Ömer Seyfettin - Yarınki Turan Devleti

Page 1



YARINKİ TURAN o·evLETİ

Dizgi ve Baskı :

SIAALAR Basımevi

-

1971


MiLLi

HAREKET YAVINLARI

:

8


ÖMER SEYFETTiN

YARINKi TURAN DEVLETi

Milli Hareket Yayınları P.K

..

190 Aksaray

-

İstanbul


BİRiNCi BASKI


-1

MİLLETLER BİRBiRLERİYLE i"iÇİN HARBEDERLER?

Uzvi varllklarda hayat nişanesi nasıl büyümek, açılmak ise, içtimai va r hkl a r.. da da ay n iy l e öyledir. Yaşayan milletin baş· hca seciyesi nüfusca, medeniyetçe, ticaret· çe servetçe ve nıefkürece büyü mek ve ge· nişlemektir. Büyürnek ve genişlemek seci.. yesi çek kavi olan ıni�letler, bu seciyesi az veyahut zayıf olan milletlerin ü ze rine çulla·

nırlar,

memleketlerini zapdederek içtimai

varhklarına nihayet verirler.. Hİçtimaiyat)) ilmi müsbet

us

u l ler

ve

derin tetkikler neticesi olarak daha taayyün e� mediği zamanlarda bir çok alimler, hatta

5


filozoflar milletlerin içtimai ruhiyetlerini sezemiyorlar hakikatten çok uzak felsefeler yapıyorlardı. Onlara göre harp fena idi Vah­ •ilik idi. Barbarlıktı. Sözde bir gün bütü n insanlar kardeş olup barışacaklardı. i ç tim ai hakikatleri içine alamayan zihinlerinin hac· mi pek küç üktü. Ve muharebenin asıl en doğru sebep ler i ni bilemedikleri için ke nd i lerinden bir takım hayal i sebepler uydurur­ lar, mesela hükümdarların hırslarını, şan ,eref arzularını esash amillerden biri sanı· yorla rdı Halbuki hakikatte muharebe, mil latlerin başhca hayat nişaneleri olan büyü .. mek ve y ayılm ak seciyeleri arasındaki içti· nap olunamaz bir ç arp ı şm adan başka birşey değildir Milletler tabii hayatlarını y aş adı l< ça mu h arebe en za ruri ve mutlak bir -hadi­ se idi. ..

·

,

.

..

..

­

İçtimai müesseselerin ferdler üzerin­ deki mehip tahakkümünü duyamayan evvel

a man ı n masum ve şcir f:lozofları «Beni idem izi iyi y ekdig erend Milletim nev_.i

z

-

,

6


beşerdir vatanım ruy. i zemin,, diye haki· katı ihmal etm i şl er kendilerinin marazi duygularını hep sahih sanmışlardır. Bu gaf· let Avrupa'da «Antimilitarizm, A n t i p at rıa tızm · Vatan ve askerlik aleyht a rl l ğı » gibi münasebetsiz ve manasız cereyanların doğ­ masına sebep olmuştur. Fakat daima içti· mai hakikat galebe çalmış, fertlerin hususi nefret ve feryatlarına rağmen milletler;n büyümek ve zayıflamak seciyeleri birbirle· ri ile çarpı şmış, muharebeler birbirlerini ta· kip etmiştir. Muharebe içtimai bir müessesedir. İlim ve fen ne kadar terakki ederse etsin milletler ve yine milletlerden teşekkül eden zümreler içtimai hayatlarını sürdükçe esasi seciyeleri olan büyümek ve yayılmak arzusu da yaşayacak ve bunun neticesi ola­ rak harp de yaşatan ve kuvvet veren bir müessese halinde payidar olacaktır. ,

,

·

7


il

BU GÜNl{Ü MUHAREBELERİN SEBEBİ Bu günkü muharebelerin sebebi iki yüz seneden beri Avrupa muhitinin büyümek yayılmak seciyesi. İslam dünyasına tevec· cüh etmisti. Cün!<ü \ k�radan ve denizden hudutları hep bu dünya iledir. nltilaf ı Müselles» İslam memleketlerini zaot ve istila erlerken karşısında büti.in mlislümanlar na· mına kıhç sallayan Ti.irklüğü gördü. Kendi büyümek ve yayılmak seciyesini tatmin et· �ek için T ü rklerin nam!nı tarihten silmeğe ,

..

