Mehmet Kıldıroğlu - Kırgızlar ve Kıpçaklar

Page 1


KIRGIZLAR VE KIPÇAKLAR !X. usnıı ikinci nmsııı(luıı X\ll. usm k(l(fur Kııp,ı,,,Jur ı·e KıJJ<,.·uklumı etııu-si,rnsi ilişkileri \!El 10.IET

KILDIRO(;UJ


Raportör Prof. Dr. Üçler BULDUK

Yayına Hazırhk - Grafik - Tasarım - Kapak Gazi Yayıncılık A.Ş. Bulgurlu Mahallesi Bulgurlu Caddesi Etiler Sokak No.: 10/1 Küçükçamlıca Üsküdar/İSTANBUL Telefon: O 216 650 83 15 - 16

Baskı Tor Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti. Akçaburgaz Mahallesi 116. Sokak No.: 2 Esenyurt I İSTANBUL Telefon: O 212 886 34 74

ISBN 978 - 975 - 16 - 2711 - 7


ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI IV/A-1.1.

Dizi-

Sayı 14

KIRGIZLAR VE

KIPÇAKLAR IX. asrın ikinci yarısından XVI. asra kadar Kırgızlar ve Kıpçakların etno-siyasi ilişkileri

Mehmet KILDIROGLU

TÜRK TARİH KURUMU ANKARA, 2013


Kıldıroğlu, Mehmet,

1961-

Kırgızlar ve Kıpçaklar : IX. asrın ikinci yarısından XVI. asra kadar Kırgızlar ve Kıpçakların elno-siyasi ilişkileri/ Mehmet Kıldıroğlu.-Ankara : Türk Tarih

2013. 311 s. : tablo ; 24 Dizi-Sa. 14).

Kurumu, xix,

1. 1.

cm.-(AKDTYK Türk Tarih Kurumu yayınları ; IV/A-

Bibliyografya ve indeks var. ISBN 978

1.

- 975 - 16 - 2711 - 7

Kırgızlar_Tarih.

2.

Kıpçaklar_Tarih.

3.

Kırgızlar_İlişkiler_Kıpçaklar.

4.

Kıpçaklar_İlişkiler_Kırgızlar. 1. E.a. : IX. asrın ikinci yarısından XVI. asra kadar Kırgızlar ve Kıpçakların etno-siyasi ilişkileri. III. Dizi.

305.8943

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kumlu'nun 2 1 .09.2011 tarih ve 644/12 ve 09.02.2012 tarih ve 65 3/4 sayılı kararları gereğince 2000 adet basılmıştır.


Bu çalışmamı fedakar Babam 'a ithaf ediyorum


Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kıldıroğlu MEHMET KILDIROGLU, 1961 yılında Kastamonu'nun Tosya İlçe­ sinde doğdu. İlk, Orta ve Lise öğrenimini Tosya'da tamamladı. 19811983 yılları arasında uzun dönem askerlik yaptı. Askerlik dönüşü gir­ diği Üniversite sınavında Erzurum Atatürk Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Öğrencilik yıllarında Erzurum'da MİNA Aylık Kültür ve Sanat Dergisini 29 sayı yayınladı. 1993 yılında Ankara Üniversitesi TÖMER'e girdi. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden ve diğer ülkelerden gelen öğrencilere Türk­ çe öğretmek için AÜ. TÖMER Kızılay Şubesinde bir ay staj yaptıktan sonra aynı yılın Mart ayında AÜ. TÖMER İstanbul Şişli Şubesine ta­ yin edildi. Sekiz ay Şişli TÖMER'de çalıştıktan sonra aynı yılın son­ larında Gaziantep Şubesinde görevlendirildi. 1994-1996 yılları arasın­ da AÜ. TÖMER Gaziantep Şubesinde görev yaptı. 1996 yılı başlarında tekrar İstanbul Şişli Şubesine döndü. 1996 yılı Ağustos ayı başında bu­ radaki görevinden ayrılarak 28 Ağustos 1996'da Kazakistan'ın Türkis­ tan şehrinde bulunan Ahmet Yesevi Üniversitesine geçti. Ahmet Yesevi Üniversitesi Dil Öğretim Merkezini kurdu ve bu merkezin 1 yıl Baş­ kan Yardımcılığını üstlendi. Bu görevi sırasında Kazakistan'da ilk defa Türkistan, Çimkent ve Kentav şehirlerinde aynı saatte merkezi sınav yaptı. 1 998 yılı Haziran ayında Ahmet Yesevi Üniversitesinden ayrıldı. 1996-1 998 yılları arasında Ahmet Yesevi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Prof. Dr. Gülçin ÇANDARLIOGLU'nun danışmanlığın-


da "Genel Türk Tarihi ile İlgili Kazakça Yayınlamış Eserler ve İlmi De­ ğerlendirilmeleri {1947-1 987)" konulu Yüksek Lisans tezini hazırladı. 1998 yılı Ekim ayında Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesine geçti. Bu Üniversitede 2002 yılına kadar Türkçe Okutmanı olarak görev yaptı. 2002 yılında Öğretim Görevlisi oldu. Aynı yıl Kırgızistan-Türkiye Ma­ nas Üniversitesi Masa Üstü Yayıncılık Birimini kurdu. Sosyal Bilimler Dergisi Yazı İşleri Müdürlüğü ve Yayın Sormluluğunu 3 . Sayıdan 16. sayıda kadar yürüttü. 1999-yılından 2006 yılına kadar Kırgızistan-Tür­ kiye Manas Üniversitesi Haber Bültenini çıkardı. 2005-2007 yılları arasında Türkçe Öğretimi Koordinatörlüğünde bulundu. 2008 yılında Prof. Dr. Anvarbek MOKEEV'in danışmanlığında hazırladığı "IX.asır­ dan XVI. Asra Kadar Kırgız ve Kıpçak Etnosiyasi İlişkileri" adlı dok­ tora tezini savundu. 2009 yılında Kırgızistan-Türkiye Manas Üniver­ sitesinden ayrıldı. 2009 yılı Ağustos ayında Türkiye'ye dönerek Sinop Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Burada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kurdu ve 1 yıl başkanlığını yürüttü. 2011 yılında 39. Madde ile KırgızistanTürkiye Manas Üniversitesinde görev­ lendirildi. 2011 yılından beri bu üniversitenin Edebiyat Fakültesi De­ kan Yardımcılığı görevini yürü tmektedir. Halen bu üniversitede görevli bulunmaktadır. Gerzenin Sesi ve Tosya Açıksöz İnternet gazetelerinde yazıları yayınlandı. Yazar evli ve dört çocuk babasıdır. Fransızca, Rusça, Kırgızca ve Kazakça bilmektedir. Diğer Türk lehçelerini de okuduğunu anlayacak seviyededir. Etnik Tarih ve Genel Türk tarihi alanlarında ça­ lışmaların devam etmektedir.



İÇİNDEKİLER KISALTMALAR ÖN SÖZ GİRİŞ

.. . . . . . . . . . . . ............... . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . ..................... . . . . . . .

....... . . . . .. . . . . ........... . . . . .. . . . ........... . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . ................................ . . . .. . . . . . . . . . . . .

XIII

XVII

..... . . ........................ . . ................................................... . . . . . . . .. . . . . ... . . ............................

1

ÇALIŞMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ VE KAYNAKLARI ............. . . . . . . . .................. 1

BİRİNCİ BÖLÜM KIRGIZ VE KIPÇAK ETNİK ADLARININ ORTAYA ÇIKIŞI VE TARİHİ KAYNAKLARDA GÖRÜNÜŞÜ TARİHİ KAYNAKLARDA KIRGIZ ADI VE ANLAMI...

.

............................ ...................

29

A. Kırgız Adını n Tarihi Kaynaklarda Görünüşü .............. ...................................... 30

1. Çin Kaynaklarında .......................................................................... ................ 30 2. Kitabelerde ................................................................. . . ..... .............................. 32 3. Arap-Fars ve Türk Kaynakla rında ................................................................. 32 4. Batı Kaynaklarında ve Diğer Kaynaklarda .................................................... 34 B. Kırgız Adını n Anlamı ........................................ .................................................. 36

KIPÇAK ADI VE KIPÇAKLARLA İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

.....................................

.41

İKİNCİ BÖLÜM Y ENİSE Y-İRTİŞ BÖLGESİNDE KIRGIZ VE KIPÇAK İLİŞKİLERİ KIRGIZLARIN VE KIPÇAKLARIN İLK YERLEŞİM ALANLARI...

............... . . . .. . . . . . . . . .

49

ALTAY BÖLGESİNDE KIRGIZ VE KIPÇAKLAR

...........................................................

59

ÇİN MOGOLLARI (YÜAN HANEDANI) DÖNEMİNDE KIRGIZ VE KIPÇAK İLİŞKİLERİ

73

ALTIN ORDU (AK ORDA, GÖK ORDA) DÖNEMİNDEKİ İLİŞKİLER

78

· · ··· · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · ······· · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · ····· · · · ·· · · · · · · · · · · · · · · · .........................

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KIRGIZ, KIPÇAK BOY VE OYMAKLAR! ARASINDAKİ İLİŞKİLER KIRGIZ VE KIPÇAKLARDA ORTAK OLARAK BULUNAN BOYLAR

. 90

..................... . .

Ak Kıpçak ............................................... . .............................................. . . ............ 90 Alçın/ Alçıken ................. . . . . . ..... .......................................................................... 93


Argın/Argun Artuk/Artık Balta Barak/İlter Beş Sarı Cetiru/Ceti Uruu Cortan (Çorton) Kaba Kaman (Kaban) Kandı (Kanglı) Kancıgalı Karaça/Karaca Karagul (Karakul) Kara Kıpçak Karmış Kaşka (Celi Kaşka) Kıtay-Kıpçak Kızılayak Kongur (Kongur Uulu) Kotan (Koton, Kutan, Kölen) Kulan Sarık (Kulan Kıpçak) Kurama Kurtka (Üç Kurtka) Küntogdı (Kün Tuudu, Kün Too) Lakay/Lokoy Nogay/Nogay Sakal/Sakaldı Sarı, (Saruu, Sarı Kıpçak) Tatar Taz (Tas, Tazdar, Taslar, Taz Kıpçak) Toguz Kıpçak (Tovur Kıpçak) Toksoba Toru-Aygır, (Tor-Aygır)

.......................................................................................... ..............

101

....................................................................................... ............................

102

.........................................................................................................

104

..............................................................................................................

111

...............................................................................................

112

.................................................................................................

115

...................................................................................................................

116

.................................................................................................

118

.......... .........................................................................................

120

........................................................... ................................................

127

...................................................................................................

128

.............................................................................................

130

.......................................................................................................

131

.................. .............................................................................................

133

............................................................................................

134

.....................................................................................................

137

...........................................................................................................

139

......................................................................................

140

............................................................................

142

.............................................................................

145

..............................................................................................................

147

...........................................................................................

149

......................................................................

151

......................................................................................................

152

.....................................................................................................

153

....................................................................................................

161

.................................................................................

163

...................................................................................................................

166

..............................................................

168

...........................................................................

171

.............................................................. ................................................

172

.....................................................................................

177

ÖZEL İSİM VE BOY ADI OLARAK YER ALAN ETNİK ADLAR

...............................

179

.................................................................................................................

179

Akbaş Baçman / bıçman /buşman Karlı / Kardı

...............................................................................

182

.......................................................................................................

184

COGRAFİ AD VE BOY ADI OLARAK BULUNAN ETNİK ADLAR Koçkar (Koçkar) Saray Tokmok

X

1

97

.......................................................................................................

...........................

184

...................................................................................... ..........

184

..................................................................................................................

187

..............................................................................................................

189

Kırgızlar ve Kıpçaklar


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DESTANLARDA KIPÇAK KIRGIZ İLİŞKİLERİNİN GÖRÜNÜŞÜ OGUZ DESTANl'NDA KİTAB-I DEDEM KORKUT'TA VE MANAS DESTANI'NDA KIRGIZ KIPÇAK İLİŞKİLERİNİN GÖRÜNÜŞÜ 194 .........................................................

KOBILANDI BATIR DESTANl'NDA VE KIRGIZ DESTANLARINDA KIRGIZ KIPÇAK İLİŞKİLERİ 210 ....................................................................................................................

HANNAME DESTANINDA KIRGIZ VE KIPÇAKLARLA İLGİLİ BİLGİLER

............

215

EDİGE BATIR DESTANI VE KIRGIZ DESTANLARINDA KIRGIZ-KIPÇAK İLİŞKİLERİ

· · · · · ........................................... ....................................................................

220

SONUÇ

.................................................................................................. .........................

227

BİBLİYOGRAFYA

................................... .......................................................................

231

DİZİN

.................................................................................................... .........................

265

EKLER

............................................................................................................................

287

İçindekiler

1 XI



KISALTMALAR AN SSSR­

Akademii Nauk SSSR, Moskva.

AN UzSSR­

Akademii Nauk Uzbekskoy SSR, Taşkent.

AON­

Acta Orientalia Hungaria.

AÜ DTCFD-

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakül­ tesi Dergisi, Ankara.

CAJ­

Central Asiatic Journal. Codex Cumanicus.

DLT­

Divan-ü Lügat it-Türk.

DS­

Derleme Sözlüğü

DTS

Drevnetyurkskiy slovar, Leningrad.

EÇS­

Evliya Çelebi Seyahatnamesi.

HUS­

Harvard Ukrainian Studies.

iAN­

İzdatelstvo Akademii Nauk, Moskva.

iANsssR-

İzdatelstvo Akademii Nauk, Moskva SSSR, MMMMMM.

İANKazSSR-

İzvestiya (Habarlar) Akademii Nauk Kazahkoy SSR. Seriya Obşçestvennıh Nauk, Alma-Ata.

İ SON-HSON-

İzvestiya Nauk,

(Habarlar)

İAN KırgSSR-

İzvestiya Frunze.

Akademii

Seriya Nauk

Obşçestvennıh

Kirgizskoy

SSR,

Kısallmalar

1 XIII


İANKırSSR.SON

İzvestiya Akademii Nauk Kirgizskoy SSR. Seriya Obşçestvennıh Nauk, Frunze.

ivL­

İzdatelstvo Vostoçnoy literaturı, Moskva.

iioLEAE-

İzvestya İmperatorskogo obşçestva lyubitley es­ testvoznaniya, antropologii, etnografii.

İRAN­

İzvestiya Rossiyskoy Akademii Nauk. Spb . ,

İ RGO­

İzvestiya Russkogo geografiçeskogo obşçestva.

İTORGO-

İzvestya Turkestanskogo otdela Russkogo geog­ rafiçeskogo obşçestva.

İÜ EFY­

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

İA-

İslam Ansiklopedisi.

İ BS­

İbni Batuta Seyahatnamesi.

İ CGTTÜ-

İslam Coğrafyacılarının Gözüyle Türkler ve Türk Ülkeleri, Ankara.

İÜ EFY-

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınla­ rı, İstanbul.

JA-

Journal Asiatique.

JS ­

Jivaya Starina.

KBY

Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara-İstanbul.

KKTB-

Kırgızdardın

cana

Kırgızstandın

tarıhıy

bulak tarı.

XIV

KURGAH-

Kazakstan Respublikası ulttık gılım akademiya­ sının habarları.

KURİA-

Kırgız Respublikasının Akademiyası.

KTMÜ­

Kırgız-Türk Manas Üniversiteli.

KBY­

Kültür Bakanlığı Yayınları.

KKcA-

Körösi csoma-Archivum.

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

Uluttuk

İlimder


MCGOT

Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Orta-çağ'da Türkler, İstanbul.

MDEUABŞ-

Manas Destanı Etkinlikleri Uluslar arası Bilgi Şöleni, Ankara.

M İKK­

Materialı po istorii kirgizov i Kirgizii, Moskva.

MİKH-

Materialı po istorii kazahskih hanstv XV-XVII vv. , M.,

MİTT­

Materialı po istorii turkmen i Turkmenii.

Mİ STSA-

Materialı po istorii Sredney i Tsentralnoy Azii X-XIX vv., Taşkent.

MFOR AN KırgSSR- Materialı fonda Otdela rukopisey Akademiina­ uk. Kirgizskoy SSR, Frunze. NAA-

Narodı Azii i Afriki, Moskva.

AA-

Otan Tarihi, Almatı.

OK-

Onomastika Kırgızistana

SA-

Sovetskaya tyurkologiya.-Baku.

SKK-

Sol Kanat Kırgız

SE-

Sovetskaya etnografiya. -Moskva.

TİİAE AN KazSSR-

Trudı İnstituta istorii, arheologii i etnografii Aka­ demii nauk Kazahskoy SSR, Alma-Ata.

TİİAE AN KırgSSR-

Trudı İnstituta istorii, arheologii i etnografii Aka­ demii nauk Kirgizskoy SSR, FrunzeBişkek.

TKEE-

Trudı kirgizskoy arheologo-etnografiçeskoy eks­ peditsii. Moskva.

TKD­

Türk Kültürü Dergisi, Ankara.

TDEA­

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi.

TKAE­

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü.

TDAD­

Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi.

TDTD-

Türk Dünyası Tarih Dergisi.

Kısaltmalar

1 XV


TDAV­

Türk Dünyası Araştırmları Vakfı, İstanbul.

TP­

Tung Pao.

TS­

Türkçe Sözlük.

TTK­

Türk Tarih Kurumu.

TTKB­

Türk Tarih Kongresi Bildirileri.

ÜD-

Ülkü Dergisi.

ŞD ­

Şadırvan Dergisi.

ZVARAA-

Zapiski Vostoçnogo otdeleniya (İmperators­ kogo} Russkogo arheologiçeskogo obşsçestva, Spb.-Moskva.

XVI

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ÖN SÖZ Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra dünya büyük bir değişim yaşamıştır. Yıllarca insanların kafasında sırlı bir dünya olan Sovyetler Birliği içindeki ülkelerin yaşayış tarzı, kültürü, tarihi, sosyal yapısı bir anda bütün insanlığa açıldı. 1 990 yılından itibaren bu ülkelere çeşitli amaçlarla (eğitim, ticaret vs.) gelen insanlar oldu. Biz de hem burada­ ki kardeşlerimizin eğitimine katkıda bulunmak, hem de ilmi çalışma­ ları yerinde görmek ve bu ortamda bulunmak için Orta Asya'ya gelip ilmi çalışma yapmaya karar verdik. Buraya geldikten sonra Orta Asya Türk halkları ile Türkiye'deyken tahmin ettiğimizden daha çok tarihi ve kültürel yakınlıklarımızın olduğunu teşhis ettik. Orta Asya halkla­ rının etnik teşekkülleri boylar ve onların alt grupları (kollar) üzerine kurulmuştur. Bu boy adları ve yer adlarının birçoğu Türkiye' deki etnik grup adları ve yer adlarıyla aynıdır. Mesela, Sarıkamış, Isık Göl bölge­ sinde Harezm'de ve Türkiye' de yerleşim yeri adıdır. Cordan Artvin böl­ gesinde bir sülalenin adıdır, aynı isim Kırgızlarda ve Kıpçaklarda (Çor­ ton, Çortan) boy adıdır. Yağbasan Sarıkamış'ta ve Türkiye'nin değişik yerlerinde birçok yerin, Güney Kırgızistan'da da Caubasan biçiminde bir yerleşim yerinin adıdır. Bu yakınlık ve benzerlikler bizi ata yurdu­ muzla ana yurdumuz arasındaki bağların bizim tahminimizden daha fazla olduğu sonucuna götürdü. Bu nedenle araştırmamızı etnik tarih ve etnografya alanında yapmayı uygun gördük.

ÖnSöz

1 XVII


Araştırmamızın konusu olarak Kırgız ve Kıpçak ilişkilerini ele al­ mamızın sebebi, Türk halkları içinde en eski ve köklü halklardan ikisi olmalarıdır. Kırgızlar çok geniş alana yayılmasalar da Türk kültürünü yaşatmaları bakımından önemli bir halktır. Gerek güçlü bir sosyal ya­ pılarının olması gerekse çok yakın zamanlarda yerleşik hayata geçme­ leri kültürlerini hala canlı yaşamalarına sebep olmuştur. Dil ve kültür açısından kendilerini korumuşlardır. Kıpçaklar ise Oğuzlarla birlik­ te Türk halklarını oluşturan en kalabalık Türk topluluğudur. Oğuzlar birkaç devlet kurmuş olmalarına rağmen Kıpçaklar, Delhi Sultanlığı ve Mısır Memluk Sultanlığı dışında devlet kurma başarısını göstere­ memişlerdir. Buna rağmen çok geniş bir alana yayılmışlardır. Onların coğrafi sınırları olarak kuzeyde Altay, doğuda Doğu Türkistan, batıda Polonya, güneyde Mısır'ı göstermek mümkündür. Bu kadar geniş bir alana yayılmış olan Kıpçakların büyük devletler kuramaması düşün­ dürücüdür. Bunun sebebi ilişki içinde oldukları toplumların çok ça­ buk etkisinde kalmaları ve başka dinleri kolayca kabul etmeleri olabilir. Kıpçaklar dil bakımından bugünkü Türk halkları üzerinde çok etkili olmuştur. Hangi toplumla ilişki içinde olduysa o topluma dilini be­ nimsetmiştir. Mesela Ermenilerin üzerinde dil bakımından çok etkili olmuşlardır. Ermeniler kendi dilleri olduğu halde bir dönem eserlerini Kıpçakça yazmışlardır. Kıpçakça yazılmış birçok dini metin meydana getirmişlerdir. Hıristiyanlığı bir nevi Kıpçakça ile Kıpçaklara öğretme yoluna gitmişlerdir. Kıpçaklar dinlerini değiştirmiş ama dillerini değiş­ tirmemiş bir Türk halkı olarak görmek doğru olur kanaatindeyim. Kıp­ çaklar bugün de Türk ve Türk olmayan halkların içinde bulunmakta­ dırlar. Orta Asya'daki ve Doğu Avrupa'daki Türk Halklarının (Kazak,

Kırgız, Özbek, Türkmen, Kumuk, Nogay, Karaçay, Tatar, Karay, Gaga­ uz) birçoğunun dilinin Kıpçak lehçesi olmasını sağlamışlardır. Ukrayn, Gürcü, Macar, Rus gibi halkların etnik teşekküllerinde ve destanların­ da da Kıpçakların izleri vardır. Kıpçaklar Anadolu'da da iz bırakmış­ tır. Anadolu'ya üç koldan geldikleri sanılmaktadır. Kafkaslar üzerinden Karadeniz bölgesine, Trakya bölgesine ve Mısır üzerinden Gaziantep, Hatay gibi güney illerimize tarih boyunca Kıpçak göçleri olmuştur. Bu­ gün Kafkaslar üzerinden gelip Karadeniz'e yerleşen halklar arasında Gürcü tabir edilen toplulukların büyük bir çoğunluğu Kıpçaklar veya onların bir kolu olan Kumanlardır.

XVIll

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Anadolu'nun etnik oluşumunda da Oğuzlardan sonra en fazla etkili olan boy Kıpçaklardır dersek yanılmış olmayız. Bu çalışma Türkçe ve Kırgızca olmak üzere iki dilde hazırlanmıştır. Yer darlığı nedeniyle Kırgızcasına alamadığımız bazı bilgiler Türkçe çalışmaya eklenmiştir. Ayrıca Kırgızcasında yer verilmeyen Kırgız ve Kıpçak boyları listesi Türkçesinde verilmiştir. Çalışmamızda incelenen boylar ayrıntılı olarak ele alınamamış, tarihi gelişim seyirleri ve köken­ leri verilmeye çalışılmıştır. Çalışmalarımız sırasında yardımlarını esirgemeyen değerli danış­ manım, Prof. Dr. Enver M. MOKEYEV'e, hocalarım Prof. Dr. Öskön OSMONOV'a, Prof. Dr. Egemberdi MAANAYEV'e, Prof. Dr. Ceniş CU­ NUŞALİYEV'e, Prof. Dr. Olcobay KARATAYEV'e, Prof. Dr. Şayırkül BA­ TIRBAYEV A'.ya, Prof. Dr. Kubatbek TABALDİYEV'e, Doç. Dr. Döölötbek SAPARALİYEV'e, Doç. Dr. Canıbek CAKIPBEKOV'a, Doç. Dr. Temir ASANOV'a ve beni ilmi çalışmalara teşvik eden değerli hocalarım Prof. Dr. Gülçin ÇANDARLIOGLU, Prof. Dr. Ahmet TAŞAGIL, Prof. Dr. Rem­ zi ATAOGLU'na eseri basma lütfunda bulunan Türk Tarih Kurumu Baş­ kanlığına ve onun değerli Başkanı hocam Prof. Dr. Ali BİRİNCİ'ye ve değerli arkadaşım Dr. Mustafa KALKAN'a teşekkürü borç bilirim.

önsöz

1 XIX



GİRİŞ ÇALIŞMANIN GENEL ÖZELLİKLERİ VE KAYNAKLARI Kırgızistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Kırgızların tarihini, medeniyetini, dilini ve edebiyatını çok yönlü olarak araştırmak önemli bir mesele olarak mütalaa edilmeye başlandı. Çünkü geçmiş devirlerde, onların tarihi hakkında azımsanmayacak sayıda eser yazılmasına rağ­ men, birçok sorunun tek taraflı bakış açısıyla çözülmeye kalkışıldığı herkes tarafından iyi bilinmektedir. İşte bu meselelerden biri de Kırgız halkının ortaya çıkışı ve etnik tarihi meselesidir. Açık söylemek gere­ kirse, Kırgız halkının etnik oluşumunda Kıpçak boyları ve oymakları­ nın katkısı meselesinin bugüne kadar tarihçilerin nazarında kaldığını söyleyebiliriz. Kırgız ve Kıpçakların etnik oluşumu, dil ilişkileri, boy ve oymaklar arasındaki münasebetlere bazı dilciler ve tarihçiler ayrıca dikkat çekmişlerdir. Tanınmış Türkologlar N. A. Baskakov ve A. B. Ercilasun'un fikirleri­ ne göre uzun bir zamana yayılan Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin neticesin­ de, eski Kırgızların dili yavaş yavaş Kıpçaklaşmıştır1• Kırgızistanlı bir grup tarihçi de tarihi yazma ve arkeolojik kaynakların bilgilerine, yuka­ rıdaki dilcilerin tezlerine dayanarak Kırgız SSR Tarihi'nin 1984 yılında 1 N. A. Baskakov, Vvedeniye v izuçeniye tyurkskih yazıkov, Moskva, 1 962, s. 297; A. B. Ercilasun, Kırgızlar kimlerin torunu?// Bayırkı kırgız tarıhının aktualduu problemaları: El aralık ilimiy kongressıin bildirüülörünün ıezisteri, 27-29 avgust, 200 1 , KTMÜ, Bişkek, 200 1 , s. 1 1 6- 1 1 8.

Giriş

11


çıkan 1. cildinde Kırgız halkının oluşumunun ikinci etabı sanılan Altay devrinde Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin rolüne ayrıca önem vermişlerdir. Fakat bu görüşe Kırgızistanlı O. K. Karaev, T. K. Çoroev ve Rusyalı Y. S . Hudyakov, B . Y. Butanaev gibi bazı ilim adamları karşı çıkmışlardır. Bundan dolayı konunun Kırgız halkının etnik tarihinin araştırılmasın­ da büyük öneme sahip olduğu ilmi tartışmalarla açıkça görülmektedir. IX-XVI. asırlarda Kırgızlarla Kıpçakları içine alan sosyal ve siyasi olayların neticesinde bazı boyların yer değiştirdikleri bilinmektedir. Kırgız, Kıpçak ilişkilerinde bu durum Kırgızların lehine olmuştur. Kır­ gızların içine giren birçok Kıpçak boyu bulunmasına rağmen Kırgız­ lardan Kıpçak boy ve oymakları içine katılanlar çok az sayıda tespit edilmiştir. Kırgızlara katılan Kıpçak boyları hem Kırgız-Kıpçak2 boyu içinde hem de diğer boylar içinde yer almışlardır. Araştırmamızda, yu­ karıda belirtilen dönemde hangi boyların yer değiştirdikleri ve adlarını muhafaza ettikleri amaç olarak benimsenmiştir. İlmi muhitte bu boy­ lar tanıtılarak Kırgız boyları içine katılmalarının tarihi dönemleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Her türlü tarihi kaynak ve Türk halklarının destanlarındaki bilgi­ lerin mukayesesinin incelenmesi sonucunda Kırgız-Kıpçak ilişkileri­ nin Türk Kağanlığı (Göktürk Kağanlığı) ve Türgeş Kağanlığı döneminde başladığı, sonraları Büyük Kırgız Kağanlığı, Karahanlılar ve Karakıtay Devletleri devirlerinde de devam ettiği tespit edilmiştir. Kırgız-Kıpçak etnik ilişkileri, ayrıca Moğol devrindeki Altın Ordu {124 1 - 1 502) Dev­ leti ve Mogulistan3 Hanlıklarının {1 348- 1 5 1 4} çevresinde de büyük bir gelişme göstermiştir. İlmi çalışmanın neticesinde Kırgızların ve Kıpçakların arasında rastlanan ortak boyların listesi ortaya çıkarılmıştır. Bu boyların tarihi ile ilgili kaynakların bilgileri incelenip adı geçen etnik adlar manasına

2

Kıpçak boyu, Kırgız boylan içinde "Kırgız-Kıpçak" adıyla zikredilmektedir.

' Mogulistan Mamleketi (Moğolistan Hanlığı) XIV-XV. asırlarda Kazakistan'ın güneydoğusunda hüküm süren Moğol ile Türk boy ve oymaklarının karşımı bir hanlıktır. Kırgızlar XIV-XV. yüzyıllarda bu hanlığın hakimiyetinde kalmıştır. Hanlık, Rus, Kırgız, Kazak tarihçileri tarafından Mogulistan Mamleketi olarak adlandırılmıştır. Daha doğrusu Mogulistan Memleketi, Çağatay Ulusu'nun doğu kısmıdır. Bkz: K . A. Pişçulina,"Bahr el-esrar" Mahnud İbn Veli kak istoçnik po sotsialno-ekonomiçeskoy istorii Vostoçnovo Turkestana XV/-XV/I w. il Kazahstan, Sredniyaya i Tsentralnaya Azia v XVJ-XVll vv. (Otvet redaktor çlen-kor ANSSSR B. A. Tülepbaeva, Alma-Ata, Nauka 1 983, s. 34-88; Kırgız Tarıhı Entsiklopediyası, Biş­ kek, 2003, s. 292; Kırgızstandm en bayırkı mezgilderden X1X kılımdm sonuna çeyinki tarıhı, Tüz: Komis­ siya, Kırgızstan-soros fondu, Bişkek, 1 998, s. 155

2

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


göre aşağıdaki sınıflandırmalara tabi tutulmuştur: a) Totem temelinde ortaya çıkan etnik adlar, b) Coğrafi adlardan ortaya çıkan etnik adlar, c) İnsan adları ile ilgili etnik adlar. Etnik adların tarihinin incelenmesinin sonucunda Kırgız ve Kıpçak boy ile oymakları arasındaki sıkı etnik ilişkilerin eski Türk devrinden beri devam ede geldiği ve özellikle Altın Ordu Devleti ve Moğolistan Hanlığı döneminde oldukça yoğun bir şekilde geliştiği fark edilmiştir. Kıpçaklardan çıkan boylar temel olarak (İçkilik, Adigine, Tagay ve Mon­ guş gibi boylardan oluşan) Oıi (Sağ) Kanat'ın birliği içine girmektedir. Fakat bazı Kıpçak boylarına Sol Kanat'a giren (Saruu, Kıtay, Kıpçak gibi) Kırgız boylarının arasında da rastlamak mümkündür. Tarihi perspektif­ le sosyo-kültürel tarih yaklaşımı ve etno-siyasi tarih arasındaki bağlar karşılaştırmalı (komperatif) metotla incelenerek, Kırgız ve Kıpçak etnik yakınlığı ilmi delillere dayalı olarak araştırılmıştır. Araştırmanın coğrafi alanı, Güney Sibirya (Sayan-Altay}, Deşt-i Kıp­ çak, Tanrı Dağları, Fergana bölgesini ve Maveraünnehr'i içine almakta­ dır. İlmi çalışmamızda aşağıdaki yenilikler ortaya konmuştur: Kırgız ve Kıpçak etnik adlarının anlamı ve etimolojisi hakkındaki bölümde bazı tarihi kaynakların, bilgilerin yeniden analiz edilmesi ne­ ticesinde Kıpçak etnik adının Kem (Yenisey) nehrinin adından ortaya çıkmasının mümkün olabileceği önerilmiştir. Kırgız-Kıpçak boylarının tarihi ilişkilerini araştırmada ilk defa Türk halklarının destanlarındaki bilgiler ayrıntılı bir şekilde kullanılmıştır. Yani Oğuz-name (XW. yy.), Kitab-ı Dedem Korkut (XV-XVI yy.) Hanna­ me (XVl yy.}, Manas, Edige, Koblandı Batır destanlarındaki bilgiler et­ nografya materyalleri ve tarihi kaynakların bilgileri ile karşılaştırılarak incelenmiştir. Kırgız ve Kıpçak boylarının tarihi ilişkilerinin kronolojisi belirlen­ miştir. İlk defa Kırgızlar ile Kıpçaklar arasında rastlanan ortak boy ve oymakların listesi oluşturulmuş ve tarihlerine kısaca değinilmiştir. Kırgız boylarının içine çok sayıda Kıpçak asıllı boy ve oymaklar gir­ diği, fakat Kıpçak boylarının arasında Kırgız kökenli boylara oldukça az rastlandığı tespit edilmiştir.

Giriş

13


Kıpçak boylarının genel olarak Oft (Sağ) Kanat Kırgız boy birliğine (İçkilik, Adigine, Tagay) girdiği görülmüştür. Günümüzde bazı Kıpçak boy ve oymaklarının Sol Kanat'a giren Kırgız boylarının arasında da (Saruu, Kıtay, Kuşçu) bulundukları tespit edilmiştir. Yapılan ilmi çalışmanın temel amacı, Kırgız halkının oluşumunda Kıpçak boylarının rolünü belirlemektir. Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki hedefler ortaya konulmuştur: Analiz edilen meseledeki araştırmalarla ilgili bu zamana kadar yazı­ lan ilmi eserlerin kısaca bir değerlendirmesini (özetini) vermek. Tarihi kaynakların verdiği bilgilerin analizi neticesinde Kırgız ve Kıpçak ilişkilerinin tarihini, kronolojik düzende tutarlı bir biçimde göstermek. Tarihi kaynakların, etnografya materyallerinin ve destanların bilgi­ lerini karşılaştırıp inceleme yoluyla Kırgız halkının sosyal katmanla­ rındaki Kıpçak kökenli boyları belirleme ve onların Kırgızlara katılış dönemini ortaya çıkarmak. İlmi çalışmanın sonuçlarından Kırgızistan'ın yüksek öğrenim ku­ rumlarında okutulan Ata Meken Tarihi ve Türkiye'deki üniversite­ lerde okutulan Genel Türk Tarihi derslerinde faydalanılması amacı güdülmüştür. Rusya Devlet Arşivi'nde bir araya getirilmiş bulunan XVIIIXIX. yüzyıllara ait kaynaklardaki, Kırgızlar ve Kıpçaklar hakkındaki bilgiler A. i. Levşin, G. N. Potanin, Ç. Ç. Valihanov, V. P. Nalivkin, N. A. Aris­ tov, V. V. Radlov, V. G. Tizengauzen, N. İ. Grodekov, A. İ. Makşeev, G. E. Grumm-Grjimaylo, A. P. Çuloşnikov, V. V. Bartold vb. gibi ilim adamla­ rı tarafından incelenmiştir. Adı geçen alimlerin yaptıkları araştırmalar, Kırgız ve Kıpçak tarihinin araştırılmasında büyük öneme sahiptir. Yani bu dönemde, özellikle N. A. Aristov ve Ç. Ç. Valihanov'un araştırmala­ rında Kırgız halkının etnik tarihinde Kıpçak unsurunun rolü meselesi ilk defa ele alınmıştır. Sovyet devrinde Kırgızistan, Kazakistan, Türk­ menistan, Özbekistan ve Tacikistan Cumhuriyetlerinin kuruluşunun neticesinde bu halkların tarihini, dilini, edebiyatını ve medeniyetini geniş bir şekilde araştırma mecburiyeti ortaya çıkar. Bu çerçevede Kır­ gızların, Kazakların, Özbeklerin, Karakalpakların kökenini araştırmada bu halkların Kıpçak boyları ile olan ilişkilerine ayrıca dikkat çekilmeye

4

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


başlanır (T. A. Jidanko, K. Ş. Şaniyazov, B. E. Kumekov, R. G. Kuzeev, S. Ahincanov}. Kırgızların Kıpçak boyları ile olan ilişkileri temel ola­

M.

rak, S. M. Abramzon'un, genel olarak da K. İ. Petrov'un eserlerinde ele alınmıştır. Kırgızistan bağımsızlığını aldıktan sonra Kırgız halkının milli duy­ gularının gelişmesi neticesinde tarihle ilgili araştırmalar bir hayli can­ lanmaya başlar. Kırgızlar ile Kıpçakların etnik ilişkileri meselesi i. B. Moldobaev, O. K. Karataev'in eserlerinde etnografya ve bazı kahraman­ lık destanlarını inceleme yoluyla açıkça gösterilmiştir. Bununla birlik­ te egemenlik döneminde yukarıda adı geçen iki alimden başka hiç kim­ se bu konuya dikkat çekmemiştir. Bu araştırmada, IX-XVI. yüzyıllarda Orta Asya'da yaşayan Kır­ gız-Kıpçak boy ve oymaklarının gelişim safhaları incelenerek, boy teş­ kilatlarındaki ana unsurları, siyasi ve sosyal açıdan ortak bir değerlen­ dirmeye alınmıştır. Kıpçakların Orta Asya dışında gelişen tarihlerine

(Delhi Sultanlığı, Memluk Sultanlığı, Selçuklu, Osmanlı, Gürcü, Bulgar, Romen devletlerindeki tarihleri} değinilmemiştir. Araştırmamız Yeni­ sey Kırgızları, Altay Kırgızları, Tyan-Şan Kırgızları, İrtiş Kimek-Kıpçak­ ları, Deşt-i Kıpçak Kıpçakları ve Nogaylı devrindeki Kıpçakların tarih­ lerini kapsamaktadır. Çok ayrıntılı olarak bu halkların içinde yer alan Kıpçakların tarihine girilmemiş, sadece Kırgızlarla ilgili olan durum­ larda bu halkların tarihlerine kısaca değinilmiştir. IX-XVI. yüzyıllar arasında hüküm sürmüş olan Kırgız ve Kıpçak boy­ larının tarihlerini araştırırken ciddi zorluklarla karşılaşılmıştır. Baş­ langıçta kaynakların durumu ve konunun metodunu ortaya koyarken önemli sorunlar ortaya çıktı. Özellikle Kırgızların Xl.-XIII. yüzyıllar arasındaki tarihleri ve Kıpçakların VIII. yüzyıldan evvelki tarihlerine ait kaynaklarının olmaması bizi oldukça müşkül durumda bırakmıştır. Çünkü zikredilen tarihlerde Kırgız ve Kıpçak boylarını ve aralarındaki ilişkiyi tespit etmek çok güçtür. Bunun sebebi ise şimdiki etnik yapı­ nın o zamanlar tam olarak oluşmamasıdır. Yenisey Kırgızlarının hangi boyları vardı ve bunlardan hangisi sonraki dönemlerde Altay ve Tyan­ Şan Kırgızlarının oluşumuna katıldı? Bunları tam olarak tespit etmek oldukça zordur. Kıpçakların ise XI. yüzyılda tespit edilen bazı boyları­ nın bugünkü boy teşkilatı içinde izlerinin olmaması araştırmamızı zor-

Giriş

1

5


laştırmıştır. Konumuzu daha çok orta asır ilgilendirdiği için genellikle Arap, Fars, Türk ve Rus kaynakları üzerinde durulmuştur. Kıpçaklardan Uygurca Oğuz Destanı, Farsça Oğuz Destanı, Dede Korkut Destanı, Manas Destanı, Hanname, Kobılandı Babr, Edige Destanı, Er Töştük, Coodarbeşim, Kurmanbek, Olcobay Menen Ki­

şimcan gibi büyük ve küçük destanlarda söz edilir. Şüphesiz yukarıda adı geçen destanlardan Oğuz destanları Kıpçaklarla ilgili verdiği bilgi bakımından diğerlerinden daha fazla öneme sahiptir. Oğuzlarla ilgili destanlara Oğuz-name de denmektedir. Bu Oğuz-namelerden en eskisi Uygurca Oğuz Destanı, ikincisi Reşideddin'in Oğuz-namesi, sonuncu­ su da Dede Korkut Destanlarıdır. Oğuz Kağan ve onun mücadeleleri­ ni anlatan en eski metin Charles Schefer'in kitapları arasında bulunan, Uygur yazısıyla yazılmış 21 sayfadan oluşan eski bir elyazmasıdır. Gü­ nümüzde bu el yazması Paris Bibliotheque National Supplt. turc 1001 numarada bulunmaktadır. 1 890'da Radlof bu metnin sekiz sayfası­ nı tıpkıbasım olarak vermiş4, sonra da 1891'de 42 sayfanın tamamını Uygurca transkripsiyon ve Almanca çevirisi ile birlikte yayınlamıştır. 1 893 'te de bu metni Rusça'ya çevirmiş, Radlof 'un bu metninden yarar­ lanan Rıza Nur, destanı "Oughouz-name epopee turque"5 adıyla yeni­ den yayımlamıştır. Daha sonra P. Pelliot, Rıza Nur'un yayınını ciddi bir eleştiriye tabi tutmuştur6• Bundan sonra metin, 1 932 yılında Berlin'de Almanca olarak, 1 936'da da İstanbul' da Türkçe olarak W. Bang ve Reşit Rahmeti Arat tarafından yayınlanmıştır7• Uygurca Oğuz destanı ünlü Rus Türkoloğu A. M. Şçerbak tarafından 1950 yılında Rusça olarak da yayınlanır8. Eser üzerinde ayrıca V. M. Jirmunsky, Bahattin Ögel, Faruk Sümer gibi ilim adamları da önemli çalışmalar yapmıştır9• Özellikle Ba­ hattin Ögel ve Faruk Sümer bu destanın tarihle ilişkisini ele almışlardır. Dede Korkut hakkında ilk yazılı belge özelliğine sahip olan Korkut Ata kitabı {Kitab-ı Dedem Korkut} XVI. yüzyılda yazılmış bir eserdir.

4 V. V.

Radlof, Faksimile Uygurskoy rukopisi. Spb., 1 890.

' R. Nur, Oughuz-name (epopee turque). lskenderiye, 1 928. •

P. Pelliol, Sur la /egende d'Uguz-Khan en ecriture Ouigoure. T'oung-Pao, 1 930.

7 W. Bang und R.Rahmeti Aral, Die legende von Oghuz Qaghan. Beri in, 1 932. •

A. M . Şçerbak, Oguz-name i Muhabbat-name. Moskova, 1 959.

' V. M. Jinnunsky, Tyurskiy Georiçeskiy Epos. Leningrad, 1 974; B. Öge!, Türk Mitolojisi-/. Ankara, 1 993; F. Sümer, Oğuzlara ait Destani Mahiye/le Eserler. A.Ü. DTCF Dergisi, XVl-XVll, Ankara, 1 959, s. 388389; Türk Dünyası Tarih Dergisi, N isan 1 992, s. 1 5- 1 9.

6

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Bu eserin şimdilik iki nüshası bilinmektedir: Biri

12

bölümden oluşan

Dresden (Almanya) nüshası, diğeri 6 bölümden müteşekkil Vatikan (İtalya) nüshasıdır. 10 Dede Korkut üzerine bugüne kadar Kazak alimle­ rinden Çokan Velihanov, Alman Walter Ruhen, Rus alimlerinden V. V. Bartold, A. N. Kononov, V. M. Jirmunsky, A. Şçerbak, A. N. Samayloviç, Türk alimlerinden Fuad Köprülü, Abdulkadir İnan, Zeki Velidi Togan, Orhan Şaik Gökyay, Bahattin Ögel, Faruk Sümer, Fahrettin Kırzıoğlu, Muharrem Ergin, Pertev Naili Boratav, Ahmet Cevat Emre, İtalyan alimi Ettore Rossi, Kazak alimleri, Aykel Margulan, Muhtar Ovezov, Avelbek Konıratbayev, Azerbaycan'dan Hamid Araslı, M. Guluzade, M. Ç. Cafe­ rov gibi ilim adamları önemli çalışmalar yapmışlardır. Bu araştırmanın ikinci ayağını oluşturan önemli kaynaklardan biri de Manas Destanı'dır. Manas Destanı tarihte ve günümüzde bilinen en uzun destandır. Onu diğer destanlardan ayıran en önemli özelliği Kırgız halkının kültürünü, inancını, sosyal yaşayışını, siyasi teşkilatı­ nı yansıtmasıdır. Manas Destanı'nda Kırgız'ın her şeyini bulmak müm­ kündür. Destanın birçok farklı nüshaları mevcuttur. Manas Destanı "manasçı" denilen kimseler tarafından oluşturulmaktadır. Bu manasçı­ ların içinde önemlileri Sagımbay Orazbakuulu Sayakbay Karalaev ve Doğu Türkistan Kırgızlarından Cusup Mamay'dır. Manas Destanı'ndan ilk olarak XVI. yüzyılda yazılmış olan 'Mecmuat-üt tavarih' adlı eserde bahsedilmiştir. Daha sonra Kazak alimi Çokan Valihanov, V. V. Radlof, G. Almaşi, P. Falev, E. D. Palivanov, K. A. Rahmatullin, A. N. Bernştam, P. N. Berkov, S. M. Abramzon, B. M. Yunusaliev, Muhtar Ovezov, Abdulkadir İnan, gibi ilim adamları Manas Destanı hakkında önemli araştırmalar yapmışlardır1 1 • Manas Destanı, Oğuz Destanı ve Dede Korkut Destanı ile oldukça büyük benzerlikler göstermektedir. Manas Destanı'nın V.V. 10 1 950 yılına kadar bir nüshası mevcut olan Kitab-ı Dede Korkuı'un ikinci nüshasını Ettore Rossi Vatikan kütüphanesinde bulmuştur. Birinci nüshadan ilk olarak Fleischer (Cat., nr. 86) söz etmiş, 1 8 1 5 yılında Fr. Von Diez (Denkwürdigkeiten von Asien. il, s. 399-419) eserin ayrıntılı bir tahlilini yapmıştır. V. V. Barthold da 1 894, 1 903 yılları arasında Deli Dumrul, Boğaç Han, Kazan Han 'ın Evinin Yağmalanması, Bamsı Beyrek hikayelerinin metinlerini ve Rusça tercümelerini yayımlamıştır. Bkz: Zapiski vastoçnovo atdeleniya . . . • 1 894, Vll I ; 1 897-1 898, XI; 1 900, XII; 1 903, XV. Bu ilk nüshayı Türk alimleri Kilisli Rıfat, Arap harfleri ile 1 9 1 6'da, Orhan Şaik Gökyay 1 938'de Latin harfleri ile yayınladılar. 1 952 'de Ettore Rossi Vatikan kütüphanesinde bulduğu nüshayı faksimile halinde başına bir giriş sonuna da sözlük ve fihrist ekleyerek 1 2 hikayenin tercümesi ile birlikte yayınladı. Bkz: Enore Rossi, il Kitab-ı Dede Qorqut, Raconıi epico-cavallereschi dei Turchi Oğuz. Tradotti e annotati con-facsimile del mes. Vat. Turco 1 02, citıa del Vaticano, 1 952). Bu çalışma hakkında bkz: "Dede Korkut Kitabı Üzerine Bir Araştırma", Çev. M. H. Şakiroğlu, Erdem, c. 1 2, Sayı:34, 1 83-286); Pertev Naili Boratav, İA , Korkut Ata Maddesi, s. 864). 11

Manas Entnsiklopediyası. T. 1, Bişkek, 1 995, s. 420-42 1 .

Giriş

1

7


Radlof nüshasında Oğuzlar hakkında birçok bilgi bulunmaktadır. Bu muhteşem destanın kaynağı yukarıda adı geçen xvı. asırda yazılmış olan Macmu at-üt tavarih'tir. Eserde Manas Destanı 'nın en eski nüs­ hası ile birlikte Kıpçaklarla ilgili de çok değerli bilgiler bulunmaktadır. Macmu at-üt tavarih'te Manas'ın Kıpçaklardan olduğu zikredilmekte­ dir. Ayrıca eserde, Kırgızların XVI. asırda etnik bir birlik oluşturdukları kolayca sezilmektedir. Eserin yazarı Seyfeddin Ahsikendi Kırgızların ve komşu halkların etnik oluşumunda bulunan birçok boyun listesini vermiş, onların mücadelelerinden bahsetmiştir12• Kırgız, Kıpçak ilişkilerini yansıtan önemli destanlardan biri de Ko­ bılandı Batır destanıdır. Şimdiye kadar bu destan hakkında birkaç alim tarafından ilmi çalışma yapılmıştır. Fakat bu araştırmalarda Kobılandı Batır destanı edebi eser olarak ele alınmıştır. Destan tarihi yönden de incelenmiş, ancak destandaki Kırgız, Kıpçak ilişkilerini ele alan önem­ li bir çalışma yapılmamıştır. Abilkadir Danekerov, Abdilda Curgenba­ ev, Aysa Baytabanov, Ercan Eşimov, Kulzak Amangeldin, Kalmaganbet Cambolov, Kali Nurpeisov, Kaçkınbay Kaz-ulı Cırau, Köşelek (Koşmu­ ganbet} Elemanov, Mergenbay-Cırau, Marabay Kulbay-ulı, Murın Cı­ rau (Tlegen Sengirbekov}, Nurpeis Bayganin, Nurseit Bitleuov, Rahmet Mazhodcaev Cırau, Suinşalı Canbırşı-ulı, Şapay Kalmaganbetovlar ta­ rafından söylenen destanların her türlü nüshası yazıya geçirilmiştir.

Hanname de Kırgız ve Kıpçaklardan bahseden destanlardandır. Destanın en dikkat çekici özelliği Kırgızların Moğol soyuna bağlan­ mış olmasıdır. Yani bu destanda Kırgızlar Moğollardan neşet etmiş bir topluluk olarak gösterilmektedir. Kırgız destanı Manas'ta bulunan bazı isimler Hanname'de de bulunmaktadır. Hanname destanının el­ yazması Selçuklu tarihi uzmanlarından Mükremin Halil Yinanç'ın kü­ tüphanesinde bulunmuş ve Orhan Şaik Gökyay tarafından, Şadırvan Dergisinde kısa bir tanıtımı yapılmıştır1 3• Hanname hakkında ilk etraflı tanıtım yazısı Zeki Velidi Togan tarafından yayımlanmıştır14, daha son­ ra da destan Orhan Şaik Gökyay tarafından Latin harflerine aktarılmış

" Materialı po istorii kirgizov i kirgizi, Vıp. 1, Moskva, 1 973, s. 200-214. 11 Şadırvan Dergisi, 20 Mayıs 1 949, 1. Sayı:S, s. 2; O. Ş. Gökyay, Hanname, Necati Lugal Annağanı, Ankara, 1 968, s. 275. " Z. V. Togan, Das Özbekische Epos Chan-Name, CAJ, vol. 1, No:2, s. 144- 1 56.

8

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ve ilim alemine tanıtılmıştır15. Bu destan üzerinde ciddi çalışmalardan birini de Bahattin Ögel yapmıştır.

Edige Destanı, Timur ile Altın Ordu hükümdarı Toktamış arasında­ ki mücadelelerin içinde yer alan Edige'nin destanlaşmış hayatını an­ latır16. Tarihi bir destan değildir, ancak destanla ilgili tarihi gerçekler XIV. asrın sonu ve X V. asrın başına rastlar. Yani XI V. asrın sonu ile X V. asrın başında Avrasya'da cereyan eden olaylarda Edige adına rastlan­ maktadır. Edige destanında geçen tarihi olayların çoğu Altın Ordu dev­ letinde siyasi birliğin bozulmaya başladığı döneme denk gelmektedir. Bu sebeple Edige Destanı, Kırgız, Kıpçak ilişkilerinin araştırılmasında büyük öneme sahiptir. IX.-XVI. asırlar arasındaki Kırgız ve Kıpçakların tarihleri hakkında

Çin yıllıkları, İ slam Coğrafyacılarının eserleri, Tibet metinleri ve Rus yıllıkları gibi yazılı kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Kırgız ve Kimekle­ rin (Kıpçak) boylarının ilişkileri hakkında da genellikle yazılı kaynak­ larda kayıtlar söz konusudur. XX. yüzyılda yapılan arkeolojik araştır­ malarda bu iki kavmin kültürel17 ve siyasi tarihine katkıda bulunacak önemli kalıntılar bulunmuştur. Ancak bunların içinde de boylar ara­ sındaki ilişkilere ait bilgi yoktur. Kırgız tarihinin ilk kaynakları Çin yıllıklarıdır. Çin'de değişik dö­ nemlerde hüküm süren sülalelerin resmi tarihleri olan Çin yıllıkların­ da M.Ö. 203-201 yılından başlayarak, XVII .-XIX. asra kadar sürekli ol­ masa da aralıklarla Kırgızlar hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bazen asırlık dönemler içinde onlardan hiç bahsedilmemiştir. Mesela Kırgız tarihinin M.S. l.-V. asır arasında yaşanan dönemi hakkında yok dene­ cek kadar bilgi vardır. Demek ki, Kırgızlar bin yıldan fazla bir zaman Çinlilerle ilişki içinde olmuşlar ve onların tarihi kaynaklarında yer al­ mışlardır. Bu kaynaklarda Kırgız adının ilk görünüşünden ve diğer bi­ çimlerinden (Çin kaynaklarında Kırgız adı birkaç biçimde yer almıştır:

Gekun, 1Szyankun, 1Szegu, Tsigu, Hegu, Hegusı, Siyatsıyası, Tszilitszisi, " O. Ş. Gökyay, Hanname. ., s. 275-329. 16 ldegey, Tatarskiy narodniy epos, (Perevod Semena Lipkina), Kazan, 1 990; ldegey, Tatar halık dastanı, Kazan, 1 994; Göksel Öztürk, Edige Destanı 'nın Başkurt Versiyonu(Transkripsiyonlu Metin, İn­ celeme-Çeviri-Dizin), Yayınlanmamış Doktora Tezi, 200 1 . 17 Ölü gömme geleneği hakkında D . G . Savinov'un, Yu. S. Hudyakov'un ve diğer Rus arkeologların önemli çalışmaları mevcuttur. Bkz: D. G. Savinov, Narodı yujnoy Sibirii v drevnetyurkskuyu epohu.Le­ ningrad, 1 984; A.y., Etnokulturnıe svyazi eniseyskih kırgızov i kimakov v IX-X vv, TS, 1 975.

Giriş

19


gibi) tutun da Kırgızların yaşadıkları coğrafya, siyasi tarihleri, kültürle­ ri ve boy teşkilatları hakkında oldukça değerli bilgiler bulunmaktadır. Çin kaynaklarının hemen hemen hepsi Rusça'ya tercüme edilmiştir. Bu konuda Rus alimi N. Y. Biçurin'in emeği büyüktür1 8. Fakat onun ter­ cümeleri X. yüzyıla kadar olan devreyi kapsamaktadır. XI. yüzyıldan sonraki döneme ait Çin yıllıklarındaki Türklerle ilgili bölümler N. V. Kyuner tarafından Rusçaya tercüme edilmiştirl 9. N. V. Kyuner'in eseri bir bakıma N. Y. Biçurin'in eserini tamamlayıcı niteliktedir. Çin yıllık­ larındaki Kırgızlarla ilgili bölümler son zamanlarda Kırgızca'ya da çev­ rilmiştir20. Konumuzun sınırlarını aştığı için kaynakların teferruatına girmeyeceğiz. Bu kaynakların tanıtımı ve Kırgız tarihi bakımından öne­ mi değişik yazarlar tarafından dile getirilmiştir. Konumuz daha çok IX. asırdan sonrasını ilgilendirdiği, Arap, Fars ve Türk kaynakları ile ilgili olduğu için Çin kaynaklarından ayrıntılı bahsetmeyi uygun görmedik. Kırgız ve Kıpçaklarla ilgili Arap-Fars kaynaklarındaki ilk bilgiler, IX.-X. yüzyıllara aittir. IX-XI. yüzyıllarda Kimeklerden bahseden İslam yazarlarının eserlerinin aşağı yukarı hepsinde Kırgızlardan da bahse­ dilmektedir. Bu eserlerden ilki Temim İbn Bahr'ın eseridir. Arap oldu­ ğu, fakat kim olduğu ve o zamanki Araplar için bilinmeyen bir bölgeye

("Karanlık denizine" yakın) niçin gittiği bilinmemektedir. IX. yüzyılın ortalarında Arap Temim İbn Bahr al-Mutavvai, Tokuz-Oğuzların haka­ nının başkentine giderken Kimek ülkesinden geçmiştir2 1 • Temim İbn Bahr'ın verdiği bilgilerin önemi 750 yılına ait Çinlilerle Müslümanlar arasında cereyan eden savaşla ilgili bilginin yanı sıra Kimeklerle ilgili yazdıklarının Kimek asıllı birinden alınmış olmasıdır. Temim İbn Bahr bu bilgileri el-Kimaki adında birinden aldığını zikretmiştir. Bu addan anlaşıldığına göre, bu kişinin Kimeklere mensup biri olduğu belli ol18 N. Y., Biçurin, Sobraniye sevedeniy o narodah obitavşçih v sredney Azii v drevniye vremena. T. 1-111. Saint-Petersburg, 1 85 1 (Almatı, 1998). 19 N. V. Kyuner, Kitayskiye izvestiya o narodah Yujnoy Sibiri. Tsentralnoy Azii i Dalnego Vostoka. Moskva,

1 96 1 ; A.y., Novıye kitayskiye materiyalı po etnografıi kirgizov (hakasov) VII-VII I vv. n.e. V ı p . il. Abakan, 1 95 1 ; A.y., Kitayskiye istoriki-letopistsı o hakasah // Uçeniye zapisi Hak. NİİYLİ. Vıp. X l l , 1 969. '° Kırgızdardın cana kırgızstandın ıarıhıy bu/aktarı (B.z.ç. il k.-XVIIJ k. Kıray bu/aktarman üzündüü­ lör). T. il. il TüzUUçülör: K. Cusaev, A. Mokeev, D. Saparaliyev, Bişkek, 2003. " V. Minorsky, Tamim ibn Bahr 'sjourney /o the Uyghurs. BSOAS. vol. XII, pi. 2, 1 948, s. 303; 1. Yu. Kraçkovskiy, Arabskaya geografıçeskaya literaıura Tamim ibn Bahr 's journey ıo ıhe Uyghurs. BSOAS. izbrannıye soçineniya. T. iV. Moskva-Leningrad, 1 957, s. 1 37.

1O

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


maktadır. Dolayısıyla Temim İbn Bahr verdiği bilgileri birinci elden, yani kaynağından nakletmiştir. Bu nedenle bu eserin kaynak değeri bü­ yüktür. i. Y. Kraçkovskiy, onun "Mutavvai" unvanı taşımasından dola­ yı "din koruyucusu" yani mücahit (gazi) olabileceğini yazmıştır. Onlar mücahitler (gaziler) IX.-X l. yüzyılda halifeliğin sınırlarına yerleştirile­ rek "İslam Devletini" kafirlerden korumak için görevlendirilmişlerdir; Temim'in seyahatinin diplomatik bir görev nedeniyle olduğu sanılmak­ tadır22. Temim İbn-Bahr, Kimeklerin nerelerde yaşadıklarını ve onların hayat tarzını yazmıştır. Taraz' dan (Sovyet döneminde Cambul şehri) Ki­ mek hükümdarının başkentine kadar giden yol hakkında da bilgi ver­ miştir23. Temim İbn-Bahr'ın eserindeki bazı bilgiler, İbn Hurdadbih'in24, Kudamı İbn-Ca'fer'in25, el-İdrisi'nin26, Yakut'27un eserlerinde ve "Hu­ dud el-alem"de de bulunmaktadır. Demek ki, bu yazarlar, Temim İbn Bahr al-Mutavvai'nin eserinden yararlanmışlardır. İkincisi İbn Hurdadbih'in (öl./886} "Kitab el-mesalik ve'l-memalik" adlı eseridir. "Devletler ve Sınırları" adını taşıyan bu eser Orta Asya'nın birçok devleti hakkında bilgiler vermektedir. İranlı bir posta müdürü olan İbn Hurdadbih İslam coğrafyacılarının ilkidir. Abbasi Halifeliği döneminde posta müdürlüğü görevini icra ederken yazmış olduğu ese­ rinde daha çok Doğu Türklerinden bahsetmiştir. Bu eserin içinde baş­ ka eserlerden alıntılar da bulunmaktadır. Fakat, Türk alimi Ramazan Şeşen özellikle bu eserde nakledilen Ye'cuc ve Me'cuc kavmi ile ilgili bilgilerin uydurma olduğu görüşündedir28. Bu Ye'cuc ve Me'cuc kavmi ile ilgili bilgiler daha sonraki eserlerde de bu eserin tesiriyle yer almış­ tır. Bize göre bu Ye'cuc ve Me'cuc kavmi terimi kuzeyin uzak yerlerin­ de yaşayan ve çok iyi bilinmeyen kavimler için söylenmiş olsa gerektir.

22

Kraçkovskiy, Arabskaya geografıçeskaya., s. 1 37.

" B. E. Kumekov. Gasudarstvo kimakov IX XI vv po Arabskim istoçnikam. Alma Ata, 1 972, s. 1 1 .

'' le livre des rouıes et de provinces, par Ibn Khordadbeh, publie, traduit et annote par C. Barbier de Meynard, JA, 6• serie t.V. 1 865, pp. 265, 267, 268. " R. Şeşen, lslam Coğrafjıacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, TIK Basımevi, 2. Baskı, Ankara, 1 998, s. 1 88- 1 90. 26

Şeşen, /s/am Coğrafjıacılarına Göre ... , s. 1 04- 1 08.

27 Yacut, Relaııons de voyages et ıexıes geographiques arabes, persans et turcs relatifs a l 'extre­

me-orient du V/11• au XV/J/• siecles, traduits, revus et annotees par Gabriel Ferrand, T. 1, Paris, 1 9 1 3. pp. 2 1 3-2 1 5 . " Şeşen. lslam Coğrafjıacılarına Göre. . . . , s. 12.

Giriş

1 11


İbn Hurdadbih adı geçen eserinde özellikle Kimekler, Kıpçaklar ve Kırgızlar hakkında bilgi vermektedir. Fakat bu bilgilerden Kimeklere ait olanı diğerlerine göre daha fazladır. Bu eser Kıpçak adının net ola­ rak kaydedildiği bilinen ilk eser olduğu için de ayrı bir öneme sahiptir. Kırgızlarla ilgili verdiği bilgiler de onların ekonomik ve sosyal tarihi açısından oldukça büyük anlam ifade etmektedir. Eserde Orta Asya'nın bazı şehirlerinin aralarındaki mesafelerden bahsedilmiş, bu şehirler arasındaki ekonomik ilişkiler gözler önüne serilmiştir29• Türk ülkeleri­ nin batıdan doğuya doğru sıralanışı XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud'un eserindeki sıra ile aşağı yukarı aynıdır. "Kitab el-mesalik ve'l-mema­ lik" 'teki bilgiler diğer eserlerle de tamamlandığı için eser güvenilir bir kaynaktır. Eserin bizim konumuz açısından önemi ilk defa Kıpçaklar­ dan bahsetmesi, Kırgızlarla Kıpçakların Tokuz Oğuzların (Dokuz Oğuz) komşusu olarak birlikte zikredilmesi, hatta yan yana verilmesi, Kimek şehirlerinden ve hakanından bahsedilmesidir. İbn Hurdadbih, Türk ül­ kelerini sıralarken onların yerleşim yerlerini göz önüne alarak bu sı­ ralamayı yapmıştır, çünkü yukarıda da değindiğimiz gibi bu sıralama Kaşgarlı Mahmud, İbn el-Fakih, Ya'kCı.t el-Hamavi'nin eserlerinde ve müellifi bilinmeyen Farsça eser Hudud el-alem' de de vardır. X. yüzyıl İslam yazarlarından İbn el-Fakih {91 3} Kitab el-büldan" adlı eserinde Kırgız, Kimek ve Kıpçaklardan bahseder. Ancak onun verdiği bilgilerin İbn Hurdadbih'in eserinden alındığı hemen fark edil­ mektedir. Bu eserdeki en önemli bilgi "Yada Taşı"ndan bahsedilmesi­ dir. Bilindiği gibi "Yada Taşı" özellikle Oğuz boyları arasında yaygındır. Yağmur yağdırdığına inanılan bu taşla ilgili inançlar diğer Türk boyla­ rında da geniş bir şekilde yayılmıştırJ0• Mutahhar b. Tahir el-Makdisi'nin {966} "el-Bed' ve'l-tarih" adlı ese­ ri özellikle Kırgız kültürü ve inançları hakkında verdiği bilgiler bakı­ mından ayrı bir öneme sahiptir. Bu eserde Türklerin dinleri hakkında da malumatlar verilmektedir. Eserde verilen Kırgız ölü gömme gelene­ ği ile ilgili bilgiler, XX. yüzyılda Sovyet arkeologları tarafından yapı­ lan kazılarda bulunan materyallerle de örtüşmektedir. Dolayısıyla bu eser tartışma götürmez güvenilir bir kaynak niteliğindedir. Bunun29 Le livre des routes et de provinces, par lbn Khordadbeh, publie, traduit et annote par C. Barbier de Meynard, JA, 6' serie T. V. 1 865, pp. 265, 267, 268; Şeşen, /.ı·/am Coğrqfjıacı/arına Göre. . ., s. 1 83- 1 85. 10

12

1

Şeşen, İ•lam Coğrqfvacılarına Göre .. ., s. 1 92.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


la birlikte "el-Bed' ve't-Tarih", önceleri Makdisi'nin hocası Ebu Zeyd el-Belhi'ye ait sanılmıştır. Eser daha çok doğu Türklerine ait bilgileri içermektedir31 • 9 5 7 yılında öldüğü bilinen İstahri'nin doğum tarihi bilinmemek­ tedir. İ stahri doğu Türkleri hakkında az bilgi vermiştir, buna karşılık batı Türklerinden özellikle Hazar çevresindekilerden tafsilatlı olarak bahsetmiştir. Fakat İ stahri'nin eseri "Ebu Zeyd el-Belhi"nin "Suve­ ru'l-Ekalim" adlı eseri temelinde yazılmıştır. Büyük oranda bu esere dayanır. İ stahri eserinde Türklerin dilleri, ülkeleri ve bu ülkelere gi­ den yolları tasvir etmiştir. Kırgızların Dokuz Oğuzlar, Kimekler, Kar­ luklar ve okyanus arasındaki yerlerde yaşadıklarını yazmıştır. Bu bil­ giler, diğer kaynaklardaki bilgilerle aşağı yukarı uyuşmaktadır. Ayrıca Kırgızların ticaret alanı, yolları ve yeraltı zenginlikleri konusunda ver­ diği bilgiler de oldukça önemlidir. İstahri, bu konuda eserinin Mavera­ ünnehr ile ilgili bölümünde Maveraünnehr'e Tibet'ten ve Kırgızlardan misk getirildiğini yazmıştır. Bu bilgi Kırgızların iktisadi hayatının or­ taya konulması açısından önemlidir. İstahri'nin eserinde Kıpçak adına veya onlara ait bilgilere rastlanmamaktadır. Demek ki, İstahri eserini Kimeklerin güçlü olduğu Kıpçakların siyasi olarak aktif olmadığı bir dönemde yazmıştır32• İbn Havkal {977) Nusaybin şehrindendir. Birçok ülkeyi dolaştığı bize ulaşan bilgiler arasındadır. İstahri'nin çağdaşıdır. İbn Havkal'ın

"Suret el-arz" adlı kıymetli eseri de Ebu Zeyd el-Belhi'nin eseri teme­ linde hazırlanmıştır. Çoğunlukla Hazar Denizi ve Maveraünnehr etra­ fındaki Türkler hakkında geniş bilgi vermiştir. Maveraünnehr hakkın­ da verdiği bilgiler gözlemlerine dayanmaktadır. İbn Havkal'ın eserinde de Dokuz Oğuz, Kırgız, Kimek Oğuz, Karluklardan bahsedilmesine rağ­ men Kıpçak adı yer almamıştır. Bunun sebebi yukarıda belirttiğimiz sebep olabilir. Çünkü İbn Havkal'da İstahri ile aynı kaynaktan yarar­ lanmıştır ve çağdaştır. İbn Havkal'ın eserinde Kırgız ve Kimeklerin ya­ şadıkları yer ve dilleri hakkında verilen bilgiler yukarıda zikrettiğimiz İslam yazarlarının eserleriyle aynıdır33• " Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre.. .,

s.

1 77-1 78.

" Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre.. .,

s.

1 54- 1 62.

" The Orientale Geography ofEbn Haukal an Arabian trave/ler ofthe ıenıh centuryltr . . . by Sir Wili­ am Quseley: [map and appxs] London 1 800 (2005), s. 1 59, 1 80, 1 86, 1 87; Şeşen, lslam Coğrafyacılarına Göre.. ., s. 164- 1 75.

Giriş

1 13


Hudôd el-alem {982} adlı müellifi bilinmeyen Farsça eser Kırgız, Kıpçak ilişkileri ile ilgili çok değerli bilgiler vermektedir. Bu eserde Kırgız ve Kıpçakların birbirleriyle ilişkileri, kül türel benzerlikleri ve ortak olarak kullandıkları yerler zikredilmiştir. X. asrın sonlarında ta­ mamlanan eserde, eski Türk ülkelerinin coğrafyası hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Rus alimi V. F. Minorsky'nin ilim alemine kazandırdı­ ğı eserdeki bilgiler ve Minorsky'nin yorumları çok önemlidir34• Eserin bizim için önemli olan tarafı Kırgızlarla Kıpçakların yakın veya karışık yaşadıkları bölgelerin, bu iki kavmin kültürel özelliklerinin açık bir şe­ kilde anlatılmasıdır. Bu nedenle çalışmamızda en çok başvurduğumuz İslam yazarlarına ait eserlerden biri Hudud el-alem olmuştur. Eserde Kırgızlar, Kimekler, Kıpçaklar ayrı ayrı tanıtılmış, bu kavimler arasın­ daki siyasi ve kültürel ilişkiler verilmiştir. Ebu Dülef, X . asırda Horasan ve İ ran'da yaşamış bir Arap şairidir. Bu bilgilerden başka hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ebu Dülef 'in eserinde Türk, Çin ve Hind ülkelerine yaptığı seyahatler anlatılmaktadır. 942-943 yıllarında Samani Sarayı'na gelen bir Çin he­ yetiyle bu seyahate çıkmıştır. Fakat Ebu Dülef bu seyahatin güzergahı­ nı oldukça karmaşık bir şekilde anlatmaktadır. Çin'e giden bu heyetin normal olarak gitmesi gereken yerlerden değil, aksi istikametten gittik­ leri yönünde bilgi vermektedir. Normalde Çin'e giderken Türk ülkeleri, Oğuz, Karluk, Karahanlı, Tokuz-Oğuz ve Hitayların memleketlerinden geçmesi gerekirken Peçenek, Tibet ve Kırgızların ülkelerine uğradıkla­ rından söz etmektedir. O dönemde Peçenekler, Türk dünyasının en ba­ tısında, Kırgızlar kuzeyde ve Tibetlilerde güneyde bulunuyorlardı. Bu nedenle bu esere ilim adamları ihtiyatla yaklaşmışlardır. Buna rağmen doğu Türklerinden bahsetmesi eserinin değerini artırmaktadır. Ebu Dülef 'in Risalesi'nde Kimeklerden, Kırgızlardan, Tokuz-Oğuz, Karluk­ lar ve Hitaylardan bahsedilmektedir35• Bizim için özellikle Kırgızların yaşayış tarzı, kültürü ve gelenekleri ile ilgili bilgiler çok önemlidir. Bu bilgileri diğer kaynaklar da teyit etmektedir. Ayrıca bu eserde başka

" V. F. Minorsky, Hudud al-Alam. «The Regious ofthe World». A Persian Geography 372 A. H.-982 A. D. Transı. and explained by V. Minorsky, With the preface by V. V. Bartold (1. 1 930) transı. From the Russian, London, 1 937, s. 3 1 6-3 1 7. " Abu Dulaf. "Risale" (Zapiska)-Kitab al-asar al-bilad, al-Kazvini. Perevod sı arabskogo yazıka O. Karaeva. Gottingen 1 848 I Vostoçnıe avtorı o kırgızah, Bişkek, 1 994, s. 50: R. Şeşen, lbn Fazlan Seyahat­ name, Bedir Yayınevi, fstanbul, 1 995, s. 90-9 1 , 92-93.

14

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


kaynaklarda olmayan, Kırgızların kendilerine ait bir alfabesinin oldu­ ğu belirtilmiştirJ6• Kimeklerle ilgili verdiği bilgiler de onların inançları, kültürü ve yaşayış tarzı hakkında bilgi edinmek bakımından önemli­ dir. Ayrıca diğer kaynaklarda Oğuzlara atfedilen "Yada Taşı"nın Kimek­ lerde de olduğunu Ebu Dülef yazmıştır. Bu bilgi Kimeklerin Oğuzlarla olan ilişkisini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Biruni {1 051} İslam dünyasının yetiştirdiği büyük alimlerden biri­ dir. Onun eserlerinde Türkler ve Türk ülkeleri hakkında bilgiler bulun­ maktadır. Harezm bölgesinin başkenti Kat'ta doğmuş Gazne'de ölmüş­ türJ7. Biruni'nin "El-Asar el-bakiye an elkuriın el-haliye" adlı eserinde Kimek ülkesinde Menkur adlı bir dağdan bahsedilmektedir. "El-Kanun

el-mes'iıdi" adlı eserinde bugünkü Kırgızistan topraklarında bulunan Uş (Oş}, Özkend, Balasagun, Koçkarbaşı (Kaçgô.r-başı), Issı Göl (/sık Köl), Barshan ve At-başı gibi şehirlerden bahsedilmektedir. "El-Cema­ hir fi ma'rifet el-cevahir" adlı eserinde ise Kırgız Hütüvv'ü hakkında bilgi verirJ0• Bu bilgilerde Hütüvv'ün Hırhız (Kırgız) ülkesinde bulun­ duğunu zikreder. Ayrıca bu eserde Yada Taşı ile de bilgiler mevcuttur39• "Kitab el-saydana" adlı eserinde de Kırgız miskinin kokusunun derece­ si hakkında bilgi verir. "El-Tefhim li eva'ili sina'at el-tencim" adlı ese­ rinde altıncı iklimin Kay, Kun, Kırgız ülkelerinden başladığını Kimek, Tokuz-Oğuz (Dokuz Oğuz), Türkmenlerin ülkelerinden Hazar ülkesi, Hazar denizinin kuzeyinden el-Lan ve Serir ülkelerinden geçerek ba­ tıya uzandığını yazmıştır40• Biruni'nin eserinde de Kıpçaklar zikredil­ mezler, ama Kimekler hakkında bol malumat vardır. Biruni eserlerinde Kimeklerin nerede yaşadıkları, ülkenin coğrafyası, dini inançları ve ge­ lenekleri hakkında çok değerli bilgiler vermiştir41•

36

Şeşen, lbn Fazlan ... , s. 92.

17 Biruni, İA, C. 1. Eskişehir, 1 997, s. 635-646.

" Biruni, Hiltüvv'iln bir hayvan fosili olduğunu, bilhassa Çinliler ve Doğu Tilrkleri arasında mak­ bul ve kıymetli olduğunu, makul olmasının sebebinin de rivayete göre zehire yaklaşınca terlemesiymiş, Kitay-Han'dan gelen elçilere bu konuda sorduğunu zehire yaklaşınca terlemesinden başka onda makbul bir taraf bulmadıklarını gördüm. Zira, hUtUvv bir çeşit ökilziln alnındaki boynuzdur, bu ökUziln Kırgız ülkesinde bulunduğunu, bunun ökilz alın kemiği olmasını milmkiln görmediğini boynuz olmasının daha milnasip olduğunu, bu maddenin su kergedeni (su gergedanı) boynuzu veya su fildişi olduğunun da söy­ lendiğini yazar. Bkz: Şeşen, lbn Fazlan. .. , s. 203. 39

Şeşen, Şeşen,/bn Fazlan... , s. 203.

40

Şeşen, Şeşen,/bn Fazlan... , s. 1 95-200.

41

Kumekov, Gasudarstvo kimakov... , s. 1 7-23.

Giriş

1 15


Gerdizi {1 053) Kabul'un güney doğusundaki Gerdiz şehrindendir. 1050 yıllarında Gazne Sultanı Abdurraşid'in emriyle "Zeyn el-Ahbar" adlı eserini yazmıştır. Gerdizi'nin eserinde Karluklar, Oğuzlar, Yağma­ lar, Kimekler ve diğer Türkçe konuşan halklar hakkında bilgiler bu­ lunmaktadır. Gerdizi bu değerli eserinde kendinden önce yaşamış İbn Hurdadbih, el-Ceyhani, İbn el-Mukaffa ve İbn Rusteh gibi yazarların eserlerinden faydalanmıştır. Gerdizi "Zeyn el-Ahbar"da Kimekler hak­ kında diğer kaynaklardan çok farklı bilgiler verir. Kimeklerin menşeini Tatarlara bağlar. Kıpçakları da Tatarların kabilesi olarak gös terir. Bu bil­ giler karışık olmasına rağmen ilginçtir. Tatarların kabilelerini sayarken onları İ mi, İmak, Balandur, Kıpçak, Linkaz, Eclad kabileleri ile birlik­ te gös terir. Halbuki bu Tatardan bahsederken Tatarların çocuklarından yedi kişi onların yanına geldi demektedir. Bu halde sekiz oymak olması gerek. Ama o, yedi oymak zikretmekte ve bunlardan birinin Tatar ol­ duğunu söylemektedir. Bu bilgi kafa karıştırmaktadır. Fakat söz ettiği yedi boydan ikisi Balandur {Bayandur, Bayındır}, İmir (Eymür} aslında Oğuz boylarıdır. Gerdizi Kimek boylarını yukarıda söz ettiğimiz sıra­ ya göre vermiştir. Bu boylar hakkında çeşitli ilim adamları kendi fikir­ lerini ortaya koymuştur ancak araştırmalar sonuçlanmamıştır ve hala devam etmektedir. İrtiş adının etimolojisini de Gerdizi'nin eserinde bulmaktayız. Kimeklerin karakteri hakkında da önemli bilgiler veren Gerdizi, onların inançlarından da söz etmiştir. Kimek ülkesine giden yollardan da bahsetmiştir. Gerdizi'nin "Zeyn el-Ahbar"ında Kırgızlar ile ilgili verilen bilgiler de başka kaynaklarda pek rastlanmayan tür­ dendir. O eserinde Kırgızların büyüklerinin Slavlardan olduğunu söy­ ler ve bunu açıklamak için de ilginç bir hikaye anlatır. Kırgız, Kimek ve Slavların ilişkilerinden söz eder. Kırgız hakanının yeri, yaşayış tarzı, kültürü, dini ve onlara giden yollar hakkında da önemli bilgiler verir. Onların iktisadi hayatından söz eder. Hazarlardan bahsederken Peçe­ neklerin kuzeyden ve doğudan Kıpçak vilayetine, güney doğudan Ha­ zarlara, batıdan Slavlara komşu olduklarını zikretmiş ve Kıpçakların yerinden de bahsetmiştir42• Eserinde bu bilgilerden başka Kıpçaklara yer vermemiştir. Bundan an­ laşıldığına göre Gerdizi daha çok Kimekleri biliyordu ve Kıpçaklar Ger­ dizi'nin zamanında pek aktif değildi veya Kimekler daha etkindi. Biz '' V. V. Bartold, Soçineniye, T. VIII, Moskva, 1 973, s. 23-62; Şeşen, İbn Fazlan ... , s. 72-89.

16

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


araştırmamızı yaparken İbn Hurdadbih ve Hudı1d el-alem'den sonra en çok Gerdizi'nin eserine müracaat ettik. Gerdizi'nin Kırgız, Kimek, Kıpçak ve Dokuz Oğuzlardan birlikte bahsetmesi Kırgız, Kimek-Kıpçak ve Dokuz Oğuzların birlikte yaşadıkları Altay dönemini hatırlatmakta­ dır. Bu da Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin başlangıcı bakımından önemlidir. Gerdizi'nin Altay dönemi ile ilgili verdiği bu bilgiler, daha sonraları D. G. Savinov tarafından yapılan arkeolojik kazılarda bulunan verilerle de ispatlanmıştır4:1• Bu çalışmalar ve sonuçları hakkında ilgili bölümde geniş bilgi verilmiştir. Kaşgarlı Mahmud {1072} XI. yüzyılın sonlarına doğru eserini yaz­ mıştır. Kaşgar'a bağlı Barsgan Türklerindendir. Onun "Divanü Lügat-it

Türk" adlı değerli eseri Türklerin tarihi, dili ve kültürüyle ilgili çok önemli bilgiler ihtiva eder. Eserini Abbasi Halifesi Muktedi bi-emrillah' için yazmıştır. Bu kıymetli eserde bütün Türk halklarının tarihi, dili ve kültürünün yanı sıra Kırgız, Kimek, Kıpçaklardan da bahsedilmiştir. Bu eser sayesinde Kimeklerle Kıpçakların farkını, Kırgızların, Kıpçak­ ların, Oğuzların, Tuhsilerin, Yağmaların Çiğillerin, İgrakların, Carukla­ rın tek ve has Türkçe ortak bir dili olduğunu öğreniyoruz. Kaşgarlı Mah­ mud, Kırgızların Türklerden olduğunu yazmıştır44• Hudı1d el-alem'de Kırgızların Türklerden olduğu hakkında herhangi bir ifade yok, fakat işaretler vardır. Bu işaretlerden biri onların hükümdarının "Hakan" un­ vanını taşımasıdır. Kaşgarlı Mahmud'un eserinden sonra yazılan bir ta­ kım eserlerde Kırgızlar, Türklerden bir kavim olarak zikredilmektedir. Araştırmamızda XI . yüzyıldaki etnik durum konusunda Divan-ı Lü­ gat-it Türk'ten geniş bir şekilde yararlandık. Bu kıymetli eser, Türk ta­ rihinin en önemli ve güvenilir kaynağı olarak kabul edilmektedir. Mervezi {1 120), Selçuklu Sultanı Sencer zamanında "Tabai' el-ha­ yavan" adlı eserini kaleme almıştır. Bu eserini yazarken Ceyhani'nin, İbn el-Fakih'in eserlerinden ve Hudı1d el-alem' den yararlanmıştır. Ken­ di zamanına yakın olaylardan da bahsetmeyi unutmamıştır. Bu eserde de özellikle Ruslar ve Slavları Türklerden sayma düşüncesi Gerdizi'nin eserindekine benzemektedir. Fakat Türkler hakkında verdiği bilgiler sağlamdır. Mervezi'nin eserinde Kırgızlar hakkında ve onların gelenek 43 D. G. Savinov. ""Rasse/en(ve kimakov v IX-X vv po dannım arheologiçeskih istoçnikov "'// Proşloye kazahstana po arheologiçeskim istoçnikam, Alma-Ata, 1 976. s. 94- 1 04.

" Divan-ı Lugat-it Türk (Çev: Besim Atalay), TDK Yayınları, C. 1, Ankara, 1 998. s. 28-33.

Giriş

1 17


ve görenekleri, özellikle ölü gömme geleneği hakkında verdiği bilgiler oldukça değerlidir. Bu bilgiler, Kırgızların Altay'da yaşadıklarını gös­ termesi bakımından da önemlidir. Ölü gömme geleneği ile ilgili bilgi­ lerin bir kısmı İbn el-Fakih'in verdiği bilgilerle aynıdır. Zaten yukarıda zikrettiğimiz gibi Mervezi, İbn el-Fakih'in eserinden yararlanmıştır. Ki­ mekler hakkında da diğer kaynaklara göre daha önemli bilgiler vermiş­ tir. Özellikle onların sosyal yaşantısı, ticaret biçimleri ve dini inançları ile ilgili bilgiler hem diğer kaynakları teyit etmesi, hem de Kırgızlarla olan ilişkileri bakımından çok değerlidir. Kırgızların Altay'da yaşadık­ larını gösteren arkeolojik delillerin en iyi ispatı Mervezi'nin verdiği bil­ gilerdir. Bu nedenle Mervezi'nin eseri hem Kırgız hem de Kimek tarihi açısından paha biçilmez bir değerdedir. Mervezi'nin eserinde de Kıp­ çaklar geniş türde ele alınmamıştır. Peçeneklerden söz ederken onların kuzeylerinde Kıpçaklar olduğu zikredilmiştir. Kıpçaklar hakkında bu bilgi bile onların yerini tespit etme bakımından önemlidir45• El-Mervezi'nin eserindeki Kimeklerle ilgili bilgiler, Gerdizi'nin "Hudud el-alem" adlı eserindeki bilgilere çok benzemektedir. Bunun­ la birlikte orada Kimekler hakkında çok kıymetli etnografya bilgileri vardır. Ayrıca XI . yüzyıldaki kavimler göçü ve bu göçün Kimekleri de etkilemesi hakkında yazdıkları oldukça değerlidir46• El-Mervezi'nin bu konuda yazdıkları, daha sonra Avfi (Xlll. yy.)47 ve Şükrullah48 (X\f. yy.} gibi yazarların eserlerinde de yer almıştır.

"Mücmel el-tevarih" {1 126} Hemedanlı bir alim tarafından yazılmış­ tır. Ancak bu alimin kim olduğu tespit edilememiştir. Bununla birlikte bu eserin Sultan Sencer'e ithaf edildiği bilinmektedir. Eserde Türk ta­ rihi, İslam tarihi ve etnolojisi hakkında değerli bilgiler bulunmaktadır. Bu kıymetli eserde Kırgız ve Kimeklerden de söz edilmiştir. Mücmel

" V. Minorsky, Sharaı al-Zaman Tahir Marvazi on China, the turks and lndia arabic. ıexı (Circa A.D. l l 20) writh an English translation and commentary. L., 1 942. s. 1 9, 30, 1 04, 1 06; V. Hrakovsky, Şa­ rafal-zaman Tahir Marvazi, AN KazSSR, Sektor vastokovedeniya, Alma-Ata, 1 959. s. 2 1 2; Şeşen, lbn Fazlan .. ., s. 1 02- 1 06. 46 Kumekov, Gasudarstvo kimakov.. ., s. 2 1 . 47 Şeşen, /s/am CoğrafYacılarına Göre . . . , s. 9 1 -93. 48 M. J. Hammer, Sur /es origines ru.fses. Extraits de manuscrits oriantaux, St.Petersbourg, 1 827, pp. 45-46; H. N .Atsız. "15. Asır Tarihçisi Şükrullah, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi"', İstanbul 1 939. s. 1 7.

18

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


nl-tevarih'te de Kırgızların Türklerden olduğu yazılmış, Kıpçaklardan hiç söz edilmemiştir49• İdrisi {1 1 66) Sebte'de doğmuş, Kurluba'da yetişmiş ve Sicilya'da öl­ müştür. Nüzhet el-müştak adlı coğrafya eserini yılında Sicilya'da bitirmiştir. Eserini Narman kralı il. Roger'e ithaf etmiştir. Bundan dola­

11 54

yı eserin diğer bir ismi de Kitti.bu Rocar'dır. El-İdrisi XII. yüzyılda yaşa­ mış olmasına rağmen eserinin konusu çoğunlukla IX-X . yüzyıl olayla­ rına aittir. İdrisi eserini yazarken İbn Hurdadbih, İbn Havkal gibi İslam coğrafyacılarından yararlanmıştır. Ancak onun eserinde bazı hayal mahsulü bilgilerde bulunmaktadır. Bazı ilim adamları İdrisi'nin ese­ rinin doğruluğundan şüphe etmektedir. Ama özellikle Kumanlar (Kıp­

çaklar) hakkında verdiği bilgiler çok değerlidir. Kuman adı ilk olarak

İ slam coğrafyacıları içinde onun eserinde görülür. Kumanlar hakkında verdiği bu bilgilerde Kumanların Güney Rusya ve Doğu Avrupa'da ya­ şadıkları yerler tasvir edilmiştir. Bu bakımdan diğer olumsuzluklarına rağmen eser çok değerlidir. İdrisi, Kırgızlar hakkında da bilgi vermek­ tedir. Kırgızların denize komşu olduğunu yazmıştır50. Bu bilgi başka hiçbir tarihi kaynakta yoktur. Fakat o, nehirlerden ve ırmaklardan bah­ sederken Kırgız ülkesinde Manhar adlı bir ırmağın olduğunu söyler51. Hatırlayacağımız gibi buna benzer bir bilgi El-Biruni'de bulunmaktay­ dı. El-Biruni aynı adı Menkur biçiminde vermiş ve bir dağın adı oldu­ ğunu yazmıştır. Bu suyun Kırgızlar için öneminden bahsetmiş, bu su kenarında Kırgızların tarım yaptıklarına işaret etmiştir. Kırgızların ta­ rımla uğraşmaları bilgisi Çin kaynaklarındaki kayıtları da teyit etmek­ tedir52. Bu bilgi, Kırgızların sosyal ve ekonomik yaşantılarının araştırıl­ ması için oldukça önemlidir. Ayrıca Kırgızların ölülerini yakıp Manhar nehrine attıklarından da bahsetmektedir. Kırgızların Kimeklerle ilişki­ lerinden söz edip Kimeklerin hükümdarının onlara düşmanlık besle­ diğinden de söz etmiştir. Demek ki, Kırgızlarla Kimekler zaman zaman birbirleriyle savaşıyorlardı. Bu olayın Yenisey'de olması pek mümkün görünmüyor. Çünkü tarihi kaynaklara ve arkeoloji buluntularının so-

" Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . . , s. 34 '° Geographie d'Edrisi, traduite de I' Arabe en français d'apres deux manuscrits de la bibliotheque du roi et accompagnee par P. Amedee Jaubert, T. I, Paris, 1 836, pp. 493, 497-502; Şeşen, lstam Coğraf­ yacılarına Göre... , s. ! 00.

" Geographie d 'Edrisi . . , p. 497. " Kırgızdardın cana kırgızsıandın . . . , T. il, s. 43.

Giriş

1 19


nuçlarına göre Kırgızlarla Kimeklerin temas ettikleri bölge Altay bölge­ sidir. İdrisi'de Kimeklerin şehirleri ve diğer yerleşim yerleri hakkında da değerli bilgiler verilmektedir. Onların (Kimeklerin} dinleri hakkın­ da diğer yazarlardan farklı bilgiler İ drisi'nin eserinde bulunmaktadır. Başka eserlerdeki Kimeklerin suya ve hayvanlara taptıkları yönünde­ ki bilgilerin aksine İdrisi onların ateşperest (mecusi} olduklarını yaz­ mıştır. İdrisi'deki diğer bir ilginç bilgi de Etil (İtil} nehrinin Kimeklerle Kırgızlar arasında hudud olmasıdır. İtil nehrinin Kimeklerle Kırgızlar arasında sınır olduğuna dair başka kaynaklarda bilgi yoktur. İdrisi'nin eserinin bize göre önemi Kumanlar hakkında verdiği bilgiden ileri gel­ mektedir53. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi Kuman adı, İ slam coğrafya­ cıları tarafından ilk defa İdrisi tarafından kullanılmıştır. Daha sonra Kumanlardan El-Mağribi bahsetmiştir54. Bu eserde Kıpçak adı da zik­ redilmiştir55, ancak Kıpçaklar Çin Seddine komşu olarak gösterilmiştir. Buradan anlaşıldığına göre zikredilen Kıpçaklar doğuda kalan Kıpçak­ lar olmalıdır. Çünkü İ drisi'nin eserini yazdığı dönemde {1 1 66} ve daha önceki dönemlerde Kıpçakların adı geçen bölgede oldukları hakkında hiçbir kaynakta bilgi yoktur. Hemen hemen bütün kaynaklarda onların ilk yerleşim yerleri İrtiş Nehri civarı olarak gösterilmiştir. Buradan batı­ ya gittikleri bilinmektedir. Kalanları Doğu Kıpçaklarını oluşturmuştur. Eser Kırgız, Kimek, Kuman ve Kıpçaklardan (Doğu Kıpçakları} bahset­ mesi bakımından önemlidir. Kazak alimi B. E. Kumekov bu eserin öne­ mine değinerek Kimekleri araştırmada esas kaynağın El-İdrisi'nin eseri olduğunu söylemiştir56. Cfızcani (doğumu: 1 1 93} XIII. yüzyıl başında yazmış olduğu Taba­ kat-i Nasiri adlı eserinde Türklerin dili ve boyları hakkında önemli

53 Analyse de plusieurs sections des Vi' et V//" c/imats de la description d 'Edrisi/ Geographie de Moyen Age, etudiee par J. Lelewel, accompagnee d' Atlas, T.lll et iV. Bruxelles, 1 852, pp. 1 92-204; B. E. Kumekov, Kumanlar hakkında önemli çalışmalar yapmış şimdiye kadar bilinenlerden çok farklı sonuçlara ulaşmıştır. Arap yazarları İbn el-Furat ve İbn Tagriberdi'nin eserlerinde onların menşei hakkın­ da önemli bilgiler bulmuştur. Kumanlar birçok yerli ve yabancı araştırmacı tarafından Kıpçaklarla aynı halk sanılıyordu. Çoğu araştırmacı Kuman adını Kıpçaklara batılılar tarafından verilmiş bir isim olarak görüyordu. Kumekov, bu ismin baıılılar tarafından verilmediğini yerli bir isim olduğunu Kumanların da Kıpçaklar gibi Kimek Kağanlığı içinde yer alan diğer bir Türk boyu olduğunu iddia etmektedir. Bkz: Tarih al-Furat- Beyrut, 1 939, T. lx, s. 437; İbn Tagriberdi, Nucum az-zahira, Kahire, 1 936, T. Vlll, s. 46; B. E. Kumekov, "Kazahi i vengrı: obşçie isıoriçeskie komi"//Nauçnıy mir Kazahstana. Astana-Şımkent, 2008, No: l , s. 62-75 . " Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre... , s. 203.

" Geographie d'Edrisi . . . , s. 498. " Kumekov, Gasudarstvo kimakov... , s. 2 1 -25.

20

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


l ı i lgiler vermiştir. Bu eserde daha çok Kıpçaklarla ilgili bilgiler mevcut1 1 1 ('7. XIII . asırda ayrıca Fahreddin Mübarekşah {1206)58, Yakut el-Ha­

ı ı ıavi {1229) 59, Kazvini60 {1283} gibi yazarların eserlerinde de Kırgızlar l ııı kkında önemli bilgiler yer almaktadır. XIII . yüzyıl yazarlarından İbn'ül Esir'in eserinde de Kıpçaklarla il­

� i l i önemli bilgiler yer almaktadır61 • Aynı döneme ait Teşrifül eyyamı vel'usur bisiretilmelik El Mansur' da ve İbni Vasılı Hamevi'nin Mufer­ r i cülkürub 'unda Kıpçaklardan söz edilmektedir62• Cüveyni {1226-1282 veya 1 2836.ı), İlhanlı devleti idarecilerindendir, ııynı zamanda devrinin ünlü tarihçilerinden biridir. "Tarih-i Cihan-gü­ �a" adlı meşhur eserinin büyük bir bölümünü Moğol seferlerine ve Ha­ rnzmşahlar tarihine ayırmıştır. Ancak bu değerli eserde Kanglı, Kıpçak­ l arla ilgili de kıymetli bilgiler vardır. Kıpçakların Harezmşahlar devleti iı,;indeki rolünü Cüveyni'nin bu değerli eserinden öğreniyoruz. V. V. Bartold Cuveyni'nin olayları geniş ve gerçeğe uygun olarak vermeye ı,:alıştığını söylemiştir. Yazar eserinde bahsettiği Türkistan, Moğolistan ve Uygur ülkelerini bizzat görmüştür. V. V. Bartold, Cuveyni'nin eserini yazarken sözlü rivayetlerin yanında yazılı rivayetlerden de faydalan­ mış olabileceğinden bahseder. Bu eserde bulunan bir başka kıymetli bilgi de Baçman ile ilgilidir. Baçman olayı konumuzla doğrudan ilgili­ dir. Bu nedenle Cuveyni'nin eserinden önemli ölçüde yararlanılmıştır64 •

" Tabakaı-ı Nasırı, A General History of the Muhammadan Dinasties of Asia, İncluding Hindutan, from A.H. 1 94, to A H. 658, and the jnefıeld Mugals into Islam by H.G. Raverty. London,. 1 88 1 , T. il. s. 79 1 , 800. 96 1 - 1 097. " Şeşen, İslam CoğrafYacılarına Göre.. . , s. 1 54. " The Ta 'rikh-i-Guzida ar "selec/ hislory " ofHamdullah Mustawfi-ı-Qazwini, compıled ın A.H. 730 (A.D.1330) and now abridged ın English from a manuscript dated A.H. 857 (A.D. 1453), by Edward G.Browne, by R.A. N icholson, Part il, Containing the abridged translation and indices, Leyden, 1 9 1 3, s. 96-98, I 02, 1 2 1 - 1 22, 1 40; Şeşen, lslam Coğra.fYacılarına Göre .... , s. 1 30, 1 36, 1 45 . Şeşen, İslam Coğra.fYacılarına Göre . . . . , s. 1 5 1 - 1 52. 61 Fragments de geographes et d'historiens Arabes et Persans inedits aux anciens peuples de ca­ ucase et de la Russie meridionale; traduits et accompagnes de notes critiques, par M. Defremery, suiıe des extraits d' İbn-Alathir, JA, Novembre-Decembre, 1 849, pp. 455-460, 463-470; V. G. Tiesenhausen, Altınordu Devleti tarihine ait Metinler, Çeviren: İ. H. İzmirli, İstanbul, 1 94 1 , s. 3, 54, 55, 57, 6 1 , 62 Tiesenhausen, Altınordu Devleti. . . , s. 1 42, 1 49. " V. V. Bartold, Cuveyni'nin ölümünü 1 283, Fuad Köprülü, 1 282 olarak göstermiştir. Bkz: V. V. Bar­ told, Moğol İstilasına Kadar Türkistan (Haz: H. D. Yıldız). Ankara, 1 990, s. 42; F. Köprülü, İA, Cuveyni, C. ili, Eskişehir, 1 997, s. 249. 64 The History ofthe World-Conqueror by Ala-ad-Din Ata-Malik Juvaini, translated from the ıexı of Mirza Muhammed Qazvini by J.A. Boyle, V. 1, Landon, 1 958, s. 277-340: A. Ata Melik Cuveyni, Tıirih-i cihıin-güşıi, Çev: M. Özıürk, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara 1 999. s. 38, 39, 447, 448. 60

Giriş

1

21


Muhammed b. Necib Bekran'ın (hayatı ve kim olduğu hakkında

herhangi bir bilgi yoktur) Harezmşah Muhammed'in {12001220) adı­ na yazdığı Farsça Cahanname adlı eseri (1265 yılında yazılmıştır) Ma­ veraünnehr'in coğrafyası ve Kara-Kıtayların tarihi hakkında verdiği bilgiler bakımından büyük öneme sahiptir. Bekran'ın eseri Cahanna­ me'de daha çok Kırgız ve Kıpçaklardan ve onların yaşadıkları yerler­ den bahsedilir65. Fazlullah Reşideddin {1274- 1 3 1 3} tarafından yazılan "Cami üt­ tevarih" dünya tarih edebiyatının şaheserlerindendir. Bu eserde uzak doğudan Batı Avrupa'ya kadar bütün kavimlerin tarihine yer verilmiş­ tir. Eserde Türk-Moğol boylarının tarihi geniş bir şekilde yer almıştır. Özellikle Oğuz tarihi ile ilgili paha biçilmez değerde bilgiler mevcut­ tur. Hatta bazı nüshalarında Oğuzlarla ilgili "Tarih-i Oğuz" adlı ayrı bir bölüm bulunmaktadır. Efsanevi Oğuz Han rivayetleri Zeki Velidi To­ gan tarafından incelenip bir eser halinde yayımlanmıştır66. Bu rivayet­ lerde tarih ve etnografya ile ilgili ilginç bölümler bulunmaktadır. Re­ şideddin eserini hazırlarken anonim eserlerden yararlanmış, ancak bunların adını zikretmemiştir. Cami üt-tevarih'te bulunan Oğuz Des­ tanı konumuzla yakından ilişkilidir67• Bu eserde, Kıpçak ve Oğuzların Sırderya boylarında beraber yaşadıkları XI . asrın izleri bulunmakta­ dır. Kırgız-Kıpçak ve Oğuz ilişkilerini ortaya koyma açısından olduk­ ça önemlidir. Çünkü bu eserde Kıpçakların ortaya çıkışı ile ilgili çok önemli bir efsane de yer almaktadır. Kıpçak adının etimolojisi tarihi kaynaklarda ilk defa bu eserde ve­ rilmiştir68. Cami üt-tevarih'te bulunan bazı boy, kişi ve yer adları Kır­ gız milli destanı Manas'ta da yer almaktadır. Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin tespitinde bu tür benzerliklerin olması Kırgız ve Kıpçak ilişkilerinin eski dönemlere dayandığının da bir delilidir. Cami üt-tevarih'ten Kır­ gız ve Kıpçak boylarının ilişkileri ele alınırken geniş ölçüde faydalanıl­ mıştır. Bu eserde boylarla ilgili çok değerli bilgiler bulunmaktadır.

., Kırgızdardın cana kırgızsıandın . . . , T. 1,

s.

70-78.

"' Z. V. Togan, Oğuz Destanı. Reşideddin Oğuznamesi. Tercüme ve Tahlili. lstanbul, 1 972. 67 Raşid ad-Din, Sbornik letopisey. Perevod L. A. Hetagurova, Moskva-Leningrad, T. 1, Kn. I; 1 952 (2000), s. 76-77. 68 Raşid ad-Din, Sbornik letopisey... , s. 84.

22

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Arap müelliflerinden En-Nuveyri'nin (1 2 79-1 332} "Nihayat al-a­ rab fi fonun al-arab" adlı eserinde Mısırdaki Memluk Sultanlığının et­ n ik teşekkülünde yer alan Kıpçak boylarından söz edilmiştir69• Bu boy­ lardan bazıları araştırmamızla doğrudan ilgilidir. Şerefeddin Yezdi'nin Zafername adlı eserinde XIV. asrın sonlarına ait Güneydoğu Kazakistan ve Yedisu bölgesindeki siyasi, askeri olayları ve Timur'un bu bölgeye yaptığı seferler hakkında bilgiler bulunmakta­ dır. Bu devirde yazılan diğer bir eser de 1404 yılında yazılmış olan (H.

806} Nizameddin Şami'nin Zafernamesi'dir70• Bu eserde de XIV. asrın sonu ve X. asrın başına ait olaylar, Kırgızlara katılan boylar hakkında bilgiler yer almaktadır. XV. yüzyıl Arap yazarlarından İbn Haldun Kıpçaklar, Kırgızlar ve Ku­ manlardan bahsetmiş, en eski Kıpçak boyları hakkında bilgi vermiştir71 • Muin ad-din Natanzi'nin yazdığı "Muntahab at-tavarih-i Muini" adlı eser de özellikle Kıpçak tarihini araştıranlar için çok kıymetli bilgi­ ler vermektedir. Bu eser, " İskender Anonimi" adıyla da bilinmektedir72• "Muntahab at-tavarih-i Muini" bizim araştırmamızı içine alan dönem için çok kıymetli bir eserdir73• Bundan başka bu devrin önemli kaynak­ ları arasına Hafız-i Ebru tarafından yazılan 4 ciltlik "Macmu at-tavarih" adlı eseri de katmak mümkündür. Bu eserin dördüncü cildinde Kırgız­ larla ilgili paha biçilmez bilgiler bulunmaktadır. Abd ar-Razzak Samarkandi'nin "Matlaas-caaday va macma al-bah­

rayn" adlı eserini de bu dönemin değerli kaynakları arasında saymak gerekir. Bu eserde, Timur'un Mogulistan'a ve Maveraünnehr'e yaptığı seferlere katılan boylar ve askeri olaylar hakkında önemli bilgiler var-

" V. G. Tiesengauzan, Sbornik materialov oınmyaşçihsiya k istorii Zoloıoy Ordı. T. 1. Saint-Peters­ burg, 1 884, s. 540-54 1 . 70 Materailı po istorii kirgizov i kirgizii, V. 1., Moskva, 1 973, s . 1 28- 1 49; Nizomiddin Şomiy, Zafer­ noma. Toşkent, 1 996; Materialı po istorii kırgızov i Kirgızii/ otv. Redaktor. V. A. Romodin, Bişkek 2002, s. 1 1 3- 1 24. " Les protegomenes d'Ibn Khaldoun, traduit en français et commentes par M de Slanc, T. 1, Paris, M DCCC LXIII, pp. 1 37, 149, 1 58, 1 63, 1 65-167. İbn Haldun Kıpçaklardan ve Kumanlardan ayrı ayrı bahsetmiştir. Bu bilgi başka eserlerde bulunmamaktadır. İlim aleminin çoğu Kıpçaklarla Kumanların aynı halk olduğu görüşündedir. Ancak B.E. Kumekov onları yukarda söz ettiğimiz gibi Kıpçakların içindeki başka bir boy olduğunu söylemektedir. " Materialı po istorii Kırgızov i Kirgizii, Otv. Redaktor V. A. Romodin, Bişkek, 2002, s. 1 25- 1 4 1 . 73 K . A . Pişçulina, Yugo- Vostoçnıy Kazahstan v seredine XIV w . (Voprosı po/itiçeskoy i soısia/noy-e­ konomiçeskoy istorii). Alma-Ata, 1 977, s. 24.

Giriş

1 23


dır. Ayrıca bu değerli eserde Uluğbek'in döneminde Kırgızların yaşa­ dıkları bölgelerde meydana gelen olaylar da beyan edilmektedir74• Muhammed Havend-şah Mirhond'ın "Ravzat as-safa"75 ve Mirza Muhammed Haydar Dulati'nin "Tarih-i Raşidi" adlı eserlerinde XIV.-X­ VI. yüzyıllardaki olayları hakkında geniş bilgi verilmektedir. Ayrıca Ta­ rih-i Raşidi'de Moğollar, Kazaklar, Kıpçaklar76ve Kırgızlara giren boylar, onların hayat tarzı hakkında bilgiler almak da mümkündür77• Eser, bi­ zim konumuz için de oldukça önemlidir. Günümüz Kırgız ve Kıpçakla­ rına giren boyların çoğunluğu bu eserde yer almaktadır. Mesud İbn Osman Kuhis tani'nin "Tarih-i Abulhayır Hani" Abdul­ lah Balhi adıyla bilinen Abdallah ben Muhammed'in "Zubdat al-asar", Kamal al-Din Ali Binai'nin "Şeybani-name"78 ve "Futuhat-i Hani" adlı eserleri, yazarı bilinmeyen Şeybaniada79 adlı eserde, Molla Şadi'nin yazdığı «Fath-name»si XV. asırdan XVI. asrın başlangıcına kadar olan olayları açıklamaktadır. Muhammed Şeybani Han'ın «Tavarih-i guzi­

da-yi nusrat-name» ve Babür'ün «Babır-name»si XV. yüzyıldaki olay­ ları anlatan önemli eserlerdendir. XVI. asrın önemli yazarlarından Seyfi Çelebi'nin «Kitab-i padişah-i vilayet-i Hind va Hitay va Hotan va Kaşmir» adlı eseri de Kırgızlar hakkında verdiği bilgiler bakımından oldukça değerlidir. Eserde Kırgız tarihi ile ilgili ilgi çekici bilgiler mevcuttur80•

" Kırgızdardın cana kırgızstandın . . ., T. 1, s. 2 1 4-244. " Materialı fonda Instituta literaturı i iskusstva AN Respubliki Kırgızstan İnv. No: 5 1 76. Perevod sı persidskogo yazıka O. F. Akimuşkina. I O. Karaev, Vostoçnıe avtorı o kırgızah, Bişkek, 1 994, s. 60. 76 Muhammed Haydar Dulati, Tarih-i Raşidi, Almatı, 2003, s. I 9a, 28b, l 65b. 77 T arih-i Raşidi., s. 70a, 73ab, 75b, 77a, 79b, 80ab, 85a, 1 05a, 1 06a, 1 07a, 1 09b, l 55a, l 62a, l 74b, 202b, 2 1 6a, 228b, 229, 230a, 234ab, 237b, 238ab, 243b, 245ab, 246a, 25 1 b, 30 1 b, 304b. " Kamal al-Din Binai, Şaybani-name I Materialı po istorii kazahskih hanstv XV-XVllI vekov( İzv­ leçeniya iz persidvkih kazahskih i tyıırkskih soçineniy. Alma-Ata, Naııka, 1969; S. K. İhragimov, "Şey­ bani-name " Binai kak istoçnik po istorii Kazahstana XV v. Trııdı İnstitııta vostokovedeniya. AN KazSSR, Sektor vostokovedeniya. T /, İzd-vo AN Kaz SSR. Alma-Ata, 1 959, sır. 1 90-207; A.y., "Fııtııhat-i hani " Binai kak istoçnik po istorii Kazahstana vtoroy polovinı XV v. XXV mejdunarodnıy kongress vostokovedov, dok/adı delagatsii SSSR. Moskva, /VL, 1 960. 79 İ. N. Berezin, Şeybaniada. İstoriya Mongolo-tyurkov na çagatayskom dialekte sı perevodom pri­ meçaniyami i prilojeniyami, izdannaya İ. Berezinım. T. 1, Kazan 1 849, s. 23. 80 Sey!i Çelebi. "Tavarih" (Hroniki). Materialı fonda Instituta liıeraturı i iskusstva NAN Respubliki Kırgızsıan. İnv.No:5 l 76, Perevod sı Turetskogo yazıka T. İ. Sultanova I O. Karaev, Vostoçnıe avtorı o kırgızah, Bişkek, 1 994, s. 74.

24

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Şah-Mahmud Çuras'ın «Tarih» (Hronika}81, Ahmed Razi'nin «Heft iklim», Haydar ibn Ali Razi'nin «Tarih-i Haydari», Mahmud ibn Emir Vel i'nin «Bahr el-asrar fi manakib el-ahyar», Tarih-i Alam aray-i Ab­ basi, Muhammed Avaz'ın Zeyne'l Kulub, Muhammedyar ibni Arab'ın

Musahhir el-Bilad ve Tarih-i Kıpçak Hani gibi eserleri de XVI asrın önemli kaynakları arasındadır. Ebul Gazi Bahadır Han'ın hem «Şece­ re-i Türk», hem de «Şecere-i Terakime» adlı eserlerinde Kırgızlar ve Kıpçaklar hakkında bilgiler bulunmaktadır02• Bu eserler, birçok tarihçi ve diğer disiplinler üzerine çalışanlar tarafından klasik eserler olarak kullanılmıştır. Müellifi bilinmeyen «Tezkire-i Hoca Muhammed Şerif» adlı eserde Kırgızlar hakkında önemli bilgiler mevcuttur. Bundan baş­ ka Kırgız tarihini araştırmada tarihi kaynak olarak kullanılan Hande­ mir'in "Habib es-siyer" 03orta asırları içine alan Zayn-ad-din Vasfi'nin "Bada-i al vaka-i" ve HafızDanış İbn Muhammed Buhari'nin "Şeref name-i Şahi"04adlı eserlerini de saymak mümkündür. XVI. asırda yazılan bugünkü Kırgız boy ve oymaklarını açıkça gö­ rebildiğimiz eser Seyfeddin Ahsikendi'nin "Mecmu atut tavarih" adlı eseridir. Macmu atut tavarih'te Kıpçaklarla hatta Kırgız ve Kıpçakların ilişkileriyle ilgili bilgiler bulunmaktadır85• Ayrıca Materialı po istorii kırgızov i kirgizii. M., 1973. Vıp. 1 (Kır­ gızdardın cana Kırgızstan'dın tarıhıy bulaktarı (çeviren: M. Kocobe­ kov, T. Abdiyev) Bişkek, 2003 -Vıp. 1 . Materialı po istorii Kirgizov i Kir­

gizii. Vıpusk 2. Kırgızistan Cumhuriyetinin Milli İlimler Akademisi El Yazmaları Fonu No 629 {51 76} ; Materialı po istorii Kazahskih hanstva. XV-XVIII. vv. (İzvleçeniya iz persidskih i tyurkskih saçineniy) Alma-A­ ta, 1 969, Materialı po istorii Turkmen i Turkmenii (arab. i pers. İstoç. XII-XV vv.) M.L., 1 939T. 1-2 eserler gözden geçirilip konumuzla ilgili bö" Şah Mahmud Çuras,

Hronika,

Kritiçaskiy tekst. Perevod, kommentarii, isledovanie i ukazateli.

O.

F. Akimuşkina, Moskva, 1 976, s. 1 55- 1 56, 1 78- 1 79, 205, 2 1 4, 2 1 6, 220-223, 234, 238-239.

"' The Shajraı uf Atrak or genea/ogica/ tree ()(the Turks ands Taıars; translated and abridged by Col. Rodoslovnoe derevo ıurkov. Soçinenie Abul-Gazi. Hivinskogo Hana. Perev. i predisl. G. S. Sablukova. Kazan, 1 9 1 4. s. 38, 76; A. N. Kononov, Rodoslovnaya Turkmen I Miles. Landon, 1 888, s. 39, 80, 96, 97, 1 25;

Şocineniye Abu-1-gazi, Moskva-Leningrad, 1 95 8 .

" Histoire des Khans Mongols du Turkislan el del la Tramaxione, extraite d u Habib Essııer d e Khon­ C. Defremery, JA , Fevrier-Mars 1 852, s. 1 05-

demir, traduite de Persan et accompagnee de notes, par M. 1 62 .

" Svedeniya o kirgizah v "Abdulla-n<ime " Hafız-i Tanışa./ İzv. AN

Kırgız SSR,

T. il,

Vıp.

lll,

1 960,

s. 1 73 1 8 1 .

" Kırgızdardın cana Kırgızstandın . . . , T.

1 , s. 284-305.

Giriş

1 25


lümler kullanılmış tır. Yukarıdakilerden başka Kırgız İlimler Akademi­ si El Yazmaları bölümündeki konumuzla ilgili (Muhammed Ali Kıpça­ ki'nin "Kırgız Tarihi " Kırgızistan İlimler Akademisi El Yazmaları Fonu İnv. Na 347} materyaller araştırılmıştır. Bundan başka Rus yıllıkların­ daki Kıpçaklara ait bölümlerden faydalanıldı. Polnoye sobraniye russ­ kih letopisey,T.11, Moskva, 1962. Kırgız, Kıpçak ve başka Türk boyları hakkında bilgi veren Puteşestviya v vostoçniye stram Plano Karpinii i Rubruka Moskva, 1957, Kniga Marka Polo. Moskva, 1955 gibi eserlerin ilgili bölümleri kullanıldı. Kırgız şeceresinde önemli rol oynayan Os­ manalı Sıdıkov'un 1 9 1 3 yılında Ufa' da çıkan "Tarih Kırgız Şadmaniya" adlı eserinden de faydalanıldı. Altın Orda ve ondan sonraki dönemleri içine alan birinci cildi V. G. Tizengauzen tarafından hazırlanan "Sbor­

nik Materialov otnosyaşçihsiya k istorii Zolotoy Ordı" Spb . , 1884-T. 1 . ve Sbornik Materialov otnosyaşöihsiya k istorii Zolotoy Ordı. İzvle­ çeniya iz persidskih soçineniy, sobranniye V.G. Tizengauzenom i ob­ rabotannıe A.A. Romaskeviçem i S .A. Volinim. M.L., 1941 .-T. 2. gibi eserler önemli kaynakların arasına girdiği için büyük oranda faydala­ nılmıştır. Ayrıca XIX. Yüzyılın sonunda N. A. Aristov'un Türk boyları ve Kırgızlarla ilgili yaptığı çalışmalardan, Bartold'un eserlerinden, Sov­ yet arkeologları L. R. Kızlasov, D. G. Savinov, Yu. S. Hudyakov, A. A. Gavrilova, R. A. Ageeva, gibi ilim adamlarının özellikle Altay'da yap­ tıkları kazıların sonuçlarından yararlanılmıştır.

26

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


B İ R İ NCİ BÖLÜ M

KI RG IZ VE KI PÇAK ETN İ K ADLAR I N I N ORTAYA ÇI KIŞI .

.

VE TAR i H i KAYNAKLARDA GÖRÜ NÜSÜ 1



TARİHİ KAYNAKLARDA KIRGIZ ADI VE ANLAMI Kırgız halkının tarihini öğrenmek için Kırgız sözünün nasıl ortaya ı� ıktığı, neden bu halka ad olarak verildiğini tespit etmek büyük önem a rz etmektedir. Kırgız adı, Kırgız tarihinin kilidi konumundadır. Bu adın çeşitli telaffuzları, çeşitli okunuşları, anlamı şimdiye kadar tam olarak araştırılmış değildir. Etimolojisinin "Kırk" ve "-ız" dan meyda­ na geldiği araştırmacılar tarafından ileri sürülmesine rağmen, konu ke­ sin bir çözüme kavuşturulamamıştır. Bu konudaki çalışmalar hala de­ vam etmektedir. Boyların, oymakların (kabilelerin)66 ve bunun gibi isimlerin ad­ landırılışları dilbilimciler tarafından çok kıymetli materyaller olarak kabul edilmektedir. Bütün devirlerde bu adlandırmalar, diğer bir de­ yişle etnik isimler, dikkatleri üzerine çekip biraz yorum ve tahmin ya­ ratarak ilmin gelişmesi neticesinde önemli araştırmaların konusuna dönüşmüştür87• Etnik adların kelime hazinesi olarak muhtevası türlü türlüdür, onda çeşitli sistemli dillere ve eski devirlere ait her çeşit katmanlar bulun­ maktadır. Bu katmanları araştırma sırasında, karşılaştırmalı tarih ve ta­ rihi tiplendirme metodları kullanılır. Etnik adlarla ilgili belgeler, dilbi­ lim için de tarih için de aynı derecede önemlidir. Etnik adlar temelinde yeni etnik isimler ortaya çıkar veya bazen bunun tersi de olabilir88•

86 Kırgız tarih ilminde boy kavramı uruu, oymak (kabile) kavramı da uruk terimleri ile ifade edilmek­ tedir. Türkiye Türkçesinde bu kavramların yerine boy ve oymak terimleri kullanılmaktadır. Ancak kabile terimi bazı durumlarda ilkel birlik anlamına da gelmektedir. Biz çalışmamızda kabile terimi yerine oymak ve zaman zaman da alt grup terimlerini kullanmayı uygun gördük. " B. A. Nikonov, Etnonimiyal!Etnonimı, Moskva, 1 970, s. 23. " T. Canuzakov, Kazak onomaslikasının oçerkteri etnonimder. Alma-Ata, 1 982,

s.

53.

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

29


Etnik adlar bazı özellikler taşırlar. Bu özellikler: a) Boy ve oymak adlandırmalarının birçoğu, ongunu ifade eden sözlerden oluşur. Kır­ gızlarda ongunu ifade eden çok sayıda boy ve oymak adı vardır. Mesela: Börü, Cagalmay, Coru, Bagış, Bugu, Toruaygır, b) Bazı etnik adlar kanat­ lı hayvan isimlerinden meydana gelirler. Bürküt gibi. c) Boy ve oymak adlandırmalarının büyük çoğunluğu, adlandırılan boy ve oymakla ilgi­ li herhangi bir işaret, karakter ve sıfata göre takılan lakaplarla ilgilidir. Bu durum bazı boy ve oymakların damgalarında da kendini gösterir. Mesela: Ay Tamga, Kaşka Tamga, Üç Tamga vs. d) Bazen de boy ve oy­ mak adlandırmaları örtmece isimlerden oluşturulur. Mesela: Caman, İt emgen, İtbak, İt küçük gibi. Kırgız adının manası da yukarıdaki ölçütlere göre ilim adamları ta­ rafından türlü türlü şekillerde yorumlanmıştır.

A. Kırgız Adının Tarihi Kaynaklarda Görünüşü 1 . Çin Kaynaklarında W. Barthold'un deyimine göre Kırgızlar, tarihi kaynaklarda adı -en

eski dönemlerde- geçen halklardan biridir89• M.Ö. 203-201 yılları ara­ sında Çin tarihçiliğinin atası Sima Tsıyan tarafından verilen bilgiler­ de Kırgız adı geçmektedir. Bu bilgilerde Kırgızların Hunlar tarafından itaat altına alındıkları ifade edilmektedir. Buradan Hunlarla Kırgızla­ rın komşu halklar oldukları ve yakın ilişki içinde bulundukları anla­ şılmaktadır. Han Sülalesi dönemine ait bu bilgilerde Kırgız adı Ko-k'un biçiminde yer almaktadır90• Bu ad, Kırgız adının tarihte bilinen ilk bi­ çimidir. Pan Ku'nun, (M. Ö. 32-92} Eski Han Tarihi (M.Ö. III-1.asır} adlı eserinde M.Ö. 49 yılındaki olayları anlatan bilgilerde Chien-k'un, Üç Sülale Tarihi'nde Chien-k'un (M.S. 220-589} ve Ko-k'un, daha sonra Chou Shu Sülalesi ve Pei Shih (IV-Vll. yy.} tarihinde Ch 'i-ku, IX. asır­ da hazırlanan Tüng Tien ansiklopedisindeki Suei Hanedanı (58 1 6 1 8}

•• V. V. Bartold, Soçineniya, T. il, Ç. 1, Moskva, 1 963, s. 473; A.y., Kırgız cana Kırgızsıan ıarıhı boyunça landalma emgekıer. Tilz. Ö. Karaev, Bişkek, 1 997, s. 1 6. Bundan sonra, Bartold, Kırgız cana Kırgızstan larıhı ... , "' Sıma Tsyan, Isıoriçeskie zapiski (Şi Tszi), T. VIII, Perevod s kitayskogo R. V. Viyatkina i A. M. Karapetyantsa, kommentariy R. V. Viyatkina, A. R. Viyatkina i A. M. Karapetyantsa, vstup. et. R. V. Viyalkina.-Moskva.: Vost. lit. 2002, s. 33 1 . Bundan sonra, Sıma Tsyan, İsıoriçeskie zapiski (Şi Tszi) . . . ,

30

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


zıııııanına ait bilgilerin içinde Chie-ku91, Tang Sülalesi devrinin Huei l ı ıı ng saltanat devresine {84 1 -846) ait Li Wei-kun'un verdiği malumat­ lıırda {IJ Wei-kun Huei-ch 'ang i-p'ing tze) Chiachia-ssu, bu eserin al1 ı ı ıcı bölümünde, Chien-k'un, Ho-ke-ssu92, Tang Edebiyatçısı Tuan ch'e­ Slıi h'in 860 yılında yazdığı YouYang-tza-tzu adlı eserde Chien-kun93, ı:

'

Sıı ııg Sülalesi zamanında yazılan 200 bölümden oluşan ansiklopedi 1 l'ı ründeki eserin Tang Sülalesinin Yeni Tarihi kısmının 1 99 ve 2 1 7 . bö­ l i'ı ııılerinde orta asırlara ait Kırgızlarla ilgili verilen bilgilerde Hsia-c­

/111-ssu, Chiachia-ssu, Chien-ku, Chien-k'un, Ko-k'un, Hsia-ke-ssu, He­ /.. n-ssu biçimlerinde Kırgız adı geçmektedir. Beş Sülale devrinin eski l ı ırihinde 841 -846 yıllarına ait verilen bilgilerde Hsia-chia-ssu, Beş Sü­ l a l e devrinin yeni tarihinde 946-953 yıllarına ait bilgilerde Hsia-chia­ ss ı ı ,

1005-1013 yılları arasında yazılmış olan Ts'efu Yüon Kuei adlı ese­

rin 996. bölümünde Chien-k'un, He-ke-ssu, He-ku, Hsia-cha-ssu, 1060 yılında yazılan Tang Sülalesinin Yeni Tarihi'nde Hsia-chia-ssu biçimin­ de, 1066-1085 yılları arasında yazılan Tzu-chih T'ung-chien adlı eserin 246. sayfasında Hsiacha-ssu, A. Stein tarafından bulunan 930 yılına ait Buda metinlerinde94 ve 1 343 yılında yazılan Sung Sülalesi Tarihi'nde, ayrıca 981-984 yıllarına ait bilgileri içeren Wang Yen-te'nin Kao-ch'ang Se­ feri hakkındaki elyazmalarında Hsia-cha-ssu biçiminde yer almaktadır. Yuan Sülalesi {1280- 1 468} tarihinde 1 369 yılında yazılan Tsiertsisıts,

1Siltszisı95 biçimlerinde Çin kaynaklarında yer almaktadır. Kırgızlar, XVII-XIX. yüzyıllara ait kaynaklarda Kalmuklar ve Çinliler tarafından Burut olarak zikredilmektedir.96 Kırgız adının Çin kaynaklarında bu kadar çok ve farklı şekillerde geçmesi Çince'nin transkripsiyonu ile ilgilidir. Sinologların verdiği

91

Kırgızdardın cana kırgızslandın . . . , T. 1, s. 16, 20.

Kırgızdardın cana kırgızsıandın . . . , s. 2 1 , 22, 25; A. Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre (M.Ö. 111- M.S. X.Asır). Ankara, 2004, s. 74. " Kırgızdardın cana kırgızslandın .. , T. il, s. 39. 92

s.

" Kırgızdardın cana kırgızstandın . . , s. 40, 42, 48, 55-57, 59-62, 64; Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre.. , 74.

" Kırgızdardın cana kırgızstandın . . . , T. il, s. 6 1 -62, 64. 06 Burut adı özellikle Cungarya'nın Tınçtuu Bayanı ve Ulu Tsin Sülalesi tarihinde geçmektedir. Bkz: Kırgızdardın cana kırgızstandın ... , s. 99, 1 00, 1 03, 1 07, 1 1 1 , 1 1 6- 1 1 8, 1 20, 1 22, 1 26, 1 28- 1 3 1 , 1 34, 1 35, 1 38, 1 39, 1 42, 1 43, 1 45-1 50, 1 55, 1 56, 1 59, 1 6 1 , 1 62, 1 65, 1 66, 1 67, 1 72, 1 74, 1 75, 1 76- 1 79, 1 8 1 , 1 83, 1 87, 1 90, 1 95- 1 97, 200, 202, 204-206, 209-21 1 , 2 1 4-2 1 6, 2 1 8, 228, 233-235.

Kırgız ve Kıpçak Elnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

31


bilgilere göre, eski Çin dili şimdiki Çin dilinden her yönden farklılık göstermektedir. Aynı zamanda Çinliler, Kırgız etnik adını Kırgızların telaffuz ettiği şekilde değil, başka halkların dilinden Çince'ye çevirmiş­ lerdir. Yukarıda gösterildiği gibi başka halklar da Kırgız adını değişik şekillerde telaffuz etmişlerdir. Mesela Yüan {1280-1 368} devrinde Kır­ gız adını ifade eden Tsilitszisı sözünün Moğolca'dan çevrilmiş olması­ nın mümkün olduğunu Çinli alim Hu Çenhua söylemektedir97•

2. Kitabelerde Eski Türk yazıtlarında Kırgız adı hemen hemen birbiriyle aynı şe­ kilde telaffuz edilmiştir. 7 3 1 yılında Kültegin anısına dikilen yazıtta98 Bilge Kağan {71 6-734} kitabesinde, Tonyukuk Kitabesinde, Moyon-Çur

(759) veya Şine Usu Kitabesinde, Suci Yazıtında Kırkız99 biçiminde yer almaktadır. Kitabelerdeki biçimler birbirinin aynıdır. Demek ki, Türk çevresinde VI. asırda Kırgız adı bugünkü biçimine en yakın şekilde kullanılıyordu.

3. Arap-Fars ve Türk Kaynaklarında Kırgız adı, İslam coğrafyacılarından İbn Hurdadbih100 (öl:886} , İbn el-Fakih (öl:913}1°1 , el-İstahri (öl:952}1°2 İbn Havkal (öl:977)1°3, yazarı bi­ linmeyen Farsça eser Hudud el-alem (X. yy.}104, Ebfı Reyhan el-Biruni (öl:1 05 1}1°5 , Gerdizi {1 053} (XI. yy.}1 06, Ebfı Hamid el-Endülüsi el-Gı-

" Hu Çenhua, "Kıtayça tarıhıy kitepterdegi bayırkı Kırgızdardın eınonimi cönündö.'l/Bayırkı Kırgız ıarıhının aktualduu problemaları: El aralık ilimiy kongressıin bildirüülörünün tezisteri. KTMÜ. 27-29 avgust, Bişkek, 200 1 , s. 1 4- 1 5. 98 H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları. Ankara, 1 994, s. 3 1 , 35, 37, 39, 40, 52; S. Malov, Pamyatniki drevnetyruk.skoy pismennosti. Xoskva-Leningrad, 1 95 1 , s. 36.

"' Orkun, Eski Türk.. ., s. 60, 1 1 O, 1 56, 1 72; Malov, Pamyatniki drevnetyruk.skoy.. ., 20, 4 1 ; Orhon- Ye­ nisey estelikteri. Frunze, 1 982, s. 1 9 1 . 1 00 Y. Z. Yörükan, Müslüman CoğrafYacıların Gözüyle Ortaçağ 'da Türkler, İstanbul, 2004, s . 365; Şeşen, İslam

CoğrafYacılarına Göre. .. . , s. 1 84. s. 1 9 1 ; Yörükan, CoğrafYacıların ... , s. 277. 102 Kırgızdardın cana kırgızstandın. .. . T. 1, s. 26. 10' Yörükan, CoğrafYacıların .. ., s. 68. 104 Kırgızdardın cana kırgızstandın . . . , T. 1, s. 26. 10' Biruni, el-Tefhim li evıi 'ili sinıi 'at el-Tencim, London, 1 934, s. 1 45 . 106 V. V. Bartold, Soçineniya, T. V l l l , Moskva, 1 973, s. 2 8 ; Şeşen, İslam CoğrafYacılarına Göre. . ., s. 75. ıoı

32

1

Şeşen, İslam CoğrafYacılarına Göre .. ,

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rıı ııati (öl: 1 1 69)1°7, Muhammad ibn Nadcip Bekrani (Xlll. yy.}1°8 ve Mad­ eserlerinde (XVI yy}109 Hırhız olarak yer almaktadır.

c :i'ııin

.

