06
Tofaş’a ABD’den üç “Mükemmeliyet Ödülü”
Dünyanın en prestijli danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall tarafından düzenlenen Mükemmeliyet Ödülleri’nde Tofaş’ın başarılı insan kaynakları uygulamaları üç dalda ödül aldı.
08
Otomatik Fiat 500X Türkiye’de
Fiat 500X’in önden çekişli ve benzinli-otomatik şanzımanlı versiyonu Türkiye’de satışa sunuldu.
16
Tofaş Basketbol Takımı yeni sezona hazır
Tofaş Basketbol Takımımız, 2015-2016 sezonunda Türkiye Basketbol 2. Ligi’ndeki mücadelesini, deneyimli ve değerli bir ekiple sürdürecek.
137
Ekim 2015
Tofaş Türk Otomobil A.Ş.’nin ücretsiz gazetesidir Ayda bir yayımlanır
> Fiat Egea’nın üretimine büyük bir gururla başladık. Egea’yı Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ve çalışanlarla birlikte banttan indirdik. <
KURUMSAL
2 CEO’MUZUN MESAJI Değerli çalışma arkadaşlarım, Bayram tatilinin hemen ardından, Fiat Egea Projemizin ilk modeli olan sedanı törenle banttan indirmenin heyecan ve mutluluğunu hep birlikte yaşadık. Tofaş için yeni bir dönüm noktası olan Egea Projesi’ni, otomotiv sektöründeki yarım asırlık tecrübemizin ürünü olarak görüyoruz. Bizi uzun yıllardır bu dönemece hazırlayan, Ar-Ge ve WCM alanında yaptığımız yatırımlar oldu. Ortaklarımız Koç Holding ve FCA’nın desteği, işini heyecanla yapan Tofaşlıların azmi ve çalışkanlığı ile birleşerek, bizi bugünlere taşıdı. Egea, başından sonuna Tofaş imzasını taşıyan bir proje olarak şirket tarihimizde ve Türkiye otomotiv sanayiinde şimdiden özel bir yer edinmiş durumda. Arkadaşlarımız, maliyet, yatırım, kalite ve zaman planına uyum konularında örnek teşkil eden başarılı sonuçlara imza attılar. Fiat Egea’nın geliştirme ve üretim aşamasında emek veren tüm çalışma arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Çok yakında Türkiye yollarında görmeye başlayacağımız Fiat Egea’yı, pek çok lansman etkinliği bekliyor. Ekim ve Kasım ayları boyunca Egea’ya bayilerimizle, çalışanlarımızla ve diğer paydaşlarımızla birlikte “hoşgeldin” diyeceğiz. Egea ile belirlediğimiz hedefler oldukça iddialı, ancak ulaşılması imkânsız değil… Bunu beraberce başaracağımıza olan güvenim tam. Yeni modelimizin ülkemize ve Tofaş’a hayırlı olmasını diliyorum. Gelecekte de aynı inanç ve kararlılıkla yatırımlar yaparak sektörümüzün lokomotifi olmaya devam edeceğiz.
2015 yılında aldığımız ödüllere yenilerinin eklenmesi de son derece sevindirici. İnsan Kaynakları alanındaki başarılı çalışmalarımızdan “Potansiyel Akademi”, “POTA Prova/Prova (+) Staj Programı” ve “Stajyer Gelişim Programı”mız, dünyanın prestijli danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall tarafından düzenlenen Mükemmellik Ödülleri’nde üç ayrı ödüle layık görüldü. Koç Topluluğu içerisinde düzenlenen 2015 yılı “En Başarılı Koçlular” değerlendirmesinde de güzel bir haber aldık. “Hayaller Engel Tanımaz” projemiz, Çevreye ve Topluma Değer Katanlar kategorisinde “En Başarılı Koçlu” olarak seçildi. Bizleri gururlandıran bu başarılara imza atan çalışma arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Bu ay, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı da gurur ve coşkuyla kutlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 92’inci yıldönümünde, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm silah arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyoruz. Tofaş’a ve ülkemize hep birlikte güç katmayı sürdürürken, ulaştığımız her hedef, çıtamızı daha da yükseltmek için bizi motive ediyor. Her zaman olduğu gibi, elimizden gelenin en iyisini yaparak geleceğe güçlü adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Sevgi ve saygılarımla, Cengiz Eroldu
Doğaldır ki son dönemde tüm dikkatler Fiat Egea üzerinde toplandı. Temsil ettiğimiz diğer model ve markalarımız da gösterdikleri iyi performansı sürdürüyor. Türkiye’de satışına başladığımız otomatik Fiat 500X ve Yeni Fiat 500 gibi yeni modellerle de, farklı beklentileri olan müşterilerimiz için seçeneklerimiz artıyor. Aynı şekilde Ferrari ve Alfa Romeo’nun da yeni modellerini 2016’nın ilk yarısında Türkiye’de görebileceğiz. Frankfurt Motor Show’da tanıtılan Ferrari’nin en yeni üstü açık süper spor modeli 488 Spider’ı ve spor versiyonuyla Alfa Romeo Giulia’yı heyecanla bekliyoruz.
TOFAŞ GAZETE, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.’nin aylık yayın organıdır.
Yazışma Adresi: Büyükdere Caddesi, No: 145, Tofaş Han, 80622 Zincirlikuyu/İstanbul Tel: (0212) 275 33 90 Faks: (0212) 275 39 88 e-mail: tofasgazete@tofas.com.tr
İmtiyaz Sahibi: Burhan Çakır Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Cem Yılmaz Yayın Danışmanları: Songül Karaman Şirin, Asu Ege Editör: Umut Bavlı Sanat Yönetmeni: Yeliz Keskin
Yapım:
Baskı: Elma Bilgisayar Basım ve Ambalaj Halkalı Caddesi, No: 164, B-4 Blok Sefaköy/Küçükçekmece Yayın Türü: Yerel, Süreli Yayın
KURUMSAL
3
TOFAŞ AİLESİ BÜYÜYOR > Bursa fabrikamızda yeni modellerin üretilmesi kararıyla birlikte, aramıza yeni arkadaşlarımız katılıyor, ailemiz büyüyor. Bu kapsamda işe alım sürecinde de iyileştirmeler ve yenilikler yapıldı. < Mülakatlar yetkinlik bazlı olarak yeniden tasarlandı Mavi Yaka işe alım sürecinde uygulanan ve ağırlıklı olarak teknik bilgi ve beceriye dayanan mülakat yaklaşımı yeniden tasarlanarak adayların sadece teknik olarak değil, davranışsal yetkinliklerinin de gözlenmesi ve sorgulanması şeklinde iyileştirildi. Bu konuda yetkin olan İnsan Kaynakları Alan Uzmanları da artık mülakatlara katılarak adayları davranışsal yetkinlikler yönünden değerlendiriyor. Adayların, kişilik envanterindeki görev sorumluluğu ve uyum gibi farklı konulara verdiği cevaplar sayesinde, işlere uygunluk dereceleri tespit ediliyor. Referans önerme sistemi devreye alındı “Yakınlarınızı da Tofaşlı yapın” yaklaşımından yola çıkarak devreye aldığımız “Mavi Yaka Aday Önerme Sistemi”, bilgisayar ortamına taşınmış ve takibi kolaylaşmıştır. Artık tüm Tofaş çalışanları, şirketimizde çalışmasını uygun gördüğü adaylara Tofaş Web üzerinden referans olabilecek ve aday havuzuna katkıda bulunabilecek. Çalışanlarımız bu sisteme girerek aday önerilerini yapabiliyorlar. Bugüne kadar önerilen aday sayısı 600’ü aşmış durumda. Human Nature kişilik testi ve Viyana testi uygulaması başladı.
Bu iyileştirilmelerin yanı sıra, yüz yüze yapılan mülakatlara katılan adaylara Tofaş hakkında gerekli bilgilendirmeler yapılarak adayların şirketimizi daha yakından tanımaları sağlanıyor. Mülakatlar öncesi adaylar, çalışacakları birimleri daha yakından tanımaları için fabrika gezisine katılıyorlar. Böylece adaylar nasıl bir ortamda çalışacaklarını, hangi çeşit işleri yapacaklarını daha yakından görme şansına sahip oluyor.
Human Nature kişilik testi, insan hatası kaynaklı kalite problemlerini iyileştirmeye yönelik olarak kurgulanmış, uygun işe uygun insanın yerleştirilmesini esas alan bir metot. Fiat Üretim noktaları içerisinde en iyi uygulamalardan biri seçilen bu uygulama ile işe alınması öngörülen adayların en uygun bölümlere yerleştirilmesi sağlanırken, “doğru işe doğru aday” yerleştirilmesi amaçlanıyor. Viyana Testi ise şirket içerisinde araç kullanacak, el-ayak-göz koordinasyonunun kritik olduğu işlerde çalışacak adaylar için uygulanıyor. Bu testte başarılı olamayan adaylar farklı görevlere yönlendiriliyor. Tofaş’ın insana değer veren yaklaşımının adaylara işe alım sürecinde de hissettirilmesi amacıyla, tüm adaylara ilk başvurularından sürecin son noktasına kadar fiziki konfor sağlanıyor. Mülakatlar esnasında insan kaynakları uzmanları, adaylara geribildirimler vererek farkındalıklarının artmasına yardımcı oluyor. Sağlık uzmanlarımız ise adayların farkında olmadıkları sağlık problemlerini tespit ederek destek veriyor.
İK Alan Ekibi: Berrin Karpuzoğlu, Aydın Başeski, Erdinç Kolik, Filiz Öztürk, Mesut Cengiz, Ezgi Bozkurt, Özge Özkan Aydemir, Görkem Levent, Gözdem Balsak, Pelin Ergin
Mesut Cengiz İK Alan Müdürü
Cem Temizarabacı Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi
Ezgi Bozkurt İK Alan Uzmanı
Nermin Hocaoğlu İK Alan Uzmanı
Özcan Ekim Gövde Üretim / Tüt Lideri
Gözdem Balsak İK Alan Uzmanı
Projenin başında, Tofaş ailesini büyütürken IK Alan Müdürlükleri olarak Mavi Yaka (MY) işe alım sürecini gözden geçirmek ve süreçte başvuru aşamasından başlayarak kişilere pozitif deneyim yaşatmayı hedef olarak almıştık. Geldiğimiz noktada işe alım yetkinliğimizi sürece yansıttığımızı, sürecin kalitesini artırmanın yanında çok yönlü memnuniyet sağladığımızı görüyoruz.
