Arif Nihat Asya - Dualar ve Aminler

Page 1



Dualar ve A

Aminler


--Yağmur Yayınları

,

Şiirler : 5

31-1 ---:

Kapak kompozisyonu : FİKRET AKGÜN

Dizgi ve Baskı : NURGÖK MATBAASI

Kapak Baskısı : ÇELTüT MAT. KOLL. ŞTİ.


Arif Nihat A,sya

Dualar ve Aminler

YAGMUH. YAYJNgVİ Ankara Cad. 12 3 Kat il İSTANBUL 1 9 6 7



TERCÜMEİHALİM 1319

25 kanunusani da

Çatalca'nın İnceğiz

köyünde Bu

doğmuşum.

tarih,

düne

bugünden

doğru

gidilin c e

7 Şubat 1904 olur. İstanbul'da Muallim

Yüksek

Mektebi'nden

öğretmen çıktım. Ada­ na .

Malatya,

l•:skişehir. Kıbns'ta

ve

edebiyat

öğ-

retmenliklei'i: idarecilikler l!J50

-

Edirne,

Ankara

arada

yaptım.

54 döneminde

Seyhan

milletvekilliğim

\"ill'dıı-. İlk yazım, Milli Mücadele sıralarında Kas� tamonu'da çıkmıştır. Adana, İstanbul, Ankara ve başka yerler­ de, türlü gazetelerle dergilere yazılar yazdım. �imdi de dergilere yazmakta; fakat, daha zi­

yade. k ö şem de

kitaplarımla

meşgul

olmakta­

yım.

t deolojime uygun bütün t eşekkülle rl e

birliği

halindeyim.

Dört c:ocuğum, dört torunum vardır.

iş­



ŞADIRVAN

Bir şadırvan,

ki ses verir, ses alır

Ve suyundan melekler, aptes alır.

-9-


LARi CAMİSİ (*)

Delik deşik bir hatıra Eski güzel yapıdan; Ayıramaz gelip geçenler, Pencereyi kapıdan! Merak edip sorarsanız, Adı, «Lari Camisi».. Görünür kubbesinin aralıklarından· Gökyüzünün mavisi. Belli: ağlamış yazılar, Sağnakta .. Ki çoğu, hali, Ağlamakta! "'· Şu sütun, vaktiyle, Mermer gövdesi, tunç kispetiyle Çıkarken uKırkpınar»a, Şimdi devrilmiş kenara!

Dolu vurmuş kubbe, Çiçekbozuğu duvar Yıkılan taşlar, Dizini ovar! ..

(*) Edirne'dedir. - 10 -


Fırtına, alemden yakalamış, Zelzele temelden, Yetişin dostlar: gidiyor Lari Camisi elden ! Selimiye'nin Muradiye'nin Kitapta yeri var... Onu klın arar, Kim sorar!

Lari Çelebi, mezardan; Çı)J:agel uMerhaba ! diye Ve sor: «Benim bir camim vardı.. Ncrde acaba?» diye! Dönüşte mihrabını Sırtına çek aba diye !

Kalk,

»

Umudu kesmiş, yazık, Hayatından hekimler.. Değişmez cemaati, artık, Yoksullar, yetimler! Burdan çeşmesi dinlesin; Ordan ırmağı, deresi: Elini kulağına koymuş Kırık şerefesi, Kendi salasını kendi verir Lari minaresi!

1949

- 11 -


MURADİYE ( *)

Kurumuş ağaçlarına Leylekler, gelip akşamlar . . Dünkü şakrak şadırvanı, Şimdi, ağlar gibi damlar ! Alemsiz kubbelerini Ufukta aylar, tamamlar.

Cemaatidir y amaçta Secdeye kapanan damlar Ve mübarek toprağında Yatar mübarek adamlar Nerdedir şamdanlarını Eliyle yakan akşamlar ?

Dün, şerbet çeşmelerinde Şırılşırıldı ilhamlar .. Neyler dinledi bu avlu : Ne tavırlar, ne makamlar!. .

( *) Edirne'dedir.

- 12 -


lhizg�·ırl<ıra kaldı, artık, Hi.iseynilerle hüzzamlar ! •*•

Ağlama, ey Murad iye : Geliyor çifte bayramlar ! İşte, Seliıniye, karşı Tepeden seni selamlar.

·

Mihrabından taze değil Yanıbaşındaki çamlar ! • • •

Mihr[1bın, kubben, mimber i n --Hala- ilahi makamlar Ve hala, renk üstüne renk Döker halılara camlar !

Muradiye, Muradiye; Reva değil sana gamlar... Fani baharlarımızdan Çinilerine selfımlar !

- 13 -


EDİRNE'NİN CAMİLERİ ('')

«Selimiye• derler, «Edirne• derler; Tatlı bir ga1'plik duygusu gelir.

Kemerler, çeşmeler, minarelerle Bir eski eserler kamusu gelir. Minarelerden en tatlı ezanlar, Dallardan güvercin huhusu gelir. «Ayşekadın•a gül ve «Yıldırım•a Üçşerefeli'nin kumrusu gelir. Şu Selimiye'dir, şu Muradiye.. . Çinilerden sümbül kokusu gelir. Karşına ya iki sedef çekmece, Ya iki mücevher kutusu gelir.

Vezirlerin iki tuğlusu gider, Arkasından yedi tuğlusu gelir. Şurda aptes alır Hüdavendigar; Yerden suyu, gökten havlusu gelir.

•*•

( *) Kökler ve Dallar'da •Edirne• şiirinden, s. - 14 -

57


Taşları kararmış bir yol ucund a Üçşerefeli'nin kapusu gelir. Şu yana dönersen « Eskicam i » n i n Kesilmiş, bi çi lm i ş avlusu gelir . Atınca üç adım daha ileri Bir serin kubbenin kuytusu gelir.. Dünyanın en güzel minareleri Ve kubbelerin en ulusu gelir. Türk'ün Trakya'da tapusu gelir . . Mihrabında bir Teravi kılmaya Denizler ardından yolcusu gelir. Bilsen, ki bağrında kanar bir yara Yarasını sarm ak arzusu gelir. Mahya olmak için « S ultanse lim � e Göklerden yıldızlar ordusu gelir. Kubbeler menekşe, şerefeler gül. . . Mermerinden çiğdem kokusu gefü·.

-- 15 -


SELİMİYE Selim'lerden kalma muhteşem miras, Sinan'lardan kalma şanlı hediye; Kuvvetin turası, sanatın mührü, Kubbeler kubbesi bir Selimiye. İşte tarih, işte batıyla doğu ... Görenler, göstersin böyle bir kuğu! •• •

Onu günler tanır, geceler tanır Dal gibi ince dört minaresinden.. Sanırlar, ki toprak ananın sütü, Fışkırır toprağın fıskıyesinden. İlhamın, emeğin piri, ne yaman Bilmeceler koydu taşlar altına : Nesiller hayran, asırlar hayran Bu kurşun. bu mermer saltanatına! :.

Dikmişler vererek, sanki, el ele Selim'le Sinan, Şu dalga dalga Dağların önüne bir dalgakıran! Ben böyle gördüm, Torunum da seni böyle görecek : Dışarda kurşunun kovan, içerde •Mermerin petek.

- 16


Söyleyin zemiine yolcularına ; Ey Çiftekumrular, ey· güvercinler : Şu tepeye konmuş nazlı kuğuyu Ürkütmesinler ! Oynamasın Aıtıntop'wı, yerinden K;ıldı Edirne'nin altın devrinden!

..

• ••

minareler bir eser, herbirL .Duvarlar, sütunlar ve minareler, Duruyor taptaze, dimdik, dipdiri! Duvarlar, sütwılur ve

,

Başlıbaşına

Ne bir el sürçmesi, ne de bir yanlış..

en ufak zerre, kımıldamamış. Kıl ka dar ileri, kıl kadar geri.. Her parça beğenmiş konduğu yeri. Ki

Uzaklara

bakan şu tepe bile

Sinan'ın eliyle

çatılmış gibi

.

Ve üzerindeki abidenin her Taşı, teraziyle

t a rt ı lmış gibi.

Çağlayan gibisin ey Selimiye : l\forınerler, ı�:klar köpüklerindir. .

Çağının bir els in, ki şerefeler Yüzüklerindir. yazıldı mahyan .. Yine pırılpırıl kuruldu sofran ; Yandı kandillerin,

- 17F. 2


Yüreklerimizi yıkadı billO.r Avizeler.inden içtiğimiz nO.r. Köyümün kızları, buhurdanına Yürekler koymaya ·geldi uzaktan Ye çiçek açtı Mermerde, mermeri öpen dudaktan. Bildik çinilerin körpeliğinde Konuşan dili : Mavi, Akdeniz Mavisiydi; yeşil, Kıbrıs yeşili. .....