Kaşgarlı Mahmud, (XI. asır} 110, yazarı bilinmeyen Mücmel-eltevôrih f 1 1 26) 1 1 1 , İdrisi (Xl/.asır}112, Yakut el-Hamavi (öl: 1 229} 1 13, Fars asıllı Moğol tarihçisi Reşidüddin {1247- 1 3 1 8) 1 14 ve Fahreddin Mubarek-şah c ı l-Mervezi'nin (öl: 1 283} eserlerinde Qırqız115 şeklinde yer almıştır. Arap yazarı, Abu Dülef 'in Risa/esi'nde116, El-Mervezi'de (XII. yy.)1 17, Ebulfida'da118 ve Zekeriya b. Muhammed b. Mahmud elKazvini'nin (öl: 1283) Ebü Dülef 'ten naklettiği bilgilerde (XIII. yy.) Hirhiz119 şeklinde yazılmıştır. Kırgız etnik adı sadece Avfi'de (XIII. yy}120Hırqız şeklinde kaydedil­ miştir. XIV-XV. yüzyıl Arap yazarlarından İbn Haldun'un Mukaddime­ s inde Khirkiz (Kırkız) olarak geçmiştir121 • Abd ar-Razzak Samarkandi'de {1 4 1 3-1 483) 1 22, Muhammed Haydar Dulati'nin Tarih-i Raşidisinde (XVI asır}123, Osmanlı yazarlarından Sey­ fi Çelebi'nin eserinde (XVl asır}124, Şah Mahmud Çoras'ın yıllığında125, .

1 07 Şeşen, İslam Coğrafjıacılarına Göre... , s. 1 80. '°'

Kırgızdardın cana kırgızstandın. . . . T. 1, s. 73. 109 Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii . . . , s. 1 72. 1 10 Divan-ı lügat it-Türk, (Çev: Besim Atalay) C. 1, Ankara, 1 998. s. 27-28. 1 1 1 Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . ., s. 34. 1 12 Geographie d'Edrisi, T. 1, pp. 493, 497-50 1 . 1 1 3 Şeşen, İslam Coğrafjıacılarına Göre . .. , s . 34, 1 00, 1 28. 1 1 4 Raşid ad-Din, Sbornik letopisey. . ., s. 1 22. 1 1' Ta 'rikh-ı Fakhru 'd-Din Mubarakshah, being The historical introduction to the Book of Genea­ logies of Fakhru'd-Din Mubarakshah Marvar-rudi completed in A.D. 1 206, by E.Denison Ross, London, 1 927, s. xii. 1 16 İbn Fazlan, Seyahaınıime, Çev: R. Şeşen, Bedir Yayınları, lsıanbul, 1 995, s. 92. 1 1 7 V. Hrakovsky, Şaraf al-zaman Tahir Marvazi, AN KazSSR, Sektor vastokovedeniya, Alma-Ata, 1 959, s. 2 1 2; Şeşen, İbn Fazlan. . . ., s. 1 02. 1 1 ' Geographie d'Abou/feda, traduite de l 'Arabe en française et accompagnee de notes et d'eclair­ cissements par M. Reinaud, T. il, premiere partie, Paris, 1 848, p. 297-303. Bundan sonra, Geographie d'Abou/feda . . ., T. i l , P.I 1 1 9 Şeşen, lbn Fazlan. . ., s. 9 1 , 92, 1 00, 1 28, 1 49. 1 20 Şeşen, Fazlan.. .. ., s. 9 1 . 1 2 1 les pro/egomenes d'/bn Khaldun, traduits en français et commantes par M . de Slane, T. 1, Paris,

1 863, s. 1 37. 122 Materialı po istorii kırgızov i kirgizii . . ., s. 1 58. 12' Materialı po istorii kırgızov i kirgizii. . . ., s. 398. 1 24 Materialı po istorii kırgızov i kirgizii ... ., s. 454. ' " Şah Mahmud M ırza Fazıl Çuras, Hronika, pereved i komentari: O. F. Akimuşkin, Moskva, 1 976, s. 1 55.

Kırgız ve Kıp�ak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

33


Anonim Ziya al-klub adlı eserde (XVII. yy}126, bir başka anonim Djalis-i muştaki'de (XVII} , Rafik at-talibin adlı eserde127, Ebu Zeyd el-Belhi'nin el-Bed' ve'tarih adlı eserinde Kırgız ve Ebul Gazi Bahadır Han'ın Türk­ men Şeceresi'nde (XVII. asır) Qırğuz, Qırgız, Qırkız120 olarak yer almıştır. Mirhond'da129 ise Kırkız şeklindedir. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere Kırgız adı, Arap kay­ naklarında, Hırkız, Fars kaynaklarında Hırhız, Kırkız biçimlerinde Türk kaynaklarında ise Qırqız, Qırgız, Kırgız olarak kaydedilmiştir. Arap­ Fars kaynaklarında yer alan telaffuzlar da aşağı yukarı birbirine benze­ mekte ve kitabelerdeki biçime yakındır. Arapça'daki Farsça'daki Kırgız kelimesi gırtlak sesinin etkisi nedeniyle 'K'lar 'H' sesine dönüşmüş ve

Hırhız ve Hirhiz şekillerinde telaffuz edilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında Arap ve Fars kaynaklarında geçen biçimler kitabelerde ge­ çen biçimlerle hemen hemen aynıdır. 4. Batı Kaynaklarında ve Diğer Kaynaklarda

Batı kaynaklarında sadece Greklerde Kırgız adına rastlanmaktadır. 568 yılında Batı Türk Kağanlığına Bizans elçisi olarak gelen Zemarh'ın bu seyahatle ilgili yazdığı bilgilerde Kırgız adı Herhiz130 biçiminde yer almaktadır. VIII. yüzyıla ait bir Tibet metninde de Kırgız adı Khe-rged, Gir-tis, Hir-kis biçimlerinde kaydedilmiştir131 • XIII. yüzyıla ait G. Rub­ ruk'un seyahat notlarında Kergis olarak kaydedilmiştir132• XIII-XVIII. yüzyıl Moğol kaynaklarında ise Kırgız adına Kirgut, Kırgut ve Kergut biçiminde rastlanmaktadırm. Kırgızlar, Kalmak (Kalmuk) ve Çinliler ' " Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii. ., s. 1 79. 1 2 7 Materialı po istorii kırgızov i kirgizii . . ., s. 1 79, 1 86, 1 93 - 1 94. "' Rodos/ovnoye derevo tyurkov. Soçineniye Abul-Gazi Hivinskogo Hana i peredisl. G.S. Sablukova, Kazan, 1 9 1 4, s. 38. "' Materialı po istorii kırgızov i kirgizii .. . , s. 74. ııo J. Bacot, Reconnaissance en Hau/e Asie Seplentrionale par cinq envoyes Ouighours au Vllf siecle. JA, 1 957, s. 1 38, 1 46; Pulleyblanck, The Name ofthe Kirghiz ', CAJ, Yol. 34, Wiesbaden, 1 990, s. 98-99; M . R. Drompp, "Erken Dönemlerden Moğol İstilasına Yenisey Kırgızları", Tilrkler, C. il. Ankara, 2003, s. 397; L. Ligeti, "Die Herkunft des Volksnamens Kirgiz", Körösi Csoma-Archivum: Budapest 1 925, 1, No: 5, s. 369-383.(Türkçe Adı: Kırgız Kavim Adının Kaynağı. Türkiyat Mecmuası, Çev: Ragıp Hulusi Özdem. C. /, lstanbul 1 925, s. 235-249. "' Bacot, Reconnaissance.. ., s. 1 46; G. Clauson, A propos du Manuscrit Pelliot Tıbetain 1283, 1 957, s. 22-23.

"' Deux voyages en Asie au Xll/' siecle par Guillaume de Rubruquis envayi de Saint Louis et Marco Pulu marchand venetien, Paris, 1 888, p. 53. Bundan sonra, Deux voyages en Asie au XH/' siecle .... rn P. Pelliot, Histoire secrele des Mongols, restitution du texte Mongol et traduction française des

34

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


l ı ı nı fından XVII-XIX. yüzyıllarda Burut134 olarak da adlandırılmıştır. l l ı ı dönemlerde Kırgızlar ve Kalmaklar arasında siyasi ilişkiler görülür. l l ı ı ı ıdan dolayı Kalmaklar kendi dillerinde 'suçlular', 'başka dindekiler, �[ı firler' ve 'kaçaklar' anlamına gelen Burut adını takma ad olarak Kır­ HI Zlar için kullanmışlardır135. N. A. Aristov, Adigine grubunun içinde lliirü (Kurt} oymağının olduğunu belirterek Kalmukların ve Çinlilerin l\ııra Kırgızlara verdikleri Burut adının da Börü'den gelmiş olabilece­ A i n i söylüyor136. Tarihçi A. Abdıkalıkov, Burut etnik adının yabancılar lıı rafından lakap olarak verildiğini, Moğol ve Kalmuk dillerinde "başka 1 i ııden olan", "suçlular" anlamına geldiğini yazmaktadır137. A. Abdıka­

c

lı kov, K. İ. Petrov'un Burut terimi için ortaya koyduğu "başka dinden olanlar", "hainler" fikrini kabul ederek bu fikre varmaktadır138. Kırgız l arihçisi O. K. Karataev, N. A. Aristov'un bu fikrinin ilmi ölçülere uy­ d uğunu söyleyerek etnik adın Börü ile ilgili olduğunu kabul etmektedir. llunu destan, efsane, şecere ve Yenisey, Hakas, Altay bölgelerinde ya­ �ayan Türk ve Moğol dilli halklarda adın benzerlerinin olduğunu delil­ leriyle gös tererek Burul adının Börü' den çıkmış, Kırgızlara düşmanları ve komşuları tarafından verilmiş ikinci bir isim olduğunu kabul etmek­ ledir139. Burut etnik adı ile ilgili Yu A. Zuev'in, G. B. Ksenefontof 'un, E. İ . Kıçanov ve T. Beyşenaliyev'in, L. P. Potapov'un, S. M. Abramzon'un, S. Attokurov'un, ve V. Y. Butanaev gibi ilim adamlarının da görüşleri mevcuttur140 Kaynaklarda Kırgızlar kurttan türeyen kavimlerden göste­ rilmemesine rağmen Kırgızlarda kurt ongununun önemli bir yeri vardır. En çok sevilen Kırgız milli oyunlarından birinin adının Kök Börü olma­ sı, ayrıca Kök cal141 deyiminin "boz yeleli kurt" ve "kahraman", "cesur" anlamlarında kullanılması, kurt toteminin Kırgızlar arasında önemchapitres 1 a VI, Paris, 1 949, s. 93. '" V.V. Radlof, Observation sur /es Kirghis, JA, 1 963, s. 3 1 7; Burul etnonimi ile ilgili derli toplu açıklamalar için bakınız: E. C. Maanayev-0. K. Karatayev, Kırgız Elinin Eınikalık Önügüüsü, Bişkek, 2003, s. 23-36.

"' Manas Entsiklopediyası, T. 1, Bişkek, 1 995, s. 1 6 1 . 136 N . A . Aristov, Trudı po istorii i etniçeskomu sostavu tyurkskih plemen. Bişkek, 2003, s . 53. 1.11 A. Abdıkalıkova, O /ermine "Burıtı'', SA, No: 1 , 1 963, s. 1 27. LlH K. 1. Petrov, Oçerk proishojdeniya kirgizskogo harada, Frunze, 1 963, s. 57. 139 Maanaev-Karataev,

Kırgız Elinin ... , s. 27-36. "0 Y. A. Zuev, "Kirgizı-Burutı (k voprosy totemizme i prinısipah etnonimo obrozovaniya)" il SE, T. 4, 1 970, s. 84; K. Ksenefontov, Uranhay-sahalar, Yakutsk, 1 992, s. 1 62- 1 64; L. P. Potapov, Razlojenie ro­ dovogo u plemen Severnogo Allaya, Moskva, 1 935, s. 147- 1 48; S. M . Abramzon, K .•emanıike kirigizskih eınonimov il SE, T.3. 1 946, s. 1 23- 1 32; S. Attokurov, Kırgız sancırası, Bişkek, 1 997, s. 20. 141

K. K. Yudahin, Kirgizsko - russkiy s/ovar. Moskva 1 985, s. 2 1 9.

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

35


li bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Burut adı N.A. Aristov'un dediği gibi Börü kelimesinden çıkmış olabilir veya komşula­ rının Kırgızlara savaşçılık yeteneğinden dolayı bu sıfatı vermiş olması mümkündür. Bu ad bize göre, Kırgızlara aşağılayıcı anlamda değil, on­ ların üstün yeteneğini, özellikle savaşçılığını, cesaretlerini ifade etmek için düşmanları veya komşuları tarafından verilmiş olsa gerektir. Ay­ rıca bazı ilim adamları tarafından Kırgızların Usunlardan neşet ettiği iddia edilmektedir142• Bilindiği gibi Usunlar (Üysün) tarihi kaynakların verdiği bilgiye göre kurttan türeyen kavimlerdendir. Eğer bu görüş doğ­ ru ise Kırgızlara onların kurttan türediğinin bir ifadesi olarak veya ben­ zetmeden dolayı ikinci bir isim Börü-Burut adı verilmiş olabilir. B.

Kırgız Adının Anlamı

Kırgız adı ve taşıdığı anlam üzerine bugüne kadar çok sayıda araştır­ ma yapılmıştır. Fakat bu çalışmalar Kırgız adının ortaya çıkışı ve anla­ mı hakkında henüz kesin bir görüşün ortaya konulmasına yetmemiştir. İleride yapılacak arkeolojik çalışmalarda bulunacak belge ve bilgiler belki bir gün bizi kesin bir sonuca götürecektir. Şimdi elde olan bilgi ve belgeler az olduğu için çalışmalar daha çok tahminden öteye gitme­ mektedir. Kırgız adının ve anlamının kesin olarak ortaya konulamama­ sının ikinci bir sebebi de, yukarıda bahsettiğimiz gibi tarih boyunca özellikle, Çin kaynaklarında Kırgız adının değişik biçimlerde yazılma­ sıdır. Diğer dillerde de bu isim farklı telaffuzlarla söylenmiştir. Hatta batılı araştırmacılar da kendi telaffuzlarına göre bu ismi farklı fark­ lı dile getirmişlerdir. Kırgız adı, tarih boyunca ilişki içinde oldukları halkların bıraktıkları belgelerde, özellikle Çin yıllıklarında, Grek, Gök­ türk, Uygur, Arap, Çağatay, İran ve Moğol kaynaklarında zikredilmiştir. Kırgız adının etimolojisi ve anlamı hakkında N. A. Aristov, A. Vam­ bery, V. Munkaşi, V. V. Radlof, L. Ligeti, K. i. Petrov, N. A. Baskakov, A. N. Kononov, D. Banzarov, S . M. Abramzon, P. Pelliot, Yu. A. Zuev, Ö. Karaev, D . Aytmuratov gibi alimler görüş beyan etmiştir. N. A. Aristov, Usunların gerçek adının Kırgız olduğunu ileri sürmüştür143• V. V. Rad­ lof, Kırgız adının Kırk ve yüz sayılarından (kırk+yüz) oluştuğunu, kırk

142 N .

A. Arisıov., Usuni i Kırgızı ili Kara-Kırgızı. Bişkek, 200 1 .

' " V. V. Barthold, Soçineniya, T. 1 1, Ç . 1 , Moskva, 1 963, s . 30.

36

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


grup144 anlamına geldiğini ileri sürmüş, bu görüşünü145 Orhun-Yenisey k i tabelerine dayandırmıştır. İkinci görüş ise, ilk önce D. Banzarov, L. 1 .igeti tarafından ileri sürülen ve sonraları S. M. Abramzon'un da ka­ t ı ldığı, kırk sayısına -eski Türkçe'deki -ız çokluk ekinin getirilmesiyle oluşan kırk-ız kelimesi, yani kırk boy, kırk oymak anlamlarına gelmek­ t ndir. -iz eki ile oluşan başka Türk boylarının isimleri de bulunmakta­ dır14ü. Mesela, Oğuz (Ok-uz) , On ok terimi de on oymağı ifade etmek­ t edir. Üçüncü bir görüş de Tatar tarihçileri Hadi Atlasi, Muhammed Murat Remzi147 ve Rus alimi İ. N. Berezin, Macar alimi B. Munkaşi ve Supka tarafından kabul edilen, gene Kırk sayısına uuz (Oğuz) adı­ nın eklenmesi ile oluşturulan ve Kıı:guz'un Kırgız biçimine dönüştü­ ğü şeklindeki görüştür. Bu görüşü savunanlar Oğuz Han destanındaki c;.

"Oğuz Han şeceresi"nde Kırgız'ın Oğuz Han'ın torunlarından biri olarak gösterilmesini delil olarak göstermektedirler. Ayrıca, Xl. yüzyıl İslam coğrafyacılarından Gerdizi'nin eserinde ve XVI. yüzyılda Seyfeddin Ahsikendi tarafından yazılmış olan Mecmüatü 't tevarih te bulunan bir '

efsanede Kırgızların Selçuklu Devletine isyan edip Hocend dağlarına sığınan Kırk-Guz'un neslinden oldukları, yani Kırgızların Oğuzlardan çıktıkları ileri sürülmektedir148• L. Ligeti'nin yazdığına göre dördüncü görüş A. Vambery tarafından ortaya atılmıştır. Onun fikrine göre Kır­ gız adı kır-kes ', 'kır-kez' kırlarda gezen anlamına gelmektedir149• Beşin­ ci görüş Kırgız tarihi ile ilgili önemli eserler veren ancak eserlerinde ileri sürdüğü fikirleri tartışmalara sebep olan K. İ Petrov'a aittir. K. İ. Petrov, Kırgız teriminin eski Türk dilindeki sıfat, bir başka deyişle Kı­ rıg (veya Kııgu) kızıl denen söze çokluk eki olan "z" nin eklenmesi ile ortaya çıktığını ve "Kırık" sıfatının, "ız" çokluk eki ile kurallı olarak birleşip ortadaki ünlü harfin düşmesiyle de "kır (ı) gız" şekline dönüş­ tüğünü, Kırgız teriminin veya Kızıl'ın önceleri etnik ad "kızıl yer" , "kı­ zıl yerde yaşayanlar" , sonra da çokluk ekinin manasının kaybolmasıyla "Kızıl el" olarak kullanıldığını iddia etmektedir150• Bu görüşün bir kıs-

'" Ligeti, Die Herkunfı ... , s. 369-383. '" V. V. Radlov, Etnografiçeskiy obzor turetskih plemen Sibiri i Mongolii, İrkuısk, 1 929, s. 1 8- 1 9. '" D. Banzarov, Ob oyraıah i uygurah, Sobr. Soc., Moskva, 1 955, s. 1 82- 1 84.

"' Kırgızdar il, (Tüz: Keneş Cusupov), Bişkek, 1 993, s. 77. "' Sayf ad-Din İbn Damullo Şah Abbas Aksikenti, anın uulu Nurmuhammed, Tarıhtardın cıynagı (Macmu aıuı-ıavorih) / Koıor. M . Dosbolov, X. Sooronov, Bişkek, 1 996, s. 3 1 . "' Ligeıi, Die Herkunji.... , s. 235-249. "° K. İ. Petrov, "K etimo/ogii ıermina 'Kırgız ' il SE. No:2, 1 964, s. 8 1 -9 l .

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

37


mına katılan ünlü türkoloog A. N. Baskakov Kırgız sözünün ilk hece­ sinde bulunan qurgu-quruq 'kızıl'manasını kabul etmekle birlikte sö­ zün ikinci kısmına değişik bir yorum getirmektedir151• Ona göre Kırgız adı quruq oquz yani Kızıl Oğuzlar152 anlamına gelmektedir. Kızıl sözü aynı zamanda "Güney" anlamına gelmektedir. A.N. Baskakov bundan yola çıkarak Kırgız etnik adının Güney Oğuzları manasına da gelebile­ ceğini söylemiştir. Bu görüş yukarıda geçen Gerdizi ve Seyfeddin Ahsi­ kendi'nin eserlerindeki bilgilere de uygun düşmektedir. Türkiyeli alim Necip Asım ise Kırgız adını Türklerin nehirleri Ögüz diye adlandır­ dıklarını Oğuz sözünün de Ögüz sözünden çıkmış olabileceğini yaz­ mış ve adı Kırk-ögüz 'Kırk-nehir' nehir kenarında yaşayan kırk oymak olarak ifade etmiştir153• Eski Türkler bilindiği gibi suyu kutsal olarak kabul ederlerdi. Buna dayanarak Necip Asım bu görüşü ileri sürmüş olabilir. Buna benzer bir görüş de G. Deveria'nın görüşüdür. Ona göre Çin kaynaklarında geçen Chien-k'un Kırgız etnik adının Kem, Yenisey, Kun ve Orhun anlamına gelmesi mümkündür154 • Kırgız adının oluşma­ sında dikkati çeken bir husus bulunmaktadır. Ortaya atılan görüşlerin hemen hemen hepsinde kırk sayısına ek ve yeni bir isim getirilmiştir. Adın kırk sayısı ile ilgili olması büyük ihtimaldir. Ayrıca bu Türklerin isim verme geleneklerine uymakta ve bunun örnekleri tarihimizde de mevcuttur. Mesela: Otuz Tatar, Dokuz Oğuz, Altı Sir, On ok, On Uygur gibi.155 Tatar Türkoloğu Etem Tenişev ise adın Kırk ve kız kelimesinden '" A. N. Baskakov, "K vaprosu o proishajdenii etnonima "Kırgız '/iSE, No:2, 1 964, s. 9 1 -93. ' " Oğuzlann içinde Kızıl Oğuzlar diye bir oymak bulunmaktadır. Kızıl Oğuz grubu XI. yüzyıldan önceki kaynaklarda yer almamaktadır. Bu grup, Faruk Sümer'in Oğuzlar (Tarihleri, Boy Teşkilatı, Des­ tanları) adlı eserinde Kızıllı Oğuzları olarak geçmekte ve Yağmurlu Oğuzları ile I 036'da Rey bölgesine hakim oldukları belirtilmektedir. Kızıllı Oğuzları, Selçukluların Horasan'a yerleşmesinde önemli rol oy­ namıştır. Faruk Sümer, lbnill Esir'in Gazneli Mahmud'un Aslan Yabgu Oğuzları 'nı ülkesinden çıkannası üzerine Isfahan hakimi Ala ud-devle'nin yanına gittiğinden bahsettiği 2000 çadırlık Oğuz bölilğilnün bu Yağmurlu, Kızıllı ve Balhanlı Oğuzları olacağını yazmıştır. Fakat bunlar Ala ud-devle'nin hizmetine lbnü'I Esir'in dediği gibi Sultan Mahmud zamanında değil, Selçukluların Horasan 'a yerleşmesi netice­ sinde girdiklerini vurgulamaktadır. (Sümer. Oğuzlar. .. , s. 104, 105). IX. asırdan önce tarihi kaynaklarda Kızıl Oğuz adı ile ilgili herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Bize göre bu isim Oğuzların bir kısmına fiziki görünümlerinden dolayı verilmiş bir sı fattır. Türk dillerinde bunun örnekleri çoktur. Kara Nogay, Ak Nogay, Sarı Kıpçak, Kızıllar gibi. Kırgız adının tarihi kaynaklarda M. Ö. 20 1 yılında yer aldığı kesin olarak bilindiğine göre Kırgız adının Kızıl Oğuz sözünden çıkmış olması pek gerçekçi görünmemektedir. '" N. A. Yazıksız, "Kırgız Kelimesinin lştikakına Dair", Türkiyat Mecmuası. C. il, lsıanbul, 1 928, s. 387390. '" Ligeti, Die Herkunji ... , s. 235-249. '" Kırgız boy ve oymak adlarının bilinen sayısı 1 000 civarındadır. Bunlardan ellisinin adı sayılardan teşekkül etmiştir: Allı uuldun tukumu / Altıbay / Alııke /Beş böril / Beş kalmakçı / Beş kaman / Beş kem­ pir / Beş köörük / Beş kürök / Beş merek (berek) / Beş nayman / Beş sarı / Beş terek / Beş uul / Beşey / Beşler /Ceti aygır / Ceti kaşka / Ceti koşkon / Ceti kul / Ceti uruk(2) I Ceti uruu(2) / Cetigen / Kırk batır I

38

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


oluştuğunu Kırkkız sözünün zamanla Kırgız biçiminde telaffuz edil­ diğini yazmıştır156 Halk arasında da bu Kırkkız sözü ile ilgili efsaneler lıulunmaktadır. 157 Kazak alimi A. Margulan, Kırgız adını Kırğuz, Kır­ slep + qız (kızı-kişi) 'insan' Kırğızbozkır adamı, bozkır insanı diye yo­ rumlamaktadır158. Yu. A. Zuev diğer bilim adamlarına göre daha farklı lıir görüş ileri sürerek Kırgız adının Kırkhun biçiminden Kırkun sonra da Kırgız olduğunu ileri sürerek bir bakıma P. Pelliot'un Klaproth'un fikrine dayanarak kabul ettiği Kırkun teriminden Kırgız teriminin oluş­ t uğunu söylemektedir159. XVII. yüzyılda Mütercim Asım tarafından ya­ zılmış olan Farsça-Türkçe Sözlük Burhan-ı Katı'da bir söz dikkat çek­ mektedir. Bu sözlüğün K maddesinde sırasıyla Kerkes, Kerkuz, Kerkuz sözleri açıklanmaktadır. Bunlardan birincisi Kerkes sözünün bir kuş adı olduğunu bu kuşa Akbaba da denildiğini mecazi olarak da ok an­ lamına geldiği yazılmıştır. Kerkes kuşu Kırgız mitolojisinde bilinen bir kuştur. Hemen bu sözün altında bulunan Kerkuz ve Kerkuz sözleri de yol işaretleri, yol nişanları ve kılavuz, delil, rehber manasına geldikleri bildirilmektedir160. Acaba Kırgız sözü çok eski zamanlarda boy birlik­ lerine önderlik, rehberlik yapan boyun adı olabilir mi diye bir soruyu akla getirmeden edemiyor insan. Ünlü Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan da ismin Kırk-er (Kırkkişi) ma­ nasını taşıdığını yazmaktadır. Karakalpak bilim adamı Davlen Aytmu­ ratov ise ismi Kıra ve gız (kara saçlı el) Kıragız olarak161, A. Kononov ve S. E. Malov, Kırgız adının oluşumunun Kırgın-Kırgıt-Kırgız olarak ger­ çekleştiğini ileri sürmüşlerdir. L. Ligeti, D. Banzarov, S . M. Abramzon, L. V. Oşanin, B. Camgerçinov, S. E. Malov, A. N. Kononov, A. N. Nasa­ nov, O. K. Karatayev gibi bilim adamları adın kırk sayısı ile mutlak bir ilgisi olduğunu ileri sürerek bunu Kırgızların 40 boydan oluşması ve

Kırk tamga I Kırk I On ceti üy / Ondon / Onok I Onoçor I Ontogor / Ontogor Kaşka(2) / Otuz uul / Segiz bek / Toguz / Toguz Kıpçak / Toguz uul / Toguz bay / Tört kara / Tört taz / Tört tölök / Üç abışka / Üç bagış / Üç bargı/Üç kurtka / Üç tamga / Üç oymak/ Üçöy / Ü çök tamga / Üç ök(Üç ok) "6

E. Tenişev, Sovetskaya Turkologiya, No:4, 1 982, s. 3 - 1 7.

Bu görüşlerle ilgili bkz. Kırgızlar il, s. 76-77; A. Baytur, Kırgız tarıhının /eksiyaları, Bişkek, 1 992, s. 25-30 1 57

"' V. U. Mahripov, İmena dalekih predkov, Almata 1 997, s. 1 02. "9 Yu.

A. Zuev, "K etniçeskoy isıorii usuney"// Novıye materialı po drevney i srednevekovoy istorii kazahstana. Trudı llAE An KazSSR. Alma-Ata, 1 960, s. 1 03- 1 04. 160 Mütercim Asım, Burhan-ı Katı (Haz: Mürsel Öztürk-Derya Örs). Ankara, 2000, s. 43 1 .

16 1 D . Aytmuratov, 'Kırgız · eınonimi. Tyurskie eınonimi: Karakalpak, Çerniye Klobuki, Çerke.r. Baş­ kurt, Kırgız. Uygur, Tyurk, Peçenek, Sak. Massagel, Skif, Nukus, 1 986, s. 8 1 .

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1 39


destanlarda Kırgız kahramanlarının genellikle 40 kişiden, Kırgız dev­ let teşkilatının kırk boydan meydana gelmesi, 162 efsanelerde Kırgızların Kırk/azdan türediği hakkındaki bilgilerle desteklemektedirler. Kırgız adı hakkında bahsettiğimiz görüşlerin dışında da çok sayı­ da fikir ortaya konmuştur. Biz gereksiz bulduklarımızı buraya almadık. Gerek tarihi kaynaklarda gerekse bilim adamlarının Kırgız adı üzerin­ deki yorumlarında Kırk'ı esas alındığı bir gerçektir. Sözün ikinci par­ çası ise -ız, Oğuz (Ok-uz} etnik adında olduğu gibi kabileler anlamına gelmektedir. Kırkız ise daha çok halk etimolojisi sonucu ortaya çıkmış­ tır. Farklı durumlarda insanlar Kırgız kelimesini başka başka şekiller­ de yorumlamışlardır. Ama bunların hepsi güzel bir halk etimolojisidir. Kırgızların Oğuzlardan çıktığı yönündeki görüşlerin tarihi temeli var­ dır. Gerçekten de Oğuz boy ve oymakları Kırgızların etnik oluşumunda önemli rol oynamışlardır. Ama bu da Kırgızların tümünün Oğuz asıl­ lı oldukları anlamına gelmez. Bu yüzden Türk dilbilimi esas alınarak ortaya konulan L. Ligeti'nin fikri Kırgız kelimesinin etimolojisinin en mantıklı yorumudur. Kırkız, Kırklar ya da Kırk boy, Kırk oymak anla­ mında olmalıdır. Bu da eski Türk dönemindeki Dokuz Oğuz, Otuz Tatar, Üç Karluk, Altı Sir gibi Türk boy ve oymaklarının adlandırılmalarına uygun gelmektedir. Ayrıca Manas destanındaki Manas'ın yakın arka­ daşlarının kırk kişiden oluşması, Kırgız Kağanı'nın Kırk boyun başı ol­ ması, adın 40 sayısı ile ilgili olmasını kuvvetlendirmektedir. Bize göre de bu görüş şimdilik kabul edilebilecek en mantıklı görüştür. Hem ilmi açıdan, hem de halk etimolojisinin bu görüşü desteklemesi açısından bu görüş, diğer görüşlere göre daha tercih edilebilir görünmektedir.

'" Tarihteki ve bugünkü Kırgızlar da 40 boydan teşekkül etmektedir. V-X. yüzyıllar arasında Kırgız­ ların 40 boydan oluştuğunu Kırgız alimi Sabır Allokurov yazmıştır. Bkz: S. Attokurov, Kırgız sancırası, Bişkek, 1 995. s. 47. İlimler Akademisi El Yazmaları Bölümünde bulunan eserinde Profesör Camgerçinov eski Kırgız boylarının şu boylardan oluştuğunu tespit etmiştir: 1 . Döölös, 2. Kalagan, 3. Bagış, 4. Moloy, 5 . Kalça, 6. Teyit, 7. Cookesek, 8. Boston, 9. Nabat, 1 0. Cüz, 1 1 . Noygut, 12. Duşara, 1 3. Okçu, 14. Kara­ kalpak, 1 5. Şıba, 1 6. Serip, 1 7. Cediger, 1 8. Kandı, 1 9. Badat, 20. Kıdırşa, 2 1 . Kızıl, 22. Ayçak, 23. Basız, 24. Munduz, 25. Kuşçu, 26. Kılıç ayçak (Kılıç Tamga), 27. Türk, 28. Samas, 29. Kıpçak, 30. Taloo, 3 1 . Celigen, 32. Sayak, 33. Sapıraya (Saparbay), 34. Kölön, 35. Garday, 36. Nayman, 37. Şıgay, 38. Kökönö (Kök), 39. Bagılık, 40. Ayak (Kırk ayak). S. Attokurov, S. M. Abramzon, V.V. Vinnikov'un Kırgız boyla­ rını gösteren listeleri eserin sonundaki Ekler 1 -3 'te verilmiştir.

40

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


KIPÇAK ADI VE KIPÇAKLARLA İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Adlarının manası ve etnik oluşumları yıllardır tartışılan Kıpçaklar kaynaklarda başka başka isimler altında zikredilmişlerdir. Bu nedenle Kıpçak etnik adı üzerine birçok araştırmacı görüş beyan etmiş, günü­ müzde de değişik fikirler ileri sürülmeye devam etmektedir. Bu araş tır­ malar daha da uzun süreceğe benzemektedir. Bundan dolayı bozkırlı Türk toplulukları arasında Kıpçakları diğer Türk kavimlerinden ayıran iizel bir yerleri vardır. Onlara Bizanslılar (Xl. yüzyılın sonları) ve Latin­ l er (Xlll. yy.) "Kumanos, Kumanoi, Cumanus, Komani", Ruslar (1 055) " Polovets", Almanlar ve diğer batılı milletler (Xlll. yüzyılın ilk yarısı) " Falben, Falones, Valani, Valwen Pallidi" (aşağı yukarı 1072-1 076), Er­ meniler {1 050/1 051} "Khartes" , Macarlar {1 086) "Kun", "Kuman" , "Pa­ loç" Yahudiler Petakhia163, Türkler, Müslüman tarihçiler ve coğrafyacı­ lar (VIII. yüzyıldan başlayarak el-İdrisi hariç) Kıpçak" (Kıfşak, Khıfçakh), Moğollar (XIII. yüzyıldan itibaren) "Kabçagut, Kibçaut", Çinliler K'in­ ch'a, Kinçak demişlerdir164• Yukarıda zikredilen Ruslar, Almanlar, di­ ğer Batılılar ve Ermeniler tarafından Kıpçaklara verilen isimler renk (sarı, sarımsı, açık sarı, saman sarısı) ifade eden isimlerdir. Kıpçaklar bu milletler tarafından, daha ziyade dış görünüşlerini gösteren sözlerle adlandırılmıştır. Gerçekten doğulu, batılı bütün kaynaklar Kıpçakların, kumral saçlı, sarışın olduklarında fikir birliği halindedirler. Kıpçaklar yazılı kaynaklarda ilk olarak VIII. yüzyılın ikinci yarısın­ da (M.S. 759) Moyen-Çor adına Şine Usu' da (Selenga) dikilen kitabe­ de zikredilirler165• Bu kitabedeki ifadeden M.S. 709 yılında Kıpçakla­ rın Batı Göktürkleri içinde oldukları, hatta devleti idare eden iki güçlü boydan biri oldukları anlaşılıyor.166 Daha sonra İslam yazarlarından

163 Analyse de plu.,ieurs sections des VJ·· et VJJ•· climats de la description d 'Edrisi / Geographie de Moyen Age, etudiee par J. Lelewel, accompagnee d'Aılas, T. 1 1 1 el iV. Bruxelles, 1 852, p. 20 1 . 1 64 O. Pritsak, "Polovestler ve Ruslar" (Çev. Eşref Bengi Özbilen) TDAD, Sayı: 94, İstanbul, 1 994, 1 53 . 1 65 S. G. Klyaştomıy, Drevnetyurkskie plemennıe soyuzı i gosudarstva Ve/ikoy Stepi, Sank-Peterburg 1 994, s. 79, 80. 166 Önce Ramsted, sonra S. G. Klyaşıomy'nin üzerinde araştırma yaptıkları kitabede 'Türk Kıpçak­

s.

ların üzerimizde 50 yıl hakim oldukları dönemde i fadesi bulunmaktadır. Şine Usu kitabesi M. S. 759 yılında yazıldığına göre 50 yıl öncesi 709 yılı olmaktadır. S. G. Klyaştomy gösterilen tarihte kitabelerde Sir Tarduş kavminin adının geçtiğini yazmaktadır. Daha geniş bilgi için yukarıda adı geçen S. G. Klyaş­ ıomy'nin makalesine bakınız.

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

41


İbn Hurdadbih {886}'de (Hıfşak}167, yazarı bilinmeyen Hudud el-ô­ lem 'de bazen Hifçak, bazen de Hıfçak, Gerdizi'de Hıfçak şeklinde bu kavmin adı geçmektedir. Bu telaffuzlar adın Soğdca söylenişi olabile­ ceğini ilim adamları bildirmektedir. XIII. yüzyıla kadar bu ad Kıpçak olarak kalır. Bu yüzyılda İslam coğrafyacılarından El-İdrisi, Güney Rus­ ya Bozkırlarını Ak, Kara ve Dış Kumanya bölgeleri olarak ayırır ve bu­ ralarda yaşayanları Kumanlar olarak adlandırır168• Ayrıca Kıpçak adını da zikreder169• XIII. yüzyılda Ebul Fida170 ve G. Rubruk da onlardan Cu­ man (Kuman) diye söz etmiştir1 71• Kıpçak adı Türkçe olarak ("öfkeli, bir­ den kızan") şeklinde açıklanmakta, Kuman adının Türk lehçelerinde de "sarımtırak", "solgun" manasına geldiği kaynaklar tarafından bildi­ rilmektedir. Ebul Gazi Bahadır Han, Şecere-i Türk adlı eserinde içi oyuk ağaca Kıpçak denildiğini yazmıştır172• Ortaçağ kaynakları Kıpçakları Kimeklerin bir kolu olarak gösterirler. Ortaçağ'da yaşamış Arap ve Fars coğrafyacıları daha çok Kimeklerden bahsederler. Ama ne Kimekler ne de Kıpçaklar, Göktürk abidelerinde yer almazlar. XI. asır coğrafyacılarından Ebu Sa , id Abdülhayy b. Dah­ hak el-Gerdizi (ölm. 444/1 053) Zeyn el-ahbôr adlı eserinde Kıpçakları Kimeklerin bir kabilesi olarak gösterir173• Büyük alim Kaşgarlı Mahmud ise Kimeklerden Yemekler diye bahseder, Kıpçak adını da Kıpçak ve Kıf­ çak olmak üzere iki şekilde yazar ve Yimakların (Kimeklerin) Kıpçak­ lara mensup olduğunu ileri sürer. Fakat kendilerini Kimeklerden ayrı sayan Kıpçakların da olduğunu belirtir174• P. Pelliot bu kelimeyi Hi'pçaq diye de okumanın mümkün olduğunu ileri sürmüştür175• Bu ismin as-

'" B. de Meynard Kıpçak sözünü "les Khoufach" biçiminde telaffuz etmiştir. le livre des rouıes el de provinces, par Jbn Khordadbeh, publie, traduiı et annote par C. Barbier de Meynard, JA, 6• serie t.V. 1 865, pp. 268; Yörükan, Müslüman Coğrafyacıların. . , s. 365. 168 Şeşen, İslam Coğrafyacılarna Göre. . . . , s. 1 1 8. , .. Geographie d 'Edrisi . . . , T. 1, p. 498. 1 70 Geographie d 'AboulfMa . . . , T. il, P. 1, s. 29 1 -292; Ebul Fida hem Kumanlardan hem de Kıpçaklar­ dan ayrı ayn söz etmiş ve şu açıklamayı yapmıştır. " ... Beyhaki'ye göre Kuzeyi Capdjak adlı halkla aynı olan Khafschak (Alkhafchak) ülkesidir." Bkz: Geographie d'Aboulfı?da... , s. 293. 171 Deux voyages en Asie au Xll/• siecle . . . , 1 888, p. 27, 53, 68. ' " The Shajraı ul Aırak, or geneological tree of the turks and tatars; translated and abridged, by Col. Miles, London, 1 888, s. 35-36; A. N . Kononov, "K eıimo/ogii 1<0gulı>, «sın»" il Filologiya i istoriya mon­ golskih narodov, Moskva, 1 958, s. 43. ın

Barthold, Kırgız cana Kırgızslan. . , s. 270; Şeşen, İslam Coğrafyacılarna Göre... , s. 73.

' " DLT, s. 325. "' P. Pelliot, Sur la /egende d 'Oguz-Khan en ecriıure Oi"goure (Türkçe çevirisi: Vedaı Köklen. An­ kara, 1 995, s. 36.

42

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


l ı ııın Kıpçak olduğu şüphesizdir. Kaynaklarda da Moğol hakimiyetine kadar bu kavmin adı daha çok Orta Asya' dan Yakın Doğu' ya kadar her vnrde Kıpçak şeklinde yazılmıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Kıp­ vık adı Kimek adıyla birlikte ilk olarak İbn Hurdadbih'in (ölm.2 72/886}

11/-Mesalik ve'l-memalik adlı eserinde zikredilir176• XIV-XV. yüzyıl Arap yazarı Ibn Haldun Mukaddime adlı değerli eserinde hem Kimeklerden (Keymak) hem de Kıpçaklardan (Kıfçak) şeklinde söz etmiştir177• Kimek adının anlamı ve etimolojisi hakkında V. V. Grigoryev, G. Yul, 1 .. Gumilev, Yu. A. Zuev, İ. Marquart, V. V. Barthold, P. Pelliot, V. F. Mi­

ııorsky, K. İ Petrov ve Hasan Eren gibi ilim adamları değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Kıpçak tarihi uzmanlarından Kazak tarihçisi B. E. Kume­ kov, kendinden önce Kimekler hakkında yapılan çalışmaların sağlam lıir tahlilini yapmıştır. Ona göre, meselenin etimolojik olarak çözülme­ si mümkün değildir ve Kimek sözcüğünün etimolojisi hakkında tek gö­ rüş yoktur. P. Pelliot bunu Türkçe kum ve Moğolca Human (Moğolcasını

ön örnek alarak gösteriyor) "Kum" kelimesiyle birleştiriyor. K. İ. Petrov ise Kimekleri Kıpçak gibi Kuw/kum/kom/kub/kob-"solgun", "sarı" kö­ küne bağlamaktadır. 178 Gerçekten de bu adı etimolojik olarak tahlil et­ mek oldukça zordur. Ancak, akla uygun olan ve Türk dilinin özellikle­ rine göre bu adın -ku isim kökünden türemiş olması akla en yatkın olan görüştür. Bize göre de Kuman sözü bu kökten yapılmıştır. Türk dilinde ve diyalektlerinde yer değiştirmeler ve iklim nedeniyle, özellikle -ı/-u : -o/-u değişmesi, -b/-m ve hatta -n/-1 ses değişmesi mümkündür. Bunun en güzel örnekleri kundur 179 oymak adının zamanla kıldır şekline ve İmir'in de Eymür'e dönmesidir. Bu gibi ses değişmelerine Macar alimi

1 76 Şeşen, /s/am Coğrafyacılarna Göre. . . , s. 1 84. 1 71 les pro/egomenes d'/bn Khaldun, s. 1 37, 1 49, 1 58, 163, 1 67.

1 78 K . 1. Petrov, Proishojdeniye Kırgızkogo Naroda, Frunze, 1 96 1 , s. 52-53. Bu konuda Petrov şunları söyler: 'Bize göre isimler kuw-kum (kom)-kub (kob) kökünün lehçesel varyantlarından oluşabilir. Kum (kom) kökünden -n, -k ekleri ile birlikte Kuman, Koman, Kumık; Kimek isimleri oluşmuştur. Kub (Kob) kökünden -n,-1,-y,-k ekleri ile birlikte Kuban, Kobın, Kobıl (Kabı/), Kob(ı)l-an, Kobık, kobıklı, Kıpçak isimleri oluşmuştur. Kıbçak-Kimek kelimelerinde u/o, i/a-e değişmesi, Kobıl > Kabıl gerilek benzeşmesi­ nin örneğinde gösterilmiştir. Şekillerin oluşumu şöyle olabilirdi: Kum+ık-Kumak-Kimek; Kub (Kob)+ça, Kobça+k > Kıbçak. Kimek ismi Kumak, Koman 'ın lehçesel şekli olarak "sarı" halk anlamına geliyordu.

179 Ahmet Caferoğlu, Kundurları Nogayların (A. Caferoğlu, Türk Kavimleri, Enderun Kitabevi, ls­ ıanbul, 1 988, s. 47), Reşit Rahmeti Arat Kumukların, Kazak alimi Şakerim Kudayberdiuulu ise Kündür biçiminde Nogayların (Ş. Kudayberdi uulu, Rodoslovnaya tyurkov, kirgizov, kazahov i hanskih dinasiy, Alma-Ata, 1990. s. 110), Kadirgali Calayir de Kondur biçiminde gene Nogayların bir kolu olarak gös­ termişlerdir. Bkz: Kadırgali Calairi, Şeciyreler Cıynağı, Almatı, 1 997, s. 1 1 9. Kundurların gUnUmUzdeki toplam nüfusu 1 1 .000 civarındadır. Bkz: Sümer, Oğuzlar... , s. 1 78.

Kırgız ve Kıpçak Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1 43


L. Rasony'nin Kuman Özel Adları adlı makalesinde birçok örnek var­ dır160. Dolayısıyla G. Nemeth ve A. N. Kononov'un etimolojik tahlilleri akla daha yatkındır. Bu iki alim kelimenin etimolojisini yaparken -ku ve -kuba kelime kökünden bu ismin meydana geldiğini ileri sürmüşler­ dir161 . A. N. Kononov, Kıpçak, Kuman, Kumuk kavim adlarının sarışın anlamlı ırki bir adlandırma olduğunu tespit etmiştir162. Prof. Dr. İbra­ him Kafesoğlu ise kelimenin kıpITdamak fiilinin kökü -kıp'dan -kıp­ ırda-mak, kıpçak= hareketli, yerinde durmazoluştuğunu iddia etmek­ tedir163. Macar alimi L. Rasony de Kuman sözünün, Türk' ten Türkmen gibi Kun ve man unsurlarından oluşmuş olabileceğini söylemektedir164. Yukarıda belirttiğimiz gibi batılılar, bu kelimenin karşılığını kendi dillerinde sarı, saman rengi, sarımtırak anlamlarını ifade eden kelime­ lerle ifade etmişlerdir. Bu nedenle ilim adamlarının bir kısmı, Kıpçak kelimesinin sarı anlamına geldiğini, bir kısmı içi oyuk ağaç, boş, çöl, ıssız arazi, fani bir kısmı da, öfkeli, kızgın adam anlamlarına geldiğini ifade etmişlerdir165. Ancak Kuman ve Kıpçak etnik adının anlamının Kem isminde de aranmasının mümkün olacağı kanaatindeyiz. Yenisey Nehri'nin Samoyed dilindeki adı Kem'dir. Bu kelime Moğol kaynak­ larında da Kemkemcut olarak ve Cüveyni'de bir yerde Kemçik olarak geçmektedir. Türkçe'deki m/b değişmesini göz önüne alırsak bu kelime

Kebçik166 şeklinde de okunabilir. Türkçe'de ünlü harflerin de daralması genişlemesi mümkündür. Dolayısıyla bu kelimenin Kemçik > Kebçik > Kabçık > Kıbçak şeklinde oluşması mümkün görünmektedir. Eski Türk inançlarında suyun özel bir yeri vardır. Kimeklerin ataları bilindiği gibi 180 L. Rasony, Tarihte Türklük, Ankara, 1 996,

s.

77- 1 39.

'" J. Nemeth, Volksnamen quman und qun Körösi Csema Archivum, Budapest Leipzig, 1 940, s. 95 1 09; A. N. Kononov'un fikrine göre, Türkçe kub-kuw 'ak, açık, haki, sarımtırak' sözünün kuba kuwa-­ kum türemişinin -n çokluk ekiyle (kum-an): yine kub sözünü -aç küçültme/sevgi ekli türemişinin -ak topluluk ekiyle (kub-aç-ak> kıpçak) ve kub-kum sıfatının -ay>-ıy>>-ı ekli türemişinin -k topluluk ekli (kum-ı-k) şekilleri olmalıdır. A. N. Kononov, K etimo/ogii etnonimov kıpçak. kuman, kumık: 'Eurasia Nostratica' Festschrifi fılr Kari H. Menges, Wiesbaden 1 977, s. 1 59- 1 66; lstvan Mandoky Kongur, Ku­ manların Tarihi, TDTD, Sayı: 1 1 5, Temmuz 1 996, s. 1 6. '" A. N. Kononov, "K etimo/ogii etnonimov Kıpçak, Kuman, Kumık" UAJb., Wiesbaden, 1 976,

s.

1 59.

'" i. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, İstanbul, 1 997, s. 1 86. "'' Rasony, Tarihte. Türklük.... , s. 1 36. "' Raşid ad-Din, Sbornik /etopisey, s. 83; A. N. Kononov, Rodos/ovnaya Turkmen/Soçinenıye Abu1-gazi, Moskva-Leningrad, 1 958, s. 43; Kutadgu Bilig /, Reşid Rahmeti Arat, Ankara, 1 999, s. 5 1 2 (5133 no/u beyit); Pelliot, Sur la /egende d'Ogıız-Khan . . . , s. 9 (134). 186 1 . Vasary, "Kam, An Early Samoyed Name of Yenist'v", Biblioteca Orientlis Huncarica XVII, Stu­ dia Turcica, Budapeşt, 1 97 1 , s. 470.

44

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


s uyu kutsal görmekte ona ibadet etmekteydiler. Su bugün de Kırgızlar vo Kazaklar arasında kutsal görülmektedir. Kazaklar suyu pisletmezler. Kazak edebiaytında suyun kutsallığını dile getiren tekerlemelerde mev­ c : 1 1 ltur. Kırgızlarda özellikle Isık Göl çevrsinde yaşayanlar, yılın belli Hünlerinde Isık Göl'e karşı dua ederler. Kıpçak boylarının isimleri ara­ sında su ve su ürünleri ile ilgili adlarda mevcuttur. Mesela, Balık, Ba­ l ı klı, Çortan "Çurtan, Cordon, Çorton" (Turna Balığı). Kökenlerine gelince, Kıpçakların Türk soylu bir kavim olduğu ko­ ııusunda birçok ilim adamı aynı görüşü paylaşmaktadır. Ancak bazı i l i m adamları onların kökeni hakkında ilginç ve biraz da şahsi düşün­ c:nlerini ön plana çıkaran yorumlar yapmışlardır. Bu yazarların başında J. Marquart, G. Yul, V. V. Grigoryev, L. N. Gumilev, Yu. A. Zuev, W. Bar­ told, D. Rassovsky gibi ilim adamları gelmektedir. Büyük Türk alimi Kaşgarlı Mahmud, Mervezi, İstahri gibi Arap-Fars yazarları Kıpçakların Türk olduklarını yazmışlardır. Kıpçakların (Kumanlar) tarih sahnesine

ı,;ıkışı ile ilgili tam teşekküllü ilk araştırmayı Alman alimi J. Marquart yapmıştır187• Ancak Marquart büyük bir ilim adamı olmasına rağmen P. Pelliot, W. Barthold, B. Bosswel ve Gy Miskolzy gibi ilim adamları tara­ fından büyük eleştirilere maruz kalmıştır. J. Marquart eserini Mervezi ve Kaşgarlı Mahmud'un eserleri bulunmadan evvel yazdığı için yanıl­ gıya düşmüştür188• O, Kumanların (Kıpçakların) üç defa Moğol tesirine maruz kaldığını iddia etmiştir. Bu düşüncesini Macarların Kıpçaklara

(Kuman) Kun demesine dayandırmaktadır. Bu Kun kavminin Moğol­ ların yaşadıkları yerden doğuya giderek Kıpçak-Kimekleri hakimiyeti altına aldığını ileri sürmektedir. Fakat Marquart'ın bu görüşü özellik­ le V.V. Bartold tarafından isabetsiz bulunmuştur. Kumanları Uzak Do­ ğu'da Amur Nehri dolaylarında yaşadığını ileri sürdüğü "Murqa" adlı bir Moğol kavmine "Kun" kabilesine bağlama iddiası, onun kaynaktaki bazı kelimeleri yanlış okuması (Arapça "ftrka " sözünü kavim adı sa­

narak "Murqa " olarak okuması) sebebiyle kabul edilmemiştir189• A. N. Kurat da Kıpçakların (Kumanların) halis bir Türk boyu olduğu, Moğol­ lukla uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığı düşüncesindedir190• G. Ha'" J. Marquart, Über das Volksıum der Komanen, 1 9 14, s. 1 2 5- 1 28. '" Kafesoğlu, Türk Milli. . . , s. 1 86. ''" Marquart, Über das Volkstum der Komanen, 1 9 1 4. s. 57; P. Pelliot, A Propos des Cumans, JA, Paris, 1 920, s. 1 8 (142). "0

A. N . Kural, /V-XV/11 Yüzyıllarda Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri. Ankara,

Kırgız

ve Kıpçak

Etnik Adlarının Ortaya Çıkışı ve Tarihi Kaynaklarda Görünüşü

1

45


loun Kun isminin Moğol-Tibet karışımı olan T'yü-hun adından kısaltıl­ mış olabileceğini ileri sürmektedir. Fakat bu görüş de ilim aleminden destek görmemiştir. Çünkü beyaz ırkın özelliklerini taşıyan Kıpçakla­ rın fiziki yapılarında Moğol ırkına ait özellikler yoktur191• Ayrıca Erme­ niler, Almanlar ve diğer batılılar ve Ruslar, Kıpçaklara 'sarı' demişlerdir. Batılı ilim adamları Kıpçakların Türkleşmiş bir Hint-Avrupalı kavim olduğunu iddia etmişlerdir192• Kıpçakların Moğol soyundan geldiğini açıkça gösteren hiçbir tarihi kayıt yoktur. Üstelik ortaçağ İslam, Rus ve Batı kaynaklarının onların Türk soyundan geldikleri hakkında görüş birliği içinde olmaları Kıpçakların Moğol değil, Türk olduklarının en tutarlı delilidir. Bizim düşüncemize göre, Kıpçakların ortaya çıkışını eski Kimek inançlarında araştırmak lazımdır. Yukarıda bahsedildiği gibi, Cüvey­ ni'de rastlanan "Kemçik" ile Moğol kaynaklarında yer alan "Kemçiut" sözleri-nin zamanla "Kıpçak" ve "Kıpçaut" biçimine dönüşmüş olması mümkündür. Çünkü "Kemçik" veya Kemçiut bölgesi Kimeklerin eski mekanıdır. Kimekler bilindiği gibi suyu kutsal görmüşlerdir. Yukarıda da dikkat çektiğimiz gibi Eski Türk isimlerinin çoğunlukla kutsal kabul edilen su adlarından alındıkları da bilinmektedir. Kıpçak etnik adı bi­ zim fikrimize göre, Kimekler suyu kutsal gördükleri için Kem ile ilgili olmalıdır. Ata Melik Cüveyni'de yer alan Kemçik sözünün Kıpçak etnik adının ilk biçimlerinden biri olması mümkündür193• İbrahim Kafesoğlu da buna benzer bir fikir ileri sürmüştür. Ona göre " . . . Göktürk topluluk­ larından olan Kıpçak kütlesi eski Çiklerin X. asırdaki devamı olduğu anlaşılan İrtiş boylarındaki Kimeklerden İşim-Tobol vadilerinde oturan bir kol idi"194• Kemçik sözünün ikinci hecesi olan -çik acaba kitabelerde geçen Çikler miydi? Bu ispat edilebilirse bu görüşün ve yukarıda ifade ettiğimiz bizim görüşümüzün temel dayanaklarından biri daha ortaya çıkmış olacaktır.

1 992, s. 70. 1 9 1 Kafesoğlu, Türk Milli. . . , s. 1 86. 1 92 Grum-GrjimayloJ. Marquart, P. Pelliot, W. W. Barthold gibi ilim adamları bu görüşü savunmak­ tadırlar. 1 93 Cuveyni, Tarih-i Cihan Güşa-1, (Çev: Doç. Dr. Mürsel Öztürk), Kültür ve Turizm Bakanlığı Ya­ yınları, Ankara, 1 988, s. 1 26. 194 Kafesoğlu, Türk Milli. . . , s. 1 88.

46

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


İ Kİ NC İ BÖLÜ M

YEN İSEY- İ RTİS BÖLG ESİ N D E 1

KI RG IZ VE KI PÇAK İ LİŞKİLERİ



KIRGIZLARIN VE KIPÇAKLARIN İLK YERLEŞİM ALANLARI Yenisey bölgesi Kırgızların tarih sahnesinde göründükleri ilk yer­ i mden biridir. Kırgızlar yukarıda ifade edildiği gibi Orta Asya halkları içinde adı en eski dönemlerde geçen halklardan biri olarak kabul edil­ mektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda M.Ö. 2 5 00-1700 arası Afa­ nasyevo, 1 700-1 200 arası da Andronovo kültürlerinin yaşadıkları dö­ nemler olarak tespit edilmiştir. Bu kültürlere mensup olan halklar ise Türk soyunun proto-tipleridir. Bu kültürlerin en yakın komşuları da Çinliler olmuştur. Fakat Kırgızların etnik kökeni kaynaklardaki bilgile­ rin farklı olması nedeniyle ilim alemi tarafından çok tartışılmış, birbi­ rinden farklı fikirler ileri sürülmüştür195• Tarihte Kırgızlardan ilk defa Çin yıllıklarında bahsedilmiştir. M.Ö. 203-201 yılına ait Sıma Tsıyan'ın eseri Şi Tszi'de196 Kırgızlar Hunların hakimiyet altına aldığı beş halktan biri olarak kaydedilmektedir. Bu bilgilerde onların yerleşim yerleri ve sahip oldukları topraklar hakkın­ da pek fazla malumat yoktur. Sadece Hunların kuzeyinde küçük bir ül­ keleri olduğu kaydedilmiştir. Yani bu konuda Çin kaynaklarında fazla bilgi bulamıyoruz. Büyük Han Devri (M. Ö. 206-M.S. 25) tarihi kay­ naklarında az olmakla birlikte bazı coğrafi bilgiler bulmak mümkün­ dür. Büyük Han Tarihi'nin yazarı Ban Gu'nun (M.S.32-92} M.Ö. l. as­ rın ikinci yarısındaki olaylar hakkındaki verdiği bilgilerde Kırgız ülkesi '" Kırgızlar Vlll. yüzyıla ait bir Tibet metninde mavi gözlü ve kızıl saçlı olarak tarif edilmişlerdir (Bk: Bacot, Reconnaissance... , s. 146); X l l . yüzyıl yazarlarından Gerdizi Kırgızları kınnızı saçlı, beyaz tenli olarak gösterip onların Slavlarla ilişkisi olduğunu yazmıştır (Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan . . . . s. 272-273.). Çin yıllığı T'ang-shu'da da bunlara benzer bilgiler mevcuttur (Biçurin. Sobranie svedeniy .. ., s. 359). Gerdizi dışındaki bütün İslam yazarları Kırgızları Türklerden bir kavim olarak göstenniştir. Gerdizi, diğer yazarların aksine Kimeklerin de Türklerden değil Tatarlardan olduğunu yazmıştır. 196

Sıma Tsıyan, Istoriçeskie zapiski (Şi T.ızi), s. 33 1 ; Biçurin, Sbraniye svedeniy, s. 5 1 .

Ycniscy- İ rtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İ lişkileri

1 49


Hunların kuzeydeki komşuları olarak gösterilmektedir197. Bu bilgilerde Kırgızların "Hun Şanyüsü"nün merkezinden batıya 7000 li198 uzaklıkta, Çeşi'den (Turfan) kuzeye 5 000 li uzaklıkta" yaşadıkları kaydedilmiş­ tir199. Sovyet alimi arkeolog S. V. Kiselev, Han Tarihi'ndeki bu bilgiler­ den yola çıkarak Kırgızların eski devirlerdeki yerleşim yerlerini Kuzey Batı Moğolistan'la ilişkilendirir200. Fakat V.V. Bartold bu bilginin yanlış­ lıkla kaydedildiğini belirtip Gyangun ülkesinin Usun/ar ülkesinin do­ ğusunda yerleştiğini iddia etmiştir201 . Ban Gu'nun bu hatası Vey Süla­ lesi yıllığında {220-246} da devam etmiş, bu eserde de Gyangun ülkesi Kangüy ülkesinin kuzey batı tarafında gösterilmiştir202. V. V. Bartold, Ban Gu'nun yazdıklarının iyi bir tenkidini yapmış, bu eserdeki hataları ortaya çıkararak bazı yanlış düşünceleri ortadan kaldırmıştır203. Tang döneminde -kaynaklardaki ifadelerdenYukarı Yenisey vadisine, Güney Sibirya'ya yerleştikleri anlaşılıyor. Ancak bu tarihi kaynaklar iyi değer­ lendirildiğinde bu bölgelerin Çin'e çok uzak olduğu fark edilir. İ. Ka­ fesoğlu, Kırgızların Asya Hunları zamanında Baykal'ın batısında İrtiş Nehri civarında Tinglingler ile bir arada oturduklarını yazmıştır204. A. Taşağıl ise onların asıl ana yurdunun Kögmen Dağlarının kuzeyi, Ye­ nisey Nehri'nin kollarından Kem havzası olduğunu söylemiştir205. V. V. Bartold Kırgızların o vakitte ve sonraları Yenisey'de yaşamış olabi­ leceklerini yazmıştır206. Yukarı Yenisey ve Kuzey Batı Moğolistan'daki Kırgız-Nar Gölü çevresinde yaşadıklarını da tahmin eden araştırmacı­ lar vardır. Bize göre de en geniş tasviriyle Kırgızların bu bölgelerde ya­ şamış olmaları mümkündür. Bu görüşlerden çok farklı görüşler ortaya koyan alimler de vardır. H. Y. Biçurin, H. A. Aristov, A. H. Bernştam, arkeolog Yu . S. Hudyakov, Sinolog L. A. Borovkova gibi araştırmacılar da Kırgızların eski dönemlerden beri Doğu Tanrı Dağlarında (Doğu Tür­

kistan) yaşadıklarını ileri sürmüşlerdir. 1 97

Biçurin, Sbraniye svedeniy . . . , s. 92-93; Kırgızdardın cana kırgızsıandın . . . . T. il, s. 1 6.

1 98

Çin ölçü birimidir. 559 metrelik bir uzunluğa tekabül eder. Bkz: Ö. lzgi, Çin Elçisi Wang YenTe 'nin Uygur Seyahaınamesi, Ankara, 1 989, s. 56. 1 99 Biçurin, Sbraniye svedeniy . . . , s. 93. 200 S. V. Kiselcv, Drevniyaya isıoriya Sibiri, Moskva, 1 95 1 , s. 56 1 . 201 Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan.. , s. 1 8. 202 Ban Gu'daki hataların M. de Groot'u da yanılttığını Bartold adı geçen eserde belirtmiştir (s. 18). 201 Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan... , s. 1 8- 1 9. 204 Kafesoğlu, Türk Milli.... , s. 1 39.

20' Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre. . . , s. 73. 206 Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan . . . , s. 1 8.

50

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Yukarıda adı geçen Sima Çiyan'ın eserinde zikredilen beş halkın içinde tam olarak belli olan ise Gegun (Kırgızlar) ve Dinlinler'dir. Di­ ğer isimlerin (Hunyııy. Tsyııyşe, Sinlin) hangi etnik gruba ait olduğu konusunda şimdiye kadar henüz bilgi edinilememiştir. Yalnız bu beş kavimden Tsyııyşe (Kyueşe) biçiminde geçen etnik adın Kıpçak oldu­ ğu yönünde A. N. Bernştam tarafından bir görüş ileri sürülmüştür207• Rus alimi S. G. Klyaştornıy, Sinolog S. E Yahontov'un görüşlerine da­ yanarak bunun fonetik açıdan mümkün olmadığını söylemiştir208• Ger­ çekten de Tsyuyşe'nin Kıpçaklar olduğu hakkında hiçbir kaynakta en küçük bir iz yoktur. Bu nedenle yeni çalışmalarla bu görüş ispat edilin­ ceye kadar, yapılmakta olan ve ileride yapılacak olan araştırmalar bu görüşün temelinde olmamalıdır. Böyle yapmakla ilmi, tahminden ziya­ de gerçek deliller ortaya konmuş olacaktır. Bu da birçok yanlışlıkların ortadan kalkmasına sebep teşkil edecektir. Kırgız Tarihinin milattan sonraki beş asır içinde nasıl geliştiği hak­ kında yukarıda zikrettiğimiz kaynaklardaki bilgi kırıntılarından baş­ ka herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Kısacası, Kırgız Tarihinin eski dönemi çok iyi bilinmemektedir. Onların yerleşim yerleri hakkında da Çin kaynaklarında yukarıda da değindiğimiz gibi açık bir bilgi yoktur. VI. asırdan sonra Çin kaynaklarında Kırgızlardan bahsedilmiştir. An­ cak konumuzla çok bağlantılı olmadığı için daha fazla bu konuya gir­ meyeceğiz. Bu bilgiler N. Y. Biçurin'in209 ve N. V. Kyuner'in eserlerinde bulunmaktadır210• Orhun-Yenisey yazıtlarında211 özellikle VI-VII. yüzyıllardaki Kırgız­ lar hakkında oldukça değerli bilgiler verilmektedir. Bu bilgilerde onla207

A. N. Bemştam, Drevneyşiye ıyurkskiye elemenıı v eınogeneze Sredney Azii il SE, No:6-7, 1 947,

s. 1 54. 2°' S. G. Klyaştomıy, Kipçaki v runiçeskih pamyalnikah l/Turcologia. Leningrad, 1 986, s. 1 53; S. G. Klyaştomıy-T. 1. Sultanov, Kazahsıan leıopis ıreh ısyaçeleıiy, Alma-Ata, 1 992, s. 1 1 7. 209

Biçurin, Sobranie sevedeniy... , T.

1-III.

21 0 N.

V. Kyuner, Kiıayskiye izvestiya o narodah Yujnoy Sibiri, Tsentralnoy Azii i Dalnego Vostoka. Moskva, 1 96 1 . 21 1 V l -V I I . yüzyıllarda Orhun-Yenisey yazıtlarındaki bilgilerde Kırgızlardan bahsedilmektedir. Bu kitabelerde Kırgızlar Kırkız biçiminde zikredilmektedirler. Yani bugünkü söylenişine en yakın biçimde Kırgız adı Orhun-Yenisey kitabelerinde yansıtılmıştır (S. E. Malov, Pamyatniki drevnetyrukskoy pismen­ nosti! oskva-leningrad. 1951; A.y.. S. E. Malov, Pamyalniki drevnetyrukskoy pismennosli Mongolii i Kir­ gizii. - Moskva, 1 959; S. E. Malov. Yeniseyskaya pismennosı tyurkov. Teksıı i perevodı. -Moskva, 1 952; S. G. Klyaş/ornıy. Sıe/ı Z.Oloıogo ozera. !ırcologica. leningrad, 1 9 76; Orhon- Yenisey estelikteri. Frunze, 1 982. Bu eserlerdeki Kırgızlarla ilgili bölümler için bkz: Vostoçnıe avtorı o kırgızah. Bişkek, 1994. s. 2835). Kırgız tarihinin Çin yıllıklarından sonraki en önemli kaynağı Türk Yazıtlarıdır.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 51


rın Türk Kağanlığı, Çin ve Töles boyları ile olan ilişkilerinden bahsedil­ mekte, kimi zaman Türk Kağanlığının güçlü düşmanı " . . . Güneyde Çin

halkı düşman imiş, Kırgızlar, Kurıkanlar, Otuz Tatarlar, Kıtaylar (ve) Tatabılar hep düşman imiş. Babam hakan bunca . . . . . . . (D 1 5} kırk yedi kez sefer etmiş, yirmi (kez) savaşmış . . . . ") , kimi zaman ona boyun eğen bir kavim olarak (. . . Amcam hakan ile doğuda Sarı ırmağa (ve) Şantung ovasına kadar sefer ettik; Kögmen (dağlarının) ötesinde Kırgız ülkesine kadar sefer ettik. {D1 8) Toplam yirmi beş (kez) sefer ettik, on üç (kez) sa­ vaştık. Devletliyi devletsiz bıraktık, hanlıyı hakansız bıraktık; dizlilere diz çöktürdük, başlılara baş eğdirdik.), kimi zaman da Kağanlığın acı­ larını paylaşan dost bir kavim olarak (". . . (Sonra) kendileri öylece (D4) vefat etmişler. (Cenaze törenlerine) yaşçı (ve) ağlayıcı (olarak) doğuda gün doğusundan Bükli Çöl halla, Çinliler, Tibetliler, Avarlar, Bizanslı­ lar, Kırgızlar, Üç Kurıkanlar, Otuz Tatarlar, Kıtaylar, Tatabılar. . . bunca halklar gelerek ağlamışlar, yas tutmuşlar. . . ,) zikredilmişlerdir. Gene bu yazıtlardan onların Türk Kağanlığı ile akrabalık (. . . {D20} Bars bey idi. Hakan ünvanını burada (ona) biz verdik. (Eş olarak da) kız kardeşim prensesi verdik. . . . )212 kurduklarını öğreniyoruz. Tonyukuk Yazıtında " . . . (Önceleri ) uykusu kaçarak yurtta yata kalıyordu. (Çünkü}, Çin impa­ ratoru düşmanımız idi. On-Ok Kağanı düşmanımız idi. {D3} (kalabalık Kırgız}, güç(lü kağan düşmanımız) oldu. ) , (. . . Gece gündüz dörtnala git­ tik. Kırgızları uykuda iken bastık. {K4} (Uykularını mızraklarımızla aç­ tık. (Bu arada)hanları ve orduları toparlanmış. Şavaştık, mızrakladık. Hanlarını öldürdük. Kırgız halkı kağana teslim oldu, boyun eğdi. . . . )2 1 3 gibi bazen dotluk bazen de düşmalık ifadeleri yer almaktadır. Yazıtlar­ daki ifadelerden Kırgızların Türk Kağanlığının yıkılmasında etkin rol oynayan kavimlerden oldukları da anlaşılmaktadır. Kıpçakların eski bir halk olduğu tahmin edilmiş, ancak bugüne ka­ dar IX. yüzyıldan önceki tarihleri hakkında herhangi kesin bir bilgi­ ye tesadüf edilememiştir. Çin kaynakları ve kitabeler ne yazık ki on­ lardan hiç bahsetmemişlerdir. Kırgızların eski tarihi ile ilgili bilgiler Kıpçaklara göre daha zengindir. Bununla birlikte Kıpçaklar, Orhun-Ye211 Orkun, Eski Türk .. , s. 3 1 , 35, 37, 39, 45,46, 60-6 1 . ; S. E. Malov, Pamyatniki drevnetyurkskoy pis­ mennosti, tekstı i issledeovaiya, Moskva, 1 95 1 , s. 30, 32; T. Tekin, Orhon Yazıtları, Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, İstanbul, 2003, s. 39, 43, 45, 63, 67-68. 21 3 Orkun, Eski Türk. ... s. 1 06. 1 1 0; Malov, Pamyatniki drevnetyurkskoy .. ., s. 62,63; Tekin, Orhon Yazıtları .. ., s. 87, 89.

52

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


nisey Yazıtlarından Moyen Çur Yazıtı (M.S. 759} hariç hiçbir yazıtta zikredilmemişlerdir. IX. yıldan itibaren Müslüman yazarların eserlerinde Kırgız, Kimek ve Kıpçak adları genellikle birlikte zikredilmektedir214• XI. asrın sonla­ rında yazılan Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lügat-it-Türk adlı eserinde de bu üç kavimle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Kırgızların tarihi Yeni­ sey'de ve Merkezi Asya'da şekillenirken Kıpçaklar Doğu ve Batı Kıp­ çakları olarak iki cephede tarihlerini devam ettirdiler. Doğu Kıpçak boyları bir zamanlar hakimiyetleri altında bulundukları Kimek boy­ ları ve Kırgız boyları ile birleşerek Kırgız adı altında Altay, Yedisu ve TyanŞan'da hayatlarına devam ettiler. Bunların Batı Altay veya Doğu Kazakistan dediğimiz yerlerde yaşayanları tarihi kaynaklarda Doğu Kıpçakları olarak adlandırıldılar. Batıya giden Kıpçaklar ise büyük ma­ ceralar yaşadılar. Büyük Kırgız Kağanlığının yıkılması sonucunda Orta Asya'nın etnik çehresi değişmek zorunda kaldı. Doğu Kıpçakları Kır­ gız boyları ile karışarak Kırgız adını aldılar. Bunların bir kısmı daha sonraki dönemlerde özellikle Güney Altay ve Yedisu bölgesinde kalan­ lar bugünkü Kazak halkının oluşmasında büyük rol oynadılar. Bun­ ların büyük çoğunluğunun Kimeklerle karışanlar olduğu sanılmakta­ dır. IX. asırda Kırgızların, Kimeklerin ve Kıpçakların etnik, siyasi ve kültürel durumunu Arap, Fars kaynaklarındaki bilgiler yeterli ölçüde açıklamaktadır215• 1. Türk Kağanlığı (Gök-Türkler) döneminde Töleslerin içinde Se­

yanto (Sir Tarduş) kavminin de bulunduğu kabul edilmektedir216• Fakat kaynaklar bunu açıkça belirtmemiştir. Bu Seyantolar217 yani Sir Tarduş-

'" Yaptığımız araştırmanın sonucuna göre Kırgızlardan (IX-XV/. yüzyıllar arasında) 24, Kimaklar­ dan 1 9, Kıpçaklardan da 1 0 Arap, Fars ve Türk kaynağı (Kaşgar/ı Mahmud-Divanü lügat-it Türk) bah­ setmektedir. "' Giriş bölümünde ve l. bölümde bu kaynaklardan ayrıntılı olarak bahsedilmiştir. Bkz: Giriş Bölü­ mü, s. IX-XXIV; 1. Bölüm, s. 4-6, 1 4- 1 6.

216 A. Taşağıl, Gök-Türkler-/, Ankara, 1 995, s. 1 7- 1 8. 217 N. Y. Biçurin, Sobranie svedeniy . . . , s. 347-35 1 . Sir Tarduş adının Çince transkribi Hsieyen-t' o'dur. Bu isim iki kabile adından oluşmaktadır. Hsie (Sir) ve Yen-t'o (Tarduş). Sirler Yen-t'o kavmini yenerek bu birliği oluşturmuşlardır. Sir Tarduşlarla Gök-Türklerin geleneklerinin birbirine benzediğini kaynaklar belirtmektedir. Sir Tarduşlarla ilgili daha geniş bilgi ve Çince metinlerin aslı ve çevirileri için bkz: Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre. . . , s. 1 03-1 1 O, 1 1 2- 1 1 3.

Yenisey-İrliş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 53


lar Rus türkolog S. G. Klyaştorny'nin Şine Usu Kitabesinde218 yer alan ifadelerden çıkardığı sonuca göre Kıpçaklardır.219 Batı ve Doğu Türk Kağanlıklarının 630 yılında yıkılması sonucunda her iki kağanlık da Tang hanedanı hakimiyetine girmişlerdi. Bu döne­ me Türk Kağanlığı Tarihi'nde Fetret Devri {630-681} denilmektedir. Çin hakimiyetini kabul etmenin neticesinde de Batı Türk Kağanlığına bağlı boylar serbest kalmış, her biri kendi başına hareket etmeye başlamıştı. Bu boyların içinde Sir Tarduşlar en güçlüleri idi. Bu güçlerinden yarar­ lanarak diğer boyları kendi etraflarında toplamayı başardılar. Türk Ka­ ğanlığı hanedanından Şipi Tegin ise Karluk, Kırgız gibi büyük boyları kendine bağlayarak kısa zamanda kuvvetlendi. Fakat Çin Hanedanı'nın entrikaları sonucunda Şipi etkisiz bırakıldı. 648 yılında Karluk, Sir Tar­ duş, Bugu, Kırgız gibi boylar bu durumu fırsat bilip Çin imparatoruna hediyeler göndererek tabi oldular. Bu boylarla birlikte Kırgızlar da Çin hakimiyetine girdiler. 650 yılında Türk Kağanlığı ülkesi valiliklere bö­ lündüğü zaman Kırgızlara da askeri valilik verildi. Kırgız Kağanı askeri vali, sol istihkam büyük generali ve Li-yen-jan-tu-hu olarak tayin edildi. 630 ile 683 yılları arasında Kırgızlar Çin'e üç defa elçi gönderdiler220• Daha sonra da ilki 708 yılında olmak üzere 7 1 3 ve 7 1 5 tarihleri ara­ sında Kırgızlar dört defa Çin'e elçi ve hediyeler gönderdiler. 710 yılın-

"' Şine Usu kitabesi diğer adlarıyla Moyun Çur veya Selenga Kitabesi ilk defa Finli Türkolog Ramstedt tarafından bulunmuş ve okunmuştur. (G. J. Ramstedı, Zwei uigurische Runenschrifien in der Nord-Mongolei. - JSFOu, 1913, T XXX, fasc. 3, s. 30).

219 Kıpçakların kökeni üzerinde birçok tahmin ileri sürülmüştür. A. N. Bernştam onların Sıma Tsı­ yan 'ın zikrettiği Mete'nin seferi ile ilgili bilgilerde Kırgızlarla birlikte zikredilen Kyueşe olduklarını ileri sürer. (A. N. Bernştam, Drevneyşie tyrulcrkie elementı v eınogeneze Sredney Azii il SE.' 6-7. 1947, s. 154); S. G. Klyaştomy Kıpçakların Göktürk devletini oluşturan Sir Tarduşlar olduklarını iddia etmiştir (S. G. Klyaştornıy, Kipçaki v runiçeskih pamyatnikah il Turcologia. leningrad, 1 986, s. 153, 162, prim.3); V. V. Bartold, P. Pelliot, Grum-Grjimaylo, J. Marquart gibi araştırmacılar da Kıpçakların Türk değil, sonra­ dan Türkleşmiş Ari, yani Hint-Avrupalı bir kavim olduklarını ileri sürmüşler ve Kıpçakları Dinlinlerle özdeşleştirmişlerdir. (Kural, I V-XVlll. yüzyıllarda.. , s. 71-72); Oğuz Destanın'da ise Kıpçak'ın Oğuz'un Kılbaraklara karşı savaşırken ölen bir askerinin oğlu olduğu ve adının Oğuz Han tarafından verildiği belirtilmektedir. Bu tahminlerin yanı sıra Kıpçaklar tarihi kaynaklarda ilk defa kesin olarak İbn Hurdad­ bih'in (öl.2721886 'dan sonra) e/-Mesıi/ik ve 'lmemıilik adlı eserinde kaydedilmişlerdir. Bununla birlikte Şine Usu Yazıtında " . . .. b.ç.q . . . . " biçiminde bulunan bir sözü önce Finli alim Ramstedt, (Ramsıedt, Zwei uigurische... , 30); B. Öge!, "Şine Usu Yazıtının tarihi önemt', Belleten, Sayı: 8 1 , 1 957), daha sonra da Rus alimi S. G. Klyaştorny Kıpçak olarak okumuşlardır. S. G. Klyaştorny bundan yola çıkarak yukarıda da söz edildiği gibi onları Türk Kağan lığını oluşturan Töles boylarının büyük boylarından Sir Tarduşlarla özdeşleştirir, yani Türk Kağanlığı zamanındaki Sir Tarduşların Kıpçaklar olduğunu ileri sürer. Bu görüş ilim çevreleri tarafından çok tartışılmış, fakat akla yatkın göründüğü için epey taraftar bulmuştur. Ancak Kıpçaklarla ilgili kesin deliller ortaya çıkıncaya kadar gene de bu görüşe ihtiyatla bakmak gerekir. 220 A. Taşağıl, "Çin Kaynaklarına Göre 840 Yılından Önce Kırgızlar" Marmara Üniversitesi Fen-E­ debiyat Fakültesi, Türklük Araştırmaları Dergisi, Sayı: 8, İstanbul, 1 997, s. 50 1 .

54

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


da Kırgızlar Türk Kağanlığı tarafından beklenmedik bir anda hakimiyet altına alınırlar. Türk Kağanlığı hakanlarından Kültegin Kağan adına di­ kilen Kültegin Kitabesinde221 bu hakimiyet altına alma olayı ayrıntıla­ rıyla tasvir edilmiştir. Kültegin'in cenaze törenine Kırgızlar tarafından taziye için bir elçi gönderildiğinden de bu kitabede bahsedilmektedir. Bu dönemde Kırgızların Çin sarayı ile diplomatik ilişkilerde bulunma­ ları onların Türk Kağanlığı hakimiyetinde bile yeterli özerkliğe sahip olduklarını göstermektedir222• Türk Kağanlığının 742'te yıkılmasından sonra Kırgızlar daha fazla serbest hareket etme imkanı bulmuştur. Fa­ kat bu bağımsızlık uzun sürmemiştir. Çünkü 758 yılında Uygurlar ta­ rafından yenilgiye uğratılıp Uygur hakimiyetini kabul etmek zorunda kaldılar. Kırgızların hangi Uygur Kağanı tarafından yenilgiye uğratıldı­ ğı ne Çin kaynaklarında, ne de kitabelerde yer almaktadır. Fakat olayın yaşandığı tarihe bakarak Moyun Çur zamanında itaat altına alındıkları anlaşılmaktadır. Buna karşılık, Bahattin Ögel Kırgızları mağlup eden Kağanın Bugu Kağan olduğunu iddia etmiştir223• Uygur hakimiyeti al­ tında Kırgızların adı sarı, kızıl yüzlü anlamına gelen Chia-chia-ssu bi­ çiminde değiştirilir. Ayrıca Çin kaynakları Uygurların Kırgızların reisi A-je'ye makam ve unvan verdiklerini kaydetmişlerdir. Tarihi kaynaklar Kırgızlarla Uygurlar arasındaki savaşta Kırgızların 100.000 kişilik bir orduya sahip olduğunu ve bundan sonra Çin-Kırgız ilişkilerinin en az 100 yıl durduğunu yazmışlardır224• Görüldüğü gibi, Kırgızların etnik tarihinin kökeni çok eski zamanla­ ra kadar inmektedir. Bugünkü Kırgız halkı yani Kırgızistan' da yaşayan­ lar esas olarak Tanrı Dağları ve o civardaki eski ve ortaçağ kavimlerinin ve birliklerinin üzerinde teşekkül etmiştir. Kırgızların etnik oluşumun­ da XV. yüzyılda İrtiş civarından ve Altay'dan Tanrı Dağları'na gelen boylar önemli rol oynamıştır.

221 S . E. Malov, Pamyatniki drevnetyıırkskoy pismennosti Mongolii i Kirgizii, Moskva-Leningrad, 1 959, s. 1 7; Tekin, Orhon Yazıtları . . ., s. 1 9. 222 Kırgızdardın cana kırgızsıandın.. ., T. il, s. 247-256. 223 Ögel, Şine Usu .. ., s. 377 224 Kırgızdardın cana kırgızsıandın. . ,, T, il, s. 54; M. R. Drornp, Erken Dönemlerden .. ., s. 399.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 55


Bazı alimlere göre225 Kıpçakların226 tarihi kayıtlarda yer aldığı ilk belge Şine Usu (Moyıın Çur) Yazıtı227dır. Ancak Kıpçak adının tarihte kesin olarak geçtiği kaynak yukarıda da zikrettiğimiz gibi İbn Hurdad­ bih'in (öl: 2 72/886} eseridir2 28. Şine Usu Yazıtı (Moyıın Çur) Kıpçak Tarihi açısından çok önemlidir. Çünkü Kıpçak Tarihi'nin eski dönem­ lerini ancak bu belgedeki bilgilerden yola çıkarak tahmin edebiliyoruz. Bu konuda Rus türkoloğu S. G. Klyaştorny'nin çalışmaları önemlidir. Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi S. G. Klyaştorny bu yazıttaki ifa­ deden yola çıkarak Kıpçakların Türk Kağanlığı (Gök-Türkler) dönemin­ deki uzantılarının Kağanlık içinde önemli bir yere sahip olan Sir Tar­ duşlar olduğunu tespit etmiştir. S. G. Klyaştorny bu görüşünü Şine Usu

(Moyıın Çur) Yazıtı'nda geçen Türk Kıpçaklar (G. /. Ramstedtj, Türkler ve Kıpçaklar (S. G. Klyaştorny) etnik isimlerinden yola çıkarak bu ismin (Türkler ve Kıpçaklar S. K) Tonyukuk Yazıtında {726} Türk Sir bodun229 "' Başta G. J. Ramstedt ve S. G. Klyaştomy olmak üzere birçok bilim adamı Kıpçakların ilk tarihi belgesi olarak bu yazıtı kabul ederler. Ancak bu yazıtta Kıpçak sözü olduğu sanılan sadece üç harf oku­ nabilmektedir. Şine Usu Yazıtındaki metinde Kıpçak sözü " tör... b ç q alig jyl olurmyL ... " biçiminde yer almaktadır. (Ramsıedı, Zwei uigurische. . . . , p. 10-63). G. J. Ramstedt ve Rus alimi S. G. Klyaştomy Türkçenin ses uyumu kuralını göz önüne alarak buradaki sözü Kıbçak olarak okumuşlardır. Yüzde yüz Kıbçak sözü olup olmadığı kesin belli olmamasına rağmen sözün okunuşunun ses uyumuna göre başka bi­ çimlerinin anlamsız olması ve tarihi olaylar göz önüne alınarak bu okunuş şekli alimlerin çoğu tarafından kabul görmektedir. Ancak, Kıpçak adının tarihi kaynaklardaki ilk görünüşü olarak Şine Usu Kitabesini kabul edemeyiz. '" Kıpçak adı hakkında birinci bölümde geniş bilgi verilmiştir. "' Finli bilgin Ramstedt tarafından bulunan yazıt Gök-Türk harfleri ile yazılmış Türkçe bir yazıttır. Moyun Çur ve babası Kutluk Bilge Kağan'ın devrini anlatmaktadır. Bizzat Moyun Çur'un kendisi tarafın­ dan dikilmiştir. Yazıtın önemli bir kısmı 742-774 yıllarında Türk Kağanlığıyla yaptıkları mücadelelerden bahsetmektedir. (Ramsıedı. Zwei uigurische. . . , s. 10-63; A.y., Kak bıl nayden Se/enginskiv karnen. -Trudı Troitsko-Kyahıinskogo ordeleniya Priamskogo oıdela lmn. Russkogo Geografıçeskogo Obşçesıva. T. XV. 1912 Vıp. /. s. 40; Malov, Pamyaıniki drevneıyurkskoy.... s. 34. "' İbn Hurdadbih, "Kit<ibü '/-Mes<ilik ve '/-Memalik" adlı eserinde Türk illerinden bahsederken Kıp­ çaklardan (Kıfçak) da söz etmiştir. Bkz: le livre des rouıes el de provinces, par lbn Khordadbeh . . . , p. 268; Yörükan, Müslüman Coğrqfjıacıların ... , s. 365. Tarihi kayıtlarda Kıpçak adının kesin olarak göründüğü ilk kayıt budur. Türk tarihçisi merhum F. Kırzıoğlu yazmış olduğu eserinde Gürcü kaynaklarına dayana­ rak Kıpçakların mi lattan önceki dönemlerde Gürcistan topraklarında yaşadıklarını yazmıştır (F Kınıoğlu, Yukarı Kür ve Çonık Boylarında Kıpçaklar. Ankara, 1 992, s. 21). Bu bilginin kaynağı Gürcü ve Ermeni dilleri uzmanı Marie Felicite Brosset'in l 849'da ilk iki cildi, 1 85 1 'de de üçüncü cildi yayımlanmış olan "Histoire de la Georgie depuis / 'Antiquite jusqu 'en XX. siecle" adlı eseridir. Bu eserde Makedonyalı lskender'in M. Ö. 356-323 yıllarında gerçekleştirdiği Gürcistan Seferi 'ni anlatan bölümde " ... İskender Kür nehri boyunca yerleşmiş ve bizce iptidai Türkler (Bunlurki) ve Kıpçak denilen korkunç .rnreııe barbar milleıler gördü. " cümlesinde Türk (Bunıurki) ve Kıpçak sözleri yer almaktadır (Marie Felicile Brosset, Histoire de la Georgie depuis / 'Anıiquitejusqu 'en XX .•iecle. T. il, Sainı-Petersburg. 1849). Eserin aslını elimize geçiremedik, bu nedenle Türkçe çevirisinden (M. F Brossel, Gürcistan Tarihi (Eski Çağlardan 1212 Yılına Kadar) Türkçe'ye Çev: H . Andreasyan, Haz: E. Merçil, Ankara, 2003. s. 1 6) yararlandık. Fa­ kat bunu teyit edecek başka kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Bu nedenle bu kaydı Kıpçakların tarih sahnesinde ilk görünüşü olarak kabul etmek şimdilik mümkün görünmemektedir.

"' Tonyukuk Kitabesi, C. III, s. 1 1 , 60-62; T. Tekin, A Grammar ofOrkhon Turkic, Bloomington, 1 968, s. 258, 294; A.y., Orhon Yazıtları, Kül Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, İstanbul, 2003, s. 83, 85.

56

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


olarak bulunmasını da delil göstererek Türk Kağanlığı zamanında Kıp­ çak adının görünmediğini ancak Uygurlar tarafından onlara aşağılayı­ cı isim olarak Kıpçak adının verilmiş olabileceğini ileri sürerek açık­ lamıştır230. S. G. Klyaştorny'nin bu fikrinin doğru olmadığını çünkü Çin kaynaklarında Sir Tarduşlar'ın tamamen yok olduğunu ileri süren alimler de vardır. 231 Ancak bu tartışmalı mesele gene de en mantıklı şe­ kilde S. G.Klyaştorny tarafından izah edilmeye çalışılmıştır. Şine Usu

(Moyun Çur} kitabesinde Kırgızlardan da bahsedilmesi onun önemini iyice artırmaktadır232• Demek ki, Kırgızlarla Kıpçaklar Uygur Kağanlı­ ğında hakimiyet altına alınan iki halktı. Şine Usu Kitabesinden anla­ şıldığına göre hem Kırgızlar hem de Kıpçaklar Uygur Kağanlığının düş­ manlarıydı. Bu nedenle Uygur idarecilerine karşı ortak hareket etmiş olabilirler. Kıpçaklar VIII. yüzyıla ait (Şine Usu Kitabesi} bu kayıttan sonra İslam coğrafyacılarının eserlerinde görülmeye başlarlar233• Şine Usu Kitabesinin dikilmesinden yüzyıl sonra İbn Hurdadbih (öl: 272/886} Türk ülkelerinden bahsederken Tokuz Oğuzların Kıpçak­ lara ve Kırgızlara komşu olduklarından söz eder234• 846-847 yıllarında tamamlanan el-Mesôlik ve'l-memôlik adlı bu eserde verilen bilgiler Uygur Kağanlığının son zamanları ve Büyük Kır­ gız Kağanlığının kurulduğu döneme uygun düşmektedir. Batıda İrtiş'e kadar uzanan bu muazzam devlete Yenisey İrtiş bölgesindeki Türkçe konuşan boyların çoğu dahil oldular. Bu boylar daha sonra Kıpçak bir­ liğinin güçlenmesiyle onların himayesi altına girdiler. Kıpçaklar bu de­ virde Kimeklerin batı kolunu teşkil ediyordu. İbn el-Fakih de (öl: 923} hemen hemen İbn Hurdadbih'le aynı bilgileri vermiştir. Yazarı bilin­ meyen Hudud el-alem'de {982} Kimeklerin doğusunda Kırgız boyları-

"° Klyaştomıy, Kipçaki. . , s. 1 6 1 . Sir Tarduşlar Tilrk Kağanlığı devrinde Töleslerin dağıldıkları beş bölgeden biri olan Altay Dağlarının güney batısında bulunuyordu. Daha sonraki dönemlerde bu bölgede Kıpçaklar yaşadılar. Sir Tarduşlarla Kıpçakların yaşadıkları yerin aynı olması S. G. Klyaştomıy'i haklı olarak Sir Tarduşların Kıpçaklar olduğu fikrine götürmüştür. Kimeklerle birlikte yaşadıkları IX-XI. asır­ larda da Kıpçaklar bu bölgede yaşamıştır. Bu bilgiler Klyaştomy'nin tezini güçlendirmektedir.

"' Gök-Türk tarihi uzmanı Ahmet Taşağıl, Sir Tarduşların Çinliler tarafından yıkıldığını, 650 yılında arta kalanların bir kısmının Çinli kumandan tarafından Çin'e getirildiğini, Ch' i-t'an Chou'da yerleştiril­ diğini, 669 yılında da Çin hakimiyetinde olanların isyan ettiklerini, T'ang Hanedanı imparatoru Kaot­ sung'un Göktürklere gönderdiği fermanla da onlara hücum edildiğini yazmıştır. (Taşağıl, Çin Kaynakla­ rına Göre . . . . s. i l /. Bu ifadelerin Çince metinlerinin Türkçesi, s. 140-141.

m Malov, Pamyalniki drevnelyurksko.. ., s. 36. Kıpçaklardan bahseden Ortaçağ kaynakları giriş bölümünde verilmiştir. "' Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . ., s. 1 84.

m

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 57


nın birisinin yaşadığı, güneyinde İrtiş ve İtil nehirlerinin olduğu, batı­ da Kıpçakların küçük bir kısmının, kuzeyde de kimsenin yaşamadığı boş bir alanın olduğundan söz edilmiştir. Ayrıca Kimeklerin şehirleri, siyasi, sosyal ve iktisadi hayatları hakkında da çok değerli bilgiler veril­ miştir. Antlar az-Kıfçak (Kıpçak} bölgesi ile ilgili verilen bilgiler dikkat çekicidir. Bu bilgilerde Andar-az-Kıfçak (Kıpçak} bölgesinin Kimeklere ait olduğu belirtilmekte, fakat bu bölgede yaşayanların bazı gelenek­ lerinin Oğuzların adetlerine benzediği, Kırkır-han adlı bir başka böl­ genin sakinlerinin geleneklerinin Kırgızlara benzediği ifade ediliyor. Demek ki, Antlar az-Kıfçak (Kıpçak} bölgesi Kırgız-Oğuz ve Kıpçak kül­ türlerinin buluştuğu bölge idi. Kırgız ve Kıpçak boyları içinde bugün de Oğuz elementleri bulunmaktadır. Yukardaki bilgilerden anlaşıldığı­ na göre bu üç halkın ilişkilerinin en az bin yıllık bir geçmişe sahip ol­ duğu ortaya çıkmaktadır. Hudud el-alem'deki bilgilere göre Kırgızlarla Kıpçaklar yakın ilişki içinde idiler. İslam coğrafyacılarından Gerdizi'nin verdiği bilgilerde Kıpçaklar Kimeklerin bir boyu olarak gösterilmektedirler. Kimek-Kıpçak ilişkisi de ilim adamlarının dikkatini çeken, üzerinde fikir yürüttükleri diğer bir konudur. Kimek ve Kıpçak etnik adlarının aynı kökenden geldiğini ileri süren ilim adamları da vardır235• Kazak alimi B. E. Kumekov, Kazak arkeologu A. Margulan'ın buluntularına dayanarak Kimek ve Kıpçak­ ların aynı etnik kökten geldiklerini yazmıştır. Ancak bu aynı köken­ den gelme düşüncesi hala tam olarak bir zemine oturtulamamıştır. Ki­ mekler hakkında özellikle İslam yazarlarının eserlerinde oldukça geniş bilgi bulunmaktadır. Bu yazarların eserlerinde yer alan IX-XI. asırlar arasındaki olayları Kazak alimi B. E. Kumekov ayrıntılı bir şekilde ince­ lemiştir.. Bu nedenle biz bu konu üzerinde durmayacağız. Yalnız gerek­ li gördüğümüz durumlarda B. E. Kumekov'un değerli eserine müracaat edeceğiz. IX. yüzyılın ortasında Merkezi Asya ve Güney Sibirya'da birkaç Türkçe konuşan etnik grup ortaya çıkmıştır. Bunlar Yedisu ve Tarba­ gatay bölgesinde bulunan esas kitlesini Çiğil ve Yağmaların oluşturdu­ ğu Karluk boy birliği, Yukarı ve Orta İrtiş'te, Kuzey Doğu Kazakistan'da oluşan Kimek-Kıpçak boy birliği ve Kırgızların önderliğinde Orta ve "' K. i. Petrov, Kimek-Kıpçak-Kumuk etnonimlerinin aynı kökten oluştuğunu iddia etmiştir. Bkz: K. i. Petrov, Oçerk proishojdeniya kirgizskogo naroda. Frunze, 1 963. s. 67.

58

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Yukarı Yenisey ve Minusin havzasındaki Türk boyları birlikleridir236• Bu birliklerin oluşumu göz önüne alındığında IX. asrın ortalarının

{840} en önemli olayı da Büyük Kırgız Kağanlığının kurulmasıdır. Ye­ nisey Kırgızları 840'ta Uygur Devletine son verdikten sonra müttefik­ leri olan Güney Sibirya boyları ile Batı Moğolistan'ı işgal ettiler ve Uy­ gurların buralardan göç etmesinden yararlanarak Doğu TyanŞan'a ait bölgelere hakim olmak için Uygurlarla mücadele ettiler. Bu dönemde (IX. asrın ikinci yarısı} Kırgızların batı komşuları Kimek ve Kıpçakların birlikte teşekkül ettikleri Kimek-Kıpçak devletiydi. Bu devlet eski Türk Kağanlığının batı koluna mensup olan Kimek, Dokuz-Oğuz237 ve Kıp­ çaklardan müteşekkildi.

ALTAY BÖLGESİNDE KIRGIZ VE KIPÇAKLAR A. M. Mokeev Kırgız Kağanlığının genişleme döneminde Yenisey Kırgızlarının bir bölümünün Altay ve İrtiş bölgesine (IX. asrın ortası X. asrın başı} göç ettiklerini, bundan sonra iki yüz, üç yüz yıl boyu bu gelen Yenisey Kırgızları ile yerli Kimek-Kıpçaklar ve Tokuz Oğuz boyla­ rı arasında karışmanın birbirini etkileme sürecinin devam ettiğini, bu süreçte Kırgızların yeni çevreye çabuk uyum sağlayıp idareci boy du­ rumuna geldiğini ve orada bulunan önceki boyların Kırgızların içinde

"' İstoriya Kirgizskoy SSR, T. 1, B. Vlll, Frunze, 1 984, s. 423. m Dokuz-Oğuzları özellikle Eyrnür ve Bayandurlardan oluşan gruplar oluşturuyordu. Gerdizi'nin verdiği Kirnek kavimleri arasında bu iki boy da bulunmaktadır. Bu bilgilerden Kirneklerin etnik bir birlik olduğu anlaşılıyor. Bu birlikte iki Oğuz (Eymür. Bayandur), bir Tatar, bir Kıpçak ve iki de (İmi, İmlik) Kirnek boyu mevcuttu. Gerdizi 'nin Kirnek kavimleri arasında gösterdiği Eclad ve Lanikaz kavimlerinin kökeni tam olarak h31a tespit edilememiştir. V. F. Minorsky bu sözü Nilkaz olarak okumuştur, Nilkaz'ı İran'da yaşayan Sava (Sawa) olarak bilinen grubun içinde göstermektedir. (V F Minorsky. Sawa, El, iV leiden-leipzig, 1 926. s. 195-197; A.y., Hudud al-Alam. "The region ofthe World ". A Persian Geography 372 A.H. -982 A.D. landon, 1 93 7 (GMS, Xl). s. 304. Ancak verdiği bilgilerde Nilkaz'ın Sawa ile nasıl bir bağlantısı olduğunu açıklamamıştır. Şahsevenler Safevi Devleti zamanında (1500-1 735) bu ismi al­ mışlardır. Zaten Şahseven sözü Türkmen boyu olan Avşar oymaklarından bazılarının sonradan aldığı bir sıfattır. Nilkaz veya Lanikaz ise Gardizi'nin (öl: 44411053 civarı) 1 04 1 de yazdığı eserinde (Zeyn el-ah­ bar) geçmektedir. Dolayısıyla bu görüş sağlam temeller üzerine oturtulmuş değildir. B. E. Kurnekov da V. F. Minorskiy'e dayanarak Nilkaz'ın Şahsevenlerin bir kolu olduğunu söylemiştir. (Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . . , s. 45). Bu nedenle, Nilkaz'ı Oğuzlara dahil etmek gerekir. Çünkü Şahsevenler Oğuz (Türk­ men) kabilesidir (Sümer. Oğuzlar. .. .,; s. 449). Özellikle Bayandurların Kıpçaklarla ilişkisi bulunmaktadır. Çünkü Bayandur sözilniln benzerleri Kıpçak etnik ve coğrafi adlarında çok sık kullanılrnışlır. Bayan sözü Moğollarda da vardır. Dernek ki, bu boy çok eski ve bilyilk bir boydur. Hem Kıpçakların, hem Oğuzların hem de Moğolların içine girmiştir. Aynı zamanda Bayan adı ve Bayan adı ile yapılmış başka isimler bugünkü Orta Asya halklarının (Kırgız, Kazak, Özbek, Hakas, Altay) sözlü edebiyatlarında çok sık kulla­ nılmıştır. Hatta bu ismin Rusların milli destanı lgor Destanı 'nına da (Bo-yan biçiminde) Kuman-Kıpçak tesiriyle girdiği sanılmaktadır.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

59


kalıp Kırgız adını aldıklarını, buna o vakitteki Kırgız Kağanlığının yeni­ den güçlenmesinin etki ettiğini yazmıştır238• A. M. Mokeev'in bu görü­ şünü N. A. Baskakov'un tespitleri de desteklemektedir. N. A. Baskakov X. yüzyılda ''.Altay'da yaşayan Kırgız boyları sonraki dönemlerde Kıp­ çak dilini almıştır" demektedir239• Bu Kıpçak dilini benimseme olayı ancak yukarıda A. M. Mokeev'in söylediği şartlarda olabilir. X. asrın başında Kuzey Çin'de Kitan Devletinin kurulması ve doğu­ dan Kuzey Doğu Kazakistan'a gelen Türk boylarının akınları karşısında Kimek boy birliği zayıflamış, bunun neticesinde de parçalanmıştır. Bu parçalanma Kıpçak boylarının batıya yani Aral bölgesine, Kuzey Kaf­ kasya'ya ve Kiev sınırlarına gitmesine sebep olmuştur240• Bu durumdan yararlanan Yenisey Kırgızları da hakimiyetlerini Altay, İrtiş ve Obi ci­ varlarına yaymışlar ve aynı zamanda da bu yayılış Kimeklere vurulan bir darbe ve onların sonu olmuştur. Altay, Güney Sibirya'da kalan eski Kimek-Kıpçak boyları burada kendilerine yeni birlikler kurmuşlar ve bu birlikler içinde siyasi hayatlarına devam etmişlerdir. Fakat bu yeni birliklerin etnik oluşumu Kırgız tesiri altında olmuştur241 • Kırgızlar sa­ yıca az olmalarına rağmen bu etnik birliğe adlarını verme başarısını göstermişlerdir. Tarihi kaynaklara göre X. yüzyılın sonunda Kırgız Devleti ile Kimek Devleti arasındaki ilişkilerin pek de iyi olmadığı anlaşılıyor. Çünkü bu iki devletin kağanları, ülkelerini genişletme ve Uygur mirasını elde etme gayreti içindeydiler. Bu nedenle de aralarında sık sık çatışmalar cereyan etmiştir. Fakat bu mücadeleleri uzun sürmemiş, Kırgızlar çok

"' A. M. Mokeev, "O lakalizatsii Altayskih kirgizov v IX-XIV vekah"ff Kirgizi Etnogenetiçeskiye i et­ nokultumiye protsesı v drevnosti i srednevekovye v tsentralnoy Azii fi Materialı mejdunarodnoy nauçnoy konferentsii posvyaşçannoy 1 000-letiyu eposa "Manas", 22-24 sentyabrya, 1 994, Bişkek, 1 996, s. 209. 239

N. A. Baskakov, Vvedenye v izuçeniye tyurkskih yazıkav, Moskva, 1 962, s. 297.

"°

Kıpçakların bu bölgelerdeki tarihi Rus, Gürcü, Kumuk, Nogay, Karakalpak, Başkurt, Macar ilim adamları tarafından yeterince araştırılmıştır. Çünkü bu dönemin sağlam kaynaklan mevcuttur. Rus yıllık­ ları Kıpçak-Rus mücadeleleriyle doludur. Daha fazla bilgi için şu eserlere müracaat ediniz: Lavrentyevs­ kaya letapis. (Pa/nae sabranie russkih /etapisey. Tam perviy.) -Moskva, 1 997; İpatyevskaya /etapis. (Pa/­ nae sabranie russkih letapisey. Tam perviy.) -Moskva, 1 998; R. G . Kuzeev, Proishaajdenie başkirskaga narada. - Moskva, 1 974, s. 37 1 ; T. A. Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografii karakalpakov. - Moskva-Leningrad, 1 950; G. Alasanıa, Gürcistan Kıpçak/arı, Türkler-ili, s. 795; L. Rasony, Tarihte Türklük, 4. Baskı, Ankara, 1 996, s. 1 5 1 ; R. H. Kereytov, Eıniçeskaya istariye nagaytsev, Stavropal, 1 999; O. Pritsak, Stamesmanen und Titulaturen der Altaischen Valker fi UAS, Vd. XXIV. 1 952, s. 76; P. B. Gol­ den, The Palovci Dikii l/ Harvard Ukranian Studies, 1 979-1 980. 1 11/IV. R. 307; A. Zajacczkowski, Zwiazni jezykaw pa/awicka-slawanskie. Wroslow, 1 949.

" ' İs/ariya Kirgizskay SSR, Frunze, 1 984, T. 1, Ç. Vlll, s. 424.

60

1

Kırgızlar

ve

Kıpçaklar


geçmeden buraları terk etmişler, Kimekler de yerlerini sağlamlaştıra­ mamışlardır242. Hudud el-alem'deki bilgilerden anlaşıldığına göre Kır­ gız ve Kimek boylarının sınırı Kuzey Batı Altay'ın bozkır etekleri ve Obi'nin sol kenarıdır. Kuzey Doğu Kazakistan ve Obi civarlarında kazılan büyük kurgan­ lardan anlaşıldığına göre Yenisey Kırgızlarının Kuzey Altay, Obi ve İr­ tiş'teki Kimek-Kıpçak boylarının yaşadıkları yerlere kadar yayıldıkları anlaşılmaktadır. Bu kurganların çoğunluğunun Kimeklere ait olduğu bölgede yapılan kazılar sonucu tespit edilmiştir. Çünkü bu mezarlarda Kimeklerin adetlerine göre ölü gömme geleneği hakimdir. Yani ölüyü bütün eşyaları ve atıyla birlikte gömme243 • Çok az bir kısmında ise Kır­ gız ölü gömme geleneğine uygun kalıntılar bulunmuştur. Kırgızların Altay'a gelmeden önce ölü gömme gelenekleri farklıydı, fakat Altay'a geldikten sonra bu farklılık yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. X. asra ka­ dar Kırgızlara ait bu kalıntılarda ölüler yakılmıştır. X. yüzyıla ait Farsça bir eserde Kırgızların ölülerini yaktıkları yazılmıştır244. Hatta bu gelene­ ği Yenisey Kırgızlarının XVIII. asra kadar sürdürdükleri bilinmektedir. Türk topluluklarında ölüyü yakma adeti Hunlar, Göktürkler ve Ye­ nisey Kırgızlarında olmuştur. Sonra onlar Altay'daki ve İrtiş bölgesin­ deki Türkçe konuşan boyları ve Kimek-Kıpçak boylarını idare eden asıl boy olarak rol oynamaya başladığında bu ölü yakma adetini bırakmış, gömme adetine- geçmişlerdir245 . Kırgızlar Kimek-Kıpçak boyları içinde nüfus bakımından azdı. Ama buna rağmen onlara kendi ismini vermiş, onların kültürünü ve dilini almıştır. Bunu arkeoloji eserleri de ispat etmektedir. "246•

242 Hudud al-Alam, Perev. V.Minorskogo.-Hudud al-Alam. "The Regius of the World". A Persian Geography 372 A.H.-982 A.D. Trans!. and explained by V. Minorsky, With the preface by V.V. Bartold /T. 1 930) trans!. From the Russian, London, 1 937, p. 306. 243

F. H. Arslanova, Bobrovskiy mogilnik,llİzvç. AH KazSSR, 1 963. 2"" Bartold, Kırgız cana Kırgızstan ... , s. 274. Eski Türklerde değişik ölü gömme adetleri tespit edil­ miştir. Bunlar "cesedin toprağa gömülmesi", "cesedin teşhiri" ve "cesedin yakılması" adetleridir. Bu adet­ lerden "cesedi yakma adeti özellikle Kırgızlar arasında uzun zaman yaşamıştır. Bkz: Şeşen, İbn Fazlan . . . , s. 1 2 1 - 1 22. "' F. H. Arslanova, "Kurganı s lrnposojjeniem v Verhem Pri-irtişye" il Poiski i raskopki v Kazahsta­ ne. Alma-Atı, 1 972, s. 5; İ. L. Kizlasov, Kurganı srednevekobıh hakasov Xl/1-X/V vv. (azkizskaya kul/ura vmongolskoye vremya) il Sov. arheologiya. T. 1 . 1 978, s. 54-58. 246 Mokeev, O lokolizatsii. . . , s. 209.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak

İlişkileri 1 61


Son zamanlarda yapılan arkeolojik araştırmalar onların maddi kül­ türü ve yaşadıkları yerler hakkında önemli bilgiler elde edilmesine se­ bep olmuştur. Bilindiği gibi ilmi araştırmalarda kaynakların yetersiz kaldığı durumlarda sözlü edebiyat ürünlerinden ve arkeoloji araştırma­ ları sonuçlarından bilgi edinilebilmektedir. Rus alimi D. G. Savinov ''Ar­ keolojik eserlerin etnik yönden yorumlanması çok zor olsa da, onların bazıları tarihi yönden doğru yorumlanarak yazılı kaynaklarla karşılaş­ tırılabilir ve böylece tam bir tarihi belge olabilir. "247 diyerek tarihi kay­ nak olarak arkeolojinin önemini vurgulamıştır. Bu bilim adamı yaptı­ ğı arkeoloji çalışmalarında Kırgızların ve komşularının (Kimek-Kıpçak) IX-X. yüzyıllardaki tarihleri hakkında önemli sonuçlar elde etmiştir. 840'ta Yenisey Kırgızlarının Uygurları yendikleri, Batı Sayanları ge­ çerek Merkezi Asya bozkırlarına çıktıkları bilinmektedir. D. G. Savi­ nov'un fikrine göre, Orta Yenisey havzasında gelişmiş olan kuzey kavmi

(Kırgızlar) ilk defa güney komşularının işlerinde etkili bir rol oynamaya başlamıştır. Güney Sibirya halklarının tarihlerindeki iki önemli olay Uygur Kağanlığının yıkılmasıyla ilişkilidir: Birincisi Yenisey Kırgızla­ rının çok geniş topraklara yayılması ve ikincisi de Kimek-Kıpçak et­ no-kültürel bütünlüğünün teşekkülünün sona ermesidir248• A. A. Gavrilova ve diğer araştırmacılara göre VIII-IX. yüzyıl Altay eserleri, Minusinsk vadisindeki o döneme ait gömme, kurgana gümüş demirbaşları koyma adeti, bu demirbaşların şekilleri vs. Kırgız anıtları­ na çok benzemektedir249• IX. asrın sonu X. asrın başlarında Kimeklerle Yenisey Kırgızlarının maddi kültürleri Altay'da ve İrtiş çevresinde büyük benzerliklere sa­ hipti. Bu bölgelerde Kimeklerin maddi kültürünün ve geleneklerinin unsurları daha baskındı250• Bundan anlaşıldığına göre X-XI. yüzyıllar­ da Obi'nin batısındaki Kırgız etnik grupları Kimeklerin az da olsa etki­ sinde kalmıştır. Bu etkilenme olayının izleri X. yüzyılda yazılan Farsça coğrafya eseri Hudfıd el-alem'de görülmektedir. Çünkü bu eserde ve247

D. G . Savinov, "Etnokultumıye svyazi yenisyskiy kirgizov i kimakov v IX-XX. Vv. ·· TS, 1 975,

s. 209. 248

Savinov, Etnokultumıye svyazi ... , s. 209.

249

A. A. Gavrilova, Mogilnik Kudırge kak istoçnik po istorii altayskih p/emen, Moskva-Leningrad, 1 965, s. 65-66. "0 D. G. Savinov, "Rasselenie kimakov v IX-X vv po dannım arheo/ogiçeskih istoçnikov"// Proşloye Kazahstana po arheologiçeskim istoçnikam, Alma-Ata, 1 976, s. 94- 1 04.

62

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rilen bilgilerde Kırgız boylarından birinin giyim bakımından Kimek­ lere benzediği ve Kimeklerin yaşadıkları bölgenin sakinlerinin de Kır­ gız geleneklerine göre yaşadıkları kaydedilmiştir251 • XII. yüzyıl yazarı Mervezi de onların (Kırgızların) Türklerden, kalabalık bir halk olduk­ larını, kuzeylerinde Kimeklerin , batılarında da Yağma ve Karlukların yaşadıklarını yazmış, onların gelenekleri hakkında önemli bilgiler ver­ miştir. Kırgızların genelde ölülerini yaktıklarını, çünkü ateşin her tür­ lü günahlardan ruhları temizlediğine inandıklarını, fakat bu geleneğin Kırgızların eski gelenekleri olduğunu, Müslümanlara komşu olduktan sonra bu adetten vazgeçtiklerini ve ölülerini gömmeye başladıklarını yazmıştır252 Asya'nın geleneksel tarihinde ölü gömme geleneğinin değişmesi ender olaylardandır. Çünkü bu durum yeni bir din kabul etmekle ve kavmin yeni bir etnik şekle geçmesiyle ilgilidir. Kırgız Kağanlığının ku­ rulmasından sonraki bin yıl içinde de Kırgızlar eski geleneklerini koru­ muşlardır ve ölülerini gömmedikleri bilinmektedir253 • Bu yüzden Mer­ vezi'nin ölü gömme adeti ile ilgili verdiği bilgi Yenisey Kırgızlarına ait olmasa gerektir. Çünkü bunlar olsa olsa Altay, Kara İrtiş ve Kuzey Doğu Kazakistan' da yaşayan Kırgızlar olabilir. Mervezi'nin verdiği bilgilerde Kırgızların ölü gömme geleneğini değiştiren grubunun yaşadığı bölge hakkında iki işaret vardır, ilk önce onlar Müslümanların Yağma ve Kar­ lukların komşuları idiler, ikinci olarak da onlar Kimeklerin güneyinde yaşıyorlardı254• Kırgızların Gelolu yani Yedisu Karlukları ile komşu ol­ duklarını Çin yıllığı Tang Shu da kaydetmiştir255• Mervezi sadece ölü gömme geleneğinin değişmesinin Müslümanların etkisiyle olduğuna işaret etmek istiyor. Gerçekten de XI. asırdan sonra yakılarak gömülen Kırgız mezarlarına Yenisey vadisinin batısında rastlanılmamıştır, fakat onların yerine Müslüman mezarları değil, yer altı çukurları ve çoğu kez atla gömülen Kimek-Kıpçak mezarları yayılmıştır256

" ' Kırgızdardın cana kırgızslandın. . . , T. !, s. 64. "' V. Hrakovsky, Şaraf al-zaman Tahir Marvazi, AN KazSSR, Sektor vastokovedeniya, Alma-Ata, 1 959, s. 2 1 2; Şeşen, A . g. e ., s. 1 02- 1 03 . "' L. R . Kizlasov, "Arheo/ogiçeskie iss/edovaniya na gorodişçe Ak-Beşim v 1 953-1954 gg. "-Trudı Kirgizskoy arheologo-etnografiçeskoy ekspeditsii, T. il, Moskva, 1 959, s. 200-207.

'" İstoriya Kirgizskoy SSR, s. 426. "' Biçurin, Sobranie svedeniy .. ,, s. 354. '" İstoriya Kirgizskoy SSR, s. 426.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kugız ve Kıpçak

İli şkileri

1 63


Yenisey Kırgızları kitlesinden ayrılarak onların batısında yaşayan Kırgız grubu hakkında Hudfıd el-alem'de söz edilmiştir257• Batıda daha doğrusu kuzey batıda yaşayan "Hırhızların bazı grupları" Kırgızların Altay-İrtiş grubu olabilir. Kırgızların bazı kısımlarının aynı yerde ya­ şadığı Hudfıd el-alem'in başka bir kısmında söz ediliyor: "Tokuz-guz­ ların (Dokuz Oğuz) kuzeyinde çöl (Dzosotın-Elisun) bulunmaktadır, bu çöl Tokuz-guzlarla Kırgızlar arasından Kimeklerin ülkesine kadar uzanıyor." Burada Altay İrtiş Hırhızlarından söz ediliyor, aynı şekilde "Hırhızlar" Tyan-Şan ve Cungariya'da yaşayan Çiğillerin kuzeyinde ola­ rak gösteriliyor. Kırgızların bir bölümü (Kırgızların bir boyu) Doğu İrtiş Kimekleri veya Alaköl Kimeklerinin komşuları olarak da gösteriliyor. Bütün bu bilgiler artık X. yüzyılda Kırgızların bir grubunun Kuzey ve Doğu Altay'da ve Obi-İrtiş arasındaki (Altay'a yakın) bozkırlarda yaşa­ dığını gösteriyor258• Yenisey Kırgız gruplarının Altay ve İrtiş'e yayılmaları ve ayrılma­ ları arkeolojik araştırmalarda net olarak görünmektedir.259 Dağlık Al­ tay Muhtar bölgesinin Koş-Ağaç bölgesindeki birtakım ölüleri yakılmış Kırgız mezarlarının kazılması, XIX. asrın sonunda Buhtarma (Batı Al­ tay) Nehri'ndeki V. Radloff tarafından Kırgızlara ait olarak nitelendiri­ len mezarlar, Yukarı İrtiş'te Kimek mezarlarıyla yan yana gömülen çok sayıda ölüleri yakılmış Kırgız mezarlarının bulunması, bütün bunlar Kırgızların yoğun bir biçimde Altay ve İrtiş'e yayıldıklarını ispat et­ mektedir. 260 Son yıllarda İrtiş'te de Zevakinsk kurganları bulunmuştur. Onların Kırgızlara veya onlara yakın kültürlü bir boya ait olduğu sanıl­ maktadır. Bu kurganlar hakkında F. H. Arslanova şöyle yazmaktadır: "Bu kurganlar ölü gömme adetlerine göre Tuva'daki eski Hakasların kur­ ganlarına benziyor. Bazı kurganlarda eski Hakas toplumunun temsil­ cileri de yakılarak gömülmüştür. Onlar Yukarı İrtiş halklarıyla ilişkide idiler."261• Yukarıdaki yazarların ifadelerinden anlaşıldığına göre arkeo-

"' Kırgızdardın cana kırgızstandın . . , T. 1, s. 64; D. G. Savinov, Narodı Yujnoy Sibiri v drevnetyurk­ skuyu epohu, Leningrad, 1 984, s. 27. "' İstoriya Kirgizskoy SSR, s. 427. "9 Savinov, Narodı Yujnoy Sibiri . . . , s. 92- 1 07. 260 D. G. Savinov, "Pamyatniki yeniseyskih kirgizov v Gornom Altae", Voprosı istorii Gomogo Altaya, Gomıy Altaysk, 1 979, s. 1 6 1 - 1 69; F. H. Arslanova, "Kurganı s truposoJieniem v Verhem Pri-irtişye" il Poiski i raskopki v Kazahstane. Alma-Atı, 1 972, s. 65-76. 261

64

1

Arslanova, Kurganı s truposojjeniem. . . , s. 56-76.

Kırgızlar

ve

Kıpçaklar


lojik eserler Yenisey Kırgızlarının IX-X. yüzyılda büyük bir ölçüde batı­ ya yayıldığını gösteriyorlar262• IX. asırda Kırgız Devletinin sınırları batıda İrtiş, kuzey ve doğuda Angara ve Selenga ırmaklarına, güneyde Gabi çölüne kadar ulaşmıştır. Batı Altaylar ve Yukarı -Yenisey Kırgızlarının batı komşuları Kimek ve Kıpçakların devleti olmuştur. Bu devlet IX. yüzyılın ikinci yarısında eskiden Batı Göktürk Kağanlığına mensup olan boylardan; Kimeklerin kendisi, Tokuz-Oğuz birliği (Eymur, Bayandur, Tatar) ve Kıpçaklardan kurulmuştur263• Arap yazarları ve seyyahlarının çoğu da Yenisey Kırgız­ larının batı komşularının Kimekler olduğunu gösteriyorlar. Kimekler IX-X. yüzyıllarda Kazakistan topraklarında ve ona yakın olan Batı ve Güney Sibirya bölgelerinde devletlerini kurmuşlardı264• Onlar da Yeni­ sey Kırgızları gibi karmaşık bir etnik yapıya sahipti ve yedi boydan olu­ şuyorlardı; onlardan en büyüğü İmak (Yemek) ve İmi (Eymür) , Bayan­ dur, Tatar ve Kıpçak idi265• Kimek boyunun eski Çin kaynaklarında zikredilen Yan-mo adlı boy ile ilişkili olduğu sanılmaktadır. Bu Yan-mo'ların Töles boylarından ol­ duğu ve Ala-Köl ve Balkaş Gölü arasında yaşadıklarını E. Chavannes yazmıştır266• B. E. Kumekov Yan-mo boyunu İmi boyu ile özdeşleştirmiştir267• Ona göre bütün birliğin Kimek adı bundan gelmektedir. Srostkin kültürü268 ve Kimek kültürünün özdeşleşmesi, bu kültürün yayılması hakkındaki belgeleri IX-X. yüzyıllar Kimek devletinin etnog­ rafya meselelerini çözmede kullanılmasını sağlıyor. Srostkin kültürü

'" Kızlasov, Arheologiçeskie issledovaniya.. . , s. 1 1 5-242, res. 44-45. "ı

B. E. Kumekov, Gosudarstvo kimakov.. . , s. 32.

'"' O. Karaev, Arabskie i persidskie istoçniki IX-X vv. O Kirgizah i Kirgizii. Frunze, 1 968; B. E. Kumekov, Gosudarstvo kimakov po arabskim istoçnikam. Alma-Ata, 1 972. Kumekov bu devletin kuru­ luşunu Vlll. yüzyılın ikinci yarısı ve IX. yüzyıl olarak görmekte ve bölgede meydana gelen savaşların Kimaklar çevresinde bir devlet kurulmasına ve bu devletin kurumlarının gelişmesine sebep olduğunu iddia etmektedir (Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . . . s. 115) "' Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan. . . , s. 250-285; Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . . , s. 32-40. '66 E. Chavannes, Documenıs sur /es Tou-kiue (Turcs) occidenıaux, Spb., 1 903, s. 376; G. E. Grum-Grjimaylo, Zapadnyaya Mongoliya i Uryanhayskiy kray, T. il, Leningrad, 1 926, s. 272. '" Yu. A. Zuev, iz drevne tyurkskoy eınonimiki po kıtayskim istoçnikam (Boma, Yanmo. Guy}, ırrr. İİAE AN KazSSR, T. 1 5, Alma-Ata, 1 962, s. 1 1 7- 1 22; Kumekov, Gosudarstvo kimakov... , s. 39-4 1 . "' D. G . Savinov, Narodı Yujnoy Sibiri . . . . , s . 1 09- 1 1 8; S. A . Pletneva, Stepi Evrazii v epohu sredne­ vekovya, Moskva, 1 98 1 , s. 45-46.

Yenisey-İrliş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak

İ l i şkil eri

1 65


eserleri Yukarı İrtiş'ten Batı Altay'a kadar bulunmaktadır ve Obi boz­ kırlarında da vardır, yani bütün Altay dağ silsilesi ve onun batı ve ku­ zey etekleri ve ona yakın ormanlık bozkır bölgeleri içeriyor269. Zaten Gerdizi de Kimeklerin ormanlarda ve bozkırlarda yaşadıklarını yaz­ mıştır270. Srostkin kültürünün eserlerinin yayılmış olduğu en doğudaki nokta Kuznetsk Alatausu'nun batı etekleridir. Burası Kimekler ile Kır­ gızların etnik sınırı olmuş olabilir. Yazılı kaynaklarda Kimeklerin Kır­ gızların sadece batısında değil, kuzeyinde de yaşadıklarının yazılması çok ilgi çekicidir271 . İşte bu dönemde Yenisey Kırgızları kendi devletine Tuva'yı ve Dağlık Altay'ı katmıştır ve İrtiş'teki Kıpçakların komşusu ol­ muşlardır. Bu durumda Kimeklerin Kırgızların kuzeyinde bulunabil­ dikleri yer sadece Kuzey Altay olabilir, Srostkin anıtlarının çoğu da bu­ rada bulunuyor. Kimeklerin Altay'da bulunduklarını önceden de bazı araştırmacılar söylemiştir. V. V. Radloff "Kırgız bozkırlarının kuzeyinde ve Altay' da belki de Kimekler yaşamıştır."272 L. P. Potapov: "Doğu yazar­ larının eserlerinde Kimek-Kıpçaklar İrtiş vadisi ve Batı Sibirya bozkır­ larının halkı olarak gösteriliyor. Onların Altay dağlarında özellikle Batı Altay' da yaşadıkları şüphesizdir."273 X. asrın sonunda Srostkin kültürü kaybolmuştur. Aynı zamanda yazılı kaynaklarda Kimek devleti ismi de yok olmuştur. Kıpçak haki­ miyetinin yıkılmasıyla Kimek birliği birkaç bağımsız bölgeye ayrılır: Antlar az-Kıfçak, Yagsun-yasu, Kırkırhan274. Bunlardan Antlar az-Kıf­ çak Kimek bölgesidir, oranın halkı bazı gelenekleri bakımından Guz­ lara benzemektedir, Kırkırhan ise daha başka bir bölgedir. Kimeklere ait ve oranın halkı gelenek olarak Hırhızlara benziyor."275. B. E. Kume­ kov'un fikrine göre, Kırkırhan diğer Türk gruplarından (Karluk, Dokuz

Oğuz} çok Kırgızlara yakın olan bir bölgedir276. K. İ . Petrov ise bu böl­ genin Yenisey Kırgızlarının sınırında olduğunu öne sürüyor. Obi'nin yukarı kısmı civarında, Biy ile Katuni'nin birleştiği bölgede, oranın hal-

269

Pletneva, Stepi Evrazii ... ,

270

Bartold, Kırgız cana Kırgızstan ... , s. 280-285.

27 1

Kumekov, Gosudarstvo kimakov. ... , s. 55-56; Karaev, A.g.e., s. 30-60. V. V. Radlof, K vaprosu ob uygurah. Spb., 1 893, s. 1 1 9.

272

s.

45.

"' L. P. Potapov, Oçerki eınogeneze yujnıh al/ay/sev, SE, No:3, 1 952, 274

Kumekov, Gosudarsıvo kimakov.. .. , s. 65-66.

"' Maıerialı po islorii kırgızov i Kirgizii.. , s. 276

66

1

Kumekov, Gosudarsıvo kimakov . .. ,

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

66.

44.

s.

32.


kını ise Obi halkı veya "Periferi Kırgızları" olarak adlandırıyor277• Re­ şideddin'e göre Urasutlar, Telengutlar, Kuştemiler Kırgız ve Kem-Kem­ ciutların ülkesi sınırlarındaki ormanlarda yaşıyorlar, sonra Kırgızların öbür tarafında da bir aylık yol kadar mesafede bulunuyorlar278 (belki de ilk yaşadıkları bölgeden). Kesim (Kuştemi) boyu hakkında diğer bir kaynakta şöyle yazıyor: "Bu bir Hırhız (Kırgız) kavmidir, onların dili Karluklara benziyor, giysileri ise Kimeklere benziyor."279• Kimeklere ait olan Kırkırhan bölgesinin halkının gelenekleri Yenisey Kırgızlarına benzer olması ve Kırgızlara bağlı olan Kuştemi boyunun elbiselerinin Kimeklerle aynı olması bazı etkilenme cereyanının olduğunu gösteri­ yor. Bu etkileşimin Güney Sibirya'da I . ve il. Bin yılın ortalarında oldu­ ğu sanılmaktadır280• V. F. Minorsky'nin "Hudfıd el-alem"de verdiği yorumlarında Kar­ kar(a)hanı Karkaralinsk şehri ile özdeşleştirmektedir. Bu şehir İrtiş'in güney dağlık bölgesinde tahminen Semipalatinsk'in 3 5 0 km. güney do­ ğusunda yerleşmiştir. Karkarahan bölgesinin asıl yerinin tespitini en iyi B . E. Kumekov yapmıştır. O, Karakarahan dağlık bölgesini İrtiş'in güneyinde, Tarbaga­ tay bölgesinden Çingıztau dağları Kalbinsk sıra dağlarına kadar uzanan yer olarak belirtmektedir281• Kumekov'un fikrine göre Tarbagatay dağ silsilesi (Xll. asır) El-İdrisi'nin "Nuzhat al-muştak" adlı eserinde "Gir­ gir" adıyla ifade edilmiştir. Dikkat edersek, müellifi bilinmeyen eserin

(Hudud el-ô.lem) yazarı ile el-İdrisi, Kimekler hakkındaki tarihi bir kay­ naktan aynı şekilde faydalanmışlardır. "Hudfıd el-alem" de Karkarahan, "Nüzhet al-muştak"ta Girgir diye verilmektedir282• Bununla ilgili olarak (XVI. asır) Seyfeddin Ahsikendi'nin "Macmu at-tavarih" adlı eserinde­ ki bir bilgiyi de B. E. Kumekov hatırlatmaktadır. Orada Kırgız halkının epik destan kahramanı Manas, Karkara Kıpçakları arasında gösteril­ mektedir. Bu Karkarahan ile Tarbagatay dağlarını karşılaştırdığımızda çok deliller ortaya çıkmaktadır. Bu Karkarahan Kıpçaklarının yaşadık­ ları bölge Yedisu'nun kuzey doğusunda yer alan ve önceden Manas'ın 277 Peırov, Oçerk proishojdeniya... , s. 50, 64. 278 Raşid ad-Din, Sbornik /etopisey. . ., s. 1 22. 279 Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii. . , s. 42. 280 Savinov, "Eınokulturnıye svyazi ... , s. 22 5 . 28 1 Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . ., s. 65-66. m

Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . . ,

s.

74-75.

