Issizlik

Page 1

İşsizliği ortadan kaldıracağız Türkiye’de işsizlik resmen açıklanan rakamların çok üstünde. Çözüm, işsizler sayesinde işçileri daha çok sömüren bu düzenden kurtulmakta.

Çalışmak insan hakkıdır Üretmek insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri ise, yaşama hakkından sonra çalışma hakkı en temel insan hakkı sayılmalıdır. İşsizliğe böyle yaklaşılabilir ve devletin ilkeleri arasında herkese iş yaratmak yazılır; ya da işsizlik başka faktörlerin bir sonucu olarak görülür, sineye çekilir. İkinci durum suçtur! İşsizlik oranları, bir ülkede insanlara ne kadar değer verildiğinin, egemen politikaların insanın refahını ve mutluluğunu ne ölçüde merkeze koyduğunun temel göstergelerinden biridir. AKP hükümeti çok sık olarak şunu söylemektedir: “İşsizlik haricinde her konuda başarılı olduk.” Eğer AKP işsizlik konusunda başarılı olmamışsa, hiçbir konuda başarılı olmamış demektir! Milyonlarca emekçiyi işsiz bırakıyorsanız, diğer ekonomik göstergelerin önemi olamaz. Bu sizin başarıyı ne ile ölçtüğünüzle ilgilidir. Emekçilerin mutluluğunu, refahını, gelişmesini mi başarı olarak değerlendiriyorsunuz, yoksa para babalarının daha da zenginleşmesini mi?


İstatistik yalanları Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son açıkladığı işsizlik oranı yüzde 11. Yani 2,7 milyonumuz işsiz. Onlarca ülkenin nüfusundan yüksek olan bu rakam gerçeği yansıtmıyor. Hükümetler sayılarla oynayınca kimsenin karnı doymuyor ama işsiz olmayanların durumun farkına varmaları ertelenmiş oluyor. Basit bir yalan bu. Yapılan hesaplamalarda iş bulmaktan umudunu kesenler dikkate alınmıyor! İş aramayan işsizler ve gizli işsizler de dahil edildiğinde oran yüzde 21,4’e varmakta ve işsiz sayısı 5 milyonu geçmektedir. Ama bu da eksiktir. Doğru hesap yapmak isteyen, ülkede çalışabilir durumda olan, yani çalışma hakkını kullanmasına kendince engel bulunmayan insan sayısına bakar. Türkiye’de 15 yaşın üzerindeki çalışabilir nüfusun -bu 52 milyon kişi demektiryaklaşık yarısı üretim dışındadır! Yukarıda tanımlandığı gibi Türkiye’nin büyük bir işsizlik sorunu, açıkçası diğer ekonomik verilerin arasında perdelenemeyecek büyük bir insanlık sorunu vardır. Seçim süreci boyunca halkımız çeşitli düzen partilerinin bu soruna işaret ettiklerini, resmi rakamların gerçek olmayan boyutlarına da şu veya bu şekilde değindiklerini göreceklerdir. Yurtsever Cephe’nin düzen partilerinden farkı, sadece sorunun gerçek boyutlarına işaret etmesinde değil, işsizliğin nereden kaynaklandığına ve nasıl çözüleceğine ilişkin söyledikleridir.

İşsizlik yönetim hatası değil düzenin yasasıdır Bu durum ne hükümetlerin beceriksizliğine indirgenebilir, ne de ekonominin önüne geçilemez ve herkesin uyması gereken yasalarına bağlanabilir. İşsizlik serbest piyasa denen, paranın hüküm sürdüğü ekonomik düzende, kârları artırmak gibi temel bir işleve sahiptir. Dışarıda ne kadar işsiz varsa, çalışanların ücret ve diğer hak talepleri o kadar baskı altında demektir. İşsizler yedek işgücü ordusudur. Bu düzende ekonominin temel amacı, ekonomik kararlarda belirleyici olan ilk güdü, patronların nasıl daha fazla kâr elde edecekleridir. İşsizlik düzenin yasasıdır. Çünkü temelde bunun sayesinde, çalışanların yarıdan fazlasının sigorta talep etme cesareti kalmamaktadır. Kayıt dışı, sigortası çalışma, patronların maliyetini ciddi biçimde aşağı çekmektedir. İşsizlikten bu düzen vazgeçemez. Yalnızca, dönemsel olarak işsizlik oranı yüksek veya düşük olabilir. İşsizliğin azalması temelde iki nedenle mümkündür. Bir: Kârı artırmanın yolu, eğer o konjonktürde üretimi artırmaktan geçiyorsa, yedek işgücü ordusu cepheye, yani fabrikalara sürülür. iki: İşçiler mücadele ederek işten çıkarılmayı zorlaştırmış, işsizliğe karşı çeşitli güvenceler elde etmiş olabilirler. 1990’ların başında sosyalist ülkelerin dağılmasıyla işçi sınıfının dünya çapında aldığı yenilgiyi, işsizlik oranının her yerde yaklaşık iki katına fırlayarak yüzde 10 civarına çıkması izlemiştir. Bu yükseliş rastlantı değildir. İşçi sınıfının mücadelesi gerilerse, patronlar ağır basar. Patronlar ağır bastıkça işsizlik de kârlar da artar. Para babaları ve onların temsilcileri bu duruma verimlilik diyor!


