Müstecip Ülküsal - Dobruca'daki Kırım Türklerinde Atasözleri Ve Deyimler

Page 1



MÜSTECİB ÜLKÜSAL

DOBRUCA'DAKİ KIRIM TÜRKLERİNDE ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

ANKARA

ÜNİVERSİTESİ

BASIMEVİ .

1970


TÜRK DİL KURUMU YAYINLARI:

306


İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ

7

I. ATASÖZLERİ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . II. DEYİMLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111. SÖZLÜK iV. KIRIM TÜRKLERİ . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . .

13 99 233 245

5



ÖN S Ö Z heri, akıllarının, İnsanlar, konuşmaya başladıklarından zamanın koşullarına ve olaylarına ve kendilerinin düşünce ve tec­ rübelerine uygun olarak söyledikleri güzel ve derin anlamlı sözleri tekrarlaya tekrarlaya ve kuşaktan kuşağa aktarmışlar ve unutul­ maz niteliğe kavuşturmuşlardır. Bu sözlere ATALARSÖZÜ veya ATASÖZLERİ denilir. Kırım Türklerinde KARTLARSÖZÜ de denilir. Her ulusun özel yaşama koşullarına, geleneklerine ve inanç­ larına göre kalıplaşan ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİ vardır. Ulusun yaşadığı memleketin bölge koşullarına uygun olarak söy­ lenmiş değişik ATASÖZLERİ ve DEYİMLEHİ hile vardır. Ayrı kökten gelen ulusların bazı Atasözfori arasında benzerlik veya tıpkılık vardır. Bu, ulusların uzun zaman ya hir arada veya komşu olarak yaşamalarının sonucu olabileceği gibi aynı neden ve koşulların aynı sonuçları doğurmuş olmasından da ileri gelmiş olabilir. Dohruca'daki Kırım Türkleri arasında : Bal_ışış atıii t'i'.şine karalmaz. (Bağışlanan atın dişine -genç veya yaşlı olmasına- bakılmaz.) Aynı anlamda Latin Atasözü: Equi donati dentes non inspiciı.ıntur. Yine aynı anlamda Romen Atasözü: Calul de dar nu se cautfı la dinti. Doğu Türkistan'da yaşayan Kazak Türklerinde hu anlama gelen bir Atasözü : 7


Dos be;rgennıii tüsüne karama. Bos bcrgennıii tislnc karama. (Dostun verdiğinin rengine bakma, Bahşış verilenin dişine bakma.) Türk ulusu savaşçı ve akıncı olduğu için Asya'nm büyük bir parçasına, Avrupa'nın doğusuna ve güneydoğusuna yayılmış ve yerleşmiştir. Pckçok boy ve kola ayrılmıştır. Türkçe sözlerin kök­ leri bir olduğu halde, memleketlerinin ayrılması ve zamanın geç­ mesiylc, çekimlerinde ve eklerinde ayrıntılar meydana gelmiştir. Bu ayrıntılar da lehçe ve ağız değişiklikleri doğurmuştur. Bütün Türklerin ortak Atasözleri olduğu gibi boyların ve kolların da özel Atasözleri ve deyimleri vardır. Kırım Türklerinin bir atasözü : Arpa, kurpe a ş eken, altın kumuş taş eken. (Arpa, bulgur aş imiş, altın gümüş taş imiş.) Başkurt Türklerinde buna yakın bir Atasözü: Alabota aş iken, altın kumuş taş iken. Bu kitaptaki Atasözleri ve Deyimler, Kırım yarımadasının kuzeyinden göçüp D obruca'ya yerleşmiş olan Türkler arasında söylenenlerdir. Dobruca'daki Kırım Türklerinin çoğunluğu Kı­ rım yarımadası'nın Or, Gözleve ve Kerç illerinden gelmiştü·. Bu illerde yaşayanlar Kazak ve Kırgız Türklerindendir. Bunlar D obruca'nın Köstence ilinde yerleşmişlerdir. Dobruca'nın ku­ zeyinde, Tulça ilinde yerleşmiş olanlar 300 yıl kadar önce buraya Bucak'tan (Besarabya'dan) gelmişlerdir. Bunlara Nogay denilir. Ötekilere Tatar denilir. Bu iki Türk b oyunun konuşması (lehçe ve ağzı) arasında fark yok gibidir. Nogay Türklerin lehçeleri as­ lına daha sadık kalmış gibidir. Bunlar, bugün Kazakistan'da yaşayan ataları gibi, (ş) sesini çoğunlukla (s) olarak kullanırlar. Tatar Türkleri ise tersine (ş) sesini pek hol kullanırlar. Nogay Türkleri (baş) yerine (bas), (taş) yerine (tas) derler. Tatar Türk­ leri (karnım aç) yerine (karnım aş) derler. 8


Dobruca'nm Hacioğlu Pazarcık şehrinde ve hazı köyle­ rinde yaşayan Kırım Türklerinin bir kısmı (Tat) hoyundandır. Bunlar Kırım yarımadasının güney Yalıboyundan ve Bahçe­ saray şehrinden göçüp gelenlerdir. Lehçeleri ne tam Yalıboyun­ kilere benzer, ne de (çöl lehçesi) denilen Çağatay lehçesine. İki­ sinin karışımıdır. Bunlar çöl lehçesinde (c) sesiyle haşlayan sözü (y) sesi ile söylcrkr : (Cavun) yerine (Yavun) yağmur, (clgit) yerine (yiğit.) derler. Bizim bu kitapta yayınladığımız atasözleri ve deyimler çöl ve Çağatay lehçesinde söylenenlerdir. Atasözlerin bir kısmı, 1930 1911·1 yılları arasında Romanya'da yayımlamış olduğumuz EMEL dergisinde çıkmıştır. Bunlar ve bunlara eklenenler, 1960 tan sonra Türkiye' de yayımlanmasına devam edilen EMEL der­ gisinde, Aziz Aktaş tarafından toplanıp çıkarılmıştır. Bu atasöz­ leri tarafımızdan sıkı bir seçimden geçirilmiş, İstanbul lehçe­ sine çevrilmiş, Üzerlerinde düşünceler yürütülmüştür. Deyimler ve sözlük tamamiyle bizim tarafımızdan yazılmıştır. -

Atasözleri halkımızın ve ulusumuzun sevip benimsediği ve ahlak kuralları olarak kabul ettiği derin anlamlı güzel; kısa söz­ lerdir. Türkçemizin güzelliği, gücü ve halkımızın ince zekası atasözlerinde görülür. Bunlarda halkımızın zihniy•�ti, seviyesi ve inanışları gizlenir. Atasözleri ahenkli ve kafiyelidir. Başlıca özellik­ lerinden birisi de, hirçok atasözlerinde ilk söz hangi ses (harf) ile başlıyor ise, ikinci veya üçüncü söz de aynı sesle devam eder. Örnekleri: At avnagan cerde tugu kalır. (Atın ağnadığı yerde tüyü kalır). Capalak körseii catıp al, Camandan boyuii satıp al. (Pervane altındakini yatarak al, Kötü kişiden kendini satın al.) 9


DOBRUCA TATAH LEHÇESİNİN ÖZELLlKLEHİ. Fonetik Bakımdan:. a) Dohruea Tatar lehçesinde, eskiden sağır (k) dediğimiz genizdeıı gelen (fı) sesi çok kullanılır. Tanrı, Aiimak, Anlamak, Ense. b) Bu lehçl'de (h) sesi pek kııllamlmaz. Ahmet yerine Amet, Mehmet yerine Memet denilir. Haydi denmez, aydı denir. c ) Yeni Türk alfahesinde işareti bulunmayan eski Arap alfahe5İndcki (b() bu lehçede kullanılır. Biz hu sesi (IJ) işaretiyle gösterdik. Yabşı, habşış gibi.

ç) Bazı sözlerdeki (ğ) ve (g) sPsleri yerine (k) sesi kullanılır. Bakırmak, şakırmak gibi. d) Yeni Türk alfabesindeki (ı) ile (i) sesleri arasında bir (1) vardJr. Bir, tilki gihi. e) Türk Alfabesindeki (o) ile ( ü) den haşka bu leheede (o) sesi vardır. Köp, kök, kötermek gihi. f) Türk Alfabesindeki (v) den başka bu lelıcede hir (w) vardır. Cuwaş, sawlık, cawlık gihi . g) (u) ile (ü) den başka bir (u) harfini de kullanmak gerek­ mektedir. Bu (k) sesini inceltir. K ulmek - (gülmek), kul - (kül) sözleri gibi. Türkiye'de kullanılan 8 sesli (ünlü) harfe, Dobruca Tatar lchecsiııdc kullanılan (u) harfini de katarsak bu lchcede 11 tane sesli harf olduğunu görürüz: a,

C,

İ,

ı,

'i,

o,

Ö, Ö,

u,

ij_�

YC

tl.

MOHFOLOJİ (Söz Kuruluşu) Bakımından:

a) Türkiye Tiirkçesinde ( o) ve (v) harfleriyle başlayan bir­ çok söz Kırım-Dohruca çöl lehçesinde (h) ile; (y) ile başlayan söz­ ler ( e) ile başlar. ıp


Ürnekler : Olmak - holmak. Varmak · barınak. Yanmak Yatmak - catmak.

caıımak.

b) Türkiye Türkçesinde geçmiş zamanı anlatan (miş), (mış) kipi Kırım - Dobruca •:öl lehçesinde (kan-ken), (gan-gen) ekleriy· le biter. Örnekler :

Söylemiş - aytkan. Gitmiş ·ketken. Gelmiş · kcl­ gcıı. Varınış - hargan.

e) Türkiye Türkçesinde sözlerin sonlarındaki (ğ) harfleri Kırım-Dobruea Çöl lehçesinde (w) olur. Örnekler :

Dağ· taw. Sağ ol.- saw hol.

ç) Bu lehçede (w) ile sonuçlanan mastar veya isim mastan vardır. Örnekler:

Aşaw - yemek, yeyiş. Y aşaw yaşamak, yaşayış. •

d) Türkiye lehçesinde (i) takısı doğrudan sözün gövdesine eklenirken Kının-Dohruea Çöl lehçesinde gövde ile (i) takısı ara­ sına bir (n) konur. Örnekler Türkiye lehçesinde At-+-ı sattım Ağae+ı aldım Araba+yı verdim.

Kırım-Dobnıca lelıçesind() At+n-j-ı sattim Agaş-f-n+ı aldım Araba+n+ı benliın

e) Türkiye lehçesinde (a) takısı doğrudan söziin gövdesine eklenirken Kırım-Dohruca Çöl lehçesinde (a) takm ile gövde ara­ sına bir (g) (k) gelir. Örnekler İstanhul-f-a vardı. Eskişehir+ e gitti. Suat +a yazdı.

İstanbul-f-g +a hanlı Eskişehir-f-g+c ketti. Suat+k+a yazdı

f) Kırım-Dobruca lehçesinde (man) ve (men) ekleri vardır. Bunlar (ile), (le) bağlantıları yerine kullanıldıkları gibi, 1. kişi eki olarak ta kullanılırlar. 11


Örnekler Ahmet ile Mehmet geldiler Ben doktorum. Be;n mühendisim.

Amet+men Memet keldiler Men doktor+man. Men mühendis+mcn.

Türkiye Türklerinin din b ilginleri, şairleri, yazarları, gaze­ tecileri, bilim adamları 11. yüzyıldan sonra Arapçadan ve Fars­ çadan Türkçeye pek çok söz almağa başlamışlardır. Bu yabancı sözler 15. yüzyıldan haşlayarak o kadar çoğalmıştır ki Türk dilini halk tarafından anlaşılmaz kılığa sokmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yeniden yabancı sözlerden temizlenmeye başlanmıştır. Çağatay veya Kıpçak lehçesi dediğimiz Türkçe daha az yabancı söz alarak oldukça temiz kalmış idi ise de, komünist rejimin yerleştiği Rusya'da, Romanya'da ve Bulgarista;n'da hu ulusların dillerinden Türkçe'ye pek çok söz girmeye ve Türk­ çe'yi anlaşılmaz biçime sokmağa başlamışlardır. D EYİMLER Deyimler her ulusun özel dil ve kavram niteliğini taşır. Deyimler de kalıplaşmış ve ulusun dil kültürüne mal olmuştur. Fakat atasözleri kuvvetinde değillerdir. Bunlarda daha çok benzetme ve kıyaslama kavramları vardır. Az sözlü ve kısa cüm­ lelerdir. Deyimler bir dilden diğer dillere aynı sözlerin karşılık­ lariyle çevrilemezler. Çevrilirse anlam tamamiyle değişir. Müstecih

12

ÜLKÜSAL


I

ATA S Ö Z L E R İ



A Abaylamay sölengen, avu rmay ölür. D i k kat et meden kon uşan , hastalan madan öl ü r. Abirli keldi abıştı, tuvar otka cabıştı. N isan gel d i apışt ı , hayvan ota yapışt ı . Abirl'ini aklaiiız, aiti ayl ı k cem saklaiiız. N isan ı haklay ı n ız, altı ay l ı k yem saklayı n ı z Abirllde al tı arı k, e ş bolmasa cartı arı k. N isanda altı sepet, h i ç ol masa yarı m se pet. (Açı klam a : N i sanda h e r zaman ot ol maz, o l m ayab i l i r, o n u n için altı se pet o t b u l u n d u r u n , o kadar o l m ad ı ğ ı takd i rd e , h iç ol masa yar ı m sepet b u l u n d u r u n ki h ayvan ı n ız aç kal masın) Abrill abrin saklasa, abrisiz men cefidlm der. Şe refl i kişi şeref i n i korusa, şe refsiz kişi ben yen d i m (gal ebe çal d ı m ) de r1• Acele işke şaytan karışır. Acele işe şeytan kar ı ş ı r. Acı ndı rsafi arsız, acı ktı rsafi l<ı rsız bol u r. Acı rsan arsız, acı kt ı r ı rsan h ı rsız o l u r. Adam bolganga bir söz ceter. Adam olana b i r söz yeter. Adamak kolay ödemek zor. Adamak kolay ödemek zor. ABRİ sözü Farscanın ABRU sözünden alınmışa benziyor. ABRU: Yüz suyu, yüz aklığı, ırz, namus, şeref, haysiyet. (Kam us-u Türk!, Ş. Sami). 1

15


Adamakman mal tükenmez. Adamakla m al t ü ke n m ez. Adamga tayanma ölür, d uvarga tayanma cıgı l ı r . Adama dayan ma öl ü r, d ıvara dayan ma y ı kı l ı r. Adamıii aruvu alış-berı:şte bel l ı bolur. Adam ı n iyisi alış-verişte belli o l u r. Adı ş ı ktı tokuzga, tüşmez endigi sekizge. Adı ç ı kt ı dokuza, d üş m ez artı k sekize. Agacak kan tamı rda tu rmaz. Akacak kan damarda d u rmaz. Agaştan maşa bolmaz. Od u ndan maşa o l m az. Ak akşa kara kun üşü n . A k akça kara g ü n içi n . Ak köt kara köt şabışta bel li bol ur. A k göt kara göt yarışta

belli olur.

Akı l l ı duş man akılsız dostan iygidir. A kı l l ı d üşman akı lsız dosttan iy i d i r . Akı l l ı köpru tapkaşı akı lsız suvnu geşer. Akıl l ı köp r ü b u l u ncaya kadar akı lsız suyu geçe r. Akı l l ı balaga mal ne kerek, akılsız balaga mal ne kerek. Akı l l ı çocuğa mal n e gerek, akı lsız çocuğa mal ne gerek. (Açı klama: Akı l l ı çocuğa m al b ı rakmak m utl aka gerekmez, o çalışıp kazan ı r. Akılsız çocuğa da m u tl aka bı rakmak ge rek­ m ez, ç ü n k ü o nas ı l olsa kaybedecekti r.) Akı lga kel megen başka kelir. Akla gel m eyen başa gel e bi l i r. Akıl caşta tuvul baştadı r. A k ı l yaşta d eğ i l baştad ı r. 16


Aksak karga aldın uşar. Aksak karga önden u çar. (Açıklama: O lanakları az, zaif olanlar ö nden ted bi rl i davra­ n arak hare ket ederler.)

Akşam bolsa kon, tan atsa köş. Akşam o l un ca d u r (kon), sabah açı l ı nca yürü, göç. Akşamı n �ay ı rı ndan sabahı n şerr ı . Akşam ı n hayı rı ndan sabah ı n şerri. Akşamdan sofi cürgenn ı ya it kabar, ya aş. Akşamd an son ra gezen i ya i t kapar, ya aç (kişi). Aldı n bargan orun kabar. Ö n d e n varan mevki (yer) kapar . Alet işler kol maktanır. A l et işler e l öv ü n ü r. Al kigen alınır, sarı kigen salınır.

Al giyeFı al ı n ı r, sarı giyen geri kal ı r.

Alışmagan kötte ıştan turmaz. A l ış m ayan kıçta don d u r m az. Allah'tan korkmagandan korkulur. Allah'tan korkmayandan kor ku l u r. Alla herse taşka piter. A l lah veri rse taşa b iter. A l la catkızıp kapıga karatmas ı n . Allah yatı r ı p kapıya baktı r m as ı n . (Açıklam a : A l lah h asta yatırı p kapıya k i m g e l i p yard ı m ve tese l l i eder d iye baktı rmasın .)

Alla kardaşnı kardaş yaratkan ama kisenı ayrı . Al lah kardeşi kardeş yaratmış ama keseyi ayr ı . 17


Al lah'ın ofıgarmaganın kul ofıgarmaz. Al lah'ı n iyi, m u t l u yap m ad ı ğ ı n ı k u l yapmaz. A l la uydu rmasa üy bolmaz . Allah ( karı i l e kocayi) uyd u rm azsa aile b i rl iğ i olmaz. Altın cerge tüşmekmen kıymetten tüşmez. Altın yere d üş m e kl e kıymetten d üş m ez. Aman degenge kı l ış t iymez. Aman diyen e k ı l ı ç değmez. Amelsiz a l i m cemişsiz terekke uşar. Amelsiz alim yem işsiz ağaca benze r. Anal ı cet ı m n ı fi

avuzu

oynar,

babal ı öksuzuii közu oynar. Anas ı olup babası ol mayan yet i m i n ağzı oynar, babası o l u p anasız olan çocuğ u n gözü oynar. (Açı klam a : Babadan yet i m kal an çocuğ u n anası başka b i r e r ke k­ le evlendiği zaman da çocu ğ u n u yed i ri r ve i ç i r i r, ağzı oynar. Anasız kalan çocuğ u n babas ı başka b i r kad ı n ile evlend iği zaman , övey ana çoc uğa ge reği g i b i bakm az, yed i r i p içi rmez. Bu çoc u k d ai m a gözleriyle b i rşeyle r araşt ı r ı r. Gözl eri n i oy­ n atır.)

Analı kuzu kuyruklu bolur. Anas ı n ı e m e n kuzu n u n kuyruğu yağl ı o l u r, (Açı klama: Anasız çocu k üzer i n e söyle n m iştir).

Anan Tat baban Tat, ne kerek saga balaban at, mın eşegıfi corgalat. A n a n Tat baban Tat, n eyine gerek s a n a b ü yü k at , b i n eşe­ ğ i n e rahvan lat. (Açı klama: B i risi had d i n i bil m eye rek y ü ksek perdeden kon uş­ m aya baş larsa ona b u n u söylerler. S e n i n anan d a baban da Tat. Yan i o n ları n kim o l d u kları n ı b i l iyoruz. Sen de h al i n e gö­ re büyük at arama, eşeğ i n e bin d e rahvan l at.) 18


Apakayman akay arası na esı ketken karışır. Karı i l e koca aras ı na akl ı gitmiş kar ı ş ı r . Apakayın till uzasa akay ı n kamşısı uzar. Kar ı n ı n d ili uzarsa kocan ı n kamçısı uzar. Apakay malı arkanlasan t u rmaz. Karı mal ı ayağ ı ndan bağlansa b i l e d u rm az. Apırıp şap ı rgannın esı sonradan kellr. Ap u r şap u r (mal ı n ı) yiye n i n akl ı baş ı n a son radan gel i r . Aptalın karn ı toysa közu colda bol u r . Aptal ı n karnı doyu n ca gözü yolda o l u r. Ar etken kar etmez. A r eden kar etmez. A r i nsanga, yar civanga caraşı r. A r i n sana, yar civana yakışır. Ar közden kar yüzden belli bol u r. A r gözde n kar yüzd e n bel l i ol u r. Aran ı kim hızar ? Ü rpek şaş l ı kız hızar. Aray i kim bozar ? Dağı n ı k saç l ı (d üzensiz) kız bozar. Araba awdarı lgan sofi col k östergen köp bol u r . Araba devri l d i kten so n ra y o l gösteren ç o k o l u r. (Açı klam a : İ ş 'işten geçt i kten son ra yo l gösteren çok o l u r.) Arabanın ald tegerşigi kayerden cürse ard tegerşigi d e o yerden cürer. Araban ı n ö n tekerleği nereden y ü r ü rse arka tekerleği d e ora­ dan y ü r ü r. (Açı klam a : B i r topl u l uğ u n ö n deri hangi yoldan gider ve yü­ rü rse arkas ı n daki i nsanlar d a o yoldan g ide r.) Arabanın taldası nda cü rgen it arabanı men süyrimen der. Araban ı n gölges i n de y ü r üyen köpek arabayi ben çekiyo r u m (y ü r ütüyo r u m) d e r. 19


(Açı klama: İ ş i ası l yapan ı n yan ı nda olan fakat işe hiç yardı m ı dok u n mayan ı n i şi b e n yapıyo r u m diye ö v ü n m esini anlatıyor.)

Arık atka kuyrugu avı r . Zaif, takatsız ata kuyruğu b i l e ağı rdı r. Arpa aşamagan at kamşı man cürmez . Arpa yemeyen a t kamçı i l e y ü r ü m ez. Arpa tarlasından b iday a l ın maz. Arpa tarlası ndan b uğday a l ı n m az. Arpa, k urpe aş eken altın kumuş taş eken. A rpa, bu lgu r aş i m i ş alt ı n g ü m üş taş i m iş2• A rpe kunu yalan aytkannıii bayramda beti kızarı r. Arefe g ü n ü yalan söyleye n i n bayramda yüzü kızarır. Arsızın betine tukurseii cavun cawa der. Arsızın yüzüne t ü k ü rsen yağ m u r yağıyor der. Aru kiyim boy östürer, aru aş akı l östürer. G üzel giyi m boyl u göster i r, iyi aş akl ı büyüt ü r. (Açı klama: G üzel , tem iz giyi m i n san ı yakı ş ı k l ı , boy l u pos l u gös­ terir; iyi ve ku vvet l i ye mekler yiyen sağ l ı k l ı ve akı l l ı ol ur.) Asıl azmaz kema tozmaz. Asi l (kişi) azmaz, ke mah (kumaşı) eski m ez. 2 Bu atasöz ü n ü n 1773 - 1776 yı llarında Çarl ık Rusya'sı nda Bugaçev ih­ tilali zamanında meydana gelen k ıt l ı k yüzünden söylenmiş olduğu; Başkırt Türkleri arasında Alabota (Kara pazı otu) aş i ken altın kumuş taş i ken. şeklinde söylendiği; 1837 y ı l ı nda Kı rım'da, 1899 da Dobruca'da zuhur eden kıtlık zamanların­ da b u ralardaki Türkler arasında: Arpa kurpe aş eken altın kumuş taş eken. şeklinde söylendiği rivayet o l u n u r.

20


Asl ı caman, algan ı n camannar. Asl ı kötü (boz u k), al d ı ğ ı n ı zemmed e r. Asl ı n caşırgan a ramzade. Asl ı n ı gizleyen haramzade . Asılsan yüksek terekke ası l . Ası l ı rsan y ü ksek ağaca ası l . A ş ayu oynamaz. Aç ayı oynamaz. Aşawı camannıii kekirivi caman . Yeyişi kötü kiş i n i n geğ i rmesi d e köt ü o l u r. Aş börü arslanga şapş ı l ı r. Aç k u rt arslana sal d ı r ı r. Aş ne aşamaz tok ne aytmaz. Aç ( i n san) ne yemez tok ( i n san) ne söylemez Aş toknuii közune karamakman toymaz. Aç tok u n gözü n e bakmakla d oymaz. Aşk cı rlat ı r, dert cılatır. Aşk yı rlat ı r, d e rt ağ lat ı r. Aşka kazan astı rma tonganga od caktı rma. Aça kazan astı r ma, ü ş üyene ateş yakt ı rm a. (Açıklama: Aç kişi ye m e k pişi rmeye kal karsa kararı n ı b i l m ez çok yapar, i sraf eder. Üş ü m üş kişi ateş yakarsa çok od u n sarf eder.) Aş kekirir to k sekirir. Aç geğ i r i r, tok seği r i r (zı p lar) . Aş tavuk tüşünde tarı körer. Aç tav u k d üş ü n d e darı gö r ü r. Aşıii berme kaşı n her. Aşı n ı verme kaşı n ı ver. (Açı klam a : Dost kazan mak i ç i n yal n ı z aşı n ı vermek yetmez, kaş ı n ı da çat maman gerek.) 21


Aşı k e r zaman alşı tu rmaz. Aşık her zaman c u k otu r m az. (Açı klama : Yapı lan h e r iş h e r vak . i t başarı i l e son uçlan maz, kazanç get i r m ez, zarar d a edebi l i r anlamı n a.) Aşı k oynagan azar, top oynagan tozar, ok congan alayın ozar. Aşı k oynayan azar, top oynayan h ı rpalan ı r, ok yontan hep­ s i n i geçer.

Aşman eceli kelgen talaş ı r . A ç (kişi) i l e ece l i gele n d alaşır. At avnagan cerde tugu kal ı r. Atı n ağ nadığı yerde t üyü kal ır. At barlıdan kız carl ıdan. At var l ı kl ı dan kız yoksu ldan. (Açı klama : Atı varl ı kl ı kişiden al ki bakı m l ı , bes l i olsun. Kızı d a fakir aileden al ki kan aatkar ve itaat l ı o l s u n an l a m ı n a) At borcuman kız borcun Tanrı öder . At bo rcu i l e kız borcu n u Tan r ı öder. (Açıklam a : At içi n ve evl e n m e k içi n yapı lan borc u n ö d e n m e s i n de hevesl e çal ı ş ı rs ı n , Tan r ı d a s a n a ku vvet ve gayret verir, kol ayca öders i n an lam ı na.) At alsan avu l u man kız alsan u ruvuman . At al ı rsan avu l u (ci nsi) i l e kız alı rsan soyu (asaleti) i l e aramal ı s ı n . Atka arpa c'igitke sorpa. Ata arpa y iğ ite et s u y u (ve rmelisin). At m ı ngen nın ton kiygennfö. At b i n e n i n k ü r k g i ye n i n . Atka dostay kara d u şmanday min. Ata d ost g i b i bak d üşman gibi bin. Atadan körgen ok conar, anadan körgen ton pişer. Atas ı n dan gören o k yontar, anası n d an gören k ü r k b içer. 22


Ataii altmışka kelgende alda, sulda g öiiu l u n al . Baban alt m ı ş ı n a gel d i kte oyala, ohşa gö n l ü n ü al. Atası n tanı magan balasın buvar. Babas ı n ı tan ı m ayan çocuğ u n u boğar. Atay balası altmışta akı l-bal ı k bol ur. Baban ı n ş ı mar ı k çocuğu altm ı ş ı n d a akil-bal iğ o l u r. Atay balası altmış k'iş'ige yastık bol u r. Baban ı n y iğit çocuğu alt m ı ş kişiye yastı k (dayanak, yard ı mcı) o l u r. At tuyagın tay basar. Atı n ayağ ı n ı n t ı r n ağ ı n ı tayı basar. (Açı klam a : Çocuk, babas ı n ı n ya da genç yaş l ı n ı n izinden yü­ r ü r, yol u n u t utar.) At bar m eydan cok, m eydan bar at cok. At var m eydan yok , m eydan var at yok. At ö l ür meydan kal ı r, c'iglt ö l ü r şan kal ır . At öl ü r meydan kal ır, y i ğ i t ö l ü r ş a n kal ı r . A t minmegen a t m'inse şaba şaba öttürür, t o n kiymegen ton kiyse kaga kaga tozdurur. Ata b i n m eyen ata b i n s e koştu ra koştura öld ü r ü r, k ü rk g iyme­ yen kürk giys e s i lke s i l ke es kitir. Atı n karagan art ına karamaz. Atı na (iyi) bakan arkas ı n a bakmaz. Atıii aruvu arkanda, kızın aruvu Tarhan'da bol ur. Atı n iyisi (ayağ ı n d an uzu n u rgan l a) kazığa bağlan m ış olan lar, kızın iyi s i ( K ı r ı m'da b i r bölge olan) Tarhan'dakiler aras ı nda o l u r. Atlar teb'iş'ir arada eşek ezilir. Atlar tepi ş i r arad a eşek ezi l i r. 23


Atman apakay cigitniii ba]Jtı na. Atl a karı yiğid i n bahtına. Avcı avı nda, colşı col u nda kerek. Avcı avu nd a, yolcu yol u nd a gerek. Awdarılgan car bolur aşıkközler bar bolur. Devrilen d e re o l u r açı kgözler var o l u r. Awlakn ıii atı ozgaşı köyumuii tayı ozsun. Uzaktaki kişi n i n atı koşuyu kazan acağı na köy ü m ü n tayı ka­ zans ı n . (Açı klama: Başka köyde n tan ı mad ığı m b i risi n i n atı ö n d e ge­ l eceğ i n e köydeş i m i n tayı ö n d e gel s i n . Hemşeri l i k d uygusu n u n ku vveti an lat ı l ıyor.) Awratnı arı saklar penerni carı . Avratı arı saklar peyn i r i d e r i (tu l u m) . Awu rmagan başına cawluk baylama. Ağ ırmayan baş ı n a m e n d i l (bez) bağlama. Awur ku maş keş öter. Ağı r ku m aş geç geçe r (sat ı l ı r). Awurup catkan öl mez ökurup cürgen öl ür. Hastal an ı p yatan ö l m ez böğ ü r ü p gezen ö l ü r. Awuzu kıyış bolsa da bay balası sölensin . Ağzı eğ ri d e olsa zengin çocuğu kon uşs u n . Ayagıii corkanıiia köre uzat. Ayağ ı n ı yorgan ı n a göre uzat. Aylak kişi at k ırslar. Aylak kişi at çalar. Aylanşı kl ı bolsa da col iygi, kart bolsa da kız iygi. Dolam baçl ı da olsa yol iyi, kart ta olsa kız iyi. Ayrı lgan n ı ayu aşar, bölüngennı börü aşar. Ayrilan ı ayı yer, böl ü ne n i k u rt yer. 24


Ayrı laman degen apakay ayrıl may kal maz, şıgaman degen ı rgat şıkmay kal maz. Ayrılacağ ı m d iyen karı ayr ı l madan kal maz, çı kacağı m d iyen ı rgat çı kmadan kal m az.

Ay bolur cı l n ı besler, kı'in bol u r ayn ı besler. Ay o l u r y ı l ı besler, gün o l u r ayı besler. (Aç ı klama: Bazı ayd a kazan ılan para veya e l d e ed i l e n mahsul ile b i r yıl l ı k geçi m , bazan d a bir günlü k kazanç ile bir ay lık geç i m ç ı kar ı l ı r anlamı na.) Aytmagan awuzda sır bar. Kon uş mayan ağızda sır var. Ayu kertme koşmay cı rlamaz. Ayı ah l at (yabani arm ut) koşmadan y ı rlamaz. (Açı klama: İ nsan sevd iği, beğe n d iği b i r şeyi akl ı n dan çı karmaz ve b u n u katmadan da kon uşmaz, yı rlamaz. Kişi sevd i ğ i n i d a­ i ma anar ve söy l e r anlamı na.) Ayu balasın appagı m , kirpi balasın cımşagı m dep süyer . Ayı yavrus u n u bem beyazı m , k i rp i yavrus u n u y u m uşağ ı m d iye seve r. (Açı klama: Sevd i kleri n i n fe na tarafları i n sana iyi b i l e gör ü n ü r.) Az bergen canından, kop bergen mal ı ndan berer. Az veren can ı n d a n , çok veren mal ı n d an ve r i r. (Az veren can dan ço k veren maldan.) Az da bolsa küp kör. Az olsa d a (verd i m se d e) (sen) çok olarak kab u l et. Az

konuş kop tınla. Az kon uş çok d i nle.

Az kol n u aşta, kop kol n u işte kör. Az eli aşta, çok eli işde gör. Az yaşa küp yaşa, kel'ir ö l ü m er başka. Az yaşa çok yaşa, gel i r ölüm h e r başa. 25


Aznı bisin megen köpten kuru kal ı r . Azı beğen m eye n çoktan k u r u kalı r. (Açıklama: Aza kanaat etm eyen çoktan m ah ru m kal ı r.) Azı ksız colga şı kkan ıfı k özu el torbası nda bol u r . Yola yiyeceksiz ç ı kan ı n gözii başkas ı n ı n torbas ı n d a o l u r.

