Bu Kadar Temizi Ancak Kale’den Gelir. Standart klozetlere göre %100 daha hijyenik olduğu Akdeniz Üniversitesi tarafından onaylanmış Kale SmartYıkama Klozet, jet tipi yıkama sistemi sayesinde suyu her noktaya dağıtır ve kusursuz temizlik sağlar. Kanalsız yapısıyla kir ve bakteri tutmaz. Siz de kolay temizliğe ve hijyene önem veriyorsanız SmartYıkama Klozet’i seçin, yepyeni bir hayata geçin.
2014 Altın Çekül Ödülleri’nde “Yapı Ürün Ödülü”ne layık görülmüştür.
İçindekiler Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu Dergisi
Sayı 11 (2015/1)
İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Kemal Çelik (baskan@timfed.com) Saadetdere Mah. E-5 Karayolu Üzeri No:8 Esenyurt - İSTANBUL
Sayı 11 (2015/1)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mah. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy - İSTANBUL
Ece Holding Y. K. Başkanı Erdem Çenesiz
Yayın & Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timfed.com) Söyleşi: Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz
Akademik Objektif: İst. Üniv. Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü Mithat Zeki Dinçer
Öngörünüm: TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi - TMB Başkanı Mithat Yenigün
Ekonomik Analiz: Prof. Dr. Burak Arzova
İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay - TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça TSF Başkanı Ahmet T. Yamaner - Türkiye İMSAD Başkanı Dündar Yetişener
Verilerle Ekonomi: Ekonomik Göstergeler, Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri Sanayi ve İnşaat Sektörleri Üzerinde Kıyaslamalı Yorum
Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeliz Kılıçaslan (yeliz@timfed.com)
Tüccar, milletin emeği ve üretimini kıymetlendirmek için, eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.
TİMFED Yönetim Kurulu: Kemal Çelik (TİMDER), Emin Ayar (TİMKODER), Kemal Yıldırım (TİMDER), Bircan Şahin (TİMDER), Serdar Dönmez (TİMDER), Mehmet Ali Yedek (TİMDER), Temel Aktay (TİMKODER), Tekin Yetiş (TİMKODER), Yusuf Aydın Eskibozkurt (BURTİMDER), Süleyman Acar (ANTİMDER), Sedat Doğaç (DİMSİAD). Yayın Yürütme Kurulu: Mehmet Arslan, Serdar Dönmez, Emin Ayar, Aydın Eşer, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa, Yeliz Kılıçaslan, Arzu Akıncı. Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İSTANBUL (0216) 629 0 100 Basım Yeri Adresi Telefonu: Özgün Ofset Yeşilce Mh. Aytekin Sk. No:21 Seyrantepe / İSTANBUL (0212) 280 00 09 Basım Tarihi : Şubat 2015
Yayın Türü : Yaygın Süreli
İletişim Bilgileri : Adres : Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir / İSTANBUL Telefon : (0216) 629 0 100 e-posta : info@timfed.com Web Sitesi : www.timfed.com
İlan İndeksi : Ön Kapak İçi: Arka Kapak: Arka Kapak İçi: 1 5 11 27 33 41 45
Seranova - Umpaş Seramiksan Yüksel Seramik Kale Eczacıbaşı - VitrA Elmor Ege Seramik Fırat Boru NG Kütahya Seramik Creavit - Çanakcılar
Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
2 Sayı 11 (2015/1)
İçindekiler
Söyleşi
46
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer
Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz
TİMFED’den
50
Akademik Objektif
8
61
Hukuken Av. S. Murat Çelikten
TİMFED Zirvesi
12
TİMDER’den
20
TİMKODER’den
DİMSİAD’tan
BURTİMDER’den
ANTİMDER’den
Öngörünüm
28
Şehrin Nabzı - Ankara
68
İş Hukuku
73
Seyfullah Beysülen
Şehrin Nabzı - Denizli
74
Şehrin Nabzı - Bursa
78
Şehrin Nabzı - Antalya
80
Ekonomik Analiz
86
34 38 42 54
Mehmet Büyükekşi - TİM Başkanı Mithat Yenigün - TMB Başkanı Zeynep Bodur Okyay - İSO Meclis Başkanı Süleyman Onatça - TÜRKONFED Başkanı Ahmet T. Yamaner - TSF Başkanı Dündar Yetişener - Türkiye İMSAD Başkanı
Prof. Dr. S. Burak Arzova
88
Verilerle Ekonomi Yavuz Bayülken ve Cahit Kütükoğlu - Etiplan
Makale
Beklentimiz
62
Şehrin Nabzı - Samsun
66
98
Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya Cemal Bozkurt Öğr. Gör. Erim Hısım Zeki Yüksekbilgili M. Aykut Bulut Almila Dalkılıç 3 Sayı 11 (2015/1)
Görüş 2014 Türkiye ekonomisinin yeni bir dengeye doğru gidişini gösterdi. Daha az dinamik ve daha çok vasat bir denge. Türkiye ekonomisi uzun dönem ortalamalarının altında büyüyeceği, cari işlemler açığınınsa uzun dönem ortalamaları düzeyinde seyredeceği yeni bir dengeye oturacakmışız gibi görünüyor. Son 2 yıldır böyleydik, önümüzdeki 2 yıl da böyle olacak gözüküyor. Açıklanan son büyüme rakamları, Türkiye ekonomisinin hedefteki yüzde 4’lük büyümeye ulaşmak bir yana, yüzde 3’ü bile tutturmada zorlanacağını gösteriyor. 2015 yılı için de benzer bir durum sözkonusu. Bu yüzden uzun süre sonra ilk defa işsizlik oranımız yüzde 10’u geçti. İlginçtir, battı denilen Avrupa Birliği’nde de bu oran aynı.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu TOBB Başkanı Geride bıraktığımız 2014 yılında ekonomideki performansımıza baktığımızda vasat bir yıl yaşamış olduğumuzu görüyoruz. Büyümedeki tempo kaybı devam ederken, yatırımlarda ve istihdamda gözle görülür bir canlanma kaydedilmedi. Çeşitli uluslararası çalkantılara rağmen ihracattaki ve turizmdeki büyümenin devam etmiş olması ise olumlu gelişmeler arasında yer aldı.
Cari işlemler açığımız, beklenmedik bir piyango gibi gelen petrol fiyatındaki düşüşe rağmen hala uzun dönem ortalamasının altına inmeyecek gibi duruyor. Dünyada toplam ihracatının en az üçte ikisi ham petrolden oluşan 23 ülke var. Türkiye bu 23 ülkeye 60 milyar dolar civarında ihracat yapıyor. Düşen petrol bir taraftan ithalat faturamızı azaltırken, petrol ihraç eden ülkelerin azalan geliri, daha az ithalat, yatırım, turizm şeklinde olumsuz etkilere de yol açabilecek.
Küresel kriz öncesinde yılda ortalama yüzde 6 civarında büyüyen ekonomimiz, küresel krizin etkisiyle önce küçülme yaşadı. Arkasından küresel likiditenin hızla artması ve içerde kamu idaresinin iç tüketime verdiği destek ile hızla toparlandık. İki yıl üst üste yüzde 9’a yakın büyüme sağlandı. Ama bunun bedeli hızla yükselen cari açık ve dış borç stoku oldu. Yani el parası ile büyümüştük. Bunun sürdürülmesinin zorluğu bir tarafa, artan kırılganlık ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit haline gelmişti.
Uzun süredir vurguluyoruz. Türkiye yapısal reformlar konusunda rehavete kapıldığı, Avrupa Birliği sürecini göz ardı ettiği için ekonomideki yapısal sorunlara odaklanamıyor. Ama biz sorunları unutsak da, göz ardı etsek de, onlar yok olmuyor. Birikmeye devam ediyor. Faturası daha az büyüme, daha az istihdam, daha az refah olarak önümüze konuyor. Atalarımızın dediği gibi, tedbirde kusur edince takdire bahane bulmamalı.
Sonrasındaysa içerde alınan tedbirler ve uluslararası likiditenin de azalmaya başlamasıyla iç tüketim yavaşlatıldı. İhracattaki artışla birlikte ekonomide dengelenme süreci başladı. 2014 bu dengelemenin devam ettiği bir sene oldu. Ama ekonomideki yapısal sorunlar devam ettiğinden ve yapısal reformlar bir kaç seneden beri ötelendiğinden bu dengelenme yavaş ve sancılı gerçekleşti. Özellikle iç piyasada bu nedenle sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Küresel kriz öncesinde Türkiye ekonomisi 1 puan büyürken cari açık da yaklaşık 1 puan civarında gerçekleşiyordu. Küresel kriz sonrasında bu tablo bozuldu. Cari açığa karşı sağlanan büyüme oranı yarıya düştü. Şimdi 2 açık veriyorsak ancak 1 büyüyebiliyoruz. Neden böyle oluyor? Gayet basit bir nedenle. Bizim yurt içi tasarruf oranımız az ve artmak bir yana azalmaya da devam ediyor. Halen yüzde 14’lerde dolanıyor.
4
Amerikan ekonomisi toparlanmaya başladıkça, Amerikan para politikası normale dönüyor. Bunun ilk etkilerini zaten döviz kurlarında gördük. Amerikan faiz oranı 2015 yılında yükselmeye başlayınca, etkiyi daha da yakından hissedeceğiz. Bu olumsuz etkiyi yalnızca biz değil, bütün gelişmekte olan ülkeler hissedecek. Bu noktada ülkeler ne kadar iyi yönetildiklerine göre birbirlerinden ayrılacaklar.
Son 30 yılda ise neredeyse yarı yarıya azaldı. Bu nedenle büyüme için el parasına muhtaç durumda kalıyoruz. Bu yüzden de uzun süre arka arkaya yüksek oranlarda büyüyemiyoruz. Sonuçta 6 yıldır kişi başı milli gelirimiz 10 bin dolarda takıldı kaldı. Yani yerimizde sayıyoruz. Sayı 11 (2015/1)
Özetle 2015 yılı tedbirli olmayı elden bırakmamız gereken bir yıl. Hem kamu idaresi hem de şirketlerimiz düşük büyüme ortamında nasıl iyi yönetim gösterebiliriz konusunda odaklanmak durumunda. Kültürümüzde çok güzel bir söz var. “İstişare eden yanılmaz.” Biz bunu yaşayarak gördük. Son 10 yılda Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının temelinde bu istişare kültürü var. Son 10 yılda Türkiye milli gelirini 3 kat, ihracatını 5 kat arttırdıysa bunun temelinde kamu ile özel sektörün istişaresi ve bu istişareler sonucu ortaya konulan doğru yapısal reformlar var. 2015 Türkiye için yeni bir şans. Sonraki 4 yıl boyunca seçim yok. Bu kapsamda yapısal reformlara yeniden odaklanmamız lazım. Başbakanımızın açıkladığı yapısal dönüşüm paketleri önceliklendirilip bir takvime bağlanırsa Türkiye’nin yeni bir sıçrama yapmasının yolu açılmış olur. Bu programlar küresel yarışta önümüzdeki sisli havayı dağıtacak yol haritası işlevi görebilirler. Biz de bunları destekliyoruz. Türkiye, ekonomideki yapısal dönüşümü gerçekleştirirse, orta gelir tuzağını aşar ve gelişmiş ülkeler arasında yer alma hedefine ulaşabilir.
Yönetimden
TİMFED’de Neler Oluyor! Kemal Çelik TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı baskan@timfed.com
TİMFED Zirvesi Ülke ekonomimizin lokomotif sektörü olan inşaat sektöründeki gelişmeler her dönem ivme kazanarak devam ediyor. İnşaat malzemecileri derneklerini bir çatı altında toplamak amacıyla kurduğumuz TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) ile sektörün öncü kuruluşlarını bir araya getirerek sektöre yön verecek vizyonlar elde etmek amacıyla, TİMFED Zirvesi’nin üçüncüsünü 11 Kasım 2014’de İstanbul Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde “İnşaat Sektöründeki Riskler, Sorunlar ve Küresel Fırsatlar” ana temasıyla gerçekleştirdik. TİMFED Zirvesi’ni, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin stratejik ortaklığında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin işbirliği ve sinerjisi ile gerçekleştirdik. Zirvemize katılarak açılış konuşmalarıyla bizi onurlandıran başta sektörümüzün içinden bir kişilik olması nedeniyle sorunlarımızı en iyi bilen ve yansıtan TOBB Başkanımız M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’e sektörümüz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Sektörümüze sağladığı değerli katkılarla bizleri müteşekkir kılan Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in oturum başkanlığında gerçekleşen oturuma katkı sağlayan değerli TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin, Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik’e en içten teşekkürlerimi iletiyorum. TİMFED Zirvesi’nin sektöre bir çok kazanımı oldu. Sektör paydaşlarını bir araya getirerek, sektör sorunlarını tespit edip, çözümler üretmek için fikir alışverişi sağlanmasına zemin hazırladı. Tesisat ve İnşaat Malzemeleri ile ilgili sektörel imaj yönetimi yapıldı. Ekonomik gelişmelerin sektöre olan etkisinin analiz edilmesiyle tesisat ve inşaat malzemeleri üzerine finansal farkındalık yaratıldı. TİMFED, Zirve organizasyonu ile; sektörün en temel sorunlarının, en ince detaylarına kadar incelenebildiği ve çözüm önerileri üzerinde etkili tartışmaların yaşanabildiği platformların 6 Sayı 11 (2015/1)
oluşturulabildiğini bu organizasyon ile gösterdi. Sektör paydaşlarının bir araya geldiği, sektör sorunlarının tespit edilerek çözüm üretmek için fikir alışverişi sağladığımız zirvemizde, değerli katılımcılarımız ile sektörümüze ayna tuttuğumuz inancındayız. Tüm bu emeklerimizin karşılığı olarak gayet olumlu tepkiler aldığımız zirvemiz ulusal ve yerel basında da büyük yankı uyandırdı. TİMFED Yapılanması TİMFED olarak öncelikli hedefimiz; inşaat malzemecilerinin gücünü birleştirmek adına oluşturulan bölgesel sivil toplum kuruluşlarını bir çatı altında toplamayı ve örgütlenmenin henüz sağlanamadığı bölgelere ulaşarak, sektörde birlik sağlamayı istiyoruz. TİMFED bu hedef doğrultusunda TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği), TİMKODER (Tesisat İnşaat Sanayi Malzemecileri Derneği), DİMSİAD (Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İş Adamları Derneği), BURTİMDER (Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği), ANTİMDER (Antalya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği)’in yanı sıra 2014 yılında yapılanma çalışmalarına başlanan ve şuan da kurulumları tamamlanarak faaliyetlerine başlayan KARTİMDER (Karadeniz Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) ve KONTİMDER (Konya Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) ile ülke sathında yapılanmasına son sürat devam ediyor. TİMFED olarak ülke sathında yapılanmamızın tamamlanmasına Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle hız vereceğiz. Bu bölgelerdeki yapılanma çalışmalarımız da son sürat devam ediyor. Bölge temsilcileriyle yapılan toplantılar, bölgelerin yerel özelliklerinin incelenmesi ve raporlanması çalışmalarının tamamlanmasının ardından bu bölgelerimizde de sektörümüzün sıkıntılarına tek bir ses olup çözümler bulmak için var gücümüzle çalışacağız. Sektörümüz için çalışmaya söz verdiğimiz TİMFED çatısı altında bütün yönetim kurulumuz ve derneklerimizle sonsuz bir özveriyle çalışmaya, gelecek yıllarda edindiğimiz tecrübelerin üzerine yenilerini katarak her geçen yıl daha iyisini yapabileceğimiz inancıyla sektörümüz için çalışmaya devam edeceğiz.
Dipnot
İş Yerinde Arkadaşlık İlişkileri Mehmet Arslan TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr
İşyerinde ilişkiler karmaşık yaşanıyor. Çalışma arkadaşlarımızla bir taraftan yarışırken, diğer taraftan ortak işlerin başarıya ulaşması için beraber çalışıyoruz. Zamanımızın büyük bir bölümünü işyerimizde, iş arkadaşlarımızla geçiriyoruz. Bazen sabahlara kadar birlikte çalışıyor, bazen farklı görüşleri savunuyor, senede ortalama 220 günümüzü birlikte geçiriyoruz. Bu kadar çok vakit geçirdiğimiz kişilerle olan ilişkilerimiz de haliyle hayatımızda büyük önem taşıyor. Sağlam arkadaşlıklar bireye, işe ve kuruma katkı sağlarken çürük ilişkiler hem çalışana hem de şirkete büyük zararlar veriyor. İş arkadaşlarıyla olan ilişkilerde mesafeyi korumak gerekiyor. Ne çok soğuk, uzak ne de çok iç içe samimi ilişkiler kurmak gerekiyor. Yapılan araştırmalar, iş yerindeki arkadaşlıkla iş doyumu arasında yakın bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. İş yerinde çok yakın bir arkadaşım var diyenlerin, iş doyumunu ölçen birçok parametrede daha yüksek değerlendirmeler yaptığı görülüyor. Yine bu araştırmalarda, işine odaklı, zevkle ve istekle çalışanların oranı “işyerinde yakın arkadaşı olanlar” arasında yüzde 56’yken, “işyerinde yakın arkadaşı olmayanlar” arasında sadece yüzde 8 olarak belirtilmiş. Sosyal hayatımızda görüşmek isteyip istemediğimiz insanları seçebilirken iş hayatında maalesef böyle bir lüksümüz yok. Arkadaşlık ve düşmanlık arasında gidip gelen bu ilişkilerin merkezinde ‘baskı’ ve ‘çatışma’ bulunuyor. İş arkadaşlarımıza hem pozitif hem negatif duygular besliyoruz. Aile içi ilişkilerde de buna benzer karışık duygulara sıklıkla rastlamak mümkün. Kurum içi ilişkilere odaklanan birçok çalışma ya oldukça pozitif, kurumu daha dinamik ve başarılı bir iş ortamı haline getiren ilişkilere yer vermekte ya da tam tersi düşmanlıklar ve birbirine köstek olan bir dizi ilişkinin şirkete zararlarını araştırmakta. Çalışma sonuçları da beklenene paralellik gösteriyor. Olumlu ilişkilerin şirket başarısına olumlu yansımaları olurken, olumsuz ilişkiler takımın veya şirket genelinin performansını aşağıya çekiyor. İşyerindeki arkadaşlık, işe odaklanma konusunda bir engel olabiliyor. Kaygı, gevşeklik veya ciddiyetsizlik yaratabiliyor. Aşırı samimiyet yaşanmış ise
ona güvenilerek, işe yakışmayacak tavırlar sergilenebiliyor. Bu da odaklanmayı zorlaştırıyor. Önce arkadaş olup aynı yerde çalışmaya başlamak, o yere daha kolay adapte olunmasına, bağlanılmasına ve güvende hissetmeye yardımcı oluyor. Çalışılan yerde arkadaşlık edinmek ise iş ve özel hayat dengesini daha rahat kurmayı sağlıyor. İş yeri arkadaşlıkları özellikle İK sektöründe her zaman tartışılan ama bir türlü uzlaşılamayan bir konudur. Bu konuda yapılan araştırmaların bazıları işten ayrılma nedenlerinin başında; ofis ortamında yaşanan anlaşmazlıkların ilk sıralarda yer alığını gösteriyor. Bazı araştırmalar ise iş yeri arkadaşlıklarının kariyere olumlu yönde etki yaptığını belirtiyor. İş hayatında arkadaşlık neden önemli? Hayatımızın en fazla zamanını geçirdiğimiz ortamda arkadaş ilişkilerimiz oldukça önemlidir. İyi bir iş arkadaşıyla fikirlerinizi ve uzmanlıklarınızı birleştirdiğinizde çok güzel projeler doğar. Her zaman için işte sevdiğiniz bir arkadaşınız varsa ofise gitmek daha çekici gelir. Genelde iş arkadaşları benzer özelliklere sahiptir: aynı yaş grubu, benzer okullar, ortak etütler v.b. İş hayatı çok acımasızdır. Böyle bir ortamda güvenilir bir arkadaş her zaman insana iyi gelir. İş hayatındaki arkadaşlıkta dikkat edilmesi gerekenler dır.
İş arkadaşlıkları biraz baskıya dayanıklı olmalı-
Yalan dolan olmadan, içten iletişimden yana olmalısınız. Öncelikle arkadaşlığınızın başlangıcında, ardından her daim iş hayatında uyanık olun. Sosyal hayatınızda birlikte vakit geçirme konusunda biraz limitleriniz olsun. Arkadaşlık hırslara yenik düşmemeli. İş hayatındaki arkadaşlıkların zedelenmesinin baş nedenlerinden biri bir alanda yarışıyor olmak veya hiyerarşik değişimlerdir. Tek bir kişiyle fazla samimi olup diğerlerini görmezden gelmeniz size çok fazla düşman kazandırır. 7 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED’ten
TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı Ankara’da Gerçekleşti
İnşaat malzemecilerinin üst birliği Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) yönetim kurulu toplantısını 09 Eylül Salı günü Ankara TOBB Binası’nda gerçekleştirdi. Toplantı öncesi Anıtkabir’i ziyaret edarek Atatürk’ün mozalesine çiçek bırakan TİMFED heyeti Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni de gezdikten sonra yönetim kurulu toplantısını gerçekleştirmek üzere TOBB Binasına geçtiler.
ması kararlaştırılan TİMFED Zirvesi ile ilgili gelişmeleri kısaca aktarması ve ardından Zirve çalışmaları için işbirliği gerçekleştirilen İnfoloji Yönetici Ortak’ı Muhammed Atilla Sevim’in detaylı bir prezentasyon sunmasıyla devam edildi.
Toplantıya, TİMFED üye dernekleri TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD, BURTİMDER, ANTİMDER’den yüksek katılım sağlandı. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in açılış konuşması ile başlayan toplantı, TİMFED üye dernek temsilcilerinin geçmiş toplantıdan itibaren gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi aktarmasıyla devam etti.
Toplantıda 130 otistik çoçuğun eğitim aldığı Bursa Otistik Çocuk Merkezi’nin seramik atölyesindeki malzeme ihtiyacının düzenli karşılanması, Samsun Göl Köyü öğretim ilkokulunun ihtiyacı olan malzemelerin Kürşad Noyan Özkaya’nın destekleriyle karşılanması gibi sosyal sorumluluk projelerinin nihayete erdirildiği bilgisi de toplantıya katılan herkesle sevindirici bir haber olarak paylaşıldı. Toplantıda aynı zamanda üyelerin sektördeki ciddi sıkıntıları arasında yer alan tahsilat, istihbarat, satış sonrası montaj ve kayıt dışı işçilik gibi önemli konular üzerinde konuşuldu.
Toplantıya, TİMFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım’ın 11 Kasım Salı günü İstanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde yapıl-
Müteakip toplantının 16 Ekim Perşembe günü Antalya’da ANTİMDER ev sahipliğinde gerçekleştirilmesine karar verildi.
8 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED’ten
TİMFED Ekim Ayı Toplantısı Antalya’da Gerçekleşti İnşaat malzemecilerinin üst birliği Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED), 16 Ekim Perşembe günü Antalya’da gerçekleştirdiği yönetim kurulu toplantısı öncesinde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak’ı makamında ziyaret etti. Ziyaret sonrasında TİMFED Üye Dernekleri; TİMDER, TİMKODER, DİMSİAD ve evsahibi ANTİMDER’in yoğun katılımıyla Antalya ATSO Binası’nda aylık olağan yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildi. TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in açılış konuşması ile başlayan toplantı, geçmiş toplantıda alınan kararların üzerinden geçilmesiyle devam etti. Toplantının en önemli gündem maddesi olarak, 11 Kasım Salı günü İstanbul Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi’nde yapılacak olan TİMFED Zirvesi organizasyonunda gelinen nokta değerlendirildi. Üyeler arasında yardımlaşmayı sağlamak amacıyla yapılması planlanan “Üyeler Arası Avantaj Bülteni” toplantıya katılan üye derneklere sunuldu. Katılımcılardan beğeni alan sistemin iyileştirilmesi üzerine fikir alışverişi yapan üyeler bazı önerilerde bulundu. Yine üyelere faydalı bilgiler sağlamak amacıyla yapılması planlanan “İyi bir servis nasıl olmalı?” broşürü için gelinen son durum hakkında üyelere bilgi verildi. Toplantıya, TİMFED üye dernek temsilcilerinin geçmiş toplantıdan itibaren gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında bilgi aktarmasıyla sona erdi.
9 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED’ten
TİMFED Yönetim Kurulu ANTİMDER Üyelerini Ziyaret Etti
16 Ekim Perşembe günü Antalya’da gerçekleştirilen TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında TİMFED Yönetim Kurulu Üyeleri, açılışı için çalışmaları son hız devam eden Birlik Yapı’yı sonrasında ise ANTİMDER Eski Başkanı Süleyman Acar’ın sahibi olduğu Asacarlar’ı ziyaret etti. Sektör ve bölge piyasası hakkında bilgi alan TİMFED Yönetim Kurulu, federasyonun üyelerine yarar sağlamak için hazırladığı TİMFED Zirvesi gibi önemli projeler hakkında bilgi aktardı.
10 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED Zirvesi
İnşaat Sektörünün Sorunları TİMFED Zirvesi ile Masaya Yatırıldı
TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu), İnşaat sektöründeki riskler ve fırsatların değerlendirilmesi adına; sektörün önde gelenlerinin katıldığı büyük bir zirve düzenledi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin, TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Şahin, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin, Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik ve TİMFED Başkanı Kemal Çelik’in katıldığı inşaat sektörünün zirvesi; İstanbul Grand Cevahir Otel’de gerçekleştirildi. Zirvede açılış konuşmaları çerçevesinde söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de en önemli noktalardan birinin inşaat sektörü olduğuna dikkati çekerek, 200 sektörün bu sektörden faydalandığını vurguladı.
12 Sayı 11 (2015/1)
TOBB Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu
TİMFED Zirvesi
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek
TİMFED Başkanı Kemal Çelik
Hisarcıklıoğlu, Sanayi Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki tüm şirketlerin 2013 yılı net cirosunun 3,7 trilyon liraya çıktığını anımsatarak, şöyle devam etti:
“Karşılıksız çekte hapis cezası kalktıktan sonra çekte sorunlar arttı. Çeke yeniden itibar kazandırmalıyız ki, piyasada çarklar dönsün.” ifadelerini kullandı.
2013 yılında tüm şirketlerin toplam net karının 68 milyar lira düzeyinde gerçekleştiğini ve 2012’ye göre artış olmadığını belirterek, “Bilakis yüzde 30 azalmış. İşte; müteşebbisimizin sıkıntısının özeti burada yatıyor. Şirketlerin ciroları artıyor ancak yapılan cironun bereketi azalıyor. Peki inşaat sektöründe ne olmuş? 2013’te net ciro 2012’ye göre yüzde 22 artmış. Ama net kar yüzde 10 düşmüş. Buna bir de 10 puan enflasyonu ekleyin... Yani net karlılık 2012’ye göre inşaat sektöründe yüzde 20 gerilemiş. Satış karlılığı da yüzde 5,1’den yüzde 3,7’ye düşmüş. Demek ki, kamuoyunda konuşulduğu gibi inşaat sektöründe öyle büyük karlar yok.” Hisarcıklıoğlu, karlılıktaki gerilemenin nedenlerine bakıldığında faiz ve kur etkisinin görüldüğünü, 2013’te faiz giderinin yüzde 29, kur zararının yüzde 131 arttığını belirtti. İkinci büyük sıkıntının ise çeklerde yaşandığına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu,
Hisarcıklıoğlu, bir diğer sıkıntının ise istihdam maliyetini düşürme ve nitelikli çalışan yetiştirme konusunda yaşandığını dile getirerek, bu sorunun çözümü için Çalışma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve TOBB olarak Türkiye’nin en büyük mesleki eğitim projesini başlattıklarını hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, “Üstüne bir de SSK işveren payından muaf oluyorsunuz. Yani buradan istihdam edeceğiniz her çalışan için yüzde 15 ila 19 daha az prim ödüyorsunuz. Bu imkanı kullanın. Bugüne kadar buradan 50 bin kişi iş sahibi oldu. Sıkıntı yaşadığımız başka konular da var. Bunlar; geçici vergiler, vadeye göre KDV’nin farklı ödenmesi ihtiyacı gibi konular” diye konuştu. Açılış konuşması kapsamında söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, kentsel dönüşümün hobi olarak değil, zorunluluktan yapıldığını vurguladı. Kentlerin planlanmasında bugüne kadar yapılan yanlışlıklara işaret eden Yük-
13 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED Zirvesi
sek, “Sektörün daha bilimsel çalışma yapmasını sağlamamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm ekonomide canlanma sağlayacak. Yaşanacak herhangi bir felakete karşı hazırlıklı olmalıyız. Elimizden geleni yapmamız lazım” uyarısında bulundu. TİMFED Başkanı Kemal Çelik ise öncelikle inşaat sektöründe faaliyet gösteren üyelerin sorunlarını belirleyip çözümler sunmayı amaçladıklarını söyledi.
TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin
Zirvede açılış konuşmalarının ardından Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in oturum başkanlığında TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin, O Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin ve Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik’in katıldığı oturuma geçildi.
14
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin; ürettikleri konutların yüzde 85’inin sosyal konutlardan oluştuğunu belirterek, 81 ilin 920 ilçesinde şimdiye kadar birçok uygulama yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini anlattı. Bunların Sayı 11 (2015/1)
haricinde 200 bini aşkın konut projesi üzerinde çalıştıkları bilgisini veren Şahin, şunları kaydetti: “Bunların önemli kısmını yine kentsel dönüşüm projeleri oluşturuyor. Sadece konut değil hastane, stadyum gibi çalışmalar da yapıyoruz. 974 okul, 986 spor salonu, pansiyonlar, sağlık ocakları gibi hizmetleri gerçekleştirdik. TOKİ aynı zamanda afetten zarar görmüş bölgelerde de varlığını göstererek afet konutları yapıyor. Kurumumuz yurt dışında gerçekleşen afetlerde de yardım ko-
TİMFED Zirvesi
İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı
nusunda rol alma onuruna ulaşmıştır. Endonezya, Pakistan, Suriye gibi felaket yaşamış ülkelerde konutlarımız bulunuyor. Somali’de ise 200 yataklı hastane, 40 hemşire okulu ve ibadethaneler yapılmıştır.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı “İstanbul’u dünyanın hayranlıkla seyredilen bir şehirdir. Marka şehrin ana unsurları; estetik, entegrasyon, mobilite ve iletişim… Biz bunlara çok dikkat ediyoruz” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “İnşaat sektörünün sanayiyi besleyecek şekilde büyümesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
Baraçlı, fazlalıklardan arınmış yani nüfusu arındırılmış, doğru yapılaşmış şehircilik çalışmalarının önemine işaret eden Baraçlı, medeniyeti ön plana çıkaracak, araç trafiğinden kaynaklanan ulaşım problemlerini çözebilmek adına gerekli hizmeti ön planda tutacak çalışmaları hedefleri içine aldıklarını dile getirdi.
Okyay, müteahhitlik sektörünün uygulayıcı olması ve dağıtım kanallarının ahenginin yakalanmasıyla bunun gerçekleşebileceğini dile getirerek, bunun için herkesin ortak anlayışla kaliteli, eğitimli insan istihdamı ve denetimde başarılı sürdürülebilirlik konusunda buluşması gerektiğini ifade etti. İnşaat malzemeleri üreticileri olarak pek çok haksız rekabete maruz kaldıklarını aktaran Okyay, “Damping ile ithalat dahil standardı tutmayan ürünlerle maalesef boğuşmak zorunda kalıyoruz. Bugün müteahhitlik hizmetlerinde hiçbir yetkinlik aranmıyor. Konutlarımızı yapan kişiler için mesleki yetkinlik standartlarının olması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu sektöre giriş mutlaka belli standartlara ve şartlara bağlanmalı diye düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Baraçlı, kentsel dönüşümün her bölge için farklı şehirde değerlendirilmesi ve kamu-özel sektör iş birliğiyle yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerektiğini, bunları yaparken de ek bütçeye ihtiyaç duyulacağının tahmin edildiğini vurguladı. Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin; “Türkiye üretim itibariyle çimento, seramik sağlık gereçleri, hazır beton ve doğaltaşta Avrupada birinci iken, gazbetonda dünyada ikinci, doğaltaşta dünyada üçüncü, hazır beton, çimento, seramik sağlık gereçlerinde ise dünyada dördüncü sırada yer alıyor.”
15 Sayı 11 (2015/1)
TİMFED Zirvesi
Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin
Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik
Türkiye inşaat sektörünün ekonomik görünümüne bakıldığı zaman; toplam pazar büyüklüğünün 97.1 milyar dolar, iç pazar büyüklüğünün 71 milyar, toplam istihdam içinde payının ise yüzde 6.7 olduğunu ifade etti. İnşaat sektörünün Türkiye sanayisinin lokomotifi olduğunu vurgulayan Alptekin, 2013 büyüme yüzdesinin %7,1 olduğunu belirtti. İnşaat sektörünün ekonomik görüntüsünde 2013 yılında 1 milyon 781 bin kişinin istihdamı gerçekleşirken, dünya klasmanında ise Türkiye müteahitlerinin 38 Türk firması ile dünya klasmanında 2. olduğunu sözlerine ekledi.
risklerin, yatırımcılar için tedirginlik verici bir ortam oluşturduğunu savundu. AB ülkelerinin de kriz sonrasında toparlanma sinyallerini güçlü şekilde veremediğini, dünya ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinin sürekli aşağı yönlü revize edildiğini anımsatan Çelik, bölgede 100 yılı aşkın süredir biriken gerginliklerin hızla ayrışmalara yol açtığını da anlattı.
Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik ise dünya ekonomisinin güçlü, sürdürülebilir, canlı bir büyüme trendine giremediğini hatırlatarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge açısından jeopolitik
16 Sayı 11 (2015/1)
Çelik, “Ülkemizin ekonomik ve politik istikrarını korumadaki başarı ve istikrarının önemini daha iyi anlıyoruz. Ülkemiz bölgesinde bir istikrar ve kalkınma adası olarak çevresine güven vermektedir. Türkiye’nin büyümesi gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerindedir. Sadece son 10 yılda yaşadığımız değişim, Türkiye’nin potansiyelinin göstergesidir” ifadelerini de kullandı.
TİMFED Zirvesi TİMFED Zirvesi’nin gerçekleşmesi ve başarısında önemli katkılar sağlayan; konuşmacılar, sponsorlar, oturum başkanı ve panelistlere TİMFED Başkanı Kemal Çelik tarafından birer plaket ve Yıldız Porselen’den tamamen el emeği ile üretilmiş hediyeleri takdim edildi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu
Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin
TOKİ Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin
İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay
İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı
Türkiye İMSAD Başkan Vekili Oktay Alptekin
17 Sinpaş Holding Başkanı Avni Çelik
İnfoloji Kurumsal DanışmanlıkYönetici Ortağı Muhammed Attila Sevim
Sayı 11 (2015/1)
TİMFED Zirvesi
Zirve Sponsoru Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay
18 Sayı 11 (2015/1)
Zirve Sponsoru Eczacıbaşı Grubu İntema Genel Müdürü Eser Ersoy
TİMFED Zirvesi Sonuç Bildirgesi Ekonomide canlanma sağlayacak olan kentsel dönüşüm için sektörün daha bilimsel çalışmalar yapmasının sağlanması gerekmektedir. İnşaat malzemecileri zorlu rekabet koşulları ve ticari hayattaki gelişmeler dikkate alındığında ya çok üreten, ya çok alan yada çok satan olmak zorunda, bunun için sermayeyle işlerin büyütülmesi, güçlerin birleştirilmesi ortaklık kültürünün oturması gerekiyor. Çeke yeniden itibar kazandırılması gereklidir. Ticari hayatın daha güvenilir olması adına çek sicil kayıtlarının görülebilmesi için kurulan Kredi Kayıt Bürosu’na tüm işletmelerin kayıt olması gereklidir. TOBB’un başlattığı alacak sigortasına güvenli bir ortam yaratmak için daha fazla katılım olması sağlanmalıdır. Çalışma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve TOBB’un başlattığı Türkiye’nin en büyük mesleki eğitim projesinden sektör kuruluşları daha geniş şekilde bilgilendirilmelidir. Bu proje ile işveren SSK payından muaf oluyor. Bu proje kapsamında istihdam edilen her çalışan için yüzde 15 ile 19 daha az prim ödeniyor. İşverene henüz satışını yapamadığı ürünün vergisini erkenden ödeme yükümlülüğü getiren peşin vergi uygulamasının kalkması elzemdir. Enflasyonelist ortamdan kurtulmuş bir Türkiye’den bahsediyorsak böyle bir uygulama müteşebbise yük getirmekten başka bir anlam taşımamaktadır. İnşaat sektörünün Türkiye’de çok şiştiğinin doğru bir değerlendirme olmadığının kamuoyuna izah edilmesi gerekiyor. Nüfusu 90 milyona, çalışan nüfusu 48 milyona yaklaşan Türkiye’nin gayrimenkul ihtiyacı da aynı oranda artacak, bu nedenle inşaat yatırımlarına ara vermeden, hız kaybetmeden devam edilmelidir. Kamu otoritesinin müteahhit, sanayici, tüccar ve uygulayıcıyı teşvik etmesi ve koordinasyonunu sağlaması gerekiyor. Bu aheng ile inşaat sektörünün gerçek anlamda küresel bir aktör olması sağlanmalıdır. Sektörde ortak kalite anlayışı olması gerektiği gibi eğitimli insan gücünün devreye alınması ve sektörde arzulanan marka gücünün desteklenmesi gerekiyor. Son yapısal dönüşüm paketi, kamu alımlarını, yerli şirketlerin teşviki için bir politika aracı olarak kullanma iradesini beyan etmiştir. Bu yerli girişim teşviki genişletilerek uygulanmalıdır. 400 milyar dolarlık harcamayla 7 milyon konutun yenilenmesini öngören kentsel dönüşümün eksiksiz tasarlanıp uygulanması elzemdir. Kentsel dönüşümde esas gayenin deprem riski nedeniyle güvenlik olduğu gerçeğinden uzaklaşılması engellenmelidir. Sürecin ranta dönük uygulamalara kayması, inşaat sektörünün krize açık hale gelmesine sebebiyet verecektir. Türk inşaat sektörünün, iş kazalarıyla anılmaması için; topyekun kaliteye, iyi işçilik, güvenli çalışma koşulları, iyi ürün, doğru uygulamaya ulaşılması gerekiyor. İnşaat sektöründe, malzemeden müteahhide kadar her aşamada haksız rekabetin önüne geçilmesi elzemdir. Müteahhitlerde mesleki yetkinlik aranması gereklidir. Standartlara uygun olmayan üretim yapan malzeme üreticilerine ve dampingli ithalata pazara giriş kapıları kapatılmalıdır.
Türkiye’de konut finansmanı için gelişmiş ülkelere yakın bir uygulamaya ihtiyaç vardır. Yurt dışı taahhüt işlerinde katma değeri artıracak gelişmenin sağlanması gerekiyor. Yurt dışı taahhüt işlerinin; Turquality programına alınmasına, %20 oranındaki müşavirlik hizmetlerinin Türk şirketlerince sağlanmasına, daha çok yerli ürün kullanımından, insana ve Ar-Ge’ye yatırımın artırılmasına kadar pek çok alanda adım atılması gereklidir. Türk iş dünyasını sanayiden soğutup müteahhitliğe özendiren arazi rantını azaltacak ancak inşaat sektöründe sürdürülebilir, istikrarlı bir büyümeyi teşvik edecek yeni bir dengeye ihtiyaç vardır. Organize sanayi bölgeleri, devletin sahipliğinde sanayi alanlarına dönüştürülmelidir. Böylece sürdürülemez hale gelen arsa rantına gem vurulmuş olur. Gayrimenkul sektörünün ham maddesi sayılabilecek arsa fiyatlarının uygun seviyelerde olması gerekiyor. Kamu otoritesi kentin müstakil gelişebilecek alanlarını belirlemeli yol dahil alt yapı hizmetlerini çözerek planlı yerleşim alanları açmalıdır. Arsa arzı arttırılarak merkezdeki talep dengelenmeli bitmiş konuttaki arsa bedeli yüksekliği dolayısıyla merkezi alanlardaki yapı maliyetleri düşürülmelidir. Kentsel dönüşümde her bölge kendi içerisinde değerlendirilmeli ve bölgenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ayrı ayrı modeler geliştirilmelidir. Kamu-özel sektör iş birliğiyle kentsel dönüşüm için yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerekiyor. Kentsel dönüşümün henüz çok başındayız, sonraki aşamalar için örnek oluşturacak projeler geliştirilmelidir. Tasarrufu ön planda tutan geleceğe hizmet verebilecek akıllı ve yeşil binaları ortaya çıkartmamız gerekiyor. 60 milyar dolar civarındaki enerji ithalatımızı dikkate alarak enerji verimliliğini ön planda tutan kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirmelidir. Kentsel dönüşümü gerçekleştirirken çevreye duyarlı bir dönüşüm anlayışıyla yerine getirmelidir. Alan ısıtmasında 2030 yılı hedefi yılda 70 kw/saat/ m2, Türkiye’nin bu kriteri sağlaması için 20 milyon konut yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Konut sektöründe mevcut binaların %40’ında yalıtım iyileştirmeleri yapılacak. 3-5 cm dış mantolama, 70kw hedefi için yetersizdir. Yepyeni kriterlerle yeni hedefler belirlenmesi gerekiyor. Enerji verimliliği bilinçlendirmesinde ısı yalıtımının beyaz eşya tasarrfundan kat be kat fazla olduğu gerçeği her fırsatta vurgulanmalıdır. Enerji verimliliği projelerinin Türkiye’nin cari açığına sağlayacağı katkı dikkate alınarak desteklenmesi elzemdir. İnşaat malzemeleri sektörüne yapılacak teşvikler hem inşaat malzemeleri sanayisini büyütecek, yeni istihdam alanları açacak hem de cari açığın azalmasına katkıda bulanacaktır. Bu bağlamda destek ne kadar büyük olursa ekonomiye katkının da o kadar büyük olacağı unutulmamalıdır. Gelecekte su sıkıntısı yaşama ihtimaline karşı proje aşamasından başlayarak gri su artıma sistemleri kullanımının arttırılması gerekiyor. Yeşil bina kullanımının arttırılması yapı malzemeleri için ciddi bir fırsat sağlayacaktır. Sayı 11 (2015/1)
19
TİMDER’den
TİMDER Yönetim Kurulu Ankara’da Funda A.Ş.’yi Ziyaret Etti TİMFED Yönetim Kurulu Toplantısı için Ankara’da olan TİMDER Yönetim Kurulu, 09 Eylül Salı günü Ankara’da faaliyet gösteren ve TİMKODER Üyeleri arasında yer alan Funda A.Ş.’yi ziyaret etti. TİMFED toplantısı sonrasında TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Yedek, Bircan Şahin ve Bertan Yılmaz, Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli ve TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun eşliğinde gerçekleştirilen ziyarette Funda A.Ş. yöneticileri Mahir Şahin ve Harun Şahin ev sahipliği yaptı. Keyifli bir sohbet eşliğinde gerçekleşen ziyarette Şahin ailesi TİMDER Yönetimi’ne mağazayı gezdirerek; mağaza, bölgede ticaret hayatı ve inşaat sektörüyle ilgili bilgi ve görüşlerini paylaştılar.
