniliklerin doğru bir şekilde sunulabilmesidir. Bu ürün için doğru bir tanıtımla devam ederek ürünün en iyi şekilde tanınmasını ve kullanılmasını sağlayacağımızı düşünüyorum.

Söyleşi

Türkiye’ye ilk kez getirilen birçok uluslararası ödül aldık. Türkiye’de katılmış olduğumuz veya ürünlerimizi göndermiş olduğumuz tasarım yarışmalarında almış olduğumuz bu ödüller tasarımcı arkadaşlarımızın olaya farklı bir pencereden bakmasıyla sağladıkları o özel ve farklı ürünlerin yansımasıdır. Bunların hepsi birer el emeği, göz nurudur. Dolayısıyla gerek ebat, gerekse teknolojiye dayalı yenilikçi ürünlerimiz, “hep farklı işler yapalım, farklı beğenilere hitap edelim” felsefesiyle doğdu. Son yapmış olduğumuz yatırım da aslında bunun bir eseridir. Bu yatırım da öyle milyonlarca metrekare ürün üretelim diye yapılmadı. Granit seramik, her geçen gün büyüyen bir pazar, bu nedenle orada da yine farklı, özel, yapılmayan ürünleri yapmak hedefiyle, dünyada ilk kez uygulanan bir teknolojiyi aldık ve ülkemize getirdik. Dünyada ilk kez bu ürün grupları, bu ebatlarda, Türkiye’de, NG Kütahya Seramik tesislerinde üretiliyor. Bu da bizim için tabi ki bir gurur kaynağı oluyor ve bizi de mutlu ediyor. Burada sadece Türkiye’de bir ilkten bahsetmiyoruz, dünyada bir ilkten bahsediyoruz. Bu ilk olma avantajımız bir süre bize önemli katkılar sağlar, tabii ki birkaç sene sonra meslektaşlarımız da bu teknolojiye sahip olacak. Biz bu arada bir başka yeniliğe geçmiş olacağız. Bizim değişmeyecek temel felsefemiz, farklı şeyler üretmek. Zoru da seviyoruz. Dünyada ilk kez kullanılacak bir teknolojiyi alıp getirmek ve burada üretmek, onu yenilik olarak pazara sunmak ve kabul ettirmek aslında biraz riskli bir işti fakat bizim için hiçbir şey olanaksız değildir. Yaptığınız doğru iş ve doğru ürünse zaten tüketici hazır bekliyordur. Biz de bu avantajı iş ortaklarımızla birlikte iyi bir şekilde değerlendirebiliyoruz.

kiye Avrupa’da kapasite açısından 4. büyük üretici ama nitelikli ürün üretme açısından baktığınız zaman maalesef bu başarıyı yakalayabilmiş değiliz. Artık dünya pazarlarında rekabet edebilmek için dünya pazarlarının beğeneceği tarzda, nitelikte ürünler üretme mecburiyetimiz var. Türkiye’de maalesef “ne kadar çok üretirsem üreteyim, hangi pazar olursa olsun, hangi fiyata satarsam satayım” gibi bir algı var. Bu doğru bir yatırım planı değil. Çünkü o yatırımın karşılığını alabilmek katma değerli ürünlerle mümkün olabilir. Çok üretmek, iyi üretici olmak anlamına kesinlikle gelmez.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

dir. Yaptığımız iş eğer seramikse, seramikte de yapılmayanları yapmak, herkesin üretmediğini üretmek bizim temel felsefemizdir. Dolayısıyla bu felsefe, gelişen teknolojiler içerisinde, dünya pazarları ne yapıyorsa, nereye gidiyorsa, bu gelişmelerin gerisinde kalmayıp üzerine kendi yeniliklerimizi de eklemeyi gerektiriyor.

Sektörümüzün olmazsa olmazı mimarlarımız bizim için de son derece önemli. Mimarlarımızdan başlamak üzere tüm tüketicilere ürünümüzü, özelliklerini ve farklılıklarını anlatıyoruz. Bunun tam anlamıyla oturması ve başarıya ulaşması için, bir sene sonra bugün büyük diye adlandırdığımız 80x160 cm, 120x240 cm ebadın seramik sektörü içerisinde olağan bir ebat olduğunu hep birlikte göreceğiz. 51


Söyleşi TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

“Biz sadece ürün merkezli değil, kurumsal firmaların doğru temsil edilmesi anlamında da mağaza çalışanı arkadaşlarımıza eğitimler veriyoruz.” İş ortaklarımızla her sene bir kez mutlaka buluşuyoruz. Bazen üç kere de olabiliyor. Bu buluşmalar sadece iş ortaklarımızla kalmıyor. İş ortaklarımızın mağazalarında çalışan ve ürünümüzü satan kişilerden oluşan 600 kişilik bir misafir grubunu geçenlerde Antalya’da ağırladık. 3-4 günü onlarla beraber geçirdik. Ürün hakkında bilgilendirmeler, satış performansları nasıl değerlendirilir, tüketiciye nasıl ulaşılmalı, nasıl hitap edilmeli, ürünü tanıtırken neler yapılmalı gibi önemli konulardan oluşan eğitimler gerçekleştirdik. Biz sadece ürün merkezli değil, kurumsal firmaların doğru temsil edilmesi anlamında da mağaza çalışanı arkadaşlarımıza eğitimler veriyoruz. Bu eğitimleri sunabilmek bizim için son derece önemli. Birlikte çok keyifli ve faydalı birkaç gün geçirdik. Bugüne kadar bu şekilde yaptığımız eğitimlerin “Bizim Ekip” şeklinde güzel ve samimi bir ismi var. “Bizim Ekip” adı altında bu 5. toplantımızdı. Bunun dışında ustalar son derece önem taşıyor. Ustalarımıza da sürekli yatırım yapıyoruz. Onlara sürekli yeniliklerimizi, çalışmalarımızı, uygulama tekniklerini, nasıl uygulamalar yapılabileceğini anlatan eğitimler düzenliyoruz. Bu anlamda bizim kardeş kuruluşumuz KYK (Kütahya Yapı Kimyasalları) ile birlikte çok güzel çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin her yerinden ustalarımızı Eskişehir’deki fabrikamıza getirip hem seramik hem yapı kimyasallarının uygulanması anlamında eğitimler veriyoruz. Bunların hiçbir tanesi bugünden yarına olan bir iş değil. Ustaları davet etmek için o usta portföyüne sahip olmanız lazım. Bizim bu konuda hem yapı kimyasalları hem de seramik grubumuzda çok geniş ve sağlıklı bir veri bankamız var. Biz sadece ürünü ustalara sunmakla kalmıyor, ürünün satışından uygulamasına kadar olan süreçte her zaman onların yanında oluyoruz. Buradaki başarımız bizim kendi yaptığımız bir başarı değil, o arkadaşlarımızla beraber geliştirmiş olduğumuz projelerin neticesidir. Kısacası bu başarı bizim değil “Bizim Ekip”in başarısıdır diyebiliriz. “STK demek çok farklı görüşlerin bir arada olup, tek sesle konuşabiliyor olması demektir.” Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin önemi ne yazık ki daha yeni anlaşılıyor.

52

Birkaç sene öncesinde sokakta gezen yüz vatandaşımıza STK sorulduğunda 90 tanesi STK’nın ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. Sivil toplum örgütlerinin önemini görmek istiyorsak Avrupa’ya bakmamız gerek. Özellikle Almanya’da STK’ların üstlenmiş olduğu görevler, misyonlar fevkalade önemlidir. Düşünceleri de gerek kamuoyu tarafından gerek STK’ların diğer temsilcileri tarafından dikkate alınır ve önemsenir. Türkiye’de bunun önemi henüz yeni anlaşılmaya başladı. STK demek çok farklı görüşlerin bir arada olup, tek sesle konuşabiliyor olması demektir. Aksi takdirde herkes bir yerden bir şey söylerse tabi ki hem bilgi kirliliği olur, hem de kimse dikkate almaz. Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu’muzda 10.000’e yakın üyemiz var. İstişarelerimiz, sektör ve mesleklerin buluşması, o sektörle ilgili sorunlar varsa tespit edilmesi, gerekli konuların gündeme taşınması konusunda tek ses, tek nefes oluyoruz. Bu anlamda konfederasyonumuzda 500 farklı sektör ve meslek var. Son yıllarda çok sektör bazlı sıkıntılar olmadı ama olduğu dönemlerde sektörün sorununu ele alıp, ilgili bakanımız yada ilgili bakanlıktaki yetkililerle sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik istişarelerimiz oldu. Bugün yine olursa aynı şekilde, sektörlerimiz için ülkemiz için bunları gereken tüm noktalara taşıyacağız. “Sektörle ilgili bir birlik ve bütünlük denildiği zaman TİMDER ilk akla gelen isim oldu. Artık gerçek anlamda bir marka değeri taşıyor.” STK’ların iş dünyasıyla entegrasyonunun sağlanması da bence fevkalade önemli. Sektör buluşmalarının yapılması, sektörler arası iş birlikteliklerinin geliştirilmesi gerekli. Bunları tek başına yapmak mümkün değil ancak herkesin gönüllü olarak bir araya geldiği doğruyu yanlışı tartışarak en doğru sonucu tespit ettiği bu platformlarla gerekenleri başarmak çok daha kolay oluyor. Biz de bunu yapıyoruz. Bizimle birlikte bunu yapan bazı STK’lar var ama Türkiye için

yeterli değil. Daha fazla STK olmalı ve STK’larımızı da geliştirmemiz gerekiyor. Bu anlamda hangi sektör, meslek, hatta hobi çerçevesinde olursa olsun ortak bir noktada gönül bağı olan insanların bir araya gelmesi ve herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Türkiye’de bu yönde çok güzel gelişmeler de oluyor. STK’lar hem sayılarını hem de nitelikli çalışmalarını her geçen gün arttırarak devam ettiriyor. Önümüzdeki yıllarda önemini ve faydalarını daha da iyi bir şekilde hep beraber göreceğiz. Sektörle ilgili bir birlik ve bütünlük denildiği zaman TİMDER ilk akla gelen isim oldu. Artık gerçek anlamda bir marka değeri taşıyor. İnşaat sektörünün hem satıcılarını hem de üreticilerini bir çatı altında toplayabilmesiyle önemli bir misyona sahip. TİMDER Dergisi de sektörde sorunları ele alması, sektörün değerli başarı hikayelerini işlemesiyle önemli rol oynuyor. TİMDER dergisinin her sayısını dikkatle okuyorum. Dergi, başarı hikayelerini, sektördeki görüşleri incelemek adına çok doğru bir mecra oldu. Tüm sektör paydaşlarına dağıtılıyor olması da son derece önemli bir iletişim köprüsü sağlıyor. Bunun temelinde yatan neden yine TİMDER’de bir ekip çalışması ruhunun olmasıdır. Bu kadar geniş kitlelere hitap edebilmek, sektörün bu kadar farklı temsilcilerini bir çatı altında tutmak hakikaten kolay değil. TİMDER isminin son derece kolay bir kelime olması da okurların rahatlıkla aklında kalan bir marka olmasını sağlıyor. Başarılı çalışmalar yapıyorsunuz ve içerik olarak gayet güzel bir derginiz var. Başarılarınızın devamını diliyorum. Türkiye ekonomisinin çok olumlu gittiğini görüyorum. Daha da iyi yerlere gidecek, çünkü Türkiye ekonomisi büyüyen bir ekonomi. Yakın ülkelerde gündeme gelen sorunlara rağmen, 2014’de %3 oranında bir büyüme söz konusu. 2015’de nasıl bir oran olur bilmiyorum ama %3’ün altına düşeceğini düşünmüyorum. Türkiye’de 2015 senesinde %3.5 bandında bir büyüme olacaktır.


“Her iş yeni bir işi doğuruyor. Biz de, bunun vermiş olduğu istek ve keyifle kendimize yeni ödevler, yeni görevler çıkartıyoruz.”

Hedef belli ise o hedef için yapılacak şeyler son derece kolaydır. Hedef; en iyisini yapmak. Bu bağlamda ekip arkadaşlarım özellikle son birkaç yıldır çok yoğun çalışıyorlar. Kendi alt kadroları da, çalıştıkları firmalar da çok iyi olduğundan iyi bir sinerjimiz var. Bununla birlikte ne yapacağınızı bilirseniz, nasıl yapılacağı gerçekten kolay. Ne yapacağız? İyi iş yapacağız. Nasıl yapacağız? En nitelikli insanlarla, firmalarla çalışarak yapacağız. Ben arkadaşlarımın sordukları soruların cevabını verir veya yeni konularda yapılması gereken düşüncemi kendilerine söyler ve onlara güvenirim. Eskiden çok ince detaylara girmemiz gerekiyordu çünkü o yapılanma içerisinde yeni şeylerin oluşması kolay değildi. Hepsi bir süreç, o süreç içerisinde her şeye birlikte bakardık. Şimdi yapılacak iş belli, iş kültürümüz de oturdu. İyi iş, işinin ehli insanlarla yapılır. Arkadaşlarımın hepsi zaten çok ehiller, ehil firmalarla ya da ehil kişilerle de çalıştıklarında bunu rahatlıkla yapabiliyorlar. Etrafıma baktığımda gerek iş ortakları gerek tüketicilerden gelen olumlu tepkiler de zaten bu şekilde. Bunları yapınca işimiz bitmiyor. Her iş yeni bir işi doğu-

“Yoğun iş temposu içerisine birkaç hobimi de eklediğimde zaten zaman çoktan bitmiş oluyor.” Fenerbahçe’yi ve otomobil sporlarını çok sever, keyif alırım. Hala otomobil sporlarına devam ediyor, rallilere katılıyorum. Çok ciddi ve yoğun bir iş tempom var. Bu iş temposundan ayırdığım

tüm zamanlarda eşim ve çocuklarımla beraber olmak benim için tartışmasız keyiflerin en büyüğüdür. Zaten kendim için çok da fazla zaman kalmıyor. Yoğun iş temposu içerisine birkaç hobimi de eklediğimde zaman çoktan bitmiş oluyor. Günde 5 saat uyurum. Saat kaçta uyursam uyuyayım sabah 6-7 gibi kalkarım. Her gün aklımda farklı bir işle uyur, farklı bir konuyla uyanırım. Bu beni hayata ve işe bağlıyor. O heyecan ve keyif varsa çalışma isteğiniz hiç bitmiyor. İş hayatında elbette sorunlar da oluyor. O sorunların çözümüne yönelik bir fikir üretmek, yeni, farklı ne yaparız diye düşünmek, arkadaşlarımızla birlikte paylaşmak, değerlendirmek bizi her zaman canlı tutuyor. Ekip arkadaşlarımla gece saat 12’de birbirimize gönderdiğimiz mesajlar olur. Günlük koşturmanın içerisinde düşünemediğimiz yada yapamadığımız şeyleri gece sakin ortamda biraz daha rahat düşünme fırsatı bulabiliyoruz. Sevdiğiniz sürece işin yeri ve zamanı yok. Yeri gelir bayramda, tatilde çalışırsınız. Yeri de gelir pazartesi, salı günü istirahat edersiniz. Tabii ki dinlemeden de olmuyor.

Söyleşi

ruyor. Biz de, bunun vermiş olduğu istek ve keyifle kendimize yeni ödevler, yeni görevler çıkartıyoruz. Hiç kimse bize aslında gelip şunu yapın, şu şöyle bu böyle olsun gibi bir şey söylemiyor. Biz kendimize iş arıyoruz. Kendimiz geliştiriyoruz. Durup dururken ortaya bir fikir atılır, çok iyi hadi uygulayalım, ekipleri toplayalım deriz. Ekipleri toplarız, yapılması gereken işin planlaması yapılır, yol haritası belirlenir ve uygulamaya alınır. Zaten bunu yapmak lazım. Sizden istendikçe siz verirseniz veya yapmaya çalışırsanız hep birkaç adım geride olursunuz. Talep size gelmeden siz onu düşünüp sunarsanız hem sektörde hem tüketici nezdinde sizin biraz daha farklılaşmanız mümkün olur. Biz de düşünebildiğimiz kadar bu yönde farklı şeyler düşünmeye çalışıyoruz.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İnşaat sektörünün önü açık; özellikle kaliteli, nitelikli inşaat yapan firmalar günümüz ismiyle residence’larını ya da home office’lerini rahatlıkla satıyorlar. Niteliksiz malzeme kullanıp ucuza mal etmek düşüncesiyle gereken özeni göstermeden sıradan inşaat yapan müteahhitler ise projelerini satmakta zorlanıyorlar. Bir marka konsepti ile proje yaparsanız; buna iyi bir mimarın eli değerse; doğru yerde, doğru zamanda, doğru fiyatla pazara çıkartıp dairelerinizi satarsanız Türkiye’de fevkalade başarılı sonuçlar alınabildiğini göreceksiniz. Çünkü orta segmentte çok ciddi bir birikim var. Bu nedenle ya yaptığınızın en ucuzunu yapacaksınız yada en kalitelisini yapacaksınız. Ortaya sıkıştığınız zaman, orada çok fazla oyuncu var. Hepsinin bir pazarı var ama finansınız buna uygun mu, bekleyebilecek misiniz? Bekleyebilecekseniz sorun yok. Yok ben üretiyorum, bir an önce satmam ve bunu paraya çevirmem gerekiyor diyorsanız, o zaman kendi müşteri grubunuzu önceden iyi belirleyeceksiniz ki sonradan bir sürprizle karşılaşmayın.

53


Nural Tuncer

Aknur Endüstri Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Duayenlerimiz

“Size benzeyen değil, sizi tamamlayan insanlarla çalışın.”

İnsanın okul hayatından sonra iş hayatına atılması, yaşamındaki en önemli adımıdır. Daha önceki yaşam dilimlerinde de, bilinmezlikten ileri gelen korku, heyecan muhakkak vardır. Ancak iş yaşamı kişinin şimdiye kadar ki kişisel yatırımlarının değerlendirileceği, neleri doğru, neleri yanlış yaptığının ekrana geleceği, hayatının gerçek imtihanının verileceği bir dönemin başlangıcıdır. Böyle bir sıfır noktasından başlayıp, müthiş ve çetin bir yaşam mücadelesinden sonra, mensup olduğu sektörün en üst noktasına, TİMDER Başkanlığı’na, meslektaşları tarafından layık görülmenin onurunu hiç bir şeyle mukayese etmem mümkün değildir. Bu bakımdan, meslek hayatımın sonlarına yaklaştığımız bu günlerde, sektörümüze ve mensuplarına büyük teşekkür borçluyum. Y. Dnz. Fakültesi Makine Bölümü’nü bitirdikten sonra askerlik görevimi tamamladım. İki senelik denizcilik yaşamımdan sonra ise yurt dışında eğitim aldım. Daha sonra Türkiye’ye dönerek Alarko ve KOÇTAŞ’ta toplam on beş

54

sene yönetim kademelerinde görev aldım. 1980 yılında Alnur, 1983 yılında ise Aknur End. Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurdum. “O zaman ki ticaret kültüründe; esnafın kavram olarak, toplum içinde bir güven, bir saygı, bilgi ve görgü bakımından ayrıcalıklı bir yeri vardı.” Dönemler arası farklılıkları belirtmek için, bu günlerin çok daha zor ve çok daha çalışmaya, araştırıcı, yaratıcı ve girişimci olmaya ihtiyaç duyulduğunu söylemek doğru olur. O senelerde, piyasamızda ihtiyaç duyulan inşaat malzemelerini bulabilmek bir meseleydi. Pek çok müteahhit, inşaatını banyo, mutfak, kazan dairesi bölümleri hariç bitirmiş olmasına rağmen aylarca, kazan, radyatör ve bilhassa banyo küveti beklemek zorundaydı. KOÇTAŞ’ta, o zamanki adıyla Türk DemirDöküm’ün radyatörlerini satıyorduk. Müteahhit, radyatör sırasına girmek için o günkü fiyatları ile siparişinin tamamını önceden nakden yatırır, birkaç ay sonra radyatörü çıktığında,

kendisine haber verilir ve yeni fiyatı bildirilirdi. Müteahhit aradaki farkı ödeyerek malını teşekkür ederek alırdı. O zaman malzeme kıt, satıcı az, pazarlama gibi bir kavram yoktu. Piyasada böyle bir ticari yapı vardı. Dışarıdan malzeme ithalatı hayal bile edilemezdi çünkü hem döviz yoktu, hem de dış ürünlerin fiyatları çok yüksek oluyordu. O zaman ki ticaret kültüründe; esnafın kavram olarak, toplum içinde bir güven, saygı, bilgi ve görgü bakımından ayrıcalıklı bir yeri vardı. Bu sadece yalın bir ifade olarak değil, davranışları, giyimleri, cemiyet içindeki önderlikleri, toplumu iyi yönde ileri götüren, fikir ve girişimleri ile topluma örnek olan ve bunun neticesinde de saygın bir yeri vardı. Tabiatıyla, bu tanımdaki bir kişinin de, işinde, hesabında bir yanlışlık olmaması en çok dikkat ettiği önceliğiydi. Aksi halde, yapacağı bir yanlışlık, piyasada sıfır olmasına, kimseden mal alamamasına, kimsenin de gidip ondan mal almamasına neden olurdu. Yani ticari hayatı tamamen bitmiş ve bir daha da ticaret yapma şansı, başka konuda da olsa imkansız hale gelirdi.


“Bizim sektörümüzün en büyük sorunu, meselelerini doğa kanununlarının tersine çözme alışkanlıklarıdır.” Bugün üretici firmalarımızın, gerçek, kapsamlı, hem kendilerini hem de bayilerini yanlışlıklardan koruyacak yazılı bayi tanımı bulunduğunu söylemek

“Farklı olursanız fark edilirsiniz. Herkesin yaptığını yaparsanız, varlığınızdan kimse haberdar olmaz.” güçtür. Bu nedenle, TİMFED‘in bu konudaki çalışması sektör için yapılabilecek en öncelikli ve gerekli işlevlerin başında gelmektedir. İnşaat malzemeleri sektörünün, imalatçı ve bayi taraflarının çok önemli bir birlikteliği vardır. Fiziksel olarak bir bütünün parçalarıdır. Bunların fayda bakımından birbirlerine karşı hareket etmeleri doğa kanununa aykırıdır. Bizim sek törümüzün en büyük sorunu, meselelerini doğa kanununlarının tersine çözme alışkanlıklarıdır. Çünkü milletimizin gen özelliği olarak geniş araştırmalarla meseleleri en ince detayına kadar inceleyerek, çözüm arayacağımız yerde, kısa ve uyanık akıl değerlendirmeleri ile çözüm buluruz. Bu nedenle son yıllarda dünyanın önde gelen

şirketlerinin üst yönetimi, şirketlerinin sorunlarını ve şirketlerinin gelişmelerini, büyük ölçüde doğa bilimcilerini de devreye sokarak çözüme ulaştırma yollarına gitmektedirler. Bizim hayranlıkla sadece bakarak izlediğimiz karıncaların trafik kaidelerinden çözümler üretmektedirler.

Duayenlerimiz

Bu yapıdaki aksaklıkları gidermek ancak TİMFED önderliğinde mümkün olabilir. Öncelikle, çok iyi ön hazırlığı yapılmış “Sektörümüz“ ana konulu bir açık oturum yapılmalıdır. Önceden belirlenmiş sorunlar, burada birer birer tartışılmalı ve bilahare sektörümüzün temsilcilerinden, üniversitelerden ve dış benzer kuruluşlardan bilgi ve yardımlaşma alarak, sektörümüzün bir anayasasını meydana getirmek gereklidir. Bu çalışma, hem imalatçı firmaları, hem de bayilerini karşılaşacakları tehlikelerden koruyacaktır. Bugün belli bir sermayesi olmadan, çalışacağı bölge ve müşteri grubunu araştırmadan, çalıştıracağı kadronun yapısından, niteliğinden haberi olmadan hatta mağazasının fiziksel hacmi ve işlerliği dikkate alınmadan dükkan açılıp ticarete başlanmaktadır. Netice olarak çok kısa zamanda, beklenenler gerçekleşmemekte ve yaşamlarını devam ettirebilmek için ticaret dışı çalışmaya yönelmek zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle sektörümüzde şirket ömürlerinin pek kısa olduğu görülmektedir.

TİMDER Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli, Nural Tuncer’in fotoğraf albümünü incelerken

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

“Ticareti, ticaret olarak tanıyıp öğrendikten sonra, bugünkü ticareti anlamak ve değerlendirmek de, bizler için çok zor oluyor.” Günümüzde kaidesiz rekabet nedeniyle gençlerin işlerinin zor olduğunu söylemiştim. Anlattığım ticareti, ticaret olarak tanıyıp öğrendikten sonra, bugünkü ticareti anlamak ve değerlendirmek de, bizler için çok zor oluyor. Bazı ülkelerin ileri toplum olarak anılmasındaki önemli etkenlerin başında; iyi işleyen Sivil Toplum Kuruluşları’nın olduğu aşikardır. Yaşamda tüm canlıların birlikte yaşamaları esnasında sorunların çıkması doğa kanunudur. İleri toplum bu sorunları belirleyip bunlara ısrarla, titizlikle çözüm arar ve neticede, sorunları azalmış bir yaşamın akılcı faydalarını müştereken paylaşırlar. Bizim sektörümüzde, yıllardan beri hem imalat tarafında olanlar, hem de bayi tarafında olanlar, inanılmaz zorluklar içerisinde yaşamlarını sürdürebilmekte veya sürdürememektedirler. Hem de inşaat piyasasının son senelerdeki, birçok ülkeyi kıskandıran, müthiş hareketliliğine rağmen.

İlk yıllarında Aknur mağazası (1983)

55


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Duayenlerimiz

“Gençlerimiz, kendi şirketini kurma kararını verip yola çıktığında, şimdiye kadar çalıştığı şirketlerde öğrendiklerinin, bu işin yürümesi için gerekli olan bilgilerin %10 olduğunu, hele bizim ülkemizde çok daha küçük olduğunu şaşkınlıkla tespit ederek işe başlıyor.” Her kurulan, yaşayan veya yaşamını tamamlamış şirketin ders alınacak hikayeleri vardır. Aknur’un ticari yaşamı da iyi kötü olarak bu bakımdan zengindir.

56

Basf Yönetim Kurulu Başkanı; dünyanın en önde gelen teknik ve bilim adamları ile çalışmasına ve bunların bireysel olarak meydana getirdikleri başarılarını, bir takım ruhu içinde müşterek akıl ile birleştirerek çok daha iyi neticeler alınacağını belirlemesine rağmen, beş sene bu çalışmadan istenen neticeyi almak bir türlü mümkün olamamıştır. Neticede, insanların hangi düzeyde olursa olsun müşterek çalışma bilgisi ve yeteneğinden yoksun olduğu tesbit edilmiş ve mesele bir Biolog tarafından, bazı hayvan gruplarının davranışlarından esinlenerek ortaya çıkan bir yöntemle çözülmüştür. Dünyada bu kadar belli kaideleri, kanunları olan bir yaşam varken, inşaat sektörünün hiç bir kritere, kaideye hatta ileri ülkelerde uygulanmakta olan ticari yapılanmaya aykırı bir üslup ile devam etmesi mümkün değildir. “STK’larımızın bir eksikliği de tüm dernek işlerinin Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından bizzat yürütülme zorunluluğudur.” Sektörümüzün sağlam ve modern bir yapıya kavuşması için TİMFED‘in bu konuyu bir an evvel ele alması gerektiğini düşünüyorum. STK’larımızın bir eksikliği de tüm dernek işlerinin Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından bizzat yürütülme zorunluluğudur. Yönetim Kurulu Üyeleri bizzat kendi şirketlerinin de başındadır ve kendi şirketleri ile dernek işleri arasında genellikle kendi şirketlerini ihmal ederek bu görevi yapmaktadırlar. Bu nedenle yönetim kurullarının altında, yönetim kurulunda alınan kararları uygulayıcı, üyelerle devamlı temas içinde

olan, üyelerin sorun ve isteklerini yönetim kuruluna taşıyan, projeler üreten profesyonel bir kadroya ihtiyaç vardır. “Gençlerden meydana gelen alt kadroların oluşmasında şimdiki yönetim kurulumuzun ciddi adımlar atmasından büyük memnuniyet duydum.” Bu kadro, piyasamızın işi müsait olan duayenlerinden, üniversitelerin ilgili bölümünden, dernekler ve ticaret hukuku konusundaki uzmanlardan meydana gelen profesyonel bir kadrodan oluşmalıdır. Bu kadronun iyi işleyişi ile hem üyelerin dernekle olan iletişimi, bağlılığı arttıracak hem de derneğin asli görevlerinde yukarıda sayılan işlevlerin ve gelişmelerin meydana geldiği görülecektir. Gençlerden meydana gelen alt kadroların oluşmasında şimdiki yönetim kurulumuzun ciddi adımlar atmasından büyük memnuniyet duydum. Gençlerimiz muhakkak ki derneğimizi çok daha fazla geliştirecek, genişletecek ve aktifleştireceklerdir.

