....
•
ece ı
SELAHATTİH ERTORK
iKlN::::i
BASIL!Ş
KAPAK DÜZEllll
:
ZIYA ŞAFAK
YELKENTEPE YAYINLARI
ÇA�DAŞ BASIMEVI 1975
•
:
5
ANKARA
HAKİKAT VE YAŞANTI
HAKİKAT VE YAŞANTI
Bana kulak veriniz! Sizi, mevcut bilgilerinizin şerrin den kurtaracağım.
inadının değil, hakikatin adamı ol; hakikat bir karar sız rüzgôr olmuşsa, sen de bir fırıldak olmaktan utan ma.
•
Bir fikrin korkusuna tutsaklık kendisine tutsaklıktan daha fenadır.
İşleyen kafa dogma tutmaz
5
Değişen bir dünyada «deQişmez hakikatler» e göre ya şama hırsı : işte mutluluğun büyük düşmanlarından biri. •
Bir fikre karşı durumumuzu alırken, o fikrin, «gelecek teki kendimiz»e ait olabileceğini daima hatırda tut malıyız. •
Kargalar yaygaraya başlayınca bülbüllerin sesini du yamazsınız. •
Doğruya yatmayan aklı, yalan çelebilir.
«Söz gümüş ise sükut altındır» diyorlarsa da, sözü al tın olanların suskunluğu bir tür kusurdur.
«Geveze» belki de dengine düşmemiş konuşkan sandır.
6
in
«Teşbihte hata olmaz» demek, teşbihteki hata i:e oya lanıp esası gözden kaçırma, demektir. •
Benliklerine koruyuculuk etme alışkanlığında olanlar, korunacak hale düşme tehlikesine daha açıktırlar.
Kavramlardaki gelişmeleri izleyemeyenleri bekleyen akibet, yeni kelimeler içinde eski muhtevaları muha faza etmek olabilir.
Bir iman yangını bütün varlığımı sarmaya boşladı; ba ri şüphelerimi kurtarabilseydim. •
Bağrındaki yangın, beynini yakacak kadar değil, fa kat zihnini aydınlatacak kadar alevlenip yükselsin. •
Gurupla şafağı ayırt edemeyenlerin sayısı tahminleri mizin çok üstündedir.
7
Yersiz yere sınır koyma üşüşme doğurur.
Sebatla inat ikizmiş, biri dosta diğeri düşmana düş müş.
Görünüşe aldanma; kale burcu da dik durur, sırık da; yay da eğilir, dalkavuk da. . .
Onlar en tatlı yalanları fısıldıyorlar, biz en acı haki katleri haykırıyoruz; ve yazık ki yatsının olmasına da ha çok zaman var. *
Hakikatleri haykıran kahramanları susturmak iste yenlerin dayanakları -COQU zaman- benimsenmiş ya nılgılardır. *
Daha ne zamana kadar, sahibine bir değer katmayan ve bütün değerini sahibinden alan sözlere bağlanıp gideceğiz?
Kendi_oi ağırbaşlılık timsali sanan eşek, yerinde dura
mayan küheylôna ağırbaşlılık dersi vermeye boy•lır. *
Uyuz beygir, küheylanı daima gösterişçi likle suçlar. •
Sizi bir gülistana g i rerken gören öküz, ortaıadığınızı iddia ederse, şaşmayın . *
İnsan ne kedini ne başkalarını olduğu gibi tanıyabi lir : Herşeyden önce, düşmanlarımızı tanımamıza «düşmanlık,» dostlarımızı tanımamıza «dostluk,» ken dimizi tunımamıza da «benlik» engeldir.
Mônasız sorunun en yerinde cevabı mônalı sükuttur.
insanlar cahiller yanında susmasını öğreninceye ka dar, cahildirler.
-�-
Olduğunuz gibi.· görünebilmişsiniz ne .fayda, sizi. gö ründüğünüz gibi gören olmadıktan sonra. •
Dôima, kokmuşu arayıp bulan leş kargası mı, yoksa çiçeklerdeki bal özünü bulup çıkaran arı mı olmak ıs tf;)rsiniz?
