İ. Süruri Ermete - Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir

Page 1

""

aa

TURKDYrE Asla

Boyun Eymiyecelıtir

Y az a n:

i.

SUruri Ermete

Üçüncü dereceden harb maliilü piyade subayı

ISTANBUL Gavsi Ozansoy Basımevi 1

9

4

6



TU'R'K�iYE Asla Boyıın Egmiyecehtir

Ya za n·�

.i. ·Süruri Ermete -�Üı;.ii.o.�ii

d�reeeden lmrh malulü

,piyade sub:ıyı

:1 S T A N 'B G L Gavsi Ozansoy Basımevi j_

9

4

6



Ön söz Bolşeviklerin hakkımızdaki kötü :ıııiyet ve düşünceleri, radyo ve gazete!erinin

yaygara­

ları karşısında devlet ve hükumet başkanları· mız, ediplerimiz,

şairlerimiz,

gazetecilerimiz

ve gençlik Türk milletinin sarsıılıınaz azim ve kararını hiç bir tereddüde mahal k.almıyacak şekilde kat'iyetle açıkladılar. Bunlara ekliye­ cek bir şey olmamakla beraber, devam eden Moskof hezeyanları karşısında, eski bir muha­ rip ve barb malulü sıfatile görüş ve düşünce­ lerimi açıklamadan kendimi alamadım. Hepimizin içindeki

ateşin biç

sönmeden

yanmakta olduğunu belirtmeye çalıştığım bu. ufak buroşürle, blitün eski muharip ve malul arkadaşlarımın hakiki düşünce ve temayülle· ırine de tercüman olduğuma kaniim.

Üsküdar: İ.

10 Haziran 946

Süruri Ermete



TÜRKİYEDE

ÇARPIŞAN İKİ CER YAN Türkiyede çarpışan iki cereyan vardır.

Bunlardan

biri yapıcı ve yurd sever olan Türkçülük ve Milliyetçi­ lik cereyanı, öteki de yıkıcı ve bozguncu olan komünist­ lik ve kozmopolitlik cereyanıdır. İlhamını Milli imandan alan milliyetcilik cereyanı çok kuvvetli, buna ilhamını

Sovyetlerden

alan

mukabil

komünistlik cereyanı ·ise

çok zaif o!up bütün milletin mukavemeti ile karşılanır? Türkçülükle

Milliyetçilik

ayni

şeydir.

Ko münistlik ,

ve kozmopolitlik ayni şey olmadığı halde milliyet düş­ manlığında ve hele Türk birleşmişlerdir. dasını türlü

yasak

milletinin al�yhine çalışmada

Kanunlarımız ettiği

için

komünizmin

bu

propağan­

Türk düşmanı ceseyan

isimler altında kendini gösterir çalışır ve propa­

ğ"andasını yapar. Demokratlık

taslar.

Bazen

sosyalist

olur; İnsaniyetçilik iddia eder,

ilim

namına

konuşur.

Hatta

ileri

atılır. Fakat gaye

Kemalist

maskesile

ve gayeye varmak için

de

kullanılan metod birdir: Milli­

yetçiliği geri bir fikir gibi göstermek, Türkçüleri faşist­

likle itham

etmek,

mukaddes atla

eğlenmek,

aleyhtarlığı yapmak, Moskofu övmek, ve

karşılarında

mukavemet

görmedikçe

gitmek, azıtmak, küstahlaşmak...

askerlik

maziye sövmek alabildiğine

·

Koca Türk tarihinde yalnız Simavna

Kadısı

oğlu


-6 Şeyh Bedrettini görürler.

Çünki o büyü k

kom ü nist zannederler. Namık Kemali, Mehmed Emini, milliyetçi,

rin di bine batınr!ar.

vatancı,

Abdü lhak

mutasavvıfı

Mehmed

Akifi,

dinci olduğu için ye­

Hamidi burjuva olduğu

içi n sevmezler. Çünki Hamid ameleler için hiç şiir ya z­ mamışmış. Fikreti de k o zmo p olit tarafı için benimseyip

göklere çı ka nr! ar . İnsafla düşünmek icap ederse M ehmed Eminin sos­ yal mevzulara teması Fikretten fazladır. Açlar, Çıplak­

lar, yoksullar için Mehmed Emin d aha çok ağlamıştır. Böyle olduğu

halde

Mehıned Emini

sevmeyişleri

nu n sonuna kadar Türkçü kalmasından dolayıdır. Hal­

buki Fik ret bir zaman dindar ve milliyetçi gözüktükten sonra kozmopolit ve dinsiz olm uş , bu

yüzden de

ko­

münistlerin gözüne girivermiştir. Ama Fikret sağ olsay­ dı

acaba bu

gün k omüni z me meyleder miydi ? Hiç zan­

netmiyoruz. Kandan, vahşetten nefret eden hassas. şair milyonlarla insanı katİiam edenleri, ırz düşmanlarını,

yav r uları analarından ayıran vahşileri tebcil edemez di. ve hiç şüphe yok:

Zulmün

fopıı ·var, güllesi var, kal'esi

varsa

Hakkm da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.

diye,

şimdi daha kuvvetli haykırırdı.

-ıerin maksadı, şimdiye kadar e bedi bir gerçeğ·i

çiliğini

yani

baltalamaktır.

Fakat komünist-

gizli kalmış tarihi

veya

ortaya koymak değil, Türk milliyet ­

Türkçülüğü

her vesileden

faydalanarak


-- ·7 -

A'ÜRKİYEDE :Komünizm

·tm:rkiyeye

Komünizm 1921

-

1914 yıllan arasında

ilntiş:a.r eden -;;A,ydmhk> dergisiyle girmiştir. Bu dergiyi çı,kiili.ıtan ve ·halen Istanbul Üniversitesi profesörlerinden Bfal'l· S.adretlin Celal 1920 de Moskovada kurulan ko­ müu�:lst kcmg:resine Türkiye ·mümessili olarak iştirak et.tikten s0nra İstanbula dönerek şiddetli propaganda neş:ri:;ratma başiamış ve nihayet işi kanuni suç rnertebe­ .siı:ı:ı:: k<ı.clar "Vardffarak mahkemeye sevkolunup hapse mahlkiim edilmiş, dergisi de kapatılmıştır. Fakat bu der­ ginüı ·neşriyatı, gerekse gizli ve şifahi propagandalar tes:i.rs:iz kalmış değildi. Fil;;ir hareketlerinin kaynağı olan Tr@lbıi:yede ve bilhassa askeı:i tıbbiyede taraftarlar elde

.edff�lil'ltiş., bu. yüzden askeri Tıbbiyeden bazı gençlerin �uka:nJ:masma lüzum hasıl olmuştu. Komünizmin Türki­ yedle fa aliyet gösterdiği bu ilk davrede, hükumet ken­ <lllleri· f:ı:akkrnd.a fazla malumat sahibi olmadığı için pek geniş ölçüde çahşabilmişlerdir.

