MUSTAFA GÖKMEN
•
•
•
ESKi TURK. •
•
KiTABELERi
DAGITI M : NAKIŞLAR YAVINEVİ Babıali Cad. No: 14 Cağolo ğl u İST. Tel. -
:
26 82 01
5846 numaralı kanuna göre her hakkı m ahfuzdur.
Bu k itabın a ktüalite bahsindeki Unesko ile i l g i l i kısm ı . halen Türkiye Cumhuriyetini idare eden devlet v e hükumet erkônı ile bundan sonra idare edecek olanların dikkatine sunuyorum. Türk i l i m adamlarının ve basının da ya rdımını d ilerin •.
Dizgi - Baskı - Cilt : Otağ Yoyınevi ve Matbaacılık Koll. Şti . İ STANBUL 1 981 -
1<Türk çocuğu ecdadını tanıdJkca, daha büyük i'ler yapmak için kendinde kuvvet bulocaktır.ıt ATATÜRK
TEŞEKKÜR K itabın yazılmasında esas olara k Prof. H üseyin Namık Orkun'un «Eski Türk Yazıtları» adlı eseri alınmış, Prof. Mu harrem Ergin, Prof. Nejat Diyarbekirli, Tahsin Yıl maz öz tuna, Ali Kemdi Mera m ve Ali Ö ztürk'ün eserl erinden de yararlanılm ıştır. Kend ilerine şükra nlarımı sunarım. Ayrıca bilgilerinden faydalandığım Prof. İ bra h i m Ka fesoğlu, Prof. Bahaeddin Ögel , Prof. Fa ru k Kadri Timur taş, öğretmen Ayşe Nimet Güler, Feyzi K utlu Kalkancı, Arif Kuzey, Ali Rıza Sağman, Şeyhülmuharri rin Burhan Felek, yazar Kad i rcan Katlı ve Refi i Cevat U l unay i l e k ita b ı n yapısında yardımları n ı gördüğüm Prof. Sadettin Buluc. Doçent Ali Gül Ayverd i, şa i r Hakkı Cengiz Alpay, yazar Se lômi Akpına r. Muzaffer Gökman, Hasan Yıl maer, Orhan Atasoy ve hattat Mustafa Kar'a, dizgi ve baskıda göste rilen itina için de Otağ matbaası müdürü Abdül latif Metin ile teknik elema nlar C. Remzi Onat. M u stafa Arsoy ve Nizamettin U l u ı rmak'a teşekkürü borç pilirim. Yukarıda adı geçenlerden merh um olanlara rahmet d i l iyoru m . Beyazıt Devlet, Tü rkiyat, Ü niversite, Süleymaniye, Yapı Kredi ·ve Belediye kütü pha neleri ilgililerine de teşek 'kü rl er.
İÇİNDEKİLER
Ö n söz 11 Göktürk kitabeleri . . .. . 14 Barklar . . . . . . 15 19 Kül tigin kitabesi . . . . Bilge kağan kitabesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30 Tonyukuk kitabesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 41 Bilge Tacom kitabesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47 Kül Çor kitabesi ........................... .................... .. 48 Uygur kitabeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Suci kitabesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Şine usu kitabesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 51 Ka rabalgasun kita besi . . . . .. .. . . . . .. . . . . . .. . . . . .. .. . . .. .. . . . 54 Yen i sey kitabeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59 Kitabelerle ilgili kısa acı klamalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 1 87 Kitabeleri bulan, okuyan v e tanıtanlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kitabelerle ilgili a ktüalite . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 93 D ilekler . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . 107 Arşiv 111 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .
. .
. . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . .
. . . . . .
. . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .
. . . . . . . .
. . .
. . . . . . . .
.
. . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .· . . .
.
. . . . .
..
. .
.
. .
.
. .
. .
.
. .
ÖN SÖZ
On dokuzuncu yüzyılın son yılları na kadar Türk ta ri h i n i n İ slôm iyetten evvel k i devri çok az biliniyor, bil i nen ler de tarafgi rane yazıldığı m uhakkak olan Cin kaynakları ile, hayalle hakikatin karıştığı destan ve efsanelere daya nıyordu. İ sveçli subay Tabbert 1 709 ile 1 722 arasında Si b i rya 'da esi r olarak bulunurken, aynı yıl larda Asya 'da bir tetkik g ez is i yapan Da nzigli botanik a l i m i Messerchmidt ile ka rşılaştı. Messerschm idt i l k kitabeyi 1 721'de bulm uş tu. Onun tavsiyesi ile Yeni sev civarındaki kita belerden bi r kısmını da Ta bbert bul du. Mem leketine döndü kten son ra 1 730'da yazdığ ı kitapla buluşunu dü nyaya duyurd u . Bu başarısından dolay ı kend isine Stra hlenberg asalet adı veri ldi. Sonra çeşitli tarihlerde yapılan a raştırmalarda baş ka eserler ve bunları n en mühimleri olan Orhun kitabele ri de bulundu. Ama yazılar çözülemiyordu. N i hayet 1 890 da Heikel 'in başkanlığındaki Fin ve 1 891 'de Radloff'un başka nlığındak i Rus ilim hey'etlerinin elde ettiği kopya la rın üzerinde çal ışan Da nimarkalı alim Wil hel m Thomsen. 1 893'de bu müşkül ü de hallederek Türk tarihinin İ slômi yetten evvel ki kısm ına ışık tuttu. Thomsen alfabeyi bul muştu. İ l k tercümeyi 1 895'de Radloff yaptı. Sonra Thom-
-12-
sen ve diğer al imler tarafından daha m ükemmel tercüme ler yapıldı . C i n kaynaklarından sonra kitabelerden bahseden ilk eser, Cüveyni'nin 1 3. yüzyılda yazdığı «Tarih i Cihanguşa» adlı kitabı, ikinci eser 1 7. yüzyılda Ebul Gazi Ba had ır Ha n tarafından yazılan «Şecerei Türki» dir .Abidelerin varisi v� asıl sahibi olan Türkiye'de ise bu mevzuda yazılan i l k eser Prof. Necip Asım'ın 1 9 1 1 'de yayı nladığı «Pek eski Türk ya zısı» adlı kitaptır. Yazar 1 91 4'de «Orhun Abideleri » n i ya yınladı. Sonra bunu gelişti rerek 1 925'de tekrar bastırd ı . Tabii bunları n üçü de es k i yazı ile i d i . Sonraki yıllarda yen� harflerle, Prof. Hüseyin Namık Orkun'un 1 936 ilô 1 941 yıl ları orasında basılan « Eski Tü rk Yazıtl a rı » , Velet Celebi İ z budak'ın 1 937'de basılan «Oğuz Ata, Orhun a bideleri», Ali Kema l M eram'ın 1 968'de basılan « İ l k Türk Devleti ve Ya zılı Türk Anıtları», Prof. Talôt Tekin'in aynı yılda Amerika' da basılan «A Grammar of Orkhon Turkic» adlı İ ngil izce eseri, Prof. Muharrem E rgin'in 1 970'de i l k baskısı yapılan «Orhun Abideleri» ve Al i Öztürk'ün 1 973'de basılan «Ötü ken Tü rk Kitabeleri » yayınlandı . Tabii kita belerden bah seden başkaları da var. Ama kitaplarına kita belerle i l g i l i a d koyanlar bunlar. Prof. Necip asım'ın iki defa basılan eseri aslında tek kitap olduğuna göre el inizdeki eser bu l isteni n dokuzuncu k itabı oluyor. Dünya nın çeşitl i yerleri n d e b u mevzuda yayı nlanan yüzlerce eserin bul unduğu h a tırlanırsa, bu rakka m ı tatminkôr bulmak mü mkün değ i l d i r. Ama önem li olan kal ite olduğuna göre d ileyel im ki rak kamlar yükselirken kal ite d e düzelsin. Biz bu h ususta kendi i m kônlarımız dahilinde bi rşeyler yapmaya çalıştık. Bütün gayret ve di kkate rağmen gözden kocan taraflar olabilir. Noksan ve hatalar bul unabi l i r. Ben müteakip baskılarda bunları d üzeltmeye çalışacağ ı m . Ama asıl ü m idim benden sonra bu işin üstüne eğilecek olan gene yazarlardad ır. İnşallah her cihetce mükemmel , kusursuz eserlerle oku-
- 13 yucunun karşısına çıkarlar. Benim kend ilerinden d ileğim, şimd iye kadar ekseri yazarların yaptığı g i bi yalnız 3 kitabe üstünde dura ra k diğerlerin i unutul maya mahkum etmeme leri, bütün kitabeleri beraberce ele almaları ve bizim is temeden yapmış ola bileceğ imiz kusurları da iyi n iyetimize vererek hoş görmelerid i r. Kendi leri ne şimd iden gayret ve başa rılar dilerim.
GÖKTÜRK KİTABELERİ Asya'do İslômiyetten evvelki devre ait Türk k itabeleri. Yeni sey, Göktürk ve Uygu r k itabeleri deye 3 kısma ayrı labil ir. Yeni sey kita beleri nin ekserisi K ırgızla ra ait mezar taşla rıdır. Yapılan tetkikler, Yeni sey nehrinin yayıldığı havzada dağınık bir şekilde bulunan ve en eski Türk yazı larının bul unduğu bu k itabelerin 6 ve 7. yüzyı llara ait oldu ğunu gösteriyor. Göktürklere ait olanlar 8. yüzyıldan, Uy gurlara ait olanlar ise 8 ve 9. yüzyıl lardan kalmış. Çoğu çeşitl i Rus ve Moğol müz.elerine kaldırılan bu kitabelerin bir kısmı da bulundukları yerlerde b ı rakılmıştır. Göktürk kitabelerinden iki büyüğüne bulundukları yerden dolayı O r hun kita beler i den i r. İ l i m adamları bunlardan Kül tigin ki tabesini birinci, Bilge kağan kitabesini ikinci kitabe olarak numaralamış. Göktürklere ait diğer üç kita be ile Uyg ur kitabeleri bunlardan sonra geliyor. En sonra da Yeni sey k itabeleri veril iyor. Göktürk kita beleri üçü büyük ikisi küçük olmak üzere beş tanedir. Büyü klerin bulunduğu yer bugünkü Moğol is tan'da 47 ile 48. arz ve 1 02 ile 1 07. tul daireleri a rasıdır. Diğer iki kitabe de g ene o civarda bul unuyor. Kül tigin ve Bilge kağan kitabelerinin i nşası. prens Yuluğ tigin neza reti nde Türk ve Cin san'atkôrları tarafından yapı l m ıştır. Bunların bazı yerleri az farkla birb i rinin aynıdır. Tonyukuk k itabesi ise bizzat Bilge Tonyukuk tarafı ndan Tü rk san'at kôrları na yaptırı l mıştır. K itabeler bark deni len bir tesisin
- 15 ortası ndadır. Radloff, Thomsen, Barthold, Mel ioranskiy ve Molov tarafında· n tercüme edilm iştir. Aynı mevzudaki başka kitapları okuyanlar, kitabelerin yerini beli rleyen arz ve tOI dairelerine ait mkkomları farklı bulacaklar. Sebebi şudur : Diğerleri yalnız 1 ve 2 numaralı kitabelerin yerini vermiş. B iz 3 büyük kitabenin yerin i toplu olarak yazd ık. Yani çer çeve genişledi. yanlışlık yok.
BARKLAR Bark keli mesinin bugünkü türkcede tam karşılığı bu l unmuyor. Belki «park»ın asl ıdır. Eski Türkler parsa da « bars» ded ikleri ne göre barkla park aynı kökten gel miş olabil ir. Bunun hallini dil uzmanlarına bırakarak devam ede l i m : Bark, etrafı doğ u batı kuzey güney istikam etinde duvarlarla çevril i geniş bir alan. Ortada, ölenin kimliğini, hizmet ve kahramanlıklarını a nlatan bir kita be, alanın çe şitli yerlerinde de dini ve milli törenler için gereken şeyler var. Bunların neler olduğunu ve barkı n ilk şekl ini eski kay nakları ta.rayarnk, LOm i r Jisl'in raporunu i nceleyerek ve Prof. N ejat Diyarbekirlinin gezi notlarını okuyup çekilen fo toğraflara bakarak, tamamen değilsede doğruya yakın şe kilde tesbit etmek m ü m kün. Şimdi tarihin derinl iklerine da larak Kül tiğin barkı na g ittiğimizi farzedel i m . Barka, Koşo çaydam göl ünün güneyinden başlayan 10 ilô 12 m etre genişl iğ indek i yoll a gidiliyor. Tari h i yol un iki tarafı nda muntazam a ra l ıklarla dizilmiş 200'e yakı n ba l bal var. (1 958'de LOml r Jisl bunlardan 169'unu saymıştı. 1200 sene sonra bu kadar kalırsa demekki aslında 200 ci varında idi.) 3 km. uiunluğ unda ki yolun sonunda m uhteşem Kül tigln barkını önümüzde buluyoruz. Etrafı kerpiç du-
- 16-
varlarl a çevri l i ba rkın .ka pısı, 28,25 metre uzunl uğundaki doğu d uvarının tam ortasında. 2,90 genişliğindeki kapının iç tarafında karşıl ıklı birbi rine bakan 2 koç heykeli var. Koçlar ayaklarını büküp çömelmiş d urumda. İ çeri girildi ğ inde zeminin 33,5 x 33,5 ölçüsünde dört köşe tuğlalarla Kaplı olduğu görülüyor. 67.25 metre derinliğindeki ba rkta herşey doğu batı istikametinde bi r çizgi üzerine d izilm iş. Kapıdan 8 metre ilerde 2,25 boyunda bir kaplumbağanın sırtına dikilmiş kitabe var. Aynı istikamette biraz ilerde m a bet görülüyor. İ kisi a rasında yol un sağına sol una di zilmiş normôl boyda ve hepside doğuya bakan 8 heykel var. Bunlardan zamanımıza kalanlar şunlar : 1 2 3 4
-
-
-
-
Kılıçlı heykel (Erkek) Mendil l i heykel (kad ın) Ayna l ı h eykel (Erkek) M ızraklı heykel (Erkek)
Heykelleri n hepsinde uzun etekl i kıyafetler ve belle rinde toka l ı kemerler var. Bunları geçince önümüze mabet geliyor. 90 santim yüksekl iğinde 13 x 1 3 metre genişl iğinde bir kaide üzerine yapılmış 1 0,25 x 1 0,25 metre ölçülerinde dört köşe tek katlı beyaz sıvalı bir bina. Doğ udaki g i riş, batıdaki çıkış kapıla rının önünde birkaç basamak merdi ven var. Binanın kademeli iki çatısı ol uklu kiremitle kaplı. Ö n kapıdan girince tam ortada hed iyelerin sunulduğu 4,40 x 4.40 metre gen i şl iğinde yüksek bir yer, bunun o rta sında da 3 çukur var. Çukurların a rkasında yan i yüksek yerin batı kenarı nda Kül tiginle eşi nin doğuya dönük ya n yana oturur vaziyette heykelleri bulunuyor. Bunlar mer mer bir basamağın üstüne yerleştiril m iş. Çukurların sa ğında ve solunda diz çökmüş iki vezir heykel i . sunağ ı n
-17-
'köşelerinde de tavan ve çatıyı tutan 4 ahşap sütun var. (LOmir .:Jtsl 'in bahsettiğ i diğer 1 2 sütun d uvarları n içinde olduğu için görünmüyor.) İ ç d uvarlar tamamen renkli sa vaş resimleri ile kapl ı . Duvarlarda pencere yok. Işık tepe deki 2 çatının arasından geliyor. Dolayısiyle içerisi aydın lık değil Lôş. Sunağın etrafında bir insan ı n geçebileceği kadar yol bırakılmış. Duva rlara kadar olan kısım sunağın y ü ksekliğinde yapılmış. Yani mabede giren kimse sunağın etrafındaki kanal gibi yoldan geçerek a rka kapıya ulaşı yor. Kapıdan çık ı p merdivenleri inince mabedin etrafında (Kaidenin ü stünde değil asıl zeminde) 6,5 santirrı yüksek 'liğinde 1 ,35 metre genişliğinde, tuğlada n ya pılmış bir kal dırım görüyoruz. Buradan dolaşarak mabedin d ışını çepe .çevre gördükten sonra batıya doğru ilerliyoruz. Biraz iler · de yekpare g ranitten yapılma kurba n taşı bulunuyor. Öl çüleri : Satıh 1 ,70 x 2.20 metre. Ortasındaki deliğin ça pı 70 santim, kal ınlık 80 santim. Bu, Kül tigin bark ı . Bilge kağa nin kide buna benziyor. Tek fark Kül tigin kita besinin beyaz mermerden, Bilge kağan kitabesinin gri g ranitten yapılmış olmasıdı r. Ton yukuk barkı daha ufak yapılmış. Diğerlerinde bir büyük kitabe bulunduğ u halde orada orta büyük l ü kte iki kitabe var. Taşlar da pek kaliteli değ il. Heykel ler değişik. Mabet küçük. Ba rkın arka tarafında bir lôhit var. (Bu yazdıkla rımız bark ların 1 200 sene evvel k i halini tasvir ediyor. Şimdi hepsi h arabe h.a lindedir.) Not : Şimdiye kadar Kül tigin ve Bilge kağan bark la rındaki kurban taşla rı, ortasında yuvarlak delik bulunan ku yu taşı şeklinde ta nıtılm ıştı . Prot . Diyarbeki rli'nin verdiği izahattan anlıyoruz ki, kuyu taşına benzetilen granitler dibi kapa l ı dibek taşı şeklinde imiş. Kitabın son unda kenEski Tiirk Kitabeleri
-
F.
