Mehmet Emin Resulzade - Milli Tesanüd

Page 1



MEHM.ET EMiN R.ESULZADE MiLLİ TESANÜD

Azerbavcan Kültür Derneği Yayınları,: 13

KARDEŞ MAT'ı:JAASI :.\Iart/1978

-

A N K A R A


MlW Azerbaycan Müsavat ve Azerbaycan Milli

Halk Partisi

Mehmet Emin Resulzade

(31. Ocak. 1884

-

Uderi

Şlirası Bqkanı

6. Mart. 1955)


ÖN S ÖZ Azıeriıaycan Kültür Derneği, •Azerbaycan • dergisine paralel olarak ki tap yayını yap mayı da kararlaşunnış ve şimdiye kadar ya­ yınladıit kitaplara ilO.ve olarak, Türk Milliyetçiliği fikrini bir sis­ tem haline getiren ve bunu kurduğu ilk Türk Cumhuriyeti Azer­ baycan devletinin temel unsuru yapan Milli Azerbaycan Müsavat Halk Part is in in Lideri Rahmetli Mehmet Emin Resülzade'nin eser­ lerini yeniden basmayı plAnlamıştır.

tık lı:itap, Resülzade'nin çeşitli gazete ,.e dergilerde yayınlanan ideoloj i k makalelerinin bir bölümünü kapsamaktadır. Dergi ve ga­ zete sahifeleri arasından çıkanlarak yayınlanan bu eser, Türk Mil· liyetçiliğine gönül veren herkese yol gö ste n:cek , ışık tutacaktır. Bun­ dan şüp hemiz yoktur. Adını bir makalesinden alan ·Milli Tesa­ nüdoü, ResCılzade'nin diğer eserleri takip edecektir. Asnınızın ilk yansının , siyaset sahasında olduğu kadar edebi­ yat ve san 'at sahasında da büyük bir yer; olan Rahmetli Mehmet Emin Rsülzade'nin bu eserinde, dili ve uslübu aynen korunduğu gibi makalelerin bir sistem dahilinde yeri ve tarihleri belirtilmek sure· tiyle kitapda yer alması sağlandı.

Res\ılzade Mehmet Emin Bey, Ömürünü, Azerbaycan'ın ve di­ ğer Türk 11lerinin lstikliil ve Hürriyet <livası uğrunda, Bakü-Tah­ ran·İstanbul-Moskova-Varşova-Ankara altıgeni arasında bizlere , mil­ liyetçi Azerbaycan Gençliğine, aydınlık günleri açmak için seve se­ ve harcamasını bildi. Onun için •Milll Tesanüd•ü, Onun çok sev­ dii!i lstik!Alci ve Milliyetçi Azerbaycan Türk gençlii!ine ithaf ediyo­ ruz.

6. Mart. 1978 Azerbaycan Kültür Derneği Merkez Yönetim Kurulu

s



MEHMET EMİN RESULZADE Ocak. 1884 - 6. Mart. 1955)

(31.

Feyzi AKtlZtlM Resulzadc Mehmet Emin Bey 31. Ocak 1884 yılında Bakü'da doğdu. Ruhani bir aileye mensuptu. Babası Hacı Molla Ali Ekber Rcsülzade, Annesi ise ZaJ kızı Zinyeıti. llk tahsini ve Milli terbiyesini aile muh i ti içinde alan M. Emin' Bey, daha sonra Bakü de teknik okula kaydolmuş ise de, zamanı­

nın Politik hareketlerine katılmak ihtiyacını d uyduğu ndan okulu yanda bırakarak matbuat hayatına atılmıştır. Ve ilk yazısını. 1903 yılında Tiflis'te çıkan cŞark-ı Rus• gazetesin de yayınlamıştır. Sı· rasile Ali Bey Hüseyinzadc tarafından neşndilen •Hayal• gazetesi ile Füyuzat de�sinde, Ağao�lu Ahmet Bey tarafından yayınlanan •İrşad• ve •Terakki• gazete ve dergilerin de çeşitli makaleler yazarak cüvasını savunan Resölzade , 1905 · 1908 yıllan arasın da bizzat, Ba­ kü'da Tcklmül, ve Yoldaş adlı gazeteleri y&yınlayarak çalışma ha­ yatına ayn bir yön ve hız vermiştir.

1903 yılından itibaren, Azerbaycan'da çeşitl i Sosyal ve Politik derneklerde görev alan M. Emin bey, kurduğu gizli gençl ik Teşki­ lAtı ile Çarimıe karşı koymuş, mücadelesin i daha tesi rli bir hale sokmak için 1 ran 'a geçmiştir. 1908 yıllannda, lranda başgösteren meşrutiyet hareketlerine Nev• (Yeni lmn) adlı gündelik bir gazete çıkaran M. Emin Beyin, !randa kaldığı üç yıl zarfında , bir yandan yayınladıj!ı gazete , diğer yandan çeşitli Cemiyet ve Kurumlar kana­ liyle Rusya'ya açtığı geniş savaş, O sırada lran kabinesin e mües­ sir olan Rus se faret inin talebi ile durdurulmuş ve kendisinin 1911 de lran hudutlan dışına 'çıkanlmasına sebep olmuştur. katılan ve orada clran-ı

Bundan sonra, M. Emin bey. İstanbul'a gelerek Türk OcakJan. nın çalışmalanna katılmış ve orada yayınlanmakta olan •Türk Yur­ du• dergisine çeşitli yazılar yazmıştır.

1913 yılında, Romanof hanedanının 100. yıl dönümü münas& betiyle i!An olunan aftan istifade ederek Bakil'ye dönen M. Emin Bey, tekrar matbuat hayatına katılmış, �itli, ·kültür, politik v< Eğitim müesseselerinde faal görev almış, 1915 · 1917 yıllan ara7


sında •Açık Söz• adlı günllik bir gazele çıkarmıştır.

Bu gazete,

Azerbaycan'ın Milli. demokratik. lsıiklllci yayın organı olmuşıur.

1 9 1 7 de Milli Azerbaycan ·Müsavat Halk Partisl•nin ilk genel Kongresinde iııifakla Parıi Genel Başkanlıjtına seçilmiştir. 33 Yaşında Parti Genel Başkanı olan M. Emin Resulzade, ayni yıl, Bakü'de toplanan Kafkas lslfım Kongresinde, Kafkasyanın si­ yasi ve Coğrafi bakımdan Rusya'dan aynlmasını, Azerbaycan'ın kendi kendini idare eımesi tezini savunmuş, kez! ayni yıl Rusya müslümanlannın Moskova'da toplanan kongresinde, Azerbaycan'ın Milli bütünlüğü tezini başan ile savunmuş ve yine Güney Kafkas· ya SC)'minde Müslüman Fraksiyonun Başkarıı sıfatiyle Kafkasya'nın Rusya'dan ayrılmasını ve Azerbaycan Cumhuriyetinin teşkilini isıemiştir. 28 Mayıs 1 918 de, Milli Azerbaycan Şurası Başkanı sıfaııyla Azerbaycan lsıiklalini ilan eden M. Emin Resulzade, daha sonra Azerbaycan ParlAmenıosunda Hükfımet koalisyonunu teşkil eden partiler blokunun Başkanlıjtını da yapnıışıır. 1 9 1 9 yılında, Müsavat partisinin ikinci Büyük Kongresinde rekrar ittifakla Parti Genel Başkanlığına seçilen M. Emin Bey, Muharrirliği ve hatipliği ile Azerbaycan Ja ünlü bir yer işgal et­ miştir. Azerbaycan'ın 27. Nisan 1920 tarihinde Bolşevik Ruslar tara­ fından isıilasını müteakip, yakalanarak Baku'de Çeka hapishanesi­ ne atılmış ve bizzaı Sıalin'in müdahalesiyle Moskova'ya götüriile­ rek ne-mrete :ılınmıştır. 1922'de Finlandiya'ya kaçmayı başar�n M. Emin Resulzade oradan ayni yıl lstanbul'a gelmiş. sovyet mezalimin] dile getiren, Kızıl emperyalizmin mctodlarını ve isıipdat rejimini anlatan •Azer­ baycan Cumhuriyeıi Keyfiycıi Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti• adlı kitabını yayınlamıştır. 1923 de de, yalnız Azerbaycanlıların değil, büıün Esir Türklerin neşir organı olarak yayınladığı •Yeni Kufkasya• ( 1 923 - 1 928) yı, Azeri Türk ( 1 928 · 1929), Odluyurt (1 929. 193 1 ) dergileri takip et· miştir. Diplomatik bazı sebepler sonunda, 193 1 yılında arkadaşlan ile beraber İstanbul'u terke mecbur olan M. Emin bey, faaliyetle­ rini Avrupa'ya intikal etıinniş, 1 932 yılından itibaren Varşova'ya yerleşmiştir.

8


Avrupa'da PROMETE ( Rusya Mahkumu Milletlerin Müştere k Cephesi) ye mensup Kafkasya kavimlerinin mümessilleriyle 1934 de Kal'kasya Kon federasyonu misakını imzalamış, Pariste Fransız­ ca yayınlanma k ta olan •Promcte• (1929 - 1939) dergisinde Milli Azer­ baycan Obasını savunmuş, b izza t neşreııiği i s ti kla l (1932- 1934) ve Kunuluş (1934 - 1939) dergileri ile de milli hareketin daha çok

yayılmasını sallamıştır . Polo n ya 'nın istilAsı üzerine yayınlarına son vererek 1939 da Romanya'nın Başkenti Bükreş'e geçen M. E min Bey, 1942 yılın­ da, Azerbaycan Cumhuriyetinin mukadderatı hususunda Nazi Al­ manyası ile müzakerel erde Iı.ulu nduk tan , fakat müspet bir sonuca varma imkAnı hasıl olnmıyacağı kanaatine vardıktan sonra tekrar

Bükreş'e dönmüş , 1934 de bolşeviklerin Bükreş'e yaklaşmalan üzerine Merkezi Almanya 'ya geçmeğe mecbur olmuştur. 24 Nisan 1945 y ılında da Amerikan işgal Bölgesine, uradan d a 1947 Eylülünde Türkiye'ye gel en M. Emin Bey, vefatına kadar An­ kara'da kalmış , ilmi ve Ta rihi çalışmalar yapmış, Konferanslar vermiş, risaleler yayınlamıştır. Ankara'da ik en Azerbayca n Kültür Derneği'nin kurulması için teşv i k ve tavs iyelerde bulunarak, 1949 da onun faaliyete geçmesi n i sallamış ve Derneği n ilk genel kurul toplantısında me\•cut üyele­ rin· ittifakile Dernek Fahri B aş kanlığı n a gctlrilmiştir.

1952 yılında bir müddet için Avrupa'ya giden Em in bey, o ra ­ da •Kafkasya lsti klAI Kom i tesi •n i ku rm uş tu r .

Muhtelif zamanlarda Hür Avrupa Radyosundan Aıerbaycan 'a h itabeden M. Emin Bey, 6 Mart 1955 tarihinde Anknra'da hayata

gözlerini kapadığı güne kadar Azerbavcan Kültür Derne�i'nin Fa hri başkanlı j!ı sıfatını üzerinde taşımıştır. Resul7.ade, edip, Şair, muharrir ve tari h 'c i olarak birçok eserle r

vermiştir. Onlardan bazılan şunlar dır : - Karanlıkta I şıklar, 'Nagehan belA' adlı p i yes leri (1908 Baku) - Cemaat idaresi (1917 Baku)

- Bize Jı:ıngi idare faydal ıd ır (1917 Bakü) - Azerbaycan Teşekkülünde Müsavat (1918) - Azerbaycan Cumhuriyeti (1919

Bal..ü)

9


- Azerbaycan Cumhuriyet Keyfiyeti Teşekkülü ve Şimdiki va' ziyeti (1922 İstanbul)

- Asrımızın Siyavuşu (1922 lsıanbul) - istiklal

mefkürcsi

ve gençl ik (1922 lsıanbul)

- Rusya'da Siyasi Vaziyet (1922 lstanbul)

- lhtilAlci Sosyalizmin inisı ve Demokrasinin gelecetl (1928 lsıanbul) - Milliyet ,.., 13<>lşcvizm (1928 İstanbul) - Kafkasya Türkleri (1928 İ s tan bu l) - Ça!ldaş Azerbaycan Ebediyatı (1936 Bertin)

- Azerbaycan Kültür Gelenekl eri (1949 Ankara) - Ça!ldaş Azerbaycan Edebiyatı (1950 Ankara) - Çağdaş Azerbaycan Tarihi (1951 Ankara) - Azerbaycan Şairi Nızaml (1951 Ankara)


EY

GENÇLiK!

•SENiN UHDENDE BÜYÜK BiR

EVVELKİ

NESiL YOKTAN

VUIFE VAR:

BiR BAYRAK,

SENDEN

MUKADDES BiR

iDEAL REMZi YARATTI, ONU BiN Mtl ŞKÜLATI.ı\

YtlCELTE·

REK DEDi Ki: BiR KERE

vtYKsELE.N BAYRAK, BiR DAHA

İNMEZ!

ELBETTE Kİ SEN ONUN tlMIDINI KIRMIYACAK, PARLAMENTO BiNASI tlZERINDEN

BUGtlN

AZERII.ERIN YANIK YÜ­

REKLERİNE iNMiŞ BU BAYRACI TEKRAR O BiNA tlZER.INE

DİKECEK VE BU YOU>A YA GAZI VEYA

ŞEHİD OLACAKSIN!•

M. Emin RESUi.ZADE

il



Mtu.t TESANtlD Hüntyet prensibi mlllldyeı esasının medmlyet tarthlnde ay­ mdıldan büyük rol malü mdur . XVlll. ci a'nn sonlari\-le XIX. ncu asır başlan_n da ilim, fen, felsefe ve estetik sahasında ·görülen par· lak muvaffakiyctlerin anası •bilntyeh; onlarla birlikte yürüyen unayi inki lAbı neticesindeki maddi tcn\kkilcr ile iktisadi gelişmeyi

doğuran da •millldyeı• olmuştur. Siyaset sahasında Fransız inkilabının .ilan elliği •İnoan haklan · beyannamesinde , iktisat sahasında da Mançesıer okuluna mensup lktisatçılann •bırak geçaln, bırak yapsın,. şeklindeki fonnülleriy·

le esas landı nl an bu prensipler burjuva inkilAplannda kahnman­ l ıkl o r yaratan liberal d üşün üş sisteminin esasını teşkil etmişler­ dir. !nsanı, Orta Zaman geri liğin in siyasi, dini ve iktisadi üç katlı ı:aruret ve esaret kayıtlanndan kurtaran ve ferde cemiyet içinde IAyik oldutu vatandaş mev kiin i veren kuvvet liberalizmin l.afcri ol­

muştur.

Uberalbm, devletin vatandaş üzerindeki

hAk i m iy eti n i en az

dereceye indirip, onu yalnız dahiU AsAyiş ile harici emniyeti temin

eden, cemiyet hizmetinde ve kontrolünde bir müessese gönnek is­ temiş; dinin dünya işlerinden aynlıtını talep ederek, vicdanlann '.1er tiirlü tazyikten azAdcliğini göze al mış ; iktisadi sahada dahi şahıs teşebbüsünün istiklA J ine hürmetle mülkiyetin kutsiliğini il!n etmiştir.

Ubenllzmde -• ldeel, ferdin en çok hilntyıett ve devletin vatandııflar arumdakl brfalı.klı mllııuebııta en ıız m!icWıeles!dlr.

Şahsi teşebbüslerle, mül kiyet hakkını cerh ve tahdit eden herhangi devlet müdahalesi, bu sistemin klAsik ıelı\kkisince, ka t iyen caiz delildir.

Uberal devlet m uayyen bi r zamana kadar, tarihi vazifesini muvaffakiyetle görmüş, feodalizm sistemine bağ lı kalan cemiyet kuvvetlerinin her sahada açılarak, ilerlemesini temin et mişt ir . Azerbaycan Yıl 1. Sayı 12 ı. Mart . 1952 ı\nkar•

13


fakat her tarihi cemiye t nev'i gibi, zincirlerini kırarak büyük bir süratlc ilerleyen li beral cemiyet dahi içindeki mütczat kuvvet· lcrin büyüm esiy le içtimai yeni tezatlar karşısında kalmıştır. Başı� rekabet

esasına dayanan liberal istihs41 sistemi müt&

şebbis ve egoist ferdler arasında hudud ve ö lçü bilmez b ir mü·

caddeye meydan vermiştir. Bu ise bildilimiz kapi talizmi dolurmuş ,.e ona bağlı sosyal bütün ı czadlan kanatlandınnıştır. Sözde slya­ •etcn hür, ma!K'n hür ve ik ti saden hür olan vatandaşlar, işte yan­ nı meçhul, bir dilim ekmek kazancının esiri bir hale gelmişlerıllr. Zahirde h4.klmiyet •umumun reyine• dayanan parlAmento içinden doğmu$ •mes'ul hü kü mc tler• de ise de, hakikatta asıl hAkimiyet yeni para aristokrasisi denilen bankerlerle fabrikacıların elinde. Bir tarafta göz kama ş t ı n cı efsanevi zenginlik , öbür tarafta ise yil· n:k yakan bir fakr-0 sefalet. Sınıfa karşı · sınıf. Dahili mllc:ıdele. Vatandaşlar bıcak-bıçap. Liberal devlet bizzat kendi sisteminin mahsıllü olan kaplta· lizmin doğurduğu buhranla mücadeleden acizdir. Bu tezada gene cemiyet içerisinde doğan yeni kuvvetler kaı şı geliyorlar. Kapitaliz­ min doğurduğu proletarya smıfına dayanan lnlWApçı _,.]bm ide­ olojisi doğuyor. Diğer adı kommllnlzın ola'l bu ideolojiye göre, bur· juva cemiyetini 17.ll ra p la r içinde tu tan şey liberalizmin istlhs41 saha· sındaki anarşiye izin veren ferdiyetçiliğidir. fstihs41 Aletleri üzerin· deki şııhıs m ül ki ye t i hakkı b4ki kaldıkça . komünistlere göre - insan cemiyetinin ıstırabına son gelmez. Cemiyetlerin bir millet ve dev­ let iç i nde vahdctlcri · onlarca • bahis mev7uu olamaz. •Ne millet var, ne devlet. Bu ancak çalıŞBjl kütleleri kullanmak için kapitalist ideoloğlan tarafından uydurulmuş. bir yalan dır . Var olan sınıflar· dır. Liberal devlet, ka pi tal i stlerin hAkimiyetinl örtmek için, yllzl·l ne vatan, istiklM ve vatandaş hü rriyeti m&Skesi takmış sınıf lılki· miyetinden başka bir şey değildir.• Hükümeı demek, Lenin'in ta• birince, hadd i zatında bir sınıfın diğer sınıfları ezmek ve kendine t4bi ennek için kurmuJ olduğu cebir makinasından bqka bir ..,y değildir . Bunun için de, Marks'e göre, amelenin ne vatanı var. ne de mil l e t i . Vatan ve millet hissinden mahrum olan bu yeni insan­ lar zümresi

·

pnıletarya · burjuva odiktatörlilklerinio devirerek,

kendi hiıkimiyeıini kuracak ve ıedride bütün sınıflan onadan kaJ. dırarak ilntfsu: ve tezatsız bir cemiyet yaratacakmıt. Hürriyet ve mülkiyet prensipleri üzerine kunılaıı medmılyeU bütün eserleriyle inkAra kalklf8n bu müfrit cereyan, yeni bir ab-

14


solütizm (muılakiyet) ideali doğuruyor ki,

amansız. mümessili

onun en kamil ve en kommllnlzm ve Rusya'daki misı\lile �r.

Hudutsuz liberalizmin, tezatlarla dolu, kendini içinden kemi· ren anarşik kapitalist sistemine döndüğünü muasır liberallerden \'c liberal demokrasi ideologlanndan. bir c;oj!u bile itirftf ctmekte<lir­ ler. Devletin sade bir •se<ıe bekçbb rolünde olmayıp, cemiyetin tanziminde aktif rol oynayan asri en mükemmel bir müessese ha­ linde bulunmasını isteyen mütefekkirlerin b�ında Hegcl gibi ge· çen asrm parlak dimal!lan durmaktadır. Anarşik kapitalizmden dolan tezaılan ıslflh için, millet ve de'" let fikrini kökünden baltalayan Marksizmin telkin elliği komünizm lhtilllinc kat'iyen lüzum yoktur. Kötülük bizzat hürriyet ve mülki· yet prensiplerinde delildir. N ite k im bu pn.'llsiplereharp ilan etmiş bulunan komünizm inkılabının Rusya'da \iicuda getirdiği cehen­ nemlik hayat muti.ık kollektivizmin, mutlak liberalizminden, kıyas edilemiyecek derecede, flsıd bir sistem olduğunu meydıına koydu. Şu takdirde netice kendi kendine doj!uyor : Ne ferdi hürriyet·· le şahsi mülkiyetin mutlakiyetinden doğan k ap italist anarşisiyle sermaye istibdadı, ne de insanlan benliğ inden çıkar.ırak, bir köle we makine haline getiren komünizm esare t i! Ne mutlak liberalizm, m de mutlak lto1lektlvbml O halde :

tkblnl telif edm ..,ııı1artzm

=

t-.ıılld.

Tcsanütçülükte asri medeniyetin esasını teşkil eden hürriyet, şahsi teşebbüs ve mülkiyet esaslan bakidir. Fakat. ayni zamanda devlet, mutlak liberalizmde olduj!u gibi, fenler, sınıflar ve züm­ reler arasındaki münasebet, ve mücadelelere IAkayıt, sırf zabıta va­ zifesiyle mükellef bir müessese değildir . Bu sistemde hürriyet de, millkiyet de mutlak delil, meşruıturlar. Şart ise umümun menfaati ve devletle milletin selAmetidir. Şahsın olsun, zümre veya sın ıfın olsun hürriyeti, topluluj!un yüksek menfaatleri ve hürriyetini boz· mamak şartlariylc çerçeveleRmişlir. Liberalizm bu hududu bir sah· sın hürriyetiyle diğer şahsın hürriyeti arasında ancak itibar ediyor· du; bunun için de devletin vazifesini sade bir z.ıbıta \'C mahkeme derecesine indirmek istiyordu. Solidarizmde ise devlet milletin mümessili ve cemiyeıteki mllne.sebetlerin nAzımıdır.

Şu IUl'etle. SoUclartzm, bllrrlyet ve mlllklyet "'"" eleıtnde byuJmuf tabii t.,ebb08 ve lleriene bamleJertn1 zedelemeden. ka­ pltalbmln 1lbenl mıeulde umumi menfaat - ı.teym lfnı­ lıınnın &ıllne pçmek vazlfulııl devlete verl)>or. 15


Sınıftan esas olarak alan komlinizm gibi, fenleri nıızan itiba­ alan liberalizm dahi k-..ollı ve lntemuyonaldlr. Solldartmı ise mlUidlr. Çü nkü sade şahıslann ve sınıflann maddi menfaaıa bağlı hususiyetlerine değil, sınıflar ve ferdleri bir cemiyet haline gelircn mllnevi kuvvetle re büyük kıymet veriyor. Bu manevi kuvvet­ ler ise millet ve dev letleri n gerçekleşmesinde birleştirici lmil ola­ rak tesir \'apan dil, din, tarih, umwn iyetle kültür ve ortak ideal gibi manevi \'e ruhi kuvvetlerdir. ra

Liberalizm medeniyetin ruhunu ferdin yaratıcı egoizminde gö­ rtir. Komünizm ise bunu sınıfcgoizmilc tebdil eder; so lidarizm ise medeniyeti fen! egoiımile cemiyet menfaatleri a ras ındaki ahenkten ibaret bilir. Ubenal cemiyette

manlılı.Ur. Solldarlzmde

pyrl ılilfUnmek (alturulzm) bhra­

ile

bu bir vci!edlr. Kiihür ve tarih baila­ riylc manevi birlik teşkil eden bir . milletin ferdleri, topluluğun onak menfaatlerini korumak için kendi şahsi hırs ve menfaatleri­ ni hudutlandırmak mecburiyetindedirler. Topluluğun menfaatleri­ ni trmsil eden müessese dev let ti r . Ferdin mAncvl benlij!ini teşkil eden ortaklı bütün kıym et le ri n kaynaAt milli cAmia, onu temsil eden de devlettir. Fcrd. dij!cr ferdlerle ortak o lduğu bu mAnevl bmlik.le kendine mahsus menfaatlerden ibaret maddi benlik ara· sında ihtildf çıkınca, maddilij!ini m Anevilij!i ne feda etm ek mecbu­ riyetindedir. Hür ve kAnıil insan olmak fazi le tini n hükmü bundan başka olamaz. Devletl er , milletler ve cemiyetler ancak •canlannı carıJlnlanna feda edebilen• bu gib i dzaya mAllk olduk.lan zaman­ dır ki payidar olabilirler.

Midem ki mllllyetçlylz, diyoruz; midem ki milli devlet lltlklA. lbıl müdafaa ediyoruz, o blJdc bizim için - komlopollt llbenllz. me ve ne de komilnlzme tahıımmül caiz oı-. Bizce aıüclafu edilecek yegtne IOS)'lll .ıatem mllll ı-..ad ııı.temldl.r

16


Mİu.ET OLMAK AZMİ Millet anlamını ifade için dilimizde iki söz vardır : Milliyet ve Millet. Bunlardan birincisi lisan!, dint , ı rki, kamıi, tari hi, coğrafi, iktisadi ve siyasi amillerin tesiri ile m eydana gelen etni k bir top­ luluku ifade eder. İkincisi ise bu toplulukta doğan umumi bir irn· deyi anlatır. Madzini'nin maruf tarifine göre Millet •toprağın, men'şein, ahllk ile adetlerin ve lisanın birliğinden dolayı hayatında ve i�· timal vicdanında anlaşma ve or tak lık yaratmış bir insan toplulu· Auna• denir.

Durhkeim'ın nazarmda ise •etnik amill e r veyahut sadece tari· hi sebeplerle ayni kanunlar altında yaşamak ve tek bir devlet kurmak isteyen insan topluluAuna millet d enir .•

Durkheim, bu tarifini müşahede elliği olaylarla teyit ederken •ı.srarla teyid olunursa, bu kollektiv (maşeri ) iradenin, tatmin olun· mak hakkına malik olduAu ve bu ira denin devlet kurmağa biri cik esu teşkil ettiği, şimdiki medeni milletlerce, artık bir prensip ol· muştur• diyor. Madzini'nin tarifi ile Durkheim'ııl tarifi arasındaki i fade far· kına dik.kat etmek IAzımdır : Birincisinde Millet unsuri ve tarihi bir olay (vakıa) dır. İkincisinde ise millet içtima i ve idari bir hadi· sedir. ötekinde milletin oluş seyri anlatılıyor; berikinde · mil· let bir • p ren si p • gibi gösterilmiştir. O rüşeymdir. b u çocuktur. O alaçtır, bu meyvedir. O anadır, bu yavrudur. O milliye ıı ir, bu mllleııir.

Usanlan, adetleri, tarihleri, din leri, vatanlan ve saireler! bir olan insanlar bir mllliyet teşkil ederler; fakat bir milliyetin mil· Jet haline geçmesi umumi şuur ve kollektiv (mAşeri) irad en in te­ essüııilnc baAlıdır. Bu ise yaln ız •İçtimai hafıza• vazifesini gören organın ıcşckkUlüyle vücuda gelir. Bu organ muhtelif zamanlara göre detlşlr. Orta çalllanla bu vazifeyi feod al zümre görüyor, mil· o\zıorbayauı. Yıl 1, Sayı 1. Aiu•I.._ 11152 Ankara

5 -

1

17


liyetin sosyal bayat ve geleneklerini kayd ve zapteden •hafıza• ban sar.ıylan ile şuvaliye kal'alanndan ibaret olup kalıyordu. Zamanın dej!işmcsiyle, tabii olarak bu organ da dej!işti. Burjuvazinin zu­ huriyle feodal sistem daj!ıldı. Maneviyat merkezi •kal'a• !erden şehirlere 11eçti. Şehirlerde yetişen münevver zümre mille tin şuu­ runu terbiye ve iradesini temsil eden bir sınıf haline geldi. Bu sınıf, kullandıj!ı en büyük vasıta - matbuat yoluyla mil­ liyetteki kollektiv iradeyi işledi; kendi ar.ısından bu iradeyi çe­ likleştiren fikir adamlarıyla san'atkArlar yetiştirdi. Bunlann sa­ yesinde benlij!ini !erkeden milliyet toplululu bir m illet olmak azmine geldi. Demokratik Azerbaycan topluluiunda bu millet olmak irade­ s,i. sözün, asrımızdaki medeni manasiyle , :i.8 Mayıs istik!Al hadise­ si ve beyannamesiyle teessüs etti. 32 yıldım beri dünya tarihinin en korkunç bir istillsı altında bulunmasına, en amans ız totali­ ter bir rejimin mahla'.lmu olmasına ratmen Az.erbaycan topluluiu bu iradeye sadık kaldıj!ını her fırsatta izhar etmekte, milliyet dev­ rinden çıkarak millet old ulunu, 28 mayıs fikrine bağlılıj!ını her vasıta ile isbaı etmektedir.

18


MİLLETCtı.ıx.

-

PATRİOTIZM

GEÇEN ki sayımızda, milliyet ile millet sözlerinin mlruılannı inceledik : •Milliyet etnik bir anlam iken, millet siyasi bir anlam­ dır• dedlJr.; Bunu başka bir t.ibirle de ifade edebilriz : Mllllyeı muayyen şartlar ve hadiseler neticesinde vücuda gelmiş statik (mustakar) bir varlıktır; millet ise bu statik varlığın şuurlaşan dinamik (faal) bir şeklidir. Statik bir keyfiyet arzeden mlllyet l balammdan vatan coR·

l'llfl bir anlamdır. Halbuki şuur ve iradeye malik bulunan millet bakunmcl•n vatan, slyul bir mAna ifade eder. Etnik bir özellik �en milliyet mensuplannın yaşadığı bir yerden ibaret olan coğıııfi vatan dinamizmden mahıı.ım pasif bir sevginin mevzuudur. Halbuki siyasi şuur ve devlet olmak azmine malik bulunan bir millet için vatan aşkı a.ktiv bir hareket ılmili­ dlr. Etnik milliyetçilik ve coi!rafi vatan sevgisi bir topluluj!un ya· şadılı yerlere : Dallara, derelere, yayla ve ovalara, deniz \'e çöl­ lere karşı duyulan bir ilgiden ibarettir. Halbuki bir milletci için Vatan, sadece maddi unsurlarla huduılanmaz. Milliyette siyasi şuur güden milletci, vatan'da da manevi bir öz, bir ruh arar. Onun için, vatan maddi dqil, manevi bir varlıktır. Maddi özellikleri, manevi özelliklerle canlanmadıkça, cotrafi bir bölgenin, sözün asil mAnasiyle, zaten bir vatan olmasına im­ k.6n yoktur. Maddi vatan unsurlarından başka her aydın insanın bildill! Yeçhiyle dil, din, edebiyat, musiki, felsefe, san'at ve tarih gibi manevi vatan unsurları vardır. Bu unsurlar, coj!rafl vatan dışı içinde yoi!rulup manevi bir vatan içi vücuda setirirlcr. Caıwz mmd­

de canlı bir ide balme pür. Azerbaycan. Yıl 1. Sayı l!ylW/1952 Ankara

6 19


Milletin, devlet olmak azminde ısrar eden bir milliyet olduğu

bilgin so sy oloklar tarafından keşf ve tarif edilmiş.tir.

Bunu biz milletcinin vatan anlayışı, coğrafi manada ki vatanı müstakil bir devlet haline getirmek istemesidir. Bir mtlletcl, her fe)'den evvel btlkW divumda bulunan bir va­ tancı - bir patrlottur. geçen s a yım ızda kaydettik. Bir

Avrupalılann patrlot terim iyle ifade ettikleri anlam, bizim, sözüyle anlatmak istediğimiz anlam'ın aynidir. Bu, Avru· palıların NatlonaUzm sözü ile kasdettlkleri mlDJyetclllk'ten tama· miyle başka bir şeydir. Nationalizm Garbi Avrupa demokrasi anla· yışınca tecavüzcü ve umumi terakki yoluna girmek istemeyen, dlln· ya seyrinden aynlmış bir gerilik hareketidir. H albuki patrlotlmı bir mi lleti n kendi mukadderanna bizzat ken dis inin hAkim olması ve kendine mahsus milli bir devle t kurması hareketidir; bu ise bütün dünyayı kavrayan terakki hareketinin bir parçası, dem okra· tik bir harekettir.

mllletd

mllllyet halinden millet ha· toplulukların mustakil birer devlet kurmak veya istill'·

Tarihi muayyen şartlann tesi riyle !ine ge len

ya uğrayan vatanlannın istiklıllini geri almak uğrunda mücadele

edenlere mutlaka Avrupalı te ri mce bir ad lhımsa, bunlara mlDJ.

yeld (Naıionalisı) değil, mllletd (patri ot) , hareketlerine de mllllyet· clllJı (Nationalizm) değil, mllletclllk (pa t riot izm) demek IAz.ımdırl

20


Milletclllk fikrine inananların ilk vazifesi MilU Birlil!I muha­ faza etmektir. Bu, milletçilik fikrinin esası ve temelidir. Enternas-' yonalist ve kosmopolit nazariyelerle ortaya atılan marksizın, ko­ mlinlzın ve anarşizm gibi doktrinlerin asıl gayesi, milli birlik ve blitlinlliğli sarsmak parçalamak ve bozmaktır. içtimai, sınıf ve zlimreler arasında ihtilaf ve zıddiyet tahriki ve husumet ihdıl.sı bu maksatla yapılıyor. Halbuki, hakiki milletçilerin lizerine te­ rettlip eden kutsal gaye uzun sürekli tarihin mahsulli bulunan milli varlıllt blitlin faziletleri, gelenek ve görenekleri, klilılir ve edebi­ yatı ile korumak, yaşatmak ve g eliştirmektir . Yıkıcı ve çökertici entemasyonalist ve kosmopoliı fikirlerin önline ancak milli blinyeyi kuvvetlendirmek ve sağlamlaştırmak suretiyle geçilebilir. Milletçilik fikri, en tabii, en medeni ve en il eri bir fikirdir. ilim ve kliltlirlin gelişmesini ve yayılmasını en­ gellemek şöyle dursun bu gelişme ve yayılmanın en mliessir ve en kuvvetli bir 4milidir. Hem de insanlık kühlirlinün en tabii ve en nonnal inkişaf yoludur. Beşer kliltlirünlin bu kadar çeşitli, zengin ve feyizli manzaralar anetmesi, onun bir çok eski ve yeni mileılerin devamlı ve mezbu· h4ne çalışmaları neticesinde dol!ınuş olmasındandır. Dünyada en­ ternasyonal, lr.osmopolit veya gayri milli klilılir diye bir şey .yoktur. Muhtelif milletlerin gayretleri sayesinde husule gelen ve h41A her milletin damgasını üzerinde taşıyan bir dünya ktiltür manzwnası veya mecmuası vardır. Bu kültür manzumasmde eski Türklerin çok bliylik ve pek mühim bir rolü olmuştur. Bu rol istikbAlde, hiç şüphesiz, daha bliylik olacaktır. Ne yazık ki, bu m!İşterek Tlirk kültürü tarihin merhametsiz seyri neticesinde birbirinden uzak muhtelif sahalara dallthnışur. Müşterek dlişman da şu ayn ayn Türk kliltlir parçalarını birbi­ rinden uzaklaştırmak ve birbirine yabancı hlmak iç i n eli nden gelen her şeyi yapmış ve hAlA durmadan yapmaktadır. işte, bu durum karşısında Türk gençlil!lne düşen asil vazife bu uçsuz bu­ caksız Tlirk kültürllnli blitli n özellklcrlyle tanımak, ııtrmmek. sev· me.k, benimsemek ve ıarutnulr.ur. A.erbayçan, Yıl 1, 5a)'1 7 Eltlm/1952 Ankara

21


YANLIŞ TERİM KUUANMIYALIM Çağdaş medeniyete ayak uydurmağa mAtuf islahat hareketine bizde Garplılaşmak ve Avrupalılaşmak adı verilmektedir. Geri kalmış şark memleketlerini •Garp medeniyetine• ulaştır· mak yolunda radikal usullere başvuran milli TUrk inkılAbının ideolojisini işleyenler Şark medeniyeti ve Garı> medeniyeti diye i kiye aynlan medeniyet anlamlannı karşılaştınrkeıı esaslı bir ha­ taya düşüyor, yanlış teıim kullanıyorlar. Milli Türk devrimi Şark'ı atıyor. Garbı tutuyormuş. Şark me­ deniyet değiştiriyormuş. Garp medeniyetini almak tarihi zaruret. miş ve saire ...

Medeniyetin coğrafi sahalara atfen taksimi ve bir medeniyet· ten diğer medeniyete geçmek düşüncesi dolru bir görüş mahsulü değildir. Niçin, izah edelim : Dünya medeniyeti bir bütündür. Türlü sahalarda gördülfunüz aynlıklar, türlü zamanlarda türlü türlü meınleketlenle götillen aynlıklardan başka bir şey değildir. Bugün Avrupa veya Garı> diye özlediğimiz ileri örnek, Alemin vaktiyle Şark veya Asya dediğimiz kıt'alann bulunduklan bu günkü •geri• dunıma benzer bir Alem teşkil ettiği mahimdur. Dünya medeniyetinin seyrini takip edersek, onun amudi istikamette gelişen merhalelerinden bahsetmek daha doğru olur. Bu bakımdan Şark medenlyetl ile Gerp medeniyetinden değil, Or1açat medeniyeti ile Çaidaf medmlyetten, bahsetmek IA· zımdır.

Bi.ıim •değiştirdiğimiz• medeniyet, Avrupanın da vaktiyle •de­ ğiştirmiş• olduğu Ortaçağ medeniyetidir. •Almakta• olduğumuz medeniyet de bir garp medeniyeti değil, Çağdaş bir medeniyettir. Biz, Şark'ı atıp da Garbı almıyoruz. Garbın vaktiyle yaptığı gibi Şark da, Ortaçağ zihniyet ve şartlanndan, Çaj!daş zihniyet ve şartlanna dotnı yükseliyor. Bugün kü Şark'ta görülen devrimler. bir kaymanın, bir uymanın değil, bir yükselme, bir kalkınmanın eseridir. Azerbaycan, Yıl, l, Sayı 8 Kasım/1952 ı\nbra

22


Şarklı bir milletci, tarihi türlü sebeplerle geri kalmış vatanını, Çalda.ş medeniyet seviyesine ulaştırmak hususundaki azmine •Şark· bhla atlyOr, GarpbJıiı alıyonız• diyemez. Dene, yanlış bir terim kullanmış olur. Bu yanlışlığı o, hattizatında milletci bir iş yapar· ken millete ait özelliklere arka çevinniş bir insan dun.ımuna düş­ mekle itham olunabilir. Terakki düşmanı münecilerin bu ithamı karşısında blnbir dereden su getirip, kendi hattı hareketini izah etmek zorunda kalır. Meseli, Şark diyoruz. Japonyayı kastetmiyo­ ruz der; Garp dedikte ispanyayı düşünmüyoruz gibi; dinliyenle­ rin zor anlıyacaklan bir takım tefsirlerde bulunmaması IAzımge­ lir. Halbuki sui tefsirlere mahel vermeden bir bütün olarak ele

alınan dünya medeniyetini Şark'a ve Garb'a ayırmadan, ufki değil amudi aynlıklarmdan bahsetmek daha doğru ve daha makuldür. Milletci Türkiye, bu günkü genç Şarklılara örnek olarak yap­

utı devrim hamlesiyle Şarktan sıynlıp ta Garb'e katılmıyor;

geri

ortaçağ seviyeden çıkarak ileri Çatdaş seviyeye yükseliyor.

23


KAVİM VE MİLLET Büyük Türk filozofu Ziya Gökalp mer hum, bu konuyu işleyen bir yazısında (Yeni M ecmua no. 33) der ki : •Millet (nation) şahsiyetini uzun müddet kaybettikten sonra tekrar ihyay.ı çalışan bir Kavim demektir.• Bu oluş geliş imini anlatırken Ostad, ·Milliyet> tabiriyle de ifade olunan •Kavim•in geçirdiği istihale şeklini izah ed er ki, hulasası bundan ibarettir : bir din veya saltanatın Kavimler tAbi oldukları müştere k tt-siri yl e temessül ed ere k, şahsiyetlerini kaybederler. Sonra, dahil bulundukları bu saltanat veya ümmetin çözülmesi üzerine, yeni­ den kendilerini bulurlar. Fakat, bu defa bulun an şahsiyet kaybe­ dilmiş kavmi şahsiyetin ayni değildir. O, uzun zaman b i rlikt e ya­ şanan müşterek medeniyet ve ümm et hayatının tesiri yle, istihaleye uğramış yeni bir ş.ıhsiyettir. Kavim gitmiş, yerini millet almıştır.

Kavim ile millet arasındaki fark, acab4, nedir? Üstadı dinliye­ lim: • . . Kavim inhisarcıdır. Kavim dini kendine hasreder, insa­ niyeti kendisinden ibaret görür; hatti, kozmogonisi vastt.ısiyle ki­ inat'm te şek külünü kendi kavmi teşekkülü ile izah eder. Bu iti· barla ümmet şekli, kavim şeklinden daha ziyade insanidir; çünkü ümmet, insaniyeti ve medeniyeti bir kavın.. basretmez, birçok ka­ vim leri içl'risine .ılmağa çalışan bir din dairesine hasreder. Mama­

fih, ümmet de çağdaş medeniyete nisbetle, inhisareıdır. Çağdaş medeniyet y alnız bir dinin sAliklerine inhisan kabul etmez. Çünkiı ilme dayanan bu zümre tlirlU dinlere mensup mill etleri de daire­ sine alabilir. Bundan do layıdır ki milletler ümmetin değil, çal· d.ış medeniye tin birer cüz'i-ıammından ibarettir. Bir çok Sultani (İmperial) devletler bir üm me tin cüz'i-tammı olabilir. Fakat, mil· Jetler, yAni çağdaş devletler (tabire dikkat ediniz.İdare) bi r ,üm· metin cüz'i·tammı olamaz. Millet ne kavim g i bi, ne ümmet gibi, Azerbaycan, Yıl, J, Sayı

ArııJık/1952 Ankara 24

9


inhisarcı de Ollllll

değildir. Millet, çatdAt medenl)"Ctt killi-! db'Mmmm olank göriir.•

tam, kendisini

llllyetin. lll devlet olmak azmini gösterdiği ve bunda israr ettiği

zaman ancak, millet olduğunu yazdığımız vakit (Azerbaycan No. 5) biz de bu fikri ifade etmiştik. Nitekim Ziya Gökalp ta •millet sözünü devlet• tabirinin müradifi olarak kullanmıştır. Ustada gö­ re, •Türkler, TI!rklye Cumburlyetlıdn t.,.ekkülllnden ııoııra millet bayatma ..,.._.,.n1ır.. Cumhuriyetten evvel •Türk milleti• ve •millet hayatı• yokmıi idi? diye soranlara, sözü geçen makaleden aşağıya göçürdüğürnüz

şu satırlan olı:umalannı tavsiye ederiz : •Türk

b\'Dll

İslam ümmetinden, Selçuk \'C Osmanlı salıanat­

lanndnn evvel de mevcut idi. Müşterek lran medenivctine dahil olmadan kendine mahsus kavmi bir medeniyete mfıli ti. lran me­ deniyeti ile ümmete ve saltanat teşkilAlan Türklerin birçok kav­

k

mi müesseselerini izale etti. Fakat, ayni zamanda,

haline

gelmesl.nl

Türldertn millet

temln etti.•

bu makalede izah olunan manasiylc, mllUyetçlllk milletçilik, dünyanın ileriye doğru adımlayan demokratik seyrine uygun bir hareketin adıdır. Sözün çağdaş manasiyle Pat· rtodzme tekabül eden bu terim milliyctçili�i yani Mllh lstlld4lcli1 ll 1 İşte, sözün

değil

ifade eder. Bu bazılannıo düşündüğü gibi, yeni ve uydunna bir tabir de­ tildir. Ziya merhumun istifade elliğimiz makalesi, MIUetçiUk baş­ lığı altında neşredilmiştir.

ıs


Beşer topluluğunda fertler için oldu� u gibi mi llet ler için de muayyen ve sabit birtalınn ahIAk kaideleri vardır. Fert lerden in­ san topl ul u ğu, dürüsı ol malan nı, d<>tru söylemelerini, hile ve tez. Vire başvurmamruarınr. işleriyle dı şl ann r n bir olmasını, başkala­ rının hak ve h ü rriyet l e ri ne tecavüz etmemelerini, dost ve muhalif· !erinin Fiki rle rine saygı göstermelerini, gıybet ve iftiradan sakınma· Jannı, hırs, kin ve hodbinlik gibi kötü hislere esir olmamalannı, terbiye ve nezake ı ten aynlm amala n nı , vatan ve milletlerine bal· lı kalmalannı yurttaşlarına v.ami yardımda bulunmalarını, mem· lı:ket kanun ve nizimlanna son derece riayetklr olmalannı, yurdun refah ve saad eıine durmadan çalışmalannı, aile ve aknobalık b atla­ nnı k u tsal saymalannı, evlı\tlannı vata.'IA hayırlı olacak şeklide yetiştirmelerini, yurt ve m illetle ilgili işle rde büyük feragat göster· m elerin i talep etmektedir. Bunlan aynen yapanlara cemiyet; ahllk ve sedyye sahibi bir insan, vatanperver, milkemmel bir vatandaf, müşfik bir baba ve milli kahraman vasıflannı izAfe eder. Aksini iş liy en lcre milli topluluğun eninde sonunda ne gibi damgalar W·

racağı da malümdurl.

Milli ahllıka gelince, o da Fertl erd en müteşekkil büyük bir top­ Julutun topl u bir halde uyacağı ve daima batlı kalacalt birtakım maşeri umde ve kai delerd ir . Millet hiziplerin, zümrelerin ve smına­ nn fevkin d e ol du ğu ve bunlann hepsini içinde banndırdılt ve koy­ nunda bcslcdili için hiç bir hizip, zümre ve sınıf menfaatlerine veya gayelerine feda edilmez. Hele mil l i varlıltn şahsi temayüllere ve garnzlara Alet ve vasıta e dilmesi akl-ü hayale bile getirilemez.

Herşey millet uğruna· işte, hakiki vatanseverlerin yqiııe fYn bu olmalıdır. Milletin bi rlii!ini ve bütilnlütünü korumak, mllll ab­ lı\kın başlıca umdcsidir. Til rkl ük ve milli i st lklAI prensiplerine mut­ lak sadakat . milli ahlAkın ikinci böyük umdcsldlr. Bu umdcnin kat'I ve zaruri icabı ol.ırak, düşman ve müatuvll lıerlıanıP bir kuv­ vetle milli istikllıl bahsinde açık veya kapalı hiç bir pazarlık ya­ pı lamaz. Veril en söze ve yapıla n serbest an lqmalara riayet mJIU

Azerbaycan, Yıl, I, SAyı 11. Şubat/1953 Anura


ahllkin üçUııcü umdcsidir. Hakla, hlirrlyeti sulbü ve demokrasiyi konuna ve savunma, zulme ve tccaTllze k arşı sarih bir cephe alma millt ahl41wı dördüncü wnclesidlr. Milli seviyeyi cüima yüksek tutma, gerillle ve cehalete karşı savaşuıa milli ahlakın beşinci um· clesldir.