İnsan kendi şirketini kurma kararını verip yola çıktığında, şimdiye kadar çalıştığı şirketlerde öğrendiklerinin, bu işin yürümesi için gerekli olan bilgilerin %10 olduğunu, hele bizim ülkemizdeçok daha küçük olduğunu şaşkınlıkla tespit ederek işe başlıyor. Ancak benim en büyük şansım, Alarko ve KOÇTAŞ gibi birbirinden yapısal ve uğraşı olarak tamamen farklı ve ülkemizin konularında en önde gelen iki şirketinde çalışmam olmuştur. Burada edindiğim tecrübenin yanında, sektörümüzün önde gelen üyelerinin geniş bir bölümünü tanımam, bana her zaman destek olmuştur.

Merkezi 1980’de İstanbul Karaköy’de açılan Aknur End. Malz. ilk şubesini 1985’te Bursa’da açtı.


Hem beş mağaza ile bir bütün olma hem de her mağazanın bireysel olarak ancak

birlikte olmanın kaideleri içerisinde serbest çalıştığı bir ticari yapı kurguladık. Bunun sağlam bir şekilde devamlılığını da yıllardan beri görmekten büyük mutluluk duyuyorum. 35 sene bizim piyasamızda hiç küçümsenmeyecek bir zaman dilimidir, bu yapı ile daha nice seneler şirketimizin yaşaması, çalışanlarımız için bir gelecek garantisidir. Günümüzde, her bilim dalı yeni gelişen teknolojileri kullanarak, kendi konularını derinliklerine kadar inceliyor. Yeni bulgular, yeni bilgiler elde ederek bunları ilgili bölümlerde kullanıyor ve yaşamda gelişmeler kaydediyorlar. Benzer çalışmaların sektörümüz için hiçbir kurum ve kuruluş tarafından yapılmaması üzücüdür. Aynı araştırmaların sektörümüz için de yapılması ve çıkartılacak bulgulardan

sektörümüzün sağlıklı bir yapıya kavuşması temin edilmelidir. Hatta bu konu üniversitelerimizin ilgili bölümleri için de o kadar önemlidir ki, bu çalışmalardan üniversite ilim olarak, sektör de geleceği açısından faydalar üreteceklerdir. Her firmanın güncel tabirle bir hikayesi malzemede olsun, hizmette olsun veya müşterinin tercih nedenlerinde olsun, bir farklılığı olmalıdır. Müşteriler iki gruba ayrıldılar. Bir kısmı fiyat odaklıdırlar, her zaman en ucuzunu almak isterler. Diğer grup müşteriler ise hizmet, dürüstlük konusunu, fiyat konusunun önünde tutarlar. Bu ikinci grup esnafla çalışan müteahhit her zaman, birinciye göre daha avantajlıdır. Çünkü kendisine geç gelen bir malzeme, yanlış gelen bir malzeme veya ticari etik içinde olmayan davranışların zararı, ucuz mal alımını çok daha pahalıya getirir. TİMDER’e Mesajlar Esasında, inşaat malzeme piyasası gibi hem malzeme hem de işleyiş farklılıkları gösteren, bilinmezleri çok olan bir piyasada, müteahhitlerin malzeme alım birimlerinin hata yapmaması mümkün değildir. O nedenle satın alma birimlerinde çalışanların TİMDER gibi tarafsız bir kurum tarafından eğitilmeleri, doğru malzeme seçiminin doğru şartlarla temin edilmesinin öğretilmesi çok gereklidir. Bu TİMDER‘in mevcut eğitim programı içinde başlıca bir konu olarak ele alınmalıdır. TİMDER Dergisi’nde, üyelerimizin iş hayatlarından gençlere anlatacakları çok değerli anıları muhakkak vardır. Hepimizin ders alınacak başarıları, yanlışları vardır. Tüm bunların anlatıldığı bir “Üyelerimizin Anıları” köşesi olmasının çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Duayenlerimiz

Tabii ki bir şirket kolay meydana gelmiyor, yaşamının devam etmesi için büyük emeklerin harcandığı safhalardan geçiyor. O nedenle şirketin yapısının, kurucunun yaşam dilimi ile sınırlı kalmaması gerekir. Bu bakımdan Aknur‘un her şubesi başındaki müdürü ile benden sonra da hiç kesintisiz devam edecek şekilde, benzeri bir uygulamaya da henüz piyasamızda rastlanmayan, sağlam bir ticari yapıya kavuşturuldu.

DESBORDES firması temsilcisi ve Nural Tuncer oğlu Berk ile birlikte sektörün ilk fuarlarından birinde (1985)

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

“Aknur‘un her şubesi başındaki müdürü ile benden sonra da hiç kesintisiz devam edecek şekilde, benzeri bir uygulamaya da rastlanmayan, sağlam bir ticari yapıya kavuşturuldu.” Şirketimin 35 senelik yaşamında, Aknur‘dan ayrılan arkadaşlarımız on dört tane şirket kurdu. Bunlardan sadece biri şu anda ticari hayatını devam ettirmektedir. Aknur, bugün İstanbul’da Karaköy, İkitelli, Kartal mağazalarının dışında, Ankara ve Bursa’da birer mağazası ile yaşamını sürdürmektedir. Bunun dışında Alnur olarak üç ve dört yollu vana imalatı yapan bir üretim birimimiz bulunmaktadır. Bugün en çok gurur duyduğum, piyasamızda tanınmayan, kapalı genleşme depoları, dört ve üç yollu vanalar, binalarda kullanılan basınç düşürücüler, ısı sayaçları günden güne kullanımı gelişen ısı istasyonları (substation santralları) v.s. gibi çok önemli tesisat elemanlarını sektörümüze tanıtmamız ve bunların geniş bir kullanım sahası bulmasıdır.

Alarko’nun kurucularından Merhum Üzeyir Garih 1994 ISH fuarında Nural Tuncer ile birlikte

57


ması iyidir. Ancak meseleleri sorgulayan ve meselelerin başka taraflarını size gösteren kişiler de kadronuzda bulunmalıdır. Size benzeyen değil, sizi tamamlayan insanlarla çalışın. Sivil Toplum Kuruluşlarına muhakkak üye olun ve görev alın. Bu sizi her yönden çok geliştirecektir. Yabancı diliniz, yoksa muhakkak bir yabancı dil öğrenin. Bu tercihen İngilizce olmalıdır.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Duayenlerimiz

Yaşımız ilerledi, artık çok geç diye bir şey yok, yürürseniz ayaklarınız kuvvetleniyor, aklınızı periyodik çalıştırırsanız aklınız gelişiyor.

Nural Tuncer’den Sektöre ve Gençlere Mesajlar

twitter ve facebook gibi sosyal ağları da kullanarak devam ettirin.

Batıda olduğu gibi sektörün eskileri ve önemli kişileri tarafından yazılmış anı kitapları ne yazık ki bizde çok azdır. İş hayatında bu konunun bizde öncülüğünü her üçünü de saygı ve rahmetle andığımız başta Vehbi Koç olmak üzere, Sakıp Sabancı ve Nejat Eczacıbaşı kitapları ile yapmışlardır. Daha sonraki senelerde, diğer iş adamlarımızın anıları da yayınlanmış ve yayınlanmaktadır. Gençlerimize bu kitapları, hatta yabancı ülkelerin önemli iş adamlarının anılarını okumalarını tavsiye ederim.

Mesleki görgü ve bilginizi geliştirmek bakımından belli yerli ve yabancı fuarlar muhakkak izlenmelidir.

Ayrıca çok kitap okumak yerine, iyi seçilmiş bazı kitapları baş ucu kitabı yaparak bunlarla bir yaşam alışkanlığı yaratmalarının kendilerine çok faydalı olacağını düşünüyorum. Son senelerde çok değerli İş Yönetimi Guruları tarafından yazılan kitaplar çıkmaktadır. Yabancı yazarların yanında yerli yazarların da iş yönetimi kitaplarını okuyunuz. Çünkü onların öğretileri, bizim iş yaşamımıza daha da uymaktadır. Kitap seçiminde de genelde çok meşhur iş yönetimi bilimcilerinin dünyaya hitap eden büyük firmalardaki konuları ele alan kitapları yerine, küçük işletmeleri ele alan yazarların kitaplarını tercih edin. İş adamının, ülkesinin ve dünyanın gidişinden hem genel kültür sahibi olmaları, hem de sektörel bilgilerini geliştirmeleri bakımından muntazaman haberdar olmaları gereklidir. Bunun için haberleri muntazam dinleyiniz, izleyiniz, gazeteleri okuyunuz. Önem verdiğiniz kişilerle ilişkilerinizi

58

Mesleki dergilere üye olunuz. Günlük tutma alışkanlığı edinin. Bu hem kişisel olarak hem de iş yaşamınız için çok önemlidir. Not alma alışkanlığı edinin. Eskiden cebimizde not defteri taşırdık, şimdi sizler için bu konu çok basitleşti, cep telefonunuzu bunun için rahatça kullanabiliyorsunuz. Bilgisayarınızın ekranında “Bugün yapılacaklar”, ”Bu hafta yapılacaklar“ ve “Bu yıl içinde yapılacaklar“ adlı üç dosyanız, hem işiniz hem de aileniz için işler halde olmalıdır. Her şeyi sorgulayıcı bir kişiliğiniz, alışkanlığınız olsun, bundan çok fayda görürsünüz. Siz ancak farklı olursanız fark edilirsiniz. Herkesin yaptığını yaparsanız, varlığınızdan kimse haberdar olmaz. Farklı olun. Piyasamızda herkes aşağı yukarı aynı malzemeyi satıyor, sizin farklığınız ne olacaktır, bunu düşünün, bulun ve uygulayın. Hayatta en önemli olan konulardan biri de iyi arkadaşlara sahip olmaktır. Doğru bir arkadaş edindiğinizi düşünüyorsanız asla iletişiminizi koparmayın. Bir kişi ile konuşup ayrıldıktan sonra, ben bu kişiden ne öğrendim, zamanımı değerlendirdim mi, yoksa boşa mı geçti diye kendinize sorun. Şirketinizde, pozitif yapılı kişilerin ol-

Son zamanlarda, biyoloji dalındaki bilim adamlarının yaptıkları incelemelere göre çalışmayan her uzvumuzun zayıflayacağı gibi, beynimizin de diğer uzuvlarımızdan farklı olmadığı, hatta daha da artıları olduğu bulunmuştur. Bunu unutmayın. Tembel olmaya hiç birimizin hakkı yok, hem kendimiz hem ailemiz hem de ülkemiz için çalışkan olmak mecburiyetindeyiz. Çünkü insanın mutlu olması, önce sağlığına, sonra ailesine, sonra da işine ve ülkesinin geleceğine hatta bugün çevre sorunları nedeniyle dünyamızın geleceğine bağlıdır. “Allah herkesin rızkını verir” sözü doğru değildir, “Allah herkese rızkını çıkartacak özellikleri vermiştir” sözü doğrudur. Özelliklerinizi tanıyın ve iyi kullanın. Hayatta siyasi ve inanç dünyanız ne olursa olun, bir tarafın adamı olmayın. Her tarafın iyi ve kötü tarafları vardır. Akıllı insanlar, bu tarafların iyi kısımlarını almasını, kötü taraflarını atmasını bilirler. Netice olarak insana çok değerler katan, her yönünü geliştiren, doğruları yaptığınız müddetçe sevdiğiniz ve sevildiğiniz, sizi her zaman dipdiri, hayata bağlı tutan çok güzel bir sektörümüz var. Bu sektöre ait olmaktan her zaman gurur duydum ve iş hayatına başlarken yanlış değil, doğru seçim yaptığımdan mutlu oldum. Görevimizin artık bittiğini düşünmüyorum. İnsanın her yaşta, her zaman muhakkak ait olduğu iş koluna yapacakları, bu sektörden aldıklarını ödeyeceği sorumlulukları vardır. Bunlar da, sektörümüzün iç ve dış piyasalarını takip etmek, gelişmeleri izlemek ve bunları kendi tecrübe birikimleri ile birleştirerek gençlere iletmektir. Gençlere geniş ölçüde iletmek istediklerimi iletme fırsatı verdiğiniz için size ve sevgili derneğimizin yönetimine teşekkür ederim.



Bahadır Kayan

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

firMARKA

Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı

Türkiye’de seramik sektörünün kuruluşuna öncülük eden ve bu alandaki yatırımları ile bir dünya devi haline gelen Kaleseramik; Avrupa’nın 3’üncü, dünyanın 12’nci büyük seramik karo üreticisi olmayı başarmış bir Türk şirketi olarak büyümeye devam ediyor. 66 milyon metrekare yıllık üretim kapasitesi ile tek alanda üretim yapan dünyanın sayılı büyük seramik kuruluşularından Kaleseramik olarak, sektörde liderliğimizi koruyoruz. Türkiye’de yüzde 29 pazar payımızla, en yakın rakibimizin 3 katı büyüklüğe sahibiz. Sektöre ‘yenilik’ ve ‘farklılık’ getiren pek çok uygulamamızla, pazar payımızı ve ihracatımızı artırarak piyasada açık ara önde olmayı sürdürdük. Yeni mağazacılık anlayışıyla, yurtiçi ve yurtdışındaki mağazalar zincirine önemli halkalar ekledik. Kaleseramik olarak, 2014 yılını yüzde 13’lük bir büyüme ile tamamladık.

60

“Türkiye’de yüzde 29 pazar payımızla, en yakın rakibimizin 3 katı büyüklüğe sahibiz.” Bugün her biri alanında lider olan markalarımızın yeni ürünleriyle, rafine zevklere hitap ediyoruz. Sektördeki güçlü konumumuzu, 60 yıla yaklaşan endüstriyel birikimimiz, teknolojide ilkleri hedeflememiz, insan kalitemiz, Ar-Ge ve Ür-Ge süreçlerindeki yetkinliklerimiz ile kazandığımıza inanıyoruz. “Fincuoghi şirketini, 2011 yılında satın almamızla Avrupa pazarındaki etkimizi arttırdık.” Kaleseramik olarak, İtalya’nın 10 büyük seramik şirketinden biri olan Edilcuoghi ve Edilgres markalarını üreten Fincuoghi şirketini, 2011 yılında satın almamızla

Avrupa pazarındaki etkimizi arttırdık. Bu satın almayı gerçekleştirerek, dünya IT sektörü için Silikon Vadisinin taşıdığı önem gibi, seramik sektörü için de bir lojistik üs, teknoloji ve tasarımda tartışmasız lider olan Sassuolo bölgesinin bir parçası olduk. Uluslararası alanda büyüme hedefimiz doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz bu satın alma, İtalyan seramik endüstrisi için de bir ilk oldu. İtalya’da yatırım yapan ilk Türk firması olmanın yanında, ilk yabancı firma da biz olduk. Bugün, fabrika ve marka yatırımlarımızın bulunduğu Sassuolo bölgesindeki faaliyetlerimizi daha da genişletiyoruz. Sassuolo’da açtığımız Kale Italia


“Fabrika ve marka yatırımlarımızın bulunduğu Sassuolo bölgesindeki faaliyetlerimizi daha da genişletiyoruz.”

“Sadece ülkemizde değil, yurtdışında da Türk sanayisini en iyi şekilde temsil etme konusunda büyük çaba sarf ediyoruz.” Türk seramik sektörünün kuruluşuna öncülük eden ve bu alandaki yatırımlarıyla dünya devi haline gelen Kaleseramik olarak, sadece ülkemizde değil, yurtdışında da Türk sanayisini en iyi şekilde temsil etme konusunda büyük çaba sarf ediyoruz. Nihai tüketiciye hitap eden Çanakkale Seramik ve mimari çözümlerde profesyonelleri hedefleyen Kalebodur’un yanı sıra, seramik sağlık gereçleri alanında yaratıcı çözümler sunan Kale markaları ile faaliyet gösteren Kaleseramik; bugüne kadar ülkemize, her aşamasında tüketicilere danışıp, Ar-Ge sürecinden geçirdiği birçok inovatif ürün kazandırdı.

edildiğine inanıyoruz. Bu kalite algısını, tasarım ve sonrası tüm süreçlerde, ürünümüz tüketiciye varana kadar aynı titizlikle uyguluyoruz. Teknoloji ve tasarımı birbirini besleyen unsurlar olarak görüyoruz ve bundan dolayı Kaleseramik Ar-Ge Merkezi’nde tasarım ve teknolojiyi bir çatı altında kurguladık. Hedeflerimize ulaşmak için en önemli aracımızı, kuşkusuz Ar-Ge ve inovasyon olarak görüyoruz. “Firmaların kendilerini müşterilerin yerine koyup, işlerine onların gözünden bakmaya ihtiyaçları var.” Günümüzde rekabette öne çıkabilmek, ayrışabilmek, daha fazla müşteriye ulaşmak, ürün ve servislerin daha fazla

Yurtiçi ve yurtdışındaki showroom’larımızla dünyanın dört bir yanında büyümeye devam ederken, bulundukları bölgede etkin bir konuma sahip bayilerimizle çok güçlü bir aile haline geldik. Değer ve satış hacmimizin önemli unsuru yeni showroom’larımız, tüm birimlerimizde başlattığımız, müşterileri için üstün değer yaratan hizmet anlayışının bir yansımasıdır.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

showroom’u ile İtalyan ve Türk markalı ürünlerimizi, yeni mağazacılık anlayışıyla tüketicilerin beğenisine sunuyoruz.

“Teknoloji ve tasarımı bir araya getiren mağazalarımızda, yenilikçi, çevre dostu ve fonksiyonel 3 binden fazla ürünü, tüketici ve profesyonellere sunuyoruz.” Ürün teşhirinde bir dizi modernizasyon çalışmaları gerçekleştirerek, yeni mağazacılık konseptiyle değişim başlattık. Teknoloji ve tasarımı bir araya getiren mağazalarımızda, yenilikçi, çevre dostu ve fonksiyonel 3 binden fazla ürünü, tüketici ve profesyonellere sunuyoruz. Yeni konsept mağaza ve hizmet anlayışımızı bayilerimize de uygulayarak Türkiye’nin her köşesinde ve yurtdışındaki hedef bölgelerimizde, ürün ve hizmetlerimizi müşterilerimizle buluşturuyoruz.

firMARKA

tercih edilmesini sağlamak için firmaların kendilerini müşterilerin yerine koyup, işlerine onların gözünden bakmaya ihtiyaçları var. Biz de bütünsel çözüm sunmak üzere, yeni kurumsal kimliğimize göre tasarlanmış mağazalarımızda müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefledik.

“Teknoloji ve tasarımı birbirini besleyen unsurları olarak görüyoruz ve bundan dolayı Kaleseramik Ar-Ge Merkezi’nde tasarım ve teknolojiyi bir çatı altında kurguladık.” Kaleseramik olarak, yıllık toplam ciromuzun yüzde 2,2 sini Ar-Ge ve inovasyona ayırıyoruz. Ar-Ge’ye verdiğimiz önemi, yeni ürünler ve var olan ürünlerde iyileşmeler ile süreklilik esası çerçevesinde sürdürüyoruz. Kalitenin, kontrol aşamasında değil; ilk aşamada, yani ArGe ve tasarım sürecinde ürüne entegre 61


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

firMARKA

“Çalışmalarımıza, yalnızca ülkemizde değil, uluslararası pazarda fark yaratma hedefiyle devam edeceğiz.” “Bugün Avrupa’dan Amerika’ya, gelişen Ortadoğu’dan Afrika pazarlarına kadar 400’ü aşkın ihracat noktamız bulunuyor.” Diğer tarafta ise önemli yatırımlar yapan değerli iş ortaklarımızla birlikte geliştirdiğimiz yeni mağazalarımızın, hem hizmet çıtasını yukarı çıkardığına, hem de şirketimizin kurumsal imajına ve duruşuna büyük katkı yaptığına inanıyoruz. Bugün Avrupa’dan Amerika’ya, gelişen Ortadoğu’dan Afrika pazarlarına kadar 400’ü aşkın ihracat noktamız bulunuyor ve 100 ülkede Kale markalı ürünlerimiz satılıyor. İç piyasadaki başarımızı dünya pazarına taşıma hedefiyle yurtdışındaki mağazalar zincirimize de önemli halkalar eklemeye devam ediyoruz. Bayiler showroomlarını en iyi şekilde değerlendirerek, nitelikli bir perakende ortamı da sunuyor. Bugün ürün sunmaktan çok, yeni çözümler ve mekanlar oluşturmak üzerine kurulu bir yola girdik. Bu kapsamda, Kale markası altında ‘Smart’ felsefesi ile tasarladığımız, tasarrufa yönelik, çevreci ürünlerle tüketicilere ve iş ortaklarımıza dost çözümler sunuyoruz. Ürünlerimizin kolay montajı konusuna çok önem veriyoruz, su tasarrufu konusunda çok iddialıyız. Tasarımdan üretime, attığımız her adımda daha az su ve daha az enerji harcayarak, yarınlara daha iyi bir dünya bırakma hedefiyle ürettiğimiz ‘Kale SmartYıkama’ klozetlerini bir yıllık ArGe ve tasarım uygulama çalışmasının ardından ortaya çıkardık. ‘Kale SmartYıkama’ ile suyun tamamen doğal akışı ve ağırlığı ile yüzde 100 daha hijyenik bir yıkama sağladık. ‘Smart’ yaklaşımımızla, Yapı-Endüstri Merkezi tarafından verilen ve ‘Türk yapı sektörünün Oscar’ı olarak ifade edilen önemli bir ödülü; ‘Altın Çekül’ü almaya hak kazandık. Akademisyenlerden oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilerek seçilen 2014 yılının en iyi ürünü, “Kale-Smart Yıkama Sistemli Asma Klozet” ve “Asma Klozet Entegre Kolay Montaj Kiti” seçildi. Ayrıca İstanbul Sanayi Odası’nın düzenlediği Çevre ve Enerji Ödülleri’nde, yüzde 55 su tasarrufu sağlayan “Kale Aquasmart” ile “Çevre Dostu Uygulama Kategorisi”nde ikincilik ödülü kazandık. 62

“UNICERA’nın, küresel platformda daha da öne çıkarak sektöre moral vereceğini düşünüyorum.”

Türkiye’de inşa edilen yeni yapılarda çok fazla alternatif malzeme kullanıldığını görüyoruz ancak biz seramiğin çok daha uzun ömürlü ve sürdürülebilir bir malzeme olduğuna inanıyoruz. İyi işçilikle uygulanmış seramik malzemeyi 80 yıl sonra da kullanabiliyorsunuz. Seramik, toplam ömrüne baktığınız zaman fevkalade faydalı bir malzeme. Ülkemizde banyo alanında da çok önemli çevreci gelişmeler var; su tasarrufu, yeşil binalar, kullanılan malzemenin kalitesi gibi… Bunların hepsini bir araya koyduğumuz zaman; kullanılan malzeme kalitesi, artan refah seviyesi, artan konut kalitesi, hepsi sektörümüz adına çok olumlu gelişmeler. Biz Kaleseramik olarak, yenilikçi ürünlerimizi, tüketici ve profesyonellerin beklentileri doğrultusunda daha da geliştireceğiz. Çalışmalarımıza, yalnızca ülkemizde değil, uluslararası pazarda fark yaratma hedefiyle devam edeceğiz.

Sektöründe Avrupa’nın en büyük iki fuarından biri olan UNICERA, gerek fuar alanı ve katılımcı firma sayısı, gerekse ziyaretçi sayısıyla her geçen yıl daha da büyüyor. Uluslararası niteliği giderek daha fazla ağırlık kazanan UNICERA’nın, küresel platformda daha da öne çıkarak sektöre moral vereceğini düşünüyorum. Türk seramik karo, vitrifiye sektörlerinin imajını yükseltmek ve küresel pazar payını arttırmak vizyonu çerçevesinde en önemli uluslararası pazarlama platformuna dönüşen UNICERA’nın, önümüzdeki yıllarda sektör olarak ihracatımıza katkı sağlamaya devam edeceğine inanıyorum. Hem seramik sektörü, hem fuarcılık, hem de ülke ekonomisi açısından önemli bir organizasyon olan UNICERA’nın, dünya seramik sektörü için de önemli platformlardan biri olduğunu düşünüyorum.



Ömer Çelik

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İçimizden Biri

EVDEMA Yapı Malz. Tic. ve San. A.Ş. İcra Kurulu Başkanı

“EVDEMA’nın konsepti, uzun bir ustalık döneminin eseridir.” 1978 İstanbul doğumluyum. Evliyim, 2 oğlum ve 5 aylık bir kızım var. Uzun yıllardır yapı sektörüne hizmet veren EVDEMA’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı aynı zamanda İcra Kurulu Başkanı’yım. Babam Kemal Çelik ile birlikte şirketimizin tüm kuruluş ve gelişim aşamalarında yer almaya gayret ediyorum. Bir organizasyonda olması gereken tüm birimlerin kurulmasının ve sürdürülebilir olmasının gerekliliğini savunuyorum.

EVDEMA, 1972 yılında Uğur Yapı olarak İstanbul Akatlar’da kuruldu. 42 yılı aşkın bir süredir inşaat malzemeleri satış ve dağıtımı konusunda faaliyet gösteriyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Kemal Çelik tarafından kurulmuş olan EVDEMA’nın konsepti, uzun bir ustalık döneminin eseridir. EVDEMA Ev Dekorasyon Mağazaları olarak 2008 yılı itibariyle konsept mağazacılık anlayışına geçiş yaptık. 1989

yılında başlayan, Eczacıbaşı-VitrA münhasır bayiliğimiz halen devam ediyor. EVDEMA olarak müşterilerimize, ev dekorasyonu konusunda ihtiyaç duydukları her şeyi mağazalarımızda geniş bir çeşitlilikte sunuyoruz. 12 farklı ürün grubunu, 90.000 adet ürün kalemini, toplam 25.000m2 alanda teşhir ediyoruz.

“Müşterilerimizin hayallerindeki mekanları öncelikle dijital ortamda tasarlıyoruz.” EVDEMA Ev Dekorasyon Mağazaları olarak hizmet anlayışı ve kalitemizi her zaman daha ileriye taşımaya gayret

64


Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubunun; VitrA, Artema, İntema Mutfak, Villeroy&Boch, Burgbard gibi dünya markalarına ait banyo, seramik, armatür ve mutfak ürün gruplarının tüm çeşitlerini satışa sunuyor ve dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Franke, Siemens, Miele, Elica, General Electric ve Blanco ankastre cihaz ürünleri perakende mağazalarda satışa sunulan diğer markalarımız. EVDEMA olarak kendi yarattığımız marka Vitale ürün grupları içindeki aydınlatma, aksesuar, masa&sandalye, parke, doğaltaş ve duvar kâğıdı ürün grupları yanında; sektörlerinde lider konumdaki Sur Çelik Kapı, Sidoorsa İç Kapı ve Kale Çelik Eşya markalarına ait ürünlerin; perakende, toptan ve projeli işler kanalı yoluyla satış ve dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Ayrıca 2014 yılı itibariyle yine EVDEMA çatısı altında Du&Ka markası ve “Türkiye’nin Duvar Kâğıdı” sloganıyla duvar kâğıdı üretimine Silivri’deki fabrikamızda başladık. Son olarak mutfak ve parke alanlarındaki yatırımlarımızdan da kısaca bahsetmek istiyorum. Dünyaca ünlü Alman Markası olan Villeroy&Boch’un parke ürün grubunda Türkiye Distribütörlüğünü aldık. Bunun yanı sıra yine Alman Markası olan Bauformat ve Burger Kütchen’i EVDEMA bünyesinde ithal mutfak olarak müşterilerimize sunuyoruz.

