3
OYDER Kongresi’nde gündem müşteri deneyimi
CEO’muz Cengiz Eroldu, OYDER Otomotiv Kongresi’nde gerçekleşen “Otomotiv Perakendeciliğinde En İyi Uygulamalar ve Müşteri Deneyimleri” paneline konuşmacı olarak katıldı.
5
Yeni Fiat Doblò Amerika’da “En iyi iç tasarıma sahip 10 araç” adayları arasında
Kısa süre önce satışa sunulduğu Amerika’da tüketicilerin beğenisini kazanan yeni nesil Fiat Doblò, ABD’de “En iyi iç tasarıma sahip 10 araç” adayları arasında yer aldı.
9
“500X Tanışma Günleri”ne İzmir’de büyük ilgi
Türkiye genelindeki tüm Fiat showroom’larında gerçekleşen “500X Tanışma Günleri”nin duraklarından biri de İzmir oldu.
133
Mayıs 2015
Tofaş Türk Otomobil A.Ş.’nin ücretsiz gazetesidir Ayda bir yayımlanır
Kazı çalışmalarına destek verdiğimiz Pamukkale’deki Hierapolis antik kenti, geçtiğimiz yıl dünyanın dört bir yanından iki milyona yakın ziyaretçi ağırlayarak, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen arkeolojik sahalarından biri haline geldi. SAYFA 12
KURUMSAL
2 CEO’muzun mesajı Değerli çalışma arkadaşlarım, Yılın ilk çeyreğini geride bıraktık. Otomotiv sektöründeki memnuniyet verici hareketlilik sürüyor. Pazarda yaşanan canlanma ile birlikte, satış adetleri rekor seviyelere ulaşırken, geçen yılın ilk üç aylık dönemine kıyasla toplam pazarda yüzde 50 oranında artış gerçekleşti ve 173 bin adedin üzerine çıktı. Sektör üretiminde %30, ihracatta da geçen yıla göre %23 artış var. Tofaş’a baktığımızda, ilk 3 ayda 65 bin otomobil ve hafif ticari araç ürettik. Geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %25’lik bir artış söz konusu. Satışlarımızı detaylandırırsak, yine aynı dönemde Fiat markalı satışlarımız 20 bin adede, Alfa Romeo ve Jeep satışlarımız ise bine ulaştı. Bu sonuçlara göre, toplam pazarda 3’üncü, ticari araçta 2’nci sıradayız. Bu hareketliliğin, dolardaki yükseliş trendi ve seçim ortamına giriş süreciyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla yakın dönemde de benzer temponun süreceği varsayımıyla hareket edip, planlarımızı buna göre güncelliyoruz.
ziyaret etti. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Hierapolis’in gün ışığına kavuşturulması için çalışmalar sürdüren Kazı Başkanı Prof. Dr. Francesco D’Andria’ya, gazetemizde yer vermekten gurur duyuyoruz. Çalışanlarımız, Tofaş için her daim birinci planda… Yaptığımız her işte, güçlü ailemizin yapı taşlarını daha da sağlamlaştırmak için çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz Mayıs ayı vesilesiyle, en önemli kıymetimiz olan çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü yürekten kutluyorum. Ayrıca geleceğimizin mimarları olan gençlerimizin 19 Mayıs Ulusal Egemenlik ve Gençlik Bayramı’nı da kutlamak istiyorum. Tofaş olarak gerek burslarımızla, gerek yatırımlarımızla, hem eğitim hem de sporda var gücümüzle gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Sevgi ve saygılarımla, Cengiz Eroldu
Rüzgar bu yönde esmeye devam ederse yılsonunda pazarımızın 950 bine yaklaşacağını öngörüyoruz. Bu talep seviyesinde, Tofaş olarak 2015 planımız olan 250 bin üretim, 170 bin ihracat ve iç pazarda 100 bin satış hedefimizin ötesine geçebileceğimizi tahmin ediyoruz. Elde ettiğimiz sonuçlar, gelecek için bize olumlu sinyaller veriyor. Fiat 500X açık kapı aktivitelerimiz büyük ilgi gördü. Ziyaretçi sayıları, test sürüşlerine olan talep ve artan sipariş adetleri çok sevindirici. Amerika pazarı ile birlikte yurtdışında yeni bir dönemi başlatan Yeni Doblò’nun ise, kısa sürede tüketicilerin beğenisini topladığını hep anlatıyoruz. Yeni Doblò’muzun son olarak ABD’de Wardsauto.com tarafından “En iyi iç tasarıma sahip 10 araç” için aday gösterilmesi bizi bir kez daha gururlandırdı. Jeep markamızın küçük SUV segmentindeki modeli Renegade de, İspanya’nın otomotiv sektörünün yakından takip ettiği internet sitesi Coches.net tarafından “Yılın En İyi Küçük SUV” aracı seçildi. Renegade’in otomatik şanzımanlı versiyonunun lansmanını da yakında yapacağız. Koyduğumuz yüksek hedeflere doğru istikrarlı bir şekilde ilerliyoruz. Katettiğimiz mesafe, bizleri motive ediyor, hedeflerimizi daha da yükseltmemiz için bizlere cesaret veriyor. Göğsümüzü kabartan tüm başarılarda, emeği geçen çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Bildiğiniz gibi Tofaş olarak 10 yılı aşkın bir süredir Pamukkale’deki Hierapolis antik kentinin kazı çalışmalarına destek veriyoruz. Geçen yıl, dünyanın dört bir yanından 1,8 milyon kişi, bu özel alanı
TOFAŞ GAZETE, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.’nin aylık yayın organıdır.
Yazışma Adresi: Büyükdere Caddesi, No: 145, Tofaş Han, 80622 Zincirlikuyu/İstanbul Tel: (0212) 275 33 90 Faks: (0212) 275 39 88 e-mail: tofasgazete@tofas.com.tr
İmtiyaz Sahibi: Burhan Çakır Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Cem Yılmaz Yayın Danışmanları: Yıldız Bars, Zeynep Varlı Editör: Kadriye Yüzereroğlu Sanat Yönetmeni: Elif Kılınç Katkıda Bulunanlar: Songül Karaman Şirin, Asu Ege
Yapım:
Baskı: Elma Bilgisayar Basım ve Ambalaj Halkalı Caddesi, No: 164, B-4 Blok Sefaköy/Küçükçekmece Yayın Türü: Yerel, Süreli Yayın
KURUMSAL
3
OYDER KONGRESİ’NDE GÜNDEM MÜŞTERİ DENEYİMİ > OYDER Otomotiv Kongresi kapsamında gerçekleşen “Otomotiv Perakendeciliğinde En İyi Uygulamalar ve Müşteri Deneyimleri” konulu panelde konuşan CEO’muz Cengiz Eroldu, müşteri deneyiminin bir amaç değil, araç olduğunu söyledi <
O
tomotiv Yetkili Satıcıları Derneği’nin (OYDER) düzenlediği Otomotiv Kongresi’nin beşincisi, bu yıl 7 Nisan’da İstanbul’da gerçekleşti. Ana teması “Otomotiv Perakendeciliğinin Geleceği” olan kongrede CEO’muz Cengiz Eroldu, kongre kapsamında düzenlenen “Otomotiv Perakendeciliğinde En İyi Uygulamalar ve Müşteri Deneyimleri” başlıklı panelin konuşmacıları arasında yer aldı. “Asıl amaç farklılaşmak olmalı” Panelde yaptığı konuşmada müşteri beklentileri, rekabet ve farklılaşmaya dikkat çeken CEO’muz Cengiz Eroldu, “Bugün müşteriler bir havayolu şirketindeki
hizmetten çok memnun kalıyorlarsa, kendilerini orada özel hissediyorlarsa, bir bayiye geldiklerinde de benzer bir memnuniyet arıyorlar. Dolayısıyla yalnızca diğer markalar veya diğer bayiler değil, kahve satan dükkân da, beş yıldızlı otel de, havayolu şirketi de
bizim rakibimiz” dedi. Bayilerin asıl amaçlarının farklılaşmak olması gerektiğini belirten Eroldu, asıl rekabetin artık markalar arasında olmadığını, sektör dışında da bir rekabetle karşı karşıya bulunduklarını vurguladı.
SATINALMA DİREKTÖRÜMÜZ EGE BÖLGESİ TAYSAD ÜYELERİYLE BİR ARAYA GELDİ > TAYSAD’ın İzmir’de düzenlediği üye toplantısına katılan Tofaş Satınalma Direktörü Yüksel Öztürk burada yaptığı konuşmada, iç pazar belli bir büyüklüğe geldiğinde yeni yatırımcıların pazara gireceğine dikkat çekti ve Tofaş gibi Türkiye’de yatırım yapanların sayısının artacağını, yan sanayinin de bundan büyük fayda sağlayacağını vurguladı <
T
aşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) 2015 yılı üye toplantılarının ilki, İzmir’de gerçekleşti. TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ve Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas ile birlikte, Satınalma Direktörümüz Yüksel Öztürk, toplantının konuşmacıları arasında yer aldı. Yüksel Öztürk, konuşmasında öncelikli olarak 2014 yılını değerlendirdi ve Tofaş açısından 2014’ün, elde edilen performans ve kârlılık dışında, geleceği inşa etme yolunda önemli adımların atıldığı bir yıl olduğunu söyledi. “Sektör 2015’te yükselişe geçti” Konuşmasının devamında sektöre yönelik değerlendirmelerde bulunan Yüksel Öztürk, yılın ilk çeyreğinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini belirtti. “Sektör 2015’te yükselişe geçti. Tofaş olarak
otomotiv sektöründe temponun çok düşeceğini tahmin etmiyoruz” diyen Öztürk, ekonomide yılın yüzde 3 seviyelerinde büyümeyle kapanacağını öngördüklerini, büyümenin sürdürülebilirliği için sadece ihracatın değil iç pazarın da büyümesinin çok önemli olduğunu söyledi. İç pazar belli bir büyüklüğe geldiği zaman yeni yatırımcıların da pazara gireceğine dikkat çeken Öztürk, Tofaş gibi Türkiye’de yatırım yapanların sayısının artacağını, yan sanayinin de bundan büyük fayda sağlayacağını vurguladı. Ege Bölgesi’ndeki TAYSAD üyelerini bir araya getiren toplantıda, Tofaş’ın bölgedeki bayi ve yan sanayi yapılanması hakkında da bilgi veren Yüksel Öztürk, konuşmasının sonunda TAYSAD’ın ortaya koyduğu “Projeler Türkiye’ye” ve “Güçlü sanayi, güçlü marka” sloganlarını sonuna kadar desteklediklerini belirtti. Öztürk, bunu sağlamak için öncelikle değişime ve büyümeye, açık rekabetçi yapının güçlendirilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.