Sonsuzluk akıl ile aczin ürünü. *
Düşünce anlaşmanın, iman vuruşmanın kapısını arar. •
Kaçırdığımız fırsatların derdine yanmaktan, çoğu kez, kaçırmakta olduklarımızın farkına varamayız.
lQ
Ä°NSAN VE ERDEM
iNSAN VE ERDEM
Biz, kütük gibi, tek bir ocağın malı olamayız : Çünkü, bütün ocakların ateşi bizim kalbimizde veya kalbimiz dendir.
Pire kadar haysiyeti olanlar ona dağ kadar itina gös terirler.
*
Gönlümüzün çektiğini değil, gücümüzün yettıiğini yap makla yükümlüyüz.
*
«Herkesin gönlünde bir arslan yatar» derlerse gencin gönlündeki arslan bir türlü yatamaz.
de,
13
Bir varlığın varlığını korumanın birinci şartı, vasını korumaya uğraşmaktan kaçınmaktır.
muhte
*
itaat ekenler, isyan biçecekler . ..
Fazilet, rezalete hoşgörü ile bakabilirse de; rezalet. fazileti faziletsizlikle suçlar.
"
Küçük kalma ak'ıbe�inden korkmuyorsanız. kendi büyüklüğünüze inanabilirsiniz.
Mihnet yükü çekilir. minnet yükü çektirir
Pelj(>rfi, «Sabır, eşeklerin ve koyunların faziletidir» demiş. Bu yargı, tevekkül ve aczin benimsettiği «Sa bir» iÇin biç;ilmiş kaftansa da; azmin ve iradenin yeğ tuttuğu sabrı, böyle iftiralardan esirgerim.
14
iyilik karşılık beklemez. çünkü karşılığı yoktur. *
itidal, cesaretin dizginlenmesinden; tereddüt, korku nun dizginleyişinden doğar. •
Kendi değerlerinden kuşkusu olanlar. etiketleri gere ğinden fazla önemserler. •
Doğa kanunlarını hiçe s::ıyan toplumsal yasalar. er geç, hiçe sayılmaya mahkumdurlar. *
Bal sundular tattım. doymak için; ve zehir içtim, yaşamak için.
verdiler
*
Başkalarını küçük düşürme çabası, önce bir, sahibini küçültür.
ts
Uğrumuzda ölenleri unutmamak, yetmez, onlor yaşamayı bilmekle de yükümlüyüz.
için
*
Yanardağ olup çevresini yakmaktansa mum olup işe yaramak yeğdir.
Terleyen alın leke tutmat.
*
«Kaz gelen yerden tavuk esirgememek» değil, kazla mukabele edilemeyecek tavuğa itibar etmemek hüner.
*
Çalamadığı için çekiştiren, çalıp susandan daha kusurludur.
da
*
Ahlôklılıkla öğünüş gocundurucudur.
16
T�vazuum tevazu gösterisinde bulunmaya engeldir . •
Tepe övünür, dağ gülümser. •
Ay yıldızları severse de güneşin doğmasına mül edemez.
taham
•
Haset oklarına hedef olmak istemiyorsanız, meziyet ' lerini zi 'bir tevazu perdesiyle örteceksiniz. •
Hasedi sahibindeki meziyetler besler.
meziyetsizlik ve
başkalarındaki
*
insan hiç olmazsa zaman zaman, «akli» olabilme gi zilgücüne sahiptir.
17
Dostluk nazlı bir çiçeğe benzer : bakım ister; düş manrık ise arsız bitkiler gibidir : bakılsa da büyür, ba kılmasa da. ..
ıı:Sopa cennetten çıkma» diyorlar; iyi bir şey olsaydı, cennette kalırdı.
Göz yummasını bilmeyenler gözlerindekini ler.
düşürür
..
Kusurlarını glzleme çabasına düşen dile de düşer.
18
BOZUK DÜZEN
B O Z. U K D Ü Z E N .
Ey bana yüksekten bakan adam, dinle; rüzgör ce, cer-çöp yükselir, altın külçesi yerde kalır.
esin
*
Yaldızlı sözler çerçevesinde kurtların, gercekte ise kurt kanıyla beslenen köpeklerin itibarda olduğunu unutmayalım.
•
loz toprak da yükselir, kartal da : biri rüzgör esince, diğeri rüzgörını kendi yaparak.