20 Sayı 11 (2015/1)
TİMDER’den
TİMDER, Üyelerine Dış Pazar Odaklı Eğitimler Verdi TİMDER sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla 2004 yılından bu yana aralıksız sürdürdüğü “TİMDER Akademi Eğitim Faaliyetleri” kapsamında bu yıl gerçekleştirdiği yeni eğitim çalışmalarıyla üyelerine yurtdışı pazarında da fayda sağlıyor. “Hap Eğitim” sistemi ile ortak gerçekleştirilen eğitim faaliyetlerinde iki ana konu üzerinden eğitim semineri gerçekleştirildi. 09 Aralık Salı günü TİMDER Dernek binasında TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik’in de katılımıyla 6 saat süren “Uluslararası Pazar ve Piyasa Araştırması” eğitimi TİMDER Dernek Merkezinde 20 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. Hap Eğitim Kurucusu Eğitmen Berke Sarpaş’ın bilgi ve tecrübesini aktardığı eğitimde katılımcılara en doğru internet kaynaklarını verimli ve bütünleşik kullandırarak kendi ürünlerine ait hedef ve rakip pazar ülkeleri bulmak ve bu araştırmayı düzenli yürütebilecek yetkinliği kazandırmak uygulamalı olarak öğretildi. Eğitimde katılımcılara; e-dış ticaret, uluslararası pazar ve piyasa araştırmaları, pazar araştırma yönteminin aktarılması, gerekli araştırma kaynaklarının verilmesi, yöntem dahilinde katılımcıların kendi araştırmalarını yürütmesi, rakip ve hedef pazar ülkelerin tespit edilmesi konularında kaynaklar ve detaylı bilgiler verildi. Katılımcılar eğitim süresince; mallarını en yüksek kar marjı ile pazarlayabilecekleri ve satabilecekleri ülkeleri nasıl tespit edecekleri, pazarlarına ait uluslararası verilere ve istatistiklere en hızlı, güvenilir ve detaylı olarak hangi web sitelerinden, nasıl ulaşacakları, ürünlerin benzerlerini üreterek piyasada kendileriyle rekabet yaratan ülkelerin hangileri olduğunu, hedef ve rakip pazar ülkelerin tespitinde en sık yapılan 5 hata, hedef pazar gibi görünen ama aslında rakip olan ülkelerin hangileri olduğu, nitel-nicel verinin ne olduğu, ve hedef/rakip pazar araştırmalarında nasıl bir arada değerlendirildiği, toplam 12 adımda ve 2 saat içerisinde bir ürüne ait hedef ve rakip pazar ülkelerinin internet üzerinden en doğru şekilde nasıl tespit edildiği konularında detaylı bilgi verildi. Eğitim seminerlerinin ikincisi olan “Dış Pazarda Müşteri Bulma Teknikleri” eğitimi 20 kişilik bir ekiple 16 Aralık Salı günü TİMDER Dernek Merkezinde gerçekleştirildi. Eğitimde katılımcılara internet kaynaklarını verimli ve bütünleşik kullandırarak doğru müşteri kaynaklarına nasıl düşük maliyetli, hızlı ve verimli olarak ulaşabilecekleri uygulamalı olarak öğretildi. Eği-
timde; tüm müşteri kaynaklarının tanımlanması, +B2B siteler (850 Adet), profesyonel firma kayıtlandırma çalışmaları, +B2G kaynaklar ve KİK satın almaları, NATO ve BM satın almaları (NGOs), kar amacı gütmeyen organizasyon ve STK satın almaları, offline müşteri kaynakları, destekçi kurumlar, bölgesel/coğrafi birlikler ve yapılanmalar, doğru/yanlış müşterinin ayırt edilmesinde 10 kritik püf nokta, ticari istihbarat kaynakları ve yöntemleri, gizli müşteri aktiviteleri ve kara parayla mücadele konularında detaylı bilgiler verildi. Katılımcılar eğitim süresince; yurtdışındaki müşteri kaynaklarına en hızlı yoldan nasıl ulaşılır, çok güvenilir gibi görünen ama aslında çok riskli olan B2B siteleri diğerlerinden nasıl ayırt edilir, B2B sitelerde vakit kaybetmeden sonuç almanın yolları, güvenilir müşterileri güvenilmez olanlardan hızla nasıl ayırt edilir, internet üzerinden gerçek müşterilere ulaşılabilecek web siteleri ve alternatif farklı kaynaklar, internet dışında müşterilere ulaşmanın yöntemleri, faks kullanılarak nasıl müşteri bulunacağı, yabancı devletlere ve STK’lara mallarını pazarlarken dikkat edilecek 4 nokta, potansiyel ve mevcut müşteriler hakkında hangi kaynaklardan nasıl istihbarat toplanır, gizli müşteri çalışması nasıl yürütülür gibi sorulara yanıt buldular. Katılan tüm katılımcılardan olumlu geri dönüşleri alan “Dış Pazarda Müşteri Bulma Teknikleri” ve “Uluslararası Pazar ve Piyasa Araştırması”eğitimleri hakkında katılımcılara Onaylı Katılım Sertifikası takdim edildi. İlerleyen dönemlerde eğitimlere ilginin yüksek olması nedeniyle yeniden “TİMDER Akademi Eğitim Faaliyetleri” kapsamında gerçekleştirilmesi planlanıyor. TİMDER, 2014 yılı tüm eğitim etkinliklerine sponsorluk desteği veren; Türkiye Seramik Federasyonu, Kale Grubu, Kalekim, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu - İntema, Franke, Teka, Elmor, Bien Yapı Ürünleri, Daikin Türkiye, Duravit, Ekpaş, Evdema, Ece Armatür, Orka Banyo, ParexGeser ve Seranit Yapı Grubu’na teşekkürlerini sunar. Sayı 11 (2015/1)
21
TİMDER’den
TİMDER Yönetimi Tema Banyo’yu Ziyaret Etti TİMDER Yönetim Kurulu geleneksel sektörel ziyaretlerine devam ediyor. TİMDER Üyelerinden olan ve sektörün önemli oyuncuları arasında yer alan Tema Banyo ziyareti, 15 Aralık 2014 tarihinde firmanın üretiminin kalbi olarak nitelendirdiği Beylikdüzü fabrikasında gerçekleşti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri; Bircan Şahin, Cemal Kır, Mehmet Ali Yedek ve Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli’nin katılımıyla gerçekleşen ziyarette heyeti Tema Banyo Şirket Ortağı Sami Uyanık ve Genel Kooridnatör Oğuz Odabaşı karşıladı. Fabrikayı gezen TİMDER Yönetim Kurulu fabrika, üretim ve pazar yapılanması hakkında firma yetkililerinden bilgi aldı. TİMDER Yönetimi de derneğin son dönem faaliyetleri hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Keyifli bir öğle yemeği yiyen ekip sektör üzerine sohbet etti. Tema Group Genel Koordinatörü Oğuz Odabaşı, fabrika ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, Tema Banyo’nun iç pazarda ‘Tema banyoyu tamamlar’ sloganıyla güçlü bir yer edindiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de sayıları bini aşan bayimizle
22 Sayı 11 (2015/1)
yenilikçi ve kaliteli ürünlerimizi tüketicilerle buluşturuyoruz. 2015 yılında da büyüme hedeflerimiz yüksek ve bunu gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan’daki büyüme stratejilerine paralel olarak Selanik’te yatırımlarımıza yenilerini eklemeyi planlıyoruz” dedi. Oğuz Odabaşı, yapı malzemelerinde ürün ve hizmet kalitesinin önemini de vurgulayarak, bunun tüm sektörün görevi olduğunu ifade etti. Odabaşı, “Bunun için bizim gibi tüm dernek üyesi kuruluşların görevi, tüketicileri bilinçlendirmek olmalı” diye konuştu.
TİMDER’den
Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası 2014 Gerçekleşti
TİMDER’in var olan dostlukları pekiştirmek ve yeni dostluklar kurulmasına vesile olmak amacı ile geleneksel olarak düzenlediği Taner Oğuz TİMDER Halı Saha Futbol Turnuvası 2014 sezonu 19 Ekim - 30 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi saha içinde amansız rekabet, saha dışında ise yeni dostluklara sahne olan turnuva, katılımcı ve organizasyon komitesinin titiz çalışma ve hazırlıklarıyla gerçekleştirildi. Turnuva süresince oyuncular sahada, aileleri ve taraftarları da trübünlerde, organizasyonun yapıldığı Kalamış – Kadıköy Gençlik Merkezin’deki sosyal tesislerde yeni dostluklar kazanarak keyifli haftasonları geçirdiler. Bu yıl enSports Spor Organizasyonları firmasının organizasyonunda gerçekleşen turnuvaya eklenen birçok yenilik katılımcılar tarafından heyecanla karşılandı. Bu yıl turnuva için özel olarak hazırlanan www.timderturnuvasi.com web sitesinde tüm katılımcıların motivasyonunu ve heyecanını en üst seviyede tutmak ve turnuvanın yapıldığı tesislere gelemeyen sektör temsilcilerinin turnuvayı daha detaylı takip edebilmesi için; profesyonel video ve fotoğraf çekimleri, maç öncesi ve sonrası oyuncu röportajları, puan cetveli, maçlar ve oyuncular hakkında istatistiki bilgiler, haftalık panoramalar (haftanın; maçı, takımı, oyuncusu, golü), maçlar hakkında detaylı haberler yayınlandı. Ayrıca her hafta tüm takımlara oynadıkları maç görüntüleri DVD olarak verildi. Carisma Duş, Dünya Seramik Merkezi, Eczacıbaşı, Kalekim, Kaleseramik, KNC Yapı, Kombi Klima
Shop, NG Kütahya Seramik, Özkanlar Seramik, Pimaş, Tanışlar Grup ve Teka olmak üzere, 12 takımın A ve B grubu olarak ikiye ayrılması sonucu 7 hafta boyunca takımlar heyecan dolu müsabakalar gerçekleştirdi. Kıran kırana rekabetle geçen turnuvada, yarı finale kalan Teka, Kaleseramik, Pimaş ve Kalekim turnuvaya yakışır, nefeslerin tutulduğu maçlar oynadılar. Üçüncülük maçında rakibi Kalekim’i yenen Pimaş adını üçüncülük kupasına yazdırdı. Şampiyonluk maçında seyircilere heyecan dolu dakikalar yaşatan Teka ve Kaleseramik maçı olağan sürenin 3-3 tamamlanmasıyla penaltılara kaldı. Penaltı atışlarının ardından “Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası 2014”ün Şampiyonu Teka oldu. Turnuvanın ruhunu taşıyan ve en önemli kupaları arasında yer alan En Centilmen Takım kupasına adını yazdıran takım Eczacıbaşı oldu. Turnuvanın en golcü oyuncusu İrfan Avcılar (Kaleseramik) Gol Kralı olurken, maçları yönetmesindeki başarısına istinaden Bülent Sönmez de Turnuva’nın En Başarılı Hakemi seçildi. Turnuva kupa töreni de takımların coşkusu, turnuva süresince gösterdikleri emek ve disipline yakışır şekilde bir organizasyonla, coşkulu taraftarların tezahüratları eşliğinde gerçekleşti. Kupa Töreni’nin ardından teşekkür konuşması yapan TİMDER Başkanı Kemal Çelik katılan tüm takımlara ve turnuva sponsoru Çanakkale Seramik’e teşekkür etti. Çelik, aynı zamanda turnuvaya katkılarından dolayı Kale Yapı Ürünleri Grup Başkanı Ferdi Erdoğan ve Teka Genel Müdürü Bekire Yöndem’e teşekkür ederek çiçek takdim etti. Sayı 11 (2015/1)
23
TİMDER’den
TİMDER Akademi 11. Eğitim Dönemi Tamamlandı TİMDER’in üstlenmiş olduğu eğitim misyonu ile 2004 yılından bugüne aralıksız olarak gerçekleştirmiş olduğu TİMDER Akademi Eğitimleri’nin 2014 dönemi tamamlandı. TİMDER Akademi 2014 dönemi her yıl olduğu gibi; TİMDER Eğitim Komitesi, konunun uzmanları ve eğitmenlerin, TİMDER Akademi sürecinde işlenen eğitim konularını gözden geçirmesi ve çeşitli araştırmalar yapması sonrasında yoğun bir çalışma sonucu ile hazırlandı. İşletmelerin temel fonksiyonlarını içeren, her biri okul konseptinde olmak üzere 2 ana konuda eğitim programı hazırlanması, 2014 yılı eğitim programının temel olgusunu oluşturdu. Öne çıkan konuların, “TİMDER Akademi Algı ve Beklenti Araştırması”nda katılımcılara sunularak katılımcıların da fikir ve düşünceleri ile harmanlanması eğitimlerin nihai programını oluşturdu. TİMDER Akademi eğitim seminerleri 2014 dönemi, eğitim faaliyetlerinin oluşumunda ve gelişmesinde önemli katkıları olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve TİMDER Akademi Onursal Eğitmeni Dr. Hayri Baraçlı’nın 9 Eylül Salı günü “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Kurumsallaşma Yol Haritası” eğitimi ile başladı. İlk eğitim öncesinde Dr. Hayri Baraçlı’nın “Yönetimde 40 Dörtler” adlı son kitabı için de bir imza günü etkinliği düzenlenerek katılımcılara imzalı kitap hediye edildi. Yönetim ve Liderlik Okulu ile Pazarlama ve Satış Okulu olmak üzere iki ana konseptte hazırlanmış olan okullarda toplam 20 eğitim konusu ve 2 vaka çalışması her hafta Salı ve Perşembe günleri 18:30
24 Sayı 11 (2015/1)
- 22:00 saatleri arasında İstanbul Gayrettepe Dedeman Oteli’nde konusunda uzman eğitmenler tarafından gerçekleştirildi. Yoğun ilgi ile gerçekleşen 20 eğitimde katılımcılar konularında uzman eğitmenlerden bilgi almakla birlikte ders öncesi ve aralarında oluşturulan sosyal alanda yeni dostluklar kazandı. Renkli uygulamalar, etkileyici sunumlar ve eğitmenlerin konulara hakimiyeti ile büyük beğeni toplayan TİMDER Akademi eğitimleri sonrasında, katılımcıların tümüne katılım sertifikaları veriliyor. Eğitimler sonunda gerçekleşen sınav ve katılım durumları dikkate alınarak belirlenen başarı düzeyinde dereceye giren katılımcılara ise TİMDER Akademi Ödül Töreninde Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen Başarı Sertifikaları ve TİMDER Özel Ödülleri takdim edilecek.
TİMDER’den
TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi Paydaşları EVDEMA’da Biraraya Geldi! “TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi” kapsamında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Kırbaşlı, İ.Ü. Sosyal Bilimler MYO Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nuran Çakıryıldız, KSV Eğitim Yöneticisi İnş. Tek. Öğr. Murat Sevinç, Proje Danışmanı ve Eğitmenlerinden Dr. Atakan Genç, TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik, Başkan Yardımcısı Serdar Dönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Bircan Şahin, Mehmet Ali Yedek, TİMDER Gençlik Kolları Başkanı Baki Kartalkaya ve TİMDER Genel Sekreteri Nurhan Tanyeli’nin katılımıyla EVDEMA’nın İstanbul Avcılar’da bulunan merkez mağazasında bir araya geldiler.
Uzun süreli araştırma ve görüşmeler sonucunda İstanbul Üniversitesi’nin Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü’nde verilmekte olan (Pazarlama, Satış, Kişisel Gelişim, Marka gibi) satış ve pazarlama odaklı ders programına; Yapı Malzemeleri Teknik Pazarlaması ile Yapı Malzemeleri Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları derslerinin dahil edilmesiyle gerçekleştirilen “TİMDER - İstanbul Üniversitesi Yüksekokul Projesi”nin devam eden süreci hakkında görüşüldü. Projenin geliştirilmesi üzerine fikir birliği yapılan toplantıda gelecek yıl projeye neler eklenebileceği değerlendirildi. Proje kapsamında İstanbul Üniversitesi’nde 15 adet bilgisayar ile kurulan laboratuvarın önümüzdeki yıl 25 adete çıkartılması kararı alındı. Proje çerçevesinde öğrencilere verilecek staj imkanının detaylarının görüşülmesinin ardından projede eğitim gören öğrenciler 27. UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı’na davet edildi.
TİMFED & TİMDER Üyeleri SMS Gönderimlerinde de Avantajlı! TİMFED/TİMDER, üyelerine avantaj sağlayan kampanlarına bir yenisini da ekledi. SMS sistemleri çözüm ortağı AHS İletişim’in web sitesinde de yer alan fiyat listesi üzerindeki fiyatlardan TİMFED/TİMDER Üyeleri %25 indirimli olarak yararlanabiliyor. Çağımızın gelişen mobil pazarlama sistemlerinde TİMFED/TİMDER Üyeleri toplu SMS gönderimlerini daha avantajlı kullanabiliyor.
Detaylı bilgi ve avantajdan faydalanmak için; Sezgin Çorbacı (0542) 892 10 72 sezgin@ahsiletisim.com www.ahsiletisim.com
25 Sayı 11 (2015/1)
TİMDER’den
TİMDER Gençlik Komitesi Kahvaltıda Bir Araya Geldi Genç nesile verilen değer, gençliğin tazeliğinin katacağı yeni heyecanları yaşatmak adına kurulan TİMDER Gençlik Komitesi 14 Şubat’ta Cemile Sultan Korusu’nda verilen kahvaltıyla bir araya geldi. Sevginin, heyecanın günü olan 14 Şubat’ta aileleriyle keyifli bir Cumartesi gününde bir araya gelen TİMDER Gençlik Komitesi, yapılan faaliyetler, eğitimler, etkinlikler gibi konularda TİMDER Gençlik Komitesi Başkanı Baki Kartalkaya’dan bilgiler aldı. Yoğun katılım ile gerçekleştirilen etkinlikte birlikte neler yapılabileceği, bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Gelecek dönem çalışmaları için genç nesilin vazgeçilmez mesajlaşma aracı olan WhatsApp ve bir mail grubu oluşturulup sürekli iletişimde kalınması ve yeni projeler üzerine konuşulması kararı alındı.
26 Sayı 11 (2015/1)
TİMDER Gençlik Komitesi Başkanı Baki Kartalkaya
TİMKODER’den
TİMKODER Yönetimi Altındağ Belediye Başkanı’nı Ziyaret Etti TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun ve beraberindeki heyet, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi makamında ziyaret etti. Ziyarete TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun’un yanı sıra TİMKODER Yönetim Kurulu Üyelerinden Temel Aktay, Zekeriya Fındıkoğlu, Uğur Kürüm, Gürsel Baran, Ercan Yılmazyurt, Aytekin Araç, Murat Demirel, Fatih Ayhan, Birol Öztürk, Hüseyin Canyurt ve Yavuz Albay katıldı.
duğunu belirten Altun, Rüzgârlı’nın yeni çehresini beklediğini ve bu konuda bir çalışma başlattıklarını dile getirdi. Rüzgârlı Sokak’ta “Değişim ve Dönüşüm” projesi adı ile adlandırdıkları bu proje ile neler yapılacağı konusunda bilgiler verdi. Altun, “Öncelikle kaldırımlar elden geçirilip yenilenecek. Akabinde yeni asfalt çalışması yapılacak ve bina cepheleri giydirilecek. Bu projede Ankara Büyükşehir Belediyesiyle beraber çalışıyoruz. Melih Gökçek’ten bu konuda beklentilerimiz var.” dedi.
Rüzgârlı esnaflarının sorunları ve taleplerinin görüşüldüğü toplantıda söz alan TİMKODER Başkanı Yunus Altun; banyo, mutfak, seramik, tesisat gibi onlarca yapı malzemesinin satıldığı Rüzgârlı Sokak’ın Türkiye’deki inşaat sektöründeki talebin %40’ını karşıladığını belirtti. Şu anda Rüzgârlı’nın en büyük sıkıntısının fiziki yapı ve park sorunu ol-
28 Sayı 11 (2015/1)
Toplantıda konuşan Başkan Veysel Tiryaki, “Rüzgârlı esnafımızın sorunlarına çare olabilmek bizleri memnun eder. Elimizden gelenin en iyisini esnaf arkadaşlarımıza sunalım. Bu konuyla alakalı yakın zamanda bir toplantı düzenleyip esnaf kardeşlerimizi yerlerinde ziyaret edelim.” dedi. Karşılıklı fikir alışverişi ve iyi dilek temennilerinin iletildiği toplantı hoş sohbetlerin ardından sona erdi.
TİMKODER’den
5. TİMKODER Veli Akgün Futbol Turnuvası Tamamlandı TİMKODER tarafından bu yıl 5.si düzenlenen TİMKODER Veli Akgün Futbol Turnuvası, 25 Ekim - 29 Kasım 2014 tarihleri arasında MKE Ankaragücü Tandoğan Tesisleri’nde düzenlendi. Akgün Seramik sponsorluğunda düzenlenen futbol turnuvası, 12 takım yetkilisinin katıldığı kura çekimi ile start aldı. Kura çekimi sırasında katılımcılara, turnuva amacının üyeler arasındaki dostluk, kardeşlik duygularını güçlendirmek ve esas önemli olan noktanın centilmence oynamak olduğu TİMKODER Yönetim Kurulu Üyelerince vurgulandı. Turnuvanın her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Futbol Federasyonu gözetiminde yapılacağı ve maçların federasyon tarafından tespit edilen hakemlerce idare edileceği açıklandı. Kura çekimi sonucunda gruplar dörderli takımlar halinde oluşturuldu. Turnuvaya ESKİHİSAR, ATO, ARMA SERAMİK, ANGORA, İDEMO, MODÜLDUŞ, DOST BOYA, AYHAN KARDEŞLER, AYTAŞ ALÇI, GÖKDAĞ İNŞAAT, EV-PA PLASTİK, GÜMÜŞ PARKE olmak üzere 12 takım katıldı. Turnuva, 25 Ekim Cumartesi günü TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun ve TİMKODER Sosyal İşler Komite Başkanı Birol Öztürk’ün başlama vuruşu ile başladı. 29 Kasım’da oynanan final maçında EV-PA Plastik, Modül Duş’u mağlup ederek turnuvanın şampiyonu oldu. Turnuvanın ikincisi Modül Duş olurken, üçüncü Angora Akrilik, dördüncü Ayhan Kardeşler oldu. Turnuvada başarılı olan takımlara ödüllerini ATO Başkanı Salih Bezci ve TİMKODER Yönetim Kurulu Üyeleri verdi. 5. TİMKODER Veli Akgün Futbol Turnuvası final maçları sonunda tüm takımlara ve sponsor firmaya turnuva anısına plaket verildi.
Turnuvanın birincisi olan EV-PA Plastik’e kupa, takım oyuncularına madalya ve eşofman takımı; ikinci olan Modül Duş ve üçüncü olan Angora Akrilik takımlarına kupa, takım oyuncularına madalya; dördüncü olan Ayhan Kardeşler takımına ise şilt takdim edildi. Turnuvada gol kralı olan Aytaş Alçı’dan 9 numaralı formasıyla Arif Akaydın’a spor ayakkabı, en centilmen takım seçilen İdemo Mutfak takımı oyuncularına t-shirt, en centilmen futbolcu seçilen Angora Akrilik’ten 10 numaralı formasıyla Samet Mallıoğlu’na ise t-shirt hediye edildi. TİMKODER Sosyal İşler Komite Başkanı Birol Öztürk turnuva sonrası yaptığı açıklamada; “Turnuvamıza teşrif ettikleri için başta ATO Başkanımız Sayın Salih Bezci’ye, turnuvamızın düzenlenmesinde büyük katkıları olan sponsorumuz Akgün Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erhan Akgün’e, TİMKODER Başkanımız Sayın Yunus Altun’a ve diğer yönetim kurulu üyelerimize, Sosyal İşler Komitesi’nde yer alan tüm arkadaşlarımıza, TİMKODER üyelerimize ve tüm katılımcılara şahsım ve derneğim adına teşekkürü bir borç bilir, bu organizasyonların devamlılığını temenni ederim.” dedi.
29 Sayı 11 (2015/1)
TİMKODER’den
TİMKODER Üyeleri Japar İzmir Üretim Tesislerini Ziyaret Etti TİMKODER üyeleri ve Japar Ankara bayilerinden oluşan 42 kişilik bir grup, Japar’ın İzmir Torbalı’da bulunan fabrikasını ziyaret etti. Geziye katılan tüm katılımcılar yıllardır satışını yaptıkları ürünlerin kapsamlı bir çalışma ve efor sonucunda hazırlandığını görme fırsatı buldular.
Japar Kalite Güvence Mühendisi Ümit Donat, firmanın sahibi olduğu NF (Fransız), KIWA (Hollanda) kalite standart belgelerine göre her ürünün tek tek sızdırmazlık testine tabi tutulduğunu, klozet kapak ve gömme rezervuarların 100.000 defayı kapsayan ömür testleri ile nasıl kontrol edildiğine dair bilgiler aktardı. Donat, TSE standartlarının Avrupa standartlarına uyumu kapsamında, gömme rezervuar standartlarının yeniden düzenlenmesi sonucu henüz yeni alınan EN 14124 kalite standartlarının Türkiye’de alan ilk firma olduklarını, bunun da kaliteye ne derece önem verdiklerinin bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
Japar Üretim Müdürü Erol Mutlu, plastik hammaddesinden başlayarak mamul haline getirilinceye kadar gerçekleştirilen tüm aşamaları detaylı anlattı. Üretim alanının gezilmesinin ardından seminer salonunda bir sunum gerçekleştiren Japar Satış Direktörü Erkan Ulaş, 1986 yılından bu güne Japar firmasının gelişme süreci, pazar payı, 30 ülkeyi aşkın ihracat bağlantıları ve firmanın ürünlerinin üstün yanlarını barkovizyon sunumları ve ürün animasyonları eşliğinde anlattı. Sunumun ardından tüm katılımcılar dinlenmek üzere otellerine geçtiler. Akşam yemeğinde “İzmir’de olmazsa olmaz”, hoş sohbet eşliğinde Kordon’da balık yenildi. Ertesi sabah otobüs ile İzmir’in turistik yerlerinin gezilmesinin ardından, tüm İzmir’in ve körfezin muhteşem manzarasının Kuş Bakışı Restaurant’ta yenilen öğle yemeği sonrasında Ankara’ya dönüşe geçildi.
30 Sayı 11 (2015/1)
TİMKODER’den
TİMKODER Üyeleri Turkuaz Seramik Fabrikasını Ziyaret Etti
TİMKODER Üyeleri ve Turkuaz Seramik Ankara Bayilerinin katılımıyla Kayseri’de bulunan Turkuaz Seramik fabrikasına bir gezi düzenlendi. Geziye katılan tüm katılımcılar satışını yaptıkları ürünlerin ne denli kapsamlı bir çalışma ve efor sonucunda hazırlandığını görme fırsatını buldular. 2010 yılında devreye giren ve tevzi yatırımlarını henüz tamamlanan Kayseri İncesu İlçesi’ndeki tesisleri inceleyen katılımcılar, yeni çıkacak ürünler hakkında bilgi sahibi oldular. FFC teknolojisinde üretim yapan İncesu tesislerinin gerek otomasyon gerekse iş akışı itibarıyla Türkiye’deki emsal tesislerden olduğunu ifade eden TİMKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Altun, yapılan yatırımların ülke ekonomisine yaptığı katkılarla sektörün büyümesinde etkili olduğunu belirterek yatırımın tüm dünyada da dikkatle takip edildiğini vurguladı. Turkuaz Seramik Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkaya, üretim adetleri ve çeşitliliğine dair bilgiler verip tüm Türkiye’de 200 farklı noktada temsil edildiklerini belirterek, yaygın satış ağına vurgu yaptı. Sektörün İstanbul’da, fabrikalarda veya plazalarda değil bizzat sahada şekillendiğini belirten Özkaya, bu manada Rüzgârlı Sokak ve esnafının piyasadaki önemine değindi. Nevşehir Ürgüp yöresine düzenlenen geziyle devam eden programda, katılımcılar unutulmaz anlar yaşadı. İlerleyen saatlerde Erciyes Dağı eteklerinde şehre nazır yenilen akşam yemeğinde, TİMKODER üyeleri ve fabrika yönetim kurulu üyeleri çok keyifli sohbetler ve anılarla geceyi tamamladılar.
Ertesi gün yapılan toplantıda konuşan Turkuaz Seramik Marka ve Kurumsal Pazarlama Müdürü Rabia Özkaya, üretim yatırımlarının şimdilik bittiğini, yeni ürünlerin yakın zamanda müşterilere gönderileceğini, Turkuaz Seramik grubunun hem fiyat mekanizmasında hem de trend oluşturmada takip edilen bir firma olduğunu, özellikle müşteri memnuniyeti için CRM ve ERP yatırımlarının devam ettiğini söyledi. Gezi programı katılımcılara takdim edilen teşekkür belgeleri ile sonlandırıldı. Turkuaz Seramik AŞ’nin her iki üretim tesisini de gezen katılımcılar, gösterilen misafirperverlikten son derece memnun kaldıklarını ifade ettiler.
31 Sayı 11 (2015/1)
TİMKODER’den
TİMKODER Heyeti Eskihisar’ın İstanbul’da Açılan Yeni Mağazasını Ziyaret Etti TİMFED (Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu) tarafından inşaat sektöründeki riskler, sorunlar ve küresel fırsatların değerlendirilmesi amacıyla 11 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel’de düzenlenen TİMFED Zirve’sine sektörün önde gelen pek çok ismi katıldı. TİMKODER yönetimi ve üyelerinden oluşan 50 kişilik bir ekip ile Zirve’ye katılan TİMKODER Heyeti, Zirve’nin ardından konakladıkları otelde yaptıkları kahvaltı sonrasında saat 11.00 civarlarında otobüslerine binerek Ankara’ya dönüşe geçtiler. Hoş sohbetlerin yapıldığı yolculuk oldukça keyifli geçti. TİMKODER Başkanı Yunus Altun, Zirve’ye dair konu başlıkları ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasında bahsettiği önemli noktaları dile getirerek Hisarcıklıoğlu’nun engin bilgi ve tecrübeye sahip bir insan olduğuna vurgu yaptı. Altun, Rifat Hisarcıklıoğlu’nun firması olan Eskihisar İnşaat Malzemeleri AŞ’nin İstanbul’da yeni bir mağazasının açıldığına değindi. Otobüste yapılan bu sohbetin ardından tüm üyeler Eskihisar’ın yeni mağazasını ziyaret etmeyi önererek yollarını çevirmeye karar verdiler. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun oğlu Gökberk Hisarcıklıoğlu’nun bilfiil başında bulunduğu yeni mağazasında Gökberk Hisarcıklıoğlu ve tüm ekibi çok güzel bir karşılamayla TİMKODER Heyeti’ni misafir ettiler.
TİMKODER Yayın Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Yetiş, Gökberk Hisarcıklıoğlu’na ve tüm personeline göstermiş oldukları misafirperverlikten dolayı hem şahsı hem de derneği adına teşekkür ederek yeni mağazalarının hayırlı ve bol kazançlı olması dileklerini iletti. Ziyaretin ardından Ankara dönüş yoluna geçen TİMKODER Heyeti saat 16.00 civarlarında Bolu Tuna Restaurant’ta yenilen öğle yemeğinin ardından saat 19.30 sularında Ankara’ya vardılar. TİMKODER üyeleri keyifli ve oldukça verimli geçen bir ziyaretin ardından yeni organizasyonlarda tekrar bir arada olabilmek dilekleriyle ayrıldılar.
TİMKODER Yönetimi ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı’yı Ziyaret Etti TİMKODER Başkanı Yunus Altun ve beraberindeki heyet, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Mehmet Okkalı’yı makamında ziyaret etti. Görüşmeye TİMKODER Yönetim Kurulu Üyeleri Tekin Yetiş, Birol Öztürk, Nafiz Yayla ve Aytekin Araç katıldı. Oldukça sıcak ve samimi bir şekilde TİMKODER Yönetimini ağırlayan Mehmet Okkalı, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
32
Sektör ve piyasalar üzerinde fikir alışverişlerinin yapıldığı ve çözüm önerileri üzerine görüşülen toplantıda TİMKODER Başkanı Yunus Altun, Okkalı’nın engin bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak bu bilgileri daha geniş kitlelere ulaştırabilmek adına TİMKODER dergisinin maliye köşesinde kendisinin makalelerine yer vermek istediklerini belirtti. Sayı 11 (2015/1)
Altun’un bu talebini memnuniyetle karşılayan Okkalı, dergi için bilgilendirici makaleler hazırlayabileceğini iletti. Hoş ve keyifli sohbetlerin yaşandığı ziyaret, karşılıklı iyi niyet dileklerinin iletilmesinin ardından sona erdi.
DİMSİAD’tan
DİMSİAD’dan Pamukkale Belediye Başkanı Gürlesin’e Ziyaret
Denizli İnşaat Malzemesi Satıcısı İşadamları Derneği (DİMSİAD) Yönetim Kurulu Üyeleri, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’e nezaket ziyaretinde bulundu. DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve Yönetim Kurulu Üyeleri Süleyman Çeliker, Mehmet Yıldız, Enis Emre Boz, Yasin Çatalok, Murat Tuncer, Tahir Dinç, Ahmet Çine, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’i makamında ziyaret ederek, yeni görevinde başarı dileklerinde bulundu.
34 Sayı 11 (2015/1)
Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, ziyaretten memnun olduğunu belirterek sivil toplum kuruluşlarına büyük önem verdiğini ifade etti. Sivil toplum kuruluşlarının önemli olduğunu vurgulayan Gürlesin, sivil toplum kuruluşları sayesinde meslek guruplarının sorunlarını daha iyi dile getirdiklerini ve çözüm yolları aradıklarını, bununla birlikte belediye olarak yapacakları çalışmalarda karşılarında fikir alabilecekleri istişarede bulunabilecekleri bir kurum olmasının büyük avantaj sağlayacağını belirtti.
DİMSİAD’tan
DİMSİAD, İŞKUR’u Ziyaret Etti
Denizli İnşaat Malzemeleri İşadamları Derneği yönetimi, sektörde yaşanan personel sıkıntısını ortadan kaldırmak amacıyla İŞKUR’u ziyaret etti. Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu ile görüşen DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç, sektörde yaşanan personel sıkıntısının İŞKUR ile yapılacak projeler ile ortadan kaldırılabileceğini söyledi. DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Tuncer, Osman Özçelik, Muhtalip Karagündüz ve Murat Tekeli, İŞKUR Müdürü Feridun Giresunlu’ya nezaket ziyaretinde bulundu. İŞKUR’a nezaket ziyaretinde bulunan DİMSİAD yönetimi, satış ve pazarlama departmanlarında yaşadıkları personel sıkıntısını, İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu’ya anlattı. Ziyaret esnasında DİMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Doğaç, Denizli’de inşaat malzemesi satan firmaların önemli bir sektör olduğunu ve son yıllarda personel konusunda önemli sıkıntıların yaşandığına dikkat çekti. Satış ve pazarlamanın daha iyi olması için bu alanda per-
sonellerin yetiştirilmesi gerektiğini belirten Doğaç, “Denizli’de inşaat sektörü her geçen gün büyümekte. İnşaat sektörüyle birlikte inşaat malzemesi satan firmaların sayısı da artıyor. Ama kalifiyeli eleman bulmakta önemli sıkıntılar yaşanıyor. Diğer yandan satış ve pazarlama konusunda da yeterli derecede personel bulunmuyor. Bunun için ortak projeler üreterek bu sektörde yaşanan personel sıkıntısına çözüm üretilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. İnşaat malzemesi satan firmaların bu sıkıntısının ortadan kaldırılması için İŞKUR olarak ellerinden gelen çalışmayı yapacaklarını ifade eden İŞKUR Denizli İl Müdürü Feridun Giresunlu da, “Bu konuda sizlerle birlikte ortak projeler yapabilir ve personel konusunda yaşanan sıkıntılara çözüm üretebiliriz. Diğer yandan açılacak meslek edinme kurslarında bu konuya kurum olarak önem gösteriyoruz” dedi.
35 Sayı 11 (2015/1)
DİMSİAD’tan
NSK Armatür, DİMSİAD’ı Ağırladı
Eskişehir’de “Öznur Pres” adıyla 1965 yılında pres, baskı ve metal ürünleri imalatı ile faaliyete başlayan kalite anlayışından ödün vermeden, üretim kapasitesini gün geçtikçe artıran NSK Armatür iki gün boyunca DİMSİAD üyelerini Eskişehir’de ağırlayarak hem fabrikayı hem de Eskişehir’i tanıttı. NSK’nın daveti üzerine geziye katılan DİMSİAD üyeleri Denizli Ticaret Odası (DTO) tarafından temin edilen otobüsle Eskişehir’e gitti. DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç’ın otobüste mikrofonu eline alarak rehberlik yapması ve esprileri ile Eskişehir’e ulaşan kafileyi, NSK Ege Bölge Müdürü Önder Ülker karşıladı. Eskişehirlilerin deniz keyfini yaşadıkları Akdeniz sahillerini aratmayan plajı ile meşhur Kent Park’ta öğle yemeği yiyen DİMSİAD üyeleri daha sonra Kent Parkı gezdi. Daha sonra NSK Armatür’ün Eskişehir Organize Sanayi bölgesinde bulunan 13.500 m2 kapalı alan 18.600 m2 açık alan olmak üzere toplam 32.100 m2 alan üzerinde kurulu fabrikalarını gezdiren Önder Ülker, fabrika hakkında bilgiler vererek armatürlerin işlemden geçtiği üniteleri tek tek DİMSİAD üyelerine tanıttı. NSK Armatür, 2000 yılı içerisinde armatür, musluk ve vana çeşitlerini “NSK” tescilli markasıyla müşterilerinin beğenisine sunmaya başladığını hatırlatan Ülker, “NSK, yüksek kalitesi ile yerli ve yabancı piyasalarda seçkin markalar arasındaki yerini almış ve ülkemizde ilk üç içerisine girme hedefini yedi yıl gibi bir süre içersinde gerçekleştirmeyi başarmıştır.” dedi.
36
3 ayrı tesiste döküm, dövme, polisaj, kaplama ve montaja kadar armatür üretiminin her aşamasını kendi tesislerinde gerçekleştirdiklerini belirten Sayı 11 (2015/1)
Ülker; ülke geneline yayılmış 780 satış noktası ile ürünlerini tüketicilerle buluşturduklarını ifade etti. DİMSİAD heyeti 1515-1527 yılların arasında Çoban Mustafa Paşa’nın talimatı ile Mimar Sinan’dan önce mimarbaşı olan Acem Ali tarafından yapılan tarihi binayı gezerek Mevlevihane kısmında da bulunan ve dünyada açılan ilk Lületaşı Müzesi ile Cam Sanatları Müzesini gezdi. DİMSİAD üyeleri daha sonra 19. Yüzyıl mimarisinin en güzel örnekleri olan kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli, bitişik düzenli cumbalı evleri ile Odunpazarı evlerinde dolaşarak bilgi aldılar. DİMSİAD heyeti, Kütahya Yolu Sazova Mevkii’ne yaklaşık 400 bin metre karelik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı olma özelliğini taşıyan Sazova Park alanı içinde çeşitli su sporları ve aktiviteleri de yapılacak olan büyük bir gölet, restoranlar, 2000 kişilik açık hava konser alanı anfi tiyatro, bire bir ölçülerde korsan gemisi, masal kahramanlarından oluşan oyun grupları, çocukların su ile ilgili çeşitli aktiviteleri yapabilecekleri oyun alanı, engelli çocuklar için oyun alanı, içinde büyük bir planetaryum da (gözlemevi) olan bilim deney merkezi, masal şatosu bulunduğu Sazova parkında harika bir gün geçirdiler. Fabrika gezisinden sonra şehir merkezinde bulunan Dedepark Hotel’de bir süre dinlenen DİMSİAD heyetine, akşam Eskişehir’in Doğa harikası orman ve şelaleler arasında yer alan Regülâtör restaurantta akşam yemeği ikram edildi. Gezinin ikinci gününde, Eskişehir Valiliği tarafından görevlendirilen rehber eşliğinde Eskişehir’in tarihi ve turistik bölgeleri ve müzeleri gezildi.
DİMSİAD’tan
DTO Başkanı Necdet Özer’den DİMSİAD’a Destek
Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İşadamları Derneği (DİMSİAD) Denizli Ticaret Odası DTO Başkanı Necdet Özer’e nezaket ziyaretinde bulundu. DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç ve Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Tuncer, Süleyman Çeliker, Osman Özçelik, Göver Sevüktekin, Erman Besli ve Mustafa Kemal Şahan’ın hazır bulunduğu ziyarette, inşaat sektöründeki kalifiye ara eleman sıkıntısı görüşüldü. DİMSİAD’ın kuruluşundan bugüne aktif rol aldığını ve gündemde kaldığını belirten DTO Başkanı Necdet Özer, sosyal etkinlikler, üyeleri bilgilendirme toplantıları, fuar organizasyonları ile ilgili önemli çalışmaları takip ettiklerini belirterek, “İŞKUR’la kalifiye eleman yetiştirmek için yaptığınız çalışmayı
gördüm. Gerçekten bu konu çok önemli. Ben de inşaat sektöründen geldim. Ara elaman sıkıntılarını çok iyi bilirim. Bu konu üzerinde bir çalışma olursa, DTO olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dedi. DİMSİAD Başkanı Sedat Doğaç’ın, Denizli’ye inşaat fuarını tekrar kazandırmak için çalışma yapılması isteğini cevaplandıran Özer, “İnşaat sektörünün her kesimini kapsayan, fayansçısından, boyacısına, kapıcısından mermercisine kadar geniş bir yelpazede bir fuar çalışması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu konuyu önümüzdeki günlerde ele alıp hızla sonuçlandırmamız lazım. Tarım fuarımız nasıl bölgenin tek fuarı konumuna geldiyse, inşaat fuarını da bölgeye kazandırmamız lazım” diye konuştu.
37 Sayı 11 (2015/1)
BURTİMDER’den
BURTİMDER, BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ı Ziyaret Etti
İnşaat ve Yapı Fuarı için Büyük Projeler Kapıda!
BURTİMDER 02.09.2014 Salı günü BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ı makamında ziyaret etti.BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt ile Yönetim Kurulu Üyeleri Can Can, Cengiz Eker, Salim Yılmaz, Koray Kınır, Fethi Resuloğlu ve Levent Kara’nın katıldığı ziyarette sektörün can damalarından olan inşaat, yapı ve yaşam fuarı masaya yatırıldı. Burkay; uzun soluklu olarak bugüne kadar süregelen yapı fuarlarının yanı sıra Bursa için daha geniş kapsamlı ve tasarım yönü daha aktif olan bir fuar ile sektörün arzuladığı ve ihtiyaçları tam anlamıyla karşılayacağı bir fuar hazırlığında olduklarını; bunun içinde BURTİMDER’in de aktif olarak yer alması gerektiğini dile getirdi.