2016 yılı Tofaş ailesini büyüttüğümüz, MY işe alımların yoğun olacağı bir yıl olacak. Alan Müdürlükleri ile birlikte süreçte devreye aldığımız yeni uygulamalarla sorunsuz ve plana uygun bir dönem geçirmeyi hedefliyoruz.
İşe alımdaki yetkinliklerimizi MY seçim sürecine de taşımış olmak ve özellikle ilk defa kadın MY çalışanlarımızı, bire bir mülakat ile tanıyarak ailemize kazandırmak heyecan verici bir deneyim oldu.
İlk kez MY işe alım mülakatlarına katıldığım için şirketimin büyük bir bölümünü oluşturan çalışma arkadaşlarımın beklentilerini daha yakından görme fırsatı elde ettim.
Yeni MY alımlarında İK ile birlikte mülakat yaparak şirketi daha ileriye taşıyacak kadroların oluşması için hedefe yönelik çalışmak şirkete ve bize çok katkı sağladı.
Yetkinlik bazlı mülakat tecrübelerimizi Mavi Yaka Seçim Süreci’nde uygulayarak, süreçlerimizin kalitesini artırdığımızı düşünüyoruz.
Ayhan Tozman Boya Üretim / TÜT Lideri
Ağırlıklı olarak 2007 yılından beri, MY işe alım sürecinde bulunuyorum. Bu süreçte, Tofaş’ımızı geleceğe taşıyacak olan çalışma arkadaşlarımızı belirlemek, bizim için bir gurur kaynağı oluyor. Ayrıca MY aday arkadaşlarımız, Tofaş’ın ne kadar farklı olduğunu daha işe girme sürecinde görüyorlar.
Adnan Aşık / Sosyal Hizmetler Uzmanı Necmi Çavdar / Sosyal Tesisler Sorumlusu Adnan Vatansever / Fiziki Güvenlik Sorumlusu
Mülakatlarımızın yapıldığı sosyal tesisleri, gelen adaylarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlıyoruz. İkram ve dinlenme noktaları oluşturarak güzel bir başlangıç yapmaları için güler yüzlü ev sahipliği göstermeye çalışıyoruz.
Özge Özkan Aydemir / İK MY Alan Uzmanı Şükran Karaduman / İK Metot Uzmanı
Oktay Çetin İK Operasyonları Uzmanı
Hakan Aksu Montaj WO Lideri
Süreçlerimizin özellikle insan odaklı olmasına özen gösterdik. Yaptığımız yeniliklerin, bireylere kendilerini değerli hissettirdiğine inanıyoruz.
Aday önerme sistemiyle operasyonel yüklerimizi azaltarak, süreci hızlandırıp müşteri memnuniyeti sağladığımızı görüyoruz.
İnsan Kaynakları Uzmanlarıyla mülakatlara katılarak, ben de sorgulama, soru sorma yetkinliğimi geliştirdiğime inanıyorum.
KURUMSAL
4
HOŞGELDİN FIAT EGEA
> Tarihi yatırım hamlelerimizden biri olan Fiat Egea’nın üretimine büyük bir gururla başladık. Fiat Egea’yı Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ve çalışanlarla birlikte banttan indirdik. <
T
Çimen, CEO’muz Cengiz Eroldu, FCA EMEA Üretim Başkanı Alfredo Leggero ve Tofaş üst yönetimi ile çalışanlarımızın katıldığı törende ilk Fiat Egea alkışlarla üretim bandından indirildi.
Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Temel Atay, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Cenk
Doğu ile Batı arasında sembolik bir köprü görevi gören Ege Denizi’ne övgü niteliği taşıyan Egea Projesi’nin ilk modeli Fiat Egea sedanın üretim töreninde konuşan Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, “Koç Holding ve FCA’nın uzun yıllara dayanan güçlü ortaklığı ve Tofaş’a
ürk mühendisliğinin başarısını küresel ölçekte ortaya koyan yeni binek aracımız Fiat Egea’nın üretimine 28 Eylül itibarıyla başlamanın gururunu yaşıyoruz. Üç modelden oluşan Egea Projesi’nin ilki olan sedanı, 28 Eylül günü Bursa Fabrika’mızda düzenlenen törenle banttan indirdik.
Mustafa V. Koç - Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı
Cengiz Eroldu - CEO
duyduğumuz güven sayesinde, tüm yeni modellere yaptığımız yatırım miktarı 1.5 milyar dolara ulaştı. Koç Topluluğu olarak teknoloji ve inovasyona yatırım yaparak, ülkemiz için yarattığımız katma değeri sürekli artırıyor ve rekabet gücümüzü geliştiriyoruz. Egea Projesi de, topluluğumuzun bu yaklaşımının en güçlü örneğidir. Egea’nın Türkiye’de üretilmesi, Tofaş’ın yıllardır hem Ar-Ge’ye hem de dünya klasında üretime yaptığı yatırımın ve böylelikle kazandığı yetkinliklerin sonucudur” açıklamasını yaptı.
Akın Aydemir - Üretim Direktörü
KURUMSAL
5
“Yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz” Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, “Türkiye’nin istikrarlı büyümesi için kalıcı sanayi projelerine ihtiyacı var. Sanayi yatırımlarının artması ve bu alandaki adımların çok boyutlu düşünülerek atılması büyük önem taşıyor. Sanayi projelerinin iç pazarın yanı sıra ihracata yönelik olarak geliştirilmesi, bunlarla birlikte ilave istihdam da yaratması gerekiyor. Bugün de bu modele örnek niteliğinde olan, Türkiye’nin en büyük sanayi yatırımlarından biri için buradayız” dedi. Mustafa V. Koç, Fiat Egea’yı “akıllı bir proje” olarak değerlendirerek, “Akıllı, çünkü çok sayıda araştırma yapılarak, Türkiye’nin beklentilerine uygun ve geniş kitlelerin ulaşabileceği bir otomobil olarak geliştirildi. İç pazarın yanı sıra dünya müşterisine de hitap ediyor. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 40 ülkeye ihraç edilecek. Aynı platformda sedan dışında hatchback ve station wagon olmak üzere, büyük oranını ihraç edeceğimiz iki ayrı araç daha üretilecek. Bu da projemizi akıllı kılan bir diğer unsurdur. Türkiye’den dünyaya açılan bu çaptaki ilk binek araç projesi Egea’nın her anlamda çok başarılı olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Fiat Egea, test sürecinde 200 kere dünyayı turladı Ürün geliştirme sürecinde 2 bin Tofaş ve FCA çalışanının birlikte görev aldığını, Tofaş mühendislerinin projede öncü rol aldıklarını belirten CEO’muz Cengiz Eroldu ise “Çok yakın bir zaman sonra kademeli olarak 40’tan fazla ülkede satışa sunulacak olan Fiat Egea, üretime geçilmeden önce Güney Amerika’dan kutuplara kadar dünyanın pek çok yerinde Tofaş ve Fiat test pilotları tarafından test edildi. Yeni kompakt sedan modelimiz Fiat Egea bu testler sırasında 8.7 milyon kilometre yol kat ederek, dünyanın çevresini şimdiden 200 kez turlamış oldu” dedi. “Egea Projesi, Tofaş’ın yarım asırlık tecrübesinin eseridir” Eroldu, Fiat Egea’nın üretiminin yeni bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak “Egea Projesi, yarım asırlık üretim deneyimimizin üzerine inşa edilmiş bir eser oldu. Bu sürece uzun yıllardır hazırlanıyorduk. 1990’lı yıllardan itibaren Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar, Tofaş’ı FCA’nın EMEA Bölgesi’ndeki ikinci büyük Ar-Ge merkezi konumuna getirdi. Otomotivin anavatanı kabul edilen ülkelere araç geliştirip üreten bir oyuncu olduk. Egea, başından sonuna Tofaş imzasını taşıyan bir
FIAT EGEA’YA YERİNDE ONAY
proje olarak şirket tarihimizde ve otomotiv sanayiinde şimdiden özel bir yere sahip oldu” dedi. Ürün geliştirme aşamasında, mühendislik çalışmaları ve testlerin ön plana çıktığını hatırlatan CEO’muz Cengiz Eroldu, “Şimdi ise bayrağı 5 bin kişilik üretim ekibimize devrediyoruz. Belirlenen kalite standartlarına ve üretim hacmine, üretim ekiplerimizin özeni, dikkati ve emeği ile ulaşacağız. Egea Projesi’nin en önemli hedefi; müşterilerimizin markamıza olan bağlılık ve sevgisini artırmak olacaktır” dedi. “Bize duyulan güvenin hakkını vereceğiz” Üretim Direktörümüz Akın Aydemir de yaptığı konuşmada, “Fiat Egea’nın FCA dünyasında örnek olarak gösterilen fabrikamızda geliştirilerek üretiliyor olması, duyduğumuz gururu artırıyor. Tüm çalışma arkadaşlarıma, özverili emek ve çabalarından dolayı teşekkür ediyor, bize duyulan bu güvenin hakkını hep birlikte vereceğimize yürekten inanıyorum. Egea’mızın ülkemize ve Tofaş’a hayırlı olmasını dilerim” dedi.
Fiat Grubu ve Koç Holding arasında 1968 yılında başlayan eşit hisseli iş ortaklığını bir kez daha gururla taçlandıran Egea’nın nihai üretim onayı, Bursa’da gerçekleşen Tofaş Yönetim Kurulu Toplantası sonrası alındı. Tofaş’ın Yönetim Kurulu Toplantısı için Bursa’ya gelen Fiat Chrysler Automobiles CEO’su Sergio Marchionne, Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ile birlikte, Fiat Egea model ailesinin ilki olarak yollara çıkacak olan kompakt sedan otomobilin, Tofaş Fabrikası’nın test pistinde son deneme sürüşünü gerçekleştirdi. Tofaş’ı birlikte gezen ve Ar-Ge Merkezi’nde incelemelerde bulunan Sergio Marcihonne ile Mustafa V. Koç, Egea Projesi’nde görev alan Tofaş çalışanlarıyla da bir araya geldi. Mustafa V. Koç yapılan ziyaret ve test sürüşünden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür etti ve gelinen noktanın da gurur verici olduğunu ifade etti. FCA CEO’su Sergio Marchionne de, Fiat Egea Projesi’nde çalışan tüm Tofaşlıları tebrik ederken, gelinen noktanın da gurur verici olduğunu ifade etti. Toplantılarda ve ziyarette yer alan FCA COO’su Alfredo Altavilla ise, “Kasım ayından itibaren önce Türkiye’de satışa sunulacak olan Egea’nın ilk aşamada kademeli olarak EMEA Bölgesi’nde 40 ülkede de satışa sunulması hedefleniyordu. Bugün ise araç yola çıkmadan Avrupa’dan beklentilerin daha da arttığını görüyoruz. Mevcut gidişat yeni modelin etki alanının daha da genişleyeceğini gösteriyor” açıklamasını yaptı.
KURUMSAL
6
TOFAŞ’A ABD’DEN ÜÇ “MÜKEMMELİYET ÖDÜLÜ“ > İnsan Kaynakları uygulamalarımızdan “POTA”, “Prova/Prova (+) Staj Programı” ve “Stajyer Gelişim Programı”; dünyanın en prestijli danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall tarafından düzenlenen Mükemmeliyet Ödülleri’nde üç dalda ödüle layık görüldü. <
B
randon Hall tarafından düzenlenen HCM Excellence Awards’ta Tofaş, üç mükemmeliyet ödülü kazandı. Tofaş, “Karma Öğrenmenin En İyi Kullanımı” dalında Potansiyel Akademi POTA, “En iyi Değerlendirme ve Kaynak Sağlama Stratejisi” dalında Prova/Prova (+) Staj Programı ile gümüş ödül ve en büyük ödülün sahibi oldu. “En İyi Aday Tecrübesi” kategorisinde olan Tofaş’a ait “Stajyer Gelişim Programı” bronz ödül kazandı. Tofaş’ın
kazandığı üç ödülle ilgili açıklamada bulunan Tofaş İnsan Kaynakları Direktörümüz Burhan Çakır, “Sektörün en prestijli ödül töreni Brandon Hall Excellence Awards’tan üç ödülle dönmenin gururu içerisindeyiz. İnsan kaynaklarına yaptığımız önemli yatırımlarla Türkiye’nin önde gelen şirketleri arasında yer alıyoruz. Tofaş çalışanlarının memnuniyetlerini odak noktamızda tutarak mesleki odaklı gelişimlerini en üst seviyeye çıkarmak için önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Sektöre nitelikli insan gücü yetiştirmek de en iyi aday
önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu konuda stajyerlerimiz için hazırladığımız programlar hem Tofaş’a hem de sektörümüze bir gelecek sunuyor. Bu kapsamdaki çalışmalarımız önümüzdeki dönemde tüm hızıyla devam edecek” şeklinde konuştu. 1994 yılından beri dünyanın en prestijli danışmanlık şirketlerinden Brandon Hall’un düzenlediği Mükemmeliyet Ödülleri’nin töreni 27-29 Ocak 2016’da ABD’de yapılacak.
CEO’MUZDAN BAYİLERİMİZE BAYRAM ZİYARETİ
F
Önkol Otomotiv
K
urban Bayramı’nın ikinci günü Ceo’muz Cengiz Eroldu ve Bayi Geliştirme Müdürümüz Güçlü Yakal, Güneydoğu Anadolu Bölgesi bayilerimize bayram ziyaretinde bulundu. Eroldu, Diyarbakır’da bulunan bayimiz Odabaşı Bal Otomotiv’i ve Şanlıurfa’da bulunan Önkol Otomotiv’i ziyaret ederek bayramlaştı.
Odabaşı Bal Otomotiv
ÖDÜLLÜ SERVİS PERSONELLERİ BARSELONA’DA
T
ofaş, 2015 Ocak-Haziran dönemine ait uzatılmış garanti hedeflerini başarıyla gerçekleştiren yetkili servis personellerini yurtdışı seyahatle ödüllendirdi. Hedef dönemi içerisinde duyurusu gerçekleştirilen yurtdışı seyahat ödülünü almaya hak kazanan yedi servis personeli, 14-16 Ağustos tarihleri arasında İspanya’nın rüya şehri Barselona’da keyifli bir tatil yaptı. Hedef: Belgrad Temmuz-Aralık dönemine ilişkin uzatılmış garanti hedeflerini gerçekleştirecek servis personellerini ise Balkanlar’ın gizemli kentlerinden Belgrad seyahati bekliyor... Barselona seyahati kazananlar Zafer Ercan – Birollar Uğur Kalkan – Günay Satı Bensu Kaymak – Kavaklıdere Murat Çürük – Birmot Eskişehir Dudu Çoban – Pınarbaşı Özden İnaç – Yön Otomotiv Fethiye Uygar Akpınarlı – Poyraz İzmir Akile Akgül – Tofaş
KFK, FİNANSAL KURUMLAR BİRLİĞİ SEMİNERİNDE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI inansal Kurumlar Birliği (FKB) tarafından 3 Eylül tarihinde düzenlenen Risk Merkezi Bilgi Güvenliği seminerine sektör tecrübesi olarak davet edilen KFK, Sistem Planlama ve Geliştirme Yöneticimiz Özlem Ekşioğlu Kumuk tarafından yapılan sunumla, bu süreçteki hazırlıklarda yaşanan deneyimleri içeren bir sunum gerçekleştirdi. Koç Fiat Kredi (KFK), üyesi bulunduğu Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin (TBB RM) Ekim 2014’te yayınladığı ve 2015 yılından itibaren uyumlu olmakla zorunlu tuttuğu Bilgi Güvenliği Politikası çalışmalarına yoğun olarak devam ediyor. Bu politika kapsamında; bilgi güvenliği politikasına katılım, yönetim ve gözetim, sorumluluklarının tanımlanması ve ayrıştırılması, bilgi güvenliği risklerinin yönetimi, Risk Merkezi verilerinin teslimi, korunması ve kontrolü, olayların yönetimi, teknoloji politikaları ve tüm taraflarca farkındalık unsurları büyük önem kazanıyor. TBB RM, bu politika ve başlıklar altında 2015 yılının sonundan itibaren üyelerinin bağımsız denetim kuruluşları tarafından her yıl denetlenmesini ve denetim raporlarının tarafına sunulmasını bekliyor. KFK da, Sistem Planlama ve Geliştirme Yöneticiliği önderliğinde TBB RM bilgi güvenliği denetimi için hazırlıklarına yılın başından itibaren hızlı bir şekilde başladı. Teknoloji ve altyapı süreçlerinde Tofaş BIT’le de koordinasyon içerisinde olarak çalışmalarını önemli bir seviyeye getirdi. Bu çalışmaları pekiştirmek adına bağımsız denetim kuruluşlarından Ernst and Young’dan fark analizi ve ön denetim sürecinden de başarıyla geçti.
KURUMSAL
7
DÜNYA PATENT LİGİNDE TÜRKİYE VE TOFAŞ > 1900’lü yılların sonuna kadar; üretilebilirlik, verimlilik ve kalite kavramı ile birbirleriyle yarışan firmalar, günümüz rekabet ortamında artık “bilgiye dayalı üretim ve ekonomi” ile bu yarışı sürdürüyorlar. Bilgiye dayalı üretim ve ekonominin en önemli unsuru ise Fikri Mülkiyet Hakları olarak öne çıkıyor. < 2014 yılında dünyada en fazla patent başvurusu yapan 10 ülke (Uluslararası başvurular)
F
ikri Mülkiyet Hakları; adından da anlaşılacağı üzere, bir fikirden yola çıkılarak oluşturulan, mülkiyeti bizlere ait olan soyut özellikli, ülkesellik ilkesi gereği ülkesel olarak korunan, süreli, tescil şartı veya tescile gerek bulunmayan, mutlak özellikli haklardır. Fikri Mülkiyet Hakları; telif hakları olarak da bilinen “fikir ve sanat eserleri” ile sanayi ile ilgili olan “sınai mülkiyet hakları” olarak iki ana başlığa ayrılırken, Fikri Mülkiyet Hakları Koruması denildiğinde, ilk akla gelen kavram “patent” oluyor. Patent kavramına girmeden önce, patentin konusunu oluşturan “buluş” kavramını anlamak gerekiyor. Tarım dahil olmak üzere, sanayinin herhangi bir kolunda var olan teknik problemlere getirilen teknik çözümler “buluş” olarak adlandırılıyor. Patent ise; bir sınai veya ticari buluşun, imal ve satış hakkının belli bir süre için bir şahsa veya bir firmaya ait olduğunu gösteren, devletçe onaylı resmi belgedir. Patentlenebilirlik Buluşun patentlenebilir bir buluş olabilmesi için teknik karakter içerme zorunluluğunun yanı sıra; “yeni”, “tekniğin bilinen durumunu aşan” ve “sanayiye uygulanabilirlik” kriterlerine sahip olması gerekir.
Yıllara göre ulusal patent başvuru sayıları – Türkiye
• Tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş için “yenidir” denilebilir. • İlgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, “tekniğin bilinen durumunun aşıldığı” kabul edilir. • Tarım dahil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikte ise de “sanayiye uygulanabilir” olduğu kabul edilir. Yetkili kurumlar Patentlenebilirlik kriterleri olarak sayılan bu kriterleri sağlayan buluşlar, ilgili resmi kuruma tescil başvuruları yapılarak koruma altına alınabilir. Türkiye’de patent başvurularının yapıldığı resmi kurum Türk Patent Enstitüsü’dür (TPE). Yurtiçinde TPE’ye, yurtdışında da TPE’ye denk olan resmi ofislere başvuru yaparak ülkesel olarak patentlerin korunması mümkün iken, European Patent Convention (EPC) ve Patent Cooperation Treaty (PCT) vb. uluslararası anlaşmalar ve organizasyonlar ile de birden fazla ülkede, bölgesel veya uluslararası patent koruması sağlamak mümkün.
2014 yılında en çok patent başvurusu yapan yerli firmalar
Dünya ve Türkiye Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de fikri haklara, özellikle de patente ve patent başvurularına verilen önem artıyor. Her ne kadar dünya patent liginde Türkiye çok gerilerde yer alsa da, son yıllarda gerçekleştirilen başvurularda artan bir ivme söz konusu. Bugün, Türkiye’deki toplam patent sayısı yaklaşık olarak 200 bin. Artan bir ivme ile yapılan başvurular sevindirici de olsa, Amerika’nın 1 milyon patent sayısına 1911’de ulaşmış olması daha gidecek çok yol olduğunu gösteriyor. Bu durum yurtiçi patent başvurularında olduğu kadar uluslararası patent başvurularında da geçerli. Küresel rekabette söz sahibi olan ülkelerin ve firmaların sadece ülkesel başvurular ile değil, uluslararası anlaşmalar ile birden çok ülkede patent başvurusu yaptığını, dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ülkelerin uluslararası PCT başvurularında da ilk sıralarda olduğunu görüyoruz. Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Türkiye’nin 2023 hedeflerindeki rakamları yakalayabilmesi için yılda en az 50 bin yerli patent başvurusunun yapıldığı bir ülke haline gelmemiz gerektiğinden söz ediyor. Henüz uluslararası başvurularda adımızdan söz ettiremesek de, bu yol öncelikle yurtiçi patent başvurularından geçiyor. Yurtiçi patent başvuru sayılarındaki artış, Türkiye’ye uluslararası başvuruları da getirecektir.