KURUMSAL
4
T
ofaş Olağan Genel Kurul Toplantısı, 27 Mart’ta, genel merkezimizdeki Konferans Salonu’nda yapıldı. İlginin yüksek olduğu toplantıya çok sayıda hissedar ve paydaşın yanı sıra sivil toplum kuruluşlarından da katılım gerçekleşti. Tofaş’ın Kurumsal Yönetim Endeksi ve Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alması dolayısıyla, toplantıda özellikle kurumsal yönetim, sürdürülebilirlik ve şeffaflık konularına önem verildi. Bu vesileyle başta Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) olmak üzere, Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) adına Uluslararası Şeffaflık Derneği ve Sürdürülebilirlik Akademisi (Sustainability Academy-Turkey), Tofaş’ın Genel Kurul Toplantısı öncesinde ve sonrasında paydaşlarla bir araya geldi.
TOFAŞ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ
Sivil toplum kuruluşları paydaşlarla buluştu Tofaş, toplantının düzenlendiği Konferans Salonu’ndaki fuaye alanında, davet edilen sivil toplum kuruluşlarının ve kâr amacı gütmeyen sosyal kuruluşların stant açmalarına imkân sağladı. Bu sayede gündemdeki konulara dikkat çekilmesi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin paydaşlarla buluşmalarına destek verilmiş oldu.
MAGNETI MARELLI-OPAR SEKTÖRÜN PROFESYONELLERİYLE BULUŞTU
TOFAŞ MALİ DİREKTÖRLÜK GÖREVİNE STEFANO REGANZANI ATANDI
T
ofaş eski Mali Direktörü Cengiz Eroldu’nun 14 Ocak 2015’te Tofaş CEO’su olarak atanmasının ardından boşalan Mali Direktörlük (CFO) görevine, 20 yıldır Fiat Chrysler’de (FCA) çeşitli görevlerde bulunan Stefano Reganzani atandı. CEO’muz Cengiz Eroldu atama ile ilgili yaptığı açıklamada, Stefano Reganzani’nin, uzun yıllardan bu yana Tofaş’ın mali direktörlük ekibinin birlikte çalıştığı bir isim olduğunu ve deneyimleri ile Tofaş’a büyük katkılar sağlayacağına inandığını belirterek kendisine yeni görevinde başarılar diledi. Meslek hayatına 1991 yılında Unilever İtalya’da başlayan, 1995-2013 yılları arasında FCA çatısı altında finans biriminde çeşitli görevlerde bulunan Reganzani, son iki yıldır İş Geliştirme ve Yatırımlar Kontrol Yöneticisi olarak görev yapıyordu. 15 Nisan 2015 tarihi itibarıyla Tofaş’ın yeni Mali Direktörü olarak atanan Reganzani, 1965 doğumlu. Università Commerciale Luigi Bocconi İşletme Bölümü’nden 1990 yılında mezun olan Stefano Reganzani, İngilizce, Fransızca, Portekizce, Almanca, İspanyolca ve Felemenkçe biliyor.
> Türkiye’nin güçlü yedek parça markası Magneti Marelli-Opar, otomotiv sektörünün en kapsamlı etkinliklerinden olan Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı Automechanika İstanbul’da ziyaretçilerini ağırladı <
U
luslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı Automechanika İstanbul’da yerini alan Magneti Marelli-Opar, sektörün profesyonelleriyle bir araya geldi. Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ve 9-12 Nisan tarihleri arasında İstanbul Tüyap Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Automechanika İstanbul’un açılış gününde özel bir sürpriz hazırlayan Magneti Marelli-Opar, İtalyan mutfağında uzman Şef Danilo Zanna’nın şovlarıyla ziyaretçilerine keyifli anlar yaşattı. “Tofaş, yedek parçada da sektörde lider” Tofaş Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü Altan Aytaç, Automechanika İstanbul’da yaptığı konuşmada, Türk otomotiv sektörünün gelişimine önemli katkılar
sağlayan Tofaş’ın, yedek parça alanında da sektöre liderlik ettiğini belirtti. Tofaş’ın üretim ve satış sonrası hizmetlerde sahip olduğu mükemmellik anlayışını, Opar ile de uzun yıllardır titizlikle sürdürdüğünü kaydeden Aytaç, “Opar, bugün Türkiye’nin hemen her noktasında tüketiciye ulaşarak kaliteli ve orijinal yedek parça ihtiyacını karşılıyor. 2013 yılında dünyanın önde gelen OEM üreticisi İtalyan Magneti Marelli’nin ithal menşeili ürünlerinde Türkiye pazarı distribütörlüğünü alarak yeni bir işbirliğine imza attık. Her iki şirketin ortak markası olan Magneti Marelli-Opar’la her türlü yedek parça ihtiyacına cevap verecek çözümlerle sektördeki güçlü konumumuzdan taviz vermiyoruz” dedi.
> Automechanika İstanbul Yurtiçi ve yurtdışından 1700’e yakın katılımcının yer aldığı Automechanika İstanbul, katılımcı sayısı, düzenlendiği alan, ürün grupları ve ziyaretçi sayısıyla; Frankfurt ve Şangay’da yapılan versiyonlarından sonra otomotiv endüstrisinin en büyük üçüncü fuarı olma özelliğini taşıyor.
MARKALARIMIZ
5
YENİ FIAT DOBLÒ, AMERİKA’DA EN İYİ İÇ TASARIMA SAHİP 10 ARAÇ ADAYLARI ARASINDA
B
ursa fabrikamızda üretilen yeni nesil Fiat Doblò, Amerika pazarında kısa sürede büyük ilgiyle karşılandı. Türkiye ve Avrupa pazarlarında ticari hayatın önemli bir oyuncusu olan Doblò, RAM markası altında ProMaster City adıyla satışa sunulduğu Amerika’da, yüksek performansı, yakıt verimliliği ve yükleme kapasitesiyle müşterilerden tam not aldı. Tasarımıyla olduğu kadar binek otomobil konforuyla da dikkatleri üzerine çeken RAM ProMaster City, Mart ayında satışına başlanmasına rağmen kısa sürede otomotiv basınının ilgisini çekmeyi başardı. ABD’nin en köklü ve saygın otomotiv sektörü yayınlarından Wardsauto.com tarafından “En iyi iç tasarıma sahip 10 araç” adayları arasında gösterilen RAM ProMaster City, Wardsauto.com’da yer alan rakipleri arasında Türkiye’de üretilen tek araç olarak da öne çıkıyor.
> Kısa süre önce satışa sunulduğu Amerika’da tüketicilerin beğenisini kazanan yeni nesil Fiat Doblò, ABD’nin otomotiv sektöründeki önemli yayınlarından Wardsauto.com tarafından, “En iyi iç tasarıma sahip 10 araç” adayları arasında yer aldı <
JEEP RENEGADE’E BİR ÖDÜL DE İSPANYA’DAN
J
eep®’in küçük SUV segmentindeki modeli Renegade, İspanya’nın otomotiv sektöründeki internet sitesi Coches.net okurları tarafından “Yılın En İyi Küçük SUV”u seçildi. İspanya’nın en çok takip edilen otomobil sitesi Coches.net’in gerçekleştirdiği “Yılın En İyi Küçük SUV”u seçiminde oylamaya katılan 80 binden fazla otomobilseverin büyük çoğunluğu, tercihini Jeep Renegade’den yana kullandı. Güvenlik testinde 5 yıldız Lansmanından itibaren altı aylık bir sürede İspanya pazarının en çok satan SUV araçlarından
FERRARI 488 GTB YILIN İKİNCİ YARISINDA TÜRKİYE’DE
biri olan Jeep Renegade, kategorisinde 2015’in referans modeli olmayı da başardı. Jeep Renegade, EuroNCAP testinden 5 yıldız alarak güvenlik alanında en yüksek standartlara sahip olduğunu tescilledi. Yüksek güvenlik standartlarının yanında, 170 HP güce varan 1.4 benzinli MultiAir, 1.6 ve 2.0 litrelik dizel Multijet motorlarıyla, verimlilik ve performans anlamında da farkını ortaya koyan Jeep Renegade, SUV segmentiyle özdeşleşen Jeep® markasının ruhunu ve markanın kendisine has sürüş keyfini, geniş kişiselleştirme özellikleriyle başarılı bir şekilde harmanlıyor.