Eski Edirne'yi ben, adım adım, Ararken Edirne sokaklarında Anladım, bildim ki şahdamarlarım, Vurur senin mermer şakaklarında. Seller, zelzeleler ne derse desin ; Sen, yine, o eski Selimiye'sin... Fakat -tarihime, adıma yazık ! Ben ne Selim, ne de Sinan'ım artık !

\

Kükreyen, şahlanan, koşan, atılan O mutlu yiğitler, o mutlu iman, Sınırlar aşmayı kuşlardan değil, Öğrenirdi senin ezanlarından.

Ne bilsin Selim'ler, ne bilsin Sinan, Ki avlun bu kadar küçülecekti.. Ey ilahi kubbe; sana avlu, bir Kıta gerekti ! - 18


KUBBELER


GÜLLER(

Çiçek çiçek serili Halılar, bir ılık sahanlıkta .. Halılardan açan ikiz güller, Büyümüslerdi bir fidanlıkta. .. Biri İsparta kızlarında duvak, Biri tarihtir Kızanlık'ta.. Alev alev iki glil, Ki ışık neşreder karanlıkta.

(*) Kubbe-i Hadra'dan. - 20 -


K UBBELER (")

Dün başlar seferber, eller seferber; Kurşun eritildi, mermer çekildi.. Bunlar: bu kubbeler, bu minareler Akçayla olacak şeyler değildi. Böyle bir gemide yendi suyu Nuh

Ve bu yelkenlerle kanadlandı röh. Taşıtıp kalyonla pırlanta, inci, Abide haline koydu sevinci Gergefte işleyip, bir inci sultan, Ki çiçek verirdi saksıya koysan. Bulabildinse, ey yolcu, yerini, Hepsinin alnında altından bir ay. Seyret İstanbul'un camilerini.. Minare minare, kubbe kubbe say ! Açılır masmavi burda gökyüzü ; Gümüşten sütunlar üstünde durur.. Kiminin gölgesi, dinlenir yerde; Kiminin beyazı, sulara vurur.

Allah'a giden yol, buralardadır : Kapılar ııçılır şerefelerden... Burdan uğurlanır mübarek aylar ; Bayram, burda başlar arifelerden. Mihraplar, kemerler, kubbeler yapmış Sultanı, çerisi, piri, veziri Nesilden nesile götürsün diye Ki>nadlar üstünde şanlı Tekbir'i. - 21 -


Nice başbuğların açtığı yolda -biri yardan geçmiş, öteki serden­ Yolcular gidiyor yarına doğru, Kafile kafile, bu köprülerden. Kuşun uçuş, gülün açış saati, Tanrı'nın fermanı, yüce kubbede... Duyulur uyanık «Ffıtih•in cUyan!» Dediği, uzaktan «Sultanahmed•e. Diken dikmiş, yakan yakmış mumunu ... Şamdanlar, şamdanlar.. ulu şamdanlar ; Ki aydınlığıyla, asırlar bo,,yu, Yolunu bulurdu yolda �lanlar. Burda kubbe kemer ve mihrab olmuş O kıvrak şekil, ki serhatte yaydı; Atlas bayrakların dalgalarında Rüzgarla öpüşen, ince bir aydı. Kimi yıkanırken şadırvanlarda, Tekbir'e«hu hu»lar katıyor kimi: «Beyazıt» önünde güvercinlerin İncidir yemi... Söyleyin ey nazlı haber kuşları : Tuna boylarından müjde geldi mi? Uzaklarda kırık minarelerden Gökte bir kapıyı vurur leylekler : Birgün açılacak o büyük kapı Ve kanadlar, yere inmeyecekler !

22 -


-Taraf taraf, kol kol- şu yamaçlardan Aktıkça fetihler tarihi Türk'ün Kubbeler erecek birgün murada Ve minareler, dal verecek birgün. Geçersen altından bu loş kemerin Menekşe menekşe, gül güldür içi... Kapanmaz kapısı Allah evinin ; Ki beş vakit gürülgürüldür içi. Çiniler çiniler, taze çiniler : Boyası göznuru, fırçası kirpik.. . Ey sanat, «Kuruyan dallarıınıza Bir yeşil yaprak ver! » demeye geldik. biri mermerin, tuncun, sırrını aramış, bulmuş : Yesari elinde uLafza-i Celal», Sinan'da kubbeyle minare olmuş. Diri hattın;

Kurşunun

İşte bir kubbe'ki söyler saati.. Yolc� ilk, dalgalar son cemaati. .. Mavidir çinisi, «Yeni»dir adı; Mermerini sisler, karartamadı. · «Şehzade», «Laleli», «Hasekisultan» .. Hepsinin üstünde Süleymaniye... Süleymaniye'den, Ayasofya'dan Yollar iner, dal dal, Yenicami'ye. Yelken yelken, seren seren gemiler: Yamaçta, kıyıda, yolda camiler.

- 23 -


Bu horasan, mermer, kurşun dağları; Omuzunda taşıdığı çağları, Taşıyacak daha çağlar boyunca Ve yer çekmeyecek, yere koyunca. Yolları arkada bırakan hızla; Kanadlarımızla, atlarımızla Aşarken toprağı, taşı, deni;ı:i _ Bu kurşun memeler emzirdi bizi. Böyle bfr gemide yendi suyu Nuh V e b u yelkenlerle kanadlandı rCıh .

..

/

( *) Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, S. 71.

- 24 -


SÜLEYMANİYE

Bir ihtişam olup açılan kubben, Durur asırların omuzlarında : Kaçıncı nesildir aptes alanlar, Şadırvanlarında, havuzlarında?

Fetih beldesinin hür çocukları, Büyür beslenerek ezanlarınla.. Beraber yaşarlar iki dünyada Süleyman'larınla, Sinan'larınla Ve derler: «Gözümüz, sende açıldı: Kundağımız sensin, beşiğimiz sen... Küçükken önünde oynadığımız, Büyüyünce gönül verdiğimiz sen!» Küme küme, tüy tüy ve kanad kanad Güvercinlerinde ruhlardır uçan; Yine cemaatin arasındadır Temelini atan, kapını açan.

Havamız, her yandan -geceleyin de­ ya yeşillerindir. ya mavilerin.. Bilmeyiz, ey mabet, yerde mi, yoksa Gökte mi kılınır teravilerin? Eli boş dönmedik eşiklerinden: Kaç kere gördün, iç ışığımızı -Rüzgardan, yağmurdan söndüğü zaman­ A vizelerinden yaktığımızı ! - 25 -


Tatsın yarınlar da çiçeklerini: Yazıların, çinilerin solmasın ! Ey Süleymaniye, Süleymaniye, Başımızdan kubben eksik olmasın! • • •

Varlıksın geceler, günler dışında: Kendinden sıcağın, rengin, ışığın.. Taşların canlıdır, kurşunun canlı: Dinlesek duyulur nefes aldığın ! Doğrulup, «Allahü E)cber» diyerek Mihrabın önünde e1Pençe duran, Bilir ki göğsünün derinlerinde Süleymaniye'nin kalbidir vuran.

Dünya güzeline yakışan nazla Yüzüne duvaklar, tüller örttüğün

Güz sabahlarında -ancak- yürekler, Olabilir senin yüzgörümlüğün ! Çıkabildiğim gün, içten, kubbene, Başıma taç olmuş kurşunlarının Altında derine bakıp, gördüm bir Kökten geldiğini sütunlarının.

"Bu ne hikmet ! » derken kendi kendime «Bu ne hikmet!» dedi ses oyunları.. . Ululuk, incelik, mana, renk, oyun...... Nasıl birleştirmiş Sinan, bunları?

..... 26 -


Bir büyük dü_ğün Girdi, zilhiccenin Öz çoc.ukların, öz Kucağında mıyız,

var.. söyle: şevval mi onunda mıyız? torunların biz, koynunda mıyız?

Menekşeler açar kurşunlarında Ve mermerlerinde kar çiçekleri. . . Çinilerin orda lfıle-sümbüldür, Halıların hurda nar çiçekleri. Seni oya oya işlemek için -Çizgileri, noktaları tartarak­ Yıllarca çalışmış yüzlerce kişi, Göz nuruna iman gücü katarak. Gövde kıvrımları, saç örgüleri Ya�atmı� duvarda Karahisari Ve hurda kavuşmuş aradığına, İlhamını hurdan almış Yesari.

Gün batıp doğdukça, dünya durdukça, Üzerinde kalacaktır başların, Öpülüp alnından Besmele'lerle, Yerlerine konmuş kilittaşların. Şcrefelcrine çıkan mutlular, Avuçlarlar göğün mavilerini Ve ilk kaynağından alırcasına Aktarırlar bize Tanrı emrini.

