Mehmet Emin Buğra - Taşkent Konferansının İç Yüzü ve Komünist Memleketlerdeki Yazarların Durumu

Page 1



11AŞI(ENT l(ON�_,ERANSININ İÇ YÜZÜ ve

Meınlekctlerdeki Yazarların Durumu

Koırıünist

Ayyılclız Mnthnası 1959

--

Ankara


İÇİND EKİLER

TAŞKENT KONF'ERANSININ İÇYÜZÜ 1.

Konf'e·ra·ns nasıl doğdu?

:J.

Konferansın cereyan't

3.

Koııferaıısın lıakiki çelıresi

KOMÜNİST MEMLEKLERDEKl YAZARLARIN DURUMU 1.

llnıumi durum

2.

Sovyet Rusya 'da yazarlar

3.

Kom iini.st

Çin'dc ya.zarlar

SOVYET RUSYADA YAZARLARIN İSYANI 1.

1syanııı başlaması -ve ilcrlcrııcsi

2.

lsya1ıa karft tedbir

3.

..isi yazarların susma komplosu

4.

Şcpilof 'un kurbaıı gitmesi

5.

Soıı asi

:

Boris

Pa.steruak

J



TAŞKENT KONFERANSININ ıçvnzu 1.

J(onfcram; nasıl do{Jd11?

Sovyet Rusya 'nın Asya ve Afrika •ya nüfuz etme siyaseti, Ban· rln ng Konferansından sonra ;yeni bir safhaya girmişti. Asya ve Af· rikalılara has olan bu konferansa bir A vrnpa devleti olan Sovyet Rusya iştirfık ede me mi şt i, fakat konferans kararlarının, bazı Asya ve Afrika devletleri ve milletleri tarafından büyük bir taassupla be­ nimsendiğini gören Sovyet Rusya bu kararların avukatlığını yap­ mak snrrtiyle adı grçen devletlerle işbirliği teşebbüsüne başladı. Niha:\'et 1957 n i n sonuna doğru Asya - Afrika Milletleri Daya­ ııışma Konnferansı adı altında bir toplantının Kahire 'de açılması meselesi ortaya l}ıkarı ldı Bu konferansın hazırlık komitesine Sov­ yet sömürgesi olan Batı Türkistan namına birkaç kişi katıldı. Sov­ ,vet R.usya bu komiteile ve onu takibedecek olan konnferansta sevk ve ida reyi kendi C'line almak kararmda idi. Fakat ilk merhalede bu­ nu açığa vurmamak ve Hintli Enob Sing, .Mısırlı Yusuf Sibai ve Halid Muhyiddin gibi komünistten ziyade komünistçi olan şahısları sözcii olarak ortaya çıkarmayı daha uygun buldu. Adı geçen şahısla· rın ileri sürdiikleri yersiz polemikler yüzünden Türkiye, İran ve Pakistan başta olmak üzere bir çok milletler bu konferansııı son de­ rece seviyesiz olacağı kanaatine vararak iştirakten vazgeçtiler. Rus ve Çin istilası altındaki Tiirk memleketlerini temsilen konfransa iş· tirak etmek isti.ren bizlerin (Sait Şamil) ile beni talebimizin müza­ kere edildiği ÜI} oturumda Rus mümessilleri ağızlarını açmamakla beraber acl1 g eç rn şahısları karga gibi öttürdüler. Endonezya w Kamboçya delegelerinden başka herkes aleyhimize oy verdi. Netice olarak Jtonfransa Sovyet Rusya ile Kominist Çin 'in iste­ dikleri kimselrr davet rdildi. Sovyet Rusya, sözde Tiirkistaıı'lr Şerif Reşidof 'un ve hakikata ise Kremlin adamlarından Sefranof 'uıi baş· kanlığı altında kalabalık bir heyetle iştirak etti. Konfra.ns birçok Arap liderlerinin dedikleri gibi tam manasiyle bir komüniRt konf.e­ ransı» malıiyetinnde haşla ilı vr öyle sona rr<li. .

·

5


Asya-Afrika Milletleri Dayanışma Koııferansındıt istediği �­ kilde hareket etmeyi tecrübe eden Sovyet Rusya, kendi lehine bir­ çok insanları Asya - Afrika namma oyun oynatabileceğini anlamış oldu. Bundan sonradır ki Sovyet Rusya açık olarak kendi idaresi al­ tında bir konferans sahnesi açmak kararını verdi ve Batı Tü rk is­ Uın 'ın en büyiik şehri olan Taşkent 'te « A sya - Afrika Yazarln.r Kon­ feransrn adı altında bir konferansı kendisinin istediği şekilde nk­

dettirdi. 2.

Kmıferansııı

ceı-cya111

Taşkent Konferansına hazırlık komitesi birçok menıleketlerdlm gelmiş olan delegelerin iştiriıki ile Eyliilün son giinii ve Ekimin ilk giinünde Taşkent 'te toplanmıştı r. Fakat asıl hazırlık bundan birkaç gün önce Moskova'da yap ılmış tı ve davetiye ve saire hazırlık işleri orada kararlaştırılmış bulunuyordu. l\Ioskova toplantısı sonunda Re­ şidof şu beyanatta bulunmuştur : <<Yazarlar Konferansından güdü­ len gayelerden biri, nı i llr tlerarası gerginliği izale et m ek , milletler­ arası karşılıklı dostluk havası yaratmak ve karşı lıkl ı işbirliğinin yo­ lunu aramaktır» (Tas Ajansı 29 Ey lii l 1958). Halbuki konferansın havası aşağıda göriilecrği vrçhi le bn bey a natın tam aksinr olarak ce­ reyan etmiştir. Konferans münasebetiyle Taşke nt şehri son derece süslenmiş ve yerli ahali de örnek olacak derecede m isafi rperverlik göstermek için dikkatle h azırlanmışt ı . Konferans, 7 ve 13 Ekim arasında toplanııııı;tır. 30 Asya ve Af­ rika memleketinden 185 del ege iştirak etmiştir. Ayrıca 160 kişi mi­ safir sıfatiyle hazır bulnnmul5tnr (Tas Ajansı). Bu misafirler Avr'ô.p_alı komünistler ve Bat.ılı gazetecilerden ibaretti. Bu konferansa Ozbekistan Cumlıurreisi Şerif Rcşidof baş­ kanlık etmiştir . Göriiliiyor ki Konferansa baskanlık etmek iein Ti\r­ kistanlı bir yazar göst;rilme;vip Reşidof gibi bir parti e in in , bu nuı­ kama getirilmiş olması şayanı dikkat. bir olaydır. Konferans gündeminin ilk maddesi olan ((Milli ilerlem e ve is­ tiklal konusunda ve sömürgeciliğe karşı mücadelede Asy a ve Afrika

edebiyatının rolüıı okununca Batı sömürgeciliğine karşı mutad klişe­

leşmiş konuşmalar geniş ölçtide yapılmıştır. Birka� Asyalı ve Afri­ kalı delege, Riimiirgeeilik idarelrri tarafından boğulmn'j vrya boz nl-

6


eski w ijillllı milli ki\ltürl er inden bahsetmişlerdir, 1''akat bu da yiııe sömürgeciliğe karşı hücum etmek için bir siyasi vesile t eşki l etmektm daha ileriye gideme mi ş ve adı geçen kültürlerin ye­ niden canlandırılmasının çareler ini araştırmak gibi miisbet fikir or­ taya atan hiçbir kimse görül me miştir.