ÜNLÜLERİN TERCİHİ JEEP®’TEN YANA
Ferrari 488 GTB, 0’dan 200 kilometreye 8,3 saniyede ulaşıyor ve saatte 330 kilometrenin üzerinde maksimum hıza erişiyor
C
enevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılan, sınıfının en üstün performans özelliklerine sahip Ferrari’nin 8 silindirli yeni modeli 488 GTB, yılın ikinci yarısından itibaren Türkiye’de olacak. Devrim niteliğindeki V8 motoruyla dikkat çeken Ferrari 488 GTB, gücü, tepki süreleri ve çevikliğiyle, pist araçlarının performansını yollara taşıyıp benzersiz bir sürüş deneyimini garanti ediyor. Türkiye’de ilgi büyük Ferrari 488 GTB modeliyle ilgili bilgi veren FerMas Şirket Müdürü Sinan Saip Bel, Ferrari’nin yarışçı ruhunu her yönüyle yansıtan 488 GTB’nin, lansmanından itibaren yoğun bir talep gördüğünü belirtti. Türkiye’deki müşterilerin de araca büyük ilgi gösterdiğini söyleyen Bel, FerMas olarak 2015 için ilk etapta beş adet araç kotaları olduğunu ve tamamı için ön satış anlaşması yaptıklarını kaydetti. İlave kota için görüşmelerin sürdüğünü anlatan Sinan Saip Bel, yaz aylarından itibaren araçların teslimatına başlanacağını, yıl sonuna kadar müşterilere teslimatın gerçekleşeceğini belirtti.
A
thena müzik grubunun üyesi Hakan ve Gökhan Özoğuz kardeşlerden sonra Medcezir dizisinin oyuncularından Orkun Civanoğlu da Jeep® marka araç satın aldı. Geçtiğimiz yıl Kasım ayının sonunda Lancia, Alfa Romeo, Jeep Bayii Birmot İstanbul’un Suadiye Showroom’undan Sierra mavisi Jeep Renegade modelini satın alan Hakan Özoğuz’un ardından, kardeşi Gökhan Özoğuz da Aralık ayında aynı bayimizden Jeep Wrangler Rubicon model siyah renkli araç satın aldı. Medcezir dizisinin sevilen oyuncularından Orkun Civanoğlu ise Şubat ayında, Bursa’daki Lancia, Alfa Romeo, Jeep Bayimiz Mengerler’den, Jeep Cherokee gümüş gri aracını teslim aldı. Jeep®’i tercih eden ünlülerimize araçlarının hayırlı olmasını ve güzel günlerde kullanmalarını diliyoruz.
FA B R İ K A D A N H A B E R L E R
6
Mart ayının En İyi leriNİ TEBRİK EDİYORUZ > Şirket genelinde üstün performans gösteren İleri Kaizen, Majör Kaizen, Standart Kaizen, Hızlı Kaizen ve Bireysel Öneri kategorilerinde Mart ayının “en iyi” sürekli iyileştirme faaliyetleri seçildi. Buna göre Mart ayının “en iyi”leri şöyle sıralandı: < > En İyi Majör Kaizen: Süspansiyon Üretim Müdürlüğü Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Arka süspansiyon salıncak kolu set-up kayıplarının azaltılması. > En İyi İSG Majör Kaizen: Kalıp & Pres Üretim Müdürlüğü Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Kalıp ana parçalarının sökülmesinde ve taşınmasında iş kazası risklerinin önlenmesi. > En İyi Standart Kaizen: Boya Üretim Müdürlüğü Sanatkârlar Standart Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Montaj yükleme asansörü kaynaklı ıskarta kayıplarının önlenmesi.
otomOTİV sözlüğü Common Rail Sistemi Common Rail, dizel motorlar için üretilmiş olan yüksek basınçlı bir püskürtme sistemidir. Bu sistemi diğerlerinden farklılaştıran esas unsur, basınç oluşturma işlemiyle püskürtme işleminin birbirinden ayrılmış olmasıdır. Motor tarafından direkt olarak tahrik edilen ve kesintisiz olarak çalışan bu yüksek basınç pompası, yakıt basıncını 2000 bara kadar yükseltir. Bu yakıtın hızlı tetiklemeli enjektörlerle doğrudan yanma odasına kademeli olarak (birden fazla sayıda kez) püskürtülmesi, daha sessiz ve verimli motor tasarımına imkân vermektedir. Dizel Partikül Filtresi (DPF) Dizel motorlarda yanma sonucunda oluşan, insan sağlığına ve çevreye zararlı mikro partikülleri (kurum, ağır metaller) tutup atmosfere salınmasına engel olan filtre sistemidir. Biriken partiküller belirli bir miktara ulaştığında, filtrenin tıkanmaması için rejenerasyon denilen bir çevrimle yüksek sıcaklıkta yakılır ve filtre tekrar açılır. Düşük süratte ve kısa zamanlı kullanımlar DPF’in erken dolmasına, sık rejenerasyon yapılmasına neden olur.
> En İyi İSG Standart Kaizen: Kalıp & Pres Üretim Müdürlüğü Albayrak Standart Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Vinç kancasındaki iş güvenliği risklerinin önlenmesi. > En İyi Hızlı Kaizen: Tedarik Zinciri Direktörlüğü Hedef Zirve Hızlı Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Orta taban hattı malzeme kasası taşıma kayıplarının önlenmesi. > En İyi İSG Hızlı Kaizen: Boya Üretim Müdürlüğü Metot Hızlı Kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Matkap tezgâhındaki iş güvenliği risklerinin önlenmesi.
> En İyi Öneriler: Kalite Direktörlüğü çalışanlarından Melih Karyağmaz’ın önerisi: Yeni Doblò 1.6 araçlarda direksiyon kutusu kalite probleminin iyileştirilmesi. Tedarik Zinciri Direktörlüğü çalışanlarından İsmail Erhan İhtiyar’ın önerisi: Üretim hatlarındaki basılı sac barkot okutmadaki işçilik kayıplarının önlenmesi. Montaj Üretim Müdürlüğü çalışanlarından Hasan Keleş’in önerisi: Doblò Autocarro araçlarda roller test işçilik kayıplarının önlenmesi.
> En İyi İSG Önerisi: Tedarik Zinciri Direktörlüğü çalışanlarından Hakan Savcı’nın önerisi: Otomatik kapılarda iş makinesi geçişinde yaşanabilecek iş kazası risklerinin önlenmesi.
TOFAŞ SATRANÇ MAÇI’NA BASKETBOLCULARIMIZ DA KATILDI
F
abrikamızda düzenlenen ikinci Tofaş Simultane Satranç Maçı’nda, Tofaş Basketbol Takımı oyuncuları Samet Geyik, Brian Qvale, Lamar Patterson, Yiğit Arslan, Tayfun Erülkü ve Muhsin Yaşar, Tofaş Satranç Takımımızın oyuncusu Ercan Tunç’a rakip oldu. Fabrikadaki çalışma arkadaşlarımızın da katıldığı
maçta Ercan Tunç, Tofaşlı oyuncuların da aralarında olduğu 13 rakibiyle aynı anda mücadele etti. Çalışma arkadaşlarımızın ve Tofaş Satranç Kulübümüzün üyelerinin büyük ilgi gösterdiği karşılaşmalarda, yaklaşık bir saat süren maçlar sonunda Ercan Tunç, altı rakibini mağlup etti, yedi rakibiyle ise berabere kaldı.
WCM
7
BÜYÜK HAYAL GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ > Tofaş Kalıp Tasarım Uzmanı Dinçer Bilgin, “Satranç dâhisi” ve “Satrancın Mozart’ı” olarak tanınan Magnus Carlsen ile maç yapan 10 şanslı kişiden biri oldu. İspanya’nın Barselona kentinde, 2-5 Mart tarihleri arasında Mobile World Congress’te gerçekleştirilen organizasyona katılan ve büyük hayalini gerçeğe dönüştüren Dinçer Bilgin sorularımızı yanıtladı <
İŞYERİ ORGANİZASYONU’NDA ÖRNEK OLUYORUZ > Dünya çapındaki 175 Fiat-Chrysler Grubu fabrikası arasında ilk dörde girerek “Altın” seviyeye ulaşan fabrikamız, tüm alanlarda olduğu gibi İşyeri Organizasyonu’nda yaptığı iyileştirmelerle de öncü olmaya devam ediyor <
F
Magnus Carlsen ile blitz maçı yapma şansını nasıl yakaladınız anlatır mısınız? Ben Carlsen’in hayranıyım. Kendisini sosyal medyada yakından takip ediyorum ve maçlarını internetten canlı olarak izliyorum. Carlsen’in Facebook sayfasında 10 kişiyle maç yapacağı duyurusunu gördüm. Bunun için ilgili soruların cevaplandırılması ve birkaç satranç probleminin çözülmesi gerekiyordu. Soruları cevaplayıp çekilişe katıldım. Sonrasında da Carlsen ile maç yapacak 10 kişiden biri oldum. Tüm satranç organizasyonlarımıza destek veren İnsan Kaynakları Direktörlüğümüz desteğini burada da esirgemedi ve Barselona’da Carlsen ile yapacağım maça Tofaş’ın desteğiyle katıldım. Tofaş Satranç Kulübü Başkanı Mehmet Durak’a da desteği için çok teşekkür ederim. Magnus Carlsen ile yaptığınız maça ilişkin duygularınızı öğrenebilir miyiz? Maçın sonucu ne oldu? Carlsen ile tanışmak müthiş bir histi. Kendisi birçok otoriteye göre gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu. Dolayısıyla maç esnasında çok heyecanlandım. Carlsen, çok cana yakın ve esprili biri, fakat tahta başında çok ciddi. Tek bir oyun bile kaybetmeye tahammülü yok. Diğer dokuz kişi gibi ben de oyunu kaybettim. Satranca olan ilginiz ne düzeyde, Tofaş Satranç Kulübü’ne üye misiniz? Ben amatör bir satranç oyuncusuyum. Evet, Tofaş Satranç Takımı ile Koç Topluluğu Spor Şenlikleri’nde şirketimizi en iyi şekilde temsil ediyoruz ve her yıl Tofaş’a şampiyonluk kazandırıyoruz.