Doğduğunu söylüyorlar dehadan: Böyle bir esere dehA da yetmez ! Görmeyenin onu düşünmesine Haval de az gelir, rüya da yetmez ! 27 -


Sütunu kıyamdır, kemeri rükı1' ; Minareleri, her haliyle dua ... Biz açarken iki avucumuzu O, bizim için dört eliyle dua !

Bir aile gibi, çepçevre, küçük Kubbeler büyüğün yavruları mı? Yahut onlar da bu IJUtlu yuvanın Güvercinleri mi, kumruları mı? Abidesi hesaplardan taşarken Mimarı, kendini çekmiş ortadan.. Başarı hurdadır, tevazu burda : Eser ululuktan, imza noktadan ! Bakıp, bize örnek olsunlar diye Yolladığı iki kahramanına «Allah'ım, diyorum, layık adaşl:.ı r Gönder Sinan'ına, Süleyman'ına ! "

Doğuda, batıda sana döndükçe Nasıl anlatayım gördüklerimi : Sensin destanımın «Yelkeni atlas, Direkleri gümüş.» dediği gemi ! Güneş güneş, ay ay üzerindeki Altın alemler, Zafer çağlarında aydan, güneşten Elimizle kestiğimiz dilimler !

- 28 -


Sesin sesimizdir, ünün ünümüz; Sende yarınımız, sende dünümüz Vedaı, selamı sana, güneşin: Sende biter, sende başlar günümüz ! ..

Okşaya okşaya geçmiş ---adeta­ Sıcaklarıyla yaz, karlarıyla kış ... Gitgide daha çok güzelleşmişsin: Mevsimler yaramış, yıllar yaramış !

Elini tanıyan bunca gözdeden Gidebilecekken murad almaya, Helfıllaşıp -birgün- onlarla Sinan, Gelmiş -ilelebet- sende kalmaya. Eline doğmuşsun: uzanıp, zaman Zaman, her yerini yoklayabilir . O ekmiş, o dikmiş: canı çektikçe Laleni, gülünü koklayabilir ! . .

Biz de ccmaatsek, birgün, hutbene, Birgün, hatib olup mimbcrindeydik; Şimdi, ayet a y et, mihrabındayız.. Demin, nida nida, göklerindeydik.

Hazırlıklarına yetişip ben de Yoğurabilirdim horasanım·; Bulunurdum dinleyenler safında İlk selfılarınla ilk ezanını !

- 29 -


Sen en yakınısın.. bilirsin elbet: Kaç misli eseri vardır yaşının ! Fakat, söyle: nasıl sığmış yaptığı, Bir insan ömrüne Mimar Başı'nın ? Ey Süleymaniye, Süleymaniye, Sabırlı kullardır Koca Sinan'ı Gönül gönül, dil dil kutlamak için Bekleyebilenler 9 nisanı. • • •

Kıtadan kıtaya göçen bulutlar, Minarelerini öper de geçer! Mübarek geceler, yıldızlarını Mübarek başına serper de geçer! Yürekler doldurup taşırır sevgin.. Gelen, geçen hayran... yalnız biz değil... Minarelerini seyre dalanlar, Derler: cGök kubbe de direksiz değil ! Ne mutlu çevrene, ne mutlu bize, Ki seçmişsin ülken diye bu yurdu! Ey sanat, gerçekten, Ulu Tanrı'nın Bir evi olsaydı böyle olurdu !

-

30

-


IŞIKLAR



GÖRMEK C')

İki büyük manzara var : Gözkapaklarımı açar ; Rengi, biçimi görürüm ... Kapar, içimi görürüm.

( *) Emzikler' den.

33 F. 3


AGAÇ (*)

Bir ağaç, ki eğile eğile İbadet ol.muş; Bir ağaç, ki cAğaç . » deyip geçmek Adet olmuş..... . . .

Dalları, saıiana sallana Salıncak; Budakları, inile çıkıla Basamak; Kendisi renkten, ışıktan, kokudan Bir demet olmuş .. Cennet'i anlatan Bir Ayet ol.muş. Karışmış dallar dallara.. Kuşlarını çağırır yollardan; Uçurur kuşlarını yollara .. Rengiyle, kokusuyla, tadıyla Ziyafet olmuş. Su sesine, kuş sesine dalarak Gölgesine uzanmak, Saadet olmuş. Bir ağaç ki, «Ağaç Adet olmuş!

. . .

»

deyip geçmek

( •) Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor'dan. -

34

-


..,

TESPİH ('"

Önümüzden geçer, gider .. Bir siyah tespih geceler Bu tespihi bir çeken var. Göğe açık yüzümüze, Nur arayan gözümüze -Testi testi, kadeh kadeh­ Işıkları bir döken var. Nereye, nereye yolcu ? Yine önünde bir doğu, Yine ardında gölgen var. Koncanı rüzgarlar aldı ; Dalında bir sızı kaldı... Söyle ey gül, söyle: n en var

?

Nedir, nedir bu çatırdı? Yine birşeyler yıkıldı; Yine devrilen, çöken var.

Önümüzden geçer, gider .. Bir siyah tespih geceler ; Bu tespihi bir çeken var. ( *) Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor. S. 41 .

- 35 -

>


ZİYARET

Bir Cennet köşesi fışkırmış gibi Bu mermer bu toprak yığınlarından Çiçekler açılır -sarı, kırmızı­ Altın yüreklerin altınlarından. Kırık taşlarında akisler kalır Doğunun, batının yangınlarından. Bir sofra kurulur hurda renklerin Ve kokuların en baygınlarından İlahi yemişler düşmüşçesine Dışbudaklarından, kayınlarından. Murad alır, gece, ateşböceği Ve gündüz, kelebek akınlarından. Dallarına, hazan, kuşlar gelir en Şakraklarından, en çapkınlarından. Hayata ısınmış buldu kendini, Kim geldiyse hayat kırgınlarından. Bir akarsu, mırılmırıl, Fatiha Okuyarak geçer yakınlarından.

..,

Üç kardeş, üçü de evvel zamanın Eli öpülecek kadınlarından... Ki şu yamaçlarda öper, beş vakit, Yeşil seccadeler, alınlarından. , ,.

- 36 -


YER

ve

GÖK



GÖKYÜZÜ

Yüz

sen de mavisinde, karanlıldarmda gez:

Bir yer ki mutlu k ubbe , çıkan inmek istemez !

- 39 -


Mİ'RAC

Ruhun kadar hafif yüreğin, kolların, başın.. Çıkmaktasın büyük yola ... Cibril yoldaşın; «Geldim, dedin, uğurlayanım Mescıd-i Haram .. . » Bindin Burak'a, Mescid-i Aksa binektaşın. ....

Görmek dilerseniz o ilahi misafiri Saygıyla, ey ezel ve ebed, siz de yaklaşın ! Bir böyle nuru görmese -ey can- zaman, mekan Ma'nası neydi ölçü kabul etmeyen yaşın? Ey şarkı garbı yeryüzünün; ey şimal, cenub.. Dağ taş, gönül gönül, en asil aşkı paylaşın ! .f*

En kutlu elle gönderilip gökten, ey kemer ; Şükran, sena, dua ile konsun kilittaşın ! Ey kubbeler ve ey yedi iklimi, alemin ; Rahmetle, mağfiretle -bu akşam- dolup taşın �

- 40 -


GECELER (*)

Bu ne şahane şeb . . . ki bir billur Lale açmaktadır hilalinden ! Bizi azadedin, güzel geceler, Günün vebalinden ' Ne tükenmez hazinedir mehtab : Doldu peymaneler, zülfılinden Bir ipekten etek bilip öptüm Seni, ey şeb, dü!')en zılalinden ! Ayların vardır .. ayna ayna doğar . . Ki taşar aynalar, cemalinden ! .

Bize sarmaşdolaıı� koyun koyuna. Tatlı bir uyku ver helalinden Ve giderken latif ezanlarını Dinlet, ey aşina, Bilal'inden ! , ( *) Aynalarda Kalan' dan.

- 41 -


LALELER

Kokunuz nerde ve siz nerdesiniz Ey hakikatlı vatan lfıleleri ; Hani yer Cenneti Sa'dabad'ın Ünü bir yurdu tutan laleleri ? Ben ararken sizi gurbet gurbet, Açtı mermerde Sinan laleleri ! Şakı ey kuş, vatanındır dallar . . Andırır dalda yuvan, laleleri. . . K i uyandırdı sesin, yıllardır Uyuyan laleleri : Açtı billılrda Baki ve Nedim, Açtı mermerde Sinan laleleri ! Ebedi kubbede aylar, günler Seyrederler oradan laleleri . �. Siz de ey dal dal esen meltemler, Geçmeyin okşamadan laleleri : Uğrayın bir de Süleyrnaniye'ye . . . Ki açar orda Sinan Hileleri ! - 42 -


KUBBE

Bir kubbe, ki ses vermede çın çın Altında ve üstünde ezanlar ..