26


B Baba borcu kolay ödenmez. Babaya (karşı olan) borc kolay ödenmez. Baba bergenı ömürlük koca bergen'i köru mlulc. Baba n ı n verd iği ö m ü rl ü k kocanı n verd i ğ i görü m l ü k . Babadan m al m i ras kal ı r adaml ı k kal maz. Babadan mal m i ras kal ı r adam l ı k kal maz. Bahar celine kelinim kılz cellne kızım şıks ı n . Bahar yel i n e gel i n i m g ü z yel i ne kızı m çı ksı n . (Açı klam a : İ l kbahar yel i soğ u k , sert v e yakıcı ol u r, deriyi karar­ t ı r ve çatlat ı r. G üz yeli böyle d eğ i l d i r. Ana bu sözüyle kızı n ı ge l i n i n d e n çok sevd iği n i v e ko r u d u ğ u n u gösteriyor.) Bahar kelse ot bürlenir, pu rsat tüşse bal k türl enir. Bahar gelse ot yeşe r i p ç ı kar, fı rsat d üşerse hal k d eğ i ş i r, baş kal d ı r ı r . Bal)şış atın tişine karalmaz. Bey veren atı n d i şi say ı l maz. (Açı klam a : Atı n yaşı d işleri n i n sayısı ndan ve şeki l l e r i n d e n anla­ şı l ı r. Bağış verilen atı n yaşı aran maz, ne olsa mak b u l e geçe r anlamına söylen i r.) Bal tut kan parmagın calar. Bal t utan parmağı n ı yalar. Bal buld ugu ndan bal sızar. Bal (toprak) kavanos u n dan bal sızar. 27


Bal bal demekmen awuz tatlıl an maz. Bal bal demekle ağız tatl ı l an m az. Baln ı parmak tavsır. Bal ı parmak eksiltir. Bala eşitmese aytmaz, it k örmese ürmez . Çocu k işi tmese söylemez, i t görm ese ü rü m ez. Bala üşün bawga, curt üşün cawga. Çoc u k içi n bağlan mal ı , y u rt i ç i n d üşmanla savaş mal ı . Bala oyundan tentek cıyından bıkmaz. Çocu k oyu ndan hovarda topl antıdan b ı kmaz. Bala tıysan, caştan, bike t ı ysan baştan. Çocuğu (kötü i şten) m en etmek i stersen küçükken, kar ı n ı da ilk s ı rada m e netmel i s i n . (Açı klam a : Çocu k b üyü d ü kten ve k a r ı eskid i kten son ra, kötü alışkan l ı kları n d an , m e nedem ezs i n anlam ı n a. Balaban başın balaban derti. Büyü k baş ı n büyük d e rd i . Balaban balı k k'i'.şkene bal ı kn ı cutar. B üy ü k bal ı k k ü ç ü k bal ığı yutar. Balaban kapının balaban tepkisi bol u r . B ü y ü k kap ı n ı n büyü k s ü rgüsü ofu r. Balal ı üyde öşek bolmaz. Çoc u kl u evde dedi-ko d u o l m az. Bal ası z üy suvsuz tirmenge uşar. Çocuksuz ev s usuz değ i r m e n e benzer. Balaban lokma kap balaban lap etme. Büyü k lokma kap (ama) b ü y ü k l af etm e . Balabanga saygı kişnege süygu ata ögutu . Büyüğe saygı küçüğe sevgi ata öğ ütü. 28


Bal ı k baştan sasır. Bal ı k baştan kokar. Bar barışt ı rı r cok soguşturur. Var l ı k l ı (kişi) barışt ı r ı r, yoks u l v u ruşt u r u r. Bar bolup bergen merdane cok bol u p bergen d ivane. Var o l u p veren merdane yok o l u p veren d i vane. Bar bolsa aş ı n raattı r başın. Varsa aşı n rahatt ı r baş ı n . Bargan cerınde bal cala, tu rgan cerınde t u z cala. Vard ı ğ ı n yerde bal yala, ot u rd uğ u n yerde tuz yala. Bargan cerın soku r bolsa bir közun k ı m . Vard ığı n y e r k ö r i s e b i r göz ü n ü kapa. (Açı klama: G ittiği n m e m l e kette, yerde, hal k ger i ve b i r tak ı m bat ı l fiki rlere saplan m ış i se, s e n p e k i lerici ve ge n i ş d üşü nce l i o l ma.) Bari ı tapsa konakka cari ı tapsa tamakka. Var l ı k l ı b u l d uğ u n u konağa (yapıya) yoks u l b u l d u ğ u n u boğazına (ve ri r.) Bar l ı n ı n kiypı kelgeşi car l ı n ı n can ı şıgar. Varl ı kl ı n ı n keyfi gel i nceye kadar yo ks u l u n can ı ç ı kar. Barl ı kka tarl ı k bolmaz. Varl ığa darl ı k olmaz. Barlının katında barıngan carl ının katında şal ışmaz. Var l ı kl ı n ı n yan ı n d a barınan yoksu l u n yan ı nd a çal ı ş maz. Barman dep kuvanma cokman d ep cılanma. Var l ı kl ıyı m d iye övü n m e yoksu l u m d iye yak ı n m a. Barnın üyü kerem üyü, coknun üyü verem üyü. Varl ı kl ı n ı n ev i kerem evi, yoks u l u n evi verem evi. Bastı rıksız ta]Jtanı cel al ı r cel almasa el alır. Bastı r ı l mayan tahtayı yel al ı r yel almasa e l al ı r. 29


(Açı klama: Baş ı boş b ı rakılan genç kız veya e rkeği çevren i n uyg u n suz h al l eri kötü yol l ara göt ü r ü r, yada bozuk arkadaşları kötü alışkan l ı klara s ü r ü kler.)

Baş kayaka ketse ayak o yaka keter. Baş hangi yöne giderse ayak ta o yön e gi d e r. (Açıklama: Reh be r, önde r, iyiye veya kötüye d oğ r u hangi yol u t utarsa, peş i n d e n gel e n topl u l u k ta o n u n arkası ndan o yöne gider.) Başı başkanın akl ı başka. H e r baş ı n ken d i n e göre akl ı vard ı r . Baş b o l da sogan başı bol . Baş ol d a soğan başı o l . Başı cok töşü cok başaracak kişisi de cok. Başı yok döşü yok başaracak ki msesi de yok. Baş sawl ıgı d ünya barl ıgı . Baş sağl ığı d ü nya varlığı. Baş bolgan boş bolmaz. Baş olan boş o l m az. Baş kes fidan kesme. Baş kes fidan kes me. Baş carı lsa börk işinde kol sı nsa cen işinde. Baş yarılsa kaplak i çi nd e kol kırlsa yen içinde. (Açıklama: olayları saklamas ı n ı b i l mek, d ışarı d uyu rmamak gerek.) Başı man ketken ayag ı man kelir. Başiyle giden ayağı i l e geli r. (Açıklama: Başı n ı d i kleyip g i d e n , b i r g ü n , ken d i ayağı ile, p iş­ m an olarak, geri geli r.) Başka öskenfü bavuru katt ı . Ay rı b üyüyen (akrabası na karşı) kal psiz o l u r. 30


Baş sal lamakman börk tozmaz. Baş sal lamak l a kalpak esk i m ez. (Aç ı k lam a : He rşeye "evet" d i yere k tas d i k etmekle b i r zararı n o l maz anlam ı n a. Dal kavukl u k işareti.) Bay balası ay tiler, car lı balası m ay tiler. Zengin çocuğu (gökteki) ayı ister, fakir çocuğu yağ ister. Bay kızı erınşek bo lu r. Z e n g i n k ı z ı haylaz ol ur. Baydan oba korkkan. Zengi nden üyük (tepe) korkm uş3• Bayga toy yasama� ne ı:şkar ? Zengi n e d üğ ü n yap mak işden m i d ir ? Bayl ı bike tı rışa baysı z bike kıdı rşa. Kocalı kad ı n zorlanıyor kocas ız kad ı n gezin iyor, gezişiyor. Baysız bike padışa nenı bolsa konuşa. Kocası z kad ı n pad ışah n eyi olsa kon u şuyor. Bay l ı arslanman kozu da egl enır. Bağ l ı arslanla kuzu da eğl e n ir. 3 OBA, Dobruca'daki Kırım Türkleri arasında h u n i şeklinde yığıl m ı ş büyük toprak yığınına söylen i r. Dobruca'da b u n lardan p e k çoktur. Bunların M . E. 700 yıllarında Dobruca'yı işgal etmiş lan İs kitler tarafından yapıldı kları yazılır. (Les t u m u ls de Callatis, O. Tafrali 1928). Obalar iki maksatla yapılmış­ tır: Dobruca' n ı n düz ovasında 10-15 K. M. aralıklarla yığıl m ış olan bu obalar, gündüzleri bell i işaretlerle, geceleri üstleri nde ateş yakmak suretiyle haber­ leşme yeri olarak k u l lanı l m ıştı r. İ kincisi, tanınmış kom utanların mezarları iş­ ni görmüştür. Bunlardan Karadeniz kenarındaki Mangalya kasabası civarında olanları n altları kazılmış ve içlerinden at ve insan kemikleri, bunların çeşitli eşyası ç ıkmıştır. OBA'nın küçü ğ üne ÜYÜMŞÜK denilir. ÜYMEK yığmak anlamı n a gelir. Ü Y EV de bu sözden alınmış olsa gerektir. O BA: Azerice'de çadır, bir çadır hal kı, Çağatayca' da yurt, m esken, çadır, aile (Hüseyin Kazım Kadri. Büyük Türk Lugati c. 1, s. 323). -

31


Saysız bike kıd ı ra bawsı z yu mak tıgı ra. Kocas ız kad ı n gezi n iyo r bağsız yu mak yuvarlan ıyor. Bawsız yu maknı külde kör baysız bikenı elde kör. Bağsız yumağ ı k ü l d e gör kocasız kad ı n ı elde (onda b u n da) gör. Baznası ötken bal calar. Nazı (hatı rı) geçen bal yala� . Bek dadandı kurtka ken e keld ı curtka. Pek tadan d ı acuze (kad ı n ) gene gel d i yu rta4• Bekarnıii parası n el aşar, arkasın bit aşar Bekar ı n paras ı n ı el yer, s ı rtı n ı bit yer. Bersefi toydur, u rsan tuydur. Verirsen doyur, v u r u rsan d uy u r. Berme camanga keter yabanga. Verme köt üye gider yabana. Berme kol ufidakın elge u rarsı n başın cerge. Verme e l i n d e k i n i e l e v u r u rs u n başı n ı yere. Beruw bet cuvar. Ve rmek yüz y ı kar (ağartı r) . Besle karganı oysun kozuiin u . B e s l e kargayı oys u n gözü n ü . · Beslemenı eslemeden aım a. Beslemey i hatırlamadan al ma. Besmelesız kazanı lgan mal n ı sünnetsiz aşar. Bes melesiz kazan ı lan mal ı s ü n n etsiz yer. 4 C U RT, çadır, mesken, ev anlamına geldiği gibi, memleket anlam ına da kul lanılır. Hangi y u rttansın 1 Y u rd u n neresi 1 Cerı curtu cok; yeri yurdu yok. C u rtuna saban saldı; evin i yıktı, sabanla s ü rerek tarla haline get i rd i , d e n i l i r.

32


Bildik kasap süyek satar. B i l d i k kasap ke m i k satar. Bilegi kavi bir kişi cıgar, bilgisi kavi b in kişi cıgar. B i l eğ i kuvvet l i olan b i r kişiyi y ı kar (yen e r) , b i lg i s i k uvvet l i olan b i n kişiyi y ı kar (yen e r) . (Açı klama: B i lgiye değer v e ö n e m veri ld iği n i anlat ıyor.)

Bilgenge baş sıylı , bil megenge ton sıyl ı . B i l e n e (tan ıyana) baş sayg ı l ı (ağırlan ı r) b i l m eyen e (tan ı ma­ yana) k ü r k sayg ı l ı . Bil memek uyat tuval, üyrenmemek uyat. B i l memek ayı p d eğ i l , öğre n memek ayı p. B i n bilsen de gene bir bilgenge danış. Bin b i lsen de gene b i r b i l e n e danış. Bir atı n arkası ndan bin at suw işer. B i r atı n arkas ı n dan b i n at su i çer. (Açıklam a: Sayg ı l ı bir adam ı n hat ı r ı içi n bin adama kolay l ı k gösteri l i r.) Bir terekn ı n tamırı, bir teknenın kam ı r ı . B i r ağac ı n damarı (kökü) , b i r tekne n i n ham u r u . (Açı klama: Ayn i kökten ve ayn i ham u rdan anlamı na). Bir deh kuyuga bir taş atar, k ırk akı l l ı şıgaramaz. B i r d e l i kuyuya b i r taş atar, kırk akı l l ı çı karamaz. Bir burşege kızıp corkan cagıl maz. B i r p i reye kız ı p yorgan yakı l m az. Birevi aşar birevi karar, kıyamet ondan kobar. B i r i ye r b i r i bakar, kıyamet ondan kopar. Bir awuzdan ş ı kkan bin awuzga cayı l ı r. B i r ağızdan ç ı kan b i n ağıza yayı l ı r. 33


Birfö kıymetın bll megen biiinı cıyalmaz. Birin kıymet i n i b i l m eyen b i n i topl ayamaz. Bir şeşekmen caz bolmaz . B i r çiçekle yaz ol maz. Bir fıncan kavenıii k ı rk c ı l batın bar. B i r fi ncan kahve n i n k ı r k y ı l hat ı rı var. Bir koltu kka eki karbız sıymaz. Bir koltuğa iki kar p uz sığmaz. Bir kişi k ırk kişinı azdı rı r. B i r kişi k ı r k kişiyi azd ı rı r. Bir köz cı lasa anav köz kiil mez. B i r göz ağ larsa öte ki göz gül mez. B!r sürün mekmen atıii baş ı kesil mez. Bir kere s ü rçmekle atı n başı kes i l m ez. Bir m ı k bir nal n ı , bir nal bir atn ı kurtarı r. B i r çivi b i r nal ı , b i r n al b i r atı k u rtarı r. Bolgan pitken bosagadan t ışka şı kmagan. O l m uş bitmiş eş i kten d ı şarı çı kmam ı . (Açı klam a : H iç gezmeyen kişi içi n söylen i r.) Bolu msuzman üy bolgaşı boydak kalgan ı m aru. O l u m s uzla evl e n m e kten bekar kal d ı ğ ı m iyi. Bol u msuznı koynuiia alsan eki ayagı tışta kal ı r. O l u m s uzu (bece r i ksiz, salak) koy n u n a alsan i ki ayağ ı (yorgan­ dan) d ışta kal ı r. Boran ıfı başına kelgen botan ı ii da baş ı na kel'ir. Ayg ı r (erkek) deve n i n baş ı n a gelen d eve yavrus u n u n da başı na gel i r. Borç ödemekmen col cü rmekmen . Borç ödemekle yol y ü r ü mekle. (bite r) 34


Borçka işken ek:i kere eslrir. Borca içen i ki kere sarhoşl an ı r. Borçka aşalgan etnıii süyegı bogaz cı rtar. Borca yen i le n eti n kemiği bogaz y ı rtar. Borç uzasa kal ı r, d ert u zasa al ır . Borç uzarsa kalır, d e rt uzarsa alır. Borçl unun tlli kıska bolur. Borçl u n u n d i l i kısa o l u r. Borclunufi tllekçisi alacaklısıdır. Borçl u n u n d uacısı alacak l ı sıdır. Boş meti bek langı rdar. Boş fı ç ı çok langı rdar (gü r ültü yapar) Boş şuval ayakta tu rmaz. Boş çuval ayakta d u rmaz. Boş turgaşı babaaii sakal ı n culk. Boş (işsiz) d u r maktansa babanın sakalını yol. Bödeneden korkkan tarı ekmez . B ı ldırc ı n dan kor kan d arı ekmez. Börü kartlıgın bel letmez itke tişin akşaytır. Kurt kartlığını bell i etmemek için köpeğe d iş i n i göste rir. Börü tuman l ı avanı süyer. K u rt duman l ı h avayı sever. Börü nün kartı u l u r . K u rtu n kartı u l u r. Böten sözmen ad kirlenmez. B ü htan (ifti ra) sözl e nam k i rle n m ez. Bugal magan kol n u öp te başına sal . B ü kemed iğin eli öp te başı na koy. 35


(Açı klama : H e r bakı mdan karşı d u ramayacağı n kuvvetl i ada­ m ı n suyuna git, o n u n l a zıtlaşma , cebelleşme anlamı na.)

Bugünün cımartası yarı n ın tavugundan :\)ayırlıdır. B ug ü n ü n y u m u rtası yarı n ı n tavuğu ndan hayr l ı d ı r. (Yarı n ne olacağı b i l i n mez.) Buyurgan al maz cuvurgan alır. Buyu ran almaz koşan al ı r .

36


c Caldamaga bil m egen cı lgadan ı rak oturur. (suda) y üzmes i n i b i l meyen dereden ı rak otu r u r. Caman bala atası n baş ı n töben tüşürür. Kötü çocu k atası n ı n başı n ı aşağı d üş ü r ü r, (utan d ı rı r.) Caman kaber catıp kal maz. Köt ü h aber yat ı p kal maz. Camanga tiyme belası cugar, kazanga tiyme kılyesı cugar. Kötü kişiye doku n m a belası s ü r ü l ü r, kazana doku n m a ku­ r u m u s ü r ü l ü r. Caman i t carası z bol maz. Kötü i t yarasız o l maz. Caman tamak carlı eter, öskun c ü rek kanl ı eter. Kötü ( pis) boğaz l ı k kişiyi yoks u l eder, Kabar ı k (ken d i n i b ü ­ y ü k gören) y ü rek k i ş i y i kan l ı (kaat i l} eder. Cangız agaş cal barsafi canmaz. Yal n ı z od u n yalvarsan yan maz. Cangızga cala köp bolur. Yal n ıza ift i ra çok o l u r. Cangızıfi cayı keril mez, atkan ogu tiymez. Yal n ızı n yayı geri l mez, attığı o k değmez (hedefe v u rmaz.) Cangız ı fi cayı kurulmaz, u ruvlunufi ogu coyul maz. Yal n ızı n yayı k u r u l m az, (geri l mez) soyu kalabalığı n oku kay bo l maz. Cangızlıgın caşırgan calşımaz, 37


Carl ı l ıgın caşı rgan barı n maz . Yal n ızlığı n ı gizleyen rahat etm ez, bar ı n maz.

yoksu l. l uğu n u

gizleyen

Canı cangan Tanrısın kargar. Can ı yanan Tan r ı s ı n a bed d u a eder. Cantayı p k'irer üyüm , cat ıp aşar aşı m bolsu n . Eği l i p gi recek evi m, yalay ı p yutacak aş ı m o l s u n . (Açıkl ama: B i r l o k m a b i r h ı rka z i h n iyeti . K ü ç ü k , bas ı k b i r evim­ l e ağzı mda çiğn eyece k bir parça aşı m olsun da fazlasın ı i ste­ m e m , anlam ı n a o l u p ten bel l i k ve m i s ki n l i k ifade etm e kted i r.) Carl ı n ıii cartı kavım aşı bolsa catıp yu kusu kel mez. Yoks u l u n yar ı m lokma aş ı olsa (on u yemeden) yatsa da uykusu gel mez, uyku tutmaz. Carl ı tamak, barlı konak tüşü nür. Yoks u l boğaz, var l ı k l ı konak d üş ü n ü r. Carlı baynıii malı n esaplap mayşı ragın tawsitir. Fakir zeng i n i n mal ı n ı hesaplayarak m u m u n u eksiltir. Carl ı caman ı p kuvanı r. Fak i r (rubas ı n ı) yamayarak sev i n i r. Cartı araba col bızar, yarı m molla d i n b ızar. K ı r ı k-dö k ü k araba yol bozar, yarı m hoca d i n bozar. Caş bala beşikte caman kişi eşikte. Genç çocu k beş i kte köt ü kişi e ş i kte. Caş l ı kta caş l ı k etmegenıii kart l ı kta beti ekşir. Gençl i kte gençl i k yap maya n ı n i h t iyar l ı kta yüzü ekşir. Cat itnıı'i kuyrugu kısık bol ur. Yabancı i t i n kuyruğu kısık o l u r. Catka cala cabaşı r. Yabancıya i ft i ra yap ı ş ı r. 38


Catkan tüyenın awuzuna tıgı rgan kamgak. Yatan d even i n ağzı n a yuvarlanan deved i k e n i . (Açı klama: Bazı k i ş i l e r i n tesad üf veya tal i h ese ri olarak işleri ya pek kolay m eydana çı kar yah ut beklemed i k l e r i ve u m ma­ d ı kları iyi ve kazanç l ı b i r iş o l u r.) Caw körsen casan köy körsen kaşan. Düş man görü rsen m üceh h ez o l köy görü rsen sev i n , n eşe l e n . Cawdan boş kaytsan da toydan boş kaytma. Düş mandan boş dönsen d e d ü ğ ü n (g ü reşi n)den boş dön me. (G ü reş ve kazan anlamı na.) Cavı n l ı avanıfı y u kusu celll avanın kuytusu . Yağ m u r l u havan ı n uykusu yel l i havan ı n kuytusu (hoş o l u r.) Cavınman nadas toprağın canıdır. Yağm u rl a nadas toprağ ı n can ı d ı r. Caz carl ınıiı kış barl ının. Yaz faki r i n kış varl ı k l ı n ı n (gü n ü) . Caz catkanıfi canbaşı sı nsı n , k ış cürgen ın ayagı sınsı n . Yazın yatan ı n kalçası k ı r ı l s ı n , k ı ş ı n yü rüye n i n ayağ ı k ı r ı l s ı n. Caz celi carday atn ı cıgar. Yaz ye l i bayı r g i b i atı devi ri r. Caz kiinu atın üç ayagı suwda bir ayagı u nda bol u r. Yaz g ü n ü atı n üç ayağı s u d a b i r ayağı u n da o l u r. Cazda cabı p kiizde kömup ket. Yaz ı n ö rtüp güzün göm üp git. Cemnı başmak bal n ı parmak tavsitl'. r . Yem i b ü y ü k b uzağı bal ı parmak eksiltir. Cer! baynın erı bay. Yeri (toprağı) zengi n i n eri zeng i n . Cerinden ayrı lgan yedi catka l:J.or bolur. Yeri nden ay rı l an yed i kat yabancıya hor o l u r. 39


Cerine köre cuvası mol lasına k öre d uvası . Yer i n e göre (yabani) soğanı h ocas ı n a göre d uası . Cetal magan cer sogar cetken ozar. Yetişemeyen yer d öğer yetişen öne geçer. Cetı mnıii akkı cerde kal maz. Yet i m i n hakkı yerde kal m az ( kaybol m az.) Cılamagan balaga e mşek beri l mez. Ağlamayan çocuğa meme veri l mez. C ı lamagan köz bolmaz aytıl mağan söz bol maz Ağlamayan göz o l maz söylenmeyen söz o l m az. Cıgı l gan kiireşke toymaz. Yı kılan güreşe doymaz. Cılannı:ii başı kişkene ekende ezilir. Yı lan ı n başı küçükken ezi l i r. Cigit cel li et söl l ü bol malı . Yiğit yel l i (at i k, hareket l i anlam ı na) et kan l ı s u l u o l mal ı . Cigit cetişir bay begenir, k özden tüşer el begenir. Yiğit yetiş i r zengi n beğen i r, gözden düşer el beğen ir. Ciğit negadar batır bolsa süygenine ceiiıl ı r. Yiğit n e kadar bahad ı r (cess u r) o l sa sevd iğine yen i l i r. Ciksiz kargış cerın tapmaz. S ı n ı rsız bed d u a yer i n i b u l maz. C ıbereberseii cı l kı alır üyge de köz sal ı r . Baş ı boş b ı raksan at a l ı r eve d e göz koyar. Cokka cüyrük cetmez. Yok o l an şeye yarış atı yetişmez (ne yapsan çare b u l u n maz anlamı n a) . Coldakı bal işer üydeki zeher işer. Yoldaki bal içer evdeki zeh i r içer. 40


(Açı klama: Yolda b u l u nan kişi rahat rahat yol u n a d evam et­ m e kte ve s ı kı ntı çekmem ekted i r ama evd eki yakı n ı o n u m e rak etmekte ve başı n a b i r fe laket gel mekten korkm aktadı r.)

Colda tapsan say ıp a l . Yolda (para) b u l san say ı p al. Colga şı ksan atından toyga barsan apakayından t önu l u r­ sun. Yola çı karsan atı ndan d üğ ü n e g idersen karı ndan gön ü l çe­ v i r i rs i n . (Açı klama: Yol d a daha güzel atlar, d ü ğ ü n d e daha güzel kad ı n­ lar görü l d üğ ü n ü an l atı r.) Coraw colga minsetir. Yor u m yola b i n d i r i r (koyar) . Cumart aşı cenn et aşı Cömert (kiş i n i n) aşı cen n et aşı . Cumarttan bir şıgar sarandan eki. Cöme rt kişiden b i r çı karsa has i s kişiden iki çı kar. (Açı klama: Hasis kıskand ığı i ç i n zarar eder ve b i r yeri n e i k i kaybede r anlamı na.) Cuwaş atı n tekmesı kattı bolur. Yavaş atı n tekmesi katı (şi dd et l i) o l u r. Cümlemen cumru k may l ı kuyruk. C ü m l eye doku nan y u m u r u k yağ l ı kuyru k. (Açı klama: Herkesi n başı na toptan gelen b i r sıkı ntı veya fe laket pek d uy u l maz, fazla ı stı rap vermez. Tek kiş i n i n başı n a gelen felaket o n u çok daha fazla üze r.) Cürekke col cutuktan öter. Y ü reğe yol m i'd eden geçe r. (Açı klama: B i r kişi n i n kal b i n i kazan mak karnını d oy u r. İ n san i h san k u l u ) .

i stiyo rsan o n u n

41


Cüre cüre kişi cürşeii bol u r Söyli söyli kişi sözşefı bol u r. Kişi y ü rüye y ü r üye y ü r ü meye alışır. Söyleye söyleye söylemeye alışır. Cürgen ayakta cörmew ilişir s. Y ü rüyen ayağa kıs met, bereket ilişir. Cü rgenıfı col u catkanı fı kunlı öter. Yü rüye n i n yolu yatan ı n g ü n ü geçer.

5 C ÖR M EW: Bağırsak ve ciğerden yapılan bir çeşit yemek. Altayca'­ da Cörgem (Rad lov ili, 449). Kırgızca'da Corgem (Yudac h i m 266). Başkı rtca'­ da Yörmew (N. Tah i r, Başkırt lügatı 2. 108). Hepsinin manası: Harekette be­ reket demektir. Dobruca'daki Kırım Türklerinde C ÖRMELE M EK, dikişi teyerlemek, makine i1e dikmeden evvel iri iri dikmek anlamına da kullanılır.

42


D Davulga tokmak caraş ı r. Davula tokmak yaraş ı r. Davulun sesi uzaktan }Joş kellr. Davu l u n sesi uzaktan hoş gelir. Deli şokmar cıyar. Del i başı topuz! u sopa (çomak) toplar. Dell dbimen kuyuga tüşül mez. Del i ipi ile kuyuya i n ilmez. Deli deliden, i mam öl üden lJoşlan ı r . Del i d e l i d e n , i mam ö l ü d e n h oşlan ı r. Deli özün, akılsız kızın maktar. Del i kend isi n i akılsız kızı n ı öve r. Deh'.nlii sözü klylznfö toz u p!tmez. De l i n i n söz ü keçe n i n tozu bitmez. Deli uslanmaz, temlr ıslanmaz. Del i uslanmaz, d e m i r s ıvan maz. Dell yal maz soyu yalar. Del i utan maz soyu utan ı r. Deiil'.z dalgasız kız sevdası z bolmaz. Deniz dalgas ız kız sevdas ız ol maz. Defüzdeki bal ıgıfi pazarlığı bol maz. Den izdeki balığ ı n pazarl ı ğı ol m az . 43


Deiiizge tüşken cılanga sarı l ı r . Den ize d üşen yı lana sarı l ı r. Dertiii bol masa sölen, borcun bol masa üylen. Derd i n yoksa söylen, borc u n yoksa evlen. Dertin caşı rgan d erman tap maz. Derd i n i gizleyen d erman b u l maz. Derviş aşı tilge darı: Derviş aşı d i l e dari {i laç). Devlet baskan catal maz, kasvet baskan turalmaz. Devlet basan yatamaz, kasvet basan kal kamaz. (Açı klama: Yü ksek mevki veya servet sah i b i olan kişi n i n d e r d i , gai lesi b ü y ü k o l u r, rahat uyuyamaz. Kah ri, kasveti ve s ı k ı n ­ t ı s ı olan k i ş i d e bel i n i doğ r u l t u p ayağa kal kamaz.) Di nsizin akkından i mansız kellr. Di ns izi n hakkın dan i mansız gel i r. Doğru aytkannı tokuz köyden kuvarlar. Doğ ru söyleye n i dokuz köyd e n kovarlar. Doğru colda cıgılgan şalt tu rar. Doğr u yolda yı kılan (d ü şen) çab u k kal kar Doğru sözge yemin kerekmez. Doğr u söze ye m i n gerekm ez. . Doksansız torgay şı rlamaz, toymay öksüz cırlamaz . Kas ı m ı doksan g ü n geçmeden se rçe şaklamaz, öksüz doy­ madan yı rlamaz. Dokuz u l u m bolgaş ı oturak bir kartı m bols u n . Dokuz (hayı rsız) oğl u m olacağı na fe l c l i b i r i h t iyar eşi m ols u n . Dom uzdan bir k ı l koparsaii kar. Domuzdan b i r kıl koparsan kar. Domuz ter1sinden post bol maz, duşmandan dost bol maz, Dom uz derisinden post olmaz, d ü ş m andan dost ol maz. 44


Domuzga üyürgen sazga avnar. Domuzun peşi n d e n giden batağa yuvarlan ı r. Dos başka d uşman ayakka karar. Dost başa d üşman ayağa bakar. Dos tüşündürür d uş man kiildiiriir, Dost d üş ü n d ü r ü r d üşman g ü l d ü rü r. Dos kara kiinde bel li bol u r. Dost kara g ü n d e be l l i o l u r. Dosufıa güvenip düşmanına şapş ı l ma . Dost u n a güven i p d üşman ı na sal d ı rma. Dosuna sı rrıfı aytma, o aytar dosuna, toban tolar pos­ tuna Dost u n a s ı rrı n ı söyleme, o söyler d ostu na, saman dolar postu na. Duşman edin mek kolay dos edinmek zor. D ü şman kazan mak kolay d ost kazn mak zor. Duşmanga ser beril'ir sır ber'il mez. D üşmana ser (baş) veri l i r sı r veri l m ez. Duvarnı nem ernı gam cıgar. Dıvarı n e m , eri gam yı kar. Dünyada mekan al:J.rette i man. D ü nyad a m ekan ah rette i man. Dünyaga paydası cokn ufi al:J.retke d e cok. D ü nyaya faydası o l mayan ı n ah rete d e olmaz. Dünyası ndan töiiulgen Azrai l n ı kıdırır. D ü nyası ndan bı kan , u m u d u n u kesen kişi Azrai l i (öl ü m ü) arar.

45


E E bin tapkan et aşar. Kolay ı n ı bu lan (gön ü l yapan) et yer. E bte oiimagan eş ofımaz. Kolayı b u l u nduğ u zaman başaramayan ve m u t l u olamayan h iç olamaz. Eceli kel gen eş ki şobanıfı tayagı na süykenir. Ece l i gelen keçi çoban ı n sopas ı n a dayan ı r, s ü rt ü n ü r . Eceli kelgen ışkan catkan mışıgıfi kuyrugun tı rnar. Ece l i gelen fare yatan ked i n i n kuyruğu n u tı rmalar. Eceli kelgen it caminıfı d uvarı na siyer. Ece l i gelen i t cam i i n d ı var ı n a siyer. Eşki bergen koy al ı r, eş bermegen ne al ı r ? Keçi veren koy u n al ı r, h i ç vermeyen n e al ı r.? Eşki can dertinde kasap may peşinde. Keçi can derd i n d e kasap yağ peş i n d e. Eki kulakka bir awuz, eki tıfıla bir ayt. İ k i k u l ağa b i r ağız, i k i d i n l e b i r söyle. Eki it talaşsa şingene col tabar. İ ki it dalaşı rsa çingene yol b u l u r. El awuzu tıyıl maz. E l ağzı ( ko n u ş m aktan) mened i l mez. El avuşuman suw işken kanmaz. E l av ucu ile su içen (su ya) kan maz. 46


El atı na mingen şalt tüşer. El at ı na binen çab u k i ner. E l atı terşefı e! kiyim ı kirşefı bol u r. E l atı çab u k (kolay) terler e l giyi m i çab u k (kolay) kirlen i r. E l ayı b ı n körgende dört bolad ı r kozu , öz ayıbın körgende kör bolad ı r közu. E l ayı b ı n ı görd üğü zaman d ö rt aç ı l ı yor göz ü , ke n d i ay ı b ı n ı görd üğü zam an k ö r ol uyor gözü. E l awuzuna elli arş ın böz cetmez. E l ağzına (kapat mak için) e l l i raş ı n bez yetm ez. El közumen kız alma, keşe közumen böz alma. E l gözü i le kız alma, gece gözü i le bez (kumaş) al ma. El kozu carık bermez. E l gözü ayd ı n l ı k vermez. El malı man maktangan şalt susar. E l malı i l e övü n e n çab u k s u sar. Elge kalganıfı kara kunge kal kanıfid ı r. Ele kal d ı ğ ı n kara g ü ne kal d ığı n d ı r. E l lpnı korsa tayak m imni körse şokmar sanar. El ifi görse m e rtek m i m i göse çomak san ı r (tam cah i l ) E p l ı kişi etmekli bol u r. Kolay ı n ı b i l e n k i ş i i şg üzar o l u r. E r bala baw al ması kız bala taw almas ı . E r kek çocu k bahçe e l m ası k ı z çocuk dağ e l ması. E r bolgan ötmegin taştan şıgarı r. E r olan ekmeği n i taştan çıkar ı r. Er enseden kız maiilaydan bellı: bo l u r . Erkek enseden k ı z alı ndan anlaş ı l ı r. E rinşegifı yarını pitmez. Haylazı n yar ı n ı bitmez.


E ri'.nşeknı e r al maz. H aylazı (kızı) er almaz. E ri'.nşek eki'. i'.ş ler artı ndan parmagı n ti'.ş ler. Haylaz bir işi iki kerede yapar, arkas ı ndan (iyi o l m ad ığ ı n ı gö­ rüp) parmağ ı n ı ısı r ı r, şaşar. Eri'.nşeknı tez elge bererler. H aylaz ı n ad ı n ı ele tez ç ı ka r ı rl ar. E ri'.nmegennıii ernı aşl ı . Haylaz o l m ayan ı n d ud ağ ı (ağzı) aş l ı , karn ı tok o l u r. E ri'.nşek oturup yuklar catıp i'.şler. H aylaz o t u r u p uyur yat ı p çal ışır. Eri nşekke kız aylenci'.ge yüz berme. H aylaza kız şarlatana yüz verme. E rkek tananı ii başı balaban . E rkek d anan ı n başı büyük. (Açı klam a : Türklerd e partiyarkal (pederşah i} aile s iste m i o l u p geldiği i ç i n erkelere çok m evki veri l i r v e i t i bar e d i l i r. Bu­ nu an l atmak için danan ı n b i l e e rkeğ i makb u l d u r anlam ı n a söy­ l e n m işti r.) E rkek tıştan apaykay i'.şten üy yasayı m demeli'. E r ke k d ışarda çal ı ş ı p kad ı n i çerde tutu m l u o l u p aile ocağ ı n ı m u t l u kılal ı m d e m e l i . Erıii caşı eki'. otuz . E rkeğ i n yaşı i ki otuz. (erkek altmış yaş ı n d a baş lar.) E rı n kızganmagan ı rgaşı bol maz . Erkeğ i n i kıskan mayan d iş i o l maz. E rı n m i cuvurgannıii rızkı artık. Üşenmeden koşan ı n rızkı fazla. 48

i htiyarlamağa


Erte turgan col al ı r, erte üylengen döl al ı r . Erken kal kan yol al ı r, e r ke n evl enen d ö l al ı r. E rte tu rgannıfı kısmetı aşı k . E rken kalkan ı n kısmet i açı k . Eşek ö l s e i tl er toy yasar. Eşe k ö l ü rse itler toy - d üğ ü n yapar. Eşek kulagın b'ir oynatsa kuyruı�un ek'i oynatır. Eşek kulağ ı n ı bir kere oynatı rsa ·� uyruğ u n u i ki kere oynat ı r. Et etke sorpa betke. Et yiyen etlen i r ama s u pas ı n ı (et suyu n u) i çe n i n yüzü geri l i r, güzelleş i r. (Et i n suyu kend i s i n d e n daha yararl ı d ı r) . E t kirgen cerge dert k'irmez. Et g i re n yere d e rt g i r m ez. Et körmegenge dger tansı k . Et görmeyene (yem eyene) ciğer nad i rattan say ı l ı r. Et pişmese bet pişer. M isafire m utlaka et p i ş i r i p yed i r m e l i , yoksa ev sah i b n i n yüzü pişer (kızarır) . E t sasıgın tuz cuvar, er sasıgın m a l cuvar. Et koku s u n u tuz y ı kar (g i d e r i r) , erkeği n koku s u n u (kötü i ş i n i) mal yı kar, ö rter. Et t ı rnaktan ayrıl maz. Et tı rnaktan ay rı l maz. Etkenılımen maktanma. Yaptığ ı n l a övü n me . Etegın cefı ın toplayal maz orun toturur. Eteğ i n i ye n i n i toplayamaz mevki i şgal eder.