> Blitz maçı nedir? Oyunculara 10’ar dakikanın altında zaman verilen maçlara verilen genel addır. Türkçe anlamı “yıldırım”dır. Mobile World Congress’te yapılan organizasyonda, dünya şampiyonuna bir, rakiplerine beş dakika verilmiştir.
iat fabrikaları arasında sadece LCA (Düşük Maliyetli Otomasyon) faaliyetlerimizle değil, geliştirdiğimiz metot ve ürettiğimiz yeni fikirlerle de liderliğimizi sürdürüyoruz. Sahip olduğumuz bilgi ve birikimlerimizi, yan sanayilerimiz ve diğer Fiat fabrikalarıyla paylaşmaya da devam ediyoruz. Nisan ayında Magnetti Marelli ve Sırbistan FAS gruplarını fabrikamızda ağırladık. Ziyaretçilerimizi İşyeri Organizasyonu’nun ileri adım çalışmaları hakkında bilgilendirdik. “Hat Esnekliği”, “Hareket Ekonomisi” ve “İnsan Doğası” çalışmalarımızla ilgili ortak bir platform oluşturduk ve benzer çalışmaların kendi gruplarında da uygulanmasının ilk adımlarını attık.
olan, parça kasalarının tek noktadan transfer edilmesi sağlanıyor. Bu sayede boş-dolu kasanın değişimi esnasında katma değer yaratmayan yürümeler azaltılıyor, parça taşımanın otomasyon sistemleriyle yapılması sayesinde ergonomi ve standart süre iyileştirmeleri gerçekleşiyor. Parçaların çalışma bölgesine yaklaştırılmasıyla da çalışma ergonomisinin iyileştirilmesi hedefleniyor.
2015 yılında öne çıkan çalışmalar Tofaş’ın tüm üretim birimlerinde faaliyet gösteren İşyeri Organizasyonu ekibi olarak, Mayıs ayında Fiat 500L’nin üretildiği Sırbistan fabrikasında WO (İşyeri Organizasyonu) ileri adım uygulamalarının devreye alınabilmesi için eğitim ve destek vermeye hazırlanıyoruz. Bunun yanı sıra Gövde Üretim Müdürlüğü’nde 2015 yılında 185 bin Euro’luk getiri sağlayacak iyileştirme projeleri planlandı. Bunlar, operatörlerimizin çalışma ergonomisini iyileştiren, üretim bandında daha verimli çalışmayı sağlayacak, üretim çıktılarını artıracak, katma değeri yüksek ürün üretmeye fırsat yaratacak ve tamir ihtiyacını azaltacak projelerden oluşuyor. Two-Bin Döner Sehpa Projesi Bu projelerimizden biri, Two-Bin Döner Sehpa Projesi. Projeyle, üretim ve lojistiğin ortak hedefi
İşyeri Organizasyonu ekibi, yeni ürünlerin üretim tasarımında da görev alıyor. WPI (Work Place Integration-İşyeri Entegrasyonu) çalışmalarında, ürün projesi erken aşamalarda incelenerek ürün önerileri veriliyor, parçaların İşyeri Organizasyonu prensiplerine göre tasarlanması sağlanıyor. Bu çalışmaların devamında proses alanları üç boyutlu olarak modellenerek, modeller üzerinden, üretim esnasında yaşanabilecek iş güvenliği ve kalite riskleri önceden tespit edilip önlemler alınıyor. Ergonomik olmayan operasyonlar için iyileştirme çalışmaları yapılıyor. WPI sürecinde tüm çalışma arkadaşlarımız yeni model eğitimleri sayesinde öneriler verebiliyor, bu önerilerin tasarım aşamasında hayata geçirilmesine imkân sağlanıyor.
YA K I N P L A N
8
Satış Sonrası İş Geliştirme Uzmanı Celal Fırat Yaver:
SATIŞ SONRASI CRM ÇALIŞMALARIYLA 20 BİN MÜŞTERİYE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ > Tofaş Satış Sonrası İş Geliştirme Müdürlüğü’nün geçtiğimiz yıl başlattığı Satış Sonrası CRM çalışmaları, yaratılan farkındalık sayesinde servislerde bir CRM kültürü oluşmasını sağladı. Satış Sonrası İş Geliştirme Uzmanı Celal Fırat Yaver ile 2014’te 10 bin kayıp müşterinin geri kazanılmasını sağlayan çalışmaları, hayata geçirilen “CRM Takımları” ve “CRM Kupası” uygulamaları ile 2015 planlarını konuştuk < 2014’te hayata geçirilen CRM Takımları uygulamasının çıkış noktası nedir? Tofaş’ta sürdürülen CRM çalışmaları doğrultusunda, Satış Sonrası’nda da bir CRM kültürü oluşturmayı ve farkındalık yaratmayı hedefledik. Bu kapsamda, Satış Sonrası İş Geliştirme Müdürlüğü olarak Türkiye çapındaki tüm servislerin dahil olduğu bir çalışma başlattık. CRM’in öncelikle bir ekip işi olmasından hareketle, her serviste Servis Müdürü, Müşteri İlişkileri Sorumlusu ve Servis Danışmanından oluşan bir CRM Takımı oluşturduk. Türkiye genelinde dokuz bölgede faaliyet gösteren 130’un üzerinde servisimiz var. Servislerimizin hepsinde bir CRM Takımı yer alıyor. CRM Takımları, Satış Sonrası’nda CRM kültürü oluşturmak konusunda nasıl bir rol oynadı? 2014’te yaptığınız çalışmaları özetleyebilir misiniz? Öncelikli hedefimiz olan CRM kültürü oluşturmak ve farkındalık yaratmak konusunda CRM Takımları ile sürekli temas halinde olduk. Sürekli iletişim ve bilgi alışverişi sağladık. CRM kavramı ve performans ölçümlerini tanımlayarak servislerimizin bu konulara aşina olmalarına çalıştık. Müşteri gerikazanımı, temas oranı gibi konular üzerinde durduk. 2014’te yaptığımız önemli işlerden biri de CRM konusunu sistemli hale getirmekti. Bunun için bir segmentasyona, müşterilerin sınıflandırılmasına ihtiyacımız vardı. Araç yaşı üzerinden bu sınıflandırmayı gerçekleştirdik. Daha çok kayıp müşterilere yönelik CRM çalışması yaptık. Tespit ettiğimiz kayıp müşterileri sistemli biçimde takip ettik ve servislerimizin bu müşterilerle temasa geçmelerini sağladık. Servislerimiz, temas kurdukları müşterilerin ihtiyaçlarını anlama ve gidermeye yönelik çalışmalar yaptı ve bu konuda bir farkındalık oluştu. 2014’te yaptığımız bu çalışmalar sayesinde CRM konusunda istediğimiz altyapıyı oluşturduk. CRM Takımları ile iletişimimiz kesintisiz devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir ankete CRM Takımlarından çok kısa sürede yanıt aldık. Bu hızlı geri dönüş bile CRM takımlarının bu işi ne kadar önemsediğini, sahiplendiğini gösteriyor. Atadığımız müşterilerle iletişime geçilme oranı da çok yüksek. Bu da ilgili CRM Takımlarının bu müşterileri sahiplendiğini gösteriyor.
CRM Kupası nedir? CRM takımlarının motivasyonunu yüksek tutmak için “CRM Kupası” adı altında bir yarışma düzenledik. Geçtiğimiz yıl boyunca devam eden yarışma, iyi bir motivasyon aracı oldu. Tüm servisler kendi bölgelerinde “en iyi” performansı göstermek için yarıştı. Yılın ilk ve ikinci yarısında her bölgeden birinciler belirledik.
“2015’te devreye aldığımız yeni nesil CRM ile amacımız, 2014’te yakaladığımız performansı iki katına çıkarmak ve 20 bin müşteriye ulaşmak.” Tüm bu çalışmalar neticesinde 2014’te elde edilen sonuçlardan bahseder misiniz? 2014’te özetle, “CRM kavramı nedir, CRM kültürü nasıl oluşturulur? Bu işin altyapısı için ne gereklidir?” gibi konularla uğraştık, CRM takımları oluşturduk. CRM Kupası ile rekabet ve motivasyon unsurlarını yarattık. Oluşturduğumuz sınıflandırmalar ve takip sistemiyle işin sistemli olmasını sağladık. Bu çalışmalar sayesinde 2014’te yaklaşık 10 bin kayıp müşteriyi geri kazandık ve yaklaşık 4 milyon TL ciro elde ettik. Elde ettiğimiz bu sonuçlar, hedeflerimizin üzerinde gerçekleşti. Ayrıca bu ilk yılda, işin gelişmeye açık olduğunu, üzerine yeni şeyler koyabileceğimizi tespit ettik. 2015’te neler planlıyorsunuz, geçen yılki tespitleriniz sizi nasıl yönlendiriyor? 2015’e daha sağlam bir şekilde girdik ve bu yıl Yeni Nesil CRM adı altında bir çalışma başlattık. Yeni Nesil CRM’de kavramlar, segmentasyon, bakış açısı ve ölçümler değişti. Bununla da ciddi bir fark yarattığımızı düşünüyorum. Geçen yıl araç yaşıyla bir sınıflandırma yapmıştık, bu yıl müşterinin servis davranışına göre de bir sınıflandırma yaptık ve müşterileri altı gruba ayırdık. Bunlar: “Meçhuller”, “Aktifler”, “Gitti Gidiyorlar”, “Tut Kolundan”, “Gözümüzde Tütenler” ve “Kaybolanlar”. Bu sınıflandırmaya göre aksiyon alıp CRM takımlarımızla bu gruplar üzerinden işe odaklandık.