muş olıın

Taşkent. 'kki Sov�·rt ey sahiplrrinin başlıca. vazifelerinden biri

flP rı

R<n-yrt Rnsyanm ınnlıtrlif bölg el erindeki göstermelik numarala­ !Pşlıir c>tnwk olnıuştuı·. 10 l<ikiın Cuma giinii T aşken t Camisinde

.Müftii Ziyardclin Babalıanof'ım i ma mlığı ile Cuma namazı kılın­ mıştır. Namazdan sonra bn göstcriyr iııaııımş olan Sudan baş dele­ grsi «Din inanı;larına karşı Sovyetlrrin baskı �·aptıklarma dair şa­ yiaların �·alan olduğunu iıııa rdrırn bir konuşma y ap m)ş tı r (Thr l 11-

irrprctcr,

Hl58 n üsh ası) . Bu Su daul ı drleg<> zaıınedi�·orunı ki 1D58 Şubatında Hartuın 'da Kasım

yaptığımız basın toplantısında komünistleri müdafaa gayretkeşliği

delPge, Sovyet Rus­ yada elini kökiiııclcn yok etmek için başvurulan çareleri ve kendisi gibi dışardan gelen ıniisliimanları aldatmak için al ınan mahsus ted­ birleri böyl r kısa vr sıkı bir giiz hap s i altınd a yapılmış olan zi yaret­ lPr ilr aıılıyaınıyacağınııı farkında bile değildir. gösterpn ilg gazetecinin biri olsa gerek. Sudanlı

Dini iıııha ig i ıı koıniinist i da resi tarafından alınan vahşiyane tc>dbirleriıı çoğnnıııı ıwticesiz kalımısına t edir. Naııka i

Jizıı (F'Pn

Y<'

rağnwn hala deYam etmek­ 1958 de çıkan

H a y a t ) dngisiniıı Eylül

fi. s ııy ısm da ııöy le drııilınektedir:

« Müsliimanlığın dini hükfünle ri

·

w esasları, bir Rovyrt adamı için yegan e doğru yol olan Marksizm w L eniniz ın ile tamamiyle zıt şeylerdir ve bizim bütün realit.eleri­

ınize karşı baltalayıcı bir unsurdur ve aynı zamanda bizim ilerleme­ mize mani trşkil PdPr. Müslünıanlarııı bn yanlışlıklarını a ç ı klamak Allahsızlar C rmiyetinin yazifcsidir.))

12 Ekim giinii konfrransa ara vPrilmiı;; ve delegeler Taşkent ci­ varıııdaki 8talin Kollektif Çiftliğine ye film stlidyolarına göt.üriil­ müşlerdir. 14 Ekim günü Çin, Dış Moğolistan ve Hindistan delege­ lni Kazakistan'da bfızı yerleri gezdirilmek için Almaat.a 'ya götürül­

müşlerdir. Ni h ay et delegasyonlardan seçilmiş olan kalabalık bir grup l\foslrnYa ·�·a gitmiştir ve şeref ine Kremlin 'de bir resmi kabul tertip rdilmiştir. llıı kabul resminde H n ruşç pf bir nutuk çekmiş ve ezcüm­

le «Yüz kızartıcı emp eryalizm ve ·sö mürgec iliğin tahakküm zincirle­ rine karşı Asyalı w Afrikalı �· azarl a rı n oynadıkları rolü çok mü­ himdir» demiştir.

7


Paris'te münteşir Le l\fonde gazetesinin 16 Ekim 1!)58 tarihli sayısına göre Komünist Çin ve diğer bilzı memleketlerin delegeleri­ nin bir kaç mevzu üzerinde yaptıkları müfrit konuşmalara karşı Hindistan delegeleri itirazda bulunmuş ve aynı zamanda konferan­ ça alınan kararlarm mülayim b i r nslUpta yazılmasında <la rol oy­ namışlardır.

The 1nterpreter.in verdiği bilgiye göre Hindistan delegelerin­ den biri Asya - Afrika Yazarlar Daimi Sekreterliğinin gelecekte bir siyasi büro haline sokulacağından birçok yazarların endişe <luymak ­ ta olduklannı açıklamıştır. Taşkent Konferansı 'nın Rus entrikasının tesiri altında kalaca­

ğını Hindistan önceden sezmiştir, bu cihetle bn konferansa gönderi­

lecek delegelerinin Rusların oyunlarına gclmiyecf'k şahıslardan se­ çilmesi üzerinde hassasiyetle durmuştur ve bu konuda bazı hadise­ ler de vukubulmuştur. llu hususta Times of İndia gazetesinin 2:1 Eylül tarihli sayısında, şu haber vardır«Taşkent konfransına iştirak etmek için seçilen Hint delegasyonunun dört üyesi istifa etmiştir, istifa sebebi olarak delegelerin sec_:imini beğenmediklerini ve konfe­ rans sommda ağır bir siyasi tarafgirlik baskısına maruz bir dayimi sekreterliğin kurulacağını önceden sezdiklerini ileri sürmüşlerdir. Yine ayni gazetenin 25 Eyliil sayısında şu haber yayınlanmış­ tır>> Taşkent konfransı için Hint delegelerini seçme işinde bir ihtilaf çıkmış ve bu yüzden Parlamento üyel eri n den olan ii.c. kişi Hindis­ tan hazırlama komitesinden çekilmiştir.

Le Mond gazetesinin bildirdiğine göre Konfransta alınan karar gereğince Kolonıbo (Seylan) da kurulacak olan Yazarlar Dayimi Sekreterliği ile Asya ve Afrika 'nın diğer yerlerinde kurulacak o­ lan mahalli teşeküllere iştirak konnusu Taşkent'te ortaya atıldığı sı­ rada Hint delegasyonu m u va k kat olarak iı:;tirak etmeyi kabul etmiş­ tir. Konfrans sonunda Pravda 'nın 14 Ekim sa:rısında neşredilen ııi­ h ai tebliğe göre ittifakla alınmış olan kararl� r şuıılardir : Asya -

Afrika Yazarlarının daimi sekreterlik merkezi Seylanda olacaktır. Sekreterlik şu memleketlerin miimessillerinden teş�kkül edecektir : Gana, En nazya, Kamerun, Kızıl Çin, Birleşik Arap Cumhuri­ yeti, Sovyetler .Birliği, Sudan, Seylan ve Japonya, Hindistan 'a gelin­

ce Hint temsilcisinin Hindistan Edebiyat Akademesi tarafından se­

ııilmesi tavsiye edilmiştir.