Koynunda vatan toprağı gül gi.M ve muhiti Çepçevre vatanlar ! r�tr:"'ıfı saran nazlı güvercinleri görsen :

Bir mahşer, uçanlarla konanlar! Altın t uralardır, ki silinmez Hatlarda Yesfıri eli taşlarda Sinan'lar ! ,

Bir sön m eyec ek, solmayacak nur, Mü minlerinin secdeden, alnında nişanlar . . . '

Mü'minlere m ev'ıld, Mihrabının ardında cihanlar ! Kalmış gibi -yer yer- yarı metruk, Ey, artık, oğul vermeyecek yaslı kovanlar ; Bilmem, yine altın mı buhurdan, Üstünde muattar mı dumanlar ? Tekbir ile, Tehlil ile bayram namazında Neslimle helallaşmaya gelsin ramazanlar! - 43 -


GÖKLER

Bir kubbe, ki gökler Tali'lerimiz, burclarında. Kanunları ondan bu yerin, nisanı ondan . . . Ondan umuyor rahmeti annem, mezarında ! Ey kutlu define, Kıymetçe, tek incin, nice dünya tutarında ! Bir kuştüyü yorgan

Yumşaklığı bulmaktayız, en sonra, karında . . . Biçare susuzlar, Mümkün, giderek, maviyi içmek, pınarında !

Ey kutlu define, Kıymetçe, tek incin, nice dünya tutarında ! - 44 -


MIR.AS

Faydasız,

gayri, bu desteklerle Bedenin tahkimi : Geldi son yaprağına Bir ömür takvimi...

Ki, merasim olacalt, şahane, Göğe bir çift kanadın takdimi ! Rı1h Hak'kın ve beden arzındır : Biri gökler, biri yer teslimi.. Bu küçük mirasın, Böyledir, böyle olur taksimi! Sorma: ma'nası nedir çırpınışın ? Başlıyor riihun uçuş ta'liıni ; Tutabilsin diye, bir menzilde, Ebedi iklimi. - 45 -


UÇMAK

Bir meleksen, görelim: Azrail, Can alırken de nezaket göster! Bu iş -ergeç- olacak, ey bedenim ; Sen de

bir

parça metanet göster !

Ve sen, ey rlihum, uç --artık- yuvadan : Kanad açmakta meharet göster ..... .

Yüksek uçmakta cesAret göster!

- 46 -


DUALAR



TESPİH (*)

l\uc;ülmüş, Yunus'un «dertli dolab»ı;

.. çıtırpıtır» olmuş cyalab yalab•ı.

ı

•) Kanadlar ve Gagalar'dan.

- 49 F. 4


D UA -1Biz, kısık sesleriz .. minareleri, Sen, ezansız bırakma, Allaah'ım

!

Ya çağır şurda bal yapanlarını; Ya kovansız bırakma,

Aliaah'ım. !

Mahyasızdır minareler... göğü de Kehkeşansız bırakma, Allaah'ım. 1 Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma, Allaah'ım ! Bize güç ver ... cihad meydanını Pehlivansız bırakma, Allaah'ım ! Kahraman bekleyen yığınlarını Kahramansız bırakma, Allaah'ım

!

Bilelim hasma, karşı koymasını: Bizi cansız bırakma, Allaah'ım ! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma, Allaah'ım

!

Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma, All�h'ım ! Ya dağıt kimsesiz· kalan sürünü, Ya çobansız bırakma, Allaah'ım ! Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız Ve vatansız bırakma, Allaah'ım ! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma, Allaah'ım!

-:- 50 -


MERSİYE

lluda, ki rılz-i ezelden asil kıldı bizi, Jlesül-i Ekrem'e birgün vekil kıldı bizi;

Taraf taraf, yedi iklimi Hak'ka da'vette Delil kıldı bizi ; Sonra, bilmem ne oldu: baht-ı si;:.•ah, Hacil kıldı bizi . . O hacaletle büktü boynumuzu Ve melUl ü melll kıldı bizi ..

Düştü, bir bir kopup, kanadlanmız ...

< Aziz-i vakt idik . . . a'da, zelil kıldı bizi ! )

Bize heybet veren, Celal'inden, Nice yıllar, celil kıldı bizi. Kainatında Zat-ı Ak des in e Halil kıldı . b izi. '

Sormayın, sormayın fakat: §İmdi, Hangi eller, sefil k ıldı bizi? �

Ser-nigiln oldu tal!.tımız, Tann'm;

< Aziz-i vakt idik... a ' da , zelil kıldı bizi ! )

- 51 -


Cebinimizde tecelli edip Cemal·ül-Laah, Bir zamanlar, cemil kıldı bizi ; Elimizden gül açtı badiyeler Kerem kerem Yed-i Takdir, Nil kıldı bizi . . .

Ve zeminin bütün susuzlarına Sebil kıldı bizi ! Yüzümüz yok •Neden, niçin?» demeye (Aziz-i vakt idik ... a'da, zeUl kıldı bizi! )

- 52 -


D U A.

<"'>

-Il-

Kulluğundan, r izanda n hariç

Ü'miir verme

1

'!'dl"

bana !

değilse' düşür safiline kevkebimi Ve nur verme

bana !

Yolunda haz duyacaksam elin bükasından

Siiriır verme, ila h i , sürı1r verme bana ! Ufuk ufuk aç ı la n lfıyczfıl fec rini ver, Fücı1r verme

bana !

sen ve san'atım se nden ilahi, gurur· verme bana ı

Sfınilıaın <iurur verme,

Ft'sfıda

kullanacaksam

en ince zerresini bana !

Şuur verme

( •) Kubbe-i Hadra. S. 80 -- 53

;


Huzuru selbedeceksem cihanda bir lahza Huzur verme, ilahi, huzur verme bana ! Halka, mahluka sevgiden gayri Kus(lr verme bana! Gerek deÄ&#x;ilse kudumum bu hakdana eÄ&#x;er Zuhur verme, ilahi, zuh(lr verme bana !

- 54 -

,1


YILLAR, AYLAR, GÜNLER

Burdan ba§lamak üzere be§ bölüm; Rübaiyycit-ı

Arif,

Kıbrıs Rübciileri, Nisan, Kova Burcu kitaplanndan seçi11•11 riibıiilerle meydana getirilmi§tir. A.N.A.



İFTAR

Ey karlı köyüm, beyaz köyüm, hür yayla ; Birgün -ki oruçluydu yamaç, dam, tarla­

Yoldaydım uzaktan okunurken ezanın ..

Bir dağ tepesinde ift,ar ettim karla.

·İHTİYAR TOPLAR

- Zekai Konrapa'ya Bır gümlemcden, yakın yürekler hoplar ; Tarihe gider -sorulsa- soylar saplar Döndükten sQnra, kaç s e ferden yorgun, İftar topu olmuştur emektar toplar.

. . .

- 57 -


KIBRIS'TA CEMRELER

Allaah'a güvendik, bu dönek devre değil '. Bir kerre geli rmiş ecel, üç kerre değil ! «Kıştan» dem�sinler, öfkeden titriyoruz; Ey yıl, bize cephane gerek .. cemre değil ı

OK

Yollar geçerek kumbaradan, kurşundan En sonra atom doğsa da şundan, bundan, Ey mutsuz yolcu, her savaş dünyada Başlar atılan bir okla yay burcundan !

HIRKA

Gördün: ne elimde tunçtan kalkan var, Pir'im, ne içimde fazladan bir can var ; Ben, ortaya izninle çıkıp er diledim • Kafi bana. sırtımda seı:ıin hırkan var ! ..

- 58 -


MEVLİT

Hatim, her yana git ! Fatiha'm, Eyyup'ta yatan Sultan'a git ! Ey Mevlid, uğra-bir bir- ölmüşlerime ; Ey Yasin'im, uç .. sen de Ziya İlhan'a git ! Zeyrck'tcn kalkıp, ey Ey

ASR-1 SAADET

zaman etmede erbab olduk: Mazi ile, ftti ile ahbab olduk ... Kıldık, dolaşıp Asr-ı Saadette karar .. Ey kutlu Muhammed, sana Ashab olduk. Biz tay-yi

SEHİV SECDESİ

Bir gizli ·haber geldi, ki Hak müjdesi bu; Da'vetlerin en sessizi, en sadesi bu.. Dostlar, bacılar, �uzun sürer- beklemeyin: Binlerce hataya bir sehiv secdesi bu !