19


F Falan cerde altın bar, barsan bakı r da cok. Falan yerde alt ı n var, varsan bak ı r bile b u l am azs ı n . Faydasız köten boguna pişsin. Faydasız göd e n boku na pişs i n . Fazla laf bızaw emizir. Fazla l af buzağıyı emzirir. (Açıklama Fazla kon uşmak yapacağ ı n işe zarar getirir. ) Fı rsatnı kaşı rgan köp sand ı raklar. Fı rsatı kaç ı ran çok sayı klar. Fitne catkan cı langa uşar kuyruguna basma. Fitne yatan yılana benzer kuyruğuna basma. Fukara tavugun bay atı n maktar. Faki r tavuğ u n u zengin atı n ı över. Fukarenı n ekkenı şıkmaz tlkkenı tutmaz. Fak i r i n e ktiği çı kmaz d i ktiği tutmaz.

50


G Garip cigrtnıfı tlli kıska bol u r . Garip yiğit i n d i l i k ı s a ol u r. Garip kuşun yuvası n ı Tanrı yasar. Garip k u ş u n yuvası n ı Tan rı yapar. Garipke berilgen selam altın cerı n tutar. Garibe veril e n selam altı n yeri n i t utar. Gönül kartaymaz tok sıylan maz. Gö n ü l i h tiyarlamaz tok kişi yed i r i lmez. Gönul kim n ı süyse guzel odur. Gö n ü l ki m i severse g üzel od u r . Gönu !suzden epsiz tuvar. Gönülsüzd e n bece ri ksiz (salak) doğar. G u l u n süygen tegeneg ı ne katlan ı r. G ü l ü n ü seven d i ke n i ne katlan ır. Guven me barlı kka tüşersifi tarlı kka. G üven m e varl ığa d üşers i n darl ığa. G uvengen dostun sı d ı rı r postun. G üvend i ğ i n dost u n yüze r d e ri n i . Guzel k örmek közge savap. G üzel görmek göze savap. G uzel közge akı l l ı korantaga kerek. G üzel göze, akıllı aileye gerek, sı


Guzelifi tal iyi şi'.rki'.n bol u r . G üze l i n tal i h i ç i r k i n o l u r. G uzelge toyu l u r iygige toyul maz. G üzel e d oyu l u r iyiye doyul maz. Güzelge ne caraşmaz. G üzele ne yakışmaz.

52


H H acı bol maycaknı tüye üstünde cıl an şagar. Hacı o l m aycağı d eve üst ü n d e (i ken) yı lan sokar. Hak degenge akkan suwlar toktar. Hak d iyene akan s u lar d ur u r. Hamamga kirgen terler. Hamama giren terler. H aram bu kmaz kan cukmaz. Haram (şey) kişiye kuvvet, kud ret vermez, kan tutmaz, kan !and ı rı p can lan d ı rmaz. Haramdan kel gen haramga keter. Haramdan gelen harama gider. Hareket bolgan cerde bereket bolu r. Hareket o l a n yerd e bereket o l u r. H ayvanlar koklaş ı p i nsanlar konuşup anlaş ı r . Hayvanlar koklaşarak insanlar kon uşarak an l aşır. H az ı r aşawga üydey üysen cetmez. Hazı r yemeğe ev kadar yığsan yet mez. H e r başı n özüne k öre d erti bar. Her baş ı n kend i n e göre d e rd i var. Her gönü lde bir arslan catar. H e r gön ü ld e bir ars lan yatar. H e r koraz özün şöplügünde şakırı r . H er horoz ken d i çöp l ü ğ ü n d e öter. 53


H er körgen sakall ı nı baban sanma. Her görd ü ğ ü n sakal l ıyı baban san ma. Her cerge m u rnuii tıkma. H e r yere b u rn u n u sokma. Her kuşun eti aşal maz. Her kuşun eti yen mez.

54


1

1

İ kbalında bolsa iyip kelir. İ kbal ı n d a ( k ı s m et i n d e) varsa s ızarak ge l i r. İ l k atı lgan taş uzak tüşer. İ l k atı lan taş uzağa g i d er. İ mam bllge n ı n okur. İ mam b i l d i ğ i n i okur. İ mam üyünden aş ölü k özunden caş. İ mam evi n d e n aş ö l ü göz ü n d e n yaş (çı k maz). İ nat ı m i nat eki kolu m eki kanat. İ nad ı m i n at i k i kol u m i k i kanat. İ nsan cana cana cehennemge köner. İ nsan yana yana ceh e n n e m e al ı ş ı r ( ü n s iyet peyda eder.) İ nsan tuvgan cerinden bek toygan cerin kıd ı rı r. İ nsan d oğd uğu yerden fazla d oyd uğu yeri arar (gezer). İ nsan ne boldum dememeli ne bolacakman demeli. İ nsan n e o l d u m d e m e m e l i n e ol acağ ı m d e mel i . İ nsan özün begenmese patlap ölür. İ nsan ke n d is i n i beğen m ese patlayarak ö l ü r. İ nsan bayısa k özun mayı öser. İ nsan zengi n l eş i rse göz ü n ü n yağı büyü r artıar. (Etrafı n ı görmez) İ nsan ı n alacası işinde hayvanın alacası tışı nda. İ nsan ı n alacası içi n d e hayva n ı n al acas ı d ı ş ı n d a (ol u r) . 55


İ nsan sözünden öguz müyüzünden tutul u r . İ n san söz ü n d e n ö k ü z boyn uzundan tutu l u r. İ stegenn ı ii bir yüzü bermegenniii eki yüzü kara. İ steye n i n b i r yüzü vermeye n i n i k i yüzü kara. İ t catkan cerin tı rnar. İ t yattığı yeri t ı rmalar (te m izler) İ t cengen ı n talar. İ t ye n d iğ i n i (gü c ü yettiğ i n i) dalar. İ t cıyını birikmez. İ tler b i r araya gel i p toplantı yapamazlar. İ t l eş baş ında i nsan iş başında. İ t l eş başında i n san iş baş ı n d a. İ t ü rer colcu cürer. İ t ü rü r yolcu (kervan) y ü r ü r. İ t karald ı n ı n kulagı d ı r . İ t e v to p l u l u ğ u n u n k u lağıdır. İ tıfi duvası kabul bolsa kökten süyek cavar. İ t i n d uas ı kab u l ed i lse gökten ke m i k yağar. İ tnı öttürgenge süyretirler. İ ti ö ld ü re n e s ü r ü klet i r l e r. İ tmen kuda bolgan bokman sıylan ı r İ t l e d ü n ü r olan bokla ağırlan ı r. İ tke et berseii kuyrugun sal lar. İ te et versen kuyruğu n u sal lar. İ yel i başnı it aşamaz. Sah i bl i başı it ye m ez. (Sah i bi , koruyanı olan şeyi it yemez.) İ yesız üyge i t te kirer kı rsız da. Sah i psiz eve it te g i re r h ı rsız da. Iş bolgan cerde aş bol u r. İ ş olan yerde ış o l u r. 56


I ş süymeznı el süymez. İ ş sevmeye n i el sev mez. I şkı ocak söndürür. İ çki ocak sönd ü r ü r. l şkan teşigine kiralmay cürgende kuyruguna cuvguş bay­ lar. S ıçan (fare) d e l iğ i n e g i re m eyip gezerken (s ığmazken) kuyru­ ğuna bir d e b u laş ı k: bezi bağlar. I şsiz 'işl'in'i işinden kald ırır . İ şsiz işl iyi { i ş i olan ı) işinden alı koyar. i şlegen temir ış ıldar. İ şleyen d e m i r ışı ldar. l rgaşının ı rcankes'i'. tılden tüşmez. Dişi n i n cilve l i s i (oynağı) d i l d en d üş m ez.

57


K Kabaatnı ölgene atı p ramet okurlar. Kabahati ölene y ü kleyi p rah met oku rlar. Kaber sorasafi baladan soı-a . Habe r sorarsan çocu ktan sor. (Çoc u k yalan söylemesn i b i l­ m ez, görd üğü ve d uy d u ğ u g i b i söyle r.) Kaderge moyun iyil i r. Kad e re boyun eğ i l i r Kad ı n bi l egen curt karan kal ı r . Kad ı n ı n h a k i m o l d u ğ u y u rt (çad ır, ev) karan l ı k (bahtsız) kal ır. Kad ı nnın şaşı uzun akl ı kıska Kad ı n ı n saçı uzun akl ı kısa. Kale !şerden al ı n ı r . Kale içerd e n al ı n ı r . Kalbi doğru kişi lafın üstüne kel ı r . Kal b i doğru k i ş i lafı n ı n üst ü n e ge l i r . l(alem kılıştan keskindir. Kalem kılıçtan kes k i n d i r. Kalem tutkannıfı sözü ötl<ur. Kalem tutan ı n sözü etk i l i (geçe r l i). Kal ı pka karama kal pke kara. Kal ı ba bakma kal be bak. Kama kının kesmez. Kama k ı l ıfı n ı kes mez. 58


Kan kusar kızılşık aşadı m der. Kan k usar kızı lcık yedim d e r . Kann ı kanman cuvmazlar, kann ı savman cuvarlar. Kan ı kan la yı kamazlar, kan ı su ile yı karlar (te m izlerler). (Açı klama : Kan gütmeye karşı söylen m i ş.) Kar cava dep kuvan ma ayazı bol ur, kelin aldım dep ku­ van ma şayası bol u r . K a r yağıyor d iye sevi n m e (neşele n m e) ayazı o l u r, gel i n ald ı m d iye sev i n m e kusu r u , lekesi o l u r. Kara kaber tez cay ı l ı r. Kara haber tez yayı lır. Kara kızga kelgende tan attı . (Sı ra) kara kıza gel i n ce sabah o l d u . (Açı klama: K ı r ı m T ü r k l e r i n d e ve Dobrucadak i Kı rı m Tü rklerinde, d üğ ü n ü yap ı lan güveği son gece arkadaşl ariyle i çip eğl e n d i kten ve (kiyev kon uş ması) d e n i len gel e n e k top­ lantıda b u l u n d u ktan son ra, gece yarısı n dan b i raz son ra, ger­ d eğe soku l ur ve b i r saat s o n ra yine arkadaşları tarafı n dan i lah i l erle çı karı l ı r . Bazan (kiyev kon u ş ması) toplantı uzun s ü re r ve içkiden kafalar da bi raz fazla d u man lan m ı ş o l u rsa gü veğ i gerdeğe geç götü r ü l ü r ve gene de sabah açı l m adan çı karı l ıp göt ü r ü l ü r. İ şte, d üğ ü n ü o l up gerdekte d el i kan l ıyı be kleyen kara kız böy le bir tal i hsizliğe çat m ı ş o l d uğ u için söyl e n m i ş olacak. B u atasözü, bir çeşit hayal k ı r ı klığı n ı ve tal i h sizliği anlatı r.) Kara kiin kartaytı r . Kara g ü n ihtiyarlat ı r (çökt ü r ü r). Kara maga bir k özmen karay ı m saga eki l<özmen . Bak bana b i r gözle bakay ı m sana i k i gözle. 59


Karnın avursa awuzun tıy, közun avursa kolun tıy. Karn ı n ağ ı rı rsa ağzı n ı yemekten menet, gözü n ağ ı r ı rsa e l i n i oğuşt u r m aktan menet. Karnın toymaycak cerge aşlığın belletme. Karn ı n d oymayacak yere açl ı ğ ı n ı bel l i et me. Karar közge kart ölü r ecel kelse caş ölür. Gör ü n ü rd e i ht iyar kişi öl ü r (ama) ecel ge l i rse genç ö l ü r. Kart koynunda kalaş bar karmalasan k ömeş bar. Kart (i htiyar) ı n koynunda k ü çü k s i m it var s ı kı yoklarsan d efine var. (Açı klam a : i htiyarlar tecr ü be l i kişilerd ir. O n larda küçü k anı lar yan ı n d a d e rs ve i bret al ı n acak serüve n l e r d e vard ı r.) Kartaydı n cartaydın. Kartlaş ı n ca h stalanmağa, tam i r ve tedaviye i htiyac göster­ m eğe baş lars ı n . Kart ögutun tutmagan kartaygaşı onmaz. İ htiyar öğüt ü n ü tutmayan i htiyarlayıncaya d e k iyi bi r g ü n göre m ez. Karap tu rsan kün ötmez. İ şsiz o l u rsan g ü n geçm ez. Kasap üyünde et tab ıl maz. Kasap evi nde et bu l u n maz. Kasım kelir kesim başlar, kısım kelip bizde kışlar. Kası m ayı (güz) gel ir, dana ve koy u n ksi l e re k etleri t uzlan ı p m u h afza ed i l er, h ı s ı m ve m isafi r ge lerek kışı bizde geçi­ r i rl e r. (Açı klam a : B u , bi r çeşit m i safi rden yak ı n mak anlam ı n a gel­ me kted i r.) Kası m yüz arkası tüz. Kas ı m ayı ndan yüz gün geçt i kten son ra gelen g ü n l e r d üz. (fı rtı nas ız ve karsızd ı r) 60


Kaşman koz, kalganı söz Kaşla göz, kalanı söz. Kattı kaynagan tez suwur. Katı ( b i rden b i re hızlı) kaynayan tez soğu r. (Açı klama: B i rb i r i n i n n e old uğu n u araştı rmayı gere k l i gör­ m ey i p hemen ve sıkı dost o l u verenlerin dostluğu u z u n s ü rmez, tez boz u ş u r ve k ü s ü ş ü rler.) Katıknı aşagan tutul maz şanaknı calagan tutu lur . Yoğ u rt u yiyen tutul maz çanağı nı yalayan tutu l u r. (Açı klama : As ı l suçl u o lan d eğ i l çok az s u ç l u o lan tutu l u r v e cezalan d ı rı l ı r) . Katnaşmagan tuvgan cat bol u r . Görüşmeyen akrabalar b i r b i r i n e yaban cı ol ur. Kavgada cumruk say ı l maz . Kavgada y u m r u k say ı l m az. Kayda bolsafi anda bol, perdal ezde üyde bol. N e rede o l u rsan orad a ol, kocakarı soğ u ğ u n d a evde o l . Kayerde akşam o yerde sabah. N e rede akşam o rad a sabah. (Açı klama: Gece yo lda ol ma) . Kayerde birlik o yerde tirlik. N e rede b i r l i k o rad a d i r l i k. Kayerıfi tarısı ofi o yerıfi bödenesi. N e re n i n darısı iyi ise o ranı n bıldı rcını. Kaysı taşnı kotersefi astından şıgar. Hangi taşı kal dı rsan altı ndan çıkar. Kayt demege koca colc, oyt demege ata cok, Dön d e meye koca yok, h ey d e rn eğe ata (baba) yok. Kayış tilsefi tasmala, kız tlleseii basmala Kayış kesersen i n ce ve d üz tasma yap, kız istersen arası n ı kes meden iste. 61


Kazanmay kazan kaynamaz. Kazan madan kazan kaynamaz. Kazan ına tartmagannıii kaşığı sı nsın. Kazan ına çekmeye n i n kaşığı k ı r ı l s ı n . ( Kendi yararına ça l ış m ayan ı n i ş i b oz u l s u n) Kelgen kuvul maz t uvgan buvul maz. Gelen koğ u l maz doğan boğ u l m az. Kel ı nge kocan şirkin degen ler, babamın üyünde o da cok edi degen. G e l i n e kocan çirkin, d e m işler, baba m ı n evi n d e o da yokt u , demiş. Kelin oynamaga bil mese cerim tar, der. Gelin oynamas ı n ı b i l m ese yerim dar, der. Kerekmegenni cıy kerekken kün bolu r. Gerek meye n i sakla b i r g ü n gere k i r . Kesimsiz ı rgat boş şıgar. G ü n ü n ü ve ücret i n i peiş i n e n kararlaştı r madan çal ışan ı rgat boş e l l e ç ı ka r. Keş bolsun kıyış bol ması n . G e ç ols u n eğ r i ol ması n . Keş kelgenge ya sogan ya süven . Geç gelen ( m isafire) ya soğan verili r yah ut sopa. Kıbı rdagan kır atlar. Kı p ı rdayan (hareket eden) kırı atlar, güçl ü kl e r i yener, geçer . Kişi cüre cüre cürşen bolu r, söyli söyli sözşen bolur. K i ş i y ü r üye y ü r üye y ü r ü m eye alışı r, söyleye söyl eye söyle­ m eye al ı ş ı r (yü r üyücü ve sözc ü o l u r.) Kıl ıgı arunuii itibarı artık . H uyu ( kılığı) iyi n i n i t i barı fazla olur. ü2


Kı rcımanga kız bersefi başı nda kırk aylan ı r. D u l erkeğe kız veri rsen başında k ı r k kere döner, okşar. Kırım kırılmay kız kırılmaz. K ı r ı m (y u rd u) bitmeden kız b itmez. Kırk bacanak bir capalak bol maz. K ı r k bacanak b i r pervane ol maz. (Açı klam a : K ı r k tane bacanak b i r araya gelip b i r l i kte b i r iş .yapmayı başaramazlar anlamı na.) Kırk kun taban eti bir kun av eti. K ı r k g ü n çal ışarak et yem eye karş ı l ı k b i r g ü n av eti ye. (Ha·· vadan geç i n meye bakma, çal ışıp kzan ve yaşa anlam ı n a) . Kı rkından sofi azgannı teneşir temizler. K ı r k ı n dan so n ra aza n ı (kişiyi) teneş i r (öl ü m) temizler. Kırsı z l ı k bir cı m ı rtaman başlar. H ı rsızl ı k bir y u m u rta i l e başlar. Kırsızıfi awuzu aytmasa közu aytar. H ı rsızın ağzı söylemese gözü söyler (göz ü n d e n anlaş ı l ı r.) Kırsız karda cürer ızın belletmez. H ı rsız karda y ü r ü r d e iz b ı rak maz. Kısı rda uvuz erinşekte yüz bolmaz. K ı s ı r ( i n e kte) ovuz haylazda yüz ( utan ma) o l m az. Kısmet kökten zenbil men tüşmez. Kısmet gökten zen b i l l e i n m ez. Kişi cana cana Cehennemge köner. İ nsan yana yana Ceh e n n e m e alışır. Kıyamet kunu koiişudan. K ıyamet g ü n ü komş udan. Kımı rskadan örnek al cazdan kışka azı rlan. Karıncadan örnek al yazdan kışa hazırlan .


Kız arslan ketirer kule turar, u l cı lan ketirer şaga turar. Kız arslan getirir g ü ler yüzlü ol ur, oğ u l yılan getirir sokar d urur. (Açıklama : Damadın gü ler y üzl ü bir arslan olab i l i r, gel i n i n yılan gibi zehiri n i saçabi l ir, d e m e k i st iyor. B u n u n tersi de olab i l ir.) Kız balanııi art eteği özüne d uşman Kız çocuğun arka eteği kend i s i n e d üşmandır. Kız beşikte cly'izi sandıkta. Kız beşi kte i ke n çeyizi sandıkta toplan mağa başlan ı r. (Açıklama: Çab u k b üyür ve evle n ir an lam ı n a söyl e n m iş.) Kız kartaysa kahrı anaga tüşer. K ız kartlaşı rsa kahri (evlenemiyor d iye) anasına d üşer. Kız kursagı kınıday ul kursagı u ruday. Kız karn ı kın kadar (dar) oğul karn ı kuyu (kadar) d erin (ol ur) . Kızdan kı l-cuwguş artmaz. Kızdan kıldan yapı l m ı ş b u l aşık bezi b i l e artmaz. Kızı barnıil nazı bar, kırk kişimen bazı bar. Kızı o lanın nazı var kırk kişi ile oyu n u var. Kızıii kimnı süyse kiyevıii odur, ulun kimnı süyse keli'.nıfi odur. Kızın k i m i severse g üveğ i n od ur, oğl u n kimi severse gel i n i n od ur. Kıznı kim ayttırmaz, kımıznı kim işmez. Kızı kim istemez, kım ı zı kim içmez. Kızın köteklemegen tizin kötekler. Kızını d öğmeyen d i zi n i döğer. Kızılı onbeşine kelgende özüfi cawşı bol . Kızın onbeşine geld i kte ken d i n görücü o l . (Açıklam a : Kızına e ş ara ve b u l u p evlendir anlamına) 64


Kıznı özün bllgenıne taşlasaii ya zurnacıga barar ya da­ vulcuga. K ızı ken d i b i l d iğ i n e b ı raksan ya zu rnacı ile evlen i r yah ut d avulcu i le. Kızın aruvu anadan , üyün aruvu konadan bel li bolur. Kızın iyisi anadan, evi n (ai len i n) iyisi sofradan belli o l u r. l<ızınnı el üyünde catkızma, u luiia şeher aşı tatkızma. Kızı n ı e l evi n d e yat ı rma, oğl u na şeh i r aşı tatt ı rtma. Kızganganıii kızıl itke cem bolsun. Kıskan d ığ ı n (şey) kızı l ite yem olsun. Koca ötmegi o rtada, u l ötmegi tartmada. Koca ekmeğ i o rtada, oğu l ekmeğ i rafta. Kol carası keşer, t11 carısı keşmez. El (ile açılan) yarası geçe r, d i l yarası geçmez. Kol smsa ceii işinde, baş carnlsa börk işinde. Kol kı r ı l ı rsa yen içinde, baş yarıl ı rsa kal pak içinde (Açı klama: Olaylar, açığa v u r u l mamal ı d ı r, m ertl iğe yaraş maz anlamı na.) Kolunda barlı k boldu cuvugu cat boldu. E l i n e varl ı k geçti akrabası yabancı old u . Koluiidakı piter iti barın keter. E l i ndeki biter iti barı n gider. Konşu kızı kolay l ı . Komş u n u n kızı ( i l e evl e n me k ) kolay o l u r. Koiişunuii tavugu kaz korunur. Komşu n u n tavuğu kaz (gi bi) gör ü n ü r. Koiişunufi bar bolsun berınse de tilemez. Komşu nda m evcut olsun vermese bile senden istemez. Koiişunuii saranı mal l ı eter. Komş u n u n c i m risi mal sah i b i yapar. 65


Konşunuii koturu cukmasa �uyu cugar. Ko mş u n u n yarası si rayet etmese de h uyu s i rayet ed er. Kofişuda pişer bizge de tüşer. Komşuda p işen (aştan) b ize de ver i l i r. (Açıklam a : Komşu dan bi raz tevekk ü l l e u m ulan şey) Konarım cel bilecek, koşarı m el b'ilecek. Konacak (akşam yatacak) yer i m i yel (tesad üf anlamı na) bile­ cek, arabaya koşacak hayvan ı m ı el b i l ecek. (Açıklama: G u rbette kimsesiz ve b i r şeye sah i p ol madan o n u n b u n u n yard ı m ıyle yaşayan gar i p k i ş i için söylen m iştir.) Koraz küp bolsa tan keş atar. Horoz çok ol u rsa tan geç açar. Koraz ölür közu şöplükte kal ı r. Horoz öl ü r gözü çöpl ü kte kal ı r. Kork abirliniii beşinden, öguznü ayırır eşinden. Kork nisan ayı n ı n beşinden , öküzü ayı rı r eşi nden. (Açıklam a : Tecrübe i l e anlaşıldığına göre, N i san'ın beşlerinde hava birden bire kış ve şiddetli soğ u k yaparak öküzleri öld ü r­ m ekte ve eşleri nden ayı rmaktad ı r. Y u karıda geçen atasözlerin­ den d e N i san ayında havan ı n değişken olduğu ve ted bi r l i o l m ak gerektiği anlaş ı l m aktad ı r.) Korku kora bekletı r. Korku ot ve saman yığı n ları n ı n saklandığı avu l u beklet i r, m u­ hafaza altına ald ı rtır. Korkulu tüş körmekten yav (uyav) catmak aruv. Korku l u d üş görm ekten uyan ı k yatmak iyi. Korkunun ölümge paydası cok. Kor ku n u n ö l ü m e faydası yok. Korkaknı kuvalasafi bat ı r bol ur. Kor kağı kovalarsan bahad ır o l u r. 66


Koy körmegen koy alsa kuvalap cürüp otlat ı r, kız kör­ megen kız tapsa başı na kına sal ı p oplatır. Koyun gör m eyen koy u n alı rsa kovalayarak gezd i r i p otlatır, kız görmeyen kız doğ u ru rsa başına kı n a s ü r ü p hoplatı r. Koy eki kere sıdırıl maz. Koyun i ki kere y üz ü l mez. Kir sasıgın suv cuvar, cer sasıgın cel cuvar, et sasıgı n tuz cuvar . K i r koku s u n u su yıkar (gi d e r i r) , yer kokus u n u yel yı kar et kokus u n u tuz yı kar. Kışı süygenıne süyken'ir. Kişi sevd iğine dayanı r (sığı n ı r). Kişkene şotuk araba avdarı r. Küçük çot u k araba d ev i r i r. Kiyevden u l külden oba bolmaz. Damattan oğ u l k ü lden ü y ü k olmaz. kök cı l amay cer kiıl mez. Gök ağlamadan yer (to prak ) g ü l m ez. Kökten ne cawsa cer onu kabul eter. Gökten ne yağarsa yer onu kabul eder. Köbu zarar azı karar. Çoğu zararlı azı kararlı. (Ye m e k ve sağlı kla ilgisi olan şeyer için söyle n m iş.) Köp kı m ı rska pli cıgar. Çok karı n ca fil devi rir. Köp laf baş avu rtur. Çok söz baş ağı rt ı r. Köp saylagan ya sazga ya tazga. Çok seçen ya batağa yuvarlanı r yah ut keleş e bağlan ı r. 67


Köp tileknıfi cavı bolmaz. Çok dileğin d üşmanı o l m az. Köp yaşagandan sorama köp gezgenden sora. Çok yaşayandan sorma çok gezen d e n sor (daha çok şey gö­ r ü p öğre n m işt i r) . Köpke kul şaş ı l maz. Çoğa k ü l saç ı l maz. Köpurtup şapı rtmaga mal dayan maz. Har v u r u p harman sav u rmaya m al yetmez. Köz körmese göfiul katlan ı r. Göz gö rmezse gön ü l katlan ı r. Kudaşa kudakası n elal mal ı . (Açı klama: E n işte n i n e r ke k kardeşi baldızı n ı n kudakası o l u r. Bal d ızı erkek kard eş i n i n k udaşas ı o l u r. İ şte kudaşa kuda­ ağabeysi n i n helal mal ıd ı r. Yan i o n u n l a evle n mesi gaayet tabiid i r anlam ı na söylen m iştir.) Kul ku lga sebep, Kuday alayı na sebep. K u l kula sebep o l u r, H ü da h e p s i n e sebep o l u r. Kul kusursuz bol maz. K u l kusu rsuz o l maz. Kul borcu ak borcu . K u l borcu hak bo rcu. Kul sıgıl may Kızı r cetışmez. Kul s ı k ı l madan H ızı r yetişmez. Ku rban nıfi közu yaşl ı bol u r . K u r ban ı n gözü yaş l ı o l u r. Kurt kartaysa itlerge maskara b'o lur. K u rt kocarı rsa itlere m as kara o l u r . Kurt tugun taşlar lş..u yun taşlamaz. K u rt tüyü n ü b ı rakır h u yu n u bı rakmaz. 68


Kuru agaşka kan cagıl maz. K u r u od u na kan s ü r ü l mez. (Açı klama: Suçsuz kiş iye i ft i ra ed i l me m e l i anlamı na.) Kusursuz dos kıdı rsaii dossuz kal ı rsın. Kusursuz dost ararsan dostsuz kalırsı n . Kuş balası yuvası nda kö rgenın işler. K uş yavrusu y uvasında görd üğü n ü yapar. Kuyruksuz tavuk ergün pillş. Kuyruksuz tav u k h e rg ü n p i l i ç.

69


L L af degenıfi l astikke uşar kayaka tartsan o yaka uzar.

Laf ded iği n lastiğe benzer n e tarafa çeksen o tarafa uzar.

Laf torbaga kirmez. Laf torbaya g i r mez. Lokma karı n toyu rmaz, süygü tudurur. Lokma karı n d oyu rmaz (ama) sevgi d oğ u r u r.

70


M Mahkeme kadıga m ülk bol maz. M ah ke m e kad ıya m ü l k o l m az. Mal canı fi congas ı . Mal can ı n yongas ı . M a l kazanmakman şan kazanı l maz. Mal kazanmakla şan kazan ı l maz. M al ın artkaşı köz şıgarmaz . M al ı n fazlas ı göz çı kar maz. Mal men ı m tasası elin M a l ben i m tasası e l i n . Mal tabı l ı r can tab ıl maz. M al b u l u n u r can b u l u n maz. Maktavl ı kız toyda osu rur. M et i h l i kız d üğ ü n d e os u r u r. M anlayga yazılgan başka kellr. A l ı n a yazı lan başa gel i r. Mart ayı dert ayı . Mart ayı d e rt ayı . Mart tokuzu kış tompuzu. Mart ı n dokuzu kışın top uz u . Mart !şeri şı ngene tışarı . Mart içeri çingene d ışarı . 71


Mart kapıdan baktırır kazma kürek cakt ı rı r . Mart kapıdan bakt ı r ı r kazma k ü re k yaktı rır. M art kurak ab!rli suvlak. Mart ku rak n isan s u lak. (Açı klama: Martta yağ m u r yağmas ı n donabi l i r ve ü rü n lere zarar ver i r. N i nsanda yağ m u r yağarsa ü rü n le re faydalı o l u r.) Martta baka siymes'in ablrlde bir tamsı n . Martta k u rbağa (bi le) işemes i n ( b u da zarar l ı d ı r) A m a N i­ sanda b i r damlası n o da faydal ı d ı r. (Aç ı klama: Dob ruca Türkle r i n i n b ü y ü k çoğ u n l uğ u köyl ü old uğu i ç i n toprak işleriyle uğraş ı rlar ve bu yüzden mevs i m ­ l e r v e aylarla v e i kl i m şartlariyle ç o k i l g i l e n i rler. Manka mankanı suwatta tabar. B u r n u bas ı k o l u p b u r n u ndan kon u şan adam man kan ı (su ba­ şında) s u lakta b u l u r6• M ayşı rak tübüne carı k bermez. M u m d i b i n e ışı k ver mez. M ecliste tillii, konada kolun kıska tut. M ecl i ste d i l i n i , sofrada e l i n i kısa tut. M eram etsen sokur k özden caş şıgar. M e ram edersen kör gözd e n (bi le) yaş çı kar. M erametten maraz bol ur. Merhametten maraz o l u r . (Açı klama : B i r i s i n e acıyı p yard ı m edersen baş ı n d e rd e g i re­ b i l i r.) 6 SUWAT sözü n ü n aslı SUWGAT veya SAWGAT olabi l i r. Ç ü n kü Çağa­ tayca'da bazan (g) sesi(v) sesi ne de çevriliyor. SAWGAT veya SUWGAT hedye, peşkeş, i n'am ve i hsan (yed i rmek ve içirmek) anlamına geliyor. (Büyük Tü r k Lugati cilt 1 1 1 , sahife 3 1) . Manka mankan ı suwatta tabar. Bu runsuz burunsuzu ziyafette, i marette bul u r, anlamında söylenmiş olabil i r.

72


M eyvanıil iygisin kurt aşar. M eyven i n iyis i n i k urt yer. M eyvalı teregıfı başı iyik bol ur. Meyve l i ağac ı n başı iyik o l u r. (Açı klama : B i l g i l i ve k ü lt ü r l ü i n san k i b i rsiz, alçak gön ü l l ü o l u r anlamı na.) M ı ş ı k awuzu cetmegcn dgerge aram der. Ked i ağzı ermeyen ciğere h aram d er. M üsapirfö kılnu uzasa itibarı kıskal ı r . M isafirin g ü n ü uzarsa itibarı kısal ı r. M üsapir m üsapirnı süymez, konakbay alay ı n süymez. M isafir m isafi ri sevmez, ev sah i b i h e ps i n i sevmez. M üsapir üstüne m üsapir bol u r, üy işine üy bolmaz. M isafir üzeri n e misafir o l u r, (am a) ev içinde ev olmaz. (Açı klama: B i r ev içi n d e i ki aile ol amaz, anlam ı n a.)