8


Konfraıısta ayrıca a§ağı<laki konular <la kararlaştırılmıştır: Biri Asya'da ve diğeri Afrika 1da olmak üzere iki mahalli merkezin kurul­ ması, üye memleketlerde mahalli komitelerin kurulması, Asya ve Af­ rika memleketlerinin menfaatlarını savunan bir basın - yayın büro­ sunun kurulması, bir gazete veya dergi basmak, bir milletlerarası mükilfat ve yardım fonu ihdas etmek. Yazarlar Konfraıısıııın gelecek toplantısının Kahiredeolması i­ çin Mısır tarafından verilen teklif kabul edilmiş ve 1960 ta toplan­ mağa karar verilmiştir. Nihai tebliğin ifade şekli nisbeten mutedildir, İınperyalizıne kar­ şı olan hücumlar her hangi muayyen bir bölgeye çevrilmiş değildir. Tebliğin bir fıkrasıııda «edebiyat ve sanat yaratıcılığın ancak hürri­ yet şartları altında mümkin olabileceği» beyan edilmiştir. Şunu ibretle kaydetıneliyizki : bu tebliğden üç hafta sonra orta­ ya çıkan Boris Pasterııak ve Nobel Edebiyat l\Iükafatı hadisesi Sovyet Rusya 'ıun, yazarlara karşı yapmakta olduğu baskmın ne ka­ dar ağır olduğunu dünya.ya açıklamış bnlnnmaktadır. Le Mond 'a göre Kaınboc;ya cfolegasyonu nihai tebliği imzalamayı reddetmiş ve tebliğin taşıdığı siyasi mananın kendi devletinin taraf­ sızlık siyasetine aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Konfransm kapanış celsesinde okunan «Dünya Yazarlarına Mü­ racaat» başlıklı uzun beyannamede Batı em p e ryali zmine karşı uzun uzadıya hücum edilmiş ve bütiiıı yazarlar sömürgeciliğe ve nüldcer harbe karşı amansız bir mücadelc;nı ditvet edilmişlerdir. 3.

1( o.nfransı ıı hakı'.ki �'ehresi

Bu konferansın. adı «Asya-Afrika Yazarlar Konferansı» olsa da iştirak edenlerin azlığı ve kalite itibariyle çoğunun koıninist kundak· çılarından ibaret olması zaviyesinden ıntaıaa edecek olursak Asya ve Afrika milletleri için bu konfranstan hiç bir fayga çıkmadığı gibi Asya ve Afrika ınilletleriniıı hürriyet ideallarının koıninist istilacı­ larııı meııfatı uğruna sııi istimal edilmiş olduğunu açıkça görmekte­ yiz. Netekinı konfraıısın ihtiva ettiği bütün çalışına, delegelerin zi­ hinlerini Batıya karşı bir kin hissiyle doldurmak amacına doğru yöneltilmiştir. Sovyet Rusya ve komünist Çin'in yıkıcı propagaıı­ da metotlarını konfransa iştirak edenlere geniş ölçüde aşılamak için çalışılmıştır. Asya ve Afrikalıların kendi davalarına ait müsbet si­ yasi konular ve Yazarlarca meslek bakımından en başta gelen ilim sanat gibi faydalı mevzular hiç ele alınmamıştır.

�'e

9


Bu hususta çok enteresan bulduğuııı lıir ıııııl11ılı·ılı•ıı lıir kaç pa ­ sajı sayın okuyuculara arzetmeyi faydal ı hııldııııı. llıı ı ı ı ııkal e , En­ donezya Parlamentosu üyelerinden Bay Abdııı·ı·alıııııııı E j iha b tara­ fından yazılmış ve Cakartada çı kan XA'l'ION'Alı l'Bl•�NN lHOES'l' gazetesinin 9 Temmuz 1958 tarihli ı; ayısı ı ıda ııPŞl'<'ıl il ııı i�t i I'. .Makale şöyle başlıyor: «Bir Asya -Afrika konfr arnm ı ııı iiııiiıııiizc!Pki günl<'t'

t.le Asya'h veya Afrikalı olınıyan bir devlet tarafıııdıııı oı·g;aııizc edi­ leceği ve onun toprağıııda akdedilec:eği dnyulnıaktadıl'. J:ıı is<' Asya ve Afrika ruhunun kendi yolunu şaşırması demektir. llillı:ıssa Rus­ ııı ..sıılıı olan , ya gibi büyük sömürgelere sahip olan. soğ·nk harbııı

Varşova Askeri Paktıua bağ·lı bir blok tarafından başka hiı· hlok'a idarecisi olan bir dr.vl<"t tarar ı ııdaı ı karşı yürütülen ın ücadelenin böyle bir konferansın tertipleıımt'sİ w idare Pdilnıesi lıl'r �p�·dpıı ziyade tehlikeli bir olay<lır. «Rusya, ister Çar Rusyası olrsuıı ye ister Sovyet Birliği olsun Asya'nın yarısından ibaret olan bir bölgeyi kentli sömürgesi yapan bir Avrupalı kuvvetten başka birşey değildir. Asya'ııın ortasında bütün ahalisi

müslüman olan Türkistan ile Kafkas

mcııı kkPt lcri

birer Rus sömürgeleri halindedirler. Ruslar hiç bir zaman Asyalı değillerdir, Onlar, Orta Asya ye diğer Asya bölgeh'riııi silUh

ku ,·­

vetiyle istila eden söıııiirgecilcrdir. Uollaııda Endonezya 'ya, I<'ran­ sa Afrika Ye Güneydoğu Asya 'ya, İı ıg-ilizler Gümy Asya \a ırnsıl girmişlerse Uuslar da Orta .Arsya'ya öyle girnıişlerclil'. A.sya

ka ııamı altındaki konferaıısııı akdedileccği tarihlerde tanıdığımız

hürriyet

ye

.\'Pr

-

Afri­

ola ı ı Taı;hn t �elıı·i

ilim b('�İği olıın

'I'iirkistaıı 'ın

bir parçası olmayıp, Rus sömiirg·esi olan Üzlwkistıııı 'ııı m<'rkrziLlir. ((Asya

-

Afrika namı altıııdıı bir koııfprıııısııı Ol'gıınizasyon

n•

akdi işinin bir sömürge ola n ııı (•ııılc•kl't c' L:Pk i 1 ip gi)t ii r i ilın!'si Asya ve Afrika llesabına apaı;ık bil' gr rilr· nı r> olıır, Asya Y!' Afrika mil­ letlerinin yapmakta oldukları hiiniyPt iııkıliıplıırnıı baltalı.mu bil' harekettir ''C ayni zamanda Asya - Afrika ıı aı ı ı ı n ııı ismetini suiistimal dnwktı'ıı hıı�kıı lıir �P.'' clPğ-ildir."

1ı>nıizliğiııi

w

Görülüyor ki Sayın Eııdoıwzy a ım•lııısıııiııIL IJ11 koferanstau ·üç ay ön<!e yazmış olduğu bu ıııakaledP ıwı;iıı olarak yürütmüş olduğu haklı mütalaalar Taşkent Konferansında gözle görülmüş ve tam

elle tutulmuş

hakikatler olarak

meydana -<;ı knııştır.

Rillım;sa hu

konferansa iştirak eden bir 0ok Asya ve Afrikalı delrgelerin kendi hürriyet davalarım savunma yolmın büsbütün şaf!ıı'ınıfJ Ye fal'lrnı-

ıo


da olnı ıyarak Sömürgeci R us ve Çin 'in gizli maksatlarına alet ol­ mak yoluna sapmışlardır.

Şunu da unutmamalıyız ki: Asya ve Afrika.'da hürriyet mü­ i meydanı na atılmı ş bulunan milletlerin çoğu Rus ve Komü­ n is t Çin 'in her ınüstevli den yüzlerce defa zalim ve gaddar olduk­ larmm farkına vamıış olduklarına kaaııi bulunmaktayım. Bu gerçeği geçen yıl islaıu memleketlerine yaptığım seyahat neticesi olarak edinmiş intibalarıına <layanarnk söyli yoru m.

c adeles

KOMÜXİST lllE.MLEKETLEUDEKl YAZARLARIX DURUMU I.