Ycnisey-İrliş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

67


babası Yakup Bek'in ata yurdudur. Kırgız boylarının bir bölümünün gü­ neydoğu Yedisu sınırlarında yerleşip Çiğiller ile komşu oldukları hak­ kında "Hudfıd el-alem"de söz edilmektedir283• Ömrünün büyük bir bölümünü XII. yüzyılın yarısında geçiren El-İdrisi (öl: 1 1 66}, 1 1 54'te tamamladığı ünlü eseri "Nüzhet el-müştak

fi ihtirak el-afak ta Kırgız-Kıpçak ilişkilerinden söz etmiştir. El-İdrisi verdiği bilgilerde " . . . Halkları silahlı, kuvvetli ve gayretlidir. En çok Ki­ meklerin hükümdarlarından korkarlar. Zira o, etrafındaki kabilelerle muharebe (savaş) ve düşmanlık halindedir"284 demektedir. Bu ifadeler­ den Kimeklerin ne kadar güçlü ve etrafına karşı etkili oldukları, Kır­ gızlarla aralarında açıkça bir düşmanlık olduğu görülmektedir. El-İd­ risi XII. yüzyılda yaşamasına rağmen eserinde söz konusu ettiği olaylar IXX. yüzyıla ait hadiselerdir. El-İdrisi'nin eserinde Kimekler ülkesi, on­ lara ait şehirler ve kaleler, ticaret yolları, ziraat, el işleri, dini konular hakkında başka eserlerde bulunmayan çok önemli bilgiler vardır. Bazı ilim adamları El-İdrisi'nin eserinin özellikle kendine ait olan yerlerinin yani alıntı yapmadığı yerlerin hayal ürünü olduğunu ileri sürmelerine rağmen Kazak alimi B. E. Kumekov bu esere hem büyük önem vermek­ te, hem de ihtiyatla yaklaşmaktadır285• XI. yüzyıl yazarlarından Kaşgarlı Mahmud, Yemek, Kimek, Kıpçak ve Kırgızlar hakkında Divanü Lugat-it-Türk adlı eserinde çok önemli bilgiler vermiştir. Onun verdiği bilgilere göre XI. asırda Kimekler yok­ tu ; İrtiş'te o zamanlar Kimek boylarının arasında Kıpçaklar gibi Ger­ dizi'nin söz ettiği Yemek halkı yaşıyordu. Kıpçakların sonraları siyasi birlik oluşturmasalar da adlarını Türkistan'ın batı kısmında ve Rus­ ya'nın güneydoğu kısmındaki topraklarda bıraktıkları bilinmektedir. Moğollardan sonraki dönemde işte bu Kıpçaklar Kazak halkının teme­ lini oluşturdu, XVIII. asırda Kalmaklar (Oyratlar) ve Rusların onlara

"' Kırgızdardın cana kırgızsıandın ... , T.I, s. 6 1 . "' 1 99 Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . ., s . 1 O 1 .

285 B . E. Kumekov'un El-İdrisi ile ilgili şu makaleleri değerli bilgiler ihtiva etmektedir: B . E. Kume­ kov, Rasselenie karlukov po karıe al-fdrisi (XI/'".) il Kazahstan v epohu feodalizma: ( problemı etnogene­ tiçeskoy istorii) I Otv. Red. A.H.Margulan -Alma-Ata. Nauka, 1 98 1 . s. 5- 1 3; A.y., Soobşçenie al-idrisa (XI/'".) o sıranah kimakov i karlukov il Kazahstan v epohu feodalizma: prob. Etnopolit. İstorii. - s. 1 2- 1 9. Ayrıca Gosudarstvo kimakov IX-XI vv. «Po arabskim istoçnikam» adlı ünlü eserinde bu eserin önemini belirtmektedir. Buna karşılık Türk tarihçisi Ramazan Şeşen yukarıda da belirttiğimiz gibi İdrisi'nin İbn Hurdadbih ve İbn Havkal'dan naklettiği bilgilerin dışındaki yazdıklarının çoğunun hayal ürünü olduğunu söylemektedir. Bkz: Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . . , s. 1 6.

68

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kırgızlar demesinin sebebi X. asırdan sonra Kıpçakların Kırgızlar tara­ fından etki altına alınmasıdır. Şimdiye kadar birçok araştırmacı tarafın­ dan Ruslar ve Kalmukların Kazaklara Kırgızlar demesi tenkit edilmiştir. Fakat S. G. Klyaştorny, A. M. Mokeev ve V. P. Mokrinin'in286 günümüz Kırgızlarının etnik teşekkülünün Tanrı Dağı, İrtiş çevresinde Güney ve Dağlık Altay'da oluştuğu ve Ob-İrtiş arasındaki bozkırlarda 200 yıl Ki­ mek-Kıpçak boylarının Kırgız genel adıyla adlandırıldığı görüşü ispat edilmektedir. Kıpçakların Kırgız genel adını alması ve Kırgızların Kıp­ çak dilini X. yüzyılda benimsediğini N. A. Baskakov yazmıştır. Demek ki, XVIII. asırda Ruslar ve Kalmuklar Kırgızlaşan Kıpçakları Kırgız ola­ rak bildikleri için Kazaklara Kırgız demişlerdir. Kıpçaklar Deşt-i Kıp­ çak'ta etkisini yüzyıllar boyu sürdürmüştür. Kıpçakların parçalanması­ na onların doğudaki komşularının yardım ettiği hakkında kaynaklarda bilgi yoktur287• Kaşgarlı, Yimekleri Kıpçaklardan saydığını fakat Kıpçakların ken­ dilerini ayrı bir boy kabul ettiklerini kaydetmektedir288• Kaşgarlı "İrtiş

suyu Yimegi'nin (Kimek) kalpleri bize karşı sarsılmaz bir haldedir, bi­ leklerini sığadılar. Binlercesi üzerimize gelmek için toparlanıyorlar"289 şeklinde bir şiirde onların yiğitlikleri gösterilmekte ve komşularından bazıları ile savaş yaptıklarından söz edilmektedir. Kaşgarlı'nın eserindeki bilgilere göre Kimeklerden ayrılan Kıpçak­ lar IX. yüzyılda batıya göç etmiş ve Oğuzlar'a kuzeyden komşu olmuş­ tur. Kaşgarlının haritasında Hazar Denizi'nin kuzey batısının Kıfçak ve Guz (Oğuz) yurdu olarak gösterilmesi de şüphesiz bu komşuluk ile il­ gilidir. Kaşgarlı Mahmud'un Oğuz lehçesi ile çok ilgili saydığı Kıpçak lehçesinin Kimek (Yimek) lehçesinin hemen aynısı olduğu da anlaşıl­ maktadır. Divanda Kiş (Sadak) kelimesinden bahsedilirken "Oğuzlar ve onların Kıfçaklardan olan kardeşleri bunu bilmezler"290 şeklinde bir ifadenin kullanılışı Oğuz-Kıpçak lehçe birliğinden başka, Kıpçakların Oğuzlarla bir nevi kardeş telakki edilmekte olduklarını da göstermekte-

,,. S. G. Klyaştomıy, A. M. Mokeev, Y. P. Mokrinin, Osnovnıye etapı etnogeneze kirgizskogo naroda il Tyurkologiya-88, Frunze, 1 988, s. 42-43. '"' Bartold, Kırgız cana Kırgızstan . . . . , s. 3 1 . "' DLT, C. i l i, s. 29. ,,. DLT, C. ili, s. 325. "" DLT, C. ili, s. 1 26. Oğuz-Kıpçak lehçe birliği hakkında diğer bir örnek için bkz. DLT, C. ili, 16 'da yasık kelimesi

Ye n isey- İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 69


dir. Kıpçakların bu sıralardaki batı sınırına gelince, Kaşgarlının eserini yazdığı yıllarda onlar, kendi adları ile anılan Deşt-i Kıpçak'ı işgal etmiş bulunuyorlardı. Divan' da İtil Nehri'nin "Kıpçak illerinde akan bir ırma­ ğın adı"291 olarak tarif edilişinden de bu durumu açıkça görmek müm­ kündür. Nitekim Rus vekayinameleri de 1055'ten itibaren onları bu sa­ hada göstermektedir. Herhalde 1 08 7'lerde Tuna boylarına kadar inen Kıpçaklar, 1091 'de Bizans'ın müttefiki olarak Trakya'da Peçenekleri ye­ nip imha etmişlerdir. Onların Deşt-i Kıpçak'ta Moğol istilasına kadar varlıklarını muhafaza ve daha XI. yüzyıldan itibaren bir yandan da orta İtil sahasını Kıpçaklaştırmaya başladıkları bilinmektedir292• Kıpçakların İtil boyundaki kuzey komşuları Bulgarlar'dı. Bulgar şe­ hirlerinden olan ve Saksın da denilen Suvar'da aynı adı taşıyan Türk boyu (Suvar/ar} yaşıyordu. Divan'a ekli haritada İtil'in batısında ve Suvar'ın güneyinde Kıpçaklar gösterildiğine göre herhalde iki grubun komşuluk münasebetleri olmuştur. Kıpçakların doğudaki komşularının ise Başkurt ve Yimekler (Kimek­ ler} olduğu görülüyor. Nitekim Kaşgarlı Kıpçaklar'dan doğuda Oğuz­ lar'dan sonra Yimekler ile Başgırtları göstermektedir. Buna uygun olarak o, haritasında da Kıpçakların doğusunda Başgırt ve Yimek saha­ larını belirtmiştir. Yukarıda işaret edildiği gibi Yimekler'in İrtış boyla­ rında olduğunu yazan Kaşgarlı, onların kuzey-batısında yaşadıkları bi­ linen Başgırtlar'ı İrtiş'in batısında göstermekle birlikte, İli (Ila} , İrtiş ve Yamar nehirlerinin döküldüğünü sandığı bir göl (muhtemelen Balkaş} ün güneyinde göstermektedir ki, şüphesiz bu husus onun bu sahaları bizzat görüp tanımaması ile ilgilidir. XI. asrın sonunda Doğu Kırgızları temel olarak üç küçük topluluk­ tan oluşuyordu. Bunların biri, Minusinsk Vadisi'nde, ikincisi Tuva'da ve ona sınır olan Kuzey Moğolistan'ın başka bölgelerinde, üçüncüsü Altay'da (bunun içinde Moğol Altay'mda} yerleşmişti293• Reşideddin ilk olarak açık ve şüphesiz bir şekilde Kırgızların birkaç ülkesi olduğunu yazmıştır. Bu ülkeleri birbirine bağlı olmayan fakat genel tarihi gelenek ve ittifak ilişkileriyle birbirine bağlantılı olan hükümdarlar idare etli291 DLT, C. 1, 1 998, s. 1 73. 292 Kural, /V-XVlll. Yüzyıllarda. . ., s. 69- 1 02. 291 İs/ariya KirSSR, s. 429; T. K. Çorotegin, K . S. Moldokasımov, Kırgızdardın cana kırgızdardın kıskaça ıarıhı, Bişkek, 2000, s. 4 1 .

70

1

J... ı rHı..:lıır vıı K ı pc.;aklar


yordu. Moğol istilasından önceki yani XII. asrın sonu-XIII. asrın başın­ da Güney Sibirya'daki siyasi durumu anlatırken "İnal" unvanını taşı­ yan iki Kırgız birliğinden bahsediyor. Kırgız ve Kem-Kemciut294 Bu ülkelerin her ikisi de birbiriyle siyasi gerçeklikten daha çok ta­ rihi gelenekle bağlantılı idiler. L. R. Kizlasov'a göre İnallar tarafından yönetilen bu ülkeler daha geniş Kırgız hanlıkları federasyonunun ka­ lıntıları idi295• "Gizli Tarih"e göre Merkitler Kırgızları yenerek ülkesini zaptetmiş­ lerdir ve "beş boyunu"296nu ele geçirmişlerdir. Öyleyse Kırgızların beş ayrı yerleşim yeri olmalıydı. Merkitlerin seferi sırasında 1 207'de bazı Kırgız grupları sadece tarihi hatıra olarak yaşıyordu, işte bu grupları geleneksel "beş boy" şeklinde yansıtmışlardır, aslında XIII. asrın ba­ şında öyle olmamalıydı. L. R. Kızlasov'un gösterdiği gibi Kuzey Batı Moğolistan' da yaşayan en güneydeki Kırgız Hanlığı XII. asrın ortasında Naymanlar tarafından yıkılmıştır ve ondan sonra Kırgızlarla Nayman­ lar arasındaki sınır Tannu-Ola sıradağı olmuştur297• Gizli Menkıbe'de Cengiz Han'a üç Kırgız elçisi gönderildiği ve üç Kırgız Hanının Cuci Han'a boyun eğdiği kaydedilmiştir298• Belki de Kırgızların üçüncü hanlığı Reşideddin'in eserinde kayde­ dilmemiştir, fakat orada bile üçüncü bir hanlığın olduğu hakkında işa­ retler vardır299• Reşideddin'in bahsettiği iki ülkenin yerlerini belirtecek olursak onlardan birincisi olan Kem-Kemciut aynı adı taşıyan Yenisey Nehri (Kem, Ulug Kem} olduğunu görürüz, yani Yenisey Kırgızlarının ata yurdu. VIII-IX. yüzyıllardan beri orada Kırgız Kağanının konağı bu­ lunuyordu. Fakat XII. yüzyılda hükümdarı sadece "İnal" unvanını ta­ şıyordu. X. ve XII. asırlar arasında hükümdarı Kağan unvanını taşıyan eski Kırgız devleti birliğini kaybetmiştir. Sadece Minusinsk ovası de­ ğil, Tuva'yı da içeren bütün Kırgız topraklarının Moğollar tarafından Kem-Kemciut olarak adlandırıldığı Moğolların Kırgızlara yaptıkları se294

Raşid ad-Din, Sbornik /etopisey. ... , s. 346-347.

"' L. R. Kızlasov, İstoriya Tuvı v sredniye veka, Moskva, 1 969, s. 1 24- 1 2 5 . 296 Burada boydan kasıt yerleşim yeridir. Her boy bir yere yerleştiği için kaynaklarda yerleşim yeri olarak boy i fadesi kullanılmıştır. "' Kızlasov, İstoriya Tuvı ... , s. 1 24- 1 25. 298 S. A. Kozin, Sokrovennoye skazanie mongo/skaya hronika 1240 g. Pad nazvaniyem monurol-un niruca Tobciyan Yuan çao bi şi, T. 1, Moskva-Leningrad, 1 94 1 , s. 1 74.

'"' İstoriya KirSSR . . . , s. 428.

Yenisey-İrtiş Bö l gesi n de Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

71


ferleri tasvirlerinden anlaşılıyor. Diğer bir ülke olan "Kırgız" ülkesinin yerini belirtmek kolay değildir. Reşideddin Naymanların yaşadıkları yeri anlatırken onların büyük kısmının İrtiş ile Kırgız ülkesi arasındaki dağlarda yaşadıklarını söylüyor300• Naymanlar Moğol Altayı dağlarında (Reşideddin 'de Yeke-Altay} yaşadıklarına göre Kırgız ülkesi Dağlık Al­ tay ve Obi'nin yukarı kısmıJOI olmalıdır, yani Kimek-Kıpçak boylarının yaşadıkları ülkedir. Bunu arkeolojik buluntular ispatlamaktadır. Orada genetik olarak önceki döneme ait Srostkin (Kimek} kültürüyle benzer­ lik taşıyan kalıntılar bulunmuştur302• Aynı şekilde Kırgız ülkesinin ora­ da olduğunu XIII. yüzyılın 50'li yıllarında Kuzey Batı Moğolistan'ın ve Sayan-Altay dağlarının hükümdarı olan Arık Buka'nın yazlık ve kışlık konaklarının yerleri ispat ediyor. Reşideddin, Arık Buka'nın yazlık ko­ nağının Altay'da, kışlık konağının ise Teke ve Kırgız'da olduğunu yaz­ mıştır. İki konağın arasının ise üç günlük yol olduğunu kaydetmiştir303• Burada Moğol Altayı'nın kuzey kısmından bahsedildiğine göre Arık Buka'nın kışlık konağı oradan 90-100 km uzaklıkta olmalıydı (üç gün­ lük yol} . Ne olursa olsun bu konak Yenisey'de olamazdı ve bu yüzden Kırgız Hanlığı Kem-Kemciut'un batısında olmalıdır304• XII. yüzyılın sonunda İrtiş ve Yenisey arasındaki bölgede yaşayan nüfusun kabile birlikleri çok farklıydı. Bu bölgede Kırgız, Alaçin, Kıp­ çak ve Oyrat kavimlerinin yanı sıra bu kavimlere akraba olan ve daha önce Tokuz-Oğuz siyasi birliği içinde bulunan Türkçe konuşan kavim­ ler ve Moğolca konuşan kavim birlikleri yaşıyorlardı. Bu dönemle ilgili en değerli bilgileri Reşideddin vermiştir. Reşideddin Urasut, Telengut, ve Kuştemileri "Orman kavimleri" olarak nitelendirmektedir. Çünkü bunlar Kırgızların ve Kem-Kemciutiarın (Yenisey/ilerin} ülkesindeki or­ manlarda yaşıyorlardı305• Kem-Kemciut ülkesi Kırgızların topraklarının güney-batı kısmını oluşturmuştur306• Yenisey-İrtiş bölgesinin güneyinde yüksek Tannu Ola ve Altay yay­ lalarında Naymanlar yaşıyorlardı. Onlar XI. asrın sonunda XII. asrın 100

101 10' 101

Raşid ad-Din, Sbornik leıopisey. . . , Gavrilova, Mogilnik Kudırge.. . ,

1 06

72

1

292, 347.

s.

44-45, 1 06.

Raşid ad-Din, Sbornik leıopisey.. . , s. 1 23 .

1 04 İstoriya 105

s.

K. i. Petrov bu eserlerinde bölgeyi Üst Obi olarak tanımlamaktadır.

KirSSR, s . 429.

Raşid ad-Din, Sbornik letopisey. . . , s. 1 23 . Bartold, Kırgız cana Kırgızsıan . . . , s. 39.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


başında Kırgız-Kıpçak kavimlerini kuzeye doğru ittiler. Bu bölgede bir­ kaç bin Uygur da yaşıyordu307• Yenisey-İrtiş arasındaki bölgenin batı ta­ rafında Kimek-Kıpçak boyları veya doğu Kıpçakları bulunuyordu. Bu boyların bazıları Kırgızlara yakın akraba idiler ve onlarla karışmışlardı. Kanglıların bir grubu da bu bölgede yaşıyordu308• Sonradan onlar Kıp­ çakların bir grubuyla karışarak onların adını almışlardır. Moğolların Naymanları bozguna uğratmasından sonra Tayciut, Merkit, Kereit gibi kavimlerin kalıntıları Kırgız-Kıpçak topraklarına geldiler. Buradan zaman zaman Moğolistan'a dönerek Moğollara karşı mücadele ediyorlardı. Bu grubun bir kısmı ise Oyrat-Kırgız-Kıpçak ka­ vimlerine katılıyorlardı. Bu grup daha sonra Kırgız-Kıpçakların içinde temelli kalmıştır. 1 205-1207 yılları arasında Moğollar Cuci Han komu­ tasında Kırgız kavimlerini itaat altına aldılar. 1 206'da yapılan Moğol kurultayında Cengiz Han fethedilen toprakları oğulları arasında pay­ laştırdı. 1 208'de İrtiş'e yakın bölgelerde yaşayan Kıpçak-Kanglı boyla­ rı da Moğollara boyun eğmek zorunda kaldı. Cuci Ulusunun oluşma­ sından sonra Yenisey-İrtiş bölgesine Moğol boyları da geldiler. Bu yeni gelenlerin çoğu Kıpçak bölgesinin batı kısmında, yani İtil bölgesinde yerleştiler ve Kıpçaklar arasında eridiler. Diğerleri de Kırgız boyları ile birlikte Tanrı Dağları'na göç ettiler ve Kırgızlaştılar. Böylece XIII. asrın başında Dağlık Altay'da ve Obi-İrtiş arasındaki bozkırlarda 200 yıldır Kimek-Kıpçak boyları "Kırgız" genel adıyla ya­ şamakta idiler. Bu boy birliği Yenisey Kırgızlarından sadece adını de­ ğil, aynı zamanda bazı maddi kültür unsurlarını da miras edinmiştir. Bunun dışında gitgide ortadan kalkmakta olan eski Türk yazısını da almışlardır ve bu yazı Kimeklerde az da olsa kullanılmıştır309•

ÇİN MOGOLLARI (YÜAN HANEDANI) DÖNEMİNDE KIRGIZ VE KIPÇAK İLİŞKİLERİ XIII. yüzyıldaki Kırgız-Kıpçak ilişkileri Çin'deki Moğol Haneda­ nı Yuan-Şi yıllıklarında geniş yer almıştır. Bu eserde Kırgızların Kırk '"' Kırgızdardın cana kırgızstandın. . . , s. 67-69. '08

Raşid ad-Din, Sbornik letopisey .. . . , s. 1 37.

'"" F. H. Arslanova, S.G. Klyaştomıy, Runiçeskaya nadpi.ı· Moskva, 1 973, s. 306-3 1 5 .

na

zerkale iz Verhnego Priirtişya il TS,

Yenisey-İrliş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

73


kızdan türedikleri hakkında ilginç bir efsane310 de yer almaktadır. Bu efsaneye göre Kırgız adının Kırk kız'dan geldiği ifade edilmektedir. Yuan-Şi'de Kırgızların oldukça az bir nüfusa sahip bir halk olduğu zik­ redilmektedir. Aynı zamanda bu eserde Kırgızların sosyal ve kültü­ rel yaşantısı hakkında da çok değerli bilgiler mevcuttur. Yuan-Şi'deki bilgilerden Kırgızların XIII. asırda yerleşik hayatın bazı özelliklerine sahip oldukları görülmektedir31 1 • Bu çok değerli kaynakta Kıpçaklar hakkında da kıymetli bilgiler kaydedilmiştir. Yuan Devleti'nin asker­ lerinin büyük bir kısmını Kıpçak, Kanglı, Karluk ve Öngütlerin oluş­ turduğu bu devletin tarihi kayıtlarında bulunmaktadır. P. B. Golden'in J. W. Dardess'ten naklettiğine göre, XIV. yüzyılın ilk üçte birinde Kıp­ çaklar defterdar El-Temür idaresinde Yuan iç işlerinde hakim duruma gelmişlerdir312• Bu bilgilerden Kıpçakların Yuan Devletinde sadece as­ ker olarak değil, idareci olarak da önemli rol oynadıkları anlaşılmakta­ dır. Yuan-Şi'deki bilgilerde Kırgızlar 1291 veya 1 292 yılında Kubilay'ın Kıpçak asıllı komutanı tarafından hakimiyet altına alınmıştır. Kırgızlar, Yenisey-İrtiş bölgesine Kubilay tarafından mecburen göç ettirilmiştir. Bu göç Kıpçak Tutuha'nın (Toktak}313 idaresinde gerçekleşmiştir. Yenisey-İrtiş bölgesi XIII. yüzyılın ikinci yarısında Kaydu'nun haki­ miyeti altında idi. Bu bölge Kaydu ve Kubilay arasında sık sık yer değiş­ tirmiştir. Çünkü bu iki han Moğol tahtına hakim olabilmek için uzun yıllar mücadele etmiştir. Bu mücadelede Kırgızlar bir Kaydu, bir Kuba­ ilay'ın hakimiyetinde kalmak zorunda kalmışlardır. Bu yıllar Kırgızla­ rın ızdıraplı yıllarıdır. Çünkü kendi yurtlarından ayrılıp değişik yerler110 Bu efsanede Han arazisinde yaşayan Kırk kızın Usın erkekleri ile evlenmesinden Kırkkız (Kırgız) adının ortaya çıktığı anlatılmaktadır.

'" Yuan-Şi'deki bilgilerde Kırgızların buğday tarlalarına sahip olduklan, dokumacılık işleri ile uğ­ raştıkları, ekin ambarları yaptıkları hakkında söz edilmektedir. ı ı ı P. B. Golden, Türk Halkları Tarihine Giriş, Ankara, 2002. s. 245. Bu bilgiler adı geçen yazarın "Conquerors and Confucians. Aspects of Politcal Change in Late Yilan China (New York, 1973)" adlı ese­ rinde bulunmaktadır. Ancak J. W. Dardess'in bu eserini gönne imkanımız olmadı.

" ' Kıpçak Tutuha'nın (Tokıak) atalarından da bu kaynakta bahsedilmiştir. Tutuha'nın Yuan-Şi'de zikredilen ilk atası Tsyuyçu'dur. Tsyuyçu, Somona, !nası, Hulusuman, Banduça, Tutuha, Çjuandur. Me­ tindeki bilgilere göre Tsyuyu Yuyliboli dağının civanna göç edip yerleşmiştir. Bu yerleşmeden sonra da buranın Tsinça (Kıpçak) olarak adlandırıldığı belirtilmektedir. (Kırgızdardın cana Kırgızsıandın.... , T il, s. 62-65). Tutuha (Toktak) adının etimolojisini Fransız alimi P. Pelliot geniş bir şekilde izah etmiştir. O bu adı TutXaq olarak okumuştur. Bkz: P. Pelliot: Noıes sur l 'hisloire de la Horde d 'Or (Suivies de Quelques noms Turc.v d 'hommes el de peuplesfinaissanı en "ar '') Paris 1 949, pp. 67-7 1 . Amerikalı alim P. B. Gol­ den de adı Toqtaq olarak kabul etmektedir. Bkz: P. B. Golden, Cumanica il: The Ölberli (Ölperli): ıhe forıunes and misforıunes ofon /nner Asian nomadic elan il Archivum Eurasiae Medii Aevi, 6. 1 986- 1 987. Wesibaden, s. 8-1 O.

74

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


de hayatlarını devam ettirmek zorunda kalmışlardır (Mesela: Hangay'a

sürülmeleri, yani Yenisey-İrtiş 'ten zorunlu göç ettirilmeleri). Kubilay'ın Kıpçak asıllı komutanı Toktak, Kırgızların yerleştiği Yenisey-İrtiş arası­ nı ve Altay'ı ele geçirmek için Kaydu ile uzun zaman mücadele etmiştir. Toktak bu mücadelede sahip olamadığı yerlerden Kırgız ve Kıpçak boy­ larını göç ettirmiştir. Toktak'ın Kaydu ile olan mücadelesinde Kırgız boyları da yer almıştır. Bu Kırgız-Kıpçakların Kaydu'ya karşı mücadele­ sinin yarım asır sürdüğünü tarihi kaynaklar yazmıştır314• Yuan-Şi'deki bilgilere göre Toktak ve oğlu Çunkur "askerbaşı" unvanına sahiplerdir. Gene bu kaynaktan edindiğimiz bilgilere göre XIV. yüzyılın başında Toktak ile Kaydu'nun toprakları arasındaki sınırın Kara-Koca, Tarbaga­ tay olduğunu görüyoruz. K. İ. Petrov hem Kaydu, hem de Toktak ta­ rafında bulunan Kırgız-Kıpçak boylarının İli-İrtiş arasındaki bölgelere yerleştiğini tespit etmiştir315• Yuan-Şi'de Kırgızlardan ve Kıpçaklardan çok bahsedilmesine rağmen onların boyları hakkında bilgi verilmemiş­ tir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi Yuyliboli adı Elbörüli (İlberli}316 adını çağrıştırmaktadır317• Dolayısıyla bu boyun Kubilay'ın ordusunda­ ki Kıpçakları temsil ettiği söylenebilir. Oysaki S. M. Abramzon Kırgız boy birliğinin birkaç katmandan oluştuğunu söylemiş, birinci katma­ nı VI-XI. asırlarla sınırlandırmıştır. Bu katmanda eski Türk boylarının ve orta asırların başlangıcındaki boyların çevresi ile çok yakın ilişki içinde olan etnik gruplar olarak Töölös, Munduz, Kıpçak, Kanlı, Kutçu, Arık, Uygur, Bugu, Azık boylarını görmekte, bunların yanında da Salto, Sayak, Bagış, Sarı Bagış, Çan Bagış, Kara Bagış, Cediger gibi boyların da olabileceğini tahmin etmektedir318• Yuan-Şi'de yukarıda adı geçen boylardan sadece Kanglı adı geçmektedir. Onlar da Kıpçaklarla birlik­ te zikredilmiştir319• Yuan-Şi'de Kırgızların kar yağdığı zaman ayakları-

·"'

Kırgızdardın cana kırgızsıandın. . . , T. i l , s. 62; Kıçanov, 1 963, s. 59-65.

"' K. İ. Petrov, K islorii dvijeniya kirgizov na Tyan-Şan i ih o/noşeniy s oyraıami v XJ/-XV w., Frunze, 1 96 1 .

316 Burada geçen Yuyliboli teriminin Kıpçak boylarının içinde önemli bir yere sahip olan Ölberli (A l­ perli, Elbörüli, İlber/i) boy ismine benzemesi dikkat çekicidir. Demek ki, Kubilay'ın ordusunda bulunan

Kıpçaklar Elbörüli boyundandı . Bu boyun mensupları Deşt-i Kıpçak'ta, Mısır Memluklu Sultanlığında, Delhi Sultanlığında önemli rol oynamışlardır. Moğollara karşı Deşt-i Kıpçak'ta kahramanlık örneği gös­ teren Baçman'ın da Ölberli uruğundan olduğu bilinmektedir. Kıpçak boyları içinde ilk sırada yer alan bu boy Kıpçakların yayıldıkları her sahada önemli rol oynamıştır. 317 P. Pelliot, L. Hambis, Hisloire des campagnes de Gengis Khan, Leiden, 1 95 1 , s. 1 07; A. Ş. Kadır­ baev, Tyurki i iranlsı v kııaye i ı.,enıralnoy azii X//1-X/V w. Alma-Ata, 1 990, s. 1 8.

"' S. M. Abramzon, Kirgizı i ih eınogeneıiçeskie i isıoriko-kulıurnıe svyazi, Frunze, 1 990, s. 49. 3 1•

Kırgızdardın cana Kırgızsıandın .. ., T. il, s. 64. Kanglılar, Altın Orda devletinin önemli bir kıs-

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

75


na kayak bağlayıp ava gittikleri hakkında bir bilgi bulunmaktadır320 Bu bilgi Kırgız-Kimek-Kıpçak ilişkilerini ortaya koymak için dikkat çeki­ cidir. Çünkü XII. yüzyıl İslam yazarlarından Mervezi'nin eserinde Ki­ mekler hakkında buna benzer bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerde . . . Onlardan biri samur ve kakum avlamaya çıkınca "

uzunluğu üç zira, genişliği bir karış, iki ağaç parçası alır. Bu ağaçların birer ucu geminin önü gibi kalkıktır. Bu ağaçları ayağına bağlar. Sonra bu ağaçlara dayanarak karın üzerinde geminin suda gittiği gibi gider." denmektedir. Bize göre burada bahsedilen Kırgızların Kimek-Kıpçaklar olması mümkündür. Çünkü, A. M. Mokeev'e göre Kırgız Kağanlığının genişleme döneminde Yenisey Kırgızlarının bir bölümü Altay ve İrtiş bölgesine (JX. asrın ortası X. asrın başı) göç etmiş, bundan sonra iki yüz, üç yüz yıl boyunca bu gelen Yenisey Kırgızları ile yerli Kimek-Kıp­ çaklar ve Tokuz Oğuz boyları arasında karışmanın birbirini etkileme süreci devam etmiştir. Bu süreçte Kırgızlar yeni çevreye çabuk uyum sağlayıp idareci boy durumuna gelmiş ve oradaki önceki boylar Kır­ gızların içinde kalıp Kırgız adını almışlar, buna da o vakitteki Kırgız Kağanlığının yeniden güçlenmesi etki etmiştir321 • Kırgız arazisi Moğol devletleri, özellikle Çağatay Hanlığı ve Yuan devleti arasında sık sık el değiştirmiştir. Kıpçaklar da aynı akıbete uğramıştır. Yuan tarihi kay­ naklarından anlaşıldığına göre Kırgız ve Kıpçakların yaşadıkları böl­ geler Kubilay ve Arık Buka arasındaki taht kavgalarından dolayı sert mücadelelere sahne olmuştur. Bu durum Kırgız ve Kıpçakların tarih­ lerinin bu döneminde büyük felaketlere uğradıklarını yani aynı kade­ ri paylaştıklarını göstermektedir. Bazen de bu iki halk birbirine saldır­ mak zorunda bırakılmıştır. Çünkü Kaydu idaresindeki ordunun içinde

mını oluşturan Kıpçaklar gibi Altın Orda'nın siyasi tarihinde etkin rol oynamışlardır. Kanglı Tulubay Altın Orda hanlarından Özbek Han'ın oğlu Berdibek'in (Stenli len-Pul. Musulmanskie dinastii, Mosk­ va-Taşkent-Bişkek, s. 458) siyasi hayatında önemli rol oynamış, Berdibek'i yönlendirmiştir. Güçlü kişiliği sayesinde bu Han üzerinde çok etkili olmuş ona bütün kardeşlerini katlettirmiştir. Bu nedenle Berdibek Han'a Cuci U lusu'nda "Kökün Kırgan Köten Han" denmiştir. Berdibek Ötemiş Hacı'daki bilgi lere göre Ak Orda'nın son hanıdır (Ötemiş Hacı Tarihi, Ih). Kanglı Tulubay'ın Berdibek üzerindeki bu büyük etkisinden Kanglı boyunun da Altın Orda (Ak Orda) siyasi hayatında çok etkili olduğu anlaşılmaktadır. Bkz: M. Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuroluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul, 1 976, s. 85-86. Kanglıların Deşt-i Kıpçak'taki durumundan Rubruk da bahsetmiştir. Bkz: Puteşestvie v vostoçnıe sıranı Plano Kapri­ ni i Giloma de Rubrok, gl. Dvatsataya, Almatı: 1 993, s. 1 02. Aynca Kanglılann Yuan-Şi devrindeki rolü hakkında bkz: Kadırbaev, Tyurki i iranısı.. ., s. 1 7-34, 97-108. 32°

Kırgızdardın cana kırgızsıandın .. ., T. i l, s. 67.

" ' Mokeev, "Olokolizatsii ... ", s. 209.

76

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


de, Kıpçak komutanı Toktak'ın yönetimindeki Kubilay'ın ordusunda da hem Kırgız, hem de Kıpçak birlikleri bulunmuştur. Kimek-Kıpçak boylarının güneye doğru yayılmaları X. yüzyılın sonu ve XI. yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Hatta Sırderya'nın aşağı kısmına kadar yayılmışlardır322• XI. yüzyılda Kıpçaklar artık Don Neh­ ri'ne kadar uzanan geniş bir bölgede yaşamaktaydılar. Kıpçakların bu­ ralara yerleşmesinden sonra bölgenin adı "Kıpçak Bozkırı" veya "Deşt-i Kıpçak"323 olmuştur. Bu bölgede 300 yıl civarında bulunan Kıpçaklar Moğol, Rus, Macar, Bulgar, Romen, Gürcü milletlerinin siyasi ve kül­ türel hayatlarına önemli derecede etki etmiştir. Adı geçen milletlerin ve daha sonra bölgede ortaya çıkan Başkurt, Karakalpak, Özbek, Kazak, Kırgız, Nogay, Kumuk, Karaçay gibi halkların etnik teşekkülünde bü­ yük pay sahibi olmuşlardır. Bu halkların özellikle diline yaptıkları tesir büyüktür. Bu halkların dilleri Kıpçak dil ailesinin değişik gruplarında yer almaktadırlar. Orta Asya coğrafyasında Kıpçak dilinin etkisi saye­ sinde söz edilen halklar birbiriyle sıkı siyasi ve kültürel ilişkiler kur­ muşlardır ve İrtiş'ten Moskova yakınlarına kadar olan büyük coğrafya­ da yaşayan bir insanın yukarıda zikredilen halkların dillerinden birini bilmesi halinde çok rahat seyahat edebilmesini, iletişim kurmasını sağ­ lamışlardır. Gerçekten de yabancı dahi olsa, yani bölge insanı olmasa bile Kırgızca ya da Kazakça veya diğer grupların dillerinden herhangi birini bilen bir kimse Orta Asya'nın her bölgesinde kısa bir süre sonra diğer insanlarla çok rahat iletişim kurabilir. Daha önceki dönemlerde bu iletişim imkanı daha geniş alanda yapılabiliyordu. Kıpçak dilinin etkisi batıda Polonya, Romanya, Anadolu, kuzeyde Sibirya, doğuda Çin'in ortalarına, güneyde Mısır'a kadar ulaşıyordu. m T.

Banguoğlu, "Oğuzlar ve Oğuzlar Üzerine" TDYAB, No:80, 1 950, s. S.

Deşt-i Kıpçak terimi ilk defa XI. yüzyılda Nasır-i Hüsrev'in eserinde yer almıştır (V V Bartold, Rabotı po istorii ifılologii tyurkskih i mongolskih narodov. Moskva, 2002, s. 550). Deşt-i Kıpçak için daha öceki dönemlerde Deşt-i Hazar ve Deşt-i Oğuz tanımları kullanılmıştır. Son olarak bu bölgeye Kıpçakla­ rın gelmesiyle bölge Deşt-i Kıpçak adını almıştır. Şimdiye kadar Deşt-i Kıpçak'ın coğrafi alanının değişik tanımları yapılmıştır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz A. Yu Yakubovsky'nin yaptığı tanımdır. Ona göre Deşt-i Kıpçak 'ın coğrafi sahası "Dnepr'den başlayarak Volga 'nın doğu tarafına kadar uzanan "Güney Rus Bozkırları"dır (B. D. Grodekov, A. Y. Yakubovskiy., Zolotoya orda i yeyo padenie, Moskva, 1 998, ç. /. s. 23). Türkiye'de Altın Orda Tarihi üzerine araştırmalar yapan tarihçi Mustafa Kafalı ise Deşt-i Kıpçak'ın coğrafi alanını şöyle çizmektedir: " Deşt-i Kıpçak doğuda İrtiş ırmağından başlar, Batı Sibirya'yı ve Hazar Denizi'nin ve Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırları da içine aldıktan sonra batıda Karpat dağlarına kadar dayanır, güneyde Kırım'ı içerisine alarak Kuzey Kafkasya'daki Kuban ve Terek ırmakları sınır ol­ mak üzere Hazar Denizi'ne Aral Gölü'ne ve oradan da Sırderya boylarına kadar uzanır. Kuzeyde de Slav Prenslikleri ve Orta İtil bölgesindeki yukarı Bulgarya Hanlığı ile sınırlanmaktadır (Kafalı, Altın Orda ... , s. / /). Deşt-i Kıpçak terimi bölgenin Moğolların eline geçmesinden sonra da birkaç yüzyıl anılmıştır. m

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İ lişkileri

1

77


ALTIN ORDU (AK ORDA, GÖK ORDA) DÖNEMİNDEKİ İLİŞKİLER Şimdiki Kazakistan'ın batısı ve Güney Rusya bozkırlarında yaşayan Kıpçaklar Batı Kıpçaklarını oluşturmuştur. Doğu ve Batı Kıpçaklarının coğrafi sahasını B. E. Kumekov tespit etmiştir324• Batı Kıpçakları xıv. yüzyılın başında Ak Orda ve Gök Orda devletlerinin içinde yer almış­ lardır. Ak Orda adının geçtiği ilk tarihi metin 1 340-1342 yıllarında Al­ tın Orda sahası içinde yazılmış olan Hüsrev-Ü Şirin'dir. Bu eser Özbek Han'ın oğlu Tınıbek'e ithaf edilmiş tir. Ak Orda özellikle Kıpçakların yoğun olarak bulunduğu ardadır. Bu Orda'nın tarihi Kıpçak tarihi ile iç içedir. Ak Orda terimi de alimler tarafından uzun zaman tartışılmıştır. Alimler hem Ak Orda terimi üzerinde, hem de onun coğrafi sahasının tespitinde değişik görüşler ileri sürmüşlerdir325• Altın Orda gerçekte Cuci Ulusu'nun batı kısmıdır. XV. yüzyılın başların­ da yaşadığı bilinen ancak adı bilinmeyen bir tarihçiye göre (bu kişinin

Muiniddin Natanzi olduğu sanılmaktadır} Orda'nın bölünmesi Tokta Han zamanında {1290- 1 3 1 2} Nogayla aralarındaki mücadeleden son­ ra meydana gelmiş tir. V. V. Bartold bunun gerçek olmadığını yazmış324 B. E. Kumekov, "Ob etnonimı kıpçakskoy konfederatsi Zapadnogo Deşt-i Kıpçaka Xllnaçalo X l l l v."// İzv. NAN Respublika Kazahstan. (Ser. Obşçesvennih nauk) No: I , 1 993.

"' A. Yu. Yakubovsky'e göre Altın Ordu adıyla Gök Orda toprakları kastedilmiştir. Ak Orda ise Gök Orda'nın vassalıdır. O, Ak Orda'nın coğrafi sahasını Güney Sırderya havzası ve Aral Gölü'nün kuzeydo­ ğusunda İşim ve Sarısu ırmaklarına kadar olan bozkırlar ve şehirler olarak tespit etmiştir. Aynı zamanda o, Ak Orda'nın ayrılmasıyla Altın Orda adıyla genel olarak Gök Orda topraklarının ifade edildiğini ileri sürmüştür. Rusça Sinyaya Orda adını Gök Orda olarak kabul etmemek gerektiğini, gerçekte Gök Orda anlamına gelen Rusça Sinyaya Orda adının Ak Orda anlamında kullanıldığını yazmıştır (Grodekov Yaku­ bovskiy. Zolotoya orda... . s. 199). Türk tarihçisi Mustafa Kafalı ise Altın Orda'nın iki ayrı gruba bölünme­ sinin iki ayrı hanlık olarak anlaşılmaması gerektiğini, gerçekte bunun Sağ ve Sol olarak Cuci Ulusu'nun ikili idare sistemine göre tanziminden başka bir şey olmadığını yazmıştır. Ayrıca, Ak Orda ve Gök Orda isimlerinin Sayın Han ve Orda içen Han 'ın sembolü olmasından ileri geldiğini söylemektedir. Bu görüşü­ nü de şöyle açıklamaktadır: Cengiz Han torunları Batu ve Orda İçen'i kabul ettiği zaman onlara iki orda kurdunnuştur. Bunlardan Batu Han için Altın Busagalı (eşikli) olan Ak Orda 'yı, Orda İçen için de Gümüş Busagalı olan Gök Orda'yı kurdurmuştur. Altın değer olarak gümüşten kıymetli olduğu için Ak Orda'yı Gök Orda'ya hakim kılmıştır demektedir. Eski Türk geleneğine göre renklerden Ak'ın batıyı, Gök'ün de doğuyu ifade ettiğini yazmıştır. Ona göre Altın Orda ile Ak Orda aynıdır. XIll. yüzyılın ortalarından iti­ baren Altın Orda Hanlığı (Ak Orda) itil havzası dahil Hazar ve Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırları, Gök Orda Hanlığı ise doğuda lrtiş ırmağına, güneyde ise Sırderya boyuna kadar Doğu Deşt-i Kıpçak olarak adlandırılan bölgeyi ihtiva ediyordu (Kafalı, Altın Orda.. , s. 1 9-20.

Macar alimi l. Rasony Kıpçak 'ın doğu bölgesini idare eden Cuci Sülalesi 'nin Ak Orda, batı kısmını idare eden Cuci Sülalesi 'nin de Gök Orda olduğunu yazmışlardır (Rasony, Tarihte.. ., s. 218). Kazak alimi T. İ. Sultanov da buna yakın fakat bundan farklı bir görüş ileri sürmüştür. Ona göre Cuci Ulusu'nun batı bölümü Ak Orda'yı, doğu bölümü ise Gök Orda'yı ifade ediyordu. Bkz: M. H. Abuseyitova, C. B. Abılhojin, S. G. Klyaştornıy, T. 1. Sultanov, A. M . Hazanov, lsıoriya kazahstana i tsentralnoy Azii. Almatı, 200 1 , s. 230.

78

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


tır326• Çünkü eğer böyle olmuş olsa Ak Orda Hanları Nogay neslinden gelmiş olacaklardır. Hiçbir Moğol şeceresinde bunu kanıtlayacak delil yoktur. Ak Orda hakkında ileri sürülen görüşlerin tahlilini N. N. Min­ gulov yapmıştır. O kendisinden önceki görüşlerden daha ilgi çekici bir görüş ileri sürmüştür. Ona göre, Ak Orda devleti XIII. asrın ortasından XV. asrın son çeyreğine kadar hüküm sürmüştür ve Orda Ecen'e ait top­ raklar Ak Orda topraklarıdır. Bu topraklara Sırderya havzasından Al­ tay'a kadar ve Güney Ural'dan Yedisu'ya kadar olan bölgeler girmek­ tedir. Ak Orda ve Gök Orda aslında devletin politik merkezleri, yani hanların ikametgahıdır327• Amerikalı alim P. B. Golden, Ak Orda toprak­ larının dar anlamda, esas olarak Deşt-i Kıpçak'ın doğu bölgeleri, yani Kazakistan'ın büyük bir kısmı olarak, geniş anlamda da Ak Orda'nın batıda Yayık ırmağı, doğuda İrtiş, kuzeyde Tobol ve İşim Nehirleri ile güneyde Balkaş, Aral ve Hazar Gölleri arasındaki topraklar olarak gör­ mektedir326. Ak Orda'nın halkının büyük bir kısmını Kıpçaklar oluştu­ ruyordu. Ak Orda'nın yıkılışından sonra Ak Orda'yı oluşturan Kıpçak ve Moğol boyları bölgede sonradan oluşan Başkurt, Karakalpak, Tatar, Özbek, Kazak, Kırgız, Kumuk, Karaçay, Türkmen gibi halkların etnik teşekkülünde büyük rol oynamıştır. Özellikle Kıpçak ve Kanglı boyları Ak Orda'nın temelini oluşturuyordu. Türk ve Moğol boylarından Kar­ luk, Mangıt, Argun, Merkit, Nayman, Celayir, Konırat gibi boylarda bu ardanın diğer halklarını teşkil ediyordu. Bu adı zikredilen Türk ve Mo­ ğol boylarının hemen hemen hepsi Kırgız etnik oluşumunda da yer al­ mışlardır. III. Bölüm'de ele aldığımız birçok Kıpçak boy ve oymakları Kırgızların etnik oluşumunda yer almış tır. Bu nedenle Ak Orda'nın Kır­ gızların etnik oluşumunda özel bir yeri vardır. Bize göre de N. N. Min­ gulov'un "Orda Ecen'e ait topraklar Ak Orda topraklarıdır" görüşü diğer görüşlere göre daha tutarlıdır. Ak Orda Hanlarının idaresinin batı bölgelerine yayılması ile Doğu Kıpçak boyları Tanrı Dağları ve Sırderya'ya kadar yayılmıştır. İli-İrtiş arasındaki Kırgız boyları da bu yönde yayılmış ve Tanrı Dağları Moğol­ ları ile ilişki içine girmişlerdir.

Raboıı po isıorii. . . , s. 1 39. m N. N. M ingulov, "K nekotorım voprosam izuçeniya islorii Ak-Ordı "// Kazahstan v epohu feodaliz­ '" Bartold,

ma: probl. Etnopolit. İsıorii. 1 976, s. 83. m Golden,

Türk Halkları Tarihine Giriş . . , s. 249.

Yenisey-İrliş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçok İlişkileri

1

79


Bu dönemde Kırgız boylarının yavaş yavaş Tanrı Dağlarına göçü gerçekleşmeye başlamış tır. Doğu Kıpçak ve Kırgız boylarının Tanrı Dağlarına göç etmeleri Toktamış zamanında yoğunlaşmıştır. Fakat ba­ zen bu yoğunlaşma Timur'un güçlü akınları karşısında kesintiye uğ­ ramış, Deşt-i Kıpçak ve Tanrı dağlarında Timur ve Toktamış arasında yapılan büyük savaşlar sonunda Toktamış ve onun müttefiki Kırgızlar Deşt-i Kıpçak ve Tanrı Dağlarının büyük bir kısmını harap etmişlerdir. Toktamış'la Kırgız boylarının bu ittifakı Mecmu at-ut tavarih'te geniş yer bulmuştur. Bu eserde Manas adlı birisi Toktamış adına savaşmakta­ dır, yani onun yanında yer almaktadır.İşte bu savaşlar sırasında Doğu Kıpçak ve Kırgız boyları İrtiş'e sürülmüştür329• Timur'un bölgeden çe­ kilmesiyle Tanrı dağlarına olan göç hızlı bir şekil almıştır. Timur Tan­ rı Dağları'ndaki Moğolları tamamen çökertmiştir. Bu durum Kırgız ve Kıpçakların Tanrı dağlarına yerleşmesine büyük katkı sağlamış, bu sü­ reci kolaylaştırmıştır. Kırgız boyları XV. yüzyılın sonunda Moğolların büyük bir kısmını Tanrı Dağları'nın güney ve batı eteklerine atmaya muvaffak olmuştur. Tanrı dağlarında kalan Moğollar ise zamanla kim­ liklerini unutmuşlardır. Tanrı Dağları Moğollarının Timurlularla birlik­ te Maveraünnehr'den çıkarılmasında Ak Orda'nın Doğu Kıpçak boyla­ rının rolü büyüktür. XIV. asrın sonu ve XV. asrın başında Kıpçakların temelinde bazı yeni halklar şekillenmiştir. Deşt-i Kıpçak'ta kalanlar büyük oranda Ka­ zaklarla, Tanrı Dağı Kırgızlarına gidenler de Kırgızlarla karışmışlardır. Batı Tanrı Dağlarına giden Kıpçak boyları da Özbeklerle karışmışlardır. Kıpçak-Özbek boylarının ve Kırgız-Kıpçak boylarının Tanrı Dağlarına göçmeleri Tanrı Dağları Moğollarının yıkılmasına sebep olmuştur. Bu olay Timurlular devletinin yıkıldığı zamana denk gelmektedir. XV. as­ rın 30'lu yıllarında Ebulhayır Han'ın idare ettiği Kıpçak ve Özbek boy­ ları Harezm'in bir kısmını ele geçirdiler. Aynı yüzyılın 40'lı yıllarında yani on yıl sonra Sırderya kıyısındaki Sığnak, Ak-Kurgan, Uzgen, Tür­ kistan şehirleri Ebulhayır Han tarafından zapt edildi. Ebulhayır Han'ın bu harekatı Semerkand'a kadar ulaştı. İşte bu dönemde Bulgaçi-İçki­ lik ve Kuzey Tanrı Dağlarında bulunan bazı Kırgız boyları Ebulhayır Han'ın Kıpçak-Özbek ulusuna bağlı kaldılar. Bunlardan bazılarının

"' K. İ. Petrov, K istorii. . . ,

80

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s. 8 1 - 1 05.


Ebulhayır Han'ın torunu Muhammed Şeybani Han'a destek verdikleri de bilinmektedir. XIV-XV. yüzyıllardaki Kırgız boylarının Kıpçak boyları ile olan iliş­ kileri bu döneme ait Seyfeddin Ahsikendi tarafından yazılan "Macmu at-tavarih" adlı eserde geniş olarak yer almıştır330. Fakat bu eser genel olarak efsaneleri temel almaktadır. Özellikle Manas hakkında ve Tok­ tamış'ın Kırgızlarla kurduğu ilişkiyi göstermesi bakımından, yer adla­ rı ve etnik adları ihtiva etmesi bakımından Kırgız tarihi için oldukça önemlidir. Tarihi açıdan bu eserdeki olayları kabullenmek bizi hataya götürebilir. Bu nedenle bu eserdeki efsanevi olayları çok iyi değerlen­ direrek karar verilmelidir. Çünkü olay örgüsü çok karışıktır. Mesela bu eserde Manas'la ilgili bölümde Manas'ın Toktamış adına savaşan bir asker olduğu izlenimi verilmektedir. Ancak hiçbir Manas Destanı nüs­ hasında böyle bir şey yoktur. Ayrıca Toktamış'ın zikredilmesinden yola çıkarak da Kırgız-Kıpçakların Tanrı Dağlarında yaşadığı hakkında hü­ küm vermek de bizi yanılgıya düşürür. Çünkü bu olaylar başka hiçbir tarihi kaynakla desteklenmemektedir. Toktamış'ın döneminde Kırgız­ ların Güney Kırgızistan'a geldiklerine dair hiçbir bilgi yoktur. Bu ne­ denle bu eser ilmi çalışmalarda dikkatle kullanılmalıdır Tanrı Dağları'na yapılan Kırgız ve Kıpçak göçünün son etabı XV. yüzyılın sonu ve XVIII. yüzyıllar arasında gerçekleşmiştir33 1 . Kır­ gız-Kıpçak332 grubunu oluşturanların dışında Batı Tanrı dağlarına ge­ len ve Özbeklerin içine giren Kıpçak boyları, Deşt-i Kıpçak'ta kalan ve Kazakların içine giren Kıpçak boyları, XV ve XVIII. yüzyıllar arasın­ da bugünkü Kırgızistan topraklarına gelerek Kırgız-Kıpçaklara ve di­ ğer Kırgız boylarının içine girmişlerdir. Bir sonraki bölümde bu boylar hakkında geniş bilgi verilmiştir. Ancak Rükneddin Baybars, Ad-Dimaş­ ki, İbn Haldun gibi yazarların tespit ettiği boylardan sadece Toksoba, Yedioba, Barak gibi Kıpçak boyları Kırgız, Kazak, Özbek, Başkurt, Ka­ rakalpak, Altay, Türkmen boyları içinde yer almışlardır. Diğer boyla­ rın hepsi bu büyük boyların alt gruplarıdır. Fakat üçüncü bölümde de

"0

Tarıhtardın cıynagı (« Macmu atut-tavorih!>) . . , s.

1 28 .

rn

A. M. Mokeev, "Etapı etniçeskoy istorii i sotsia/noy organizalsii kırgızskogo narada na Tyan-Şa­ ne v XVl-XVlll w.", N o :4 , İzv. AN Kırg.Resp.SON, 1 99 1 , s. 43-54. m Kırgız boyları içinde Kırgız-Kıpçaklar adı altında birleşen boy ve oymaklar bulunmakla birlikte diğer Kırgız boylarının arasına girmiş Sarı, Kaba, Barak, Tok, Gündoğdu, Toksoba, Kongur gibi çok sayıda Kıpçak kökenli boy ve oymak vardır.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1 81


göreceğimiz gibi hem Kırgız-Kıpçak boyları içinde, hem de diğer Kırgız boyları içinde çok sayıda Kıpçak boy ve oymağı yer almıştır. Bu durum Kırgızlarla Kıpçakların tarih boyunca ne kadar iç içe ve büyük ilişki içinde yaşadıklarını göstermektedir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, XIII-XV. yüzyıllarda yani Ak Orda'nın hüküm sürdüğü dönemde bu devletin Kimek-Kıpçak boyları ile kur­ dukları ilişkilerin bazı dönemleri göz önüne alınarak Kırgızlar Kıpçak­ larla Tanrı Dağlarına göçmeden önce ve Tanrı Dağlarında sıkı ilişkide bulunmuşlardır. Bu ilişkinin başlangıcı IX. asra kadar gitmektedir. Kır­ gız-Kıpçak ilişkileri zaman zaman kesintiye uğramasına rağmen bin yıldan fazla bir süre devam etmiştir. Kırgızlar Kıpçaklara adlarını ver­ mişler bunun karşılığında da Kırgızlara dillerini vermişlerdir. Kültürel yönden Kırgız etkisi Kıpçak etkisine göre daha baskındır. Çünkü Kıp­ çaklar kültürel yönden sağlam bir yapıya sahip olmadıklarından dola­ yı başka grupların kültürünü ve dinini kolay benimsemişlerdir. Bunu onların başka dinleri kolay kabul etmesinden de anlamak mümkündür. Kırgızlarda ise bu durumun tam tersi olmuştur. Bugünkü dinleri İsla­ miyeti bile eski dinlerine bağlılıklarından dolayı uzun bir süreç için­ de kabul etmişlerdir. Geleneklerine sıkı bağlılıkları tarihleri boyunca birçok güçlüklerle karşılaşmalarına rağmen onları tarih sahnesinden hiçbir zaman silememiştir. Kıpçaklar ise içine girdikleri toplumun kül­ türü ve dininin etkisinde kalmışlar bundan dolayı Delhi Sultanlığı ve Memluklular dışında devletleri olmamıştır. Kazak alimleri B. B. Vost­ rov ve M. S. Mukanov'un araştırmalarına göre Göçebe Özbek devleti­ nin XV. asrın sonunda yıkılmasından sonra Kıpçakların bir kısmı Orta Asya'ya gitmiş ve Karakalpak, Özbek, Kırgız halklarının etnik oluşumu­ na katılmışlardır333 XIV-XV. asırlarda Kırgızların önemli bir kısmı hata Moğolistan' da yaşıyordu ve Tarih-i Raşidi'deki bilgilere göre Moğolistan'ın ormanlık alanlarına yerleşmişlerdi.334 Ak Orda'nın içinde yer alan Kırgız ve Kıp­ çak boyları bu devletin siyasi işlerinde önemli rol oynamışlardır. Ak Orda'nın yıkılması ile birlikte özellikle Kıpçak boyları daha sonra olu-

ııı V. V. Vostrov-S. M . Mukanov, Rodoplemennoy sostav i rasselenie kazahov (konets XIX naçalo< vv). Alma-Ata, 1 968. "' Muhammed Haydar Dulati, Tarih-i Raşid-i, Perevod. A. Urunbaeva, R. P. Djalilovoy, fanovoy, Almatı, 1 999.

82

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

L.

M . Epi­


şan Başkurt, Karakalpak, Nogay, Kırım Tatarları, Tatarlar, Kazaklar, Kır­ gızlar, Özbekler ve Türkmenlerin etnik oluşumuna katılmışlardır. Aynı şekilde Kırgızlar da yukarıda adı geçen halkların hemen hemen hep­ sinin oluşumunda yer almış, kendi kültürünü bu halklara benimset­ miştir. Adı geçen halkların edebiyatlarında özellikle sözlü edebiyatla­ rında, yer adlarında Kırgız kültürünün etkilerini görmek mümkündür. Manas destanı bu halkların sözlü edebiyatlarının özellikle destan ge­ leneğinin kaynağı olmuştur. Bu ilişkiler Altın Orda, Ak Orda devletle­ ri zamanında birlikte aynı devletin çatısı altında yaşadıkları dönemde gerçekleşmiş tir.

Yenisey-İrtiş Bölgesinde Kırgız ve Kıpçak İlişkileri

1

83



ÜÇÜNCÜ BÖLÜ M

KI RG IZ, KI PÇAK BOY VE OYMAKLAR! ARASI N DAKİ İ LİSKİ LER '



Kırgız ve Kıpçak boyları, oymakları arasındaki ilişkiler şimdiye ka­ dar yeterli ölçüde incelenmemiştir. Halbuki Kırgız etnik oluşumunda en fazla rolü olan boylardan biri Kıpçaklardır. Bu konu üzerinde şim­ diye kadar sadece Rus alimi K. İ. Petrov çalışmıştırm. Bu değerli ilim adamı "Kırgız-Kıpçak İlişkileri" adlı makalesinde daha çok iki halkın siyasi tarihi üzerinde durmuştur. Boylar arasındaki ilişkiye hemen he­ men hiç değinmemiştir. Kırgız-Kıpçak boyları arasındaki ilişkileri tes­ pit etmek kaynak yetersizliği nedeniyle oldukça güçtür. Aynı zamanda bu iki halk öylesine birbiriyle kaynaşmıştır ki, bazen her ikisinin için­ de de bulunan bir boyun hangisine ait olduğunu tespit elmek bile çok güç olmaktadır. Araştırmamızı üç bölümde ele almayı uygun bulduk. Bunun sebebi Kırgız ve Kıpçaklar arasında etnik ad benzerliği olması, birinde etnik ad olarak bulunan bir ismin diğerinde özel isim olarak karşımıza çıkmasıdır. Bazen de birinde coğrafi ad olarak bulunan bir isim, diğerinde boy adı olarak karşımıza çıkmıştır. Özellikle Rus yıllık­ larında ve Altın Ordu Devleti hanlarının isimlerinin çoğu Kırgız boyla­ rı arasında etnik ad olarak karşımıza çıkmıştır. Bütün bu sebeplerden dolayı Kırgız ve Kıpçak boyları arasındaki ilişkileri ele alırken üç bölü­ mü göz önüne alan bir metod izledik. İlk etapta hem Kırgızlarda, hem de Kıpçaklarda bulunan boyları tes­ pit ettik. Onların yaşadıkları zaman ve çevre hakkında bilgi verdikten sonra kendi düşüncelerimizi açıkladık. Bu etaptaki çalışmamızda çok sayıda hem Kırgızlara, hem de Kıpçaklara ait çok sayıda ortak boy tes­ pit ettik. Çalışmamızın sonunda gördük ki, bu boyların birçoğu Altay

(Kırgızların bir kısmının Kıpçak, Kimek, Dokuz Oğuz ve Karluklarla ka­ rışık olarak Altay'da yaşadıkları dönem X-XI. yy.) ve Altın Ordu (Xlll-X­ VI. yy.) döneminde ilişkileri sağlamıştır. Tespit ettiğimiz isimlerin bir

İzv.

"' K. 1. Petrov, Kirgizsko-kıpçakskiye otnoşeniye (K voprosu ob eınogeneze i pere�elenii kirgizov)ll AN KirgSSR, Seriya Obşçevs. Nauk, T. lll, Vıp. 2. 1 96 1 , s. 8 1 - 1 25.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 87


kısmı bilinen eski Kıpçak boy isimleridir (foksoba, İtlar (İtter), Kon­ guroğlı, Kotyan vb) . İkinci etapta özellikle Kıpçak (Kuman)larda özel isim olarak tarihi kayıtlara geçmiş isimlerin Kırgız boyları arasında boy adı olarak geçtiklerini tespit ettik. Bunlardan bazıları Kırgız-Kıpçak­ larının içine, bazıları da diğer Kırgız boylarının içine girmişlerdir. Bu boyların sayısı da oldukça çoktur. Ancak önemsiz bulduklarımızı bu çalışmaya dahil etmedik. Tespit ettiğimiz özel adların büyük bir kısmı ise Rus yıllıklarında kaydedilmiş bulunan Kıpçak hanlarının isimleri­ dir. Üçüncü etapta birinde coğrafi ad olarak diğerinde boy adı olarak tespit ettiğimiz isimleri ele aldık. Bu çalışmayı yaparken Çin ve Rus yıllıklarından, özellikle Lavrens­

kaya Letopis, İpatevskaya Letopis'ten, Kaşgarlı Mahmut'un Divanü Lügat-it Türk' adlı değerli eserinden, Arap, Fars kaynaklarından, Reşi­ deddin'in Cami üt-tavarih adlı eserinden, Kırgız tarihinin önemli kay­ naklarından olan XVI. yüzyılda yazılan Seyfeddin Ahsikendi'nin Ma c­ m u at-tavarih ve Eski Türkçenin Sözlüğü adlı eserden yararlandık. Etnik adların etimolojisi hakkında Fransız alim P. Pelliot'nun eserlerinden ge­ niş ölçüde istifade edildi. Ç. Valihanov, N. A. Aristov, H. A. Nalivkin, V. V. Bartold, G. Grjimaylo, S. S. Gubayeva, N. F. Stniyakovskiy, A. Sıdıkov, S. E. Malov, L. Rasony, N. A. Baskakov, R. G. Vinnikov, S. M. Abramzon, M. B. Camgerçinov, L. P. Potapov, Y. A. Zuev, R. G. Kuzeyev, T. İ. Jidanko, B. B. Vostrov-M. S. Mukanov, B. H. Karmışeva, K. G. Menges , T. Tekin, Z. V. Togan, A. Abdıkalıkov, C. Attokurov, A. A. Valitova, H. G. Volkova, C. Ataniyazov, K. Şaniyazov, B. E. Kumekov, D. G. Savinov, E. İ. Kıça­ nov, T. İ. Sultanov, G. P. Suprunenko, İ. N. Lezina, İ. B. Moldobayev, O. T. Molçanova, V. A. Nikonov, H. Karasayev, T. Canuzakov, A. M. Mokeev, D. İsayev, E. J. Maanayev, O. Karatayev, E. Törökan uulu, K. Konkoba­ yev, D. G. Tumaşeva, E. Koyçubayev gibi etnik tarih ve yeradları bilimi uzmanlarının eserlerinden geniş ölçüde yararlanılmıştır Etnik isimler üzerinde Rus yıllıklarını tarayarak büyük emek sarf eden Macar alimi L. Rasony ve Rus alimi N. A. Baskakov'un yaptıkları çalışmalar kayda değerdir. Bu iki alim Rus yıllıklarında geçen Kıpçak boy ve oymak isimlerini, han isimlerini ve başka şekilde verilmiş isim­ leri Rus yıllıklarından çıkararak ilim aleminin hizmetine sunmuşlardır. Kırgız boyları hakkında en önemli çalışmaları Rus alimi N. A. Aristov yapmıştır. Ancak onun çalışmaları daha sonra bu alanda çalışanlar ta-

88

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rafından tenkide uğramıştır. Kırgız boyları hakkında araştırmalar ya­ pan bir başka alim de S. M. Abramzon'dur. O, Aristov'u ortaya koydu­ ğu fikirleri ve tespitlerinden dolayı, Kırgız dilinden ve Türk dillerinin materyallerinden yeterli ölçüde yararlanmadığı için tenkit etmiştir:ı:rn. S. M. Abramzon araştırmalarında Kırgız boy ve oymaklarını, onların yaşadıkları yerleri en iyi şekilde tespit etmeye çalışmıştır. Onun çalış­ maları gerçekten övgüye değerdir. Kırgız boy ve oymakları hakkında S . M. Abramzon'un çalışmasından daha iyi bir araştırma şimdiye kadar ortaya konmuş değildir. Bu bakımdan onun çalışması Kırgız tarihi ve etnografyası için son derece önemlidir. Son zamanlarda A. M. Moke­ yev'in Kırgız SSR'in 1 984 yılında basılan tarihinde ortaya koyduğu gö­ rüşler, Kırgız tarihinin araştırılmasına yeni bir bakış açısı getirmiştir337• Bu değerli eserde Kırgız boyları ve Kıpçaklar hakkında önemli bilgiler vermiştir. Kırgız tarihçisi O. K. Karatayev'in yazmış olduğu "Kırgız Etnik Adlar Sözlüğü" de bir bakıma Kırgız boy ve oymaklarının sistemli bir şekil­ de bir eserde toplanmasıdır. Bu eser de etnik tarih araştırmacılarının başucu kitabı olacak değerdedir. Konumuzu tamamlayıcı olması açı­ sından yer adları ile ilgili eserlerden de geniş bir şekilde yararlanmayı uygun gördük. Bunlar arasında V. A. Nikonov, T. Canuzakov, İ. N. Le­ zina, K. Konkobayev gibi alimlerin çalışmalarını sayabiliriz. Batı Deşt-i Kıpçak' ta özel isim ve boy adı olarak görünen birçok ismin Kırgızlarda boy adı olduğunu tespit ettik. Bu boy adlarının hemen hemen hepsine özellikle Kazak boyları içinde de rastladık. Başkurt, Karakalpak, Özbek, Nogay, Kırım Tatarları ve Türkmen boylarının içinde de bazılarını tes­ pit ettik. Ayrıca bu araştırmada tespit ettiğimiz önemli bir noktada Al­ tay Kırgızlarının Doğu Kıpçaklarına katılarak Tanrı Dağlarına gelmiş ol­ duğunu tahmin etmemizdir. Çalışmamızda tespit ettiğmiz bu özel isim ve boy adlarının coğrafi ad olarak hem Kırgızlarda, hem Kazaklarda bu­ lunması da işin diğer bir ilginç yanıdır.

336 S. M. Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ... , s. 546. m A. M. Mokeev, lsıoriya Kirgizskoy SSR. T. 1, Bölüm VIII, Frunze 1 984. İstoriya Kirgizskoy adlı eserin birinci cildinin sekizinci bölümü A. M. Mokeev tarafından yazılmıştır.

Kırgız, Kıpçak Boy vP. Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

89


KIRGIZ VE KIPÇAKLARDA ORTAK OLARAK BULUNAN BOYLAR Ak Kıpçak Kırgız boyları içinde yer alan Ak-Kıpçak, Kıpçak boylarının büyük oymaklarından biridir. Kırgız boyları içinde Kırgız-Kıpçak grubu için­ de bulunmaktadır338• Seyfeddin Ahsikendi' nin XVI. yüzyıla ait Mac­ mu at-tavarih' adlı eserinde Kıpçak beylerinden birinin adı Ak-Timur Kıpçak olarak kaydedilmiştir3:rn. Özbek Konıratların içinde de yer alan bu boyun mensupları tarihi kayıtlara göre Semerkand bölgesinde yer­ leşmişlerdir. Ak-Kıpçak boyunun Semerkant'a Güney Kazakistan'dan XVIII-XIX. asırlarda geldiğini tarihi kaynaklara dayanarak K. Ş. Şaniya­ zov tespit etmiştir340• Özbek Kıpçakların içindeki Ak-Kıpçak boyunda Cagaltay, Şegarbay, Böribay (veya Börü) , Ak-Piçak, Piçakçi gibi oymak­ lar vardır. Bunlardan Cagaltay'ın Kulcaman, Şanazar ve Karahan alt grupları mevcuttur. Cagaltay oymağı diğer halkların içinde de bulunan Cagalmay'dan başka bir şey olmasa gerektir. Cagaltay aynı zamanda Ka­ rakalpaklarda da bulunmaktadır. Ak-Kıpçak oymakları içinde yer alan Börübay etnik adı Börü biçiminde Kırgız boylarından Salto, Adigine ve Azık'ın içinde de vardır341 • Türkmenlerde ise Börübeç biçiminde bir oymak mevcuttur342• Ancak bu sözün sonunda bulunan "beç" ekinin bay veya bey sözü ile alakası olmasa gerektir. Dolayısıyla Börübay et­ nik adı ile yakınlığı şüphelidir. Kulcaman oymağı da Kırgız Noygutla­ rın içinde tespit edilmiştir343• Kulcaman Kazak şeceresinde Caman biçi­ minde gösterilmiştir344• Ak Kıpçak etnik adı Akpiçak biçiminde Özbek Konıratların içinde de bulunmaktadır345• Bu iki etnik isim büyük bir ihtimalle aynı ismi "' E. Törökan uulu, Sol Kanat Kırgız, Bişkek, 1 995, s. 1 58; O. K. Karataev, Kırgız elinin etnikalık önügüüsü, Bişkek, 2003, s. 1 1 5. m Maıeria/ı po islorii . . . , , s. 207. Ak Timur Kıpçak acaba Ak Kıpçakların reisi olabilir mi? "°

K. Ş. Şaniyazov, K etniçeskoy istorii uzbekskogo naroda, Taşkent, 1 974, s. 1 29.

" ' S. M. Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya severnoy Kirgizii, TKAEE, T. iV, Moskva, 1 960,

s. 29, 57, 65.

"' S. Ataniyazov, S/ovar Turkmenskih eınonimov, Aşhabat, 1 988, s. 35. 143 O. K. Karataev, Kırgız eınonimder sözdügü, Bişkek, 2003, s. 1 1 5. 144

T. Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki, Alma-Ata, 1 982, s. 1 68 .

m

1 976,

90

1

B. H. Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii yujnıy rayonov Tadjikislana i Uzbekstana, Moskva, s. 9 1 .

Ktrgızlar ve Kıpçaklar


ifade etmektedir. Akpiçak, Ak Kıpçak etnik adının bozulmuş şekli veya şive farkından dolayı ortaya çıkmış bir biçimi olabilir. Etnik adın bi­ rinci unsuru "ak"ın boyun coğrafi yerleşimini ifade etmesi ihtimal da­ hilindedir. Yani Ak unsurunun, etnik birliğin veya topluluğun, coğra­ fi yerleşme durumuyla ilgili olarak ortaya çıkmış olması mümkündür. Yer adları ile ilgili çalışmalarıyla tanınmış Rus alimi V. A. Nikonov'un yukarıda bahsettiğimiz tezine göre boylar yaşadıkları yerlere adlarını vermiştir346. Bu görüşten yola çıkarak Arap coğrafyacısı İdrisi'nin (öl:

1 1 66} eserinde geçen Ak Kumaniye adının Ak Kıpçak olabileceği söyle­ nebilir347. Arap coğrafyacısı İdrisi Kumanlar ve yerleşim yerleri hakkın­ da şu bilgileri vermektedir: " ... Hazarların şehrinden Kive (Kiev) şehrine

25 mildir. Buradan Kumanların mensup olduğu Kumaniye şehrine 25 mildir. Buraya Kara Kumaniye denir. Kumaniye ile Kive (Kiev) suyu ara­ sında geçilmesi zor büyük bir dağ vardır. Buraya Kara Kumaniye denil­ mesinin sebebi; buraya bitişik bir nehir bulunur. Bu nehir Kumaniye ile Kive (Kiev) arasındaki dağdaki bir vadinin altından geçer, sonra suyu duman gibi siyah olmuş olarak yer üstüne çıkar. Bu meşhurdur. Kara Kumaniye 'den Ak Kumaniye denen Matluka şehrine 50 mildir. Ak Ku­ maniye büyük ve mamur bir şehirdir. Buradan Macarlara ait Matriye (veya Matriba) şehrine 1 00 mil uzaklık bulunur. .. Nuşi şehrine gelince burası Ak Kumaniye'nin kuzeyinde kurulmuştur. İkisi arasında 50 mil mesafe vardır. . . "348• Nuşi şehri Kara Kumaniye'nin bulunduğu yer göz önüne alındı­ ğında kuzeyi göstermektedir. İdrisi, Kumanların Kumaniye şehrine de Kara Kumaniye dendiğini söylemektedir. Tarihi kaynaklardaki bilgilere göre Ak Kumaniye güneyde, Kara Kumaniye de kuzeyde bulunuyordu. Rus kaynaklarına Ak Kıpçak terimi Ak Kumaniye, Kara Kıpçak da Kara ,,. B. A. N ikonov, Eınonimiya!Etnonimı, Moskva, 1 970, s. 23. "' Tarihçi Faruk Sümer Kıpçaklarla ilgili bir makalesinde İdrisi'nin verdiği bilgilerden bahsederken şöyle diyor: "Xl l . yüzyılda yaşamış olan coğrafyacı el-İdrisi Kıpçakların Karadeniz'in kuzeyindeki yurt­ larını "Ak Kıpçak İli" ve "Kara Kıpçak İli" adları ile iki bölge halinde gösteriyor. Bunlardan Ak Kıpçak lli'nin Özü (Dinyeper) ve Turla (Dinyesıer) arasındaki bölge, Kara Kıpçak lli'nin de Don ile Doneç Irmakları arasındaki yöre olduğu sanılıyor. Fakat bu iki Kıpçak kolu arasında siyasi içtimai ve kavmi bakımdan bir fark olup olmadığı bilinemiyor. Yok ise bu iki koldan Ak Kıpçakların sağ kolu meydana ge­ tirdikleri şüphesizdir." (Faruk Sümer, Eski Türk Elleri, Kıpçak/ar-2, TDAD, Sayı:93, İstanbul 1994, s. 13). Yukarıdaki Ak Kıpçak İli ve Kara Kıpçak ili İdrisi'nin eserinde yukarıda verdiğimiz şekilde Ak Kumaniya ve Kara Kumaniya olarak geçmektedir. F. Sümer, bu isimleri yukarıdaki gibi çevirmiştir. Yani Kumanların Kıpçaklar olduğu hakkında şüphesi yoktur. Yalnız Ak Kıpçak İli'nin sağ kolu teşkil ettikleri konusundaki görüşO bize göre sağ veya sol koldan ziyade yerleşim alanını belirtmek içindir.

"' Geographie d'Edrisi . . . , T. il, pp. 400-40 1 ; Şeşen, /s/am Coğrafjıacılarına Göre... , s.

1 1 8.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 91


Kumaniye olarak geçmiş olabilir. Ak Kumaniye'nin güneyde olduğu­ nu İdrisi'nin yazdıklarından anlamak mümkündür. İdrisi Ak Kumani­ ye'nin büyük ve mamur bir şehir olduğundan söz ediyor ve Macarlara ait Matluka şehrine 20 mil uzaklıkta olduğunu zikrediyor. Gerçekten de Macar ülkesi Kiev'in güneyine düşmektedir. İdrisi'nin sözünden an­ laşıldığına göre mamur şehir ancak güneyde olabilir. Çünkü kuzeyin iklimi daima serttir. Kuzeyde tarım yapmak oldukça güçtür. İdrisi Kara Kumaniye adını buraya bitişik bir nehrin suyunun kara bir şekilde ak­ masıyla ilişkilendirmesine rağmen Kara Kumaniye'nin kuzeyde oldu­ ğu Kiev'e yakın olmasından anlaşılıyor. Aslında renk adlarından da bu durum açıkça görünmektedir. Çünkü eski Türkler yerleşim bölgelerini renklerle adlandırıyordu. Türk ad verme geleneğine göre "ak" güneyi, "kara" da kuzeyi ifade etmektedir. Bize göre, Kıpçaklarla Kumanlar aynı halk ama ayrı oymaktır. Kumekov, Arap yazarları İbn el-Furat ve İbn Tagriberdi'nin eserlerinde onların menşei hakkında çok önemli bilgiler bulmuştur349• Kumanlar birçok yerli ve yabancı araştırmacı tarafından Kıpçaklarla aynı etnik grup sanılıyordu. Çoğu araştırmacı Kuman adı­ nı Kıpçaklara batılılar tarafından verilmiş bir isim olarak görüyordu. Kumekov bu ismin batılılar tarafından verilmediğini yerli bir isim ol­ duğunu Kumanların da Kıpçaklar gibi Kimek Kağanlığı içinde yer alan diğer bir Türk boyu olduğunu iddia etmektedir. Büyük ihtimalle de Ku­ manlar Kıpçakların büyük boylarındandır. Çünkü Kuman adına ben­ zer Altaylarda Kumandin boyu vardır. Kumandin Altay'ın büyük boy­ larından biridir. Rusça'da ve batı dillerinde Kuman adı sarı, açık sarı, saman rengi anlamına gelmektedir350• Belki de bunlar Asya' da bulunan Sarılar'dı. Kumanları Asya'da bulundukları zaman Sarı, Güney Rusya bozkırlarına intikal ettikten sonra da Kuman olarak ifade etmiş olabilir­ ler. Çünkü İslam yazarlarından el-İdrisi, Ebulfida ve el-Mağribi dışında hiçbir yazar Kuman/Koman adından söz etmiyor351• Ayrıca Asya halk­ larına mensup olan yazarlar da Kuman ve Koman adını eserlerinde zik­ retmemişlerdir. Rus yıllıklarında ve batı kaynaklarında Kıpçak adının geçmemesi de buna delil olabilir. Bilindiği gibi Altın Ordu devletinin '" Tarih al-Furat-Beyruı, 1 939, t.Ix, s. 437; İbn Tagriberdi, Nucum az-zahira, Kahire, 1 936, ı.Vlll, s. B.E. Kumekov, Kazahi i vengrı: obşçie istoriçeskie komi//Nauçnıy mir Kazahstana. Astana-Şımkenı, 2008, No: 1 , s. 62-75.

46;

"0

Bkz. Birinci bölüm Kıpçak(Kuman) etnik adı, s. 32

"' Geographie d 'Edrisi ... , pp. 400-40 1 ; Eboulfeda'da al-Kamanye biçiminde geçmektedir. Bkz: Geographie d'Abou(feda . . . , T. il, premiere partie, p. 29 1 ; Şeşen, İslam Coğra.fYacı/arına Göre. . . . , s. 203.

92

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


yıkılmasıyla batıda bulunan Kıpçak boylarının büyük bir kısmı Orta Asya'ya geri döndüler. Bu göç sonucunda Ak Kıpçakların önce Kaza­ kistan'ın güneyine, bir kısmının sonra Kırgızistan topraklarına göçmüş olmaları mümkündür. Ak Kıpçakların Kırgızlarla ilişkileri Altın Orda zamanında olmalıdır.

Alçın352/ Alçıken Çin yıllıklarında geçen E-lo-chih ve Po-ma (Bo-ma) etnik adları Al­ çın/Alaçin/Alçı etnik isimlerinin Çince transkribidir ve Türkçe "ala­ ca atlılar" manasına gelmektedir353• Çin yıllıklarında Türk Kağanlığı­ nın kuzeyinde Baykal Gölü'nün yakınında oturdukları belirtilmiştir. Ancak Bo-ma'ların yerleşim yerleri konusunda ilim adamları değişik görüşler ileri sürmektedirler354• 976-984 yıllarına ait Çin kaynağında (Tai-pin Huanyuy TSzi) Bomaların Kırgızların (Chia-chia-ssu) kuzey ta­ rafında yerleştikleri kaydedilmiştir. Ayrıca Bo-ma'ların Türklerden çok farklı olmadığı zikredilmiş, atlarının renginden dolayı bu adı (Boma) aldıkları ifade edilmiştir. Yüzlerinin renginin Kırgızlara benzediği, fa­ kat birbirlerini anlamadıkları belirtilmektedir355• Moğol tarihinin temel

"' N . A. Aristov, Zametki ob etniçeskom .ı·ostave ryurkskih plemen i narodnostey i svedeniya ob ih çislennosti. «Jivaya Straina». -Vıp. 3-4, Spb, 1 894; Zuev, Tamgi. . , s. 1 24; L. Hambis, Noıe sur / 'insıa/­ lation des Mongols dans la boucle du fleuvejaune/ Mongolian Studies/ Amsterdam, 1 970, pp. 1 73 - 1 74. m

Zuev, "K etniçeskoy isıorii usuney . . . , s. 1 24; Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre . . . , s. 95.

'" Paul Pelliot, onları Yenisey'in üst kısmına Kuzey Buz denizinin kenarına yerleştiriyor (Pel/ioı, Notes sur / 'Histoire . . . , p. 142). Y. A. Zuev ise bu fikri uygun bulmuyor, Bo-ma'ları Angara Nehri'nin çıkış yeri ve Çinlilerin "Bey-Hay" Kuzey Denizi dedikleri Baykal Gölü'nün doğu kıyısındaki bölgeye yerleştirmektedir (Zuev, K etniçeskoy istorii u.mney. . . , s. 1 25). A. G. Malyavkin, Boma ve Basimi adları­ nın yazılışlarının birbirine çok benzediğini, bu iki boy içinde Ala boyunun önemli olduğunu ifade etmekte Ala'nın Basmıl, Boma ve Syanbi boyları arasında ilişkiyi sağladığını belirtmektedir (A. G. Malyavkin, Tanskie hroniki o gosudarstvah Tsenlralnoy Azii. Novosibirsk, 1 989, s. 325). A. G. Malyavkin'in verdiği bilgilerde Tan Sülalesi yıllığında Bomaların diğer bir adının da Hela olduğu belirtilmektedir. Japon tarih­ çisi Liu Mau-tsai, bu HelX'yı Helan biçiminde okumuş ve bunun Qulan (Kulan) olduğunu ileri sürmüştür. A. G. Malyavkin ise Helan biçiminin yanlış, Hela biçiminin doğru olduğunu iddia etmiş, bunun da "Ala" anlamına geldiğini Kulan olamayacağını söylemiştir (A.g.e. s. 324). Eğer bu sözcük gerçekten Kulan ise bu Kulan etnik adının da çok eski olduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi Kulan adı Orta Asya'da etnik ad olarak özellikle Kıpçaklarda Kulan Kıpçak, Kulan Sarık biçimlerinde bulunmaktadır. Bununla birlikte Kazakistan'da eski yerleşim yerlerinden biri de Kulan adını taşımaktadır. Kulan yer adı olarak lslam yazarlarının eserlerinde geçmiştir. İbn Hurdadbek ve ondan naklen Kudame ibn Cafer eserlerinde Kulan şehrinden söz etmişlerdir. Faruk Sümer'in "Türklerde Şehircilik" adlı eserinde Kulan'ın küçük bir yöre olduğu, İslamiyet'in burada yayıldığı ve ziraate elverişli olduğu yazılmıştır (F Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, Ankara, 1994, s. 57). Kulan aynı zamanda İpek yolunun önemli merkezlerinden biridir. Kulan Kıpçak kolundan söz edilirken konu hakkında ayrıntılı bilgi verilecektir. "' A. G. Malyavkin, Tanskie hroniki o gosudarstvah Tsentralnoy Azii, Novosibirsk, 1 989, s. 1 041 06. 949, 954, 956. notlar; Kırgızdardın cana kırgızsıandın. .. , s. 45; Taşağıl, Çin Kaynaklarına Göre .... , s. 95-96.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 93


kaynaklarından Altan Tobçi'de (Yazılışı:1240} Calibuga'nın Alçı-Tatar oymağından olduğu kaydedilmiştir356• Gene, Reşideddin'deki bilgilere göre Tatar boylarından biri Alçi-Tatar'dır357• Buradaki Alçi ismi Alçın olsa gerektir. Alçın Kazakların Küçük Cüz'ünün Bayulı, Alimulı, Ceti­ ru gibi boylarının ve Özbeklerin bir kısmının temelini oluşturan etnik gruptur358• Tan Sülalesi {61 8-907) yıllıklarındaki bilgilere göre Altaylar­ da yaşamışlardır. Alçın boyunu G. Gırjimaylo, Dinlinler ve Kıpçaklar ile ilişkilendirmektedir359• Fakat bu görüşü kabul etmek için Kıpçakla­ rın Tinglinlerden (Dinglinler) çıktığı meselesinin halledilmesi gerek­ mektedir. Dinlinlerin kökeni, kim oldukları günümüzde de hala tartı­ şılmaktadır. Bu nedenle G.Grjimaylo'nun bu görüşüne, yani Alçınların Kıpçakların ataları olduğu fikrine ihtiyatla yaklaşmak gerekmektedir. X. asırda Alçınların bir kısmı Kıpçaklarla birlikte Kanglıların içinde ba­ tıya göç etmiştir. Ş. Kudayberdiulı da Alçınların eski dönemlerde Alka­ şın (Alakçın) adı ile bilinen Yenisey Kırgızlarıyla aynı nesilden geldik­ lerini ileri sürmüştür360• Tarihi kaynaklardan öğrendiğimize göre X-XII. asırlarda Kırım'da bulunan Kıpçak (Kuman}, Peçeneklerin arasında çok sayıda Alçın olduğu anlaşılmaktadır. XII-XIV. asırlarda Alçınların bir kısmı Nogay Ordasının temelini oluşturan boylardan biridir361 • Nogay Ordasının yıkılmasıyla birlikte başta Kazaklar olmak üzere bugünkü Nogayların362 Özbek Kataganların363, Türkmenlerin364 içine girmişlerdir. Kazak alimi M. Tınışpaev'in tespitlerine göre Alçınlar yukarıda zik­ redilen halkların dışında Başkurtlarda, Kazan Tatarlarında, Kırım'da, Kafkaslarda ve Afganistan'da da bulunmaktadır365• Kırgız tarihçisi Be­ lek Soltonoyev de Kazaklarda, Kırım Tatarlarında, Volga Tatarlarında, Türkmenlerde ve Özbeklerde Alçın boyu olduğunu yazmıştır.

'"' Lubsan Danzan, Altan Tobçi ("Zo/otoye skazanie ") perevod s mongolskogo, vvedenie, kommen­ tariy i prilojeniya N. P. Şastinoy/Pamyatniki pismennosti vostoka, Moskva, 1 973, s. 1 1 2, 1 32. "' Raşid ad-Din, Sbornik letopisey.. , s. 1 O 1 - 1 03 . "' G. E . Grum-Grjimaylo, Zapadnaya Mongoliya i Uryanhayskiy kray, T. il, Leningrad, 1 926, s. 353-354; P. Pelliot, L.Hambis, Histoire des campagnes de Gengis Khan, Leiden, 1 95 1 , s. 63-64. "' Grum-Grjimaylo, Zapadnaya Mongo/iya.... , s. 57, 59, 622, 623. ''°

Ş. Kudayberdi uulu, Rodos/ovnaya tyurkov, kirgizov. .. , s. 69.

'" Kazak Sovet Entsiklopediyası, T. il, Almatı, 1 980, s. 97. '" Kereytov, Etniçeskaya istoriya ... , Sıavropol, 1 999, s. 1 52. "' Kannışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 1 05. 364 S. Aıaniyazov, Etnonimı turkmenskom yazıke. (Doktora tezi özeti), Aşhabad, 1 990, s. 1 55. "' M . Tınışpaev, İstoriya kazahskogo naroda, Almatı, 1 998, s. 1 03 .

94

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


Kırgız boyları içinde de Alçınların bulunduğunu ayrıca belirtmiş­ tir366. B. D. Camgerçinov'un şeceresinde de Alçın etnik grubu Adigi­ ne'nin içinde gösterilmiştir367. N. Sitniyakovskiy'nin şeceresinde ise Alçın boyu Noygutların içinde yer almıştır368. XII-XIV. asırlarda Alçın­ ların esasını teşkil eden grup Rusya bozkırlarının güneyini ve güneydo­ ğusunu mekan tutmuştur. Alçınlardan güney doğuya doğru Karakesek ile Cetiru yerleşmiştir. Bu Karakesek ve Cetiru boylarının da Kırgızlarla ve Kıpçaklarla ilişkisi vardır369. XIV. asrın sonunda Güney Rusya, Lit­ vanya, Polonya ve Sirbistan gibi uzak ülkelerde ve Bizans'ta etkisini gösteren Nogayların esasını Alçınlar teşkil ediyordu370. XV. asrın orta­ sında Alçınların büyük bir kısmı Ebulhayır Han'ın, XVI. asrın ortasın­ da ise "Büyük Nogaylı" hanlığının hakimiyetine girdiler. Bundan sonra da Nogayların parçalanması ile yani İsmail'in Yusuf 'u öldürmesi so­ nucunda bölünen Nogaylıların bir kısmı Kazaklara katıldılar. İşte bu Kazaklara katılanlar arasında Alçınlar da vardı. Alçınlarla ilgili efsa­ neler sadece Altın Orda ve Nogaylar devrindeki olayları anlatmakta­ dır. Bilindiği gibi Kıpçak efsaneleri aynı zamanda Altın Ordu ve Nogay efseneleridir. Macmu at-tavarih'teki 92 Özbek boyu listesinde ''.Alçin" biçiminde kaydedilen Alçın etnik adı S. M. Abramzon'un Zakir Çormo­ şev'den aldığı 92 Özbek boyu listesine ilavesinde de zikredilmiştir371 . XIX. yüzyılın başında N. V. Hanıkov, Alçınları Özbeklerin Kır boyunun içinde göstermiştir372. Kısaca tarihine değindiğimiz Alçın, Kırgız boylarından Saruu'nun içinde Alçın373 biçiminde ve Saruu'nun Alakçın oymağının içinde Al­ çıken biçiminde yer almaktadır374. Yani, Alçınlar Kırgızların etnik te­ şekkülünde de bulunmuşlardır. Y. R. Vinnikov'un tespit etmiş olduğu boylar ve oymaklar arasında da Saruu'nun içinde Alaçin adlı bir uruk yer almaktadır. Bu Alaçin etnik adı da Alçın adını ifade etse gerektir375.

366

B. Sltonoyev, Kızıl Kırgız Tarıhı, Bişkek, l 993, s. l 6 l .

367

B. D. Camgerçinov, Oçerk politiçeskoy istorii Kirgizii X!X veka, Frunze, l 966.

368

Stniyakovskiy, "Pereçislenie.. ., s. l l l . "' Tınışpaev, İsloriya kazahskogo. .. , s. 1 0 1 . 1 70

Tınışpaev, lsıoriya kazahskogo .. ., s. I O l .

37 1

Maıerialı po istorii kirgizov i Kirgizii, s . 2 1 1 -2 1 2, 2 1 4. Hanıkov, lsıoriya Buharskogo hanstva, Spb., l 843, s. 60.

372 V.

m E. Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça sancırası, T. 1, Bişkek, l 995, s. 70. "' Abrarnzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı . . .,

s. 738.

m Y. R. Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasse/eniye kirgizov na territorrii Yujnoy kirgizir' TKA-

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 95


Büyük bir ihtimalle Alçın sözünün değişik telaffuzundan ortaya çık­ mıştır. E. Törekan uulu'nun tespit ettiği Kırgız boylarından Saruu'nun içinde Alçıkan biçiminde mevcuttur376• Alçıkan'la yukarıda zikrettiği­ miz Zakir Çormoşev'in boylar listesinde bulunan Alçıken aynı olma­ lıdır. S. M. Abramzon kendi araştırmaları sonucunda ortaya çıkardığı Kırgız boyları listesinde Alçın etnik adına rastlanmamaktadır. Kırgız edebiyatının şaheseri Manas'ta da Alçınlardan söz edilmektedir377• X . asırdan beri bilinen b u boyun Kırgızların içine Nogay Ordasının yıkıl­ ması sonucu Kazaklara katılan kısmı vasıtasıyla girdiği sanılmaktadır. Ayrıca Alçınların eski boy oldukları yukarıdaki bilgilerden açıkça gö­ rünmektedir. Altın Orda ve Ak Orda devirlerinde Kıpçaklara katılan Alçınlar Kırım'a kadar olan bölgede kurulan devletler ve hanlıklarda büyük rol oynamışlardır. Bize göre Tan Sülalesi yıllığında da belirtildi­ ği gibi Türk boylarından birisidir. Yukarıdaki bilgilerin ışığında Alçın­ ların XVI. asırdan itibaren Kırgız ve Kıpçakların içinde önemli roller üstlendiklerini de söyleyebiliriz. Kasım Han {1 51 1 - 1 523) döneminde Nogaylar arasındaki Alçınla­ rın belirli bir kısmı Kazaklara katılmışlardır. Bunlar Tahir Han {1523-

1 533} dönemindeki olaylar sebebiyle tekrar geldikleri yerlere geri dön­ müşlerdir. Alçınlar gittikten sonra Uysinler ve Kırgızlar, Tahir Han'a katılmışlardır. Haknazar {1 538-1 580} döneminde Kazan'dan ve Astra­ han'dan Alçınlar tekrar gelmişlerdir, hanın ölümünün hemen akabinde Kanglılar, Sirgeliler ve diğer boylar Kazak birliğine katılmışlardır. Al­ çınların asıl birlikleri Ormanbet öldükten sonra 1 600'lü yıllarda Esim Han {1 598-1 628} döneminde tamamen Kazak birliğine girmişlerdir. M. Tınışpaev . . .Alçınlar farklı Türk ellerinin arasına bölünerek dağıl­ mıştır. XVI. asrın ortasından sonra kaynaklarda adı sık sık duyulmaya başlamıştır. Günümüzde bütün Kazak halkının önemli bir bölümünü (5/2 'sini) oluşturmaktadır. Kazak cüzlerinden Küçük Cüz sadece Alçın soyundan oluşmaktadır. Bu kalabalık boyun kökeninin çok eski dönem­ lere kadar uzandığını söylemek m ümkündür"378 diye yazmıştır. Alçın "

boyu Anadolu Türkleri arasında da Alçı Tatarları adı altında bulun­ maktadır. Onların Anadolu'da olduklarını gösteren kayıtlar XVI. yüzEE, Moskva, 1 956, s. 1 83. 8. Tablo. 3 76 E. Törökan uulu, Sol kanal ... , Bişkek, 1 995, s. 73.

m i. B. Moldobaev, «Manas» istorika-kultumıy pamyatnik kirgizov. -Bişkek, 1 995, 378 M. Tınışpaev, Kırgız-Kazak elinin ıarıhına materyal/ar, Taşkent, 1 925, s . 54.

96

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

135.


yıl Mufassal Vergi Defterleridir. Kırgız boyları arasında Alakçın oymak şeklinde 2 5 etnik adla Saruu boyunun içinde yer almaktadır. Kazaklar arasında ise aynı adla (Alşm) , Küçük Cüz içinde 3 boy olarak görülmek­ tedir. Kırgızların Saruu boyu içinde yer almaları onların Kıpçaklar ile bağlantısı olduğunu göstermektedir.

Argın/Argun Kırgız boyları içinde yer alan Argınlar Rus alimi N. A. Aristov'un fikrine göre Çin yıllıklarında "Basimi" adıyla bilinen ve VII-VIII. asır­ larda şimdiki Moğolistan'ın kuzey doğusunda yaşayan Basmıllardan çıkmıştır379• Muhammed Haydar Dulati, Argınları Moğol kökenli Ar­ kanut boyu ile ilişkilendirmektedir380• Xl-XII. asırlarda Argınlar, Tarba­ gatay'ın kuzeyinde, Kıpçakların doğusu, Naymanların batı tarafında­ ki bölgelere hakim oldular. Çin'deki Moğol Hanedanı (Yuan Hanedanı, 1 280-1368} yıllığı Yuan -Şi'de Argınlar Kanglı ve Kıpçaklarla birlikte bağımsız bir grup olarak zikredilmektedir. Onların kökeni hakkında başka alimler de değişik fikirler ileri SÜrmüşlerdir381 , Argıri382 Özel isim ve coğrafi ad olarak da Türk ve Moğol halklarında kullanılmıştır383• N. A. Aristov, Cengiz Han döneminde onların batıya doğru kaydıklarını söylemiştir. Argınların XVII. yüzyıl belgelerinde Hakas boylarından

379 N. A. Aristov, "Opıl vıyasenniya etniçeskogo sos/ava kirgiz-kazahov Bolşoy Ordı i kara-kirgizov... ", JS, Vıp. 11-IV, Spb., 1 894-95, s. 365. 380

Tarih-i Raşidi. . , s. 88.

'" Aristov, Opıt vıyasenniya... , s. 363-366. "' Argın sözü K. K. Yudahin'in Kırgızca-Rusça Sözlüğünde "melez", "kırma", "Tibet öküzü ve inek­ den doğan melez hayvan" anlamlarına gelmektedir. Argun sözü ile aynı anlamdadır (K.K. Yudahin, Kirgiz­ sko nısskiy slovar. - Moskva, 1 969. s. 66). Fransız alimi P. Pelliot da bu anlama geldiğini ileri sürmektedir (P Pe//iot, Une ville musulmane dans la Chine au nord sous fes Mongols, JA , T CCX/oct-dec. 1927. pp. 265). Tarihi kaynaklarda Marko Polo'nun Seyahatnamesinde " ... Argon 1 2 86'da saltanat sUrmeye başladı" şeklinde kaydedilmiştir (İstoriya mongalov / Dj. Del Plano•aprini.-3'. izd. -Puteşestvie v Vostoçnıe sıranı / G.de Rubnık.-3� izd. -Kniga Marko Polo. -4'. izd.! Vstup. si .. kommenı. MB. Gornuig. •.: Mısl, 1997. s. 360). Yani Argun sözü ile Argın arasında anlam farkı yoktur, Marko Polo 'nun seyahatnamesinde yazdığı gibi Argon biçiminde de bu isim zikredilmiştir. Fransız alimi P. Pelliot, Argun adını İlhanlı Hanı Argun'la (/ 286) aynı gönnektedir (P Pelliol, Notes sur l 'hisloire de la Horde d 'Or. Paris, 1 949, pp. 5 7-58, 78). V. P. Yudin, Moğol kabilesi Arkanut/Arhanut'u N. Elias'ın Alakunutlara veya Olkunutlara, N . A. Aristov'un da Argınlara benzettiğini yazmıştır. Kendisi ise bu benzetmelere inanmamaktadır (V P Yudin, O rodop/e­ mennom sostave mongu/ov Mogulistanai Mogulii i ih eıniçeskih svyazah s kazahskimi i drugimi sosednimi narodami, -IAN KazSSR, SON, Moskva, 1 965, vıp 3. s. 52-65). m Moğol Hanlarından birinin adı Argun 'dur. Bkz: The Ta 'rikh-ı-Güzida or "se/ect hisıory " of Ham­ dullah Musıawfi-ı Qazvini, compıled ın A.H. 730 (A.D. 1330) and now abridged ın English from a ma­ nuscript dated A.H. 857 (A.D. 1453), by Edward G.Browne, by R.A. Nicholson, Part i l , Containing the abridged translation and indices, Leyden, 1 9 1 3, s. 1 1 O.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

97


Kızıllların içinde kaydedildiğini L. P. Potapov yazrnıştır384• İran Moğol­ larından Abaka'nın oğlunun adı da Argun'dur385• Ancak bu isimle Ar­ gın etnik adı arasında bir ilişki olup olmadığı henüz tespit edilememiş­ tir. Mısır Memluk Sultanlığında da Argınların olduğu Emir Seyfeddin Argun'un lakabından anlaşılrnaktadır386• Tirnur'un seferleri hakkında­ ki yazılı kaynaklarda (XIV, asır) Argınların Alagöl ile Karata} ırmakları arasında yaşadıkları kaydedilrniştir387• Argınlar, Cungar (Oyrat ve Kalmuk olarak da bilinirler) baskını za­ manında ikinci defa batıya doğru göç edip Canıbek Han'ın {1 340- 1 357) hakimiyeti altına girdiler388• XVI. asrın sonunda Argınlar, Karatau dağ­ larında göründüler. Burada Esim Han ve Taukel Han'ın Fergana, Se­ rnerkand ve Buhara seferlerine iştirak ettiler. XVII. asrın sonu ve XVIII. asrın başında, Karatau'nun arkasında, yani Sarısu ve Uludağ arasında yaşadıkları bilinrnektedir389• N. V. Hanıkov, Buhara Hanlığı ile ilgili yazmış olduğu -XIX. yüzyılın başına ait eserinde Argınları Özbeklerin Kır boyu içinde gösterrniştir:rno. Yukarıdaki bilgilerden onların özellikle Bulgaçi boy birliğinin oturdu­ ğu yerlerde yaşamış olduklarını görüyoruz. Dernek ki, Argınların hem Kırgız boyları, hem de Kıpçak boyları ile ilişkisi olmuştur. Çünkü Bul­ gaçiler, Kırgız etnik kuruluşunda İçkilikler391 grubuna ait boyları belirt­ mektedir. Bu grubun en büyük boylarından birisi Kıpçaklardır. N. Sitn­ yakovskiy, Argınları Kırgız boylarından Noygut'un, B. D. Carngerçinov da Adigine'nin içinde gösterrniştir392• Pamir Kırgızlarının Kesek boyu içinde bulunan Argın393, Saruu boyunun içinde de ''Argınay" biçimin­ de bulunrnaktadır394• Argınay'ın Kırgız dilinde başka bir anlamı yoktur. "' L. P. Potapov, Narodı Sibirii, Moskva-Leningrad, 1 956, s. 393. "' Raşid ad-Din, Sbornik /eıopisey.. . , s. 55. 97; V. G. Tizangauzen, Sbornik maıerialov oınmyaşçihsiya k istorii, zo/oıoy ordı,, T. il, Spb., 1 94 1 , s. 92. 386 Tizengauzen, Sbornik maıerialov.. . , s. 1 70. "' Tınışpaev, lsıoriya kazahskogo... , s. 74. 3"' Tınışpaev, İstoriya kazahskogo ... , 389

s.

75.

Tınışpaev, /sıoriya kazahskogo ... , s. 76, 78, 1 00.

390 Hanıkov, Opisaniye Buharskogo .. . , s. 60. "' Kırgızlar On (sağ) Kanat, Sol Kanat ve İçkilikler olarak ilç gruba bölünmektedir. On (Sağ) Kanat ve Sol Kanat çoğunlukla asıl Kırgız boylarını içine alır. İçkilikler ise çoğunlukla Kırgızların içine sonra­ dan giren boy ve oymaklardan oluşur. 392 Stniyakovskiy, Pereçisleniye neklorıh rodov ... , T. i l , Vıp, 1 . 2, s. 1 1 1 . 393 Karataev, Kırgız elnonimder. . . , s . 2 1 0.; Aynı yazarın Kırgız elinin ... , Bişkek, 2003,

s.

"' A. S. Sıdıkov, Rodovoye deleniye kirgiz, V. Kn. V.V. Bartoldu, Taşkent, 1 929, s. 287.

98

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

23.


Bu nedenle bunun Argın boyu ile ilişkisi olabilir. Argınay oymağı Piş­ kek (bugünkü Bişkek) bölgesinde yerleşmiştir. Dolayısıyla Argınlarla ilişkisi olması mümkündür. Ayrıca E. Törökan-uulu'nun şeceresinde Adigine'nin içinde ''.Argınbay" biçiminde bir oymak da mevcuttur. Bu oymağın Argınlarla ilişkisi olabilir mi? Araştırmalarımızda biz Argın­ bay'ı eski boylar ve oymakları içinde bulamadık. Kazak şeceresine göre Karakesek Argın'ın neslindendir395• Karakesek boyu bugünkü Kazaklarda da Kırgızlarda396 da bulunmaktadır. Bu boy Güney Kazakistan ve Kuzey Kırgızistan bölgelerinde yerleşmiştir. Bu durum Kırgızlarla Kıpçakların Argunlar, özellikle de Karakesek etnik grubu vasıtasıyla komşu olduklarını göstermektedir. Yukarıda bahset­ tiğimiz gibi Argınların eski Türk boylarından Basmıllar olduğu da ileri sürülmektedir397• Gene yukarıda söz edildiği gibi Basmılların Bomalar­ la (Alçın) da ilişkisi vardır. Argınlar aynı zamanda Kazak Cüzlerinden Orta Cüz'ün büyük gruplarındandır398• Macmu at-tavarih'te gösterilen 92 Özbek boyu listesinde, hem Tuhfat-at-tavarih-i hani, hem de Özbek doğubilimleri enstitüsünde bulunan el yazmasında ve S. M. Abram­ zon'un Zakir Çormoşev'den aldığı 92 Özbek boyu listesine ilavesinde Argın boyu ''.Argun", ''Argın" biçimlerinde yer almaktadır399• Kazak alimi . M. Tınışpayulı'nun yazdıklarına göre Argınların Karategin bölgesine eski zamanlarda yerleştikleri anlaşılmaktadır400• Hakaslarda da Argın boyunun401 olması Argınların Kırgızlarla çok eskiden beri ilişki içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle Kırgızların Bulgaçi boy birliğinin oturdukları bölgelerde yerleşmiş oldukları Timur devri tarihi kaynak-

"' A. İ. Levşin 'in halk arasında yaptığı derlemelerde Dair Hoca 'nın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kara-Hoca 'nın beş oğlu olduğu bunların adlarının Argın, Nayman, Kıpçak, Uvak ve Gerey (Kerey) olduğu ifade edilmektedir. Efsanelere yansıdığına göre Kıpçakların Argınlarla bir ilişkisi olduğu görün­ mektedir. Argınların Kırgızlarla ilişkisi de Karakesek boyu sayesinde olmuştur (A. l levşin, Opisanie kirgiz-kazaçih, ili kirgiz-kaysatskih, ord i stepey, Almatı, 1 996, s. 14 7) . '"' Levşin, Opisanie ... , s. 290,5 1 4 . "' 742'de Basmıllar, Uygurlar v e Karlukların oluşturduğu koalisyon sonucunda son Türk Kağanı Ozmış öldürülür ve Türk Kağanlığı ortadan kaldırılır. Daha sonra Karluk ve Uygurlar birleşerek Basmıl Kağanını öldürürler. Bu olayın yaşandığı dönemde Basmıllar, Beşbalık bölgesinde bulunuyordu. Kağan­ larının ölümüyle Basmılların herbiri bir tarafa dağıldılar (E. Chavannes, Documenıs ... , pp. 29; G. Clau­ son, A propos du Manuscriı Pel/iol Tibetain J 283, Paris, J 957, p. J 4) WB YosırovMukanov, Rodoplemennoy sostav i rasseleniye... , s. 72. 199

Materialı po istorii kirgizov i Kirgizii. . , s. 2 1 0-2 1 1 , 2 1 4.

400 Karataev, Kırgız etnonimder ... , s. 23.

401

Y. Y Butanaev, Etniçeskaya istoriya hakasov XVJJ-XIX

vv,

Moskva, 1 990, s. 8 1 .

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 99


larında yer alır402• Argınların Kırgızlar ve Kıpçaklarla ilişkisini gösteren bir delil de hem Kırgızların, hem de Kıpçakların içinde Kancıgalı boyu­ nun olmasıdır. Sonraki dönemlerde bu boy, Kıpçakların içinde oldukça yayılmıştır. Kancıgalı boyunun 1420 yılında Barak Han'ın {1 266-1 2 71} Taşkent ve Hocent'e yaptığı seferlere katıldığı tarihi kaynak-larda yer almaktadır403• Bundan sonra da Altın Orda'yı oluşturan asıl boylar ara­ sında yer almıştır. Kancıgalı günümüz Kıpçaklarında (Kırgız-Kıpçak}4°4, Özbek-Konuratlarda405, Karakalpaklarda406, Kazaklarda407 ve hemen he­ men hepsinde vardır. B. H. Karmışeva araştırmalarında Özbek Lakaylar ile Argınların arasında etnik bağların olduğunu tespit etmiştir408• Demek ki, Argınlarla, Kırgızlar ve Kıpçaklar arasındaki ilişkiyi ku­ ran boylardan biri de Kancıgalı'dır. Argınların Kıpçaklarla olan ilişki­ sini gösteren bir başka olay da Argınlar arasında yayılan, Kara Kıpçak Kobılandı Batır ile Argın boyundan Akcol lakaplı Dayırhoca'nın ara­ sındaki mücadele hakkındaki efsanedir409• Nogay410 ve Kırım Tatarla­ rı4 11, arasında büyük boylardan olan Argınların Kırgızlarla ve Kıpçak­ larla ilişkisinin Kancıgalı vasıtasıyla Özbekistan'ın Anciyan (Andican} bölgesinde, Karakesek vasıtasıyla da Kuzey Kırgızistan bölgelerinde gerçekleşmiş olması mümkündür. Kırgız alimi Osmanalı Sıdıkov'un değerli eseri "Tarihi Kırgız Şadmaniya"da Argın, Kırgızların ilk atala­ rından biri olarak gösterilmektedir412. Kazaklarda, Nogaylarda, Kırım Tatarlarında ve Kırgızlarda Argın adlı boyların bulunması onların Altın Orda döneminde Kırgızların içine girdiklerini göstermektedir. Osmanlı Tahrir Defterlerinde 1 5 19-1529 yıllarına ait kayıtlarda Sivas İlinin bir kışlağının adı Ziyaret Ağıl Kışlağı, Ağca Öz Kışlağı (tabi-İ Argun} olarak

402 Nizameddin Şami ve Şerefeddin Yezdi'nin Zafemamesi. 403 Tınışpaev, İstoriya kazahskogo ... , s. 75. 404

Kancıgalı boyu Kırgız Kıpçaklarının Sarı Kıpçak boyu içinde bulunmaktadır.

.ı<ıs

Şaniyazov, K etniçeskoy istorii., s. 1 3 1 ; Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 90-93.

4<16

Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi. . . , s. 1 64.

4°' Canuakov, 4°'

Oçerk kazahskoy onomastiki. . . , s. 1 69.

B. H. Karmışeva, Uzbeki-lokaytsı Yujnogo Tadjikistana, Stalinabad, 1 954, s. 1 1 .

409 Bu efsaneye göre Dayırhoca, Kobılandı tarafından öldürülür. Argınlar, Ebulhayır Han'dan Kob­ landı 'yı kendilerine vermesini isterler. Ancak Ebulhayır Han buna razı olmaz. Bundan dolayı Argınlarla Kereyler Ebulhayır Han'ı terk ederler. Bkz:.Tınışpayev, İstoriya kazahskogo ... , s. 75-76. 4 1°

Kereytov, Etniçeskaya istoriya ... , s. 1 52.

4 1 1 V. 4 12

100

1

V. Velyaminov-Zemov, İsledovaniye kasımovskih tsaryah i tsareviçah, Spb., 1 864, s. 427.

Osmanalı Sıdıkov, Tarih Kırgız Şadamaniya, Frunze, 1 990, s. 26.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


kaydedilmiştir413• Bu ifadelerden Argunların Anadolu'da da bulundu­ ğu anlaşılmaktadır.

Artuk/Artık Kırgız, Kıpçak ilişkilerine örnek gösterebileceğimiz etnik gruplar­ dan biri de Artık boyudur. Artuk414 kişi adı olarak Türk kişi adları bili­ minde önemli rol oynamıştır. Hudud el-alem'de Yağmaların bir köyü­ nün adının Artuk adını taşıdığı, aynı eserde Hirmki'nin geniş bir köy olduğu belirtilmekte halkının ise Artuklulardan olduğu zikredilmekte­ dir. Demek ki Artuklular Artuk boyundan gelen kişilerdir415• Selçuklu Devleti'ni oluşturan beyliklerden birinin adı da Artuklu beyliğidir416• Kuman adları ve yer adları üzerinde önemli çalışmalar yapan Macar alimi L. Rasony, Codex Comanicus'a dayanarak Artuk adının Macaris­ tan yer adlarında sık kullanıldığını yazmıştır417• Artık adının etimoloji­ si de farklı farklı değerlendirilmiştir418• Özel isim olarak da Fars yazar­ larından el-Yakubi'nin (öl. 897} "Kitab el-büldan" {891} adlı eserinde Hakan Urtuc olarak kaydedilmiştir. Buradaki Urtuc sözünü tarihçi R. Şeşen, Artuk olarak çevirmiştir419• Artık etnik adı Vinnikov'un şecere"' Y. Halaçoğlu, Anadolu'da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar, Türk Tarih Kurumu Basımevi, C. VI, Ankara, 2009, s. 1 549, 2508. 414 Türk halk

kültüründe dokuz ay on günden sonra doğanlara Artuk/Artık denmektedir.

"' Şeşen, İslam CoğrafYacılarına Göre. . ., s. 63, 1 85. "' Artuk Oğulları Beyliği 1 1 O 1 - 1 23 1 yılları arasında hüküm sürmüştür. Hakim oldukları bölgeler Hısnıkeyfa ve Mardin bölgeleridir. 417 Codex Cumanicus, Bibliothece ad templum divi marci venetarium, Comes Geza Kuun, Budapesti­ ni, 1 880, s. 250; L. Rasony, "Kuman Özel Adları", TKAE, C. 1 1 1-IV, Ankara, 1 966-1 969, s. 82.

"' Artık sözü batılı ilim adamları tarafından Artak, Ortok, Urtuk şekillerinde yazılmıştır. Ancak bu yazılışların hepsi Fuat Köprülü tarafından yanlış olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de kaynaklarda bu biçimi teyit edecek i fadeler yoktur. Artuk adı, Anadolu Selçukluları zamanında Doğu Anadolu'da Hısnı Keyf ve Diyarbakır, Mardin, Harput'ta hüküm süren bir beyliğin de adıdır. Artuk Oğulları beyliği 1 I O 1 - 1 233 yılları arasında hüküm sürmüştür. F. Köprülü bu beyliğin Oğuz boylarından Kayı boyuna mensup olduğunu ileri sürmüş bu fikrini de Artuk paralarının üzerinde bulunan Kayı boyu damgasına dayandırmıştır (F. Köprülü, Artuk Oğulları, İA, C. /, İstanbul. 1997, s. 6 1 7). Fransız alimi P. Pelliot ise bu adın manasını "surplus" yani "fazla","artan", "üst", "artık mal" ya da "kullanılmayan mal" olarak ifade etmektedir (Pelliot. Notes sur. .. pp. 181). Bize göre "doğumu normalinden sonra olan" manasından başka, diğer insanlardan farklı olan yani akıllı veya fiziki bakımdan güçlü olan insanlara da bu isim verilmiş olabilir. Söz içinde kullanıldığı zaman daima "fazla", "daha çok","gereksiz", (DTS, s. 57; K. K. Yudahin, Kirgizsko-russkiy slovar. <oskva. 1 965, s. 71) "bir şeyden kalan veya artan", "daha çok", "daha fazla", zarf olarak da "bundan böyle", "sonra", "daha'', "yeter" (TS. C./, Ankara, 1 988, s. 89) anlamlarında kullanılmıştır. Bunun en önemli delili Artuk Bey'in babasının adının Eksük olmasıdır. Eksük de Artuk'un zıt anlamlısı olarak «eksik, tam olmayan, noksan ve zamanında gerçekleşmeyen» anlamına gelmektedir. Derleme sözlüğünde eksik sözü "zamanı gelmeden doğan insan ya da hayvan yavrusu" olarak tanımlan­ mıştır. Bkz: Derleme Sözlüğü, s. 1 697. Bugünkü Türk halkları arasında bu isim oldukça yayılmıştır. Artık biçiminin yanında hem kişi adı, hem de boy adı olarak Artıkbay biçimi de kullanılmaktadır. "' Şeşen, İslam CoğrafYacılarına Göre. . . . , s. 1 85.

Kırgız, Kıpçak Iloy ve Oymaklar ı Arasındaki İlişkiler

l

ıO1


sinde Kıpçak ve Döölös {föö/ös)'ün420 içinde Artık421 biçiminde, Kesek422, Cookesek423 boylarının içinde Artıkbay biçiminde yer almaktadır. Bu etnik ad Kazak boyları içinde hem etnik ad424 hem de yer adı425 olarak da mevcuttur426• İ. N. Lezina, Kırım yarım adasındaki Artek (Artuk, Ar­ tık} yer adının ortaya çıkışını orta asırlardaki Kıpçakların ''.Artık" adlı boyu ile ilişkilendirmektedir. Yazar, Kırgızların Kıpçak boyundaki ''.Ar­ tık" adlı etnik adlandırmanın Kırım'daki Artek {Artuk, Artık} yer adıyla ilişkisi olduğunu yazmıştır427• Bize göre bu çok uzak bir varsayımdır. Artek adından da görüldüğü gibi bu ismin Artık adıyla hiçbir yakınlığı yoktur. Sadece biraz biçim olarak benzemektedir. Bununla birlikte Kır­ gız etnografı İ. K. Moldobaev, Kırgızlar ile Kırım yarımadasının etnik çevresinin ilişkileri ile ilgili önemli sonuçlara ulaşmıştır428• Demek ki, Deşt-i Kıpçak'ta rol oynayan Artuk/Artık boyu da Altın Ordu ile Kırgız­ ların ilişkileri neticesinde Kırgızların içinde yer almıştır Doğu Türkis­ tan'da yaşayan Kıpçak boyları arasında Artuk'la ilgili herhangi bir ize rastlanmamıştır. 1453-1650 yıllarına ait Osmanlı Tahrir Defterlerinde hem cemaat adı hem de yer adı olarak Artukla ilgili kayıtlar vardır429•

Balta Macar alimi L. Rasony, 1423'e ait kayıtlarda Macaristan'da Balta ve Baltasallaşa {Baltanın Obası} terimlerinin geçtiğini belirtmektedir. Bu­ rada kullanılan Balta'nın Obası terimi bize bu isimde bir boy veya oy•ıo Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie... , s. 1 60. 8. Tablo. 4 2 1 E. Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça sancırası, Bişkek, T.l, 1 995, s. 54. m

Vinnikov, Rodo-plemennoy sostav i ra•·selenie. . . , s. 1 65; Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça... . , s.

1 58. "' Altokurov, Kırgız sancırası ... , s. 1 94. 424 Artık

oymaku Kazak boylarından Calayır'ın içinde bulunmaktadır. Bu boyun içinde Barak, Sarı, Taz, l ıbas, Tazdar, hemgen Karaça gibi diğer Kıpçak kökenli oymaklar da bulunmaktadır (C. Beysenba­ yulı, Kazak şeciresi, Almatı 1994, s. 1 13). "' Kazak yer adları arasında Sırderya'nın kenarında Artık ve Artıkata biçiminde bu etnonime rastlanmaktadır (E. Koyçubay, Kratkiy tolkoviy slovar toponimov kazahstana. Alma-Ata, 1974, s. 38.) . .,. Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki ... , s. 1 65. 4 27 1 .

N. Lezina," Tyrokskiye toponimi Kırıma", OK, B. l , Frunze, 1 985, s. 9 1 .

"' 1 . B . Moldobaev, Etnokulturnıye svyazi kırgızov v srednevekovye, Bişkek, 2003, s. 1 1 8- 1 25. "' Artuk Şah Cemaati, Artık Şah-ı KUçUk Cemaati, Artukabad Aşiretleri, Artuklu Cemaati, Artık Argı, Tokat'la ve Sivas'ta Artukabad Kazası, Artukabad Nahiyesi. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . , s. 96, 97, 425, 426, 437, 662,664, 728, 980, 1 098, 1 332; Ayrıca GUrcistan Kıralı David Kuman sUvarile­ rinden oluşturduğu 40 bin kişilik ordusu ile Şirvan, Aran ve Doğu Anadolu'ya seferler yapmış, l 1 2 2 'de Tillisi ele geçirmiştir. Artuklu Beyliği, Azerbaycan l lbeyleri ve diğer Anadolu beylikleri ile (Saltuklu, Sökmenli, Mengücekli) sUrekli mücadele etmiştir. Kıpçaklardan oluşan bu ordu l 1 22'de Artuklu hUkUm­ darı İ l-Gazi'yi yenmiştir.

102

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


mağın olabileceğini göstermektedir. Balta sözü Codex Comanicus'ta da cins isim olarak geçmektedir430. Demek ki, bu sözü cins isim ola­ rak Kıpçaklar orta asırlardan beri kullanıyordu. Cins isimler, bunların içinde özellikle eşya adları eski Türk inançlarına göre yeni doğan ço­ cuklara veriliyordu. Ayrıca Kazak, Kırgız, Başkurt, Karakalpak, Özbek431 Nogay432 gibi Türkçe konuşan halklarda Balta terimi ile yapılmış çok sayıda isim433 bulunmaktadır. İsmin bizim için önemli olan tarafı bu isimle zikredilen bir oymağın Kırgız-Kıpçak boyu içinde bulunması­ dır434. Kırgızların Sayak boyu içinde de Balta adlı bir oymak mevcut­ tur435. Sayaklar Kırgız boyları içinde büyük boylardandır. Sayakların en büyük iki oymağından birisi Kaba'dır. Ayrıca Sayakların içinde oymağı Kıpçak oymağıdır436.

17

S. Attokurov'un şeceresinde Balta, Adigine, Bagış etnik grupları içinde yer almaktadır437. E. Törekan uulu'nun şeceresinde Baltabay bi­ çiminde Çerik ve Kuşçu boylarının içinde bir etnik grup bulunmaktadır, ancak bunun Balta etnik grubu ile bir ilişkisi olduğunu sanmıyoruz438. Balta etnik adı Kazaklarda439 Balta, Baltalı ve Balta Kerey, Baltabay bi­ çimlerinde etnik ad olarak, değişik biçimlerde de coğrafi ad440 olarak oldukça yaygındır. Ayrıca Anadolu' da Trabzon'un Of İlçesinin bir yer­ leşim yerinin adı Balta'dır. Bu yerleşim yerinin Kumanların Balta oy"°

Codex Cumanicus.. , s.

300.

"' Özbeklerde yer adı olarak mevcuttur. Taşkent' in mahallelerinden birinin adı Balıamazar'dır (S. K. Karaev, Toponimiya uzbekistana, Taşkent, 1991, s. 1 04. 412

Nogayların Ak-Nogay bölümünde Balta-Mırza biçimindedir (N. A. Baskakov, Nogayskiy yazık i s. 134).

yego dialekıı. Moskva -leningrad. 1 940,

"' Bu isimler eski Türk adetlerine göre konulmuş olmalıdır. Eski Türk halklarında bir insan doğduğu zaman ilk görülen şey veya alet onun ismi olurdu. Bkz: RadlofT, Sibirya 'dan. Çev: Ahmet Temir, 1. s. 323. Bu oymağın ilk atasının ismi de bundan dolayı verilmiş olmalıdır.

4 34 E. C. Maanaev, Kırgızsıandan tışkarı caşagan kırgızdar, Frunze, 1 969, s. 1 66. "' Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie... , s. 1 88. 436 M. Kıldıroğlu, Sayaklarla Kıpçak Uruğlarının ilişkileri, " İ slam Öncesinden Çağdaş Türk Dünyasına Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu'na Armağan", Doğu Kütüphanesi Yayınevi, l sıanbul, 2008, s. 1 79- 1 86. 437 Atıokurov, Kırgız sancırası. . . , s. 62,73. 438

Kırgızdın kıskaça ... , C. 1, s.

78.

4"

Kazaklarda Balta etnik adına ve başka varyantlarına birkaç boy ve kol içinde rastlanmaktadır: Katagan, Argın Kıpçak boyları içinde Balta; Nayman, Karakesek boylan içinde Baltalı, Balta; Şömen boyunda Aybalıa, Akbalta, Canbalta biçimlerindedir (VoslrovMukanov, Rodoplemennoy sos/av i rasse/e­ nie... , s. 61; C. Beysenbayulı, A.g.e., s. 113, 122-123, 128, 135, 1 40, 142; M S. Mukanov, İz istoriçeskogo proş/ogo, Almatı, 1 998, s. 128; � Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki.Alma-Aıa, 1982, s. 1 66. 440 Baltabay, Baltakara (ırmak), Baltakol/Baltaköl (Göl}, Bal İalı, Baltamazar, Balıatarak biçimlerinde coğrafi ad olarak Kazaklarda bulunmaktadır. Bu yer adlarından Baltabay ve Baltalı (Voslrov-Mukanov, Rodoplemennoy sos/av.... , s. 67) yukarıda da zikredildiği gibi Kazak boyları arasında da geçmektedir (Koyçubaev, Kratkiy ıolkoviy s/ovar. .. , s. 54-55).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 03


mağı tarafından kurulduğu bilinmektedir. Balta Trabzon ve çevresinde sülale adı olarak da bulunmaktadır.441• Etnik adın Deşt-i Kıpçak'ın hem batısında hem de doğusunda bulunması Balta etnik grubunun bu böl­ gelerde önemli bir rol üstlendiğini göstermektedir. Kırgızlarda Kıpçak boyunun Sarı Kıpçak oymağının içinde bir de Baltalı etnik grubu yer442 almaktadır. Manas destanında da Noygut bo­ yunun önderinin Akbalta olduğu bilinmektedir. Özbek alimi K. Ş. Şa­ niyazov, Baltalı oymağının mensuplarının Fergana bölgesinde eskiden beri yaşadıklarını yazmıştır443• O. K. Karataev etnik adın tahminen en tamga adından ortaya çıkmış olabileceğini söylemektedir. Bu grubun da Deşt-i Kıpçak'ta ve eskiden onun coğrafyasında yer alan bölgelerde bulunması onların Altın Ordu'nun yıkılması sonrasında Kırgız boyları­ na katıldıklarını tahmin etmemize imkan vermektedir. Ayrıca hem Bal­ ta hem de Baltalı boylarının Kırgız-Kıpçakları içinde yer alması Balta ve Baltalı boylarının da Kırgızların etnik oluşumundaki etkisini göster­ mektedir. Aynı etnik adın Kazaklarda, Nogaylarda, Karakalpaklar444 ve Başkurtlarda da445 bulunması boyun Kıpçaklar içindeki etkinliğini or­ taya koymaktadır.

Barak/İtter Tarihi kaynaklarda Barak, Borak446 ve Burak biçimlerinde yer alan etnik adın doğrusu Barak'tır. Boorak ve Burak şekilleri Arapça'nın et­ kisiyle ortaya çıkmıştır447• Barak'ın eski Türk dillerinde "it" , "çok tüy­ lü köpek"448 manasını verdiğini Kaşgarlı Mahmud değerli eseri Divan-ı

"' Mehmet Bilgin. Doğu Karadeniz. Ötüken Neşriyat, İ stanbul, 2007, s. 1 78; Ayrıca Osmanlı Tahrir Defterlerinde yer adı olarak bulunmaktadır. Bkz: Halaçoğlu. Anadolu 'da Aşiretler. . . . , s. 2 5 1 9.

"' Manas Enı.ı·iklopediyası, C. 1, 1 995, s. 54. "' Şaniyazov, K elniçeskoy islorii. . . , s. 1 3 1 .

. ., Karakalpakların Kıpçak boyunun Maylı-Balta kolu mevcuııur (Jidanko. Oçerki isloriçeskoy eı­

nografıi.. , s. 45-47). "' N. A. Baskakov, Mikroeınonimı uzov(oguzov)-çernıh kalubukov v russkih leıopisyah, Moskva, S; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi. .. , s. 3 7; Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki ... , s. 1 66; Kuzeev, Proishojdeniye. . . , s. 35 1 . "' Hisloire des Khans du Turkislan el de la Transaxiane... , pp. 249-265. 1 983, s.

"' Pelliot, Noıes sur l 'histoire . . . , s. 57-58. "' Türkolog K. K. Yudahin bu sözün anlamını hemen hemen Kaşgarlı Mahmud'a yakın bir biçimde vermiştir. Ona göre Barak adı, uzun kıllı, tüylü, saçları dağınık, karışık, tüy, kıl, yün, yiln ipliği, kıllı halk, tavlı, toprak, verimli toprak 'tır (K.K. Yudahin Kirgizsko - russkiy slovar. - Moskva, 1 969, s. 109). Faruk Sümer bu anlamlarının yanında şahıs ismi olarak çok kullanılmasından dolayı (Barak Hacib, Barak Han. Barak Reis) şahıs isminden ortaya çıktığını yazmıştır. Kırgız kültüründe tedavi amacıyla köpeğin kemi-

1 04

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


lügat it-türk'te yazmıştır449• K. K.Yudahin'in Kırgızca-Rusça sözlüğün­ de de hemen hemen aynı anlamlar yer almaktadır. Ancak onun Ba­ rak sözü ile ilgili tespit ettiği deyim ve atasözleri konumuz açısından önemlidir. "Barak it", uzun tüylü köpek, "Baraka kulak at" kulakları uzun tüylü at, "İlgeri Barak el bolot deçü ele, tula boyun tük baskan". Bu atasözünde eskiden Barak adlı halk olduğundan bahsediliyor ve bu halkın bütün vücudu kıllarla kaplıymış450• Bu ifadeler Oğuz Destanı'n­ daki Barak'ın tasviriyle aynıdır. Demek ki, Barak Kırgızlarla Oğuzların ilişkisini de yansıtmaktadır. Destanda Kıpçak adının ortaya çıkışı da Baraklarla olan bir savaşta doğan çocuğa verilen isim olarak gösteril­ mektedir. Kaşgarlı Mahmud'un eserini yazmasından 1 0 0 yıl sonra Rus kaynaklarında Kıpçak Hanı'nın {1 1 83)451 adı ve 1 2 5 0 yılına ait bilgiler­ de de Barakçinova452 soyadı olarak geçmektedir. Ancak bu Barakçino­ va'nın boy adından çıkıp çıkmadığı belli değildir. Barak, Romanya'da yer adı453 ve Kırım'da454 etnotoponim olarak da tespit edilmiştir. Maca­ ristan Kumanlarının bir boyunun adının Barak olduğunu Macar alimi Gyarfa.s Itsvan'dan L. Rasony nakletmektedir455• Kişi adı olarak Kıpçak­ larda diğer Türk halklarında ve Moğollarda oldukça yaygın kullanıl­ maktadır. Bu etnik ad ayrıca bir köpek türünün adı olarak ve boy ve oymak adı olarak da bilinmektedir. Barak orta asırlardaki {X-XI. asır) Kıpçaklarda tüyü uzun itin {köpeğin) tohumu manasında ifade edilmiş, yukarıda söz edildiği gibi Polovets (Kıpçak) hanlarının özel adı olarak da Rus yıllıklarında kaydedilmiştir. Reşideddin'in "Cami at-tavarih"in­ de de İt-barak terimi geçmektedir456• O halde, bu faktörler "barak" ve "it" denen eş anlamlı terimlerin Türk dünyasında çok geniş kullanıldı­ ğını göstermektedir. Türkmen onomastı S. Ataniyazov çeşitli tanınmış

ğinden yararlanılmıştır. Bu durum göz önüne alınarak Barak etnik adının köpek kültü ile ilişkili olduğunu söylemek mümkündür "' DLT, C. 1, s. 377-4; Peliot, Notes sur / "histoire . . . , s. 57; J. R. Hamilton, le.< Oui"ghours iı / "epoque des Cinq dynasties d'apres /es documenıs chinois, Paris, 1 955, s. 1 48. ''° K. K. Yudahin, Kirgizsko-russkiy slovar, Moskva, 1 965, s. 1 09. "' lavrentyevskaya letopis (Polnoye .rnbranie rus.ı·kih letopisey), T. 1, Moskva, 1 997, s. 395; İpatyevskaya letopis, (Polnoye .wbranie russkih letopisey), T. 1, Moskva, 1 998, s. 632.