Ender Erkarataş - İleri Araştırmalar Uzmanı “Birkaç özet tablo dahi bizlere, hem yurtiçinde hem yurtdışında küresel rekabet ortamında yer alabilmenin, fikri mülkiyet hakları stratejilerinin oluşturulması ve patent başvuru sayılarının artmasına bağlı olarak paralel bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. Tofaş olarak; Türkiye Patent Ligi olarak da anılan, en çok başvuru yapan yerli firmaların yer aldığı listede 6.
sırada yer alıyoruz. Bir önceki yılda 48 olan başvuru sayısı yaklaşık olarak %33 bir artış ile 67’ye yükselmiş durumda. Tofaş olarak; her kademede tüm çalışanlarımıza bu stratejilerin aktarılması, oluşturulan sinerji ortamı ile fikir aşamasındaki buluşların patentlenebilirlik kriterlerine uygun hale getirilerek, patent başvuru sayılarını artırmalıyız.”
En buluşçu sektörler Yurtiçinde gerçekleştirilen patent başvuruları incelendiğinde, 44 temel sektör arasında ev aletleri, otomotiv, mobilya, makine, optik, savunma, aydınlatma sektörlerinin aynı sıralamada yer aldığını görüyoruz. Rakamlar bazı sektörlerde buluş sayılarının katlandığını gösterirken, bazı sektörlerde ise başvuru dahi yapılmadığını gösteriyor. 2014 verilerinde ev aletleri 724, fabrikasyon metal ürünleri 555, motorlu kara taşıtı, römork imalatı 536, mobilya 492, özel amaçlı makineler 438 patent başvurusu ile ilk beşi paylaşıyor.
MARKALARIMIZ
8
FIAT’IN YENİ MODELLERİ TÜRKİYE’DE FIAT 500 > 100’den fazla ülkede 1,6 milyon kişinin tercihi olan efsanevi Fiat 500’ün yenilenen versiyonu, Frankfurt Otomobil Fuarı’nda ziyaretçilerin karşısına çıkmasının ardından Türkiye’de de satışa sunuldu. <
F
iat’ın ikonik tasarımlı ve mini sınıfta yer alan modeli 500’ün 1900’e yakın parçası değişerek tamamen yenilenmiş versiyonu, Frankfurt Fuarı’nda otomobilseverlerin ilgi odağı oldu. Aynı platformun üstünde yükselmeye devam eden ve tüm dünyada 1,6 milyon adetlik satış başarısına ulaşmasında etkin önemi bulunan göz alıcı iç ve dış tasarımında nokta atışı değişiklikler yapılan Yeni Fiat 500, ülkemizde de satışa sunuldu. Fiat Marka Direktörü Altan Aytaç, ilk olarak 2008 yılında İstanbul Auto Show Fuarı ile birlikte Türkiye’de satışa sunulan 500 modelinden bugüne kadar 1500 adetten fazla satış gerçekleştirdiklerini belirtti. Fiat 500’ün de içinde bulunduğu sınırlı pazarda, az miktarda
modelin kendi aralarında bir rekabet içinde olduğunu vurgulayan Aytaç, “Fiat 500, kendi pazarındaki hâkimiyetini her geçen gün genişleten ve liderliği elden bırakmayan bir model olarak ön plana çıkıyor. Fiat 500’ün Türkiye’de de satışa sunulan yeni versiyonunun etkisiyle, 2015 sonunda 300 adet Fiat 500 satışına ulaşmayı, gelecek sene ise yaklaşık 500 adet Yeni Fiat 500 satmayı hedefliyoruz” dedi. Yeni Fiat 500’ün ülkemizde ilk etapta 1.2 litre 69 HP’lik benzinli motor ve Dualogic otomatik şanzıman seçeneğine sahip olarak satışa sunulduğunu belirten Aytaç, ödüllü 0.9 litrelik 105 HP’lik TwinAir benzinli motor seçeneğinin de 2016 yılından itibaren Türkiye’ye getirileceğini vurguladı.
OTOMATİK FIAT 500X
> Sınıfının standartlarını yeniden belirleyen kalite düzeyi ve üstün güvenlik öğeleriyle satışa çıktığı günden itibaren fark yaratan Fiat 500X’in önden çekişli ve benzinliotomatik şanzımanlı versiyonu Türkiye’de satışa sunuldu. <
F
iat 500X’in en çok tercih edilen versiyonu olmaya şimdiden aday olan önden çekişli ve benzinli-otomatik versiyonu ülkemizde de satışa sunuldu. 1.4 litre 140 HP’lik motora ve 6 ileri TCT otomatik şanzımana sahip Fiat 500X model versiyonları, sunduğu 5.7 litrelik ortalama yakıt tüketim değeriyle olduğu kadar 190 km/s’lik son hızıyla da dikkat çekiyor. Popstar ve Cross Plus adı verilen zengin donanım paketleriyle otomobilseverlerin beğenisine sunulan benzinli-otomatik Fiat 500X’te park sensörlerinden hız sabitleme sistemine, dokunmatik ekranlı ve MP3 çalarlı müzik sisteminden yokuş kalkış destek sistemine kadar pek çok farklı donanım standart olarak sunuluyor.
Fiat 500X, sahip olduğu MacPherson tam bağımsız arka süspansiyon sayesinde yol tutuş ve konfor arasındaki ideal dengeyi kullanıcılarına sağlıyor. Fiat 500X, sunduğu aktif ve pasif güvenlik sistemleri ve sahip olduğu üst düzey teknoloji ile tasarlanmış ve üretilmiş gövdesi ile kullanıcısı ve yolcuları için benzersiz bir güvenlik ortamı yaratıyor. Standart olarak sunulan ESP, TCS, 6 hava yastığı, viraj içini aydınlatan sis farları gibi özelliklere ek olarak, isteğe bağlı olarak tercih edilebilen çarpışma önleme sistemi, şerit takip sistemi ve kör nokta uyarı sistemi gibi üst düzey teknolojiler ile kendi sınıfında fark yaratıyor.
MARKALARIMIZ
9
510 HP’LİK ALFA ROMEO GIULIA İLKBAHARDA GELİYOR > Alfa Romeo’nun lüks orta sınıfta yer alan yeni temsilcisi Giulia’nın en performanslı versiyonu, Frankfurt Otomobil Fuarı’nda sergilendi. İlk olarak 510 HP’lik yüksek performanslı spor versiyonuyla yollara çıkacak olan Alfa Romeo Giulia, 2016 yılının ilkbahar aylarında Türkiye’de de satışa sunulacak. <
heyecan verici güç ve tork üreten motoru, elektronik olarak kontrol edilen silindir kapatma sistemine sahip olmasıyla aynı zamanda şaşırtıcı bir yakıt tasarrufu sunuyor.
2
016 yılının Ocak ayında üretimi başlayacak olan Alfa Romeo Giulia model ailesinin spor versiyonu Giulia Quadrifoglio, Frankfurt Otomobil Fuarı’nda ziyaretçilerin karşısına çıkarak ilgi odağı oldu. Markayı tanımlayan ve “duyguların mekaniği” mottosunu kazandıran kendine özgü İtalyan tasarımı, son teknoloji yenilikçi motorları, mükemmel 50/50 ağırlık dağılımı, eşsiz teknik çözümleri ve en iyi güç-ağırlık oranı özellikleriyle ön plana çıkan Alfa Romeo Giulia’nın en performanslı versiyonu, 2016 yılından itibaren ülkemizde de satışa sunulacak. Lancia, Alfa Romeo ve Jeep Marka Direktörü Türker Gürtekin, “Alfa Romeo Giulia model ailesinin en hafif ama en yüksek performanslı versiyonu olan Giulia
Quadrifoglio’yu ilkbaharda Türkiye’de satışa sunacağız. Karbon seramik fren balataları ile ultra hafif karbon fiber sportif koltuklarla donatılan 510 HP’lik Ferrari teknolojili çok özel spor modeli, 2016 yılında 2. çeyrekten itibaren satışa sunmayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı. 510 HP’lik sportif yürek! Arkadan itişli Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, aynı zamanda lüks orta sınıftaki rekabete Alfa Romeo markasının güçlü bir yanıtı olacak. Mühendislerin Ferrari altyapısıyla düzenlediği altı silindirli turbo benzinli motora sahip Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio, 510 HP’lik eşsiz bir güce sahip. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3.9 sn’de tamamlayan ve 307 km/s’lik son hıza erişebilen Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio’nun
Mükemmel sportif sürüş Tasarım, şasi ve süspansiyon yapısı ile materyallerinin seçimi Alfa Romeo’nun mühendislik kültürünün ileri ifadesi olarak her zaman mükemmeli yansıtıyor. Mükemmellik, arka diferansiyelin, torkun her tekerleğe ayrı bir şekilde iletilmesini kontrol etmesini sağlayan çift kavramalı Tork Vektörleme gibi yeni otomobilde yer alan özel teknik çözümlerle de kanıtlanıyor. Bu şekilde, yola uygulanan güç aktarımı düşük yol tutuşlu alanlarda geliştirilmiş. Böylece, stabilite kontrol sistemine karşı sürmek zorunda kalınmadan güvenli ve eğlenceli bir sürüşü mümkün hale getiriyor. Önemli tüm ağırlık optimizasyonlarına ek olarak ani fren tepkisi ve buna bağlı rekor kıran durma mesafesi için stabilite kontrolünü ve geleneksel servo freni bir araya getiren yenilikçi, elektromekanik bir sistem olan Entegre Fren Sistemi de sportif Alfa Romeo Giulia’da kullanılıyor.