73


N N adassız tarla namazsız mol laga uşar. N adas e d i l m eyen tarla namaz k ı l mayan hocaya benzer. (Açı klama: N adas edilen tarla demek, i l k baharda s ü r ü l ü p b ı rakılan v e yazı n g ü neşiyle kav r u l a rak toprağı k uvvetlenen ve son baharda toh u m lanan tarla d e m e kt i r ki, ü r ü n ü fazla olu r.) N amazda közu coknu n ezanda kulagı bol maz. Namaz k ı l mağa n iyeti ol mayan ı n ezanda k u lağ ı olmaz. N e eksen onu plşersfö . Ne ekersen o n u b içersi n . N ışanlandıii kartaydın , üylendı n öldün. N ışabland ı n ihtiyarlad ı n , evl e n d i n öld ü n . (Açıklam a : B i r genç n ışan lan ı n ca d e l i kan l ı l ı k h uy v e adetle­ rinden geçer, i htiyarlar aras ı n a g i rer. Evl e n i n ce d e d ışar · daki bütü n zevklerden uzaklaşı r, evine ve y uvasn a bağlan ı r anlamı na. Bu an layışta aş ı r ı d e recede sön ü kl ü k olduğu bel l i d i r.)


o Obur ketti oynayı k cadı ketti caynay ı k . O b u r gitti oynayalım cad ı gitti yayı lıp seri lel i m . (Açıklama : Baskı v e teh d it şartl arı kal ktı , serbestçe hare­ ket edeb i l i riz, h ü rriyet i m ize kavuşt u k an lamına söylen­ m işt i r. ) Od bol magan cerde tu man bol maz. Ateş ol mayan ye rde d u m an o l m az. Od man barut bir arada tu rmaz. Ateş l e bar ut b i r arada d u rmaz. O ii kol u ii bergen ı n sol ko l u n körmesin . Sağ e l i n i n verd iğ i n i sol e l i n görmes i n . O n kozun sol k ozui'ie m u htac bol ması n . Sağ göz ü n sol göz ü n e m u htac ol masın . O iiacakka mal tabı l ı r oilmaycakka kaza tabı l ı r. Varlık l ı , m utl u ol acağa mal b u l u n u r olmayacağa da kaza bu l u n u r. Onmazın ötmegı buvl u , kaşıgı suvl u bol u r. Beceriksiz i n , m utsuz u n , ekmeğ i b u h arlı( ham , ç iy) , kaşığ yaş (s u l u) , kuru lan mamış o l u r. O rtak malnı it aşamaz. O rtaklık malı it ( b i l e ) ye m ez. (Aç ı klama: Bak ı m sız kötü o l u r anlamına.) Oturgannın ebı cok çarlı kka sebı cok. Otu ran, çal ış mayan , hareket et meyen başarısız o l u r, fak i r olmasına d a b i r engel b u l u n maz. 75


O razlı nıii aldı tutar, emgekl ınıii artı tutar. Tal i h l i o lan ı n ön ü ne çı kar, e m e k ve gayret harcayan ı n arka­ s ı n d a toplan ı r. O razlı n ı fi kartı ö l ü r, ofimasnm caşı ölür. Tal i h l i n i n kartı ö l ü r, m u ts uzun, o l u ms uzu n genci ö l ü r. Oii.mazıfi odu canmaz. Beceriksizin , uğursu n u n ateşi yan maz. Oiimaz apakayga bala sı ltaw. Bece r i ksiz karıya çoc u k bah ane. Oynaklagan at şulun cırtar. Şahlanan at ç u l u n u y ı rtar. Oylanganga ayttım oylandı bildi, oylanmaganga ayttı m şakı ldadı kul d u . D ü ş ü n ene, m u hake m e edene, söyled i m d üş ü n d ü bild i , d üşün­ meye n e söyled i m kahkaha i le g ü l d ü . Ö pke baldan tatlıdır. Öfke bal d an tatlı. Ö pkemen tu rgan zararman oturur. Öfke ile kal kan zararla ot u ru r. Ö ksuz kozu asrasaii awuzufi m u rn ufi may eter, öksuz bala asrasafi awuzufi m u rnuii. kan eter. Ö ksüz kuzu beslersen ağzı n ı b urn u n u yağ içinde bırakır, öksüz çocu k beslersen ağz ı n ı b u r n u n u kan içinde b ı rakır. Ö ksuz bala ösmez m i , kılnu kelir kiil mez m ı ? Ö ksüz çocuk büyümez mi, g ü n gel i r g ü l mez m i ? Ö ksuz kız öpkeci bol ur. Ö ksüz kız şikayetci olur. Ö ksuz kızın törkiinu bol maz. Ö ksüz kız evlend i kten sonra babası n ı n evi n e m isafir gitmez. 76


Ö ksuz mal ı ü rkenlesefi turmaz. Ö ksüz mal ı n ı bağlasan d u rmaz (al ı n ı r, saçı l ı r, yen i l i r) . Ö ksuz ö z kiincfogun özü keseı·. Ö küz ken d i göbeğ i n i kend i s i keser. (Açı klam a : ken d i i ş i n i kend isi gö r ü r). Ö ksuzuii ayavcusu k öp bolur, yard ı mcısı az bol ur . Ö ksüze acıyan ç o k olur, yard ı m e d e n a z o l u r.

Ö ksuzuii moynu buruk bol ur. Ö ks üzün boynu bükük o l u r. Ö ksuzuii bir toyganı ayran, bir toyganı bay ram. Ö ksüz ancak köyde bol olan ayrana doyar, b i r de toy-d ü ­ ğ ü n d e bol ver i l e n yemeğe doyar. Ö lgen koy kaşkırdan korkmaz. Ö l m üş koyun ku rttan korkmaz. Ö lgen sıyır sütlü bolur. Ö l m ü ş i n e k sütl ü o l u r. Ö l megen öksuz örselenıp cürer bir kun altın tastan suv işir. Ö l meyen öksüz tartaklanıp gezer bir g ü n alt ı n tastan su içer. Ö lümnü körgen sıtmaga razı bol u r. Ö l ü m ü gören sıtma (hastal ığına) razı o l u r. Ö l üsün anganıii tirisl aş kalmaz. Ö lüsünü anan (yad eden) kişinin d i risi aç kal maz. Ö l üsü bolgan bir kiin cı lar, delisi bolgan er kiin cılar. Ö l üs ü olan bir gün ağlar, delisi olan her gün ağlar. Ö l üsün afisaii tirisin zavkı kaşar. Ö l ü s ü n ü anarsan d i risi n i n zevki (keyfi) kaçar. Ö m rü m kömur bol d u . Ö m r ü m köm ü r o l d u . 77


Ö z akl ı ii akı l el akl ı pakı l . Ken d i akl ı n i y i başkas ı n ı n aklı n isbetç i . (Açı klama: Ken d i akl ı n la iyi d üş ü n ü p hareket etmen başka­ s ı n ı n n i s betçi, kıskanç tavsiyes inden daha iyidi r.) Ö zü cıgılgan cı lamaz. Ken d i d ü şen ağ lamaz.

Ö zü yalmagannıii soyu yalar. Ken d is i u tan m ayan ı n soyu utan ır. Ö zün bilgen lap ı n bll lr. Kend i s i n i b i len lafı n ı b i l i r. Ö zuii öl sözüii ölmesin . Ken d i n ö l (ama) sözün ölmesin. Ö züne �ayırı bolmaganmii başkası na �ayırı bolmaz. Ken d i s i n e hayrı olmayan ı n başkasına hayrı ol maz. Ö züiiku özek ellnk'i tezek. Ken d i n i n k i öz (maya) başkas ı n ı n ki teze k. Ö güz iyes1ne köten tiymez. Ö küz sah i b i n e göden d eğmez (d üşmez).

Ögi:izge müyüzü avurluk etmez. Ö k üze boyn uzu ağı rl ı k etm ez. Öguz öldü ortak ayrı ld ı . Ö küz öld ü o rtak ayr ı l d ı . Ötmegine may cagı l d ı . E kmeğine yağ s ü r ü l d ü . Öturuk sözün örkenı bolmaz. Şaka (as l ı olmayan) sözün bağı olmaz.

'10 ı ()


p Papişln koluna algan artına karamaz. Papucu n u e l i n e alan arkasına bakmaz. Para saranda suv derende. Para c i m r i d e su deri n d e. Paraman i manın kimde bolgan ı blllnmez. Para ile i man ı n kimde old uğu b i l i n mez. Parası z pazar kefinslz mezar. Parasız pazar (al ış - veriş} kefensiz m ezar. Parsa toplamak davukuga caraşır. Parsa toplamak davu lcuya yakışır. Peltekmen m urunsuz birbirinden uygunsuz. Peltek le b u r u nsuz b i r b i r i n d e n u ygu nsuz.

79


R Raatl覺k k覺d覺rsafi mezarda. Rahat l 覺 k ararsan mezarda (bu l u rsun).

80


s Saban i l la saban, başkası yalan . Saban la toprağı s ü r ü p rençberl i k yapmak en iyi iştir. (Açı klam a : B u n u n yan ı n d a başka işler az önem l i d i r anlam ı n a söylen miş : (Eski çağlar�a Tü rkler çiftçi l iğ i en gerekl i ve ö n e m l i iş say­ d ı k ları zaman söylen m iş bir atasözü olsa gerektir.) Saban kuyrugun tutkan aş kal maz. Saban ı n kuyruğu n u tutan (saban l a toprağı i şl eye n , s ü r ü p e ken) aç kal maz. Sabanda aiilaşmagan orakta töbeleşir. Saban (toprak sü rme) za man ı nda anlaşmayan i ki ortak o rakta (ek i n i biçme zam an ı n da) döğüşür. İ ş i n baş ı n d a an laşmak gere k. Sabrın soiiu sarı altı n . Sabı rın s o n u sarı alt ı n (gi b i kıymetli). Saga lap anlatmak tüyege endek atlatmak Sana laf an latmak deveye hendek atl atm ak. Sakıngan közge şöp tüşer. Sakınan göze çöp g i rer. Saiig ı r eşitmese de uyd u ru r . Sağ ı r işitmezse de uyd u r u r. Sapsız balta suvga şomar. Sa psız balta suya d alar. Sawlukka cawluk ta kerek. Sağl ığa m e n d i l (bez) de gerek. 81


Sawutun kör kaşıgıii uzat. Çanağ ı n ı (nası l o l d uğu n u ) gör de (ona göre) kaşığı n ı uzat. Sekirgenıii sekiz kün toyganıii tokuz kün. Seği rd iğin (zı playı p oynad ığın) sekiz g ü n doyd uğun dokuz gün. Senden süyer kişim cok bundan artık aşı m cok. Senden (daha fazla) sevd iği m ki mse yok b u ndan ziyade aşı m yok. Semızıii ayagı sekiz bolur. Sem izin ayağı sekiz o l u r. (Sem iz b i r koy u n veya b i r hayvan i k i zayıf koyun ye rine geçer anlamı na.) Sırın aytkan s ı rdaşına kul bolur. Sırrı n ı söyleyen söyled iği kişi n i n kulu o l u r. (S ı rrı öğ renen şantaj yapab i l i r.) Siyrek katnaşkan süygülü bolur. Seyrek gör üşen (g i d i p gelen) sevg i l i o l u r. Soktanıii azmanından cig'itnıii tuzman ı . Softan ı n azman ı ndan (ten be l o l u p ense şişire n i n den) (fak i r) yiğitin çal ışkanı iyi d i r anlam ı n a. Sokur körmese de sezer. Kör görmez ama sezer. Sokur t'iledi bir köz, Tanrı berdi eki köz. Kör bir göz iste d i , Tan r ı ona iki göz verd i (Açı klama: İ steyene, çal ışana Tan rı b i r yeri n e iki de verir. ) Soku r ölgen son sidane köz bolur. Kör öld ü kten son ra zeyti ngöz l ü ol u r. Sokur tutkanın bek tutar. Kör t uttuğu şeyi pek (sağlam) tutar. 82


Sokurnu alsan saw tuvar, tenteknı alsan soy kuvar. Körle evl n irsen sağlam gözl ü doğar, delişmen (hovarda) ile evl e n i rsen soyu n a çeker. Sofigu apakay sultanşık tıgırıp cürgen yumaşık. Son u ncu karı s u ltançık yuvarlan ı p gezen yu makçık. Sorap bergeşi sogup ber. Sor u p vereceğ i n e v u r u p ver. (Açı klama : B i risine bir şey vereceği n zam an (ihsanedeceğin za:nan) ona sormad an ver ki m akbu l e geçs i n . Y üzü n e vu r ma­ d an ver anlamı na.) Soyu ya�şı soy saylar. Soy u iyi kişi soy seçe r. Suv buianmay tınmaz. S u bu lan mad an d i n m ez, d u r u l maz, be r raklan maz7. Suv işkenge cılan da tiymez . S u içene yılan b i l e dokun m az. Suv kişkenenıfi col balabannıfi. S u küçüğün yol büyüğ ü n . S u v şokragından kesilir. Su kaynağı ndan kes i l i r. T I N , ses, i N , TI N cok. Ne i n i lti ne ses var demekti r. TI N MAK, d i nmek, kesi l mek. Cawun t ı n d ı , yağ m u r d i nd i . Cel t ı n d ı , Yel d i n d i , kesi l d i . T I N Ç , sessiz, saki n . Baş ı m t ı n ç bols u n , baş ı m h u z u r v e s ü k u n i ç i n d e olsun. TI NÇLI K, h u z u r v e s ü k u n . TINÇSIZLIK, fesat, i htilal ( B . T ü r k Lugati c. 1 1 1 . s. 422). TINIŞ, nefes. Bir tın ış, bir an, bir nefes. T ı n ışlamak= nefes al mak, d i n· l eıı mek. TINŞUV, bas ık, s ı k ı nt ı l ı , rüzgarsız hava. TI NŞI, casus. TI N LAMAK, d i nlemek. TI N LAŞMAK, i ki kişi n i n birbiriııe ezberledi kleri n i okuyu p d in letmek. 7

83


Suv körse suvsar at körse aksar. Su görü rse suvsar at görü rse aksar. Suv körul meden balak türülmez. S u görü l meden paça d ü r ü l m ez. (Suyu görmeden paçayı suvama). Suv testisi suvda sınar. S u testisi suda k ı rı l ı r. Sürünmegen tuyak, yaiiılmagan cak bol maz. S ü rç ü m eyen at tı rnağ ı (ayağı) yan ı l m ayan yanak (d i l) o l m aı:. H e r at s ü rçüyebi l i r, h e r kişi yan ılab i l i r anlam ı n a. Süymegenge süykenme. Seni sevm eyene yaslan ma, d ayan m a (sı ğ ı n ma).

84


ş Şakırılgan cerıiie erinme şakırıl magan cerıiie körunme. Çağrıldığın yere ü şe n m e (git) çağ r ı l m adığın yere gör ü n me. Şatal kazık cerge kagıl maz. Çatal kaz ı k yere çak ı l m az. Şekige mingen ı şekke cukmaz. Çekiye b i n e n ku rsağa ( m ideye) faydal ı , etki l i olmaz. Şıkmagan canda umut bar. Ç ı kmayan canda u m ut var. Şıgarsa özün közu tukurse özün beti Ç ı karırsa ken d i gözü t ü kürürse kendi yüzü. Şingene şalar Kurt oynar. Çi ngene çalar K ü rt oynar. Şoban tayagı man kelin ayagı man Çoban sopası gel i n ayağı i l e (uğ u r l u o l u r). Şobanıii göiilu bolsa koşkardan süt şıgarır. Çobanın g ü n l ü ol u rsa koçtan süt çı karır. Şuruk ta�ta m ı k tutmaz. Ç ü r ü k tahta çivi tutmaz.

85


Taban kirlenmiy tamak toymaz. Taban kirlenmeden damak (karın) d oymaz. Tabanga kuvet cavnı coget. Tabana k uvvet d üşmanı yoket. Tatangan kuturgandan beter. Tad an m ış k u d u r m uştan beter. Talakaman bolgan iş şalt piter. İ mece ile olan i ş çab u k biter. Tamı rl ıda tartış u ruvluda u ruş bol ur. Köklüde (kökü çok olan ailed e) tartışma soyu çok olan ailede vuruşma ol u r. Tanrının kunu tarıdan köp. Tan r ı n ı n g ü n ü darıdan çok. Tarlan tüz bolsun apakayın kız bolsun. Tarlan d üz olsun karı n kız olsu n . Tarlanın şayı rı kıznın şeberi . Tarlan ı n çayırı kızı n h ü nerlisi. Taş baş carar tamah taş carar. Taş baş yarar tamah (hırs) taş yarar. Taş cerinde avu r. Taş yerinde ağı r. Taş astında bolmasın taw artı nda bolsun. Taş altında ol m as ı n d ağ arkas ı n d a olsun. 86


Tatl ı tamaknıii tapkanı tamagından artmaz. Pisboğazı n b u l d u ğ u boğazı ndan artmaz. Tatsız aşka tuz katsın, akı lsız başka söz katsin Tadsız aşa tuz n e yaps ı n , akılsız başa söz ne yaps ı n ? Tayak Cennetten şı kkan. Dayak Cen n etten çıkm ış. Tayak ayuga namaz üyretken. Dayak ayıya namaz öğretm iş. Tayaktan kaşıp şokmarga , cavundan kaşıp burşakka tutul· du. Dayaktan kaçıp çomağa, yağ m u rd an kaçıp dol uya tutu l d u . Tazıii bezengenı pitmez. Kel i n süslen mesi bitmez. Tazın kazanganı bezengenıne cetmez. Kel i n kazancı süslen m esi n e yetmez. Taz bezngeşi toy darkar. Kel süsleni nceye kad ar d üğ ü n dağ ı l ı r. Taz lac bilse özün başına cagar. Kel i lac b i l se ken d i başına s ü re r. Temir tavunda kız şagında. Dem i r tavunda kız çağ ı n d a Tenbelfö işkirliği i ş pitken soii başlar. Ten bel i n işgüzarlığı i ş bitt i kten son ra başlar. T,e nbı lıii işi pitmez, caz kelse de kışı pitmez. Tenbel i n işi bitmez, yaz gelse d e kışı bitmez. Tenbel cigit yar tapmaz. Ten bel yiğit yar b u l m az. Tenbelge iş buyur saga akı l üyretsin. Ten bele i ş buyur sana akıl öğretsi n . 87


Tentegım tezek camanı m capma ketlrir. Hovardam (delişmen i m) tezek yaramaz ı m d ı vara yapıştı rı l ı p kurut u l m uş i nce tezek geti rir. Ten tenımen teke m üyüzümen . Eşit (akran) eşiti (akran ı) i l e teke d e boyn uzu i l e idd ialaş ı r , g ü reş i r. Tentek attan toz şıga'" Deliş men (serkeş) atta;ı toz çı kar. Tentek bolsafı tegis bol . Hovarda isen h e rkese karşı ayn i ol. Tentekten doğru cevap. Hovardadan doğru cevap. Teregıfı kurtu özünden bolu r. Ağacın k u rtu kend i nden o l u r. Tereknı kurt kışını dert sakatlar. Ağacı k u rt, kişiyi dert sakatlar. Terek talmda iyi lir . Ağaç d al ı nd a (fi dan) i ke n eği l i r . Terek negadar uzasa kökke cetmez. Ağaç ne kadar uzasa göğe yetişmez. Tilden kelgen elden kelse herkes ]ı:an bolur. Dilden gelen elden gelse h e r kes han o l u r. Tilenşınıfı torbası tol maz. D i l enci n i n torbası dolmaz. Tili bol masa başın it aşar. D i l i olmasa baş ı n ı it yer. Tilin tıygan başın korur. D i l i n i (köt ü l ü kten) yasaklayan baş ı n ı (belad an) kor u r. 88


Tilln coytkan soyun coytar. Dilini kaybed e n soy u n u ( m i l l iyetini) kaybeder. Tl'.rmenşı: unga tüykancı mayga carı maz. Deği rmencide un d ü kkancıda yağ bol olmaz. Tiyme balaga şatarsıii belaga. Doku n m a çocuğa çatarsı n belaya. Tı:şın tı:şke tiymese ettir, ayagın cerge tiymese attır. Dişi n d işe doku n m azsa (yed iğin) ettir, ayağ ı n yere dokun­ mazsa (bindiğ i n) att ı r. Toknu sıylamak zor. Tok kişiyi ağ ı r l am ak zor. Tonu camannı it kabar, gönlu camannı Tanrı kagar. K ü rkü kötü olanı it kapar (ısırı r) , gön l ü kötü olanı Tan r ı çarpar, kenara atar. Torbasız at corgalar, sokur pışak ı rgalar. Torba (yem) yem eyen at rahvanlar (koşm az) , kör bıçak h ı r­ palar (kesmez eziyet verir). Toy bol u r eki klşl'.ge, tasası deli. kiş!ge. Düğün o l u r i k i kişiye, tasası deli kişiye. Toy öpkesiz bolmaz. Düğün şi kayetsiz (darg ı n l ı ksız) o l m az. Toy p!tken son kınanı közuiie sep. Düğün bitti kten so n ra kı nayı gözüne serp. Toyga barsan toyup bar şontuk tonun k!yl'.p bar . Düğüne gidersen d oy u p var k ı s a kürkü n ü giy i p var. (Açı klama : Düğü n d e kalabalı k çok o l u r karnı n ı doyu ra­ m azs ı n , o n u n için kar n ı n ı d oyurup git. İ ti barı n ol m ası i ç i n h i ç o l m asa kısa k ü r k ü n ü g iy.) Toyga tokmak cıyıl ı r. Düğüne tokmak toplan ı r. }39


(Açı klama : Düğün olacak evde bir i ki g ü n evvelden 8-1 0 genç kahve d öğer. Bu yüzden kahve tokmağı toplan ı r. Hal k aras ı n d a işsiz takı m ı na tok mak da d e n i l i r. Düğünl ere d aha ziyade böyleleri toplan ı r, parasız yer ve içerler. B u anlamda da söyl e n m i ş olab i l i r.)

Toysuz üy bol ur ölümsüz üy bolmaz. Düğün süz ev olur (ama ) ö l ü msüz ev olmaz. Tögulgenden calap kal . Dökülen şeyden hiç o l m azsa yalamaya bak. Töiiulgen töre atasından cat kal ı r . U m ut u n u kaybet m iş ası lzade atas ı na yabancı kal ır. Töre törge caraşır. Ası lzade evi n e n m utena ye rine (sad ı r köşesine) yaraş ı r. Törkunu yakın tö:z:almaz, töşek ornun cıyal maz. Evle n d i kten sonra i l k kez babas ı n ı ve anas ı n ı ziyaret edecek olan gel i n sab ı r edemez , yatağ ı n ı ve sed i r i n i toplayamaz, teles i r (h eyecan içinde çı r p ı n ı r.) Tuvgan aynı pitt'i kör , tuvgan kıznı cettı kör. Doğan ayı bitti (hemen biter) gör, d oğan kızı da (hemen büyü ü p) yetişti bil, gör. Tugan tuganman tabışır catka bela cabışır. Kardeş kard eşle b u l u ş u r ve anlaş ı r arayı bozan yabancıya bela yapı ş ı r. (Açı klam a : Yabancı birisi iki kardeşin aras ı n ı bozmamalı.) Tuvgan cerıiiden bek toygan cerıii. Doğd uğun yerden doyd uğun yer iyid i r. Tul apakayıii artı ndan awuz tolusu lap cürer. Dul kad ı n ı n arkası ndan ağ ız dol usu laf geze r (yü r ü r). Tüy şorbanıfı toklugu cengemnıfı doslugu. Darı çorbas ı n ı n tokluğu (ne i se) yenge m i n d ostl uğu d a od u r. 90


Tüyed iy boyun bolgaşı tüymediy akl ın bolgayd ı . Deve kadar boyun olacağına (kaşki) d üğ m e kadar akl ı n olayd ı . Tüyesı bol masa batası bar arışı cerde catmazga. Arabas ı n ı yürütmek isteyen i n d evesi yoksa yavrusu vard ı r, o n u n l a i şi n i görü r, yete r k i m eram ets i n .

91


u Ucuz alıngan pahal ı say ı l ı r. Ucuz alı nan (şey) pahal ı say ı l ı r. Ucuz etıii sorpası tatımaz. Ucuz (zaif) etin s u pası tatsız o l u r. (Ucuz eti n yah nisi tatsız o l u r.) uı bolsun kız bolsun, ayagı kolu tüz bolsun.

Oğlan olsun kız olsun, ayağ ı kol u d üz ols u n . u ı curt kuvnagı kız el kuvnagı.

Oğlan y u rt u n kıvancı kız e l i n kıvancı. (Açı klam a : Türkler eskiden beri e r ke k çocu klara fazla önem ve r i rl e r. Bunu y u rt u n sav u n m ası bakı m ı n d an d üş ü n ü rler. Halbu ki oğ lanları d oğ u ran analar kızlardan yeti ş i r.) uı

okusa kad ı , kız okusa cadı bolur. Oğlan o k u rsa kad ı kız oku rsa cad ı o l u r. ( İ l ke l d üş ü nced i r.)

U l uii bolsa şulk bolsun şulk bol masa cok bolsun. Oğl u n o l u rsa ati k, açı kgöz olsun, böyle olmazsa yok olsu n8• U mul madı k şotuk araba avdarı r. U m u l m ad ı k çot u k araba d evirir. (Küçü k görd üğü n , kend is i n d e n bir şey beklemediğin b i r kişi büyük b i r iş yapab i l i r). Ş U L K veya ŞOLK, atik, açıkgöz. Bu söz Kırım'ın Bahçesaray Türkleri arasında kul lan ı l ı r. Dobruca'da da Bahçesarey'dan göçüp gelmiş olan Türk­ ler arasında k u l lan ı l ı r. ŞELFE, Garp-sıfat. "Ayağı çabuk ki mesneye ve hafif ve bitemkin ve acul ki mesneye dahi derler. Türkide ŞELEFE tabir o l u n u r. (Tercemei Bü rhan Kat'i) (B. Türk Lugati c. i l i , s. 245). 8

92


U nsuz üyde aşıgan kamı r tabı l maz. U nsuz evde mayalı ham u r b u l u n m az. U rustan dost bol maz domuzdan post. Rustan dost o l maz dom uzdan post. U rusman dos bolsan baltan katında bolsun. Rusla dost o l u rsan baltan yan ı nda olsu n . Uygun bol masa üy bol maz. Erkekle kız b i r birine uyg u n (küfüv) o l m asa aile ocağı ku­ rulamaz. U zaktakılar kişneşır, cuvuktakı lar tişleşı r. Uzakta olan kardeşler, akrabalar, birbiriyle haberleşir, iyi ge­ ç i n i r de yakı ndakiler, dai m a görüşebilenler iyi geçi nemezler, kavgalaşı rl ar, b i rb i rleri n i ısırı rlar.

93


Ü Ü rmesın bll megen it sürüge kaşkır ketir'ir. Ü rümes i n i b i l m eyen it s ü rüye kurt get i r i r. Ü y alma koiişu al. Ev al ma komşu al . Ü y yasagan şot tışta kal ı r. Ev yapan keser d ışarda kal ı r. Ü y salgan man üylengennıii yardı mcısı Tanrı . Ev yapanla evlen e n i n yard ı mcısı Tan r ı d ı r . Ü yge kerek camige aram. Eve gerek (olan şey) camiy e haramdır. Ü yge üyseii cetmez. Eve (ai leye) yığsan yetm ez. Ü yretme akıl üy aylangaş ı . Öğ reti len akıl e v i d ö n ü n ceye kadard ı r.

(Kiş i n i n kend i aklı o l u p d üş ü n meli). Ü yseii köp üleşsen az. Yığarsan çok (görü n ü r) paylaşı rsan az d üşer kişi başı na.

94


v Yakıtsız aşkan terek boy atmaz. Vakitsiz (çiçek) açan ağaç uzamaz, boy vermez. Yakıtsız şakı rgan korzanı soyarlar. Vakitsiz öten horozu keserler. Veresiye ışken eki kere esirir. Veresiye i çen i k i kere sarhoşl an ı r.

95


y Ya bu tüyenı kutmel ı ya bu diyardan ketmelı Ya bu d eveyi gütmeli ya b u d iyard an gitmeli Ya �uyundan ya suvundan. Ya h uyundan ya suyundan. Ya ta�t ya ba�t. Ya taht ya baht. Yal:;şı at cem ı n kayt at kamşısın artı rır. İ yi at ye m i n i , öne gitmeyip arkas ı n a bakan at kamçısı n ı artı r ı r . Yalancının ü y ü cangan birev inanmagan. Yalancı n ı n evi yan mış kimse i nan mamış. Yangınga körukmen ketil mez. Yangı n a körükle gid i l m ez. (Açı klama: İ ki kişi kavga ederke n , onları daha d a kızıştıra­ cak, tah rik edecek söz söylen mez.) Yarım alma gönül alma. Yar ı m elma (verip) gön ü l alma (ol u r). Yarınkı tavuktan bugünku cımırta. Yar ı n k i tavu ktan bugünkü y u m u rta (iyid i r) . Yasagan usta tuvul yasatkan usta. Yapan usta değil yaptıran u sta. Yaşın yaşagan aş ın aşagan . Yaş ı n ı (yeteri kadar) yaşam ış aşı n ı (yeteri kadar) yemiş. Tam i ht iyarlam ış, ö l ü m çağına gelm iş. 96


Ya�şınıii catar camannıii cü rer vakt ı . İ yiyi k iş i n i n yatacak kötü k iş i n i n gezecek vaktı. (Açı klam a : Yarı geceden son ra kötü kişi gezer.) Yazga şıgardı k tananı begenmez boldu anan ı . Yaza çı kard ı k danay ı beğen mez old u anayı. Yazda azıksız kışta tonsuz colga şıkma. Yazın azı ksız (ye meksiz) kışın k ü r ksüz yola çıkma. Yedisinde ne bolsa yetmişinde odur. ( Kişi) yed i yaşında h angi karaktere sah i p ise yetmişinde de ona sahi pt i r. Yerinden ayrılgan yedi kat catka �or bolur. Yerinden (mem l eket i nden) ayrı lan yedi kat yabancıya h o r o l u r. Yakman dep cılanma barman dep kuvanma. Yoks u l u m d iye yak ı n m a (ağlan ma) varl ı klıyım d iye sev i n me. Yuku yukunuii mayası . Uyku uyku n u n mayası . Yuvanı yasagan ı rgaşı kuş. Yuvayı yapan d işi kuş. Yüz berseii arsız bolur, az berseii kırsız bolur. Yüz versen arsız o l u r, az versen h ı rsız o l u r. Yüzel li yaz bel li. Kas ı m ayı ndan son ra yüz e l l i gün geçi n ce yaz gel d i . Y ü z o n tarlaga kon . Kasım ay n ı y ü z o n gün geçince tarlanı s ü r.

97


z Zaman saga uymasa sen zamanga uy. Zaman sana uymazsa sen zamana uy. Zanat kolda altın bilezik. Zanaat elde altı bilezik. Zararı tiymegen cılan bifı yaşasın. Zararı dokun mayan yı lan b i n yaşas ı n . (Nemelazımcı l ı k z i h n iyet i , kötü şey). Zararın kayerı nden kaytsaii kazanç sayılır. Zararı n neresind en dönsen kazanç say ı l ı r. Zekat eşkisi cütel bol u r. Zekat olarak ve rilen keçi öksü r ü k l ü (sakat) o l u r. Zengin arabasın tawdan aşı rı r, carlı tüz colda şaşırır . Zengin arabas ı n ı dağdan aşı rı r, fa k i r d ü z yolda şaş ı r ı r. Zengin cebı n cari ı tizin töbeler. Zeng i n cebi n i fakir d izi n i döver. Zor kapıdan kirse şeriat pencereden şıgar. Zor kapıdan gi rerse şeriat pencered e n çı kar. Zor oyun hızar. Zor oy u n bozar. Zorman guzel llk bol maz. Zorla güzel l i k ol maz. Zulumman memleket cıgı l ır , kazma kurekmen cıgıl maz. Z u l u m i l e memleket y ı k ı l ı r, kazma k ü re k ile yıkıl maz. 98


II

D E Y Ä° M L E R



A Adam bol mak. Adam ol mak. Adam cerine sal mak. Adam yer i n e koym ak. Adamga uşamak. Adama benzemek. Adam kıtl ıgı . Adam kıtl ığı. Adam sen de. Adam sen de. Adet cerın tapsın. Adet yer i n i bulsu n . Adı batsı n . Ad ı batsı n . A d ı kalsın Ad ı (nam ı) kal s ı n . A d ı sanı bar. Ad ı san ı var. Adı m başında. Ad ı m baş ı nda. Adı n anmay . Ad ı n ı an m ıyor. Adıiinı bagışla. Ad ı n ı bağışla. 101


Ahı tuttu Ahı tuttu. Ahı cerde kal maz. Ahı yerde kal maz. A]ı:ret colcusu . Ah ret yolcus u . A]ı:ret kardaş ı . Ah ret kardeş i . Alj:.ret soravı . Ah ret süal i . Akkan suvlar toktar. Akan s u lar d u rur. Akıl al may. Akıl alm ıyor. Akıl catmay. Akıl yatm ıyor. Akıl bu ya. Akıl bu ya. Akl ı dagınık. Aklı dağ ı n ı k. Akıl ocas ı . Akıl hocası. Akıl karı tuvul Akıl karı d eğ i l . Akıl bar yakın bar. Akıl var yak ı n var. Akıl satmak. Akıl satmak. Akı l sır ermiy. Akıl sır erm iyor . 102


Akman karanı seştı Akla karayı seçt i . Akılga uymak. Akla uy mak. Akılga zarar. Akla zarar. Aklı başı nda. Aklı başı nda. Aklı başına keldi. Aklı başına gel d i . Aklı boguııa karıştı. A k l ı boku na karı şt ı . Aklı ma esti Akl ı ma est i . Aklı m kesti Akl ı m kest i . Akl ı m a kelgen baş ı ma keldi. Akl ı ma gele n başıma geld i . Aklına sal d ı . Aklına koyd u . Akl ına siyd ı rmay. Aklına sığd ı r m ıyor. Akl ına şaşayım . A k l ı n a şaşay ı m . Akl ı mdan keşti Akl ı mdan geçt i . Akl ın başına topla. A k l ı n ı başına topla. Akl ı n hızdı . Akl ı n ı bozd u . 10 3


Aklı sonundan keldi Akl ı son radan ge l d i . Akmasa da tanısın. Akmasa da damlas ı n . Aksak akı l taz pakı l . Aksak akı l l ı kel n is betçi. Akşamga ertenge. Akşama sabaha. A l menden de ogadar. Al benden de o kadar. Alacakman borc ödenmez. Alacakla borc öden m ez. Aldı kolga sald colga. Aldı e l e koyd u yola. Al gu l um her gu l u m Al g ü l ü m ü v e r g ü l ü m ü . Alı alga moru morga karıştı. Alı ala moru mora karıştı. A l ı cı közmen kara. Al ıcı gözle bak. Alıp bermek. (Ö l m e k üzere olan hasta i çi n : Can ı n al ı p bere d en i l i r.) A l la maga men saga. Allah bana ben sana. Al laıfi kiinu Al lah ı n g ü n ü . A l l a c ü r k u l u m degen . Al lah yürü k u l u m d e m iş. Alla razı bolsun . Allah razı olsun. 1 04


Alla üşün Allah içi n Alla yarattı demem . Al lah yarattı d e m e m . A i l em kal lem etti. Ailem kal lem etti. Altın babası . Altın babası. Altın bilezik. Altın b i lezik. Altın elekenge kan kusa. Altın l eğene kan kusuyor. Altın kese. Altın kesiyor. Altı okka. Altı okka. Altmışaltıga baylamak. Altm ışaltıya bağlamak. Aman bermemek. Aman vermemek. Aman zaman bermi. Aman zaman ve rm iyor. Ana baba kunu. Ana baba g ü n ü . Ana kuzusu. Ana kuzusu. Anamın sutunday elal . Anam ı n sütü g i b i h elal . Analar taş aşasın. Analar taş yesi n . 105


Anaii köru. Anan ı n kör ü . Anadan tuvma. Anadan doğma. Anasın aydamak. Anas ı n ı s ü rmek. Anasın bel lemek. Anas ı n ı bellemek. Anası kadir keşesı tapkan. Anası kad i r gecesi doğ u r m uş. Anasın közu. Anas ı n ı n gözü. Anasın satay ı m . Anas ı n ı satayım. Anca barabar kanca barabar. Anca beraber kanca beraber. Anlagan bolsam Arap balayım. Anlam ış olsam Arap olayı m . A ii menı anayım senı. An beni anay ı m sen i . Abdesimde şubem cok. Abd esti m d e ş ü p h e m yok. Afyonu patladı Afyon u patlad ı . Abdessiz cerge basmay. Abdestsiz yere bas m ıyor. Arada bir. Arada b i r. Arada sı rada. Arada sı rada. 106


Aradan kara mış ık keşti. Arad an kara kedi geçti. Aralarından suv sızmay Araları ndan su sızm ıyor. Araların bızmak. A raları n ı bozmak. Araların tapmak. A ralar ı n ı b u l mak. Araları mayman bal . Araları yağla bal. Araga kirmek. Araya g i rmek. Araga sal mak. Araya koy m ak. Arka kapıdan şı kmak. Arka kapıdan çık mak. Artından aytmal< Ard ın dan söylemek

Arkadan urmak. Arkad an vu rmak. A rkasın aylandı rmak S ı rtını çevi rmek. Arkasın sıypamak. S ı rtı n ı okşamak. Arka şıkmak Yana ol mak. Arkasın tayamak. S ı rt ı n ı dayamak. Arkası cerge tiymez. S ı rtı Yere Değ m ez (gel m ez). 107


Armut piş awuzuma tüş. Arm ut piş ağz ı m a d üş. Arpa boyu col cürdü. Arpa boyu yol yürüd ü. Arslan payı . Arslan payı. Ası p kesmek Asıp kes m e k Askanı askan keskenı kesken. Astığı astı k kestiği kest i k. Asl ı paslı cok. Aslı fasl ı yok. Astarı yüzünden paal ı . Astarı yüzünden pahal ı . Aşaadan almak Aşağıdan almak. Aşaa kurtarmaz. Aşağı k u rtarmaz. Aşaa cogarı. Aşağı y u karı. Aş desen şabar, iş desen kaşar Aş d esen koşar, iş desen kaçar. Aş iyesımen tatlı. Aş sah i b i i l e tatlı. Aşık atmak. Aşık atmak. At başı barabar. At başı beraber. Ateş al mak. Ateş almak (yanmak). 1 08


Ateş aşmak. Ateş açmak. atı p tutmak. Atı p t ut m ak. Atıii ölümü arpadan . Atı n öl ü m ü arpadan. Atıiinı saglam kazıkka bayla. Atı n ı sağlam kazığa bağla. At ızı it ızına karıştı . At izi it izi ne karıştı. At oynatmak. At oynat mak. Avu r aksak. Ağı r aksak. Avurdan almak. Ağırdan al mak. Avu r basmak. Ağı r basmak. Avur ayakl ı . Ağ ı r ayaklı. (Gebe kad ı n a d a den i l i r.) Avur başlı. Ağı r baş l ı . Avur kel mek. Ağı r gel mek. Avruma kettı. Ağ rıma gitti. Avurl ugunca altın. Ağı rl ığı nca altı n. Avur söz. Ağı r söz. 109


Awızın aştı kôzun cumdu . Ağz ı n ı açtı göz ü n ü y u m d u . Awuzu bar till cok. Agzı var d i l i yok. Awuzun aşmay. Ağzını açm ıyor. Awuz awuzga. Ağız ağıza. Awuz birligi etmek. Ağ ız b i rl iğ i etmek. Awuz kavgası . Ağız kavgası . Awuz talaşı . Ağ ız dalaşı. Awuzdan kap mak. Ağızdan kapmak . Awuzdan l ap al mak. Ağ ızdan l af almak. Awuzda sakızday şaynamak. ağızda sakız g i b i çiğnemek. Awuz deiiıştı rmek. Ağ ız değiştirmek. Awuz tolusu . Ağız dolusu. Awuz tad ı . Ağız tad ı . Awuz sasıgı . Ağız kokusu.