Komünistler her şekil ve her kalıba girmekten çe­ kİinmıedikleri için başka isimler altında da faaliyet gös­

:teırmekten geri kalmamaktadırlar. Aralarında d oçent .as:ista.n ve lise öğretmenlerinin de bulunduğu dleri Türk Ge:n�.l!iği) admdaki bir komünist grub u bunlardan biri ohıp son xx -zamanlarda yakalanmış ve Eminönü hal ­ .kevi:ndeki komünist t ezahü r ü n ü n bunlar tarafından ya­

,

pıfıdiığ'ı

anfaış�lnuştır.

Türkiye komünistlerinin p rop agand a ettiği fikirler­ ·d\en. biri de Moskof hayranlığıdır. Bu propağanda o kadar ba,�ara ile yap1lıyor ki kendisini kaptıran bir gen-


- 8-

cin gözünde vezinsiz· - kafiyesiz şiirleri, küfürlü- ve iğ---­

renç yazıları ile Moskofa, ait her şey bir kıymet kaza­ . nıyor. Ve kendi sini propagandaya kaptıran o z<KvaUn bedbaht, <İnsan> d<tyince- yalnız. Moskofu a:ı:ıhyor. Gü­ nün birinde Moskofun gelerek kendisini umuyor. Bu düşünce atalarının

kam

ile

kurtaraca�'JırH; bu to:pJağa.

Kornfmistle·r çe--­ kinmezler. Dünyanın her tarafında. bunun biır çok nl.is:al­ lerini görmekteyiz. bağlı

olmıyanlar

için anlaşılır

i�tir.

bir

Moskofun emrile bütün memleketi ateşe vermekteıı

TÜRKLER YE RUS-L,AR: ilgiJeri pek knhk

Bu gün birbirlerile ge:miş olan Türklerle

Ruslar

kimlerdir?

bir noktay-c;!: Bu mal:famaı

kısa bir göz atmak faydasız değildir. Türkler Turan ırkının en büyük dalı oiao. bir mii..:. !ettir. Milattan epey

önce başlıyan

tarihleri dünyanın

en büyük tarihlerinden biridir. Rusların ecdadı. perişınrt bir

halde

bataklıklarda. ya şay ı p

Normanlara

ederken Türklerin, millete babalık eden yazıtlarla

ebedileştiren

kağanları,

ve

ko'lefrk:

öğütlerini

muntazam

devlet"

!eri vardı. Milattan önce 2 nci, Milattan sonra .5 m::i, 6 ·an,,

1 nci, 13üncü, 15 inci, 17 nci asırlarda pek şanlı

devir'Jer hiiyifilk fe l aketler ve vartalar atlattıktan· sonra bu gün 50 mil­ yaşadıktan tarihin en büyük savaşlarını yapıp en _

yonluk bir kütle halinde Asya ve

ve

Türkiye Türklerinden

Avnıpaya

dağ·ılm•rş.

başkası. istiklalini kayb.etmiş

bir haldedir. Cihan tarihinde ( b�rinci Öğretmen"' sayı-­ lan Yunanlı (Aristo1 dan sonra "ikinci

Öğretmen,,

sayılan <Farabi� işte bu, Türk. miHetinden

s-a­

çıkmı.ştu'..

-


-9Ruslardan bir <on ikinci>, hatta

�Yirmi

lkinci � öğret-·

men:. çıktığını tarih yazmıyor. İnsanlığa bir "öğretmen,, değil, birinci. sınıf bir şah­ siyet bile Finler,

yetiştirememiş olan Ruslar ise Slav

Normanlar ve

olup Slav

milletlerinin

Türklerle karışmış

bir

en kalabalığıd1rlar.

ırkının. halitası

Taşıdıkları

isim bile bir Norman kabilesinin adıdır. Bunlar 3 kısım­ dan ibarettir.

1

San Ruslar

:2

Kara Ruslar

3

Ak Ruslar

Bunlardan Kara Ruslar yani Ukraynalılar tamamile müstakil, ayrı bir dil konuşmaktadır.

Eskiden de ayrı

devletleri vardı. Irk bakımından· da dah3 ziyade Slav­ laşmış Türklerdir.

Asırlarca

Hazar,

Kuman,

Kıpçak,

Peçenek ve Oğuzların vatanı olmuş olan Ukraynadaki halkta tamamile eski Türk kültürü hakimdir. Yüzleri de tamamile Türke benzer. Ukraynalı olan Rus mareşalla­ rından Timoçenko ile ölen orgeneral

<Va tikin» in

fo­

toğraflarına bakanlar bunların Türk ırkından olduğunu etmezler. Ukraynaİılann aralarında

teslimde tereddüt

istıklal cereyanı ve dışarıda istiklal için çalışan teşkilat­ lan vardır. Asıl Moskoflar daha ziyade dir ve içlerine mühim

Slav

-

Fin melezleri­

miktarda da Normanlar

karış­

mıştır. En halis Slavlar Ak Ruslardır. Konuştukları dil Rusçaya benzer. İşde bu gün bizden Ermeni ve Gürcü yavruları ağ-zıyla toprak istiyen, kendileri namına da naçizane 'ÜS:» talebinde bulunan Moskoflar bu moskoflardır.