FERRARI 488 SPIDER 2016 YAZINDA TÜRKİYE’DE > Ferrari’nin en yeni üstü açık süper spor modeli 488 Spider, Frankfurt Otomobil Fuarı’nın gözdesi oldu. Katlanabilir metal tavanıyla dikkatleri üzerine çeken Ferrari 488 Spider, 2016 yılının yaz aylarından itibaren ülkemizde de satışa sunulacak. <
F
errari’nin son 10 yıldır özel müşterileri için sadece pistlerde kullanılmak üzere tasarladığı otomobilleri kapsayan özel programı doğrultusunda geliştirilen 488 GTB modelinin ardından, 488 Spider adı verilen üstü açık versiyonunu da Frankfurt Otomobil Fuarı’nda görücüye çıkardı. Fuarın en sportif yıldızı olarak dikkat çeken Ferrari 488 Spider, 2016 yılının yaz aylarından itibaren ülkemizde de satışa sunulacak. Fer-Mas Şirket Müdürü Sinan Saip Bel, 670 HP’lik V8 motorlu Ferrari modeli için, “2017 model olarak yaz ortasından itibaren Ferrari 488 Spider modelini ülkemizde de satışa sunmaya başlayacağız. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 3 saniyede gerçekleştiren orta/arka konumlu motora sahip yeni modelimize ilk etapta Türkiye’den sadece altı müşteri sahip olabilecek” açıklamasını yaptı.
WCM
10 İç Eğitmenlik Sistemiyle
“SÜREKLİ ÖĞRENME“YE DEVAM > Dünya Klasında Üretim yapan şirketlerde sürekli öğrenme organizasyonu öncelikler arasında yer alıyor. Bu organizasyona ait önemli konulardan biri de “iç eğitmenlik”. Tofaş’ta da iç eğitmenlerimiz, bilgi ve tecrübelerini çalışanlara aktararak gelişimin şirket genelinde yaygınlaştırılmasını sağlıyor. Tofaş ve Tedarikçi Teknik Gelişim Yöneticisi Elif Turgay, iç eğitmenlik sürecine ilişkin sorularımızı yanıtladı. < Eğitimler için ihtiyaç analizi nasıl yapılıyor? Her yıl ilgili birimlerin yöneticileri ile yapılan teknik ihtiyaç analizleri sonucunda gelişim ihtiyaçları belirleniyor. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda Tofaş Akademi teknik ve WCM modülleri tasarlanıyor. Daha sonra da yıllık eğitim talebine göre mevcut iç eğitmenlerin iş yükü analizi yapılarak iç eğitmen ihtiyacı belirleniyor. Yeni iç eğitmenlere gereksinim varsa, yetiştirmek amacıyla iç eğitmen duyurusu açılıyor.
Elif Turgay - Tofaş ve Tedarikçi Teknik Gelişim Yöneticisi
İç eğitmenlerin görevi nedir? Bu sistemin faydaları nelerdir? İç eğitmenlerimiz, Tofaş Akademi ekibi desteği ile konusunda uzman kişiler tarafından hazırlanan, eğitimlerde eğitmenlik görevini üstlenen kişilerdir. İç eğitmenlik süreci, Tofaş’ta sürekli öğrenmeyi, gelişmeyi ve yetkinlikleri artırmayı sağlamak amacıyla düzenlenen eğitimlerde görev alacak en uygun eğitmenlerin seçim sürecinin tanımlanmasını, seçilen adayların iç eğitmen eğitiminin ve sürecin standartlaştırılmasını, performans ölçüm yöntemlerinin tanımlanmasını amaçlar. Tofaş’ta iç eğitmenlerimiz, bilgi ve tecrübelerini çalışanlara aktararak gelişimin şirket genelinde yaygınlaştırılmasını sağlıyor. Çalışan gelişimi pillarına göre öğretirken öğrenmek, en etkili öğrenme şekillerinden biri. İç eğitmenlik, hem eğitmen olan çalışanın hem de katılımcının gelişimine katkıda bulunuyor.
İç eğitmen seçim süreci nasıl işliyor? Seçim kriterleri nelerdir? Tofaş Akademi tarafından yürütülen seçim sürecinin aşamaları; duyuru ve başvuru, ön değerlendirme, sunum ve değerlendirme, iç eğitmen eğitimi, sertifikasyon ve onay adımlarını kapsıyor. Öncelikle eğitim verebilecek yetkinliğe sahip olduğunu düşünen Tofaş çalışanları bir öz değerlendirme yapar. Ardından aynı iç eğitmenlik kriterlerini kullanarak çalışanın yöneticisi bir değerlendirme yapar. Ön değerlendirmeyi geçen adaylar, kendilerinin belirlediği bir konuda Tofaş Akademi değerlendirme komitesine sunuş yapar. Sunum aşamasında; içerik ve hazırlık,
etkin zaman yönetimi, hedeflenen konu içinde kalabilme, katılımcıları sürece katma, aktif ve empatik dinleme, doğallık ve rahatlık, mesajları net olarak aktarabilme gibi kriterlere göre değerlendirme yapılır. Jüri değerlendirmesi olumlu sonuçlanan adaylar, yedi günlük İç Eğitmenlik Programı’na dahil olurlar. Ardından bir pilot eğitim seansı gerçekleştirilir. Pilot eğitimin sonunda iç eğitmen, eğitim materyali ve eğitim metodu değerlendirilir. Bu aşamayı da başarıyla tamamlayan adaylara Tofaş Akademi İç eğitmenlik sertifikası verilir. Gözlemler ve değerlendirmeler sonucu başarılı olan adayların iç eğitmenlikleri onaylanır. İç eğitmenler için düzenlenen özel etkinlikler var mı? İç eğitmenlerimizin gelişimlerine destek olmak, motivasyonlarını artırmak amacıyla her yıl Kasım ayında Gelişim Günü gerçekleştiriyoruz. Her yıl farklı konseptle organize ettiğimiz Gelişim Günü’nde çeşitli konuşmacıları ağırlıyoruz. Çeşitli öğretici aktivitelerin yanında iç eğitmenlerimizin kendi deneyimlerini paylaşmalarına imkan sağlamayı hedefliyoruz. Organizasyon, iç eğitmenlerimizin ailelerinin de katıldığı bir sertifika töreni ile sona eriyor.
FA B R İ K A D A N H A B E R L E R
11
ROBO-PARTNER PROJEMİZ ULUSLARARASI BASINDA > Proje koordinatörlüğü Tofaş Ar-Ge Merkezi tarafından gerçekleştirilen ROBO-PARTNER projesi kapsamında geliştirilen yapay gerçeklik gözlüklerine ilişkin makale, sektörün önemli sivil toplum kuruluşlarından CIRP’in (Uluslararası Üretim Mühendisliği Akademisi) düzenlediği bilim konferansında sunularak, fütürist bilimsel çalışmalara yer veren ScienceDirect dergisinde yer aldı. <
R
obotik, dijital dünya, hızlı ve yeni nesil kablosuz haberleşme ağları gibi yeni teknolojiler gün geçtikçe daha fazla yaşamımızda yer alıyor. Bu alandaki teknolojik gelişmeler, özellikle Google Glass benzeri yapay gerçeklik gözlükleri ve insanlar gibi sezgileri olan robotlar bilim adamları ve endüstrinin daha fazla ilgisini çekiyor. Proje koordinatörlüğünü Tofaş Ar-Ge Merkezi’nin üstlendiği, sekiz ülkeden 14 firma, üniversite ile araştırma enstitüsünden katılımcıların bulunduğu ve AB 7. Çerçeve Programı tarafından desteklenen ROBOPARTNER projesi de bunlardan biri. ROBO-PARTNER projesinde geliştirilen yapay gerçeklik gözlüklerinin geleceğin fabrikalarında,
üretim alanlarında kullanılmasına ilişkin Tofaş ArGe Merkezi koordinatörlüğünde hazırlanan makale, üretim teknolojileri konusunda en etkili sivil toplum kuruluşlarından CIRP’in düzenlediği “48. CIRP Conference on Manufacturing Systems 2015”de sunulmasının ardından, bilimsel endeksli ScienceDirect dergisinde de yayımlandı. Çalışma kapsamında geliştirilen ilk prototipler de konferansta sunularak ScienceDirect dergisinde tanıtıldı. ROBO-PARTNER bünyesinde bir grup araştırmacı, yapay gerçeklik gözlüklerinin üretim sistemlerinde kullanımıyla ve insanlarla güvenli bir şekilde “el ele” çalışabilecek robotlarla ilgili bir çalışma yürütüyor. Çalışmanın amacı, robotları insanlara alternatif değil, yardımcı bir konumda kullanmak. Robotlar ağır yük
gerektiren işlemleri üstlenirken, insanlar robotları sesle, imgeyle ya da dokunarak yönlendiriyor ve yetenek gerektiren son montaj işlemlerini gerçekleştiriyor. Ayrıca yapay gerçeklik gözlükleri, üzerinde görüntülediği bilgi, model ve güvenlik bölgeleriyle operatörlere de yardımcı oluyor. Hedef 2017 Üretim alanlarında çok önemli avantajlar sunması hedeflenen yapay gerçeklik çalışmaları, ROBOPARTNER projesinde geliştirilen gözlüklerle üretim alanlarında etkin role kavuşuyor. Tofaş araştırmacıları, geliştirilecek yapay gerçeklik gözlüklerini ve insan/robot işbirliği sistemlerini 2017 yılında üretime kazandırmayı hedefliyor.
SÜREKLİ İYİLEŞTİRME FAALİYETLERİ TAM GAZ irket genelinde üstün performans gösteren İleri Kaizen, Majör Kaizen, Standart Kaizen, Hızlı Kaizen ve Bireysel Öneri kategorilerinde Temmuz ayının en iyi sürekli iyileştirme faaliyetleri seçildi.
Ş
En İyi Standart Kaizen; • Gövde Üretim Müdürlüğü Geometri standart kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Linea ön kapılarda yaşanan kalite probleminin giderilmesi.
En İyi Majör Kaizen; • Gövde Üretim Müdürlüğü kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Doblo araçlarda yaşanan kalite probleminin giderilmesi.
En İyi İSG Standart Kaizen; • Tesisler ve Teknik Hizmetler Müdürlüğü Lider Termik standart kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Kimyasal malzeme karışımında yaşanan iş kazası risklerinin giderilmesi.
En İyi İSG Majör Kaizen; • Montaj Üretim Müdürlüğü kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Torpido travers difüzyon bölgesi İş kazası risklerinin giderilmesi.