Bütün bu umdelerc riayet eden milletlere i nsan lı k camiası, ile­ ri, kültürlü, seciyeli, zinde ve isllkb!li parlak milletler, diye, kıy­ met verir. Aksi yolu tutanlara beşer topluluğu da, tarih de müte­ fessih, çürümüş ve ölüme mahküm milleıler damgasını vururlar. Tarih boyunca milli devlet kurmaAa ve yaŞatmaAa muvaffak olmuş ve Un sal1Jl1$ milletler, hep ah!Ak ve seciyyeleri itibariy l e sağlam olan ve sai!lam kalmış milletlerdir. Ahl!k ve fazilet fertleri yükselt­ lilll gibi, onu taşıyan millete karş ı dünya umumi efkAnnın, bcsle­ yeccti itibar ve itimAdı da gitgide yükselle ve arttırabilir ve böy­ lece milli dlvanın tahakkukunu birhayli kolaylaştınr. Scciyyesi düzgün ve sağlam bir millet isıikbAlinden emin olabilir. Çünkü milll sahadaki her muvaffakiyetin başı ve esas şar tı milli fazilettir.

27


ESK1 VE YENİ NESİL 1 nsan ev lAdı yavru

dolar, baba ve annenin yetişerek gençlik, olgunluk, yaşWık ve i h tiyarl ı k merhalelerini aştıktan sonra yerini ve edindili tecrübele­ ri ye n i nesle bırakarak dar-i bekaya intikal eder.

olara k dünyaya

h i mayesi ahında b ü yüyüp

Bu ilA hi bir hizmet ve tabiatın deAişmez kanunudur. Böylece, her nesil kendinden evvelki neslin mahsCılü ve kendisinden sonra gck=k nesillerin mcbdeidir. Kültür ve medeniyet de, bi r ·tek nes­ le mahsus olmayıp, tarihin temadisi boyunca gelip geçen sayısız ve sonsuz nesillerin müşterek eseridir. Her nesil kendisinden sonra gelen neslin muallimi ve müreb­ bisidir. Eski nes l e düşen vazife iyi öln:tmen ve eAitmen olmak, yeni neslin borcu ise iyi ye t i ş me k t i r.

Böylece, eski ve yeni nesil arasında pr e nsi p i tibariyle herhan­ gi bir aykınlık. ihtilaf veya

geçimsizlik tasavvur edilemez. Baba

ile evlat arasında olamıy:ıcağı gibi! Çünkü her i kisi de aynı m i l i! bünyenin birer canl ı uzvu mesabesindedir. Nes i ller arasındaki fark yalnız milli cAmiaya y.ı p t ı k lan hizmetlerin derecesiyle ölçülebilir. Şü phe yok ki, gençlik yıış, bünye ve ruh itibariyle daha hassas, daha heyecanlı ve daha a t ı l ga n olur. Her milletin hayatında öyle an­ lar olabilir ki, bu gibi vasınar kaı'i bir rol oynar. Fakat, umuml­ yetle i st is nai lı.'ıllerdir ve harp, inkılAp, fiil' mücadele gibi devir­ lere i nh isa r eder. Normal ha l l e rde ise asıl olan tedbirli, düşünce­ l i ve olgunca hareketlerdir k i , bu da ancak eski ve yeni nesillerin birbirini tam amlaması ve y:ırdımlaşması suretiyle elde edileblllr. Eski neslin tecrübesi ve ted b iri yeni neslin enerjisi ile birleş. tiği takdirde milll dAva vekıir ve temkirıle ve Azami muvaffaldyet

şansı

ile yürütülebilir.

Gençlik, kendisinden evve lki nesli n bütün mllsbet tecrUbelerinl sliratle benimsemelidir. Bu, onun tevarlis edebilecetl en zengin ve en deva m l ı bir mirastır. Yeni nesil eskWden dili bilgill, daha k\11Az.rrbaycan, Yıl I, Sayı il Mıırt /I 953 Anbnı


türlü ve daha olgun olarak yetişmek zorundadır. Çünkü onu daha büyük ve daha çetin vazifeler beklemektedir. Bu ise yalnız tevazu ve tükenmez bilgi ve öirenme aşkı ile temin edilebilir. Bir milltin yeni nesli, eskisine naz.ıran, daha az kültürlü ve milletin varlığı ve istikb.flli tehlikeye

daha az tecrübeli olursa, o marCız. kalabilir.

Elbette, yeni nesil eskilerin kötü ihtiraslannı hiç bir suretle etmemeli ve bunlan hakir görme faziletini kendi ruhunda, dAima kuvvetlendirmelidir. Gençlil!n tek şian millete feragatle ve temiz bir kalple hizmet olmalıdır. Böyle bir gençliği olan millet halinden ve istikbAlinden tamamiyle emin olabilir. tevarüs

29


1DEALlsn.ER, OPORTtlNlSTLEll, BOZGUNC1JIAR hareketler objektif bir takım şanların kill t ilrel ve tarihi ami llerin birleşip kaynaşması ve gdişip şekillenmesi neticesinde, yaşanan zamanın tı.\kim ruhuyla milvazi olarak muayyen hardtetler dotar· Siyasi, içtimai ve milll

mahsulildilr. Coğrafi, i k t i sad i kavmi,

Objokıif şartlarla ilgili bulunan bu hareketlerin oluş sınılannı aksiyonl ar la istenilen istikamette

anlamak ve bu oluşu, muayyen

olgunlaştırabilmek içi n , hareketlerin sevk \"C idaresi sübjektif bir takım amillere

muhtaçtır.

Siyasi olsun, iç t i m ai

olsun, bütün haıcketlerin teşkll4tlanma­ müşahade olunan fikir. anlayış ve metod aynlıklan süb­ jektif amillerin objektif şartlara, diıter t a b irle, yaşanan devirde mevcut rc.ıli tc le rc ne dereceye kadar uyup uymadııtuı ı takdir far­ kından ileri gelir. sında

Hareketleri idare edenlerden bir kısmı, idelere ve ide sistem­ lerine ehemmiyet verir. tarihin inkişAf şartlarına ayak uyd urmak zaruretivlc kend i l e ri ne, ilmi esaslara istinAden bir sistem dlişlinUr ve s isıc m d� k i esaslara sadık kalarak hareket ederler. Bunlar idealist· !erdir. idealistler, tarihteki reel vAkıalan ihmal e tmemekle beraber, bu rea l i s t l eri n istenilen ideal istikamette inkişafını temin için p

reken tedbirleri alırlar. Buna m ukab il , oportünistler vardır ki, bunlar Wihin seyri ve vanlacak hedefle fazla meşgul olmadan, o gün hemen bir rol oynamak için, sü bje k t i f unsuru gözönlinde bulunduranık kendile­ rini akıntıya bırakırlar. Akıntının, kafileyi, istenilen sahilden baş. ka b i r yana götürüp götürmcmesiyle fazla ilgilenmaler.

Mefkiıreci realizm ile oportünist realizm arasında muayyen zaman, mekAn ve şartlar dahilinde, teşriki mesai lmklnı tasavvur olunab ilirse de, içtimai hareketlerde marazi b i r hal alan bozgun­ culukla hiç bir zaman i şh i rli lti yapılamaz. Hüsnüniyetten Ari olup, faa l i ye t e ancak inkar ve ihlAI maksadlyle girişenlere bozguncu de­ n i l i r. Bunlann ne objektif görüşleri, ne tarafsız tahlilleri, ne de m lisbct proıtramlan olur. Onlar sadece �vcudu yıkmaktan zevk alırlar.

idealistlere de oporttlnistlere de lıcn.sunculukla mücadele e t· mek müşterek bir vazıfedir. Aurbaycan, Yıl l, Sayı ll ı\ralık/1954 Ankara

30


ŞEK1LCE DE, MUHTEVACA DE RUSl.AŞTIIULMA Kendilerine her iki yllzlü takti ltle Rusya'da i kt i da ra gelen · Bolşevikler, en sonda büıiln dünyay ı Ruslaşt ınnata mütevecc ilı olan siyasetlerini, milliyet meselesinde ortaya atııklan meşhur for­ mülle perdelemek is ıedi ler. Sovye ı ler Birl iğin de . külıüriln • Fonna­ ca mllll, mezmunca Sosyalist• olması üzerinde israr elliler. Sovyctler Birliline dahil bulunup sayılan 40 m i lyo n u haklı· yan Türk illerinde bu formülün tatb i ka t la ne gibi bir neticeye vardıtıru blllyoruz : Önce şekil (forma) Rus laş t ınldı . 1939 dan ili· baren Rusyadaki bütün Türk Cumhuriyetlerinde LAiin harfleriyle yazılmıığa başlanmış bulunan yazılar Rus harfleriyle yazdınlmaj!a icbar edildi. Bununla ilgili olarak Türkçelerde ki ıerim sistemi de iılı1ml ve Avrupai esaslardan uzakl aştı nlara k Rus sistemine tabi

tutuldu. Şeltlin Ruslaştınlmasından sonra muhtevaya (mczmuna) el atıldı Bu muhteva sosyalist olacak, kozmopoliı bir mahiye! taşı­ yacaktı. •Mllleı nev'i beşer, vatan da yeryüzü• tasavvur olunuyor­ du. Lenin, • Rusya'nın menfaatleri, cihan lnkllAbının menfaatlerine l'eda olsun• diyordu . Bu suretle, Sovyeı Mkimiyeıine düşen mi ll et· ler, Sosyalist kozmopolitlzml ile kandırılıyordu. Milliyeıçiliğin · Şo­ vinlzrn , vatanseverliğin de kapitalistçe bir aldatma ol d u ğu her la· rafa ve her ke1e ısrarla ıelkin olunuyordu.

Fakat bütün bunlar Sovyct bükılmetinin nisbeıen zayıf ol· dulu mmanlara mahsus bi r hareket luıtııııın ifadesi idi. Bolşevik­ ler mevkilerinde yerleşti kçe , bu ifade de yeni bir ruh beliriyor; • Sosyall sılihıen maksadın •Rusçuluh ol duğu aşikAre vuruluyor­ du.

ikinci Cihan harbi esnasında \'e bilhassa bu lıirp ıen sonra. Velikorus l!Ul'\ITU. Sovyet si)'Ul!tlnln bütün akslyonlanna si rayet etti. Bu gurur, kendisini bllhaua kültür ve eğitim sahasında gös­ terdi. Azerbaycan , Yıl 1. Sayı 5

Aluatoo/1952 Ankara

31


Şimdi Rusluk, · Cihan inkilı!.bına feda edilecek • tal i bir kıy­ met değil, bütün dünyayıı örnek olacak bir değerdir. Di ler adı •Sovyet millet i • olan Rus mil letini , övmek Sovyet lıiklmiyetini • kabul elmiş• bütün m illetlere farzdır. Rus milleti, mi l le t lerin en şcrcnisidir ( ! ) . Çünkü : •O cihan inkllAbı fikrini kabul ve tatbik eden ilk millettir. Dünyanın bütün ihtiralarını, en ileri fikirlerini o bulmuş, o veniıiştir! Onun yolundan yürümek, onun tarihi ile öğünmek, onun kafosiyle düşünmek mil letlere zillet değil, ancak şe­ ref ge t i ri r . Kozmopolitizın, şimdi bir irtica, b i r kapitalist zihniyet· ı ir; asıl insani ve ink i l ô b i fikir, Sovyet patriotizmi denilen Rus m i l l i)1'tç i lil!idir. Rus milleti tarihte, Rus mahkiımu milletlerin öl· rctmeni olmuş, onlara, medeniyet dersi veren bir $beyi merte­ besine yükselmişt ir! . • edebiyat ta· Rusya mahkiımu m i lletlerin tarihleri, bilhassa rihlcri şimdi bu yeni teorinin ışıl!ı altında tahlil ve tenkid olunu­ yor. Rus ağabeyisine bugiln del!il. tarihte dahi sadık kalmak sov· ycılcrde ıatb i k olunan yeni • mi l l ! siyaset •in ana tal ebi ni te$kll etmektedir. • Sovyet hükiımetine sadakati i s pa t için bugün komil· nist partisini ve baba Stalin'i methetmek !:Afi deiıi l • birde alabeyl Rus milletin� arz-i huliıs etmek zaruridir! • Son zamanlarda siyasi Sovyet makamları, Sovyetler birlilfn· deki mi lletlerin vücuda getirdikleri t.ırih \•e kültür müesseselerini sıkı bir kontrola tabi tutuyorlar. Şimdi ; s:ıdc yaşanan devir değil, yaşanmış devirlerde teftişe tabidir. Çarlık istilhına k arşı gösteri· len mücadele ve mukavemet hadiseleri ile şahsiyetlerini idealize eden muharirler şiddetle tenkit ve tezyiflen. utruyorlar. Çünkü, on· lann eserlerinde büyük Rus mi l l et ini n bu yerlere gctirdiiıi ileri müesseselere karşı gelen • mürteciler • ide.ıı lize olunuyorm1J4l Bu •mürteciler• arasında, meselA, Kafkasya istiklll kahra· manı büyük Şam i l 'in adı başta gel i yor. Vaktiyle bizzat Bolşevik yazarları tarafından milli istiklll ve i n k i lllp kahramanı diye tak· dir olunan bu tarihi simıı, şi md i • İ ngi l iz kapitalinin ajanu ve • Osm a nl ı Sultanının uşal!t• diye t eşh i r olunuyor. Bunun gibi Baş­ kırt kahramanı • Knaseri a de eskiden oturtuldutu

milli kahraman diler Türk i l lerinin de kahramanı olan •Dede-Korkut• hikAyeleri vatanper­ verliği n , hal k >i l! i t l il!in in , vefa ve fedııkArlılın bir şı\heseri değil de, • Ortaçıı ğ derebeyi çapulculutu• ile islimi geri fikirleri• ya­ yan bir irt ica eseri imi ş i . tahtından i ndiril iyor. Azcrbaycan'ın, onunla beraber


Milliye t, vatan, hiirrlyet ve lstlklll fikirlerini terviç eden dün· kil bütün f(lhretler şim di yeni miyar ile ölçülüyor : Hürriyet ve

lıtiklll fikrinin kahnımanlan, şan ve şöhret ıııh tlanndan lndirili· yoclar. Şöhn:tliŞalrlcrimizdcn Hüseyin Cavid'ler ile Ahmed Cc­ vad'lann uğradıklan feci

akibcı

malumunuzdur. Bunlann hürmet·

le andıRumz adlan, sovyetlerde birer tezyif konusudur. Şimıll de sıra, daha düne kadar bizzat •hllrrlyet ve inlullıp şairi• di ye öv· dllkleri • flrdcvs-i ilhamat• .-iri Mehmed Hadi'ye gelmiş : Melene •Onun da eserlerinde irtica ve mlJlt unsurlar az delil®' ! • Öyle y a : Az.erbaycanı dünyaya Rus damgası ile b ir zihniyet için :

takdim eden

•İmzasını koymuş milel cvrak-i hcyatc,

betti bu imzaler içinde.• Diye hasret çeken vekendisini bu hasn:t aİeşine yakan zalime, yani o sUnkil Çarlık istibdadına karşı : Yok mille timin

•iç, İç

ne

kadar ister isen kaanımı zalim!

Bir gün gön:rem kaanını schbalar içinde .. • diye tehditler savuran Mehmed Hadi de b i r •milrtecidir. . •

Şekilce Ruı�ıınlan milli kültürün, muhtevaca da Ruslaştınl· Birliiinde tatbik olunan sosyalist siya· !edııln vardığı en tabü bir sonuçtur. Bu, Rus olmayaıı mahküm mil­ letlerin hakiki milll menfaat ve varlıklarına karşı tevcih edilmi ş Sovyet Patriotizmi namı al tında yürütülen ve murat surette Kosmo­ politlzm'e · karşı mücadele adJ verilen, tccrilbeden geçirilmiş eski Rus siyasetinden başka bir şey delildir. man görülüyor ki, Sovyetler

n


RUSYA KÖLELl�lNDE Kafkasyalı muharrirlerden bi ri rus i mperya lizmi n i terviç eden ermeni siyasilerine pek yerinde bir isim vermiştir - Rus imper­ yalizminin gönüllüleri ! Böylelerine, bizce, ayni hak ve ayni mü­ vaffakiyetle • Rusyanm köleleri• d e mek te ca izd ir. Bu köleliğin parla k bir m i salin i ermeni m uharri rle rind en A. Hond kiıryan vermiştir. Ukraynalı refikimizin nükteli bir tabirin­ ce ( ! ) •hakiki ruS> olan bu ermeni sab ı k Rusya lhtilAl Hükumeti rei s i Kerenski tarafından neşrolunan •Dni • gazetesinde •Türkiye hizm etinde• unvanı altında bir mekale yazmıştır.

Mekale Ru syada yaşayan mahkfim milletlerin milmessilleri ta· rafı n da n imza olunarak, Cenevre'de toplanacağı mütesavver kon­ gııraya ait verilen beyanname (2) münasebetile yazıl mış t ır. Pariste intişar eden • Prom e te • mecmuası etrafında birleşen Rusya dan halas olmak isteyen milletlerin bu •separatistce• teşeb­ b üs ü Ruslardan ziyade Ru s geçinen Hondkllryanlann hamiyyetleri· ne dokunmuştur.

Bir kerre bakınız! Bu tahammül edilir bir hadisemidir? ! . . . Olurmu k i Ukrayna, Kafkasya Türkistan, Kuban, Kırım, Kazan ve saire gibi memleketler rusya esaretinde kalmak istemediklerini, çıksmlarda bütün cihana karşı illn etsinler?! İstiklal istesinler? ! . . . İstiklal! Ne kadar köle ruhlu olsalar, içlerinden •milletler mahbesinde• kalmayı ne kadar canlarına minnet bilseler de, Hond­ karyanlar bu şıara c epheden hücum et m en i n mazarretini bilecek kadar kurnazdırl a r. Bunu yapamazlar, çün kü o zaman asrın en ma kb ul ve en yüksek mefhumuna karşı çıkmış olurlar. Aynı za. manda bu tarzda bir çıkış kendisine, ne olsada, sosyalist süsü ve­ ren Kerenski gazetes inin zahiri mefkureciliğine de uymaz! Sonra (1)

(2)

Matbuat ve kitabiyat kısmına milnıceaı olwu.cak Odluyurt No. 8'e bakılacak

Odluyurt Yıl, l, Sayo 10 Aralık/1929 lstanliııl

34


istiltWcılıAa cepheden hücum HondkAryanın mensup olduAu milll muhafilde dahi o kadar hoş görünmez. Çünkü, sözde olsa da, bir crmenistan isıiklAlinden bahsolunuyor!

İşte bu gibi mülahazalarladır k i Hondkaryan, bu çevirm e hare­ ketile, işi mugaleteye dökerek, Rusyadaki • seperatizmi n • samimi olmadığını isbata çalışıyor. Bu maksatla da o, bazı ermeni muga­ letecilerinin öıedenberi evirip-çevirmeye alışkın olduklan •pantu­ ranizm • mevzuunu yakalıyor, ve sllAh arkadaşlanndan

Zarevand

nam birinin yakında neşredilecek •Türkiye ve panturanizm• adlı eserinden istifade ediyor.

Bu eserden iktibas etiği bazı parçalarla o, isbata çalışıyor ki Promete• etrafında birleşen seperatistlerin kökünü teşkil eden

türk-tatar milliyetçilerinin istedikleri istiklal dej!il, sade Rusyadan aynlmak ve ondan sonra Türkiyeye kavuşmaktır. Bu davasını teyit etmek için, kölelik ruhu HondUryana acaip bir metot kullandırıyor : Meğerse kazanlı bir • tatar• muharririnin •edebi zevkini türkce edebiyat ve matbuat okumak sayesinde in· lıişaf ettirmesi• kebairden imiş . . . Öyle ya ! HondkAryanlarca dün·

yada yalnız bir ilham menbai ve yalnız bir zevk örneği vardır. Rus· ya ! Meğerse •Türkiyede meşrutiyet ilanının bütün türk-ıatar mem· leketlerinde sevinç ve alakayle karşılandığı, kCT.a, afvi caiz olma­ yan bir günah• imiş1 Öyle ya, alakadar olmak için rus meşrutiyeti, ı"US

nihi lizm i , rus anarşizmi, rus komünizmi varken bu türk meş­

rutiyeti, bu türk cumhuriyeti de nereden çıkdı ? ! . . . lstanbulda çıkan gazeteleri okumayı,

Türkiyede zuhur eden

hürriyet harekeılerile sade alakadar olmayı bile rusya vatanseven· lij!ine karşı ihanet telek.ki eden bir adamın artık rusya imperyaliz­ mine karşı görülen düşmanane vak'alan ne surette karşılayacağı tasavvur edilsin!

Sizmidiniz müharebe esnasında rusya hüduılannı candan mu­ dafaa etmeyenler? ! . . . Sizmisiniz

rusofil

oli.nlan

kafkasya birliği

haricinde sayanlar?! . . . O halde görürsünili: neticeyi! Türklerin er­ menilere yaptığını Ruslann

da size yapacaklannı bekleyiniz!

HondkAryan kölece yaptığı bu tehdit karşısında yolunu Ş<>Şt· racak adamlar tasavvur ediyorsa yanılıyor. Biz, istiklalcılar

dava­ en kuvvetl i şianıı.ı istinat ctdiriyoruz; Rusya imperyaliz­ minin, gasp ve istila neticesinde teessüs eJen huduılanru mudafaa bizim için bir gayç olamazdı. Bizi bu gayeye sadakatsızlıkla itham mızı asnn

edecek rusya imperatortuğu tarihe geçtili halde

HondkAryanlann

35


bufuzuli davada ısrarlan köle ruhlu olduklanru isbat içln ne par· lak bir delildir! Papadan z i yade kaıolik buna derler işte! Bizim kendi huduılan dahilinde k.ılan rus mi lletine karşı ada· velimiz y okt u r . Bilakis ona bu . husu s ta her türlü iyi temennilerde bu l unu ruz . Fakat bununla beraber bizi istediğimiz şekil� ha yatı· mızı korumaktan ve medeni hayatımıza is tedi ğimiz istikameti ver· mckıen man'ile, kendi gcrdunesine takarak, i s t is mar ve i stila eme­ linde bulunan her han gi rus impcryalizmine bütün varlığımızla düşmanız. B un u biz bu impcryalizmin geçmişin e ve haline olduğu gibi, geleceğine de teşmil etmekten zerre kadar çek i nmeyiz ! Ve eminiz ki cihan efkari umumiyesile beraber, tarih dahi avusturya imperatorlui!una karşı • ihanet•le rusya cephesine iltica eden Çeko­ islavaklan itham etmediği gibi, bizi de itham etmezi Tantürkizm meselesine gelince, fırsattan bilistifade mugal i t eci· !erin iğfa l etmek istedikleri zümreye bir defalık anlatalım ki, islav mille t leri n de olduğu gibi, türk ırkına mer.5up milletlerde dahi bir birlik mefkuresi doğm u ş ve bu doğuş muayyen bir zaman romantik bir devir yaşayara k , o vakıa kadar , dinl·islaml düşllnllş itiyadında bulu nan siyasi türk·tatar efkari üzerinde daha asri ve terekld se­ verces i ne bir tesir yapmıştır. Fakat panslavsizimden daha az reel şa ra i t ve im k ıbıe malik olan pan ı ura n iz m , panslavizmin erdiği neticeye nisbeten daha az. bir zamanda ge l miş ve buglln en koyu panturanistler bile sade bir külıür birliğini mümkün mertebe muhafazaya gayret etmekle iktifa etmişlerdir.

Ayaz lshaki beyin Türk birliğine ve bu birliğe karşı Tü�kiye

Cumhuriyetinin vazifel eri n den bahseden makalesini garazkArane sure tt e istifade eden ermeni rusculan o mable m Unasebet ile , yt. ne Ankarada intişar eden • İnkll ap • gazet esinde yazılan hi ddetli

yazılan da ı;örmelldirlcr. Ve zannetmeyi% ki görmemişlerdir. öte­ denberi Türkcü olarak yazı yazan muha rrirle rin iştirakile çılctıiJ halde, bu gazetede, Ali Haydar Emire beye ratmen, Ayaz beyin Türkiye Cumhuriyetinden d i ller türk memleketlerinin menafiini müdafaa hakkında ki temennisine karşı şiddetli muahezeler vardı . Ton iıibarile bu kadar şiddetli olmamakla beraber, türk mil­ liyetçllillini ırk nazariyesi sisteminden nasyonalite nazariyesi siste­ mine geçiren tilrkiye meflr.Clrecilcrinln muvaffakiyetl sade nazarlye­ cillk sahuuıdi· kalmamı,ıır. (J) Türkiye Cumhuriyetinin yeni ha36


yat esaslan kunılurken takip olunan siyaset muasır demokrasileri· le mevcut milliyet mefhumuna tamamile uygundur. Dünkü panlu·

:ırasında çek mefkl'.ıreci le­ rlnden Palatski'nin anladıjp panslavizm ile Gavliçek'in anladığı panslavizm anısında ol d uğu kadar büyük bir fark vardır. Palatski büyük kardeş Rusyan ın idaresi alıında büyük bir ıslav imperaıor· luğu tasavvur ediyor ve çeklerin halasın ı ancak Rusyadan bekle. yord u . Halbu ki Gavliçek'in bu yüksekten uçan hayala mu kab i l talim ettiği mefkure islavlıla sadık kalmakla beraber, bir realite nuıizm düşünüşü ile bugünkü Türkizm

olmak üzere, çeklerin bizzat kendi kuvvetlerile halas olacakları umdesinl ortaya koydu ki bugünkü Çeko-Slovak Cumhuriyeti işle bu realist mefkCırenin tahakkuku demektir. İslav birliii fikri Çekos-Slovak devletinin teşekkülüne mani olmadıjp gibi, Türk birliği fikri de, Azerbaycanı n Kafkasya Kon federasyonuna girmesine mani olamaz ! Palatski ayarında bir i dea· list belki de, günün birinde, Çeko-Slovakyı da dahil olduğu halde bütün islav devlet lerini n bir s iyasi birlik vucuda getireceklerini düşünmektedir. Fakat böyle bir düşüncenin mevcu di ye t i, şüphesiz, Çeko-Slovak cumhuriyetinin bir hakikat o l duğun u inkAr edemez!

Türk birliği için de böyledir. Aynı ırki karabe t neticesinde yekdiicrine yakın hars m ahsullan na malik olan tü rk ellerindeki müşterek k iymet l cri muhafaza etmekle be raber ayn ayn Türk milletlerinin birer devlet ve cumhuriyet hal i nd e istiklal kazanmak yolundaki hareke t le rini şüphe alıına alan l ar ancak rus imperyaliz­ mlnin gönüllül"rt ve yahut köleleri olabilirler! Azerbaycan istil<lalcılıltrun türk birlilJ fikrinden azami surette mülhem oldutunu ink4r etmemekle beraber, siyasctde realizm muıaltidi olan azerbaycan milliyeçileri için bu fikrin sade hars sahasında kabili tatltik olacaRı AşikArdır. Buna göre de biz müsta­ kil kafkasya konfederasyonu fikrini zamanın en aktuel bir tezi ola­ rak mudafaa ediyoruz. Kafkasya Konfederasyonunu elde etmek için çalışan teşekkill lerin ancak rusya lmperyalizrnine muanz k uvvet lerden ibaret ola­ rak vucuda gelmesi hakkındaki mutalaamızı Türkiyeye iltihak ni­ yeti taşıdıjpmıza atfetmek için ancak HondkAryan kadar Rusya dütgünü ve Türkiye dllşıııaru olmak lazmı 1

cRUJOfillilfnl• yani rus lmperyalizm i n i n dostu olduğunu i ti raf eden HondkAryan bu •pen:stlşin• istiklalcılıjp mUhil olmadıltnı. dava ediyor ve gülünç olmak endişesini göstermeden, •na ihtilali

37


Lehlstana istiklal verdi yal • diyor. Söylemek lamnmıdır ki Lehis­ tan isti.klalcilifinin nıs d üş manlığı üzerine kunıl dutun u bilmeyen beynelmilel hareketler tarihine az çok aşina t ek bir mUncvver bu­

lunamaz ?! . . . Evet HondkAryan eFe ndi ! Panturanl2min dUnkU romantik m ümesi l lerine Kafkasya Konfederasyonunun tUrk fikri için manıa teşkil et m ed i ği n i söylediğiniz gib i , size de rus peresıllfin kafkasya i s t iklalc ili ği le telifi kabil olmad ı ğı n ı söylemellyi2. Ve si2in bir •gli· nah • gibi gösterdiğiniz türk dostluRtJ ise buna kat'iyyen benze­ mezi Rus imperyalizmlle mücadele lı.ılindc i ken , si2 de kabul edi­ niz k i kafkasyalılnr için • rusofi l l i k • pek t� müsbet bir destek ol­ masa gerek ! Ha l buki Ru•yanın kendi ıniJ(l h üd ud u dahilinde kal· masına candan taraftar olmalan lazım gelen k omş u devletlere Tür­ kiye ile I rana-karşı kafkasyalılrr taraf ı n d an gösterilecek tcveccU· hün manası t.ımamile başka ve m üsbe t t l r . HondkAryanların iste· diği gibi, Türkiye d ü ş ma n lıf ı üzerine teessüs eden Kn fkasyıı birli· ği n in bugünkü Sovyetler i t t ihadına dahil Mavcrayl Kafkas Fede­ rasyonundan başka bir mıınası olamaz! Bu mana HondkAryan dU· şünüşündeki bazı erme n i siyasilerini tatmin ve onun rus efendile­ rin i memnun edcrscde zannetmeyiz ki kafkasyalı d i ller miUetlere mensup siyasi te şekk ül le ri , hatta ermeni milletinin ha k i k i ve hayati

m cnfaa tlıınnı derkedcn aklı b ıış ı nda mütefekkirleri bile memnun etsin ?! Kııy teıtiğimiz gibi, şimdi artık, s ırf hars sahasına

çekilerek,

m ev k i in i tamamile türk milletleri rcıı l itsine !erkeden siyasi pantu· ranizm hayal i üzerinde, nısculuk tak t i ki nıomına, ispckQlasyon ya· pan c hakikl ruso crmenilcri , nedense, dıışoaksutyun matbuatının

meydana attıilı yen i çıkan • pana ryan i zm • den hiçte bııhsctmeyorlıır. Dıış naks u tyu n fırkııs ının resmi naşiri efiln bulunan • Droşıık • ın •aryan ocallt • ve •aryan merkezi• teşkili hakkındaki maruf t ekli· flni A. HondkAryan her halde görmüş olsa

gerekir. işbu •ocak• ve

• merkez• etrafında • Droşakın• reyince • necip farslar, cengAver

ve açıkgöz ermenl ler, hatta hl n ıl i ler-a ryan cinsinden bUtlin milletler topla nmalı ve

kürtler, cesur beluçlar, cengelligllekler afgan ve

birleşmelidirler! . . . . Bu b l rl illi n gayesi nedir? •Arycn kavmlerinln

kan

i ç i ci diişmanları

( ! ?) tu ranl lere karşı aryen milletlerinden mü·

teşck ki l bir birlik tcsiai ! • öyle bir b ir l ik ki YcA!kıyanm, elbette,

lranı scvdlll için delil mahza hileli bir manevra kullanmak için


beyan et t illi ıasavvunmca • lranın bu birlikdekl rolu Prusyanın Al· manya blrlllinde oynadılı roldur.• (Bu huausıakl noktayı 087.anmız muharrirlerimizden M. D. Mehmet · zade bey tarafından yazılan • Ermeniler ve lran • nam risalede temamile izah ve tesbit edilmiştir. İstanbul 1927). Daşnalcsutyun taktisycnleri aryen birlilli nden bahsederken bu büyük planın Rusyaya şamil olacailtndan hiçte bahsctmcmişlerdir. Acaba bu sükut · HondkAryanın bize tatbik ettilli metot Uzrc • Er­ mcnlstanın Rusyadanaynldıktan sonra lranla kavuşmasını icap et· mezml?

Etmezi çünkü •Dropkcllar•ın da, HondkAryanlann da malul olduklan müşterek bir hastalık vardır ki, takip etlikleri yanlış yol neticesinde, üzerinde inat gösterdikleri türk dllşmanlıllı ve komşu betbahtlıllından ibarettir. Arycn b irliğin den bahisleri dahi bu hastalıllın mllzmi n ııva· rizinderı başka bir şey değildir. lranldan lrendi komşulan, ezelim· le kafkasyalı azerbaycanlılar aleyhine tahrik maksadile uyduru l an bu nazariyeye, zanetmcyiz ki, kendileri dııhi müsbet bir kıymet verirler! . .. Komşu betbahtlıAtrun, burada dahi yclllne müessir amil oldulu, bizce uzun boylu izaha muhtaç değildir. Pakat bu yolun ermeni milletine ço!r. pahııliye mal oldulu artık bütün cihana malumdur. Yanlış yolun neresinden dönülürse kArdır! . . . Milletlerinden ziyade kendi zev k ve menfaatleri saiklle hareket eden ermeni slyasllerinden bir kısmı ınillcıdaşlannı, beraber ya· şamak mecburiyetinde bulundulu komşulan aleyhinde maceracı· yanc çıkmazlara scvketmekten sakınılırsa, bizce, kendi ırkdaşlan hesabına, çok akıllı ve çok hamiyetli bir harekette bulunmuş olur· larl . . .


JOSDMAYAN

Bbl

SES

Mütalaanıza takdim olunan bu gazete mukaddes bir cidalın müdafaası için yükselen bir sesi meden iyet dlinyasına aksettirmek üzere neşrolunuyor.

Milli veren bir

Azerbaycan lstiltlAI davas10JD sesi!

- işte bize heyeCaıı

nida! . . .

Bugün Berlinden işittiğiniz. b u ses , o n yıla yakın b ir müddet· ten beri lstanbuldan geliyordu; ve ne kadar tabü idi. Genç bir türle Y&tarunın, istilaya uğramış bi r türk milletinin ga.pedllmif hakkı nı ve haketmiş istiklalini müdafaa etmek üzere , türkçe ola­ rak intişar eden bir neşriyata, iltica için kardeş Türkiyeden daha münasip bir yer tasavvur olunabilirmiydi? J . . .

Yabancı rus istilasının kızıl terroru altında, bolucu b ir tees­ sürlo okunacak bu makalenin azerbaycanlı mücahitlerde dolura­ caRı tesir, bu sa t ı rla n yazarken , bizi billıa>sa düşündürilyor. Hay­ ret dolu gözleri görüyoruz • soruyor : - mcAcr ne olmuş?! . . . - Türkiye Cwnhuriyet hü kilme t ioi n r.Marile lstanbulda net­ redilcıı •Odlu·Yurta, •Azeri.Türk •, •Yeni Türkistan• mecmualariJe

·Bildiriş• gazetesi kapanmıştır-. . .

- Hayır, olamaz!

Mümkün dett i .

Psikolojik, mantıki bir inlli! da.

Hak i ka t bütlin çıplaklığile mevcut

Fakat . . . acı

yazık Vak'a meydanmevcudiyeti . . .

·

Bizi hayretler içerisinde bırakan bu hakikata şimdi dllşman seviniyor. On yıldan beri lstanbuldan yükselen Aıerbaycan lellol kıstırnıak için ellerinden gelen her � müzayaka etmeyen, pzete-

lsrt.KLU.,

10. Ocak 19Jl,

S.]11 l, lllt'JID.


leri, mitinkleri, ılemal'flan, iftiralan , hile

wo en tiri kal ari le hiç dur­ IDildan çalışan bolşevildcr-ruslar ne kadar memnun! . . .

Neden memnun olmasınlar! Boğduklan genç Türk milliyetçilik, cumhuriyetçilik wo halkçılığının it iraz eden sesi artık işitilmez ol­ muştur• O ses ki Sovyct reji mi ile, yürüttüAü mel'un siyasetin iç yüzüııil faş ediyor ve, bolŞcvik falşl erin l yüzlerine çarpıyordu. Evet onlar memnun olabilir : MilU, muasır, halkçı Türk Cumhuriyetinde Milli , muasır halkçı Azerbaycan istiklllcilik mefkuresinin sesi kısılmışbr! . . . işte yaşadığımız devrin acı tecellisi. Tarihin istihzasi. Bu makils tecelli karşısında insan, harp •onu, siyasi ahlakta gö­ rillen egoizme acıyor!

Yazık devre : Beynelmilel münasebat.. yazık! . .

Türkiye ı..rih inin şanlı sahifelerinden birisini • milltcciler me­ selesi > teşkil eder. Diğer sutunlarımızdan birinde • Küçük Yan • di­ ye bir hatıra dercolunuyor. Vaktile hıristiyan ve kısmende komşu­ lan tarafından parçalanmış bulunan ırkdaşı katolik Lehistanda müslüman Türkiyenin göstermiş olduğu tıırihl jestin ne derin b i r intiba bıraktı&uıı. fotoğrafik bir şekilde nakledilen bu hatıra ne büyük kuvvetle tasvir ediyor! . . . • Promete• mecmuası nın suali yerindedir : Acaba milliyetçi ve cumhuriyetçi An:rilcr Leh w: ya' Macar vatanpcrverlerinin Osmenlı imparatorluğu hakkında besledikleri hatıra kab i l i n den bir tahas­ sü.sü Türkiye Cumhuriyeti hakkın da beslemek imklnını bulamıya·

c:aklarmıclır?I . . .

Daha smclz, ümit ediyoruz. Ümit ediyoruz ki bulacaklar. Dü­ şilnilyoruz ki kend isinden acı bir teessürle bahsett iğimiz bu had i ­ se Tiirlrlyc Cumhuriyet rical ı n ın takip etikleri programdan değil, tatb ik ettikleri taktikten ileri ge l iyo r. Ge rç i bu kanaattayız k i faz­ laca ilerletilen bu taktikten bizzat progrdm ve ideal dahi zarar görllyor. Tilrkiycde dahil olduğu hal de, bütün cihan tarihi istiklıl.I mü­ cadelesinin ne çe t in yollardan geçmek zaruretinde olduğunu gös· !ermektedir. Bu çok kanlı, d ikenli ve enişli-yokuşlu bir yoldur. Azerbaycan latiklAlcılannın yolu ise bilhessa sarptır. Düşmanlar kendilerini Türkiyaçılık ve panruranizml" itham ederl erken , on l ar Tiirltiyede nelere maruz kal ıyorl ar ; sesleri kısılıyor. Tarihi düşman rus emperyalizmini Kafkasya dağlannın C\tesinde tutmak için bil­ tiln Kaf1ıasya mllletlerile birlikte şanlı ci dal c can a t ıy or , fakat

41


bu program tahakkukunda en fazla alakadar olan ccnupıaki kom­ şu \'C kardeşlerinden sadraşefa verecek bir muamele delil. bir te­ bessüm bile göremiyorlar! . . . Fakat bütün bunlara rağmen, onlar azimlerinden dörunlyor, ınücadelelerinden vaz geçmiyorlar. D aval:ın haklıdır; buna inanı­ yorlar; ve bu imane güvenerek, ne kadar acı da olsa, tarihin ge­ çi c i epizoılanna gölüs geriyorlar. Bu vakıa kadar yedikleri bir çok darbeler gibi bu da rbeyi de elbet atlatacaklardır. Buna şüp. henıiz yok tu r .

Azerbaycan isti k lA I mücadelesi, ol duAu gibi, devam ediyor. Çeka podromlan mücahitlerle doluyo r, esirler kafilesi Salofki yolların ı tutuyor; köylülerden müteşekkil partizanlar mücabedele­ rinde berdeva m , yeni nesil, istila rejiminin bütün şiddetlerine rağ­ men, milli ideal arkasında k oşuyor ! . . . Azerbaycanl ılar komşuları kafkaslılar ve aynı yolda yürilyen bütün gayıirus m illetl e r - U krayn a ve Türkistanlılarla b irlik te kızıl rusluğun da beyaz rusluk g i b i çökeccitine kanidirler. Evet , C98Si zulum. cebir ve istismar üze ri ne kurulan bu esaret binası, kabil dciti l . çökecek. Cebirle gelen ceb i rl e ele gidecektir. Bizim buna şüphemiz yoktur. Ayni zam an da bunada şüphemiz yoktur ki bugün Türkiyede tatbik ol u nan bu ifrat taktik uzun boy­ lu yüriim e.z. değişecektir; hak yerini bulacaktır. Bununla beraber Azerbaycan mü cadele s ini , bir an durmadan, bütün cihana a k se ı ti rrnek ihtiyacındayız. Türk iye taktikinln deitl­ şecejtine intizaren, A7.erbaycan hareketi, pek tab ii olarak, sesi kı­ sık kalamaz!. Bugünden itibaren burada neşrine başladııtımız bu te bu kısılmayan sesin ifadesidir!

gazete iş­

Berlinde çıkan bu gazete, lstanbulda kapanan gazetelerin gör­ dükleri vazifeyi devam ettirmekle mükelleftir. Onun ne gibi bir ma ksa t ve proıtram takip edc:cetini ifade için bir cümle kAfidir.

- Kısılmayan bir sesi . . .

42


MbJJ MtlCADELEDE SOSYAL

ŞİARIAR

•Müsavah Fırluumca kabul olunan •Yeni program esaslan • ..uııfmda giden mllbaheseler bize bu mevzuu ilham etti.

Milli istikW mücadelesinde bulunan l elerle de meşRuJ olması caizmjdir?

bir hareketin sosyal mese'

lstilı!. al tında bulunan bir memleketin halası için uğraşanlar. bütün bir milleti birleştirecek ancak siyasi ve milli şiarlarla iktifa etmelimidirler? Yaşasın istikil, redolsun istila!

-

sade bu cümle milli bir

azerbaycan fırkasının biricik şian olamazmı?

Mill llik toplayici, sosyallik ise yere toplamak mümkünmüdür?

a yın CJ esaslar

iken, zıtlan bir

İşte, mevzuu düşünürken, ilk b ak ı mda hayale gelen müşkül­ lerden en mühimlerini teşkil eden yaman bir kaç süal! . . .

l

Mevzuu iyi i ş eme k ve kavradığı bütün mes'elelere etra flıca cevaplar verebilmek için, süphesiz bir me<;mua mekalesinin çcrçi­ vesi dar gelir. Belki de toplamakta oldutumuz mahez ve mater­ yall eri tetkik ve tanzim neticesinde onu da tecrübe ederiz. Şimdilik ise kısa da olsa, işb u mekale ile mevzua giren yukarı daki mes'ele­ lere cevabı vermek isteriz.

Milli dAva ve sosyal mes'ele. Bu iki anlamı biri birinden ayı r· malt kabil olsa idi, yukarıdaki i lk süale menfi cevab verir, • milli hareket adamlarına sosyal mes 'cl elere meşgul olmak caiz değildir! • derdik . Halbuki, hakikat öyl e değildir : Bir kerre •millct•in kendisi içtimat, yani sosyal bir anlamdır. Milli da\a dahi, ihaıeli ve ö t k ü n bir bakışla, -yaı bir c!Avadır.

Bir millet ne zaman müstakil olur v� bu istiklAli ne için is· ter? Bu süallere cevab aradılımız zaman mil l i istiklAI ddvasi le sos­ yal mes'cleler arasında aynlık dcjti l , derin b i r bağlılık olduğunu

görllrüz. MllU Azıcrtıayı:an Müaavat Hıılk Partisi Blll ıenl Kamn/1937 BerUn

43


Bir milletin dışarıya karşı hakiki istikllli, içerideki milli ha· kimiyetinin hakikilillile müıenaslbidir. Devletler arasındaki • ınllU isıiklAI • anlamının bir devlet içindeki kaı şılıAt, • milli hakimiyeh sözündeki manadır. Azlıllın çokluk üzerindeki cebrine, kolçomaklann emekçileri zorlamalanna. kuvvetlilerin zayifleri kullanmalarına, çalıftıranla· nn çalışanlan ezdiklerine tahammül eden oemiyetlenle mili! haki· miyeıin kökleştiğine kani olmak gayri mümkündür. İçtimai bün­ yesi, şu veya bu şekilde halledilmemiş sosyal mes'eleler yilziloden, biri birine zıt m<-nfaaıler taşıyan düşman zümre ve sınıfların aman· sız çekişmelerile didilen bir cemiyetin ne içeride milll hakimiyeti, ne de dışanda milli islikllli kat'iyen temin edilemez. Dışımdan gelen bir ıehlikll}i bütün milletin ayni heves, heye­ can· ve fedakarlıkla karşılaya bilmesi için, o milleti teşkil eden sınıfların o tehlikeyi ayni derecede hissetmeleri IAzundır. Ve yahut başlan atılması isleni len bir isıilAya karşı bütün bir milletin ayalta kalkması için ayaklandınlacak bu millel küllesini teşkil eden sos­ yal tabakalnnn umüml zaferden edinecekleri maddi-manevi bütün menfaatler evvelceden bilinmelidir. HUniyel. milliyet ve isıiklil gibi mücerrcd siyasi şiarlar, mil· nevver kitleye hiıab eden ve onlan inkılAbilcştiren anlamlardır. Gen iş halk ıabakalerini ayaklandırmak için, sade şiarlar kAfl de­ ğildir. Onlar harekete geçmek için, daha maddi ve daha sarih şiarlar isler. Sosyal şiarlann halk kütlelerini ayaklandırmakta si· yasl şiarlardan daha mühim bir rol oynadıAı harbsonu hadiselerin­ de bilhassa görülmüştür. Kütlenin sade sosyal şiarlar ve ancak maddi menfaatler saiki ile harekete getirilerek inkilablıışıınla bileceğini fazlaca hesaba alan inkilabçi Marksizm, takıikine esas olarak, sınıf mücadelesini ve enternasyonal sosyalizmi almıştır. Ayni mektebin mah.sulu ve memleketimizin bugünkü müstcvlisi bulunan Bolşevlmı dahi malfım olduğu üzre - ayni mektebin şatirdi ve ayni ıaktlklo sahi· bidir. Onunca esas, sınıflar ve onlar arasındaki mücadeledir. Bu ise, milli dclli l . beynelmilel bir işdir. •Milletler ise - onun gözün· de - tarihin geçici ve epi1.odik bir hadise ve mUeueaelerldir. Be­ şeriyetin aılattıllt gerilik merhalelerinden, milliyet, belki de hazınl çok uzun sürecek birisidir•. Bunun için de bu mes'ele, yani milli· yeı mes'elcsi, bolşcvikler için ikinci derecede, sosyal mes'eleye ....: <ınıf mücadelesi mnfaatlerine tAbl bir ınes'cledlr. (Stalio'ln formU. IUJ.