"' lpatyevskaya letupis . . , s. 807. "' Rasony, Tarihte. . ., s. 86. "' i. N. Lezina, A.Y. Superanskaya, "Ob eınonimah Kırıma" TO, Alma-Ata, 1 984, s. 8 1 . "' L. Rasony bu bilginin Gyarfıis ltsvıin'ın A jaszkunok tör/enete ili. Kesckemet- Budapest, 1 8701 885, s. 780 de bulunduğunu yazmıştır. L. Rasony'nin verdiği bilgi ise Kuman Özel Adları adlı makale­ sinde bulunmaktadır. "" Raşid ad-Din, Sbornik letopisey.. , s. 1 48.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

l

ı 05


araştırmacıların eserlerine dayanarak457 Türkmenlerde Barak etnik adı­ nın ortaya çıkışını Altın Orda Hanı Barak Han ve Çağatay'ın doğrudan nesillerinden biri olan Barak ile ilişkili olarak görmektedir456. V. V. Bar­ told'un verdiği kronolojiye göre Barak, 1264 yılında Çağatay Ulusunun hanlığına geçmiştir. 1 266 yılında ise Kubilay ile Barak arasında şiddetli bir savaş meydana gelmiş ve bu savaşta Barak, Hoten şehrini yağma­ lamıştır. 1 2 6 7 1 268 yılları Barak ile Kaydu'nun mücadeleleri ile dolu­ dur. Bu mücadeleler 1 268'de barış yapılmasıyla son bulmuştur. 1 269 tarihinde Talas nehri kenarında yapılan Kurultay' da Çağatay Ulusu Ba­ rak, Kadyu ve Mengü Timur arasında paylaşılmıştır459. Barak ve Kaydu arasındaki mücadeleler Yuan Hanedanı yıllıklarına(Yuan Şi} da akset­ miştir460. Bize göre S. Ataniyazov'un görüşü çok fazla inandırıcı değil­ dir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bu etnik adın köpek kültü ile ilgili olması daha kayda değerdir. O. K. Karatayev'in fikrine göre Barak et­ nik adının temelinde, eski göçebe boyların, bunların içinde Kırgızların ite (köpeğe} ongun hayvan olarak saygı göstermesi yatmaktadır. Bunu Kırgızların köpeği mukaddes bir varlık olarak görüp menşeini ona gö­ türmeleri göstermektedir. V.V. Radlof Kırgızlardaki it kültüyle ilgili bir efsane tespit etmiştir461. Kırgız şecerelerinde mitolojik itler hakkındaki efsaneler de buna örnektir. Efsanenin muhtevası ve manası; Kırgızlar İslam dinini kabul ettikten sonra oldukça değişmiştir. Böyle bir efsane­ ye Kırgızlara köken bakımından yakın olan Lakaylarda da rastlanmış­ tır462. İte (köpeğe} eski Moğol dilli boyların da saygı gösterdiği bilinmek­ tedir. Ezelki Kidanlar (Kara Kıtaylar} yılın güz (sonbahar} mevsimine

"' G. İ. Karpov, Spisok rodonaçalnıh grupp İrana, Aşhabad, 1 942; K.E. Bosfort, Musulmanskiye dinastii: Spravoçnik po hronologii i genealogii, Moskva, 1 97 1 , s. 204. "' S. Ataniyazov, Slovar Turkmenskih etnonimov.. ., s. 29; Len-Pul Stenli, Musulmanskie.. ., s. 200. 4 59 Histoire des Khans du Turkistan .. ., pp. 249-265; V. V. Bartold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan (Haz: Hakkı Dursun Yıldız), Ankara, 1 990, s. 564. ''° Kırgızdardın cana Kırgızstandın . . ., T. il, s. 62-66.

••1 V. V. Radlof bu efsaneyi şöyle anlatıyor: "Anlatılanlara göre eskiden bir kızı olan bir han varmış. Bu prensesin yanında oyun oynadığı kırk genç kız varmış. Prenses arkadaşlarıyla birlikte uzun geziler yapmayı seviyormuş. Bir gün, bu genç kızlar devamlı yaptıkları bu gezilerden birinden dönünce babaları­ nın yurtlarını ıssız, obalarını yıkılmış bir vaziyette bulmuşlar. Kısa bir süre önce ayrıldıkları mekanlarında ne büyük sürülerinden ne de insanlardan iz kalmış. Düşmanlar beraberlerinde her şeyi alıp götürmüşler. Çevreyi dikkatlice incelediklerinde, sadece kızıl bir köpek görmüşler. Kadınlar arasında bu köpek nasıl bir rol oynadı? Bu açıklamakla görevli olmadığım bir şeydir, ama efsane bir yıl sonra bu topluluğun iki katı olduğunu söylüyor. Bu kırk kızdan gelenler atalarının hatıralarına saygı göstermek için Kırgız adını aldılar". Bkz: V. V. Radlof, Observation .. ., s. 3 1 1 ; A. Caferoğlu, "Türk Onomastiğinde Köpek Kültü", TDYA, Belleten, Ankara, 1 96 1 , s. l - l l . 462 O. K. Karataev, "Lakaylar degen kimder?" Kırgız Ruhu, No: 1 1 , 2 1 Mart 1 997.

106

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


denk gelen bayramı Dan-he-mi (Çince'den kelimesi kelimesine çevrildi­ ğinde "it baş" diye adlandırmaktadırlar. Ritual (Kuttören) devrinde dev­ letin idarecisi kendi eliyle ak iti (beyaz köpeği) kurban ettikten sonra itin başını han sarayından yedi adım güneye gömüp dişlerini yeryüzü­ ne bırakır. Yedi gün geçtikten sonra itin başı gömülen yere hakimin (ha­ nın) sarayı yerleştirilir463. Tuva Şamanlarının hekimlik görevini yapar­ ken bozkurt ile birlikte rengi kara (siyah) olan itin (Tuvaca "kara aday'') hastayı ayıltmaya yardımcı ruh olduğuna inandıkları hakkında bilgiler vardır464. İte totem olarak ilgi göstermenin evvelki devirlerde meydana çıkmış olması mümkündür.465 S. M. Abramzon'un verdiği listeye göre Barak boyu Kırgızların Adi­ gine (Coru), Sayak (Şıkmamat}, Döölös (Zumbul) etnik gruplarının içinde bulunmaktadır466. S. Attokurov, Barak boyunu Adigine, Sayak ve Döölös'ün içine yerleştiriyor467. E. Törekan uulu'nun şeceresinde de Döölös'ün içinde gösterilmiştir468. Barak etnik adının benzerleri Öz­ bek,469 Kazak,470 Türkmen471 ve Nogayların472 boy birliğinde de vardır. Kazaklarda coğrafi ad olarak da sık kullanılmaktadır473. Barak adı XV. yüzyıldan itibaren hem boy adı, hem de yer adı olarak Anadolu'da da

4" S. P.

Tolstov, Po sdelami drevnehorezmkoy tsivilizatsii, Moskva-Leningrad, 1 948, s. 2 1 .

464 L. P.

Poıapov, Altayskiy Şamanizm, Leningrad, 1 99 1 , s. 1 37 .

465

İt (Köpek) kültü hakkında Ahmet Caferoğlu'nun makalesinde geniş bilgi verilmiştir. Bkz: Caferoğlu, Türk Onomastiğinde . .. , s. 1 - 1 1 . 466 Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı boyunca . . . , s. 679, 7 1 5, 74 1 . 467

Attokurov, Kırgız sancırası. . ., s.68, 98, 204.

468 E. Törökanuulu, Sol kanat. . . , 1 995, s. 1 65 ; Döölös (Töles) eski büyük Türk boylarındandır. VI. asırda Tele birliğini oluşturarak Tilrk Kağanlığı içinde etkin rol oynamıştır. Tele boyları ile Türk Kağan­ lığı zamanında Kırgızların da yakın ilişkileri olmuştur. Fakat onların Kırgızların içine o zaman yani Türk Kağanlığı vaktinde girdikleri konusunda kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Bize göre bu boy Kırgız­ ların içine Altay'da VIll-lX. asırlarda Kırgız-Kimek-Kıpçak birliği zamanında girmiş olabilir. Döölös boyunun içinde başka Kıpçak boyları da yer almaktadır. Karmış ve Kızılayak boylarının mensuplarına Döölös boyu içinde de rastlanmaktadır (Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı... . s. 715). Bu iki boyun Döölöslerin içine girmesinin sonraki dönemde Kırgızistan topraklarına yerleştikleri zaman olması müm­ kündür. Karmış ve Kızılayak boyları için daha geniş bilgi 68-8 1 . sayfalarda mevcuttur. 469 XV. yüzyılın 30-60'lı yılları arasına ait tarihi kayıtlara göre "Göçebe Özbekler" arasında Barak boyu vardır (T. i. Sultanov, Koçevıe plemena priaralya v XV-XV/l vv. Moskva, 1 982, s. 8). 470 Barak adı Kazakların Abak (Mukanov, İz istoriçeskogo. . . . , s. 146), Kanglı, Calayır, Cappas, Tabın etnik grupları içinde boy adı olarak bulunmaktadır. Ayrıca Nayman boyunun içinde Akbarak, Aman barak, Andabarak biçimlerinde mevcuttur (Beysenbayulı, Kazak şeciresi. . . , s. 112, 112, 114, 126, 154-155). 47 1 S. Ataniyazov, Şecere (Türkmenin nesil daragı), Aşgabat, 1 992, s. 66. 472

Baskakov, Nogayskiy yazık ... , s. 1 4 1 - 1 42 .

"' Barak (Geçit), Barakkol (Göl) adıdır (Koyçubay. Kratkiy tolkoviy slovar. . . , s. 55-56; Ortalık Ka­ zakstannın cer-su alları, Almatı, 1 989, s. 124).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

l

ıO7


görülmektedir474• Bu etnik adın, ilk evcilleştirilen ev hayvanı itin totem olarak ortaya çıkışıyla ilgili olması, dolayısıyla da kurtla ilişkilendiril­ mesi mümkündür. Barak etnik adı Oğuz Destanlarında da bir kavim adı olarak İt Barak ve Kılbarak şeklinde geçmektedir475• Oğuz boylarından Beğdili'nin büyük oymaklarından biri de Baraklardır476• Oğuzlarda da Barak boyu olduğuna göre bu boyun bir bölümünün Kıpçakların içi­ ne eskiden Oğuzların Sırderya bölgesinde yaşadıkları dönemde (IX-XI) girmeleri mümkündür. Zaten Hudud el-alem'de Guzlar ile Kırgızların çok yakın oturan halklar olduğu kaydedilmiştir477• Gerdizi de Guzlar­ la Kırgızların karıştıklarından bahsetmektedir478• Demek ki, Barak bo­ yunun tarihi bu döneme kadar götürülebilir. Etnik adın Romanya'da Macaristan Kumanlarında, Deşt-i Kıpçak'ta Kazak ve Kırgızlarda geniş bir şekilde yayılması bu boyun hem eskiliğini hem de büyüklüğünü göstermektedir. Barak boyu büyük bir ihtimalle Kırgızlarla Kimek-Kıp­ çak grupları birliğinin dağılma sürecinde batıya giden Kıpçaklarla önce tüm Deşt-i Kıpçak'ta yayılmış daha sonra da Altın Ordu'nun yıkılma­ sıyla Kazak, Özbek ve Kırgızların etnik oluşumuna katılmış olmalıdır. Deşt-i Kıpçak'ta Özbeklerde ve Kazaklarda bulunması bu düşünceyi te­ yit etmektedir. Bu boy, Kırgız-Kıpçakların içine değil, yukarıda da zik­ redildiği gibi Döölös, Adigine, Coru ve Sayak boylarının içine girmiştir. Bu boylar (Döölös, Adigine, Coru ve Sayak) daha önceleri Güney Sibir­ ya'da yaşayan boylar olarak bilinmektedir. Kırgız-Kıpçak etnik grubu içinde Barak boyuna rastlanmamaktadır. Ancak bu onların Kıpçaklarla ilişkisi olmadığı anlamına gelmez. Yukarıda T. İ. Sultanov'un tespit et­ tiği gibi XV. asırda Özbekler arasında Barak boyu vardı. Ayrıca şimdiki Özbek boyları içinde de Akbarak boyu mevcuttur. Görüldüğü gibi Kır­ gız-Kıpçak boyu içinde olmamasına rağmen Kırgız boyları içinde deği­ şik gruplar arasında Barak etnik grubu vardır. Yukarıda zikredilen etnik gruplar Kırgızların daha çok Altay bölgesinden gelen boyları olarak bi­ linmektedir. Macmu at-tavarih'te (XVI) bulunan 92 Özbek boyu liste­ sinde Barak boyu yer almamaktadır. '" Anadolu'da yer adı olarak Barağlı(Baraklı), Barak Kışlağı, Barak Özü, Baraklu biçimlerinde, et­ nik ad olarak da Barak, Baraklu şeklinde bulunmaktadır. (Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. .. , s. 251 9.) · "' Raşid ad-Din, Sbornik leıopisey... , s. 84; Z. V. Togan, Oğuz Destanı, Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul, 1 972, s. 24-26. "' F. Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilatı-Destanları, İstanbul, 1 999, s. 2 1 2. 477 M inorsky, Hudud al-Alam . . . , s. 282-286. 478 Hrakovskiy, Şar(l/al-zaman Tahir Marvazi . . , s. 2 1 2.

108

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Barak etnik adı ile ilişkili olan bir başka etnik ad da İtlar/İtterdir. Bu etnik adın Barakla aynı olması veya İtter boyunun Barak etnik gru­ bunun bir alt grubu olduğu düşünülebilir. Çünkü bu etnik adların iki­ sinin de tarihi kaynaklarda görünüşleri hemen hemen aynı zamana rastlamaktadır. İt totem olarak özellikle Kırgız kültüründe büyük yer tutmaktadır. it totemi Kıpçaklar için de önemlidir. Çünkü Oğuz desta­ nına göre onların ortaya çıkışı it kavmi (İt barak, Kıl barak) ile olan sa­ vaş sırasında olmuştur479. Kırgız ve Kıpçakların kültüründe önemli bir yer tutan İt Kırgızlarda İtter biçiminde boy adı olmuştur. İtlar şeklin­ de 1095 yılına ait Rus yıllıklarında Kıpçak Hanı'nın adı olarak da geç­ mektedir480. 1 096 yılına ait İpatev yıllığında İtlareviç biçiminde kayde­ dilmiştir481 . Pereyaslavl çevresindeki Berendeyevo Gölü yakınlarında İtlar yer adının olduğunu Zajaczkowski yazmıştır482. it sözü tarihi kay­ naklarda insan adı olarak da karşımıza çıkmaktadır. İbn Batuta {1 3041 368} meşhur seyahatnamesinde {1332 'de) Ozbek Han'ın bir kızının adının it Kucücük (İt-Küçücük) olduğunu yazmıştır483. Bu adın verilme­ si it ongun inancının Altın Ordu Hanları arasında da yaygın bir şekilde var olduğunu göstermektedir. Bu aynı zamanda onların ata kültüne ne kadar çok sahip olduklarının da delilidir. Kırgız boylarından Bargı bo­ yunun içinde İtter (İtler}484, Kandı boyunda İtbak (İbok), Orgu'da İtkulı, Saruu boyunda itemgen485 Adigine'de İtkuyruk, itım, İttibas oymakları vardır. S. M. Abramzon'un Kırgız boyları ve oymakları listesinde de çok sayıda İt ile ilgili etnik ad vardır486. XI-XII. asırlarda bu boy Deşt-i Kıp­ çak'ta bulunuyordu487. Başkurt etnografı R. G. Kuzeev, Etimgen (İtem­ gen) boyunu Başkurt tarihi içinde X-XII. yüzyılara yani Oğuz-Kıpçak "' Raşid ad-Din, Sbomik letopisey.. , s. 84; Togan, Oğuz Destanı .. , s. 24-26 480 lavrentyevskaya /etopis .. , s. 2 1 9-220, 240; İpatyevskaya /etopis .. , s. 1 58- 1 59; T. VII, s. 8. Yer adları biliminin temel kurallarına ve eski Türklerin isim venne geleneğine göre; bir boy yerleştiği yerin adını almaz, aksine yerleştiği yere adını verir. Rus yıllıklarında geçen iılar kişi adı ve yer adı bize göre boy adından dolayı verilmiş olmalıdır. Kıpçaklarda bunun örnekleri çoktur. Üstelik aynı adın çok küçük bir ses değişikliği ile yani İtter şeklinde (-tarl-ter Kırgızca 'da çokluk ekidir) Kırgı zlarda da olması bu düşünceyi güçlendirmektedir. İtlar adıyla aslında bir boya mensubiyet belirtilmek istenmiştir. "' İpatyevskaya letopis .. . , s. 1 59. "' A. Zajacckowski, Zwiazni jezykow polowicko-s/owanskie, Wroslow, 1 949, s. 4 1 .

"' lbni Batuta Seyahatnamesi, (Türkçe çevirisi: Sait Aykut), C . 1 , 2 . Baskı, İstanbul, 2004, s . 475-476. "" Abramzon, Kırgız cana kırgızstan larıhı boyunca ... , s. 745-746; Attokurov, Kırgız sancırası., s. 70. "' Vinnikov, Rodo-p/emennoy sos/av i rasse/enie. . . , s. 1 6 1 , 1 66, 1 83, 1 89. 486 S. M. Abramzon it bakpas (Çekirsayak), İt bok, İtbok (Döölös), İtiybas (Bugu), İtiybas (Monol­ dor), lıike (Salto), İt kuyruk, İt küçük, İtler, İt tiybes, hım, (Adigine), İt emgen (Cetigen) gibi boyları tespit etmiştir. (Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı. ... s. 745-746). 487 Baskakov, "İmena. . . , s. 6 5 .

Kırgız. Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

1 09


dönemine yerleştirmektedir. Yukarıda da söz edildiği gibi Rus yıllıkla­ rında da XII. yüzyılın sonunda bu etnik ad kişi adı olarak görülmüştür. Kazak boyları içinde de İt ile ilişkili etnik488 ve coğrafi adlar489 olduk­ ça yaygındır. Ayrıca Karakalpaklarda bu etnik ada İtak biçiminde rast­ lanmaktadır490. Başkurtlarda Etimgen491 biçiminde rastlanılan etnik ad Türkmenlerde492 çok kullanılmıştır. Özbek Konıratlarda İtbalık adlı bir oymağın bulunduğunu B. H. Karmışeva yazmıştır493. Yukarıda kaydet­ tiğimiz gibi, Kırgız boy ve alt grupları içinde İt adını çağrıştıran İtbak, İtbakbas, İtküçük, İtemgen494 gibi oymaklar da vardır. Yalnız bu boy ve oymakların hiçbiri Kırgız-Kıpçak boyu içinde değildir. Kırgızistan'da "İt" sözünün değişik biçimleri coğrafi adlarda da oldukça yaygındır. İt sözünden yapılmış yer adlarına Manas destanında da rastlanmaktadır495 Bu oymağın da Altın Ordu'nun yıkılması sonucunda Fergana bölgesine gelip yerleşen Kıpçak boylarından Kırgızların arasına girenlerinden ba­ zıları olma ihtimali vardır. İtle ilgili etnik adlar sadece Kırgızlarda de­ ğil, Türk-Moğol halklarında oldukça fazladır. İt adı ile yapılmış birçok yer, su ve dağ ismi, Kırgız yer adlarında496 ve Manas destanında497 da "" Konura! boyunun içinde ltemgen, Kerey boyunda lıemgen, heli, Karakesek boyunun içinde lıim, İtbas, lıemgen, lıkara, Şömen boyunda ltalmas, ltbay, Bayulı içinde ltemgen, Aday boyu içinde ltemgen, Calayır boyunun içinde ltbas, İtemgen, Argın boyu içinde lıboldı boyları bulunmaktadır (VostrovMukanov, Rodoplemennoy sostav. . .. 1 968, s. 61; Beysenbayulı, Kazak şeciresi.... s. 115, 121. 129, 130-131, 137, 138, 1 42, 144, 1 46, 1 48). 489 ltayak, İtcon, ltişpes, lıkeşil, İtmurın, İtmurındı, lışıkan (Koyçubaev, Kraıkiy ıolkoviy slovar. .. , s. //O-/ i l). 490 Jidanko, Oçerki isıoriçeskoy etnogra fıi... , s. 1 64. 491

Kuzeev, Proishojdeniye. . . , s. 454.

Türkmenlerde it, ltbeçene, ltagız, İtaklı, İtbaş, İlbaşı biçimlerinde bulunmaktadır (Alaniyazov, Şe­ cere.... , s. 67, 71, 238, 492 493

Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 93.

'" S. M . Abramzon it emgen oymağını Cetigen boyunun içinde göstermiştir. Bkz: Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı boyunca., s. 747;. Y. R. Vinnikov, ltemgen'i Saruu uruunun içine yerleştirmiştir. Bkz: Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasseleniye. . . , s. 1 54. S. Attokurov, Sayak ve Saruu boyları içerisinde göstermiştir (Aııokurov, Kırgız sancırası., s. 96, 1 59). 49' D. lsaev, C.K. S ıdıkov,"Manas eposundagı cer-suu alan cönündö"Eho nauki, lzvestiya NAN KR, No:2, 1 995. 496 İt-Agar (Talas Bölgesinde geçit, yer adı, Arpa Bölgesinde su adı, Ketmen Töbö bölgesinde geçil adı, yer adı, su adı, Kara-Su ırmağı havzasında su adı), lt-Albars (Talas Bölgesinde dağ adı, dağ sırtı, ) İt-Basar, it-Baykal (Kara-Derya ırmağı havzasında su adı), lt-Colu (Aksay Bölgesinde su adı}, it-Say( Ketmen Töbö Bölgesinde su adı), lı-Taş (/sık-Göl Bölgesinde su adı, Narın Bölgesinde yer adı, zirve adı), lı-Tiş (lsık-Köl Bölgesinde geçit adı, dağ zirvesi, Narın Bölgesinde yer adı, su adı, ), İt-Töş (. Narın Bölgesinde yer adı), lt-Uulu-Emes (Gü/çö ırmağı havzasında su adı, it-Uçar (Talas Bölgesinde geçit,), lt-Ürgön (Sarı Saz ırmağı havzasında geçityer adı, su adı). (D. /. lsaev, Ş. T Tokombaev, Z. A. Aliev, S. M. Murzahmetov, Kırgızistandagı geografıyalık allardın sözdügü, Frunze, 1 962, s. 124. 497 Manas destanında lt-Keçpes su adı ve lt-Ölbös adlı çöl adı tespit edilmiştir (İsaev-Sıdıkov, Manas eposundagı., s. 28).

1 10

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


korunmuştur. Anadolu'da da yer adı olarak İt burun, İt Düşen Oğlan­ ca, İt Eğice, İt gedüği, İt kıran, İt Taşyan biçimlerinde bulunmaktadır498• Burada geçen yer adı İt Burun Kazakların içinde İtmurun biçiminde yer almaktadır. Çok eski olduğunu tahmin edebildiğimiz bu boyun tarihini, kaynaklara göre XI. asra götürmek en akla yatkın tezdir.

Beş Sarı Sayılardan teşekkül eden boy ve oymak adları Türkçe konuşan halk­ larda oldukça yaygındır. Bu tür etnik adlara özellikle Kırgız ve Kıpçak boy adlarında çok rastlanmaktadır499• Karakalpak tarihi uzmanı T. A. Ji­ danko, Beşsarı boyu hakkında önemli bilgiler vermiştir. Başka eserlerde bulamadığımız bu bilgilerde, Beşşarılarla ilgili efsanelerden bahsedil­ mektedir. Bu efsanelerden birine göre; Beşsarı kızıl sarı saçlı beşkarde­ şi ifade etmektedir. Efsaneye göre Karakalpaklar Uludağ'a göç ettikleri zaman bu beşkardeşten ikisi Çin'e, ikisi Fergana ve Kokand'a gitmiş, bi­ risi de Uludağ' da kalmıştır. Bundan dolayı bu etnik grubun adı Beşsarı olmuştur500• Gene T. A. Jidanko'dan edindiğimiz bilgilere göre Karakal­ paklarla ilgili ilk yazılı hatıra olan Hive yıllıklarında {1 809- 1 8 1 0} ilk defa Beşsarı etnik adına rastlanmıştır501 • Etnik adın benzerlerine Ka­ zak ve Karakalpaklarda "Bes sarı" biçimlerinde rastlanmaktadır502• T. A. Jidanko'nun verdiği bir diğer bilgide Beşsarı'nın atasının Orus Biy olduğu zikredilmektedir. Bilindiği gibi XVI. yüzyılda hüküm sürmüş Nogay Mirzalarından birinin adı Orus'tur. Bu bilgiden yola çıkarak Beş­ sarıların Nogaylarla ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Beşsarı boyu Kara­ kalpak boylarından Ktay'ın503 içinde yer almaktadır. T. A. Jidanko, Ka­ rakalpaklardaki Kıtay boyuna giren "Bes sarı"ları Doğu Orta Asya'nın eski boyları ile ilişkilendirmektedir504• Araştırmacıların büyük bölümü

498 Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . . , s. 2 1 6 499 Kırgız boyları içinde Beş abışka, Beş bala, Beş beren, Beş kalmak, Beş kalmakçı, Beş kaman, Beş kempir, Beş körük, Beş kürön, Beş taz, Beş terek, Beş oğul gibi etnik adlar vardır. Kıpçak boyları içinde de Kırgızlardaki kadar olmasa da küçümsenmeyecek kadar sayı ile yapılmış etnonimler mevcuttur: Ceti aygır, Toksoba, Altı bay, Tokuzbay.

500 Jidanko,

Oçerki istoriçeskoy etnografıi. . . , s. 44.

Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi... , çiminde yer almıştır. 501

502

s. 45.

Bu yıllıkta " ... Beş sarı Hıtaylı Hasan Bey... " bi-

Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki... , s. 1 66; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi ... , s.

1 1 6. 503

Karakalpak şecerelerinde Kıtay adı Ktay biçiminde geçmektedir.

504

Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi . . . , s. 44.

Kırgız, Kıpçak Boy

ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 111


etnik adın Sarılarla, yani eski ve orta asırlardaki Kıpçak etnik çevresi ile ilişkisi olduğu görüşündedir. Beşsarı boyu Özbeklerde Kıpçakların Sarı Kıpçak oymağı içinde, Kazaklarda Kıpçakların Toru-Aygır oymağı içinde, Kırgızlarda Kıpçak boyunun içinde bulunmaktadır505. Beşsarı boyunun hem Özbeklerde, hem de Kırgızlarda olması boşuna değildir. Beşsarı da Kırgızların ve diğer Türkçe konuşan halkların etnik oluşu­ munda önemli rol oynamıştır. Sarılar da Kazak, Kırgız, Kıpçak, Nogay, Özbek, Türkmen halklarının etnik oluşumunda bulunmuşlardır. Sarı­ ların Kıpçaklarla aynı halk olduğu çoğu bilim adamı tarafından kabul edilmektedir. Beşsarı boyu Sarıların içinden çıkmış bir grup olmalıdır. Beşsarı boyu bize Kıpçakların diğer Türkçe konuşan halklar üzerindeki etkisini göstermektedir. Bu boyun Kırgızların içine ne zaman ve nasıl girdiği konusu henüz aydınlanmış değildir. Ancak yukarıda da kısaca değindiğimiz gibi, bize göre Sarıların (Şari}5°6 büyük bir kısmı Kara Kı­ taylar döneminde zaten şimdiki Kırgızistan topraklarına yerleşmişler­ di507. Kırgızistan'da bulunan Saruu ve bu boydan dağılmış diğer Sarı boylarının bir kısmı Kara Kıtaylar devrinin kalıntıları olsa gerektir. Bel­ ki küçük bir kısmı Nogay Ordasının dağılması sonucu Karakalpaklara katılan Sarıların bir bölümü olabilir. Ancak bunu teyit edecek elimizde herhangi bir vesika bulunmamaktadır.

Cetiru/Ceti Uruu Kırgız ve Kıpçaklarda sayı ile ifade edilen boy ve oymak adlarının508 yaygın olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Üç, Dört, Beş, Altı, Yedi, Sekiz, Dokuz, On sayıları ile yapılmış boy ve oymak adları özellikle Kırgız boyları içinde oldukça yaygındır. Ceti umu birkaç değişik bi­ çimde Kırgız boylarının içinde yer almıştır. Kırgız boyları içinde "Ceti umu", "Ceti uruk", biçimlerinde Sarıbagış, Kıtay ve Saruu boylarının içinde bulunmaktadır509. Ceti umu çok eski boylardan sayılmaktadır. '0' Şaniyazov, K etniçeskoy istorii. . . , s. 1 3 3 ; Beysenbayulı, Kazak şeciresi. . . , s. 1 24; Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki... , s. 1 66; O. K. Karataev, Kırgız etnonimder sözdügü, Bişkek, 2003, s. 45. '06 Ramazan Şeşen, Şarilerin Sarı Uygurlar olduğunu ve Kıpçakların bir parçası olabileceğini yaz­ mışıır. Bkz: Şeşen, lbn Fazlan .. , s. 1 02; V. V. Bartold ise onları Kıpçaklarla özdeşleştirir. '07 Hrakovskiy, Şarafal-Zaman Tahir Marvazi ... , s. 2 1 2.

,., Yedi sayısından yapılmış Kırgız boyları içinde çok sayıda boy ve oymak adı vardır. Bunlara Ceti aygır (Kıpçak), Ceti ata (Sarbagış), Ceti ata küntuu (Solıo), Cetigen, Cetigen kürön (Kürön), Ceti kaşka (So/to), Ceti kul (Sarbagış. Solto) örnek olarak göstermek mümkündür. 509 S. M . Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo nase/eniya severnoy Kirgizii, TKAEE, T. iV, Mos­ kva, 1 960, s. 3 7 , 69, 77; Attokurov, Kırgız şeciresi ... Oçerki istoriçeskoy etnografıi., s. 1 46.

112

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


XII-XIII. yüzyılların başında İslam yazarları tarafından zikredilen Batı Deşt-i Kıpçak boyları arasında ikinci sırada Yetioba boyu zikredilmiş­ tir. Ortaçağ kaynaklarında En-Nuveyri, İbn Dukmak, İbn Haldun, Ebu Hayyan, Ahmet at-Tini, Ad-Dimaşki'nin eserlerinde bu etnik ad deği­ şik şekillerde yer almıştır510. Kazak alimi B. E. Kumekov, bu ismi İtioba, İtapa şeklinde okuyanların aksine İetioba olarak okumuş ve anlamının "Yedi uruu" , olduğunu söylemiştir51 1 . Bu e tnik ad Altay etnik adların­ da512 ve yer adlarında da korunmuştur513. Ceti uruu Kırgızların Saruu boyunda514, Başkurtlarda515, Özbek-Kuramaların içinde516, Kazaklarda517 da Cüz dışındaki müstakil boylardan sayılmaktadır. Coğrafi ad olarak da Kazaklarda çok kullanılmıştır518. Karakalpaklar519 ve Türkmenlerde de Ceti uruu etnik adı vardır520. Rus yıllıklarında Ruslara yakın yerleş­ miş olan Kıpçak (Polovets} boylarında "Yetebiçi" {1 1 85} Yedi boy" et­ nik adı olduğu kaydedilmiştir521 . Rusça'da "e" Türkçe "ye" biçiminde okunmaktadır. Böyle okunduğunda "Yetebiç" olmaktadır. R. G. Kuze''° En-Nuveyri İta, İbn Dukmak İita, İbn Haldun Sta, Ebu Hayyan lıba, Ahmet at-Tini İitaba, ad-Di­ maşki İsba şekillerinde yazılmıştır.

"' B. E. Kumekov, Ob etnonimii kıpçakskoy zapadnogo deşt-i kıpçaka Xll-naçala XIII veka, İzvestiya NAN Respubliki Kazahstan. Seri ya obştvennıh nauk, 1 993. No: 1 , s. 58-70. "' Sagaylarda Cetti-Pürü adlı bir boy bulunmaktadır (Aristov, Zametki ob etniçeskom .... s. 346). "' O. T. Molçanova, Strukıurnıe lipı tyurkskih loponimov Gornogo allaya, Saratov, 1 982, s. 1 27. ' " Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı . . . , s. 698-700; Attokurov, Kırgız sancırası. . . . , s. 146. "' Kuzeev, Proishojdeniye. . . . , s. 1 1 6. "6

Şaniyazov, K elniçeskoy istorii.. ., s. 1 37.

517 T. Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki. Alma-Ata, 1 982, s. 1 68. Kazakların içinde bulunan Ceti uruu şunlardır: Tabın, Tama, Kerderi, Cagalbaylı, Kereit, Tilyau ve Ramadan'dır. Bu yedi boydan Tama ve Kereit, Kırgız boyları içinde de yer almaktadır. Ayrıca Kereitlerin Kırgız, Kıpçak ve Oğuz gu­ ruplarının içine de girmişlerdir. Bu etnik grup Kırgızların içine Xl l-XIII. asırlarda girmiştir. Batıya giden grupları XIV-XVI. yüzyıllarda Kıpçak dlinin etkisinde kalmıştır. Bkz: Karatayev, Kırgız eınonimder. . . ,s. 1 05- 1 06.

' " Cetiaral, Cetiasar, Cetibay, Cetigen, Ceticar, Cetikara, Cetiköl, Ceıicol, Cetikonur, Cetisu, Cetitö­ be (Koyçubayev, Kraıkiy tolkoviy slovar. .. , s. 101-102). "' Karakalpaklarda bu etnik adın değişik varyantları vardır. Ceti-koşe, Ceti-kurt, Ceti-Kara-Kaza­ kı gibi. Bunlardan Ceti-Koşe Kıpçak boyunun içinde bulunmaktadır. Bkz: Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi ... , s . 1 63 . Köşe sözü Karakalpakça-Rusça Sözlükle "aile", "grup", "birleştirme" anlamlarında verilmiştir (Karakalpaksko-russkiy slovar. (pod Ped N. A. Baskakova), Moskva, 1 958, s. 341 ). Demek ki buradaki anlamı Celi uruu anlamı ile uyuşuyor. Yedi-köşe demek yedi boyun birliği anlamına gelmektedir. "' Y. R. Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i naselenie Çardcouskoy oblasli Turkmenskoy SSR i yego rasselenie, Trudı İİAE AN Turkm. SSR, T. VI, seriya etnografii. Aşhabat, 1 962, s. 27. 521 İpatyevskaya Letopis ... , s. 64 1 ; Baskakov, Karakalpaks . . ., s. 65. Kıpçak boylarının hiyerarşik sıralamasında sosyal satatüsüne göre Yedi oba (Ceti boy) Toksaba'dan sonra gelir, yani önemli ikinci boydur (B. E. Kumekov, "Ob etnonimi kıpçakskoy konfederatsii Zapadnogo Deşt-i Kıpçaka Xllnaçaf Xlll v. " il İzv. NAN Pespubliki Kazahstan. (Ser. Obşçestvennıh nauk) 1 993. T. 1 . (J 8 7) . Bu önemli boy bütün Orta Asya halklarının (Türk soylu halkların) oluşumunda yer almıştır. Özellikle Kırgızların içinde diğer halklara göre daha çok rol oynamıştır. Yukarıda adlarını zikrettiğimiz gibi Kırgız boyları içinde Celi boy ve paralelleri çok sayıdadır.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 113


ev, P. Nebolsin'den naklen Güneydoğu ve Güney Başkurtlarında XIV­ XV. yüzyıllarda Cete uruu'nun olduğunu yazmıştır522. Başkurtlardaki bu Cete boyu, Ceti uruu adının Başkurt dilindeki telaffuzu olmalıdır. R. G. Kuzeyev, Ceti uruu boyunun Başkurtların içine girişini XIIIXIV. yüzyıllara yani Kıpçak devrine koymaktadır523 XVII-XIX. yüzyıllarda Cete uru'nun Belıy İk (Beyaz İk) ırmağı havzasını işgal ettiğini yazmış­ tır524. Bu bilgiden başka Celi uruu'nun eski tarihi hakkında kaynaklar­ da herhangi bir malumat yoktur. Ancak K. Ş. Şaniyazov, XIX. yüzyı­ lın sonu XX. yüzyılın başında Orta Zerafşan vadisinde yaşayan küçük gruplardan birinin Ceti uruu olduğunu yazmıştır. Gene K. Ş. Şaniya­ zov'un yazdıklarından onların Özbek-Kuramaların içinde, Kazakların Küçük Cüz'ünde, Kırgız boylarından Kıtay, Sarbagış ve Saruu boyunun içinde Ceti uruu'nun olduğunu öğreniyoruz525. Özbek-Kıpçaklarının alt grupları olan Koştamgalı, Aytamgalı, Kamçılı, Sirgeli, Cuvanlı, Sa­ manatlı, Çumuçlı gibi oymakların bir kısmı Kırgız boylarının içinde de yer almaktadır. Bunlardan Aytamgalı oymağı ''Aytamga" biçiminde Saruu526 ve Teles527 boylarının içinde de vardır. Koştamgalı ise Döölös528 ve Munguş529 boylarının içinde yer almaktadır. Tamga adından ortaya çıkan bu etnik adların Deşt-i Kıpçak Özbek boyları ile ilişkili olduğu­ nu K. Ş. Şaniyazov yazmıştır530. Koştamgalı oymağı sadece Kıpçaklarda değil, Karakalpaklarda, Özbeklerin Kıtay, Nayman ve Türkmen boyları içinde de bulunmaktadır. Bu iki boy sayesinde Kırgız boyları ile Öz­ bek Kıpçak boyu arasında ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Ceti uruu Al­ tın Orda devleti zamanında Kırgız boyları ile ilişki içine girmiştir. Kır­ gız boylarının içine ne zaman girdikleri hakkında bilgiye sahip değiliz, ama Özbeklerde bu boyun değişik grupların içinde yer alması onların Altın Ordu'nun yıkılmasından sonraki dönemlerde Kırgız boylarının içine girmiş olabileceğini göstermektedir.

"' P. Nebolsin, O başkirah. «Vestnik RGO», otdelenie etnografıi, Kn. 4. Spb., 1 852, s. 3. "' Kuzeev, Proishojdeniye... , s. 466-467. '" Kuzeev, Proishojdeniye... , s. 1 66. "' Şaniyazov, K etniçeskoy istorii. . . , s. 1 37. "' Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya. . , s. 68.

"' Rodoplemennoy sos/av i rasseleniye.... , s. 1 66- 1 67, tablo 1 9. "' Attokurov, Kırgız sancırası. . . , s. 204. '" Attokurov, Kırgız sancırası. . . , s. 88. "0 Şaniyazov, K etniçeskoy istorii... ,

1 14

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

1 38.


Cortan ( Çorton) Kırgızlarda ve Kıpçaklarda bulunan boylardan biri de Çortan/ Cor­ don/Cortan/Çorton'dur. Bu etnik grubun da Balık etnik grubu ile ilişkili olduğu düşünülebilir. Kimekler suyu kutsal görüyorlardı. Dolayısıyla su ürünlerini kendilerine ongun yapmış olmaları mümkündür. Ongun zamanla boy adına dönüşmüş olabilir. Yani Kimeklerin Kıpçaklar için­ de kalmış bir boyu olarak da sayılabilir. Çortan tarihi kaynaklarda Ba­ lık etnik adından daha önce ortaya çıkmıştır denebilir. XII-XIII. asır­ larda Deşt-i Kıpçak'ta yaşayan Kıpçak boyları arasında En-Nuveyri'de Djznan, İbn Haldun'da Djsrsan, İbn Dukmak'ta Djurtan, ad-Dimaşki'de Djartan biçimlerinde kaydedilmiş olan boy adının B. E. Kumekov, Cor­ tan olarak kabul edilebileceğini yazmıştır531 • Kuman dilinde Çortan tur­ na balığı demektir532• Cortan, Çorton biçiminde Kırgız boylarından Bar­ gı'nın içinde de yer almaktadır533• Kazakların bir boyunun Şortanbaş olduğunu L. Rasony yazmıştır534• Ayrıca Kazakların Aday ve Tabın boy­ ları içinde de birer Şarlan adlı oymak bulunmaktadır535• Dağlık Altay rn Tizengauzen, Sbornik materialov . . . , s. 323-330. Kazak alimi B. E. Kumekov ismin doğru oku­ nuşunun Djortan/Djurtan (Cortan/Corton) olduğunu yazmıştır (Kumekov. Oh etnonimi kıpçakskoy. . . . . •· /. (187).

"' Balık ve balık adlarından oluşan etnik adlar, Kimek-Kıpçakların su kültünden dolayı ortaya çık­ mış olmalıdır. Bu etnik ad özellikle Kuzey Türklerinde yayılmıştır. Koybal, Sagay, Kazan Tatarları, Ka­ zak, Kumuk gibi halkların dillerinde mevcut olması ve hemen hemen hepsinde de "balık", turna balığı" anlamlarına gelmesi onların Kuzey Türkleri tarafından daha çok bilindiğini göstennektedir. Kırgızlarda da olması bu etnik adın eski dönemlere mesela Kırgız, Kimek-Kıpçak dönemine (IX asır) ait olması düşünülebilir. Hatta bu etnik adın daha erken dönemlerde görüldüğüne dair bilgiler mevcuttur. G. N . Potanin, Kazakların b i r efsanesine göre Ostyakların i l k babasının adının Şortanbay olduğunu yazmıştır. Ayrıca Cortan/ Çortan/ Çorton/Cordon Ennenice 'de kurut anlamına gelmektedir. Aynı zamanda kuruttan yapı lan bir yemeğin adıdır. Çortan/Çorton/Cordon/Cordan Anadolu Türkleri arasında hem etnik ad, hem de yer adı olarak bulunmaktadır. Bu boyun mensuplarının bir kısmı halen Gürcistan' da ikamet etmekte­ dir. Gürcistan' ın Türkiye 'ye yakın bölgelerinde ve Artvin şehrimizde Cordon sülale adıdır. Türkiye' de Yoğun olarak Artvin'de yerleşmişlerdir. Doğu Karadeniz Bölgesi üzerine önemli araşlınnalar yapmış olan Mehmet Bilgin 'in tespitlerine göre Cordonların bir kısmı da mübadelede Yunanistan 'a göç etmiş­ tir. Gürcistan'da ve Yunanistan'da bulunan Cordon boyu Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine mensuptur. Türkiye'de, Kazaklar ve Kırgızlar arasında yaşayanlar M üsl ümandır(Bi/gin. Doğu Karadeniz..... s. 1 721 73, 1 78). Ayrıca Erzurum'un en eski mahallelerinden birinin adı da Çortan'dır. 1 453-1 650 yıllarına ait Osmanlı Tahrir Defterlerinde kayıtlı bulunan ve iç Anadolu'nun kuzeyi ve Batı Karadeniz' de yerleşmiş olan Oğuz boyları arasında yer alan Yortan boyunun da Çortan/ Çortonlarla ilişkisi olması muhtemeldir. Oğuz lehçesindeki "y"ler, Kıpçak lehçesinde "c"ye dönüşmektedir. Mesela: Kıpçaklar cıl, caş, canı, can­ nat, caman , caşıl, Oğuzlar yıl, yaş, yeni, cennet, yaman, yeşil derler. Bundan dolayı Cortan sözü Oğuz­ larda Yortan olmuştur. Anadolu'da Yortan hem etnik ad (Yortan Cemaati, Yortan Taifesi. Yortan Kabilesi. Yorlanlu Taifesi) hem de yer adı (Yortan, Yor/ancı/, Yorlanlu-Çankırı, Çerkeş, Demirci, Gördes, Kayseri, Malatya, Pazarcık, Sivas, Akdağ, Bozok, Keskin, Tarsus, Karataş) olarak kullanılmıştır. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler.. s. 5 1 2, 2380-2384, 275 1 . "' Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı . .. , s. 1 34. '" Rasony, Kuman Özel Adları. . ., s. 1 O 1 . "' Beysenbayuulı, A.g.e., s . 1 49, 1 54.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 11 5


Bölgesinde Çorton yer adı olarak geçmektedir536• Etnik adın Macarlarda

(XIII-XV.yy.)537, Romenlerde(XV-XVl. yy.}536, Kumanlarda ve Kazaklarda539 yer alması bu boyun Kıpçak kökenli olduğunu göstermektedir. Kıpçak boylarının büyük bir kısmı Kırgız-Kıpçak boyu içinde değil, diğer Kır­ gız boylarının içinde bulunmaktadır. Mesela Kıpçak boyu Toksoba, Kır­ gız Saruu boyunun içine girmiştir. Bize göre bu Kırgız boylarının içi­ ne girme olayını şu şekilde açıklamak mümkündür: Bu boylar küçük gruplar halinde geldikleri için daha büyük bir grubun içine güvenlik yani korunma nedeniyle girmiş olabilir. İkincisi de akrabalık ilişkile­ ri yoluyla karışmış olabilirler. Arap, Fars kaynaklarında geçen Djznan, Djarsan şekillerinden Djznan ilim adamlarınca en çok kabul edilen okunuş olmuştur. Ancak bu söze benzeyen herhangi bir oymak veya boy tespit edilememiştir. Fakat ad-Dimaşki, Ahmat at-Tini ve İbn Duk­ mak'ın yazdıkları Djurtan biçimi B. E. Kumekov'un Cortan olarak teklif ettiği isim Türk hakları arasında hem etnik ad olarak hem de coğrafi ad olarak çok yaygındır. Bu etnik grup bize göre Kırgız-Kimek-Kıpçak birliği döneminde Kırgızların içine girmiş olmalıdır. Çünkü Batı Deşt-i Kıpçak'tan böyle bir boyun Kırgızların arasına katıldığına dair bir bilgi yoktur. Demek ki, Kırgızların Kıpçaklarla ilişki kurmasına sebep olan en eski boylardan biri de Çorton'dur. Çortan ve balık boylarının adları yukarıda izah ettiğimiz gibi ongun inancından çıkmış olmalıdır. Belki de Balık etnik grubu Çortanların bir grubu ya da sonradan Çortonlara verilen yeni bir isimdir. Balık etnik adı daha çok Batı Deşt-i Kıpçakta bulunduğuna göre bu boy Altın Ordu'nun yıkılmasından sonra Kırgız­ ların etnik oluşumuna katılmış olabilir.

Kaba Kırgız boylarının içinde bulunan Kıpçak boylarından bir diğeri de Kaba'dır. Hemen hemen bütün Türkçe konuşan halklarda bulunan Kaba etnik adı en çok Kıpçak çevresine aittir. V.V. Radlof, Kaba boyu­ nu Bugu, Sarıbagış, Adigine boylarının içinde göstermiştir540• Bugünkü "' O. T. Molçanova, Strukıurnıe lipı tyurkskih ıoponimov Gornogo oltaya, Saratov, 1 982, s. 2 1 5. "' Rasony, Kuman Özel Adları. . . ,

s.

1O1.

'" Rasony, Kuman Özel Adları. . . , s . 1 0 1 . '" Kazakistan'da Tselingorad eyaletinde Şortandı ve Şortanköl biçimlerinde göl adları olarak mev­ cuttur. (Ortalık Kazaksıannın cer-su alları, Almalı, 1 989, s. J 23; Koyçubayev. Kraıkiy ıolkoviy slovar. .... s. 256. ><0

116

1

Radlof, Observalions . . . , s. 3 1 8-3 1 9.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kırgız boylarından Sayakların iki ana kolundan birini Kaba boyu temsil etmektedir. Kaba541 boyunun ortaya çıkışı ve Sayaklarla ilişkisi ile ilgi­ li Kırgızlar arasında bir de efsane vardır. Bu efsaneye göre, "Bir çocuk kötürüm olduğu için anne ve babası tarafından terk edilir. O anda bir yolcu gelir, kurdun emzirdiği çocuğu görür. Çocuğu yanına alıp gider ve çocuğu evlatlık alır, adını Kaba koyar. Kabanın saçı yele gibi oldu­ ğu için Calduu Kaba{Yeleli Bozkurt) diye adlandırır. İşte bu Kaba 'dan Sayak boyunun Kaba oymağı türer."542• Yukarıdaki efsane Ergenekon efsanesini de çağrıştırmaktadır. Kırgız boyları içinde Sayak543 boyunun önemli bir oymağı olması ve başka boyların içinde de yer alması Kır­ gız-Kıpçak ilişkileri açısından oldukça önemlidir. Macar alimi L. Ra­ sony, Kuman Özel Adları adlı kıymetli makalesinde Kaba isminden söz etmekte, bu adın 1484 , 1 488, 1 5 1 9 yıllarına ait Romen ve Macar kayıt­ larında Knyaz (Han) ve Köy adı olarak geçtiğini ileri sürmektedir. XVI. yüzyıla ait Kırgız tarihinin önemli kaynaklarından Macmu atut-tavo­ rih'te Zubdatul Başar adlı bir eserden nakledilen 92 boy arasında Kaba adı da zikredilmektedir544• XIX. yüzyılın başında "Buhara Hanlığı 'nın Tasviri" adlı eserinde N. V. Hanıkov, Kaba etnik grubunu Koba biçimin­ de Özbek boyları arasında kaydetmiştir545• Çokan Valihanov, 1822 yılı­ na ait Cihangir Hoca ile ilgili verdiği bilgilerde Kaba boyundan söz edi­ yor. Cihangir Hoca'nın taraftarı olarak birkaç defa Sayak ve Basızlarla birlikte Kaba boyunun da Kaşgara akınlar yaptığını yazmıştır546• Kaba boyu Altaylılarda Hakaslarda, 547 Tuvalarda, Kazaklarda548 ve Özbekler"' Kaba, Türkçe'de "terbiyesi, gürgüsü olmayan", "nezaketsiz", "görgüsüz", "özensiz" anlamlarına gelmektedir. Kazakça'da ise Kaba "kalın", "gür", "yoğun" anlamlarına gelmektedir (Kazakça-Türikşe Sözdik. (Dayardagandar K. Koç, A. Bayniyazov, V Başkapan), Türkistan, 2003, s. 237.) Türkiye Türkçe­ sinde bu anlamda kullanılan deyimler vardır: Kaba sakal (gür sakallı), Kaba giyinmek (Kalın, üşümeye­ cek şekilde giyinmek). Macar alimi G. Nemeth, P. Pelliot'un verdiği bilgilere göre Kaba adını Kabar adı ile ilişkilendirmektedir. P. Pelliot, Türkçe etimolojisi prensibini kabul eniğini ancak bunun yeterli olmadığını ileri sürerek bu görüşü kabul etmemiştir. O, Kabar adının uçak, yükselmek anlamlarında olabileceğini yazmıştır (Pelliot, Notes sur l 'histoire . . . , pp. 206-207. Bize göre Kaba adı kalın (kalabalık) anlamına gelebilir. Eğer bu doğru ise onların diğer boylara göre daha kalabalık, daha büyük bir grup olduğunu göstermek için bu isim verilmiş olabilir. '" A. Dıykanbaeva, Kırgız ulamıştarı, Bişkek, 2005, s. 2 1 2-2 1 3 . " ' Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya . . . , s . 48.

"' Tarıhtardın cıynagı (Macmu atuı-tavorih) . . . , s. 24. "' Hanıkov, Opisanie Buharskogo hanstva, Spb., 1 843, s. 60. '" Ç. Val ihanov, Sobranie saçineniy v piyati tamah, T. i l i, Almatı, 1985, s. 1 4 1 . 547

Hakaslarda soyadı olarak (Kabaev) bulunmaktadır ( V Y Butanaev, Proishojdenie hakasskih rodov

ifamilii, Abakan, 1 994, s. 44.

'" Konırat, Calayır (Karkaba biçiminde) boylarında Kaba etnik grubu bulunmaktadır (Beysenbayulı, s. 115, 129).

Kazak şeciresi. ... ,

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

117


de,549 Karakalpaklarda550 da bulunmaktadır.551 Altay ve Saur arasında bir nehrin Kaba adını taşıdığını N. A. Aristov yazmıştır552. E. Töreka­ nuulu'nun şeceresinde Saruu boyunun içinde gösterilmiştir553. Ayrıca Anadolu Türkleri arasında da Doğu Karadeniz bölgesi etnik teşekkü­ lünde Kaba boyunun önemli bir yeri vardır. Doğu Karadeniz'de yerleş­ miş bulunan Kumanların önemli boylarından biri de Kaba'dır554. Etnik adın Romen ve Macarlarda XV. asrın sonlarında görülmesi Kırgız boy­ ları içinde bulunan Kaba oymağının eski boylardan olduğunu göster­ mektedir. Yukarıdaki bilgilerden çıkardığımız sonuca göre, bu boy Kara Kıtay ve Moğol devirlerinde Altaylardan Tanrı Dağlarına gelen boylar arasında bugünkü Kırgızistan'a gelip Kırgız boylarına karışmış olabilir.

Kaman (Kaban) Kaman etnik adı da Türk halkları arasında geniş olarak yayılmış­ tır. Bu etnik ad antropoetnik addır. Çünkü Macaristan Kumanlarında

(1 478) bir Knez (Han} ailesinin adı olduğunu Macar kaynakları yaz­ maktadır555. Han ailesinin adı olması bu antroponimin boy adı olma ihtimalini güçlendirmektedir. Kaban sözünün Kaman'ın başka bir bi­ çimi olduğu sezilmektedir. Kaban556 etnik adına Kazak boyları arasın­ da rastlanmaktadır. Kazak boyları arasında Kaman biçimi yoktur. Ka­ man etnik adı Kırgız boylarından Basızlar vasıtasıyla Salto boyunun içine girmiştir ve Bugu, Saruu boylarının içinde de bulunmaktadır557. Qaman'ın Qaban biçiminde orta asır Deşt-i Kıpçak Kıpçaklarında "ba­ tır", "alp" anlamlarını ifade ettiğini N. A. Baskakov yazmıştır.558 Kaman, "' Macmu at-tavarih 'teki 92 Ozbek boyu içinde Kaba boyu da bulunmaktadır (Sultanov. Koçevıe

plemena priaralya ... , s. 30). "" Karakalpaklarda Kabasan biçimindedir (Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi.... s. I 64). m

O. K. Karataev "Kırgız etnonimder sözdügü" adlı eserinde bu etnonim hakkında geniş bilgi ver-

miştir. "' Aristov, "Opıı vıyasenniya.. ., s. 354.

"' E. Törökan uulu, Sol kanat .. ., s. 70. '" Bilgin, Doğu Karadeniz . ., s. 1 78. Ayrıca bu ismin Kabalı biçiminde Sinop merkez köylerinden birinin de adı olduğu bilinmektedir. Bu bölgede Gürcistan göçmenleri bulunmaktadır. Demek ki, bunların arasında Kaba boyu da gelip bu bölgeye yerleşti. "' Rasony, Kuman özel Adları., s. 1 08. ,,. Calayır boyunun içinde Kaban kolu tespit edilmiştir (Beysenbayulı. Kazak şeciresi .... s. // 5). "' Kaman etnik adının Basız boyunun içinde Kaman ve Çotur Kaman, Saruu boyunun içinde Beş Kaman biçiminde de varyantlan vardır. Abrarnzon, Kırgız cana Kırgızstan ıarıhı ... , Bişkek, 1 999, s. 742; Vinnikov, Rodoplemennoy sosıav i rasseleniye.. ., s. 1 55; Attokurov, Kırgız sancırası.. ., 1995, s. 75, 1 55, 1 58. "' Baskakov, Karakalpaksko-russkiy.. ., s. 62. Bu sözün anlamı konusunda değişik görüşler vardır. K.

118

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Manas Destanının V. V. Radloff varyantında da "Kaman" ve "Kös Ka­ man" biçimlerinde geçmektedir559• Manas Destanında geçen Kaman adı Kırgız alimi T. Abdrakunov'un tespit ettiği ve bizim de kabul et­ tiğimiz Kıpçak-Kumanları çağrıştırmaktadır, Köz Kaman ise Guz-Ko­ man (Oğuz-Kıpçak) adını aksettirmektedir. Kaman adı yer adı olarak da Asya'nın değişik yerlerinde ve Anadolu'da560 bulunmaktadır. Kaman boyunun Kırgız-Kıpçaklar içinde değil de Solto içinde bulunması da dikkate değerdir. Basız ve Solto bilindiği gibi en eski Kırgız boyların­ dandır. Ayrıca bu etnik ad Kırgız cografi adlarında da korunmuştur561 • Kazaklarda coğrafi ad olarak Kaman (Kaban) adı bulunmamaktadır. Ka-

K. Yudahin'in Kırgızca-Rusça Sözlilğilnde Kaman yabani domuz anlamına gelmektedir (Yudahin, Kirgiz­ sko -russkiy. . . , s. 335). Diğer lehçelerde de hemen hemen aynı anlamdadır. Ancak etnonim olarak yaban domuzu manasına gelmesi milmkiln değildir. Çünkü Kaman etnonimi Türk halklarına ait bir etnonimdir. Tilrk halkları tarihin hiçbir devresinde domuz yetiştirmemişler. Milslilman olmadan önceki hayatlarında da domuza yer vermemişlerdir. Kültürlerinde, hayatlarında olmayan bir hayvanın adını etnik olarak alma­ ları mümkün görilnmemektedir. Eğer bu ismi onlara düşmanları aşağılayıcı bir isim olarak vermiş olsalar­ dı, o zaman bu ismin başka bir şekli, yani Tilrkler tarafından kullanılan bir biçimi mutlaka olurdu. Prof. Dr. ilhan Şahin Kaman etnik adının anlamını daha farklı değerlendirmektedir. Ona göre Kaman "kahraman ve cesur adam"dır. Bu fikrini Orta Asya'da erkek domuza Kaman dendiğini ifade ederek bundan dolayı bu ismin verilmiş olabileceğini söylüyor. Domuzun vahşiliği ile insanın cesareti, kaharmanlığı arasında bir ilişki kuruyor. Manas Destanında geçen Köz Kaman da ona göre "Göz Kaman"dır. Bunu da erkek domuzun keskin, cesur ve güçlü gözlü olmasıyla ilişkilendiriyor. Bkz: i. Şahin, From Tribe ıo Town: The Ear(v Hislory ofKaman, Joumal of Turkic Civilization Studies, No.2, Bişkek, 2006, s. 201-2 1 0. ,,. N. Yıldız, Manas Destanı (V. V. Radloff Varyantı) ve Kırgız Kültürü ile ilgili Tespit ve Tahliller, Ankara, 1 995, s. 606. Kaman etnonimi yukarıda da ifade ettiğimiz gibi daha önce bazı araştırmacılar tarafından incelenmiştir. Kırgız alimi T. Abdrakunov da bu konuda yaptığı araştırmasında Kaman 'ın Ku­ man-Kıpçakları ifade ettiğini yazmıştır (T. Abdrakunov, Bayırkı kırgız /arıhının akıualduu problemaları

el aralık i/imiy kongre/in bildirüülörünün lezisteri,•U. 27-29-avgus/, Bişkek. 2001, s. l/0-114. Değerli alimin bu konuyla ilgili şu eserine bakınız: Babalardan kalgan söz, Frunze, 1 990, s. 88.). Bize göre de böyledir. Bunu isptalayacak bir delil daha bulunmaktadır. Bu da Manas destanında geçen bu Kamanların beş kişi olmasıdır. Bu ifade Kırgız boyları içinde etnik ad olarak kendini göstermiştir. Saruu boyunun için­ de Beşkaman kolu mevcuttur. Kaman etnik adını mantıksal olarak Beş Kaman (Beş Kuman) olarak ifade edebiliriz (Abramzon, Kırgız cana Kırgızsıan ıarıhı boyunça .... s. 742). Manas Destanı'nın Sagımbay Orazbak uulu ve Sayakbay Karalaev nüshalarında Kaman Alp Kiten ve Kutan Alplerle birlikte zikredil­ mektedir («Manas». Enısiklopediya. T. /. Bişkek, 1 995, s. 260). Kilen ve Kutan bunlardan birisi Kırpçak­ larda Kotan, Kırgızlarda Koton biçiminde bulunan aslen Kıpçak boyu olan Kotanla ilişkili olabilir. "" Tilrkiye'de iç Anadolu bölgesinde bulunan Kırşehir ilinin büyilk ilçelerinden birinin adı Ka­ man'dır. XVJ. yüzyıl Tahrir defterlerinde, Kaman Cemaati, Kamanlu ve Ulu Kamanlu adında konar-göçer teşekküllere de rastlanmaktadır. Doğuz Karadeniz bölgesinde Kaban/Gaban adında yer, boy ve sillale isimleri tespit edilmiştir. Bkz: Bilgin, Doğu Karadeniz.. ., s. 1 25, 1 52, 1 78; Ayrıca yer adı olarak da tahrir defterleri kayıtlannda mevcuttur: Kaman (Pınarbaşı), Kamanlu (Manisa, Sivas), Ulu Kaman Kethilda Kışlağı (Sivas). Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . , s. 1 27 1 , 1 498, 1 6 1 8, 1 740, 225 1 , 2252, 24 1 7, 2620). "' Kamandı (Aı-B�ı Bölgesinde dağ adı), Kaman-Coru, Kaman-Suu (Talas Bölgesinde su adı, Alay Bölgesinde su adı), Kara-Kaman (Narın Bölgesinde dağ adı, su adı), Kiçi-Kara-Kaman (Narın Bölgesin­ de yer adı. Arpa Bölgesinde su adı), Çon-Kara-Kaman (Narın Bölgesinde su adı), lçke-Kamandı (Aı-B�ı Bölgesinde yer adı, su adı), Aça-Kamandı (Aı-B�ı Bölgesinde su adı, Isfara ırmağı havzasında su adı), Töö-Kaman (Kara Derya ırmağı havzasında su adı) (lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmeıov. Kırgızsıan­ dagı geografıyalık.... s. 124).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 119


man'ın Kırgız boyları arasına ne zaman ve nerede katıldığı konusunda tarihi kaynaklarda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Ancak Kıpçak­ larla ilişkili olması, Manas destanında yer alması, Altay'dan gelen Kır­ gız boylarının içinde olması, bize Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin başından beri Kırgızlarla beraber oldukları fikrini verebilir. Bu aynı zamanda Gü­ ney Sibirya halkları ve Tanrı Dağı Kırgızlarının etnik yakınlığını yansıt­ maktadır. Bize göre Kaman sözü Kumanları temsil etmektedir, yani bu sözün başka bir varyantıdır. Kaman etnik grubunun, tahminen XI. asır­ da Kırgız ve Kıpçak ilişkilerinin güçlendiği dönemde Kırgızların arası­ na girdiği tahmin edilmektedir.

Kandı (Kanglı) Kırgızların ve Kıpçakların etnik teşekkülünün temel unsurların­ dan olan Kanglıların Türk halklarından biri olduğu bilinmektedir. Bazı araştırmacılar Avesta ve Magabarata'ta geçen Kanka adlı kavmin Kanlı­ lar olduğunu sanmaktadır562. Eski Çin kaynaklarında da M.Ö. III-1. yüz­ yıllarda hüküm sürmüş Kang Devleti adlı bir devletten bahsedilmek­ tedir. Özbek alimi K. Ş. Şaniyazov Kang Devletinin Çin yıllıklarının yazılmasından önce kurulduğunu ileri sürmekte onların ortaya çıkışını İskender'in Orta Asya'yı hakimiyeti altına almasından sonra Grek-Ma­ kedon Selevks Sülalesi(M.Ö. 3 12-250) dönemindeki olaylarla ilişkilen­ dirmektedir563. Rus alimi S. G. Klyaştorny Gök-Türk Kağanlığı devrin­ de ve başka Türk kökenli halkların içinde de bulunan Kanglı boyunun VIII. asrın başında runik kitabelerde bulunan Kangu-Tarban'564 (Otrar S.G.K} şehrinde yerleşmiş olabileceğini söylemiştir. Çünkü Otrar VIII. asrın başında Kanglıların önemli bir merkeziydi. Bir başka Rus alimi S. P. Tolstov, Kanglıların ortaya çıkışını Sırderya ve Aral boyunda ya­ şayan eski Peçenek ve Oğuz boylarının bu bölgeyi işgal etmesiyle ilgili görmektedir565. Arap ve Fars Kaynaklarında Kanglı adına fazla rastlan­ maması ilginçtir. Kaşgarlı Mahmud' dan başka Kanglılar Fahreddin Mü-

"' Aristov, ""Opıı viyasneniya. . . , s. 3 1 2. ,., K. Ş. Şaniyazov, Kang Devleti ve Kanglılar, Toşkent, 1 990, şakillaniş carayani, Toşkent, 200 1 , s. 1 1 8.

s.

5; Aynı yazarın, Uzbek halkining

,.. S. G. Klyaştomıy, Drevnetyurkskiy runiçeskiye pamyatniki kak istoçnik po istorii Sredney Azii, Moskva, 1 964, s. 1 6 1 . "' Tolstov, Po sde/ami drevnehorezmkoy. . , s . 145.

120

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


barekşah'ın eserinde de zikredilmişlerdir566. İdrisi'nin eserinde geçen Hangakişilerin de Kanglılar olduğu sanılmaktadır. Kanglı sözünün anlamı hakkında alimler farklı farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Kaşgarlı Mahmud divanında Kanglı sözünün manasını "kağnı arabası" ve Kıpçaklardan büyük bir adamın adı olarak belirtmiş­ tir567. Oğuz Destanında da "kağnı arabası" anlamı vardır568. Kıpçak ve Kanglılar birbirine çok yakın olan iki etnik gruptur. Hatta bazı ilim adamları Kıpçaklarla Kanglıların aynı halk olduğunu ileri sür­ mektedirler. Bu görüşlerini ortaya koyarken Kaşgarlı Mahmud'un ver­ diği bilgiye dayanmaktadırlar569• Bu bilgide Kanglının Kıpçak liderle­ rinden birinin adı olduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde Guillaume de Rubruquis Güney Rusya bozkırlarına yaptığı seyahatten bahsederken Kanglıları Kıpçakların topraklarında göstermektedir570. Kanglılar da tıpkı Kıpçaklar gibi bugün belli bir devlete sahip değildir. Ancak Orta Asya' da kurulmuş olan hemen hemen bütün eski ve yeni devletlerin et­ nik teşekkülünde yer almışlardır. Bize göre Kanglılar ve Kıpçaklar ayrı halklardır, ama özellikle XI-XIV. asırlarda Kıpçak-Kanglı boyları karış­ mışlar, bazı yazarların onları aynı halk sanmasına sebep olmuşlardır. Kanglılar bugünkü Kırgızların etnik oluşumunda da önemli bir yere sahiptirler. Günümüz Kırgızlarının etnik teşekkülünde Kıpçakların da

'"' Şeşen, /s/am CoğrafYacılarına Göre.. ., s. 1 53 . ,., DLT, C. i l i. Ankara, 1 998, s. 379. Kanglı sözünün etimolojisi konusunda değişik görüşler vardır: Onomast R. A. Ageeva, T. Canuzakov'un "Kanlı"-Kan (Yenisey 'in eski adı) ınnağının esasında ortaya çıkan topoetnonimdir" fikrini kabul etmektedir. Bkz: R. A. Ageeva, Sıranı i narodı: proishojdeniya naz­ vaniy. Moskva, 1 980, s. 72. Bazı araştırmacılar kanglı/kanlı etnonimini eski dönemlerde "ınnak kenannı mekan tutan insanlar", ınnağa beraber yerleşen boy, kabile" anlamını verdiğini (Kandı=Kanglı=Kanlı; -lı genel Türk dillerine ait bir ek) bildinnektedirler, 1. Marquart ve K. Menges de bu görüşü araştınnalarında desteklemişlerdir. Bkz: A. T. Kaydarov, K istoriko-lingvistiçaskoy harakteristike etnonima «Kanglı !Kan­ /1»//Tyurkskaya onomastika. Alma-Ata, 1 984, s. 45-46). Rus alimi S.G. Klyaştomy Reşideddin ve Ebul­ gazi Bahadır Han'ın eserlerindeki bilgi lere dayanarak sözün "arabalı" anlamına geldiğini söylemektedir.

(S. G. Klyaştornıy. Drevnetyurkskiye runieskiye pamyatniki kak istoçnik po istorii Sredney Azii. Moskva, 1 964, s. 1 79). A. T. Kaydarov bir takım bilgilere dayanarak etnonimi Kang/Kan/ Kang-Sırderyanın eski (İran dilinde) adı olarak gönnektedir. Yani Kan "ınnak" manasını vennektedir (Kaydarov, K istoriko-lin­ gvistiçaskoy.. ., s. 47). '68 Oğuz Destanında "Düşmanları yağma edip ganimet olcay alındığında, hayvanlar bunlan taşımak için yetişmediğinden "Qanqlı"lar yaptılar. Bundan evvel tekerlek yoktu; (arabayı) ilk defa bunlar inşaa ettiler. Levazım, ağırlık ve "olcay"lan bunun üzerine koyarak taşıdılar, gittiler. Oğuz bundan dolayı on­ lara Qanqlı (yani arabalılar) adını verdi ... " denmektedir. Zeki Velidi Togan bu bilgilerden yola çıkarak Kanglı adının Kıpçakların arabalı olan bozkır zümrelerinin genel adı olduğunu söyler. (Togan, Oğuz Des­

tanı... , s. 85). '" DLT, C. i li, s. 379. '70 Deux voyages en Asie au X/11 siecle .. ., s. 69-70.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

121


içinde bulunduğu İçkilik571 grubunda büyük boylar arasında yer almak­ tadırlar572. Kandı (Kanglı) boyu mensupları daha çok Güney Kırgızistan yani Fergana bölgesinde Kırgız-Kıpçaklarla birlikte yaşamaktadır. Gü­ nümüzde Kanglılarla ilgili en muteber çalışmalardan biri yukarıda adı geçen Özbek alimi K.Ş. Şaniyazov'a aittir573• Ancak o Kanglıları, milat­ tan önce hüküm süren Kang Devleti ile ilişkilendirmektedir. Kıpçakların büyük bir kısmı X-XIII. Asırlarda İrtiş nehrinden Sır­ derya'nın orta ve koyu akımına ve batıda Dnepr'e (Don Nehri) kadar uzanan (Deşt-i Kıpçak diye adlandırılan) uçsuz bucaksız bozkırlarda göçebe olarak yaşadılar. Bu bozkırlarda onlar Moğol istilasına kadar {1 1 38- 1 1 40? yıllarında) hakimiyet kurdular. Kanglıların Deşt-i Kıp­ çak'ta yaşayan kısmı işte bu Kıpçaklar terkibine girmiştir. Bunun için de Guillaume de Rubruquis onları Kanglı' diye zikretmiş olsa gerektir574• Moğol istilası devrinde Deşt-i Kıpçak ve Güney Rusya bozkırların­ da yaşayan Kıpçak boy ittifaklarına giren oymakların hepsini (Kanglı­ ları da) Moğollar hakimiyetleri altına alıp, çoğunu köle olarak sattılar. Burada yaşayan Kanglıların bir kısmı kaçıp Güney Ural dağ eteklerine yerleştiler, sonraları da Başkurtların terkibine girdiler. 575

"' Kırgız şeceresinde Kırgız boyları üç gruptan oluşmaktadır. Sol Kanat (Saruu, Kuşçu. Munduz, Basız. Kıtay, Cetigen, Töböy. Çon Bagış. Sağ Kanal (Tagay, Adigine, Munguş) ve lçkilikler (Kıpçak. Nay­ man, Teyit, Kesek. Bostan. Noyguı. Töölös, Kandı, A val) Bkz: Ç. Ç. Valihanov, Sobranie soçineniy v pyati tomah. T. l l l . Alma-Ata 1 985; N. F. Sibıiyakovskiy, "Pereçislenie nekıorıh rodrv kirgiz" il obitayuşçih v vosıoçnoy çasti ferganskoy oblasıi. lzv. Turkestanks. Otd. RGO, T. 1-11, Taşkent, 1 900; A. S. Sıdıkov,

Rodov�de/eniye kirgiz, V kn.: V. V. Bartoldu. Taşkent, 1 929; O. Sıdıkov, Tarih kırgız Şadmaniya, Frunze,

1 990; S. M. Abramzon, Etniçeskiy sostav kirgizskogo naseleniya sevemoy Kirgizii, TKAEE, T. iV, Mos­ kva, 1 960; N. A. Aristov, "Zametki ob etniçeskom sostave tyurskih plemen narodnosıey svedeniya ob ih çislennostı"', JS, Spb., 1 896, Vıp. l ll-IV; B. D. Camgerçinov, "/z genealogi kirgizov"I Belek S. E. Malovu, Frunze, 1 946; B. Soltonoev, Kızıl Kırgız ıarıhı, Bişkek, 1993; E. Törökan ullu, Kırgızdın kıskaça sancırası, T. 1-11, Bişkek. 1 995; Y. R. Vinnikov, "Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie kirgizov na ıerrilorii Yujnoy Kirgiziı"', TKAEE, Moskva, 1 956; S. Zakirov, Kırgız Sancırası, Bişkek, 1 996; X. K, Karalaev, Kırgız eınonimder sözdügü, Bişkek, 2003; S. Aııokurov, Kırgız sancırası, Bişkek, 1 997. "' Kırgız boyları arasındaki Kanglılar Kara Kandı, Sarı Kandı, Türkmen kollarını da içine almaktadır. Bu boylar bugünkü Kırgızistan 'ın Oş bölgesinin Leylek ilçesinin Özgörüş, Canı-Tunnuş, Katıran köyle­ rinde, Frunze ilçesinin Alga, Halmion, Canı-Ayıl, Frunzenskiy, Orozbekov köylerinde, Nookat ilçesinin Eski-Nookat, Canı-Nookat, Borbaş, Ciyde, Kök-Car, Kara-Nay köylerinde yalamaktadırlar (Aııokurov, Kırgız sancırası..... s. 209). Kırgız alimi A. Sadıkov ise onların Celalabaı bölgesinin Çan-Kent, Coo-Ke­ sek, Boston adlı yerleşim birimlerinde, Oş bölgesinin Leylek, lçkilik, Nayman, Nookat, Kaşgar-Kışlak, Aravan şehir ve köylerinde yaşadıklarını yazmaktadır (Sıdıkov, Rodovo.... s. 292-297). "' K. Ş. Şaniyazov, Kang Devleti ve Kanglılar, Toşkent, 1 990.

"' Puteşestviya v vosıoçnıye sıranı Plano Karpini i Rubruka. Moskva, 1 957. s. 1 1 8, 1 22, 1 23. "' Doğu Başkurtları terkibinde XVll l . asırda ve ondan sonra da Kanglı (Kanlı) ebıik adı olduğu kaydedilmiştir. Bakınız: R. G. Kuzeev, Oçerki istoriçeskoy eınografıi başkird. 1. Kit. Ufa, 1 957, s. 56-57.

122

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Moğolların gelişi ile Deşt-i Kıpçak Kanglılarının hepsinin dağılıp başka yerlere gittiklerini düşünmek doğru değildir elbette. Onların bel­ li bir kısmı buralarda kalarak576 Moğolların hakimiyeti altında yaşama­ ya mecbur oldular. İşte bu Kanglıların topraklarından Fransız padişa­ hının elçisi Guillaume de Rubruquis 1 2 5 3 yılında geçerek Moğolların asıl karargahı olan Karakurum'a varmıştır. Sonraları bu Kanglılar Kazak ve Karakalpak577 halklarının terkibine girmiş ve belli bir kısmı Harezm vahasına yerleşmiştir. XIV. asrın birinci yarısında Mısır tarihçisi en-Nuveyri kendinden önce yazılan Arap kaynaklarına dayanarak Deşt-i Kıpçak bozkırlarında yerleşen Kıpçakların 1 1 boyunun isimleri arasında Kangu oglı ismini de zikretmiştir578• İbn Haldun ise eserinde Kangaroğlı boyunun Kıpçak­ lar terkibinde olduğunu göstermiştir579• Kıpçaklar içindeki bu boy ad­ ları (Kangu oglı, Kangaroglı) Kanglı etnik adının bozuk telaffuz edilmiş biçiminden başka bir şey olmasa gerektir. Bu bilgi ile yukarıda zikretti­ ğimiz Kaşgarlı Mahmud'un ve Buhara metinlerinde kaydedilmiş bulu­ nan Karakalpakların Kıpçak boyu içinde Kanglıların bulunması Kıpçak, Kanglı yakınlığını açıkça göstermektedir. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi Kanglılar Kıpçak boyları ile karışmıştır. Bilindiği gibi Kanglıların büyük kısmı X. asrın sonundan XI. Asrın başlarına kadar Sırderya'nın koyu akımına gelip yerleştiler. Cuveyni işte bu Kanglılardan söz edip onları 'Kıpçak halkının bir kısmı' diye yazmıştır580• Bu Kanglıların merkezi şehri Karakurum'du.581 Sırder­ ya'nın koyu akımında yaşayan Kanglılar sonraları birkaç gruba bölü­ nüp Kazak, Karakalpak halklarını teşkil ettiler, onların bazıları ise Ha­ rezm topraklarına göçüp orada yerleşik hayata geçtiler. IX-X. asırlarda Kanglılar Kıpçakların hakimiyeti altına girdiler ve onların içinde önemli roller üstlendiler. XIII. asırda Kanglıların top-

11• P. Golubovsky, Peçenegi. tyurki i po/ovtsı do naşestviya tatar, gl. il, Kiev, 1 884,

s.

55.

"' Karakalpakların boyları arasında Kanglılar Kıpçak etnik grubunun içinde yer almaktadır (Zametki

Murzı Abdurahmana o karakalpakah, 1 7 iyulya 1873). "' Tizengauzen, Shornik materalov . . . , s. 3 1 4. ,,. Tizengauzen, Shornik materalov ... , s. 5 1 4. ''° Tarih-i

Cihan Güşa . . . , s. 145.

'" Burada geçen Karakurum 'u Orhun Nehri yakınında bulunan Moğolların asıl başkenti Karakurum diye düşünmek doğru değildir, Kanghların merkezi Karakurum Sırderya 'nın koyu akımında Cend şehri yakınında bulunmaktadır. Bkz: Maıerialı po istorii Turkmen i Turkmenii. .. , s. 1 84.

Kırsız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

i

12 3


raklarından geçen Plana Caprini ve Guillaume Rubruquis, Kanglıları Sır Derya'nın aşağı akımında Karakum'a sınır bir bölgeye yerleştirmek­ tedir. Reşideddin, Kanglıların Elüy Sires ve Kök İrdiş (İrtiş) ırmakları­ nın merkezinde Naymanlar ve Kırgızlarla birlikte yaşadıklarını yazar582. Kanglıların Kırgızlarla ilişkisi bu dönemde başlamış olabilir. Kanglıların (Kanlı) Kıpçak boyları (XI. asrın başı) ile ilişkileri özel­ likle ele alınması gereken meseledir. A.T. Kaydarov'un fikrine göre Kıp­ çak hakimiyeti döneminde Kanglılar Kıpçak boy birliğine temel öge olarak girmişlerdir583. Tahminen XI-XIII. yüzyıllarda Kanglıların bir bölümü Yedisu'dan kuzeydoğu istikametine doğru konar göçer olarak yaşadılar. İşte bu dönemde Harezmşahlar Devleti'nin siyasi hayatın­ da Kanglıların etkisinin çok güçlü olduğu bilinmektedir. XIII. asırda Kanglılar Kıpçakların büyük bölümünü oluşturmaktaydı584. Akademik V.V. Bartold yazılı bilgilere dayanarak Çüy suyu boyunda konup göçen Kangl ıları doğudan akıp gelen Kara Kıtayların sürüp çıkardığını ya­ zar585. Bu dönemde Kanglıların Harezmşahların kurduğu devletin sını­ rına sürülmeleri mümkündür. Moğolistan Hanlığı devrinde onlardan bir başka isimle Bekçik is­ miyle de söz edilmiştir586. XIV. yüzyılın sonunda Timur'un seferi sıra­ sında Kanglıların Altın Orda devleti sınırları içinde bulunan Sır Der­ ya ile Talas nehirleri boylarında yaşadıkları bilinmektedir. Kazak alimi M. Tınışpaev de eserinde Kanglıların, Kırgızların etnik oluşumunda önemli rol oynadığını ifade etmeye çalışmıştır587. Kandı boyu Bulga­ çının nesli olarak XVI. asırda Seyfeddin Ahsikendi tarafından yazılan Macmu at-tavarih"te Kırgız boyları içinde zikredilmiştir. Kırgızlarda Kandı biçiminde bilinen etnik ad İçkilikler (Bulgaçılar) boy birliğin­ deki büyük etnik grup adıdır. Kandı akraba Türk halklarında geniş bir şekilde yayılmış boy ve oymak adları olarak da bilinmektedir. Kanglılar

'" Raşid ad-Din, Sbornik /etopisey. . . , s. 1 36- 1 37. "' Kaydarov, K isloriko-lingvistiçaskoy... , s. 38. "" Kuzeev, Proishojdeniye. . . , s. 358. "' V. V. Bartold, Soçineniye, T. 1, Moskva, 1 963, s. 294. 586 Muhammed Haydar Dulati, Tarih-i Raşidi, perevod s persidskogo yazıka, 2-ye izd. dopolnenno­ ye-Almaıı, 1 999, s. 1 1 1 ; V. P. Yudin, rodop/emennom sosıave mongulov. . . , s. 52-65.

'" Tınışpaev, Materialı k islorii kirgiz-kazakskogo. . . ,

1 24

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

6-7.


Başkurt588, Kazak589, Karakalpak, Özbek590, Türkmen591, Nogay592, Kı­ rım Tatarlarının593, Koybalların594, Dağlık Altaylıların595 içinde de var­ dır. Kıpçak boyları ile karışan Kanglılara bugünkü Nogay, Karakalpak, Kazak, Kırım Tatarları vd. etnik grupların temelini oluşturan asıl un­ surlardan biri olarak bakmak gerektir. Türkiye Türkleri arasında da çok az sayıda Kanglı boyu mensubu olduğu sanılmaktadır596. Bugünkü Kırgız boyları arasında bulunan Kurtka boyu Çin yıllığı

12

Veyname'de (M. S. IV-VI. Asırlar} Kanglı boyundan birisi olarak zik­ redilmektedir597. Aynı boy günümüz Kırgızları içinde Kırgız-Kıpçaklar ve diğer Kırgız boyları arasında da yer almaktadır. Börü ve Kıpçak bo­ yunda Kurtka, Solto'da Kurtka Tengiz, Sayak'ta Kurtka ve Kurtka Mer­ gen, Kuşçu içinde Üç Kurtka biçimlerinde bu boya rastlanmaktadır598. Y. R. Vinnikov, Kurtka boyunu Adigine etnik grubunun içinde göstermiş­ tir599. S. Attokurov'un şeceresinde Adigine'nin Börü etnik grubunun içinde, Sayak ve Kuşçu boylarında Üç Kurtka biçiminde yer almıştır600. Ayrıca coğrafi ad olarak da Kırgızistan'ın değişik bölgelerinde rastlan­ maktadır601 . Kazak boyları içinde de Kurtka adlı oymaklar bulunmakta'" Kuzeev, Proishojdeniye. . , s. 356-359. ,.. Tınışpayev, lsıoriya kazahskovo.. . , s. 72-73. Kazaklarda Kanglı (Kandı) adını taşıyan yerlere de rastlanmaktadır. Bunlar: Kandı, Kandıagaş, Kandısay toponimleridir (Koyçubaev, Kratkiy ıolkaviy slo­ var. .. , s. 1 1 7). Kanglı boyu Kazak, Kıpçak ilişkilerinde de önemli rol oynamıştır. Bkz. M. Kalkan, XIV. Asrın ikinci Yarısından XVJ Asrın Sonuna Kadarki Dönemlerde Kırgız, Kazak Etnik ilişkileri, Basılmamış Doktora Tezi, Bişkek, 2003. s. 93-95.

'90 Macmu at-tavarih 'teki 92 Ozbek boyu içinde Kanglı boyu da bulunmaktadır (Sulıanov, Koçevıe plemena. . . , s. 30) . Özbek Kataganlarda Kagni biçiminde yer aldığını B. H. Karmışeva yazmıştır (Karmı­ şeva, Oçerki etniçeskoy istorii... , s. 105). ,., Ataniyazov, Şecere . . . , s. 49-50. ,., Baskakov, Nogayskiy yazık i yevo diyalekıı. Moskva-Leningrad, 1 940; Kereytov, Etniçeskaya is­ s. 36-43, 1 O 1 .

/ariya,

"' Lezina-Speranskaya, "Ob etnik adah krıma. . ", s . 8 1 . 594 S . A . Tokarev, "Perejitki rodovıh oıneşeniy u hakasov v XIX v." Sibirskiy Etnog. Sbomik. Vıp. 1, Moskva-Leningrad, 1 952, s. 1 1 1 .

,., Dağlık Altaylılarda Kandu biçiminde bu etnik ada yer adı olarak rastlanmaktadır (Molçanova,

Toponomiya gornogo alıaya. . . , s. 215). 596

O. Yorulmaz, Moğol lstailası Sonrası Kanglılar!Kanklılar, Bilig, Sayı: 40, Kış, 2007,

s.

213.

,., ". . .Kankı (Kanglı) bu uruu da 1 2 oymağa bölünür: Birincisi Kıbıl, ikincisi Tula, üçüncüsü itan, dördüncüsü Talan, beşincisi Kurtka, altıncısı Tabagan, yedincisi, Alun, sekizincisi Bayun, dokuzuncusu Aypon, onuncusu Puburgur, on birincisi Kırban, on ikincisi Oşup diye adalndırılır... "(Hanzu Cazmaların­

dagı Kırgızdar/ Şinjan el basması 2004, s. 152).

Kırgız cana kırıgızstan ıarıhı. . . . , s. 705, 753. Rodo-plemennoy sostav i rasselenie. . . , s. 1 88. 600 Attokurov, Kırgız sancırası. . . . , s. 74, 93, 1 40.

598 Abramzon,

'99 Vinnikov,

601 Karataev, Kırgız eınonimder. . . , s. 1 1 7; Kurtka (Son-Köl Bölgesinde yer adı, su adı, Narın Bölge­ sinde geçit adı, yer adı) (lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmetov, Kırgızstandagı geograjiyalık.... ,s. 124).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 125


dır602. Koblandı Batır Destanı kahramanı Kara Kıpçak Koblandının eşi­ nin adı da Kurtka'dır603. Kurtka için Kaşgarlı Mahmud'un divanında verdiği anlam göz önü­ ne alındığında yani "yaşlı kadın" anlamı604, Kırgız boylarından Bagış etnik grubunun içindeki Naymanlarda bulunan Beş Kempir605 , Abış­ ka606 (Döölös, Cetigen}, Üç abışka (Saruu), Beş abışka (Adigine, Saruu) ve Kempir607 (Adigine}, Kempir uulu (Adigine) oymaklarını da Kurtka ile ilgili görmek mümkündür608. Kurtka'nın Rus yıllıklarında özel ad ve Kırgız boyları içinde etnik grup adı, Kırgızistan ve Kazakistan' da yer adı olarak bulunması, Kıpçak destan kahramanı Kobılandı Batır'ın eşi­ nin adının da Kurtka olması bu adın Kıpçaklarla da ilişkisi olduğunu göstermektedir. Daha çok Altay kökenli boyların arasında yer alması Kurtka boyunun eski zamanlardan beri Kırgız ve Kıpçakların oluşu­ munda önemli rol oynadığının da bir işaretidir. Kırgızların içine bü­ yük bir ihtimalle Kıpçaklar vasıtasıyla giren ve hem Kırgızlarda hem de Kıpçaklarda yoğun olarak bulunan bu boyun insan isminden orta-

602

Şömen, Alban etnik grupları içinde Kurtka adlı boylar vardır. (Beysenbayulı, Kazak şeciresi. . . . . s.

119, 141). 603 Koblandı Batır, Kazahskiy Geroisçeskiy Epos, Moskva, 1 975. 604

DLT, C.111, 1 998, s. 259- 1 8.

605

Beş kempir kolu Karakalpakların Aşamaylı boyunun Koldaulı kolu içinde Bes kempir biçiminde bulunmaktadır (Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnograjii.... s. 1 62). Beskempir Kazaklarda da yer adı ola­ rak ve Üç Kem pir biçiminde de boy adı olarak korunmuştur (Koyçubaev, Kratkiy tolkoviy s/ovar. ... , s. 65). 606 A. V. Sevortyan Abışka sözünün Kıpçak diline ait bir isim olduğunu, bu adın birçok Türk halkında kullanıldığını, "yaşlı", "ihtiyar", "kocamış kimse" anlamlarına geldiğini yazmıştır. Sözün aba kelimesin­ den çıktığını belirtmiştir. Fransız Tiirkologu J. Deny'e dayanarak Rusça "babuşka" (büyük anne, nene) sözüyle ilişkili olduğunu ve değişik lehçelerde hem erkek hem de kadın için kullanıldığını yazmıştır (E. V Sevortyan, Etimologiçeskiy slovar tyurkskih yazıkov, Moskva, 1 974, s. 60-62). Bu günkil Kırgızca'da bu söz daha çok erkek ihtiyar için kullanılmaktadır. Ancak Manas Destanının Radloff varyantında da "Alpay-ime! inisi, Abışka kempir balası, Altı caşar Kök Koyon, Aga cetip kabar ber!" ve "Mandayına keldi deyt, Batır Manas aytaı deyt: "Alp-Aymet inisi, Abışka kempir balası, Altı caşar Kök Koyon" mısrala­ rında Abışka ihtiyar kadın anlamında kullanılmışlır (V V Radlov, Obraztsı narodnoy literaturı severnıh tyurkskıh plemen, Vll. Kit. Spb., 1 896, s. 143, 1 71). Manas Destanında Kurtga sözil yer almamakta bunun yerine Abışka ve Kempir sözleri kullanılmaktadır. Buradan da anlaşılıyor ki, Kurtga, Kempir ve Abışka sözleri birbirinin eşanlamlısıdır. Bu adın boy adı olarak yaygın olması totem inancından olsa gerektir. Abışka etnonimine benzer bir etnik ad Tilrkmenlerin Ersarı boyunun içinde tespit edilmiştir. Abış biçi­ minde yazılmış olan bu uruğun da acaba Abışka ile ilişkisi olabilir mi?! ( Ataniyazov, Slovari turkmenskih etnonimov. . . . , s. 12). Anadolu'da bazı köylerde ablaya abış denilmektedir (Kastamonu merkeze bağlı Ak­

kaya Nahiyesi köyleri). 607

Kempir Tilrkmen boylarından Ersarı'nın içinde de vardır. Aynı anlama gelen Kempir, Abışka

(Abış ?) etnik adlarının aynı boy içinde bulunması ilginçtir. Türkmenlerin Ersarı boyunun Kırgızların Sarı boyu ile ilişkisi olduğu bilinmektedir. Demek ki, bu boylar Sarı vasıtasıyla Tilrkmenlerin içine girdiler. Bize göre Sarılar Kıpçaklardır. 608

Abramzon, Kırgız cana kırıgızstan tarıhı. . . , s. 736, 74 1 -742, 748; Attokurov, Kırgız sancırası. . . ,

s. 204.

126

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ya çıktığı anlaşılmaktadır. Bundan Kırgız ve Kıpçakların kültürel ve tarihi ilişkilerinin çok eskilere dayandığını görmek mükündür. Kurt­ ka boyu Kıpçakların batıya göçleri sırasında Güney Rusya bozkırlarına götürülmüş, Altın Ordunun yıkılması ile de bugünkü Kırgızların içine bazı Kıpçak boyları ile birlikte girmiş olabilir. Kanglıların Kurtka boyu vasıtasıyla hem Kırgızlarla hem de Kıpçaklarla ilişki kurdukları söy­ lenebilir. Kurtka boyunun asıl Kırgız boylarından sayılan Sayak etnik grubunun içinde büyük bir kitleyi oluşturması Kurtka etnik grubu ile Kırgız boylarının eskiden beri ilişki içinde olduğunu ispatlamaktadır. Togolok Moldo'nun şeceresinde halk efsanelerine dayanılarak Sayak­ larla Kıpçakların akrabalığından söz edilmektedir609• Bize göre Kurtka eski Kanglı boylarından olup sonradan Kıpçaklaşmış olabilir. Genç Kırgız tarihçisi R. Abdumenapov, Reşideddin'deki bilgile­ re dayanarak Kanglıların XIII. yüzyılda Yukarı İrtiş'te Naymanlar­ la komşu olarak yaşadıkları dönemde Kırgızların içine girdiklerini görüşündedir610• Bize göre, Kanglıların Kırgızlarla ilişkisi Altay döneminde başlamış Altın Ordu Devletinin yıkılmasıyla devam etmiştir. Kıpçaklarla ilişki­ leri ise XI. yüzyılda başlamış, Altın Ordu döneminde had safhaya ulaş­ mıştır. Bugünkü Kırgızların içine tahminen Kara Kıtay ve Moğol döne­ minde girdikleri sanılmaktadır.

Kancıgalı Kıpçak gruplarının hemen hemen hepsinde Kancıgalı boyuna rast­ lanmaktadır. Bu etnik adı Arap kaynaklarında (XIII-XN. yy) geçen An­ coglı adıyla özdeşleştiren alimler vardır61 1 • Kancıgalı boyu Özbeklerin

609

Togolok Moldo, Kırgızdar 2, Bişkek, 1 993, s. 20.

"0 R. A. Abdumanapov, K vaposu proishojdeniya kırgızskogo plemeni kangdı, lzvestiya tomskogo politehniçeskogo universiteta. Tematiçeskiy vıpusk "Sibir v evraziyskom prostranstve". -Tomsk: İzd-vo, TPU, 2002. vıp.7, s. 3- 1 9 " ' XllI-XIV. yüzyıl yazarları En-Nuveyri, lbn Haldun 'un eserlerinde geçen Ancoğlu etnik adını baş­ ta N. A. Arisıov olmak üzere S. Amancalov, T. A. Jidanko, K. L. Zadıhnoy gibi alimler Kancıgalı etnik adı ile özdeşleştirmektedirler (S. Amanca/ov, Voprosı dia/ekto/ogii i istorii kazahskogo yazıka. T. /, Almatı, 1 959, s. 74; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi.... , s. 143; Kumekov, Ob etnonimi kıpçakskoy... ,' /. (187). N. A. Baskakov, Ancogh kelimesinin etimolojisini iki şekilde ifade etmektedir Ona göre kelime An-djak-li şeklinde olabilir ve "öbür tarafta bulunan" anlamındadır. ikinci etimolojiye göre kelime And­ jak-li şeklindedir ve "ayrı, özel boya mensup anlamına gelmektedir. (N. A. Baskakov, Tyurkskaya leksika v «Slove polku İgoryeve». Soç. Moskva. T. (s. 27) (tekst), 43 (perevod). O. Pritsak, Andcogh etnik adınının Uladjoglı (Ulaşoğlı) biçiminde olduğunu söylüyor ve Rus yıllıklarındaki Ulaşeviçlerle ilişkilendiriyor (0.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 127


Kıpçak boyundaki Sarı Kıpçak'ın içinde bulunmaktadır. Özbek alimi K. Ş. Şaniyazov'un yaptığı araştırmalara göre Kancıgalı'nın mensupla­ rı ezelden beri Fergana bölgesinde (Özbekistan, Andican bölgesi} yer­ leşmişlerdir612. Bu etnik ad "Kancıgalı" biçiminde Karakalpaklarda,613 Kazaklarda, Özbek-Konuratlarda boy adı olarak bilinmektedir614. Pa­ ralelleri boyun Kıpçak dilli etnik çevresi ile doğrudan ilişkisini açık­ lamaktadır. Kancıga, Nooken ve Suzak ilçelerinde köy adı olarak da bilinmektedir615. Bugünkü Kırgız boylarının içinde Kancıgalı etnik grubu yoktur. An­ cak bu isme yakın yer adlarından onların Kırgızistan topraklarına bir süre yerleşip göç ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durum tesadüfi değildir. Demek ki, bir dönem Kancıgalı boyu mensupları Kırgızlarla beraber idiler. Halk arasında "Kancıga boluu kan Kıpçak, törö Töölös, bek Nay­ man" deyiminin olması da bunu ispat etmektedir. Bir dönem Kırgız topraklarında yaşayıp sonradan başka bir yere göçmüş olabilirler. Bu tür göçler, göçebe toplumlarda çok sık görülmektedir. Bize göre böyle olması mümkündür.

Karaça616/Karaca Kırgızlarda ve Kıpçaklarda bulunan ortak boylardan biri de Kara­ ça'dır. Macar alimi L. Rasony, 1469 yılına ait Macar tarihi kaynakların­ da geçen Knezler (Hanlar} arasında Karaça adlı bir kişinin olduğunu yazmıştır617. Karaça adı, Manas destanının V. V. Radlof nüshasında da

Pritsak, The Plovcians and Rus il AEMA, il, 1 982. 61 2

Şaniyazov, K etniçeskoy isıorii. . . , s. 1 3 1 .

6" Karakalpaklarda Kıpçakların ve Kıyatların içinde olmak üzere iki Kancıgalı boyu vardır. Bkz: Ji­

danko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi... , s. 1 64. Kancıgalı boyu K. L. Zadıhinoy'un verdiği bilgilere göre Harezm'e gelen sekiz Kıpçak boyundan biridir. Bölgede Segiz Oymak Kıpçak adıyla bilinen bu Kıpçak boyları şunlardır: Kanglı-Kanjigalı, Şunkarli-Tuyaklı, Uyşun-Oyrot, Tama-Balgalı, Kara Kıpçak ve As. (K.L. Zadıhına, Uzbeki de/tı Amu-Dari, . T. /. s. 341. A.y.. Kulıura i bıt uzbekov Kipçakskogo rayona,'l'/EE, T.11, Moskva, 1 958, s. 769; Şaniyazov, K etniçeskoy istorii uzbekskogo. . . . s. 1 2 7. 61 4

6"

Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki. . . , s. 1 69 ; Kamıışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 97. Slovar geografıçeskih nazvaniye Kirgizskoy SSR, Frunze, 1 988, s. 97.

61 6 Karaca etnik adı bize göre totem hayvan THAEE, Karaca'nın kutsal sayılmasından ortaya çıkmış­ tır. Bu tür isimler, Kırgız ve Kıpçak etnik adları arasında oldukça çoktur. Mesela: Bugu, Cooru, Börü gibi. Sözün Türkçe'de başka anlamı da vardır. Karaca: biraz kara, Kızılca: biraz kızıl Zajaçkovskiy kelimenin anlamının böyle olduğunun söylüyor. P. Pelliot ise bunun Kıpçak diyalektine göre mümkün olmadığını i fade ediyor (Pellioı, Noıes sur J 'histoire . . . . p. 94) . Renkle ilgili anlamı olmadığına göre Karaca'nın hay­ van adı olma ihtimali hemen hemen kesinleşiyor. 61 7

128

1

Rasony, Kuman Özel Adları. . . . , s. 1 09.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Karaca biçiminde mevcuttur618. Karaça etnik adına diğer Türkçe konu­ şan halklarda da çok sık rastlanmaktadır. Karaçalar, Karaca biçiminde Oğuz/Türkmen boyları içinde de oldukça yaygındır. 1453-1650 yılları­ na ait Osmanlı Tahrir Defterleri'nde Karaça/Karaca ile ilgili kayıtlı çok sayıda boy, yer ve kişi adı vardır619. Ayrıca Peçenek boyları arasında da Karaca boyuna rastlanmıştır620. Orta Asya'nın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına birçok halkın etnik oluşumunda Karaça boyu yer almıştır621 . Karaça Kırgız boylarından Kırgız-Kıpçakların, Saruuların ve Munduzların içinde bu­ lunmaktadır622. Munduz boyunun içinde Karaça623 ve Karaça batır624 bi­ çiminde iki ayrı oymak mevcuttur. E. Törekan uulu'nun şeceresinde Kırgız-Kıpçak boyunun içinde Karaça boyuna rastlanmaktadır625. Araş­ tırmacılar bu boyun adının ongun hayvandan geldiğini ileri sürmüş­ lerdir. Merhum Kırgız tarihçisi Ö. Karaev, Karahanlı Devletinde Karaça teriminin "han sülalesinden olmayan" anlamında kullanıldığını yaz­ mıştır626. Gagauzlarda kişi adı (Karaca}627 Kırım yarım adasında da yer adı olarak Karaça-Kıtay biçiminde korunmuştur628. Kazaklarda Kara­ şa629 biçiminde yer alan boy, Özbeklerde Lokayların içinde yer almakta-

6 1 8 M anas Destanının Radloff varyantında Karaca bir han oğlu olarak zikredilmekte ancak hangi ha­ nın olduğu anlaşılamamaktadır. Destanda Oyratlarla ilgili olaylarda zikrediliyor (Yıldız. Manas Destanı .. s. 5521 Orijinal melinde s. 1 7) Demek ki, buaradaki Karaca Oyrat-Kırgız mücadelelerinde bulunan bir kahramanın adıdır. Karaça boyu ile ilişkili olabilir mi, bunu kestirmek oldukça güç. Ancak bir kahrama­ nın adı olarak görünmesi bile bu ismin Kırgızlarda da olduğunu gösteriyor. 619 Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler., s. 242, 53 1 , 668, 690, 874, 1 676, 1 956. 620 A. N . Kural, Peçenek Tarihi, lsıanbul, 1 937, s. 245. 62 ' Karaça etnonimi Kırgızların dışında başta Altaylılar olmak üzere, Kazak, Türkmen, Özbek, Kınm Tatarlan ve Başkurtlarda tespit edilmiştir. Anadolu Türkleri arasında da çok sayıda Karaça/Karaca boyu tespit edilmiştir. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . , s. 4RO, 606, 989, 1 265- 1274, 1 8 1 0, 1 8 1 3 , 1 845, 207 1 . 622 Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie. . . , s. 1 83; Anokurov, Kırgız sancırası. . . , s. 149, 1 63. 623 Vinnikov, Rodo-plemennoy sosıav i rasselenie... , s. 1 84. 624 Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça. . . , T. il, s. 89.

"' Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça. . . , T. l l , s. 1 53. 626 ô . K. Karaev, Çagatayskiy ulus ... , s.54. 627 M . N. Guboglo, "Gagauzkaya anıroponimiya kak etnogeneliçeskiy istoçnik"ll ST, No:2, 1 973, s. 86.

628 Lezina-Superanskaya, "Ob etnonima krıma.", s. 8 1 . 629 Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki. . . , 1 982, s. 1 69. Kazaklarda oymak adı olarak Konırat­ larda Kereylerde, Karakeseklerde, Şömen, Toka, Beriş, Calayır, Argın boylarının içinde Karaşa, biçimle­ rinde bulunmaktadır (Beysenbayulı, Kazak şeciresi.... s. Jl4, 122, 129, 132,134, 141, 143. 147).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları

Arasındaki İlişkiler

1

129


dır630• Türkmenlerde631 etnik ad, Altaylılar da632 da yer adı olarak bu et­ nik ada rastlanmaktadır. Karaça etnik adı Kırgız Milli destanı Manas'ta Saykal'ın babasının adı olarak da geçmektedir633• Anadolu'ya yerleşen Oğuzlar arasında da çok sayıda Karaca adlı boy ve oymak vardır634• Etnik adın Oğuz boyları arasında da olması Yazır ve Bayatlarla bir­ likte zikredilmesi onların eski bir boy olduğunu göstermektedir. Belki de Oğuzların Sırderya boylarında yaşadıkları IXXI. yüzyıllar arasında Oğuzların içine girmiş olabilirler. Yazır ve Bayatların Kıpçaklarla iliş­ kisi olduğu bilinmektedir. Terken Hatun'un babası Harezmşah Muham­ med bazı araştırmacılara göre Yazırlardandır. Bazılarına göre ise Kang­ lıların Bayat boyundandır635• O halde bu etnik ad, Kıpçaklarla batıya Oğuzlarla Anadolu ve Suriye taraflarına, Altın Ordunun yıkılması ile ortaya çıkan Nogay Hanlığı devrinde de doğuda kalan Kıpçak boyları ile Kırgızların içine girmiştir denilebilir.

Karagul (Karakul) Kırgız ve Kıpçak boyları arasında oldukça sık rastladığımız boylar­ dan biri de Karagul / Karakul etik grubudur. Kırgızların değişik boyla­ rı içinde yer alan Karagul/Karakul oymağı, orta çağ etnik gruplarından sanılmaktadır. Macaristan tarihi belgelerinde 1397 yılına ait bir bilgi­ de Knez (Han} adından ortaya çıktığı gösterilen Karagul adlı bir köy adı bulunmaktadır. Soyadı olarak da Büyük Kumanistan'da var oldu-

61°

6"

Kamu şeva, Oçerki eıniçeskoy istorii .... , s. 1 0 1 . S . Ataniyaıov, Slovar Turkmenskih eınonimov, Aşhabat, 1 988, s . 43.

612

Altaylılarda Karaca adlı bir yer adı bulunmaktadır (T.O Molçanova, Strukturnıe tipı tyurkskih. . . ,

1 982, s. 212). m

Manas Ansiklopediyası, T. 1, 1 995, s. 279.

"' Oğuz tarihi uzmanlarından F. SUmer'in Oğuzlar adlı eserinde Karaca Kerd, Karaca KUrd Türk­ men, Karaca Bayat, Karaca Koyunlu, Karaca AhmedlU, Karacalu adlı boy ve kollar kaydedilmiştir. Bu boylar Jrak'ta KerkUk bölgesinde, Anadolu'da Sivas, Kayseri, Suriye'nin Şam bölgesinde, Kırşehir'de yerleşmiştir. Oğuz boylanndan Beğdili, Yaıır, Boz Ulus ve Bayat boyları ile ilişkileri vardır. Çoğunlukla Yaıırlarla birlikte zikredilmektedirler. Aynca Karaca dağ, Karaca şehir gibi yer isimleri de mevcuttur. Bu boy ve kollarla ilgili bilgiler XVI. yüzyıl Osmanlı vesikalarında geçmektedir. Bkz. Sümer, Oğuzlar. . , s. 1 95, 200, 209, 240, 249, 2 5 1 , 257, 303, 337, 358, 434) . .,, Terken Hatun Cüveyni'ye göre (il, 1 98) Kanklı Türk kabilesinden; Tabakat-i Nasiri'ye göre (bk. Türkiyat Mecmuası. /. 9., not /) Kıpçak reisi Kadır Han'ın kızı; Nesevi'ye göre (Sir S.C. ıre. 44) Yemek kabilesinin Bayavut aşiretinden (bkz. Ebül-Gazi, Desmaison ıre. 3 7) olup Cenkşi adında bir beyin kızı (Sir S. C. /re. 729) idi. F. Köprülü'ye göre buradaki Bayavutlar Moğol kabilesi değil, Türk Bayatlardır (Belleten, V/1126, 237; Türkiyat Mec. /, s. 201-202). Bayavut-Bayat meselesinin münakaşası ve Cenkşi adının okunuşu hakkında son araştırmalar için bkz. P. Pelliot-L.Hambis: Histoire des Campagnes de Gengis Khan, Leiden, 1 95 1 , s. 87-89, 9 1 -92, 1 06- 1 07).

130

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ğunu Macar alimi L. Rasony bildirmektedir636. Abramzon'un tespitleri­ ne göre Kırgızların Döölös ve Çekir Sayak boylarının Karasakal ile Kul Cıgaç gruplarının içinde Karagul oymağı vardır637. Karagul, Y. R. Vin­ nikov'un şecere tablosunda da Munduz, Sayak boylarının içinde gös­ terilmiştir638. E. Törekan uulu'unun şeceresinde Kuşçu, Munduz, Ceti­ gen, Töböy, Kıpçak boyları arasında Karagul oymakları vardır639. Manas Destanında da Karagul adı geçmektedir. Kazak boyları içinde de bu et­ nik gruba rastlanmaktadır640. Karagul boyu Özbek Lokayların içinde Karakul biçiminde yer almıştır641 . Türkmenlerde ise Garagul biçiminde bulunmaktadır642. Ayrıca, Başkurt boyları içinde de Karagul Sart-Ayle boyu içindedir. Hem etnik ad, hem de özel ad olarak tarihi kaynaklarda yer alması büyük bir boy olduğunu göstermektedir. Bize göre, bu bo­ yun da Deşt-i Kıpçak sahası yoluyla Kırgızlara katılmış olması müm­ kündür. Yer adı olarak ne bugünkü Kırgızistanda, ne de Kazakistanda bu ada rastlanmaktadır. Ancak Doğu Türkistan'da Kızılsu Özerk Böl­ gesinde Karakul adlı bir göl bulunmaktadır. Bu ismin sonundaki "kul", sözü "göl" anlamında gibi görünse de etnik ad olması daha akla yakın­ dır. Bu gölün çevresinde Muztagata ve Mongur dağları yer almaktadır. Kırgızistan'ın doğusunda bulunan Karakol şehrinin adı Karagul'a ben­ zemektedir, ancak bu isimle aynı olması pek mümkün görünmemekte­ dir. Boy ve oymak olarak hem Kırgız boyları ve hem de Kıpçak boyları arasında bulunmaktadırlar.

Kara Kıpçak.643 Kırgız-Kıpçak ve diğer Kıpçak boyları arasında bulunan önemli et­ nik gruplardan biri de Kara-Kıpçak boyudur. Kıpçak boylarının içinde636

Rasony, Kuman Özel Adları. . . , s. 1 09.

6"

Abramzon, Kırgız cana kırgızsıandın ıarıhı. . . , s. 7 1 4-7 1 7; 67 1 ,678.

638 Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie. . . , s. 1 84, 1 88. Sayakların içinde hem Karagul hem de Karakul olarak iki ayn oymak olarak gösterilmiştir.

6" Törökan uulu, Sol kanat.. . , s. 36, 38, 1 25, 149, 1 54. 640

Kazak Dulaı ve Şömen boyları içinde Karagul adlı oymaklar vardır (Beysenbayulı, Kazak şeci­

resi .. , s. 120, 144). 64 1 Karmışeva,

642

Oçerki etniçeskoy islorii. . . , s. 1 00.r

641 A. N. Kononov eskiden Türk dillerinde "Kara" sözünün "Caman", "Onaçar", şimdi ise "Kuzey­ deki", "Baş", "Yüce'', "Yukarı", "Büyük" manalarına geldiğini ifade eder (A .. N. Kononov, K eıimologii «ogul>>. «sın11//filo/ogiya i istoriya mongo/skih narodov. -Moskva, 1 958, s. 259). R. G. Kuzeev'in fikrine göre "Kara Kıpçak" etnik adının manası "Güçlü-kuvvetli, nüfusu kalabalık, ulu Kıpçaklar" anlamını ver­ mektedir (Kuzeev, Proishojdeniye... , s. 1 77). !. B. Moldobaev yukarıda adı geçen benzerliklerin etnoge-

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 131


ki en büyük etnik gruplardan olan bu boy, hemen hemen bütün Kıp­ çak boyları içinde bulunmaktadır. Çin kaynağı Siyu Chi'de {1 763-1 770} "Yarkend ve Sarıgöl'ün kuzeydoğusuna 3-5 günlük yol uzaklıktaki dağ arasında bulunan 1 3 yerleşim yerinde 16 Kıpçak-Burut644 boyu yer al­ maktadır. Bunlardan birisi Kara Kıpçak boyudur" denmektedir645• Ka­ ra-Kıpçak boyunun mensuplarının Doğu Türkistan'da eski zamanlar­ dan beri yaşadıklarını S. M. Abramzon yazmıştır646• Kara Kıpçak boyu Güney Kırgızistan' da yerleşmiş bulunan Kıpçak boyları içinde ve diğer etnik gruplar içinde bulunmamaktadır. Bundan dolayı S. M. Abram­ zon, yukarıda zikrettiğimiz Kara Kıpçakların Doğu Türkistan'ın eski halkı olduğu sonucuna varmıştır. Demek ki, Kara Kıpçak boyu Kıpçak boylarının eski etnik gruplarından biridir. İdrisi'nin (öl: 1 1 66} eserinde Ak Kumaniya, Kara Kumaniya adları geçmektedir. Kara Kumaniya bize göre Kara Kıpçaklar olmalıdır. İdrisi'nin eserinde Kara Kumaniya (Kara Kıpçak) kuzeyde bulunuyor. İdrisi'nin tarifine göre bu topraklar, Kiev ve şimdiki Başkurtların topraklarının bir bölümü olmalıdır. Her ne ka­ dar İdrisi, Kara Kumaniya adını bu yerden akan bir ırmağın suyunun kara olmasından dolayı Kara Kumaniya647 denildiğini söylese de bize göre ırmağın akan suyundan dolayı bu adı almış olması pek mantıklı görünmemektedir. Öyle olsaydı Ak Kumaniya adını da başka bir ırmak­ la ilişkilendirmek gerekirdi. İdrisi eserinde yazdığı bilgilerin özellikle Türklerle ilgili olan kısmını İbn Hurdadbih ve İbn Havkal'dan faydala­ narak yazmıştır. Bu bilgileri de kimden aldığı belli değildir. Yanlış bilgi edinmiş olabilir. Çünkü bu Ak Kumaniya ve Kara Kumaniya tabirleri başka hiçbir eserde geçmemektedir. Etnik ad eski dönemlerden beri bi­ linmekte ve benzerleri Kazak,648 Özbek,649 Başkurt,650 Karakalpak ve Kı-

nelik olarak derin ilişkilerinin delillerini ortaya koymuştur (1. B. Moldobaev, «Manası> istorika-kulıurnıy

pamyaınik kirgizov. Bişkek, 1 995, s. 190). "" Kıpçak-Kırgız

.., Kırgızdardın cana kırgızstandın tarıhıy bu/aktarı . .. , s. 23 1 . ... Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı.... , s. 600. .. , Şeşen, /s/am Coğrafyacılarına Göre. . . . , s. 1 1 8 . .., Kazak şeceresinde Kıpçak boyunun asıl büyük gruplarından biri Kara-Kıpçak'tır (VosırovMuka­

nov, Rodoplemennoy sos/av. .. , s. 75). .., Özbek-Kıpçakların Kara-Kıpçak boyu Kırgız-Kıpçakların içinde de aynı biçimde vardır. Kırgız Kıpçak boyunun içinde yer alan Karamoyun kolu Kırgızlarda da aynı biçimde Munguş, Cetigen, Noygut, Kuşçu boylarında mevcunur. Karamoyun boyuna aynca Özbek-Konura!, Karluk, Karakalpak boylan ara­ sında da rastlanmaktadır. Özbek Kıpçaklann Kara Kıpçak boyu içinde yer alan Kara-Nayman kolu Kır­ gızlarda da vardır. Bkz. Şaniyazov, K etniçeskoy isıorii ... , s. 1 23 ; Karataev, Kırgız etnonimder. . . . , s. 93-95. "0 Başkurt Kara-Kıpçakların Sarış, Aslı (isli), Saykan gibi kolları vardır (Kuzeev, Proishojdeniye.....

13 2

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


rırn Tatarlarının içinde bulunmaktadır. Kazak destan kahramanı Kob­ landı da Kara-Kıpçak boyundandır651 • Destanlarla ilgili bölümümüzde söz ettiğimiz gibi Koblandı ''Ala Too'nun Kırgızı, kiygenin ala kırmız" sözleri ile tanımlanıyor. Bu sözler Koblandı Batır'ın da Kırgızlarla ilişkisi olduğunu, onlara yakın olduğu­ nu ve onun yaşadığı dönemde Kıpçakların bir kısmının Kırgız olarak bilindiğini göstermektedir. Yukarıdaki mısralar tarihle Kazak-Kırgız birliği (XVII. yy) olarak bilinen dönemi ifade etse gereklir652• S. M. Ab­ rarnzon, XX. yüzyılın başında Kıtay'ın Kuen-Lunya bölgesinde asıl Kır­ gız boylarından ayrı yaşayan, fakat kendilerini Kırgız-Kıpçaklar olarak adlandıran grupların olduğunu yazrnıştır653• Dernek ki, Kara Kıpçaklar­ la Kırgızlar Doğu Türkistan' da ilişki içinde oldular.

Karmış654 Kırgız boyları ile ilişkisi olan bir başka boy da Karrnış'tır. XVII. yüz­ yılda yaşamış olan Hive Han'ı Ebul Gazi Bahadır Han'ın Türkmen Şece­ resi adlı eserinde Karmış-bay adlı birinden söz edilrniştir655• Barçın-Sa­ lar adında bir kadının Karrnış-bay'ın kızı olduğu ve Özbeklerin bu kızın Kazakislan'da bulunan Kök Kesene Kürnbeti'ndeki Barçın olduğunu söylediğini yazmıştır. Bu bilgi şecerenin sonunda Salur-Kazan-Alp'le ilgili anlatılan olaylar içinde geçmektedir. Bu etnik ad özel isim ola­ rak ilk defa bu eserde geçmiştir. Daha sonra Çin kaynağı Siyu Chi'de {1 7631 770) Oş'ta yerleşmiş bulunan Burutların (Kırgızların) yedi bo­ yundan biri olarak Karmış etnik adı zikredilir656•

s. 1 78). Bu kollardan Sarış, Zerevşan Kıpçaklarının içinde Çarış biçiminde yer almaktadır. Aynı kol (Sa­ rış) Kırgız boyları içinde de Sarık biçiminde Monoldor ve Sayak boyları içinde bulunmaktadır (Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan tarıhı . . . . , s. 759). Demek ki Kırgız boyları içinde bulunan bazı Kıpçak boyları Altın Ordu Devleti içindeki Başkurtların arasında yaşıyordu. Altın Ordu'nun yıkılmasıyla da doğuya dönerek özellikle Özbek ve Kırgız boylarına katıldılar. "' Koblandı Batır, Kazahskiy Geroisçeskiy Epos, Moskva, 1 975. "' Daha fazla bilgi için bkz: Koblandı Batır Destanında Kırgız Kıpçak ilişkilerinin çagıldırılışı, s. 1 24- 1 28. "' Abramzon, Eıniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya . . . . s.33. '" Karmış, eski Türk dillerinde "karışık", "karışık halk", "halk" manalarını vermektedir. Türkmen dilinde "Karmış'�'kanşık konglomerat", "aslı farklı" denen manayı i fade etmektedir (Canuzakov. Oçerk kazahskoy onomastiki., s. 149). Bu örnekler etnik adlandırmanın "boy" "boy birliği", "birlik" manalarını ifade ettiğini yansıtmaktadır. "' A. N. Kononov, Rodo.,/ovnaya ıurkmen!Soçineniya Abu-1-Gazi, Moskva-Leningrad, 1 958,

s.

78.

'" Kırgızdardın cana kırgızstandın tarıhı. . . , T. il, s. 23 1 .

Kırgız, Kı pçak Any ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

133


S. M. Abramzon'un tespit ettiği Kuzey Kırgız boyları Adigine ve Döölös'ün içinde Karmış etnik grupları bulunmaktadır657. Y. R. Vinni­ kov, Güney Kırgızlarının içinde Karmış'ı Kıpçakların birliğine yerleştir­ miştir658. S. Attokurov ise, Döölös boyunun içinde göstermiştir659. Kar­ mış, E. Törökanulu'nun şeceresinde Kıpçak, Çerik ve Cetigen boyları arasında bulunmaktadır660. Karmış boyu, Türkmen,661 Kazak(Karmıs),662 Özbek-Lokay içinde de vardır663 Bazı araştırmacılar, Karmışların aslını Deşt-i Kıpçaktaki Türkçe konuşan boyların çevresi ile ilişkilendirmek­ tedir664. R.G. Kuzeev de Lokayların kendilerini Karmışlardan saydıkları­ nı söyeleyerek, Başkurt Karmışlarının XIV-XV. yüzyıllarda Kıpçak-No­ gay etnik çevresi ile ilişkisi olabileceğini düşünmektedir665. 1453-1650 yıllarına ait Osmanlı tahrir defterlerinde yer adı olarak Karmış/Karmuş kaydedilmiştir666. Karmışlar, XIV-XV. yüzyılda Başkurt boylarının için­ de olduğuna göre, bu onların eski Kıpçak boylarından biri olduğunu göstermektedir. Ancak onların Kırgız boylarının içine nasıl ve ne za­ man girdikleri konusunda elimizde bilgi yoktur. Bize göre, diğer bazı boylar gibi Karmışlar da Altın Ordu Devletinin yıkılmasından sonra or­ taya çıkan Nogay Hanlığı içinde bulunup onun da yıkılmasıyla Özbek, Kazak ve Kırgız boylarının içine girmiş olması mümkündür.

Kaşka (Ceti Kaşka) Kaşka eski Kırgızların yönetim sistemindeki boy ve devlet başkanı anlamlarına gelen bir unvandır. Ayrıca, Yenisey Kırgızlarının boyları içinde "Hasha" (Kaşka) denen bir boy vardır. Hakasların içinde "Hah­ sa Hırgıs", "Hahsa Purut", "Hahsa Puur", "Hahsa İrgit" gibi boylar da mevcuttur. Kırgız boy önderlerinin bu unvanı aldığı bilinmektedir. Al-

"' Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgiz"kogo naseleniya., tarıhı..., s. 749.

s.

85; Aynı yazarın, Kırgız cana kırgızstan

"' Vinnikov, Rodo-plemennoy sos/av i naselenie. . . , s. 1 60. " ' Attokurov, Kırgız sancırası. . . , s. 204. 660 Törökan uulu, Sol kanat ... , s. 80, 1 25, 1 58.

661 Karmış etnik adı Türkmenlerde Garamış biçiminde Salır boyunun içinde bulunmaktadır (Aıaniya­ zov. Slovar Turkmenskih. ... s. 1O1. 662 Kazak boylarından Katagan'ın içindedir. Bkz: Beysenbayulı, Kazak şecire"i... , s. 1 1 3. 661 Karmışeva,Oçerki elniçeskoy isıorii. . . ,s.99;Kuzeev,Proishojdeniye. . . ,s.46; A ıaniyazov, Slovar Turkmenskih.. .,s.44. 664

1 34

1

Şaniyazov, K eıniçeskoy istorii .... , s. 1 47.

66'

Kuzeev, Proishojdeniye. . . . , s. 1 20.

666

Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . . ,

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

972, 1 5 7 1 ,


tın Kaşka, Matır Magnay Kaşka, Tarrnagay Kaşka, Kurban Kaşka, Bar­ çık Magnay Kaşka, Ulagaç Kaşka, vb. bu unvanı kullanmış Kırgız boy önderleridir. Bu unvan, ortaçağ Moğollarındaki "Noyan" (onbin başı, kinyaz, han) unvanına denktir667. Kaşka adı, Kuman (Kıpçak) Sözlü­ ğü Codex Curnanicus {1 303}'da "Kaska" biçiminde isim olarak bulun­ rnaktadır668. XIV. asrın sonunda {1 399- 1 4 1 5) Kırgızlar, Ugeçi Kaşka'nın (Guyliçi, Mönke Temir denen adlar ile de bilinmektedir) idaresi altında yaşamışlardır. Bundan başka bazı araştırmacılar Oyrat Hanlığının te­ melini Kırgızlar attı" şeklindeki ifadelerini Çin ve Moğol yıllıklarında­ ki bilgilere dayandırrnaktadırlar669. Bu unvanı sonraları Oyrat Hanla­ rının da taşıdıkları hakkında (mesela, Çukula Kaşka) bilgiler vardır670. Osmanlı Tarihçisi Seyfi Çelebi "Tavarih" adlı eserinde (XVI. asrın sonu) Kaşkar tarafında "Kırgız" adlı bir halkın yaşadığını, Moğollar gibi gö­ çebe, kalabalık bir halk olduklarını belirtip, hanlarının bulunmadığını, beylerinin "Kaşka" diye adlandırıldıklarını yazrnıştır671. XVII. yüzyıl eserlerinden Hive Hanı Ebul Gazi Bahadır Han'ın Türkmen şeceresin­ de Kaşga-çoro adlı bir kahramandan söz edilmiş ve bu Kaşga'nın Sakar­ larla aynı olduğu yazılrnıştır672. Sakarlar673 Türkmenlerin önemli boy­ larından biridir. Tarih-i Kaşgari'de (XVII. yüzyılın sonu XVIII. yüzyılın başı) Kalrnakların bir idarecisinin adının Çukula-Kaşka olduğu kayde­ dilmiştir. Dernek ki, bu ad Kırgızlardan Kalrnaklara geçrniştir674. Çün­ kü Bartold, Kaşka adının Türk dillerinden geldiğini Tanrı Dağları Kır­ gızları arasında oldukça yayıldığını, Kırgızların XVI. asırda beylerini "Kaşka" diye adlandırdıklarını Kaşka adının Moğol ve Kalmak dilinde olmadığını yazrnıştır675. Kaşka etnik adı, Kırgız boylarından Basız, Sarı Bagış, Teyit, Solto'nun676 içinde yer almaktadır. Kırgızların boy liderle6'"

O. Karataev-S. Eraliev, Kırgız etnografiyası boyunça sözdük, Biyiktik baspası, Bişkek, 2005, s.

228229 . .., Codex Cumanicus . . ., s. 26 1 . 669 T. O . Beyşenaliev, Kirgizi i Djungarskoye hanstvo (XVll-XV/11 vv.), (Dis. kand isi. naukBasılmamış Doktora Tezi), Leningrad, 1 968, s. 9. 670

Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii. . , s. 223.

67 1 Karaev,

Çagatayskiy ulus .. ., s. 74-75. Rodoslovnoya turkmen . . ., s. 7 8 .

672 Kononov,

rn Kastamonu ve çevresinde hayvanların alnında bulunan beyaz renge sakar denilmektedir. Derleme Sözlilğil'nde Afyonkarahisar ve Sivas'ın Suşehri ilçesinde ağzı, gözü, bumu kara kuzuya sakar denildiği kaydedi lmiştir. Bkz: Derleme Sözlüğü. ., s. 3 5 1 4 .

Materialı p o istorii kırgızov i Kirgizii . . . , s . 223. Kırgız cana Kırgızstan tarıhı boyunça. . , s. 49. 676 Abramzon, Etniçeskiy sostav kirgizskogo naseleniya . . . , s. 7 9 . 674

675 Bartold,

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 135


rinin isimlerine "kaşka" unvanı eklenip söylendiği bilinmektedir. Me­ sela, Altın Kaşka, Matır Magnay Kaşka, Tarmagay Kaşka, Kurban Kaşka, Barçık Magnay Kaşka, Ulagaç Kaşka vb. V. Y. Butanayev'in yazdıklarına göre Kaşka, orta asırlarda Moğollardaki Noyan, on bin başı (kinyaz) un­ vanına uygun gelmektedir677• Bu etnik adın Yenisey Kırgızlarında (Ha­

kas/ar] XVII. asırdan beri unvan olarak kullanıldığı malumdur. "Kaş­ ka"nın Kırgızlarda Hakaslarda özellikle de Manas Destanı'nda unvan, danışman manasında kullanılması Kırgız ve Hakas halklarının kökeni­ nin bir olduğu konusunda şüphe olmadığını göstermektedir678• Demek, Kaşka679 etnik ad ve unvan olarak Kırgızlarda orta asırlardan beri bilin­ mektedir. Türkmenlerin Ersarı boyunun içinde Kaşga adlı bir oymak vardır680• Kaşka adı bazı yer adlarında da görülmektedir681 • Özbekistan'ın bir bölgesinin adı Kaşka-Derya adını taşımaktadır. Ayrıca, Kırgızların Sa"' Butanaev, Etniçeskaya istoriya hakasov ... , s. 22 .

,. Mana< Entsiklopediyası, T. 1, 1 995, s. 286.

(K. Grön­ bech. Kuman lehçesi Sözlüğü (Türkçe çevirisi: Kemal Aytaç), Ankara 1 992. s. 9 1 ) . Fransız atimi P. Pelliot 679 Kuman Sözlüğü Codex Cumanicus'ta Kaşka sözü "kabak kafalı" anlamında verilmiştir

da bu anlamından yola çıkarak Kumanca'da ve diğer birçok lehçede, Kırgızca'da sözün "Qaşqa" biçimin­ de olduğunu ve Kaşka sözünün Kara-Kırgızlarda "atın alnındaki beyaz yer" anlamına geldiğini belirt­ mektedir (Pelliot, Notes sur / 'histoire ..... p. 221). Ayrıca Abul Fida'nın yazdığı Kaşka-Tağ adının "güç dağ" "çıkılması zor dağ" anlamında verildiğini, fakat bunun doğru olmadığını söyleyerek Kaşka sözünün Türkçe'de (chauve) "dazlak", "dazlak kafalı", "kel" ve (denude) "çıplak", "üzerinde hiçbir şey olmayan", "kıraç", bitkisiz" anlamlarına da geldiğini yazmıştır (Pelliot, Notes .rnr l 'histoire.. , p. 130). K. K. Yudahin "Kaşka" sözünün bir manasının "boy lideri" anlamına geldiğini yazmaktadır (Yudahin, Kirgizsko russkiy slovar ... . s. 363). Kırgız tarihçisi O. K. Karataev, Kırgız Tilinin Tüşündürme Sözlüğü'ndeki anlamından yola çıkarak Kaşka'nın "boy reisi", "boyun danışmanı", idarecisi"; "çevik", "atılgan", "çekinmeyen" an­ lamlarına gelebileceğini söylemektedir (Kırgız ti/inin tüşündürmö l'özdügü, T. /, Frunze, 1 984, s. 493; Karataev, Kırgız etnonimder. .. , s. 102.). Kırgız alimi T. Abdrakunov da Kaşka sözünü Manas destanların­ da geçen Ceti Kan sözü ile ilişkilendirmektedir. Mi fiakov'daki bilgilere dayanarak Manas'ın Ceti Kaşka adlı boydan olduğunu i leri sürmektedir. Kaşka ve Kan sözlerinin Kırgız-Kıpçaklarda "El başı", (Han) denen manaya geldiğini söylemektedir (Abdrakunov, Babalardan . . . , s. 151). Bu Ceti Kaşka'nın Macmu at-tavarih'te Ak Timur Kıpçak adlı bir beyin oğulları olan yedi kişi ( Devlet- Yar, Huda-Yar. Berdi, Ali-Yar, Musa-Yar. lsa- Yar, Tule- Yar) olduğu gösterilmekte ve bunların atlarının alnında işaret (şekil) bulunmak­ tadır. Bundan dolayı bu yedi kişiye Yeti Kaşka denildiği ve Yedikaşka ile Karkara 'nın aslının bir olduğu ifade edilmektedir (Materialı po istorii kirgizov i Kirgizii.. , s. 207). Türkiye'nin değişik bölgelerinden halk ağzından derlenen sözlerin oluşturduğu Derleme Sözlüğü'nde Kaşka sözünün beş ayrı anlamı ve­ rilmiştir. Bunlardan birincisi: "Hayvanların alnındaki beyazlık, ak leke ve alnı beyaz lekeli olan hayvan", ikincisi: "şakacı, güldürücü", üçüncüsü: "Beşik", dördüncüsü de: "iki tekerlekli araba"dır (DS., s. 2680). Yukarıdaki bilgiler ve yazarların görüşlerinden de anlaşıldığı gibi bu etnik adın etimolojik anlamının çok değişik şekillerde olmasına rağmen unvan etnik addan başka bir şey olmadığı görülmektedir. 680

S. Ataniyazov, Slovar Turkmenskih. . . , Aşhabat, 1 998, s. 76. 681 Kırgız yer adları arasında çok sık rastlananlardan biri Kaşka adıdır. Kırgızistan'ın değişik bölge­

lerinde Kaşka-Suu, Kaşka-Bulak,Üç-Kaşka, Arpa-Kaşka-Suu, Korumdu-Kaşka-Suu yer adlarına rastlan­ maktadır (D. lsaev, Cer-suu atlarının sırı, Bişkek 1977, s. 3 7, 69, 74-75). Kazak yer adlarında da Kaskabas, Kaskabulak, Kaskacol ve Kaskakol biçimlerinde bulunmaktadır (Koyçubaev, Kratkiy tolkoviy slovar. .. , s. 129). Demek ki bu adların verildiği yerler ve su adları Kaşkaların tasarrufunda olan veya Kaşka tarafından yaptırılan yer ve su kaynakları idi. Ya da Kaşkalar bu yer ve su adlarının geçtiği yerlerde yaşamışlardı.