Cnııııııi

dıırııııı

İlim adamları, ;v azarlar ve sanatkarların hürri yetin i inkar et· mck, komünizm ideolojisini ıı ayrılmaz bir parçasıdır. Bu inkar ci­ nay etinin temeli Karı l\Iarks tarafından atılmış ve Lenin tarafııı­ dan bütün teferruatiyle formüle C'dilıni�tir. Bunların halefleri olan o korkunç zalim Stalin, Mao Çe Tung ve diğer malfıın müstebitler tar af ın dan öyle fci şekillerle tatbik edilmiştir ki deınirperde lıari­

cinde yaşıyan insanlardan çoğunun hayallerine sı6'1naz. Kari Marks d emişti r ki <(İnsaıılarııı fikri, onların yükı;ek bir varlık oldukların ın belirtisi olan bir hususiyet olmayıp istihsalda kaydedileıı artışa ve sosyal durumun inkişafına göre ayarlanan bir şeydir.» 1\I ar ks, bu sözü ile insan f ikrinin i st ikla.I ini ve yüksekliği­ nj inkar etmiş ve onun sosyal e ngelleri n kölesi olmasının planını çi zmiştir, ve bu suretle komünist nazariyesinin edebiyat ve sanata ait kısmınm c sasl ar ı ıı ı h<'r zaman ye ınckane şamil olmak üzere tes­ bit etmiştir.

Adı geçen esasları Lenin şu üç usul ile formüle etmiştir A.

Pa rti Edebiyatı pre nsipi ,

B. C.

İ şç i Diktatöryasııım İlmi l\Iefhumu.

:

Sosyalist Reailizın,

Parti Edebiy atı p rcns ip i : edebiyatta Ye sanat.ta parti men­ faati ve onun yol göstericiliğinin temel şartlar olması demektir. Başka bir deyimle: «yazarııı ve sanatkii.rııı tam manasi yl e komünist partisinin kölesi olmasını ve ke ndileri için hiç bir hak ve haysiye­

tin düşünülemiyeceğini kabul etmek zorunda olmasrn demektir. So syalis t realizın 1in komünstlcrcc resmi tarifi şudur: «Partici-

11


lik ve halkcıl ık ruhunun ve i<leolojik llll'flı1111ıl11rııı sıı11ııt 'a dl'riıı­ den derine nüfuz etmesi için çalııoımak w ıuıt11 r11 I iırnı ( lı iss<� daya­ nan düşünüş) e karşı mücadele etmek.» Fakııt tutlıilrnt ı;ıılıaımıda Sosyalist realizm 'in taşıdığı mana, bir yıızıırııı uı;ııt(·ıdııki kaidelere bağlı olması demektir : 1. Bütün iyi şeyler, l\Iarksiznı n• Leniııizııı 'iıı pıırlıık ha�aı·ı­ ları ( !) na atfe<lilmelidir. 2. Bütün kötü şeyler, burjuva tesirine \'C Kıqııt usit lı·riıı mo­ dası geçmiş zihniyetlerine, adet ve bozukluklarıııa atfrdilıııl'lidir. 3. Halkı sosy ali st anlay ış a doğru sevkctmck ıııııksııdi�·lp �·a­ zılar halkın anl ıyaea ğı . dil ve üslupla yazılmalıdır. '

4. Herhangi bir şüphe ye tcreddi.itlP karşıla�ıldığı tııkdinll' partiye müracaat etmeli ve onun hükmünü sou hal şPkli olıırıık lrn­ bul etmelidir. ,;İşçi Diktato rya sın ın ilmi l\Idhuıınrn nu llindü;tanlı Uopal Mittal, The Marehof Conspıracy (Fitıı eniıı llerlemcsi) aJıl Pseriıı­ de ((Hiç bir kanun ile tahdit e<lilıneyen ve doğrudan doğrnya km·­ vete dayanan bir d ik tatorluğu desteklr�·en bir miicadck forıniilii» diye izah etmiştir ·

Marks 'in yukarıdaki sözü, kom üııst nazari.resiniıı c·tlPlıiyıı t w saıı'ata ait kısmının temelini tesbit rttiği gibi koıııüniımı ıınzııri.vı·· sinin tatbik edileceği yerlerdeki �·azar ''" sanat<:ılanıı iıkilıPtlı•ı'İııi <le tayin etmiştir. Lenin 'in vazcttiğ·i cd>art i PılPJıiynt p ı·ı·ıısi pi» ılı• Marks'iıı o sözünden doğmuştur Ye o ıı ıııı «l'arti <lı�ıııılııki yazarlar hep yere vurulmahdmı ve ccfcvkallll'�c'r kalıili�·dli tiptı·ki yııııırla­ rın hepsi yere vurulınalıdır>ı gibi parolalarıııııı kııyıııığ·ı dıı yiıw Marks"in o sözüdür. Karl Marks ve I.ıeııiıı tıırafındaıı tc111<·l i kur11lınus olun bu bas­ kı usullerinin onla rııı halefleri tarafından tatbik şek illerinden cıı mühimleri olan Rus ve Çin ta.tlıik şekillerini okuyuculara arzetnıek isterim :

....•1.

8ovyct Rusycı'd(ı. yawrlar

Sovyet Rusya 'da yazarlarm şartlar şunlardır :

�alış malar ı nd a

tabi tutul duk l a rı

temel

A. Basılan bütün eserler GLAVLl'l' (Edebiyat ve Yayın İş­ leri Umum Müdürlüğü) nün sansürüne tabidir. ı·foY�'ct Rusya 'da hususi matbaacılık yasakttır.

12


ll. Yazarlar parti rehberliğine tabi tutulınııkta<lırlar, parti­ nin inançlarına uymıyan hiç bir yazı, şiir veya hikii.ye hiç b ir su­ retle bastırılamaz. C. Yazarların şahsi - hareket ve tavırları dainıi bir kontrola tabi tutulmaktadır. Yukarıdaki şcırtlar altında köle gibi çalışmak yolunu tut­ alırlar ve ayrı ca , partiye bağlı olan Yazarlar Derneği 'ııin emri altındaki LITFOND (Edebiyat Fonu l t arafından hayat kaydiylc maddi yardım alırlar.

D.

muş olan yazarlar çok maaş

Bu şar tlar ın ieabcttirdiği kölelik derrkcsine düşmek iskıııi�·en Sovyct yazar ve sanatkfıriiları �-a açlı k t an veya cel la dm rli�·lt· ö­ lümle karşı karşı.va g e lmi şl e rdir. Ilıma misal olarak aşağıdaki ha­ berleri Yerelim: yalnız 1936 ile 1938 arasında y akurşuna dizilmiş veya toplama kaınplımııda ölmüş olan Sovyrt yazarlarının sayısı 329 kişidir ki buıılarm arasında Yazarlar Derneğinin İdare l\ieeli­ si üyeleriıı<lt•n olan aşağıdaki yedi kişi de vardı - l\Iichail Koltso,·. İvan Kateyev, Vlademir Kişov. lloris Pilna�'k, llruno Josieııski, A n drei Aleksaııdroviç ve Paolo Ya.�vili.

1943 de bir gün içinde 28 Ukraynalı yazar ve kültür Bunlarııı a­ rasında şair Vhyzko w yazar Kosy Grigori gibi Sovyet E debiya t Ansikloprdisinde h a l trrciiıneleri �·azılı mü hi m şahsiyrtlrl' dP \'Hl'dl. 1-! Aralık

ileri gelenleri kurşuna dizilmeye mahkum edilmiştir.