Hayat ve tecrübe, bu bakışın git ti kçe dclıa ziyade ruslaşan bol­ şevizmln yalnız işine gelditlnl. yani Rusya çarlığı dahi l in dclc i mah· kQm milletleri tekrar Moskva haki m iyeti aluna almaktaki kızıl em­ peryalizm hlylesine yaradığını gösterdise de bunu n haricinde, umu­ mi cihan ölçüsünde temamilc aksi bir kaziyeyi isba t etti : Sosyal -·e1e1ertıı mllll .-fut nıımma ,,., ml1U devlet çerçeval.ade hal11, pvlat mlaUerlle Piıillmilt oldu! işte ltalya, işte Almanya ! . . . Mussolini'nin enternasyonal sosyalimı ve sınıf kavgasi naza· riyesine verilmiş inkilAbçi İtalyan sosyalistleri içinden geldiği ma­ lumdur. Bunun gibi Hltler'in tes i s ve idare ettili partinin resmi un· vani •Milli Sosyalist Alman Amele Partisi• dir.

Burjua rejiminin mahsulu talAkki etti[U milli hudud ve dev­ letler dahilinde y apılacak. sosyal islAhat tecrübelerinden radikal fay· da u m ma yan Marksizm, cihan harbi sonunda Rusya'da patl ıyan kom ünizm ihtilAll nev'lnden beynelmilel inkilAblar neticesinde •enternasyonal sosyalizmin• bütün dünyaya yolukacağını beklemiş­ ti. Halbuki, netice aksine çıktı : So9yııl lnldlAblar birer mll1ct ve devlet hududu içinde vukua aeJdUer. Hr.tta, Rusya inkiliibcılan bile - Stalln'in şahsında - •bir devlet içinde sosyalizm nazariye­ s i n i terviç• zaruretinde kaldılar. Milliyet mes'elesinin tAli delil, Ali, t!bi detıl. met bu bu mes'ele - ltalya ile Almanya gibi klasik iki misal ile kafaya d an k eder bir surette lsbat edildi. ol d uğu

ltalya'da Musso l inl'nin,

Almanya'da Hitler'in

bolşevizm ve

markslzm demagojisine kapıl m ı ş amele ve kesebe sınıflanna h i tab eden sosyal programlan ve işe geldikten sonra bu programlann he­ men, muayyen bir plan ve sistem dahilinde tatbiki h u su su n da gös­ terdikleri azim ve iradele ri olmasa idi, ne ötekisinin yeni Roma ya­ pacak kadar ik t i dare , ne de bcrikisinin Almanya'ya milli haysiyet

ve lstiklAlini kaytaracak kadar muvaffakiyeti olurdu. Münevverlerin mill i haysiyet, milli gurur ve Vatançılık his le­ rine hlıab ile beraber, gen iş, halk kütlelerinin ayni hissiyatla bera­ ber, hayati menfaat ve lhtlyaçlanna dn cevab vcrebilmeleıiledirki, bu iki hareket kaydettiğimiz bu parlak neticeyi elde etmişlerdir, dir. Mes'ele, sade zamanımwn Avrupa sahnesinde cereyan ederı bu iki milhlm hadiseslle dellllendirilemez. Eski - yeni mllll bil-

45


tün hareketler dikkaılice tetkik ol unu rsa, milli dAvalann sosyıd � 'clclcrlc sıkı su..., t l <.' aUıkadar olduklan meydana çıkar. Ameri­

İc�

ka i s ı i k h i l i , orada ki köylülerin lngiltcre'ye kendi mabsullannı scrbcsıce satabilmek hakk ı n ı kazanmak için ba ş la n a n mücadelenin mahsuludur. Vaşington bir istiklal kahramanı ol duğıı kadar, l>lr köy l ü isyanının da şefid ir. Monreo'nun • Amerika aınerlkalılar içindir! . . . • diye m eyda na al lığı şiar dahi mil liyet dAvasile so� şiarlan n yckdiğcrinc b ağ l ı şeyler olduğıı n u i fode eder.

Janponya'nın s i ya s i uyanışı kendisini ticaret ve istismar mak· sadilc zor la yan L-cncbilcn: karşı sos ya l bir reaksiyonla başlamıştır. M i l l i çin i s ı i k l d l i nin şefi Sun-Yat·Scn'in maruf L'Saslı sosyal mcs'elelcri

programı çok

ihtiva etmektedir.

(lstiklAI) hareketinin liderleri lngiliz mücadele enikleri hal de, ken d i iç l eri· a y n l ı.k l a n gibi, sosya l mes'clelerle de mcşguldurlar.

Hindistan'dak i Svarac haki m i yetine

karşı

ni kem i ren kast

sivasetcn

Hindisıan gibi. M ı s ı rda k i istiklal hare ket i dahi bu ih t iy açtan fariğ değ i l d i r. N i l vadisindeki milli hak i m iye t ve hakild istik16.lln temini mcs'clesinin fcllahlam refah getirecek sosyal islahlara ha.Alı olduğu bah is mcvzuudur.

Uzaklara ne gidel i m : Yanı başımızdaki Tü rk iye ile lran milli tazyiki altJnda keskinleşen sos­ yal mes'cleleri n tcsirile mL}'dana gelmişlerdir ve bu gUn muzaffeıi­ ycı ı en muzafferiyete koşan bu i k i kardeş memleket elde ettikleri parlak neticeyi devamlı kılmak iç i n bir sıra sosy'al mes'elelerln ha l l i ile meşguldurlar. Aıatürk'ün maruf tablrile • efendi si köylü buluna n • yeni Tü rki yc ' n i n tatbik etıij!i iktisadi devletçilik - iş İe bu zaruretten doğan sosyal b i r tedbirdir. Maruz kaldılı kanlı mu· halcfeılerc bakmıyarak ayni Tür k iyc 'n in orta zaman feodalizminin geri m ü e s sese l eri n i kaldırara k , asri d emokrasi müesseselerini yer­ leş t i mıekıcki israrı da bunun içindir. hareketleri ecnebi emperyalizminin

Bahis yakınlanmıza gelmiş iken, zaman i tibari le bir az eski olsa da, mahiycı i ve muvaffakiycıi i t i ba ri l e şöhreti halA dillerde d csıa n olan Kafkasya kahramanı büyük Şa m ll ' ln ortaklı dllfmaıı çarl ı k R u sy a ' sm a karşı yapm ı ş olduğıı şanlı mUi:adelede, lılaml· ycı t e mevcud dini de mo kras id en faydalanarak, serkeş aristokrasiyi m i l l i mücadele i radesine tAbi kı l ma k mabadile, sosyal tedbirlere d atarak, büyük feodal topraklannı milcahld - mUrldler arasm·

dıı böl d ilğli n U de ha tırl a ıa l ı ın. 46


Milli isıiklAJ - bu bir zarfıır, mazruf tse - milli hakimiycıtir. eden tab•blar ........cıa nlabi olsun lçllmAI muvaze. net ve ıene nlabl olsun lkıı..dl rlfllh temin edemlyen bir cemlyeııc 18C, milli bülm1yet tesı. pyrl mümldindUr.

IC.elıdlnl tetldl

Sade siyasi değil, hayalın büıün sahalannı ihtiva ederek haya· tın, sosyal ınes'eleleri de meşguliyet ve icn•ati dahilinde gören as­ ı1 milliyetçiliğin hareket felsefesi de budur. Harb sonunda istiklAline kavuşan milletler a rasında Avrupa'· nm vaktile büyük devlcıleıindcn birini teşkil etmiş iken, sosyal mes'elclerin hallinde öbür avrupalılardan ı;eç kalan ve bu yüzden de d.üıill muvazenesini bir türlü bulamadığı için, istiklAlini kaybe­ derek, bölUncn Lehistan istik!A.I hareket i , mevzuumuz ba kım ı ndan üstünde durulacak tipik bir harekcııir. Bu hareketin. diğer avrupa hareketlerine, o cümleden, Çeko-Slovakiya hareketine nisbetlc ti· pikliği bir taraftan siyasi aktivitcye, diğer t.ıraftan da beymilel sos­ )'lllizm cereyanlarına kıymet vermesindedir. Lehliler istikl4Jlcrini geri almak uğrunda çok kan dökmüşler· dir. Bunlar her hangi bir fırsatı kullanarak, defalerle isyanlar ç ı · karmışlardır. Fakat, bütün bu isyanlar 3kametle nelicelenmiş ve sonkü Pilsudski hareketine kadar, lehli munakkidlerin tak· ılirlerine göre, geniş ha l k kütlesini arkalanndan çekerek, harekete şümullu sureıte milli bir muvaffakiyct temin edememişlerdir. Bu· nun sebebi ise, bu munakkidlerce, sırf siyı.si şiarle yapılan bu İs· yanlarda halk kütlesini bilhassa alakalendirecck sosyal ş i arlar ih· mal edilmiş ve yahud muhtelif merhalelerde istiklal lcrinden parça - parça aynlm.ığa mecbur tutulıın Leh hü k ümc t i zaruri isl:\hlan taıbikde gecikmiştir. Bu kaziyenin farkına varan Çar hükiımeti, şayani dikkattır ki, Lehistan'da münevver kütleyi her türlü milli hatıradan, hatta leh· ce'yi okuyub - yazmaktan bile mahrum elliği halde, lehli köylüle· re karşı nlsbeten yumuşak bir siyaset kullanmış, dahili Rusya'da· k i asıl rus köylüleri •krepostnoye pmvo• denilen esaret altında i n· terken, Lehlstan'dıı n alınan vilayetlerde köylünün yerli mülkcdar· tara ve asilzadelere karşı istlklAli ilAn olunmuştur ki, maksad, kütleyi milli istiklAI fikrine ve hatırasına bağlı lehli toprak beyi<' rinden ayırmak ve anlan yeni rus idaresinden memnun bırakmak· la, siyasi leh milliyetçiliğini köksüz bırakmak idi. Muvaffakiyetslzliğe utrayan bir çok isyanlardan sonra, kısmen Rua ldııreaile anla,maAa meyi eden, kısmer de siyasi inklllb faali·

47


;

y tini b ıra ka rak • i k lisa&çılılr.• denilen tekAmül yoluna sapan

mil·

nevver zümre ile. burjuazinin pass iviliğine ka�ı. Lehistan'ın lnkl· lı\b ve akıiv i s ıik l A l mücadelesi ıradisyonunu ihya etmek maksadi· l e işe girişen ve ncıicedc m u vaffak olarak, yeni Lehistan'ın kuru­ cusu a dını kazanan merhum mareşal Pilsudslr.J, sosyal dAvanın as­ n m ızdak i kütle harckeılcri üzerindeki tes iri n i takdir ederek, ame­ leye nüfuz edebi imek üzre , sosyal\stlil!e intisab etmiş ve Lehis tan Sosyalist Pan isi•nin programına Lehi stan istilr.IAlinin seri alınma­ sını madde olarak koydurmuştur. Leh köylüsü i le

hayali

leh amelesinin

ihtiyaçlanna cevab verdil!i gibi, bu parti. tabii olarak. l eh

küılcsini kazanmakıa kendisile n:kabeı

eden enternasyona l Rusya

sosya l i st panilerinc galebe çalmıştır. iç inden

sosyalist ve enıemasyonalist olmayub, dala.

koyu md­

llyetçl ve leh patrlyotu olduiu tercümel ballndm bilttln ıeferrilatlle sabit bulunan Plbııdald 'nln _,..ı ıms'elelere, _,.Jlat pu1llim tef olacak bdar ehemmiyet verlflııdeld hikmet, fllpı-lz milliyet

dAvulle _,-a) mcs'eldaiıı

unmwlaJd m.kı 1ıqlılı&ı ıı. lıralı edilir.

Şimdi de kendimize kendi tecrii be lerimize ve ııeçlrdlgimlz siyasi hayat valr.'alerine bakalım : • Y eni p rogram -ı.n. n ı radikal bulan bAzi

lar.

• Müsava ı .

Fırkasının Rusya

r

muhacir demagok­

Meclisi Mliesscsan

seçgllerlnde

ve

1 9 1 7 - de BakCı'da ye l i Sovyet seçgileri esnasındaki kesin muvaffa­

k i yc ti n i n sımnı ga l iba unutuyorlar. Unutuyorlarkl, o ııımanld •Milavah programı da, flmdlkl eaalar atbl, mUb dAvayl lln afta tutmakla benber, _,.a) dlvayl clalıl 11-1 etamnlf, .-ı. ve köylü

mcs'elclcrine son derecede ehemmiyet vermiş ve onlan sosya­ enternasyonalistlcrin ayakların ı havada muallak ıutacalı

lisı -

kadar,

radikal bir şekilde halletmiştir.

Bu, _,.a) mcs'elelert llam1 etmlym milliyetçi pnıp"amlJe kil ki, •Milaav ah, Bakil slbllbtlW yuvMI .--...,_ı lılr ıumle tebrlnde• dlrlı: ıımelalnln telı bir ..... lllrtc � ... kaptumamaf ve Kızıl o rd un un siyasi hlyle ve listlln kuvvetle yapılan istilAsına kadar. bolşevik olan müslUman amele ve pyri amelesi sayısının biltün Azerbaycan'da 300-0 acıçmcmeslııe lebeb olmuttu.


•Eaalar• ı sosyal mes'elelerde radikal bulanlann yanında bi r de mevalmalz bulanlar vardı r. Memleket i.&tilA altın dadır - diyor­ lar : Hepimiz vatan ayrıs ı ve muhaceretıeyiz. Bizi burada ancak b i r gaye, bir ideal birl eş tirir - tekrar vatan.'\ dönme k ve istikWimizi geri almak. Toplayıcı bu milli ve siyasi şoar yanına hangi sosyal maddeyi ilAve ederseniz, lstiklAlcılar ceph esi ne ikilik getirirsiniz ki, bu da milU kurtuluş hareketini işkAI eder. Şu şekilde düşüne nle rin - düşüncelerinde samimi iseler - baş lıca bir hatalan vardır : Bir görüş hatası. Milli kurtuluş hareketini sad<"<"e vatan ayrısı muhacir­ lere tahsis etmek ve m il l i istik!Al mücadel<"Sinin taktik ve !Abiyele­ rini ancak bu muhitteki münasebet ve alakalarla ölçmek - büyük dAvanın şümul dairesini çok küçültmek demektir. Muhaceret, orada başlanan bir divanın

Buradaki

milmessi·

)eridir. Bu dAva orada başlanmış; orada devam ediyor ve orada da­ hi hallolunacaktır. Mümess i llik rolunu ha�iki surette yapabilmek iç in , slyul muhacent (is t ilAha dikkat edilsin: siyasi muhaceret diyo­ ruz . ve bunu alel'adc muhacercttcn ayınyoruz) orada cereyan eden hadiseleri, detlşen realiteleri ve dolan yeni mllnasebet ve şartlcri daima takib ve tetkik e ımel ive buna göre, nabzım e l inde bulundur­ mak vazifesinde bulunduğu potansiyal mili! hareket in hakiki ihti· yaçlanna göre miicadele tak tik ve programlanm tanzim etmelidir. Bu muhaceret, bi lhassa bu muhaceretin daima ön safında gi· den, ınil U Azerbaycan dAvasının t.ırihl reh berliği ni içeriden aldıRı bir misyonla llzer!nde taşıyan •müsavat muhacereti• bütün dünya· dakl lıarl>sonu ruhiyatı ile şimdiki ruhiyat a rasındak i Farkı ve o zamanki reye( şeraitle ş u ı.amandaki şartlar arasındaki başkalılJ,

kendi vazifesine sadık ve misyonuna !Ayık kaldıkca ihmal edemez! O zaman dünya çetin bir harb yaşamış, milletler kendi arala­ nndaki kanlı dövüşlerden bizar olarak çıkmışlar; bi r lahze nefes al· mak için, kendilerini Vllson'un aj!zlle hUlAsa edi len 14 madd�. sonra da Rusya'da paıhyan komü ni st i nkilı\bının aldatıcı şiarlan· na kaptınnışlanlır. O zamanki •Milsavah progra m ı esasda m ill iy e tç i , istiklilçi bir program olmakla beraber, sosyal mes'clclerde, bAzen hatta fırkanın asil pyeslnl teşkil eden milli ümdelerle tczad teşkil eden ifratlara bile kapılmıştır. Zamanm ruhuna hac veri lmi ş t i r . Milleti sınıflardan ibaret olarak almak, askerliği değil, esas olarak milis teşkilAtını

ideallze etmek; zaruri ihtiyaçlann ucuzlanması için gümrüklerin as­ gerl dereceye indirilmesini Jıtemek; milli •anaylln teşkilinde mah­ zunı mllsellem bulunan müterakki gelir vergisini kabul etmek gibi


maddelerin o zamanki programda yer bulması, işte bu haleti nıhi­ yenin \'c devrin havasını dolduran iddcrin mahsuludur. O uıman daha sahihlerinin elinde ve mülkünde bulunan toprak· lann devlet ıarnfından müsadere olunarak, bilı\ bedel köylüler ara ­ sında bölüştürii l mesi taleb olunuyordu. Hadiselerin hüsule getirdi­ ği toprak i n k i ilıbından sonra, tabiidirki, bu talebin şekli değişecek, ıırtıkhususi malikanelerin deği l. bolşevik kolhozlanmn ne yapıla­ cağına ccvab vcrikcekti.

Topraklann alımdaki define ve madenlerin devlete aid oldu· ğunu vaktile kabul ve müterekki gelir vcrgisile büyük sermaye mah­ sulu sanavi müesseselerin devlet eline geçmesini ideal olarak arzu eden bir Fırkanın, şimdi, s.ınayiin devletlcşlirilmiş bir vak'ası kar­ şısında ve milli devlet menafii namına milli totaliter rejimlerde misali \•arken, hadiselere göz yumub, bu mes'elenin üstünden geç· mesi nasıl kabil olur? . . . O zaman bir taraftan liberalizm, diler taraftan da enternasyo­

MI sosyalizm cereyanlannın zamana haklın tesirlerine raAmen. mil­ liyetçi kalmağı beceren •Milsavab için flmdlld wnQmi ruhtm mülhem olarak, daha mllb bir slyıuet ve daha taıuıiltdl -raJ bir sistem teshil etmek gayri mümldln idi!. . .

Bütün b u söylcdiklerimi1.e bir hülasa vererek, mukaddimede koyulan suallere aşağıdaki vechilc ccvab verebiliriz : Milli istiklal mücadelesinin muvaffakiyeti ve onun bir kütle hareketi olarak, şumulluluğu için milliyetçilere -raJ nıa'elelerle meflu] olmak zaruret ve bu mea'elelerl milli divamıı fayclııa nama· na

halletmek be borçtur!

Sade isti klal şian memleketin geniş halk kütlelerini toplıyarak mücadeleye çekmek için kıi.fi değildir. Utnmda mücııdele edllea ols­ tlkl4lln • lafldıi1 -ral manayl de açmalıdır ki, milli hareket dıı.­

manlannıı kütleyi '8flrlmlllı: için clemoaoJlye lmlı:in lıalımaıl . . .

Mcmlelu:timizi isıillısi alımda tutan bolşeviun, •Müsavatiun•e karşı yaptığı demagojik propagandada •mil li istlklAI demenin, eski bey. han ve ağalar devrinin iadesi demek clduğunu• :ıi kredüb dur­ maktadır. Bu demagoji karşısında milli luırekct programında geniş halk kütlclerlle emekçi tabakaların haklan tasrih edilmez ve bil· hassa köylü ve amele mes'e.lelerindc bütün kavisler açılmazsa, düş­ manı n işini koloylaşıınr, her türlü ilfoıl v: demagojiye meydan ve­ ri lmiş olur. Buno meydan vcrml'IIıc: k ve sade bu detil, kendi taraf· 50


arlarına tasavvur ettiği milli devlet rej iminin sosyal bazlannı şim­ diden bildinnck ve kendilerini , içine her türlü sosya l mana sokulan müccrred bir mefhum değil , tarihi n bu çet i n ideoloj iler mücadele­ si devri denilecek zamanında , her türlü yalıouıcı ve dilfmıuı teıılr­

lere dayanabilecek melin bir ide sbıeml verebilmek için, mllU mu­ cadele partbl, müdafaa eıt111 milb ı.tıldll clAvumm IOS)'al pnıg· ramma da mutlaka vermelldlr l . Doğrudur - mi lliyet şian toplar. Fak a t , sosyal

şiarların da

ıoplayıcılan yok değildir. Ayıncı sos)·al şiarlar sınıf mücadelesini tervic eden kosmopolit, enternasyonal marksist sisteminden doğan şiarlardtr. Yoksa,

aımflan """" 'UJ'1DIOia delll , banftırmala büan

tcnaaüdçil (aollduht) IOS)'al abtemden gelen flarlar aymnaz, top­ lar ve bu IUl'eıle de mllU latlkW anlamlle tezat detll . tam bir aheıılı t""'1l ederler! . . . mllUyet, geçici bir tak t i k mesele­ -rıaI lsliluıı hiç tc öyle değildir Bu, kendi ba· fU18 ıeanücllü ve mea'ud bir ....w. . ıaaa� vur ettllbnlz abaıktu mllU cemiyetin hem devamı, hem de latlklAUnln ıeınlnl lçfıı zıuv. ı1 ve daimi bir p,edlrl . . . Düşmanımız bolşcvizm için

si ise, bizim için

51


AÇIK DİPLOMASI Harbi imperatorluklar ve em pe ryalis tl er celpetmişti. Gizli d i p­ lomasi onlann silahı idi. Sülhü ise milletler ve demokrasiler teşkil edecekler - açık diplomasi onlann silahıdır. Harpten sonra çok şey değişmeli idi. Bazı şey ler detişıniştir de. O cümleden sonraki diplomasi metotlannda dahi epeyi tebed· düller vardır. Beynelmilel münasebet üzerinde, şimdilik otoritesi daha pek zaif olmakla beraber, Jenevred�ki Mil letler Cem'lyetlnin az.çok tesiri vardır. Bu müessesenin varlığı bilhassa açık diplomasi metotlannı teşvik eder. Harpten sonraki ademi tecavüz muahadeleri, Briand · Kellogg misakı ve boyuna toplanan beynelmilel kongreler hep bu metoda hürmeten icra olunmaktadır. Fakat harp sonu beynelnıilel hayatta zuhur eden müfrit cereyan­ alemi kökünden bozarak, al t üs t etmek niyetinde olan bir kuvvet vardır. ki demokrasinin, ide olarak yükseltdlAJ bütün şiarlan jezvütce bir manevra ik kend i lstiptadına alet l ar arasında nizamı

etmiştir - bolşevizınl . . . Evet . . . Açık diploması sıanndan e n ziyade bahsedenler bol· ıanda kendilerine mahsus bir manada anlıyorlar. Hürriyet dedikforl zaman nasılkl onlar bütün kütlenin esareti üzerine hakim sınıf · amele namına komlnlit fırkası ile o fırkaya hakim kodamanlann hürriyetini, en son ve vtzlh tabirile Stalinin lı!ıkimiyetini anlıyorlarsa, açık di plomasi dııdlklerinde dahi hafi maksaılar güden bir ifade vardır. şev ikl e rd i r. Fakat diger ş

Rus im pera torlan hafi d i plomas l le açık maksatlar gUderlerdi. Sovyet diktatorlan ise açık di p l omas i le hafi maksatlar güdüyorlar.

uılkW. 52

2.

Ocak. 1932, Sıyı 2

Bertin


Misal içi n U281a gitmiyelim. İşte bir aydan beri hararetle hah solunan ademi - tecavüz m i sa kı 1

Başta Fransa olmak

üzere ,

kendisinden

bolşcvik hükümeti garbindeki bü­

tün devletlerle ademi tecavüz misakı bağl amaya sayediyor. Ne ka­ dar

sülhscver bi r

siyaset . . . Fakat hakikatta da böylemi? . . . Asla!

Kml

emperyalizm, ası l gayesini teşkil eden cihanı ihtilale ver­ mek maksadından vaz geçmiş değildir. Ta.arladığı bcşyıllık planı ikmal etmek için o her t ürl ü muvakkat süküncte tahammül ediyor lı.i, sırf tecavüz gayesine ma'tuF şu sanayi planı n muvaffakiyetle başarsın. Bu maksatla da o şu sırada sülhscvcr bir çe h re takını­ yor, muvaffa k dahi ol uyor.

ı

Umumi cihan buhranı , bcynelminel münasebattaki karışıklık­ lar bolşevik partniyorlarma sülhcü gö rii nmck siyasetine oyna­ makta birtakım sun'i faid cl er temin ediyor. Fakat ancak sun'i!

Uzak şarkta , inkişaf, imkan ve ihl lyacile mütenasip olmayan kabına sıiJnayan Japonya Mançurya'da Faaliyete geçmiştir. Japon­ yanın hedefi sade Mançu rya değildir. Sovyetler İttihadının Uzak şarkide tehlike altındadır. K ızı l diktatorluk, beyaz impera torl u­ ğun yaptıilı feci tecrii bedcn m!imkiln olduğu kadar kaçınmak isti­ yor. Romanof su la l es i mühim darbeyi M u nçu rya 'da yemişti. Stalin bunu eyi bi l i yor . Harpten kaçıyor. Bütün dünyaya sülhçü göriin mek istiyor. Fakat bu sırf güriin üşten ibaret mancvrasile o asıl maksadı­ nı hem Sovyctler dahilindeki halk kütlelerinden, hem de beynelmi­ lel efkAr1 ümimiyedcn gizletmiş oluyor. Fransa matbuatının ifşaatına göre, sovyetlerle diğer devletler arasında akıt olacak ademi-tecavüz muahedesini n 4 neli maddesi mucibince, her iki taraf kendi dahillerindc diğer ta rafın arazisi ve ya ·bu araziden bir kısmı üzerinde hAkimi}ct hakkı davasında bu­ l unan teşek kül le re varlık imkAnı vermiyccek. Bu madde doğrudan doğruya Fransada mevcut bazı rus ve kafkasyalı teşkilatlan kaste t­ mektedir. Fakat buna mukabil Rusya ne gibi bir taahhü t altına glri· yor? Hiçi

Üçüncü enternasyonal, malum olduğu üzere resmen hiç bir devletin erazisl üzerinde küll en �c ya kısmen hakimiyet ha k kı güt­ memekle beraber, herkesce malumdur kl,

propapııdasından, biran

kendi

ihtllAI teşebbüs ve

için, gafil ve farik değildir . . .

53


Biz emin ol duğu m uz gi b i , Sovyet rej i mlle bolşcvizmin ne ol· d uğun u ya kından bilen herkesce dahi aş ikArdı r ki ademi-tecavüz m isakı akıinden sonra dahi 3 ncü enternasyonal nam ı na , MQskova hil k ümetini n tahrikAtı \'c mua ve ne ti l e beynelmilel bolşevlk tahri· kılti aynile baki kalacak ve belki de m isakın avutucu tesirleri al· ımda daha ziyade muvaffakiyeı ve kolaylıkle icm olunacaktır. Evet bolşevikler bu •açık diplomasib takip etikleri asıl gizli kapam a k i s l i o r , bugünkü zılflerinl sülhscverllk gibi yüksek nevi den parlak bir örtü ile pcrdeliyorlar.

y

siyaseılcrini

Şüphesiz haddi zatında zaflarınden ileri gelen bu manevrayı onlar isıipıatları ve işgalları alt ında tuttukları halk kütleleri kar· şısında büyük bir kU\-veı eseri gibi numayiş e tt i recek , vicdanları manevi ıazyiklerlc ezmek i sı iycce k lc rd lrl . . . Faka t , beyh u de ! . . . Gerek Sovyeıler duhilindeki tezatlarla, hal· kın kalbinde biriken kin ve gerek beynelmilel haya l ve milnasebot· ıaki tenoküzler o kadar ba ri d i r ki bu gibi nümayişlerle hayati zaruretlerin hal edilebilecel!ini düşünmek kat'iyen mümkün del!il·

z

dir!. Daha m uahede im1.a ed i l med e n Stıılln kendisi alman Tarihçisi . Ludwig'c verdiği bir mülakatında bir ya l n ademi-tecavüzü temln ediyoruz yoksa Lehistan hu d u t la rı n değil . . . deml,tlr. . .

ı

ız

Ş u takd i rde hadiselerin gelecek inkişıı f i için mütasavvar raisok· lann imzasından i ade uzak a rk .ı k i hadiselerin inkişafın ı daha dikkatla seyredel im! . . .

zy

ş

ı


MtlCADELENtN TAKTİKİ

Başla Azerbaycan olmak ÜJ'.ere Kafkas)anın her uırafınden ge­ len haberler o l dukça hayccanlı ve endişelidir. Kanlı isı ilA rejimi halkı cana getirmiş - her tarafta mukave­ metler ve isyanlardır - devam ediyor. Köylüler bir taraftan htikü­ mete erzak Yermiyor, diller taraftanda fır�a t düştükçe �urada-burada HülcQmet ve fı rka memurlanna saldınyorlar.

Muhtelif menbalardan al ınan m a l uma t ı n teyit e ll ikl e ri tek bir şey vardır ki oda bu baharda tekrar kanl ı lıadi ;clc r olac.ığı ihtima­ lıdır. İşbu nüshamızda hududu geçerek, I ran ile Tü rk iyeye il tica eden bazı m ücah it leri n hcU.yclcride bu t�hmini temin etmektedir. Gazetemizde kaydolunan vahşet , terror ve idamlara bnkmıya­ rak, cana gel en ahalide baha rd a büyük mevsim vuruşmalarına meyi ve hazırlık varmış. lstilll rej i m i ne hemde kızıl impcryal izmin tesis ell iği hak b i l ­ mez. hukuk tan ım az , hürriwı , millivet ve l s t iklAI düş m a n ı bir rej i me karşı koymanı n en �ı ünas i p olu şüphesiz musallah m u ka­ vemet, ya ölüm ve ya dirim şıanna b a �l a n ma k tır. Kafkasya işte bu taktikl-musallah mücadele takıikini edinmiştir. Bu halkın tabii bir sevk ile edinmiş olduğu taktiktir! . . .

i

Musallah mücadele t alı.t i k i ni n de tAbi olması zaruri bazı esaslı şartlan varclır. Bunlardan birincisi bütün kafk asya l ı milletlerin milşterck hareketidir. Bu, demek olur ki şimdi vakidir. _Partizanlar mezhep ve millet farkı olmadan umumi cilşmana karşı birleşmiş bul unu yor ve aralannda şimdiki şerait dahilinde tasavvur oluna· bilecek kadar bir t em as ve rabıta vardır. Fn ka t muvaffnkiyetin ikin· ci bir şartıda va rd ı r. Buda musallnh mükavemet ve mücadele ham­ lelerinin lstlratejik

zama n lara

uydurulması zaruretidir. Bolşevik

ISTllCUL, 1 Şubat/1932 Berlln 55


hükiırnetinin başı harici ve dahili mühim bir harp veya ihtilal ile meşgul olmadıkça panizanlanmızın yapııcalr.lan şu ve ya bu çı· kışın myiatla neticeleneceğini görmemek mümkün değildir. Geçen makalemizde sovyet hükümetinin immlamakta olduğu ademi-tecavüz muahadelerinden ziyade umk şarkta yürüyen hadi· selerin inkişafına dikkat etmek lazımdır. demiştik. Kafkasyanın ümOmen, Azerbaycanın ise hususen düşmrma darbe indirebilecek canlı kuvvetleri bu cihete ehemmiyet vermeli, vaktinden evel vuku bulacak, çıkışlarla düşmanın istediği provokasyona gitmemelldirler. Düşmanın harp hazırlıiJndaki planlannın umumi sistemini teşkil eden beş yıllık planın yanında birde mümkün oldultJı kadar bir kanşıklık esnasında kendisine engel olacak, ordu arkasını W· rabilecek her türlü canlı kuvvetleri şimdiden imha etmek planı mevcuııur. Bu plan mucibincedir ki o Kafkasya panizanlarmı adeta tah· rik ederek. tesadüme sevk ediyor ve dolaylsile. meydan boşluğun· dan bilistifade, mümkün olduğu kadar onlan ezmek ve mahvet· melı: istiyor. Tabiidir ki bu planında o temamile muvaffak olamaz. Çünkü onun cebirle ezeceği kuvvetler yerine kendi mlim idaresinin tesi· ri ile doğan içtimai şerayit yeni kuvvetleri hemen yetiştirecektir; •bir damla kandan bin bir mücahit doğacaktır•. Fakat ne olsada tahlil ettiğimiz hadisat kendine mahsus bir harp hadisesidir. Her harpta oldultJı gibi bu harptede vakti gelmeden kuvvet israf etmele gelmez. Bunun içindir ki cihan efkari umumlyesini

memleketimizde

akan kanlara ve tüten dumanlara celbederken, mücahede kuvveti üzerinde müessir akınlannda dillitlannı bu mühim noktaya cel·

bediyoruz! . . .


Btıl REJ1MtN YIL DÖNOMtl

Bundan on bq sene mukaddem , hükümc ı i ıuııukları zaman bolşevilder, kendileri bile uzun müddet bu mevkide kalacaklanna kani deiildiler. Rusya inkı!Abının emsali Avru;>a'da ı;örülmüş burjuva değil, rosyalizın inkılfıbı olduğunu dava ile tesis ett iği hükümctin pro­ leter dikıatorluğundan ibaret olduğunu ilan ederken, Leni n bu re· jimin yelfıne güvendili kuvv.:t Avrupa'da çıkacağına inandığı bey· nelmilel cihan sosyalist inkılabı olduğunu kimseden gizletmemiş; aksi takdirde, Rusya'daki hakimiyetlcrinir. uzun süremiycceğini alenen söylemişti. Dahili harbin kanlı safhalannı yaşadı1'.lan ve aksi inkılapçı un­ surlann teşkil ettikleri müsel l:ıh mukavcmt ilerini temam ile kırdık­ tan sonra, askeri komünizm Kranşıaı'ta ıuhur eden k:ınh isyanla karşılaşmış bulunuyordu. Bu eski devri lemsi! eden. sınıflann de· ğil, bolşevik inkıllıbının istinat ettiği zümre içinden gelen bir ham­ le idl. Bolşevikleri iktidar mevkiinc get i ren km l kal'e, bu defa aleyhlerine dönmüş, kendilerini yere düşürmek istemişti. Bu

lıadıseden

sonra idi , ki Lenin beklenen cihan

inkılfıbının

geclktillnl beyan ile, vakit kazanmak tak ılkini i ltizam etti; aleyhlerine dönen köylü unsurlannın gön lünü • Nep. siyasetine geçti.

ve

almak için maruf

O andan bu güne kadar geçen uzun m\iddcıte, komünistlerin tek Rusya'da olsada, el lerindeki iktidar mcvkiinden bilistifade, sosyalizm kurmak hakkındaki azimleri, koca imparatorluğun bil· yük bir kütlesini teşkil eden köylü unsuru tarafından ba1.an kan l ı ve bazende kansız olarak , muhtelif şekiller ve safhalar arzeden bit· ıncz - tükenmez mücadelelerle karşıları mıştır.

ı.ıwaı.

6. Aralık. 1932, Jkrlln

57


Fanatik bolşcv i k oligarşisinin devrilen çar rej imi yerinde kurduğu idare ondan daha müthiş bir zabıta teşkilatına istinat eder. Çarizm oligarş inin dayandığı zadeğan sınıfı köylü Rusya"yı esaret altında tutar .-e onu. müthiş surette istismar ederdi . Sözde b u esaret \'e istismarı kal d ırm ı ş bulunan bolşevizm ise, kılll d iktntorluğun taktikini göya amele ve köylü sınıflannın itti· ha dı üzerine kurmuştur. Bir tararıan harp. diğer taraftan da ihıilM senelerinde taru· mar olan Rusya sanayiini )'enidcn tesis etmek ve aynı zamanda bu sanayii •sosyalist vatanı • kapitalist dünyaya muhtaç olmadan, ken· d.i başına yaşatmak için bolşevizm. milyarlar tutan bir sermayeye mııhıaçtı. Mağlup Almanya harp esnastnd'l bozulan sanayllni yeni· dL-n tamir için hariçten 21 mi lyar para celbetmiş iken, Rusya an­ cak 3 mi lyar çekebilmiştfr. Hnlbuki düny.t kıtasmın albda birini ve 140 m ilyonluk insan yığını ihtiva eden bir memleketi Amerika sana)�ini arkadn bıraluıcak • derecede sanayileştirmek maksadı ile tertip olunan beş sene l ik pl:ının fikirden işe geçebilmesi için ne kada r milyarlar lfızı m .

Bu m i lyarlan edinmek için bolşevizmın muracaa t edeceği � ğ;lne vasıta vardı. Sovyeı l ıtihadındaki köylülcr-diktatorluğunun soya

bi l eceği • mil.• temleke• burada idi. •Nep • siyasetinin köy mus­

talısillcrine verdiği nisbi hürriyet ve mülkiyet hakkı b6kı kaldıkça köylüleri aza mi surcııc istismar etmek gayn mümkün idi. Bunun için kol lektivizasyon siyasetine geçmek, köy ziraatını dahi temami· le hükümet cmnndc bulundumıak gere k t i .

• Ncp• ten evvelki • askeri komüniznui

andıran b u kollekll·

•·izaıiyon devrinin yara t ı ığı nıahşerin neden

ibaret olduğunu kari·

(erim iz bilir.

Askeri komün izm sabık zadctanlar.ı karşı sevk edilmiş top­ ile ba.­ lamıştı. Kollcklivizasyon ise bilakis komünizm tecrübesi neticesin· de mülk sahibi olmuş köylüleri, bir sınıf olarak imha etmekle baş­ raksız ve hukuksuz köylünün • gı\ıı ipleri gazebe ulratması•

ladı. Askeri komünizm köylünün pess lf mu kavemeti ve K�ıaı'm

aktif hareketi ile ka�ılaı;ıı ra k Lenin'i ric'aıa ııevk ettllJ gibi, kol· lcktivizasyon hareketi de bilhassa Kafkasya'da kuvYetle zuhuc Sb


�-den 1'anizan ıkışlarile gene bilumum pnssif mulr.ıvcmctlc karşı­ lanarak, S tal in in muhtelif manevralarını m uc ip oldu . Sovyet iktisat siyasetini n tarihi, amele dikın ıorluğu ile köylü­

arası�da bazen pek kanlı safhalara dökülmek surcıilc, çok muh­ telif şekiller arzederek. mll t e ma d i v - en devam eden bir mücadelenin ler

tarihidir.

Köylüyü kazanmaua, amele hakimi)'<t i Rusya'da piıyıdar ola­ vere bi lmek için köylü lemin etmek sınıfının i t i mad ın ı kazanmak ve onun dost luğunu ıd kin eniği IAzım. Lenln'in, kendi taraftarlanna müıcmadiycn fikir bu idi. Şimdi bo l şev i k dikıatorluğunun 15 nci yıl dönümün­ de Kremlin'in milyonlarca halka musallat yeni sahipleri acaba bu • İtimat ve dost l uğu • celbcdc bilmişlcrm idir?! . . . Haşa ! maz. Bolşevik rej imine normal bir yaşayış

•Bcrliner Tağeblal l • gnzeıesinin Mos ko\•a muhabiri ıarafın­ dan kendi gazetesine işbu jublle mün.ıscbcıilc gönderdiği makale­ nin bazı kı s ı ml arın ı bu nushnda ncşredivoruz. Hnddı 1.nıında Sov­ yet lerle itilaf taraftan olan bu muhabir : •dosılnrı n ı n • beynel m i lel diplomatik muvaffakiyeılcrin i knvdetmeklc bcrJbcr, bu m ü h i m noktada bolşevik tecrübesinin ademi muvaffakiyctc uj\radığını yaz­ mak zaruretindedir. Köylünün •amclc•yc karşı vapttğı aktif mu­ kavemet her ne kada r Stalin'in temsil ettiği zabite ve cebir kuvve­ ti tarafından kısılmışsada • Rus hislcti • olan passif mukavemeti aynilc kalmıştır. Bu bir haklkattır. Hakikattır ki bolşevik tecrübesi neticesinde şehirlerde eski Mısır ihramlannı an d ı ra n bir takım muw.7.am bina­ lıır ve sinal müessesele r vücude gelmiştir. Fakat Firavun zab i tcsi ni n yakıcı kırbaçlan ahında o i h m l a taş taş ıya n kul lar gi bi, Rusya köylüsüniln dahi Sovyet ihramlanndan faydalanmadığı b i r hak ikat­ tır. O bdar hakikat , k i zavallı köylü ağ"Lındak i bir dilim siyah ek­ meli elile verdili halde en zaruri fabrika L"ltl l ia sının yüzünü görmek­ ten mahrumdur.

ra

ra

s

Sovyetler lttihadındaki m us t a h i l halk g•-ç irdiği müthiş sefalet ve meşakkat net icesinde iyi bir gün ve muraffah bir hayat göre bilmek ümidini tamamile yitirmiştir. Dün­ yanın her tarafında içtimal nizamı idare eden başlıca Amil ümit ile ve çektiği bu kadar e-.m

korkudur. Sovyetlerde birinci ı\m i l ortad:.n ka lkmış,

o nunda yeri­

ni ikincisi tutmuştur. Bunun içindir ki unda hayat ı yürüıen ve re­

limi tutan yeline kuvvet

anca k

tcrrordur.

59


Rejimin 15 nci yıl dönilmünde bi l e bu ko rk u Amili, Sovyet l eri n i l k tesis edildiği günlerde olduj!u kadar, m ü ess i rd ir . Milyonlarca hal k sade siyasi değil, insanlann dini ve iktisadi hayatlanna mut­ la k surette hü km ed en gaddar bir istipdadın kurbanı ve onun isti· naf kabul etmeyen ke yfi emirlerine itaat etmekle m ükel l eftir. Bu mecb u riye t sade fenlere

dei!il, milletlere de ai t t ir. Proleter t ab i i ye t i demektir. Mer­

dikta ıorluj!u d em e k , bilhassa köyün şehre

kezl

Rusya'da köy l ü Rus ile şehirli Rus mü n asebe ti şeklinde olan bu tabıiyc t , merkezi Rusya ile Sovyc ı l e r lııihadındaki gayn Ru s mcmle�etler arasında - tabiatile - sanayice daha az münkcşif bul un a n gayn Rus m em l eke t l eri n Rusya'ya tabıiyeti şeklini al m ıştır. Sözde kendi iradeleri ile Sovyetler 1 ı ı i had ın a dahil bulunan milli cumhuriyetler, işde misli dünyanın hiç bir müstemle .kesinde görül­

meyen müthiş bir isıismare maruzdurlar. Egcr binefsih Rusya'yi teşkil eden Vdikorusya dahi lind e Rus köylüsü başı na geçen bu müthiş rej ime karşı sade passlf bir me­ to tle karşı geliyorsa, Kafkasya, Tü rk i s tan ve Ukrayna gibi Rustan o l m aya n memleketlerde bu passif mukavemet çok zaman kanlı k ıyı ml ar şeklinde a ktif b i r şe k i l al m ak tad ır .

Türkiyeli refi kleri m izden bazılan jubile devrini teşkil eden müddetin ehemmiyetine bakarak, büyük komşular i l e tarihi dost· lannın • muvaffakivet inden bahs ve onu bu münasebetle tebrik ettiler. Bu gazete l e göre Rusya ihtilfılı evve lki cihanşumul dava­

sından sarfı nazar etmiş; şim d i bütün himmetini Rusya hudutlan dahilindeki icraa t.ı atfcylcmiştir. Bir defa So\-yet diktatorluj!una ııtfolunan bu mahdut maksat, kendini avutma kabilinden, yanlış bi r tdakkldir. Bolşevizm bey­ nelmilel bir dava ile dolm u ş ve bu davasından kat'iyen sarfı nazar e tme m işti r . Lenin cihan ihtiltılının yardıma gclecctlni dütünmllt tü , Fakat Stalin cihan ihtilfılına yardım e tmeli dütünüyor, Bu gün yer yüzünde ci hanği rli k dininin bir mabedi vana o da Moskova'da­ dır. Beş senel ik plan as keri b i r taa rruz maksadlle çizilmiştir. Bundan maada bugünkü hal i ile bile • Rus ihtllAJ.ı kend i hududu dahilinde kal mamıştır. 140 m i l yon nufustan yansı Rus delildir. Azerbaycan da d ah i l olduj!u halde, Kafkasya ve sonra Türklstan, clııha sonra Ukrayna. Edil · Ural. Kırrm gibi memleketler Rusya hudut ve

m em le ket i diye telakki edilemezler! .


diktatorluğu sun'i surette m ilyon l arca hal kı ve onlar· kendi cebir ve istili.sı altında tutuyorduysa, bol· şevizm dlktatorluıtu de ayni surette hareket ediyor. Evet,

çar

ca milletleri nasıl

Çarizmden canı yanan köylülerle nıilletleri, birincilere toprak, ikincilere de lstiklll vadetmek suretile, iş bıaşına kolaylıkla gelebiltn maceracılar on beş senelik tccrübelerile ne müthiş bir yalancı olduklannı alenen göstermiş, tesis ettikleri iktisadi ve siyasi rejimle köylünün de, milletlerin de hürriyet ve istiklı\linı göz göre çalmış· !ardır. On beş sene evve l yüksek ide kuvvetin i istismar etmek sure­ tUe kurulan bu rejim, şimdi ancak cebir \'e is tibda t kuvvetile da· yanan bir zülum idaresi haline gelmiştir, ki bu neviden bütün ida· n:ler gibi, o da; ergeç - çökmcj!e mahkiımdur. Sade on beş sene detll, cWıa uzun müddeılerce yaşamlf idareler bile bu mukadder akıbetten kunulanıam1Şlardtr.