38
BURTİMDER Başkanı Eskibozkurt özellikle son yapılan fuarlardan çok verim alamadıklarını ve bu yüzden her geçen sene katılımcı ve ziyaretçi sayısının düşmesiyle Bursa fuarlarına olan ilginin azalmasından dolayı duyduğu üzüntüyü belirtti. İnşaat, yapı malzemeleri, mühendisler ve mimarların takip edebileceği profesyoneller ve genel tüketici için farklı alanların bulunduğu bir fuarda hem üreticinin hem de markaların ürünleri sergileyip sektöre değer katacakları bir fuar ve kongreye Bursa’nın çok ihtiyacı olduğunu ve bu gibi bir organizasyonda BURTİMDER olarak tüm üyelerin ve markaların tam destek ile yer alacağını bunun için ticaret sanayi odasının desteğini istediklerini dile getirdi. Sayı 11 (2015/1)
BTSO Başkanı İbrahim Burkay; inşaat sektöründe birliğin çok önemli olduğunu, birlikte hareket edildiği sürece sektör için göz bebeği olacak organizasyonların düzenleneceği ve bu etkileşimlerin hem şehre hem de ticaret hayatına artı değerler katacağını, bunun içinde derneklerin bu konuda özverili olması gerektiğine değindi. BURTİMDER ile inşaat sektörü fuarları ve kurulacak olan ticaret bölgeleri hakkında uzun ve detaylı bir görüşme yapan Burkay, BURTİMDER ile beraber yürümenin Bursa inşaat sektörüne önemli katkılar sağlayacağını ifade etti. Ziyaret, derneğe teşekkürlerini sunan Burkay’a BURTİMDER Başkanı Eskibozkurt’un Fahri Üye sertifikasını takdim etmesiyle sona erdi.
BURTİMDER’den
BURTİMDER’de Yeni Yönetim Belirlendi Bursa Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (BURTİMDER) 13 Aralık 2014 Cumartesi günü Derebahçe Restaurant’ta genel kurulunu gerçekleştirdi. Genel kurulda oy birliği ile seçilen yeni yönetim kurulu düzenlediği ilk toplantısında görev dağılımı da gerçekleştirildi. Gerekli çoğunluğun sağlandığı ve Fevzi Kürüm’ün Divan Kurulu Başkanlığını üstlendiği genel kurulda tek liste ile yapılan olağan genel kurul sonrasında dernek üyelerinin açık oylaması sonucu ile BURTİMDER Başkanlığına bu dönem de Yusuf Aydın Eskibozkurt seçildi.
görevi yapmaktan gurur duyduğunu belirten Eskibozkurt kendisini bu göreve yeniden layık gören tüm dernek üyelerine teşekkürlerini iletti. Genel kurul sonrasında yönetim kurulu ve denetim kurulunun asil ve yedek listeleri açıklandı. Yönetim Kurulu * Yusuf Aydın Eskibozkurt (Majestik Banyo Mob.) *Zekeriya Yılmaz (Biryılmaz İnşaat Malzemleri) *Cengiz Eker (İzomet İzolasyon) *Taner Tanoğlu (İntek) *Salim Yılmaz (Borusan) *Levent Kara (Irmak Yapı) *Koray Kınır (Seramika Yapı Malzemeleri)
BURTİMDER Başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt
Eskibozkurt; Aralık 2012’de devir aldıkları dönemden itibaren dernek adına gerçekleştirdiklerini bir faaliyet raporu ile tüm üyelere okumasının ardından bu yeni dönemde yapacakları ve hedefleri hakkında bilgileri paylaştı. Bir dönem daha bu
Denetim Kurulu *Osman Şahin (Tara Boru) *Ömer Balım (Tara Yapı Malzemeleri) *Bahadır Çemberci (Çemtaş Çemberciler Yapı)
39 Sayı 11 (2015/1)
BURTİMDER’den
BURTİMDER’de Yeni Yönetimin İlk Yüksek İstişare Toplantısı Yapıldı
BURTİMDER Yüksek İstişare Kurulu, 31.01.2015 Cumartesi günü Derebahçe Restaurant’ta kahvaltı organizasyonu gerçekleştirildi. Yeni yönetim ile birlikte kısa sürede faaliyetlere başlayan Burtimder Yönetim Kurulu ilk olarak üyelerini belirlemiş olduğu Yüksek İstişare Kurulu’nu topladı. Kurulun toplanma amacı kısa vadedeki dernek işleyişi ile ilgili sorunları çözmek ve yol haritasını belirlemek oldu. Görüşülen konular arasında, BURTİMDER’in katılacağı fuarlar ve bu fuarlarda dernek üyeleri ve derneğe sağlanacak kolaylıklar ve faydalar belirlendi. Bunun yanı sıra derneğe değer katabileceği düşünülen firmaların dernek üyeliklerinin gerçekleştirilmesi hakkında görüşler bildirildi. Dernek üye aidatlarının toplanması konusunun da ele alındığı ve ödemelerin daha sağlıklı yapılması adına dernek üyelerine sms yolu ve mail ile hatırlatma yapılması kararı tekrar alındı. Ayrıca yeni yönetim ile belirlenen; dernek iç işleyişinin daha sağlıklı gelişmesi ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin belirlendiği komiteler dernek başkanı Yusuf Aydın Eskibozkurt tarafından toplantıda kesin olarak belirtildi. Buna göre dernek yönetim kurulunda: Federasyonlar, şubeler, üye dernekleri ve geliştir-
40 Sayı 11 (2015/1)
me komitesine; Taner Tanoğlu Fuar Komitesine; Yusuf Aydın Eskibozkurt Basın-Yayın Komitesine; Koray Kınır Sosyal Faaliyetler Komitesine; Cengiz Eker Eğitim Komitesine; Salim Yılmaz getirildi. Görevlendirme şemasının ardından dernek yönetim kurulu üyeleri görev aldıkları komitelerde üzerinde aktif olarak çalışma yapacaklarını dile getirdiler. Yüksek İstişare Kuruluna; Murat Gazi Aydınlar (Arma Donatım) Vural Yenigün (Arme Yapı Malz. ve Isı Gereçleri) Zekeriya Yılmaz (Biryılmaz İnş. Malz.) Salim Yılmaz (Borusan Mannesman Bursa Böl.Md.) Alper Bayramoğlu (Genç Bayramoğlu) Levent Kara (Irmak Granit Merm. Ser.) Taner Tanoğlu (İntek) Cengiz Eker (İzomet Isı-Su Ses Hav.) Hasan Yıldırım (Kartes) Yusuf Aydın Eskibozkurt (Majestik Banyo) Aytaç Gökhanoğlu (Motif Yapı) Hasan Okumuş (Okumuşlar) Mustafa Bayramoğlu (Özbayramoğlu) Koray Kınır (Seramika Yapı Malz.) Osman Şahin (Tara (Boru) Yapı Malz) Ömer Balım (Tara Yapı Malz. ) Fethi Resuloğlu (Yapıloji) katılım gerçekleştirdiler.
ANTİMDER’den
ANTİMDER Üyeleri Wavin Pilsa ve Wavin Academy’yi Ziyaret Etti
ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar ve üyeler 19-20 Eylül 2014 tarihleri arasında Wavin Pilsa firmasının konuğu oldu. Wavin Pilsa ve Antalya bayisi Bimsaş’ın davetlisi olarak 30 Mayıs’ta açılışı yapılan sektörün ilk eğitim tesisi olan Wavin Academy’de ağırlanan ANTİMDER Üyeleri eğitim salonundaki toplantıdan sonra tesisi gezerek firma ve Wavin Academy hakkında bilgi aldılar.
ANTİMDER Yönetimi Muratpaşa Belediye Başkanı’nı Ziyaret Etti ANTİMDER Yönetim Kurulu, 10.02.2015 tarihinde Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal‘ı ziyaret etti. Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın önderliğinde Başkan Yardımcısı Ahmet Bilgiç ve İsmail Volkan, Genel Sekreter Talat Doğan, Asil Üyeler Osman Güngör ve Musa Can ziyarete katılım sağladılar. Göreve geldiği günden bu yana Muratpaşa’da gerçekleştirmiş olduğu başarılı çalışmalarından dolayı kendisini tebrik ederek başarılarının devamını temenni eden ANTİMDER Yönetimi Ümit Uysal’a pirinç kaplama özel bir tabak hediye ettiler.
42
ANTİMDER Yönetim Kurulu’nun ziyaretinden çok memnun olan Başkan Ümit Uysal “Seçim çalışmaları çerçevesinde de toplantınıza katılım sağlamıştım en yakın zamanda toplantınıza tekrardan katılmak isterim." dedi. Sayı 11 (2015/1)
ANTİMDER’den
ANTİMDER Ekim Ayı Toplantısı Gerçekleşti
ANTİMDER Ekim ayı olağan toplantısı 16.10.2014 tarihinde Bostik Türkiye sponsorluğunda Antalya Ramada Plaza Otel’de yaklaşık 60 kişilik katılımla gerçekleşti. Toplantıya ANTİMDER ile birlikte İstanbul TİMDER, Ankara TİMKODER, Denizli DİMSİAD‘in de kurucu üyesi olduğu TİMFED (Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Federasyonu) Yönetim Kurulu Üyeleri katılım sağladı. 11 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Cevahir Otel’de gerçekleştirilmesi planlanan sektörel zirve toplantısı gündem maddesiydi. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın açılış konuşması ile başladı. Başkan konuşmasında; “ANTİMDER Ekim ayı olağan toplantımıza hoş geldiniz. Değerli Üyelerimiz bugün bizlerle bir arada olan Federasyonumuzun değerli başkanlarına olağan toplantımıza da katılım sağladıkları için teşekkür ediyorum. Bugün TİMFED Yönetim Kurulu toplantısını Antalya’da gerçekleştirdik. 13.30‘da ATSO Başkanımız Çetin Osman Budak heyetimizi kabul etti. Ardından ATSO‘nun salonlarından birinde TİMFED Yönetim Kurulu toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantımızı tamamlamamızın ardından yakın zamanda açılışı yapılacak olan Birlik Yapı mağazasını ziyaret ettik. Geçmiş dönem Başkanımız Süleyman Acar’ın yakında açılışını gerçekleştirecek olduğu Termesos Bulvarı mağazasını ziyaret ettik. Akabinde de siz değerli üyelerimizle federasyonumuzu bir araya getirip Zirve ile ilgili konuşmak istedik. Tabii bu akşam derneğimizin bu olağan toplantısına sponsor desteği sağlayan Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Berber ve Antalya Bölge Müdürü Salih Lafçı da aramızda kendilerine de şimdiden hem
ANTİMDER Başkanı İlhan Kurtar ve TİMFED Başkanı Kemal Çelik
katılımları hem de destekleri için teşekkürlerimi sunuyorum." dedi. Toplantı, Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Berber’in firmasını ve ürünlerini tanıtan sunumu ile devam etti. Bostik Türkiye tanıtımını tamamlamasının ardından TİMFED Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çelik‘in konuşmasıyla devam etti. Çelik, “İnşaat Sektöründe Riskler, Sorunlar ve Küresel Fırsatlar” ana temasıyla gerçekleşecek TİMFED Zirvesi’ne üst düzey katılımlar konusunda bilgilendirme yapmasının ardından sözü Zirve Danışmanı Muhammet Atilla Sevim‘e devretti.Sevim’in katılımcılara TİMFED Zirvesi hakkında detaylı bilgileri aktarmasını takiben toplantı diğer gündem maddelerinin görüşülmesiyle devam etti.
Gözde Berber ve İlhan Kurtar
Toplantı, ANTİMDER Başkanı İhan Kurtar’ın Bostik Türkiye Ürün Müdürü Gözde Berber’e toplantıya katılım ve ANTİMDER’e sağlamış oldukları katkılardan dolayı teşekkür plaketi takdim etmesi ile son buldu. Sayı 11 (2015/1)
43
ANTİMDER’den
ANTİMDER Aralık Toplantısında “E-Fatura ve E-Defter Uygulaması” Gündemdeydi
ANTİMDER Aralık ayı toplantısı 10.12.2014 tarihinde Japar Plastik A.Ş. Türkiye sponsorluğunda Antalya Ramada Plaza’da yaklaşık 65 kişilik katılımla gerçekleşti. Toplantıya ANTİMDER Üyeleri ile birlikte Japar Plastik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Jaki Pardo, Japar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seçkin Ayuz, Japar Plastik A.Ş. Satış Direktörü Erkan Ulaş ile birlikte Moore Stephens Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Avcı, Moore Stephens Turkey ortağı ve Vergi Bölüm Başkanı Erkan Kahraman, Moore Stephens Turkey Akdeniz Bölge Direktörü Zafer Yıldız, misafirler ve basın mensupları katılım sağladı. Toplantı, ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Kurtar’ın açılış konuşması ile başladı. Kurtar konuşmasında; “ANTİMDER Aralık ayı toplantımıza hoş geldiniz. Bu akşam toplantımızın sponsoru sektörümüzde uzun süredir hizmet veren bir firma olan Japar Plastik A.Ş.’nin ANTİMDER Üyeleri ile birlikte olma talebi bizleri memnun etti. Firma yetkililerine şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca bu akşam bizlerle dünyanın önde gelen bağımsız denetleme şirketlerinden Moore Stephens Turkey bir aradalar. 01.09.2013 tarihinden itibaren yürürlükle olan ancak 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren daha çok firmayı kapsayacak olan “e fatura ve e- defter tutulması ” ile ilgili bizleri bilgilendirecekler. Morre Stephens Turkey firmasına ve Yeminli Mali Müşavir Erkan Kahraman‘a yoğun programlarına rağmen bizlere zaman ayırdıkları için şimdiden teşekkürlerimi sunarım.
44
Değerli Üyelerimiz; 11.11.2014 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel‘de TİMFED Zirvesi‘ni gerçekleştirdik. TİMFED‘i oluşturan bütün kurucu derneklerimiz ve üyeleri oradaydı. Bölge dernekleri arasında en geniş katılımı ANTİMDER olarak bizler sağladık. Zirve gün geçtikte daha çok ses getiriyor. Bu yıl 3.sü düzenlendi. Daha önce 2010 ve 2011 yıllarında gerçekleştirilen Zirve‘nin bu seneki gerek katılımı gerekse yerel ve ulusal basında oldukça geniş yer aldı. Önümüzdeki yıllarda başarısını arttırarark devam ettireceği kanaatindeyim. Katılım sağlayamayan üyelerimiz için birazdan sizlere zirve ile ilgili sunum gerçekleştirilecek. Katılım sağlayan üyelerimize de sizlerin nezdinde teşekkürlerimi sunarım. Sayı 11 (2015/1)
ANTİMDER olarak faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Yeni ANTİMDER Üyelerimizden Arsucan Sinan Coşkun ve CTN Yapı Mahmut Çetin ile ilgili tanıtımları birlikte izleyeceğiz. Toplantımıza katılım sağlayan herkese şimdiden teşekkür eder, iyi bir toplantı geçirmenizi temenni ederim.” dedi. Toplantı, Japar Plastik A.Ş. Satış Direktörü Erkan Ulaş‘ın firmasını ve ürünlerini tanıtan sunumuyla devam etti. Japar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Jaki Pardo sözü alarak, Japar‘ın kuruluşu ve bugünlere taşınması ile ilgili kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Pardo, önümüzdeki senelerde firması ile ilgili planlarından da bahsetmesinin ardından toplantıya katılımlarından dolayı herkese teşekkürlerini sunarak sözü Japar A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seçkin Ayuz’a devretti. Ürünlerinin satışını gerçekleştiren işadamlarının hepsi ile bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Seçkin Ayuz ANTİMDER‘e organizasyondan dolayı teşekkürlerini sundu. Toplantının gündem maddesi olan “E- Fatura ve E Defter uygulaması” ile ilgili olarak Uluslararası Denetim Firması Moore Stephens Turkey yetkilileri sözü aldı. Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Avcı 1907 yılında kurulan Moore Stephens‘ın kuruluşu ve dünyanın 100‘ü aşkın ülkesinde 667 şubesi ile gerçekleştirmiş oldukları hizmetleri anlattı. Kenan Avcı’nın sunumunun ardından Moore Stephens Turkey Şirket Ortağı ve Vergi Bölüm Başkanı Yeminli Mali Müşavir Erkan Kahraman “E-Fatura ve E-Defter uygulaması” ile ilgili katılımcıları bilgilendirdi. 1.1.2015 tarihinde yıllık cirosu 10 milyon TL olan firmaların E-Fatura ve E-Defter uygulamasına geçeceğini belirten Kahraman, bunun için Aralık ayı içerisinde başvurularını tamamlamaları gerektiğinin ve muhakkak bir denetim firmasından yardım almaları gerektiğinin altını çizdi. Moore Stephens Turkey olarak ANTİMDER Üyelerine her türlü desteği sağlayacaklarını da sözlerine ekledi. Toplantı ANTİMDER Yönetim Kurulu Başkanı İhan Kurtar’ın Erkan Ulaş, Erkan Kahraman ve Moore Stephens Turkey Akdeniz Bölgesi Satış Direktörü Zafer Yıldız‘a toplantıya katılımı ve derneğe katkılardan dolayı teşekkür plaketi takdim etmesi ile son buldu.
Söyleşi
Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı 46 Sayı 11 (2015/1)
Erdem Çenesiz
Söyleşi ECE Holding’in temelleri 1946 yılında dedem İsmail Çenesiz’in gövdesini ahşaptan kendi yaptığı hızar makinasıyla açtığı marangoz dükkanıyla atıldı. 1965 yılında İlhan Çenesiz ve İsmet Çenesiz kardeşlerin Çenesizler Koll. Şti.’nin kurulması ile tuğla ve kiremit alanında başlayan üretim, ülkenin birçok yerinde kurulan tuğla ve kiremit tesisleri ile devam etti. 1965 yılından 1986 yılına kadar Çenesizler Koll. Şti. olarak devam eden yapı 1986 yılında ikiye ayrıldı ve Çorum merkezli olan ECE Grup oluşmaya başladı. 2006 yılında ECE Grup Şirketleri, ECE Holding çatısı altında birleştirildi. "600 m2’lik bir binada 7 kişiyle üretime başladık." Ben, 1988 yılında, kiremit imalatı yapılan işletmede ilk iş hayatıma başladım. Aynı zamanda lise öğrenimine de açık lisede devam ettim. Bir sonraki kuşak olarak benim de iş hayatına atılmam ile birlikte ECE Banyo hayata merhaba dedi. Baba işine ilave olarak okul yıllarında küçük bir atölyede seramik imalatı yapmaya başladık. Ve ailemin de desteğiyle 600 m2’lik bir binada 7 kişiyle üretime başladık. ECE, artık vitrifiye seramik ürünlerinden banyo dolaplarına, armatürden metal aksesuara kadar yaklaşık 15 binin üzerinde ürün çeşidiyle hizmet veren, sektöre yön veren kurumlardan biri haline geldi. 2006 yılında ECE Grup Şirketleri, ECE Holding çatısı altında birleştirildi. 4 kardeşli ECE’de yavaş yavaş üçüncü kuşak da iş başı yapmaya başladı. Bu yoğun süreçte, 1999’da birçok sivil toplum örgütü görevi ve toplumsal faaliyetleri esnasında eksikliğini hissettiğim yüksek öğrenimi tamamlamaya karar verdim. Gazi Üniversitesi’ne bağlı Çorum Meslek Yüksekokulu İşletme (ikinci öğretim) Bölümü’nde ön lisans programını tamamladım. Lisans eğitimini Moldova’da Kişinev Devlet Üniversitesi Ekonomi Akademisi İşletme Bölümü’nde tamamladım. 2007‘de ise Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini (Açık Öğretim) bitirerek 2.lisans programını da tamamlamış oldum. Sonrasında ise, ABD Wyoming de kurulu Newport Üniversitesi’nde lisansüstü MBA programını bitirdim.
"STK görevlerini de büyük bir onur ile üstlenmekteyim." İş hayatının yoğun koşturmacası içinde özellikle memleketimiz Çorum için sorumluluklarımızı yerine getirmek adına ilk olarak bir örgütlenmede görev aldım ve 1989’da Çorum’un geleneksel ve önemli sektörel birliği olan Çorum Toprak Sanayicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyeliği’ne başladım. Şu anda, Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, SERSA Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Turkiye Seramik Tanıtım Grubu YK Üyeliği, ÇEKVA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Avrupa Sanitari Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği (FECS) görevlerini de büyük bir onur ile üstlenmekteyim. Ticari hayatımızda bugün geldiğimiz noktada; tuğla ve kiremit ile başlayan sanayi yolculuğumuzda vitrifiye seramik ile hız kazanarak bünyesindeki 8 şirketi, dört lokasyonda toplam 7 üretim tesisi ile 345.000 m2 açık alan 92.000 m2’lik kapalı alanda üretim yapan ve 900 kişilik istihdamdan oluşan büyük bir sanayi grubuyuz. ECE bugün, vitrifiye üretimi ile Türkiye’de ikinci sırada yer alıyor. ECE Holding’in amiral gemisi konumundaki 8 şirketten biri olan ECE Banyo; 44 ülkeye ihracat yapan ve yurt içinde 205 bayiden oluşan dağıtım kanalı ile müşterilerine hizmet veriyor. ECE Holding’in seramik vitrifiye üretiminin sağladığı bilgi birikimi ile kurduğu vitrifiye seramik fabrikaları için makine ve ekipman üreten teknoloji firması Genitec ise, kendi tesisleri için geliştirdiği üretim teknolojilerini hem yurtiçinde hem de dışında satmaktadır. ECE Holding, banyo çözümleri konusunda dünyanın lider firması olan Ideal Standard International’in de Türkiye operasyonlarını yürütmektedir. Türkiye’deki başarılı çalışmaları ve uyumlu işbirliği nedeniyle iki marka arasındaki ticari ilişkilerin kapsamını genişleterek geçen günlerde büyük bir ortaklığa imza attık.
47 Erdem Çenesiz ve TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Arslan
Sayı 11 (2015/1)
Söyleşi "ISVEA bizi İtalya’da büyük bir başarıya taşıdı ve önümüzü açtı. Hedefimizde yeni ülkeler var." ISVEA, 1962 yılında Angelucci ailesi tarafından Roma’ya 200 km uzaklıkta Eusanio Del Sangro yakınlarında kurulmuş köklü bir marka. Özellikle Güney İtalya’da yaygın bir marka olarak, pazarda ilk 10 üretici arasında yer almış. 2013 yılında ECE Holding tarafından satın alınarak Türk banyo gereçleri pazarıyla buluştu. Markanın daha önce Roma’da olan yönetimi ve üretiminin yüzde 90’ı artık Çorum’da gerçekleştiriliyor. İtalyan tasarım kültürü, kalite ve fonksiyonellik yaklaşımını Türk tüketicilere sunmayı amaçladık. Ve Türk tüketicisi de bu markayı sevdi, tercih etti. Bugün 30’a yakın satış noktamız var yurtiçinde ve hedefimiz bu sayıyı 50’ye çıkartmak. "ISVEA, Türkiye pazarında en çok tercih edilen 3 markadan birisi olacak." Yine vitrifiye seramik alanında dünyanın önde gelen ülkesi olan İtalya’da, karakteristik bir İtalyan üreticisi olarak faaliyetlerini yürüten, pazarda ilk 10 üretici arasında yer alan ISVEA markası da 2013 yılında ECE Holding tarafından satın alınarak, Türk banyo gereçleri pazarıyla tanıştırıldı. Markanın daha önce Roma’da olan yönetimi ve üretiminin yüzde 90’ı artık Çorum’da gerçekleştirilmekte. Sektörümüzün en önemli fuarı olan UNICERA’da bu yıl 150’nin üzerinde yeni ürün sergiledik. Dünyanın bir çok prestijli ödülüne layık görülen, tasarım odaklı felsefenin bir ürünü olan ISVEA, Türkiye pazarında en çok tercih edilen 3 markadan birisi olacak.
48
Bünyemizdeki diğer şirketlerden biri olan ECE Kiremit ise; ürün gamına yeni eklediği Bioksit Kiremit ile sektörde bir ilki gerçekleştirdi. Ar-Ge merkezimizde geliştirilen Bioksit Kiremit; daha koyu rengi, daha iyi ses, su ve ısı yalıtımı sunan çevreci özellikleriyle birlikte modern ve geleneksel tüm mimari tarzlara da hitap ederek, yapı sektörüne alternatifi olmayan bir ürün olarak giriş yaptı. Çorumlu mühendislerin uzun süreli uğraşları sonucunda özel hammaddeler kullanılarak elde edilen Bioksit Kiremit, formülü ile geleneksel hammaddelerle hazırlanmış kiremitlere oranla farlılık göstermekte. Bioksit Kiremit, açık renkli olduğu için arzu edilen ekonomik değeri yakalayamayan Çorum kiremidinin değerini de yükseltmiş, dolayısıyla ihracat şansını artırmış ve Çorum ekonomisine katma değer sağlamıştır. Bioksit Kiremit, formülünde tamamen tarım arazisi dışındaki kayaç alanlardan temin edilen hammaddeler kullanıldığı için ekolojik özellikler de taşımakta. Bu nedenle Bioksit Kiremit icadı, Türkiye’deki ve kiremit üretiminde isim yapmış Çorum’daki kıymetli tarım arazilerinin hammadde olarak kullanılmasının da önüne geçecek önemli bir inovasyon hareketi olarak kabul edilmektedir. Sayı 11 (2015/1)
ISVEA sonrası özellikle İtalya’dan teklifler almaya devam ediyoruz. Fakat İtalya ile ilgili en büyük hayallerimizden birisini gerçekleştirdik biz. Ve şu anda bu markayı Türkiye’de istediğimiz yere getirme hedefiyle tüm gücümüzle çalışıyoruz. ISVEA bizimle birlikte İtalya’da kendi vatanında da satış rakamlarını artırdı. Ayrıca, Türk tüketicisinin İtalyan tasarımlarına olan ilgisi üst segment banyo alanında İtalyan ISVEA markasını daha da etkin kılacaktır. Banyo ürünleri sektörüne bir İtalyan markasının ve İtalyan tarzının sunulması iç pazarda büyüme hedeflerini destekleyecektir. Daha da önemlisi ISVEA’nın ardından vitrifiye seramik alanında Grubun en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ilk sırada yer alan ülke İtalya olmuştur. ISVEA bizi İtalya’da büyük bir başarıya taşıdı ve önümüzü açtı. Hedefimizde yeni ülkeler var. ISVEA’nın üretiminin yaklaşık yüzde 10’u İtalya’da kaldı, bunu da üst segment tasarım ürünlerle devam ettirmek istiyoruz. ISVEA, mevcut ihracat kapasitemizi arttırma şansı getirdi, şu anda İtalya’daki satışlarımız 2013’ün 2 katı oldu. Önümüzdeki yıl bu rakamın 2 kat daha artmasını hedefliyoruz. Grubun ihracatında ISVEA’nın payı yaklaşık olarak yüzde 50 civarında. "Ideal Standard ortaklığımız sektörümüz açısından da son derece önemli." Artık yarı yarıya bir paylaşımla Türkiye faaliyetleri-
Söyleşi ni Ideal Standard Yapı Malzemeleri A.Ş. adı altında sürdüreceğiz. Dünyanın hemen hemen her yerinde ürünleri büyük ilgi gören ve birçok Avrupa Birliği ülkesinde pazar lideri konumunda olan Ideal Standard International, bu işbirliği sonrasında uzun vadede Türkiye’de üretim konusunda ciddi yatırımlar için kapılarını açıyor. Bu ortaklık sektörümüz açısından da son derece önemli. Türkiye’deki mağazalaşma çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz bu anlaşma Erdem Çenesiz otomobil sporları tutkusu ve aldığı ödüller hakkında Mehmet Arslan’a bilgi verirken... ile ve şu an Türkiye’de 65 adet olan satış noktasını 5 yıl sonunda 100’ün cak yapı sektöründe diğer sektörlere göre maüstüne çıkarmayı hedefliyoruz. Ortaklık ile birlikte ğazalaşma, perakendecilik çok farklı ilerliyor. Biz Luxury ve Grand Luxury segment ürün gruplarının de pazarın dinamiklerine uygun ilerliyoruz. Türkiye toplamında %22 pazar payı hedefleniyor. kadar yurtdışı satış kanalımız da bizim için çok değerli. Şu an 45 ülkede varız. Hedefimiz bu sayıyı kat Ideal Standard 200 yıllık geçmişe sahip, sektöre kat artırmak. yön veren trendleri belirleyen, teknoloji üreten bir firma. Biz sadece ticari işbirliği yapmıyoruz asTürkiye vitrifiye seramik alanında Avrupa’nın en lında. Bu markanın deneyimlerini, bilgi birikimini, fazla üretim yapan ülkesi, ve bu gücünü artıraprofesyonel yönetim şeklini de öğreniyor ve ülkerak sürdürecek. Karo seramikte de gücümüz aynı mize taşıyoruz. O nedenle sektörümüz adına bu şekilde büyük bir hızla artıyor. Ülkemiz yakın geleortaklığı çok fazla önemsiyorum. Ortaklık 5 yıl soncekte Avrupa’nın üretim merkezi olduğunu daha rası için 75 Milyon TL ciro hedefi ile kuruldu, ancak net ortaya koyacaktır. ben bu şirketin CEO’su olarak 100 Milyon TL ciroya 5. yılda ulaşmayı hedef edindim ve buna inanıyoMarkalarımızı en çok tercih edilen, en beğenilen rum. İnanıyorum ki; büyüyen ülkemizle birlikte bu ve aranan markalar haline getirmek ve marka ortaklık da beklentinin üzerinde başarılı olacak ve değerlerini artırmak tabii ki ilk hedefimiz. sizlerle tekrar bir ilki paylaşmak üzere yeniden bir araya geleceğiz. Ve bu kez Türkiye’de büyük çaplı Ve üretici kimliğimizle de; vitrifiye seramik alanınbir üretim, Ar-Ge ve teknoloji üssüne ait yatırımın daki üretim gücümüzü daha artırmak, bu alana temellerini birlikte atacağız. yatırım yaparak büyümek istiyoruz. Ar-Ge ve teknolojiye yatırımlarımızı artıracağız. İrlanda, KKTC, "Sadece kendi markalarımız için değil sektör için Ürdün ve Bahreyn’de yeni satış noktaları açmayı edindiğimiz tüm bilgi ve deneyimi paylaşma felamaçlıyoruz. sefesine sahibiz. Çok yakında Çorum’da çok büyük bir Ar-Ge merkezi açacağız." Kitemitte ise; Ar-Ge merkezimizde geliştirilen ve Türkiye’de vitrifiye seramik üretiminde ciddi bir Türkiye’de bir ilk olan Bioksit Kiremit’i yapı sektöbilgi birikimine sahibiz. Bu alanda anahtar teslim rüne kazandıran ECE olarak; alternatifi olmayan, fabrika teslimi yapabilecek bir knowhow ile çalışıinovatif ve çevreci, yeni nesil bu ürünle 2015 yılınyoruz. Bu konuda Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yada ülkemizin kiremit ihracatına katma değer sağpacak ve bu alanda büyüyeceğiz. Ayrıca, üretim lamayı hedefliyoruz. tesislerimize yatırım yaparak kapasite artırımına gideceğiz. Şu anda ECE olarak Çorum’da 7 üreSektör eskisine oranla uluslararası rekabete daha tim tesisine sahibiz. Ve sadece kendi markalarımız hazırlıklı ve her geçen gün dünya arenasındaki için değil sektör için edindiğimiz tüm bilgi ve deyerini güçlendiriyor. İç pazarda yaşanan önemli neyimi paylaşma felsefesine sahibiz. Çok yakında değişikliler sektörü eskisiden daha farklı olmaya Çorum’da çok büyük bir Ar-Ge merkezi açacağız. itiyor. Özellikle kentsel dönüşüm ve tüketici bekBu merkez Anadolu’nun en büyüğü olacak. lentilerindeki değişim sektörü yeni iş yapış şekilleri oluşturmaya zorluyor. 205 ECE Banyo ve 30 ISVEA bayisi bulunan büyük bir satış ağına sahibiz, büyük bir aileyiz. Bu kanalın Örgütlü toplum çağımızın tartışılmaz bir olgusudaha da güçlenmesini ve bulunmadığımız illerdur. TİMFED de bu manada önemli bir görev yeride mağazalar açmak, Türkiye’nin her köşesinde ne getiriyor. TİMFED’in geleceğinin bu gününden erişilebilir olmak tabii ki en büyük hedefimiz. Andaha iyi olacağına inanıyorum. Sayı 11 (2015/1)
49
Akademik Objektif
İstanbul Üniversitesi SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü
Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer
50
İstanbul Üniversitesi ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nun tarihçesi, eğitim içeriği ve amacı hakkında bilgi alabilir miyiz? İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu 1986 yılında kurulmuş, 2 yıllık eğitim sonrasında ön lisans diploması veren bir yüksek öğretim kurumudur. Kuruluşundan günümüze kadar geçen 29 yıllık süreçte; Yüksekokul’da eğitimin düzen ve uygulanması ilgili sektör kuruluşları temsilcilerinin yer aldığı danışma kurullarının önerileri dikkate alınarak yapılmakta ve bu sektörlerdeki yeni teknoloji uygulama ve yöntemlerinin derslere eş zamanlı olarak uyarlanması sağlanmaktadır. Bu esnek yapı Yüksekokul’dan mezun olan öğrencilerin kendi sektörlerinde iş bulmalarını kolaylaştırmaktadır. Sayı 11 (2015/1)
Yüksekokul’da Bankacılık ve Sigortacılık, Dış Ticaret, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Pazarlama, Turizm ve Otel İşletmeciliği, Emlak ve Emlak Yönetimi, İşletme Yönetimi programlarında eğitim-öğretim verilmektedir. Eğitimin 4 yarıyılı teorik ve uygulamalı olarak Yüksekokul binasında, zorunlu staj ise, ilgili sektörlerde yaz döneminde yapılmaktadır. Mezun olan öğrencilerin ilgili sektörlerde çalışma yaşamına atılarak eğitimleri sırasında edindikleri deneyim ve bilgilerini hemen kullanmaları amaçlanmaktadır. Yüksekokul’dan mezun olan öğrenciler 2000-2001 eğitim öğretim yılından itibaren istedikleri takdirde, dikey geçiş sınavlarına başvu-
Akademik Objektif rarak ilgili fakülte bölümlerinin açmış oldukları kontenjanlara başvurabilmektedirler. Ayrıca, iki yıllık ön lisans eğitimini tamamlayan bütün mezunlar istedikleri takdirde sınavsız olarak Açıköğretim Fakültesi’nin branşlarıyla ilgili bölümlerinde lisans tamamlama hakkına sahiptirler. Bölüm mezunlarının iş olanakları nelerdir? Bugüne kadar mezun olan ve şu an eğitim gören öğrenci sayısı hakkında bilgi alabilir miyiz? Pazarlama Programı, 1991-1992 eğitim-öğretim yılında Piyasa Araştırmaları ve Reklamcılık Programı adıyla kurulmuş ve 2002-2003 dönemine kadar örgün ve ikinci öğretimle eğitim-öğretim faaliyetine devam etmiştir. Pazarlama Programı olarak 2004’ten günümüze kadar ortalama 420 öğrenci mezun olmuştur. Bölümün her yıl için öğrenci kontenjan sayısı ellidir. 2003-2004 eğitim öğretim yılından itibaren MEBYÖK Meslek Yüksekokulları program geliştirme projesi kapsamında Pazarlama Programı – Reklamcılık Dalı olarak isim değiştirmiştir. Reklamcılık Vakfı, Reklamcılar Derneği, Reklam Verenler Derneği ile Pazar ve Kamuoyu Araştırmacıları Derneği temsilcileri Danışma Kurulu üyeleri olarak Pazarlama Programına katkı ve desteğini sürdürmektedir. Bölümün İş Olanakları Pazarlama sektörü, değişen dünya koşullarıyla beraber her geçen gün katlanarak artan bir öneme sahiptir. Önemli olanın sadece üretmek değil, aynı zamanda ürettiklerinizi pazarlayabilmek olduğunun farkındalığı giderek artmaktadır.
Pazarlama mesleği; bir malın fiyatının belirlenmesinden, marka konumlandırma ve yönetmeye, tüketici, pazar payı ve piyasa araştırmalarından ürün yaratma ve geliştirmeye, tüketici kampanyaları oluşturmaktan markanın kurumsal iletişiminin sağlanmasına kadar oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu doğrultuda ön lisans eğitimleri süresince kurumsal ve uygulamalı bilgilerle pazarlama alanında güçlü bir altyapıya sahip olan Pazarlama Programı mezunları, hemen her sektördeki firmaların satış ve pazarlama departmanlarında ve elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren firmalarda bu tür faaliyetleri yürütebilecekleri gibi, girişimci olarak kendi işletmelerini kurma olanağına da sahiptirler. Bölüm mezunları, birebir pazarlamanın önem kazanması ile birlikte, bu alanda faaliyet gösteren işletmelerde kişisel satış elemanı olarak görev almaktadırlar. Reklamcılık ve tanıtım firmalarında, Pazarlama Araştırma kuruluşlarında, İşletmelerin Pazarlama departmanlarında ve ülkemizde çok önemli bir istihdam alanı olan bankacılık sektöründe bulunan ulusal ve uluslararası bankalarda çeşitli seviyelerdeki pazarlama pozisyonlarında görev yapabilmektedirler. Pazarlama mezunları süpermarketlerin yaygınlaşması sonucu bu kuruluşlarda; Mağaza Pazarlama Sorumlusu, Ürün Grup Sorumlusu, Müşteri İlişkileri Sorumlusu, Raf ve Mağaza Düzenlemesi olarak istihdam edilmektedirler. Hizmet sektöründe; özellikle sigorta hizmetleri pazarlamasında aktif rol almaktadırlar.
51 Sayı 11 (2015/1)
Akademik Objektif Üniversite ve bölümünüz bünyesinde sanayi çalışanlarına yönelik eğitimler veriliyor mu? Geçmiş dönemlerde; Tescilli Markalar Derneği ile yürütülen “Marka Yönetimi ve Perakende Mağazacılık Okulu” sertifika programı, Şeker Sigorta ve Sigorta Acentaları Birliği (SAB) ile yürütülen “Acente Okulu” sertifika programı, Hür Sigorta ile yürütülen “Uygulamalı Sigortacılık Eğitimi” sertifika programı, Eta Bilgisayar ile yürütülen “Eta:Sql Ticari Paket Programı Eğitimi” sertifika programı, Appraisal Institute (USA) ile yürütülen “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı” sertifika programı gibi çeşitli sertifika programları açılmıştır. Günümüzde ise, bu tür eğitimler İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi bünyesinde verilmektedir. Uluslararası ilişkileriniz ve işbirlikleriniz (Erasmus, etkinlik, çalışma v.b.) nelerdir? Bu birlikteliklerin amaç ve sonuçları nelerdir? İstanbul Üniversitesi olarak Erasmus, Farabi ve Mevlana gibi ulusal ve uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi değişim programları mevcuttur. Erasmus Programı: Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği programıdır. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri; kısa süreli öğrenci ve personel değişimi gerçekleştirebilmeleri için, karşılıksız mali destek sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, yükseköğretim sistemini iş dünyasının gereksinimlerine uygun olarak geliştirmek ve üniversite mezunlarının iş dünyasında istihdam edilebilirliğini arttırmak amacıyla yükseköğretim kurumları ile çalışma çevreleri arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin arttırılmasını da teşvik etmektedir. Programın amacı Avrupa’da yükseköğretimin kalitesini artırmaktır. Yükseköğretim kurumları arasında ülkelerarası işbirliğini ve öğrenciler ile yükseköğretim kurumu personelinin Avrupa’da hareketliliğini teşvik ederek; programa katılan ül-
52
kelerdeki çalışmaların ve alınan derecelerin akademik olarak tanınmasını ve şeffaflığın gelişmesini sağlamaktır. Başvurular sadece kurum ve kuruluşlar tarafından, proje çeşidine göre Ulusal Ajans’a ya da AB Komisyonunun ilgili birimi olan Eğitsel, Görsel ve Kültürel Yürütme Ajansına yapılabilmektedir. Farabi Değişim Programı (Yükseköğretim Kurumları Arasında Öğrenci ve Öğretim Üyesi Değişim Programı): Üniversite ve yüksek teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim yapan yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişim programıdır. Farabi Değişim Programı, öğrenci veya öğretim üyelerinin bir veya iki yarıyıl süresince kendi kurumlarının dışında bir yükseköğretim kurumunda eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmelerini amaçlamaktadır. Mevlana Değişim Programı: Yurtiçinde eğitim veren yükseköğretim kurumları ile yurtdışında eğitim veren yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim elemanı değişimini mümkün kılan bir programdır. 23 Ağustos 2011 tarih ve 28034 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile birlikte, yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ile ülkemizdeki yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim elemanı değişiminin önü açılmıştır.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mine Kırbaşlı, Müdürü Prof. Dr. Mithat Zeki Dinçer ve Genel Sekreteri Şengül Aynural
Sayı 11 (2015/1)
Mevlana Değişim Programının diğer değişim programlarından farklılığı; hiçbir coğrafi bölge ayrımı olmaksızın, değişim programı bünyesindeki hareketliliğin bütün dünyadaki yükseköğretim kurumlarını kapsamasıdır. Değişim programına katılmak isteyen öğrenciler en az bir en fazla iki yarıyıl eğitim için; öğretim elemanları ise en az 1 hafta en fazla 3 ay süreyle dünyadaki yükseköğretim kurumlarında ders vermek üzere programdan faydala-
Akademik Objektif nabilirler. Benzer şekilde dünyanın bütün bölgelerinden de öğrenci ve öğretim elemanları Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarına gelebilirler. Mevlana Değişim Programından, Türkiye’deki Mevlana Değişim Programı Protokolü imzalamış olan tüm yükseköğretim kurumlarının örgün eğitim programlarına kayıtlı ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri yararlanabilir. TİMDER ile işbirliğine imza atarak yapı malzemeleri sektörüne nitelikli işgücü sağlamak üzere güzel bir projeyi hayata geçirdiniz. Bu projenin oluşum süreci ve işleyişi hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu proje, TİMDER ile İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Pazarlama Programı arasında gerçekleştirilen bir işbirliği programıdır. Federasyon ve Dernek üyelerinin işkollarında ihtiyaç duyduğu bilimsel bilgi, beceri, iletişim ve ilişkiler ile teknolojiyi kullanma becerisine sahip nitelikli eleman yetiştirilmesine ve istihdam edilmesine yönelik ihtiyacın karşılanması amaçlanmaktadır. Bu işbirliği öncelikle; TİMDER’in talebi üzerine Pazarlama Programı müfredatına eklenen seçmeli dersler aracılığıyla sektörün ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştirilmesi ve yetişen nitelikli elemanların TİMDER’ e üye işyerlerinde istihdamı konusunu kapsamaktadır. Bu süreçte; Seçmeli Ders 1; “Yapı Malzemelerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” (3DMAX Teknik Çizim Programı) dersinin ortalama 70 saati ve iki yarıyılı kapsayacak şekilde üniversite işbirliği ile kurulumun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Seçmeli Ders 2; “Yapı Malzemeleri Sektöründe Teknik Pazarlama” dersinin, sektör temsilcilerinin deneyim ve bilgilerini aktaracakları bir seçmeli ders formatında işlenmesi düşünülmüştür. Bu projeden kaç öğrenci, nasıl bir program ile eğitim alıyor? 3. Yarıyıldaki “Yapı Malzemeleri Pazarlaması” ile 3. ve 4.yarıyıllardaki “Yapı Malzemelerinde Bilgisa-
yar Uygulamaları I-II” derslerini alan en az 15 öğrenci bu işbirliğinden yararlanmaktadır. TİMDER’in projeye katkıları nelerdir? TİMDER, Yüksekokul laboratuvarına “Yapı Malzemelerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” dersinin yapılabilmesi için 15 adet bilgisayar desteğinde bulunmuştur. Eğitim-öğretim gören öğrencilere, TİMFED ve TİMDER üyelerinin işyerlerinde %100 staj yapma olanağı sunulacaktır. Başarı seviyelerine göre ilk 5 öğrenciye TİMDER bursu verilecektir. Yapı Malzemeleri Pazarlaması” ve “Yapı Malzemelerinde Bilgisayar Uygulamaları I-II” dersleri için eğitmen desteği sunulmuştur. TİMDER Yüksekokul projesinin hedefleri nelerdir? Birinci olarak, özel sektör ve Yüksekokul’umuzun bu örnek işbirliği sayesinde; TİMDER ve TİMFED’e üye olan yapı malzemeleri sektöründe faaliyette bulunan işletmelerin ihtiyaç duyduğu iletişim becerisi yüksek, pazarlama stratejilerine hakim ve sektörde yaygın olarak kullanılan bilgisayar teknolojisini bilen nitelikli meslek elemanı ihtiyacı karşılanabilecektir. İkinci olarak, Yüksekokul’umuz açısından çok önemli iki sonuç ortaya çıkmaktadır. 1-Bu tür işbirliğine dayalı projeler sayesinde mezun öğrencilere yeni istihdam olanakları yaratılmaktadır. 2-Öğrencilerimize öğretim desteği ve staj olanağı sağlanacaktır. TİMDER ve Yüksekokul işbirliğinin geliştirilerek ve çeşitlenerek devamı hedeflenmektedir. Bir Akademisyen olarak sanayi ve ticaret kuruluşlarına vermek istediğiniz mesajlar nelerdir? -Üniversite-sanayi işbirliğinin daha çok arttırılması, -Staj ve işbaşı eğitimine daha fazla olanak sağlanması, -Burs olanaklarının çoğaltılması, -Eğitici toplantılara ve çalışmalara ağırlık verilmesidir.