- 10 -

Tarihte Türkiye - Rusya münasebetleri İki devletin tarihi. münasebetine gelince : Bu müna­ sebetler kurtuluş savaşı başlayıncaya

kadar

aralıks ı z

bir düşmanlıktan ibarettir. Avrupada Mukaddes Cermen İmparatorluğu ile

uzun harbler

yaptığımız

Ruslar her fırsattan istifade ederek bazen defa müttefiklerile birlikte ·olan. hiristiyanlan

devirlerde yalnız,

ç ok

bize saldırmışlar, tebaamız

aleyhimize ayaklandırmışlar ve

Bo­

ğazlan alarak Akdenize çıkmak istemişlerdir. Türkiye ile Rusyanın m ünasebetleri 1495 de, Rus­ ların

Pleçeyef

adında

bir

elçiyi

İ stanbula

gönder­

meleriyle başlar. Türkiye Ruslara hiç eh emmiy e t

ver­

memiş olduğundan Ruslar ·1499 ye

defa

152 1 de

iki

daha elçi gönderdiler. Bunun üzerine ayni 152 1 yılında

İ skender bey, Mo s ko f çarı Vasiliye elçi olarak gönde­ rildi. Bu elçi göndermede Türklerin kayıtsızlığına karşı Ruslar pek faal davranmışlar ve Türklerin gönderdjği 9 elçiye

1667

mukabil

tarihine kadar 38 elçi

yolla­

mışlardır. Fakat bu kadar elçiye rağmen Ruslarla ara mı z bir tµrlü düzelememiş ve 1639 da başlıyan savaşlar üç asır­ da 14 defa tekerrür etmiştir. Ruslarla olan harplerimiz onların taarruz ve çapulçuluklariyle başlamıştır. Türkiye­

ye tabi

olan

Kırım hanlığı ile Moskoflar ve Rus kazak­

ları arasındaki bir çok savaşlar devlet

harbi

şekl i nde

olmayıp akın şeklinde olduğundan bunları nazarı

dik­

kate almıyoruz. Ruslarla yaptığımız 14 savaş şunlardır:


-- 11 -

Birinci Savaş 1639 da yapı lmı şt ır . Sınırlarımızda çapulculuğa ba.ş· lıyan Rus kazakları ile olmu ştur. Sinobu vurmak için Taman ya rımadas ında gemil er le hazırlanan 7100 Rus ka:ıağı, Piyale Kethüdanın sevkettiği donanmamız tara­ fından imha edilmiştir.

İkinci Savaş 1641 - 1642 de

yapılmıştır. Azak kalesinde

üsle­

nen Rus kazaklarına kar şı yapı lan seferdir. 1641 de Az.ak üç ay kuşatıldığı halde a lı namam ış ertesi yıl zapt.

�unmu�u�

Üçüncü Savaş 1646 da yapılm ı ştı ı' . Kırım Türklerinin Rusya içeri­ lerine y aptıki an akının öcünü almak için Ruslar Azağa hücum etmişlerse de ınağh1ben geri çekilmişlerdir.

Dördüncü Savaş 1677 de yapılmıştır. Merzifonlu kar a Mustafa Paşa­ kumandasındaki Tü r k ordusu Batı U kray n adaki Cehrin şehirini kuşatarak 30.000 seçme Rus askeri ta­ rafından müdafaa edilen kaleyi a lm ı ş ve ya rd ım a gelen 100.000 kişilik Rus ordusunu bozmuştur. nın

·

Beşinci Savaş 1686- 1699 da

yapılmıştır.

Bu sa vaş ı

Türkiye bir


- 12 haçlılar ittifakına karşı yapmıştır. 1683 1699 ara.sın da 16 yıl süren bu harpte Almanya, Venedik, Polonya, ve Malta devletleri bize karşı çarpışmış, deli Petronun Rusyası da 1686 da bu ittifaka girmiştir. Haçlılar ara­ -

sında en zayıf düşman Rusya olduğu için.Türkiye ona hiçbir ordu göndermemiştir. Bu savaşta Ruslar Kmma iki defa saldınp y enildilerse de Alman topçu ve mü­ hendislerinin yardımı ile Azak kalesini almağ'a muvaf­ fak oldular. 1699 da müttefiklerle Karlofçada bano5 ya­ pılırken Ruslarla da bir mütareke yapılmış ve 1700 de İ staı:ıbulda bir barış yapılarak Azak Ruslara brakıl­ mıştır.

Altıncı Savaş 1710-1713 de

yapılmıştır.

Savaş

Rusların

barış

andlaşmasına riayetsizlikleri yüzünden çıkmıştır. Baltacı Mehmed paşa kumandasındaki Türk ordtısu Prut ,ırma­ ğında Rus ordusunu kuşatarak imha durumuna getir­ mişken araya İmparatoriçe Katerina girerek Rusyayı yok

olmaktan

kurtarmıştır.

Azak kalesi

tekrar bize

geçmiştir. Bu harbin sonunda sırası ile 1711 de Prut, 1712 de İ stanbul ve 1713 de Edirne Barış andlaşmalan imzalanmış, Ruslar epey mızıklandıktan sonra barışın bazı şartlarını yerine getirmiş,

1720 de

Deli Petro bizimle bir

bazılarını getirmemiştir. "ebedi dostluk,, and­

laşması imzalamıştır. Fakat Rus siyasetindeki kaypaklı­ ğın kurucusu olan Deli Petro bu andlaşmada da riya­ karlık yapıyordu.

Yedinci Savaş 1736 1739 da -

yapılmıştır.

and!aşrnasını imzaladıktan sonra

Ruslar

ebedi dostluk

ancak 16 yıl bekHye_.


- 13 'bilmişlerdir. Türkiye ni n

İranla

harbetrnesini

k en dilen

için fırs at bilen Ruslar 1735 da bize harp ilan etmiş­ lerdir. 1737 de müttefikleri olan Alma nl ar da bizimle harbe girmişlerdir.

Türkiye bu iki cepheli harbde Al­

manları tamamile mağ· lı1 p etmiş, Ruslar azağı kuşatarak

almağa muvaffak olmuş ve K ı rıma akmlar yapmışlardır.

1739 da Belgratda yapı l an barış Rusy a

Azak kalesini yı kmağa

andlaşması gereğince ve

Karadenizde gemi

bulundurmamağa icbar edilmiş ti r .

Sekizinci Savaş 1768-1774

te

yapılmıştır.

T ü rkiy eni n

himayesi yüzünden çıkmıştır. Bu savaş

Polonyayı

bizim yenilme­

mizle bitmiştir. 1774 de Kaynarcad a yapılan barış and­

laşması ile Karadeniz kıyılarında Ruslara topraklar bı­ rakılmış, Kırım bizden ayrılarak müstakil olmuş, Ruslar Karadenizde donanma bulundurmak hakkını kazanmış­ lardır. Tiirkiyenin tek bir devlete karşı ha r b ederek ye­ nilmesi ilk defa bi.ı harpte vaki ol muşt ur . Kırımın ayrı­ lığı Türkiyeye pek ağır gel miş, 1779 da Aynalı Kavak­ <la Ruslarla bir t en kihnam e akdolunarak Kırımın dini işlerde Türkiyeye bağlılığı ta sdik ettirilmiş, fakat 1784 <le İstanbulda akdolunan b ir muahede ile Kırım ve Kubanın Rusyaya il hak ını Tü rki ye k abul et miştir . Dokuzuncu 1787 -1792 de

yapılmıştır.

kından doğan milli feveran

Savaş K ı r ım ı n Rusyaya ilha­

ve Rusların aleyhimizdeki

:tahıikiitından dolayı tarafımızdan Rusyaya

ha rb açıldı.