- 59 -


O GÜN

Birgün, ki ne -eşbah, ne nasut kalır;

Sözler de, teraneler de mebhdt kalır... Alemde şekiller çözülür, kalkar renk . . Ta'rifsiz varlığıyla Laahut kalır.

NUR

- N iyazi Akkan'a En kuşkucu,

en

haddini bilmez kuldum . .

Ey mu'cize, sayende senin, kurtuldum : Nur indiği gün çevreme, rahmet rahmet, Ben, bir

.su

kabarcığında bir gök buldum.

ŞÜKRAN

- Cenap Muhittin Ko�anoğlu'na Yok h ü sne hudıld, aşka hudud, Allaah'ım !

Yetmez seni takdise sücud, Allaah'ım

!

Ey gönlüne, ey zikrine aşıklarının, En tatlı gelen ismi, «Vecldd•, Allaah'ım !

- 60 -

-


ÅžiKAYETLER



İKİZ

Gelmiş

gibi gayb'dan bu dünyaya ikiz

Bir çehrede, bir boyda ve bir endesiniz: Ey kendini bedbaht bile talihli, E:v kendini mes'ud bilen talihsiz ! .

GELENEKLER

İnsan, yiyecek'tir, içecek'tir şimdi ; <Ahla k ) , bilinmez, ne demektir şimdi ! Destan masal, imanlı yobaz, aile lfıf ; Altın gelenekler gidenektir şimdL

NAFİLE

Dostum, bize benzemez o , , başka bir Aileden,, . «Meşguulüm » der, uzak durur kaafileden . . . Hep nAfilelerle doldurur günlerini ; Lakin, bulamaz farza vakit, nafileden. ..

- 63 -


ESKİ KİTAPLAR

Yıllarca ya rahleler, ya raflar yerimiz . . . Derken, bakarız: kuytu taraflar yerimiz . . . Birgün, yola çıkmış buluruz kendimizi : Birgün, yeniden, olur Sahaflar, yerimiz ı

YUSUF

Çöllerde umutsuzca düşüp kalk.arsın ; Derken, kuyu buldun.. iğilip sarkarsın : Yusuf çıkacak belki, uzatsan elini... Lak.in, «Biri var orda!ıo deyip korkarsın ..

BENLİK

Benlik -ki ya Fir'avun, ya Nemrud olmuş­ Kendinden yüz bulunca ma'hO.d olmuş Lakin -şükür Allaah'a, ki- gerçek iman, CalUt'un karşısında Davud . olmuş! ...

- 64 -


İNSANLIK

Dünyamızı sorma: hem yeter, hem yetmez ;

:\il:akları var tartmaya dirhem yetmez 1 ı ıuanlık buysa çok gelir bir Cennet ; ı,·,kin. Yüc2 T;;nrı'm, on Cehennem yetmez! ..

DERMAN

llüzgarlara binsen de dolaşsan dehri, :�zsen yedi iklimde bin bir şehri, ı:cr:nan bulamaz derdine, yolcum, kimse, İc;t.insc eğer, «la» kadehinden zehri.

l

SANAT

San' atta, henüz, yok değişiklikten eser. . . l�y yolcu, bu yol böyle gelir, böyle gider : Yüz bin senedir Kaabil için destanlar Yazmakta kalem, Habil için mersiyeler. - 65 -

F. 5


AF - 1-

Şefkat yolunun, ey arayanlar darını ; Gelsin diye -artık- ıstırabın yarını, Af fikrine selviler, )l::avaklar .. derken Kaldırdı minareler de parmaklarını.

KARALTI

Bir kapkara gölge .. Kıbrıs'ın damgası bu ! Birlikte, beraber yaşamak dalgası bu ! Zannetme, ki boşluktaki sesler boşuna : Çanlarla ezapların ağız kavgası bu !

SAKAL

Hoşlanmıyor artık gerilikten, kabadan : Aydın delikanlım dedelerden, babadan Gördüğüne «yobazlık» diye fetva vererek Siması için sakal getirtir Küba'dan. - 66 -


B İZ

Dünlerde büyük, günde küçük bir konuyuz ; Geçmişte kalan destanın -artık- sonuyuz .. Gittikçe gelişmiş iki yandan iki dev... Artık, ara yerde biz, cletıfu nın •nun>uyuz.

TA Ş

Heyhat, onun ellerinde taşlar, şimdi; Şerden korusun kendini başlar, şimdi! Biz, Şeytan'ı taşlarken iş altüst oldu .. Ey gökyüzü, Şeytan, bizi taşlar, şimdi !

KÖK ;r'7'---""

Takdir, bırakmış gibi yersiz göksüz , Bir gövdeyiz ortalarda dalsız, köksüz .. Sen söyle: nasıl, nasıl yaşarlar, Tanrı'm

·,

Dünden de, yarından da kalanlar öksüz? - 67 -


CİHAD

Yetmez şa kad a n gözdağı . . tenkil ister ; Alçakları boğmaksa hedef, Nil ister . .. Kahretmek için Ebrehe nin fillerini Gökten -süri.i halinde- EbabU ister ! '

KORO

Ey hikmeti kimseden sorulmaz Ma'bud ; Elden ne gelir: böyle çizilmiş bu hudı1d : Onlar,

koro halinde söz, alkış, na'ra; Bizler, koro halinde si.ikut ı

MERDİVEN

Bir mcrdiveniz yuvanda, mimbcr d eğ il i z! insanlarız, ey yar, melekler değiliz ! Ym;lık veren el, kanad da vermiş .. lakin, Uçmakta ve konmakta muhayyer değiliz ! - 68 -


AMÄ°NLER



A MİNLER

Gördük safamızda kutlu Tacüddin'i ; Gördük, tanıdık Ayaşlı Bünyamin'! Besbelli, bizimkiler kanadsız, Tanrı'm ; Varsın sana -bari- onların d.min•i ! ..

İKRAM

Yanmışlara, ey mavilerin mftvisi gök, Dök mavini, dök mavini, dök mavini, dök ! Renginle yıkansın -yine- içler, dışlar ; Kansın -yine- ikrfımına yaprak, dal, kök !

- 71 -


A MİN

Gönlüm, dilim, «Artık, acılar dinsin!» der ; «Sönsün nefretler, sona ersin kin!» d er . . . Çıkmaz, lakin, duama « A min!» diyecek . . Ancak. mezarından ölüler, · A min ! » der!

YENİDEN

Elsizlere el, dilsize dil ver yeniden ! Lutfet, bize bir Şanlı nesil ver yeniden ! Dünyayı alıp avcuna birgün. Tanrı'm, A vcunda bu dünyaya şekil ver yeniden '

YURT

Dün, kutsal ellerle sürülmüş yurdum; Onlardan sonra küstürülmüş yurdum . . . Allah, sana lfıyık etsin evlatlarını, Ey kubbesi «fımin»le örülmüş yurdum ı - 72 -


CAMÄ°LER


KUBBELER VE GÜVERCİNLER

Son melce' odur yeryüzü sakinlerine . . Takından icabet gelir «amin!• lerine . . . Seyreyleyin, ey yolcular: uymuş ne güzel, Kurşunlarının rengi, güvercinlerine

FATİH CllfİSi

Üstünde alemlerin var: altın destan ! Altında sütunların, kurulmuş divan ! İman, ortanda muhteşem bir kubbe ; Ey abide, çevrende ilim (Sahn-ı Seman) - 74 -


SİVAS

karışık, korkulu düş uykumda ; Artık, dağılır -varsa biraz- kuşkum da . . . Ey çifte minareler, Sivas -şimdi- yuvam ; Siz çifte nöbetçilersiniz ufkumda ı Görmem

SÜLEYMANİYE

-ilDağ parçası kubbeler .. Ufaktan, iriden :

Gel, haşmeti gör yandan, ilerden, geriden;

Bir mu'cize devrinde Sinan, Erciyeş'i, istanbul'a dikmiş, getirip Kayseri'den !

SİSTE MİNARELER -1-

Top toptu gelen ipekliler, Leylfı'ma : Lfıhur'dan esti bir bulut, dünyama ; «Süslenmelidir, deyip, beden, bel, şerefe!� Giydirdi gelinlik, en latif endama ! - 75 -


SELİMİYE -

11

-

Pirim, başımızda,_ sen ki mimarbaşısm ; Dağlar, tepeler yapan gücün sırdaşısın ! İzninle, şu köprüden geçip tarihe, Arif de Selimiyye'n için taş taşısın !