*
Tazıların buyruğuna verdiği arslanları serkeşlikle suç layan düzen, sana lönet olsun.
21
Koyun sürüsü içinde kalmış küheylôn, elbette anarşi unsuru olacaktır.
inek sağarsak inek; öküz, çifte koşarsak öküzdür. Oy sa biz, ineği çifte koşuyor, güç vermiyor diye dövü nüyoruz; öküzü sağıyor süt vermiyor diye dövüyoruz.
Yük eşeğe vurulur, küheylana değil.
Aşağıdan gelen ferya�ları, yukarıya kahkahalar ola rak yansıtanlar her devirde muteber olurlar.
*
Sayımız yok ki sayılalım.
*
Yiğitim, zulmün altın bileziğini -bırak- kahpeler takın sın : Senin bileklerine demir kelepçe daha çok yakı şıyor.
22
Dünya kurulalı beri erdem erdemsizlerin silôhı olmak tan kurtulamamıştır.
•
Şunu hatırdan çıkarrfıayalım ki melek şeytana yenik düşegelmiştir.
hep
•
Canavar kötülüğün, kudurgun canavarın ağzında can veren kuzu ise içtenlik, saflık ve iyiliğin timsali olagelmiştir.
•
Küskün bahtımız koca dağlar gibi kararadursun; ka ranlık dağların doruğunda parlayarak doğan güneş, alnımızın akından nur aldı.
•
Dağı sırtında taşımaktan beli bükülmüş olan toprak 1nliyor. dağın doruğundaki ağaçların dallarında kuşlar da mutluluğu şakıyorlardı.
Yaradılıştan .beri. kö�Qlükl�re. tarıı.k ()lqgel.di.f}ijci.ı:ı 1�0.-, . rarmış göğü -yere düşmesin diye- iciiırı, <iltıh 'ci�Nerıe tesbit etmiştir ki biz o çivilerin parlayan başlarına yfldız deriz. '
�
..
. .....
.
. ..
.
ADALET VE KAHRAMANLIK
ADALET
VE K · AHRAM ANLIK
Asla dilenci olmak istemem; verecekleri aşk da, ik bal de, cennet de olsa.
•
Mihnet ve meşakkatler içinde gelen nimetler, karan lıkta parlayan yıldızlar kadar güzeldir.
*
Asıl kahramanlar felôket yağmuru altında, başkaları için mutluluk çiçekleri toplayanlardır.
Tehlike olmadığı sürece, kahraman taslaklarının gay retkeşliğinden gerçek kahramanlara fırsat düşmez.
27
Hak uğruna azapta olmak, ikbalde kalmaktan yeğdir_
haksızlığa göz yumarak
•
Zulmün alınlara düşmüş gölgesi, çoğu kez, leke sanıl mışrır. •
Sığır kurtlarını temizlemek isteyeni süser. unutma. *
Gaflet uykusuna dalmışların kuyruğuna basınız, fakat uyur yılandan daha de tehlikeli olabileceklerini bile rek. *
Kim mi haksız? Hakkını çaldıran. •
Hakkın, çalınırken susmak hakkına sahip değilsin; çünkü çalınan hak senin ise de, senin hakkın çalınır ken çiğnenen düzen hepimizindir.
Hakkını çalanlar, sana ödevin kutsallığ1;ndan söz etti ler; sustun.
•
Düşmanı, kahramanlar kan dökerek, korkarlarsa göz yaşı dökerek karşılar; sen, göz yaşı dökmekten bile korkuyorsun, yazık.
Zafer sizi sarhoş edinceye kadar sizinledir.
•
Belô ve ıstıraptan kaçmak, mezara değin . . . bu, hatta imkônsız; en iyisi ona meydan okumaktır.
güç
•
Bir akçenin iki yüzü gibi ,iki atasözü : «Azçı razı ol mayan çoğu bulamaz» ve «Yağmurdan ka.an doluya tutulur. »
•
Köpek kediyi kaçtığı sürece kovalar.
29
Savunganlık saldırganlığa davetiyedir. ..
Talih, ôcizlerin acizlerini gizleyebilmek için yaptıkları deve olmasın?
pireden
iblisin iyi niyetli olabileceğine inanayım; fakat efendi ile kölenin dostluğuna dayalı barışa asla!