:
:?
-18-
d isini daha iyi tanıyacağımız Prof. N ejat Diya rbek i rli Kül tig i n barkı nın temsili bi r resmini ya parak Türk kü ltü rü der gisinde yayı nladı . Şimd iye kadar yazılan eserlerde ba rkta bulunan şeyler teker teker sayılıyor, ama bunları yerli ye rinde gösteren bir şekil çizi lmiyord u. Bu sebeplede yapı lan bütün izahlara rağmen bark deni len tesis okuyucunun gözünde şekillenip canlanm ıyordu. Ben yıllardan beri ki tabeler konusun u incelediğim halde ancak Diyarbek i rli'nin ya ptığı şekli görünce barkı ta nıdım. O resim i l kti. Bu sebep le bazı noksanları vardı. Bunlar önem l i değ il. Bence önem l i olan, kon unun anlatı m safhasından görü ntüye intikal etm iş olmasıdır. Bundan sonra kitabelerle ilgili kitap yaza nlar bu konuyu ihmal etmez ve her yen i çıkan kitapta bir evvel ki nder, daha az kusurlu bir resim bulunursa ba rkların asıl şekli tesbit ed ilebilir. Ben bu düşü ncelerle Prof. Diya rbe k i rli' n i n peşinden ikinci adımı atıyor. daha az kusurlu zan nettiğim ikinci bark resmini yayınlıyorum. (Kitabın sonu nda) Resmi yaparke n bir mes'eleyle karşılaştık. Kaynaklar. barktak i h eykel lerin (mabed in içi ndek iler ha riç) 8 tane ol d uğunu yazıyor. Halbuki görüldüğü üzere 4 heykel kalmış. Noksan olan diğer 4 taneni n yerin i boş bıra kamazd ık. Ak l ı mıza mima rların çok uyguladığı simetri düzeni geldi. Böy lece 8 rakkamını bulduk. Mabedi n şekl i n i beyenmeyenlerin eldeki malzemen i n azl ı ğ ı n ı dikkate al maları gerek ir. Binanın temel ölçülerin d en, sıva ve k i remit k ı rıntılarından . bir d e ahşap sütu nların oturtulduğu kaide taşlarından başka e:l i m izde ne va r. Ben o resmi bina bu şekild ed i r deye deyil , orada bir bina ol duğunu bel i rtmek için ya ptım. Bundan son raki baskıda mabed i n içi ndeki h eykelleri de serg ilemek arzusundayım.
-1 9 -
1
-
KÜL TİGİN KİTABESİ
1 889 da Rus bilgini Yadri nzew ta rafından Orhun nehri vadisi nde, Koşa çaydam göl ü yakınında bulun muş. Kap l u m bağa şekl i nde bir kaide üzerine d ikilmiş 3 metre 75 santim boyunda, yukarı doğru biraz daralan 4 yönl ü bir taştır. Keşfedildiği zaman d evrilmiş olaral<. duruyord u . Son radan dikil miştir. Doğu ve batı yönleri aşağıda 1 32 yukarı da 1 22, kuzey ve güney yönleri aşağıda 46 yu karıda 44 santi mdir. Doğu yönünde 40, kuzey ve gü ney yönlerinde yukarıdan aşağı doğru yazılmış ve sağdan sola sıralanmış 1 3'er satır var. Yazı, kağa n ı n a rması nın da bul unduğu doğu yönünden başl ıyor. Satırların uzunluğu 235 santi m . Batı yönü cince yazıyla kapl ı . Aynı yönde bir kaç satır da Gök türk yazısı var. Yanlarındaki köşeler keskin değil, buralar daki dar satı hlarda da birer satı r yazı var. Cince yazı n ı n metnini bizzat impara�orun kaleme a l d ı ğ ı n ı Cin tarihleri yazıyor. Taşın ewelô bu kısmı oku ndu. Ga belentz almar-: caya, Schlegel fransızcaya, Parker de ingilizceye çev i rd i . Sonra Göktürk yazısı çözü ldü. Meti n şöyle idi :
( Doğ u yönü) Üstte mavi gök filtta yağız yer yaradıldıkto, ikisi ara sınc'-o insanoğlu yaradılmış. insanoğlunun üstüne de ata larım Bumin kağan ile İstemi kağan hükümdar almuş. Türk milletinin ilini töresini düzenlemişler. Dört taraf düşman doluymuş. Ordu yürütüp hepsir,·i yenerek kendine bağl. a mış, baş�yo baş eğdirmiş dizliye diz çöktürmüşler. Doğuda Ka dırkon ormanına, batıda Demirkapıya k·adar olan yerleri
- 20 -
almışlar. O zamana kadar buralarda Göktürkler güçsüz ve düzensiz yaşıyorlarmış. Bilgili ve cesur kağanlar bilgili ve cesur buyrukların, doğruluktan ayrılmayan beylerin ve mıı:.. letln yardımı ile ili ve töreyi düzenlemişler. Onların ölü münden sonra gün doğusundan Bökli çöllü halkı, Cin, Ti bet, Avar, Purum, Kırgız, Üç Kunkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı halkfarı hep gelip ağlamış yas tutmuşlar. Öyle ünlü kağanlarmış. Sonra kardeşleri, oğulları kağan olmuş. Ama kardeş ağabey gibi, oğlu babası gibi yaraCfılmadıklan için bilgisiz ve kötü kağan olmuşlar. Buyrukları da bilgisiz ve kötü imiş. Beylerle millet anlaşamadığı, Cinlilerde hile ile kardeşi ağabeye düşman ettikleri, beylerle halkın arasını açt�kları için Türk milleti yurdundan olmuş kağansız kal mış. Bey olccok erkek evlôUar Cinlilere uşak, hanım ola cak kız ev lôtlar hizmetçi olmuş. Türk beyleri Türk adını bırakıp Cinli beylerin adlarını almış. Cin kağanına boyun eğmişler. Elli yıl işlerini güçlerini Cinl iler için harcamışlar. Doğuda Bökli kağana batıda Demir kapıya kadar olan yer lerde savaşarak Cin kağanının ilini töresJni yüceltmişler. O zaman Türk halkı şöyle diyormuş : «Ülkeli millettim şimdi ülkem hani, kimin ülkesi için savaşıyorum. Kağanl ı millet tim şimdi kof.anım hani. Hangi kağan için çalışıyorum.» Böyle yas tutup Cin kağanına düşman olmuşlar. Birleşip teşkilôtlonamadıkları için esaretten kurtulamıyorlarmış. Cin kcğanı da bunca yarar sağladığı Türkleri öldürüp kök lerini kurutmak istermiş. Artık Türk milleti yok olmaya gi diyormuş. Ama yukarıda Türk Tanrısı Türkün kutsal ye rini ve suyunu korumuş. Türk milleti yok olmasın deye babam ilteriş kağan ile annem İlbilge hatunu yüceltmiş. Bcıbam ka�an on yedi erle baş kaldırmış. İsyanı duyanlar toplanıp yetmiş kişi olmuş. Tanrı güç verdiği için babam kcğaııın erleri kurt, düşmanınkiler koyun gibi olmuş. Doğu ya batıya haber salıp deha er toplatmış. Hepsi yedi yüz olmuşlar. Vedi yüz erle, yurtsuz ve kağansız kalmış milleti,
-21-
hizmetçi ve esir olmuş milleti, Türk töresini unutmuş mil leti yeniden canlandırıp yetiştirmiş. Tölis ve Tarduş haJkını düzene sokmuş. Yabgu ve şad· seçmiş. Güneyde Cin milleti, kuzeyde Baz kağan, Dokuz Oğuz kavmi, Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Totabı hep düş man imiş. Babam kağan bunların üstüne kırk yedi kere or du yürütmüş. Yirmi savaş yapmış. Tanrı istediği için yurt lul,ar yurtsuz, kağanlılar kağansız olmuş. Düşmanı idare sine almış. Dizliye diz çöktürmüş başlıya baş eğdirmiş. Babam kağan böylece ili ve töreyi kazandıktan sonra uçup gitmiş. Balbalını diktiği ilk kimse Baz kağandır. Töreye göre amcam kağan oldu. Türk milletini yeniden düzenledi, besledi, fakiri zengin azı çok etti. Amcomıa ka ğanlığı zcmanında ben ülkenin Tarduş bölgesine şad ol dum. Amcam kağanla doğuda Yeşil nehire, Şantung ova sına, batıda Demirkapıya kadar ordu yürüttük. Gökmeni aşarak Kırgız ülkesine girdik. Yekun olarak yirmi beş se fer yaptık. On üç kere savaştık. Yurtluyu yurtsuz kağanlıyı kağansız ettik. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdird•k. Türgiş kağanı Türktü, milletimdendi. Bize düşüncesiz ce baş kaldırdığı için buyruğu \;e beyleriyle beraber öldü rüldü. Or. ok halkı da ezildi. Atalarımızdan bize kalan yer ve sular sahipsiz kalmasın deye oraları Az hı:.lkırıa bırak mıştık. Pars beyi de biz kağan yaptık, Kız kardeşim pren sesi verdik. Yanıldığı için öldürüldü. Halkı uşak hizmetçi oldu. Gökmenin yeri suyu sahipsiz kclmasm deye savaşa rak aldığımız yerleri Az ve Kırgız halkına geri verdik. Doğu�a kadırkarı ormanını aşarak, batıda Kengütar· mana kadar yerleri alarak, Türk milletini yerleştirip düzen ledik. O zaman uşakların bite uşakları, hizmetçilerin bile
- 22-
hizmetçileri olmuştu. Kardeş ağabeye, oğlu babasına muh taç değildi. Öyle kazanılmış düzene sokulmuş ilimiz töre miz vardı. Türk Oğuz beyleri işitin. Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe ilini töreni kim bozabilir. Türk milleti kendine dön
�
Seni güçlendiren kağanına, hür ve müstakil ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün. SUôhlılor mı g.e lip seni yurdundan kaçırdı, mızroklılar mı götürdü? Kutsal Ötüken ormanının milleti, sen gittin. Doğuya gittin, batıya gittin. Gittiğin yerıiıerde ne kazondı·n. Kanın su gibi aktı, ke mlklerin dağ gibi yığıldı. Bey olacak erkek evlôdın uşak, hanım olacak kızların hizmetçi oldu. O y.anılgı ve kötülük yüzünden amcam kağan uçup gitti. Ben önce Kırgız kağanını balbal diktim. Türk milletinin adı sanı yok olmasın deye, babam kağanla annem hat·unu yücelten yurt veren Tanrı beni de kağan yaptı. Ben var1ıklı ve güçlü bir millete kağan olmadım. İçerde yoksul dışorda çıplak ı>ir milletin başına geçtim. Kardeşim Kül tigin ve iki şodımla öle yite çalıştım kazandım. Milletin canını yak madım, kanını akıtmadım. Kağan olduğumda her yere git miş olem millet, yaya ve çıplak dönüp geldi. Milleti koru yup güçlerdirmck için kuzeyde Oğuzlara, doğuda Kıtay ve Tatabılora, gün.eyde Cin'e doğru on iki kere ordu yürüttüm. Hepsiyle savaştık. Tanrı istediği ve kısmetim olduğu için ölecek milleti diriltip güçlendirdim. Çıplak milleti giyimli, yoksul mineti varlıklı yapıp çoğalttım. Güçlü ülkelerden bilgili k.ağanlardan ckıha üstün ettim. Dört'taraftaki millet leri idareme aldım. Düşmanları yıldırıp hepsine boyun eğ dirdim. Bunca töreyi birlikte kazandığımız kardeşim Kül tigin öldü. Babam kağan uçtuğunda Kül tigin yedi yaşında idi.
-
23
-
İyilik meleğine benzeyen annem hatun, Kül tlgin'e er adını verdi. On altı yaşındayken amcam kağanın ili töresi için sa vaştı. Altı çub Soğdaka ordu yürütüp bozguna uğrattık. Cinli vali Ong'un elli bin askeriyle savaşt�k. Kül tigin yaya olarak atılıp hücum etti. Vali Ong'un .kayın biraderini silahlarıyla yakolıayıp kağana getirdi. O orduyu orada yok ettik. Yirmi bir yaşındayken general Çaça'yo karşı savaştık. Evvela Cor Tadığın boz atına binip saldırdı. O at ölünce ikinci olarak İşbara Yamtann boz atına binip hücum etti. O at da öldü. Üçüncü olarak Yigen Silig beyin doru atına binip çarpıştı. O at da öldü. Zırhından ve elbisesinden yüz den fazla ok ile vurdular. Yüzüne ve başına bir tek ok değ diremediler. Türk beyleri, onun nasıl savaştığnı hep bilir siniz. O orduyu da yok ettik. Sonra Bayırkunun Uluğ irkini düşman oldu .Ordusunu Türgi yorgun götür.de bozduk. Az bir erle kaçıp gitti. Kül tigln yirmi altı yaşındayken Kırgızlara doğru or du yürüttük. Mızrak batımı karı söküp Gökmen ormaııını aşarak, Kırgız kavmini uykuda bastık. Kağanı ile Songa or mamnda savaştık. Kül tigin Bayırkunun ak aygmna binip hücum etti. Bir eri okla vurdu. İki eri kovalayıp mızrakla dı. O savaşırken altındaki ak aygırın oyluk kemiğini kıra rak vurdular. Kırgız kağcnını öldürdük, ülkesini aldık. Gene. o yıl Altın ormamnı aşıp İrtiş nehrini geçerek Türgişlere doğru yürüdük. Türgiş kağanının ordusu Bolçu da ateşden bir fırtına gibi geldi, savaştık. Kül tigin ok alın lı boz bir ota binip ileri atıldı. Ak ahr:lı boz at okla vuruldu. Atını vuranrıorın ikisini yakaladı. Sor.ra kağanın valisini
- 24-
esir aldı. Kakanı orada öldürdük, yurdunu aldat. Türgiş halkı idaremize girdi. Onları Tabara yerleştirdik. Soğdak halkını düzene sokmak için İnci nehrini ge çerek Demir kapıya vardık. Bu sırada Türgiş halkı gene beş kaldırdı. Kengerise doğru yürüdüler. Ordumuzun atlan yorgundu azığı yoktu. Kötü kişiler mert olamaz. Onları serbest bıraktığımıza pişman olup, Kül tigin'i bir kısım as kerle peşlerinden gönderdik. Büyük savaş olmuş. Kül tigin Alp şalçı adlı ak atına binip savaşmıf, asi Türgiş halkınr yenmiş.
( Kuzey yönü): Sonra baş kaldıran Koşu valisiyle savaşmış. AskerinL hep öldürmüş. Mahnı eksiksiz getirdi. Kül tigin yirmi yedi yaşına gelince Karluk kavmi hür ve müstakil olduğu halde düşman oldu. Tamag ıduk baş ta savaştık. Kül tigin o savaşta otuz yaşında idi. Alp şatçı adlı atına binip hücum etti. İki eri kovalayıp mızrakladı. Karlukları yendik. Sonra Az halkı düşman oldu. Karagölde savaştık. Kül tigin otuz bir yaşındaydı. Gene Alp şalçıya binerek savaş ti. Düşman ilteberini esir ettik. Az kavmi yok oldu. Amcam kağanın ülkesinde karışJkhk çıkıp mil:etle ka ğanın arası açıldığında İzgil halkı ile savaştık. Kül tigin Alp şalçıya binip ileri atıldı. At öldü savaş kazanıldı. Dokuz Oğuz halkı kendi miletimdendi. Ar:amızdaki hava bukındığı için düşman oldu. Bir yılda beş defa savaş trk. Evvelô Togu balıkta karşılaştık. Kül tigin Azmoıı adlı atına binerek hücum etti. Altı eri mızrakladı, yedinci eri kıhçlodı.