61


ESKİ NAKARAT •Bütün

ye

pıuııçalanmaz RU8)'8•

M i lyu ko[çular yay�ar:ıyı kopardılar • Posled, · Novosth gaze­ ı.-si • Bütün ve parçalanmaz Rusya• aleyhinde yeni bir takım sul• k;ısılcrdcn• bahisle • i f t i rak ve iftir:ıkçılar• hakkında yeni bir kalem sekrc aç ı ı . Bu gazete şimd i . son zamanlarda daha 7jyade kuvvet· !enen Kazak ve Ukrayna istiklıllçılanndan tut.arak •Promete• .cep­ hesinde k i bii tün m i l l i hareketlere ait heyecanlı makaleler yazıyor. Mürteci çar emperyalizm i n i n bu li beral vArisi bu defaki ,crc rinc adeta askeri bir şekil vermiş; ve işe mahut • Bütün ve parçalanmaz Rusya • şiarının maruf kahnım.anı ceneral Denikin'in, sonu saldatca ıehdiılc biten bir makalesi!.: başlamıştır. Sade Rusıan olmayan m i l letleri degi l , kendinden addettiği cemi · yet lcrinde Rusya'dan ayn lmak üzere olduğunu gören ceneralın, kend isini anlarız.derdi büyüktür. Rus birlilini gözetmekle mükellef sivasi zümrelerde dahi o - rusluk namına - facialı bir 1.Af görüyor, Sağ cınahıaki Rus nasyonalist lcri • her hanti vasıta ile olursa olsun bolşcvizmden ha!As• d iye, Rusya'yi pan;alamaıta mütL"Veccih ecnebi i n t riklerini hoş görüyor; • U krayna oyun u • ile oynuyorlannış . Ccner:ıl Deni k i n bu makalesine kendı biçimindeki Rus rlcalı için karak teristik bi r unvan vermişt ir. • C ivar vilayet mes'elesi . • Eve t , • parçalanmaz Rusya• şiarının bu mUsellah müdaflince Rusya'da ıni l l iyetler yok sade civar vilayetler mes'clesi vardır. Rusya ihtilalinin ilk senelerinde, çar ordusu enkazından bir kısmın ı , beyaz ordu namilc yeniden tqkil ederek, kız.ıl Moskova l s ı lkt:\t, ııı. Aralık. 1932 BerUn

62


üzerine sevkeden Denik in, ay n ı zamanda • Cuıup hüküınctin de reisi idi. Bu hükümet dahi, t ı p k ı l'cisi gibi, nıillıwt meselesi n i anlama· . mış, o 7.aman k l fcdernsyon şiarını ıa k ö kü nd en reddetmişti. Beyaz Rusların o zaman kendilerine mahsus k Ö r bir inatla rede!· tikleri bu şiaı,, düşmanları kızıllar pek maharetle kullandı lar. Mil· lcılerden bir çoğunu o zaman federasyon rabııası tatmin ediyordu, Bolşevikler daha ileri giıtiler, • Fede rasyo n m u ? , isterseniz, aynlınız bilel • dedi ler , Ve kazandılar. Hadiseleri göıemeycn kör vahdeıçi l i k - ister · istemez - kaypeı ıi. Mcvkiini dah• kurnaz ıabiyccilere kap­

tırdı. O zamandan şimdi on beş )'Ildır geç iyor, Sab ı k Rusya iınpc· ratorluğuna da hi l bulunan mil letlerden bir kısmı ıemam i lc avnl· mış, lstiklillerini edinmiş, Milletler Cemiyetine ı,.i nniş, bcyncl � ilcl bir haya t l a fahur ve müreffih olarak yaşı)·orlar. Bolşe\•ik Rusya esaretinde kalan lan dahi, manen ve fiilen değilse de. i sm en ve rcs· men birer hükumet haline gel miş; iç itib�rilc boş o1,alarda, milli birer zarfa mal i k t i rler. Aynı zamanda da lıu cumlıuı iyeılere men­ sup milli kuvvetler gizil surellc dahilde, açık sureli<" hnricte. ke n · di istiklillerlni tamamile elde etmek üzre, pek büyük b i r ümit ve heyecanla ça l ı ş ı yo r, çarpışıyor ve sovycı reji m i ne karşı c lmpcra· torluğun asıl kütlesini teşkil eden Velikoruslardan daha ziyade bir celAdet ve rcşad et le yürüyüp gidiyor, lsı i kliil uğrunda kan a k ı· tarak, büyük bir hareketi temsil edi yorla r .

Neticede her zaman ancak süngü ve zor kuvveıile duran Rus imperatorluğunun bolşevlk rejim inin sukutu üzerine bir daha ku· nılanıtyacağı fikri zihinlere yerleşiyor; Rınların ctnografi i tibarile kendilerinden saydıklan Ukrayna unsuru içinde dün R usla rla be­ raber giden zümrelerde bile a y nl ma k ve U krayna istlklı\lın• hİ7.­ mct etmek azınl günden güne kökleşiyor. Siyasi oriyan tasyon ve içtima! mefküre h asa bi y l c muhtelif• cereyanlarla temsil olunsadil , Rusya'dan ayn müstaki l bir Ukrayna dl'Vleti

tesis etmek gayesi

bey nelmi le l bir kıymet ve ehemmiyet k<'spcdiyor

. Sade Ukraynalılar del!'il, Romanof i mpcraıorluğunun desteğini teşkil eden kaı.aklar arasında bile iftirak ve istiklal ccryanlan var­ dır, Bu cereyanlar genişliyor.

ten

Denlkln'I mevzuu bahs makaleyi yazd ı rmaila scvkcdcn Amil za. meselesi ile şu K111.ak mcs'elcsi dir.

fil Ukrayna

iş o yere gelmiştir , ki sabık çar sdirl ve nazırının kAtibi olan

iki Rus

duyarak diplomat ı, menşe itibarile U krayr.a l ı oldukların ı

63


ec

· Londrada İngilizce, aylık bir m mu a çıkarıyor ve yüksek Londra muhafiline yol bularak, Ukrayna hareketi lehinde gayet müsait bir �crernn doğu ruyormuş. Sabık Rus diplomatı Krestoveıs (artık UkraynaWığını terket· anlattığına göre - bütün bu teşebbüslerinde Don , Kuban ve Terek vilayetlerine mensup maruf Kazak atamanlan ile b i rli k m i ş ; aynı zamanda siyasi bazı Rus zümrelerinin de hüsnü teveccühünü görüyormuş. miş bulunan bu çar diplomatı) - ceneral Denikin'in

Ceneral. Rus m i l l iycıcilerine mensup •Vozrojdeniye gazetesin· den a l d ı ğı satırlarla bu zümrenin general Mililer riyasetindeki as­ keri Rus teşkilatı oldugunu telmih ediyor.

İngilizler, vakfılar korkunçtur, derler, Denikin'i korkutan vak· hesabına halletmek fikri hiç bir zaman beynelmilel planlardan eksik olmamlf, Muhtelif devirlerde muhtelif şekil ler arzeden bu plıin, m ilyukofçu. )ara göre, şu günlerde, bolşevikleıin sukutu yaklaşdıkça mahsus oluyor; Avrupa paytahtlannda Rusya'yı parçalamakla uğraşıl ıyormuş. alar hakikaten de korkunçtur. Cihan mes'elelerini Rusya

daha

Dcninkin bu defa ııeç kalmak i stemiyo r; muhtemel hadisat kar· şısında, m i l l iyet meselesindeki bu gürıkü duyuşunu onaya döküyor. Rica ederiz, gülmeyiniz : O artık federalistir. O kadar federalist, ki Rusya'dan ayrılmış bulunan mil letleri bile tekrar bu kayıt altına almak n iyetinde. Hatta Finlandiya ile Lehistan istik li l in i , müstesna olarak, lütfen tanıdığı halde öyle düşünüyor, ki Lehistan için bi le en çıkar yol te­ krar gelecek yeni Rusya ile konfederasyon yapmaktır. Dcnikin'in tezini müdafaa için söylediği sözlerde, tabii olarak, şayanı dikkat bir yenilik aramıyo ruz . Bu sözleri senelerden beri Rus emperyalistlerinin her türlüsünden, bin bir defa işitmişizdir, Tarih, iktisadiye! siyasiye! ve bilhassa sevkiyat şunu Amirimiş. Tezelden bu milletlere Rusy a elinde bulunmak mukadder imiş. Ne

elim bir

kader! . . . Şimdi düşünsünler, milli

rehberler,

milli hareketleri sevkeden

teşekküller , vakıt geçirmeden, kendileri halletsinler:

•Gelecekte hür isterler, yoksa • Sovyetler l ıtihadıo denen bolşevik k� n ın da kaynamakmı?• Rusya'nın m ürek kep bir hissesi olarak ka lmakmı

64


Ceneral,

üçüncü

yol yoktur, diyor, Ne feci bir dileın !

Fakat i yi , ki bu fecaa t milyukofçulann kendi yazılan , endişeleri ve vakayi i tahillerile benaraftır. Bu yazılardan, fırsat buldukca, ileride bahs ederiz. Şimdilik ce­ nerala da, veziri Milyukof'a da deriz ki:

Gene yaıiılıyor, gene hadisat arkasında gidiyorsunuz, Yeni piş· mahe l vermeden, mes'ele şimdiden halledilmeli milletlerin hakkı tanınmalı, muasır istiklll şianna bila şanu kayt hürmet edil­

manhp

mel idir 1 Biliyoruz: Siz bunu yapamazsınız; tabiatı değişmek Kamburu mezar doğrultur.

zordur.

Fakat eminiz: Bol şevizm düşünce - siz bunu isteseniz de , iste­ meseniz de hepsi birdir - Rusya parçalanLcak ve dünyanın bu ge­ niş · lut'asmdaki esir milletler bu defa anık ebediyen kurtulacak, kendi mukadderatlarına sahip, hür ve müstakil ol acaktır.


DEMOKRASİ VE SOVYETLER

Uzak Şarktaki fiili harp, silahtan boşanma kongresinin bir se­ reden beridir, müsbeı h iç bir neticeye gelmeden, yerinde sayup dur· ması, cihan iktisad iyatındaki buhran ve bu yüzden beynelmilel miin.lsebetlerde ç ı kan ihıilanann gittikçe nrtması, Milletler Cemi· •·etinin bu ihtilaflar önüne gcçebilmckıcki �cizliği bir taraftan Veray nizamını tutan devletler, diğer taraftan da bu nizamı değişm�k isıeven • reviziyonis ı . millet ler arasında, harbi umumi önünde ol­ du u gibi, yapılan zümrelcşmclcr neticesinde beynelmilel cihan vaz'. iyeti oldukça müşevveş bir hale girmiş i ken, Almanya'da iş başına gelen Hiılcrizm ortalığı temamile velveleye verdi.

·

i

Bu hadise karşısında Fransa diplomasisi pür tel4ş harekete geçti. Çilnkü Hi ılcrcilerin Versay niumına karşı ilan ettikleri dok· ırin, evvel emirde Fransa'ya karşı çevrilmiştir; çünkü Almanya milliyctcilerinin nüfuslarilc mütenasip arazi bulmak davasile hu·

duılar; nı n genişlemesini isteyen talepleri Fransıın ın alakadar ediyor.

mütıefiklerinl

H i ılerisılerin zaferi münasebetile beynrlmilel siyaset Aleminde görülen asabiyeti, burada ihaleli surette hulAse edecek değiliz. Sa· de gayri tabii bulduğumuz bir-iki kombinezon üzerinde durmak Is· teriz; neye şahit oluyoruz? Harp tehlikesinin önüne geçmek için, Fransa cumhuriyeti Sov· yet hükumeıile görüşüyor; medeniyet ve sülh namına bu mefhumun ikisine de candan adavet besleyen bir kuvvetle anlaşılmak !steni· l iyor. Tuhaf değilmi ? ! . . . Dahilde v e hariçteki düşmanlarının kanaat ınca,

Hitlerizm, de­ başla·

mokrasi rejiminin muhalifi olarak iş başına gelmiş; tesisine

lstikJAl, 20.

Mart. t933,

Bertin


�ıği !�· İtal��·da �!duAu gibi, faşist diktatorlu� imiş; mulu· l ı.fl e"?ı n te l i!'lusın � gore, tehlike sade hürriyet ve d emo k ras i prcn·

sı p l e nne değil. aynı ı.aman da beynelmi lel sulh dahi korku altında· d ır.

Avnıpa sosyalist panilcr ittihadından ibaret olan ikinci Enter· nasyoıı.ı l icraiyesi , n eşret t iği bir beyannamtde bütün cihan amele s ini bu teh l i k eye karşı çıkmağa davet ediyor; bu hususta Üçüncü Enternasyonal i le birleşmek teklifinde bulunuyor. Hürriyet ve de­ mokrasi pren s i bi n i Hitler'e karşı müdafaada Stalin'den yardım is­ ti o r ; garip b i r muraca.ı t dcıt i l mi ? ! . . .

­

y

Fakat günün gerabcıleri bu kadarla kalmıyor. Komünistlerin kendileri bile şimdi hürriyet ve demokrasi müdafiidirler. Tabii, Sovyetlerde değil, Almanya'da. Sovyetlerde ise kanlı cliktatorluk bütün şiddl!tle devam ediyor; daha dün 35 kişiyi bibi. muhakeme kurşuna dizdiler. Sade rus tebaalan değil . ecnebilerin bile canlan cmanda değildir; bu yüzden l ngiltere ile inkıta hazırlanıyor. Sovyet hü k umet i cihan sülhünü temin işinde ne derecede em· niyetsiz bir müttefik ise, bolşevizm dahi hürriyet \'e d e mo kr si re­

a

­

jimini himayede o derecede menfi bir ku\'\'cllir. Her neye karşı o l sada, hürriy e t l e istipdndın, demokrasi ile dikta ıorlu�n bir araya ge lerek ülfet edecek l e ri ne inanılmaz.

Üçilncil E n te rnasyona l , bütün propagandası ve her türlil im· kinlarile her tarafta daima sade milli kuvvtıleri değil, ayni ı.aman· da hilrriyet ve demokrasi fik i rlerini dahi hırpalamış, d i k t a t orluk fikrinin başl ıca milrevvici olmuştur. Almanya cumhurlyetciliğin i n , malum tablrile, Veymar rej iminin en büyük düşmanı komünistler­ di. Üçilncli Enternasyonalin bilt iln himmeti bu rejimin direğin i teş· kırmağa müteveccih ki l eden Almanyaya Sosyal-Dcmokra tlannı idi : harp son u buhranının do� rdu ğu umumi sebeplerden maada , Versay nizamının mağlup Almanya'ya ya;-tıği tazyiklerlc umumi se­ falete maruz kalan bu memlekette diktatorluk idesini halk kütlele­ ri aras ında kom ilni s tl e r kadar yayan ikinci bir zümre yo kt ur . Hitle­ rizm, her şeyden evve l komilnizm demagoj isına karşı ka m ak üzere doAmuş b i r idedir. O, faşizim gi bi . kendi mu hal iflerinde n diktatorluk

y

Fikrini almış, fakat ondaki enternasyonalizmi nasyonalizme deği şt ir· miştlr.

Bizce, muhtemel herhangi bir beynel mil el tokuşmada, milli men·

faatlerinin zaruri mudafaası için, di pl omat i k bir kombenzyoo ol-

67


mak üzere, Sovyctlerl e anlaşmak ıaktiki makul görülmemekle bera· bcr, anlaşılırsa da, sırf hürriyet pre ns i pi n in himayesi için Moskva di kıatorlanna güvenmek kat' i yen anlaşılmıızl Sosyalizim eski nnzariyccilerinden Kautski haklıdır. Demokra· sile diktatorluğun bir arada ihtilafi mümkün değildir. Bu dikta· torluğun mevzuu ne olsa da kazıye aynidir.

U mumi cihan nin

de

en

sülhunun o l d u ğu gibi, umumi cihan demokrasisi·

büyük düşmanı gene Mos'kva'dadır.

ikinci Enternasyonal kat ibi umumisi Adler ile yaptııtı mllna· kaşada Kautski Üçüncü Enternasyonal ile birleşmek teklifini kö­ künden redcderek diyor ki : • Amelelerin vahdetini işkAl eden düşman Moskva'da oturuyor. Moskva ile sosyalist ameleler arasındaki teıat, tesadüfi değildir; o, di k tatorl u k sistemile sosyalist amelenin esase n kabul etmiş oldui}u demokrasi sistemleri arasındaki tabiatı eşyadan doi!&n normal bir neticedir. Bütün cihan amelesi cephesinin yeniden birleşmesi, ancak Rusya'ya musallat bulunan diktatorluğun sukutu ile mümkündür. Komünist d lktatorluğunun Rusya'da devrilmesi delil, bütün cihan amele hürriyet hareketine zarar veren şey, b ilak i s bu di k t a t orlui}un orada devam edip du rmas ı dı r. •

Evet, bu bir ha k i ka ı t ı r. Hakikattır ki, Rusya'daki diktatorlu· ğun maddi ve manevi tcs i ri le her tarafta sıruf d i k ta t orl ui}u teşeb­ büsünde bulunan komünizm cereyanları, malum sebeplerle buhran· lar içerisinı!e bulunan milleılerde - ist.:r-istemez - -diktatorluk

ideolojisini taşıyan mukabil kuvvetlerin tloi!masına sebep o luyor ve bu suretle, bilhassa harpıan mağlup çıkan milletler-de kendileri·

ni koruma k endişesile, milli diktatorluk ceıcyanlan kuvvetleniyor. Bu • netice dikıaıorlup• karşı mücadele �imek üzere o •sebep dik­ tatorluğu• kuvvetlendirmek

kadar şaşkın bir hareket tasavvur

olunamaz. Eğer milli davalarını, felaketlerinin müsebbibi olarak gör-dük·

!eri demokrasi sistemi k devletlere karşı müdafaa etmek zaruretile demokrasiyi inkar vadisine sapmakta olan için

ps i kol oj ik bir izan

ne karşı mücadele eden bizim gibi milletlere sarılmak kadar tabii bir şey olamaz.

68

Almanya

gibi milletler

varsa, kızıl rusluj!:ı ve ıliktatorluk sistemi·

demokrasi ldoolojlslne


Millt istiklAl gayes ini ve milli benlik fikrini şiddetle benimse­

yen faşizmile istiklAI ve milli benlik namına vuruşan milletler için , sözün beynelmilel mAııas ile, zemin v e zamana göre b i r anlaşma im· klnı pyri varit değildir; fakat milli istiklfl l davasile hürriyet ve de­ mokrasi sistemi arasında sıkı merbutiyet c!uyan Rusya aleyhtan milli istiklı11 hareketleri için, sosyalist ideolojisini taşısalar bile, . Moskva diktatorluğu ile birleşenlere karşı hüsnü teveccühle bak· mak imkı1nı hiç bir veçhile varit olamaz! Evet, Rusya emperyalizminin, hcrhang! renkte olursa olsun, bulunduğu cephe, hiç b i r zaman Rusya esaretindeki milletlerin bu· l unduğu müttehit bir cephe olamaz!

Cihanın haterli ve endi şel i günler içerisinde bulunduğunu biz de takdir ediyoruz. Dünyanın, çıkacak yeni harp t ehli kes i karşısın· da duyduğu izt irabı şüphesiz biz de duyuyoruz; fakat rus i st i l 6sile komünizm dlktatorluğunun ne olduğunu bizzat üzerimizde yapılan kanlı ve vahşetli tecrübeler neticesinde P<"k bilyük ac ı l arla duydu­ ğumuzdan, ne sülhün, ne de hürriyetin Rusya kuvveti ve komünizm· le itilı1f etmek suretile mudafaa edilemiyeceAini dahi, ik i defa iki dört eder gibi , muhakkak biliyoruz. Onun içindirki, yolumuz aydın ve takıikimiz aşikardır. Demokrasi - ideolojimiz; Sovyetlerse

-

düşmaııımızdır.

69


ORTAKLI Bhl GtlN •Azerbaycan isLiklAlcılığının kök ü Azeri Türkünün nıs çariz. mine karşı devam e ıı i rdi j!i milli kültür u ğru n da ki mücadeledir.• Bu mücadeleyi o. yalnız başına deği l , kendhile ayni bel aya müptela bulunan dij!l'r Türk illerile beraber ol ara k devam ettiriyordu. 1905 ko ngresi ne • htifaki Müslümin• senesinde Nijni'de i n i k a t eden Aze rba yca n mümessilleri faal suretle iştirak eylemiş; 1917 senesinde Moskva kongresında dahi Aze rbaycanl ı lan n pek m üh im rollan ol· muştu. Çarizme karşı m üc:ad el e le rin de Azerbayc:an Türkleri, Kı· rım, Kazan ve Türkistan Türklerile teşriki mesai etmişlerdir. Mil· li mcdenivet hususatının nıs taarruzundan muhafazasına matuf m üc:a d cl ede Rusya müslümanları b irl i k te hareket eylemiş, klr ve ziyana da im a şerik o l muşlard ı r . •

· 28 Mayıs 1 9 1 8 de ilan olunan Azerbaycan i s t ikl a l i , 1 9 1 7 senesi Mayısında Mo s kova 'da mün'akıt, • Umum Rusya müslümanlan ku· nıltay ı • nda i l a n olunan, milli - mahalli muhtariyet prensibinin tekA· mülündcn başka bir şey deği ldi . >

•Azerbaycan istiklilcılığı Rusya esaret indeki Türk il leri istik·

l ıilcı l ıj!ınm pişdarı idi. Bu i t i barl a 28 Mayıs yalnız Azerbaycan is­ tik l il cıl a rı nazarında dei!i l . Rusya esaretine karşı kıyam eden bU. tün Türk illeri nazarında da muhterem bir cidal günüdür! •

Mayıs 1 926 senesinde çıkan • Yeni

K afkasya •

mecmuasının kısmı mahsusumuzda derç olunan • K ardeş sesleri • ne kadar ahenkdardır. 28

b.ı.ş makalesinden aldığımız bu satırlarla

Türkistan m i ll i hareketinin muhtercnı mümessUince 0 28 Ma· yıs R us ya esaretindeki bütün Tür kler için umumi bayram olmalı· dır.•

• Edil-Ural lstiklAI Komitesi•nin reisi ise, 28 Mayıs cyalnız Azerbaycanlılar için d eği l . Rusya esaretindeki bütün Türk illeri

lsıiklAI. 70

15.

Haziran.

19ll &erlin


i�in• �n i

�ir �evir

başlangıcı olarak alıyor ve

onu Rusya esare· . . . tındeld butun Turk ıllennce saygılı •büyü'< bayram• olarak telakki ediyor.

• Yeni Kafkasya• Azerbaycan istiklfılcı lığını kökünü milli n kül�r ld mücadelede buluyordu. Ayaz lshaki Bey dahi mil· . n kültür esen •Tercüm an• bayramı ile milli sivascı eseri •28 Ma· yıs• arasında sıkı bir alaka görüyor. •Tercüma� •ın kültür sahasın· da yaptığı işi 28 Mayıs siyaset sahasınd3 yapmıştır •Tercüman • . Rusya esaretindeki Türkleri • millet • haline koymak isıcmiş; • 28 Mayıs ise bu maksadın ancak devlet olmokla hasıl olacağını illin etmiştir.

��

Bu tarif doğrudur. •Tercüman•la ·28 M:ıvıs • arasında rabııa derindir; Rusya Türkleri arasındaki siyasi fik i r cereyanlan tetkik olunursa görülür, k i Azerbaycanlılar 28 Mavısıa. kendi istikWini ilAna sevk eden siyasi cereyan sade Azerba);canı deği l , büıün Türk illerinin dahi bu neticeye gclmclerini düşünüyordu. 1 9 1 7 de Ma yısta toplanan • Umum Rusya müslüman lan kurulıayı•nda yeni Rusya'nın milli-mahalli muhtariyeı esası üzerine müstenit koşma halk cumhuriyeti şeklinde kurulmasını ıakp eden Azerbaycan de­ legeleri, sade Azerbaycan için değil . diğer Türk i lleri için de mili mahelli muhtarıyet i&temişlerdi. O zamanki şeraite göre, • muht.ıri· yet • şeklinde vuku bulan bu ıalepte şüphesiz istikl:il dl\vası saklı olarak vardı,

O zaman büyük münakaşaları cclbedrn bu programın , sonra hAdiselerin sevk ve zarureıile tatbikine b3Şlanmış; fakat , Ayaz Be­ yin de kaydettiği veçhile, bıizi müh i m 4millcrin, o cümleden Türk illerinde ve aralarındaki hazırlık, ıeşkilAı ve rabıta noksanlığı yüzllnden bu tatbikat yanmcık kalmış; bu defa bolşcvizm şeklin· de zühur eden rusluk tekrar bu kardeş i llerini istila etmiştir. Bu istilAya karşı senelerden beridir ölüm-dirim mücadelesin·

de bulunan Türk illeri artık billurlanmış bir programa maliktirler. Elle rinde m i l l i istikh\I bayraltı vardır. Bu bayrak alımda çarpışı· yor, onun zaferi için ıztırap çekiyorlar.

Rusya emperyalizmine karşı istiklAlleri uğrunda çarpışan Türk illeri, tabii olarak, bu mücadelede kendilerine müttefik anyor ve bunlarla sıkı-sıkıya bağlanmak istiyorlar.

.sa.�c

ne giriyor, Bu maksatladır, ki onlar • Promet e• cephesi karşı vuruşan bütün

Türk Werik delil. Rusya cmp<:rya lizmine

71


mileılerle de el - ele veriyorlar. Ve bu maksatladır, k.i bu il ­ ler siyasi ta k tiki n hak.iki ihtiyaçlannı terk ederek. Azerbaycan cu mhu riye t ini n kafkasya konfederasyon u zümresinde mühim rol oynaması n ı candan özlüyor ve on u her VC! i le ile alkışlıyorlar. Kı­ nm mi l li hareketinin kıymetli mümessili Cafer Seyit Ahmet bey dos t um uzun • İstik!Al •ın geçen nüshasında derç olunan makalesi billıassa bu mes'elc üzerinde durmuştur. Bü tÜn bunlarla beraber bu illerin as ı r lardan beri devam eden k ü l tür alfıkalarile bağ lı bulunan türklük camiasından dahi,

umumi

düşmana karşı

mücadelede hemi surette istifade etmeli düşün· meleri de pek yerinde ve tabiidir. Bu tabii ihtiyacı t a tm i n için • Yaş Türkistan • mecmuasile •Ye­

mecmuası istik!Alcı Türk i l lerin i n kendi saflannı da­ ha zi yade sıklaştırarak ortak mücade l e mes'elelerini ortakhca gö­ ıii ş mek için vesile a nyorl ar ; hele, • Yaş Tüs ki s tan • buna organlk bir şekil vererek , yılda b i r defa, 28 Mayısta Rusya esareti nde k i Türk i l l eri mümessillerinin kendi aralannda to p l an m al an IUzumun· dan bahsediyor. ni Milli Yol •

Azerbaycan istiklal gününü Rusya esııre tindeki , bütün Türk i(. için •Ortaklı bir cidal günü • şeklinde telikki edecek derecede birlik ve samimiyet eseri gösteren kardeş illerin kendine karşı gösterdikleri bu kıymettar i t i m atl a Azerbaycanlı mücahitler şüp­ !eri

hesiz iftiha r ederler. Öteden beri olduiu gibi, şimdiden sonra dahi bütün Türk ille­ rinin rus esaret inden kurtulmalannı ko layl aş tırmak için yapı laca k

herhangi real teklifi Azerbaycanlılann sam imiyet l e karşılayacakla­ n t a b i i dir .

Günün mese les i bizce, bu tekliAeri sırı.sı geldikçe tayin etmek ve müştereken yapılacak işleri bi rer birer belleyerek, onlan muha­ keme ve münakaşadan geçirdikten sonra ortaklı milcadelenin ortak tezleri haline koynıaktır.

72


G.P.U.·YA DİKKAT!

G.P.U. - bolşevi k leri n bu en kanlı idaresi sade orada , k ızı l ccllltlann şartsız ve kayı t s ız bir surette vatandaşlara musallılt ol· duklan •Sovyetler h tihad u n da değil, burada, m i safirperverli k leri· ne iltica ettijtimiz bu memleketlerde de ça l ış ı yo r .

Kızıl em perya l izmi n kanlı istilası al tında kalan vatanlarım ızda milli his ve m ukaveme t kuvvet lerini kan ve ateş içerisinde boğmak kastından bir an gafil olmayan bu müessese. milli istiklal fi kri n i n Sovyetler hududu haricindeki davac ı l a rı n ı vurmak ni,« - t i nden de farig değildir. Bundan bir sene evve l . gene bir münasrbeıle • F i t neden koruna· hm• unvanı altında yazdıjpmız bir makalede bolşcviklerin, muha­ cerettelı.i antibolşevik kuvvetleri ve bilhasrn milli istiklfıl davası i1zeriııdt: bulunan t eşeklı.üll eri içeriden patlatmak ve aralarına nifak salmak için ne su ret l e ç.ılıştrlı.Iarını göstermiş ve vatandaşlarımıza . kendilerini düşmanın çok kerrc n e reden geldiği sezilmez fit neleri n e kaptımıamaAt tavsiye etmiştik. Son zamanlard a, Paris'te Kafkasyalı muhacirleri yakından a l a­ k.ıdar eden iki hAdisenin zuhuru bizi tekrar bu mevzuu yen i l em ej!e vidar ediyor.

Bu hldiselenlen biri Gürcü komşularımız. diğeri de Erme n i inkillpçı.lan aras ında G.P.U. aj a n la r ı n ın ne suretle çalıştıklarını gösterir. Parlı'ıe çıkan bazı nıs ga1.c te i cri n e a k seden maiümata göre, • nun Gürcü siyasi ıeşekküilerile E rrr. e ni inkilA pç ıları arasın· da ça1ı,ma1ı. için mahsus ajanlar gönde rd iğ i tahakkuk etmiştir. Bu ajanlann göze aldıkları hedef, muhareret aras ı n da nüfus ve salahi· yet sahibi şahsiyetleri her türlU yol l arla manen düşürmek, etrafla. G.P.U.

ltıikw , ı. T-. 1933, Bertin 73


rındaki adam ları siyascıcn lekelemek , muh t el if arasında n i fak sa l maktan ibnreıtir.

grup ve

zümreler

Giircü cephesinde sade orıalıj!ı kanştn mak, muhtelif şahıslan biribirindcn şüphelcndirerek havayi o l dukça zeh!rlendirmej!c mu· .-affak olan bu ajanları n Ermeni cephes indeki kazançları daha bU. )iikmüş : kocıı Daşnak ısyun fırkası arasında prensip kavgası çık­ mış; bu kavga heye t i merkeziyeyi i k iye bö l ece k kadar

ilerlemiş;

merkezden ayn lanlar bir teşekkül ha l i n e gelmiş; kendilerine mah­ sus gazele ıcsis e t m işler; bu gazete f>.7 aydan beridir neşriyata baş­ lamış \'c ni ha)·cı , s ı rf b i r tesadüf eseri olarak bu h A di sc n i n G.P.U. ujanlannın işi olduğu meydana çıkmış; duyulmuş, ki yeni çıkan bu gazetenin ıabsisa ı i • meçhul bir mc n badan • geliyorm�I . . . G . P . U .·nuıı, m i l l i i s t i k l a l dıiva•ınm h:ıriçteki mümessilleri bu·

�l al t ın d an çalıştıj!ı elbette yeni b i r ŞC) dc-ğ i l d ! r. Bunu hepimiz bi l i yo ruz . Mahut Agabekof'un vak­ lunan siyasi mulıaccrcı arasında

faaliyetin bir takıo:ı ı i !c ncşrc ı ı iği h a ı ı r.ı ı ı a dahi bu husustaki vak'alan zikred i l m i ş t ir. Düşmanın bu sahada kÜllandıAı metotlar nı u h ı c l i f ı i r. Bunlar, yerine göre, muh i t i ne göre ve mevzuuna göre, m uhaceret suyunu bulandırmak, nufı'.ız sahibi s iyas il eri ınlnen le­ kclemckıen baş lıyar.ı k , maddeten m eyda n dan kaldımıağa kadar türlü şe k i l l e r olarak değişi r.

wk

Ya�adığı mız muhaceret haya t ı n ı n çekilmez şartlan içerisinde kere obj e k t i f vaziye t i ihmal ederek, subjektif amillerin tesiri·

le hareket eden va ı a nda ş , çok kerre

1.ahirdc hak görünen

sözler

.t rkasında b a t ı l kosı lcr s:ık landı�nıiı farkında olmuyor; keneli ar­ ıu ları ha ricinde, birde bakarsın, ki G . P.U .-nun , kim b i l i r, kaçıncı elden a l l ığı b i r ııwıt:ı düşmüş bulunuyor. Yaşadığı mız devri n , gcçi rdillimiz muhacirl i k hayatmın mllşkU­

'3de madd i mah rumiycı lcrle dolu cn gt l l e rd cn ibaret delildir. bü,iik müşkülat, bütün dünyanı n da ıuıulduj!ıı nıAnevl buhran bilhassa siyasi ideler sahasındaki anarşidedir.

liı ı , En ve

Cihan hiç b i r zaman, belki bu gün olduiiu kadar, b i r ide

buh­

kendi evle­ ri nde yaşa yan fırka ve zümreleri bile esasından sarsarak, saç.bq bırakan bu buhranın bizim gi bi votancüdalcr Uze rlnde yapııcalı t� ranı içi nde bulun mam ışt ı r. M üs ta k i l memleketlerinde,

s i r bellidir.

Düşman, kendine mahsus sinsi bir hareketle �nmız arası·


na

girerek, şüphe yoktur

ki en büyük tabiyesini

bilhassa

bu f i k i •

anarşisi llzerine kuruyor. Buna dikkat edel im ; her gelen hoş Avazın kur'an •oldutwıu düşilnccek kadar sadedi! olmayalım! . . Gürcüler, Ermeniler ve diler milli m uhac ir le r arasındaki boz­ guncu faaliyetinin birer n ümune si ne şahit olduıtumu1. düşmanın bi·

zim aramızda

çalışmadıi!ını düşünürsek clbeııc, k i yanılını.

Böyle bir yanlışlıi!a meydan vermemek içi n , da i ma dikkatlı davranalım ve her ıaman düşman entrikasile G.P.U. fitnesine he· def oldu1Wnuzu gözden ı ra k tutmayal ı m . Düşman ı n bizi daima dc­ ınoralize ve dczorganizc etmek üzere o l du � nu bir An için olsun unutmayalım.

Evet, G.P.U . işliyor; bu n a d i k kat edelim : onun işini k ı sı r bı·

raktırmak bize borçtur.

Bu borcumuzu muvaffaki,·etlc icra etmek için : şüpheli söz· ler, şüpheli işler ve şüpheli ad� mlardan sakl3nmak, isıikldl ideali· nln ötedenberi tanıruruş kadrosu etrafında birleşerek bu cidalın sı· nanmış taktlkinden

iman v e

katiyen aynlmamak lazı m .

disiplin - i ş t e G.P.U. işin i k ı s ı r bıracak b i r şirar! . . .

75


TEMMUZ

HADİSESİ MtlNASEBETtı.E

• Pravda• gazcıesının lzmir muhakemesi münıısebetile yaptıitı n.,.nyaun Türkiye matbuatında doiurduiu iniUslar bir tı..ı dise şekli n i aldı.

Sovvcı hükumetinin. bolşevik fırkası diktaıorluğuna verilmiş hukuk i b ir isimden ibaret olduğunu bilmeyen yok tur ; •Pravda• ise bolşevik fırkası merkez hey'eıinin fikirlerini neş reder resmi bir P· zcıcdir. Böyle resmi bir gazetenin Türkiyenin dahiU i şl erine bu ka· dar açıktan müdahalesi ve ıürkiye komünistlerini bu kadar alili ve hararetle mudafaası. başla •Milliyeı . gazetesi olmak üzre, Türki· ye matbuatın in . pek haklı olarak. mukabilesini celbetıi . Gündelik matbuat moskvalı gazetenin •hezeyanlanndan• ba­ his ederken •düşman ağzından çok dinledikleri sözl e rin aynını dost bildik leri ağızlardan da işittiklerini garip• buluyorlar. Onlarca garip görülen bu • hezeyan • bize göre hiç te garip de­ ğildir. Cumhuriyet Türkiyesile Sovycl Ru•ya siyasetce dost olabi· lirler; menfaaılan b i r kaldıkça bu dostluk La varl ıitını muhafaza edebilir. Fakat unutmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyetile Sovyet· lerin siyasi menfaatlan bir 1.aman için, bir olsada, bu iki teşekkü­ lü canlandrran asıl esaslar arasında derin bir muhalefet vardır. Milliyetçilikle komünizmin yekdiğerine dost birer kuvvet oldutu· nu kim iddea edebilir? . . . Bolşevizm. malum oldulu veçhilc, burjua sisteminin dllfmanı· dır. Mil liyetçilik ise, onun görüşünde, burju.ı sınıfının mefk<ıreııi· dir. Onun bütün dünyaya yaymak istedil! ihtilalin yıkacaıtı kuvvet bu milliyet kuvvetidir. Doğrudur ka pital i zme , burjua alemine bir killi olarak harp ilin etmiş olan bu kızı l kuvvet daha yeni toparlan· makta olan şark milliyctçiliğile ora mllliyetçilil! arasında fark göYıl 1 . Sayı : Atu•ıos/1929 hıanbul

Odluyurt

76


z�t � r; biri nci ni n iJ:inciye karşı a l m ı ş olduğu v37jyetc göre onu ken­ dısıne muayyen hır za man için yol yoldaşı göıiiyor. Fakat ancak muayyen bir zaman için.

Bu zaman hangis idir, Ne zamana kadar mlinist Rusyanın dostudur?. . .

millivetçi şark , ko-

Buharinin bu h us u stak i klasik t a rifi H. Su phi beyi n işbu nüs­ hamJZ<la naklen dercol unan makalesinde kaydolunmuştur. (*) Uzak şark tan tutarak, yakın şarka kadar b ü tün ı.;.,ıii bc lcrilc sabi t olduğu gibi , Sovyet h ü küme ti n i n muancn bir şark memleketi ve mil l i yet h a rek etile mü n aseb e ti o m em le ke t tek i komünist hare­ ketinin vaziyeti ve o memleket hükü mc t i n i n beyne l m ilel mosha si­ yasetine karşı •sadakatiane hatl ı dır.

Kendisile dostlukta bulunan bir şark m eml eke ti Avrupa devleı­ lerilc alakasında fazl a isti klal göstcrdimi - Moskva o s ti k l a l i mut­ laka şüphe götllc gön."Ce k ve buna karşı derhal tedb i rl e r alacaktır.

i

Bu ted b i r ise o memleket komünistlerinin üçüncü l ntemasyonalın bir işaretlle ki yama hazır olmasıdır; ve bunun iç in d i r ki • ke nd i da­ hilinde kom üni s t l eri takip eden m i l l i bir şark hükumetinin avrupa kapitalistlerinden hiç ıe farkı yok tur. Çindc, !randa, Hindistanda olduğu gibi, Türkiyedc d e bolşc­ vi k lerin tatbik ettikleri •şark -dost l uğu • hu iki yüzlülükle malul­ dur. Bu illet onu bu gün mi l liye tçi Çin :ıükümetile kan l ıb ıçak ct­ miftlr. Lcn lnl n varisleri Sun-Yat-Senin mu:ıkiplcrine karşı sillh çekiyorlar; halbuki Çan-Kay-Şek'in kumanda ettiği bu günkü sov­ yct hasmi Çin, dün adeta bolşcvlk sayı lan • Ko-min-dan• fı rkas ı ta­ rafından idare olunmaktadır. Türk-Rus dos tl uğu n u n Rusvaya temin ettiği çok büyük faidelc­ ri görmeyip te sade Türkiyenin bu karşılıklı muamelcrden gö rdü­ Rü faideleri hesaplıyanlara halx-r verelim ki, en romantik zaman· lannda bile bu dostluk göl gel i safhalardan boş kalmamıştır. Mosk­ va, bir taraftan Anadolunun milli istiklal mücadelesine ya rclı m eı­ mişsede, o bir taraftan bu mücade len in kendinden mustagni mus­ takil bir siyasete malik olacajt en d işeşi l e, Anadoludn moskva dl rcktivllc çalışır teşekküller vucude getirmek fik i r ve teşcbbüslin­ den vaz geçmemişti r.

(*)Daha çok ıiıalumaı için muraaııı ı ...... . İllm>bul 192'.

olunan •Milliyet ve Bol..,Ylzm• M. E.

ReouJ

77


Millivctçi • Cumhuriyet • beynelmilel diplomasi 4dlbına fazla · dah i l i işlerine karışmasın, diye kızıl nı.s çeka­ rial'c t lc. Rus\'ilnın . la..; n da Ncru na rahmd okuı ıuracak işkencelere maruz kalan c ırk· daşların •, m i lliyet, cumhuriyet ve demokrasi idealleri kahraman· ! a rın ın mukadderatlarına lakayt kalmak imkAnmı bulur. Fakat onun tasawur e l l iği gibi , alcl 'ade bir gazete değil, Bolşevizmin res­ mi organı olan • Pravda• türkiye komünistlerinin başından bir W, eksi k olma.ını is temez. Bunun için o, kendi tecrübelerine kıyasla , muhakeme olunan komünistlerin işkence edildiklerini tasavvurla yaykar.ı.\'t kopanyor.

y

fakat bunu daka t ed e l im ki • Pravda• nın yaykarası sade bir komün ist arkadaşlık hissi nden ziyade sovyct hülcıimetinin Türkiye siy:ı sc t i hakkında son zamanlarda görülen bir muhalefetinden ileri gel m ekte d i r . Türkiye komünistlerinin harekete geçmeleri, türkiye taci rlerine karşı yapılan fahiş haksızlık Tas ajansının garezlcir neşriyatı ile so\'yet matbuatının Türkiye harici siyaseti hakkında ahiren ncşret ı i k lcri yazılarla ahcnkdardır. · Pra\•da. mahut makalesinde Türkiye ile Fransa arasında ak­ tolunan i t ilııfıan memnun olmadığını gizletmiyor. •220 milyon li­ ralık devlet bütçesi nin 32 m ilyon lirası devrilen saltanat hükume­ t inin borçları n ı ödemek için tahsis edilmiştir• diye itil4fi muaheze ediyor.

Bundan daha ewel •Türkiye, Avrupa \'e Şark> unvanı alunda bir makale neşreden c Zarya Vastoka• (bolşevik fırkasının Kafkas­ \•a kom itası gazetesi) 14 haziran tarihli nushasında hariciye veldll Tc-vfi k Rüştü beyin l ıalyaya seyahatını, bu seyahat esnasındaki te­ zahüra t ı ; Sir Çembcrlaynın

•Milliyet » gazetesi muhabirine ver­ diği • manidar• mulakaıı, bu mu laka t ta lr.giliz hariciye nazınn ın •Türkive lngilıerc münasebatının sade dostane delil. hatta samimi ol duğund:ın ehemmiyetle bahis edişini . . . • ve bunun gibi diler bazı

vakaları b i r araya Üll'e

sıral ıyarak, Türkiyenin

Avrupa ile anlaşmak

oldul!u neticesine geliyor ve bu neticeden adeta canını korku

alarak · Milliyet • başmuharriri

Siirt meb'usu Mahmut beyin bir cümlesi Ülcrindc epeyi duruyor; 9 mayıs nushalı •Milliyet•te Mah· mut bey yazmış imışki : •Akdenizde, Karadenizlle , Balkanlarda ve :ılcl 'umum bütün Avru pada Türkiyenin beynelmilelbir sulhu salah

amili olmakt:ın başka bir ınaksatı yoktur. Türkiye, bir vü:lt ta­ olundutu gibi, Garp ve Şark clevletlerı anamda biç bir fm

ııavvur

7f


�ııktadır

göutmedeı:ı , bütün devletlerle iyi ınlinaseba ı ıeslslııe � - • � ndur) Türkiye dostluğunun en a sl i sıfatı bu dost : (halı k luzun uçuncü bır devlet aleyhinde olmayışıdır.

. ." 2.·

fark •l. Vastoka• �uİıar� ri bu • Şark ile Garp arasında · gö-. �eımemek • nazanycsını · şaşkı n ca bir hareket talakki ederek, nevrcdeki terki silah kongresine iştirak eden Tür­ şaşkınlığı � kıye delcge�cnnın harake ılerinde de görti\w; şöyle ki Türk d e lege len_ • Şar� ı l e Garba aynı_ sureııe bakardk ga!ı sovyet, gaJı avrupa delegelenle beraber rey veriyor. ekscriyetlrdc, en mühim ve kaı'i harakeı edilecek zamanlarda, müstenkif kalıyorlar• mış.

·

Bütün bu vak'alan zikreden gazete Türkiyenin gürülcn ve bu avrupa temayülaıından ne elde etmek istediğini diplomatlanna • SÜ· rih Saytung• nam almanca gazetenin 29 nisan tarihli nushasından aldığı bir cümleyle ifade ediyor. Alman gazetesi diyormuş k i ! .

-

•Türkiye iptida askeri, sonradan Lozanda sivasi b i r muvaffaki·

yet kazandı, fakat iktisaden o , oyunu adeta kaybctmi� gibi d i r. Tür­ kiye hariçten borç almalıdır. başka imkanı yoktur. •Şimdiki halde olduğu gibi , sovycılerlc ancak uzaktan bir mü­ nasebette bulunmak ve aynı zamanda da Balkanlarla Akdcni.zi şark kısmındaki metin sisteme dahil olması nisbetinde Türkiye bu bor· cu elde edebilir.• Şüphesiz bolşevik gazetesi Mahmut beyin şark ile garp arasın­ daki • bitaraflık• ve •Akdeniz, Karaden iz, Balkanlar ve alelumum bütün Avrupa devletleri arasında bir sulhu salah iımili olmak, na· zıİ.riycsile bu alman gazetesinin tahlili arasında organik bir müna­ sebat buluyor ve kendi aklınca Türkiye ricaline nasihata kalkışa. rak cavrupalılarca sulhu-salah demek Sovyeılcrc karşı 'harp demek· ten ibaret imiş• gibi garip bir neticeye geliyor. Rus komünizmile anarşizm arasınd.ı. rus ruhuna mahsus nihi· lizm gibi, gizliden gizliye samimi bir yakınlık �ard ır. � �i � e git· . . dustlirdur. Bu bır meyen düşmanımdır- şian bu ruhun en S<.-vdıği düstura göre bütün şark milletleri gibi, Türkiyenin de, şarkla. (anla : Rusya ile) birlikte gitmekten başka çaresi yoktur. Aksi takdi e . nden hıç· . onun . Buhannın maruf tarifine göre . avrupa kapıtalıstlen

!

'?

le farkı yoktur. o

halde yapılacak şey

. Türkiye amelc� inl teşkH. i�e, kumanda­ �

sını üçilncü lntemasyonala ballayan Türkıye Komu ıst Fır�asına

vermektedir. c Provda•ya bakılırsa .

. bu iş yoluna gı rm lş gıdıyor.

79


· Türk amele harnketi komünizm bayntı altında yilrilyormuş ve o bayrak altında kendi burjuazisini yeninceye bdar mücadele ede­ cl'k m i ş ! . . .

Evet, Tü rkiye n i n hakiki menfaatlan

detil. Moskvanın hususi

direkt ifleri ile siyaset çevirecek bir Türkiye ancak bu

suretle

te­

min edilebilir. Fakat, H. Suphi beyinde d<:diAi Bibi, daha dün ytız. bin lerce evladını istiklali utruna kurban veren bir milletin böyle zil lete katlanacağını kimse tasavvur edemnl Yetişir ki •dostluk perdesi altmda oynanan oyun• görülsün oyuna karşı, •Hakimiyeti Milliyı:•nin dedili Bibi, sade po. lis ve mahkeme ile dej!il, düşmanın kullandığı silahların hiç biri ihmal edilmesin! Ve her ışeyden eve! hükılrnetler arasındaki siyasi i ti lafın ideler a rasındaki fikri ihtilafı kaldıramıyacatı haki.katı daima göz önünde bulundurularak, bu rejimlerden birinin mllmes­ si l i Rus; dilleıioinki de Türk oldutu dahi unutulmasın! ,

'c

bu


MtlNEVVER MUHAClRtN BORCU Vatanın düşman e lin de k i esareti uzadıkça vatan aynsı mu­ hacirlerin sayısı günden güne çotnlıyor. Hususi muhabirlerimizden alınarak işbu nüshada neş ro l u nan malumat meyan ın da · Azerbay. can'ın yı l lardan beri müptela o l a ra k her dai m tekerrür eden zu­ lümle r arasında gene vatanı terk ile hudut haricine kaçanlardan

babsolunuyor. lran ile Türkiye erazisine iltica eden bu va ta n da ş l a nn büyük bir kısımını köylüler ve orta sınıflara mcn!'ll p iş-güç adamlan teş­ kil e tmek tedi r. Mühim bir }'e k il n teşkil eden bu zavallılann mu ha­ ccrcııe ne gibi muhruıniyet ve mcşekkatbre maruz kaldıktan m i l ­ li neşriyat sahifelerinde de falarca tasvir o l unmuş , onlann acınaklı halleri yakın ve uzak, kardeş ve dos t millcılerdc memul bir alaka uyandırmak niyetile uzun uza diye izah edilmiştir. Bu defa ise maksadımız bu ölüm · dirim kavgasının daha yeni ve başka şeraiti içeri s i nde çııpınan ve b i n bir mcşckk.ıt ve cidal için de hayatını yeniden, doğma yurdunun halAs olmuş hür ve azat topraklan üzerinde yaşatmak gaycsile devam ettiren m uhacere t kütlesinin heyeti umumiyetindcn bahsetmek delildir.