Tehlikeyi, sezecek kudrette olmadığı için kucaklayan da değil; onu idrak edebildiği halde, amaç uğruna gö ğüsleyende yüreklilikten söz edilebilir.
..
Maceraperest, oyalanacak tehlikeler aradığı idealist, yolunu kesen tehlikeleri göğüsler.
halde;
Kurnazlık tilkiye kalsın, arslanın ona ihtiyacı yoktur.
30
Taş toprağa iman kattık, kale oldu. •
Mehmetçiğin sözlüğünde : dağ ı Naklaşmaı diye şah lanmış toprak; nehir «Nerde?» diye kovalayan sudur ,
.
•
Biz yaşamaya bile katlanabilen korkar mıyız!
insanlar,
ölümden
Kaba kuvvet ve kahramanlık bir yuvada barınmaz
.
•
Baskı ve şiddet birbirine davetiyedir.
•
Baskı ile susan değil, susturan yeniktir.
Aman, verilir; istenmez.
•
Tutunacak dal yeter.
.istemem; kullanacak
ôletim
olsun
•
Acık kapı, yüksek eşik.
VATAN VE ÜLKÜ
VATAN VE
ÜL KÜ
Benim gerçek takipçilerim benim yaptığımı yapanlar, yani hiç kimseyi takip etmeyenlerdir.
•
Kim demiş tek dikili ağacımız yok diye; bütün bayrak direkleri bizimdir.
..
Türkiye'min her bucağı vatana aynı uzaklıktadır.
Memleketimizin dertlerinden en önemlisi yol derdi dir: Gönülden gönüle olan yolları tamir edebilir ve ka fadan kafaya da işlek yollar açabilirsek ne mutlu!
35
Bir dava yolunda kendini birçok zevklerden kılmanın verdiği zevk ne büyük zevktir.
yoksun
..
Dilberler elinde bir meş'ale olmak istemeyen gönlüm, bari ülkü yollarını aydınlatan mum olabilseydi.
•
İş başına geçenlerin ilk işi, halk için rahatlarından feragat olmalı, halkın sırtında rahat etmek değil.
Halka hizmet yollarına dalkavukluk kılmaz.
kapısın dan
çı
•
Vatan sevgisi, idealistin ruhunda kımıldayan hançer, fırsat düşkünün elinde bayraktır.
•
Yiğit kalbi, bir aşk dolu kadeh olmuş, susayan vatan toprağını arar.
36
Yüreklerimiz vatanın cevriyle dolup taşarken, nimetlerine koşacak halde değiliz.
onun
Vatanın cevriyle bin pöre olan kalbin parçaları -çok şükür ki- vatan aşkının cazibesi çevresinde tekrar bütünleşiyor.
Tütmez olmuş ocaklarda kararıp oturan Türk'ün bahtı mı?
•
Biz de bir Şirin'in Ferhat'larıyız, lökin, artık delinecek dağların sayısı bir değil, binbir değil. ...
Gaile dağ oldu, görünür köyümüz görünmez oldu.
Atın ne sağında ne solunda fakat üstünde durabilen binicidir.
37
Evrim girmeyen yere devrim girer. •
Geleneğe sahip oluşta değil, tehlike, ona tutsak oluş tadır. •
Herkes siyaset cevi�iyor başkalarını kandırmak için; fakat serı çevirdiğin siyasete önce bir kendin kanı yorsun. •
Türk hatk müziğinde yanık kokusu bulmakta adeta yarışa girerler de, Türk'ün bağrındaki yangını görmek istemezler. •
Vatandaşın çektiği sıkıntıyı ve buna rağmen göster diği cabayı gördükçe, bu vatanın nasıl ayakta dur duğunu anlıyorum; anlayamadığım husus şu : Bu va �andaş nasıl olup da ayakta kalabiliyor? •
Kefensiz ölülere destan yazmaktan gömleksiz dirile ri düşünmeye sıra gelmeyecek mi?
38
Olmayacak işler peşinde koşanlar, belki de olabilecek işleri yapmaktan kaçanlardır.
•
Vatan· aşkıyla yanmışların bağırlarında, artık, cehen nem ateşinin yakabileceği bir zerre kalmamıştır.