- 14 -

Kaynarca barışından beri devlet epey hazırlanma:ştı. Üstelik İsveç de müttefikimizdi. Fakat Almanya (Pn1s­ ya hariç olmak üzere Mukaddes Cermen İmparatorluğu) yine Ruslarla müştereken bizimle harbe gi rdi Dört devletin çarpıştığı bir sırada Polonyada ihtilal çıkması ve Fransız inkilabı Almanya ve Rusyayı bizimle b.anşa mecbur etti. Almanya ile müsavi şartlarla 1791 de Ziş­ tov barı ş ı n ı yaptık. Ruslarla 1792 de imzalanan Ya.ş b aqşı ile sınırlarımız Dinyestere kadar geriledi. Bu ba­ rıştan son ra Ruslarla zahiren dost olduk. Napolyom.m Mısıra taarruzu üzerine 1798 de Ruslarla İstanbuida sekiz yıllık bir ittifak muahedesi yaptık. 1805 de bu muahede yenilendi. Bu muahede gereğince Türkiye Boğazlardan Rus donanmasını geçirmeği, diğer millet­ lerin donanmalarını geçirmemeği kabulJ:ediyordu. Fakat muahede yürürlüğe giremedi, çÜnki ertesi yd yeni bir h arp çıktı. .

Onuncu Savaş 1806- 18 12 de yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu-­ ınun çöküş asrı olan on dokuzuncu asırdakn bu savaşta gayrımuntazam ve küçük bir ordu ile yapılan harbi kaybettik. Baserabyayı Rusyaya bırakan Bükreş banşı­ nı 1812 de imzaladık.

On - Birinci Savaş 1827 -1829 yapılmıştır. Yunanda ihtilalini bahane ederek İngiltere, Fransa ve Rusya donanmaların ın Na­ varinde Türk donanmasını yakmaları üzerine başlamış­ tır. Tür ki y e yeniçeriliği kaldırdığı için o zaman ancak


- 15 50.000 kişilik bir ordusu vardı. Bu en zayıf zamanımız-­

daki harp mağlı1biyetle bitmiş, Yunan istiklali tanınmış, . Romenlerle Sırplara imtiyazlar verilmiştir. Bu

on

birinci

savaştan

sonra

Türkiye

ile

Rusya arasında 1833 de yeniden bir ittifak yapılmıştır. Mısır valisi Kavalalı Mehmed paşanın isyanı

ve ordu­

sunun Anadolu içlerine kadar ilerlemesi üzerine Türki­ ye büsbütün yıkılmaktan kurtulmak için

Rusya ile bir

ittifak yapmağa mecbur kalmıştır. Hünkar

iskelesinde

yapılan bir muahede gereğince Boğazları Rus düşmanı

devletlere açmamağ"ı taahhüt ediyordu. Fakat bu mua­ hede öteki devletlerce hoş görülmediğinden 1841 de Londrada yeni bir sözleşme imzalandı ve Rusya elde ettiği imtiyazları kaybetti.

On İkinci Savaş 1853 - 1856 da yapılmıştır. Türkiyedeki ortodokslan

himaye etmek bahanesile masından çıkan

Rusyanın

bu harpte

İngiltere

Türkiyeye sald:r­ ve Fransa bizim

müttefikimiz olarak bulunmuş ve 1854 de harbe girmiş­ l erd i r

.

1855 de

Piyemonte İtalyanları da

müttefikimiz

olarak harbe katışmışlar, sonunda Rusya yenilerek 1856 Paris barışı gereğince mülki tamamlığımızı tanımış, Ka­

radenizde tersane ve gemi bulundurmamağa icbar edil­ Buna mukabil Türkiye de Karadenizde harp

miştir.

gemisi bulundurmıyacak ve hiristiyan tebaa için ıslahat yapacaktı. Fakat 1871 de Fransanın Almanyaya mağlii­ biyetinden sonra hakkındaki başlamıştır.

Karadenizde

hükmü ilga

etmiş

gemi

bulundurma.,mak

ve donanma

yapmağa


- 16 On ÜçUncü Savaş 1877- 1878 de yapılmıştır� 1875-1876 yıllarında Rus· Jann Balkanlardaki bütün Slavları ayaklandırmalanndan -çıkmıştır. Fakat asi Balkan Slavları Türk ordusu fından çabucak yenilince

Slavlarını

Balkan

ve

Ruslar bize

Romenleri de

yine

tara­

saldırdılar.

yanlarına

alarak

.Rumeli ve Anadoluda bizimle çarpıştılar. Karşı taraf sa­ _yıca bizden

2

3

-

misli üstün olduğu için bu

harpde

<le yenildik. Gazi Osman Paşanın meşhur Pilevne

mü­

·dafaası bu harptedir. Ayastefanos barışı bizim için a­ ğırdı. İngilterenin müdahalesiyle Berlinde yeni bir barış yapıldı. Batum, Kars ve ve Ardahanı Ruslara bıraktık. 60 milyon lira harp tazminatı verdik. Romanya, Sirbis­ tan ve Karadağm istiklalini, Bulgaristanın muhtariyetini tanıdık.

On dördüncii Savaş 1914 - 1917

de yapılmıştır. Birinci Cihan savaşın­

daki bu karşılaşmada Ruslarla, Kafkas, Romen ve Ga­ liçya cephelerinde çarpıştık. Kafkas cephesinde

Rusla­

rın bermutat pek kalabalık bir kuvvetle taarruzları yü­ --ı:ünden ordumuz ve 191S de

mesi

epey gerilemişse de Brest-Litovsk

Rusyanın yenil­

barışını

imzalaması

üzerine Batum, Kars, ve Ardahanı ger:i aldık. Rusya bu harbe içi

İstanbul

ve Boğazlarla

Doğ_u Anadoluyu almak

girmiş olduğundan bu mağlubiyet .onun için büyük

bir kayıptı.