- 25-
İkinci olarak Kuşalgukta Edizle savaştık. Kül tigin Az adlı yağız ata binerek bir eri mızrakladı. Dokuz eri çevirip vurdu. Ediz kavmi yenildi. Üçüncü olarak Bolçuda Oğuzlarla savaştık. Kül tigin Azman<J binip mızrak kullandı. Düşmanı mızraklayıp ülke sini aldık. Dördüncü ol.arak Cuş başında savaştık. Türk milleti iyice sarsılmıştı. Perişan olocakt_ı. Kül tigin üstümüze ge len orduyu püskürttü. Tongradan on subayı Tonga tigin·in yas töreninde çevirip öldürdük. Beşinci olarak Ezginti kadızda Oğuzlarla savaştık. Kül tigin Az adlı yağız atıyla hücum etti. İki eri bato.klıkda rruz rakladı. Düşman yenildi. Amga kalesinde kışlayıp, ilk baharda Oğuza doğru or du yürüttük. Kül tigini karargahta bırakarak savunmo dü zeni aldık. Düşman Oğuzlar karargôhı bastı. Kül tigin Ök süz adlı ata binip dokuz eri mızrak:adı, karargôhı vermedi. Kül tigtn olmasaydı annem. hatun, diğer anneler, ablalar, gelinler, prensesler, bütün yaşayanlar düşmana köle ola caktı. Ölenler yurtta yolda yatıp kalacaktı. Hep ö!ecekti nlz. Kardeşim Kül tigin öldü. Görür gözüm görmez ·oldu. Bilir aklım bilmez oldu. ıcSonsuzu yalnız Tanrı yaşar. İn sanoğlu hep ölmek için türemiş» deye düşüııerek, gözüm den gelen yaş.o gönlümden gelen ağlamaya mani oldum. İki şadım, kardeşim, yeğenim, oğlum, beylerim, milletim hep ağlıyor. Yascı ve ağlayıcı olarak Kıtay, Tatcbı halkından gene ral Udar geldi. Cin kağanından İsiyi likeng on binlik hazi ne ve altın gümüş getirdi. Tibet kağanındon vezir geldi. Gün batıısndoki Soğd, Berçik, Buhara üf'kesi halkından ge-
-26-
neral Enik, Oğul Tarkan, Türgiş kağonından makoraç tam gacı, Oğuz bilge tamgacı, Kırgız kağa:nından Tarduş inonçu Cor ve bark y.apmok, resimlemek, anıt taşını yapmak için Cin kağanının yeğeni general Cang geldi.
(Batı yönü ) Batıdaki Soğd beş kaldırdığı zaman kardeşim Kül ti gin isyanı bastırmak için öle yite çalıştı. Bunun için ben Türk Bilge kağan, ona İnonçu opa yorgan tarkan rütbesini verdim.
(Kuzeydoğu yönü) Kül tigin koyun yılının on yedinci gününde uçtu. Do kuzuncu .ayın yirmi yedinci günü y.as töreni yaptık. Barktm, heykelini, kitabe taşını maymun yılının yedinci ayının yir mi yedinci gününde tamamladık. Kül tigin ·kırk yedi yaşın da bulut çöktürdü. İşçileri vali Tuygut getirdi.
(Güneydoğu yönü ) Bütün bu yazıları Kül tiginin yeğeni ben Yuluğ tigin, taşa yirmi günde yazdım. Bu miUeti, değerli oğlundan, evlôdından daha iyi bes ledin. Şimdi uçup gittin. Gökte yaşamak ister gibi.
(Gü n eybatı yön ü ) Kül tiginin altının . ı gümüşünü ve bütün malı ile dört binlik yılkısım yöneten Tuygutun da, göğe uçan prensi için ağladığım taşa yazdım. Tuluğ tigin.
-27 -
(Güney yönü) Tanrının kuUodığı Tür.k Bilge kağan. Şimdi hükümdar ben·im. Sözlerimi iyi dinleyin. Kar deşlerim, yeğenlerim, oğuHarım, bütün soyum, milletim, sağımdaki
şad,
pıd beyleri, sol·umdaki torkonlor, buyruk
beyleri, Otuz Tatar ve .Dokuz Oğuz halkının beyleri sözle rimi iyice işit, yürekten dinle. Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar ülkelerde yaşa yan bütün milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti düze ne soktum, artık k.arış•klık yok. Türk .kağanı Ötükende ol dukça ülkede düzen bozulmaz. Doğuda Şantung ov.asına ka �· cr
crC:u yürüttüm. Denize ulaşmama az kaldı. Güııeyde
Dokuz ersine kadar ordu yür-üttüm. Tibete ulaşmama az
kaldı. Batıda İnci nehrini geçerek Demir kapıya kadar or du yürüttüm. Kuzeyde Bayırku yerine kadar ordu yürüttüm. Bunca yeri üıkeme kcttım. Ötükenden daha iyi yer yok.
il
tutc-:al< yer Ötüken ormanıdır. Burada oturup Cin mille
tiyfe anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi on1ardan alı yoruz. Çinlilerin sözleri tath, ipekli kumaşları yumuşaktır. Tatlı sözler ve yumuşak kumaşlarla aldatıp uzak milletleri . klaşıtırırı:ıar. Sonra da içlerine girip kötülük kendilerine yo !grini ycparlar. Kendilerinden olmayan bilgili ve cesur ki şileri yaşatmazlar. Yanılıp da 'onlara inaoon kişinin kabi lesinıi, milletini neslini yok eder,:er. Tatlı sözlere, ipek ku •.
maşlara aldanan çok Türk öldü. Türk milleti yanılırsan ge ne ölürsün. Güneyde Cogay ormanına, Tögültün ovasına �ideyim dersen mahvolursun. Oradaki hi•ebaz kişiler şöy le diyormuş: Biz uzak oianlara kötü mal, yakın olanlara iyi mal veririz. Bu sözlere inanan cahil kişiler onlara yaklaş tıkları için yok oldular. Gene �nanıp yurdundan göçecek olursan öleceksin. Ötükende kalıp kervan kafile gönderir-
- 28sen hiçbir sıkıntın olmaz. Edebiyyen yurduna sahip olur sun. Türk milleti, varlıklı olmanın değerini bilmedin. Açlık tokluk ayırdetmedin. Tokken açlığı düşünmedi'n. Öyle ol duğun için seni varlıklı kılan kağanının iznini almadan yur dundan göçüp gittin. Oralarda yıkıldın mahvoldun. Geride kalanların dağınık, güçsüz ve perişandı. Ben, Tanrı istediği ve kendime güvendiğim için kağan oldum. Fakir milleti zengin ettim. Azalan milleti çoğalttım. S()zlerimde yalan var mı? Türk milletinin beyleri sözlerimi işitin. Birliğini korursan yurduna sahip olacağını ,yanılır san öleceğini buraya yazdım. Her ne sözüm varsa bu tt'IŞ ta yazılıchr. Ona bakarak bilin. Ebedi kalsın deye bu taşı yazdırttım. Cin kağanından bedizci istedim. Benim sözü mü kırmadı. Maiyetindeki bedizcileri gönderdi. Bu eşsiz ' abideyi yaptırdım. İçini dışını resimlettim, gönlümdeki söz leri yazdırttım. On ok oğullorına, yabancılara kadar herkes görüp bilsin. Bu ebedi taşı herkesin gelip göreceği yerde yaptırdım. Onu görüp bilin. Bu yazıyı yazan yeğeni Yuluğ tigln.
( Kül tiğin kitabesi ndeki çince yazı) Göklerin kaplayıp korumadığı hiçbir şey y o ktur. Gök ve onun altındaki insan, kôinatlo bir bütün teşkil eder. Bu bütünün içindeki herşey büyük ve küçük deye ikiye ayrır dığı için, insanlar da yönetenlerle yönetilenler olarak iki kısımdır. Biz, Türkleri kuzey stepleri aşarak gelen Hun im paratorunun, Su an fu yakınındaki sarayda imparatorumuz la görüştükleri ve Kvang luh sınırımızı korudukları yıllar dan tanırız. Dostluğumuz çok uzak bir geçmişe doğru de-
- 29 ri nZeşip
uzanır. Ulu Tanrının yükselttiği imparatorluk ül kemizde honedanımız tahta geçince, kültürümüz dünyanın ciört bir tarafına yayıldı ve her ikisinin başarılan sonucun da tek ve kudretli bir hamle oldu. Gökyüzünün altında de ğişiklikler birbirini takip eder, han odını birbirine rakip şu veya bu kimseler tcşırken, sınır devletleri sonuna kadar bc:ğlılık mektuplarını ve vergileri vermek kudretini göster diler. Zamanımıza kadar işler böyle devam etti. Bunun için artık zalimane baskınlar yapılmıyor. Silôhlan kınlarına koy ma imkanı bulundu. Sen benden şüphe etme, ben sana kö tülük etmem dediler. Böyle olmasa sınırların saldırılardan korunmasına lmkôn olabilir miydi? Bu y azıya konu olan kişi Kül ti gin adıyla tanınıyordu. kağ an ı n ikinci oğ lu ve şimdi hüküm süren Bilge kağanın kardeşi idi. Onun şöhreti kendi yurdunda ha lk ına gurur verirken, babasına ve kardeşine olan hürmet ve ba ğ lılığı uz a k memleketlerden bi le duyuluy ordu. Kül tiginin böyle olmas ının sebebi, ken di şahsında toplayıp geliştir diği, büyük babası İ ti miş beyin ve babası Kutluğun ,ken dinden sonra gelenler tarafından alman meziyetleridir. Ak si halde bu değerli a dam ın baş ard ı r ı işler için ne s ebe p �österilebilir. O, işlerinde kardeşlik set..·gisly!e ha re k et et tiğinden ve ağabeyinin askeri gayelerini gerçekleştirmek için cal ış tığır.dan başorıya ulaştı. Tür1� imparatorluğu ku zeyde T arb a g atay sınırlarına erişti. Pat·!"., Tı:ırmt l?ölq esi ne yak laştı. Göktannnın kutsal buyrt:kkırp·ı:ı tıyora�. impa rator lu ğumuzu n Tc r:g ha ne dan ı yla ['-0stbk J:urduğtı için doghri rütbesini kazandı. Bu sebepten honeccmrmız ve biz ler onun gayretlerini takdirle cm�r. en iyi duygularımızı bil O, Kutluk
diririz. Büyüklerimizin ve bizim bu dostca düşü nce Jerimiz
anlayışla karşılanırsa sıkıntılı durumlar çabuk düze!ir. Derin kederlerimizi ve kalb!erimizde yaşayan acıyı tekrcr belirtiriz. Ayrıca Kül tiginin a ğ abeyi hana olan sev-
- 30 gimizde Kül tiglnin de payı vardır. Gelecekteki sayısız ne sillerin duygularında onlann k azandıkkm başarıların unu tulmaması, uzak ve yakında bulunan herkesin öğrenmesi için bunları yazdJk. Kumların ve soğuklorır. diyarı olan Ting ling ülkesinde evvelce de bir çok güçlü ve asker ruhlu kişi �er yetişti. Senin gayelerin yaba,ncı ülkelere şeref vererek
yaşasm. Tcrng hanedanıyla dostluğunuz her yerde tanınsın. Böyle kim�lerin unutulacaklarırn kim söyleyebilir. Dost luğumuz sonsuzluğa kadar sürsün deye b'J kitabe yazıldı. Bir ağus!os yedi yüz otuz iki.
2 - BİLGE KAGAN KİTABESİ:
1 889'da Rus bilgini Yadii nzew tarafı ndan Orhun neh ri vadisi nde, Koşo caydam gö!ü yakınında bulunmuş. Ayn ı K ü l tigin k itabesi g ibi, ya lnız boyu birkaç santi m daha uzun. Doğu yönü nde 41 , k uzey ve gü ney yönlerinde 1 5'er satır var. Bat ı yönünde halen tamamen silinmiş olan Cin yazısı ile bi rkaç satı r Göktürk yazısı bulunuyor, Bilge ka ğanın ölümü nden 1 sene sonra 735'te oğlu i cen kağan ta rafından dikilmiş. Ha len pa rçalanmış durumda olduğundan pa rçalar ya n yana geti ri l erek okunm uştur. Kül tigin kita besinin bir k ilometre kadar güneyi nde ol up, bir barkın ortasındad ı r. Kita ben i n ilk satı rında k i «Tanrı n ı n yarattığı Türk Bilge kağan » cümlesinden « Ü stte mavi gök» deye başlayan kısma kada r olan bi rkaç satı rla, gü ney yönün de gene aynı cümle ile başlayıp, aynı yönün sonuna ka dar devam eden kısım, ayrıca batı yön ündeki cince k ıs mın üstüne yazılan satırlar, Bilge kağandan sonra tahta ge-
- 31 çen oğlu İ çen kağana a ittir. İ çen kağan kitabeye ba basının adı ile başlamış. Ama h emen altında sözü kend ine getire rek «Türk Tanrısı isted iği için kağan old u m » d iyor ve ka ğan olduğu zaman gözleri dü nyayı görmeyecek derecede kederl i olan Türk beyleri nin nasıl sevindikleri n i belirtiyor. Türk beylerinin kederi nin sebebi ise, Bilge kağan g i bi ta rihte eşine az rastlanan kah raman bir kağa nın alçakça bir sui kasta kurban gitmesiyd i . İ çen kağan k ısaca kend ini ta nıtıp tahta çıktığ ını bildird ikten sonra sözü babasından ka lan yazıya bırakıyor. Evvelce Kül tigin k itabesinin doğu yönüne yazılan nutuk buraya da aynen a l ı n m ış. Sonra ge ne Bilge kağandan kalan notlar sıralanmış. Böylece kağa nı n 50 yaşına kadar olan hayatı anlatılmış. Daha sonra İ çen kağan tekrar sözü alarak babasının tahta çıkma me rasi mini anlatıyor. İ çen kağa nın sözlerini babasına a i t olan lardan ayırmak için bi raz dikkatl i okumak kôfi . Ama başka şekilde ayırmak da mümkün. Kül tigin k itabesinin gü ney, Bil ge kağan k itabesinin k uzey yönlerinin başında «Tanrının k utladığ ı Türk Bilge kağan» deye b i r cümle var. Bu sözler Bilg e kağan k itabesinin doğu ve güney yönl erinde «Tan rın ı n yarattığ ı Türk Bilge kağan» deye. g eçiyor. İ şte baba ile oğulun sözlerini ayıran işaret budur. İ çen kağan kita beye başlarken ve g ü ney yönündeki k ısımda söze, babas ı nın yuka rıda bel i rttiğimiz sözleriyle başlamış. Ama kutsal l ı k izafesi yerine daha m ütevazı bir kel i m e kullana rak «Tanrını n yarattığı» demiş. B u d urum bazı yaza rla r tara fından farked i l memiş olacak k i Bilge kağan kitabesi nin batı yönü ndeki göktürkçe k ısa yazı ve Yuluğ tiginin ilôvesi ha riç, a biden i n diğer kısımlarını tamamen Bilge kağana môl etm işler. K itabeyi iyi anlayabilmek için b u ayırıma dikkat ed i lmesi gerekiyor.
-32 -
(Doğu yönü) Tanrımn yarattığı Türk Bilge kağan Sözüm : Babam Türk Bilge kağan öldü. Dokuz Oğuz ve İki Ediz çadırlı haıkının beyleri. Ben Türk Tanrısı iste diği için kağan oldum. Tahta oturduğumda Türk mllletlnln beyleri öyle sevindiler ki üzüntüden dünyayı gönneyen gözıeri yeniden gördü. Kağan oJunea yitirilmiş bunca tö reyi dörtbir tarafta yeniden kurdum. Üstte mavi gök altta yağız yer yarotıld1kta, ikisi ara sında insanoğlu yaradılm1ş. İnsan oğlunun üstüne de ata larım Bumin kağan ile İstemi kağan hükümdar olmuş. Türk milletinin ilini töresini düzenlemişler. Dört taraf düşman doluymuş. Ordu yürütüp hepsini yenerek kendine bağla mış, başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüşler. Doğu da Kadırkan ormomna, batıda Demir kapıya kadar olan yerleri almışlar. O zamana kadar burakırda Göktürkler güç süz ve düzensiz yaşıyorlarmış. Bilgili ve cesur kağanlar, bilgili ve cesur buyrukların, doğruluktan aynlmayan bey lerin ve milletin yardımı ile i!i ve töreyi düzenlemişler. On !crın ölümünden sonra gün doğusunc!.an Bökli çöllü halkı, Cin, Tibet, Avar, Purum, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatobı halkları hep gelip ağlamış yas tutmuşlar. Öyle ünlü kağar:larmış. Sonra kardeşJeri oğullan kağan ol muş. Amc kardeş ağabey gibi, oğlu babası gibi yoradılma roıkları için bilqisiz ve kötü kağan olmıışlar. Buyrukları da bilgisiz ve kötü imiş. Beylerle millet anJoşamadığı, Cinliler de h!le ile kardeşi ağabeye düşman ettikleri, beylerle hal kın arasını açt�klon için, Türk milleti yurdundon olmuş, ka ğansız kalmış. Bey o!ocak erkek evlôtlar Cinlilere uşak, hanım olacak kız evlôtlor hizmetçi olmuş. Türk beyleri Türk adını bırakıp çınli beylerin adlarını almış. Cin kağanına boyun eğmişler. Elli yıl işlerini güçlerini Cinliler için harca-
- 33 mışlor. Doğuda Bökli kağana, batıda Demir kapıya kadar ok.ın yerlerde savaşarak Cin kağanının ilini töresini yücelt mişler. O zaman Türk halkı şöyle diyormuş : «Ülketi mil lettim şimdi ülkem hani, kimin ülkesi için savaşıyorum. Kağanlı millettim şimdi kağonım hani, hangi kağan için ça lışıyorum.» Böyle yas tutup Cin kağanına düşman olmuş
kır. Birleşip teşkilôtkJnamadıkları için esaretten kurtulamı yorlarmış. Cin kağanı da bunca yarar sağladığı Türkleri öl dürüp köklerini kurutmak istermiş. Artık Türk milleti yok olmaya gidiyormuş. Ama yukartda Türk Tanrısı Türkün kut sal yerini ve suyunu korumuş. Türk milleti yok olmasın deye babam İlteriş kağan ııe ar.nem İlbilge hatunu yüceltmiş. Babam kağan on yedi erle baş kaldırmış. İsyanı duyanlar toplanıp yetmiş kişi olmuş. Tanrı güç verdiği için babam kağanın erleri kurt, düşmanınkiler koyun gibi olmuş. Do ğuya batıya hober salıp daha er toplatmış. Hepsi yedi yüz olmuşlar. Yedi yüz erle yurtsuz ve kağansız kalmış milleti, hizmetçi ve esir olmuş milleti, TCirk töresini unutmuş mil leti yeniden canlandırıp yetiştirmiş. Tölis ve Tarduş halkı nı düzene sokmuş. Yabgu ve şad seçmiş. Güneyde Cin milleti, kuzeyde Baz kağan, Dokuz Oğuz kavmi, Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Totabı hep düş man imiş. Babam kağan bunların üstüne kırk yedi kere or du yürütmüş, yirmi savaş yapmış. Tanrı istediği için yurt luJar yurtsuz, kağanlılar kağonsız olmuş. Düşmanı idaresi r.e almış. Dizliye diz çöktürmüş başlıya baş eğdirmiş. Ba
bam kağan böylece ili ve töreyi kazandıktan sonra uçup gitmiş. Balbalını diktiği ilk kimse Baz kağandır. Ben o zaman sekiz yaşımdaydım. Töreye göre amcam kağan oldu. Türk milletini yeniden düzenledi, besledi, faki ri zengin, azı çok etti. Amcamın kağanlığı zamanında ben on dört yaşımda ülkenin Tarduş bölgesine şad oldum. AmEski Türk
Kitabeleri
-
F.