1

Awuzga alınmayacak laplar. Ağıza al ı n mayacak l aflar. 110


Awuzga salacak şiyi cok. Ağıza koyacak şeyi yok. Awuzu balaban . Ağzı b üy ü k . Awuzuna bek. Ağzı na pek (s ı r saklar) . Awuzu bızık. Ağzı boz u k. Awuzu kanl ı . Ağzı kan l ı . Awuzu m u rnu cerınde. Ağzı b u r n u yerinde. Awuzu bar tm cok. Ağzı var d i l i yok. Awuzu candı. Ağzı yand ı . Awuzu kıyışmay. Ağzı eğ r i l m iyo r. Awuzu kurudu. Ağzı k u r u d u . Awuzu kulaklarına cete. Ağzı k u l aklarına yetişiyor (sevinci nden gül üyor anlamı na). Awuzu pis. Ağzı pis (küfü rbaz). Awuzu sıkı. Ağzı sıkı. (Sı r vermez) Awuzu suvlanmak. Ağzı sulan mak. Awuzu süt kokıy. Ağzı s üt kokuyor. 111


Awuzun tıymay. Ağzına gele n i söyl üyor. Awuzu tı rşavl ı . Ağzı köstek l i . Awuzuna abdesmenala. Ağzına abdestle alıyo r. Awuzuna bir parmak bal caktı . Ağzına b i r parmak bal çald ı . Awuzuna bir şiy sal may . Ağzına b i r şey koymuyor. Awuzundan bal aga. Ağzı ndan bal akıyor. Awuzuna karata. Ağzına baktı rıyor. Awuzuna ne kelse ayta. Ağzına ne gelse söyl üyor. Awuzuna layık. Ağzına layı k. Awuzun toplamak. Ağzı n ı toplamak. Awuzuna tukiirmek. Ağzına t ü k ü r me k. Awuzundan tüşürmiy. Ağzından d üş ü r m üyor. Awuzun payın almak. Ağzı n ı n payı n ı al mak. Awuzuman kuş tutmak. Ağzı ile kuş t ut mak. Ayagı alışmak. Ayağ ı al ışmak. 112


Ayagına barmak. Ayağına varmak. Ayagına cıgıl mak. Ayağına yıkıl mak. Ayagına dolaş mak. Ayağına dolaşmak. Ayagın denk basmak. Ayağ ı n ı d e n k bas mak. Ayagına kapanmak. Ayağına kapanmak. Ayağın kesmek Ayağ ı n ı kes m e k Ayagın astına al mak Ayağ ı n ı n altına almak. Ayagı n astına karbı z kabıgı sal mak. Ayağ ı n ı n altına karpuz kabuğu koymak. Ayagma şalt .

Ayağına çab u k .

Ayagına şaltayak salmak. Ayağına çel me takmak. Ayagın tartmak. Ayağ ı n ı çekmek. Ayagın tozuman. Ayağ ı n ı n tozu i le. Ayagı tartmay. Ayağı çek m i yor. Ayagı man tuzakka tüştü. Ayağı i l e tuzağa d üştü. Ayak (g) astında kaldı9• Ayak altı n d a kal d ı . 9 Sözün sonu ndaki (k) sesi , kendisinden sonra ü n l ü harf gelirse (g) sesine çevri lir.

113


Ayak (g) atmamak. Ayak atmamak. Ayak bastı . Ayak bastı. Ayak (g) uydurmak. Ayak uyd u r mak. Ayak takı m ı . Ayak takı m ı . Ayak tiremek. Ayak d i re me k. Ayda cılda bir. Ayda yılda b i r. Ayranı kabarmak. Ayran ı kabarmak. Ayvaz kasap ep bir esap. Ayvaz kasap her b i r h esap. Az aşı m avrusuz başı m . A z aş ı m ağrısız baş ı m . A z ayt uz ayt. Az söyle uz söyle. Az bolsun uz bolsun. Az olsun uz ols u n . A z buçuk. Az buçu k , A z b ı z tuvul . A z buz değil. Az ber köp calbar. Az ver çok yalvar. Az kalsın . Az kalsın. 1 14


Az bolsa da köp kc)r.

Az olsa d a çok gör.

Azga köpke karamaz. Aza çoğa bakmaz.

115


B Babasın balas ı . Babas ı n ı n çocuğu. Baba baylıgı . Baba zenginliği. Babaafi canı üşün. Baban ı n can ı için. Baba curtu. Baba y u rd u . Babasın lj:ayrına. Babas ı n ı n hayrı na. Babana ramet. Babana rah met. Bacak kadar. Bacak kadar. Blj:.atı bayl ı . Bahtı bağ l ı . Bakı rsan davuş cetecek şaptırsafi tayak. Bağırsan ses yetişecek fı rlatsan sopa. Balj:tı kara. Bahtı kara. Balj:tı tı rtaygan . Bahtı k ü s m üş. Baki anı awuzufidan şıgar. Baklayi ağzın dan çı kar. 11 6


Bal ayı . Bal ayı . Balaktaki bit yakaga şıktı. Paçadaki bit yakaya çıktı. Balavuz cabıştırmak. Bal m u m u yapıştırmak. Balgam atmak . Balgam atmak. Balı k (g) etinde. Bal ı k eti n de. Baltaga sap bol mak. Baltaya sap ol m ak. Baltanı taşka u rmak. Baltayı taşa vu r mak . . Baltanı bızar şot eter, şotnı bızar cog eter. Baltayı bozar keser yapar, kese ri bozar yok eder.

Baltırı şıpalak. Bald ı rı çıplak. Barıt kesilmek. Barut kes i l mek. Barıt kokusu kel mek. Barut kokusu gel mek. Basamak etmek. Basamak olarak kul lan mak. Baskan cerınde ot pitmiy. Bastığı yerde ot bitm i yor. Baskan cerın k örmi. Bastığı yeri görmüyor. Baskın şı kmak. Bas k ı n çıkmak. 117


Başa baş kel mek. Başa baş gelmek. Baş avurtmak. Baş ağı rtmak. Baş aşaa ketmek. Baş aşağı gitmek. Baş bolmak. Baş ol mak. Baş başka bermek. Baş başa verm ek. Baş etalmamak. Başa ç ı kamamak. Edememek. Başka kakmak. Başa kakmak. Başka keşmek. Başa geçmek. Baş koşmak. Akraba o l m ak, evlen mek. Baş köz etmek. Evlend i rmek, baş göz etmek. Baş kötermek. Baş kal d ı rm ak. Baş carıp köz şıgarmak. Baş yarı p göz çı karm ak. Başı boş cürmek. Başı boş gezmek. Baş sal lamak. Baş sal lamak. Baş urmak. Baş v u rmak. 118


Baş üstüne. Baş ü st ü ne. Başı aldı nda. Başı ö n ü nde. Başı iyik. Başı eği k . Başı sıgı l mak. Başı s ı k ı l mak. Başın tartmak. Baş ı n ı çekmek. Başın tutmak. Başı n ı tutmak. Başın etin aşamak. Başı n ı n eti n i yemek. Başın töbelemek. Başı n ı dövmek. Başın baylamak. Baş ı n ı bağlamak (nışanlamak). Başı yastı k kö rmemek. Başı yast ı k görmemek. Başın kışımaga vaktı cok. Başı n ı kaşımağa vakti yok. Başı kötu bel li tuvul . Baş ı kıçı bel l i değil. Başlı başına. Baş l ı başı na. Baştan atmak. Baştan atmak. Baştan aşkın. Baştan aşk ı n 119


Baştan aşaa. Baştan aşağ ı . Baştan başka. Baştan başa. Baştan savmak. Baştan sav mak. Baştan ş ıgarmak. Baştan ç ı karmak. Bata şıga. Bata çı ka. Bavuru canık. Bağrı yan ı k . Bavuru taşl ı közu caşl ı . Bağrı taşlı gözü yaş l ı . Bayrak (g) aşmak. Bayrak açm ak. Bayram yasamak. Bayram yapmak Bayram etmek. Bayram etmek Bedavadan ucuz. Bedavadan ucuz. Begenmegen kızın bermesın . Beğen meyen kızı n ı vermesin. Bekarl ı k sultanlık. Bekar l ı k s u ltan l ı k. Bekarl ı k perşanlık. Bekarl ı k perişan l ı k.

Bela kıdırmak. Bela aramak. 120


Belaga şatmak. Belaya çat mak. Belanı satıh al mak. Belayı sat ı n almak. Bel baylamak. Bel bağlamak ( u m ut bağlamak). Belin buvmak. İ şe teşebbüs etmek. Belin bukmek. Bel i n i b ü kmek. (Zor d u r u m a d üşü rmek) . Belin dogru ltmak. Bel i n i doğrultmak. (Du ru m u n u d üzeltmek). Belin sındırmak. Belini kırmak. (Çok kötü d u ru m a sokmak). Benzi att ı . Benzi attı (sarard ı). Bereket hersin. Bereket vers i n . Besige tartmak. Besiye çekmek. (Se m i rtmek) . Besmelesiz. Besm elesiz (gayri m üs l ü m için söyle n i r). Beş para etmez. Beş para etmez. Beş parmak bir tuvu l . Beş parm ak b i r d eğ i l . Bet cuvmaz. Yüz yı kamaz (pasaklı). Beter o l . Beter o l . 121


Bile bile lades. Bile b i l e l ades. Bl'li r bil mez. B i l i r b i l mez. Bilgenin okıy. Bild iği n i o kuyor. Binde bir. Binde b i r. Bin dertke deva. B i n derde d eva. Bifü bir para. B i n i b i r para. Binfö yarısı beşyüz o da bizde cok. Binin yarısı beşyüz o da bizde yok. Bin kalı pka kire. Bin kal ı ba g i riyor. Bin peşman. Bin pişman . Bir araba yalan. B i r araba yalan. Bir aralık. Bir aral ı k. Bir adı ml ık. Bir ad ı m l ı k. Bir atıml ı k . B i r atı m l ı k. Bir ayagı şukurda. B i r ayağı ç u k u rd a. Bir ayak burun. Bir an evvel . 122


Bir ayak (g) üstünde. Biii yalan ayta. Bir ayak ü stü nde b i n yalan söy l üyor. Bir baltaga sap tuvu l . Bir baltaya sap d eğil. Bir bu eksik. B i r bu eksik. Birbirin awuzuna tukürgenler. Birbiri n i n ağzına t ü k ü r m üşler. Birbirine kirdiler. Birbirine gird i l er. (kavga ettil er). Bir cutu m suv. Bir yud u m s u . (G üze l b i r kişi i ç i n söyl enir. Bir degenı eki bol may. Bir dediği i ki o l m uyor. Bir dalda tu rmay. Bir d alda d u rm uyor. Bır aşa biii şukur et. Bir ye bin ş ü k ret. Bir cumrukluk canı bar. Bir y u m r u k l u k can ı var. Bir o yaka bir bu yaka. Bir o tarafa b i r bu tarafa. Bir kaşık suvda buvar. B i r kaş ı k suda boğar. Bir kapıga şıgar. Bir kapıya çı kar. Bir kulagından kire bir kulagı ndan şıga. B i r k u lağı ndan gi riyor bir ku l ağı ndan çı kıyor. 123


Bir ta�tası eksi k. Bir tahtası eksik. Bir taşman eki kuş ura. Bir taşla i ki kuş vu ruyor. Bir terı bir süyek. Bir d e ri b i r ke m i k. Bir yastıkta kartaymak. B i r yastı kta i htiyarlamak. Biti canlandı. Biti can lan d ı (Du ru m u bi raz iyileş i p sesi çı kana d e n i l i r) . Biti kan landı Biti kan lan d ı (ayn ı anlamda) . Biti kutura. Biti kudu ruyor. (Sağına sol u n a çatan kişi için söylen i r.)

Biz kırk kişimiz birbirimiznı bilirmiz. Biz kırk kişiyiz b i r b i r i m izi b i l i riz. Bogaz bogazga kel mek. Boğaz boğaza gel m ek. Bogaz dertı . Boğaz derd i . Bogazdan kesmek. Boğazdan kesmek. Bogaz tokluguna. Boğaz tokluğuna (çal ışmak) . Bogazdan artı rmak. Boğazd an art ı rmak. Bogazdan geşmemek. Boğazdan geçmem ek.


Bogazga sarıl mak. Boğaza sarı l m ak . Bogazı na tüşkün. Boğazına d üş k ü n . Bok (g) atmak. Bok atm ak. (Birisine iftira etmek). Bok (g)u boguna. Boku boku na. Bok(g) aşamak. Bok yemek. Bok bulaşık. Bok bu l aş ı k. Bok (g ) og l u bok Bok oğl u bok. Bok coluna ketti. Bok yol u na gitti. Bok karıştı rmak. Bok karıştı rmak (fesat karıştırmak). Bok (g)un şıgarmak. Bok u n u çı karmak (bir şeyi kötü son u çland ı rmak). Bo�şasın kol una bermek. Bohças ı n ı e l i n e vermek. Birisini işten ç ı karmak, karısı n ı ayı rmak, boşamak. Bol kiseden atmak. Bol keseden atm ak. Borcarc etmek. Borc h are etmek. Borşka batmak. Borca bat mak. 125


Borşsız bir Allah. Borcs uz bir Al lah. Bostan korkul ugu . Bostan korku l uğu. Boşu boşuna. Boşu boşuna. Boş atı p tolu tuttu . Boş atı p dol u t uttu. Boş-bogaz. Boşboğaz (sır t utmayan , i psiz sapsız kon uşan). Boşka ketti. Boşa gitti. Boş çıktı Boş ç ı kt ı Boy atmak. Boyu uzamak. Boydan boyga. Boydan boya. Boylu boyunca. Boy l u boyu nca. Boyga ketmek. Büyümek, boyu uzamak. Boy köstermek. Boy göstermek. Boy ölşuşmek. Boy ölçüşmek. Boyun ölşusun almak. Boy u n u n ölçüs ü n ü al mak (kuvvet ve kud reti n i n n e old uğu n u anlamak). 126


Boyu uzun akl ı kıska. Boyu uzun aklı kısa. Bozum bolmak. Bozu m ol mak. bozuntuga bermemek. Boz u ntuya ve rmemek. Börk al desen baş alır. Kal pak al desen baş al ı r Bucak bucak kaştı. Bucak b u cak kaçtı . Bugunden tezı cok. Bugünden tezi yok. Bugun yarın . Bug ü n yarı n . B uga can dayanmaz. B u n a can d ayan m az. Bugunge bugi:i n . B u g ü n e bugün. Bugungu kunde. Bugü n k ü g ü nde. Bul uttan nem kaba. B u l uttan n e m kapıyor. Bundan aruvu can sawl ıgı . B undan iyis i can sağlığı. Bunda bir iş bar. B u n d a b i r i ş var. Bunday başka bunday tıraş. Böyle başa böyle tı raş. Bu perız ne bu turşu ne ? Bu perh iz ne bu tu rşu n e ? 1 27


Bu sakalnı t'irmende agartmadık. Bu sakal ı değ i r mende ağartmad ı k. Buyt1r etmek. Buyur etmek. Buyuk sözüme tövbe. Büyük sözü m e tevbe. Buz üstüne yazmak. Buz ü st ü n e yazmak.

1 28


c Calanbaş calangayak. Başı açı k ayağı çı p l ak. Can acısı . Can cısı. Can atmak. Can atm ak. Can ci'.ger. Can ciğer. Can dayanmay. Can d ayan m ıyor. Can duşman ı . Can d üş manı. Can sawl ıgı. Can sağlığı. Can şegişmek. Can çek işmek. Can tam ı rı . Can damarı. Can üyü . Can evi. Canga can katmak. Cana can katmak. 1 29


Canga yakı n . Cana yak ı n . Canı awuzurıa kel mek. Can ı ağzına gel mek. Canı cehennemge. Can ı cehenneme. Can ı bek. Canı pek. Canı cana. Can ı yan ıyor. Canı istese Can ı i sterse. Can ı süymek. Can ı sevmek. Canı şekmek. Can ı çe kmek. Canı şıkmak. Can ı çı k mak. Canı tez. Can ı tez. Canlı cenaze. Can l ı cenaze. Can ı ma tiydL Can ı ma değd i . Canın almak. Can ı n ı almak. Can ın bermek. Can ı n ı ve rmek. Canına cetmek. Can ı n a yetmek (bı kmak). 130


Canm bagışlamak . . Can ı n ı bağışlamak. Canı ndan bezmek. Can ı nd an bezmek, usan mak. Can ı mı. okumak. Can ı n a oku mak. Canı na kıymak. Can ına kıymak Can ı n sı kmak. Can ı n ı s ı kmak. Can ı n sokakta tapmak. Can ı n ı sokakta b u l mak. Can ına tak etmek. Can ı na tak etmek. Canına yandığı m ı . Can ı n a yand ığ ı m ı . Canı p cıgı l mak. Yan ı p yı kıl mak. Can ı p tutuşmak Yan ı p rntuşmak. Cara aşmak. Yara açmak. Cara işlemek. Yara işlemek. Caraga tuz sepmek. Yaraya tuz ekmek. Cart kaba kfüıt. Cart kaba kağıt. Cayaw kal mak. Yaya kal mak. 131


Cebı para kôrd u . Ce b i para görd ü . Cebı teşlk. Cebi delik. Cebı n toturdu. Ceb i n i dold u rd u . Cehennem azab ı. C e h e n n e m azabi. Cehennemge kadar col u bar. Cehe n n e m e kadar yol u var. Cehennem bol . Cehennem ol. Cemaziyi l evel ıfi bı:lemen. Cemaziyü l evel i n i bil iyor u m . Cem borusu. Yem borusu. Cengı:I cepelek. H afiften hafif (Hafif b i r çeşit ot.) Cer al mak. Yer almak. Cer bermek Yer ve rmek . Cer cerınden oynad ı . Yer yerinden oynad ı . Cer etmek. Yer etmek. Cer tapmak Yer b u l mak 132


Cer tebinmek. Yer depin mek. Cer temir kök bakır. Yer d e m i r gök bakı r. Cerden cerge u rmak Yerden yere vurmak. Cerden kökke kadar. Yerden göğe kadar. Cerge kirmek. Yere g i rmek. Cerı bar. Yeri var. Cerı curtu cok. Yeri y u r d u yok. Cerin coytmak. Yer i n i kay betmek. Cerinde cel ler esmek. Yerinde yel ler esmek. Cerine ketirmek. Yerine getirmek. Cerine köre konuşmak. Yerine göre kon uş mak. Cerinden oynamak. Yerinden oynamak. Cerinde saymak. Ye rinde saymak. Cerin toturmak. Yer i n i doldu rmak. Cerı:n tutmak. Yeri n i tutmak. 133


Cerslz sölen mek. Yersiz söyl e n m e k , kon uşmak. Cıgılganga bir tekme. Yı k ı l ana bir tekme. Cigerı beş para etmez . Ciğeri beş para etmez. C'igerı parça pğrça bd mak. Ciğeri parça parça o l m ak. C!gerı canmak. Ciğeri yan m ak. Cigerıne işlemek. Ciğerine işlemek. Cigerın sôkmek. Ciğer i n i sökmek. Cım karnı nda bir nokta. C i m kar n ı n d 1 b i r nokta. Cumbur cemaat. C u m b u r cemaat. Cin başka şaytan başka. Cin başka şeytan başka. Cin fikirl ı . C i n fikirli. Cin şarptı . Cin çarptı. Cin toyu. Cin d üğ ü n ü . Cinleri başına toplandı . Cinler i baş ı na to plan d ı . Cinleri tuttu. Cinleri tuttu.


Cok cerge . Yok yere. Col almak. Yol a l m ak. Col bilmek. Yol b i l m e k . Col bol mak. Yol olmak. Col kıdırmak. Yol aramak. (Maddi ve manevi yol aramak. ) Col kesmek. Yol kes mek. (Eşkiyan ı n yol kes mesi.) Col tapmak . Yol b u l m ak. (Maddi ve man evi yof b u l m ak .) (Para kazan m an ı n yol u n u b u l m ak.) Coldan kal mak. Yol dan kal mak. Coldan ş ıkmak. Yoldan ç ı k mak. Cclga catmak . Yol a yatm ak. Colga salmak Yola koymak. Colga ket'irmek. Yola getirmek. Colu n beklemek. Yol u n u bekl e mek. 135


Colun sapıtmak. Yol u n u sapıtm ak. Colun şaşı rmak. Yol u n u şaş ı r m ak. Col un tapmak. Yol u n u b u l mak. Col un yasamak. Yol u n u yapm ak. Cuk bol mak. Y ü k ol m ak. Cuk kötermek. Y ü k kal d ı r mak. Cuklu bol mak. Y ü kl ü ol mak. Cügün al mak. Y ü k ü n ü almak. Cügüii astında tu rmak. Y ü k ü n alt ı n d a kal m ak. Cügün tutmak. Yükü n ü tutmak. Cüregı: awuzuna kel mek. Yü reği ağzına gelmek. Cüregı: canmak. Yü reği yan m ak. Cüregı: kabarmak. Yü reği kabarmak. C ü regı: kaltı ramak Yü reği titremek. Cüregı: köterilmek. Yü reği kal k mak. 1 36


Cüregı: may baylamak. Yü reği yağ tutmak. (sev i n m e k) Cü regi oplamak. Yü reği hoplamak. Cüregi parşalanmak. Yü reği parçalan mak. Cü regi sızlamak. Yü reği sızlamak. Cüregine inmek. Yü reğine i n mek. Cü regine işlemek. Yü reğ i n e işlemek. (yüreğine sızı ve ıstırap vermek) . Cüregl'ne o d tüşmek. Y ü reği n e ateş d üşm ek. Cü regine suv sepmek. Y ü reği n e su serpmek (Yü reğindeki acıyı hafifletmek, tese l l i etmek).

137


D Daldan dalga konmak. Dal dan dala konmak. (d u raks ız, sebatsız) Dal ı na basmak. Dal ı n a bas mak. Dal lan ı p budaklan mak. Dal lan ı p budaklan mak. Dama dedi. Dama ded i. Darisi başına İ lacı başı na. (birisine olan iyi b i r şey hakkı nda söyl e n i r) . Davu lcu osrugunday karışt ı . Dav u l c u n u n osuruğu g i b i d uy u l mad ı. (Dav u l u n g ü rü ltüs ü n e karışt ı , d uyul mad ı) . Davu l tozu. Dav u l tozu (alay m akam ı n d a söyl e n i r) . Depternı kapatmak. Defteri kapatm ak. Deli-divane bolmak. Del i-d i vane ol mak. Deli-dolu . Del i-do l u . 138


Dellllkke u rmak. Del i l iğe vu rmak. Dei'i şaşması . Del i saçmas ı . D e m e kets'rı. Deme gitsin. Demege lwtl r m e k . Derneğe geti rmek. Dengine ketirmek. Dengine geti rmek. Defüzcle k ll m onda para. Den izde k u m onda p:ıra. Delıiz tutmak. Deniz tutmak. Dertke kirmck. Derde girmek. Dert! kün u . Derd i g ü n ü . Dereni körmeden balakfarıii turme. Dereyi görmeden paçalar ı n ı sıvama. Dertine tüşmek. Derd i n e d üş mek. Dert'ine küymek. Derd i ne kav r u l m ak. Dertln teşmek. Derd i n i deşmek. Derfüı kozgamak. Derd i n i ku rcalamak, tah rik etmek. Dert!n tı-ıkm el<. Derd i n i dökmek. 139


Dert ortagı. Dert ortağ ı. Dertl i baş Dertli baş. Dertsiz başın dertke t ı kt ı . Dertsiz baş ı n ı derde sokt u . Destursuz basmak. Dest u rsuz basmak. Devlet kuşu . Devlet kuşu. Devlet tüşkunu. Devlet d ü ş ü n ü . Dinme lanet. D i n i n e lanet. Dini bütün . D i n i bütün. Din ogruna. D i n uğru na. Di nlii üşün tuvul kılnılii üşün. Dinin için değ i l g ü n ü n için (Zaru rete d üşen d u ru m a göre h areket etmelid i r) . Dokuz pırın ötmek aşamak. Dokuz fı rı n ekmek yemek. Dolap aylandı r mak. Dolap çevi rmek. Dolapka kirmek. Dolaba girmek. Dom uzdan kıl koparmak. Domuzdan kı l koparmak. 140


Doska duşmanga karşı Dosta d üşmana karşı . Doslar alış-berışte körsun . Dostl ar al ış-ve rişte görs ü n . Doslar başına. Dostlar baş ı na. Doslardan ı rak. Dostlardan ı rak. Dört ayak (g) üstüne tüşe. Dört ayak üstüne d üşüyor. Dört aylanmak. Dört dönmek. Dört bir yagı . Dört b i r tarafı (yönü). Dört dıvar arası. Dört d ivar arası. Dört köz arası . Dört göz aras ı . Dört közmen beklemek. Dört gözle beklemek. Dört kol man sarıl mak. Dört e l l e sarı l m ak. Dört yagına karanmak. Dört tarafa (yanına) bakı n mak. Du man attırmak. Du man attı r m ak. Dumanı dogru şıksın. Du manı doğru ç ı ks ı n . Dumanı üstünde. D u manı üstünde. 141


D u manı tütiy. Du manı tüt üyor. Duş man awuz u . Düş man ağzı . Duşmaniar şatlas ın . Düş manlar çatlas ı ıı . Dü nya başına tar bol du . Dü nya baş ı n a dar o l d u . D ünya başına cıgıl d ı . D ü nya baş ı n a y ı k ı l d ı . Dü nya cansa kasın kuymez. D ü nya yansa h asırı kav r u l m az. Dü nyaga dargı n . Dünyaya darg ı n . D ünya guzelL D ü nya güze l i . Dünyadan geştı . Dü nyadan geçt i. Dü rıyaga kazık tl'.kmek. D ü nyaya kaz:k d i k m e k. D ünyaga közlerin cummak. Dünyaya gözlerini y u m mak. D ü nyaga kelmek. Dünyay a gelmek. D ü nyaga ket'irmek. Dünyaya get i r m ek. Dü nyadan köştu . D ü nyadan göçtü . Dü nyanı n kaş bucak ekenı n anladı . Dünyan ı n kaç bu cak o l d uğ u n u anlad ı . 1 4�


Dünyalar menki boldu. D ü nyalar ben i m old u . Dünya üyüne k1rdi

Dü nya evin e girdi. (evlendi anlam ı n a) .

Dünya zından bold u . Dü nya z i ndan old u . Tüşe tura. Düşe kal ka.


E Ecelden aman bolsa. Ecel m ü saade ederse. Eceli kelgen . Eceli gel m iş. E cel teknesi Ecel teknesi. Ecel teri tökmek. Ecel teri dökmek. Ecrın Allah ödesin. Ecri n i Al lah ödes i n . Edebimen oturmak. Edebiyle otu rm ak. Edebin tagınmak. Edebi n i tak ı n mak. Efendi kişi. Efendi kişi. Efendime aytayı m . Efend i m e söyleyim. Efend ı m sensıii. Efend i m sensin. E ksik (g) etek. Eksik etek. (Haysiyetsiz, şe refsiz kad ı n için söylenir.) 1 44


E ksik bolma. E ks i k ol ma. E ksik bolsun. E ks i k olsun. E libi elibine. El ifi elifi ne. Elıpnı körse tayak san ı r. E l ifi görse m e rtek san ı r. Eli işte k özu oynaşta. Eli i şte gözü sevgi lide. El emegi. El e meği. El ermez k öz körmez. El e rm ez göz görmez. El elge bermek. E l ele ver m e k. E lge kiinge karş ı . E l e güne karşı. E lge avuşka sıymay . Ele avuca sığmıyor. Elde bolmamak. Elde olmam ak. E lden geşirmek. Elden geçirmek (Yo klamak, deneme k). E lden elge dolaşmak. Elden ele dolaşmak. Elden tüşme. Elden d üşme. E lde bir. Elde b i r. 145


Elde avuşta cok. Elde av uçta yok. El basmak. El bas m ak. El awuzuman sölenmek. El ağzı ile kon uş m ak. Elaman şakırmak. Elaman çağ ı rmak. Elden kelse can kurban . Elden gelse can k u rban olsun. E l ı kolu baylı . E l i kol u bağ l ı . Elinden kel mek. E l i n d e n gelm ek. (G ücü yetmek). Elinden kutul maz. Elinden k u rt u l maz. Elinden iş şı kmaz. E l i nden iş çı k maz. Elinde bolmak. E l i n d e ol mak. Elin etegin tartmak. E l i n i eteğ i n i çekmek. Elııinı vicdanına sal . E l i n i vicdan ı n a koy. Eli sıkı . E l i s ı kı. Elipni körse tayak m i mni körse şokmar sanar. El ifi görse mertek m i m i görse çomak san ı r. El kapısı. E l (yabancı ) kapısı. 14. 6


Elde gezmek. Elde (yabancı yerde) gezmek, dolaşmak. El üstü. Salgın hal i nd e ola.n bir hastal ı k içi n söylen i r. El penşe divan . El pençe d i van (d u rmak) E mir kulu. E m i r ku l u . Emri temir kese. E m ri d e m i r keser. Enıne boyuna. E n i ne boyu na. Eiisesı kal ı n . Ensesi kal ı n . Eiisesı nde boza pişirmek. Ensesin d e boza pişirmek. Ense yasamak. E n se yapmak. E rbalası. E r çocuğu. Erkeklik öldü m ü ? E rkekl i k öld ü m ü ? Erın bukmek. Du dak b ü kmek. Erın sarkıtmak. Dudak sarkıtmak (küsmek anlam ı n a gel i r). Erın tişlemek. Dudak ı s ı r m a (şaş mak, ayı plamak anlamı na) . 147


Eski awuzga caiiı tat. Eski ağıza yeni d at. Eski depternı karıştı rmak. Eski defte ri karıştı rmak. Eski köyge canı adet. Eski köye yeni adet. Eski dertnı kozgamak. Eski derdi k u rcalamak Eski köz avrusu. Eski göz ağrısı. Eski kurt. Eski k u rt. Eski toprak. Eski toprak. Eşek başı. Eşek başı.

Eşşek kadar boldu. Eşşek kadar oldu. Eşek kuyrugunday ne uzar ne kısaklır. Eşek kuyruğu g i b i n e uzar n e kısal ır. Eşşek şakası . Eşşe k şakas ı . Eşigine catmak. Eşiği ne yatmak. Eti senki süyegi menki. Eti sen i n ke miği ben i m . E t tutmay. Et tutmuyor. ( İ y i yediği tıalde zaif olan kişi içi n söylenir.) Etegi ayagına dolaşmak. Eteği ayağına dolaş mak. 148


Etegi belinde. Eteği b e l i n d e (iş yapm ağa h azı r kişi) Etegi kiri i . Eteği k i r l i (Nam usu n d an ve iffeti nden ş ü p h e ed i l e n kad ı n) . Etegine cabışmak. Eteği ne yapışmak. Etegin köstermemek. Eteğ i n i göste r m e m e k. Etegi tutuştu. Eteği tutuştu. Etegi zil şala. Eteği zil çal ıyor. Etek tol usu. Ete k d o l u s u . Etek (g) öpmek. Etek ö p m ek. Eti butu cerinde. Eti butu yerinde. Etikten cogarga ş ı kt ı . Çizmeden y u karı ç ı kt ı . Etlige sütlüge karışmamak. Etliye s ütl üye karı ş mamak. Eyval la, evelalla. Eyval l ah , Evvel Allah. Eyup sabırı. H azreti Eyü p sabrı. Ez ez suvun iş . Ee ez suyu n u i ç . 149


Ezberge iş körmek. Ezbere i ş görmek. Ezilip büzül mek. Ezi l i p büzül mek.

150


F Felegıii şemberinden geşmek. Feleği n çe m berinden geçmek. Felegıii şamarın aşamak. Feleğ i n şamarı n ı yemek. Felekten bir kiin kırslamak. Fel e kten b i r gün çal m ak. Fena halde. Fena halde. Fenaga tartmak. Fenaya çekmek. Fenasına ketmek. Fenas ı n a gitmek. Fesat baş ı . Fesat baş ı . Fesat kaynatmak. Fesat kayn atmak. Fesat kuyusu . Fesat kuyusu (ocağı). Fidan boyl u . Fidan boylu. Filan fişmekan. Filan fiş mekan. 151


Fı rsatnı kaşı rmamak. Fı rsatı kaç ı rmamak. Fı rsat tüşkiinu. Fı rsat d ü ş k ü n ü . Foyası ş ı ktı . Foyası ç ı kt ı . Fukara babas ı . Fu kara babası .