Ilımdan baljka da Türkistan,

İdil

-

Cral, Kırını,

Şimali Kııf­

kasya ve Azerbaycan da komünist istilasıııdan önce ve sonra yetiş­ miş olan ve Sovyet cellatlarının ellerinde can nveren yazar, !)air ye sanatkarların sayısı binleri geçmiştir. Bunlar tabii olarak komünist sömürgeciliğine hizmet etmemek ve kendi milli hürriyet ideolojileri uğrunda imkan nisbçti. nde çalışmak isteyen insanlardır.

Sosyalist realizm 'in rn karanlık devri Staliıı idaresi altıııda bilhassa edebiyat ve san 'at işlerinin idaresinin Jdanof ' un eline w­ r i lfli ği yıllardır. Bu karanlık devirde Jdanof 'un rahimsiz fernıan­ lariyle So\'yet yazarlarınııı bir kısmı cismen idam rdilmiş w hayat­

ta kalan çoğunluğu da ruhan idam edilmiştir, onun devrinde ve ölümünden sonraki dört beş yıl içinde ortaya çıkan yazıların hemen hemen hepsi kom ünist medd ahlı ğı ve uydurmacılıktan başka bir

şey değildi. Komünist �razıeılığının realite den bu kadar uzaklaşmış olması ahali arasında ala�' mevzuu haline gelmiti.

13


llüliısa, Sovyet yazarları Soı>yalist

R ealizm 'e ayak uyduruıı­

aşağıdaki hareket hattını k endileri için düstur yapa bi lenler �·aıjıyabilmişlcrcaya kadar çok ağır zaiata düçar olmuşlardır ve ancak

di r

:

Düşündiiğünüzii söykuwyiıı Söylem iş iseniz yazmayııı '. Yazm ış iseniz neşretıneyiıı '. Eğer neşretmiş iseniz lıeıneıı tevbe edin !

Stlai n ve Jdanof tarafıııdan Sovyet yazarlarına karşı girişilen f eci baskı V<' bundan gfülülen gaye ve alınan neticeyi Dr. Mustafa

llafnavi STALİ:'.\"DEN' SONRA RUS SİYASETİ adlı eserinde şu şekilde lıülil.sa etmiştir: (( St a lin teııkid ruhunu kökünden yok et­ m e kte ve fikir hürriye tini ortadan kaldınnakta hakikaten muvaf­ fak olmuştur, öyleki Rus;va'da körüköriine itaat etm ek tabii bir şe�· haline gelmiştir. Stlain, Hus rntandaş ını kmdisi istf'diği bir kalıba sokaınk istemiş ve bu hususta ı;ıkardığı bir resmi r m irn amPde ez­ cümle şöyle demiştir (Sovy<•t camiasıııa mensup insanların bütiiıı iyi va sı flara sahip ve herhangi bir ay ı p tan uzak özel bir ti p i nsa n haline gelm esi lilzımdır. htc bii.vle i nsanlar yaratıcı insanlar ola­ rak temayüz (•debilir) Jdanof, Sovyet yazıcılarını, ın i izi kc:ilerini w filo zoflarım bu maksat için çal ı şt ınnak için Koıniinist Parti si nin :Merkez Komite s i tarafıııdan bir talimatname ç ıkartm ıştır, bunun h t> men arkasıııdaıı Jdanof, faaliyete grçerek kültür, mimarlık, ta­ rih y azıl? vr buna b enzer m illetin ter biy es i ni' tesir e d e bilen bii t iiıı sahalarda te mizlem e am C'liye sinc girişmişt i r w bunu ıııiitenkibeıı Stalin 'i n istediği şe kild e e serl e r yazdı rmağa başlamıştır ve bilhas­ ı.:a �·eni yazıla n tarih kitapları «İnsan k ültürü bütün teferruatiyle Rus kültiiründt>n do ğın uştur ıı fikrini aşılamayı hedef tutan yalan­ lar ve uydurmalarla doldurulmu'itu, ilmi buluşların rkscriyetiııin

Hus bi lginl eri tarafından meydana getirilmiş olduğu ve tarihte şiihret sahibi olan hl'r m ucit , alim Ye araşhr ıcmm bir Rus kam ta ­ !))(lığı, bu �·pııİ esrrlncl<' iddia cdihni'itir. Bunun ıwtiePsi olarak, R.us zihniyet ind e ki aşağ ıl ık hissi �·rriıır bir mağrurluk n yüksek­ lik duygusu meydana grlmiştir.

((Bu çi rkin teşebbüs gerçi Rus mi lle tinde kendini kuvvetli san­ mak du y gu sunu bir dereceye kadar uyandınnış ise de bu milleti kendi içine biiziilınek ve d ı şa rda olup bitenleri bilmemezlikten gel ­ mek ve dünyanın hepsini Rusya 'ııın etrafında dönen bir alem tc­ lıayyül l'tmek gibi <_;ok zararlı bir duruma sokmuşt ur. Bununla Rus

ıı


edebiyatıııııı seviyesi düşmüştür. T emsil ye sahne mevzuları ü�·le­ sine zayıf bir hale gelmiştir ki ahali adeta tiksiniyorlardı, bu dur­ gunluk, 1920 ile 1935 arasında çok iler lemiş olan sinema sanatla­ rında da göze çarpı yordu. Çünkü devlet tarafından yazarların ü­ zerlerirn• konmuş olan kayıtlar ve devletin onlara yüklediği zoraki yazifeler, onların fikir sahasını daraltmıştı, böylcee onlar111 verdik­ leri eserler kıymetsiz oluyordu, hattfı Moskova halkı Rus filmlerim• Tarzan filmlerini tercih eder olmuşlardı. Stalin 'in güya Hus zihniyetini gıdalandırınak gay esiyle yaptı­ ğı akılsızca hareketleı·iııden biri de mektep çocuklarıııııı mutlaka öğrenmelerini emrettiği bir marşı ıııe;nlaııa çıkartmasıdır, bu ıııarş­ tıtn bir parç.a şudur : Dünyada biziııı bu ıııeıııell'ketinıizdcıı daha kuvwtli bir ııwmleket yGktur Iliı: bir buhar bizim çiçeklerimiz gibi çiçekleri açtı rmaz lliı: bir gök bizim gökünı üz kadar temiz olamaz iliz yeryüzündeki bütün iıısanlarm

en

talihlisiyir..

Birisi ı;:ıkıp da ((Durum mel 'un Staliıı devriııdr ö,dl' idi , �imdi tlnrum değişmiştir» diyebilir.

anıa

Bu iddianm cevabı bir kclinw ilt> ((Yalan» dır. Bu iddiaıım lıakikatım Gopal ::\'Iittal, �·ukarıda adı geçen t>serinin «Tlır Thaw aııd J<.,reezen (Erime ve donma) başlıklı bölümünde incekmiş ve şu neti c eyi çıkarmıştır: <1Stlain devrinde yazarları idare hususunda hüküm süren kaide ve nizamlar şimdi de olduğu gibi yürürliiktP­ dir ve komünistler için halfı ınukaddt>stir, görünüşteki erime w gii­ ler yüzlülük siyasrti komünistlerin tatbikat usullerini zerre kadar bile değiştirmemiştir. o 3.