:
3
- 34 cam kağanla doğuda Yeşil nehire, Şantung ovasına, batı dc Demir kapıya kadar ordu yürüttük. Gökmeni aşarak Kırgız ülkesine girdik. Yekun olMak yirmi beş sefer yapttk. Onüç kere savaştık. Yurtluyu yurtsuz, kağanlıyı kağansız ettik. Dizliye diz çöktürdük başlıya
baş eğdirdik.
Türgiş kağanı Türktü, milletimdendi. Bize düşüncesiz ce baş kaldırdığı için buyruğu ve beyleriyle beraber öldü rüldü. On ok halkı da ezildi. Atalonmızdon bize kalan yer ve sular sahipsiz kalmasın deye oraları Az halkına bırak mışt�k. Pars beyi de biz kağan yaptık. Kız kardeşim pren sesi verdik. Yanıldığı için öldürüldü. Halkı ·uşak, hizmetçi oldu. Gökmenin yeri suyu sahipsiz kalmasın deye savoşa rck aldığımız yerleri Az ve Kırgız halkına geri verdik. Doğuda Kadırkan ormanını aşarak, batıda Kengü tar hana kadar yerleri alarak, Türk milletini yerleştirip düzen ledik. O zaman uşakıcrın bUe uşakları, hizmetçilerin bile hizmetçileri olmuştu. Kardeş ağabeye, oğlu babasına muh tC!ç değildi. Öyle kazanılmış düzene sokulmuş mmiz töre miz vardı. Türk Oğuz beyleri işitin. Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe ilini töreni kim bozabilir. Türk milleti ken dine dön. Seni güç.encJiren kağonına, hür ve müstakil ülkene kar şı hata ettin, kötü duruma düşürdün. Silahlılar mı gelip ser.i yurdundc:ı kaçırdı, mızraklıla r mı götürdü. Kutsal Ötü ken ormanının milleti, sen gittin. Doğuya gittin, batıya git tin. Gittiğin yerlerde ne kazar.dm. Kcının su gibi
aktı, ke
mjklerin dağ gibi yığıldı. Bey olacak erkek evladın
uşak,
hcınım olacak kızların hizmetçi o.�u. O yanılgı ve kötülük yüzünden amcam kağan uçup gitti. Ben önce Kırgız kağanını balbal diktim. Türk milleti nin adı sanı yok olmasın deye, babam kağa:nla annem ha-
- 35 tunu yücelten yurt veren Tanrı beni de kağan yaptı. Ben varlıklı ve güçlü bir millete kağa:ıı olrrnJdım .İçercle yoksul dışarda çıpı,ak bir milletin başına geçtim. Kardeşim Kül tigin ve iki şodım4o öle yite çalıştım, kazandım. Milletin ca mnı yakmadım, kanmı akıtmadım. Kağan olduğumda her yere gitmiş olan millet yaya ve çıplak dönüp geldi. Milleti koruyup güçlendirmek için kuzeyde Oğuzlara, ôoğuda Kı tay ve Tatabılcra, güneyde Cin'e doğru on iki kere ordu yürüttüm. Hepsiyle savaştık. Tonn istediği ve kısmetim ol clufu için ölecek milleti diriltip güçlendirdim. Cıplok mıı leti giyimli, yoksul milleti varlıklı yapıp çoğalttım. Güçlü ülkelerden bilgili kağanlardan daha üstün ettim. Dört taraf taki milletleri idareme aldım. DüşrrnJnları yıldınp hepsine boyun eğdirdim. On yedi yaşımda Tonguta doğru ordu yürüttüm. Boz guna uğratıp ganimet aldım. On sekiz yaşımda Altı çub soğdako doğru ordu yürüt tüm, onları da yendim. Cinli ':ali Ong elli bin askerle geldi, lduk başta sava şıp ·ordusunu yok ettim. Yirmi yaşımda, soyumdaıı olan Basmmer vergi verme
dikleri için ordu yürüttüm. Kağcnına boyun eğdirdim, ma lını toplayıp getirdim. Yirmi iki yaşımda Cin'e doğru ordu yürüttüm. General Caca'nm seksen bin askeri ile savaştım, hepsini yok et tim. Yirmi altı yaşımda Cik kavmi Kırgızlarla beraber düş men cldu. Kem nehrini geçerek Cik'e doğru ordu yürüt tüm. Örpende savaştık. Askerini mızraklodım, halkını ida reme aldım.
- 36 Yirmi yedi yaşımda Kırgıza doğru ordu yürüttüm. Mız rak batımı karı söküp Gökmen ormanını aş.arok Kırgız kav mini uykuda bastım. Songa ormanında savaştık. Kağanını öldürdüm ülkesini aldım. Gene o Y'' Altın ormanını aşıp İrtiş nehrini geçerek Türgiş'e yürüdüm. Türgiş kağanının ordusu cteşten bir fır� tınc; gibi geldi. Bolçuda savaştık. Kağanını, yabgusunu, şa dını öldürdüm, ülkesini aldım. Otuz yc:şımda Beş balığa doğru ordu yürüttüm . Altı kere savaştım. Düşmanın bütün askerini öldürdüm. Otuz bir yaşımda Karluk halkı hür ve müstakil oldu
ğu halde düşman oldu. Tamag ıduk başta savaştık. Bir kıs mını öldürdük geri kalanlar baş eğdi. Sonra Basmil halkı Karluklarla bir olup gene baş kal dırdı. O isyanı da bastırdım. De.kuz Oğuz benim milletimdendi. Gök ve yer bulanıp içlerine kıskançlık dolduğu için bir yılda dört kere savaş
tun. Ewelô Togla nehrini yüzerek geçip Togu balıkta sa vaştık. İkinci defa Andırguda savaşıp askerini mızrakladım. Üçüncü defa Cuş başında sav.aştım. Türk ordusu sarsıldı, perişan olacaktı. Orduyu yayarak karşı koydum. Düşmanı püskürttük. Ora�a füecek ·:> !·an çok kişi sağ kaldı. Tongra subaylarından bir kısmım da Tonga tiginin yas töreninde çevirip vurdum. Dördüncü defa Ezginti kadızda savaştım, ordusunu mızraktan geçirip yok ettim. Otuz iki yaşımda Amgı kalesinde kışladığımızda kıtlık oldu. İlk baharda Oğuzlara doğru ordu yürüttüm. Ordumu zun biri yolda diğeri merkezde idi. O sırada Üç Oğuz or dusu baskın yaptı. Bir kısmı evi barkı yağma için etrafa yayıldı. Bir kısmı savaşmak için kaldı. Biz az ve kötü du rumdaydık. Tanrı kuvvet verdiği için düşmanı mızraklayıp
- 37 dağıttım. 'D!!!_'!__istedi_ği _ ve ben kazandığım için Türk mille ti_ de kazandı.
Ben
kardeŞimle beraber boşa geçip kazan
masam Türk milleti yok olacaktı. Türk milletinin beyleri gerçeği öğrenin, bilin. Oğuzlar Dokuz Tatarla bir olup tekrar geldi. Aguda iki büyük savaş yaptım. Ordularını bozdum, ülkelerini aldım. Tanrı istediği için otuz üç yaşımda
kağan cldum.
O güçlü, besleyen ve kahraman kağana ihanet edildi. Yukarıda TanTı, aşağıda kutsal yer ve su a�am lihli yapmamış olacak ki, Dokuz Oğuz
kavmi
kağanı ta
yerini suyunu
terkedip Cin'e gitti. Cin'e göçen Uygurlar geri geldi. Oıılr.ı rı yerleştirip geçindirmek için 11ar gücümle çalıştım. Çin'e göçenlerin adı sanı yok oldu. Burada .kalanlar bana tıydu. Ben kağan olduğumda Türk mmetini yoksul 11e peri şan etmedim. İli, töreyi yücelttim. Uygurlar
toplanıp
baş
kaldırdılar.
Savaşıp
askerini
mızraklaolım. Teslim ola·n oldu, ölen öldü. Selengeden aşa ğı inerek Korgan vadisindeki evlerini barkJarım bozdum . Kurtulanlar ormana sığındı. Uygur ilteberi yüz kadar cı!:ker le doğuya kaçıp g itti. Millet açtı, onların yılkısını a:rp bes le.d im. Otuz dört yaşımda Oğuzlar gene kaçıp Çin'e gitti. Ar kalarından ordu yürütüp geriye çevirdim. Totobı hcJkı Cin kağanına sığınmak istedi. Elçisi, dost l uk bildirisi, dileği gelmediği için yazın ordu yürüttüm. Ye nip Y!lkısını aldım. Güneyde Karhlk!aro doöru ordu yürütsün deye T·udun
Ycımtan
gönderdim. Karluk İlteberi kaçmış, 'kardeşi bir ka
leye sığınrmş.
-
38
-
(Gü neydoğu yönü)
Orduyu yürütüp Gök öngü geçerek yedi gün yedi gece- de Susuza vardım. Corağa ulaşıp yağmacı askerleri tepe ledim.
(Gü ney yönü )
Cin süvarilerini ve on yedi bin askerini ilk, piyadeleri ni de ikinci gün öldürdüm. Otuz sekiz yazımda kışın Kıtaya doğru ordu yürüttl":=n. ...
Otuz dokuz yaşımda ilk baharda Tatabıya doğru ordu yürüttüm. Yenip ganimet aldım. Yiğitlerinin balballarını dikti m . Elli yaşımda Tatabı halkı K ıtoyda n ayrıldı.
General Ku buyruğunda kırk bin asker geldi. Tö;·:gkes dağında savaştık. Otuz binini öldürdüm. On binini esir al dım. Büyük oğlum hastalanıp öldü. Ben de general Ku'nun bdbclım diktim. On dokuz yıl ş.ad, on dokuz yıl da kağan oldum. Ülkeyi korudum. Otuz bir kere savaştım. Türklük ve m ill et imi n iyiliği içir.· çalışıp kazandım. Bcbam kcQan, köpek yılı onuncu ayının yirmi a ltısında uçup gitti. Domuz yıh beşınci ayının yirmi yedisinde yas töreni yaptırdı m . General Lisün tayın başkanlığında beş yüz asker geldl. B·unc� millet saçını, kulağım, yüzünü kesti, keı;r.c;ttı. En iyi binek atlarını, kara scmur!arını, mavi sin ccplormı getirip bıraktılar.
- 39 -
Tanrının yarattığı Türk Bilge kağan. Sözüm : Babam kağan olduğunda şimdiki Türk bey· teri, sonra Tarduş beyleri başta Kül Çor, arkasında şad, ptd beyleri, önde Tölis beyleri apa torkan başta olarak, orkıasından şad, pıd beyleri, Tamon tarkon, Tonyukuk, Boyla bağa tarkan ve buyruk beyleri, iç buyruk, Sebig Kül irkin ve buyruk beyleri babam kağ<:ına baş eğdiler. Babam Türk milletinin beylerini yüceltti, öğdü.
( Batı yönü)
Bilge kağan uçtu. Vazm gök nasıl gürlerse, vurulan yaban geyiği nasıl haykırırsa öylece yasa boğuldum. Ba bam kağanın taşını kendim yaptırdım.
(Gü neybatı yönü)
Bilge kağan kitabesini, barkın resimlerini kağanın ye ğeni ben Yuluğ tigin bir ay dört günde yazıp resimledim.
( Kuzey yön ü )
Tanrının kutladığı Türk Bilge kağan. Şimdi hükümdar benim. Sözlerimi iyi dinleyin. Kardeş lerim, yeğenlerim, oğullarım, bütün soyum, milletim, sa ğımdaki şad, pıd beyleri, solumdaki tarkanlar, buyruk bey leri, Otuz Tatar ve Dokuz Oğuz halkının beyleri, söz:erimi iyice işit, yürekten dinle. Doğuda gün doğusuoo, güneyde gün ortasına, batıda gün bcıtısına, kuzeyde gece ortasına kadar ülkelerde yaşa yan bütün milletler hep bana bağlıdır. Bunca milleti düze-
- 40-
ne soktum. Artık karışıklık yok. Türk kağanı Ötükende ol dukça ülkede düzen bozulmaz. Doğuda Şantung ovasıııa kadar ordu yürüttüm, denize ulaşmama az kaldı. Güneyde Dokuz ersine kadar ordu yürüttüm, Tibet'e ulaşmama az kaldı. Batıda İnci nehrini geçerek Demir kapıya kadar or du yürüttüm. Kuzeyde Bayırku yerine k adar ordu yürüttüm. Bunca yeri ülkeme kattım. Ötükenden daha iyi yer yok. ir tutacak yer Ötüken ormanıdır. Burada oturup Cin milletiy le anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi onlardan alıyo ruz. Çinlilerin sözleri tatlı, ipekli kumaşları yumuşaktır. Tatlı sözler ve yumuşak kumaşlarla aldatıp uzak milletle ri ker:di!erine yaklaştırırlar. Sonra do içlerine girip kötü lüklerini yaparlar. Kendilerinden olmayan bilgili ve cesur kişileri yaşc;tlTl(JZlar. Yanılıp da onlara inanan kişinin ka bilesini, milletini, neslini yok ederler. Tatlı sözlere, ipek kumaşlara aldanan çok Türk öldü. Türk milleti yanılırsan gene ölürsün. Güneyde Cogay ormanına, Tögültün ovasına gideyim dersen mahvolursun. Oradaki hilebaz kişiler şöy�e diyormuş : Biz uzak olankıra .kötü mal yaJ:ın olanlara iyi mal veririz. Bu sözlere inonon cahil kişiler onlara yak lcıştıkları iç�n yok oldular. Gene inanıp yurdundan göçecek olursan öleceksin. Ötükende kalıp kervan kafile gönderir sen hiçbir sıktntın olmaz. Ebediyyen yurduna sahip olur sun. Türk milleti, varlıklı olmanın değerini bilmedin. Açlık tokluk ayırdetnıedin. Tokken açlığı düşünmedin. Öyle ol duğun için seni varlıklı kılan kağanının iznini olmadan yur dundan göçüp gittin. Oralarda yıkıldın, mahvoldun. Geri de kalanların dağınık, güçsüz ve perişandı. Ben, Tanrı istediği ve kendime güvendiğim için kağan oldum. Fakir milleti zengin ettim. Azalan milleti çoğalttım. Sözferimde yalan var mı? Türk milletinin beyleri sözlerimi işitin. Birfi�lni korursan yurduna sahip olacağını, yanılır-
- 41 -
san öleceğini buraya yazdım. Her ta yazılıdır, ona bakarak bilin.
ne
sözüm varsa bu taş
Babam ve amcam kağan olduklarında dört taraftaki milletleri nasıl düzene sokmuşlarsa, Tann istediği için ben de kağan olduğumda idaremdeki miitetleri öylece düzen ledim. Türgiş kağanına kızımı yüce bir törenle verdim. Kı zını oğluma aldım. Büyük düğünler yaptım. Başlıya baş eğdirdim, dizliye diz çöktürdüm. Yukarıda Tanrı, aşağıda kutsal yer istediği için gözle görülmeyen, kulakla işitilme yen yerleri aldım. Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortosma, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına ka dar olan ülkelerin sarı altınını, beyaz gümüşünü, ipeğini, ipekli kumaşını, binek atını, aygırını, kara samurunu, mavi sincabım Türk milletiLıe kazandırdım, mutlu ettim. Oğullarım, beylerim, Türk milletini besleyin, zahmet çektirmeyin, incitmeyın. Milletim, sen de kağanından, bey leriıiden, kutsal yer ve suyundan ayrılmazscn iyilik göre cek, dertsiz oklcaf<sın. 1 Cin kağomndan bedizci istedim. Benim sözümü kırma dı, maiyetindeki bedizcileri gönderdi. Bu eşsiz abideyi yap tırdım. İçini dışını resimlettim. Gönlümdeki sözleri yazdır dım. On ok oğullarına yabancılara kadar herkes görüp bilsin. Ebedi taş yazdırdım.