En İyi Hızlı Kaizen; • Kalıp Pres Üretim Müdürlüğü Yeni Ufuklar hızlı kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Eksen motor arıza kayıplarının giderilmesi
En İyi İSG Hızlı Kaizen; • Tedarik Zinciri Direktörlüğü Ergüpak hızlı kaizen ekibinin yapmış olduğu çalışma: Boya atık transferinde yaşanabilecek kaza risklerinin giderilmesi. En İyi İSG Önerisi; • Tedarik Zinciri Direktörlüğü çalışanlarından Fahri Kara’nın önerisi: Azot tüpü taşınması sırasında oluşan iş kazası risklerinin giderilmesi. 2015 yılı Temmuz ayı en iyi sürekli iyileştirme faaliyeti olarak seçilen çalışmalara katılan ve destek olan tüm arkadaşlarımızı ve birimleri tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
REKABET SOHBETLERİ
12
REKABET HUKUKUNDA EŞDEĞER YEDEK PARÇA > Rekabet hukukuna ilişkin bu ayki konumuz “Eşdeğer kalitede yedek parça sorunu”. Bu tabir, 2005 yılı sonunda sektörde “Blok Muafiyeti” olarak bilinen Motorlu Taşıtlar Tebliği’nin yayımlanması ile gündemimize girdi. Yeni Tebliğ’in hazırlıklarının yapıldığı bugünlerde, tüm çalışanlarımızı ve bayilerimizi bilgilendirmek amacıyla Rekabet Uzmanımız Sevil Yılmaz ile yedek parça konusunu ele aldık. < Sevil Yılmaz / Hukuk Müşavirliği / Rekabet Uzmanı Öncelikle eşdeğer yedek parça tanımı nedir? Niçin bu kavrama ihtiyaç duyuldu? 2005/4 sayılı Tebliğ’de geçen tanımıyla, eşdeğer kalitede yedek parça; bir motorlu aracın montajında kullanılan parçalarla eşdeğer kalitede olduğu, varsa mevzuat gereği aranan mecburi standartlara uygunluğunun üreticisi tarafından belgelendirilmesi gereken parçalardır. Buradan hareketle, araçtaki orijinal parçaların yerine geçmek üzere kullanılan, ancak motorlu taşıt üreticisi ya da onunla anlaşmalı olarak üretimde bulunan parça üreticileri dışındaki yan sanayi tarafından üretilen parçalar eşdeğer kalitede yedek parça tanımı içine girmektedir. Bu tanımın getirilmesinde ve eşdeğer parça kullanımına izin verilmesindeki amaç, satış sonrası hizmetler pazarında yedek parça seviyesinde rekabeti artırmaktır. Eşdeğer kalitede parça üreticilerinin pazara girmesinin önünün açılmasıyla, daha fazla parçanın daha kaliteli ve uygun fiyata tüketicilere ulaşması hedeflenmiştir. Eşdeğer yedek parça tanımına baktığımızda, bu parçaların orijinal parçadan daha düşük kalitede olmaları gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılıyor. Bir başka deyişle, eşdeğer kalitede parça orijinal parça ile aynı kalitede bir parça da olabilir. Ancak her üretilen parçanın da eşdeğer kalitede parça olarak kabul edilmesi gibi bir koşul da bulunmuyor. Burada kalite açısından nasıl bir ölçüt bulunuyor? Eşdeğer kalitede parçanın orijinal parça ile aynı kalitede, hatta belki ondan daha kaliteli olması da mümkün
diyebiliriz. Şöyle ki, orijinal parçayı eşdeğer kalitede parçadan ayıran temel unsur, parça üreticisinin motorlu taşıt üreticisine parça temin edip etmediğidir. Bir parça üreticisi, örneğin Tofaş’a montajda kullanılmak ve yedek parça olarak pazara sürülmek üzere parça temin ediyorsa, o üretici orijinal parça üreticisi ve onun parçaları da orijinal yedek parçadır. Aynı üreticinin bir başka araç üreticisinin araçlarına yönelik olarak, ancak aralarında herhangi bir anlaşma olmaksızın ürettiği parçalar ise eşdeğer kalitede yedek parça olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla bir parça üreticisinin ürettiği parçalar bir otomotiv markası için orijinal parçayken, bir başka otomotiv markası için eşdeğer kalitede yedek parça olabilmektedir. Bu nedenle de kalite bir parçanın eşdeğer olup olmadığının belirlenmesinde tek belirleyici ölçüt değildir. Eşdeğer kalitede yedek parça konusunda en büyük sorun, bu parçaların eşdeğerliklerinin kim tarafından tespit edileceği noktasında çıkıyor. 2005/4 sayılı Tebliğ’de ve Açıklayıcı Kılavuz’unda eşdeğer kalitede parçayı onaylayacak bir yer gösterilmediği için belgelendirme işleminin nasıl ve kim tarafından yapılabileceği konusunda bir açıklık bulunmuyor. Bu durumda sağlayıcılar kendilerini güvende hissetmek için nasıl davranmalıdır? Bir parçanın eşdeğer kalitede olup olmadığının belgelendirilmesi bu konudaki en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. 2005/4 sayılı Tebliğ’de bu konuda bir açıklık bulunmuyor. Tebliğ’in Açıklayıcı Kılavuz’una baktığımızda ise belgelendirme yükümlülüğünün parça üreticisine getirilmiş olduğunu görüyoruz. Buna göre parça üreticisinin, yetkili servislere satmak istediği parçaların eşdeğer olduğunu satış anında belgelendirmesi gerekiyor. Ayrıca sağlayıcılar yani araç üretici ve ithalatçıları da yetkili servislerin sattıkları parçaların eşdeğer olduklarına dair belgeleri talep edebiliyorlar. Önemli bir nokta ise bir parçanın eşdeğer kalitede olduğuna dair belgenin aksini iddia etmenin mümkün olmasıdır. Şöyle ki, parça üreticisi, parçanın eşdeğer olduğunu belgeledikten sonra, sağlayıcı yapacağı testlerle ya da belgelendirme işleminin uygun olduğunu haklı gerekçelere ve belgelere dayanmak suretiyle iddia edebilir. Örneğin belgelendirmeyi yapan kuruluşun yetkin olmadığını ileri sürebilir. Gerek 2005/4 sayılı Tebliğ’de gerekse Açıklayıcı Kılavuz’da belgelendirmeyi yapmak üzere bir adres gösterilmemiş olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de bu konu sürekli bir tartışma yaratmakta ve aslında amaca da ulaşılamamaktadır. Dolayısıyla belgelendirme işlemi
hem parça üreticisi hem de otomotiv sağlayıcısı ve yetkili servisleri için tartışmalı bir alan yaratmaktadır. Rekabet Kurulu 2005/4 sayılı Tebliğ’in revizyonuna ilişkin bir süreç başlattı. Bu süreçte de eşdeğer yedek parça konusuna ilişkin önemli tartışmalar gündeme geldi. Hatta tam bu sırada sigorta sektöründe uygulanmak üzere çıkarılan bir düzenlemede Türk Standartları Enstitüsü’nün eşdeğerlik onayı vereceği konusu gündeme geldi. Tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Rekabet Kurumu’nun raporunda eşdeğer yedek parça konusuna ilişkin önemli tespitlerin yer aldığını görüyoruz. En çarpıcı tespitlerden biri yetkili servislerde eşdeğer yedek parça kullanım oranının %5’i aşmamasıdır. Bu durumun sebeplerinin başında ise araç üreticisi ile yetkili servisler arasındaki ticari ilişkilerin, yetkili servisleri orijinal yedek parça kullanmaya teşvik etmesinin geldiği belirtilmiştir. Garanti süresi içerisinde yapılan bakım ve onarım faaliyetlerinde orijinal yedek parça kullanılmaması durumunda aracın garanti kapsamı dışında kalacağına yönelik tüketici algısı; araç üreticilerinin orijinal parça üreticileri ile genel satın alma sözleşmesi yapmaları; yetkili servislerin, eşdeğer parçaları standartları karşılamayan ürün olarak değerlendirmeleri diğer etkenler olarak görülmüştür. Rapor esas sorunun orijinal ve eşdeğer parçaya ilişkin onay veren kurum ve sürecin olmaması olduğuna işaret etmiştir. Dolayısıyla eşdeğer yedek parçanın uygunluğunun tescilini sağlayacak bir kuruluşa ihtiyaç duyulduğu kabul edilmektedir. Eşdeğer parça konusuyla bağlantılı olarak revizyon tartışmalarının merkezinde, tescili sağlayacak kuruluşun neresi olacağı sorusu var. Hazine Müsteşarlığı’nın 13.01.2015 tarih ve 2015/2 sayılı genelgesi ile sigorta sektöründe eşdeğer yedek parçanın onayının TSE tarafından yapılacağı hususu resmileşmiştir. Söz konusu genelge ile Eşdeğer Parça Belgelendirme yetkisinin 2 yıllık süre için TSE’ye verilmesi karara bağlanmıştır. Aslında TSE de geçiş döneminde bu onayı verecektir zira ilk 2 yıl TSE olmak üzere, takip eden dönemde akredite edilmiş belgelendirme kurumlarınca eşdeğerlik onayı yapılabileceğine hükmedilmiştir. Önümüzdeki dönemde onay kuruluşu mevcut olmakla birlikte bu kuruluş ya da kuruluşların yetkin olup olmadıklarına ilişkin tartışmalar gündemimizi işgal edecektir. Özellikle sigorta sektöründeki yedek parça ihtiyacı ile otomotiv sektöründeki yedek parça ihtiyacının aynı olmadığı dikkate alındığında, eşdeğer yedek parça konusundaki tartışmaların süreceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
REKABET SÖZLÜĞÜ Niceliksel Seçici Dağıtım Sistemi Sağlayıcının, anlaşma konusu malları veya hizmetleri, nicel kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı taahhüt ettiği bir dağıtım sistemidir. Nicel kriterler arasında, yeniden satıcıların sayısı, hizmet verilen nüfus veya bölge bazında ya da satıcıların birbirine olan uzaklığı, yeniden satıcıların stok düzeyi, sağlayıcının ürünlerinde veya ilgili üründe asgari ciro miktarı, benzeri promosyon yapma gibi ölçütler sayılmaktadır.