Yeni Nesil CRM ile amacımız, 2014’te yakaladığımız performansı iki katına çıkarmak ve 20 bin müşteriye ulaşmak. Ayrıca 2015’te 1 milyon araç girişi hedefimiz var ve CRM bu amaca ulaşmak için en güçlü araçlarımızdan biri... Müşterilerin sadece kazanılması değil, uzun süreli sadakatleri önemli. Bunun için müşterilerle anketler yaparak davranışlarının nedenlerini anlamayı ve uzun süreli sadakatlerini sağlamayı hedefliyoruz. CRM çalışmalarında müşterilerimizden aldığımız geribildirimler, uzun zamandır üzerinde çalıştığımız Sadakat Programımız için de önemli girdiler oluşturdu. Bu yıl bir de “Satış Sonrası Şampiyonlar Ligi” adı altında bir yarışma konsepti oluşturduk. Burada da CRM takımlarına çok iş düşüyor. Mart ayında uygulamaya başladığımız “Satış Sonrası Şampiyonlar Ligi” ile birlikte Yeni Nesil CRM, bize çok güzel geri dönüşler sağladı. Mart ayında tekil araç girişinde büyüme yakaladık. Bu bizim için çok önemli... Şampiyonlar Ligi, Yeni Nesil CRM uygulamaları ve diğer faaliyetlerimizle yılı çok iyi bir şekilde kapatacağımızı düşünüyoruz. Son olarak CRM ile ilgili servislere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? Yaptığımız çalışmalar bize şu mesajı veriyor: Müşteri çok değerli. Sadece maddi olarak değil, manevi olarak da… CRM ile servise gelen müşterilerin memnuniyet skorları daha yüksek çünkü en başından itibaren müşteriyle bir temas ve takip var… Yaptığımız çalışmalar sayesinde elimizde, uzun süreli ve mutlu müşteriler yaratmak adına veriler, fikirler ve daha da önemlisi sahada işi bilen arkadaşlarımız var. 2014’te yaptığımız farkındalık yaratma ve kültür oluşturma çalışmalarının, ileriye dönük çok önemli kazanımlar sağladığına inanıyoruz.
“Geçen yıl yaptığımız çalışmalar sayesinde elimizde, uzun süreli ve mutlu müşteriler yaratmak adına veriler, fikirler ve daha da önemlisi sahada işi bilen arkadaşlar var.”
B AY İ L E R İ M İ Z
9 >
“CRM çalışmaları işimize önemli katma değer sağladı”
Servislerimiz, geçtiğimiz yıl hayata geçirilen ve bu yıl yeniliklerle uygulanmaya devam eden CRM çalışmalarına dair görüşlerini, Tofaş Gazete aracılığıyla bizlerle paylaştı
500X TANIŞMA GÜNLERİ NDE CEO’MUZ İZMİR BAYİLERİNİ ZİYARET ETTİ
Ankara Otomotiv Servis Müdürü/Servis Konseyi Başkanı Tahsin Aslan: “2014 yılında başlatılan CRM çalışmaları, bizlere kaybedilen müşterileri geri kazanmanın ne kadar güç olduğunu, müşteri memnuniyeti için takım ruhuyla çalışılması gerektiğini, kayıp müşterileri servise kazandırmak için iyi bir servis pazarlamasına ihtiyaç duyulduğunu gösterdi. CRM çalışmaları, uzun süredir temasa geçilmeyen müşterilerle temasa geçme fırsatı yarattı, ayrıca servis çalışanları arasındaki diyaloğu artırdı. Bu sayede servis içi rekabet de artmış oldu.” Kocaeli Yılmazlar Otomotiv Servis Müdürü Volkan Yılmaz: “2014’te başlayan, 2015 yılında gelişerek devam eden CRM çalışmaları, servislerimize katma değer yaratmaya başladı. Özellikle 2014 yılında oluşturulan CRM Takımı ve CRM Kupası, çalışanlarımızın algısını ve heyecanını yükseltti. Bu vesileyle bir anımızı da paylaşmak isterim: ‘Gözümüzde Tütenler’ CRM Grubu’ndan bir müşterimizle iletişime geçtik. Müşterimiz artık Bodrum’da ikamet ettiğini ve bakımlarını özel bir serviste yaptırdığını iletti. Bunun üzerine hemen Paşalı Otomotiv’le iletişime geçerek durumu kendileriyle paylaştık. Paşalı Otomotiv ekibi anında aksiyon alarak müşterimizi geri kazandı. Hep birlikte bir müşterimizi daha sisteme kazandırmanın sevincini yaşadık.” Enriko Aliberti Servis Müdürü Ahmet Tül: “Yapılan CRM çalışmalarıyla birlikte servisimizden kopan kayıp müşterilerimizle tekrar irtibata geçerek, geri kazanma şansı yakaladık. Hem ciromuza katkı sağladık hem de kayıp müşterilerimizi geri kazanarak içlerinden sadık müşteri grubu yaratmaya başladık. Bu çalışmalarımızın showroom’umuza da katkı sağladığını gözlemledik. Ayrıca CRM Kupası ve CRM Takımı’nın oluşturulması ekip ruhunu canlandırdı ve burada elde ettiğimiz her başarı, performansımıza da olumlu şekilde yansıdı.” Kavaklıdere Servisi Müşteri İlişkileri Sorumlusu Satı Bensu Kaymak: “CRM çalışmaları, müşteri bağlılığını ve sadakatini artırmaya yardımcı oldu. Kârlı ve uzun süreli kuruluş olmanın yolu, müşteri memnuniyetinden geçiyor. Durum böyle olunca CRM’in önemi daha da netleşiyor. Bir şirketin en önemli öz varlığı olan müşteri tabanına ulaşabilmek, hem gelecek hem de kârlılık için en önemli veri. CRM = Gelecek + Kârlılık” Kartaş Karaoğuzlar Müşteri İlişkileri Sorumlusu Filiz Karabacak: “Kayıp müşterilerin servislere kazandırılması adına yapılan CRM çalışmaları, iyi düşünülmüş ve hayata geçirilmiş bir uygulama. Bu uygulamayla müşterilerimizle iletişime geçip kendilerine dokunmaya, seslerini duymaya çalıştık. Ayrıca müşterilerin servislere kazandırılmasını, sürekliliklerini ve sadakatlerini sağlamaya çalıştık. Aracını satmış veya yeni araç almayı düşünen müşterilerimize de araç alımı konusunda yardımcı olduk. Bu çalışmanın sonucunda servislerimizde ciro ve araç girişi artışı yaşandı. CRM Takımı’nda yer alan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.”
C
EO’muz Cengiz Eroldu, Türkiye genelindeki tüm Fiat showroom’larında gerçekleşen “500X Tanışma Günleri” kapsamında, İzmir’deki dört bayimizi ziyaret etti. 18-19 Nisan tarihlerinde gerçekleşen ziyaretlerin ilk gününde, Kuşadası’nda faaliyet gösteren 2000 Motorlu Araçlar’da bayi sahibi ve çalışanları tarafından karşılanan Cengiz Eroldu, bayimizin yakın zamanda açılışı yapılacak olan yeni tesisi hakkında da bilgi aldı. Ardından İzmir Gaziemir’deki bayimiz Poyraz Otomotiv ile Birmot İzmir ve Enriko Aliberti bayilerimizi ziyaret eden CEO’muz Cengiz Eroldu, showroom’larımızda 500 Ailesi’nin en yeni üyesi, Crossover’a İtalyan yorumu getiren 500X’in müşterilerimizle buluşmasında yer aldı. Büyük ilgi çeken 500X’i yakından inceleyen müşteriler test sürüşü de gerçekleştirirken, İzmir’deki her showroom’da 500X’ler sahipleriyle buluştu.
B AY İ L E R İ M İ Z
10
Müşteri odaklı çalışmalarımızın meyvelerini topluyoruz
> Isparta’da faaliyet gösteren Fiat Ana Bayii Pürlü Otomotiv, 2014’te bölgelerinde pazar lideri, Müşteri Memnuniyeti Anketi’nde ise Türkiye ikincisi olmanın gururunu yaşıyor. “Başarılarımızı gelenek haline getirmeyi ve yeni modellerimizle pazar payımızı daha da artırmayı hedefliyoruz” diyen Pürlü Otomotiv’in sahibi Veli Pürlü, “Bayilerimiz” sayfamızın konuğu oldu < ettik. Bu sayede bilgi birikimimiz arttı, vizyonumuz genişledi. Ancak bugün görüyoruz ki satış çok daha farklı bir şekilde ufkumuzu açtı. Sektörde kalıcı olmak ve prestijimizi artırmak istiyorsak, işin içinde mutlaka satış olmalı. Yerel bir marka olan Pürlü, uluslararası alanda faaliyet gösteren Tofaş’la bütünleşti. Tofaş’ın bize kazandırdığı sinerjiyle bölgemizde liderliğe yükseldik. 20 yıldan fazla bir süredir sektörün içinde olan biri olarak, her zaman satış ve satış sonrasının bir arada olmasını savunmuşumdur. Yıllarca satış sonrası süreçlerde faaliyet gösterirken, Tofaş ile bünyemize dahil olan satışla birlikte çevremizde alkış sesleri duymaya başladık. Bu alkış sesi, işimizi iyi yapmamızın neticelerinden biri. Bayi yapılanmanızdan, yeni tesisinizden ve ekibinizden söz eder misiniz? Ekibinizi oluştururken nelere dikkat ettiniz? Halihazırda 6500 metrekarelik alanda 45 kişilik profesyonel ekibimizle hizmet veriyoruz. Ekibimizi oluştururken başarı ve çözüm odaklı, zorluklardan yılmayan, iş takibi konusunda inatçı ve ısrarlı, enerjisini kaybetmeyen arkadaşlarla bir arada olmaya özen gösteriyoruz.