•
Duaya açılan ellerim, yumulun yumruk olun.
•
Kara kuvvetin anası cehaletse, babası da düşünüşün emrine girmemiş imandır.
•
Geçmişteki zaferler arka kale olsunlar, hız dağlar değil.
kesen
•
Tanrıdan korkanın dini yarımdır.
39
Ey Tanrıdan cennet niyaz ederek yaşayan mürai sof ta ,sen Tanrı'yı değil, mükôfatını seviyorsun.
Ey ahret teraneleriyle bana dünyamı haram eden sof ta, sus; ahretteki bütün haklarımdan feragat ettim.
Dini yaşantıya hürmetkar, yobaza merhametkör, yo bazlığa düşmanız; dini yaşantıyı ihya. yobazı ıslah. yobazlığı imha edeceğiz.
40
YAŞAMAKLA YAŞAMAMAK ARASINDA
YAŞAMA KLA YAŞAMAMA K ARASINDA
Ey bütün dünyanın d,illerj, toplanın; gönlüm dile gele cek.
•
Taş taşa vurulunca bile ateş çıkar, ya gönül vurulunca.
gönüle
•
Öyle bir anlam kattın ki hayatıma dünya anlamsız kaldı. •
Güzelliğe mahkumluk en azından, kendine hakimlik kudar saygıya değer.
4:3
Sis : güzellerin cazibesine kapılıp yere inmiş bulutlar. •
Seveceksin acısız an kalmayacak; sevmeyeceksin, hayatın anlamı kalmayacak; acı hayata tat. anlamsız hayata anlam vereceksin ve yaşayacaksın. •
Sızlamayan kalp domuza yakışır.
•
Düşünen kafalara saygı, fakat gençliğin duyan kalp lere de ihtiyacı vardır.
Gencin günahı dirikliğin, ihtiyarın tövbesi ğün ürünü değil midir?
ölgünlü
Hakikatleri maskelemek için kullanılan parlak sözler değil, fakat hakikatin şahlanışını dile getiren sözlerin parlayışı güzeldir.
44
Sanatkôr, yaralı kalbinden gelen iniltilerden neşe yo ratabilendir.
Şiir, püsküren gönül yanardağının donakalmış ıavıarı.
•
insana kıyasla odur.
mevta ne ise, şiire kıyasla
çevirisi
•
Mizah duygusu. üstün ruhlarda açan c,icektir; odun ların çiçek açmayış1111 olağan görelim.
•
Bazı yaralar tez. bazıları ise geç iyileşir derler; me ğer gönül yarası gibi hiç iyileşmeyenleri de varmış. •
Asıl mantıksızlık aşkta değil, onu mantığa vuranda dır.
45
Zaman yürüsene. ..
«Yaşayacağım» dedin, «yaşadım» dedin, fakat türlü «yaşıyorum» demesini bilemedin.
bir
•
Asıl mantıksızlığı duygularının adamı olanda değil. duygu alemini mantıkla fethetmeye çalışanlarda ara malı.
..
Kadınla erkeğin eşit olduğunu nasıl iddia edebilirsi niz : arslan kükrer, bülbül şakır;
Dünya nimetlerinin sarhoşluğu içinde kendinden ge çerek «her şeyimiz vanı diye öğünenler, hani yoksul luğunuz, hani ıstırabınız?
•
Yoksulluktan en çok korkanlar, bir manevi yoksulluk içinde yaşamakta olanlardır.
46
Hatıralarla avunmak zorunda kaldığımız kadar lhtiya rız.
•
Gelirken uzun, geçip gid i nce kısa görünen ismi : Ömür.
dilberin
•
Yalnızlık : tasanın büyük dostu ...
•
Kullanılamayan meziyet
,
hazine değil, definedir.
..
Öleceğimizi blliyoruz gene de yaşamıyoruz.
..
Tatmin edildikçe maddemizin, yoksunluklar ortasında bocaladıkça ruhumuzun adamı olacağımızı sanagel mişiz.
47
Tatamin ortamında gül veren tohumun, tatminsizlik ortamında sadece diken vermesi beklendik bir olgu dur.
•
Yaratabildiğimiz kadar geniş dünyamız.
48