53 TİMDER katkılarıyla hazırlanan bilgisayar labaratuarı
Sayı 11 (2015/1)
Öngörünüm
Mehmet Büyükekşi
Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2014 yılın tüm dünyada ve yakın coğrafyamızda yaşanan olumsuzluklara rağmen, Türkiye ekonomisinin büyümesini ve ihracat artışını sürdürdüğü bir yıl olarak geride kaldı. Yıl boyunca AB pazarında ve Japonya’da yaşanan resesyona ve bölgesel pazarlarda yüzde 40’lara varan talep düşüşlerine rağmen ihracatın artması ve ulusal büyümeyi desteklemesi gibi fevkalade gelişmelere tanıklık ettik.
54
2015 yılının bu ilk aylarında da küresel ekonomideki toparlanmanın devam ettiğini, büyüme ve küresel talebe katkıda ibrenin son 6 yıllık dönem süresince devam eden trendin tersine tekrar gelişmiş ülkelere doğru kaydığını görüyoruz. Batı Ülkeleri ve Ukrayna ile Rusya, arasında artarak devam eden gerginlik, Orta Doğu’da yaşanan IŞİD krizi ve yakın coğrafyamızda yaşamın her alanını etkileyen ve son birkaç yıldır etkisini hissettiren olaylar başta olmak üzere, geçen yıl yaşanan siyasi gerilimlerin bu yıl da süreceği tahmin ediliyor. Son aylarda derinleşen Rusya krizinin devam edeceği öngörüsünü de 2015 riskleri arasında saymak mümkün. Zira, en son Rusya’ya karşı yaptırımların AB tarafından altı ay daha uzatılma kararı bu öngörüyü destekler nitelikte. Her halükarda ihracatçılarımızın krizleri fırsata çevirmek için olanakları iyi gözetmelerini öneriyoruz. Zira AB tarafından mal ithalatı sekteye Sayı 11 (2015/1)
uğramış Rusya hala belirli sektörlerimiz için önemli bir pazar olarak öne çıkıyor. İhracatçılarımız 2015 yılında özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan talep canlanmasından yararlanarak temkinli-iyimser bir bakış açısıyla dünya pazarlarında var olmaya devam edecektir. Önümüze çıkan fırsatları değerlendirerek ve yarattığımız yeni fırsatlarla, 2015 yılında büyümenin ana sürükleyicisinin yine ihracat olmasını umut ediyoruz. Diğer taraftan bu yıl G-20 dönem başkanlığımız paralelinde küresel ekonomideki fırsatları Türkiye’nin çok daha iyi değerlendireceğine ve hatta yönlendirebileceğine inanıyoruz. Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda olan inşaat sektörümüz, gerçekleştirdiği yıllık 21,7 Milyar Dolar ihracatla hem iç pazarda hem de dış pazarda kilit konumunu koruyor, ülkemizin ekonomisine ve ihracatına destek vermeyi sürdürüyor. Toplam ihracatımızda Türk inşaat sektörünün, temel inşaat malzemeleri üretimi ve ihracatı açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığı göz önünde bulundurulursa, ihracatımız açısından büyük roller üstlenen inşaat sektörüne hizmet veren tüm alt sektörlerin verdiği çok değerli emekleri için kutluyor, sektörel başarılarının devamını diliyorum.
Öngörünüm
Mithat Yenigün
Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) GSYH’nın ortalama %6’sını oluşturan ve yaklaşık 2 Milyon kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörü Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Diğer sektörler üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri dikkate alındığında, inşaat sektörünün Türk ekonomisindeki payı %30’lara, tarım dışı istihdamdaki payı ise %10’a ulaşmaktadır. Diğer yandan, ekonominin genel konjonktürü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de inşaat sektörünün performansını doğrudan etkilemektedir. Sektör; ekonomi büyürken ondan daha hızlı bir tempo ile büyümekte ve büyümeye pozitif katkı yapmakta, ancak ekonomi küçülürken de aynı korelasyon nedeniyle ondan daha hızlı bir tempoyla küçülmektedir. İnşaat sektöründe üretim 2014 yılında ekonomideki yavaşlama paralelinde önemli ölçüde hız kesmiştir. GSYH’nın 2013 yılında %4.1 olan büyüme oranına karşılık, inşaat sektörü 2013 yılında %7.0 büyüme göstermiş, ancak 2014 ilk 9 ay itibariyle GSYH’da %2.8’e gerileyen büyüme, sektörde de %2.9 olarak kaydedilmiştir. İnşaat sektöründe üretimin 2014 yılı ikinci çeyrekten itibaren önemli ölçüde ivme kaybettiği anlamına gelen bu tablo; 2013 yılında %29.8 büyüme gösteren kamu inşaat yatırımlarının
2014 üçüncü çeyrek itibariyle %0.2 büyümüş olması ile yakından ilişkilidir. 2013 yılında %1.0 oranında daralan özel sektör inşaat yatırımları ise 2014’ün aynı döneminde %5.3 artış göstermiştir. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri tarafında; Türk müteahhitlerin en önemli pazarları arasında yer alan Irak ve Libya başta olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmeler problem teşkil etmiştir. Bu gelişmelere karşın, Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında Türk müteahhitler toplam tutarı 22.5 Milyar ABD Doları olan 225 yeni proje üstlenmişlerdir. 2014 yılsonu itibariyle Türk müteahhitlerin faaliyet gösterdikleri ülke sayısı 104’e, bu ülkelerde üstlendikleri proje sayısı 7684’e, bu projelerin toplam tutarı ise 300.3 Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. İnşaat sektöründe gelişme ve büyüme oranlarının yılsonunda ve önümüzdeki dönemde de ekonomiye paralel bir seyir izlemesi beklenmektedir. Hükümetin gündeminde bulunan, kamu-özel ortaklığı ile ihale edilen büyük ölçekli altyapı ve üstyapı projeleri ile kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü üretiminin artmasını sağlayacak değerli fırsatlardır. Bu doğrultuda makro ekonomiden sektörlere ve yatırım kararlarına uzanan geniş bir yelpazede hem riskleri hem de fırsatları yakından izleyerek yol almakta yarar vardır. Sayı 11 (2015/1)
55
Öngörünüm
Zeynep Bodur Okyay Meclis Başkanı İstanbul Sanayi Odası Türkiye’nin son 12 yılda elde ettiği büyümede inşaat sektörünün lokomotif etkisi tartışılmaz. Ekonomimiz 2002-2013 yılları arasında yılda ortalama yüzde 4,9 büyürken, inşaat sektörü katma değerinin büyüme oranı yüzde 5,7 olarak gerçekleşti. Duble yollardan altyapı yatırımlarına, havaalanı inşaatlarından konut imalatına, kentsel dönüşümden Marmaray gibi projelere kadar pek çok önemli işe imza atıldı. Halihazırda GSYİH içerisindeki payı yüzde 5’e yaklaşan sektörün tarım dışı istihdamdaki payı 2004’te yüzde 6,9 iken, 2013’te yüzde 9,4’e yükseldi. Güçlü bir taahhüt sektörünün yanında Türkiye’nin çok güçlü bir inşaat malzemeleri sektörü var. 2013 yılında inşaat malzemelerinde ihracatımız 21.3 Milyar Doları bulurken ithalatımız 10.3 Milyar Dolar oldu. Ben 58 yıllık bir sanayi geleneğinin temsilcisi olarak, ülkemizde inşaat sektörünün, sanayiyi besleyecek nitelikte büyümesi gerektiğine inananlardanım. Eğer kamu otoritesinin teşvik ve koordinasyonunda “müteahhit – sanayici - uygulayıcı ahengini” yakalayabilirsek inşaat sektöründe gerçek anlamda küresel bir aktör olabiliriz. Ortak kalite anlayışı ve yetişmiş sertifikalı insan gücünün devreye alınmasıyla bu sektör, topyekun ülkenin en iyi uzmanlık alanı ve çok arzuladığımız marka gücümüz olur. Almanlar nasıl otomotivde bir marka ise Türkiye de inşaat sektöründe bir marka haline gelebilir. Ama bunun için çözmemiz gereken sorunlar, atmamız gereken adımlar mevcut. Bu noktada iç piyasa ve dış dünyayı iki ayrı perspektiften değerlendirme ihtiyacı var. Biliyoruz ki Türkiye’de inşaat sektörü ağırlıklı olarak kamu 56 Sayı 11 (2015/1)
yatırımları ve konut imalatıyla büyüyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için kamu yatırımlarında off-set uygulamasının hayati önemi var. Bu stratejik önemi, çeşitli savunma sanayi projelerinde yaşayarak gördük. Bugün Türkiye kendi milli uçağını üretmeyi tartışabiliyorsa bunda off-set ile elde edilen bilgi birikiminin ve üretim deneyiminin büyük etkisi var. Bu nedenle Türkiye’deki tüm kamu taahhüt ihalelerinde off-set uygulamasına geçilmesi, inşaat malzemeleri sanayinin ivmesini artıracaktır. Hükümetimiz, açıkladığı son yapısal dönüşüm paketleri ile, kamu alımlarını, orta ve ileri teknoloji üretim yapan yerli şirketlerin teşviki için bir politika aracı olarak kullanma iradesini beyan etmiştir. Bu uygulamanın, ilerici yöntemlerle çalışan yerli girişimi teşviki konusu, genişletilerek uygulanmalıdır. Aynı reform paketlerinde yer bulan ısı yalıtımı yaptıran binaların tadilat ruhsat işlemlerinin yerel yönetimlerce vergi, resim ve harçtan muaf tutulacağı taahhüdünün de sektörün büyümesi adına gayet yerinde bir adım olduğunu eklemek isterim. Odaklanmamız gereken bir diğer alan, kentsel dönüşümün kalitesidir. Türkiye bugün, 100 yıl ömürlü olsun diye dizayn edilen ancak 10 yılda dayanımlarını kaybeden, amortisman süresi olan 49 yılı bile doldurmadan 30 yılda eskiyip giden binalarını yenilemek için büyük bir kaynak harcamak zorunda olan bir ülkedir. Bu nedenle toplamda 400 Milyar Dolarlık harcamayla 7 Milyon konutun yenilenmesini öngören kentsel dönüşümün eksiksiz tasarlanıp uygulanması elzemdir. Kentsel dönüşümdeki esas gayenin deprem riski nedeniyle insanlarımızın yaşadığı yerleri güvenli hale getirmek olduğu gerçeğinden uzaklaşılması engellenmelidir.
Öngörünüm Sürecin ağırlığının, tamamen ranta dönük uygulamalara kayması, hem can güvenliği ihtiyacımızı karşılayamamamıza, hem de inşaat sektörünün krize açık hale gelmesine sebebiyet verecektir. Bu nedenle kentsel dönüşümde, ilk örneklerin getirdiği deneyimden yararlanılarak yeni bir anlayışın hakim kılınması sağlanmalıdır. Talep ve konut stoku, karşılaşılan sorunlar, fiyatlar, kredi geri ödeme oranları gibi sürecin tüm halkaları sürekli izlenmeli ve planlar bu göstergelere göre revize edilmelidir. Daha ilk başta binaların doğru tasarlanması, belgeli ve standartları karşıladığından emin olduğumuz doğru ürünlerin kullanılması, doğru uygulamaları yapacak belgeli istihdamın yaratılması ve etkin piyasa denetim ve gözetiminin yapılması, sürdürülebilirlik ve marka bir ülke olmak adına son derece önemlidir. Uygulamada yaşanan sıkıntılar; bütün sektörün çözmesi gereken önemli bir sorundur. Her aşamada garanti ve her aşamada denetim sistemine geçmek zorundayız. Biz, bu sektörde eğitime işin başında inanmış bir grubuz. Kurucumuz İbrahim Bodur, 1960’lı yıllarda Almanya’dan kitaplar getirtip ustalar için eğitim çalışmaları düzenliyordu. Türkiye’de nitelikli usta yetiştirmeyi biz başlattık. Amacımız daima işimizi iyi yapmak, ‘doğru ürün’, ‘doğru çözüm’ ve ‘doğru uygulama’ ile her zaman tüketiciye, hak ettiği değeri vermek. Garantili Usta Sistemi ile çok şükür müşteri şikayetini bitirdik. Ama bu bile tek başına sorunu bitirmiyor. Zaman yönetimi ve bunun denetimi, tüm sektörün disipline olması gereken önemli bir konu. İşçi güvenliği, iyileşme sağlamamız gereken başka bir sorun alanı. Topyekun kaliteye; yani iyi işçilik, güvenli çalışma koşulları, iyi ürün, doğru uygulamaya ulaşmak durumundayız. Türk inşaat sektörünün düşen asansörlerle, hepimizi yasa boğan iş kazalarıyla anılmaması için toplam kalite anlayışının yükselmesi şarttır. Dikkat etmemiz gereken bir başka nokta da, inşaat sektöründe, malzemeden müteahhide kadar her aşamada haksız rekabetin önüne geçilmesi olmalıdır. Bugün bütün çağdaş ülkelerde saçımızı kesen kuaförlere bile mesleki eğitim zorunluluğu getirilmişken başımızı sokacak binaları yapan müteahhitlerde hiçbir mesleki yetkinlik aranmaması, çözülmesi gereken bir sorundur. Bugün yap-sat’çılarla birlikte sayıları 200 bini aşan müteahhitler arasında, değer düşüren bir enflasyon vardır ve bu sektöre giriş mutlaka zorlaştırılmalıdır. Benzer şekilde kayıt dışı çalışıp, standartlara uygun olmayan üretim yapan malzeme üreticilerine ve dampingli ithalata da pazara giriş kapıları kapatılmalıdır. Bu sektörde küresel bir güç haline gelebilmek için yurt içindeki yapılanmamızı sağlıklı kılmaya mecburuz. Ve içeriye dair son bir not olarak finansman meselesini tartışmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, uzun vadeli konut kredisiyle yeni tanıştı an-
cak kısa vadede önemli bir mesafe kaydetti. Fakat düşük sermaye birikimi ve yüksek enflasyon-yüksek faiz sarmalı nedeniyle bir türlü gelişmiş ülkelerin mortgage sistemine yaklaşamıyoruz. Konut sahipliğinin görece düşük olduğu Türkiye’de konut finansmanı için gelişmiş ülkelere yakın bir uygulamaya ihtiyaç var. Örneğin Kanada’da 25 yıl süreyle 200.000 Dolar konut kredisi alırsanız 800 Dolar gibi bir aylık taksitle kira öder gibi ev sahibi olabiliyorsunuz. Biz henüz bu kolaylığın oldukça uzağındayız. Bu alanda Türkiye’nin bir balon yaratmamak kaydıyla alternatif finansal enstrümanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Küresel başarı hikayesi yazma potansiyelimizin en yüksek olduğu alanlardan biri, şüphesiz ki uluslararası taahhüt sektörü. Türk müteahhitler, Libya’da 1972 yılında giriştikleri ilk projeden bugüne kadar 103 farklı ülkede, toplam değeri 292.6 Milyar Doları bulan 7 bin 601 taahhüt işi üstlendiler. Bugün dünyanın 250 büyük taahhüt şirketi arasında 42 Türk şirketi var. Bu çok büyük bir başarı ancak orada da aşmamız gereken bir ölçek ve katma değer sorunu var. Çünkü büyük taahhüt şirketleri arasındaki sayımız oransal olarak yüzde 17’ye yakınken, ciro payımız ancak yüzde 3.8’i buluyor. Dolayısıyla yurt dışı taahhüt işlerinde katma değeri artıracak gelişmeyi sağlamamız lazım. Yurt dışı taahhüt işlerinin Turquality programına alınmasından yüzde 20 oranındaki müşavirlik hizmetlerinin Türk şirketlerince sağlanmasına, inşaatlarda daha çok yerli ürün kullanımından insana ve Ar-Ge’ye yatırımın artırılmasına kadar atmamız gereken çok adım var. İnşaat sektörü yapısı gereği dünyada işlerin kötüye gittiği dönemlerde krize ilk girip son çıkan sektör olarak bilinir. Bu nedenle, son dönemde GYO’lara tanınan vergi avantajının kaldırılması ve rant vergisi getirilmesi gibi konularda çok dikkatli adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Türk iş dünyasını sanayiden soğutup müteahhitliğe özendiren arazi rantını azaltacak ancak inşaat sektöründe sürdürülebilir, istikrarlı bir büyümeyi teşvik edecek yeni bir dengeye ihtiyacımız var. Bir sanayi ülkesi olma hedefindeyken, sanayicinin sermayesini yatırım için toprağa gömüp zayıf bir finansal yapı ile rekabete girişmesine daha fazla göz yummamalıyız. Organize sanayi bölgelerinin, tıpkı çağdaş dünyadakiler gibi devletin sahipliğinde sanayi alanlarına dönüştürülmesi önemli bir adım olabilir. Böylece hem sanayi arsalarının rant aracı olmasının ve sanayicinin parasını arsaya gömüp işletme sermayesiz kalmasının önüne geçilir, hem de taahhüt mü - sanayi mi ikilemi ortadan kaldırılmış olur. Böylece yerli inşaat sektörü için de sürdürülemez hale gelen arsa rantına gem vurulmuş olur. Ben Türk inşaat sektörünün önünün çok açık olduğuna inanıyorum. Eminim ki Türk inşaat sektörü de hem sanayimizi hem Türkiye’yi büyüterek büyümeye devam edecek. 57 Sayı 11 (2015/1)
Öngörünüm
Süleyman Onatça
Yönetim Kurulu Başkanı Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 2014, Türkiye’nin ekonomiye tam anlamıyla odaklanamadığı bir yıl oldu. Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri iç politikanın nabzını yükseltti. Başta komşularımız Suriye’de, Irak’ta, Ortadoğu ülkelerinde, Ukrayna’da yaşanan çatışma ortamı, bu ülke ve bölgelerle olan dış ticaretimize olumsuz yansıdı. Ulusal ve küresel gelişmelerin etkisi büyüme rakamlarını da olumsuz etkiledi. İlk çeyrekte yüzde 4,7 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 2,1, üçüncü çeyrekte yüzde 1,7 büyüdü. Elbette büyüme hızındaki yavaşlamanın yansımaları, işsizlik oranının artış seyrine girmesini beraberinde getirdi. Özetle, ekonomiye odaklanamayan Türkiye için 2014 kayıp yıl oldu. 81 kentin 40’ı orta gelir tuzağında, 27’si bu tuzağın da gerisinde, yani fakirlik tuzağında yer alan Türkiye’de radikal reformlar için bu yıl da maalesef gereken adımlar atılamadı. Enerji ve istihdam giderleri rekabet edilen ülkeler seviyesine çekilemedi. Kayıt dışılığın azaltılmasına yönelik adımlar yetersiz kaldı. Katma değeri yüksek üretim ve ihraç ürünlerinin kilogram bedelini artıracak inovasyon teşvikleri ve programlarında yeterli olunamadı. Cari açığı önleyecek, spesifik, pratik ve ilçe bazında ithal ikame ürünlerin üretimini sağlayacak teşvik modeli tam olarak çalıştırılamadı.
58
2015 yılında da ekonomik göstergeler çok parlak görünmüyor. Zira beklentiler ekonominin yüzde 3-4 bandında büyüyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla, işsizlik rakamlarında da bir gerilemeden bahsetmek pek mümkün değil. Özellikle FED’in faiz artırımı sonrasında dünya genelinde kredi koşullarının daha da daralması ülkede tüketim ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca bölgesel siyasi riskler ve dünya ekonomisinde büyümede görülen farklılaşma önemli riskler de barındırıyor. Ancak en önemli ticari partnerimiz AB’nin durağan giden ekonomisinde önümüzdeki yıl kısmen Sayı 11 (2015/1)
bir canlanma olabilir. Avrupa Komisyonu’nun 2015 yılı kış tahminleri de AB’de kısmi bir canlanmaya işaret ediyor. Dolayısıyla 2014 yılında büyümenin itici gücü ihracat 2015 yılında da pozitif bir katkı sağlayabilir. 2015 yılında yeni bir seçim daha olacak. 2015’in, hem siyasi olarak gerilimin tırmanmayacağı hem de ekonomimizin güçlü yanlarından biri olan bütçe dengesinin ve genel olarak makro dengelerin bozulmayacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Zaman giderek tükeniyor. Türkiye hâlâ katma değeri yüksek ürün grubunda üretim yapan bir ülke konumunda değil. Dolayısıyla, orta gelir tuzağından kurtulmak istiyorsak bir an önce yapısal reformlara ağırlık vermek gerektiği de ortada. Büyümede itici güç oynayan inşaat sektörü ise 2014 yılında ivme kaybetti. 2013 yılında yüzde 7 büyüyen sektör 9 aylık verilere göre 2014 yılında sadece yüzde 2,9 büyüdü. Özellikle üçüncü çeyrekte sektörün sadece yüzde 1 büyümesinde, özel sektör inşaat yatırımlarının hız kesmesi ve kamu yatırımlarının gerilemesi etkili oldu. Ayrıca Rusya’daki kriz de ülkedeki inşaat sektörünü olumsuz etkiledi. Maalesef Rusya ekonomisine yönelik beklentiler 2015 yılı için de parlak değil, zira petrol fiyatlarının 50 Dolar düzeyine gerilemesi Rusya gibi petrol ihraç eden ülkeleri şiddetli etkiledi. Petrol fiyatlarının bir süre daha aşağı seviyelerde gideceği beklendiğinden Rusya ekonomisi için 2015 yılında da işler iyiye gitmeyecek. Doğal olarak inşaat sektörümüze bu durumun olumsuz yansımaları devam edecek. Öte yandan Ortadoğu’da suların durulması ülkedeki inşaat sektörünün canlanmasına vesile olabilir. Ayrıca hükümetin Ocak ayında duyurduğu konut kredileri destekleri de sektörün 2015 yılında daha fazla büyümesinde etkili olabilir. Dolayısıyla, inşaat sektörünü 2015 yılında hem önemli fırsatlar hem de önemli riskler bekliyor.
Öngörünüm 2013 rakamının %1 altında kaldı. Seramik Sağlık Gereçleri’nde Aralık sonu itibarıyla 222 Milyon USD ihracat gerçekleşti. Bu da 2013 yılsonu kapanışa göre %9 artışa denk geldi. Seramik Kaplama Malzemeleri’nde ihracat performansı şu aşamada fazla bir gelişim göstermiyor. Seramik sağlık gereçleri’nde ise olumlu göstergeler var. Her iki sektörde, ihracat yapılan ilk 5 ülke: Seramik Kaplama Malzemeleri: Almanya, İsrail, İngiltere, ABD, Kanada. Seramik Sağlık Gereçleri: Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, ABD. 2014 yılında gerçekleşen yatırımlar: Sektörün büyüme dinamiğinin ana kaynağını, fiziksel sermaye yatırımları oluşturuyor. 2014 yılı sektör genelinde yatırımların devam ettiği bir yıl oldu. Örneğin, Seramik Kaplama Malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren bir kuruluş Sağlık Gereçleri’nde de hizmet vermeye başladı ya da tam tersi oldu. Sektör genelinde 2014 yılında yaklaşık 250350 Milyon Dolar kadar yenileme ve/veya yeni yatırımın olduğunu söyleyebiliriz.
Ahmet T. Yamaner
Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Seramik Federasyonu Dünya ekonomisindeki olumsuzluklara rağmen; ekonomik büyümesini sürdüren, yatırımlarına devam eden, cari açığını azaltan ve ihracatını artıran ülkemizin 2014 yılını iyi bir performansla kapattığını söyleyebiliriz. 2014 yılı verilerine bakılarak yapılan öngörüler, Türkiye’nin 2015’de de büyümesini artıracağı yönünde. Türkiye 2023 hedeflerine kitlenmiş durumda. Bu amaca giden yolda, her yıl çok önemli olsa da 2015’in kritik eşik olduğunu söyleyebiliriz. Haziran ayında yapılması planlanan genel seçimlerin, ekonomiyi etkileyecek bir faktör olduğu iddia edilse de; küresel gidişata bakıldığında, Türkiye 2015’te de dünya ekonomisinde pozitif ayrışacak. Türk seramik sektörü 3,4 Milyar TL’lik pazar büyüklüğüne sahip. Bunun 2 Milyar TL’lik bölümünü seramik sağlık gereçleri, küvet ve duş tekneleri, armatür ve banyo mobilyaları oluşturuyor. 1,4 Milyar TL’lik pazar payı ise karo ve kaplama malzemelerine ait bulunuyor. Türkiye seramik sektörü dünyayla paralel olarak Türkiye’de de büyümeye devam ediyor. Yılsonu gerçekleşen verilere göre Dolar bazında ihracat rakamları : Seramik Kaplama Malzemeleri’nde 2014 yılsonu gerçekleşen ihracat rakamı 600 Milyon USD olup
Sağlık gereçlerinde banyo mobilyalı çözümlerin daha da artacağını, duş çözümlerinin küvetin yerini alacağını ve konforun önemli bir unsur olacağını düşünüyoruz. Karoda ise büyük ebatlar teknik olanakların gelişmesiyle yer kaplamalarında pazar payını artıracaktır. Yatırımlar bu alanlarda yoğunlaşacak. Türkiye’de hızlanan kentsel dönüşüm faaliyetleri gibi, inşaat sektörünün senenin ikinci yarısındaki olumlu ya da olumsuz hareketi sektörümüzü aynı şekilde etkileyecektir. Bununla birlikte, 2015 yılında da, sektör genelinde yüksek katma değerli mal üretmeye, ArGe ve inovasyona yatırım yapmaya, nitelikli işgücü oluşturma çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’deki seramik sektörünün büyümeye devam etmesini, önümüzdeki 10 yıllık süreçte, rekabet öncesi işbirliklerinde kayda değer bir artış olmasını ve Türk şirketlerinin yurtdışında organik ve inorganik büyümeyi sürdürmesini bekliyoruz. Türkiye’de konut satışları, kredi faizlerindeki yükselişe rağmen artarak devam etse de, bu konunun yansımaları sektörümüzü etkiliyor. Enerjinin yoğun olduğu bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin çok yüksek oluşu, özellikle Avrupalı rakiplerimize karşı bir dezavantaj olarak ortaya çıkıyor. Demiryolu ağının yetersizliğinin yanı sıra, seramik hammadde açısından son derece zengin olan ülkemizdeki rezervlerin işletilmesindeki güçlükler de yine perfonması etkileyecek unsurlar arasında sayılabilir. Kurun istikrarlı olmayışı, uzun vadeli ihracat bağlantıları olan kuruluşları zorluyor. Sayı 11 (2015/1)
59
Öngörünüm yıla göre değişmediğini ve 21.3 Milyar Dolarda kaldığını belirtmek isterim.
Dündar Yetişener
Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) 2014, gerek dünya gerekse Türkiye ekonomisinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Dünya ekonomisi ve ticaretinde beklentilerin altında büyüme gerçekleşti. Jeopolitik gelişmeler, dünya siyasetini ve ekonomisini derinden etkiledi. 2015 yılına girdiğimizde, tabi hemen yarından itibaren her şey değişmeyeceğini biliyoruz. Türkiye İMSAD olarak Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirdiğimiz İnşaatta Kalite Zirvesi’nde ‘2014 zor bir yıl oldu, takvim değişince koşullar değişmiyor, 2015 yılı da kolay geçecek gibi görünmüyor’ demiştik. Bugün de maalesef dünyada ve Türkiye’de 2015 yılı büyüme beklentileri aşağı doğru revize ediliyor. Genel seçim beklentisi, bölgemizdeki jeopolitik gelişmeler ve küresel mali piyasalardaki dalgalanmaların, Türkiye ekonomisinde de büyümeyi sınırlandıracağını öngörüyoruz. Türkiye İMSAD olarak bizler bu yıl ekonomide yüzde 3.5, inşaat sektöründe yüzde 4.5, inşaat malzemeleri sektöründe ise yüzde 4.5-5 oranında büyüme öngörüyoruz. Geçtiğimiz yıl yüzde 3 civarında gerçekleşen inşaat sektöründeki büyümeyi, bu yıl özel sektör inşaat harcamalarının canlandıracağını umuyoruz. Bunu da 2014 yılında alınan konut ve konut dışı yapı ruhsatlarındaki yüzde 39 artışa bağlıyoruz. Bu artış özel sektör inşaat harcamalarını destekleyecektir. Kamuda ise 2013 yılındaki önemli sıçrama, 2014’de sınırlı kaldı ve bu yıl da sınırlı kalacağını düşünüyoruz.
60
İnşaat malzemeleri sanayi; 2014 yılında 52,3 Milyar Doları iç pazar ve 21,3 Milyar Doları ihracat olmak üzere 73,6 Milyar Dolar tutarında bir büyüklüğe ulaştı. İnşaat malzemelerinde pazarımızın bu büyüklüğe ulaşmasından elbette ki son derece memnuniyet duyuyoruz. Ancak, 2015 yılında inşaat malzemesi üretimini, iç pazarın destekleyeceğini belirtmemiz gerekir. Çünkü inşaat malzemesi ihracatının üretime katkısının bu yıl sınırlı kalacağını düşünüyoruz.Bu sebeple inşaat malzemesinde ihracat beklentimizi, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da ihracatı olumsuz etkileyen nedenlerin devam etmesinden dolayı, yüzde 7-8 artışla, 23 Milyar Dolar olarak revize ettik. 2014 yılında Irak, Suriye gibi yakın pazarlarda devam eden jeopolitik sorunlar yüzünden ihracatımızın önceki Sayı 11 (2015/1)
2015’in Ocak ayı itibariyle devam eden petrol fiyatlarında düşüşün ise inşaat malzemeleri sektörünün önemli ihraç pazarlarında talebi daraltacağını söylemek mümkün. AB ülkeleri ekonomilerinde yaşanan gelişmeler de, ihracatımızda etkili olmaya devam edecek görünüyor. Ancak en önemli etki, Euro-Dolar paritesindeki gerilemede yaşanıyor. Euro cinsinden yaptığımız ihracat aynı kalsa veya artsa dahi, paritedeki yüzde 15 gerilemeden dolayı, Dolar karşılığı düşecektir. İhracat miktarı değişmese bile, Dolar cinsinden açıklanacak veriler daha düşük olacaktır. Öte yandan, düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu küresel ekonomik ortamının, Türkiye’de sanayicilerin lehine fırsata çevrilebileceğine inanıyoruz. Malum, enerji giderleri maliyetlerimiz içinde çok yüksek pay alıyor. Bugün petrol ve doğalgaz fiyatlarında ortaya çıkan düşüşün, eğer elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yansıtılması mümkün olabilirse, bu yansıma kuşkusuz Türk sanayinin rekabet gücünü artırmada pozitif bir katkı sağlayacaktır. Dünyaya baktığımızda; Çin ekonomisi sıkıntılıdır. Japonya iki çeyrektir ekonomik resesyon yaşıyor. Avrupa ekonomisi çok da iyiye gitmiyor. Rusya, hem siyasi hem petrol krizi yaşıyor. Dünyada ve Türkiye’de 2015 yılı ekonomide daralan bir konjonktüre girilmesine rağmen, gelişen ülkelerin 1998 ve 2008 yılına göre daha sağlıklı kamu ve dış dengelere sahip olması dolayısıyla küresel bir ekonomik krizin yaşanma olasılığı düşük görünüyor. Hatırlarsanız, 2008 yılındaki küresel kriz gelişmiş ülkelerden ve onların kredi ve mali sistemlerinden kaynaklanmıştı. Uzmanlar, 2015 yılında gelişmiş ülkelerin krizi finansal değil, resesyon ve deflasyon şeklinde olabileceği belirtilmektedir ki, Merkez Bankaları’nın da bu risklere karşı önlemelerini aldıkları vurgulanıyor. Peki bu konjonktür içinde Türkiye’nin girişimcileri, sanayicileri, müteahhitleri, kısaca işadamları olarak zorlu dönemi nasıl aşacağız? İnanıyoruz ki, bu olumsuz sürecin üstesinden gelebilmek için öncelikle Türk inşaat sektörünün yeni bir yol haritasına ihtiyacı var. Sektörün üç sacayağını oluşturan; ‘Mimarlar-Mühendisler-Müşavirler ile Müteahhitler ve İnşaat Malzemesi Üreticileri’ olarak bizlerin ‘işbirliği ve güç birliği’ içinde olmamız gerekiyor. Dış pazarda yaşadığımız daralmadan ancak pazarlarımızı çeşitlendirerek, yeni pazarlara ulaşarak kurtulabiliriz. İşte bunun için de “kara kıtaya kadar birlikte koşmamız lazım” diyoruz. Bugün yurt dışında müteahhitlerimizin yaptığı projelerde kullanılan inşaat malzemelerinin sadece yüzde 18’i Türkiye’den gidiyor. Oysa diyoruz ki, dünyada sürekli artan, kıran kırana rekabet ortamında, pastadan daha büyük pay almalıyız. Bunun için, bugüne kadar yapılanların da ötesine geçmeliyiz. Batılı ülkelerde çeşitli örneklerini gördüğümüzü yapalım; sistemli işbirliğine giderek, güçlerimizi birleştirelim. Çünkü sürdürülebilir büyümeyi ancak işbirliği-güç birliği ile sağlayabiliriz. Ayrıca unutmayalım ki, zorlu dönemleri de ancak birlikte aşabiliriz. Birleşince, küresel rekabet gücümüz artacaktır, bundan eminiz. Hepimiz çok iyi bilmekteyiz ki, sektörün işbirliği yapması sadece dış pazarlarda değil, yurt içinde de yaşamsal öneme sahip. Kaliteye önem veren, tüm yasa ve dünya standartlara uyan iş dünyası olarak bizler, iç pazarda merdiven altında yapılan kalitesiz üretimlerle rekabet etmek zorundayız. Ayrıca mesleki eğitim, iş sağlığı ve güvenliği gibi sektörde çeşitli sorunlarımız da var. Geliştireceğimiz işbirlikleri ile yasal mevzuatlardaki eksikliklerin giderilmesine önemli katkı sağlayabildiğimiz gibi, denetim eksikliği sorununa köklü çözüm önerileri getirebiliriz.
Hukuken
TAAHHÜTLÜ ABONELİK SÖZLEŞMELERİ Av. S. Murat Çelikten TİMDER Hukuk Danışmanı murat@murathukuk.com 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (“YTKHK”) 52. ve 84. maddelerine dayanılarak hazırlanan ve abonelik sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esasları düzenlenmekte olan Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği (“Yönetmelik”) 24.01.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik, İlgili Yönetmelik yayım tarihinden 3(üç) ay sonra, diğer bir deyişle 24.04.2015 tarihinde, yürürlüğe girecektir. Taahhütlü abonelik sözleşmeleri, yönetmelik ile ilk kez mevzuat kapsamına alınmış ve kapsamlı şekilde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 14. maddesinde taahhütlü aboneliğin ne olduğu konusuna açıklık getirilmiştir. Buna göre, taahhütlü abonelikler, taahhütnamede belirtilen süre kadar abone kalmayı taahhüt eden tüketicilere; Sözleşme konusu mal veya hizmetin bedelinden indirim yapılması, Sözleşme konusu malın teslimi veya hizmetin ifası ile birlikte taahhüt konusu malın mülkiyetinin veya kullanım hakkının devredilmesi ya da hizmetin ifa edilmesi hususlarının satıcı veya sağlayıcı tarafından taahhüt edildiği aboneliklerdir. Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca, satıcı veya sağlayıcıya, tüketiciye taahhütname verme zorunluluğu getirilmiştir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasında taahhütnamenin içeriği belirlenmiş olup, bu kapsamda taahhütnamede; Taahhüdün geçerlilik süresi ile taahhüt konusu mal veya hizmetin nitelikleri, Tüm vergiler dahil toplam fiyatı, İndirim yapılan tarifenin taahhüt verilmeden önceki fiyatı, Aylık yapılan indirim miktarı, Taahhüdün süresinden önce sonlandırılması durumunda tüketicinin elde ettiği faydalara ilişkin geri ödeyeceği bedelin hesaplanma yöntemi unsurlarının yer alması zorundadır. Taahhütnamenin, akdedilen abonelik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu da kabul edilmiştir. Satıcı veya sağlayıcı, taahhütnameyi yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verebilir. Eğer taahhüt sesli iletişim araçları ile veriliyorsa (örneğin, telefon aracılığıyla), yukarıda belirtilen taahhütnamede yer alması zorunlu bilgilerin aynı ortamda verilmesi gerekmektedir. Taahhüdün sınırlı alanda ya da zamanda sunulduğu bir ortam yoluyla verilmesi halinde ise, satıcı veya sağlayıcının, tüketiciyi, “taahhüt kapsamında sunulan mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı ile
taahhüdün geçerlilik süresi” konusunda bilgilendirmesi yeterlidir. Ancak bu durumda satıcı veya sağlayıcı, taahhütnameyi 14 gün içinde yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye vermekle yükümlüdür. Yönetmeliğin 22. maddesi uyarınca, “tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıl ve daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.” Taahhütname ile belirtilen süre kadar abone kalmayı taahhüt eden tüketicinin, süresinden önce abonelik sözleşmesini feshetme talebi de gündeme gelmektedir. Bu halde, satıcı / sağlayıcının tüketiciden talep edebileceği bedel, tüketicinin taahhüdüne son verdiği tarihe kadar tüketiciye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı olacaktır. Tüketiciden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının, bu tutardan düşük olması halinde tüketici lehine olan tutar esas alınacaktır. Tüketicinin yerleşim yeri değişmişse ve yeni yerleşim yerinde hizmetin aynı şekilde sunulması imkansızsa, tüketici herhangi bir bedel ödemeksizin abonelik sözleşmesini feshedebilecektir. Yönetmelikte satıcı/sağlayıcıya abonelik sözleşmesinin sona erdiğine dair bildirim yapılması yükümlülüğü de getirilmiştir. Satıcı/sağlayıcı en az bir fatura dönemi öncesinden bu durumu tüketiciye yazılı olarak ya da kalıcı veri saklayıcısıyla bildirecektir. Ayrıca, taahhütnamede, taahhüt konusu mal veya hizmetin bedeli, aynı mal veya hizmetin taahhütsüz abonelikler kapsamında talep edilen bedelinden daha yüksek gösterilemeyeceği gibi, taahhütlü abonelik süresince sözleşme ve taahhütnamede tüketici aleyhine değişiklik yapılamayacaktır. Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği ile getirilen bu hükümler çerçevesinde, taahhüt vererek abonelik yaptıran tüketicilerin, abonelik kapsamında ifa edilecek hizmet ya da mal hakkında tam bilgi sahip olması sağlanacağı ve aboneliğin süresinden önce sonlandırılması nedeniyle fahiş fiyatlarla karşılaşılmasının önüne geçileceği kanaatindeyiz. Ancak her halukarda yapacağınız abonelik sözleşmelerini Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonraki döneme ertelemenizde fayda bulunmaktadır. Sayı 11 (2015/1)
61
Beklentimiz
Faruk Tuncay Mescioğlu Baysaş İnşaat İstanbul 216 Projesi Satınalma Şefi Satınalma müdürü olarak sektörde 25 yılımı tamamladım. Çok önemli projelerde satınalma müdürlüğü görevi yaptım. Bugüne kadar satınalma müdürlüğü yaptığım projeler arasında; 510 bin m2‘lik bir inşaata sahip olan TAV Atatürk Havaalanı Yeni Dış hatlar Terminali ve çok katlı otopark inşaatı gibi önemli proje de vardı. Türkiye’nin ilk yap – işlet - devret formülüyle yapılan uluslararası bir projesiydi. Bunun haricinde 55.000m2’lik Real Beylikdüzü Hipermarket, Antalya Side Titreyengöl mevkindeki Seven Seas Magic Life tatil köyünün 362 oda 12 villanın renovasyon yapım projesinde, Bursa,İstanbul Bahçelievler Medical Park Hastaneleri,Fuaye Süreyyapaşa-Turkuaz Projesi ve birçok konut, okul v.s projelerinde satınalma müdürlüğü görevini yürüttüm. Satınalmanın en ince detaylarından tutun da en kaba detaylarına kadar her türlü mevkisinde bilgi, beceri sahibiyim.