Avrupa Yakası’nda Esenyurt, Güzelce, Masko, Mecidiyeköy 1-2, İstoç ve Anadolu Yakası’nda Kozyatağı, Ümraniye’de konumlandırdık. Yapı sektöründe inşaatların yapım çalışmalarının artması ve kentsel dönüşüm çalışmalarının önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceği bir zeminde rekabet kaçınılmaz bir gerçektir. Rekabetin yüksek olduğu yapı sektöründe kaliteli ürün ve çeşitliliğimizle rakiplerimizi bir adım geride bırakıyoruz. Genç ve bilgili yeni nesilin alışveriş alışkanlıkları ve “ucuz ürün alacak kadar zengin değilim“ mantığı ile hareket ediyor olması kaliteyi ve hizmeti daha yukarıya taşıyacaktır. 2015 yılı içerisinde daha hareketli bir satış dönemi beklentisi içerisindeyiz. “Rekabet ve paralelinde sürdürülebilirliğin markaların en çok önem vermesi gereken konu başlıkları arasında ilk sırada yer alması gerektiğini düşünüyorum.” Rekabet olmazsa olmazlardandır. Rekabet olmazsa kendinizi geliştiremezsiniz. EVDEMA olarak 26 yıldır VitrA’nın münhasır bayiliğini yürütmekteyiz. Bu kadar

uzun soluklu bir marka temsilciliğini üstlendiğimiz için gururluyuz. Rekabet ve paralelinde sürdürülebilirliğin markaların en çok önem vermesi gereken konu başlıkları arasında ilk sırada yer alması gerektiğini düşünüyorum. Uzun yıllardır sektöre hizmet veren bir kurum olarak 20 yıldır bizlerle birlikte çalışan personelimizin varlığını da örnek olarak belirtmek isterim. Sadece personelimiz tarafında değil kaliteli hizmet anlayışımızla birlikte onlarca yıldır aynı müşterilerimize hizmet ediyor olmaktan dolayı mutluyuz. Zamanında teslimat, müşteri memnuniyeti anlayışımız, kaliteli ürün ve hizmeti sunmak yenilikçi iş geliştirme politikalarımız, güveni, sadakati sağlarken diğer yandan büyümemizi ve gelişmemizi de sağladı. Yıl içerisinde 40.000 müşteriye hitap edebilecek kapasitemizde bunun göstergesidir. EVDEMA olarak banyo mutfak ve seramik alanlarında hizmet verdiğimiz müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru tespit etmek gerektiği varsayımından yola çıktık. Yıl içerisinde ürün satışı gerçekleştirdiğimiz müşterilerimizle birlikte bir aile sıcaklığında alışveriş yapmalarını sağlamaya başladık. Dolayısıyla deko-

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

ediyoruz. Perakende mağazalarımızda gerek mutfak banyo ürün gruplarında gerekse dekorasyon ürünleri tarafında iç mimar satış personeli ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Seçilen ürünlerin Kareo programında yerleşim planlarını, çizimlerini gerçekleştiriyor ve müşterilerimizin hayallerindeki mekanları öncelikle dijital ortamda tasarlıyoruz. Satış sonrası hizmetlerimizde de bu sürecin devamını sağlıyoruz. Bunun dışında lojistik tarafında da çok güçlüyüz. Stoklu ürün yönetiminin sağladığı avantaj ile 24 saatte İstanbul genelinde kendi araçlarımızla ürün teslimatı yapıyoruz.

İçimizden Biri

“Genç ve bilgili yeni nesilin alışveriş alışkanlıkları ve ‘ucuz ürün alacak kadar zengin değilim’ mantığı ile hareket ediyor olması kaliteyi, hizmeti daha yukarıya taşıyacaktır. ”

İstanbul’da 7 perakende 1 toptan olmak üzere toplamda 8 mağaza ile hizmet veriyoruz. Mağazalarımızı lokasyon olarak 65


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İçimizden Biri

“Çok yoğun bir 2015 EVDEMA’yı bekliyor. ’Dünün rüyası bugünün gerçeği’ sloganıyla yeni ufuklara yelken açmaya hazırlanıyoruz.“

66

rasyon alanındaki ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürün gruplarını oluşturmaya başladık. Banyo, mutfak alanlarından sonra, parke, duvar kâğıdı, iç-dış kapı, masa&sandalye, doğaltaş, aydınlatma gibi ürünlerle toplamda 90.000 ürün çeşitliğini müşterilerimize sunmaya başladık. Türkiye’de yapı marketleri kapsam dışında bırakmak koşulu ile aynı anda ıslak zemin, mutfak ve dekorasyon ürünlerini bir arada bulunduran bir perakende mağazacılık anlayışına sahip işletme olmadığını gururla dile getiriyoruz.

EVDEMA her geçen yıl büyüme trendi ile yola devam ediyor. 2014 yılı hedeflerimizin çok büyük bir bölümünü gerçekleştirdik. 2015 yılı ise EVDEMA markası ile yurtdışı açılımlarımızı aktif hale getireceğimiz bir yıl olacak. Gerek Uzakdoğu gerekse Türkî Cumhuriyetler’deki araştırmalarımızı nihai sona getirmek üzereyiz. Uluslararası platformda ülkemizi temsil etme görevini de üstlenmiş olacağız. Bunun yanı sıra parke, aksesuar ve aydınlatma alanlarında yatırımlarımız ve ürün geliştirme çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek. UNICERA 27. Uluslararası Mutfak Banyo Seramik Fuarı, 38. İstanbul Yapı Fuarı İstanbul - 28. Ankara Yapı Fuarı, 9. Uluslararası İdeal Home Züccaciye, Ev Eşyaları ve Çeyiz Fuarı ve ZÜCHEX 25.Uluslararası Züccaciye & Ev Eşyaları ve Elektrikli Ev Gereçleri Fuarında müşterilerimizle bir arada olacağız. Çok yoğun bir 2015 EVDEMA’yı bekliyor. “Dünün rüyası bugünün gerçeği” sloganıyla yeni ufuklara yelken açmaya hazırlanıyoruz.

“Personelimiz yapılan eğitimlerden faydalanarak müşterilerimize daha iyi hizmet verebilecek bilgi donanımına sahip oluyorlar.” TİMDER olarak sektörü sürekli canlı tutan bir yapınız var. Bilgilendirme süreçleri, yapılan eğitim etkinlikleriyle öncü olmaya devam ediyorsunuz. Personelimiz yapılan eğitimlerden faydalanarak müşterilerimize daha iyi hizmet verebilecek bilgi donanımına sahip oluyorlar. Faaliyetlerinizin en büyüğü ise düzenleyicileri arasında bulunuyor olduğunuz UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Seramik Fuarı’dır. Yapı sektörünün ve Türkiye’nin en büyük fuarı olma özelliği ile birlikte, ziyaretçilerine seramik, banyo, mutfak sektörünü yakından tanıma şansı tanırken, sektöre yeni iş fırsatları yakalama, yeni işbirlikleri kurma imkanı sağlamaktadır. Üye olmaktan onur duyduğumuz TİMDER’in başarılarının devamını dilerim.



Bora Osmalı

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Firmalar İnsanlar

Bora Çelik Eşya ve Mob. İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü

Bora Çelik; dedem , babam ve iki amcamın ortak fikirleri ile bir aile şirketi olarak 1976 yılında Eskişehir Baksan Sanayi Sitesi’nde kuruldu. Ben iş hayatıma, 2001 yılında askerden geldikten sonra 120 kişiye hizmet veren restoranımızda işletmecilik yaparak başladım. 2007 senesinde Bora Çelik’in Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınmasıyla atölye mantığı ile yürütülen işler, fabrika kavramına dönüştü. Ben de tam bu süreçte Bora Çelik’e dahil oldum. Bu dönemde işletmecisi olduğum restoran aracılığı ile tanıştığım NG Kütahya Seramik’ten Melih Sargın, metal işi yap-

“Kurumsal kimliğe sahip markalar ile çalışıyor olmak bizi de onlar gibi yenilikçi ve profesyonel olmaya yönlendirdi.". tığımızı bildiğinden bizden stand üretimi yapmamızı talep etti. Onun vasıtasıyla Türkiye’de stand üretimi işine girmiş, aynı zamanda metal sektöründe yeni bir uzmanlık alanına isim vermiş olduk. İlk başladığımızda ayda bir iki iş alıyorduk, bir yandan da pazarda yeni arayışlar içerisindeydik. Ve nihayet Yurtbay Seramik ile el sıkışarak ihtiyaçları doğrultusunda çalışmaya başladık. Tabii bu süreçte maliyetler inanılmaz yüksekti. Para kazanıyorduk ancak markalaşma konusuna yabancı olduğumuzdan işi marka yapma yolunda hiçbir şey yapamıyorduk. Standart bir pazar fiyatı vardı, biz de o fiyat üzerinden ilerliyorduk. Konu aslında uzmanlık gerektiren, detaylı olarak sürekli gelişim gösteril-

68

mesi gereken bir konuydu. Bu alanda Türkiye’de marka olmuş, uzmanlaşmış bir firma da yoktu. Öncelikle bu konuda kendimizi geliştirmek istedik ve o dönem sürekli üretim teknolojilerine yatırım yaptık. Fiyatlarımızı kontrol etmeye başladık, tasarımlarımızı geliştirdik. Detaylarımızı estetik bir bakış açısı ile farklılaştırıp, sağlamlık ve dayanıklılık adına tedbirler aldık. Tüm bunlar yeni müşterileri ve daha büyük talepleri de beraberinde getirdi. NG Kütahya Seramik, Yurtbay Seramik, VitrA, Kale Seramik, Hitit Seramik, Seramiksan ve bunun gibi Türkiye’nin önde gelen seramik firmaları ile çalışmaya başladık. Kurumsal kimliğe sahip bu markalar ile çalışıyor olmak bizi de onlar gibi yenilikçi ve profesyonel olmaya yönlendirdi.


İspanya’da bir showroom açıp, İspanya pazarında söz sahibi olmak istiyoruz. Bizim ürünlerimize baktığınız zaman ağır değil ancak hacim çok olduğu için nakliyesi pahalı ürünler. Buna rağmen işçilik maliyetlerini dikkate alarak İspanya’da fabrika açmayı düşünmüyoruz. Kendi ülkemizden ihraç ederek, bu pazara da hizmet vermeyi planlıyoruz. Dolayısıyla iç pazardaki gücümüzü korumak ve geliştirmekle birlikte, ihracat pazarına da önem verdiğimizi tekrar vurgulamak isterim. Şuan 13.000 m2 kapalı alana sahip üretim tesisimizde, 140 çalışanımız ile ülkemizde bu konuda benzeri olmayan makine parkurumuzla oldukça yüksek adetlerde el skalası, teşhir standları yapmakla birlikte ayda ortalama 350 tip stand üretiyoruz. Geçen sene yaklaşık 4 milyon dolar bir ihracatımız oldu. Tabii bu işlerin dışında farklı işlere de imza attık. Toplam grup cirosu olarak 22.5 Milyon TL’yi yakaladık. “Yılda 3 uluslararası fuara katılıyoruz.” Yurtdışında kalıcı olmak ve marka bili-

nirliğimizi arttırmak adına yılda 3 uluslararası fuara katılıyoruz. Başta UNICERA olmak üzere, CERSAIE (İtalya) ve CEVISAMA (İspanya) fuarlarına katılıyoruz. CEVISAMA’dan hiç vazgeçmedik, çünkü bu kadar büyümemizde bu fuarın çok etkisi oldu. Hem yerel seramik üreticisi hem de toptancı firmalarla buluştuk, arkasından işler çok hızlı ilerledi. Fuarların bize, dolayısıyla da ihracat pazarımıza inanılmaz bir katkısı var. Bu nedenle fuarlar bizim vazgeçilmezimiz. Şimdi yelpazeleri açıyoruz ve mermer fuarlarına katılmaya başlıyoruz. Bu sene İZFAŞ ‘a katılmayı planlıyoruz. Türkiye’de şuan metal işleri sektöründe kalite olarak iyi bir makine parkurumuz var. Türkiye’de toplam 12 tane olan profil-boru lazer makinesinden biri de bizim fabrikamızda. Normal lazer ise zaten 5-6 yıldır mevcut. Otomotik robot makinelerinden, otomatik elektrostatik toz boya tesisine, mobilyayla ilgili HOLZMA ebatlamadan CNC WEEKE freze ve CNC HOMAG bantlama makinaları bünyemizde mevcut. Ayrıca dijital baskı reklam bölümümüzde yeni teknoloji

HP Latex 3000 ve Hp Latex 360’a kadar bütün her şeyi tesislerimizde tam otomatik sistemlerle sağlıyoruz. Makine, otomasyon olmazsa kalite standardınız da olmuyor. Üretimde insan hatasını minimuma indirmek için otomasyona çok önem veriyoruz. Bu nedenle tüm aşamalarda makine yatırımlarımızı yaptık. Gerekli gördükçe de bu yatırımlarımız devam edecek. “Şuan Türkiye’de genç nesildeki en büyük sıkıntı farkındalık yaratamamak. Herkes hazır ve çok kolay para kazanmak istiyor.” Sektörün en büyük sıkıntısı yetişmiş ve yetiştirilecek eleman olmaması. Ailelerin çocuklarını, ilgi ve istekleri doğrultusunda meslek seçimine yönlendirmesi gerekiyor. İyi bir eğitim ve istekle yetişen kaliteli eleman bulmak bu kadar zor olmazdı. Nitekim bütün üretici fabrikaların en büyük sıkıntısı kalifiye eleman yetişmemesi. Meslek liselerinde branşların aktif hale getirilmesi gerektiğini, aksi takdirde bu sistemin ilerlemeyeceğini düşünüyorum. Ülkemizin 500 Milyar Dolar gibi büyük bir ihracat hedefi

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

“İspanya’da bir showroom açıp, İspanya pazarında söz sahibi olmak istiyoruz.” Artık dünya pazarına açılmak istiyorduk ve fiyatlarımız, estetik ve sağlamlılığımız, ürün çeşidi ve kalitemizle iyi bir noktaya geldiğimize inandığımızda bunu yaptık. Pek çok marka olmuş rakip firmaya rakip olma seviyesine geldik. Şuan İspanya ve İtalya’daki; fabrikalarla rekabet ediyoruz. Hatta İtalyanın en büyük stand üreticisine fason stand üretimine de başladık.

Firmalar İnsanlar

“Şuan İspanya ve İtalya’daki fabrikalarla rekabet eder noktaya geldik. Hatta İtalya’nın en büyük stand üreticisine fason stand üretimine de başladık.”

69


"İnsanlara artık hayal etmek yetmiyor, katalog üzerinden ürün satmak artık mümkün değil."

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Firmalar İnsanlar

www.boracelik.com web sitemizden yayınladık. Sosyal medya da bu konu ile ilgili gerekli açıklamalara yer verdik. Genç nesile bir katkımız olursa bizim için büyük mutluluk olacak. Bu projeyle ilgili olarak UNICERA’da da bir lansman yapacağız.

70

var. Evet, bu çok güzel bir hedef ama öncelikli hedefimiz sanayicinin nitelikli eleman konusunda sıkıntı yaşamaması olmalı. Ben üreticiyim, tüm sanayicilerimizin olması gerektiği gibi bu hedefin arkasında durabilmem gerekiyor ama ne kadar otomasyona bağlı sistemler de kursak belli noktalarda nitelikli elemanlara ihtiyaç duyuyoruz. Şuan Türkiye’de genç nesildeki en büyük sıkıntı farkındalık yaratamamak. Herkes hazır ve çok kolay para kazanmak istiyor. “Anadolu Üniversitesi bünyesinde ‘Seramik - Taş - Mermer - Malzeme Sergileme Ünitesi Ödüllü Tasarım Yarışması’ düzenliyoruz.” Türkiye genelinde geleneksel hale getirmek istediğimiz Anadolu Üniversitesi bünyesinde “Seramik - Taş - Mermer Malzeme Sergileme Ünitesi Ödüllü Tasarım Yarışması” düzenliyoruz. Bu yarışmayla amacımız, bünyesinde ağırlıklı olarak fonksiyonel özellikler barındıran ürünlerimize, estetik ve yenilikçi çözümler kazandırmak. Bu noktada tasarım devreye giriyor. Firmamızda, standart olarak üretilen ürünlerimiz haricinde, müşterilerin beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda da ürün tasarımı yapıyoruz. Bu yarışmayı düzenlemekteki asıl amacımız, tasarımcı adayı arkadaşlarımızı, faaliyet gösterdiğimiz sektörle tanıştırmak ve bu alanda yenilikçi ürün fikirleri ortaya konmasını sağlamak. Yarışma Türkiye genelinde gerçekleşecek. 2 Şubat’ta yarışma detaylarını

“Daha büyük katkılar sağlamamız bekleniyorsa ihracatımızı arttırabilmemiz için devletimizin daha fazla desteğine ihtiyacımız var” Biz UNICERA, CERSAIE, CEVISAMA için önemli bir pazarlama gideri bütçesi ayırıyoruz. Tabi ki vizyonumuz nedeniyle bu bütçeleri göze alıyoruz. Ancak bizim vizyonumuz ülke vizyonuna katkı sağlıyor ve ülkemizin hedeflerine daha büyük katkılar sağlamamız bekleniyorsa ihracatımızı arttırabilmemiz için devletimizin daha fazla desteğine ihtiyacımız var. Beklentilerimizi söylerken yapılanlardan da bahsetmek isterim. Bu nedenle şu anektodu da paylaşmak istiyorum. Romanya’dan bir mobilya fabrikasından 2008 model, yaklaşık 14 adet makine satın aldık. Mobilyayla ilgili iyi makinelerdi. Makine parkuru olarak bu makinelere sahip fabrika sayısı çok azdır. Makineleri aldıktan sonra Türkiye’ye getiremedik. Çünkü yerli üreticiyi korumak için Türkiye’ye ikinci el makine sokmak yasak. Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ekonomi Bakanlığı gibi herkesle irtibata girdik. Kaporasını ödediğimiz için, şirket makineleri almazsa kaporalarımızın yanacağını söylüyordu. İnanılmaz zorluk çektik. 2012 yılı Nisan ayıydı, bakanlıktan dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın mail adresini aldım ve hemen bir mail attım. Yarım saat sonra Zafer Bey’in kişisel telefonundan; “Bora

Bey, başarılarınızın devamını dilerim, müsteşarım Ahmet Yakıcı Bey konuyla ilgilenecektir.” şeklinde yazdığı maili geldi. Mailin arkasından akşam saat 21:30 civarında müsteşarımızdan telefon geldi ve toplantıya davet edildim. Bir üretim tesisi satın aldığımız ve bant olarak getirdiğimiz için özel bir belgeyle bu tesisi Türkiye’ye sokmamıza izin verildi. O dönem 1 Milyon Dolar ihracatımız vardı. Şuan 4 Milyon Doları geçti. Bu seneki ciro hedefimiz 35 Milyon TL. İşte bu, devletin sanayicisine destek verdiğinde neler yapabildiğinin bir göstergesidir. Biz de gelecek dönemler için hedeflerimizi daha da büyüterek devam edeceğiz. En belirgin özelliğim; girişken bir kişiliğe sahip olmam ve işimi çok sevmemdir. İşim tüm hayatımın kilit noktası. İşkolik bir insanım ve çok seyahat ederim. 48 saat hiç uyumadan seyahat eder, döner yine işimin başına gelerek zevkle çalışırım.

“Anahtar teslim showroom’lar, fuar işleri yapmak istiyoruz.” Yeni bir gelişme olarak Bora Design adıyla İstanbul’a 650m2’lik bir showroom ve mimari ofis açtık. İşin başında Kale Grubunda 15 sene teşhir tasarım ve perakende mimari tasarım konusunda görev yapmış Yüksek Mimar Tuğba


Çakmak var. Bora Design ile anahtar teslim showroom’lar, fuar işleri yapmak istiyoruz. İlk işimiz olarak Kale Grubu Çanakkale Seramik-Kalebodur’un UNICERA Fuar işini aldık. İnanıyorum ki; gelecek süreçte de önemli, keyifli işlere imza atacağız. Bu showroom bize yurt dışından gelen müşterilerimizi ağırlamak konusunda da önemli bir avantaj sağlayacak.

Buradan Azerbaycan, Irak, İran, Suudi Arabistan, İsrail, Hollanda, Kanada,

Amerika, Belçika, Sırbistan, Rusya, Mısır’a ihracatımız var. Bizim ürünümüz seramik gibi her gün sipariş geçilebilecek bir ürün değil. Firmanın showroom’unu yapıyoruz, 3-5 yıl kullanılıyor. Sonra showroom’u yenileme gereği duyunca yeniden isteniliyor. Türkiye’de hemen hemen her showroom’da en az bir tane ürünümüz var. Yurt dışında İsrail’de inanılmaz bir pazarımız oluştu. Kanada’da da aynı şekilde çok kuvvetliyiz. Güçlü olduğumuz ülkeler sayısını da önümüzdeki yatırım ve pazarlama planlarımızla oldukça arttırmayı planlıyoruz. Seramik üreticileri eskiden ithal firmalardan bizim 3 katı fiyatımıza stand satın alıyorlardı. Şimdi ise onlar bize iş veriyor bizde onlara ekonomik ama kaliteli ürün ve hizmet sunuyoruz. O yüzden onlar bizsiz, biz ise onlarsız olamayız. Biz büyümek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ayda 700 stand üretebilecek üretim kapasitesine sahibiz. İstanbul showroom’umuz sayesinde mimari işlere de girerek daha farklı işler de yapacağız. Ciro hedeflerimizden bir tanesi de sadece stand işi yapmak değil farklı ve daha büyük işlere imza atmak-

tır. Stand satmak, ünite vermek artık bizi tatmin etmiyor. Biz, bundan sonra anahtar teslim işler yapmak istiyoruz. Tasarım ve üretimi birleştirdiğimiz İstanbul Showroom’da Bora Design olarak bu şekilde hizmet vereceğiz. “Türkiye seramik sektörü çok iyi yerlere geldi. Bunda UNICERA’nın etkisi de göz ardı edilemez.” UNICERA bizim için çok önemli, fuar çok güzel yerlere geldi. Fakat UNICERA’yı fuar alanı olarak pahalı buluyoruz. Fuar alanında istediğiniz yer yok. Yedi yıldır aynı yeri kullanıyoruz. Herkes büyümek istiyor ama büyümeye yer yok. Her ne kadar TÜYAP son dönemde büyüme yatırımlarını devreye aldıysa da inanıyorum ki 750 m2 yere sahip olan firmalar da imkan olsa 1500 m2’ye çıkar. Çünkü ürün geliştirme hızı çok fazla, dolayısıyla çok ürün için çok sergileme alanına ihtiyaç var. UNICERA tam anlamıyla oturmuş bir fuar; CERSAIE’deki reklamları, Türkiye Seramik Federasyonu başta olmak üzere fuar paydaşlarının yaptığı işler çok başarılı. Türkiye’de seramik sektörü çok iyi yerlere geldi. Bunda UNICERA’nın etkisi de göz ardı edilemez…

Firmalar İnsanlar

"Türkiye’de hemen hemen her showroom’da en az bir tane ürünümüz var."

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Seramik sektöründe dijital baskı makineleri çıktıktan sonra sektör çok büyük bir çağ atladı. Herkes yeni fuarlar için minimum 15 yeni ürün yapıyor. Bu ürünleri piyasa çıkarmak sergilemek için standa ihtiyacı var. Herkeste bu algı oturdu. Yeni ürün yapılacaksa bunu iyi sunmak zorundasınız. İnsanlara artık hayal etmek yetmiyor, katalog üzerinden ürün satmak bizim ülkemizde artık mümkün değil. Tüketici o ürüne dokunacak, bakacak, hissedecek. Dünya artık bu standarda geçti. Seramik standı üretiminin yanında seramik panolarına gönderilen seramikleri de yapıştırıyoruz. Dijital baskılı panolar varsa eğer dijital baskılarını da sıvıyoruz ve sıvadığımız yerde dijital baskılara bütün uygulama işini yapıyoruz. Tamamen hizmet satmaya başladık. Önceden stand, sunta, seramik, reklam, dijital baskı, dijital sıvama birimlerinin işleyişi ayrı olurdu. Biz bunların hepsini tek kalemde yapıyoruz ve müşteri tek bir kişiyle muhatap oluyor. İnsanların en çok istediği şeyi onlara veriyoruz, hizmeti satın alıyorlar. Sektör de artık biliyor ki ürüne göre tasarım, stand yapılmadan ürünü hak ettiği değerde sergilemek mümkün değil. Hak ettiği değerde sergilenmedikçe de ürünün müşteriyi olması gerektiği ölçüde etkilemesi, dolayısıyla da hak ettiği ölçüde pazarlama ve satışının sağlanması mümkün değil. Bu nedenle artık sergileme kültürümüz oturuyor.

71


Ahmet Hakan Baziki

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Sahadan

Elmor Tesisat Malzemesi Ticaret A.Ş. Toplu İşler ve Satış Geliştirme Müdürü

1968 İstanbul doğumluyum. İlk ve ortaokulu babamın memur olması nedeniyle Şanlıurfa - Kahramanmaraş - İstanbul üçgeninde tamamladım. Lise öğrenimimi Suadiye Lisesi’nde tamamlamamın ardından Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Makina Mühendisi olarak mezun oldum.

“Altyapımda oluşan pazarlama kökenim ile markanın gücünü birleştirmiş durumdayım.”

1991-1995 yılları arasında toplu konut projelerinin yoğun olduğu dönemde, emlak bankası projelerinden İzmit Yahya Kaptan ve Ataşehir projelerinde bulundum. İlgili dönemde hem taşeron hem de kontrol mühendisliği tarafında görev aldım. Her iki pozisyonun da zorlukları vardı. Ancak bu çalışmalar benim için büyük bir tecrübe kaynağı oldu.

İşler ve Satış Geliştirme Şefliği, İstanbul Bölge Şefliği olarak devam etti. Şu anda da Toplu İşler ve Satış Geliştirme Müdürü görevini yürütmekteyim.

Kısa dönem askerlik görevimi yerine getirmem sonrasında, 1996 senesinde Elginkan Topluluğu’nun bir iştiraki olan Valf Sanayi A.Ş.’de Satış Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Daha sonra topluluğumuzun satış şirketi olan Elmor Tesisat Malzemesi Ticaret A.Ş.’ye transfer oldum. Elmor A.Ş.’de pazarlama departmanında Ürün Sorumlusu olarak başlayan görevim; Bursa Bölge Şefliği, Toplu 72

“Amacımız; geçmiş dönemde satış yaptığımız müteahhit firmalarımızı elimizde tutmak, birlikteliğinde de yeni müteahhitler kazanmaktır.” Şirketimiz kaliteye çok önem vermektedir. Bu bağlamda 2000-2005 yılları arasında pazarlama departmanı olarak yoğun eğitimler aldık. Bu eğitimler sonucu pazarlama kökenli satış müdürü pozisyonu doğmuş oldu. Aldığımız eğitimler sonucu satışın bir ikna sanatı olduğunu öğrendim. Altyapımda oluşan pazarlama kökenim ile sektörde bulunan en güçlü markanın gücünü birleştirmiş durumdayım.

Toplu İşler ve Satış Geliştirme Müdürü olarak tüm ekip arkadaşlarıma güçlü marka ile çalışmanın avantajlarını sürekli olarak hatırlatıyorum. Elimizde olan bu gücü kullanırken de bu güçten yemek değil, tersine bu güce güç katmamız gerektiğini vurguluyorum. Bizler bunu sağladığımız ve büyük bir marka ile çalışmanın sorumluluğunu bildiğimiz sürece bu güçten faydalanmaya devam edeceğiz. Departmanımız çok hareketlidir, sürekli yeni projeler ile çalışmaktayız. Amacımız; geçmiş dönemde satış yaptığımız müteahhit firmalarımızı elimizde tutmak, birlikteliğinde de yeni müteahhitler kazanmaktır. İşimizi yaparken en büyük avantajımız; vakıf şirketi olmamız, bu zamana kadar sürdürdüğümüz karşılıklı


“Bir ürünün satılması tabii ki önemlidir. Ancak satış sonrası ürününüzün arkasında durabilmek satışı yapmaktan çok daha önemlidir.”

“Bence gerçek satış; toplu projelere yapılan satışlardır.” Proje pazarında rekabet çok yoğun yaşanmaktadır. Bayilerimize yapılan satış, benim stoğumda bulunan ürünlerin bayi stoğuna taşınması anlamına gelmektedir. Bize düşen; ürünlerin bayi raflarından kullanıcı montajlarına kadar geçen sürecin doğru belirlenmesi ve takip edilmesidir. Bu nedenle bence gerçek satış; toplu projelere yapılan satışlardır.