-

·

kalktı.

Rusya

biz�rnle 0�1bir defo muharebe et·

ti. Çünkü büyümek ve yayılmak seciyesi bu milleti bizim üzerimize atıyordu. Deli Pet· 8


ro'nun vasiyetnamesi bu teha!ükün ezeli bir lisanıdır. Bu meşhur vasiyetnamesinin bir kaç maddesine bakınız: Sekizinci Madde - Şimalen Bahr ·İ Baltık'ın ve cenuben Karadcniz'in sahilleri· ne günbegün Rusların yayılmaları. Dokuzuncu Madde - istanbul'a ve Hin· distana mümkün olabildiği kadar yaklaşıp İstanbul'a hüknıeden bütün cihanın hakiki hükümd�rı olabileceği kaziyesine binaen kah Osmanh, kah İran devletine mütemadi nıuharebeler ihdas olunarak Karadeniz'de tersaneler peyda ohnasa için adım adun bu d e. n ize gitmek ve kezalik nıa�tsadın i yi ce husulüne çok lazım bir nıevki olması hasa· biyle Baltık denizini zapt ve Basra körfezi· ne kadar gidebilmek zımnında İran devleti· nin zevali inhitatını tacil ile mümkün oldu· ğu halde şarkın eski ticaretini Berri.i Şam tarikiyle iade ederek cihanın anbarm mesa· besinde olan Hindistan'a kadar gidilmesi... Onbirinci Madde Türklerin Rum ili ·

·

-

9


kıtas:ndan tard ve teb'ide Avusturya hane· danını tahsis edip İstanbul'un zaptında dahi ve ilh. .. İşte hep yayılmak ve büyi.imek . tema· yülü... İngilizler Hindistan'a Mısır'a el atıyor­ lar, Bülücistan'ı, Basra körfezini, hatta lrak'ı benimsiyorlardı. Ve bu tabii temayülün sa,. .. hoşluğu ile bütiin ser5emleşip gavurlaşıyor­ lardı. Başvekilleı·i G;adston ehli i salip devrini açıyor, milletlerinin meclisine bir elinde Kur'an ile gelerek: - Bu kitap dünya yüzünden kaldırıl­ madıkça bize rahat yok diyordu. Fransa Tunus'u, Cezayir'i, Fas'ı yuttuktan sonra gözünü Suriyeye dikmi ş ti. Oraya terbiye­ sini soktu, Cebel i Lübnan» namiyle ken· dine bir şato yaptı. Nihayet emelleri ve tabii temayülleri bir olan bu üç devlet birleştiler. itilaf etti· ler ve «İtilaf i Müselles» zümresi halinde hareketlerine germi verdiler. •

<c

-

10


Yirminci asır ehi i s alibi başladı. Fa· kat yavaş yavaş ilerliyordu. Rusya Deli Petro'nun vasiyetnamesini ye�lne getiriyor, Türklüğü doymaz bir hır sla evveli parçah· yor ve sonra yutuyordu. Beş milyo n a yakın Türk nufusu ile meskün olan Azerbaycan'ı yutmak için lran'ın aşağısını müttefiki. in· gilizlere verd i Sonra Rumeli'yi yavru!arına kaptırarak aralarında pay etti. İtalya'yı da kendi ehi - i saliplerine sokmak hülyasiyle Trablusgarb'a karşı teşvik ve teşbi etti. Rusya lngiltere ve Fransa bir emel üzerinde anlaşıyor ve birleşiyordu: Zaptet· ti kleri yerlerin müsliiman ah ali si n i ümit· siz esir sürüleri haline koymak için islim hilafetini kaldırmak, hilafetin sahibi olan Türkiye'yi mahvetmekti ... «itilaf - ı Müselles» bu yayslmak ve bü· yümek kuvvetinin olanca şiddetiyle islim alemine ve bilhassa hilafet sahibi olan Türklüğe saldırırken Avrupa'nın merkezi muhasarada kahyordu. Rus, İngiliz ve Fran· •

.