136

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ruu boyunda "Kaşka Taman"(Ceti uruk) , "Kaşka Tamga"(Ceti uruuJ,"On­ togor Kaşka" , Munguş boyunda "Erke Kaşka", Döölös boyunda "Çul um Kaşka" adlı benzerleri bu güne kadar korunmuştur. Kaşka etnik adının Kıpçaklarla ilişkisi Ceti Kaşka boyu682 sayesinde olmuştur denilebilir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kaşka Tamga boyu da Saruu boyunun Ceti uruu adlı oymağının içinde yer almaktadır. Saruu ve Ceti uruu'da Kıp­ çak boylarındandır. Ceti Kaşka, İti-Kaşka biçiminde Fergana Kıpçakları arasında bulunmaktadır683. Bu boy belki Gerdizi'nin yazdığı yedi Ki­ mek boyu ile ilgilidir. Bilindiği gibi bu yedi boydan birisi Kıpçaklar­ dır684. 1453-1650 yıllarına ait Osmanlı tahrir defterlerinde Kaşka yer adı olarak bulunmaktadır685. Ancak buradaki Kaşka'nın boy veya oy­ mak adı olduğunu sanmıyoruz. Türkiye Türkçesinde de bu sözün an­ lamı Kırgızca'daki ile aynıdır. Yer, görünümünden dolayı bu adı almış olabilir. Kaşka etnik adının diğer Türk halklarında pek fazla bulunma­ ması Kaşka'nın Kırgızların önemli bir boyu olduğunu, genellikle Kır­ gızların içinde kaldığını başka halkların boylarına pek karışmadığını gösterir. Bu durum Kaşka sözünün idareci, reis anlamına gelmesinin de bir delilidir. Yukarıda da değindiğimiz gibi Manas, Cetikaşka elin­ den gösterilmektedir.

Kıtay-Kıpçak Kırgız ve Kıpçak boyları arasında rastlanan Kıtay-Kıpçak'ın eski et­ nik gruplardan biri olduğu sanılmaktadır686. Oldukça geniş bir alanda yerleşmiş bulunan bu boyun ortaya çıkışı orta asırlardaki büyük etnik gruplar Kıtay ve Kıpçak boyları ile ilgili olmalıdır. Nogay devrinde şim­ diki Moldavya'nın güneyinde Kırgız-Kıtay denen bir yer adının olduğu bilinmektedir687. Böyle bir yer adının basit bir biçimde ortaya çıkma-

'"' Ceıikaşka S. M. Abramzon'un boylar listesinde Solto'nun içinde verilmiştir (Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı. .., s. 745). S. Attokurov'un şeceresinde Basız ve Solto boylarının içinde de Ceıi­ kaşka kolu mevcuttur (Aııokurvv. Kırgız sancırası... s. 1 07, 155). Karakalpakların Kıpçak boyu içinde Ceıi-koşe adlı bir etnik grup bulunmaktadır (Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi. . . . s. 163). Bu isim Cetikaşka adına yakın görünmektedir. Ancak kelimeden açıkça göründüğüne göre "köşe" sözü Türkiye Türkçesinde bulunan bir sözdür. Diğer lehçelerde bu sözün manası başkadır. Acaba bu etnik ad Cetikaşka sözünün bozulmuş şekli olabilir mi?

68' P. Nalivkin, Kraıkaya isloriya Kokandskogo hansıva, Kazan, 1 886, s. 1 55. '"' Abdrakunov, Babalardan kalgan söz. .. . s. 1 5 1 . 685

Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . ., s. 1 839. 686 Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça.. ., T. 1, s. 1 62. 687 Baskakov, İmena . . . , s. 48.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

137


sı mümkün değildir. Kıtay-Kıpçak boyunun benzerleri bugünkü Kazak, Nogay, Karakalpaklarda "Kıtay-Kıpçak" biçiminde günümüzde de bu­ lunmaktadır688. Bu durumun etnogenetik yönden özel bir ilişkiyi an­ latması mümkündür. Kıtay etnik adı Karakalpaklarda (Ktay Kıtay biçi­ minde) büyük boylardan biri olarak yer almaktadır. Karakalpak Ktay boyunun da Kıpçaklarla ilişkisi vardır, çünkü Moğol istilası dönemin­ de Kıpçaklar ile Kidanlar (Kara Kıtay) komşu olarak yaşamaktaydılar, bu dönemde Kıpçaklar, Yayık Nehri ile Kara Kıtay Devletinin arasın­ da bulunan bölgede yaşadılar689. Bu bölgede, Kara Kıtaylardan kalan boylar ve Kıpçak boylarının karışması ile Kıtay-Kıpçak boyu meydana gelmiş olmalıdır. Kıtay-Kıpçak boyuna Kırgız690, Özbek691 , Nogay, Kı­ rım Tatarlarında ve Kafkasya'daki Türk halkları arasında da rastlan­ maktadır692. Etnik addan Kıtay ile Kıpçakların beraber hareket ettikle­ ri yeni bir boy birliği oluşturdukları açıkça görülmektedir. Bu birliğin XII. asırda oluşturulmuş olması mümkündür, çünkü bu devirde yukarı­ da da belirttiğimiz gibi Kıtaylarla Kıpçaklar komşu olarak yaşıyorlardı. Ayrıca tarihi kaynaklar Kıtay-Kıpçakların XIX. asırda Buhara Hanlığın­ da büyük rol oynadıklarını göstermektedir693. Kırgızların arasında bu­ lunan Kıtay-Kıpçak boyunun XII. asırda bugünkü Kırgızistan toprakla­ rında yaşamış ve o zamandan kalmış olan Kara Kıtayların kalıntıları ile sonradan bu bölgeye gelen Kıpçakların birleşmesinden oluşması müm­ kündür. Kırgız yer adları arasında Kıtay adının bulunması da bu fikri kuvvetlendirmektedir694. Osmanlı Tahrir Defterlerindeki 1 5 7 0 1 5 7 1 yıl­ larına ait kayıtlarda da Anadolu'da, Kilis'in Çöm Nahiyesinin Kıtaylı adlı bir köyünün olduğu yazılmıştır695. Bununla birlikte Kıtay-Kıpçak biçiminde daha sonraki dönemlerde ortaya çıktığı sezilmektedir.

688 Canuzakov,

Oçerk kazahskoy onomastiki... , s. 1 7 1 .

Golubovsky, Peçenegi, tyurki i polovtsı do naşestviya tatar, gl. i l , Kiev, 1 884, s. 52; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi. . . , s. 44. 689

690 Törökan uulu, Sol kanat. . . , s. 1 62. 69 1 Şaniyazov, K eıniçeskoy islorii... , s. 1 33 . 692 Kereytov, Etniçeskaya istoriya., s. 1 55. 691 P. P. lvanov, Vossıaniye kitay-kipçakov v Buharskom hansıve 1821-1825, Moskva-Leningrad, 1 937; Aynı yazarın, Oçerki po istorii Sredney Azii, Moskva, 1 958 .

... Kıtay öldü, Kıtay Say, Kıtay tör başı, Kıtay (lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmeıov, Kırgızsıanda­

gı geografıyalık. . . , s. il 6. .., Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . . , s. 2080.

138

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kızılayak696 Kızıl ayak, Kıpçakların ve Kırgızların içinde büyük boy olarak yer al­ maktadır. Kızılayak boyunun Deşt-i Kıpçak'taki eski Türk boylarından biri olduğu sanılmaktadır. Oyrat saldırılarına kadar {1 472} Kızılayaklar Sırderya'nın yukarı akımı tarafına göç edip Türkmen, Karakalpakların içine girmiş, bir kısmı da daha sonra Kırgız-Kıpçaklara katılmıştır697. Çin kaynağı Siyuy çji'de {1 763-1 770) Kızılayaklar, Kıpçak-Burut (Kır­ gız} boyları arasında zikredilirler698. Y. R. Vinnikov'un Güney Kırgızis­ tan'da yaşayan Kırgız boylarının şeceresini gösteren ilmi çalışmasında ve S. Attokurov'un Kırgız Şeceresi'nde Kızılayak, Kırgız-Kıpçak boyu arasında ilk sırada gösterilmiştir699. Kırgız etnik grupları içinde Döö­ lös,700 Kesek boyları arasında yer almaktadır701. E. Törekan uulu'nun şeceresinde Kızılayak etnik grubu Cookeseklerin ve Döölös boyunun içinde zikredilmektedir702. Çin'de yaşayan Kıpçaklar arasında da Kızı­ layak boyundan başka bir de Kızıl-Kıpçaklar diye bir grubun olduğu yukarıda adı geçen Çin kaynağında kaydedilmiştir703. Etnik adın ben­ zerleri Türkmen ve Karakalpakların içinde de mevcuttur704. Türkmen araştırmacısı S. Ataniyazov, "Kızıl" + "ayak", "Kızıl kap", "ayak" ma­ nasında etnik adın etimolojisini vermektedir. Yazar bunun delili ola­ rak Türkmenlerdeki buna benzer "Daşayak" etnik adını örnek olarak göstermektedir705. Fakat, bu tahmin ilmi desteğe muhtaçtır. Kırgız ali-

696 Kızılayak eınik adının Kızıl+ayak şeklinde oluştuğu açıkça görülmektedir. Kızıl sözU N . A. Bas­ kakov'un çalışmalarına göre yön bildirmektedir. Baskakov Türk halklarında bu ismin gUneyi bildirdiğini yazmıştır. Buna örnek olarak da Kızıl Oğuz sözUnUn Uygurlarda GUneyi bildidiğini, Budistlerde de Ba­ tı 'yı bildirdiğini yazmıştır. Hana Kırgız etnik adının Kızıl Oğuzla ilişkili olabileceğini ileri sürmUştür (N. A. Baskakov, K voprosu proishojdenii eınonima «KırgıZ»llSE. 1 964. ' 2. s. 92-93). Bu görüş mantığa uygundur. ÇUnkU TUrkmen etnografı S. Ataniyazov'un verdiği bilgilere göre Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'ın komutanlarından TUrkmen lideri Gızıl lbn Yahya Şurin'in XI. yUzyılın başında kendi hakimiyeti altında bulunan çok sayıda Türkmen 'i "Kızıl ili" diye adlandırmıştır. Şaniyazov, K etniçeskoy istorii ., s. 146. "' Kırgızdardın cana kırgızsıandın. . , s. 2 1 3, 234. 697

Rodo-plemennoy sosıav i rasselenie. . . , s. 1 60; Anokurov, Kırgız sancırası.. , s. 1 85, 1 93. 100 Döölösler, Altay'dan gelen boylardandır. Döölöslerin içinde Kıpçaklarla ilişkisi olan Abışka, lıbok, Karmış, Kızıl ayak gibi boylar vardır. Kızılayak'ın S. M. Abramzon'un yazdıklarına göre Döölösle etnik ilişkisi yoktur (Abramzon, Etniçeskiy sostav kirgizskogo naseleniya . . . . s. 7J 7). 699 Vinnikov,

1°' Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya ... , s. 146. 102 701

s.

85.; Şaniyazov, K eıniçeskoy istorii.,

Törökan uulu, Sol kanat . . . , s. 1 5 1 , 1 65.

Kırgızdardın cana kırgızstandın . . . . T. il, s. 2 3 1 ,234. S/ovar turkmenskih. . .. , s. 58; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi., s. 52. "' Ataniyazov, S/ovar turkmenskih ... . . , s. 58. Türkmenlerde "kızıl" sıfatı ile yapılmış Gızıl, Gızı7°' Ataniyazov,

lagız, Gızılayaklı, Gızılayakmukn, Gızılbaş, Gızılgala, Gızılgocalı, Gızılgoyunlı, Gızılgöz, Gızılguzı,

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 39


mi H. Karasaev, "Kamus Naama" adlı sözlüğünde Kızılayak etnik adına "bekar yiğit" anlamını vermiştir706. Türkmenlerin içinde bulunan Kızı­ layak etnik adı da Ersan boyunun içindedir. Kırgızlarda Kızıl adı ile ya­ pılmış çok sayıda etnik ad mevcuttur707. Bu boyun Türkmenlerle ilişki­ si % lOO'dür. Çünkü Kızılayak'ın temelinde Oğuz ögesi olduğu açıktır. Kızılayak etnik adı, Oğuzlar vasıtasıyla Kırgızların içine girmiştir. Bü­ yük bir ihtimalle bu boy Kırgızların Dokuz Oğuz ve Kimeklerle beraber oldukları dönemde, yani Altay'da Kırgız-Kıpçak ve Kimeklerin içine girmiş olan Oğuz kökenli bir boydur. Kırgızların içine de bu dönemde girmiş olabilirler. Kırgız dilinde Oğuz lehçesinin izlerinin bulunması Kırgız etnik teşekkülünde Oğuzların da katkısı olduğunu açıkça göster­ mektedir. Tarihi kayıtların verdiği bilgilere göre, XI. asırda Kıpçaklarla Kırgızlar arasında kimi kez dostluk, kimi kez de düşmanlıklar olmuştur.

Kongur708 (Kongur Uulu) En eski Kıpçak boylarından biri olan Kongur, Kırgız boylarından Azık boyu içinde yer almaktadır709. Kaşgarlı Mahmud'un (XI. yy} sözlü­ ğünde Konğur sözü "boğuk ses" ve "kestane rengi" anlamlarına gelmek­ tedir710. Çağatayca'da ise "kızıl" anlamında kullanılmıştır711. Bu etnik ad, Arap ve Fars kaynaklarında da yer almaktadır. Rus yıllıklarında Po­ lovets (Kıpçak} boylarının içinde zikredilirler712. XIV. yüzyıl başların-

Gızıldonlı, Gızılergenek, Gızılca, Gızıllı, Gızılmırat, Gızılsakkal, Gızılçarık, Gızılşıh, Gızılimam gibi etnik adlar bulunmaktadır (Ataniyazov, Slovar ıurkmenskih. . . . , s. 58-59). Bize göre bu etnonimdeki ikinci unsur "ayak" normal bildiğimiz ayağı veya kullanılan eşya, kap anlamında değil "son, bir şeyin sonu, bitimi, ucu" (K. Grönbech. Kuman lehçesi ..... s. 1 7) anlamlarına gelmektedir. "Aşağı", "alt" anlamlarına da gelmektedir. Bize göre bu etnik ad yukarıda söz etıiğimiz N. A. Baskakov 'un "kızıl" gilneyi bildirir ifadesi doğrudur. Büyilk bir ihtimalle Kızılayak boyu güneyde yaşayan Oğuz (Türkmen) boylarından biriydi. Yani bu boy Türkmenlerle yüzde yüz ilişkilidir diyebiliriz.

706 H. Karasaev, Kamus-naama, Bişkek, 1 996. s. 1 26. 707 Kızıl kulak, Kızıl kurt, Kızıl kutçu, Kızıl sakal, Kızıl taz ve Kızıl tebetcy kolları Kırgız boyları içindeki Kızıl adı ile yapılmış etnik adlardır (Abramzon, Kırgız cana Kırgızslan larıhı .... s. 754). Bu etnik adlardan Kızıl taz'ın Tınımseyiı boyunun içinde gösterilmesine rağmen Kıpçaklarla ilişkisi olması müm­ kündür. Çünkü Taz etnik adı en çok Kıpçaklar arasında görülmektedir. E. Törekan uulu'nu şeceresinde Kızılkurt etnik adı da Töölösler içinde gösterilmektedir (Törökanuulu. Sol kana. . . /, s. 165) . 708 Kongur etnik adının manası K. K. Yudahin'in Rusça-Kırgızca Sözlüğünde "kumral", "esmer" anlamlarında verilmiştir. Ayrıca Kongur mııza deyiminin de karakuş türlerinden birinin adı olduğu ya­ zılmıştır (Yudahin. Kirgizsko russkiy slovar ... , s. 403.). Kazakça-Türkçe sözlükte bu kelimenin anlamı "kahverengi", "sade", "gösterişsiz" anlamlarında tanımlanmıştır (Kaza/qa-Türilqe Sözdik.. , s. 288). 709

Karataev, Kırgız etnonimder . . . , s. 84 ..

DLT, C. ili, s. 363 - 1 ; 3 63-3 . J. Eckmann, Çağatayca El Kitabı,(Çev: Günay Karaağaç), Ankara,2003, s. 46. "' Baskakov, İmena .. ., s. 66. 710 71 1

1 40

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


da Deşt-i Kıpçak'ın etnik durumu hakkında en değerli bilgileri Mısırlı yazar en-Nuveyri'de buluyoruz. En-Nuveyri eserinde Kıpçaklardan da söz etmiştir. Rükneddin Baybars Devadar El-Mansuri'nin kroniğinden naklen Kıpçak boylarının isimlerini vermektedir. Bu listede Toksoba, Yeta, Burcoğlı, Burdı, Ancoğlı, Durut, Karabaroğlı, Cuznan, Karabirk­ li, Kotyan gibi boyların yanında Kanguoğlı veya Kangaroğlı boylarını da zikretmektedir. İbn Haldun'un verdiği Kıpçak boyları listesinde bi­ raz değişik Kanaaralı biçiminde verilmiştir713• İbn Dokmak da eserinde bu etnik addan bahsetmiştir714• Bu etnik adlar Kanglılarla ilgili olamaz. Çünkü Kangar, Kanglıların çok eski dönemlerdeki adıdır. Bize göre, bu etnik ad Kongur ile ilgilidir. Yani renkle ilgili olarak bu boya etnik ad ol­ muştur. Kanglı ve Kıpçakların yakınlığı daha sonraki dönemlerde kay­ naklarda yer almıştır. Bu etnik ada yakın olarak Konurat etnik adını kabul etmek sanırız daha doğrudur. Konurat etnik adı da her ne kadar Moğol olarak kabul edilse de Konuratlar, Altın Orda ve ondan sonraki hanlıklar zamanında Türk boylarına karışmıştır. Bugün onların Moğol­ luğundan söz etmek mümkün görünmemektedir. Kongur etnik adı bel­ ki Moğollardan Kıpçaklara katılmış olan, onlarla karışmış bir boy için söylenebilir. Konırat etnik adı da Kıpçak, Nayman, Kanglı boyları gibi hemen hemen bütün Türk boyları arasında yer almıştır. Mana olarak da Konurat adı Konur ile aynı anlamdadır. Yani kahverengi, boz anla­ mındadır. Kongur etnik adı Adigine boyunun içinde Konur715 Konur bay716, Salto, Döölös717 ve Saruu boylarının içinde Konur­ bay718, Kongur uulu719biçimlerinde bulunan bir boydur. Macarlarda da Kongur biçiminde soy ve yer adı olarak yer aldığını L. Rasony bildir-

"' Tizengauzen, Sbornik maıerialov ... . , s. 540-54 1 . "' Rasony, Tarihte ... . , s . 1 1 5. "' Vinnikov, Rodo-plemennoy sostav i rasselenie. . ., s. 1 90; Attokurov, Kırgız sancırası.. ., s. 69. 716

Attokurov, Kırgız sancırası .. ., s. 69; Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça. . , T. 1, s. 1 74.

717

Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça . . . , T. 1, s. 1 74 ..

7 1 8 Abramzon, Abramzon Kırgız cana Kırgızstan ıarıhı boyunca. ., s. 75 1 ; Attokurov, Kırgız sancıra­ sı. . . , 1 07, s. 1 47. 719

Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya ... , s. 45.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 141


mektedir720• Kongur etnik adı Kazaklarda hem etnik ad721 olarak hem de coğrafi ad722 olarak oldukça yaygındır. Türkmen,723 Özbek724 Başkurt ve Nogayların725 etnik kuruluşlarında da vardır. Kırgız boylarının içinde Kangır ve Kongur uulu biçimlerinde bulunan bu iki boyun Deşt-i Kıpçakla ilişkisi olduğu Arap, Fars, Rus ve Macar kaynaklarının verdikleri bilgilerden açıkça görünmektedir. Bu isme aynı zamanda Kırgız coğrafi adlarında da çok rastlanmakta­ dır. 726 Kongur uulu'nun tarihini Gök-Türk dönemine kadar götürmek belki mümkündür. Ancak onların Kırgızlarla ilişkisi olduğunu tarihi kaynaklarla ispatlamak gerekir. Ne yazık ki, tarihi kaynaklarda onların Kırgızlarla ilişkisini gösteren herhangi bir iz yoktur. Kongur ve Kongur uulu boylarının da birçok Kıpçak boyunun olduğu gibi Altın Ordunun yıkılması sonucunda Kırgızistan topraklarına gelip Kırgız halkının et­ nik oluşumunda yer almış olması mümkündür.

Kotan (Koton, Kutan, Köten) Alman alimi K. G. Menges, Kidan etnik adının Orhun kitabelerin­ de Tatabı ile birlikte zikredildiğini söyleyerek Kutan (Kotan)'ın Kidan'la aynı etnik grup olduğunu ileri sürmektedir727 En-Nuveyri'nin {12 79"" Rasony, Tarihle. . . . , s. 1 1 5 . "' Konır eınonimine Uak boyunda Konırbay, Karakesek boyunda Konır, Şömen boyunda Konır­ börik, Konır, Aday, Tabın, lstı, Oşaktı boyunda Konır, Kanglı boyunda Konırbay, Alban boyunda Konır Börik, Kıpçak boyunda Konırbay, Baykonır biçimlerinde Kazak boyları arasında oldukça sık rastlanıl­ maktadır (Beysenbayulı. Kazak şecire.•i . . . . . s. 112- 155). "' Coğrafi ad olarak Konur, Konuradır, Konura!, Konuravliya, Konurbay, Konurcal, Konurköl, Ko­ nurkulca, Konurorpa, Konursu, Konurtau, Konurtemirşi, Konurtöbe, Konurulen, Konurçauli adları bulun­ maktadır (Koyçubaev. Kraıkiy ıolkovıy slovar. . . , s. 144-145. m

Türkmenlerde Gungur/Gonur biçimindedir ve Teke ve Ersan boyları içinde bulunmaktadır. (Aıa­

niyazov. Eınonimı v ıurkmenskoy yazıke ... , s. 1 1 7. 114 Özbeklerde

Konur biçiminde Dürmen, Kaıagan ve Lokayların içinde bulunmaktadır (Karmışeva,

Oçerki elniçeskoy isıorii . . . , s. 100, 108.). "' Kereyıov, Eıniçeskaya isıoriya . . . . ,

s.

60. Nogaylarda Kongur (Kongır) biçimindedir ve Kanglı

boyunun içinde yer almaktadır.

726 Konur (Cumgal Bölgesinde yer adı. Is/ara ırmağı havzasında su adı), Konurbay (Kara-Derya ırmağı havzasında su adı), Konur-Buka (Çaıkal Bölgesinde geçil adı), Konur-Döbö (Kiçi Kemin Böl­ gesinde dağ sırtı, Keımen-Töbö Bölgesinde dağ sırlı, Kara-Ünkur ırmağı havzasında dağ sırıı. Kök-Arı ırmağı havzasında su adı, Kara-Derya ırmağı havzasında su adı. Alay Bölgesinde dağ sırlı), Konur-Ögüz (Toguz-Toro Bölgesinde su adı), Konur-Ölen (lsık-Köl Bölgesinde geçil adı, yer adı. zirve adı. su adı, Koçkar Bölgesinde geçil adı, su adı. Narın Bölgesinde su adı), Konur-Suu, Koco-Bakırgan ınnağı havza­ sında su adı), Konur-Taş (Çaıır-Köl Bölgesinde su adı), Konur-Çoku (Narın Bölgesinde dağ sırlı) (lsaev. Tokombaev. Aliev, Murzahmeıov. Kırgızsıandahı geografiyalık .... , s. 124). "' K. G. Menges, Vosıoçnıe elemenıı v «slove o polku igoreve>>, Leningrad, 1 979, s. 7 1 ; K. G. Men­

ges Kuman adının Kuba sözünden ortaya çıklığını, bu adı sarı saçlı olmalarından dolayı aldıklarını Ma-

142

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


1 333} Rükneddin Baybars Devadar Elmansuri'den naklen verdiği Kıp­ çak boyları listesinde Kotan boyu Kotyan biçiminde verilmiştir İbn Hal­ dun da yine on birinci sırada ve Kunun biçiminde vermiştir728• Köten adı özellikle Rus yıllıkları başta olmak üzere, Macar kaynaklarında ve Reşideddin'de geçmiştir729• Rus yıllıklarındaki kayıtlara göre Kotyan

{1 201} adlı bir Knez (Han} vardır. Bu han, Polovetslerin (Kıpçakların} hanıdır730• Bu kişinin 1 2 3 9 yılında Moğollardan kaçıp Batı Kumanla­ rının büyük bir kısmıyla Macaristan Kralı iV. Bela'ya sığındığı ve Be­ la'nın onları Macaristan'da yerleştirdiğine dair Macar kaynakları bilgi vermektedir. Bu Kotyan, büyük ihtimalle Türkçe okunuşuna göre Ko­ tan/Koton olmalıdır731 • XV. yüzyılda Deşt-i Kıpçak'ın tanınmış şairlerin­ den birinin adı da Kotan'dır. Bu Kotan adlı kişi Kazak efsanelerine göre Argın boyunun kurucusu olarak gösterilmektedir732• G. N. Potanin'in Kazakların Küçük Cüz'ünden derlediği bilgilerde Kotan Kazakların ata­ sı sayılmaktadırm. Bu efsane niteliğindeki bilgilerde Argın ve Alçın­ ların Kazak tarihindeki rollerinden de bahsedilmektedir734• Kotan'ın Argın boyunun atası olduğunu anlatan efsane Argınların oluşumunun Moğol öncesi dönemde ortaya ç ıktığını dolayısıyla bunların Kıtaylarla Kidanlara yakın olabileceğini göstermektedir. Kotan adı tıpkı Kırgızlar­ daki gibi Koton biçiminde Altay Kıpçaklarının içinde bulunmaktadır735•

caristan 'da Kumanları Kun diye adlandırmalarının sebebibinin de bu olduğunu söyler. Eski zamanlarda Kumanların da Kidanların ataları olan Şi devletine bağımlı olduklarını ileri sürer ve Kuman adının bu devletin Şi eski adı olan Ku-mo-şi, Ko-mak-kay denen sözden geldiğini söyler. Macarların Kun diye kullandıkları sözün Kuba sözünün kısaltılmış şekli olduğunu ifade eder ve onların Kırgızların doğusunda yaşamış olabileceğini tahmin eder. Kun (Kuba) adının Yenisey Kırgızlarının adı Gyan-Gun (Gyan-gun) ile ilişkisi olmasının ihtimal dahilinde olduğunu belirtir. Çin kaynaklarındaki bilgilerde Kırgızların mavi gözlü, beyaz yüzlü, sarı saçlı olarak tasvir edilmesi onu bu düşünceye götürür. Derleme Sözlüğü' nde Kotan/Kölen biçimlerinde verilmiş karasaban, karakoyun, büyük çift demiri anlamlarına geldiği belirtil­ miştir. Bkz: Derleme Sözlüğü,., s. 2936. 728 Tizengauzen, Sbornik maıerialov.. ., s. 5 4 1 . P. Pelliot da Tizengauzen gibi Kunun olarak okumuş­ tur ve bu boyu İ lbari Hanedanının kurucusu Kunun ile ilişkilendirmektedir. "' Raşid ad-Din, Sbonik leıopisey .. ., s. 94, 1 1 7. Moğollarda da bu etnik ad bulunmaktadır. Moğol boylarının Calayır kolundan bir kişinin adı olan Kutan, aynı zamanda Kingit boyundan Kutan-Noyon adlı birinin de adıdır. 730

lpatyevskaya /etopi, T. !, s. 7 1 7.

rn

Rasony, Tarihte... ., s. 1 1 8.

732 Kozahstan ıarıhı köne zamandan bugunge çeyin, T. i l , 1 998, s. 238-239. rn

G. N. Potanin, Kozak-kirgizskie i alıayskie predaniya, JS, 1 9 1 6, s. 1 66- 1 67.

"' Vostrov-Mukanov, Rodoplemennoy sos/av i rasse/enie .. . , s. 68. "' A. i . Yarho, Alıae-Sayanskie ıürki, Antropologiçeskiy oçerk. - Abakan, 1 947, s. 1 1 - 1 2; N. V. Ekeev, Narodı Alıae-Sayan i kırgızı. (K probleme etniçeskih i kulıırnıh vzaimodeysıviy) /Materialı Mejdunarod­ noy arheologo-etnologiçeskoy ekspeditsii, posyavşennoy 2200-letiyu kirgizskoy gosudarstvennosti, Biş­ kek-Hakasiya-Tuva-Altay-Bişkek, 1 5-29 iyunya, 2003, s. 30.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 143


Köten biçiminde Kazakların Konırat ve Aday boyları içinde de vardır736• Ayrıca Kazaklarda coğrafi ad olarak da bu isim kullanılmıştır737• Buna benzer bir isim Kırgız boylarından Salto ve Çekir Sayak'ın içinde de Koton biçiminde oymak adı olarak bulunmaktadır738• Bu boyu Y. R. Vin­ nikov, Kutan biçiminde telaffuz edip Teyit boyunun içine koymuştur739• S. Attokurov ise Koton boyunu Monoldor'un içine yerleştirmiştir740• Kotan, Manas destanında da yer adı olarak geçmektedir741• Kırgız tarih­ çisi O. K. Karataev, etnik adı Hatan yer adı ile ilişkilendirmektedir742• Türkmen etnik grupları arasında Gotan743 biçiminde yer alan Kotan/Ko­ ton boyunu Kıpçak tarihi uzmanlarından B . E. Kumekov, Batı Kıpçak boyları ile ilgili yapmış olduğu çalışmasında Batı Kıpçak boyları içe­ risinde on birinci sıraya yerleştirir. Etnik adın boy liderinin adından ortaya çıktığını yazar744• Gerçekten de XIII. yüzyılın ilk yarısında Kotan Kumanların liderinin adı olarak tarihi kayıtlarda yer almıştır. Fakat Ko­ tan etnik adı Asya'nın çok farklı yerlerinde yer ve su adı olarak da kar­ şımıza çıkmaktadır. Moğolistan'da Kobda nehri yakınlarında Kotan-su adlı bir ırmak vardır745• Ancak bu adların Moğollardan önce ve Moğol devrinde verildikleri konusunda bilgi yoktur. Doğu Asya'dan Batı As­ ya'ya da gitmiş olabilir, Güney Rusya bozkırlarından Doğu Asya'ya da gelmiş olabilir. Merhum tarihçi F. Kırzıoğlu Türkiye'nin en doğusunda Gürcistan ve Azerbaycan'a sınır olan Kars şehrinde Kolanlı adlı birkaç köy adı bulunduğunu yazmıştır746• Kolanla ilgili adların ta Anadolu'ya kadar yayılması bu boyun çok eski olduğunu düşündürmekte ve K. G. Menges'in tahmininin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Kaynak­ lardaki bilgilerin yetersizliği Kotan etnik adının çıkışının tespiti konu­ sunda bizi güç duruma sokmaktadır. Yeni deliller ortaya konuluncaya 716

Beysenbayuulı, Kazak şeciresi... , s. 1 29, 148.

Kotan, Kotankaragay, Kotankol, Kotansor, Kotansu, Kotanamel biçimlerinde Kazak coğrafi adlarında bulunmaktadır (Koyçubaev, Kraıkiy ıolkoviy .mlva� . . . s. 150-151). 717

"' Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan tarıhı boyunça .. . , s. 674; Karataev, Kırgız etnonimder . . . . , s. 1 1 3 . 739

Vinikov, Rodo-plemennoy sos/av i rasselenie. . ., s . 1 85.

Aıtokurov, Kırgız sancırası..., s. 1 3 1 . l saev, C . K.Sıdıkov Manas destanındagı cer-suu atan cönündö// Eho nauki. lzvestiya NAN KR. No:2, 1 995, s. 24. 740

741 D .

742

Karataev, Kırgız eınonimder .. ., s. 1 1 3 .

743

Ataniyazov, Eınonimı v turkmenskoy yazıke ... ., s . 50.

744

Kumekov, Ob eınonimı kıpçakskoy konfederatsi.. ., s. 1 87.

"' A. N. Kaznakov, Mongo/ia i Kam, trudu Ekspeditsii İmperatorskogo Ruskogo geografiçeskogo obşçestvo, soverşennoi v 1899-1901. Vıp. 1 1 1, s. 6. 746 Kırzıoğlu,

144

1

Yukarı Kur Boyalrında ... ., s. 92.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


kadar şimdilik bize göre B. E. Kumekov'un fikri daha mantıklı görün­ mektedir, yani kişi adından çıkmış olabilir. Sonuç olarak söylenebilir ki, Kotan boyunun tarihini en erken Kıtay dönemine, en geç de Altın Ordu dönemine götürmek mümkündür. K. G. Menges'in fikrinin doğru olduğunu kabul edersek Kotan'ın Kıtay'la ilişkisi vardır diyebiliriz. Kıtay boyu Kırgız boylarının sol ka­ nadındaki büyük gruplardandır. Bu boy, Orta Asya halkları arasında hemen hemen hepsinde vardır. Hatta Gagauzlarda bile bu boy tespit edilmiştir747• Kıtay boyunun X. asırda Orta Asya'da etkin rol oynayan Kidanlarla ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Moğolca konuşan bu halkın daha sonra Türkleştiği söylenmektedir748• Kaşgarlı Mahmud divanında Türklerin gerçekte 20 kabile olduğunu yazmış, bu yirmi kabilenin ba­ tıdan doğuya doğru sıralanışını vermiştir. Bu sıralamada ondokuzuncu olarak Hı taylardan (Kıtay) bahsetmiştir. Ancak bu kabilenin Çin köken­ li olduğunu da belirtmiştir. Bu bilgi ilginçtir. Hem onları Türk boyları arasında göstermiş, hem de ayrı bir kavim olduklarını belirtmiştir749• Çin şehirlerindeki halkın Türkçe'yi iyi konuştuğunu zikretmiştir. Ho­ tenlilerin ayrı bir dilleri olduğundan söz etmiştir750• Kıtay boyunun Kır­ gızlar kadar Kıpçaklarla da ilişkisi vardır. Kırgız-Kıpçak boyunun için­ de Kıtay Kıpçak adlı eski bir boy mevcuttur751 •

Kulan Sarık752 (Kulan Kıpçak) Kulan tarihi kaynaklarda ilk defa yer adı olarak "Kulan" şeklinde yazarı bilinmeyen Hudud el-alem adlı Farsça eserde Halluh(Karluk)la­ rın kasabaları arasında geçmektedir ve İslam dünyasına bitişik küçük

"' Baskakov, İmena ... , s. 48. "' Kuzeev, Proishojdenie. . ., s. 224; T. Çorotegin, Eıniçeskie situatsii v lyurk.skih regionah Tsentro/noy Azii do mongolskogo vremeni, Bişkek, 1 995, s. 204 . 749 DLT, C. 1, s. 27-28. "" DLT, C. 1, s. 30. "' Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça .. ., T. 1, s. 1 62. "' Kulan sözü eski Türkçe'nin Sözlüğünde "vahşi Asya eşeği" olarak tanımlanmıştır. Kulan 'ın eş anlamlısı olarak verilen Kolan sözü de "atın eğerini bağlamak için belinden bağlanan ip" anlamında verilmiştir (DTS, s. 454, 465). Kolan sözü aynı manada başta Türkiye Türkçesi olmak üzere bütün lehçe­ lerde aynı anlamda kullanılmaktadır. Fakat Kulan sözünün Kolan sözü ile etnik ad olarak ilgisi olduğunu düşünmüyoruz. Bu söz bize göre Kulun sözünden çıkmış olabilir. Kulun sözü "tay", "aygır" manasında verilmiştir (DTS. s. 465). Türkiye Türkçesinde de iki yaşındaki dişi tay, kısrak olarak tanımlanmaktadır (DS, s. 2995). Bu isim de tıpkı Koçkor adında olduğu gibi totem inancından ortaya çıkmış olabilir. Çünkü at da kurt, koç, geyik gibi hayvanlar kadar Türk halkları için önemli ve kutsal sayılmıştır.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İl işkiler

1 14 5


bir bölge olduğu, burada ziraat yapıldığı belirtilmektedir753. XIV-XV. yüzyıllar arasında İrtiş boyunda yaşayan asıl Kıpçak boylarından biri Kulan Kıpçak boyudur754. Kulan, İslam yazarlarından Rükneddin Bay­ bars'ın yazmış olduğu Kıpçak boyları listesinde son sırada yer alan Ko­ tyan'la755 aynı olabilir. Bu adı İbn Haldun da son sırada vermiş ancak o, bu ismi Kunun756 biçiminde ifade etmiştir. Bu isimlerin acaba Kulanla bir ilgisi olabilir mi? Çünkü isimler Kulan sözüne benziyor. Fakat Kotan sözüne de benzemektedir757. Kulan Sarık, Kırgız boylarından Çon Ba­ gış'ın içinde bulunmaktadır758. Bu boyun mensuplarının büyük bir bö­ lümü Doğu Türkistan'ı ezelden beri mekan tutmuştur. Kulan, yabani at759 ve eski Türk devrindeki insanların özel adı olarak da bilinmektedir760. XVII. asırdaki kayıtlarda Güney Kazakistan'da İpek Yolu üzerinde bu­ lunan önemli bir şehrin adı olarak da bilinmektedir. Bu Kulan yukarı­ da söz ettiğimiz Hudud el-alemdeki Kulan şehridir ve şehir halen de bu adı taşımaktadır. XVII-XVIII. asırlarda Fergana bölgesine göç eden Kulan-Kıpçaklar, Hokand Hanlığında büyük bir siyasi güç elde ederek ordadaki hakimiyet mücadelesinde etkili olmuşlardır. Hokand Hanlığı­ nın idarecisi Müslümankul'un Kulan-Kıpçaklardan çıktığı bilinmekte­ dir761. A. Vambery, Hive Hanlığı devrinde, Kulan boyunu Özbek boyları içinde göstermiştir762. Kazakların Kıpçak boyunu oluşturan asıl etnik gruplar Kara Kıpçak, Sarı Kıpçak ve Kulan Kıpçak'tır. Ayrıca Kulan, Ku­ lanbay adlı oymakları da mevcuttur763. Bu boy, Nogaylarda da Kulan Kıpşak biçiminde yer almıştır. Başkurtlarda ve Özbeklerde de yoktur. Kırgız boyları içinde Kulan Kıpçak adı altında olmamasına rağmen Ku­ lan Kıpçak boyunun Kulan Sarık ile ilgisi olmalıdır. Bu bilgiler boyun ortaya çıkmasındaki Kıpçak etnik çevresi ile ilişkisini açıklamaktadır "' Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre. . . , s. 65. 7"

Kazahstan tarıhı köne zamannan ... , s. 1 62.

"' Tizengauzen, Sbornik materialov. . . , s. 54 1 . "6 Tizengauzen,

Sbornik maıerialov. . . , s. 54 1 .

"' Fransız alim P. Pelliot, Kotyan'ın Gulan ve Kuthen şeklinde okunma teşebbüslerine ve Alman alimi J. Marquart'ın Qilan biçiminde okumasına karşı çıkıyor (Pellioı, Noıes sur / 'histoire ... , p. 95) ve bunun savunulamayacağını söylüyor. Demek ki, bu sözün Kotyan 'la ilişkisi olamaz. "' Abramzon, Kırgız cana kırgızstan ıarıhı ... , s. 752. 759 Kırgız ti/inin

tüşündürmö sözdügü, C.I, Frunze, 1 984, s. 59 1 ; Türkiye Türkçesinde bu kavram "iki üç yaşındaki dişi tay, kısrak" için kullanılmıştır. Bkz: DS, C. V l l l , s. 2295.

146

1

760

DTS, Moskva, 1 969, s. 464.

76 1

Şaniyazov, K etniçeskoy istorii... . , s. 1 70.

762

A. Vambery, Oçerki po credney Azii, Moskva, 2003,

763

Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki ... , s. 70.

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

254.


demek mümkündür. Kırgız boylarının içine Altın Ordu Devletinin yı­ kılmasından sonra girmiş olabilirler.

Kurama Kurama hakkında aşağıda verilen bilgileri göz önüne aldığımızda çok eski zamanlara ait olmayan bir boy olduğu anlaşılmaktadır. Kır­ gız-Kıpçak boyunun içinde bulunan Kurama764, Kırgız boylarından Sol­ to ve Teyit'in içinde de "Kurama" biçiminde yer almıştır. Onlarla ilgili tarihi kayıtlardaki ilk bilgilerde 1635/1636'ya doğru Kazaklarla Özbek­ ler arasında cereyan eden Angren'i ele geçirme mücadelelerinde Ku­ rama reislerinden bahsedildiğini Mahmud b. Veli'ye dayanarak W. W. Bartold yazmıştır765. Kurama adının etimolojisi ile ilgili farklı farklı gö­ rüşler ileri sürülmüştür766. Yüzbaşı Andreev «Opisaniya sredney ordı kirgiz-kaysakov» {1 785) adlı eserinde Kurama kavminin Çirçik nehri­ nin ötesinde 10 bin kişi civarında yaşadıklarını Kokand Beyi Narbo­ ta'ya767 bağlı olarak dokuz şehre sahip olduklarından bahsetmiştir766. XIX. asırda Hokand Hanları zamanında kurama kelimesi yalnız etnik ad olarak değil, aynı zamanda coğrafi ve idari bir tabir olarak da kulla­ nılmıştır769 XVIII. asrın 80'li yıllarında Taşkentli Yunus Hoca, Kırgız-Ka­ zakları yenerek Kuramaları da hakimiyeti altına almıştır. Onun vefatın-

'"' E. C. Maanaev, Kırgızstandan tışkarı caşagan kırgızdar, Frunze, 1 969, s. 25. "' Bartold, Rabotı po istorii . . . , s. 552. 766 Kurama sözü ile ilgili olarak W. W. Radlof'un verdiği bilgilerde Kurama'nın Türkistan 'da bir Türk kabilesi olduğu ve birbirine eklenmiş kumaş parçalarından meydana gelen örtü manasını ifade ettiği görülmektedir. Türkiye'nin değişik bölgelerinden halk arasından derlenmiş sözlerde Kurama "Ortaklaşa yapılan yemek şöleni", "bir iş üzerinde konuşmak, görüşmek" anlamlarında verilmiştir (DS, s. 3004). Radlof ayrıca Kurama'nın Özbek ve Kırgız karışmasından meydana gelmiş bir kavim olduğu ve isminin Kırgızların iddialarına göre birçok kabilelerden müteşekkil olmalarından geldiğini ileri sürmüştür. Gene ona göre Kurama Taşkent ile Hocend (Hocend), daha doğrusu Taşkent güneyindeki Angren (Ahengeran) nehri sahillerinde yerleşmiş bir kabiledir. N . A. Aristov, Makşeev'in (1867) "Kurama kavmi anlatılan­ lara göre yüzyıl önce esas olarak üç ordanın göçebe Kırgızlarından oluşmuştur. Bu Kırgızlar çok fakir olduğundan göç edecek araçları olmadığından kurlarda veya şehir dışlarında yerleşmeye ve mümkün olduğu kadar buğday ekmekle uğraşmaya başlamışlardır. Bunların Sarılarla, belki de Özbeklerle olan kaynaşmasından karışık bir halk oluşmuş ve bu halk Kurama adını almıştır. Son kaynaşma yerlilerin dediklerine göre 50 yıl önce olmuştur" şeklinde aktardığını yazmıştır (Aris/ov, Zametki Ob etniçeskom . . . . s . 366) . Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak Kurama'yı farklı boyları içinde barındıran yeni birlik olarak algılamak gerekmektedir. Nitekim Hokand Hanlığında taht mücadelelerine katılan "tirka-i Kurama"dan bahsedilir. Bu tabir farklı boylardan oluşan askeri birlik için kullanılmıştır. Bkz: Ü. Bulduk, Hokand Hanlığı ve İbret 'in Fergana Tarihi, Ankara, 2006, s. 73. 161 Narbuta Fergana'da 1 788- 1 807 arasında idarede bulunmuştur. Bkz: Nalivkin, Kratkaya istoriya

Kokandskogo hansıva. Kazan, 1 885. 768 Aristov,, Ob etniçeskom ... , s. 236. 769 V. V. Barthold, "Kurama", İA ., C. VI, Eskişehir, 1 997, s. 994-995.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 14 7


dan sonra Taşkent ve onunla birlikte Kuramalar da 1810'da Hokandlılar tarafından zaptedilmiştir. Kuramalar, 1 865'te ise Rusya hakimiyeti altı­ na girmiştir. A.İ. Makşeev'e göre {1 867) Kuramaların Kırgız-Kazak boy­ ları şunlardır: Tama770 (bölümleri: Alçın, Kerderi, Cagalbaylı, Kereit ve Telyan}, Argın (Kancıgalı bölümü}, Dulat (Uysun bölümü) ve Biştamgalı

(Calair bölümü)771• Makşeev'in verdiği Kurama boyları arasında hem Kırgız, hem de Kıpçak boyları arasında yer alan etnik gruplar göze çarpmaktadır. Ay­ rıca Alçın, Argın , Kancıgalı gibi boylar da Kırgız ve Kıpçaklarla ilişki içinde olan boylardandır. V.V. Radlof da onların boy teşkilatı ile ilgili bilgiler vermiştir. W. Radlof 'a göre Kurama'yı oluşturan boyların sayı­ sı beştir. Bunlar: Calair, Teleu, Tama, Cagalbaylı, Taraklı'dır772• Dikkat edilirse bunlardan Tama ve Culayır (Celair) boyları Kırgız etnik grup­ ları içinde de mevcuttur. Diğer boylar, Teleu, Cagalbaylı ve Taraklı da Kazak boyları içinde bulunmaktadır. Cagalbaylı oymağı Kırgızların içinde Cagalmay Tamga olarak bilinmektedir. S. M. Abramzon, Kura­ ma-Kıpçakları çeşitli etnik grupların biraraya geldiği bir boy birliği ola­ rak görmektedir773• Bugünkü Özbek-Kuramaların774 etnik temelini Deşt-i Kıpçaktan ge­ len Kıpçak dilli (Kazak) boylar oluşturmaktadır. Çünkü etnografik gru­ bun içinde Kırgız unsurları ve pek çok boyu vardır. Kurama, Karakal­ pakların Aşamaylı ve Kandekli oymaklarının775, Nogayların Kıpçak boyları içinde de yer almaktadır776• Kazaklarda da Kurama boyu bu­ lunmaktadır777. Demek ki Kurama değişik boy ve oymaklardan oluşan bir etnik gruptur. İçinde her halktan boy mensuplarını barındıran bu grup, Orta Asya halklarının oluşmasında Kıpçak, Nayman, Kanglı, Ko­ nurat gibi boylar kadar etkili olmuştur. Kırgızların içine son zamanlar­ da yani XIX. asırda girdikleri Hokand Hanlığında oynadıkları rolden anlaşılmaktadır. 110

Tama boyunu N. A. Aristov damgalarına bakarak Kıpçak boylarına dahil etmektedir.

771 Aristov, Ob etniçeskom . . . , s. 385-388. 772 Bartold, "Kurama", IA, C.VI., s. 995.

773 S. M. Abramzon, K semantike kizrgizskih etnonimov,//SE, No:3, 1 946, s. 1 29. 114 Şaniyazov, K etniçeskoy istorii.. . , s. 1 38. m

Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi . . . , s. 1 65 .

776 Kereytov, Etniçeskaya istoirya. . . , s . 1 55. 777 Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomasıiki. . . , s. 1 70.

148

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


V. V. Bartold, İslam Ansiklopedisine yazdığı Kurama maddesinde Kuramaların bugün kendi adlarını taşımaktan çekindiklerini bu neden­ le de kendilerini daha çok Kırgız-Kurama ve Sart-Kurama olarak adlan­ dırdıklarını yazmıştır778• Kurama-Kıpçak boyu da böyle ortaya çıkmış olabilir. Kurama-Kıpçak boyunun aynen hem Nogaylarda, hem de Kır­ gızlarda olması bu iki boyun aynı olduğunu göstermektedir. Çünkü Ka­ zak, Karakalpak ve Özbeklerde sadece Kurama adıyla var olan bu boy, Kırgızlarda Kurama-Kıpçak adı altındadır. Nogaylı devrinden kalmış bir boyun mensupları olduklarını düşünmek daha akla yatkındır. Biz de S.M. Abramzon gibi Kurama'nın çeşitli etnik grupların bir araya gel­ mesinden yeni bir etnik grup olarak ortaya çıktığını düşünüyoruz.

Kurtka (Üç Kurtka) Kurtka, Divanü Lügat-it Türk'te (Xl. yy) "kurtga" biçiminde yazılmış ve "koca karı" anlamına geldiği belirtilmiştir779• Bu isme, Lavrentska­ ya letopis'teki yılına ait bilgilerde Polovets Knez'i Kurtok700 olarak

11 04

İpatevskaya letopis'te de Kurtika, Kurtka781 biçimlerinde rastlanmakta­ dır. Kaşkar Hanlığının XVIII. yüzyılın başına kadar olan dönemini içi­ ne alan Tarih-i Kaşgar'da782 {eserin XVII. asrın sonu XVIII. asrın başın­ da yazıldığı sanılmaktadır) Kırgız komutanlarından birinin adının Üç Kurtka-biy olduğu kaydedilmiştir783• Üç Kurtka boyu bu beyin soyun­ dan gelenler olabilir. Mulla Niyaz Muhammed Hokandi'nin Tarih-i Şahruhisinde Hokand Hanı Malla Han'ın {1 858- 1 862) Ancıyan hakimi Alimbek'e gönderdiği kişinin adı Kurtka olarak geçmektedir. Kurtka burada Kırgızların ida­ recilerinden biri olarak gösterilmektedir784• Bu özel isme Börü, Kıpçak boylarının içinde ve Solto'da Kurtka Tengiz, Sayak'ta Kurtka Mergen,

"' Bartold, "Kurama", İA, C .V l , s . 994-995. 719 DLT, C.lll, 1 998, s. 259- 1 8; Coq, T. i li, 1 9 1 2, 1 922, s. 1 1 , 1 5; A. Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlügü, İstanbul, 1 993, s. 1 24. '"' İpatyevskaya /etopis . . . , s. 96 66 1 1 , 225. "' lpatyevskaya leıopis ...• s. 1 84. 782 Tarih-i Kaşgar'da "Satım biy'in idaresindeki çok sayıda Kırgız, Nayman, Kıpçak, Kanglı ve başkaları Yarkend, Kaşgar, Aksu ve Hotan' ı sahiplenip buralarda yerleştiler" denilmektedir. Demek ki, Kırgız-Kıpçak birliği bu zamanda tamamen oluşmuştur. Yani Kıpçaklar Kırgız-Kıpçakları oluştunnuştur. "' Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii. . , s. 220. "" Maıerialı po istorii kırgızov i Kirgizii., s. 235-236.

Kırgız. Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 49


Kuşçu'nun içinde Üç Kurtka biçimlerinde de rastlanmaktadır785. Y. R. Vinnikov, Kurtka boyunu Adigine'nin içinde göstermiştir786. S. Atto­ kurov'un şeceresinde Adigine'nin Börü oymağının içinde, Sayak ve Kuşçu boylarında Üç Kurtka biçiminde yer almıştır787. Ayrıca coğrafi ad olarak da Kırgızistan'ın değişik bölgelerinde rastlanmaktadır788. Kazak boyları içinde de Kurtka adlı oymaklar bulunmaktadır789. Koblandı Ba­ tır Destanı'nın kahramanı Kara Kıpçak Koblandı'nın eşinin adı da Kurt­ ka'dır790. Kurtka için Kaşgarlı Mahmud'un divanında verdiği anlam göz önüne alındığında yani "koca karı" anlamı, Kırgız boylarından Bagış'ın içindeki Naymanlarda bulunan Beş Kempir791 ve Kempir792, Kempir uulu (Adigine) oymaklarını da Kurtka ile ilgili görmek mümkündür793. Eski dönemlerde Kurtka olarak kullanılmış son zamanlarda da bu is­ min yerine Farsça'nın etkisiyle Kempir biçimi yerleşmiştir. Bu durum etnik adların Üçkurtka, Üçkempir, Beşkurtka, Beşkempir biçimlerinde aynı şekilde kullanılmalarından açıkça görünmektedir. Kurtka'nın Rus yıllıklarında özel ad ve Kırgız boyları içinde oymak adı, Kırgızistan ve Kazakistan'da yer adı olarak bulunması bu adın Kıpçaklarla ilişkisi ol­ duğunu açıkça göstermektedir. Daha çok Altay kökenli etnik grupların arasında yer alması Kurt­ ka boyunun eski zamanlardan beri Kırgız ve Kıpçakların oluşumunda önemli rol oynadığının da bir işaretidir. Kırgızların içine büyük bir ih­ timalle Kıpçaklar vasıtasıyla giren ve hem Kırgızlarda, hem de Kıpçak-

"' Abramzon, Kırgız cana kırgızstan ıarıhı .... , s. 705,753. 786 Vinikov,

Rodo-plemennoy sostav i rasselenie. . ., s. 1 88.

"' Attokurov, Kırgız sancırası. . ., s. 74, 93, 1 40. "' Karataev, Kırgız etnonimder .. . , s. 1 1 7; Kunka (Son-Köl Bölgesinde yer adı. su adı, Narın Bölge­ sinde geçit adı, yer adı) Bkz: lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmetov, Kırgızstandagı geografıyalık ... ., s. 1 24. '" Şömen, Alban boyları içinde Kunka adlı oymaklar vardır. (Beysenbayulı. Kazak şeciresi ... , s. 119, 141). '"° Koblandı Batır, Kazahskiy geroiçeskiy epos, Moskva, 1 975. M Beş kempir oymağı Karakalpakların Aşamaylı boyunun Koldaulı kolu içinde Bes kempir biçi­ minde bulunmaktadır (Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi .... s. 1 62). Beskempir Kazaklarda da yer adı olarak ve Üç Kempir biçiminde de boy adı olarak korunmuştur (Koyçubaev. Kratkiy tolkoviy slovar., s. 65).

"' Kempir, Türkmen boylarından Ersarı 'nın içinde de vardır. Aynı anlama gelen Kempir, Abışka (Abış ?) etnik adlannın aynı boy içinde bulunması ilginçtir. Türkmenlerin Ersan boyunun Kırgızların Sarı boyu ile ilişkisi olduğu bilinmektedir. Demek ki, bu boylar ve kollar Sarı vasıtasıyla Türkmenlerin içine girdiler. m Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı .. ., s. 736, 74 1 -742; Aıtokurov, Kırgız sancırası .. ., s. 74, 93, 204.

1 50

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


larda yoğun olarak bulunan bu boyun insan isminden ortaya çıktığı an­ laşılmaktadır. Kurtka boyu Kıpçakların batıya göçleri sırasında Güney Rusya bozkırlarına götürülmüş, Altın Ordunun yıkılması ile de bugün­ kü Kırgızların içine girmiş olabilir.

Küntogdı (Kün Tuudu, Kün Too) Kün (güneş) eski Türk kozmolojisinde önemli yer tutar794• XI. yüzyıl yazarlarından Balasagunlu Yusuf 'un Kutadgu Bilig adlı eserinde Kün­ tuudu kişi adı olarak geçen795 Küntoğdı özel adı Rus yıllıklarında da kişi adı olarak tespit edilmiştir. İpatyevskaya letopis'te 1 1 83'te Kuntuvdey, 1 1 85'te Kuntugdıy, 1 1 911 1 92'de Kuntuvdey, 1 1 90'da Konduvdey olarak geçmektedir796• Rus yıllıklarında soyadı olarak geçmesi bu soy isimlerinin bir boyu ifade ettiğini de gösterebilir. E. Törekan uulu'nun şeceresinde Küntuu, Kır­ gız-Kıpçak boyları arasında gösterilmiştir. S. M. Abramzon, Y. R. Vinni­ kov ve S. Attokurov'un şecerelerinde Salto, Çerik ve Sayak boyları için­ de yer almıştır. Bu etnik grubun adına Kırgız etnik adları içinde797 ve Kıpçak boyları arasında rastlanması Küntuu'nun Kırgız-Kıpçak ilişki­ lerine katkısı olduğunu göstermektedir. Bişkek yakınlarında bir köyün adı da Küntuu'dur. Büyük ihtimalle bu köyde bu boya mensup kişiler yaşamaktadırlar. Küntuudu, Özbek798 ve Kazaklarda da hem etnik ad799 hem de yer adı800 olarak bulunmaktadır.

'"' Gök Türk Kağanları (Vl- V/11) güneşe benzetiliyor ve Uygur Kağanlarının (Vl/1-/X) bazısı gök tanrısından, diğerleri güneş ve aydan, veya Kün-ay'dan kut almış sayılıyordu (J. R. Hami/ton, les Oui'­ ghours . . . . , pp. 139-144). Emel Esin, Kün ile ilgili isimlerin Türklerin eski astral inaçlarından ortaya çık­ tığını belirtmektedir (E. Esin, Türk Kozmolojisine Giriş, İstanbul, 2001, s. 71). Bize göre Küntuu etnik adında eski Türk inaçlarının izi vardır. Bu ad geniş anlamda doğu istikametini bildirmektedir (DS. s. 2226). "' R. R. Arat, Kutadgu Bilig /, Metin, Ankara 1 999, (765-773) s. J>3-94, 1 1 2). Kutadgu-Bilig'de, ale­ gorik hükümdar kişiliğinin adı Kün-togdı'dır ve güneşe benzer. Yukarıdaki Gök-Türkler ve Uygurlarda Kün kozmolojisinin önemini de göz önüne alarak Küntuudu etnik adının eski Türk inaçlarından ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

196 lpatyevskaya letopis . . , 220 ob. 669 1 ; 222 ob. 6693; 23 1 ob. 233 6698; 233 ob. 6700), s. 629. 797 Abramzon,

Kırgız cana Kırgızstan tarıhı boyunça . . ., s. 682. Kırgız boyarından Çerik'in Bay Çubak kolu içinde bu etnonime rastlanmıştır. S. Attokurov'un şeceresinde Küntuu, Küntu, Küntuudu biçiminde yer alan bu boy Solto, Çerik ve Sayak etnik gruplarının içinde yer almıştır (Attokurov, Kırgız sancırası.. s. 85, 97. 798 Karmışeva, 799

Oçerki etniçeskoy istorii . . ., s. 99, 233.

Dulat ve Toka boyunda Küntu, (Beysenbayu/ı, Kazak şeciresi... , s. 120, 140).

""' Kilnlu ve Kilntuar biçimlerinde Kazakistan'da yer adlarıdır (Koyçubaev, Kratkiy tolkoviy sio­ var. . . . , s. 157).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

151


Küntuudu etnik adına Gündoğdu ve Gündoğmuş801 biçimlerinde Anadolu Türklerinde de rastlanmaktadır. Türkiye'nin Kayseri şehrin­ de yerleşmiş bulunan Oğuzların Afşar boyunun oymaklarından biri­ nin adı Gündoğdu'dur8°2• Eski Türk onomastiğinde çok yaygın bir isim olduğu görülmektedir. Zamanla küçük grupların etnik adı da olmuştur. Küntuudu etnik adının Kırgızların içine ne zaman ve nasıl girdiği belli değildir. Çünkü kaynaklarımız bu konuda bilgi vermemektedir. Bize göre bu etnik ad, Kırgızistan'ın eski halklarından, özellikle Ka­ rahanlılar zamanından kalmış olabilir. Büyük ihtimalle de eski Türk ongun inancından dolayı kişi isminden ortaya çıkmıştır. Altın Ordu' da Küntuudu boyu yoktur. Kültürel ilişkiler sonucu etnik ad her iki halkta da yer almıştır.

Lakay/Lokoy Kıpçaklarla çok yakın ilişki içinde olan Lakaylar Kırgızların etnik yapısında da bulunan önemli boylardan biridir. Bugün Özbekistan'da ve Tacikistan'da bulunan Lakaylar Altay'dan gelen boylardan sayıl­ maktadır. Bunun delili de Kırgızların Munduz boyunun içinde bulun­ masıdır803. Kırgız şecerelerinde Lakaylar, Zulun (Çulum}, Zurkay, Za­ min, Şıgay vb. boylar ile birlikte Munduz boyundaki büyük boy olarak yansıtılmaktadır. Lakay adı altında Güney Tacikistan, Afganistan'ın ku­ zeyinde yaşayan takriben 100 bin kişilik etnik büyük grup bilinmekte­ dir804. Zamanımızda Lakaylar Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan'ın değişik yerlerinde yaşamakta ve Özbek dili etkisinde oluşmuş bir dil konuşmaktadırlar. Fakat "Lakayların içindeki etnik adlandırmalar ile bugünkü Özbeklerin arasında uygunluklar yoktur."805. Bu durum ilime, ilmi çevreye Özbek-Lakay adıyla girmiş olan yerli başka Türk dilli et­ nik çevreden (Kataganları eklemezsek} kesin farklılığının bir delilidir. Etnograf B. H. Karmışeva, Lakayların maddi ve manevi kültüründe adet '0 ' Osmanlı Tahrir Defterlerinde (1453-1 650) Gilndoğmuş Cemaati, Gilndoğmuşlu Cemaati biçimle­ rinde oymak adı ve Gilndoğdu Viranı, Gilndoğmuş, Gilndoğmuş Kışlağı, Gündoğmuşlu Kışlası şeklinde de yer adı olarak kaydedilmiştir. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu "da Aşiretler. . . , s. 1 807, 1 143, I 050, 1 770, 607, 1 330, 5 1 3, 6 1 7, 2238. '0'

DS, s. 2226.

'°'

Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça... , T. 1, s. 87.

'°' B. H. Kannışeva, "K voprosı o proishojdenii lokaytsev" // SE, X4. 1 952, s. 1 1 , 1 9; A.y., Oçerki etniçeskoy istorii ... , s. 2 1 3-234. '°'

152

1

B. H. Kannışeva, Uzheki-lokaytsı Yujnogo Tadjikisıana. -Stalinabad, 1 954, s. 1 8- 1 9.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ve geleneklerinde ve etnik adlarındaki benzerliklerin özellikle Kazak­ lar ile yakın olduğunu tespit elmiştir8°6• Lakayların Kırgızlarla da derin etnik ilişkileri olduğu Kırgız tarihçisi O. K. Karataev'in çalışmalarında ortaya konmuştur. Onun tespitlerine göre "Lakay" etnik adına sadece Kırgızların içinde rastlanmaktadır ve Kırgızlardaki "Kırk kız", "Tolubay Sınçı" gibi efsaneler bugünkü Lakay halkının hafızasında, folklorunda oldukça iyi korunmuştur807• Göçebe hayat tarzını sürdüren Lakayların hayat tarzında ve kültüründe Kırgızlarla büyük benzerlikler vardır. B. H. Karmışeva, Güney Tacikistan ve Afganistan'da yaşayan Lakayların sadece Deşt-i Kıpçak etnik çevresi ile değil, aynı zamanda Güney Si­ birya ile olan ilişkilerine de değinmiştir808• Bu nedenle Lakayların ta­ rihi Kırgız boylarının Deşt-i Kıpçak ve Güney Sibirya'da yerleştiği dö­ neme kadar götürülebilir. Lakayların yaşadığı bölgelerdeki Barlas ve Türk boylarının içinde "Kırgız", "Ovladi Kırgız" boyları kaydedilmiş­ tir. Kırgız-Lakay etnik ilişkileri onların etnik oluşumunun çok yakın olmasından farkedilmekte, bu ilişkinin aynı bölgede cereyan elliğini etnik adlardaki benzerlikler de (hepsi 60 dan fazla) lam olarak ıspal­ lamaktadır. Mesela, Lakay (MunduzJ =Lakay, Karmış (Kıpçak} = Karmış, Küntuu (salto} = Künlu, Tentek (Nayman} = Tentek, Azoo (Çerik} = A­ zau, Beş Körük (Solto} = Beş Körük, Dosoy (Sayak} = Dosoy, Karaça (Sa­ nıu) = Karaça, Parça (Kıpçak} = Parça, Kaldar (Kesek) Kaldar vd. Az bir nüfusa sahip olan Lakaylar ile Kırgızların arasındaki etnik isim ben­ zerliklerinin boş yere ortaya çıkmış olması mümkün değildir. Yukarıda Lakaylarda ve Kırgızlarda aynı olan boylardan bazıları Kıpçak boyları­ dır. Karmış, Küntuu, Karaça, Parça gibi boylar köken olarak Kıpçaklar­ dandır ve bunların hepsi Kırgız boyları arasında da vardır. Bu boyları yukarıda tek tek ele aldık. Burada daha fazla ayrıntıya girmeyi uygun görmüyoruz. Demek ki Lakaylar ve Kırgızlar, Kıpçaklar vasıtasıyla ta­ rih boyunca aralarında sıkı ilişkiler kurmuştur.

Nogoy/Nogay Nogay kelimesi bir şahıs adıdır. Nogay, 1 270-1 299 yılları arasın­ da Altın Ordu devleti yönetiminde söz sahibi olmuş etkin bir devlet

'°'

Kannışeva. Uzbeki-Lokaytsı . . . . , s. 22.

801 Karataev, Lakay/ar... , Kırgız Ruhu, No: l I , 2 1 -Mart 1 997.

""" Kann ışeva, Uzbeki-lokaytsı

.

,

s. 1 9.

Kırgız. Kıpçak Roy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

153


adamıdır. Emir unvanlı bu devlet adamı Cengiz Han'ın soyundandır809• Marco Polo seyahatnamesinde, güçlü bir kişiliğe sahip olan Nogay'ın Altın Orda Hanı Tula Buka seviyesinde olduğunu yazmıştır810• Bu güç­ lü emirin Bizans siyasetine de karıştığını, Bizans'ın Bulgarlarla olan mücadelesinde onlara yardım ettiğini, Bulgar çarını tahttan indirerek

{1280} Bizanslıların isteğiyle Yorgi Terler adında bir Koman (Kıpçak} liderinin tahta geçmesini sağladığını, Rene Grousset Bizans kaynakla­ rına dayanarak nakletmektedir811• 43 yıl devlet idaresinde bulunan No­ gay Altın Orda Hanlarını tahta çıkarmış ve indirmiştir. Özellikle Tok­ ta'nın hakimiyetinin başlangıcında istediği gibi hüküm sürmüştür. İşte bu emirin ismine istinaden onun ölümünden 100 yıl sonra kurulan et­ nik birliğe Nogay Ordası adı verilmiştir. Rus kaynakları Nogay Orda­ sı'nın hakimiyet dönemini Nogaylı Devri olarak tanımlamıştır. Nogay tarihçisi Ramazan Kereytov Nogay halkının teşekkülünü eski Türk boyları (Vl-Vlll. yy}, Peçenek (IX-Xl. yy.} , Kıpçak (Kuman} {Xl-XV. yy.} ve Nogay Ordası (XJV-XVl.yy} devri olarak görmektedir812• V.M. Jir­ munsky de hemen hemen bu fikre yakın bir görüşü savunmuştur. Ona göre Kıpçak bozkırının diğer göçebeleri gibi Nogaylar da Türk ve Mo­ ğol göçebe boylarının parçalarından teşekkül etmiştir813• S. A. Pletneva ise XIII. yüzyıl ortalarında Altın Orda içine dahil edilmiş olan Kıpçak boylarının Nogay Ordasını oluşturduğunu söylemiştir814• G. A. Fede­ rov-Davidov da Moğollardan önce yaşayan kavimlerin Batı'da Tatarlar, Doğu' da Özbekler, Kazaklar ve Nogaylar olarak Altın Orda'nın yıkılma­ sıyla tarih sahnesine çıktıklarını yazmıştır815• Altın Orda'nın tarihinde Kıpçakların rolü inkar edilemez. El-Ömeri Kıpçakların Nogaylar üze­ rindeki etkisini şöyle ifade etmiştir: "Onlar Kıpçaklarla karıştılar ve akraba oldular, ülke onların tabii ve ırki niteliklerine galebe çaldı ve Tatarlar bütünüyle Kıpçaklaştılar."816• Altın Orda Devleti her ne kadar '09

R. Grousset, Bozkır lmparator/uğu(Çev:Reşat Uzmen) , l sıanbul, 1 999, s. 380; Rasony, Tarihte . . . ,

s. 85.

/storiya manga/ov. . . , s. 375. Grousset, Bozkır İmparatorluğu . . , s. 380. 8 12 R. H. Kereytov, Nogayların Etnogenezine Dair Bazı Meseleler (Çev: Hakan Kırımlı) 7 Emel Dergisi, Sayı:227, Temmuz-Ağustos, İstanbul, 1 998, s. 9. "0 81 1

81'

V. M. Jinnunsky, Tyurkskiy georiçeskiy epos, Leningrad, 1 974, s. 4 1 .

•1•

S . A . Pletneva, Koçevniki srednevekovya, Moskva, 1 982, s. 1 40.

m

G. A. Federov-Davidov, Koçevniki Vostoçnoy Evropı pod v/astyu zo/otoordınskih hanov, Moskva,

1 966. •1•

154

1

Tizengauzen, Sbornik materialov. . . , T. 1, s . 235.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Moğollar tarafından yönetilmişse de ahalisinin çoğunluğu Kıpçaklar­ dı. Bu Kıpçaklar, Moğollar ve Orda'nın içinde bulunan başka oymakla­ rın siyasi ve kültürel hayatında çok etkili olmuşlardır. Altın Orda'nın dili Kıpçak lehçesi etrafında gelişmiştir. Ordanın dağılması sonucunda Kıpçaklar Altın Orda coğrafyasında bulunan halkların ve komşu top­ lumların etnik oluşumunda büyük rol oynamıştır. Kıpçaklar siyasi ve kültürel yönden dil yönünden Kırgızlar üzerin­ de de etkili olmuşlardır. Kıpçakların Kırgızlar üzerindeki dil etkisi ta X. yüzyıllarda başlamıştır. Bu durumu Sovyet Türkoloğu N. A. Baskakov tespit etmiştir817• Nogayların da asıl boylarından biri Kıpçaklardır. No­ gaylar her ne kadar Moğol kabilelerini içinde barındırıyor ise de Kıp­ çaklar Nogaylar üzerinde hem dil, hem kültür, hem de siyasi bakımdan Moğollara göre daha etkili olmuştur. Bugün Kıpçakça'nın temelinde Nogayca diye bir dil teşekkül etmiş Moğolca'nın Nogaylar üzerinde hiçbir etkisi kalmamıştır. Kültürel olarak da onları artık Moğol saymak mümkün değildir. Kırgız kültürünün aşağı yukarı tamamı Nogay kültü­ ründe de yer almaktadır. Kırgızlardaki güçlü destan geleneğini batıda Nogaylar devam ettirmiştir818• XV-XVI. yüzyıllar tarihte Nogayların Kazaklar, Kırgızlar ve Özbek­ lerle komşu olarak yaşadıkları ve onlarla akrabalık yoluyla sıkı iliş­ kiler kurdukları zaman olarak bilinir. Bu zaman dilimi onların sözlü edebiyatında Nogaylı Devri olarak tanımlanmıştır. Nogay Ordası XIV. yüzyılın sonu ile XV. yüzyılın başlarında Mangıt boyunun önderliğin­ de kurulmuştur. Bu dönemde bu bölgeyi Edige idare ediyordu. Bu ne­ denle Nogayların etnogenezinde Mangıt boyunun önemli bir yeri var­ dır. Mangıtlar Moğol boylarını birleştirmek isteyen Cengiz Han'a karşı çıkmışlar, ancak ona boyun eğmek zorunda kalmışlardı. Cengiz Han'ın onları Aral Gölü civarına yerleştirdiği tarihi kaynaklarda yer almakta­ dır. İlk Mangıt yurdu burada teşkil edilmiş ve daha sonra bu yurt No­ gay Ordası olarak adlandırılmıştır. V. V. Bartold'un verdiği bilgiye göre, Nogay sözüne ilk defa Rus yıllıklarında rastlanmaya başlanmış, doğu

81 7 N. A. Baskakov, Vvedeniye v izuçeniye tyurkskih yazıkov, Moskva, 1 962, s. 294-297. "' M. Kıldıroğlu, Edigey Batır dastanı cana kırgız dastandarında Kırgız-Kıpçak bay/anış/arının ça­ gıldırılışı, Kırgız tili cana adabiyatı, No:9, Professor Cumaş Mamıtovdun 70 cıldık marekesine amalgan "Kırgız fılologiyasının aktııalduu maseleleri" anuu respublikalık ilimiy-praktikalık konferentsiyanın ma­ terialdarı. Karakol, 2005, s. 1 96-199.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

J

ı 55


kaynaklarında Nogaylar Mangıt olarak isimlendirilmişlerdir"19. Kazan kroniklerinde bu durum açıkça belirtilmiştir820. Reşideddin'in kaydet­ tiğine göre Cengiz Han zamanında Nogay ismi Moğol boylarından biri­ ni ifade ediyordu821 . Nogay adının anlamı üzerinde değişik fikirler ileri sürülmüştür. Karakalpak alimi Davlen Aytmuratov'un araştırmalarına göre Nogay adının ongunu ifade ettiği ortaya çıkmaktadır822. Altın Orda yıkıldıktan sonra Nogayların kurduğu devletler Nogaylı, Büyük Nogaylı, Küçük Nogaylı olarak adlandırılmıştır. Rus kaynakla­ rında XVI. asrın ikinci yarısında İdil'in doğusu Büyük Nogaylı, batısı Küçük Nogaylı olarak adlandırılmıştır. Büyük Nogaylı Türk halkları ile karışan Tatar-Moğol neslinden teşekkül etmiştir. Küçük Nogaylı halkı­ nı Kazak-Ruslar Azov bölgesinden batıya doğru sıkıştırdılar. Böylece sonraları Nogaylılar birkaç gruba bölünüp Kırım Hanlığına, onlar vası­ tasıyla da Osmanlı Devletine tabi oldular. Nogay Ordası'nın etnik olu­ şumu Kırgız, Kazak, Özbek, Başkurt, İdil Tatarları, Karakalpak, Altay, Kırım Tatarlarının etnik oluşumunda yer almış oymaklardan müteşek­ kildi. Kırgız tarihi ve etnografyası hakkında önemli araştırmalar yapan S. M. Abramzon, Kuzey Kafkasya'daki Nogayların boy ve oymak isimle­ rinden çoğunun Kırgızlar arasında da mevcut olduğunu ifade etmiştir. Gerçekten de bizim yaptığımız araştırma sonucunda Kırgız boyları ile Nogay boylarının 4/3'ünün aynı olduğu ortaya çıkmıştır. Nogay etnik adı Manas destanının bütün nüshalarında geçmekle birlikte Manas'ın şeceresinde de ondan söz edilmektedir. Araştırmacılar Nogayların orta asırların son dönemlerinde Kırgızların etnik oluşumuna, kültürü­ ne yaptıkları etki hakkında güvenilir fikirler ileri sürmüşlerdir. Kırgız boyları içinde Nogay boyu Nogay, Nogay uulu, Nokoy biçimlerinde­ dir823. S. M. Abramzon'un tespitlerine göre, bu boy Kıtay, Çekir Sayak etnik gruplarının içinde bulunmaktadır824. Bu etnik ad aynı zamanda Karakalpak, Kazak, Özbek-Konırat, Başkurtlarda da vardır. Kuzey Kaf­ kasya'da Kıpçak dilleri grubunun bir dalında konuşan Nogay (Ak No-

'" Bartold, Raboıı po islorii ... , s. 2 1 2. "°

lavrentyevskaya letopis . . . , s. 8.

"' Reşideddin'deki kayına Mangıl'ın Caksu'nun oğlu olduğu yazılmıştır. Bkz: Raşid ad-Din, Sbornik leıopisey.. , s. 1 84- 1 86. "' D. Aytmuratov, Tyurkskiye eınonimı, Nukus, 1 986, s. 8 1 -82. "-' Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı ... , s. 756-757. '" Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan /arıhı . . . . , s. 756-757.

156

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


goy, Kara Nogay) etnik grubu olduğu bilinmektedir. Kırgız etnografı İ.B. Moldobaev Kırgız-Nogay etnik ilişkilerinin "Nogaylı Devri"ne kadarki dönemde Güney Sibirya, Moğolistan ve onlara komşu bölgelerde ger­ çekleştiğini Manas destanına ve diğer folklor malzemelerine dayanarak söylemektedir. Yazar bugünkü Nogayların "Ak Nogay", "Kara Nogay" boylarının (boy birlikleri) Manas'ta da geçtiğine değinmektedir825 . Kır­ gız Nogay etnik ilişkilerini boy, özel adlar, en damgalar da ispatlamak­ tadır. Nogay adına araştırmacılar şu açıklamaları getirmektedirler: 1 } Nohoy-ongun hayvanı, yani köpeği ifade eder. 2} Nugayka (Rusça-Na­

gayka) -"örülmüş kamçı". Kırgız tarihçisi O. K. Karataev'in fikrine göre etnik adın birinci anlamı daha doğrudur. Köpeğin eskiden beri birçok Türk ve Moğol dilli halkların mitolojisinde kutsal hayvan olarak kabul edilip tapılan ongun hayvan olduğu bilinmektedir. Mesela, Buryat mi­ tolojisinde Kurt gökteki köpek {lengerin hay) diye adlandırılmaktadır. Sarı köpekler hakkındaki efsane nüshalarından Kırgızların eski ongun inançlarının aksettirildiği anlaşılmaktadır. Kırgızların sözlü edebiya­ tında Nogaylar geniş yer almaktadır. Başta Manas destanı olmak üzere birçok Kırgız efsanesinde Nogoy'dan söz edilmektedir. Nogaylar Kıp­ çaklarla büyük oranda karıştıkları için onların kültürü ve dili tesiri al­ tında kalmışlardır. S. M. Abramzon'un tespitlerine göre Nogay Kıtay boyunun Tölön Tamga bölümünün içinde bulunmaktadır. Çekir Sayakların Ak kabak etnik grubunun içinde de Nogay uulu adlı bir oymak vardır. Adigine boyunun Bargı etnik grubunun içinde de Nokoy adlı bir oymak mev­ cuttur026. Bu boy Nogaylarda Kara Nogay, Açıkulak Nogay biçimlerin­ dedir. Nogayların Alçın boyu Kırgızlarda Alçı kurtka ve Alçıken biçim­ lerindedir. Alçıken etnik grubu Saruu boyunun Alakçın bölükçesinin içinde yer almaktadır"27. Alçı Kurtka oymağı da Salto boyunun içinde bulunmaktadır020. Nogayların Barın boyu da Kırgızların içine Baarın ve Kara Baarın biçiminde girmiştir. Nogaylarda Kara Mırza biçiminde rastlanan boy aynı adla Kırgız etnik gruplarından Bugu boyunun için­ de bulunmaktadır829. '" 1. B. Moldobaev, Etnokulturnıye svyazi kırgızov v srednevekovye, Bişkek, 2003, s. 1 1 8- 1 25. "6 Abramzon,

Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı .. ,

s.

756-757.

"' Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı . . . , s. 58. '" Karataev, Kırgız etnonimder... , s. 22. '" Abramzon, Kırgız cana kırgızstan ıarıhı . . . , s. 739, 748, 798.

K ı rgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

l

ı57


Kıpçaklar nasıl Kırgız boylarının en büyüğü ve Kırgız halkının olu­ şumunda etkin rol oynayan bir boy ise, Nogaylarda da aynı önem ve etkiye sahiptir. Kırgızların diğer boylarının Kıpçaklarla ilişkisi olduğu gibi Nogayların içinde bulunan diğer boyların da Kıpçaklarla derin iliş­ kileri vardır. Kıpçaklar Kırgız ve Nogay halklarının temel ögesidir. Yu­ karıda da bahsettiğimiz gibi Kırgız, Kıpçak ve Nogay halklarının ilişki­ leri en güzel Manas destanına aksetmiştir. Manas destanınının değişik nüshalarında Kıpçak ve Nogaylar önemli roller üstlenmektedirler. Nogayların Mamay boyu Kırgız boyları içinde de yer almaktadır. Mamay etnik grubu Kırgızların Saruu boyunun Kolpoç bölüğü içeri­ sindedir. Nogay boylarından Nevruz, Kırgızlarda Nooruz uulu ve Noo­ rus biçimlerindedir. Nooruz uulu Cediger etnik grubunun içinde, Noo­ ruz ise Keldike'nin içindedir. Nogayların Toktamış boyu da Kırgızlarda Toktogon biçiminde bulunmaktadır. Nogayların Tokuz boyunun Kır­ gızlar içinde birçok oymağı vardır. Bunlar Toguzak, Toguzbay, Toguz uulu, Toguz uul biçimlerindedir. Kırgız boyları içinde Toguzak adlı iki oymak bulunmaktadır. Bunlardan birisi Suu Murun içinde, diğeri de Çekirsayak'ın Kurmankoco oymağı içindedir. İki ayrı Toguzbay oyma­ ğından birisi Bugu boyunun Belek oymağı içinde, diğeri de Saruu'nun Ay tamga oymağı içindedir. Toguz uulu etnik grubu Monoldor'un Ulu kıyra oymağında, Toguz uul ise Çekirsayak boyunun Çora oymağı için­ dedir830. Tokuz etnik grubu Kıpçak boyları arasında da bulunmaktadır. Ayrıca Kırgızların içinde Toguz ve Toguz Kıpçak boyları da vardır831 . Nogayların içinde bulunan Urak (Orak M-K) etnik grubu Kırgızlarda Kandı boyunun içinde Orak tamga biçimindedir. Nogay etnik adına Karakalpak, Kazak, Özbek-Konurat, Özbek-Kesa­ mir boyları ve Başkurttların içinde de rastlanmaktadır832. Nogay boyları hakkında başta N. A Baskakov olmak üzere birkaç ilim adamı değerli eserler yazmışlardır. Türk alimlerinden Saadet Ça­ ğatay da bunlardan biridir. Saadet Çağatay'ın tespit ettiği Nogay Boy­ ları şunlardır: Kazak, Kazanuvlı, Kanlı, Kireyit, Kongrat, Kıtay, Kumuk, Kıpçak, Kırk, Mangıt, Ongıt, Bürkit, Nayman, Türkpen, Uysin, Uygır 830 Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı.. . , s. 754, 759, 76 1 , 762. '" Karataev, Kırgız etnonimder. . ., s. 1 72- 1 73 . 832 Jidanko, Oçerki isıoriçeskoy eınografii. . ., s. 37; Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki., s. 1 7 1 ; Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii., s . 92, 1 03, 1 08; Kuzeev, Proishojdeniye. . , s . 1 62 .

158

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


Saadet Çağatay'ın tespit ettiği Nogay boylarının da çoğu Kırgızla­ rın içinde bulunmaktadır: Mesela, Kazak, Kanlı (Kandı}, Kireyit (Kere­

it} , Kıtay, Kıpçak, Mangıt, Bürkit(Bütküt), Nayman, Türkpen (Türkmön}, Uysin (Sarı Uysun}, Uygır(Uygur) . Saadet Çağatay'ın Nogay boyların­ dan Kırgızlar içinde bulunmayan Ongıt etnik grubunun Moğollardan olduğu biliniyor. Kazanuvlı etnik grubunun Türk boylarından olduğu açıkça sözün yapısından anlaşılmaktadır. Fakat Kırgız boylarının için­ de bu boy yoktur. Buna benzer Kazanbak etnik grubu mevcuttur. Bun­ ların aynı etnik grup olup olmadıklarını tespit etmek şimdilik güçtür. Saadet Çağatay'ın Nogay boyu olarak gösterdiği Kumuk ise Kırgız boy­ ları arasında yer almamaktadır. Bu halk bugün içinde Nogaylarında yer aldığı Dağıstan' da yaşayan büyük Türk gruplarından biridir. Kumukla­ rın sadece Kırgızlarla dil benzerliği vardır. Kıpçaklarla hem dil, hem de etnik benzerlikleri bulunmaktadır. Baybek'in tespit ettiği boylar: Kıpçak, Kanlı, Kikez, Kıtay, Nayman, Min, Kirey, Argın, Tabın, Mangıt, Cangalbayk, Alçın, Salayut, Calayır, Konrat. Baybek'in söz ettiği Nogay boylarının da birçoğu Kırgızların içinde yer almaktadır. Bunlar Kıpçak, Kanlı (Kandı}, Kıtay, Min (Min Kıtay}, Kirey (Kereit), Argın, Mangıt, Alçın (Alçı Kurtka, Alçıken), Ca­ layır, Konrat (Konırat) . Kırgızlarda bulunmayan Kikez belki de Kırgız sözünün bozulmuş şeklidir. Cagalbayk boyu da Cagalbay (Kırgızlarda Cagalbay Tamga) boyu ile aynı olabilir. Cangalbayk'ın Cagalbay'ın bo­ zulmuş şekli olması mümkündür. Kıpçak ve Kırgız boylarında Nogoy adı küçük grup adı olarak çok sayıda mevcutur. Nogay boyları içindeki Kıpçaklar hem doğu, hem de batı Kıpçak boylarıdır. Sibirya Tatarlarının ataları, Nogayları üreten aynı Kıpçak (önceden bu bölgeyi elinde tutan

Kimek birliğinden türeyen) ve Kıpçaklaşmış boylar kitlesi ile yakın­ dan akrabadır. XVI. yüzyılın birinci yarısında Ötemiş Hacı tarafından yazılan ancak genellikle XIV. asır olaylarını anlatan Çingiz-Name adlı eserde de Nogaylardan bahsedilmektedir833• XVII. yüzyıl Osmanlı seyyahlarından Evliya Çelebi Nogayların bazı boylarından seyahatnamesinde söz etmiştir. Onun saydığı Nogay boym Utemiş-Hadji, Çingiz-name, Faksimile perevod transkriptsiya tekstologiçeskaya primeçaniya, is­ ledovaniye V.P. Yudina. Kommentarii i ukazateli M. H. Abuseyitovoy, Alma-Ata, Gılım, 1 992, s. 205.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 59


ları arasında Ulu Nogay ve Kiçi Nogay, Şıydak Nogay, Ürümbet Nogay, Şirinli, Mansurlu, Sincivitli, Mankıtlı, Özili, Olanlı ve Badraklı, Arslan Beğili, Çobanili, Deveyilik, Nevruzili boyları vardır834 • Evliya Çelebi eserinin bir başka yerinde yukarıda zikredilen boylardan başka Arkınlı, Dayirli, Çikişkeli, Arbatlı oymaklarından da söz eder835• Evliya Çelebi Moğol, Boğol, Kozak, Heşdek, Dağıştan, Lezgi, Kumuk, Tatar, Buhara, Ürümbet Nogay, Ulu Nogay, Kiçi Nogay, Şıdak Nogay, Haydak ve Kırım Badrakları oymaklarına Türk-Tatar halklarıdır demiştire:rn. Nogaylar zengin bir destan geleneği bırakmışlardır. Zeki Velidi To­ gan Karakalpaklar arasında duyduğu Edige Toktamış destanını Roman­ ya'nın Köstence şehrinden geçtiği sırada bu destanı çok iyi bilen bir kişiden dinlediğini kaydetmiştir837• Nogaylardaki bazı sözlü edebiyat türleri Kırgızlarda da vardır. Mesela Kırgız destan kahramanı Manas'la ilgili rivayetler başka bir biçimde Nogaylar arasında da mevcuttur. Kır­ gızistan'ın başkenti Bişkek'in adı Nogaylarda Piskekli biçiminde boy adı olarak korunmuştur. Kırgız boylarına en yakın boylar olarak No­ gay boylarını sayabiliriz. Aşağıda da görüleceği gibi Kırgız tarihçisi O.K. Karataev Kırgızlarda ve Nogaylardaki boyların benzerliklerini ve en damgalarındaki benzerlikleri çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kırgız-Nogay etnik adlarında çok sayıda benzerlik tespit edilmiş­ tir. Mesela, Nogay (Sarı Bagış) = Nogay, Kıpçak-Kıpşak, Kıtay-Ktay, Eş­ tek (Monoldor) = Eştek oglu (Nayman) , Mangıt (Munguş)-Mangıt, Nau­ rız-Nooruz, Kazak (Teyit, Munguş)-Kazak, Karamırza (Bugu)-Karamurza, Koş tamga (Munguş)-Kos Tamgalı, Türkmön (Kandı) -Türkpön, Saray (Adigine) = Saray, Orak Tamga (Kandı} = Orok, Kereit (Döölöt} = Kereit, Konurat-Konırat, Katagan-Katagan, Kanlı-Kandı, Barak (Adigine)-Kırk uruu (Basız) = Kırk uruv. vd.838• Boy en damgalarının birbirine çok benzemesini Kırgız-Nogay etnik ilişkilerinin eskiden beri olduğunun delili olarak görmek gerekir. No­ gaylar Kırgızlarla olduğu kadar Kıpçaklarla da tarih boyunca derin iliş­ kiler içinde olmuşlardır. Nogaylar her ne kadar Moğollara yakın görün'·" Evliya Çelebi Seyahatnamesi, il. Kitap, İstanbul, 1 999, s. 64. "' Evliya Çelebi Seyahatnamesi., il. Kitap, s. 67. 816 Evliya Çelebi Seyahatnamesi., il. Kitap, s. 1 04. m Z. V. Togan, Bugünkü Türk ili Türkistan ve Yakın Tarihi, 2. Baskı. İstanbul, 1 9 8 1 , s. 1 33.

838 O. K. Karataev, Kırgız-nogay etnikalık calpılıktarı, Kırgızdardın tegi, Bişkek, 1 995, s. 40-4 1 .

1 60

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


seler de onlarda Kıpçak unsuru daha ağır basmaktadır. Dil bakımından ve kültür bakımından tamamen Kıpçak kültürünü benimsemişlerdir. Belki de onlarda Moğollardan kalan sadece birkaç boy adıdır. Nogayla­ rın içinde bulunan Moğol adlı boylar da artık tamamen Kıpçaklaşmış­ lardır. Hem Kırgızlara, hem Kıpçaklara yakın olan bu halkın tarihi de Kırgız-Kıpçak ilişkilerini ortaya koymak bakımından bizi çok önemli sonuçlara götürmektedir. Nogaylarla Kırgız ve Kıpçakların ilişkileri Ak Orda Devleti hüküm sürdüğü dönemde başlamış, Nogaylıların güçlen­ diği dönemde doruk noktasına ulaşmıştır. Nogay Hanlığının yıkılması ile Nogay Hanlığı içindeki özellikle Kıpçak asıllı boyların çoğu Kırgız­ lara katılmıştır.

Sakal/Sakaldı Sakal etnik adı da Kırgız ve Kıpçak çevrelerinde geniş bir şekilde kullanılmıştır. Bu nedenle Kırgız, Kıpçak ilişkilerinde önemli rol oyna­ mıştır. Sakal adı tarihi metinlerde ilk defa kitabelerde (VII. yy.) Türgeş kağanının adı olarak geçmiştir839. Sakal840, İskal biçiminde 1061 yılına ait Rus yıllıklarında841 Polovets Knyaz'ı (Hanı) olarak da kaydedilmiştir. Bu özel ada kişi adı olarak Memlüklerde ve Kazaklarda da rastlan­ mıştır842. Altaylarda Sakal biçiminde 1897 yılında kaydedilen 36 Al­ tay söökü843 (boyu) arasında ilk defa rastlanmıştır844. Bugünkü Altayla­ rın içinde halen bu boy adını muhafaza etmektedir. Kırgız boylarından Kuşçu boyunun içindeki büyük boylardan birinin adı Sakaldı'dır845 . ' " Chavannes, Documenıs . . . . , s . 43-44.

'"'0 Sakal, Eski Türkçe'nin Sözlüğünde ve diğer sözlüklerde aynı anlama gelmektedir (DTS, lening­ rad, 1969. s. 486). Yani sakal, "yüzdeki ve çenedeki kalın tüy tabakası". Yetişkin erkeklerde, çene ve yanaklardaki kılların tümü". Ancak Y. A. Zuev, Mani dininde bu adın "yapıcı", "yaradan" anlamlarına geldiğini yazmıştır. Baga sözünün ise "tanrı" anlamına geldiğini i fade etmektedir. Türgeş Kağanı Sakla Baga'nı adını da "yaratıcı-Tanrı" olarak yorumlamaktadır (Y. A. Zuev, Rannıe tyurkı, oçerki isıorii i ide­ ologii. Almalı, 2002, s. 1 44). Eski Türk halklarında kağanın otoritesini başkalarından farkını göstermek için böyle adlar verildiği bilinmektedir. Mesela Uygurlarda bu tür unvanlar oldukça çoktur. "Aytengride Kutbulmuş", "Kültengride Kuıbulmuş" gibi unvanlar. Fakat tarihi belgelerde Türgeşlerin Maniheisı ol­ duklarına dair bir bilgi yoktur. Aksina onların güçlü Şaman inancına sahip oldukları bilinmektedir. Bu anlamı taşıması bize göre çok uzak bir ihtimaldir. .. , lavrenıskaya /eıopis.. , s. 1 59. '42 Rasony, "Kuman Özel Adları ... ", s. 1 20 . .., Altay ve Tuvalılarda boy kavramının karşılığı olarak Söök kavramı kullanılmaktadır. "' L. P. Potapov, Eıniçeskiy sos/av i proishojdenie alıayısev, isıoriko-etnografıçeskiy oçerk, Lening­ rad, 1 969, s. 33 '"" Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan /arıhı., s. 682; Attokurov, Kırgız sancırası. . . . nuulu, Sol kanat . . ., s. 1 4.

s.

1 4 1 ; Töröka­

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

161


Kuşçu en eski Türk boylarındandır. Ancak Sakaldı'nın Kuşçu'nun içi­ ne ne zaman girdiği hakkında açık bir bilgi yoktur. Fakat Kuşçu boyu da Göktürkler (Vl-VIII. asır) zamanından beri bilinmektedir846• Aşağıda da söz edeceğimiz gibi onların hemen hemen bütün Türk halklarının içinde etnik ad olarak, Altay'da boy ve yer adı olarak bulunması eski bir boy olduklarını göstermektedir. XI-XIII. asırlarda ise Deşt-i Kıpçak boyları içinde bu ad tespit edilmiştir847• Türkolog E. Tenişev'in çalış­ masından onların Sarı Uygurların arasında da Sokalıg biçiminde yer aldığını görüyoruz848• Sarı Uygurlardaki biçimi Kırgız boyları arasında bulunan Sakaldı biçimine çok yakın görünmektedir. Ancak ilişkisi olup olmadığı derin araştırmalar gerektirmektedir. Etnik adın en batıda ve doğuda olması ilişki kurmayı güçlendirmektedir. Sakaldı, aynı zamanda Nooken ilçe­ sinde bir köyün de adıdır849• Sakaldı adının özel isim olarak Rus yıllık­ larında Memluklerde, Kazaklarda,850 etnik ad olarak da Uygurlarda, Ha­ kaslarda ve Kırgızlarda, Anadolu Türklerinde851 boy ve yer adı olarak Altaylılarda852 bulunması yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Sakaldı'nın eski bir boy olduğunu ve adı geçen kavimler içinde etkin bir rol oy­ nadığını göstermektedir. Bize göre bu boyun kökeni Türgeşlerle ilgili olabilir. Belki de bu boyun bir kısmı Türgeşler zamanından beri Kırgı­ zistan topraklarında yaşamıştır. Çünkü bugünkü Kırgızistan toprakla­ rında VII. asırda Türgeşlerin bir bölümü oturuyordu. Fakat etnik adın batı Türk boyları içinde daha çok görünmesi onların Altın Ordu Devle­ ti zamanında da Kırgızlarla ilişki kurmuş olabileceğini göstermektedir. Bir kısmının da Altın Ordu Devletinin yıkılmasından sonra, özellikle Nogaylılar vasıtasıyla Kırgızların içine girmesi mümkün olabilir veya

... Karataev, Kırgız-nogay etnikalık calpılıktarı ... , s. 1 56. "'' A. N . Baskakov, lmena . . . , s. 72. "'' E.Tenişev, Etniçeskiy i rodoplemennoy sosıav narodnostey yuygu " il SE, X 1 . 1 962, s. 2 1 2. 849

Karataev, Kırgız-nogay etnikalık calpılıktarı. . ., s. 1 56.

Kazakların Kıpçak boyunun içinde Sagal, Uak boyu içinde Sakal, Konırat boyunda Karasakal, Kerey boyunda Sakal, Karakesek boyu içinde Karasakal, Aksakal, Cetinı boyunda Sakaldı, Calayır bo­ yunda Karasakal biçimlerinde bulunmaktadır (Beysenbayulı. Kazak şeciresi.... s. 120. 140123. 133. 128. 129. 130. 132. 138. 140, 152). "°

'" 1 453- 1 650 yıllarına ait Osmanlı tahrir defterlerinde Sakallu, Sakallu Kışlağı, Sakal Tutan, Sakal Deryan biçiminde yer adları kaydedilmiştir. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler., s. 463, 764, 1 1 52, 1 223 , 1 247, 1 270, 1 7 1 0, 2 1 05, 2 1 85, 2225, 2432. "' Sakal ve Sagal biçiminde Altaylarda yer adları vadır (T O. Molçanova. Strukturnıe tipı tyurkskih toponimov Gornogo Allaya, Saraıov, 1 982, s. 214-215).

162

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


şöyle söylemek mümkündür, Kara Türgeşler tarihi kayıtlarda Avarların yerlerine yerleşmiştir. Sarı Türgeşler ise şimdiki Kırgızistan toprakla­ rına gelmiş olabilir. Kara Türgeşlerin yerleşim alanları Kırgızlara göre daha batıdaydı. Bundan şu sonucu çıkarmak mümkündür: Kara Tür­ geşlerle gidenler daha batıya gittiler, bugünkü Başkurt, Nogay boyları içinde yer aldılar. Güneyde yerleşen Sarı Türgeşler ise bugünkü Kırgı­ zistan topraklarında özellikle Tokmak civarında yerleştiler853• Kara ve Sarı renklerin aslında aynı halkı ifade ettiği anlaşılmaktadır. Etnik adın Kıpçaklarda özel isim olarak, Kazaklarda Sakal, Kırgız boyları içinde Sakaldı biçiminde olması bu boyun Kırgızlarla Kıpçakların ilişkisinde önemli rol oynayan boylardan biri olduğunu göstermektedir.

Sarı, (Saruu, Sarı Kıpçak) Sarı boyu hemen hemen bütün Türk halklarının içerisinde bulun­ maktadır. Kırgız ve Kıpçak boyları arasında boy ve oymak olarak ge­ niş bir şekilde yayılmıştır. Sarılar tarihi kayıtlarda ilk defa Mervezi'nin {1 1 20} eserinde geçmiştir. Mervezi "Türklerin diğer bir kısmına Kun

(Hun) denir. Bunlar, Nastur mezhebindendir. Kitay (Hitay) hakanından korktukları ve meraları dar geldiği için Kıtay ülkesinden ayrıldılar. Ha­ rezmşah Ekinci b. Koçkar (öl. 1 097} onlardandır. Kunları daha kalaba­ lık, daha kuwetli olan Kaylar takip etti. Onları meralarından attılar. Bunun üzerine Şarilerin memleketine geldiler. Şariler İse Türkmenlerin ülkesine girdiler. Oğuzlar İse Ermeniyye Denizi sahj}j yakınındaki Peçe­ neklerin ülkesine gittiler" şeklinde bir rivayette bulunmuştur854• Bura­ da geçen Şari855 sözü Bartold'un ileri sürdüğü gibi Sarıları ifade etmek­ tedir. Bunun böyle olabileceğini el-Avfi'nin eserinde geçen Sari sözü de tasdik etmektedir. El-Avfi, Cami'el-hikayat adlı eserinde Türklerden bahsederken Sariler (Sarı) hakkında da bilgi verir: Bu bilgilerde .. ve "

"' N . L. Gumilev, Eski Türkler (Çev: D.Ahsen Batur), İstanbul, 2003, s. 428-429. '" Hrakovsky, Şarafal zaman Tahir Marvazi . . . , s. 2 1 2; Şeşen, lbn Fazlan . . . . , s. I O l - 1 02. '" Şariler hakkında da değişik görilşler ileri sürülmüştür. Genel görüş Şarilerin Kıpçaklar veya Kıp­ çakların bir grubu olduğudur. R. Şeşen. onların Sarı Uygurlar olduğunu yazmıştır. Şarilerin tarih sahne­ sine çıktıkları yerlerde Sarı Uygurlar yaşamıştır. Ancak bize göre Şariler, Sarı Uygurlar olamaz. Çünkü Sarı Uygur etnik adının başındaki San sözü onların maniheist olduklarını belirtmektedir. Çünkü Sarı maniheizmi ifade eden renktir. Maniheist Uygurları diğer Uygurlardan ayırmak için bu lakabı almaları mümkündür. Yukarıda verdiğimiz bölümde Ekinci b. Koçkar'ın (öl: 1097) onlardan olduğu ifade edil­ mektedir. Buradaki Koçkar sözü bize göre Kıpçakların Koçkar (Koçkar) boyunu i fade etse gerektir. Bu tür nisbeler tarihin bazı dönemlerinde kişinin doğduğu yeri, memleketi de ifade etmiştir. Burada Koçkar Ekinci bin lakabı doğduğu yeri ifade etmesi pek mümkün görilnmemektedir. Çünkü Ekinci b. Koçkar Harezmşahlardan 'dır.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 16 3


Türklerden bir topluluk vardIT ki, bunlara Kün (Hun} denir. Bunlar as­ lında Fena ülkesindeydi/er. Bu ülkenin darlığı ve otlağının azlığından dolayı burasını terk edip çıktılar. Vardılar vardılar, Kay adlı bir kavmi yerlerinden sürüp onların yerine kondular. Sari halkı da Türkmenle­ rin ülkesine varıp kondular. . "856• Mervezi ve el-Avfi' deki bilgiler biri­ .

birine çok benzemektedir. Büyük bir ihtimalle el-Avfi Mervezi'nin ese­ rini görmüştür. Demek ki Sarılar en azından XII. asırdan beri bilinen bir kavimdi ve Mervezi'nin eserini yazdığı dönemde Kırgızistan top­ raklarına gelmişlerdi. Kidanların (Kara Kıtay} yükselmesinden sonra Sarılar veya Kumanların bir kısmı Kırgızistan topraklarına yerleşmiş­ tir. Fakat günümüzdeki Sarı boyunun Altın Orda Devletinin yıkılışın­ dan sonra veya önce Kırgızistan topraklarına geldikleri hakkında açık bir bilgi yoktur. Bu konu hala tartışılmaktadır. Büyük Kıpçak boyların­ dan biri olan Sarı-Kıpçak boyu da bu Sarılardan çıkmış bir grup olabi­ lir. Sarı etnik adı bugünkü Kazaklar arasında çok sayıda boy ve oymak adı olarak mevcuttur. Kazakların hemen hemen büyük boylarının hep­ sinde Sarı boyu bulunmaktadır. Sarılar, Kırgızistan'da genellikle Talas ırmağının kenarında yaşamaktadırlar. Kırgız boyları içinde de Sarılar (Saruu} büyük boylardandır. Kırgız etnik teşekkülünde Kırgız-Kıpçak boyunun içinde Sarı Kıpçak adıyla yer almaktadır.857 Etnik addaki "Sa­ rı"nın, 858 "Kıpçak" ögelerinin eski adlarından olduğu sanılmaktadır. Sa'" Hrakovsky, Şarafal zaman Tahir Marvazi., s. 2 1 2 ; Şeşen, lbn Fazlan ... , s. 1 0 1 - 1 02. "' Törökanuulu, SKK, s. 1 58. S. M. Abramzon, Y. R. Vinnikov ve S. Attokurov 'un şecerelerinde Sarı Kıpçak boyu mevcut değildir. "' Rus alimi Aristov'a göre Sarı renk hanlık ve aristokratlığın rengidir (Aristov Oh etniçeskom.. , s. 304). Gerçekten de bazı Türk topluluklarında bu anlamda kullanılmıştır. Mesela, Türgeşlerde böyle olmuştur. Uygurlarda da dini anlam taşımasının yanında hanlığın hakimiyetini bildirdiği sezilmektedir. Sarı adı etnik adlandınna olarak, yer adı olarak ve dini olarak değişik anlamlarda kullanılmıştır. Kırgız ıoponimisıi D. lsaev "sarı'' sözü üzerine geniş bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmasında "sarı" sözünün yer adlarında herkesin bildiği renk adının dışında bir anlam taşıdığını ileri sürmektedir. Bu sözün Türk ve lran dillerindeki manasından yola çıkarak Kırgız yer adlarında "büyük", "geniş", "sert", "engin", "bol", "yay­ van" manalarına geldiğini, örnekleriyle birlikle vennekıedir (D. İsaev, Cer-suu. . . , s. 80-86.). Ancak etnik adları ifade ederken renkler değişik anlamlarda kullanılmıştır. Bir topluma etnik ad olarak verildiğinde o grubun bulunduğu yeri ve yönü bildinnekıedir. Eski Türkçe'nin Sözlüğünde de bu anlamda verilmiştir. Yani "yön","istikamet", "yan", "taraf', "diyar", "yüz" anlamlarında (DTS, s. 488). Sarı kuzeyi bildirir. Yani hakim grubun oturduğu yeri ifade eder. Kırgızlarda beyaz etnik anlamda temiz, karışmayan, kara ise karışık melez anlamlarına gelmektedir. Sarı Kıpçak etnik adı Kıpçakların diğer boylarına göre kuzey tarafta yerleşmiş olanlarına verilmiş ad olabilir. Bu tür etnik adlara Kıpçaklarda çok rastlanır: Ak Kıpçak, Kara Kıpçak, San Kıpçak, Kızıl Kıpçak gibi. Bize göre onların bulunduğu yerin yönünü ifade eden bir anlamda verilmiştir. Aynı etnik kökene sahip bir grubun içinde dört renkte insan türü olma ihtimali çok zayıf olduğu için dış görünüşlerini ifade eden bir ad olarak verilmiş olması mümkün görünmemektedir. Kıpçakların geneli zaten tarihi kaynaklarda yüz ve saç rengi sarı renkli kişiler olarak gösterilmiştir. Eğer fiziki olarak verilmiş olsaydı, Ak ve Kara Kıpçak, Kızıl Kıpçak etnik adları ortaya çıkmazdı. Sarı Kıpçak sözündeki Sarı sözü Xl. asırda bilinen Şanları da ifade edemez. Çünkü Bartold başta olmak üzere birçok

1 64

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rı-Kıpçak boyuna, Özbek,859 Karakalpak,860 Başkurt, Nogay861 ve Kazak­ ların862 içinde de rastlanmaktadır. Bu benzerliklerin etnik birliği ifade ettiği şüphesizdir. Sarı Kıpçak boyu da Kıpçak grupları arasında çok rastlanılan bir boydur. Kırgızlardan başka halkların etnik birliklerinde de Sarı Kıpçak boyu yer almaktadır. Sarı Kıpçaklar da tıpkı Ak ve Kara Kıpçaklar gibi erken ortaçağda ortaya çıkan Kıpçak boyu olarak tah­ min edilmektedir. Timur'un komutanlarından birinin adı Sar Buga Kıp­ çak'tır. Sar'ın sarı sözünün bozulmuş şekli olması mümkündür. XV-X­ VII. yüzyıl Osmanlı kayıtlarında Anadolu Türkleri arasında da Sarı ve Saru şeklinde bu boya rastlanmaktadır. Sarı etnik adına benzer çok sa­ yıda etnik grup tahrir defterlerinde kayıtlıdır863. Anadolu'da bulunan alim Şanları zaten Kıpçak olarak gönnektedirler. Ancak bu Şanların kuzeyde bulunan kısmını işaret etmiş olabilir. Bize göre de Şanlar Kıpçaklardır. Sarı adı dini bir anlam da taşımaktadır. Mesela Sarı Uygurlar, sarı lakabını bize göre Maniheizm ve Budizm dinlerinin rengi olduğu için bu dinde sarının kutsal sayılmasından dolayı ve maniheist ve budist Uygurların kendilerini diğer Uygurlardan ayıran veya başkaları tarafından onların manihesitliğini ve budistliğini gösteren bir ifadedir. "' Özbek Kıpçaklarının Sarı Kıpçak boyunun içinde yer alan Altı ata boyunun adına benzer Kırgız­ larda Altıke biçiminde Kıpçak boyunun içinde bir kol bulunmaktadır. Acaba bu Altıke Altı ata olabilir mi? Bundan başka Özbek Kıpçaklarda ve Kırgız boyları içinde veya Kırgız Kıpçakları içinde biçimi ve söylenişi aynı olan veya çok az değişmiş boylar da vardır. Kara-moyun (Özbek Kıpçaklarının Altı-ata boyu içinde)/Kara-moyun (Munguş. Cetigen, Noyguı. Kuşçu boylarının içinde); Sarıvaş boyu (Altı-a­ ta 'nın içinde) I Kırgızlardaki Sarıbaş (Kıtay boyunun içinde) Beş bala boyu Lakaylarda, Kuramalarda (Özbek-Kurama) ve Kazaklarda da vardır; Beşbala (Altı-ata 'nın içinde) I Kırgızlarda Beşbala (Kesek ve Tınımseyil boyları içinde); Çerik boyu, Kırgızlarda da aynı adla adlandırılan Oil (Sağ) kanat'a giren büyük boylardan biridir. Baltalı boyu, Kırgızlarda Balta ve Baltalı biçiminde Kırgız Kıpçak boyunun içinde; Beşsarı I Kırgız Kıpçak boyunun içinde aynı biçimde; Elatan, Kırgız Kıpçak boyunun içinde Elalan biçi­ minde; Kancıgalı, Kırgız Kıpçak boyunun içinde aynı biçimde; Sarı boyu, Kırgız-Konura! boyunun içinde Sarı biçiminde mevcuttur. Kırgız boyları içinde Sarı sözU ile yapılmış çok sayıda boy adı vardır. Sar, Sarı Baarın, Sarıbagış, Sarıbargı, Sarıbaş, Sarıboor, Sarı Kandı, Sarıkalpak, Sarıkaşka, Sarıkurt, Sarı Kıpçak, Sarı Kıtay, Sarı Moiloldor, Sarımoyun, Sarısokuçu, Sarı Uygurlar, Sarı Usun, Sarıçaa, Sarık gibi. Sarı adlı boyların bir kısmı lakap etnik ad olabilir. Bir kısmı da yukarıda zikrettiğimiz D. İsaev'in çalışmasında be­ lirttiği manalara gelebilir. Yani bilyilk, güçlü, sert anlamlarına. Fakat Sarıların özellikle Kazak, Kırgız ve Türkmen (Türkmenlerin içinde Ersan, Sarı, Sarıbakı, Sarıbaş, Sarıbukri, Sarıca, Sarıcabaylar, Sarıcalık. Sarık, Sarıkel, Sarılı, Sarımolla, Sarısopu. Sarıhacı (Ataniyazov, Slovar ıurkmenskih . . . , s. 160-161) etnik adlannda özel bir yeri vardır. Orta Asya'nın Türkçe konuşan halkları arasında geniş bir şekilde yayılan San adı bu halkların birbiriyle olan tarihi ilişkilerinin ne kadar kuvvetli olduğunu da göstennektedir. Ca­ galbaylı boyu Özbek Kıpçakların hem Toguz uruv hem de Sarı Kıpçak boylarının içinde yer almaktadır. Kırgızlarda Cagalmay tamga adıyla bilinen bu boy Munguş boyunun oymaklar birliğinin adıdır. Ayrıca Bugu, Monoldor, Sarbagış, Çerik Muızake boylarının yani Adigine boy birliğinin en tamgaları Cagal­ may'dır. Bu boy ve oymaklarla ilgili daha geniş bilgi için bkz: Şaniyazov, K etniçeskoy istorii . . . , s. 1 24; Karataev, Kırgız eınonimder . . . . , s. 2 1 3-223. "" Şaniyazov, K etniçeskoy istorii ... , s. 1 29. K. Ş. Şaniyazov, Zerefşan Karakalpakları arasında bu boyun olduğunu yazmıştır. Ancak Karakalpakların şeceresini yazan T. A. Jidanko 'nun eserinde bu boya rastlayamadık. 861

Kereytov, Etniçeskaya istoriya . . . , s. 1 55.

,., Vostrov-Mukanov, Rodoplemennoy sos/av rasseleniye ... , s. 75; Canuzakov, Oçerk kazahskoy ono­ mastiki. . . . , s. 1 04. Kazakların içinde bu etnik ad "Sarı Kıpşak" biçimindedir. '" Sarı ve Saru biçimlerinin dışında, Sarılar Cemaati, Sarılu Cemaati ve yer adı olarak Sarılar, Sarılar Kışlağı, Sarılar Kışlası, Sarılu Kışlağı, Sarıoğlu isimleri 1 453- 1 650 yıllanna ait Osmanlı Tahrir Defter-

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 165


Sarı boy ve oymakları Türkmen Esrarı boyu ile ilişklidir. Bu Ersanlar Mervezi'nin bahsettiği Şanların bir bölümü olmalıdır. Bu bilgilerden anlaşıldığına göre Sarı Kıpçaklar, XIV-XV. yüzyıllar­ da Timur'un ordusunda görev almış olmalıdır864 • Ancak Sarı-Kıpçakla­ rın Kırgızistan topraklarına ne zaman yerleştikleri konusunda kaynak­ larda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Sarı-Kıpçak boyu XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başında Zarafşan ve Fergana Vadisinde yaşayan Kıpçakların dışında, Zerefşan Karakalpakları ve Kazak, Kıpçak boyları arasında da kaydedilmiştir865• Kuzeyde yaşayan Kıpçaklar olma itima­ li yüksek olan bu Kıpçaklar da Altın Ordu'nun yıkılmasından sonraki dönemlerde şimdiki yerlerine gelmiş olmalıdır. Nogay ve Karakalpak­ ların içinde olmaları onların Altın Orda devrinde bilindiklerinin deli­ lidir. Yukarıda da Kırgızlarla ilişkileri gösterilen Sarı/Sarı Kıpçak etnik gruplarının Kırgız halkının oluşumunda da önemli rolü olmuştur.

Tatar866 Tatarların hem Kırgız, hem de Kıpçaklarla derin ilişkileri vardır. Bu­ günkü Tatarların etnik kökeninde Kıpçak unsuru ağır basmaktadır. Ta­ tarlar, Türk ve Moğol etnik çevresinin büyük kavimlerindendir. Tatar adı, Orhun Yenisey kitabelerinde "Otuz Tatar" ve "Dokuz Tatar" biçim­ lerinde geçmektedir (75 1} . Çin kaynaklarında Tatar etnik adına ilk defa 842 yılına ait metinlerde "Ta-ta"867 şeklinde rastlanmıştır. Fransız alim P. Pelliot bu Çince yazılışın Tatar ile ilişkisi olduğunu yazmıştır868• 842 yılına ait bu metinlerde Çin sarayına gelen Kırgız generali "Uygurların güneye inerek Kansu'daki An-hsi ile batıdaki Beşbalık ve Turfan'ı zapt ettiklerini söyledikten sonra, ayrıca Tatar vs. gibi beş kavmin yerlerini )erinde kayıtlıdır. Bkz: Halaçoğlu, Anado/u "da Aşiretler. .. , s. 20, 23, 5 1 , 203, 25 1 , 449, 60 1 , 573, 672, 674-675, 1 1 34, 1 1 98- 1 1 99, 1 22 1 , 1 224, 1 236, 1 338, 1 377, 1 404, 1 537, 1 638, 1 879, 1 9 1 7, 1 982, 2039, 2 1 1 8, 2303, 2407, 24 1 0, 2460. 864 NizamUddin Şami'nin Zafemamesinde ili. Harezm seferinde San Buga'yı, Adilşah'ı, Hıtay Baha­ dır'ı ve Elçi Boga'yı KamerUddin'e karşı 1 376'da 30.000 askerle birlikte gönderdiği kaydedilmiştir. Bkz: Kırgızdardın cana Kırgızstandın . . . . T. 1, s. 1 50. '6'

Vostrov-Mukanov, Rodop/emennoy sos/av rasse/eniye . . . . , s. 75; Şaniyazov, K etniçeskoy istorii. . . ,

s. 1 29.

866 Tatar sözü Anadolu Türkleri tarafından değişik anlamlarda kullanılmaktadır. Gül, nergis, zambak vb. çiçeklerin açılmamış goncalarına tatar denilmesinin yanısıra postacı ve çocukların cirit oynadıkları bir çeşit çubuğa da tatar denilmekıedir (DS. s. 3842). 867

S. G. Klyaştomy, Drevnetyurkskie plemennıe soyuzı i gosudarstva Ve/ikoy Stepi, Spb., 1 994, s.

57-62. 868

1 66

1

P. Pelliot, A Propos des Cumans, JA, Paris, 1 920, s. 1 43-144.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


de ele geçirdiklerini söylemiştir". Demek ki, Kırgızların Tatarlarla ta­ rihteki ilk ilişkileri bu dönemde olmuştur. Tatar sözü, Türk dilinin ve tarihinin önemli kaynaklarından Divanü Lügat-it Türk'te verilen Türk boyları listesinde Yabakulardan sonra, Kırgızlardan önce zikredilmek­ tedir. Adın manası verilmemiş, ancak "tat" sözünün "yabancı, Müslü­ man olmayan, Farslı, Acem, Farsça konuşan, şehirde yaşamayıp esir olamayan tebaa" anlamlarına geldiği bildirilmektedir. Bu manalardan sonuncusu Tatarların gerçek kimliğini yansıtsa gerektir869• Bu isim, Ma­ caristan'da 1 3 3 3 yılına ait bilgilerde L. Rasony'nin Macar alimi Gyar­ fas'tan naklettiğine göre "Tatar filiovgudey" biçiminde yer almıştır870• Reşideddin Cami üt-tevarih adlı eserinde Tatarları Moğol devrindeki Türk oymakları arasında göstermiştir. Fahreddin Mübarekşah da Ta­ tarları Kara Tatar adı altında Türk boylarının arasına yerleştirmiştir871 • Türk boyları içinde büyük boylar daha sonra küçük oymaklar olarak başka boyların içine girmiştir. Tatar etnik grubu da bu şekilde Kırgız boyları içine girmiş olmalıdır. V.V. Bartold, Kara Tatarları Türkleşen Moğol boyu olarak saymaktadır872• Kıpçakların da Tatarlarla ilişkisi vardır. Gerdizi, Kimek ve Kıpçakların Tatarlardan çıktığını yazmıştır873• Daha sonraki dönemlerde özellikle Altın Ordu Devleti içinde Tatarlarla Kıpçakların ilişkileri daha da iyi bir düzeye geldi. Kıpçaklar, Kırgızla­ ra olduğu gibi Tatarlara da dillerini verdiler. Kırgız boyları içinde yer alan Tatar boyunun eski dönemlerde Kırgızlara katılması mümkündür. Bu katılma olayı Kırgız, Kimek-Kıpçak birliğinin Altaylarda yaşadığı dönemde olmalıdır. Gerdizi'nin Kimek ve Tatarla ilgili verdiği bilgi bu düşünceyi desteklemektedir. Kıpçakların Tatarlar ile ilişkisi hakkın­ da yazılan daha önceki bilgiler Gerdizi'nin "Zeyn u '1-Ahbôr'' adlı ese­ rindeki Kimeklerin ortaya çıkışı hakkında kaydedilmiş olan bir efsa­ nede geçmektedir874• Bu efsaneyi inceleyen Szegledy'e göre: efsanede söz edilen tarihi olaylar VIII. yüzyılın ilk yarısında Kuzey Batı Moğo­ listan'da (Kobdo nehri havzasında) olmuştur875• Kıpçaklarla Tatarların 869 870

DLT., s. 28, 36- 1 2, 454-3, 486-6: C.11, s. 3 - 1 8, 2 1 6- 1 8; 280- 1 2; 280- 1 9. Rasony, Tarihte . . . ,

s.

1 28.

871

Fahreddin Mübarekşah el-Mervezi, Tarih, Neşr.. Denison Ross, London, 1 927; Şeşen, İslam Coğ­ rfoacı/arına Göre. . . , s. 1 53 . 872 Bartold, Rabotı po istorii . . ., s. 559-561 813

Bartold, Kırgız cana Kırgızstan . . . , s. 250 -285; Kumekov, Gosudarstvo kimakov. . . , s. 32-40.

"' Bartold, Rabotı po istorii.... , s . 270. 875 K. Szegledy, "Gardizi on ıhe Histoıy ofCenıra/ Asia 710-780 A.D", il Acta Orientalia, Hungaria,

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

167


evlenme ilişkilerinin başlamasını bu dönemle ilişkilendirebiliriz. O halde VIII. asırdan itibaren Tatar-Kıpçak ilişkilerinin başladığını söy­ leyebiliriz. Kırgızlarla Tatarların ilişkilerinin de VIII. asırda başladığı anlaşılmaktadır. 1453-1650 yılları arasındaki kayıtları ihtiva eden Osmanlı Tahrir Defterlerinde Tatar adı hem cemaat hem de yer adı876 olarak yer almak­ tadır. Anadolu'daki Tatar isimli etnik grupların büyük çoğunluğu Kıp­ çak boyu içinde küçük bir kısmı da Moğol grupları arasında bulun­ maktadırlar. Anadolu'daki Tatarların ilk olarak Anadolu'ya ne zaman geldikleri kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Moğol İstilası ve Ti­ mur'un Anadolu seferi sırasında geldikleri sanılmaktadır. Bir kısmının da Kırım Hanlığı döneminde geldiği bilinmektedir.

Taz (Tas, Tazdar, Taslar, Taz Kıpçak) Kırgız boyları içinde bulunan Kıpçak boylarından biri de Taz'dır. Taz etnik adına ilk olarak 1207 yılında Moğolların Cuci Han'ı orman halklarına gönderdiği dönemde rastlıyoruz. Moğol tarihinin ünlü kay­ nağı "Moğolların Gizli Tarihi" orman halklarına karşı yapılan bu sefer­ den bahsederken şöyle demektedir: . . . Cuci, Oyrat, Buriyat, Barhun, "

Ursur, Habhanas, Hanghas ve Tuba/arı tabi kıldıktan sonra, on bin Kir­ gis (Kırgız) 'm bulunduğu yere gitti. Kirgis (Kırgız) komutanlarından Yedi, İnal, Aldi'er ve Orebekdigin kendi arzularıyla Cuci'nin h uzuruna geldi­ ler ve akdoğan, ak beygir ve kara samuru hediye olarak takdim ettiler. Şibir, Kesdiyin, Bayit, Tuhas, Tenlek, To'eles Tas ve Bacigidlerin bu tara­ fında oturan orman halklarını tabi kıldıktan sonra Cuci, Kirgisudlarm Tümen ve Binlik komutanlarını da yanma alarak geri döndü, onları akdoğan/arıyla, ak beygir ve kara samurlarıyla birlikte Çinggis Han'a sundu". Burada Taz adı Tas biçiminde bir boy adı olarak açıkça görün1 973, s. 257-267; 1 972/1 976, 260-26 1 . 876 Cemaat ve taife olarak Tatar Musalu Cemaati, Tataran Cemaati, Tataran-ı Mugal Cemaati, Tata­ ran-ı Gayiban Cemaati, Tatarlı Cemaati, Tataran Yörükleri, Tataran-ı Şeyullah Kabilesi adlarıyla kayde­ dilmişlerdir. Yer adı olarak Tatar Ahmed, Tatar Ali, Tatar Ali Seniri, Tatar Argı, Tatar Ekinliği, Tatar Han, Tatar Hisarı, Tatar ili, Tatar, Tatar Kali, Tatar Kın ığı, Tatar Kırklu, Tatar Kışla, Tatar Kışlağı, Tatar Öyilğü, Tatar Seki, Tataran, Tataran-ı Ali Pir, Tataran-ı Perakende, Tatarlar, Tatarcık, Tatarlu, Tatarlu Kışlağı ad­ larla 1 453- 1 650 yıl larına ait Osmanlı Tahrir defterlerinde yer almaktadırlar. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . ., s. 36, 70, 85, 87, 1 23, 1 35, 1 39, 1 54, 23 1 -232, 2 5 1 , 258, 268, 27 1 , 278, 332, 357, 433-434, 439, 480-48 1 , 529, 60 1 , 628, 728, 870, 957, 989, 1 020, 1 028, 1 093, 1 1 i l , 1 1 3 1 , 1 1 37, 1 1 44 - 1 145, 1 1 84, 1 22 1 , 1 224, 1 402, 1448, 1486, 1 490, 1 767, 1 886, 1 950, 2039, 2028, 2029, 2068, 2 1 7 1 -2 1 72, 2 1 46-2 148, 2 1 7 1 2 1 72, 2 1 75-2 1 77, 2 1 79, 22 1 2, 2253-2254, 2286, 2330, 2359, 2323, 24 1 4, 2452, 2466-2467.

168

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


mektedir. Fakat tek başına değil, Töles Tas (To 'eles Tas} biçiminde kul­ lanılmıştır. Demek ki, o zamanda Töleslerle Tazların ilişkisi vardı. Bu ifade konumuz açısından oldukça önemlidir. Çünkü Taz boyu Kırgız boyları içinde Kıpçak877, Adigine, Sarbagış, Kuşçu ve Çerik878 gibi daha çok Altay ve Yedisu'dan gelen boyların içinde bulunmaktadır. Taz et­ nik adının etimolojisiyle ilgili farklı farklı görüşler ileri sürülmüştür879. Altaylıların içinde bu etnik ad birkaç değişik biçimiyle muhafaza edil­ miştir880. Taz etnik adına Başkurtlarda da XIII-XIV. yüzyılarda rastlan­ maktadır. Başkurt alimi R. G. Kuzeev'in verdiği bilgilere göre Taz etnik adı Başkurtların Tabın boyu içinde de mevcuttur881. Taz kişi adı ola­ rak Türkçe konuşan halklarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Rus yıllıklarında Taz, Polovets (Kıpçak} Hanının adı olarak geçmektedir882. Macaristan topraklarında da yer adı olarak bulunduğunu Macar alimi L. Rasony yazmıştır883. Taz adı etnik ad ve coğrafi ad884 olarak değişik 877 Vinnikov, Rodoplemennoy sos/av i rasse/eniye. . . . , s. 1 60; Attokurov, Kırgız sancırası., s. 1 85; Törökan uulu, Kırgızdın kıskaça tarihi... , T. 1., s. 1 58. 878 Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı ... , s. 760.

879 Kaşgarlı Mahmud, Taz'ın manasını "kel, daz, boynuzsuz, bitkisiz, çorak" olarak yazmıştır. Eski Türkçe'nin sözlüğünde de hemen hemen aynı anlamları verilmiştir: kel, uyuz, dazlak, cavlak anlamların­ dadır (DTS, s. 543). Bahattin Ögel, Taz sözü üzerine ayrıntılı bir çalışma yapmıştır. Onun yaptığı çalış­ maya göre Taz sözünün birçok anlamı vardır. Bahattin Ögel, Taz'a Çağatay Türk kültür çevresinde "saç­ sız", "dazlak" başlara "akbaş" denildiğini yazmıştır. Bundan başka Kuzeyde bulunan Türk boylarından Teleütlerde başı beyaz veya daz kartallara da "taz-kuş" denildiğini Radloff'un verdiği bilgilere dayanarak yazmıştır. Ayrıca Taz sözünün Proto-Moğol kavimlerinde de görüldüğünü, Hsien-pi kavimlerinin ata­ sının So-t'ou olduğunu bu sözün manasının da "kel" veya "dazlak başlı ata" anlamına geldiğini ifade etmiştir (B. Öge/, Türk Mitolojisi, C. il, Ankara 1 995, s. 77-87). W. Eberhard, Proıo Moğollar arasındaki türeyiş efsanelerinde "saçın etrafını kazıyıp, ortasında topuz bırakma geleneğinin olduğunu ve bu gele­ neğin Mançurya'ya kadar yayıldığını yazmıştır OV. Eberhard, Çinin Şimal Komşuları, Ankara 1942. s. 45, 100). Bilindiği gibi Türk destanlarında Keloğlan ve Taz kuşu motifi yaygındır. Oğuz, Kırgız, Kıpçak boylarında ongun kuşlar oldukça yaygındır. Kırgız boy adlarına da bu tür isimler çok verilmiştir. Coru, Cagalmay, Taz coru, Akkacır vb. gibi. Kellik yani tazlık (daz/ık) Türk destanlarında akıllılık sembolüdür. Edige Destanında geçen Toktamış'ın kuşu Tökli ayak böyle bir kuştur. Bu kuşun Türkiye Türkçesi'ndeki adı Kelaynak kuşudur. Demek ki, "laz" sözü "daz" dazlak sözü lehçe farkından veya bu kuşlar akbaşlı olduğu için bu ad verilmiştir. Taz etnik adı bize göre eski Türk inançlarından doğmuştur. Kel anlamında yani kişinin kelliğini ifade eden bir etnik ad olamaz. O halde Taz "kuş avcısının nesilleri", yani bu avcının nesillerine verilen bir isim veya bu gruba mensup insanların akıllı olduklarını belirtmek için başkaları tarafından verilmiş bir isim olabilir. 880 Altay boyları içinde Taz etnik adı Tastar, Titas, Ciıi tas biçimlerinde bulunmaktadır. Bkz: L. P. Potapov, Etniçeskiy sostav i proishojdeniye altaytsevl listoriko etnografıçeskiy oçerk, Leningrad, 1 969, s. 23, 24. 30. 88 1 Kuzeev, Pmishojdeniye . . . . , s. 355.