3 - T O N Y U K U K
K İT A B E S İ
Klementz 1 897'de Tola nehrinin yukarı k :sm ında bul m uş. 1 898'de yayınlanmış. Kül tig i n ve Bilge kağan kita belerin i n 3 kilometre doğ usundadır. Göktü rklerin kurtu l uş savaşına katılan, sonra askeri ve siyasi alanda uzun yıllar
- 42 hizmet eden büyü k devlet ada m ı Tonyukuk tarafından, tah m i nen 720 - 725 yılları a rasında dikil miş 4 cephel i 2 taş ha l i nded i r. G ü neydekinin boyu 1 .70 kuzeydekinin 1 .60'dır. Gü neydeki nde 35, biraz küçük ve daha fazla yıpranmış olan k uzeydekinde 27 satır var. Satırlar yukarıdan aşa·ğ ı yaz ıl mış ama diğer kitabelerin aksi n e soldan sağa doğru sıra lanmıştır. Barkın içi nde 8 heykel var. G i riş kapısından do ğ uya doğru uzanan yolda bal ballar bulunuyor. Barkta ev vel.ce ya pılan bir kazıda bir atın koşum takımlarına ait alt ın tezyinat. kemer tokaları. süs eşyaları ve madeni kap kacak bulundu. Kitabeni n en önemli tarafı. Türk kel imesi n i n tarihte ilk defa b u rada yaz ılı oluşudur. 1 899'da F.W. Radl off, 1936'da H . N . Orkun, 1 951 'de S . E . Malov, 1 958'de P. Aalto. 1 961 'de R. Gira ud , 1 968'de T. Tek i n tercüme etti. H i rth, Thomsen . Czegledy, Klyash torny ve Gumi lyov'un da aynı kon uda önem l i notları va r.
(Birinci taş batı yönü) Ben Bilge Tonyukuk, Cin ülkesinde doğmuşum. O za man Türkler Çin'e tabi idi. Türk milleti hanını bulup Cin' derı ayrıldı. Hanını bırakıp Çin'e teslim olduğu zaman Tan rı, «Size har. verdim, onu bırakıp düşmana sığındınız, » de yerek ceza vermiş. Millet ölmüş, yıkılmış, yok olmuş. Bir lik ve düzenlik içindeki Türk ülkesinde hiçbir şey kalma mış. Sonra dağda taşta kalan Türkler yedi yüz kişi oldular. Bunlcrı�ı· üçte ikisi afü, gerisi ye.ya idi. Vedi yüz kişiye baş olcın şad «katılı> diyordu. Katılanların içinde ben Bilge Ton yukuk da vardım. «Zayıf boğa semiz boğaya arkadan sal
dırır�a semiz zayıf belli olmaz» deye düşündüm. Tanrı bil gi verciiği icin or:a ycrdımcı oldum. Boyla bağa tarkan ve
-
43
-
İlteriş kağankl birlikte güneyde Cinlilere, doğuda Kıtoyla ro, k uzeyde Oğuzlara sefer edip yendik. Kağanın danışma
nı bendim. Coğoyın kuzey yamaçları ile Karakumda oturu yorduk.
(Güney yönü) Geyik ve tavşan yiyorduk. Milletin karnı toktu. Anıtı dört yanımız düşmanla çevriliydi. Bir gün Oğuzlardan ha,. berci geldi.
«Dokuz Oğuz kaS;anı, general
Ku'yu Cin'e,
Tongra esim'i Kı.toyk:ra gönderdi. Göktürkler büyüyor, ka ğanı .cesur, danışmam bilgili kişi. Bunlar daha güçlenirse Çinlileri de Kıtaylon do Oğuzları da yok ederler deye ha ber saldı. Ciniilerin güneyden, Kıtayların doğudan soldır mosmı istedi. Ker:dileri C:e kuzeyden saldıracaJdonnı bil dirdi ve hep beraber Türkleri yok edelim dedi.» Bu sözleri
işitince gece 'Uyuyamaz gündüz oturamaz oldum. Hcıberi k:c{:ıc•r.ımc bildirdim. Cin, Oğuz, Kıtoy birleşerek saldırırsa
her
ycnımız sarılmış olcrak
kalırız.
<cYufkcnın
delir.mesi
incenin kırılması koklydır.ıı Doğuda Kıtay'a, güneyde Çin'e, t,otıc!a batılılcrra . kuzeycie Oo1Jzlc;ra ik •şer üçer bir: kişiHk ordular gönderel.im dedim. Kağanım L'Vgu�-: gördü. Gönlün ce sevket c'ledi. Gök öngü geçerek ÖtiHrnrı ormanıı�a c:.of!ru
Üç bin ıstediqi için Kcçan;ar yoldo öl
yürüdük. Oğuz ordusuyla Togla'da korş·!��t; k . 0'."l!ı:ır !<i ş iydi, biz iki bin kacfardık. Sav.oşt!k, Tanrı onları dağıttık. Ço ğu nehirde boğuldu. dü. Oğuzlar tamamen baş eğdi.
Sonra Türk milletinin ve benim Ötüken'e yerleştiğimi zi işiten güneydeki, batıdaki, kuzeydeki, doğudaki mi!'.et ler de\r'letimizi ta nı dı
.
- 44 -
( Doğ u yönü) İki bin kişi idik, iki ordumuz oldu. Türk m ill eti yarodı lolı, kağaru olalı Şantung şehrine ve denize ulaşan olma mış. Koğanıma söyleyip ordu yürüttüm. Şantung'a
ve
de
nize ulaştık. Yirmi üç şehir zaptedildi. Cin kağanı, On ok koğ.onı düşmanımızdı. Sonra Kırgız ların güçlü kağanı da düşman oldu. Üç kağan
birbirleriyle
anlaşarak Altın ormanında buluşup bize saldırmak sözleşmiş. Doğu kağanını
ve
ordusunu yok
için
edelim demiş
ler. Türgiş kağanı biz hazırız demiş. Oğuzları da ay!:!klan d�rc:ıcaklarmış. Düşündüm, ilkin Kırgıza ordu görıdeırnek iyi olacaktı. Yal.nız Gökmen·in yolu tek ve kapalı idi. Çöllü Az kavminden bir kılavuz buldum. Ondan Az üJkesinin Anı suyu boyunda bir
at yolu bulunduğunu öğrenip kağanıma
anlattım.
(Kuzey yönü ) Ordu yola cıktı. Yolda «ottan aşcığıı> dedim.
Aktermili
geçince bindirip kem sôktürdüm. Atları yedeğe alıp yoyo olarck ağoe(ara tutuna . tutuna yukarıya çıktık.
Öncülerin
izinden ağaçlı tepeyi aŞtık. Güçlükle aşağı indik. Yandaki engeli on gecede geçtik. Kılavuz yolu �aşırıp boğaıkmdı. Kağan sabırsızlanıp otlara bindirerek «dört oola» deye emir verdi. Anı suyuna vardık. O sudan aşağıya gi ttik
.
Yemek
için mola verildi. Atlan ağaçlara bağladık. Sonra gece gün düz dört nato giderek Kırgızları uykudo bastık. Bir kısmım mızrakl.adıkton sonra han ordusunu topladı savaştık. Han öldü, Kırgız kavmi koğanımıza baş eğerek teslim oldu. Dö nüşte Gökmen ormanından dolanıp geldik.
- 45 -
Türgiş kağanından haberci geldi. Kağan bizimle savaş mak için On ok ordusuyla yola çıkmış. Cinliler de bera bermiş. O sır,ada kağanımızın eşi ölmüştü. « Ben hatuna yas töreni yaptırayım. Siz Altın ormanında konaklayın. Başkomutan Tarduş şadı İnel kağandır. Orduyu sen sevket. Düşman gelirse cezasını gönlünce verirsin. Gelmezse bek lersiniz» dedi. Ormanda konakladık. Üç haberci geldi. Tür giş kağanının On ok ordusuyla geldiğini, Yarış ovasında taplaoocaklarını bildirdiler. Haberi kağana ilettim. Bögü kcğcmdan gelen buyrukta bana, «bekleyin .keşif kollorını nöbet işini iyice düzenleyin baskından korur.un» diyor. Apa tarkana da gizli bir haber salmış. «Bilge Tonyukuk orduyu yürütelim deyecek olursa razı olmayın.» Bunları işitince orduyu yürüttüm. Yolsuz Altın ormanını aştık. Geçitsiz İr tlş nehrini geçtik. Geceyi gündüze kattık. Şafak sökerken Bolçuya ulaştık.
( İ k i nci taş batı yönü)
Haberci getirdi�er. ııYarış ovasında yüz bin .asker top landı» diyor. Bu sözü işiten beylerin hepsi «dönelim böy lesi daha iyi olur» dediler. Ben, «·ormanlar nehirler a şarak geldik. Tanrı, ilahe Umay, kutsal yer ve su biz güçlü ve haklı olduğumuz için gelişimizi onlora duyurmadı. Neden kaça!ım hücum edeceğiz» dedim. Savaştık yendik yağma lodık. Savaş ertesi gün de devam etti. Bizden iki kat fazla idiler. Ama Tanrı bizi koruyordu. Tarduş bölgesine kadar kovalayıp kağanını tutsak aldık. Yabgusunu şadım orada öldürdüler. Elli kadar esir aldık. O gece On ok halkına ha ber saldım. Beyleri ve halkın büyük kısmı geldi baş eğdi. Bir ·kısmı kaçmıştı. Onların ardından On .oJ< ordusunu gön derdim.
-
46
-
Bizim ordu da yola çıktı. Anıyı geçtik. İnci nehrini de geçerek Tinsi oğlundaki kutsoJ Ek dağını aştık.
(Güney yö n ü )
Demir kapıya vardık. Dönüşte Tezikler, Tokarlcr, Soğ cı'laklc:r hep gelip baş eğdiler. Türk ordusunun Demir kopı yC'., Tinsi oğluna uı.a,tığı hiç olmamış. Oralar fethedilerek bol miktarda ganimet alınd1. İlteriş kağan bilgili ve cesur olduğu için Cin'le on yedi, Kıtaylarla yedi, Oğuzlarla beş kere savaştı. O savaşlarda kCii ğ anın danışmanı bendim. İlteriş, Bögü ve Bilge kağan ların kumandanı da bendim.
( Doğu yön ü )
Kapağan kağan yirmi yedi yaşında tahta geçti. Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Ben de kanımı akıtarak terimi dökerek işimi gücümü on a verdim. Gözcü birlikleri gön derdim. Siperleri, nöbet yerlerini çoğalttım. Kağammın emri ile ordu gönderdim. Tanrınm yardımı ile Türk milleti içincle silôhlı düş1T1<Jn, damgalı at dolaştırmadım. İlteriş kc.ğan ve ben kazanmasaydım ülke ve millet yok olacak tı. O ve ben kazandığımız için ülkem ve milletim var oldu. Artık yaşlanıp kocadım. Ben Bilge Tonyukuk bunları Bilge kağan ülkesinde yazdırdım.
( K uzey yön ü )
İlteriş kağan v e ben Tonyukuk kazanmayıp yok olsay dık, Kcıpağan kağanın yücelttiği Türk milletinden boyda
- 47 -
millette kişide hep yok olacaktı. Şimdi Türk milletini ve Oğuzları Türk Bilge kağan yönetiyor.
4 - B İL G E
TACAM
KİTA B E S İ :
Yad ri nzew 1 891 'de Ongin ı rmağının bir kol u elan Tara mel in kena rında, Manitu dağı ya kınında bulmuş. Bul unduğu yerden dolayı Ongin kita bes i de denir. Prof. A hmet Cafer oğl u bu kitabeyi 692 yılında vefat eden İ lteriş Kutl uk ka ğan için, kardeşi Kapağan kagan ı n d i ktird i ğ i n i yazıyor. (Tü rk d i l i tarihi, cilt 1 sahife 1 05) Buna mukabil Prof. Talôt Tek i n ise, kita beni n Bilge işbora Tamgan çor adlı kimse tarafından, babası et etmiş yabgu için dikildiği iddias ı n dadır. Biz şimdilik Radloff' un yaptığı tercü meyi verirken diğer iddiaları da ilim adamlarının dikkatine sunuyoruz.
Ecdadımız Yamı kağan dört tarafındaki düşmanları yenmiş. O han yok olduktan sonra devlet yıkılmış, miilet kovışmış. Türk milleti doğuda gün doğusuna, batıda gün batısına, güneyde Cin'e, kuzeyde ormanlara kadar yayıl mış, düşmanın cesur adamlarım baı!Jx:I kılmıştı. Sonra Türk milletinin adı sa.m yok oluverdi. Türk mm:eti batmasın deye üstteki Tanrı yardım etti. Kcpağan İlteriş kağan ülkesine tCJyir,· ol·undum. Yabgu oğlu İşbara Tamgan, Cor Yuga'nm kardeşi Bilge İşbara Tamgan tarkan. Altmış beş akrabam devlete hizmet etti. Kuz·eydeki Oğuzlar arasında yedi kişi isyan etmişti. Babam, bağa terırikenle oraya yürümüş. Tenriken, canla boşla ça·hştığı içi n ona şad adını verdiğinde Dokuz O��zlar büyük düş-
- 48 -
man imiş. Tenriken yürumuş oma kötü durumda kalmış. Biz çoğu az görmüşüz deyerek korkmuş. İdareyi ele ala rak şehire vardım. Düşman ordusu geldi. Hol.k ını yendim beyi kaçtı. Dönerken yine düşmanla karşılaştık. Hücum et meyecektim, onlar hücum ettiği için savaşıp yendim. Kardeşime, oğluma nasihat : Biz hiddeUenip İlteriş ka ğandan ayrılmadık, yanılmadık. Gök Tanrı, ejderha yılının yedinci ayında güçlü ce sur kağanımızdan bizi ayırdı. Bilge Taçam'ın cenaze me rasimini yapmaya gayret ettim. Ver su gök mateme girdi. Taçam'a kitabe yaptım. Ejderha yılında bilgili er ve iyi han Taçam öldü.
5 - K Ü L
COR
. K İ TA BESİ:
Kotwicz, Moğol istan'da İ h e H üşotü denilen yerde bul muş. Bulunduğu yerden dolayı İhe H üşotü kitabesi de denir. 29 satır.
( Batı yön ü )
Tonyukukla aynı devirde yaşayan Kül Cor, İlteriş .ka ğan ülkesinde kocayıp iyi gün gördü. Seksen yaşında öl dü. Boz ata biner kahramanca savaşır düşmanın askerini mızraklayıp halkını esir ederdi. Savaşta orduyu idare eder barışta ava çlkardı. Beş baJ.ıkta dört savaşa girdi. Cin'le yapılan harplerde de kahramanlığını gösterdi.
- 49 -
(Doğu yön ü )
" Bilge K ü l Çor, Tarduş haJkını idare ederdi. Bir savaş ta atına binip üç kişiyi mızrakladı. Başka bir savaşta İnci ırmağını geçip Demir kapıya, Tezike kadar ordu yürütüp kazandı. Dokuz Oğuzlarla yedi, Kıtay ve Tatabılarlo beş savaş yaptı. Kül Cor Tez'de Karluklarkı savaşırken otınm etrafı sarıldı. Ama o m u hasarayı yonp çıktı. Sonra ordu suyla hücum ederek Karlukların yurduna girdi. Düşmanı ve atlarını kırıp geçirdi. Karluk ilteberi askerleriyle hücum etti . Hepsiyle savaşıp ordusunu mızraklodı. Düşmana yal r.ız hücum ettiği bir sırada etrafı sarılıp öldürüldü. Kardeşi ve dört prens, işboro Bilge Kül Çorun cenaze merasimini yaptı ve· heykelini dikti. ·
(Kuzey yönü )
İki prens ve oğlu Viğen Çor geldi. Cenaze merasimine herkes kctıldı. Bu yazıyı onu bildiğim anladığım gibi yaz dım.
fa·ki T ü r k Kitabeleri
-
F. : -1
-
UYGUR
50
-
KİTABELERİ
Bi r Türk boyu olduğu halde Çinlilerle bir olarak, Gök türk devletini yıkan Uyg urların, Çin tesiri altında yazdıkları belgelerdir. Şine usu ve Kara balgasun kitabeleri, Uygurla rın m i l li ve d ini bak ı mlardan Göktü rklerin ne kadar uzağın da olduklarını acı kça bel irtiyor.
