Ana Ninnisi, Çocuk Dünyası Biz hepimiz ninnilerle büyümüş, ninnilerdeki dilek ve hayallerle kanat çırpmışız. Bizim süslü bezekli beşikleri mizi ninniler sallamış ... Analarımızın dilinden kopan ya nık ninniler elvan çiçekler gibi beşiğimize saçılmış:
Laylay• dedim yatasan, Kızıl güle batasan. Kızıl gülün içinde, Şirin yuhu" tapasan. Ne kadar güzel, ne kadar şairanedir! Analarımız kı zıl gül dediği zaman ninnileri nazarda tutuyordu. Her ninni renkli bir çiçek, renkli bir güldür. Biz bu elvan çi çeklerin içinde şirin uykular bulmuş, uyumuş ve büyümü şüz. Bu ninniler sıradan şiir parçaları değil, bunlar öz va tanımlZln bağrından kopan, dilimizin güzelliğinden ve in celiğinden meydana gelen vatan sözleri, vatan arzuları dır. Bu sözlerin şirinliğinden dolayı kendimiz de farkın da olmadan vatanımız, bizim varlığımıza, maneviyatımıza ışık gibi süzülmüştür. Bu şirin, bu tabii sesler, sözler hafı zamıza sihirli nağıllar (masallar] gibi kazınmış, bizi güzel bir dünyaya çağırmış ve biz bu mucizeli nağme ile boy at mışız. Zaten her halkın dili o halkın düşüncesinden, ma neviyatından, ruhundan doğuyor. Ne için biz suya su, toprağa toprak demişiz? Bu sözler ilk defa nasıl doğmuş?