Pürlü Otomotiv’in ticari geçmişi ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Firmamızın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanımız M. Ali Pürlü, 1978 yılında sanayi sitesinde, 50 metrekarelik bir oto tamirhanesiyle ticari faaliyetlerine başlamış. 1986’da Ford Yetkili Servisi olarak yolu Koç Holding’le kesişmiş ve bu kesişme gelecek adına güzel günlerin başlangıcı olmuş… Koç Holding’le elde edilen profesyonellik ve kurumsallık, geleneksel anlayıştan profesyonel anlayışa geçişi sağlayarak bizi bugünlere taşımış bulunuyor. 50 metrekarelik işyerinde babamızla başlayan serüven, bugün yaklaşık 20 bin metrekarelik alanda otomotiv kompleksiyle devam ediyor. Yönetim, idari kadro, teknik, satış, servis ve hizmet personeli olarak toplam 105 kişilik bir kadroyla Isparta ve bölge ekonomisine katkı sağlamaya, katma değer yaratmaya çalışıyoruz. Tofaş’la birlikteliğinizin başladığı günden bu yana faaliyetleriniz nasıl gelişti? Sektörde yıllarca satış sonrası hizmetlerle iştigal
“Bölgemizde en çok ilgi duyulan modeller, sırasıyla Doblò, Fiorino ve Linea. 500L ve 500X’in piyasaya girmesiyle müşteri profilimizin genişlediğini söyleyebilirim.” 2014’te Isparta’da pazar lideri oldunuz. Bu başarınızın altında neler yatıyor? Önceki yıllardan farklı uygulamalarınız oldu mu? Ticari faaliyette başarıya giden yol, doğru zamanda, doğru ekiple, bildiğin ve sevdiğin işi yapmaktan geçiyor. Bizde mesai kavramı yok. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız olmak üzere tüm kadro, “İş 24 saattir” prensibiyle çalışıyor. Pürlü, kurulduğu ilk günden bu yana bu anlayışla hizmet veriyor. Yolda kalmış bir müşterimiz gece saat 03.00’te dahi olsa Pürlü’nün yanında olduğunu bilir. Bu da müşterimize güven veriyor. Elde ettiğimiz başarıda müşteri odaklı çalışmalarımızın önemi büyük... Servis ayağındaki başarımız, Pürlü’ye duyulan güvenle Tofaş’ın
“Ticari faaliyette başarıya giden yol, doğru zamanda, doğru ekiple, bildiğin ve sevdiğin işi yapmaktan geçiyor.” bütünleşmesi, bizleri 2014 yılında Isparta’da pazar lideri konumuna getirmiş bulunuyor. Müşteri profilinizi tanıyabilir miyiz, en çok hangi modeller ilgi görüyor? Müşterilerimiz, ne istediğini bilen, ihtiyaca göre maksimum faydayı minimum maliyetle elde etmeye çalışan, güvene dayalı ticaret yapan bir profil çiziyor. Bölgemizde en çok ilgi duyulan modeller, sırasıyla Doblò, Fiorino ve Linea. 500L ve 500X’in piyasaya girmesiyle müşteri profilimizin genişlediğini söyleyebilirim. Müşteri memnuniyeti konusunda özel, örnek olabilecek uygulamalarınız var mı? Bizim çalışma prensibimiz kuruluşumuzdan bugüne hiç değişmedi ve iki temel üzerine oturuyor. Bunlardan birincisi, hizmette mesai yoktur. Ayrıca çözülemeyen problem de yoktur, bilmediğimiz formül vardır. İkincisi ise “Müşterim ben” prensibi. Yönetim ve çalışan kadromuzun tamamı, bu iki prensibi hakkıyla özümsemiş bulunuyor. Çalışmalarımız bu prensipler çerçevesinde gerçekleşiyor. Prensiplerimiz neticesinde 2014 yılında Müşteri Memnuniyeti Anketi’nde Türkiye ikincisi olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu vesileyle, tüm ekibimizi canıgönülden kutluyorum. Fiat’ın genişleyen ürün yelpazesi ve Tofaş’ın yeni yatırımları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni süreci sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyoruz. Bu yıl, yenilenen Doblò ve Fiorino ile birlikte 500X ve yeni Sedan modelimiz sayesinde rakiplerimize üstünlük sağlayacağımızı düşünüyoruz. 2015 yılı ile ilgili beklentilerinizi, hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Bölgemizde 2014 yılında elde ettiğimiz pazar liderliğinin tesadüf olmadığını göstermeyi ve bu başarımızı gelenek haline getirmeyi hedefliyoruz. Yeni modellerimizin katkısıyla pazar payımızı daha da artırıp bölgemizde otomotiv sektörünün lider markası olmak istiyoruz.
S O S YA L S O R U M L U L U K
12 Hierapolis Kazı Başkanı Prof. Dr. Francesco D’Andria:
Hierapolis keşfedilmeyi bekleyen uçsuz bucaksız bir cevher
Restorasyon ekibi, restore edilen sahne önünde (2013).
Kazı çalışmalarının devam ettiği Hierapolis antik kentinin hikâyesini anlatır mısınız? Kentin tarihi ne kadar eskilere dayanıyor? Hierapolis kenti, başkenti Antioch -günümüzde Antakyaolan Selevkos İmparatorluğu’nun askeri kolonisi olarak MÖ 3. yüzyılın sonunda kurulmuş. Kentin, Pergamon Krallığı topraklarının sınırındaki stratejik bir bölgede, Lycos Vadisi’ne -bugünkü Çürüksu- hâkim yüksek bir düzlükte kurulmasına karar verilmiş. Yunanca olan Hierapolis ismi, “kutsal şehir” anlamına geliyor. Çünkü bu yüksek ovanın ortasında, beyaz travertenleri meydana getiren termal suların çıktığı, kutsal olduğuna inanılan bir mağara bulunuyordu. Bölgenin günümüzdeki Türkçe adı Pamukkale de, bu oluşumdan geliyor. 1500 yılı aşkın bir süre mesken edinilen kent, özellikle büyük tiyatro gibi yapıların inşa edildiği Roma İmparatorluğu döneminde, yani MS 1-3. yüzyıllarda zenginleşiyor. Bölgede yürütülen kazı çalışmalarından bahseder misiniz? Sizin başkanlığınızda devam eden çalışmalar ne aşamada bulunuyor? Sistematik kazı ve restorasyon çalışmaları, Torino Politeknik Üniversitesi’nden Paolo Verzone tarafından kurulan İtalyan Arkeolojik Enstitüsü’nün çalışmalarıyla 1957 yılında başladı. Bu tarihten itibaren aralıklı olarak 58 yıldır süren çalışmalar, İtalya ve Türkiye arasındaki bilimsel işbirliğinin önemli bir örneğini oluşturuyor. İlk yıllarda söz konusu çalışmalar, İsa’nın havarisi Aziz Filippus’un idam edildiği yerde, sekiz köşeli olarak inşa edilen Bizans dönemine ait önemli bir binaya odaklanmıştı. Çalışmalar daha sonra mezarlığın da ötesinde geniş kapsamda yoğunlaştı. 1961 yılında, Kültür Bakanlığı’nın da katkısıyla tiyatronun kazı çalışmaları başladı. Son birkaç yıldır rehberliğimde devam eden çalışmalarda keşfedilenler, dünyanın dört bir yanında basının da ilgisini çekti. Bu keşiflerin başında, Aziz Filippus’un mezarı ile mitolojik Tanrı Pluton tarafından yönetilen, yeraltı dünyasının girişi olduğu düşünülen mağara çevresine inşa edilmiş tapınak Plutonion yer alıyor. Tofaş’ın Hierapolis kazılarına verdiği destek hangi bölümü kapsıyor? Bu desteğin kazı çalışmaları için önemi nedir? Bir miras olarak antik kentin restorasyonu ve
kurtarılmasına yönelik Vehbi Koç Vakfı’nın desteği, büyük tiyatroya öncelik verilerek 1994 yılında başladı. O dönemde, ortaçağdaki depremler nedeniyle çöken sahne kısmının duvarını yeniden inşa ettik. Son yıllarda ise Tofaş’ın sponsorluğu sayesinde antik kentin ziyaretçi yolunun başlangıcı olan Frontinus Kapısı çevresindeki bölgeyi kazıp kurtarabildik. Tofaş 2013-2014 yılları arasında da sahne binasının anıtsal nitelikteki mermer ön cephesinin yeniden yapılması ile tiyatronun restorasyonu için gerekli desteği sağladı. Yeniden inşa sırasında tam konumlarına yerleştirmek amacıyla üç binden fazla mermer blok analiz edildi. Parçalara ayrılmış sütunlar, arşitravlar (antik tapınaklarda sütunların üzerindeki yatay bölüm) ve kornişler tekrar bir araya getirilerek özel reçinelerle yapıştırıldı ve onarıldı. Orta kapı aralığının karşı taraflarında yer alan, Apollo, Güneş Tanrısı ve Ay Tanrısı’nın görsellerinin bulunduğu oyulmuş kabartmaların kopyaları yapıldı. Güneş Tanrısı büstündeki yaldızlı bronz “ışınlı” taç yeniden yapıldı ve şu anda 2 bin yıl önce olduğu gibi güneşin ışınlarını yansıtıyor. Bu çalışma sayesinde Akdeniz’in en önemli tiyatrolarından olan ve turistlerin büyük ilgisini çeken tiyatro yeniden inşa edilebildi. Kazı ekibinin profilinden bahseder misiniz? Ekipte kimler yer alıyor? İtalyan Arkeoloji Enstitüsü’nün bir parçası olarak Hierapolis’te görev yapan ekibin hem uluslararası hem de disiplinlerarası olmak üzere iki önemli özelliği var. Ekip, İtalyan-Türk işbirliğiyle, başta Denizli Arkeoloji Müzesi ve Pamukkale Üniversitesi’nin katılımıyla kuruldu. Çalışmaya, Salento, Messina, Roma “La Sapienza” ve Floransa üniversiteleri ile Torino Politeknik Üniversitesi olmak üzere beş İtalyan enstitüsü katılıyor. Fiziksel antropoloji bakımından mezarlarda bulunan iskeletler ve antik nüfusun DNA’sı, Bordeaux’daki CNRS’in Fransız ekibi tarafından araştırılıyor. Oslo Üniversitesi’nin bir departmanı ise şehrin doğu mezarlığı üzerinde çalışıyor. Geleneksel olarak Hierapolis’te görev yapan arkeologlara, kitabe okuma uzmanlarına, mimarlara ve restorasyon ekibine ek olarak geçtiğimiz yıllarda kimyagerler, fizikçiler, jeologlar, sismologlar, statik mühendisleri, antropologlar, paleo-botanikçiler, arkeo-zoologlar ve 3D rekonstrüksiyon uzmanları gibi diğer disiplinlerden uzmanlar da çalışmalara katıldı. Faklı bilimsel altyapılara sahip uzmanların varlığı, heyecan verici ve yenilikçi bir çalışma ortamı sağlıyor.