11


sız devletleri Almanh ğ ı ortalarına almıştı. Almanhk büyümek ve yayılmak

ihtiyacını

tabiatiyle bulunc�uğu yerde tatmine başla­ dı. Ve bunun ·için sen senelerde Avrupa'·

nın merkez kısmı ile muhif ku�mı arasında dehşetli bir düşmanhk ba� gösterdi. Al· manhk n1üttefiki Avusturya ile gittikçe bü· yüyor, ın.1v-vetlo����kçe kuvvet!eniyordu. lif

·

ı Mü�sr�cs» kuşkulandığı bu kuvvetin

artmasına İlk fırsatta dağıtnıak

daha ziyade di.

cciti·

miisaade edemez· ve parçalamak için

üzerine atıldı.

Ve toplar patladı ... B!zimle beraber bütün İslam alemi de artd< duranıazdı. Almanlarla aynı· düşman· lara malik olduğumuz için aramızda tabii bi r ittifak doğdu.

�Jihayet

ordularımız Kaf·

kasya ve Mısır-'a yürüdü.

Bu muharebenin sebebi Avrupa mer­ kezinin muhite doğru nüfusca, ·

12

ticaretçe


büyümesini ccİtilaf ı Müselles»in çekeme· mesidir. Demek esas cihetiyle bu harbin menşei bir dereceye kadar iktisadidir. ..

13


111

MİLLETLERİN MEFKÜRELERİ Bir insanın nasıl ruhu, hi s s i ve vicdanı varsa milletlerin de içtimai ruhları , hlsleri ve vicdanları vardır. Ve mefkureler millet· terin bu vicdanından doğar. Asla birkaç ki· şinin eseri değildir. Her milletin kendi var· hğını mukadde s bir hile içinde duyması ateşin bir idraktır ki b u na mefküre derler. Merküresi olmayan bir millet ölmüş de .. mektir. Çünkü bu suretle fertler milletin 14


varllğını duymuyor ve canını onun uğrun.da fedaya hazır bulunmuyor demektir. Bir cemaatın mefküresi diğer cemaa· ta göre şüphesiz taarruzidir. Tedafüi bir mefküre hatta tahayyül bi­ le olunamaz.

Bu gün milletlerde ırk esası aramak ccElkimya» ile meşgul olmaktan ziyade gü­ lünçtür. Millet: Bir lisan konuşan, bir din, bir terbiye, bir maarifle birbirine merbttt insanların ınevcududur. Bir milleti siyasi hudutlar asla ayıramaz. Dikkat edersek anlarız ki: Milletlerin ınefküreleri lisan, din, terbiye, can ve his kardeşlerini birleştirip hepsini siyasi bir hudut içinde toplamak ve her türlü menfa· atlerini temin etmekten başka bir şey de· ğildir. Pancermenizm, Pan İslavizm, Panele· nizm nedir? Cermen ve İslav mefküreleri 15


malum... Kemiyetçe dünyanın en küç ük milleti olan Rumluk'un mefkuresine baka· hm. Bu hemen hemen tekamül etmiştir. Dünyada ne kadar Rum varsa hepsi bir li­ sania konuşur. Edebiyatları birdir. Dinleri birdir. Terbiye ve mefküreleri birdir. Bu­ gün, bir Atinah, bir Giridli bir Morah, bir adah, bir İstanbul'lu, bir Trabzon'lu, bir Fi­ libe'li, Rumun ruhları, hisleri, düşünceleri bir ve aynıdır. Pan elenizm mefküresi; yüzlerce mad­ di, coğr�fi ve etnoğrafi manialara rağmen yalnız bu milli ittihat ile kanaat edemez. Kuvvetsizi iğine, vasıtasızlığına bakmadan bütün rumları siyasi bir hudut içinde bir· leştirmeğe, İstanbul'u zaptedip eski Rum· Bizans İmparatorlu ğunu teşkile çahş'•r. Mektep kitapları, şairlerinin nağmeleri, ediplerinin kalemleri hep bu emeli tekrar­ lar. Orada resmi hükümet bile bu mefkure· nin hadimidir. Kralları Kosıtantin'i Bizans İmparatoru addeder. Bizans İmparatorluğu· 16


nun merasimini yapar ve Bizans hanedanı· nı devam ettirmek fikriyle yeni hükümetle·

rinin ikinci krahna «Onikinci derler.