62
Fikirtepe 1950’li yılların başında İstanbul’un ilk gecekondulaşmasına sahip bir bölgesiydi. Buradaki niteliksiz binalar 3 yıl önce çıkarılan kentsel dönüşüm kanunu çerçevesinde yerini nitelikli binalara bırakmak üzere yıkılıyor. Birçok hukuki alt yapı eksiklikleri ve imar eksiklikleri giderildikten sonra ancak 3 yıllık bir çalışmanın neticesinde inşaatlar başladı. Bizim projemiz bu bölgedeki ilk nitelikli ve kaliteli projelerden birisidir. Baysaş İnşaat olarak projesini sürdürdüğümüz İstanbul 216 projesi, 2 adadan oluşuyor. Birinci ada 541 daire ve 12 ticari ünite, ikinci ada ise 600 daire ve 12 ticari üniteden oluşuyor. Toplamda 1141 dairemiz, 24 tane ticari ünitemiz var. Bunun haricinde çevre düzenlememiz, sosyal alanlar,kaliteli bir yaşamın gerekliliği olan hobi ve digger yaşam alanları gibi yerler de projemizde bulunuyor. Projemizin 1. etabı başladı. İkinci adamızın yıkımı da Mart ayının ortalarına doğru olacak. Ada yıkıldıktan sonra sahanın temizlenmesi, harfiyatın yapılması Temmuz aylarını bulacaktır. Temmuz ayından Sayı 11 (2015/1)
itibaren de ikinci adanın temeli atılarak inşaat 6’şar aylık ara şeklinde yürümeye devam edecektir. Birinci adadaki teslim tarihimiz Ekim 2016 olarak öngörülüyor. İkinci adadaki teslim tarihimiz de bundan 6 ay sonra yani 2017’nin bahar ayları olarak hedefleniyor. İstanbul 216 projemizde, proje müellifi olarak dışardan destek aldığımız DCD Mimarlık adında mimari danışmanlık firmamız var. Projeleri hazırladığı gibi projede kullanılacak malzemelerin niteliklerini de hazırlıyor. Bu başka projelerin kendi içerisinden ekiplerde olabiliyor. Proje içinde tasarım grupları oluşturuluyor. Tasarım gruplarında çalışan arkadaşlarımız o kullanılacak malzemelerin niteliklerini hazırlıyorlar ve satın almaya bunu getiriyor. Bu projede biz dışardan hizmet alıyoruz. O firma hangi malzemenin nerede ne şekilde, hangi ebatlarda, hangi renkte kullanılacağına karar veriyor. Marka, ürün seçimlerini yapıyor. Rekabet yaratılması açısından tek firmadan, değil 3 veya 4 tane markadan teklif alınıyor. Oradan bütçemize en uygun olanı almak bizim elimizde oluyor. Ürün seçimi yapmadan önce projede kullanılacak olan malzemenin niteliklerinin tam olarak ortaya çıkarılması gerekiyor. Bunu proje müellifi firmamız varsa onlarla, yoksa kendi içimizdeki tasarım ofisimiz yapıyor. O malzemenin niteliklerini size tam olarak verdikten ve malzeme seçimleri yapıldıktan sonra satın alma departmanı o malzemeleri bütçe esasları doğrultusunda en uygun fiyatla alım yönüne gidiyor. Şantiyemize bir güvenlik kamera sistemini yaptıracağız. 4 tane firmadan davet istedim. 4 tane firmadan bir tanesi son derece yakın bir çabayla, burada demo yapmak suretiyle gelip karda, kışta inceleme ve keşif yaptı. Büyük özveriyle çalışmalarını yaptılar. Diğer 3 firmaya baktığım zaman yağmur, soğuk var gibi ba-
Beklentimiz hanelerle işleri ötelediler. Bizde tabiki özveri gösteren firmaya, emeğe olan saygımızdan dolayı emeğinin karşılığını vermek istiyoruz. O keşfi aldıktan sonra ve buradaki demosunu da izledikten sonra bütçemize uygunluğuna bakacağız. Fiyatları da uygunsa kararımızı o firma lehine vermiş olacağız. Firmanın bize olan hizmeti, yaptığımız seçimlerde etkili oluyor. Bunun haricinde satın almada niteliklere uygun imalat veya üretim bizim için çok önemli. Bizim keşfimizdeki,teknik şartnamelerimizdeki şartlara uygun mal seçimi bizim için çok önemli, bu şartlara uygun olduktan sonra vermiş olduğu hizmeti de üzerine artı olarak koyarsak ve fiyatta bütçemize uygunsa alımını yaparız. Amacımız en ucuzu almak değil, en optimum fiyatlı malzemeyi almak. Niteliklerine, teknik şartnamemize uygun ve bizim keşfimizdeki şartlara uygun olacak malzemeyi, birkaç tane firmadan teklif almak suretiyle en uygun fiyatına alırız. Herkesin 10 lira vermiş olduğu fiyata, 2 lira veren firmadan biz şüphe ediyoruz. Fiyatı ucuz diye o firmayla kesinlikle hemen bir alışverişimiz olmuyor. Bugüne kadar birçok projede çalıştım. Olumlu olumsuz birçok olayla karşılaştım. Herzaman anımsadığım ve anlattığım olumlu bir anektotdan bahsetmek istiyorum. Medical Park yönetiminin AtaKule’deki yönetim merkezinin tadilatını yapıyoruz. Açılış tarihi de çok yaklaşmıştı ve çok sıkışık bir döneme geldi. Ertesi gün sabah 09.30-10.00 gibi açılış yapacağız. Gece tadilatın bitirilmesi lazım ancak eksiklikler var. Hiç unutmuyorum, gece geç vakit telefonum çaldı. Sorumlu arkadaşımız bir torba derz dolgusunun eksik kaldığını, yoksa işi bitiremeyeceklerini söyledi. Hemen daha önce alışveriş yaptığım firmayı aradım. Gecenin o ilerlemiş saatinde kendisine ulaştım. Bir torba derz dolgu rica ettim. Benim için gecenin o saatinde kendi özel arabasıyla Güneşli’deki deposuna gitti, bir torba derz dolgu aldı ve Ata Kule’ye getirip 21. kata çıkararak ustalara teslim etti. Bu arkadaşımızın hiç bir ticari bir amacı olmadan gösterdiği emek ve hizmeti asla unutamam. Hala görüşüyorum kendisiyle ve her telefon görüşmemizde bu olayı hatırlatıyorum. O benim görevimdi diyor, böyle de mütevazi bir arkadaşımız. Satın almadan sorumlu kişilerin ünvanı ne olursa olsun
sabaha kadar telefonları susmuyor. Nakliyeci, kamyoncu da sizi arayabiliyor, gece yarısı filanca yerde imalat devam ediyorsa herhangi bir malzemede çatlama patlama oldu bunu sabah yetiştirmemiz lazım ne yapalım diye de arıyorlar. İşte o anda sizin ikili ilişkileriniz, ticari ilişkileriniz, karşılıklı vermiş olduğunuz sevgi, saygı, güven devreye giriyor. Nazınızı çekebilecek, hoşgörüsüne sığındığınız arkadaşınızı arıyorsunuz o da geceydi, gündüzdü, kardı, yağmurdu, çamurdu demeden sıcak yatağından kalkıyor sizin işinizi görüyor. Yurtiçi ve yurtdışında tüm gelişmeleri görebildiğimiz bir platform olduğu için fuarlar bizim için çok önemli. Bilmediğimiz, görmediğimiz, tanımadığımız, duymadığımız malzemeleri fuarlarda görüyoruz, tanıyoruz ve bilgi sahibi oluyoruz. Hele projenin başındaysanız ve tarih olarak da fuar sizin projenizin başında denk gelmişse çok daha büyük bir background oluşturabiliyorsunuz. Malzemelerin seçimi konusunda danışman firmamıza daha değişik malzemeleri bizim tarafımızdan sunma imkanı doğuyor. Onun için fuarların vizyonumuz açma konusunda da çok büyük faydaları var. Hemen hemen ilgi alanımıza giren fuarların hepsine katılımaya çalışıyoruz. UNICERA’ya da mutlaka gideceğiz. Üreticilerden, ürettikleri malın mutlaka arkasında durmaları benim en büyük beklentim oluyor. Bunun haricinde lojistikleri, malın zamanında gelmesi, hatalı çıkabilecek ürünlerin süratle sahiplenilerek değiştirilmesi bizim için çok önemli konular arasında yer alıyor. Altını çizerek söylemek istiyorum, sahip çıkılmayan bir ürünün arkasında olan firma bizim için kara listededir. Şimdiye kadar çalıştığım firmalara baktığım zaman gerek üretici gerekse tedarikçi olarak çalıştığım firmalar içerisinde bu konularda çok büyük sıkıntılar yaşamadık. Başımıza tabiki de geldi ama bizi çok fazla rahatsız eden şeyler değildi. Onun için bir kere malın alımı esnasında lojistiğinden ambalaj şekline kadar her şeyin bize tam olarak üretici veya tedarikçi firma tarafından sunulması gerekiyor. Atladığımız, unuttuğumuz, bizim eksikliklerimiz olan konular da olabiliyor. Bunların mutlaka karşı taraf tarafından bize yazılı olarak bildirilmesi lazım ki biz ona göre tedbirlerimizi
63 Faruk Tuncay Mescioğlu ve TİMFED Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Arslan
Sayı 11 (2015/1)
Beklentimiz alalım. Kaç kamyon mal geleceği, bu mal için ne kadar stok sahasının gerekebileceği, malın ne zaman gelebileceği bizim için çok önemli. Bizim şuanda başladığımız projede şantiyemiz fiziki şartlarımız dolayısıyla çok müsait değil. Mal stoklama sahamız yok. Belki diğer büyük, düz arazilerde yapılan projelerde stok sahasının yapılması ve malın stoklanması çok daha kolay fakat bizim projemizde böyle biz şansımız yok. Onun için binalarımız yükseldikçe malın anında katlara çıkarılması gerekiyor. Bu konuda üretici veya tedarikçi firmalarla devamlı istişare halindeyiz. Türkiye gerek teknolojik anlamda gerekse alt yapı anlamında son yıllarda çok gelişti. Yerli ürünlerin ithal ürünlerden hiçbir farkı yok. Üstelik yerli ürünlerimiz dünyada birçok yerde kullanılır hale geldi. Biz tabiki satın almalarda yerli ürünlere öncelik veriyoruz. Kullandığımız ürünün kalitesine inanıyoruz. Bizim dünya çapında markalarımız var. O markaların ürünlerini kullanıyoruz. Bundan da gayet memnunuz, hiçbir sıkıntımız yok. Bazen Türkiye’de üretimi olmayan veya çok az olan ürünlerde, kalitesi göz önüne alınarak, çok nadir, ithal ürünlerin tercih edildiği zamanlar oluyor. Bizim projede ve benim çalışma hayatımda da hep önceliğim yerli ürünlerden yana oldu. Bir inşaat firmasında satınalma departmanı çok önemli bir departmandır. Tamamen para ve ticari ilişkilerle iç içedir. Şirketin menfatlerini korumak, bütçe esaslarına uygun olarak hareket etmek, malzemenin zamanında tam ve noksansız bir şekilde şantiye sahasına indirilmesinden sorumludur.
İstanbul 216 Projesi
Satınalma departmanında çalışan arkadaşlar firmalarla ilişkilerinde son derece ciddi ve mesafeli olmalılar, bunu göz ardı etmemek lazım. Her firmaya eşit mesafede olup, her firmayla görüşmeliler. Fuarlarda edindikleri yeni malzemelerle ilgili bilgi ve beceriyi mutlaka arşivlerine almalılar. Çok iyi bir veri tabanı oluşturmaları lazım, benim 25 yıllık bir veri tabanım var. Türkiye’de firma bazında görüşmediğim kişi kalmadı. Bu konuda çok büyük tecrübelerim var. Arkadaşlarımız kendilerini, vizyonlarını geliştirme anlamında daima açık olmalılar. İnşaat sektörü şuanda Türkiye’de lokomotif sektör olarak gözüküyor. İnşaat sektörüne baktığınız zaman özellikle İstanbul, çok büyük bir yatırım ve rant sahasına dönüştü. Tabi bu yatırımların bütün Anadolu’ya yayılması lazım. İçinde bulunduğumuz Fikirtepe bölgesinde, birinci etapta 16.000 konutun yenilenmesini öngörülüyor. 16.000 konutun yenilenmesiyle, önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu bölgede çok büyük bir inşaat hareketliliği olacak. Buna İstanbul’daki niteliksiz binaların yenilenmesini de kattığımız zaman önümüzdeki 10-15 yıllık süreç içerisinde son derece büyük yıkım ve yenilenme hareketi olacağı görülüyor. Bu sektöre çok büyük bir canlılık getirecek. İnşaat malzemeleri konusunda üretim artacak, satışlar olacak, ticari döngü fazlalaşacak. Bunun yanında ülkenin genel durumuna baktığınız zaman; inşaat sektörü önümüzdeki 10-15 yıllık süreçte de ekonominin lokomotif olarak devam edecek gibi görülüyor. Fakat Türkiye’deki siyasi dengeler, siyasi oluşumlar, dünya şartları neler getirir neler götürür şuanda bir şey söylemeyiz. Şuanda inşaat sektörü son derece canlı, parlak olarak devam ediyor.
64 Sayı 11 (2015/1)
Beklentimiz seçerken hiçbir aşamasında sorun yaşamayacağınızı bilmeniz gerekiyor. Hizmet alacağınız noktayı seçerken nelere dikkat ediyorsunuz. Bir tedarikçiden beklentileriniz nelerdir? Daha ilk telefon görüşmesinde, telefonun diğer ucundaki kişinin konusuna hakim olup olmadığını, yaptığı işi sevip sevmediğini anlarsınız. Sunduğu servis veya ürüne aşık insanlar vardır, başkasını zaten kimsenin gözü görmez. Bir firma için satış, pazarlama doğal olarak çok önemlidir, ancak işin sadece pazarlama tarafında kalanları hemen ayırt edersiniz, halbuki önemli olan sadece bu tarafı değildir. Çözüm üreten, hızlı, atak olan yerleri tercih ederim. İnanın bazı ürünleri bu anlamda çok başarılı bayiler yüzünden tercih ettiğimi söyleyebilirim. Üşengeç insana tahammülüm yoktur. Takvimler, ajandalar, kokteyller önemli değildir, çalışkan, dürüst olan bu işte başarılı olur.
Emre Özgüder İç Mimar Özgeçmişiniz ve sektöre giriş hikayeniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 25 yıl oldu mesleğe başlayalı, ilk Hakan Ezer’le çalıştım, o açıdan çok şanslıyım. Başlangıçta restoran ve bar projelerim oldu, hala bu alanda da proje yapmaya devam ediyorum. Az bir zaman değil, iyi bir birikimim var, gün geçtikçe işimi yapmaktan daha da çok zevk alıyorum. Teknoloji ve bilişim açısından iki ucu arasında çok büyük farkların olduğu bir dönem bu 25 yıl, bazı alanlarda çok ciddi konforlar eklendi mesleğe. Tabii kaçınılmaz olarak kaybedilen de çok değer var. Bazı ürünler tüm bu zamana karşı ne kadar dirençli olduklarını kanıtladılar, bunu yaşamak çok önemli. İlk başladığımda rapidoyla 25mm’ 25 mm Bisazza çizdiğimi hatırlıyorum, şimdi doğal olarak bu işlem daha kolay, ama ürün hemen hemen aynı ürün. Ürün seçimi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz. Her geçen gün yeni ürünlerle karşılaştığımız bu ortamda karar verme aşamasında sizi hangi noktalar daha çok etkiliyor? Az önce belirttiğim gibi, bu işi belli bir süre yaptıktan sonra ürün seçiminde çok zorluk çekmiyorsunuz, zaman içindeki değer sürekliliği size bazı malzemelerin doğru malzemeler olduğunu kanıtlamış oluyor. O ürünlerin markaları, yeni ürünler sunduklarında, onları daha güvenle kullanıyorsunuz. İster istemez bir marka sadakati oluşuyor. Çok normal olarak yeni markalar ve ürünleriyle de tanışıyorsunuz. Bazıları öyledir ki, ilk gördüğünüz anda bunlarla çalışabileceğinizi hissedersiniz. Ya teknik açıdan iyidirler, hatta bazen uzun zamandır düşündüğünüz çözüm detaylarını sunarlar, kimi zaman da tasarım olarak hayalini kurduğunuz bir etkiyi size sunarlar. Ürün seçiminde firmadan aldığınız destek, burada misafirperverlikten söz etmiyorum, ürünle ilgili ihtiyaç duyabileceğiniz verilere kolay ve güvenilir şekilde internetten ulaşabilmek daha da önemli, bu desteği doğru veren marka ve ürünlerini çok daha severek kullanıyorsunuz. Bizim işimizde soru işareti kalmaması çok önemlidir. Satış ve satış sonrası destek de karar mekanizmasında etkilidir. Stok durumu çok önem verdiğim bir açıdır, aklınıza yatan bir ürünü hızlı temin edemediğinizde ve bu birkaç defa tekrarlanırsa, o markayla bir daha çalışmayı düşünmem. Teknik veya yetkili uygulama servisi veren firmaları daha çok tercih ediyorum. Kısaca ürün
Bugüne kadar birçok projeye imza attınız. Bu süreç içinde ürün, tedarikçi seçimlerinde olumlu ve/veya olumsuz bir anekdotunuz varsa bizimle paylaşır mısınız? VitrA ürünlerini aldığım bir bayiim var, Sita, Akatlar’da, bana yakın. Bugüne kadar Selimi Hanım’ın çözemediği bir durum hiç olmadı. Çok yoğun zamanlarda gözden kaçırabilirim, uyumsuz bir rezervuar kumandası veya bir stop valf seçebilirim. Selimi Hanım muhakkak farkına varır, benim neden o ürünü istediğimi bilir ve gerçekten olabilecek en doğru ürünle değiştirir. Sabah aceleyle arar bir ürün isterim, ne yapar eder iki üç saatte şantiyeye yollar, hatta montajını yaptırır. Ürünlerin tamamını, içlerindeki yedek parçalara varana kadar bilir, bir konuda olmaz, diyorsa bilin ki o iş olmuyordur. Tamamen karşılıklı güven, saygı ve sevgiyle çalışırız. Bu meslekte çok ihtiyaç duyulan bir destektir bu. UNICERA Uluslararası Seramik, Banyo, Mutfak Fuarı hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Kızacaksınız, ama ben fuar seven biri değilim. Fuarlar bana çok karışık ve kalabalık gelir. Ama zaten tahmin ediyorum düzenlenme sebepleri de ben değilim, birçok firmanın satın alma departmanlarının, birçok inşaat firmasının fuarlardan yararlandığını ve çok memnun kaldıklarını biliyorum. Ben bile ziyaret ettiğimde yeniliklerle tanışıyor, yeni ilişkiler kuruyorum. Ancak benim iyi sonuç alabilmem için konsantre olabilmem gerekiyor, o açıdan fuarlar benim için fazla kalabalıklar. Üretici ve tedarikçilere vermek istediğiniz mesajlar nelerdir? Birçok firmaya şunu önerebilirim: Ürün geliştirmede mimar ve içmimarlardan odak gruplar kurun ve onların söylediklerini dinleyin. Birçok ürünün hala renk yelpazeleri yetersiz, baktığınızda 36 renk var belki, ama işe yarar 3 tane çıkmaz. Kimin aklıyla oluşturuluyor bu skalalar bilmiyorum, ama tüketiciden önce danışılması gereken noktanın projeleri hazırlayanlar olduğunu düşünüyorum. Biz, bu manada son tüketicinin taleplerini de yakından izliyor oluyoruz zaten. Bir diğer önerim, bu bir öneri de değil aslında uyarı ve hatırlatma, firmaların bizim gibi profesyoneller için gerekli veri tabanlarını eksiksiz hazırlamaları gerekiyor. Hala üzülerek yurt dışındaki iyi örnekleri incelemelerini tavsiye etmek durumundayım. Seramik satıyorsanız, 3 boyutlu bilgisayar programları için tasarlanmış doku dosyalarını sunmanız lazım, döşeme motiflerini sunmanız lazım, fiyat listeleri, stok durumları, bunlar artık kaçınılmaz. Bir ürünle ilgili yeterince veriye ulaşamadığımda ben bu konuda daha başarılı olan diğer firmayı rahatlıkla tercih ediyorum, fiyat farkı veya yerine göre estetik zevklerden bile daha ön plana çıkıyor bu özellik. Bazen bilgisayarın başından kalkmadan projeyi çözmek istiyor insan, zaman çok değerli. Sayı 11 (2015/1)
65
Şehrin Nabzı - Samsun
Abdullah Şahin Şahin Ticaret ve Pazarlama 1965 yılında Ünye’de doğdum. Evli ve Mehmet Batuhan Şahin ve Ahmet Doğuhan Şahin adında iki çocuğum var. İlk ticari deneyimim 1975 yılında pazarda satıcılık yaparak başladı. 1998 yılına kadar gıda işiyle uğraştım, 1998 yılından itibaren de Şahin Ticaret’i kurarak inşaat sektöründe faaliyet gösteriyorum. 1998 yılında Belde Plastik ile başladığım boru sektörüne, 1999 yılında Fırat Boru ile devam ederek bugüne kadar Orta Karadeniz Bölgesi’nde Fırat Boru distribütörlüğünü de alarak devam ediyorum. 2009 yılında şirketlerimizi çoğaltarak Şahin Yatırım Petrol, Şahin Yalıtım, Şahin Ticaret olarak büyüme sürecimizi sürdürdük. 2012 yılında Çarşamba, 2014 yılında Ordu’da olmak üzere yeni dağıtım depoları ile sektörde öncü olma yolundaki gayretlerimize devam ediyoruz. 2012 yılında kurmuş olduğumuz Şahin Yalıtım firmamızın 2014 yılında Türkiye’de tek, EPS üzerine kaplanmış mamul olan ürünümüzün, TSE ve CE belgelerini alan Türkiye’deki ilk firma olma unvanına sahip olduk. Şahin Yatırım ve Petrol firmamızla da akaryakıt istasyonu ve tasarım firması olarak faaliyet gösteriyoruz. Şahin Ticaret bünyesinde Fırat Boru, Adell, FAF Vana, FİTSA bölgedeki tek satıcılık bayilikleri ile faaliyetlerini sürdürüyor.
66
Sektör geçmişte daha kolay, az üretici az satıcının olduğu, talebin ise çok olduğu bir ortamdan, bugün ise çok üretici ve çok çeşitlilikle daha rekabetçi bir piyasa haline geldi. Bundan dolayı günümüzde sektörde ayakta durabilmek için kalite, özveri, planlama, doğru analiz gibi konuların hassasiyetle irdelenmesi, buna göre de planların ve vizyonun oluşturulması gerekmektedir. Bunun da bilgi ve tecrübenin doğru analiz edilerek rekabet şartlarına uyarlanmasıyla oluşabileceğini düşünüyorum. Bölgenin ekonomik yapısına bakıldığında gelir kaynaklarının ağırlıklı olarak tarım(fındık) başta olmak üzere kısıtlı olması, diğer tarım ürünlerinin çok kârlılık oranlarının olmaması nedeSayı 11 (2015/1)
niyle bölgenin gelir kaynağı sınırlı. Sanayinin çok gelişmiş olmaması, katma değeri yüksek ürünlerin bölgede üretilememesi, bölgedeki gelir dağılımını olumsuz etkilemekte, buna göre de bölgesel yatırımların ve ticari sirkülasyonların kısıtlı olması, bölgenin büyüme hızını yavaşlatıyor. Ancak bölge Karadeniz çanağında olması nedeniyle İstanbul merkezli, ticarete alternatif olabilecek en uygun coğrafyada bulunuyor. Gerek yöre insanının gerekse yöresel yöneticilerin vizyon ve öngörülerinin zaman zaman yetersizliğinden, bölgenin avantajlarını harekete geçirememelerinden dolayı bölge kalkınması gecikiyor. Bölgemizin Türkiye coğrafyasında bakıldığında gerek ulaşım (hava-kara-deniz-demiryolları) avantajının olması, gerek tarımsal alanların olması (Çarşamba-Bafra ovası), bunları besleyen Türkiye’nin en büyük iki nehrinin (Kızılırmak-Yeşilırmak) bu bölgede olması, Karadeniz’in karşısında bulunan yabancı ülkelerin ulaşımının (ihracat yapımı için) ekonomik (denizyolu) olması avantajlarını şimdilik kullanamaması
Şehrin Nabzı - Samsun “TİMFED’in, KARTİMDER’i de bünyesine katmasıyla daha da güçlenerek devam edeceğini, eksik olan bir bölgenin de tamamlanmış olmasının federasyona güç katacağı ve bu birlikteliğin ülke genelinde bir sinerji oluşturacağı kanaatindeyim." ancak gelecekte ciddi bir ticari potansiyelin bölgede oluşması için çok güçlü avantajlara sahip olacağını öngörüyorum. İnşaat sektörüne 1984 yılından itibaren baktığımda 1984-1994 yılları arasında hareketlenmesi, daha sonra 1994-2004 arasında durgunlaşması, 2004-2014 yılları arasında da tekrar yükselerek hareketlenmesi günümüzde piyasa izlenimlerim olarak ifade edebilirim. 2014 yılından sonra da inşaat sektöründeki yavaşlamanın hissedilmesi, bizlere sektörün 10’ar yıllık fasılalarla yükselip alçaldığını, hareketlenip durgunlaştığını gösteriyor. 2014-2024 arasında sektörün durgunlaşacağı kanaatindeyim. 1984-1994 yılları arasında inşaat sektörü devlet desteğiyle kooperatifçilik yapılarak canlandırılmış, 2004-2014 yılları arasında da ucuz kredi ve site tarzı inşaatlarla talep oluşturulmuş ve hareketlendirilmişti. 2020’li yıllardan sonra bahçeli nizam konut alanları oluşturularak tekrar sektörün hareketleneceğini öngörmekteyim. 2015-2020 yılları arasında sektörde öz sermayesi ve işletme altyapıları yetersiz olanların sektörden çıkacağını, hacimli iş yapanların sektörde kalabileceklerini, üretici firmaların da bölgelerdeki satıcı organizasyonlarını yeniden düzenleme yaparak ayakta kalabileceklerini ya da aynı sektörde üretim yapanların birleşerek ayakta kalabileceklerini düşünüyorum. Ülkedeki siyasi istikrarın ekonomik istikrarla doğru orantılı bu nedenle siyasi çalkantılar hem ekonomiyi hem de sektörü olumsuz etkiliyor. Siyasi iktidarların ülkeyi yönetirken adalet ve ahlakla yönetmelerinin birinci ilkeleri olması gerekiyor. Gelecek hedeflerimizde bölgesel istihdama katkı sağlamak, marka değeri olan bir ürün yaratmak ve marka değeri olan bir pazarlama şirketini oluşturmak var. Bunun için kurmuş olduğumuz şirketlerde istihdam yaratıyor, her geçen gün de yeni iş alanları oluşturarak çalışan sayımızı artırıyoruz. Üretim gerçekleştirdiğimiz Şahin Yalıtım’ın marka
bilinirliliği çalışmalarını çok önemsiyoruz. Bölgesel satış ve pazarlama konusunda gerek müşteri portföyü gerekse bölgesel bilinirlik açısından önde gelen bir firmayız. Bu nedenle bölgede belli markaların ana dağıtıcılığını yaparak bölgesel toptancı dağıtım merkezi olmayı hedefliyoruz.
Karadeniz Tesisat İnşaat Malzemecileri Deneği (KARTİMDER) Kuruluyor...
2015 yılı Şubat ayının ilk haftasında KARTİMDER kuruluş süreci için bölgede aktif ve başarılı olan inşaat sektöründeki firmalarla bir araya geldik. Derneğin kurulma çalışmalarını hızlıca tamamlayıp faaliyete başlamasını planlıyoruz. Bu süreçte Hopa’dan Sinop’a kadar olan bölgede, sektörde başarılı olan firmaların kurucu üye ve kuruluştan sonra da üye olarak KARTİMDER’e kazandırmak istiyoruz. Federasyonun (TİMFED) bölgede temsilcisi olmayı ve Türkiye’de yapılacak olan çalışmalarda, bölgenin sorunlarını ve çözüm önerilerini ortaya koyarak bölgeye sektörel katkı sağlamayı amaçlıyoruz. TİMFED’in Türkiye’de sektörümüzü en iyi temsil eden, farklı bölgelerin sorunlarını ilgili kurum ve kuruluşlara ileten ve ilgili kurumlarla köprü olarak sektörde önemli bir rol oynadığını düşünmekteyim. Bundan sonra TİMFED’in, KARTİMDER’i de bünyesine katmasıyla daha da güçlenerek devam edeceğini, eksik olan bir bölgenin de tamamlanmış olmasının federasyona güç katacağı ve bu birlikteliğin ülke genelinde bir sinerji oluşturacağı kanaatindeyim. TİMFED’in diğer bölgelerde olduğu gibi Karadeniz Bölgesi’ne de önemli katkılar sağlayacağı, çözüm önerilerimizin cevap bulacağı bir yapının oluşacağına olan kanaatim tamdır. Şahsıma ve temsilcisi olduğum KARTİMDER üyeleri adına bizlere bu görüşlerimizi anlatabilme fırsatı verdiğiniz için TİMFED’e teşekkürlerimi sunuyorum. Sayı 11 (2015/1)
67
Şehrin Nabzı - Ankara
Tekin Yetiş Tekin Yetiş Şirketler Grubu Ticaretin içinden gelen bir ailenin ferdi olarak 1974 yılında Rüzgarlı Sokak’ta ticarete başladım. Dükkanlar baraka halinde çatısı saçtandı. Koşullar ve şartlar çok ağırdı ama karlılık ve kazançlar çok bereketliydi. Dükkan masrafları ve giderler azdı. Ortağı olduğum ilk firmamdan 1994 yılında ayrılarak kendimin yapmış olduğu Rüzgarlı Sokakta Onüçler İş Merkezin’de tamamen kendime ait olan Yetiş Yapı Ürünleri’ni kurdum. Ticaretime devam ettim. Değişen yüzyılda değişen ticarette kendime yeni yön buldum. Çok enflasyonlu dönemlerde malzeme raftayken değişen etiketler bol kazançlı dönemler yavaş yavaş bitti. Eskiden ürün malzemeler kıymetliydi. Şimdi ise müşteri çok kıymetli. Müşteri büyük mağaza, bol çeşit ve modern binalarda hizmet istiyor. Ben de çağa ayak uydurarak Ostim Alınterin’de 2014 yılında sahibi olduğum binamı yıkarak yeni modern bir bina yaptım. İçerisinde 28.000 kalem ürün gamıyla satış öncesi ve satış sonrası hizmete önem vererek tecrübeli personelle müşterilerimize yeni açtığımız Tekin Yetiş Şirketler Grubu’nda hizmet vermeye başladık. Şirketimizin yapısı inşaat malzemeleri, boya hırdavat, temizlik malzemeleri, banyo aksesuarları, tesisat malzemeleri, elektrik, vitrifiye gibi 28.000 kalem ürün gamıyla kapalı alanı 1400 m2‘yi bulan modern bir binada 9 personelle ikinci mağazamızda da ticaretimize başladık.
Dün malzeme kıymetliydi, yüksek enflasyon vardı para kazanmak kolaydı, şimdi ise malzeme bol malzemeyi stok etmek anlamsız. Stok maliyeti diye bir şey başladı. Çünkü artık müşteri çok kıymetli, çok seçici, farklı çünkü ticaret yön değiştirdi. Artık insanlar zamanlarını kullanırken daha dikkatli, evden oturduğu yerden internet kanalıyla alışverişini yapıyor. Biz firmalar internetten satışa firmalarımızı hazırlayarak buna göre yapılanmamız gerekiyor. Dükkanınızı sabah erken kendiniz açar, akşam kendiniz kapatırsanız, güzel bir deyimle; dükkanın kapısına ve kasasına sahip olursanız para kazanmamak mümkün değil. Değişen yaşam kültürüne de, işinize de yatırım yaparak ticaretinize yön verirseniz rakiplerinizden hep iki adım önde olursunuz. Geride bıraktığım 46 yıllık ticaret tecrübemle birlikte, başarının mutluluğunu yaşarken diğer mağazamızın işletme müdürlüğünü yapan oğlum da almış olduğu eğitim ve kültürü teknolojiyi iyi kullanma becerisiyle Grubumuza önemli katkılar sağlıyor. Birbirimize vermiş olduğumuz destek, yeni jenerasyon tecrübesiyle her iki firmamız ve baba oğul ilişkisinin en güzel örneğinin tecrübeyle birleşmesi sonucu başarılı ticaret hayatımızda emin adımlarla yürüyoruz. Bu baba oğul dayanışmasının mutluluğunu tüm meslektaşlarımın yaşaması dileğimle.
68 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Ankara
Hüseyin Canyurt Canyurt Ticaret Ltd. Şti. Ankara’da 19/08/1983 tarihinde dünyaya geldim. İlk orta ve lise öğrenimim sonrasında ticari hayatıma başladım. Evli ve 1 çocuk babasıyım… Canyurt Ticaret Ltd. Şti. bir aile şirketidir. İş hayatımız dedem Tahir Canyurt’un 1962 yılında çay ocağı işletmesiyle başlamıştır. İlerleyen süreçte ticaret hayatına atılmaya karar vererek 1977 yılında kardeş ve çocuklarını yanına alarak Canyurt Ticaret Ltd. Şti. kurmuştur. Şu anda 3 şubemiz ve 30 çalışanımız ile 3000 m2 civarında bir alanda hizmet vermekteyiz. farklı bir ifade ile tek pazar haline gelmesine neden olan olgu günümüz ticari hayatına yön veren kuşkusuz en önemli faktör oluyor. Artık hiçbir sektörel işletme bu olguyu göz ardı edemez. Varlıklarını sürdürmek isteyen işletmeler; küreselleşme olgusuna çok iyi adapte olmalı, küreselleşmenin getirdiği fırsat ve tehditlere karşı sürekli duyarlı olmak zorundadır. Bu ortamda yanlış strateji izleyen veya çevresindeki anlık değişimlere duyarsız kalan işletmeler yok olmaktan asla kurtulamazlar.
Çağdaş yapı ve projeler inşa etmek için kurulmuş olan Beş Emin İnşaat Ltd. Şti., sektöre çok daha uygun fiyat ve kaliteli ürün sunmak için kurulan Özbirlik A.Ş. ve halen kurulma aşamasında olan iş güvenliği şirketimizle istikrarlı bir şekilde, yenilikleri takip eden bir yapı içinde, müşteri memnuniyetini de ön planda tutarak yolumuza devam etmekteyiz.
İşletmelerin küresel pazarda rekabet edebilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri küreselleşmeye ne kadar adapte olabildiklerine ve rekabet yönlerini ne kadar kullanabildiklerine bağlıdır…
Günümüzde ticaret hayat; değişen piyasa şartları, iç siyasi etkenler ve dış kaynaklı etkenler nedeniyle çok fazla etkilemekte inişli çıkışlı istikrarsız bir yol çizmektedir. Küreselleşme olarak tanımlanan ve dünyadaki tüm ekonomilerin bütünleşmesine,
69 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Ankara
Aytekin Araç Yiğit Arda Mühendislik İnş. ve Sul. Malz. Ltd. Şti. Benim ilk iş deneyimim, 1989 yılında Rüzgârlı’da babamın kurmuş olduğu Teknik Tesisat Ticaret ile başlamış oldu. Okul çıkışlarında uğradığım Rüzgârlı Sokak, daha sonraları bi fiil iş hayatına atılacağım yer olacaktı. 1995 yılında amcamla beraber ısıtma-soğutma sistemleri satışı ve tamiri yapmak üzere İlker Mühendislik Ltd. Şti.yi kurduk. Amcam halen sektöre Kırıkkale’de Demirdöküm Yetkili Servisi olarak devam etmektedir. Bense 2007 yılında Yiğit Arda Mühendislik İnşaat ve Sulama Malzemeleri Ltd. Şti.’yi kurdum. Yiğit Arda Mühendislik, ısıtma ve soğutma sistemleri, inşaat ve sulama malzemeleri satış ve montaj işlerini yapmak amacıyla kuruldu. Firmamız, Demirdöküm ve E.C.A.’nın yetkili satış ve montaj bayisidir. 2013 yılında aldığımız bir karar ile işyerimizi ATİSAN Sanayi Sitesi’ne taşıdık. 650m2 alana sahip olan işletmemizde U PLAST İç Anadolu Bölge Bayiliği, ARANGÜL Plastik, BERKE Plastik, SİNAN Plastik’in Ankara Bölge Bayiliğini ve Güral-Vit, ECA, Sayım Plastik, Sürmene Plastik Bölge dağıtıcısı olarak hizmet vermekteyiz. Uzunoğlu Plastik, 40 yıllık geçmişi ile plastik sektörünün kıdemli firmalarındandır. “Önce Kalite” ilkesi ile yola çıkan ve bu ilkesinden ödün vermeyen firma, ürün bazında sahip olduğu TSE Ürün Kalite Belgeleri’nin yanı sıra ISO 9001 Kalite Sistem Belgesi’ni de ekleyerek belirlediği hedeflerini sürekli yükseltmektedir. Ürünlerinin yarısını iç piyasa; diğer yarısını Ortadoğu, Türkî Cumhuriyetler,
70 Sayı 11 (2015/1)
Balkanlar, Rusya başta olmak üzere değişik coğrafyalardan 40’tan fazla ülkeye güçlü bayiler ve distribütörler aracılığıyla ulaşmaktadır. Yiğit Arda Mühendislik olarak, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan 13 il merkezine hizmet vermekte, bayilikler oluşturmakta, depolar kurmaktayız. Arangül Plastik, 28 yıllık tecrübesi ile kaliteden taviz vermeyen, plastik boru ek parçaları üretmekte olup, ürünlerini gerek iç pazarda, gerekse dünyanın 27 ülkesinde bulabilirsiniz. Ürün kalitesi ve TSE standartlarına uygun malzemesi ile profesyonel tesisat için, Milli Takımınız olarak hizmet vermektedir. Yiğit Arda Mühendislik, Ankara Bölge Bayii olarak hizmet vermekte Ankara İli ve İlçeleri arasında pazarlama, dağıtım ve uygulamalarda kullanılmaktadır. Berke Plastik, sıcak ve soğuk su dağıtım sistemleri için PVC - Atık su boruları ve ek parçaları, PVC Yağmur oluk profilleri ve ek parçaları ve PP-R tip 3 boru ve ek parçaları üreterek inşaat, tarım ve benzeri birçok sanayiye başarıyla hizmet vermektedir. Firma ileri teknoloji ekipmanlarıyla ve kalitesiyle özel tasarım ve kalite standartları talebini karşılayacak kapasiteye sahiptir. Ünü, kalitesi ve tecrübesi, uluslararası sahada kabul görmüş ve aranan bir marka haline gelmiştir. Firma kalifiye ve profesyonel yönetim ekibinin idaresinde, ileri teknoloji olanaklarını en ince noktasına kadar kullanarak, 250’yi aşkın çalışanıyla üretime devam etmektedir. Müşteri tarafından, kalite ve za-
Şehrin Nabzı - Ankara manında ürün teslimi en önemlileri olmak üzere, birçok sebepten dolayı takdir edilmektedir. Yiğit Arda Mühendislik, Bölge Bayii olarak hizmet vermekteyiz. PVC, PP-RC ve Tarımsal Sulama malzemeleri dağıtım, satış ve uygulamalarda kullanılmaktadır. Sinan Plastik, Damlama Sulama boru ve ek parçaları üretimi ile tarımsal ve üretim alanında çiftçi dostlarına hizmet vermektedir. 42 yıllık geçmişi olan firma, uzman kadrosu ile dünyada ve ülkemizde yaşanan su sıkıntısının doğru sulama ile önleneceğini üreticilerin ürünlerinin daha bereketli olacağını gerek Uşak bölgesinde gerekse diğer illerde açmış olduğu bayiliklerle göstermiş öncü bir kuruluştur. Yiğit Arda Mühendislik, Ankara Bölge Baş Bayii olarak hizmet vermektedir. Kurulduğu günden itibaren sınırsız müşteri memnuniyetini ilke edinen firmamız, bu amaçla personelini eğitimlerle geliştirmekte, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte, müşteri memnuniyetini sağlamak adına en kaliteli ürünü en uygun fiyata sunmak için sürekli çaba sarf etmektedir. İlkeli çalışmanın ortağı olmak, her gün biraz daha gelişen ve yükselen Türkiye inşaat sektörüne hizmet etmek bizim ve bayilerimizin öncelikli görevidir. Dünden bugüne edindiğimiz tecrübelerle inşaat sektörünün 2015 yılında sıkıntılı bir sürece gireceğini düşünmekteyiz. Bu nedenle işlerimizi inşaat malzemeleri ile birlikte tarımsal sulama alanında devam ettirmeyi düşünüyoruz. Rekabetin yoğun olduğu inşaat sektöründen ülkemizde daha çok kullanılmayan ancak giderek ihtiyaç haline gelen planlı sulama sistemlerinde malzeme satışı yapa-
rak öncü kuruluşlar arasında yer almayı hedefliyoruz. Bu anlamda gerek yapısal gerekse teknolojik olarak, yurt dışında sulama sistemleri hakkında fuar ve organizasyonlara katılarak hem kendimizi hem de çalışan personelimizi eğiterek sağlıklı ticaret yapmaya gayret ediyoruz. Bir adım önde olmak için yeterli personel yetiştirip iyi hizmet vererek, zamanında üretim ile fabrika desteğini alarak, üretici - tüketici arasında köprü oluşturuyoruz. Hedefimiz; müşterilerimiz ve çalışanlarımızla başarımızı ve mutluluğumuzu paylaşarak daha iyiye ulaşmak ve daha yüksek kaliteli ürünler pazarlamaktır. Gelecek hedeflerimiz arasında ülkemize faydalı bir kuruluş olarak hizmet etmek, tarımsal üreticilerimize yüzyılın en büyük sorunu olan su kullanımının önemini anlatarak fayda sağlamak yer alıyor. Federasyon ve Derneğimiz, sektördeki birlik ve beraberliğimizi pekiştiren, kardeşçe bir aile ortamı sağlamıştır. Burada bizlere sımsıcak bir ortam hazırlayan TİMFED ve TİMKODER ailesine teşekkür ediyor, bir ferdi olmaktan gurur duyuyoruz.