"' Lavrentyevskaya letopis . . , s. 282; lpatyevskaya letopis . . . , s. 22 1 . ' " Rasony, Kuman Özel Adları. ., s . 1 28. "" Kırgızistan'da Taz-Bulak (Talas Bölgesinde dağ adı), Taslar (Çatkal Bölgesinde geçit adı), Tas­ lar-Ala (lsık-Köl Bölgesinde zirve adı, Sarı-Caz ırmağı havzasında yer adı, Gülçö ırmağı havzasında zirve adı), Dastar (Aravan-Say ırmağı havzasında zirve adı, geçil adı), Dastar-Ata biçimlerinde yer adarı vardır (isaev. Tokombaev, Aliev, Murzahmeıov. Kırgızstandagı geeografıyalık . . . , 1 962).

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 169


biçimlerde Kırgız etnik adları içinde de yer alır. Bunlardan Taz Kıpçak, Kıpçak boyundaki büyük boylardan biridir. Kırgız-Kıpçak boyunun içinde, Başkurtlarda, Karakalpak, Kurama, Özbek-Konurat, Özbek-Ka­ tagan, Özbek-Mangıtlarda Taz Kıpçak etnik adı bulunmaktadır885• Etnik adın çok geniş bir alanda yayılması Kıpçak unsurunun sonraki halkla­ rın etnik oluşumuna yaptığı tesiri göstermektedir. Baskakov, yukarıda Rus yıllıklarında geçtiğini belirttiğimiz özel ad­ ları etnik ad olarak görmektedir886• Deşt-i Kıpçak, Kuman hanlarından Bonyak'ın kardeşinin adı da Taz'dır887• Baybars Tarihi'nde 1 292-1293 yıllarına ait bilgilerde Nogay'ın damadının adı da Taz olduğu kaydedil­ miştir ve Taz'ın babasının adı Müncük oğlu olarak zikredilmektedir888• Tazlar, Kırgızlardan başka Başkurtlarda889, Karakalpaklarda, 890 Kazaklar­ da, 891 Özbeklerde de892 de vardır. Etnik ad Altaylılarda Tas Kergil (Tuba, Kergil), Tastar (Kumandı} Tuvalarda Tas biçiminde bulunmaktadır893• Ayrıca Altay'da yer adı olarak da Tas biçiminde mevcuttur894 • O. K. Ka­ rataev'e göre etnik adın Türk halkları arasında yaygın olması Kıpçak ögelerinin sonraki halkların oluşumunda etkili olduğunu göstermekte­ dir. Taz Kıpçak'tan başka Kırgız boylarından Börü, Tastar-Çerik'in için­ de de Tazdar895 adlı bir oymak mevcuttur. Bu etnik adın benzeri Kuman-

''' Kuzeev, Proishojdeniye. . . ,s. 355; Abramzon, Eıniçeskiy sosıav kirgizskogo naseleniya .. .,s. 1 29; Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografii.. ., s. 1 0 1 ; Şaniyazov, K etniçeskoy istorii.. ., s. 1 45. ,.. Baskakov, lmena .. . , s. 47-48. '"' Şaniyazov, K etniçeskoy istorii . . . ., s. 1 45. '"' Tizengauzen, Sbornik maıerialov. . ., T. il, s. 1 1 1 - 1 58; P. Pelliot, Noıes sur / 'histoire. . , s. 73-74. ,.. Kuzeev, Proishojdeniye.. ., s. 52-57.

890 Taz-balgalı ve Taz-callık biçimlerinde Karakalpak şeceresinde yer almaktadır Bkz: Jidanko, Oçer­ ki istoriçeskoy eınografii., s. 1 67. 89 1 Calayır boyunun içinde Taz, Tazdar, Oşaktı 'nın içinde Taz, Istı içinde Taz, Nayman boyu içinde Aktaz, Karaıaz, Kızıltaz, Argın boyu içinde Taz, Konıraı boyunun içinde Taz, Aday boyu içinde Tas, Altın boyu içinde Taz, Kereit boyu içinde Taz (Beysenbayu/ı, Kazak şeciresi ..... s. 114-115. 118. 121. 127, 129, / 48, 151, 153) Kazakistan'da yer adı olarak da Taz ve Taztekeli biçiminde mevcuttur. Bkz: Koyçubaev, Kraıkiy ıolkoviy s/ovar. . ., s. 202). 892 Şaniyazov, K etniçeskoy istorii ... ., s. 1 45. 8" N. A. Baskakov, T.M. Toşçakova, Oyraıo-russkiy s/ovar, Moskva, 1 947, s. 2 1 7 ; N. A. Serdobov, /sıoriyaformirovaniya ıuvintskoy nalsii, Kızıl, 1 97 1 , s. 1 1 9. 8" Molçanova, Strukıurnıe tipı tyurkskih ... . s. 2 1 8. 89' Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı.. ., s. 760.

1 70

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


dıların içinde Tastar896 biçiminde vardır897. Etnik ad Taz, Daz, Tas, Tos biçimlerinde boy ve oymak adı olarak Kazak, Başkurt, Nogay, Özbek ve Türkmenlerin içinde de mevcuttur898. Taz, Kırgızların Kuşçu boyunun içindeki Menduulat oymağının içindedir899. Ayrıca Noygut boyunun içinde de bir Tazdar oymağı vardır900. Tazların Kıpçak boyları içinde eski ve önemli bir boy olduğu yukarıdaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Tazların Kırgız boyları içinde hem Kıpçaklarda, hem de diğer boylar­ da bulunması onların Kırgızların etnik oluşumuna iki ayrı yoldan ka­ tıldıklarını göstermektedir. Bize göre bu boy, Altay'dan ve Deşt-i Kıp­ çak'tan gelip Kırgızların oluşumuna katkıda bulunmuştur.

Toguz Kıpçak (Tovur Kıpçak.)901 Toguz Kıpçak boyu da Kıpçak boyları arasında çok rastlanan boy­ lardandır. Kırgız boyları içinde Kırgız-Kıpçakların içinde yer almak­ tadır902. Bu boyun mensuplarının Çin Halk Cumhuriyetinin Sincan, bölgesi (Doğu Türkistan} topraklarını ezelden beri mekan tuttukları bilinmektedir. Değişik bilgilerde Toguz Kıpçaklar, Tovur Kıpçak, Kara Kıpçak boyları ile birlikte anılırlar903. Orta asırlardaki Kıpçaklarda (Deşt-i Kıpçak boyları X-XI asır} "Tok­ soba" "Toksobiçi" (Toguz uruu} adlı boylar olduğunu Rus yıllıkları ak­ settirmektedir904. N. A. Baskakov, R. G. Kuzeev, "Toguz" etnik adını Or­ hon'daki yazılı kitabelerde aksettirilen "Toguz", "Toguz Oğuzlar" ile doğrudan etnogenetik ilişkisi olduğunu araştırmalarında belirtmişler­ dir905. Kökü eskilere dayanan bu etnik ad "Toguz boy Kıpçak", "Toguz 896 Bu biçimde Kırgız coğrafya adları içinde de yer almaktadır. Taz-Bulak (Talas Bölgesinde dağ adı),Tastar (Çaıkal Bölgesinde geçit adı), Taslar-Ata (lsık-Köl Bölgesinde dağ sırtı, Sarı-Caz ırmağı hav­ zasında yer adı, Gü/çö ırmağı havzasında dağ sırlı) (lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmeıov, Kırgızstan­ dagı geeografiyalık. . ., s. 63). 897 Potapov, Eıniçeskiy sosıav .. . , s. 60-6 1 . ''" Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii . . . , s . 356; lsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmetov, Kırgızs­ ıandagı geeografiyalık . . ., s. 1 24; Şaniyazov, K etniçeskoy istorii., s. 1 45. VostrovMukanov, Rodoplemen­ noy sostav i rasselenie ... , s. 8 1 ; Kuzeev, Proishojdenie.. ., s. 355. 899

Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı .. ., s. 760.

900

Attokurov, Kırgız sancırası.. ., s. 1 75. 901 Etnik adın birinci ögesinin manası: Tovur/Tobur 1. Ton; 2. Tovuralehçede tembel hareket eden biçiminde halledilmekıedir. Bkz: Yudahin, Kirgizsko - russkiy slovar. . ., s. 739-740. 902 Şaniyazov, K elniçeskoy isıorii... , s. 1 1 7- 1 1 8. "'" Abramzon, Etniçeskiy sosıav kirgizskogo naseleniya .. . , s. 338. "°'

Baskakov, "lmena . . . , s. 74.

"'" Baskakov, "lmena . . ., s. 28; Kuzeev, Proishojdenie. . . ., s. 203-204.

Kugız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 171


boyun birliği" anlamına gelmektedir. Benzerlerine Kırgızların Bagış bo­ yunda "Toguz" biçiminde rastlanmaktadır. Toguz boyu Altay boyların­ dan Altay-kişilerin içinde de bulunmaktadır. Altaylıların 36 söökün­ den (boyundan) biridir ve Altay'ın Çüy bölgesinde yaşamaktadırlar906• Toguz etnik adının Kırgızlarda bulunması onların Toguz Oğuzlarla olan sıkı siyasi ve kültürel ilişkisini göstermektedir. Bugünkü Kırgızis­ tan'da yaşayan Kırgızların etnik oluşumunun sağlayıcılarının arasın­ da Tokuz Oğuz boyunun önemli bir rolü vardır. Tokuz Oğuz, Karluk ve Kıpçak halkları Kırgız etnik oluşumunun temel direkleridir. Bu üç halkın Kırgız etnik oluşumundaki önemi bugün hemen hemen bütün ilim adamları tarafından kabul edilmektedir. Demek ki, Toguz boyu va­ sıtasıyla Oğuzlar, Kırgızların etnik oluşumunda yer almışlardır. Bu da bu halkların eski zamanlarda zaman zaman birbirine karşı olmalarına rağmen dost olduklarını göstermektedir. Kırgızların Kıpçaklardan sonra en çok ilişki içinde oldukları Türk halkı Oğuzlardır. Oğuzlar, Kırgızların siyasi ve kültürel tarihinde önemli rol oynamışlardır. Bu rolün izlerini Oğuz ve Manas destan­ larında görmek mümkündür. Ayrıca Tokuz boyu Anadolu Türkleri yani Oğuzffürkmenler arasında da bulunmaktadır. XV-XVII. yüzyıl Osmanlı Tahrir Defterleri kayıtlarına göre Tokuz boyu Dokuz Cemaati biçiminde yer almıştır. Yer adı olarak da Dokuz Çöl, Dokuz-Oğuz, Do­ kuz Öyüğü, Dokuz Suyu, Dokuz Viran, Dokuzlar Güdüğü biçimlerinde kaydedilmiştir907•

Toksoba Toksoba Kıpçakların önemli boylarından biridir. Rus yıllıklarında 1 1 47, 1 1 52 ve 1 1 85 yılından başlayarak İtoba ve Toksoba boyları Rusça­ laştırılmış Toksobiçi şeklinde geçmektedir908• Toksoba, Rükneddin Bay­ bars ve İbn Haldun'un verdikleri Kıpçak boy listesinde birinci sırada yer alır909• Bu da onun diğer boylara göre daha önemli bir konumda ol­ duğunu gösterir. L.Rasony, Simirnov'dan naklen Nogay Han'ın evlatları arasında da bir Tok-Saba olduğunu beyan etmekte, Mısır Memlükleri 906 Potapov, Etniçeskiy sos/av., s. 47, 84. 907 Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . , s. 2565. '°'

Polnoe sobranie russkih letopisey . . . , T. il., s. 242 .

.,.., Tizengauzen, Sbornik maleria/ov., T. 1, s. 540-54 1 .

172

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


ve Kazaklar arasında da Toksoba boyunun olduğunu söylemektedir910• Gene, L. Rasony bu adın 1421-1431 yıllarına ait bilgilerde Romanya'da yer aldığını yazmıştır911• XI. yüzyılda tarihi kaynaklarda yer alan Tok­ soba boyu Kırgızların Saruu etnik grubu içerisindedir. Demek ki, Kır­ gız boylarının içine Kıpçak etnik grupları yoğun bir şekilde katılmış­ tır. Kırgız-Kıpçakların içinde Toksoba boyunun olmaması, Saruu912 ve Nayman boyunun içinde olması Kıpçakların birçok Kırgız boyu ile ka­ rıştığını göstermektedir. Bundan şu sonucu da çıkarmak mümkündür: Kırgızların değişik boyları içinde Kıpçakların olması bu iki halkın her yönden birbirine yakın olmasını gösterir. Demek ki, kültür özellikleri olarak ortak özelliklere sahiptiler. Bu nedenle birbirini yadırgamadan birbiriyle ilişki içine girebildiler. Etnik adın benzerleri Kazak, Özbek913 ve Karakalpaklarda da bulunmaktadır. XI. asrın ortalarında Kumanların asıl yığınlarının ve yeniden kuru­ lan Kıpçak boylarının büyüklerinden sayılan Toksobanın hakimiyeti altında şimdiki Kazakistan topraklarından Güney Rusya ve Karadeniz bozkırlarına doğru bir göç hareketi başladı. Bu göç hareketi sonucunda iki Kıpçak bölgesi ortaya çıktı. Doğu Kıpçak Ulusu ve Batı Kıpçak Ulu­ su. Bunların arasındaki sınır İtil (Volga) ırmağıydı914• Toksoba etnik adı ilk olarak Rükneddin Baybars91 5 ve İbn Haldun916 tarafından verilen Kıpçak boyları arasında, daha sonra da Şemseddin Dimaşki'nin917 Kıpçak boyları listesinde yer almıştır. İbn Haldun, Kıp­ çak boyları listesinin birinci sırasında918 gösterdiği Toksoba boyunun Tatarlardan olduğunu ileri sürmüştür. Toksoba boy isminin Türkçe eti­ molojisi açık bir şekilde çözülmesine rağmen bu konu hakkında bazı çelişkili fikirler ortaya çıkmıştır919• Bazıları bu boyun Moğol kökenli,

• 10 Rasony, Kuman Özel Adları. . . , s. 1 32. 9 1 1 Rasony, Kuman Özel Adları. . . , s. 1 32. 9" Saruuların Kıpçaklar olduğunu ileri süren görüşler bulunmakıadır. Ayrıca Saru boyu Kazaklarda hemen hemen her boyun içinde bulunmaktadır. 9" Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 90. 9 1 4 Kumekov, Ob etnonimı kıpçakskoy. . ., s. 58. 91 5 Tizengauzen, Sbornik materia/ov .. . , T. 1, s. 541 -542. 91 6 Tizengauzen, Sbornik materialov.. ., T. 1, s. 54 1 . " ' Tizengauzen, Sbornik materialov. .. , T. 1, s. 54 1 . " ' Tizengauzen, Sburnik materialov. . . , T. 1 , s. 541 -542. 9 1 9 Kumekov, Ob etnonimı kıpçakskoy. . . , s. 58.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

1 73


bazıları da Türk-Moğol olduğunu iddia etmişlerdir. Bu düşüncelerin İbn Haldun'un yazdığı yorumdan sonra ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Kıpçakların Tatarlar ile ilişkisi hakkında yazılan daha önceki bilgi­ ler Gerdizi'nin "Zeyn u 'l-Ahbôr" adlı eserindeki Kimakların ortaya çıkı­ şı hakkında kaydedilmiş olan bir efsanede geçmektedir920• Bu efsaneyi inceleyen Szegledy'e göre: efsanede söz edilen tarihi olaylar VIII. yüz­ yılın ilk yarısında Kuzey Batı Moğolistan'da (Kobdo nehri havzasında) olmuştur921• Kıpçaklarla Tatarların evlenme ilişkilerinin başlamasını bu dönemle ilişkilendirebiliriz. Toksoba boyu Kıpçakların önde gelen bir boyu olarak Tatarlarla (Moğollar) ilişkiler kurmuş olabilir. İşte bu etno-kültürel ilişkilerden dolayı Toksoba boyunun Moğollardan yar­ dım istemiş olması mümkündür. Moğollar, Kıpçakların ve başkalarının yerlerini ele geçirirken göçebe geleneklerini, akrabalık ilişkilerini aske­ ri işlerde kullanmışlardı. Kendilerine karşı direnç gösteren Kıpçaklara yollanan "Siz ve biz aynı soydanız" cümlesi buna delil olabilir922• İbn Haldun'un ortaya çıkardığı Toksoba boyunun Moğol kökenli ol­ ması meselesinin tarihi gerçeklere uymadığını B. E. Kumekov belirt­ mektedir. Bu görüşünü de ortaçağ yazılı kaynaklarında Toksoba boyu­ nun Türk etnik karakterini taşımasına dayandırmaktadır923• Batı Kıpçak boy birliğinde ilk idareci boy olarak (En-Nuveyri'de) Tksba, (İbn Haldun'da) Tgsba boyu belirtilmektedir. İbn Dokmak ise sözün birinci hecesini ünlü ile Tuksoba diye ifade etmektedir. Dönem olarak alındığında çok eski zamanlarda Doğu Konfederasyonunda on­ lar ikinci yeri almaktaydılar. Sözün Toksoba biçiminde okunuşu yerli ve yabancı araştırmacıların çoğu tarafından kabul edilmektedir. Başta, N. A. Aristov olmak üzere, İ. Marquart, V. G. Tizengauzen, A. Zayanç­ kovsky, T. A. Jdanko, A. H. Margulan, S. P. Pletneva, C. Amancolov, N. A. Baskakov, B . A. Rıbakov, R. G. Kuzeev, F. A. Federov-Davidov, B . E. Kumekov, K. Ş. Şaniyazov, F. Kırzıoğlu, P. B . Golden, S . M. Ahincanov, V. A. Kriger gibi ilim adamları ismin yukarıdaki biçimiyle yani Tokso­ ba biçiminde okunuşunu kabul etmektedirler. Bununla birlikte bu adı

"0

Bartold, Kırgız cana Kırgızstan tarıhı . .. ,

s.

270.

"' K. Szegledy, "Gardizi on the Hisıory of Central Asia 710-780 A.D"', il Acta Orientalia. Hungaria, 1 973. s. 257-267; 1 972/1 976. 260-26 1 . "' Tizengauzen. Sbornik materialov. . .• T. i l , s. 25. "' Kumekov, Oh etnonimı kıpçakskoy.. . ,

1 74

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

59.


Karluk boylarından biri olan Tuhs(Ilıhsi}924 adından Toksoba biçiminde bir yorum yapıldığı şeklindeki bir görüşün de var olduğu bilinmektedir. Bu etnik adın etimolojisi ile ilgili N. A. Aristov'un görüşü diğerlerinden farklıdır. Ona göre Toksoba'nın boy ismi olması şüphelidir ve son dö­ nem Özbek hanlıklarında bunun saraydaki bir unvan olduğunu, Tuğ veya Tuk (tuğ)dan geldiğini ileri sürmektedir925. Toksoba boy adının semantiğini A. Zayançkovsky Tuhsi boy adına oba sözünü ekleyerek "Tuhsi+ oba" (Toksu + oba) Tuhsi boyu biçimin­ de ortaya koymuştur926. P. Golden de bu görüştedir927. Toksaba sözünün yazılı kaynaklarda aynı yazılmasını göz önüne alarak S. A. Ahincanov, Toksoba adının Toksan + oba, başka bir deyişle 90 boy928 anlamını ver­ mesinin mümkün olabileceğini ileri sürmüştür. Ancak bu görüş ilim adamlarının çoğu tarafından kabul görmemiştir929. Bize göre Toksoba adı bir askeri unvan yani sosyal bir terim olarak ortaya çıkmıştır. Toksoba oymağına Karadeniz çevresinde daha önce rastlanmıştır930. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi, Rus yıllıklarında 1 1 52 ve 1 1 83'ten iti­ baren İtaba ve Toksoba oymakları Rusçalaştırılmış olarak Toksobiçi ve Etebiçi şeklinde geçmektedir. Ayrıca onomastik olarak Sibirya Tatarla­ rında kullanıldığını D. G. Tumaşeva tespit etmiştir931 . L . Rasony'nin verdiği bilgilere göre XV. v e XVI. yüzyıl arşiv belge­ lerinde Rumen Devlet büyüklerinin adları arasında Toksoba adına da rastlanmaktadır932• Toksoba boy adı, Kırgız boylarından, Kırgız-Kıpçak­ ların içinde yer almamaktadır. Ancak Kırgızların Saruu boyunun için­ de bir Toksoba oymağı bulunmaktadır. Kırgız boylarından Saruu boyunun içinde yer alan Toksoba boyu­ nun933. Cerge Tal rayonundaki Kırgızların arasında (Nayman boyu) ol'" O. Pritsak, Stamesmanen und Titulaturen der Altaischen Vo/ker" il UAS, Vd. XXIV. 1 952, s. 76; P.B. Golden, "The Polovci Dikit' il Harvard Ukranian Studies, 1 979- 1 980. IIIllV. R. 307. "' Aristov,"Opıt vıyasenniya.. ., s. 367. "' A. Zajacczkowskiy, Zwiazni jezykow polowicko-slowanskie, Wroslow, 1 949, s. 40-4 1 . "' Golden, "The Polovci. .. , s . 306-307. "' S. M. Ahincanov, "Orto kılım Kazakstan kıpçak tarıhın etnikalık kuramı cönündü ",Kazakstandın ötmüşü arheologiyalık bu/aktar boyunça, Alma-Ata, 1 976, s. 93. '" Kumekov, Ob etnonimı kıpçakskoy.. ., s. 59. "0 L. Rasony, Tarihte. . ., s. 145. " ' D. G. Tumaşeva, "Etniçeskie svyazi zapadnocibirskih tatar" il ST, X 2. 1 987, s . 46.

"' Rasony, Tarihte . . ., s. 146. "' Törökan uulu, Kırgızdm kıskaça ... ., T. 1, s. 70.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 75


duğu belirtilmektedir. Etnik adın benzerleri Kazak934 , Özbek-Konurat­ ların935 içinde de vardır. Karakalpaklarda Ktay ve Kıpçak boylarının uranı Toksoba'dır936. Etnik adlandırma Deşt-i Kıpçak'ın Türk dilli etnik çevresi ile ilişkilidir. Toksoba orta asırlardaki Deşt-i Kıpçak Türk boyla­ rının adı olarak bilinmektedir. A. Zayançkovsky'nin fikrine göre "oba"

(Toks+ oba}, "opa" eski Türk dillerinde "boy", "oymak" anlamını ver­ mektedir937. Rus tarihi yazılı kaynaklarında "Toksoba", "Kuloba", "Bil­ yukoba" adlı Kıpçak (Polovets) boylarının yer alması bu fikri pekiştir­ mektedir938. Toks + oba N. A. Baskakov'un doğru tespit e ttiği gibi "Dokuz boy" "Dokuz boydan oluşan halk" anlamını vermektedir. "Obo" sözü dini maksatla yapılmış taş yığınını ifade etmektedir939. Kırgızlarda da Tokuz (Dokız) sözü ile yapılmış coğrafi adlar bulunmaktadır.94° Karakal­ paklardaki Kıpçak boyunun askeri uranının (parolası) " Toksoba" oldu­ ğu bilinmektedir941 . Kazakların Küçük Cüz'ünde bulunan Baybaktı bo­ yunun içinde de Tosoba boyu vardır942. Bu misaller adı geçen boyların aslının Kıpçakça konuşan etnik çevre ile ilişkili olduğunu göstermek­ tedir. Toksoba boyu Kırgız boylarının içine Deşt-i Kıpçak'tan gelmiştir denebilir. Çünkü bu boy yukarıda da söz edildiği gibi daha çok Deşt-i Kıpçak'ta etkin rol oynamış, Rus kaynaklarında çok yer almıştır. Doğu Türkistan'da bulunan Kıpçak boyları arasında Toksoba boyuna rastlan­ mamaktadır. Bu boyun da Altın Orda'nın yıkılması sonucunda Kırgız­ ların içine girdiği sanılmaktadır.

.,. Canuzakov, Oçerk kazah.,koy onomastiki... , s. 1 73. "" Kannışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . . , s. 90 . •,. Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografii., s. 45, 1 53 ; 931

Baskakov, Baskakov, "/mena . . . , s. 49.

"' N . A. Baskakov, "Etnonimı altaytsev, kirgizov, tuvintsev i hakasov kak istoçnik eınogenetiçeskih sryazey etih narodov mejdu soboy"llOK, V. 1, Frunze, 1 985, s. 70, 73, 76. ,,. H. Eşbergenov, T. Hoşniyazov, Etnografıçsekie motivı v karakalpakskom folklore, Taşkent, 1 988, s. 363 ••• Toguz-Bulak (Çon-Kemin Bölgesinde su adı, lsık-Köl Bölgesinde geçit adı, Koçkor Bölgesinde yer adı. At-Başı Bölgesinde dağ sırtı. Kara-Ünkur ırmağı havzasında dağ adı, Gülçö ırmağı havzasında su adı. lsfara ırmağı havzasında dağ adı), Toguz-Küngöy (Alay Bölgesinde su adı), Toguz-Tarak (Kas­ san-Say ırmağı havzasında su adı). İsaev, Tokombaev, Aliev, Murzahmetov, Kırgısztandagı geografiya­ lık. . . . , 1 962) . .. , Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografıi... , s. 45. "'' Vostrov-Mukanov, Rodoplemennoy sostav i rasseleniye . . . , s. 94-95.

1 76

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Toru-Aygır, (Tor-Aygır) Toru Aygır etnik adı VII. asır Çin yıllıklarında (Tan-şu) geçmektedir. Tan-şu yıllığında Tszı-lu-çjou adlı yerin güney Aygırlarının943 oturdu­ ğu yer olduğu belirtilmektedir944 . 63 1-632 yıllarında tamamen Merke­ zi Asya'yı kaplayan ağır bir felakete uğrayan Aygırlar birliği Sirlerin bir bölümü ile Tan imparatorluğunun sınırlarına göç etmiştir. Aygırlar ondan sonra Çin yıllıklarında birkaç defa daha geçmektedir945. Aygır unsurunun Kırgızların içine VIl-IX. yüzyıllarda girdiği sanılmaktadır. Çin kaynağı Siyu Chi'de ise {1 763-1 770} Burutların (Kırgızların) yedi boyundan biri olarak Toru-aygır etnik adı zikredilir946. Toru-aygır bo­ yunun Sırderya Kıpçakları ile ilişkili olduğu da sanılmaktadır. XVIII. yüzyıla kadar Güney Kazakistan' da Karabulak adlı yerde yaşadıkları bi­ linmektedir947. Yine K. Ş. Şaniyazov'un verdiği bilgilere göre Zerafşan Vadisine ve Fergana Vadisine bir bölümünün göç ettiğini öğreniyoruz. Bunlar daha sonra Özbek-Kıpçaklarının içinde yer almıştır. Önemli bir kısmı da Kırgızistan'ın kuzey bölgelerine göç etmişler, Çüy Vadi­ sinde Oroo, Çan Arık, Taşbulak, Tanrı Dağlarına yerleşmişlerdir. Kaş­ gar'ın güney batısına94" ve Hotan'a da Toraygırlar yerleşmişledir949. Ç . Valihanov da, G. A. Kalpakovsky'e 30 Ocak 1 B6 5'te yazdığı mektupta Kara Kırgız boylarından Toruaygır boyunun liderinin Taşmalık şehri­ ni yönettiğini yazmıştır950. V. V. Bartold, Pakrovsky ve Stogov'a dayana­ rak Toru Aygır boyunun XVIII. asrın sonu ve XIX. asrın başında Kokan Hanı Alim Han'ın hakimiyetine giren Kokan vilayetinin Kara Bulak adlı

'" Aygır sözü, Eski Türkçe'nin Sözlüğünde bir at cinsi olarak verilmiştir (DTS, s. 28) Türkçe Söz­ lük'te ise "damızlık erkek at " olarak verilmiştir. Aygır gibi deyiminde ise "iri yan, cüsseli, güçlü (kimse)" anlamlarında kullanılmaktadır (TS. C. 1, s. 113). Fakat yukarıda söz ettiğimiz Çin kaynağında bir etnik grup olduğu belirtilmektedir. Demek ki, bu boy en azından Göktürkler zamanından beri bilinen bir boydur. Kırgız boylan içinde Toru aygır biçiminde kullanılmaktadır. Toru da bir at türüdür. Toru (Doru) at Türkçe Sözlükte "gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara olan (at) ve bu renkle olan (al donu) anlamlarında mana­ landırılmıştır (TS. C. 1, s. 399). Kırgız toponomisti D. İsaev Aaalı Tokombaev'in eserlerinde Tor (toru) adının geniş ve yayılmış anlamlarında kullanıldığını yazmıştır (D. lsaev. Cer-suu... s. 138). Bize göre bu etnik ad atın gücü ve rengini ifade etmek için ve bu atlara sahip olanları göstennek için verilmiş olabilir. Çünkü Çin kaynaklarında buna benzer isim verilmiştir. Mesela Bo-ma Alaca atlar anlamına gelmektedir (Y. A. Zuev, Tamgi loşadey . . . . s. 124). Toru aygır etnik adı da bu Bo-maların bir grubuna verilmiş olabilir. 944 Zuev, Ttımgi loşadey.. , s. 1 1 6. "' ' Zuev, Tamgi loşadey.. , s . 1 1 5- 1 1 7. "'' Kırgızdardın cana kırgızstandın tanhıy bulaktan ... , s. 2 3 1 ,234. •47

Şaniyazov, K etniçeskoy istorii.. , s. 1 40.

"'' Bartold, Kırgız cana Kırgızstan tarıhı ... . , s. 57. "'' Bartold, Kırgız cana Kırgızstan tarıhı ..... , s. 140- 1 4 1 . "0 Ç . Ç . Valihanov, Sobranie soçineniy v pyati tomah. T. i l i . Alma-Ata 1 985, s . 1 74.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

177


yerinden buraya göç eden, Kızılsu bölgesinin yukarı tarafına yerleşen Kıpçak boyunun içine girdiklerini yazar95 1 . Toruaygır, Kırgız boyları içinde Kırgız-Kıpçak boyunun içinde bu­ lunmaktadır952. S. Attokurov'un şeceresinde ise Azık ve Kıpçak boyları­ nın içinde gösterilmiştir953. Toru-Aygır, Isık Göl kenarında bir yerleşim yerinin adı olarak da bilinmektedir954. Bu yerleşim yerinde oturanlar Toru aygır boyu mensuplarıdır. Toru Aygır, Kazak-Kıpçak boyu için­ de Toraygır biçiminde büyük boylardan olarak yer almaktadır955. Öz­ bek-Kıpçakların Parça-Kıpçak boyunun içinde yer alan Toraygır956 aynı zamanda Kazaklarda bir dağın adıdır957. Türkmen boyları arasında da Toru etnik adına benzeyen Torruk adlı bir oymak bulunmaktadır. Ay­ rıca Kırgız boyları içinde Toru adının değişik biçimleri vardır958. Bun­ lardan biri de Toruk'tur. Bu bize göre bu Toruk ile Türkmenlerin Torruk boyları aynı boyu ifade etse gerektir959. Toru,960 Toruk, Toru oyçu adlı oymaklar Adigine boyunun içinde yer almaktadır. Etnik adın VII. asır Çin kaynaklarında bulunması ve XVIII. yüzyıla ait Çin yıllığında Kır­ gızların bir boyu olarak gösterilmesi Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin Türk Kağanlığı zamanında başladığının bir başka delilidir.

9" Bartold, Kırgız cana Kırgızstan ıarıhı .... , s. 57. "' Abramzon, Kırgız cana kırgızstan tarıhı ... , s. 762; Vinnikov, Rodoplemennoy sosıav i rasselenie... , s. 1 60. "' Attokurov, Kırgız sancırası. . , s. 79, 1 85 . •,. Slovar geografiçeskih nazvaniy Kirgizskoy SSR. Frunze, 1 988, s. 1 79. Bu yer adının ortaya çıkışı konusunda birçok efsane anlatılmıştır. Fakat bu efsanelerle etnik adın bir ilişkisi yoktur. Kıpçakların Toruaygır denen yerde oturduklarına dair herhangi bir bilgi yoktur. "' VostrovMukanov, Rodoplemennoy sos/av i rasseleniye .. , s. 75. 956

Şaniyazov, K etniçeskoy istorii.. , s. 1 23 .

Kraıkiy tolkoviy slovar. ., s . 222. Toru sözllnlln as l ı Tor olmalıdır. Çünkü b u adı ço­ ğunlukla Tor biçiminde kullanmışlardır. Kazaklarda Tor adından yapılan Torangılı, Torangılısay gibi yer adları da vardır. Bkz: Koyçubaev, Kratkiy tolkoviy slovar. . , s. 222). 9 " Koyçubaev,

9" Abramzon, Kırgız cana kırgızstan ıarıhı .. . , s. 762. ••• Ataniyazov, Slovar Turkmenskih . . . , s. 1 1 5. 960 Toru adlı oymaklar Adigine'nin Börü, Karabagış, Bargı boylan ile Çerik boyunun içinde bulun­ maktadır.

1 78

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ÖZEL İSİM VE BOY ADI OLARAK YER ALAN ETNİK ADLAR Akbaş961 Kırgız ve Kıpçak boyları arasında daha önceki bölümde bahsettiği­ miz gibi tarih boyunca önemli ilişkiler olmuştur. Bu ilişkileri onların boy ve oymakları arasındaki yakınlıktan anlamak mümkündür. Bu iliş­ kilerden birinin de Akbaş boyu sayesinde gerçekleşmiş olduğunu sanı­ yoruz. Akbaş etnik adı, ilk olarak VIII. yüzyıla ait Uygur Kağanı Moyun Çor (745-840} tarafından diktirilen Taryat (Terhin} kitabesinde geçmiş­ tir962. 753 yılında dikilen Taryat (Terhin} Kitabesinde . . . Kutluğ'u Udur­ "

gan, Buyruk'u Çabış Şengün boyları Dokuz Bayırku, Akbaş, Kay, Aba, Basmıl {?) ve Dokuz Tatar. . . . Bunca boylar Şad boyları" biçiminde geç­ mektedir. Burada görüldüğü gibi diğer boylarla aynı seviyede gösteril­ mektedir. Demek ki, Akbaş boyu küçümsenmeyecek seviyede bir boy­ du. Burada geçen Akbaş etnik adı, kitabedeki olaylardan anlaşıldığına göre Töleslere bağlı bir boy olarak görünmektedir. Kitabeyi okuyan Ta­ lat Tekin de Akbaş'ın Tölis Şad'ına bağlı bir boy olduğunu kaydetmiş­ tir963. VIII. asrın başlarına ait olan Tuva anıtlarından birincisinde "Er

adım Ak-baş-at-ık. Ben 70 yaşımda İnal oldum . " şeklinde bir cümle yer almaktadır964• Bu cümleden anlaşıldığına göre özel isim olarak da eski Türklerde bu ad kullanılmıştır. Tuva anıtında Akbaş lakablı kişi­ nin hangi halktan ve boydan olduğu belirtilmemiştir. Macar alimi L. .

.

Rasony, 1 3 3 6 ve 1 3 56'da Yedisu Nasturi Türk mezar kitabelerinde de Akbaş adının geçtiğini, Beserabya'da 1436'da Kişinev çevresinde bu­ lunan Akbaşeva köyünün adının da Akbaş kişi adından geldiğini yaz-

96 1 Akbaş adı, Türk dillerinde genellikle "ak başlı'', "saçı ağarmış" anlamlarında kullanılır. Türkiyeli alim Bahattin Öge!, Türk Mitolojisi adlı eserinde Akbaş'ın Çağatay Türk kültür çevresinde "saçsız", "daz­ lak" başlara "Akbaş" denildiğini yazmıştır. Bu etnik ad Taz (Daz) gibi eski Türk inanışlarından ortaya çık­ mış olabilir. Taz etnik adı ile de ilişkisi olabilir. Çünkü Taz sözü de Çağatay çevresinde kullanılan "saçsız'', "kel" manasındadır. Taz sözü Moğol çevresinde de görülmüştür. Anadolu Türkleri de bunu Daz, Dazlak biçiminde aynı anlamda yani "kellerin başında kellikten geriye kalmış izler, saçsız baş, kel, otsuz çıplak arazi, tepe, çıplak, saçsız baş" ve "kadının cinsiyet organı" olarak kullanmaktadırlar. Bkz: DS, s. 1 390, 3854. Fakat Akbaş'ın Moğol çevresi ile ilişkisi olduğunu sanmıyoruz, çünkü kelime tamamen Türkçe'dir. 962 T. Tekin., Kuzey Moğolistan 'da Yeni Bir Uygur Anıtı: Taryat (Terhin) Kitabesi, Belleten, C. XLVI, 5 1 , s. 8 1 1 ,835. kuzey kısmı K4: 3 .satır). Bu konuda ayrıca bkz: Bold Lubsandorciyn. Orhon Biçgin durs­ ga/. X. il, Ulaanbatar 2000. s. 1 97 (4-20), asıl metin s. 205. satır 1 2. 963 Tekin, Kuzey Moğolistan 'da. ., s. 8 1 1 -835. 964 S. E. Malov, Eniseyskaya pismennost tyurkov, Tekstı i perevodı, Moskva, 1 952, s. 97-98.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

1 79


mıştır965• Oğuz tarihi araştırmacısı Faruk Sümer, 1 691 yılında Osmanlı Devleti zamanında Urfa'nın kuzey batısındaki Boz-abad ve güney batı­ sındaki bazı yerlere yerleştirilen boylar arasında Akbaş adlı bir boyun da olduğunu kaydetmiştir966• XVII. yüzyılın sonu ve XVIII. yüzyılın ba­ şında yazıldığı tahmin edilen Tarih-i Kaşgar adlı eserin son bölümünde Ak-BaşHan lakaplı (XVIJ. asrın sonu) Muhammed Mumin Sultan'dan bahsedilmektedir967• Bu kişinin Akbaş boyundan olup olmadığı açık­ ça zikredilmemiştir. Fakat lakap adların da boy adlarından ortaya çık­ tığını göz önüne alırsak bu bilgiyi de dikkate almak gerekir. Karasakal, Karamoyun gibi birçok isim lakap adlardan ortaya çıkmış ve etnik ad olarak kalmıştır. Tarihi kayıtlarda ilk defa yukarıda zikrettiğimiz Terhin

(faryat) Kitabesinde geçen bu etnik adın, özel isim olarak da Kıpçak çevresinde kullanılması dikkat çekmektedir. Akbaş boyu, Kırgız boyla­ rından Döölös968 ve Munduz969 içinde yer almaktadır. Bu boylar (Döölös ve Munduz) Kırgızların içine Altay' dan göçüp gelen baylardır. Altaylar, VIII-IX. asırlarda Kırgızlarla Kimek-Kıpçakların bir bölümünün birlik­ te yaşadıkları ve karışıp Kırgız adı altında bir araya geldikleri bölge­ dir. Daha sonra bu bölgeden Kıpçakların bir kısmı batıya göç etmiş, bir kısmı da Kırgızlarla birlikte Doğu Kazakistan'a, oradan da Doğu Tanrı Dağlarına göç etmişlerdir. Bununla birlikte bu isim yer adı olarak da bugünkü Kırgızis tan' da Suzak Rayonunun bir köyüne verilmiştir970• Et-

,., Rasony, "Kuman Özel Adları" . . . , s. 78. L. Rasony'nin belirttiği Nasturi mezar kitabesinde geçen Akbaş'ın boy adı olması dllşilnillemez. Çilnkil bu isim bir mezar kitabesinde geçmektedir. Dolayısıyla kişiyi ifade etmektedir. Ancak Romanya'da tespit edilen Akbaşeva adlı köy adının bir boyu ifade etmesi mllmkilndllr. Çllnkil toponomi ilmi ilzerine önemli çalışmalar yapan V. A. N ikonov yer adlarının boy adlarından ortaya çıktığını ileri silnnektedir. Bkz: V. A. Nikonov, Eınonimiya... , s. 33). 966 Silmer, Oğuzlar... , s. 2 1 1 . Şanlıurfa şehrine özellikle Oğuzlardan Akkoyunlular yerleşmiştir. Oğuz destanlarında Akkoyunluların Kıpçaklarla olan ilişkisi de göz önilne alındığında Akbaş boyunun Kıpçak tarihindeki önemi daha iyi anlaşılmış olmaktadır. Demek ki bu boy Oğuzların içine de ginniştir. Bkz: ili. Bölüm, Oguz dastanında, «Kitab-i Dedem Korkut» cana «Manas» eposunda Kırgız-Kıpçak mamileleri­ nin çagıldırılışı, s. 1 1 1 - 1 24. 967 Maıerialı po islorii kırgızov i Kirgizii ... , s. 2 1 5. 968 Törökan ulu,

, Kırgızdın kıskaça.. , T. 1, s. 1 27.

,.. Vinnikov, Rodoplemennoy sos/av i rasselenie.. , s. 1 84, tablo 9; .Attokurov, Kırgız sancırası. . , s. 1 63 . 970 S/ovar geografiçeskih nazvaniy Kirgiukoy SSR. Frunze, 1 988, s. 1 3 ; Karataev, Kırgız etnonim­ der. ., s. 1 4. Celal-Abad Oblası Suzak rayonunun bir köyünün adı Akbaş'tır.

1 80

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


nik adın Kazaklarda hem etnik ad, 971 hem yer adı972, Başkurtlarda973 ve Lakaylarda974 etnik ad, Dağlık Altay'da975 Kabardinlerde976 Nogaylarda977 da yer adı olarak bulunması Akbaş etnik grubunun Kıpçaklarla da iliş­ kisi olabileceğini akla getirmektedir. Demek ki, Akbaş boyu başlangıçta Altay'da Töles boyları içinde yer almış, sonraki dönemlerde de onların vasıtasıyla Kırgızların, hatta Oğuz boylarının içine katılmıştır. Akbaş etnik adına Batı Deşl-i Kıpçak boylarında rastlanmamıştır, ancak etnik adın Deşt-i Kıpçak'ta özel isim olarak bulunması, bu etnik grubun Doğu ve Batı Kıpçak sahasında etki­ li olduğunu, Deşt-i Kıpçak'ın en batı tarafına kadar yayıldığını göster­ mektedir. Etnik ad olarak Başkurt, Özbek-Lakaylar, Kazak ve Kırgız çev­ resinde bulunması ilk bakışta bu boyun Deşt-i Kıpçak tarafından gelip Kırgızların içine katılmış olabileceği izlenimini vermektedir. Ancak Kıpçak çevresinde daha çok özel isim olarak yer almıştır. Akbaş adı­ nın Kırgızistan topraklarında yer adı olarak bulunduğu bölgelerde Kır­ gız-Kıpçaklar da yoğun olarak bulunmaktadır. Yukarıdaki bilgilerden de anlaşıldığına göre Akbaş boyu bugünkü bulunduğu yere Altay va­ sıtasıyla Bagış, Döölös ve Munduz boyları ile birlikte gelmiş olmalıdır. Yukarıda söz ettiğimiz Tuva anıtında geçen Akbaş adlı kişi İnal olduğu­ nu söylemekte, İnal bilindiği gibi daha çok Kırgız liderleri tarafından

071 Kazakların Karakesek boyunun Kaykı oymağı ve Aday boyunun içinde Akbas biçiminde etnik ad olarak bulunmaktadır. Bkz: Beysenbayuulu, Kazak şeciresi .. , s. 144, 1 50. Karakesek Kırgızların da önem­ li boylarındandır. Kesek boyu içinde yer almaktadır. (Allokurov. Kırgız sancırası.• s. 193.) Kesekler Kır­ gızların etnik oluşumuna lçkil ikler vasıtasıyla girmişlerdir. İçkilikler, Kırgız etnik kuruluşunu oluşturan üç büyük gruptan biridir. Kırgız etnik organizasyonu Sağ Kanat, Sol Kanat ve lçkiliklerden oluşmaktadır. Aynı zamanda Karakesek Manas destanında da geçmektedir. İçkilik içinde bulunan boyların hemen he­ men hepsi başka etnik gruplardandır. Fakat Kırgız etnik oluşumu içinde İçkilikler önemli bir yere sahiptir. Kırgızların İçkilik grubu içinde Nayman, Kıpçak gibi iki büyük boy yer almaktadır. Akbaş etnik adının hem Kırgızlarda, hem Kazaklarda, hem de Başkırtlarda bulunması bu etnonimin Deşt-i Kıpçak yoluyla büyük ihtimalle de Altın Ordu devletinin yıkılması sonucunda Fergana bölgesinden şimdiki yerlerine gel­ miş olması muhtemeldir. Etnik adın özel isim olarak Moldova'da toponim, etnik ad olarak da Başkırtlarda, Kazaklarda ve Fergana bölgesinde bulunması bu görüşü güçlendirmektedir. 972

Koyçubaev, Kratkiy ıolkoviy slovar. ., s. 1 88

9"

Kuzeev, Proishojdeniye. . , s. 37 1 . Başkırtlarda (Karşin boyu içinde Akbaş-Karşin adı altında) da rastlanmaktadır. Akbaş-Karşin boyu R. G. Kuzeev'in verdiği bilgilere göre daha çok Kıpçakların yerleşti­ ği yerlerde yaşamaktadır ve onların tamgaları Kıpçaklarınkine benzemektedir (Kuzeev, Proishojdeniye.. ,. s. 363). "' Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii. . , s. 1 00. 975

Molçanova, Toponomiya Gornovo Altaya . . . , s. 1 23.

976 N .

G. Volkova, Etnonimı i p/emennie nazvaniya Severnogo Kavkaza, Moskva, 1 973, s. 7 1 -73.

977 Nogaylarda

Akbas Töbe bir kurganın adıdır. Bla: X. X. Bulgarova, Nogayskaya loponomiya, Stavropol, 1 998, s. 1 1 1 .

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

l

ı8ı


kullanılan bir unvandır978• Anıtta açıkça belirtilmemesine rağmen bu İnal unvanından onun Kırgızlarla da ilişkisi olabileceği düşünülebilir. Bu boyun mensupları Anadolu' da da tespit edilmiştir. XV-XVII. yüzyıl Osmanlı Tahrir Defterlerinde Akbaş Cemaati adlı bir grup kaydedilmiş, bununla ilgili birkaç yer adından da söz edilmiştir979•

Baçman / bıçman /buşman Kırgız boyları içinde yer alan ve Kıpçaklarla ilişkisi olan boylardan bir başkası da Baçman'dır. Baçman boyu Bıçman biçiminde Kırgız boy­ larından Azıkların içinde bulunmaktadır980• Kazakların Kongrat etnik grubu içinde Boçman boyunun olduğunu Levşin yazmıştır981 • Oğuz tarihi araştırmacısı F. Sümer, XIX. yüzyıl Tahran oymakları arasında "Bacmanlu" adında bir boy olduğunu belirtmektedir. Ancak bu boyun yaşadığı yer ve nüfusu hakkında bilgi vermemiştir982•

"' S. E. Yahontov, Drevneyşie upominaniya nazvaniya «kirgiz»" // SE, X2. 1 970, s. 1 1 0- 1 1 2. 979 Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşin>tler. . , s. 2282, 1 860, 1 862, 1 335, 1 28 1 , 1 082, 1 1 23, 2054, 1 1 45.

980 S. M . Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya... , s. 1 1 2 ; Karataev, Kırgız etnonimder. ., s. 57. '" Levşin, Opisaniye., s. 29 1 . 982 Sümer., Oğuzlar. ., s . 447. Bu boyun Tahran' a gelişini şöyle izah edebiliriz: Harezmşahlar zama­ nında Kıpçak unsurlan kuzeyden Azerbaycan 'a geldiler. Bunların bir kısmı Derbent'ten geçerek Selçuk­ lulara katıldılar, diğer bir kısmı da Daryal geçidi vasıtasıyla Gürcülere katıldılar. Gürcü Kralı i l . David, bu Kıpçaklan Selçuklulara karşı savaştınnıştır. 1 1 95 yılında da Gürcüler ve Atabek ildeniz' in arasındaki savaşlarda lıdeniz'e karşı savaşmışlardır. Atabek lıdeniz'in oğlu Kızıl Arslan l l 74'te Tebriz'i işgal et­ tiğinde ordusunda oldukça çok Kıpçak olduğunu tarihi kaynaklar yazmıştır. Demek ki Tebriz civarına gelen Kıpçaklar bugünkü Iran 'ın değişik yerlerine yerleştiler. Tahran civanna da bu vakit gelmiş olmaları mümkündür. Azebaycan 'ın birçok yerinde Orta Asya şehirlerinin adlarına rastlanmaktadır. Sıgnah, Ak­ sı-Kent (Ahsı-Kenı), Taşkent, Dizahlu (Cizah) gibi Orta Asya şehirlerinin adları Azerbaycan'da da bulun­ maktadır. Bu isimler, Azerbaycan 'a Oğuz ve Kıpçak Türkleri vasıtasıyla getirilmiştir. Buradaki Oğuzlar ve Kıpçakların yerleştikleri yerlere verdikleri yer adlarından ve bu isimlerin Orta Asya'daki yerlerinden anladığımıza göre Sırderya çevresinden gelmişlerdir (Bununla ilgili daha fazla bilgi için bkz: Z. V. Togan, IA. Azerbaycan Maddesi, C.l. s. 1 02). Fakat F. Sümer'in yazdığı Bacmanlu bir yer adını bildinnektedir. Sözün sonundaki -lu eki Türk dillerinde sıfat ve mensubiyeti bildinnektedir. Bacman'dan, Bacman ye­ rinden olan, Bacman boyundan olan anlamlannı ifade etmektedir. Oğuz lehçesindeki sözlere bu ek eklen­ mektedir. Demek ki, Baçman, Bacmanlu, Bıçman, Buşman, Boçman aynı şeyi ifade etmektedir.

182

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Baçman983, Başkurtlarda Buşman / Boçman984 biçimlerinde etnik ad olarak Buşman-Kıpçatskaya985 şeklinde de yer adı olarak bulunmakta­ dır. Başkurt Etnografı R. G. Kuzeev "Buşman-Bıçman'ın eski Türk (Kıp­ çak) etnik adı olduğunu söylemiştir. R. G. Kuzeev'deki bilgilerden Buş­ man = Bıçmanların bir bölümünün bugünkü Tatarların (XIII. asır) içine etnik öge olarak da girdiği anlaşılmaktadır986• S. M. Abramzon, Bıçman boyunun kökenini Altay bölgesine ait etnik gruplara katmaktadır987• Kırgız tarihçisi O. K. Karataev, Başkurt Buşmanlar ile Azık Bıçmanla­ rın en damgalarında benzerlikler olduğunu tespit etmiştir988• Baçman Kıpçakların kumandanlarından birinin adı olarak da tarihi kaynaklar­ da yer almıştır989• Bu etnik ad belki de bu tarihi şahsiyetin adından geli­ yordur. Eğer böyle ise Moğol-Kıpçak mücadeleleri döneminde yaşayan bu tarihi şahsiyetin nesillerinin Kırgızların içinde bulunması Kırgız­ ların Altın Orda devletinden önceki dönemlerde Kıpçaklarla olan mü­ nesebetlerini göstermesi bakımından da değerlidir. Baçman tarihi kay­ naklardaki bilgilere göre 7' de Moğollara karşı yaptığı baskınlarda

1 23

onları epey güç durumda bırakmış ve sonunda onlara esir olmak zo­ runda kalmış olan Kıpçak kumandanının adıdır. Bu komutanla ilgili Cüveyni'de çok önemli bilgiler bulunmaktadır. Baçman'ın Moğollara karşı yaptığı saldırılar ve hazin sonu onun değerli eseri Tarih-i Cihan­ guşa da bütün ayrıntılarıyla gözler önüne serilmektedir. Bıçmanların da tıpkı Akbaş ve Artuk/Artık boyları gibi Deşt-i Kıpçak çevresinden gelip Kırgızların etnik oluşumuna katıldıkları sanılmaktadır. Yani Al­ '

tın Orda devrinde Kırgızların Altın Orda ile olan ilişkileri sonucunda 981 Bu etnik ad Baçman, Bıçman, Buşman biçimlerinde tarihi belgelerde yer almıştır. Baçman sözü etimolojik olarak birbirine çok yakın anlamları içermektedir. Eski Türkçe'nin Sözlüğü'nde "Basaman" biçiminde bir isim kaydedilmiştir. Bu sözün manası elebaşı, reis, kabile reisi, aşiret reisi, kuzey ülkesinin koruyucusu, hamisi anlamlarında verilmiştir. Bkz: DTS, s. 85. Baçman sözünün aslı Basaman olabilir. Bu isim Moğol devri kaynaklarında geçtiğine göre onlara Moğollar tarafından verilmiş olması mümkündür. Düşman olarak gördükleri için de Basaman terimiyle bunu ifade etmiş olabilirler. Baçman etnoniminin Kırgızca telaffuzu Bıçman şeklindedir. Bıçman sözüne yakın "bıçkın" biçiminde Türkiye Türkçesinde bir söz vardır. Bu söz "korkusuz'', "gözü pek", "yürekli", "cesur" anlamlarına gelmektedir. Argo anlamı ise "külhanbeyi", "kabadayı" anlamlarını ifade etmektedir. Bkz:: TS, C. 1, s. 1 8 1 ). Tarih-i Cihangüşa'da Baçman bu sıfatlarda tasvir edilen biridir. Basaman ve Bıçkın sözlerinin anlamları birbirine çok yakındır. Bize göre Basaman ve Bıçkın sözleri lehçe farklılıklarından ileri gelse gerektir. 984

Kuzeev, Proishojdeniye. . , s. 46 7.

9"

Kuzeev, Proishojdeniye. . , s. 59-60.

986 Kuzeev, Proishojdeniye .. , s. 1 79. 987

Abramzon, Etniçeskiy sos/av kirgizskogo naseleniya. . , s. 5 1 .

'" Karataev, Kırgız eınonimder. ., s . 57. 989 Bacman'a yapılan bu saldırı 1 236-37 yılının başında oldu. Ata Melik Cuveyni, Tarih-i Cihanguşa (Çev: Mürsel Öz/ürk) Ankara, 1 998, s. 447-448; Tizengauzen, Sbornik maıerialov. . , T. il, s. 35.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 183


Baçman boyu Kırgızların içine girmiştir. Kıpçaklarda boy adı olarak bu­ lunmamasına rağmen Başkurtlarda yer adı olarak Buşman-Kıpçatskaya şeklinde bulunması bu etnik adın Kıpçaklarda da kullanılmış olabile­ ceğini göstermektedir. Çünkü yer adları ilminde bir teze göre boylar yerleştikleri yerlere adını vermiştir. Buşman-Kıpçatsakya teriminde de bunun izleri görülmektedir.

Karlı / Kardı Karlı boyu hem Kıpçak boyu arasında, hem de Kırgız boyları ara­ sında yer almaktadır. İpatevskaya Letopis'te Kobay Kobyak Karlıeviç {1 1 83} olarak kaydedilmiştir. Bu bilgiden Karlıların Kobyak'ın bağlı olduğu boy olduğu anlaşılmaktadır990• Kırgız boylarından Kutçu etnik grubunun içinde de Kardı (Karlı) adlı bir oymak bulunmaktadır991 • E. Törekan uulu'nun şeceresinde bu oymağa Kuşçu içinde yer verilmiş­ tir992. Kırgızların en eski boylarından biri olan Kuşçu'nun içinde bu­ lunan Karlı boyunu Karluklarla ilişkilendiren araştırmacılar da vardır. Her ne kadar Kaluklarla ilgili gibi görünse de bu etnik adın Karluklarla ilgili olması şüphelidir. Deşt-i Kıpçak'ta Knez (Han) adı olarak bulun­ ması etnik adın Kıpçaklarla ilgili olduğunu göstermektedir. Rus yıllık­ larından başka Karlıların eski dönemi ile ilgili bilgi veren bir kaynak yoktur. Fakat buna rağmen onların Kırgız boyları arasına Altın Ordu­ nun yıkılması neticesinde Kırgızların içine girmiş olan bir boy olduğu­ nu tahmin etmek mümkündür.

COGRAFİ AD VE BOY ADI OLARAK BULUNAN ETNİK ADLAR Koçkar (Koçkor) Koçkar adının Kaşgarlı Mahmud'un XI. yüzyılda yazmış olduğu di­ vanında "Koç" anlamına geldiği yazılmıştır993• Kuman-Kıpçak sözlüğü Codex Comanicus'da {1 303} da Koçkar Kaşgarlı'daki manaya, yani "koç"

""°

Rasony, Kuman Özel Adları ... , s. 1 1 0.

""' Vinnikov, Rodoplemennoy sos/av i rasselenie.. , s. 1 56; Karataev, Kırgız eınonimder. . , s. 99. "'' Törökan uulu, Sol kanat... , ""' DLT, C. I, s. 32 1 .

1 84

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

s.

1 4.


anlamına gelmektedir994. Bu isim, Türk halkları arasında kişi adı ve yer adı olarak da sık geçmektedir. L. Rasony'nin tespit ettiği Kuman özel

1180

adları arasında da Koçkar adı mevcuttur. İpatev yıllığında yılında Çernigov boyarının adının Koçkar olduğu yazılmıştır995. XI. asrın son­ larına doğru Harezmşah unvanı ile zikredilen bir Harezm valisinin adı da İkinçi b. Koçkar' dır. Kaynaklar İkinci996 b. Koçkar'ın Harezm'i Sel­ çuklular adına idare ettiğini bildirmektedir997. Moğollardan önce Tür­ kiye'nin Sinop şehrinde Emir Beklemiş bin Emir Taybuga bin İlbasmış

1 2 80

bin Koçkar bin Oğulbek bin Beşbek'in yılına ait türbesi bulun­ maktadır998. Bu kişinin adlarında geçen İlbasmış, Oğulbek ve Beşbek isimlerine genellikle Kıpçaklar arasında rastlanmaktadır. Çünkü Oğuz lehçesinde konuşanlar İlbasmış demezler İlbasar derler. Dolayısıyla bu kişinin Kıpçak olduğu anlaşılmaktadır. Fakat buradaki Koçkar adının boy adı olmayıp şahıs adı olduğu açıkça bellidir. Koçkar adı Kırgızla­ rın Bargı, Börü, Döölös, Çekir Sayak boyları içinde yer alır ve Kırgı­ zistan'daki birkaç yerin coğrafi adıdır999. Aynı zamanda bu ad, Manas destanında da geçmektedir1000• Etnik ad Altaylılarda (Altay Kişi) Koç­ kor-Munduz biçiminde vardır1001 • Altaylılardaki Koçkar Munduz, Kır­ gızların Munduz boyunun içinde Kotkor Munduz biçiminde yer almış­ tır. Kotkor, Koçkor'un farklı telaffuzudur, yani Koçkarla aynıdır. Bunun yanısıra Kırgızlarda İçkilik grubunun büyük boylarından Koçkar Teyit boyu da vardır. Demek ki, Teyit boyunun içine de Koçkorlar girmiştir. Bu durum Koçkorların Kırgızlar içindeki oynadığı rolü göstermektedir. Kazaklarda da etnik ad ve coğrafi ad olarak çok sık kullanılmıştır1002• V.

"°'

Codex Cumanicus . . ., s. 264; K. Grönbech, Kuman Lehçesi. . . , s. 1 1 3 .

"° '

İpatyevskaya /etopis, s . 4 1 6.

996

M inorsky kelimeyi Ekinci, Bartold (Turks, 324) İkinci okuyor. F. Köprülü Abd ü' l-Vasi'-i Cebe­ li'nin bir şiirini istişhad ederek //kinci tarzında okunmasını uygun buluyor. (Belleten, V/I 2128. (1943) s. 263). 997

V. V. Bartold, IA., C. 5/ 1 , 1 997, s. 264; F. Köprülü, İA, C. 5/ 1 , 1 997, s. 266.

"°' Z. V. Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, Eski Devirlerden XVI. asra Kadar, C. 1, İstanbul, 1 970, s. 3 1 9320; H. Hilmi, Sinop Kitabeleri, Sinop, 1 923, s. 33. """ İsaev-Sıdıkov, "«Manas» eposundagı cer-suu anarı cönündö" // Eho nauki. lzvesıiya NAN AR,M 2. 1 995. s. 28. 1 000 İsaev-Sıdıkov, "«Manas» eposundagı cer-suu attarı .. ", s. 28.

1001 Baskakov, Eınonimı altaytsev .. ., s. 2 1 . Ayrıca O. T. Molçanova 'nın tespitlerine göre bazı yer adları Koçkar ve Koşkor biçimlerinde Altaylarda da bulunmaktadır. Bkz: Molçanova, Sutruktumıe tipı tyurkskih toponimov. ., s. 2 1 5.

1002 Kazaklarda değişik biçimlerde bu etnik ad oldukça yaygındır: Şapıraştı (Koşkar), Suan (Koş­ kar), Argın (Koşkar), Nayman (Koşkar), Konırat (Koşkarbay), Kerey (Akkoşkar), Karakesek (Baykoşkar. Koşkarbay. Bay Koşkar. Akkoşkar. Şalkoşkar) Beriş (Baykoşkar), Aday (Koşkar), Şömen (Koşkar), Tabın

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1 1 85


V. Radlof 'un verdiği vilgilere göre Koçkar (Koçkar) Orta Cüz Kazakla­ rından Argın boyunun bir oymağıdır. Bu etnik grup İrtiş, İşim, Tobol nehirleri arasında yaşamıştır. Teleütlerin Telenget boyları arasında da Koçkor Munduz adlı bir oymak vardır1003 Bu ismin genellikle Altaylı­ lar, Harezmşahlar, Memlükler, Kırım, Başkurt, Kazaklar arasında isim olarak Kırgızlar arasında da etnik grup ve yer adı olarak geçmesi ismin Kıpçaklara ait olduğunu göstermektedir. Karakalpak ve Nogay boyları içinde bulunan Kos-Tamgalı1004 boyunun da bununla ilgisi olabilir. Koç motifi, Kırgız, Kazak ve Kıpçaklarda büyük öneme sahiptir. Bu halkla­ rın etnografyasında Koç motifleri geniş yer almıştır. Eski Türklerle de ilişkisi olan bu motif, diğer Türk halklarında da kullanılmıştır. Ev, gi­ yim eşyaları ve mezar taşlarında "koç motifi" çok kullanılmıştır. Kırgız arkeologu K. Ş. Tabaldiyev Kırgızistan'ın değişik yerlerinde, özellikle VIII. asra ait koç motifli şekiller bulmuştur1005• Bu koç motifleri, Koç­ kar vadisinde yaşamış olan Türgeşler dönemine ait olmalıdır. Bu ya­ zılar, Kırgızistan topraklarında yaşayan boylar tarafından koç motifle­ rinin sık kullanıldığını göstermektedir. Demek ki koç motifi Kırgız ve Kıpçak kültürünün önemli unsurlarındandı. Bize göre bu boyun adı ongun inancından ortaya çıkmıştır. Yukarıda da zikredildiği gibi bazı hayvanların ongun hayvan olarak Türk halklarında önemi büyüktür. Bu hayvanlardan biri de "koç"tur. Koçkor (Koçkar) boyunun eski etnik gruplardan olduğu Altaylılar arasında bulunmasından anlaşılmaktadır. Koçkor boyu ile ilgili elde edilen bilgilerden Kırgız ve Kıpçakların çok eski zamanlardan beri siyasi ve kültürel ilişki içinde oldukları anlaşıl­ maktadır. Koçkor boyunun doğrudan Altay'lardan gelmeleri akla daha yatkındır. Çünkü hem Altaylılarda, hem Kırgızlarda hem de Teleütler­ de Koçkor Munduz boyu vardır. Batı Deşt-i Kıpçak'ta boy olarak Koçkor ne Nogaylarda, ne de Başkurtlarda vardır. Ama isim olarak Batı Deşt-i

(Koşkar) biçimlerindedir. Bkz: Beysenbayulı, Kazak şeciresi.. , s. 1 1 8, 1 1 9, 1 2 1 , 1 28, 1 29, 1 32, 1 3 8, 140, 145, 1 47, 1 49, 1 50, 1 56. Coğrafi ad olarak çok sayıda dağ ve ınnağın adı olarak kullanılmıştır. Koşkarata biçiminde ırmak adıdır. Bkz: Koyçubaev, Kratkiy tolkoviy slovar. ., s. 1 5 1 ). 100' V. V. Radloff, Sibirya 'dan (Çev: Ahmet Temir), C. 1. Ankara, 1 994, s. 2 1 7, 226, 229. 1004 Jidanko, Oçerki istoriçeskoy eınografıi .. , s. 1 65 ; R. H. Kereytov, Etniçeskaya isloriya nogaytsev. Stvaropol, 1 999, s. 1 54. Kos-tamgalı boy adındaki "kos" sözü iki anlamına gelmektedir. Mesela Kıpçak­ ların bir damgasının adı il kos eliftir. Damgada koç boynuzu olduğu için bu söz kullanılmış olabilir. Bize göre Koçkor sözü "kos" sözü ile çok ilgili değildir. Yukarıda da belintiğimiz gibi koç totem inancından ortaya çıkmıştır. 1 00' U. S. Hudyakov, K. Ş. Tabaldiyev, Petrog/yh< Kara-Too, KTMÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:5, Bişkek, 2003, s. 40-57.

186

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kıpçak sahasında yaygın olarak kullanılmıştır. Koçkar adı Doğu Kara­ deniz'de de yer ve sülale adı olarak bulunmaktadır1006• Koçkar, Doğu Karadeniz'e Gürcistan üzerinden gelen Kumanların bir boyu olmalıdır. Ayrıca Doğu Karadeniz'in büyük dağlarından birinin adı da Kaçkardır. Kaçkar, Koçkar, Koçkar adlarının değişik telaffuzu olmalıdır. Koçkar adının Kuman adları arasında bulunması ve Harezmşahlar zamanın­ da bir Kıpçak valisinin ismi olması onların Kıpçakların içinde bir boy olduğu anlamına gelebilir. Bunu özellikle Ekinci bin. Koçkar adından anlıyoruz. Kırgızlar içinde de yukarıda zikrettiğimiz gibi değişik boylar arasında çok sayıda Koçkar ve Koçkar adıyla ilgili başka etnik grup ad­ ları vardır. Bu durum Kırgızlarla Kıpçakların Koçkar boyu vasıtasıyla da ilişki kurduklarını göstermektedir.

Saray Kırgız ve Kıpçak boyları arasında bulunan boylardan biri de Saray boyudur. Özbek-Kıpçaklarında Kıpçak-Saray boyu1007 adıyla bilinen Saray büyük etnik gruplardandır. Bu boyun kökenine orta asırlarda­ ki Deşt-i Kıpçak Türk boyları ile ilişkili olarak bakmak mümkündür. Ancak Kırgızlarda S . M. Abramzon ve S . Attokurov'un şecerelerinde Bargı boyunun içinde de Saray oymağı bulunmaktadır1008• Y. R. Vinni­ kov, Saray boyunu Adigine boyunun içinde göstermiştir1009• Kırgız ali­ mi Camgerçinov da Saray boyuna Adigine ve Monguş boyları içinde yer vermiştir1010• Bununla birlikte Kırgızlardaki Saray boyunun Özbek1 006 Bilgin, Doğu Karadeniz .. , s. 1 78. 1 00' Kıpçak-saray boyu içinde bulunan Aba.klı, Kancıgalı, Koçkor, Karga-ayak, Kırk-ayak, Toru gibi boylar Kırgız boyları arasında da mevcuttur. Özbek Kıpçaklarının Kıpçak-saray boyunun içinde yer alan Kancıgalı boyu Kırgız Kıpçak boyunun içinde de aynı biçimde yer alır. Kıpçak-saray boyunun içinde bulunan Abaklı boyu Kırgız Çekir Sayak boyunun Kurmankoco grubunun içinde Abak biçiminde bulunur. Kazaklarda Abak boyu büyük boylardan olup Abak, Abak-Kerey, Abak tarak biçimlerinde mevcuttur. Manas destanında da Abak boyu Alçınlarla birlikte zikredilmektedir. Kıpçak-saray boyunun içinde yer alan Koçkar boyu Kırgızların Bargı, Börü, Döölös, Çekir Sayak boylarının içinde Koçkar, Teyit boyunun içinde ise Koçkar Teyit biçimlerinde yer almaktadır. Karga-ayak boyu Kırgızların Monoldor, Çekir Sayak boylarının içinde Hakas (Harga), Türkmen, Kazak, Ôzbek-Konurat, Başkırtların içinde Azerbaycan'da "Gargalı" biçiminde vardır. Kırk-ayak boyu Kırgız Cookesek boyunun içinde Kırk uruu, Kırk baatır, Kandı boyunun içinde Kırk batır, Saruu boyunun içinde Kırk uul, Sarbagış boyunun içinde Kırk uruu biçimle­ rinde vardır. Toru boyu, Kırgız boylarından Bargı, Börü, Çerik boylarının içindedir. Ayrıca Kırgız boyla­ rından bazılarının isimleri de Toru sözü ile yapılmıştır. Toru Aygır, Toru Oyçu, Toruk, Torutay gibi. Daha geniş bilgi için Toru Aygır maddesine ve şu eserlere bkz: Abramzon, Kırgız cana Kırgızsıan ıarıhı ... , 1 999, s. 754; Şaniyazov, K elniçeskoy istorii.. , s. 1 24; Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki.. , s. 1 64. 1 008 Abramzon, Kirgizı i ih eınogenetiçeskie ... , s. 70. """' Vinnikov, Rodop/emennoy sos/av i rasselenie.. , s. 1 8 1 . ı oıo

B . D . Camgerçinov, Oçerk poliliçeskoy istorii Kirgizii XIX veka, Frunze, 1 966.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

18 7


lerdeki Kıpçak-Saray boyu ile ilişkili olduğu da görülmektedir1011• Ta­ rihi kaynaklarda da Saray göçebe Özbeklerin (XVI. asır) bir boyu olarak gösterilmiştir1012• Bu etnik ad, yer adı olarak da Özbekistan'ın Andican ve Şarihan bölgelerinde mevcuttur1013. XVIII-XIX. yüzyıllarda Fergana bölgesinde Saray boyunun ''Ak.buralı-saray", "Karkaralı saray" , "Kancı­ galı-Saray" oymakları göç etmişlerdir1014. XIX. yüzyıl başında yazılan "Buhara Hanlığının Tasviri" adlı eserde Saray boyu Özbek boyları için­ de gösterilmiş, Semerkand ile Karşı şehirleri arasında göç ettikleri ya­ zılmıştır1015. Yukarıda adı geçen etnik grupların birinci ögeleri (yani Ak­

buralı, Kancıga/ı, Karkaralı) bugünkü Kırgızlarda ve Kırgızistan'da boy adları, askeri çağrılar, yer su adları olarak bilinmektedir. Saray boyu­ nun Kırgızların etnik birliğine XVIII-XIX. asırlarda Kırgızlarla Özbekle­ rin, yarı göçebe Taciklerin arasında cereyan eden ilişkiler neticesinde girdiği sanılmaktadır1016. Kıpçak ve diğer boyların yerleştiği Kırım ya­ rım adasında Saray etnik adı Saray-Ming biçiminde korunmuştur1017• Nogayların içinde de Saraylı ve Saray boyları bulunmaktadır10ıe. Bu et­ nik ad, Rusların Polovets diye adlandırdıkları Kıpçakların Altın Ordu Devleti zamanında yaşadıkları yerden gelmiş olmalıdır. Orada yaşa­ dıklarında Kıpçak adıyla biliniyorlardı. Altın Orda'nın yıkılmasından sonra Saray şehrinden ayrıldıkları, bir kısmının orada kaldıkları sanıl­ maktadır. Çünkü yukarıda da zikrettiğimiz gibi Saray etnik adı Nogay­ larda ve Kırım Tatarlarında da bulunmaktadır. Nogaylar bugün tarihte­ ki Saray şehrinin bulunduğu yerlerde yaşamaktadırlar. Demek ki, bu boyun bir kısmı sonraki devirlerde XVIII-XIX. yüzyıllarda Kırgızların içine girmiştir. Saray adı Kırgızlarda hanın yaşadığı ev manasındadır. 1011 Özbeklerin Kıpçak-Saray boyu içinde Tokbay adlı bir oymak bulunmaktadır. Bu oymak, Kırgız boyları içinde de yer almaktadır. A. D. Grebenkin'in yazdığına göre Tokbay boyu Saray boyundan ay­ rılmış bir gruptur. Bkz: A. D. Grebenkin, Uzbeki-Ru.vskiy Turkesıan. Sbomik izdannıy po povodu poli­ ıehniçeskoy vıstavki. Vıp. il. Xoskva, 1 872, s. 89; S. S. Gubaeva, Etniçeskiy sos/av naseleniya Ferganı v kontse XIX naçalı!" vv. Taşkent, 1 983, s. 64. Babumame'de zikredilen Muhammed Andicani'nin bu oymaktan olduğunu S. S. Gubaeva yazmıştır. Babumame'de bu boyun Fergana bölgesinde yerleştiğinden de söz edilmiştir.

'°" Maıerialı po ;,,rolii kirgizov i Kirgizii.. , s. 2 1 1 . Saray eınonimi Macmu at-tavarih 'ten başka Tuhfat at-tavarih-i hani ve Zakir Çormoşev'in boylar listesinde de kaydedilmiştir. Demek ki, XVI. asırda Saray boyu Fergana bölgesine intikal etmiştir. ıoıı 10" 10" 1016 1011

'°'"

188

1

Gubaeva, Eıniçeskiy sos/av naseleniya Ferganı .. , s. 64. S. S. Gubaeva, Naselenie Ferganskoy dolinı v konıse XIX-naçale-XX vv. Taşkent, 1 99 1 , s. 32,33. Hanıkov, Opisanie Buharskogo. .. , s. 60,64. Abramzon, Kırgız cana kırgızsıan ıarıhı.. , s. 630. Lezina-Superanskaya, "Ob eınonimah Krıma.. . ", s. 8 1 . Baskakov, Nogayskiy yazık . . . , s . 1 32, 1 42.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Edige Destanında da han şehri olarak tasvir edilmiştir1019• Tarihte bili­ nen Saray şehri de bu amaçla kurulmuştur. Bize göre bu ad, Saray şeh­ rinin adından Saraylı, Saray şehrinden gelen manasında bu etnik gru­ ba ad olarak kendileri veya çevrelerindeki kişi veya halklar tarafından verilmiş olabilir ya da Saray şehrinin adını yaşatmak için buradan göç eden Kıpçaklar bu ismi almış olabilirler. Osmanlı Tahrir Defterlerinde1020 {1 453-1 650} kayıtlı çok sayıda saray ve saray sözünden yapılmış yer adları bulunmaktadır. Osmanlılar zamanınında Kafkaslardan gör eden Tatarlar, Nogaylar, Kumuklar arasında Saray boyunun mensupları da Anadolu'ya gelmiş olabilirler.

Tokmok Kırgızların Avat ve Sayak boylarının içinde bulunan Tokmak etnik grubu Kırgız ve Kıpçakların ilişkilerinde önemli rol oynayan boylar­ dandır. . Yer adı olarak da Kırgızistan, Kazakistan ve Güney Rusya'da rastlanmaktadır. B. Ahmedov'un yazdığına göre Tokmak etnik adı ilk defa Moğol tarihinin önemli kaynaklarından Altan Tobçi'de Tungmak biçiminde {1220} yer adı olarak geçmiştir. Altan Tobçi üzerinde çalı­ şan alim G. Gumboz burada geçen Tungrnak'ın Kıpçak boyu olduğu­ nu tahmin etmektedir. Daha sonra, 1425 yılında Şerefeddin Yezidi'nin "Zafernamesi"nde Tokmak adı yer almıştır1021• Etnik adı bazı araştır­ macılar, XIVXV. asırlarda Deşt-i Kıpçak'tan göç eden "Tokmak" denen boyun özel adı ile ilişkilendirmektedir1022• Farklı bilgilerde bu özel ad ile boy-devlet birliğinin ifade edildiğini bildiriliyor1023• Kırgız alimi S . Ömürzakov, X V. asrın 50-60 yıllarında Çüy bölgesinde geçici olarak göç eden iki yüz bin Kazak-Özbek boyunun içinde "Tokmak" adlı boy olmasının mümkün olduğunu ifade eden bir görüş ileri sürmüştür1024• 1 5 74 yılında Ordoslu Moğollar, Çeçen Kontayci ve Buyan Batır gibi Kontaycilerin idareciliği altında Kazakların Tokmak boyuna karşı savaş açmıştır1025• Tokmaklar bu dönemde Tarbagatay'da göç etmekteydiler. 1 01 • İdegey, Taıarskiy naradnıy epos, Kazan, 1 994, s. 1 . 1 020 H al açoğlu, Anadolu 'da Aşiretler.., s. 270 1 . ıoıı B . Ahmedov, " O roli pismennih istoçnikov v izuçenii etnogeneza uzbekskogo naroda"I/ Obşçesvennıe nauki v Uzbekstane, No: 1 2, 1 98 1 , s. 1 2, 45.

U. Umuızakov, Eınogeneliçeskiy zameıki o nekoıorıh loponimah Kirgiziill OK, 1 985, s. 1 5. 10" Ahmedov, O roli pismennih istoçnikov.. , s. 45, 402; Petrov, Proishojdeniye Kırgızkogo ... , s. 37. 1024 Umuızakov, Eınogeneıiçeskiy zametki .. ., s. 1 5. ıoıı S.

10" Karataev, Kırgız eınonimder. . . , s. 1 74.

Kırgız, Kıpçak Boy ve Oymakları Arasındaki İlişkiler

1

1 89


Tokmakların bazı bölüklerinin bu bölgede (Ceti su bölgesi} kaldığını XVII. asır Rus kaynaklarının Altay Kırgızlarının ve Tokmakların yerle­ rini Oyratlar aldılar şeklindeki bilgilerinden anlamak mümkündür1026. Kazak alimi Şakerim Kudayberdiuulı, Tokmak boyunu Nayman oy­ makları içinde göstermektedir1027. Benzerleri Türkmenlerin içinde var­ dır1028. Tokmak etnik adının etnik ad ve yer adı olarak Kırgızların içine XVII. asrın sonlarına doğru girmesi mümkündür1029. Bizim düşüncemi­ ze göre de böyle olması gerektir. Ayrıca Altay boy ve oymakları içinde Tokpok biçiminde bu boy bulunmaktadır. Osmanlı Tahrir Defterlerin­ de Tokmak boyu Anadolu Türkleri arasında da Tokmak Cemaati adıyla kaydedilmiştir1030.

1 02• A. R. Burkovskiy, "Borba kirgizskogo narodov za sboyu nezavisimost" il Sıranı istorii i materialnoy kuttun kiıgizistana, Frunze , 1 975, s.76. 1027 Kudayberdi uulu, Rodoslovnaya tyurkov .. ., s. 74. 102• 102•

Ataniyazov, Slovar Turkmenskih . . ., s. 1 1 4.

Umurzakov, Etnogenetiçeskiy zametki.. , s. 1 5. 1010 Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. . . , s. 1 286.

1 90

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


DÖRDÜNCÜ BÖLÜ M

DESTANLARDA KI PÇAK KI RG IZ İ LİŞKİLERİN İ N GÖRÜNÜŞÜ



Tarih araştırmalarında, özellikle yazılı tarih geleneği zayıf olan halkların tarihinin araştırılmasında destanların kapsadığı bazı bilgiler yardımcı malzeme olarak kullanılmaktadır. Destanların, tarihi efsane­ lerin vs. yardımcı tarih materyali olarak kullanılmasının metotları L. P. Potapov ve S. M. Abramzon'un eserlerinde ele alınmıştır1031• Tarihi kay­ naklardan elde edilen bilgilerle destanların tarih ile ilgilerinin sağlam bir şekilde mukayesesi yapıldığında bunun faydalı olacağı gösterilmiş­ tir. Destanlar milletlerin en kıymetli kültür hatıralarıdır. Kırgız ve Kıp­ çak halkları tarih boyunca hayatlarını destanlaştırmakla geçirmişlerdir. Destanlar efsanelere konu edilerek hayli değişikliğe uğramış tarihi olayların izlerini taşırlar. Aynı zamanda olağanüstü nitelikler kazan­ mış bir kahramanın da zengin hayatını kapsarlar. Des tanların oluşu­ munda bir takım dönemler vardır: Birinci dönemde, milletin müşterek şuurunda ve hayal gücünde iz bırakmış birtakım tarihi olaylar ve bu olaylar içinde yüceltilmiş kahramanlar görülür. Bu olay ve kahraman­ lara her çağda yeni olaylar ve kişiler eklenir, aynı zamanda o çağın ta­ rihi özellikleriyle benzerlikler taşır. İkinci dönemde bunların yeni ne­ sillere aktarılması işi gerçekleşir: Sözlü olarak başlatılan bu gelenek şairlerin çalgıları eşliğinde söyledikleri şiirler bütününe dönüşür. Tabii ki, şairler de bu efsaneler zincirine kendilerince öz ve biçim yönün­ den yeni eklemeler yaparlar. Üçüncü dönemde bu sözlü geleneği güçlü bir şair şiirler bütünü halinde derler, gerekiyorsa yeniden nazma çeker, böylece destan bütünlüğünü kazanmış olur1032• Milletlerin soy özellik­ leri, toplumsal yapıları, ülküleri, milli değerleri, gelenek-görenekleri vb. üzerinde yapılacak araştırmalarda ilk temel kaynaklarını destanlar oluştururlar. Destanların milletin tarihi ile ilişkisi olduğu bilinmekte-

'°" S. M. Abramzon, L. P. Potapov, "Narodnaya etnogoniya kak adin iz isıoçnikov dilya izuçeniya etniçeskoy i sostyalnoy istorii " //SE, No:6, 1 973, s. 29-30. '"" Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. il, İstanbul, 1 997, s. 264.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1 193


dir. V. M. Jirmunskiy, destanların halkın geçmişteki tarihini, kahraman­ ların ideallerini, yer ve zaman vasıtasıyla gösterdiğini belirtmiştir. E. M. Meletinskiy de destanları tarihi yaşayış olarak değerlendirmiş ve bazı tarihi gerçekler için belge olduğunu ifade etmiştir1033•

OGUZ DESTANI'NDA KİTAB-I DEDEM KORKUT,TA VE MANAS DESTANI'NDA KIRGIZ KIPÇAK İLİŞKİLERİNİN GÖRÜNÜŞÜ Kırgız, Kıpçak ilişkilerinin bazı dönemleri tarihi kaynaklarda ya hiç yoktur, ya da çok az yer almaktadır. Kırgız ve Kıpçakların tarihi ve sos­ yal yaşantıları onlarla ilgili destanlara aksetmiştir. Bize karanlık olan, kaynaklarda yer almayan birçok olayı bu destanlarda bulunan yer ad­ larından ve önemli olaylardan çıkarmamız mümkündür. Kıpçaklar, kendileri destan yaratmamış olmalarına rağmen birçok halkın destanlarında yer almışlardır. Bu durum gerçekten düşündürü­ cüdür. Fakat onların değişik halkların destanlarında görülmesi Kıpçak­ ların bu halkların oluşumunda oynadığı rolü göstermektedir. Tüm Orta Asya halklarının oluşumunda Kıpçakların payı vardır. Birçok bilim adamı onların Altınordu Devletinin yıkılmasıyla yok olduklarını ileri sürmüşlerdir. Oysaki bunun böyle olmadığını onların çeşitli halkların destanlarında yer almaları göstermektedir. Kendileri Mısır'daki Mem­ luk ve Hindistan'daki Delhi Sultanlıkları dışında siyasi bir oluşum ola­ rak tarihin hiçbir döneminde devlet kuramamışlardır. Buna rağmen Ka­ zak, Kırgız, Özbek, Tatar, Başkurt, Karakalpak, Kumuk, Karaçay-Balkar, Güney Sibirya halkları, Macar, Bulgar, Romen, Gürcü, Türkiye Türkle­ ri1034 ve hatta Türkmenler olmak üzere birçok halkın etnik oluşumun­ da önemli rol oynamışlardır. Adlarını zikrettiğimiz bu halkların içinde bugün de Kıpçak boyları yaşamaktadır. Demek ki, Kıpçaklar bu halk­ ların etnik oluşumunda ve tabii olarak da manevi değerlerinde etkili olmuşlardır.

'°" Jirmusnky, Narodnıy geroiçeskiy epos . .. , s. 1 95; E. M. Meletinskiy, Proishojdenie geroiçeskogo eposa, Moskva, 1 963, s. 1 3 .

"" Eski Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun "Anadolu'da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650)" adlı değerli eserinde Kıpçaklar, Anadolu'da Türkmenlerden (39.028) sonra en çok boy ve oymağa (264) sahiptir. Bkz: Halaçoğlu, Anadolu 'da Aşiretler. ., C. 1, s. XXVll.

194

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kıpçaklardan bahseden önemli destanlardan biri de Oğuz Desta­ nı' dır. Destanın nerede ve ne zaman yazıya geçirildiği hakkında bil­ gi bulunmamakta, fakat destandaki özelliklerden, tarihi izlerden yola çıkarak ilim adamları tarafından çeşitli tahminler yapılmaktadır. Bun­ lardan üstat P. Pelliot, V. V. Barthold'a dayanarak ve Uygurca Oğuz Des­ tanı'nın dil özelliklerini de göz önüne alarak Uygurca Oğuz Destanı'nın Turfan'da 1 3 00 yıllarına doğru kaleme alındığını, XV. yüzyılda da bir Kırgız bölgesinde sadece imlası değiştirilerek düzenlendiğini ileri sür­ mektedir1035. Faruk Sümer ise XII. yüzyıldan sonra Uygurca olarak ve az da olsa Moğolca kelimelerin de olması sebebiyle İran'da Gazan Han ve halefi zamanında yazılmış olabileceğini iddia e tmektedir1036. Bu görü­ şünü de destanda geçen Uygur, Kangh, Kıpçak, Karluk ve Kalaçlardan, Kanlıların XII. yüzyılda ortaya çıkmalarına, destandaki Altun Kağan ve Çürçet Kağan adları ile 1 1 2 5 'te Çin'e hakim olan Tonguz Hanedanı yani Kinler'in kastedilmesine dayandırmaktadır. Alimlerin büyük çoğunlu­ ğu bu destanın XIV. asırda İlhanlı sarayı çevresinde yazıldığını kabul etmektedirler. 1037 Uygurca Oğuz Destanı Farsça Oğuz-name'ye göre daha eskidir. Onda İslami unsurlar yoktur. Yani Reşideddin'in yazdığı Farsça Oğuz-na­ me'ye göre daha muteber kabul edilmektedir. Kıpçaklardan bahseden diğer bir önemli destan da Uygurca Oğuz Destanı ile aynı dönemlerde İlhanlılar zamanında, İlhanlı veziri Reşi­ deddin'in 1036 naklettiği ve ilim çevresinde Farsça Oğuz Destanı veya Re­ şideddin Oğuz-namesi olarak bilinen destandır. Bu destan da birçok ilim adamı tarafından incelenmiş değişik dillere tercümesi yapılmıştır. Bu incelemelerin en önemlileri Zeki Velidi Togan tarafından hazırlanan fakat yayınlanmayan ölümünden sonra öğrencisi Tuncer Baykara tara­ fından tercümesi ve tahlili yayımlanmış olan Oğuz Destanı'dır1039. Ay-

10" P. Pelliot, "Sur la /egende d'Uguz-Khan . . . , s. 357; V. V. Bartold, ZVORAO, XI, (1899), s. 347 '°" F. Sümer, "Oğuzlara Ait Destani Mahiyetıeki Eserler ", A. Ü. DTCF Dergisi, XVI-XVII, Ankara, 1 959, s. 388. 10" Prof. Dr. Abdulkadir inan, Oğuz Destanının XIII-XIV yüzyıllarda elimizdeki son şeklini almış olabileceğini i fade etmektedir.(A. İnan, Türk Destanlarına Genel Bir Bakış, TDAY, Belleten, Ankara, 1 954, s. 194); Prof. Dr. Faruk Sümer, XIV. yUzyıl başlarında yazılmış olduğunu savunur. (F. Sümer, Türk Desıanları Vll, TDT Dergisi. Temmuz, lsıanbul, 1 992, s. 6).

'°" Raşid ad-Din, Sbornik leıopisey, Perevod L. A. Hetagurova, Moskva-Leningrad, 1 952. 10"

Z. V. Togan, Oğuz Desıanı, Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul, 1 972.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

1 95


rıca Faruk Sümer'in 1040 ve K. Jahn'ın 1041 Farsça Oğuz destanı üzerindeki çalışmaları ve Bahattin Ögel'in 1042 karşılaştırmalı çalışması önemlidir. Oğuz destanları silsilesinin üçüncü halkasını Dede Korkut destanla­ rı oluşturmaktadır. Dede Korkut Kitabı, 'Dedem Korkut'un Kitabı' veya asıl adıyla 'Kitab-ı Dedem Korkud ala lisan-ı taife-i Oğuzhan' Oğuz­ lardan kalan diğer destan parçalarıdır. V. V. Barthold kitabın bir ara­ ya getirilmesinin 1. Sultan Beyazit {1 3891 402} devrinde olduğunu ileri sürmektedir1043. Ona göre Kitab-ı Korkut, XV. yüzyılda Kafkasya'da te­ şekkül etmiş ve XVI. yüzyılın sonunda yazıya geçirilmiştir. O, bu desta­ nın Kafkasya dışında meydana gelmiş olabileceğine ihtimal vermemek­ tedir1044. Ona göre bu destan Azerbaycan, Kafkasya ve Anadolu'nun Türkleşmesi dönemine denk gelen yani Selçuklu İmparatorluğunun hüküm sürdüğü XI-XII. yüzyıllarda1045 Oğuzlar tarafından Sırderya sahillerinden batıya nakledilmiştir. V. M. Jirmunsky'e göre Dede Kor­ kut Destanı batıda Konstantin Porfirogenetos, doğuda Mesudi, İstahri, Mervezi ve diğer kaynaklarda söz edilen Oğuzlarla Peçenekler (Becene} arasındaki uzun ve kanlı mücadelelerin tarihi hatıralarını canlandır­ maktadır1046. Faruk Sümer, Dede Korkut destanlarını XIII. yüzyılda Mo­ ğol istilası sonucu Anadolu'ya gelen Türkmenlerin ataları Oğuzlara ait hatıralar olarak beraberlerinde getirdiklerini ileri sürmektedir1047. Bart­ hold ve Sümer'in destanın Anadolu'ya gelişi hakkındaki görüşlerinin arasında 100 yıllık bir fark vardır. Aslında bu görüşlerin ikisi de doğru­ dur. Çünkü bu destanlar ilk olarak Selçuklular tarafından, daha sonra da Moğol istilası sonucunda meydana gelen göçler neticesinde Anado­ lu sahasına gelmiştir. Oğuzların Anadolu'ya yaptıkları bu göç hareket­ leri en az iki yüz yıl devam etmiştir. 1048 1040 F. Sümer, "Oğuzlara Ait Destani... , 1 959. 1 041 K. Jahn, Die Geshichte der Oğuzen de Rash-ed-din. Österreichische Akademie der wissenchafien, Wien, 1 969, 1 042 B. Ôgel, Türk Mitolojisi, (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar}, C. !, Ankara, 1 993, s. 1 45, 1 78. 1 041 V. V. Bartold, ZVO, C.VII, 1 894, s. 205. 1 044 Bartold, Raboıı po istorii ... , s. 485. 104' Bartold, Rabotı po istorii .. , s. 380. 1046 V.

M. Jinnunsky, Sır Derya Boyunda Oğuzlara Dair izler, Belleten, Ankara, 1 999, s. 472.

1 047 F. Sümer, "Türk Destanları Vlf', TDTD, lstanbul, 1 992, s. 6. 1 04• Anadolu kapılarının Türklere açılması 1 07 1 Malazgirt zaferiyle olmuştur. Bu tarihten Moğol isti­

lası sonuna kadar sürekli Orta Asya'dan Anadolu'ya göçler yapılmıştır. Son büyük göç dalgası l 860'1ı yıl­ larda Kafkaslardan gerçekleşmiştir. Bu son göç neticesinde özellikle Dağıstan, Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden çok sayıda göçmen Türkiye 'nin değişik bölgelerine yerleştirilmiştir. Son göçlerde Kıpçaklar

1 96

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Abdulkadir İnan, Oğuz Destanı'nın XIII. ve XIV. yüzyıllarda elimiz­ deki son şeklini almış olabileceğini, Oğuz boylarının henüz Moğolis­ tan'da bulundukları zaman Korkut adı ile ilgili Oğuz Destanı'nın teşek­ kül etmiş olabileceğini ileri sürmüş ve Suret adlı Moğollarda Hurhut oymağı bulunduğunu bu oymağın adının Dede Korkut'u hatırlattığını delil olarak göstermiştir1049• İtalyan alim Ettore Rossi de eserin yazılış tarihi olarak XIV. asrın sonu ile XV. asrın başını göstermektedir1050• Bu araştırmanın ikinci ayağını oluşturan önemli kaynaklardan biri de Manas Destanı' dır. Manas Destanı tarihte ve günümüzde bilinen en uzun destandır. Onu diğer destanlardan ayıran en önemli özelliği Kır­ gız halkının kültürünü, inancını, sosyal yaşayışını, siyasi teşkilatını yansıtmasıdır. Manas Destanı'nda Kırgız'ın her şeyini bulmak müm­ kündür. Manas destanının birçok nüshası mevcuttur. Manas Destanı, Manasçı denilen kimseler tarafından oluşturulmaktadır. Bu Manasçı­ ların içinde en önemlileri Sagımbay Orazbakuulu, Sayakbay Karalaev ve Doğu Türkistan Kırgızlarından Cusup Mamay'dır. Son zamanlarda Manas Destanı ile ilgili Kırgız alimler çok önemli çalışmalar yaparak Manas'ı dünyaya tanıtmaktadırlar. 1051 Manas Des­ tanı'nın tarihi hakkında da farklı farklı görüşler ileri sürülmektedir.1052 Farklı görüşlere rağmen gerçek olan bir şey var ki, bu destanın tarihi dönemini ortaya koymak çok zordur. Çünkü destanda birçok katman bulunmaktadır. Bize göre Kırgız halkının tarihi kadar eskidir. Destanlar hakkında yukarıdaki bilgileri verdikten sonra şimdi de Oğuznamelerin ve Manas'ın değişik nüshalarına, özellikle de Macmu at-tavarih'e V. V. Bartold ve Çakan Velihanov'un verdiği bilgilere da-

diğer göç edenlere göre önemli bir nüfus teşkil etmektedir. Abdullah Saydam, Kırım ve Kafka-' Göçleri (1856-1876), Ankara, 1 997. 104• inan, Türk De,,tanlarına Genel Bir Bakış .. ., s. 225.

ı oıo E. Rossi, "Dede Korkut Kitabı Üzerine Araştırma" (Çev: Mahmut H. Şakiroğlu), Erdem, C. 1 2, Sayı:34, Ankara, 1 999, s. 2 1 1 . ' 0" Manas Destanı dünyanın birçok diline çevrilmiştir. Özellikle Kırgızistan'ın bağımsızlığını alma­ sından sonra devlet ve halk Manas Destanı'nın tanıtılmasına büyük önem vermektedir. Manas Destanı'nın 1 000 . yılı kutlamaları çerçevesinde büyük ve görkemli törenler düzenlenmiş bu törenlere dünyanın birçok ülkesinden devlet adamları iştirak ederek Manas Destanı 'nın Kırgızlar için ne kadar önemli olduğunu bizzat görmüşlerdir. Ayrıca bu etkinlikler çerçevesinde gerek Kırgızistan'da gerek dost ülkelerde Manas Destanı ile ilgili çok sayıda yayın yapılmıştır. ' 0" Bu konu hakkında bkz: Kırgızskiy geroiçeskiy epos Manas. Moskva, 1 96 1 ; Manas geroiçeskiy

epo" kırgızskogo narada Frunze, 1 968, s. 1 76; A. Margulan, Şokan cana "Manas" Almatı, 1 97 1 , s. 88; E. Abdıldaev, « Manas» eposunun tarıhıy önügüşünün negizgi etapları, Frunze, 1 98 1 , s. 55.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1 1 97


yanarak Manas Destanı'ndaki Kırgız-Kıpçak ilişkilerine bir göz atalım: Uygurca Oğuz destanına göre Kıpçaklar, Oğuz'un neslinden değildir ve Oğuzların içine sonradan girme bir kavimdir. Destanda geçen bilgilere göre, Oğuz'un batı seferi sırasında İti/'in geçilmesi lazımdır. Oğuz Ka­

ğan, yanındakilere bu ırmağın nasıl geçilebileceğini sorar. Orduda Uluğ Ordu Bey adlı akıllı bir bey vardır. O ağaçtan bir sal yapar, üzerine ya­ tarak önce kendi geçer daha sonra da sallar ile askerler ırmağı geçer­ ler. Oğuz Kağan buna sevinir ve salı yapan beye "Sana buraları verdim. Adın bundan böyle 'Kıpçak Bey1053 olsun" der. Bu destandaki ifadelere göre Kıpçaklar bu kişiden (Uluğ Ordu Bey M-K} türemişlerdir. Destan­ da Kıpçaklardan başka Kanglı, Karluk, Kalaç gibi birçok Türk boyuna isim verilmesi de işlenmiştir. Yukarıda geçen Uygurca Oğuz destanın­ daki Kıpçaklarla ilgili bilgilerde bazı adlar dikkat çekmektedir. Bunlar­ dan birisi İtil nehrinin adıdır. Tarihi kayıtlara göre Batı Göktürk boy­ larından biri olan Kıpçaklar X. asırda İrtiş boylarındaki Kimeklerin1054 İşim-Tobol vadilerinde oturan bir kolu idi. Kaşgarlı Mahmud onlardan yani Yimek (İmek} kavminden ve bu kavim Kıpçakların büyüğü sayıldı­ ğı halde Kıpçakların kendilerini ayrı tuttuklarından bahseder1055• Bun­ dan o sırada Xl. asrın son yarısı ikili federasyon (Kimek=İki Yimek, 2 İmek} halinde yaşayan Kimeklerde idareciliğin Kıpçak kolunda olduğu anlaşılmaktadır. Uz kütlesinin 1 048'de Balkanlara çekilmesi üzerine Güney Rusya sahasına intikal etmişlerdir. Bu nedenle Rus kroniklerinde Kıpçaklar (Kuman-Polovtsi} ilk defa 1054 yılında zikredilirler1056• İşte bu devirde Kıpçaklar, İdil Nehri civarlarında yerleşmişlerdir. Akdes Nimet Kurat, 1070'lerde Kıpçakların göç sahasının Batı'da İdil boyunu çoktan geç­ tiğini yazmıştır. 1030'larda İdil boyuna geldiklerini sanmaktadır. Kıp­ çakların batı kısmı İdil boyunu geçtiğinde doğu kısmı da Yemek adıyla

1 °" Kıpçak adı için bkz: 1 - S sayfa. Kıpçak etnoniminin çıkışı ve etimolojisi hakkında ilim adamları tarafından çok değişik görüşler i leri sürülmüştür. Fakat bunların için de en ilgi çekeni S. G. Klyaştor­ ny'nin görüşüdür. Ona göre Uygurlar Sir ismini unutturmak için kitabelerde aşağılayıcı ismin kullanılma­ sının gereğine inanıyorlardı. Kıpçak ismini izah etmek için de yeni bir efsane yaratmaya ihtiyaç duydular. Bu efsaneyi Oğuz Destanı 'na yerleştirdiler. (S. G. Klyaştorny, T İ. Sultanov, Kazahstan letopis tryoh tsyaçiletiy, Almata 1 992, s. 127) 10" Hudud al-alam, "The regions of the world", Translated and explained by V. M inorsky, London, 1 970, s. 304-3 1 2 ; F.SUmer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destan/arı, İstanbul 1 999, s. 3 1 .

198

1

'°"

DLT, C. ili, s . 29.

10"

Minorsky, Hudud al-alam . ., s. 3 1 6.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Talas kıyılarında bulunuyordu1057• Bu bilgilerden açıkça anlaşılıyor ki, Kıpçaklar, XI. asrın ilk çeyreğinde İdil kıyılarına gelmiş bulunuyorlardı. Kıpçakların İdil boyuna yaptıkları bu göç, X. yüzyılın sonlarında Oğuz Devletinin yıkılması sonucu gerçekleşmiştir. Yukarıda söz edildiği gibi Kıpçakların bu göçüne hepsi katılmamış, sadece önemli bir kısmı işti­ rak etmiştir. Diğer önemli bir kısmı ise Seyhun, İdil arasındaki bölgede hayatlarına devam etmişlerdir. Doğuda kalan bu Kıpçak kitlesinin XII. yüzyılda Kanglı (Kanklı >Kanglı) adıyla anıldıkları sanılmaktadır1058• Demek ki, destanda geçen Kıpçaklarla ilgili olaylar, Moğol hakimiyeti öncesi devre aittir. Zaten İdil adı da bunu açıkça göstermektedir. XI. asırdan, destanın kaleme alındığı XIV. asra kadar Kıpçaklar, Deşt-i Kıpçak'ta önemli rol oynamışlardır. Gerek Moğol öncesi dönem­ de, gerekse Moğol döneminde Deşt-i Kıpçak'ta yaşayan halkların olu­ şumunda kültüründe, dilinde ve siyasi tarihinde Kıpçakların önemi büyüktür. Destanda konu edilen Oğuz Kağan'ın Urum Kağan'la yaptığı savaş­ tan Kıpçakların batıya geldikleri anlaşılmaktadır. Tarihi kayıtlarda ger­ çekten de Kıpçakların Deşt-i Kıpçak'a geldikleri dönemde doğuda Çin­ liler, batıda ise Bizanslılar ve Ruslar bulunmaktaydı. Urum Kağan'ın kardeşinin Uruz Bey olarak destanda geçmesi de Rusları ifade etmek­ tedir. Ruslarla Bizanslıların din birliği bilinen bir gerçektir. Hem Bi­ zanslılar hem de Ruslar, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebindendir. Kiev Rusyası'nın tanınmış simalarından olan Olga'nın 957 yılında Bizans İmparatoru Konstantin Porfirogennetos'u ziyaret etmek için İstanbul'a geldiğini ve Hristiyanlığı kabul ettiğini, bu nedenle de Rusya'nın Bi­ zans kültür çevresine alındığını, Ortodoksluğu Rusya'da resmi din ha­ line getirdiğini Akdes Nimet Kurat yazmıştır1059• Şüphesiz bu olayların geçtiği X. yüzyıldan sonra da Ruslar ve Bizanslılar arasında evliliklere varan yakınlıklar olmuştur. Uruz Bey'in Urum Kağan'ın kardeşi olarak gösterilmesi de bu fikri kuvvetlendirmektedir. Fakat Bizanslılarla Rus­ ların soy birliği hakkında tarihi kaynaklarda kesin bilgi yoktur. Des­ tandaki olayların geçtiği dönemde Ruslarla Bizanslılar arasında siyasi bir ittifak yapılmış olabilir. Ama bunu ispat edecek elde deliller yoktur. '°'' Kural, IV-XVll/. Yüzyıllarda Karadenizin . . . ,

s. 72-73. '°'' "Kıpçaklar- /", TDTD, İstanbul, 1 994, s. 1 3 . '°'' Kural, IV-XVJJI. Yüzyıllarda Karadenizin . . , s . 23-24.

Deslanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

l

ı 99


Burada dikkati çeken bir durum Uruz adıdır. Bu adı başta Kırgızlar ol­ mak üzere birçok Türk halkı kendi nesillerine vermişlerdir.1060 Reşideddin tarafından kaleme alınan Oğuz Destanı daha çok İslami motiflerle bezenmiştir. Eserde Kıpçaklarla ilgili Uygurca Oğuz desta­ nında olduğu gibi, özellikle onların kökenini ve etnik adını ilgilendi­ ren önemli bilgiler yer almaktadır. Bu bilgiler eserin "Oğuz'un Kılbarak ile Savaşı" adlı bölümde bulunmaktadır. Buradaki kayıtlara göre Oğuz

Kılbaraklar ile yaptığı savaşı kaybeder. Bu savaş esnasında Oğuz'un askerlerinden birisinin hanımı hamiledir. Bu asker savaşta hayatını kaybeder. Savaş alanında kadının doğum sancıları tutar. Kadının sı­ ğınacak bir yeri yoktur. Hemen yakınındaki içi oyulmuş bir ağacın içi­ ne sığınıp çocuğunu dünyaya getirir. Daha sonra bu çocuğu Oğuz'un yanına getirirler ve durumu kendisine anlatırlar. Oğuz çocuğun adı­ m Kıpçak koyar1061 • Burada Reşideddin'in "Kıpçak kabuk kelimesin­ den çıkmıştır. Türk dilinde içi çürümüş ve oyulmuş ağaca derler"1062ve "Kıpçak kavimleri bunun neslinden çıkmıştır" şeklinde verdiği bilgiler de bulunmaktadır. Reşideddin Oğuznamesinde de Uygurca Oğuz Des­ tanı'nda olduğu gibi olaylar aynı bölgede yani Deşt-i Kıpçak' ta geçmek­ tedir. Bunu destanda geçen Hazar Derbendi, Başkurt sözleri tasdik et­ mekte ve destandaki olayların Deşt-i Kıpçak'ta geçtiği belli olmaktadır. Kıpçaklarla ilgili bölüme gelmeden İt barak1063 kavminden bahsedil­ mektedir. Bu kavmin hangi kavim olduğu hala kesin olarak tespit edile­ memiştir. Oğuz'un Kılbaraklar ile yaptığı savaşta yenilmesinden sonra geri çekilirken önlerine büyük bir ırmağın çıktığından ve bu ırmağı sal­ larla yüzerek geçtiklerinden bahsedilmektedir. Buradaki ifadeler, Uy-

1 060 Yenisey Kırgızlarının Kağanının adı Uruz İnal Kağandır. Dede Kotkut destanlarından Salur Ka­ zan hikayesinde Salur Kazan 'ın oğlunun adı Uruz Bey olarak geçmekıedir (0. Şaik Gökyay, Dedem Kor­ kuılun Kitabı, İstanbul, 2000, s. 1 6). 1 374- 1 376 yıllarında hanlık tahtına oturan Altın Ordu Hanı'nın adı da Urus Han'dır (Tızengauzen. Sbornik materia/ov. . . Ti/, s. 279. 1061

106'

Raşid ad-Din, A.g.e., s. 84. Togan, Oğuz Destanı .. ., s. 26.

1061 it Barak menkıbesi kuzey ve doğu Türklerinin folklorunda yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Bu efsane Abdulkadir lnan'ın ifadesine göre Başkurtlarda ve Sibirya halklarında çok yaygındır. Plano Karpi­ ni de Moğollar arasında yaptığı seyahatinde Moğol ordusunun İtbaşlı, ağır ayaklı bir kavme rastladığını yazmıştır. inan 'a göre Karpini bu menkıbeyi Kıpçak bozkırlarında ya da Başkurt ili kesinde işitmiştir. Ebul Gazi Bahadır Han'da bir Özbek topluluğundan bahsederken 'İtbaşlı, sığır ayaklılardan başka ne varsa ora­ da .. ' demektedir. Bu lıbaşlı ulus Oğuz desıanında da kendini göstermiştir. inan bu efsanenin lskiı efsanesi olabileceğini söylemektedir. Bkz: A. İnan, /tbaş/ı Ulus Efsanesi, Belleten, C.XIII, Ocak 1 949, Sayı:49, s. 1 49). Bahattin Ôgel bunların kuzey kavimleri olabileceğini yazmıştır. Bize göre de bunlar kuzey kavim­ leri Fin-Ugor ve Rusların en kuzeyde yaşayan kısmı olma ihıimali yilksekıir.

200

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


gurca Oğuz destanında geçen olaylara çok benzemektedir. Bize göre bu iki destanda geçen olaylar birbirinin aynıdır. Çünkü İtil Nehrini sallar­ la geçme olayı her iki destanda da mevcuttur. Reşideddin destanı kale­ me alırken sadece duyduklarını yazmış ve bunu Reşideddin'e anlatan kişinin de olayları farklı anlatması mümkündür. İki destanda da ağaç sözünün ön plana çıkması ilginçtir. Ağaç kelimesi bilindiği gibi başka Türk boylarının da adı olmuştur. Ağaçeri gibi. 1064 Ağaçtan türeme ef­ sanesi Uygurlarda da mevcuttur1065• Demek ki, Reşideddin Oğuzname­ sindeki bilgiler bir Uygur tarafından kendisine anlatılmıştır. Bu destan­ daki bilgileri Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk isimli eserindeki malumatlar da desteklemektedir1066• Ebulgazi, Oğuz Han'ın batı sefer­ lerinden bahsederken Ulak, Macar ve Başgırtların Oğuz Han'a düşman olduklarından ve bu nedenle Oğuz Han'ın Kıpçak'a birçok halk ve nö­ ker vererek Don ve İdil bölgesine gönderdiğini ve Kıpçakların üç yüz yıl buraları idare ettiğini yazmıştır1067• Gerçekten de Ebulgazi'nin ver­ diği bilgiler tarihi kronolojiye tamamen uymaktadır. XI. asrın başında Deşt-i Kıpçak'a yerleşen Kıpçaklar, Altın Ordu Devletinin yıkılışına ka­ dar bu bölgede etkin bir rol oynamıştır. Kıpçakların buradaki hakimi­ yeti bazı siyasi gelişmelere zemin hazırlamıştır. Peçenek ve Uz kütle­ lerini daha ilerilere sürerek Balkanların ve Trakya'nın Türkleşmesini sağlamışlardır. Dil bakımından da Kıpçaklar, Deşt-i Kıpçak'ta yaşayan halklar üzerinde büyük tesir bırakmıştır. Kendilerinden önce bu böl­ geye gelen Peçenek ve Oğuzların yanısıra bu iki boyun kalıntıları olan Türk boylarının ve Moğol kavimlerinin Türkleşmesinde ve dillerinin Kıpçakçalaşmasında etkili olmuşlardır. Bugün eski Deşt-i Kıpçak de­ diğimiz bölgede yaşayan Kumuk, Karaçay-Balkar, Tatar, Nogay, Başkurt gibi halkların dilleri Kıpçak lehçesidir. Dede Korkut destanlarında ge­ çen bazı olaylar, Sırderya boylarında Kıpçaklarla Oğuzların birlikte ya­ şadıkları IX. asırla ilgilidir. 1064 Reşideddin, Sbornik letopisey. . . . , s. 83, 85; F. Sümer, Ağaç-Eriler, Belleten, XXVI, s. 52 1 -528; Cami üt-Tevarih, Berezin neşr., 1, s. 28-29; Ağaç-eri ormanları kendilerine yurt edinen Oğuzlara ad olarak verilmiştir. Ormanda yaşayan insanlar anlamına gelmektedir. Moğollar da orman içlerinde yaşayan kabi­ lelerine orman halkı anlamına gelen ' Hoyin-irgen adını vermiştir. Bkz: V. Y. Viladimirtsov, Moğolların İçtimai Teşkilatı, (Çev: A. İnan), Ankara, 1 995, s. 63. 1116' Alaaddin Ata Melik Cuveyni, Tarih-i Cihan Güşa, (Çev: Mürsel Özıürk), C. 1, Ankara, 1 998, s. 1 1 7. 11166 The Shajral ut Atrak... , s. 35-36. 1061 Histoire des Mongo/s et des Tatares par Aboul Ghazi Behadur Khan, Publie traduite et annote par Le Baron Demaisons, T.11,Traducıion, Spb., 1 8 7 1 ,s. 1 8- 1 9.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

201


Dede Korkut hikayelerindeki tarihi olayların hepsini tarihi bir dö­ neme mal etmek zordur. Çünkü destan günümüze kadar birçok deği­ şikliklere uğrayarak gelmiştir. Destanların çoğunda olduğu gibi tarihi olaylar birbirinin içine girmiştir. Bir dönemin olayları anlatılırken ara­ ya veya bu olayın sonuna başka bir döneme ait olay girmiştir. Bu konu üzerinde çalışanların bazıları hikayelerde kahramanların ve olayların tarihle hiçbir ilgisi olmadığını da ileri sürmektedirler. Bu alimlerin başında Abdulkadir İnan gelmektedir. Ona göre hikayelerdeki kahra­ manların hiçbiri tarihi değildir. Eski Türklerin ilah veya kabile haya­ tının oluşması devrindeki ata saydıkları efsanevi kişilerdir1068• Burada geçen isimlerin büyük çoğunluğunu Türklerdeki büyük boy ve oymak adları olarak görmektedir. Ayrıca, o Dede Korkut'ta adı geçen -özellik­ le Yazıcıoğlu 'Selçuknamesi'ne ilave edilen sayfalardaki Efrasiyab Alp Arız ile destanda geçen Kara Güne, Uruz Hoca hakkındaki tasvirlerle şaman dualarını karşılaştırmakta ve bazı kahramanların tavsifinin Ka­ zak-Kırgız ve Altay Türklerinin şaman dualarındaki ilahların-ruhların tavsifini adlandırmakta olduğunu belirtmektedir1069• Başka bir yazısın­ da Dede Korkut'taki on iki hikayenin Oğuz Destanının on iki bölümü olduğunu iddia etmiştir. Abdulkadir İnan'ın destanlarda tarihi şahsi­ yetler yoktur ifadesi genel olarak.1070 doğrudur. Çünkü destanlar olayla­ rın genel çerçevesini çizer, hiçbir zaman detayına inmez. İndiği zaman destan olmaktan çıkar. Destanlar ilk yazıldıkları gibi kalmadıkları, bir­ çok tabaka oluşturdukları için şahısların destanda aynen kalma şansı hemen hemen mümkün görünmemektedir. Dede Korkut araştırmacılarının hepsinden farklı bir görüşe sahip olan Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu'na göre Dede Korkut, VII-X. asırlar­ da Kür ve Aras Nehirlerinin alt taraflarında oturan Oğuzlarla Ahıska ve Kutais'te Kür nehri ortalarında Karadeniz'in kuzeydoğusundaki kı­ yılarda Çoruh boyunca Karasu (Fırat) ile Kür Aras boyunca ve Nahçi­ van bölgesinde (Ermenistan'ın güneyi) oturan Hristiyanların mücade-

1 068 A. inan, "Dede Korkut Kitabındaki Bazı Motifler ve Kelimelere Ait Notlar" Ülkü Dergisi, X, Sayı:55, Ankara, 1 937, s. 79. 1 069 1 070

inan, "Dede Korkut Kitabındaki Bazı Motifler. . . ", s. 79 vd.

Dede Korkut destanının kahramanı Salur Kazan ve Edige Destanının kahramanı Edige tarihi şahsiyetlerdir.

202

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


lelerini anlatmaktadır1071. Kırzıoğlu' nun bu görüşü başta Ettore Rossi1°72 olmak üzere birçok ilim adamı tarafından kabul görmemiştir. Gerçek­ ten de ilmi verilere göre bunu ispat etmek mümkün değildir. Sayın ho­ camız Fahrettin Kırzıoğlu bu konuya ömrünü vermiştir, ama O. Şaik Gökyay'ın 1073 ifade ettiği gibi ikinci, üçüncü elden kaynaklardan yarar­ lanmıştır. Yalnız alimlerin çoğunun kabul ettiği gibi Dede Korkut des­ tanlarında geçen isimlerin çoğunun toponomisini doğru tespit etmiş­ tir1074. Dede Korkut üzerine önemli çalışmaları olan İtalyan alimi Ettore Rossi, Dede Korkut'un coğrafi alanını Türklerin önceden oturdukları XI. asırdan sonra fethettikleri Asya topraklarının doğusu olarak gös­ termektedir. Zeki Velidi Togan'a göre Dede Korkut'taki tarihi ve coğrafi isimlerin çoğu, bu hikayelerin Oğuzların daha Türkistan'ı terk etme­ dikleri bir zamana ait olduğunu göstermektedir. Mesela, Karaçuk Dağı, Karşu Yatan Kara Dağ, Ala Dağ, Kanlı Koca, Uşun Koca, bunların hepsi Türkistan'a aittir. Bamsı Beyrek hikayesi de bütün Türkistan'da söylen­ mektedir. Fakat Oğuz Türkleri bunları batıya getirirken oraya göre ma­ hallileştirmişlerdir ve batıda olup biten olaylar ile de karıştırmışlardır. Onun için bu hikayelerdeki tarihi ve coğrafi isimleri doğru tayin ede­ bilmek güçtür. Pertev Naili Boratav, Dede Korkut Destanı'nda iki tarihi-menkıbe­ vi tabakayı tespit etmiştir. Bunlar: 1) Oğuzların Sır-Derya'nın kuzeyin­ deki yurtlarında IX-XI. asırlarda, gerek Peçenek ve Kıpçaklar ile gerek kendi aralarındaki savaşları, 2) Akkoyunlu (XV:asır} Türkmen devleti­ nin Anadolu, İran ve Kuzey Azerbaycan'daki fütuhatı ile komşu Gürcü, Abaza ve Trabzon Rum ülkeleri ile savaş ve barış ilişkileri. Boratav'ın yukarıdaki tespitlerinden yola çıkarak ikinci tabakanın da Kıpçaklarla ilgisi olduğu söylenebilir. Demek ki Sırderya boyunda Oğuzlarla birlik­ te yaşarken Kıpçak ve Oğuz boyları birbirine karışmıştır. Kazak boyları arasında Ak.koyunlu adlı bir boy vardır. Bu boy Kıpçakların içinde yer almaktadır. Ancak Akkoyunlu Devleti ile bir ilgileri olduğunu sanmı­ yoruz. Zaten, kaynaklarda Ak.koyunlu Devleti bir Türkmen devleti ola-

"" F. Kırzıoğlu, "Dede Korkut Kitabındaki Coğrafi isimler", Ülkü Dergisi, C. XVII. 1 94 1 , s. 449-

450. '°" E. Rossi, "Dede Korkut Kitabı Üzerine Araştırma" (Çev: Mahmut H. Şakiroğlu) Erdem, C. XII, Sayı:34, Ankara, 1 999, s. 2 1 1 . 1073 O. Ş. Gökyay, Dedem Korkudun Kitabı, lstanbul, 2000, s. XLII-XLIII. 1074 Kırzıoğlu, "Dede Korkut Kitabındaki Coğrafi isimler... ", s. 449-450.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

203


rak zikredilmektedir. Kıpçaklardan geldiklerine dair herhangi bir kayıt yoktur. Dede Korkut'a Bayındır Han'ın eklenmesi de destanın Ak.ko­ yunlular döneminde yazıya geçmesi ile ilgili olsa gerektir. Yukarıda verilen bilgilerden yola çıkarak şu görüşleri ileri sürmek mümkündür: Kıpçak unsuru Oğuzların içinde kalmıştır. Bu yüzden Kıpçak unsuru, Dede Korkut Destanı'nda önemli motif olmuştur. Dede Korkut Destanı'ndaki tarihi olaylar çok eski zamanlara dayanmakla bir­ likte tespit edilebilen tarihi dönem IX. asırdan XV. asrın sonuna kadar olan dönemdir. Destandaki tarihi olaylar Kıpçaklarla Oğuzların Sırder­ ya boylarında birlikte zaman zaman dost, zaman zaman da düşman olarak yaşadıkları dönemin izlerini taşımaktadır. Dede Korkut Des­ tanı'nda geçen Kıpçak Melik Oğuz-Kıpçak ilişkilerini göstermesi ba­ kımından önemlidir. Oğuz ve Kıpçak boyları bu dönemden (JX. asır) başlayarak başlangıçta Sırderya boylarında daha sonraları da Kafkasya ve Azerbaycan'da sıkı siyasi ilişki içinde bulunmuşlardır. Bu boyların bazı oymakları birbirlerine katılmışlardır. Mesela, Kimekler dönemin­ de Oğuzlar ile barış halinde oldukları zaman şiddetli kışlarda güneye göç ettiklerinden Mervezi söz etmektedir1075• Bu iki büyük Türk boyunun birbirine bu kadar yakın olması ve iyi siyasi ilişkiler kurması haliyle iki boy arasında boyların yakınlaşma­ sına ve birbirlerine katılmalarına sebep olmuştur. Mesela Gerdizi'nin Kimek boyları arasında gösterdiği Bayandurlar, 24 Oğuz boyundan bi­ risi olarak hem Kaşgarlı'da hem de Reşideddin'de karşımıza çıkmakta­ dır. Baranlıları da buna göre değerlendirmek lazımdır. Dil bakımından da Kıpçak ve Oğuz lehçeleri, Türk dillerinin iki ana lehçesini oluştu­ rurlar. Kıpçakça ve Oğuzca, Orta Asya Türk soylu halklarından Kırgız, Kazak, Özbek dilleri üzerinde etkili olmuştur. Bütün bunlar gösteri­ yor ki Kıpçaklarla Oğuzlar tarih boyunca birbirleri ile yakın ilişkiler içinde bulunmuşlardır. Günümüz Orta Asya halkları üzerinde hem etnik olarak hem de kültürel ve manevi rol oynamışlardır. Dede Kor­ kut Destanı'ndaki bazı yer isimlerinden ve olaylardan bu destanların Türkistan'daki bölümü IX-X. asırlardaki Oğuz-Peçenek mücadelelerini, Deşt-i Kıpçak'taki bölümü XI-XII. asırlardaki özellikle Azerbaycan ve

'"" V. F. Minorsky, Tamim ibn Bahr 'sjourney /o ıhe Uyghurs. BSOAS, Yol. XII, pt. 2, 1 948, s. 20.; Hrakovsky, Şaraf al-zaman Tahir Marvazi, AN KazSSR, Sektor vastokovedeniya, Alma-Ata, 1 959, s. 3 1 2.

V.

204

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Gürcistan'daki Kıpçak-Oğuz mücadelelerini, Anadolu'daki bölümü de XIV. asırdaki Akkoyunlular dönemi olaylarını anlatmaktadır. Bu des­ tanların yukarıda belirtildiği gibi Türkistan'a, Azerbaycan ve Gürcis­ tan sahasına, oradan da Anadolu'ya gene Oğuzlar tarafından getirildiği sanılmaktadır. Dede Korkut Destanı'nda söz edilen Kıpçak-Oğuz mücadeleleri Kır­ gız milli destanı Manas'a da aksetmiştir. Manas Destanı da Kıpçaklar­ dan bahseden destanlar silsilesinin önemli halkalarından birini oluş­ turmaktadır. Bahattin Ögel, Manas Destanı'nı Oğuz destanının bir devamı olarak görmektedir1076• Manas Destanı Kırgızların bir nevi ha­ yat kitabıdır. Onda Kırgız'ın her şeyini, yani kültürünü, tarihini, gele­ nek ve göreneklerini, sevincini, acısını bulmak mümkündür. Dünya­ nın en uzun destanı olma özelliğine sahip bu destanda Kırgız halkının tarih boyunca düşmanlarına karşı yaptığı mücadeleleri, dostlarına gös­ terdiği vefa ve saygı anlatılmaktadır. Destan kahramanı Manas adın­ da Kıpçak boyunun bir evladıdır. Ancak bu destanın hiçbir yerinde aksettirilmez. Manas'ın babası Yakup Kırkıra bölgesindendir. Kırkıra ise Yakup'un babasının adıdır. Arap ve Fars kaynaklarına göre Karka­ ra veya Kırkıra bölgesi Kıpçaklarla Kırgızların beraber yaşadıkları böl­ gedir. Zaten tarih boyunca Kırgızlarla Kıpçaklar özellikle Yenisey İrtiş arasında yaşadıkları zamanlarda birbirlerine yakın olmuşlardır. Günü­ müz Kırgızlarının içinde İçkilik grubu dahilinde Kırgız-Kıpçakları bu­ lunmaktadır. Kıpçaklar bilindiği gibi hemen hemen bütün Türk soylu halkların içinde bulunmaktadır. Özellikle Kırgız ve Kazakların içinde oldukça çok Kıpçak boy ve oymağı vardır. Gerçekten de IX-X. yüzyıl­ larda Oğuzların yaşadıkları yerler ile Manas'ın sahip olduğu topraklar birbiriyle sınırdır. Manas destanında Oğuzlar düşman olarak gösteril­ mektedir. Fakat Aral boyunda Oğuzlarla Kırgızlar herhangi bir mücade­ le içinde olmamıştır. Demek ki, bu mücadeleler Oğuz-Kıpçak mücade­ leleridir. XVI. yüzyılda Seyfettin Ahsikendi tarafından yazılan Mecmü at-üt Tavarih adlı eserde Manas'ın babasının Karkaralı Kıpçaklardan ol­ duğu yazılmıştır1077• X. asırda yazılan yazarı bilinmeyen coğrafya eseri Hudud-el-alem'de de Karakara Han elinin örf ve adetlerinin Kırgızlar

1076

B. Ögel, Türk Miıolojisi (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar), C. 1. Ankara, 1 993,

s.

496.

Sayf-ad-Din Ahsikendi, Tarıhıardın Cıynagı. («Macmu aıuı-ıavorih») / Kotor. M. Dosbolov, O. Sooronov, Bişkek, 1 996, s. 39-40. 1077

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

205


ile bir olduğu buranın Kimakların (Kıpçakların) bir bölgesi olduğu gös­ terilmektedir. 1078 Kırgızistan'ın tanınmış edebiyatçılarından Turdubay Abdırakunov bu konu üzerinde önemli araştırmalar yapmış ilmi yeni görüşler ortaya koymuştur. O, Mecmü at-üt tevarihi ve Manas Desta­ nı'nın diğer nüshalarını araştırarak Manas Destanı'nda geçen etnik ad ve yer adlarını ayrıntılı bir biçimde inceleyerek Çon Kazat ve Kiçi Kazat bölümlerinde Kırgız, Kıpçaklar (Manaslar T. A.) ile Peçenek Oğuz mü­ cadelelerinin anlatıldığını ileri sürmüştür. 1079 Turdubay Abdrakunov, "Babalardan Kalgan Söz" adlı eserinde Közkamanlar olayına da açıklık getirmiştir. Ona göre Közkaman terimi Guz-Koman'ı ifade etmektedir. Köz-Kaman olayı (Guz-Koman) doğudaki Kıpçaklar ile batıdaki Oğuz­ ların mücadelesidir. Bu meseleyi ilk olarak ele alan T. Abdrakunov'dur. Bu terimle (Köz Kaman) Oğuzlarla Kıpçakların mücadeleleri Manas Destanı'nda aksettirilmiştir. Asya Kıpçakları XI. yüzyılda Karahanlılar Devleti'nin içinde bulunmuşlardır. Bu devirde Kıpçaklar, Yedisu böl­ gesi ile Doğu Türkistan' da yaşamışlardır. XI. yüzyılda Yusuf Balasagun tarafından yazılmış bulunan Kutadgu Bilig adlı şaheserde Kıpçak sö­ zünden bahsedilmektedir1080. Karahanlılar (840- 1212} döneminde Kıp­ çakların batı kısmı Deşt-i Kıpçak'a geçmiş bulunuyordu. Doğuda kalan kısmının bir parçası ise Karahanlılar Devleti içinde yer aldılar. Kıpçak­ ların Oğuz destanları ve Manas Destanı'nda yer almaları onların Oğuz ve Kırgız tarihinde önemli bir yere sahip olduklarını göstermektedir. Özellikle Kıpçakları Kırgızlardan ayrı düşünmek hemen hemen im­ kansız gibidir. Yukarıda yazılanların ışığında Kıpçaklar, Merkezi Asya Türk halklarının oluşumunda bulunmuşlardır. Çünkü hemen hemen bütün Türk halklarının etnik teşekkülünde Kıpçaklar yer almış, onla­ rın siyasi hayatlarında önemli rol oynamışlardır. Farsça coğrafya eseri Hudud al-alem Kırgız-Kıpçak yakınlığını çok güzel tasvir etmiştir1001 . Kırgız halkının oluşumunda d a Kıpçaklar e n önemli rolü üstlenmişler­ dir. İrtiş ve Yenisey arasında başlayan Kırgız-Kıpçak birliği günümüzde 10" Maıerialı po istorii Kirgizov i Kirgizii, s. 44. Türkiyeli alim Ramazan Şeşen Karkara veya Kara­ kara terimini Kırkızhan olarak tercüme etmiştir. Bkz: Şeşen, lslam Coğrafyacılarına Göre..., s. 67

1079 T. Abdrakunov, Bayırkı Kırgız Tarıhının Akıualduu Problemaları: El aralık ilimiy kongresstin bil­ dirilillörilniln tezisteri, KTMU, 27-29 avgust, Bişkek, 200 1 , s. 1 1 0- 1 1 4; Değerli ilim adamımızın bu konu ile ilgili şu yayınlarına da bkz: Babalardan Kalgan Söz, Frunze 1 990; O toponimak 'Beejin 'i 'Kangay ' vı epose 'Mana.< '/ffurkologiya-88, Frunze, 1 988. s. 688-689; 1080 A. A. Valitova, "Etnonimı vı turkoyazıçnom pamyatnike XI v. "Kutadgu Bilig ', Doklad na VIJ mejdunarodnom kongresse antropologiçeskih i etnograliçeskih nauk.-Moskva, 1 974, s. 67. 1081

206

1

Şeşen, l.<lam Coğrafyacılarına Göre. . . , s. 64-67.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


de devam etmektedir. Ayrıca Manas Destanı'nda Kıpçakların Kırgızlar, Kıtaylar, Kalmuklar, Kazaklardan sonra en çok zikredilen kavim olma­ sı Kırgız-Kıpçak ilişkilerini göstermesi bakımından önemlidir. 1082 Des­ tanın hangi asırlarda ortaya çıktığı konusunda değişik görüşler vardır. Fakat gerçek olan şu ki, bu destan birkaç katmandan oluşmaktadır ve çok eski dönemlerin ve yakın dönemlerin izlerine de sahiptir. Kırgız tarihçisi Anvar Mokeev destanı üç aşamada ele almaktadır. Birinci aşa­ ma olarak Yenisey devrini (Eski zamanlardan IX. asra kadar, ikinci

aşamasını Altay Devri (IX. asrın ikinci yarısından XV. asrın başına ka­ dar} , üçüncü aşama olarak da Tanrı Dağları devrini {XV asırdan XVIII. asrın sonuna kadar) görmektedir1083• İkinci aşama olarak kabul edilen IX-XV. asırlar arasında XIV. yüzyılda Kubilayla, Haydu arasındaki mü­ cadelelerde Kırgızlar büyük ızdırap çektiler. Çin kaynağı Yuan-Şi'nin 1084

(1280-1468} verdiği bilgilere göre Kubilay'ın1085 Kıpçak asıllı komuta­ nı Tutuka kendi hakimiyetinde bulunan Kırgızlara karşı çok amansız davranmış, 1 292-1295 yıllarında Altay ve Yenisey bölgelerinde ika­ met eden Kırgızların büyük bir kitlesini Moğolistan'ın doğu tarafına ve Mançurya'ya sürmüştür. Bu sürgün olayı Manas Destanı'nda «Biröö tentip Altayga

Biri gitti Altay'a

Biröö tentip Kangayga

Biri gitti Kangay'a

Biri gitti Eren'e Biröö tüşüp ketti Terenge»1086 Biri düştü Teren'e

Biröö tentip Erenge,

mısralarıyla ifade edilmiştir. Aynı ifadeyi teyit edici bilgiler Yu­ an-şi'de de bulunmaktadır. 1087 Gerçekten de Kırgızlar, tarihin bu döne­ minde Manas Destanı'ndaki bu parçada söz edilen Hangay'a Moğolis­ tan içlerine ve İran'a sürgün edilmiştir. Aslında Çin kaynağı Yüan-şi'de Yuan İmparatorluğu ile Kırgızların mücadeleleri anlatılmıştır. Buradan da açıkça anlaşılmaktadır ki, Kıpçaklar yok olmamışlar, özellikle Kır1082 108'

422.