Kostantinn

Sonra İtalyanların (İredantizm) i nedir? Bulgarlar niçin Makedonya'ya ah ç e· kerler? Bir millet lisan, din ve terbiye kardes·

lerini siyasi bir h udut içinde birleştirdik· ten sonra yine mefkuresi iflas etmez. Bel­ ki daha ziyade büyü, , manevi bir haşmet kesbeder. Terakkisi, kuvveti, saadeti, me­ deniyeti artar, son dereceye yaklaşır. İşte buna Ahnanlar bir misaldir. ..

Rusya'nın ve İngiltere'nin emperyaliz·

mi asla tabiata ve hakikate muvaf ı k mefkure sayılamaz.

bir

Türkleı·in mefkuresi milliyet gayesini

ihmal eden kör ve aç, akur ve zalim bir em· peryalizm bir cihangirlik değildir. 17


TÜRKLERİN MEFKÜRESİ Asya'da birbirine bitişik olarak yayıl· mış olan Türk illerini Osmanh bayrağının gölgesine toplayarak büyük ve kuvvetli bir «İLH/\NL�K» te�kil etmektir.

18


iV

ÇİN VE HİND VOLLARI TÜRK MEFKURESiNiN İKTİSADİ VE SİY ASİ CİHETLERİ Eski

Tanzimat

maarifiyle

yetişmiş

olanların asla inanamıyacakları şeylerden

birisi de Türk milletinin nüfusudur. Avru· pahlar, bilhassa «İtilaf

·

ı

Müselles» alim­

leri ve onlara iman eden Tanzimatçılat Türkleri keyfiyetçe küçültüp alçalttıkları gi· bi kemiyetçe de küçültür ve ehemmiyetsiz bir dereceye indirmek isterler. 1.9


Dünyanın han gi dersanasine gitseniz ırk nazariyesinin red edildiğ ini görürsünüz. Hiç bir yerde saf bir ırk kalmam;ştır. Fakat milletler vardır. Milletler de lisan, ter bi ye, maarif ve din gibi vahdetlerin to plad ı ğı mecmua vardır. Mesela Fransız milleti.. Fransızların bir ırktan olmasını iddia etm ek büyük bir hatadır. Devirler ve as ırla r için· de Fransa'dan altmış kadar ırk gelip ge�­ miş ve ba zı s ı orada kalmıştır. İşte onları n lisan ve terbiye, örf ve adet, din gibi mües· seseleri müşterek bir ce m a a t haline gelmiş· ler ('). Ve Fransız n1iUetini teşkil etmişler· dir. Aln1anlar ve İngilizler saf ve müstakil bir ı rktan değildirler. Başka başka n·klardan kopan fe\·tlerin ve zümrele rin lisan ile konuşarak bir terbi· ye, bir an'ane, bir ırk etrafında birleşme· lerinden teşekkü l etmişlerdir. İspanyol, İtalyan, Macar, Bulgar, Rum milletleri de böyls ... ­

·

-

20


O halde biz de «Türk» derke n ırk ve l<an cihetlerini derin derin araştırmamah· yız. Bir ferdin Türk olmak için Türkçe ko· nuşması müslüman ohnası, Tü r k terbiye ve örfinin içinde yaşaması kafidir ve Ana· dolu'da Türkçe konuşan ondört onbes mUyon müslüman vardır ki hepsi Türktür. ,

,

Anadolu'dan sonra Azerbaycan . .