Münevver muhac irlerden ve hem de or.lann m i l l i vazifesinden bahsetuıek · istiyoruz. Malütn oluduğu üzre, muhtelif devirlerde ve muhtelif sebepler ve Amiller neticesinde vallıni terkle muhacirliği ihtiyar etmiş bir çok münevve rlerimiz ve bilhassa mü nevve r genç­ lerimiz vardır. Bunlar şarkın ve garb ı n muhtelif merkezlerine ya· yılmış, kısmen şu ve ya bu Ali mekteple c.kuynrak tahsillerinl bi· tlmıiş; kısmen de haya t l annı kazanmak yolunu temin ederek birer ihtisas elde etmek üzere tahsile koyulmuşlardır. Muhaceretteki mü­ nevverlerimizin birer sahede i hti sas kespcderek sözün asri manasl· le ilim ve fen adamı olmalarını görmek aziz arzulanmızdan bi·

lsılklll ,

1. EylW. 1932

Bertlıı 81


ridir. Fakat vatanı istila alnnda inleyen bir m uhaci r münevverin

sade mutahassıs b ir fen adamı olm ak tan bıışka, birde sırf muhacir m ün evve re mahsus bir borcu vardır ki burada ıonu hatırlatmak is­

teriz :

Vatan borcu!

Azerbaycan istiklal gayesini be ni msem i ş , vatanın istiklalına

iman etmiş ve

kendi

müstakbel

hususi haya t ve saadetini millet ve

memleketin hayat ve saadeti şartile tasaV11 ur edebilmek idealizmi· ne ermiş bir genç Azerbaycanlı sade

mühendis, sade hukukçu, 58· iktifa edemez. O, aynı zamanda va tan ç ı bir mühendis, milliyetçi bir hukukçu, is­ tiklAlçı b i r iktisatçı, tarihçi ve saire olmak vazifesile mükelleftir. de

mimar,

sade iktisatçı, tarihçi ve saire olmakla

Memlekette bolşevizm sansürü, kaydı ve nezareti lunan gençlik

için bu maksadı elde

altında

bu­

etmt k imUnı son derecede

mahdu t, müşkül ve şerait oldukca ağır ve tehlikeli ise, hariç te bu· lunan münCV11e r gençlik bu i mk4ne Azeml sure t te maliktir. Dün esir iken bu gün müstakil olan milletlerin yaşadıklan dünkü mil· cadcle ve bugünkü in şaa t hayatı göz önündedir. Bir memleketi öl· renmek. hemde vatanperverce bi r görüş v.: maksatla ııtrenmek me­ toılannı edinmek için vatanperverce bir şevk ve heyecan la işe sa­ nlmak muhacir münevverlerimizin en mukaddes borcudur. Daha sarih söyleyelim : muhaccreıte

buluna n milnCV11er genç­

l erimiz her şeyden CV11e l vatanperverlik dersini ııtrenmeli, vata­

ni

ve

milli alaka ve hissini ken di nde terbiye etmeli ta ki tarihi

da­

kikası gel d i ği zaman istiklAI mücadelesinin şuurlu. mevküreli ve aynı zamanda da bilgili bir mücadeleci ve yaratıcı unsuru olabil­ sin . Sade t eknisyen her zaman bulunur.

Bu ihtiyacını bir rnlllet,

muvakkat bi r zaman için, ecnebilere mllracaat suretile de tatmin edebilir. fakat hiç b i r zaman

harice müracaat olunarak bir vatan­

perver, bi r milliyetçi ve bir isıildAlçı alınamaz!

Yürüttüitürnllz bu mütalaalarla , sakın 'muhaceretteki mllnev· ver gençlerimizi n vatani alaka ve hislerinden şüphe ediyoruz ma·

nası çıkanlmasın. Bu fikirde değiliz. Fak:ıı

82

her hanRi alab ve his


�ibi vatani aJalıa ve hissin de ancak işletilmek ve mümarise suretile kökleşip kuvvetlcndij!ine kaniiz. isteriz ki kalplerde s.ıklı olan bu alaka ve his zahire çıksın , eserler göstcısin. Arzu ederiz ki mü· nevvcr gcoçlerlıniz vatani borçlannı hakkile derk ettiklerin i eser· lerle meydana

Burada

koysunlar.

kendi kendine bir sual gelir

-

nasıl ?

İstiklll yolunu bizden dah.ı evvel geçmiş milletlere mensup münevver muhacirler gibi-işte muhtasar fakat ihateli bir cevap!

83


Moskva'dan • is l aha h haberi geldi. So\-yetlcr ittihadı kongn> sonra Sovyet scçgileri

sinde mühim bir karar alınmıştır : Bundan müvavl, doğnı ve gizil olarak yapılacakmış. Demek k i , ş i md il ik

nazaıi olara k

(çür.kü yeni seçltller b ir kaı;

yıl sonra yapılacak) b i r taraftan, köylü i l e şehir amelesi anısındaki siyasi müsavatsızlık kalkacak, diğer taraftan da her köylü ile ame­ le, beş-al t ı vasıtaya ihtiyaç kalmadan, devlet in en btiyilk kongresine

kendi d e lege l e ri n i doğrudan doğru)'a gönderecektir ve aynı da rey i ni herkesten sa k l ı ve gizli olarak verebilecektir.

zaman·

Bu siyasi islahatla beraber. Sovyeı hükCımetl, kendi tebaalan· de iktisadi bir • islahat •la sevindiriyor : Kolhozlarda çalışan yerlerin den . köylülerce kolhoz topraklan haricindeki hükümet bila m ü d de t kullanmak üzre, ekmek verilecek . ve aynı zamanda her kol hozcu bir baş inekle bir kaç baş koyun keçi (veyahud domuz) ve islediği ka dar tavuk sahibi olabilecekmiş.

nı,

bir

Biri siyasi, öbüri de ikt isadi birer m tisaadeden ibaret olan bu • islahat • ı n b ize aldığı sey, şüphesiz, köylüdür. Bu müsaadelerle k öy lüye ne gibi kıymet verildiğinin tafsilatı diğer malıalede etraflle onlatılmıştır; burada onu tekrar edecek değiliz. Fakat şunu tekrar edellm ki, Sovyet hilkümetl reisi Molotof'un

söylemesine raiımen bu • islahah De hakiki demokratizm ve hakiki parl.ımentarizm arasında hiçbir mllnasebet yoktur. Demokraıizmin de, parlamentarizmin de asıl hikmeti hürriyet·

redir. Bu hürriyeti ş iddetl e red etmekte ibrarla , her gllıı yeni bir ham l eye, şahsi ve keyfi lstlbdade doiıru giden Stallnlzmln bu yap. ma • dcmokratizmine• elbette-ki ehemmiyet vennete gelmez.

Fakat ne olsa da, sözde olsa da, bi ı gtizeşı olduğu meydandadır. Kurtuıu,. Sayı : 4 Şubaı/1935 Berlin

84

bu •lslahaı.ın köylüye kartı


Sebeb

ne? neden •işçi dikıatorluğu - . durup-dururke n dönüp ıe '

· köylü hükumeti • oluyor? . . .

·

Bu sualın cevabını, biz bitıap, Sovyct hukulı:cula_.,nın anlatma· lannda değil, So vyet hükümctinin beynelmilel vazi yetinde arama· lıyız. Bu hususta Gene ral Voroşilof'un

tarifi

siyasi Molotofun tef·

sirinden daha aydın ve daha samimidir. lnPnmayız ki bu •islahat • • köy bünyesindeki değişmenin eseri • olsun. Doğrudur k i •sulh çallııda •ltçl• olan kml ordu. Japon aavqmın bathyaca&ı nraJar. dakt , Mlerberlllln ertesinde Mnerı •lıöylll obıcalıo. işte bütün tedb irler, bütün siyasetler ve oislahatlar•ın hakiki sai k i budur. Bu, AYaf lıorlııuur ud . Dik kat edecek olursak, görürüz ki : Şarka doğru gittikÇc bu • köylüleşme• ameliyesi çoğalıyor. Mııncurya hudutianna yakın Sovyet vilayetlerinde komünizmden adeta eser bile göriinmezmi ş . . .

c

Bolşevikler, sanayıleş t i r m işinde e n hüyük ehemmiyeti ordu veriyo rl ar. Kızıl ordu var kuvvet ve imUnlarla silahlandınlıyor, mahsus istilahile •motorlaştınlıycro. SoY)·et hava kuv\•eti b ü t ün d ünyayı kendi s i le meşgul ediyor - çünkü bu sahada olsun - muh· temel düşmanlara karşı bolşevizm . üstünlük kazanmak istiyor.

ya

Dış siyasetlerine bakınız : Aynı görünüş. Şarkııın

korkuluyor.

Garb hudullari düşünülüyor. işte paktlar. Ba n şı k l ar .

Anlaşmalar.

Baglaşmalar. Di p lomas ide k i bütün ihtilif ")Jrensiplerine elveda . . . Rapallo'dan nişan yok ; Moskva, şimdi, Versaycıdır. Eskiden • eş· kiya çetes i • idi : şimdi • Milletler Ccmiyct i odir. Moskva bu cemiye­ te Aza olmalıla fahred iyo r. · Kalın kafalı•lar, şimdi elleri sıkılacak centelmenlerdlr. •Mürteci Fransız kapitalist leri •le çarlık Rusyasına nasıb o l an ittifakı yenileyebilmek Kremlin d i plomat lannın en mu· kaddes dlişilncelerldir.

Halta G.P.U. adını değiştikleri gibi. şimdiki demokrasi oyun· lan da aynı ıaktlkln bir cüi'idlr. Diğer • Ccm' i yctd • ler gibi, • Sov· yet l er · d e de, •seçtiler· hem cmllaavl•, hem de .g1z1t.dir, denecek gözlere mendil asılacaktır. Sovyetler kongresindeki nutuklara bakılsln - mevzular. hep müdafaa ! clCimscnin top rağı n da gözümii1. yo k - fakat toprakla· nmıza

göz dikenlere kaılı kuvvctirnlı var! . .. • - işte söylenenle­

rin bülAsuıl . . .

· 85


Di ktator Stalin, yükseldikce, yükselıillyor! O, şimdi sdde • tek memlekette sosyalizm•in muallimi, Lenin'in, usıadını geçmiş bir şağirdi değildir. O, kızıl ordunun ruhu ve onun en büyük yaratıcı· sıdır. Şimdi ona yeni bir unvan dahi takdılar - • en t11 bi i baş .ku­ mandan •. Gerçi , şimdilik bu unvan edebi mahiyettedir; meddahla­ nn ağzındadır. Fakat bu aj!ızlar ke n di başlanna söy lemezle r : Ya­ rın resmiyet alacağı mubtemel bir motivin tütej!inl şimdiden öttü· fürler! . . . Bütün bunlar, bir yıldan beri , na.karat halini alarak, son zamaıı­ larıl.ı, bilhııssa tekrarlanan • Vatan • mevzuundaki ideoloj i propagan· dasile karşılaşıınlır ve • lzvesdya• gazetes i n in •Ukerllk ,erefte ve vatancılık modadır• dediği üzerinde, bir az durulursa, o zaman bütün bu • i s l aha ı •ın korkulan harp karşısında görülen t edb i r.den başka bir şey olmadıj!ı aşikar olur! Bu harp tehlikesi ise hala bertaraf edilmemiş duruyor. Bundan sade bolşevik matbua t ı ve kızıllar değil , bolşeviklerin dış siyasetini General ıutan beyaz ruslar dahi te kra r bahsetmeAe başladılar. Denikin, Paris'ıe verdiği bir konferansla tekrar bu mes'eleyi yeni led i . Almanya · Lehistan ve Japonya arasında, Sovyeıler İ ttihadını bi>lüş· mek için, gizli bir plan varmış. Kafkasy.ı i le Ukrayna ve Türk is­ tan gibi ül kelerin Rusya'dan ayn lması da bu plan dahil imiş.

Askeri müdafaa ıabiyelcrilc bilhassa meşgul olan sonkü Sov· yeder kongresinde dahi ihtimallere çok yanaşıldı. i şte köylülere karşı yapılmaktaolan • müsaadeleri n • asıl hik· melini burada bu harb korkusunda aram&lıdır. Bu ya p m ac ı k • i s l a ha ı . ile köylüleri ve köylülerden ibaret olan milletleri aldata bileceğini ümld eden kızıl imperyalizmin, gelecek ' sınaklara dayanacağı ise şüphelidir. Çok şüphelidir ki bol şev izm köylünün hakiki tabhtti olan mülkiyetçilik ruhunu bir domuz ve 15 pota verme k le tatmin etsin ve bununla kendisinde ölüme gidece k bir sovyet patrlyotizmi ya· ratsın.

Kızıl ordunun şöhret hırsı taşıyan kumandanlanndan bir kıs· mını harekete get irecek Sovyet • vaıancılığı onın, kızıl istlbdad al·

tında ezilen milletlerde de köylü kütlesi üzerinde ve milli ülkeler· de o kadar derin bir nefret, itimatsızl ık kim in a n ır ? ! . . .

aynı hissi uyaracnj!ıne


On yedi yıldan beri tatbik elliği zulum ve soygunculuk siste­ milc. Sovyct hükumeti köylü kilılcsi üzerinde ve milli ölkelerde o kadar derin bir nefret, itimatsızlık ve kendisine karşı ölçüsüz bir kin hissi uyatınıştır ki, bu gibi hilclcric onlan aldatarak, ken­ di istibdadı uğru nda, şuurlu olarak, kurban haline getirmek imklı· nına inanmak için. Sovyetler hesabına. çok nikbin olmak lllzım ?! . . . (1)

Matbuat ve kitabiyat ltı mwıa mllnr:aıa olwıa

(2)

•Odlu Yurh No. 8 c bakıla.

(1)

•Promete• mocmuuuıın

1928

mayıs nu.hasına mllncaat.

87


tı.tM

VE

Stl'ASET

Medeniyeti n gayesi siyaseti ilme ıAbi cı ı inn ekti r . idari sahada kazanılmış kıym et l eri ilim ölç üs i le tartarak, cemiyet nizamını o na göre kurma k içtimai bir idcaldır. Diplo maiy i eski istipdat mek te­ binin alışkın olduğu aldatmak zihniyetinden k u ıa rma k demokrasi· nin idealize e t liği üsul du r. Fak.ıı b u gaye, bu tartı ve bu Usulun ı;arip bir tecellisi vardır. İnsanlığın. alclumüm bu ideallere doğnı yürümekteki i s teği n e rağ· men, hadiseler uman . ;ıaman bizi ne garip tecelliler ka�ısında bulunduruyor! . . .

B u ga ripl i klerd en biri de, hi ç şüpesiz, müsyö Herriot'nun Mos­

kva s iyase ti d i r. Müsyö Herrioı sade çok maruf bir siyase t adamı olmakla ka l maz . o dün hükumet re is i idi ; yann gene bu makama geleceğine şüphe yoktur. Fransa'nın en büyük şehi rle ri n den

Lyon'nun eminliği adeta

adına kı)'llmıştır. Üçüncü cumhuriyetin haya t ı n d a pek m ühim ve mes'uliyetli rol oynıyan radi ka l fırkasının dahi M r . Herriot tanınmış bir lide­ ridir. Bütün bunlarla beraber o, ayni umanda asnmımı en m a ruf bir münevve ri gibi tanınır, Ulum ve fü n u n sahasında, edebiyat ve sanaii nefise tarihin d e mahlmatı, iktidan ve eserlerile bilinir bey· nclm il el bir şöhrete sahiptir. Başka tabrile : o, hem siyasi, hem de iılimdir.

Bir fransız erin in, cu mhuriyet için tasavvur ellili tehlike kar­ şısında, e mn iye t ve korunma yollan aramak için tel&ş göstermesine k i m ne der ? Demokrat Fransa milliyc:ıçi Almanya'nın intikam si· yasetin den korkar. Bu korku ka�ısı nda d emokrasi n i n en amansız

dl.işman ı bulunan komünist Rusya ile bile dostluk arar. B unla r si­ yasettir, olur. Bu s iyaset l e rAzı olmıya billnoiniz. • Yatıştan • korun­ mak i çin •yağmura • d üşmen in akıllı bir çare olmadığını isbat pek ıc güç delildlr. leılkW, t. Ekim. t9JJ Bcrlln

8lı


•yağ�ş,.

Fakat bir kerre izam edüp ıc bundan korunmak için e ehal •yaAmunı• düşmek lüzumuna kıin i olunca, tabiidir, ki bır sıyasl •yağmurun . • yağış• kadar ıslak olınadıj_!ını isba ııaki ıu­

��

haflılt pek te kale almaz.

Fransa radikalizminin şefi miısyö Herrioı da böyle yapıyor. Versay nizamından yaka sıyırmak istlyen mil liyetçi Almanya'ya _ en büyük muhalifi olmakla maruf karşı tA düne kadar bu nt7.amın anlaşmak i � tiyor. Bul unduğu müşkülat \'C 1.ayıflığı do­ layısıle Moskva slyasetı de Paris'in bu mev lini azemi suretle kul­ lanmak melıaretinl gösteriyor. Kendi ajan İarının ağzile bugünkü cihan nizamının bozulmasında proletarya lnkihibınıİı menfaaı ı ol­ madıltnı söylüyor. (Rad ek ' i n maruf makalesi.) Almanya ile Sov­ yeller İttihadı arasındaki siyasi ihıilılfı muıa>.ammın o İan Rapallo muahedesinin iflAsına şahit oluyoruz. Eski Fransa-Rusva ittifakını · tazelemekten bahsolunuyor.

�tlerle

Fakat Fransa sade radikallerden ve F ransa sivasilcri de sade Herriot 'çulardan ibaret değildir. Bu günkü Rusyn 'ı; ı n emin mütte­ fik olmadı ğını bilenler çoktur. Bu aç, 7.ayıf, müstebit memlekete; bu herhangi mühim bir darbeye dayanamıyacak kadar mnddi ve mlnevi kuvvet ten mnhrum bir sisteme tLkyc etmen i n hatalı bir yol o l du ğu n u lsbat edenler arasında Tardieu gibi ku\'\'c t l i simaler varclır.

Bu muhaliflerini s u st urmak

ve Fran.•a halkını Sovvctlcrlc \'a­

d

pılanyaklaşma siyasetinin faydalı \'C real bir ı ş oldu na inan ır­ mak için, Herriot Moskvn scyahetinc çıktı. öteden beri Sovycı dostluğu il e maruf bulunan bu adamın seyahatindeki kas t i sezmek müşkül delildir. O, gidecek bi1.zat kendi ğö7.ü ile görecek, sovyctlcr­ in çalışılan ve kendileri nden fayda bckieniiir bir kuvvet olduğunu •müşahedeleri• neticesinde söyliyecekli. Yok"' Herriot sistemi n in mAnası kalmıyaca kıır.

Şu mülahaza ile, herkes az çok tahmin ede bilirdi, ki Herrioı'­ nun Moskva'dan getirecelli intiba komünistlerin lehinde olacak, Alim Herriol ister · istemez, siy.lsi Herriot'ya tAbi kalacaktır.

t imini siyasetine feda eden Hcrriol 'nun gelüp le cihan tar hin dc _ misli yok bir mutlakiyet rej imin merkcıindc, ı;nr mutlakıyc:ı ıni devirenlere karşı tevil götürse

ıakdirkı\r sözler de, beş günlük resmi

söylemesi, bir dereceye kadar bir siyaset neticesinde boişcvik

meddahi kesilerek bütün cihıın matbuatına rağmen · U krayna'da H9


açlık yokıw·! •. di)'e süyliyiverecek kadar ilerilemcsl kat'iyen anla· şılamaz.

Her şeyi ol d u ğu gibi i l m i de siyasete tAbi bulunduran Stalin rej i min i n bu büyük misafiri ilmini politikasına tAbi ettinnekte o kadar mü sahe l e gösteriyor, ki Kalinin'in en bdsi t muhakemeye ınMik olan alelAde fransız bu rj uazis i n i ikna cdemiyen • izah•lanndan birer hikmcıgibi bahsediyor. Şehi rle rde petrol için sıra bek l iyen • kuyrukla n • görü�'Or. Ve kendisine • köylüler t rak tor kullanmaya başlıyı nca. pcırol mahsulü harpten evvelki mıktanndan fazla ik en mcmlckeııe yandınm kıtlıgı, çıktı • diye verilen izaha, kanıyor; süt i.;in sıra bckl iycnlcr dahi bu külfete sütün kıtlıtından delfl, kendi işıahları yüzünden ylikleniyorlannış. Sovyet reisicumhuru Kalinin, • biiı ü n saffeti•lc Fnınsa'nın bu dünkü ve yarınki başvekiline anlat· mış, k i Rusya ahal isi ş i md i harpıen evvelkine n i sbet l e bire üç defa falla sü ı içiyorlarmış ! . . . lşıe

size i l m i n i siyasetine ı&bi ıutan b i r adamın

erdiği şaheser

netice!

Bu gü n bo l �v i k rejiminde medeniyet için b i r kıymet anyan ''" S ta l i n isl ipdadının kurduğu esaret sisteminde Amerilaı'ya rakip bi r ıerakki eseri gören Herriot, vnkıilc g�nc i lmi siyasete tutarak

harbi umumi esnasında So rbo n 'da

fransız zübbelcrinden mUrck· büyük b ir mahşer karşısında münkariz çar Rusyası hakkında dahi ıa k d i rk ıi r cümleler sarfcımişti.

kep

bu tcı..,dını sabık Rusva mebusla rın dan biri, •Uberte•dc b i r mek t u pla bu gün en d isi ne hatılattı. Bu rus mebusu Hcrrio t 'ya bu gün komünistlerin elini sıkan eliniz. dün çar mü­ nırss i l i bulunan biz lerinde elini sıkmıştı. Bu elbette sizin bilecellnll Onun

k

ı•eşrcıı iği

1 i r i ş ıi r. Siyasettir. Ona karışmam. Fakat Rusya'da açlık yoktur; di·

yorsunuı. ki buna ıahammül edilmez ! . ..

dedikten

ve içerideki lh·

aldığı mektubun bu ddvayı yalansıttılını kaydeylo­ son ra, pek haki! olarak ilAvc ediyor, ki : •Fransa hududu ha·

ı i v.ı r anası ndan

J ; kten

r k i nde cumhuriyet

\'atanda$larınıı birer. ikişer lı.ilo erzak gönder­ o l •a yd ı siz ne derdiniz? Franaa 'da aç l ı k var­

mt!kle mCfl!UI bürolar , ., , , �okm u ? ( ' )

• A l i m • Hcrriot' n u n b u • •iynsl mübulatası • ICrek F ransa v e p­ ı ·:k b ü ıü n c:ihnn maıbuatında, memnuniyeıle kaydetmek

iyi 90

b i r k u bu l yüzü gormedi. Bir kısım

lbım, ld 10( gıı zcıdcr mUııteaıu, bütün


pızeteler Herriot' nun bu hafif celali ıeı kikl ı rin i amansızca hırpala· dtlar. Dön milyondan fazla nufusu, bolşr.·ik sisteminin gaddar ida­ resi yüzünden mahvolan bir mem l e ke t (Ukravna) hakkında •Orada ı.çhk görmedim• de men in Moskvıı esaretind ki milletlere bir teca· \ ÜZ oldu� kend isine söylendi. • Malin• ga1.ctesi, bazi' seyyahlar •Rusya'da gürbüz çocuklar gö rd üm • diyorlar. diye kuru kadiı ve i•keletten ibaret bul u nan çocuk fotograflannı seri . seri neşrederek, okurlanna : • İ$te size Sovyetlerdeki gürbüz çocuklar- . diye ncşriya· ta geçti! Bu gazete aynı 7.amanda mes'clcyi tahkik için Rusya'ya beynel m i lel bir komisyon gönderilmesi lüzumunu dahi ileri sürd ü . f.vet, he r ZBmal) old'u� g i b i . bu defo da mlıbalağnnın i y i bir me t ot olmadığı meydana çıkt ı . Herriot'nun kL'Ddi sistemine bayılarak ve bolşeviklerin göz boyadıklanna had d i n d e n !azla kapılarak göster· diAi bu kusura olsun t eşekkü r etmeliyiz. Muayyen siyasi bir garez­ le yap tığı •tetkikat• neticesini dahi muıcdilıinc ifade etmiş olsayd ı , hiç şüphesiz, k i Herrot Rusya empcryııliıminin b u yeni şeklini teş­ kil eden • Sovyetler l ttihadı •na karşı ölüm diri mmücadelesindc bu­ lunan bizler için dııha te h l i ke l i olurdu.

Şimdi bereket versin. ki göz göre şeyleri ''· kendi garezini birden bire

meydana

i n ka r ve isbaı etmesile

koydu.

. Herrot gi bi mühim şahsiye ile görünen bu garez ( ıandans) dahi lsbaı etti, ki medeniy e t kendi gayesinden, amiyeı idealından; demo­ krasi de kendi Usulundan hMa uzakta, vasi ve müce rre t kıymetler, mahdut ve muayyen m a ksa t l a ra kurban gitmekte, ilim siyasete tlıbi kalmaktadır.! . . .

• ı Malum olduAu üzre Rusyadıı ki akrabal anna crwk gl>ndcr· ur ve bunla � Soı?·ct me&e tavassu t eden bu gibi bürolar ıncv�uıı .' _ ılen en.ak_ ıle dıller goııdcr hUkamctinln müsaad esi aynı zamanda , Uzerine bile dehşet li suretle vcrgıler yUkli· tifade para kazanması·ı e ·ıcrayı fna ı·ıye ı b ı· ı ıs

cşya, ha ııa esk i e lbisc

yen: k

bu fırsatıan

oderler. IJ l


Bundan bir kaç ay evvel Nümbcrgtc cihan efkAri umumiyc­ 'll n e hitab eden şiar gün geçtikçe tesirini gösteriyor. Medeniyet düşmanının Moskvada oturduAunu medeni memleketler biri-biri arkasınca anlamağa başlıyorlar. Düne kadar • Halk cephesi birliği• ve • ispanya işlerine kanş­ mamnk • gibi göz boyacı taktik oyunlarile milli bü nyeleri dalJtmak­ ıaki işini perdclcmcğe muvaffak olan Moskvanın bugün artık fo. yası meydana çıkmıştır; ispanya mes'clesinde tultuAu müdahale Sİ· vaseıi kızıl söze aldanıınlann gaflete dalmış gözlerini dahi açmıştır.

Bir 1;ımandnn heri Sovyct içerisinde devam eden kanlı rerror· l.lra ve bu ıerronın kurbanı olan ı rotskiçilere bakarak, stallnçllilin cvolııs)'Onuna i nananlar Sovyet hükümetlnin daimi cihan inkillıbı ıukıikinc wda etıil!ini beklemişlerdi. Hadiseler bunun aksini lsbat cı ı i . Muhalifleri ezerek . muhalifliğin istediğini yapma k san'otında mahi r ol.m sınlinçilik bu defo da kendi metoduna !adık kal d ı . Madrid So\"l'CI ta,•varclcri . ıanklan, cnsıruktör ve ccncrallannın k ıııllan tarafında aktif surette çalışmalıın ve Sovyctler diyannm her ıanıfıııd.ı kızıl lspam·a lehinde yüriltült'n maddi-manevi propa­ randn seferi bu husu<ta hiç bir şüphe bırakmamaklAdır. Sad., komünizm ile antikomünizm ldderi arasındaki mücade· kan l ı vahşetlerine "�hne olan hp.1n) ada dcğil. Moskva JCo. min ıerinin Fransadaki dah ili kanşı klıklardo dahi aktif bir fesııd ,.., inhil61 ovunu oynadıj!ı herkesin gözü önündedir.

lenin

Va k ı i lc Vcrsav ni1.nmı nle)·hlnde, rcvi1yoncu milletler s.afmda Rapallo Almnnyasile birlikte iken, Milletler Cemiyetine kuldur­ lar şirketi diyen Çiçcrln Moskvasile hu defa işbu Cemiyet kürsü· sündcn , millcı lcr arnsındııki mevcud ni7.amı bozmak t *bbüsündo hulunıın kuvvet ve devletlere karşı ateşler püsküren Utvlnof Moı k· v.ısının kul landıklıın metotla güdülen gııyenin heden aynidir : iki cephe h:ılindc bulunan • kapitalist• Avrupayı blri'blrlne saldırt­ mak için gfıh bu , gAh ta o tarafı tutmak.

ve

K u ı l u Od. Sayı ı Ekim.'19:!6 Bariln 92


Bir �dan �dir. Moskva köŞtsir.e çekillb de scı.i eşidil· mez olıın Lıtvınof Mıllctler Cemiyetindeki sonkil çıkışında bu ik i cepheden bahsctmcmişmidi ?I Moskvanın istediği, dağıııcı komünizm lntemasyonalına karşı mllll mevcudiyetlerini koruyan aktif milletler - onun tabirince - faşist devleıler aleyhine •vııhid bir halk cephesi• yaratmaktı. O, buna nail olmadı. Olamazdı. Çünkü sevmedikleri faşizme karşı , sistemlerini müdafaa etmek i ç i n bolş<-vizındcn yardım bckliycn biı· zı sadedi! demokratlar ispanyadaki vııhşetlerlc, bizzat Rusyada y<� niden baş ve ren kanlı terror sisteminin tt•Qyıı n ını görerek tiksin· diler. Bu tiksintinin alAmetleri bizuıı Frano.ada bile görülmektedir. Sovyetlerlc ittifak siyasetinin en hararetli taraftan bulunan radi­ kallar arasında şimdi bu iııifa.lu bozalım diyenler cpc)'İ kuvvet al· mışlıırdır. Geçenlerde toplanan fırka kongresi nz kala Sovyeı paktı· nın feshlnl talcb ediyordu. Bugünkü' iç çekişmclcrile didinen Fransa her ne

kadar daha

Moskva ile olan ittifak alakasını kcsmcmişse de, buradan evvelce

beklcdiAJ faydalan ideıılizc cdcnede benzemiyor. • lzvcstiya• gnz<� ıesi Fransız dostlarını tenkitle Parisin Moskvııdan ziyade Seriinin gönlllnll almakla meşgul oldua<tndan şikayete başlamışıır. Fakat mevzuubahis t iksintinin, Fram.oyı bilhassa miltc:cssir eden hadisesi, şüphesiz, Belçika hıikümeıinin Fransa iıılfakından aynlarak blıaraflık siyasetine gitıiğidir. N� demokrasinin en büyük düşnwu Sovyetlerln himıiyesine kalan Mille• ler Cemiyet inden. ne de siyasi mukadderatını macera kuvveıile ba�lıyan bir mütıcfikten, Belçika kendisine hayır gelmiycceğine kani olmuş, mümkün oldu· au kııdıır, her türlü kazaden uzak kalmayı milli menfatlerinc daha uygun bulmuştur. Yalancı Kominıcm • halkçılığının • foyıısı bu suretle meydana çıkınca antikoınintcm kuwetlcrinin sür'dt ve kaı'iyeıle ilcrliyerck, Moskvadıın yayılan fesad hnrckctl<!rlnc ka:şı vlıhid bir cephe yarat· mak işi büyük adımlarla ilerledi.

1 talya hariciye nazın Kont Çiy.:ınonun Bcrllne seyahatı netice­

. sinde ideolojileri yakın bu iki devlet arasınc!ıı bağlanan centılmen ��

ıınlaşmanın en mühim faslında her iki devletin Avrupadan komu· nizrn cereyanına karşı mllcadclcde iş ortaklııtı yapacakları knrar· laşunldı. Bu anlaşmanın organik bir neticesi olarak, bir uz geçme­ di ki, Berllne Roma ayni gün, ayni santıa, ayni motiflerle l spnnyn· do • Halk cephesi • nam alt ında komünizm doktrinlerini konıyan kızıllanı karşı \•uruşan milliyetçi Franko hükümclini tanıdılar. 93


Buııd:ı ıı sonra a rn i Berlini ziyaret edt n Avusturya hariciye naLtrı i l e yapılan a n laşmJ sonunda bu devletin dahi komünizmle ınücadde «epht-s int• !,'t'Çmiş olduğu i l a n ed ildi. Bir tarafıan l ıalya \T di�er ıarafıan ise gerek Almanya ve gerekse A vu t u rya lle sıkı hag laıl.1 bat.lı bulunan Macarisıan dahi bu a n t i k om ün i s t cephey" mcnsub devleılcrden say ı la bi l ir . Daha l ı a l va ile A l m a ı mı arasındaki a n la ş mada n bahsolunduiu gü n l e rde, J a � ny.mın da bu an laşmaya dahi l o l d uitu şayi olmuş· ı u . Bu kadar da değ i l . 1 933 den beri ı.ııman-zaman şayi olub da ı e k z ı b ed i len Al manya ile Japonya a ra s ı nda nskeri bir i t tifakın ya· p ı l d ı � ı \ t' l'a p ı l m a k üzre bulunduğu ve bu n a lıalyanın da kavu· � a ca�ı haberi s i \' a s i mahlcllcri al�kaland ı racak birçok tefs i r ve tav· z i h lcri mucip oluyord u . N i h•l l'el b ü ı ü n bu " dumanlann arkasındaki a t eş • meydana ç ı k ı ı . Son Tc�ri n i n 25-ndc S t a l i n yeni Sovyet konslitusyonunu tas· d i k c ı ı ırib de • bu eserin işçileri yen e k isleyen bütün faşistleri ınalıkunı edt-ceğ ini • iddca el liği ayni bir günde A l manya ile Japon· va ;ı rn,ıııda konı ünilmlc mücadeleye a i d olurak imzalanmış muahe. den i n meı n i resmen ilan edi l d i . Bu m uahe d ey e göre bağlaşan iki bü\ük ıaraf • Komntem odnu lafi)'llD Komünist lntemaayonalınm her ıürlü vasıtalarla mevcud devletleri patlatmak ve -ı.nru kökünden yıkmak mabadında olduiunu ve bu tetldlata taJwnmll. lün, sade devlet ve mllletlertn iç ı.tertne bnf8D bir feud kuvveti· ne yüz L' enne k değil, ayni zamanda beynelmilel bant lflnl dahi teh· ilkeye koymak olduiunu göze alarak, Almanya ile Japonya devlet· lert - komünlıı t lntemasyonalı tarafından ,Udillen her tOrlU faali. ye t hakkında birbirlerine maltbnıı t vermete ve dahW vu'lyet)erl komünizm tehlikesine maruz dlter devletleri dabt bu mücadeleye çağınnala• kanır ,'Cl1Dl,lerdlr.

m

i ş b u muahede mcınilc beraber i l a n o l u nan proto k o la göre ild dev let munıhhaala nndan ibaret da1ml bir komisyon dahi t..ıa olunu­ yor

ki, makııa d ı AntJkomlnıem mllcadelealnl tanzim ile iki devlet

ara&ındakl bu hususa ald .. ortaklıtuu idare etmektir.

B i r i � a r k l ı , d illeri garbl ı bu i k i m uazzam devletin

BiJn ün en Jüphc yoktur ki, kızıl Moskva i l e beraber intemuyonal Moskva ıarafıarlannca umumi banş işi n i tehli keye ııokan ve a r kadaagreıı s i v fikirler ve belkl de kas ı t l a r 'iBklayan bir tedbi r gibi göstereceklerdir. Fakat ne deseler <k bcyhüdcdir; dgrcs�if f ik i r , fcsaılı maksad ve tecavüz planlan· bü\'iık

mese lesine a i d bu büyük k arar la r ı ,

ııın ncrdc olduğunu b i l meyen arıık çok az kaldı. 9-1


Bir kaç zamandan b eridi r k i , bitaral ıık siyaseti gü ttli�ündc . şüphe olmayan ve bu şüpbesizliği Leh hanciyc naıın n ı n ,0nkü gün· lcrde Londrayn vukubulan scyahat ı dol ay ı s i l e bilhassa kabar1ılan Lehista�dn dahi efkı\ri umumiye tecavüzkar Sovyet propapnda" ve Komıntern faaliyetinden müteessirdir. Hükumet idaresine men· sub •Gazeta Polska •nı n sabık Moskva muhabiri O tma rın knlemilf' "?n zamanlarda Sovyet \'az'iyet i ne ve Ko ııı i n tcrn · propagandasına aıd neşrolunan m a ka lel e r şayanı dikkattır. Bu kabilden makaleler askeri muhaflle mensub •Polska Sbroj na• ga7.ctcsindc dah i görül­ mektedir.

Bu makalelere göre bir taı·aftan şiddetle harbe haıırlaşan Sovyetler, öblr taraftan da Avrupa milletlerini mı\ncn bozma k l a meşguldurlar. Almanyaya . gönderdikleri rava dalgalarilc (radiyo propagandası) Hitlerin koridoru lehlere feda ct t i ği n d c"ll bahseden Moskva komünistleri Lehistan dahilinde \'nvdı k laıı intibahnamc· )erde Gdanskinin Hitleristlerc terk edildiği � d� n bahsediyorlarmış. Maksad bellidir : .istenen iş o rt a n ın k.ınşmnsıdır. Ayııi muharririn ayın 24 nda - Almanya-Japonya anlaşmasın ı n imzalunmasına mü­ sadif günlerde - Leh radyosu ile söylediği bir nutku dinlenmiştir. Bu nutkunda Otmar memleketlerini seven bütün pntriyotlann Ko­ mintern ile müaıdcle eden cephe d e bulunmalan lüzumundan bah­ setmiştir. Bu lüzum yalnız Lehistanda değil, bir çok memleketlerde d a­ Sovye tlcr le dost l!eçinen ve bununla öğüncn memleketler bile kendi içlerindeki komünist ııkınlorı ,.., Komintern ııjanlarile mücadeleden fnnğ deği ldirler. Bu sade Av ru p a d a k i değil, şarktaki Sovyet dostlanna dahi aittir. . .

hi hissedilmektedir.

MalCım olduAu üzre, Kom i n t ern denilen i si m Sovyetler l tt ihn· dı denilen hUktimeıin müstear a d ı d ı r . Ecnebi devletlerle yaptığı her diplomasi münasebetlerinden .ızaml surette fay da la n a n bolşc· vtkler, malum oldugu üzre, bu k o n damın �dlnnndan fay dal a n a rak istedikleri fcsad işini resmen hüsnü münasebette bulundukları devleıler içinde yürütmekten bir an için geri dumınmışlardır. Şimdi kendisine .ıyni metotla karşı çıkılı)'or. Sovye t hiikümctilc münasebet bozulmadan Komlntemc ka,... Andkomlntem yapılıyor. Bizim Moskvaya karşı davamız. malıim olduğu üzre, sade ide­ deği ldir. Her şeyden evvel biz Ru��. istildsil c. rus _ imperyallzminin bu yeni şeklile vuruşuyoruz. Komunızmle mücadc· le bizim için çalınmış istiklalimizi geri .ılmak yolunda ya p ı la n bır mücadeledir. önce kaydet ılğinıi7. Alman · Japon ıınlaşmıısındn da

olojik, bir dava

95


Anlaşma milli mevcudiyetler ve mevcud dev· lcı lcr için Kom in ıem faaliyetini tehlikeli görüyor ve bıınunla mü· cadclcvc tehli keye maruz bütün devletleri çatınyor.

hu motif mevcut tur.

Bu çağnşın muvaffakiyeıi demek Ko mi n ıern i n asıl özü deme k olan Su\·vcı hüküme ı i n i n sivascıce teklenmesi de m ek t ir. Bu teklen· me ne k� dar muvaffakiyct Iİ ve ne kadar eserli olursa, bizim için o kadar hayırlı ve ü m i t l i olur.

bol şcvi kle ri boğazlamakla k o m ü nis t le r için dışanda ,·üc-uda gelen bu Anı ikomintem i t t ifakını d uyma k kadar düşün clürücü bir 'ürpriz olamaz ! . . ı 9-ncu y ı l dönümünü içeride, eski

ıneşgul b i r halde karşı layan Moskvalı

Cihan g eç d e o l sa u ya n ıyor. Tehli kenin Moskvada olduğunu gö­ Bu görüşün daha şam i l ve daha reyel olmasını temenni ede­ l i m . Temen n i cı!elim k i . Konminıem denilen şeyin ayni zamanda K rem l i n , yeni tccavüzçü rus imperyalizmi olduğu ve bu imperya· rüyor.

l i znı in onlarca mi lleti esareti altında tut tuğu dahi l görülmüş olsun! Komüniıme karşı mil letlerarası mücadele. Bu güzel. Hele bu mücadelenin Almanya ve Japonya gibi d ev l e t l er arasında muahede şek l i nde n.-smi bir şekil alması bilhassa! . . .

yapılan

O m i d edilebi l i r k i b u gün sade muzur bir fikir cereyanı ve aks­ yonuna karşı m üda faa mahiyetinde bulunan bu anlaşma tecrilbe ile beklenmesi ıabiii neticesine vanr. Komünizmi milleıleramsı bir tehlike zchiri olarak canlandıran teşekkül Sovyetler İttihadı denen k uvveı ıir. Yüzde 52 si rus ol m ıyan büyü k bir ekseriyeti süngü rücile t u tarı bu ku\'\'ct t i r ki dü n y ayı fcsade vermek isteyen ocağı ıüııürüyor. Ukraynaıı ı n kömürü ile buğdayı . Kafkasyanm petrolu

ile diğer scrvcıleri, Türküstanın da bilhas�a pamu#u ve diğer mil· !etlere aid bir çok bu gibi zenginlikler kızıl Moskva imperyallzmi· ııin elinde ve idaresinde kaldıkça sade beyne l m il e l müdafaa te­ şebbüsle medeniyet dünyasını komünizm tehlikesinden korumak mümkün değildir. Komllnlxm tehllkal denilen fe)', dünya için ı.r - ıebll­ ke tetldl etınlf bulwıan k.ıı. ve tecavüzçil nıa lmperyallmılnln yml

hamlealnderı bafka bir feY cleilldlr. Bu ıebllke yalmz bolfııyik t.. llbdadı ve kızıl nıa IÜJllÜlıllııe dayanan Sovyel hAldmlyetbıln çök· düiü ve oradaki milletlerin, utnmda vuruflU)dan IHlldAlhınm m,ılldcri gündür ld ortadan kalkar!


.UERBAYCANDA RUS

KOLONi SIYASETl

Bu s iyase ti n ne gibi bir istila işi olduğu, umumi hatlanle, mal u m umuz olduAu halde, çarhtm 1 9 nci asnn ilk yansında. yen· diği ve likide ettiği Azerbaycan hanlannın yerinde tatbik ettiği rejim ve k u Uan d ı ğı idare usulleri ha kkında . vesika ve· mahezlere dayanan ta fs il l i maliımatımız noksandır.

ÇarlıAın garb vilayeılerindcn, şimdiki Baltık s.ıhi lindeki cum· huriyetlere, Tilrkilstan istilasına ve hana komşumuz Gürcüsıana aid çokluca tetkiki n�riyat ve tarihi vesikalar n eş redi l m i ş iken, Azerbaycan hanhklan bugüne kadar bu noktadan ih mal edilmiş­ tir. Sovyet Akademisinin çarlık devri ve idaresine aid olarak ncş· arşiv ma terya llan arasında, ahiren, tarihimizin bu devrini ışıldandıran çok mühim· bazı vesikalar dahi neşredilmiştir. reıtill

Esasında üç cilt t en ibaret olub da ş imdil i k , •Rıu lmperyallz· minin Aaertıayamda 1820-den 1860-a kadar •üren koloni siyasetine• ald olan arşiv materyal ve vesikalannın ilk cildi S.S.S .R. i l i m Akademisinin tarih enistiıüsü tarafından, • So vyet ler ittihadı mil­ letlerinin tarihi• serisine dahil olarak, 1936-da neşredilmiştir.

cFeodaliıe milnasebc ti lc koloni rej imini• işıkl.ındırnn bu ci lt­ ten sonra gelecek ciltlerde, kitabın mukaddimesinden görüldüğü vcçhile •.Azerbaycanda milli koloni hareketlcri •le •Azerbaycanda tica ret ve sanayi inkişafına aid maıeryallnr• dercolunacakıır. Fa­ ka t bu ciltlerden şimdiye kadar daha bir haber yoktur. Rus ko l oni rejimini l ş ıkl and ı ra n vesikalardan elenmiş bir kısmını içine alan elimizdeki beş yii7.e yakın büyük sahifoden ibaret olan bu cilt şayanı d i kkat ve intcresan bir çok maliımat ve vesika­ lara mAlikılr.

Bu veslkalarala aşina � lma k . yakın ı.ırihimizin işıklanmaAa muhıac mühim bAzı fasıllannı VL'Sikalarda görmek oldutundan. kArilerimlze bu hususta blnız malümaı vermek istedik. Vatan

l>Uctl. Sayı

J-2, Eklm-Kaıım/1937.

Berlin 97


Ç.ırlık Kafkasyada ki Azerbaycan hanlıklannı yendikten sonra onlnrdak i idareyi hemen c ıı.ıslaştırmaAa• kalkmamıştır, B il a k is, başlanğıçta, bir ıarnftan lran, d iller taraftan TUrkiye, üçüncü taraf· tan da D ağ ı s t a n gnze\'ll t ı gibi hallile uğraş mn k mecburiyetinde bulun­ duğu pürüzlü mes'elclerle meştül olduğundan o, Şarki Kafkasyada vaki olan bu lıan l ık l n rdıı sırf ordu arkasını, iaşesini ve techizatını temin ede n bi r işga l idaresi kunnn.kla iktlla etmiştir. Bu maksat la d.ı o, ke n d i s i ne karşı gel m eden , boyun eQen han· lan işlerinin başında. kendi hal l eri n e bır:ıktılı gibi, karşılı k göste· rcnlcrin yerlerine koyd uğu hanlara dahi iç işlerde gen1' saWıiyet· !er bırakmıştır. Fakat yukand.ı k ayde t t iği m iz gailelerinden kurtulduktan ve 1828-de Türkmençay muahadesi mucibince Kafkasyada temamile ye rleş t i kten sonra, hanlıklardıı n ve es k i istik!Alı andıran müessese­ lerden n işan bırakmamak azmine gelmiştir.