71 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Ankara
Sinan Kınaç Mevlana Grup Yapı Malz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. 1991 yılında Mevlana Grup Yapı Malzemeleri İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak ticari hayata atıldık. Kuruluşumuzdan bu güne kadar Ankara’da inşaat malzemeleri satışının gözbebeği olan Ulus / Rüzgarlı Sokak’ta müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana esnek yönetim anlayışı ve müşteri odaklı çözümler ile sektörde yeni bakış açısının öncüsü olma amacındayız. Yönetim anlayışımızın merkez noktasını oluşturan müşteri memnuniyetini, yatırımlarımızın ölçüsü olarak görüyor ve müşterilerimize en iyi kalite ve hizmeti sunuyoruz. Uygun fiyat politikası ve dürüst çalışma şartları bizim önceliklerimizi oluşturuyor. Bize ulaşan her türlü sorun ve talebe en kolay, en doğru ve hızlı şekilde çözüm üretiyor, satış ve satış sonrası hizmete önem veriyoruz. İnşaat ve yapı sektörünün en güvenilir markalarının bayiliğini üstlenmekle, müşterilerimize kalitenin yapı sıra zefafeti de sunuyoruz. Tüm ürünlerimiz garanti kapsamı
72 Sayı 11 (2015/1)
altında olup, Bien Seramik, Yüksel Seramik, VitrA, Artema, Turkuaz Seramik, ECA, Serel, Orka Banyo, Kale, Creavit, Adell, NSK , Teka Ankastre, Termikel, Formina, Kare Banyo, Füme Kabin, Akro Su depoları ve ithal duvar kağıtları gibi üstün nitelikli, kaliteli ve sertifikalı ürünlerin tamamını bünyemizde barındıyoruz. İnşaat sektörü gün geçtikçe kan kaybetmeye devam etmektedir. En büyük etkenlerden bir tanesi AVM’lerin şehrin içinde olması ve haksız rekabetten dolayı fiyat farklılıklarının bulunmasıdır. Elemanlarımıza gerekli bilgi ve müşteriye davranış şekilleriyle ilgili açıklamalar dersler vermekteyiz. Ayrıca eğitim ile ilgili bize gelen tüm davetiyelere icabet etmekteyiz. Gelecekte mağazamızın yapısını ve işleyiş modelini modernize ederek daha büyük showroom’larda müşterimize hizmet etmek istiyoruz. Yeni mağazalar oluşturarak piyasada ismimiz ve güvenirliğimizi sağlayarak büyüme hedefindeyiz
İş Hukuku
Seyfullah Beysülen İş Hukuku Uzmanı
İŞÇİNİN ÖNÜNDEKİ HUKUKİ ENGELLER SGK Mevzuatı işçinin işe başlamakla sigortalı olduğunu üzerine basarak belirtiyor. Hatta işe başlamakla, işçi sigortalı kavramı ile anılıyor. Bunun anlamı ise işçinin işe başlamasıyla birlikte tüm sigorta olanaklarından yararlanmaya başlamasıdır.
ki gitsin ilgili kuruma başvursun denilebilir ancak işsiz kalmakla sigortasız çalışmak arasındaki tercihler çoğu kez bunu engelliyor. Yetersiz kalan bir iş güvencesi sistemi bu şekilde işten çıkarmalara çare olamıyor.
Devletin temel görevlerinden en önemlisi olan çalışanların sosyal güvencesi, Sosyal Güvenlik Kurumu eliyle sürdürülmektedir. Kurum bu görevini yerine getirirken, çalışanların sigortalılık durumlarının tespitinde, kendisine verilen bu anayasal görevin, mantık ve içeriğine aykırı uygulamalar içine girmektedir.
Geriye yapılacak ne kaldı derseniz, işçinin sigortasız çalıştığı işinden bir şekilde ayrıldıktan sonra, yargı yoluna başvurarak, söz konusu işyerinde çalışmış olduğunu kanıtlaması ve yargı kararına dönüştürmesidir. Bu noktada Sosyal Güvenlik Kurumunun çalışana yardımcı olması beklenir değil mi? Yasa işe başlamakla sigortalı olunur diyorsa bu kişi kurumun haklarını korumakla yükümlü olduğu bir kişidir. Zaten sonuç bir yargılama süreci sonunda belli olacaktır. Kurumun ise bu yargı kararını severek uygulaması gerekmektedir.
Bunlardan birisi işçilerin sigortalılık süresinin tespitidir. İşçinin işe başlamakla sigortalı sayıldığını söylerken bu işe başlama halinin işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gereklidir. Bu konuda bazı uygulamalar geliştirilmiştir. İşçinin işe başlamadan en az bir gün önce kuruma bildirilmesi ve işçinin de işe başladığını yine kuruma bildirebilmesi olanağı gibi. Ancak tüm bunlara karşın, ülkemizde sigortasız çalıştırma olgusunun önüne geçilemiyor. Sigortasız çalıştırmanın bir başka türü ise sigortalıya verilen ücretin işyeri kayıtlarında olduğundan eksik gösterilmesidir. Ücretlerin bankalardan ödenmesi zorunluğu da bu uygulamanın kesin olarak önüne geçememiştir. Sigortasız çalışan bir işçi ne yapacaktır? Doğaldır
Genellikle yurttaş lehine düşünme alışkanlığı olmadığı için bu durumda eğer zorlu bir süreçten geçen yargılama sonucu alınan karar Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı da açılmamışsa kurum bu kararı uygulamaya koyarak işçinin haklarını tescil etmemekte kuruma karşı da bir dava açılarak tescilin sağlanması gerekmektedir. Tabii bu süreçte, kurum, yargıda işçi aleyhine tüm argümanları kullanmaktadır. Özetlersek sigortasız çalıştırılan veya ücreti işyeri kayıtlarında eksik gösterilen bir çalışan çalıştığı bu işyerinden ayrıldıktan beş yıl içinde hizmet tespit davası açmalıdır. Bu davada hem çalıştığı işveren hem de Kurum muhatap gösterilmelidir. Sayı 11 (2015/1)
73
Şehrin Nabzı - Denizli
Tayfun Aydemir Denizli Yapıtaş İnş. Malz. Biz üç ortaklı bir firmayız. Farklı sektörlerde yıllarca çalıştıktan sonra 2006 yılında Denizli’de inşaat malzemeleri konusunda faaliyette olan bir firmada değişik departmanlarda görev aldık. Daha öncesinde sektörle ilgili hiçbir tecrübemiz yoktu. Bu dönemde izolasyon, boya, duvar donatı malzemeleri, seramik, vitrifiye, aksesuar, duvar kağıdı gibi değişik ürünleri tanıma ve satma fırsatımız oldu. 2011 yılında sektördeki 5-6 yıllık satış tecrübemize ve müşteri potansiyelimize güvenerek 3 arkadaş kendi mağazamızı açma kararı verdik. İlk başlarda finansal zorluklar nedeniyle daha ekonomik konseptte teşhirler ve ürünlerle başlayan yolculuğumuz daha sonra maddi imkanlarımız arttıkça orta ve üst grup vitrifiye ve seramik satışına doğru ilerledi. Bugün artık dünyanın saydığı önemli ithal ve yerli ürünlerle müşterilerimize ve bölge bayilerimize hizmet vermekteyiz.
74
Seramik konusunda Denizli’de bir ilki gerçekleştirerek “Butik Mağaza” kavramını yarattık. Kalite çizgisini bozmadan tüm yerli ve yabancı markaların bizim konseptimize uygun ürünlerinin satışını ve teşhirini gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle fuarları ve yenilikleri yakından takip etmek zorundayız. Özellikle bölge sorumlusu arkadaşlarımızın ve duayen Sayı 11 (2015/1)
abilerimizin tavsiyeleri mağazamızın, gün ve gün gelişimine ve güzelleşmesine önemli katkılar sağlamıştır. Vizyonunu bizimle paylaşan ve büyüme çabasındaki firmalar bizim de motivasyonumuzu arttırdığı için ve birlikte yol aldığımızı yani yalnız olmadığımızı hissettiren tüm tedarikçi hizmet ortaklarımıza çok teşekkür ederiz. Ana faaliyet alanımız ithal seramik ve vitrifiye. Geberit, Hansgrohe, ve Bocchi’nin ana bayisiyiz. İthal seramik de Saremica, Decovita, Almera, Wescoo, Destanbul bayisi olarak 3 katlı toplam 530 m2’lik dükkanımızda 8 personel ile hizmet vermekteyiz. Aynı anda Denizli’de Bocchi, Artemis, Formina, Kabinet, Geberit markalarının yetkili servisiyiz. Bu yıl başında Ytong ısı yalıtım sistemi bayiliğini de alarak yalıtım konusunda da etkin olmaya başladık. Denizli de lüks konut, residance ve villa müşterileri öncelikli hedef kitlemizi oluşturuyor. Bunun yanı sıra Pamukkale bölgesi ve şehir merkezindeki önemli otel projelerinin de tedarikçisi konumundayız. Az üreticinin piyasaya hakim olduğu, müşterinin kısıtlı seçme hakkı olan dönemlerden müşterinin yüzlerce markanın arasından seçim yapabildiği, her türlü bilgi ve ürüne çok hızlı bir şekilde ulaşa-
Şehrin Nabzı - Denizli bildiği bir döneme geldik. Daha önceki dönemlerde ustaların elinde olan sektör artık kendini geliştiren profesyonellere daha fazla alan tanıyor. İç mekan tasarımlarında mimar desteği alma alışkanlığı artmaya başladı. Bu da bilinçli ürün seçimine etki ediyor. Bölgemizde bizim açımızdan şanslı bir dönemdeyiz. Ekonomisi her gün daha fazla gelişen, ihracatın kalkındırdığı bir şehirdeyiz. İnsanların alım gücüyle beraber tüketim kültürü de olumlu yönde gelişmekte. Artık insanlar konut ihtiyaçlarında estetiğe konfora ve ürün dayanımına önem veriyor. Herhangi bir problem çıktığında muhatap bulabileceği markaları tercih ediyor. Özellikle internetten, sektörel dergilerden bizden fazla bilgi sahibi olan müşterilerle karşılaşıyoruz. Kendi açımızdan bakarsak şirketimizin 4 yıllık emekleme döneminden sonra artık yürümeye ve koşmaya başlayacağımız döneme girdik. Piyasada da yeni proje sayısı ve talebi de olumlu yönde büyümekte ve bizi umutlandırmaktadır. Şirketimizde ilk kurulduğu günden beri değişmeyen şey ekip ruhu ile çalışan arkadaşlarımızın güler yüzü ve müşteriye verdiği güven duygusudur. Mağazamıza gelen müşteri dostumuz veya arkadaşımız olarak ayrılıyorsa başarılı olmuşuz demektir. Mesele ürün alıp satmak değil. Önemli olan artık yeni müşteriden ziyade mevcut müşterilerinizi elinizde tutmaktır. Sizin dostluğunuza güvenen müşteri zaten yanında eşini, dostunu getirecektir.
Rakiplerden bir adım önde olmak için yenilikleri yakından takip etmek ve bunlara çok hızlı entegre olmak zorundayız. Müşterinin talebini küçümsemeden her siparişe aynı önemi vermek gerekiyor. Bir banka reklamı vardı. Ben her müşterime tek müşterim gibi davranıyorum diyordu. Bence çok doğru bir mesaj. Daha önce söylediğim gibi mesele ürün satmak değil. Artık internetten bulunamayan ürün yok. Yani müşterinin bize ihtiyacı da yok. Bu durumda güven, dostluk, hizmet, malın arkasında durabilmek gibi faktörler ancak bizi ayakta tutacaktır. Biz işimizi ve bu sektörü çok seviyoruz. O yüzden dükkanımıza her gün mağazamızla ve sektörümüzle ilgili yeni hayallerle geliyoruz. Önümüzdeki süreçte çevre illere ve ilçelerde malzeme dağıtımına önem vereceğimiz gibi, konseptimize uygun ana bayiliklerimizi geliştireceğiz. Özellikle Denizli’de malzeme imalatçılarının çevre illerde doğru adreslerle buluşması için köprü olmak istiyoruz. DİMSİAD ve TİMFED’in yapılanması bize güç veriyor. Aynı sektörde birbirini rakip gören firmalar artık aynı çatı altında sektörleriyle ilgili problemlere birlikte çözüm arıyorlar. Dayanışma ve kaynaşma toplantılarında ailecek bir araya geliyorlar. Farklı şehirlerde insanlar birlikte ticaret yapabilme fırsatı bulup, Türkiye geneli hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. TİMFED’ten beklentimiz; üyelerimizin personellerini satış ve beden dili konusunda geliştirebilmeleri için ortak toplantılar ve eğitimler düzenlemesidir. Ayrıca kötü niyetli kişilere karşı tahsilat çek sorgulama ile ilgili bir sistem geliştirilebilirse çok yararlı olacaktır.
75 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Denizli
Hüseyin Bozbay Boztel Çit Sistemleri Şirketimiz 1950’li yılarda Denizli‘de ufak bir hırdavat dükkanı olarak değerli dedemiz Hüseyin Bozbay ile ticaret hayatına başlamıştır. Zaman içinde hırdavat sektörünün yanında filtre, elek malzemeleri satışı ve tel örgü üretimi yaparak ticari faaliyetlerini çeşitlendirmiştir.
masını sağlıyoruz. Firmamızın kurulduğundan beri önceliğimiz müşteri memnuniyeti ve bu piyasada en iyisi olma gayreti içindeyiz… Müşterilerimizle ilişkilerimiz de önceliğimiz kalıcı ticaretten ziyade kalıcı dostluk ilkesi ile ekip olarak çalışmaktayız.
Teknolojinin ve sektörün getirmiş olduğu yenilikleri baz alarak 2000’li yılların başında makine parkurlarını arttırmış çit sektöründe üretim kapasitesini yükseltmiştir. Şu anda 2000 m2 kapalı alanımız ile panel çit, kaynaklı tel, tel çit üretimini ve aynı zamanda üretmiş olduğumuz ürünleri Türkiye çapında satışını ve montajını yapmaktayız. Şirketimiz kalite ve müşteri memnuniyeti odaklı sürdürdüğü çalışmalarının bir amacı olarak zamanında ve sorunsuz teslimatı ilke olarak benimsemiştir. Gelecek yıllarda Türkiye’de daha çok bölgeye ve ihracata yönelme amacı ile kendimizi yenilemekteyiz. Yeni sektörel ürünleri takip ederek firmamıza yarar sağlayacak yenilikleri araştırıp bünyemiz de ol-
Öncelikli hedefimiz; firmamızın sektörde daha iyi ve hızlı hizmet vermesi için her zaman bir adım daha ileriye hareket etmektit. Firma çalışanları ile birlikte şu anki başarımızı il ve ilçelere yaygınlaştırmak, sektörümüzü daha çok geliştirmek çabasındayız… TİMFED’in çalışmalarından dolayı öncelikle teşekkür ederiz. Beklentilerimiz Denizli ve çevre bölgesinde bulunan tesisat ve inşaat malzemecilerini bir arada toplayarak, sosyal, ekonomik, kültürel mesleki ihtiyaçlar ve sektörel sorunları gözönünde bulundurarak, ortak faydaları sağlamayı hedefleyen ve bu doğrultuda eğitim amaçlı fuarlar, ücretsiz seminerler vermesini arzu ederiz. Çalışmalarında başarılar dileriz…
76 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Denizli
Emre Akhisar Alibaba Elektro Market Alibaba Elektromarket enerji sistemleri taahhüdü ve elektrik malzeme satışı konusunda faaliyet gösteren bir şirket olarak Denizli’de 2001 yılında babam Ali Akhisar tarafından kuruldu. Alibaba Elektromarket dünyanın ve Türkiye’nin alanında lider firmalarının elektrik malzemeleri satışında uzmanlaşmaya yönelmiştir. Alibaba Elektromarket anahtar teslim projeleri ile müşterilerine sorun yaşatmadan taahhüt işleri yapmaktadır. Gerçekleştirdiği projelerle büyük işlere imza atan müşteri memnuniyetini ilke edinen Alibaba Elektromarket, sahip olduğu zengin ürün kapasitesi, bilgili ve tecrübeli ekibi ile elektrik sektöründe yerini almıştır. Biz rakiplerim ne yapıyor diye kafa yormaktan ziyade ben işimi daha iyi yapmak için ne yapmalıyım? Diye bir düşünce çerçevesinde hareket ediyoruz. Kendimizi mevcut piyasadan soyutlayıp kendi piyasamızı oluşturuyoruz. Bunu yapmanın yolu da mevcut piyasayı iyi analiz edip, boşlukları görüp, o boşluğu en iyi şekilde doldurabilecek, güvenilir, öncelikle kendinizin inandığı ve başkalarına da inandırabileceğiniz doğru ürünü bulup, bu ürünü tanıtıp kendinize yeni bir piyasa oluşturmaktan geçiyor. Yeni piyasalar oluşturmanın yolu yenilikçi olmaktan geçer, devamlı yeni ürünleri takip ediyorum. Kendimi bulunduğum bölgeyle hatta ülkeyle sınırlamaksızın yeni ürünler ve markalar arayışı içine giriyorum. Pano (tablo), elektrik sisteminin dağıtımının yapıldığı üzerinde kumanda devreleri, ölçü ve koruma öğeleri bulunan tablolardır. Firmamız müşterilerimizin istekleri doğrultusunda kullanılacak sistemin durumuna göre pano tipi seçilir ve günümüz teknolojisinin en kaliteli en son teknolojik yapıda malzemeleri kullanıp bu sistemin sorunsuz bir şekilde kontrolleri sağlanır. Hem ithal hem yerli ürünler konusunda satış ve hizmet veren bir firmanın yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim ki; her ne kadar yerli üreticiler son zamanda çok yol almış olsalar bile alacakları bir o kadar daha hatta fazla yolları var. Bölgemiz dışa-
rıdan bakıldığında paranın çok olduğu yani zengin bir bölge olarak gözükmesine rağmen para harcama kültürünün tam olarak yerleşmiş olduğu bir bölge değildir. Özellikle inşaat sektöründe bölge insanımız işimiz görülsün, ihtiyacımız giderilsin, ekonomik olsun mantığıyla alışveriş yapıyor. Zevklerime hitap etsin ve kaliteli olsun anlayışı henüz tam olarak yerleşmiş durumda değil. Buna rağmen son zamanlarda etrafımızda yapılan inşaatlara bakarak gelecekten daha umutlu olduğumu söyleyebilirim. Çünkü hem bilinçli müşterilerin baskısı artıyor hem de kaliteli konutların üreticiye olan katma değerinin düşük kalitelilere oranla çok daha fazla olduğu görülmeye başlanıyor. Yerli ve ithal markalar arasındaki rekabeti firmam lehine kullanmaya çalışıyorum. Gelecekteki hedefim bölgemdeki modayı belirleyen ve daha çok takip edilen bir firma olmaktır. Bunu yapmak için firmamda öncelikle teknoloji kullanımını arttırmaya yönelik çalışmalar yapıyorum. Sattığım her ürün çeşidiyle ilgili ayrı ayrı uzmanlaşmış satış ve uygulama ekipleri kuruyorum. Her zaman yeni ürünler bulmanın ve tanıtmanın heyecanı içindeyim. Yapı malzemecileri her zaman iletişim içinde olmalı, birbirleriyle mesleki konularda tartışmalar ve uzlaşmalar yaşamalıdır. Birbirlerine rakip oldukları kadar da dost olmalı, dayanışma içinde olmalıdır. Ama maalesef bir araya gelebilecekleri platformlar sınırlı sayıdadır. Eğer inşaat malzemecileri bir araya gelip ortak kararlar alma yoluna gidemezlerse onlar değil piyasa kazanır. Birlikteliğin yaratacağı güç kullanılamaz.İnşaat malzemecilerini bir araya getirmeyi amaçlayan ve büyük ölçüde başaran DİMSİAD ve TİMFED’e teşekkür etmekle beraber, bu derneklere daha çok destek vermek gerektiği inancındayım. TİMFED faliyetleri hakkında biz derneklerin federasyonu olarak yapmış oldukları çalışmalardan memnun olduğumu belirtmek isterim. Sektörümüzün ilerlemesinde bizlere yön ve yol gösterici DİMSİAD Üyesi olarak desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Sayı 11 (2015/1)
77
Şehrin Nabzı - Bursa yaparak büyümeye karar verdiğimizden bugüne üretim kapasitesi olarak 5 kat büyüme gösterdik. İlk olarak Bursa Kestel Barakfakih Sanayi Bölgesi’nde EPSA Yalıtım ve Ambalaj Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduk. Yalıtım ve ambalajın ardından, yeni yatırımımızı yine yalıtım alanına yaparak 2012 itibariyle “Yapı Kimyasalları” sektöründe hizmet vermeye başladık. Bugün EPSA olarak, 75 personelimizle EPS üretiminde aylık 350 ton, yapı kimyasalları üretiminde ise aylık 10 bin ton kapasitesiyle hizmet veriyoruz.
Nurcan Özdemir EPSA Yalıtım & Ambalaj Ardahan’ın Ardıçdere Köyü’nde, 7 çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldim. İlkokulu köyde okuduktan sonra ortaokulu Ardahan Yatılı Bölge Okulu’nda tamamladım. 1989 yılında ailemle Bursa’ya taşındığımda eğitimi bırakmak zorunda kaldım. İş hayatına ilk defa 1992’de bir yalıtım şirketinde sekreter olarak atıldım. 1998’de satış ve pazarlama müdürü oldum. İlk işe başladığımda yalıtım sektörüyle ilgili kafamda çok net şeyler yoktu. Yani çok bilinçli bir tercih değildi. Fakat sektörü tanıdıkça yapabileceğimiz şeyler olduğunu gördük. İçimizde her zaman var olan yeni şeyler yapma duygusunu kendi işimizi kurarak tatmin etmek istedik ve bu sayede eşimle birlikte kendi işimizi kurduk. İlk etapta çıkmaz bir sokakta yer açtık. Kiramızı ödeyecek paramız yoktu. Uygulama ve satış yapıyorduk. Üretime karar verdik. Makineler için bankalardan kredi aldık, bankalar çok yardımcı oldu. 1999 yılında, yalıtım sektöründe İzonur İzolasyon adı ile başlayan yolculuğumuz, bugün EPSA Yaltım&Ambalaj ve Yapı Kimyasalları olarak devam ediyor. İnşaat sektörüne yönelik yalıtım malzemesi ve otomotiv sektörüne yönelik EPS mamul üretiminin ardından ambalaj sektörüne yönelerek, sektörünün lider üretici firmaları arasındaki yerimizi aldık. Büyüyen ve gelişen yapımızla, başta her türlü yalıtım malzemeleri olmak üzere otomotiv, mobilya, gıda gibi birçok farklı sektörlere yönelik üretim yelpazemizi sürekli geliştiriyoruz. % 100 yerli sermaye ile faaliyetlerine devam eden EPSA olarak, ISO, TSEK, TSE ve CE belgeleri ile kalite sistemleri çalışmasını yürütüyoruz. Şu an 150 çeşit ürüne sahibiz. Genç ve dinamik bir ekiple çalışıyor olmanın avantajını taşıyan, geniş ürün yelpazesi ve talepler doğrultusunda esnek üretim şansına sahip olmamız bizi sektörde güçlü kılıyor. Yerelde lideriz, Türkiye genelinde ise ilk 5’teyiz.
78
EPSA olarak bugün 2 üretim tesisi ile toplam 14.000 m² üretim alanına ulaşmış durumdayız. İş hacmimizin her geçen gün artması sonucu, 2007 yılında üretim Sayı 11 (2015/1)
Binalara yapılan “yalıtım” veya daha yaygın deyimiyle “izolasyon” uygulamalarına ülkemizde, batı ülkelerine oranla gecikmeli bir şekilde başlamış durumdayız. Bugün, bir hayli ilerleme sağlamış olsak da uygulama miktarı açısından istenen, olması gereken düzeyde değiliz. Ancak, buna karşılık ülkemizde üretilen veya ithalat yoluyla pazarda bulunan yalıtım malzemelerinin çeşitliliği açısından çağı yakaladığımız söylenebilir. Gerçekten, bugün ülkemiz pazarında hemen hemen her çeşit yalıtım malzemesini, gayet kaliteli olarak bulmak mümkün. Türkiye ve dünyada yalıtım sektörünün, iklim değişikliği nedeniyle enerji fiyatlarında gözlenen artışın, yalıtım sektörünün hem dünyada hem de ülkemizde büyüme eğilimi göstermesine sebep olacağını düşünüyorum. Enerji uzmanları, dünya ülkelerinin bundan 35 yıl öncesine kıyasla % 30 daha fazla enerji tükettiğini açıklıyorlar ve ekliyorlar; “Yaptığımız tahminlere göre 2030’lu yıllarda enerji ihtiyacı bugünkünden % 60 daha fazla olacak.” Bu durum yalıtımın öneminin gün geçtikçe arttığını açıkça gözler önüne seriyor. Isı yalıtımı yoluyla enerji tasarrufu konusunda ülkemiz birçok Avrupa ülkesinin çok gerisinde maalesef. Türkiye’de ısınmak için Avrupa ülkelerine oranla 2-3 misli enerji sarfiyatı oluyor. Gelecek yıllar için sektörün sağlıklı büyümesi, mağduriyetlerin yaşanmaması amacıyla “yalıtım bilinci” ile birlikte aynı zamanda “doğru yalıtım” kavramlarının algılanacağına inanıyorum. Markalarımız, Türkiye çapında 350’ye yakın satış noktası ve büyük yapı market zincirlerinde müşterisiyle buluşuyor. Bu büyük pazar içerisinde etkin satış ve pazarlama sistemi oluşturarak bayilerimize ayrı bir önem veriyoruz. Güçlü bir bayi ağı oluşturduk ve gücü muhafaza edecek, büyütecek hamleler de yapıyoruz. Kaliteden asla taviz vermeden üretim yaparak, müşterimizin güvenlerine layık olmaya çalışıyoruz. İnşaat sektöründe kullanılacak ürünlerin tercihinde belirleyici rol üstlenen ustalara yönelik çalışmalarımız mevcut. Usta Eller Kulübü ile ustalarımızın da her an yanlarında olduğumuzu gösteriyoruz. Bizim öncelikli hedefimiz sektörümüzde yeniliklerin, ilklerin adresi olmak ve herkes tarafından örnek alınan bir firma olmak. Bunun gerçekleşmesi için de kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Firmamızda en tepeden en alt kademeye kadar herkesin bir bütün olarak takım ruhuna sadık kalması, ortak hedeflerin etrafında kenetlenmemiz bizim için önemli. Gelecekte firmamızın sadece ülke çapında değil dünya klasmanında bir üretici olması en büyük hedefimiz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz. Hedeflerimizi başarabilmek için de EPSA ailesinin gerekli inanç ve çalışma azmine sahip olduğunun bilincindeyim. En üst kademeden en alt kademeye kadar EPSA’nın uluslararası bir marka olması için amaç birliği içindeyiz. İhtiyacımız olan da bu amaç etrafında toplanma isteği zaten. Bizde de fazlasıyla var.
Şehrin Nabzı - Bursa
Zekeriya Yılmaz Biryılmaz İnş. Malz. 1965 yılında Van’ın Erciş ilçesinde doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Erciş’te tamamladıktan sonra 1983 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi’nde okumak için İstanbul’a gittim. 1989 yılında mezun oldum. Kısa bir süre çalışmam sonrasında askerliğimi yaptım. Evli ve dört çocuk babasıyım. 1992 yılında şu anki şirketimizin altyapısını oluşturan Yılmazlar Yapı olarak 80 m2’lik küçük bir nalbur dükkanında iş hayatına başladım. Kısa süre içinde kardeşlerimi de işe dahil ederek yoğun bir şekilde çalıştık. 1997 yılında Biryılmaz İnşaat Malzemeleri adıyla şirketleştik. Yine aynı yılda Fırat Plastik ve 2000 yılında da Ege Seramik ana bayisi olduk. 2006’da da şimdiki işyerimizin binasını bitirerek taşındık. Şirketimiz pazarlama ve hizmet amaçlı bir kuruluştur. Toptan, perakende ve şantiye ağırlıklı hizmet vermekteyiz. Türkiye’deki en üst markaların çoğunu bünyemizde bulundurmaktayız; Fırat Plastik, E.C.A. Armatür ve E.C.A. Isı Grubu, Ege Seramik, Hitit Seramik, Seramiksan gibi markaların yanında üst segment; Serra - Seranit, Duravit,
Grohe, Vanucci, Hüppe, Panelduş, Jotun, Isvea, Bocchi, Teka, Weber, Parex, Smeg… Yaklaşık 40 çalışanı ile hizmet veren şirketimiz 2000 m2 kapalı showroom, 4000 m2 kapalı ve 4500 m2 açık alan depoya sahiptir. Sektöründe geçmişte arzın az, talebin ve enflasyonun da fazla olduğu dönemlerde sektör çok karlıydı. Stok kaldıkça daha çok para kazanılıyordu. Fakat son 10 yıldır işler değişti. Artık çok farklı ve çok iyi hizmet verebiliyorsanız piyasada büyürsünüz. İşinize iyi yatırım yapacaksınız, iyi hizmet vereceksiniz, kadronuz ve ekonominiz iyi olacak. İnşaat sektörü hızla büyüyen, genç nüfusu olan Türkiye’de her zaman lokomotif olacak en azından 15-20 yıl daha yoğun şekilde sürecek.Farklı ürün grubu, devamlı yenilik ve yatırım yaparak bir adım önde olmayı hedefliyoruz. Gelecek hedefimiz; daha iyi hizmet ve daha üst segment projelerde vazgeçilmez olmak. TİMFED’den özellikle bölgesel olan bizim gibi derneklerin üyelerine en azından personel eğitimi konusunda yardımcı olmalarını bekliyoruz.
79 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Antalya
Sinan Coşkun Ar-Sucan İzolasyon İnşaat ve Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. 1965 yılında Çanakkale’de doğdum. İlkokuldan altıncı sınıfa kadar Almanya’da okudum. Ailemin kesin dönüşüyle memleketimiz Çanakkale’ye geldim. Liseyi bitiremeden çalışma hayatına başladım. Çalışma hayatım Aliağa Petkim ile başladı. Yalıtımla tanışmam da 1983 yılında Aliağa Petkim Rafinerisi yapımında çalışırken oldu. Orada kullanılan malzemeler yoğunlukla camyünü ve taşyünüydü. Askere gidene kadar Aliağa Petkim’de çalıştım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra mühendis bir arkadaşımın tavsiyesiyle güneş enerjisi sistemlerine yöneldim. 1986 yılında bir arkadaşımla beraber Antalya Manavgat’ta güneş enerjisi sistemleri imalatı ve montajı yapan bir firma kurduk. İki-üç yıl içinde çok başarılı işlere imza attık. Birçok otel projesinde yer aldık. 1989 yılında ise yalıtım malzemeleri alıp satmaya başladık. 1992 yılında iş ortağımıza güneş enerjisi sistemleri imalatı ve montajı işlerini tamamen devrederek, satışlarımızın tamamını yalıtım malzemeleri üzerine yapmaya başladık. Firmamızın gelişim sürecinde merkezimizi Antalya’ya taşıyarak müşterilerimize daha kaliteli hizmet verebilme, daha çeşitli müşteri profillerine ulaşabilme ve sektörde önemli bir hizmet ağı kurabilme hedeflerimize yakınlaşmış olduk. Yıllar içinde gelişen iş tecrübemiz, hizmet kalitemiz ve müşteri ağımız ile yalıtım sektöründe öncü kuruluşlardan biri olduk. 2007 yılında kendi arsamız üzerine inşa ettiğimiz, 4400 m2 kapalı alana sahip iş merkezimize taşınarak müşterilerimize daha kaliteli hizmet ve geniş ürün gamı sunma amacımızı gerçekleştirmek üzere önemli bir adım daha attık. 30 kişiden oluşan personelimizle yalıtım gereksinimi olan tüm otel, hastane, okul, alışveriş merkezi, toplu konut şantiyelerinde yalıtım malzemeleri proje tedarikçisi olarak, gerek bölgemiz gerekse de bölge dışı, ulusal ve uluslararası projelerde yer almaktayız.
80
AR-SUCAN İzolasyon olarak; 2014 yılı Aralık ayı itibariyle İzocam A.Ş. bayiliğini bırakarak, 2015 yılı Ocak ayında başladığımız ODE Yalıtım bayiliği ile yalıtım sektöründe ısı-ses-su-yangın yalıtımı alanında öncü kuruluşlardan biri olmaya devam Sayı 11 (2015/1)
ediyoruz. Onduline Avrasya, Standart İzolasyon ve UKS Membran bayiliklerimiz ile su yalıtımı alanında; BASF ve İnka Yapı Kimyasalları bayiliklerimiz ile yapı kimyasalları alanında, Bostik bayiliğimiz ile silikon ve mastik alanında, Makro Teknik ve AFS bayiliklerimiz ile havalandırma ve hava kanalları alanında geniş ve kaliteli bir ürün gamına sahibiz. Yapı sektörü, turizm sektörü ile Türkiye ekonomisinin lokomotifidir. 2008 yılında tüm dünyayı kasıp kavuran ekonomik krize rağmen Türkiye ekonomisinin büyüme trendi göstermesi bunun en açık örneğidir. Fakat bölgemiz için en büyük tehdit, sağlam altyapısı olmayan firmalardır. Bu firmaların sektörde yarattığı güvensizlik, düşük kalite standartları bizleri ve tüketicileri her açıdan zor durumda bırakmaktadır. Ülkemizde rekabet, çoğu alanda yüksek kalite standartları getirmesi gerekirken ne yazık ki düşük kalite standartları ile tüketicinin ve ülkemizin zarara uğratıldığı bir durumla sonuçlanmaktadır. Bu standartları aşağı çeken rekabet ortamında; sağlıklı bir ticaret yapısı kurmak, rakiplerimizden bir adım önde olmak için samimiyetimiz, fiyat politikamız, doğru ürünün doğru yerde kullanılması prensibimiz ve güçlü lojistik ağımızla piyasanın ihtiyaçlarına anında cevap vermekteyiz. Firmamız 2015 yılında piyasadaki gelişmeleri ve hareketleri yakından takip ederek, konumunu daha da güçlendirmeye çalışacaktır. 2015 yılında piyasalardan beklentimiz güçlü bağlantılar kurduğumuz, kazançlı işlere imza attığımız bir yıl olması yönündedir. Gelecekte hedefimiz bölgemizdeki liderliğimizi daha ileriye taşıyarak, Türkiye’de yalıtım konusunda güçlü firmalarla iş ortaklığımızı geliştirmektir. Alanımızda tüketici bilincinin arttırılması konusunda kampanyalar yürüterek ülke ekonomisine yalıtım yoluyla kazandıracağımız kaynakların her geçen gün daha da artmasını hedeflemekteyiz. TİMFED ve ANTİMDER’in sektörümüze olan katkılarından ve başarılı çalışmalarından son derece memnun olup, emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
Şehrin Nabzı - Antalya
Musa Can Ascanlar Yapı Malz. Ltd. Şti. 1967 Antalya doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Antalya’da tamamladıktan sonra, 1992 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldum. İnşaat sektöründe 1983 yılından itibaren çalışmaya başladım. Okuldan arta kalan zamanlarımı değerlendirmek amacıyla başladığım iş hayatımda Yücedağ Koll. Şti., Gültürkler, Koçtaş A.Ş. ve Asacarlar Ltd.Şti.’de bir fiil görev yaptım. 2010 yılında Antalya Kepez Bölgesinde 200 m2 showroom’la 2 kişlilik personelle Ascanlar İnşaat ve Yapı Malzemelerini kurdum. Gün geçtikçe artan iş kapasitesi ve ürün yelpazesi nedeni ile yerin artık bize yetmemesinden dolayı bir yıl içerisinde aynı cadde üzerindeki yeni mağazamıza taşındık. 600 m2 showroom’umuzda 10 kişilik ekibimiz, 6 araçlık filomuz ile sektörümüzde faaliyetlerimize devam etmekteyiz. Şirket yapımızı inşaat ve inşaat malzemeleri satışı olarak ikiye ayırdık. Antalya’nın çeşitli yerlerinde inşaat yapmakta ve bölgemizde gelişmekte olan bu alanda da çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. İnşaat malzemeleri olarak ise Seramik gurubunda; Akgün Seramik, Yurtbay Seramik, Umpaş Seramik, plastik grubunda; Hakan Plastik, Pilsa, Vespo, vitrifiyede; Vitra, Durabagno, armatür grubunda ise Artema, Polisu markalarının ürünlerinin toptan ve perakende olarak satış ve pazarlamasını yapmaktayız.
Sektöre ilk başladığımız günden bugüne kadar sektörün daraldığı, rekabetin arttığı, karlılığın düştüğü ve muhtemelen de daha da düşeceği bir ortamda çalışma çabası içerisindeyiz. Antalya Türkiye’nin inşaat sektöründe en önemli illeri arasında yer alıyor. Yıllık otel tadilatları, yeni başlayan konut projeleri ve mevcut tadilatlar ile göz önünde olan bir il. Ürünlerimizin satışında rekabetin en üst düzeyde yaşandığı şehrimizde, mevcut projelerimize fabrikaların ve il dışı satıcıların faaliyet göstermesiyle pazarımızda daha fazla daralma gözlenmektedir. Bu tür faaliyetler sektörümüzün gerilemesine neden olmaktadır. Ürün gamlarını ve sektörel faaliyetleri iyi takip ederek konumumuzu korumaya çalışıyoruz. Kendi içimizde yenilikler yaparak çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Müşteri odaklı çalışarak, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedefliyoruz. En önemli hedefimiz gelecek nesillere yapmış olduğumuz doğrularla işimizi devir etmek. Sektörümüz için çok büyük bir adım olarak kurulan TİMFED; yapı ve malzeme sektöründe bir marka olarak görmekteyiz. Sektörümüzü canlandıran, bizleri bir arada tutan güçlü bir sivil toplum örgütüdür. Sektör olarak ANTİMDER çatısı altında toplanarak birlik ve beraberliği yakalamıştık. TİMFED ile de bu birlik ve beraberlik tüm Türkiye’ye yayıldı.
81 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Antalya
Mahmut Çetin CTN Yapı Malzemeleri 1983 yılında Antalya da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Antalya da bitirdim. 2005 yılında Anadolu Üniversitesi Malzeme Bilim ve Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 2009 yılı Kasım ayında bordür-dekor toptan satış firması olarak Ctn Yapı Malzemeleri’ni kurdum. 2013 yılında şirket bünyesine perakende satış mağazamız dahil oldu. 330 m2’ye yayılan mağazamızda ithal seramik, özel üretim, dijital seramik ve dijital cam baskı ürünleri, vitrifiye grupları, armatür ve banyo aksesuarları, (bronz-altın) duşa kabin - küvet sistemleri, cam mozaik, duvar ve yer dekorları üzerine perakende ve toptan satış hizmeti vermekteyiz. Mağazamızda Decovita, Mainzu, İbero, Fanal, Artemis, Kabinet ve yerli birçok marka Ctn Yapı güvencesiyle Antalya Merkez, Serik, Manavgat, Alanya, Gazipaşa, Kemer, Kumluca, Demre, Isparta ve Burdur’a uzanan geniş bir bayi ağıyla tüketicilerle buluşuyor. Yapı Malzemeleri sektöründe farklı ürünlerin kaliteli hizmetle tüketiciye sunulması bizim için önemlidir. Bunun için de sektörel yeniliklerin takip edilmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi gerekir. Son günlerde özellikle Rusya’daki krizin etkileri inşaat piyasasında kendini göstermeye başladı. Otel inşaatlarında iş potansiyelinin fazlalığı göze çarparken firmalar arasındaki rekabet, düşük karlılıkla yapılan satışlar piyasayı ekonomik yönden zorlamaya başladı. Bu durum geleceğe dönük tedbirler alınması zorunluğunu da beraberinde getiriyor. Genç ve dinamik bir şirketiz. Sektörel gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Farklı ürünlere ulaşma ve bu ürünleri uygulama çabasındayız. Kaliteli ürünleri makul fiyatlarla tüketiciye sunmak için çalışıyoruz. Alışılmışın dışındaki ürünleri ulaşılabilir hale getirmek bizi farklı kılıyor.
82
Ctn Yapı Malzemeleri bünyesinde kaliteden ödün vermeden piyasada fark yaratma çabasındayız. Bu uğurda ithal ve yerli malzemelerden oluşan Sayı 11 (2015/1)
geniş ürün yelpazesi ile sektörde öncü şirketlerden biri olmayı hedefliyoruz. ANTİMDER’in yeni üyelerinden bir tanesiyim. Mesleğimizin geleceği ve sektörümüzün gelişimi için meslektaşlarımla ANTİMDER çatısı altında toplandık. Derneğimizin daha da gelişmesi ve söz sahibi olabilmesi için öncelikle bütün üyelerimizin gereğinden çok çalışması gerektiğini düşünmekteyim. TİMFED güçlü bir federasyon. Gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerle sektörel sorunlarımıza ışık tutup çözüm üretmeye çalıştığını gözlemlemekteyim. Önümüzdeki yıllarda Antalya’da ANTİMDER’in, Türkiye’de TİMFED’in bizlerle beraber sektöre yön vereceği kanaatindeyim.
Şehrin Nabzı - Antalya
Ahmet Bilgiç Artı Banyo Sist. ve İnş. Malz. Ür. Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. 1965 Şanlıurfa doğumluyum. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra 1990 yılında İzmir Koza Yapı Gereçleri’nde inşaat sektörüne giriş yaptım.1995 yılında Antalya’ya Koza Bölge Müdürü olarak atandım. 2003 yılına kadar Koza’da görevime devam ettikten sonra Artı Banyo Sistemlerini kurduk. 2004 yılında Tuncer Akyaz ile birlikte kendi markamız olan Onno markalı ürünlerimizin, Ege ve Akdeniz başta olmak üzere tüm Türkiye’ye ve yurt dışına satışını yapmaya başladık. Kalitesinden ödün vermeden her geçen yıl biraz daha gelişip büyüyerek bu günlere ulaştık. Artı Banyo Sistemleri’nin İzmir ve Antalya’da iki şubesi bulunuyor. İzmir Şube’de Tuncer Akyaz ve güçlü ekibi ile 2000 m2’lik depo alanı ve araç filosuyla, Antalya Bölgesinde ise Ahmet Bilgiç’in güçlü ekibi, 2000 m2’lik depo alanı ve araç filosuyla hizmet veriyoruz. Değerli bayilerimize Islak zemin ekipmanları, klozet kapakları, ekonomik ve lüks banyo aksesuarları, çöp kovaları, banyo dolapları, duş kanalları, el kurutma makinaları, saç kurutma makinaları, otel ekipmanları, duş setle-
ri ve çanak lavabolar gibi bir çok ürün sunuyoruz. Ürünlerimizin kalitesi firmamızın görünen yüzüdür sloganıyla ürünlerimizin satış ve pazarlamasını gerçekleştiriyoruz. Antalya bölgesi çok zor bir bölge olmasına rağmen, bölgemizde dar alanda yoğunlaşmış iş potansiyeline hızlı bir şekilde ulaşabilme avantajını yaşıyoruz. Bölgemizin gelecek dönemlerde daha zor şartlarda, karlılık oranı her geçen gün daha da düşerek enteresan bir ivme kazanacağını düşünmekteyiz. Rakiplerimizden öne çıkmanın yolunu, Onno olarak hizmet vermenin yanı sıra hizmetin ötesine geçmek olduğunu düşünüyoruz ve rekabette öne geçmenin yolunun sürekli farklılaşmak olduğunu bilip bu doğrultuda hareket ediyoruz. Değerli federasyonumuz TİMFED‘in bünyesindeki derneklere daha çok sahip çıkmasını diliyor ayrıca sektörümüzdeki firmaların da derneklerine sahip çıkıp sektördeki güçlerine güç katacaklarına inanıyoruz.
