4 minute read

2. 3. 2. Biçim Özellikleri

O N İ K İ N C İ B Ö L Ü M

1. KARAHANLILAR

Üç Karlukyablak sakınıp teze bardı. Üç Karluk kötü (olacağını) düşünüp kaçtı gitti.

On Okka kirti. On Oklar (ülkesi)ne girdi.

Lagzın yılka tokıdım. Domuz (747) yılında (Karlukları) vurdum (savaşıp yendim). (BÇ K 11) 742'de Köktürklere isyan eden Basmıl, Uygur, Karluk müttefik güçleri başarıya ulaşınca Basmıl başbuğu kağan olmuş; Uygurlar doğu kanat yabguluğunu, Karluklar batı kanat yabguluğuru almışlardı. Ancak kısa zamanda ittifak çözülmüş, 744'te Uygurlar Basmılları bertaraf etmiş ve Karluklara yönelmişti. Tavuk (745) yılında Üç Karluk kavmi kötü olacağını düşündü ve kaçıp On Ok (Türgiş) ülkesine girdi. Uygur kağanı Bayan Çor, Şine Usu'da diktirdiği bitigde böyle yazdırmış. Anlaşıldığına göre Karluk-Uygur çekişmesi devam etmiş ve domuz (747) yılında Bayan Çor Karlukları ağır bir yenilgiye uğratmıştı. Üç Karluk kavmi Köktürkler çağında, Altayların batısında, Kara İrtiş ve Tarbagatay bölgesinde yaşıyordu (Kafesoğlu 1996: 137). Çin kaynaklarına göre Karlukların üç boyu şunlardı: Moulo(Mieu-lok)~Moula, Chih-ssu~P'o-fu, T'a-shihli (Golden 2002: 161-162). Bunlar Bulak, Çigil ve Tohsı (?) boylan olmalıdır. Yine Çin kaynaklarına göre 665'e doğru Karluklar toparlanmış ve Köktürklere tâbi olmaksızın yaşamaya başlamışlardı. Başbuğlarının köl erkin unvanı bu tarihlerde yabgu olmuştu. Kapgan Kağan (692-716) Karlukları tekrar Köktürklere bağlamıştı (Kafesoğlu 1996: 137-138). Bayan Çor'un 747 yılındaki galisiyetiyle Karluklar batıya, On Ok ülkesine doğru gittiler. 747'der itibaren Karlukların, Türgiş ülkesinde, Isık Göl ve Talas civarında yoğunlaşmaya başladıklarını tahmin edebiliriz. 751 Temmuzundaki Talas savaşında Karlukların, Çinlilere karşı Müslüman Arap orduları yanında yer almaları onların itibarını arttırmış olmalıdır. 752'de

290 Ahmet B. ERCİLASUN

Bayan Çor, Karluk ve Türgişler üzerine tekrar sefer ederek onları kendisine bağlamış ve Uygur ülkesinin sınırlarını Seyhun'a dek genişletmişti. Kara ve Sarı Türgişler (İç Oğuz-DışOğuz) arasındaki bitmez tükenmez çekişmeler sonucu 766'da Türgiş Kağanlığı tamamen çöktü; Karluklar bütün Türgiş ülkesine hâkim oldular; Balasagun'u merkez yaptılar ve Uygur Kağanlığı'na tâbi olarak, zaman zaman da onlarla savaşarak bu bölgede yaşamaya devam ettiler. Türgişlerin On Ok'u ise Seyhun boylarına göçerek 24 Oğuz boyunu oluşturdu (Salman 1998: 85-86).

"Bir zaman geldi, Uygurlar ve onlara bağlı etraftaki kavimler, atların kişnemesinden, develerin bağırmasından, vahşî hayvanların ve köpeklerin ulumasından, sığırların böğürmesinden, koyun ve keçilerin melemesinden, kuşların ötmesinden, çocukların ağlamasından, velhasıl her şeyden 'göç, göç' sesi duymaya başladılar. Bunun üzerine yerlerinden kalktılar. Kondukları her yerde aynı sesi duydular." (Öztürk 1988: 121). Cüveynî'nin 13. yüzyılda anlattığı bu efsane, Uygurların 840'taki büyük göçüyle ilgilidir. 840'ta çok şey değişti. 1000 yılı aşkın bir süreden beri Büyük Türk Kağanlığı'nın merkezi olan Orhun bölgesi artık merkez olmaktan çıktı; Kırgızların elinde Türklerin uç bölgelerinden biri hâline geldi; bir süre sonra da Moğolların eline geçti. 839 kışındaki büyük kıtlıktan sonra, Uygurların kendi adamlarından Külüg Baga'nın komutanlık ettiği 100 000 kişilik Kırgız ordusu 840'ta Ordu Balık'ı yakıp Uygurları katliamdan geçirdiği zaman dört bir yana göç eden Uygur boylan arasında Yağmalar da vardı. Yağmalar güneybatıya giden ve Turfan, Karaşar, Hoço, Beşbalık bölgesine yerleşen 15 boydan biri olmalıdır. Onlan muhtemelen daha batıya gitmişler; Kâşgar ve civarına yerleşmişlerdir. 10. yüzyılda yazılmış olan Hudûdu'1-Âlem, Yağma ülkesinin doğusunda Tokuzguzların (Uygurların), batısında Kartukların bulunduğunu kaydeder (Şeşen 1998: 63) ki bu bölge tam tamına Kâşgar ve civarıdır. Yine Hudûdu' 1-Âlem' e göre Yağmaların "hükümdarları Toguzguz hükümdarları aile-sindendir." (Şeşen 1998: 63). Mücmelü't-Tevârîh'e göre de "Yağma padişahına Buğra Han derler." (Şeşen 1998: 35).