“Minimum karlılık ve barter talebi yapı malzemesi satıcılarımıza zorluklar yaşatmaktadır.” Projeler açısından baktığımızda, konut satışlarının hızlı devam ettiği dönemlerde sorun yaşanmamaktadır. Ancak konut satışlarında durağanlık dönemlerine girildiğinde barter satışları gündeme gelmektedir. Barter uygulaması müte-

ahhit firmaların işine gelmekte ancak yapı malzemeleri satıcılarını zora sokmaktadır. Yapı malzemesi satıcıları işi almak istemekte ama barter için ilave sermaye gerekliliği doğmaktadır. Barter demek; satıcının yapmış olduğu ticarette, işletmenin sermayesinden para çekmek anlamına gelmektedir. Bunun sonucu da işletmenin sermaye yapısında azalma ve ticarette hareket kabiliyetinin azalması demektir. Bu rekabet ortamında; minimum karlılık ve barter talebi yapı malzemesi satıcılarımıza zorluklar yaşatmaktadır. Günümüzde kalite bilinci tüm müteahhit ve nihai kullanıcılarda gelişti. Mevcut durumda arayış; kaliteli ürünün uygun fiyata alınmasına yöneliktir. Fiyat ise bir yere geldikten sonra durmakta, ürünü öne çıkaran üstün özellikler konuşulmaya başlanmaktadır. Kalite bilincinin öne çıkması kısa vadeli çözümler yerine, uzun vadeli ve kalıcı çözüm arayışlarını gündeme taşıdı. Bu sonuç kurumsal firmalara yönelim, satış sonrası hizmetlerin öne çıkartılması ile sağlanabiliyor. Türkiye genelinde olası deprem beklentisi paralelinde hız kazanan Kentsel Dönüşüm projeleri, konutlara belirli standartlar getirmektedir. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde kentsel dönüşüm projelerinin artması ile yapı malzemeleri satıcılarımız açısından satışlarımızın iyi gideceği bir 10 yıl beklemekteyim.

Sahadan

Rahmetli Topluluk Başkanımızın bize bıraktığı en büyük görev; ebedi müessese olmamız gerekliliğidir. Bizler bu sorumluluk ile çalışmaktayız. Bu bağlamda çalışma arkadaşlarıma her zaman; sakın arkanızda eksik iş bırakmayın, ziyaret ettiğiniz her noktadan olumlu referans ile ayrılın, bunu asla unutmayın diye vurguluyorum. İyi bir ekip olmamızın da etkisiyle onlarda her zaman bu bilinçle hareket ediyorlar.

Departmanımız çok önemli görevler üstlenmektedir. Esas amacımız satış geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesidir. Proje yöneticileri ile ve kontrolörlüklerle (Emlak GYO-TOKİ) çözüm ortağı şeklinde çalışmaktadır. Islak hacimlerin doğru planlanması, doğru ürün seçimi ve ürünlerimizin üstün özelliklerinin anlatımı ile sağlanmaktadır. Ürününüzü doğru tanıtınca, doğru ürün - doğru fiyat yapısı ile başarılı satış yapabilmektesiniz. Kurumsal firma olmanın gerekliliklerinin başında gelen satış sonrası hizmet verebilme yetisi rekabette de aranması gereken vazgeçilmez bir özelliktir. Topluluğumuzun en güçlü yanlarından biri de satış sonrası hizmetler birimimizin başarısıdır. Bir ürünün satılması tabii ki önemlidir. Ancak satış sonrası ürününüzün arkasında durabilmek satışı yapmaktan çok daha önemlidir. Bu bilinç ile satış sonrası hizmetlerimizi yürütmek üzere kurulan ve Türkiye’de yaygın servis ağı bulunan Emar A.Ş. bize değer katmaktadır.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

güven ilişkilerimiz, temsil ettiğimiz markaların ürün kalitesinin etkisiyle sektörde en güvenilir firmalardan birisi olmamızdır. Geçtiğimiz dönemlerde yaşanan ekonomik krizlerde üretici firmalar mal veremez iken biz mal vermeye devam ettik. Yine dönem satışı yaptığımız zamanlarda bayilerimiz diğer firmalar ile bağlantı yapmaya çekinirken, şirketimiz önemli bir liman olmuştur.

73


Ozan Bük

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Geçerken Uğradık

Neyzen İnşaat San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı - Genel Müdür

Şirketimiz ticari faaliyet hayatına 1990 yılında Özyurtlar İnşaat ve Yapı Malzemeleri ünvanı ile başlamış, 2009 yılından günümüze profesyonel perakendeciliğe Neyzen Yapı Market olarak devam etmektedir. Dekoratif ev aksesuarlarından, mobilyaya, aydınlatmadan boyaya 20 bin farklı kategoride ürünü, uygun fiyatlarla müşterilerimize sunmaktayız. Neyzen’in ürün gamına bakıldığında, genel mağazacılık anlayışından ziyade bir yapı market organizasyonumuz bulunuyor. Yaklaşık 80.000 ürün çeşidiyle ticaretimize devam ediyoruz. Bu geniş ürün yelpazemizi perakende pazarında olduğu gibi, proje pazarında da aktif şekilde kullanıyoruz. Proje bazlı veya toptan bazlı çalışmalarda, fabrikalarla birlikte hareket ediyoruz.

“80.000 Ürün Çeşidiyle Profesyonel Perakendeciliğe Devam Ediyoruz.” Kaliteli iş gücümüz ile bizi tercih eden bayilerimizin arasında; NG Kütahya Seramik, Weber, Marshall Boya, İzmir Fırça, Turkuaz Seramik, KYK Yapı Kimya-

salları, Newarc, AKG Gazbeton, Hakan Plastik, Atışkan Alçı, Pera Boya, Vip-Tec el aletleri yer almaktadır. Diğer yandan da Türkiye’nin önde gelen firmaları ile

Şirket olarak, inşaat ve yapı malzemeleri konusunda A’dan Z’ye bütün ürün gruplarının tedarikçiliğini yapıyor ve barkodlu sistemle çalışan 20,000 çeşit ürünü müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Esenyurt Merkez Mağaza

74


“Öncelikli hedefimiz bulunduğumuz ve güçlü olduğumuz bölgede zincir mağazalar haline gelmektir.”

“Franchise talepleri alıyor ve bununla ilgili de çalışmalar yapıyoruz.”

“Geleceği Parlak Olan Yapı Market Sektörü, Hükümetin de Desteğiyle Daha da Büyüyecektir.” Konut sektörü geliştikçe yapı malzemeleri pazarı da aynı oranda genişliyor. Ulusal yapı marketlerin öne çıktığı sektörde toptan ve perakende alanında yenilikçi, aktif ve üretken olmak zorundayız. Sektörde uygulamaya çalışılan iki farklı satış trafiği bulunuyor. Öncelikle, toplu konut projelerine dayalı sistem, ikinci olarak perakende pazarında, nihai tüketiciye hitap edilen sistemdir. Neyzen olarak biz, bu bağlantılı iki sistemi 25

yıldır profesyonelce devam ettiriyoruz. Fabrikaların ürün gamlarını arttırması ile birlikte yapı market sektörü de aynı oranda hız ve canlılık gösteriyor. Neyzen Yapı Marketleri %100 kurumsal yapısı ile bu yükselişe kolayca ayak uydurabilmektedir. Geleceği parlak olan yapı market sektörü devam eden süreçte hükümetin de desteğiyle, muhakkak daha da büyüyecektir. Günümüzde ekonomiye can veren en önemli sektörlerden biri de; inşaat sektörüdür. İnşaat sektörünün büyümesi, yapı marketlerin de ciddi hız kazanmasına katkı sağlamaktadır. Bizler de hem perakende hem de toptan alanında hızlıca ilerliyor, her gün biraz daha gelişerek sektörde payımıza düşeni alıyoruz.

Neyzen Yapı Marketleri’ni sektörde zincir mağaza yapabilmek adına hız kesmeden faaliyetlerimize devam ediyoruz. Esenyurt bölgesinde 25 yıldır faaliyetine devam eden şirketimiz küçük bir nalbur dükkânından bugün 500 m2’lik 3 adet mağazası, 8.000 m2 kapalı ve açık lojistik depoları olan büyük bir müessese haline gelmiş bulunmaktadır. 2015 yılı içerisinde fizibilitesi yapılmış, açmayı planladığımız 3 mağazamız var.

Bahçeşehir Mağaza

Geçerken Uğradık

Başarımızdaki en büyük pay hiç şüphesiz 24 yıldır değişmeyen profesyonel iş anlayışımız, tecrübeli ve güler yüzlü personelimiz ve en kaliteli ürünleri en uygun fiyatla ve zamanında müşterilerie sunuyor olmamızdır. Hedefimiz Türkiye’de %100 yerli sermayeyle sektörde lider bir şirket yaratmaktır.

Diğer yandan da, işinde ve konusunda profesyonel 50 kişilik bir ekiple hem perakende hem de toptan alanında müşterilerimize en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

de resmi tedarik çalışmalarında bulunuyoruz. DAP Yapı, Dumankaya İnşaat, İnanlar İnşaat, Kuzu Grup, BakYapı İnşaat, Pelit, Vakko, LCW, Eser Hotel bizi tercih eden kurumlar arasında yer almaktadır.

Öncelikli hedefimiz bulunduğumuz ve güçlü olduğumuz bölgede zincir mağazalar haline gelmektir. Mağaza yatırımlarımızı da buna göre yapıyoruz. Ticarete uygun gayrimenkuller geliştiriyoruz. Önemli sayıda franchise talepleri alıyor ve bununla ilgili de çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. İstanbul’da seçili yerlerde kendi mağazalarımızı, Anadolu’da ise franchise sistemi kurmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin önemli bölgelerinden franchise talepleri bulunuyor. Onları değerlendiriyor, aynı zamanda da sistemlerimizi buna gore yapılandırıyoruz. NŞehir Mağaza

75


“Değişime Ayak Uyduruyoruz, Yeni Fikirlere Her Zaman Açığız.”

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Geçerken Uğradık

Kurumsal şirketlerin ayakta durabilmesi için yeni fikirlere açık, yükselebilmesi için ise gerekli tüm değişiklikleri kabul edebilir olması gerekir. Biz, hem tedarikçilerimizi, hem de müşterilerimizi dinleyerek en iyi sonucu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yönetim olarak verilen kararların ve ortaya çıkan sonuçların arkasında durmakla sorumluyuz. Neyzen’in logo değişim süreci de bu düşüncemizin bir ayağıdır. Yeni logo ve maskotla Neyzen’in sektördeki gelişimine katkı sağlamayı hedefledik. Şirketlerin gelişmesi ve sektördeki yerini koruyabilmesi adına pazarlama ve PR faaliyetlerine yatırım yapması gerekir. Pazarlama bir şirketin olmazsa olmaz bölümlerindendir. Neyzen Yapı Marketleri’nin gelişimine katkı sağlayacak tüm pazarlama faaliyetlerine sıcak bakıyoruz ve uyguluyoruz. Değişime ayak uyduramayan, kendini geliştirmeyen şirketler yok olmaya mahkumdur.

“Kar Sağlayamayan Bir Şirketin Yaşama Şansı Yoktur.” Rekabetin oldukça yoğun olduğu yapı market sektöründe şirketin ayakta durabilmesi için kar elde edebilmesi gerekir. Kar sağlamadığı takdirde şirketlerin yaşama, ayakta kalma şansı yoktur. Büyük satışlar gerçekleşebilir ancak bu satıştan elde edilen kar önemlidir. Ney-

76

“Pazar Payına Sahip, Tercih Edilen Bir Şirketiz.”

zen olarak perakaede ve toptan bölümümüzde üzerinde durduğumuz en önemli konular arasında kar payı yer almaktadır. Çalıştığımız tedarikçileri buna göre seçiyor, şirketlere bu anlamda önerilerde bulunuyoruz. Özellikle bayilik yönetiminde şirketlerin yapısını, bize olan desteğini, piyasadaki yerini ve bize kazanç sağlayacak tedarikçilerimiz ile yolumuza devam ediyoruz.

İnşaat malzemeleri satışlarının tercih sıralamasında en üstlerde yer alıyoruz. Sürekli üzerinde durduğumuz ve altını çizdiğimiz “Ücretsiz Nakliye” hizmeti tercih edilme sebeplerimizin başında geliyor.

Yapılan satışlarda, kendi yapmış olduğumuz konut projelerinin de bayilik üzerinde aktif bir rolü bulunuyor. Kotaları doldurma ve hedeflere ulaşma konusunda hızlı hareket edebiliyoruz. Bu durum fabrikalara ve sanayicilere katkı sağlıyor. Mevcut avantajlarımızı en iyi şekilde kullanmaya gayret ediyoruz.

Lojistik birimimiz nakliye konusunda gerekli tüm güce sahip. Müşterilerimizin yardıma ihtiyacı olduğunda sunabileceğimiz, 25 yıldır eleyerek oluşturduğumuz, işini en iyi şekilde yapan uzman kadro portföyümüz de şirketimizin tercih edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.



İsmail Özkan

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Geçerken Uğradık

Özkanlar Seramik Dek. Orm Ür. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Firma Sahibi

ÖZKANLAR SERAMİK

78

Trabzonluyum. Hayatım süresince önce Adapazarı sonra Karasu ve son durak olarak İstanbul’da ikamet ettim. Sektöre; hiç alakam yokken, tesadüfen girdim diyebiliriz. Karasu’da deniz kenarında ufak bir büfem vardı. Sezon bitince Eylül ayında İstanbul’a geldim. Kartal Köprüsü’nde bulunan As2000 Market’te amcamın oğlu iç dekorasyonla ilgileniyordu. Tuncay adında çok sevdiğim bir arkadaşım ise bir nevi depoculuk yapıyor, fabrikalardan gelen malzemeleri teslim alıyor, istifliyordu. Amcamın oğlu vasıtasıyla o dönem As2000’in sahibiyle tanışma fırsatımız oldu. Kendisi geldiğimin ertesi günü bana birlikte çalışma teklifinde bulundu. Evim, işim her şey Karasu’daydı. Kendisi ev, iş her konuda yardımcı olacağını belirtti. Tuncay’ın bu işin çok zevkli olduğu hakkındaki yorumlarıyla da sohbet ederken bir anda karar vererek tamam kalıyorum dedim. Kalacaksam da kendi ayaklarım üzerinde durmam, hiç kimseye yük olmamam gerekir diyerek bir ev tuttum.

“Sektörün içinde tanıdığım tanımadığım herkes benim dostumdur.” “Özkanlar Yapı’yı sıfırdan, hatta sıfırın altında diyebileceğimiz koşullarda kurdum.” İşe ilk başladığımızda ürünler gelmeye başladı; çiviler, keserler, kazmalar… Bunlar çok ağır malzemeler, bunlarla nasıl uğraşacağız? Bu işin keyfi nerede? diye düşündüm. Raflara ürünleri dizer, gelen gidenle ilgilenirken sektöre ısınmaya başladım ve devamı da geldi. Burada 2-3 ay kadar çalıştıktan sonra Dumankaya Yapı bir market açmaya karar verdi. Tanıdığım kimseler değildi. Ben Kağıthane’deyim onlar Anadolu Yakası’ndalardı. Bir vesileyle görüşmeye gittik ve anlaşmamızın ardından 11 yıl sürecek olan Dumankaya Yapı süreci başladı. Tabi bu süre içinde hem

sektörü benimsemem hem de tecrübe edinmem adına bana önemli katkılar sağladı. Dumankaya’dan ayrıldıktan sonra yine bir akrabamız ile beraber ortaklığımız oldu ama çok yürümedi. Onların Adapazarı’nda benim İstanbul’da olmam, bölgesel çalışma sistemlerinin farklı olması bizi ayrılığa götürdü. Böylelikle kendi namıma ticaret yapmaya karar verdim. Özkanlar Yapı’yı sıfırdan, hatta sıfırın altında diyebileceğimiz koşullarda kurdum. Mücadele ile geçen yıllar sonucunda da çok şükür bu noktaya geldik. “3-4 Milyon ciroya çok derken şimdi 15 Milyon’u beğenmez olduk.” Graniser’den ilk bayilik aldığımızda fir-


“Fabrikaların biraz dik durması lazım. Her fabrika her yere mal satarsa biz kime mal satacağız?” Bugünkü koşullarda 22 kişiye istihdam sağlıyoruz. Yakın zamanda pazarlama için 2-3 kişi daha almayı hedefliyoruz. Artık oturarak bir şey olmuyor, müşteri ayağıma gelsin devri bitti. Müteahhitler artık gerçekten işi biliyor. Fabrikalardan da neredeyse bizim aldığımız fiyatlara bir kamyonluk mal alabiliyorlar. Dolayısıyla müteahhit şantiyeden çıkmadan işi çözmek gerekiyor. Türkiye’de 380 Milyon civarında seramik üretimi söz konusu, bunun 230 Milyon’u piyasaya dağılıyor. Geriye kalanlar ise rekabeti attırmak karlılığı düşürmek için üretilen stok fazlası oluyor. Fabrikalar 3-5 palet malı da bayilere, şantiyelere dağıtmaya başladı. Bizler birilerini alt bayi yapıyoruz, teşhire seramiği veriyoruz ve güzel bir yol çiziyoruz. Sonra tam satışa başladığı anda fabrika 10 lira olan malı 9,5’a veriyor. Kaç tane böyle olay yaşadık. Alt bayi yapıyorsun bakıyorsun 6 ay sonra fabrikalar 3-5 palet mal vererek onunla ticarete başlamış. Şuanda böyle bir sıkıntımız var. Fabrikaların biraz dik durması lazım. Her fabrika her yere mal satarsa biz kime mal satacağız? Biz alt segmentteki fabrikaları eleştiriyoruz. Dik dursunlar her fabrikanın bir müşterisi vardır. Seramiği üret doğru yerleri bulursan onu mutlaka satarsın. Fiyat endeksli satışlar bizi çok üzüyor.

Benim şuanda 16-17 tane okul müteahhitim var. Ayrıca TOKİ’ye iş yapıyorum. Hastahaneler, belediye konakları v.b. kamu binaları pazarında yan ürünler olarak oldukça iyi durumdayız. Tabiki daha da iyi yerlere gelmek için gayret ediyoruz. “Bizim sektörde her firmanın ayakta kalması için perakende satışlara önem vermesi gerekiyor.” Satış ağırlığımızda perakende payımız %25 bantındaydı, şuanda %40’lara çıkardık. Bunu %50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Çünkü bu sektörde ayakta kalmak için perakende pazarına önem verilmesi gerekiyor. Diğer pazarların tümünde kağıt parçası diyebileceğimiz çeklerle iş yapılıyor. Perakende pazarındaysa daha uygun kar marjlarıyla nakit kaynağı yaratıyor. Ben rakip tanımlamasını hiç sevmiyorum. Sektörün içindeki tanıdığım tanımadığım herkes benim dostumdur. Bizler birbirimize faydalı olmak zorundayız. Rakip diye nitelendirdiğimiz insanların, firmaların bana faydası, benim de onlara faydam var. Hepimiz birbirimizi besliyoruz. Örneğin Tuzla mağazamızın yanında başka markaların da mağazalarının olmasını çok isterim. Bu tüm mağazalara katkı sağlar. Bu durum Kartal köprüsünde yaşanıyor. Birçok markanın mağazası var. Bunun bir sonucu olarak da orası artık kendi başına müşteri çeken bir pazara dönüşmüş durumda. Her markanın ayrı bir müşterisi var.

Geçerken Uğradık

“Eskiden küçük bir depom olsun 3-4 kamyon mal satalım derdim. Şimdi ne depo yetiyor, ne mağaza sürekli bir yatırım ihtiyacı doğuyor.” 2009 yılında 270m2 olan Pendik’teki ilk mağazamızı kurduk. Daha sonra Kaynarca Yanyol’da içinde 1000m2’lik depomuzu açtık. Depo diye tuttuğumuz yerde güzel işler olmaya başlayınca 150m2’lik bir showroom oluşturarak pazara daha iyi hizmet vermeye özen gösterdik. Daha sonrasında da Tuzla’da 450m2’lik bir showroom açtık. 2013’de üst katımız boşalınca orayı da bünyemize katarak yaklaşık 1000m2 bir showroom’a sahip olduk. Tuzla, Gebze organize sanayi gibi canlı bir pazara hitap ettiğinden bu showroom bize güzel katma değer sağladı. İstanbul; Tuzla, Orhanlı, Aydınlı tarafına doğru büyüdüğü için bölge pazarından faydalanmak adına çok doğru bir yatırım oldu.

mağazada belki farklı bir yapılanma içine de girebiliriz.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

manın Genel Müdürü Erol Hacıoğlu’nun bana çok büyük katkıları oldu. “Beklentilerimizi karşılamak ve bu işi idame etmek için 2-3 milyon ciro yapsan yeterlidir” demişti. Erol Bey bu rakamları ifade ettiğinde hedef çok büyük gerçekten bu rakamları yakalabilir miyiz diye düşünüyordum. Daha ilk yıldan bu ciroları yakaladık. Yolumuza her geçen yıl bu rakamları katlayarak devam ettik ve şimdi iyi bir noktaya geldik. Artık hedefler büyüdü. O dönemde 3-4 Milyon ciroya çok derken şimdi 15 Milyon’u beğenmez olduk. Türkiye genelinde Graniser bayileri arasında ilk 4’deyiz, neden 2 ya da 3 değil? diyerek hedeflerimizi belirliyor, mücadele ile yolumuza devam ediyoruz. Her sene seramik anlamında %35-40 büyüyoruz. Bu büyüme sürecine de devam edeceğiz.

Büyüdükçe tabi sıkıntılar ve ihtiyaçlar da büyüyor. Eskiden küçük bir depom olsun 3-4 kamyon mal satalım derdim. Şimdi ne depo yetiyor, ne mağaza sürekli bir yatırım ihtiyacı doğuyor. Bu nedenle Kartal’da sektörden bir arkadaşımla 3,5 dönümlük bir depo daha tuttuk. Şimdi de Kurtköy veya Orhanlı taraflarında yeni bir yer arıyoruz. Nisan ayına kadar Bostancı, Göztepe taraflarında veya Avrupa Yakası’nda yeni bir mağaza açma düşüncemiz de var. Bu

79


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Geçerken Uğradık

heyecanları kaybolmuş. Bu bizim için çok tehlikeli. Türkiye’nin başarısının heyecandan ve hevesten kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Şuanda o heves biraz kaybolmuş durumda. 2015 yılı zor bir yıl olacak şeklinde öngörüler var ama ben buna hiç katılmıyorum. Bizim böyle kötü bir huyumuz var. Her yıl için bir öncekinden daha kötü olacak diye kendi kendimizi demoralize ediyoruz. Her sene bu söylenti oluyor ama bu seneki durum öyle değil, biraz daha farklı. Geçen seneden bu seneye %25 daha fazla konut ruhsatı verilmiş. Bu doğrultuda yaklaşık 950 bin adet konut yapıldığını ve satıldığını düşünürsek %25’ine baktığımızda 220 bin adet daha fazla konut yapıldığını görüyoruz. Bu konutlara bizler malzemesini satacağız. Bu sene havalar çok sert bir giriş yaptı. Sanki bu hava şartları, yılbaşı derken sektör etkilendi. Bir durağanlık olduğu zaman herkesin kenara çekilmesi gibi bir alışkanlığımızın da olması nedeniyle bu durağanlık daha da arttı. Baktığımız zaman karamsarlık olması için hiç bir neden yok. Geçen sene 2 tane seçim atlattık, bu sene bir seçim var. Ondan sonra da 4 yıl boyunca bir aksilik olmazsa Türkiye’nin önü açık. Bence insanların son dönemde çok koşmasından kaynaklı bir yorgunluğu var. Bu da durgunluğu getiriyor.

Geçenlerde Esenyurt’ta bir arkadaş ile konuşuyoruz, bir cadde üzerinde 17 ayrı marka olduğunu söyledi. Bunun içinde bütün markalar var. Tabiki rekabet var ama bu birlikteliğin getirdiği müşteri çekme etkisi rekabetin dezavantajlarını hiç görülmeyecek bir noktaya çekiyor. Zaten ben de rekabeti çok severim. Hem kendinizi geliştirmenizi, hem de pazara güzel güzel bir katkı sağlar.

“Bu durgunluğun ana kaynağı karamsarlık ama bu karamsarlığın niye olduğunu anlamıyorum.” 80

Ben sektörden çok ümitliyim, hayatta her şeye pozitif yönden bakarım. İyi baktığım zaman; iyi olur diye düşünürüm ama son zamanlarda özellikle de 2 aydır sektörde inanılmaz bir durgunluk var. Bu durgunluğun ana kaynağı karamsarlık ama bu karamsarlığın niye olduğunu anlamıyorum. Nalburundan müteahhitlere hiç kimsede bir heves yok. Sanki o

Kriz beklentilerine ben çok fazla inanmak istemiyorum. Öyle bir şey olursa en büyüğünden en küçüğümüze kadar vay halimize. Çünkü Türkiye’de insanlar gerçekten büyüyor ama bankalardan büyüyorlar. Herhangi bir inşaat firmasını düşünün, bize geriye döndüğü zaman 100-150 tane firmaya birden sıkıntı verir. Bu çok zor bir durum olur. Umarım böyle şeyler yaşanmaz.


Siyasete baktığınız zaman hep kavga dövüş, öyle tuhaf şeyler oluyor. Artık televizyonu 2-3 gün açmıyorum. İnternete bakıyor, hemen kapatıyorum. Biz ticaretle uğraşan insanlar, bu ortamda iş olur mu diye düşünüyoruz. Halbuki insanların parası var ama siyasete takılarak iş yapmak istemiyor. Bence birazcık siyasetin yumuşaması lazım. 2-3 aydır piyasada şirketleri satın alıp değerinin 2-3 katına piyasaya satmaya çalışan ve satan firmalar var. Buna bizim sektördeki arkadaşların çok dikkat etmesi lazım. Bir de biz ticaret yaparken çok hesapsız hareket ediyoruz. Bizde; Ahmet, Mehmet yaptı ben neden yapamıyorum? diye bir algı var ama hiç bir şey dışardan bakıldığı kadar kolay değil. Benim çok arkadaşım benimle beraber çalışırken ayrıldı ve mağaza açtı ama hepsi kapattı. İş yapmadan önce mal satabileceğin insanların olması önemli. Hangi çevrede kime mal satabilirim dikkat etmek lazım. Bu sektörde insanın mal satacağı çevresi iyi değilse, her çekle müşteriye mal satıyorsa, o insanların en büyüğünden küçüğüne kadar ayakta durma şansı yok. Bakıyoruz her ay birileri sıkıntıya giriyor ve batıyor. Ondan sonra altını eşelediğimiz zaman bakıyoruz ki; verilmeyeceğini bildiğimiz firmaya batak vermiş. Diyoruz ya rakip değiliz ama bazıları rakip görüyor. Mal satarken hiç kimse kimseyi arayıp sormuyor. Batak verdikten sona ben şuna batak verdim. O kişinin batak olduğunu hemen hemen çoğu kişi biliyor. Gizli yapıyor satışı el altından, o çekler dönmeye başlayınca neden bizi uyarmadın oluyor.

“TİMDER Dergisi’nin her sayısını sayfa sayfa okurum. 15- 16 senedir sektörde her şeyden TİMDER sayesinde haberdarım. Sektördeki birçok insanı da TİMDER sayesinde tanıdım.” TİMDER çok sevdiğim ve çok saydığım bir kurum. Ben 1998’den beri her dergisini okuyorum. Sektördeki bütün abilerimizin geçmişini oradan okuyarak öğrendik. Hayaller kurduk. Bugün çok şükür biz de o derginin içinde yer buluyoruz. Onları okumasaydım bu heyecan ve hevesi duyamazdım. Aynı zamanda TİMDER’in konferans, turnuva, fuar gibi çok değerli organizasyonları var. TİMDER sektörümüz için ciddi bir güç. Keşke bu değerli işlerin sayısı artsa. TİMDER eğitim seminerleri de çok önemli. Çalışanlarımız yeni çıkan programları, sektördeki gelişmeleri, yenilikleri TİMDER sayesinde öğreniyor ve kendilerini geliştiriyor. Mesela bana TİMDER’den sürekli mailler geliyor. Şu kanun değişti, vergide oranlar böyle oldu şeklinde bilgilendirici içerikler gönderiliyor. Bu konuları bizler de mali müşavir gibi TİMDER’in sayesinde öğrenmiş oluyoruz. Haberleri, yenilikleri TİMDER’den takip ediyoruz. TİMDER Dergisi’nin her sayısını sayfa sayfa okurum. 15-16 senedir sektörde her şeyden TİMDER sayesinde haber olduk. Sektördeki birçok insanı da TİMDER sayesinde tanıdık.

TİMDER’in eksiği nedir? Beklentileriniz nelerdir? diyorsunuz ama TİMDER’den ziyade üyeler olarak bizim çok eksik olduğumuz konular var. Mesela en son gerçekleştirilen TİMFED Zirvesi’ne birkaç arkadaş gelmeyi düşündük. Organize olup gelemedik. Yok bugün çekim var, yok işim var diyerek böyle değerli bir organizasyona katılım sağlayamadık. Bu tarz etkinliklere mutlaka katılmak gerektiğini düşünüyorum. Giden arkadaşlarım vardı, çok verimli olduğunu, çok değerli katılımcılar olduğunu, çok bilgilendirici konuların işlendiğini ilettiler. Bahanelerin arkasında sığınmamamız gerekiyor. Bir de TİMDER’de yeni yüzlerin, farklı seslerin olmasının, ulaşılamayan alanlara ulaşmakta faydalı olacağını, aynı zamanda bizleri geliştireceğini düşünüyorum. TİMDER benim için çok değerli, biz her yıl futbol turnuvasına katılım sağlıyoruz. Bu sayede farklı insanlarla da iş yapma şansımız da doğuyor. Mesela Kalekim’le yeni bir iş birliğimiz var. Turnuva sayesinde tanıştık ve iş geliştirdik. Bu tarz etkinliklerin bu yönden de çok faydasını görüyoruz. Her sene değişik insanlarla tanışıyorum. Benzeri sosyal etkinler de yapılabilir. Bowling mesela güzel bir sosyalleşme alanı olabilir.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Bizim sektörün en önemli sıkıntılarından bir tanesi de yurt dışındaki gelişen olayların bizi etkilemesi oluyor. Bizim sektörün yurtdışı pazarlarına baktığımızda; Kuzey Irak’ta çok ciddi daralma var. Libya’da sıfıra yaklaştı ki çok ciddi anlamda mal sattığımız yerdi. Aynı şeyler Suriye’de de geçerli. Bizim içimizden çok dıştaki olaylardan dolayı Türkiye sıkıntıya girebilir diye düşünüyorum. Bu durumda da biz zaten kriz yaşamaya alışmış bir milletiz. Öyle yada böyle bir yolunu bulup düzlüğe çıkarız.

Geçerken Uğradık

“Biz ticaret yaparken çok hesapsız kitapsız hareket ediyoruz. Hiç bir şey dışardan bakıldığı kadar kolay değil.”

81


Av. Murat Çelikten TİMDER Hukuk Danışmanı murat@murathukuk.com

Hukuken

YENİ TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYARINCA AYIPTAN SORUMLULUK Bilindiği üzere 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihinde yayınlanmış ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Yeni Kanun ile TİMDER üyelerinin satışını yaptığı seramik, hırdavat, v.b. birçok üründeki ayıptan dolayı seçimlik haklarının öncelikle SATICI’ya karşı kullanılması söz konusudur. Yeni kanun ile tüketici malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilmektedir. Hatırlanacağı üzere eski kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasında, tüketicinin herhangi bir ayıplı mal ile karşılaşması durumunda, ayıplı maldan dolayı, tüketicinin seçimlik haklarından dolayı imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve eski kanunun 10. maddesinin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi verenin, müteselsilen sorumlu olması esası yer almaktaydı. Bu hak tüketicinin, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklar bakımından tüm sorumlulara karşı aynı içerikte düzenlenmişti. Yeni kanun ile sorumluluk düzenlemesi tüketici açısından sınırlandırılarak, 82

tüketiciye karşı doğrudan ve tek başına satıcının daha geniş kapsamlı sorumlu olması esası benimsenmiş, üretici veya ithalatçının ayıplı maldan dolayı sorumlu olması sadece iki halde yani satılanın ücretsiz onarılmasını talep etme ve imkan varsa satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini talep etme (yukarıdaki (c) ve (ç) bentleri) imkanı ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca satıcı, tüketicinin tercih ettiği talebi yerine getirmekle yükümlü tutulurken, üretici ve ithalatçı bakımından sorumluluktan kurtulma imkanı tanınmıştır. Yeni kanunla getirilen bu durum, eski kanunla kıyaslandığı zaman sorumluluğun tüketici açısından bir nevi sınırlandırılmasıdır. Çünkü eski kanuna göre ayıptan dolayı seçimlik hakların herhangi birinin kullanılmasında banka ve finans kurumlarına dahi sorumluluk yüklenebilecek durumda olmasına rağmen yeni kanun ile müteselsil sorumluluk sadece satılanın ücretsiz onarılmasını talep etme ve imkan varsa satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini talep etme bakımından söz konusudur. Diğer taraftan -istisnai durumlar hariç- satıcıların, ayıplı mal nedeniyle yapmış oldukları satımdan dolayı tek başlarına sorumlu olmaları söz konusu olacağından malın ana tedarikçisi ile kurulacak ticari alım satım ilişkilerinde dikkatli olunması gerekmektedir. Zira tüketiciye karşı yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca daha geniş sorumluluğu bulunmakta olan satıcı, kendisine yüklenen bu sorumluluğu rücu etmek istediğinde, ticari şartlara dahi açık anlatımla Borçlar Kanunu içerisinde düzenlenen satım akdine tabi olacak ve kendisinden önce malın satımına aracılık edene yani ana bayi, bayi, üretici, ithalatçıya rücu hakkına haiz olabilecektir. Bu durumda ticari olarak satıcı-bayi,

satıcı-üretici, satıcı-ithalatçı arasındaki satım akdinin şartlarının görüşülmesi ve içeriği önem kazanmaktadır. Yapılan satım akdi gereği mal tesliminin çok daha önce ifa edilmiş olması durumunda, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca sorumluluk söz konusu olacağından özellikle sürümü yavaş olan mallarda 2 yıllık zaman aşımının çoğu zaman tüketiciye karşı sorumluluk öncesinde sona ermesi söz konusudur. Dolayısıyla yapılan satım işlemlerinde bu 2 yıllık sürenin tüketiciye yapılan satımlarla paralel olarak düşünülmesi veya daha iyisi ticari nitelikteki satıcı-bayi, satıcı-üretici, satıcı-ithalatçı arasındaki alım satım akitlerinde tüketicilerden dolayı yansıyacak sorumluluğun herhangi bir zaman aşımına tabi olmaksızın rücu edilebileceğine dair özel maddelere yer verilmesi gerekmektedir. Buna ek olarak yeni tüketicinin korunması hakkındaki kanun uyarınca satıcıya getirilmiş olan sorumluluğun, satıcı-bayi, satıcı-üretici, satıcı-ithalatçı arasında paylaşılmasına dair yapılacak sözleşmelere herhangi bir sınır getirmediği ve kanunda var olan sorumluluktan daha fazla bir sürenin zaman aşımı olarak öngörülebileceği açıktır. Ayrıca aynı çerçevede sorumluluk paylaşımına dair sözleşmeler de tercih edilebilir. Aksi durumunda satıcının sorumluluğu başta zaman aşımı nedeniyle artmakta ve yapılan satımla eşdeğer olmayan bir tazmin yükümlülüğü söz konusu olabilmektedir. Uygulamada malın ücretsiz onarım veya ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi haklarından birinin tüketici tarafından seçilmesi durumunda, bu talebin üretici, ihtalatçı veya satıcıya yöneltilmesinden başlayarak azami 30 işgünü içerisinde talebin yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu belirterek alım satım ilişkilerinizde yeni kanuna uygun süreçler oluşturmanızı tavsiye ediyoruz.



Dr. Atakan Genç

Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri agenc@stratejitek.com

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Etkin Yönetim

İŞLETMENİZİN ÖMRÜNÜ UZATMAK İÇİN KURUMSAL CHECK UP ŞART İşletmeler sürdürülebilir başarıyı yakalamak için sürekli gayret içerisindedirler. Ancak, bu gayretin sonunda başarıya ulaşabilme ihtimalleri, kendilerini yeterince tanıyıp tanımadıkları hususunun kuvvetli etkisi altındadır. İşletmeler uzun, orta ve kısa vadeli planlarını yaparken çoğu zaman hayal kurmaktadır. Bu doğrudur. Ancak, hayal kurarken bir taraftan da ayaklarımız yere sağlam basmalıdır. Hayal etmek her projenin, her inovatif çalışmanın, büyümenin ve gelişmenin birinci safhasıdır. Hayal etmeden olmaz. Bununla birlikte, hayal edilen hedefleri somutlaştırmak, onları ulaşılabilir ve ölçülebilir kılmak, gerçekçi hale dönüştürmek ve zaman boyutunu dikkate alacak şekilde biçimlendirmek işletmenin ayaklarını yere sağlam basarak yürümesi için gereklidir. İşletme yöneticilerinin bu planları ve hedefleri şekillendirirken soracağı sorular şunlar olmalıdır. 1) Mevcut durumda neredeyiz? 2) Nereye varmak istiyoruz? 3) İstediğimiz yere nasıl varırız? 4) Doğru yolda ilerlediğimizi nasıl anlarız? Belki bir takım verilerden işletmenin mevcut durumu ortaya konulabilir, varmak istediğimiz hedefler kısmen hayal kısmen de gerçekçi biçimde tespit edilebilir. Ancak, burada hayal ile gerçek arasındaki denge işletmenin kendisini bilerek hareket etmesine bağlıdır. Yani, “istediğimiz yere nasıl varırız?” sorusuna aranan cevaplar işletmede bir takım değişiklikleri gerektirebilir. Bu değişiklikleri veya değişim ihtiyacını ortaya koyabilmek adına işletmenin üçüncü bir tarafça gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi, sorunlarının tespit edilmesi gerekir. Daha sonra, mevcut organizasyonu ve süreçleri hedefleri gerçekleştirecek biçimde geliştirecek çözüm önerileri belirlenmelidir. 84

Bu çalışmaları bir hekimin hastasını muayene ederek teşhis ve tedavide bulunmasına benzetebiliriz.

“İşletmeler işletme doktorları olan yönetim danışmanlarınca Kurumsal Check Up’a tabi tutularak problemler teşhis edilmeli ve tedaviler için çözüm önerileri geliştirilmelidir.” Stratejik kalkınmanın temeli olan karlılığın işletmelerce sürdürülebilir kılınması verimlilik ve rekabet ortamına adaptasyon ile mümkün olmaktadır. İşletmelerin verimli yönetilmesi ve çevrelerindeki değişimlere hızlı adapte olması sürdürülebilir biçimde büyüyebilmeleri için birinci koşuldur.Türkiye’de işletmelerin ömürlerine bakıldığında birçoğunun yaşam eğrisinin patronun verimli çalışma süresiyle doğru orantılı olduğu görülmektedir. Ekonomimizde önemli bir yer tutan KOBİ’lerin yönetimlerinin ikinci kuşağa geçişinin ardından küçülmeler, parçalanmalar ve iflaslar görülmektedir. Kurumsallaşamamanın bir sonucu

olarak ortaya çıkan bu problemlerin çözümünde yönetim danışmanlarına önemli görevler düşmektedir. Bu çalışmaların başında Kurumsal Check Up gelmektedir. Her firma düzenli olarak Check Up yaptırıp mevcut durumunu analiz ederek kurumsallaşabilmesi için gerekli yol haritasını elde edebilmelidir. İşletmelerin sahipleri sadece işletmelere para girişi sağlayan sermayedarları değildir. Aynı zamanda o işletmeden menfaat sağlayan tüm çevreler bu işletmelere sahip çıkmalıdır. Bunlar çalışanlar, tedarikçiler, STK’lar, devlet ve toplumdur. İşletmelerin sağladıkları katma değerlerin artarak devam edebilmesi birikimlerini sürekli olarak değerlendirerek bir sonraki işlerine aktarmaları ile mümkün olacaktır. Bu noktada gerek firmalar arasında gerekse sektörler arasındaki tecrübe aktarımı yönetim danışmanları vasıtasıyla olmaktadır. Ancak, maalesef özellikle kobilerimizde yönetim danışmanlığı alma kültürü yeterince oluşmamıştır. Bu konuda işletmelerimizin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle, sadece sorun yaşandığında bir yönetim danışmanına başvuran firmaların esasında kurumsallaşmanın temellerini işler yolunda giderken atmaları gerektiğini bilmeleri kritiktir. Uluslararası düzeyde rekabet edebilir markaları olan bir ülke olmak ancak köklü, yüksek tecrübe sahibi işletmelere sahip olmakla mümkündür. Yüksek tecrübe yüksek katma değer bu da yüksek gayrisafi milli hasıla ve refah demektir. Bu nedenle patronlar hem kendileri için hem kendilerinden sonraki nesiller için “benden sonra da devam” diyebilmeli buna göre işlerini dizayn etmelidir. Bu kurumsallaşma çalışmaları ile mümkündür. İşletmenizin ömrünü uzatmak için öncelikle Kurumsal Check Up şarttır.


Duvar: 60x90 cm Massa Yer: 60x60 cm Massa (Parlak Porselen Karo)


M. Aykut Bulut

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Sistem & Yönetim

İŞ HAYATI

86

Akıl ve beden gücünü kullanarak bir iş yerine bağlı belirtilen yer, zaman dilimi ve saat müddetince, sürekli veya parttime olarak, ayrıca miktarı, planı, projesi ve zamanı üzerinde anlaşılmış bir imalat ve hizmet faaliyetlerinin tamamlanarak, önceden belirlenmiş bir paranın kazanılmasına biz çalışmak, iş yapmak diyoruz.

Çalışma hayatında istenen şey, sevilen bir işi yapmak ve bunun maddi, manevi kazançlarını almaktır. Ancak bugünün iş dünyasında kişilerin yaptıkları işlerle, kendilerine sunulan imkanlar ve yapmak istedikleri işler arasındaki farklılıklar birbirinden gittikçe uzaklaşmakta, çalışanlar gönülsüzce işlerine gidip gelmekteler. Aslında bir kişi işi sevmiyor diye, aynı işi kimse sevemez demek her halde pek doğru olmaz. Aynı işi bir başka kişi büyük bir şevkle yapabilir. Yani işin beğenileni ve beğenilmeyeni ile işi seven ve sevmeyen kavramları kişilere, zamana ve içinde bulunulan durumlara bağlı olarak değişecektir. Son yapılan anketlerde şu an çalışmakta olduğu işinden memnun olanların oranının %20’lerde olduğu, koşulları daha iyi bir iş olduğunda ise her beş kişiden dördünün işini hemen değiştirmeyi düşündüğü ortaya çıkmış. Ocak 2015 verilerine göre ülkemizde üç milyon civarında işsiz olup, 15-24

yaş grubu diye belirlenen genç nüfustaki işsizlik oranımız ise %19,5 olarak tespit edilmiş. Bu sonuçlara göre her beş kişiden biri henüz çalışmıyor ve işe girmiş olanlarında maalesef pek seçici davranmamış olduğu anlaşılıyor. İşe girerken yaşadığı çevreye olan uzaklığı, alacağı ücreti ile tahsili ve eğitiminin altındaki veya dışındaki bir durumu kabul ederek işe başlayan kişiler yakın çevresine karşı mahcubiyet içinde olduklarını düşünerek ilk fırsatta yeni iş imkanlarıyla ilgilenmeye başlıyorlar. Bunun dışında işin ağır, sıkıcı, yorucu, monoton olması, kişisel gelişim ve ilerleme şansının olmaması da kişinin gözünü dışarıya çevirmesine neden olmaktadır. Her şartta girmiş olduğu işte kendisi adına daha olumlu durumlar olduğunu ve olabileceğini düşünen kişi kararını vermiş, o iş yerinde çalışmayı seçmiştir. Bu dönemde ürkek, çekingen olan, herkesin kendine baktığını, hareketlerinin takip edildiğini düşünen ve orada tutunabilme endişeleri taşıyan kişinin en çok ihtiyaç hissettiği sıcak yaklaşımlar ve kurulacak olan arkadaşlıklardır. Kişinin tamamen etrafına bağımlı olduğu, çevresinden ve üst yönetimden destek beklediği bu evre bilinçsiz yetersizlik dönemidir. Kişinin bu noktada kısaca ihtiyaçlarını toparlayacak olursak; Kendi öğretim ve eğitim hayatına uygun ve severek yapabileceği bir iş, Piyasalarda geçerli cari ücretler civarında, kariyerine uygun bir maaş, Sosyal güvence haklarının sağlanması, Temiz, hijyenik, güvenli ve uygun bir çalışma ortamı, Ulaşım, yemek, gerekiyorsa kıyafet ihtiyaçlarının karşılanması, Kişisel gelişimine katkı sağlayacak eğitim programlarının olması,

Diğer çalışanlarda performans baskısı ve iş yoğunluğundan kaynaklanan telaş ve gerginliklerin olmadığı, sakin, herkesin işini bilerek yaptığı hissini veren sıcak ve samimi bir ortam. Başlangıçta girmiş olduğu iş yerinde tutunabilmek, üst yönetim ve yakın çalışıyorsa patronlar tarafından kabul görmek, yapacağı işin inceliklerini öğrenmek, yakın çevresini ve varsa yakın çalışacağı dış kişileri tanımak ve iyi ilişkiler kurabilmek dönemini geçmiş olan kişi ilk etabı atlatmış olmaktadır. Kişi bundan sonra çok dikkatli, hata ve yanlış yapmaktan korkan, konuşma ve davranışlarında ölçülü, saygılı bir şekilde bilinçli yetersizlik dönemine girmeye başlamıştır. Bu sürenin kısa sürmesi, çabuk atlatılması her çalışanın en büyük isteği olmaktadır. Kişi bu süre içerisinde kişiliğini belirtmeye, kendisinin de bir şey olduğunu göstermeye gayret edecektir. Eğer bunda başarı sağlarsa göreceği kabul ve takdir kişinin o şirkette çalışabileceğine olan inancını arttıracaktır. Yöneticilerin bu konuda kişiye yardımcı olmaları, kendilerini tanıtmalarına imkan vermeleri, faydalı ve başarılı buldukları düşünce ve davranışlarından dolayı söyleyecekleri teşvik edici sözler ise kişiyi mutlu edecektir. Çünkü;

İnsanoğlu kendisini ne kadar yeterli görürse görsün duyacağı övgü sözlerine her zaman ihtiyaç duymaktadır.


Sorumluluk almaya başlamak için kişinin daha çok bilgiye, özgüvene ve cesarete ihtiyacı olacaktır. Aslında ilk işe başladığından itibaren içinde var olan işi iyi öğrenme ve yapabilme ile kişisel gelişimine katkıları olacak diğer mesleki, iktisadi, sosyal, psikolojik gerekiyorsa ikinci veya üçüncü bir lisan öğretim ve eğitimlerine eğer o güne kadar başlanmadıysa geç kalmadan bir an evvel başlaması kişinin ilerleyen günlerde göstereceği performansına çok önemli katkılar sağlayacağı aşikardır. Bilinçli yeterlilik diye adlandıracağımız bu dönemde alınan sorumluluklarla beraber yapılan takım çalışmaları, iş yapabilme becerilerinin gelişimini sağlayacak, yükü, çabayı ve başarıların paylaşılmasını öğretecek, kişinin gelişimini ve olgunlaşmasını ilerletecektir. Bütün bunlar haliyle kişiye yüksek moral gücü olarak yansıyacaktır. Moral, Türk Dil Kurum sözlüğünde manevi, ruhsal ve yürek gücü olarak açıklanmaktadır. Yüreğin güçlü olması, dolu olması gerçekten isteme, yapma ve başarma isteklerinin yoğun olarak hissedilmesiyle olacaktır. Belli yönde ortak amaç, çaba ve başarı arzusu takım ruhunu ve kültürünü oluşturacak, karşılıklı anlayış ve saygı ile başarılara ve zaferlere daha kolay ulaşılacaktır. Bilinçli yetersizlik döneminde ağırlıklı olarak birilerine bağımlı çalışan, onların yol göstermeleri ile ancak bir şeyler yapabilen kişiler bilinçli yeterlilik döne-

minde karşılıklı bağımlılığa geçmişlerdir. Birbirlerinin varlığından mutlu olan ve güvenen kişilerin çalıştığı kurumlarda her şey daha iyiye gidecektir. Burada önemli olan kişiler arkadaşlarına güvendikleri kadar kendilerine de güvenmekte, yeterli görmekte ve bir değer olduklarına inanmaktadırlar. Karşılıklı dayanışma içinde çalışan grupların içinde bazı kişiler muhtelif şekillerde daha ön plana çıkarak resmi veya gayrı resmi bir halde takımda ipleri elinde tutuyormuş gibi görünür. Burada takımın diğer üyeleri tarafından hissedilen şey ise, ortak hedefe ulaşma yolunda kendilerini örgütleme ve etkileme becerilerinin bu kişide çok daha fazla olduğudur. Bu algı kişilerde muhtelif şekillerde oluşur. Kişi ya çok bilgili ve beceriklidir, ya kişilik yapısından gelen davranışları farklıdır veya içinde bulunulan durum konusunda uzmanlığı vardır. Bilgelik, ustalık ve kişilik karakterlerini üst düzeyde yansıtabilen kişiler etrafındaki kişileri etkileyerek onlara öncülük edebileceklerdir. Bugün buna iş, siyaset ve sanat hayatında Karizma deniyor ve insanları etrafında toplayabilme, etkileme ve kendisini takip etmelerini sağlayan kişi anlamını taşıyor. Kişi artık bilinçsiz yeterlilik düzeyine geçmeye başlamış, tam bağımsız hale gelmiş olup meselelere hakim olarak kendi kararlarını verebilecek, insanları yönlendirecek, sevk ve idarelerini yapabilecek bir olgunluğa ulaşmıştır. Bugün bu noktaya ulaşmış kişilere eğer bünye içinden yetişmiş biriyse daha ziyade lider, bünyeye dışarıdan getirilmiş kişiyse profesyonel deniyor. Önümüzdeki yazılarımızda bu konuyu daha geniş bir şekilde inceleyeceğiz ancak sırası gelmişken yaptığımız bir toplantıda ortaya çıkardığımız profesyonel açıklaması şu şekilde olmuştu. “Diplerde sürünen ölü bir şirketi, güçlü kollarıyla o derinliklerden çekip çıkaran ve canlı capcanlı bir hale getirme becerisini gösteren bilgi, beceri ve cesarete sahip kişidir.” Bu kısa açıklamalardan sonra tekrar konumuza dönersek, bu kişiler artık

takımların bir üyesi olmaktan ziyade bütün takımların ve dolayısıyla kuruluşun üst kademelerine çıkmak, yükselmek, kişisel yönetim becerilerini göstermek, başarılara imza atmak, bulunduğu şirkete daha özgürce katkı sağlamak için kendisinde büyük heyecanlar yaşayacaktır. Böyle bir beklenti karşılanırsa kişi eninde sonunda istediğine kavuşmuş olacaktır. Ancak yerine getirilmez veya aynı kuruluş içinde yüksek bilgi birikimi ve beceriye sahip birden fazla aday varsa, şirketin seçim yapma aşamasında vereceği kararın adiliyeti birçok değerli genç yöneticinin, diğer grup üyelerinin ve kurumun geleceğini etkileyecektir. Grup içerisindeki kişiler istifa etmelerden gönülsüz itaatlere kadar mutsuzluk yaşayacaklar veya büyük sevinç içinde işlerine daha çok bağlanacaklardır. Burada insanlar seçme özgürlüklerinden doğan kabul veya red etme haklarını kullanmış oluyor ama bu kararlarının kendisinin ve çevresinin kaderini ciddi şekilde değiştireceğini de düşünmeleri gerekiyor. İnsanoğlunun geleceğini etkileyen üç şeyden en kuvvetlisi olan seçim kararları, o güne kadar aldığı eğitimler ve aile yapısından gelen karakter yapılarından çok daha önemli rol oynamaktadır. Tam bağımsızlığa kavuşmuş kişiler seçme haklarını kendilerine olan özgüvenlerinden dolayı çok daha kolaylıkla verebilmektedir. Elde tutulmuş güçlü insan kaynakları kurumları ileriye taşıyacak, kaybedilmiş kaynaklar ise kurumun zayıflamasının yanında rakip firmaların güçlenmesine sebep olacak ve rekabetler daha yoğun bir şekilde yaşanacaktır. Yıllardan beri çalıştığı şirkette veya profesyonellik seviyesinde başka bir şirkete geçmiş bu kişilerin ihtiyaçları nelerdir? ne yapmak istemektedirler? konularındaki düşüncelerimizi önümüzdeki sayılarda devam etme dilekleriyle bu yazımızı bir özdeyiş ile bitirelim; “İnsan öğrenince yeni bir şeylere sahip olmaz, tam tersine kendisi bir şey olur. Öğrenmek sahip olmak değil bir şey olmaktır. Her yeni öğrenilen sizi farklı kılar, her gün her an yeni bir şeyler öğrenirseniz bu sizi farklılaştıracaktır”.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Netice olarak bu devreyi atlatmış ve kendisini o bütünün bir parçası olarak görmeye başlayan kişinin bundan sonra yapacağı şey, kabul edilmenin devamlılığını sağlamak olmalıdır. Devamlılığın sürdüğü müddetçe bir çok şey kendiliğinden gelişecek, kişinin bağlılığı artacak, yük paylaşacak, en önemlisi sorumluluklar almaya başlayacaktır. Çalışma arkadaşlarımız, firmamız ve yakınlarımız adına almış olduğumuz sorumluluklar, onları kendi güvencemiz altına aldığımızı ve kontrolün bizde olduğunun ifadesidir.

Sistem & Yönetim

“Profesyonel; diplerde sürünen ölü bir şirketi, güçlü kollarıyla o derinliklerden çekip çıkaran ve canlı capcanlı bir hale getirme becerisini gösteren bilgi, beceri ve cesarete sahip kişidir.”

87


Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı

KIDEM TAZMİNATI

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İş Hukuku

Belki bıkkınlık verdi fakat çok önemli bir grubu ilgilendirdiği için bir kez daha bazı kıdem tazminatı konularını dile getirelim. 2000 yılında başlayan bir süreçte 1475 sayılı İş Kanununda değişiklikler yapılması için girişimler başlamış, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Yaşar Okuyan konuyla ilgili olarak işçi ve işveren taraflarını toplamış, sonuçta, yeni bir yasa hazırlanması için bir uzlaşı sağlanmıştı. Bu uzlaşıya göre, ülkemiz çalışma yaşamına yıllardan beri hizmet etmiş saygın bilim adamlarından bir heyet oluşturularak üzerinde uzlaşıya varılan esaslar içinde iki tasarı hazırlanacaktı. Bu tasarılardan biri yeni bir iş kanunu diğeri ise kıdem tazminatı fon tasarısı olacaktı. Bu bilim kurulu daha önce de İş Güvencesi Kanun Tasarısı hazırlamış ve 1475 sayılı Yasaya iş güvencesi hükümleri eklenmişti. Ancak işveren kesimi iş güvencesinin mevzuata girmesine karşın kıdem tazminatı konusunda işverenler lehine bir değişim yapılmadığını ileri sürmekte ve kıdem tazminatı hükümlerinin getirilmesinde gerekçe olarak iş güvencesi ve işsizlik sigortasının bulunmadığının ileri sürülmüş olduğunu belirtmekteydi. Bilim Kurulu çalışmalarını tamamlayarak, halen yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu Tasarısını ve Kıdem Tazminatı Fon Tasarısını hazırladı. Bunlar eş zamanlı olarak yürürlüğe konulacaktı. Ancak uzun tartışmalardan sonra, 4857 sayılı Kanun TBMM tarafından kabul edildi. Fakat fon tasarısı TBMM’ye sunulmadı. Bu nedenle 4857 sayılı Yasada, kıdem tazminatı, ancak eski 1475 sayılı Yasanın 14’ncü maddesi yürürlükte kalmıştır şeklinde yer alır. Bu yeni iş yasasında kıdem tazminatı yer almaz. Çünkü uzlaşıya göre kıdem tazminatı fon tasarısında yer alacaktı. 88

“Kıdem tazminatı sadece gün olarak düşmeyecek hesaplama yöntemi olarak da düşecektir. Böylece tazminat miktarı oldukça azalacaktır.” Fon tasarısının üzerinde anlaşılamayan en önemli kısmı, finansman kısmıydı. Kıdem tazminatı nasıl finanse edilecekti. Her sene için 30 gün tutarında bir kıdem tazminatı ödemesi için işverenlerin yaklaşık olarak, işçinin aylık ücretinin yüzde yedisi kadar bir nakdi ödemeyi fona her ay yapmaları gerekiyordu. Aktüer hesaplama bunu gerektiriyordu. Aksi halde fon açık verirdi. İşverenler ise bu miktarın ağır yük getireceğini, bu hesabın doğru olmadığını ileri sürüyorlardı. Böylece fon tasarısı gündeme gelemedi. Eğer işverenlerin dayattığı oran gerçekleşirse sonuçta kıdem tazminatının her yıl için 30 gün olmaması gerekecekti. Şu anda gündemdeki tasarıyı tam olarak bilmiyoruz. Gazetelerde yazılanlar-

dan öğrendiğimize göre, bu durum gerçekleşecek gibi. Yani bugünkü mevcut durumda, her kıdem yılı için 30 günlük ücret karşılığı olan kıdem tazminatı her yıl için 15 güne düşecek. Bunun ötesinde, yine bugünkü durumda kıdem tazminatına esas ücret, ücretin yanında ödenen diğer yan ödemeler dahil edilerek hesaplanır. Örneğin yol parası, yemek parası veya işyerinde yenilen yemeğin parasal karşılığı, bir yıl içinde ödenen ikramiye varsa bunun kıdeme esas ücrete isabet eden kısmı kıdem tazminatının hesabında dikkate alınır. İşverenin her ay fona ödeyeceği miktar işçiye ödenen çıplak ücret (çıplak ücretin anlamı diğer yan ödemeler dikkate alınmadan sadece ödenen ücrettir) üzerinden ödenecek bir primdir. Bu nedenle de işçiye fondan ödenecek kıdem tazminatı sadece çıplak ücret esas alınarak ödenecektir. Dolayısıyla kıdem tazminatı sadece gün olarak düşmeyecek hesaplama yöntemi olarak da düşecektir. Böylece tazminat miktarı oldukça azalacaktır. Diğer yönlerinden de kısaca söz edersek, askere giderken kıdem tazminatı ödenmeyecek, evlenen kadın işçilere kıdem tazminatı ödenmeyecek, işçi işten çıkarılırsa ödenmeyecek, işçi haklı olarak iş sözleşmesini bozarsa ödenmeyecek ancak emekli olduğunda tazminatını fondan alabilecek. Bir savunma olarak öne sürülen ise, işçilerin büyük bir kısmının kıdem tazminatını işverenden alamadığıdır. Bunun oranının ne olduğu belli değildir ve ayrıca konu iş mahkemeleri tarafından çözülmektedir. Bu şekilde konu işçi lehine çözülüyor denilmektedir ama bir atasözü ile söylersek “Kazın ayağı hiçte öyle değildir”.