Huıııiiııist {Jiıı'dc yazarlar

('iıı yazarlarınııı faaliyl'tiııi baskı a ltı ıı a almak için :\Iao ('.P­ tu ııg, Hus liderleri gibi az çok formül peı·desi knllannıağa ihti;rnc; görnwıniş ve yapat•ağıııı apa�ık ortaya atıvermiştir. Ve şÖ�'ll' de­ m i ştir : «Marksizm ve Leninizııı, halk amınesine ve

proletarya 'ya ait

olmiyan yaratıcı ruhu öldürür. Bunlar kökünden �'ok edilmeli yeni­ sine yrr a<:ılmalıdır.ıı

Yine l\lao Ç'e Tung diyor ki

«Yazarlar w

15


saııatklifrrlur iııkilap

mckaııizmasınııı ayrılmaz

parçalarındaıı ol­

dukları için gerçekleri kendi başlarına tefsir etmeleri gibi konularda

asla şayani

ve sanatkarların ne

arzu olamaz.ıı Bundan sonra Mao, yazarların çalışacaklarını ve işe nereden

başlıyacaklarını şu

sözleri ile açıklamıştır: «Edebiyat ve sanat eserlerinin işçileri, köy­ lüleri

ve askerleri ilgilendiren konulara hasredilmesi lazımdır. E­

debiyat ve sanatın işçi, köylü ve asker çevn•leriııcle

makbul olan

bir şekle sokulması gerekmektedir. İşçi, köylü ve askerlerin seviye­

leri yükseldiği ııisbette edebiyatın seviyesinin de yükseltilmesi ge­ rekmektedir .ıı Çin komünistleriııce bir düsturulamel sayılan l\lao'nun bu söz­ foriııin tatbikattaki içyüzüıı ii miştir: ııl\lao 'un

hayalince sanat

köylü ve askerler seviyesinin

Gopal Mittal şu sözleriyle izah et­

w

edebiyat 'ın

yükselmesinin

yükselmesiıw

işçi,

takaddiinı etmemesi

d ikkat edilmesi lazım olan bir husustur. Yani köylü, iş<;i ve aske­

rin kültür seviyesinde bir yiikselrnr olmadıkça edebiyatın

yüksel­

mesine ne lüzum ve ne imkan vardır ve o zamana kadar sanat ve edebiyat, Mao 'un işçileri, askerleri ve köylüleri gibi kaba ve sevi­ yesiz bir lıaldr kalmağa mahkfımduı·. Böylece Mao, sanat biyatın taınamiylr siyas('te fı.lrt olmakta.dır.ıı

olması

ve ede­

lüznmunn açıkça beli rtmiş ·

Yazarla rııı köy 1 ü İş<:i w askerin ilgilendikleri nıcvzua ları da parti göstermiştir. Bu hususta 2i Şubat 1956 tarihinde toplanan

{,'in Yazarlar Cemiyetinin ikinci kongresinde söz alan Chou Yaııg uzun izahat vermiştir ve ezcümle «yazarların kendi yazılariyle köy­ lüyü toprağından frragat etmeye ikna etmeleri Iazımdmı demiş­ tir. Komünist Çin, kendi biinyesini knnetlendirınek için köylii ile

yazarların tarafdarlığıııı kazanmak için elinden IH' gelmişse onu yapmıştı ve muvaffakiyeti de bu iki unsur'un gözü kapalı drstrği sayesinde eld<' dıniştir. «Tarla, ekrnlcrin ıııiilkiidürıı parolası ile köylüleri aldattığı g ibi, yazarları da cıÇiıı devleti proletarya dik­

tatoryası olamayıp bir halk dcmokrasisidirıı parolası ile aldatmış­ tır. Komünistler, tam iktidarı elerine aldıktan sonra maskelerini atarak «Toprak devletindirn parolasını bağırdılar, bir taraftan buna karşı koyan köylüleri kitle halinde katliam ederken diğer ta­ raftan da yazarları bu ikinci parolayı desteklemek ve söz hüneriy­ le vine kövlülcri aldatmak yoluna sevkettiler, lırm kendilerini ve .

16

.

.


hem köylüleri ikinci defa olarak aldatmaktan çekiıwıı yazarlara <<inkilap aleyhdarlığı» damgası vurularak en feci cezalar tatbik edilmiştir. Yazarların asker konusundaki vazifelerine gelince, onları rn ibtidai ihtiyaçları bile aramaksızın savaşmağa teşvik etmektir. l\Ie­ sela üç gün hiç bir şey ycmedrn savaşan kahramanları uyduran şiirler bu cümledendir. Komünist Çin 'de yazarlar ''e sanatkarlara yöneltilen temizle­ me ameliyesi, komünistlerin daha bütün Çin'i ele geçirmedikleri zaman başlamıştı. Fakat ilk günlerde yalnız müstakil mefkfıreyC' sahip olan ve komünizm 'i açıkça tcnkid edenler temizlenmişlerdi, komünist olnuısa da milliyetçi rejimi sevmiyen ve komünist sem­ patizanları olan �·azarlar i<ıe milliyetçilere karşı mücadelede alet olarak kullanılmışlardı. Büttii.n Çin 'i ele geçirdikten sonra hakiki temizleme ameliyesi bii.tiin şiddetiyle merhametsiz Ye insaniyetsiz­ eesine tatbik edildi. Bu defa komünistlerden ufak bir fikir ayrılıı!"ı taşıyanlar tamamiyle ortadan yok edildiler. Bu ikinC'i temizleme a­ meliyesi 1951 in sonlarına doğru başlamış ve Ha ziran 1952 <le so­ na nmiştir. Az çok şüpheli olan yazarları komünistler, Doğu Tür­ kistan, İç l\foğolistan ve TibPt gibi yerlere göndernek oralarda ya­ zife görmek mecburiyetinde bırakmak suretiyle llH'rkrz �·nler<len ve Çin ahalisi arasından uzaklııştırınışlardır. Bn suretle Çin'de yazar ve sanatkarlardan pt>k çoğu yok edil­ di ve kalanları korktu ve sustular. Bundan sonradır ki 1954 Eylii­ liin<le Liu - Şao - Çi ile Çu En Lai şu beyanatta bulunmak cesare­ tini gösterebildiler: <ıllir avuç reaksiyoner münevver müstesna ol­ mak üzere biitiin Çiıı'de - hiikümet tarafından icra t>dilen fikir­ leri islah tt>dbiri - muvaffak olmuştur.)) -

-955 teki temizleme harekC'tleri ile geri kalmış olan ya zarlar da temizlendikten sonra l\fao Ç<' Tnng 2 Mayıs 1956 da söylediği nutkunda <ıBiitün �içeklcr hep beraber açsııılar, biitii.ıı fikir mrk­ tepleri birbirleriyle rekabete girişsinler.» diye haykırınıştn'. Halbuki daha önceki vahşiyane temizleme hareketleri ile bü­ tün çiçekler sökülüp atılmış ve yerlerinde komiinizm �·abani otla­ rmm ye§erip biiy . ii.mesi için zemin hazırlanmıştı. Komünist Çin 'de Rnsya 'da olduğu gihi yazarların üzerin<ll'ki

17


koııt rolım ı;iddetinde

biraz gev§t'me lwr zaman görülebilir. Fakat unutmamal ıdır ki böyle haller daima maslahat irabı başvu­ rıılan taktiklerden başk a bir şey değildir, bu takti kin h edefi olan maksat ele geçirildikten sonra hiç tereddütsüz tethişler başlar ve o taktike filet olan veya o fırsatta biraz h iirriyetlf' nefes almak is­ tPdiğini giist erenler tasfiyeye uğrarlar. �itekim Sovyet Husya 'da yazarlarm ınôruz kaldıkları en bedbaht teınizlPmeler, kont rohın nisbf'tcn g<'vjcdiği giinlPri takilwdf'ıı zamanlarda vıılmhıılnm�tıır. :;mm

SOYYR'l' 1.