6-S U C İ
K İ T A B E S İ:
Ramstedt ve Sakari Palsi 1 900'de Moğol istan'daki Su cin davada bulm uşlar. 1 1 satır.
Uygur ülkesinde Vaglakar kon oto'da doğdum. Ben Kırgız oğlu Boyla Kutluk yorganım. KuUuk Bağa tarkonın hizmetinde şan ve şöhretim doğuya batıya yayddı. Zengin idim, on ağılım sayısız atlarım vardı. Vedi kardeşim, üç oğlum, üç kızım vardı. Oğlumu evlendirdim. Kızımı cihaz sız v·erdim. Yeğenlerimi, torunlarımı do gördükten sonra öldüm. Oğullarım hona bağlı olun, onun emrinden çtkma yın.
-
7-Ş İ N E
USU
51
-
K İ T A B E S İ :
Finl iler 1 909'da M oğol ista n'daki Şine usu göl ü yakı n ı nda bulmu ş . Uygur h ü k ümdarı Bilge Moyun car kağana aittir. ( K u zey yön ü ) Tanrının
kutladığı Bilge kağon .
Atclarım Selenge suyu civarında hür yaşamı ş On Uy gur ve Dokuz Oğuzlar'a yüz yıl hakim olmuş. Bcr.� yirmi .
altı ya ş ımda Türk ülkesinin valiliği verildi. Dokuz Oğuz kavminin hepsini topladım. Babam Kül Bi l g e han orduyu yi.irütti.i. Beni binbaşı olarak öne gönderd!. Keyred� ha kı 1t'=1CJta r.;lıp yü rü dü m . Keyre başında Üı;: bi rküde h�mın or dusu ile birleşip düşmana yetiştim. K a rak umda , Köğürde, Kömür dağındc, Var ırmağında Üç tuğlu Türk kavmi,, ·;ln fü� tüne Özmiş tigin han olmuş. Koyun yılında üzerine yürü düm. ikinci harbi ilk ayın altır:·cı g ü n ünde yaptım. Hanı esir C"'!dım. Türf< kavmi crado yok olc!u. Üç Kcrluk!ar kcçıp On oklara sığındı. Onlarla de d om u z yılındt.:ı lıorbettim. Son ra babam kağan ö'dü.
( Doğu yö n ü )
yet işt im . Gece kcıırcıı!ıkta hor bettlk. Çoğunu mızrakladım. Gü ndü z dağılmışlcr gece top lanmışlardı. Ormanda Sekiz Oğuz, Dokuz Tatar kalmcdı. Ertesi gün esirleri topladım. G ü r.a h k ôr atlıları Göktcmmw1 ve kutsal yerin emriyle mızrakladım. Halkı yok etmedim. Evml barkını yılkısını yağma etmedim. Benim kavmim o�un Düşmana bir ormar.dcı
- 52 -
bana uyun, gelin dedim gelmediler. Peşlerine düşüp Bur gu' da yetiştim. Dördüncü ayın dokuzunc:.ı günü savaşıp
mızrakladım. Yılkılarmı, mallarını toplayıp getirdim. Beşin ci ayda gelip uydular. Sekiz Oğuz, Dokuz Tatar hep geldi. SeJengenin batısını Yılun kolun güneyini sır.u yapıp Şıp başına kadar olan yerleri aldım. Kergü, Sakış ve Şıp başında isyan çıktı. Selengeye ordu gönderdim. Beşinci ayın yirmi dokuzunda savaştık. Orodcddleri Selengeye sıkıştınp mızrakladım. Bir kısmı kaçtı. Selengeyi geçerek takip ettim. On er qönderdim. 1<Tay Bilge tutu§un ve birkaç atlının yüzünden öldün mah VQldun. Tekrar itaot et işir.e cıücüne bakıı dedim. İki ay bekledim cevap gelmedi. Sekizinci ay birinci gün ordu yü rüttüm. Tuğ taşıyan ileri karakol odamı geldi. Düşman ge liyor dedi. Sekizinci ayın ikinci günü Cığıltır gölü yomndaki Kosuya girerek savaştım. Oradakileri mızrakladım. Kaçan ların arkasından yürüdüm. on beşinde Keyre başında Üç birküde Tatarlar la çcrpıştım. Bir kısmı itaat etti. Ötüken yerinde kışladık. İki oqlumu yobgu ve şad olarak Tarduş ve Tölis kavminin üzerine verdim. O cvııı
Sonra pars yılında Ciklere karşı yürüdüm. İkinci ayın on dördünde Kem'de çarpıştık. Galibiyetten soıı ra soray yaptırdım. Sınırı tesbit ettim. Yazı orada geçirdim. Kita bemi yazdırdım. Sonlı'lhorda doC.-uya yürüdüm. Tata r!a rı da emrime al dım. Tav�n yılının beşinci ayında Ötüken ormanında !duk baş batısında Yabaş tukuşun birleştiği yerde yerleşip sa rc:y y aptırdım . Sınırı çizdim. Bin yıllık kitabemi yazdırdım.
Dokuz Oğuz beyleri�;e gene yarcmomadım. İsyan et mişler. Kırgızlara adam gönderip, ııSiz harbe başlayın Cik-
- 53 -
teri de çağırın biz geliyoruz» demişler. Dokuzuncu gün or du ile yürüdüm. Tutuğun kumandasındaki Cik1ere karşı bin kişi gönderdim. Tabi olun dedim. Kırgız hanı Gökmen ta rafındaki karargôhır.da imiş. İleri karakollorıııı göndermiş. Benim adamlarımı pusuya düşürüp esir etmiş.
( G ü ney yönü)
Hoberci geldi «Karluklar geliyor» dedi. İrtiş ırmağının Arkor başı yakınında Erkamışın oltmckm sal ile g·eçtim. On birinci ayın on sekizinde karşılaştık. Bolçu ırmağında Üç Karlukları yendim. Smırı çizdim. Cik kavmine tutuk, iş.bara ve tarkonlar tayin ettim. Haberci gekli. Kozluk gölde ve dağda düşman gördü S:ür�ü söyledi. Ayın on beşif'!de Tc:rgan gö!de toplanıp yü rüdüm. Karluklar ve Basmiller hücum etti. B·eşinci ayın yirmi altısında savaşıp mızrakladım. Türgiş Kcrlu.k lorın davarlarını alıp evlerini yağma et mişler. Sekizinci oyda arkalarından yürüyüp, karOirgahımı Ersegün yula gö.<fe kurdum. Basmil ve Karl:.ıkları Vogra yarışta mızrakladım. Sonra Orhun ve B-!ı hkh(im birleştiği yerde saray yaptırdım.
( Batı yönü)
Haber geldi, Karluklar gene bc:ş kalçfırmış. S�kizinci ayın ikinci günü yürüdüm. Türgişlerle beraber geldi.er. Onuncu ayın ikinci günü yaptığımız savaşt::ı Bcısmil ve Kor luklar yok ·oldu. İkinci ayın altıncı günü karargtıha döndük. Selengede Soğdak ve Cinlilere güzel bir şehir yaptırdım.
- 54 -
ikinci ayın on altısında Üç tuğ•u Türk kavmi, Sekiz
Oğuz ve Dokuz Totarlorlo yaptığımız savaşı da kazanarak bin at, on bin koyun getirdim .
8 - KARABAL G A S U N
K İT A B E S İ
M oğol istan'do Karabalgasun'dcı bulunmuş. Göktürkçe, cince ve soğdca olmak üzere üç dilde yazılmış. Ci ncesini, Sc:ılcg el ckumuş. Diğerleri okunam ıyor. Tamamen parça lanmış durumda olup, resmi pa rçalardaki şekillere ba kı la rak yapılmıştır. Başlığında ejderha resi mleri var. Kitabe bir kişi için diki lmemiş. Uyg u r devl eti n i n kuruluşundan itibaren tahta gecen 9 kağan hakkında bilgi veriyor. Bizdek i metni N imetullah Ma tercüme etm iş. Tü rklerin çoğunluğu Müslümanlığı seçerken bir kısmı H ristiyan ve M usevi olmuş. bir kısmı da Mani di nine g i r miş Bt!roda Uygurl a r ı n , Buda ve Hristiya n l ı k karışı mı bir din olan Mani dinine g i rişleri anlatıl ıyor. 23 satı r.
DokL!Z oymaklı Uygurların bilgili ve savaşçı hükümdarı, Tonrmın kutlcdığı Alp Bilge kağanın kitabe yazısı. Alp ioon çu b a ğ a tmkon tarafından yazılmıştır. Gök ile var birhirinde:ı ayrılıp günsş \'e ay ışığını saç m�ya b aşl cıvmca , Tcınrıdan buyruk elan bir hi.ikümdor in sonlorı k endi çevresinde toplayıp doğruluk iJe ışıklandırdı. Dört bucokton on<ı sığmıvorlardı. İç ve dışta nizamı kur duktan sonra dağla ırmağın arasında baş şehri kurdu. Ba bası Hu Su d<J kuzey köşeye çok önem verdiği için baş şehri Orhun ovasında kurmuştu. Yurdunu yıUarca en iyi şekilde idare etti. Sonra oğlu Kutluk kağan onun yerine
-
55
-
geçti. O yaradılıştan atılgan ve başarıcı idi. Bütün oy maklar kendi dilekleriyle ona bağlanıyorlardı. Kağanlığı boyunca kendine tabi olanları korudu. Basmil kağanı Aşi na'nın isyanından sonra birkaç sene içinde gene eski dev �eti meydar.a getirdi. O zamanki Dokuz oymaklı Uygurl.ara Basmiller de dahil oldu. Üç oymaklı Karluk ve diğer oymak lar «bizim eski sülôlemiz tekrar yükseldi, kağanımızı bul duk» dediler. Sonra oğlu, Tanrının kutladığı Bilge kağaiı yerine geç ti. Onun kahramanlığı azim ve zekôsı herkese örnek olu yordu. Sonra oğ.u, Tanrmm kutladığı Alp Kutluk Bilge kağan yerine geçti. Onun da kahramanlığı büyüklüğü çok yüce idi. İdaresindeki ülkeler ona korkulu bir hürmetle bağlı idi. Büyük Tang sülôlesinin imparatoru Siyüen Tsung korga Şalık sırasında başka yere kaçtığında, Şi tsi Ming'in oğlu Caui bol para ve tatlı dille Tang sülôlesinin mahvını istedi. Kağan onun nankör;üğüne ve imparatorJuk mevkiini çal mak istemesine öfkeleniyordu. Kahramanlığını göstermek için Cin ordusuyla birleşerek, onları yenip baş şehir Loyan gı kurtardı. Cin imparatoru Uygurlarla sarsılmaz kardeş hükümet ve ebediyyen akraba devlet teşkil etmeye söz verdi. Bu dostluk doloyısıylo kağan ordu korargôhını doğu da kurdu. Örf ve ôdetlerin bozuk olduğunu ve ahalinin ida reyi dinlemediğini görünce dört rahibi meınfekete getirerek din eğitimi yaptırdı. Bu öğretmenler dini bilgileri ve yedi kitabı iyi biliyorlardı. Bunların bilgileri deniz kadar derin, dağ kadar yüksekti. Konuşmaları yüksek bir yamaçtan okan nehir gibi idi. Onun için bu din Uygurlar arasında benim sendi. Bundan dolayıdır ki rahiplerin hizmetleri büyüktü. Kağan etrafındakilere yeni din hakkındaki fikirleritıi sor du. Bunun üzerine genel valiler, hudut valileri, iç ve dış vezirleri «biz eski günahlarımıza tövbe ediyoruz. Bu dine
- 5 6-
fedakarlıkla hizmet edeceğiZ» dediler. Kağanın buyruğu ile yeni din her bucağa yayıldı ve yayılmaya uğraşıldı. Bu di nin kavranması zor idi. Kağa ndan özür dilediler. Çünkü es kiden Şeytanı Buda olarak tanımışlardı. Şimdi hokikatı an ladılar ve bir daha hata işlemeyeceklerini söylediler. Ka ğc n «modem ki hakikatı anladınız yurtlarınıza bu bilgileri ber..im hediyem olarak götürünüZ» dedi. Kötü ôdetlerini bı rakan ve yemek pişirme adetine kavuşan şehirler kötülük diyarı olmaktan çıkıp iyilik diyarı oluyorlardı. Büyükler mi sal teşkU ediyor, kücükler de onlara uyuyordu. Baş rahip dininin kabul edildiğini işitince çok sevindi. Bütün erkek ve kadın rahipleri göndererek dinin memleketin her tara fına yayılnınsını istedi. Onlar da doğu ve batıyı doloşara.k yeni dini öğretmeye çalıştı. Kağan devleti sağlamlaştır mıştı. Yüksek deha �e cesaretiyle dahili ve harici işJeri belirli bir �izama bağladı. Sonra oğlu Tanrının kutladığı Külüg Bilge kağan yeri r:e geçti. Yurdundaki gelenekleri düzeltti. Her şey nizama girdi. Sonra oğlu Kutluk Bilge yerine geçti. O yaradılıştan cömert ve neş'eleydi. Onun ölümünden sonra Tanrının ulu yarattığı Alp Kut luk uluğ Bilg·e kağan yerine geçti. Alp Bilge kağan tahta geçmeden önce bütün prensler arasında en yaşlısı idi. Ge nel vamer, hudut valileri, iç ve dış vezirleri, ordu kuman c1cnlcırı ve bütün memurlar gök kağan ve vezirlerine şöyle diyorlardı. «Yurt bir bütündür. Kar.un ve nizamlar parla k olmolıdır. Bu dileğimizin kabul edilmesini dileriz.» Kağan yurdunu idare ettiği müddetçe diğer idarecilerden tama miyle başka bir üstünlük gösterdi. O daha dünyaya geldi ği günden başlayarak mutluluk vermişti. Küçüklüğünden büyüyünceye kadar kahraman ve üstüıı bir savaşçı idi. Ca ·
- 57 -
ciırında oturup plônlorını hazırlayarak çok uz aklardak i sa vaşı kazanabiliyordu. O bir esirgeyici ve koruyucu idi. Hal kmı himaye ve müdafaa ederdi. Dünya düzeni için ka nun lcr yapıyor devlet için plônlar kuruyordu. Zamanında kur duğu nizam ve plônJar sayısız idi. Kuzeydeki Kırgız devleti savaş açtı. Kırk binden fazla okçusu vcırc!ı. Ama kağanımız küçükten kahraman, zeki, sav aşçı ve otoriter idi. Her atışı hedefine isabet ediyordu. Kırgız kcığcnı bizim ka�anm oku ile ölü olarak yere serildi. Bırakılmış at ve öküzlerin !ö ayısı vcdil·er dolusu ölçülüyor, silôhlar dağ yüks ek� iğinde �·rğı l ıyordu. Devleti parçalanmış ve yok olmuş, yurdunda kim se kalmamıştı. Sonra Karluk ve Tibetliler hüküm-�e karşı çeteler kurdular. Kediz urgu da ordunun bir k ısmı düşman la kcırşılaştı. Pekin'in yarısını alıp yarısını da muhasa ra ettiler. Bunun üzerine gök kağan büyük bir ordu ile çete başlcmnı mahvetti ve şehri geri aldı. Ahrıliden iyi olanları mükôfatlandırıp karşı gelenleri kızıl kana boy adı Corak lcrda gezenleri yerleşmeye davet etti, iltifatlarda bu�undu.
.
Onun ölümünden sonra Tanrının kutladığı Alp Külüg Bilge kağan yeri ne geçti. Tibetliler Kulı ze'yi muhasara et tiler. Gök kağan bir ordu ile oradakileri kurtarmaya gitti. Tibetlt!er tuzağa düştüler. D ö rt ycmdan kuşatılıp bir ham lede mahvedlldiler. Ölüler kokmaya başl a dı. Cesetler üst üste yığılarak bir ibret tepesi oldu. Sağ kalanlar do yok edildi. Onun ölümünden sonra Tanrının kutladığı Alp Bilge kC!ğan yerine geçti. Hal'k çöl çeteleriyle birleşerek vergi vermekten kcçınıyordu. Gök kağan ordunun başına geç� rek düşman çetelerini yendi ve Ser ırmağına kadar kova lcıdı. Yüz binden fazla esir aldı. Develer atlar ve arabalar elde edildi. Geri kalan halk ona itaat etti. Suçlarını an yıp affedilmelerini istediler. Gök kağan onların sözlerinde duracokfarına ka.ncat getirerek yaptıkları kötülük�eri affet-
- 58 -
ti. Beyleri vasıtasıyla halka, geri dönerek kendi işleriyle uğraşmalarını emretti. Bütün beyler huzura gelerek diz çö küp bağlılıklarını bildirdUer. Onun ölümünden sonra Tanrının kutladığı Küçlüg Bil ge kağan yerine geçti. Maiyetiyle beraber hiçbir maniyle karşılaşmadan düşman hududuna sokuldu. Muharebeyi idare eden atlılara zaferi muhakkak kaza.nmolarını emredi yordu. Güçlü düşman toplu olarak yenildi. Kaça,nlar takip edilip on bin kişi yok edildi. Sonra Karluk ve Tibetlilere hücum etti. Bayrokl,arını yırttı, direnenlerin kafaı! arını kes ti. Kaçanları takip ederek batıdaki Pahana ülkesine kadar kovdadı. Halkı hayvontarıyla beraber ·esir etti. Yabgu top raklarını terk ederek kaçtı. Dokuz oymoklı Bilge kağan tek rcr kendisine bağlanıp sığınan Karluklara yeni bir yabgu seçti. Halk mutlu idi. Rahipleri serbestçe dinleyebiliyor lardı.