> Tofaş’ın 2005 yılından bu yana kazı çalışmalarına destek verdiği Pamukkale’deki Hierapolis antik kenti, geçtiğimiz yıl dünyanın dört bir yanından gelen iki milyona yakın ziyaretçiyi ağırladı ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen arkeolojik sahalarından biri haline geldi. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de yer alan Hierapolis’in dünü, bugünü ve gelecek planlarına dair sorularımızı Kazı Başkanı Prof. Dr. Francesco D’Andria yanıtladı < Kazı bölgesinde bugüne kadar neler gün ışığına çıktı? Bölgedeki kazı çalışmalarının kısa vadeli planları arasında neler yer alıyor? Yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları, ilgi çekici bir ziyaretçi rotası oluşmasını sağladı. Bu rota, antik anıtların yanı sıra termal havuzları, beyaz traverten oluşumlarını ve neredeyse 60 yıllık kazı çalışmasının bulgularının bir kısmının sergilendiği müzeyi içeriyor. Rota, kuzeyde, Roma’daki Via Appia ve Pompeii’ye kıyasla çeşitli şekillerdeki düzinelerce mezarın yer aldığı bölgeyle başlıyor. Burası Akdeniz’in en büyük Roma dönemi mezarlıklarından biri… Bu rota, anıtsal nitelikteki Frontinus Kapısı’nın yer aldığı antik kent girişine doğru ilerliyor ve oradan, Apollo Tapınağı’nın ve kentin zengin nüfusunun konakladığı evlerin ziyaret edilebileceği merkeze doğru devam ediyor. Nihai olarak da, yakın zamanda ortaya çıkarılan Plutonion ve büyük tiyatroda son buluyor. İkinci rotada ise ziyaretçiler, doğu tepesine doğru MS 5. ve 6. yüzyıllarda inşa edilmiş anıt kompleksi sahasını, Aziz Filippus mabedini ve mezarını gezebiliyor. Önümüzdeki birkaç yıla yönelik programların odak noktasında, kazılan ve kısmen restore edilen anıtların, ziyaretçilere sergilenebilecek kültürel miraslar haline getirilmesi var. Sahne binasının, izleyicilerin oturduğu alanın ve orkestranın bulunduğu bölümdeki restorasyon çalışmalarını tamamlamayı planlıyoruz. Sahne binasının restore edilen kısmına turistlerin erişimini sağlamak için bir rota oluşturulması da planlar arasında. Müzik etkinlikleri için bir yer ayırmak amacıyla tüm alanın düzenlenmesi de amaçlanıyor. Ayrıca tiyatronun öne çıkan dekorasyon unsurlarının ve yazıtlar içeren mermer bloklarının, açık hava müzesinde sergilenmesi düşünülüyor. Ziyaretçilerin rotası üzerinde çeşitli şekillerde teatral maskelerden oluşan oyma kabartmalı bloklar düzenlenmesi de gündemde. Bu alanda fresk, mozaik ve mermer zemin şeklinde olağanüstü dekorasyon unsurlarına sahip antik evler bulunuyor. Restorasyon çalışmasının ardından bu evler, Apollo Tapınağı’ndan tiyatroya kadar uzanan ziyaretçi rotasına dahil edilebilir. Diğer restorasyon projeleri, Pluton Tapınağı, Frontinus Kapısı ve Aziz Filippus kompleksini içeriyor.
S O S YA L S O R U M L U L U K
13 1960’lı yıllarda tiyatronun oturma alanında yapılan kazı çalışmaları.
>
“Tekrar Franço olarak anılmayı çok isterdim”
Bilgisayar ortamında sahne binasının restorasyon görüntüsü (Massimo Limoncelli).
L. De Laborde tarafından yapılan tiyatro çizimi (1838).
Hierapolis’e ilk olarak 1970’lerde gelen Prof. Dr. Francesco D’Andria, bugün dünyanın çeşitli yerlerinden yaklaşık 70 üye, bir o kadar da yerel çalışanla kompleks bir enstitüyü yönetiyor. Bölgeye gelir gelmez akarsuların sesi ve traverten havuzlarına yansıyan günbatımı renkleriyle kendisini doğanın güzelliğine, mekânın büyüsüne kaptırdığını söyleyen Prof. Dr. D’Andria, o tarihlerden bu yana Hierapolis ve Pamukkale’nin bir sakini. Yıllar boyunca Türkiye tarihini izleyen, derin kültürel köklerini keşfeden ve bölgede yaşayan insanlarla arkadaşlıklar kuran Prof. Dr. D’Andria için Pamukkale Üniversitesi tarafından Onursal Öğretim Üyesi olarak kabul edilmesi büyük anlam taşıyor. Prof. Dr. D’Andria, yıllar içerisinde Pamukkale ve çevresindeki pek çok kişinin kendisinde unutulmaz anılar bıraktığını belirtiyor ve ekliyor: “Buraya genç bir arkeolog olarak geldiğimde bana ‘Franço’ derlerdi. Francesco’yu söylemek onlar için zordu. Şimdi ise ‘profesör’ veya ‘hoca’ diyorlar; ancak tekrar Franço olarak anılmayı çok isterdim.”
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Hierapolis antik kenti yılda kaç ziyaretçi ağırlıyor, ziyaretçilerin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yurtiçi ve yurtdışı ziyaretçi profili nedir? Hierapolis-Pamukkale, hem doğal hem de tarihiarkeolojik değeri itibarıyla 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 485’inci olarak eklendi. Türk hükümeti 2000 yılında, 1960’larda arkeoloji bölgesine inşa edilmiş otellerin yıkılmasını da öngören birtakım çevresel restorasyon tedbirini içeren arkeolojik parkı kurdu. Hierapolis Parkı şu anda TÜRSAB şirketinin idaresinde. Son birkaç yılda turist sayısında önemli bir artış oldu. 2014 yılında ziyaretçi sayısı 1,8 milyona ulaştı ve bölge, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen arkeolojik sahalarından biri haline geldi. Hierapolis, hem kısa süreli geziler yapılabilecek bir kitle turizmi rotasına, hem de tüm gününü ayırmak isteyenler için merkezden uzak farklı rotalara sahip. Merkezde en ilgi çeken kısımlar; termal kaynaklar, traverten oluşumları ve tiyatro. Aziz Filippus Tapınağı gibi lokasyonlar ise detaylara meraklı turistlerin daha çok ilgisini çekiyor. Rus turistler daha kısa süreli ziyaretleri tercih ederken, tarihi farkındalıklarını artırmak isteyen Avrupalı, Kuzey Amerikalı, Japon, Koreli ve artan bir şekilde Çinli ziyaretçilerden oluşan turist kitlesine doğru yükselen bir eğilim görülüyor. 1800 yıllık Hierapolis Antik Tiyatrosu, restorasyon çalışmaları sonrasında hangi etkinliklere ev sahipliği yaptı? Hierapolis Antik Tiyatrosu 8 bin kişilik kapasiteye sahip. Bu özelliğiyle tiyatro ve müzik organizasyonları için oldukça cazip. Tiyatrodaki sahne binasının mermer kolonları ve oyma kabartmaları, etkinlikler için büyüleyici bir arka fon oluşturuyor.
Tiyatro alınlığında Tanrı Helios’un büstü (2013).
Hierapolis Antik Tiyatrosu 8 bin kişilik kapasitesiyle sanat etkinlikleri için büyüleyici bir arka fon oluşturuyor. Sahne kolonları üzerinde gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları (2012-2013).