- 17 -

RUSLAR SAMİMİ

DEGİLDİR

Rusya mağlup olduktan sonra bolşeviklik ilan ettiği ıçın bütün

dünyanın

düşmanlığını

kazanmıştı. Birinci

dhan harbinden mağlup çıkan Türkiye de kurtuluş sa­ vaşı ile uğraştığindan

Türkiye ile

Rusya biribirl�rine

yanaşmak lüzumunu duydular. 1921 de Moskova andlaş­ ması imzalandı. Bu andlaşma ile Rusya bütün hukuku­ muzu tanımış, bize nakdi yardım yapmış, biz de karşı­ lık olarak Batumu onlara Daha sonra Ruslarla .

bırakmayı kabul etmişizdii·.

bir dostluk

ve saldırmazlık and-

laşması yaptıksa da Ruslar b ir müdded evvel bu andlaş­ mayı bozdular. Bu gün Türk- Rus münasebetleri tarihi­ nin ikinci İstanbul ve

devresinde boğazlan

bulunuyoruz.

Çarlık üç asırdır

almağa çalışıp

başaramadıktan

sonra devrilmiş, yerine geçen bolşeviklik ise birkaç yıl bilmecburiye, dost geçinmiş, fakat

şimdi yine dişlerini

göstermeğe başlamıştır. Demekki arada kaide hilafı ola­ rak gösterilen dostluk kuvvetlenmek, zaman kazanmak için yapılmış bir taktikti. Ruslar dostluk

Ve

gösterirken

Rusyası düşmandı.

şimdi

samimi

öyle

anlaşılıyorki

dağillerdi.

Çarlık

Fakat nisbeten mert bir düşmandı.

Çünkü düşman kılığı ile karşımıza geliyordu. Rusya ise insaniyetçi,

Bolşevik

beynelmilel komünizm şiarı

ile

kalkarak içimizdeki bazı kanı bozukları ve gafilleri av­ lıyabiliyor. Yani bizi sade karşıdan

değil de içimiz-O.en

de vurmağa çalışıyor. R uslar hiçbir sözlerinde ve hareketlerinde

samimi

F:2


- 18 -

değildirler. Kendilerinin halis demokrat olduklarını id­ dia ederler. Halbuki memleketlerinde kızıl faşizm;

çe­

kalı, "Gepu,, lu kızıl terör vardır. Sovyetler birliğinin 16 müstakil devletin birleşme­ sinden doğduğunu söylerler. Bu gülünç istiklallerin ne olduğunu bütün dünya ile

beraber

biz de biliyoruz.

Müstakil devletin ordusu ve elçisi olur. Kazakların, Özbeklerin, Kırgızların hiçbir yerde elçisi olduğunu bil­ miyoruz. Elçi şöyle dursun bu bedbahtlar kabul edecek­ leri alfabe hususunda bile müstakil değildirler. Ruslar "İngiliz dominyonları müstakil değildir, fa­ kat Sovyet Cumhuriyetleri müstakildir,, diye iddia edi­ yorlar. İngiliz domınyonlarına

iştiyen herkes girip her

şeyi görür, fikir edinebilir. Rusyanın müstakil (!) Cum­ huriyetlerine girmenin imkanı yoktur. Rusyada, Hindis­ tandakinin

yarısı kadar hürriyet olsa daha ne isterler.

Ruslar ırkçılığın da aleyhindedirler.

Halbuki Al­

manya tarafından zaten mağlup edilmiş olan Polonya­ ya arkadan saldırırken, Molotof, Polonyadaki ırkdaşla­ rını kurtarmak için Rusyanın harbe girdiğini ilan et­ mişti. Almanlar yenildikten sonra da ortaya

bir Slav

birliği teranesi çıktı. Ruslar tecavüzün aleyhinde olduklarını söylerler ve tecavüzü faşizmin hüneri olarak

gösterirler.

Halbuki

Polonyaya, Finlandiyaya saldıran , Romenlerden Besa­ rabyayı gasbeden, Baltık devletlerini dir. Milletlere hürriyet getirdiklerini

yutan kendileri­ ilan etmeleri de


- 19 -

gülünç bir tiyatrodur ki bir perdesinde Katin ormanı faciaları gizlidir. Bize karşı olan samimiyetsizlikleri ise hepsinden daha fazladır. İkinci cihan harbine bilfiil işti­ rak etmediğimiz için, Almanlarla bir saldırmazlık paktı imzaladığımız için bize hücüm ederler ve

demokratlık

davasına hiçbir faydamız dokunmadığını ileri sürerler. Yardım ve kurtarma bahanesile gelip bir daha çıkmamamak üzere memleketimizi işgale fırsat bulamadıkları, başımıza bir Sovyet kölesi geçiremedikleri ve bizi Po­ lonya gibi peyk bir devlet haline koyamadıkları için kızarlar. Biz Almanlarla yaptığımız saldırmazlık paktını müttefiklerimizin rızasile imzaladık. Halbuki Rusların Al­ manlarla imzaladıkları andlaşma gizli idi \le Polonyayı taksim hedefini güdüyordu. Biz daha davanın başında İngilizlerle ittifak ettığimiz için bizi şiddetle tenkit eden ve Türkler bir gün bu hareketlerinden dolayı pişman olacaklardır,, diyen Molotoftur. Nurenbergteki ifşaatla da sabit olduğu üzere vaktile Almanlara aleyhimizdeki teklifi yapan da Molotoftur. Bolşeviklerin İngilizlerle dostluğu ve ittifakı Almanların kendilerine saldırması üzerine yapılmış zoraki bir dostluktur ve samimi değil­ dir. Bizimki ise kara günlerin tecrübesinden geçmiştir. Andlaşmalarımıza sadık olduğumuz için, İngiliz ve Fransızlarla yaptığımız ittifak sırasında bu ittifakın bi­ zi Rusya ile harbe mecbur etmemesini şart koşmuştuk. Bizim bu merdliğimize onlar radyo ve gazetelerin.deki külhan beyi ağzile cevap verdiler ve veriyorlar, Sa­ racoğlu hükumetinin faşist olduğunu, değişmesi icap ettiğini tekrarladılar. Tabii bunu isterken büyük bir hüsnüniyetle Türkiyenin iyiliğini düşÜnmüyorlar, bizi bu faşist hükumetten kurtarmak arzusunu güdüyorlar (I)


- 20 -

ıçünkü vazifeleri gen i ş halk kütlelerini esaretten kurta, np refaha

u luşt ırmaktı r

(!). Bolşevikler Komünist olma�

yanlara ve Bolşevik hırs ve istilasına sed çeken herke­ se ve teşekküle mürt ec i ve faşist damgasını yapıştırır­ lar. Böyle faşistliğe can kurban, halbuki asıl F aşist ken­ dileridir. Hem de kıp kızıl sol faşist.