Almila Dalkılıç Kişisel Gelişim Uzmanı almilad@gmail.com

ANTAGONİST İKNA “Her güçlü markanın bir Antagonisti vardır.”

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İletişimde İletişim

Pek çok ikna yöntemi var, belli etmeden ikna, belli ederek ikna, adeta göze sokarcasına ikna vb.. Bunlardan biri de Antagonist bilinci ile ikna… Antagonist; kurguda karşı kişi ya da muhalif düşman olarak bilinir. Asıl karakterin zıttıdır. Tıp terimleri sözlüğüne bakıldığında, hasım, zıt muhalif, karşıt, zıt tesirli madde anlamlarına gelmektedir. Bir diğer anlamı; bir başka maddenin etkisiyle rekabet eden ya da bu etkiyi ortadan kaldıran maddedir. Örneğin insülin kan şekerini düşürür, glukojen kan şekerini artırır. Dolayısıyla her ikisi Antagonisttir. Her güçlü markanın bir Antagonisti vardır. Hikayesi olmayan markalar belli bir süre sonra kısır döngüye girer ve kendilerini tekrar etmeye başlarlar. Antagonist ve içinde bulundurduğu çatışma unsurları hikayenin tam merkezindedir. Her hikayede bir kahraman ve onun mücadele ettiği bir karşı kuvvet vardır. Eğer kahramanımız Büyük Okyanus’u bir sal ile geçmeye çalışıyorsa, bu durumda Antagonist Okyanusun kendisidir. Kahramanın mücadele etmesi gereken güçlükler yoksa ortada bir hikayeden bahsetmek de saçma olacaktır. Örneğin; dünya futbolunun efsane ismi Armando Diego Maradona’nın maçlarda karşısına çıkan rakip takım oyuncuları olmasaydı, onun o muhteşem çalımlarını ve tüm savunma oyuncularını birer birer çalımlayarak geçmesini görüp izleyemeyecek ve onun muhteşem gollerine tanıklık edemeyecektik. Sıkıntı ve güçlüklerle mücadele etmek aslında iç ve dış düşmanlarımızla bir savaşa girmektir. Bilinen bir gerçek: Hiç kimse toz pembe bir hikayeyi etkileyici bulmaz; aksine zorluklar yaşamış pek çok şeyle aynı 90

anda savaşmak zorunda kalmış olan birinin hikayesi ile ilgileniriz. Kendimize örnek alabileceğimiz kişilerin hayat hikayelerine baktığımızda hepsinin de güçlüklerden geçtiğini görmek, bizim de yaşam mücadelemizi arttırır.

*Reklam filmi Amerika’ya bir bomba gibi düştü. Yedi gün sonra ülkenin hiçbir yerinde tek bir Macintosh kalmamıştı ve siparişlere de ancak birkaç ay içinde yanıt verilebiliyordu. Günümüze dek uzanan bir mit oluşmuştu.

Kurumsal durumlarda da bu aynen geçerlidir. Coca-Cola ve Pepsi Cola arasındaki Antagonist iletişim her iki şirkete de rekabet duygusu aşılamakta ve ikna yöntemlerini geliştirmelerini sağlamaktadır.

Bu reklam filminin bu kadar büyük bir başarıya imza atabilmiş olmasının pek çok sebebi var. Efsanevi bir reklamcı olan başarılı isim Lee Clow tarafından yazılıp, Oscar ödüllü Yönetmen Ridley Scott tarafından çekildi. George Orwell’in 1984 romanı üzerine kurulmuş olmasının etkisi elbette yadsınamaz. Daha da derine inersek Steve Jobs’un inancı, tutkusu, azmi ve kararlılığının büyüleyici etkisini görebiliyoruz. Ve sonuç ortada İKNANIN GÜCÜ!

Hikayeler insanları birbirlerine bağlar ve takım ruhu oluşturur. Hikayemizin ilerlemesini sağlayan en önemli etken tutkudur. Tutku olmazsa olmaz… Ardından hareket de çok önemlidir çünkü hareketi herkes sever. Örneğin; bir sunumu hareketsiz yapabilmek adeta bir intihardır… Çünkü ne olursa olsun beklenen etkiyi uyandıramaz, kimseyi söylediklerinizle ikna edemezsiniz; kelimeleriniz ne kadar güçlü olursa olsun… Sıradan düşüncelerden uzak davranışlar geliştirmek de hikayemizi besler ve biz yolumuzda emin adımlarla devam ederiz. “Less is More” Az, Çoktur! prensibinden yola çıkarsak başarılı pek çok örneğe rastlamak mümkün; işte onlardan biri: *Macintosh’u dünyaya tanıtan efsanevi “1984” reklamı, gerçek bir tutkuyla anlatılmış hikayelere verilecek harikulade bir örnektir. Reklam yalnızca altmış saniyeydi ve ulusal televizyonda yalnızca bir kere, 1984 Super Bowl’unun üçüncü çeyreğinin başlangıcında gösterildi. Hatta yayının maça dönmesi gerektiği için tamamı bile gösterilemedi. Ama insanlar hala bu reklamdan konuşuyor. Orijinal reklamı izleyebileceğiniz Link: youtube.com/watch?v=VtvjbmoDx-I Bu videonun hemen ardından Super Bowl teaserını izlerseniz etkileneceğinize eminim: youtube.com/watch?v=ndhuEUX1kIU

Bu reklam filmindeki slogana dikkat edin lütfen zira sloganlar iknada çok önemlidir: “Apple 24 Ocak’ta Macintosh’u çıkardığında, 1984’ün neden 1984 gibi olmayacağını göreceksiniz.” Nasıl etkileyici değil mi ? Gelelim kahramanın ikna edici bir hikayenin içinde yer alan rolüne… Michael Jordan’ı hepimiz biliyoruz. Bir azim ve kararlılık örneği. Aynı zamanda 1985 yılında Nike ile sözleşme imzaladığında markanın “Just do it” sloganına bir kişilik kazandırdı. “Air Jordan” kampanyası bittiğinde herkes bir Nike fanatiği oldu. Nobel Barış ödüllü Dalai Lama diyor ki “Her birimizde acının üstesinden gelmeye ve mutlu olmaya yönelik doğuştan bir güdülenme vardır.” Bilinen düşmanlar en iyi düşmanlardır, bilinmeyenler tehlikelidir. Antagonist yaklaşımda düşmanlar bizim en iyi öğretmenlerimizdir. Tabii ki biz öğrenmek istersek... Bu konu ile ilgili eğitimim Mart ayı içinde Eğitim takvimimde yer alacak. İlgilenenler ayrıntılı bilgiyi ve içeriği bana mail göndererek öğrenebilirler.



Çetin Cinemre

SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com

PERFORMANS NEDİR?

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Bayi Vizyonu

“Şirket yönetiminin politika, karar ve uygulamaları; o şirketin iş sonuçlarını büyük ölçüde etkiler.” Performansın sözlük anlamları; yapılan iş, iş başarımı, icraat, zihinsel veya bedensel etkinlik sonucunda ortaya çıkan sonuç (iş sonucu) demektir. Günlük hayatta ve özellikle iş hayatında, sporda yoğun olarak kullanılan performans, kişiye verilen işin veya görevin hedeflerine göre ölçülmelidir. Bunlara “iş standartları” da denebilir. Hedefler veya standartlar üçe ayrılır: 1) Miktar hedefi/standardı, 2) Kalite hedefi/standardı, 3) Maliyet hedefi/standardı. Miktar hedefi, işin niceliği ile ilgilidir. Örneğin bir makinada parça üreten bir işçinin saatte 20 adet parça üretmesi, bir miktar hedefidir. Bir mağazada çalışan satış danışmanının aylık satış hedefi (TL) onun kişisel hedefi iken, mağazanın o ay yapmayı planladığı satış miktarı (TL) da mağazanın hedefidir. Aynı şekilde bir servis teknisyeninin bir günde sonuçlandırdığı servis adedi onun miktar hedefidir. Miktar hedefi kişinin yeterliliği, enerjisi, çalışma süresi dikkate alınarak gerçekçi ve ulaşılabilir nitelikte olmalıdır. İşe yeni başlayan birine, aynı işi yıllardır yapan kişiye verilen miktar hedefinin verilmesi doğru değildir. Bu durumda performansın yetersiz kalacağı, buna bağlı olarak kişinin moralinin bozulacağı ve çalışma isteğinin azalacağı çok açık bir gerçektir. Kalite hedefi, işin niteliği ile ilgilidir. İşin belirlenen kalite hedeflerine/ standartlarına uygun olması gerekir. Buna “uygunluk kalitesi” denir. Bir malın üretiminde, satışında veya bir hizmetin sunumunda yapılabilecek hata oranı (örneğin, %2) belirlenir. 92

Hata oranı bunun üzerinde ise kalite performansı düşük demektir. “Sıfır hata” hedefi koymak gerçekçi olmaz. Çünkü bu kısa süreli başarılsa bile, sürdürülemez. ISO ve TSE standartları temeldir. Bunlara ek olarak şirket ek standartlar belirleyebilir. Bir malın üretiminde kullanılması gereken hammadde veya malzemeler farklı kalitede olduğu için şirket o mal için belirlediği kalite düzeyine uygun hammadde veya malzemeyi kullanır. Örneğin, bazı klima üreticileri bakır klima boruları yerine alüminyum borular kullanmaya başlamıştır. Bu bir seçimdir. Şirket maliyet, fiyat ve pazardaki rekabet koşullarını dikkate alarak böyle bir üretim politikası izlerken başka bir şirket “maliyeti ne olursa olsun, kaliteden ödün verilemez” anlayışı ile bakır boru kullanmaya devam edebilir. Her iki şirketin amacı rekabetçi olabilmektir.

getirmesi; yani işçilik kalitesi onun kalite hedefidir. Kullanılan malzeme kalitesiz, teknoloji de eski ise; işçilik ne kadar kaliteli olursa olsun; üretilen mal kaliteli olamaz. Kaliteli iş, kaliteli insan ile olur; ama o insanın kullanımına verilen malzeme ve teknik donanım kalitesiz ise, ortaya çıkacak olumsuzluklardan o insanı sorumlu tutmak doğru olmaz. Bu noktada “yönetim kalitesi”ni sorgulamak gerekir. Şirket yönetiminin politika, karar ve uygulamaları; o şirketin iş sonuçlarını (performansını) büyük ölçüde etkiler. Bu bağlamda geçmişte iyi yöneticilerin elinde önemli başarılar kazanmış bazı şirketlerin, yönetimlerinin değişmesi sonrasında pazardan silindiği; tersine pazarda adı/sanı duyulmayan bazı şirketlerin ise profesyonel yöneticilerin yönetiminde pazarda söz sahibi olduğu bilinmektedir.

“Önemli olan pazarın beklentilerini doğru anlamak, karşılamak ve böylece rekabetçi konumunu güçlendirmektir.”

Maliyet hedefi/standardı yapılması gereken işin, işi yaptıran kişiye veya şirkete kaç liraya mal olduğu ile ilgilidir. Bir işin maliyetini etkileyen etkenler şöyle sıralanabilir:

Çalışan kişinin işini kaliteli yapması, iş akış şemasına uyması, operasyonları sıra ile ve doğru şekilde yerine

İşçilik maliyeti, Hammadde/malzeme, Teknik donanım, Enerji, Zaman, Ortam, Hata maliyeti. Seri üretim yapan bir fabrikada üretim bandından ne kadar süre içinde (zaman), ne kadar mal (miktar) çıkacağı kullanılan teknolojiye, üretim kapasitesine ve işçilerin performansına bağlı olarak değişir. Teknolojinin ileri düzeyde olması, bazı operasyonların bilgisayarlı makinalar


“Kaliteli iş, kaliteli insan ile olur; ama o insanın kullanımına verilen malzeme ve teknik donanım kalitesiz ise, ortaya çıkacak olumsuzluklardan o insanı sorumlu tutmak doğru olmaz. Bu noktada ‘yönetim kalitesi’ni sorgulamak gerekir.”

İş hedefleri ile performans arasındaki ilişki sağ üst taraftaki şekilde yer aldığı gibi gösterilebilir: Performans genellikle kapasite kavramı ile karıştırılır. Aralarında ilişki vardır, ama ikisi aynı şey değildir. Kapasite bir kişinin, makinanın, üretim biriminin, şirketin iş yapabilme gücü demektir. Bir insanın kapasitesi dendiği zaman onun bilgisi, becerisi, deneyimi ve yetenekleri anlatılmak istenir. Ancak bunların yapılması gereken işe uygun olması, yani işin gerektirdiği nitelikler ile o işi yapacak kişinin niteliklerinin örtüşmesi (işe göre

insan ilkesi) gerekir. Çünkü farklı işlerin gerektirdiği nitelikler farklıdır. İş ne olursa olsun, hem beyin, hem de beden gücünün birlikte kullanılmasını gerektirir. Ancak bunların kullanım oranları değişiktir. Örneğin, bir iş daha çok beden gücü kullanımını gerektirirken, masa başı işleri beyin gücüne dayalıdır. Özetle bir kişinin kendisine verilen işin/görevin sınırları içinde ne yapması gerektiğine iş hedefleri, bu bağlamda ne yapabileceğine kapasite, ne yaptığına ise performans denir. Şöyle ki:

şacak ve deneyim kazanacaktır? Bunun bilincinde olan bazı şirketler “yetiştirme elemanı” adı altında işe aldıkları gençleri eğitmekte ve gösterdikleri performansa göre hak ettikleri pozisyonlara getirmektedirler. Bu örnek uygulamanın devlet tarafından desteklenmesi önemlidir. Devlet şu anda İŞKUR ve MEB işbirliği ile belli meslek alanlarında iş garantili yetiştirme kursları açmaktadır. Bu şekilde yetiştirilen ve özel sektör tarafından işe alınanların sigorta primlerinin bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır.

Kişinin ne yapması gerektiği

HEDEFLER

Kişinin ne yapabileceği

KAPASİTE

Kişinin ne yaptığı

PERFORMANS

Şirketler verdikleri iş ilanlarında işin gerektirdiği nitelikleri sıralarken adayların deneyimli olmasını özellikle vurgularlar. Hepsi yetişmiş, hazır insan aramakta ve onu eğitmek ve yetiştirmek için zaman kaybetmek istememektedir. O zaman genç insanlar nerede, nasıl iş bulup çalı-

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Mal üretiminde, satışında ve hizmet sunumunda yapılan hataların maliyeti, o işin maliyeti üzerinde önemli bir etkendir. Üretimde yapılan bazı hataların düzeltilmesi olanaksızdır. Malın hurdaya ayrılması (hurda maliyeti) gerekebilir. Maldaki hata düzeltilse bile, düzeltmenin de maliyeti olacaktır. Düzeltmenin maliyeti, hurda maliyetinden fazla olacak ise; düzeltme yoluna gidilmez. Satışta yapılan hatalar, örneğin, müşteriye ihtiyacı ile örtüşmeyen bir malı satmak, o malın iadesine ve satışın iptaline yol açabilir. Buradaki maliyet sadece malın müşteriden alınması, satışın iptal edilmesi değildir. Müşteri memnuniyetsizliğinin, şikayetinin ve belki de kaybının maliyetini de dikkate almak gerekir. Bir servis teknisyeni gün içinde kendisine verilen servis adedine (miktar hedefi) ulaşmış, ama sunduğu hizmetlerin %20’sinde hata yapmış (hedefi %5 iken) ve müşteri geri dönmüş ise; bir servis başına düşen maliyet yüksek demektir.

Bayi Vizyonu

tarafından (CNC tezgahlar) yapılması, işgücü kullanımını ve maliyetleri azaltması yanında kalite performansını da yükseltir.

“Performans genellikle kapasite kavramı ile karıştırılır.” 93


Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel AKUT Basın İlişkileri Birimi Sorumlusu ve Kemerburgaz Üniversitesi Yüksekokul Müdürü

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Afet Bilinci

“kasırga” denir. Kasırga, genellikle sakin bir merkezin çevresinde dönen çok şiddetli rüzgârlardan oluşan bir tropik siklon fırtınasıdır. Kasırgalar, hava basıncının merkezde çok düşük olduğu ve dışarıya doğru hızla arttığı atmosfer bölgeleridir. Kasırga, yan yatmış dev bir tekerleğe benzetilebilir; bu tekerleğin kalınlığı 1.000 metreden daha fazla, genişliği ise 80 ile 500 km arasındadır. Tekerleğin iç boşluğunun, yani kasırganın çevresinde döndüğü sakin merkezin çapı kilometrelerce uzunlukta olabilir. Kasırga bir yandan hızla dönerken, bir yandan da Dünya’nın yüzeyinde saatte 15-30 kilometrelik bir hızla ilerler; ilerlerken genellikle kavisli bir yol izler.

Hortum nedir ve nasıl oluşur? En yalın ifade ile hortum bir rüzgâr türüdür ve yüksek basınçtan alçak basınca doğru oluşmaktadır. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin atmosferde karşılaşması sonucunda meydana gelir ve yeryüzüne doğru spiral şeklinde iner. Yere doğru incelerek uzanan, huni biçimli karanlık bir bulut gibi görünür. Basınç ve sıcaklıktaki ani değişiklik ve çok kısa zamanda şiddetli rüzgârlar doğurur. Hava yükselmeye devam ettikçe de rüzgârın hızı artarak, kuvvetli bir girdaba dönüşür. Girdabın ortasında hızla yükselen havanın sıcaklığı giderek soğuduğundan, içindeki su buharı yoğunlaşır. Bu durum, ortası grimsi beyaz renkli bir hâl alan hava kütlesinin hortum gibi görünmesini sağlar. Bu nedenle “hortum” olarak adlandırılır. Hortum ve kasırga birbirinin devamında mı ortaya çıkar? İlişkisi var mıdır? Yaşadığımız coğrafyada hortum ve kasırga ile sık karşılaşmadığımız için bu iki doğa olayı zaman zaman karıştırılır. Benzer özellikleri olmasına karşın bu iki kavram aslında birbirinden farklıdır. Kasırga bir hortum türü olmadığı gibi, hortum da kasırganın bir türü değildir. Şiddetli yağmurlara ve dolayısıyla şiddetli sellere sebep olabilen, bulutlarda değişik yapıların gözlendiği, gün ışığının ani değişimlere maruz kaldığı, şiddetli esen rüzgârların oluştuğu hava olayına

94

Kasırga yaklaşırken rüzgâr hızı artar ve kısa sürede saatte 160 kilometre veya daha yüksek bir hıza ulaşabilir, bu arada denizde dev köpüklü dalgalar oluşur. Gökyüzü mor bulutlarla kaplanarak kararır, yağmur suları neredeyse yatay olarak rüzgârla savrulur; rüzgârın sesi, gök gürlemesi dışındaki bütün sesleri boğar. Evler yıkılabilir, ağaçlar köklerinden sökülebilir, seller büyük zarara neden olabilir. Hortumlardan yaklaşık 2.000 kat daha büyük olan kasırgalar, çok daha geniş alanlara yayılabilir ve hortumdan daha yavaş hareket ederler. Dolayısıyla daha uzun sürerler. Hortumlar ise çok daha kısa sürede, küçük bir alanda etkili olurlar. Her ikisi de benzer sonuçlara sebep olsa da gözlenme şekli farklı iki doğa olayıdır. Hortumların oluşumlarına göre farklı türleri var mıdır? İki farklı türde hortumdan bahsedebiliriz. Bir tanesi karaların üzerinde başlar, bunlar Tornado olarak adlandırılır. Diğeri ise denizlerin üzerinde, yüzeyin düzensiz biçimde ısınması sonucunda oluşur. Hangisi daha tehlikelidir? Tornadonun güçlü rüzgârları 300 mph’a (483 km/saat) ulaşabilmektedir. Genellikle kuzey yarım kürede saat ibresinin ters yönünde, güney yarım kürede ise saat ibresi yönünde dönerler. Tornadolar genellikle bir saatten daha az sürer-

ler ve yaklaşık 20 mil (32 km) yol alırlar. Bugüne kadar hemen hemen en büyük can ve mal kaybına yol açan tornado, ABD’de Mart 1925’de olanıdır. Bu olayda 695 kişi hayatını kaybetmiş, 2000’den fazla kişi yaralanmış ve dördü tamamen haritadan silinecek derecede olmak üzere 6 kasaba hasar görmüştür. Tornadoların en ölümcülleri, birkaç tornadonun aynı anda birleşerek aileler oluşturması neticesinde ortaya çıkmaktadır. Mart 1925’te meydana gelen böyle bir tornado 695 kişinin ölümüne, 2.027 kişinin yaralanmasına ve 16.5 milyon Dolar (bugünkü değeri 50 milyon doların üzerinde) maddi hasara yol açmıştır. Bütün bunlar saat 13:00’dan 16:30’a kadar olan sürede gerçekleşmiştir. 4 kasaba tamamen yıkılmış, 6’dan fazla kasabada hasar meydana gelmiştir. Tornado saat 13:00’da Missouri’de başlamış, ilk olarak Annapolish yerle bir olmuştur. Daha sonra Illinois ve Indiana eyaletlerindeki üç kasabayı daha haritadan silecek düzeyde yıkmış ve yaklaşık 219 mil (406 km) bir mesafe kat ettikten sonra sona ermiştir. Tornadolar sırasında yaşanan bazı ilginç olaylar da vardır. Örneğin kuvvetli bir tornado ile yıkılan ahırdaki gaz lambası 1/3 mil (0.536 km) kadar yukarıya fırlatılmış, yere düştüğünde ise hala sağlam ve yanar durumda olduğu görülmüştür. Yine bir koyun sürüsü, tornado esnasında uzaklara fırlatılmış ve hayvanların yünlerinin tamamen kırpılmış olduğu görülmüştür. Ancak olaydan sonra hayvanların başka hiç bir zarar görmemesi ve otlamalarına devam etmeleri son derece hayretle karşılanmıştır. Etki ve güçlerine göre özel bir sınıflandırması var mıdır? Hortumlar, şiddetlerine ve büyüklüklerine göre derecelendirilmektedir. Bu derecelendirme F1 ve F5 arasında yapılır. F5 şiddetinde olanlar çok kısa bir süre içerisinde büyük bir şehri yıkarak şehirden eser bırakmayabilir. Bu durumda hortumları doğal afet olarak adlandırabilir miyiz? Kesinlikle adlandırabiliriz. Hortum dönerek yükselen bir hava burgacıdır. Hava yükselirken denizlerin üzerinden su kütlesini ya da karaların üzerinden


Dünya üzerinde tornado ve hortumların en çok görüldüğü bölgeler nereleridir? En sık ve en güçlü olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde oluşmaktadır. ABD’de her yıl ortalama 800 kadar tornado meydana geldiği ve bu afetlerde yaklaşık 80 kişinin hayatını kaybettiği, 1.500 kişinin de yaralandığı rapor edilmektedir. Hortumların hızları ile ilgili ne söyleyebiliriz? Hortumlar kara ile buluştuklarında etkileri çok daha şiddetli olmaktadır. Hızları birkaç yüz kilometreyi bulabilmektedir. Ülkemizde özellikle 2014 yılının yaz aylarında meydana gelen hortumların sayısında bir artış gözlemledik. Buna katılıyor musunuz? Ülkemizde yaşanan hortumların nedenleri ile ilgili bilgi verir misiniz? Türkiye’de hortum olaylarının sayısı ve sıklığı konusunda referans alabileceğimiz bir veri tabanı bulunmamaktadır. Merkezi Almanya’da bulunan Avrupa Şiddetli Fırtınalar Laboratuvarı (European Severe Storms Laboratory) veri sisteminde yer alan güvenilir kaynaklar tarafından doğrulanmış veriler ışığında; Türkiye’de 2000-2010 arası oluşan hortum sayısının özellikle son birkaç yılda az da olsa arttığı görülmektedir. Örneğin; 2004 yılında Ankara/Çubuk’ta meydana gelen ve 3 kişinin hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Yine Haziran 2012’de Elazığ’da çıkan hortum nedeniyle şantiyede çalışan 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Nedenlerine gelecek olursak: “Küresel ısınma” ve “dünyanın dengesinin bozulması” önemli etkenler olmakla birlikte; coğrafi dağılımı belirleyen esas faktörler deniz etkisi, siklonlar ve topoğrafyadır.

En alt kattaki iç koridorlar genellikle en güvenilir yerlerdir. Ofis, plaza gibi yüksek katlı bir gökdelende çalışıyorsanız, mümkünse en alt katta yer alan küçük iç odalara ya da koridorlara ulaşınız. Kasırgaların sıklıkla görüldüğü ülkelerde devletler veya ilgili kurumlar tarafından alınan önlemler nelerdir? Devlet ve vatandaş bu tür bir afete karşı nasıl hazırlanmaktadır? Kasırgalar, karada ve denizde çok yıkıcı olduğundan, bunların hava uyduları ve NEXRAD (Next Generation Radar) başta olmak üzere tüm teknolojik olanaklardan yararlanılarak oluşumları sürekli olarak izlenir. Özellikle ABD gibi gelişmiş ülkelerde hortumların ve kasırgaların ortaya çıktıkları yerler ve izledikleri yolun haritası çıkarılır, olası yönleri ve şiddetleri önceden belirlenir ve meteoroloji istasyonları aracılığıyla halk bir iletişim planı çerçevesinde uyarılır. Bu maksatla kurulmuş merkezler vardır. Hazırlanmış planlara göre öncesinde, esnasında ve sonrasında alınacak tedbirler gözden geçirilir, uygulamalar yapılır. Eğitimlerle halk bilinçlendirilir. Gerektiğinde uygulanmak üzere tahliye

planları hazırlanır. Çok sık görülen bölgelerde yeraltı sığınakları hazırlanır ve bu sığınaklar konusunda halk bilgilendirilir. Kurtarma ekipleri eğitim ve tatbikatlarla hazırlanırlar. Ülkemizde bu tarz çalışmalar var mıdır? Afet konusunda genel olarak hazırlık ve planlar en sık görülen afet türüne göre yapılmaktadır. Ülkemizde en sık karşılaşılan afet türleri deprem, çığ düşmesi, toprak kayması, sel ve orman yangınlarıdır. Dolayısıyla bu afet türlerine yönelik hazırlıklar ve uygulamalar önceliklidir. Biz AKUT olarak ülkemizin gerçeği olmaya başlayan bu afet türüne yönelik eğitimler ve planlamalar yapılmaya başlanmasının uygun olacağını düşünmekteyiz. Her türlü afet ve kazaya karşı bireysel ve toplumsal kapsamda yüksek seviyede oluşması arzu edilen güvenli yaşam kültürünün ülkemizde hangi seviyede olduğunu değerlendiriyorsunuz? Bu kültür nasıl oluşturulabilir? Bu bilinci oluşturmak öncelikle hangi kurumun görevidir? Ülkemizde özellikle 1999 Marmara depreminden sonra “Güvenli Yaşam Kültürü” konusunda, başta AKUT olmak üzere STK’ların ve bilim adamlarının öncülüğünde ciddi çalışmalar başlatılmıştır. Marmara depreminde yaşanan sıkıntılar ve STK’ların gayretli çalışmaları devleti afet yönetimine titizlikle eğilmesi konusunda tetikleyici olmuştur. Elbette daha çok yol alacağız. Ancak 15 yıla pek çok ülkeden daha etkin müdahale gücüne eriştiğimizi söyleyebiliriz. Güvenli yaşam kültürü çok geniş bir kavram. Merdivenden inerken nasıl yürüyeceğiniz de, asansörde kalırsanız ne yapacağınız da, enkaz altında kalırsanız nasıl davranacağınız da güvenli yaşam kültürüne ait konular… Bu kültürü oluşturmanın ilk ve öncelikli yolu çocukları eğitmek diye düşünüyoruz.