Tiyatro, ilk olarak 2007 yılında İtalyan Büyükelçiliği’nin organizatörlüğünde, enstitünün 50’nci yıl dönümü kutlamaları olmak üzere pek çok konsere ev sahipliği yaptı. Sahne kısmının restorasyonundan sonra mekân daha da ilgi çekici bir hal aldı ve Türk yetkililer tiyatroda yapılmak istenen çeşitli girişimleri desteklediler. Örneğin, TRT tarafından organize edilen ve Karadağ’dan Orta Asya’daki cumhuriyetlere kadar Türkçe konuşulan ülkeleri kapsayan Uluslararası Türkçe Sözlü Müzik Festivali “Türkçevizyon” burada yapıldı. Ayrıca 2014 yılında tiyatroda, Murano’nun (Venedik) usta cam üfleyicileriyle işbirliği içerisinde, Denizli’den gelen birçok sanatçıyla oluşturulan cam heykel sergisi yapıldı. Çok sayıda izleyici çeken bu deneyimlerin ardından, bu olağanüstü anıtın kullanımında yeterli korumanın sağlanması amacıyla Uluslararası Restorasyon Tüzüğü’ne uygun bir yaklaşımın belirlenmesi büyük önem taşıyor. Hierapolis’e dair paylaşabileceğiniz ilginç detaylar var mı? Hierapolis, keşfedilmeyi bekleyen uçsuz bucaksız bir cevher. 2012 yılında Plutonion Mağarası’nın keşfiyle, cehennem melekleri tarafından kuşların ve küçük hayvanların öldürüldüğü yeraltı geçidinden bahseden antik yazarlar doğrulanmış oluyor. Şehrin sismik fay üzerindeki bir bölgesinde, sabahları toprağın derinliklerinden yayılan zehirli CO2 gazı nedeniyle ölen kuşları gördüğüm yerde tapınağı keşfettim. Kazı çalışmalarına bu alanda başladım ve birkaç yıl içerisinde Pluton ve gelini Proserpina’nın tapınağını gün ışığına çıkardık. Bir diğer olağanüstü bulgu ise Apollo Tapınağı’ndaki alfabetik kehanetti. Her mısra Yunan alfabesinden
Sahne binasının arka duvar restorasyonu (1994).
Restorasyan sonrası Frontinus Kapısı (2014).
bir harfle başlıyor. Tüm ziyaretçiler mitolojik Tanrı Apollo’nun sorularına yanıtını duyabiliyor. Yalnızca harfi almak yeterli ve yanıt hemen ardından geliyor. Yanıt zaman zaman iyi oluyor: “Seni koruyan tanrı sana beklenmedik bir neşe verir” ve zaman zaman mısra “M” harfi ile başlıyor ve yanıt tüm umudu ortadan kaldırıyor: “Acılar içinde ilerleyeceksin; acele etme, faydası yok.” Ancak genel anlamda mısralar insanoğlunun geleceğini gören Tanrı Apollo’nun pozitif bir mesajını iletiyor.
S O S YA L K U L Ü P L E R İ M İ Z
14
TOFAŞ YÜZME TAKIMI BOĞAZiçi YARIŞLARI’NA HAZIRLANIYOR > 2011 yılında kurulan ve Koç Topluluğu Spor Şenliği’nde şirketimizi temsil eden Tofaş Yüzme Takımı, gün geçtikçe gelişiyor, hedef büyütüyor. Bu yıl şenliğin yanı sıra İstanbul’daki Uluslararası Boğaziçi Yarışları’na katılmayı planladıklarını söyleyen Tofaş Yüzme Takımı Lideri Yasin Day, takımı yakından tanımaya yönelik sorularımızı yanıtladı <
Tofaş Yüzme Takımı’nı tanıyabilir miyiz; ne zaman kuruldu, takımda kaç kişi yer alıyor? Tofaş Yüzme Takımı 2011 yılında kuruldu. İlk yıl takımımız beş kişiden oluşuyordu. Sonraki yıllarda takımımıza katılım arttı ve şu anda üçü kadın olmak üzere benimle birlikte 22 kişilik bir takım olarak yarışmalara hazırlanıyoruz. Ekibimiz müthiş bir birliktelik yakalamış durumda. Öyle ki antrenmanları aksatmamak için herkes ailesinden, işinden vakit ayırarak çalışmalara katılıyor.
“Eylül ayında seçmelerimiz olacak. Yüzme sporuna merakı olan tüm çalışma arkadaşlarımızı havuza davet ediyoruz.” düzenliyoruz. Yaptığımız son seçmelere yaklaşık 80 kişi katıldı ve tercih yaparken epey zorlandığımızı söylemek isterim.
Geçen yıl hangi faaliyetlerde yer aldınız, bu yılki planlarınız neler? Geçen yıl sadece Koç Topluluğu Spor Şenliği’nde yapılan yüzme müsabakalarına katıldık. Bu yıl ise hedefimizi biraz büyüttük. Takımdaki bazı arkadaşlarla İstanbul’da düzenlenecek olan Uluslararası Boğaziçi Yarışlarına katılmayı planlıyoruz. Bir diğer planımız da Tofaş’ta yüzme bilmeyen çalışma arkadaşlarımızın bu sporla tanışabilmesi için yüzme kursları düzenlemek. Şu anda bu projemize yoğun bir talep var. Umarım en yakın zamanda hayata geçirebiliriz. Bugüne kadar takım olarak elde ettiğiniz başarılar ve aldığınız dereceler nelerdir? Bugüne kadar sadece Koç Topluluğu Spor Şenliklerinde yarıştık. İlk yılımız olan 2011’de bireyselde altı madalyanın sahibi olduk. Madalya sayımızı her geçen yıl artırdık ve en verimli yılımız olan 2014’teki şenlikte, bireyselde sekiz altın, altı gümüş, sekiz bronz madalya olmak üzere toplam 22 madalya aldık. Ayrıca erkekler kategorisinde takım halinde üçüncü olarak ilk kupamızın da sahibi olduk. Takım olarak çalışmalarınızı, yer aldığınız aktiviteler öncesinde hazırlıklarınızı nerede, nasıl yapıyorsunuz? Yüzme antrenmanlarımızı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çekirge Havuzlupark tesislerinde
Sporun, özellikle de yüzmenin kişisel gelişime katkıları nelerdir? Herkesin mutlaka bir spor dalıyla uğraşması gerektiğini düşünüyorum. Sporsuz yaşam daha çabuk yaşlandırıyor. Özellikle yüzme sporu, vücut için çok faydalı. Düzenli antrenman yapmak kas ve iskelet sisteminin gelişimini sağlıyor. Ayrıca kalp krizi ve damar tıkanıklığı gibi hastalıklara engel oluyor. Tabii bunların yanında kendinizi suya bıraktığınızda hissettiğiniz rahatlama, bence her şeyin ötesinde.
“Bu yıl, yüzme bilmeyen çalışma arkadaşlarımızın bu sporla tanışabilmesi için yüzme kursları düzenlemeyi planlıyoruz. Projemize şimdiden yoğun bir talep var.” yapıyoruz. Genellikle haftada iki gün çalışıyoruz. Yarışlar yaklaştığı zaman antrenman sayımızı haftada dörde çıkarıyoruz ve birer saat çalışıyoruz. Tofaşlıların Tofaş Yüzme Takımı’na ilgilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Tofaşlıların yüzmeye ilgisi bir hayli yüksek. Her yıl takıma katılmak isteyen arkadaşlarımız için seçmeler
Takıma dahil olmak isteyenlere neler önerirsiniz? Yüzme Takımı’na katılmak isteyen arkadaşlarımıza kapımız sonuna kadar açık. Eylül ayında seçmelerimiz olacak. Yüzme sporuna merakı olan tüm çalışma arkadaşlarımızı havuza davet ediyoruz.
> Tofaş Yüzme Takımı Gaye Coşkundeniz, Özlem Dinçarslan, Yeşim Tumba, Yasin Day, Alptuğ Başak, Aykut Dönmez, Serdar Ası, Mustafa Koray Türe, Önder Özdemir, Ersin Akköseler, Erkan Diker, Ramazan Güzel, Hakan Kafkasyalı, Mutlu Arıkan, Rafer Öztürk, İbrahim Yiğit, Ramis Dönmez, Mehmet Altın, Cem Güllüdağ, Ferhat Vardar, Coşkun Bayraktar, Cenk Gebeceli.
BASINDA BİZ
15
BURSA HAKİMİYET 17.04.2015
HÜRRİYET 27.04.2015
HÜRRİYET İK 19.04.2015
SINESSWEEK
BU BLOOMBERG 20.04.2015
AUTOMAGGI 21.04.2015
15
HÜRRİYET OTO YAŞAM 25.03.20 HABERTÜRK 29.03.2015
TOPGEAR 01.04
.2015
HÜRRİYET OTO YAŞAM 25.03.2015
EVO 06.04.2015
DÜNYA 30.03.2015 15
HÜRRİYET 30.03.20
DCM 05.04.2015
EVO 06.04.2015 HÜRRİYET OTO YAŞAM 25.03.2015
.2015
ST YILLIĞI 06.04
OTO HABER TE
HÜRRİYET OTO YAŞAM 25.03.2015 15
EVO 06.04.20
M 25.03.2015
HÜRRİYET OTO YAŞA
SPOR
16
MİNİK DANSÇILARDAN TAKIMIMIZA DESTEK
T
ürkiye Basketbol Ligi’nin 26’ncı haftasında oynanan Tofaş-Galatasaray Liv Hospital maçında, basketbol takımımızın minik konukları vardı. “Tofaş Okullarda” projesiyle bugüne kadar binlerce çocuğa basketbol sevgisi aşılayan takımımız, bu kez
Özel Egeberk Anaokulu öğrencilerini misafir etti. Takımımızın, Galatasaray Liv Hospital ile yaptığı maçın devre arsında minik öğrenciler binlerce taraftarın önünde dans gösterilerini sergiledi. Tribünü dolduran taraftarlar ve veliler, minik öğrencilere alkışlarla eşlik etti.
BASKETBOLCULARIMIZA ÖĞRENCİLERDEN BÜYÜK İLGİ
T
ofaş Basketbol Takımımızın oyuncuları Yiğit Arslan, Mert Çevik, Muhsin Yaşar ve Pazarlama Sorumlusu Nedim Hızlıateş, Üçevler Şehit Faik Gökçen Ortaokulu’nda öğrencilerle bir araya geldi. Okul Müdürü Osman Aşık’ın ev sahipliğinde yaklaşık 200 öğrenci ve öğretmenin katıldığı panelde oyuncularımız, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Ziyaretin sonunda günün anısına öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirildi ve basketbolcularımız bol bol imza dağıttı.