YA K I N P L A N
13
GEOMETRİ PEKİYİ > Geometri denince çoğumuzun aklına muhtemelen okul yılları gelir; açılar, üçgenler, daireler... Egea Projesi gövde geometrisini devreye alan ekip için ise durum biraz daha farklı. Aracın seri üretim öncesindeki çok kritik iki aşaması olan proses doğrulama (VP) ve ön seri (PS) aşamaları sonunda, geometrik uygunluk oranında Fiat’ın en iyi sonucu elde edildi. <
K
alıp-Pres, Gövde, Teknoloji, Yan Sanayi Kalite ve Ölçüm Merkezi çalışanlarından oluşan ve gövde geometrisini devreye alan ekip, yeni sedan modelimizin gövde geometrisini mükemmel hale getirebilmek için yoğun emek harcadı. VP ve PS süreçlerinin diğer projelerde ortalama 32 hafta sürmesine karşın, sedan projemizde 15 hafta gibi kısa bir sürede gerçekleşmesi ise elde edilen sonucu daha da anlamlı bir hale getiriyor. Fatih Çiftçi - Gövde Mühendislik Yöneticisi MCV Linea Egea “Aracın motor, süspansiyon, koltuk gibi çok kritik parçalarından, aracı bir örümcek ağı gibi saran kabloların bağlandığı tespit noktalarına kadar her şey aracın gövdesi üzerine monte ediliyor. Günde yüzlerce aracın geçtiği montaj hatlarında, gövde bağlantılarında yaşanabilecek küçük bir ölçüsel hata, telafisi çok zor problemlere yol açabiliyor. Araçlarımızın müşteri tarafından dikkatle algılanan far, motor kaputu, stop lambası ve tampon gibi kritik bölgelerdeki estetik uyumunun, tıpkı tasarımda gördüğümüz gibi mükemmel olmasını sağlayabilmek için gövde geometrisinin de mükemmel seviyede devreye alınması gerekiyor. Geometri devreye alma çalışmalarının sonuçları VP ve PS aşamalarında ortaya çıksa da, çalışmaların başlangıcı çok daha öncelere dayanır. Egea Projesi’ndeki başarının temelinde mevcut modellerimizde edinmiş olduğumuz tecrübeleri, WCM’in Erken Ürün Yönetimi (EPM) ve Erken Ekipman Yönetimi (EEM) araçlarını kullanarak Egea modelimize aktarmamız yatıyor. Yurtiçi ve yurtdışında onlarca firma ve yüzlerce Tofaş çalışanımızın özverili çalışmaları sonucunda elde edilen sonuçlar, başarının tesadüfen değil, çok etkili bir ekip çalışmasının sonucunda oluştuğunu gösteriyor. Uzun ve zorlu olan geometri devreye alma yolculuğunu ekip çalışmasında yer alan arkadaşlarımızdan dinleyelim.” Serkan Ali Altınel - Kalıp Tasarım Yöneticisi Kalıp Pres Üretim Müdürlüğü “Kalıp geometri faaliyetleri, parçaların tasarım sürecinde Ar-Ge ile yürütülen işbirliğiyle başlar. Bu amaçla proje geliştirme sürecinde toplam 109 parça için 990 adet simülasyon raporu hazırlandı. Tekil parça geometrisini etkileyen en önemli konu sac parçalardaki geri yaylanma sorunudur. Önceki projelerdeki kalıplarda,
kalıp yüzeyleri nihai parça resmine göre işlenmiş ve kalıptan çıkan parçalardaki ölçüsel hatalar kalıplarda yapılan revizyonlarla iyileştirilmeye çalışıldı. Yeni sedan projesinde ise bütün parçalar kalıp tasarım aşamasında iken geri yaylanma miktarları CAE programları (bilgisayar destekli mühendislik) yardımı ile hesaplanarak yüzey telafi çalışmaları SANAL MAP projesi kapsamında yapıldı. Bu çalışmada ana prensip sanal ortamda sac parçalarda hedeflenen geometride parçanın elde edilmesi ve buna göre kalıp işleme yüzeylerinin oluşturulmasıdır. Egea Projesi’nde SANAL MAP faaliyetlerindeki bilgi ve tecrübe yan sanayi firmalarına da aktarıldı.” Gökhan Işıkman - Kalıp Mühendislik ve Planlama Yöneticisi Kalıp Pres Üretim Müdürlüğü “Kalıp geometri çalışmalarının diğer bir ayağı da kalıp üretim aşamasında yapılan faaliyetlerdir. Kalıp atölyesinin özellikle Fiat ve diğer otomobil üreticilerine (PSA, Mercedes, BMW vb.) yaptığı kalıplarda elde ettiği tecrübe sayesinde çok kısa sürede sac parçalardaki hedeflenen geometriye ulaşıldı. Çalışmaların başarısı kalıp atölyesinin ve mühendislik birimlerinin bir arada ve uyum içinde çalışmasıyla gerçekleşti. Aynı zamanda Ar-Ge’nin de Tofaş içinde olması, üretimdeki sorunların çözüm hızını artırdı. Egea Projesi düşünülerek önceden oluşturulan kalite ekibinin faaliyetleri de geometri çalışmalarına yön vermekte etkili oldu.”
da tedarikçilerimize yaptığımız periyodik ziyaretler ile teçhizatların ilerleme ve hedefe ulaşım durumu adım adım takip edildi.” Ozan Duman - Diyagnoz Laboratuvar Lideri Ölçüm Merkezi Yöneticiliği “Ölçüm Merkezi, Egea Projesi için hazırlıklarına 2014 yılında makine parkını yenileyerek başladı. Tedarikçilerimizden temin ettiğimiz yarı komple ve sac parçaların hızlı ve yeterli sayıda ölçülebilmesi için mevcutta kullanılmakta olan üç adet lazer tarama cihazına, üç adet yeni DEA ölçüm tezgâhı ilave edildi. Bu cihazlar ile proje devreye alma esnasında 9 bin saat ölçüm yapıldı. Ayrıca gövde parçalarının birbiriyle uyumlarının analiz edilebilmesi için meisterbock ölçüm fikstürü seti proje öncesinde devreye alınarak gövde analizleri için 3300 saat ölçüm desteği verildi. Komple gövde ölçümleri mevcut Zeiss tezgâhımızda yapılarak, toplamda 157 adet gövde ve 136 adet taban ölçümü iyileştirme çalışmalarına veri sağladı. Komple gövde ölçümlerinin yapılabilmesi için yeni bir çift kollu DEA cihazı sipariş edildi ve seri üretim öncesi devreye alınacak bu cihaz ile günde altı adet gövde ölçümü yapılabilecek. Kapı ölçümlerinin daha hızlı yapılabilmesi için iki robotlu lazer tarama hücresi devreye alınıyor. Ayrıca seri üretim başlangıcı ile beraber dört robotlu lazer tarayıcı hücresi devreye alınacak. Böylece üretilen tüm gövdeler için ana karakteristik noktaları yüzde100 ölçülebilecek.”
Sedat Üzen - SQE Yan Sanayi Kalite Metal Yöneticiliği
Erdal Sezen - Gövde Teknolojisi Yöneticisi
“Egea Projesi’nde araç gövdesinde kullanılan 155 adet parçanın siparişi 16 tedarikçimize verildi. Bu projede, tedariklerimizden önceki projelere göre daha fazla sayıda parçanın kaynaklı ara komple olarak alımı sağlandı. Parçaların karmaşıklık durumunun artması, geometri uygunluğunun sağlanmasını da daha zor ve önemli hale getirdi. Proje başından itibaren parçalar üzerindeki 3 bini aşan ölçüm noktasının uygun geometri seviyesine getirilmesi hedeflendi. Bu hedefe ulaşmak için proje başlangıcından itibaren tedarikçilerimizle birlikte parça bazında simülasyon programlarıyla geometri, yapılabilirlik, geri esneme, incelme analizlerini içeren çalışmalar yapıldı. Bu analiz sonuçlarına göre seri üretim esnasında yaşanması öngörülen kalite problemlerine karşın gerekli tasarım değişiklikleri Ar-Ge ile paylaşılarak devreye alındı. Tüm parçalarımızın kalıp tasarımları ve parça üretim metotları incelendi ve onayları verildi. Yalnızca kalıp tasarımları değil kaynak fikstürleri ve kontrol fikstürlerinin de her birinin tasarımları tedarikçilerimizle birlikte incelenerek tasarım onayları verildi. Tasarım onayları sonrasında
“Egea Projesi, Tofaş’ın 2020’li yıllarına damgasını vuracak bir proje olduğu için, ürün kalitesi ve gövde geometrisi açısından teknolojik anlamda en üst seviyenin yakalanması hedeflendi. Gövde proseslerinde robot kullanımı ve otomasyon oranı kalite açısından çok önemli. Egea Projesi’nde yapılan yatırımlar ile yüzde 90 otomasyon seviyesine ulaşıldı. Ayrıca bu projede geometri açısından önemli birtakım yeni teknolojiler de Tofaş’a kazandırıldı. Bunlardan en önemlilerinden biri tavan lazer pozisyonlama teknolojisi. Estetik açısından önem taşıyan tavan pozisyonu, bir robota entegre edilmiş lazer tarayıcıların her gövdeyi ölçmesi ve buna göre en uygun pozisyona tavanı kaynatmasıyla sağlanıyor. Ayrıca motor kaputu, çamurluk ve ön tamponun birbiri arasındaki estetik ilişkiyi mükemmel seviyede sağlamak için yapay görme sistemleri kullanan bir robot ile gövde üzerine referanslama delikleri açılıyor. Lazer kaynak ve lazer inline ölçüm sistemleri ile Egea Projesi gövde atölyesi 2020’li yıllarda bile rekabetçi ve yüksek kalite standartlarını yakalayabilecek bir şekilde projelendirildi ve devreye alınıyor.”
S O S YA L K U L Ü P L E R İ M İ Z
14
EGEA’YI ULUDAĞ’IN ZİRVESİNE TAŞIDIK > Gerçekleştirdikleri faaliyetlerle yoğun ilgi gören Tofaş Doğa Gezginleri Kulübü (TODOGE), 89 kişilik bir ekiple Uludağ Küçük Zirve’ye tırmanarak Tofaş bayrağını zirvede dalgalandırdı. Projeler ve Metot Planlama Yöneticiliği’nde Proje Uzmanı olarak görev yapan ve aynı zamanda TODOGE Başkanlığını yürüten Hamide Eren’le zirve yürüyüşünü konuştuk. <
Zirveye çıkış fikri nasıl ortaya çıktı? Uludağ’ın zirvesi Marmara Bölgesi’nin en yüksek noktası... Muhteşem manzarasının yanı sıra zirveye çıkmak “zoru başarmaktır”, “en yüksekte olmaktır”. Daha önceki faaliyetlerimizin ardından, TODOGE olarak artık zirveyi de başarabilecek performansa ulaştığımızı gördük ve bu etkinliği programımıza aldık. Zirve yürüyüşümüzü, yeni aracımız Fiat Egea’nın lansman dönemine denk getirdik. Tofaş’a ve Fiat Egea’ya çok yakıştığını düşündüğümüz zirve yürüyüşümüz ile yeni modelimizi kutladık. TODOGE içerisinde profesyonel ya da amatör dağcılar var mı? TODOGE bünyesinde profesyonel ve amatör, çok tecrübeli dağcı arkadaşlarımız var. Zirve yürüyüşü için üyelerimizden çok yoğun talep olunca, 89 kişilik kalabalık bir grubun doğada yaşayabileceği olası riskleri göz önüne alarak ULUDAK Dağcılık Kulübü’nden de destek aldık. Jandarma Akut ekibi ve Uludağ alan kılavuzlarımız da bize eşlik etti. Kısacası, zirveye çok sağlam ve donanımlı bir ekip olarak çıkmış olduk.