Bununla beraber. 1 84 i -c kadar hanlar atılmış olsalar da, Azerbaycanda han l ı kla n n temamile likide edi ld iği n i tasavvur et· m ek doğru ol am az . Kuba han lı iı , meselA. Şeyh-Ali hanın azlinden sonra da ( 1 808 - 1 8 1 0), resmen Kuba hanlılı adını taşımış ve bir nevi n iyabet müessesesi demek olan dört •muhterem• bekl erden ibaret • Diva n • tar afı ndan idare edilm i ş ti r ki, reisi Hacı bey • nalb• u nvan ı n ı takınmıştır. 1 82� 1 84 1 senele rinde Talış ta buna benzer vaz'iyetıe bulunarak •Tnlış han l ı ğı n ı n muvakkat idaresi (Divan). tarafından idare ed i l m i ş ti r ki buradaki Divan b i r rus ge neral ınm riyasetinde, i ki yerli bekten teşekkül etmiştir. Diler hanlıklar ise ekseriyet le birer •Vilayet • balına kon ularak , valiliklerine rus evi· !aycı ko me n da n ı la n • ı.ıyin edilmiştir. Bun komendan ılar ya mi· ralay, ya da general rütbesinde bulunmuşlardır. Cenubi Kafkasya baş k om cn da n t l ı jp n dan aldı klan talimata ı:öre bu • komendanılar•, idarelerine ve ril m i ş bulunan • vilayetleri � eskisi gibi - yAni c luuı­ lık adetlerile • mu tab ı k bulunan nizamı ceklerdi. Bu kom cn da n t l ı k kadar devam

bozmadan - idare ede­

sistemi bütün Azcrbaycanda 1841 senesine

etmiştir.

Hanlık sistemine varis o lan bu komendantlılın arzetıili huku· ldaıi büniye haklunda bi r az tafsi lat \•cnnek için •cildin• mu· kadimcslnl teşkil eden tahl i l in bir hulAsnsını buraya göçllıilyonız; vesikalara dayanan bu hu!Asaya (Öre :

ki ve

98


•Komendantlar, idam cezası müstesna olmak üzre, \'Bktile ha· nın haiz olduğu bütün hak ve salitlıi)'ctlere malik olmuşlardır. Komendantlar, vilayet mahkemeleri olan divanhanede riy.ısct ediyorlar, Mahal kazısını ve vilayet (hanlık) dahilindeki bütün ma· hal naiblerile başka idare adamlannı tayin ediyorlar. Komendant· !ar, sabık hanlar tarafından verilen fcnnanlan ve muhtelif beklere muyyen erazi ve üzerindeki köylü rencberlcı e aid mülkiyet ve idare salihiyeti veren talikleri tasdik ettikleri gibi, kendileri· bizza t dahi hak ve salihiyetle köylüler tarafından f!leskun topraklan muhtelif beklerin mülkiyetine veya idaresine (tiyuluna) veriyor ve köylüleri • rencbel'» unvanile beklerin şahsına bağlıyorlardı. Bu neviden liyul ve tevdiatı teyid eden talikler şekil ve uslub itibarile hanlar tara· fından verilen fermanlann aynını andınyorlardı. Hanla r tarafından kendilerine beklik verilmiş adamlann vesika ve fermanlannı tel· kllı.le kendilerini bu sıfotlannda tasdik etmek komendantlann ida· resinden asılı idi; ayni zamanda kabahat ve sadakaısızlıklan görü· ]enlerin unvanlannı sclb ile mülklerinin müsaderesi dahi konmen· dantlardan asılı idi. Komendantlann alelade bir emri ile hazine· ye ald topraklar hususi şahıslann mülkiyeıine verilebildiği gibi, reyetler rencberler, rencberler de reyeı haline kona bilirdi. Nöker denilen zabıta memurlannın çaparhane adındaki suva·

ri mlsilln idare ve kumandası konmendana aid olduğu gibi, devlet tahmilaunın köylli cemiyeıleri arasında bölüştürülmesi ile toplanması, hazineye aid oılaklann, dı.zlaklann. balık v.s. gibi avlaklann lcarc ve ihalesi; mi7.an denilen çeki vergisi, rahdari tabir olunan gömrlik işleri dahi komendantlanıı elinde idi. Komendant· :ar reyetlerln, mülkedarlara karşı olan tckHrlerini tayin etmek üzre �ararlar ilan ederlerdi. Bu kararlar ekseriyetle hanlık devrinden kalan fennanlann hükllmlcrini yenilemekten ve tasdik etmekten ıbareı olurdu.• Her vilayette - demek ki her hanlıkıa - divanhane denilen. bı\zen de şehir mahkemesi anılan • vilayet mahkemesi• vardı. Bu

mahkeme bey, han, ağa gibi feodal sınıf arasından seçilen iki di­ vanbeyinden, tüccar, esnaf gibi şehirli tabakadan seçilen iki mü· mayendeden ve bir de bir nevi hukuk müşaviri, şeriat kanunlnnnı bilen fakıhtan - molladan ibaret olarak t�ekkül ederdi. Bütün bunlar kendi ıabakalan tarafından seçiliyor ve komendantlar tara· fından tasdik olunuyorlardı. Mahkemede işler şeriat vehanlardan kalan nlmm ve ıalimaı mucibince hallolunurdu. MeselA Şcki hanlı· jpnda 1 8-nci asnn sonlannda tanzim edilib de Mchmcd Hasan han devrinden kalan odesıurülameloln ahkAml cari idi.

99


Vergi sistemi ile vergiler t cm amile hanlık devrinden kalma idi. Vilayetlerin idari hudutlu han h k lann siyasi hududundan iba­ reı ıi ; idari ıaksimat rusca • uçastok>a mukabil, eski mahallerin ay­ ni idi . Hanl ı k 1.amanında olduğu gibi mahal nalbliii unvanı ko­ mendanılar tarafından yerl i bcklerdL"ll birisine tevcih olunurdu. Resmi tahrirat farsca idi. Komendanı lor tarafından verilmiş forsca ferman ve talikler arşivlerde mahfuzdur. Şcki, Şirvan, Karabal! ve Talış hanlı klı.n idareten Şuşad� otu­ ran • müslüman vi laycılerini idare eden asl-'eı1 valiye• tabi bulunu­ vorlardı ; Baku, Kuba ve Derbend hanlıklan ise Dağıstan askeri

�·alisine

ıabi idi ler.

Komcndan ı l ı k sistemine rus l a r •askeri hali< i dares i - voyenno na rodnoye upravleniye• diyorlardı. Bu sistem haddı zatında 1 8-nci asırda Azerbaycan hanl ıklannda cari olan usul ve nizam üzerine ku­ rulmuştu. Yalnız ruslar tarafından Gün:ü•lana ilhak olunan Gence vi layeti bu sistem haricinde kalmıştır. Sistem hanlık devrinin sistemi olmakla berab er idarenin ahali için ayni olmadığı, bu cildin ihtiva et tiği resmi maıeryallaria leyid olunmaktadır. Komendant l ı k rejiminin h�n i dares inden , ahali için daha ağır, daha soyguncu, daha zalim olduğunu isbat eden bu eser­ de ne kadar vesi kalar vardır.

ile

Ku· 1 829-da Cenubi Kafkasyayi teftiş eden senııtor Meçnikof tııysofun kaydcııikleri veç hi ie •yüz b in le rce halkın hak, namus ve mül ki komcndanı iann keyfine tabidir ve komendant onların naza­ rında evvelce tıı b l olduklan handan far1'.sızdır•. Yalnız bir fark vardır : hanlar ne -0lsa da bir takım mülahazala rla daha yumşak idare elli kleri halde, komendantlar kendilerini ölçü gUtmej!e icbar eder her t ü r l ü mülahazalardan serbest görmüşlerdir. Hanlar zama· nında ekseriyetle ıoplandıktıı veya başka mükellefiyetlerin icrası

ıalebindc mahaldeki öıf, adet ve i ç tima i vaz'iyeı mülahazalerine riayet edildiili ha l de • komendanılar• bu gibi hususaıa karşı kAr ve kör idiler. Ayni müfet tişlerin 1 830-da Tifüsten adliye nazın D.B. Daşkova gönderdikleri raporda ezcümle şunları okuyoruz :

GUrcüıtan •Bu zamana kadar topladığımız m a l Q ma ı bizza t dıı i re•indcki 5ulistlmallerle =.alelln her ıürlü had ve hududu geç­ tiğini isbaı etm ek ted ir. Müslüman vllayeılerlndekJ idareye gelince,

100


burada idare edenlerin zulmü ile i da re olunanlann mazlumluıtu ıasavvuru kabil olm ayan feci b i r manzara arıet me k t cd i r . Burada her tilrlü insanlık çijlnenmiş, adalet temamile u n u t u lmuş , kanun cinayetin silah!, garezle keyif de Amirlerin ycğane hareket Amili ol· muştur. . . •

1 83 1-de mülazim Dobrotvorski ayni senatorlara yazdıl!ı bir ra· porda diyor kl, o, •halla ! randa bile, rus hfık i miyeti alımda bul u­ nan Tahş hanhj!mda bul d uıtu meza l im ve ı.e fa lete şahid olmam ış­ tır. Burada ahaliden, eskide verme k t e olduklan vergi n i n iki mislini ıaleb ediyo r ve venniyenleri, sade erkek dej!il , kadınlar da dahil ol duklan halde adeta ölünceye k a dar döj!ii yorlar•. Nefedef'in Nahçevandaki rus idaresine aid o l u b , 1837 tarihini taşıyan bir yazıs ın da • rus a d al e t i • hakkında şunları b u l uy oruz : •Ay­ ni istibdad tesirinde bulunan v i laye t tek i rus mahkemesi kendi hah i le her

tilrlU

ad.alcı hissini tahkir etmektedir. Bu makam sanki dev·

letln yenice idaresine geçmiş bulunan yerli ahali ile İra n l ıl ar naza.

n n da rus idaresini rezil e t me k için yapılmıştır. • Yukand.a kaydolunan senatorlar eski hanlı ki ardan ba hsed e rk e n , buradaki idareleri keyfe d ayan a n sistemsi1 ve anarşik bir rejim di­ ye tavsif etmişlerdir. Ru s idari müesseselerinin tarihçisi 1 va ne n ko •enatorlann bu mutalcalerile ni1.1 dej!i ld i r . Ona gö re bilakis hanla­ nn idaresinde, kendil eri n e göre, bir si s tem vardı ve bu, m ü tera k k i mUslUman fıkhına dayanıyordu. H a n lar devrinde - onunca - epe· yi ı e rkib l i olsa da, az-çok müesses bir vergi sistemi da hi mevcu tlu. lvanenkonun bu sözlerini kavdettiktcn sonra mevzuubahs cildin rcdaktoru Petruşevkl il4ve ediyo � ki : • Hakil,aııa da ahalinin komen· damlı k idaresine karşı duyduğu k i n ve ncfı cti - scnatorlann izah­ lanna rağmen - hanlık idare us u l ü n ü n bakı kalmasından ileri gel· m iyo rdu. Komcndanılar bu ,idare usulunu sade muhafaı.a etmekle kalmamış, onu eskisinden daha 11addar v.: daha müsıcbid '"' kcy[i bir şekle sokmuşlardı. •

Daha büyük Pcıro zam-ı n ı n dan i t ibaren rus çarlığının, şark hırlstiyanlannın hAmisi ve bilhassa c nnen ilcrin haldskı\n sıFaıını takındılı malQmd ur. Rusya imperyalizminin Kafkasyayı ı u ı masll e m Us lUma n şarkı na karşı açtıj!ı . sdcrlerin cnneniler ıarafmdan se­ vi nçle ve fedakArhklarla karşılandığı dahi hcrkesce maliım bir ha· k ikattır.

Böyle iken vesikalar rus koloni idarc�inden enncnllcrin b i l e •el'aman çatın:lıRınt • gösıermekıedi rler.

ıoı


Karabaldaki ermeni tacirleri 1 820 raddelerinde •ermeni c:e­ şikAyet maatu namına gönderdikleri istidada, komendan t lık tan ederek yazıyorlar ki : • Karabal Mehdi Kulu hanın idaresinde i k en , hiz her türlü istinad.ı ve şikAyeılerimizle b izza t kendisine giderdik; o da ha l k içindeki i tibar ve hürmetimize nisbeten bizimle reftar eder, maruzatımızı bizza t din l e r ve adilane hükmederdi. Rus Amirleri ise, bi zim l e kara cahil köylüler arasında hiç biı fark koymayor ve on­ lar gibi, biz d.ıhi. sade komendantlordan deli l , onlann memu rların­ dan bile bin türlü hakaretler görüyor, h iç bir sebeb olmadaıı muha­ kemesiz. sorgusuz ve sualsiz, yaşa, b� bakmadan, hizmet ve sada· katımızı göze almadan beden cezasına çarpılıyoruz.• Baron Gan tarafından çar 1 -nci N ikolaya verilen raporda , Rus­ yaya hicret etmiş bulunan ermenilerin kendilerine ayrılmış yer \'e yurtlarını terk ile, tekrar kendi isteklerile terkedilmiş oldukları lr.ın ve Türkiye topraklarına kaç t ı.kl a n kaydolunmaktadrr. Bu • ric'at • o k a dar ciddi ve şumullü i m iş ki, •kendilerini a l ıkoymalı:

için huduıta su re ti mahsusada ask e r kıt'alarından mllrekkeb kor­ don koymak lazım geliyormuş. ; Bu hadisen in ifade e l li ği belagaıı h.ıkkile takdir edebilmek için, kaydetmek lazımdır ki, bu e rmeni l eri vaktile İran gibi, Türki­

ye dahi R usyaya göçmekten alıkoymak için i k naya çalışmışlar iken, bu teşebbüslerinde muvaffakiyetsizliğe uğr;ımışlardır. McselA, Tllrk­ mençay muahedesinden sonra - ermeni muharri ri Çalhuşyanın yaz­ dığına göre - 40.000 ermen i lranı terkle Rusyaya göçmek istiyorlar. Uzak gören veliahd Abbas Mirza enn e nileri bu kararlarından vaz geçirmek için kendilerine oturdukları yer ve yurtlarını bırakmanın yazık olacalın ı söyliyerek, kendilerini Ru�yada krepostnoyluk ve angarya (b i y ar) mükellefiyeti • bir h ı ri s ı i yan memleketinde saman yemeli ! randa e k me k yemeğe tercih ederiz• cevabını alm ış ı ı r. Bu­ nun gibi, Graf Paskeviç in 1 829-0a, çara yazdıjlı bir raporda kaydo­ lundujlu veçhile, Türkiyedcn göçen ermenilcrin hikAyesi de mühim­ dir. Edime m uah edes i nden sonra 90.000 ermeni Anadoludan Rus­ yaya göçmek kararını vermişlerdir. BabıAll bu n l arı bu hareketten men'etmek üzre pa t ri k Varfalemeyi E l'Zu ru ma göndermiştir. Bura­ da papasın nasihat ve tavsiyelerini d i nl eyen enneniler kendisine •eler gökten bizut Hazreti İsa ense ve bize gitmemejli tavs iye etse onu da d i nlemeyiz•

dem iş lerdi r.

Buna ratmen, •hıristiyan devletin

kanadı altında yaşamak•

i deal m ı n bu rom anti zmine ratmcn, resmi \'esi!taJar

asker kordonlannı yararak a ldealize el likleri• kaçt ıklarını bize vusu k l a bildirmektedirler.

1 02

bu adamların

bu memleketten • Hırlsllyan devletin•


idaresi .Uuncla yaşamak o kadar alır imişi . . .

ve

o kadar tahammül edilmez

Yukancla kendisinden bahsetıijpmiz İvanenko, hanlarla v e on­

lann yerlerini tutan komenclantlann idareleri arasındaki farkı hula­ sa ederken pek nükteli olarak yazıyor ki : • Hanlann devrinde ka­ dınlara beden cezası yoktur, rus komendanılan, erkeklerle beraber kadınlan ela kırbaçlaurdılar! . . .

103


AZERBAYCANDA RUS KOLONİ SİYASETİ

D •Komendantlık• idaresi muvakkat askeri bir işgal rejiminden ibaret idi. l �a kadar devam eden bu rejim ne ahaliyi ne de impe­ ratorlutu tatmin ediyordu. Komcndantlar, her ne kadar, id.ırelcrinde birer han sıfat ve sa­ lahiyetinde olup o zamanıfan kalan cşariat • ve • nizam• üzerine hü· küm sürüvorladise de, hu hüküm aha l i için evve lkinden daha ağır, külfetli v z.ılımca idi.

Komendantlık idaresinin ne kadar feruı ve müstebidce olduğu· nu gösteren vesikalan geçenki makalemizde kaydettik.

Ahaliyi tatmin etmeyen bu idare impcratorlutu

idare eden

yüksek muhal ifi de tatmin etmiyordu. Çünkü komendantlann

cep­

lerini doldurmasına rağmen, Cenubi Kafka&ya, St. Petersburg sara­ yına pahalı geliyordu. Tabiatın her türlü nimetlerine mAl i k bulunan bu zengin mem· lekctin servet mcnbalerini rasyonel bir şekilde kullanabilmek için, büyük rus bürokratlan bura idaresini mükemmelleştirmek ve onu askerlerin eli nden çıkararak. mülkileşti rmek çarelerini aramağa başlamışlardı. Cenubi Kafkasya, bilhassa Azerbaycan hanlıkları, böyle kendi hallerine ve kendi çıkarma bırakılamaz v, buradaki eyerli ilzamla· ra• uzun boyu müsaade edilemezdi. Yeni ilhak olunan bu koloninin

siyasetcn •an.ı-Rusyaya• daha sıkı baltlarla

batlanması, lktisaden

de muvafık yollarla •semerclendirilmes i • IAzımdt. Dalma süngüye, askeri garnizonlara dayanılamaz. memleketin kaı'i surette tesblt ol- . masının temini için çarlığın buralarda zümreyi edinmek IAzımdı.

Jayanabileceti içtimai bir

Krcpostnoy rej imini temsil eden o zamanki uıdepn (dvoryans­ tvo) Rusyası bai ı ı k sahillerine ve hatta Gllrclistana gelirken kendi rej imine benzeyen usul lar ve köylüler ü1.erinde mülkiyet hakkını haiz zadegı\n sınıftan bulmuş .ve bunlara lstinad etmekte pek de tereddlld göstermemişti.

Milli Aıeş, Sayı 1, Ara�k/1931 104

Berlln


Azcrbaycanda ise vaziyet baş ka idi. Burada rus rej i m i kime ıs­ ı inad edccetini teshil ede bi lme k için müskülat çekmiş ve i ı imad ede bileceği •bekler tabakasını• ıesbiı edinceye kadar epeyi sal lan· mıştır.

Bu •sallantın ı n • sebeplerile onun vardığı neticeyi , biz çarlığın cenubi Kafkasyanın idaresi hakkında almış olduğu te d bi r l e ri n geçir· dikleri ıek!mül merhal e l eri n de görilyoruz. Askeri komendanılık rejiminin •daha mütekam i l bi r rus ida­ resile• değiştirilmesi lüzumunu , esaslı olar.ı k ,

ilk defa düşünen \'c

bu hususta impeı-atorn müracaaı ıa bulunun zat Erivanski ve Var­ şavsld unvanlarile maruf graf ve k n i yaz Pa•ke\•içtir.

1 8»da Paskeviç m er k ezi hükümeı nc-Ldi nde ' teşebbüs ederek.

cenubi Kafkasya idaresi sisteminin değişmesini istemiştir. Paskc· viçin planı •askeri komcn da n t h k · sisteminin kaldınlmasile bcra· ber, hukl'.lkl, adli ve idari bütün sahalerde her tü rl ü vcrli bususi\'Ct· !erin dahi aradan kaldınlması n ı ıaleb ed i yordu . O b uralarda d � h i , içeri Rusya vil.Ayctlcrinde (gubemiya) olduru ıı i b i , sıkı su rc ı ı c mer­

tarafından idare olunan b i r rej i· isteyordu. Cenubi Kafkasvamn muhtelif mahallerin­ deki siyasi, i ç t i m a i hususiyetlerle, muh İcH milletlerdek i k ü l ı ü r ve an'ane (arklan dahi , Paskeviç projesince n�1.arn alınmıyord u . Azcr­ baycana gelince düşünülüyordu ki. curnumi kanunlann hüküm ve ıe.lrtne tabi olarak, mllllUmanlar tedrlcle Rusyayn yaklaşırlar•. kezleşen ve yalnız rus memurlan

mln tesisini

Geçen makalede kend ilerinden bahse ı ı i�imiz Mcçnikof ve Ku­ taysof nam

sena torl a r

neticesinde,

Paskeviçin bu düşüncesine vararak , onu nla birli kte De\'·

dahi . Cen u b i Kafk,.yada

yaptıkları

tcfıiş

Jet Şurasına verilmek üzre, •Maverayt Kafkasya idaresi hakkın da alımcak ıedblrler• namını taşıyan bir layıha hazırlamışlard ı . Bu !ayıba, haiz ol d uğu en katı merkczileştinnc \'e ruslaşıırma fikirle­

rini taşıyordu. Sonradan, Devlet Şurası n ı n kabu lu üzerine, hu la· vıhadakl esaslar resmi dev le t bakışı h a l i n i almışlardır. Buradaki gö­ rlış ıer, sonradan - bıl.zı ıadi lita uğramakla beraber - çarlık ve rusluAun ana-siyaset hatlonnı b i l d i ren tarihi bir vesika şeklinde tcs­ bit olunmuştur. Bu vesika ile tafsillicc aşına olmak Azcrbaycand a l. i rus k olon i siyasetinin faydalıdır. .

as ı l ruhunu iyice kdvraya

bi lmek için �·ok

1 833 . de: Dc:vlc:ı Ş urası tarafından tetkik ve temi! olunan bu luyıhayıı

göre: 105


Cenubi Kafkasya (resmi rus tari bi nce : Maverayi Kafkasya) iki vilayet (gubcmiyet) ve bir mahal (oblası) a böliinüyordu. Birinci vilayet on kazayı muhtevi olub, gürcü ıopraklannı ibate ediyordu. i kinci vi laveı ise, me rkez Bakiı olmak üzre , - Bakiı, Gence, Şekl, Şirvan. Ka"rabağ. Lcnkeran, Kuba ve Derbend şehir ve kazalerinden ibaretti. Mahala gel ince bu da ennenilerin ekseriyetle bulundukları Eri· van, Nahçcvan, Gömrü ve Şoragöl kazalcrinden ibaret t i . Kaz.aler, projeye göre şehirlerin isimlerile anılacak , •vilAyet•le­ rin tesmiycsi ise çarın iradesile tayin olunacaktır. Projenin kaydeıtiği vcçhile, birinci görcü

vilAyetinin nüfusu

433.592; i kinci • müslüman • vilayeı ininki - 576.036; ermeni

ma·

halınınki de - 1 39.632 adamdan ibaret imiş. Yukandan tayin olunan birer vali tarafından idare olunacak ulan bu üç vi lıiycı Tif üsle, Cenubi Kafkasya valiyi umumisinin riyaseti altında teşekkül edib, mülki sa!Ahiyetlerl haiz •Mavera,t Kafkasya biildlmeth tarafından murakaba olunacaktı. Devlet Şurası kendisine verilmiş buluı .an bütün materyallan tetkik elli kten sonra, imperator 1-nci N i kolaya takdim edilmek üzre, hazırladığı mülahazalan, impcratorun arzusu üzerine, o za. man anık Kafkasyada değil, Varşovada bulıınan Paskeviçe gön­ dermiştir; şöyle ki, elimizdeki cild bize projenin ümwnl müldha1.alarile bcr.ıber. kniyaz Varşavskinln şayanı dikkat kayıtlarını gös­ tennektcdir. Her şeyden evvel Maverayi Kafkasyadaki idarenin islAhını ica b eıtiren sebeplerle aşina olalım. lslAhatçılann bahsettiAJmlz vesikada ıcsbit ettiklerine göre :

• Maverayı Kafkasya a ha li s i çok yalcın bir zamana kadar muhtelif devletler hal inde yaşıyor ve tuhdid edilmeyen sc!Ahi­ yeı ve hakimiyete mali k hükümdarlar tarafından idare olunuyor­ lard ı ; şimdiki halde bu hükümdarlar yoksalar da kendilerinden kalan memleketler, bulundukları hallerilc eski saltanatın bir pal" çası i m iş gibi idare olunuyor, Rusya ile mülki ve daimi hiç bir bağla bağlanmamış muvakkat bir şekil ·arzedlyorlar. Rusya mil­ cssesclerinden ayn müstakil birer milcsseselcre ınAlik olmalarile bu villiyctler. Rusyanın buralarını i mperaıorluta temarnile ilhak eımck azminde olmadığı hakkında ahalide bir fikir uyauyor. Han­

ların vılrtslerl, mirzalar 1 06

ve

bekler hanbırla haalıldan

clllfOırıllyo


lar; mollalar, adli mlllld ve ldarl hAklmlyetl kapamak flkrindedlr­ ler; pırdl lmlyulan, vaktmda her lltedlklerlnl yapabllcllklerl kıraJJıtı diriltmek ftkrtndedlrler; ermeni papular da Ermeni pa· dtphlılJnı yeniden lrunnak fikrindedirler , ta lnkl Papa kendi ru­ hani ıahllnda oldup gibi, ka tollkos da lınklmlyete millk olsun.

Nankör kalblcrde bu manevi pcrtpnlık ııebcblle devlet tedbirleri· kartı muhallfet ve zıddiyet t*bbüalcrl dopyor ki, bu çok deı. umumi plcycn "'kllııı alıyor (§ 6) • .• ne

Bu • nankör mem l e ket , ayni zamanda maddeıen de za ra rl ı imiş. • Bütün bu ahval - yani memleket in kaı " i surcııe ruslaş· tınlmaması - Maverayı Kafkasyanın i m pc ra ıor l u k için 1.ararh ol· duğUnu mucib o l uyor. Buras ı n ın masrafı gel i ri nd e n çokıur : burası asker vermiyor;· harice karşı müdafaada k eserl i. ve değerli bir yar· dımı da yok tu r ; Bilakis Rusya b u rası için hem para, hem adam sarfe tmel i dir. Ycpne fayda i se ancak stratej iktir (§ 7)

idares i n i n buralardaki muval- kaılığı ha k k ı n da k i her kes mek ; bu mcmlekeıi "1de kendini maddeten i d are etmek degi l . ayni 1.am:ıı; da Ru syaya da faydalı kılmak; bu mem le ke tt en kafi d e reced e asker t u ım.ık ve nihayeı kılma k ; bu memleketten kaf i derecede "' kec ı u t ma k \'c nihayeı b i r rus gibi konuşturmak, düşündürmek ,.., duygulandırmak için •Rusya

t ü rlü tasavvurları kökünden

bura ahalisini s i y as i ve mülki bağlarla " k ı surette Rusyaya baA· lamak elzemdir (§ 8),• Yüksek çar bürokrıı ı l.ın. anu etti kleri ne düşünüyorlarmış?

İşte

b iz i asıl

mcvzua

Bu Nalın ceva bı n ı

getiren

bize bize

bu

bağl ılığı t e m i n için

sual! . . .

gözden geçirdi!\imiz vesi kanın •Ma·

verayt KafkuyHlı ull nıa zııdegtnlannı (dvoryanlannı) kökl�tlr­ mek baklandaki • başlık ahında top l.ı nan maddeleri vcrmckıcdir. Bunlann birincisini teşkil eden § 9-nci nıııddcde aynen şöyle başlı· yor : • Kendi hükümdarlarının tahtlarına sadak.ııla, hayaılannı , baş­ ta askeri , sonra da mü l k i hizmet lere vakh:dib mütckaid zamanla­ rını dahi köylerde yaşayan bil nıa zadegtnlıiJ devletin lltlnad elli· il en emin bir ıı:ümredlr. M üı c k aid 1.adcgiın köylerde en mıin bir bir inzibat &milidir. Memleketin emnü ôsayiş ve in1�ba ı ı . ...,,; m ı po­ llsden ziyade, bu dvoı-yıı ns ıvo sınıfa ba ğl ı d ı r. • (")

•Mllleryallar•,

..

•"'1. 279. 1 07


Bu günkü k w l çarl ıl!ın komünist kadrosunu andıran bu sı· nıf o zamonki Kafkasyada yoklu. 10.ncl maddede okuyoruz :

rus zadegı\ n l a n yoktur. Gürcilstanla · M avcrayi Kafkasyoda l mcrcıiyada T.adcgıinlar gerç i varsalar da, b un l a r bugüne kadar Asi· vai bir haldedirler. Bunlann rus h ü k ü m e t i ne sadakatları ise. bu İıükiımeı ıcn gördükleri menfaat ve ıevcccüh nisbetinde, daima nis­

m

Bö,·lc bir sada kaıa i t i mad ed i l e ez. O, satıl ı ktır. Demek ki, kendi istinadgAhini teşkil edecek metin ve bunun için de burada asil rus emin v i r desteğe m A l i k deği ldir: 1.ad�oga n l n n n ı ye r l eş t i rme k ve kökleştirm<!k IAzımdır. Yalnız bu sı­ kadrosu t eşk i l n ı fın \'Ücu d i lcd ir k i namuslu de v l e t mcnıurlan

bidir.

rus hükümeıi burada

n n

olunur. Yalnll bu s ı ı f ı ycrleşmesi lcdir ı.. i . rus hAkimiyeti burada Mavcra�·i Kafkasya i l e Rusvayı siyasi ve m ü l ki bağlarla bağlamak, emin bi r vasıta bulur. Bu sınai can l ı bir misal olarak yerli •hallyl

isli bir

rus

gibi duymak ve dtifilnmete öjreUr. •

Bunun için büıün m ü l k le ri

de • müsadere olunan mc• kİln ve gayrı meskün .-e t o p ra k l a n devlet i n aynca takdirine mazhar olan

askeri ve mülki rus memurlarına tevzi etmeli; ve bu neviden mülk

o

ve ıoprn k l a r yetmed iği !akdirdc, devleıe has t pra k l ardan bir kıs·

mı bu mak sada sarfolunmal ıdır (§ 1 I J • . Madde n i n •miisaden. olunan topraldıan• ka ydın a nft7.arnn , b u •Aıll rus zadegıbılannın • blU..U. Azerbayeuclm � la­ tcndltl anlaşılıyor; ç ü n k ü 1 809, 1 1126, 1837 ve diğer yıllarda çıkan isyanlar üzerine burada kül l iyet l i surette müsadere edilmiş, mülk· i L,- ve toprak vard ı r ( " ) .

Azcrbaycandaki müsadere a l m ı ş mül kcdarlara hak k ı veril iyor• .

Ve

edilmiş

bu yolda kendilerine bit kolaylık olsun , diye

o bu muamelmln krepoaınoy verglalnden 'llunuyor ve

ınuü tututmu.. temin

adamluuı Mavenıyl Kmfk.uyadıı htıkCımetln kolaybk aGsterecell vmdeıe.

•Rusyada ..ıın ıolınm1

bqkuına .. tılmuı ı.tnde nlyor (§ 1 8) . . C'I

ve crazidcn hisse •hb, buraya giiÇurtmek

mülk

R u •yadan adam · .. ıın

• Maıcl)'Bllar.• Mukaddime: sah .

21.

Tahlil cıııaımız Yeaikanın dı:ha i l k nuıJdeolnde Mavorayl KAfkuya. nın muhıelil diller konuııan ve dinlerlr adellcr t3'ıyan tOrtil ıaJfelerdcn lbam •mllfıerek ularak clhaiclle yalnız ycknesek• oldukbın kaydolunCl1

����dı:• J(IS


Rusyadan Maverayi Kafkasyaya getirilen krepostnoylar ıızc­ rindcki mülkiyet hakkı Rusyada olduğu gibi, burada d:ı ayniyle mufaza olunuyor (§ 19). Garib dqilmidir ki, .adamı mal gibi satmak l a , rcncbcr köylüyü kul gibi tclikki etmekte mahzur görmC)'<n bu •iısi lzadclcr• cesa­ ret cdib de •cahil ve vahşi • telakki e l l i k leri (3) memleketimize me­ deniyet getiriyormuş gibi fuzuli bir tavır dahi alıyorlar?! . . .

Bu yalancık ıavnn farkını herkesi n bÖ7.ünc batacak bir dere­ ceye getirmemek kurnazlığı n ı gösteren gral Paskeviç - Varşavski­ nin § 1 9-a yor ki :

ilAve elliği kayıt

hakikaten de meraklıdır.

Graf

kavdedi-

0 • Krepostnoylann Rusyad an Karka7.a getirildikleri

takdirde, düşünüyorum ki, onlann mülkcdar mül kiyetinde kalmak ha k kı nda­ ki mecburiyetlerin i bertaraf etmek lazımdır. Çünkü müslümanlann oturdukları bütün Kafkasya vi layetlerinde krcpostnoy l u k yok t u r . Mllalibnanlar uuında ıade huiatlyanlann krepoıtnoyluğu (yani millkedar malı olmuı, dfter tabirle kull utu) acaylb olurdu. Daha

mAnum ve müııuebetıılz olurdu ki, ıuavvur olunan müılüman za. deaAnJanıun da rus krepootnoylan olsun (4). Hükümcı bunu ml7.a­ ra almış olacaktır ki Bcsarnbynya göçürülen kii)·lülcrin krcpost noy­ luktan 117.ildlıklannı kararlıı.ştırmıştır.• •Asil rus zadegünlığının kökleşmesini ' bu suret le ıasavvur et­ tikten sonra vesika • muhıunmedl (mllal Uman) ve ermeni zadegin­ biınm talalnl• düşünüyor, ve :

oDvoryamıvo (ıı:adeginlık ) muılaldyeı idaresinin aynlınıu: bir lhımıdar. Mavemvi Kııfkasvanın büvilk bir kısmı müslümanlarla -

meskilndur ki, hiç bir zam..;, da a.�epn ıınıhna mAllk olmam..­ ıır. Orada ancak iki hal vardır : h:ın ve teb'c : Han ailesi akraba l ı k , zenginlik. d a ha ziyade cebbarl ı k yollarilc kendilerini başkaların­ dan üstün tutmaAa çalışıyor \'C kanunen tanınmış hiç bir hukuk ve mlll.kj yet bilmezlerdi. Şimd i , hanlar düştükten ve cebre niha­ yet verildikten sonra, bu necibwde prensl.r dahi düşerek kam re­ man t l c korşımış oldular (§ 2 1 ) . • Tabiidir ki - vesika devam ediyor - taliln b u maktis ci l ve­

si kendilerini ıezl i l Ilı: kalblerini incitiyor. ' 7.zel i ncfls ve gururları

(4 ) Veoikadı bit ru• ıadqintıı nn ın Aurtıaycanda küklct ıirllmcolnden bııfb, qatıda görillecelt veçhlle, yerli zııdoııAn sulhu yanılmak l•mıV\'Unı dıı

mC"VCUClur.

109


nıs hükiımeıine temiz kablc ve sadakatle •·erilmekıen onlan men

ediyor (§ 22). •

Vesika . bu viliıycılcrle b u hal klann hem kendi nralannda, hem de Rusva ile ya k ı n l nşıırmak için , bu yakınlık ve samimil il.le 1Tu1ni olan büıün engel leri onadan kaldırmak maksadile müslü­ ermeni v i l :iyetlcrindc asil nıs zadegAnlanndan başka. yerli za. dcız.� nlar sınıfı dahi yaraımak istiyor.

,;;a n

· Bu yeni dvoryanlar, ltbu unv•nm verdlll hukuk ve lmtlyaz.

lan hbııcderck ve nu hük6ınell tuafından hlçllk zlllellnden tıldıklan sebcblle, tüpheslz bu hllk6mell ııeverler (§ 23) . •

çıbr­

Bu tedbir sayesinde •Beklerin• Ruayaym ııadabtı t emin olunur; ç ü n k ü • müslüman b i r hükümctin tarafına geçenlerse, elde ettik· lcri bu i m t i �·azı kaybetmiş olurlar - zira ınıllalU- devletlertnde zadcginLk lmllyazı yoktur•. (§ 24) Bundan başka vesika bek ço­ c u k l a n n ı n haiz olduklan dvorvanlık unvanın mucibince bilhassa as­ keri hizmetlere a l ı nacaklarmdan , devletin elinde bir nevi rehine halini a lacaklarını ve bu suretle babalannın sadakatlerini temin e l m i ş olacaklannı dahi hesaplıyor. Ve bu sahadaki manevi tesiri daha ziyade kuvvetlendirmek için Tinisıe, dvoryan çocuklanna mah · sus olmak üzre, b i r ı a l i m hana tesisile, 12 yaşını burada bulduktan sonra. bu • as i b..ıı d clcri n • Moskva veya pctersburga gönderilerek, askeri korpus, akademi v .s gibi mekteplerde okuıtunılmasını tav­ siye ediyor. Tahs i l lerini temam ettikten sonra bu gençler beş yıl Rusyada hiı.meı edecekler ve yalınız ondan sonra Kafkasyada bir ıııemuriycıc ıayin olu nacaklardır.

•Aynlık, terbiye ve nıalar anam­ onlan nulqtınr ve timcllld luılcle nıalarbı yıılanlq­ malanna mani olan mııhıunmecllBklerlnl epeyi zaylfleftlrtr (Ayni 281·

dakl hizmet

1783 muahedesi, Gürcü zadegı\nlannın hukuk \•esalAhiyetleri çar idarelerile tayin •·e 1 827 yıllanndaki edilmiş buiunayordu . Müslüman ve ermeni zadegAnlannın· tesis ve l<ırifi ha kkında ise, vesika şöyle bir ıasavvurdadır.

1 80 1 nıanifcsıi ve 1 8 24

• Müsl ilman vilayetlerinde dvoryanlık tesis ederken,

hukuki

dört c-sas i t i bar edilmektedir : 1) Geçmiştı·ki hükümdar hanlann

nesillerine mcnsub olanlar, gtlrı::Uz kniyazlcrile ayni seviyede tutu·

idrak kniyaz (han) unvanım ıaşımlıdırlar, bilhassa ki, gtırı::ill er bu •onuncuların daima elal ıılan olmuşlardır. 2) Dvoryanlık rütbesini wrcn hizmet lcrdc bulunmuş adamlara dvoryan (bek) unvanı veril· melidir. 3) Eski h.ınlardan veya Iran şahlanndan bek, ala ve sul· 1 10


t an lakablanru taşımak için talikleri b ulu n an zevat da · dvorya n • u nvan ın ı taşırlar. Tal ikleri mevcu d olmayıb d a ayn i h.ıkka mal ik ol d u k lan n ı lsbat edebilenlere dahi dvoryanlık unvanı teşmil olu· n u r (§ 28). Paskeviçin k ayd ı mahsusu m uc i b i n ce , • büıün bir milleı iıı sa­ alçak tabakadan ibareı olma ... gibi • münasebetsizl iği • şu su­ ret l e • bertaraf. etmekle beraber, • f i ı rc ıe n dönekliğe müstaid olan • bu •yeni za deglı nl an • tasarnıd al t ı n da tuıınağı d ah i o 1.amanki rus b ilrok rat l an unutmamış; tıpki şimdiki k ı zı l rejim gibi, cuusluk ıuulunu ille efrııdı içine kadar 10lımak • fazi l et i n i • göstermişlerdir.

de

ihanetleri görülen zadegı\n /ıilesi, ıabii olarak, büıün hak ve hukuklanndan selbolunur. Yalnız Aile efradından biri mutasaV\'cr ihaneti vukubundan evvel haber verirse, ihancıkilra aid emlak ve crazinin yansına sah ib olur (§ 37) .

Bir taraftan rus dvoryan lan n ı n Azcrbaycanda kök leşmes i ; diler taraftan da, hukuki b i r g<.-ç mişlcri yoksa da ıcamül gücü ve tes i ri le ahali arasında şu \'C}'ll bu surcılc nüfuz sahibi olan (5) ai lelerden , kendine med yun yerli dvoryan zümresi ya rn t ma k sureti· le hAklmlyetlne içtimai esas hazı rl a m a k isleyen çarlık, bu ves i ka­ dan görüldillil veçhile, memleketimizde ay rıca • rus kolonileri• vü­ cudc getirmek n iye t i nde dahi bulunmuştur. Mezklır vesikanın 40-nci ma ddes i nde kasırlar \'C milletlerin tarihinde kolonizatorluğun pek mühim siyasi ve mede n i bir rol oy­ nadıltnt ve Atıika ve Beotiyanın M ıs ı r l ı k o l on i s t le r t arafı ndan \•ü­ teşekkül cude ııetirildillnl, Yonlyan ın da grek kolonistleriııden cıtllinh nazari ol a ra k kaydctıik ten sonra, Maverayi Kafkasyaya geçerek, vesika bu ras ı n ı n •eski Amcrikaya benzediğini• ve her lilrlil sanayi, ve hatta ziraattan bile mahrum (? ! . . . ) bulunduğunu beyanla (§ 42) Rusyadan bu ra l a ra m u hac i rle r göç ü re rck , onlara en iyi mtiıiakalarda, elverişli to praklar ayrı lması lüzumunu o naya koyur (§ 49) Ayni zama n da Maverayi Kaf k asya dıı bulunmuş asker· !erden i baret askeri k.asabalar vüc u de getiri lerek, bunlara kdfi 7.a ma nda derecede erazi ve ziraat malzemesi veri lmes i ve ayni mümkün olduğu kadar şehir ve kasabaların etrafında rus köyleri salmalı dahi tavsiye ediyor (§§ 5�2). Memleketi ruslaştırlmak ve rus h4 kim i yc t i l c ka nş ı ırnna k ni­ yetlle kaleme alınan bu resmi ves i k a • mUslüman d i n UlemAsın ı • (magommcdanskoye duhuvcnstvo) dahi gözden Irak bırakmamış tır.

(!) Knlyu VDJ'lllV•lı.lnbı

ıaıilbıdon.

il1


7.a m an k i

Aı.erbavcanda memleketin ahund, molllı, seyld, ülcmft . • ha l ka mlınen ve maddctLOn ınusallı\t o l dukl rı n ı ve kendilerini vaz ve telkinat lan a l t ı n da t u t a ra k . kazanclannın 10 •� na (zekılı demek isteyor) sa­ o

w saire nc\'i nden muhtelif um•anlar taşıy� rak

a

hib olduklarını • k.wde t t i k tcn sonra • vesika• bu zümrenin ayni . 7amanda •g;ırczkıirlı k \'e adalcısizlilile maruf şariaı mahkemesini de e l inde b u l u ndurmak sureıilc• rus hıikimiyeıi için o l d u k ca mu­ t.Ur bir nufuw mill i k olduğunu ciddi b i r ifade ile kabartıyor. • Ken· Ji favdalarını din nam ı a l ımda temin eden bu zümre müslümanla­ rın hani a m i rleridi rler. Muhammed1llk onlan Ruayaam mülıem­

.;,

ınel bir dUtınaru yapıyor. Bütün galeyanlar, nanwlıldar ve rua b&­ ldmlyeıl aleyhindeki ı.yanlann gl2l1 muharrlklert hep bu müalUmaa Ulemasının ıcsır ve nüfuzu Ue vtlcud bulmuttur. Çok kem bunlar bizza t layancı çeıelerlne bqçılık etm1'lerdtr (§ 8 1 ) •. Bu düşmanlardan kisvesi ve unvanı

ıniı

halas olmak için vesikanın muharriri . ülc­

ahı nda yaşayan a damlan n , bek, han , ap,

"ı l ı a n unvanlannm ayırt seç i l mesine aid ıedbirlere benzer bir ta·

sudan ıckliflcrle, hükumete sadı k mollı\lann tesblllnl ve hal· zeka t l a rı n ı ancak hükCımctcc ta•dık olunmuş mollı\lara

kım

k e n di

kl\ı

el a h ından mahkemeleri yerine,

n-mıcleri i ç i n , şa riat

teşvik edi l melerini

ve ayni

her türlü tahrirata lüzum

zamanda gösıermeden,

sırf a� ızdan müzakere üzerine kurulu muhakeme yapan ve karar· lar \'eren köy mah kemelerinin tesirini bir tedbir olarak, gösteriyor; f a k a t k e n d i s i nce �arım tedbir olarak görülen bu tavsiyelerle bera· her o. asıl ıcdbir olarak yeril alıallnln bırtaıtyıınlıla çevrtl.-ı için ynplacak ciddi l"f"bbtı.lertn daha ııemerell olacatmı ileri sürü· yor. \'e dU.ündllklertndm daha çabuk bir nnwıda ııelJbln yarabcı bir lflkla 191Amlyet harabesi ilzerlnde yarlıyacaiına bııilm • di yor (§ 85). Memleke t i delerine

!asin

ilıi\·c

dn hn

derinden öğrenmiş

oldulu layıhanın b6zı mad·

elliği kayı t larilc anlaşılan kniya7.

Varşavskinin

bu

ilave en iği kayıt dahi şayanı d i k kattır. Varşavsk i (yAnl Pas­

kcv i ç l mullarlann ru• hı\k i m iyetl için muzur bir

unsur oldukla­

rı nı

kabul etmekle beraber, tariat mnhkcmcııl nln söylendlll gibi • fosid bir müessese• o lma d ığım dahi kaydediyor; çünkü bir ad· m i nsıraıor tccrübesile o, Kafka�yadaki • Adil •

ruı mahkemelerinin Aciz oldulunu kendi müşahe­ de ve tccrübesilc biliyor. Fakat, böyle o lma kl a beraber, rua bmm­ larUe ttbbeı eden bu • ıııuı.-t ..,utuuno � rua nilfuz ve hAlı.lmlyett için o dn zararlı gürüyor. OlemJımn tesc:ill meselesine gel ince bu işi gayri mUmlı.iln aörcn Pukeviç bütün Umlhu • fas i d • müc•scsclcrle rekabetten

1 12


dini vaktile, Tifllsıe iken, bu meseleyi t e tki k için tesis e tt i � komis­ yonun i şl eri n i bir neticeye erdi rmes in e bağlıyor. B u radaki ıasav·

vurlara göre mUslümanlara ald dini işlerin icrasın ı , hıristiyan kon· sistoryanlanna benzer, muayyen müesseselerde merkezleştirmek lAzımdır ve bu müesseseler dahi •oberprokuror• rütbe ve salahiye­ tinde birer nıs memunınun nazarcı ve k on t ro lu altında bulunmıılı imiş. Yukarıda kaydetıi�ıniz gibi, Paskeviçin teşebbüsü ile başla· yıb, gene onun mliWıaza ve haşıyelerile tekmil olunan bu projenin ı aıbiki. Devlet Şurasının tasdikinden g�'Çcrck, impcrator l·nci Nü.olanın iradesine nrzedilmiş iken, tehir edilmiştir. Bu tehir o zamanki Kafkasyavali umumisi Bıınıll RoKDln şiddetli muhalefeti üzerine vukubulmııştur ki, bu da aynca bir fasıldır.