Bura·

da dö r t buçuk beş milyon Türkçe k onuş a n ınüslüman ve Türk vardır. Kafkasya'da Çerkezler müslümandır ve Türkçeden başka hiç bir llsan bilmezler. Tü rk dün· yası başlar. Buhara, Semerkant, Taşkent, Kaşgar, Varkent, Hotan, Aksu, Turfan, ha· sıh ta Karakurum'a k ada r, Mançuri çitle�·i· ne kadar bu geniş yerler hep Türk mil letiy le doludur. Hepsi müslüman olduğu gibi li· sanları da Türkçedir.. Burala�a TÜRKİSTAN denir. Bütün Türkistan'ın lisanı o kadar saf ve m ükem m el ve saf bir Türkçedir ki şiveKafkasya'dan so nra büyük

·

21


bile İstanbul lehçesiyle büyük bir fark göstermez (2)

ce

Taşkent'te çıkan Sad i yı Türkistan» ve «Sada yı Fergane» gazetelerini lstan· bul'da okuyup ta anlamayan var mıdır? «

Sonra Şimal Türkleri. .. Kazan ve Ufa'· ya kadar Volga boyunca yayılmış kardeşle· rimiz ki bunların lisanları Tüı·kçe olmakla beraber pek yukarılarda şivece biraz bizim lehçemizden ayrıhr. Tatar şivesi de umumi Türk Edebiyatı sayesinde lstanbul lehçesi· ne yaklaşacaktır.

Musa Begef ve saire gibi millet ruhu nu idrak etmiş alimler eserlerini hep lstan­ bul'da konuşulan Türkçe i le yazarlar. Kırım'· ın Tercüman gazetesindeki lisan lstanbul'­ unkinin aynıdır. Ve merhum lsmail Beğln şiarı hemen bütün şimal kardeşlerimizltı mefkiiresidi r. ..

Dilde, işde, fikirde birlik .. Sonra Sibirya ve Altay etekleri 22

.•


Sonra Pamir ... Altaylara doğru ve ya­ kında bir seyahat yapan arkadaşımız ccH. S.» beğ oralardaki halkın hep Türk olduğu· nu ve hepsiyle konuşup anlaştığını söyld­ yor. Keza Pamir'de seyahat eden arkada�;!­ mız ccf.,, beğ de oradaki Türklerin k e n di ip· tidai teşkilatları ile yaşadıklaruıı Tür�.\;�c den başka hiç bir lisan bilmediklerini Or.tmanh Türklerini mukaddes addettiklerini, hakanlarımızı kendi halife ve padişahları gibi tanıdıklarını anlatıyor. Hasıh aralaran­ da hiç bir yabancı ve kesif millet bulunma­ yan yetmiş milyonluk saf Türk milleti şart<­ tan garba doğru Asya'nın ortasını kaphy�t. Bir kısmı Çin'in, bir kısmı Rus'un idaresin de, bir kısmı da hala l<abileler halinde hür ve serbest ... Lisanı ve dini bir olan yetmi� milyon· luk bir millet zekaca, tarihçe, şanca, şeref· ce kendinden aşağı olan Rus ve Çin g i b i i ki medeniyetsiz devletin esiri kalabUir mi? ..

23


Bundan başka Türk mefküresinin taay­ yününe elli asırhk bir tarih de yardım et­ miştir. Türlder varhklarını ve milliyetlerini idrak edip eski azametlerini ve servetleri· ni hatı rlaynıca mazideki şan ve şereflerini arayıp bulmakta gecikmediler. E!:�;dden Vcnedik hükumeti hiç bir hin­ terlanc� (!ytaraf) ı yokken büyük ve kuvvetli bit· hü�ıi:�:'teti. Çünkü Akdeniz'e. ve Adri ya· tile yoi�.�rına hakimdi. Bugi!nkü ordusuz ve askersiz ingUtere'nin bir asırdır dünyaya hükmctrnesi tccaret ve ikti sat yollarına ha· knm�iğ;nden b��şka bir şeye atfoluna�az. Tıpkı bunun gibi Türk milleti de eskiden Pekin ve Roma yoluna hakimdi. Steplerin, çöllerin sahi�i idi. Şark ile garbın arasında kervanlar iş�etti. Yalnız mal değil ilim ve irfan da t��ıdı. İlim ve irfanı siyasi hudut· lardan dışarı çıkardı. Ve Pekin · Roma yo· luna hakir.1 oimak onu tarihte en büyük 24