MEHTERLER

bi rakıp Sesler geliyor, Kalbim, diyor: Haşmetli Fetih Bir bir

göçtüğümüz yerlerden he;r gece, mehterlerden . . . «Ey gökyüzü, inmiş olamaz suresi, m imberlerden ! ,,

HATTAT MUSTAFA ABDÜLHALİM ÖZYAZICI

Hattında -hocam- h erb iri bir başka Bir başka şefaatçi. . ki ardınca gider, -Ta ' lik, celi, rik'a, sülüs, divaniÜslUb üslUb çektiğin Besmele'ler. ,

'

--- 76 --

s

e er

;


KANDÄ°LLER

ve

BAYRAMLAR



ANKARA'DA BAYRAM NAMAZLARI

Şfıhit buna avlular, sokak, bahçe, yazı ;

Şfıhit nisan yağmuru, kanun ayazı: Tanrı'm, nice yıl, Ankara, kar üstünde, Yağmur altında kıldı bayram namazı. ·

ŞEKER BAYRAM I

Ham, anasızlar, analar ağlar m ı ? Kuşlar mı göğünde çırpınan, ruhlar mı ? «Bayram• yazıyor takvimimiz .. sen söyle: Ey gökyüzü, Kıbrıs'ta da bayram var mı ?

SİSTE MİNARELER

- il -

Yoktur daha canlı bir misal, iphama .. Benzerler uzaklarda kalan rü'yama . . . Derler: �zilka'de geçti . . zilhiccedir ay . Hac mevsimi, onlar da girer ihrama . - 79 -

. .

»


BA YRAMLAŞ!\IAK

«Bayram». dediler .. biz ağladık, ağlaştık . . . Lakin, ta nıdıklar bularak, yaklaştık . . Öptük şu ıısırlık çınarın yaprağını. . . Kuşlıır, yuvalar, sularla bııyramlaştık. .

ŞERBET

Tatlıydı, muattardı şurup; buzluydu . . Kardan köpüğüyle dağ kokan bir suydu . . . Göklerden inen hurilerin Aminc'yc Göklen getirip sunduğu �crbct, buydu . .

MEVLİT GECESİ

Rahmetle şefaat, iki yandan kanadın .. Artık, geleceklerce yüreklerde adın ... Zanaıetme, ki müjde bekleyen yalnız sen : Yer, gök O'nu beklemekte, ey mutlu kadın ! - 80


KERVAN

Vahaydı, onunç in , bu alev bil.diyesi.. -Ey yol- halısıydı kum . . . bulut, şemsiyesi ! Gelmiı,, kanad olmuş gibi bir yanda «ebe<h, Bir :vancla « Sa med » t i isminin kaafiyesi !

REGAAİB GECESİ

Hir müjdeli akşam ki «Regaaib» derler­

$ükran kesili r Tanrı'ya gökler, yerler.. Baştan başa ma'betlerimiz i ncileşen Kanclil!Prclir. sedefleşen mermerler.

REFREF

-KamJl ŞENEL'eYıldızlar ı ş ık damlası, ay -sanki- sedef. . Ay'dan da, Zühal'den d e uzaklarda hedef : Bir yolcu götürmekte, bu akşam, adını Rüzgfırlu kanad sesinden almış Refref. - 81 F. 6


ANKARA'DA Mi'RAC GECESİ

Yıl çölse mübarek gecelerdir vaha : Vicdanı, melekler gelecek, ıslaha . . . Mi'rfıcta nurun inecektir kandil Kandil (Hacı Bayra m ) la (İbadullah) a

MİHRAB

Mescitte -ki teşrifine Ashab açılır­ M ihraba yönelsen sana mihra b. açılır . . Mimberde yüzün döndüğü gün ümmetine İçlerde de, ey Resul, rnehtab açılır.

Mİ'RAC GECESİ

Yaklaştığı akşam kulunun Allah'a M evlid sunarız, kadeh, kadeh, ervaha .. Canlarca salatız ve gönüllerce selAm, Tanrı'm, o büyük, o muhteşem Seyyah'a . . - 82 -


Mİ'RAC KANDİLİ

Dünyamıza, hergün, yeni bir müjde getir ! Yfıkuut» de, «elmas» de, «Zeberced» de, getir! Mes'ud bir akş::ım , bize yıldızlardan, E y kutlu Muhammed, beşibiryerde getir ! «

BERAT GECESİ

Her mü'mine bir kutlu berattır verilen ; Ni'metle huzurdur, hayattır verilen . . . Bilsen ne cömerd olur b u gökler pazarı : Üç (Yasin)e üç çift kanaddır verilen

KADİR GECESİ

Dışlar gibi, içler de ılık .. cemre kadar . . . Nur içmede dağ taş . . yuvadan kabre kadar . . . Yüksekten açılmış yere rahmet kapısı. . Va'diyle göğün, açık kalır f�re kadar. - 83 -


KİTAP

Öp, alnına değdir . ki bu, bir başka kitap . Ancak, durulanmış, temiz eller ona kap . . Sık sık okuyorsun kapanıp .. lfıkin onu, Ey Arif, okutmak, Ôkumaktan da sevap ! .

.

.

.

EL'.ı\.YAT -Kemal Edip Kürkçüoğhİ'na

. . �

El ceyşü, yekuulü min hünfı: « Rfıyfıti . . . . . . • Abdük Arif, kaale: «Rubaiyyati. • Ya Rabbü, terfi kilahümfı sacideke Fi Kur'anik hine tekuul: «Aya ti . » . . . . .

.

. . .

AF -il-

Ömrünce mi kaygu, ayrılık, gam görsün? Bir tatlı sabah, ışıklı akşam görsün ! Gel açmaya --artık- bu açılmaz kapıyı : Ey müjde, hapishfıne de bayram görsün ! - 84 -


HACILAR BAYRAMI ( * ) B;:ı y ra m . ded i :

«Ben, mutluların bayramıyım ! »

Top lu m . d edi : «Mutsuz kişiler toplamıyım ! •

G ü n bat tı v e dünyaya gariplik çöktü ;

A k ş a m . dedi : «Ben, gariplerin akşamıyım ! •

İBRAHİJW PEYGAM�ER Ufkun, bir dağ .. yolunda yer, gök dilsiz K umlar, iki yanda bir deniz .. sahilsiz . . . Dalmış gidiyordun ufka, İsmail'le ; Ordan dönecektin -demek- İsmail'siz !

KURBAN BAYRAMI Hac mevsimi sonlarında, ey kutlu vatan,

Sen bayrama kurban düşünürken hurdan, Baş koymuş orda, öksüz öksüz, kapma, Yavrun, uzatır boynunu kurban kurban !

( • } Kıbrıs'lılar böyle der. ·-

85



YAT IR



YATIR

Kim i , bulutlar gibi uzak; Kimi, yapraklar gibi yakın . . Kuşlar, sürü sürü ; K uşlar, akın akın Geçti üstümden . . .

Konmaya gitti l er Başka

başka kıtaların, dünyaların çatısına . . .

Ölü ben , yatır ben, evliya be n , Elimi sürdüm onların toprağıma düşen Karaltısın a .

Küme küme, yığın yığın Arılar, hüsnüyusuflar, güvercinler, atlar; Eller, ayaklar, etekler, kanadlar Güzellikleriydi Dünyanın . Ve şu dünyada gönül verdikleriydi Ölmüş bildiğiniz Evliya'nın ! Hepsini tanırım uzaktan, yakından . . Seslenip taşlar, topraklar altından « Boş geçmeyin ! » dedim ; Güvercininden ilahi istedim Ve bal ı s ma r la dı m arısına. .

- 89


Nefesim, ta lih im , rüzgarım onlar . . Sizin kanadlarınız değil, Benim kanadlarım onlar ! ....

Geldi gelenler, gitti gidenler . . . Bari, hemierilerim, siz Boş geçmeyiniz : Selam söyleyiniz benden Bir gönül adaklısına, Ki gönül vermişti erlerin Tunç bileklisine, demir kuşaklısına . . . Dinleseniz hikayesini, Ağlarsınız alınyaztsına !

Illıh u ,11 var, kanadım, yi.iregım var ;

Benim de isteğim, benim de dileğim var

Evvckc kimlerdi hazırlıyan. Şimdi kimdir hatırlıyan ? Nerde şahane tabaklarla Şahane dilimler ?

Ki, İhlas'larla Fatiha'lar Kahvaltıydı, Yasin'ler öğle yemeği Ve ziyafetti Hatim'ler . . . � 90 -

'


Artık uğramaz oldular Türbemin kapısına ! Hangi eller, Yasin gülü diker Evliyfı'nın saksısına ? istemem --artık- zahmetlerinizi ; İstemem, istemem hiçbirinizi. .. Yeter ki gölge e tmeyin, dikilip Taşımın karşısına ! Fa kat

* ::. ır

Eskiler de böyleydi ;

Bir yandan beni düşünür, bir yandan Kulak verirlerdi şöhret Iakırdısına Bırakıp koşarla rdı onlar da -sizin gibi­ Ağız şapırtısına . . . ..