- 59 -
Y E N İ
S E V
K İ T A B E L E R İ
Yeni sey kita belerin i n ekserisinin Kırgızlara ait me zar taşla rı olduğunu evvelce yazm ıştık. Bunların bazısı nd a yazılar taşın yal n ız ön ta rafında olduğu gibi bazılarında 2 . bazı larında da 3 v e 4 tarafı nda bulunuyor. Yazılar kısa, ek serisi de yıpranmadan dolayı okunamaz duru mda olduğu için, hangi cümlenin hangi yönde olduğundan bahsetme imkônı olmadı. Genellikle ön, sağ, sol . arka sırasına uya rak cümleleri dizmeye çal ıştı k . Kita bın başı nda en esk i Türk yazı larının Y e n i sey k i ta belerind e bulunduğunu yazm ıştık. Son ya pılan kazılar dan birinde bulunan «altın elbiseli ada m » ı n eşyalarındaki yazılar en eski Türk yazısını milôttan evvel 5. yüzyıla gö türüyor.
9
-
UVBAT
1
K İTABESİ:
Klementz 1 886'da Uybat nehri yak ı n ı nda bulmuş. Ha len Minus insk m üzesinde. M ezar taşı . 5 satırdan okunabi lenler :
Erdem han Altugan, Karo hana elçi olarak gidip gele medi. On kardeşi, dokuz oğlu v.ardı.
- 60 -
10
-
U Y BAT
1 1
K İ TA B E S İ:
1 . P. Kuz netsov 1 885'de Uybat'ın sağ tarafı ndaki Ci rkof köyü yak ı n ı nda bulmuş . Halen Minusinsk m üzesinde. Me zar taş ı . 5 satı rdan okunabilenler :
Uz Bilge oangsı. Kahramanlığı ile tanındı. Dört tarafla anlaşma yaptı. İ ki oğlu ile birlikte öldü.
11 - U Y B A T
K İ T A B E S İ
1 1 1
:
M esserschmidt 1 72 1 'de Uybat' ı n sol tarafında bulmuş. Mezar taşı. 1 7 satırdan okunabilenler :
Üç cğabeyimden ayrıldım . . Taçamdan ayrıldım. Urutıg başı idim. İ nançu idim. Üstteki gök buyurdu. Halkıma, kav mime, üç oğluma cloymadım. Ben tar:kan Şangunum. Corun yurdu için çalıştım. Altı yaşımda babamdan ayrıldım. Ü ç kardeşime baba idim. Yurdumc, babama, oğluma, kardeş lerime doymadım.
12
-
U
Y BA T
1
V
K İ TA B ES İ:
Aspelin 1 888'de U ybat'ın batısı nda bulmuş . taşı . 3 satırdan ok unabilenler :
Alpın mezar taşıdır.
Mezar
- 61 -
13
-
U YBA T
V
K İ T A B E S İ:
Castren 1 847'de Uybat'ın sağ tarafında bulmuş . 1 satır.
Kasuk'un taş balbalı.
14
-
T U BA
1
K İ T A B E S İ:
Castren 1 847 'de Tuba ne h ri ya kınındaki Tes köyü ci va rında bul muş. Meza r taşı. 2 satırdan oku nabilenler :
Künç tutuk .
15
-
T U BA
1 1
K İTAB ESİ:
Castren'in aynı yerde bulduğu iki nci k i ta be. B i r kaya n ı n cophesine yoz ı i m ı ş . ::ı satır. O k u n a m ı yor.
16
-
T U BA
1 1 1
K İ T A B E S İ :
Strahlenberg 1 722'de bulm uş. Mezar taş ı . 3 satı r.
Karahan sarayındaki ben Ezgene, yirmi altı yaşımda öldüm. Türgiş ilinde bey idim.
- 62 -
17
-
O Z N A C E N N A Y A
K İ T A B E S İ:
Castren 1 847'de . Yeni sey' in batısındaki Oznacennayo köy ü yakınında bul m uş . M ezar taşı. 7 satır.
Eşimden arkadaşımdan ayrıldım. Adım Çekül tutuk. İl'imden, hon'ımdan, sizlerden, altın okluğumdan ayrıldım. Otuz beş yaşımda idim.
18
-
AC U RA
KİTAB ESİ:
Kostroff 1 857'de Koybal bozkırındaki Acura köyü ya kını nda bulmuş. Halen Mi nusinsk m üzesinde. Mezar taşı. 1 3 satı rda n okunabilenler :
İ l ügesi inançu Bilge. Oğkmun adı Küç. On yedi yaşın da öldü. Kedersiz idi. Sekiz bakır, on kara aynası vardı. Damgalı yılkısı sayısız idi. Askeri yedi bin kişi idi. Er adı Ur.
19
-
OVA
K İ TA B E S İ :
Kostroff 1 857'de Yeni sey'in sol tarafında Oya nehri yakınında bulmuş. Mezar taşı . 9 satırdan okunabilenler :
Eşim den, sizlerden ayrıldım. Yurduma doymadım. Otıız düşman öldürdüm. Kavmimden aynldım. Taşım bu imiş. KüJ.
- 63 -
20 - A L T I N G Ö L
K İTABESİ:
1
E. T. Korcakoft adlı bir köylü 1 878'de Altıngöl ü n kena rında bulmuş. Halen M i n usinsk m üzesinde. Mezar taş ı . 9 satırdan ok unabilenler : At gtbi kahraman, öküz gibi güçlü, kurt gibi sür'atli, pcrs gibi çeviktim. Adım Umay beydir. Kardeşlerim taşımı dikti. Dört kardeştik. Bizi kader ayırdı. Ne çare.
21 - A L T
1
N G Ö L
1 1
K İ T A B E S İ:
E. T. Korcakoff'un aynı yerde bulduğu ikinci kitabe. Halen M inusinsk m üzes inde. Mezar taşı . 8 satırdan okuna bi lenler : Arkadaşımdan, eşimden ayrıldım. Oğluma, kavmime doymadım. Otuz sekiz yaşımda idim. Er adım Eren Uluğ. Yurdumu dört defo dolaştım. Albn kıra gittim. Tibet hanı na elçi olarak vardım.
22 - K A V A B A Ş I
K İ T A B ESİ:
Aleksandr Adrianoff 1 881 'de Kemcik ırmağının Kaya başı mevkiinde bul m uş. 10 satı r. Çiğsi bey ve Bilge Şa ngun adları geçiyor. Okunamıyor .
- 64 -
23 - T A L A S
1
K İ T A B E S İ:
Kallaur 1 886'da bu günkü Evl iya ata şehri nin yerindeki eski Talas'ta bul muş. Mezar taşı. 4 satırdan okunabilenler: Er adım Udun. Sizden aynldım. Eşim dul kaldı. Kar deşlerim Kara Pars, Oğul Pars.
24 - T A L A S
şı.
8
1 1
K İ T A B E S İ:
Kalla ur'un ayn ı yerde bulduğu iki nci k itabe. Mezar ta satırdan oku nabilenler :
Otuz arkadaştık. Maymun yılının on altısında ayn!dık . Adım Kara Cor. Yaylamıza kar yağdı. Altı kabilem bir kız kardeşim kaldı. Atım k ula renginde idi. Kardeşlerimden ayrıldım. Oğullarımın adı Kar Cor, Sagu.
25
-
T A
L A S
1 1 1
K İTA B ES İ :
Kallaur'un aynı yerde: bulduğu üçüncü kitabe. Meza r taş ı . 5 satı rdan okunabilenler : Bey Cor oğul Asug'un taşını diktim. Atının kuyruğunu bağladım .
- 65 -
26 - T A L A S
1 V
K İ TA B E S İ:
Kalla ur'un aynı yerde bulduğu dördü ncü kita be. Mezar taşı. 5 satırdan okunabilenler : Adı Cor. Otuz orkodaşından ayrıldl. Oğlu Coru varis - olarak bıraktı. Eşi dul kaldı.
27 - T A L A S
V
K İ T A B E S İ:
Kallaur'un aynı yerde bulduğu beşinci k i tabe. Mezar taşı . 3 satırdan okunabilenle:r : Oğromış hatun siz ağJayıcılorına oğlu İt Bert ne kar deşi Kül Serti emanet bıraktı.
28 - C A K U L
1
K İ T A B E S İ :
Aspel i n . 1 888'de, U l u kem nehrine dökülen Cakul ı rma . ğı civarında bul muş. Halen Minusinsk m üzesinde. Mezar taşı. 5 satırdan ok unabi len ler : Arkadaşımdan, eşimden, sekiz oğlumdaLı ayrıldım. Yur duma, a.r.neme, arkadaşıma, kavmime hizmet ettim. Ben kederli Ciksin'im. Taşım bu imiş. Not : Hüseyin Namık bey bu taşı Oşurkoff'un buldu ğunu yazıyor. Oşurkoff' un seyyahatı 1 892, Aspel in'in 1 888 olduğuna göre keşif Aspel in'e aitti r. Oşu rkoff ikinci kop vayı almış olabilir. . Eski Türk Kitabeleri
-
F. : ;
-
29
-
CAK U L
1 1
66
-
K İTA BE5 İ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu ikinci k itabe. Mezafr taşı. 3 satır. Cor Küç Pars. Eşime, sizlere, oğluma doymadım. Kut-· sal yurdumdan, Ulung şad'dan, adamlarımdan ayrıldım.
30
-
CAK UL
1 1 1
KİTABESİ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu üçüncü kitabe. Mezar · taşı. 3 satırdan ok unabi lenler. Er adım Yaruk tigln. Yirmi bir yaşımda idim. Oğluma 1 doymadım. Elli arkadaşımdan ayrıldım.
31
-
C A K U L
1 V
K İ T A B E 5 İ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu dördü ncü kitabe. Mezar· taşı . 3 satır. Ben Alp Urungu tutuk'um. Eşimden, iki oğlumdan, siz lerden, k•zımdan, ağabeyimden, arkadaşlarımdan·, kutsal, yurdumdan, başımızdaki beyden kırk yaşımda ayrıldım:·
- 67 -
32
-
C A K U L
V
K İ TA B E S İ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu beşinci k ita be. M ezar taşı. 3 satırdan okunabilenler : Küç Pars külüğ. Beyimden, arkadaşımdan ayrıldım.
33
-
C A K U L
V 1
K İ T A B E S İ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu altıncı k itabe. Mezar tcışı. 5 satırdan okunabilenler : Cor'un ablasıyım. Kardeşimden, ağabeyimden aynl dım. Kederli eşim, oğullarım ne çare.
34 - C A K U L
V 1 1
K İ T A B E S İ:
Aspel i n ' i n aynı yerde· bulduğu yed i nc i k i tabe. Mezar ta ş ı . 3 sat ı r. Kutluk Ciğşi adı geçiyor. okuna mıyor.
35 - Ç A K U L
V111
K İ T A B E S İ:
Aspel i n ' i n ayn ı yE:rde bulduğu sek izinci k itabe . Mezar ioşı. 2 satı r.
Dört oğlum taşımı di kti . Ben Külüğ Apa'yım.
- 68 -
36
-
CA K
U
L
1 X
K İTA
B E
S İ:
Aspel i n 'i n aynı yerde bulduğu dokuzuncu k itabe. Me zar ta ş ı . 3 satır.
Arkadaşıma doymadım. Kırk doymadım.
37 - C A K
U
L
X
K İ T A
iki
B E
yaşımda idim. Sizlere
S İ:
Aspel i n ' i n aynı yerde bulduğu onuncu k itabe. Mezar taşı. 4 satır . Eşime, evladıma, <ırkadoşıma doymadım. Kırk şımdc ayrıldım. Ben Ugraç.
38
-
C A K U L
X1
K İ T A
B E
üç ya
S İ:
Aspel in'in aynı yerde bulduğu on b i rinci k ita be. Mezar taş ı . 4 satırdan ckunabilenler :
Otuz dokuz yaşımda orkadoşıma doymadım.
yurdum için öldü m . Ağabeyime,
- 69 -
39 - K U L İ K E M
K İ T A B E S İ:
Aspel i n 1 888'de U l u kem'in kuzey tarafı nda bulmuş. Mezar taşı . 4 satır. Böri Şangun adı geçiyor. Okuna m ıyor . _
40 - 0 T T O K T A Ş
K İ T A B E S İ:
Aspel in 1 888'de U l ukem vadisindeki Ottoktaş dağ ı ci varında bulmuş. 1 satır. İçdeki küç kıyagcm.
41 - E L E G E Ş
K İ T A B E S İ:
Aspel in 1 888 'de Elegeş nehri yak ı n ı nda bulmuş. Me zar taşı. 1 2 satırdan okunabi l enler :
Akrabalorımdar:, okluğumdcn, c.:tımdan, ha�i<ımdan ay rııcım. Yılkım ve ma'.larım olduğundan kederim yo� idi. Ama keder bc:ıc çabuk erişti, öl�üm. Sizlere feC:a olayım • Halkım birlikten ve ülke töresinden c:yrılmayın. Hanımız Urur:-g u Körüğ Tok'u terks-tmeyin. Ben bey olduğum için Kürt ilinin h a nı Alp Urungu'nun cltın okluğunu belime bağ ladım. Otuz dokuz yoşımd-a, yurduma doymada-�ı mavi se madan. gür.::eşten, aydon, eşimden, oğlumdan, sizlerden ayrıldı m . .
,
Not : Bu kitabeden Kürtlerin de Orta Asyadan gel:11e bir Türk boyu olduğu k esinl i k kaza n ıyor.
- 70 -
42 - K A R A S U
K İ TAB E S İ:
Aspel i n 1 888'de U l ukem 'e dökülen Karasu ı rmağının a ktığı vadide bulmuş. Mezar taşı 7 satırdan okuna bilen ler : Oğulkmmdan, sizlerden ayrıldım.
43 - T U R A N
K İ T A B E S İ:
Aspel i n 1 888'de Uyug nehrine akan Tura n ı rmağının sağ tarafındaki bozkırda bul m uş. Mezar taşı . 6 satırdan okunabilenler ; Eşimden, oğlumdan, halkımdan, arkadaşlarımdan ay rıldım. Altın okluğu belime bağladım. Kutsal yurduma doy madım. Ben Üçin Külüğ Tiriğ'im . Altmış üç yaşımda eşim den, kutsal yurdumdaki kızımdan, oğlumdan ayrıldım. Altı bin atım vardı.
44 -
A R
H
A N
K İTABESİ:
Apsel in 1 888'de Uyug nehri civarında bulmuş. Mezar taşı. 5 satırdan okuna bile:nler :
Şcdımc, yurduma hizmet ederek ayrıldım. Er adım Vaşak Baş.
- 71 -
· 45
-
T A R LJ K
K İ T A B E S İ:
Aspel in 1 888'de Uyug nehri civarı nda bul m uş. Mezar taşı . 2 satır. Yurdumdan, eşimden, oğullarımdan, kavmlmden, siz lerden altmış yaşımda ayrıldım. Adım El Togan tutuk. Ben kutsal yurdumun elçisi idim. Birleşmiş altı kobi•eye bey idim.
-46 - K A R A V Ü S
K İ T A B E S İ:
•
Aspel in 1888'de Sulek köyü yakınında bul m uş. Bir kaya nın yüzündeki yaz ı . 6 satır. Okunamıyor. 1
47 - A K V, Ü S
K İ T A B E S İ:
Proskuriakott, Akyüs neh rinin sağ tarafında bulmuş. Bir koyanın yüz.ü ndek i yazı. 4 satırdan okuno bilenler : AJtu şon'dan gelip yurdumun, hon'ımın töresini yücelt tim. Er adım Öğd.
- 72 -
48 - B E G R E
K İ T A B E S İ:
Oşurkcff 1 S92'de Begre nehri ya kınında bulmuş. Me
zar taşı. 1 0 satırdan okunabilenler : Üç ·oğluma doymadan ayrıldım. Ben içdeki Tör Apa. Kardeşimden, ağabeyimden ve eşimden kederli ayrıldım. On beş yaşımda Cin'e gittim. Altın gümüş kazandım. Yedi kurt öldürdüm. Pars öldürmedim. Yerimden, suyumdan, siz lerd>en kederli olarak ayrıldım. Kovmime, halkıma, arkadaş larıma, yurduma doymadım. Kitabemi diktim. Davulumda,n, sizlerden, eşimden ayrıldım.
49 - H O Y T U
T A M i R
1
K İ T A B E S İ :
Klementz 1 893'de O rh u n nehri n i n batısındaki Hoytu tam i r'de kayalara yazılmış 10 kitabe bulmuş. Birincisindeki 6 satı r. Ben incmou Tarduş Kül Çor. Beş balığa gidiyoruz. Kut lu olsun.