Bolşevikler Saracoğlu hükumetini tenkit

ederken

daima iç işlerimize burunlarını sokarlar. Mesela zeytin

­

yağı meselesini bile hal edemeyen bu hükı1m �tin Tür­ kiyeyi kat'iyen idare edemeyeceğini iddia eder durur­ lar. Keşke Rusların halledemedikleri

meseleler zeytin­

yağı meselesi gibi bir kaç basit iş olsaydı ... onlar ken­ di mern1e�et1erinde insanla

rinden ayı r amadı lar etmedik ve

.

sürü lerini birbirle­

koyun

Biz kendileri ni bunun için tenkit

Rusyadaki

koyun

süriil eri ni n de insan

haline getirileceğini umduk. Hem nunuz.

biz Saracoğlu hükumetinden oldukça

Kendisini

atarak idam

tenkit

ettiğimi z

attirmiyor. Üstelik

zaman

ayda

bir

vasıtasile millete hesap veriyor ve yal nı z

mem

­

bizi fırına gazeticiler başarılarım

değil, başarısızlıklarını da bıldiriyor. Hele Bolşevik yaygaraları karşısında Türk milletinin tam istek ve kararına uygun olan sarsılmaz metanetile ve savaşa hazır olduğumuzu söylemesile Saracoğlu da­ ha ziyade güvenimizi kazandı. E ğ er Bolşevikler S:>rac­ oğlundan

n efr et

ettiğimizi ve

onu

yere batırnia lığımızı


- 21 istiyorlarsa derhal kendisini radyo ve gazetelerile medh­ etmeye başlasınlar, bu kafidir. Çünkü Moskofların kö­

tü dedikleri kimseler bizim için çok iyidir. İyi dedikle­ ri ise en .kötü ve bozguncu soysuzlardır.

Bunun

dirki haric1 işlerde ve Moskof yaygara ve

için­

hezeyanları

karşısında Saracoğlu hükumetinin etrafında

bir granit

gibi sımsıkı ve birlik halindeyiz. Bizim

memleketimizde

İngiltere

ve

Amerikadaki

kadar olmasa bile yine hürriyet vardır. Mesela

Türki­

yeyi beyenniiyenler kalkıp başka memleketlere gidebi­ lirler, acaba Rusyayı beyenmiyenler başka memleketle­ re gidebilirler mi? vermez?

bu suali

Rusya böyle bir sorsak mahut

<bütün yoldaşlar Sovyet

onun sayesinde

burjuva

müsaadeyi

Bolşevik

idaresinden

esaretinden

Onun için bu cennetten (!) ayrılmak cevap verirler. Halbuki

hakikatte Rusya

bu

adamsız kalmasın diye veremez. saade verildiği takdirde herkes

niçin

usülü

ile

memnundur

ve

kurtulmuşlardır. istemezler»

müsaadeyi,

diye

Rusya

Çünki böyle bir mü­ dünya cehenneminden

kurtulmak için derhal Rusyadan kaçar.

Tarihi İki gürcü bilgini

Haklar

tarihi haklara

dayanarak

Türkiyedeki bazı vilayetlerimizi istiyorlardı.

Doğu bu

Yalnız

haber bile Rusy:adaki bilgi seviyesinin ne zavallı halde


- 22 olduğunu göstermeğe

kafidir. Müstakil

ve E rmeni s t a n varmış da, onlar mız vilayetleri tarihi

bir

Gürcistan

kendilerinden

haklara dayanarak

aldığı�

istiyorlarmış.

Gülünç şey l Halbuki tarihi haklar ve bu g:ünkü realiteler

büs­

bütün başka türlüdür. Bizim bu günkü sınırlarımız için­ de bütün memlekete dağılmış bir halde belki birkaç bin gürcü vardır. Fakat bunlar h ıri stiy an değil, müslüman­ dır. Türkiyede birkaç bin İn giliz , Alman, Fransız, İtal·­ yan da

vardır. Fakat bu bir kaç bin kişi hiçbir zaman.

bir veraset iddia edemez. Gü rc is ta nın içinde ise bu gün

100.000 den fazla halis Müslüman Türk yaşamaktadır. Ve onlar bizim Gürcistanda asırlarca· süren hakimiyeti ­ mizin· canlı şahitleridir. Acaba buna ne tuyurulur.?

Tarihi hak

meselesinde

biz zararlı çıkmayız. On

birinci asırda Alp Arslanın fütuhatından sonra bu keler aralıksız bizim

olmuş ve

muştur. Zaten bu ülkeleri biz

Tü rk

ül­

kesafetiyle dol­

Gürcülerden

değil,

Bi­

zans�an aldık. Gürcüler 1500 yıl önceki şüpheli hakla­ rını taleb ediyorlarsa bunda da bizim ekmeğimize yağ sürmüş olurlar. Çünkü o zaman biz de 1500 yıl önceki değil, pek y akın mazideki tarihi haklarımızı ileri

süre­

rek Azerbaycanı, Dağıstanı, şimali K afkasya y ı ,

Kırımı,

Ural eteklerini, İdil boylarını, Türkistanı, hatta

Ukray­

nayı bile isteyebiliriz. Hem de bizim buralardaki

larımız y alnız tarihe dayanmaz. Ukrayna müstesna mak üzere günün realitesine dayanır. Çünkü

hak­

ol­

Ukrayna


- 23

bir tarafa, bütün saydığımız ülkeler bugün Türklerle doludur ve bu Türkler, Gürcüler gibi tarihin küçük ve silik bir milleti değil, cihangir ve medeniyet kurmuş bir ırkın oğullarıdır. Gürcü bil!Z'inlerinin bu iddiası ana tarafından Gürcü olan Staline hoş görünmek için de­ ğılse, her halde Türk Milletinin nabzını yoklamak için yapılmıştır. Umarız ki Moskoflar yüreğimizin gayet sağlam olduğunu ve nabzımızın dakikada 65-70 defa olarak . kuvvetle vurduğunu anlamışlardır. Ve icap ederse anlatırız da. Komünjzm Türkiyede Tutunamaz