RT'SYADA YAZARJ,ARI:\"" İSYAXI lsynıı111 1M§lnmnsı ı·e ı'.lerlrmr.�ı'.

Sovyet Rusya 'da. yazıeıl ğın realiteden biisbiitiiıı u zakl aşmış o ld uğunun ahali taraf ından alay mevzun halinP gel miş olması, ko­ miinist parti ileri gelenlerinin dikkatini çekmişti. Bn cihetledir ki l\l alenkof 1952 Komünist Parti Kongresinde söyl e diği nutkunda �·azarlar için nisbi bir I ı ii rriyrtte n hahsetmPk liiznmu n n dnymnş w f'Zciimlf' şö� le demişti: ·

((Yazarlarımız rPmiyetirniz<l<' nwvcut tf'nldd etmli

Yf'

hayatımızdaki trzat

Y!'

olan <'ksiklik

vf' aksakl ı ğ ı

ihtilafları (•f'saretlr açıkla-

ına)lıdırlar.......

l\falenkof bu sözü ile yazarlara hiirriyf't verildiğini açıkça ifa­ ise de mazideki bozuk usulii sarahatle t enk id etmiştir. Böyle olmakla berabn bu söz bNJ �·ıl sonra Malrnkof 'nn azline se­ hrp teşkil rtmiştir. df' etmemiş

1953 te Stıı.lin 'in öliimünden sonra Sosyalist realizm 'in yükii �·azarlara ağır gelmeye başlamıştır. Bunun üzerine ya zarlar �skisi gibi tam bir robot gibi değil bir insan gibi çalışmak temayülünü göstermek istemişlerdir. Dir taraftan parti nin talebettiği yazı ları ısmarlama bir şekilde yazarlarken, di ğer taraftan uysallıktan zi­ �·ade ciddiliğe, propagandadan ziyade realiteye, partinin isteğin­ den ziyade halkın rağbetine ehemmiyet verenler ortaya r,ıkm ağ a başladı. �OVY MİR Dergisi Aralık 1953 sayısında neşrettiği c(E­ debiyatta. Ciddiyet» başlıklı yazı i le komünist saniıt anlayışına kar­ şı ilk taarru zu yaptı. Mayıs 1954 tr İlya Ehrrnb ıırg nn neşrf'ttiği ·

·

'

18


ı<Dilye» adlı romanı, !'Mlnat yaltakçılığıııa karşı yaptığı şiddetli hii­ cumlariyle Sovyet edebiyat sahasıııda yep yeni bir şeydi. Hele Beria 'nııı azli ve öldürülmesi yazarlar için emsalsiz bir fırsat doğurdu. Bunun netieesi olarak bir çok eserler meydana geldi. Bunlar arasında en c:ok şöhret b nn lanları şunla rdır : Steiıı 'in ((Zati Dosynı> adl ı piyesi,

K a s ı m 1%4.

Pogodin 'in ((Biz ü� kişi bakir topraklara gittik» ba�lıklı sah­ nr f'seri, Ka snn 1955. DlHlintsPv 'in ıc Yal n ız Ekmekle Olınazıı ndlı romanı,

Hl5fı.

Yaşm'ııı ((l\fanivela» adlı lıikayPsi.

Hikmet'in ((lvan Ivanoviç YA şamış mıdır·» adh ınizlllı piyPsi. Ayrıca Kavern ve diğPr yazarlar bir sürii makalr, lıikiiye ve �iirler yazmışlardır. Bu eserler, Sosyalist realizm ve parti <>debiyatı gihi lıaskı vı• kontrol sistemlPrine k ar�ı bire r isy a n bay rağı idi. 2.

lsya ııa kaı-.�ı tedbir

Adı geçen eserl er ve bi llııtssa ı< Yalnız Ekm<>kle Olınazıı roma· nınııı Rus okuyucularını tesir altında bıraktığı ve hürriyet he�·e­ eanının yazarlarilan halka intikal etmeğe başladığı bir sırada �fa­ earistan 'daki PETÖFİ KLUB ;e mensup miinevverlerin hürriyet Sovyet tahak­ ve müsavat fikirlerinin tesiriyle Macar ahalisinin kümüne karşı ayaklanmaları hfıdisesi vukna geldi. Sovyet tankları l\Iacar milli hürriyet. miicadelesini viedamnzca ezerken Sovvt't ileri gelenleri Rusya'daki dnrumn ilaha titizlikle tetkik etmenin. ve ona

karşı tedbir alınanın zamanı geldiğini an lı;mrnk neticesinde şu kan{lata vardılar :

1. Yazarları parti propagandacısı n�ramıştır,

�'aptıklnrı tetkik

yapmak tt>d bi ri akamet('

2. Sanat üzerindeki kont rolü g('vşetınek, hürriyet id <' ıı li ni hP­ def tutan çalışmalara yol açmak ve parti di ktatöry a sın m za�·ıfhı­

masına müsaade etmek gibi neticeler vermiştir.

3.

Böyle �ah!Jmalar lıemPn yok rdilmPlidir.

Aksi hali!(' )fa-

19


nı ristaıı vukuatının benzeri n i n

8ovyet

R ırn,\·a 'da da HH',\'da.na gPl ­

ın esi tehlikesi vardır. Huruşçef bu durum

karşısında

TllHlintıoıevi ve asi arkadaşlarını

güç bir vaziyete

« fhtilftl

düşmüştü.

ale�·h darlık)) suçu ile it­

ha m etmekle onları temizliyrbilirdi, fakat hunun m iikrmnıel bir h al çaresi olmadığını görmekte idi. Ç iinkii bu yazarlar aha l i den hiiyiik okuyucu kitle�i n i n tarafdarl ığma mazhrr

i ıl i lcr,

Hn rnşc:rf

henii z ikt i dar mevkiinde ist ikrar sahibi sayılmıyortlu, böyle bir du­ rumda hem ya z arla rı v e hrm biiyük ahali kitlesini Stalin ' i n yaptığını yapamazdı. vurmak nın

sonu

yıldırmak i ç i n

B n itibarla tedrici b i r tedbire baş­

zaruretit vard ı . 1956 1957 n i n başından itibaren Komünist Partisine satılmış

\•e vidayı yavaş yavaş sıkıştırmak ,.e

o lan ,\'azarlar, asi yazarlara karşı Iıiicnma sevkedil<lilcr. Fakat bu tedb ir halk tarafından alayla karşılandı.

Bunun üzerinr, ev\•el,�r

Asi yazarların eserlerini neşretmiş olan N'OVY MİR. hi G azete gibi mühim ve tutulm1111

organ lar

,

asi

l\I oskova Edt>­ yazarl a ra k a rşı

ya.\·ında bulnnmağa zorlandılar. Bu tedbirlerin sonucu olarak asi yazaıfardan Smino\· tevbekfır-

1 ığını ilıln etti ise, de başkaları kendi lerini mü<lafaaclR ısrar rttil rr .