Sagımbay Orozbakuulu'nun varyantına göre. A. M. Mokeev, "Tarih

ve

Manas", Xll. Türk Tarihi Kongresi Bildirileri, C. il, Ankara, 1 999, s.

1084 Kırgızdardın cana Kırgızstandın . . . , C. il , s. 64-65. 10" Bütün Çin 'i hakimiyeti altına almış ilk yabancı olan Kubilay, Moğol imparatorluğunun diğer kısımlarının (Kıpçak, doğu ve batı Türkistan, İran ve Moğolistan) idaresini de kendi elinde tutmuştur. 1086

Manas, 1. Kitep, Frunze, 1 958, s. 8. Yuan-şi, Yüan Sülalesinin tarihinin 1 7. bölümünde 1 293 yılında Kubilay'ın sürgün asker olarak 700 aileyi Hesihe'ye yerleştirdiği, 1 8. bölümünde 1 295 yılında Altay Dağlan'nda yaşayan Kırgızlann Şandun'a göçürülilp, onlara tarım arazisi, birkaç boğa ve buğday verildiği yazılmıştır. Bkz: Kırgızdardın cana Kırgızstandın . . . , T. il, s. 62. 1 1187

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1 207


gız, Kazak, Özbek, Karakalpak, Başkurt, Uygur, Kumuk, Karaçay gibi halkların etnik birleşimine girmişlerdir. Ancak Kıpçakların Müslü­ manlığı kabul etmeyip Hrıstiyan olanları Macar, Gürcü, Bulgar, Slav ve Romenlerin arasında etnik kimliklerini kaybetmişler, bu halkların içinde eriyip gitmişlerdir. Manas Destanı'nı geçirdiği evreleri göz önüne almadan belli bir dev­ re yerleştirmek mümkün değildir. Destanda yukarıda belirttiğimiz gibi hem en eski dönemlerin, hem de yakın dönemlerin izleri fark edilmek­ tedir. Bize göre bu destanın tarihi Kırgız tarihi kadar eskidir. Zaman za­ man karışıklık da olsa Kırgız tarihinin ve kültürünün sosyal yaşantısı­ nın adeta bir ansiklopedisidir. Manas Destanı'nda geçen it eli, Ögüs Kan eli, Ergeç eli, Kırgızların komşularıyla olan ilişkilerini yansıtması bakımından önemlidir1088• Manas Destanı'nın Sagımbay Orozbakuulu nüshasında Oğuz Han'dan Manas'ın atalarından biri olarak bahsedilmektedir1089• Oğuz Han'ın Kır­ gızlarla olan ilişkisini "Oğuz" ve "Manas" destanlarından da farketmek mümkündür. Oğuz Destanı'nda Kıpçak, Kanglı, Kalaç, Karluk gibi boy­ lara isim verilişini anlatan bölümde Kırgızlar hakkında hiçbir şey söy-

'°'' Manas Desıanı'nın Kökötöy'ün Aşı bölümünde Bokmurun 'un dört tarafa gönderdiği elçilerinin birine söylediği aşağıdaki sözler, Kırgızların güney ve kuzey taraflarında yaşayan halklar ile de sıkı ilişki içinde olduklarını göstermektedir:

"Smarkanda Kan Koyon

Semerkand'da Han Koyon

Aga celip kabar ber

Ona varıp haber ver

Andan arı sen barsan

Ondan sonra varırsan

Ergeç eli it eli

Ergeç eli it eli

Aga cetip kabar ber"

Ona varıp haber ver (Manas, Manas, 1. Kilep ... , s. 679).

Burada İt eli sözü ile kuzey halkları kastedilmektedir. 1 ••• Sagımbay Orozbakuulu'nun nüshasında destanın giriş bölümünde Manas'ın atalarından söz edil­ mekte ve kısa bir şecere verilmektedir: "Andak Ansar, Aglan Akbar, murunkulardan kalgan sözü. Azreti Mukambet Mustapa salaleyhi galayhi vasalamdan tört cüz cetimiş beş cıldan sonra Türk elinen, Türkistan cerinen Karakan, Oguz Kandan kiyin Alança Kan boyundan Baygur, Uygur bolgon eken". Bu mısralar­ da "Andak Ansar, Aglan Akbar eskilerden kalan sözdür. Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesselamdan dört yüz yetmiş beş yıl sonra Türk halkından, Türkistan'dan Karahan, Oğuz Han'dan sonra Alança Han boyundan Baygur ve Uygur çıkmıştır" denilerek Manas'ın ilk atalarından birinin Oğuz Han olduğu belirtilmektedir. (Manas Kırgız elinin baatırdık eposu, /. Kitep, Bişkek, 1 995, s. 78-79). Buna benzer bir şecere Manas Destanı'nın Radlof tarafından yayınlanan nüshasında da bulunmaktadır. Radlof nüshasında "Böyön Han'dan Kara Han, Kara Han'dan Cakıp Han, Cakıp Han'dan Manas Han şeklinde verilmiştir. Burada geçen Çayan, Böyön (Bayan), Kara Han gibi isimler Oğuz Destanı, Manas Destanı ve Hannamede de geçmektedir. Böyön (Bayan) ismi eski Bulgar Hanlarından birinin adı olarak ve Rusların Kıpçak Rus mücadelelerini anlatan İgor Destanı'nda da geçmektedir. Bu bilgiler aslında Türk destanları­ nın kaynağının aynı olduğunun da bir delilidir. Burada önemli olan hangisinin daha eski olduğunu tespit edebilmektir. Bize göre Oğuz ve Manas destanının ilk katmanı Hun devrinde gerçekleşmiştir.

208

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


lenmemektedir. Hiçbir şey söylenmemesinin sebebi, Oğuz Han'ın ve destanı yaratan yazarın Kırgızları kendi halkı, kendi boyu olarak gör­ mesinden olabilir. Bu sebeple Oğuz destanlarında Kırgızlar hakkında çok söz edilmemiştir. Oğuz Destanı'nın Ebulgazi nüshasında Kırgızlar, Oğuz Han'ın neslinden olan diğer anadan olan halklardandır. Halk rivayetlerinde de Kırgız etnik adının Kırk-Guz1090'dan (Oğuz) geldiği yönünde efsane ve görüşler bulunmaktadır. Dede Korkut des­ tanlarında geçen olayların benzerleri Manas destanında da yer almak­ tadır. Közkaman olayı oldukça düşündürücüdür. Çünkü Manas'ın am­ cası Közkamandır. Közkaman yazarı bilinmeyen Farsça coğrafya eseri Hudud el-alem'de1091 zikredilen Ender ez-Kıfçak bölgesinde yaşayan­ ları ifade etse gerektir. Çünkü bu kaynakta bulunan Ender ez-Kıfçak bölgesi ile ilgili bilgilerde bu yerin Kimakların bir kısmına ait olduğu ve adetlerinin Oğuzlara benzediğinden bahsedilmektedir. Gene bu böl­ geye yakın olan Karkara1092 bölgesinin ise halkının Kimek, adetlerinin de Kırgızlara benzediğinden söz edilmektedir. Bu bölgeler, diğer Kimek bölgelerine göre batıda yer almaktadır. Aynı kaynağa göre Kimek ülke­ sinin doğusunda Kırgızların bir cinsinin batısında ise Kıpçakların bir kısmının yaşadığı bildirilmektedir. Közkaman bize göre Kırgız-Kıpçak birliğinin Oğuzlarla çok yakın ilişkide bulundukları Hudud el-alem' de söz edilen bölgelerdeki yaşantılarının izleri olsa gerektir. Kıpçaklar özellikle Tanrı Dağları Kırgızlarının oluşumunda etkili olmuşlardır. Kır­ gız dilinin Kıpçak grubunda yer alması ve Kırgızca' da Oğuz lehçesinin de izlerinin bulunması bunun başka bir delili olabilir. Ünlü Rus türko­ loğu Baskakov birinci bin yılın sonunda (M.S. X. asır) Kırgızca'nın Kıp­ çakça tarafından etki altına alındığını tespit etmiştir1093• Bütün bunlar ve Kazılık dağının hem Manas Destanı'nda hem de Dede Korkut Desta­ nı'nda yer alması Kazılık dağının da Kırgızlara göre batıda bulunması ve Kıpçaklarla meskun olması Kırgız-Kıpçak ilişkilerinin Manas Des­ tanı'nda yansıması olarak kabul edilebilir. Bundan aynı zamanda şu 1090 Sayf ad-Din Aksikenti, T arıhtardın cıynagı (Macmu atut-tavorih), Bişkek, 1 996, s. 30; S. Zakirov, Kırgız Sancırası, Bişkek, 1 996, s. 22. 1 09 1 Minorsky, HUDUD AL-ALAM, Perev. V. Minorskogo.-Hudud al-Alam. «The Regious of ıhe World». A Persian Geography 372 A. H.-982 A. D. Trans!. and explained by V. Minorsky, With the preface by V. V. Bartold (t. 1 930) trans!. From the Russian, London, 1 937, s. 1 00. 1092 Karkara ile ilgili en sağlam değerlendirmeyi Kıpçak tarihi uzmanı Kazak ilim adamı Prof. Dr. B. Kumekov yapmıştır. (Kumekov, Gasudarstva Kimakov.... , s. 62) 1 093 Baskakov, Vvedeniye ... , s. 294-297.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

209


fikir de çıkarılabilir: Kıpçaklar Kırgızlarla karıştıktan sonra Kıpçaklarla ilgili efsaneler Kırgızların olmuştur. Bu durum özellikle Kırgız dilinde Kence Eposlar denilen, Er Töştük, Coodarbeşim, Kurmanbek, Olcabay Menen Kişimcan gibi Kırgız destanlarında açıkça görülmektedir. 1094

KOBILANDI BATIR DESTANI'NDA VE KIRGIZ DESTANLARINDA KIRGIZ KIPÇAK İLİŞKİLERİ Kıpçaklarla ilgili destanlardan bir başkası da Kazak, Nogay, Tatar, Karakalpaklar arasında yayılmış olan Koblandı Batır Destanı'dır1095• Bu destanın Kahramanı Koblandı, Karakıpçak boyundandır. Karakıpçaklar, Kazak ve Başkurt Kıpçak boylarının içinde1096 bulunmaktadır. Koblandı da aynen Er Töştük, Coodarbeşim, Kurmanbek destanlarında olduğu gibi 'Kalın Kıpçak'1097 elindendir. Koblandı Batır Destanı'nda Kıpçakla­ rın kendi aralarındaki çatışmalar, sosyal farklılıkların açıkça görülmez. 'İdare ve başka sorunlar yüzünden kavimler arasındaki tartışmalar No­ gay devrinin diğer destanlarında vardır. Kobılandı Batır Destanı'nın Moskova'da basılmayan diğer nüshalarında da Kıpçaklar arasındaki tartışma konuları mevcuttur1098• Koblandı Batır Destanı Kıyat (Kaylar}, Oymavut (Yağmavut} yani Yağmalar v e Karakıpçakların Taşkent ile Al­ ma-Ata arasındaki sahalarda Çu ve İli havzasında beraberce yaşadıkla1 094 Bu destanlarda 'Kalın Kıpçak elindenim' ve Kırgız-Kıpçak boyum gibi terimler çok sık kullanıl­ mıştır. Özellikle bu desıanların başlangıcında 'Kalın Kıpçak elindenim' mısrası bulunmakta ileriki veya sona doğru olan bölümlerde Kırgız-Kıpak boyum veya elindenim sözleri geçmektedir. 1 09' Prof. Dr. Zeki Velidi Togan Koblandı sözünü Kuu-bulanlı veya Kuba oğlan şeklinde yorumla­ maktadır. Bizim düşüncemize göre bu isim "Kobı" ve "oğlan" sözlerinden oluşmuş olmalıdır. Kobıoğlan sözü zamanla Kobılandı biçimine dönüşmüş olsa gerektir. Bu ismin böyle oluşması Oğuz Destanı 'ndaki "Kıpçak"a ad veriliş hikayesine de uygun düşmektedir. Çünkü Kıpçak sözünün halk etimolojisini Reşided­ din ve Ebulgazi Bahadır Han "ağaç kovuğu" diye i fade etmişlerdir. Kobı sözünün "Kovu" biçimi Kutadgu Bilig'de anlamı bilinmeyen bir söz olarak kullanılmıştır 1 096 Vostrov-Mukanov, Rodoplemennoy sostav i rasseleniye... , s. 75; Şaniyaov, K etniçeskoy istorii. . . , s. 8 1 ; Kuzeev, Proishojdenie., s. 1 77. 1 097 Koblandı Batır Desıanı'nda

"At iyirinen adaskan Kalın Kıpşak tizilip Konsa konıs caraskan Elip tanba Kıpşaktın Atagı ozgan ataştan" mısralarıyla onun Kalın Kıpçak elinden olduğu açıkça gösterilmektedir. Bkz: Koblandı Batır, Kazah­ skiy Geroisçeskiy Epos, Moskva 1 975, s. 65) 1 098 Ş. İbrayev, Destanın Yapısı, Akı. Ali Abbas Çınar, Ankara, 1 998, s. 2 1 4.

2 1O

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rı zamandaki olayları aksettirmektedir. Karakıpçak1099 boyu bugün de doğu Türkleri arasında az sayıda bulunmaktadır. Destan, bunları ve Kıyatları (Kay/arı} Sırderya kuzeyindeki Küz­ di-Köl'1100de yaylayıp kışın Kara-asman1 101 denilen yerde kışlayan ol­ dukça kalabalık bir cemaat olarak tasvir etmektedir. Her iki yer de, Ti­ mur ve Özbekler tarihinde defalarca adı geçen ve bugün de bilinen yerlerdir. Koblandı Batır Destanı'nda Koblandı'nın idaresindeki Kara­ kıpçaklar ve Seyloğlu Karaman'ın idaresinde bulunan Kıyatlar çok ka­ labalık cemaatler olarak anlatılmaktadır. Selçuklular devri, Artukoğul­ ları zamanında Karakıpçaklar, Musul tarafında görülmektedirler1 102. Bundan Karakıpçakların Sırderya kuzeyindeki sahaları bırakarak Ön Asya'ya göç ettikleri anlaşılmaktadır. Kıyat adı altında birleştirilen Kay­ lar, destanda zaman zaman Çinli bir kavim gibi gösterilmektedir. Zeki Velidi Togan, Nasirüddin Merganani'nin Tarih-i Maşa'ih-i Türk adlı eserinde Kıyatlar1 103 ve onların lideri olan Karaman'ın Türkmen olarak

'°"" Karakıpçak boyunu Kırgızların Kıpçak boyu içinde de bulmamız mümkündür. Bkz: O. K. Kara­ taev, Kırgız Eınonimder sözdügü, Bişkek, 2003, s. 93-94). Bu boyun mensupları eski dönemlerde Doğu Türkistan 'ı mekan tutmuşlardır. Karakıpçakları özellikle Kazakların, Karakalpakların, Kırım Tatarlarının, Nogaylann, Kırgızların arasında bulmak mümkündür. Bkz: Kuzeev, Proishojdenie., s. 1 78; Canuzakov, Oçerk kazahskoy onomastiki. . , s. 1 69; VostrovMukanov, Rodoplemennoy sostav i rasseleniye .. , s. 75. Ta­ nınmış Türkolog A. N. Kononov'un fikrine göre "Kara" sözü Türk lehçelerinde "baş boy",''yukarıki", "ulu" anlamlarını bildinnektedir. Karakıpçak boyu Kırgızların başka boyları içinde değil, Kırgız-Kıpçak boyunun içinde olması bu boyun büyük ve daha iyi bilinen boylardan olduğunu göstermektedir. Bunun­ la birlikte yukarıda söz edilen Türk halkları içinde Karakıpçakların bilinen bir boy olarak yaşaması bu halkların sıkı ilişkilerini, tarih boyunca birlikte ve çok yakın yaşadıkları biribirinin oluşumunda etkili olduklarını da göstermektedir. Etnik adın birinci kısmı olan "kara" sözü R. G. Kuzeev'in düşüncesine göre de "güçlü", "kuvvetli", "halkı çok" anlamlarına da gelmektedir.

1 100 1 101

Küzdi-Köl, Sırderya boyunda Taşkent'in batısında bugün de bulunmaktadır. Şimdiki Çimkent şehri.

1 102 İbnu'I Erzak, Tarih-i Meyyafôfakirin ve Amid Tarihi (Artuklular kısmı), Çev: Ahmet Savran, Er­ zurum, 1 992, s. 1 29.

1101 Bu kabile hakkında çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan bunların Avfi ve H. Mustavli'de bulunan bilgilerden ve XII. asırda yaşamış Horasan şairlerinden Hakim Küşkaki'ye ait bir şiire dayanarak Kayların XII. asır ortalarında Kara-Hıtay orduları ile beraber Maveraünnehr'e Büyük Selçuklu imparatorluğu sınırlarına geldiklerini, Horasan'da Sancar ordularıyla savaştıklarını, buna daya­ narak da XIII. asırda Anadolu'ya Ertuğrul maiyetinde gelen Kayı aşiretinin genellikle sanıldığı gibi Oğuz Kayıg'larından değil bu Kay topluluğu arasından ayrılmış bir kısım olduğu sonucuna varmaktadır. Togan bu Kayların Moğol olmadıklarını Türk olduklarını iddia etmektedir. Prof. Dr. Fuat Köprülü bu görüşe ve J. Marquart'ın Osmanlı imparatorluğunun kurucu sülalesi Kayılann Moğol asıllı Kaylar olduğunu ileri sürdüğü fikrine reddiye yazdığı iki makalesinde Togan'ın bahsettiği Kayların (Kiyatlar) Moğol asıllı olduğunu Osmanlı imparatorluğunu kuran Kayı boyu ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Osmanlı imparatorluğunu kuranların Mahmud Kaşgari'de 22 Oğuz boyu listesinde birinci sırada gösterilen Kayıg olduğunu idda etmekte ve bu görüşü savunurken P. Pelliot ve V. V. Bartold ve W. Eberhard gibi büyük alimlerin de kendisi gibi düşündüğünü ileri sürmektedir.(Bkz: F. Köprülü, Osmanlıların Etnik Menşei. Belleten, No: 28, 1 943, s. 219-303; A.y. ; Kay Kabilesi Hakkında Yeni Notlar, Belleten No:3 1, s. 421-452; Z. V. Togan, Oğuz Destanı Reşideddin Oğuznamesi Tercüme ve Tahlili, 1972, s. 105, 112; W. Eberhard ,

Destanlarda Kıpçak Kırgız İ lişkilerinin Görünüşü

1 211


gösterildiğini yazmaktadır. Moğol devrindeki kaynaklarda da Kıyatlar Türkmenlerin bir boyu olarak belirtilmiştir1 104• Togan, Kıyatların Al­ tın Ordu sahasında bulunmuş olmalarına rağmen Sırderya kuzeyinde1105 ve Çu havzasında görünmediklerini ileri sürmektedir. Destanın geçtiği coğrafi alanda yani Taşkent'in kuzeyinde Kıyat Kuduğı, Kıpçak Kutluğu gibi yer adlarının bulunması Kıyatlar ve Kıpçakların beraber yaşadık­ larını göstermektedir. Bu fikri T. A. Jidanko tasdik etmektedir. Onun düşüncesine göre, Altın Orda Devleti yıkıldığı zaman ve ondan sonraki dönemlerde Kıyatlar, Oğuzların değil, Kıpçakların içinde olmuştur1106• Zeki Velidi'nin naklettiği Nasirüddin Merganani'deki bilgilerden anla­ şıldığına göre XII. yüzyılda Karakıpçaklar ve Karamanlar Ön Asya'ya gelmişler ve Kayların daha önceden buralara gelmiş olan gruplarının yanında yer almışlardır. Kıyatların lideri Karaman ile Karakıpçakların lideri Kobılandı'nın ortak düşmanları dört kulaklı Kazan Batır'dır. Bu destanda anlatılan­ lardan Kıpçaklarla Oğuzların barış halinde yaşadıkları dönemin izle­ rini bulmak mümkündür. Yazarı bilinmeyen Hudud el-alem adlı Fars­ ça eserin Kimek Ülkesi ve Kasabaları bölümünde 'Ne zaman Guzlarla (Oğuzlar} aralarında sulh (barış} olursa, o zaman kışları Oğuzlara doğru göçerler' biçiminde bir bilgi bulunmaktadır1 107• Bu bilgi bize Koblandı Batır Destanı'ndaki olayların tarihinin VIII. asra kadar götürülebilece­ ğini göstermektedir. Araştırmacılar, destanın tarihi iki nüshasının ol­ duğunu söylemektedirler. Birinci nüshası VIII-IX. asırda, ikinci nüsha­ sı Altın Ordunun yıkıldığı dönemde yaratılmıştır1108• Altın Ordu'nun yıkıldığı dönemde Sırderya Oğuzlarının idarecileri arasında Akman ve Karaman adlı kişilerin isimlerine de rastlanmaktadır. Akman ve Kara­ man, Özbek ve Başkurtların da efsanelerinin kahramanlarıdır. Akman ve Karaman oymaklarından Akman, Kırgız boylarından Munduz boyu­ nun içinde de bulunmaktadır. Munduz Oğuz boyu Büğdüz'ün Kırgız

Kaylar Kabilesi Hakkında Sinolojik Mülahazalar. Belleten. 1 944. s. 567-584; V. V. Barthold. Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler. (Haz: K. Y Kopraman, İ. Aka) Ankara, 1 975, s. 1 44- 1 45. 1 1 04 O. A. Nurmagambetova, "Kazahskiy geroiçeskiy epos "Kobılandı-Batır", Alma-Ala, 1 988, s. 8.

11°' Karamanlar Levşin 'in eserinde bulunan Karta zemel prinadlejaşşih Kirgiz-Kazakam i Turkestana adlı 1 83 1 yılında çizilmiş bir hariıada Amuderya 'nın güneyinde Hazar Denizi'ne yakın bir yerde gösteril­ mişıir. Bk.z: Levşin, Opisanie. . . . . , 1 996. 1 1 06 1107 1 1 08

212

1

Jidanko, Oçerki istoriçeskoy etnografii . . . , s. 53. Şeşen, /slam CoğrafYacılarına Göre. . . , s. 66-67. N. S. Smimova, Kazahskaya narodnaya poeziya, Alma-Ata, 1 967, s. 69.

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ağzıyla söylenmiş biçimidir1109• N. S. Simirnova, Koblandı Batır Desta­ nı'nın ortaya çıkış geleneği ile Er Targın, Kambar Batır gibi Nogay Kıp­ çak destanlarının ortaya çıkış geleneğinde ilişki olduğunu belirtmekte­ dir. Kazak folklorcusu A. O. Nurmaganbetova'nın fikrine göre Koblandı Batır destanındaki temalar dönemlere göre verilmiş ve bu temalardaki zengin muhteva eserin Ertargın ve Kambar Batır destanlarından da eski olduğunu göstermektedir. Kıpçak ve Oğuz boylarını Koblandı Batır Destanı'nın oluşmasında temel unsurlar olarak görmek gerekir11 10• Kıp­ çak ve Oğuz boylarının ilişkilerinin temeli derindir. Reşideddin ese­ rinde Kıpçaklar, Oğuz boylarının karışımından ortaya çıkmıştır diye yazmıştır1 1 1 1 • Destanda bize göre birkaç katman bulunmaktadır. Birin­ ci katman VIII. asırdaki Kimek-Oğuz (Kıpçak-Oğuz), ikinci katman XII. Asırda Ön Asya'da (Selçuklular}, üçüncü katman XVI. asırlardaki Kal­ muk-Kıpçak mücadelelerini anlatmaktadır. Oğuz-Kıpçak yakınlığını Oğuz grubu ve Kıpçak grubu dillerinde de görmek mümkündür. Ayrı­ ca bazı boyların hem Kıpçaklarda hem de Oğuzlarda (Bayandır, Eymür,

Baran) bulunması bu iki büyük Türk boyunun tarih içindeki ilişkile­ rinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Kobılandı destanının eski konusuna sonradan Algaşır, Kazan, Karaman, Aybak gibi kişiler de sokulmuştur. Bu destanda Kazan Batır destanın bir yerinde Kobı­ landı'ya Kırgız diye hitap etmektedir. 11 1 2 Bu sözlerden Kırgız-Kazak ve 1 1 °' 1 1 10

Törökanuulu. Kırgızdın kıskaça. . . , T. 1, s. 88; Karalaev. Kırgız etnonimder. . . , s. 1 7. Nurmaganbetova, "Kazahskiy geroiçeskiy epos "Kobı/andı-Baıır... ", s. 7.

1111 Raşid ad-Din, Sbornik /etopisey. . . , s. 83-84; Abu') Gazi, han hivinskiy, Rodoslovnaya turkmen, Moskva-Leningrad, 1 958, s. 43 -44.vd . i l i :?

u

Koblandıday batırga

Koblandı gibi bir kahramana

Bir-eki auz aynı söz:

Bir iki söz söyledi

'Alataudın Kırgızı "Aladağ'ın Kırgız'ı Kigenin ala kırmızı

Giydiğin ala kırmızı

Al saurısın basıptı Köp şahıstı körgendey Atlıng calı catıptı Alıs coldan kelgendey

Uzaktan yoldan gelmiş gibi

Kabak kanın tasıptı Tiln uykını bölgendey

Gece uykunu bölmüş gibi

Kay şeherge barasın?

Hangi şehre varıyorsun?

Kay orınga konasın?

Hangi yere konuyorsun?

Burul attı, cas Kırgız

Burul atlı genç Kırgız

Bkz: Koblandı Batır, Kazahskiy geroiçeskiy epos, Moskva 1 975, s. i l 7(2160-21 70). Bu satırlarda geçen Aladağ'ın Kırgızı ifadesinin destan metninin Rusça çevirisinde (bkz: 2160-21 70, s. 276) Kazaklar

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

213


Kalmuk mücadelelerinin olduğu dönemden bahsedildiği anlaşılmak­ tadır. Ayıca buradan şu fikre de varmak mümkündür: Dış düşmanlar ve komşuları Kıpçakları Kırgızlar olarak göstermektedirler. Yukarıda belirttiğimiz gibi Kobılandı Batır Destanı birkaç katmandan oluşmak­ tadır. Kırgızlardan bahsedilen bölüm XVI-XVII. yüzyılda Kırgız-Ka­ zak birliği1 1 13 ile Kalmukların mücadelelerini yansıtmaktadır. Koblandı Batır Destanı'nda Koblandının mensup olduğu Karakıpçak boyu des­ tanın genel havasına bakıldığında kuzeyi ifade etmektedir. Bu destan, daha çok Kazak, Karakalpak, Başkurt, Tatar ve Kırım Tatarları arasında yayılmıştır.

anlamına geldiği belirtilmiştir. Halbuki Aladağ'ın büyük bölümü Kırgızistan topraklarında yer almak­ tadır. Desıanda geçen zaman içinde de tamamen Kırgız topraklan içindeydi. Yani bu dağların meskün yerlerinde Kırgızlar yaşıyordu. Tarihi destan ve efsanelerde Karadağ Kazakların, Aladağ da Kırgızların olarak gösterilmektedir. S. G. Klyaştomıy ile T. 1. Sultanov'un Kazahstan /etopis treh tsyaçaletey" adlı eserinde 1 520 yılında Kazak-Kırgız birliği kurulduğu yazılmışlır (s. 285). Özbek alimi B. Ahmedov, XV. asırda Kırgızların Çüy Nehri 'nin çevresinde ve Yedisu bölgesinde olduğunu, Kırgızların Moğolistan'daki halkın büyük kısmını oluşturduğunu ve Mogulistan Memleketi 'nin siyasi ve ekonomik hayatında büyük rol oynadığını belirtmiştir. B. Ahmedov'un, XVI. asırdaki önemli kaynak olarak kabul edilen Muhammed Haydar Dulati'nin Tarih-i R�idi (1541-1547), Mesud lbn Osman Kuhistani'nin "Tarih-i Abu/ Hayr hanı"', Mahmud lbn Veli'nin "Bahr ül-esrar" adlı eserlerine dayanarak yazdığı yukarıdaki bilgiler Koblandı Batır Destanı'nda gösterilen Alatoo'nun halkının Kırgızlar olduğunu ispatlamaktadır. Bkz: B. Ahmedov, "K izuçeniyu politiçeskoy istorii Kirgizii XV v.v... ", Obç. Nauki v Uzbekstane, 1 96 1 , No:5, s. 3 1 ). A.y., Tarıhdan sabaklar, Toşkent, 1 994, s. 2 1 6). Destanda Kobılandı Batır için söylenen "Alatoonun Kırgızı" sözü bize göre XV. asırda Kazakistan'da yaşayan Kıpçakların Kırgız adıyla zikredildiğini göstermektedir. Bu adlandırma günümüzde de S. G. Klyaştomy, A. Mokeev ve V. P. Mokrinin tararından ileri sürülen Kırgızlar ile Kimek-Kıpçakların karıştıkları yönündeki fikri tasdiklemektedir. XVll-XVlll. asırlarda Rus­ lar bugünkü Kazakistan topraklarını ve daha önceki Deşt-i Kıpçak bozkırlarının büyük bir bölümünü "Kırgız bozkırları" veya "Kırgız-Kazak", "Kaysak-Kırgız" gibi sözlerle adlandırıyorlardı. Çünkü Kalmuk­ lara karşı oluşturulan birliğin adı Kazak-Kırgız diye adlandırılmıştır. Buna bu alanlarda yaşayan halkın Kimek-Kıpçakların nesilleri olması da sebep olmuştur. Destanın önemli bir bölümünde başkahramanın Karakıpçak Kobılandı diye adlandırılması da yukarıdaki fikrin bir başka delilidir. Bundan aşağıdaki fikre varmak mUmkündUr: Tanrı Dağı Kırgızları o zamanlar Kazak halkını oluşturan Kimek-Kıpçak boylarının da akrabaları oldukları sanılmaktadır. Başka Türk boylarına göre Kırgızlar ve Kazakların arasında benzer boyların çok oluşu da bunun delilidir. Yukarıda verilen parçanın sonunda "Burul attı caş Kırgız" ifadesi de Kırgız tarihi ve medeniyeti için özel bir değere sahiptir. Sebebi "Burul denen söz Manas'tan Semetey'e miras kalan at Tayburul'u da haıırlaımakıadır. Demek bu destanın Manas Destanı ile de ilişkisi vardır. Manas Destanı'nın ilk nüshası Seyfeddin Ahsikendi 'nin "Macmu at-tavarih" adlı eserinde de buna rastlanmaktadır. Bu nüshanın 1 503 yılında yazıldığı söylenmektedir. Bkz: O. Sooronov, 1503 cılı cazılgan Manas, Bişkek, 2003. Fakat bu nüshada "Semetey" bölümü yoktur. Semetey bölümü XIX-XX. yüzyıllarda yazılan nüshalarda bulun­ maktadır. Semetey destanının eskiliği ve ondaki olayların gerçekle ilgisi için, genel Kırgız tarihi için bu bilgi çok önemlidir. Özellikle Koblandı Batır Destanı'ndaki bazı insan isimlerine Kırgızların milli destanı Manas 'ta da raslanmaktadır. ' " ' Kalmuklara karşı oluşturulan Kırgız-Kazak birliği, XVII-XV l l l . asırlarda bölgeye seyahat yap­ mış bazı seyyahlar tarafından Kırgızların Kırgız-Kazak terkibi ile adlandırılmasına sebep olmuştur. A. 1. Levşin, Ç. Ç. Valihanov, 1. G. Andreev gibi seyyahlar eserlerinde Kırgız-Kazak terimini kullanmışlar. Özellikle Rus ve batılı araştırmacılar uzun süre Kırgızlardan Kırgız-Kazak diye söz etmişlerdir.

214

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


HANNAME DESTANINDA KIRGIZ VE KIPÇAKLARLA İLGİLİ BİLGİLER Hanname, Tacikçe yazılmıştır. Eserin Türkçesini 1 9 1 3 yılında Bu­ hara'da Zeki Velidi Togan bulmuştur.1114 Bu eser hakkında Rus Arkeo­ loji Cemiyeti'nin doğu bölümü belgelerinin 1 9 1 6 yılında yayınlanmış olan 2 3 . cildinin 254. sayfasında Buhara'da Koca Kul Dadhah adlı bir kişinin elinde "Hanlar Tarihi" adlı Türkçe bir kitap olduğu hakkında bilgi verilmiştir. Hanname'yi İmami adlı bir kişi Firdevsi'nin Şehname­ sinden etkilenerek yazmıştır ve eserin tam nüshasının nerede olduğu bilinmemektedir1 115• 1920 yılında Ruslar, Buhara'ya geldiklerinde Koca Kul Dadhah'ın yaşadığı yerin yandığını ve bu kitabın tam nüshasının kaybolduğunu görüyoruz. Eser tam olarak elimize geçmemiştir, bazı eksikliklerle beraber sayfalarda anlamsız sözler görülmektedir. Hanna­ me'de Hz. Adem ile Hz. Havva'nın yaratılışından Nuh Peygamber ve çocuklarına, Cengiz Han'ın Kıtay hükümdarı ile olan ilişkileri, İran-Tu­ ran mücadelelerini açıklamakla birlikte Moğolların Türklerden çıktık­ ları hakkında şecereler bulunmaktadır11 16• Hanname, İran milli destanı Şehname'nin tesirinde yazıldığı için Bahattin Ögel eserin yazarını Efrasyabcı olarak ifade eder, yani ona göre İmami kendisini Efrasyab'a bağlama eğilimindedir1117• Fakat buna rağmen İmami, Hanname de yer alan destan kahramanı Uluğ Arslan'ın şahsında Türk halklarının kuvvetini ve kudretini sembolleştirmiştir. Tarihi kaynaklardaki gerçeklerle destanlarda anlatılanların ilgisi azdır, fakat tamamen de ilgisiz değildir. İmami eserini (1 659-1 663} yılları arasında Astrahan hanı Abdülaziz Han'ın {1 645-1 680} maiyetinde yazmıştır. Hanname, aynı zamanda bir Özbek-Kıpçak destanıdır. Destanda Kıpçak adı üzerinde durulur, fakat bölgeye niçin Kıpçak dendiği hakkında herhangi bir açıklama yapıl­ maz. Deşt-i Kıpçak adının bu bölgede yapılan savaştan dolayı verildiği 1114 1 1" 1 1 16

O . Şaik Gökyay, Hanname, Necati Lugal Armağanı, Ankara, 1 968, s. 28 1 . Gökyay, Hanname ... ., s . 28 1 .

Mesehi: Ozgan Han'la ilgili bilgilerde, yani Ozgan Han'ın (Oğuz Han) Saklablar (Ruslar) ile olan savaşının anlatıldığı bölümde Saklab Han 'ın iki oğlundan birinin adının Kıpçak, diğerinin Barak olduğu beyan edilmektedir. Destanda zaman zaman karşışıklıklar da hakimdir. Mesela, Ozgan Han ile Özbekler savaşıyormuş gibi gösterilmektedir. Bu karışıklıklar bllyük ihtimalle eseri kopye edenlerden kaynaklanmaktadır. 1111

.

Ögel, Türle Mitolojisi. ., C.I, s. 390.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1 215


destanda zikredilmektedir1118• Destanda özellikle Özbek ve Türkmen boy isimleri verilmektedir. Özbeklerin 3 2 boydan, Türkmenlerin ise 2 7 boydan oluştuğu söylenmektedir. Destanda Kıyat, Moğol, Dörmen, Sa­ ray, Calayır, Nayman, Kanglı, Hıtay, Kereyit, Kıfçak, Ming etnik grupla­ rı Özbek boyları olarak yer alıyor. Türkmen boyları olarak da Çavuldur, Çandır, Salur Kazan, Çavdur, Çigil, İğdir, Bükdi, Bektaş, Sakar, Yıpar, Lenbe, Oğud, Vardıng, Kaynar ve İski adları geçmektedir. Bu destanda Kıpçaklar, Özbek boyları içinde gösterilmesine rağmen destan boyunca kendisinden bahsedilen büyük bir boy olarak da zikrediliyor. Destanda Özbek boyları olarak nitelendirilen boyların bir kısmı Moğol boylarıdır. Fakat Türkmenler içinde gösterilen boyların çoğu Oğuz boyudur. Türk­ menler içinde gösterilen Bükdi1119 ve Çavdar adlı boylar da Kırgızlarda bulunmaktadır. 1120 Hanname'de Türkmen boyları

"" Deşt-i Kıpçak sözü ilk defa XI. yüzyıl yazarlarından Nasir-i Hüsrev'in kitabında verilmiştir. Dnepr'den başlayarak Volganın aşağı akımına kadar inen Güney Rusya Bozkırları adlı büyük bölge XI. asırdan XV. asra kadar Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Bozkırı) diye adlandırılmıştır. Bkz: V. V. Bartold, Novıy ırud o po/ovtsah. Rapbotı po istorii i fı/o/ogii ıyurkskih narodov, Moskva, 2002. s. 40 1 . Bu bölgede Kıp­ çaklardan önce Oğuzlar yaşadıkları için Deşt-i Oğuz diye de adlandırılmıştır. Kıpçaklar buradan Oğuzları çıkardıkları için buraya Kıpçakların yerleşmesiyle Deşt-Kıpçak olarak kalmıştır. Hanname'de Deşt-i Kıp­ çak adıyla ilgili olan yukarıda söz edilen bilgilerden başka bir görilş daha ortaya çıkmıştır. Hanname'ye baktığımızda bu bölgede Ozgan Han ile Saklab Han'ın arasında bir tartışma oluyor. Saklab Han'ın oğul­ ları bir yerden gelip bilmeden Ozgan Han'ın askerleri ile savaşıyorlar. Saklab Han'ın oğulları Kıpçak ve Barak ve Ozgan Han 'ın askeri arasında olan savaştan sonra buraya Deşt-i Kıpçak adının verildiği ve hiçbir adın sebepsiz yere verilmediği beyan edilmektedir. Bkz: Gökyay, Hanname. . . . , s. 291 ). Bu bilgi tarihi gerçeğe uymuyor fakat belki Deşt-i Kıpçak adının nasıl ortaya çıktığı hakkında ilk defa ortaya konulan farklı bir görüştür. 1 1 19

Aristov, Zametki ob etniçeskom . . . , s. 362.

"'" Aristov, Zametki ob etniçeskom, s. 380; Kırgız destanlarından Coodar Beşim Destanı'nın kah­ ramanı Coodarbeşim Er Töştük'ün oğludur. Er Töştük ıle Kırgız destanlarındandır. Coodarbeşim adı iki kabilenin ismi olsa gerektir. Coodar bir Türkmen boyu olan Çavdar'ı Beşim de Becene örillü saçı, kekili (Abdrakunov. Babalardan . . . . s. 90) ifade etmekte, adın Coodar ve Beşim sözlerinden oluştuğu tahmin edil­ mektedir. Türkmen boyu Çavuldur/Çavundur/Çovdur (Çavdar M K.) ve İgdir'in içinde Gırgız ve Manas kollarına da rastlanmaktadır. Bkz: Ataniyazov, Etnonimı v ıurkmenskom yazıke . . . , s. 97). Ancak Manas adlı oymak Kırgız boylarından Çekir Sayak boyunun içinde de bulunmaktadır. (Abramzon, Kırgız cana Kırgızsıan ıarıhı .... , s. 6 74). Burada geçen Gırgız ve Manas kollarının Türkmenlerin içine nasıl katıldıkları hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Türkmen etnografı S. Ataniyazov şimdiki Kır­ gızların yaşadıkları Çu-Talas ırmakları ve Isıkgöl kenarlarında yaşadıklarını söylemektedir (Ataniyazov, Şecere . . . , s. 131). Türkmenlerin buralarda yaşadıkları tarihi kaynaklarla da sabittir. Zaten Türkmenlerin buralardan sürülmeleri ile X. asrın ikinci yarısında büyük göç dalgası başlamış ve birçok kavim batıya doğru gitmek zorunda kalmıştır. Oğuzların da bir kısmı batıya bir kısmı güneye gitmiştir. Güneye gidenler batıya gidenlerden daha evvel Müslüman olmuş, bundan dolayı da Arap ve Fars kaynakları tarafından Türkmen diye adlandırı lmışlardır. IX. asrın ikinci yarısında Orta Asya'da hakimiyeti eline alan ve aşağı yukarı bütün boyları içine alan Kırgızların bir kısmı X. asırda adı geçen Çu-Talas ırmakları ve lsıkgöl'Un kenarlarına gelmiş olmaları mümkündür. X. asırdaki Kara Kıtay hücümları sonucunda bu bölgedeki Türk kabilelerinin batıya ve güneye gittikleri sırada Kırgızların Kırgız ve Manas boyu da Türkmenlerle gitmiş olabilirler. Burada ilginç olan Türkmen boyları içinde Manas boyunun olmasıdır. Bilindiği gibi Manas adlı bir kahramandan tarihi kaynaklar bahsetmemektedir. Yani Kırgız tarihinde gerçekte Manas adlı bir kahramanın olduğu şu ana kadar tespit edilememiştir. Hemen şu soru akla gelebilir. Pekii, bu Türkmenle-

216

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


rin ve Kırgızların Çekir Sayak boylarının içindeki Manas oymağı nereden geldi? Bize göre Manas destan geleneği X. asırda da çok güçlüydü. Manas destanından etkilenip bir kişinin adını Manas koymuş olabilir­ ler. Sonra da bu kişinin buyruğu alımdaki oymak Manas adını almış olabilir. Küçük oymak adlandırmaları bu şekilde olmaktadır veya bir Kırgız boyundan ayrılan bir grup kendilerini Manas diye adlandırmış olabilir. Kırgız adı genel bir ad olduğu için boy veya oymak olarak Kırgız boyları içinde kullanılma­ mıştır. Ancak başka Türk boyları ve Kırgızların komşuları arasında kullanılmıştır. Mesela: Taciklerde Avlodi-Kirgiz (Avladı-Kırgız, M-K) adlı bir oymak bulunmaktadır (Karmışeva, Oçerki etniçeskoy istorii.. , s. 167). Ayrıca Altay halklarından Sagayların içinde Kırgıs, (l. P Potapov, Etniçeskaya sastav Sagaytsev, SE, 1947, N3, s. 1 75). Hakaslarda Kırgız (S. A. Tokorev, Perejitki rodovıh otneşeniy u hakasov v XJX v. , Sibirskiy ... Sbornik. Vıp. /. Moskva-Laningard. 1 952. s. 109). Başkırtların içinde de X l l l . yüzyılın sonu ve XIV. yüzyılın başlarında Kıpçak grupları ile Başkırtların içine gelen Kırgız boyu vardır (Kuzeev, Pro­ ishojdenie. . . , s. 464). Türkmen ve Kırgız halklarının yaklaşık bin yıldan beri sıkı ilişki içinde olduklarını yukarıdaki bilgiler göstermektedir. Bu ilişkiler destanlara da yansımıştır. İğdirler (Cediger) vasıtasıyla Oğuz hikayeleri Kırgızların arasında yayılmıştır. Çavdar adı lmami'nin Hannamesinde Çavuldur'dan ayn bir boy olarak Türkmen ordusu içinde gösterilmektedir. Türkmenlerin Arsarı (Ersarı) boyu içinde bulu­ nan Beçene/lıbeçene oymağı Kırgızlarda Seçine olarak adlandırılmakta ve Çoil Bagış boyunun içinde bulunmaktadır. Bkz: Ataniyazov, Şecere ... , s. 1 00) Bu eserde Çovdur'un Kıpçak boyları ile ilişkisine rastlayamadık. Fakat Coodar Türkçe'deki Çavdar sözünün Kırgızca'daki karşılığıdır. Kırgızca'da Coodor çavdar rengini bildiren yani açık sarı renktir. Destanda Coodarbeşim 'in Kalın Kıpçak elinden olduğu ifade edilmektedir. Bkz: Coodarbeşim, El Edebiyatı Scriyası, Dayardagan: Keneş Kırhaşev, Bişkek, 1 977, s. 1 5 - 1 6 . Kıpçaklar da kaynaklarda açık sarı saman renginde tasvir edilmektedir. Hatta Kıpçak sözünün yabancı dillerdeki karşılıkları hep açık sarı ve saman rengini bildirmektedir (Rusça Polovets, Batı dille­ rinde ve Bizanslılarda Kuman (Koman), Ermeniler Chardeş, Almanlar Falben). Bu isme benzer Kırgız yer adlarından tarihi bir yer olan Ak Beşim adı vardır. Beşim sözü ise büyük ihtimalle Seçene sözünü ifade etmektedir. Bu kelimenin sözlükteki anlamı: ! . Hemen öğle zamanını takip eden vakit, (saat 15.00-16.00 suları, 2. Öğle namazı olarak gösterilmektedir. Bkz: K.K. Yudahin, Kırgız Sözlüğü, (Tere: Abdullah Tay­ mas) Ankara, 1 994, s. 1 1 0). Aynca örülü saç ve kekül anlamlarına geldiğini T. Abdrakunov, Babalardan Kalgan Söz adlı eserinde yazmaktadır. Bkz: Abdrakunov, Babalardane., s. 89. Kaynaklarda da bu isim hakkında bunlardan başka herhangi bir veri bulunmamaktadır. Destanın bir yerinde Coodarbeşim Temir Kulak'la konuşurken şöyle demektedir: «Çoyun alptın balası

Çoyun Alp'in oğlu

Temir kulak sen bolsan

Demir kulak sensen

Er Xöştüktön tuulgan,

Ertöştükten doğan

Eren Coodannen bolom.

Eren Coodar benim

On beşimden atlanıp,

On beşimde ata binip

Cer kıdırıp ketkenmin,

Dünyayı dolaşmaya gittim

Cerdin cüzün kelgenmin.

Dünyaya geldim

Emi mına kayrılıp, Şimdi tekrar geri dönüp Kırgız, Kıpçak atangan,

Kırgız, Kıpçak adlandırılan

Kebez Too asıl caralgan,

Asıl doğduğum Kebez Dağını

Cerimdi izdep kelatam ... » arıyorum (Coodarbeşim . . . , s. 1 78). Bu mısralardan açıkça Coodorbeşim 'in Kırgız-Kıpçak boyundan olduğu görünmektedir. Burada geçen ve Manas Desıanı'nda Er Töştük'ün mekanı olarak gösterilen Kebez Dağı'nın bugünkü Kırgızistan toprakları içinde bulunan Taşkorgon'un güney tarafında olduğu Manas Ansiklopedisi'nde zikredilmektedir (Bkz: MA, /, s. 286) Er Töştük, Coo­ darbeşim'in babasıdır. Manas Ansiklopedisinde S. Kayıpov'un (MA,. T. 2. s. 294) verdiği bilgilere göre Er Töştük, Manas destanındaki en eski tiplerdendir. Er Töştük'ün babası Elaman Kıpçak boyundandır ve Er Töştük dokuz kardeşin en küçüğüdür. Manas Destanı'nda birçok yerde zikredilen Er Töştük Manas'ın yakın adamlarındandır. Bu bilgilere ve verilere göre Er Töştük Destanı da Kıpçak-Kırgız ilişkilerini an­ latması bakımından önemlidir. Kırgız-Kıpçak yakınlığı özellikle başta Manas Destanı olmakla birlikte Kocacaş Destanı ve Er Tabıldı dışında bütün Kırgız destanlarına aksetmiştir. Yukarıda belirttiğimiz gibi Kıpçaklar, Kırgızlarla karıştıktan sonra Kıpçaklara aiı efsaneler Kırgızların olmuştur. Bu şunu göstermek­ tedir: diğer Türk boylarına nazaran Kırgız-Kıpçak ilişkileri daha sıkı olmuştur. Destan'da bu sıkı i lişkiler

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1 217


içinde gösterilen Bektaş oymağı Kırgızların Bagış boyunun içinde de yer almıştırl 1 2 1 . Ayrıca Özbek boyları içinde gösterilen Mogol (Mo­ aol) Cılayır (Calayır) , Nayman, Kanglı (Kandı), Kerayıt (Kereit) Kıfçak

(Kıpçak}, Ming (Min Kıtay. Tubay (föböy}, Tama, Burkut (Bürküt), Ka­ tagan, Mangıt, Kongrat (Konurat}, Uygur, Dürmen (Dörbön) gibi boy ve oymaklar Kırgız boy ve oymaklarının içinde de bulunmaktadırl 1 2 2 . Hanname'ye göre Saklab Han'ın iki oğlu vardır: Kıfçak ve Barak. Destanda Barak Güney Rusya soylarını teşkil etmekte ve Hazarlara bağ­ lı görünmektedir. Bahattin Ögel'in verdiği bilgilere göre destanda geçen isimler Tacikleştirilmiştir ve yazar üzerinde Tacik görüşü ve tesiri var­ dır1 123. Destanda çok eski dönemlere ait izlerin yanında daha çok Altı­ nordu devri olayları göze çarpmaktadır. Hanname'de Kırgızlarla ilgili bir efsane1124 de yer almaktadır. Bu ef­ saneye göre : Buyan Han'ın (Böyön Han) dört nikôhlı karısı ve kırk tane

de kuması vardı. Buyan'ın hiç oğlu yoktu. Kendisi hep oğlan istemişti ama Tanrı ona hep kız vermişti. Bu suretle Kırk-kızı olmuştu. Bu kadın­ lardan doğan Kırk-kız 'dan Kırgızlar denen kavim meydana gelmiştir. Fakat destanda Buyan Moğol Hanı olarak zikredilmektedir. Buyan, Bö­ yön Han biçiminde Manas'ın ilk atalarından olarak Manas Destanı'nın V. V. Radloff ve Çakan Valihanov nüshalarında1125 da geçmektedir. Yani

şu sözlerle dile gelirilmekıedir: «Ken Kaşkardın ar cagı

Engin Kaşgarı 'ın öte tarafı

Kebez ıoonun ber cagı

Kebez Dağı 'nın beri tarafı Ken

talaanı cerdegen, Büyük topraklara sahip olan Urugum kıpçak el degen

Boyum Kıpçak eli denen

Kırk uruu kırgız el ele

Kırk boylu Kırgız halktır

Al Kırgızdın bir uulu

O Kırgız 'ın bir oğlu

Eleman kıpçak men elem»

Eleman Kıpçak benim

Bkz: Er Töştük, El Adabiyatı Seriyası, Bişkek, 1 996, s. 338. Bu mısralardan Er Töştük'ün bağlı bulunduğu Kıpçak kabilesinin Kaşkar ve Kebez dağı arasında yerleştikleri sezilmektedir. Kebez Too Ma­ nas Destanı'nda da geçmektedir. Bkz: Manas Kırgız Elinin Baaıırdık Eposu, C. 1, Bişkek, 1 995, s. 80 ). Günümüzde de Doğu Türkistan'da Kırgız boylan ve Kıpçak boylan yukanda zikredilen yerlerde yoğun olarak yaşamaktadırlar. Kırgız destanlarının bir ikisi hariç hemen hemen hepsi Kırgız ve Kıpçak ilişkile­ rini yansıtmaktadır. 1 121

1 1 22 1 1 23 1 124 1 1"

Attokurov, Kırgız sancırası., s. 64; Ataniyazov, Şecere... ., s. 1 00. Karataev, Kırgız eınonimder. ., s. 2 1 5-2 16, 2 1 8-222. Ögel, Türk Mitolojisi..., C.I, s. 399-40 1 . Gökyay, Hanname. . , s . 3 1 3-3 1 7.

Manas destanının Radloff nüshasının "Manas'ın Doğuşu" bölümünde Manas' ın şeceresi veril­ mektedir. Bu şecereye göre Manas'ın ilk atası Böyön Han'dır.

218

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Buyan'ın Kırgızlarla da ilgisi vardır. Bu bilgiler, Hanname'nin yazarının Kırgızlar hakkında bilgisi olduğunu göstermektedir. Moğollara bağlan­ maları ancak şununla ifade edilebilir: Moğollar soylu bir geçmişe sahip olmadıkları için kendilerini daima güçlü devletler kurmuş soylu bir ge­ leneğe sahip Oğuz Türk boylarının şecerelerine bağlamak istemişlerdir. Buyan Han'ın Bugur Han'la (Bögü Han) savaşması da Kırgızların Uy­ gurlarla olan savaşlarının destana aksettirilmesidir. 744'te Göktürkle­ rin yerini Uygurlar aldılar. Uygur konfederasyonunun içinde Kırgızlar da bulunmaktaydı. Konfederasyonun kurulmasından sonra Kırgızlar, Uygur Kağanlığına karşı isyan etmeye başladılar. Bu isyanlar sırasın­ da Kırgızlarla Uygurlar arasında çok çetin mücadeleler meydana gel­ di. Buyan Han'dan Hanname'de zikredilmesi aynı zamanda destanın yazıldığı devirde veya eski devirlere ait hatıralarda Kırgızların bölgede güçlü olduklarını, çevresindekiler tarafından çok iyi tanındıklarını gös­ termektedir. Destanda eski Kıpçak padişahlarının büyük veziri Dam­ nak-Atalık, Cengiz Han'a da vezirlik yapar. Buradan anlaşılıyor ki, Öz­ bekler ne kadar Cengiz ananesinin tesirleri altına girmiş olsalar da eski Kıpçak mitolojisinin baskısından kurtulamamışlardır. Hanname karı­ şık bir destan olmasına rağmen Kıpçaklarla ilgili verdiği bilgiler önem­ lidir. Hanname'de de Kıpçakların Deşt-i Kıpçak'taki kuzey kavimleri ile yaptıkları mücadeleler anlatılmakta Özbeklerin Kıpçaklarla olan etnik ve siyasi ilişkileri dile getirilmektedir. Kıpçakların birçok Türk boyu ile olduğu gibi Özbeklerle de özellikle Altın Ordu Devletinin yıkılmasın­ dan sonra ilişkileri olmuştur. Günümüzde de Kırgız, Kazak ve Özbekle­ rin arasında da büyük Kıpçak kütleleri bulunmaktadır.1126•

"Celi tördiln başında

Yedi törün başında

Cetkilen tuugan Böyön Kan

Milkemmel doğan Böyön han

Böyön Kan'dın balası

Böyön Han'ın oğlu

Kayratuu ıuugan Kara Kan

Kudretli doğan Kara Han

Kara Kandın balası

Kara Han 'ın oğlu

Kayraıuu tuugan Cakıp Kan,

Kudretli doğan Cakıp Han

( . .) (N. Yıldız, Manas Destanı (W. Radlo.IJ) ve Kırgız Killtilrü İle İlgili Tespit ve Tahliller, Ankara, 1 995, s. 537). Böyön Han, Buyan Han biçiminde Çokan Valihanov'un yazdığı Manas nilshasında da geçmektedir. (Ç. Valihanov, Sobranie saçineniy v piyali tamah. Smert Kukotay-Hana i yevo pomniki, C. 2. Almatı, 1 985, s. 98. 1 126 Şaniyazov, K etniçeskoy istorii ... , 1 974.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerin i n Görünüşü

1 219


Kırgız destanlarından Kurmanbek Destanı'nın kahramanı da Kıp­ çaklardandır1 127 XVI-XVII. asırlarda yaşamış, Kalmuk askerleri ile yap­ tığı mücadeleler halkın gözünde efsaneleşmiş bir kahramandır. XVI-X­ VII. asırlar, Kırgız boylarının bir millet haline geldikleri tarihtir. Aynı zamanda Kırgızların Kalmuklarla çetin mücadeleler içine girdikleri dö­ nemdir. Olcabay menen Kişimcan Destanı 'nın kahramanı Olcabay da Kıpçak boyundandır. Olcabay menen Kişimcan Destanı bir aşk hikaye­ si olmasına rağmen Kişimcan'ın şahsında Kıpçaklar ile ilgili bilgi ver­ diği için önemlidir. Olcabay menen Kişimcan Destanı'nın kahraman­ ları da tıpkı Er Töştük ve Coodarbeşim gibi Kebez dağının civarında Kaşgar yakınlarında yaşamıştır1 128. Bu destanlar başlangıçta Kıpçak destanı olarak ortaya çıkmalarına rağmen sonraları Kırgız destanına dönüşmüştür.

EDİGE BATIR DESTANI VE KIRGIZ DESTANLARINDA KIRGIZ-KIPÇAK İLİŞKİLERİ Edige Batır Destanı, Timur ile Altın Ordu hükümdarı Toktamış ara­ sındaki mücadelelerin içinde yer alan Edige'nin destanlaşmış hayatını anlatır. Tarihi bir destan değildir, ancak destanla ilgili tarihi gerçekler XIV. asrın sonu ve XV. asrın başına rastlar. Yani XIV. asrın sonu ile XV. asrın başındaki Avrasya'da cereyan eden olaylarda Edige adına rast­ lanmaktadır. Edige Batır Destanı'nda geçen tarihi olayların çoğu Altın Ordu devletinde siyasi birliğin bozulmaya başladığı döneme denk gel­ mektedir. Tarihi olaylar Timur ve Altın ordu arasındaki jeo-siyasi mü­ cadelenin akisleridir. 1 3 60-1380 yılları arasında 14 defa han değiştiren Altın Ordu'nun itibarı halk arasında sarsılmaya yüz tutar. İç çekişme"" Kurmanbek-Seyitbek, T. V, Bişkek, 1 998, s. 29-330. "" Olcabay menen Kişimcan destanı kahramanının bu bölgede yaşadığı ve Kıpçak elinden çıktığı destanda şu mısralarla dile getirilmektedir: 'Olcabaydı surasan Olcabay'ı sorarsan Opol Too menen Kebez Too,

Orol Dağı ile Kabez Dağı

Degen kana ceri bar

Denen hanesi yeri var

Köp Kıpçak degen eli bar'

Kalabalık Kıpçak denen yurdu var

Bu dörtlükten anlaşıldığına göre destandaki olaylar şimdiki doğu Türkistan ve ona yakın Kırgızistan topraklarında geçmektedir. Bugün bu bölgelerde, özellikle Kıpçaklar ile Kırgızlar birlikte yaşamaktadır. Burada yaşayan Kıpçaklar kendilerini ayrı bir boy olarak görmeyip Kırgız-Kıpçak diye adlandırmaktadır­ lar. Er Töştük, Coodarbeşim ve Olcabay menen Kişimcan destanlarında başlangıçta kahramanlar Kıpçak elindeniz dedikleri halde sonraları Kırgız-Kıpçak elindeniz tabirini kullanmaktadırlar.

220

1

Kırgızlar

ve

Kıpçaklar


lerin arttığı devletin yıkılmaya yüz tuttuğu bir dönemde Edige (- ?1 445) ortaya çıkmış ve bu devletin siyasi hayatı üzerinde etkili olmuştur. Edige, Altın Ordu'nun doğu bölgesinde Emir iken Toktamış Han ile aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı Timur'un emrine girmiş ve onu Al­ tın Ordu'ya karşı harekete teşvik etmiştir. Toktamış'ın mağlubiyetinden sonra tekrar Altın Ordu'ya dönen Edige on dört sene kadar o havali­ nin gerçek hakimi olmuştur. Toktamış birçok mücadeleden sonra 1405 yılında Emir Edige'nin adamları tarafından öldürülmüştür. Edige aynı yıl Harezm'i de zaptetmiş, Ruslarla ve Toktamış'ın çocuklarıyla devam­ lı harp etmekle beraber hanlık makamına Cengiz neslinden istediğini geçirmiştir. Nihayet 1419 yılında Toktamış oğullarından Kadir Berdi ile yaptığı harpte esir düşmüş ve idam edilmiştir. Birçok Türk grubu arasında hala kuvvetle yaşayan Edige Batır Destanı bu tarihi olayların destani bir şekilde ifadesinden ibarettir. Bugün Edige destanının Tatar, Kırım, Kırgız, Nogay, Türkmen, Karakalpak, Başkurt rivayetleri vardır. Edige, Cengiz Han neslinden değildir. Fakat güçlü kişiliği sayesinde istediği kişiyi han seçtirmiştir. Dolayısıyla Altın Ordu tarihinde oyna­ dığı rol büyüktür. Edige, Nogaylardan yani Kıpçaktır. Bu nedenle de Edige destanı aynı zamanda Kıpçak destanı olarak da kabul edilmelidir. Seyfeddin Ahsikendi'nin Macmu atut-tavarih adlı eserinde Ma­ nas, Toktamış Han'ın saflarında yer almaktadır1 1 29• Manas'ın Toktamış Han'ın yanında yer alması Timur'un Kırgızlara karşı yürüttüğü acı­ masız siyasetin sonucu olsa gerektir. Manas'ın babası Cakıp'ın baba­ sını Sagımbay Orazbak uulu ve Ş. Rısmendeev Nogay olarak, Sayak­ bay Karalaev'in dedesi olarak göstermişlerdir.1 130 Sayakbay Karalaev'in "" Macmu atut-tavarih .. , s. 46-50.

1 1 30 Sagımbay Orazhak uulu'nun nüshasına göre Manas'ın atalan: Karakan-Oğuz Han-Alança-Bay­ gur-Babırkan-Töböy-Kögöy-Nogoy-Cakıp olarak gösterilmek-le, Rısmendeev Semetey destanında Ma­ nas'ın şeceresini şu sözlerle vermektedir:

Eski atamız Tüböy Han

Tüböy Han'dan Tögöy Han

Tögöy Han'dan doğan

Nahoş işlere yarayan

Nogoy, Şıgay kardeştir

Nogoy Han'ın çocukları

Yoktur sözümün yalanı Zengin Cakıp, Oroz, Közkaman Bkz: Rısmendeev, Seme/ey env. 40. s. 305) Sayakbay Karalaev'in nüshasında Tügölkan-Babırkan-Böyön-Cayan-Nogoy-Balakan-Karakan-Ca­ kıp sıralamasıyla verilmekte, V. V. Radlof ile Ç. Valihanov'un yazıya geçirdikleri Manas varyantında Böyün Kan Manas'ın atalarından bir olarak Karakan da Manas'ın babası olarak gösterilmektedir. Sayak­ bay Karalaev'in Semeıey'inde: Kırk kız-Mansur - Tümönkan - Sancıkan - Atcoltoy - Egizey - Ceren

Destanlarda Kıpçak K ı rgız İlişkilerinin Görünüşü

1 221


naklettiği Semetey bölümünde Nogay adı geçmemektedir. Hem Nogay destanlarında ve kültüründe Manas adının bulunması hem de Manas destanında Nogay adının yer alması XV-XVII. asırlarda Nogayların Ka­ zaklar, Kırgızlar ve Karakalpaklar ile hem komşu olarak, hem ticari iliş­ kiler, hem de akrabalık ilişkileri kurarak yaşadıklarını göstermektedir. Ayrıca Manas Destanı'nda, Nogay destan ve kültüründe yer alan, kişi adları, yer adları bu iki halkın yakın ilişki içinde olduklarını gös­ termektedir. Edige Batır Destanı'nın Tatar nüshasında1131 Kanıkey Tok­ tamış'ın kızıdır. Manas Destanı'nda ise Buhara Hanı'nın kızıdır. Bun­ dan başka Manas Destanı'nda Manas'ın bahadırları arasında zikredilen Karakoca 1 1 32 ve Çuvak1 133 da Edige Batır Destanı'nda yer almaktadır. Ma­ nas Destanı'nda bulunan Altay, Ertiş, Ala-Too, Buhar, Samarkan, Mek­ ke, Madina, Kıtay, Kırım, Orol-Too, Yayık, Edil, Sır, gibi isimler Edige Batır Destanı'nda da bulunmaktadır1134• Bu iki destanında aynı çevre­ lerde ortaya çıktığını birbirinden etkilendiğini göstermektedir. Destanlarda birbirine benzeyen hatta aynı olan yer, millet, soy, ka­ vim adları Kırgız ve Nogay halklarının yüzyıllarca siyasi, iktisadi ve toplumsal ilişkileri sonucunda ortaya çıkmıştır. Bunun delili birçok boyun hem Kırgızların, hem de Nogayların oluşumunda yer alması-

- Böyönkan - Çayankan - Balakan - Karakan -Cakıpkan Manas olarak verilmektedir. Bkz: A. Cay­ nakova, Manas Destanında Nesillere Uzanan Mefhumlar, Bozkırdan Bağımsızlığa Manas (Haz: Emine Gürsoy Nask.ali), Ankara, 1 995, s. 1 54-1 56. '"' İdegey., Tatarskiy narodnıy epos, Kazan, 1 990.

1 1 12

Manas Destanı'nda Karakoca adlı bir büyük kişiden bahsedilmektedir. Mecmu at-Ut tavarih (s.50, 53, 54-57, 59, 63, 70, 71) ve Sagımbay Orozbak uulu nüshasında Karakoca Manas'ın yakın ilişki içinde olduğu kişilerden biridir. Mecmu atut-tavarihte Karakoca'nın babası Temirkoco, Manas'ın manevi gü­ cünden yararlandığı kendisi de Manas' ın en zor zamanlarında hep en yakınında olan kişidir. Karakoca ile ilgili Mecmu atut-tavarihte verilen bilgilerle Timur'un Angatöre'ye karşı çıktığı Moğolistan seferini anlatan Nizameddin Şami'nin verdiği bilgiler birbirini tutmaktadır. Bkz: Nizameddin Şami, Zafername, Çev: Necati Lugal, Ankara 1 987, s. 1 28- 1 29). Fakat Nizameddin Şami 'de Karakoca ismi geçmemektedir. Bu isim, Reşideddin Oğuznamesinde Dede Korkut'un babası Karahoca olarak geçmekte ve Oğuzların Bayat boyundan çıktığı ifade edilmektedir (Togan, Oğuz Destanı . . . . s. 55). Manas Destanı'nın Sagımbay Orozbak uulu 'nun varyantında ise Karakoca Argın boyundandır. Destanda onun Argın boyundan oldu­ ğu şu mısralarda dile getirilir: "Alaşım köbü cuda bar, Argın Karakoco bar." Bkz: Manas Kırgız Elinin Baatırdık Eposu, 1. Ki tep, s. 3 1 9 '7950-795 1 '. Karakoca tarihi bir şahsiyet değildir. Ancak Reşideddin Oğuznamesinde, Manas Destanı'nda ve Edige Batır Destanı'nda geçmesi onun tarihte önemli rol oy­ nayan bir şahsiyetin proto tipi olduğunu göstermektedir. Karakoco'nun mensup olduğu Argın boyunun hem Kıpçaklar hem de Kırgızlarla ilişkisi vardır (Bkz: 111. Bölüm, Kırgız boyları ile Kıpçak boylarının İlişkileri, s. 59-1 76). '"1 Ç. Ç. Valihanov, lzdal: Prof. P.M. Melioranskiy, 1 905, asıl metin, s. 1 1 satır 1 1 - 1 2, s. 14, satır 1 7, s. 30 satır 1 8; Orlov, 1 945, s. 1 3 7

1 1 14 "Manas" Kirgizskiy geroiçeskiy epos, 2. Kn. Moskva, 1 974, 140. mısra; Nogaydın Kırk Batırı, Edige (Haz: A. Şeyhaliyev}, 1 990, s. 93-94.

222

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


dır. Mesela: Nayman, Kanglı, Kıpçak, Katagan, Uysun (Üysün}, Argın, Alaç (Alaş, Alçın), Kereyit ve Mangıt gibi boylar iki halkın oluşumun­ da da bulunmaktadır1135• Bir genelleme yapacak olursak Kırgız boyla­ rının dörtte üçü Nogaylarda da mevcuttur. Kıpçaklar bu iki halkın da oluşumunda büyük rol oynamıştır. İki halkın da büyük etnik grubu­ dur. Nogay Kıpçaklarının içinde bulunan bazı boylar, Kırgız Kıpçakla­ rı içinde de yer almıştır. Mesela Kara Kıpçak, Sarı Kıpçak, Kulan Kıp­ çak, Kıtay Kıpçak, Kurama Kıpçak hem Kırgızlarda hem de Nogaylarda bulunmaktadır1136 Nogay ve Kırgız halklarının kültürel bağları da çok eskiye dayan­ maktadır. Nogaylar arasında Manas yiğitliğin, adaletin, kahramanlığın sembolü olmuştur. Nogaylar arasında Manas'la ilgili birçok deyim ve atasözü bugün bile yaşamaktadır.1 137 S. M. Abramzon, 1 95 3 yılında Narın şehrinde N. Sarımaşaev adlı birisinden derlediği bir efsanede Edige'nin Cetigen boyunun ilk atası olarak kabul edildiğini bildirmektedir. Efsanede tarihi insanlar Toktomuş Han (Toktamış Han) ve Barakan

(Barak) dan da söz edilmekte, bazı folklorik motifler de yer almaktadır. Cetigenlerin ilk atası Edige ile ilgili rivayet edilen başka bir efsanede savaş sırasında bebek belenen bir beşik bulunduğu, onu vahşi bir keçi­ nin (Edige'deki Nogayların nüshasıyla karşılaştırıp bakınız, onda yeni

"" Bulgarova, Nogayskaya toponomiya. . . . , s. 55-57. 1 1 16

Kereytov, Etniçeskaya., s 1 55 .

"" Manastay alal bolsan antka

Manas gibi yeminine sadık olsan

Yeryüzünde kalmassın uyakıa Yeryüzünde utanmazsın Manas yavdan korkmaz

Manas düşmandan korkmaz

Yamanda banp dilemez

Kötüden aman dilemez

Tulparga kamış kerekpez

Tulpar ata kamçı gerekmez

Manas tarlıkda körsinmez

Manas darda geri durmaz

Manastay yürekli bol

Manas gibi yürekli ol

Manas boyda Manas

Manas'ın boyunda Manas

Yavdın canını alar Düşmanın canını alır Ertiş boyda Edige Ertiş boyunda Edige Yavdın danım alar Düşmanın canını alır Bkz: T. Akmanbetov, Nogay ve Kırgızların Kardeşlik Bağları Hakkında, Manas Destanı ve Etkileri, Uluslar arası Bilgi Şöleni, Ankara, 1 995, s. 1 9-2 1 .

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

223


doğan çocuğu it emzirmektedir) emzirdiği söylenmektedir1138• Bundan dolayı Edige'yi keçiden doğan Edige diye adlandırmışlardır. Folklorda çok geniş yayılmış olan motiflerden biri -birdenbire kay­ bolan ihtiyar (Hızır) motifidir. Yukarıda bahsettiğimiz destan Edige'de birdenbire yok olan ihtiyar Toktomuş'un Edige'ye yenileceğini, onun ülkesini ve tahtını Edige'nin alacağından söz etmektedir. 500 yaşındaki Aykoco, Manas'a İslam'ın temel sırlarını öğretir. İşte bu Manas Desta­ nı'nda derviş (Dubana) kılığındaki birdenbire yok olan ihtiyar Manas'a ad koymuştur1 1 39• Edige ve Manas'taki bu ortak motifler, Kırgız ve No­ gay halklarının kültürlerinin ne kadar yakın olduğunun bir işaretidir. Kırgızlar ve onların atalarının geçmiş tarihindeki özellikleri, şartlar ve durumlar sonucunda sadece Orta Asya ve Kazakistan değil, aynı za­ manda Güney Sibirya ile Merkezi Asya'nın boyları ile halklarının geniş çevresi ile genelojik efsanelerinde adı geçen halklarda yayılan folklor motiflerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur1 140• Edige Batır Destanı, Kazaklar, Karakalpaklar, Göçebe Özbekler, Başkurtlar, Sibirya Tatarla­ rı, Nogaylar arasında da geniş bir şekilde yayılmıştır ve bugün bile bu halkların edebiyatının şaheserlerinden biridir. S. M. Abramzon, Bugu boyu için söylenen bir efsanenin1141 Edi­ ge Batır Destanı'nda da hayran olunacak şekilde aynı olduğunu belirtmektedir1142• Yukarıdaki açıklamalarda da görüldüğü gibi Kıpçaklar ve Kırgız­ lar, Merkezi Asya Türk halklarının oluşumunda büyük rol oynamıştır. Edige Batır Destanı batı Türkleri arasında yayılmıştır. Batı Türklüğü­ nü temsil etmektedir. Bu destanlardaki ortak özellikler Kırgız-Kıpçak 11" 1 1 19 1 1 40 1 1 41

Curmunskiy, Tyurskiy geroiçeskiy epos. . . . , s. 1 82. Abramzon, Kırgız cana kırgızstan. . . . , s. 802. Abramzon, Kırgız cana kırgızstan ... , s. 804.

Bu efsaneye göre: İki avcı rastladıkları geyik sürüsünden bir geyiğe ok alıp onu öldürürler. Ölen Bugu'nun yanına bir kız koşup gelir, ona sarılıp ağlamaya başlar. Avcılar kızı tutup geyikten ayırıp evine getirirler. Sonraları onun başında pek de büyük olmayan iki boynuzu olduğu görülür. Kızı avcılardan birinin kardeşiyle evlendirirler. Fakat o zaman kız benim evleneceğim kişi hiçbir zaman benim vücu­ dumu görmesin, yıkanırken yalnız yıkanayım ve kocam hiçbir zaman bunları benim başıma kakmasın diye şartlar ileri sürer. Bu folklorda iyi bilinen nikah hükümlerinin biridir. Edige destanında da bu olay şöyle anlatılmaktadır: Ferişte kızlarından kuğu olup uçup gelen küçüğü evliya Baba-Tuklas'ın hanımı olmayı kabul eder, fakat onun saçımı taradığımda başıma bakmasın, göyneğimi çıkardığımda koltuğuma bakmasın, ayakkabımı çıkardığımda ayağıma bakmasın diye şartlar ileri sürer. Abramzon Edige ile ilgili efsaneyi hangi kaynaktan aldığını belirtmemiştir. 1 142

224

1

Abramzon, Kırgız cana kırgızstan. . . , s. 800-80 1 .

Kırgızlar ve Kıpçaklar


birliğinin XVI-XVII. yüzyıllarda da devam ettiğini tarihi bir gerçek ola­ rak karşımıza çıkarmaktadır. Başından beri ele aldığımız destanlardaki ortak isimler, yer adları, hayvan adları, olay benzerlikleri bize Manas Destanı'nın doğu ve batı Türk halkları arasında geniş bir şekilde yayıl­ dığını göstermektedir. Manas Destanı üzerine tarihin değişik dönemle­ rinde başka kahramanlar kopye edilmiştir. Bu durum, Kırgızların Türk halkları arasındaki seçkin yerini göstermektedir. Ayrıca bu destanlar­ daki ortak özellikler, Türk halklarının birbirinden asırlarca ayrı yaşa­ malarına rağmen kültürel birliklerini koruduklarını, bunda da Manas Destanı'nın büyük katkısının olduğu açıkça görülmektedir. Kısaca söy­ lenebilir ki, Manas Destanı Türk destanları içinde en eskilerden olma­ sı nedeniyle Türk destan geleneğinin de kaynaklarından biri olmuştur.

Destanlarda Kıpçak Kırgız İlişkilerinin Görünüşü

1

225



SONUÇ Kırgızlar ile Kıpçakların ilişki içinde oldukları dönemleri konu alan araştırmamızda, bu ilişkilerin üç etapta gerçekleştiğine şahit olduk. Bi­ rinci etap Türk Kağanlığı (Gök-Türk Devleti) ile Türgeş Kağanlığı döne­ mi diye adlandırılan VI-VIII. yüzyılları, ikinci etap Büyük Kırgız Ka­ ğanlığı, Karahanlılar ve Kara Kıtay devletlerinin dönemi, üçüncü etap Altın Ordu Devleti ve Mogulistan Hanlığı dönemi diye adlandırılan devri içine almaktadır. Altay'ı ve Doğu Türkistan'ı içine alan coğrafi bölgelerde, Töölös, Munduz, Bagış, Kuşçu, Bugu, Akbaş, Sakaldı, Kan­ dı, boyları büyük rol oynamıştır. Kırgız ve Kıpçak boylarının ilk ilişki­ leri Türk ve Türgeş Kağanlıkları döneminde gerçekleşmiştir. Bu ilişki­ ler özellikle Kimek-Kıpçak ve Kırgızlar arasında olmuştur. Kırgız-Kıpçak boylarının birbiriyle ilişki kurmaya başladığı ilk dö­ nem Altay' da Kırgız ve Kimek-Kıpçakların beraber yaşadıkları döneme denk gelmektedir. Maalesef, bu dönemde iki halkın arasındaki ilişki­ yi hangi boyların gerçekleştirdiği tam olarak bilinmemektedir. Ancak, Kırgızlarda rastlanan Altay'dan gelen boyların arasındaki Kıpçak kö­ kenli boylardan anladığımıza göre Akbaş, Kaba, Kandı, Sakaldı, Taz, Toraygır boylarının Altay devrinden başlayarak Kırgızlar ile ilişkisi ol­ duğu açıkça görülmektedir. Moğolistan Hanlığı devrinde de Kırgız ve Kıpçak boyları birlikte ha­ reket etmiştir. Doktora çalışması Kırgız halkının etnik oluşumu ve Kıp­ çakların bu oluşuma katkısını içine almaktadır. Kırgız halkının etnik oluşumunda Deşt-i Kıpçak ve Moğolistan coğrafyasından başka Güney Sibirya devri de vardır. Kırgızlar batıya doğru göç ettikleri dönemde Yenisey, Altay ve Moğolistan bölgeleri ile ilişkilerini kesmemiştir. Bun­ dan dolayı Tanrı Dağı Kırgızlarının etnik oluşumunda Yenisey ve Altay Kırgızlarının etkisi büyüktür. Kırgız ve Kıpçaklarda Kandı, Kıpçak, Kıtay, Nogay, Argın, Alçın, Börü, Saruu, Taz, Barak gibi iki halkta da bulunan boylar vardır. Kır-

Sonuç

1

227


gız-Kıpçak etnik birliğine giren bu boyların bazılarının kökeni eski Türk Kağanlığına (Gök-Türk Devleti) kadar (Döölös, Kanglı, Kıpçak, Al­

çın, Bargı) bazıları Kara Kıtay dönemine (Kıtay, Koton, Beş sarı, Lakay) ait boylar Merkezi Asya'nın yerli Türk kökenli halkından çıkmıştır. Moğolistan'da boylar birliği olarak bilinen Bulgaçi boyunu oluştu­ ran grupların zayıflamasından sonra Kırgız boylarının bir kanadına dö­ nüştüğü yani Kırgız boylarının bir kanadını oluşturduğu bilinmektedir. Bulgaçiler Altay'daki Kırgızların öncü birlikleri olarak Moğolistan böl­ gesine gelip dağlık kesimlerde Kırgız etno-siyasi birliğini kurmuşlardır. Bulgaçi'nin içinde bulunan boylar Tanrı dağlarına başka Kırgız boyla­ rından önce geldikleri için sonraları İçkilik diye adlandırılmıştır. Karışma etaplarının siyasi yönünden başka .etnik bakımdan da önemli dönemleri vardır. Kırgız, Kıpçak boylarının yakınlaşmasının neticesinde gerçekleşen sosyal birlik iki halkın etnik oluşumunda da etkisini göstermiştir. Yukarıdaki olaylardan Moğolistan'da yaşayan Kırgız ve Kıpçakların Moğol boyları ile karışarak, onlara Moğol dili üzerinde daha da etkili olmuşlardır. Elbette bu tesir tek taraflı olmamıştır. XIII. asırdan başla­ yarak Kırgızlar ve Deşt-i Kıpçak bozkırlarında yaşayan Kıpçak boyları Moğollarla karışıp etnik değişikliklere uğramıştır. xıv. asrın sonu ve xvı. asrın başında medeni yönden etki altında kalıp Türkleşmeye başlayan Moğol boyları (Moğolistan Mo­ ğolları) Türk dilinin farklı lehçelerinde konuşmaya başlamışlardır. Araştırılan boylardan başka kaynaklarda az bilgi verilen küçük boy­ lar da mevcuttur. Bunlar araştırıldığında Kırgızlar ile Kıpçaklar arasın­ daki etnik yakınlığın büyük olduğunu fark etmek mümkündür. Araş­ tırmamızda görüldüğü gibi Kırgızlar ile Kıpçakların arasındaki etnik ilişkiler sadece siyasi olaylar ile sınırlanmamaktadır. Yukarıda adı geçen boylar arasında eski dönemlerden beri akrabalık ilişkileri olduğu anlaşılmaktadır. Bu ilişkiler Türk boyları ile Kırgızla­ rın (Toguz Oğuz, Karluk, Kıpçak) arasında olmuştur. Kırgız, Kıpçak boy ilişkilerini araştırmada dikkat edilmesi gereken bir durum da Yenisey-Altay etkisine isimlendirmede de rastlanması­ dır. Bu özellikten başka Tanrı Dağı etnik oluşumunda Moğol boylarının

22 8

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


etkisi fark edilmektedir. Deşt-i Kıpçak bozkırlarında yaşayıp sonraları Moğolistan'a gelip Kırgızlara katılan grupların sayısı çok azdır. Bu konunun tarih ilmi için açıklanmamış daha birçok yönü var. Kır­ gız ve Kıpçak boy adlarının dilciler tarafından araştırılması lazım. Ça­ lışmamızda farklı boylar incelemeye alınmasına rağmen küçük boylar veya oymakların etnik adları incelenmemiştir. Bundan dolayı bu ko­ nunun daha da araştırılması gerektir. Bana göre, bu araştırmadan son­ ra Kırgız ve Kıpçak boylarının yakınlığı hakkında daha derin bilgileri bulmak mümkün olacaktır. Boylar ve küçük grupları daha derin araş­ tırma, incelenen boyların arasındaki yakınlığı daha açık gösterecektir. Konumuzun şimdiki dönemleri içine alan (IX. asırdan XVl. asra kadar ki) Kırgız ve Kıpçak boylarının akrabalık ilişkilerini ilmi türde ispatla­ mak için genç ilim adamlarının buna ilgi duymasını sağlamak gerektir. Orta Asya halkları ve onların ataları ile Kırgızların sıkı ilişkileri ol­ d�u fark edilmiştir. Bu ilişki onların Türk halkları ile eskiden beri ak­ raba olduklarını, bir medeniyeti yaşadıklarını göstermektedir. Kırgız etno-medeni oluşumunda önemli yeri olan Kıpçaklar da başka Türk halkları ile olan ilişkilerinde önemli bir yere sahiptir. Kırgızların başka Türk halkları ile yakın ilişki içinde oluşu bize göre Kıpçak dili temelin­ de olmuştur. Araştırmamızda IX-XVI. yüzyıllarda Kırgızlar ile Kıpçakları etkisi altına alan sosyal ve siyasi olayların neticesinde bazı boyların yer de­ ğiştirdikleri ortaya çıkmıştır. Kırgız ve Kıpçak ilişkilerinde bu durum Kırgızlar yönünde olmuştur. Çünkü, Kırgızların içine giren birçok Kıp­ çak boyu olmasına rağmen Kıpçakların içine giren Kırgız boyu hemen hemen yoktur. Kırgızlara katılan Kıpçak boyları Kırgız-Kıpçak boyu­ nun yanı sıra diğer boyların arasında da yer almıştır. Kırgız ve Kıpçak boyları Altın Ordu'nun yıkılmasıyla birlikte Ak Orda ve Nogay ardaları içinde yer almışlar. Sonraları da Kırgız halkı­ nın etnik oluşumunda önemli rol oynamışlardır.

Sonuç

1 229



BİBLİYOGRAFYA KAYNAK ESERLER ABUL-GAZİ-BAGADUR-HAN., Rodoslovnoe drevo tyurkov. İoakinf İstoriya pervıçetireh hanov doma Çingisova. Len-Pul Stenli. Musl­ manskie dinastii, Moskva, Taşkent-B . , 1996. ALAADD İN ATA MELİK CÜVEYNİ. , Tarih-i Cihan Güşa, (Tere: Mürsel Öztürk), Ankara, 1 998. BEREZİN İ. N., Şeybaniada. İstoriya Mongolo-tyurkov na çagatayskom dialekte sı perevedom primeçaniyami i prilojeniyami, izdannaya İ . Berezin. T. 1 , Kazan 1 849. BİÇURİN N. Y. , Sobranie svedeniy o narodah, obitavşçih v sredney Azii

v drevne vremena, T. 1-III, Saint-Petersborg, 1851 (Almatı, 1 998) . BROSSET M. F. , Histoire de la Georgie depuis l'Antiquite jusqu'au XX" siecle, T. 11, Saint-Petersburg, 1 849. BROSSET M. F., Gürcistan Tarihi (Eski Çağlardan 1 2 1 2 Yılına Kadar} , Türkçe'ye Çev: Hrand Andreasyan, Haz: Erdoğan Merçil, Ankara, 2003. CHAVANNES E., Documents sur les Tou-kiue (Turcs) occidentaux, Sa­ int-Petersborg, 1903. CODEX CUMANİCUS: Bibliothece ad templum divi marci venetarium, Comes Geza Kuun, Budapestini, 1880. ÇOKAN VALİHANOV. , Skazaniye ob Edige i Toktamış, İzdal: P. M. Me­ lioranskiy, Saint-Petersborg, 1905. ÇOKAN VALİHANOV. , Sobranie saçineniy v piyati tamah, Smert Kuko­ tay-Hana i yevo pomniki, T.

2,

Almatı, 1 9 8 5 .


Deux voyages en Asie au XJII• siecle par Guillaume de Rubruquis envoye de Saint Louis et Marco Polo marchand venetien, Paris, 1 888. DİVAN-İ LUGAT-İT TÜRK, (Çev: Besim Atalay}, 1-11, Ankara, 1998. DİVANÜ L ÜGAT-İT TÜRK, (Çev: Besim Atalay}, III-IV, Ankara, 1999. EBUL GAZİ BAHADIR HAN., Şecere-i Terakkime, ( 1 660/1 661).

Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 11-III. Kitap. Çev: Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1 999. FAHREDDİN MUBAREK-ŞAH EL-MERVEZİ, Tarih, Nşr: E. Denison Ross, Landon, 1927.

Fragments de geographes et d'historiens Arabes et Persans inedits aux anciens peuples de caucase et de la Russie meridionale; traduits et accompagnes de notes critiques, par M. Defremery, suite des extraits d'İbn-Alathir, JA, Novembre-Decembre, 1 849.

Geographie d'Aboulfeda, traduite de l'Arabe en française et accompag­ nee de notes et d'eclaircissements par M. Reinaud, T. il, premiere partie, Paris, 1 848.

Geographie d'Edrisi, traduite de l'Arabe en français d'apres deux ma­ nuscrits de la bibliotheque du roi et accompagnee par P. Amedee Jaubert, T. 1, Paris, 1836.

Geographie d'Edrisi, traduite de l'Arabe en français d'apres deux ma­ nuscrits de la bibliotheque du roi et accompagnee par P. Amedee Jaubert, T. il, Paris, 1 840. GÖKYAY O. Ş., Hanname, Necati Lugal Armağanı, Ankara, 1968. GRUM-GRJİMAYLO G. M., Zapadnaya Mongoliya i Uryanhayskiy kray, T. il, L., 1926. HAMMER M. J., Sur /es origines russes. Extraits de manuscrits orianta­ ux, Saint-Petersburg, 1 827.

Hanzu Cazmalarındagı Kırgızdar/ Şinjan el basması 2004. HANIKOV N. V. , Opisanie Buharskogo hanstva, Saint-Petersburg, 1843.

232

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


Histoire des Mongols et des Tataraes par Aboul Ghazi Behadur Khan, publie traduite et annote par Le Baron Desmaisons, T.I, Texte: T. il, Traduction, Saint-Petersburg, 1 871-1 874.

Histoire des Khans du Thrkistan et de la 1ransaxiane, extraite du Habib Essiier de Khondemir, traduite du Persan et accompagnee de notes, par M. C. Defremery, JA, Fervrier-Mars, 1852. HRAKOVSKY V. , Şaraf al-zaman Tahir Marvazi, AN KazSSR, Sektor vastokovedeniya, Alma-Ata, 1959. HUDU AL-ALAM. , Rukopis Tumanskogo s wedeniem i ukazatelem V. Bartolda, Leningrad, 1930.

HUDUD AL-ALAM., Perev. V. Minorskogo.-Mudud al-Alam. «The Regi­ ous of the World». A Persian Geography 3 7 2 A. H.-982 A. D. Transı . and explained by V. Minorsky, With the preface by V. V. Bartold (t. 1 930} transı. From the Russian, Landon, 1 9 3 7 .

HUDUD AL-ALAM., "The regions o f the world", Translated and explained by V. Minorsky, Landon, 1970.

İbn Batuta Seyahatnamesi., (Tere: S. Aykut), C. 1, İstanbul, 2004. İBN FAZLAN. , Seyahatname, (Çev: Ramazan Şeşen}, İstanbul, 1995. İBNU'L ESİR., Tarih al-Kamil. Bulak, 1301 h., C. XII, 1952. İBNU'L-EZRAK AHMED B . YUSUF B. ALİ., Tarih-i Meyyafôfakirin ve

Amid Tarihi (Artukulular Kısmı) Çev: Ahmet Savran, Erzurum, 1992. İDEGEY. , Tatarskiy narodmy epos, Kazan, 1 990. İDEGEY. , Tatarskiy na­

rodniy epos, Kazan 1 994. İPATYEVSKAYA LETOPİS, (Polnoye sobranie russkih letopisey, T. /,

Moskva, 1 998. İSTORİYA MONGALOV I Dj. Del Plana Maprini.-3 .M izd.-Puteşestvie

v Vostoçme stram / G.de Rubruk.-3.M izd.-Kniga Marka Polo.-4 .M izd./ Vstup. st., komment. M. B . Gornuig, Moskva, 1 997. KADİRALİ CALAYİR. , Şejireler cıynağı (Audarğandar: N. Mingu/ov, B.

Kömekov, S. Öteniyazov}, Almatı, 1 997. Kırgızskiy geroiçeskiy epos Manas, Moskva, 1961.

Bibliyografya

1 233


Kırgızstandın en bayırla mezgilderden XlX kılımdın sonuna çeyinki ta­ rıhı, Tüzüüçülör: Komissiya, Kırgızstan-soros fondu, Bişkek, 1 998. KOBLANDI BATIR., Kazahskiy Geroisçeskiy Epos, Moskva, 1975. KONONOV A. N., Rodoslovnaya turkmen / Soçinenıye Abul-gazi, Mos­ kva-Leningrad, 1958. KOZİN S. A., Sokrovennoye skazanie mongolskaya hronika 1240 g. Pad nazvaniem monurol-un niruca Tobciyan. Yuan çao bi şi, T. 1, Mosk­ va-Leningrad, 194 1 . KURMANBEK., El Adabiyatı Seriyası, T. V, Bişkek, 1 998.

Kutadgu Bilig /, Metin, Reşid Rahmeti Arat, 4. Baskı, Ankara, 1 999. LAVRENTYEVSKAYA LETOPİS (Polnoe sobranie russkih letopisey}, T. 1, Moskva, 1 99 7 .

Les prolegomenes d'Ibn Khaldun, traduits e n français e t commantes par M. de Slane, T. 1, Paris, 1863,

Le livre des routes et de provinces, par Ibn Khordadbeh, publie, traduit et annote par C. Barbier de Meynard, JA, 6 M serie, T. V. 1865. LEVŞİN A. İ., Opisanie kirgiz-kazaçiz, ili kirgiz-kaysatskih, ord i stepey, Almatı, 1 996.

Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii, T. 1, Moskva, 1 9 7 3 ; Kırgızdardın cana Kırgızstandın tarıhıy bulaktarı, (Kot: T. Abdiyev, M. Kocobekov} , T. 1, Bişkek, 2002.

Materialı po istorii kırgızov i Kirgizii, Vıp. il, Kırg. Resp. İUA, Kol Yaz­ malar Fondu, M 629 {51 76). Kırgızdardın cana Kırgızstandın tarıhıy bulaktarı, (füzüçüler: K. Cusayev, A. Mokeyev, D. Saparaliyev}, T. il, Bişkek, 2003 . MAHMUD İBN VALİ. , More tayn otnesitelno doblestey blagorodnıh (Ge­ ografiya}, Vvedenie, perev, primeçaniya i ukazateli B . A. Ahmedova, Taşkent, 1977. MERVEZİ, Taba 'i al-hayavan, Nşr. Minorsky, Landon 1942. MİNORSKY V. Tamim ibn Bahr's journey ta the Uyghurs. BSOAS, Vol. XII, pt. 2 , 1948.

234

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


MUHAMMED HAYDAR DULATİ, Tarih-i Raşidi, (Farsça 'dan Tere: T. İ.

Sultanov}, T. I, Moskva, 1973. MUHAMMED HAYDAR DULATİ, Tarih-i Raşid-i, Perevod. A. Urunba­ yeva, R. P. Djalilovoy, L. M. Epifanovoy, Almatı, 1 999. MUHAMMED ALİ KIPÇAKİ, "Kırgız tarıhı " KSSR İAnın koomduk ilim­ der bölümünün kol cazına fondusu, İnv No 347.139.

Müslüman Coğrafyacıların Gözüyle Ortaçağ'da Türkler, (Haz: Yusuf Ziya Yörükôn}, İstanbul, 2004. MÜTERCİM ASIM EFENDİ, Burhan-ı Katı (Haz: Mürsel Öztürk, Derya Örs} Ankara, 2000. NACİYE YILDIZ, Manas Destanı (V,V. Radloff varyantı} ve Kırgız Kültü­ rü ile İlgili Tespit ve Tahliller, Ankara, 1995. NALİVKİN V. P. , Kratkaya istoriya Kokandskogo hanstva, Kazan, 1 886. NEBOLSİN P., A başkirah. «Vestnik RGO», otdelenie etnografii, Kn. 4. Saint-Petersborg, 1852. NİZAMEDDİN ŞAMİ, Zafername, Çev: N. Lugal, Ankara, 1987. NİZOMİDDİN ŞOMİY, Zafernoma, Taşkent, 1996. NOGAYDIN KIRK BATIRI, Edige (Haz: Aşim Şeyhaliev}, 1990. NUR R., Oughuz-na­ me {epopee turque), İskenderiye, 1928. Polnoe letopisey tom vtoroy, İpatyevskaya letopis, Saint-Petersburg, 1 908, Moskva, 1998. RAŞİD AD-DİN, Sbornik letopisey. İstoriya Mongolov. Soçinenie Ra­ şid-eddina. Per. i. N. Berezina, TVORGO, Ç. V.-XV, Saint-Petersburg, 1858-1888. RAŞİD AD-DİN, Sbornik letopisey, Perevod L. A. Hetagurova, Mosk­ va-Leningrad, 1952, M. I, Kn.I; Perevod O. İ. Smirnov, C. 1, Kn. 11, Moskva-Leningrad, 1952. RAŞİD AD DİN, Sbornik letopisey. Per. Yu. P. Verhovskogo, Primiçena­ niya Yu. P. Verhovskogo i ningrad, 1 960.

8.

İ. Pankratova, C. I, Kn. il, Moskva-Le­

RAŞİD AD-DİN Fazlallah, Oguz-name, Moskva, 1991. RISMENDEEV, Semetey, Env. 40.

Bibliyografya

1 235


Rodoslovnoe derevo tyurkov. Saçineniye Abul-Gazi Hivinskovo Hana. Perev. i predisl. G. S. Sablukova. Kazan, 1914. SAYF AD-DİN İBN DAMULLO ŞAH ABBAS AKSİKENTİ, ANIN UULU NURMUHAMMED, Tarıhtardın cıynagı («Macmu atut-tavorih») / Kotar. M. Dosbolov, M. Sooronov, Bişkek, 1 996. SEYFİ ÇELEBİ. "Tavarih " (Hroniki). Materialı fonda Instituta literaturı i iskusstva NAN Respubliki Kırgızstan. İnv.No:5 1 76 , Perevod sı Tu­ retskogo yazıka T. İ. Sultanova / O. Karaev, Vos toçnıe avtorı o kırgı­ zah, Bişkek, 1 994.

SIMA TSYAN, Istoriçeskie zapiski (Şi Tszi), T.VIII, Perevod s kitayskogo R.V. Viyatkina i A. M. Karapetyantsa, kommenrariy R. V. Viyatkina, A.R. Viyatkina i A. M. Karapetyantsa, vstup. et. R. V. Vi­ yatkina.-Moskva. : Vos t. lit. 2002. STENLİ LEN-PUL, Musulmanskie dinastii, Moskva, Taşkent-Bişkek, 1 996. ŞAH MAHMUD ÇURAS, Hronika. Kritiçeskiy tekst. Perevod kommen­ tarii, isledovanie i ukazateli M. F. Akimuşkina, Moskva, 1976. ŞEŞEN R., İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, Anka­ ra 1 998. SIDIKOV M.S., RodovoA deleniye kirgiz, V kn. : V. V. Bartoldu. Taşkent, 1 929. SIDIKOV O. , Tarih kırgız Şadmaniya, Frunze, 1 990.

Svedeniya o kirgizah v ''l\bdulla-nôme" Hafiz-i Tanışa./İzv. AN Kırgız SSR, T. 11, Vıp. III, 1 960.

TabakatNasiri, A General His tory of the Muhammadan Dinasties of Asia, İncluding Hindustan, from A.H. 1 94, to A H. 658, and the jne­ field Mugals into Islam by H.G. Raverty. T. il. Landon, 1881.

The Ta 'rikh-ı-Güzida or "select history" of Hamdullah Mustawfi-ı Qaz­ vini, compıled ın A.H. 730 (A.D. 1330} and now abridged ın English from a manuscript dated A.H. 857 (A.D. 1 453), by Edward G.Brow­ ne, by R.A. Nicholson, Part il, Containing the abridged translation and indices, Leyden, 1 9 1 3 .

236

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Ta 'rikh-1 Fakhru 'd-Din Mubarakshah, being The historical introducti­ on to the Book of Genealogies of Fakhru'd-Din Mubarakshah Mar­ var-rudi completed in A.D. 1 206, by E.Denison Ross, Landon, 1927.

The Shajrat ul Atrak or genealogical tree of the Turks ands Tatars; trans­ lated and abridged by Col.Miles. Landon, 1 888.

The History of the World-Conqueror by Ala-ad-Din Ata-Malik fuvaini Translated from the text of Mirza Muhammad Qazvini by Jhon And­ rew: Ph.D. Vol.1. Manchester, 1 958.

The Orientale Geography of Ebn Haukal an Arabian traveller of the tenth century/tr. . . by Sir Wiliam Quseley: [map and appxs] Landon 1 800 {2005). The Shajrat ul Atrak, or geneological tree of the turks and tatars; trans­ lated and abridged, by Col. Miles, Landon, 1 888. TİZENGAUZEN V.G., Sbornik materalov, otnosyaşçihsiya k istroii Zolo­ toy Ordı, T. 1, İzvleçeniya iz soçineniy arabskih . Spb, 1 884. TİZENGAUZEN V.V. , Sbornik materialov otnosyaşçihsiya k istorii, zolo­ toy ordı, T. il, Saint-Petersburg, 1 94 1 . UTEMİŞ-HADJİ. Çingiz-name / Faksimile, perevod, transkriptsiya, teks­ tologiçeskiye primeçaniya, issledovaniye V.P. Yudina. Kommentprii i ukazateli M. H. Abuseyitovoy. Alma-Ata, 1992. VİLADİMİRTSOV B. Y. , Moğolların İçtimai teşkilatı (Çev: A.İnan}, An­ kara, 1 987. YAKUT, Relations de voyages et textes geographiques arabes, persans

et turcs relatifs a l'extreme-orient du VJII• au XVJII• siecles, traduits, revus et annotees par Gabriel Ferrand, T. 1, Paris, 1 9 1 3 . ZAHİREDDİN MUHAMMED BOBUR, Boburnoma (Naş. Tuy. P. Şamsi­

yev}, Taşkent, 1 989.

Bibliyografya

1 237


KIRGIZ, KAZAK, ÖZBEK, TATAR, UYGUR, TÜRKMEN TÜRKÇESİ VE RUSÇA YAZILAN TETKİK ESERLER ABDIKALIKOV A., O termine "Burıtı", SA, No: 1 , 1963. ABDILDAEV E., «Manas» eposunun tarıhıy önügüşünün negizgi etap­

tan, Frunze, 1 98 1 . ABDRAKUNOV T. , O toponima 'Beejin' i 'Kangay' v ı epose 'Manas', Turkologiya-88, Frunze, 1988. ABDRAKUNOV T. , "Bayırkı Kırgız tarıhının aktualduu problemaları", El aralık ilimiy kongresstin bildirüülörünün tezisteri, 2 7-29 avgust, 200 1 , Bişkek, KTMU, 200 1 . ABDRAKUNOV T. , Babalardan kalgan söz, Frunze, 1 990. ABDUMANAPOV R. A., K vaposu proishojdeniya kırgızskogo plemeni kangdı, İzvestiya tomskogo poli tehniçeskogo universiteta. Temati­ çeskiy vıpusk "Sihir v evraziyskom prostranstve" . - Tomsk: İzd-vo, TPU, 2002. Vıp.7, s. 3-1 9 ABRAMZON S. M., Etniçeskiy sostav kirgizskogo naseleniya severnoy Kirgizii, TKAEE, T. iV, Moskva, 1 960 ABRAMZON S . M., Kırgız cana kırgızstan tarıhı boyunça tandalma em­ gekter, Bişkek, 1 999. ABRAMZON S . M., "Voprosı etnogeneza kirgizov po dannım etnogra­ fii", TKAEE, C. V, Moskva, 1 959. ABRAMZON S . M., K semantike kirigizskih etnonimov//SE, M3. 1 946. ABRAMZON S . M., Kirgizı i ih etnogenetiçeskie i istoriko-kulturnıe sv­ yazi, Frunze, 1 990. ABRAMZON S . M., L.P. POTAPOV, "Narodnaya etnogoniya kak adin iz istoçnikov dilya izuçeniya etniçeskoy i sostyalnoy istorii" // SE, No:6, 1973. ABUSEYİTOVA M. H . , ABILHOJİN, C. B . , KLYAŞTORNIY S. G, SULTA­ NOV T. İ . , HAZANOV A. M., İstoriya kazahstana i tsentralnoy Azii, Almatı, 2001. AGEEVA R. A. , Stranı i narodı proishojdeniya nazbaniy, Moskva, 1 980.

238

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


AHİNCANOV S. M . , "Orta kılım Kazakstan kıpçak larıhın etnikalık ku­ ramı cönündö", Kazakstandın ötmüşü arheologiyalık bulaktar bo­

yunça, Alma-Ata, 1 976. AHİNCANOV S . M., Kipçaki v istorii srednevekovogo Kazahstana, Al­ ma-Ata, 1989. AHMEDOV B . A., "O poli pismennih istoçnikov v izuçenii etnogene­ za uzhekskogo narada // Obşçesvenme nauki v Uzbekstane, No: 1 2 , "

1981 . AMANCALOV S . , Voprosı dialektologii i istorii kazahskogo yazıka, T. 1, Almatı, 1959.

Analyse de plusieurs sections des VJ• et VJJ• climats de la description d'Edrisi/ Geographie de Moyen Age, etudiee par J. Lelewel , accom­ pagnee d'Atlas, T. III el iV. Bruxelles, 1852. ARİSTOV N. A., Trudı po istorii i etniçeskomu sostavu tyurkskih ple­ men, Bişkek 2003. ARİSTOV N. A., "Opıt vıyasenniya etniçeskogo sostava kirgiz-kazahov Bolşoy Ordı i kara-kirgizov. . . ", /S, 1 894-1895, Vıp. III-IV. ARİSTOV N. A., "Zametki oh etniçeskom soslave tyurskih plemen na­ rodnostey svedeniya oh ih çislennosti", /S, Saint-Petershurg., 1896, Vıp. IIl-IV. ARİSTOV N. A. , Usuni i kırgızı ili kara-kırgızı, Bişkek, 200 1 . ARİSTOV N . A., "Kirgizlarning etnik tarihiga dair", Kirgizler. Manbalar, tarih, etnografya (fuzuvçilar: Ö. Karayev} , Bişkek, 1 999. ARSLANOVA F. H., "Bohrovskiy mogilnik"// İzv. AN KazSSR, 1963. ARSLANOVA F. H . , "Kurganı s truposojjeniem v Verhem Pri-irtişye" // Poiski i raskopki v Kazahstane. Alma-Atı, 1972. ARSLANOVA F. H., KLYAŞTORNİY S.G. Runiçeskaya nadpis na zerkale iz Verhnego Priirtişya // 'JYurkologiçeskiy sbornik. Moskva, 1973 . . . ATANİYAZOV S . , Etnonimı v turkmenskom yazıke. Avtoreferat dokt. dis., Aşhabad, 1 990. ATANİYAZOV S . , Şecere (furkmenin nesil daragı}, Aşgabat, 1 992.

Bibliyografya

1 239


ATTOKUROV S . , Kırgız sancırası, Bişkek, 1997. AYTMURATOV D . , 'Kırgız' etnonimi. Tjturskie etnonimi: Karakalpak,

Çerniye Klobuki, Çerkes. Başkurt, Kırgız, Uygur, 1)rurk, Peçenek, Sak, Massaget, Skif, Nukus, 1 986. BANZAROV D., Ob oyratah i uygurah, Sobr. Sac., Moskva, 1955. BARTHOLD V. V. , "Turetskiy epos i Kavkaz", Sb. 'Yazık i Literatura, T. V, Leningrad, 1930. BARTHOLD V. V. , "Yeştşo izvestiye o Korkud, predislovie", ZVORAO, T. VIII, Moskva, 1 894. BARTHOLD V. V. , ZVO, T. VII. Moskva, 1894. BARTHOLD V. V. , ZVOIRA, T. XI, Moskva, 1 899. BARTHOLD V. V., Soçineniya, T. I,. Moskva, 1 96 3 . BARTHOLD V. V. , Soçineniya, T. II, Ç.I, Moskva, 1963 BARTHOLD V. V. , Soçineniya, T. VIII. Moskva, 1973. BARTHOLD V. V. , Kırgız cana Kırgızstan tarıhı boyunça tandalma em­

gekter, Tüz. Ö. Karaev, Bişkek, 1 99 7 . BARTHOLD V. V. , Kirgizi (istoriçeskiy oçerk }, Frunze, 1927. BARTHOLD V. V. , Rabotı po istorii i filologii tyurkskih i mongolskih na­

rodov, Moskva, 2002. BARTHOLD V. V. , Saçineniye. T. II. Moskva, 1 964 BASKAKOV N. A., Vvedeniye v izuçeniye tyurskih yazıkov, Moskva, 1 962. BASKAKOV A. N., "K vaprosu o proishajdenii etnonima 'Kırgız' // SE, 1 964, No:2. BASKAKOV N. A,. "Etnonimı altaytsev, kirgizov, tuvintsev i hakasov kak istoçnik etnogenetiçeskih svyazey etih narodov mejdu soboy" il

OK, Bıp. I, Frunze, 1985. BASKAKOV N. A., "İmena polovstsev i nazvaniya polovetskih plemen v russkih letopisyah" /ITO, Alma-Ata, 1 984.

240

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


BASKAKOV N. A., Mikroetnonimı uzov (oguzov) - çermh kalubukov v russkih letopisyah, Moskva, 1983. BASKAKOV N. A., Nogayskiy yazık i yego dialektı, Moskva -Leningrad, 1 940. BASKAKOV N. A., 1).rurkskaya leksika v «Slove A polku İgoryeve» Mos­ kva, 1 985. BASKAKOV N. A., Vvedenie v izuçenie tyrukskih yazıkov, Moskva, 1962.

Bayırla kırgız tarıhmm aktualduu problemaları el aralık ilimiy kong­ restin bildirüülörünün tezisteri, 2 7-29-avgust, 2001, Bişkek, KTMU. BERNŞTAM A. N., Drevneyşie tyrukskie elementı v etnogeneze Sred­ ney Azii ll SE, No: 6-7. 1947. BEYSENBAY UULI C., Kazak şeciresi, Almatı, 1 994. BOLD LUBSANDORCİYN., Orhon Biçgin dursgal. T. il, Ulaanbatar 2000. BOSFORT K. E., Musulmanskie dinastii: Spravoçnik po hronologii i ge­ nealogii. Moskva, 1 9 7 1 . BULGAROVA M. M . . , Nogayskaya toponomiya, Stavropol, 1 998. BURKOVSKİY A. R., "Barba kirgizskogo narodov za sboyu nezavisi­ most" il Stram istorii İ materialnoy kulturı Kirgizstana, Frunze, 1975. BUTANAEV V. Y. , Etniçeskaya istoriya hakasov XVII XIX w. , Moskva, 1 990. BUTANAEV V. Y., Proishojdenie hakasskih rodov i familii, Abakan, 1 994. CAMGERÇİNOV B. D., "İz genealogi kirgizov" I Belek S.E. Malovu, Frunze, 1946. CAMGERÇİNOV B . D., Oçerk politiçeskoy istorii Kirgizii XIX veka, Frun­ ze, 1966. CANUZAKOV M., Oçerk kazahskoy onomastiki, Alma-Ata, 1982. CANUZAKOV M . , Kazak onomastikasımn oçerkteri etnonimder, Alma­ tı, 1982.

Bibliyografya

1

241


Coodarbeşim, El Edebiyatı Seriyası, Dayardagan: Keneş Kırbaşev, Bişkek, 1977. CURMUNSKİY V. M., "M. P. Melioranskiy i izuçenie eposa «Edigey»", Turkologiçeskiy sbornik, Moskva, 1972. ÇOROTEGİN T. K., MOLDOKASIMOV K. S. Kırgızdardm cana Kırgızs­ tandm kıskaça tarıhı, Bişkek, 2000. ÇOROTEGİN M., Etniçeskie situatsii v tyurkskih regionah Tsentrolnoy

Azii do mongolskogo vremeni, Bişkek, 1995. DIYKANBAEV A. A., Kırgız ulamıştarı, Bişkek, 2005. DROMP R. "Kak bıl nayden Selenginskiy karnen". -Ti'udı Ti'oitsko-Kyahtinskogo orde­ leniya Priamskogo otdela İmn. Russkogo Geografiçeskogo Obşçestva. T. XV. Vıp.1, 1 9 1 2 . EKEEV N . V. , "Narodı Altae-Sayan i kırgızı. (K probleme etniçeskih i

kultırnıh vzaimodeystviy)" / Materialı Mejdunarodnoy arheologo-et­ nologiçeskoy ekspeditsii, posyavşennoy 2200-letiyu kirgizskoy gosu­ darstvennosti, Bişkek-Hakasiya-1\ıva-Altay-Bişkek, 1 5-29 iyunya, 2003.

Er Töştük, El Adabiyatı Seriyası, Bişkek, 1996. ESBERGENOV H., HOŞNİYAZOV M., Etnografiçsekie motivı v karakal­

pakskom folklore, Taşkent, 1 988. FEDOROV-DAVIDOV G. A., Koçevniki Vostoçnoy Evropı pod vlastyu zo­ lotoordmskih hanov, Moskva, 1 966. GAVRİLOVA A. A., Mogilnik Kudırgekak istoçnik po istorii altayskih plemen, Moskva-Leningrad, 1965. GOLUBOVSKİY. , Peçenegi, tyurki i polovtsı do naşestviya tatar, gl. il, Kiev, 1 884. GREBENKİN M. D., "Uzbeki-Russkiy Turkestan". Sbornik izdannıy po povodu politehniçeskoy vıstavki, Vıp. il. Saint-Petersburg, 1872. GRODEKOV B. D., YAKUBOVSKİY M. Y. , Zolotoya arda i yeyo padenie, Moskva, 1 998.

242

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


GUBAEVA S. S., Etniçeskiy sostav naseleniya Ferganı v kontse XIX na­ çale XX vv, Taşkent, 1983. GUBAEVA S . S . , Naselenie Ferganskoy dolinı v kontse XIX naçale XX w, Taşkent, 1 99 1 . GUBOGLO M. N . , "Gagauzkaya antroponimiya kak etnogenetiçeskiy is­ toçnik" // ST, M 2. 1973. HU ÇENHUA., "Kıtayça tarıhıy kitepterdegi bayırkı Kırgızdardın etno­ nimi cönündö" // Bayırla Kırgız tarıhının aktualduu problemaları:

El aralık ilimiy kongresstin bildirüülörünün tezisteri, KTMÜ. 2 7-29 avgust, Bişkek, 200 1 . İBRAGİMOV S . K . , "Şeybani-name" Binai kak istoçnik p o istorii Ka­ zahstana XV v. Ttudı İnstituta vostokovedeniya. AN KazSSR, Sektor vostokovedeniya. T. 1, İzd-vo AN Kaz SSR. Alma-Ata, 1959. İBRAGİMOV S . K., "Futuhat-i hani" Binai kak istoçnik po istorii Ka­ zahstana vtoroy polovinı XV v. XXV mejdunarodnıy kongress vosto­ kovedov, dokladı delagatsii SSSR. Moskva, IVL, 1 960. İVANOV P. P., Vosstaniye kitay-kipçakov v Buharskom hanstve 1 82 1 1 825, Moskva-Leningrad, 1 9 3 7 . İVANOV P. P. , Oçerki po istorii Sredney Azii, Moskva, 1 9 5 8 . İSAEV D., Cer-suu atlarının sırı, Bişkek, 1977. İSAEV D . , SIDIKOV C. K., "«Manas» eposundagı cer-suu attarı cönün­ dö" //Eho nauki. İzvestiya NAN AR,No: 2. 1995.

İstoriya Kirgizskoy SSR, T. I. Vıp. VIIIFrunze, 1 984, JİDANKO T. A. , Oçerki istoriçeskoy etnografii karakalpakov, Mosk­ va-Leningrad, 1950. JİRMUNSKY V. M., 1Jrurskiy Georiçeskiy Epos, Leningrad, 1974. KADIRBAEV A. Ş., fyurki i irantsı v kıtae i tsentralnoy azii XIIl-XIV w. , Alma-Ata, 1 990. KARAEV O., Arabskie i persidskie istoçniki IX-X w. O Kirgizah i Kirgizii. Frunze, 1 968;

Bibliyografya

1 243


KARAEV Ö. K., Çagatayskiy ulus. Gosudartsvo Haydu Mogolistan, Biş­ kek, 1 985. KARAEV S. K., Toponimiya uzbekistana, Taşkent, 1 99 1 . KARATAEV O. K . , Kırgız-nogoy etnogenetikahk calpıhktarı./I Kırgızdar­ dın tegi. Bişkek, 1995. KARATAEV O. K., "Lakaylar degen kimder?"IKırgız Ruhu, No: 1 1 , 21mart 1 997. KARATAEV O. K. Kırgız elinin etnikalık önügüüsü, Bişkek 2003. KARMIŞEVA B . H. Oçerki etniçeskoy istorii yujnıh rayonov Tadjikistana i Uzbekstana, Moskva, 1 976. KARMIŞEVA B.H. "K voprosı o proishojdenii lokaytsev" il SE, No: 4. 1952. KARMIŞEVA B. H. Uzbeki-Lokaytsı Yujnogo Tadjikistana. -Stalinabad, 1 954. KARPOV G. İ. Spisok rodonaçalnıh grupp İrana, Aşhabad, 1942. KAYDAROV M. M. K "istoriko-lingvistiçeskoy harakteristikM etnoni­ ma «kanglı/ kanlı»" TO, Alma-Ata, 1 984 .

Kazakstan tarıhı, köne zamannan buginge deyin, T. 2 , Almatı 1 998. KAZNAKOV M. N. Mongolia i Kam, trudu Ekspeditsii İmperatorskogo Ruskogo geografiçeskogo obşçestvo, soverşennoi v 1 899- 1 90 1 . Vıp. III, KEBEKOVA B, Kırgız-kazakfolklorduk baylanışı, Frunze 1982. KEREYTOV R. H. Etniçeskaya istoriya nogaytsev, Stavropol, 1 999. KEREYTOV R. H . K istorii nekotorıh nogayskih familiiy, Çerkesk, 1 994. KIZLASOV L. R. "Arheologiçeskie issledovaniya na gorodişçe Ak-Beşim v 1 953-1 954 gg."-Thıdı Kirgizskoy arheolgo-etnografiçeskoy eks­ peditsii. T. 2 . Moskva, 1 959. KIZLASOV İ . L., Kurganı srednevekobıh hakasov XIII-XIV vv. (azkizska­ ya kultura v mongolskoye vremya) il Sov. arheologiya. No : ı . 1978. KIZLASOV İ. L., Askizskaya kultura Yujnoy Sibiri X-XIV vv. SAİ. 1983.

244

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


KIZLASOV L. R., İstoriya Tuvı v sredniye veka. Moskva, 1969. KIZLASOV L. R., Tjruhtyatskaya kultura drevnih hakasov (IX-X vv.). il Stepi Evrazii v epohu srednevekovya. Moskva, 1981. KİSELEV S . V. Drevniyaya istoriya Sibiri, Moskva, 1 9 5 1 . KLYAŞTOR­ NIY S. G., Drevnetyurkskiy runiçeskiye pamyatniki kak istoçnik po istorii Sredney Azii, Moskva, 1964. KLYAŞTORNIY S. G., SULTANOV T. İ, Kazahstan letopis treh tsyaçele­

tiy, Alma-Ata, 1992 . KLYAŞTORNIY S. G., Drevnetyurkskie plemennıe soyuzı i gosudarstva Velikoy Stepi, Saint-Peterburg 1994. KLYAŞTORNIY S . G., "Kipçaki v runiçeskih pamyatnikah" //

Turcologia. Leningrad, 1986. KLYAŞTORNIY S . G., "S telı Zolotogo ozera". Aurcologica. Leningrad, 1976. KLYAŞTORNIY S . G., MOKEEV M.M., MOKRİNİN V.P. Osnovnıe etapı etnogeneze kirgizskogo naroda //Tyurkologiya 88.-Frunze, 1988. KONONOV A. N., "K etimologii «ogul», «sın»"// Filologiya i istoriya mongolskih narodov, Moskva, 1958. KONONOV A. N, "K etimologii etnonimov Kıpçak, Kuman, Kumık" UA/b., Wiesbaden, 1976. KRAÇKOVSKİY İ. YU. Arabskaya geografiçeskaya literatura. İzbrannıe soçineniya. T. iV. Moskva-Leningrad, 1957. KSENEFONTOV K. Uranhay-sahalar, Yakutsk, 1992. KUDAYBERDI-ULI Ş. Rodoslovnaya tyurkov, kirgizov, kazahov i hans­ kih dinastiy, Alma-Ata, 1 990. KUMEKOV B . E. Arabskiye i persidskiye istoçniki po istorii kıpçakov VIII XIV vv. Obşçest. nauki, Alma-Ata, 1987. KUMEKOV B . E. "Strana kimakov po karte al-İdrisi", Stranı i narodı vostoka. Vıp. IX. Moskva, 1 9 7 1 . KUMEKOV B . E. Gasudarstvo kimakov IA AI vv p o Arabskim istoçni­ kam, Alma Ata, 1972.

Bibliyografya

1

245


KUMEKOV B. E., "Soobşçenie al-idrisa (XJI ö..) o stranah kimaov i kar­ lukov" il Kazahstan v epohu feodalizma: prob. Etnopolit. İstorii. Al­ ma-Ata, 1 98 1 . KUMEKOV B . E . Rasselenie karlukov p o korte al-İdrisi (XII vv.} il Ka­ zahstan v epohu feodalizma: ( problemı etnogenetiçeskoy istorii} I Otv. Red. A.H.Margulan, Alma-Ata, 1 98 1 . KUMEKOV B. E . "Ob etnonimı kıpçakskoy konfederatsi Zapadnogo Deşt-i Kıpçaka Xllnaçalo XIII v." il İzv. NAN Respubliki Kazahstan.

(Ser. Obşçesvennih nauk.) M 1 , 1993. KUMEKOV B . E. "Ob etniçeskom sostave kıpçakov XI-naç. XIII vv." I

Problemı etnogeneza i etniçeskoy istorii narodov Sredney Azii i Ka­ zahstana I Vıp. il, Moskva, 1990. KUZEEV R. G. Proishaojdenie başkirskogo narada, Moskva, 1974. KYUNER N. V. "Kitayskie istoriki letopitsı o hakash"llUçeme zapisi Hak. NNNYALİ. Vıp . Mil, 1 969. KYUNER N. V. Kitayskie izvestiya A narodah Yujnoy Sibiri, Tsentralnoy Azii i Dalnego Vostoka. Moskva, 1 9 6 1 . KYUNER N. V. Novıe kitayskie materialı po etnografii kirgizov (hakasov} VII-VIII vv. n.e. Vıp. il. Abakan, 1 95 1 . LEZİNA İ . N . "Tyurkskie toponimi Krıma"ll OK, Vıp . 1 . - FrunzM, 1985. LEZİNA İ. N., SUPERANSKAYA A.V. "Ob etnonimah Krıma" il TO, Al­ ma-Ata, 1984. MAANAEV E. C., KARATAEV O. K., Kırgız Elinin Etnikalık Önügüüsü, Bişkek 2003. MAHPİROV V. U., İmena dalekih predkov, Almata 1997. MALOV S. M., Eniseyskaya pismennost tyurkov. Tekstı i perevodı., Moskva, 1952. MALOV S . E., Pamyatniki drevnetyrukskoy pismennosti Mongolii i Kir­

gizii, Moskva-Leningrad. 1 959. MALOV S . E. Pamyatniki drevnetyrukskoy pismennosti, Moskva-Le­ ningrad, 1 9 5 1 .

246

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


MALOV S. E. Yeniseyskaya pismennost tyurkov. Tekstı i perevodı, Mos­ kva, 1952. MALYAVKİN A. G. Tanskie hraniki M gosudarstvah TSentralnoy Azii, Novosibirsk, 1 989. MALYAVKİN A. G. Tanskie hraniki A gosudarstvah Tsentralnoy Azii, Novosibirsk, 1 989.

Manas geraiçeskiy epos kırgızskogo narada. Frunze, 1 968. Manas Kırgız Elinin Baatırdık Eposu, T. 1, Bişkek 1 99 5 . Manas, Kirgizskiy Geraiçeskiy Epos, T. i l , Moskva 1 9 74. MARGULAN A., Şokan cana "Manas", Almatı, 1 9 7 1 . MARKEVİYA A . İ . Geograftçeskaya nomenklatura Krıma kak istoriçes­ kiy material, (I'oponimiçeskie dannıe kırımskih arhivov ) . Simfero­ pol 1928. MENGES K. G. Vostoçnıe elementı v «slove o polku igoreve», Leningrad 1 9 79. MİHAYLOV T. M. İz istorii Buryatskogo şamanizma, Novosibirsk, 1980. MİNGULOV N. N. "K nekotorım voprasam izuçeniya istorii Ak-Ordı " il Kazahstan v epohu feodalizma: prob. Etnopolit. İstorii. -Alma-Ata, 1 9 76. MOKEYEV A. M., Novıy istoçnik po genealogii kirgizskogo narada. İs­

toçnikovedenie i tekstologiya srednevekovogo Blijnego i Srednogo Vostoka, Moskva, 1 983. MOKEYEV A. M., "Etapı etniçeskoy istorii i sotsialnoy organizatsii kır­ gızskogo naroda na 'fYan-Şane v XVI-XVIII vv.", İzv. AN Kırg. Resp. SON, 1 99 1 , M4. MOKEEV A. M. "O lokolizatsii Altayskih kirgizov v IX-XIV vekah." I

KırgızII. Etnogenetiçeskie i etnokulturnie pratsesi v drevnosti i sred­ nevekovye v tsentralnoy Azii /Materialı mejdunarodnoy nauçnoy konferentsii posvyaşçennoy 1000-letiyu eposa «Manas», 2 2-24 sent­ yabrya 1 994, Bişkek, 1 996.

Bibliyografya

1 247


MOKEYEV A. M., "Drevnıe elementı v sisteme politiçeskoy organizatsii kırgızov TYan-Şanya v XVI-XVIII vv", Kırgızsaya gosudarstvennost (Sbornik dokumentov i materialov}, Bişkek, 2002 . MOLÇANOVA O. T. , Toponomiya Gornovo Altaya. Gorno-Altaysk, 1 979. MOLÇANOVA O. T. , Strukturnıe tipı tyurkskih toponimov Gornogo ol­ taya, Saratov, 1 982. MOLDOBAEV İ. B . , "Etnografiçeskie istoki odnogo motiva iz eposa kir­ gizov i narodov Tsentrlanoy Azii" //Problemı hakasskogo folkora, Abakan, 1982. MOLDOBAEV İ. B., «Manas» istorika-kulturnıy pamyatnik kirgizov. Bişkek, 1995, MOLDOBAEV İ. B . , Etnokulturnıye svyazi kırgızov v srednevekovye, Bişkek, 2003. MUKANOV M. S., İz istoriçeskogo praşlogo, Almatı, 1 998. NİKONOV V. A., Etnonimiya//Etnonimı, Moskva, 1970. NİKONOV V. A., Vvedeniye v toponimiku, Moskva, 1965.

Orhon-Yenisey estelikteri, Frunze, 1982. ORLOV A. S., Kazahskiy geraiçeskiy epos, Moskova-Leningrad 1945. PETROV K. İ . , "K etimologii termina 'Kırgız' // SE. 1 964, No:2. PETROV K. İ. Oçerk praishojdeniya kirgizskogo harada, Frunze, 1963. PETROV K. İ. K istorii dvijeniya kirgizov na Tyan-Şan i ih otnoşeniy s oyratami v XII-XV vv., Frunze, 1961. PETROV K. İ. "Kirgizsko-kipçakskie otnoşeniya" // İAN KirSSR. SON. T. 111.Vıp. il., 1 96 1 . PETROV K . İ . , Proishojdeniye Kırgızkogo Narada, Frunze, 1 96 1 . PİŞÇULİNA K. A., Yugo-Vostoçmy Kazahstan v seredine X1V vv. (Vopra­ sı politiçeskoy i sotsialnoy-ekonomiçeskoy istorii), Alma-Ata, 1977. PLETNEVA S . A., Peçenegi, torki i polovtsı v yujnorusskih stepyah// Materialı i issledovaniya po arheologii SSR. Moskva, 1958. No:62. PLETNEVA S . A., Polovetskiye kamenmye izdaniya, Moskva, 1974.

248

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


PLETNEVA S. A., Polovetskaya zernliya // Drevnerus. knyajestva Xl-XIII w. Moskva, 1 9 7 5 . PLETNEVA S . A . , Donskiye polovtsı // Slovo. Sb., Moskva, 1985. PLETNEVA S . A., Stepi Evrazii v epohu srednevekovya, Moskva, 1 98 1 . PLETNEVA S. A., Koçevniki srednevekovya, Moskva, 1 982. PLETNEVA S . A., Polovtsı, Moskva, 1 990. POTANİN G. N. Kazak-kirgizskie i altayskie predaniya, /S, 1916. POTAPOV L. P. Razlojenie rodovogo u plemen Severnogo Altaya, Moskva,1935. POTAPOV L. P. Altayskiy şamanizm. Leningrad, 1 9 9 1 . POTAPOV L. P. Etniçeskiy sostav i proishojdenie altaytsev,istoriko-etnografiçeskiy oçerk, Leningrad, 1969. POTAPOV L. P. Narodı Sibirii, Moskva-Leningrad, 1956. POTAPOV L. P. "Oçerki etnogeneza yujnıh altaytsev" //SE. M3. 1952. POTAPOV L. P. Oçerki narodnogo bıta tuvintsev. Moskva, 1 969. POTAPOV L. P. , "Etniçeskaya sastav Sagaytsev"// SE, No:3, 1947. RADLOF V. V. , K vaprosu ob uygurah . Sainl-Petersburg, 1 893. RADLOF V. V. , Faksimile Uygurskoy rukopisi, Saint-Pelersburg, 1 890 RADLOF V. V., Obraztsı narodnoy literaturı severmh tyurkskıh plemen, T. VII, Saint-Petersburg, 1896. RADLOV V. V. , Etnografiçeskiy obzor turetskih plemen Sibiri i Mongolii, İrkutsk, 1 929. SAPARALİYEV D., Vizaimootnoşeniya kirgizskogo narada s russkimi i sasednimi narodami v XVIII v. Bişkek, 1995. SAVİNOV D . G., "Etnokulturnıye svyazi yeniseyskiy kırgızov i kirnakov v IX-XXyy" , TS, 1975. SAVİNOV D . G., Narodı Yujnoy Sibiri v drevnetyrukskuyu epohu, Le­ ningrad, 1 984. SAVİNOV D. G., "Parnyatniki yeniseyskih kirgizov v Gornorn

Bibliyografya

1 249


Altae", il Vaprası istorii Gornogo Altaya, Garniy Altaysk, 1 9 79. SAVİNOV D. G., "Rasselenie kimakav v IX-X vv pa dannım arhealagi­ çeskih istaçnikav" il Praşloye Kazahstana po arheologiçeskim istoç­ nikam, Alma-Ata, 1 976. SERDOBOV N. M . , İstoriya formiravaniya tuvinskiy natsii. -Kızıl, 1 9 7 1 . SİTNİYAKOVSKİY N . F. , "Pereçislenie nektarıh rodrv kirgiz" il obita­

yuşçih v vostoçnoy çasti ferganskoy oblasti. İzv. Tlırkestanks. Otd. RGO, T. 1-11, Taşkent, 1 900. SOLTONOEV B., Kızıl Kırgız tarıhı, Bişkek, 1 993. SULTANOV T. İ., Koçevıe plemena Priaralye v AV-AVI! vv. {Voprası etni­

çeskoy i sotsialnoy istorii), Maskva, 1982. SULTANOV M. İ., Koçevıe plemena priaralya v XV-XVII 1982.

vv.