Moskoflar, içimizde bulunan komünistlerin bozgun­ culuğu ile bizi yıkacaklarını boşuna umuyorlar. Çoğu yabancı kan taşıyan veya irsi soysuzlaşma ile malili bi­ çarelerden

mürekkep

olup

mevcudları

nufusumuzun

binde birini bulmayan Türkiye Komünistleri ne kadar bayrak açıp davul çalarlarsa çalsınlar, peşlerine toplı­ yabildikleri nihayet bir avuç serseriden ibarettir. Av­ rupada ,Kari Marksa «ben marksist değilim» dedirtecek kadar bayağılaşan komünistler Türkiyede de komüniz­ min aleyhine en mükemmel propagandayı elhak başarı ile yapmışlardır. Komünizm Türkiyede yalnız ilmi neş­ riyatla yürümüş olsaydı belki - daha çok ve ciddi taraf­ tarlar kazanabilirdi. Fakat Moskova uşaklarının Mos­ kova radyosu ile ayni ağzı kulianarak hiç bir mukad­ desat tanımadan savurdukları naralar en pasif olanların

bile gözünü açmış -Ankarada ve İstanbulda Türk genç-


- 24 -

liğinin yaptığı nümayişlerle layik olduğu cavabı almıştır Komünist

başlıca

yerleşip tutunamaz. ezilip

üç sebepten

Birinci sebep:

sömürülen bir işçi

dolayı Türkiyede Türkiyede tahsisen

sınıfının bulunmayışıdır. Tür­

kiye işçilerinin bazılarındaki yoksulluk memur sınıfının yoksulluğu kadar acıklı değildir. Bundan başka Türki­ yede işçi sınıfının

mevcudu umum nufusu göre henüz

pek azdır. İkinci sebep:

Komünizmin

geri bir millet olan ve

tarih boyunca bize düşmanlık güden Ruslar tarafından pazara

Bu içtimai ve

sürülmesidir.

iktisadi

mezhep

Amerikalılar veya İngilizler tarafından, yahutta Finler ' veya İ;viçreliler gibi küçük, fakat çok ileri ve medeni milletler

tarafından

çok rağbet

görebilirdi. Fakat

birinci sınıf . bir tek tarafrndan

ortaya atılsaydı inşan bile

bütün

Türkiyede daha tarihi esnasında

yetiştiremiyen

Ruslar

beşeriyete rehberlık iddiası şüphesis ki hiç-

bir yerde hoş karşılanamaz ve ciddi telakki olunamaz­ dı. Hele insanlık ve halk fikirlerinin bu kadar ilerlediği 20 nci asırda amele bir fikirle

diktatörlüğü

milyonlarca

gibi kaba ve iğrenç

insanı katledenlerin arkasından

hiçbir ciddi münevverin gidemiyeceği şüphesizdi. Üçüncü ve en

mühim sebep ise: Komunizmin bu­

gün ha k ika tte Rus faşizmi, Rus şovenliği haline gelmiş olmasıdır. Türk ki Türkiyede

milleti sağ

duyusu ile çok iyi biliyor

komünizm demek bütün Türk münevver

ve milliyetçilerinin Sibiryada veya fırınlarda imhası ile


- 25 -

Anadoluya milyonlarca Rusun göçmesi ve Türk ırkının kökünün kazınmasıdır.

OLAYLARIN VERDİÖİ DERS Balkanlardaki

ve

İran Azerbaycanındaki

olaylar

gözümüzü dikkatle açmalıdır. Yugoslavyada kral hane­ danının atılması cenup Slavlarını birleştirme yolundaki ilk adımdır. Yakında Bulgar kralı da atılacak,

üçüncü

merhale olarak Bulgaristan da Yugoslavyaya katılarak Balkanlarda 20.000.000 Slavdan mürekkep bir Rus �!eri karakolu kurulacaktır. Daha sonra

bu il@ri

karakolda

tam komünizm ilan olunacak ve Rusyanın destekleme­ sile Türkiye ve Yunanistana karşı saldınlacaktır. Bu _ saldırış muvaffak olursa ne ala 1 . . Olmazsa Rusya müdahale edecektir. Hedef malum: İstanbul ve Akdeniz. Ondan sonra ise Romanya iç edilmek şartı ile Sovyet (birliğine giriş ....

İran Azerbaycanı da

böyle...

Bugün

muhtariyet, yarın istiklal, öbür dün İranı istila ve gü­ ney denizlerine çıkış. Tabii bu arada İran Azerbaycanı ile Rus Azerbeycanı tarihi

ve ırki birliklerini düşüne.:.·

cekler, ayrı, ayrı iki Azerbaycanın ederek sarmaş dolaş olacaklar nufus

bakımından

daha

ve

manasızlığını idrak İran Azerbaycanı

kalabalık

olduğundan

Rus

Azerbaycanı İran Azerbaycanına iltihak ediverecek ( ! ) . Sonra da bu 8- 9

milyonluk büyük Azerbaycan kendi

rızası ile Sovyetler birliğine girecek.

devletlerinde de böyle olmuştu/ Rus

Ne tekim

ordusu

Baltık

oralara


- 26 -

girmiş, yeni seçim yapılmış ve oy birliği ile Rusyaya iltihak kararı verilmişti. Fakat mektep çocukları da da­ hil olduğu halde bütün münevverler trenlere doldurulup meçhul bir semte

doğru giderken

bunun

ne demek

olduğunu izah eden b ul unmamıştı.

Rus isteklerinin manası ve netice Bu kadar geniş topraklara malik olan

Ruslar için

Doğ4 s ını rları mızdan bazı topraklar istemek tisadi, askeri.

ve

milli

do ğruya,

doğrudan

sebebe

hiçbir ik­

dayanmamaktadır.

Türklüğün

Bu·

canına kasdetmekten

başka bir şey değildir . Netekim boğazlarda üs isteme� /

leri de ayni

sebepten

dolayıdır.

R u sya boğazlarda

niçin üs istiyor? Göya kendisine düşman olan kuvvetle··

ri Karadenize sokmamak için, değil mi? Acaba bugün

Akdenizde

Rusyaya

düşmaırn. olabilecek bir donanma

varını? İngiltere Rusyanın müttefikidir. Fransa ve

İtal­

yanın aşağı yu karı donanması kalmamıştır. İspanyanın "pek zayıf boğazlan

bir n

filosu vardır.

asıl müdafaa

e tmi ştir . O halde

Bundan başka

edebileceğini

Rusların

o lm akl a

·

1915 de ispat

maksadı nedir? Uçağın bu

kadar tekemmül ettiği bir devirde azalmış

Türkiye

Boğazfarın k ıy meti

beraber Akdenizden Rusy ay ı

teh­

did edecek bir donanmanın gelmesi ihtimali de yok­ tur.

Bundan

gelmesi

başka

Rusya kendisi için bir

muhtemel olan her

yeri işgal

tehlike

etmek isterse


- 27 -

bütün dünyayı ele geçirmek mecburiyetinde kalacaktır. Bilhassa kendisi için en büyük tehlike olan atom bom­ bası mucitlerinin memleketlerini yani Amerikayı, Kana­ dayı ve İngiltereyi şimdiden işgal etmesi tavsiyeye şa­ yandır.