152


G Gafil avlamak. Gaafil avlamak. Gaflet basmak. Gaflet bas m ak. Gagası ndan tutmak. Gagas ı n dan tutmak. Gam şekmek. Gam çekmek. Gamı cok kasveti cok atasın kozgay. Gam ı yok kasveti yok babas ı n ı çekişti riyor. Gani göiiu l l u . G a n i gön ü l l ü . Gayret dayıga kal d ı . Gayret d ay ıya kal d ı . G ıcır gıcır. G ı c ı r gıcır. G eş cigitim geş . Geç yiğit i m geç. Geşkenge mazi d erler. Geçm işe m az i derler. G ı k dedirtmemek. G ı k d e d i rtmemek. 153


G ı rtlagına basmak. Gıtlağrı n a bas m ak . G ı rtlagına kadar borcga batmak. G ı rtlağ ı n a kada r borca batmak. G ı rtlak gı rtlakka kelmek. G ı rtlak gırtlağa gel me k ( kavga etm e k) . Gizli kapakl ı . G izl i kapaklı. G öiiul almak. Gön ü l al m ak. G öiiul aşmak. Gön ü l açmak. G öiiul azabı . Gön ü l azab ı . G öiiul alşakl ıgı . Gön ü l alçak l ı ğ ı . G öiiu l baylıgı. Gön ü l zeng i n l iği. G öiiul belası . Gön ü l belası. G öiilu buzuk. Gön ü l ü boz u k. G öiin l u bol mak. Gön ü l ü ol m ak. G öiilun yasamak. Gö n l ü n ü yapmak. G öiilu tartmak. G ö n l ü çekmek. G öiilu kal mak. Gön l ü kal mak. 154


G öiiul bermek. Gön ü l vermek. G önl u bay. Gön l ü zengi n . G öfi l u tok. Gön l ü tok. G öfilu kararmak. Gön l ü kararmak. G öiiul eglendirmek. Gön ü l eğl e n d i r m ek. G öfiul razı l ı g ı . Gön ü l raz ı l ı ğ ı . G önulden şıgarmak. G ö n ü l d e n çı karmak. G öiiulden geşi rmek. Gön ü l den geç i r m e k. G öiiulden kopmak. G ö n ü l d e n ko pmak. G öiinlune köre. Gön l ü n e göre. G öiinlun yasamak. Gön l ü n ü yapmak. G ön l un tapmak. Gö n l ü n ü b u l mak. G öiilu �oş. Gön l ü h oş G önl u tok. Gön l ü tok. Göiiul kı rmak Gön ü l k ı rmak. 155


G unasın al mak. G ü nah ı n ı al mak. G u nası n ı bermemek. G ü n ah ı n ı vermemek. G unasına kirmek. G ü n a h ı n a gi rmek. Gunası moynuna. G ü na h ı boy n u na. Gunası n şekmek. G ü na h ı n ı çekmek. Gurultuge ketirmek. G ü r ü ltüye getirmek. Guru ltuge papiş taşlamamak. G ü rü ltüye papuç b ı rak m amak. Guş almen. G ü ç halle. Guş bela. Güç bela.

156


H H a-bre. H ab re. Ha degende Ha d ey i n ce. H addin bil mek. H add i n i b i l m e k. H addi bolsa. H ad d i varsa. H akkından kelmek. Hakkı ndan gelmek. H alden anlamak. Halden anlamak. Halge sal mak. Hale koymak. Hali vaktı cerınde. Hali vakti yerinde. Hapnı cutt u . H ap ı yuttu. H aram bolsun . H aram ols u n . H aram helal demez. H aram helal d e m ez. 157


H arfi harfine. Harfi h arfi ne. Hastası bol mak (bir şiyin) . Hastası o l m a k ( b i r şeyin). H aşir neşir bolmak. H aş i r n eş i r ol m ak. H ava defiiştirmek. H ava değiştirmek. H avadan nem kapmak. H avadan nem kap mak. Havadan keşinmek. H avad an geçi n mek. H azı r aşamak. H azırdan yemek. H azirge kon mak. H azıra kon mak. H elal süt em mek. Helal s üt e m mek. H elal �oş bolsun. Helal hoş ol s u n . H e m taz h e m naz. H e m kel hem n azl ı . H e m suşl u hem guş l u . H e m suçl u h e m güçl ü . H em ziyaret h e m ticaret. H e m ziyaret h e m ticaret. H er kafadan bir ses şıga. Her kafadan b i r ses çı kıyor. Her tarakta bezi bar. H e r tarakta bezi var

. •

1 58


Her telden şala. H e r telden çal ıyor. H esapka katmak. H esaba kat m ak. H esapnı kesmek. H esabı kes mek. H esabına kel mek. Hesab ı n a gel mek. H esabı n körmek. H esab ı n ı gö rmek. H esap kitab etmek. H esab kita p etmek. H evesin almak. Heves i n i a l m ak. H eş coktan . H i ç yoktan . H ı k m ı k etmek. H ı k m ı k etmek. H oppala bala m . Hoppala bebek. Hor ku l l anmak. Hor kullanmak. H oş beş etmek. Hoş beş etmek.

159


i 1

i

İ l eri geri konuşmak. İ leri geri kon uş mak. İ leri ketmek. İ leri gitmek. İ l k awuzda. İ l k ağızda. İ mam suvu (rakı) İ mam suyu. İ manga kelmek. İ mana gelmek. İ manı gevremek. İ manı gevrem e k. İ manna kadar. İ m an ı n a kadar. İ man talş.tası . İ man tahtası. İ natım inat. İ n ad ı m i n at. İ nce elep sık tokumak İ n ce eleyip s ı k d o ku mak. ( B i r ş ey i n asl ı n ı çok i ncel emek, araştırmak.)

İ n cin cok . İ n c i n yok. 160


İ nsan sarrabı. İ n şan sar rafı . İ t canl ı . İ t can l ı (dayan ı k l ı) . i t cıyın ı . İ t toplantı s ı . İ t sü rüsü . İt sürüsü. İtke atsan aşamaz. İ te atsan yemez. İ tıii k ötune tıktı . İ t i n göt ü n e sokt u . İ yegi oynay. Çenesi oyn uyor. (yiyecek şeyi olan kişiye söyle n i r.) İ ygi közmen karay. İ y i gözle bakıyor. İ ygi kiin dostu. İ y i g ü n dost u . lzı ndan cürmek. İ zinden y ü r ü mek. İ zine d ü ş m e k (izi n i tak i b et m e k) . 1 zı silindi. İzi silindi.

l zı n belli etmemek. İ z i n i belli etm e m ek. lslcartaga ş ı kmak. Iskartaya çı kmak. lşkan tüşse başı carıl ı r. S ı çan d ü şse başı yar ı l ı r. 161


lş kan teşigi kıdı ra. Sıçan d e l iğ i arıyor. lskatman yaşay. l skatla yaşıyor. (öl ü l e r için verilen sadaka. Çoğu n l u kl a öl ü n ü n cenaze na­ m azı k ı l ı ndığ g ü n veri l i r). ısmarlama iş. ısmarlama iş. l sbanduttay. lzband u t g i b i . İ ş aşmak. İ ç açm ak. İşkiyevden hallice. İ ç güveği nden hall ice . I şı aşı l mak. İ çi açı l m ak. İ ş i açı l mak ta o l u r. İ şi bayıl mak. İ ç i bay ı l m ak. İşi bulanmak. İ çi bulan m ak. I ş başka tüşmek. İ ş başa d üş m ek . I ş bil mek. İ ş b i l mek. I ş k örmek. İ ş gör m e k. I ş i natka mınd ı . İ ş i nata b i n d i . I ş işinde i ş bar. İ ş içinde iş var. 162


f ş işten geşti. İ ş işten geçti. I ş sarpka sardı . İ ş sarpa sard ı . I ş tutmak. iş tutmak. I ş şatalland ı . İ ş çatallandı. I şi Allaga kal d ı . İ ş i Allaha kal d ı . I şi başı ndan aşkın . İ ş i başı ndan aşk ı n . I şi duman. İ ş i d u man. I şten sıyrı l mak. İ şten sıyrıl m ak. I şnı bol u runa taşlamak. İ ş i ol u r u n a b ı rakmak. f şı pişirmek. İ ş i pişirmek. I şnı saglamga baylamak. İ ş i sağlama bağlamak. I şi tıgırında. İ ş i t ı k ı rı n da. I şi tışı bir. İ çi d ı ş ı b i r. (Sam i m i) I şi işine sıymay. İ çi i ç i n e sığm ıyor. I şi kararmak. İ ç i kararm ak. 163


l şinden kan ketmek. İ ç i n d e n kan gitmek. İşinden geşirmek. İ ç i n d e n geçi r m e k (hayal lan m ak). l şi cok it suvgara. İ şi yok ite su veriyor. l şi kaltı ray tışı caltı ray. İ ç i titriyor d ış ı parlıyor. l şinden kel mek. İ ç i n d e n g e l m e k. l şine atmak. İ ç i n e at mak. I şine dert bol mak. İ ç i n e d e rt ol mak. I şine kurt tüşmek. İ ç i n e k u rt (ş ü p h e) d üş m e k. l şine salacagı kelmek. İ ç i n e koyacağı gelmek. I şın tökmek. İ ç i n i dökmek. I şın mayı ırımek. İ ç i n i n yağı eri m e k. l şi parşalanmak. İ ç i parçalan mak. I şı sıgıl mak. İ çi s ı k ı l mak. I şı kaltı ramak. İ ç i titremek. işler acısı. İ çler acı s ı . 1 64


i şli tışl ı . İ çl i d ış l ı ( i k i erkek b i r b i ri n i n söylen i r) i şinden pazarl ı kl ı . İ ç i n d e n pazarl ı k l ı .

kız kardeşi i l e evleni rse

İ t awuzuna b i r süyik. İ t ağzı n a b i r kem i k. İ t itke it kuyruguna sılatar. İ t ite i t te kuyruğuna havale eder

1 65


K Kabak başına patlad ı . Kabak başına patlad ı . Kabak şeşeginday aşı l d ı . Kabak çiçeği g i b i açı l d ı . Kabak tadı herdi. Kabak tad ı verd i. Kabına sıymay. Kabına sığm ıyor. Kahır soravı . Kab i r sorusu. Kadir keşesi tuvgan. Kad i r gecesi doğ m uş. Kafa kaatı . Kafa kağıd ı . Kafa patlatmak. Kafa patlatmak. Kafa şişirmek. Kafa ş iş i rmek. Kafa tuvul kopka. Kafa değil kova. Kafa yormak. Kafa yormak. Kafa tutmak. Kafa tutmak. 1 66


Kafası boş. Kafası boş. Kafadan atmak. Kafadan atm ak. Kafadan kontak. Kafadan kontak. Kafamı kızd ı r ma. Kafam ı kızd ı rm a. Kafası al mamak. Kafası al m amak. Kafası kal ı n . Kafas ı kal ı n . Kafası işl i y . Kafası işliyor. Kafasına dank etmek. Kafası na d an k etm e k. Kafasına ura ura. Kafası na v u ra v u ra. Kafanı şekmek. Kafayi çekmek (sarhoşl an mak) . Kafeske kirmek. Kafese gi rmek. Kalbin aşmak. Kal b i n i açmak. Kalbln kırmak. Kal b i n i kı r mak. Kalbine k öre. Kal b i n e göre. Kalbine tuvmak. Kal b i n e d oğmak. 167


Kal psiz bolmak. Kalpsiz o l m ak. Kal ı p kıyapet cerınde. Kal ı p k ıyafet yerinde. Kal bır üstü. Kal b u r üstü. Kald ı rı m i ncinerı:. Kald ı r ı m m ü he n d i s i . Kaleminden kan tama. Kal e m i n de n kan daml ıyor. Kalemge kelmiy. Kal e m e gel m iyor. Kalem oynatmak. Kal e m oynat m ak. Kalenı işinden almak. Kaleyi içinden almak. Kal ı b ı m basarman. Kal ı b ı m ı basar ı m . Kalı ptan kal ı pka kire. Kal ı ptan kal ı b a gi riyor. Kal ı r cerı cok. Kal ı r yeri yok (on d an). Kambı r kambır üstüne. Kam b u r kam b u r üstüne. Kambersiz toy bol maz . Kambersiz d ü ğ ü n o l m az. Kan ağızmak. Kan akıtmak. Kan bermek. Kan vermek. 168


Kan başına urmak. Kan baş ı n a v u r mak. Kan cı luv. Kan ı l ığı. Kan kızı l . Kan (gi b i ) kızı l . Kan kiitmek. Kan gütmek. Kan şanagı . Kan çanağı . Kan ter 'işinde. Kan ter i ç i n d e . Kancanı taktı . Kancayı takt ı . Kanga kan t'ilemek. Kana kan istemek. Kanatı n astına sıgınmak. Kanat ı n ı n a ltı n a sığı n mak. Kanı bızık. Kan ı bozuk. Kanma dokunmak. Kan ı na doku n m ak. Kanına k'irmek. Kan ı n a gi rmek. Kanga suvsamak. Kana s usamak. Kanı sıcak. Kan ı sıcak. Kan ı suvuk. Kan ı soğ u k. 169


Kanl ı can l ı . Kan l ı can l ı . Kan kusturmak. Kan kusturmak. Kapanga kirmek. Kapana gi r m e k. kapal ı kutu Kapal ı kutu. (Sı r vermeye n , boş boğaz ol m ayan) Kapı m aşı k törüm boş. Kap ı m açı k evi m sana hazır. Kapısı kapalı (misafi r süymez .) Kapısı kapalı. (m isaf i r sevmez) . Kapısında ösmek. Kap ı s ı n d a b ü y ü m e k (gelişm ek) Kapısın aşındı rmak. Kapıs ı n ı aşı n d ı rmak. Kapısın aşmak. Kapıs ı n ı açmak (bir kon u n u n) . Kara cakmak. Kara s ü r me k (ift i ra atm ak). Kara ba�tl ı . Kara baktlı. Kara cahi l . Kara cah il. Kara kiin dosu. Kara g ü n dost u . 1 70


Kara yazı . Kara yaz ı . Karda cürer i zin bel l i etmez. Karda y ü r ü r ama iz b ı rak m az. Karn ı m u rn unda. Kar n ı b u rn u n d a (gebe kad ı n) . Karnı geniş. Kar n ı geniş (hoşgö r ü r) . Karnı zil şala. Kar n ı z i l çal ı yo r (ac ı k m ış kişi için söylen i r) . Karşı turmak. Karşı d u r m ak . Karşıdan karamak. Karşıdan bakmak ( m üdahale et m e mek). Kasıp kavurmak. Kasıp kav u rmak. Kaş cagaman dep k öz şıgarı r. Kaş yapacağ ı m d iye göz ç ı karır. Kaşıgı man aş berer sabı man k öz ş ıgarı r. Kaşığı ile aş ve r i r sapı ile göz çı karır. Kaş ın astında közuii bar demed i m . Kaş ı n alt ı n d a göz ü n v a rdemed i m . Kaşık (g) atmak. Kaş ı k atmak. Kaş ı k duşman ı . Kaş ı k d uş m a n ı . ( Koca şaka olarak karı s ı içi n söyl er) . a K şman k ö z arasında. K aşla göz aras ı n d a

Katır i nad ı . Katır i nadı. 171


Kazık (g) atmak. Kaz ı k at m ak. Kazı k kadar. Kazı k kadar. Kavgasız toy bol maz. Kavgasız d üğ ü n ol m az. Kaz kafal ı . Kaz kafal ı . Kazanda plşirıp lcapagında aşay. Kazanda p i ş i r i p kapağı n d a yiyor. Kazanış kapısı . Kazanç kap ısı. Kazandaşmay sı rdaş ı l maz. Ayn ı kazanda p i ş i r i p beraber yemed i kçe i ki kişi tam sam i m i olamaz anlam ı n a. B u n dan karı koca kast ed i l i r. Kel k i p1m kel. Gel keyfim gel. Kel zaman ket zaman . Gel zaman git zaman Keiiış cürekll Gen iş y ü rekli (sab ı r l ı ) Kelişmese de kutlu bolsun. Yakı ş ı k al m asa d a kutlu o l s u n (Açı klam a : B i r i s i yakı şmayan b i r şey yapar, d al kavu kları o n u tenkid edecekleri yerde tebrik ederler. B u n d a bi raz alay da var.) Kemer kapıda tılenıp cuma camide sadaka bere 1 0 • Kemerli kapıda sadaka al ı p c u m a namazı kılı nan cam i d e sakada veriyor. 1°

172

Kemer kapı K ı r ı m ' ı n Bahçesaray şeh ri nded ö r.


Kepının cırtmak Kefe n i n i yı rtmak. •

Keşe kunduz dememek. Gece g ü n d üz d e m e m e k Keşe kuşu. Gece kuşu Kimfü arabası na minse onuii turkusun cırlar. K i m i n arabas ı n a b i n e rse onun t ü rküsü n ü çal ar. Kıymege ştanı cok başına feslegen takkan. G iymeye i çdon u yok başına fesleğen takmış (Kel başa ş i m ş i r tarak). Kızı m saga aytamam kelinın sen tıfıla. Kızım sana söyl üyru m ge l i n i m sen d i nle. Kımırska duvası . Karı nca d u as ı . Kocamın ölgenıne can mayman ömüralla aytıp canı m caktı lar. Koca m ı n öl d ü ğ ü n e yan m ıyoru m , başsağlığı d i ley i p can ı m ı yaktı lar. Kolufı kam ı rı man er işine karışma. E l i n i n ham u ru ile e r i ş i n e karı şma. Koluiia tegenek közuiie şuyel . E l i n e d i ke n (gi b i batıyor göz ü n e siyil (gi b i e ngel ol uyor). Kol una kal mak. E l i n e kal mak. Kol u bolmak. Eli olmak (bi r işte) Kol u n şalt tutmak. E l i n i çab u k tutmak. 173


Kol üstünde konakay. El ü st ü n d e (hayvan ları sem i rtmek için yararl ı b i r) ot o l u p d arıya benzeyen s iyah toh u m u vard ı r . Kol u ayagı bay l ı . E l i ayağı bağ l ı . Kolga al mak. Ele al m ak . Koldan ayaktan tüşmek. Elden ayaktan d üşmek. İ ş yapamayacak hale gel mek. Köbu kıttı azı kal d ı . Çoğ u gitti azı kal d ı . Kökreg'in kermek. Göğs ü n ü germek. Köklerge şıgarmak. Göklere y ü kseltm e k Kökte kıdı rganda cerde tapmak. Gökte ararken yerd e b u l mak. Kökten zenbil men tüşken. Gökten zen b i l l e i n m iş . Kölgede taşlamak. Gölged e bı rakm ak. Kölgede kal mak. Gölgede kal mak. Kölgesinden korkmak. Gölges i n d e n korkmak. Kölgesinde caşamak. Gölges i n d e yaşamak. Kölek eskitmek. G ö m l e k eskit m e k. 1 74


Kôpkası ketti ci'.bi de ketsin. Kovası gitti ipi de gits i n . Körup geşirmek. Görüp geçirmek. Körunmez kaza. Görün m ez kaza. Kôt atma Kıç atm a. (Sözü nden caymak) Kötere pazarlak. Göt ü re pazarl ı k. Koyanga kaş tazıga tut der. Tavşan a kaç tazıya tut d e r. Köz aşı p cum gaşı . Göz açı p kapay ı ncaya kad ar. Köz alıcı . Göz alıcı. Köz astına almak. Göz altı n a al m ak. Köz aştırmamak. Göz açt ı rmamak. Köz atmak. Göz atm ak. Köz cummak. Göz y u m m ak. Köz aydı n . G ö z ayd ı n . Köz baylamak. Göz bağlam ak. Köz boyamak. Göz boyamak. 175


Közde bolmak. Gözde n o l m ak Közden coyul mak. Gözden kaybol m ak K özden kaşmak. Gözde n kaçmak. K özden keşirmek. Gözde n gec i r m e k Közden s ü r m e al mak. Gözd e n s ü r m e al mak. Közden şıgarmak. Gözd e n çı karmak. K özge almak. Göze almak. Közge batmak. Göze bat mak. Közge klrmek. Göze girmek. Közge şarpmak. Göze çarpmak. Köz közge kel mek. Göz göze gel mek. K öz kaş etmek. Göz kaş etmek. Köz gezdirmek. Göz gezd i rmek. Köz hakkı bermek. Göz hakkı vermek. K öz k öre k öre. Göz göre göre. 1 76


Köz köznu körm i . Göz gözü görmüyor. K özune kara $UV tüşmek. Göz ü n e kara s u i n m e k. Köz kararı . Göz kararı. Köz kulak bolmak. Göz ku lak ol mak. Köz salmak. Göz koy mak. Kôz tiymek Göz (nazar) değmek. K öz aldına ketirmek. Göz ö n ü n e get i r mek. K öz aldı nda tabıldı rmak. Göz ön ü nd e b u l u n d u r mak. Köz kıyırından karamak. Göz ucu ndan bakm ak. Köz toyurmak. Göz doyu rmak. Közleri aylanmak. Gözleri dön mek. Közleri cıltıramak. Gözleri parlamak. Közleri colda kal mak. Gözleri yolda kal mak. Közlerımen aşamak. Gözleriyle yemek. K özleri velfecir okıy. Gözleri velfec i r o kuyor. 177


Közu bek. Gözü pek (cesu r) Közu bolgann ıii k üzu ş ı ksın. Gözü olan ı n gözü çı ksı n . Küzu kesmek, kesmemek. Gözü kes mek, kes me me k. K özu aş. Gözü aç. Közu aşı k . Gözü açı k . Közu aşı l mak. Gözü açı l mak. K özu aşı k ketmek. Gözü açı k gitmek. Közu arkada kal mak. Gözü arkad a kal mak. Közu bar carıgı cok. Gözü var fe r i yok. K özu dalmak. Gözü dal mak. Közu kapal ı . Gözü kapal ı . Közu tışta bol mai<. Gözü d ışarda o l m ak . Közu taymai<. Gözü kaymak. Közu kararmak. Gözü kararmak. Kozun patlatmak. Göz ü n ü patlatmak. 1 78


Közu kızarmak. Gözü kızar mak. Közu ko rkmak. Gözü korkmak. Közune t'izine tursu n . Göz ü n e d iz i n e d u rs u n . Közun ayı rmamak. Göz ü n ü ayı r m amak. Közune yuku kirmemek. Göz ü n e u y ku g i r m e mek. Közun şıgarmak. Göz ü n ü ç ı karmak. Közun dört aşmak . Göz ü n ü d ö rt açmak. Közun caşı na karamamak. Gözü n ü n yaş ı n a bakmamak. Közuiiden ayl anay ı m . Göz ü n d e n döney i m . (Göz ü n ü seveyi m anlamı n da). Közuiinu toprak toyursun . Gözü n ü top rak doyurs u n . Közu sönuk. Gözü sön ü k . Közu yaş l ı . Gözü yaşl ı . Közu tok. Gözü tok. Közu y ı l mak. Gözü y ı l mak. Közu cogarda. Gözü yu karıda. 1 79


Kulagı şıiilas ı n. Ku l ağı ç ı n lası n . Kulagı teşik. K u lağı d e l i k. Ku lagı tışta . K u l ağ ı d ışarda. Kulagın burmak. K u l ağ ı n ı b u rmak. Kulagına kirmek. Ku lağı n a girmek. Kulagın toturmak. K ul ağı n ı d ol d u rmak. Kulagına sal mak. Ku l ağ ı n a koymak. Kulagın tı kamak. Kulağ ı n ı t ı kamak. Kulagı n tikmek. K u lağı n ı kabartmak. Kulak (g) asmak. K u lak asmak. Kulak kesil mek. K u lak kesi l m ek. Kulak m üsap1r1 bol mak. Kulak m i safi r i ol mak Kulak bertnek. K u lak vermek. Kulaktan kulakka. K u l aktan k u l ağa. Kulaktan kapma. K u l aktan kap ma. 180


Kulun ku rbanın bolayım . K u l u n k u rb an ı n olay ı m . Ku rban l ı k koyday közleri bay l ı . K u rban l ı k koy u n g i b i gözleri bağl ı . Kursagıiida ötmegim bar. K u rsağ ı n d a e k m eğ i m var. Kurtun tökmek. K u rd u n u d ö k m e k. Kuru böten. (Arapça bü htan sözünden) K u r u ift i ra. Kuru kalabal ık. K u ru kalabal ı k. K u ru zıkı . Kuru zıkı. K u ş kadar canı bar. Kuş kad ar can ı var. Kuş mıyl ı . K u ş beyi n l i . Kuş sütümen beslemek. Kuş sütü ile beslem e k. Kuş uşurmaz . K u ş uçurmaz. Kuvanşına kuş cetmiy. Kıvancına (sevinci n e) kuş yetişmiyor. Kuyrugu kısı l d ı . K uyruğu k ı s ı l d ı . Kuyrugu koptu. Kuyruğu kopt u . Kuyruk (g) acısı . Kuyru k acıs ı . 181


Kuyrugun tiktl. Kuyruğ u n u d i kti. Kuyruguna basmak. Kuyruğu n a basmak. Kuyruguna teneke takmak. Kuyruğuna teneke takmak. Kuyruk sal lamak. Kuyruk sal lamak. Kula kapmak. K ü l a kapm ak. Kula kisetmek. K ü la giyd i rm e k. Kula deiiıştı rmek. K ü l a değişt i rmek. Kulama anlat. K ü l ah ı m a anlat. Kül bol du. Kül oldu. Kultöbesiz k öy . K ü l den tepesi o l m ayan köy . Kül un kökke savurdu . K ü l ü n ü göğe sav u rd u . Kurektay til i bar. K ü re k g i b i ( kadar) d i l i var. I}:atı r saymak. H at ı r saymak. 15.atır soramak. H at ı r sormak. !Satı r gonül al mak H at ı r gön ü l a l m ak . 182


L Lap aramızda. Laf aramızd a. Lap astında kal mamak. Laf altı n d a kal mamak. Lap bolsun. Laf olsu n . Lap eşitmek. Laf işitmek. Lap kıtl ıgı. Laf kıtl ığı. Lap k ötermemek. Laf kald ı rmamak. Lapı awuzunda kald ı . Lafı ağzında kal d ı . Lap atmak. Laf atm ak. Lak ı rd ı awuzundan suvday aga. Lak ı rd ı ağzı ndan su gibi akıyor. Lak ı rd ı taş ı mak. Laf taş ı m ak. Lapı n awuzuna tıgamak. Lafı n ı ağzı n a t ı kamak. 183


Lapka tutmak. Lafa tutmak. Lapka buvmak. Lafa boğm ak. Lapın esirgememek. Lafı n ı e s i rgememek. Lapın ayl andırmak. Lafı n ı çev i rmek.

184


M Maşer kun u . Mahşer g ü n ü. Mal can l ı . M a l can l ı . Mal ı n közu . Mal ı n göz ü . Martaval atmak. Martaval at mak. Maskara bol mak. Mas kara ol m ak. Masrap kapısı aşmak. M as raf kap ısı açmak. Maşallası bar. M aşal l ah ı var. Maymun 'iştaal ı . May m u n i ştah alı. Maymun k özun aşt ı . May m u n gözü n ü açt ı . Maytabka al mak. Alaya almak. M enden ı rak bolsun . Benden ı rak olsu n . 185


Merdiven tayamak. (kartlıkka) Merd iven d ayamak ( İ htiyarlığa) . M erabanı kesmek. Merhabayi ( m ü nasebeti) kesmek. Mesele ş ıgarmak. Mesele çı karmak. M eydanga atmak. M eydana atmak. M eydanga şı kmak. M eydana çı km ak. M eydannı boş tapmak. Meydan ı boş b u l mak. M eydan okumak. M eydan o k u m ak. M ezar kaşkını. M ezar kaçkı n ı . M ezebı geniş. Mezhebi gen iş. Mık kesmek. (sovuktan). Çivi kes m e k (Soğ u ktan). Minecek eşegi cok at begenm ı . B i n ecek eşeği yok at beğe n m iyor. M ıskılın başına püskül bolsun. Alayın (isti hzan) baş ı n a püskül ols u n . Mışıktay dört ayak üstüne tüşer. Ked i gibi d ört ayak üzerine d üşer. (Açıklama: Açı k göz l ü , tet i k i nsan için ç ü r ü k tahtaya bas maz.) 186

söyl e n i r.

Kolayca


M ı yık burmak. Bıy ı k bu rmak. M ıyıgın astından kulmek. Bıyığ ı n alt ı n d an g ü l mek. M ı yıgın balta kesmiy. Bıyığ ı n ı balta kes m iyor. M ıyıgı terlemek. Bıyığı terlemek (del i kan l ı l ı k çağı n a gi r m e k) . M ıy ı katkan . Bey n i katı laş m ı ş . M oyun borcu. Boyun borcu. Moyun bukmek. Boy u n b ü k m e k . Moyun iymek. Boy u n eğmek. Moynu kı ldan ince. Boy n u kı ldan i n ce. Moysaga kirmek. Boy u n d u ruğa girmek. Mum tikmek. M u m d i kmek. M u m man kıdı rmak. M u m l a aramak. M u rnu kanamamak. B u r n u kanamamak Mu rnu avada. B u r n u h avada. M u rnundan keldi B u r n u ndan gel d i . 187


Murnu ndan so lu mak. B u r n u ndan sol u mak. M u rnundan tutmak. B u r n u ndan yakalamak. M u rnundan tartsan cıgı lacak. B u r n u n dan çeksen d üşecek. M urun cıyı rmak. B u r u n kıvı r mak. M urnun tartmak. B u rn u n u çekmek (Açı klama: Birisine i htiyacı o l u p sığın m ak .) M urnun torasına cürmek. B u rn u n u n d oğ r u s u n a y ü r ü m e k. M u rnun diregı sızlamak. B u r n u n d i reği (orta kem iği) sızlamak, acı m ak, üzü l mek M urnun tübüde. B u r n u n u n d i binde. M urun murunga kelmek. B u r u n b u r u n a gel mek. M u rnun sı ksan canı şıgacak. B u r n u n u sı ksan can ı çı kacak (sakat, zaif.) M u rnun tıkmak. B u rn u n u sokmak.

188


N N ab ı z coklamak. Nabız yoklamak. N agış işl icek kız, etik tigecek biz tavulman. Nakış işl eyece k kız, çizme d i kecek biz d eğ i l i m . N al ların tikti. Nal ları n ı d i kti. N azga şekmek. N aza çekmek. N e balı kerek ne de balası . N e bal ı grek ne d e çocuğ u . N e de bolsa. Ne de olsa. N e demek ? Ne demek ? N e dep ? N e d iye ? N e kiinlerge kal d ı k . N e g ü n l e re kal d ı k. N e mal bolganm bilemız. N e mal o l d uğ u n u b i l iyoruz. Ne edik ne bolduk. Ne idik n e old u k. 189


N eme kerek. N e m e gerek. Ne hol dum budalas ı . N e old u m b u d al as ı . N e bol u r ne bol maz. Ne o l u r n e o l m az. Ne ot bar ne ocak Ne ot var ne ocak. Ne selam ne saba. Ne selam ne sabah . N e sası r ne bulaşır. N e kokar n e b u laş ı r. N e sarımsak aşarman ne de awuzum sasıtı rman. Ne sarı m sak yeri m ne de ağz ı m ı kokut u r u m . N e ölüsüne cılar n e de tirisine kıller . N e ö l ü s ü n e ağ lar ne d e d i ri s i n e g ü l e r. (Aç ı klam a : d uy m az ı n , h issiz ve kaytsizi n söylen m iş). Ne bar ne cok ? N e var n e yok ? N iyeti aru . N iyeti i y i . N iyeti bızık. N iyeti bozu k. N otun bermek. N ot u n u vermek. N o ktası noktasına. Noktas ı n o ktas ı n a. N u h der peygamber demez. N u h der peygamber d e m ez. 1 90

biri

anlam ı n a


N u h N ebi'den kal ma. N u h Nebi'den kal ma. N u marasÄąn bermek. N u m aras Äą n Äą vermek

191


v

0 0 0 Ocagı sönmek. Ocağı sönm ek. Ocagına tüşmek. Ocağ ı n a d üş m ek. Ogul bal ı . Oğu l bal ı . o � demek. O h d emek. o� bolsun. Oh olsun. O gadar kusur kadı kızında da bar. O kadar ku s u r kad ı kız ı n d a da var. Ok (g) un attı cayın astı . Oku n u attı yay ı n ı astı . O k cay ı ndan ş ı ktı . Ok yay ı n d an ç ı kt ı . Okkaafı astına ketti O k kan ı n alt ı n a gitti O ktay cüregine işlemek. Ok gibi y ü reğ i n e işlemek. O klav cutkanday timtik. O klava yutmuş g i b i d i m d i k. 192


O m u z omuzga. O m uz o m uza. O m uz sll kmek. O m uz s i l k m e k. O n paraga on kere omakalar. O n paraya o n kere tepetaklak atar. On parmagı nda on marefet. On parmağ ı n d a on m arifet. O n u b örkiime anlat. O n u kal pağ ı m a (külahı ma) anlat. O rta mal ı . O rta malı. O rtaga salmak. O rtaya koym ak. O rtal ı kn ı karıştırmak. O rtal ığı karışt ı r m ak. Ot al mak . Ateş al mak. Ot bastı . Ateş bastı. Ot tüştü. Ateş d üştü. Ot şaşmak. Ateş saçmak. Ot şaşaknı sard ı . Ateş saçağı sard ı . Otka atmak. Ateşe atm ak. Otka atsan canmaz. Ateşe atsan yan maz. 1 93


Ot

cal ı n pusklırmek. Ateş alev p üs k ü rmek.

Ot cavc! ı rmak. Ateş yağd ı rmak. Ot cok ocak cok . Ateş yok ocak yok. Otman oynamak. Ateş le oynamak. Otuna canmak. Ateş i n e yan mak. Ottan ko\ek. Ateşten gömlek. Oturgan d a i m kesmek. Ot u r d u ğ u dalı kes mek. Oynad ı kul du cerm taptı . Oyn ad ı g ü l d ü yer i n i b u l d u . Oyun bızmak. Oyu n bozmak. Ö z awuzman tutu l mak. Ke n d i ağzı i le tutul mak. Ö z aramı zda Kencamet mayh botka semız et. Ken d i aram ızda Kence A h m et yağ l ı p i lav s e m iz et. (Açı klama : A ram ızda yabancı yok , hep dostlar bir aradayız, yağ l ı p i lav ile se m iz eti kend i m iz yiye l i m . Me nfaatleri kendi aram ı zda paylaşal ı m .) Ö z işine zuvana el ş'ine kuvana. Kendi i şi n e boş veriyor başkas ı n ı n işine sevi n iyor. Ö zü toyar kôzu toymaz. Ken d i d oyar gö2 ü d oymaz. 1 94


Ö z başına. Kendi baş ı n a Ö z: alinde Ke n d i h al i nd e Ö z dertıne tüşmek. Ken d i d e rd i n e d ü ş me k. Ö zü kel d1 Ken d i gel d i . Ö z özüne (söl enmek) Ken d i k e n d i n e söy l e n m ek. Ö z mayı man kavrul mak. Kend i yağı ile kav r u l m ak.