Fakat baskılar gittikçe artıyordu. UJ Mayıs

ıı ntuk söyledi

1957 de Huru şçef, Rovyrt yaza r l a r ı n a h i t nbr<lt>n b i r ve

ezcümle derli ki :

1<Eğer Macar Hükümcti oradaki bel l i ba�lı kisinin beynine birer kurşun sıkmış olsaydı

ya za rla nla n bir i­

durum yii.zde rl li bıı

kadar vahim olmazdı. Efl'er Sovyetler Birliğinde böyle bir va z iye

­

tin ihtimali brlirı>eek olursa bı>n, h i r; <>lim t itremı>den bn ş<>kil<le ha­ reket ederim.» Hnruşçef 'in bu nutku \'C hunu takiben t iirlü tedbirler, asi ya­ zarları n r karlar korkuttu ? bu bizce pf'k hil inmt>mektrcl ir.

H.

A s i ym:arlarnı. s usma komplosu

Nihayet itsi yazarlar bir susma komplosu yapmağa karar wr­ ıli lcr ve hiç ses çıkarmadılar.

Bu susma komplosu particileri ç ı l ­

dırtmağa kafi geldi. Particiler bunları konuşturmak için toplantı­ lar tertipliyor ve Pravda. başta olmak üzere bas m d a bunlara karşı ı:!E'Şidli it.hamlıır savnıluyordn. Bu teşebbüslerin n<>t ieE'si

20

ol arak trv-


hl'

l' dl' ıı l n i n

ınrların

pek az olmasına mukabil b i r çok yaşlı

asilere i l tihak Pttikleri

göri:i l clii.

ye

ot oriter �·a­

Bn arnda birçok ünl ii ta­

rihçiler, part i n i n bir takını nyclurına Ye n•z i lcc yalanları n ı tash i h dınc•ğ"e lrn lkışrnıtk snrrtiylP a s i l P r

safına gr<;mİŞ oldular .

i"}ı;pilofım k urbu 11 y it m esi

f.

Şubat a y ı ı ı d a Şepilof, Komünist Partisi M erkt>z Kom ih'si t;ek­ refrri tayin ohıncluğn zaman Huruşı;ef, mefkureleri m u rakabe st>­ lahiyet iıı i ona verdi. Fakat Huruşçef, Şcpilof 'u Sosyalist Uealizııı '­ i n ba:j i darecisi yapmakla en büyük hatalarından birini işk•ııı iş ol­ d n ğnmın farkına sonradan Yarcl ı . ı;eµi lof b u vazif!'sini �·apnıak

üzere, susan asi �-azarl a r ı �·ota

geti rıneğe c;al ışırk<'n hazan onlara yalvarıyor \'e�·a tehditler savıı­ ruyordu, fakat Jdanof zanıanınclaki şiddet usulünü tatbik etıııekteıı ı_;ekin iyordu, lı attil hazan old11 k<;a ıniisanıahakllr davrandığı d a ol­ muştur.

::\ i l ıayl't 4 Tl'nımuz

1957

dP Şepi lof 'un

Molotof

vt•

a rkadv�la­

rıy l a berabrr parti dü'.2ı ıı ım lar ı olarak koğulclukları gör üldii, fakat

onıııı suçu pek an laşı lmad ı . 20 Trmmuzda Şepilof 'u n a d ı ıı ııı So\·­

yet A nsiklopedisinden silindiği a ç ıklandı ve aleyh i n dP�u resmi it­

h a m neşredildi : u Şepilof,

20 n c i parti

kongresi n i n çizmiş olduğu

hatt ı hareketten ayrılmıştır, hakiki sanat lıiirriyetinden ziyade a­ ııarşist Plenıanlara imtiyaz Yermek ga�'<'Sİyle l iberall ik

.''İiziiıw takm ışt ı r

\'e

maskesin i

Lenin ' i n ((Rauata part i ı ı i ıı rehberliğiı> prrnsi­

pini kötü�-e kul lanmıştır. ıı

Asi ..,,·azarlar lwnüz bo"tııı J . l''"ınis o -"

dP<•illerdir o

w

susm a v a lıali'ı "

dl•nt111 l't ınPktPd i rh• r. R ı ısnı ak 'cli�·e geçıııPmrl i d i r, ç ü n k ü susmak da

hazıuı lrnn-rtli b i r

silfı h ı ıı işi n i görrb i l i r .

Kom ü u i s t l e r asi yazarları ((Şcpilofculuk>ı ile i t Iıaııı etmek t a k ­ t iğini kulla nmakt a d ı rlar. nu a ğ ı r i t ham belki yazarları yıld ırır

Y!'

boyun eğmek zorunda bırakabilir. Fakat bir kere açılmış olan h ü r­ riyet ct>reyanını tıı.ınamiyle ortadan kaldırmak için çok büyük çap­ t a bir tedhiş h a reket i n e basvurnıak icabeder. R iındilik Sovvrt hal­

kıııın nazarı n da birer kahr�ınan olarak tanının� ş olan bu y �.zarlara

kıı r!j ı hii.'·lp l.ı i r

tc>dlı iı;

a ın e l iy es i n i ıı

tatbiki pek kolay olamaz

\'e h iı:

olmazsa oldukça uzun b i r za nııı ı ı a i h tiyaç vardır.

21


5.

Son asi Boriıı Pasternak

Sovyet Rusya 'da son zaınanhuda yazarın yazdığı DOKTOR

·

Boris Pasteruak adında bir

JlVAGO adlı bir roman meydana gel­

nıü;tir. Fakat bolşevik ihtilali ve komünist rejiminin

propaganda­

s ını yapm ıyan ve insanlığı siyasetten daha üstün tutaıı bu eser, ko­ ııı üııistlerce Sosyalist realizm 'c ve Parti Edebiyatı p rensibine

karııı

hir isyan telakki edilmiıı ve neşri yasak e<lilıuiştir. B i r İtalyan naşir, Pasterııak 'i evinde ziyaret etmiş ve eseri a­ larak Dcmirperdenin dışına kaçırınağa muvaffak olmuştur. İtalyan ııaşir bu eseri İtalya'da neşretmiş ve az bir zaman içinde her dile t e reüıııe edilerek ııeşredileıı bu eser düııyayı kaplamıştır. bu eserin Yazarı Boris Pasterııak

Üstelik

1958 Nobcl edebiyat arınağanıııa

l a ;v ik görülmüştür. Bu hadiseler Kremlin liderlerini çileden çıkarmış, Pasternak ' in üzerine t iirlü baskılar yapnr n;lar<lır. Onu, Nobcl armağaıııııı al­ dığı takdirde vatana ihanetle suçlandırmak, Rusya '<la n koğınak, yazarlar birliğinden ihraç ve diğer tehdit sağnakları n a tutinuşlar­

dır. Pasternak

Nobcl arınağanıııı almaktan vazgeçmekle

hayatını

güç bela kurtarabilmiştir. l:;öylen en haberlere bakılırsa Pasterııak şimdi l'lloskova 'um dı­ şııı<la mütevazi bir evde münzevi bir hayat yaaıııakta imiş.

Eğer

bu haber doğru ise Pasternak ta susma grevi yapan asi yazarlara katılmış sa.yılabilir, şu farkla ki Pasternak d ünya çapında b i r kah­ raman olmuş •.ılınuşlardır.

w

diğer asiler ise Rusya ahalisi nazarında kahramaıı



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.