Ve yarın için yetmezdi onlara da

İki katlısı ; Talib olurlardı Cennet'in Yedi katlısına. Bıra kın, rahat bırakın Evliyiı'yı . . Doya doya seyretsin Sonbaharında dünyayı ; Burda tamamlasın , Orda başladığı rü yayı ! '

- 91


Bazan antika meraklıları, gelir ; Ne « merhaba ! • der, ne selAm verir . . . Bir para gibi evirir çevirir ; Bakarlar taşımın Turasına, yazısına. Yoruldum .. dinlenmek sırası benim ; Burda dolaştıkça kuzular, Burda oynadıkça yavrular Bahçem, yuvam, Cennet im, Gül dalım, menekşe demetirn Burası, burası, burası benim ! '

Yine gün doğdu, toprak ısındı . . Siz ey küçük davetlilerim , uyanın ' Gelip şu kimsesiz, şu öksüz Evliyfı'nın Ya kırık dökük duvarlarına da:ı.-· anın Yahut uzanın çevresinde Yeşil halısına ! .

Ne dilerlerse getiririm ; Elimle toplar, elimle Uzatır, veririm : Gelsin kuzularım Kahvaltısına ! Tünesin taşıma güvercinler, Dalıma kumrular . . Onlar, a rtı k, benim Kuşlarım oldular . •

- 92

-·-


Kimi. g ü neşlenmeye otursun ; Kimi ip atlasın, Uçurtma uçursun : Oynassın çev:remde yavrular ! Fatiha'sız olurum ; Yasin'siz olurum ; Onlarsız olamam : Alıştım ince seslerin şarkısına ! Bc·niın de b ir kalbim vardır, analar ;

Uymuş yaramazların Ayrık patı rdısın a ! . . Mevsi m im , sı cağ ı m , baharım onlar S i z in çocukl<lrınız değil, Benim çocuklarım onlar ! Ve bir ��ocuk kavgasında

Boşanıncrı gözyaşları Benim incilerim , Boncuklarım o nlar !

,

Ya siz ne istersiniz, ey Köyümün erkekleri, kadınları ? Ben neyleyim, kendi ynralmınıza Sarın bunları. . Bağladıklarınız benzer Yanı !':1rgısın<ı . .

- 93 -

..


Bir adım daha atın, Gelmişken büyük d iyfirın Kıyısına ! Gerdektir hurda kıyılar . . Dalgalar, dalgalarla yarışır Ve rüzgar uğultusu, karışır Dalga çağıltısına. Ey yaralı yürekler, Acılı bedenler ; Ey kavuşturmak isteyenler Kovanına arısını, Kovanını arısına . Ve ey yaklaşmak isteyenler Tanrı'sına ; Burda ümit, hurda haber . . Bl!rdan yol gider Dünyanın çatısına ! Doğurun ruhlarınızı -Kadın, erkek, kız­ Azad olsun ruhlarınız ; Karışsın gözlerin feri, Yıldızların pırıltısına ! • ••

Bir sıkıştırır, bir çekilir ; Saat saat gelir, Nöbet nöbet gelir : Rtlhu azadetmenin acısı, Benzer doğum sancısına. - 94


Ey sıtmalılar, Ey bir vefasız En güzel çare Sıtma sarısına

sevdalılar ; ardında vefalılar ; mavilerdir !

Sancılılar, inanın ; Kulunçlular, güvenin Toprağın kara yakısına!

Gerisi,

boşuna uğraşmaktır . . . En güzel ilaç da topraktır Baş ağrısına.

lrıuiyorsunuz . . . selfım söyleyin dünyanın

Kuğusuna, martısına ! Ey geçenler hayatın yarısını, Ey gelenler hayatın yarısına, Ey . h ep si benim kadir b ilir ziyaretçilerim ; Sizindir göğüm, yerim . . Yine buyrun Evliya'nın Kapısına . . . ,

Bir daha sefere, beklerim Gece yatısına !

- fl5 -



NAAT

F. 7



NAAT

- Hakkı Mahmut Soykal'ın ruhuna ithaf olunur -

S eccaden kumlardı. . .

Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan 'f.zanla rın vardı ! Mesc i t ın ü'min, mimber mü'min . . Taşardı kubbelerden Tekbir, Dolardı kubbelere « amin » !

Ve mübarek geceler, dualarımız , Geri gelmeyen dualardı . Geceler, ki pırıl pırıl , K"lndillerin yanardı ! .

Kapına gelenler, ya Muha !ll med

,

-Uzaktan, yakındanMü'min döndüler kapından ! Besmele, ekmeğimizin b erek etiy d i ; İki dünyada aziz ümmet Muhammed ümmetiydi. ,

- 99 -


-yine- pervazla ra Güvercinler ; «Hu hlıı• lara karışsın Am inler . . Mübarek akşamdır ; G elin ey Fatiha'lar, Y asi n lcr : Konsun

'

Şimdi seni ananlar . Anıyor ağlar gibi.. Ey yetimler yetimi , Ey garipler garibi ; Dü şkünlerin kanad ıydı n, Yoksulların sahibi . . . N erde kaldın ey Reslıl, Nerdc kaldın ey Nebi ? Günk r. ne günlerdi , ya Muham med ; Çağlar ne çağlardı : Daha dünyaya gelmeden l\llü'minlerin vardı . . V e birgün, k i gaflet Çöller kadardı , Halime'nin k ucağında Abdullah'ın yetimi, A mi ne'nin emaneti a ğla rd ı ! Hadice'nin koncası, A i şe n in gülüydün. Ümmetinin gözbebeği, Göklerin resıllüydün .. Elçi geldin, elçiler gönderdin . . . Ruhunu Allah'a, Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke'de bunalırsan Medine'ye göçerdin. '

- 1 00 -


B iz bu dünyadan nereye Göçelim, ya Muhammed ? Y cryüzündc riya, inkar, hiyanet Altın devrini yaşıyor . . Diller, sayfalar, satırlar ( Ebu Leheb öldü.) diyorlar : Ebu Leheb ölmedi, ya Muh amm ed ; Ebıl Cehil, kıtalar do l a ş ı y o r !

N eler d uydu şu dünyada Mevlid'ine hayran kulaklarımız : Ne adlar ezberledi , ey Nebi, ,\ dına alışkın duaaklarımız ! Artı!, , yolunu bilmiyor ; Artık, yolunu unuttu A yaklarımız! Ka'be'ne siyahlar Yakı şmamıştır, ya Muhammed, Bugünkü kadar ! Haset . gururla savaşta ; G urur, Kafdağı'nda derebey i . . O n u d a yaralarlar kanadından, G else bir şefkat meleği.. İyiliğin türbesine Türbedar oldu iyi ! Vicdanlar sakat Çıkmadan yarına . İyilikler getir, güzellikler getir Adf'm oğullarına ! - 101 -


Şu gördüğün duvarlar ki Kimi, Tfiif'tir, · k imi Hayber'dir .. Fethedemedik. ya Muhammed, Senelerdir !

Ne doğruluk, ne doğru ; Ne iyilik, n e iyi.. Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi . . . Günahın kursağında Haramların peteğ i ! Bayram yaptı yabanlar :

Semave'yi boşaltıp Save'yi dolduranlar .. Atını hendeklerden -bir atlayışta-,­ Aşırdı aşıranlar . . Ağlasın Yesrib, Ağlasın Selman'lar ! .

Gözleri perdeleyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı.. Yere dökülmeyecekti, ey Nebi. Yabanların gözünde kalacaktı !

Konsun, yine, pervazlara Güvercinler ; ( Hu hu) Iara kanşsın Aminler.. Mübarek akşamdır ; Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler ! - 1 02 -


Ne oldu, ey bulut, Gölgelediği:tı. başlar ? Hatırında mı, ey yol, Bir a z i z yolcuyla Aşarak dağlar taşlar, Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar ?

Uçsuz bucaksız çöllerde, Yine, izler gelenlerin, Yollar gideceklerindir.

Şu Tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil ;

Peygamberlerindir, meleklerindir . . Örümcek n e havada, Ne suda, ne yerdeydi . . Hakkı göremeyen Gözlerdeydi !

Şu kuytu, cinlerin mi ; Perilerin yurdu mu? Şu yuva -ki bilinmez, Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi, k umru mu?­ Kuşlarını, bir sabah, Medine'ye uçurdu mu '? Ey Abva'da yatan ölü, Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü ; Hatıran, uyusun çöllerin Ilık kumlarıyla örtülü ı - 1 03


Dinleyene, halci, Çöller ses verir : " Yaleyl ! susar, Uğultular gelir. Mersiye okur Uhüd, Kaside söyler Bedir. Sen de, bir hac günü, Başta Muhammed, yanında Ebubekir ; Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü Destan yap, ey şehir! »

Ebubekir'de nur, Osman'da nurlar .. Kureyş uluları, karşılarında Meydan okuyan bir Ömer bulurlar ; Ali'nin önünde kapılar açılır, Ali'nin önünde eğilir surlar. Bedir'de, Uhüd'de, Hayber'de Hak'kın yiğitleri, şehid olurlar . . . Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı ; Yerde kalmazdı ruh . . kanadlıydı. Konsun, yine, pervazlara Güvercinler ; ( Hu hu ) lara karışsın Aminler. . Mübarek akşamdır : Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler '. Vicdanlar, sakat çıkmadan, Y a Muhammed, yarına ; İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Adem oğullarına ! - 1 04 -


Yüreklerden taşsın Yine, imanlar ! Itri, bestelesi n Tekbir'ini ; Evliya, okusun Kur'an'lar ! Ve Kur'fını göznuruyla çoğaltsın Kayışzade Osman'lar ! N a'tini Gaalip yazsın, Mevlid'ini Süleyman'L Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin Sinan'lar ! Çarpıls:n, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar !

Muhammed, bahardır., Dudaklar ardında saklı Aminlerimiz vardır ! . . Ihcdan döner gibi gel ; M i'rac' lan iner gibi gel ; Bek liyoruz yıllardır ! G d, ey

B u lutlar kanad, rüzg::r

kan.:.ıd ;

kanad, Cibril kanad ; Nisan kanad, bahar kanad ; Ayetlerini ezber bilen Yapraklar kanad .. Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat ! Çöllere dökülsün yıldızlar ; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar ! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Hızır

- 1 05

!


Sancağını saçlarıyla dokusun ; Bilal-i Habeşi sustuysa Ezanlarını Davud okusun ! Konsun, yine, pervazlara Güvercinler; (Hu hu) lara karışsın Aminler.. Mübarek akşamdır ; G elin ey Fatiha'lar, Yasi n ' l e r !

- 106 -


İ Ç İ N D E K İ L E R MİHRAPLAR .

Şadırv :m Lari Camisi

Muradiye Edirne'nin Camileri SeliQliye . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . . .. . . . . .. .

9 10 i2 14 16

KUBBELER Güller Kubbeler

Süleymaniye

Görmek Ağaç Tespih Z!yarl't Gökyüzü

• . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

20 21 25

IŞIKLAR 33 34 35 36

YER

ve

GÖK

K ubbe

39 40 41 42 43

Gökler

44

Miras

45 46

Mi'ra c

Geceler Liih>l'.•r

Uçmak Tespih Dua o ı

DUALAR 49 5() 51

Mersiye Dua (il)

53

YILLAR, AYLAR, GÜNLER İftar, İhtiyar Toplar .. ........ ........... . . Kbns'ta Cemreler, Ok, Hırka . . . ... . . . . .

. . . . .

. . . . . .

. . .

.

. .

. . .

57 58


Mevlit, Asr-ı Saadet, Sehiv Secdesi Ogün, Nur, Şükran . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

59 60

.

ŞİKAYETLER İkiz, Gelenekler, Nafile . . . . . ..... Eski Kitaplar, Yusuf, Benlik İnsanlık, Derman, Sanat Af, Karaltı, Sakal Biz, Taş, Kök Cihad, Koro; Merdiven

63 64 65 G6 67

.

AMİNLER Aminler, İkram Amin, Yeniden, Yurt

71 72

CAMİLER Kubbeler v e Güvercinler, Fatih Cfünisi Sivas, Süleymaniye, Siste Minareler Sclimiy,c. Mehterler, Hattat Mustafa A. Özyaz ı c ı ·

KANDİLLER

ve

74

75

76

BAYRAMLAR

Ankarada Bayram Namazları, Şeker Bayra m ı , Siste Minareler . .. . . . . ... .. . . . . .. . . .. . Bayramlaşmak, Şerbet, Mevlit Gecesi Kervan, Regaib Gecesi, Refref . . Ankara'da Mi'rac Gecesi, Mihrab, M i ra c Gecesi Mi'rac Kandili, Berat Gecesi, Kadir Gecesi Kitap, El'Ay at, Af . . ....... . . ............. . . ...... . . . Hacılar Bayramı, İbrahim Peygamber, Kurban Bayramı YATIR Yatır . .

. .

. . . . . . . . . . . . . '

.

. . . . . . . ........... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

.

7H

80 81

82 83 84

85 89

NAAT

Naat

99

- 10 8 --


AlÜF NİHAT ASYA'NIN KİTAPLARI

Ayetler ( Nesi r Ş i i rl e r ) il. baskı K:rn:ıdlar ve Gugala r (Vecizeler) n'iibôiy�' iit - ı Arif ( Rübôiler)

Tükenmiştir.

il. baskı

» »

» Kubbe- i Hadra ( Şiirler) Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor ( Şiirler) III. baskı ( Yağmur Yayınları) 300 kuruş Dualar ve Aminler ( Şiirler) (Yağmur Yayınları) 300 kuruş Kökler ve Dallar ( Şiirler) 250 kuruş ( Toprak Yayınları) K ıbrıs Rübaileri ( Rübailer) İEıvcli I I . baskı ( Defne Yayınları) 500 ku ruş 400 kuruş Nisan ( Rübailer) Emzikler ( Şiirler) 250 kuruş Enikli Kapı (Nesirler ) 500 kuruş Kova Burcu (Rüballer) ( Defne Yayınla rı ) 600 kuruş Terazi Kendini Tartamaz ( Nesirler) 300 kuruş ( Defne Yayınları) Tehdit Mektupları (Nesirler) ( Defne Yayınları ) Basılmakta


Y A G M U R

Y A Y I N L A R I

BÜYÜK KİTAPLAR 1 2 3

4 5 -

6 7 -

8 9 -

Günün Meseleleri 7 50 Krş. Ali Fuad Başgil Yarınki Türkiye » 750 Nurettin Topçu Demokrasi Yolunda > 1 000 Ali Fuad Başgil İdeal Milliyetçilik 300 Cahit Okurer Hz. Peygamberin Savaşları 500 Muhammed Hamidullah Celal Hoca - Hayatı ve Şahsiyeti " 250 Bir Heyet Modem İktisat ve tsıam 200 Muhammed Hamidullah Doğu - Batı Sentezi » 750 Peyami Safa Komünizmin Anatomisi 400 B . B . C . Yayını H z . Peygamberin Yolu 200 Ebul Hasan N edvi Küçük Ağa - Roman " 1 000 Tarık Buğra İslam Fıldu ve Roma Hukuku 250 Muhammed Hamidullah Şatodaki İkizler - Çocuk kitabı )> 350 Georges Duhamel »

10 -

»

11 12 13 -


14 - Var Olmak

Nurettin Topçu

300

it

Muhammed Hamidullah

500

»

800

»

500

»

300

"

1 000

))

500

))

250

»

250

»

15

Kur'an-ı Kerim Tarihi

16

İs)fımda Kadın - 2 . baskı

17 ıg 19

Bekir Toploğlu Nat-ı Şeriller Derleyen: Abdullah Öztemiz H . İslfı ı ııda Din ve Devlet Mustafa Sibai Türk iyede Ruhçu v e Maddeci Gii r ü ş ü n Mücadelesi

20 21 22

24

Süleyman Hayri Bolay Dünya - Roman Emine Işınsu Okçu Ü n i v ersite Problemi Mümtaz Tarhan Bir Yürek Satıldı - Piyes Emine lşınsı Okçu Garplılaşmanın Neresindeyiz ? Mümtaz Tarhan Mekkeye Giden Yol Muhammed Esad K ü çük

»

»

CEP KİTAPLARI 1

2 3

- Basılıyor Ali Fuad Başgil Dua - Te r cüme 2. baskısı yap. Alexis Carrel Mehmed Akif ve Cemiyetimiz Faruk Kadri Timurtaş

Gençlerle Başbaşa

250 Krş.

,

- 111 -

150

"

250

l>


4 5 6 7 g

Gagaringrad - Moskova Notla rı Tarık Buğra Sessiz Gürültü - Şiirler Abdullah Öztemiz H. Dini Sohbetler Mükrimin Halil Yınanç Yunus Emre Gö]ı;ry_an Evliyaoğlu Kıbrıs Şiirleri Antolojisi Fahri Ersavaş

250

»

250 250 250

»

500

»

300

»

B i r Bayrnk Rüzgfır Bek i i �'or Arif Nihat Asyu

- 1 12 -



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.