Afet Bilinci

Hortumların süresi genellikle ne kadar olur? Tornadolar birkaç saniye de sürebilir, bir saatten fazla süreye kadar da devam edebilir. Ancak kaynaklar 1900’lü yıllardan beri rapor edilen çoğu hortumun süresinin 10 dakikadan daha az sürdüğünü belirtmektedir.

Verdiğiniz bilgiler ışığında artık hortumlara karşı daha bilinçli olmamız gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Bizlere bulunduğumuz konuma bağlı olarak hortum öncesi, sırası ve sonrasında alınması gereken önlemleri kısaca anlatır mısınız? Evde veya kapalı bir mekândaysanız, en iyi yol daha önceden hazırlanmış sığınağa veya bodrum katına kaçmak, zarar görmemek için sağlam bir eşyanın altına girmek olacaktır. Böyle bir durumda masa altları en doğru seçimdir. Sığınak veya bodrum katı bulunmuyorsa, binadaki en alt katta penceresi olmayan bir bölüme girmek ve yine sağlam bir eşyanın altına gizlenmek gerekir. Genellikle bu amaca en uygun yerler banyo ve tuvaletlerdir. Zira tesisat boruları duvarların direncini arttırıcı etkide bulunmaktadır. En önemli husus kesinlikle pencerelerden uzak durulmasıdır. Zayıf bir yapıda bulunuyorsanız bir an önce bu ortamı terk etmeniz ve çevredeki binalarda sığınacak yer aramanız gerekir. Araç içinde seyir halindeyseniz derhal otomobilinizi terk ederek yakınlarda bir sığınak aramanız en akılcı olanıdır. Kırsal bir arazideyseniz ve çevrede sığınacak hiç bir yer yoksa bu durumda hemen yere dizlerinizin üzerinde eğilerek başınızı kollarınız arasına alıp beklemelisiniz. Okulda, bir sağlık biriminde, fabrika ya da alışveriş merkezinde iseniz önceden belirlenmiş sığınak yerlerine gitmeniz gerekmektedir.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

ağaçları, toprağı sürükleyip yukarı doğru taşır. Özellikle tornadolar büyük hasarlara ve can kaybına neden olabilir. Tornadoların yere değen kesimleri son derece şiddetli bir biçimde döner ve izlediği yolun üzerindeki binalara, sanki bir patlama olmuşçasına zarar verir. Ağaçları köklerinden sökecek, otomobilleri yerinden kaldıracak güçte olabilir.

Biz AKUT olarak bunun için yılda ortalama 100.000 çocuğa Afet Bilinçlendirme seminerleri veriyoruz. Bireylerin de üstüne düşen çok şey var elbette. Herkes kendi yaşam alanını korunaklı hale getirmek zorunda… STK’lar bilgi birikimlerini faydaya dönüştürmek zorunda. Bilim adamları, öğretmenler, sanatçılar, iş adamları, sporcular halka rol model olmak ve bilgiyi kitlelerle paylaşmak için aracı olmak zorunda. Devlet ise konunun ilk muhatabıdır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bağlı olduğu kurum itibari ile de Başbakanlık, tüm bu çalışmaların tepesindeki isimdir. 95


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Bien’in Naturawood Serisine Işıldayan Bir Yenilik

Bien Naturawood ahşap serisine bir yenisini ekledi. Naturawood ahşabın doğallığına parlaklık katıyor; seramiği hem nakış gibi işliyor hem de ortama büyülü bir görüntü kazandırıyor. Yaşam alanlarına ahşap görünümü vaad eden Bien Seramik, aynı zamanda seramiğin kullanım avantajlarını da beraberinde sunuyor. Uzun süre dayanıklılığa sahip olan serinin büyük ebatları da mevcut. Naturawood ahşap serisi mekanın daha bütün olarak algılanmasını sağlıyor. Daha önce mat ahşap serisiyle tanışılan Naturawood serisi, yeni ahşap parlak serisiyle; evinize, banyonuza hatta bahçenize ahşabın doğallığını, sıcaklığını getiriyor. Serinin renk seçenekleri arasında Oak, Eboni, Pine, Birch bulunuyor. Dört ayrı alternatiften oluşan bu ürün size konforla doğallığı bir arada sunuyor.

96



Bulthaup B3: Mutfağınızda Özgürlük ve Fonksiyonellik

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Dünyada çok az mutfak sistemi, Bulthaup B3 kadar çok yönlüdür. Mutfakta depolama için bütün boşlukları kullanmanızı sağlar. Bulthaup Nişantaşı Showroom’una gelen ziyaretçiler, Bulthaup’un son yenilikleriyle, mutfaklarda oluşan yeni olasılıkları keşfetmektedir. Örneğin, duvar panelleri ve depolama alanlarında yeni fonksiyonel çözümler, kapaklarda özel renkler ve malzemeler, dolap içlerinde kullanılan en son aksesuarlar Bulthaup Nişantaşı Showroom’unda sergilenmektedir.

98

Fonksiyon panelleri Bulthaup ilk kez, paneller ve duvarların beraber kullanılmasıyla, multifonksiyonel duvar panellerini yarattı. Bu paneller, yemekleri hazırlarken ve pişirirken kullanılan kesim tahtaları, yemek kitapları, havlular ve kapların saklanabileceği ilave alanlar oluşturmakta. Bu sayede, özellikle küçük mutfaklarda tezgahlar daha boş ve ferah kalıyor. Bu panellerde en dikkat çekici noktalardan biri, en üstteki kapakta entegre bir ışıklandırmanın bulunması. Kapak, yatay olarak açıldığında, size birçok eşyayı koyabileceğiniz bir alan oluştururken, tezgahı da etkileyici bir şekilde aydınlatıyor. Ve bu fonsiyon panelleri, sadece basit bir depolama alanı yaratmıyor, dekoratif bulduğunuz favori eşyalarınızı da sergileyebile-

ceğiniz bir vitrin sunuyor. Kapaklar kapandığında ise, fonksiyon panelleri, şık minimalist görüntüsüyle öne çıkıyor ve göz alıcı materyalleriyle, cesur bir ifade oluşturuyor. Stor üniteler Mekanların tasarımına göre, stor üniteler, diğer kapakların arasında sorunsuz bir şekilde harmanlanabiliyor veya tek başına çarpıcı bir özellik olarak öne çı-

kabiliyor. B3 kapaklarının renk ve malzemelerinden yapılabilen düz stor çıtaları, ünite yarı açıkken veya kapalıyken uyumlu bir yüzey oluşturabiliyor. Güçlü, kolay temizlenebilen, paslanmaz çelik gövdesiyle, mutfak boşluğunu kapatan bir kapak olmaksızın, kahve makineleri, mutfak robotları ve bir çok küçük ev aletinin kolayca saklanabileceği alanlar yaratılıyor. İç aydınlatma ve deri kulp, bu fonsiyonel ve şık üniteyi tamamlıyor.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Creavit Branch ile Banyolara Bahar Geliyor

Banyoları birer yaşam alanı olarak tasarlayan Creavit, ayrıntılara gösterdiği özenle fark yaratıyor. Doğru seçilen armatürler düşlediğiniz banyoyu yaratırken, evlerin şıklığını tamamlıyor. İlhamını bahar dallarından alan Branch Armatürler banyolara zarif ve estetik dokunuşlar getiriyor. Adını ağaç dalına benzeyen açma kolundan alan armatür serisi, suyun akışına yön verirken baharın enerjisini evlere taşıyor. İşlevsel ve pratik kullanımıyla da öne çıkan bu ürün keyif veren banyoların vazgeçilmezlerinden biri olacak gibi görünüyor. Joystick kumandalı Branch armatürün, çanak lavabolar için uzun seçeneği de bulunuyor. Creavit armatürler, markanın zengin ürün yelpazesinde yer alan lavabo seçenekleri ile birlikte kullanıldığında banyolarınızda mükemmel bir bütünlük oluşturuyor.

100



Natura Bagno’dan Silyon ve Samira Serileri

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Silyon: Altın değerinde dokunuşlar, her zaman kalite ve lüksü arayanlara parlak lakesi ile altın cam tezgahın birbirine uyumuyla kısacası banyolarında zarafet, arayanlara Silyon.

102

Samira: Klasik stile modern teknoloji. Nostaljik tarzından kopamayan banyolar için tasarlanan ve komple high gloss olarak üretilen Samira, alt gövdesindeki iki çekmecesinde de kullanılan box ray sistemi ve oval formunun yanı sıra altın varak ve diğer pastel renk seçeneklerini sunan bir model olarak göze çarpıyor.



E.C.A.’nın Kusursuz Tasarımları Teknoloji ile Buluşuyor: Neva & Novita

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Yeni nesil teknolojik tasarım trendlerini armatürlerine yansıtan E.C.A. Neva ve Novita Serileri ile yalın bir görünüm çizerken, daha az su kullanımı ile tam bir çevreci…

Tasarım ve Ekolojik Özellikler “E.C.A. Neva Serisi”nde Tasarımda sağlamlığı yansıtan dikdörtgenlik ve estetiği yansıtan yuvarlak kesitlerin birleşmesiyle oluşan ve hatları ile dikkat çeken Neva Serisi, E.C.A.’nın eski dönem tasarımlarını yeni dönem tasarımları ile birleştirerek geçmişten günümüze değişimin göstergesi oluyor. Kullandığı kartuş ve perlatörü ile daha az su tüketilmesini sağlayan ve maksimum tasarruf özelliği sunan Neva Serisi, çevreci ürünler arasındaki yerini alıyor. Seri içinde yer alan lavabo bataryası, banyo bataryası, yüksek tip lavabo bataryası ve ankastre lavabo bataryası farklı ihtiyaçlar için seçenek sunuyor. Daha az hammadde kullanılan ve gövde içine gömülerek daha yalın bir görünüme kavuşan lavabo bataryası hem çevreci özelliği hem de estetik görüntüsü ile dikkat çekiyor. İki parça olarak üretilen yüksek tip lavabo bataryalarının aksine tek parça üretilerek, ça-

nak lavabolar için inovatif bir alternatif sunuyor. Neva Serisi ile banyolarınızın havası değişiyor. Banyo bataryasında, çıkış ucunun üzerinde suyu el duşuna yönlendiren yön değiştiricisi yok. Su, el duşuna batarya üzerindeki esnek parça çekilerek yönlendiriliyor. Böylelikle, keyifli bir duş için, yenilikçi çözümler oluşturuluyor. Bunların yanında, ankastre lavabo bataryalarında sunulan ve kolun altından duvara doğru uzanan silindirik yapı yerine Neva Serisi bu sorunu duvar içindeki modülünde çözüyor. Sadeliği Tercih Edenlerin Adresi: “E.C.A. Novita Serisi” Keskin hatlarla organik hatları birleştiren E.C.A. Novita Serisi detaydan arındırılmış tarzı ile sadeliğin adresi... Tasarımı ile olduğu kadar çevre dostu özelliği ile de dikkat çeken bu seride; lavabo bataryası, ankastre banyo bataryası, yüksek tip lavabo bataryası ve ankastre lavabo bataryası seçenekleri ile her ihtiyaca yönelik çözümler sunuluyor. Yuvarlak kesitlerin ön plana çıktığı joystick kartuş ve perlatörü sayesinde Novita Serisi daha az su tüketiyor. Novita Ankastre Serisi, 2014 yılında E.C.A.’nın en önemli ürünlerinden biri olma özelliğini taşıyor. E.C.A., yaşamın kaynağı “su”ya nasıl yön verdiğini, çekilen yaratıcı reklam filminde Novita Ankastre Serisi’ni temsilen “Ankastre

Banyo Bataryası”na odaklanarak tüketicilere aktarıyor. El duşunun çıkış ucu ve tepe duşuna giden yolların birbirinden bağımsız çevirmeli bir yön değiştirici kullanılarak aktifleştirilmesi ile farklı bir görünüm kazanan “Ankastre Banyo Bataryası”; reklam filminde estetik ve görselliğin bütünleşmesiyle izleyiciye aktarılıyor. Çanak lavabolar için tasarlanan ve tek parça olarak üretilen yüksek tip lavabo bataryası, bu özelliğiyle benzerlerinden ayrılıyor. Yine çanak lavabolar için tasarlanan Novita ankastre lavabo bataryasında tüm detaylar duvar içindeki modülde çözülerek sade bir görünüm kazanıyor.

104



Ege Seramik Fiji Serisi ile Modern ve Tarz Sahibi Mekanlar Mekanlarınızda kullandığınız seramikler sizin tarzınızı ve zevkinizi yansıtır. Ege Seramik, modern tarzını yansıtmak isteyenlere Fiji serisini öneriyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Digital Tile teknolojisi ile duvar karosu ve sırlı granit olarak üretilen Fiji serisi, rölyefli dokusu ve parlak yüzeyi ile beğeni kazanıyor. Seri, 2 farklı dekoru, bordürü ve madalyonları ile kullanıldığında şıklığı ve modernliği aynı anda yakalama fırsatı sunuyor.

106



Ege Vitrifiye Diamas Serisi ile Işık Şölenine Davet Ediyor Banyomda şıklığı ve gösterişi seviyorum diyorsanız Diamas serisi tam size göre. Ege Vitrifiye, banyolarında gösterişten vazgeçmek istemeyenler için Diamas serisini üretti.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Diamas serisi, sahip olduğu şık ve modern çizgilerinin yanı sıra özgün ve sıradışı tasarımıyla da ön plana çıkmayı başarıyor. Seri, yüzeyindeki kırılmaların sağladığı yansımalar ile banyonuzda ışık şölenine davet ediyor. Serinin lavabosu minimal açık sifon sistemi ile tamamlanabilirken aynı zamanda mobilya uyumlu olarak da kullanılabiliyor.

Ege Seramik Autumn Koleksiyonundan; Magma Autumn koleksiyonu ile mekanları baştan yaratan Ege Seramik, yaşam alanlarında diğer eşyalarla uyumu kolayca yakalamak isteyenler için Magma serisini öneriyor. Klasik dekorasyon görüntüsünden sıkılanlar için ideal olan seri, doğal taş görüntüsünü ve modern tasarımı sevenler için de yeni bir soluk getiriyor. Magma serisinin yüzeyinde yer alan metal efektler evinizin dekorasyonuna artı değer katıyor. Digital Tile teknolojisi ile sırlı granit olarak üretilen seri, farklı ebat ve renk seçenekleri ile size seçim yapma imkanı veriyor. Seride yer alan dekorlar bu kışın daha renkli geçmesini sağlıyor.

108



Ferroli’nin Yeni Kombisi “Domina N” Zor Kış Şartlarına Uyumlu Üretildi yıldızlı enerji verimlilik seviyesine sahip Domina F, kalorifer devresi ve sıcak kullanım suyunu hazırlayan bitermik (birleşik) bakır esanjöre sahip.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Türkiye’de 25’inci yılını kutlayan Ferroli geniş ürün yelpazesiyle her geçen gün değişen ihtiyaçlara yeni çözümler sunmaya devam ediyor. Teknolojisinin sağladığı üstünlükle güvenlik ve çalışma performansını yeni ürününde maksimumum seviyeye çıkaran Ferroli, Domina N modelini 24 KW kapasiteyle tüketicilere sunuyor. Domina N’de, sert iklimlerde karşılaşılan durumlara karşı cihazı ve tesisatı güvence altına alan donma korumasına sahip. Olası bir durumda otomatik olarak devreye giren donma koruması Türkiye’nin birçok bölgesindeki iklim koşulları için önemli bir avantaj yaratıyor. Güneş enerji sistemleriyle entegre çalışarak enerji tasarrufunu artıran Domina N’nin arıza teşhislerinde de uyarıda bulunan ve kullanım kolaylığıyla tüketici dostu olan dijital ekranlı kontrol paneli bulunuyor.

Ekonomi/Konfor modlarında çalışabilme özelliğiyle Domina N, “Konfor” modunda iken kullanım suyu 45ºC’de eşanjör içinde hazır olarak bekletildiği için tüketicilere kullanma suyunu çok kısa bir sürede temin edebilme avantajı yaratıyor. “Eco” modunda ise, sadece tüketicinin kullanım suyu talep etmesi durumunda istenilen sıcaklıkta kullanım suyu hazırlanıyor.

Ayrıca 92/42 EEC enerji verimlilik direktiflerine göre bu sınıf cihazlar içindeki en yüksek verimlilik seviyesi olan 3

Yeni Nesil Kişiselleştirilebilir Klozet Sistemi: Grohe Sensia® IS Grohe’nin yeni nesil klozet sistemi Grohe Sensia® IS, dokunmatik ekranlı uzaktan kumandası sayesinde belleğinde 4 kullanıcıya kadar kişiye özel kullanım ayarlarını saklıyor. Grohe Sensia IS klozet sistemi, akıllı kontrol sistemi ve kişiselleştirilebilen ayarlarıyla; farklı sprey kullanımı, kadınlara özel duş olanağı, ayarlanabilir su sıcaklığı ve entegre hava kurutucu sistemini bir arada sunuyor. Grohe’nin yeni nesil kişiselleştirilebilir klozet sistemi Grohe Sensia® IS, entegre filtre ile koku giderme ve otomatik sprey temizleme özelliklerinin yanı sıra kireç çözücü modu, termal dezenfeksiyon özellikleri ve özel seramik kaplaması sayesinde de son derece hijyenik. Ödüllü ve benzersiz bir entegre sistem tasarımına sahip olan Grohe Sensia® IS, uzaktan kumandası üzerinde yer alan son derece kolay anlaşılır net ikonları ile kolayca kullanılabiliyor. Ayarlanabilir su sıcaklığı, 7 farklı yıkama ve pozisyon seçeneği sunan Grohe Sensia® IS, farklı akış seçenekleri ve ayrı bir kadınlara özel duş da içeriyor.

110

Domina N, opsiyonel aksesuar olarak sunulan oda termostatı ile birlikte kullanıldığında sunduğu tasarrufu çok daha yukarılara çıkarabiliyor. Ferroli’nin Türkiye pazarına sunduğu en yeni kombi olan Domina N, 3 yıl garanti ile satışa sunuluyor.



ISVEA ile Su Altı Dünyasının Gizemi Banyolarda Vitrifiye seramik ve banyo ürünlerinin İtalyan markası ISVEA, İtalyanca su altı dünyası anlamına gelen Sott’Aqua serisinde ilhamını doğadan ve sudan alıyor. Su altı dünyasının zenginliği, gizemi ve dinginliğinden esinlenerek banyo dekorasyonuna yeni bir soluk getiren serinin, Soffice ve Marino olmak üzere iki farklı seçeneği de bulunuyor. Sott’Aqua, ödüllü tasarımcılar Nativita Design House ve Sevil Acar tarafından tasarlandı. Serinin tasarımında, su altı gizemini ve huzurunu İtalyan tasarım şıklığı ile buluşturan yumuşak ve akıcı formlardan esinlenildi.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Sott’Aqua Soffice Serisi; özel seperasyon sistemi ve gizli çekmecesiyle dolap içinde düzenli depolama olanağı sağlıyor. Doğal ahşap kaplama ve lake seçenekleriyle el imalatı hassasiyetinde üretilen banyo dolapları, modüler yapısıyla kullanıcının kendi banyosunu kendisinin tasarlamasına olanak sağlıyor.

Sott’Aqua Marino Serisi; fonksiyonel makyaj ünitesinin kapağında bulunan ayna ve içindeki bölmeler sayesinde bayanların işini kolaylaştırırken, ünite içi çamaşır depolama işlevini gerçekleştiren puf ile de farkını ortaya koyuyor. Aynı zamanda kendi ekseni etrafında 360 derece dönen boy aynasının arkasında bornoz ve banyo terliği için özel aksesuarlara yer vererek detaylardaki şıklığı zarafete dönüştürüyor. Banyo kullanımını keyfe ve konfora dönüştüren Sott’Aqua Serisi, özgün ve sıradışı olmak isteyenler için ideal bir alternatif.

112



Kale, ‘Lagun’ Armatür Serisiyle Yeni Nesil Banyolar Yaratıyor Suyun şifa veren sihrini ipeksi şelale akışıyla yansıtan ‘Lagun’ armatür serisi, farklı tasarımıyla yeni nesil banyoları temsil ediyor. Lavabo ve banyo bataryalarının banyo kozmetiklerinin üzerine konulabilmesi için tasarlanan üst yüzeyi, ‘Lagun’u diğer serilerden çarpıcı şekilde ayırıyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Göz alıcı bir tasarıma sahip ‘Lagun’ serisi, lavabo bataryasından tepe ve el duşuna, banyolara yenilikçi ve modern bir bakış açısı katıyor. Banyo bataryasının çıkış ucunun açılıp kapanabilme özelliği sayesinde, kullanıcıların konfor alanı genişliyor. Uzun ömürlü ‘Lagun’ armatür serisinde, ısı ve akış düzenleyebilen 25 ve 35 mm’lik seramik kartuşları kullanılarak, standart armatürlere göre önemli oranda su tasarrufu ve dayanıklılık sağlanıyor.

Kale, Ödüllü Serisi ‘Spirit’ ile Tüm İncelikleri Banyolara Taşıyor İtalya’da düzenlenen A’ Design Award’da finale kalarak ‘Banyo Ürünleri’ kategorisinde A’ Design Silver Award’a layık görülen ‘Kale Banyo Spirit serisi’, sıra dışı tasarım anlayışını yansıtan çizgileriyle banyolarda yaşam konforunu artırıyor. Herkesten farklı olmak isteyen kullanıcıların beğenisini kazanan fonksiyonel seri ‘Spirit’, tüm incelikleri banyolara taşıyor. Günümüz banyolarında, yalınlık ve estetiğin bir arada olduğu modern bir dünya yaratan Kale Banyo; sadece 1,3 cm inceliğindeki lavabosunun yanı sıra, zarif vitrifiye, mobilya ve armatür tasarımlarına sahip ‘Spirit’ serisi ile kullanıcılara işlevsel ve estetik bir banyo deneyimi sunuyor. Çevre dostu yaklaşım Teknolojinin en son yeniliklerini kullanarak üretim yaparken, insan sağlığını tehlikeye atmayan malzemeler kullanarak, çevre ve insan faktörünü her zaman ön planda tutan Kale Banyo; yenilikçi ürünleriyle, tüketicilerin konfor, estetik ve işlevsellik ihtiyaçlarına optimum çözümler sunuyor.

114

‘Lagun’ serisi, ‘lavabo armatürü’, ‘yüksek lavabo armatürü’ ve ‘duş başlı banyo armatürü’ çeşitleriyle tüketicinin beğenisine sunuluyor. Tüm Kale armatürlerinde olduğu gibi ‘Lagun’ serisi armatürlerde, 5 yıl garanti kapsamında satılıyor.



Kalebodur, Doğal Taşın Benzersiz Dokusunu ’Pietra Antique’ ile Mekanlara Taşıyor Geliştirdiği ürün ve teknolojilerle mimarların yaratıcılıklarına hitap eden Kalebodur, yeni serisi ‘Pietra Antique’ ile doğal taşın benzersiz dokusunu seramiğe yansıtıyor. Şıklığını özenle çalışılmış dokusundan alan ‘Pietra Antique’, zarif doğal taş görünümü ile eşsiz banyo mekanları yaratmanıza olanak sağlarken, porselen yapısı sayesinde geniş kullanım alanı alternatifleri sunuyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Naturel ve parlak yüzey alternatiflerine sahip olan ‘Pietra Antique’ serisi, ‘beyaz’, ‘gri’, ‘cappuccino’ ve ‘antrasit’ olmak üzere 4 ayrı renk seçeneği ile üretiliyor. Serinin 60x120, 60x60 ve 30x60 cm ebatlarındaki seramik karoları iç ve dış mekanlarda fark yaratıyor.

Kalekim’den Su Yalıtımında En İddialı Çözüm: ‘Ultralastic’ Kalekim, yüksek dayanımlı, hızlı, ekstra elastik su yalıtım ve beton koruma harcı Ultralastic ile daha sağlam, uzun ömürlü ve konforlu binaların inşa edilmesini sağlıyor. Her türlü yapıda uygulanabilen Ultralastic, korozyonu önlediği için depreme karşı binaların en önemli koruyucusu olarak da kritik bir öneme sahip. Hem iç hem dış mekanlarda uygulanabildiği gibi istenildiğinde üzeri kaplanabilen Ultralastic, üzeri kaplanmadan da yıllar boyunca yüksek performanslı su yalıtımı sağlayabiliyor. 2 saatte yağmura dayanım kazanıyor Kalekim’in su yalıtımı alanındaki iddialı ürünü, hızlı uygulama ve tuzlu sulara karşı dayanım istenen yerlerde özellikle tercih ediliyor. Uygulanmasından sadece 2 saat sonra yağmura dayanım kazanması, 3 saat sonra üzerinde gezilebilmesi ve seramik kaplama işlemine başlanabilmesi gibi özellikleri ile öne çıkan Ultralastic, işçilikten de tasarruf sağlıyor. Ultralastic, alışılmış su yalıtım malzemelerine benzemeyen rengi ve hoş kokusuyla farklı bir uygulama deneyimi sunuyor. Fırça, mala, rulo veya püskürtme ile kolayca uygulanabilen Ultralas-

116

tic, kalsiyum ve sodyum klorür gibi buz eritici tuzlara, deniz suyuna karşı betonu koruma altına alıyor. Çok geniş bir kullanım alanı Zorlu koşullara ve yaşlanmaya karşı çok yüksek bir dayanıklılığa sahip Ultralastic’in, beton zeminlerin toprak zemine temas eden alanlarından, eski seramik ya da bitümlü kaplamalar üze-

rine varıncaya kadar çok geniş bir kullanım alanı bulunuyor. Ultralastic, temel altı su yalıtımı, temel ve perde duvarlar, yaya ve yük trafiğine maruz kalan yüzeyler, hızlı uygulama istenen yerler, teraslar, balkonlar, havuz, su deposu gibi daimi ıslak bölgeler, banyo, duş, tuvalet gibi ıslak hacimli mekanlar, beton, sıva, şap gibi yüzeyler ve seramik altı su yalıtımında rahatlıkla kullanılıyor.


BETAŞ MOZAİK

AL MAZLOUM

studio ceramica

ÜRÜNLERİNİZE DEĞER VERİYORUZ, YA SİZ?


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Kare Banyo Dolapları’ndan 2015’e Özgü Yeni Koleksiyonlar

118

Angelo

Smart

Truva - 65

Cam tezgâh lavabo,

Seramik lavabo,

Seramik lavabo,

gövde MDF/Beyaz lake,

gövde MDF/MDFlam,

gövde MDF/Beyaz MDFlam,

kapaklar MDF/Beyaz lake,

kapaklar MDF/beyaz lake,

kapaklar MDF/beyaz MDFlam,

frenli kapaklar,

frenli kapaklar,

krom kulp.

özel tasarım beyaz lake ayna.