Maskva,

ŞANİYAZOV M. Ş . , K etniçeskoy istorii uzbekskogo narada, Taşkent, 1 974 . ŞANİYAZOV K. Ş . , Uzbek halkining şakillaniş carayani, Taşkent, 200 1 . ŞANİYAZOV K . Ş . , Kang davlati ve kanglılar, Taşkent, 1 990. ŞÇERBAK A. M., Oguz-name i Muhabbat-name, Maskva, 1959. TENİŞEV E. R., "Etniçeskiy i rodaplemennay sasatav narodnastey yuygu" il SE, M ı . 1 962. TINIŞPAEV M., İstoriya kazahskogo. Narada, Almatı, 1 998. TINIŞPAEV M., Kırgız-Kazak elinin tarıhına materyallar, Taşkent, 1 925. TINIŞPAEV M., Materialı k istorii kirgiz-kazakskogo narada, Taşkent, 1925. TOKOREV S . A., "Perejitki rodavıh atneşeniy u hakasav v XIX v. " Sibir­ skiy Etnog. Sbornik. Vıp. 1. Maskva-Leningrad, 1 95 2 . TOLSTOV S . P. Po sdelami drevnehorezmkoy tsivilizatsii, Maskva-Len­ ngrad, 1 948. TÖRÖKAN ULLU E., Sol kanat kırgız, Bişkek 1995.

250

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


TÖRÖKAN UULU E., Kırgızdın kıskaça sancırası, T. I, Bişkek. 1 995. TUMAŞEVA D. G., "Etniçeskie svyazi zapadnocibirskih tatar" // ST, M 2 . 1 987. UMURZAKOV S . U., "Etnogenetiçeskiy zametki o nekotorıh toponi­ mah Kirgizii"// OK, 1985. VALİHANOV Ç. Ç . , Sobranie soçineniy v pyati tamah. T. III. Alma-Ata 1985. VALİTOVA A. A., "Etnonimı vı turkoyazıçnom pamyatnike XI v. 'Kutad­

gu Bilig', Doklad na VII mejdunarodnom kongresse antropologiçes­ kih i etnografiçeskih nauk.-Moskva, 1 964. VASARY 1 . , "Kam, An Early Samoyed Name of Yenisey", Biblioteca Orientlis Hungarica XVII, Studia Turcica, Budapeşt, 1 9 7 1 . VELYAMİNOV-ZERNOVA V. V. , İsledovaniye kasımovskih tsaryah i tsa­

reviçah, Saint-Petersburg., 1863. VELYAMİNOVA-ZERNOVA V. V. , İsledovanie kasımovskih tsaryah i tsareviçah. Saint-Petersburg, 1864. VİNNİKOV Y. R., Rodo-plemennoy sostav i naselenie Çardcouskoy ob­ lasti Turkmenskoy SSR i yego rasselenie, Arudı İİAE AN Turkm. SSR, T. VI, seriya etnografii. Aşhabat, 1962. VİNNİKOV Y. R., "Rodo-plemennoy sostav i rasselenie kirgizov na ter­ ritorii Yujnoy Kirgizii", TKAEE, Moskva, 1 956. VOLKOVA N. G., Etnonimı i plemennie nazvaniya Severnogo KavkazA, Moskva, 1 973.

Voprosı istorii Kazahstana i Vostoçnogo Turkestana. Alma Ata, 1962. Vostoçnıe avton o kırgızah. Bişkek, 1 994. VOSTROV V. V. , MUKANOV M. S., Rodoplemennoy sostav i rasselenie kazahov (konet alii naçalo aa w). Alma Ata, 1 968. YAHONTOV S . E. , "Drevneyşie upominaniya nazvaniya «kirgiz»" // SE, M2 . 1 970. YARHO A. İ., Altae-Sayanskie türki, Antropologiçeskiy oçerk.-Abakan, 1 94 7 .

Bibliyografya

1 251


YUDİN V. P. O rodoplemennom sostave mongulov Mogulistana i Mogu­ lii i ih etniçeskih svyazah s kazahskimi i drugimi sosednimi naroda­ mi, İAN KazSSR, SON, Vıp.III, 1965. ZADIHINA K. L., "Kultura i bıt uzbekov Kipçakskogo rayona", THAEE, T. il, Moskva, 1958. ZADIHINA K. L. Uzbeki deltı Amu-Dari, THAEE, T. 1, Moskva, 1952. ZAJACCZKOWSKİ A. , Zwiazni jezykow polowicko-slowanskie, Wros­ low, 1 949. ZAKİROV S., Kırgız Sancırası, Bişkek,1 996. ZUEV Y. A., "Kirgizı-Burutı (k voprosy a totemizme i printsipah etnoni­

mo obrozovaniya)" il SE, M 4, 1 970. ZUEV Y. A., İz drevne Lyurkskoy etnonimiki po kıtayskim istoçnikam

(Boma, Yanma, Guy) ,/ITr.İİAEANKazSSR., T. 1 5 .-Alma-Ata, 1962. ZUEV Y. A., "K etniçeskoy istorii usuney "il Novıe materialı po drevney i srednevekovoy istorii Kazahstana. Trudu İİAE AN Kaz.SSR. - Al­ ma-Ata, 1 960. ZUEV Y. A., Rannıe tyzırkı, oçerki istorii i ideologii. Almatı, 2002. ZUEV Y. A., "Tamgi loşadey u vassalnıh knyajestv" il Novıe materialı

po drevney i srednevekovoy istorii Kazahstana. Trudu İİAE AN Kaz. SSR. Alma-Ata, 1960.

252

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


LATİN HARFLERİYLE YAZILAN TETKİK ESERLER AKMANBETOV T. , "Nogay ve Kırgızların Kardeşlik Bağları Hakkında", Manas Destanı ve Etkileri Uluslar arası Bilgi Şöleni, Ankara, 1995. ALASANIA G., "Gürcistan Kıpçakları", Türkler, C. III, Ankara, 2002. ATSIZ H. N., " 1 5 . Asır Tarihçisi Şükrullah, Dokuz Boy Türkler ve Osmanlı Sul tanları Tarihi", İstanbul 1 939. BACOT ]., Reconnaissance en Haute Asie Septentrionale par cinq en­ voyes Ouighours au VIII• siecle, JA, 1 9 5 7 . BANG UND R. RAHMETİ ARAT, Die Legende von Oghuz Qaghan, Ber­ lin, 1932. BANGUOGLU T. "Oğuzlar ve Oğuzeli Üzerine", 1DYAB, No:80, 1 950. BARTHOLD V. V. , Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, (Yayına Ha­

zırlayanlar: Dr. K. Y. Kopraman, Dr. İ. Aka) Ankara 1975 . . BARTOLD V. V. Moğol İstilasına Kadar Türkistan (Haz: Hakkı Dursun Yıldız) , Ankara, 1 990. BARTOLD W. , "Harizm", İA, C. 5/1 , İstanbul, 1997. BİLGİN M., Doğu Karadeniz, Ötüken Neşriyat, Genişletilmiş 3 . Baskı,

İstanbul, 2007. BORATAV P. N., "Korkut Ata", İA, İstanbul, 1997. BULDUK Ü, Hokand Hanlığı ve İbret'in Fergana Tarihi, Ankara, 2006. BULGAROVA M., "Nogay Kahramanlık Destanları ve Ortak Motifler", Manas Destanı ve Etkileri Uluslar arası Bilgi Şöleni, Ankara, 1 99 5 . CAFEROGLU, A., Türk Kavimleri, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1 988. CAFEROGLU A., "Türk Onomastiğinde Köpek Kültü",1DYA Belleten, Ankara, 1961. CAYNAKOVA A., "Manas Destanında Nesillere Uzanan Mefhumlar",

Bozkırdan Bağımsızlığa Manas (Haz: Emine Gürsoy Naskali}, An­ kara, 1 995. CLAUSON G . , A propos du Manuscrit Pelliot Tibetain 1283, 1957.

Bibliyografya

1 253


CZAPLICKA M. A. , The 11ırks of Central Asia in History and the Present

Day, Oxford, 1 9 1 8 . DİEZ FR. VON., "Denkwürdigkeiten von Asien", I I , Berlin, 1 8 1 5 . DROMPP M. R . , "Erken Dönemlerden Moğol İstilasına Yenisey Kırgız­ ları", Türkler, C.11. Ankara, 2003 . EBERHARD W., "Kaylar Kabilesi Hakkında Sinolojik Mülahazalar", Belleten, Ankara, 1 944. EBERHARD W., Çinin Şimal Komşuları, Ankara 1 942. ECKMANN ]., Çağatayca El Kitabı, (Çev: Günay Karaağaç}, Ankara 2003 . ERCİLASUN A. B . , "Kırgızlar Kimlerin Torunu?" il Bayrıkı Kırgız tarıhı­

nın aktualduu problemaları: El aralık ilimiy kongresstin bildirüüçü­ lörünün tezisteri, KTMÜ, 27-29 avgust, Bişkek, 2001. EREN H . , "Kimek ve İmek Boy Adları Hakkında", Türk Dili, S.45, Ha­ ziran, 1955. ESİN E., Türk Kozmolojisine Giriş, İstanbul 200 1 . GENÇ R., Kaşgarlı Mahmut'a Göre Xl. Yüzyılda Türk Dünyası, Ankara, 1997. GEORGY ABU'L-FARAC (Bar Hebraeus}, Abu '] Farac Tarihi, Çev: Ömer Rıza Doğrul, C. il, Ankara, 1 999. GÖKALP C., Çin Kaynaklarına Göra Shih-Wei Kabileleri

(Proto-Moğollar Üzerine Bir Etüd Denemesi}, Ankara, 1973. GÖKBEL A., Kıpçak Türkleri (Siyasi ve Dini Tarihi}, İstanbul, 2000. GÖKSEL B., Atatürk'ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma, Ankara 1 994. GOLDEN P. B., "The Ölberli (Ölperli) : the fortunes and misfortunes of on Inner Asian nomadic elan" il Cumanica II: Archivum Eurasiae Medii Aevi, 6. Wesibaden, 1 986-1987. GOLDEN P. B., Türk Halkları Tarihine Giriş, Ankara, 2002. GOLDEN P. B., " The Polovci Dikii" il Harvard Ukranian Studies, 1 9 79-1980.

254

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


GÖKYAY O. Ş . , Dedem Korkudun Kitabı, İstanbul, 2000. GROUSSET R., Bozkır İmparatorluğu (Çev: Reşat Uzmen} İstanbul, 1 999. GUMİLEV L. N. Eski Türkler, (Çev: D. Ahsen Batur}, İstanbul, 2002. GUMİLEV L. N., Hazar Çevresinde Bin Yıl, (Çev: D. Ahsen Batur}, İs­ tanbul, 2003 . HALAÇOGLU Y. , Anadolu 'da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar {1 4531 650), TTK Yayınları, Ankara 2009. HAMBİS L. "Note sur l'installation des Mongols dans la boucle du fleu­ ve jaune"/ Mongolian Studies/ Amsterdam, 1 970. HAMİLTON J. R. Les Ouighours a l'epoque des Cinq dynasties d'apres Jes documents chinois, Paris, 1955. HİLMİ H. Sinop Kitabeleri, Sinop, 1341. ITSVAN G., A jaszkunok törtenete ili. Kesckemet-Budapest 1870-1885. İBRAYEV Ş . , Destanın Yapısı, Akt. Ali Abbas Çınar, 1 998. İNAN A., "Altay-Yenisey Türkleri", Makaleler ve İncelemeler, C.I, Ankara, 1998. İNAN A., "Türk Kabile İsimlerine Dair", Makaleler ve İncelemeler, C. 1 , Ankara, 1 998. İNAN A, "Türk Destanlarına Genel Bir Bakış", TDAY Belleten, Ankara, 1954. İNAN A., "Dede Korkut kitabındaki Bazı Motifler ve Kelimelere ait Not­ lar", Ülkü, Sayı:55, Ankara, 1 938. İNAN A., "İtbaşlı Ulus Efsanesi", Belleten, C.XIII, Sayı:49, Ankara, 1 949. İZGI Ö., Çin Elçisi Wang Yen-Te'nin Uygur Seyahatnamesi, Ankara, 1 989. İZGI Ö., Uygurların Siyasi ve Kültürel Tarihi (Hukuk Vesikalarına Göre), Ankara, 1987.

Bibliyografya

1 255


JAHN K, Die Geshichte der Oğuzen de Rash-ed-din, Österreichische

Akademie der wissenchaften, Wien, 1 969. JİRMUNKY V. M., "Sırderya Boyunda Oğuzlara Dair İzler", Belleten, s: 99, Ankara, 1 999. KAFALI M. Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstan­ bul, 1976. KAFESOGLU İ., Türk Milli Kültürü, İstanbul, 1 999. KATO K., "Kebek and Yaswr-The Establishment of The Chaghatai-Kha­ nete", Memoirs of the Research Department of The Toya Bunko (fhe Oriental library}, No. 49, Tokyo, 1 9 9 1 . KEREYTOV R., Nogayların Etnogenezine Dair Bazı Meseleler (Çev: Ha­

kan Kırımlı)/ Emel Dergisi, Sayı: 2 2 7 , Temmuz-Ağustos, İstanbul 1 998. KILDIROGLU M., Sayaklarla Kıpçak Uruğlarının İlişkileri, "İslam Ön­

cesinden Çağdaş Türk Dünyasına Prof Dr. Gülçin Çandarlıoğlu 'na Armağan", Editörler: Doç.Dr. H Alan, Doç.Dr. A.Kara, Doç.Dr. O. Yo­ rulmaz Doğu Kütüphanesi Yayınevi, İstanbul, 2008. KIRZIOGLU F. , Yukarı Kür ve Çoruk Boylarında Kıpçaklar, Ankara, 1992. KIRZIOGLU F. , "Dede Korkut Kitabındaki Coğrafi İsimler", Ülkü Dergi­

si, C. XVII. 1 941 . KLYAŞTORNY S. G., Central Asiatic Journal, Volume 3 2 , No: 1-2, Nisan 1 988 Wiesbaden s. 79-80 (Runik Abidelerde Kıpçaklar, Türkçe tere: Eşref Bengi Özbilen, TDAD, Sayı:89, s. 31 -32. KONGUR İ. M., "Kumanların Tarihi", Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı: 1 1 5 , Temmuz 1 996. KÖPRÜLÜ F. , "Artuk Oğulları" İA, C.I. İstanbul, 1997. KÖPRÜLÜ F. , "Cuveyni", İA, KÖPRÜLÜ F., "Harizmşahlar" İA,. KÖPRÜLÜ F. , "Kay Kabilesi Hakkında Yeni Notlar", Belleten, No:3 1 , 1 944.

256

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


KÖPRÜLÜ F. , "Osmanlıların Etnik Menşei", Belleten, No: 28, 1943. KURAT A. N., IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadenizin Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1 992. KURAT A. N., Peçenek Tarihi, İstanbul, 1 9 3 7 . KURAT A . N., Rusya Tarihi, Ankara, 1 9 9 3 . LE COQ A . VON, Türkische Manichaica aus Chotscho, APAW, Berlin 1 9 1 2 , T. III. 1922. LİGETİ L., Bilinmeyen İç Asya, (Çev: S. Karatay}, Ankara, 1 986. LİGETİ L., Kırgız Kavın İsminin Menşei, Türkiyat Mecmuası, C.I, 1925. LİGETİ L . , "Die Herkunft des Volksnamens Kirgiz '', Körösi Csoma-Archi-

vum: Budapest 1925 T. 1, No : 5 s. 369-3 83, (Türkçe Adı: Kırgız Kavim Adının Kaynağı, Türkiyat Mecmuası, Çev: Ragıp Hulusi Özdem, C. /, İstanbul 1 925, s. 235-249 MARQUART J., Über das Volkstum der Komanen, 1 914. MOKEEV A. M., "Tarih ve Manas", XII. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, C. 11., Ankara, 1 999. NECEF E. N., A. ANNABERDİYEV, Hazar Ötesi Türkmenleri, İstanbul, 2003 . NUR R., Oughuz-name (epopee turque}, İskenderiye, 1928. ORKUN H. N., Eski Türk Yazıtları, Ankara, 1 994. ÖGEL B., "Çin Kaynaklarına Göre Wu-sunlar ve Siyasi Sınırları Hak­ kında Bazı Problemler", A ÜDTCFD, Vl/4, (Eylül-Ekim} 1 948. ÖGEL B., İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1991. ÖGEL B . , Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişim Çağları, İstanbul, 200 1 . ÖGEL B . , Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi, C. 11, Ankara, 1 9 8 1 . ÖGEL B . , "Şine Usu Uygur Yazıtı'nın Tarihi Önemi", Belleten X V, 1 95 1 . ÖGEL B . , Türk Mitolojisi (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar}, C. 1. Ankara, 1993.

Bibliyografya

1

257


ÖGEL B . , Türk Mitolojisi, (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar} C. il, Ankara, 1995. PELLİOT P. , "Sur la legende d'Uguz-Khan en ecriture Ouigoure", T'oung

Fbo, 1930. PELLİOT P. , Sur la legende d'Oguz-Khan en ecriture Oigoure (Türkçe

Çev: Vedat Kökten, Ankara, 1 995. PELLIOT P., A Propos des Cumans, JA. Paris, 1 920. PELLİOT P. , Notes sur l'histoire de la Horde d'Or (Suivies de Quelques noms Turcs d'hommes et de peuples finaissant en "ar), Paris 1 949. PELLİOT P. , "Une ville musulmane dans la Chine au nord sous les Mon­ gols", Eİ ; C. CCXIoct-dec.1927. PELLİOT P, HAMBİS L., Histoire des campagnes de Gengis Khan . Lei­ den, 1 9 5 1 . PRİTSAK O . , "S tamesmanen und Titulaturen der Altaischen Volker" il

UAS, Vd. XXIV. 1 9 5 2 . PRİTSAK O . , "Polovestler v e Ruslar" (Çev. Eşref Bengi Özbilen} TDAD Sayı :94, İstanbul, 1 994. PRİTSAK O. , "The Plovcians and Rus" il AEMA, II. 1982. PULLEYBLANK, 'The Name of the Kirghiz', Central Asiatic fournal, Vol. 34, Wiesbaden, 1 990. RADLOFF V. V. , Sibirya 'dan (Çev: Ahmet Temir}, C.I. Ankara, 1 994. RAMSTEDT, G. J. "Zwei uigurrische Runeninschriften inder Nord-Mongolei"; /SFOu, C. XXX, facs. 2, 1914. RASONY L. "Kuman Özel Adları", TKAE, C.IIl-IV, Ankara, 1 966-1969. RASONY L. Tarihte Türklük, Ankara, 1 996. ROSSİ E, "Dede Korkut Kitabı Üzerine Araştırma" (Çev: Mahmut H. Şa­ kiroğlu} Erdem, C. 1 2 , Sayı:34, Ankara, 1999. ROSSİ E, Kitab-1 Dede Qorqut, Vatikan, 1952. ROUX J. P. , Orta Asya. Tarih ve Uygarlık, (Terc:L. Arslan}, İstanbul, 200 1 .

258

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ROUX J. P., Moğol İmparatorluğu Tbrihi, (Çev: A. Kazancıgil, A. Bere­

ket}, İstanbul, 200 1 . RUDENKO S. İ . , Başkurtlar, Çev: R.-İ. Kurban, Konya, 200 1 . ŞAHİN İ, /Tam Tribe to Town: The Early History of Kaman, Journal of Turkic Civilization Studies, No. 2 , Bişkek, 2006. SARAY, M., " Tarihi Kaynak olarak Manas", Manas 1 000 Bildirileri, 2631 Ağustos Ankara, 1995. SAYDAM A., Kırım ve Kafkas Göçleri {1 856- 1 876), Ankara, 1997. SÜLEYMAN O. , Az i Ya (Çev:M. Öner), İstanbul, 1992. SÜMER F. , Eski Türklerde Şehircilik, Ankara, 1 994. SÜMER F., Oğuzlar (Türkmenler} Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, İs­ tanbul 1999. {1 967) . SÜMER F. , Ağaç-Eriler, Belleten, XXVI, Ankara, 1 962. SÜMER F. , "Kıp­ çaklar- 1 " , TDTD, İstanbul, 1 994. SÜMER F., "Eski Türk Elleri Kıpçaklar-2", TDTD, İstanbul, 1 994. SÜMER F., "Oğuzlara ait Destani Mahiyette Eserler", A. Ü. DTCF Dergisi, XVI-XVII, Ankara, 1959. SÜMER F. , "Türk Destanları VII", TDTD, İstanbul, 1992. SZEGLEDY K. "Gerdizi on the History of Central Asia 7 1 0780 A.D", il

Acta Orientalia, Hungaria, 1973. Şadırvan Dergisi, 1. s:8, 20 Mayıs 1 949. TAŞAGIL A., "Çin Kaynaklarına Göre 840 Yılından Önce Kırgızlar",

Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Rıkültesi, Türklük Araştırmala­ rı Dergisi, Sayı:8, İstanbul 1997. TAŞAGIL A., Çin kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları (M. Ö. IIl-M.S. X.

asır}, Ankara, 2004 . . TAŞAGIL A., Gök-Türkler, J-11-III, Ankara, 1 995. TAŞAGIL A., "Töles Boylarının Coğrafi Dağılımına Bir Bakış", MSÜ­

FEFD, Sayı: l , 1991.

Bibliyografya

1 259


TEKİN T. , A Grammar of Orkhon Turkic, Bloomington, 1 968. TEKİN T. ,

Orhon Yazıtları, Ankara, 1 988. TEKİN T. , "Kuzey Moğolistan' da Yeni Bir Uygur Anıtı:Taryat

{ferhin} Kitabesi", Belleten, C. XLVI, 5 1 . TOGAN Z . V. , "Biruni", İA . C . il, İstanbul, 1 970. TOGAN Z. V., İ.A. ''.Azerbaycan" İA, C. I, İstanbul, 1997. TOGAN Z. V.,

Oğuz Destanı, Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul, 1972. TOGAN Z. V. , Umumi Türk Tarihine Giriş, Eski Devirlerden XVI. asra

Kadar, C. I, cilt. İstanbul, 1 970. TOGAN Z. V. , Das Özbekische Epos Chan-Name, Central Asiatic four­

nal, vol. I, No: 2 , s . 144-156 TOGAN z. V. , Bugünkü Türkili {fürkistan} ve Yakın Tarihi, C. I, İstan­ bul 1 98 1 . TOGAN Z. V. , "The Origins o f the Kazaks and the Ozbeks", Central Asi­ an Survery,Vol. 1 1 , No. 3 . TOGAN Z. V. , "Cengiz' i n Soyu v e Kendisine Yakın Kabileler", Ord. Prof. Dr. A. Z. V. Togan Özel Sayısı, Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fa­ kültesi Araştırma Dergisi, Sayı : 1 3 , Fasikül 1 , Erzurum, 1 985. TÜRKDOGAN O. , Etnik Sosyoloji, İstanbul, 2003. VLADİMİRTSOV B . YU

.,

Moğolların İçtimai Teşkilatı {ferc:A. İnan),

Ankara, 1 995. YAKUBOVSKİY A. YU Altın Ordu ve Çöküşü (Çeviren: H. Eren}, An­ kara, 1 992. .,

YAZIKSIZ N. A., "Kırgız Kelimesinin İştikakına Dair", Türkiyat Mecmu­

ası, C. il, İstanbul 1 928. YILDIZ N., Manas Destanı (v.V. Radloff varyantı} ve Kırgız Kültürü ile

İlgili Tespit ve Tahliller, Ankara, 1995.

260

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


SÖZLÜKLER VE ANSİKLOPEDİLER ABAYEV V. İ., İstoriko-etimologiçeskiy slovar osetinskogo yazıka, T. I, Moskva Leningrad, 1958. ATANİYAZOV S . , Slovar turkmenskih etnonimov, Aşhabad, 1 988 BASKAKOV N. A. , TOŞÇAKOVA M. M., Oyrato-russkiy slovar, Mosk­ va, 1947.

Bolşaya entsiklopediya, T. X, Sankpeterburg., 1 902. BUDAGOV L., Svaritelnıy slovar turetsko-tatarskih nareçiy, T. II, Spb. , 1871. BUTANAEV V. Y. , Hakasko-ruskiy istoriko-etnografiçeskiy slovar. Abakan, 2001. CAFEROGLU A., Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul, 1993.

Derleme Sözlüğü., Ankara, 1993. Drevnetyurkskiy slovar., Leningrad, 1 969. Entsiklopediçeskiy slovar., F. A. Brokgauza i İ. A. Efrona, C.XXIX, Spb . , 1895. GRÖNBECH K., Kuman Lehçesi Sözlüğü (Türkçe Tere: Kemal Aytaç} , Ankara, 1992. GRUMM-GRJİMAYLO G. E, Ç. Ç. VALİHANOV. , Entsiklopediçeskiy slo­

var F. A. Brokguaza i İ. A. Efrona, C.V, Sankpeterburg, 1891 İSAEV D. İ.,MOKOMBAEV Ş. M . , ALİEV Z. M., MURZAHMETOV S . M., Kırgızstandagı geografiyalık attardın sözdügü, Frunze, 1 962.

Karakalpaksko-russkiy slovar. Moskva, 1958. KARASAEV H . , Kam us-naama, Bişkek, 1996. KARATAEV M. K., Kırgız etnonimder sözdügü, Bişkek, 2003 .

Kırgız sovyet entsiklopediyası, Frunze, 1 98 3 . Kazak sovyet entsiklopediyası, T. I-XII, Almatı, {1 972-1 978). Kazak sovyet entsiklopediyası, Almatı, 1 980.

Bibliyografya

1 261


Kazakça-Türikşe Sözdik, (Dayar: K. Koç, a. Bayniyazov, V. Başkapan), Türkistan 2003.

Kırgız ti/inin tüşündürmö sözdügü. T. I. Frunze, 1 984. KOYÇUBAEV E. Kratkiy tolkoviy slovar toponimov kazahstana, Al­ ma-Ata 1 9 74.

Manas Ansiklopediyası, T. 1 , 1995. Mütercim Asım Efendi, Burhan-ı Katı (Hazırlayan: Prof Dr. M. Öztürk, Dr. Derya Örs}, Ankara, 2000. NİKONOV V. . A., Kratkiy toponomiçeskiy slovar, Moskva, 1965.

Ortalık Kazakstannın cer-su attarı., Almatı 1989. RADLOV V.V. , Opıt slovar tyurskih nareçiy, T.1-11, Sankpeterburg, 1 89 3 .

Slovar geografiçeskih nazvaniy Kirgizskoy SSR. Frunze, 1 988. Türkçe Sözlük, C. 1-11, Ankara 1 998. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C.11, İstanbul, 1977. YUDAHİN K. K., Kirgizsko - russkiy slovar. Moskva, 1 96 5 . YUDAHİN K. K., Kir­ gizsko - russkiy slovar. Moskva 1 98 5 . YUDAHİN K.K. , Kırgızça-Orıs­ ça Sözdük, Frunze, 1 985.

262

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar


DOKTORA TEZLERİ ve REFERATLAR (TEZ ÖZETLERİ) ASANOV T. , Kırgızdardın etnosyası tüzülüşünün cana tarıhıy baylanış­

tarının sancırada çagıldırışı, (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Dokto­ ra Tezi), Bişkek, 1999. BEYŞENALİYEV T. O., Kirgizi i Djungarskoye hanstvo (XVII-XVIII vv.}, (­ Dis. kand.ist. nauk -Basılmamış Doktora Tezi}, Leningrad, 1 968. COLDOŞOV R., Kırgız elinin etnikalık tarıhın izildöödö genelogoliya­

lık ulamıştardın maanisi, (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Doktora Tezi), Bişkek, 2000. KOCABEKOV M., Orta kılımdardagı kırgızdardın etnosyası tarıhının

negizgi önügü baskıçtarı ( V-X-kk.), (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Doktora Tezi), Bişkek, 1997. KILIÇEV A. M . , XIV-XV kılımdardagı Tenir-Toonun etnosyasi tarıhı (Ay­

rım farsı bulaktan boyunça), (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Dokto­ ra Tezi}, Bişkek, 1995. ÖZTÜRK G., Edige Destanı 'nın Başkurt Versiyonu, Transkrip-siyonlu­ Metin,İnc.-Çev.-Diz.),Yay.lanmamışDok.Tezi, 200 1 . SUPRENENKO G., Materialı po istorii yeniseyskih kırgızov v kitayskih istoçnikah IX XIV vv, (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Doktora Tezi), Moskva, 1965. TURDALİYEVA Ç. D., İstoriya kultura kırgızov po trudam Ç. ç. Valiha­ nova, (Dis. kand. ist. naukBasılmamış Doktora Tezi}, Bişkek, 2000. VLADİMİRTSOV B. YU., Moğolların İçtimai Teşkilatı (Terc:A. İnan), Ankara, 1995. ZULKARIŞEV U. K., Vostoçnıy Daşt-i kıpçak v sostave Ulusa Djuçi v XIII pervoy treti XV veka. Aspekti politiçeskoy istorii Ak Orda, (Avtorefe­

rat kand. diss-Doktora Tez Özeti}, Almatı, 2003 .

Bibliyografya

1

263



DİZİN A

Aba 1 79 Abak 107, 187 Abaklı 1 8 7 Abışka 126, 1 3 9 , 1 50 Aça-Kamandı 1 1 9 Aday 1 1 0, 1 1 5 , 142, 144, 1 70, 1 8 1 , 185 Adigine 3, 4 , 35, 90, 95, 98, 99, 103, 1 0 7 , 108, 109, 1 1 6 , 1 2 2 , 1 2 5 , 1 26 , 1 34 , 141, 1 50, 1 5 7 , 1 60, 1 6 5 , 1 6 9 , 1 78, 187 Afganistan 94, 1 52 , 153 Afşar 1 5 2 A-je 5 5 Akbalta 103, 1 04 Akbarak 107, 108 Akbaş 1 79 , 180, 1 8 1 , 1 82 , 1 8 3 , 227 Akburalı 188 Akburalı-saray 188 Akkacır 169 Ak-Kıpçak 90 Akkoşkar 185 Ak Kumaniya 9 1 , 1 3 2 Ak-Kurgan 80 Akman 2 1 2 Ak Nogay 3 8

Ak Orda 7 6 , 7 8 , 79, 80, 8 2 , 8 3 , 96, 1 6 1 , 229, 263 Ak-Piçak 90 Aksakal 162 Aksı-Kent 182 Ala 2 1 , 6 5 , 9 3 , 1 3 3 , 203 , 222, 2 3 7 Alaçin 72, 9 3 , 95 Alagöl 98 Alakçın 94, 95, 97, 1 5 7 Ala-Köl 6 5 Ala Too 1 3 3 Alban 1 2 6 , 1 4 2 , 1 5 0 Alçı 9 3 , 9 4 , 9 6 , 1 5 7 , 1 5 9 Alçıken 95, 96, 1 5 7 , 1 5 9 Alçın 9 3 , 94, 95, 96, 99, 1 4 8 , 1 5 7 , 1 59 , 2 2 3 , 227, 228 Alçi-Tatar 94 Alga 1 2 2 Alkaşın 94 Alma-Ata XIII, XV, 2, 1 7 , 1 8, 2 3 , 2 4 , 2 5 , 29, 3 3 , 3 9 , 43, 5 1 , 6 2 , 6 3 , 65, 68, 75, 82, 90, 102, 103, 105, 1 1 3 , 121, 1 2 2 , 1 59 , 1 75 , 1 7 7 , 204, 2 1 0, 2 1 2 , 2 3 3 , 2 3 7 , 239, 2 4 0 , 241, 2 4 3 , 2 4 4 , 245, 246, 247, 248, 250, 2 5 1 , 252, 262 Alşın 97


Altay XVIII, 2 , 3 , 5 , 1 7 , 18, 20, 26, 3 5 , 53, 55, 57, 59, 60, 61, 62,

Angren (Ahengeran} Nehri 147 Aral 60, 7 7 , 78, 79, 1 20, 1 5 5 , 205

63, 64, 66, 69, 70, 72, 7 3 , 75, 76, 79, 8 1 , 8 7 , 89, 92, 107, 108,

Arap 6 , 7 , 10, 14, 20, 23, 32, 3 3 , 3 4 , 36, 42, 43, 45, 5 3 , 6 5 , 88, 9 1 , 92, 1 1 6, 1 20, 1 2 3 , 1 2 7 , 140,

1 1 3 , 1 1 5 , 1 1 8, 1 20, 1 26, 127, 139, 140, 143, 1 6 1 , 1 62 , 169, 180, 181, 183, 202, 207, 2 1 7 , 242, 255 Altı-ata 165 Altıbay 38, 1 1 1 Altıke 38, 165

150, 1 70, 185, 222,

152, 171, 186, 227,

1 56, 1 72 , 1 90, 228,

1 29, 143, 148, 1 59, 1 70, 1 8 5 , 1 86, 222, 22 3 , 2 2 7 Argınay 98, 99 Argınbay 99 Argun 79, 97, 98, 99, 100

Altın Ordu 2 , 3, 9 , 7 8 , 8 7 , 92 , 9 5 , 102, 1 0 4 , 1 0 8 , 1 0 9 , 1 1 0, 1 14,

Arhanut 9 7 Arık 72, 75, 76, 1 7 7

1 1 6, 1 2 7 , 133, 1 34, 145, 147, 1 52 , 153, 1 6 2 , 1 66 , 167, 1 8 1 , 1 8 8 , 200, 201 , 2 1 2 , 2 1 9 , 220, 2 2 1 , 2 2 7 , 229, 260 Altı Sir 38, 40

Arkanut 9 7 Arpa-Kaşka-Suu 1 3 6 Artak 101 Artek 102

Altı uuldun tukumu 38 Amanbarak 107 Anadolu XVIII, XIX, 7 7 , 96, 101,

Artıkata 102 Artıkbay 101, 102 Artuk 101, 102, 183, 256

102, 103, 1 04, 1 0 7 , 108, 1 1 1 ,

Aslan Yabgu Oğuzları 38 Aslı (İsli} 1 32 Astrahan 96, 2 1 5 Aşamaylı 1 26 , 148, 1 50 At-Başı 1 1 9 , 1 76

1 1 5 , 1 1 8, 1 1 9 , 1 26 , 1 29 , 1 30, 1 34, 1 3 7 , 138, 144, 1 5 2 , 162, 1 6 5 , 1 66, 168, 1 72 , 1 79, 1 82 , 189, 1 90, 194, 1 9 6 , 203, 205, 211, 255 Anadolu Selçukluları 101 Anciyan (Andican} 1 00 Ancoglı 1 2 7 Ancoğlı 1 4 1 Ancoğlu 1 2 7

266

142, 205, 2 1 6 Aravan 1 2 2 , 169 Argın 97, 98, 99, 100, 103, 1 1 0,

Artık 101, 102 , 183

Avat 1 2 2 , 1 89 Avesta 120 Aybalta 103 Aygırlar 1 7 7

Andabarak 1 0 7

Aytamga 1 1 4 Aytamgalı 1 14 Azerbaycan 7, 102, 144, 1 82 , 1 8 7 ,

Antlar az-Kıfçak 5 8 , 6 6 Angara Nehri 9 3

196, 203, 204, 205, 260 Azık 7 5 , 90, 140, 1 78 , 1 83

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Azoo 1 5 3

1 69, 1 71 , 1 8 1 , 183, 1 8 6 , 194, 200, 201, 208, 2 1 0, 214, 2 2 1 ,

Azov 1 5 6

240, 263 Batı Kıpçak Ulusu 1 73

B

Baarın 1 5 7, 165 Bacmanlu 1 82 Baçman 2 1 , 7 5 , 1 82, 183, 1 84 Bagış 30, 40, 7 5 , 103, 1 2 2 , 1 26, 1 3 5 , 146, 1 50, 160, 1 72 1 8 1 '

'

217, 218, 227 Balgalı 1 2 8 Balhanlı Oğuzları 3 8 Balık 45, 1 1 5 , 1 1 6 Balkaş Gölü 6 5 Balta 102, 103, 1 04, 1 6 5 Baltabay 1 0 3 Balta Kerey 1 0 3 Baltakol 103 Baltaköl 103 Baltalı 103, 1 04, 1 65 Baltamazar 103 Baltasallaşa 102 Baltatarak 103 Barak 81, 100, 102, 1 04, 105, 106, 107, 108, 1 09, 1 60, 200, 2 1 5 , 2 1 6 , 2 1 8 , 2 2 3 , 227 Barakkol 107 Baran 2 1 3 Bargı 109, 1 1 5 , 1 5 7, 1 78, 1 8 5 , 187, 228 Basız 40, 1 1 8, 1 1 9, 1 2 2 , 135, 1 3 7, 1 60 Basimi 9 3 , 9 7 Basmıl 93, 99, 1 79 Başkurt 9, 39, 60, 70, 77, 79, 8 1 , 83, 89, 103, 109, 1 14, 1 2 5 , 1 3 1 , 1 3 2 , 1 34, 142, 1 56 , 1 63 , 1 65 ,

Batı Sibirya 66, 77 Bayan 59, 208 Bayandır 2 1 3 Bayandur 1 6 , 59, 65 Bayat 130, 222 Bay Çubak 1 5 1 Bayit 1 68 Baykal 50, 9 3 , 1 1 0 Baykal Gölü 9 3 Baykonır 142 Bay Koşkar 1 85 Bayulı 94, 1 1 0 Beğdili 1 08, 1 3 0 Bektaş 2 1 6 , 2 1 8 Belıy i k 1 14 Beriş 1 29, 1 85 Beserabya 1 79 Beskempir 1 26, 150 Beş abışka 1 1 1 , 1 26 Beş bala 1 1 1 , 165 Beşbala 1 65 Beş beren 1 1 1 Beş börü 3 8 Beşey 38 Beş kalmak 1 1 1 Beş kalmakçı 38, 1 1 1 Beş Kaman 1 18, 1 1 9 Beş Kempir 1 26, 1 50 Beş köörük 3 8 Beş Körük 1 53 Beşkurtka 1 5 0 Beş kürök 3 8 Beş kürön 1 1 1

Dizin

1 267


Beş merek 38 Beş merek {berek} 38

Buhara Hanlığı 98, 1 1 7 Buhtarma 64

Beş nayman 38 Beş oğul 1 1 1

Bulgaçi 80, 98, 99, 228 Bulgaçi-İçkilik 80

Beş sarı 38, 1 1 1 , 228

Bulgar 5 , 70, 77, 1 54, 194, 208

Beşsarı 1 1 1 , 112, 1 6 5 Beş Sülale 3 1 Beş taz 1 1 1

Bunturki 56 Burak 104 Burcoğlı 141

Beşter 3 8 Beş terek 3 8 , 1 1 1 Beş uul 3 8

Burut 31, 3 5 , 36, 1 32 , 1 3 9 Buşman 182, 183, 184

Beysenbayulı 102, 1 0 3 , 107, 1 1 0, 1 1 2 , 1 1 7, 1 1 8, 126, 129, 1 3 1 , 1 34, 142, 1 50, 1 5 1 , 1 62 , 170, 1 86 Bıçman 1 82 , 183 Bilyukoba 1 76 Biştamgalı 148 Biy 66, 1 1 1 Bizans 34, 70, 9 5 , 154, 1 99 Boçman 182, 1 83 Boma 6 5 , 93, 2 5 2 Boorak 104 Barak 104 Borbaş 1 2 2 Bostan 4 0 , 1 2 2 Boz-abad 180 Boz Ulus 130 Börü 30, 3 5 , 36, 90, 1 2 5 , 1 28, 149, 150, 1 70, 1 78, 185, 1 8 7 , 2 2 7 Börübay 90 Börübeç 90 Bugu 30, 54, 5 5 , 7 5 , 109, 1 1 6, 1 1 8, 128, 1 5 7 , 158, 160, 165, 224, 2 2 7 Buhara 9 8 , 1 1 7 , 1 2 3 , 1 38, 1 60, 188, 2 1 5 , 222

268

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar

Burdı 141

Buşman-Kıpçatskaya 183, 184 Bükdi 2 1 6 Bürküt 30, 2 1 8 Büyük Nogaylı 9 5 , 1 56

C-Ç Cagalbaylı 1 1 3 , 148, 165 Cagalmay 30, 90, 148, 165, 169 Cagalmay Tamga 148 Cagaltay 90 Calayır 102, 107, 1 1 0, 1 1 7 , 1 1 8, 1 29, 143, 1 59, 162, 1 70, 2 1 6 , 218 Caman 3 0 , 9 0 , 1 3 1 Canbalta 1 0 3 Canı-Ayıl 1 2 2 Canı-Nookat 1 2 2 Canı-Turmuş 1 2 2 Cappas 107 Cediger 40, 7 5 , 1 5 8 , 2 1 7 Celalabat 1 2 2 Celayir 79 Cerge Tal 17 5 Cete uru 1 14 Cetiaral 1 1 3 Cetiasar 1 1 3


Ceti ata 1 1 2

Cuci Sülalesi 78

Celi ata küntuu 1 1 2 Ceti aygır 38, 1 1 1 , 1 1 2 Cetibay 1 1 3

Cuci Ulusu 76, 78 Culayır (Celair) 148 Cumanus 41

Ceticar 1 1 3 Ceticol 1 1 3 Cetigen 3 8 , 40, 109, 1 1 0, 1 1 2 , 1 1 3 , 1 2 2 , 1 26 , 1 3 1 , 1 3 2 , 1 34,

Cungar 98 Cuvanlı 1 1 4 Cuznan 141 Çağatay 2 , 36, 76, 106, 1 5 8 , 1 5 9 , 1 69, 1 79 Çağatay Hanlığı 76 Çağatay Ulusu 2 , 106 Çandır 2 1 6 Çarış 1 3 3 Çavdur 2 1 6 Çavuldur 2 1 6 , 2 1 7 Çekirsayak 109, 1 5 8

165, 2 2 3 Cetigen kürön 1 1 2 Cetikara 1 1 3 Ceti-Kara-Kazakı 1 1 3 Ceti Kaşka 1 36 , 1 3 7 Cetikonur 1 1 3 Ceti-Koşe 1 1 3 Ceti koşkon 3 8 Cetiköl 1 1 3 Ceti kul 3 8 , 1 1 2 Ceti-kurt 1 1 3 Cetiru 94, 9 5 , 1 62 Cetisu 1 1 3 Cetitöbe 1 1 3 Celi uruk 38, 1 1 2 , 1 3 7 Ceti uruu 38, 1 1 2 , 1 1 3 , 1 1 4, 1 3 7 Cetti-Pürü 1 1 3 Chia-chia-ssu 5 5 , 93 Chie-ku 3 1 Chien-ku 3 1 Chien-k'un 30, 3 1 , 38 Chien-kun 3 1 Ch'i-ku 30 Chou Shu Sülalesi 30 Ciyde 1 2 2 Cookesek 40, 1 02 , 1 8 7 Cortan 1 1 5 , 1 1 6 Coru 30, 107, 1 08, 1 1 9, 1 69 Cuci Han 7 1 , 7 3 , 168

Çekir Sayak 1 3 1 , 144, 1 5 6 , 1 8 5 , 187, 216, 2 1 7 Çerik 103, 1 34, 1 5 1 , 1 5 3 , 165, 169, 1 70, 1 78, 187 Çigil 2 1 6 Çiğil 5 8 Çin 9 , 10, 1 4 , 1 9 , 20, 3 0 , 3 1 , 3 2 , 3 6 , 38, 4 9 , 5 0 , 5 1 , 52, 5 3 , 5 4 , 5 5 , 5 7 , 6 0 , 63, 65, 7 3 , 7 7 , 88, 93, 9 7 , 1 1 1 , 120, 1 2 5 , 1 3 2 , 1 3 3 , 1 3 5 , 1 39, 1 4 3 , 1 4 5 , 1 6 6 , 1 7 1 , 1 7 7 , 1 78 , 195, 2 0 7 , 2 5 4 , 2 5 5 , 2 5 7 , 259 Çingıztau 6 7 Çinli 3 2 , 5 7 , 2 1 1 Çon Arık 1 7 7 Çon Bagış 7 5 , 1 2 2 , 146 Çan-Kara-Kaman 1 1 9 Çorton XVII, 4 5 , 1 1 5 , 1 1 6 Çotur Kaman 1 1 8 Çulum Kaşka 1 3 7

Dizin

1

269


Çumuçlı 1 14 Çüy 1 24, 1 72 , 1 7 7 , 189, 2 1 4 o

Dağlık Altay 64, 66, 69, 72, 7 3 , 1 15, 181 Daşayak 1 3 9 Daz 1 7 1 , 1 79 Delhi Sultanlığı XVIII, 5, 82

Don Nehri 7 7 , 1 2 2 Dosoy 1 5 3 Döölös 4 0 , 1 0 2 , 107, 108, 109, 1 1 4, 126, 1 3 1 , 1 34, 1 3 7 , 1 3 9 , 1 4 1 , 1 8 0 , 1 8 1 , 1 8 5 , 187, 228 Dörmen 2 1 6 Dulat 1 3 1 , 1 4 8 , 1 5 1 Durut 1 4 1 Dürmen 1 4 2 , 2 1 8

Derbent 182 Deşt-i Hazar 77 Deşt-i Kıpçak 3 , 69, 70, 75, 76, 7 7 , 78, 79, 80, 81, 89, 102, 104, 108, 109, 1 1 3 , 1 14, 1 1 5 , 1 1 6, 1 1 8, 122, 1 2 3 , 1 3 1 , 1 39 , 1 4 1 , 1 4 3 , 1 5 3 , 162, 1 70, 1 7 1 , 1 76, 1 8 1 , 183, 1 84, 186, 187, 189, 199, 200, 201 , 204, 206, 2 14, 2 1 5 , 2 1 6 , 2 1 9 , 2 2 7 , 228, 229 Dış Kumanya 42 Dinlinler 5 1 , 94 Diyarbakır 101 Dizahlu 182 Djarsan 1 1 6 Djartan 1 1 5 Djznan 1 1 5 , 1 1 6 Dnepr 7 7 , 1 2 2 , 2 1 6 Doğu Kazakistan 5 3 , 5 8 , 60, 6 1 , 6 3 , 180 Doğu Kıpçak Ulusu 1 73 Doğu Türkistan XVIII, 7, 50, 102, 1 3 1 , 1 3 2 , 133, 146, 1 7 1 , 1 76 , 1 9 7 , 206, 2 1 1 , 2 1 8 , 2 2 7 Dokuz Bayırku 1 79 Dokuz Oğuz 1 2 , 1 3 , 1 5 , 38, 40, 64, 66, 8 7 , 140 Dokuz Tatar 166, 1 79

270

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

E

Eclad 1 6 , 59 Elatan 165 Elbörüli 75 Elüy Sires 1 24 Erke Kaşka 1 3 7 Ermeniler XVIII, 4 1 , 46, 2 1 7 Ersan 1 26, 1 36, 140, 142, 1 50, 165, 2 1 7 Eski-Nookat 1 2 2 Etimgen (İtemgen) 1 0 9 , 1 1 0 Eymür 1 6 , 43, 59, 65, 2 1 3 F

Falben 4 1 , 2 1 7 Falones 4 1 Fergana 3 , 98, 104, 1 10, 1 1 1 , 1 2 2 , 1 28, 1 3 7 , 1 4 6 , 1 4 7 , 1 6 6 , 1 77 , 1 8 1 , 188, 2 5 3 Frunze XIII, XIV, X V, 3 2 , 3 5 , 43, 51, 58, 59, 60, 65, 69, 75, 89, 95, 100, 102, 103, 1 1 0, 1 1 9, 122, 128, 136, 146, 147, 1 76, 1 78 , 180, 187, 1 90, 197, 206, 207, 236, 238, 240, 241, 243, 244, 245, 247, 248, 261 , 262


G

Gagauz XVIII Garagul 1 3 1 Garamış 134 Gegun 51 Gelolu 63 Gızıl 1 39 Gızılagız 1 3 9 Gızılayaklı 1 3 9 Gızılayakmukrı 1 3 9 Gızılbaş 1 3 9

Güney Kazakistan 177

Güney Rusya 1 9 , 4 2 , 7 8 , 9 2 , 95, 1 2 1 , 122, 1 2 7 , 144, 1 5 1 , 1 73 , 1 89, 198, 2 1 6 , 2 1 8 Güney Sibirya 3 , 5 0 , 5 8 , 5 9 , 60, 62, 65, 67, 71, 1 08, 1 20, 1 5 3 , 1 5 7 , 1 94 , 224, 2 2 7 Gürcü XVIII, 5 , 56, 6 0 , 7 7 , 182, 194, 203, 208 Gyangun 50

Gızılca 140 Gızılçarık 140 Gızıldonlı 140 Gızılergenek 140 Gızılgala 139 Gızılgocalı 139 Gızılgoyunlı 139 Gızılguzı 1 3 9 Gızılimam 140 Gızıllı 140 Gızılmırat 140 Gızılsakkal 140 Gızılşıh 140 Gir-tis 34 Gonur 142 Gök Orda 78, 79 Göktürk 2 , 36, 4 2 , 46, 54, 6 5 , 198 Gök-Türk Kağanlığı 1 20 Grek 36, 1 20 Grek-Makedon Selevks Sülalesi 120 Gungur 142 Guz 3 7 , 69, 1 19 , 206, 209 Guzlar 108 Gündoğdu 8 1 , 1 5 2

9 0 , 9 9 , 146,

H

Hakas 3 5 , 59, 64, 97, 1 36 , 1 8 7 Halmion 1 2 2 Han Sülalesi 3 0 Harezm XVII, 1 5 , 80, 1 2 3 , 1 28, 1 66, 1 8 5 , 2 2 1 Harezmşahlar Devleti 1 24 Harput 1 0 1 Hazar 1 3 , 1 5 , 69, 7 7 , 7 8 , 7 9 , 200, 212, 255, 257 He-ke-ssu 3 1 He-ku 3 1 Hela 9 3 Helan 9 3 Herhiz 3 4 Hıfçak 42 Hırhız 1 5 , 33, 34, 6 7 Hırhızlar 6 4 Hırqız 3 3 Hısnı Keyf 1 0 1 Hıtay 1 66 , 2 1 1 , 2 1 6 Hifçak 4 2 Hlpçaq 4 2 Hir-kis 3 4 Hirmki 1 0 1

Dizin

1

271


Hive Hanlığı 146 Hocent 1 00 Ho-ke-ssu 3 1 Horasan 1 4 , 3 8 , 2 1 1 Hotan 2 4 , 144, 149, 1 7 7

İtak 1 1 0

Hoten 106 Hsia-cha-ssu 3 1 Hsia-chia-ssu 3 1 Hsia-ke-ssu 3 1

İtaklı 1 1 0 İt-Albars 1 1 0 İtalmas 1 1 0 İtbak 3 0 , 109, 1 1 0

Hsie 5 3 Hunlar 30, 61 Hunyuy 5 1

İtbakbas 1 1 0 İtbak (İbok] 3 0 , 109, 1 1 0 İ t bakpas 109 itbalık 1 1 0

ı-i Istı 142, 1 70 ltayak 1 1 0 İçke-Kamandı 1 1 9 içkilik 3 , 4 , 80, 1 2 2 , 1 8 1 , 185, 205 , 228 İdil Tatarları 1 56 İğdir 2 1 6 İlbari 143 İlberli 75 İli 70, 7 5 , 79, 9 1 , 168, 210 İmak 1 6 , 65 imak 59 imi 1 6 , 59, 65 İmir 1 6 , 43 han 14, 36, 59, 98, 1 2 1 , 164, 182, 195, 203, 207, 2 1 5 irtiş 5 , 1 6 , 20, 4 6 , 5 0 , 5 5 , 5 7 , 58, 59, 60, 61, 62, 6 3 , 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 72, 73, 74, 7 5 , 7 6 , 7 7 , 78, 79, 8 0 , 1 2 2 , 1 24, 1 2 7 , 146, 186, 1 98, 205, 206 İrtiş Nehri 20, 50 iski 2 1 6

272

işim 46, 78, 79, 1 86, 198 it 30, 105, 107 108, 109, 1 1 0, ' 1 1 1 , 200, 208 İtagız 1 1 0

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

İ t barak 109, 200 İt Barak 108, 200 İtbas 102, 1 1 0 İt-Basar 1 1 0 itbaş 1 1 0 İtbaşı 1 1 0 itbay 1 1 0 İt-Baykal 1 1 0 İtbeçene 1 1 0, 2 1 7 it bok 109 İtboldı 1 1 0 İt-Colu 1 1 0 İtcon 1 1 0 İteli 1 1 0 İt emgen 30, 109, 1 1 0 İtemgen 1 0 2 , 109, 1 1 0 İtım 109 İti-Kaşka 1 3 7 İtike 109 itil

20, 58, 70, 7 3 , 7 7 , 78, 1 73 , 1 98, 201

İtil (Volga] Irmağı 20, 58, 70, 7 3 , 7 7 , 78, 1 73 , 198, 201 itim 1 1 0


İtişpes 1 1 0

Kaman 1 1 8, 1 1 9, 120, 206, 259 Kaman-Suu 1 1 9 Kamçılı 1 1 4 Kan 1 2 1 , 1 36, 208, 219, 2 2 1

İtiybas 109 İtkara 1 1 0 İtkeşü 1 1 0 İtkulı 109 İt kuyruk 109 İtkuyruk 109 İt küçük 30, 109 İtküçük 1 1 0 İtlar 88, 109 İtmurın 1 1 0 İtmurındı 1 1 0 İtaba 1 72 , 1 7 5

Kanaaralı 1 4 1 Kancıga 128 Kancıgalı 100, 1 2 7 , 1 28, 148, 165, 187, 1 88 Kandekli 148 Kandı 40, 109, 1 2 1 , 1 2 2 , 1 24, 1 2 5 , 1 58, 1 59, 1 60, 1 6 5 , 187, 218, 227 Kang 1 20, 1 2 1 , 122, 250 Kangaroğlı 12 3 , 141 Kang Devleti 1 20, 122

İt-Ölbös 1 1 0 İt-Say 1 10 İtşıkan 1 1 0

Kangır 142 Kanglı 21, 73, 74, 7 5 , 76, 79, 97, 107, 1 20, 121, 1 2 2 , 123, 125, 127, 1 28, 1 4 1 , 142, 148, 149,

İt-Taş 1 1 0 İlter 88, 109 İltibas 109 İt-Tiş 1 1 0 İt tiybes 109 İt-Töş 1 1 0 İ t-Uçar 1 1 0

1 9 5 , 198, 199, 208, 2 1 6 , 218, 2 2 3 , 228 Kanguoğlı 141 Kanjigalı 128

İt-Uulu-Emes 1 1 0 İt-Ürgön 1 1 0 K

Kaba 8 1 , 103, 1 1 6, 1 1 7 , 1 1 8, 2 2 7 Kaban 1 1 8, 1 1 9 Kabasan 1 1 8 Kabçagut 4 1 Kabçık 44 Kafkas 1 9 7 , 259 Kaldar 1 5 3 Kalmak 3 4 , 1 3 5 Kalmaklar 3 5 , 68 Kalmuk 34, 35, 98, 2 1 3 , 2 14, 220

Kanka 120 Kanlı 7 5 , 1 2 1 , 122, 124, 158, 1 59, 1 60, 203 Kara Bagış 75 Karabaroğlı 141 Karabirkli 141 Karabulak 1 77 Karaca dağ 1 30 Karaca Kerd 1 30 Karaca Koyunlu 130 Karaca şehir 130 Karaça 102, 128, 1 29, 1 30, 153 Karaçay XVIII, 77, 79, 194, 201 , 208

Dizin

1

273


Karagul 1 30, 1 3 1 Karahan 90, 208 Karakalpak 39, 40, 60, 77, 79, 8 1 , 82, 83, 8 9 , 103, 1 1 1 , 1 2 3 , 1 2 5 ,

Karluk 14, 40, 54, 58, 66, 74, 79, 99, 1 3 2 , 145, 1 72 , 1 75 , 1 9 5 , 198, 208, 228 Karmış 107, 133, 134, 1 39, 153

1 32 , 1 3 8 , 1 4 9 , 1 5 6 , 1 58, 1 6 5 , 1 70, 1 86 , 1 9 4 , 2 0 8 , 2 14, 2 2 1 , 240 Kara-Kaman 1 1 9

Kars 144 Kaskabas 136 Kaskabulak 1 3 6 Kaskacol 1 3 6

Karakesek 9 5 , 99, 100, 103, 1 1 0,

Kaskakol 1 3 6 Kaşgar 1 7 , 1 2 2 , 1 4 9 , 1 7 7 , 1 8 0 , 2 2 0 Kaşgar-Kışlak 1 2 2

142, 162, 181, 1 8 5 Kara Kıpçak 9 1 , 1 0 0 , 126, 1 2 8 , 1 3 1 , 1 3 2 , 1 4 6 , 1 50, 1 6 4 , 1 7 1 , 223 Kara-Kıpçak 1 3 1 , 1 3 2 , 1 3 3 Karakul 1 30, 1 3 1 Kara Kumaniye 9 1 , 92 Karakurum 123 Karaman 2 1 1 , 2 1 2 , 2 1 3 Karamoyun 1 3 2 , 1 80 Kara-Nay 1 2 2 Kara-Nayman 1 3 2 Kara Nogay 3 8 , 1 5 7 Kara Nogay 1 5 7 Karasakal 1 3 1 , 1 62, 180 Karaşa 129 Karata! 98 Kara Tatar 167

2 74

Kaşka 30, 39, 1 34, 1 3 5 , 1 3 6, 1 3 7 Kaşka-Bulak 1 3 6 Kaşka-Derya 1 36 Kaşka-Suu 1 36 Kaşka Taman 1 3 7 Kaşka Tamga 30, 1 3 7 Katagan 40, 1 0 3 , 1 34, 1 4 2 , 1 60, 1 70, 2 1 8 , 223 Katıran 1 2 2 Katuni 6 6 Kay 1 5 , 1 6 4 , 1 79 , 2 1 1 , 2 1 3 , 256 Kayı 101, 2 1 1 Kaynar 2 1 6 Kayseri 1 1 5 , 1 30, 1 52 Kazak XVIII, 2 , 7, 20, 29, 39, 4 3 , 45, 5 3 , 58, 59, 6 8 , 77, 7 8 , 79,

Karatau 98 Karategin 99 Kardı (Karlı} 1 84 Karga-ayak 1 8 7 Karkaba 1 1 7 Karkarah 188, 205 Karkarah saray 188

81, 82, 89, 90, 94, 96, 99, 102, 103, 107, 108, 1 10, 1 1 1 , 1 1 2 , 1 1 3 , 1 1 5 , 1 1 7 , 1 1 8, 1 2 3 , 124,

Karlı 1 84

1 7 1 , 1 73 , 1 76, 1 78, 181, 186, 1 8 7 , 189, 1 90, 194, 202 , 203,

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

1 2 5 , 126, 129, 1 3 1 , 1 3 2 , 1 3 3 , 1 34 , 1 3 6 , 1 38 , 1 4 2 , 1 4 3 , 144, 148, 149, 1 50, 1 5 1 , 1 56, 1 58, 1 59, 160, 162, 165, 166, 1 70,


204, 208, 209, 2 1 0 , 2 1 3 , 2 1 4 ,

1 3 3 , 1 3 7 , 147, 1 56 , 1 89, 200,

Kı�ak 4 2 , 43, 56, 58, 66, 69, 209, 216, 2 1 8 Kıfşak 4 1 Kılbarak 1 0 8 , 200 Kıpçak VII, XVIII, XIX, 1, 2, 3, 4 , 5 , 8, 9 , 1 2 , 1 3 , 1 4 , 16, 1 7 , 20, 2 2 , 23, 25, 26, 38, 39, 40, 4 1 , 4 2 , 43, 44, 45, 46, 5 1 , 5 3 , 54, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63,

202, 2 1 2 , 2 1 3 , 2 1 6 , 222, 2 3 1 , 2 3 3 , 2 3 5 , 236

65, 66, 68, 69, 70, 72, 7 3 , 74, 7 5 , 76, 7 7 , 78, 79, 80, 81, 82,

2 1 9 , 24 1 , 249, 250, 261 Kazakistan VI, 2, 4, 23, 5 3 , 58, 60, 61, 63, 65, 78, 79, 90, 93, 99, 1 1 6 , 126, 133, 146, 1 50, 1 5 1 , 1 70, 1 73 , 1 7 7, 180, 189, 2 1 4 , 224 Kazan 7 , 9, 24, 25, 34, 94, 96, 1 1 5 ,

Kazan Tatarları 1 1 5 Kebçik 44

87, 88, 89, 90, 9 1 , 92, 9 3 , 94, 9 5 , 98, 99, 100, 101, 102, 103,

Keill 3, 38, 44, 46, 50, 67, 7 1 , 72 Keillçik 44, 46

104, 105, 107, 108, 109, 1 10, 1 1 1 , 112, 1 1 3 , 1 1 4, 1 1 5 , 1 1 6, 1 1 7 , 1 1 8, 119, 1 20, 1 2 1 , 1 2 2 ,

Keillçiut 46 Keill-Keillciut 71, 72 Keillkeillcut 44 Keillpir 126, 150 Keillp ir uulu 126, 1 50 Kerderi 1 1 3 , 148 Kereit 73, 1 1 3 , 148, 1 59, 1 60, 1 70, 218 Kerey 99, 1 0 3 , 1 1 0, 1 6 2 , 1 8 5 , 1 8 7 Kergut 3 4 Kerkes 3 9 Kerkuz 3 9 Kerkfız 3 9 Kesdiyin 1 68 Kesek 98, 102, 1 2 2 , 1 39 , 1 5 3 , 165, 181

1 2 3 , 1 24 , 1 2 5 , 126, 1 2 7 , 1 28, 129, 1 30, 1 3 1 , 132, 1 3 3 , 1 34, 135, 1 3 6 , 1 3 7 , 1 38, 1 3 9 , 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 154, 161, 167,

148, 1 55 , 162, 1 68,

149, 1 56, 163, 169,

1 50, 1 58, 164, 1 70,

151, 159, 165, 171,

153, 1 60, 166, 1 72 ,

1 73 , 181, 187, 198, 205, 211,

1 74, 182, 1 88, 199, 206, 212,

1 76, 183, 189, 200, 207, 213,

1 78, 1 84, 193, 201, 208, 214,

1 79, 185, 1 94, 203, 209, 215,

1 80, 1 86, 195, 204, 210, 216,

Kesiill 67 Ketillen Töbö 1 1 0 Khartes 4 1 Khe-rged 3 4

2 1 7, 2 1 8 , 2 1 9 , 2 2 0 , 2 2 1 , 222, 2 2 3 , 224, 227, 228, 229, 245, 254, 256 Kıpçak-Burul 1 3 2 , 1 3 9 Kıpçak-Kanglı 73, 1 2 1

Khıfçakh 4 1 Kıbçak 43, 4 4 , 5 6

Kıpçak Kutluğu 2 1 2 Kıpçak-Saray 1 87 , 188

Dizin

1 275


2 5 2 , 254, 2 5 7 , 260, 261 , 262,

Kıpçaut 46 Kır 39, 95, 98 Kıragız 39 Kırgın 39 Kırgıt 3 9 Kırgız VII, XIV, X V, XVIII, XIX, 1 , 2, 3, 4, 5, 7, 8, 9, 10, 1 2 , 1 3 , 14, 1 5 , 16, 1 7 , 1 8 , 19, 2 0 , 2 2 , 24, 25, 26, 29, 30, 3 1 , 32, 33, 34, 3 5 , 36, 3 7 , 38, 39, 4 0 , 4 2 , 4 9 , 5 0 , 5 1 , 52, 5 3 , 5 4 , 5 5 , 5 7 , 58, 59, 6 0 , 6 1 , 62, 63, 6 4 , 65, 66, 67, 68, 69, 71, 72, 7 3 , 74, 7 5 , 76, 77, 79, 80, 8 1 , 82, 83, 87, 88, 89, 90, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 106, 107 1 08, 109, 1 1 0, 1 1 1 , ' 1 1 2 , 1 1 3 , 1 1 4, 1 1 5 , 1 1 6, 1 1 7 , 1 1 8 , 1 1 9, 120, 1 2 2 , 1 24, 1 2 5 , 126, 1 2 7, 128, 1 29, 1 30, 1 3 1 , 1 3 2 , 1 3 3 , 1 34 , 1 3 5 , 1 36, 1 3 7, 1 3 8 , 1 3 9 , 140, 1 4 1 , 142, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 1 50, 151, 1 58 , 1 64 , 1 70,

152, 159, 165, 171,

153, 160, 1 66, 1 72 ,

155, 161, 167, 173,

1 56, 1 62 , 168, 1 74,

1 5 7, 163, 1 69, 1 75 ,

1 76 , 1 82 , 189, 202,

1 77 , 183, 193, 204,

1 78, 1 84, 194, 205,

1 79, 1 86, 195, 206,

180, 187, 197, 207,

181, 188, 198, 208,

2 09 , 2 1 0, 2 1 1 , 2 1 2 , 2 1 3 , 214, 2 1 5 , 216, 2 1 7, 2 1 8 , 2 19, 220, 2 2 1 , 222, 223, 224, 227, 228, 229, 235, 236, 238, 240, 242, 243, 244, 246, 247, 248, 250,

2 76

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar

263 Kırgızistan VII, XVII, 1, 4, 5 , 1 5 , 2 5 , 26, 5 5 , 8 1 , 9 3 , 99, 100, 107, 1 1 0, 1 1 2 , 1 1 8, 1 2 2 , 1 2 5 , 1 26 , 1 28, 1 3 1 , 1 3 2 , 1 3 6 , 138, 139, 142, 1 50, 1 52 , 1 60, 162, 163, 164, 166, 1 69, 1 72 , 1 7 7 , 1 80, 1 8 1 , 1 8 5 , 1 86, 188, 1 89 , 197, 206, 2 1 4 , 2 1 7, 220 Kırgız-Kıpçak 1, 2 , 3 , 5 , 17, 2 2 , 6 8 , 7 3 , 7 5 , 80, 8 1 , 8 2 , 87, 90, 103, 108, 1 1 0, 1 1 6, 1 1 7 , 1 20, 129, 1 3 1 , 1 3 9 , 140, 145, 147, 149, 1 5 1 , 155, 161, 164, 1 70, 1 78, 1 80, 198, 206, 207, 209, 210, 2 1 1 , 2 1 7 , 220, 224, 2 2 7 , 229 Kırgız-Kıtay 1 3 7 Kırgız-Kurama 149 Kırgız-Nar Gölü 50 Kırgu 3 7 Kırgut 3 4 Kırguz 3 7 Kırğuz 3 9 Kırıg 3 7 Kırım 7 7 , 83, 8 9 , 9 4 , 96, 1 0 0 , 102, 105, 1 2 5 , 129, 132, 1 38, 156, 1 60, 168, 186, 188, 197, 2 1 1 , 2 1 4 , 2 2 1 , 222, 259 Kırım Tatarları 83, 89, 100, 1 2 5 , 129, 214 Kırk 2 9 , 36, 3 7 , 38, 39, 4 0 , 7 3 , 74, 1 5 3 , 1 5 8, 160, 187, 209, 2 1 8 , 2 2 1 , 222 Kırk baatır 187 kır-kez 3 7


Kırk-Guz 3 7 , 209 Kırkhun 39 Kırkırhan 66, 6 7 Kırkız 3 2 , 3 3 , 34, 4 0 , 5 1 Kırkkız 3 9 , 74 Kırk-ögüz 38 Kırk tarnga 39 Kırkun 39

Kidanlar (Kara Kıtaylar) 106, 1 38 Kirnek 5 , 10, 1 1 , 1 2 , 1 3 , 1 5 , 1 6 , 1 7 , 1 8 , 20, 43, 4 6 , 5 3 , 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 72, 7 3 , 76, 77, 82, 8 7 , 92,

Kırk uruu 1 60, 1 8 7, 2 1 8

107, 108, 1 1 5 , 1 1 6, 1 3 7 , 1 5 9 , 167, 1 80, 1 9 8 , 204, 2 0 9 , 2 1 2 , 2 1 3 , 2 1 4 , 2 2 7 , 254 K'in-ch'a 41

Kırk uul 1 8 7 Kırşehir 1 1 9 , 1 30

Kinçak 41 Kingit 143

Kıtay 3 , 4, 10, 1 1 1 , 1 1 2 , 1 1 4, 1 1 8, 122, 1 2 7 , 1 29 , 133, 137, 1 38, 145, 156, 1 5 7, 158, 1 59 , 160, 163, 164, 165, 2 1 5 , 216, 2 1 8 , 222, 2 2 3 , 2 2 7 , 228 Kıtay-Kıpçak 1 3 7 , 138 Kıtay Say 1 38 Kıtay tör başı 1 3 8 Kıyat 2 1 0 , 2 1 1 , 2 1 2 , 2 1 6 Kıyat Kuduğı 2 1 2 Kızıl 3 7 , 38, 4 0 , 9 5 , 1 2 2 , 1 39, 140, 164, 1 70, 1 82 , 250 Kızılayak 107, 1 39, 140 Kızıl el 37 Kızıl kulak 140 Kızıl kurt 140 Kızıl kutçu 140 Kızıllı 38 Kızıllı Oğuzları 38 Kızıl Oğuz 38, 1 3 9 Kızıl sakal 140 Kızıl taz 140 Kızıl tebetey 140 Kibçaut 41 Kiçi-Kara-Karnan 1 19 Kidan 142

Kirgis 1 68 Kirgut 34 Kitan 60 Kive (Kiev) 9 1 Koba 1 1 7 Kobık 4 3 Koçkar (Koçkar) 1 63 , 184, 185, 186, 1 8 7 Koçkar 142, 145, 1 63 , 1 76, 184, 185, 1 86 , 1 8 7 Koçkar Munduz 1 85 , 1 8 6 Koçkar Teyit 1 85 , 187 Kokand 1 1 1 , 147 Ko-k'un 30, 31 Koldaulı 1 26 , 150 Koman 43, 92, 1 1 9, 1 54, 206, 2 1 7 Kornani 4 1 Kondur 4 3 Kongur 44, 8 1 , 140, 1 4 1 , 1 4 2 Konguroğlı 88 Kongur uulu 1 4 1 , 142 Kanır 142 Konırat 79, 1 1 7 , 1 4 1 , 144, 1 56, 159, 160, 1 62 , 1 70, 1 85 Konırbay 142 Konırbörik 142

Dizin

1 277


Kanır Börik 142 Konur 141, 142 Konuradır 142 Konurat 1 1 0, 132, 1 4 1 , 142, 148, 1 58, 160, 165, 1 70, 187, 2 1 8 Konuravliya 142 Konurbay 141, 142 Konur-Buka 142 Konurcal 142 Konurçauli 142 Konur-Çoku 142 Konur-Döbö 142 Konurköl 142 Konurkulca 142 Konurorpa 142 Konur-Ögüz 142 Konur-Ölen 142 Konursu 142 Konur-Suu 142 Konur-Taş 142 Konurtau 142 Konurtemirşi 142

Kotyan 88, 141, 143, 146 Kök-Car 1 2 2 Kök İrdiş 1 24 Ktay 1 1 1 , 1 38, 160, 1 76 Kulan 9 3 , 145, 146, 223 Kulanbay 146 Kulan Kıpçak 93, 146, 223 Kulan Kıpşak 146 Kulan Sarık 93, 146 Kulcaman 90 Kul Cıgaç 131 Kuloba 1 76 Kumak 43 Kuman 1 9 , 20, 41 , 42, 43, 44, 45, 59, 88, 92, 94, 1 0 1 , 102, 105, 1 1 5 , 1 1 6, 1 1 7 , 1 1 8, 1 1 9, 128, 1 3 1 , 1 3 5 , 1 36 , 140, 142, 143, 1 54, 161, 169, 1 70, 1 73 , 1 80, 184, 185, 187, 198, 2 1 7 , 245,

Konurtöbe 142 Konurulen 142

258, 261 Kumandin 92

Konya 259 Korumdu-Kaşka-Suu 1 36 Kos-Tamgalı 186 Koş-Ağaç 64 Koşkarbay 185 Koştamgalı 1 14 Kotan 1 1 9, 142, 143, 144, 145,

Kumaniye 9 1 , 92 Kumanoi 41 Kumanos 41 Kumık 4 3 , 44, 245 Kumuk XVIII, 44, 58, 60, 77, 79, 1 1 5 , 158, 1 59 , 160, 1 94, 201 ,

146 Kotanamel 144 Kotankaragay 144 Kotankol 1 44 Kotanlı 1 44 Kotansor 144

2 78

Kotansu 144 Kotkor Munduz 185 Koton 1 1 9 , 143, 144, 228

1

Kırgızlar v e Kıpçaklar

208 Kun 15, 38, 41, 44, 45, 46, 143, 1 63 Kıln 1 64 Kunun 143, 146 Kurama 147, 148, 149, 165, 1 70, 223


Kurama-Kıpçak 149 Kurtka 1 2 5 , 126, 1 2 7 , 149, 1 50, 1 5 1 , 1 5 7 , 1 59 Kurtka Mergen 1 2 5 , 149 Kurtka Tengiz 1 2 5 , 149 Kuşçu 4, 40, 103, 122, 1 2 5 , 1 3 1 , 1 3 2 , 1 50, 1 6 1 , 1 62 , 165, 169, 1 7 1 , 1 84, 2 2 7 Kuştemi 6 7 Kutan 1 1 9 , 142, 143 Kutçu 75, 1 84 Kutan 144 Kuzey Denizi 93 Kuzey Kafkasya 60, 7 7 , 156 Küçük Cüz 94, 96, 97, 1 14, 143, 1 76 Küçük Nogaylı 1 5 6 Kültegin Kağan 55 Kündür 43 Küntoğdı 1 5 1 Küntu 1 5 1 , 1 53 Küntuar 1 5 1 Küntuu 1 5 1 , 1 5 3 Küntuudu 1 5 1 , 1 5 2 Kür nehri 56, 202 Kürön 1 1 2 Küzdi-Köl 2 1 1 Kyueşe 5 1 , 54

L Lakay 1 52 , 1 53 , 228 Lanikaz 5 9 Latin 7 , 8 Lenbe 2 1 6 Leylek 1 2 2 Litvanya 95 Lokay 134

M

Macar XVIII, 3 7 , 43, 44, 60, 7 7 , 78, 8 8 , 92, 1 0 1 , 102, 105, 1 1 7, 1 1 8, 128, 1 3 1 , 142, 143, 1 6 7 , 1 69 , 1 79 , 194, 201 , 208 Magabarata 1 2 0 Mamay 7 , 1 58, 1 9 7 Manas VII, XIV, X V, 3 , 6, 7 , 8 , 2 2 , 3 5 , 40, 6 0 , 67, 80, 8 1 , 8 3 , 9 6 , 104, 1 29 , 144, 1 80,

1 1 0, 130, 1 56, 181,

1 1 9, 131, 1 5 7, 1 85 ,

1 20, 132, 1 58, 1 87 ,

1 26 , 136, 160, 194,

1 28 , 137, 1 72 , 197,

198, 205, 206, 207, 208, 209, 214, 216, 217, 218, 219, 221, 2 2 2 , 2 2 3 , 224, 2 2 5 , 2 3 3 , 2 3 5 , 238, 2 4 3 , 2 4 7 , 248, 2 5 3 , 2 5 7 , 259, 260, 262 Mançurya 169, 207 Mangıt 79, 1 5 5 , 1 56, 1 5 8 , 1 5 9 , 1 60, 218, 223 Mardin 101 Matlfıka 9 1 Matriba 9 1 Matriye 9 1 Menduulat 1 7 1 Merkit 7 3 , 7 9 Merkitler 7 1 Mısır XVIII, 7 5 , 77, 9 8 , 1 2 3 , 1 72 , 1 94 Ming 1 88, 216, 2 1 8 Mogol (JWoao� 2 1 8 Moğol 2 , 8, 2 1 , 2 2 , 3 3 , 34, 3 5 , 3 6 , 43, 4 4 , 45, 4 6 , 7 0 , 7 1 , 72, 7 3 , 74, 76, 7 7 , 79, 93, 97, 106, 1 1 0, 1 1 8 , 122, 1 2 5 , 127, 130, 1 3 5 , 1 38 , 1 4 1 , 1 4 3 , 1 4 4 , 1 54, 1 5 5 ,

Dizin

1 2 79


1 56 , 1 5 7, 1 60, 1 6 1 , 166, 167, 1 68, 1 69, 1 73 , 1 74 , 1 79, 183, 1 89, 1 96 , 1 99 , 200, 201, 207, 2 1 1 , 212, 216, 218, 228, 2 5 3 , 254, 259 Moğol Hanedanı 73, 9 7 Moğolistan 2, 3 , 2 1 , 5 0 , 59, 70, 7 1 , 72, 73, 82, 97, 124, 144, 1 5 7 , 167, 1 74, 1 79, 197, 207, 2 1 4 , 222, 2 2 7 , 228, 229, 260 Moldavya 1 3 7 Monguş 3 , 1 8 7 Monoldor 109, 1 3 3 , 144, 158, 160, 165, 1 8 7 Moskova 6, 77, 2 1 0, 248 Munduz 40, 75, 1 2 2 , 129, 1 3 1 , 1 52 , 1 53 , 1 80, 1 8 1 , 1 8 5 , 186, 212, 227 Munguş 1 14, 1 2 2 , 1 3 2 , 1 3 7, 1 60, 165 Murqa 45 Musul 2 1 1

Nogay Hanlığı 1 30, 1 34, 1 6 1 Nogaylı 5 , 9 5 , 149, 1 54, 1 5 5 , 1 5 6 , 157 Nogay Ordası 1 54, 1 55 , 156 Nogoy 1 56, 1 5 7, 1 58, 1 5 9 , 2 2 1 , 222 Nogoy uulu 1 56, 1 5 7 Nokoy 1 56, 1 5 7 Nookat 1 2 2 Nooken 1 28 , 1 62 Noygut 40, 98, 104, 1 2 2 , 1 3 2 , 165, 171 Nuşi 9 1

0-Ö Ob-İrtiş 6 9 Oğud 2 1 6

Narın 1 1 0, 1 1 9, 1 2 5 , 142, 1 50, 223 Nayman 4 0 , 7 9 , 99, 103, 107, 1 1 4, 122, 128, 1 3 2 , 141, 148, 149, 1 5 3 , 158, 159, 160, 1 70, 1 73 , 1 75 , 1 8 1 , 185, 1 9 0 , 2 16, 2 1 8 , 223 Nevruz 1 5 8 Nilkaz 5 9 Nogay XVIII, 38, 89, 94, 9 5 , 96, 1 1 2 , 1 2 5 , 1 30, 1 5 3 , 1 54, 1 5 5 ,

1

160, 1 6 1 , 1 63 , 1 65 , 1 66, 1 7 1 , 1 72 , 186, 201, 2 1 0 , 221 , 2 2 2 , 2 2 3 , 2 2 4 , 2 2 7 , 253

Obi 60, 6 1 , 62, 64, 66, 67, 72, 7 3

N

280

1 59 , 1 70, 213, 229,

6 0 , 7 7 , 7 9 , 83, 100, 103, 1 1 1 , 1 34, 1 3 7, 1 3 8 , 1 56, 1 5 7, 1 58,

Kırgızlar v e Kıpçaklar

Oğuz 3 , 6 , 7, 1 2 , 1 3 , 1 4 , 1 5 , 16, 22, 3 7, 38, 40, 54, 58, 59, 64, 65, 66, 69, 72, 76, 77, 87, 1 0 1 , 105, 1 0 8 , 1 0 9 , 1 1 3 , 1 1 5 , 1 1 9, 1 20, 1 2 1 , 129, 1 30, 1 39, 1 40, 1 69 , 1 72 , 180, 181, 1 82 , 185, 1 9 5 , 196, 197, 198, 199, 200, 2 0 1 , 202, 203, 204, 205, 206, 208, 209, 210, 2 1 1 , 2 1 2 , 2 1 3 , 2 1 5 , 2 1 6 , 2 1 7, 2 1 9 , 2 2 1 , 222, 228, 260 Ok-uz 37, 40 On ceti üy 39 Ondon 3 9 Onoçor 3 9


On ok 3 7 , 3 8 Onok 3 9 Ontogor 39, 1 3 7 Ontogor Kaşka 39, 1 3 7 Orgu 109 Orhun-Yenisey 3 7 , 5 1 , 52 Oroo 1 7 7 Orozbekov 1 2 2 Orta Asya VI, XVII, XVIII, 5 , 1 1 , 1 2 , 4 3 , 49, 5 3 , 1 1 1 , 1 1 3 , 1 19 , 145, 148, 1 6 5 , 204, 2 1 2, 2 16,

59, 7 7 , 82, 93, 120, 121, 1 29 , 1 82 , 1 94, 1 96, 2 24, 229, 253,

258 Orta Cüz 99, 186 Ortak 1 0 1 Oş 15, 122, 133 Oşaktı 1 4 2 , 1 70 Otrar 1 20 Otuz Tatar 38, 40, 166 Otuz uul 3 9 Ovladi Kırgız 1 5 3 Oymavut (Yağmavut) 2 1 0 Oyrat 72, 73, 9 8 , 1 2 9 , 1 3 5, 1 39, 168 Ölberli 74, 7 5 , 254 Özbek XVIII, 59, 76, 7 7 , 78, 79,

Özbek-Kesamir 158 Özbek-Konurat 1 3 2 , 1 5 8 , 1 70, 187 Özbek-Kurama 165 Özbek-Lakay 1 52 Özgörüş 1 2 2 p

Paloç 4 1 Parça-Kıpçak 1 78 Peçenek 14, 39, 120, 129, 1 54, 201 , 203, 204, 206, 240, 257 Periferi Kırgızları 6 7 Piçakçi 90 Pişkek 99 Polonya XVIII, 77, 95 Polovets 41, 105, 1 1 3 , 140, 149, 1 6 1 , 169, 1 76, 188, 2 1 7 Po-ma 9 3 Q

Qaban 1 1 8 Qırgız 34 Qırğuz 34 Qırkız 34 Qırqız 33, 34

80, 81, 82, 89, 90, 94, 9 5 , 99, 100, 103, 104, 107, 108, 1 1 0, 112, 1 1 3 , 1 14, 1 1 7 , 1 20, 1 2 2 ,

Qulan 93

1 2 5 , 128, 1 29, 1 3 1 , 1 3 2 , 1 3 3 , 134, 1 3 8 , 1 4 2 , 1 4 6 , 147, 148, 1 5 1 , 1 52 , 1 56 , 1 58, 165, 1 70,

Ramadan 1 1 3

1 7 1 , 1 73 , 1 75 , 1 76 , 177, 1 78, 1 8 1 , 1 8 7 , 188, 189, 1 94, 200, 204, 208, 2 1 2, 2 1 4, 2 1 5, 216, 218

R

Romanya 7 7 , 105, 108, 160, 1 7 3 , 180 Rus XVIII, 2, 6, 7, 9 , 10, 14, 26, 37, 46, 51, 54, 56, 60, 62, 70, 7 7 , 87, 88, 9 1 , 92, 97, 105, 1 09, 1 1 0, 1 1 3 , 1 20, 1 2 1 , 1 26, 1 2 7 ,

Dizin

1

281


128, 140, 142, 143, 1 50, 1 5 1 ,

Sarıkel 1 65

1 54, 169, 1 84, 215,

Sarı Kıpçak 38, 100, 104, 1 1 2 , 1 2 8 , 146, 164, 1 65 , 166, 223 Sarı-Kıpçak 164, 1 66

1 5 5 , 1 56, 1 6 1 , 162, 164, 1 70, 1 7 1 , 1 72 , 175, 1 76, 1 90, 198, 208, 209, 2 1 4 , 258

S-Ş Sagal 162 Sagay 1 1 5 Sakal 1 6 1 , 162, 1 63 Sakaldı 1 6 1 , 162, 163, 2 2 7 Sakar 2 1 6 Saksın 7 0 Salır 1 34 Samanatlı 1 1 4 Sar 165 Saray 1 60, 1 8 7 , 1 88, 189, 2 1 6 Sarbagış 1 1 2 , 1 1 4, 1 6 5 , 1 6 9 , 1 8 7 Sarı 38, 52, 7 5 , 8 1 , 92, 100, 102, 104, 135, 1 62 , 171,

1 10, 1 1 2 , 122, 1 26, 128, 146, 1 50, 157, 1 59, 160, 163, 164, 1 6 5 , 166, 169, 223

Sarıbagış 1 1 2 , 1 1 6, 165 Sarıbakı 165 Sarıbargı 1 65 Sarıbaş 1 65 Sarıboor 1 6 5 Sarıbukri 165 Sarıcalık 1 6 5 Sarıçaa 165 Sarıgöl 1 32 Sarıhacı 165 Sarık 9 3 , 133, 146, 1 6 5 Sarıkalpak 1 65 Sarı Kandı 1 2 2 , 1 6 5 Sarıkaşka 1 6 5

282

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

Sarı Kıtay 165 Sarıkurt 1 65 Sarılar 92, 1 1 2 , 1 26 , 163, 164, 165 Sarılı 165 Sarımolla 165 Sarımoyun 165 Sarısokuçu 1 65 Sarısopu 165 Sarısu 78, 98 Sarış 1 3 2 , 1 3 3 Sarı Usun 1 65 Sarı Uygur 163 Sarıvaş 165 Sart-Kurama 149 Saruu 3 , 4, 1 1 0, 1 1 2 , 1 1 9, 1 2 2 , 1 53 , 1 5 7 , 187, 2 2 7

95, 96, 97, 98, 1 1 3 , 1 14, 1 1 6 , 1 26 , 1 36, 1 3 7 , 1 5 8 , 1 6 4 , 1 73 ,

109, 1 18, 141, 1 75 ,

Sayak 4 0 , 7 5 , 103, 107, 1 0 8 , 1 1 0, 1 1 7, 1 2 5 , 1 2 7, 1 3 1 , 1 3 3 , 144, 149, 1 50, 1 5 1 , 1 5 3 , 1 56, 1 8 5 , 1 8 7 , 189, 2 1 6 , 2 1 7 Saykan 1 3 2 Segiz bek 39 Selçuklu Devleti 101 Selenga 4 1 , 54, 65 Semerkand 80, 90, 98, 188, 208 Seyanto 53 Sıgnah 182 Sığnak 80 Sırderya 2 2 , 7 7 , 78, 79, 80, 102, 108, 120, 122, 1 2 3 , 1 30, 1 3 9 ,


1 7 7 , 182, 196, 201 , 203, 204, 2 1 1 , 2 1 2 , 256 Sibirya 3 , 50, 58, 59, 60, 62, 6 5 , 66, 6 7 , 7 1 , 7 7 , 103, 1 0 8 , 1 20, 153, 157, 1 59 , 1 7 5 , 1 86, 1 94, 200, 224, 2 2 7 , 258 Sincan 1 7 1 Sinlin 5 1 Sinyaya Orda 78 Sir 1 3 , 38, 40, 4 1 , 53, 54, 56, 5 7 , 1 30, 1 98 , 2 3 7 Sirbistan 9 5 Sirgeli 1 1 4 Sir Tarduş 4 1 , 5 3 , 54 Sivas 100, 102, 1 1 5 , 1 1 9, 1 30, 1 3 5 Salto 7 5 , 90, 1 09, 1 1 2, 1 1 8, 1 1 9 , 1 2 5 , 1 3 5 , 1 3 7 , 1 4 1 , 1 4 4 , 147, 149, 1 5 1 , 1 5 3 , 157 Srostkin 65, 66, 72 Suei Hanedanı 30 Sung Sülalesi 3 1 Suriye 1 3 0 Suvar 70 Suzak 128, 180 Syanbi 93 Şahseven 5 9 Şalkoşkar 1 8 5 Şam 1 3 0 Şanazar 9 0 Şari 1 1 2 , 163 Şegarbay 90 Şıgay 40, 1 5 2 , 221 Şıkmamat 1 0 7 Şibir 1 68 Şine Usu 3 2 , 4 1 , 54, 5 5 , 56, 5 7 , 257 Şortanbay 1 1 5

Şortandı 1 1 6 Şortanköl 1 1 6 Şömen 103, 1 1 0, 126, 1 29 , 1 3 1 , 142, 1 50, 1 85 Şunkarli-Tuyaklı 128 T

Tabın

107, 1 1 3 , 1 1 5 , 142, 1 59,

169, 185 Tacikistan 4 , 1 5 2 , 1 53 Tagay 3 , 4, 1 2 2 Tama 1 1 3 , 1 28, 148, 2 1 8 Tang Sülalesi 3 1 Tannu-Ola 7 1 Tanrı Dağları 3 , 5 5 , 73, 79, 8 0 , 8 1 , 1 3 5 , 207, 209 Tan Sülalesi 93, 94, 96 Taraklı 148 Tarbagatay 58, 67, 7 5 , 97, 1 89 Tas 1 68, 1 69 , 1 70, 1 7 1 Tas Kergil 1 70 Taslar 1 69 , 1 70, 1 7 1 Taslar-Ata 1 69, 1 7 1 Taşbulak 1 7 7 Taşkent XIII, XV, 7 6 , 90, 96, 98, 100, 103, 1 2 2 , 147, 148, 1 76 , 1 82 , 1 8 8 , 210, 2 1 1 , 2 12 , 2 3 1 , 234, 236, 242 , 243, 244, 250 Tatabı 142 Tatar XVIII, 9, 1 6 , 3 7 , 38, 40, 59, 6 5 , 79, 94, 1 56, 160, 166, 167, 168, 1 79, 194, 201, 2 1 0 , 214, 2 2 1 , 222 Tayciut 7 3 Taz 102, 1 4 0 , 1 6 8 , 1 6 9 , 1 70, 1 7 1 , 1 79 , 2 2 7 Taz-Bulak 169, 1 7 1

Dizin

1 283


Taz coru 1 69

Toru 1 1 2 , 1 7 7 , 1 78, 1 8 7

Tazdar 102, 1 70, 1 7 1 Taz Kıpçak 1 70 Teke 72, 142

Toru Aygır 1 77 , 1 78, 187

Tele 107 Telengut 72 Teles 1 1 4 Teleu 148 Telyan 148 Tenlek 168 Tentek 1 5 3 Teyit 4 0 , 1 2 2 , 1 3 5 , 144, 1 4 7 , 1 60, 185, 187 Tınımseyit 140, 165 Tibet 9, 13, 14, 34, 46, 49, 9 7 Tilyau 1 1 3 To'eles 1 68, 169 Toguz 39, 142, 1 58, 165, 1 7 1 , 1 72 , 1 76, 228 Toguz bay 3 9 Toguz Kıpçak 39, 1 58, 1 7 1 Toguz uul 39, 1 5 8 Toka 1 29, 1 5 1

Töböy 1 2 2 , 1 3 1 , 218, 2 2 1 Töles 52, 5 4 , 65, 1 0 7 , 1 69, 1 8 1 , 259 Töles Tas 1 69 Töö-Kaman 1 1 9 Töölös 7 5 , 102, 1 2 2 , 128, 2 2 7 Tört kara 3 9 Tört taz 3 9 Tört tölök 3 9 Tsiertsisıts 3 1 Tsiltszisı 3 1 Tsyuyşe 5 1 Tubay {I'öböy) 2 1 8 Tuhas 1 68 Tuna 70 Turfan 50, 166, 195

Tokbay 1 8 8 Tokmak 1 63 , 190 Toksoba 81, 88, 1 1 1 , 1 1 6 , 1 4 1 ,

Tuva 242 Türk VI, VII, 236, 253, 254, 2 5 5 , 256, 2 5 7 , 258, 259, 260, 262

1 7 1 , 1 72 , 1 73 , 1 74, 1 7 5 , 1 76

Türkistan VI, 253, 260, 262 Tuva 64, 66, 70, 7 1 , 107, 143, 1 79,

Toktamış 9, 80, 8 1 , 1 58, 1 60, 1 69 , 220, 22 1 , 222, 223, 2 3 1 Tokuz 10, 1 2 , 14, 1 5 , 5 7 , 59, 64, 65, 72, 76, 158, 1 72 , 1 76 Tokuzbay 1 1 1 Tokuz Oğuz 59, 76, 1 72 Tolubay 1 5 3 Torangılı 1 78 Torangılısay 1 78 Torruk 1 78

284

Toruk 1 78 , 187 Toru Oyçu 1 8 7 Torutay 1 8 7 Tos 1 7 1 Tovur Kıpçak 1 7 1

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

181 Türk XIII, XIV, XV, XVI, XVII, XVIII, XIX, 2, 3, 4, 6, 7, 10, 1 1 , 1 2 , 14, 1 5 , 1 7, 18, 20, 2 2 , 2 5 , 26, 32, 3 3 , 3 4 , 35, 3 7 , 38, 3 9 , 4 0 , 4 1 , 42, 43, 4 4 , 4 5 , 4 6 , 49, 50, 5 1 , 52, 53, 54, 55, 56, 5 7 , 59, 60, 6 1 , 6 6 , 6 8 , 7 0 , 7 3 , 74, 75, 78, 79, 88, 89, 91, 92, 93,


96, 97, 99, 1 0 1 , 103, 104, 105, 106, 107, 1 1 0, 1 1 3 , 1 1 6 , 1 18 , 1 1 9 , 1 20, 1 2 1 , 1 24, 126, 1 30, 1 3 1 , 133, 135, 137, 1 3 8 , 1 39 , 141, 151, 1 58, 1 64,

142, 152, 1 59, 166,

145, 153, 160, 167,

146, 1 54, 161, 169,

147, 156, 162, 1 70,

149, 1 57, 163, 1 72 ,

1 74, 185, 197, 206,

1 76, 186, 198, 207,

1 78, 187, 200, 208,

1 79, 193, 201 , 211,

182, 195, 204, 212,

183, 1 96 , 205, 213,

214, 215, 216, 217, 218, 219, 2 2 1 , 224, 225, 227, 228, 229 Türkistan XVIII, 7 , 21, 50, 68, 80,

Uludağ 9 8 , 1 1 1 Ulug Kem 7 1 Urak 1 58 Ural 79, 1 2 2 Urasut 7 2 Urfa 1 80 Urtuk 101 Usun 165 Uygur 6, 21, 36, 38, 39, 50, 5 5 , 5 7 , 59, 60, 62, 7 3 , 7 5 , 1 4 9 , 1 5 1 , 1 59 , 1 63 , 1 79 , 1 9 5 , 2 0 1 , 208, 2 1 8 , 219, 240, 2 5 5 , 2 5 7 , 260, 261 Uysin 1 58, 1 5 9 Uysun 1 4 8 , 1 59 , 223

Türk Kağanlığı 2 , 52, 5 3 , 54, 5 5 ,

Uyşun-Oyrot 128 Uzgen 80 Üç abışka 39, 126 Üç bagış 39 Üç bargı 39

56, 5 7 , 99, 107, 1 20, 1 78 , 2 2 7 Türk Kıpçaklar 56 Türkler XIV, XV, 1 1 , 13, 15, 1 7 ,

Üç-Kaşka 136 Üçkempir 1 50 Üç Kurtka 1 2 5 , 149, 1 50

102, 106, 1 1 7, 1 3 1 , 1 32 , 1 3 3 , 146, 1 4 7 , 160, 1 7 1 , 1 76 , 197, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 2 1 1 , 2 1 8 , 220, 227

1 8 , 3 2 , 34, 38, 4 1 , 5 3 , 5 6 , 60, 92, 1 1 9, 1 5 1 , 163, 2 3 5 , 236, 2 5 3 , 254, 255, 259 Türkmen XVIII, 34, 44, 59, 79, 8 1 , 89, 105, 107, 1 1 2, 1 14, 1 2 2 , 1 2 5 , 1 26, 1 29, 1 30, 1 3 3 , 1 34, 135, 1 39, 140, 142, 144, 1 50, 1 6 5 , 166, 1 78, 1 8 7 , 203, 2 1 1 , 2 1 6 , 2 1 7, 2 2 1 Tyan-Şan 5 , 64, 75, 248

U-Ü Uak 142, 1 62 Uladjoglı (Ulaşoğlı) 1 2 7

Üçök tamga 39 Üç ök(Üç ok 39 Üç Sülale 30 Üç tamga 39 v

Valani 41 Valwen Pallidi 41 Vardıng 216 y

Yağma 63 Yağmurlu 38

Dizin

1 285


Yağmurlu Oğuzları 3 8 Yan-mo 65 Yarkend 1 3 2 , 149 Yazır 130 Yedioba 81 Yedisu 23, 5 3 , 58, 63, 67, 68, 79, 1 24, 1 69, 1 79, 206, 2 1 4 Yemek 65, 68, 1 30, 1 98 Yenisey 3, 5 , 19, 3 2 , 34, 3 5 , 3 7 , 38, 4 4 , 4 9 , 5 0 , 5 1 , 5 2 , 5 3 , 5 7 , 59, 6 0 , 6 1 , 62, 63, 6 4 , 65, 66, 67, 7 1 , 72, 73, 74, 75, 76, 93, 94, 1 2 1 , 134, 1 36, 143, 166, 200, 205, 206, 207, 227, 228, 248, 2 5 1 , 254, 255 Yen-t'o 5 3 Yeta 141 Yetebiçi 1 1 3

286

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

Yıpar 2 1 6 Yimek 6 9 , 7 0 , 1 98 Yuan Sülalesi 3 1 Yuan-Şi 7 3 , 74, 7 5 , 76, 97, 207 Yuyliboli 74, 75 z

Zamin 1 5 2 Zulun 1 5 2 Zumbul 107 Zurkay 1 5 2


EKLER



Ek: 1 . KIRGIZ BOYLARI TABLOSU (S.M. Abramzon'a göre) BUGU Arık

Otuz uulu

Bapa

Tolubay

Baltatır

Torok

Kıtlık

Aalıbay

Eşey

Kızıl sakal

Torgay

Muralalı

Kedey

Celden

Tülöögül

Daniyar

Bularkı

Ak küp

Caanbay

Tilekmat

Sona

Kürüçbek

Cakşılık

Bürbücal

Egizey

Toyçu

Aldake

Kudaymende

Beş kaman

İtiybas

Kudaybaktı

Tükök

Ongdon

Tokoy

Canıbek

Tazabek

Sarı kalpak

Koyke

İt bok

(Mambet uulu)

Şapak

Cootatır

Teınir

(I'akabay uulu)

Mükö

Sokur

Kubul

Belek

Şeralı

Bayım (Mayım)

Muratcan

Toguzbay

Çuruın

Seyitkazı

Şükür

Elçibay

Asan (Asan tukumu)

Düyşö

Markaş

Kocaş

Kara ınırza

Karakız uulu

Nazarbek

Aldayar

Kara takıya

Tatıgul

Kuttukkoco

Tenizbay

Kara küçük

Kalma tay

Mancı

Tokaç

Satı

Booke

TINIMSEYİT Toktogul

Kab eli

Mendibek

Canıbek

Dörbön uulu

Şaltak

Çabalday

Tınıbek

Orus uulu

Mortuk

Kara taz

Bol ot

Bay kazak

Beşbala

Kızıl Laz

Ürkünçü

Mönkö

Baktıgul

Termeçik

Sırımbet

Bılcık

Kabak

Dörbön

Kutuş

Ekler

1

289


Dülöy uulu

Camanak

Çıybat

Tolu

Böcököy

Akbagış

Kempirek

Orus

Şopok

Köökara

Rıspay

Mamake

Tölömüş

Kocoyar

Maamıt

Çakır

Cılçımış

Kaşkarı

Karbos

Caman kara

Opo

Möndöş

Atlık

Sokok

Mendibay

Şabek

Sırdıbay

Cumaş

Sarımbet

Sart bala

Kalça

Şadı bek

Moltolu

Bor köçük

SOLTO Celi kul

290

1

Kögöy

Coo çalış

Kanay

Kalen

Tölök

Kaşka baş

Boş koy

Aytbay

Könül

Sarban (Sarman)

Bayseyit

Kerimbay

Şal ta

Kultuu (Çılpak)

Kultukseyit

Momokon

Beş körük

Talkan

Alapay

Cırgal

Maake

Keper

Tatıbek

Capalak

Kaydool

Mambet

Börübay

Acı

Söök murun

Baymırza

Acıbek

Taştambek

Küntuu

Bayköçök

Çong ötük

Booku

Kul boldu

Kaman

Erkebek

Sargaldak

Dandıbay

Eşkoco

Esenaman

Koçkorbay

Çong murun

Cangaraç

Sake

Kurtka teniz

Tokbay

Çını

Ükü

Bagışan

Kara mergen

Karbos

Karabek

aydarbek

Salık

Tört taz

Kutumbet

Cetikaşka

Baymat

Tört tölök

Coru (ulu)

Tölön

Döbötbay

Çurumçu

Calayır

Tubar

Acıbay

İtike

Çümkölöy

Bagış

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Islambek

Bölökbay (Karakçı)

Bülöş

Cagış

Cambala

Bayseyit

Cerkazar

Bayastan

Şapak

Esirkemiş

Dayırbek

Çıngış

Kökmuş

Aldayar

Sarman

Ayla

Teke

Ükü (Çong ükü)

Kara taman

Tököldöş

Üsön

Ükü (Mayda ükü)

Koco keldi

Ta ta

Asan-Karatay

Aksak börü

Boroçor

Kozor

SARBAGIŞ Ceti uruk

Çagaldak

Çeçey

Moloy

Abıla

Ösük (Özük)

Kara kursak

Çerlike

Can tay

Beş kalmakı

Eşim

Alma küçük

Ayuke

Elçi bek

Çong çarık

Iybak

Ak çabuu

Tazdar (Taslar)

Togolok

(I'omolok)

Cumaş

Kubat

Azamat

Tınay

Tamlambek

Belek

Eşmurat

Sokur

Abılay

Mendike

Aalıbek

Aya

Sartay

Taş tokum

Karabökö

Kara üzön

Cankişi

İleke

Moyunçu

Coo bazar

Bayşükür

Kuseke

Manap

Kubat

Altı uuldun tukumu

Bay cantay

Carban

Çomoy

Ismayıl uulu

Bakıtay uulu

Niyaz

Nazar

Ak köz uulu

Abadan

Bay

Kubat

Nazar

Debike

Ak kulak

Borukçu

Çerikçi

Balkı bek

Kara murat

Aytbay

Abailda

Saadabay uulu

Şooruk

(Ak köynök)

Kerim

Kırk uruu

Kudayar

Kara sart

Cetikul

Bek boto

Ekler

1 291


Murzabek uulu

Abdraman

Kocomşükür (Salibek uulu)

Caman kara

Nadirbek

Ku ttukseyit

Çala manap

Canıbek

Busurman

Bazarkul

Boogaçı

Borkoldoy

Kara mende

Kazaktar

Toktoku

Niyazbek

Mamake

Beşkürön

Esengul

Kocobek

Rıskulbck

Berdikoco

Berdibek

Su ban

Ormon

Acı

Şalen

Is tam

Tülkü

ÇEKİR SAYAK

292

1

Çekir

Börçök

Cutake

Tülkü

Üçkurlka

Sarı kalpak

Alim bay

Murat

Tügöl

Ürkünçü

Mairike

Ayuu

Çoro

Çerikçi

Kurmankoco

Kün luudu

Ak kabak

Omoldoş

Caraş

Moynok

Kudayberdi

Kocomşükür

Bura

Kökmöö

Iman

Kocomcar

Bostumak

Kongur uulu

Kulcıgaç

Şaaboolot

Sokuçu

Cambolot

Mangıl

Koyuke

Çong arık

Çımıntay

Kudaş

Coluke

Çıçkak

Çal

Terekbay

Colbolot

Toguz uul

Camantay

Maria

Baybolot

Toktogon

Canış

Barçın

İt bakpas

Kocotoy

Koçkar

Karabolol

Amandık

Eserkemiş

Küçük

Süt emgen

Murat

Kazıgul

Areke

İt emgen

Osman

Süyerkul

Kudake

Toymat

Toyrnat

Katagan

Çüldökö

Kozulu

Kadırcan

Tok tor

Tok tor

Arzakul

Çalkınçı

Sadık

Kocomkul

Nogoy uulu

Ant

Doskulu

Kara kubat

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Altı ötük

Andakul

Eralı

Şaaboto

Kubat

Baytalçı

Baatay uulu

Kır baş

Esengul

Rıskul

Begalı

Aydarbek

Mac ık

Atantay uulu

Derbişalı

Bayan

Kuday baklı

Taylak uulu

Kazakaygır veya

Mayda Kazak

Cırgal

Koton

Beş uul

Acıbek

Bokoy

Toguzak

Kocoberdi

Şayıbek

Kudaykul

Tölömüş

Kubat Bay Bagış

Kaçıke

Kabıl uulu

lrısmende

Keldibek uulu

Kedey

Cakşıbay

Kürüçpek

Süyümbay uulu

Karagul

Cediger

Ömürbek

Niyazbek

Sokuçu

Edil

Manas

Karakuçkaç

Tölök

Şerbek

Coldoş

Maylış

Karakçı

Balbak

Saka

Çekel

Bay tügöl

Nusup

Çükö

Tülöö baktı

Kel dibek

Medet

Abak

Otuz uul olcobek

Kurgak

SAYAK Bay balat (Cortulçu Boybolot]

Asake

Eltindi (Ertindi]

Manake

Kayduulat

Aydake

Baktı oroz

Macıkbay

Sarık

Kürön

Bööbüy

Keşikbay

Öydöçekti

Moloy

Çoroke

Üçöy

Adigine

Kulun tay

Beklemiş

Boş oy

Kaba

Küçük

Kurtka Mergen

Camanbay

Beş taz

Katlan

Akcay

Kara kuçkaç

Bay barak

Mamal

İncay (Mingcay)

Botugur

Mayrık

Arzımal

Bakaçı

Kutlay mende

Şıkmamat

Nazar

Döölöl

Sereng

Bota kara

Sarı borkemik

Akıl bek

Moynok

.

Ekler

1 29 3


Ata kara

Sadır

Torpok

Asan

Ulaan

Seyit

Barak

Canı bek

Asıl bek

Bok basar

Boka tay

Esen bay

Karatay

Bagat

Tölök

As kazan

Tölök

Coruklu

Angıldak

Esenlügöl

Ala köz

Kökümbay

Kocoyar

lrıstay

Kultay

Ak teri

Kulca

Tülöykön

Kocoş (Kudaş)

Şamake

Kaltamay

Tungalar

Tagay

Carıke

Çirkey

Cambarak uulu

Tezmek

Cayıl

Olcobay

Bazı}

Tobok uulu

Azal

Çong çarık

Murat

Çımın uulu

Duulal

Bölökbay

Muralcan

Kara sanar

Dosoy

Sarı küçük

Aralay

Tünlöy

Kazak

Ak kulak

Koş oy

Kazakbay uulu

Arboto

Koşuke

Bozteri

Dumana uulu

ÇERİK

294

1

Toru

Sarıçaa

Taymat

Karagul

Boogaçı

Canı çerik

Esengeldi

Bökö

Kuba

Kulluk adam

Küntü

{Kün tuudu)

Ontogor

Tayçak

Salıgul

Canbala

Keyike

Ak çubak

Kumaç

Maksut

Nogoy

Kudaykul

Duban

Koşaal

Sarı köbön

Bay çubak

Uzun kalpak

Ürüstöm

Kan çay

Baktı

Kızıl tukumu

Sazan (Sason)

Bayış

Baatır kara

Tatıbek

Çınar

Üç tamga

Bay boston

Colboldı

Tagaybolot

Tuzmagul

Alik

Narıke

Acıbek

Engkeç

Seyit

Boorsok

Moldo çerik

Kırgızlar ve Kıpçaklar

azar


Tastar

Anggidey

Maylı baş

Küpçekey

Al dayar

Kara baston

Olcobolol

Murat

Acoo

Boogaçı

Aşım

Darkan

Koçokor

Cabıke

Marnek

Tosuke

Kıtal

MONOLDOR Baakı biy

Alagar

Sanılır

Sırdı bay

Samansur

Kara lukumu

Teyit

Kabay

Bekseyil

Kultugay

Sarı kozu

Olcobay

Alimseyit

Türkmön

Rıskulu

lrım

Bala kıyra

Çolok

Kuu söök

Konoy

Uluu kıyra

Tuuma

Çagır

Bay mongol

Kulluk seyit

Karta

Mania

Esen

Bay monoldor

Bakı

Kara monoldor

Kara taman

Seyit kazı {Kocoseyit)

Cakaş

Toguz uulu

Künükö

Bögönök

Üç uruk

İtiy bas

Nazar

Abdik

Ingırçak

Eş tek

Sarık

Özü bek

AZIK Kurluk

Satıke

Ezel

Maamıl

Azık

Kıngır

Çeke

Ümöt

Kaş kel en

Çagır

Dula

Kara azık

Kozuguna

Can aalı

Marka

Talma

Bıçman

Döböy

Bekeçal

Cakşıbay

Bay küçük

Tölön

Baymat

Calgan

Böörü

Bay seyit

Toktogul

Belek

Sölpü

Kocoş

Cumaş

Caman

Calcabaş

Baymat

Ekler

1 2 95


BAGIŞ Cankoroz

Köküm

Ala kurcun

Bayastan

Ocubak

Kurcu

Ak monçok

Iray

Kanduu moyun

Kuttukseyil

Kök moken

Küçük

Çerik

Badam

Nayman

Bek bota

Mongol

Kon ok

Konak

Sarı bay

Koşpıçak

Ellindi

Sarıgul

Coosan

Doskulu

Çıçar

Tömön çekti

Sarımsak

Uzun çekti

Kalkan

Çaykoc

Toyçu

Sadırbay

Beşkempir

SUU MURUN Balla

Kara sakal

Tecik

Buçuk

Nurmambet

Çımçık

Cumaş

Asambeki

Olcobay

Şabök

Toguzak

Abı lay

Düyşem

Bay könök

Kalmakçı

Mal tabar

Tülküçök

BAARIN Cankoroz

Baarın

Kara barın

Kurcu

Bay harpı

Sarı baarın

(Sarı Kaşka]

Ana baarın

Andakul

Bala baarın

KONURAT

296

1

Tana tar

Caraş

Canış

Enleri

Kulluk

Kutulmuş

Şaniyaz

Acıbek

Keçmelik

Tülkü

Kara mıkçı

Karabek

Ulaan

Masay

Sarı mıkçı

Sarı moldolor

Karatay

Tileke

Toktoke

Sasbak

Toklomuş

Alı sarı

Kırgızlar ve Kıpçaklar


ADİ GİNE Börü

Sartek

Kara sakal

Kutlay mende

Cüktü

Sasman

Ceke çabar

Mönök

Kara Bagış

Colon

Coru

Mengseyit

Baston

Kence

Ak bura

Asılbaş

Nazarkul (Ablay, A§ıke)

Köçök

Arday

Darba baş

SARUU

Tükök

Tüytö

Bulbul

Aytamga

Madiyar

Çirkey

Şeker

Seyit

Bölök çal

Çakan

Kolpoç{I'öngtört)

Atek

Balıkçı

Şaaboto

Ak kiyiz

Çükö

Col cakşı

Bekmurat

Kultay

Kobuke

Boş moyun

Alç iken

Tökö

Bala saruu

Inırçak

Acıbek

Bürö

Calpak til

Kezek taz

Kubatbek

Balat

Çayan

Kodor

Konkobay

Çoçoy

Andabay

Ceenbay

Namatbay

Kezek sarı

Oçok

Kenembay

Mandalak

Kubulek

Tüktüü kurt

Boz aygır

Eregül

Bayaş

Coldoş töböt

Irısmat

Beren cabagı

Toktuk

Kızıroo

Kalender

Carıke

Baba

Nazarbek (Şiri)

Borkemik

Canıbek

Çünü

B işkek

Kara borkemik

Satıkey

Togunay

Ceti uruu

Agınay

Boruke

Koş kulak

Abdıy

Çong

Kırk uul

Küştön

Kimbildi

Esengeldi

Baysu (Bayzu)

Akbay

Botoyar

Baray

Keldey

Tokal

Taş koyun

Kadim

Maç ak

Arday

Mameldey

Al akçın

Beş kaman

Babır

Bargı

Ekler

1 29 7


Cangir

Teneçim

Col boldu

Baybiçe

KUŞÇU (KUTÇU) Cayıl

Sakaldı

Toktoküçük

Ak boto

Kara tal

Kök kuşçu

Akbay (Karakementay)

Elçi bek

Kuşçu (kutçu)

Çalıke

Esengeldi

Kel dibek

Cooş

Çeyne

Bayaş

Olcoçu

Karı leneş

Çilcubut

Çüylü bolot

Bay kişi

Men duulat

Künçöy

Sargaldak

Edilbay

Kazımseyit

Kırcı

Kagastı

Camankız

Töröseyil

Kaynazar (Kayıp nazar]

Şara noot

Kence

Tınımseyil

Toktobolol

Közü caman

Kara kuşçu

Can kuşçu

Kutlubay

Saba tar

Bürgö

Çılpak kuşçu

Bazarçı

Kozu bay

Na kay

Üç kurtka

Ü sön

itım

Taz kuşçu

Kudayberdi

Korumşu

Kangeldi

Ongoçor

Beketay

Adına

Tileke

Maytık

Can tay

Çürpö

Aksak börü

Sokur börü

CETİGEN Nusup

Kara moyun

Kubat

Asan

Kıbal

Sarı moyun

Çokoy

Asan

Tagaymal

Tölökabıl

İtemgen

Beyşe

Kırgıy

Mingseyil

Tölöbay

Kutlay mende

Moldo iyrek

Bayseyit

Abışka

Ormoş

(Kanateyin]

Torgay

Nasip

(Kesek sarı)

Momokon

Derbiş

Bekbolot

Cal

Bay canış

Canı bek

Kasıkul

Calan nayza

Canıbay

Kutlay herdi

298

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


KITAY Kıtay (Kutay)

Çong taman

Olcoy

Aksak koy

Baytike

Atake

Çarık

Bay döböt

Buuday

Calan baş

Çoton

Tordon

Töntögör

Otobay

Sarı kaşka

SaIDlf

Kıyra

Sarı baş

Ceti uruu

Çobok

Bögöcü

Kocoke

Kara kıtay

Kara mıkçı

Tört kara

Bayınırza

Kerteney

Olco

Şeker

Kara beşey

Tayalmış

Togolok baş

Balaş

Baktı

Nogoy

Çoodan

Dos

Nasip

Ak tondu

Sarı kıtay

Kara kabak

Bolku

BASIZ Tügöl aksuuluk

Kılıç tamga

Asan tukumu

Kudaylat

Töböy

Döölöt

Ümöt uulu

Kozu merek

Ak buura

Corup

Çekir uulu

Baktıgul

Basız

Borço

Moldo uulu

Ak kul

Sarı küçük

Murat

Bogocoy

Çüyüt

Kerki tamga

Temir

Çükü uulu

Bay sogur

MUNDUZ Bay munduz

Çakça biy

Abık

Ray

Bee baylas

Kökçö köz

Kulcıgaç

Boku

Oosurak munduz

Muratbek

Çong mışık

Kürön

Kıyra

Çertike

Kiçi m ışık

Kubat

Kotkor munduz

Kulgara

Ernazar

At basar

Çaaratı

TÖBÖY Kara tal

Kal do

Çılımtal

Satı

Töböy

Karabaş

Kızıl tebetey

Kalma tay

Cılanaç

Murat

Kocoş

Moyut

Ekler

1 2 99


Kara

Kalmakçı

Çalay

DÖÖLÖS Karasakal (Akcol)

Satıke

Şergazı

Olcotoy

Toluman

Agıylar

Çünköy

Kudaş

Çulum kaşka

İtbok

Esengul

Barak

Barat

Tagay

Kebek

Coluke

Ak eçki

Kazanbek

Tokaç

Baybolol

Kızıl ayak

Çıgırık

Sart

Bakıyan

Kızıl kurl

Cacıy

Karmış

Mayna

Kereyil

Kudaykul

Men deke

Abıl

Zam bul

Camankul

Karagul

Tülkü

Bul bul

Caan bala

Abışka

KIPÇAK

300

1

Toru aygır

Tosoy

Tuygun

Ceti aygır

Akbolo

Tarançı

Taylak

Kudake

KIDIRŞA

CEDİ GER

KALMAK

Beş kalmak

TEYİT

KÜRKÜRÖÖ

Çıycın

Bay kalmak uulu

NOYGUT

KALÇA

Alodun

Borkok uulu

KELDİKE

KÜRÖN

Künelek

Kalmak

ÇONG BAGIŞ

MÖNKÖ

Baş tık

Esembay uulu

SART KALMAK

ÇALA KAZAK

Beş kürön (Kalmak)

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Ek: 2. KIPÇAK BOYLARI TABLOSU Kırgız-Kıpçak

Sabır Atlokurov' a göre

Toruaygır

Toruaygır

Caınanak

Şerden

Hocomşükür

Esenkul

Bayrek

Doskana

Karmış

Ak bota

Kartuk

Camançapan

Omonok

Tos oy

Tokur

Ceşçim

Sakoo Kıpçak

Nurbanke

Çiçpas

Taz Kıpçak

Aktaçı

Şurke

Kal dar

Abıl

Caınanak

Usainkul

Tel pek

Koş oy

Cartıbay

Ustan koşoy

Çuuldak

Camansarı

Kızıl-ayak

Şinazar

Küyük

Şirmat

Şerden

Artık

Kasım bek

Nadır

Taz Kıpçak

Karmış

Bayke

Alabiy

Alike (Altıke)

Süyündük

Şarnatbek

Alike (Altıke)

Talıp

Sorubek

Parça

Kökköz

Yusuf

Surnay

Tagaymet

Tagay

Y.R. Vinnikov'a Göre Kıpçak Boyları ve Kolları Caınanan Ayrnal

Kadır

Omonok

Eşrnat

Elatan

Marnaçur

Taz

Kurrnat

Teylikul

Botobay

Şerden

Kazak

Tekey

Pirrnat

Karmış

Azberdi

Galça

Nurmat

Toru aygır

Kulbay

Codoş

Ahtaçı

Coluka

Cusup

Kocomşükür

Ray

Tora

Cartı-baş

Çakbay

Neyrnan

Sakoo Kıpçak

Kavalı

Ekler

1

301


Akbarak

Abdugaffar

Umar

Mamacusup

Altıke

KARAKALPAK KIPÇAK BOYLARI Akıl hoca

Altı ata

Altı ortak

Arık-Kıpçak

Baybişe

Basar

Eslek

Eş kili

Cadik

Calpak-şek

Celi kaşe

Cuansan

Kanglı

Kancıgalı

Kara-terenşi

Aşamaylı

Kop-sakır

Maylıbalta

Mangkanay

Cabı {Yabı]

Sang-murın

Sart

Sumbil

Kayıpnazar

Tölöbiydingaulı

Şuılgan

Tolis

Kaş ular

Şonışpay

Konşi

Şunak

Saltır

Tubay

Sambet

Kat-Kanglı

Taraklı

Igraklı

Tas-kalalı

Ormanşı

Urazımbet

Kalmurat aulı

Şoınialı

Taza Kanglı

Baganalı Cagaltay

BAŞKURT KIPÇAKLAR

302

1

Ak Kıpsak

Sarı Kıpsak

Türkmen Kıpsak

Aznabay

Ala bay

Kalmak

Katay

Katıkulak

Kusme

Kuuk

Çuvaş

BUŞMANSUUN-KIPSAK Akkul

KARAGAYKIPSAK

KARA-KIPSAK KARIY-KIPSAK

Akkırman

Abdulmambet

Ay hay

Mayrık

Besey

Aytbay

Ayuu

Maytuş

Burus

Aaltıbay

Akkuz

Mukşı

Türkmen

Hazan

Adjitar

Masekey

Büre kamgak

Baymaklı

Ahmadis

Uskanış

Bısaksız kazak

Baynazar

Byuyen

Sapkın

İsenkilde

Bizmen

Bire

Tsıgan

Kalmak

Bugmaş

Bulekey

Sirmeş

Kara baka

Bu sık

Dumbey

Surakay

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Kirey

Baaman

Ciltler

Saitbattal

Kuşay

İgeu

Zeke

Sekey

Kukse

İmes

Kazalı

Taz

Munke

Angrimes

Kair

Tangır

Taz

İsyangale

Kalmak

Tatar

Tair

Kazalı

Kara

Tau

Tuket

Kazayak

Karıy

Taulı

Tangaur

Kalmak

Kara kursak

Timer

Haiskan

Kaltay

Kasau

Tiptiyar

Sarıbay

Karga

Katırmak

Telke

Sarıbaka

Kirey

Kiizkursak

Turna

Su-un

Kuzyan

Kerpe

Türkmen

Şirmeş

Kuşek

Kuzgun

Tilebay

Sirmeş

Kızıl

Kuzyan

Turna

Şapşa

Kepester

Kuyun

Ugus

SANKEMKIPSAK

Mere

Kuksya

Sabaş

Baka

Moratşa

Kunesek

Haiskan

Beş kek

Myugyuz

Keykene

Sart

Beres

Mulıammedyar

Erketbaş

Suir

İrliyan

Mryas

Arken dar

Suun

Kalmak

Mesyagut

KIPSAK

Kara

Magedey

Aban

Kusey

Karga

Nabiulla

Abdrazak

Kidras

Kara sarık

Eke

Aysa

Kip sak

Kuyun

Siskezek

Aysuak

Keze

Kurtluk

Sirmeş

Alaganat

Masan

Kıyan

Surkuldak

Ataysal

Muradım

Kızıl

Sukmar

Baynazar

Muratkul

Mantıy

Sugem

Bayulı

Muslım

Ekler

1 3 03


Mişar

Çingiz

Hasır

Mambet

Mıştıy

Sekeş

Bizeu

Navruz

Suge

Serme

Salbar

Bepey

Sugen

Tatar

Burziyan

Nogay

Sukre

Tau

Gabzalil

Satuçin

Sura

Taulı

Tungaur

Sirvay

Sıbar

fyukun

Duvan-sakal

Suksır

Taban

Tülebay

Irpay

Sait

Çuvaş

Harmak

İskelyar

Sankem

Tatar

Satıbaldı

Yumran

Tarbagan

Türkmen

Huna

Yıuan

Tatar

Turgay

Sırlıbay

Kunıs

Türkmen

Traş

Şauhiyak

Kalmak

Travay

Tekşen

Şerbay

Kaltırsa

Tuybay

Tekey

Şarafeddin

Kangıs

Uklı-karavay

Uguz

GEREY KIPSAK

Karagay

Halavar

Urus

Arslanbek

Karatun

Sipaş

Sarış

Asılbek

Kıpsak

Huvır

Elekeu

Vahan

Karyau

Sınrıyan

Erkernek

Kabıkkanat

Kuzgun

Suun-Kıpsak

Etes

Kestey

Kumlan

Suer

SARIŞ-KIPSAK

Mukay

Koro

Şarep

CETE RUU

Mursey

Yul ayu

Etkusyuk

Nigmat

Kurpes

Alip

Tau

Yakşı-gul

Yurmatı

Tize

Yanıl ar

Yarat

Tuygun fyuyze Umreş

304

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar

Şauhiyak


KAZAK KIPÇAK BOYIARI

VE

KOLIARI

Sülimalıp

Kabek alıp

Müyizdi= Sarabız

Pusırmankul

Bekte mir

Kalen

Kara Kıpçak

Kaydauıl

Tolubay

Bektemir

Sarı Kıpçak

Kırım.koca

Sclimasarı

Böte

Kulan Kıpçak

Bugaz

Koblandı-Oybas

Cuman

Koşkarbay

Kares

Sasık

Rıspay

Esim

Bulbn

Kalkaman

Mayrıkbay

Seyitlrgız-Şalkar

Bibolot

Kudayberdi

Toktarbi-U zınBul tın

Agıs

Bekberdi

Alibay

Oybas-Köldenen

Şuak

Mırzabay

Ötey

Uzın

Uaris (Orıs)

Alatay

Seyimbet

Aıimbay

Kudas

Bölen

Şapak

Mırzasayım

Ocıralı

Dualsınay

Kıdırbay

Adilbek

Sagal

Şandak

Kabankul

Eleusiz

Koskulak

Mugalbi

Sarı

Akırsınık

Caribet

Bılgaşı

Asan

Tengsupı

Töbet

Sarı

Ü sen

Al tıs

Kosaydar

Medet

Maltak

Kelimbet

Canay dar

Oraz

Sakau

Ayımbet

Kulatay

Kabıl

Can taba

Colımbet

Madiyar

Causakka

Colcaksı

Sıgay

Begis

Kökköz

Cantüles

Canay

Colaba

Alibek

Usla

Mal ay

Cankeldi

Ömürzak

Oraz

Kırıkcigit

Köselbas

Tas kar

Ömirzak

Bökey

Ebilkasım

Kıcık

Can uzak

Kaz

Kızılşekpen

Esim (I'öle)

Kunay

Kilembay

Ekler

1 305


Kedel

Esenkeldi

lrsımbet

Toles

Kencebay

Tokbolat

Kocay

Şagır

Şüngey

Kurleuit

Tüke tay

Colay

Münık

Aldaberdi

Atay

Camanküyeu

Kuttık

Kocamcar

Baygel

Ötemis

Özen

Niyaz

Arık

Esenalı

Anda

Dat

Akbura

Balta

Küntumas

Meyramkoca

Kesten

Kılış

Küşim

Köldenen

Cankişi

Nartaylak

Aytumas

Karadön

Şonka

Babas

Berdikey

Katıke

Karabalık

Caras

(Karamendi)

306

1

Abıla

Saptık

Tanabuga

Karatpan

Tekesupı

Bigaşti

Colşora

Esberdi

Altıbas

Berdi

Baluan

Supı

İney

Derbisaldi

Camansupı

Karta

Karmıs

Asan

Karaşunak

Köldaulet

Tiney

Bayimbet

Koşolak

Cauar

Kundızdı

Tınıbek

Şumanak

Kırgızeli

Canak

Calangtös

Karakız

Mamelek

Köbek

Şogka

Taukurış

Mamöşor

Tastemir

Akbura

Türikpen

Akcigit

Karmıs

Balıktı

Koskeldi

Tugıl

Ciembet

Nayman

Şot

Esenkoşkar

Malay

Nauşa

Tokberiş

Kocamberdi

Bekbay

Kocamcar

Cöke

Karasarı

Daulet

Sarı

Coltay

Kudayberdi

Umbet

Cienal

Kapal

Süyündik

Karta

Cies

Karsak

Baygara

Karabatır

Demsüygen

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Metey

Bucır

Cangabıl

Esengeldi

Mimık

Esentügel

Kulpeyis

Karamoyın

Şanşar

Adil

Şaştı

Alpeyis

Tuyaktı

Şogal

Şagır

Kitaba

Sakpan

Tüyişke

Şegir

Kosay

Istıbay

Koybar

Baysarı

Kayıpberdi

Cetim

Kocamsügir

Malay

Sarbtımak

Daulelbike

Cagaltay

Kutım

Kara

Bayantanat

Közey

Aydar

Bessarı

Canel

Konırbay

Boşay

Kökmurın

Kökmurın

Ötes

Lak

Küşik

Tilep

Kiyikbay

Torı (Torıaygır)

ÖZBEK KIPÇAKLAR! K.Ş. Şaniyazov'a göre Toguzuruv

Ceti-uruv

Parça-Kıpçak

Ak-Kıpçak

Kara uz

Aytamgalı

Üştamgalı

Cagaltay

Çuraş

Koştamgalı

Torıaygır

Kulkaman

Çalinogay

Sirgalı

Uzunçekli

Şaanazar

Çalmoyun

Kamçilı

Bakalçok

Karahan

Uraztay

Cuvanlı

Çuvullok

Şegarbay

Kırımhoca

Samanotlı

Torttamgalı

Buribay

Cagalbaylı

Çumuçlı

Kancigalı

Ak-Pıçak

Tuyaklı

Çapraşlı

Piçakçi

Ayuçi

Kara-KesakÇirtak

Kıpçak-Saray

{Tokuz) Toguzbay

Kara-Kıpçak

Sarı-Kıpçak

Bılting

Kul çan

Kara-Kıpçak

Çirkiravuk

Tokal

Koç kor

Gumbaz

Çuvullak

Çor kusa

Batal

Baltalı

Mirzatup

Ekler

1 307


Kovan

Ş igarak

Beşsan

Kara-bayır

NOGAY KIPÇAKLARI

Elatan

Kara-moyun

Kancigalı

Kara.kay-Kıpçak

Kara-Mayman

Sarı

Kostamgalı

Altı-ata

Abaklı

Otekay

Kara-moyun

Kara-ayak

Karaupa

Kırk-ayak

Kazankulak

Altıbay veya Alatı ata nesli

Kazayaklı

Turpken

Sarıbaş

Pus tinli

Kıpız

Çerik

Taşkenli

Tikmuyız

Sinçi

Hona

Şabaylı

Beş bala

Kancigalı

Yagılbaylı

Cagalbaylı

Turi

Ormanşı

Casa

Kıtay

Ruda

Mamatakaylı

Kirtmiş

Tizgenşekli Ayuvşı Irgaklı Kurama

308

1

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Ek: 3. KIRGIZ BOYLARI İÇİNDEKİ KIPÇAK KÖKENLİ BOY VE KABİLELER TABLOSU Akbaş

Döölös Munduz

Ak Kıpçak

Kıpçak

Argın

Adigine Noygut Kesek

Artık

Kıpçak Döölös Kesek (Artıkbay) Cookesek (Artıkbay)

Çotran

Bargı

Baçman

Azık

Barak

Adigine Döölös Coru Sayak

İter

Bargı Kandı Orgu Saruu Adigine Çekirsayak Solto Bugu Monoldor Cetigen

Beşsarı

Kıpçak

Cetiruu

Sarıbagış Kıtay Saruu

Kaba

Sayak Saruu

Kaban

Basız Solto Bugu Saruu

Kaman

Basız Solto

Ekler

1 3 09


31O

1

Kongur

Azık Adigine Salto Döölös Saruu

Kandı

içkilik

Kancıgalı

Yer adı

Kara Kıpçak

Kıpçak

Karlı

Kutçu Kuşçu

Karmış

Kıpçak Adigine Döölös Çerik Cetigen

Kaşka

Basız Sarıbagış Teyit Salto Saruu Munguş

Koçkar

Bargı Börü Döölös Çekirsayak

Kulan Kıpçak

Çonbagış

Kulan Sarık

Çonbagış

Kurama

Salto Teyit

Kotan

Salto Çekirsayak Teyit Monoldor

Kurkta

Börü Kıpçak Salto Sayak Kuşçu Adigine

Kırgızlar ve Kıpçaklar


Küntogdı

Kıpçak Solto Çerik Sayak

Kızılayak

Kıpçak Döölös Kesek Cookesek

Lakay

Munduz

Nogay

Kıtay Çekirsayak Say ak

Sarı

Sarı

Saruu

Sol kanat

Sarı Kıpçak

Kıpçak

Sakaldı

Kuşçu

Saray

Adigine Bargı Monguş

Taz!fazdar

Kıpçak Adigine Sarıbagış Kuşçu Çerik

Taz Kıpçak

Kıpçak

Toguz!foguz Kıpçak

Kıpçak Bagış

Tokmok

Avat Sayak

Toksoba

Saruu Nayman

Toruaygır

Kıpçak Azık

Ekler

1 311



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.