Ö z payına Kend i payıma Ö zü cok Taıinsı bar. Ke n d i yok Tan r ı s ı var. Ö zün begenmek. Kendini beğenmek

Ö zün küstermek. Ken d i n i göster mek. Ö zün maktamak. Kend i n i övmek. Ö zün bil memek. Kend i n i

bilmemek

Ö zün coytmak. Kend i n i kaybetm ek. Ö zün aşamak . Ke n d i n i yemek. Ö zünden keşmek. K e n d i n d e n geçmek. 1 9S


Ö zünden pay pışmek. Kendinden pay biçmek. Ö ı:ünde tuvul . Kend i n d e deği l . Ö züne conmak. Kend i n e yontmak. Ö züne kelmek. Ken d i n e gel mek. Ö zü şal ı p özü oynamak. Kendi çal ı p ken d i oynamak. Ö lşusü n ald ı . Ö lçüs ü n ü al d ı . Ö lşup piştr. Ö lçü p biçt i .

Ö lşünü kaşırd ı . Ö lçüyü kaçı rd ı . Ö l mek bar dönmek cok. Ö l m e k var d ö n m e k yok. Ö güz astından bızaw kıdıra. Ö küz altında buzağ ı arıyor. Suç b u l m ak için sebep, bahane arıyo r . Ö l u m üne suvsagan . Ö l ü m ü n e susamış. Ö l ü m kaşman köz arasında. Ö l ü m kaşla göz aras ı n d a. Ö lüsü bakı ra. Ö l üs ü bağı r ıyor. Ö l üsü kınal ı . Ö l ü s ü kınal ı. 1 96


Ö lüsü ökure. Ö l ü s ü böğ ü r üyor. Ö mu r Allah. Ö m ü r Allah. ( Ö len kişi n i n akrabas ı n a başsağl ığı yer i n d e söyle n i r. Affah sana ö m ü r versin t e m e n n isi). Ö m ru boyunca Ö m r ü boyu n ca. Ö mu r geşlrmek. Ö m ü r geçi rmek. Ö mu r sürmek. Ö m ü r s ü rmek. Ö mur şürütmek. Ö m ü r çü rütmek. Ö m u r törpüsü. Ö m ü r tör p ü s ü . Ö tmegı kol unda. Ekmeği e l i n d e. Ö tmegine may cakmak. Ek m eğ i n e yağ s ü r m ek. Ö tmegm taştan şıgarmak. E k m eğ i n i taştan çı karmak. Ö tmek elden suv kölden. E k m e k elden s u göl d e n . Ö tmek kapısı . E kmek kap ı s ı .

197


p Palavra savurmak. Palavra savu rmak. Pam ı k dbimen bayl ı . Pam u k i p l iğ i i l e bağ l ı . Pamukman basa. Pam u kl a bas ıyor. Pam ı l<tay cı mşak . Pam u k g i b i y u m u şak. Papişı kültöbede. Papucu dama atı l d ı anlam ı n a gel i r. Papış eskitmek. Papuç eskitmek. Papişkulak Pap uçkulak (pap uç g i b i kulağ ı o l m ak) . Papiştll . Papu ç kadar d i l i o l mak. Papiş paal ı . Papu ç pah al ı . Para aşamak. Para yemek. Para babası . Para babas ı . Para cıymak. Para toplamak. 198


Para etmemek. Para etmemek. Para delisi. Para d e l i s i . Para kesmek. Para kes mek. Para şekmek Para çe kmek. Para şıgarmak. Para çı karmak. Para şaşmak. Para saçmak. Para tökmek. Para d ökmek. Para yasamak. Para yapmak. Parada kozu bar. Parada gözü var. Paraga pul dem i . Paraya p u l d e m iyo r. Paraga tapmak. Paraya tapmak. (Parayı h e r şeyden ü st ü n sayan). Paraman tuvul sıraman. Para i l e d eğ i l sı ra i l e . Paraaii turasın betıiie bas. Paran ı n tuğras ı n ı y ü z ü n e bas. Parmagı awuzunda kal mak. Parmağı ağz ı n d a kal mak (şaş mak). Parmagına dolamak. Parmağ ı n a dolamak. 199


Parmagında oynatmak. Parmağ ı n d a oynatmak. Parmak (g) atmak. Parmak atmak. Parmak basmak. Parmak bas m ak. Parmak (g) esab ı. Parmak h esabı. Parmakman köstermek. Parmakla göste rmek. Parmaklarn aşamak. Parmakları n ı yemek. Parmak tişlemek. Parmak ı s ı r mak. Paşaportun kolu na bermek (işten şıgarmak) . Pasaport u n u e l i n e v e r m e k (işten çı karmak) . Patırdı şıgarmak. Pat ı rd ı çi karmak. Patlak bermek. Patlak vermek. Pay bişmek. Pay biçmek. Pay bermek Pay vermek (eli n i n işaret ve o rta parmakları n ı n aras ı n a baş parm ağ ı n ı sokup işaret vermek köt U anlam ı nd a d a k u l l an ı l ı r). Pay ı n almak. Pay ı n ı almak (d e rs i n i a l m ak anlam ı n a da gel i r) . Pazar ola. Pazar ola (al ışve riş teme n n i etmek anlam ı n a k u l l an ı l ı r) . 2 00


Perde artı nda. Perde a r kas ı n da. Perdesi cırtı k. Perdesi y ı rt ı k. Pestilin şıgarmak. Pesti l i n i çı kar mak (biri s i n i d öv ü p ezmek) Peşine tüşmek. Peş i n e d üşmek. Peşin taşlamak. Peş i n i b ı rak mak. P ı l ı n ı pırtını toplamak. P ı l ıyı p ı rtıyı toplamak. P ışak sırtı kadar. Bıçak s ı rtı kad ar. Pışak süyekke tayand ı . Bıçak kem iğe daya n d ı . P1şllgen kaptan. Biçi l m i ş kaftan . P işken aşka suvuk suv katmak. Pişmiş aşa soğ u k s u dökmek. Postanı kesmek. Postayi kesmek. Post kavgası . Post kavgas ı . Post koldan ketti. Post e l d e n g itti. Postın caymak. Postu n u sermek. 201


Postın kutarmak. Postu n u k u rtarmak. P u nduna ketirmek. Puntu n a getirmek. Puslanı şaşırmak. Puslayı şaş ı rmak

202


R Raatlı k k ötune bata. Rahatl ı k göt ü n e batıyo r. Raat l ı k yüzü k örmemek. Rahat yüzü gö r m e m e k Raatlık taptı kursudu. Rahat l ı k b u l d u , n i m eti i n kar et meğe başlad ı . ( K uvvet l e n i p g u r u riandı, k i b i rl e n d i . ) Raamet o kumak. Rah m et o k u m ak. Raamet bereket. Rah met (yağ m u r) bereket. Raamet Tanrıdan . Ramet Tan rıdan. Rengın atmak. Rengi at mak (uçmak) Renk bermemek. Renk vermemek. Ruhun teslim etmek. R u h u n u tes l i m et mek.

203


s Saat başı . Saat baş ı . Saati saatine uymay. Saati saat i n e uym uyor. Saba ola �ayır ola. Sabah ola hayı r ola. Sabanı tapmaz (hasta) . Sabah ı b u l maz. Sabaaii �ayrı akşamın şerrı . Sabah ı n h ayırı akşam ı n şerri. Sabın köpugıl . Sabu n köp üğ ü . Sabı r taş ı . Sabı r taşı Sabısız mal . Sah i psiz mal. Sabı silik. Sapı s i l i k. Sabına kadar (erkek) Sap ı n a kadar. Safrası kabarmak. Safrası kabar mak. Saglamga baylamak. Sağlama bağlam ak. 204


Saga pişken maga kotarı lgan. Sana pişmiş bana devred i l m i ş. Saglam karu le tuvu l . Sağlam ayakkab ı d eği 1 . Sakalım kışı may. Sakal ı m kaş ı n m ıyor. Sakalın kaptı rgan. Sakal ı n ı kaptı rmış. Sakızday cabışa. Sakız g i b i yapışıyor. Sal lapart i . Sal l aparti. Salpıerin . Sal ı kd u dak (al t d u dağı sark ı k) . Sal pıüşek. E rkek tenas ü l aleti sarkık. Sarpka sard ı . Sarpa sard ı (iş) . Sat ı r atmak. Sat ı r at mak. Sawmal sıyır. Sağ mal i n e k . Selam berı:p borçl u ş;ktık. Selam verip bo rçl u ç ı ktık. Senet sepet. Senet sepet. Senki can mefıki patlıcan m ı ? S e n i n ki can ben i m ki patlıcan m ı ? Sen l ı men l ı . S e n l i ben l i. 205


Sen saw men selamet. Sen sağ ben selamet. Sep2,t avası şal mak. Se pet havas ı çal mak. (Birisi n i kov mak, işten çı karmak) Ses ı ş ı kmaz. Sesi ç ı k maz. Sesın kesmek. Ses i n i kes mek. Ses bermemek. Ses vermemek. Set şekmek. Set çe kmek. Sevda şekmek. Sevda çekmek. Sı kbogaz etmek. S ı kboğaz etm ek. Sıkıntı şekmek. S ı kı ntı çekmek. S ı kı nt ı l ı bolmak. S ı kı nt ı l ı o l m ak. Sıkıntıga tüşmel<. S ı kı ntıya d ü şmek. Sı kı ntıga kelmemek. Sıkı ntıya g e l m e m ek. Sarsıntı geşirmek. Sars ı n t ı geçi rmek. Sı rasına geşmek (adam) Sı rası na geç m e k. Sı rasına ketirmek. S ı rası n a get i r mek. 206


S ı r buldugu. Sır k ü p ü . S ı r sam:hgı . S ı r san d ı ğ ı . S ı rtı cerge tiymemek. S ı rt ı yere d eğ m emek. S ı r ı k bo y l u . S ı r ı k boy l u . S ı rtı kışın mal<. S ı rtı kaş ı n mak. S ı rtı ndan keşı:n mek. S ı rtı ndan geçin m e k. S ı rtı ndan ş ıgarmak. S ı rtı ndan çı karmak. Sıtma körmegen . Sıtma (hastalığı) görmemiş. �Sağlam an lam ı n a) Sıyrı l ı p ş ıkmak. Sıyrı l ı p ç ı k mak. Sid'ik şabıştı rmak. S i s i k yarıştı rmak. Silip sıpırmak. S i l i p s ü p ü rmek. Sinirin bızmak. S i n i r i n i bozmak. Sinirin oynatmak. S i n i r i n i oynatmak. Sinirine tiymek. S i n i r i n e dokun mak. Sinirleri kerilmek. S i n i rleri geri l m ek. 207


Sinirleri catışmak. S i n i rl e r i yatışmak. Sizge toyum bol maz. S ize doy u m o l m az. Sokak s'ibirtkisi. Sokak s ü p ü rgesi (kad ı n ) Solda sıpır. Solda sıfı r (hiç d eğeri ol mamak). sol u k (g) aldı rmak. So l u k aldı rmak ( nefes aldı rmak) Sol u k sol ukka. Sol u k sol uğa. Sofi ki:irlugu. Son bol l uğ u . Sofi kozun oynamak. Son kozu n u oynamak. Sofıun ketiral mamak. Son u n u getirememek. Sonun tüşünmemek. Son u n u d üş ü n memek. Sonundan körme. Son radan gö rme. Soyul gan tanaday okılre. Boğazlan m ı ş dana g i b i böğ ü r üyor. Soysuzun biri. Soysuzun b i r i . Söz almak. Söz almak. Söz aşmak. Söz açmak (bir şeyden) 208


Söz ayakka tüştü. Söz ayağa d üşt ü . Söz afılamaz. Söz anl amaz. Söz avuzdan şıgar. Söz ağızdan çı kar. ( Doğ ruyu söylemek anlam ı n a) Söz bermek. Söz vermek. Söz kelişi. Söz ü n gelişi. Söz kesmek. Söz kes m e k. Söz kaytarmak. Söze karş ı l ı k vermek. Söz birligl. Söz b i rl iği. Söz kavgası . Söz kavgası Söz sı rası Söz sı ras ı . Sözü geşmek. Sözü geçmek. Sözüm meclisten tış. Söz ü m m ecl isten d ış. Sözüm oga. Söz ü m ona. Sözüfı kıs kası . Söz ü n kısas ı . Sözün geşırmek. Söz ü n ü geçirmek. 209


Sözü nde turmamak. Söz ü n d e d u r mamak. Sözünden kaytmak. Söz ü n d e n d ö n m e k Suvdan cevap Sudan cevap . Suvdan ucuz. Sudan ucuz. Suday akmak. Su g i b i akmak. Suday ezberlemek. S u gibi ezbe rlemek. Suv işinde. Su içinde. Suv katıl magan . Su kat ı l mamış. Su rat asmak. S u rat as mak. Suratı bir karış. Su ratı bir kar ış. Suvga tüştü (iş) . S uya d üştü. Suvga aketı:p suvsuz ketire. S uya göt ü r ü p susuz getiriyor. Suvu sert. Suyu sert. Sü rüsüne bereket. S ü r ü s ü n e be reket. Süt tokken mışı ktay. S ü t d ö k m ü ş ked i g i b i . 210


Süt kozusu. Süt kuzu s u . Sütü bızık. Sütü bozuk Sütüne avale. Sütüne h avale.

211


ş Şaşı pitmegen sab i . (Yeni doğmuş çocuk). Saç bitmemiş sabi. Şaşı sakalına karışkan . Saçı sakal ı n a karışm ış. Şaşı uzun aklı kı ska (kad ı n için) . Saçı u z u n akl ı kısa ( Kad ı n için söylen i r) . Şaş şaşka baş başka. Saç saça baş başa, ( kavga et m e k) . Şaşı sakal ı agargan . Saçı sakal ı ağarmış. Şakaga kel m ez. Şakaya gel m ez. Şaka kaka bolur. Şaka kaka o l u r. Şakası cok. Şakası yok. Şalkadan cıgı l mak. S ı rt üstü d üş mek. Şam ı r atmak. Çam u r at mak. (Birisine iftira veya isnatta b u l u n mak.) 212


Şala kal em . Çala kale m . Şala kaşık. Çala kaş ı k. Şalgı şagana. Çalgı çağana. Şal ı m ı ndan geşll m i . Çal ı m ı n dan geç i l m iyor. Şal ı m satmak. Çal ı m sat mak. Şal ı p oynamak. Çal ı p oynamak. Şal ıp ş ı rpmak Çal p ç ı r p mak. Şenesı kuvvetli. Çenesi k uvvet l i . Şıban baş ı . Çı ban başı. Şapka oturmak. Şapa otu rm ak. Şaytanga uymak. Şeytan a uymak. Şaytan türte. Şeytan d ü rt üyo r. Şaytanıfi ayagın sındı rmak. Şeytan ı n ayağ ı n ı kı r mak. Şaytanga şarık kiydirmek. Şeytana çar ı k g iyd i rmek. (Ku rnaz , c i n fi k i rl i ve bece r i kl i kişi için söyleni r.) 213


Şaytanıii catkan cerın bile. Ş eytan ı n yattığı }'eri b i l iyor. ( B i lgi l i ve m ütecessis kişi içi n söyle n i r). Şaytan kulagma kurşnun. Şeytan ku lağ ı n a k u rş u n . ( İ yi ve başar ı l ı yapı l m ı ş b i r işi şeytan d u y u p bozmas ı n anlamın­ da söyl e n i r.) Şıbın avlamal<. S i nek avlamak. Şıbından may şıgarmak. Sinekten yağ ç ı karmak. ( B i raz has is ve çok m u ktesit kişi için söylen i r.) Şıgırından şıktı . Çığırı ndan ç ı kt ı (iş). Şıkmaz col . Ç ı kmaz yol . Şıkmazga kirdi. Ç ı k maza g i rd i . Şiylik etmek. Çiğ l i k yap mak. (et m e k) Şıle toturmak. Çile doldu rmak. Şi leden ş ı kmak. Ç i l eden çı kmak. Şii balasınday darkal mak. Çil yavrusu g i b i d ağ ı l ı p gitmek. Ş ı mtık (g) atmak. Ç i m d i k at m ak. Şı rkepke taş atmak. Ç i r kefe taş atmak. 2 14


Şuru kke şıkmak. Ç ü r üğe çı kmak. Şuruk ta�taga basmak. Ç ü r ü k tahtaya basmak. Şulay bul ay. Şöyle böyle . Şundan bundan . Şundan bundan. Şunun şuyerinde. Ş u n u n ş u rası n da.

2 15


T Tabanga kuvet. Tabana kuvvet. Tabanı kötune tiye. Taban ı k ı ç ı n a d eğiyor. ( Kaçan adam içi n söylen i r) . Taban patlatmak. Taban patlatmak. Taban tepmek Taban tepmek. Tadı n almak. Tad ı n ı al mak. Tad ı ndan aşal mamak. Tad ı n d an yen i lememek. Tad ı n kaşı rmak. Tad ı n ı kaçı rmak. Tadı nda taşlamak Tad ı n d a bı rakmak. Tad ı tamagı nda kald ı Tad ı damağında kal d ı . Tadı tuzu cok. Tad ı tuzu yok. Tagı p tagıştı rmak. Takı p takışt ı rmak. 216


Ta�tası eksik. Tahtas ı eksik. Tamtakı r kuru bak ı r. Tamtakı r k u r u bakır. Tanrı konugu . Tan rı m i safiri. Tapkan say ı n kursiy. Buldu kça (zenginleşti kçe) ş ı marıyor, ( m i n n et ve ş ü kretm iyor.) Tart arabaiinı. Ç e k araba n ı (git b u radan anlamı na). Taptap geşmek. Çiğneyi p geçmek. (Saygı gösteri l m esi gerek b i r kişiye selam verip hat ı r ı n ı sor­ madan geçmek) Taş atmak. (Bi risin e) Taş at mak (Biri s i n i i m a yel iyle kötülem ek) . Taş atı p bel i avurmamak Taş atı p beli ağı r m amak ( Kolayca kazan ç sağlayan kişi için söylen i r). Taş l ı kôy. ( Mezarl ı k) Taşl ı köy (Mezarl ı k) Taş şatlasa. Taş çatlasa. Taşnı kertigine sal mak. Taşı (kon ması gere k l i ye re) ged iğine koy mak. Taşnı sıksa suvun ş ıgarı r. Taşı s ı ksa s u y u n u ç ı karı r. Taş kesil mek. Taş k esil m ek . Taş talaw etmek. Taş (zeh i r zak k u m ) etmek. 217


Taş cürekli. Taş y ü re k l i . Taş üstünde taş koy mamak. Taş üstünde taş komamak. Tawga ketirmek. Tava geti rmek. Tayak (g) atmak. Dayak atmak. (Döğm ek) . Tayak (g) aşamak. Dayak ye mek. (Döv ü l mek). Toy aşı man dos sllay . D ü ğ ü n aş ı i l e d ost ağı rl ı yo r. (doyu ruyor). Toyufida şeltekmen suv taşırman . D ü ğ ü n ü n d e kal burla s u taşı r ı m . Tazı kızd ı . Keli kızd ı . Tecrübe tal�tası . Tecrü be tahtas ı . Tekne kı rı ntısı. Te k n e k ı r ı n t ı s ı . ( E n s o n d oğan çoc u k için söyl e n i r) . Temel taş ı . Temel taşı. ( K ü ç ü k taş d üşmekle b i n a yıkıl maz, temel taş kals ı n . K ü ç ü k çocuğun öl ü m ü için söyl e n i q . Temizge şı kmak. Tem ize ç ı k m ak Tencerede pişirip kapagında aşamak. Te ncerede pişirip kapağ ı n d a yemek. 218

sağlam


Teneşir paklar. Te n eş i r paklar. (Te n eş i r tahtası yan i öl ü m tem izle r) Tebe tebe kullanmak. Tepe tepe k u l lan mak. Ters yagmdan tu rmak. Ters tarafı ndan kal kmak (aksileşmek). Tez canl ı . Tez can l ı (aceleci). Tez elden. Tez elden (çabu cak). Tırıışın kötunden al mak. N efesi n i göt ü nden al mak (çok kor k m u ş kişi i ç i n söyl e n i r) . Toban otunday. Saman ateşi g i b i . T o p (b) awuzunda bol mak. Topu n ağzı nda o l m ak. (Te h l i keye e n yak ı n kişi veya yer için söyleni r.) Toz kondurmamak. Toz kon d u r m amak. Toznu tumanga katmak. Tozu d u mana kat mak. Töbesine mlrımek. Te pesine b i n m e k .

Tövbeler tövbes ı . Tevbeler tevbesi. Tulumun şıgarmak. Tu l u m u n u çı karmak. Turnanı kozunden u rmak. Tu rnayı göz ü n d e n vu rmak. 219


Tutkanın koparmak. Tutt uğu n u koparmak. Tuz büber ekmek. Tuz b i be r ekm ek. Tuzman buz bolmak. Tuzla buz o l m ak. Tuz! uga oturd u . Tuzl uya otu r d u . Tuzlayı m da sasıması n , Tuzlay ı m d a kokmas ı n . Tuk tı kmek. Tüy d i kmek. Tılk tökmek. Tüy dökmek. Tılklı rugün calamak veya calamamak. T ü k ü rd üğ ü n ü yalamak veya yalamamak.

220


u Ucu bucagı cok. Ucu bucağı yok. U cunda ö l ü m cok ya . U c u n d a öl ü m yok ya. Ucuz kutul mak. Ucuz k u rtul mak. Uşkan kuşka borçlu. U çan kuşa borç l u . U m urunda tuvul . U m r u n d a deği l . U z konuşup kıyış oturmak. Uz (doğru) kon uş u p eğri otu r mak. Uz oturmak. Uz otu r mak. U zaktan u zakl<a. Uzaktan uzağa. U zaktan meraba. (demek) Uzaktan me rhaba (d e me k) . U zak körmek. Uzak görmek. ( İ lerisi n i gör ü p tah m i n etmek) . Uzun boyl u etmek. Uzu n boy l u etm e k (uzun uzu n kon u ş u p b ı kt ı r mak). 22 1


U zun kulaktan eşitmek. Uzun k u laktan işitmek. (Rivayet kab i l i n d e n söyle nenleri d i n l emek anlam ı n a) . U zun masal. Uzu n masal.

222


Ü Ü ş aşaa beş yukar ı. Ü ç aşağ ı beş y u karı. Ü ş puşuk (g) atmak. Ü ç buçuk atmak (korkmak anlamı na). Ü şke beşke karamamak. Ü ç ü n e beş i n e bakmamak. Ü ş nal man bir at kerek Ü ç n al la b i r at gerek. Ü n sal mak. Ü n sal mak. Ü rkütmeseü sayı l maz. Ü rkütmezsen sayı l m az. Ü st baş yasamak. Ü st baş yap mak (g iyin me k). Ü stke geşmek. Ü ste geçmek. Ü st perdeden atmak. Ü st perdeden at mak. Ü stü kapal ı (konuşmak). Ü st ü kapalı (ko n u ş mak). Ü stü me iyglllk. Ü stü m e iyi l i k. Ü stünde turmak. Ü stü n d e d u rmak (işin) 223


Ü stüne basmak. Ü stü n e basmak. Ü stnne kel mek. Ü stü n e gelm ek. Ü stüne almak Ü ze r i n e al m ak. Ü stünden atmak Ü zer i n d e n atmak. Ü stüne suvuk suv işmek. Ü stü n e soğ u k su içmek. Ü stüne tüşmek Ü stü n e d üş mek. Ü stüne toz kondu rmamak. Ü st ü n e toz kon d u rm am ak. Ü stüne kiineş tuvd urmamak. Ü st ü n e g ü n eş doğu rmamak. Ü stüne mal etmek veya etmemek. Ü st ü ne mal etm e k veya etm e mek. Ü stüne oturmak. Ü stü n e otu r mak. Ü stüne kaltı ramak. Ü stü n e titremek. Ü stüne tiik tikmek. Ü st ü n e tüy d i kmek. Ü stüne barmak. Ü st ü n e varmak. Ü stüne catmal<. Ü stü n e yat m ak. Ü stüne cürmek. Ü st ü n e y ü r ü mek. 224


v Yakıtl ı vakıtsız. Vakitl i vakitsiz. Vakıt ötturmek. Vakit öld ü r mek. Yakıtlı kişi. Vakitl i (varl ı kl ı ) kişi. Vay vaynı bastı . Vay vayı bastı . Yakıtsız lakırd ı . Vakitsiz (söylenen) lakı rdı. Vebal astında kalmak. Vebal altı nda kal mak Vebalı moynuna. Vebalı boyn u na. Ver yans ı n . V e r yan s ı n . Vız kelir maga. Vız gel i r ban a

225


y Yabanga atmak. Yabana atmak. Yagma Mondır'ıii b öregi. Yağ ma Hasan' ı n böreğ i . Yagma yok . Yağma yok. Yaavdi pazarlıgı . Yah u d i pazarl ı ğ ı . Yaka paşa aketmek. Yaka paça göt ü rmek. Yakası aşı l magan yalan. Yakası açı l mam ı ş yalan . Yakasına cabışmak. Yakas ı n a yapışmak. Yakası n cibermemek. Yakas ı n ı bı rakmamak. Yakasın kaptı rmamak. Yakas ı n ı kaptı r mak. Yakasın kutarmak. Yakas ı n ı k u rtarmak. Yalancısı bolmak. Yalancısı ol mak. 226


Yalan dolan. Yalan dolan . Yalan yanl ış. Yalan yan l ış Yan k özmen karamak. Yan gözle bakmak. Yanlış kapı şalmak. Yan l ış kap ı çal m ak. Yaratkanga sıgı n ı p . Yaradana sığınarak (bi r işe başlam ak) Yarım yamalak. Yar ı m yamalak. Yarından tezi cok Yarı n dan tezi yok. Yarı colda taşlamak. Yarı yolda bı rakmak. Yaşl ı baş l ı . Yaş l ı baş l ı . Yaz b ı z talş:.tası . Yaz boz tahtas ı . Yedisinden yetmişine kadar. Yed is i n de n yetm i ş i n e kadar. Yem ı n etsem başı m avurmaz . Ye m i n etsem baş ı m ağı rmaz. Yıldızı cıltı ramak. Yıld ızı yaltı ramak (parlamak). Yıldızı sönmek. Y ı l d ızı sön m e k. 227


Yıldızı barışmak. Y ı l d ızı barışmak. Yorgun argın . Yorg u n arg ı n . Y u k u tartmak. Uyku çekmek. Yuku k özunden aga. Uyku göz ü n d e n akıyor.

Yukusun al mak. Uykusu n u almak. Yu kusu kaşmak. Uykusu kaçmak. Yuvasın yasamak. Y uvas ı n ı yapmak. Yuvasın cı kmak. Yuvas ı n ı y ı kmak. Yüz tapmak. Yüz b u l m ak. Yüz şevirmek. Yüz çevi rmek. Yüz bermemek. Yüz vermemek. Yüz karası . Yüz karas ı. Yüz k öz bol mak. Yüz göz ol mak. Yüz köru m l ugıl bermek. Yüz gör ü m l ü ğ ü vermek. Yüz sürmek. Yüz s ü rmek. 228


Yüzü tutmak. Yüzü tutmak (bi r şey i n o l m ası na) Yüzü körmemek. Yüzü görmemek (rahat). Yüzü közu aşı l mak. Yüzü gözü açı l mak. Yüzü kul mek. Yüzü g ü l mek. Yüzü ekş i mek. Yüzü e kşi mek. Yüzünden tögill mek . Yüzü n d e n dökül m e k. Yüzüne bakı rmak. Y üz ü n e bağı r mak. Yüzüne karalmak. Yüzüne bak ı l mak. Yüzüne közune bulaştırmak. Yüzüne göz ü n e b u laştırmak. Yüzüne kan kelmek. Yüzüne kan gel m e k. Yüzün kı zartmak. Yüzü n ü kızartmak. Yüzün agı man şıkmak. Yüzü n ü n akiyle çı kmak. Yüzüne kul mek. Yüzüne g ü l mek. Yüzü kalm amak. Y üzü kal m amak. Yüzüstü taşlamak. Yüzüstü b ı rakmak. 229


Yüzü tutmamak. Yüzü tutmamak. Yüzü cımşak. Yüzü yu m uşak. Yüz yüzge karamak. Yüz yüze bakmak. Yüz yüzge kelmek. Yüz yüze gel mek. Yüzge kiil up artından öşeklemek. Yüze g ü l ü p ard ı ndan ded i-kod u yapmak. Yüzün şaytan korsun. Yüzü n ü şeytan görs ü n.

230


z Zaparta aşamak. Zaparta yemek. Zenbll men k ökten tüşken. Ze m b i l l e gökten i n m iş. Z ı p ı r kişi. Z ı p ı r kişi. Zemzem men cuvulgan. Zemze m l e yıka n m ış. Zerre kadar . Zerre kadar. Zavkı n şıgarmak. Zevk ı n ı çı karmak. Zıttına basmak. Z ı d d ı na bas mak. Z ı r n ı k bermemek. Z ı r n ı k vermemek. Zıvanadan ş ı kmak Z ı vanadan çıkmak. Zihin yormak. Z i h i n yormak. Zihni aşı l mak. Z i h n i açı l mak. 23 1


Z i h ni karışma!<. Z i h n i karışmak. Z ihni saplanmak. Zihni saplan mak. Zil zurna es'irmek. Z i l zurna sarhoş o l mak. Zor zar. Zor zar. Zoru zoruna. Zoru zoruna.

232


III

S Ö Z L Ü K Atasözlerillfk

lerin anlamlarını

ve

deyimlerde

ayrıca

geçen [,tanlıul Türkçesinden

gfö,t crmeyi yararlı bulduk.

duğu gibi, alfabe '1ra'ill1'l

giirc

mastar şekilleTini de v azdık.

dizdik.

Ba71

Bunları, her

sözlerin

değişik söz­

sözlükte ol­

ayrıca tırmtk içinde



A Abadan: Bakımlı,

arpe: Arefe günü. artık: Fazla, z iy a de .

şen.

gös ı crişli,

abaylamak: Dikkat etmek, farkına varmak. abirlı: April,

avril,

ahri: Terbiye,

ni• an

edep,

ahrili: Terbiyeli,

şeref,

edepli,

muslu.

namus.

şer0fli,

n a-

aruşe: Güzel,

dilber.

asramak: Beelemek, gözetip biiyiitmek. ast: Alt.

agaş: Odun.

aşamak: Yemek

akay: Erkek, koca, ağab e y .

aşamşak: Durmadan

aklamak: Ağartmak, hakkını vermek. bir işi

iyi yapmak.

akşaytmak: Sırıtmak. terip hırlamak.

Ön.

aldı :

önünde.

Önii.

dişlnini

giis-

Önde,

te,;elli etmek

beğenmiş,

kibirli.

alşı: Aşık kemiğinin düz yüzünün karşıtı. Bu yüzüne yüzüne

(şık),

atkan taiiday:

(taw),

çukurlu

bombeli

yüzüne

Tan yeri

awla: Ağıl.

awul: (Kırgız,

Kazakça)

talık.

İncecik

çubuktan

örillü p içerisine saman konularak sırtta taşınan sepete de denilir. oku

mak.

masını

yere

uzak.

Irak: Çok

yatarak

Atın Ye

uzak.

sırt

iki

ii stü

tarafına

dönerek ka,ınması. ayanıak: Acımak, eHirgemek. aybetlemek: El iistiinde tutmak,

arkan: K alın uzun sıcım. Arkanla

kazığa

hastalandır-

awurtmak: Ağırtmak,

awnamak: Ağnamak.

dan

köy.

awnrmak: Has talanınak ; awuru: Has­

aran: Hayvan ahırı.

arkanlamak:

Çadır,

awur: Ağır.

awlak: Az

arış: Araba

ağarmış gibi.

awıız: Ağız.

(buk) denilir.

etsız.

aşaw. (k işi)

ekşimek.

Devrilmek.

apakay: Karı, k adın. arık: Zaif,

AŞ,

yiyen

aşımak: Mayalaşmak.

awdarılnıak:

aldınd a :

aldamak: Yumuşatmak, alleglm: Kendini

yimek.

aşşı: Acı.

alayı: Hepsi, topluca, toptan. ald:

artıp

ziyadesi.

artkaş: Fazlası, aru: İyi.

ayı.

Bir şeyden

kalaıı parça.

atı bir ayağuı-

bağlamak

önlemek.

ko­

rumak. ve

kaç­

aylanmak: Dönmek. aylanşık: dönemeçE, aynecl:

İki

yiizlii,

eğri

büğrü.

soytarı.

235


aytmak: ayu:

Söyleme k .

hol•a: Olsa.

Ayı.

olur,a.

boran: Bora. tipi.

ycrn.

azık: Besin, gıda,

Erkek

hora:

deve.

bosaga: Eş ik .

B

bola: Deve yavrusu.

baka: Kurbağa.

hotka: Pirinç pilavı. kurpe-botka: Bul­

hala: Çocuk, yavru.

gur pilavı. tiiy-hotka: Darı pila-

lıalahan: Büyüle

vı.

balak: Paça.

lıoydak: 13ekar.

hak.ırmak: Bağı rrnak.

lıoılenc: Bıldırcın.

balşıbın:

Arı .

börk: K alpak.

harlı: Varlıklı, zengin. hasma]amak:

tT �t

lıörü: Kurt.

ula�ınak.

barınak: Varmak,

iiste YC ar a vcrnıe-

lıöterı:

den ba�vurmak.

bir

kuvvet

şeyin iistüne ağ"ırca

koyarak

H afi f

k a b us .

düş;

hastınk: Korkulu

kıınıldatmama.

lJİr

7e y

B aha.dır,

Baw: Bağ

cessur.

bulduk: Toprak çömlek.

Pire. c

adı).

cahılmak: Kapatılmak. cahınmak: Örtünmek.

hay: Zengin. baylamak: Bağlamak. Bağlayacağı

lıaylaycakta:

cahışmak: Yapışmak. cagarlık: Yakıt. Odun, tezek, g a z gibi

esnada.

yakılacak

Iıazna: �az, sözii geçme. cak:

V erme (bermck).

bet: Yiiz,

buharlı.

hwm:ıak: Boğmak.

erkek

bawur: J(ara ciğer.

Iıeruv:

Yaııak,

cala: İftira.