V.V. Barthold Yağmaların, Dokuz Oğuzların bir kolu olduğunu ve Dokuz Oğuz başbuğlarının da Karahanlılar olduğunu kabul eder; ancak ona

TÜRK DİLİ TARİHİ 291

göre Kartukların, Karahanhlar ülkesinde çok önemli yeri vardır (Barthold 1990: 273). Karahanlı hakanlarının hangi Türk boyundan çıktığı öteden beri tarihçiler arasında tartışılmıştır. En çok tartışılan tezler Karluk ve Yağma tezleridir. İkinci teze göre Karahanlı hakanları Yağmalar üzerinden Dokuz Oğuzlara yani Uygurlara dayanmaktadır. Barthol da Karlukların Karahanlı ülkesindeki önemini vurgulamakla beraber Yağma tezini kabul etmektedir. Yağma tezini kabul eden diğer bir tarihçi Zeki Velidî Togandır. Ona göre de Karahanhlar Yağmalara, Yağmalar da Dokuz Oğuzlara dayanır. Ancak Togan, Dokuz Oğuzların da Köktürkler gibi Aşina sülâlesinden indiği görüşünü buna ilâve eder (Togan 1981: 430). Karahanlı tarihçisi Reşat Genç de Yağma tezini kabul edenlerdendir. O-na göre Hudûdu'l-Âlem'de yer alan, Kâşgar'ın Yağmaların elinde bulunması ve Yağma hükümdarlarının, Tokuzguz hükümdar ailesinden gelmesi şeklindeki kayıt, bu konuda hiçbir tereddüde yer bırakmaz. Hele Mücmel'deki, Yağma hükümdarlarına Buğra Han denildiği kaydı bu konudaki "en kuvvetli delildir. Çünkü tarih boyunca Karahanlılardan başka hiçbir Türk devletinde hükümdarların Buğra-Han unvanını kullandıkları görülmemektedir (Genç 2002: 695). Karluk tezinin en büyük savunucusu Omeljan Pritsaktır. Ona göre öteden beri Uygurlarla hâkimiyet mücadelesi içinde olan Kartuklar, 840 yılında Orhun Uygurlarının yıkılması üzerine kendilerini kağanlığın meşru halefi saymışlar ve kağanlıklarını ilân etmişlerdir (Pritsak 1997: 252). İbrahim Kafesoğlu da Pritsak'la aynı görüştedir (Kafesoğlu 1996: 139). Peter Golden de "840 yılındaki olayların ardından Karluk yabgusu kağanlık iddiasını öne sürmüş olabilir." diyerek bu fikre katılmaktadır (Golden 2002: 163). Golden bu konuda özellikle Mes'ûdî ve Gerdizî'nin Kartuklar hakkındaki kayıtlarını zikreder. Mes'ûdî'nin 930'larda yazılan Mürûcü'z-Zeheb'indeki kayıt şöyledir: "Türkler arasında en kudretli Oğuzlar, en güzel ve en boylu, en parlak yüzlü olanları Kartuklardır. Kartuklar Fergana, Şâş ve buralara komşu ülkelerin üst taraflarındadır. Hükümdar ve hâkanlar hâkanı (kağan) Kartuklardandır. Bu hükümdar diğer Türk ülkelerini hâkimiyeti altında bulundurur. Ve o ülkelerin hükümdarları ona boyun eğerler. Fars ülkesini zapteden Afrâsyâb ile Şâve bu hâkanlardandır." (Şeşen 1998: 44). Gerdizî'nin 1041'de yazılan Zeynü'l-Ahbâr'ındaki kayıt da şöyledir: "... Nihayet Türkistanlılar Hâkanlılar üzerine yağma akını yaptılar. Hâkanlılar-dan 12 tanınmış büyüğü öldürdüler. Bütün hâkanlılara ait olan hükümdarlık halluhlardan Çunpânlara kaldı. Hâkanlılardan en sonra öldürülen

This article is from: