METEKSAN, Ankara 1981
-.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
.
, ..
D
-
.
e
...
r
�•
l
. ...
'
-�
e
y
e
n
:
BEİIÇE'J. NECATİGİL
. . '
.� -
"'
.
TÜR K D 1 L. K U R U M U Y A Y 1 N. L A R.I ATATÜRK DİZİSİ: 8
· ,t
1
:
381
:t
ÖNSÖZ Yüce
Musıafa
Kemal, ilk
zaferiyle
birlikte,
ıilrlmlzde de
61ümsüz
yerini almaya bqlıyor. Mehmet Emin Yıırdakul'un "Çanakkale kahramanlan na" sunulmuJ uzun, tek şiirlik bir kitabında' Ey Mustafa Kemal'lerln aziz yurdu dizesi, bugünkü bilgimize göre şiirimizde Mustafa Kemal'e ilk bağlılık anıtı· dır. Samih Rlfat'ın lstiklll Savaşı yıllarından gelme Yara ey şanlı Gazi Kılıcı kanlı Gazi Seni Meriç bekliyor &ayak unvanlı Gazi dörtlüğüyle biten Ak.deniz Kıyılarında ve Adımın biri Ofuz, biri Mustafa Kemal, Irkımın lstedlfl ya tilam, ya istlk/BI beytiyle sona eren Yarüyaş ııırlerl •de yine Büyük Kurtarıcı'ya yazılmış ilk 6vgülerdendlr. Bu antoloji Ulu Önderımlz'e adanmış şiirlerin en güzellerlnl derleye bllmek aaıacıyle hazırlandı. G6rebildilJmiz kadarınca kitap, dergi, zaman za• man gazete taradık; ilk Atatürk şiirleri antolojisinden bu yana•, çıkmıı anto loJllerden de yararlandık. Yıldan yıla Atatürk şiirine neler
eklendiğini daha
bellrll gösterebilmek, okurların yapacakları karJılaştırmaları kolaylaştırmak 1
Mehmet Emin Yurdakul: OrdUtıllll Destanı, 1915, s.
•
Samih
dık. Sadettin Nüzhet Ergun'un Samih Rifat, Hayatı
ııe
Eserleri (1934) mo
nografisine ve başka yerlere, bu şiirler, kaynak gösterilmeden •
37
Rifat'm bu iki şiirinin ilk nerede rayunlandıklarını saptayama
alınmıştır.
,Atalürk'e Şiirin, Nebioğlu Yaymevi, İstanbul Bcci d Baaımevi, 1943,
110 s., Bundan sonra çıkmış başlıca antolojiler şunlardır; Atatürk
1945, 148 s.
ııe
lntJnıl l;in Sefilmiı Şiirler, derleyen: M. Faik Gerede, Ankara
VI
ATATÜRK ŞifRLERİ
üzere, şiirleri ilk yalın tarihlerine göre sıralayınca da, kitap kendiliğinden üç bölüme ayrıldı: 1) Ata'nın sağlığında yazılmış şiirler, 2) Ölümü üzerine yazılmış şiirler, 3) Yıldan yıla sonsuzluğa Atatürk. Seçllen şiirler Atatürk'ün hayatı ve devrimleri kronolojisine göre de düzenlenebilir; böylece, şimdilik yer yer boşluklar da kalsa, ortaya, şairlerin ortak yapıtı bir Atatürk destanı da çıkabilirdi. Çünkü yıldan yıla ölümlü var lığından uzaklaşıp bir inanç, bir ülkü sembolü olan Büyük Kurtarıcı'nın ne yazılsa yetersiz şiiri; Devrim tarihi'nin, Söylev'in (Nutuk) sayfalarında,devrim rim{erin korunmasında, hayatta, Ata'yı öğrenen, benliğinde duyan,
yaşayan
genç kuşakların sürüp gidecek çabalarıyle, her yıl yeni yeni halkaların eklen diği bir altın zincir olma yolundadır. Bu derlemenin pek çok eksiği var. Hele Milli Mücadele yıllarının il gazeteleri tam taranmadıkça Mustafa Kemal'e nice güzel minnet ve sevinç ·şllrleri, daha yılarca, bırakıldıkları karanlıklarında kalacak. Elimiz
altında,
sözgelişi, Sami N. Özerdlm'Jn hazırladığı bir bibliyografya• ayarında yardım cı kitaplar olsaydı da onlarda g6sterilen şiirleri bütünüyle gör!!bilseydik, içimiz rahat olurdu biraz. Şirlmlzde Atatürk üzerine ancak bir iki yazı S, kay nak göstermeksizin, bize, yalnız bazı şair ve şiirleri hatırlamakta kaldı. Şiirlerin yayın tarihlerini gösterirken, bir birlik sağlamak üzere, eski rumi seneleri milat yılına çevirdik, ay adlarını da bugün kullandığımız şe killeriyle yazdık. Soyadı kanunu çıktığında (1934) yaşmakta olan ozanlar, bildiğimiz kadarınca, kitaba soyadları eklenerek alındı. Bizce ilk yayım önemli
Atatürk Şiirleri Antalojisi, hazırlayan: Muzaffer Reşit, Varlık Yayınla İs tanbul, ekim 1950, 126 s. (9. basılış: mayıs 1963). Atatürk lfin, hazırlayanlar: Bedri Gider-Ahmet Köksal-Şinasi Saba, Yeditepe Yayımları, İ stanbul, ekim 1935, 106 s. (2.bas. şubat 1958). Atatürk, hazırlayan: Hüseyin Karakan, İstanbul, ekim 1955, 96 s. (3. bas. 1 959) . Atatürk Şiirleri, hazırlayan: Ferit Ragıp Tuneor, Ankara 1958, 136 ıi. lki Mustafa Kemal, hazırlayan: Yaşar Faruk İ nal, İ negöl 1961, 64 s. Atatürk lfin Bütün Şiirler, derleyenler: Baki Süha Ediboğlu-Faruk Çağlayan, İ nkılap ve .Aka Kitabevleri, İ stanbul 1962, 208 s. • Sami N. Ö zerdim: 10 Kasım-31 Aralık Gibılerinde Tark Basınında Ata türk lfin razılmıf razıların Bibliyofrafyası. Ankara 1958, Türk Tarih Kuru mu Yayınlarından. • Osman Attila: "Halk ŞairlerindenAtatürk'e Ağıtlar'', Vlfca dergisi, yeni seri, cilt X, sayı 124 (16 kasım 1946); Behçet Kemal Çağlar: "Türk Şiirinde Atatük'', Türk Dili dergisi, cilt VIII, sayı 86 (lkasun 1 958); Hilmi Yücebaş: Edebiyatımızda AtatQrk, Kültür Kit abevi, İ st anbul 1960, 1 28 s. n,
ATATihlK
�İİRLERİ
VII
olduğu için, bir §ilrfrı sonradan ozanın hangi kitabına girdiğini ayrıca belirt medik. Görebildiğimiz §ilrlerin olsa olsa ancak onda birini kapsayan bu küçük antolojiyi ne yapsak Büyük Ata'nın
anısına yara,ır bir çaba çizgisine ula,·
tıramayacağımızı blllyor, bir buna Üzülüyoruz. ..
•
*
Yukardakl yazı, elinizdeki bu kitabın ilk baskısının O günden bugüne, daha çok
1963-1973
arası §iirlerden
(1963)
önsözüydü.
seçmelerle
geniş
leyecek ikinci baskıya o önsözü olduğu gibi alırken, bir iki noktaya daha de ğinmek istedik: ilk baskının yayımlanmasından sonra bu alanda iki inceleme•, bizi yeni den, Gazi Mustafa Kemal üzerine ilk şiirler konusunu düşünmeye iletti. Bil: de ele geçirebildiğimiz dergi ve gazeteleri tararken pek çok fiir not etmiş tik. Şu var ki dil yalınlığı, anlatım gücü, sanat değeri ve özgünlük gibi et menleri gözden ırak tutmamak amacını güttüğümüz ve Yüce Önder'le ilgili bütün şiirleri derlemeyi düşünmediğimiz için, onların ozanlarını, yerlerini ayrıca belirtmeyi kitap dı§ı bırakmıştık. Antolojinin gündeş bir yarar yük lenmesini,
sağlamasını istediğimizden, bu görüşümüzü bugün de sürdürü
yoruz. Kimi ozanlarımız da yalnız Atatürk şiirlerinden oluşan kitaplar çıkar dılar. Onları da gördük, okuduk. Hepsi de elbet bir inancın ürünü; yalnız onların da çoğundan bu derlemeye parçalar, örnekler aktaramadık: Şiirler 1a çok uzundu,. ya da ölçülerimizin, beğenim izin uzağında kalıyorlardı. Çünkü biz bu antolojide küçük büyük ayırımı gözetmeden, okullarda, törenlerde bir dinleyici topluluğuna ka111 yüksek sesle okunabilir, eski deyişle "inşad"a gelir diye dü§ündüğümüz şiirleri derledik;
biçimi anlatımı
özenli, başarılı
olanları yeğledik. Bizden önce, bizden sonra Atatürk için pek çok şiir antolojisi bulun duğunu'. bulunacağını da hatırlatarak, sözümüzü on yıl önceki kanımıza, lc;tenllğlmlze bağlıyoruz: "Bu antoloji, görebildiğimiz şiirlerin olsa olsa, an cak onda birini kapsıyor." Behçet NECATIGIL
Doç. Dr. Faruk K. Timurtaş: "Atatü rk İ çin Şiirler", Türk Kiil· 1965, sayı 38 ve Enver Naci Gökşen : "Atatü rk İ ç in 11.k Şiirler", Tark Dili dergisi, a ralık 1966, sayı 183. 1 Örneğin İ brahim Zeki Bu rdu rlu'nun Ataıark Şiirleri Antolojisi ( İ z mi r Eğitim Enstitüsü Uyauış Dergisi Yayını, 1967) ve Mehmet Bah çea'nin yalnızca Türk Dili dergisinde yayımlanmış şiirlerden oluşan Ata türk !;in Şiirler (Ankara Türk Dil Kurumu Yayınlan, 1970) derlemesi. •
türil dergisi, aralık
SAGLIGINDA
EN BÜYÜK Nabzında bir iman vuran kanınla Bu ziya görmeyen ufka yükseldin. Bilmem ki semadan yüksek alnınla Güneşler doğduğu yerden mi geldin ? Tanrı'nın nurudur yüzünde yanan, Bin yılda doğan bir kahramansın. Tarihte ün alan kim varsa, ondan Sen daha şanslısın, daha yamansın ! Eğilmez azmini dünyaya bildir, Yurdunu ölümden sen halas eyle. Anrnazsa evladım benden değildir Adını bir değil bin besmeleyle. FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Ozanı, bu şiirin 1921 yılında Bulgaristan'da çıkan bir dergi veya gazetede "Allahın En Büyük Kulu" başlığıyle ve kendi el yazısıyle yayım landığını habrlıyor. Ne yazık ki derginin adinı ve tarihini bulamadık.
4
ATATÜRK
ŞİİRLERİ
ÇANKAYA Bu hıyaban ebediyyet yoludur, Gider Allah'a kadar hurdan ucu. Karşıdan bakma geçerken, yolcu, Belki bir dert ile bağrın doludur: Bu h ıyaban avutur cümle yası, Dinlen altında yeşil bir . dalının;
O kızıl saçlı zafer kartalının Bu hıyabanda kurulmuş yuvası! Toprağın gölgesi vurmuşken aya, Sildi bir hızla bu kartal kanadı Bil ki beyhude gönül bağlamadı, Nice dullarla yetimler buraya. Evliya uğrağıdır, sanki bu bağ, Gözünün sürµıesi bil toprağını Her gören der ki, bu cennet bağını : "Bu sular kevser, ağaçlar Tuba." Bu hıyaban avutur cümle yası, Dinlen altında yeşil bir dalının;
O kızıl saçlı zafer kartalının Bu hıyabında kurulmuş yuvası. FAnıııı. N.o-11. c,:AMl.IBEL //eri gazeusi, 1922
(?) .
KURTULUŞ DESTAN 1 Ser-tacımız Gazi Mustafa Kı·ıııal Cenabı Kibriya vermesin uv;ıl Hamza sahip-zaman hem RIMrııı i Zal Er doğru din doğru mcrdaııı ıt,oıdilk
5
ATATÜRK ŞİiRLERİ
Müşir Gazi Kemal Paşa'muhterem Umum orduların serdarı ekrem Ömrün uzun etsin Cenabı Kerem Süyufunda dürr-i rahşanı gördük Harir atlas bütün serdiler ipek İstasyondan şehr-i Ankara'ya dek Yaşa Gazi Kemal Paşa diyerek Şarktan garba giden unvanı gördük
Cumhuriyet reisimiz var olsun Destgiri hem çihar-ı yar olsun Münevver gün gibi aşikar olsun Burc-i eşref-ahter mizanı gördük İnşaallah muzafferiyet bizde Dür kelamın sat sazını düz de Sene bin üç yüz otuz sekizde Naili Baba'dan destanı gördük
llgaz'lı Aş111:.
NAİLİ
Bütünü 42 dörtlük: Halle Bilgisi Haberleri dergisi (İstanbul), 15 fubat 1935, yıl 4, sayı 45.
Tarihimin ufkunda karar�tı bulutlar, Zulmetleri yırtan ezeli bir güneş oldun. Hayran-ı kemalin, bütün alem seni kutlar, Bir nfır-i huruşan gibi afükırna doldun. Afakıma nurun bu güneşten daha parlak Hürriyyeti, rnilliyyeti, sultanlığı verdi; Sarsılmayan azminle halas oldu bu sancak, Göklerdeki rnilliyyetin imanına erdi...
ATATÜRK ŞİİRLERİ
6
Göklerdeki imanı yarattın, bu müselsel Tevhide bütün azm ile müştak idi millet; Yalçın kılıcın parçalasın, yetti bu zillet. Göklerden inen nur ile iman ile yüksel. Tarihimin ufkunda karamıştı bulutlar, Zulmetleri yırtan ezeli bir güneş oldun. Hayran-ı kemalin, bütün alem seni kutlar, Bir nur-i huruşan gibi afakıına doldun.
Ordunun Zafer Kitabeleri adlı kitaptan, 1922.
NİÇİN
?
Bu halkın başında bir kahraman var, Şan onundur ama millete yarar. Haklıdır bu şandan korksa düşmanlar Dostlardan da varmış tiksinen, niçin? Arttıkça bu dahi Türk'ün şöhreti Dağılan milletin arttı vahdeti Sulhta da faydalı böyle kuvveti Yıpratmak daha harp bitmeden niçin? Toplandı Lozan'da dostlar, düşmanlar Lloyd George saçıyor yine bühtanlar Lazımken müttehit olmak bu anlar Ayrılanlar varmış sürüden niçin? • Enver Naci Gökşen'in yazısındaki nota göre (bkz. Ôruıöz) MK.a rikatürist Cemal Nadir Güler değildir, kimliği öğrenilemedi, sadece bu gün hayat ta olmadığı biliniyor."
7
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Millet fedaidir kahramanına Kim taş atabilir onun şanına? Dil uzatma sakın Türk aslanına! Anlatayun sana bilmezsen niçin...
O milli dehanın tam Kemal'idir Türk'ün hem celali, hem cemalidir Mefkure görünmez, o timsalidir Mefkureye çattın, söyle sen niçin? Uyanık bulunun ey Türk gençleri! İrtica sevemez bu hür rehberi Susturun manukla, kin güdenleri Borcumuz savaşmak ebeden, niçin
..•
ZİYA GöKALP Önce Kilçük Mecmua (Diyarbakır), 11 ocak 1923, sayı 26'da sonra Hakimiyet·i Milltye gazetesi (Ankara) 28 ocak 1923, sayı 724'te çıktı.
MUSTAFA KEMAL
1 ZAFER Kavminin bir idam günündeydi ki Ey Münci, sen Rabbin Yolunda geldin; Mukaddes dağların üzerindeki Bir aziz tepeye doğru yükseldin. Bir gökten bir göğe akseden sayhan İfritler dolaşan sırtlan aştı; Kafkaslar üstünc;l.e buzları kıran Kasırga rüzgarı gibi dolaştı.
8
ATATÜRK ŞİİRLERİ
O zincir sesleri gelen yerlerden İlahi sesine toplanan ordu, "Harise kan, ölüm!" diye andiçen Bir yeni hürriyet askeri oldu. Akıntı önünde mağrur Avrupa Saralar içinde geri çekildi; Korkudan çehresi solan bir dünya Gök yere yıkılmış gibi ezildi. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar ... Bunlarla mağrur ol, sen ey Muzaffer! Ölümün yonttuğu bu yalçın taşlar Hak için dikilmiş tunç abideler. Şu Metristepe'den yükselen kubbe İmanın mukaddes bir siperidir; Şu Duatepesi, şu Kocatepe Bir büyük türbenin bekçileridir. Bu kanlı toprakta yurt için ölen, Hürriyet yolunda can verenler var; Bir büyük aşk için kanı dökülen, Din için mucize gösterenler var. Ben seni hurda bir dağın üstünden, Güneşin doğduğu bir yerden gördüm. Sevinçle haykıran halkın önünden, İzmir'e Bursa'ya girerken gördüm. Sen hurdan yoluna bakan yerlere Saçları dalgalı atını sürdün; Kızları ağlayan kırk esir şehre Hürriyet götürdün, necat götürdün. Gull1aume Teli, Washington gibi seninde Başında zaferin bir tacı vardı; Dünyaya yıldırım atan elinde Allah'ın intikam kılıcı vardı.
9
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Bu adil silahı İskender, Sezar Hiç bir gün bir yerde kullanamadı; Bu vahşi kurtların mezara kadar Zayıfı boğmakla geçti hayatı. Ne büyük baht sana, ne mutlu sana Ey büyük Münci ki hırsı devirdin; Esirler gömleği giyen vatana Bir atlas bayrağı hil'at getirdin. Osman'ın diktiği asırlık çınar Yeni bir rüyanın ağacı oldu; Gölgesi altına kemerli kızlar, Üç telli saz çalan 3.şıklar doldu. Uçurum önünde koca dünyayı Avuçla tutarak kurtaran sensin. Mirası bölünen şu Türkiye'yi Tabuttan çıkaran kahraman sensin. O senin açtığın alevden bayrak Hürriyet kızının bir meş'alidir; Dünyayı kızartan bu yeni şafak Erguvan renklerin en güzelidir. Bunun .her damlası bir fenerdir ki Kırmızı ziyası bütün beşerin; Çöllerde yol açan bir ülkerdir ki Kanayan ayakla yürüyenlerin. Bu parlak yıldızı menfalanndan Paryalar, fellahlar selamlıyorlar; İrlanda, Somatra adalarından Beyazlar, siyahlar selamlıyorlar. MEHMET EMİN YURDAKUL
Hdkimiyet.-i Milliye gazetesi (Ankara) , 5 mart 1923, dördüncü yıl, sa yı 755. Bu şiir, ozanın Mustafa Kemal (1928), adlı kitabına bir hayli değişti rilerek alınmıştır.
10
ATATÜRK ŞİİRLERİ
GAZİ'YE Türk ruhunu temsil eden ey sevgili Gazi! Türk gençliği her emrine can vermeye razı. Zira senin amalini ifada selamet Bulduk, buluruz... Türkiye'nin hayrına ma'tuf: Ef karına, şiddetli tedabirine hürmet. AHMET BURBANETTİN Dumlupınar dergisi (İstanbul) , 23 mart 1925, sayı 1.
GAZİ'NİN HEYKELİ KARŞISINDA Türk'ün zafer timsali Gazi Kemal Paşa'dır. Bizi onun iclali Hür, müstakil yaşatır. Kesilmişken kan, duman Ana yurdun her yanı, Yıldırımlar fışkıran Azmi yaktı Yunan'ı. Onun coşkun ateşi Dumanlan boğmuştur. Cumhuriyet güneşi Sayesinde doğmuştur. Dehasını alkışlar Dünya bugün hayretle, Heykeline her nazar Bakacaktır hürmetle. Görününce nur eli Kurtardı bizi yastan. Yapılmalı heykeli Tunçtan değil elmastan. Floriııa'lı NAZIM Dumlupınar dergisi (İstanbul), 3 1 ağustos 1925, sayı 3.
ATATÜRK ŞİİRLERi
11
DAHt-1 TECEDDÜD'E Büyük gaza, büyük zafer bu inkilap! Büyük gaza tagallübe ... Büyük zafer taııssup u teseyyübe ... Gaza-yı Mustafa Kemal! Evet, cehalete ilmin bu bir büyük zaferi. Cihan-şümul olacaktır onun bu şaheseri! Yann bu seyre denir kahramanlann seferi... Kuva-yı Mustafa Kemal: Deha-yı Mustafa Kemal! ABDÜLHAK HAMİT TARHAN Dumlupınar dergisi (İstanbul), 6 ekim 1925, sayı 4.
GAZİ Geç kalmış olanlar da bugün bilmelidir ki: Gazi'nin ufuklardan uzanmış elidir ki, Toprakları tarih ile coğrafyaya soktu. Bir gün ki vatandır denecek bir köşe yoktu, Gitmişte de vatan kalmış olan dağdı, denizdi; yer natıkasız, koskoca göklerden gök nasiyesizdi. Göklerden o el inmemiş olsaydı, muhakkak, Fecrin gece göz nuru döküp ördüğü bayrak - Ay yıldızı göğsünde kararmıştı da - bezdi, Bin fırtına kopsaydı temevvüç edemezdi! Geç kalmış olanlar da, evet, bilmelidir ki, Gazi'nin ufuklardan. uzannuş elidir ki, Toptan verilen şeyleri bir bir geri aldı; Türk'ün koca tarihi bugünü yoksa masaldı. MİTHAT CEMAL KUNTAY Gilne/ dergisi (İstanbul), 30 haziran 1927, sayı 12.
12
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
BÜYÜK GAZİ'YE Sen ki hilkat denilen ummanın En büyük incisisin, O bu ulvi vatanın talihiiıin En güzel yıldızıdır; Bir dehaet ki güneşten yüksek, Ve semavat ile ünsiyeti var. Sen dururken ona gelmez noksan, Kaplıdır toprağı zırhınla senin; Hep rehakan değil ey Gazi, Bu müsellah vatanın sen hem de Ebedi bekçisisin. Bu mesaib-zede cem'iyyete sen Yeniden bir vatan ettin ihda; Görüyor şcvk-i tuluunla senin Yeni bir iyd-i zafer İstanbul; Kendi asar-i dehanın belki Sen de hayretçisisin. Kainatlarda tecelli buyuran Halikın sende o hasiyyeti var. ABDÜLHAK IUMİT TARHAN Grlrıeş dergisi ( İstanbul), 30 haziran 1927, sayı 12.
BÜYÜK MİSAFİR Bir sevinç incilemiş gözleri yaşlar yerine, İzi üstünde gül açmış kapanan her yaranın. Bir bahar yağmuru halinde derinden derine Çağlıyor her yanı alkışla yeşil Marmara'nın.
ATATÜRK ŞfiBLEBi
13
Bu misafirdir, inan memleketin neyse varı, Böyle bir yüz mü görür bir daha fani ömrün.? Gelin ey Bahr-i Muhit'in köpüren dalgalan Kırk asırlık yolu bir hızda alan Türk'ü görün. FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL Ganeı dergisi (İstanbul), 30 haziran 1927, sayı 12.
GAZİMİZE Büyük küçük her ferdi asırlarca bu yurdun Emekleyip dururken köhne izler üstünde; Sen o kartal pençenle tutup bizi uçurdun Aşılamaz ne dağlar, ne denizler üstünde. Kurur senin nurunla izleri gözyaşının, Düşmanları titretir çatılışı kaşının, Bir güneş tesiri var o ilahi başının Karanlıklara düşmüş ümitsizler üstünde. Sen çürümüş, dağılmış bir cesede can katbn; Mezarından çıkardın, semalara fırlattın; yeni baştan şeref li bir aleme yarrattın: Bu derece hakkın var senin bizler üstünde. Titriyor İstanbul'un her bucağı, "GeH" diyor bir el gibi sana vatan sancağı; Kapanıp öpmek için basacağın toprağı, Bütün şehir bekliyor seni dizler üstünde. ÜRHAN SEYFi Gilneı dergisi (latanbul), 30 haziran 1927, sayı 12.
ÜRBON
14
ATATÜRK ŞiiBLERİ GAZİ'YE TARİH Onu tarihe sorun, yoktur eminim bir eşi, O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi! Sözü halkın dilidir, gözleri hakkın ateşi, O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi! Yurdu sarmıştı karanlık, onu yırtıp atan O. Soğuyan kanlara bir başka hareret katan O. Kararan gözleri bir lahzada aydınlatan O. O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi! İnkilap ordusu nur ordusunun rehberidir, Milletin şehperidir, memleketin şehperidir, Onu beklerdi vatan bunca zamandan beridir, O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi! Ayrılıp Çankaya'dan Hazreti Gazi geliyor, Saçının huzmesi zülmetleri ok ok deliyor, Şehre kalbindeki tarihi alıp yükseliyor: "Bu güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi!" 1927 YusuF ZiYA ORTAÇ Atatürk'e Şiirler, Ncbioğlu Yayıncvi, 1943,
s.
83.
GAZİMİZE Gel, seni genç ihtiyar ellerinde taşısın; Sevinçten ağlıyoruz gözümüzün yaşısın ! Kara günlerimizde bize can yoldaşısın, Sen dünyalar durdukça bu milletin başısın.
15
ATATÜRK ŞiİRL'EBİ Yeniden şan ver bize, yeniden can ver bize, Sensin Reisicumhur, bu şeref yeter bize. Görün ey nur bakışlım, yüzünü göster bize, Gel, seni genç ihtiyar eJlerinde taşısın! Sen sağken gönlümüzün ufku değil bulutlu, Sana da kutlu olsun bugün bize de kutlu! Halka böyle saadet, böyle talih ne mutlu! Seviçten ağlıyoruz gözümüzün yaşısın. Yüzümüzü ağartan sensin dünyada asıl, Dudaklarda geziyor menkıben fasıl fasıl, Millet seni göğsünden nasıl bırakır, nasıl: Kara günlerimizde bize can yoldaşısın ! Gönlümüz gamlı değil, kalbimiz küskün değil, Bu düğün yeryüzünde görülmüş düğün değil. Ey yüceler yücesi! Dün değil, bugün değil, Sen dünyalar durdukça bu milletin başısın.
YusuF ZlıA ORTAÇ Ozanın
ranarılag
adlı kitabında, 1928,
s.
65.
GAZİ SÖYLÜYOR Dövüyor kalbinin örsünde çelik sözlerini, Tunç akisler yayıyor, memleketin her taşına; Nasıl aldıysa baş üstünde o şahin yerini, Hakkıdır, kaplasa tarihi bu ses tek başına. Söylüyor, dinle: Sesin göklere yalvardığı gün, Duyanın dinleyenin varsa o şahidin senin. Dinle: Bel bağladın dağları kar sardığı gün Bu sesin sahibi son yolda nöbetçindi senin. FARUK NAFlZ ÇAMLIBEL Hayal
dergisi(Ankara), 27 ekim 1927, sayı 48.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
16
ÇANKAYA Ey Türk, ne bahtiyarsın! Sebebini anlarsın; Yanlız onunla varsın: Türk'ün yolu Çankaya! Kader yok, sürur dolu Karanlık yok, nur dolu Saadet, huzur dolu Şeref dolu Çankaya! HAMDİ GöKALP AKALIN Maarif Mecmuası (Adana) , 15 kasım -1928, sayı 12.
GAZİ'NİN KARŞISINDA GENÇLİK Dünün karanlıklara giden mesafesinde Bir münzevi ruhuyle yaşamaktan kurtulduk: Talihe yol gösteren bir varlığın sesinde Maveradan beklenen gizli ilhamı bulduk. Yüce bir tarih çarpar onun çelik göğsünde, Damarları.nda kaynar bir ırkın iradesi. Bir ilah ki, yurduma ölüm saçan bir günde Mucizeler yarattı zulme haykıran sesi. İlk ateşi ruhunun alevlerinden aldı, Fırlattı o karanlık şarkın ufuklarına. Şimşekler yükselirken göğe, sisler alçaldı; Açıldı semalardan altın bir yol yarına.
KlzıM SEVİNÇ ALTINÇAG Mrılıit dergisi (İ stanbul), aralık 1929, sayı 14.
17
ATATÜRK ŞİİRLERİ GAZİ'YE İsmini eserinle nakşettin hatırlara, Bir zaferi yad için kurulan taklar gıbi. Senden bahsedecektir asırlar asırlara, Mukaddes bir duayı anan dudaklar gibi. Yurdumu çalmak için gelen cihangirleri Önünde secdelere getirmiştin o zaman, On dört milyon insana vurulan zincirleri Sendin tunç elleriyle parçalayan kahraman. Her gün bir parça daha yükselen vatanında Kanadlar toprağına alnından düşen terdi, İsmini anmak için peygamberler yanında Binlerce mucizenden bir tanesi yeterdi. Yolunda yürüyenler, gözlerinde gözleri, Azminden hız alıyor, çelik bakışından fer; İsminle dolduracak asırlarca her yeri Bu zafer, bu mislini dünya görmemiş zafer. İki yıldız halinde taşıyacak gözlerin Dehanın ziyasını cihan ufuklarına; Yurdumun her taşına nakşettiğin sözlerin Derin uğultularla aksedecek yarına.
YAŞAR NABİ NAYIR Muhit dergisi ( lstanbul),eylül 1930, sayı 23.
GÖRMEYE GELDİM İstiyorum ki: Sana giden yolda ne şosa, Ne ufacık bir geçit, ne açılmış iz olsa:
Sade sarp yalçın olsa ve sade dimdik kaya, Avuçlarım dizlerim koyulup kanamaya;
18
ATATÜRK ŞfiRLERİ
Kanımla kayalara destanını yazarak - Bahtım siyah olmadan, göğsüm kızıl, alnrm ak; Parıltılı gözlerim, yıldız olacak gibiÇıksam sana kaleye çekilen bayrak gibi... Ne anam var gözümde, ne babam, ne sevgilim: Şimdi ben senden başka hiç kimsenin değilim; Dere olsam ardından çağiasam, aksam gitsem; Kartal olsam köşkünü her akşam tavaf etsem; Rüzgar olsam, okşasam saçını bir yar gibi; Arz olsam, kucaklasam seni bu diyar gibi; Şimşek olsam adını göğe yazsam muttasıl... Patlayan fırtınaya göğüs gererse nasıl Gemiler imdat diye koy araya araya Ben de öyle kendimi dar attım Ankara'ya Koparak bir çığ gibi yurdumun bir dağından, Ülküyü içmek için Ankara kaynağından, Yüzünü görmek için yakından bir saniye... Yollarda yıldızlara daldım gözlerim diye, Kılıcın kesti sandım ufka düşen güneşi Bir keşik baş halinde kan olurken ateşi, Başın göründü sandım gün doğarken yollarda Seni mecliste sandım sel çağlarken bir yarda, Yapayanlız yollarda sandım çakınca şimşek; Parmağın yeni bir yol gösterdi gürleyerek ... Dinlemeyi bilmeden yürüdüm günlerce ben, Hasretinden hız aldım koştum gündüz gece ben, Bu şehrin havasını içime sindirmeye: Senin nefes kattığın bu aziz hava diye. Geldim, sordum: "Nerde O?" gösterdiler yerini, Kıskançlık gösteriyor, sade, sevgilerini, Geleli günler oldu, hep hasret ateşinde, Günlerdir göremedim, koşuyorum peşinde, Bir gün olsun yakından görünmezsen sen bana,
19
ATATÜBX ŞİİRLERİ "Hedef Akdeniz!" gibi düşeceğim arkana, Öyle ki hain sanıp vuracaklar bir gün de, Çırpınırken kuş gibi kalbim senin önünde... Vuslat malolrnaz sade kana ve göz yaşına Bak yemin ediyorum gençliğim başına -Bir çetin ısrar varsa darılma bu sözürne Göreyim, ondan sonra mil çeksinler gözüme: Gür sesimde adın var, kör gözlerime de dol, Gönlümün, gözlerimin ilk ve son ışığı ol... Neye benden uzaksın bir başka ırkın gibi? Gönlüm bir hançer gibi, hasretin bir kın gibi Sıyrılmalı bu hançer paslandıran bu kandan, Bir kere görün bana yakından, çok yakından Bilmiyorum; Riya ne, hulus ne ihtiram ne? Doğrudan doğruya ben dönüp senin Kabe'ne Huşudan çok mukaddes bir cür'etin sahibi Tur'da "nerdesin" diye bağıran Musa gibi -Kulaklarımda bir gün çınlasın sesin diye Sana haykırıyorum: "Gazi! Nerdesin?"diye.
BEHÇET KEMAL ÇA�LAR Ozanın Erciyastan Kopan ÇıJ adlı kitabından, 1 932.
CUMHURİYET BAYRAMI Kendi yurdumda kendim hakan olduğum gündür, Ufuklar dar geliyor içimin sevincine. Türklüğümü dünyaya haykırdığım bu gündür, Ben bugün diş geçirdim soysuzlar zincirine.
20
ATATÜRK ŞİiRLERİ Dünya dursa seyretse bu en büyük bayram ı, Öyle bir hız alır ki Gazi ordusu gibi... Ey yerlerin, göklerin sen en büyük bayramı, Sevincin sardı bizi tufandaki su gibi. Kucaktaki yavrudan ak saçlı analara Kadar göz yaşı tattık yüzyıllarca bu yurtta; Bu gün gülsek yeridir, kapandı artık yara: Sevin şehit anası, gözlerini kurut da! Hınç besliyor yabancı, uzakta için için; Gönnedinse böyle gün, şaşma, kıskanma bizi! Böyle büyük bayrama şanla kavuşmak için Her millet Türk olmalı, her reis Büyük Gazi! REŞAT FEYZİ YÜZÜNCÜ Milliyet gazetesi (İstanbul), 29 ekim 1932.
ATATÜRK'E Tarihe güneş kollu avize, hitaben; Her yaprağının başlığı bir takızaferden. A'sar binek taşların, efscrlcr üzengin! Yalçın kayalar, şahikalar görmedi dengin. Yarlardan aşan sel gibi coştukça coşarsın; Sen el ele vermiş ebediyetle koşarsın; Dahiler ufuklardaki yıldızlara benzer ... Sen öyle güneşsin ki huzurunda sönerler. Göklerde başın millete bir tac-ı zafedir, Avcunda yanan meş'ale atiye seherdir.
21
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Bir harikasın sende tabiat gibi zengin, Dağlar deviren azmine bir damladır engin. Milletlere bir mu'cizedir sihr ü füsunun, Sığmaz bilirim sahne-i tarihe şuunun, Gür sesli, alev saçlı savaik gece ekser Şehnameni göklerden okurken bana ezber, Dağlar, dereler, şaikalar vecde gelirdi, Şimşekli ufuklarda hayalin belirirdi. Kabil mi senin şanına irad-ı neşaid? Taştan yapılan abideler taş gibi camit! Destanlarımız elde demetler gibi soldu, Her hafızanın boynu bükük saili oldu. Var nisbetin elbette ilahi gecelerle, Yıldızları örmüş başının üstüne hale, Bilmem ki ezelden mi tanır? Sormalı fecre, Göz kııpar uzaktan sana Mirrih ile Zühre. Ey hırs ü haset dişli, siyah pençeli sırtlan! · Ey kalbi çamur, gözleri kör, kapkara küfran! Tırmanma büyük şanına kim raidedir o; Tarihe kurulmuş oturan abidedir o. Maziye sarıldıkça düşer, toprak olursun, Ardında koşan yıldırım olsun yorulursun. Nisyanları sokmaz ebediyet eşiğinden, Revzenleri var mabedinin göz bebeğinden. Koynunda şafaklar gülen afakı dolaş dur, Hiç bir gecenin böyle sabah olduğu yoktur. 29.10.1933 HÜSEYİN SiRET ÖZSEVER
Ozanın Kıvılcımlı Kül adlı kitabında, 1937,
s.
5.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
22 MUSTAFA KEMAL
İlk adam Mavi gözlerle Baktı toprağa, Toprağın haritasını çizdi bayrağa, Allah değil, O yazdı Alın yazımızı. Yetlisinde kız çocuğum Hamur yoğurdu, Yetmişlik anam çocuk doğurdu cephe ıçın. İlk adam Mavi gözlerle Baktı toprağa, Toprağın haritasını çizdi bayrağa. Allah değil O yazdı Alın yazımızı. Ninem Saçına kına bağladığı bezle bağladı kan akan dizlerimi... Geçti çıplak rakamlarıyle kavga yılJarı elimden tuttular, Şehrin geniş stadlarında toplananlar için bana şiir okuttular, Yeni doğanlar alkışladılar sözlerimi. İlk adam Mavi gözlerle Baktı toprağa, Toprağın haritasını çizdi bayrağa, Allah değil, O yazdı Alın yazımızı.
23
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Ve bağırdık bütün gücümüzle, gök gibi açınca ağzımızı biz kendi eliyle gerilen beyaz göğe yıldızların yuvarlak altın başlı çivilerini kendi eliyle mıhlayanlar... Toprak kabardı, bayrak dalgalandı, yeni seslerin adımlarıyle doldu yer. İlk adam mavi gözlerle baktı toprağa, toprağın haritasını çizdi bayrağa, . . . . . . türküler . . . . . Ve sildi parça güneş paçavralarla Sarayla sultan adım Aydın eli Yeni dünyaya ilk gelenlerin... 29 birinci teşrin, elele verin çocuklar! İnanıyorum ki yavrularım, yarın, yepyeni bir hayat süreceksiniz, bizden aldıklarınızı daha ilerilere götüreceksiniz, ve doğanlar böbürlenecek 33 padişahın adını sayamamak fesi, çarşafı, başörtüyü tanımamak cehaletiyle... 29 birinci teşrin! Elele verin ! Çocuklar! İ LHAMi BEKİR
Ozanın Mustafa Kemal adlı kitiibında, 1933.
TEZ
ATATÜRK ŞİİRLERİ
24
O GELİYOR Yıl, 1919, Mayısın on dokuzu. Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını Yeryüzüne can veren Cana heyecan veren Al yüzlü oğan güneş ! Takanın burnu nasıl Karadeniz'i yırtar ; Siz de bir anda öyle yırtınız uykunuzu, Uyanın Samsunlular! Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını Al yüzlü oğan güneş ! Bugün Çaltı burnundan gülerek doğan güneş ! Yıl, 1919, Mayısın on dokuzu. Uyanın Samsunlular ! Uyumak ölüme eş, Diriltin ruhunuzu. Ufukta bir gemi var ! Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor? Acaba yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ? Bu gemi umut yüklü, inan yüklü, hız yüklü ; İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır, Kurulacak yarını düşünen baş geliyor. Bir baş ki gökler gibi bir küme yıldız yüklü ! Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor. Yıl, 1919, Mayısın on dokuzu. Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor. Sanki harlı bir ateş Yakıyor ruhumuzu. Beklemek üzüntüsü her gönülden taşıyor.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
25
Üzülmemek elde riıi? Hız yüklü, inan yüklü, umut yüklü bu gemi!
O O
umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak, hız doldukça bütün damarlara kan gibi, Gizli gizli inleyen her yürek canlanacak, Ateşler püskürecek uyanan volkan gibi r Gittikçe büyükleşen Gölgene dikilmekten Karardı gözlerimiz. Koş, atıl, gemi, sana engel olmasın deniz!
Ak saçlı dalgalan birer birer kes de gel!
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel!
CELİL SABİR EROZAN Ülkıl dergisi, mayıs 1933, cilt 1, sayı 4.
ASIRLARCA Ufkunda doğacağım, ufkunda batacağım, Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım. Ben de giyersem eğer bir gün deha tacını "İstersen çiğne" diye önüne atacağım... Söndüğünü görsem de bin "meşale eme!"in Ebediyet yolumuz, öyle elimde elin ... Ak düşen saçlarınla nur kattığın heykelin Hamuruna harç diye kanımı katacağım. Yansam da masalların "Aşık Kerem"i gibi, Bu aşk ölmez öyle her gönül veremi gibi. Şöhretin okyanuslar aşarken gemi gibi. Ben dalga gibi ayak ucunda. yatacağım... Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım.
BEHÇET KEMAL ÇAl!LAR Vl/ciJ dergisi, mayıs 1933, cilt 1, ııayJ 4.
ATATÖRK
26
ŞiiRLERİ
ÇANKAYA Ey neftt gölgesinde uzanıp birkaç dalın Şeref rüyalarına dalan yeşil Çankaya! Nasıl kanatlarını sakladın o kartalın, Nasıl yettin yıllarca onu barındırmaya? O ki sarsıntısından taçlar düşerdi taçlar, Nasıİ saydın korkmadan göğsünün çarpışını? Nasıl ateş almadı onu görmüş ağaçlar, İçinde yanan güneş yakmadı mı dışını? Arzı oynatmak için yeterken her adımı Yanardağlar bulurken kül olmuş her yığın dağ, O seni yıkmadı mı, o seni yıkmadı mı? O eşsiz kahraman ki dünya ağırlığında: On milyon bel iki kat olmuşken eğilmeden Onda on beş milyonun boynu birden uzaldı, Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden Taptığımız ve varsa hepsi ondan şeklaldı. Şeref rüyalarına dalan yeşil Çankaya, Gölgesi baş döndüren bu sırrı anlat bize: Nasıl yettin yıllarca onu barındırmaya, Seni böyle ebedi kılan hangi mucize? FARUK NAFiz ÇAMLmEL
Anayurt gazetesi (İstanbul), 26 ekim 1933, sayı 1.
CUMHURİYET BAYRAMINDA Şarkımız İnkılabın dillenmiş heyecatu, Gözlerimiz yaşarmış bu çılgın haykırıştan, Biz ki muzaffer çıktık bu en büyük yarıştan, Haykıralım, doldursun seslerimiz cihanı.
27
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Gözleri hep ilerde, başlan hep yukarı, Nasıl çağlarsa dağda bütün heybetiyle su, Koşuyor zaferlere doğru gençlik ordusu, Bu ışık sarhoşları, İnkılap sarhoşları. Gökte yanan güneşi koparıp tan yerinden Elimizde meşale gibi taşımaktayız. Bütün varlığımızla şimdi biz ayaktayız, Biz aldık bu ateşi Gazi'nin gözlerinden. Bir zafer takı gibi yurdun üstünde kurduk, En yaşlı bir tarihin en genç inkılabını. Duymamak için onu kaybetmek azabını Göğsümüzü önüne kale yaparak durduk. Yaşatmaz bu havadan başka bir hava bizi, Ancak bu yol götürür, biliyoruz, güneşe. Ceddimiz nasıl önce tapardıysa ateşe, Öyle Cumhuriyetle doldurduk kalbimizi. Öyle bir savaştı ki, bu inkılap yıllan, Sonunda ya var olmak, ya ölmek mukadderdi. Gazi bir kartal gibi üstüne kanat gerdi, Ve Türk, bir mucizeyle durdurdu akıllan. Asırlarca koca Şark beklerdi bir ihtilal, Bugünün ruyasıyle avuttu azabını, Bir milletin toplayıp bütün ıstırabını, Bir ihtilal halinde doğdu Mustafa Kemal. Tarihi o çevirdi gittiği sapa yoldan, O verdi nesi varsa bugün on beş milyona. Çok değil bütün millet şimdi taparsa ona, Tarih kaydetmemiştir daha böyle kahraman. Ona şeref, ona şan, ona bütün minneti Asırlık zincirlerden kurtulan bir milletin. İşte dev akisleri bu ebedi minnetin Bakın bir tek ses gibi sarıyor memleketi. YAŞAR NABİ NAYIR Vatlık dergisi, 29 ekim 1933, sayı 8.
ATATÜBJt ŞİiRLERİ
28
İNKILAP TÜRKÜMÜZ Bir ummanız, ucumuz görünmüyor dumandan, Toprağı baştan başa kuşatıyor yolumuz, Coşkun akışımızda görür bize her bakan; Dalgalar sayısınca açık alın, dinç omuz. Başımızın çelengi anayurt çiçekleri, Kimimiz bilgi eri, kimimiz sanat eri, Bir gün-bakışlı adam bize dedi "ileri!", Asırlar aşıyoruz ürperişsiz, korkusuz. Üstümüzde süzülen ışık kanatlı şahin, Bilinmez hangi ufku seçecek durmak için; O, sonsuz ufuklara doğru giden güneşin Arkasından akıyor, akıyor, akıyoruz. vASFi
MA.ııi R KOCA.TÜRK.
Varlık dergisi, 29 ekim 1933, sayı 8.
"1919-1933"TEN BİR PARÇA O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun'a, Yürüdü etrafına ümitler suna suna. Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi, Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk'ün derdi, Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız, Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız. O kimdir? Bakışları deniz kadar ywnuşak, Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak. O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında, On dört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında. O kimdir? Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa, Can veriyor sararmış ota, yaralı kuşa.
29
ATATÜRK ŞİİRLERİ
O kimdir? Gözlerinde bir tılsım gizleniyor, Bastığı topraklarda bahar filizleniyor. Alev saçlı bir volkan bazı bir dağ ba�ında, Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında. Güneşten birer oktu ondan gelen her emir, Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir. O kimdir? Milyonla Türk birleşip bir tek olmuş, Yıkılan memlekete kollan destek olmuş. Öz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu, Bir yandan da yürüdü Halife'nin ordusu. Birisi gökyüzünden bombalar atıyordu, Biri elinde salip, biri elinde Mushaf, İçli dışlı düşmanlar geliyorlardı saf saf. Bunlann karşısında göğsü açık bir azim, Süngüye, topa karşı diyordu: Zafer bizim! Bunların karşısında iki şimşekli nazar Diyordu: Bu topraklar size olacak mezar! Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna, Dağılan kuvvetleri topladı avucuna. Topladı avucuna yıldınmı, şimşeği, Yoktan var ediyordu Tann gibi her şeyi. Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu, Sınırlar baştan başa bir çelik örgü oldu. Şimşek yüklü bulutlar ufku kaplarsa nasıl Bir süngü onnanıyle dağlar doldu muttasıl. Bir kale heybeti var vatanın her taşında, Her işin başında O, her iş O'nun başında. YusUF ZiYA ÜRTAÇ
V1JTlık dergisi, 29 ekim 1933, sayı 8.
30
ATATÜRK. ŞİiRLEBİ
BAHTİYARLIK Sakın deme, yavrum, bahtına kara; İçinde kapandı o eski yara. Sana "Ôz evladım" diye Ankara Kafanda ışıktan yeni bir varlık. Sakarya, İnönü ve Dumlupınar Dünkü kahramandan sana yadigar. Fikret'in "Kuruyor!" dediği çınar Bugün nefesinde duymuyor darlık. Eser bırakmadı Ulu Kumandan Memleket ufkunu saran dumandan. Sana aşılandı ta o zamandan Kalbinde duyduğun bu bahtiyarlık. HAMDİ GÖKALP .AKALIN Varlık dergisi, 29 ekim 1933, sayı 8.
DESTAN Gücüm yetse keşke yazsam bir destan Okunsa istekle nihayete dek Başımızda her gün o Başkumandan Methini söylerim kıyamete dek Onunçün açılır sümbül menekşe Cihanda adını söyler her köşe Nüfuzu yürüdü dağ ile taşa Methini söylerim kıyamete dek On yılda yüzlerce yılı aştırdı Şanlı geçmişleri deşti deştirdi Okuyup yazmayı kolaylaştırdı Methini söylerim kıyamete dek
31
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Varsın geçsin benim yaşım yetmişi Son on yılda gördüm en büyük işi İster er meydanı böyle er kişi Methini söylerim kıyamete dek Geçit tünel oldu her çetin kaya Şimdi trendeyiz yürürdük yaya Dünya imreniyor Gazi Paşa'ya Methini söylerim kıyamete dek Sohbetinin doyum olmaz tadına Odur haklarını veren kadına Aşık Hasan derler benim adıma Methini söylerim kıyamete dek Arık toprağa yaslanı yaslanı Sığır güderken yazdım ben bu destanı Nasıl methedeyim böyle aslanı Methini söylerim kıyamete dek AştK HASAN Cumhuriyetin 0tıllft&U l'ıldmıılma için Dıstanlar adlı broşürden, 1933.
GAZİ Ona bağlı bu millet genç, ihtiyar, her yaşta; Ilgar eden bir ırkın imanı var bu başta. Odur Toros'ta esen, Sakarya'larda akan, Küf kesilmiş maziyi odur bu hızla yakan. Şimdi bir güneştir o, yurda ışık, can verir; Şimdi bir yıldırımdır, önünde düşman erir. Yaşı tarihten eski, yaşı tarihten uzun, Bir millet arkasından akıyor bu Oğuz'un. Bir gün kurtulmak için arasa yıldızını,
32
ATAT'ÖB.K
ŞiiRLERİ
Dünya bile bu baştan alacaktır hızını. Asırlara hız veren, yol gösteren bu baştan Doğuyor en zorlu tan, doğuyor en zorlu tan. HAşiM
NEZİHİ Oıu.Y
Ülkü dergisi, ekim 1933, cilt 2, sayı 9.
GAZİ'YE - Cumhuriyetin Onuncu Yıldönümünde -
İnsan kanının yazdığı tarihi açarsak, Siması dökülmüş, eli titrek, kolu sarsak, Binlerce hayalet ebediyyet dileıtirler; Heykellerinin can çekişen taşlan titrer Bir an unutulmaktan, ô bir damfa yosundan... Her abide kıpkırnuzıdır kan koknJundan. Bir abidesin sen de fakat her tarafın nur; Toprak gibi pek sade, fakat dağ gibi mağrur Tarih ebediyyetlere insan diye versin: Sen hissi olan, göğsü vuran takızafersin! Hisler uçuşur kaskatı tuncunda, taşında! Şebnemleri var merhametin taş bakışında! Tunç olmana rağmen de çiçek gördün, eğildin; İnsan yaratırken bile insan kalabildin. Çıksan göğe "buldum" diyerek gökyüzü saklar; İnsen yere, ay yıldız iner, yerde kucaklar; Gözlerde gönüllerde kurulmuş oturursun; Hislerde, göğüslerde, nabızlarda vurursun; On yıldır, omuzlardaki başlarda başındır, saçlı, siyah saçlı olanlar sarışındır.
Ak
ATATÜRK ŞİiRLEBİ
33
Zira bu alev parçalanırken de tamamdır; Zira bu yığınlarla adam tek bir adamdır: Zira içi hep senden ibaret derimizle, Sensin tutan atiyi bizim ellerimizle. MiTHAT CEMAL KUNTAY Tenitürk dergisi, şubat 1934, cilt 4, sayı 1 8.
GAZİ Türk çocuğu! İyice bak ve tanı; İstiklal güneşi bu baştan doğdu; Salgından kurtardı güzel vatanı, Bütün düşmanları yurdundan kovdu. Türk kızı! Yüksel de göklere kadar, Altın yıldızlardan işle bir çelenk; Ayın bahçesinden çiçekler kopar Gazi'nin önüne ser, ışık ve renk. Türk oğlu! Rüzgarlar olsun !!ana at, Doğudan batıya müjdeler taşı, Gazi'yi gönlünün içinde yaşat; De ki: Zafer olsun onun yoldaşı! Cihan tarihini süsledi adı, Ey büyük milletim, övün ve ·sevin Bir benzeri daha yaratılmadı, Dünyada bir tane senin "Kernal'in!" HALinE NusRET ZoRLUTUNA
34
ATATÜRK ŞİİRLERİ
GAZİ'NİN HEYKELİ Belli bizden olduğu, belli bir Türk 9lduğu, Alnı güneşten parlak, başı gökten yukarı. Yepyeni bir tarihin ilk yaprağı say bunu: Bu tunçla işlenmiştir Türk'ün- yarattıkları. Sonsuzluğu seyreder gibi bu heykele bak. Bulutlara yükselen başı Türk'ün başıdır. Ve inan ki, arkadaş, göğsünü kabartarak, Bunun nesli yarın da zaferin yoldaşıdır. Ne tarihin kalemi, ne de zamanın eli, Bu adı yok edemez yerinden oynasa yer. Yarının çocuğuna yine bu tunç heykeli: "Sen bunun neslindensin." diye gösterecekler. A. CEMİL MiROGLU Ullcil dergisi, aralık 1933, cilt 2, sayı 11.
GAZİ Ey sen ki alev saçlı zafer küheylamyla Kurtardığın vatanda en yüce şehsüvarsın, Bir şimşek çağlayanı halinde Türk kanıyla Aldığı şana layık tarihte bir sen varsın. Erişemez vasfına hiç bir rebabın sesi Sen yükseksin ilhamın yıldızlı göklerinden. Dehadan kanatlanan kılıcının şulesi Ebediyette olmuş bir murassa kasiden. Kızıl gökte parlayan ay-yıldızın nurusun; Sen büyük milletin, Türklüğün gururusun.
35
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Bu yurdun timsalisin bugün bütün cihanda Gözler, gönüller· senin, senin şeref de şan da. ENis BEHİÇ KoRYÜBEK Çılır dergisi (Ankara), aralık 1933, sayı 8. (Şiirin ilk şekli Güneş dergi gisinde çıkmıştır (İstanbul), 15 ekim 1927, sayı 1 7.)
ÜLKÜ TANRIMIZA Bir güneş gibi, yalnız, Sensin Ülkü tanrımız, Ey Türklüğün bütünü! Uğruna feda canlar... Kelimeden cihanlar Almaz büyüklüğünü! Şu güzel bayrağımız, Taşımız toprağımız, Üzerine titriyor. . . Dağların hür rüzgarı, Denizin dalgalan, "Yaşasın Gazi" diyor. "Ne ınutlu Türk olana" Ne mutlu Gazi sana! Armağanın bu ülke! Ne mutlu gözyaşında, Kalbinde ve başında, Gazi'si olan Türk'e! ÖMER BEDBETrİN UŞAKLI Varlık dergisi, 1 ocak 1934, sayı 12.
36
ATATÜRK ŞİİRLERİ
ATATÜRK'Ü DİNLERKEN Söylüyor birer güneş yakarak ·bağrımızda, Bir tarihi yolundan çevirecek sözleri. Ülküsünün koruyla ışıldıyor gözleri, Haykıran bütün yurdun sesi var bu ağızda. Bir kan gibi gezerek yurdun damarlarını Bu ses bir nabız gibi. her bilekte atıyor. Bu ses yurdu sevgiden bir kolla kuşatıyor, Anlatıyor inanla bize büyük yarını. Aşacak bir ok gibi çağların üzerinden, Bu sesin yankısıyle dolacak en uzaklar. Bu sesi dinleyecek sarsılarak derinden Bin yıl sonra bu toprak üstünde doğacaklar. yAŞAR
NABİ NAYIR
Tenitilrk dergisi (İstanbul), şubat 1934, cilt 4, sayı 18. Dergideki ba'l
lığı: "Onun Sesi".
O BAŞ Ne hacet bağlanmak başka sevgiye, Bayram et o Baş'ın nesliyim diye, Az gelir canını versen hediye, Ödemez borcunu gözünün yaşı. Üzülme ayrıyım diye eşinden, Bak, inan gözüne, yürü peşinden. O mavi gözlerin bol güneşinden Feyz aldı dünyanın toprağı, taşı. Benzemez her nebi, her peygambere, Onunla yükseldik bağlıyken yere; İnan ki uzaktan şöyle bir kere Verirdim başımı görsem o başı. RIZA POLAT AKKOYUNLU Varlık dergisi, 15 şubat 1934, sayı 15.
37
ATATÜRK. ŞİiRLEJli
KAHRAMAN Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün ; Seni gördük sesimiz Hakka yalvardığı gün. Seni gördük bir mazi dağlan sardı ses ses, Bir Akdeniz dalgası buldu içinde herkes. Sana çıkar bu yurdun ararsak son yolu da, Kutlu bir Tanrı oldun güzel Anadolu'da.
O
kadar eskisin ki şimdi ruhumuzda sen,
Bulursun bu sevgide asırları istersen. Arasan bakışında uzun ovalar erir, Dinlersen gönül denen yüce dağlar ses verir. Bir dünya bir millete düşman olduğu zaman Sana büyük hızını verdi nabzındaki kan. Dört sınırın ucunu getirdin bir araya, Dört bucak sevgisini topladın Ankara'ya. Sesin bir tılsım gibi yurdu dolaştı yer yer, Ve senden öyle keskin hız aldık ki gönüller, Yüzyılda giden vatan bir anda geri geldi Sonra sanki ruhunda kartal sesleri geldi, Sanki yeni bir ışık süzüldü gözlerinden
Ve bir fert, tek başına, bir millet yarattın sen. Bastığın yer tarihten yer alırmış, yok, değil : Bir gününe bir tarih bağışlasak çok değil ! Çok değil kanımızın rengini süze süze, İsmini dövmelerle işlesek göğsümüze, Çok değil göğsümüzün içine çizsek seni. İsterse bundan sonra ufuk yansın, gök yansın Çünkü sen bu milletin umduğu kahramansın. Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün, Seni gördük• sesimiz Hakka yalvardığı gün. FAZIL HÜSNÜ DAGLA.RCA
1933-1934 ders yılı Kuleli Askeri Lisesi Sotı Sınıf Tıllılı'ndau almdL
ATATÜRK ŞiİBLERİ
38
GAZİ'YE Göğsün ki iman dolu, güç dolu, ateş dolu Bir kıtadır üstünde çizilmiş Anadolu. Ateşinle yanıyor bu ülke kaç senedir, Sana kavuşmak için ne çekti, Tanrı bilir. Onun kara bahtını yılmaz gücünle sildin, Düşmanlara bir ateş ve kan seli kesildin. Bir kale ki tunç başın mavi göklere vanr, En karanlık ufuklar sen bakınca ağarır. Başında bin güneşin ışığıdır parlayan, Ondan böyle hız aldı baştan başa bu vatan. Gözlerinden almıştır güneşini bu gökler, Senin hızın, ardından kaç ülkeyi sürükler. HAŞİM NEZİHİ ÜKAY Varlık dergisi, 1 temmuz 1934, sayı 24.
BAYRAM GÜNÜ
Gün Doğarken Doğan güneş vuruyor Karşıdaki yamaçlara ; Şu çentik tepeler mor, Uyanıyor Ankara. Bu bir bayram çağıdır: Gündüz inecek şimdi. Bulutlar kurar çadır, Görmek için geçit'i. Güneş demek Türk demek: O da Doğu'dan çıkar, Batı'ya akın var, O da yüksek, o da tek.
ATA.TÜRE. ŞiİRLEBİ
39
Qnun da ışıklan Gazi'nin sa,çı gibi ; Şimdi al, şimdi san Gazi'nin saçı gibi. O da Türk'ü andırır Bu günü yaratırken; Kamuyu uyandırır Yarın da erken erken. Gazi
geçi.yor Alnına yel vurunca saçları yeleleşti, Saçları gönlümüzde gizlenen koru eşti. Gözümüz ardındadır, gönlümüz ardındadır, İkinci On Yıl'ına Türkiye akındadır. Gölgesi vurdu geçti üzerine toprağın, Adına Gazi denen o şimşekten bayrağın.
Koşun, geçi.yor! Bozkırın güneşinde büyümüş ekin kadar Yağızlaşmış yüzİeri geçiyor karşımızda; Yol açıyor onlara gerginleşen kızanlar, Onlar için yer açtık güneşe başımızda. Bir ninenin sevinçle döktüğü yaşa benzer, O çelikten yüzlerin alnına toplanan ter. Geçiyorlar önünden anıp yüce adını Kentlisiyle köylüsü, erkeği ve kadını, Siperlerin önünden akan Sakarya gibi, O duruyor ayakta bir çetin kaya gibi. Ülküye u laştırıp yılların savaşını Budununa eğiyor eğilmeyen başını. NURETTİN AıtTAM Yarlık dergisi, 15 temmuz 1934, sayı 25.
40
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
ATATÜRK AKDENİZ KIYISINDA Sesini enginlerden getirdi mavi sular; Mavi sular bu sabah bir cihan getiriyor. Sevincinden ağlayan, gülen, haykıran rüzgar Kalplere sevinç, umut ve inan getiriyor. Getiriyor en büyük konuğunu Akdeniz Şelale diyarında bu sabah ıraklardan. Ve bu sabah mavi bir nurla yanan her beniz Güneşi seyrediyor gözlerini kırpmadan. İçimde doğuyor altın rengi bir bahar; Co�uyor hislerimiz, içimiz sellere eş. Sevin, Antalya, sevin; en büyük konuğun var, Gözlerin aydın anam, gözlerin aydın kardeş! BAKİ SüuA
En iBCGLU
Varlık dergisi, 1 nisan 1935, sayı 42.
HEYKELİNİN KARŞISINDA Gezerken her dudakta sen uzaktan uzağa, Önünde gürlüyorum ben derinden derine! Düşmüş gibi bir dağın gölgesi öbür dağa Alevlenen başımı dayadım mermerine. . . Kimdir sana bağlayan böyle hür bir milleti: Dizlerinde gönüller sanki çiçek demeti.' Peygamber Tanrısına duymadı bu hasreti, Vermedi bu kudreti Tanrı Peygamberine... Hangi kandır demirden nabzında böyle vuran? Hangi rüzgar bu sönmüş ateşi tutuşturan? Kuşların çıkmadı ğı dağlara ordu kuran, Cihangirler sürünür senin eteklerine. . .
41
ATATÜRK ŞİİRLE'Rİ
Çözdüğün gün boynuma halkalanan düğümü Anladım bir mezardan hayata döndüğümü. Yalnız senin önünde duydum küçüklüğümü: Benzedi ıstırabım Allah'ın kederine. . . VASFi MABia
KocATürut
Ozanın Tunç Sesleri adlı kitabından, 1935. Şiirin ilk şekli: Hayat dergisi (Ankara), 30 mayıs 1929, sayı 1 3 1 .
BİR ŞİİRDEN PARÇALAR Ölümü öldürdü o. Çekti çarmıha neyi varsa korkunun Ölümü öldürdü o. Asırlardır gülmeyenleri güldürdü o. Ölen ölümü görmek isteyenler varsa eğer, Çevirsin gözlerini tel örgüleri erimiş siperlere, Anlar nasıl kavuştu Anadolu Ölümü öldüren günlere. O siperde, Ölümün öldüğü yerde Birer kan çanağı gibi gözleri kardeşlerimin Hala yanıyor sanıyorum O siperde bir parçası kafamın, etimin, iskeletimin. Biz ona bağlıyız... Milyonları yoğuran adam o. Anadolu'yu bir ana gibi tam, Bir ana gibi ağrılar içinde doğuran o. Bugün dudaklarında yaşamak isteyenlerin şarkısı, Kulaklarında Sevr'in O korkunç notalı zincir şakırusı Yol almada o.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
42
Yol almada ölümü öldüren adam. Ömründe gülmeyeni güldüren adam. Veriyor bize yudum yudum yaşamanın tadını. Harikulade bir yemiş gibi, Yaprak hışırtılarıyle döküyor kulaklarımıza Anadolu'nun en son En mükemmel çocuğunun adını. KAMURkN BOZKIR Ülkü dergisi, ekim 1935, cilt 6, sayı 33.
ATATÜRK İç benliğimizden bir güneş doğdu, Öyle bir güneş ki içten içeri. Bütün karanlığı kökünden boğdu Kutlu ışığını saldı her yana. Gerileri çekti sürdü ileri. Atatürk, Atatürk. .. bağlıyız sana, Işığından içtik hep kana kana. Bin bir yarasını sağalttın yurdun, Devrimler yaptın düşünüşlerde. Yepyeni, yepyeni bir ulus kurdun : Öğürler, yağılar kaldılar tana; Saygıyla anıldı adın her yerde. Atatürk, Atatürk. . . antlıyız sana, Güneşinden içtik hep kana kana. Kurunlar avcunda birden yoğruldu, Kurunlar içinde kurun yarattın. Bozuklar düzeldi, eğri doğruldu; İzinde koşuştu hep yana yana; Geçkin gönüllerde aşık yaşattın. Atatürk, Atatürk... bağlıyız sana, Aydınından içtik hep kana kana.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
43
İleri! deyince Dumlupınar'da Dağlar söküldü de yürüdü sandık. Ozan, gel, sazını göğsüne sar da, Deyişler sun o en yüce Başkan'a; Sözgelimi Dumlupınar'ı andık. Atatürk, Atatürk. . . antlıyız sana, Güneşinden içtik hep kana kana. İSHAK REFET IŞITMAN Ozanın Atatürk adlı kitabından, 1935.
ATATÜRK Türk'ü ölümden Odur kurtaran. Odur yeniden Türklüğü kuran. Yaptığı ordu Düşmanı kovdu. Ulusu, yurdu Odur yaratan. Türk'ün dileği Onun ereği. Yüce yüreği Türklüğe vatan. Bu memleketi, Cumhuriyeti Cawyle etti Bize armağan. A tamızsın sen,
Adımız senden. Yürür izinden Sana inanan.
44
ATATÜRK ŞtiRLERİ
Ülkün yürüsün, Türklük büyüsün. Sen Atatürk'sün Ey Yüce Başkan !
Şairin Sizin için, Çocuklara Şiirlerim adlı kitabından, 1937.
ATATÜRK'Ü DİNLERKEN Yay yine gerilmede, fırlayacak yine ok; Yine vatanımızın yeryüz ünde eşi yok; Bozkurt, Ergenekon'u yeni delmiş gibidir: Herkes bir ihtiraı seyre gelmiş gibidir. Kalpler ellerde çarpar gibi alkış kopuyor, Her ruh bir tutam ışık ve her göz bir damla kor: En büyük, en sevgili, en genç, en mert geliyor; Dünya imtihanını veren tek fert geliyor; Kürsüye her çıkışta, Türk daha yükselecek. . . Dinle: Her cümlesinde doğuyor bir "gelecek"; Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta. . . Kıvılcımlar doğuyor bastığımız her taşta, Önümüzde mesafe ve zaman çökmekte diz; Bir İnönü azmiyle ardındayız hepimiz . . . Yerine getirmeye yeni dileklerini, Koymuş on yedi milyon, yola yüreklerini. "Marş ! Marş! Öz yurdu fethe!" Şimdi manen, yeniden: Deliyor · dağı taşı öncümüz gibi tren, Fabrikalar kalemiz, kanallar siperirniz Ve bu fetih olacak bizim şaheserimiz . . . BEHÇET KEMAL ÇA�LAR Tücel dergisi, aralık 1937, sayı 34.
45
ATATÜRK ŞİİRLERİ O İHTİLAL BAYRAGI
- Ankara'nın 18. Atatürk gününde -
On sekiz yıl. . . ne zorlu, ne emsalsiz, ne çetin . . . Fert halinde bir timsal azminde bir milletin : Işık saçlı, gök gözlü, Tanrı sözlü bir timsal ; Sıvas'tan Ankara'ya geldi Mustafa Kemal. O gün Türk milletinin şahlanan hıncıydı o, O gün mazlum Asya'nın kahhar kılıcıydı o. Tutuşturmuş değdiği fikri, hissi, toprağı Alev saçlı, gök gözlü o ihtilal bayrağı ; Dolmuş boş gönüllere, kör gözlere fer olmuş ; Girdiği her savaşta en son muzaffer olmuş ; Çıkmış meydana Türk'ün en çok daraldığı gün ; Odur yenen son makus talihini Türklüğün ; Pirene'den, Tuna'dan, Mohaç'tan, Pilevne'den Ta Sakarya'ya kadar gerisin geri giden Müthiş, makus bir bahtı yenebilir ancak o, En haklı ihtilalin en başında sancak o ; Ona t a canevinde yer vermeli insanlar, Osmanlı anlayamaz, onu ancak Türk anlar : Ateşinde erimek, yeniden şekle girmek, Ona ram olmak değil, biraz o olmak gerek ; Her haliyle örnek o, Türk için erkek için ; Onu anlamış olmak ve onu sevmek için Daralınca gönülde o azmi bulmak gerek Ona diz çökmek değil, ona doğrulmak gerek. Şarklılık, Osmanlılık, gerilik bir tarafa ; Garplı kafa, Türk gönül, ak alın, olgun kafa . . . İstediği hasada b u yerde rençberiz biz, Onun " Mustafa Kemal" dediği gençleriz biz. Ankara bayramını gönülden kutlarız, Bir daha bunalırsan "0" vardır, bizler vanz. . .
46
ATATÜRK ŞİİRLERİ Atatürk ! Burçlarında bekliyoruz biz nöbet; Bizce birdir seninçin yaşamak, ölmek, emret ; Emret : kanı çekilmiş damarlara dolalım ; Bir an senin izinden saparsak kahrolalım. BEHÇET KEMAL ÇAGLAR Ulka dergisi, şubat 1938, cilt 1 0, sayı 1 0 .
ATATÜRK Üstümüze gece gündüz kol geren, Bize güzel, iyi günler gösteren, Türk iline yeni baştan can veren Kimdir diye sorarlarsa: Atatürk. Yurdumuzu aydınlatan sabahlar, Düşmanlara korku veren silahlar, Tersaneler, fabrikalar, tezgahlar Göze çarpan her ne varsa : Atatürk. Tanrı gibi görünüyor her yerde Topraklarda, denizlerde, göklerde : Gönül tapar kendisinden geçer de Hangi yana göz dalarsa : Atatürk. Babasından önce onun adını Öğretiyor oğluna Türk kadını, Ondan aldık yaşamanın tadını, Bahtiyarız, bahtiyarsa Atatürk. FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
Ozanın Akıncı Türkleri adlı kitabından, 1938.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
47
İSTİKLAL SAVAŞI DESTANI'NDAN XI Güneş başka türlü doğsun Kıyılara, kıyılara. Dök çiçeklerini Samsun Kıyılara, kıyılara ! Mabetlere kurban verin, Göklere armağan verin, Haberi durmadan verin Kıyılara, kıyılara. Güneşin çizdiği izden Canlı bir umut geliyor ; Ufku dumanlı denizden Tanrısal Bozkurt geliyor. Kızıl dağlar verin geçit ! Ufukları sarsın ümit. Beklediğin Kocayiğit Sevin, güzel yurt, geliyor ! VASFİ MAHİR KocATÜRK Gençlik gazetesi (İstanbul), 1 temmuz 1938, sayı 4. 30 AÔUSTOS
Kocatepe'den baktım 30 ağustos gunu, En büyük zaferini bize hazırlıyordun. Sabah . . . Dumlupınar'da toprakların üstünü Sis gibi kaplamıştı yoktan var olan ordun. Vermiştin : "Akdeniz' e ! " emrini... Birdenbire Dağlar görünmez oldu topraktaki dumandan. Bu cenk sürdü dokuz gün, ordun girdi İzmir'e, Dünyayı mağlup ettin ey yüce Başkumandan !
48
ATATÜRK ŞiİRLERİ Küçük tarihçesini yazarken savaşının Senin sevgin yanıyor kalbimde ateş gibi. Gözüm gönlüm ışıldar o som altın başının Işığını gördükçe karşımda güneş gibi. NECDET RÜŞTÜ EFE redigan dergisi, 30 ağustos 1938, sayı 286.
ATAM Bir yüz tanıdım ruhuma nakşoldu zamanla, Bir yüz ki bütün hatları şimşekle doluydu, Ben yalnız onun resmine daldım heyecanla, Benden çocuğum yalnız onun şiirini duydu. Bir hüzne bürünmüştü cenazeyle düğünler, Bir damla yaş olmuştu denizler gözümüzde. H asretle bakarken gecenin rengine günler, Seyretti yanan gözlerimiz fecri o yüzde. Tarih onun emriyle kımıldandı yerinden, Birkaç yıla toplandı hemen birçok asırlar. İsa eli geçmiş sanılır yurt üzerinden, Gül bahçesi olmuş dün ayak bastığı yerler. Ondan geliyor, her günümüz başka baharsa, Ondandır, ufuklarda ne ürperme, ne gam var... Kalbim nefesim dursa, düşüncem sona varsa, Dünyayı unutsam da unutmam bir Atam var. FARUK NAFİZ ÇA.MLIBEL Tedigan dergisi, 25 ekim 1938, sayı 294.
ÖLÜ M ÜND E
TAVAF Bir milletin melalini söyler derin derin Dery a, önünde çırpınarak Dolmabahçe'nin. Gönlümde eski hatıralar, eyledim tavaf, Artık o doğmuyor diye m uzlimdi her taraf. Çamlar hüzünlü, yollara düşmüş söğüt, çınar, Yaprak döküp huzura kapannuştı sonbahar. Mermerli methalin O'na layık vekarı boş, Heyhat o muhteşem kapının intizarı boş, Sessiz nöbetçiler de heyula dolaşmada, Her yerde bir kederli muamma dolaşmada. Susmuş bütün saray, nefes almaz o izdiham, Son uykusunda tek rahat etsin deyip Atam. Son uykusunda, öyle mi, bir devr uyandıran Bir ırka can veren Atatürk adlı kahraman ? Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi, Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi. Atiye, hale, geçmişe her anda bir temas, Bin türlü ihtisas ile bin türlü ihtiras. Milyonla halkı cezb ile mihrak olan zeka. İfratı, hadsi, vecdi, tezadıyle bir deha.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
52
Bir meşaleydi neşesi her bezme nur olur, Bir harikaydı benliği bir mülkü doldurur. Cismiyle pek güzeldi ve ruhuyle devdi O. Bir yıldırımdı, bir mütekasif alevdi O. Eyvah o varlığın bize kalmış fesanesi, Yastıkta bir ışık yele, aslan nişanesi. Karşımda servilik ve gurubun vuran alı Göklerde şimdi Çankaya'nın şanlı kartalı. Ey nam alan zafer yaratan, inkılap açan, Ey yol veren hükümleri tarihe bir zaman ! Ey eski kahramanları geçmiş asırların, Gaziye ihtiram ile kalkın ve toplanın, Saf bağlayıp selama durun hep ! O' dur gelen, Türk ırkının muhabbeti üstünde yükselen. Ölmez evet gönüllere heykel kuran Atam, Lakin nedir içimdeki payansız inhidam ? İBRABİM ALA.ETTİN GövsA Ulus gazetesi (Ankara),
i l kasım 1938.
BÜYÜK ATA'YA Koca bir güneşin akşam olmadan Dağların ardından sönüşü gibi, Millete can veren vatan yaratan Tanrı'nın göklere dönüşü gibi, Ölümün içimde bir yara, Atam. Derdimi kimlere döküp anlatanı !
ATATÜRK ŞİİRLERİ
53
Vatanın dağları güz rengi aldı ; Dün sabah tanyeri bayraktan aldı ; Ne yıldız, ne güneş görmeyen gözüm, Odamda resmine takıldı kaldı. Sana can verip de ben ölsem Atam ! Derdimi kimlere döküp anlatam ! Ölüm bu vatanı koydu Atasız, Hepimiz öksüzüz, günümüz gece ; lSmini andıkça ağlayacağız, Dilimizde adın ilk ve son hece. Kör olsun sana yaş dökmeyen, Atam ! Derdimi kimlere döküp anlatam ! Bağışla yanıldım, hayır ölmedin ; Göklerde değilsin gönüllerdesin ; Soyumun kalbine geçeyim dedin, Gönülden gelecek her zaman sesin. Her zaman ırkıma büyük Baş Atam, Tanrılaş gönlümde, Tanrılaş Atam ! NURETTİN ARTAM Ulus gazetesi (Ankara) , 1 1 kasım 1938.
ATATÜRK Öyle bir meşale yaktın ki bize ey Atatürk, Senin evladın olan artık izinden dönmez ; Ölümün başka ateş yaktı gönüllerde fakat Güneşin nuru söner de o ateşler sönmez. HÜSEYİN Tan gazetesi (İstanbul), 1 1 kasım 1938.
RiFAT
54
ATATÜRK ŞİİRLERİ İZİNDE Hey dün.ya ! Yeryüzü ! Sarsıl, yarıl, çök, Neysen bugün göster : Delin, boşan, gök ! Kendini yere çal, parçalan, Tarih ! Ey Timur, Attila, Yıldırım, Fatih ; Alpaslan, İsken.der, Cengiz, Napolyon ! Ey evvelce ölen yüzlerce milyon ! Kafi değil gökten muhayyel tavaf: Kalkın mezarlardan, toplanın saf saf; Doğrulun : Gelen bir eşsiz kahraman, Doğrulun : Geliyor en büyük insan ! *
*
*
O baş burcumuzdu ; biz tek hisardık ; Onunla kurtulduk, onunla vardık ; Onunla yaşadık, güldük onunla, Bütün ışıkları götürdü gurup. Ve birden hepimiz tek adam olup Tutabilmek için onun yerini, Daha yükseltmeye baş eserini Bir anda dirildik on yedi milyon. Ha Atatürk, ha Türk : Yoktur ona son. *
*
*
Kaç yıldır Türkçeydi Tanrı'nın dili ; İnsana ne ilah ne de sevgili Ne de ana-baba aratıyordu : Her an yaratıyor, yaratıyordu. Birlikte gönüller ona imanda, O ateş yanardı her damla kanda, Yolumuzda öncü, ışık, hızdı o, Elimizden tutan babamızdı o, Ana şefkatiyle seven ilk erdi, Damarlarda kandı, gözlerde ferdi,
55
ATATÜRK ŞİİRLERİ Tekti, hepimizdi, bizdendi, bizdi, O bizim başımızdı her şeyimizdi . . . Ecel, alçak ecel ; n e yüzle kıydı Fani olmasaydı, o da Tanrıydı : Gerçi et-kemikti onun da dışı Ama semalara denkti bakışı, Saçları alevdi, ruhu alevdi, Bütün dünya onu tanıyıp sevdi. Dünya baştan başa ona hayrandı ; O eşi bir daha gelmez insandı, On bin yıldan beri aranan sancak ... Ağlar bir babanın ardından ancak, Bir-iki çocuğu nihayet beş-on ; Biz şimdi öksüz on yedi milyon, Kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk-çocuk, Her göz kan içinde her beniz uçuk; Hıçkırık boradır, seldir gözyaşı ; Bugün yere eğik her Türk'ün başı. *
:ıc
*
O gitti, Türklük var, Türklük ; Türklük var ! Ruhumuzda inan, gözümüzde yaş, Acıda tek kalbiz, ödevde tek baş ; Milyonlarca adım, tek hedef, tek iz ; Onun davasının iradesiyiz. BEHÇET KEMAL ÇAGLAR Ulus gazetesi (Ankara),
12 kasım 1938.
ÖLMEZ Bitmez yasımız, içte kapanmaz yaramız tez, İnsanlar ölür, bir koca tarih olan ölmez ! Solmaz o beniz, yok, o bakışlar yine mavi, Layık onu tutsak biz ilahlarla müsavi.
56
ATATÜRK ŞİİRLERİ Göğsünde bu yurdun tütedurdukça ocaklar Eksilmeyecektir ona kan ağlayacaklar. Batmaz o güneş, yurdu aşıp tarihe dalsa, Her Türk ATA'nın yolcusudur tek kişi kalsa ! Atmaz bir adım arkaya "Türk'Um !" diyecek genç, Yoktur onu inkar edecek, varsa ne iğrenç ! Çiğnenmeyecek ömrünü vakfettiği ülkü, Ahrette bulur, ölse de, ardında bu mülkü. Ant içtik evet gitmeye gösterdiği izden, Her gün tutacaktır o büyük Ruh elimizden. Yok işte bakın ondaki nur ayda, güneşte, On beş yıla sığdırdı o Dev, yüzyılı işte ! Gencim ! diyen artık bir akistir o güneşten, İçlerde yanan kutsal alev hep o ateşten. Parlar o güneş, alemi sonsuz gece sarsa, Bir laht ona tarih, o anıt şanına darsa. Bir dağdı aşılmaz, yüce gökten daha yüksek, Yetmez, biz o insanla asırlarca övünsek. En ünlü adamlar bile etsin ona gıpta, Yansın ona alem, yüreğinde kan akıp da. Kalbimizdeki tunç heykeli gök çatlasa bölmez, İnsanlar ölür, Türk'e ilah olmuş er ölmez ! EDİP AYEL Tan gazetesi (İstanbul), 13 kasım 1938.
SEN ÖLDÜN, ÖLÜM GÜZEL DEMEKTİR Çehreler, manzaralar bir tek elem sahibidir, Hepsi bir günde içinden çöküvermiş gibidir. Neye baksam, kimi görsem dövünür hıçkırarak : Yorgun argın yarı yollarda kalır her yaprak.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
57
Dökülür gözyaşı halinde solan yapraklar Matemin gezdiği başlarda sayılmaz aklar. Yaşların çizdiği yüzlerde çoğalmış kırışık, Kalmamış sisli ufuklar gibi gözlerde ışık. Sanki hin yıl yaşamış gamlı cihan bir günde ! Çocuğum ilk acıdan sarsılıyor ömründe, Eşimin benzi kül olmakta anarken yarını "Gitti yavrum !" diyen annem yoluyor saçlarını. Bu giden yolcuyu bir boyda yaratmış Yaradan ! İlk asırdan beri hiç bir gidenin ardından, Bu kadar yandığı dünyada bilinmez Türk'ün, Atatürk öldü, bütün millete can verdiği gün. Sen ki yüksek doğarak gün gibi yüksek yaşadın, Daha yüksekti ölürken yaşayanlardan adın, Sana baktıkça güneş titriyor, ay kıskanıyor : Çünkü yüksek yaşamaktan büyük ölmek daha zor. FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL Teıligi1n dergisi (İstanbul), 15 kasım 1938, cilt 1 2,
sayı 297.
UYUYOR Alev olmuş yanıyor gözyaşımız Bu hazin meşaleler üstünde, Uyuyor en yüce can yoldaşımız Böyle hicranlı tutuşmuş günde. Uyuyor. . . Uykusu hiç bitmeyecek, Ölü bir milleti var eyleyenin. Onu makber bile incitmeyecek, Ruhu tunçtur, gece yoktur diyenin.
58
ATATÜRK ŞÜRLERİ Geceden doğru ışıklar saçarak, Vatanın gündüzü, Türk'ün özü O, Ölemez böyle sabah, böyle şafak, Tarihin şan dolu en son sözü O. HALİT FABRİ OZANSOY Sonposta gazetesi (İstanbul), 1 7 kasım 1 938.
ATAMIZIN KARŞISINDA Yaşadığın an gibi uykunda da güzelsin, Bugün altın yerine yakut açmış otağın. Varım diye güvenen kainata bedelıiin, Gün doğuyor gibisin zirvesinden bir dağın. Selam verdin, aksinle gözler ala boyandı, Hıçkırıklar bir ,kara dalga olup uzandı, Gönüller başındaki alevler gibi yandı : Toprağa en muhteşem Kabe oldu durağın. ŞüKilFE NiBAL Tan gazetesi (İstanbul) , 1 8 kasım 1938.
ATATÜRK'ÜN CENAZESİNİ ANKARA'DA KARŞILARKEN Gene on beş sene evvel gibi Gazi geliyor, Gene on beş sene evvelki kadar yükseliyor. Gene başlarda oturmuş, gene göklerde başı ; Yıldırımlar gene bir eski silah arkadaşı. Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ ; Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ.
59
ATATÜRK ŞİiRLERİ
Gene bir memleketin satveti bir tek emeli. Koca bir yurdu tutarken gene sapsağlam eli. Çürüyen göğsü için takızaferler gene dar; Gene sağdır, gene sağlamdır O, hem dünkü kadar. Ona hicranla... hayır, sade taabbütle eğil; Ölüdür; doğru, fakat öldüğü hiç belli değil. MiTHAT CEMAL KUNTAY Cumhuriyet gazetesi, 19 kaslDl 1938.
GİDİYOR Gidiyor, rastgelmez bir daha tarih eşine; Gidiyor on yedi milyon kişi taknuş peşine! Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla; Gidiyor, göğsünü çepçevre saran bayrakla. Gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar; Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar. Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi; Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi ! Yine bir devr açacakmış gibi en başta o var; Haykıran seste o var, sessiz akan yaşta o var. Siliyor ruhunun ulviliği fani etini, Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini. Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça; Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça. ORHAN SEYFi ÜRHON H11ber gazetesi (İstanbul), 2 1 kasım 1938.
60
ATATÜRK ŞİİRLERİ DOLMABAHÇE Sönmüş her ışık kubbenin altında kederden, Gülmez o hayal ufka bakıp pencerelerden.. Hiç bir cama vurmaz o kızıl dalgalı saçlar, Yaprakları düşmüş düşünür yorgun ağaçlar. Yollarda çakıllar bile sızlar adım atsan Kuşlar konacak avcuna halsiz . . . el uzatsan ! Küsmüş gibi her şey elimizden güne, fecre, Bir zindana benzer güneşin battığı hücre. Sahil boyunun dar kapısından girecek çok, Mermer sarayın ön kapısından çıkan er yok. Bilmiş gibi içlerdeki ye'sin nedir aslı, Rıhtımdaki ıslak kara taşlar bile yaslı. Öksüz mü saray, hasta mı yol, içli mi bahçe ? Matem mi sunar gökte bulut, daldaki serçe ? Ay yıldızı aldık da senin üstüne sardık, Ey dertli saray ! Kabe mi oldun bize artık? Dehlizlere girsek ve bağırsak : Ata ! Gazi ! Bir ses gelecektir bize eyvah : O da mazi ! EDİP AYEL Tan gazetesi (İstanbul), 27 kasım 1938.
ATAMA DEYİŞLER Atam gitti giderim, Ben Atasız niderim, Ellemen yansın yürek, Kurumasın gözlerim. Belirsiz bir rüzgarım, Seller gibi çağlarım. Atam gitti, ardından Gece gündüz ağlarım.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
61
Ne baharım, ne guzurn, Ne gece, ne gündüzüm, Şu yalancı dünyada Atasız bir öksüzüm. Atam yüce bir dağdı, Bir bitmeyen menbağdı, Ecel aldı elimden, Yürekte kaldı yadı. Ne gökteyim; ne yerde, Gönül düştü bir derde, Ağlamaz mı Türk olan Atatürk'ü gider de ? VERBi CEM AŞK.UN Sonposta gazetesi (İstanbul), 28 kasım 1 938.
ATATÜRK'ÜN TABUTU ARKASINDA Fecre benzettiği bayrakla kefenlenmiş Ata, Çıktı bir kor gibi 'mermer kapısından sarayın. Gönlümüz, bayrağı öğrendiği günden beri ta Duymam�ştır bu kadar hüznünü yıldızla ayın ! Gidiyor, gizleyerek sır gibi . bizden sesini, Çıkıyor, ilk olarak bir yola Başbuğ bizsiz. Biz, ki dünyada, bırakmazdık onun gölgesini, Bu, ne hicranlı seferd ir ki beraber değiliz. Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil, Kanlı bir gözyaşı nehrinde muazzam tabutun. Ey ilahın yüce davetlisi, göklerden eğil, Göreceksin, duruyor kalbimiz üstünde putun !
ATATÜRK ŞİİRLERİ
62
Sen ki Gayya'ya düşen on yedi milyon Türk'ün Dehşetinden sararırken y üzü yaprak yaprak, Onu bir hızla çevirmiştin ölümden daha dün : Tunç elin, yalçın iradenle kolundan tutarak. Ve bugün on yedi milyon geliyor bir yere de, Ebedi yolculuğundan seni döndürmek için - Onu yoktan var eden sendeki derman nerede ? Gücü ancak yetiyor kabrine yüz sürmek için FARUK N..&.FİZ ÇAMLIBEL Tedigün dergisi (İ stanbul), 29 kasım 1 938, sayı 299 (Dergideki baş lığı:
..Bizsiz Gidiyor" ) .
YARIYA ÇEKİLEN BAYRAK
1
Bayraktar bayrağı yarıya çekti, İkinciteşrinin onuncu günü, Sonbaharın bütün tasası, hüznü, Artık yaprak yaprak dökülecekti. Atatürk bizimdi, büyüktü, tekti : Ölüm sardığı gün güzel yüzünü Bu derin azabın üzüntüsünü Bizimle birlikte bir dünya çekti. Bayrağı yarıya çeken bayraktar ! Onun cihan değer kutlu na'şını Bizim bayrağımız sardığı zaman, An hicranlarını, dök yaşlarını ! Ve nemli sabahtan, solan akşamdan Muhteşem çelenkler örsün sonbahar !
ATATÜRK ŞİİRLERİ
63 il
Bahçede solan güz, sen ölmeseydin Bu kadar sararıp solmayacaktı. Şu yaşlı, bu genç yüz, sen ölmeseydin Bu kadar sararıp solmayacaktı. Kırılmış gönlümüz, sen ölmeseydin Bin yasla boşalıp dolmayacaktı. Kırılmış gönlümüz, se,n ölmeseydin Bir anda perişan olmayacaktı. Kancalar dağılmış, yapraklar san ; Dallarda sustu kuş cıvıltıları ; Atam hayat mıydın, bahar mı, neydin? Sen nasıl ölürsün,
anlayamadık,
Bizi ta derinden yaktı ayrılık,
Atam ölmeseydin, sen ölmeseydin ... lilMIT MACİT SELEKLER VtUlıA: dergisi, 1 aralık 1938, sayı 130.
KAHRAMANIN ÖLÜMÜ
Karalı haberler ulaşır Vahşi kuşların kanadında ; Anneler, çocuklar ağlaşır Acı çığlıklar uçar dağ dağ. Ceylan atlar kişner durmadan
Yeleyi bıraktı KAHRAMAN !
"Karşıki dağlar duman duman"
Turnalar hıçkırır ardında.
64
ATATÜRK ŞiİRLERİ Koç yiğitler ki ağlayamaz, Ve gelinler al bağlayamaz, Sular içinden çağlayamaz Ölen KAHRAMAN'ın yurdunda. COŞKUN ERTEPINAR insan
dergisi (İstanbul),
l aralık 1938, sayı 7.
YARI ÇEKİLEN BAYRAK
Manzara Karanlıklar, bulutlar işte mahşer olmuştur, Durur tekbir alır dağlar, döner göklerde kartallar ; Gönüller hep boşalmıştır ve gözler kanla dolmuştur, Siyah bir zakkum açmış bir zamanlar yemyeşil dallar.
Destan Nerden baksak görünen bir dağıydın vatanın, Ne zaman seslensek sen bize çağlar gelirdin . . . Ne destanlar söylerdin, ne coşkun bir nehirdin, Bir yalın kılıcıydın Türk denen kahramanın, Yurdu kuşatan dağlar alnında çelengindir. Altında bir küheylan gibi şahlanan dağlar, Gölgesi ta göklere vuran askerlerindir ; Topların konuştuğu yalnız zaferlerindir ; Söyler gezer yankılar adını diyar diyar, Adın tarihi döğen bir umman, bir engindir. Serhatlere açtığın bayraklar bizim için, Öpüp kokladığımız gaza gülleridir ; Savaş, baba mirası, atalar hüneridir, Bastığımız her toprak şan saklar bizim ıçın, Ruhumuzda her köşe hatıranla zengindir.
ATATÜRK ŞiiRLERİ
65
Atlar şahlarunalıdır, yaslar saklanmalıdır, Sesimize ses katmalı seller coşkunluğundan, Gökler haber alsın kahraman vurulduğundan ; Ordular bir meçhule doğru ayaklanmalıdır, Sancaklar düşsün öne ! Bu senin son cengindir. ras
Dökün yaprağınızı dallarım dökün, Akın yaslı yaslı sularım akın, Bükün boynunuzu bayraklar bükün, Bir alınmaz kalem vardı, yıkıldı. Durmadan çalkanan bir kızıl deniz, Bir damla yaş gibi duruyor sessiz, Vatan ufkundaki en güzel çeyiz, En şanlı süs, baktım, yan çekildi. Kara haber : Tipi eser savrulur, Bir yanardağ gibi içim kavrulur, Vatanın kederi bende yoğrulur, Yas olup yaş olup gözden döküldü. Gökyay'ım derdiyle adını anar, Bir kararsız kuştur dalına konar, Neresinde bilmez bir yara kanar, Saran gitti, boyuncuğu büküldü. ÜRBAN ŞAiK GÖKYAY
Ülkü dergisi (Ankara), aralık 1938, cilt 12, sayı 70.
66
ATATÜRK ŞİİRLERİ ATATÜRK'E Kara toprak diye en hissiz ayaklar hatta Basamaz toprağa, toprakta cenazen varken, Ne büyüksün ki huzurunda küçüktür matem On sekiz milyon adam tek kişidir ağlarken. MiTBAT CEMAL KUNTAY Ülkü dergisi (Ankara), aralık 1938, cilt 12, sayı 70.
ACIT Yok gayri bizlere uyku dünek vay Kime bel bağlayak kime dönek vay Vay amansız ecel alçak felek vay Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Ağla gözüm ağla yaşlar dil olsun Kurumuş dereler baştan sel olsun Çiçek kara açsın çayır kül olsun TürkJük yüreğini dağlasın gayrı Cihari da bizimle ağlasın gayrı En büyük en güzel en yiğit kayıp Dereler denizler çağlar ağlayıp Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Her gittiği yere o şan verirdi Aslan bakışını görse erirdi Kaşları yeleden nişan verirdi Türklük yüreğini dağlasın gayTı Cihan da bizimle ağlasın gayrı
ATATÜRK ŞİİRLERi Bakışları şimşek gibi çakardı Yarını görürdü düne bakardı Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı Türklük yüreğini dağİasın gayn Cihan da bizimle ağlasın gayrı Her belayı önler arda atardı Dermandı her derde hemen yeterdi Babamızdı elimizden tutardı Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Kaybını yıldızlar bile bileler Kınla kanatlar sola yeleler Kurt kuş duyup cenazene geleler Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayn Millet Atan gitti başın sağ olsun Ölümü devr açsın yeni çağ olsun Dağlar birer birer yanardağ olsun Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Gitti her ocağın söndü alevi Yeryüzü dediğin bir ölü evi Cihan türbe olsa almaz o devi Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi Dönmüş denizler gözyaşı tasına Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına Her evden bir ölü çıkmışçasına Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi
67
68
ATATÜRK ŞİİRLERİ Gökler ağıtlardan titriyor kat kat Düştü üstümüze gerilen kanat Onsuz dünya yarım, insanlık sakat Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi O hep dolu tuttu boş atmadıydı Söz verince yaptı aldatmadıydı On beş yıl tek burun kanatmadıydı Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi Bizdendi sevinci bizdendi derdi Biz uyurduk o bizleri beklerdi Uyudu nöbeti bizlere verdi Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi Kuru yapraklara benzedik bu güz Her göz kan içinde sapsarı her yüz Milyonlarız bir babadan öksüzüz Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi Gök düşsün toprağa toza belensin Mezarına gece yıldız elensin Şehitler doğrulsun nöbet dolansın Türklük y üreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi Dünya hem kabr olur hem onu gömer Yıldızlar kandildir semalar kemer Sus boğulayazdın sus Aşık Ömer Türklük yüreğini dağlıyor şimdi Cihan da bizimle ağlıyor şimdi ANKARALI AşıK ÖMER (B . K . ÇAGLAR) Tücel dergisi (İstanbul), aralık 1938, sayı 46.
69
ATATÜRK ŞİİRLERİ ATATÜRK'E ACIT Gün oldu, kuşları gördüm iniler, Kalpteki acıyı durmaz yeniler, Bayraklar : "Atamız öldü"." dediler. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Güneşsiz çiçekler sarardı soldu, Bütün gönüllerde sonbahar oldu, Gidişin bizlerin bağrını deldi. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! O gece gördük ki ay tutulmuştu, Yıldızlar başına çelenk olmuştu, Demek ki ayrılık vakti gelmişti. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Gündüzler güneştin, geceler aydın Neden yıldız gibi göklerden kaydın? . Uykun henüz yoktu, sen yatmayaydın. . . Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Önünde hep yollar dikti, yokuştu, Sendeki ne coşkun, zorlu bakıştı, Dağları devirip yıllan aştı. Ağla garip yurdum, ağla bahtına ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Düşmanı kökünden kazıyıp attın, Bizleri mutlular yanına kattın, Toprak, su, ateştin ; bize hayattın. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla !
70
ATATÜRK ŞİİRLERİ Gür sesin en sönük kalbe umuttu, Acıyı, kederi gönül unuttu, Her can tapar gibi ardını tuttu. Ağla garip yurdum, bahuna ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Herkeste konuşan senin dilindi, Yurdumda her açan senin gülündü, Tam on yedi milyon senin kulundu. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Her yana nur saçan mavi gözündü, Dünyada okunan senin yazındı, Düşmanlar önünde sanki kuzundu. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! "Gel ! " derdin gelirdik coşkun sesine, "Git ! " derdin, giderdik yolun tezine, Seninle toprağa girmişçesine Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Seninle doludur gündüz bakışlar, Gözünden renk alır her gece düşler, Sayılmakla bitmez yaptığın işler. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla ! Toprağı öperiz yerdesin deyu, Göklere bakarız ordasın deyu, Cihan ağlar : "Atam nerdesin?" deyu. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla !
71
ATATÜRK ŞiİRLERi Dilerim Tann'dan gözde yaş alam, Başında ağlayan yavru kuş alam, Kabrinde ya toprak ya da taş alam. Ağla garip yurdum, bahtına ağla ! Göklerle gürülde, sularla çağla !
GARİP MUSTAFA Tilal dergisi ( İstanbul), aralık 1938, sayı
46.
NERDESİN Bir Türk ağlasa titrerdin Cana can katardı sesin Bizi ateşlere verdin Atam nerdesin, nerdesin? "Atan hastadır" denildi Kopuzumda tel gerildi. Bugün o teller kınldı Atam nerdesin, nerdesin? Gökte ne güneş, ne kuş var. Sisten görünmüyor dağlar. Türkler ağlar, acun ağlar, Atam nerdesin, nerdesin? Tevet deli gibi deli, Şaşırdı, sapıttı yolu. Konuşamaz oldu dili Atam nerdesin, nerdesin ? FETHİ TEVET Tiicel dergisi ( İstanbul), aralık 1938. sayı 46.
72
ATATÜRK ŞİİRLERİ BU KADAR YAZABİLDİ M Bir cihan yıkıldı, bir güneş söndü ; Tanrılar ağlasın, kullar ağlasın. Dünya yıldızsız bir geceye döndü ; Yakınlar ağlasın, eller ağlasın Cihana öyle bir fert gelmemişti ; O geldi, cihamn seyri değişti ; O gitti, Allah'ım, o ne gidişti ! Adıyla can bulan diller ağlasın. Onsuz bu cihanı göremez gözler ; Boşuna gelmesin baharlar, güzler ; Onun benzerini getiremezler : Asırlar devirler, yıllar ağlasın. Mateme çevrilsin bütün duygular ; Ağlamak haline dönsün arzular ; Gözyaşı halinde çağlasın sular ; Onsuz yeşermeyen dallar ağlasın. Sanki her taraf boş, her taraf ıssız ; Sanki bütün varlık kaldı yapyalnız ; Tabiat yaşar mı böyle ışıksız ; Onsuz kızarmayan güller ağlasın. Varlık dolmuş onun gür sevgisiyle, Sanki can vermişti eşyaya bile, En büyük acıyla gelerek dile Ona hasret kalan yollar ağlasın. Neşedrn kalmamış bir yerde eser, Tabiat sanki bu matemle inler ; Birer mavi göze çevrilip yer yer Denizler ağlasın, göller ağlasın.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
73
Ay ışıksız kalsın, yıldızlar sönsün ; Rüzgar hıçkırarak dursun, dövünsün ; Çağlayanlar sussun, yasla düşünsün ; Irmaklar ağlasın, seller ağlasın. Başını taşlara vursun Sakarya ; Gediz, Kızılırmak yansın Ata'ya ; Bu acıyla yalnız bu sular mı ya : Volga'lar, Tuna'lar Nil'ler ağlasın. Gökler güneşiyle, dağlar karıyle ; Denizler köpüklü dalgalarıyle ; Yurdumun yemyeşil ovalarıyle Birlikte, stepler, çöller ağlasın. Şimdi yaşlı gözler bir pınar gibi ; Yaslı gönüllere dünya dar gibi ; Güneşi kapayan bulutlar gibi ; Resmini örten o tüller ağlasın. Sade sema değil ; dağ, deniz değil ; Karalar bağlayan ülkemiz değil ; Bu en büyük kayba sade biz değil; Bütün alem, bütün iller ağlasın. SAMİ N. ÖZERDİM Tenitürk dergisi (İstanbul), aralık 1938, cilt 6, sayı 72 .
BÜYÜK YAS Dağlarda vatan, gökleri yırtar tasasından, Dağlarda bugün bin kaya kopmakta yasından . . . Dağlar koşuyor kabrine bak, her kayasından ! Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, dağlarının fecrini öksüz koyan Önder !
74
ATATÜRK ŞİİRLERİ Keskin bir ölüm narası halinde her engin, Engin bir ecel sarası halinde her engin, Bak, yaslı hilalinle melalinde her engin ! Aç gözlerini, yurduna bak, uyan Önder ! Enginlerinin sihrini öksüz koyan Önder ! Yel yel duyulur kan gülünün açtığı yar yar, Yel yel duyulur yeryüzünün göçtüğü yar yar, Yar yar duyulur bir kürenin uçtuğu yar yar. Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, toprağının şükrünü öksüz koyan Önder ! Tarih bir alev sur üfürür her yana çağ çağ, Divana koşar hadiseler karşına çağ çağ, Başlar küreler çınlayarak marşına çağ çağ. Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, annesinin bağrını öksüz koyan Önder ! Giymekte vatan, sırtına matemleri köy köy ; Vurmakta vatan, derdi.ne matemleri köy köy; Saldın Atatürk, yurduna matemleri köy köy ! Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Mehmetlerinin yurdunu öksüz koyan Önder ! Kurt kuş iniler, her köşeden bir acı ses var, Yas tutmada yaslar bile, her zerrede yas var, Mutlak yasına yatmada var, bir kara haz var, Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, milletin aşkını öksüz koyan Önder ! Her gün gözünün rengini kurmakta ufuklar, Günden gözünün nurunu sormakta ufuklar, Bir halini sezmiş Kızılırmak'ta ufuklar. Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, ufkunun ilhamını öksüz koyan Önder !
ATATÜRK ŞİİRLERİ
75
Açmış, açacak gülleri bağ bağ sarabilsem, Öksüz, san çiğdemleri dağ dağ derebilsem, Ruhumla beraber göğüne gönderebilsem ! Aç gözlerini, yurduna bir bak, uyan Önder ! Ey, şairinin şi'rini öksüz koyan Önder ! ZEKİ ÔMER DEFNE Tan gazetesi ( İ stanbul) , 4 aralık 1938.
O'NSUZ Ah işte duyuyorum mesut günler içinden, Sana "sevimli yüzün asla solmasın" diyen, Bütün adınla dolu o coşkun şarkıları. . . - Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yan ? Görüyorum ilk defa seni gördüğüm günü ; Altından, alkışlarla geçiyorsun bir takın. O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın. Meğer duyacakmışım bir sa!.lah öldüğünü . . . Meğer görecekmişiz bir sabah gidişini, İstanbul'un önünden son defa geçişini ... Bizler seninle nasıl, ne kadar beraberdik, Bizler ki az sıkılsak "0 başımızda" derdik ; Nasıl yok bileceğiz o güzel güneş yüzü? Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü ... Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı, Öğret bize yarabbim ah O'nsuz yaşamayı !
ZiYA ÜSMA.N SABA Varlık gazetesi, 1 5 aralık 1938, sayı 1 3 1 .
ATATÜRK ŞİİRLERİ
76
BİR DESTAN PARÇASI Gayrı derdimizin çoğu kalmadı Büyük ağızlarda köylünün adı Cumhuriyet bizi saydı kolladı Bilirik kadrini değilik nankör Ferman padişalun dağlar bizimdi Ferman da vatan da bizimdir şimdi Ata'dan her gönle bir ışık indi Gözlerimiz nasıl açıldı bir gör Ferman milletindir çıkmazık dağa Biziz sahip olan gayri toprağa Bizim sırtımızdan geçinen ağa Sen kendi başına gayrı çorap ör Bize gök perdesiz, perdelisi yer İnanın ariftir görürden körler Adıma Daday'lı Kör Hasan derler Körüm ya çok şükür değilim nankör Sultanlıktan kara perde gözümde Cumhuriyet nuru yandı özümde Billahi riya yok benim sözümde Gönül gözüm açık beden gözüm kör Dadaylı Kös
rııcel dergisi (İstanbul}, ocak 1 939,
sayı 47.
HASAN
77
ATATÜRK ŞiİRLERİ İ LK BAYRAK
O, bizim safımızda ilk bayraktı O ! Esir erkek gözlerinde şimşek gibi çaktı O ! Ölümü öldürdü O ! Asırlardır gülmemiş bir milleti güldürdü O ! Acı derin, Çok derin � Bu giden Benzemiyor birine gidenlerin ! Bir orman gibi tutuşup şu dünya baştan başa, Hilkatin ilk gününe çevrilse de kafi değil ! Çınlçıplak, çığmızrak o geniş kahramanlar İhtiramla selama doğrulsa da kafi değil ! Ona istiklal için can verenler doğrulsun : Doğrulun ! Hey Mehmetler, Mustafalar ! Doğrulun ! Ona hasret yüzünüz kan içinde doğrulun ! Toprağı vatan yapan şehitler, Selam durun ! Kalk, doğrul Dumlupınar ! Yaşamanın sırrı, kalk ! İlk bayrak çekiliyor ebedi burcuna, kalk ! Bir lahza altımda tökezleyen atın Kapanıp yelesine ağlamak istiyorum ! N'olur geri bakmadan, N'olur dizgin kasmadan Ağlamak istiyorum ! Durma yok ! Yürümek var !
78
ATATÜRK ŞİİRLERİ Durmak hıyanettir inkılaba çocuklar, Biliyorum. İşte dizgin kasmadan ağlamıık istiyorum ! Acı derin, Çok derin ! Bu giden Benzemiyor birine gidenlerin ! KAMURAN BOZKIR Çıtır dergisi (Ankara), ocak 1 939, sayı 74-75.
MERSİYE Yurdun semalarında, gönüllerde sonbahar, Her yerde yas ve gözyaşı, her yerde sonbahar... Bir sonbahar sabahı üful etti bir güneş. Bir sonbahar sabahı, Atam, kainata eş, Sonsuz ve muhteşem Atatürk etti irtihal... Bir millet arkasında kaldı onun pür-melal. Sarmıştı Sevdikti Her şey Can ve
sevgisiyle bütün bir cihan Onu, Tanrılaştırarak her zaman Onu ; fedadı uğruna... kalbimde kan Onun, canan Onun !
Sesler içimde haykırıyor ; yan, kül ol, dağıl ; Sesler . . . derin, ölüm gibi ; sesler çağıl çağıl Bir perde geldi görmüyor etrafı gözlerim, Ben matem eylerim, yanarım, matem eylerim. Gökler yıkılsın, istiyorum, nerde sonbahar ? Yurdun semalarında, gönüllerde sonbahar. HAMİT Çıtır dergisi (Ankara), ocak 1939, sayı 74-75.
MACİT
SELEKLER
79
ATATÜRK ŞİİRLERİ 1 0 KASI M
Sonbaharın sararan güllerinin gerçekten Benzi uçmuş birer öksüz gibi soldukları gün. Yurdumun kızlarının hasrete yaş dökmekten O samur saçlarını kalır ile yoldukları gün. Ay açıp bayrağın üstünde gümüş kollarını Ona hasretle yana yıldıza ah ettiği gün. Vatanın bekleyerek gölgelenen yollarını Sararan dağlarına bahtı siyah ettiği gün. Milletin en büyük evladını tarihe verip Ebediyetle beraber ona diz çöktüğü gün. Toprak üstünde açan bir nice gül varsa derip Mevsimin hastalanan bahçelere döktüğü gün. Şairin parçalanıp yaslara batmış kalemi Şiirin kendisine şevki haram ettiği gün. Hangi dil · anlatacak dilde birikmiş elemi ? Kaderin bir eşi yok ömrü tamam ettiği gün. NURETTİN ARTAM Hilmi Yücebaş : Edebiyatımızda Atatürk, 1960, s. 76.
I O. l l . 39'da ATATÜRK'E SESLENİŞ On bin yıl herkese boşa baş vurduk ; Bütün bir ırk, seni aradık durduk, Sana geldik sonsuz mesafelerden ; Sıyrıldık sayısız efsanelerden, Tek sana inanan akıllanz biz ; Sen selsin, mecranda çakıllarız biz . . . Her yıl biz o damar, her yıl o kan sen ; Bak : Kalplerden çağıl çağıl akan sen ;
80
ATATÜRK ŞİİRLERİ Seninle gönüller her an temasta. "Atatürk" dendi mi, doğrulur hasta ; "Atatürk" dendi mi dolar gözümüz "Atatürk. . . Atatürk" bu, baş sözümüz ; Başını bekliyor her boş duran diz ; Biz bir gün saparsak fırlar kalbimiz Yola düşer birden açtığın izde ; Adın besmeledir her işimizde. Açar al gülümüz her sonbaharda ! Yarın bir iskelet olsak mezarda "Atatürk" çığrışır kemiklerimiz : Nimetinle dolu iliklerimiz. 1 7 milyonda tek sevgi, tek hız, Seni yaşatmaya yaşamaktayız. Ölümden ne irkil, ne de ürk Atam ! Bak ; her Türk bir parça Atatürk, Atam ! BEHÇET KEMAL ÇAGLAR r0cel dergisi ( İ stanbul),
kasım 1 939, sayı 57.
YIL OLDU Atamdan bir haber getirsin diye Dün bir kuş uçurdum Rasattepe'ye Boynunu bükerek döndü geriye Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yasmu dökecek bir yer bulamam Gönüllerdi onun dünyada tahtı Nereye konuldu bilmem ki !ahtı Ne kadar karaymış alnımın bahtı Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yaşımı dökecek bir yer bulamam
ATATÜRK ŞİİRLERİ
81
Bir yılda saçımın ağardı teli Bahçemde yetişen şu kızıl gülü Dikeyim kabrine gösterin yolu Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yaşımı dökecek bir yer bulamam Dün akşam Atam'ı düşümde gördüm Yüce bir cihanın başında gördüm Yeni zaferlerin peşinde . gördüm Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yaşımı dökecek bir yer bulamam Gözleri gökteiıdi saçı altından Ağzı bir kılıçtı çekilmiş kından Uyusam bir daha görsem yakından Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yaşımı dökecek bir yer bulamam Dün bir kuş uçurdum Rasattepe'ye Atam'dan bir haber getirsin diye Boynunu bükerek döndü geriye Yıl oldu Atam'dan haber alamam Yaşımı dökecek bir yer bulamam
Garip Mustafa (YusUF MARDİN) Tıü:el dergisi ( İstanbul), kasım 1 939, sayı 57.
MEZARININ BAŞINDA Seninçin yas tutuyor bulutlanyle gökler Ve binalar yarıya inmiş bayraklarıyle. İri gözyaşlanyle ağlamakta insanlar Ve dallar tane tane düşen yapraklanyle. Bekçindir baş ucunda, şehirler kaleleri, Tarlalar başakları, köyler oraklanyle.
82
ATATÜRK ŞİİRLERİ Şimdi dolan bir güzdür sis içinde her kıyı, Hasretinden yanıyor bozkır çoraklarıyle. Bu gün aşındırdılar senin örtündür diye Sevişen çiftler bile yeri dudaklarıyle. Yırttı bayramlığını en hevesli çocuklar, Gelinler gözyaşını sildi duvaklarıyle. Eşyanın cansızlığı vakfene iştirakten : Mermerler birer deniz ürpermiş aklarıyle. Geçenler değil sade başı silindirliler. Geçiyor köylülerin yalın ayaklarıyle. BEHÇET KEMAL ÇA�LAR Ulkü dergisi (Ankara), aralık 1 939, cilt 1 4, sayı 82.
BİR YOLCU Bir yolcu geçen yıl bu Yaşlarla geçirdim ben Ufkumda onun varlığı Sönmez bir alev kaldı
saat gurbete çıktı, o gün yolcumu erken. sönmez bir ışıktı, hayalimde giderken.
Meydan daha dün çağlayıp inlerdi sesinden, Meydanda kalan ruhum onun aksine daldı. Düşmüş gibi bir levha geniş çerçevesinden, Ayrıldığı gün yeryüzü karşımda boşaldı. Dersem yeri, bir böyle bahar inmedi yurda, Bir böyle güneş geçmedi dünya üzerinden. Durdukça O, yer, gök O'na el pençe durur da, Gezdikçe bütün manzara oynardı yerinden.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
83
Bir yolcu, geçen yıl, bu Yaşlarla geçirdim ben o Ufkumda onun varlığı Sönmez bir alev kaldı
Mı.at gurbete çıktı, gün yolcumu erken, sönmez bir ışıktı, hayalimde giderken. 10. 11. 1 939
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEl. redigiin dergisi (İstanbul), 2 ocak 1940, cilt 14, sayı 356.
AGIT Ağlayalım Atatürk'e Bütün dünya kan ağladı. Süleyman olmuştu mülke, Geldi ecel, can ağladı. Doğu, batı, cenup, şimal 'Aman Tanrı bu nasıl hal ? Atatürk'e erdi zeval, Memur, rneb'usan ağladı. Atatürk'ün eserleri, Söylenecek bundan geri, Bütün dünyanın her yeri, Ah çekti, vatan ağladı . Fabrikalar icat etti, Atalığın ispat etti, Varlığın Türke terketti, Döndü çarlı, devran ağladı. Bu ne kuvvet, bu ne kudret, Varıdı bunda bir hikmet, Bütün Türkler, İnön'İsmet, Gözlerinden kan ağladı.
84
ATATÜRK ŞİİRLERİ Tiren hattı, tayyareler. . . Türkler giydi hep karalar, Semerkant'la Buhara'lar, İşitti her an ağladı. Siz sağ olun Türk gençleri, Çalışanlar kalmaz geri, Mareşalin askerleri, Ordular, teğmen ağladı. Zannetme ağlayan gülmez, Aslan yatağı boş kalmaz. Yalnız gidenler gelmez, Her gelen insan ağladı. Uzatma Veysel bu sözü, Dayanmaz herkdin gözü, Koruyalım yurdumuzu, Dost değil düşman ağladı. AşıK VEYSEL Ülkü dergisi (Ankara) , 16 kasım 1941, yeni seri, sayı 4.
ACIT Kan ağlar gözlerim hicran elinden Döker tane tane yaşın Atatürk Bizi sen kurtardın düşman elinden Dünyaya değerdi başın Atatürk Canın yurt uğruna fedakar idi Sağlığın millete tunç siper . idi Kırk evliya kerameti var idi Vahiy idi fikrin düşün Atatürk
ATATÜRK ŞİiRLERİ
85
Giyelim karalar dökelim allar Ebedi hatıra kurduğunl yollar Çürüsün emeğin yitiren diller Yok geçmiş çağlarda eşin Atatürk Yıkılaydı evi Melekülmevt'in Atamın üstüne gül kefen örtün Düşmanların yüreğinde heybetin Mızrak idi gözün kaşın Atatürk Ağlar Müdam evladınla milletin Yürürüz yolunda şaşmadan metin Ebede dek yaşar maneviyetin Nur olsun toprağın taşın Atatürk
Posof'lu
M ÜDAMi
Pertev Naili Boratav-Halil Vedat Fıratlı: izahlı Halk Şiiri Antolojisi, 1943, s. 203 - 204.
KARA G ÜN OLDU BUGÜN AI bayrak yüceden engine düştü Bir karanlık çöktü güneş mi aştı Eyvah bu Atamız bizden vazgeçti Ankara'dan acı ün oldu bugün Vatan mahzun oldu millet kan ağlar Kuşlar garip öter yaslandı dağlar Sular dalgalandı ah çeker ağlar Kalbimiz gönlümüz hun oldu bugün Türk vermezdi çaren bulunsa eğer Kıymetin cihanın varına değer Dünyanın vefası yok imiş meğer Ay gamlandı güneş dün oldu bugün
86
ATATÜRK. Ş i İRLER i
Sensin Ulu Atam mertlerin merdi Kime ısmarladın bu güzel yurdu Gam keder içinde ağlıyoı ordu Gül başları kızıl kan oldu bugün Yüce şanın ölmez tarihler yazar Cihan ateşlendi eyle bir nazar Ah alır ah satar kuruldu pazar Millet melil melil bön oldu bugün Sözdoğuran der ki derdü elemin Bir od düştü alevlendi kelamım Tarifine kadir değil kalemim Gelip geçmez kara gün oldu bugün Kozan'ın Hamam Köyünden
ÇoLAK
HAcı
Sözno�URAN
Ulus gazeteı;İ, 10 kasım 1943.
ATAMA AGIT 1
Sırma sarısını yay saçlarına, Gözüne rengini koy denizlerin ; Düşün dudakların en incesini, Yüzüne tuncunu ver benizlerin. Onda yürüyüşün en yiğitçesi, Onda bükülmezi vardı dizlerin, Gezerdi ülkede bir Hızır gibi, Em olup derdine çaresizlerin.
ATATÜRK
ŞİİRLERİ
87 il
Durgun bir denizi andırır dışı, İçi hiç sönmeyen bir yanardağı, Sesinde ıslığı eser kuvvetin, Sözünde şahlanır Hakkın bayrağı. Gökle güneş gibi buluştu onda Sezinin sağlamı, duyunull sağı, Yıkarak kökünden Osmanlılığı O gömdü tarihe bir Ortaçağı. ili
Ürperir ovalar avazesine ; Dağlar dümdüz olur işaretiyle, Devrilir hıncına çarpan ordular ; Kaleler dayanmaz yelpazesine. Fikrin, güzelliğin, aşkın, her şeyin Bağlıydı daima en tazesine ; Yaşadı başı dik, dünyaya karşı, Getirdi dünyayı cenazesine ! iV
Onsuz kaldığını bilse tabiat Bağlar üzüm vermez, bahçeler kurur ; Okşar saçlarını Ezelin eli, Yüzüne Ebedin ışığı vurur. Övünür insanlık eserleriyle Yurt onun sevgisi üstünde durur. Adıdır kurduğu devlete temel, Ü nü kurtardığı millete gurur !
88
ATATÜRK ŞİİRLERİ v
Fani varlığını kaybetti ama, Damgası yurdumun burçlarındadır. Engin ufuklara uzannuş kolu, Hızı şimşeklerin uçlanndadır ! Kadının, erkeğin hafızasında, Gencin, ihtiyarın düşlerindedir ; Yayla yellerinde eser gölgesi, Sesi bahçemizin kuşlanndadır ! VI Ben mi yazacaktım göçüm gününü Dökerek ardından böyle göz yaşı ? Ben ki ona büyük gezilerinde Oldumdu bir küçük yol arkadaşı. En son durağına varmadan ömrün, Kapadı yolunu bir mezar taşı. Büyük kurucusu Cumhuriyetin, Hürriyet aşıkı milletin başı ! KEMALETTİN KAMU Ülkü dergisi (Ankara), 16 kasım 1 944, yeni seri, sayı 76.
AYRILIŞ DESTANI Gel vatan, yas tutan ocaklarla gel ! Oğul Mustafa'lı kucaklarla gel ! Gel, karayazılı çiçeklerle gel ! Dol gözüme vatan, Ata'n geçiyor !
89
ATATÜRK ŞİİRLERi Ektiğin gündüzdü, biçtiğin gece, Güzelim ekini bastı delice1 Herkte sahanlara, cenkte kılıca, Abıhayat'ları katan geçiyor. Gün görünür güne bakana her şey : Ne görsem benziyor, bak, O'na her şey. Başlamış şeklinden isyana her şey, Sanki her şeylerden o can geçiyor. Bütün yurt dağların üst üste koyun, Üste gelincikli yazılar yayın, En üste bir yıldız, bir ay döşeyin ; Önümden böyle bir vatan geçiyor. Bir millet kolunca sallar üstünde, Bir vatan boyunca yollar üstünde, Dağlar bedenince küller üstünde, Kanayı kanayı bir tan geçiyor. Onu bize gökten zafer getirdi, Onu bizden alıp Zafer götürdü2• "Yer görmesin" diye doğmuş koç sırtı Çağların bağrında yatan geçiyor. O bindi ; al atlar kesildi yağız, O indi ; bir yanardağ oldu Yavuz. l 9 sonteşrin. . . delirdi deniz, Hala M arrnara'dan figan geçiyor. Kara çıktı ayın gördüğü düşler3 : Cümle mülhimeler zara durmuşlar4, Siyah borularda siyah ötüşler. . . Bu sabah İstanbul yastan geçiyor. Delice: Bir nevi zehirli ot. Zafer torpidosu. ' Ata'nın ölümünden birkaç gün önce ay tutulmuştu. • Mülhime : Ay tutulması, gün tutulması, zelzele gibi rumlamak için başvurulan halk kitabı. 1
•
olaylan yo
�TATÖRK ŞİİRLERİ
90
Defne'm dal yaprak ol, seril yerlere ; Bak, selama durmuş minarelere ! Bir şair şehirden bir aşık şehre Destanlar üstü destan geçiyor. - 1 938-
ZEKi ÔMER DEFNE Ülkü dergisi (Ankara), 16 aralık 1 944, yeni seri, sayı 78.
ÇI CRIŞIR Sade saçsız yetim değil saçı ak Dullar Ata Ata diye çığrışır Gelin Türkler gelin gelin ağlaşak Yollar Ata Ata diye çığrışır Atamızı anmamızın sırası Ölümüne yanmamızın sırası Ona yanar kutupların çırası Çöller Ata Ata diye çığrışır Yaş diye bak dağ başında dwnana Anlatması kısmet olsa insana Sular taşar yatağından dört yana Seller Ata Ata diye çığrışır Çığrışır gönüller vurgun kuş gibi Kasım yası çökebilse kış gibi Bülbül daldan düşer vurulmuş gibi Güller Ata Ata diye çığrışır Kavim akrabanın kardeş hısınıın Ata dense gözü dolar hasmım Bir esti mi rüzgarları kasınıın Dallar Ata Ata diye çığrışır
ATATÜRK ŞiİRLERi
91
Mezarında açmak için gül olsak Tabutunda yer almağa tül olsak Hasretiyle yanıp yanıp kül olsak Küller Ata Ata diye çığnşır Damar bilir ilik bilir kadrini Çocuk bilir çoluk bilir kadrini Halik bilir balık bilir kadrini Göller Ata Ata diye çığnşır Adı Türktür Atatürk'e 3.şıkın Eğil de öp �amsun'daki eşiğin Türk anası yavrusunun beşiğin Sallar Ata Ata diye çığrışır Ankaralı AşıK ÔMEB Tücel dergisi (İstanbul), kasım - aralık 1 946, sayı 121 - 1 22.
UNUTAMAM SENİ ATAM On yıldır Allahın günü Unutamam Atam seni Görüp gözünün göğünü Unutamam Atam seni Mavi bakışların keskin Seni sevmeyenler miskin Sensiz gönül hasta, üzgün Unutamam Atam seni Dillerdedir zaferlerin Başmuzın üstünde yerin Güneşle , ay gibi görün Unutamam Atam seni
92
ATATÜRK ŞİİRLERİ Tamam on yıl sürdü bir kış Kan oldu her yer karış karış Dünyaya gel öğret barış Unutamam Atam seni Kah gelip öldürür deprem Kah benzi soldurur verem Yaralara sensin merhem Unutamam Atam seni Gene senden gelsin emir Sana feda olsun ömür Yaşamak öyle müşküldür Unutamam Atam seni Mahzun durma Kars, Ardahan Gönülde yattıkça Atam Parçalanmaz asla vatan Unutamam ·Atam seni Irmak bize taşkın gerek Gönüle ruh coşkun gerek Türke senin aşkın gerek Unutamam Atam seni Mustafa der garip kuşum Yaprak gibi savrulmuşum Kabrine toprak olmuşum Unutamam Atam seni Garip Mustafa
Tikel dergisi ( İstanbul), 10
(YusUF M.umiN)
kasım 1 948, sayı 143
-
145.
93
ATATÜRK ŞİİRLERİ ATA'YA ACIT Atatürk ölümü şayi olunca Ah çekilse yüreklerden nar gelir Yıkılsın dağlar da erisin gökler Yedi iklim çar köşeye zar gelir Gör nasıl süzüldü ol mavi gözler Bütün milletimiz hasretle sızlar Bezensin cennetler şol huri kızlar Bir büyük şef Türk aslanı var gelir Sana derim koca Cengiz Han Timur Türk ilen şol Gazi Orhan Fatih Mehmet ilen Yavuz, Süleyman Karşı varın sizden büyük er gelir Ölmüş bir milleti cana getiren Ünlerini her . tarafa yetiren Türk şanını şöhretini artıran Hep onları melül mahzun kor gelir Ah eder Bozkurt'um derun-i dilden Ayrıldı Atamız ne gelir elden Toplandı milletler sağ ile soldan Bol dünya d,a şimdi başa dar gelir
Nizip'in Mercihamis köyünden
AHMET BOZKURT
Varlık dergisi, 1 kasını 1952, sayı 388.
YI LDAN YI LA SONS U Z L U GA ATATÜ R K
ANT Ölmedin Atam, her an İçimizde bitmeyen saygı, sonsuz muhabbetsin ! Andederiz ki eserin ölmeyecek ! Saflar çözülmeyecek ! Sesimizdeki ses, Gözümüzdeki göz, Her adımmuzda hareketsin ! İLHAMİ BEKİR TEZ Tan gazetesi (İstanbul), 1 3 kasım 1938.
ULUMUZA ·
Türk'ün kahramanısın, Yoktur sen gibi büyük. Türkiye'nin canısın Ulu önder Atatürk ! Sen kurtardın bu yurdu Ortada yokken ordu, Azmin bir devlet kurdu Ulu önder Atatürk ! Türk'ü dirilten sensin, Göklere yükseltensin, Devrimler senin ders'in Ulu önder Atatürk !
ATATÜRK ŞİİRLERİ
98
Şu Cumhuriyet kadar Yüce armağan mı var ? O Türklük'le hep yaşar Ulu önder Atatürk r Ölümün bizi buldu, Yaşmuz dinmez oldu, Ülkemiz yasla doldu Ulu önder Atatürk ! Sönsün mü mavi gözler, Bitsin mi tatlı sözler ? Yürekler seni özler Ulu önder Atatürk ! Öldün, fakat hep varsın, Gönüllerde yaşarsın, Asırları aşarsın Ulu önder Atatürk ! Nurlu izinde gitmek Boynumuza borç gerek, Ant içeriz severek Ulu önder Atatürk ! SABRİ CEMİL
Tan gazetesi (İstanbul), 1 7 kasım 1938.
yALKUT
99
ATATÜRK ŞİİRLERİ ANT Ant içtik, Atam, gitme'ğe gösterdiğin izden Ruhun tutacaktır bizi her gün elimizden. Çiğnenmeyec�k göklere yükselttiğin ülkü Ta arşa çıkardın yere düşmüş ulu Türk'ü ! Atmaz bir adım arkaya Türküm diyecek genç Yoktur seni inkar edecek... varsa ne iğrenç ! Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harabe Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kabe ! Göğsünde bu yurdun tütedurdukça ocaklar Eksilmeyecektir sana kan ağlayacaklar. Bitmez yaşımız ruh kalabildikçe bedende M ahşerde bir ·önder bulacak Türk yine sende. Bir ay gibi Türk'ün sönük ufkunda belirdin, Öldün denemez, tarih_e sen dipdiri girdin ! Kaç paslı beyin bir ucu çıkmaz yola dalsa Gençlik, Ata'nın yolcusudur bir kişi kalsa ; Türk'üm diyen artık bir akistir o güneşten, Bağrındaki iman bir alevdir o ateşten. Bin bir saf olup ardına düşmüşse bu ülke, Türk'ün şefi sendin, kalacaksın Ata, Türk'e. Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun, Türk ırkının en son ulu peygamberi oldun ! Tutsak seni layık yüce Tanrı'yla müsavi Toprak olamaz kalp doğabilmişse semavi ! Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses, İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez ! Ant içtik Atam, gitmeğe gösterdiğin ,izden Ruhun tutacaktır bizi her gün elimizden !
EDİP AYEL
Tilcel dergisi (İstanbul), haziran 1939, sayı 52.
100
ATATÜRK
ŞİİRLERİ
ATATÜRK Atatürk yollara demir döşetti Bu varlıklar bütün senin Atatürk Türkiye'yi adaletle yaşattı Cihanda söylenir şanın Atatürk Kimse bize doğru yolu açmadı Ulu Tanrı böyle �ta seçmedi Türkiye'nin senden gönlü geçmedi Her zaman söylenir ünün Atatürk Sayende bu millet dimdik gezerdi Hep cahil köylüler yazı yazardı Ufacık çocuklar imla düzerdi Geçer mi elime günün Atatürk Ey Atam ebedi uykuya yattın Evlatların kime emanet ettin İsmet İnönü vekil mi tuttun O da bir sevgili canın Atatürk Şevki Esen size ağıt söylesin İsmet, Fe\Zi bize yardım eylesin Niyazımı melekler de dinlesin Cennet olsun son mekanın Atatürk (Sıvas 1940) AşıK ŞEVKİ ESEN
Su dt"rgisi (Sıvas), kasım 1 966, sayı 69.
ATATÜRK ŞİİRLERİ "lstiklal Destanı"ndan :
BÜYÜK KURTARICIYA Edirne önünden Urfa'ya kadar Her yerde inilti, gözyaşı vardı . . Mektepler, mabetler, yurtlar, ocaklar Birer boş harabe, birer mezardı. Ecdadın en yüksek mukaddesatı : Tarihi, bayrağı çiğneniyordu. Endülüs halkının mukadderatı Türk'e verilmek isteniyordu. O kara günleri yaşıyorduk ki Merhamet, adalet hepsi yalandı. Bu günler tarihin itham ettiği Devirler gibi bir melun zamandı. Böyle bir zamanda ey kahraman sen Kurtuluş gününde şüphe etmedin. Dost düşman "Bu devlet ölüyor" derken Ortaya atılıp sen "Hayır !" dedin. Bir hain ve alçak tiran'a karşı "Bir millet satılmaz !" diye haykırdın. Cellada verilmek istenen başı Dik tutup ölüme şarkı çağırdın. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar. .. Bunlarla mağrur ol sen ey muzaffer ! Ölümün yonttuğu bu yalçın taşlar Tarihe dikilmiş tunç abideler. Metristepe'den yükselen kubbe Şerefin, namusun bir siperidir ; Şu Duatepe'yle şu Kocatepe Bir büyük türbenin bekçileridir.
101
102
ATATÜRK ŞİiRLERi Bu aziz toprakta yurt için ölen, Hürriyet yolunda can verenler var ; Bir büyük aşk için kanı dökülen, Hak için mucize gösterenler var. Ben seni burada bir dağ üstünden Güneşin doğduğu bir yerden gördüm ; Sevinçle ağlayan halkın önünden İzmir'e Bursa'ya giderken gördüm. Sen burdan yoluna bakan yerlere Yelesi dalgalı atını sürdün ; Kızları ağlayan kırk esir şehre Hürriyet götürdün, necat götürdün. Bak, senin sunduğun bu kutlu zafer Yaşlıyı genç etmiş, çirkini güzel ; Bak, burda görülen bütün çehreler Şerefle yükselmiş birer tunç heykel . Bak, hurda alınlar yukarı kalkık, Ormanda ağaçlar kadar sayısız, Çarptığı duyulan bağırlar açık, Bir türkü söylüyor hurda her ağız. Zira, sen milletler esare_tini Lağvetmek ruhuyle dünyaya geldin ; Gururun ve hırsın cinayetini Cezaya çarpacak bir demir eldin. Senin de ruhunda aslanlar, devler. . . Hayata hükmeden kudretler vardı ; Gözünün içinde lavlar alevler. . . Varlığı titreten dehşetler vardı. Esirler, mazlumlar için sende de En içli şairin bir kalbi vardı. Harise, zalime karşı çehrende Bir korkunç devrimci gazabı vardı.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
103
Sende de dünyalar de-virenlerin Ayakta tutmayan darbesi vardı ; Z amanı yolundan çevirenlerin Zincire vurulmaz hür sesi vardı. Şüphesiz, Türklerin, sen ey halaskar Bu dehre şan veren kahramanısın ! La.kin kahraman olduğun kadar Asrın da en büyük bir insanısın. Bu arzın o aziz evladısın ki Sesinde dünyanın davaları var. Her esir toprağın üzerindeki Mazlumlar seninle bir gurur duyar. Hürriyet 3.şığı olan her millet Seni bir hern§eri yapmak istiyor ; Büyüklük arayan bir insaniyet Sana : "Ey kahraman, benimsin !" diyor. Zira sen : "Hak ben'im !" diyen kuvvete En adil silahı kullanan erdin ; Kahraman arayan her memlekete Kendini bir örnek diye gösterdin. Ne mutlu sana ki doğduğun toprak Dünyanın en kutlu bucağı oldu : Zaferle diktiğin alevden bayrak Her ırkın hürriyet sancağı oldu. Bunun her damlası bir fenerdir ki, Yayılan ışığı bütün beşerin. Dikenli yollarda bir ülkedir ki, Kanayan ayakla yürüyenlerin. MEHMET EMİN YURDAKUL Bu şiirin dokuz dörtlüğü ilk, Çınaraltı dergisinde çıktı (İstanbul, 9 ağw tos 1941 , sayı 1 ) .
104
ATATÜRK ŞİİRLERİ
ŞU SONSUZ KOŞU Sarnsun'a ayak basmış kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda. Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter bir bahar dalında. Ata'nın rüyasına gelincikler sun, Emek bahçelerinin güzel gülünü. Biz sonsuz bir sabahtayız. . . O uyusun, Sevincimiz coşturur onun gönlünü. Nasıl çıkmış bir sabah Samsun'dan yola Dağlardan dağlara o zafer türküsü, ' Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola, Taze bir bahar açmış yurdun gözünü. Al bayrağım Ankara kalesinde hür, Dalgalanmakta altın bir çağa doğru, Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru . 1 9 Mayıs'ın hür başına çelenk, Kiraz mevsimi, gençlik ayı, gül ayı. Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk, Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı. CEYHUN ATUF KANSU
Ülkü dergisi (Ankara), 1 ha.ziran 1942, yeni seri, sayı 1 7 .
ARIBURNU - CONKBAYIRI Ben çelikle imanın boğuştuğu bu yerde Bir şan dolu tarihi çevirelim yaprak yaprak ; Daha iyi anladım niçin başım göklerde Ve neden geziyorum yeryüzünde alnım ak.
105
ATATÜRK ŞİİRLERİ
İşte yıllarca önce şu şahlanmış yamaca Alacakaranlıkta çıkan çarpmış başını ; Şarapneller ölümden bir kucak aça aça Bu diyarın taramış toprağını, taşını. İşte göğüs göğüse vuruşmadan çekinen Bir düşmanın açtığı yeraltı dehlizleri ; Nihayet gökyüzünden bir bela gibi inen Mermilerin yıllarca silinmeyen izleri. Atatürk'ün tarihe doğru yolu gösteren Erkek sesi burada enginleri aşıyor ; Vatan için, şan için, namus için can veren Mehmetlerin hayali önümde dolaşıyor. Ben çelikle imanın boğuştuğu bu yerde Bir şan dolu tarihi çevirdim yaprak yaprak ; Daha iyi anladım niçin başım göklerde Ve neden geziyorum yeryüzünde alnım ak. SÜREYYA ENDİK Çınarallı dergisi (İstanbul) , 7 kasım 1942, sayı 59.
NÖBETÇİ MİLLET Yaradan hey Yaradan ! Dört yıl değil bin yıl geçse aradan Sensin ateş diye kanımızdaki, Sensin ışık diye önümüzdeki ! Ey yanımızdaki, Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan Sınırsız mavi umman hey ! Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın Sen her köpürüp taşmanda ; Her konuşmanda
106
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Milletimin alın yazısını yeniden yazardın, Bakışların inanmayanı ezerdi, Sağ kolun bir tırpana benzerdi : Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı. Cümlelerin ya örsten kalkardı Ya çıkardı kından. Başak saçların sarkardı harman alnından : Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine. Milyonlar katılırdı sözlerine Mıknatısa koşan zerreler gibi. Köhne kanaatler köhne küreler gibi Sözünde çarpışıp düşerdi. Tam sustuğun gün kıyamet oldu, Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi : Rab, gökte "dinleyin ! " derdi meleklerine ; Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine ; Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine ; Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine. Şimdi nöbetçi olmak için Amtkabrine, Tamamlayabilmek için tavafım, Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafım, Tutuyor nöbet. Bu millet : Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan, Bu, üç kıtayı atının nalıyla damgalayan, Bu, Tirnur'u, Attila'yı, Oğuz'u, Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u, Bu, seni yetiştiren ulu millet, Vakar ve haysiyetle dimdik Uyanık, tetik Amtkabrinde tutuyor nöbet. Dünya dönüp dolaşıp Boğazlaşıp dalaşıp Ergeç ve ancak
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Milli misaklarda karar kılacak. Ey en büyük usta ! Düşünen Qlnıadı hu hususta Senden evvel ve senden ileri ; İlk müjdeyi, ilk haberi Senden almıştı cihan ; Ta o zamandan Anlayamadığına yansın. Sen dünyanın dönüp dolaşıp geleceği, Uğrunda milyonların seve seve öleceği En büyük maksat için, Dünyaya ilk karşı koyansın. Nasıl içimizdeysen bütün vannla İşte öylece dünya davalarındasın ! O ışık saçların, o alev sözlerinle O gök gözlerinle sen, Ey ıssız geceler içinden Bize eşsiz sabahı getiren ! Ey asırlardır dul bayrağın eşi, Ey geceyarılarımızın güneşi, Ey ışık saçlar, Ey yele kaşlar, Ey çekilmiş hançer bakışlar, Ey fikri döven şakaklar, Ey kalem parmaklar, Ey ay-yıldız el, Ey en güzel Ey en büyük Ey Atatürk ! Getir dudaklarını, bir bir alnımıza koy, Dağlansın ateşinle bu soy. Oy Atatürk oyy . . . İrkilmez Ata çocuğu irkilmez ; Zaptedilnıez, Atam, zaptedilmez
107
108
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Biz varken senin hisarının burçları : Bakışlarımız kılıç uçları, Bekliyoruz devrimini biz. Çökmeyeceğiz diz İsterse hayat zehrolsun, İsterse refah kahrolsun, İsterse kurşun düşsün yanımıza belimize, İsterse geçinmek için bir dilim Kuru ekmek geçmesin elimize. Halel gelmez bizim ateşimize : Dünya düşse peşimize, Yer sarsılsa yerinden Ne senden geçeriz ne senin eserinden. BEHÇET KEMAL ÇAGLAR
Atatürk'e Şiirler, Nebioğlu Yayıevi, 1943, s. 20 - 23.
BEŞİNCİ YILINDA Bir kılıçsın ki çekildin de kınından arşa, Koca tarihi çökerttin bu büyük kudretle. Bir ışıksın ki ufuklar boyu yaktın geceyi, Sanki bir meşalesin, gezmedesin elden ele. Beş asır, beş bin asır geçse de varsın mutlak, Ne saadet ebedilikle beraber yaşamak ! Bir suvari geçiyor Dumlupınar'dan bu sabah, Esiyor şarkısı çok özlediğim "dağ başı"nın. Arasından süzülüp gitmedesin sen de Atam, Gözümüzden dökülüp incilenen gözyaşının. Ne yakışmış diye duyduk da gurur, Türk özüne ; Seni bayrak gibi çektik ebedi gökyüzüne. ÜRHAN RAHMİ GÖKÇE
M. Faik Gerede : Atatürk ve lnönü /;in Sefilmiş Şiirler, 1945, s. 148.
109
ATATÜRK ŞİİRLERİ
ATATÜRK İ ÇİN Tuttun elimizden, çıktık sefere Kurtardık vatanı, milleti Atam. Serdik kör denilen talihi yere, Zaferdir savaşın nimeti Atam. Dağlar altımızda at oldu bizim, Sen dedin : - Uyan Türk . . . Açıldı gözüm. Sakarya suyunda yununca yüzüm, Bilindi Türklüğün kıymeti Atam. Duyarım, dalgalar sahili döver, Sen sade bir paşa olaydın eğer Yine kalbimizde alacaktın yer, Sensin bu vatanın ziyneti Atam. Bir eşin var mıydı civanmertlikte ? İyi ettik sana "Ata" dedik de, Sevgin göğsümüzde, eller tetikte, Sendin bize Tanrı himmeti Atam. Her Türk olan "Atam" der de tutuşur, İşitir emrini, derdi yatışır, Kafi, bu teselli ona yetişir; Sana layık olmak niyeti, Atam ! ÜSMAN ATTİLA Ülkü dergisi (Ankara) , 1 6 kasım 1 944, yeni seri, sayı 76.
ATATÜRK'E MEKTUP Her gün yazar, bu gün yollarız, Atam. Ne kadar Türk varsa o kadar selam İnsan gönülleri dolusu hürmet, Ne kadar · Türk varsa o kadar minnet. . .
1 10
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Gönlümüz çırpınıp istiyor artık Sana ermekçin ey fırtına kuşu Yola çıkmak yalın ayak, baş açık Tırmanmak gök denen mavi yokuşu. Muhakkak orada eskisi kadar Bütün ilahlardan daha güzelsin ; O kalem parmaklar, o ışık saçlar O tanrısal alın, yelemsi kaşlar Bir son defa daha karşıma gelsin . . . O ateş sesinle yanalım gene Haykır ki "Ne mutlu Türk'üm diyene" '[ürk olarak arza gelmediğine Olüler, melekler, ilahlar yansın : Her katta bir ayrı aksin uyansın . . . İlk yapı, ilk akın devirlerinden Göğe göÇÜP. giden başbuğlardan sen, İlk halin : İstemi, Gültekin, Oğuz İkincisi Tirnur, Yıldırım, Yavuz. . . Kalmadı o eski dar düşüncemiz : Taşını saygıyle öpmek için biz Artık ne bekliyor, ne yanıyoruz: Hemen ya alnına halktan birinin Ya da o büyük yurt tepelerinin Karına, taşına uzanıyoruz. Elini öpüyor gibiyiz senin Şimdi her ihtiyar Türk'ün elinde Orta bozkırın ot bitmez çölünde Senin yadın, yedi veren bir güldür ; Kitabendir yirmi milyon hafıza, Anıtkabrin yirmi milyon gönüldür. Sensin, bizim ışığımız, hızımız ; Nutukların, bizim alınyazımız. Yol oldu her yönde senden kalan iz. Her canımızla, başımızla biz Emanetlerine siperiz, Atam ! Güzel ellerinden öperiz Atam ! BEHÇET KEMAL ÇAGLAR
Tikel dergisi (İstanbul), kasım
-
aralık 1946, sayı 121 - 122.
lll
ATATÜRK ŞİİRLERİ
ATATÜRK Duyuyor musun, kaç yıl oluyor, Yiğit göklerimizden, köpürmüş sulannuzdan Sonsuzluğa civar olan vakti ; İleri çalışmamızda, Sıcak uykularımızdan. O.ün, henüz çok erken, Duyuyor musun "saat kaç" dediğini. Parlak ve kardeş ülkelere yönelmiş, Nesillerin kahraman hayatında Ölmediğini. Bir demdi hala hatırlarım, Kelime-i şahadetle ağır ağır, Vatan canla aziz idi, Varlığın bir sabah havasıyle dolmuştu göğsümüze Uluslar büyük oğullanyle soluk alır. Kim ölmemiş bir aşkın mevsiminde, Ne Leyla kalmış ne bahar, Ölüm bir bağışıdır insana kainatların, Mademki geceler uzun, mademki gündüzler kopuk, Ölmeyen neye yarar? Görülmüş aydınlığınla birlikte, Sultanlardan başka bir sultan ; Kol hakkı kadar hafif, Doğuya, batıya, Yaşamak köyler arkasından. Çarpılmış bütün ihtilalleri bütün devirlerin Cihangirane bir hırsın rüyalarıyle ahmak. Yalnız senin gözlerin mahrem yerlerde durmuş,
ATATÜRK ŞİİRLERİ
112
Yalnız senin alnında İnsanın şerefi hak. Üzerine, muhabbetle parlar, Ağır karanlıklarda Altay yıldızları. Kucaklarında gizlice işledikleri bayrak Gülümser, ıraklardan Üzerine, esir ormanların kızlan. Sen de öldün cihanı süsleyen bir bakışla Artık senin de servilerin tok, Ulu hikmetleri arasında aklın çaresiz, Sen de bir yön gibi kaldın, İsmin var, cismin yok. Bir evliyasın ki yeni zamanlar ışığın, Bağlanır gönüller hürriyete sende. Pencerende uluslar görür birbirlerini Haşre kadar belki Çinden, belki Maçinden, Bir mum değil, bir insan yanar türbende Artık fethedilemez, istilalarla, ateş ateş, Uzak ihtiyarlar nazlı tarlalarını eksin, Artık hiç bir üstün insan gelmeyecek dünyamıza Sen üstün değilsin Atatürk, Gerçeksin. Verdiğin selamet genişledikçe asil, Dalgaların, şafakla. Kişilerin talihi kaderinle büyüyor, Duyuyor musun seni yaşatıyoruz dost, düşman, İnanmakla. Duyuyor musun, yürüyor her şey,
ll3
ATATÜRK ŞİİRLERİ
An, hala o andır. Genç ellerimde hijrriyet ve cesaret, Uzan, daha uzan dağlarıma, Ki senin fatihandır . FAZIL HÜSNÜ DAGLARCA
Yilcel dergisi (İstanbul), kasım - aralık 1 946, sayı 1 2 1
TÜRKİYE ŞARKISI Sen zaferini gösterdiği Mustafa Kemal'in Hatırası nesilden nesle büyüyen En gencinde en ihtiyarında Yer eden Sen zaferini gösterdiği Mustafa Kemal'in Fuzuli Haşim ve Tokadizade Senin tazeliğinle yarattı şi'ri Boşuna görünmedi meydanlarında Dede Söylediler ne söyledilerse dilinle her biri Fuzuli Haşim ve Tokadizade Sen kalbe yayılan sesi Hacı Arif Bey'in Fikrolur yeşerirsin zamanla Sen nefesisin her üflenen neyin Camisin türbesin mescitsin Sinan'la Sen kalbe yayılan sesi Hacı Arif Bey'in Senin havalarını taşıdı dört bir tarafa Bağrında sanat ve ilim Laf değil Hicretten 1 000 yıl sonra Sultanlardan Yavuz Selim Senin havalarını taşıdı dört bir tarafa
-
122.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
114
Sen boy atan çocuklarda Kemiksin etsin Akılsın hürriyetsin vicdanda Kuvvetsin Sen boy atan çoçuklarda Sen Ankara'dasın İstanbul'dasın İzmir'desin Kan olup damarda yürüyensin Sen 20 milyon Türkle bir solukta Kurtuluş savaşı verensin Sen Ankara'dasın İstanbul'dasın İzmir'desin Sen zaferini gösterdiği Mustafa Kemal'in Hatırası nesilden nesle büyüyen En gencinde en ihtiyarında Yer eden Sen zaferini gösterdiği Mustafa Kemal'in SALAH BİRSEL Sanat
ve
EMbiyat Gazetesi (Ankara) , 9 ağustos 1 947, sayı 31 - 32.
ON KASIM
Yıl otuz sekiz on kasım perşembe Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar Sarsılıyor İstanbul yedi tepe Yaman esmiş Dolmabahçe'de rüzgar Gerçek olamaz olsa olsa bir düş Dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş Böyle toptan bir yas nerde görülmüş Beraber ağlıyoruz kurtlar kuşlar
ATATÜRK ŞİiRLERİ
119
Mısralar paslı. Delirip giderdi sene, Masallar küf keserdi Güzellik yerine. Ölüm ölüm kokardı zaman. Bacalardaki duman Solumaktı. İşten değildi çıldırmak, Düşmek hemen hemen ·hiç. Bir ışık mermerleşinceye dek : Sevinç sevinç. il.
Yeşeren tazelikte Hürriyet mevsimiydi bu, Düşerken toprağıma On dokuzlar tohumu. Zafer tepelerinde Zafere vardı arabamız. Kahrı ezen tekerinde İnsan, güven, göz yaşımız. Alnımıza inen maviliğe Çekildi bayrağımız. Şehit şehit indi sükun, Ardında hürriyet, edebiyet ; adımız ! ADNAN ARDA.GI Kaynak dergisi (Ankara) , 1 kasım 1948, sayı 1 1 .
İNÖNÜ DOLAYLARINDA MUSTAFA KEMAL -Ben Samsun'da buldum, onu, bir kuşluk vakti, Kocaman oldu günüm, geldi artık köyüm dar. Gülümserdi denizden fazla, Susardı deniz kadar.
120
ATATÜRK ŞİİRLERİ
-Ben Sıvas'ta buldum onu, belki bin yaşındaydı, Eriyor gibiydi bir karanlıkta yüzü. Anlamasan gamlı derdin, Ta derinlerdt"n yanardı gündüzü. -Ben Erzurum'da buldum onu, böyle bir geceydi, Oldu birdenbire yaşamam, gülmem haksız. Daralmış gönlümle ben de düştüm peşine, Bir açıklığı vardı herkese uçsuz bucaksız. -Ben Ankara'da buldum onu, yirmi yaşındaydı zaar Yapmakla, görmekle doldurmuştu her yeri. Hala nereye gitsem benim gücüm, benim bakışım, Elleri ve gözleri. FAZIL HÜSNÜ DAGLARCA Ozanın Uç Şehitler Destanı adlı kitabından, 1 . bas., ocak 1 949,
VATAN MACERASI il
On dokuz Mayısta yurda bir geldi bahar, Cümlemizin yüzü güldü. Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar. Yürüdük biraz güç, biraz bihuzur, Yolumuzda diken yerine süngüler. Bir meclis kuruldu Sıvas şehrinde, Alınyazımız yazıldı. Yine başımızda Mustafa Kemal. Düşündü, ağladık ; güldü, sevindik, Analar kara bağladı. Suda çakıl taşı misali dövündük, Halimizi soran olmadı.
s.7.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
121
Evet efendiler, bu vatan böyle kuruldu. Ankara kalesi çelik bir yürek olmuş, Vatan için çarpan. Kızılırmak nettin allı gelini ? Geceler bir omuzda buğday sansı, Bir omuzda maviydi, Bizim için o demlerde yaşamak Ölüme müsaviydi. 111
Kocatepe'de erat intizardadır, Bir çadır içinde paşalar, Son taarruz planlarını hazırladılar. Mustafa Kemal gökler gibi susuyor düşünceden Alun bir meyva gibi zafer yoldadır. İsmet Paşa iyilik ve zekadır, doğuyor cepheden, Kalpağında ayyıldızı parlayan Fevzi Paşa'dır. Akşamdır, gün kavuşmak üzeredir, Paşaların Afyon ovasında gözleri, Toplar şafakla birlik patlayacak, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri !" Kayalar bir sallanışın, peşinden inledi, Toplar bir ağızdan gürlediler mertçe. Bir mucize belirdi Kocatepe'den, Zafer ilk defa kendini verdi cömertçe. Süvariler dörtnala düşman peşinde, İzmir'e doğru yolculuk başladı. Dokuz Eylül, Ege denizinde bir akis, Mehmetçiğin rüyası. ARİF HİKMET il, Varlık dergisi, 1 haziran 1949, sayı 347. ili, Varlık dergisi, 1 ağustos 1949, sayı 349.
pAR
122
ATATÜRK ŞİİRLERİ MUSTAFA KEMAL'İN KAONISI Yediyordu Elif kağnısını, Kara geceden geceden. Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu, Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar, İnliyordu dağın ardı, yasla, Her bir heceden. Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı. Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik, Nam salmıştı asker içinde. Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü, Doğrulmuştu yola önceden önceden. Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif, Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar, Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı, Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra, Gecenin ulu ağırlığına karşı, Hafiftiler, inceden inceden. İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında. Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri, Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim ; Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına. Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti, Niceden, niceden. Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu, Nazar mı değdi göklerden, ne ? Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez, Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur Nasıl dururdu Mustafa Kernal'in kağnısı. Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden.
123
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş, Süs beni, öldür beni, koma yollarda beni. Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin, Korna yollarda beni, kulun köpeğin olayım. Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır, Düşerim gerilere, iyceden iyceden. Kocabaş yığıldı çamura, Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar, Örtüldü gözleri örtüldü hep. Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım, Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik, Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden. FAZIL HÜSNÜ DA�LARCA Varlık dergisi, 1 kasım 1949, sayı 352.
ATATÜRK Saçı başı perişan Anadolu'mun, Efkarlı milletim Gazi'sine ağlıyor, Ağlamasın da ne yapsın ? Kanadı kınalı turnalar geçmez oldu üstümüzden Bulutlar serseri, yıldızlar çıldırmış derdinden. Canım güneşin saçları rüzgarda savrulur, Neşemiz savrulur, derdimiz harman olur. Atatürk'üm çıkmış yücelere buyurur : Ben ölmedim çocuklar, ben ölmedim. Erkek sesimizi dünyalara duyurur. Atam benim, Gazi Atam, bir elini öpemedim, Sana garip yurdumun halini diyemedim.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
124
Bir geliver can ışığım, güneşim, Beyaz küheylan üstünde. Kartal bakışlım, ateş sözlüm, konuş biraz Irkımın mert edası yüzünde Yıllar nasıl akıp gitmiş izinde, Bunca hasrete dayanılmaz. Atam benim, Gazi Atam, her yerde seni görüyorum : Cephelerde, şiirlerde, meydanlarda, Şehitlerle iç içe, gazilerle yan yana. Samsun'da atının köpük yelesidir savrulan, K aradeniz dalgalarına karşı. Afyon'da granit rüyalar gören şehitlerlesin, Ankara kalesinde bayrağımın ay-yıldızı, İyisin, güzelsin, mertsin. Gülhane'de düşünür gözlerin, ağlarsın Kasım rüzgarlan alev alev saçlarını dağıtır. İzmir•de mübarek ellerin uzanmış ordulara, Ordular sana Dumlupınar'ı hatırlatır. Şimdi seni Kocatepe'ye çıkarken götüyorum : Ağustos şafağında bayrağımın alı vurmuş içine Vatan'dır genç omuzlarında y ükselen Eminim, kalpağından topuğuna kadar bizi düşündüğüne. Şimdi pırıl pırıl süngülerle İzmir yolundasın, Mavi şimşekli bakışların : "İleri !" diyor." Yetli cihan dize gelmiş önünde Sen Mehmetçik'in alnından öptüğü insansın. Ölüm büyük zekaların kavlince payidardır. Sen bize emanet etmedin mi Cumhuriyet'i Biz genciz, kanımız alev dolu Uğrunda ölmek üzre andımız vardır, Tekmil toprağını ağıt yapmış sana Anadolu. ARİF HiKMET PAR Varlık dergisi, 1 kasım 1949, sayı 352.
ATATÜRK ŞiİRLERİ
125
ATATÜRK'E HİTABIMDIR On yıl var bizi bırakıp gittiğin Ardından bakakaldık öyle naçar ; O gün, bugündür esen rüzgar, Yağan yağmur inceden, Tüten duman bacadan, Tarlada boy atan ekin, Köyde şehirde yaşayan insan, Avare gezen kişi sokakta, Güz yaprakları gibi tedirgin, Ağlayan bir hal var sana bayrakta. Adını çocuğuma öğrettim Sığdırdım sevgini küçük kalbime ; Gözlerinin rengi gökte var, dedim. Saçlarının olgun başakta. Sonra saygıyla öptürdüm resmini Alnıdır, dedim, yüzen şafakta. Uzaktan yakından işittiğim ses, Aldığım hava nefes nefes, Namınla dolup taşmakta ; Bu aziz vatanda senin Bastığın her yer çiçek dolmuş ; O büyük ve mukaddes maceran Gazaların mübarek olmuş ; Gazi adın kök salmış bu toprakta. HASAN
Yarlık dergisi, 1 kasım 1 949,
sayı
352.
ŞİMŞEK
1 26
ATATÜRK ŞİİRLERİ MUSTAFA KEMAL'İN KARTALI
Masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha, Geçiyordu Mustafa Kemal Çamlıbel'den. Yabanın kurdu kuşu seyrine inmiştiler, Kara pençelerle, ak gagalarla. Susmuştu yeryüzü efsaneler içinde, Masaldı, dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha. Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha, Bakır kızıllığındaydı tüyleri, kor alevindeydi gözleri, Kondu ilk kayaya, düşen bir rüzgar parçası gibi, Sevgiyle bakıştılar, Tanış çıktılar sanki kainatlar üstünde, Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha. Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha, Kayboldu mucizesi havaların, Neydi, nasıl bir parıltıydı, bilemedi kimseler, Kimin aşkıydı, inmişti semalardan toprağa, paşam ? Kalmadı sonsuzluk, haşmet, gurur, Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha. Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha, Vatan göklerinden vatana söyler : Kocaman zafer bayraklarının geleceğini, Kocaman günlerin ucunda. Anladı Mustafa Kemal, kimseye söylemedi, Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha. Mustafa Kemal'i de Mustafa Kemal'di ha, Unutmadı kartalı hiç. Gün doğarken kızaran yamaçlarda aradı, Bekledi kanat seslerini fırtınalardan. Kartal değilse de kartal vefalıydı, Mustafa Kemal'i de Mustafa Kemal'di ha.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
127
Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha, Yoktu Mustafa Kemal'in umduğu, Gelmiyordu kartalı geriye şahikalardan, Üç yıldır gelmiyordu . Konmuyordu büyük habercisi zaferin, Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha. Kanatları amma da al aldı ha, Hangi şehitler seslenmiş belli değil. Bir 30 ağustos günü göründü Mustafa Kemal'in kartalı, Koca kanatlarını çırptı boşluğa, Sallandı gök, Kanatlan amma da al aldı ha. FAZIL HüsNÜ DAGLARCA Aile dergisi (İstanbul), ilkbahar 1950, sayı 1 3 .
KOCA TEPE'DEN Bakıyordum resme ; Bir bakır çerçevede Bozkır akşamlarının manzarası . Sonra GAZİ Paşa giymişti siyah bir kalpak, Karşı dağlarda uzak bir yere bakmaktaydı. Ne vakitten beridir düşmez elinden cıgara, Resme baktıkça kımıldar kavgam Resme baktıkça silah sesleri, cümbüşlü gece, Bırakır kendini hulyama bakır çerçeveden. Kavgamız her yiğidin harcı değil ! Vakt erişmiş, Uyuyan hıncı uyarmak vakti, Yürüyüp düşmana deryalara varmak vakti ...
128
ATATÜRK ŞİİRLERİ Bu yürek harcayacak kendini bundan böyle ; Kahraman sabrı perişan geceden kurtulmuş, Meme'den Mehmet olup yollara düşmüş gayri Vakt erişmiş, Yaşamak kavgada destanlarca, "Bir hilal uğruna" can vermek için. Karşı dağlarda uzak bir yere dalmış GAZİ. Bu ağustos gecesi Ne kadar canlı böcekler böyle ! Ne sabırsız bu ağır başlı, karanlık toprak ! Büyük insan dalgın ; Büyük insan ne muazzam duruyor ! O ne heybetli duruş ey Tannın ! Ürperen manzara hasretle bakar heybetine. Sıra dağlar gerinip yaslanıyor gurbetine, Korkuyor, gölgesi vurdukça uzaktan, dağlar. MUSTAFA ŞERİF Muzaffer Reşit, Atatürk Şiirleri Antowjisi, 1. bas., 1 950,
MUSTAFA KEMAL'İN GEÇİŞİ Ebemkuşağının üstünde renkler tutuşmuş Ebemkuşağının üstünde renkler yanıyor, Ankara yöresinde bir mahzun kartal Dönüyor, kardeşim, naçar dönüyor. Islaktır gözlerimiz şimdi delice ıslak, Damarlarımız içre kederler büyüyor. Bir hayaldir, sorma, alev alev Samsun'dan Kocatepe'ye yürüyor.
ONARAN
s. 106.
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
129
Odur kardeşim, odur, inan, Günlerce karlar üstünde yatan. Bu gurup vakti Sakary a'dan Vatan dağlarına o ses ediyor. Mavi şimşekler çakıyor gözbebeklerinde, Kulaklarında zafer günlerinin uğultusu. Bölük bölük, tabur tabur gazilerle birlikte Yurt ufuklarında Mustafa Kemal geçıyor. ZAHİT ÖZAK. Varlık dergisi, 1 kasım 1950, sayı . 364.
"lstikl& JJestanı"ndan :
BÜYÜK ARZU Ağustos gecesinde mavi ışıklar ınıyor tepelerden, Lacivert bir yelpaze gibi açılmış gökyüzü. Gazi, çadırdan çıkt�, arkasında paşalar, Meşin kırbacı dizlerine vuruyor. Şöyle bir yukarı kaldırdı başını : Bayrağa gönül vermiş gibi yıldızlar . . . Sonra heyecanla İsmet Paşa'ya soruyor: - Erat hazır mı, İsmet? - Her şey tekmil, Paşam ! O bir ayna gibi bilirdi içimizi, Gözlerinde yarınki şafaklardan izler. Karanlıkta baktı, parıldıyor süngüler. . . - Merhaba asker ! dedi, Saflar önünden geçti ; Mehmetler "Yaşa, yaşa !" diyordu. O altın saçlarını vermiş geceye Şimdi her şeyi unutmuş,
ATATÜRK ŞİİRLERİ
130
Yalnız büyük bir aşkla Afyon sırtlarına doğru Haşmetle kartallar gibi süzülmek istiyordu . Bir alev çağlayanı halinde Akdeniz'e
dökülmek istiyordu.
ARİF HİKMET Varlık dergisi, 1 ağustos 1950, sayı 361 .
UZUN HAVADA YAK I M Duman duman gönlün d ağlan Gönlün
ırmakları
Deli deli akıyor Bir güneş doğmuş yaprakların üstüne İnsandan toprağa dek Uzanmış bir göz yaşı İnce ince, göğüs göğüs ağlanmış Her dile ancak kendisiyle açılır Bir kilit vurmuş göz yaşı Her damla büyümüş vatan toprağı kadar Her insanda aynı yasla Kavrulmuş bir göz yaşı Birleşen duygulardan her yıl On Kasımın Soğuk yelleri eser On Kasım bağlar dili çözer dili Bağlanır dil Atatürk'le Atatürk'le çözülür · dil Her kelime açar bir gül Atatürk'le Solar mana gönül gönül Uğunur Türkiye il il Atatürk'le
pAR
ATATÜRK ŞİİRLERİ
131
Her şeyin dili tek kelimeye döner, Kuş ağlar Taş ağlar Her şeyin sesi tek kelimeyi yankılar Şakıyan süngülerden Büyür bir hayal Bütün Türkiye'yi bir anda bir hızla Nurlu ışığında Sürür bir hayal Silkin yasından bacım Bak hayal değil Gördüğün Yaşadığın hayal değil Bak gözleriyle vatanı Sarıyor Atam Tutuyor elinden Uzak sandığın gönlünü Varıyor Atam Toprak olacağım dedikçe Her eserinde taze yıllarla Yaşıyor Atam İBRAHİM ZEKİ BURDURLU Varlık dergisi, l kasım 1 950, sayı 364.
İSTİKLAL SAVAŞINDA ATATÜRK 1 9 mayıs 1 9 1 9 Samsun'a çıkıyorsun. "Dağ başını duman almış !" Halk ayağa kalkryor Anadolu'da, Başsız kalmış. Sen Mustafa Kemal, Gür sesinle haykırıy orsun : "Ya ölüm, ya istiklal . . ."
ATATÜRK ŞİİRLERİ
132
Erzurum, Sıvas, Ankara . . . Ankara'nın burcunda bir bayrak ! Dağ taş selam durmuş Atama, Yollarda kağnılar gıcırdıyor. Yurdu ancak Mustafa Kemal kurtaracak : Anadolu'nun nabzı onda atıyor. Sakarya kan akıyor boydan boya, Mehmetçik artık ayağa kalktı. Mavi bir alev geçiyor gözlerinden, Savaşan kuvvet değil haktı . Yirmi altı ağustosta, Karanlıkta düşman tel örgüleri . . . Bir şeyler ağarıyor etrafta, Mehmetçiğin tetikte eli. Saflar hücuma hazırdılar "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ! ileri !" MESUT TABCAN Varlık dergisi, 1 kasını 1 950, sayı 364.
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA Ben o yılların macerasından geldim, Barut, toz ve ihtilaldi hepten. Dolaklı, hilal bıyıklı süvarilerle, Hüzünlü marşlar söyleyerekten Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak, Saf çelik kılıçlar ata yadigarı, Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar Göğsü tekmil düğmeli bir zabitin ardından Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.
ATATÜRK ŞİİRLERİ Derdini bilemedik, Dermanın olamadık Gazi Paşa, Sana hasretimiz can-ü yürekten. Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız ; Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten. Namlular elpençe, süngüler pusuda. Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın. Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu, Bir macera kaldı dillere destan. Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil, Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır. Temmuzda bir serçe kalkar Sakarya'dan Ağustosta kartal döner. Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam, Geceler içinde parıltılarla yanar, Ağlamak ne kelime ki bizlere. Tarlamız ekili kaldı Yiyemedik. Urbamız dikili kaldı Giyemedik. Gayrı ölüm helaldır bizlere Gazi Paşam Vatan vatan dediğimiz boşuna değil Gazi Paşam Susuşun sualdir bizlere. Ankara'dan gelir geçer trenim, Bir gün olur elbet ben de binerim, Varır toprağına yüzüm sürerim. Biz vatan çocukları, Gazi Paşam, Dilimiz takılı kaldı ;
133
ATATÜRK ŞiİRLERİ
132
Erzurum, Sıvas, Ankara. . . Ankara'nın burcunda bir bayrak ! Dağ taş selam durmuş Atama, Yollarda kağnılar gıcırdıyor. Yurdu ancak Mustafa Kemal kurtaracak : Anadolu'nun nabzı onda atıyor. Sakarya kan akıyor boydan boya, Mehmetçik artık ayağa kalktı. Mavi bir alev geçiyor gözlerinden, Savaşan kuvvet değil haktı . Yirmi altı ağustosta, Karanlıkta düşman tel örgüleri . . . Bir şeyler ağarıyor etrafta, Mehmetçiğin tetikte eli. Saflar hücuma hazırdılar "Ürdular ilk hedefiniz Akdeniz ! ileri ! " MESUT TABCAN Varlık dergisi, 1 kasım 1950, sayı 364.
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA Ben o yılların macerasından geldim, Barut, toz ve ihtilaldi hepten. Dolaklı, hilal bıyıklı süvarilerle, Hüzünlü marşlar söyleyerekten Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak, Saf çelik kılıçlar ata yadigarı, Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar Göğsü tekmil düğmeli bir zabitin ardından Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.
ATATÜRK ŞİİRLERİ Derdini bilemedik, Dermanın olamadık Gazi Paşa, Sana hasretimiz can-Ü yürekten. Artık bir özge tarih oldu yaşadığııruz ; Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten. Namlular elpençe, süngüler pusuda. Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın. Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu, Bir macera kaldı dillere destan. Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil, Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır. Temmuzda bir serçe kalkar Sakarya'dan Ağustosta kartal döner. Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam, Geceler içinde parıltılarla yanar, Ağlamak ne kelime ki bizlere. Tarlamız ekili kaldı Yiyemedik. Urbamız dikili kaldı Giyemedik. Gayrı ölüm helaldır bizlere Gazi Paşam Vatan vatan dediğimiz boşuna değil Gazi Paşam Susuşun sualdir bizlere. Ankara'dan gelir geçer trenim, Bir gün olur elbet ben de binerim, Varır toprağına yüzüm sürerim. Biz vatan çocukları, Gazi Paşam, Dilimiz takılı kaldı ;
133
ATATÜRK ŞİİRLERİ
134 Diyemedik ; Boynumuz bükülü kaldı ; Doyamadık.
TURGUT UYAR Varlık dergisi, 1 kasun 1 950, sayı 364.
ATATÜRK'Ü ANIŞ Düşmanların elinden Bizi kurtaran Atam. Bu vatanı yeniden Özenle kuran Atam. Ünümüzü dünyaya Mertçe duyuran Atam. Gündüz gün, gece aya Benzer kahraman Atam. Adını büyük küçük, Anıyoruz her zaman. Adı büyük Atatürk, Anlı şanlı kahraman . Bir bölünmez vatansın Ey ölümsüz Atamız ! Gönlümüzde yatansın Seni unutamayız. MEHMET NECATİ ÔNGAY Ferit Ragıp Tuncer: Atatürk Şiirleri, 1958, s. 87. Şiirin ilk şekli ozanın Sonbahar adlı kitabındadır ( 1 950) .
ATATÜRK ŞiiRLERİ
135
MUSTAFA KEMAL'İN VAKTİ Bir vakti vardı Mustafa Kemal'in Aydınlık, hafif, cesur, sonsuz. Bulurdu onu her zaferden, Bütün sıkıntılı anlarda, Yaşamadı onsuz. Sema mahlukları gibi buluşurlardı, Göklerde gök gök. . Susardı olağanüstü bir sessizlikle, Yeşilimsi, Ağaçların uzunluğundan, Yaprakla kök. Buluşurlardı yarı karanlıklarda, Zamanlar içinde, sahiden. Bir tarihle öyle yakındılar ki, Verirdi kalyonlara, Alırdı, Sipahiden. İlkin İstanbul üstünde görmüştü onu Mustafa Kemal Kılıç kuşandığı gün, Kılıç ağarması mıdır, nedir, Peygamberler saatı mı, Yenilmezlerin, hakkı alınmışların hayrağı mı, Kader, senin göründüğün ? Felek sanmıştı onu burçlarda, Beyazdan ala yedi renk. Yetmiş cihanı seyretti avizesinden, Öylesine geçti bir ebemkuşağından ki Mustafa Kemal Aşina oldu aleme Cenk cenk.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
136
Nerde büyük işlere kaptırsa kendini, Buluşurdu Mustafa Kemal kahraman vaktiyle, Ak ederdi alnını hep. Sanki ikiz kardeş gibiydiler, Ayırmazdı onları birbirinden, Tek tek yaşamak bile Çanakkale'de, Sakarya'da, Afyon'da, Ansızın peyda olurdu. Bir asker kaputundan, bir kazma ucundan, Bir kitap yaprağından ; Bütün devrimlerde, Nurdu. Geçti birçok şahikalardan birçok yıllar Hikmetle saadetle doldu can. Başka bir yerin saatı dairesini çizdi, Yiğit kara toprak, kurtulmuş kara toprak, Kara toprak açıldı bismillahlarla ayaklarına, Göçtü Mustafa Kemal kardeşini çağırmadan. İşte ölüm anından beri, Gelir Mustafa Kemal'in vakti naçar, Gelir aynı yere. Onca hür, onca kuvvetli, Yaklaşır, yaklaşır, Bulacak kadar. Görmüyor musunuz, Güzelliği eski güzelliğinden ala, Gelir Mustafa Kemal'in vatanı üstüne, gebe ve dost. Görmüyor musunuz, Aynı havaların mavisine, vadetmiş, Gelir Mustafa Kemal'in vakti hala. FAZIL HÜSNÜ DAGLARCA Varlık dergisi, 1 mayıs 1 95 1 , sayı 370.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
137
10 KASIM Dört nala uçan Bir atlı gibi geçiyor zaman Nerde o altın başlı kumandan O beyle bey işçiyle işçi Nerde Kocatepe'den kükreyişi Bir kurşun gibi ilerde İzmir'e sancak gibi girişi Nurlar içinde mi şimdi aslan Tanrı'nın rahmeti üstüne olsun Atatürk adlı kahraman. HALİM YAccıocLu Varlık dergisi, 1 kasım 1 950, sayı 364.
MUSTAFA KEMAL'İN OOLU Mustafa Kemal'in oğlu diyorlardı ona, Sırtını okşamıştı Mustafa Kemal bir sabah erken, Geçiyordu paşalarla, beylerle Su içmişti tarlasından şuncağız. Öbür çocuklardan ayırmıştı kendini artık, Adını duyuyordu yüreğinde ateşçe Soluk alırken, ekmek yerken. l
Köyün yetimiydi, ölmüştü babası Çanakkale'de, Kale gibi tutardı omuzlarında başını. Yeşil gözlerinde bir siyahlık parlardı eskiden beri İt gibi çabalardı bakmak için ninesine. İnce bacakları altında koca ayaklan vardı Sarıydı, kuruydu bozkırda bir çalı kadar, On üçündeydi ama göstermiyordu yaşını.
138
ATATÜRK ŞİİRLERİ Bir zaman sonra top sesleri duyuldu uzaklardan Al al oldu dağların moru. Eli silah tutanlar gitmişti cephelere bıldır: Kadınlar, çocuklar, dedeler toplandı camı avlusuna Sordu cümlesi birbirine ne yapak ? Ansızın düşman askeri görüldü çayırda, Geldi çattı köye gavurun zoru. Devresi gün bir haber ulaştı evlere, samanlıklara Alanda ismi yazılacakmış herkesin. O saat bir yangın sardı Mustafa Kemal'in oğlunu, Kimi Kadir diyecek, kimi Mıstık, kimi Özdemir. Ankara'dan gelen rüzgarlar önünde Ankara'ya uçan şahinlere karşı O, ne desin ? O, Mustafa Kemal'in oğlu, nasıl söyler, Adını bir avuç düşmana. Mustafa Kemal'in oğlu yenilmez, tutsak olmaz, Adını vermez süngüler altında Kellesini verse bilem. Hem ağaç ağaçtır, öküz öküzdür, İsim yakışmalı cana. Tannsına bir haber de salamaz Bağlanmasın bir kez adamın eli. Sırayla vanr herkes, yazdırır ismini naçar, Hüsmen gitti beş kişi kaldı vay vay, İ dris gitti iki kişi kaldı geriye Erkek olan kendini de saklamaz hiç Netmeli ağası netmeli. Çevre olmuş gavurun askeri, Arkadan yüce bayır bakınır kırca' kırca Gülsüm gelinin horozu öter Öğle namazı vaktidir, yaprak kımıldamaz
ATATÜRK ŞİİRLERİ
139
Bir devir yaptı nazlı toprağın sevgısı on üç yJllık Sıra ona geldi, Yürüdü sol tarafa yürüdü ağırca. Bayrak mıydı ne, kartal kanadı mıydı ne, Ses verdi göklerden adı. O yürüyordu, köylünün dehşeti büyüyordu peşinde Büyüyordu gövdesi Büyüyordu dağ kadar. Dur diye haykırdılar, namluları çevırıp üstüne, Durmadı. FAZIL HÜSNÜ DA�LARCA. Ozanın /.rtiklôl Savajı lnönüler adlı kitabından, ağwtos 1 95 1 , s. 77.
"Karta[ Bakışlı Deha" dan :
MUSTAFA KEMAL'İN ATI Beyaz küheylanın yürüyüşü hep dörtnaldır balam, Rüzgar koymuş adını Mustafa Kemal. İçtiği su, yediği arpa helal. Sakarya'dan Paşa'ya müjdeyi getiren, Kocatepe'den İzmir'e zafer götüren, Beyaz küheylanın yürüyüşü hep dört naldır balam. Gözlerinde ışıklar sarı baldır balam, Yelesi dalgalanır şafak şafak. Övünür buldum diye şehsuvarımı Açmış dağlar taşlar ona kucak Gözlerinde ışıklar sarı baldır balam. Bu atın şahlanışı bir masaldır balam, Bir yamaçta duruşunu görmüş de Gazi, Demiş : "Endamına bendolduğum afet budur işte !" Atlar içinde yalnıı. bunu sevmiş de Canlanmış gözlerinde binlerce yıllık mazi.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
140
Bu atın şahlanışı bir masaldır balam. Bu at dört ayaklı bir kartaldır balam, Bir açıvermiş kanatlarını Afyon'a doğru. Uçurmuş bütün zaferlerini göklerimizde O gün bugün parıldar altın gülüşlerle gururu Bu at dört ayaklı bir kartaldır balam. ARİF HİKMET PAR Varlık dergisi, 1 eylül 195 1 , sayı 374.
" 1 9 1 9 YILI MAYISIN 1 9. GÜNÜ SAMSUN'A ÇIKTIM" Kıyı takmış yaprağını gülünü, Bahar eder. Bir gemi yaklaşır karanlıktan, Felek terkidiyar eder, Eder oy. Kimseler bağırmaz çağırmaz, Sanki uzaklara bakıp ar eder. Gönül çarptıkça yelken beyazlığına Ruzigar eder, Eder oy. Bir şey gizli bu mayıs sabahında, Bir şey yoktan var eder. Dağ öğünür yeşilinden, Toprak dağlarla iftihar eder, Eder oy. FAZIL HÜSNÜ DAGLARCA Türk Dili dergisi, ekim 195 1 , sayı 1 .
ATATÜRK ŞiiRLERİ
141 EŞSİZ YÜREK
Bildiğimiz bir insandı Mustafa Kemal Onu bizden ayıran tek şey Destanlardan ötelere götüren Yalnız o yürek. Atarak üstünden rütbelerini Kolay mı dünyaya dikelmek Olmuştu o günler bütün milletin Özü, gücü o yürek. Ne vaktı, ne bahtı vardı Mustafa Kemal'in Gözüne kestirdi mi bir kez nedek Yapamazdı onun yaptığım kimse, Yalnız ondaydı yürek. O yürek olmasa neye yarar, Kartal bakışları övmek Mustafa Kemal' i Mustafa Kemal eden Bence o eşsiz yürek. "Öldü" diyemiyorum bir türlü Ne acı vakitsiz ölmek Yine duyuyoruz, düşünüyoruz ama, Nerde o yürek. Oô.uz
Varlık dergisi, 1 kasını 1 95 1 , sayı 376.
K1zıM
AToK
ATATÜRK ŞİİRLERİ
142
ATATÜRK Atatürk dedim iptida Önümü ilikledim.
Nasıl söylerim öldüğünü Atatürk'üm karşımda. Yatmış uyumuş karlar üstüne Kalpağı başında. Nasıl söylerim öldüğünü Çenesine uzanmış eli Atatürk'üm çıkar Kocatepe'ye Dalgın, düşünceli . Nasıl söylerim öldüğünü Elinde beyaz tebeşir Geçmiş tahta başına Atatürk'üm ders verir. Nasıl söylerim öldüğünü Başında yeni şapkası Yola çıknuş yürümüş Kalabalık arkası. Nasıl söylerim öldüğünü nasıl Bir ışık vurmuş yüzümüze Atatürk'üm bakıyor besbelli Çekidüzen verelim üstümüze. İLHAN DEMİRASLAI'(
Varlık dergisi, 1 ka.sım 195 1 , sayı 376.
143
ATATÜRK ŞİİRLERİ UYANIK UYKU 1 Mustafa Kemal kar üstünde yatmış uyur.
Gece vakti Karınca gibi yıldız üşmüş gökyüzüne Kar inmiş de · az öncesi Ufacık-tefecikten kar inmiş Uzanmış-yatmış kar üstüne Mustafa'm Samur kalpak başında Sırtında bir asker kaputu Tiril-tiril incecikten. Top arabaları geçer uykusundan Mehmetler-Mustafalar-bir ordu Elleri bayrak-elleri süngü-elleri tüfek Süvariler geçer yalın kılıç Şimşekler çakar gözlerinden. Uyuyor uyanık uyku içinde Maviler siyahlar lacivertler Üçe karşı beş, beşe karşı on Nasıl akıldan çıkar, nasıl dilden düşer Sabahın erinde doğan gün Kötü günlerin sonu, iyi günlerin başlangıcından.
il Mehmet'in biri der ki :
Acısından bir baş soğan Üç zeytin kuru mu-kuru karasından Çömeldik anaç toprağın üstüne Toprak yağmuru yemiş şişkince yatar.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
144
Bıçak gibi allı da-morlu ışıklar dağlardan Durmuş dikelmiş aslan Mustafa Kemal, Mustafa Kemal'in gözleri bize Çadırın kapısı dağlara bakar. Ah -dedim- yüzüne karşı, gözlerine karşı, Kulun-kurbanın olayım Ayağının türabı, alnının teri Senin yerine ben gözleyim yolları Bir küçük kuştur göğüs kafesimde Senin için çırpınır canım De öl şuracıkta Ayağın dibinde öleyim. Gözlerine ışık vurmuş pırıl-pırıl ama, Yas içinde efkarlı-en efkarlısından. TARIK DUBSUN K. Varlık dergisi, 1 kasım 1 95 1 , sayı 376.
30 AGUSTOS
Kocatepe'nin büyük düşünceleri Doğuyor kalplere aydınlık, zamanlı, Uyku tutar mı ağustos geceleri Bu ay cümle fetihlerle heyecanlı, Heyecanlı hey. Mustafa Kemal'in dudağında eli, Gözlerine vurmuş vaktin en güzeli. Bu dağlar, askeri deli eder deli Vermiş omuz omza destanlı destanlı, Destanlı hey.
ATATÜRK ŞİİRL,ERİ
145
Hazırol vaktinde şafaklar Hazır yürümeye topraklar Tepe tepe kımıldanıyor. Endişeli, uzakların benzi uçuk, Düşman, düşman ama çocuk kadar, küçük Yirmi altı ağustos, saat beş buçuk Dram, Dumlupınar'da başlıyor, kanlı, Kanlı hey. Taarruz şafağı söktü, al Analar sütü kadar helal Toprak, bulgur gibi kaynıyor. Gece, bayrak olmak emri geldi aya, Can bulası yaralı kuşa, yaylaya ; Kocaman bir nehir batıya batıya Memleket bir parmağın ucunda canlı, Dev canlı hey. Akdeniz, yüzümüze, masmavi güler, Güler, dallarla kardeş kardeş süngüler. İzmir yaylalarında bulduğumuz zafer İnsana, toprağa, bayrağa nişanlı, Nişanlı hey. MUSTAFA NECATİ KARAER Hisar dergisi (Ankara), kasım 1 95 1 , sayı 19.
RESİM Her gün, Enginlerden engin, Yücelerden yüce Bir duygu sarar bizi, Bu sınıfa girince.
146
ATATÜRK ŞİİRLERİ YandaJ bir uçtan bir uca Mavi deniz, Odanın içinde güneşleri bulunca Isınırız. Enginlerin engini deniz olsa Deniz ufak ! Yücelerin yücesi güneş olsa Güneş küçük ! İlk günü gördük, nerden geldi : Duvardaydı Denizleri, güneşleri Küçülten büyüklük. Kürsünün üstünde bir resim : Gözleri denizlerden mavi Bakışları güneşlerden sıcak, Dört mevsim. Kürsünün füitünde : Atatürk'ün arkasında al bayrak, Kollarını kavuşturmuş göğsünde. Bu resimle başlar bizim günümüz, Karşımızda Atatürk'ü gördükçe, Kıvançla dolar, taşar gönlümüz. Öğretmenimizin kürsüde Verdiği dersi Dinler bizimle birlikte Atatürk'ün resmı. Çalışkanız, çünkü, Çalışınca Bakarız, Atatürk güldü. Bir yanlışlık yapsak Bulutlanır gözleri, Anlarız, Atatürk üzüldü.
ATATÜRK ŞİİRLERİ Gelsek kürsünün dibine Görür bizi Eğilince. Kalksak, gitsek gerilere, Otursak arkalarda ; Başımızı kaldırmadan duyarız Atatürk orada. Öteki odalarda Başka başka resimleri Atamın. Atatürk'ürn, artık ömrüm oldukça Bu resminle karşımdasın ! Yok hiç birinde Bundaki tılsım, Değişen çizgilerle Canlı gibi bu resim. Öyle canlı ki, sanırım, Ben de bir gün okulu bitirince Uzanan ellerinle Okşanacak sırtım. Öyle canlı ki, sanırım, Karanlık bile olsa Serpeceğin ışıkla Aydınlanır yollarım. Tıpkı sınıftaki gibi, Yapacağım bir işte Bu resmindir rehberim ; Kötülüğe uzanırsam Çat kaşlarını, Tutulsun ellerim.
147
148
ATATÜRK ŞİiRLERİ Tıpkı sınıftaki gibi, Bütün ömrüm boyunca Yaptığım bir işte İyi, doğru oldumsa Sevincini belli et, Gülümse ! Yaprak yaprak dökülürken önümde Her yıl, dört mevsim ; Sınıflar içinde yalnız bu sınıf, Resimler içinde yalnız bu resim ! BEHÇET NECATİGİL Varlık dergisi, 1 kasım 195 1 , sayı 376.
GAZİ PAŞA'YA ACIT - Sana ağıt değil, destan yaraşır. -
Bütün rüzgarlar beni bulmalı şimdi Şimalden, cenuptan ; garptan ve şarktan Artık süvariler başka seslerle yarışsın. Bir dağ taşıyorum omuzlarımda, Haşre dek götüreceğim koşaraktan. Yiğit Paşam, şanlı Paşam, genç Paşam, Hasretine dayanması güç Paşam. Bir çelimsiz ışık dolanır gökyüzünü, Bulutlar bir beyazdan ürkek, bir siyahtan kavi Söıuneli bütün ateşleri yeryüzünün, Uyanılmaz uykulara vardı Paşam Nefesi daha serin, bakışı daha az mavi.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
149
Hep Paşamın türküsünü söyleyin, Söyleyin de garip gönlüm eğleyin. Artık bir güz başlamış, ölümsüz, Vatan dağlarında çiçekler solmuş. Bir dalga ebedi seferine başlamış açık denizlerde Cigarası sönmüş, saatı durmuş ; Paşama bir hal olmuş. Paşam atlarına binemez artık, Kuş uçmuş dalına konamaz artık. Otuz yıl mukaddem kıraç bozkırlarda Düşüncelerim büyük ve tozlu günlere karışır. Bir alınıp bir verilen tepelerin ardında Erkekçe emirlerin peşisıra Paşam, Bir o yana, bir bu yana dolaşır. Anlı şanlı, yiğit Paşam, genç Paşam ; Sana ağıt değil, destan yaraşır. Kurtulsun dört yönün sıkıntısından bakışlarım ; Karalar karalansın, allar allansın. Muhteşem takızaferlerin altından Yedi düvele zafernameler yollansın. Kurtardığı haysiyetin ender yeşilinden, Bir şahin üstümüzde yüzyıllarla dolansın. Su dursun ; dağ uyansın, efendiler, Bu gelen Paşamdır, selamlansın ! Çocuk idim bilemedim kadrini Şimdi ben ağlamayım da kimler ağlasın ! TURGUT UYAR Varlık dergisi, 1 kasım 195 1 ,
sayı
376.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
150
BÜYÜYEN ATATÜRK Şimdi sen Akdeniz'de Yükselen dalga dalga, Bakışlarının rengiyle mutlu, Uçar rüzgarlarla hür. Şimdi sen Edirne'de, Sıvas'ta, Ardahan'da, Şimdi İzmir'de, Afyon'da, Van'da. Yükselen dağ dağ, serilen yayla yayla, Düşünen köy köy, kasaba kasaba Nefes alan her canda. Şimdi sen tarlalarda Boy atan buğdaylarda, Saçlarının ışıklanyle zengin Büyüyen vatan çiçeklerinde, Büyüyen yüreklerimizde Fetheden gelecek günleri, fetheden düşünceleri Tek bir sevginin aydınlığında. AHMET KöKSAL Türk
Dili dergisi, aralık 1 95 1 , sayı
3.
YALNIZ KOMAZ Derken böyle kasımların birinde Anasını yitirmiş kuzular gibi Kaldık yolun ortasında ağladık Çevirip yüzümüzü isli gökyüzüne Tann'ya bağladık kaderimizi. Sonradan çözüldü dillerimiz Sonradan derman geldi dizimize
ATATÜRK ŞİİRLERİ
151
Bu vatanın üstünde baştan başa Mavi gökyüzünde Atatürk'ün gözleri. Dağlardan denizlerden kopup gelen Rüzgarlarda Atatürk'ün sözleri Zor görsek, dara düşsek, ağlasak Atatürk'üm yalnız komaz bizleri. ADNAN BULA][ Tilrk Düi dergisi, aralık 1951, sayı 3 .
ŞEHİTLERE
VE MUSTAFA KEMAL'E KARŞI VATAN TÜRKÜSÜ
Dalgalanır bayrak Dalgalanır fatihalar bayrakta. Uyursunuz, uyanırsınız, Siz düşünürsünüz bu toprakta. Yaprak yeşilindeyken, su mavisindeyken gücünüz Vatan sizden çoğalmakta. Yükselmem.iş midir göğe karşı, Kelime-i şahadetlerle yer yer, Bütün soluğunuz, bu toprakta. Sizin dolduğunuz rüzgar, sizin verdiğiniz sessizlik Kırmızıda, akta. Çalışmanızın Ölümsüzlüğünüzün kımıldanışı Buğday buğday, bu toprakta. Allah bir nefes gibi yakın Gökyüzü bir nefes kadar uzakta. Gidecektir kainatın son zerresine dek Hürriyetiniz Bu toprakta.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
152
Gidecektir kuvvetli soyunuzla, sonsuz nesillerden, Şerefte, fazilette, hakta ; Hizmetiniz Varlığınız Can can aksederek, bu toprakta. Adınız tek Adınız bir milletle ayakta. Kimi vatan der, Kimi Mehmetçik, Yaşamamz, bu toprakta. FAZIL HüsNÜ DAGLARCA Türk Dili dergisi, temmuz 1952, sayı 10.
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA kitabından bölümler
VI Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çapan, takası Selam durdu tayfası. Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman Duman değildi bu ! Memleketin uçup giden kaygılarıydı. Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil ! Sarılan anayurda Kemal Paşa'nın kollarıydı. Selam vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan Karadeniz'in halini görmeliydi.
ATATÜRK ŞifRLERi
153
Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar Kalktı takalar, İzin verseydi Kemal Paşa Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum'a kadar. VII Bir selam gibi gitti Erzurum'a, Bin selam gibi geldi Sıvas'a Erzurum'dan. Dağlar alçaldı yol vermeğe, Temizlendi ılkımından karından. Analar bacılar yola döküldü, Cephane taşıdı arkasından. Irmaklar suyundan faydalattı, Ağaçlar daldasından. Yer gök inledi bir yol daha Kurtuluş savaşından. XII Sana borçluyuz ta derinden! Çünkü yurdumuzu sen kurtardın. Hasta, yorguµ düşmüştük, Yaralarımızı iyice sardın. Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın, Sanat.kardın, denizler kadar engin ; Kimsenin görmediğini görürdü Sevgiyle bakan gözlerin. Dedin ki : Bu millet, bu büyük millet Yüzyıllar boyunca geri kalmış ; Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz Her yanından yaralar almış.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
154
Dedin ki : Bir güzel savaşmalı Kurmak için yeniden ; Bilgiyle, inançla coşkunlukla "Öğün, çalış, güven ! " Sana borçluyuz t a derinden ! Işığısın bu yurdun. Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize, Çünkü Cumhuriyetimizi sen kurdun. Hürriyeti sen yaydın içimize, Halkçıyız dedin halk içinden, İnançta hür yetiştirdin bizi, Sana borçluyuz ta derinden ! Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti, Bu milleti temiz ellerin. Sana borçluyuz ta derinden En büyüğü Mustafa Kemal'lerin ! xııı
Davullar zurnalar döğende Biz seni hatırlarız ! Binip trene gezende Biz seni hatırlarız ! Önce adını öğrenir çocuklarımız Eli kalem tutup yazanda. Binler yaşa, yurdumuza hizmeti büyük Kemal Paşa ! Ölümsüz insan ! Şanlı Atatürk ! CABİT
K ÜLEBİ
Ozanın Atatılrk Kurtuluş Savaşında adlı kitabından (ekim 1952). Bu kitaba temel olan "Atatürk'e Ağıt" şiiri Varlık dergisinde ç�tı ( 1 kasım 1 949, sayı 352).
ATATÜRK ŞİİRLERİ
155
ATATÜRK ANADOLU'DA Atatürk altında bir doru at Bütün y urdu gezdi Ne Erzincan'ı kaldı ne Afyon'u Dileğince biçim verdi O kurtuluş savaşı günleri Atatürk memleketin havasında Şenliğinde öfkesinde Saymakla bitmez emekleri Yurdun her bir taşına O hünerli eli değdi Umut verdi yüreğinden halka Hürlüğü öğretti SABAHATTİN KUDRET AıtsAL Turk Dili dergisi, 1 kasım 1952, sayı 14.
BİR RESİMDE ATATÜRK İzmir'e girişini Atatürk'ün Bir kahve duvarındaki resimde gördüm Bir ılık güz öğlesinde Şanlı haki urbası üstünde Koymuştu kılıcını içine kınının Yürüyordu arasında sevgili halkının Ayağında Anadolu'dan getirdiği toz Bir inanç gözlerinde tükenmez Alabildiğine insan kalabalığı ardı Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
156
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Işıktı sevinçti türküydü Görseydiniz o resimde Atatürk'ü SABAHATTİN KUDRET AKSAL
Varlık dergisi, 1 kasım 1952, sayı 388.
MAVİ GÖZLÜ PAŞA'YA Adın zikredilir, Ol dem aydınlanır yüzümüz. Rahat uyu Mavi Gözlü Paşa, rahat uyu ! Korumazsak eserini Kör olsun gözümüz. RıZA BULUT Varlık dergisi, l kasım 1952, sayı 388.
MUSTAFA KEMAL Mustafa Kemal, sessizlik Ki susar doruklara konan kuş Uzanmış boydan boya şehitler ve gaziler, Mustafa Kemal ahret olmuş şimdi, Mustafa Kemal vatan olmuş. Mustafa Kemal bizi yönlere döndüren, Karanlığı aydınlıklarla örtülü : Mustafa Kemal Açılmış açılmış Rüzgar gülü.
157
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Mağaralardan yıldızlara, Mustafa Kemal hep. Mustafa Kemal, Buğdayın büyüdüğü, Ateşin yandığı sebep. İçinde bulunulan günden sonra, Mustafa Kemal hiç gelmeyen yarın, Mustafa Kemal yaşamak gibi bir şey, Aşar mevsimlerini Çağların. Yirmi milyon, elli milyon, iki yüz milyon ; Mustafa Kemal tek. Hürriyetle kımıldamış, Hürriyetle sonsuz, En uzak, en yeni, en gerçek. Bütün yaptığı, gördüğü, düşündüğü, Kara topraktan al bayraklara kadar. Bir ağaç, bir gece, bir yol, bir su İşte Mustafa Kemal yok, Millet var. Bozkurt çıkmış kapanık dünyalardan dışarı Parıltısı yeryüzüne, ellerimizdeki tuğun Mustafa Kemal hiç kimse değil, Mustafa Kemal, İradesi topluluğun. Yürür, götürür, uçurur bizi, Ölümün zamanda bıraktığı hız. Mustafa Kemal gücümüz kuvvetimiz dağlarda Gönüllerin dileği daha ötelere gider, Mustafa Kemal acımız. FAZIL TilTk Dili dergisi, 1 kasım 1952, sayı 14.
HÜSNÜ DAtLARCA
158
ATATÜRK ŞİİRLERİ ATA'DAN HATIRALAR 1
Bir rüzgarı var Türkiye'min ·; On dört yıldır esmez olmuş. Bir hava ki yıllar evvel Çamlıbel'de söylenmiş, "Gümüş dere durmaz akar. . . " ama Köroğlu çeşmesi akmaz olmuş. Mermerinden parmak boyu su akar, Çamlıbel'de Atam'dan hatıralar. 2
Anadolu'nun kuzeyinde Samsun'um, Denizinde balığım, gemilerim, yosunurn. Çaltıburnu'nda fenerim sabahlara kadar yanar, Aydınlığında Atam'dan hatıralar. Yeşil yeşil İzmir'im, Ödemiş'im, Afyon'um ; Hatıralarınızda büyüyen çocukluğum, · Bozkırım, akarçayım, çevresi karlı dağlar ; Yüceliğinizde Atam'dan hatıralar. 3
Türkiye'rn, Türkiyelim, vatandaşım insanlar ; Çanakkale'm, Sakarya'm, yağız yüzlü Mehrnet'im, Türkiye'm, Türkiye'm, vatanım, memleketim ; Ufkunda dalgalanan yarı inik bayraklar, Kınnızılığında Atarn'dan hatıralar. DoGAN ERGENELi Varlık dergisi, 1 kasım 1952, sayı 388.
ATATÜRK ŞiİRLERİ
159
CANYOLDAŞIMA MEKTUPLAR Atlılar gördüm Yağız atlar . . . doru atlar . . . kır atlar. . . Ta ötelerden gelir gibiydi. Atlıların ayaklarında zaman Ezilir gibiydi. Nal sesleri vardı zamanda Uzak yakın. Geceden sabaha doğru sesler Akın akın Artar, eksilir. gibiydi. Bir avuç asker gördüm Delik deşik bağırları. Al kan değil yaralarından akan Kara san Zehir gibiydi. Tel örgülerde diken dikendi kader Sakarya, Sakarya değildi artık. Serpilivermiş ovaya üçer beşer Mehmetler. . . Savaş Süngülerine esir gibiydi. Gazi'yi gördüm Bir tümseğe dayanmış sağ ayağı, Başında bir kara kalpak. Kocatepe'de kalkan parmağı Akdeniz'i gösterir gibiydi. Bir vatan şahlanmıştı balam Devir, tarihe hükmeden devir gibiydi . Bu millet ölür mü, ölür müydü hiç, Baksan ki Gazi'nin gözlerinde Ölmekle yaşamak bir gibiydi. JÜLİDE GÜLİZAR ERGÜVEN Hisar dergisi (Ankara), kasım 1952, sayı 3 1 .
160
ATATÜRK ŞiİBLERİ
DACDA MUSTAFA KEMAL Omuz omza kilitlenmişiz, Kartallarla sohbetimiz berdevam. Yalnız Mustafa Kemal'e geçit vermişiz, O milleti kurtannağa giden adam. Ağacımız, çiçeğimiz, kuşumuz, Onun türküsünü çağırır durur. Biz dağ. milletiz, dağlaşmazsak Halimiz nice olur ? Tepelerim vardı benim, toprak yığını ; O ayak bastı kardeşim, dağlaşıverdi. Kocatepe, Adatepe, Metristepe ; Kocadağ, Aladağ, Metrisdağ oluverdi. Ben ve Mustafa Kemal, kardeşiz ; Sularla, yıldızlarla beraber. Fırtına, şimşek oluruz Millet iletince haber. ABiF HiK.MET PAR Tilrk Dili dergisi, ka,,ım 1 952, sayı 14.
1 952 YILINDA ATATÜRK Bıı bayrak benim bayrağımdır, Göklerin en yücesine çekilir. Ama kasım aylan geldi miydi Gelin gelin, nazlı nazlı, Atam'ın kabrine eğilir.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
161
Sonbahar rüzgarları on üç yıldır Deli eser, mahzun eser yurdumda ; Bir şehit ordusudur Görünür ve kaybolur Ankara kalesinin burcunda. Konuşur yıldız yıldız gök Uçar uçar da gözlerinin maviliği, Bir türkü olur ağlamak şimdi Yirmi bir milyonun söylediği. Aylar geçer yıllar geçer, zaman eskir ; Toprak ana uyur, uyanır, Büyür gücümüz kuwetimiz Yiğitliğimiz aziz adınla çoğalır.
,
Yaşarsın dalga dalga, cihan cihan Dört yönünde yurdumun ; Günden güne daha ulu, daha kahraman Şiirlerin aydınlığı içinde. ZABİT ÖzAıt Varlık dergisi, 1 kasım 1952, sayı 388.
VATAN RÜZGARLARINLA DALGALANDI Tekmil Anadolu ayakta, Bu gelen Bandırma vapuru. Mustafa Kemal'in bakışı Göklerden duru. Boz kalpağını hele bir çıkarsın Mustafa Kemal Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda. Mustafa Kemal'in elbisesi Rütbesiz, nişansız . . .
162
ATATÜRK ŞİİRLERİ Ve avuçlarında Kaderi yazılnuş Türkiye'min. Mustafa Kemal'in gözlerinde Mavi bir umman var. Mustafa Kemal'in ellerinde Zafer çiçekleriyle bezenmiş bir dal. Bir güneş gibi doğacak Samsun ufkundan 1 9 mayıs sabahı Mustafa Kemal. Karadeniz sere serpe uzannuş önünde Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır, Gazi Anadolum divan durmuş bekleşir : Mustafa Kemal geliyor. Vapur yaklaşır yaklaşır Secde eder dağlar taşlar, Selam verir gazi Anadolum : Bandırma vapurunun içinde Güneşten süt emmiş Bir sarışın kahraman var. Mustafa Kemal, ölümsüz adam, Sen Samsun'a ayak bastığın an Al bir bayrak gibi açılıp rüzgannla Dalgalandı vatan ! ÖZKER YAŞIN Varlık dergisi,
1
kasım
1 952,
sayı 388.
SENDEDİR ATATÜRK Bugün yaşıyorsam güler yüzle emin tertemiz gökler altında dağlarım denizlerimle dost toprağımda dolaşıyorsam
ATATÜRK ŞiiılLERİ
163
ümitli memnun ve rahat gecem gündüzüm hürse damarlarımda 'kanım tenler içinde canım korkusuz yürürse bulutlanmdan gözyaşı yerine rahmet dökülürse ekmeğim suyum tatlı toprağım da türküm de bereketli rüzgarlarım alabildiğine hürriyetli ise bacamda tütünüm tütüyor ölülerim huzur içinde yatıyor ağacım dal sürüyor boy atıyorsa görüyor, biliyor, inanıyorsam keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam dün yokken bugün varsam sendendir sendendir Atatürk.
SUAT Kaynak derıisi (Ankara), 15 kasım 1952, sayı 67.
10
KASIM 1952
Sabahlar, her zaman güzel değildir, Her zaman ayrılık akşamla gelmez. Al atlar sırtında hoyrattır fecir, Hoyrattır, ne kalbler kırmıştır, bilmez, Sabahlar her zaman güzel değildir. Vakti, bir yerinden bölünce şafak İri ve rüyalı gözlerle müphem ; Nur olmuş içimde sanırım ak pak Ayn bir manada korktuğum adem, Eski düşüncemde, rahat ve uzak.
TAŞER
ATATÜRK ŞİİRLERİ
164 Fethe çıkmış gibi duyarım birden Eşsiz gururunu bir cihangirin. Ufuklar üstünde yüzen tekbirden Vatanca büyümüş asil ve derin Bir matem tütmekte şimdi fecirden. Nefti yalnızlığı başlar zamanın Mağfiret ürperir, dağılır, uçar. Ölüm korkusuyle dolu bir anın Müphem uzletinde ebedi ruhlar ; Nefti yalnızlığı başlar zamanın.
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur, Bir garip hali var Dolmabahçe'nin ; Hala içimizde yüzen gecenin Aydınlık bilmeyen devamı durur, Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur. Ruh için, ölümsüz, derler cihanda, Her mevsim onunla güzel her seher. Bütün esatiri parçalasan da Atatürk önünde mağlupsun kader ! Ruh için, ölümsüz, derler cihanda. VEHBİ KIZILGÜL Hisar dergisi (Ankara) , aralık 1952, sayı 32.
MUSTAFA KEMAL'İN ELLERİ Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in Zaferi, barışı yaratmış elleri. Hürriyeti, saadeti, adaleti Sevgiyle dağıtmış elleri.
ATATÜRK ŞifBLERİ
165
Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in, İçli, temiz, mert elleri, Bütün nimetlerini sunmuş bize Türk sofrası gibi cömert elleri. Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in ; Öğretmen elleri. Bir tahta başında, bir kürsüde Bize bizi öğreten elleri. Elleri konuşuyor Mustafa Kemal'in ; Işık, deniz, sel elleri. Bizi her şeyden çok seven Güzel elleri. ARİF HiKMET PAR Yarlık dergisi, 1 aralık 1952, sayı 389.
BAYRAK TÜRKÜ Ankara'nın ışıklan yanar Anıtkabir üzerine Sallanırsın Karanlık karanlık. O senin oğlun O senin ışıltılı sabahlara doğru Yürümen koşman doğrulman Kara toprak. O senin Varman derine Bütün şahadetlerde, Sakarya Dumlupınar Ve bütün yeşillerden.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
166
Ulu bir yaşama Yönlerden yönlere açılmış Doğmuş yeniden Rüzgarı kişilerin. Parlar devrimlerin Doğuya güneye esir milletlere, yıldız yıldız Dorukların çatalından Yankılanır aydınlığın. Sen Ankara'daki, sen Türkiye'deki kahraman Sen yeryüzü. Kurtuluşun başladığı yerde Sen gök Sen Ankara'daki sen Türkiye' deki kahraman duyuyor musun ? Karışmıştır Bayrak ellerine Ellerin bayrağa. FAZIL HüsNü DAGLARCA Türk Dili dergisi, ağustos 1953, sayı 23.
BANDIRMA VAPURU Ben Bandırma vapuru Esme rüzgar esme halim perişan Mustafa Kemal'im güvertede Ben Karadeniz'de dalgalarla boğuşan . Küçük köhne bir tekne Baştan ayağa dek iman dolu Bu hasretlik daha ne kadar uzar Uçmak isterim Samsun'a doğru Bakışlarım kararır gözlerim dolar
ATATÜRK ŞiİRLERİ Ben Bandırma vapuru Karadeniz'de küçük köhne bir tekne Yağma yağmur esme rüzgar Yolumu bekler Anadolu Gümüş dere durmaz akar Mustafa Kemal'im güvertede Dayamış alnını ufka bakar '
Ben Bandırma vapuru Var git başımdan Karadeniz Bu gece efkarım var N'oldu ey gönül n'oldu Gümüş dere durmaz ağlar Kan ağlar altmış üç ilimiz Kan ağlar Anadolu Ben Bandırma vapuru Mustafa Kemal'im güvertede Kaputuna bürünmüş Bakışlarında karanlık, saçlarında rüzgar Yıldızlar geçiyor alnından Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne Mete'ler Bumin'ler Kutluk'lar Sıyrılıp Altay dağlarından Ona doğru yürümüş Ben Bandırma vapuru Duyarım sesler gelir Anadolu'dan Samsun'a doğru Bir şey var gecenin içinde Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan Bir şey var gecenin içinde Mustafa Kemal'in sevinciyle ağaran
167
ATATÜRK
168
ŞiiRLERİ
Ben Bandırma vapuru Var git başımdan Karadeniz Mustafa Kemal'im güvertede Duman duman gülüyor uzaktan Anadolu Gökler gibi denizler gibi susar yüreğimiz Ardahan'dan Edirne'ye kadar Kan ağlar Türkiye'miz Kundakta bebeler ağlar Yatakta nineler ağlar Yolundan dönersek kahpeyiz Atam andımız var Ben Bandırma vapuru Mustafa Kemal'im güvertede Deniz yorgun duruyor Samsun önlerindeyiz Dalgaların üstünde alı al moru mor bir güneş doğar Hiç bir zaman bu kadar ağarmadı bu deniz Ortalık aydınlık içinde Gümüş dere durmaz akar Karanlık günleri geride bıraktık On dokuz mayıs, mayısın on dokuzu Hiç bir kuvvet bükemez artık Kolumuzu MESUT TARCAN Bedri Gider - Ahmet Köksal
-
Şinasi Saba : Atatürk için, 1 953, s. 62�4.
MUSTAFA KEMAL DÜŞÜNÜR Dışarda bıçak sırtı bir ayaz ; Gökte ay üşür, Gökte yıldız üşür, Dışarda gece üşür.
ATATÜRK ŞİillLEllİ
169
Gece, yani karanlık, yayılıniş gider Boylu boyunca, vatan ölçüsünde. . . Gayri gündüzümüz yok ! Dışarda bıçak sıru bir ayaz, Düşmanca kol gezer, Dışarda gece üşür, Gece, yani karanlık, yani siyah, Yani vatan sahipsiz, el elinde... Vatan üşür ! Mustafa Kemal, Yani milyonların yüreği ! Mustafa Kemal, İşte o, sonsuz aydınlık ! Mustafa Kemal, Ta kendisi, uğrunda öldüğümüz vatan ! Dışarda bıçak sıru bir ayaz, Ayazda üşümeyen tek adanı r Gökte ay üşür, Gökte yıldız üşür, Dışarda gece üşür, Düşmanca kol gezer bıçak sırtı ·bir ayaz, Mustafa Kemal üşümez, Düşünür ! M. SUNULLAH ARililOY
Yarlık dcrgiııi, 1 kasun 1953, sayı 400 .
170
ATATÜRK ŞİİRLERİ ACIT Atatürk bu millete Dizinden derman verdi, yurusun ; Yüreğini, gücünü, kuvvetini, Umut verdi, can verdi. Bu milletin çocukları büyüsün ! ADNAN BULAK Varlık dergisi, 1 kasım 1 953, sayı
400 .
BİR MUSTAFA KEMAL DAHA Gün gelir üfler vatanımın boruları Kan kırmızısı sabaha Kılıçlar bismillah der Kalkar atlar şaha Feleğin kahpe yazısı okunur yeniden Dağ başını duman alır kardeşim Bire bin olur bire yüz bin olur düşmanımız Ölüm yıldız yıldız girer günaha Savaşın sonudur, bitti sanırsınız Vatan ve bayrak Bir çocuk daha doğar Bir Mustafa Kemal daha FAZIL HüsNü DAGLARCA Türk Dili dergisi, kasım 1953, sayı
26.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
171
MUSTAFA KEMAL O su ateş rüzgar Parıl parıl yeryüzünce O hak Dalgalanır Hindistan'dan Roma'dan Konfüçyüs'ten beri, Aristo'dan beri O Bayrak Güzelliğin kişiliğin sevginin Sınırlarında O inanmak Öyle ulu ki öyle kahraman ki Vardığınızı sanırsınız O uzak. FAZIL HüsNü DA�LARCA Türk Dili dergisi, kasım 1953, s�yı 26.
ATATÜRK'LE BERABER Bir ışıksın ki Aşktır, inandır Senden b üyüyor Çevrende toplandık. Bir ateş ki Gece dağlarda yakılan Yol gösteren aydınlık yarınlara Sende bağlandık.
1 72
ATATÜRK ŞİİRLERİ Ne yeşerse vatan toprağında Buğdaylar, deste güller, kıvançlar Özgürlükle, bin bir umutla Sende canlandık.
AHMET
KÖK.SAL
Kaynak dergisi (Ankara), 1 kasım 1953, sayı 86. ,
O GÜN Atatürk öldü dediler, Dünya zindan oldu bize. Yasla kaplandı gönüller, Hasret kaldık özümüze. Tutulmuştu sanki güneş, Uçmuştu rengi göklerin. Bir kader ki ölümle eş Ve sonsuzluk gibi derin. Baştan başa yayılan bir Işık dalgasıdır artık. Güneş-Ata ölmemiştir, Hiç sevinmesin karanlık.
MEHMET SALİHOGLU Türk Dili dergisi, 1 kasım 1 953, sayı 26.
1 0 KASIM
Bir sızı İnceden Bir sızı Zamandan öte Büyüyen
173
ATATÜRK ŞİİRLERİ Kasımların en zalimi Dizi dizi Bulutsuz' geldi yağmur Yan yana Bir boşluk içinde garip Vatan Elsiz ayaksız kaldık Gitti Acımadan Mavisiz kaldık Mavisi� Ağlayamadım Anlatılamaz Bir yumru büyüdü midemde Bütün bir ömür sürecek şaşkınlığım Babam Nasıl titriyordu omuzlan Kocaman adam
KAMURAN YüCE reni Ufulc!ar dergisi, kasım 1953, sayı 2
( 1 8).
ATATÜRK'Ü DUYMAK Ulu rüzgarlar esmedikçe Yaşamak uyumak gibi. Kişi , ne zaman dinç : Dalgalanırsa bayrak, bayrak gibi. Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz ? Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik, Ekmek olmak için önce Buğday olmak gibi.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
174
Silinir sözlüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler : Usanmak, yorulmak, durmak gibi. Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene Bir ışık-kaynak gibi. En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi, Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz, Daha da yakınsın, daha da sıcak Bıraktığın toprak gibi. Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz, Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi. Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler : Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
BEHÇET NECATİGİL Varlık dergisi, 1 kasım 1954, sayı 4 1 2 .
10 KASIM
Başı ala karlı dağlar ağladı ; Bir sessizlik çöktü geceye, Bir yıldız kaydı ağır ağır, Ak perçemli analar ağladı. Bir nefes, bir vücut, bir ruh Anadolu Sessiz sedasız ağlamada Çamlar ağlamada, söğüt ağlamada Sessiz sedasız bir ağıt başladı. Bu ağıt Veysel'in yaktığı Bu, Hasibe Hatun'un. On kasım, bir milleti ağlatan gün On kasım, bir milletin ağladığı.
ATATÜRK ŞÜRI.ERİ
175
Ak perçemli analar karaları bağladı Bir yıldız kaydı ağır ağır. Ben gördüm, dünya gördü, Başı ala karlı dağlar ağladı.
MUSTAFA CANPOLAT Türk Dili
dergisi, 1 kasun 1955, sayı 50.
MUSTAFA KEMAL Bir kartal dolaşır gökte Kanatlanır anılarca Mustafa Kemal eli tetikte Kocatepe dağlarında. Bir gölge yağız atın üstünde İleri hatlarda bir nefer, Bir kurşun saatın kalbinde Mustafa Kemal ölmez der Bir devrim devrimler içinde Öğretmen, Çiftçi, Kumandan . . . Kanat germiş Türk göklerine Bir varlık Tanrı'dan. Mustafa Kemal yaşadığım Mustafa Kemal inandığım Mustafa Kemal andığım Her bayram, Ağladığım On kasım'larca.
ERGUN EVRE1" Türk Dili
dergisi, 1 kasun 1 955, sayı
5U.
176
ATATÜRK ŞİİRLERİ NE ANLATILMAZ ŞEY Çoğalır ağaran günle birlik Bu senin gücün ölümden öte Toprağı deviren traktörde Mutlu gürültülerinde makinelerin Çoğalır ağaran günle birlik Bu senin gücün ateşte Ocakları kaynatan yeniden Silahların şavkıyan çeliğinde. Gider inanmışlığımız daha yıllara Nice öykülerini yazarız Anıtlara kitaplara Yaşarken evrenin üstünde Sen erkinlik adına Sen kavgadan önce barış Gider inanmışlığımız daha yıllara Büyürken oğullarımız, kızlarımız. Duyuyor musun ne anlatılmaz şey Milyonların korosunda Uğul uğul kasım yeli Dolanır dağ taş şehir köy Iraksın hem o kadar yakın Tedirgin sabahın oluşunda Duyuyor musun ne anlatılmaz şey Kuşun kurdun susuşunda.
CEVDET ATMACA
Varlık
dergisi, 1 kasım 1955,
sayı
441.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
177 "NUTUK''
İşte gene Kasım ayı Oturup Atatürk'ün nutkunu okumalı Göreceksiniz dünya aydınlık Çözülüp gidecek kafamızdaki bulanık Geçer üstünüze gelen her bulut Karanlıklarda yolunu bulan umut Görün Nutuk'da nasıl canlı Her tilcikte her cümlede diri Atatürk'ün pehlivan fikri Bir gün yenilir mi sanırlar ? Nutku okusunlar da anlasınlar Anlasınlar ana yol nereye. "Uygar bir millet" diyor Atatürk "Uygar bir Türk milleti" Bu yoldan dönülür mü geriye ? Köyleriyle kentleriyle Ülkümüz Atatürk'Ün istediği Türkiye.
TALİP APAYDIN Varlık dergisi, 1 kasım 1956, sayı 44 ! .
ATATÜRK ÖZLEMİ Ağnlı bir güz sabahı ıpıslak Dünya dönmesini unuttu Tedirgin bulutların gölgesinde Gözlerimiz gülmesini unuttu. Apacı bir çizgi oturdu yüreğimize Bıçak yarası gibi derin Kara bir kahırla kırıştı alnımız Kancık depreminde kaderin.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
178
Masmavi şavkında buğulu düşüncelerin Anıtkabir soluk alır derinden derinden Bir yol uzanır Ankara'nın göbeğine Bu erkek vatanın dört köşesinde. İşaret parmağında yeşerdi cümle sıkıntılar Evren küçüldü sen büyüdün Bir güz sabahı dağ gibi Beynimizin ortasına gömüldün. Ve bir gün bulutların penceresinden Delikanlı sağlığınla göründün.
M. SAMİ AŞAR Varlık dergisi, 1 kasını 1956, sayı 441 .
YAY BEDENLİ ADAM - Kocatepe üstünde -
Çıkıyordu bir dağ yamacına O gök-gözlü o kalpaklı adam O kara çizmeler ayağında O pırıl pırıl mahmuzlu Ezip çiğniyordu şimdi Toprağı usanmadan O gök-gözlü o kalpaklı adam O ne düşünüştü o Tanrım Vatanca O ne dağ bedendi öyle Yaylar gibi
ATATÜRK ŞİİRLERİ
179
Kaçamazdı artık düşman Kaçaydı iyi ya Kurtulamazdı pençesinden ölümün Öyle kolay-kolay Durulur muydu karşı Hiç o yay bedenli adama Kocatepe' de Bir defa kestinniş gözüne "Ordular ilk hedefiniz . . . Akdeniz. "
ABDULLAH RIZA ERGÜVEN Varlık dergisi,
1 kasım 1 956,
sayı
4'.1 1
•
ÖLÜMSÜZ Adıyle başlar işler Ardında büyür ülkü Kurtulmuş zincirlerden Soyumun özgürlüğü Yetliden yetmişe yüreklerde Anıtlaşmış büyüklüğü Türk'ü yeni baştan yaratnuş Sığmaz akla öldüğü.
CELAL ERTUGAy Varlık dergisi, 1 kasını
1 956,
sayı
441 .
180
ATATÜRK ŞİİRLERİ MUSTAFA KEMAL'E 1 956 RAPORU Yok, yirik dudaklı tavşanların ürkekliği bizde Kuşlar cıvıl cıvıl dallarımızda Barut kokusu gezdirmedik havalarımızda On sekiz yıldır sensiz Böyle yaşadık. Kımıldarken nokta nokta ettik çirkini Güzeli sevdik Doğruya alkış tuttuk Kırdık kötülüğün bileklerini. İçtiğimiz her suda sen Gördüğümüz her yeşil dalda sen Kudretinden rahmet yağdırır üstümüze rüzgarlar Esince Dumlupınar'dan Kocatepe'den. ·
Kötülerden söktüğün Kök damarları çümçürük Bastığın topraklar yumyumuşak, ıpılık Ve durup düşmanı gözetlediğin dağlar Ayakta• dimdik Yiğitliğince. İçilen dağ tütünündeki lezzet senden Yaylanın bağ üzümündeki tad senden Yurdumun gözbebcğindeki nur senden Sendendir bolluğu soluğumuzun Aydınlığı günümüzün Tadı ağzınuzın Ve kurtuluşumuzun Karanlık gecelerden.
181
ATATÜRK ŞİİRLERİ Gücümüz, hızımız, bıraktığınca Milyonların adımı Çizdiğin yol boyunca. İnancımızda devrimlerin burcu burcu kokar Arca arca. Savdık tüm yaramayanları bize Aldık iyiyi, güzeli, doğruyu Mustafa Kemal'im Sen korkma üstümüze Rahat uyu !
MAHMUT KURU Varlık dcrgi!ıi,
l kasım
1 956, sayı 44 1 .
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM Mustafa Kemal'i düşünüyorum ; Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri. Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri. Mustafa Kemal'i düşünüyorum ; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyor cihanın görmediği, Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal gibi. Mustafa Kemal' i düşünüyorum ; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere. Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyor zaferden zafere.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
182 Mustafa Kemal'i düşünüyorum ; Ölmemiş bir kasım sabahı ! Yine bizimle beraber her yerde, Yaşıyor dört köşesinde vatanın. Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal'i düşünüyorum ; Alun saçları dalgalanıyor rüzgarda, Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum. Uy�ularıma giriyor her ge�e, Ellerinden öpüyorum.
ÜMİT YAŞAR ÜGUZCAN Varlık dergisi, 1 kasım 1956, sayı 441.
BENİ SEVMEK DEMEK Yaşatıyor musun devrimlerimi Götürebiliyor musun yeni çağlara Yazıyı kılığı hür düşünceyi Örnek ediyor musun uluslara Atabiliyor musun ıZihinlerden Softalık gerilik tüm karanlığı Adın var mı en yeni buluşlarda Köye sokabildin mi aydınlığı Sevebiliyor musun düşmanını Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan Derim ki yolumda yürüyorsunuz Büyüğünden küçüğüne o zaman
HALİM YAGCIOGLU Varlık dergisi, 1 kasım 1956, sayı 44 1 .
1 83
ATATÜRK ŞiİRLERİ MUSTAFA KEMAL Ötesi berisi mi vardı işin Var olmanın güleç düzlüğünde Bir deniz vardı orası dedin Hedef hedef bitimsiz koşabilmek için Kocatepe'ye çıktığın saat Bir silkindin bir daha silkindin yenilmişliği Atının kuyruğunca güzel ve rahat. Mart güneşi vardı ya hani Tohumdan yaş toprağa ilmik atan Öylesine umutlu ordular, öylesine diri Milletçe üleşiyorduk Mustafa Kemal Çatık kaşlarını çözen gülümsemeyi. Oradaydı Çalköyü, az ötede Bir kağnı da olsa olur dedin Durulacak zaman mıydı ki Ulu emrini yazıverdin Mustafa Kemal : "Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri ! "
Tam burası deyip yapıştırdın tekmeyi Savruluu sular bentlerden Gümüş gümüş hedef hedef Yutarsa yutsun dünya küçük dilini Vardık ki el ettiğin yerler günlük güneşlik Daha ötelere çocuklar, daha ötelere Çözülmüş kaşlarıyle gülümsüyor şimdi Mustafa Kemal Anıttepe'den hepimize. MEHMET
Yenilik
dergisi (İstanbul) , 15 kasım 1956, sayı 48.
KARABULUT
ATATÜRK ŞiiRLERİ
184 1 9 MAYIS
"Şişli'deki evinde hazırlandıktan sonra Yüreği sızlayarak atladı bir vapura Mustarip ve ağlayan İstanbul'dan ayrıldı ; Teşyi edeni yoktu." . . . Gözlerinde panltı Gibi görünüyordu başındaki hakikat. Bir baş ki yaşamaya değer yeni bir hayat Ve şeref taşıyordu gelecek günler için ; Bu gerçek günler için . . . O'ydu yeni günleri, yeni devri açacak ; l 9 mayıs pazartesi günü ayak Bastı karaya, o gün, başlangıç Samsun günü. l 9 mayıs bugün tek parça yurdun günü. O günden sonra yazdı takvim öbür günleri O günden sonra İzmir, Lozan, Sivas. . . İleri. Ve daima ileri, Gazi'ye varmak için ! Bu günlerde gerçek Gazi'ye erişin ! Gazi ki, bir hakikat, erişemez her insan, Kainatı anlarsın Gazi'yi anlıyorsan. HAMİT MAciT SELEKLER ÜT.anın iyilik adlı kitabından, 1956, s. 1 1 1 .
HAVZA YOLLARINDA MUSTAFA KEMAL Mahmur dağın başında bir duman, bir duman, Mustafa Kemal'in başında daha bir duman Dağ düşünür gündüz gece başından duman gitmez, Mustafa Kemal düşünür gündüz gece başından duman gitmez, Dağların başında duman eksik olmaz, Soy yiğidin başından duman eksik olmaz.
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
185
Mahmur dağının dumanlarına baktı da dedi, Mustafa Kemal, Köroğlu olmak ne güzel şu dağlarda, Tutmak gece gündüz denizlerin yolunu, yol vermemek, Üşümek, ateş yakmak, yola düşmek ne güzel, Bölmek orta yerinden gemilerin getirdiği güneşi, Bir sana bir bana vermek ne güzel ! Çakal dağının eteğine vardı ki Mustafa Kemal, Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve, Kahvede düze inmiş eşkıyalar, Karadeniz uşakları, Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor, Uyannuş su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak, Mustafa Kemal baktı, tanıdı, hepsi halk. Oturdular, hep beraber çay içtiler, Ordan hurdan, dereden tepeden konuştular, Sabah güneşi gelip bağdaş kurdu bir yana, Yarı karanlıktı yüzleri birden aydınlandılar, Acı çekmiş, susamış, dağ çizgileri sert Mustafa Kemal'in gözlerinde tek tek ışıdılar. Çıktı kavak yaylasına "oh !" dedi, Mustafa Kemal, Ülmez be, insan bu vatanı sevince, Halk kokusudur, güller çimenlerden gelir, Ovalan sürenler aşağıda, ormanlarda bıçkı sesleri, Dağılmış Mahmur dağının dumanları Çekip cümle türküleri bir dere ışıltısıyle akar. Havza'ya vardım ki, kulağımızı koyalım bir, Bağımsız yaşamak diyelim bir, dinle ne ses verir? Havza pazarına inmiş allı morlu köylüler, Çıkarlar ormanlardan gizli gizli çağıralım, bir, ( ;ciirlcr toplanırlar ateşimize, onlar için yaktık, 0:1.gür yüreklerin soluğunu üflesinler bir.
ATATÜBK ŞİİRLERİ
1 86
Sevelim dedi, Mustafa Kemal, sevelim bir, Selam verelim bir, selam alalım bir, Halk olmak ne güzel şeydir arkadaşlar, Şu sabah çayını içelim bir, kardeşçe sıcak, Yüzümüzü yunalım şu dereden bir, Sonra kursunlar darağacını kavgamıza, Asarlarsa assınlar bizi düşlerimizden !
CEYHUN ATUF KANSU Yarlık degisi, 1 kasım 1957, sayı 465.
1 0 KASIM
Bir taze kımıldanış doğudan batıya Kızaran şafakla, Ufkun aydınlığında nesillerin gücü ; Bir çağdır başlamış büyüyen yumruğunda, Haksızlığa hakla. Ölümler kutsallığınca yiğitlik Ölmezliğe inanmakla ; Uğrunda savaştığım her tepe bugün Daha şanlı, daha yüce geçmişten, Tuttuğu bayrakla. Özgürlüğün şanlanışı bu zafer, Ululuğu sığmaz akla ; Senden gelir verdiğim nefes maviliklere, Tarih adınla mutlu, Mehmedim ve sen, Vatan olmuş toprakla. M. ŞÜKRÜ SABı Varlık dergisi, l kasım l 95 7, sayı 465.
187
ATATÜRK ŞifRLERİ
MUSTAFA KEMAL'LER TÜKENMEZ Tükenir elbet Gökte yıldız denizde kum tükenir Bu vatan bu topraklar cöme:rt Kutsal bir ateşim ki ben sönmez İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez Ben de etten kemiktend.im elbet Ben de bir gün göçecektim elbet İki Mustafa Kemal var iyi bilin Ben işte o ikincisi sonsuzlukta Ruh gibi bir şey görünmez İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda Bilimin yapıcılığın aydınlığında Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben Evrensel yepyeni buluşlarda Geriliği kovınuşum ben dönmez İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez Başın mı dertte beni hatırla Duy beni en sıkıldığın an Baştan şona her şeyiyle bu vatan Sakın ağlamasın kasımlarda Fatih'ler Kanuni'ler ölmez İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez HALİM YA�CJO�LU
Yarlık dergisi,
l kasım 1957, sayı 465.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
188
ADINA YAZDICIM Ş!tRLERDEN Mavi bir aydınlık doluyorsa yüreğime Mutlu bir geleceğim varsa Özgürsem yenilmemişsem güç giriyorsa bileklerime Sendendir Sabah ardında gülüyorsa çiftçinin gözleri Demiri daha iyi dövüyorsa eller Güçlüyse uyanıksa kıvançlıysa Seni düşündüğümdendir Övgüler yazıyorsa bütün şairler Düşüncelerdeyscn diller seni söylüyorsa İlk adını öğreniyorsa çocuklar Büyüklüğündendir Yas tutuyorsak milletçe her 1 0 Kasım'da Ağrılıysa yüreğimiz susamışsak yanmışsak Destanlar söylemişsek büyük adına Sana inandığımızdandır. -
ETHEM YAZGAN Varlık dergisi,
1 kasım 1 957, sayı 465.
MUSTAFA KEMAL PAŞA 1
Sancaklar dalgalandı alevler ortasında Göğe vurmuş ayyıldız Bir güneş doğdu balam Afyon ufuklarından Mustafa Kemal'in yüzü Tutmuş da vatanın coşkun havalarını Gürler destan "Zaferinin teranesi" Milyonlarca kalbin cesur vuruşunda müşterek Mustafa Kemal'in sesi
189
ATATÜRK ŞİlRLEBi il
Ve bir gümüş ay yükseldi yangınlıklar üstüne Kuru dallar çiçek verdi Çıkıp Kocatepe'ye bozkurt misali Kemal Paşa yol gösterdi Boz fırkalar uçar gibi geçti bozkırdan Toz duman Eskişehir, Dumlupınar "Saf yeri" Katınışdı önüne düşmanı Allah Allah Mustafa Kemal'in askeri ili
Ve nihayet 9 Eylül Kordonboyu alev alev Haykırdı ufuklara karşı Ardında milyonlar . . . Dimdikti Kemal Paşa "Korkma sönmez bu şafaklar" diye başlayıp "Hakkıdır milletimin istiklal. " diye biten Marşı. N UBETTİN ÖZYÜREK Muzaffer Reşit : Atatılrk Şiirleri Aııtolojisi,
6. bas., 1 958, s. 94
YİRMİNCİ YIL O ne yirmi yıl mı olmuş Büyüdün yirmi yıl daha. Sanki baktım kocaman gözlerinle Bana doğru Cezayir'e doğru Macaristan'a doğru Bütün gündüzlerde sen. Burası bir "anıt. .. " değil Yediden yetmişe dek ulusun anıt sana. Bir ". . . kabir" değil burası Aranızda dağlar var, Ölüm nerde, nerde sen.
190
ATATÜRK ŞİİRLERİ Söyler işte Bir kavakta yurdun yeşilcek Dinlersin Özgürlüğü, sonsuzluğu, egemenliği, Bir büyük mermerde sen. işte Mustafa Kemal'im yirmi yıldır Bölüştünüz sanki Evreni bir uzun, bir ak çizgide ; Gökte bayrak, Yerde sen. FAZIL HÜSNÜ DA�LARCA Türk Dili
dergisi, 1 kasım 1958, sayı
86.
MUSTAFA KEMAL YAŞIYOR Bir milletin inancı vardı gözlerinde Vatan için ışıl ışıl parlayan Yüce gücüyle yükselttiği ellerinde Uygar bir milletti yaşayan. Samsun'dan Kocatepe'ye ilk adım Vatan topraklarına işlendi Doğdu karanlıklara bir ışık Büyüklüğünce asilliğince Bir inanç geleceklere doğru çevrelendi. O'nda gördük zorluklann küçüklüğünü Boy verdi ekinler gündüz ve gece Taştı yatağından koca nehirler Çözüldü bir gün düğümlü bilmece.
ATATÜRK ŞİiRLERİ
191
Bir kasım sabahı boşlukta gibiydik Atam Anadolu adım başı ağlamaklıydı Bir yas havası kapladı milleti yetim koyan Dökülmüştü milyonların gözyaşı. Mustafa Kemal unutulmayan insan Ellerde kuvvet, yüreklerde sevgi İnançlarda bir daha gerçek Bir ölümsüz kahraman.
AYDIN ARIN Tark Dili dergisi, kasım 1959, sayı 98.
ACUSTOS ŞAFACI Bir ağustos şafağı Ölüm dirim savaşıyle uyandı evren Gürül gürül ırmaklar gibiydik Yetlisinden yetmişine dek. Şimşek şimşek çaktı bir ulu ses Kocatepe'den Aydınlandı bütün ağustos sabahları. Kan gövdeyi götürüyordu Bütün gücüyle yüklendi düşmana Mustafa Kemal'in ordusu. 26 ağustosta başladı büyük kavga "Allah . Allah" sesleriyle yırtıldı şafak Özgürlüğün, Türklüğün zaferiydi bu Koşuyordu Mustafa Kemal'in ordusu Deniz deniz, dalga dalga.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
192
Nasıl da kaçıyordu düşman sürüleri Öyle sefil, öyle perişan Koca Türk'tü şahlanan Kükreyen aslanlar gibiydik Ellerimizde bayrak, yüreklerimizde vatan. Ölüm kalım savaşıydı bu Ya egemenlik, ya ölüm ! Yaman vuruşuyorduk yaman Özgürlük adına, Türklük adına. Aydınlandı 26 ağustos şafağında memleketim, Türkiyem Son sözünü söylüyordu Mustafa Kemal : "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri !" ŞAHİNKAYA DiL Türk Dili dergisi, l kasım 1959, sayı 98.
MUSTAFA KEMAL GÖNDERİ Bir bayrağın gönderi Mustafa Kemal, Durur Anıtkabir'de sonsuza dek Uzunluğu, Uzaylarından kocaman. Parlar işte Başağa, destanlara, geceye. Çanakkale'den, Sakarya'dan, Ulu çabalarından boşalmış.
Dumlupınar'dan,
Parlar Bir yanında Ankara, bir yanında Afrika'nın uyanan ulusları, Çelik çizgisiyle parlar mutlu, Bir yanında hızı, ay yolundaki yuvarlakların.
ATATÜRK ŞiiRLERİ
193
Işığın özlemine ulaşır daha, En yakın güneşlerde, büyümüş, yiğit. Gönül bilgeliğinde dile getirir, Devrimlerin bitmez tükenmezliğini. Üstü yazılarla dolu bir kılıç sanki, Alır getirir barışın tümünü savaşlardan Yenilikler, uygarlıklar, özgürlükler güzelliğinde Parlar sana. Boştur hadi gönderimiz, ey genç, Çık hadi. Sal da kanını evrene upuzun, türkülerce, Dalgalan dalgalan.
FAZIL HÜSNÜ DAGLARCA Türk Dili dergisi, 1 kasım 1960, sayı 1 1 0.
ÖLMEZ Kİ Durmaz yörüngesinde dünya Ay geçer gün geçer Görünür sarı yapraklarla güz On kasım gelir on kasım gider Önüne geçilmez ki. Ağlamak kolaycası yaşatmak zor Üfürdüğümüz her solukta · Ağlamak kolaycası yaşatmak zor Eşitliğin özgürlüğün çizdiği yolda Atatürk'süz gidilmez ki.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
194 Artar bereketli anların elinde Duyguda düşüncede Atatürkler Her saat yurdumun can yerinde Milyonlarca Atatürk nöbet bekler Atatürk hiç ölmez ki.
M. CELAL ERTUGAy Çaen dergisi (Konya), kasım 1960, sayı 34.
KUVAYI MİLLİYE Derinlerden Vatan üzre Derinlerden Geldi yağız
derinlere bir uğultu yayıldı, dört yöne. derinlere deprendi toprak, dağlarımız yan yana.
Bir rüzgardır esti Erzurum yaylasından, Cümle yaylalarımız koştu sesine. Ve cümle ormanlarımız ağaç ağaç Dizildi askercesine. Kızılırmak, Sakarya. . . bütün nehirlerimiz Çevrildi bir hedefe : Dicle, Fırat dadaş dadaş, Menderes'ler efe efe. Bir şafak dalgalandı Ankara kalesinden, Davrandı milyonlar, milyonlar tek fert Tek bir ayet vardı bayrağınuzda : "Vatan parçalanmaz bir küldür, Bila kayd ü şart ! "
NuRETrİN ÖzYÜREK Varlık dergisi, 1 kasım 1960, sayı 364.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
195 KEMALİM
Seni söylemek istiyorum Kemalim İçime dolm1ı1şsun bir kere, Diyebilsem gücüm yetmez Uçsuz bucaksız sevgime. Vatanımsın büyüdüğüm yaşadığım Hürriyetimsin ayrılamadığım, Ellerin kucaklamış gibi Türkiyemi Gözlerin ışıkça üstümüzde Yetmiyor göklerce düşünmek seni. Yağışın ince ince toprağa Ya dağılışın Bereket. Bayrak bayrak dalgalanışın Kan, ümit, kuvvet Gelişin çiçek çiçek açmış bahar Gidişin kızılca kıyamet. Sen olmasan ben olmazdım Eksiktim, azdım Sende buldum en güzel düşlerimi Öylesine büyük, öylesine varım. Kızılırmak gibiyim bir boydan bir boya Akışım Yaprağa özsu Varışım sana Uyan uykudan dedik, diyeceğiz Seni anlamayana.
KADİM ŞABiN Su dergisi (Sivas), mayıs 1961, sayı 4.
196
ATATÜRK ŞİiRLERİ
SEN BİZİM İÇİN YÜCE OLAN HER ŞEYDESİN Atatürk, her şeyimiz Seninle yükseldik biz Ölçülmez hiç bir şeyle Sana olan sevgimiz. Hep aynı aşk aynı ruh "Yurtta sulh cihanda sulh" Yediden yetmişe biz Hep Sakarya hep Çoruh. Seninle raşıyoruz Dünyadan yok korkumuz Seninle hürüz paşam Sen varımız yoğumuz. Fabrikada okulda İzindeyiz ayakta Sen toprakta değilsin Dalgalanan bayrakta. Silahımız süngümüz Sen değişmez ülkümüz Kuvvetliyiz seninle Paşam seninle hürüz. En yüce aşk dünyaya Dalgalanan bayrakta Bayrağımızdasın sen Biz izinde, ayakta. Atatürk her şeyimiz Senin gönüllerimiz Ummanları kurutur Sana olan sevgimiz. TARIK ÜRBAN
Su .dergisi (Sivas), mayıs 1961, _sayı 4.
197
ATATÜRK ŞİİRLERİ
MARŞLARDA ATATÜRK Burası bir küçük kent, Bayramlarda Ankara Marşı çalınır. Ankara Marşı'nda Atatürk'üm Kentimizi ağlatır. Ankara Atatürk'le yan yana, "Dağ başını duman almış" nazlı yar. Bir bakarım yanımda anacığım, Davullar vurdukça ağlar. Kentimiz küçükse yüreğimiz büyük, Her şeyimize sinmiş Atatürk'üm. Davullar vurdukça ağlayın, Dökün yaşlarınızı, analar, dökün ! Burası bir küçük kent, Bayramlarda Ankara Marşı çalınır. Ankara Marşı'nda Atatürk'üm Kentimizi ağlatır. RUŞEN HAKKI Varlık rıllıgı,
1 96 1 .
ATATÜRK YOLUNDA Şanlı asker Mustafa Kemal Paşa Ne söylesem her övgüden üstün varlığın. Yangınlar sardığı gün baştan başa Bu ülkeyi, sen kurtardın. Sen kara bahtını bu ulusun Sürdün aydınlığa çıkardın. Yenilgiden, kölelikten, ölümden kurtuluşun Sevincini tattırdın.
ATATÜRK ŞiiRLER.İ
198
Sonra bütün düşmanlara karşı İnandığı, güvendiği, övündüğü insanlığın Uygarlığa onura, barışa inançlı Yeni bir devlet yarattın. Bağlıyız sana büyük Atatürk Dün nasılsa bugün ve yarın. Genç, yaşlı, kız, erkek, çocuk Kıvancını duyarız yolunda olmanın. Sen yurt kurtarıcı, devlet kurucu Bayrağı özgürlüğün, barışın uygarlığın. Ödeyemez bu ulus Sana borcunu, Silinmez bu ulusun kalbinden adın.
AHMET ALTÜMSEX: Türk Dili
dergisi, kasım 1961, sayı 122. ATATÜRK AYDINLI ÔI
Her sabah ışıyan mutlu çabamızda Bize öyle hız veren o Atatürk aydınlığı Nice acı günlerin ötesinde yıllardır Yüreklerimizde kan kadar sıcak yakınlığı Mavi denizlerde vazgeçilmez özgürlüğün Onun aydınlığıdır yücelen bayrakta Çoğaltır gücümüzü inançla yapmakta Yırtarak karanlık göklerini tutsaklığın Büyüdükçe yarınlara mert çocuklarımız Dirlikle umutla onun aydınlığında Bir kıvanç ki kıpırdar milyon milyon Yürür gider yurdumun taşında toprağında
CEVDET ATMACA Y•lık dergisi, 1 wım
1961,
sayı
561.
ATATÜRK. ŞiiRLERİ
199
ATATÜRK VE İZMİR Süvariler o gün kim bilir Nasıl sürdüler de atlarını Hala nal sesleri duyulur Kordon'da Konağa bir daha bayrak çekilir Bir geliş gelir Gazi Paşamız Dumlupınar güneşi yüzünde Yeni savaşlara çağırır bizi Önümüzde bugün de Paşa'nın evi denize karşı İçinde Mustafa Kemaller okur O'nun umudu Mustafa Kemaller Mustafa Kemallerin yolu O'dur Tunç bir at üstünde kolunu uzatmış da Mutlu yarınları gösterir bize Öyle yakın öyle candan ki Atatürk Hız verir hepimize. E.
Varlık dergisi,
1
kasım
196'İ., sayı 561.
ON KASIMLARDA YÜRÜMEK Atatürk'ü.m işte 10 kasım yine, Dalgalanır ağaçlarla oğullar, Dalgalanır oğullarla nineler
FAİK ÜSTÜN
ATATÜRK ŞİİRLERİ
200
Dalgalanır ninelerle genç kızlar, Özlemin ta yüreğime işlemiş Seni bulmak seni görmek için ben Bütün toprakaltıyle barışacağım. Ereceğim sana usta barışta başarıda Öyle Güçlüsün ki Güçleneceğim. Öyle yücesin ki yüceleceğim Düşüne düşüne seni kocaman kocaman Dağlara dağlara karışacağım. Ozan mıyım ordu muyum su muyum anlaşılmaz Çağlar upuzun allığı yüreğimde, ülkünün. Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt Sanki ellerim gece Sanki ellerim gündüz Yazacağım seni daha, bir daha Ben senin ölümünle yarışacağım. FAZIL HüsNü DAtLARCA Türk Dili dergisi,
kasım 196 1 ,
sayı
122.
ATATÜRK Işır ortalık mutlu ve sonsuz Isınır çağında sevgiler saygılar ak Uyanır aşkla istekle uygarlığa Gülen insanlar yeşeren toprak
201
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Özgür düşünceden gelir yasalar Vardır ya yeniden diriltir olmak Amazon atlanyle Sümer örneği Eti güneşinde Akdeniz'e koşmak Türklüğün alın yazısıdır Atatürk'le Tekmil savaşlardan zaferle çıkmak Ündür siperinde adsız ve yitik Devrim askerinden sayılmak Hey Atatürk analardan doğan sensin Kararımız Türkiyen'de yaşamak. M. CELAL
ERTUi;AY
Türk Dili dergisi, kasım 1 96 1 , sayı 122.
DAG BAŞINI DUMAN ALMIŞ Bir sisli kasım sabahıdır bu ; Düştüler yollara Kırklar Yediler... Dağ başını duman almış, kardeşim, Gün doğmayacakmış, dediler. Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha, Bir kapkara matem sarıyor memleketi, Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor, Ev ev bacalardan taşıyordu. Bir sisli kasım sabahı baktım, Baştan başa öksüz koca bir yurt, Taş taş döğünüp ağlaşıyordu. Nereden çıktı bu ferman nereden? Dağ başını duman almış. kardeşim ; Ansızın bir karayel esti meğer pencereden, Karıştı tarihin sayfaları ... Toz duman içinde Anafartalar !
202
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Samsun, Erzurum, Sivas, Baş döndürücü bir hız geçiyor memleketi, Nefesler tıkanıyor, adımlar şaşıyordu. Büyüdü ellerim, ayaklanın, kafam ! Sakarya boylarında bir yanık türkü, Akdeniz'i gösteriyor Mustafa'm ! Kağnılar mermi değil, iman taşıyordu. "Dağ başını duman almış" kardeşim, "Gümüşdere durmaz akar" Bir dert ki kemirir içimizi kasım sabahlarıı Bir dert ki yakar ! Yeni bir bayrama girmişti vatan, Her taraf mutlu ve hür, Tuttu baştan başa Türk yurdunu bir resmigeçit, Yürüyor koskoca millet, Yürüyor başta At�m, Devrim devrim geçiyor memleketi, Tepelerden gece gündüz aşıyordu. Med miydi, cezir miydi bilinmez, Bir seyrediyor şöyle uzaktan uzağa, Bir yaklaşıyordu. "Rabbim yeni bir mucize versin, diye Türk'ü Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü." Böyle söylerdi kesik kollu dedem. Gördüler de analar babalar o kara günleri, "Allah gönderdi Gazi'yi, Allah yüzümüze bakmış." dediler. Ama bir gün Bir sisli kasım sabahı Dağ başını duman almış, kardeşim ; Gün doğmayacakmış, dediler ! Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha, Bir kapkara matem sarıyor memleketi, Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
203
ATATÜRK ŞİİRLERİ Ev ev bacalardan taşıyordu. Bir sisli kasım sabahı baktım Hala vuruyor nabızlarımızda Hala yaşıyordu. Lakin kesilip dinmedi ruhumda o sancı, Hal! o yetim bakışlarımda Donmuş bir avuç hatıra kalnuş ! Dağ başını duman almış, kardeşim, Dağ başını dwnan almış !
BEKİR Yaşar
SITIU
ERDOGAN
Faruk İnal: iki Mustafa Kemal, 196 1 , s. 35.
UZANIR YÜCELERDEN
O
DEV YÜREKLİM
Bütün karanlığımızı birden götürür, Bütün mutsuzluğu, acıyı gözyaşını Düşlere önce Mustafa Kemal'i getirir Kaldınr Türkiye'min eğik başını. Önce Mustafa Kemal'dir o dağ taş Yine Dumlupınar'la uyanır düşüncelerde Doğrulur Kuvayı Milliye kutsal örtüsünden Özgürlüğe Mustafa Kemal'le varılan yerde Ne var Mustafa Kemal türküsünden. Sonra Atatürk'tür o, Mustafa Kemal'lerle ölümsüz Hep Atatürk'tür bir yeni evrim gerekse Gerekse ölümler, yokluklar, acılar Kocatepe'den yeter Mustafa Kemal gözükse Kuşanır kılıcını o dev güçle ordular.
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
204
Uzanır yücelerden o dev ellim Alın ellerimi der, vurun karanlığa bir daha Vurun geriliğe yiğitlerim, yavrularım ! Artık korkuyla uyanmasın kimse sabaha Okuyun yeniden ne demişse buyruklarım. COŞKUN ZENGİN Baki Süha Edipoğlu-Faruk çağlayan :
Atatürk lfin Bütün Şiirin, 1 962,
s.
203.
KAPI İşte kurtlar kuşlar işte dağlar taşlar On kasımda bir kapının önünde. Özgürlüğüm yedi kat göğe karşı, Soluğum gökyüzücek, parlar parlamaz, Geyik başlı, aslan başlı, kartal başlı tokmaklar, apaydınlık, On kasımda bir kapıya vardığım. Bir adım ötesi gözyaşları, kötülükler, Yamyassı bağnazlık, ağırda acıda, upuzun bilgisizlik Tutsak ulusların sapsarı yüzü, Ektiği tarlaya köle olan, Boyunduruk eden, döğdüğü demiri, yalımlı körükler gölgesinde kendi boynuna, On kasımda bir kapıda durduğum. Ne bu, neden bu, çağlar tıkamış yollarınu, Niye efendi demişim düzlerde, Niçin efendi olmuşum dağlarda, Ulusların toplum ulus güzelliği kocaman, Karanlıktan aydınlığa açılmış ta kocaman, On kasımda bir kapıyla sustuğum.
ATATÜRK
205
ŞİİRLERİ
İşte Memetier Memişler, işte Aliler Veliler, Kimi geçmişten, kimi gelecekte, Kimi yalınkılıç, At üzre, düşünce üzre, uçul üzre kimi, Kimi albayrak omzunda, On kasımda bir kapıdan çıktığım. FAZiL HÜSNÜ DAGLARCA Türk Dili dergisi,
kasım 1962, sayı 1 34.
ATATÜRK Şimdi bir deniz varsa, Pamuk tarlalan Rüzgarlar altında. . . Şimdi bir tren geçiyorsa ovalardan, Buğday sansı güneşte Bir kuş uçuyorsa . . . Şimdi bir bayrak dalgalanıyorsa Aylı yıldızlı . . . Yaşamak seninle güzel, Yaşamak bunun için büyük Sevgili Atatürk. ADNAN ARDAGI Varlık dergisi, l kasım 1 962, sayı 585.
206
ATATÖRK ŞİiRLERİ
MUSTAFA KEMAL HAVASI Köylülerin oturduğu bir kahvede Söz edilirken güz ekiminden birdenbire Şavk vurması gözlere ulusal imeceden Doğrulup kalkması bir ulusun, öyle bir hava. Aşka benzer, şevke benzer, Ferhad'ın dağ delmesi Künk döşemesi, su çekmesi Amasya'ya Mustafa Kemal'in kağnıları taş taşırken Ulu yapıların yükselmesi, öyle bir hava. Bit sava§ alanı ovalarda, tepelerde Sakarya'dan uzun, Sakarya'dan zor Ve Mustafa Kemal atlısının getirdiği haber : Düşman bozulmuş gidiyor, öyle bir hava. Herkes kurtuluş ordusunun eri gibi, Yeniden bir alan savaşı verir gibi, Gerilik, karanlık, yoksulluk karşısında, Dumlupınar zaferi gibi, öyle bir hava. Düş gibi, yarın gibi, hemen yarın gibi İki bin rakımlı tepe alınmış gibi, Davul zurna şenlik dernek köylerde İzmir'e varılmış gibi, öyle bir hava. Öyle sade, öyle umutlu, öyle halkça, Güzel işlere doğru kavak gölgesi yollardan, Çankaya'daki bağ evinden bir sabah sanki, Ankara'ya iniyor Mustafa Kemal, öyle bir hava. Sivas köylüklerinde buğday yetiyor, Halkım yamasız urbalar içinde, Mustafa Kemal'in kara tahtası başında Herkes dilediğini yazıyor, öyle bir hava.
ATATÜRK
ŞİİRLERİ
207
Ölünen toprak bölünmüş, yaşayana verilmiş, Emek kul olmaktan kurtarılmış, Gül açıyor bahçelerde tütün, mısır, incir Şıkır şıkır oynuyor kızların ellerinde, öyle bir hava. Köy okulunun bahçesine bayrak çekilende Selam durmamız kardeşliğe ve insanlığa Kardeşliğe bayrağımızdan birşey katmamız, Güller katmamız insanlığa bayrağımızdan, öyle bir hava.
·
Ve en güzeli demiryollarımızdan sanki Mustafa Kemal geçecekmiş gibi, Soracakmış gibi bize ıssız ista.Syonlarda, Ne yaptınız ? Yaptıklarunızın sevinciyle, öyle bir hava. Sularda çamur yok, dupduru bir ırmak Gönüllerimizin ta içinden akıyor Kardeşlik denizine aşk dalgalanyle, Kıyısına yaşantıların güller bırakarak, öyle bir hava. Şiir diyeceksiniz, insanlığın kız kardeşi şiir O mu ? Bağımsızlık gülü, emek menekşesi Bir seher tazeligiyle sarmış ulusumuzu Mustafa Kemal havasında gelecektir ... öyle bir hava. CEYHUN ATUF KANSU
Varlık dergisi, 1 kasım 1 962, sayı 585.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
208 10
KASIM
Ellerimiz böğrümüzde taş taş Bütün mutlu düşlerde O. Bir özlem ki ışıtır, yakar Bütün yaşamalarda büyür O. Kasımlarda artar hızı rüzgarın Düşer içimize yası yaprak yaprak. Onulmaz bir acı uzar geleceklere O'nun varlığı güç-Tanrısal. Sönmeyecek bu ışık çağ çağ Yayılır dört bir yana Anıtkabir'den. Umut bağladığınuz, inandığımız öncü Bir şahan iner yücelerden. O'nu anmak savunmak andımız bizim Güzel aydınlık, mutlu yeşerti. Doğar gözlerimizde Atatürk güneşi Çeker alır ulusunu acı düşlerden. ŞAHİNKAyA Varlık
dergisi, 1 kasım 1 962, sayı 585.
AH BU ON KASIMLAR On kasım geldiğinde Yerler, gökler üşüyor. Öyle soğuk ki, zinde Yeşil yaprak düşüyor.
DiL
209
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Her gün Kocatepe'den Yola çıkar Atatürk. En yüce mertebenden Bize bakar Atatürk. Kalemler O'nu yazar, O'nu söyler dilimiz. Otuz sekiz'e uzar Islanan mendilimiz. Bayraklar iner, iner Öpmek için kabrini. Hiç bir kimse, hiç bir er Dolduramaz yerini. Her yılın On kasımı Depreştirir yasımı. Ü.SMAN ATTİLA Türk Dili,
1 kasım 1 962,
sayı
134.
ATAMIZ Dolanır durur her on kasım, Ata topraklarda toprak Ata. Bizi ak eyler ardı sıra yeniden, Nere gitsek ne eylesek ak Ata. Alamaz ki güz yeli varlığını,
İçimizde yeşilcek kalır hep yaprak Ata.
210
ATATÜRK ŞİİRLERİ.
Sevmek mi, yürümek mi, ikisi birden belki, Ama anlamak Ata. Dalgalanır tan yeri gün doğarken, Dalgalanır dalgalanır bayrak Ata. FAZIL Varlık
HüsNü DAGLARCA
dergisi, 1 kasım 1 963, sayı 609.
YİRMİ BEŞ YIL ÖNCE ATATÜRK Başlayınca sert rüzgarlarda Acı dökümü insan ağacının ; Bir yaprak daha sarardıydı, O günleri hatırlıyorum ; Gökler yakardı, Tanrılar yakardıydı. Nice kentler dolusu insan Boşalı boşalı ölüm üstüne - Seni alıp gittiğinde Nice kentler dolusu insan Ağlayı ağlayı vardıydı. Tutup da elleri bağlı bağlı Bir evrence acı yürekte, Bir evrence karanlık. Nice kentler dolusu insan Birden kimsesiz kaldıydı. Kasım'lar geçti, kasımpatılar Alı, akı, turuncusu açtı, Dağlar üstüne, sabahlar üstüne. Nice kentler dolusu insan Sana çiçek taşıdıydı.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
211
Şimdi çocuklarla birlikte büyük, Hem akıl, hem ışık, hem güzellik Sen yeryüzünde. O günleri hatırlıyorum : Uluslar, önünde ağladıydı. ADNAN ARDAGI Varlık dergisi, l kasım 1963, sayı 609.
ATATÜRK OLMAK Atatürk'ü bulmak her iyi işte, Her yaşta, her başta Atatürk olmak. Gece düşte, gündüz alışverişte Barışta, savaşta Atatürk olmak. Yedide okulun ilk sırasında, Yetmişte safların en arkasında, Devlet kapısında, yurt yapısında Her harçta, her taşta Atatürk olmak. Tarlada en sarı, en olgun buğday Şehirde en güzel, en ulu saray Seferde zaferle taçlanmış alay Her güçlü yarışta Atatürk olmak. Atatürk'le olmak her yeni hızda Okuyan, çalışan erkekte, kızda. Uygarlık yolunda yaşantımızda Her soluk alışta Atatürk olmak. TARIK ÜRBAN Varlık dergisi, l kaaım 1963, sayı 609.
212
ATATÜRK ŞİİRLERİ
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜRKEN ı.
Uyanır, Kocatepe'de Mustafa Kemal Kasım rüzgarlanyle düşten, Alnında yüce inançların aklığı. Gözlerinde bir Akdeniz mavisi, Yastığı taştan olmasına taştan, Büyür yürek yürek sıcaklığı. il.
Uyanır Anıttepe'de Mustafa Kemal, Daha, çizmesinin üzerinde tozu, Daha atının teri kurumamış. Gözlerinde bir süngü keskinliği, Gelip oturmuş yüzüne bayraklardan bir al, Yine dağ başını duman almış. 111.
Uyanır, çağlar sonrasına Mustafa Kemal, Rüzgarında nurtopu nesiller Toprakça bereketli, çeşmelerce gür. Sevdikçe, inandıkça,çalıştıkça Sonrasızlığın penceresinde Mustafa Kemaller büyür, büyür, büyür. MUSTAFA NECATİ KARAER
Hisar dergisi, kasım 1 964, sayı 1 1 .
ATATÜRK ŞİİRLERİ
213
ATATÜRK BIRAKTI 1
Acıktığımız zamanlarda Kurulu sofralar bulduk Nereden gelmişti bize Kimdi hazırlayan Anlamıyorduk. Okullannuz vardı ak boyalı Oturduğumuz sıralar temiz Nereye uzansak kucağını açıyordu Ananuzm sütü kadar helal Güzel memleketimiz. Dumanı doğru tüten evler Özgürlüğü özgürlüğünce yoğuran eller Bizimdi Alfabenin birinci harfiyle Yüreğimize Atatürk girdi. il
Gücümüz söylenmiş yedi düvelde Her karış toprağına kanımız akmış Bu güçlü yapıyı, uygar düzeni Bizlere Atatürk bırakmış. KERİM AYDIN ERDEM
Türk Dili
dergisi, kasım 1964,
sayı 1 58.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
214
ATATÜRK Bir kutsal sudur Atatürk Ilık ılık kanımıza akan Yeşerten çorak ruhları Kararmış yürekleri ağartan. Bir yoldur Atatürk Geçmişten geleceğe Düşünceden eyleme giden Aşan aşılmaz dağları Tepeleri dümdüz eden. Bir uygarlıktır Atatürk Bozkırlara ruh veren Yıkan tüm düzmece düzenleri Hep yeniler üstünde yükselen. Bir kurtuluştur Atatürk Özgürlüğün elinde bayrak Türkiye'de Afrika'da Asya'da Ulus ulus, toprak toprak ! AHMET KöKLÜGİLLER Varlık dergisi, 1 kasım 1964, sayı 633.
MUSTAFA KEMAL Sesler duyuyorum derinliğimden Ordu-Milletimle yürüyor her yan Bir akış başlamış Kocatepe'den Bir akış, düşmanın ardında vatan.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
Tanlar ve geceler, her yan daha al Sen bayraklar aşkı Mustafa Kemal. Sesler duyuyorum derinliğimden Milletim İzmir'de dağlaşıvermiş Bir tufan derlenip kendiliğinden O hedef-emirde dağlaşıvermiş. Türkiye'm hem yuvam, hem de al kartal Sen yüceler yolu Mustafa Kemal. Sesler duyuyorum derinliğimden Altın bir çağdır O, gözü milletin O paşa, O başkan, O lider, O sen Ak başarılarda sözü milletin. Devrimler, dinç işler, bir gerçek masal Soyuma soy eden Mustafa Kemal. Sesler duyuyorum derinliğimden Zafer, süngü süngü yazılan ilk hak Bir yanış, yolcudur hür benliğimden Gel diyor aleve O ateş kaynak. Gidişe yol, uçuşa gök, renge dal Zamana hükmeden Mustafa Kemal. Sesler duyuyorum derinliğimden Ölmedin, ölmedin gerçek hayatsın Güneşten, topraktan, günden, tarihten Hız alıp hız veren ölmez kanatsın. Kabaran denizsin boşal da boşal Uçsuz mavi engin Mustafa Kemal.
215
216
ATATÜRK. ŞİİRLERİ
Sesler duyuyorum derinliğimden Kanım dile geldi, nabzım nutukta Vatanın her işi bir gülüş : Sen, sen Vatanım seninle hür yolculukta. Özgürlük isteğim değil bir hayal Gerçek özgürlüğüm Mustafa Kemal. İBRAHİM ZEKİ BURDURLU Ozanın Atatürk'am kitabından (1964) .
BAŞBUGUM Ôzlerimizle gördüğümüz Yürek yürek sevdiğimiz Tanlarla tanlaşınca "Işık, ışık . . . " övdüğümüz. Yücelerden yüce aşkın Destan destan söyleşirsin Tutarsın yönlerimizi güneşe Vatan vatan söyleşirsin. Yüzünle ağaran dağlarım Sana geçit olsun Seninle fışkıran kaynaklarım Sana içit olsun Alca şakıyan bayraklarını Sana binit olsun Konup yuvarlandın mavimde Yakansın, yandın mavimde. Yolun doğrulmuş Samsun'a Vatan doğrulmuş, Yelin çevrilmiş Sivas'a Vatan çevrilmiş, Gülün savrulmuş Afyon'a
217
ATA.TÜRK'. ŞÜBLERİ
V atan savrulmuş, Elin "Ordular ! " deyince Vatan devrilmiş düşmana Dalın çiçeklenivenniş utku utku
Al
al doluvennişsin
Cumhuriyetinle vatana. Ilgıt ılgıt esen devrimler Rengin değil
mi?
Savaş özlü yapıtlar Cengin değil
m:i ?
Yüce, çok yüce, en yüce Dengin değil mi ? Seninle senleşen Türkiye'm Senli yüreklerle Zengin değil
mi?
Yücel dallann üstünden Eksilmesin güdüğün Akça yollar ardından Kesilmesin özgürlüğün. Vatan deyince anlam Sen Kavrasak da, kavramasak da Işıldayınca hep fikir fikir Uygarca yöneliş tam Sen. Yiğitlerim yaşatan akışlarında Bir cao. içinden bin can doğdular Baktığın bayraktan yanan kuşaklar Vatanca anadan vatan doğdular. Seninle göverir her ön Her ilk'in hızında Sen Her ileri türküleşince Her ülkü yıldızında Sen.
ATATÜRK
218
ŞiİRLERİ
Ulum, yücem,, Başbuğum Sendendir, sanadır yolculuğum Hep seninle başlıyorlar koşuya Yaşlılarım, geçlerim, çocuğum. Fikrinle tığlaşan oğullarım Sana geçit olsun Bolca sevgine kanan gönüller Sana içit olsun Yaşatan gücünle yarattığınuz Sana binit olsun Dört mevsim mavime yakışan bahar Ne mutlu eyyy Başbuğum bana Senli bayraklanmda genç Türkiyem var. Yaşasın ulu yurdum D�vrim aşkı eksilmesin Parla özünle çağ çağ Bu tan, bu tan kesilmesin. İaRABİM ZEKİ BUBDURLU Ozanın Atatürk'rım adlı kitabından, 1964.
MAVİ AYDINLIK Yakından görmüştüm gözlerini Mavi bir ışık akmıştı içime, Bu büyük aydınlıkla Dopdoluyum gene.
ATA.TÜRK ŞİİRLERİ
219
Kara bir çağ kapandı Aydınlık bakışlarınla, Mutlu yarınlar muştuluyan sesin Kulaklarımızda hala. Silemez mavi aydınlığını Atatürkleşen gönüllerden, Ne yobazlaşan karanlık Ne kızıl kefen. Bunca yıl geçti aradan Daha dünmüş gibi taptaze acın Yaprakların her mevsim yeşil İçimizde diktiğin ağacın. Mutlu bir ışıksın ufkumuzda Bitmeyen eksilmeyen Dualar taşır sana kuşlar Sınisıcak Afrika'darr Ve uzak Çin'den. İLHAN GEÇER Varlık dergisi, 1 kasun 1965, sayı
657.
ATATÜRK'ÜN BİR SAATi VARDI Atatürk'ün bir saatı vardı Yediveren gül gibi açardı Atatürk'ü,n bir atı vardı Etilerden beri yaşardı
220
ATATÜBK ŞİiRLERİ
Atatürk'ün .bir resmi vardı Buğday tarlası gibi ağardı Atatürk'ün bir saatı vardı Durmadı MELİH CEVDET ANDAy reni Dergi, haziran 1966, sayı 2 1 .
İŞTE O ATATÜRK Kir tutmaz, gölge tanımaz, bitek topraklarında Saldırganların yüzüne ilk yumruğu indirmiş Yiğit, soylu bir halkın, yiğit ve tok sesi ... Çağlar karanlığında Anadolu gecesinden Ezilenlere umut, yanan ilk çoban ateşi İşte o ATATÜRK. Asmalarla, zeytinlerle, ekinlerle ışıyan Tan serinliğinde çalışan bronz eller... Demir ocaklarında, kömür kuyularında Yüreği pek işçilerin ak alnını donayan Öpülesi, saygıdeğer boncuk boncuk ter İşte o ATATÜRK. San kemiklerde, kara derilerde Henüz anısı yitmemiş o kamçılı sızı Göverirken bilinç bilinç ulusal bir dirilişte Tutsaklığın utanç duvarını yıkmış ülkelerde bugün Çekilen bir bayrak var ya özgürlük üzre İşte o ATATÜRK.
ATATÜRK ŞİİRLERİ
221
Kurtuluş baharında bütün insanlığın Uzak artık kavgadan ve kandan Güvercin sevgilerle tüy tüy ve mavi Ilık meltemlerle dalga dalga yayılan Tüm yeryüzüne kurdun kuşun kardeşliği İşte o ATATÜRK. Ne ki güzel, ne ki iyi Ne ki büyür yaklaştıkça Dağ dağ, kavram kavram . . . Ve ne k i sınırsızlığın e n ışıklı sulannda Yansır, yokluğu varlığınca diri İşte o ATATÜRK. TAHSİN SARAÇ Türk Düi dergisi, kasım 1 966, sayı 182.
ÖLÜMSÜZ İNSAN Bir Bir Bir Bir
dağ düşün, yüce nıi yüce nehir alabildiğine gür akan aşk düşün, tüm aşklardan üstün aydınlık öylesine kocaman.
Bir us, uslarda büyüyen Bir göz düşün, mavisi gökçe Bir yürek ki yalnız yurdu için çarpan Bir ses özgürlüğe çağrı, kurtarıcı Geriliğe bir yumruk her an. Barışta dost, savaşta yenilmez güç Devrimleri kök salmış damar damar içimizde Adı, andımız ; bir anıt sanki tunçtan
ATATÜRK
222
ŞilRLERf
Bayraktır O, dostluğa. banşa çağn Bir rüzgardı O, yapıcı gelip geçen Çanakkale, Dumlupınar, Samsun'du O, Dillere destan. ABDULLAH EniP
çiTçi
Varlık dergisi, 1 kasım 1966, sayı 681.
MUSTAFA KEMAL'LE DEMİRKAZIK YILDIZI Demirkazık yerindedir, Bütün ışıklar yer değiştirirse de. Mustafa Kemal milyondur hep, Yürek birse de. Demirkazık kalıcı, kuzey kuzey, Çok parlamadan, biraz sönük. Mustafa Kemal hepimizi kapsar, Hepimize a�rı ayn dönük. Demirkazık, uzun, Kocaman gecelere karşı yaşar sanda. Mustafa Kemal uzanır sonuca ergeç, Kalmaz ki yanda. Demirkazık ne güzel, Evrenin çivisi. Mustafa Kemal evrence bir aydınlık, Yok eder karanlığı, sisi. Demirkazık ne der yolunu yitirenlere ta uzak, Kendi yönüne gel der. Mustafa Kemal ne der bana, sana, ona Özgürlük üzre yüksel der. FAZIL HÜSNÜ DA�LARCA Varlık dergisi, 1 kasım 1968, sayı 729.
223
A.TA.TÖRK ŞiiRLERİ
MUSTAFA KEMAL Mustafa Kemal ülkü olmuş, Uzak-yakın bütün bayraklarda. Onunla uyanmış yeryüzü, Sömürülmüş haklarda. Mustafa Kemal özgürlük olmuş, Eiı güzel şarkıdır dudaklarda. Yine başımızda, yine nöbette, Kim demiş bizden uzaklarda? Mustafa Kemal gerçek olmuş, Çınlar sözleri kulaklarda : "Türk ! Öğün, çalış, güven !" Beraber yürüyoruz şafaklarda. Mustafa Kenınl bereket olmuş, Uzanıp giden bu topraklarda. Uygarlığın türküsünü söylüyor, Gurül gürüL akan ırmaklarda. Mustafa Kemal bismillah olmuş, İnanmış dudaklarda. Parıldar özgürlüğünde tutsak ulusların Dalgalanır bütün bayraklarda. ÔZBEK İNCEBA.YRAKTA.R
Varlık dergisi, 1 kasım 1968, sayı /29.
ATATÜllıt.
224
ŞiiBLEBİ
ATATÜRK'ÜN VAKTİ ÇOK AZDI Atatürk'ün vakti çok azdı Sıra dağlar vardı önünde Atatürk'ün Geçiyordu vakit - vakti durdurmazdı Yıllar yılı kuyusunu kazanlar Türk'ün Saraydı - düşmandı - satılmıştı - yobazdı Atatürk'ün vakti çok azdı Kan ve demir - karanlık ve gerçek Anadolu'da açan milyonlarca al çiçek Milyonlarca can oldu - kurtuluşun diyeti Hürriyeti - istiklal ve cumhuriyeti Atatürk'ten başkası yaratamazdı Atatürk'ün vakti çok azdı Sadeydi - tazeydi - yiğitti Yerini kimseler tutamazdı Bezmişe ümit - acıkmışa ekmek - ve su oldu yanmışa Tekti ama - çoğaldı sanki - dünyaya yetti Mustafa - Mustafa Kemal - Mustafa Kemal Paşa Atatürk'ün vakti çok azdı İhtiyacı yok - övgüye Atatürk'ün Önemli olan - başardıklarımız ve başaracaklanmızdır Zehirli otları temizlediğimiz gün Ve vurduğumuz gün - çürümüş dallara satır O kendini - her an - yeniden yaratır Yine hürriyete hizmetten geri kalmazdı Atatürk'ün vakti çok azdı Türk istiklalini - Türk cumhuriyetini İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir Ey Türk gençliği birinci vazifen Emanetimi sen koruyacaksın - sen Bilmez başkası - kıymetini Sen uyanıksan - yaşıyorum demektir Böyle gördü hep - böyle söyledi - böyle yazdı Atatürk'ün vakti çok azdı NÜZHET Ozanın Anadolu 1970 adlı kitabından,
s.
30, 1970.
ERMAN
225
ATATÜRK ŞİİRLERİ
ATATÜRK'ÜN YÜZ KALIBI Başöğretmen Atatürk, dünyaların saydığı. Ata'nın yüz kalıbı okullarda asılı, Aydınlık gönüller - gönüllere çizildi. Elleri kalem tutar, elleri tebeşir Hiç silinmez tek yazı : "Gerçek önder bilimdir." Bir deniz Atatürk, ırmakların vardığı. Küçükler tahtaya, boyları ancak yetişir, Büyür içlerinde umut, bakarlar coşkuyla Ata'nın yüz kalıbına : "Atam, elimizden tut !" Issız, uzak köylerde yoksul kavruk yavrular Yüzlerinqe bir yan, üzgün sevinç titreşir : Güneşleri Atatürk, karanlıkla güreşir. Bütün okullarda, bütün sınıflarda Yürüdükçe koştukça ağartır yüzleri İşlek tahtalarda ışıldayan tebeşir. Sayıların, yazıların yenilerin yazmaya Silindikçe, tozdukça karalar aklaşır, Yokluklar geriler, yoksulluk uzaklaşır. Gönüller kararsa, daralsa dünya Işıktan elleri : "Hedefiniz bilimdir, Ordular, ileri !" Yolu gösterir Ata. Ellerinde kalem olsa, ellerinde tebeşir ! Ata'nın yüz kalıbına, kutsal çaba ağdıkça Ata yüzü ağaracak, yurdum güçlenecektir. BEHÇET NECATİGİL Mill!Jtt gazetesi (İstanbul), 10 kasım 1971.
YABANCI SÖZCÜ KLER DiZi N i
KiMİ ŞİİRLERDE, ÖZELLİKLE 1922-1938 DÖNEMiNDEK.İLEBDE GEÇEN YABANCI SÖZCÜKLER DİZİNİ anıt bcngisu, özlemlik suyu adem : yokluk, ölüm idil: adaletli afak : ufuklar aksetmek : yansımak amal: istekler, ülküler arz : dünya, yeryüzü asar: eserler, yapıtlar a'sar: yüzyıllar .asoman: gökyüzü ati : yarınlar, gelecekler bahr-i muhit: okyanus berdevıun : sürüp gitmek beşer : insan, insanlar bezm : dostlar toplantısı barc-1 etref-ahter miz-: uğurlu yıldızların oluşturduğu burcu cam.it ı ölü, ruhsuz cehalet : cahillik ceW: ululuk, yücelik cemal : yüz güzelliği cem'iyyet : toplum Cenabı Kibriya: Tanrı Cenabı Kerem : Tanrı cihanşümul: dünyaca, evrensel, çar (çUıar.) : dört çllıar-ı yar: Hazreti Peygambcr'in dört dostu, dört halifesi dehaet ı dibilik dehr: dünya abide :
abıhayat:
Terazi
230
ATATÜRK.
derun-dil (den) ı gönülden, içtenlikten de9tgir: elden tutan, yardımcı dürr: inci düvel: devletler ebediyet: sonsuzluk, sonrasızlık ecdat:
atalar düşünceler, tasanlar ekrem : çok şercrii, çok cömert e9atirı mitologya evliya: ermiş kişi, yatır fer: parlaklık, canlılık fesane: efsane, masal, hayal gaza: din (ya da ulus) uğruna savaş gurup: güneşin batışı hads: sezgi h&ld: yeşile çalar sarı renkli halas etmek ı kurtarmak hal&skAr: kurtarıcı halik: Yaradan Hamza: Hazreti Muhammed'in amcası (bir inanç simgesi olarak) Hamza salı.ip-zaman: çağda söz geçiren yiğit harir: ipek haris : hırslı, açgözlü hasım: düşman hasiyyet: özelik, özgürlük heyul.i.ı hayal (gibi) hıyaban: iki yanı açıklık yol, bulvar hilkat: yaratılış hulus : dalkavukluk hanı kar. hurifaD ı coşan, uğuldayan buzmeı ışın icW: büyüklük, kudret ifa: yerinde getirme, yapma ihda: hediye etmek ihtiras : olmayan bir şey yaratma, icat ihtiram : saygı ihtisas: duygu, duyuş llah : Tanrı inhidam : çöküntü, çöküş ef'ldr:
ŞİİRLERİ
ATATÜRK ştiRLERİ lladraz ı bekleme iracl etmekı
söylemek
irtihal ı ölme
itham: suçlama iyd: bayram bdlham ı kalabalık, yığışma lr.eli.m. : söz kemal: olgunluk, yetkinlik kuva ı kuvvetler küfren : nankörlük laretmek ı (bir kuruluşu) kaldırmak lahit, laht: kapak taşlanyle örtülü mezar maıldUı ı ters ma'taf: yöneltilmiş mavera: öte, öte dünya mebuA.D : milletvekilleri mefldlre : ülkü melekülmevt: ölüm meleği, a:zrail memba : kaynak menfa : sürgün merdan : mert, yiğit li:imseler mesüb-zede: felaketlere uğramış meş'al: meşale methal : giriş mirrih : Merih yıldızı (Man) mukaddem : önce mukaddesat: kutsal kavramlar murassa : çok uyaklı (kaside), kıymetli taşlarla süıılü (kılıç, hançer) muttaal : durmadan, boyuna ma&afferiyet : :zafer kazanma muzlim: karanlık mülk : memleket, yurt miind ı kurtarıcı münevver e nurlu, aydınlık müsavi : eşit müaellih : silahlanmış müaebel ı :zincirleme, ard arda müfir: Emir ve İşaret eden, mareşal miiıtak: özlemiş, özlemli miitekieif: toplaşmış, yoğunlaşmış
231
232
ATATÜRK
ŞiiBLEBİ
müttehit : birlik olmuş, birleşmiş naa.ş , na'ş: ceset naçar: çaresiz
Dir: ateş
D&Blye : alın
natıka: konuşma yeteneği nazar : bakış, göz necat ı kurtuluş neşait : şiirler nisbetl olmak: ilişkisi, yakınlığı olmak nisyan : unutmuş payidar : yaşar, durum, ölümsüz Rabb : Tann
parlak gürleyen bulut ram olmak: boyun eğmek rehpn: raJde:
rebab : saz reha.kir : kurtarıcı revzen : pencere riya: ikiyüzlülük Rüstem-i Zal: Iran niitologyasının ünlü savaşcılarından Zaloğlu Rüstem, yiğitlik simgesi sail: dilenci satvet : güçlü, zorlu oluş sayha : çığlık, haykırış selim.et : esenlik sema: gök, gökyüzü semavat : gökler, gök katlan serdar: komutan, başbuğ ser-taç : baş tacı sevalk: yıldırımlar seyrı geçiş sürur: sevinç süyaf: kılıçlar pyika: doruk fllyl olmak: durulmak, yayılmak (haber) 9ehper : kanat 9ehsuvar : yiğit binici, yiğit süvari 9evk: heves, istek, sevinç 9ün : olaylar
ATATÜRK ŞİİRLERİ
233
alev, panltı kulluk, tapınma taaHap: bağnazlık tagallap : zorbalık tavafı Hac töresince Kibe'nin (ayrıca : kutsal bir yerin, bir mezarın) çevresini dolanarak saygı belirtmek tayyare : uçak teceddüt: yenilik, reform tedabfr: tedbirler temevvüç : dalgalanma teseyyüp: ihmal, tembellik te9yi etmek: uğurlamak tevhid : birlik, inanç timsal : sembol, simge tiın&ali : simgesel tiran : zalim, despot tulu: doğuş (güneş, ay) ulvi: yüce, ulu üful : batma, yok olma ünsiyet : dostluk, yakınlık vahdet : birlik vakfe : hacıların Arafat'ta durmaları, saygı duruşu yad etmek: anmak zar: feryat, inilti zeval: yok olma, zafer görme; zillet : alçalış zira : çünkü ziya : aydınlık, ışık zulmet: karanlık Zühre : Venüs yıldızı 9ule:
taabbiit:
OZAN LA R oiz i N Ä°
Sa}fa ABllılET BURBANETTİN AKALIN,
HAMDİ GÖKALP
. . . . . . • . . •
AKKOYUNLU, RIZA POLAT
. . . • . . • • •
AKSAL, SABAHATTİN KUDRET
ALTINÇAÖ, KlzIM SEVİNÇ
• • • • • . • • .
ALTÜMSEK, AHMET ANDAY, MELİH CEVDET ANILUlA'LI İŞIK ÖMER
• . • . • . . • . • • • • . • • • • • • •
APAYDIN, TALİP ABDAÖI, ADNAN
ARIN, AYDIN , . ,
• • • • • • • • • • • . • • • • •
ARISOY, Jıl. SUNULLAH ABTAJI, NURETTİN
AŞAB, Jıl. SAMİ . İŞIK BASAN
• • . . • . . . • . . • . • . • • .
• • • • • • • • . . • . • . . . • . . •
İŞJ][ ŞEvıti ESEN İŞlll VEYSEL
• • . . . . . . . • .
• . • . . • • • . • . • • •
. • • • . • • • • • • . • •
• • • • . . . • • . . . • • . • . • .
AŞl;UN, VEHBİ CEM ATMACA, CEVDET ATOi;, OOUZ m:AZllıl ATTİLİ, OSlllAN
• . • . • • • . • • . • • • • . . • . . . . • . . • • .
. • . . • . • . • • • • • •
• • • • . • • • . . . • . . • • • •
Gazi'ye (1925) . . . . . . . . . . . . . . . . . . Çankaya (1928) . . . . . . . . . . . . . . . . Bahtiyarlık (1933) . . . . . . . . . . . . . . . O Baş (1934) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atl\türk Anadolu'da (1952) . . . . . . . Bir Resimde Atııtürk (1952) Gazi'nin Karşısında Gençlik (1929) Atatürk Yolunda (1961) . . . . . . . . . A tatürk'ün Bir Saatı Vardı ( 1966). Ağıt (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Çıtnşır (1946) . . . . . . . . . . . . . . . . . "Nutuk" (1956) . . . . . . . . . . . . . . . . En Büyük •Şarkı (1948) . . . . . . . . . Atatürk (1962) . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Yıl Önce Atatürk (1963) . . . . . . Mustafa Kemal Yaşıyor (1959) . . . Mustafa Kemal Düşünüyor (1953). Bayram Günü (1934) . . . . . . . . . . . Büyük Ata'ya (1938) . . . . . . . . . . . 10 Kasım (1960) . . . . . . . . . . . . , . . . Atatürk Özlemi (1956) . . . . . . , . . . Destan (1933) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atatürk (1940) . ........... Ağıt (1941) ............. Atama Deyişler (1938) . . . . . . . . . . . Ne Anlatılmaz Şey (1955) . . . . . . . . Atatürk Aydınlığı (1961) . . . . . . . . Eşsiz Yürek (1951) ............ Atatürk İçin (1944) . Ah Bu On Kaaımlar (1962) . . . . . Ölmez (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . •
. . . . . • .
. . . . . . . . . . • •
.ol.YEL,
EDİP
• • . • • • • . . • • • . . . . . • •
10 16 30 36 155 155 16 197 219 66 90 177 118 205 210 190 168 38 52 79 177 30 100 83 60 176 198 141 109 208 55
238
ATATÜRK ŞİİRLERİ Sayfa Dolmabahçe (1938) . . • . . . . • • . . • . Ant (1939) Türkiye Şarkısı (1947) Bir Şiirden Parçalar (1935) 1 Ik Bayrak (1939) . . . . . . . . . . . . . Ata'ya Ağıt (1952) Yalnız Komaz (1951) Ağıt ( l 953) Mavi Gözlü Paşa'ya (1952) . . . . . Uzun Havada Y11kım (1950) .... Mnstafa Kemal (1964) ........ Bqbuğum (1964) ........... . 10 Kawn {1955) . . . . . . . . . . . . . (1922) . . . . . . . . . . . . . . . . . . Görmeye Geldim .(1932) . . .. . . . . . Asularca (1933) .............. Atatürk'ü Dinlerken (1937) O İhtital Bayrağı (1938) Atam (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . . İzinde (1938) l0.ll.1939'da Atatürk'e Sesle� (1939) . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Mezannın Baımda (1939) Nııbetçi Millet (1943) . Atatürk'e Mektup (1946) En Büyük (1921) . . . . . . . . . . . . . . Çankaya (1922) Büyük Misafir (1927) Gazi Sôylüyor (1927) ........ Çankaya (1933) ....... Atatürk (1938) . Atam (1938) .... Sen Oldün, Olünı Güzel Demektir (1938) . . . . . . · • . Atatürk'ün Tabutu Arkasında (1938) Bir Yolcu (1939) .. Ölümsüz İnsan (1966) Kahraman (1933-1934) Atatürk (1946) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
BİBSEL, SALAH
. . . . . . . • .
BOZIUB, ltAMUBAN
•
.
•
.
.
•
•
•
•
•
•
•
• • •
BOZXURT, AJUIET
•
•
•
•
•
• •
•
•
•
•
•
•
•
•
.
•
•
•
•
•
.
.
•
•
.
.
•
.
.
BULAK, ADNAN
•
•
•
.
.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
.
•
•
•
•
• • • •
BUllDURLU, İBRAJIİM ZEKİ
.
. . . . . . • . . • .
• . . . . . . . . .
. . . .
BULUT, RIZA
.
. . . . . . . . • . . . . . .
.
.
.
CANPOLAT, MUSTAFA
•
•
•
•
•
•
.
•
•
•
,
•
CEMAL NADİR
.
• • • •
ÇA�LAR, BEHÇET Jl.EllıL\L
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
. . . .
. •
. . . • • •
• .
. . . .
.
.
. •
. . . • .
. . . . . . •
ÇAMLIBEL, FARUK N.U'İZ
.
. .
.
. .
. .
.
. . •
• .
. . . . . . • •
.
.
•
•
•
. . .
ÇİTÇİ, ABDULLAH EDİP DA�LARCA, FA.ZiL HÜSNÜ
. . •
.
•
.
• .
. • . . . • .
. . . . . . . . . . . •
•
.
. . •
. . . . . . •
• . . • . • .
•
.
.
. . . •
.
. . .
.
.
. •
.
. . . . • .
. . • • . . . . .
• • • • • • • •
.
• • • • . . • •
.
60 99 l l3 41 77 93 150 170 156 130 214 216 174 5 17 25 44 45 48 54 79 81 105 109 3 4 12 15 26 46
48 56 61 82 221 37 lll
ATATÜRK ŞİİRLERİ
239 Sayfa
DADAYLI KÖR HASAN DEFNE, ZEKİ ÖMER
İ nönü Dolaylannd a Mustafa Kemıı.I (1949) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal'in Kağnısı (1949) . . Mustafa Kemal'in Kartalı (1950) Mustafa Kemal'in Vakti (1951) . . Mustafa Kemal'in Oğlu (1951) . . . "1919 Yılı ·Mayısın 19. Günü Sam sun'a Çıktım" (1951) . . . . . . . . . . . . . Şehitlere ve Mustafa Kemal'e Karşı Vatan Türküsü (1952) . . . . . Mustafa Kemal (1952) ......... Bayrak Türkü (1953) .......... Bir Mustafa Kemal Daha (1953) Mustafa Kemal (1953) ......... Yirminci Yıl (1958) . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal Gönderi (1960) . . . On Kasım'larda Yürümek (1961) . . Kapı (1962) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atamız (1963) . . . . . . . . . . . . . . . . . Demirkazık Yıldızı (1968) Bir Destan Parçası (1939) . . . . . . . Büyük Yas (1938) . ... Aynlış Destanı (1938) . . . . . . . . . . . Atatürk (1951) . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ağusios Şafağı (1959) ........ On Kasım (1962) . . . . . . . . . . . . . . Atatürk Akdeniz Kıyısında (1935) 30 Ağustos (1938) ............. Anbumu: Conkbayırı (1942) . . . . . Atatürk Bıraktı (1964 ) . . . . . . . . . . Dağ Başını Duman Almış (1961) . Ata'dan Hatıralar (1952) . . . . . . . . Yay Bedenli Adam (1956) Canyoldaşıma Mektuplar (1952) . . Atatürk'ün Vakti Çok Azdı (1970) . O Geliyor (1933) . Kahramanın Ölümü (1938) Ölümsüz (1956) .... Ölmez ki (1960) . . . . . . . • .
DEMİBASLAN, İLHAN DİL, ŞAllİNIUYA
.
•
EDİBOi';.LU, BAKİ SÜHA EPE, NECDET RÜŞTÜ
•
•
.
•
.
•
.
•
•
•
.
.
.
•
•
•
.
•
•
•
•
•
•
ENDİK, SÜREYYA ERDEM, KERİM AYDIN
•
ERDOi';.AN, BEKİR SITKI ERGENELİ, DOi';.AN
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
.
•
•
.
•
•
•
•
.
.
•
•
•
•
.
•
•
•
•
•
•
•
. • • •
•
•
•
ERGÜVEN, ABDULLAH HIZA ERGÖVEN, JÜLİDE GÜLİZAR ERMAN, NÜZHET
,
•
•
•
•
•
,
•
•
•
.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
.
.
•
•
•
• • , • ,
•
•
•
•
•
•
•
•
EROZAN, CELİL SAHİB EBTEPINAB, COŞKUN EBTUi';.AY, M. CEW
•
. . . . . . . . . • . . .
. . . . . . . . . . . • .
. . . . . . . . . . . • .
. . . . . . . . . . . . . . •
119 122 126 135 137 140 151 156 165 170 171 189 192 199 204 209 222 76 73 88 142 l 91 208 40 47 104 213 201 158 178 159 224 24 63 179 193
240
ATATÜRK ŞİİRLERİ Sayfa
EVREN, ERGUN
.
.
FLORİNA'LI NAZIM
.
.
•
.
•
.
•
.
.
.
.
.
•
.
.
•
.
.
•
•
.
•
.
.
.
.
.
.
.
•
•
.
( YUSUF
GARİP MUSTAFA
MARDiN
)
200 Atatürk (1961) 175 Mustafa Kemal (1955) Gazi'nin Heykeli Karşısında (1925) 10 69 Atatürk'e Ağıt (1938) ......... 80 Yıl Oldu (1939) ............... 91 Unutamam Seni Atam (1948) . . . . .
GEÇER, İLHAN
.
218 108
.
M
Mavi Aydınlık (1965) .......... Beşinci Yılında (l 945) . . . . . . . . . . Yan Çekilen Ba yrak (1 938) . . . . . Tavaf ( 1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atatürk (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . Kurtuluş De s tanı (1935) Atatürk (1935) . . . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal (1948) Mustafa Kemal (1968) ........ Uyanık Uyku (1951) . . . . . . . . . . Atama Ağıt (1944) . . . . . . . . . . . . . . Şu Sonsuz Koşu (1942) . . . . . . . . . . Havza Yollannda Mustafa Kemal (l 957) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal Havası (1 962) Mustafa Kemal (1956) ......... 30 Ağustos (1951) . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal'i Düşünürken (l 964)
18·1 206 183 144 212
IUZILGÜN, VEHBİ
10 Kasım 1952) . . . . . . . . . . . . . . . .
163
KOCAT\İRK, VASFİ MAHİR
İnlı:iliip Türkümüz (1933) Heyk elinin Karşısında ( l929) . . . . İsti k liil Savaşı Destanı'ndan (1938)
28 40 47
Gıızi (1933) ................... Atatürk (1964) . . . . . . . . . . . . . . . . Büyüyen Atatürk (1951) . . . . . . . . . Atatürk'le Beraber (1953)
34 214 150 171
GÖKÇE, ORHAN RAHMİ GÖKYAY, ORHAN ŞAİK
•
.
•
.
.
•
•
•
.
.
.
GÖVSA, İBRAHİM ALAETTİN HÜSEYİN RİFAT
.
ILGAZLI AŞIK NAİLİ IŞITMAN, İSHAK REFET İLHAN, ATTİLA
•
•
•
•
.
.
.-
.
•
•
İNCEBAYRAKTAR, ÖZDEK K. , TARIK DURSUN
•
•
.
.
.
.
.
.
.
.
•
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
•
.
•
.
.
.
.
.
.
.
•
•
•
KAMU, KEMALETTİN KANSU, CEYHUN ATUF
KARABULUT, MEHMET KARAER, lllUSTAFA NECATİ
11.0RYÜREK, ENİS BEHİÇ KÖKLÜGİLLER, AHMET
.
.
.
.
•
.
•
•
.
•
•
KÖil.SAL, AHMET
KUNTAY, MİTHAT CEMAL
ıı.uau,
MAHMUT
•
.
•
•
.
•
•
.
.
.
.
.
.
•
.
..
.
.
.
51 53 4 42 ll6 223 143 0ı
104
Gazi (1927) ................... 11 32 Gazi'ye (1934) Atatürk'ün Cenazesini Ankara'da 58 Karşılarken ( 1 938) . . . . . . . . . . . . . . 66 Atatürk'e (1938) . . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal'e 1956 Raporu (1956) 180
241
ATATÜRK ŞİiRLERİ
Sayfa K.ÜLEBİ, CAB.İT MİROOLU, A. CEMİL
.
NAYIR, YAŞAR NABİ
. . . . . .
.
NECATİGİL, BEHÇET
oauzCAN,
Atatürk Kurtuluş Savaşında (1952) . " Gazi'nin Heykeli (1933) . . Gazi'ye (1930) . . . . . . . . . . . . . . . . Cumhuriyet Bayramında (1933) . . Atatürk'ü Dinlerken (1934) Resim (1951) . . . . . . . . . . . . . . . . . Atatürk'ü Duymak (1 954) Atatürk'ün Yüz Kalıbı (1971) Mustafa Kernal'i Düşünüyorum ( 1956) Gazi (1933) .................. Gazi'ye (1934) . . . . . . . . . . . . . . . . . Kocatepe'den (1950) . . . . . . . . . . . . Sen Bizim İçin Yüce Olan Her Şey desin (1961) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atatürk Olmak (1963) ......... Gazimize (1927) . . . . . . . . . . . . . . . . Gidiyor (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . Gazimize (1928) . . . . . . . . . . . . . . . Gazi'ye Tarih (1927) ......... 1919-1933'ten Bir Parça (1933) . . Uyuyor (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . . Atatürk'ü Anış (1950) . . . . . . . . . . Mustafa Kemal'in Geçişi (1950) . . 1952 Yılında Atatürk (1952) Bu Kadar Yazabildim (1938) Atatürk'e (1933) . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal Paşa (1958) Kuvayi Milliye (1960) . . . . . . . . . Vatan Macerası il (1949) . . . . . . . Atatürk (1949) . . . . . . . . . . . . . . . . Büyük Arzu (1950) . . . . . . . . . . . . . Mustafa Kemal'in Atı (1951) . . . . Dağda Mustafa Kemal (1952) Mustafa Kemal'in Elleri (1952) . . . Ağıt (1943) Maqlarda Atatürk (1961) . . . . . . . O'nsuz (1938) . . . . . . . . . . . . . . . . O Gün (1953) . . . . . . . . . . . . . . . . . .
ÜMİT YAŞAR
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
OKAY, HAŞİM NEZİHİ
.
ONARAN, MUSTAFA ŞERİF ORHAN, TARIK
ORHON, ORHAN SEYFİ
ORTAÇ, YUSUF ZİYA
.
.
OZANSOY, HALİT FAHRİ
.
ÖNGAY, MEHMET NECATİ ÖZAI, ZABİT
.
ÖZERDİM, SAMİ N. ÖZSEVER, HÜSEYİN SİRET
.
ÖZYİ)REJt, NURETTİN
.
PAR, ARİF UİKMET
.
.
POSOF'LU
MÜDAMİ
RUŞEN HAX.IU
•
•
.
. . . . . . . . . . . • . . . . . . .
•
•
SABA, ZİYA OSMAN
sALiBoaLu,
MEHMET
•
• •
.
.
.
•
.
.
.
.
.
.
•
.
•
.
•
•
•
•
•
.
.
.
•
•
•
•
•
•
.
.
•
•
•
•
•
.
.
.
152 34 17 26 36 145 1 73 225 181 31 38 127 196 211 13 59 14 14 28 57 134 128 160 72 20 188 194 120 ın
129 139 160 164 84 197 75 172
ATATÜRK. ŞİİRLER
242
Sayfa
o Atatürk (1966)
YALKUT, SABRİ CEMİL
......... 10 Kasım (1957) . . . . . . . . . . . . . . . . Yanya Çekilen Bayrak (1938) Mersiye (1939) . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 Mayıs (1956) . ..... Karagün Oldu Bugün (1943) .. Kemalim (1961) . . ....... Atatürk'e Hitabımdır (1949) Atamızın Karşısında (1938) . , , . . . On Kasım (1947) ............. İstiklal Sav aşında Atatürk (1950) Bandırma Vapuru (1953) Dôbi-i Teceddüıle (1925) , . . . . . . . Büyük Gazi'ye (1927) .......,.. Sendedir Atatürk (1952) Nerdesin (1938) ..........,..,,. Mustafa Kemal (1933) Ant (1938) .................... Ülkü TaonlOlz'a (1934) Gazi Mustafa Kemal P aşa (1950) Gazi Paşa'ya Ağıt (1951) Atatürk ve İzmir (1961) . . , .. Mustafa Kemal (1947) ., .. , 10 Kasım (1950) . . . . . . . . . . . . . . Beni Sevmek Demek (1956) Mustafa Kemal'ler Tükenmez (1957) Ulumuza (1938) ...............
YAŞIN, ÖZKER
Vatan
İşte
SARAÇ, TAHSİN SARI, M, ŞÜ.ıtRÜ SELE.ıtLER, HAMİT MACİT
. . . . . . . . • .
SÖZDO�URAN, ÇOLAK HACI
. • • • • . •
ŞAHİN, KADİM ŞİMŞEK, HASAN ŞÜKUFE NİHAL TAR.ANCI, CABİT SITKI TARCAN, MESUT
• • • • • , • • , • • • • • • • •
TARHAN, ABDÜLHAK HAMİT
TAŞER, SUAT
•
• .
. . . . . . •
• • • , • ,
• • • • , , , • • • • • . • • • • • • .
TEVET, FETHİ TEZ, İLHAMİ BEKİR
UŞAKLI, ÖMER BEDRETTİN UYAR, TURGUT
• • • . • • • . . . . . • • • . •
ÜSTÜN, E. FAİK
, ,
YA�CIO�LU, HALİM
. ,
.
. .
, ,
. • • . . • • . . . • • • • • • • •
YAZGAN, ETHEM
• . • • • • • . • . • • • • . .
YURDA.ıtUL, MEHMET EMİN
YÜCE, KAMURAN
• • • • • • • . • • • • • • . •
YÜCEL, BASAN ALİ
coşxur.
Dalgalandı
(1952) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adına Yazdığım Şiirlerden (1957) . . Zafer (14j23) . . . . . . . . . . , . . . . . . . . Büyük Kurtancıya (1941) . . . . . . . . 10 Kasım (1953) . . . . . . . . . . . . . , . . Atatürk (1937) . . ... Cumhuriyet Bayramı (1932) . . . . . . . . . . . •
YÜZÜNCÜ, REŞAT • EYZİ ZENGİN,
. Rüzgôrlannla
• , . . . . . • , .
...............
Uzanır
ZİYA GÖKALP ZORLUTUNA, HALİDE NUSRET.
.
. . .
Yücelerden
O
. . . , . • •
161 188 7
101 172 43 19
Dev Yü
( 1962) . ....... Niçin (1923) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Gazi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
reklim
220 186 62 78 184 85 195 125 58 ll5 131 166 11 12 162 71 22 97 35 132 148 199 115 137 182 187 97
. . •
203 6 33
TÜRK
DiL KURUMU YAYI N LA R Atatürk. Dizisi SÖYLEV ( N u t u k) Kemal 'Atat ürk
2 c i lt
o
G E O �E T R İ Atat Ork'ün yazd ı O ı , öz Türkçe geometri teri mlerini önerd i O i i l g i nç bir 'yapıt
o
ATATÜRK'TEN 20 A N I Dr. M e h met A l i AOakay
o
ATATÜ R K .şl i R LERI Türk ozan l arı n ı n Atatflrk i ç i n yazd ı!:)ı en g üzel ş i i rler H azı rlayan : Behçet Necat i g i l
D
ATATÜR K D EV R i M İ VE YO R U M LAR ! Prof. Dr. Bed i a Akarsu
·•