milletler, arasına koymakla kalmadı hatta cihangir etti. Pekin ve Roma yolundaki coğrafi, içti· mai şartlar Türk milletine saf ve sağlam bir ahlak, demir ve çelikten bir .seciye kazan· dırdı. Bu seciye sayesindedir ki Asya'nsn bütün tac ve tahtları Türklerin oldu. ·

Kezalik yarı m asır evveline gelinceye kadar Hindistan ve Avrupa yolu Türklerin, bizimdi. Osmanh Hükümetinin servetini bu yol teşkil ediyordu. Nihayet Pekin ve Roma yolu gibi onu da kaybettik. Fransızlar, Sli· veyş kanahnı açtı ve İngilizler zaptetti. İs­ tanbul Bağdat şimendifer hattı yapıhnca Süveyş de bizde kalmak suretiyle yine Hin· distan ve Avrupa yolunu elimize geçirdik sayılabiliriz. •

Bu muharebede Ruslar tamamiyle pe· rişan idller ve Ukrayna'da isti �H ·k@zanı�­ Ar· sa Kafkasya şüphesiz bizi

,�41ieflt�

I

25

,�-...

i. '.��

.

.... .') I'

7.-1

'

'

.


tık asıl Türkistan ile aramızda yabancı bu· lunmayacak, Hazar Denizinden gemileri­ mizle, Hazar Denizinin cenup sahilinden ge­ çireceğimiz bir demiryolu ile anavatana, TURAN'a gidecek, lisanımız gibi, emelleri· mizi ve vicdanımızı birleştireceğiz. Gobi çölüne kadar uzayan Türkistan Türkleri bi· zimle münasebete başlayınca Çin ve Rus hükümetinin memurları pek çabuk kaçacak· lar ve ayyıldızları al bayrağımız büyük TU­ RAN'ın bi.ttün kıt'alarında dalgalanacak .. �

Turan mefkuresi feyiz buldukça milli maarif ve irfanımız da teşekkül ve tekamül edecek. Türkçeleştirilmemiş hiç bir köşe, hiç bir müessese kalmayacakt�r. Bu sefer­ ki şark ve garp. yoluna hakimliğimiz eski asırlardaki gibi yalnız kervancıhk ve akın­ cıhk olmayacak, İstanbuldan kalkan şimen­ diferlerimiz Erzurum'dan, Tebriz'den Merv' den, Buhara'dan geçerek Karakurum'a, Pe· kine gidecek, şarkın servetini garba, gar26


bın

irfan ve

fennini şarka götürecek yeni,

büyiik, ali bir Türk Medeniyetinin kavi ve

muhteşeın temellerini kuracaktır.

27


v

TURAN DEVLETİ Biitiin müslümanların ve bilhassa bü· tün Türklerin düşmanı olan « İtilaf ı Müsel· les» hükünıetlerine açtığımaz bu harp evve· la bir din muharebesidir. Çünkü galip ge· lirsek l r ak'ı Mısır'ı, Hindistan'ı İngilizle­ rin Tunus 'u Fas 'ı Cezayiri F ra n sız ın kahrın· dan kurtaracağız. Oradaki din kardeşleri· miz olan Araplar esirlikten ç ıkarak milli ve dini hüviyetlerini kazanacaklar, kendi ken· -

,

,

28


dllerini idare ederek milli medeniyetlerine yeniden hayat verecekler... Bu harp -saniyen bir millet ve mefkO· re muharebesidir. Ve yine böyle olmakla be1raber aynı zamanda din muharebesidir de Çünkü evvela Rusların zulmü altında yıllardan beri din ve dil kardeşlerimiz olan Türkleri kurtararak siyasi hududumuzun içi· ne alacağız. Ruslardan ilk hamlede Kafkas· ya'yı zaptedip yavaş yavaş anavatanamız olan Türkistan'a yürümeğe başlayacağız. l<alemle, fikirle, edebiyatla bomba ile bü· yük bir mefkure ınuharebesi açılacak. ...