83 Sayı 11 (2015/1)
Şehrin Nabzı - Antalya
Ömer Arıcan Arıcan İnş. Taah. Tic. ve San. Paz. Ltd. Şti. Aykut Arıcan ve Ömer Arıcan
Burdur Tefenni ilçesi Yuvalak Köyü’nde, 1959 yılında doğdum. Ailemin, 1962 yılında Antalya’ya yerleşmesinden beri burada yaşıyorum. Afyon Mali Bilimler Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldum. İlkokul ikinci sınıftan itibaren bütün yaz tatillerimde ve üniversite yıllarımda çeşitli işlerde çalıştım. Nisan 1981’de Antalya Bilgehan Oteli’nde Muhasebe Müdürü olarak iş hayatına başladım. Haziran 1982’de Koç Holding A.Ş.’nin Antalya Talya Otel’i muhasebe servisine transfer olarak çeşitli kademelerde çalışıp Personel ve Eğitim Müdürü olarak görev aldım. Talya Oteli’ndeki görevlerim devam ederken 1985-1990 yılları arasında Mert Çelik tencereleri Akdeniz Bölge Menajeri olarak akşamları ek iş yapıyordum. Ticaret yapmak hep arzuladığım bir olgu olmakla birlikte tencere satışları da beni teşvik etti. 17 Mayıs 1990‘da Arıcan İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Pazarlama Ltd. Şti.’yi tescil ettirdim. 31.07.1990 tarihinde Koç Holding‘den istifa ederek, 01 Ağustos 1990 günü ticaret hayatıma başladım. Şirketin ana faaliyet konusu o dönemde ülkemizde çok yeni olan İthal PPRC içme suyu boruları olduğu için sıhhi tesisat sektörüne girmiş olduk. O dönemde irsaliye fatura kesme ve ürünleri müşteriye götürme işlerini kendim yapıyordum. Halen bizimle çalışmaya devam eden arkadaşımız da hem yüklemeye yardımcı oluyor hem de ben teslimata gidince telefonlara cevap veriyordu. 1991 yılında Batı Akdeniz Bölge Bayisi olduğumuz Aquatherm-Yeşil Boru’nun Türkiye ciro birincisi olduk.
84
Mayıs 1992’de yerli üretim Dizayn Yeşil Boru Batı Akdeniz Bölge Bayiliği anlaşması yaparak ticarete devam ettik. Daha sonra kadromuza bir ön muhasebe elemanı başlattık. 1993’te tek kabin pikap ile sevkiyat yapıyorduk ve ilk bilgisayarı aldık. Sonrasında şoför ve satış elemanı ile kadromuzu genişletmeye devam ettik. Dizayn Grup ürün satışlarında 1992-1993-1994-1995 ve 2005 yıllarında Türkiye ciro birincisi olup, yollarımızı ayırdığımız 2008 yılına kadar Türkiye geneli satışlarda daima ilk üç sırada yer aldık. Bu şirketimiz ağırlıklı olarak taahhüt işlerinde faaliyetlerini sürdürmeye devam Sayı 11 (2015/1)
edecek. Bölgemiz Antalya, Burdur, Isparta ve Afyon illeri ve ilçelerinde daha iyi hizmet verebilmek için, depo ve sevkiyat ekibimizi beş kişiye ve satış ekibimizi üç kişiye çıkardık. Hedef kitlemize bayilerin yanı sıra otel yatırımları ve inşaatlarını ekleyerek ürün gamını da ihtiyaçlar ölçüsünde arttırdık. Ağustos 2005’te Borusan Mannesmann A.Ş. çelik boru bayiliğimiz onaylanınca; 13 Ağustos 2005 tarihinde Arıcan Boru Tarım Petrol İnşaat Turizm Taah. San. ve Tic. A.Ş. isimli bir aile şirketi kuruluşu yaparak, yeni bayiliklerin bu şirket bünyesinde devam ettirilmesi kararı aldık. Arıcan Boru San. Tic. A.Ş. faaliyetlerine genel olarak 60 civarında bayimiz ve otel yatırımlarının ihtiyaçları doğrultusunda devam etmektedir. Şirketimiz bölgemizde toptancı bayilik yapmaya ve sektörde kalitesi kabul görmüş ürünleri bayi ve tüketici ile buluşturmaya gayret göstermektedir. 2005 yılından itibaren; Borusan Mannesmann A.Ş.‘nin ürettiği siyah, srm, galvaniz ve doğal gaz boruları, Trakya Döküm, Ekpaş A.Ş. dişli ek parçaları, Sardoğan kaynaklı ek parçaları, Gedik Döküm - Termo Vana bayiliklerini sürdürmektedir. 2007-2009 yılları arasında Pakplast PPR içme suyu, PPR atık su ve HDPE şebeke boruları ve korige boruları Batı Akdeniz bölge bayisi olarak hizmet verdik. 2009 yılı Mart ayından itibaren Kalde Boru iç tesisat (PPR içme suyu, cam elyaf takviyeli boruları, PPR ortadan folyolu boru, PVC atık su) yerden ısıtma (Pe-xb yer ısı, Al-pex boru), tüm ek parçaları ve vana sistemleri, HDPE şebeke içme suyu ve korige kanalizasyon boruları, yağmurlama sistemleri ve panel radyatörlerinin bölge bayiliğini yürütmekteyiz. Isıtma gurubunda ise; ECA-EMAS bayisi olarak kombi, panel radyatör, pirinç vana gibi ürünlerin toprancılığını yapmaktayız. Norm kelepçe ürünleri bayiliği, bu ürünlerin yanı sıra doğal sektörün ihtiyacı olan bütün doğalgaz malzemelerinin toptancı bayiliklerini yapmaktayız. Bu hizmetlerimizi; 1400 m2 şirket merkez binası, 2500 m2 kapalı, 3500m2 açık depolama alanları ve 13 kişilik tecrübeli ekibimiz ile sürdürmekteyiz. Malzeme sevkiyatları bir tanesi sabit vinçli olmak
Şehrin Nabzı - Antalya üzere 3 kamyon ve 5 binek aracı ile sağlanan ve iyi hizmetler üretme gayretinde olan şirketimiz; bölgesinde kaliteli ürünleri uygun fiyatlar ile hızlı bir şekilde 60’tan fazla satıcıya, tüm otel yatırımı ve tadilatlarına, kamu yatırımı ve toplu konutlara ulaştırmaktadır. Sektörde doğru ve etkin bir yer edindiğimize inanıyoruz. Sektörde 25 yılımızı tamamlıyoruz. Bu geçen zaman içinde öğrendiğimiz ve halen uyguladığımız, ticaretin önemli etik değerlerinin kayboluşunu üzüntü ile izliyoruz. Bir taraftan hükümetlerin çek yasasını değiştirerek hapis cezasını kaldırmaları, diğer yanda insanımızda oluşan ahlak erozyonu, ticaretin devamlılığını çok zorlamaktadır. Dünya konjonktüründen kaynaklanan kısmen zorunlu değişimlere adapte olamayan şirket sahibi ve yöneticilerimizde zor durumlarda kalıyorlar. Zaten sermaye yoğun bir şirketleşmesi olmayan işletmelerimizde, Türkiye şartlarında ortalama ömür 13 yıl civarında, kendi şirketinde 25 yılı tamamlayıp bir sonraki nesle yönetimi devredebilenlerin oranı ise 0,86’dır. Bugün ise bu süreler daha da kısalmakta, adeta çek yasasından faydalanarak piyasayı dolandırma amacındaki şirketler kurulmaktadır. Bu durum elbette düzgün isim yapmış, hedefleri belli şirketleri ziyadesiyle rahatsız ediyor. Piyasadaki güvensizlik ortamı köklü şirketler de dahil herkese zarar veriyor. Kobiler hayatta kalma mücadelesi verirken, bir de yeni yasalar ve yaptırımlarla (Yeni Türk Ticaret Kanunu ve iş güvenliği vb.) üzerlerinde oluşturulan maddi ve manevi baskılarla şirketler nefes alamaz duruma geldi. 2016 yılından itibaren uygulamaya girecek maddelerle, 10 kişiden az çalışanı olan işyerleri de; işyeri hekimi bulundurmak zorunlu olacak. Muhasebeci ve Mali Müşavir ücretlerini bile ödemekte zorlanan küçük işletmelere bir de bağımsız denetçiler atanır ve maaşa bağlanırsa ve birçoğumuz da e-fatura sistemine dahil olarak yeni maliyetler üstlenmek zorunda kalırsak; yalnız sektörümüzde değil bütün sektörlerde küçük ve orta ölçekli işletmeler havlu atmaya doğru gidecektir. Rekabet; gelişmiş ülkelerde kaliteyi arttırmakla doğru orantılı iken, ülkemizde maalesef tamamen maliyetleri düşürmek ve fiyat ile rakiplerinin altına girmek şeklinde gerçekleştiğinden, bütün sektörlerde kalitesiz ürünler piyasayı kapladı. Yatırımcı ve tüketici satın aldığı malın nitelik tarafından değil de nicelik tarafından bakmaya yöneldiği veya yöneltildiğinden, ne aldığına değil kaça aldığına bakmaktadır. Sırf bu yüzden ülkemizde yatırım maliyetleri azalmış gibi görünüp artmaktadır. Bölgemizde inşaatı yapılan 2300 yataklı, bizim de tesisat ürünlerini verdiğimiz yeni yapılan bir otele 3 yıl sonra yolum düştüğünde teknik müdür altı asansörün de değişeceğini söylemişti. Sebebini sorduğumda ise yatırım anında ucuz olanı tercih ettiklerini ifade etti. Ticaret kurallarının tüm dünyada yeniden yazıldığı bir ortamda kaliteden ödün vermeden, gider yönetiminin çok iyi yapılarak üretim sağlanması,
hızlı ve iyi hizmetlerle var olmanın öğrenilmesi gerekiyor. Konvansiyonel ticaret yapan bizim gibi firmaların, kalitesine güvendiği, makul fiyatlı ve her zaman arkasında durabileceği ürünleri tüketici ile buluşturması gerekiyor. İçinde bulunduğumuz sektörde rekabetin yalnız fiyatla yapılmaya çalışılması, işletmelerimizi yatırımcının ve tüketicinin elinde oyuncak olmasını sağlamaktan öteye gitmez. Kaliteli ürünün yanı sıra kaliteli hizmet vermek ve karşılığını almak zorundayız. Yoksa maliyet muhasebesi yapmayan veya yaptırmayan şirket sahipleri tamamen hesapsız fiyatlarla mal ve hizmet üretmeye devam eder ise; yalnız kendi şirketi kapanmakla kalmayacak pazarın tümüne zarar verecekler. Her sektör veya bütün işletmeler inovasyon merkezi kurup hemen bir şeyler yaratamayacağı gibi bazı işlerde aynen devam edecektir. Hepimiz olması gerektiği gibi mantıklı ticaret yapmaya gayret etsek ve pazarda hırslanıp birbirimizin altını oymadan, yan yana yürümeyi başarabilsek, gelecek için çok daha iyi olacaktır. Sektöre baktığımızda; insanların doyma, örtünme dürtülerinden sonra en önemli gereksinimi olan barınma ihtiyacına cevap vermeye çalıştığımıza göre; grafik nüfusla ve yenilemelerle birlikte yükselerek gidecektir. Şirketimiz 2008 ekonomik krizinden sonra pazarda değişen şartlara ayak uydurmaya çalışırken, bir taraftan da ticaret sahnesinden çekilen veya kaytaran bayi ve müşterilerin önemli miktarda yükünü de sırtlayarak yoluna devam etti. 2008 yılında Bilgi Üniversitesi İşletme-İktisat bölümünden mezun olan oğlum Aykut Arıcan, 4 yıl Bakü’de Ado Gurup bünyesinde Plaspen Satış Müdürü olarak çalıştı ve 2012 yılında yurda döndü. 01 Temmuz 2012 tarihinden itibaren ortağı olduğu aile şirketimizde Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür olarak fiilen çalışmaya başladı. Şirketimizde ağırlıklı olarak doğalgaz tesisat ürünlerinden sorumlu olmakla birlikte, yaşı dolayısı ile “Y” kuşağı olarak şirketimizin geleceğini temsil etmektedir. Bize verdiği destek ve güç ile sağlıklı bir büyüme eğiliminde olduğumuzu söyleyebiliriz. Ticarette kazançların azalması; ürün çeşitliliğinde ve cirosal anlamda büyümeyi gerektiriyor. İnsan kaynaklarının en verimli şekilde değerlendirilmesi, kişi başına üretilen cironun her geçen gün yükseltilmesi kaçınılmazdır. Şirket çalışanlarımız bizim için çok kıymetli ve vazgeçilmezdir. Kıdem ortalamamız oldukça yüksektir. Onlarla birlikte ve aidiyet duygusu içinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bölgemiz açısından baktığımız zaman doğalgazın başlamasıyla, son iki yıldır bir hareketlilik gözlenmektedir. Bizler de bu pazarı iyi okumak, ihtiyaçlarına doğru ve hızlı bir biçimde cevap vermek zorundayız. Şirket olarak hedefimiz, büyüyen ve gelişen pazarda, prensiplerinden ödün vermeyen, sürekli iyi hizmetler üreten, çalışanları, paydaşları ve sektörün oyuncuları ile barışık olarak uzun yıllar devam etmektir. Sayı 11 (2015/1)
85
Ekonomik Analiz
Prof. Dr. Sabri Burak Arzova Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi
Düşen Petrol Fiyatları Gölgesinde 2015 Yılı Dünya ve Türkiye Ekonomisi 2015 yılının ilk haftasını petrol fiyatlarında bir süredir devam eden hızlı düşüş neticesinde 50 USD altını görmüş bir petrol fiyatı ile kapattık. Çok uzun zaman sonra petrol fiyatları 50 USD civarında. Şimdi esas soru bu sürecin ne kadar sürdürülebilir olduğu.
86
Aslında fiziki bir talep olmaksızın Suudi Arabistan, Irak ve Libya’nın geçtiğimiz Eylül ayından bu yana sürekli arz fazlası vermesi neticesinde, petrol fiyatları çok düşük seviyelerde. Şimdi kime sorsanız bu hamlenin aslında ABD’nin Rusya’yı cezalandırması olarak adlandıracaktır. İşin bir tarafı aynen bu şekilde. Yabancı basında çıkan haberlerde, Rusya’da Ruble’nin geçen yıl 1 USD = 34 Ruble olan değerinin bu günlerde 1 USD=62-65 Ruble civarında seyretmesi, Rus Halkının alım gücünü aynı oranda azalttığı ve bunun neticesinde Lider Putin’in halk nezdinde olan % 85 civarındaki desteğini azaltacağı ve kendi halkına Putin’i sorgulatacağı sık sık yer almakla birlikte, aslında düşen petrol fiyatları yavaş yavaş Amerikan Ekonomisini de tehdit eder konuma geldi. Sayı 11 (2015/1)
Amerikan Ekonomisi’nde son 5 ila 10 yıl arasında yüksek seyreden petrol fiyatları neticesinde sondaj, delme, kırma, petrol ve gazla ilişkili işlerle uğraşan firmaların yatırımları artış gösterdi ve toplam sermaye harcamaları içerisinde yaklaşık % 40’lık bir orana sahip oldu. Oysa şimdi, düşen fiyatlar neticesinde petrol ve gaza yatırım yapmak karlı değil. Hatta bizim gibi ülkelerde petrol aramak, yeni kuyu açmaktansa düşen fiyatlarla ithalatta bulunmak daha karlı hale geldi. Şimdilerde düşen petrol fiyatları ile Amerika’da ki en büyük endişelerden birisi, yaklaşık % 40’a varan bu sermaye harcamalarının 2015 yılında düşük petrol fiyatları için yapılmayacak olabilme ihtimali. Tabii ki bu şirketlerin karlarının düşmesi, ve kazançların azalması demek. 2015 yılı boyunca petrol fiyatlarının yaklaşık 50 USD civarında süreklilik göstermesinin, ABD Hisse Senetleri Piyasasında hisse senedi başına 6 USD daha az bir gelire sebep olabileceği tahmin ediliyor. Bu oldukça yüksek bir kayıp.
Ekonomik Analiz Diğer çok önemli endişe ise, eğer petrol fiyatları 50 USD civarında bir yıl boyunca seyrederse, yatırımları azalan ve karları düşen bu petrol ve gaz şirketlerine kredi veren banka ve finans kurumlarının alacaklarını vadesinde tahsil edememesi riski. Bu husus elbette çok önemli. Çünkü özellikle Amerikan Merkezli Küresel Krizin bir bankacılık krizi olduğu hususu göz önüne alındığında, petrol ve gaz şirketlerinin temerrüdü neticesinde ikinci bir kriz olma olasılığı piyasaları sarsan bir gelişme. Bu nedenle petrol fiyatlarında 50 USD ve altı, ABD açısından da ciddi bir risk unsuru olarak ortada duruyor. Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırım sürecine bu yıl başlayacağı ve kendi parası olan Doları artık geri çağıracağı gerçeğini de bir yere not ettiğimizde, Amerika Merkezli risklere bir yenisini daha eklemiş oluyoruz. Şüphesiz ki bu hamle dünyada doları özellikle gelişen ülke paralarına karşı daha değerli hale getirecek. Avrupa’da ise sorunlar başka. Avrupa bir türlü enflasyon yaratamıyor ve özellikle Euro Bölgesindeki ülkelerin büyüme sorunları var. Ekonomiyi canlandırmak açısından Avrupa Merkez Bankası (AMB)’dan beklentiler de artmış durumda. AMB tıpkı Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın yaptığı gibi tahvil alım programı uygulamak istiyor. Bilançoyu büyütmek ve ekonomiyi canlandırmak açısından ülke tahvillerinin uygun bir yol olacağını düşünüyor. Ancak özellikle Almanya artık çöp haline gelmiş Yunanistan ve Portekiz ülke tahvillerinin alımına karşı. Almanya’nın eli AMB üzerinde artık görünmez bir el değil. Karar süreçlerindeki yavaşlık, ülkelerin merkezi bir finansal ve ekonomik yapı ile yönetilmemesi, alınacak ekonomik tedbirlerin etkisini azaltıyor. AMB’nın bilançosunun büyüme ihtimali, sermaye akımlarının USD yönlü olması, düşük enflasyon ve düşük büyüme ile kısa vadeli
faiz farklarının Euro aleyhine olması Euro’nun aşağıya doğru olan hareketini ise hızlandırıyor. Türkiye’ye geldiğimizde ülkemizi bu risklerden ayrı tutabilmek çok mümkün değil. Enflasyon ve cari açıkta meydana gelen düşüşün esas nedeninin yapısal olmaktan çok düşen petrol fiyatları nedeniyle olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yılın özellikle ikinci yarısında petrol fiyatlarında bir geri dönüş, içeride yeniden yüksek enflasyona ve yüksek cari açığa sebebiyet verebilir. Düşük yıllık enflasyon nedeniyle Merkez Bankası üzerindeki faiz indirim baskısı daha da artabilir. Merkez Bankası’nın olabilecek bu baskılara ne kadar direnebileceğini hep birlikte göreceğiz. Mevcut ortam, her ne kadar enflasyon düşüş gösterse bile, enflasyondaki aşağı iniş yapısal ve sürekli olmadığı için, Amerikan Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırım şiddeti bilinmediği için, içeride bir faiz indirimine çok fazla imkan tanımıyor. Ancak siyasi baskıların neticesinde TCMB’nin nasıl bir hareket tarzı izleyeceği de merak ve bir o kadar da endişe konusu. Ancak ekonomimiz açısından asıl risk, 2015 yılı boyunca yüksek seyredecek Dolar ile düşük seyredecek Euro’dan kaynaklanan tersine kur riskidir. Şöyle ki, ithalatımızın büyük kısmı USD ile gerçekleşirken, ihracatımızı ağırlıklı olarak Euro ile yapıyoruz. Bu yapı, geçmişte kur farkları nedeniyle ihracatçımıza yarayan bir durum iken, 2015 yılında bu yapı tersine dönebilir. Yani göreceli olarak daha yüksek kur değerine sahip USD ile mal (hammadde / ara-yarı mamul) alıp, yine göreceli olarak daha düşük kur değerine sahip Euro ile mal sattığımızda, elde edilen gelir firmaların maliyetlerini karşılayamaz duruma gelebilir. Bu nedenle özellikle Avrupa’ya ihracata çalışan firmalar açısından daha riskli ve teyakkuzda olunması gereken bir yıl olacak. Ancak neresinden bakarsak bakalım makro açıdan rüzgar hala arkamızda ve bize yeni bir şans daha tanıyor.
87 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi
Ekonomik Göstergeler, Dünya (Bölgeler, Ülkeler), Türkiye Verileri Sanayi ve İnşaat Sektörleri Üzerinde Kıyaslamalı Yorum Etiplan Endüstriyel Teknolojik İktisadi Planlama ve Mühendislik Hizmetleri Limited Şirketi Ortakları Yavuz Bayülken ve Cahit Kütükoğlu katkılarıyla hazırlanan bu bölümde özellikle sektör derneği üyelerinin bilgileneceği, zaman zaman başvuracağı veya ticari işlemler sürecinde kullanacağı temel ekonomik göstergeler, sanayi ve inşaat sektörlerinin endeks, oransal büyüklükleri ile kıyaslanarak yorumlanmıştır. Öncelikle ekonomik göstergelere büyüme oran ve değerleri ile başlamak doğru olacaktır. Tablo : 1’de seçilmiş ülke ve coğrafi bölgeler (kıtalar) itibarıyla ekonomik büyüme değerler ve oranları verilmektedir. Tablo 1: Seçilmiş Ülkelere Göre GSYH ve Kişi Başına Milli Gelir (Cari fiyatlarla) Bölge
ÜLKELER
Diğer Ülkeler
Afrika
Uzak Doğu
Güney Doğu Asya
Güney Amerika
Avrupa Ülkeleri
ABD
GSYH (Milyar USD) 2013
2014 (K)
Kişi Başına Milli Gelir (USD) 2015 (T)
2013
2014 (K)
2015 (T)
16.768,1
17.103,0
17.449,0
53.042
53.819
54.106
Almanya
3.730,3
3.748,4
3.774,9
46.269
46.508
46.813
İngiltere
2.678,5
2.718,6
2.750,6
41.787
42.413
42.965
Fransa
2.806,4
2.820,0
2.848,0
42.503
42.806
43.016
İtalya
2.149,5
2.116,3
2.126,5
35.926
35.346
35.575
İspanya
1.393,0
1.365,0
1.354,5
29.863
29.564
29.396
Portekiz
227,3
225,0
223,4
21.733
21.256
21.015
Brezilya
2.245,7
2.249,6
2.255,7
11.208
11.306
11.401
Meksika
1.260,9
1.287,3
1.328,5
10.307
10.513
10.828
Arjantin
609,9
622,7
641,7
14.714
15.008
15.383
1.876,8
1.985,6
2.090,1
1.499
1.573
1.668
868,3
906,6
951,2
3.475
3.614
3.776
Hindistan Endonezya Malezya
313,2
327,2
353,6
10.538
10.959
11.379
Japonya
4.919,6
4.986,3
5.010,9
38.634
38.701
38.753
Çin H. C.
9.240,3
9.924,0
10.599,0
6.807
7.215
7.670
Güney Kore
1.304,6
1.362,6
1.417,0
25.977
26.563
27.960
210,2
216,5
225,0
5.361
5.575
5.742
Cezayir Mısır
271,9
277,3
285,0
3.315
3.381
3.499
Güney Afrika C.
350,6
355,6
363,0
6.617
6.696
6.801
İsrail
290,6
299,3
309,8
36.051
36.772
37.691
Avustralya
1.506,4
1.599,0
1.638,9
67.458
68.807
70.183
Kanada
1.826,8
1862,0
1.996,0
51.958
52.841
53.845
Norveç
512,6
515,7
520,3
100.818
101.322
101.828
Türkiye
822,1
850,7
886,5
10.815
10.925
11.221
AB Ülkeleri
17.958,1
18.496,3
19.100,0
34.072
34.916
35.115
Dünya
75.592,9
77.312,0
80.000,0
10.472
10.573
10.620
Kaynak: Dünya Bankası, OECD ve World Trade Center Yıllık Raporları (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini
88
Tablo da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden seçim yapılarak, cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ve kişi başına milli gelir (ABD Doları) değerleri sunulmaktadır. Ayrıca tablonun sonunda Türkiye, AB ülkeleri ve dünya toplamı ayrıca verilmektedir. Tablo 2013, 2014 ve 2015 yılları için hazırlanmış ve kıyaslama yapabilme olanağını sağlayabilmek için coğrafi bölge düzeninde oluşturulmuştur. Burada “orta gelir” düzeyinde takılan Brezilya, Meksika, Arjantin, Malezya ve Türkiye gibi ülkelerin durumu özellikle göze çarpmaktadır. Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Tablo 2: Seçilmiş Ülkelere Göre Büyüme ve Enflasyon Oranları
Diğer Ülkeler
Afrika
Uzak Doğu
Güney Doğu Asya
Güney Amerika
Avrupa Ülkeleri
Bölge
ÜLKELER
Büyüme (%) 2013
2014
Enflasyon (%) 2015
2013
2014
2015
ABD
2,2
2,4
3,6
1,5
1,7
1,7
Almanya
0,1
1,5
1,3
1,5
1,5
1,6
İngiltere
1,7
1,8
1,9
2,6
2,7
2,7
Fransa
0,3
0,4
0,9
0,9
1,0
1,0
İtalya
- 1,9
- 0,4
0,4
1,2
1,3
1,4
İspanya
- 1,2
- 0,4
0,2
1,4
1,5
1,7
Portekiz
- 1,4
- 0,1
- 0,1
0,3
0,5
0,5
Brezilya
2,5
0,1
0,3
6,2
6,5
6,7
Meksika
1,1
1,3
1,5
3,8
4,0
4,2
Arjantin
2,9
1,4
1,6
---
---
---
Hindistan
3,5
5,0
5,5
10,9
11,1
11,0
Endonezya
5,8
5,4
5,0
6,4
6,5
6,7
Malezya
4,7
4,2
4,6
2,1
2,0
2,0
Japonya
1,6
1,2
1,3
0,4
0,4
0,5
Çin H. C.
7,7
7,4
6,8
2,6
2,5
2,5
Güney Kore
3,0
2,5
2,8
1,3
1,4
1,4
Cezayir
2,8
2,1
2,0
3,3
3,2
3,0
Mısır
2,1
1,9
1,8
9,5
10,0
10,2
Güney Afrika C.
1,9
1,4
1,9
3,3
3,2
3,2
İsrail
3,2
2,1
2,6
1,5
1,5
1,7
Avustralya
2,5
2,6
2,9
2,4
2,5
2,6
Kanada
2,0
2,1
2,6
0,9
0,9
1,0
Norveç
0,6
0,7
0,9
2,1
2,1
2,2
Türkiye
4,1
3,8
4,2
7,5
8,2
9,1
Kaynak: Dünya Bankası, OECD ve World Trade Center Yıllık Raporları (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini Tablo 1’i tamamlayan Tablo 2 yine aynı ülkeler için GSYH büyüme oranlarını ve enflasyon değerlerini (%) ortaya koymaktadır. Büyüme oranlarından, özellikle AVRO bölgesi ülkeleri olan İtalya, İspanya ve Portekiz’in durumu kriz etkisini vurgulamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin yavaşladığı, Brezilya, Arjantin ve Türkiye’de düşüşlerin ortaya çıktığı izlenmektedir. Bu bulgulardan 2015 yılının krize açık bir yapılanma gösteren göstergelere sahip ülkeler için kritik bir yıl olduğu söylenebilir. Türkiye için önemli bir sorun fiyat artışlarının hızlanması olgusudur. 2013 yılından başlayarak enflasyon oranları yeniden artmaktadır. Keza yine Tablodan görüleceği gibi, Brezilya, Meksika, Hindistan ve Mısır gibi ülkelerde de büyüme oranları dalgalanmakta ve enflasyon artmaktadır. Gelişmekte olan ekonomiler için bu nedenle 2015 kritik bir yıl olmaktadır. Türkiye için ekonomik göstergelere ilişkin önemli bazı veriler de Tablo 3’de verilmektedir. Yine 2013, 2014 ve 2015 yıları için verilen bu değerler toplam tüketim, sabit sermaye yatırımları yurtiçi tasarruflar ve toplam yurtiçi talep gibi önemli verilerle ilgili olmaktadır. Toplam tüketim artış oranı 2014 yılında bir önceki yıla göre düşüş göstermekte ancak 2015 yılında bir miktar artış olacağı tahmin edilmektedir. Bu gösterge enflasyon oranı ile bağlantılı olup, büyüme oranını da etkilemektedir.
89 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Tablo 3: Türkiye’nin GSYH Değerleri, Toplam Tüketim, Sabit Sermaye Yatırımları, Yurtiçi Tasarruf ve Yurtiçi Talep Artış Oranları Açıklama
2013
GSYH (Milyar USD) (Cari Fiyatlarla)
2014 (K)
2015 (T)
822,1
850,7
886,5
1.565,2
1.737,2
1.878,3
122,5
126,6
131,7
Toplam Tüketim Artış Oranları (%) (*)
4,1
3,2
3,6
Toplam Sabit Sermaye Yatırımları (%)
3,0
2,9
3,2
GSYH (Milyar TL) (Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar TL) (Sabit Fiyatlarla)
· Kamu · Özel Sektör Toplam Yurtiçi Tasarruf / GSYH Toplam Yurtiçi Talep (*)
17,8
- 3,8
9,7
- 0,9
4,2
7,1
12,5
13,1
13,8
4,8
3,0
4,0
Kaynak: 1)Orta Vadeli Program 2)TUİK Verileri NOT: (*) 1998 sabit fiyatlarıyla % değişimi vermektedir (K) Kesinleşmemiş geçici sonuçlar (T)Tahmini Toplam sabit sermaye yatırımları ise kamu ve özel sektör yatırımları olarak ayrı ayrı verilmiştir. 2014 yılında kamu sabit sermaye yatırımlarında önemli bir düşüş olmuş, özel sektör yatırımları ise bir önceki yıla göre %4,2 oranında artmıştır. 2015’de her iki kesimde de artış beklenmektedir. Kamu yatırımları inşaat,ulaştırma ve eğitim alanında, özel sektör yatırımları ise imalat, ulaştırma, inşaat, enerji ve finansman alanlarında yoğunlaşmaktadır. Bu durum Brezilya, Arjantin, Malezya gibi yükselen ekonomilerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin katma değeri düşük alanlarda yatırım yaptığı görülmektedir. Türkiye’nin toplam yurtiçi tasarrufları ise OECD içindeki en düşük oranlar olarak görülmektedir. 2015 yılında %13,8 tahmin edilmekte olup, AB ortalaması %27 olarak belirlenmiştir. Çin, Hindistan, Brezilya gibi yükselen ekonomilerde bu oran %29’lara ulaşmaktadır. Tablo 3’te verilen toplam yurtiçi talep ise 2014 yılında bir önceki yıla %3,0 düşmüş olup, 2015 yılı için %4,0 olarak öngörülmüştür. Bu gösterge de önemli ölçüde gelir dağılımı, kişi başına düşen gelir, hane halkı tüketim endeksi ve enflasyon ile belirlenmektedir. Tablo 4: Türkiye’nin Dış Ticaret Verileri Açıklama
2013
2014 (K)
2015 (T)
İhracat (Milyar USD) (FOB)
151.803
157.715
165.000
İthalat (Milyar USD) (CIF)
251.661
242.224
252.350
Dış Ticaret Dengesi (Milyar USD)
- 99.858
- 84.509
- 86.750
Dış Ticaret Hacmi (Milyar USD)
403.464
399.939
417.350
Dış Ticaret Hacmi / GSYH
49,1
47,0
46,7
İhracat / İthalat Oranı (%)
60,3
65,1
66,7
- 58.715
- 45.801
- 50.380
- 7,1
- 5,4
- 5,7
Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%) Ham Petrol Fiyatları, Brent (USD/varil) Enerji İthalatı (Milyar USD)
109,1
67,4
69,0
59,0
39,5
45,0
Kaynak: Orta Vadeli Program (2012-2014) NOT: TUİK Verileri Tablo 4’te Türkiye’nin dış ticaret verileri gösterilmektedir. Bu Tablo da cari işlemler dengesi de (cari açık) yer almaktadır. Tabloda 2014 yılında ihracatın bir miktar arttığı (%3,9) ancak katma değeri düşük ürünlerin yoğunluk kazandığı gözlenmektedir. 2015 yılında ihracatın 165,6 Milyar Doları bulacağı tahmin edilmektedir. İhracatın ülkelere göre dağılımı başka bir tabloda gösterilmiştir. Aynı tabloda ithalat değerleri ve dış ticaret dengesi de yer almakta ve petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı 2014’de ithalatın %3,8 oranında düştüğü gözlenmektedir. Ancak 2015 yılında bir kalemde artış öngörülmektedir. Dış ticaret dengesinde ise azalış trendini izleyerek tekrar yükseliş söz konusudur. Cari işlemler dengesinde, cari açık 45,8 Milyar Dolar’a inmiş olup, GSYH’ya oranı %5,4 olmaktadır. Ancak 2015 tahminlerine göre cari açık %50,4’e yükselecek ve GSYH’ya oranı %5,7 olacaktır. Dış ticaret hacminin GSYH içindeki payı %47,0 olup, düşüş göstermektedir. 90 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Önemli göstergelerden biri de ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. 2015 yılında bu oranın %66,7 olacağı öngörülmektedir. Tabloda ayrıca ham petrol fiyatlarının düşüş trendi ve enerji ithalatının değeri görülmektedir. Cari açıktaki düşüş de bu uluslararası politik ve ekonomik ambargodan dolayı ortaya çıkmıştır.
Tablo 5 ve Tablo 6’da Türkiye’nin ihracat ve ithalatlarının ülke ve coğrafi bölgelere dağılımı görülmektedir. Tablo lardan görüldüğü gibi 2014 yılında toplam ihracatın %43,5’i Avrupa Birliğine (28 ülke) yapılmakta, ithalatın %36,7’si aynı bölgeden sağlanmaktadır. Bu durum AB ülkelerinin Türkiye için önemini vurgulamaktadır. Diğer ülke gruplarına yapılan ihracatlarda tabloda ayrı ayrı verilmiştir. Burada “yakın ve uzak doğu ülkeleri” de önemli pay almaktadır. Tablo 5: Türkiye İhracatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı Ülkeler Toplam İhracat
2013 Milyar USD
2014 %
Milyar USD
2015 (T) %
Milyar USD
%
151,8
100,0
157,7
100,0
165,6
100,0
63,0
41,5
68,6
43,5
70,9
42,8
2,4
1,6
2,3
1,4
2,4
1,5
Diğer Ülkeler
86,4
56,9
86,8
55,1
92,3
55,7
- AB Harici Avrupa
14,2
9,4
15,1
9,6
15,7
9,5
- Kuzey Afrika
Avrupa Birliği Türkiye Serbest Bölgeleri
10,0
6,6
9,8
6,2
10,1
6,1
- Diğer Afrika Ülkeleri
4,2
2,7
4,0
2,5
5,3
3,2
- Kuzey Amerika
6,6
4,3
7,3
4,6
8,4
5,0
- Orta Amerika ve Karayipler
1,0
0,7
0,9
0,6
1,0
0,6
- Güney Amerika
2,1
1,4
1,9
1,2
2,1
1,3
- Yakın ve Uzak Doğu
35,6
23,4
35,4
22,5
36,7
22,2
- Diğer Asya Ülkeleri
12,0
7,9
11,6
7,4
12,1
7,3
- Avustralya ve Yeni Zelanda
0,6
0,4
0,6
0,4
07
0,4
- Diğer Ülke ve Bölgeler
0,1
0,1
0,2
0,1
0,2
0,1
Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri (T)Tahmini Tablo 6: Türkiye İthalatının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı Ülkeler Toplam İhracat Avrupa Birliği Türkiye Serbest Bölgeleri Diğer Ülkeler - AB Harici Avrupa
2013 Milyar USD
2014 %
Milyar USD
2015 (T) %
Milyar USD
%
251,7
100,0
242,2
100,0
248,3
100,0
92,5
36,7
88,7
36,7
90,9
36,6
1,3
0,5
1,3
0,5
1,3
0,5
157,9
62,8
152,2
62,8
156,1
62,9
41,3
16,4
36,4
15,0
40,3
16,3
- Kuzey Afrika
3,5
1,4
3,5
1,4
3,5
1,4
- Diğer Afrika Ülkeleri
2,5
1,0
2,5
1,0
2,5
1,0
- Kuzey Amerika
14,0
5,5
13,8
5,7
13,9
5,7
- Orta Amerika ve Karayipler
1,4
0,5
1,1
0,5
1,2
0,5
- Güney Amerika
3,7
1,5
3,9
1,6
3,6
1,4
- Yakın ve Uzak Doğu
22,2
8,8
20,5
8,5
22,1
8,9
- Diğer Asya Ülkeleri
54,6
21,7
56,2
23,2
54,5
21,9
- Avustralya ve Yeni Zelanda - Diğer Ülke ve Bölgeler
1,3
0,5
0,6
0,3
0,9
0,5
13,4
5,3
13,7
5,6
13,1
5,3
Kaynak: TUİK Dış Ticaret İstatistikleri (T)Tahmini 91 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Tablo 7’de Türkiye nüfus, işgücü ve istihdam verileri sunulmaktadır. Tablodan görüleceği üzere işgücü sürekli artış göstermekte olup, 2015 yılında 30,8 Milyon kişiye ulaşacaktır. İşgücüne katılma oranı ise 2014 yılında %50,5 iken 2015 yılında %51,1 olarak öngörülmektedir. İstihdam edilenlerin sayısı 2014 yılında 26,38 Milyon kişi olmuştur. Giderek bu sayı 27,7 Milyon kişiye ulaşacaktır. Bu durumda ülkemizde çalışan her kişi ortalama olarak 3 kişiye geçim sağlamaktadır. İşsizlik ise 2014 yılında 3 Milyona yaklaşmıştır. Bu verilere göre 2015 yılında işsizlik oranı %10’u geçecektir. Genç nüfusta işsizlik oranı %24’e yaklaşmaktadır. Kadın istihdamı çok düşük olup 85 ülkenin altında kalmaktadır. Tarım dışı işsizlik oranı 2015’te %12,3’e erişecektir. Bu durum özellikle imalat sanayinde yapılması gereken yatırımların önceliğini vurgulamakta, zorunlu kılmaktadır. Tablo 7: Türkiye Nüfus, İşgücü, İstihdam ve İşsizlik Verileri Açıklama
2013
2014
2015 (T)
Nüfus (Yıl sonu, Bin kişi)
76.668
77.696
78.941
İşgücü (Bin kişi)
27.046
29.281
30.822
İşgücüne Katılma Oranı (%)
48,3
50,5
51,1
İstihdam edilenler (Bin kişi)
24.601
26.308
27.710
İşsiz (Bin kişi) İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus (Bin kişi) İstihdam Oranı (%) İşsizlik Oranı (%) Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%)
2.445
2.901
3.112
28.936
28.816
29.325
43,9
45,5
46,1
9,0
9,9
10,1
10,9
11,8
12,3
Kaynak: TUİK, Hanehalkı İşgücü Araştırması (T) Tahmini Tablo 8’de 2011-2015 dönemi için yurtiçi üretici ve tüketici fiyat endeksleri ile bunların yıllık değişim oranları verilmektedir. Bu dönem içinde fiyatlarda artış trendi gözlenmektedir. Burada 2003=100 esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Ayrıca Grafik-1’de TÜ-FE ve Yİ-ÜFE trendleri Grafik-1’de grafik olarak gösterilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında artışların hızlandığı ve bunun pek çok göstergeyi de tetiklediği açık olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği olgularının, tarımda uygulanan yöntemlerin ve imalat sanayindeki gelişmelerin fiyat endekslerinde önemli etkileri ortaya çıkmıştır. Tablo 8: Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri ve Değişim Oranları (2003=100) Açıklama
2011
2012
2013
2014
2015 (T)
ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ Endeks On iki aylık ortalamalara göre değişim %
192,11
203,82
212,95
234,78
255,13
11,12
6,16
9,13
11,22
13,23
194,47
205,96
219,33
242,27
265,11
8,92
6,13
8,87
9,26
11,47
TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ Endeks On iki aylık ortalamalara göre değişim %
Kaynak: TUİK, Yurtiçi Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri, Aralık 2014 (T) Tahmini Grafik 1: Türkiye Üretici ve Tüketici Fiyat Endeksleri (2013-2015)
92 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Temel ekonomik göstergelerin incelenmesinden sonra, imalat sanayi ve inşaat sektörlerinin analizine geçilmiştir. Tablo 9’da Türkiye imalat sanayinin üretim, istihdam ve verimlilik endeksleri sunulmaktadır. Burada 2014 değerleri kimi yerde kesin, kimi yerde son üç ayın tahminleri ile saptanmış kesine yakın değerlerdir. Bu endekslerde 2010=100 esas alınarak inceleme yapılmıştır. Tablo 9: Türkiye Sanayinde Üretim, İstihdam ve Verimlilik Endeksleri (2010=100) Açıklama Üretim
2013 116,1
2014
2015 (T)
119,7
124,0
İstihdam
116,6
119,3
122,5
Verimlilik
100,8
101,0
101,5
Reel İşgücü Maliyeti
105,3
105,8
106,5
Kaynak: TUİK İmalat sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini
Tablo 10’da sanayi mal gruplarına göre yıllık değişim oranları verilmiştir. En yüksek değişimler “dayanıklı tüketim malları” ve “dayanıksız tüketim malları” gruplarında görülmektedir. 2015 için bu oranlar %7,8 ve %5,7 olarak tahmin edilmiştir. Yatırım malları imalatında 2014 yılında bir küçülme söz konusu olmaktadır. Bu da sanayide imalatın hangi sektörlerde daha hızlı geliştiğini göstermektedir. İnşaat tesisatlarında kullanılan pek çok malzemede (seramik, kazan, kombi, banyo-mutfak, boru, fittings ve aksesuarlar v.s.) hızlı bir fiyat artışı gerçekleşmiştir. Tablo 10: Türkiye İmalat Sanayinde Üretim Endekslerine Göre Değişim Oranları Açıklama
2013
2014 (K)
2015 (T)
Toplam Sanayi
6,1
3,3
4,5
Dayanıklı Tüketim Malları
9,2
6,2
7,8
Dayanıksız Tüketim Malları
8,7
3,1
5,7
Ara mal İmalatı
3,5
2,8
3,4
Yatırım Malı İmalatı
2,4
1,5
3,1
Kaynak: TUİK İmalat Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır NOT: Sabit fiyatlara göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini
Tablo 11’de imalat sanayi mal gruplarına göre üretici fiyatları değişim oranları gösterilmiştir. En yüksek artışlar “dayanıksız tüketim malları” grubundadır. “Yatırım malları” grubunda ise değişim oranı %5,1 ila %7,8 arasındadır. Tablo 11: Türkiye İmalat Sanayi Ürünlerinde Üretici Fiyatları Değişim Oranları Açıklama
2013
2014
2015 (T)
5,2
6,4
8,1
Dayanıklı Tüketim Malları
9,1
13,8
15,0
Dayanıksız Tüketim Malları
5,4
7,6
9,2
Ara mal İmalatı
4,9
6,5
8,9
Yatırım Malı İmalatı
5,1
6,0
7,8
Yİ-ÜFE
Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini
93 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Tablo 12’de Türkiye’de sabit ve cari fiyatlarla imalat sanayi üretim değerleri ile bunların GSYH içindeki oranları gösterilmiştir. Sabit fiyatlarla bu oran %24, cari fiyatlarla %15 civarındadır Tablo 12: Türkiye İmalat Sanayi Üretimi Katma Değeri ve GSYH’daki Oranları Açıklama
2013
İmalat Sanayi Y.H – Sabit Fiyatlarla İmalat Sanayi Y.H – Cari Fiyatlarla
2014
2015 (T)
29,426
30,407
31,608
240,201
272,973
307,500
İmalat Sanayi/GSYH – Sabit Fiyatlarla
24,0
24,1
23,2
İmalat Sanayi/GSYH – Cari Fiyatlarla
15,3
15,7
15,1
Kaynak: TUİK, TUİK, Sanayi İstatistiklerinden Analiz Yapılmıştır (T) Tahmini
Tablo 13’de Türkiye imalat sanayi üretim ve ihracatında teknoloji yoğunluğuna göre bir analiz yapılmaktadır. Tablodan görüldüğü gibi ileri teknoloji ürünlerinin toplam içindeki payı üretimde %4,1 – 4,5, ihracatta ise %3,5 – 4,0 arasındadır. Ortanın altı ve düşük teknoloji ürünleri oldukça yüksek orandadır. İhracatta bu iki grubun toplamı %63,5’u bulmaktadır. Bu durum sanayide yeni yöntem ve stratejilerin önemini ortaya koymaktadır. Tablo 13: Türkiye İmalat Sanayi Üretim ve İhracatında Teknoloji Yoğunluğu Dağılımı ÜLKELER Yüksek
Üretim (%) 2013
2014
İhracat(%) 2015 (T)
2013
2014
2015 (T)
4,2
4,1
4,5
3,5
3,7
4,0
Ortanın Üstü
25,1
25,4
25,8
31,7
31,9
33,2
Ortanın Altı
33,6
33,5
33,3
38,9
40,1
40,5
Düşük
37,1
37,0
36,4
25,9
24,3
22,3
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
Toplam
Kaynak: 10. Beş Yıllık Plan, OECD Raporları (T)Tahmini
Bir kıyaslama yapabilmek amacıyla seçilmiş ülkelerde imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki oranları Tablo 14’te verilmiştir. Bu tablodaki değerler Türkiye’deki imalat sanayi katma değeri ile kıyaslandığında bu ülkeler arasında Türkiye’nin yerinin çok aşağılarda kaldığı belirlenmektedir. Çin ve Güney Kore gibi bazı ülkelerde imalat sanayi katma değerinin oldukça büyük oranlarda olduğu görülmektedir. Tablo 14: Seçilmiş Ülkelerde İmalat Sanayi Katma Değerinin GSYH İçindeki Payı (%) Açıklama
2013
2014
2015 (T)
Almanya
28,1
28,2
28,5
Finlandiya
24,7
25,2
25,5
Fransa
21,0
21,3
22,1
İtalya
22,4
22,5
22,7
Rusya
27,5
27,6
27,9
ABD
19,2
19,4
19,6
Çin H. C.