Görülüyor ki maksat hakikaten bir tehlikeyi

önlemek değil, doğrudan doğruya istila hırsıdır. Gaze­ telerinin aleyhimizdeki neşriyatı, radyolarının ağız do­ lusu küfürleri hep bunun içindir. Kremlinde

oturanlar

Türk İşçisinin Rus işçisinden daha insani şartlar altında yaşadığını, Türkiyenin istila politikası olmadığını pek iyi b ilirler. Fakat yalanlar, iftiralarla kendi istila emel­ lerine bir zemin hazırlamak istiyorlar. Sinir harbi ile, propaganda ile, tezviratla başkalarıni kandırarak emel­ lerine kavuşmak, Türkiyenin gözünü yıldırmak amacı­ nı

güdüyorlar. Fakat Türkiye dipdiri duruy or. Bu o·n

dokuz milyonluk bile vermiyeceğini

dövüş

rekortmeni bir karış toprak

hem devlet başkanının,

hem hüku­

met başkanının, hem de milli duyguların ifadesi �la:ı:ı. nümayişler, mitingler ve gazete yazıları ile tekrar tek­

rar bildirdi. Slav ırkından olan Çekoslovaklar onbeş milyonluk nufuslan ile yetmişbeş milyonluk Almanyaya silah pat­ latmaktan teslim olabilirler; fakat Turan ırkından olan Türkler ondokuz milyonluk nufuslan ile ikiyüz milyon­ luk Rusyaya karşı dövüşe her zaman hazırdırlar. Türk­ _ lük bu, kolay değil.... Bozguncu yazı ve propaganda­ lar Türkiyeyi

yıkamaz.

Türkiye ancak

uğrunda ölen


- 28 kalmadığı zaman yıkılabilir. Moskoflar Türkiyeye saldı­ rırlarsa her kasaba bir plevne bir Prut ırmağı,

veya Silistre,

her dere

her tümsek bir kahraman mezarı ola­

caktır. İngilizlerle Ame•·ikalılar sayesinde zanan moskoflar belli ki

zafer

bu harbi ka­

sarhoşluğu içinde,dirler

ve döğüşecek kurt aramaktadırlar. Türkiye Türkleri ile yapılacak

bir

onları

savaş

bu

sarhoşluktan

çabuk

ayıltacaktır.

TÜRK KÖLE OLMAZ Biz gerekirse kartaca olmağa hazırız.

Fakat hiçbir

zaman peyk bir devlet olamayız. 'Çünki Türk efendidir, köle olmaz. Yuı;t tehlikeye düştüğü v�kit hayatı hiçe sayan bir milletiz. milletinin

Birinci cihan

harbinden yorgun düşen

Türk

Atatürkün emrinde yarattığı harikalar henüz

tarih olm�' yacak kadar

yenidir.

Eğer

bir gün

tekrar

savaşmak gereğirse İstiklal savaşındaki kahramanlıkları gölgede

bzrakacak

kaydetmediği

ve

milletler tarihine

kahramanlık,

henüz

fedakarlık,

eşini

yurtseverlik

destanları armağan edeceğiz. Çünki savaşın bir toprak parçası için değil,

mukaddes

bir ölüm dirim savaşı şamaktansa şerefle

bildiğimiz

her şey için,

olacağını biliyoruz.

ölmeği

Zilletle ya­

cana minnet bilen

kahraman bir milletin çocuklarıyız.

asil ve


- 29 -

AZİZ ŞEHİTLERİMİZE Ey bu � ennet yurt için

K af ka s yada , Çanakkalede,

Trakyada, İnönünde Sakarya ve Dumlupınarda kanları­ n ı su gibi akıtarak canlarını veren, babalarını ve ana­

larını evlatsız, kadınlarını dul, yavrularını öksüz ve ni­ şanlılarını gözü

yaşlı bırakarak

bu

toprağın

ebedi uykularına dalan aziz şehitlerimiz,

eşsiz

altında kahra­

manlan m1 z, isim siz Mehmedçiklerimiz. . . Ebedi uykunuz­ da rahat uyuyun.

Altında

yattığınız

kanlarınızla çizerek korunmasını

ve

hududlarinı

bize emanet ettiğini z

to pr ak larım ı z ı d üş m ana çiğnetmiyeceğiz. Bir tek

dahi

kalsak sizi böyle bir azaba düşürmiye ceği z . Bi ze ver­ diği niz kahramanlık ve fedakarlık dersini bizden sohra

gelecekleı e aynen devredeceğiz. İçim izd e bu. memleke­ te refahını ve e ntrikası için yalnız hüviyet cüzdanı, ta­ p u senedi veyahut banka hesabı ca risil e bağlı bulunan

üçbeş kozmopolit ile bolşevik kölesi üç beş komünist müstesna hepi m i z ölmeden hiçbir düşman sizin huzur ve sükunünuzu bo z a m ı ya c a kt ır . Yanınıza zilletle değil

şe­

refle geleceğiz, izinizdeyiz. Size layık kardeşler ve ev­ atlar olduğumuzu isbat edeceğiz, bize güvenin.

S o n s ö z Bir karış toprak ve bir santiin üs vermemek, haki­

ımiyetimi zden . ve şerefi m izden eı;ı ufak bir şey feda


- - - 30 -

etmemek, köle olmamak için ihtiyarımız, gencimiz, ka­ dınımız, erkevimiz, sağlam amız ve sakatımız, hepimiz ölrniye hazırız. Sayı

ve

teknik

vasıta

farkı · ölmekten korkan

milletler için belki boyun eyriıeğe sebep olabilir. Fakat bizim için asla ... İcabında ölmeyi gdz e alan milletlere hiç bir kuvvet z di çöktüremez. Öldürür fakat diz çöktüremez. Bu toprak bizim ebedi vatanımızdır. Uğrunda ölün­ ceye kac:lar savaşmaya hazırız. Canımıza kastedenleri hiç olmazsa can evinden yaralamadıkça ölmeyiz· " Kılınç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde "Ati/anın ateşi var içerimizde " Kanijenin ğazileri daha dipdiri "Sınırdadır Plevnenin kırkbin askeri "Edirnede Şükrü Paşa bekliyor nöbet "Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet "Şehitlerden elli milyon bekçisi olan " Aşılmaz bir kayadır

bu

ebedi vatan


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.