Dünyada artık esir Türk olmayacak. Turan'daki yabancı Rus ve Çin memurları kovulacak. il� devrede alacağımız _Kafkas· ya ile ondöri milyon Türkçe konuşan Türk ve müslüman ahaliye sahip olan Osmanlı devletinin milli kuvveti heınen bir misli da ha büyüyecek. Osmanh hükumeti yirmi beş milyon Türkçe konuşan Türklerin mü..

29


essesesi olacak. Ve bir gün bu mukad· des gün o kadar yakın ki... - Orta Asya, Türkistan ve Cenubi Sibirya, Pam�r'de bi­ zim siyasi hudutlarımız içine girince Garp Türklerinin hülcümeti artık Osmanhhktan tamamiyle çıkıp hakiki ve büyük bir Türk ve Müslüman hükümeti bir TURAN DEV LET İ olacaktır. -

..

Osmanhların hakanı ve bütün müslü· manların halifesi olan zat bütün arz üze· rindeki Türklere hükmettiği vakit, hakanhk­ tan çıkacak, hakanlar hakanı yani, c(iLHANn nanunı alacaktır.

Dünyadaki bütün müslün1an Türk;er­ den teşekkül eden Turan H ükümeti dindaş· ları olan Arapların, Faslar'ın Berberilerin hırıstiyanlar tarafından esir ve periş an edil­ melerine müsaade etmediği gibi kendi de onların milliyet ve hi.irriyetlerine asla· do· �unmayacaktır. Turan Devletinin muazzam İlhanı bü· 30


tün dünyadaki ınüslümanların da halifesi olacak Türk milleti gibi, her müslüman mil· letin n1illiyet ve istiklaline, milli ve dini medeniyetinin tekamiilüne çahşacaktır. * **

Ey bu küçük kitabı okuyan! Sen eğer milletinin ne kadar büyük ve kuvvetli olduğunu bilmeyen bir zavalh isen, eğer milli ve mukaddes. mefkurenin hayat verici nurları senin ruhuna aksetmemişse mutlaka gülecek ve: Hakikatten ne uzak bir hayal diye­ ceksin. Fakat emin ol ki yanılıyorsun. ihti· mal senin duymadığın ilahi bir nefes ür· perten ve uyandıran hararetiyle bütün Tu­ ran'ı s ar ı yo r ... Muhitindeki d e ği şikliğ i ha· reketi görmüyor musun? İstersen bu hayat ve halas alametini hayal farzet. Lakin bü­ tün hakikatlerin evvela bir hayal ve tasav· _

-

..

,

31


vur derecesi geçirdiğini unutına. Ve hatır· la ki fiilin meşimesi fikirdir. 11 Teşrini Sani 1320 -

(1)

Avrupada üç ırk vardır:

·Mustatil

•kunıral,,, uMüstatil ür-re's,, ür.re's•.

..esmer»,

ür.re's•.

uEsınern, ·Ariz

Almanya'da

İngiltere'de.

Fransa'da asıl Avrupanın bütün ülkelerinde bu üç ı rka mensup muhtelif nisbette fertler mev­ cuttur. Alfred Fubl'ye'nin «Avrupa kavimlerinin Ruhiyat taslağı»

namtndaki

eserinde bu

hu­

sus, mükemmelen izah edilmiştir. Kamil Jülynn kablettarih devirde bile ırkın mevcut olmadı­ ğını, Hind-i Avrupai ailesinin bir ırk değil, ga.. yet kadim bir zamanda millet hayatı yaşamış lisani bir zümre olduğunu meydanc:ı koyuyor.

(2)

Halbu k i bile

ınahalli

asra

şivelerin

kilometreyi

hududu,

geçemez.

Fransa'da

Lisanlyatçı

Meillet bir Normandiyalı ile bir Franş-Konteli .

Fransızın

konuşurlarsa

anlatıyor.

32

anJaşamıyacaklarını



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.