113


AZERBAYCANDA RUS KOLONİ StvASE11 Dl

Paskeviç - Kutaysev - ML'Çll ikov projesinin , o zamanki Ce­ nubi Kafkasya müdürü umumisi (*) (Glavnoupravliyayusci) baron Rozenin şiddetli itirazı li7.cıine tehire u ğradıltru l l·nci makalemi· zin sonunda kay dettikti. Aslen Baltık sahi li almanlanndan oları baron, •yeril Adet ve şerai t i nazara almadan •, • Maverayı K.ıfka•yayı• bir hamlede içeri RusYadaki şekilde idareden ibaret olan bu tasavvuru protesto et· mişİir. Esasta • islahata• zıddolmuyan Rozen, buna, b irden değil, ı cd riçle giımeği tavsiye edi yor ve •şimdilık- idarenin •askeri ko­ mendantlar•dan alı narak, mülki bürokratlara geçmesinde bir fay· da gö rmüyordu . Ona göre sür'atle hüküm veren bas i t bir idareye al ışk ı n olan yerlilerin • bürokrasi uzatmalarından mem n un kalnu· yaca klan şüphesizdi .. Baron Bozen , Bal t ık sahillerinde oldu ğu gibi, burada d a yerli asi lzadelere istinad eden bir idare sistemini memleketin teskini ve Rusyaya mcrbutluğu bakımından daha faydal ı buluyordu. Projenin finans ve mal i ye hususundaki birleştirme tasavvuru da baronun tenkidini mucib oluyordu. Çünkü ayni şerait tahtindc cenubi Kaf. kasyada vergileri tek bir sisteme baAlarnzk imkAnsız idi . Baron tasaw.ırunda musırr, tenkidlerinde kaı'i idı. Tatbikinin tehire uııramasile beraber. cenubi Kafkasya idare· sini islah etmek fikri · Devlet Şurasu tarafından ihmal edilmemiş­ tir. 1 837-de bu ma k s a tl a ayni • Şura • ta rar ı ndan scnator Gan'ın riyasetinde hususi bir komi syon teşkil olunarak, •Maverayı Kaf. kasya idaresinin isi Ahı işi • bu komisyona havale edilmiştir. O sıralarda i mpcrator 1-ncl N i kol a Kafkaayayt seyahat etmiş; bu seyahat neticesinde baron Rozcn mcvk li nden dllşmüş bulunu· yordu. Diğer taraftan scnator Gan lmpcrator itimadını kazanmtf, ( " ) VAiiyi umumi veya naıneıınlk (visnıvaı Unvanını lafOYllll Kafkas. ya vAllyl umwnllcrine cvvcllenle • mUdilrtl umum i • llımuıı verllmlf idi.

Mille! Andı,

1 14

Sayı

t, Şubat/1938 Bertin


nufussahibi bir adam idi. Bu iki Amilin tcsirilc scnator Gan az bir zamanda. m e m leke ti şöyle bir kuş bakışı ile seyreıı ikten sonra esasta 1 833- 1 836 projesine dayanarak, yeni islfıhat projesi hazırla· mış ve 1 839'in Şubatında bu projesini kabul eııi nniştir. Gan'ın, Paskeviç-Meçnkof projesinden

pek de farklı olmıvan · adını taşıyan bu eserinin tefenilaıına geçmeden, onun memleketimiz hakkındaki dü şUncclerile, •islAha t tan• güııüj!ü gayeleri üzerinde dunnak iste­ riz. Bu, çar kolonicilitinin i deol ojik esaslarını bi ze bir az daha an· latmış olur.

•Mavenyı Kafkasya idare.inin yeni mlieueaa b •

1 837-nin Eylülunda •Maverayı Kafkasyanın idaresi hakkı nda proje hazırlıyan komisyonun• re isi srfatile. 1-nci N i kolaya gönder­ diti maruzatında, senator Gnn, aşağıda ki fıkir ve mülAhazalan be­ yan etm ek tedir : Karadenizle Hazer denizi arasında bü)iik nehirle kollan tara· fından suvanlan ve muhtelif abu-havaya malik mınııkalardan iba­ ret olub da, cenubun en sıcak yerlerile, şimalin souk kıı 'alanııda göğeren (yeşeren) her türlü bi tki ler yatiren ve mahsullar vereri Ma­ verayı Kafkas ö fkesi uzun müddet Rusya)� dışandan getinnck za­ ruretinde olduııu mahsul ve mallann bir çok kısmmden temin eder. Bu memleket Avrupa ile Asya arasında en kısa, en emin ve en e lvc­ rişll ticaret yolunu teşkil etmektedir. Asyanın içine çıkan bu mem· lcket, ş ima li Asya milletleri üzerinde kuvve t l i tesire malik olması şartile, lüzumu ge li nce • deniz kuvvetini suii s t i mal ile, milli hakla­ ra riayet etmeyen H indistana karşh Rusyar.ın eline en emin müda· faa (aslında i nt i kam • mesh denilmiştir) vasıta ve lmkAnlannı ver­

mektedir.).

• Gan'ın, bir az muj!lak ifadesi dahi Kafkasyayı c fet 'he• çıkan Rusyanın başında H indistan havası esen Deli Pctro vasiyetlerine sadık, doymak bilmeyen çrlgın bir i mpcryalist kuvvetli olduııuna ifarettir. Gan R usya için ikt isadi ve siyasi bu kadar büyük dej!ere ma­ lik olan cenubi Kafkasyanın o zamanda arzcden • bo şl u k, sefalet ve intizamsızlıtına• acıyar ve onu •şimdiki karsız vaziyetinden • çıkanb da faylla h ve kazan çl ı bir koloni ha l i ne gc tlnnek için idare­ ce islAh cdllmej!c muhıac oldu!lunda i s ra r cdi)l<>r; ve • ş imdiki ha·

llndc, Rusyaya hiç b i r kazanç getinncycn

(") cMaıeryallar. . . •

bu güzel malikAneler

uh . .!03.

115


(vladcniya) dolayısile ec neb i devletlerin h.ısedi k aynaş ıb da yük­ selen Rusya aleyhlnde kürsüler her türlü böhtanlarla dolu yayp­ rnlll111 vertllyor ve haynnun lstc:mlyen devletlerin, el altından )'ll p­ uklan fcsad ve lntrlkalerle, dailardald dilfnıanca mukavemet ruhu

tcifVll olunuyorsa, bu toprakların impcratorun fey izl i em i r le ri lc i m ar ve inl i7.ama m a l i k olacaklnrr takdirde, devletin bu yer le rd en cdccı.il i istifade ve a la ca ğ ı servest dolayısile rabi klerin d uyacağı gibtenin derecesini şimdiden tasavvur etmek kabildir.• (Sah. 303). Gan, cenubi Kafkasya i sl aha t ı n ı düşünürken, burasını n Rus­ yaya ham m al veren bir ko l on i halinde kalması fikrini esas ola­ rak al ıyor. • Hükumet - d i yor - yalnız z i raa t ı teşvik et m e k le ikti­ fa etmelidir. Fabri ka ve ma n i fa t ura sanayiinin tervici ise , burada ekinç il ij!e lazım olan kuvvetlerin azalmasını mucib o!ub, burası için bir fayda geti rmez, R us ya sanayii i l e ticaretine de zarar geti­ rir; çünkü devletin h imayesi sayesind e vatanfabrika ve manufatu· rası mükemmel sure t te çal ı şa rak . ucuz e mt i a çıkarıyor ve M ave ra­

yı Kafkasyadan çıkacak ipek, keten, pamuk, boya v.s. gibi mah­ sulat ile her türlü tabii zcn g i l i kleri temami l e ku l l a na b i l irler. • Ham mal kolonisi Maverayı Kafkasya

ile sanayi me t ropolu

Rusya, karşılıklı menfaatler esasına da ya n a rak , Gan'ın anlayışına göre, kaynayıp karışır,

maddi olan bu kaynama mlnevi tedb irl er­

le dahi tekmil olununca bu • mülkler• türlü ecnebi tesir ve intriki­ nin tesirinden sak l ı emin bir hale gelirler. (Sah. 3 14.)

•Şi mdiki halinde - . yani Gan'ın • İslllhoıla• meşgul olduğu yıl­ larda ise, vaziyet pek de e mi n değilmiş. Memleketin imperatorluk m e r kezi n d en uzaklığı, bil hassa muvıısele yollarının

müşkü l l üğü , dilfmıınlannın tahrike müheyya olduklan taauub ve milliyet hhlerl• ve h a na • müstakbel vfılilerin m u htemel zaf ve hükümüranlık sevd a la n • her zaman düşmanca intrik ruhunun dev­ l ete müşkülfıt çıkarmak için kullanabilcceğl vasıtalardır. (Sah. 303.) nihayet •Rusya

Yeni idare s i st e m i n i n tesisinde hakim fikir - senatorca mfıkül k an u n l a r a da le t ve hüsnü idareye dayanan modem bir ni­ zam ile yeril ahaliyi Rusyaya manen bağl a m a k azmidir. Bu, sözde çok müdebbirane görünen ııi)etinin tahakkukuk için ortaya koyacağı muayyen mülfıhazıı ve t.:kllnere geçmeden evvel G a n cenubi Kafkasyayı teşkil eden baş l ıca Uç u n s urun, kendisince, seciyelerini anlatıyor :

Gürcüler, kendi dinlerinden olub , onlara halAs, emniyet ve hu­ zur getiren Rusyaya baAlıdırlar. Keyf, sa faha t ve israfa dalıb da 1 16


at belinde, kılıç şakırdatmııyı seven gürcüler ticaret ve sanayi işi­ n i ermenilere bırakarak, kendileri maldarlık ve ekin işlcrile mcş­ gul d u rlar. Bunda da pek i ptida i bir haldedirler. Gürcü d'·oryanla· n , çok az kısmı müs t es n a , iFIAs etmiŞlerdi r.

Ermeniler, toplu o l a ra k , ekseriyetle Eçmiyadzin ve Karabağ semtlerinde yaşarlar; gerçi Maverayi Kııf kasyanın her tarafında da­ ğılmış bul unu yorlar. Zengindirler. Müteşebbisdirler. Ticaret ile kü· çük sanayi ellerine almak istidadındadırlaL H iylekarlıkla, menfa­ atpercstlliklcri zcbanzettir. İ ran ve Türkive takiba t ve istibdatlann· dan ha l as l a n na vasıta olduğu için, •Asyı; nın bütün kt'alannda hü­ kum e t imizi n her türlü maksat larına mükemmel vasıta ve !mil olur­ lar.• Müslümanlara gelince

-

bunlar akseriyetlc • tatar cinsinden·

dirler•. (•). •Ali ve Ömer mezheplerine • sa liktirler. Gürcüstan ve ermeni vi l ıiye t l eri nde olduğu gibi, bunlar büyük bir kitle halinde

Kııfkasynnın ş i mal i-şark i eteklerinde ve Kür nehri ovasında yaşar­ lar. • Çalışkan ve mert insanlardır; mutassı ptırlar, tebeddül ve ye­ n i l i k l e re mayii d eğ i l di rle r. Bunlar, ahl!k, ,.cciye ve görenek it iba­ rile Rusyada yaşıyan d iğer büt ü n müslümanlara benzerler. Onlar­ daki ayni değer ve eğerler bunlarda da vardır. Fakat bunlann tesli­

miyet aadakatlanna pek de güvenilmez.• (Sah. 307) . Sena tor Gan cenubi Kafkıısyanın bu üç kısmı nda görülen ade·

ede rke n gürcü lerle crmcnilcrdck i memnu· niyetsizliklerin s ı rf idari suiistimaller ve askeri komendııntlann keyfi hareketlerinden ileri geldiğini kaxdcdiyor. Müslümanlardaki memnuniyetsizliklerde i se dini ve içtimai !mi l lerin rol oynadığını kabartıyor. • On l a r , yAni eski hnnlann bütün salahiyet ve ik tidar­

mi memnuniyetleri izah

lanna malik bulunan komendantlar, - Gan yazıyor - hiç bir zaman idare ettikleri halkı tatmi n edemezler; çünkü, hı ri stiya n olduklanndan, ahkamını tatbik etlikleri Kur'an ile şeri ata bizımt inanmadıklan ahalice malümdur. •Bu, dini telakkiden gelen mfı· nevi ve nıhl sebeb yanında ahalinin rus i da res i n den bizarlığını mucib iştimal sebeb de vardır. Bu da beklerin, komendantlık ida­ resi ve nıs hı\kimiyctindcn b ili st ifa d e , Gü rcüstanda olduğu gibi.

k öy l ü le ri kendilerine tabi k repos t nov haline gctl �ck hususunda­

ki teşebbüs len l di r. Halbuki islfım dini böyle b ir vazi ye t i tanımaz - daeposınoyluk muhammedllte zıcldır! • ( Sah . 307). (O)

Tllrklere

o

zaman Rusjıada

lalar

dcnd'll malö.mdur. 1 17


Çar burokra t i dini hissin sade müslümanlarda deği l , Maverayı Kafkasyanın öbru mil le tlerinde de müessir olduğunu ihbal etmi­ vor. Şark - diyor - malüm olduğu

�eddün

nuru garbc buradan gitmiştir.

üzre,

dinlerin beşiğidir. Te­

• Müteşekkir garb • şarktan

aldığı meden iyet borcunu sanayi ve tekni k terakkileri şeklinde öde­ mişse

de

medeniyet ve kültür bakımından şarka çok şey vermemiş­

tir. Çünkü - diyor - din taassübünün

etmiştir.

buralardaki rolunu ihmal

Gan'ın düşüncesine göre sul tan , bizzat din Ulemasından

başlasa . evvela onlan asri bir şekilde terbiye etmiş olsaydı, şüphe­ siz milletini yeni l iğe alıştırmak ve memlekete tanzimat vermek işin· de daha mesud bir netice alırdı.

• Tarihten aldığı bu dersi göz önünde tutara k • , rus imperya­ liziminin l ı bc ra l l ı k satan bu • medeniyetçisi • Kafkasya •rwı

marlfet­

lle, (obnzovannost ) rus b.lldmlyednln ancak buutlyanhk bir ter· biye• i l e mümkün olacağı nı ve yalınız bu •uretle •sabık hükümdar­ lardan kalan islamiyet ve istibdad tesi rleri n ı n • yok olacağını kabartı­ )·or. (Sahife

3 1 0.)

Gürcüstan ek7.arhmın bu husustaki • meşk Cır• mesaisini kay­ dettikten sonra, ermeni kli ses i le i ki müslüman mezhebinin

dini

i ş l e ri n i tanzim ve kon trol a l t ı n a alınması hususunda d a h i senator Gan dikkatlı o lmayı ilave ediyor. Bu, bilha.,,.a ehemmiyetlidir; çün­

kü: c bir kcrre bunlar cenubi Kafkasaya atı.. l isinin üçte iki mislini teşkil ediyor; cenğaver bir ruha maliktirler; Asyanın diğer yerlerin­ de yaşıyan cinsdaşlarile ihtilat hal inde v� dai m i bir münasebeıte­ dirler.

İstanbul ermenileri de kendileıine mahsus i ncelikle i n t ri­

kan l ı k l a , buraya akseden şayıalara göre, eski büyük Ermcnistanın hayali ile yaşayorlar. Yerli

mlllliimanlanı gelince lıüldimet, diler taraflarda oldup kadar bunlan nıhm daha run ve tealdıı ecleme­ mlftlr.• (Sah. 31 1 .)

Dini tes i r ve kontroldan başka senator Gan, cenubi Kafkasyada rus • marifetinin• yayılmasına ve rus dilinin öğretilmesine dahi ay­

nca

ehemmiyet vermektedir. Ahalinin bütün sınıf ve tabakalannı rusca okutmak ve rus ru­

hu i l e alıştırmak için sarlolunaca k emek ve sermayenin boşa gltmi­

yeceli ne senator em i n dir . içe ri Rusyada tahsil görmüş yerli gençler, memleketlerine dö­ nünce • m i l l i rus m a ri fe t i l c

gelecek ve kendilerini terbiye eden

memele kete karşı derin bir aşk ve bağlı l ı k göstereceklerdir.•

1 18


Rus dilinin esaslı surette

yerl ilere öğret ilmesindn başka •hu

ınemlekette uowm tarafından kullanılan tatarcayı (tUrltceyl) bllm rwı mıemurlannm yetiştirilmesile idarelere tercihen biıylelerin i n alınması a dahi Gan tarafından c iddiyetle ileıi sürülüyor. c Şu su­ retle - diyor - yerli mütercimlerden de halas oluruz . • (Sahife 3 1 3.)

Azeri

türkcesinin

(ıa·ıarcasının) yerli müsl!imanlann dili ola­ Gon, gürcü ve ermeni dil­

rak öğretilmesini, bahis mevzuu e t meye n

l eri ile dahi alelAde o k uyub yazmak derecesinden fazla meşgul olmayı zararlı bu l unyo r. •Kendi edeblyatlan, tarihleri ve milli irfan.

lan ile mefgW olacak

lstldath gençler, müsbet bir şey elde etn'ıe­ ylb boşuna wkıt öldürdillderlndm• maada , bu lstlgal •kendilerin· de ıtfal ve huzursuzluk bala hatalı bir milliyet ldealının dojpnası· na aehep olacaktır• ki, bu, ayni zamanda •kmdllerlne Umld bağ­ ladığımız bu güzel gençliği, meml ek et i n faydası namına yegtne lntlsab etmeler! IAzım gelen n111 milliyetinden kendJlerlnl ayn tut· maya dahi

sebeb ı�kll

edecektir.•

Paskcviç-Mcçnikof projesini canlandı ra n ayni ıı.ıslaşıırma kay­ nağından su içtiği yukanya aldı!\Jmız fikirlerile parlayan senator Gan ' m tanzim ettiği islAlıat p roj es i dah i . rüliısa ett iğimiz · ideolo­ j isinin • mahsuludur. Ru s koloni sistemine sadı k tır.

• Maverayı Kafkasya Nisan

şıyan bunun 10 tur.

idaresini • islah müesseseleri • unvanını

ta·

1 84().da tasdik ve 1 84 1 -<lc tatbik olunmuş­

Muhtasarca, • IO Nisan müessesesi• (uçrej deniye) namını alan ve tatbiki, ahalinin umumi mu ha l i fc t i boykoıajı ve k anl ı kıyamla­ " ile karşılaşan bu •mücsscscler•in uğradıktan akıbet, üzerinde du­ rulacak inlere ve hud ud iyct l c ri haizdir! ,

1 19


AZERBAYCANDA

RUS KOLONi SİYASE.11 iV

' Senatör Gan'ın eseri sayı l an • ıo Nisan 1840 m üessesesi • , Ce­ nubi Kafkasyayı merkezileştirilmiş bir nıs kolonisi haline get i r­ mek n iye til e hazırlanmıştı .

Haiz olduğu esaslara göre • Yen i Macerayi Kafkasya müessese­ leri • aşağı da k i hususaıı haizdi : Cenubi Kafkasya - 1 1 kazadan (uyezd) ibaret Gürcüsıan-lme­ retiya vi l aye ı ile, 7 kaza dan mürekkeb Kapsi havalisi adı al ı ı nda 2 •gubemiya• (valilik) teşkil ediyordu. Bu iki vAlilik ayni zam anda idari yük se k salihiyeıleri e l i n de bulunduran •Maverayi Kafkasya müdürii • umumisine u\bi bulunuyordu. Müdürii umuminin, aske­ ri kumandanlık, cinay et mahkemeleri ve mem ur l an azil sahalann ­ daki müstesna sal fıh iy eı l er haricinde, mMik olduğu saJ Ahiyeı , içe­ ri Rusyadaki general-gubematorlann salAhiyeti idi. Ayni zamanda müdürii umuminin yanında ve ri yase t i nde , yükse k i da re i ş leri n e bakmak üzre, • Sovye ı glavnogo upravleniya • a dı nı taşıyan bir nevi · Devlet şurası• tesis olunuyordu. Bütün azmi memleketi ruslaşıırmak ve idareyi merkezleştir­ meğe verilen Gan'ın bu eserinde bittabi yerli hiç bir hususi)'Ctc hür­ met yoktu. Ne • mtıalllmıııı • , ne ele sUrcU luunmlaruıa bundan 80Dl1I ııtna eclllmlyecekti. Yerli nizam , örf. adcı ve kanunlan ıanımıyan • Yeni müessese• yerl i mcmurlan dahi tannnamış, o zamana kadar mevkide• bulu­ nan yerl i büıün vilfıyeı beklerile maha l n ai b lerinl rus •uyezdni naça l n i k l er • ve •uçastok zascdatel •lerlc değişmiştir. Hanlık devri an'anesile idare başında buluna n beklerle atalar, zam ank i bürokrasi anlayişile, e lleri n deki topraklann mAliki dc­ Qil , sadece müdürleri idiler. Bunun için kendileri, yeni kanun mu­ cibince, idare başından atılınca, ellerindeki toprak ve mül klerin al ınması mantık. icabı idi. Bu mantıkla yürüyerek, çar hükCımcıl 25 Nisan 1841 karan muci b ince, Kazak. ŞemŞcdll ve Borç.ılu ka· o

Kurıuıu,, Sayı 41, Marı/1931

1 20

Berlln


1.alanndaki alalann milllr.l eri clleıinden .dınmış, kend i leri ne , ıc­ kaüd• maaşı bailanmışllr. Şu su re ı le miil kedarl ı k tan ıekaüdc sevolunan alalann sayı 59-u buluyor ve 102 Türk köyü ile 1 245 ev ı eşk i l eden köylüler • tekaüd • pahası mukabilinde ağaların id.ıresin­ den çıkıyorlardı.

Hııistlyan.olmalan lıaseb il e , ayni vaziye ııe

bulunan ermeni köv­

• tekaüd• parasını ve rmek t e n muaf ıuıuluyorlnrdı. K� ­ ı.ak cala•lannıı tııtbik olunan bu ıcrtibin büıün Azcrbavcan · bek >­ leıine dahi' teşmili bekl en mekt e iken , had i sa t , bu ıas� vvurun fi. kirden işe seçmesine mani ol m uştu r . Yerli bckleıi idareden u1..-ık­ laştınnakla beraber topra k mülkiyetirıden de ayırmak kasdını gü­ den bu devirdeki çar kolonizatorlulu, idareye getirdiği rus memıır­ l an n ı , ayni ı.amanda to p ra k m&liki eımek surcıilc - daha Paskcviç zamanında iken düşünülen - •asıl rus zadcga n l l ı ğı n ı n • buralarda yerleşmesini yeni bir çeşni ile tatbik etmek istemiştir. • Uçaştok lüleıi ise,

1.asedatelleıi• - yeni müessese m uc ib i n e " - 25 desy.ı t i n m i k ta· nnda doprala mAlik olacaklar ve bu topra k l a r yerli köylüler ta­ rafından ekilib-biçilecekti. Şöyle k i • zasedatcl lerin • idaresindeki m ül k l er , yerli ahaliye örnek ol a ca k bir nevi • nümune çiftli kleri •

şeklini alacaktı. • 1 840 müesseses i • nin h ü k üm ü n d e n sade , müridiıın hareke t i n e ve dııha teslim olmamış b u l u na n Dağıstana mücavir Kuba \'C Derbend kazalan dışanda bırakılmışlar d ı , Cenubi Knfkasya n ı n diğer bütün kı sı mlan n da ise 1 84 1 - in son u n a doğru, 1 0 N isan n i 1.am1 kAmi l en tatbik edilmiştir. Rusyadaki niı.amların bu memleketlerde ayni ile tatbikına son derecede i t i na göste ri l m i ş ; o k�dnr ki, evvelce ıutumuıı

de bilmünasebe k aydo l u nd ulu vcçhile, • kadınlan erkeklerle beraber kırbaçlanmas ı •

b i le unu tu l mamı şt ır .

O ı.amanki Mavcrayi Ka fkasyn müdürü umumisi Golo\' i n l e bizzat Gan'ın •Yeni m üesse •n i n nhall tnrafından minnet ve şii k ­ rlnla karşılandılı. lmperator 1-nci N ikolaya gönderilen resmi raporlann tantanalı mımıunlannı teş k i l nylcmls; aynca, kendi • teşekkür ve ubudiyetleıini pay t ahtl hümayuna biu.aı arzctmck � • . Gan tarafından ıcrtib ol una ra k . ikisi gürcü dvorvnnlanndan. ikisi Azerbaycan beklerinden, dördü de �chi rli sınıflardan mürck­ kcb murahhaslar heyeti sureti mahsusada Sı. Pctersburgıı göııd,·ril· miştl. Veslkalann, göndeıi len bu hcyel!cki murahlınslnrırı aha l i \'C

7.lilcglınlar ıııra!ından değil, bizz.ıı ı sen ıı t o ı dlifni kayıtlarını dahi un utmıynl ı m .

Gan tarafından bellen·

ı:ı


Bu gibi · ı �1.1hüraııa n • maada 10 N i san milcsscses l nin tatbi­ ki • Kaspi v i lı\ycı i n i n • me rkez i bulunan Ş.·mahıda toplanan resmi hir i h t ifal ile ddhi • ı es ' id · olunmuştur. Birinci KAnın 1 840 'da , Knspi vi l�yeli n i n , • bü t ü n kazalanndan gelen murahhaslardan• mil· rck keb kalaba l ı k bir i ç ı i mada senator Gan • I O Nisan n i zam ı onın ehemmiyetine aid büyük b i r n utu k la vilAycı dairesini ( pa l a ıa) aç­ m ı ş \'e ahaliyi impcrator namına t eb ri k etmiştir. Bir gün sonra, ıoplnnan m u rahhaslar namına. Gan ' ı n n u t k u na cevab olarak, im­

türkçe bir maruza verilmiştir. İmperato­ raporda hu maruzııd an ba h seden scnator Gan'Ja • m üdürü umum • Golovin onu, aha l i n i n filen gösıerdil!I • sevinç ve m l n n c ı ıarlığıı • n isbcıle • çok 1.ııy if• bul u yo rl an {*), pcraıora arzcdilmck üzre ra ııöndcrd i k leri

Aj!a ile Min.a Fethallnin islmlerile çıkan bazı yazı lar •Cildin• muhtevi

Bund.m başka Abas Kulu al!ı kad:ır ve kalemlerinden

olduııu maıeryal lann bi r kı smını teşkil etmektedir.

Abas Kulu Ala­ 1.amanki müesseselere hüliısa ma l iı ma ı ile Tifüsle toplanan Kafka•

n ı n hanlıklar devrindeki idari islilhnt ile o aid olMa k bırn k ı ı� ı

kom i tesi karşısında /Ucrbaycan Asilzadelerinin haklannı müdafaa yo l undak i mü dafaa ve m il n a kaşa l a n şayanı dikkaıtır. Halbuki

resmi bu n i kb i n l il!e raAmen, • i s l aha t • ın hiç de mu­ ş ü k rA n la ka rş ı l a n ma dı l!ın ı

vaffakiyctle geçmeyib , aha l i tarafında n havad i s gcc i k med�n göstcnnişıir.

kerrc 1 0

i•lahatının neticesinde me murl ann sayı mahkemelerde b i ri ke n işlerin miktan 2400 den 4846-ya vannışıır. Memurlann maaşı ise, mcm l ekeı t en alınan maliyaııan 1 567 000 gümüş ruble kadar fazla olmuştur. Kırtaslyc­ �· i l i k ile iş u1.mı d ı nn as ı ise C en u b i Kafkasya iç i n yeni b i r manzara ıeşki l e ı m işıir. H a nl ı k devrindeki şeriat mahkemeleri i l e komen· dan ı l ı k devrindeki divanlar, hiç olmasa, sür'atle iş görüyorlardı . Bunlar, Pctruşcvskinin yazdıl!ı gibi, halı.ikaıta d ıı •seri mahkeme­ ler• i d i . Aha l i n i n yeni mah kemel e ri boykotaj eıtll!ini rua ıarihci­ lcıi ıesbiı etmişlerdir. Bir çok luızalanla ..-mlyetsbllk kanlı isyanlar teklinde patlak vermı.dr. Azcrbaycanla Gilrcilstanın Ca • Kclakanla (Zakaıala) H u ri a gibi, bir çok kazalarmda çılcan bu isynnlar • ruslardan bi l e beklenmedik vahşiyane bir tarzda • , ş l d ­ Bir

N i sa n

704-den 1 3 1 1 -e ç ı k m ı ş ;

dcıle ba•Unlmıştır. ( •) • M a ıerynllarodon aörüldüton• göre Gan� o ru1C.11 nuılumu Alııu Kulu Ap Bakiluınof ıllrlıçeyc ıttellmo ellili sibl, munılılıaslann ıur•

olarak yozdıldan maruzayı da Mirza Feıhalı Ahundof ruaeaya mlJllr

1 22

ıen:Umcı et­


Bu hadiseler ka,..ısında r�sml Gan-Golovin nikbinlijti Potcrs· burg muhalifinin şüphesini celbcderck, Mavernyi Kafkas i şlerinin tekrar tefılşinc karar veri l miş : bu iş bu defa Çemişcv ile Po1.cnin riya.selinde teşkil olunan bir komisyona bırakılmı:ıı ır. 1 842-ııin baş­ lannda Kafkasyaya gelen bu komisyon • Yeni nizamı n • neden do­ layı ahaliyi tatmin etmediğini ve ne gibi noksanlara ve usulsuzluk­ lara mAlik olduAuna tetkik ve tahkik etmi�tir. o!Carabaıt ma h a ll inde - Pazen Golovine yazıyordu - kaza (uyezd) idaresinin faaliyetsizlilti, işlerdeki perişanlık ve anarşi, kaza idaresinin ahali ile muameledeki beceriksizliği, hJl k ı n maalesef, çok haklı şikayet ve nar�ılıklannı mucib olmuştur.• Şcmahıda bulunduQu zaman, po1.cn • on aaa ı esnaımda bir çok arize l er ve şikAyetlcr almıştır. Bu mürJcaat ların umumi ifadesi

- onun ta bi ri nce - zabıta yok tur , mahlıemc yoktur, emniyet yok· tur, bak ve hakikat yoktur - llÖZlerindc hUIAsıı olunur.•

1 843-de jandarmalar şefi A. H. Bcnkendorfa yazdığı mektupta Çernişd 1 0 Nisan nizamının K.ısip vildyctlrıdc (yiıııi Azcrbaycanda) ki net icclerile biu.at scnııtor Gıın ' ı n faa l iyetini k.ıranlık tablolarla tasvir etmektedir : · • Bu vtllyetteld yülıalı tabaka mcmuplan (yAnl banlar-belder) kenclJlcrlne mahsua bak ve hukukun mahfuz kala­ ca&ma artılı inanmıyorlar•; • incirler tuj!yan hal indedirler• ; • yollar­ da ga re tgc r l i k kuvvetleniyo r - . • memurları ancak cinavct ve irtişa işleri meşgul etmektedir•; mcnscb ve memuriyet alma işi eskisine nisbctlc, şüphesiz, daha satılık b i r şekil almıştır! . . Pozen gibi, Çernişc:v de evvelce Parkcviç · M•-çnikov. sonra <la Gol ovi n.(ian projelerini hazırlamakta biu.aı i ş t i rak adamlardı. Şimdi ise bü t ü n kab.ıhaıı Gana yilklüyerck, muvaffakiyctsizl ij!in •CSCr•den deıtil. • müessir-der ileri geldiğini kabartıyorlardı. Gan projesinin lnAsında ıaıbikaıa nid beceriksizl i klerin tesiri ink4r edilmemekle beraber, bu iflı'!.sı celbeden Amiller daha şü mullu idi. Çarizm o zamanki sistemine ıaıabuk eden sosyal bir zümreyi bulub da ona dtıyıınmaktıı daha sarih bir karara gelmiş detildi. Kendi bü nyesi itibarile mümtaz tabakaya, toprak foodal­ lanna ve köylülerin bu tabakaya bağlı • k repostnoyluk o sistemine dayanması zaruri iken, o, bilhassa A7.crbaycandaki hanl ı k t a baası· na, mllslllman olduklan ve cebirle istilA cı:ildiklcıi için , i t i mad et· miyordu. Onun için de, burada , Gllrcllstandıı oiduıtu gibi . sarih olmıyan köylll-feodal mllnascbatını, kendine güre ıcrsir ederek, be k l e ri n mUl kcdar dcgi l , m ı'!. l i k olduklan toprak ve köyler üzerin·


de

sade idare ha k kına ırui l i k birer memu r olduklan üzcrtnde dur·

mayı faydalı göriiy ordu. Gene bunun için Paskeviç-Meçnikov gibi,

iilare,

Gan da kendi • isllıha t • tasavvurlannda veril beklen

de

ıopr.ık mülkiyeti nden tecrid etmek ve

burada su n 'i

hem

rus zedagA­

nizaınına bu, yeni rus idaresi tararından i h ma l ve iğnuz olunan •nüfuzlu kısım• - yıl­ nı ,.., müdiran zümresi yaratmak istiyorlardı. 10 Nisan

karşı yapılan muhalifctin asıl muhaffi kleri de işte nl beklerden ibaret ti.

O

zaman k i rus idari istillihile •yüksek müslüman tabakası •

ni l en Azerbaycan bek lerini n ,

çarlığın

de­

tesis el liği koloni sistemi le­

hinde çalı�masın ı n ycgiuıe şartı, toprak üzeri nde ki nın kabulu ile milm tnzlığı nın tanınması idi. HlllAsa

mülkiyet hakkı· eııiğlıniz eseıin

muh tev i olduğu muhtelif vesikalardan sezilen bu h ikmet Şimali Karkasy:ılı Musa Paşa Kundak'un hatıralı ile dahi sabi ttir. Barya t inskinin

II-nci Aleksandır

namına yazdığı

Knyaz

raporu hatıratına

i l�vc eden Musa Paşa bu rapor dolayısile kendi mülılhazasınr da­ rus maraşalının rus k i naye ile işaret ede­ rek . • Kafkasyada h ı ri s t iy.ınlığı neşi r cemiyetinin • faaliyetine yeni· den milsaadc ed i l d iği halde, çarl ığı n odvury•ıılİlı ebediyen lllllh­

hi kaydeylemiştir. Bu kaydında Musa Paşa hükümctini çok t a iyi tanımadığına acı

vetmek

hlr

suretlle Rusyayı nmhctıb bınalıtıltm• yazm ış t ı r ( 1 ) .

Hül:isa e t ı iğimiz c i l dm mildllrii Peıruşcvski n i n , 1 840 seneleri­ ne

doğru

hükiı mct i n Azerbaycan feodallerile anlaşmak ih t iyac ı n ı

b i lh:ı"a hissetmiş olduğunu kaydediyor. Bu i h tiyacı

bcb

doğuran sc­

ise Türk i ye ile muhtemel harb arifesinde yerli bekler arasın ·

Türkiye nüfuzu. yulü.nda kaydettiğimiz Çer­

d a sez ilen Türkiye t e mayülü endişesi olmuş imiş.

nun bu s ı ralarda kuvve t lenmesinden

nişcvin Bcnkcndorfa yazd ıtı mektupda dıı h i bahsedilmiştir. Esasında köylü

hareketi

gibi gördü�ü

1 830-1 840 scnelcıin­

isyan lan ( 1 ) dahi, Peı ruşcvs k i , çarlıl!ın

deki

beklerle anlaşması

için sa i k olara k güstcriyur. Ayni za manda Oağıstanla Şimali Aur· baycanda kuvvet lenen nakşlbcnd i tarikatıııın içt i mai ve hareket şeklindeki • milridizme•

siyasi bir

karşı resmi din llleması-mollalann

haı ı n nı al mak dahi rus hilHımetlni meşgul etmiştir. Çcm işcv ile P01.cnin teftişleri netices i nde 8orça l ı. ııplarına t a tbik olunan tedbiıin ı

1)

• Kafkoz•

1937.

ön'll ne geçilmiş,

Nr. IG-46.

12) Bu yıllarda •ınürid izm • ile lanndan ki.iıylü isyanlıan olmuttur.

1 24

Kazak, Şcmşedil ve

hemen

a16kodar

olllnı k Kuba ""

Şlrvon

ıaral·


ge � de kalan beklerin toprakl anna art ı k dokunu lmama� a karar . . Maverayi ven lmış; 1 843 yılına .ud Kafkasya idaresini hüliısa eden raporunun tabirince • muııyyen bir 1.ıımanıı kadar mül k i veı hakla· rma (beklerin) temas cdilmiyerek , hazineni n hususi � ü lk iw t le r · üzerindeki dııvasından sarfın87.ar olunnıuştur .. Çemişev-Pozcn tehişl neticesinde Gan tarafından vücudc ge­ tirilen • müessesat •da tadilat dııhi yapılmıştır. Pek radi kal olma· mııkla beraber, düşünülen bu ıadlliıt başlıca yerli beklerin mülki· yet ve zabıta işlerindeki alfıkalannn aid olmuştur. 184J-1845 se· nelerinde • müdürü umumi Neydgan zamanında ya pı l a n bu tadi· lata (!Üre, rus memurlarile beraber beklerden ve diğer • yüksek tabaka • müemessillerinden ibaret •yerh anasınn• da dcv lcı ma· kinesına çekilmesi karara al ınmıştır. Dahn 1843-ün başında mem· leket müdürü umumisi yanındaki • ŞÜra• beklerle, mah al naiblcri ve binbaşılann .1.abıta (polis). işlerinden u1.;ı k laştırılmal:mnın yan· lış bir tedbir olduğunu esefle tesbit e t m i ş ; • uçastok zascdatcllcri l c - . köy •Slarşl nalan•nın - cmllaıetslz ve ehemmiyetsiz ışahıslar ol­ duklarmı• kaydeylcmiştlr. • Şılra• işbu müşavercsinde, hemen mahal naibli klerinc yen i· den mülk sahi l;li •zlnllfuz yerWerln• tayin olmalannı, k öy l e rde da· hl zabiıa ve emniyet işlerinin •beklere ve emsali adamlara• veril­ mesini (3) tavsiye etmiştir. Fa.kat Kafkasya Komitesi bu kadar i le· ri gitmiyerck, • tadilit olmak iizre • , yalnı7. disiplinin kuwctlcndiril · mesile kethudaların salAhiyetlerini ıınınnağa ve bu hizmete dahi beklerle aRalann celbine karar vermiştir ( 1 0 Eylül 1 843 karama· mesi). Diller hususata gelince, • tadiltıt• yalnız şeriat mahkemelertnln saltıhiyet dairesini ııcnlşletmeğe aid olmuş • 10 Nisan 1840 nizam ı • mucibince sa d e niUh v e taliık işlerine ba�mak hakkındalar iken, şeriat mahkemeleri şimdi ( 1 842-1844 ) , m ü l ki, veraset bordanmn ve şaire J!ibi davalann halli dahi bu mahkemelere geçiyordu. ŞÖ)'· le ki. 1 1144-de, Petruşcvskinin ) azdığına göre Azerba)'canın 4-5 kazasında rus c sudlan • iş bulmıynrak. kapanmışlardır. Bit tabi bu • tadil • kadılarla mollalann mcmlckeıtekl nüfuz ve ehemm iyetleri· ni artınnaRa scbeb olmuştur. • Tadilı\t •, ayni 1.amanda yerli ahali· nln adalet hissini bilhassa tahkir eden •rus adalet i n i n • kadınlan dövmek CC2a5ını dahi ilga etmiştir (4). (3) (4)

V. N. lvsneııko.

Ru• meceıı .. tnin XVl·n�i cildi ıs 1 24 .

125


• Tadi laı .ıa güdülen esaslı maksad Kafkasyadaki rus koloni sisteminin d.ıyandığı içtimai kökü imkan dahilinde genişleııinnek· ıcn ibarc ı ı i ki. bunun icrası 1 845-de Kafkasya namestnikliğinc lvisruvalığuıa) tayin olunan M . S. Voron sova havale edilmişti . Namc s ı n i k i n sa l ah i 0y et ve mevkii • müdürü umumilerin• sa· lahivet ve mc•· k i lerinde n başkaca idi. Muhtelif nez.ıretlcr bilava­ sıta. ona emniyet edi len vilayeti n idaresine karışmazlardı. Na· mcs t n i k doğnı sca impcratora müracaa t etmek ve ondan emirler ıcl:ikki etmek i m kanında idi. Bu. çarın bir naibi idi. •Naımstnlk• tab i ri ni . o zamanki istilıihla. Azeriler ve lranlılar • tahtüllefz • ter· etime ederek •canlfln• şeklinde kullanıyorlardı.

Fransız gcncral-gubcmatorunun Elcczairdeki sallıhiyetlni o za. manki • canişini n • Mavcrayi Kafkasyadaki salahiyetile mukayese eden muasır rus müdck.k i kleri - ikincinin bir cihetce birinciye fai1 olduğu net icesine gelm işlerdir. Rus koloni siyase t i n i l rana nüfuz eıtiımek vazifesilc mükellef olan Vuronosovun bu siyaseti tatbiktcki taktiki ve faaliyet tarzı, ehli nce, bellidir. Onun Kafkasyada güllüğü başlıca siyaset • yilbek müıılünwn ıabakash ile ıuıl.qmak (gürcü zadegıinlarla da keza) idi. Bu hususu temin için o • müslüman • beklerinin toprak üzerin· deki mülk iyet hakla nnı kanunen tanımak ve Azerbaycan köyünde foodalite mü nascbatile · krepostnoyluk • esaslannı muhkemleştir· mcğc �·arayan tedbirler almıştır. Tiffü tc bekler ve ağalara aid işlerle meşgul bir komite tesis olunmuştur. Bu iştigal net icesinde • komendantlık• idaresi yeni· den tesis edil memişse de. beklerin toprak üzerindeki haklan tema· mile tanınmış ve •mülkedarlıldan• kanunen tcyid olunmuştur. Gan zamanında olduğu gibi . yeniden hanların . beklerin ve ağaların haiz oldukları hak ve hukuk ycnibaştan tetkik edilerek, bu defo tema· m i le aksi bir neticeye varılmıştır.

Voronsov tarafından kendi•ine havııl� olunan bu işi tekmil sonunda şefine ra po r yazan Ladinıki diyor ki - •ben kara mıı.

IUman uınaat ırun kaba ltlyııdlannm yalnız kendlla1ndaı olm zengin �e ztnllfuz yübek tabakaya ._..p adamlar ıanfmdıııl zabt ve nıbt alına bllecqlne• kAnilm. • Kendi faydasını gütmek iızre • hükiımeıc ıeklir olunuyordu ki : •Auriıaycan ahalla ıuum­ da ötecknbert vllcude gelmlf bulunan ytlbek tabakayı mlnım clü· f(lnneylb, bllakb tutsun ve yübelllıln (5) .. Ladinski, beklerin, ( 5 ) l.adinıki

nporu. 16. 2. 1846.


herhangi şekilde olursa olsun, fiilen ellerinde bulunan \'erlerin hukuken kendi mülkiyeti muılakalanna \'erilmesini ıavsiy � ed i yo r ve bununla kalm ıyarak, bundan sonra dahi kendilerine yeni ıop. raklar ve mülkler verilmesini lüzumlu bul uyordu. Bu topraklar. dakl köylUler •eskide olduiu gibi (?) beklere tibl n:yet halinde kalmabdırlar•. Ladinski • hal ise, rencbcr. reye!, nöker• gibi türlü kısımlara bölünerek muhtelif şekil ve münasebetler arzeden hu­ susa t ı n temamilc ortadan kaldmlara k , sade •mülkcdar tabii. sıfa­ tının bütün köylülere teşm i l i n i istiyordu. Ayni zamanda Ladinski köylülerin bir mülkadardan öbi r nıül kedara geçmek vcvıı mekan dcliştlnnek hakkında olmadıklarını da müdafaa ed iyordu k i . okrepoatnoylutun• bariz alimetlerlndm biridir. Lodinskinin bu raporunun muvafık gören Voronso\· meseleyi merezi hükümeıe an ile kabul ellirmiş ve 1 846-nın Birinci Kanu· nunun 6-sında çıkan kanun, Azerbaycan ıııülkedarları için, adcıa feodal.lılm haldkl beratuu teşkil etmişıir. Bu • beraaha göre - • Yüksek müsllôman ıababsı•nın men­ supları eskiden filen "mıilik olduklan meskiın ve ıroyri meskün yerlerin nesil-benesil sah ib ve malikleri oluyor; 1 8-IO-dan son ra (Gan islAhatı neticesinde) kendi lerinden alınan topraklar '"' mülk­ ler tekrar kendilerine veril iyor; Köylüler d ah i beklere merbut ya­ rım kul vaziyetinde •mlllkedar ıAbll• oluyorlardı (6). Bekler köy­ lüleri sade i klisadcn istismar hakkını de�il, ayni zamanda onlar üzerinde zabııa ve icrayi adalet hakkını da kazanıyorlardı. Ata vazifesini yapamıyan ve kabahat işleyen Uibl köylüyü bi=ı cı.·1.ı­ landırmak hakk.ı n ı almıştı. Şu suretle, 30-40 y ı l l ı k sallanıı ve ı �reddüııen sonra çarl ı k , Azerbaycan odvoryanatvcmuıu• tanıyor ve mensuplarına mül kedar· hk hakkını temin etmekle, kendisi için kııbill tasavvur olunan • d<>tru bir yola• giriyordu; gerçi • yilluek müslliman ıabakaııı •nın ferden odvoryanlıı, . nı kabul eden çarizm hırlatlyan olmıyan bu odvoryanlarao Rusyada ve Gürcüsıandn olduğu gibi, •dvoryanııt vo tnbab ve ıqldlAııo hakkını tanımamakta sonuna kadar israr et­

miştir. Aurbaycanda rus koloni siyasetinin muayyen devrini tenvir eden bu maUlmat, şüphesiz, meseleyi muayyen neticeye b.ığhyıın bir hulAsaya muhtaçtır! . . .

( 6 ) Ciöyllllerin bu vaziyetini ıar.llen 21 . 12. ıwnolertnde movcuııur.

1847

\" C

5 . 8 . 1 852 karar·

1 27


AZERBAYCANDA RUS KOLONİ SİYASETİ v

Bu defa yaıdıklanmıza ne t i ce bailtyan bir hülAsa vadet mlş­ ı ik. Fakaı şu sırada el i m i ze yeni materyallar geçti ( 1 ) . Bunlann ver­ diği ıe l k i n ile çarlığın, Canişin Voronsof vasııasile Azerbaycan lcodallan hakkında tatbi k ettiği s iya se t üzerinde bir az daha d ur­ mak isted i k .