Tarımın çökertilmesi işsizliği artırmaktadır Türkiye’de son yıllarda işsizliği artıran gelişmelerden bir tanesi tarımda yaşanan çöküştür. Sadece AKP döneminde 1,5 milyon kişi tarım alanında işinden kopmuştur. Bu nüfusun azalması, tarımda modernleşmenin, bir tarım reformunun sonucu değildir. Bu hızlı çöküş, Türkiye’nin emperyalizme bağımlılığın derinleşmesinin bir parçasıdır. Türkiye yabancı tohumdan, tarım ürünlerine kadar emperyalist ülkelerin pazarı haline getirilmektedir. Tarıma devlet tarafından yapılan destekler kaldırılmış, büyük arazi sahiplerini zengin eden tek destek türü bırakılmıştır. Tarım kesiminin besleyemediği ve sanayinin istihdam edemediği yığınlar, açlığa, sefalete mahkum edilerek yedek işgücü ordusuna itilmektedir.

Hem işsizlik hem iş süresi artıyor! Eğer bir ülkede 5 milyon kişi işsizliğin pençesinde kıvranırken, iş bulabilenler 1214-16 saat çalıştırılıyorsa, bu ancak patronların kâr hırsı ile açıklanabilir. İşsizliğin nedeni olarak sanayide artan makineleşmeyi göstermek büyük bir yalandır. Diyelim ki, günde 12 saatlik iş gerekiyor, iş günü 6 saate indirilerek iki vardiya yapılabilir ve işsizlik sorunu aşılabilir! Ama bunu yapamazlar. Kâr hırsları patronları, akıl dışı bir biçimde, işgücünün büyük bölümünü işsizliğe mahkum edip, i ş ç i l er i d a h a f a z l a ç al ı ş t ı r m ay a yöneltmektedir. Peki ya ileride üretime gireceği günlere hazırlanması gereken 15 yaşın altındaki çocuklarımız? Bu ülkede çalıştırılması yasak olduğu halde ve resmen 5 milyon erişkin işsizken, bir o kadarı üretimin dışında atıl bırakılmışken, son derece ağır koşullarda çalıştırılan 4 milyona yakın çocuk işçiyi ne ile açıklayacağız? Elbette çocuk emeğinin ucuzluğu, yani çocukların daha kolay sömürülebilmesiyle! Böylesi daha kârlı, daha “verimli” oluyormuş! Düzen partileri; AKP'den CHP'ye, DP'den MHP'ye ve GP'ye, işsizlik sorununu piyasa ekonomisi ile çözeceklerini söylüyorlar. Oysa işsizliğin nedeni piyasa ekonomisinden başka bir şey değil. Devletin emekçilere iş alanı yaratmak yerine, sermayeye destek verip, patronların istihdamı artırmalarını dilemesi, kulağını tersten göstermektir. Bu bir ekonomi programı değil, yağma ve hırsızlıktır! İşsizlikten nemalanan, daha az işçiyi daha uzun saatlerle çalıştırmayı ilke edinmiş olan aynı patronlara, böyle yaptıkları için, bir de devlet kaynak aktarmaktadır! Devletin desteklediği tekstil patronlarının, ücretlerin Türkiye’den bile daha düşük olduğu ülkeler bulup fabrikalarını taşıdıkları bilinmektedir. Düzen partilerinin işsizliğe karşı diğer çözümü de yabancı sermaye. Oysa yabancı sermaye yerlilerden farklı bir tutum almayacaktır. Üstüne üstlük, yabancı sermaye Türkiye’ye üretim için değil faizden para kazanmak için akın etmektedir. Kaynaklar üretimden çekilmekte yabancı sermaye işsizlik yaratmaktadır.


Özelleştirmeler ve kamunun çökertilmesi işsizlik yaratmıştır Tüm düzen partileri özelleştirmeleri savunmaktadır. Özelleştirme halkın vergileriyle, devlet eliyle kurulmuş, kamuya, topluma ait kuruluşların şahıslara peşkeş çekilmesidir. Özelleştirme yağmadır! Bütün özelleştirilen kurumlardan işçi çıkarılmış ve daha ağır çalışma koşulları dayatılmıştır. Bunun ötesinde kapatılan veya satılan kamu fabrikaları yıkılarak arazilerine konut yapılmıştır. Özelleştirme ülke ekonomisinin tasfiyesidir! Sanayiye dayalı kalkınmanın terk edilmesi ve özelleştirmeler işsizlik artışının başlıca nedenidir.

Sosyalist bir iktidarda işsizlik ortadan kalkacak Yurtsever Cephe ve TKP’nin programı bu ülkede işsizliği çözecek biricik programdır. Devletin temel görevlerinden biri çalışabilir nüfusa çalışma imkanı yaratmaktır. Çocuk işçi çalıştırmak yasak olmanın yanı sıra, olanaklı da olmayacaktır. Sadece çocuklara değil her yaşta insanımızın her düzeyde ücretsiz eğitim hakkı güvence altına alınacaktır. Tarım, çiftçi ailelerinin özel sorunu değil, tüm toplumun sorunudur. Devlet tarımın modernleşmesi ve gelişmesi için bütün olanaklarını seferber edecektir. Tohum, gübre gibi tarımsal girdiler desteklenecek, kurulacak olan üretim ve tüketim kooperatifleri aracılığıyla tarımda makineleşme ve modern tarım yöntemleri geliştirilecektir. Tarım kesiminde gizli ya da açık işsiz kalmayacaktır. Bütün özelleştirilen kurumlar kamulaştırılacak, planlı ekonomi çerçevesinde kamuya ait yeni sanayi kuruluşları açılacaktır. İş saatleri azaltılacak, ülkede tek işsiz insan bırakılmayacaktır.

Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü: Osmanağa Mahallesi Nihal Sokak No: 4 Kadıköy-İST. Tel: 0.216.414.65.04 TKP Web Sitesi: www.tkp.org.tr E-posta: tkp@tkp.org.tr YC Web Sitesi: www.yurtsevercephe.org E-posta: bilgi@yurtsevercephe.org Baskı: Kayhan Matbaacılık Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sitesi D Blok No: 155 Zeytinburnu -İST. Hazian 2007


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.