F\urat.

nesne.

t ar af.

hezengeşı ·k-: Bezeniııccyedck.

ealamak: Yalamak.

lıike: (Hanım) karı.

cal-almak: Ne fes

lıiylernek: Sahip

ve hakim olmak, el bir

araya

hirleşıncsi .

gel-

caldamak: Suda

yüzmek.

calmamak: Bir

şeyi

ağızda

azıcık

calmanmak: Yutulan bir şeyden son·

lnzmak: Bozmak. yorulmak.

lıolurnsuz: Olumsuz, beceriksiz

236

dinlenmek,

çiğnemek ve yutmak.

hızav: Buzağı.

holdırmak: Oldurmak,

almak,

mola yapmak.

calharmak: Y alarmak.

koymak. hlr!kmek: Parçaların mesi,

ve

burşak: Gökten yağan dolu.

hiirşe:

(Bawbek-Bağıpek,

iftira.

sağlamlık

vermek.

lmvlu: Boğulu,

haşkoşmak: Evlenerek akraba olmak. lıatır:

Arapçadan: Bühtan,

lıukrnak: Yaramak,

ra yutkunmak. caltıramak: Parlamak,

ışldaınak.


calıınk: Panltı , ı şık.

celke: Ense.

calşımak: Par a kazanmak,

vuş m ak .

caluv: M ola,

leucffü .,

mala

ka-

ciberelıermck: Salıvermek,

<liuleıırrw.

mgılnıak: ) ıkılmak, dü7mek.

dk:

katıhıw.k.

caman: Kötü .

cılkı: H ergele, at �ürÜ::iÜ.

cılga: Dere, küçük akar

canbaş: Kalça. cangız: Yalnız. cangırmak: Yansınnk.

sesiıı

akset-

ıncsi.

cantaymak: Y ana cğ·ilnıck,

:.'an tar a·

di"ek iizerine uzanıp y a t mak.

capalak: Perv ane,

�n.

cımnta: Yuınur ta.

cip: i p .

cılamak: Ağlamak.

canık: "\""anık, yanp;ın .

kanulh.

değirrnen

capmak: Kapamak , örtmek.

cılaw: .A.ğl anı a, ağlayış.

cınışak: Yumuşak. nr: l r , türkii,

cırlamak: Türkü

söy-

lemek, ırLmıak.

cıyın: Topl antı .

car: Yar, dere� uçuruın.

cıymak:

cara: Y ara.

Toplamak.

cıyılmak: Toplnıınıak.

caraşmak: Yaraşmak, carımak: Doymak,

yakışmak .

tatnıin

yoksa!.

Yarım, eksik.

casanlnak-yasannıak:

lıazl aumak .

caşırmak: Gizleme k . caş: Genç.

ülunınak.

cı-

Yapııınıak�

cogarda: Y tıkarı<la.

conmak: Yontmak. corga: Yorga, rahvan atın y avaş yürünıe ile k o ş nıa arası yürüyüşii.

s aklamak .

corgalaınak: Y orgal aıııak. coramak: Y orrnak.

coraw: Yorma.

coytmak: Kaybetmek. cogetmek: Yo-

calınak: Yatmak.

k etmek.

catkızmak: Y atırmak.

coyulmak: Kaybolmak.

caw: Düşman.

coyuk: K aybolan

cawlık: Mernlil. cawmak: Yağmak. Cavun: Yağmur. cavşı: Görücü.

c1y lmek: Tefessüh, taaffün. col: Yol.

cat: : Yabancı.

Delikanlı

içiıı

isteyen kişi.

caylaw: Mera , hayvan otlağ ı . cayılmak: Y ayılınak. cel: Yel.

lwdıı t .

cıllı: Ilık.

caııay: At;ıkgöz, atik.

cartı:

Sınır,

cılmmak: hmm ak .

camanlamak: Kötülemek.

carlı: Fakir,

koyu ver-

mek.

camaw: Y ama (caınamak).

camalnıak: Yıımalınak,

fa

cclköz: Y clgöz, atik .

kız

şey.

culmıak: Bulaşmak ,

yaklaşmak,

ma-

lolmak.

culkmak: Y o lmak, tüylerini çık armak . cumart: Cümert, eli açık.

cutuk: Miğde, çok yiyen kişi. l'nva: Kınla yeti�en ve yenilen yabani

() t .

237


cuvaş: Y avaç, uysal. cuvguş: Bulaşık mak

eslev: Hatıra.

bezi

(cuvmak-yıka-

mastarından

cuvuk: Yakın.

etık: Çizme.

yapılmış).

Akraba,

I

lıısım.

cuvurmak: Koşmak.

ıiiramak: İnlemek.

cürşen: Çok yürüyen.

ıiiranmak: İnlenmek.

cütel: Öksürüklü.

ırcaııke: Cilveli, oynak.

cüyruk: Yarış atı.

ırgalamak: Kör şeyi

D

metre

ağaç

sapa

takılan

ot ve saman çekip çıkarmakta

degenge: Diyene.

kullamlan

E

kanca.

ırgaşı: Dişi.

eh: Kolaylık.

ışkan: Sıçan

tapmak: Kolayım bulmak,

gün-

,

fare.

ışkirllk: İşküzarlık,

işgörürlük.

ıştan: İç don.

!ünü yapmak.

eşkl: Keçi.

i

eken: İmiş.

İdikte.

enıgek: Emek.

işek: İnce

bağırsak.

iymek: Su

sızmak,

iygi:

emşek: Meme. (Emmek masdarından).

İyi.

endi: Artık.

nıak.

erin: Dudak.

ınek. tenbellik

e tmek. erişmek: Küsmek, inat etmek.

damla-

rikkate

kabı

olup

' iye: Sahih,

malik,

hakim

(olmak).

K

e tmek.

kadalmak: Dikilmek ,

dik

erte: Sabah erken

kadamak: Saplamak,

batırmak,

dik­

kadamay: Erkekler tarafından oynanan

eslemek: Hatırlamak, gözden

esirmek: Sarhoş

238

durmak.

mek.

sabah.

es: Akıl.

esirik: Sarhoş.

ço-

iyilmek: Eğilmek.

erke: Şımarık.

görmek,

gel-

ğLUılukla taştan oyulur.

eriş: İnatçı . erkelemek: Taklit

sızarak

Merhamete,

itayak: İ tleriıı yemek

erinşek: Haylaz, teııbel. erinmek: Haylazlık etmek,

erten: Yarın

canlı

ve kuru ot ve saman yığınından

davuş: Ses.

ekende:

bir

lemek, hHpalamak. ırgak: Bir

darkamak: Dağılmak.

elmı

bıçakla

kesmeğe uğraşarak eziyet­

olmak.

dikkat

edip

kaçırmamak.

bir oyun. kadını: Hatim (Kadım duvası)

kakmak:

Çakmak,

kalaş: Susamsız

silkmek,

küçük

kuru

vurmak. simit.


kişkene : Küçük.

kaltıramak: Titremek. kamalamak: Bir

köşeye

kıstırmak.

kani: Han

asil k adın.

karısı,

karaldı: Bir

evin

Kaşımak.

kışımak:

Ka-

Kışınmak:

şınmak.

kamgak: Deve dikeni. ve

kiyim:

müştemilatının

Ruba,

eJbjse.

kıyış: Eğri.

teşkil ettiği bütün olnp köylerde

klylz: Keçe.

etrafı

konaklamak: Bir yerde, birisinin ya­

çitle veya

dıvarla çevri­

lir.

nında bir gece veya kısa bir süre

karamak: Bakmak.

kalmak, misafir olmak.

karatmak: Baktırmak. kargamak: Betdua

konakbay: Misafire ev

etmek,

lanetle-

mek.

ev sa!ıibi.

sahipliği

kona: Tahtadan yapılınış,

kargış: Betdua, lanet.

lik,

büyük

tepsi.

yapan,

20-25

kişi­

Bu kona bir

karlan: Un sanılığı, un deposu.

mahallede iki veya üç tane olur.

kartaymak: İhtiyarlamak.

Misafirlik veya düğün yapanlar

katnamak: gidip

bu

gelmek.

katnaşmak: İki ki�inin birbirine gidip gelmesi, katsın ?: Ne ka: N e ?

misafirlik

yapması.

Nrcde ?

Kayda ?

kaytarmak: Geri kaytmak: Geri

Ka-yaka?

yığıldığı, etrafı samandan

koca

ve

çocuklardan

hatta baha, ana ve torunlardan meydana

gelmek.

koraz: Horoz.

kayt•at: Önüne yürümeyerek geri

geri

gelen

aile

topluluğu.

Korazlanmakı

Horoz

gibi kabarmak, kabadayılık. koşkar: Koç.

giden huysuz at.

koşmak: Katmak, eklemek.

kelyatırman: Geliyorum. dağ

köy­

lerde bulunur. koranta: Karı,

çevirmek.

katından: Yanından.

kertme: Yabani

lerinin

dıvarla çevrili avul. Kora

yapsın ?

Ne tarafa ?

konala n sıra ile kullanırlar.

kora: Saman ve ot gibi hayvan yem­

kotur: Yara.

armutu. Kıdıra-ketmek:

kıdırmak: Aramak.

koy: Koyun. koyan: Tavşan.

Misafirliğe gitmek. kınıırska: Karuıca.

kozgamak: Kurcalamak, tahrik e tmek.

kımız: Kısrak

kozlamak: Yumurtlamak.

sütü.

köşmek: Göçmek, yönelmek.

kıraw: Kırağı. kırcıman: Yaşlı delikanlı. Dul erkek

kök: Gök.

kırşaw: Demir ince

kögen: Küçük, kara ve yuvarlak -çit­

etrafıııa

çember.

konulup

Fıçıların

sıkıştırılır.

kıska-ayaklı: Karı, memesi

lenbike benzeyen- yemişli, diken­ li ve ince çubuklu bir bitki. Ye­

kirşen: Kirlice. kadın.

gerekli

kişi

(Çok

gez­

demek).

mişine

(kogcncemış)

<lenilir

ve

yenilir.

239


k öllba: Ku lıı be , zeminlik.

k ômcş: Ciimeç, define, yere

gömülü

para.

may:

Zeytinyağı.

mayşırak: Mumu.

L.ônmck: Tevekkülle razı olmak, alışmak.

meli: Fıçı . mıii: Lakab, kusur.

kôp: <,:ok.

mışık: Kedi.

k öten: Göden.

mıskıl: Alay, istihza.

k ötensiz: Korkak,

ürkek.

mıskıllamak: Alay,

k ötermek: Yukarı kaldırmak. babaları ve

kardeşleri

yekdiğe­

olurlar.

kudagi: Evlenen

ları yekdiğcrine kudagı

nıoysa: Boyııııduruk. nıoyuu: Uoyun.

olurlar.

erkeğin kız ve

nıüs: ·'.\1i�lc müyüz: Boynıız.

N

erkek kardeşleri yckdiğerinc ku­ daşa olurlar.

nmlas: Toprağııı

kii.nduk: Göbek.

yağmura

kii.zgu: Ayna. kii.ymck: Hafif yanmak, kii.ye: Kazanın dışında

kavrulmak. toplanan

i;.

kurtka: Fakir, ihtiyar v e zavallı kadın. acuze. memnuniyet.

rilnıe'i

oii: Bol,

güneşe ve

bırakılarak

Ye

dinlendi-

knYvetlcndirilmesi.

bereket.

Sol' ıın karşıu; sağ.

oiigarnıak: Bolluk vermek, refaha ka­ yuşturnı.ak, onarmak.

oiinıak: Bolluğa ve nmtluluğa kavuş-

kutlu: Mübarek, kutlu. (Ku­

vaıımak.)

kuvııak: Sevinçlilik, memnuniyet.

mak.

oraz: Talih, b aht. ormak: Ekini orakla biçmek. orun: Mevki, mahal, iskemle. orunduruk: Sedir,

L lakşa:

ilkbaharda sabanla

�üri.ilüp hütün ya'.l

kii.rpe: Bulgur.

knvanş: Sevinç,

etmek.

rnuruıı: Burun.

kız ile erkeğin ana­

kudaşa ; Evlenen kızla

istihza

mıyık: Bıyık.

kuda: D ünür. Evlenen kız ile erkeğin rine kuda

may: Yağ. Sarımay: Tereyağı, Ziytin-

osal: Kötü,

Erişte.

i�e

oşak: SaGayak,

peyke.

karyola.

yaramaz. oeak.

oy: Muhakeme kudretj. maktamak: Övmek,

ınetetmek.

maktannıak: Öviinınck. maüka: Burnu basık, çökük; burnun­ dan konuşan.

maiilay: Alın. maşak: Başak.

240

oylamak: Muhakeme etmek. oylanmak: Kendi

kendine ınnkakcme

crlerek gerçeği hıılmağa çalışmak.

oymak: Yülcsük.

oynaklamak: O ynayıp seğirmek, lamak.

hop­


oynaş: Seviştİ[�i kişi, <._)evg ili .

saw: Sağ. Sawluk: Sağlık.

ozmak: (ı,.� f!P<:mek. y arışı kazanmak.

savnt: Çanak, tabak gibi mutbak ta· kımı.

saylamak: Se çme k .

Ok-U.nrnek: Piç:!nan ohnak.

saylaw: Seçme,· seçim

iikmck: Ekmek.

sernlk: Kibrit.

ükürmek: Ögiirnıek, kızarak bağırmak

sıdırmak: Derisüıi

ürken: Karpuz, ka' un, kabak, gibi yer-

de lıitcn

bitkilerin uzun �aplatı,

dalı.

y üzmek .

sıltarnak: Bahane

ile

atnıak.

işi

başkasma

sınmak: Kırılmak.

tlsmek: Biiyiiınefr,

boya

gitmek ..

smdırmak: Kırmak.

üşck: D e d i -ko,lu, µ;ilı e l .

sıylamak: Misufirkmck, ağırlamak

Otkur: G eçerli.

sıylı: İ tib arlı ,

t'. tk.ili.

ötmek: Ceçnıck, değeri olmak.

özek�

Bitkilerin

tohunL ün

\C

ort!.1:-:;ından

yapaıı

uza.yan ve

dalı.

ağırlanan

kişi.

sıyınak: Sığınak .

Anthanın

arka d iagilleriııi birbiri rıe

o rtalaTHHlan hağl a y �ın diiz a.ğ�ı ç .

sidanc: Zeytin. sıyır: Sı ğır,

i ne k .

sokmak: Vurıuak. Sokınak.

soğnş:

Savaş.

fH)kur: Kör. sorpa: l::t1'nyu, supa.

paA.ıJ: inat. 11i>UF,t.

s oymak: Boğazından kesınek.

patlık: Fol. Yumurtalaına:.:ı i\İn Lavu�

sözşcu: İyi ve çok k onuşan .

söllü: Etin k anlı

pakılcı: İuatc;ı , nislw.tci. ğun

y ı ıva-;uıda

altına

yurnurta.

peki: Yas"

olarak

ç el ik parçasından

koıınlan ustura

lrnllaıııhın kc.',;ki11 hu;ak.

p�rtlalez: Kocakarı r-:oğuğu.

-ve

suln olına'"ıı.

suldamak: Usulu ile ve tatlı konuşup iş yapmak.

suvgarın.ak: Su varmak,

�u

suvumak: Soğunlak. sliygılı: S e vg ili.

pişmek: Biçmek. pureat: Fu:--. a t.

siiykenmek:: Y a ,Janmak.

s salkın: Scôıı.

siiyck: Kemik.

süymek: Sevmek . surtmek: Silmek.

salmak: Koymak.

süyremek: Siiriiklcmek.

salmaJd,, Azırlıklı, otııraklı, ı:iddi.

siiyiimlü: Sevimli.

samhraklnmak: S ayıklamak.

süven: Uzun �ırık.

saran: Cimri, hasj.s...

ş

sasımak: R ü tü kokrnak.

sawniak: Sağına].._,

hayvana

vermek.

�ahdırmak:

Fırlatınak.

241


şahışmak: Yarışınak .

talaka: Mci. Komşuların toplanıp yok­

şakırmak: Çağırmak . şakmak: İğnesini

şaltak: E:-iki şalt: Çabuk.

batırmak,

yıpranmış

ve

talaw: Yağına,

tl alanıa.

dört

nal

koşmak,

tamak: Damak. tamır: D amar, kök.

çırpmak,

alkışlamak.

tana:

Dana.

şapşılmak: Üstüne atılmak, saldırmak.

tansık: Az

şaya: Şaibe,

tapmak: Bulmak.

uğur:mzluk,

kötülük.

1600

şatır-Taw: Kırım'd a

ğaç,

uzun

kıvrılabilen

parmak

ucu

çu­

arasında

alınan tuz ve biber gibi şeyler. şıpalak: Çıplak.

şokmar: Çomak. Bir ucunda kendinden topuz olan sopa. şakrak: Sn kaynağı, menLa. şokumak: G agalamak.

Hıristiyanların "ıavroz yap

n:ıaları.

şommak: Denize · dalmak, batmak. şontukton: : Kı"1

kollu

ve e tekli kürk.

tatımak:

Tadı olmak.

tegerşlk: Tekerlek. temirtek: Çelik

lama

olup

hundan

pekı ustura yapılır. tentek: Delişmen, tepki: Kapı

pervasız, hovarda

sürmesi.

terek: Ağaç. terşeii Çabuk

ve

kolay

terleyen.

tıgırmak: Yuvarlanmak. tıymak: Yasaklamak,

menetmek.

tiymek: Değmek, uğramak. toban: S aman. Tozak: Kıyılmış saman. toktamak: Durmak.

Toktatınak: Dur-

durmak. toiimak: Üşümek.

T

ton: Kürle torgay: Serçe

kuşu.

tabışmak: Buluşmak.

totlanmak: Paslanmak.

takır: Çıplak, iirtüsüz.

tot: Pas.

242

taz: Kel, keleş.

şıgarak: Baca.

şömüş: Kepçe.

diiz

tavsimek: Eksilmek.

şıhın: Sinek.

şokunmak:

sağlam

tahta.

taşlamak: Bırakmak.

şet: Kenar, çit, snn r .

İki

ve

saçağı raf işini

tasma: Sırını.

şeltek: Kallmr.

şıınkım:

birbirine bağlayan ve gören kalın

Çadırdağ.

lmk.

nadir.

tartma: Evin içinde iki karşı m. yüksek-

şeber: Hünerli, marifetli.

şıbırtkı: İnce,

bulunan,

tartık: Çekik.

şaynamak: Çiğnemek. şavke: B üyük leş kargası. liğindeki

ii<·­

talda: Gölge.

koşturmak, şapıldatmak: El

ve

yapmak.

talaşmak: Dalaşmak, yağmalamak.

kürk.

şangımak: Tozanıak. şapmak: Hızla

sul birisinin işini parasız

retsiz

sokmak.


toy: Düğün. (Toyrııak

masdarından)

uru: Dobruca

zahireleri

köylerinde

Toymak: D oymak.

muhafaza etmek üzere ağzı

tozmak: Eskimek.

dibi geniş

tögUlmek: Dökülmek.

de

töle: Kümes .

tabaka

töiiülmek: Gönül

çevirmek,

kırılmak.

uınutsuzlanmak.

tör: Köy evinde en iyi yerdir. Buraya en

kıymetli kumaştan

dikilmiş

ıniııderler konur.

tuvul: D eğil .

örtüldükten sonra

toprakla ve

taşla kapatılır. Ülken: B üyük. üyürmek: Peşinden

gitmek,

çevir­

üyüre:

Çocuk

topaç

çeviriyor.) üyürüne

hayvan.

Davar .

şapmak: Peşinden

nasının üstüne atılan

gittiği a­ genç ay­

gır. (Ahlaksız kişi için söylenir).

turgaşı: Duracağına. atın

bir

döşenir,

zahire doldurulur. Üstü samanla

dandürük

tuvası: Aynı soydan gelen.

tuyak: ,\.t tırııağ 1 ,

içerisine

'aman

anasının peşinden gidiyor. Bala

tuvgan: Yakın akrab a .

baş

Evvela

kuru

mek. (Tay, anasın üyüre: Tay

tuvmak: D oğın ak .

tuvar: Büyiik

kuyu.

dar,

3-4 metre derinliğin·

ayağının

tır-

üy: Ev.

Üylenmek: Evlenmek.

üymek: Yığınak,

naklı u e u .

üst

üste

koymak.

üyümşük: Yığılmış küçük toprak !tüm-

tiik: Tüy.

seği.

tüs: Renk.

ürpek: D ağınık , karışık.

tüy: Darı unu.

y

tüyümşük: Çıkıu. Para tüyümşügü: Pa­ yak: Taraf, yön,

ra <;ıkı n ı .

tüye: De ve .

yalmak: Utanmak.

yasamak: Yapmak, meydana getirmek.

tiiyme: Düğıne.

yaşaw: Yaşama, hayat.

u ul: Oğul. umaş: t arh a ııa

çorbaı;;,ı .

uruv: Soy, sop. uşamak: Benzemek. Uşay: Benziyor.

yaw: Uyanık. yasnıan: Tahtadan

yapılmış, elde ve

sırtta taşınabileıı küçük su kahı.

z zuvana: Derbeder, ihmalci.

243



iV

KIRIM TÜRKLERİ



Kırım Türkleri, eski çağlardan beri Kırım yarımadasında ve bu yarımadanın adını almış olan Hanlığın siyasi sınırları için­ de yaşamış bulunan Türk grupudur. Kırım yarımadasında İskitler, Hazarlar, Peçenekler, Ku­ manlar, Kıpçaklar yaşamışlardır. Bunların hepsi Türk'tür, Hazar, Kıpçak, Altınordu devletlerinin idarelerinde bulunduktan son­ ra, XV. yüzyıl başlarında Altıııordu devletinin dağılmasiyle, Cengiz sülalesinden gelen Girayların kurdukları Kırım Hanlı­ ğına geçmiştir. Kırım hanı Menli Giray XV. yüzyıl ortalarında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet ile anlaşarak Kırım Hanlığını Osm anlı Padişahlığının himayesi altına koymuştur. 1 771 tarihinde, Küçük Kaynarca Antlaşması ve Rus Çar· lığmın zoru ile Osmanlıların himayesinden çıkarılan Kırım Han­ lığı 1783 yılında Ruslar tarafından işgal edilerek Rus toprakları­ na koşuldu.

Kırım Hanlığının 600.000 Km2 yüzölçümü olan memleketi Rusya'ya katıldıktan sonra, bu topraklardaki Türkler binhir çeşit hile ve zulüm yoliyle Osmanlı memleketlerine göçmeye zor­ lanmış, boşalan topraklara Ruslar, Ukraynalılar, Akruslar ve diğer Hıristiyan uluslar yerleştirilmişlerdir. Türklerden kalan kültür ve uygarlık eserleri Çarlık ve Bolşeviklik devirlerinde tamamiyle yıkılmış, yakılmış ve yok edilmişlerdir. Büyük kısmı Anadolu ve Rumcli'yc, bir kısmı Dohruca'ya, Deliorman ve Tuna bölgelerine göçüp yerleşmiş ve bir kısmı Kırım Yarımadasında kalmış olan Kırım Türklerinin bugünkü 247


sayırn beş

milyon kadardır.

XVI IJ.

yüzyıl

başlarında da bu

kadar idi. 1\ra<lan geçen iki yüz yıl iı;inde Kırım Türkünün nüfu­ sundan

nrbr

kaybe ttiği

höylece

anlaşılmaktadır.

Kırını yarımadasında kalmış olanlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında S talin'in özd bir emri

ile Sihirya 'ya ve Orta Asya'ya

sürgün e<lilınişlerdir. Bunlardan bir kıso.m, yolda ve gittikleri yafonl e ağır koş ullar al tı:'lda yaşamak zorun<la kaldıklarından, açlık ve has talık yüzünden vakitP.iz ölmiişlndir. Şimdi Özbekis­ tan'da ve Tiirkistan'm diğer hölgelcrinde yaşamakta olan yarım milyon kadar Kırım Türkü kiiltiiderini geliştirmeğc ve özellik­ lerini korumağa çalışmakta ve yurtları Kırım'a dönmek için gay­ ret ve mücadele etmektedir.

x Kırım

Türkleri, konuşma lehçeleri

bakımından

üç

grupa

ayrılı..Iar :

1 . Kırm1 yarımadasının güneyinde,

Kara<leniz

L oylarmda

Ye d ağlık bölgdm·iııdc yaşayanların lehçe;;i. Anadolu'nun Kara­ dc!ıiz

b ölgeleri

Türklerinin

lehçesini

andırır.

Ak.yar (Siva stopol) dan Kefe şehrine kadar sıralanmış olan Balıklava, Alupka, Gurzuf, Yal ta, Sudak, A luşta şehir v e kasaba­ larmda ve civar köylerinde yaşayan Türklerin lehçesidir. T iirklere Kınm'da Tat Halkı denilir. Buıılarm

Bu

İskit, Hazar,

Peçenek v e Kuman T ürkforinin t orunları oldukları 8anılır. D nlıruca'nın

Deliorman bölgesinde

yaşayan

ve

bu

Türk

kabilelerinin torunları oldukları bilinen Türklerin lehçesi ile ben­ z erlik gösteren bn lehçe, hu sanıyı doğrıılamaktadır. Fizik yapıları ve gelenekleri arasında da yakınlık göze çarpmaktadır. Kınm'ın güney lJölgcsinden Dohruca v e Deliorman'a göç­ müş olan Türk azdır. Bunlar Pazarcık, Balı;ık şehirleriyle köy­ lerinden

248

bazılarına

yerleşmişlerdir.


2. Bahç('�a�ay lehçesi. Tat lehçesi dediğimiz güney lehçesi ile Ç.öl (Ova) lehçesi dediğimiz

Çağatay

l dıı;csinin

e lkisi

altında

kalmıştır.

Söz­

lerin çoğu

Çağatayca olup telaffuz bakımından Tat lehçesi ile

söylenir. Bahçesaray .ş ehri,

Kırım Hanlığı'ıım üç y üz

kezliğini yapmış olduğundan,

yıldan çok mer­

Osmanlı İmparatorluğunun ha�­

kenti ve kült ür m�rk•,zi istarıbul'un adetleri, te şrifatçılığı hwıa hüyük etki yapmıştır. Bahçosaraylılar, kendilerini diğer Kırım­ lılardan iis t iin göriirbr. Erkek adının önüne Arapça Seyit (efendi), kadın admm sonuna Şerife - Şerfo- (hanım) sözlerini eklerler. K ırım'ın orta ku;mında, Akıneseit'te ve Alına ve Kaçı boyu köyleriıı de

Bahçesaray lehçesi ile konuşulur.

3. Çöl (Ova) L•.,hçcsi. Kırım Tfü·kçesiııin en belirli özelliğini taşıyan bu lehçedir.

Yalı boyu ve Bahçesaray Türkleri huna (No gayca) derler. Ger­ çekte hu Nogay Lehçesi değildir. Çöl lehçesi ile Nogay lehçesi arasında, önsözde açıkhdığımız gibi, pek az da olsa, fark vardır. Çöl lehçesi, Kırım'ın Gi.izlcve, Or, Çongar, K efe ve Kerç şehirleri ve köylerinde konuşulur.

Bu lehçe,

Cengiz orduları ile birlikte gelmiş

Altmordu

olan

Kırgız,

Devletini kuran Kazak, Nogay

Türkmen, Özbek v . b. gibi Tiirk kahilderinin karışımından mey­ dana gelmiş hir Kıpçak Yl;ya Çağatay lehçesidir11• Bu Tiirk kahi­ leleri, lehçesi ile ol duğu kadar simaları, gelenekleri ve fizik yapı­

ları ile de diğer

iki bi.ilge Türklerinden oldukça farklıdırlar. Bu

Türklerde (Çın) denilen, kızlar ile erkekler arasında manzum şe­ kilde makamla söylenen diyaloglar vardır. Diğerlerinde b u adet yoktur. Onlarda mane vardır. Akmeseit Üniversitesi Tarih profosi.irlerindcn çokraklı, dahil olduğu bir heyetle birlikte, 11

1925

Osman Ak­

yılının temmuz

Bu lehçeye Orta Aöya Türkçesi de denilebilir.

249


ve ağustos aylarında,

Kırmı'm çöl bölgesi dediğimiz K uzey ta­

rafl arı'ıda hir araştırma gezisi yapmıştır. Bu münasebetle elde e ttiği bilgileri " K ınm'da küçük bir

kitapçıkta

Tatar

Tamgaları"

yayımlamıştır.

12

Burada

adını

verdiği

yazdığına

göre,

"Cengiz Han, İmparatorluğunu kuul uktan sonra çoğalan halkı­ nın kabilelerini ve bunların mallarını ve hayvanla.rını ayırt etmek içiu her kabileye bir (Tavru veya Tamga) vermiştir. Bunlar, birer ha'<İt şekillerdir ve demirden yapılmıştır. Bu demir şekiller ateşte kızdırılarak

hayvanların

sağrılarına

hasılırmış.

ölenlerin mezar taşlarına da kazılır imiş.

Bu

tamgalar

Mezar t aşlarına isim ve

tarih yazılmazmış. Yaln.ız ölen kişinin hangi kabileye mensup olduğu bilinir. Fakat kim olduğu ve ne zaman öldüğü belli ol­ mazmış. " A sya' da yaşayan Türk kabile adlarının ve tamgalarının pek ';oğuna Kırım' d a raslanrmştır. Ka.bilc adlarının ve kullanılan tam­ gaların hirhfrinc henzemderi, Asya Tiirkleri araHlndaki ırki

Kırım ve

N ogayları (Çöl halkı) ile

tarilıl yakınlığı gösterir. En çok

rastlanan kabile adları ve tamgaları Kırgız ve Kazak kabilelerine aittir." Prof. Osman Akçokraklı :

"'A kıneseit'ten

kuzey-batıya gi­

derken, şim d i kendisinden iz ve eser kalmayan ( A huzlar) köyüne raslamr. Burası şimdi �·iftliktir.

B unun iki kilometre kadar gü­

neyinde, çöl ortasında, tabii bir kayanın üzerinde kazılmış hir çok t amga

görülür.

Bu kaya Tatarlar tarafından bilinir. Fakat

tarihçiler buna dikkat ctmemi�krdir. Bu kayımın sathı 250-300 murabba sajın 1 3 kadardır. Ü stünde de tertipsiz olarak 60 kadar tamga sureti

(şekli) vardır. Bun lardan aı;ıkça belli olan 35

mm

fotosunu çektik." diyor. Sayın profesör, taşlarına 12

kazılmış

88

İs tanbnl-Ileyazıl

Akmesdt,

1926.

13 Bir sajın,

250

Gözleve şehrinin Türk mezarlığında mezar

2

tamga

s aptandığını,

Kütüphanesi

No.

850.

metreye yakın, bir ölçüdür.

gezdikleri Basıldığı

yer,

40

çöl

Kırım.


köyünde 100 t anıganın b ulunduğunu, fakat bunlardan bir kıs­

mının aynen tekrarlandığını ve bazılarının da silinmiş olduğunu

bildirmektedir. Çarlık i d aresi, en <;ok hu bölgelerdeki

Türklerin

göçme­

lerini zorlamış ve topraklarını gasb etmiştir. Bu yüzden yüzlerce Türk köyii y ıkılmış ve boşaltılmıştır. Bu türklerin bir kısım, o zaman Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlan içinde hulunan Dob­ ruca'ya, Deliorman ve gün b u b ölgelerde

Tuna bölgelerine göçüp

yaşayan

Kırım

yerleşmiştir. Bu

Türklerinin

sayısı yiiz bin

kadardır. Romanya

ve

B ulgarü; tan'ın

okuyup yazan bu Türkler,

1 953

den heri kapalı olan

krallık devirlerinde

Türkçe

komünist idarenin aldığı kararlarla Türk okulların dan y oksun kalmışlar­

dır. Türklerin okullarından haşka dernekleri ve klupleri de ka­ p atılmış, gazete ve dergileri yasa klanmı ştır. Romanya

dekile r

Romence,

idaresin­

Bqlgaristan 'dakiler Bulgarca okuyup yaz­

ınağa ve konuşmağa zorlanarak milliyetlerini kayhetmeğe baş­

lamışlardır.

Bu sebepten hepsi Anavatan Türkiye'ye göçmek

istemektedirler. İSMAİL GASPIRALI

1851

de Bahçesaray

şehrinde

doğmuş olan İsmail Gaspıralı,

yalnız Kırım'da d<cğil, bütün Türk ülkderinde gördüğü çeşitli Türk şive ve lehçelerinin yarattığı ayrılığı ortadan kaldırmak

için

gayrete geçmiştir. 1883 te Bahçesaray'da (T c

r

c Üm

a n)

gazetesini çıkararak, bütün Türklerce anlaşılacak, yabancı söz­ lerden temizlenmiş, sade mıştır. Bu maksatla,

bir

(Yeni

Türkçenin kabul ed ilmesine çalış­

Usul - Usulü

Cedit) diye

kolay okuma

yazma metodu ortaya koymuştur. B u yolda birçok dergi yayımlamıştır.

Türk ülkelerinde geziler

ve kitap yaparak konferanslar

251


vermiş, kurslar a(;mış ve dernekler kurmuştur. Gayreti sayesinde Çarlık Rusyası'ndaki bütün Türk İllerinin delegelerinden kurulu bir kongr0dc, Türk orta ve yüksek okullarında Ortak Edebi Dil ile öğretime karar verilmiştir. LEHÇELERE İLİŞ K İN ÖRNEKLER 1. Güney lehçesi ile söylenen manelerden birkaç örnek: A-Kız saçın tararsın, bir ldin meni ararsın Ne kiiçuksun ne buyuk, tamam maga kararsın. Al'dır yuzugum taşı, yandı yurcg!m başı; Yarım anda men mında, kurumaz közum yaşı. (Emel Mecmuası, M:ayıs 1 937, Dohruca) 2. Çobanzade Bekir Sıtkı'ııın Çöl lehçesiyle yazdığı bir şii­ rinden birkaç satır :

Tuvgan Tll Senı men Kırım'da, K azan'{la taptım, Curegim kaynagan, taşkand'a taptım. Cat elde mugayıp, acımp ciirgendc, Umutum, l;]ayalım şay tüşüp cürgende, M:oy;ııu na sarıldım dcrıimm aytıp , Bir guzel sözunmcn özüme kaytıp . . .

(Emel Mecmuası, Mayıs 1930, Dolıruca) . D obruca'da bir köy delikanlısının yazdığı manzumeden birkaç satır: Catsam, tursam, tilcg1mdfr asker holmak Kırım'da ; Kanım tôkmek, canım hermek curt üşün soğuşlarda. Heş mugaymay ant e teınen hu ogurda ölmege; Aşıgaman curtka asker saylanganıın körmcge . .

(Emel Mecmuası, Mart, 1937, Dohruca) 252


ÇIN

Çınlarm yazarları ve söyLycnleri belli değildir. Bunlar, halk arasında yaşayan ve (Keday) adı verilen halk cırcıları (yırcıları) tarafından söylenmişlerdir. Birkaç örrıek: D elikanlı:

Bir k ürgende men seni candan süydüm dulbcr'im senlii d'�rtlrıdcn candım da kuydum.

K ız :

Catsam yastık ımlayman tursam cawluk Muradına erersıii tile sawluk.

Karğış (Beddua) hakkında : Böten aytkan oiimasın, caw şapsm Ulu kiyev bolınasnı, kızı kelin.

c t lıı

253


rı :-�,-l ' ��----


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.