Ekip yapısı ve görev dağılımı hakkında bilgi verebilir misiniz? TODOGE, faaliyetlerine çok yüksek katılım ile devam eden popüler bir kulüp haline gelmiş durumda. Zor parkurları kalabalık bir grup ile sorunsuz aşabilmek için, organizasyon detaylarında çok titiz davranıyoruz. Zirve faaliyetimizde de öncü grup, lider, ara grup liderleri, artçılar şeklinde görev dağılımı yaparak telsiz haberleşmesi ile güvenli bir yürüyüş gerçekleştirdik. Zirveye çıkmadan önce ne tür hazırlıklar yapıldı? Zirve öncesinde yoğun bir hazırlık dönemimiz oldu. Özellikle yukarıda bir örnek giyinerek Fiat Egea, Tofaş, Fiat yazmayı ve Türk bayrağı çizmeyi hedeflemiştik; şablonların hazırlığı ve hava çekimi için maket helikopter çalışmalarımızı tamamladık. Maalesef zirvedeki yoğun sis, havadan çekim yapmamızı engelledi. Başka bir organizasyonumuzda mutlaka tamamlayacağız.
Zirveye çıkarken ne gibi zorluklar yaşadınız? Zirve bize hava şartları açısından sürpriz yaptı. Tahminlere göre daha güneşli ve açık olması gereken zirve, o gün yağmurlu, rüzgarlı ve yoğun sisliydi. Zeminin taş ve kayalık olmasının yanı sıra hava durumu da şartlarımızı ağırlaştırmış oldu. Ancak, çetin koşullar TODOGE’yi durdurmuyor. Tam tersine daha da mutlu oluyoruz. Çok kısa dinlenme molaları vererek hiç zorlanmadan zirveye çıktık. Herhangi bir sebeple yürüyüşü yarım bırakmak zorunda kalan üyelerimiz olsaydı, geri dönüşlerine rehberlik edecek dağcılarımız da hazırdı. Zirvede neler yapıldı? 2.486 metrede Küçük Zirve’de fotoğraf çekimlerimizi yaptık, şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunduk. Çok yoğun sis ve sağanak yağmur nedeniyle 2.543 metredeki Büyük Zirve’yi başka bir güne bırakarak yürüyüşümüzü sonlandırdık ve dönüşe geçtik. Zirveye çıkmak size nasıl bir tecrübe kazandırdı? Doğa sporları ile ilgilenenler bilirler, zoru başarmanın hazzı çok özeldir. Zirve faaliyeti bu açıdan bizler için çok tatminkâr oldu ve hedeflerimizi yükseltmemizi sağladı.
BASINDA BİZ
15
•
HÜRR YET 29.09.2015
•
•
SABAH 29.09.2015
•
M LL YET 29.09.2015
• •
• •
•
AKŞAM 29.09.2015
POSTA 29.09.2015
M LL YET 31.08.201 5
•
DÜNYA 29.09.2015
15 SÖZCÜ 29.09.20
AKŞAM 16.09.201 5
•
M LL Y ET 17.0 9.2015
5 7.09.201 STAR 1
•
•
QUATTRORUOTE SPECIAL TÜRK YE 01.09.2015
•
•
SÖZCÜ 17.09.2015
HABER TÜRK 16.09.2015
•
HABER TÜRK 17.09.2015
15 24.08.20 SABAH
•
•
16 09 2015 BUGÜN 16.09.2015
OTODERG 08.08.2015
• •
STAR 1 6.09.20 15
.08.2015 HÜRR YET 02
•
•
•
TÜRK YE 16.09.2015
1.08.2015 SÖZCÜ 3
•
•
9.2015 VATAN 14.0
CAR 01.09.20 15
• •
15 31.08.20 SABAH
•
ZAMAN 16.0 9.2015
ZAMAN 17.09.2015
POSTA 16.09.2015
•
HABER TÜRK 31.08.2015
SPOR
16
TOFAŞ BASKETBOL TAKIMI YENİ SEZONA HAZIR > Tofaş Basketbol Takımımız, 2015-2016 sezonunda Türkiye Basketbol 2. Ligi’ndeki mücadelesini, deneyimli ve değerli bir ekiple sürdürecek. <
A TAKIMI OYUNCU LİSTESİ No Ad Soyad
Doğum Tarihi
Boy
Pozisyon
Uyruk
A TAKIM TEKNİK KADROSU
6
Barış Ermiş
03.01.1985
1,94
1 (PG)
T.C.
7
Yiğit Arslan
12.06.1996
1,97
2 (SG)
T.C.
8
Hadi Özdemir
11.10.1983
2,03
4 (PF)
T.C.
9
Sammy Mejia
07.02.1983
2,00
2-3 (SG-SF)
Dom. Rep./ABD
10 Yiğitcan Turna
07.03.1987
1,85
1 (PG)
T.C.
11 Ümit Sonkol
24.07.1982
2,06
4 (PF)
T.C.
14 Kaya Peker
02.08.1980
2,08
5 (C)
T.C
16 Gökhan Aydın
15.01.1995
1,95
2 (SG)
T.C.
17 Caner Topaloğlu 17.04.1985
2,00
3 (SF)
T.C.
İlkan Kırcı Masör
18 Kadir Bayram
13.09.1996
1,93
1 (PG)
T.C.
Recep Yüşen Malzemeci
20 Tuğberk Gedikli
13.10.1991
1,95
2 (SG)
T.C.
33 Berkan Durmaz
20.02.1997
2,05
3 (SF)
T.C.
55 Kaloyan Ivanov
18.03.1986
2,06
4-5 / PF-C)
Bulgaristan
77 Muhsin Yaşar
31.12.1995
2,07
5 (C)
T.C.
Orhun Ene Baş Antrenör Yalçın Küçüközkan Yardımcı Antrenör Sedat Özyer Yardımcı Antrenör Murat Yılmaz Scout ve Yardımcı Antrenör Serkan Erdoğan Bireysel Gelişim Antrenörü ve Yardımcı Antrenör Bora Bölükbaşı Kondisyoner
İDARİ KADRO Okan Baş Başkan Tolga Öngören Genel Menajer Ferhat Şoför Takım Menajeri Ferudun Biçermen İstatistik ve Medya Sorumlusu Cengiz Şen Altyapı İdarecisi Ali Bizimtuna Altyapı İdarecisi Sadık Şoför Dış İşler Sorumlusu Mustafa Kemal Makinacı Web Sitesi ve Fotoğraf sorumlusu
ALTYAPI TEKNİK KADRO Abdullah Vardar Tofaş Gelişim Takımı Antrenörü (Basketbol 2. Ligi) Erhan Toker Altyapı Antrenörü Murat Hisarkaya Tofaş Gelişim Takımı Yardımcı Antrenörü (Basketbol 2. Ligi) Ali Salkım Altyapı Antrenörü Çağrı Birdar Altyapı Antrenörü Burak Hacıismail Altyapı Antrenörü Furkan Paçacı Altyapı Antrenörü Ramis Ayyıldız Altyapı Masörü
Orhun Ene - Baş Antrenör 2 Ocak 1967 tarihinde Erzurum’da doğdu. Basketbola 1978 yılında Eczacıbaşı altyapısında başladı. Bu kulüpte 11 yıl farklı kategorilerde forma giydi. A takımında da oynadıktan sonra Paşabahçe, Fenerbahçe, Ülkerspor, Galatasaray ve İ.T.Ü. formalarını giydi. 202 kez milli takım formasını giydi. 2004’te basketbolu bırakmasının ardından Kadıköy Spor’da altyapı antrenörlüğü yaptı. Ardından Işık Spor’da, Antalya Bş. Bld., Banvit ve Darüşşafaka Doğuş’ta A Takım Antrenörlüğü yaptı. 2004 yılından itibaren U16 Milli Takımı, U19 Milli Takımı ve U20 Milli Takımlarında Baş Antrenörlük yaptı. Ayrıca 2010 yılında Dünya 2.’liğini elde eden A Milli Basketbol Takımımızda yardımcı antrenörlük görevini üstlendi. 2011’de ise A Milli Takım Baş Antrenörlük görevine getirildi. İstanbul Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Ene, evli ve iki çocuk babası.
Tolga Öngören - Genel Menajer 18 Ağustos 1963 tarihinde Ankara’da doğdu. Basketbola 1975’te Şekerspor’da başladı. Daha sonra Erkut Spor, Efes Pilsen ve 1988-1997 yılları arasında Tofaş’ta oynadı. 41 kez milli formayı giydi. 1997 yılında basketbolu bıraktı. 19971998 sezonunda Amerikan Kolej Ligi takımlarından Purdue Üniversitesi’nde antrenörlük eğitimi aldı. 1998 yılında Türkiye’ye döndü ve aynı yıl Tofaş’ta yardımcı antrenörlük görevine getirildi. 1999-2000 sezonunda A Takım Baş Antrenörlüğü görevini üstlendi. Takip eden yıllarda sırasıyla Ülker, Telekom, Tofaş, Almanya 1. Ligi takımlarından Tübingen, ardından Ludwigsburg ve son olarak da Trabzonspor’da Baş Antrenörlük yaptı. 2012 yılında Tofaş’ta Teknik Koordinatörlük görevine getirildi. 1999-2002 yılları arasında A Milli Takım Yardımcı Antrenörlüğü yaptı ve A Milli Takım ile 2001 yılında Avrupa 2.’liği elde etti. 1987 yılı Gazi Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu olan Öngören, evli ve bir kız çocuğu babası.