özel tasarım üst aynalı kapak.

Aksesuarlarının yanı sıra banyo dolapları ile de sektöre damgasını vuran Kare Banyo, yeni tasarım banyo dolapları ile banyolarınıza değer katıyor. Evlerin vazgeçilmez yaşam alanı banyolarınızda, Kare Banyo’nun yeni nesil banyo dolaplarıyla şıklığın yanı sıra kullanışlılık ve kalite ön plana çıkıyor. Kare Banyo Dolapları’nın yeni serileri olan Kardelen, Smart, Legno, Truva, Flex ve Angelo banyo dolapları, Kare Banyo aksesuarlarıyla birlikte kullanıldığında banyolarınızda kusursuz bir bütünlük sağlıyor.

Kardelen

Legno

Flex

Seramik lavabo,

Seramik lavabo,

Seramik lavabo,

gövde MDF/MDFlam,

gövde MDF/MDFlam,

gövde MDF/MDFlam,

kapaklar MDF/beyaz lake boyama,

kapaklar MDF/MDFlam,

kapaklar MDF/beyaz lake,

frenli çekmece rayları,

frenli çekmece rayları

frenli kapaklar,

özel tasarım ayna.

boy dolabı.

LED aydınlatmalı ayna ve boy dolabı.



NG Kütahya Seramik’ten Fark Yaratan Tasarımlar: Aven, Mira ve Opal

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Seramik sektörünün önde gelen isimi NG Kütahya Seramik, sırlı porselen ürünleriyle iç ve dış mekanlara tasarım özgürlüğü sunuyor. Farklı zevklere hitap eden NG Kütahya Seramik’in koleksiyonları her türlü yaşam alanında kullanılabiliyor. Sırlı porselen ve granit seramik özelliği sayesinde duvarlarda da kullanılabilen karolar, kalite ile yaratıcılığı buluşturarak benzersiz tasarımlar yapma imkanı sunuyor. Aven, Mira ve Opal serileriyle mekanlara özgürlük ve hareket katmak mümkün oluyor. Aven’in gri ve kemik tonlarındaki karolarıyla yumuşak bir dokunuş yaparak yaşam alanlarına ferahlık katabilirsiniz. 80x80, 60x120 ve 80x160 santimetre ebatlarındaki Aven ile yalın ama bir o kadar da sofistike mekanlar yaratabilirsiniz. Şıklığı asaletle buluşturan Aven ürünleriyle zarif tasarımlar yapmanız mümkün oluyor. Mira serisi, büyük ebat seçenekleriyle mekanda az derz kullanılmasına neden olarak kusursuz yüzeyler yaratılmasını sağlıyor. 60x60, 80x80, 60x120 ve 120x240 santimetre boyutlarında seçenekleri bulunan Mira ile huzur dolu alanlar tasarlanabiliyor. Krem renkli, modern formlara sahip dekoratif karolar ile mükemmel kombinler yapılabiliyor. Mira ile yaşadığınız mekanlara doğal bir dokunuş sağlayarak sıcak bir görünüm kazandırabilirsiniz. Sadelikten taviz vermeyenlerin seçimi olan Opal serisi, parlak nano yapısı, bone rengi ve mermer deseniyle dikkat çekiyor. Sofistike dokunuşlar için ideal bir seçenek olan Opal, yumuşak geçişlere olanak sağlıyor. Sade ama aynı zamanda gösterişli mekanlar yaratabileceğiniz Opal’in 80x80, 60x120 ve 120x240 santimetre boyutları bulunuyor.

Mira

120

Opal

Aven



NPlus Banyo’dan Baco & Woody

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

WOODY: Gövde ve kapaklar high gloss melamine. Alt modülde cam tezgah üstü seramik lavabo, üst modülde ise bas-aç kapaklı dolap, açık raflı etajer ve ledli ayna kullanıldı. Beyaz- Milano, Beyaz- Modern Teak, Beyaz- Antrasit renk seçenekleri olan bu model hayalinizde ki banyo için tasarlandı.

122

BACO: Prestije serisinden banyonuza kişilik katacak farklı bir model. Gövde ve kapaklar soft gloss. Alt modül tezgah üstü seramik lavabo ve çekmeceli modülden oluşuyor. Üst modül de ise ledli ayna, havluluk ve banyonuzda fonksiyonelliği arttıracak boy dolabı uygulaması yapıldı. Banyonuzu muhteşem havası ve renkleriyle değiştirecek olan modelin Fırtına Gri ve Yeni Gri renk seçenekleri var.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Seramiksan Ocean ile Banyolara Güzellik Geliyor

Yaşam alanlarında fark yaratmak isteyenlere benzersiz seçenekler sunan Seramiksan, vitrifiye ürünleriyle göz dolduruyor. Kesintisiz oval formu ve minimalist bir tarzı olan Ocean, sade şıklığı ile banyolarda farklı bir atmosfer yaratıyor. Tüm klozetlerde 2,5-4,5 lt ile temizlik yapabilen çevre dostu Ocean, asgari düzeydeki su tüketimi ile maksimum tasarruf imkanı sağlıyor. Asma klozet, rezervuar, kombi klozet ve 65cm’lik lavabo seçenekleri ile sunulan Seramiksan Ocean koleksiyonu ile banyoda mükemmele ulaşmak kolaylaşıyor. 124



Seranit Wornwood ile Kır Evi Sıcaklığı Birbirinden özel tasarımları ile tüketicilerin beğenisini kazanan Seranit Porselen, beton ve ahşap gibi doğal malzemelerin verdiği huzur duygusunu evlere yansıtıyor. Özellikle tahtanın doğal sıcaklığı ile sevgililer gününde içinizi ısıtacak olan Wooden kategorisinin ahşap görünümlü serisi Wornwood, dekorasyonlarda kır evi tarzı için ideal bir tercih sunuyor. Şık tasarımları ile adeta göz dolduran Seranit Porselen’in bu ürünü, sıcak ortam arayan tüketicilere Akdeniz esintilerini yaşatıyor. Ahşabın rahatlatan doğal dokusunu evlere taşıyan Wooden’in en dikkat çekici modellerinden biri olan Wornwood eskitme görünümüne sahip… Wornwood ile klasik ‘kır evi’ tarzı kusursuz bir biçimde evinize geliyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Doğanın eşsiz renk ve desenlerini şık tasarımlarıyla birleştiren Seranit, yeni serisi Wooden ile doğal ahşap görünümünü en gerçekçi şekilde yansıtıyor. Tarzıyla beğeni toplayan porselen karoların uzun ömürlü olmaları da bir başka tercih nedenini oluşturuyor

126

Serra, Shabby Chic ile Romantizme Davet Ediyor Her zevke özel tasarımları ile fark yaratan, kalitesiyle tüketicileri etkileyen Serra Seramik, karo serisi Shabby Chic ile romantizmi ve sevgiyi evlere taşıyor. Versace ve Impronta gibi ünlü markalara özel projeler tasarlayan İtalyan tasarım grubu Depaan ile birlikte tasarlanan Shaby Chic, evin her köşesine sevgi dokunuşları sunarak, dekorasyonda adeta yeni bir akım yarattı. Shabby Chic ile ayrıca açık tonlar üzerinde ince ve şık çiçek desenlerinin uyumu içinizi ferahlatacak… Özenle tasarlanan ve ileri teknoloji ile üretilen farklı renk, doku ve desenlere sahip Serra Seramik karolar, zarafeti evlere taşımak isteyenlerin ilk tercihini oluşturuyor. 30x90 cm boyutlarda duvar karoları ve 60x60 cm sırlı porselen yer karoları ile dekor, bordür, finish elemanları ve süpürgelikleriyle her türlü detayı düşünülen yepyeni modeller evini yenilemek isteyenleri Serra bayilerinde bekliyor.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Akıllı Tasarımla Tasarruf ve Hijyen “Serel Smart Kanalsız Asma Klozet”

SEREL’in inovatif tasarım ürünü “Smart Kanalsız Asma Klozet”, üstün yıkama fonksiyonları sayesinde kullanıcısına standart klozet özelliklerinin ötesinde, ideal temizlik ve hijyen çözümü sunuyor. Standart ürünlerde suyun klozet kanalındaki deliklerden dağılması hem deliklerin hem de kanalın temizlenmesini zorlaştırarak, zaman içerisinde istenmeyen bakterilerin oluşmasına sebep olabiliyor. SEREL; tüm bu sorunları göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde, temizleme suyuna tam hükmederek, klozetin iç yüzeyinin yıkanmasını sağlayan ve de kanal kısmının temizliği sorununu ortadan kaldıran çözümü üretti. SEREL Smart Kanalsız Asma Klozet’in suyu yönlendirebilme özelliği sayesinde, tüm iç yüzeyler hassas bir dağılımla yıkanarak; hızlı ve üstün temizlik sağlanıyor. Görünmeyen kısımların açık tasarımı sayesinde ise ürün detaylı ve

128

kolayca temizlenebiliyor. SEREL devrim niteliğinde bir yenilikte bu sorunların hepsine bir arada çözüm bularak, hem her detayı kolay temizlenen, hem de yıkanmama/sıçratma sorunu olmayan SMART serisi yeni Asma Klozet’i kullanıcısına sunuyor. Hijyen ve Antibakteriyel Yüzey Teknolojisi ile Önce “Sağlık” SEREL’in Smart Kanalsız Asma Klozet ile birlikte tüm kullanıcılarına sunduğu bir başka benzersiz çözüm ise ürünün, yine SEREL’in sektörde çığır açan, %99 bakteriyel koruma sağlayan inovatif SEREL Hygiene+ yüzey teknolojisiyle opsiyonel olarak sunulması. Hijyeni ilke edinen kullanıcılar bu sayede; konut, işyeri, okul, alışveriş merkezi, restoran gibi ortak yaşam alanlarında antibakteriyel SEREL ürünlerini kullanma ayrıcalığı elde ediyor. Minimum doğal kaynak kullanımı ve maksimum tasarrufu prensip edinen

SEREL, Smart Kanalsız Asma Klozet için geliştirdiği özel yıkama fonksiyonu sayesinde, çok az suyla büyük temizlik sağlayarak doğa dostu kullanıcılarıyla buluşuyor! SEREL’den Teknoloji ve Konfor Bir Arada… Kullanıcı dostu SEREL Smart Kanalsız Asma Klozet’in sunduğu bir başka avantaj ise temizliği son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen (Serel Easy Release) ve yavaş kapanma özelliğine (Serel Silent Close) sahip SEREL Beta kapak ile kullanılabiliyor olması. Böylelikle SEREL sadece teknolojiyi değil konforu da kullanıcısıyla buluşturuyor. Banyolarda hızlı ve ideal temizlik için SEREL’in yenilikçi ve yıkama kanalsız ürünü Smart Kanalsız Asma Klozet, Türkiye genelinde E.C.A. SEREL Bayileri, Satış Noktaları ve Showroomları’nda kullanıcıya sunuldu.



TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Tema Banyo’dan Hijyenik Çözüm!

Tema Banyo, hijyen konusunda tüm beklentileri karşılayacak yepyeni bir çözümü hayata geçirdi. Tema Banyo Ar-Ge ekiplerinin uzun çalışmaları sonucunda geliştirdiği, yerden basmalı ‘gömme rezervuar’ ile hastanelerden havaalanlarına kadar toplu yaşam alanlarında tam hijyen sağlanırken aynı zamanda klasik gömme rezervuarların yanlış kullanımından kaynaklı maliyet artışlarının da önüne geçilebilecek..! Dünyada ve Türkiye’de nüfusun ortalama yüzde 3’ünün Vandal eğilimli olduğuna dikkat çeken Tema Banyo yetkilileri, “Ar-Ge ekibimizin geliştirdiği ürünümüz yerden basmalı gömme rezervuar vandalizmin yarattığı sıkıntıyı tam anlamıyla çözüyor. Düşük ses seviyesi, dolum kolaylığı, 2.75 lt/sn boşaltma hızı, çelik kumanda paneli, yerden ayak basma kumanda sistemi gibi özellikleri ile bu yenilikçi ürünümüz sektörde ön plana çıkıyor” açıklamasını yaptı. Maliyet avantajı yaratacak! Yeni ürünün; Vandal eğilimli kullanıcıların klasik gömme rezervuarların basma butonlarını kırmaları, görüntü kirliliğinden gibi ortaya çıkan olumsuzlukları da yok ettiğini vurgulayan yetkililer, toplu yaşam alanlarında bu ürünün kullanımının önemini hatırlattı.

130


Dış Bükey Çıta

Su Boşaltmalı Tutamak

Havuz Mavi Karo Havuz Kobalt Karo

Tutamak

Büyük İç Köşe

Delikli Yağmur Kanalı

Güzelyurt Mah. Yıldırım Beyazıt Cad. Mor Menekşe Sitesi A1 Blok D:5 Yakuplu - Esenyurt / İstanbul Tel (pbx) : +90 212 854 10 42 : +90 212 854 10 45 Fax


Estetiğin ve İşlevselliğin Kusursuz Buluşması: Villeroy&Boch ViClean L Dünyanın en köklü ve tanınmış banyo ve karo seramik markalarından Villeroy&Boch, doğadan ilham alan minimalist tasarımı ve inovatif özelliklerle desteklenen ViClean L akıllı klozet kapağı ile fark yaratıyor. Estetik ve işlevselliği kusursuz bir şekilde buluşturan ViClean L, banyolarda mükemmel hijyen sağlıyor.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Tuvalet ve bidenin aynı ürün üzerindeki uyumlu birlikteliği, gizli elektrik ve su bağlantısı ile ViClean L, banyonuzdaki estetik görünümün önemli bir parçası olacak…

Doğal Parkeden Esinlenen Yeni Bir Seri: Villeroy&Boch Lodge Doğa, iç mekan tasarımında uzun zamandır trend olmaktan çıkıp aksine sürekli güncellenen ve dönüşüm geçiren vazgeçilmez bir tema haline geldi. Çağımızın yüksek teknoloji ve hız karşısındaki denge arayışında modern hisse sahip doğal yaşam aksesuarları gün geçtikçe çok daha fazla insanı etkiliyor. İster mobilya ister yer döşemesi olsun, ahşap popülerliğini korumaya devam ediyor. Villeroy & Boch, Lodge ile ahşap zemin görünümüne sahip yeni porselen seramik zemin konsepti ile dikkat çekiyor. Parkeden ilham alan Lodge, modern olduğu kadar doğal… Doğal ahşap görünümü, damarlı yüzey, renk çeşitliliği ve otantik renklerle uyumlu olarak geliştirildi. Sonuç, yüksek kalitede doğal görünümlü zeminler... Lodge, klasik parke boyutu olan 90cm ebatları ile beş renkten oluşan iki farklı formatta sunuluyor. Seri, hem özel hem ticari alanlar için sağlamlık, dayanıklılık ve kolay bakım gibi porselenin tüm faydalarını sunuyor. Lodge, vilbostone porselenden oluşan 11,25x90cm ve 22,5x90cm ebatlarına sahip bir zemin kavramı olarak öne çıkıyor. Karolar 10mm kalınlığında rektifiye edilerek sunuluyor. Doğal ahşap tonlarından esin-

132

lenerek tasarlanan renk yelpazesi, çok açık kahve, doğal kahve ve koyu kahveye kadar birçok tonu kapsıyor. Çoklu renk seçenekleri; bej, gri-bej, kahve, gri ve koyu kahvedir. Dokunulduğunda ahşabın doğal görüntüsüne sahip duyguyu veren serinin tüm renk ve formatlarında R9 kaymazlık özelliği bulunuyor. 30cm ölçülerinde filelenmiş mozaikler dekoratif tasarımları ile duş zeminleri için mükemmel bir seçim oluşturuyor. Kon-

septe son bir dokunuş kazandıran süpürgelikler 7,5x90cm boyutlarında…Lodge, doğal ahşap çekiciliğine sahip yaşam alanları ve banyolar dizayn edilmesine olanak sağlıyor. Yerden ısıtma gibi seramiğin faydalarından taviz vermeden ahşap görünümü arayan kişiler için ideal bir seçim olarak öne çıkıyor. Doğal modern görünümü ile mimari ya da bireysel kullanımlar için sayısız tasarım olanağı sunan Lodge, geleneksel ahşap zeminlerine alternatif oluşturuyor.


Ytong’lu Yapılar Şimdi Daha Fazla Enerji Tasarrufu Sağlıyor Türk Ytong, yapı malzemeleri sektöründe devrim yaratan teknolojik gelişmelerle yol alıyor. Ytong’un yenilikçi ve sürekli gelişim konusundaki iddialı çalışmaları sonucunda tüm fabrikalarında üretilen duvar bloklarının ısıl yalıtım değeri %15 daha iyileştirildi. Ytong’un üretim teknolojisinde sağladığı inovasyon ile blok ürünlerinin yalıtım performansı artarken, aynı zamanda enerji tasarruf oranı da arttırılmış oldu.

Türk Ytong, tüm fabrikalarında üretilen Ytong bloklar için geçerli olan Ulusal Teknik Onay (UTO) Belgesi’ni, İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu (İTBAK)’dan aldı.

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Erel, yalıtım performansı arttırılmış Ytong duvarların birçok projede ilave yalıtım katmanına gerek kalmadan yapının ısı yalıtım projelerinin çözülebildiğini, böylece yapının dış cephelerinin A1 sınıfı hiç yanmaz yangın sınıfına kavuştuğunu söyledi.

Ürünler

Türkiye’de Bir İlk Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, yeni nesil duvar bloklarıyla örülen duvarlarda ısıl iletkenlik hesap değerlerinin iyileştirilerek λh=0,11 W/mK değerine ulaştığını söyledi. Enerji verimliliği ve çevre koruma odaklı Ar-Ge çalışmaları sonucunda bu değere ulaşıldığını belirten Erel, böylece yapılarda kullanılan ısıtma ve soğutma enerjisinden önemli ölçülerde tasarruf sağlanacağını ifade etti.

133


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

VitrA’dan Kadınların Hayatını Kolaylaştıran Ürünler

VitrA, özel teknolojiler kullanılarak geliştirdiği ürünleri sayesinde kadınların hayatını kolaylaştırıyor. Kadınların temizlik konusundaki hassasiyetini bilen VitrA, geliştirdiği ürünlerle temizlik konusunda yeni bir dönem başlatıyor. Özel olarak üretilen Rim-ex kanalsız klozet sayesinde klasik klozetlerin iç kısmındaki girintili alanların tam olarak temizlenememesi sorunu ortadan kalkıyor. Standart klozetlere oranla daha az kir tutan ve maksimum hijyen sağlayan Rim-ex, her hafta temizlikten 45 dakika kazandırıyor. Böylece saatlerce süren banyo temizliği tarihe karışırken, zamandan tasarruf eden kadınlar ilgi alanlarına yönelebiliyor. VitrA, duvar karolarının kolay temizlenebilirliği sayesinde kadınların hayatını kolaylaştırıyor. Duvar kağıdı, boya, halı ve parke yerine geçerek bakım kolaylığı ve kolay temizlik sağlayan Provence ve Rococo seramik serileri aynı zamanda şık tasarımlarıyla da evlerde fark yaratıyor.

134


TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

Ürünler

Siyah ve Beyazın Etkileyici Birlikteliği Yurtbay Seramik Flexart Serisi’nde

Mistik deseni, yumuşak kıvrımları Flexart’a derin bir hava verirken; beyaz üzerinde dokunma hissi uyandıran kabartılı doku da tasarımın gücünü ortaya koyuyor. Flexart Serisi duvar karoları parlaklığıyla göz dolduruyor, 30x60 ebatı, siyah, beyaz, siyah+beyaz renkleriyle banyolarınızda ışık oyunları yaratıyor. Beyazın ferahlığını sunan, ahenkli bir seri olan Flexart, mutluluk veren banyolar için sizleri bekliyor. 135


136 Ahmet Esgi Lütfi Moralıoğlu Selçuk Gümrükçü Selçuk Tayyar Rubil Bayrakçı Ali Bodur Mehmet Karadağ Hasan Çakmak İshak Kılıç Orhan Kütük Erkan Polat Mehmet Topuz Özcan Özyurt Arın Ozan Yılmaz Halidun Erkal Fatih Mert Ali Güneş Özgür Sinek Yusuf İslam Akyıldız İsmail Hakan Baltaoğlu Yavuz Şanlı Kadir Erdemir Hakan Şahin Aydın Yılmaz

Genes Isı ve Endüstriyel Tesisler San. Ve Tic. Ltd. Genta Doğaltaş Pazarlama, İnş San. Ve Tic. A.Ş. Gümrükçü Parke Isısel Isı Sit. San. Ve Tic. Şti. İdeal Ağaç Tur. San. Ltd. Şti. Kaptanlar Isıtma ve Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Karadağ Mimarlık Müh. İnş. Ve Turz. San. Tic. Ltd. Şti. Lacivert Seramik Tic. Ltd. Şti. Mah İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Orisdecor Özeral İnş. Tes. Tekn. Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.

Özlem Teknik Yapı Malz. Ve Tic. Ltd. Şti.

Özyurt Yapı Malzemeleri Reform Dizayn Konsept Mimarlık San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. Royal Duvar Kağıdı İth. Dek. İnş. San. ve Tic. A.Ş. Rulo Tasarım İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.

Seramik Dünyası İnş. Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Skala Mob. Aks. San. Tic. Ltd. Şti. Suar Yapı Market Süha Makina Tesisat Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Şanlı Kapı Tanrıverdi İnş. Mlz. Ve Yapı İzolasyon Cemil Özdemir Teknopom Pompa ve Hidrofor Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.

Yılmaz Mob. Aks. Ve Tekn. Hırd. San. Tic. Ltd. Şti.

Göztepe Mh. Bosna Cd. No:1 Çavuşoğlu Mh. Yakacık Cd. No:50/B İçerenköy Mh. Merkez Camii Sk. No:24/1 Yeniyol Cd. No:78 Cennet Mh. Genç Osman Mh. Koray Sk. No:9 Sanayi Mh. Ensar Cd. No:3 - Kurtköy Çavuşoğlu Mh. Yakacık Yolu No:32/1 Eminali Paşa Cd. Uzay Apt. 122/2 Yeni Mh. İnönü Cd. No:178/A - Tepeüstü Demirciler Sit. 1. Yol No:76 Karlıktepe Mh. Cengiz Topel Cd. No:2/A Çavuşoğlu Mh. Özel Cd. Konak Apt. No:36 Dük.1 Yakuplu Mh. 85. Sk. No:10/2 İstiklal Mh. Selçuk Sk. No:18 Çavuşoğlu Mh. Spor Cd. No:90 Büyükdere Cd. No:164 Kemeraltı Mh. Nazımbey Cd. 94/C Bostancı Yolu Cd. Keyap Çarşı Sitesi E1 Blok No:75 - Yukarı Dudullu Kemal Sunal Cd. Ormantepe Sk. Cumhuriyet Mh. No:25 Mimar Sinan Mevkii Merkez Mh. Hürriyet Cd. No:40 Bostancı Mh. Emin Ali Paşa Cd. No:93/B Hakimiyet Cd.No:6 N. Kemal Mh. Sütçü İmam Cd. No:26 Yavuztürk Mh. Bosna Bulvarı Cd. No:44/B Cumhuriyet Mh. Libadiye Cd. No:39-B Demirciler Sitesi 6. yol No:27 Güzelyalı Mh. İstasyon Cd. No:2/B Merkez Mh. Çinçindere Cd. No:110/A Güzelyalı Mh. Sahil yolu Cd. Sofran Sk. No:2/A Orta Mh. Ankara Cd. No:50 Güzelyalı Mh. Çiçeksuyu Sk. No:17/A Demirciler Sit. 2. Yol No:38 Tersane Cd. No:90/B Küçüksu Mh. Hekimbaşı Çiftlik Cd. No:7 Y. Dudullu Mh. Necip Fazlı Bulv.Keyap Sit. F1 Blok No:90 Bostancı Yolu Keyap Çarşı Sitesi G1 Blok 119/A - Yukarı Dudullu Keyap Çarşısı E-2 Blok No:87 - Yukarı Dudullu Gültepe Mh. Reyhan Cd. No:3 Fatih Mh. 832 Sk. E-5 Yanyol No:6/A Heskop San. Sit. M-6 Blok No:100 Küçüksu Mh. Hekimbaşı Çiftlik Cd. Rasathane Sapağı No:6 Eski Edirne Asfaltı Baltaş Kilimci San. Sit. No:3 Kaynarca Mh. Yanyol Cd. No:11-B Bekardere Şenol Sk. No:1 Cennet Mh. Antikalar Cd. No:4/A Saadet Apt. Natoyolu Cd. No:83/B - Yukarı Dudullu Atatürk Mh. Sütçü İmam Cd. No:19/B

Adres (İş)

Aramıza Katılanlar

15/12/2014 - 10/02/2015 tarihleri arasında derneğimize yeni katılan üyelerimizdir.

Mehmet Fatih Akdeniz

Fatih İnş. Mlz. Taah. Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti.

Adı Soyadı Murat Akarsu Allende Tüfekçi Bayram Gözalan Orçun Şahin Faik Türkan Savaş Ekmen Buse Baygın Seyhun B. Arslan Yeşim Baytemür S. Metin Demirci Hikmet Karadağ İsmail Bedir Cemal Öztürk Ahmet Kılıç Serbay Portakal Recep Yılmaz Nihat Çeviker Metin Aksu

Akarsu Ser. Taah. Yapı Malz. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Altes Mühendislik - Allende Tüfekçi Anadolu Isı Market ARS Seramik Granit Ltd. Şti. ATR Armatür San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.(Modamix) Batu Grup Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Berkay Mimarlık Tasarım ve Yapı Ürünleri Ltd. Şti. Bilgen Yapı Müh. / Seyhun Bilgen Arslan ÇCS Yapı Malz. ve Tasarım Demtaş Isı Sis. İnş. İth. İhr. Ltd. Şti. Dites İnşaat Tes. Gıda Turzim San. Tic. Ltd. Şti. Doğalteknik ve Isı Sis. Tic. Ltd. Şti. Duşsan Duşakabin Sistemleri Ekapen İnşaat Cam San. Tur. Tic. Ltd. Şti. Ekse İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. Emoda Elektronik Alışveriş Yapı Market ve İletişim Hiz. Paz. Tic. A.Ş. Er İnşaat Mal. Tic. Ve San. Ltd. Şti. Evada Teks. Dış. Tic. Ltd. Şti.

Kurum Adı

TİMDER Dergisi 86.Sayı / Ocak - Mart 2015

İlçe (İş) Bağcılar Kartal Ataşehir Küçükçekmece Güngören Pendik Kartal Bostancı Küçükçekmece Zeytinburnu Kartal Kartal Beylikdüzü Ümraniye Kartal Levent Melikgazi Ümraniye Bahçelievler Büyükçekmece Kadıköy Kartal Ümraniye Üsküdar Üsküdar Zeytinburnu Pendik Güngören Pendik Pendik Pendik Zeytinburnu Karaköy Üsküdar Ümraniye Ümraniye Ümraniye Küçükçekmece Küçükçekmece İkitelli Üsküdar Bayrampaşa Kaynarca Çengelköy Küçükçekmece Ümraniye Ümraniye

Şehir (İş) İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul Kayseri İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul

Telefon 1 (İş)

(0216) 373 78 76 (0216) 306 28 86 (0216) 329 12 40 (0216) 329 98 41 (0216) 443 95 55 (0212) 558 51 51 (0216) 493 76 10 (0212) 641 66 93 - 94 (0216) 392 46 90 (0216) 491 22 29 (0216) 392 35 32 (0212) 664 87 41 (0212) 256 56 46 (0216) 462 37 80 (0216) 499 82 00 (0216) 479 87 10 (0216) 540 71 32 (0212) 424 56 08 - 09 (0212) 592 84 24 (0212) 670 09 09 (0216) 332 03 00 (0212) 418 54 18 (0216) 390 47 52 (0216) 321 28 05 (0212) 580 12 12 (0216) 527 74 52 (0216) 328 74 37

(0212) 445 27 27 (0216) 353 03 56 (0216) 577 65 40 (0212) 426 96 70 - 71 (0212) 569 94 15 (0216) 595 33 68 (0216) 353 18 10 (0216) 372 00 09 (0212) 426 88 44 (0212) 665 75 12 (0216) 488 45 50 (0216) 517 77 55 - 56 (0212) 624 58 32 (0216) 335 51 09 (0216) 395 31 31 (0212) 608 17 41 (0352) 336 22 83 (0216) 313 60 00 (0212) 630 39 51




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.