46,7
46,9
47,1
Güney Kore
32,7
32,9
32,9
Hindistan
18,9
19,6
19,8
Türkiye
15,3
15,7
15,1
Kaynak: UNIDO Industrial Development Global Report (T) Tahmini 94 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi İmalat sanayi ciro endeksleri ve yıllık değişimleri Tablo 15’de sunulmuştur. Buradan sanayideki son üç yılın trendini izlemek mümkün olmaktadır. 2015 yılında tahminlere göre endeks 170,3 ve değişim oranı ise 8,7’dir. Tablo 15: Son Üç Yılın Sanayi Ciro Endeksi ve Yıllık Değişim (2010=100) Yıllar
Yıllık Ortalama Endeks
Yıllık Ortalama Değişim (%)
2013
153,7
9,9
2014 (K)
162,5
10,1
2015 (T)
170,3
8,7
Kaynak: TUİK, Sanayi İstatistikleri (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini
İncelemenin son alanı inşaat sektörü olup, özellikle önemli yönelimleri ve göstergeleri kapsamaktadır. Tablo 16 coğrafi bölge ve ülke gruplarına göre 2013-2015 döneminde büyüme beklentilerini ve bunu tetikleyen faktörleri vermektedir. Tablo da dikkati çeken husus büyüme oranlarının Asya-Pasifik bölgesi ile Türkiye’de oldukça yüksek olmasıdır. Burada konut stokunun eskiliği, deprem olasılığı ve gelişme-kalkınma stratejileri önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum inşaat tesisat malzemeleri yönünden dikkate değer bir gelişmedir. Tablo 16: Ülke Gruplarına Göre 2013-2015 Döneminde İnşaat Sektörü Büyüme Beklentileri ve Büyümeyi Tetikleyen Faktörler Büyüme Beklentisi (%)
Büyümeyi Tetikleyen Etkenler
Asya-Pasifik
8,1
Kentleşme, nüfus artışı, yenilenme doğrultusunda altyapı ve konut inşaatları
Doğu Avrupa
7,5
Sanayi yatırımları, ulaşım yatırımları ve yeni konut talebi doğrultusunda inşaat altyapısı ve konutlar
Güney ve Orta Amerika
6,2
Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda inşaat ve tesisat yatırımları
Kuzey Amerika
5,8
Nüfus artışına bağlı konut inşaatları, tesisatlar ve yenilenme pazarının iyileştirilmesi
Afrika ve Orta Doğu Ülkeleri
5,3
Nüfus artışı, kentleşme hızı ve hanehalkı sayısındaki büyüme doğrultusunda konut inşaatları yenilenme ve tesisat altyapı iyileştirme
AB
1,3
Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, bölgesel iyileştirmeler, konut tesisatlarında yenileme
Türkiye
8,9
Eskimiş konut stokuna bağlı yenileme talebi, kentsel dönüşüm konut yapımı, yeni imar alanları planına yönelik inşaat ve tesisat yatırımları
Yıllar
Kaynak: Global Construction2020, UNIDO Habitat Agency
95 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Türkiye’de son üç yıl için inşaat sektörü yatırımlarının dağılımı Grafik – 2‘de verilmektedir. Buradan görüldüğü gibi konut yatırımları %63 gibi önemli bir orana sahiptir. Grafik 2: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Dağılımı (2013-2015)
Türkiye inşaat sektörünün sabit fiyatlarla büyüme oranları ile Milyar TL olarak katma değeri Grafik – 3’te görülmektedir. Grafik 3: Türkiye İnşaat Sektörü Yatırımlarının Büyüme Oranları (2013-2015)
Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri
96 Sayı 11 (2015/1)
Verilerle Ekonomi Son yılda yeni konut fiyatlarındaki artışlar (% olarak) Grafik – 4’te verilmiştir. Grafikte aynı zamanda sanayi üretici fiyatlarındaki Yİ-ÜFE’de belirtilmiştir. Görüldüğü gibi yeni konut fiyatlarındaki artışlar %15’i bulmaktadır. Grafik 4: Türkiye Konut ve Sanayide Üretici Fiyatları (2013-2015)
Kaynak: TUİK İnşaat İstatistikleri
Tablo 17’de Türkiye’de konut talebi ve 2015 için öngörüler yer almaktadır. Buna göre 2015 yılında toplam talebin 651.000 olacağı öngörülmektedir. Tablo 17: Türkiye’de Konut Talebi Öngörüleri Yıllar 2013
Nüfus Artışı, Kentleşme 352
Kentsel Dönüşüm
Eski Konut Yenileme
Toplam
90
50
492
2014
378
200
50
628
2015 (T)
401
200
50
651
Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği (T) Tahmini
Son üç yıl için konut satışları, yapı ruhsatları ve yıllık yapı stokları Tablo – 18’de verilmiştir. Stokların fazlalığı özellikle dikkati çekmektedir. Tablo 18: Türkiye’de Konut Satışları, Yapı Ruhsatı ve Yıllık Yapı Stoku Yıllar
1.El
2. El
Toplam
Yapı Ruhsatı
Stok
2013
529.129
628.061
1.157.190
835.600
306.471
2014 (K)
541.554
623.827
1.165.381
1.049.590
508.036
2015 (T)
490.000
520.000
1.010.000
560.000
814.507
Kaynak: Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı Derneği (K) Kesinleşmemiş Geçici Veriler (T) Tahmini
97 Sayı 11 (2015/1)
Makale
Doç. Dr. Umut R. Tuzkaya Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü tuzkaya@yildiz.edu.tr
YAPI MALZEMELERİ SEKTÖRÜ VE KENTSEL LOJİSTİK İLİŞKİSİ Birçok sektörün lokomotifi olan inşaat ve ayrılmaz parçası yapı malzemeleri sektörlerindeki büyümeyle, hem günümüzün hem de geleceğin mesleği olarak adlandırılan lojistik sektörünün gelişmesi paralellik göstermektedir. İnşaat sektöründeki faaliyetlerin aksamadan yürütülebilmesi, lojistik operasyonlarının başarısıyla; bu başarının sağlanabilmesi ise lojistik hizmet sağlayıcıların verdiği hizmetin kalitesi ile yakından ilgilidir. Günümüzde lojistik hizmet sağlayan işletmeler sektör bazında ihtisaslaşarak ihtiyaca özel çözümler üretmektedirler. Doğaldır ki, bir elektronik eşya üreticisi ile çimento üreticisinin lojistik ihtiyaçları farklıdır. Örneğin, elektronik eşya üretiminde lojistik maliyetlerin, satılan malın maliyeti içindeki payının çok düşük olması ve rafta ürün bulundurmamanın bedelinin çok yüksek olmasından dolayı; zamanında teslimat en önem verilen unsurdur. Buna karşılık, çimentonun ağır ve hacimli bir yük olması, taşımada araç istiap hadlerine takılması ve depolamada ise yüksek elleçleme maliyetlerinin bulunmasından dolayı çimento üreticisi lojistik maliyetlerinin düşük olmasına odaklıdır. Lojistik stratejilerden ve lojistik operasyonlardan beklentiler farklılık gösterse de bazı doğrular vardır ki, sektörden sektöre değişmez. Örneğin bir kargo şirketinin bir siteye günde iki defa giderek teslimatlarını yapması ne kadar verimsiz bir durumsa, aynı alışveriş merkezinde benzer ürünler satan iki restoranın benzer ürünlerini farklı lojistik firmalarının yarı dolu araçları ile ayrı ayrı getirtmesi de aynı oranda verimsizlik göstergesidir. Sektörlerin tamamındaki benzer verimsiz faaliyetler bir araya geldiğinde kent ulaşımı üzerindeki olumsuz etki de artmaktadır. İşte bu problemleri azaltmak için geliştirilen lojistik stratejiler bütününe kentsel lojistik adı verilmektedir.
98
Nüfus artışı ve kentleşmeye bağlı olarak büyüyen konut ve iş yeri talebine ek olarak kentsel dönüşüm projelerinin varlığı inşaat sektörünü sürekli olarak canlı tutmakta; ancak bunun da kent içi trafiğe olumsuz etkileri artmaktadır. Örneğin trafiğin yoğun olmadığı, eğimi ve virajı az olan düzgün bir yolda ilerleyen 12 tekerli bir kamyonun trafiğe yapacağı etki 2 binek otomobil etkisi kadarken; trafiğin sıkışık ve şeritlerin dar olduğu bir yoldaki etkisi kat ve kat daha fazla olacaktır. Dolayısıyla yük ağırlaşıp hantallaştıkça lojistiğin iki temel bileşeni olan taşıma ve depolama faaSayı 11 (2015/1)
liyetlerinin gerçekleştirilmesi sırasında çevreye yapılan olumsuz etki de artmaktadır. Yapı sektöründeki firmaların ihtiyaç duyduğu ürünlerin hem çeşidi çok fazla hem de boyutları çok farklıdır. İhtiyaç duydukları bu ürünleri de tek bir tedarikçiden değil, çok sayıdaki farklı tedarikçilerden temin etmeleri gerekmektedir. Diğer taraftan inşaat sektöründe proje tipi üretim yapıldığı için inşaat sahası kısıtlı, depolamaya ayrılabilecek alan çok az ve inşaatın ilerlemesi ile birlikte değişen dinamik bir yapıdadır. Bir de bu inşaat alanının kent içinde olduğu düşünüldüğünde, bu problemin kesinlikle bu sektöre özel lojistik çözümler üretilerek aşılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Lojistik firmaların operasyonel yeteneklerini artırarak çözeceği bu boyutlar yanında; kent ulaşım otoritelerinin alacağı kararlarla yapılacak düzenlemeler ve eylemler de ikinci bir boyuttur. Bu noktada Türkiye geneline bakıldığında tüm illerin kat etmesi gereken çok uzun bir yol olduğu görülmektedir. Öncelikle ulus çapında yapılacak bir lojistik master planı takiben veya eş zamanlı olarak tüm iller kendi kentsel lojistik planlarını hazırlamalıdır. Bu kentsel master planlarda sektörleri ayrı ayrı ele alarak, her birinin bütüne etkisini araştırmak gereklidir. İnşaat sektörü özeline inildiğinde talebin nerelerden geldiği, şehrin genişleme planları, şehirdeki ana arterlere yapılan trafik etkisi, çalışmalardaki dönemsellik (mevsimsel bazda, ayın haftaları, haftanın günleri ve gün içindeki saatler bazında talep ve çalışma değişkenliği ayrı ayrı) dikkate alınmalıdır. Bu parametrelere göre ana/tali depo ve aktarma merkezi lokasyonları, kümelenme imkanları, odak grupların oluşturulması, kentsel lojistik sorunlarına bütünsel çözümler üretecek lojistik köylerin oluşturulması, karayolu dışında demiryolu ve denizyolu (iç suyolu) taşıma modlarının kullanımının kent içine yayılması, modlar arası entegrasyonun artırılması ve ölçek ekonomisi sağlanarak maliyetlerin düşürülmesi ve bulunabilirliğin artırılmasına yönelik kararlar yerel ulaşım otoriteleri tarafından alınacaktır. Özellikle inşaat ve yapı malzemeleri gibi lojistik maliyeti yüksek ürünlerin lojistik süreçlerini iyileştirebilmek için duruma bu şekilde stratejik düzeyden bakmak, diğer sektörlerin ihtiyaçlarını da dikkate alan entegre politika ve stratejiler üretmek, yine eylem planlarına geçmeden önce sektör paydaşlarının görüşlerini alarak ilerlemek gereklidir.
Makale
Cemal Bozkurt
Matematik Mühendisi (İTÜ) Toplam Kalite Yönetimi Bilim Uzmanı (DEU) Yönetim Danışmanı, Eğitmen
FARKINDALIK Helikopterle bölgeye indirilen kurtarma ekibi, içinde iş camiasının yakından tanıdığı 5 kişi ile zirveye düşen küçük tip özel uçağın mürettebat ve yolcularına ulaşmak için olağanüstü gayret içerisinde mücadelesine devam ediyordu. Bırakıldıkları düzlükten sonra, neredeyse 4 saattir devam eden tırmanışın son bölümüne gelen ekip üyeleri oldukça yorgun düşmüşlerdi. Hata affetmeyen sarp kayalıklarda en çok neye ihtiyaçları vardı acaba? “Soğukkanlılık, bacaklarda ve kollarda güç“ dediğinizi duyar gibi oldum. Önden gidenin sorumluluğu daha mı fazla acaba? Hem sırtındaki ağırlığa rağmen kendisi düşmeyecek, hem de “sikke” adı verilen özel bir çiviyi kayalıklara sağlam çakacak ki, sabitlediği tırmanma ipi aşağıdaki arkadaşının tırmanırken ağırlığına dayanabilsin. Aşağıdaki yukarıdakine güvenerek tırmanmaya devam ediyordu. Hem hızlı olmalıydılar hem de çok dikkatli. Acaba yukarıda hala canlı kaç kişi vardı? Onları tek tek aşağı taşıyacaklardı. Stres giderek artıyordu. Bu görevi de başarıyla tamamlamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Hallerinden şikayetçi olmuyor, kimseyi suçlamıyorlardı. Öyle ya, bu işi onlara zorla yaptırmıyorlardı. Kendi tercihleriydi. Taşıdıkları sorumluluğun bilincinde, birbirlerini kırmadan, birbirlerine ölümüne güvenerek, dayanışma içerisindeydiler. Kutsal bir görev yaptıklarına inanıyorlardı. Bu meslek özelliği olan bir meslek. Bilgi ve beceri gerektirir. Yani hem eğitimli hem de becerikli olunmalıdır. Cesaretli ve kuvvetli olmayı da gerektirir. Bunun için disiplinli bir çalışma ve buna uygun bir
yaşam tarzı ister. Uykusuz ve gece eğlencesinden kalma birinin burada işi olamaz. Sinirleri sağlam ve tahammül gücü yüksek olmalıdır. Göreve her an hazır olabilmelidir. Ekipman da eksiksiz, bakımlı ve iyi durumda olmalı bu arada. Herkes gözü gibi korur kullandığı her aracı, gereci. İşi bitince bakımını yapar ve uygun koşullarda kaldırır. Üyeler arasında dayanışma ve saygı zorunluluktur. Lider ekip arkadaşlarına hitaben yaptığı konuşmalarda, verdiği eğitimlerde; “sevmek zorunda değilsiniz ama birbirinize yardımcı olmak ve saygılı davranmak zorundasınız” diye tekrarlar. Öyle ya, dayanışma ve saygıda mecburiyet, sevgide özgürlük vardır. Aslında bu ilişki sevgiyi de geliştirmektedir. Şimdi size bazı sorular sormak istiyorum. Hayatın birçok zor sahnesinde rol alan, sorumluluklarıyla bu örneğin benzerini yaşayan sizlerin, rolünüzü başarıyla oynayabilmeniz için ihtiyacımız olan şeyler neler peki? Daha önce bu derinlikte düşündünüz mü? Rolünüz ne? Kimler ile paylaşım içerisindesiniz? Ekip lideri mi, yoksa liderin açtığı yolda ilerleyen ve görevini eksiksiz yapmaya uğraşan ekip üyesi misiniz? Günün rutini ile telaş ve yoğunluk içerisinde tükettiğimiz yaşamlarımızda ödediğimiz bedel aslında ne kadar büyük, fark edebilirsek. Yorgun bedenimizi bir günün daha sonuna taşırken farkındalığımızın azaldığını görebiliyor muyuz? Pişmanlıklar ve endişeler ile sürdürdüğümüz yolculuğumuz nereye ve nasıl? Çok sevdiğim bir atasözü ile son vermek istiyorum. “İnsan dünya gibidir. İçinde sayısız fırtınalar kopar, ama çoğunu sadece kendisi bilir”. Fırtınalarla süregiden bu yaşamda FARKINDA ve BİLİNÇLİ yaşamanız temennisiyle, başarı, mutluluk ve iç huzur diliyorum. Sayı 11 (2015/1)
99
Makale
KritİK: yarATICILIK… Öğr. Gör. Erim Hısım
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) erim@erimhisim.com Yaratıcılık, bir biçimde yıllardır herkesin gündeminde olan bir konu. İş dünyası ve İnsan Kaynakları alemi artık ekibe katmak istediklerinde aradıkları özelliklerin başına bu kavramı koymaya başladı. Çalışanların gelir geçer ve operasyonel işlerini yapmalar artık yetmiyor ve kimseyi tatmin de etmiyor. Bir biçimde işimizi daha hızlı yapmak zorundayız. Ayrıca hız da yetmiyor, aynı hızı yakalayanlar da olduğundan mutlaka farklı da yapmak, fark yaratmak ve rakiplerin arasından sıyrılmak olmazsa olmaz gereklilik… Yaratıcılık konusuna kurumsal pencereden baktığımızda ise karşımıza İNOVASYON kelimesi çıkıveriyor. Ben dil uzmanı değilim elbette. Bununla birlikte neden bu kelimenin Türkçesini bulamadık bilemiyorum. Türkçemiz zengin midir fakir midir onu da tam bilemiyorum. Ama burada bildiğim şey bu olguyu anlatmak için kullandığımız kelime bu. Ayrıca birçok kelimenin Türkçeleştirilmesi yerine olduğu gibi kullanılması da yaygın bir alışkanlık sanırım. Ya dilimizden ya da bşka sebeplerden, neyse bunu uzmanlarına bırakıp ben konumuza döneyim izninizle. Öte yandan bu biçimde telaffuz edildiğinde çok ta havalı duruyor doğrusu. Anlayacağınız tam da bize göre:). Ancak İnovasyon dendiğinde belki de işin en önemli kısmının, yani yeni ve farklı yapmanızın yetmeyecek olmasıdır. Bu yetmeyecektir çünkü yeniliğin ve farklılığın dışında iki olgudan da bahsetmek zorunludur. Bunlardan bir tanesi bu yeniliğin ve farklılığın uygulanabilir ve hayata geçirilebilir olması gerekliliğidir. Bir diğeri ve sanırım daha da önemlisi ise, mutlaka bir değer ve gelir üretmesidir. Yani Dünyada birilerinin bu yeniliğe para ödemeyi göze alması ve bedeline razı olmasıdır. Aksi takdirde değer üretmeyen hiç bir yenilik varlığını da sürdüremeyecek ve yenilik olmak yerine eskiler ve hatta hatırlanamayanlar arasında yer alacaktır. Tamam, ne yapılması gerektiğini söyleyip duruyoruz. İyi güzel de ne gerektiğini söylemek yetmese gerek. Daha önemli ve gerekli olan ise bunu nasıl yapacağımızın dile getirilmesi olmalı. Belki de herkes bunun cevabını bekliyor bizden şu anda… 100
Geçenlerde Üniversite seminerlerimizden birisine gitmiş ve konuşma sıramızı bekliyorduk. Biraz biz Sayı 11 (2015/1)
erken geldiğimizden biraz da önceki konuşmaların sarkmasından olsa gerek bir önceki konuşmacının konuşmasının son bölümünü dinleme şansımız oldu. Konuşmacının salondakilere yaratıcılığın formülünü vereceğini taahhüt etmiş olduğunu anlamak zor değildi. O kadar çok sevindim ve heyecanlandığımı anlatamam. Kendi kendime dedim ki; iyi ki erken gelmişiz, birazdan hayati bir formülü öğrenmiş olacağız :). Tüm dikkatime rağmen konuşma bitmesine rağmen formülü anlayamamış ya da algılayamamıştım. Herhalde ben ıskaladım diye düşündüm. Neyse ki sıra bendeydi ve kendimi sahnede bulmuştum. Mikrofonu da kaptığıma göre artık hiç olmazsa salondakilerden formülü öğrenebilirdim. Ancak anladım ki konuşmacı sözünde durmamış ve formülü vermemişti :). Salondaki demotivasyonu, olmazsa formülü ben veririm vaadiyle heyecana çevirdim. Elbette ki ben sözüm de durdum... Ve onlara dedim ki; yaratıcılık süngerimsi bir durumdur. Süngerin durumu ne ise yaratıcının durumu da odur aslında. Elimize aldığımız kuru bir süngeri sıktığımız da asla su çıkmayacaktır. Oysa sünger sıkıldığında su çıksın istiyorsak bir biçimde su ile süngerin buluşmasını sağlamak zorundayız. Artık bu nasıl sağlanır onu bilemiyorum. Bu bazen ortamdaki nemden (ki zaman alır) bazen su dolu kovaya daldırılarak yada çeşme altına tutularak olabilir. Önemli olan sünger sıkıldığında suyu akabilsin, tıpkı denizin derinliklerinde doğa da bulunduğu gibi. Artık sünger nasıl suyu emerse yaratıcı da nasıl beslenir ve neyle dolar onu kendisinin bulması gerekiyor elbet. Ne yaratmak ve üretmek istiyorsak o tür tüketmek gerektiğini de unutmadan. Söz gelimi iyi yazmanın çok okumaktan, iyi tasarlamanın çok izlemekten geçtiğini de unutmadan. Son olarak ta yarATICININ cesur olması ve üretmekten korkmaması gerektiğini de mutlaka söyleyelim. Ne kadar korkusuz olur ve ATARSANIZ o kadar da TUTARSINIZ… Hayata gülelim ki oda bize gülsün. Sevgiyle kalın…
Makale
ENDÜSTRİYEL PAZARLARDA SATIŞ Zeki Yüksekbilgili
Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen zeki@yuksekbilgili.com Endüstriyel pazarlar, ciddi anlamda tüketici pazarlarından farklılaşırlar. Endüstriyel pazarların tüketici pazarlarına göre en büyük farkları şu şekilde sıralanabilir; Endüstriyel alıcılar rasyonel hareket ederler. Endüstriyel alıcıların bilgi düzeyleri yüksektir. Endüstriyel pazarlarda tutundurma faaliyeti olarak reklam yerine kişisel satış yaygındır. Endüstriyel pazarlarda alımlar doğrudandır. Endüstriyel pazarlarda karşılıklı alışveriş (reciprocity) ilkesi vardır. Alımlar genelde grup olarak yapılır. Satış masrafları azdır. Satın alma işlemi uzun sürer.
Alıcı: Ürün ya da hizmetin siparişini veren kişidir. Bunlar satın alma merkezinin diğer üyeleri tarafından yapılan tercihe ilişkin fikir öne sürmezler, buna karşılık seçilen tedarikçi işletmeyle satın alma görüşmelerini yürütürler. Genellikle işletme içi yapılanmada yer alan ve işletmeye bağlı satın alma bölümü çalışanları ya da satın alma acenteleri olabilirler. Kullanıcı: Ürün ya da hizmetin son müşterileridir. Makineleri kullanan üretim işçileri, ofis donanımını kullanan sekreterler ya da telefon santralini kullanan telefon operatörleridir. Her ne kadar kullanıcılar, çoğu kez satın almanın başlatıcısı olsalar da genellikle satın alma kararına katılımları alt düzeydedir.
Dolayısıyla endüstriyel pazarlarda satış teknikleri farklılaşmaktadır.
Kilit Adam (Gatekeeper): Satın alma ekibine gelen malzemeleri denetleyen kişidir.
Bu bağlamda en temel farklılıklar, endüstriyel pazarlarda alıcıların rollerinde ortaya çıkmaktadır. Tüketici pazarlarında alıcıyı tanımlarken, parasal gücü, istek veya ihtiyacı, karar verme yetkisi olan kişi şeklinde bir tanım yapılırken, endüstriyel pazarlarda roller biraz daha karmaşıktır. Bu pazarlarda satışa giden yol, doğru kişileri dolayısıyla doğru rolleri belirlemekten geçer. Bu roller kısaca şu şekilde tanımlanabilir;
Avukat: Satıcının ürününü veya firmasını beğenen ve bunu dile getiren kişidir.
Başlatıcı: Bir ürün ya da hizmetin satın alınmasıyla çözümlenebilecek bir sorun ya da gereksinimi tanımlayan kişidir.
Genelde sekreter, asistan pozisyonunda olan bu kişiler, tüm akışın sorunsuz gitmesi için kritik öneme sahiptir. Üstelik, alıcıların değişmesi durumunda da şirket ile ilişkinin devam edilebilmesi, yeni alıcılar ile iletişim kurulabilmesi için kilit adamlar çok kritik öneme sahiptirler.
Etkileyici: Bir satın almanın yapılıp yapılmayacağını, neyin satın alınacağını ve kimden satın alınacağına ilişkin bilgiye sahip olan kişidir. Başka bir ifadeyle, işletme içinde gereksinimin şiddetini ortaya koyan satın alma merkezi üyesidir. Etkileyiciler, herhangi bir bölümden hatta işletme dışındaki bir danışmanlık firmasından bile olabilir. Etkileyici, belirli bir ürün ya da tedarikçi tercihi yapmaz, ancak verilen satın alma kararı üzerinde etkilidir. Karar Verici: Satın almaya ilişkin olumlu ya da olumsuz kararı veren, ürünü ve tedarikçiyi seçen ya da onaylayan (genelde en üst kademede çalışan) kişidir.
Bu roller içerisinde en çok ihmal edilenler genelde kilit adamlardır (gatekeeper). Bu kişiler, şirketlere yollanan katalogları, tanıtım malzemelerini denetleyen, yönlendiren kişilerdir. Aynı zamanda, alıcı ve karar vericilere ulaşmak için geçilmesi gereken kişilerdir.
İyi satıcılar, kilit adamların isimlerini, neler sevdiklerini, doğrum günlerini tıpkı karar vericiler ve alıcıların bilgilerini sakladıkları gibi saklarlar. İşletme ziyaretlerinde muhakkak kilit adamlara da uğrar, onları mutlu edecek küçük hediyeler götürmeyi asla ihmal etmezler. Şimdi gelelim kritik soruya; Sizin şirketinizdeki satıcılar kilit adamlar ile ilgili ne kadar bilgiye sahip? Büyük satışlar yapabilmek için kilit adamları ne kadar mutlu edebiliyorlar? Sayı 11 (2015/1)
101
Makale
NEDEN? NASIL? NİÇİN? FUAR M. Aykut Bulut Seramik sektörünün en önemli yurt içi aktivitesi olan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı bu yıl 24-28 Şubat tarihleri arasında 27. defa gerçekleştirilmiş olacak. Ülkemizde seramikle ilgili kuruluşların neredeyse tamamının katıldığı fuarımız yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle de başlangıcından bugüne kadar gerek fuarın katılımcı ve ürün kalitesi gerekse büyüyüp genişlemesiyle çok iyi gelişmeler göstermiştir. İtalya ve İspanya’da tertip edilmekte olan benzeri seramik fuarlarından başka ülkemizde gerçekleştirilen UNICERA, yurt içi ve yurt dışında yaratılan katma değer büyüklüğünde İspanya fuarı CEVISAMA’nın önüne geçmiş, çok kısa zamanda da İtalya’nın fuarı olan CERSAIE ile yarışır hale gelecektir. 1988 yılından itibaren her yıl gerek niteliksel gerekse de niceliksel olarak çok önemli gelişmeler gösteren fuarımız; ülkemiz seramik sektörü açısından önemli bir gelişim, tanıtım ve pazarlama aracı olmuştur. Başarıların büyüyerek devam etmesi firmalarımız, çalışanlarımız ve sektörümüz adına en büyük dileğimizdir.
102
Bugünkü modern fuarcılık çok eski yıllardan beri değişik isim ve biçimlerde uygulanmıştır. Yunanca Panagora esaslı bir kelimeden gelen “panagir” veya “panagyris” dilimize “panayır” olarak girmiş olup her yılın belirli bir zamanında, belirli bir süre için, belirli bir yerde kurulan pazar anlamına gelmektedir. Pan kelimesinin bütün, tam, Agora kelimesinin de toplanma yeri anlamıyla katıldığı Panagora büyük toplantı, bayram, festival anlamlarına gelmektedir. Yine bu bağlamda; insanların bir araya gelerek bir festival havası içinde eğlenmelerini ifade eden ve özünde olgunluk, doğruluk gibi kavramları barındıran Latince esaslı “Feria” kelimesi İngilizceye “Fair”, İtalyancaya “Fiera”, İspanyolcaya “Feria” Fransızcaya da “Foire” olarak girmiştir. Dilimizdeki “Fuar” kelimesi Türkiye’de bu tür etkinliklerin başlangıç yılı olan 1936 İzmir Enternasyonel Fuarı ile birlikte Fransızca Foire kelimesinden ve telaffuzundan gelmiştir. İlk anlamda büyük ölçekli ticari panayır olarak tanımlanmış olup 40 ülkenin katılımıyla bugünkü yerinde açılan fuar o günlerden beri etkinliğini devam ettirmektedir. 1950’li yıllardan itibaren her Türk ailesinin o fuarı gezmesi en büyük gurur ve arzusu olduğunu o yılları yaşamış olanlar çok iyi hatırlayacaklardır. Sayı 11 (2015/1)
Bu etkinlikler arasında sayabileceğimiz bir diğer organizasyon ise; bir çalışmaya, bir sosyal faaliyete faydalı olması amacıyla genellikle açık havada yapılan ve satış yapılarak gelir sağlanan eğlenceli toplantılara da “Kermes” denilmektedir. Kelimenin aslı İngilizcede “Kermess”, Fransızcada “Kermesie”dir. Fuarlar teşhir edilen ürün cinslerine göre iki ana başlıkta değerlendirilir. Genel Fuarlar: Her türlü tüketim ve hizmet malı sergilenir ve satış esasına göre düzenlenirler. İhtisas Fuarları: Düzenlendiği isim altında ürün ya da hizmetlerin sergilendiği, genellikle o sektörü ilgilendiren kişiler tarafından ziyaret edilen organizasyonlardır. İhtisas fuarları iç ve dış ticaret yapan büyük ölçekli kuruluşlarla yapılabileceği gibi perakendecilere yönelik küçük ölçeklerde de olabilir. Sadece kendi bölgesinin veya kendi ülkesindeki firmaların katıldığı bölgesel ve ulusal fuarlar, bir çok ulusun ve o uluslardan firmaların katıldığı uluslararası genel ve ihtisas fuarları, bir ülkenin başka bir ülkede tertiplediği solo fuarlar, expo organizasyonları gibi bir çok farklı yapıda fuar etkinlikleri de bulunmaktadır. Fuarlara katılacak olan firmalar nasıl ve neye göre fuara katılacaktır? “Herkes katılıyor, şimdi ben katılmasam millet ne düşünür?” mantığıyla katılan, buna karşın bir sürü masraf ve yorgunluğu bahane ederek katılmayan firmalar aslında fuarlarda pazarlama, imaj, yeni fırsatlar alanında neler kazanacaklarını veya kaybedeceklerini bir kere daha düşünmelidirler. Katılım, firmaların amaçlarının ve beklentilerin net bir şekilde belirlenmesinden sonra yapılmalıdır. Katılım senesi ve ondan sonraki yıllar için firmanın performansına önemli ölçüde tesir edecek olan fuara katılım kararı gerçekten hedef ve beklentilerin tam olarak ne isteniyor sorusunun cevabının açık ve net bir şekilde ortaya konmasından sonra verilmelidir. Genel pazarlama ve satış hedeflerinin dışında firmayı ileriye taşıyacak, satış zaaflarını iyileştirecek, karlılığını, büyümesini, teknolojik gelişmesini destekleyecek özel hedefleri olmalıdır. Bu hedeflere ulaşmanın bir başlangıç noktası da fuarlar olacaktır.
Makale “Bir firmanın pazarlama ve satış faaliyetlerinin sadece o bölüme ait olmadığı, kuruluşun bütün bölümlerinin de bunun içinde olması, kuruluşun kendi içinde ve dışa karşı bir bütün olması üretim, ar-ge, finans ve insan kaynaklarının tüm gücüyle bu mücadelenin içinde olması o firmanın başarıya ulaşması için en önemli kuraldır.” Bir firmanın pazarlama ve satış faaliyetlerinin sadece o bölüme ait olmadığı, kuruluşun bütün bölümlerinin de bunun içinde olması, kuruluşun kendi içinde ve dışa karşı bir bütün olması üretim, ar-ge, finans ve insan kaynaklarının tüm gücüyle bu mücadelenin içinde olması o firmanın başarıya ulaşması için en önemli kuraldır. Bir fuarın hazırlanmasının o firmanın sadece pazarlama ve ar-ge ile ür-ge departmanlarının görevi olmadığı bilinmeli, herkesin bu çalışmalara canı gönülden katılmaları sağlanmalı ve desteklenmelidir. Üretim faaliyetinde bulunan kuruluşlar kendileri için değişik pazar, ürün, fiyat ve dağıtım kanalı politikaları belirleyebilirler. Hangi şekilde çalışılırsa, hangi politika uygulanırsa uygulansın ana hedef bütün üretim ünitelerinin verimli, istenen kalitede çalışması, maliyetlerin kontrol edilebilmesi, karlılığın sağlanması ve gelecekte de sektörün içinde bulunabilmenin sağlanması olmalıdır. Aslına bakarsanız; gelecekte de sektörün içinde bulunabilmek diğer saydığımız parametrelerin doğru yapılmasına ve sektör içinde gelişen en yeni teknoloji ve ekonomik skalaların takip edilerek uygun bir şekilde firmaya kazandırılmasıyla mümkün olacaktır. Çok basit ve genelleştirilmiş ifade ile en son teknik ve teknolojilerin kullanılarak pazarda satılacak en değerli ürünü optimum fiyattan satabilecek yönetim, finans, makine, malzeme ve insan gücüne sahip olmak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek ana hedef olmalıdır. Kuruluşlar kendi içlerinde çok büyük yanlışlar yapmadığı müddetçe pazarda herhangi bir ürün grubunda teknik yeterlilik anlamında farklılıklar yok denecek kadar azalmıştır. Bu sebeple ürünün diğer özellikleri olan geometrik yapı, desen renk ve baskı kalitesini farklı kılarak rakip ürünlerden ayrılmasını sağlayabilmek ve bunu kusursuz bir şekilde üretmek, satılacak fiyatı doğru belirlemek daha başarılı olmanın temel ilkeleridir. Fuarlar da bütün bunları görmek ve göstermek için en uygun mekanlardır. Teknoloji, bilgi, yaratıcılık, çalışanların ve müteşebbis gücünün bütünlüğünün en güzel gururunun ve mutluluklarının yaşanacağı yer fuar alanları olacaktır. Fuarlar birçok yönden kişi ve kurumlara faydalar sağlamaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse; Birçok ürün, hizmet ve müşteri bir araya gelir, yüz yüze satışla kısa sürede bağlantılar sağlanır. Müşteriler en uygun fiyat, kalite ve nitelikleri görerek, seçme haklarını daha iyi kullanırlar. Kuruluşlar tanınırlıklarını arttırlar. Yeni ilişkiler kurulur, eski ilişkiler güçlendirilir. Katılımcı firmalar ürünlerini rakipleriyle kıyaslarlar, daha sonraki çalışmaları için yeni strateji ve yatırım planları oluştururlar.
Fuar alanlarının ve standlarının hazırlanmasında çalışan mimar ve tasarım atölyeleri her yeni işlerinde kendilerini yenileyerek, yeni sunum teknikleri ile ziyaretçilere ürünleri en iyi şekilde gösterebilmeyi amaçlarken yarattıkları stand yapıları ile katılımcı firmalara ve kendi imajlarına büyük katkılar sağlarlar. Catering, katolog, tamamlayıcı aksesuarlar, ziyaretçi karşılama ve diğer alt yapı hizmetleri destekleyici fuar faaliyetleri olmakta ve bunlara gösterilen özen katılımcı firmaların imaj ve algılanmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. Çalışanlar, öğrenciler, mimarlar, tasarımcılar, teknik ziyaretçiler, pazarlamacılar, halkla ilişkiler ve bu işin ticaretini yapanlar açısından fuarlar çok faydalı bir eğitim ortamı olmaktadır. Fuara katılmış olan firmalar fuarın bitmesiyle beraber fuar değerlendirme toplantısı yaparak sonuçları değerlendirmeli ve bunlara uygun kararları alarak uygulamaya koymalıdır. Başlıklar halinde kısaca özetleyecek olursak; Fuarın genel havası, eski ve yeni ziyaretçilerin, diğer rakip firmaların değerlendirilmesi, Hazırlanan stand ve sunulan hizmetlerin değerlendirilmesi, Fuar boyunca alınmış olan ziyaretçi kartlarının dökümü ile gerekli geri dönüşlerin ve teşekkür aramalarının yapılması, Yapılmış olan fuar, stand ve ürünlerle ilgili anketlerin değerlendirilmesi, Alınan siparişlerin analizi, ürün tadilat taleplerinin karara bağlanması, üretilmesi gereken siparişlerin üretim programlarının yapılması, Gelecek yıla ait fuar stratejisinin belirlenmesi, hedeflerin konulması, eylem planlarının hazırlanması, Bu çalışmalara kuruluşun bütün birimlerinin katılması, konulacak hedeflerde fikir birliği sağlanması başarının kalitesi ve zamanında bitirilmesi üzerine katkıları olacaktır. Herkesin zincirin bir parçası olduğunu ve zincirinin kuvvetinin ise en zayıf en az destek veren halka kadar olduğu daima hatırda tutulmalıdır. Hani etrafına bir çember çizerek içinde zıplayıp oynayan bir kişiyi görenler ona ne yaptıklarını sorduklarında; yanıtı “bir şey yapmıyorum, kendi çapımda eğleniyorum” olmuş ya, sadece kendi çemberimizi değil bitişiğimizdeki diğer çemberleri de görüp ana halkaya bütün gücümüzle bağlanmamız, en önemli hayat düsturumuz olmalıdır. Yazımızı yine bir küçük hikaye ile bitirelim. Temel kola makinasının karşısına geçmiş devamlı olarak jeton atıp kola alıyormuş, yanına gelen arkadaşı ne yaptığını sorunca, “Karışma uşağım, şansım çok yaver gidiyor” demiş. Sayı 11 (2015/1)
103
Makale
SUNUM TÜYOLARI Almila Dalkılıç
Kişisel Gelişim Uzmanı almilad@gmail.com Sunum ve hitabet bir sanattır. Sunum hakkında hiçbir zaman her şeyi biliyor olamazsınız. İşte sizin için altın değerinde etkili sunum formüllerim: 1) “Şartlar uygun değilse şartları kendine en uygun hale getir!” 2) “Heyecan mı bastı… ne güzel, heyecanını coşkuya dönüştürme zamanı!” 3) “Yüzde 100 başarı bekleme, yüzde 95 senin için en uygunudur. Fazlası artı bonustur.” 4) “Kendine güven, sahneye doğru çık, doğru konuş, hata yaptığın yere takılma çevresinde dönüp durma.” 5) “Ücretini bil, saatini veya gününü satın alacak olanlara fiyatını söyle yüzde 15 den fazla indirim yapma!” 6) “Unutma ki çok iyi hazırlandın, sorun yok, problem yok, sıkıntı yok onun için sıkıntı yaratma.” 7) “Stres olmalı, stres olmaz ise sunumda başarı olmaz.” 8) “Sen sahnedesin karşındakiler oturuyorlar 1-0 önde başlıyorsun farkında mısın?” 9) “Örneklere başvurmaktan çekinme, zor bir durumla karşılaştığında otoriteler ve kitaplardan yardım al, ama bunu yardım almış gibi değil, ortak bir paylaşım şeklinde sun.” 10) “Sesin düşmesin, o düşerse senin performansın da düşer.” 11) “Her zaman kalbinin sesini dinle, kararsız kaldığında beyninden gelen sesi de aç.” 12) “Gelecek olan her soruya hazırlıklı ol, unutma ki sorular sorulmak için sorulmalıdırlar.” 13) “Kapıdan çıkarken herşey bitmedi, yanılma! Sizi hala inceliyorlar, acaba o sunum yapan kişi sunum bittiğinde de aynı kişi mi? Yoksa değişecek mi? Değişme aynı kal!”
104 Sayı 11 (2015/1)