J D-40 y ı l l ı k sallantıdan sonr.ı ça rl ığ ı n, Azerbaycan da kendisi için tabii olan •en doğru yola • gel di ğ i n i ve bu yol un da • yükse k müslüman tabakasının • mlllkedarhk bakk• m tanımak ve mensup­ larına • d\'oryan • gibi ba k m a k ta n ibaret ol d uAun u yazdı k . Bu ccviş in R usya siyaseti için n e kadar mühim ve tabii temam· ile ayd ınlatmaia yarar - • Materyallaroı n yenice intişar eden ikinci ı·i ldinde - şayan ı dikkat materyal l ar vardır. Bunlar bize Voronsof devri n d e k i • fcodallara doğru • istikametinin siyasi zaruretilc beraber idarri h i k me t in i hem de dvoryan ve krepostnoy Rusya için tasavvuru kabil bulunan siyasetin ideoloj i k esas la rın ı gösteriyorlar. 1846 i radesi nin hakiki m üel l i fi ve bu husustaki icraa tında Voronsofun sağ e li general · mayor Ladin&ki, ted birin lüzumunu izah <-den raporunda, • yüksek ıabak a • nın imperatorluk için ehem· miyeti meselesine temas i l e zamanına k.ıdar yapılan bu sahadaki icraat ve hataları te n k i d ederek diyor ki: • 50 yı la yak ındır k i ,

Maverayı Kafkasya Rusya idaresindedir.

Bu kad a r müdde t t e kara cemaat (ruscası : çcm) bir kadem olsun dL"Vlcti be n i mseme k bakımından aldka ve şuurlu bir anlayış eseri göstermemiştir. Bunların akl ı • göılerindedir. Yüksek tab.ıkaya bal· ( 1 ) oJ • Kotonlyalnoya poliıllta '°'->İYJk.oııı> tArizma v AzorbeydJııne• C ı\zerbaycaııda nıı çart ı ııuu n lı.oloııl slyıuetl) adındaltl •Materyallar• serisi· ııln ikinci cildi. Ma.kva · Leninp'ad. 1937. S.S.CB. tuaı Akademlıl.

b) Gürcü•truıın Rusyays iltihakından g<ÇCD 100 yıl m tlle 1901-de Tifli•ıe. KJıfkıuya erkinı harb dalre•I ıaral'ındıuı çılıanlmıt •Utverjdenlye ntHluıiJO vıJadıçntva noıı Kaflr.aze.,, Kurt uluş, Sayı

1 28

42.

Nlaan / 1 938 Berlln


lıdırlar. Küçlik bir sebeple, herhangi namü•a id bir şcraiı dahilind<, ruslann şu ve ya bu müşkülata uğnyncaklan sırada bu halk hemen beklerl e , al!alann arkasına takılarak gidecektir. Maverayı Kafkas· yanın çokluk kısmını müslümandır; itil:ad enikleri din itibarile bizleri çekemiyorlar. Devleıimiz tarafından gösıcrilccek adaletsiz­ l i k vukuunda bu muhiıin sadakaundan nasıl emin olabiliriz; yük­ sek tabakası asırlık hak.lanndan ve imtiyozlarından mahrum edi­ len bir memlekette ise cmniyeı \'C asa�1şın kökleşmesini ummak n asıl kabil olur? . . . Yüksek tabakayı gayri memnun bırakmakla,

kara cema.ıtın sevgi ve sadakaıını cclbcdcmc­ mabada, yalnız yüksek mllslüman tabakasının bize bathlılı ile nail ola biliriz (2) .. biz

hiç

bir zaman

yiz. Bllakb bu

Müdafaa ettiği bu göıiişün şüphesiz ve isba ı tan müstağni bir hakikat olduğunu teyit için, Landinski 1 9 1 8-de Gürcüstan ıabiiye­ tinde bulunan Kazah, Şernşedil ve Barçalı ağalannın, geçmişte va· Hicri bulunan şahzade Aleksandır'ın d.ıwı ine rağmen, devlete şa­

dık kaldıklanm kaydediyor ve bunu buradaki aj!alann rus idan:si ve himayesi al tın da kendi mülk, nüfuz ve i ı ibarlarından emin bir vaz.lyeııe olduldan ile izah ediyor.

Ladinski raporunu yazdığı esnada cereyan L-<lcn hadiselerden de kendi görüşünü ishal eden vak'alar zikrediyor. O za:manlarda

Zakatala

taraflarında hüküm süren Danial bek ( l l isu sulıanı) Şamil

tarafına gt:Çerek, isyan etmiş . bulunuyordu. Şu sıralarda kniyaz Ar­

gutinski-Dolgorukof general Şvartsa eöndcrdiği raporunda Samur boyunda.ki kıı'aları oradan götürmeni n hbil olnuyucağını - çün­ kü böyle yapılırsa - Daniııl hareketinin Kumu kluğa oldugu gibi, Şek l etrafına dahi sirayet edeceğini anlat ıyordu. Ladinski bu vak'ayı • Şimdi de kara cemaatın yüksek ı.ıbaka 11rkasından gi t t iğine canlı bir delil • olarak ıılıyor. Ladinskiyc göre Argutinski dahi • müslü­ man ahalinin, Danial misalinde de görii l düj!ü veçhile , haksızlığa uğı'amış maj!dur ve kırgın herhangi bir bey in arkasında isyana ha­ zır olduğıı • kanaatındo imiş . • Her halde şunu gözden kaçırmamak lazımdır ki - Ladınski diyor - muhamme dllerin bizden din ayrılığı hasebile nefrette olduklarını hesaba alaril, dost olacakları mümkün iken, ve orııı­ da sebep yok iken, yüksek tabaka mümesrlllerin i maRdur etmekte fayda görmüyorum (3) . . . • (2)

•Koloni ıiyaııeı l•, clld. i l .

(3) Ayni ...,.

Sahir. 123.

Sahife 124. 1 29


Ayni muhakemeyi biz, Voronsofun bizza t i mpcra tor l·ncl Ni· kolaya yazdığı muraz.ıtta da buluyoruz :

8 Mart 1846 ıarihini ıaşıynn bir m a nızas ı n da 1 84 1 -c aid Gan teşebbüsünü amansızca hı rpaladı k ıa n sonra. çarlı ğı n bu sınanmış adamı yazıyor ki :

·Bir kcrrc tasavvur olunsun - 1 8 1 2·d' umumen, buralardaki nüfuzumuz noktasından hususen - çok müşkül bir vaziyette i di k . Askerimiz az idi; alaylanmızın kadrolan tam değildi; ordu, zab ita n ve efra dı maaş l arını vakıında alamıyorlaı dı; Rusyadan yardım be k l emek gayri mümkündü; eski paytahtımız (yılni Moskva) fran· sızların e li n de idi (Napolyon istilasını kasdediyor) . Gürcüstan bile heyecan ve leşevvüş içinde idi; şahzade Alcksandır 1 2 .000 !ezgi ile Tiflisi tehdid ediyordu; l ranlılar b u vaziyetten istifade ederek, kendilerinden aldığımız ha n l ı kl an geri kapmak t eşe bbüs ü nde idi· lcr - Abbas Mirla külliyetli asker ve ing:liz topçulan ile birlikte Aros boyunda idi. l ran m ü şevvi kle ri el imızdeki vilayetleri do laşa­ rak, m üs l ü m a n l arı kafirlere karşı ıahrik e diyorl ardı ; zayiflediğini düşündük leri Ru syaya karşı harekete geçmezlerse, sonradan peşi· man olurlar. diye b u emisarlar - müslümanlan, şah ile oj!lunun m üsıakbcl gazcblerine uğ ramam ak için i kaz ediyorlardı. Bütün bun lara rağmen kendi mülk, menfaat , nüfuz ve hususiyeılerini, mevki ve i libarların ı nıs idaresi sayesi n de emniyet ve i t iba rc;la gören hanlar, bekler ve ağalar kısmen sakit kaldılar, k ı s me n hat· ta bize y ardı m bile ettiler (4) .. Voronsof bir de beklerin topraklan ellerinden alındığı ve ida·

re başından aı1ldıklan Gan zamanını tasavvur ediyor ve 1 8 1 2-d� ki şerait 1 84 1 ·dc olsa idi ha l i mi z ne olurdu diye soruyor ve o l841 kanunile gCıya faydalan dü"1nlllen •kara cemaah , menfutler1 zarara uğrayan nüfuz sahlplertnın arkasından giderek bizi yekpA­ re bir isyan karfısuıda bıralwdı. diye kendisi de cevab veriyor. Voronsofun zamanı nda - •hem ru s un ordusu çok, hem de Dağısıan isy a n ı n d a n başka, d evl e t i meşgul eden bir cihet yok iken bileo (müslüman ahali imkılnsızlık yüzünden isyan etmemişse de) beklerin zab ı ıa işlerinden uzaklaştınlması, memleketin emniyet ve asayışı üzerinde çok menfi bir ıesir yapmıştır. Manızatınrn sonunda Voronsof ıekr:ır hanlar, bekler-ve ağa· lann · hak ve hukuklannın • muhkcmleştirilmesi lüzumunda israr ediyor ve •bu surede - diyor - biz yüsek müslilman t abakasın ı

(4} 1 30

Ayni eser.

Sahife

6UIJ.


tatmin etmek suretile, m e m le ke ti n. emniyet ve asayışını ilcrsi için kat ' i ye n temin etmiş oluruz• .. Ve i l ave ediyor: •Bu tedbir dağlarda bizza t Şam i l üzerine kazanacaıtım ız askeri en büyük zaferden daha keserli olur (5) .. Ladınskinin de, Voronsonfun da düşilnüş ve argumentasyon· lannda Daıtıstan gazevatının müessir olduğunu görilyoruz. Hila mücadele hal i n de bulunan imam Şam i l in bu tesiri, devrin siyasi bir çok vesika ve t asavvu rla n n da görü l m ek t edi r.

Ayni Voronsof kendi tasavvurlannı tenkid eden baz ı devlet ri­ caline k a rşı · �opra k beklij!inin isliım memleketlerinde, ezcüm l e Ce­ nub i Kafkasyada dahi, Av ru pa dak i şekline y.ıkın bir tarzda var l ı· ıtını isbab ede n sözlerini şöyle bitiriyor : •Haiz ol d uj!u siyasi vaz i yet i i t ibarile, bu memlekeııe. yü k sek tabakanın im t iyazl an na dokunmak deği l , bi l a k i s o imtiyazlan var kuvvetle koru mak l hımd ı r , çü n k ü ı>apıanda kök salDllf demok­ nut cereyanma brfı ancak a.rtaıokraal ıılstemlnln teslrlle luu-tı ge­ line blllra . Ve ililvc ediyor ki : • Yazık ki bu güne kadar bahis mev· zuu bu demo k ra s i akınına karşı. b u ra larda , siliıh kuvvetinden baş· ka bir t edb ir alınmamıştır (6). '

Yukarıda Danial ın Şamil tarafına gcı,liğini bilmünasebe kay­

mufa.salca ra por yazan jan· deıtilc. 1845-de K ara ba j! hakkında da nn a muhabiri k api t an Prujanovski har.hk dahilindeki c siyasi intriklcrden • bahsederken, Rusy.ıdan dönr n miralay (po lko vn i k ) Cafer-Kulu Aj!anın, 1"11S l ann tatar min.alnrına yaptıklarını Azer· baycan beklerine de yapacaklanndan bahs l c zihinleri tc>şvişe get i r· diği gibi m a l umat aras ında Şe k id en gc ler. k, hacce git mek beha· nesile yol üzerinde imiş gib i görünen Abdulliıtif efendinin Karabağ propagan mo l lnl an ve bekleri arası nda, Şamil hareketi l ehi nde yaptığı, bu propagan da nın haııa bir derc-;cyc kad ar ilerilediği da· hi tesbit edilmektedir. Bu propagandanın muvaffakiyeti namına. yekdiğerleıinden k üsü l ü olan Cafer-Kulu Hanla Mehdi-Ku l u Han Karabalt kadısı Abdulkasımın delaletile ba n ş ı ı n la rak , rus kum an · danl ı lttn a müracaatla, hanlıltt n siyasi hak \'e hu k uku n u geri is te· mek gibi bir takım düşüncelerle ıop lan t ı l ar ya p ma k ka da r i l er­ lemi ş iken, ruslar kendilerine sad ık Mirza Adıgüzel vas ı t as i le tek· rar iki hanr vuruştunnağa muvaffa k olmuş ve bu suretle kendile· rine verilecek nahoş talebin önüne geç mi ş lerd i r m.

(5) Ayni aer. Sahife 19. (6) Ayni eser. Sab!fe Ul5. (7) Ayni eaer. Sahife 16-27. 131


Jandarma kumandanı Viktorofun 1 84 3-de T i flis te I ll-ncü şube reisi ve j a n da rm al a r şefi Benkendorla gönderdiği raporunda, ayni mevzuu ele alarak, Şam i l hakkında aşağıdaki sözleri yazıyor : • Nazarda t utmal ı dı r k i , Şamil, dağlıl�n isyana sevketmeslni bilen bu a k ı l l ı , enerj i k ve cesur adam , bulundullu dağl ık mevkiin ehemmiyet ve üs tün l üğün den hakkile istifade edere k, istediği gün ve zamanda 2000-de n tutarak JOCJOO.e kadar m ü sc l lAh d ağ l ılan is­ ted iği yere yürütere k , bizi zayif bu lunduAu m uz ve gafil avl andığı · mız zaman ve mek a nda hırpalamaga hazırd ı r . Müteferrik dal!lı ka­ vimlerini çelikten bi r irade altında birleştin:rek yen i hilifet tesisine çalışan bu mutaassıb adamın ne gibi vası talar l a çalıştıl!Jnı gqster· mck için, eline geçen arabca yazılı ve İ brah i m Paşa tarafından Şamile gö n d eri len bir mektubu size, tercüme ettirmeden gön deri­

yorum. Yeril müsllimanlar

duymuuılar diye, bunclald mütercim· lerlmlz.e göstermeli bUe muvafık görmedim• (8).

Ladinskinin Voronsofa takdim ettiği mufassal maruzada dahi • Şamil motifi • kabank bir şekildedir. Ladinskl isbat ed i yor ki • yü ksek tabaka me n su p l an tatmin ve tem in olunur ve devle te sa­ dakatlan şahsi menfaatlerinin devlet menfaatlerilc birleştirilmesi sure t i lc zıman altına alınırsa, o zaman Dıııttstandaki isyan hareket· leri hiç bir suretle buralara tesir yapmaz ve rus idaresindeki rifahı " gören nüfuz sah ip l eri ellerindeki nimeti Asyaı devletlerde kat'iyen bulamıyacaklarından yer l e r in de sakit o turur sadakat revişinden ayn l m azl ar . . . • (9). Mcçni kof-Kutaysof, Paskeviç, sonra da senator Gan topraklann Aze rbayca n bekleri el i n d en al ınması hakkındaki projelerini, • As­ yai meml e ket lerde ve is l a m hukukunda toprak mülkiyeti yoktur• esasına va.ı;ediyorlardı. Toprak devletindir. Hanlann sukutu ile bu hak kendileri n i fothedcn imperatorluğa geçmiştir. Beklerle aplar • mülkün• sahipleri değil, han ı n • vekilleri • ve ya c icarcdarlandır· lar•. Ladinski ile Voronsof bu tasavvurun yanlış ve hatalı olduAunu

dava etmiş, 13 ve 14-ncü asırlarda Avrupt<da olduAu gibi, Şarkta da top ra k bckliği ve mülkiyetinin teessüs < t tlA!nl dava etmişlerdir. Delil olarak top rak altıkalannın

cbalise, mülk ve tlyu l • adlarlle ne·

vllere aynl d ı ğın ı n ve köylülerin de •rencber, nöker ve reiyeh un· vanlan ile muhtelif şekil taştdıklannt ileri sürmüşlerdir. (8) Ayni (9) Ayni

132

eser. Sahire 8. eser.

Sıılılfc

Si.


• Rus hı\kimiyetinin Kafkasyada kökleşmes i • nam eserin 1 2-ncl cildi bu münakaşada Voronsof ile Ladinskinin esasen haklı olduk­ lannı teslim etmekle be raber , pek mühim bir hataya düştüklerini dahi kaydediyor. Bu hata - k i bizce bilerek işlenmiştir - şundan ibarettir : Şa rt ak i t oprak m ü l kiye ti n i rus burokratl�n Rusyadaki mülkiyet nevinden telı\kki ederek mülkedar lık hakkını sade topra­ ğa del!il. toprak üstünde ça l ışan l ara dahi teşmil etmişlerdir. Hal­ buki islı\miyette : bir milslilmanın, rencber de olsa, Rusyada ol du ­

lu g ibi • mülk - olub yere ve şahsa bağlanması kat'iyen caiz olmazdı (La rikkiyete fil'islam). Voronsofla l..a d in s k i devlet mülkleri nazın Kiselev, maliye na­ zın Panin ve saire gi b i yüksek makam sahibi adamlann şiddetli muhalife! ve i t l razla n na maruz kalmışlardı . Yapılan tenkitler kar­ şısında • m ü s lüma n l ı k t a kre pos t n oyluk yo� tur• formülünü şeklen ve resm e n kabul etmişlerse de, •mülkedar tabi i • dedikleri ekinci­ lerle •mülkedar•lann m ü nas eba t ı nı tayin için tanzim ettikleri ka­

nuna koyduklan maddelerle köylüyü fiilen krepostnoy - yani kul haline koymuşlardır. Bir niza ma göre köylü mülk sahibi

b eyin • tabi • adını taşı­

yan bir kuludur. Kendisine karşı maddi-mi.nevi bir çok vazifelerle mükelleftir. Mahsulunun bir k ı s m ı n ı • malcihe t • adı al tında beye verrr.ek mecburiyetinde bulunan köylü, onun

ev ve çöl işlerini

ya pmağa dahi borçludur. Köylül e r kendi aralarından seçerek, beye kız • kullukçular• ve erk e k • nökerle•• verirler. Muayyen

gü n lerde

beye m ah s us ekini b i çme k ve baş ka ziraat ve bahçevanlık i şlerini görmekle mükelleftirler. c Evrez• d e n i l en şekilde bütün köy erkek·

lerinin toplanıb da beğe ai d biçini becermek dahi u sul d u r.

Ayni zamanda bek köyün ve mülkün 1.abıtasına Köylüler üzerinde hakkı cezaya maliktir; kendilerini,

memurdur.

işledikleri

kabahata göre hapse a t ar ve döğdilrür. Hakkı ce7.a gibi, muayyen hudµtlar dahilinde beyin köylüler a rasın d a adalet icrasına da sa­ lı\hiycti vardır; kendilerini muhakeme eder. Köylü sözde serbestse de, işde toprağa

�c beye

bağlıdır. Ya l n ız

iki halde - kendisine ekmek için toprak verilmed iği ve ya beğin kendisini incittij!l sabit oldutu takdirde - köylü mcnsub o ld uj!ıı

mülkü tcrkedebillr. Bu takdirde bile böylece a�.ısını ıerkcden bir bir köylü hazineye mahsus craziye konamaz. 1 33


Şu şerait dahilinde Türk yasası ve is l iı m kanunile dalına hür ol an Azerbaycan köylüsü nıs çarlıjltnın •medenlyetçlllii • uye­ si n de her t ürl ü haktan mahrum bir bende ( 1 0) haline getirilmişti.

Vorosofun siyasetinden bahseden resm i rus tarihç i si Poııo ( 1 1) bile • Panin, B ludov, Kiselcv gibi nazırlann tenkitleri , hele Kisele­ vln şiddetli itirazlanna m�en, kendi hatasında israr eden• Voro­ sofun • lalar (Azerbaycan) beklerinden bizim (y6ni rus) pomeşşik· )ere (mülkedarlara) benzer bir dvoryıınstvo (zadeğAn) yaratmak ve rcncbcrlcrle, daima hür olan reiyetlerl de yanm kul (polukrespost­ noy) haline salmakta inad gösterdilini • kaydediyor ( 1 2) . H e r türlü te n k id v e muhallfeti yenerek meseleyi lmpemtor inci Ni k ola 'y a adresine arzeden Voronsof, keneli maruzasını şu şu cü m le l e rle bitiriyordu:

( 10) cll\ M.I!.

(11)

olucpoıtnoy•

i&Unlln mllnulb wn:llmcsl·

•Utverjdenlye nwk1p1 vıladıÇC11Va

na ltafkaıe• eserinin l:Z.ııd

Fancıı •bende• l'UIC8

cildinin mulıurlri.

(1)

134

Ayni

Her. Sahile 354.


AZERBA.YCANDA. RUS KOLONt SİYA.SETİ VJ

Rusya çarlıtının Azerbaycan beklerini k e ndi s i n e ballamak için vardı&ı neticeleri, yazdığımız serinin, bilha"a sonuncu Nisan nus­ hamızda çıkan V nci kısmında ıcsbiı cı ıidik. Şimdi de çarlığın Azerbaycan din A l i m leri n i - malüm tabirle - mollannı edinmek için el at m ı ş oldujlu tedbirler üzerinde bir az d urm a k isteriz. Fakaı , b u • mol l a faslına• geçmeden ewel • bek faslı • i l e ilişkili bAzı le· fcrrüali d e kaydedelim :

Mülkiyet haklan tan ı nd ı k ıan sonra çar hükümeti beklerin kim· !erden ibaret oldujlunu tayin ve ıcsc i l e karar vermişli. Bu, zanned i · leb i l i neceıtl kadar, kolay v e basi l b i r iş değildi. Voronso\'Un zama· nmda • bek • , sade honllklar devrinde bu unvanı ıaşımış o lan lara ve ya ev lfı ı lann a denilmiyordu. H an l a n n ) C rinc gelen rus komcn· da n t l an n m iradesile • be k • olanlar da ıız de�ildi. Hanlık devrinden beklerin tesciline aid munta7.am evrak kalmamıştı. Bazı a i lelerin el lerinde b un n aid ta l i k l er vardıysa da, bir çoğunda yo k t u : hadise­ ler es n as ı n da telef olmuş, yanmış ve ya ka)·b olmuştu. Esasen hiç bir senedi olmayıb, an'anevi surcıle bek diye anılanlann nesi l le ri de vardı . Sonradan kendil e rin i bek nesl ine m en s ub ıuınn, muhıclif nevide m acerac il er de az d clJ l d l . Eskiden han knpusunda alcliıdc ncvkerl ik kullujlunda ol anl a rd an bir çoklarının clçabuk oğullan da· ki •begiz• diye meydana ç ı km ı ş l ard ı . Beklerin ıopral!a sahib ol· duldan inkAr ve şahı s lan isıiskal edildiği sıralarda pek de aran· mıyan bu •şerafeh, çarlıjın siyaseti delişib, \>e kl e ri n • mül kcdar· lıklan• resmen tanınınca, he rkes • beklik i d dcas ı na • kalkmıştı. Bil· hassa ki, beklerin sade e l l e ri ndek i mülkleri ve bu mülklerdeki köy­ lüler iizcrindekl 111&lıklan lemin edilmekle kalınmayıb, üstelik bir de ken dil eri ne yeni mül k ve tebaa dahi veril iyordu. Herkcz bu kn· zançlı ve şen:nı sınıfa clbeııc ki mcnsub olmak is t iyord u . , • Materyallarda• bekleri tasnif ve ıescil için alınan knrarla aşi· na oluyoruz. B u kararlarda eski han ve komendant ıallklerinin lel· klkile beraber, mahal muteberlerinin şahidliği daha bir adamın bek· lllfnl lsbatıa hücceıtir. Bu • hüccet in • , her •gözü açı k - ve •el lça·

Kurıuluş, Sayı

51. Aralık/ 1938

Bcrlbı

1 35


bıığ •un bekler sırasına geçmek dalavercsinde oynadığı

rolu mer­ Şirvan! •yalandan şehadet eden çilenler• hak· kında yazdığı maruf hicvinde •Kara ııaluıilı Haan bek. t i p i n in tas· virile ebedileştirmişti r. • F i re nkd en de ziren k • olan bu tip, bir • ka· nn elemek için• h escbd c n \'e ncsebden mahrum • lirya n l arı • •bek yapmakta• misilsiz imiş! . . . ( 1 )

hum Seyyid

Azim!

Ölgün göıii ş lü şair b u maruf hicviycsi İ e, çarlığın kendisine destek yap tılı yapma •aıisıokras i •n i n hangi hamurdan ve nasıl yoğu rulduğunu bize göstcrdi{ti gibi, bu halitanın efkAn umumiye. deki değerini dahi anlatmıştır! . . .

Çarlığın mollalara nisbeı yüıii ı tü{tli siyaset dahi aşaj!ı-yukan beklere tatbik eı ıi{ti siyasete benzer. Cenubi Kafkasyaya ası l rus dvoryanlan göçürtmek ve yer l eş t i rm e k istedi{ti gibi, çarl ı ğı n ideo­ loglan, başla •müsl!iman Kafkuyayı ortodoksluk nurlle lşıklan· dırmak • fi krine düşmüş ve bu maksatla •Hıristiyanlıj!ı yaymak ce· miyctini • mahsus teşvik etmişlerdir. Fakat bu • hayalin • hayatla kısırlıj!ını göriince , müsıemlike memurlan mollalan kazanmak ça· resini a ramışl ard ır . Daha Paskeviçin Kafkasyada bulunduğu zaman· !arda (2) müslüman din ülemasını hüktirrıetcc tesis olu n m u ş h ! r • İ dareyi ru haniye•yc t a b i v e kontrol altında tutmak tasavvuru ile meselenin tetkikine başlanmıştır, Bu zamana aid materyallardan, Kafkasya idaresinin islahına aid bir projede Azerbaycandaki mol· la, ahund, seyyid V.'I, gi b i • ruhanlolerin sayısız olduklan kaydo­ lunduktan sonra denil iyor ki : • Her mahal da iki mol ladan fazlasına hükümet m üsaade ver· memelidir. Bunlar da ancak hükümetimizin müsaadcsile faaliyette b u l u na bilmelidirler. Mülki ve yıı askeri ,:airelerdcn biri onların tayinleri n i tasdik e tme l i d ir . TabUdlr ki, bu adaınlar hükibnetlmltt tem.amile tabi · ve sadık fa}ıulardan ibaret olmabdrrlar: .ı;yle ki

bunlar hükılmetln· bütün emir ve kararlanru ıııunhnlyetle infaz et· melidirler.• Proje sahib i , böyle sadakatlilerin bulunmadığı bir mollanın tayi nine taraftar değildir; c;ünJCU

takdirde hiç

• ha i n ve karıştın·

cı adanılan tayinden ise hiç bir mollanın kökünden ol mamas ı nu

tercih ediyor .

( 1 ) Scyyidin bu hicviyesi ·Azerbaycan Yu• t Bilgisi• mccmuHının Ka· 1933 ıarlhll 24 numaralı sayısındıı M. Alı lk.-y ıarnrındıııı ncşn:dllmiş­ ıir. Bakudıı lntipr eden kUlliyaunda dıı mevcuııur. M.I!.

nun 1 36


Ayni zamanda projenin müellifi, fırsatı kaçırmıyarak , •mem·

lekeli ortoclob bırtatlyan cllnlnln nw11e lfıklandınnak

vazifesini

unutmamatı• cidden t avs i ye� e b ulunuyor ve bu hususla mu\'affo. kiyet ha sıl ol acağını dahi ü mi d ediyor. Onunca • M averayi Kafkas­ ya müslümanlannda lstanbut Tü r k l e ri ni n sıfa t ı kaşif esini ıcş k i l eden vahşice taassup pek t e yokmuş• (3) ; v e mol l a l a n n sayılannı azal tma k ve düşündüğü tarzdeki m o l l a l a n himavc etmek ncıi cc· sinde •beklendJlfnden daha az zamanda lıllml ctln harabeleri llzerlnde haç canlandırıcı lfıllle parlar lm1' (4).

y

Bu projeyi tahlil eden Pas kevi ç yazdığı haşiyede meselenin ehemm i ye tini kayd ve her maha lda iki mollanın, hal k ı n dini i h ı i ­ yaçlannı tatmin bakımından az o l d uğu gibi , i d a ri b i r takım mülc· l cale r arasında, ezcümle diyor ki : •Mollaların h a l k üzeri ndeki nüfuzu müsellemdir ve taşıdı k l arı taassüplc bu nüfuz . şüphesi devletin aleyhindedir; şe ri at mahkemesi her ne kadar projede kav­ do l u n duğu gibi gayri 6dil değilse de, ehaliyi hükümeı ıcn uı.•klaş­ tımıak ve - mollaların nüfuzunda bırakmak bakımından . hakika ı ıa da zararlıdır. Fakat bu m ü essese l e r şeriat \C K u r 'an üzerine icrayi hükmettiklerinden onları tadil ve tensik i ş i n de çok dikkatlı olmak Jizımdır! . . . (5) Paskeviçin' tavsiye ettiği bu odikkaıı• çarlığın müstemlike me·

e

murlan muhtelif ş k i llerde tatbik etm işlerdir. Bi1.zat Pas

k cv i ç

fuz sahibi müslüman Ulemasını şahsen cclb ederek, Ru s)'a miyeti için kullanmakla maruftur. Paskeviçin i da

terdiği mollalardan Mir Fellah ap'nın h i k ayesi

rete n

nü·

haki·

i l ı i faı gös­

şayanı ıcrk i k bir

hadisedir. Tebrizin maruf Ulema ai l esi nden Tabatabailere mcnsub

olan bu adam, şehrin nıs ordusuna teslimi hususunda mühim hiz· meli geçtijtinılen, Paskeviç ke n d i sin i bilhasrn tatmin etmiş; Türk­ mençay muahedesinden sonra nıslara i l t ic a eden

Maverayl

Kafkas mU.lllmanlanna •

relal nıhanh

bu • müçtehidi·

(Şeyhülislam) tayin ederek, lndeyt tmperaıortle kmdlslne Şemah1 kazaımda va· ki 15 köyün mülldyett ita edllm14tlr.

(3) Bu davuınaı lsbau için, proje >&hlbi Aluılsıhta 800 milslüman hı· ristiyanlıla ıeçtili vak'asmı �hid gcli riyor. ( Hırlsl iyıınlıkıan yenice mU.lilmıınlıla seçmiş bulunan gürcülerden bir

kl.amı; nıs jşpli Uı.crinc eski dinlerine r!.c'ut etmişlerdi. M . E. . � (4)

·Maıeryallar> clld 1 . Sa h . 293.

(5)

Ayni clld, ayni sahife.

1 37


Sade bu kadarla kal ınmayıb, • •ğa •'tln bir türlü dinmeyen her nevi nazlanna sade Tirlis n.ıibliği değil , bizzat Petersburg bile senelerce tahammül göstcnnişt i r. Hainlerini bu suretle taımin "eden. çarl ı k , mol lulann cemaat ya. nı nda nüfus sahibi ulan sıllihlerini de b i r

başka

türlü edinmek is·

ı e m i ş ı i r. Karıı bağl ı ı\bdurrahlm ı\prun, mesela cha l i arasında se­ ,- i ldi�ini nazara alan kapitan Prujanovski (6), bu adamı n , chalicc ıakdis olunan sal i h bi r fckih olduğunu kaydcıtikten

sonra, onun,

Şeyhullslam sıfotlle bütün Kafluuyah miblümanlara •reisi ndwıl• tayin edilmek suretlle Karabatdan Tifllsc • teb'ldlnb tavsiye edJ. yor. •Çünkü - d iyor - böyle salih b ir mollanın fdılrden başka

•Şehlnle bırakılma­ manevi nüfuz balmmndan, belki de

türlü teb'ldl eha l i n i n incikl iğine scbeb olur•.

sı ise, ne olsa da malik oldutu maslılhat deiildlr .• (7).

Meseleyi ıeı kik. sade hangi .mollanm, hangi m iıçtehidin ne su­ rcılc kullanılabi leceğin i ıayin ctm�kle kalmayıb, b i r de memleket· teki me1.hcpleri n , hü kümete sadakat leri bakımı ndan tctkikile

Ui!·

raş ı l m ıştır. Ayni erkiinı harb kapiıanı Pru::.novskinin tet kikine gö­ re. sünniler mczhcblcrindcki akide i tibarile,

devlete daha ziyade

ıcslimiyct göstere bildikleri halde, şi ilcrc d"ha az iıimad edile bili­ n i rm i ş ; çünkü b i rinciler • Allaha, rc�"Ulun::ı ve

aml.rlertnbc itaat

cdinil> ( . c ı i u l lahc V<' atiurcscle ve üllllem rb) formuluna kani iken,

mlnk6mo şeklin •k•ndlnizclen olan amirlere itaat göre, �ilatn kendl.lerl,nden oı. itaat edeceklerine kapitan Pruja­

i kinciler bu form u l u n üçüncü rüknünii •Ülülemrl de ancak kabul ediyorlarmış k i ,

ediniz•

manasındad ı r. Bu manAya

nuynn rus amirlerine sadakatle

ııovski inanmıyor! . . .

(6)

Senator Gan'ın kaydetmiş olduğumuz projesi mucibince, mem· leke!

idaresi

merkezi

R,usya

şekl inde büıokratlaştınldıi!ı esnada

beklerin mülkiyet haklarile idaredeki nüfu1 ve salihiycılerinc ni· haycı veri ldiği gibi mollaların dahi nüfuz ve itibarlcrine darbe indirilmişti. Şeriat mahkemeleri n i n

a&ır bir

i lgasile mollalar icrayi

adalet salahiyetinden ayrıl m ışlardı. Ve bu kadarla değil , çar hll· kiımct i . bek m ü l kleri gibi, ülemanın idare ve ıevliyetinde bulunan

evkaf. mülk ve topraklannı dahi zabtetmi� t i . Müslüman din cami· asına indirilen bu hukuki ve iktisadi darbenin, geçen fasıllarda kay­

detı i!limiz Gan daki

( 6) ..

Valiıumuml NC'ydprlln emri mucibince bu odam Karabal hanlılm­ i�·�S'i. islim.al, m.Hl1 \'C dini vazi)-etl 184S-de tetkik cımt,ıir.

(7)

1 38

islliha t ı na karşı gösterilen umumi halk muhalik-

•Moıerynll>r• cild il. Sahife

34.


tinde, şüphesiz. pek mühim tesiri olmuştu. Bu t e s ir bil hassa yeni mahkemelerinin ehali tarafından boykoıaj ında görülmüşıü.

rus

H ükumete karşı yapılan silı\hlı mukavemeılerin bir çoğunda mal·

lalann en mühim Amil ve müşevvik oldukla n n ı \'cs ik dl a rd a n isı i h· raç etmiştik. (9)

.Yerli şeriat ve hususiyetleri nazara almadan yapılan idari is­ lahat tecrübesinin şu şekildeki iflası üzerine ilzeri ne • Azerbavcan beklerile anfaşmaya • yilz tutan çarlık. ay n i 1.amanda, •din beil·· di­ Yecelimiz mollalan da benimscmeğe kar:ıı· \'ermiştir. Bu maksaı­ la da onun , zaptettiği mevkufatı miltevellilcrine ıckrar geri verdi­ ğini, nikah, talak ve veraset işlerine mahsus olmak üzre, şcridt mahkemelerinin yeniden tesisine müsaado elliğini görilyoruz. ( 1 0)

Fakat idaresini, bir taraftan yerlilerden, mevcudiyet ve i ı i ­ barlerini kendisine bo rç l u olan •toprak arlııtokrulslne• d ayan­ dıran çarlık, diğer taraftan da ken d i yaratt ığı • ılln aristokrasisine • istinad etmek istemiştir. Bu maksatla da o, malum olduğu n>çhi­ le. biri şiilere. diğeri de sünnilerc mahsu• olmak üzre, iki <ida­ reyi rulııınlye• teşkil etmişti. Bunlardan birinin başında Şc·yhul­ islam unvan ı n ı taşıyan bi r şii ahundu, diğerinin başındd da Müfti unvanile bir sünni efendisi duruyordu. Doğrudan doğruya çar naib­ l iğine tabi ve onun kontrolu altında bulun-�n bu • idarc.lcri n mer­ kezi, çar naibliğinin oturduğu Tinis idi.

·

i da reyi

ruhani�-clcr•

reten viltlyet, kaza ve mahalle tcşkilAtlanna bölünerek ,

ida­

bunlann

başında kul (kadı). ahund (efendi) ve molla u m•anl a rım taşıyan •ruhaniler• d uruyord u . Mollalarla ahundlar, başında vil:iyc t kazısı olmak üzere, diğer iki ha - ahunddan ve bi r de rusca b i l i r ka­

tipten ibaret •Gubenıald mecba•ler tarafından tayin, şii ve ya sün­ nl idareyi ruhaniyeleri tarafından da tasdik olunuyorlard ı . Gubcr­ niya meclisi reisi kazilerle, meclis 67.ası ahundlan ise bizzat baş i dareyi ruhaniye tayin ve Kafkasya canişinliği tasdik ediyord u . Şeyhulislam i le Milft i"nin ta y i n i ise vi layet meclislerilc b a ş idare­ yi ruhaniye hası a ras ı ndan . canişinlik tarafından tayin \'c bizza t çar tarafından tasdi k olun uyordu. Şu suretle memleketle müsliimanlann din işlerile meşgul mol­ lalann sayı kanunen tayin edilmiş ve

el lerine memuriyetlerini

tevsik eden birer şehadetname verilmişti. Milslüm.ınların olanla­ nnı,

ölenlerlnl, evi-

(!1) •Kunulllf• ya.scıti•. ( 10)

ve

aynlanlannı

ıesbit etmek üzre • idareyi

Son KAnun t938. Nr. 39. •Azerba)'canda rus koloni .,.

•M•<eryallar• ın l l·nd citdlnln .WO. 1 39


ruhani yeler• ıarafından, · şekli hükümctce tayin edilmiş resmi def. •defter molldsı • liikabını takmıştı.

terler verilmişt i . Buna göre de chali bu memur-mollalara

Talak ve veraset meselelerine bakmak sa!Abiyetile cguberni· \'a mcclislerile•. kazilcre kaza hakkı dahi \'erilmişti. Ayni zamanda

� meclisler- vihh'Ct dahilinde bulunan camilerin tamirine ve evkaf. !arın hüsnü ida;..,,. i ne nezaret hakkında idiler.

Küçük rü ı be d e bulunan mollalar müstesna olmak üzre, bü­ yük rütbeli kazi, •meclis• ve • idareyi ruhaniye• ilzalarile Şcy hul· isldm ve Müfti 'lcre devlet hazinesinden , muayyen bir yerarşiyc tabi olmak üzre, maaş ,·eriliyordu. Bilih•asıta rr:ı.halle imamı mevkiindc olan mo l la l a r ise doğum-ölüm. evlenme ve aynlma vak.'alan mü­ ndsebe ı i l e müracaat erbabı ıarafmdan verilen chak.lu kalem • ve mahalle ccmnatının teberrüntile geçiniyorlardı.

idareyi ruhaniye müntcsebi bütün mollalar devlet vergilerin­

den muaf olub. ayni zamanda. bekler gibi, beden cezasına uğra­ mazlar; erkek cvliiılan d a c l içni dvoryanlar• sırasında ordu hiz­ metine g i rd ikl eri n d e zabit olmak hakkını taşırlardı. Din h.ıdimlerinin böyle bürokratik bir mcratiplc teşkiline çar idaresi idcologlannı sevk eden hikmeti anlamak. için, maruf çar memur ve rical i n i n bu husustaki düşüncelerine, umumi surette ol­ sun, aşina olmak faydasız değildir. Geçen asnn ortalarına

doğru, beklerin gönülleri ele alınmağa

haşlandığı sıralarda, Kafkasya müslüman din işlerinin tanzimi d.ıhi bürokratların z i hi n l e rin i yoruyordu. Tiflis ve Petersburgda tC'lkil olunan muhtelif komisyonlarda bu meseleye taallQk eden

müzakereler devam ediyordu. Hülaseten

•Materyallar. dedi!Pmlz

Rııaya çarlıtmm Azerbaycandalıi koloni slyuelh adındaki eserin ll-nci cildinin 336-nci sahifesinde Petersburgdaki yüksek bir ko­

m i syo nda geçen müzakerelerin bir hullısasıoı buluyoruz. Bu hu[t\. sada, '"·velce de fikir ve tasavvurlcrlle alllk.alandıAtmız baron Can'ın şayanı dikkat mütıılealcri derccdilmiştir. Gan dUşllnilyor : • l slamiyet, siyasetcn mağlüb olduğu memleketlerde bile kendi hayatiyet ve tesirini göstermektedir. Maveroyi Kafkasya işgalimize geçtiği halde bir ıamftan Türkiye, diğer taraftan do lmn kendi mcdr<-sçlerindc ıerbiyc ettikleri müıaassib efendi ve ahundlann vasıtasilc müslüman tcbaalerimiz arasında nıs hakimlyeı ve devlet. d l iği a l ey h i n de zehirli fikirler yayıyorlar. H.er ne kadar ,mcrlc •ünnilcr amsındaki tez.ad ve adavet gevşememişse de, bu iki, had· 1 40


Bu gayri

tabilijic• hitam wnnek için Gan ve diğer çar bürok­

rat l a nnca müslüman din ülcma�ını tescil, tahdid, tqkl! etmeli ,.• dı zat ı n d a düşman olan cereyan,

bi1.c kaı şı adnvc ı ı e müşterektir· ta ra f tan da lafahan bu :!davcı i Kaf. kasyadn yayan ideolog ve prepagnndacılnrıa birer merkezidir.• hiikamet konıroluna tabi b i r hale koymal,dır. Hudu<l dışında t a h­ ler. Bir taraftan Erznım, diğe r

sil eden bir m ol la - Gan'a göre - Kafbsyada icrayi ayin edeme­ m el i d i r . Hükümet müslüman ruhani leri \'ctiştinnek üzre, bizza t mektepler açmab, •nıı lıaldmlyetJne sadık mollalar yetlştlnnell ve cemaati lalamlye ı.ıertne bakmak için ancak böylelerine müsa­ ade vennellcllr . . . • Bu gayeye yeı işmek için Petcrsburg bürokrat l arı 1 849 sene­ sinde • i dareyi ruhaniye projes i n i • hazırlamışlardır.

Aşa�ı·yukan

harpten ewel m em leket i m izde mevcud olub da bir şeması n ı .vu karı­ ya kaydettijiimiz cldare• esaslarını kabartan projen i n en savanı dikkat yeri 26-nci maddesidir ( 1 1 ). Bu n •a<ldcyc göre :

•Dlndaflan arasında biliklerile mümtaz olan • Mavcrayi Kaf­ kas idareyi ruhaniycs i • fua leri , d i nlerinin teyidi için çalışan h ü k ü · melin irade ve emirlerinin ayn i l c icrası hususunda canla-başla çalışmalı ve zati hareketlerile iyi m i sal gösıennclid irlcr. Kendi vlı ve telldnaılerlle de bunlar kendi dJndaşlarını lmperator haz­ retlertnln yübek iradelerine tabi olarak, kendi üzerlerlne tayin buyurdujiu hAlı:lmlerln emirlerini icraya ı�vlk eımelldlrler! . .

Neticede şunu d a kaydedel i m · k i . tcş�ıl cııi�i • idarey i ruhan i­ yclere• rağmen, çarlık kendisi!c beraber

çöken

bu idarelerin Uıhiliı­

l ı na kadar, isıediğine pek te nail olamamışı ır. Bir kcrrc halk ·def­

mollalannı. urun zaman boykot e l m i ş , filen i t imad e l l i ğ i • def ıcrsizlerin • tesirinde k almı ş tı r. Sonra • defter mol lalan • bile asıl tahsillerini gene de İran ile Türkiycde �·apıb, münteha k a n u n u n yerine gelmesi için, • gubcmski mec l i slerde • ş e k l i b i r i m t ihana tabi tutulmuşlardır. ler

idareyi ruhaniye ıcşki!Aıı ahali)'i tatmin etmediği gibi , bizzaı ülemayi dahi tatminden uzak kalmıştır. Çünkü gürcü ve enncni ruhanllerine ortodoks klisesinin ruhanil eri k.ıdar rü tbe ve ehem· miyeı veren çarlık, müslüman ruh a n i le r i n i - h ı ri s t ivan olmadık· lan için - ayni gözle görmemiştir.

Şöyle ki dvo ryan lı k lan tanı nan Azerbaycan bekleri n i n , çarlı­ jiın son demine k.:ıdnr, dvoryan•tvo hak v� snlAhiycı i için ııeı iccsiı ( l lJ

•Mat�ııllAr• dld i l . Sııh . 148.

141


ıcşcbblislcrde bulunduklan gibi, •defter mollalan• da •makamla­

rilc müıcn:ısib bir rüımc ve mıuışlan • ıçın bcyhOde çalışıb dur­ rnuşlnrdır. Ayni zamanda lı.ıkkını arama�a başlıyan ehali •idreyi nılmniyclcri n • tayinle değil sec;ai ile teşkilini i lk merhalede ifade

cıı i ği siyasi

1 42

ıaleplcri cüz'ünde bulundurmuştur ! . . .


i Ç I N D E K l. L E R

Sahife

-

Ön Söz . . . . . . . . . . . M. Emin Resulzade . . Ey Gençlik . . . . . . . . . . Milli Tcsanüd . . . . . Millet Olmak Azmi . .

5

.

7 . ıo

.

il

13

.

. . .

.

- Milletcilik - Pat riot izm . . . - Milli B i rli k . . . . . . . .

-

-

-

-

-

. .

.

.

.

. . .

.

.

.

Yanlış Terim Kullanmıyalım . . . .. . Kavim ve Millet . . Milli Ahliık . . . . . . . . . . Eski "" Yeni Nesil . . . . . . . . . . . idealistler, Oportünistler, Bozguncular Şekilce de, Muhtevaca da Ruslaşt ınlma Rusya Köleliltinde . . . Kısı lmayan Bir Ses . . . . . . . . . . . . Milli Mücadelede Sosyal Şiarlar . Açık Diplomasi . . . . . . Mücadelenin Taktiki . . . . . Bir Rejimin Yıl Dönümü . . . Eski Nakarat . . . Demokrasi ve Sovyeı ler . . . Ortaklı Bir Gün . . . . . G.P.U. ya Dikknt . . Temmuz Hadisesi Münasebetiyle . . . Münevver Muhacirin Borcu . . . Korkudan Islahat . . . . . ilim ve Siyaset . . . . . . . . . . . . . . .

. .

. . .

.

.

. .

.

.

. .

.

. .

. .

.

3 1 . 33 34 . 39

40 - 42 43 . 5 1 52 - 54 55 - 56 57 · 6 1 62 - 65 66 · 69 70 - 72

.

. .

.

. .

.

.

73 . 75

. . .

.

. . .

.

. .

76 - 80 8 1 · 83 84 - 87

.

.

- Komunizmc Karşı Mil leılerdrnsı Mücadele - Azcrbaycanda Rus Koloni Siyaseti 1 . . . . . . . . . . . . . . . - Azcrbaycanda Rus Koloni Siyase t i i l . . . . . . . . . - AzCrbaycanda Rus Koloni Siyaseti J I J

. .

.

.

.

.

. . .

. . .

. . .

.

.

88 - 9 1 92 - 96 97

-

I 03

1 04 - 1 1 3 1 1 4 . 1 19 1 20 - 1 27

- Azerbaycanda Rus Kol o ni Siyaseti i V . . .

- Azerbaycanda Rus Koloni Siyaseti V . . . . . . - Azerbaycanda Rus Koloni S iyase t i VJ . . . . . . - içindekiler . .'. . . . . . . ... . .

-

28 . 29 30

.

.

16 17 . 18 1 9 - 20 21 22 . 23 24 - 25 26 - 27

1 28 - 1 34 1 35 - 142 . .

1 43 143



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.