50
-
HOYTU
TA M İ R
11
K İTA B ES İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu ikinci kitabe. 7 satır. Meymun yılının dokuzuncu ayında Beş balığa vardık. Alp orduya kutlu olsun.
- 73 -
51 - H O Y T U
TA M İ R
111
K İ TA B E S İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu üçüncü kitabe:. 7 satır. Türg iş kavmi nden bahsediyor, ok unamıyor.
52
-
HOY TU
T A M İ R
1 V
K İ T A B ES İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu dörd ü ncü kitabe. 1 satır. Alp erlerim mutlu idi.
53
-
H O Y T U
T A M İ R
V
K İ T A B E S İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu beşinci kita be. 4 sat ı r. T ü rgiş ord usundan bahsed iyor. Okunam ıyor.
54
-
H OYT U
TAM İ R
V 1
K İ TA B E S İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu a:ıtıncı kita be. 3 satı r. Yalsaka bey adı geçiyor, okunamıyor.
- 74 -
55
-
H OY T U
T A M İ R
V
K İ T A B E S İ:
1 1
Klementz'in aynı yerde bulduğu yed i nci kitabe. 4 satır. Yılan yılının onuncu ayında ben inançu, Beş balığa var- / dım. Kutlu olsun.
56
-
HOYTU
TA M İ R
V l l l
K İT A B E S İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu sek izinci kitabe. 1 sa tır. Ta n rının adı geçiyor. Okunam ıyor.
57 - H O Y T U
TA M İ R
1 X
K İ TA B E S İ:
Klementz'in aynı yerde bulduğu dokuzuncu kitabe. 2 satır. İ lteber Bilge bey Taca m adı geçiyor. Okunamıyor.
58 - H O Y T U
T A M İ R
X
K İ T A B E S İ :
Klementz'in avnı yerde bulduğu onuncu kitabe. 4 sa tırdan okunabilenler : Maymun yılı yedinci ayının yirmisinde Cin'e vardım . Dokuzuncu ayda Koşuy karabaşını bastım. Cin'de öldüm.
- 75 -
59 - İ H E
A S H E T E
K İ T A B E S İ :
Klementz 1 893'de Koşo çoydamda bulmuş . Mezar taşı. 7 satırdan ok unabi lenler : Kül tudunun kardeşi Tekeş'in mezarını Azganez er yap tı. Kül tudunun diğer �cm:leşi Altm Tamgan tarkan. Geri de kalan oğulları Turgul, Velgek. ·
va r :
Aynı mezarda bul u nan 3 satırl ı k bir taşta da şu yazı
Göktcnrının emri ile ayrılan ölüye ağladım. Mezarı Çiner yaptı.
ôO - B A R L
1
K
1
K İ TA
B
E 5İ:
Klementz bul m uş. M eza r taşı . 3 satırdan okunabilenler. Ben
Viğen alp Turc-ı.Altı Oğuz kavmi nd en sizlerde:ı ayrıldım.
on
üç
ya·
c:;ımcr.ı ayrıldım. Beyliğimden
61 -
B A R L 1
K
11
K İ TA
B
E
S
İ :
Klementz ' i n aynı yerde bulduğu ikinc i kitabe. Mezar taşı . 4 satı r. Köni Ti ri ğ. Üç yaşımda babasız kaldım. Beni ağabeyim Külüğ tutuk büyüttü. Kedersiz idim. Eşimd en ayrıldım.
- 76 -
62 - B A R L I K
111
K İ T A B E S İ :
Klementz'in aynı yerde bulduğu üçüncü kitabe. Meza r taşı. 4 satı r. Boyna Songun'un oğlu Külüğ Cor. Kedersiz büyüdüm. Keder bu imiş. Gökteki güneşe yerdeki yurduma doyma dım. Eşimden oğlumdan ayrıldım.
63 - B A R L I K
iV
K İ T A B E S İ :
Klementz'in aynı yerde bulduğu dördünc ü kitabe. Me zar taşı. 3 satı r. Yurduma doymodım. Eşimden ayrıldım. Babasız kaldım.
64 - K A R A T A L
K j T A B . ES İ :
Mehmet Can Tınış bey 1 927'de Kora ve Karata! çayla rı nın birleştiği yerdeki Karata! şehri yak ınında bul m uş. 2 satır. Okunamıyor.
65 - İ Ş İ M
K İ T A B E S İ :
Granö, U l ukem neh ri civarında bulmuş. 1 satır. Dört bin ot.
- 77 -
66 - G Ü R B E L C İ N 'K İ T A B E 5 İ : M u nke Ocir adlı Moğol 1 929'da Hugunu han dağındaki Gürbelçi n 'de bulmuş. 3 satır. Ü çünde de aynı şey yazılı. Ben Tanrının kuluyum.
67
-
KU LAN5AY
K İT AB E5İ:
Masson 1931 'de Dim itrieff şehrinin kuzey ta rafındaki Kulansay 'da bulmuş. 4 satır .Oku nam ıyor.
68 - C İ R G A K
K İ T A B E 5 İ:
Kemcik ı rmağının Cirgak m evkiinde bulu nmuş. Mezar taşı. 1 6 satırdan okunabilenler : Eşim, erlerim, şehirlilerim, taylarımm nalbandı ile ye di emektar adamım taşraya gitmek istedi. Er adım Yula. Babamdan, teyzemden, annemden, eşimden, hizmetcilerim den ayrıldım. Yetmiş yaşımda öldüm. Altmış ata hiııdim. Ediz ve Kabay boyundan hazineci aldım.
69 - T A Ş E B A 1
K İ T A B E S İ :
sat ı r.Okunamıyor.
- 78 -
70 - K O Y
S A R I
K İ T A B E S İ :
1 925 'de lsıkgöl kenarındaki Koy sarıda su altı nda bu l u nmuş. Ü stünde Göktürk yazısından başka Arap yazısı da var'. 5 satırdan okunab i l enler : Benim temiz adım Kut'tur.
71 - B A B A
K İ T A B E S İ:
Bag a sansar dağının eteğinde bulun muş. 4 satırdan okuna bilenler :
Nehri dolaşarak geçin. Not : Kitabeni n adı olan « Baba» kel imesi peder anla mında deyi ! . Gem ilerin bağlandığı y uvarlak çıkıntılara da baba den iyor. Kitabe silindir şeklinde olduğu için böyle adlandırı l mış. Dünyanın i l k trafik levhası olabilir.
72
-
U L U
KE M
K İTABESİ:
U l ukem neh rinin sağ kıy ısında bulunm uş. Mezar taş ı . 5 satı rdan okunabilenler :
Kavmimden, oğlumdan, eşimden ayrıldım. Tol m ış
.
- 79 -
73 - M İ N U S İ N S K K İ TABE:
M Ü Z E S İ N D E K İ
Meza r taşı. 8 satırdan ok una bilenler : Yetmiş yaşıma geldim. Yetmiş düşman öldürdüm. Eşim den, sizlerden ayrıldım. Akrabalarım, '9rlerim beni ipek ku maşlara sararak gömdünüz. Taşımı yazdırdınız. Er adım Özüt Ogdı. Oğullarım sizden ayrıldık .
74
-
İ H E
H A N
1
N
N O R
K İ T A B E S İ:
Aynı adı taşıyan göl ü n batı tarafında bulunmuş. Mezar taşı, 1 satır. Okunamıyor.
!<oynak olarak aldığımız k itapla rda bunlar var. Ayrıca kağıt, tahta, taşkömü rü. kiremit, pa ra. ayna, kayış tokası. maşrapa ve yüsük üzerindeki göktü rkce yazılardan da ba h sediliyor. A m a onlar k itabe sayıla mayacağı için biz alma dık. Bu radakilerin tamamı taş kita be, dolayısiyle abide du rumunda olanl a rd ı r. Messerschmidt ve Strah lenberg ' i n bulduğu birer abi deden bahsetti k Bunların bulduğu d iğer abideler yerli kay naklara aksetmem iş. Kôşifi bel l i .olmayan 7 kitabe ile As-
- 80 pel i n 'i n bulduğu k itabelerin bir kısmını n, daha evvel bu nlar tarafından bul unduğunu zannediyorum . Yen i sey k itabelerinden b i r kısmının. Yeni sey i l e An gora neh i rl eri üzerinde i nş a ed i len Bratsk ba ra j ı n ı n suları altında kaldığını. 14 mart 1 973 tari h l i Hü rriyet gazetesinde okud u k .
' KİTABELERLE İLGİLİ KISA ACIKLAMALAR
Ü ç· büyü k ·- kitabeye konu ed ilen Göktürk imparatorl uğu '552 ile 745 yıl ları arasında 1 93 yıl tarih sah nesinde kaldı. 'En geniş zamanındaki topra kları 18 m ilyon k m . kare idi. ( Bu günkü Tü rkiye'n i n 23,5 katı ) . İ l k kağan Bumin, son kağan Peym�ydir. Devlet doğ u ve batı ol arak iki bölge halinde idare ed i l iyordu . Dog u bölgesine «Töl is» , batı bölgesi ne «Tarduş» den�yord u. Başke nti n bul unduğu Ötükenin yeri Orhun neh ri nin çıktığı yaylada idi. Şimdiye kadar ya pılan kazılarda h iç bir kalıntı bulunamad ığına göre başkentin çadırlı şehir olması m ü m k ü ndü r. Göktürkler yönleri güneşin doğduğu tarafa dönerek tayi n ediyorlar, doğuya «ileri » , batıya «geriıı , g ü neye «ber i » , kuzeye «yukarı » d iyorlard ı . K itabelerin bazı yerlerinde falanca kavim h ü r v e m üs takil olduğu halde düşman oldu şeklinde cümlelere rastla d ı n ı z . Bahsedilen · serbestlik iç işlerinde idi. «Balık» göktü rkcede şeh i r demek. Bunun için «Togu balık» doğu şeh ri, « Beş bal ı k » da beş şeh i r veya beş ma halleli şeh i r - a nlamına gel ir. Beş balık bugünkü U rumçi nin yeri nde idi. Eski Tiirk
Kitabeleri
-
F.
:
(ı
- 82 Sayan dağına « Gökmen orman ı » . Hangoy dağına « Ôtü- ken orma n ı » , Altay dağına «Altı n ormanı » , Kingan dağla-· rına «Kad ırkan orman ı » Yeni sey nehrine «Kem » , Çungar- yaya «Yarış ovası » , Semerkant ile Belh a rasındaki geçide · « Dem i rkapı» diyorla rdı. Bilg e kağanın ı ve 2 numara l ı kitabelerde bahsettiği «Tamag ıduk baş» deyim i ndeki 3 kel imen i n izahı : uTama g » Orhun nehri n i n kaynak ta rafındaki bir ırmağın adı. « lduk» kutsal . « Baş » Tepe başı, Göl başı, Set boşı m isal lerindeki anlamdadır. Kitabelerde « Dokuz Oğuz » , «On Uygur» , «Altı çub' Soğdak» g i bi rakkamlı topl ul uk isimleri va r. Bunlar o kav m i n kaç kabileden kurul u olduğunu gösteri r. « Dokuz ersin» ve « Ü c birkü» de bunlara benziyor a m a onlar yer isimleri d i r. Kita belerde « Ba l ba l » lordan da bahse-d ildi. Manôsınr kısaca açıklaya l ı m : Ö ldürülen d üşman için d ikilen heyker veya taş. Düşman ta nınmış bir ki mse ise kaba saba bir· heykel i ya pılıp üzeri ne ism i yazıl ıyor. Tan ı nmamış bir k im-· se ise a·l elôde bi r taş yontulup dikil iyor. Bu, öleni deyil öl düreni yüceltmek için yapıl a n b i r iş. Kül tigin ve Bilge ka ğana ait barklarda bunlardan pek çok var. Bizim ta rihleri n h iç birinçle Bilge kağanın dedesini n · a d ı yok. Yani İ lteriş Kutluk kağan ı n babası bilinm iyor. Hal buki Kül tigin kitabesinin cince kısm ı nda bu isim var. Ama tercümelerin karışıkl ığından farked i l ememiş. Bizim yaptı ğ ı m ız sadeleştirmeden son ra İ timiş beyi n adı herkesin ra hatca göreceğ i şekilde meydana cıkmış bulunuyor. « İ lteriş» kurtarıcı demek. Şahıs adı deyil sıfattır. Şimdiye kadar ya pılan tercü melerde « buyru k» kel ime si vezir, nazır, yüksek memu r olarnk tan ımlanmış. Ben bu-
- 83 nun doğru ol madığını tah m i n ediyorum. Kitabelerden an laşıldığına göre buyrukluk m evkii o kadar önem l i bi r yer ki, devletin yü ksel me sebepleri anlat ı l ı rken bilg ili ve cesur kağanlarla bilgili ve cesur buyru klardan, batma sebebleri a nlatıl ı rken de bilgisiz ve kötü kağan ve buyruklardan bah sedil iyor. Demek ki « buyruk» kağandan hemen sonra ge: len ki msed ir. Bu da herhalde başbakan ola bi l i r. Zaten baş bakan meydana cıkınca « buyru k beyleri » n i n de bakanlar olduğu kendiliğinden a nlaşıl ıyor. «Tudun» kabi le başkanı. «yabg u» il başkarıı, «Şad» da bölgen in u m umi valisi demekti . Tudun ve yabg u halktan. şad ha nedandan olurd u . Şad ın ya rdı mcılarına «pıd beyle ri» deniyord u . Şad ve pıd kelimeleri kitabele:rde yanyana yazıldığ ı için «şadpıd beyleri» deye okun uyor. Bundan da kesin bir anlam çıkmıyor. Biz bu karışıklığı önlemek için şad ve pıctı ayrı yazıyor, a raya da virg ü l koyuyoruz: « İ ç buyruk» iç işleri baka nı, «dış buyruk» d ış işleri ba kanı , « makarac» hazineda r veya mal iye bakanı, «tamgac » m ü h ü rdar idi. Kabile başkanından başbakana kadar devlet hizmetin
deki herkese «bey» deniyordu.
«Tarkan» kom utan. «a rpa tarka n » ordu komutanı. « i noncu opo yorgan tarkan» baş kom utan idi. İ mparatorluğ u teşkil eden topl ul ukları n başka nla rına «han, » hepsinin başkanı ola n imparatora «kağan» deni yordu. Bilge kağa n 51 yaşında iken veziri tarafından zeh i r lendi. Ama z eh i r yavaş tesi rl i olduğund a n hemen öl medi. Suçluyu tesbit ed ip kendi eliyle kafasını kestikten ve aile
-
84
-
.efradı nı do k ı lıçtan geçi rttikten sonra · ruhunu teslim ett i . (25 kası m 734) Kapağan kağan 22 temmuz 7 1 6 da Bayı rkularla, Kül tig i n de 27 şubat 731 de Dokuz Oğuzlarla yapılan savaş larda öld ü ler. Bazı rında da yazılıyor. kimseler adıdır.
eserlerde Tony ukukla Boyla bağa tarke n. bazıla i ner kağanla Bög ü kağan aynı k i mseler olarak Tonyukuk k itabesi d i k katl i okunursa bunl a rı n ayrı olduğu anlaşı l ı r. Bög ü , Kapağan kağa n ı n diğer
«Bedizciııyi tek kel ime ile ifade edemediğimiz için aynen aldık. Resim, heykel ve tezyi nat yapan demek. Yeni sey k itabelerin i n bazılarında hac işa reti var . Bun ları sonraki yıllarda o civarda yaşayan fanatik H ristiyan lar yapmış olabilir. Hiç bir kaynakta eski Türklerin hacla ilgisine dair tek kel ime yok . Avrupal ı tü rkologların yaptığ ı ya nlış tesbit yüzünden Göktü rklerin dini «Şamanizm » deye adlandırılmış. Gerçek te dinin adı «Gök dini» idi. Din adamlarına «şama n » den i yord u . Göktürk i nançlarında doğ u n u n d a öneml i b i r yeri ol d u ğ u a nlaşıl ıyor. Lü m i r J isl'in raporunda Kül tigin ba rkı gi riş kapısının doğuda olduğu, tapınak kapısı n ı n ve heykel lerin hep doğuya baktığı yaz ı l ı . Diğer barklarda da durum aynı idi. Kitabelerin armaları da doğuya bak ıyord u . Wilhelm Thomsen'in 1 91 6 da yayı nladığı «Turcica ıı adlı eserinde şu satırlar var: «Türkler için dört yönün en önem l isi doğu ol up, kağa nın tahtı da doğuya bakacak şekilde yerleşti ril i rd i . »
- 85 1 , 2, 7 ve 8 numara l ı k itabelerd� gecen «Ta n rı n ı n k ut ladığı.» cüm lesini «Tanrı gibi» veya « Ta n rıya benzen> şek l i nde tercüme etmek yanlıştır. Tü rklerde hiç bir zaman «Tanrı kra l » safsatası olmadı. Bilge kağan başa rılarını an latı rken defalarca «Tanrı istediği içi n » tab irini kullanmıyor mu? Bu g ü nkü deyim l e «Allahın izniyle» işleri n i başardığını söyleyen. Tanrıya sığındığı acıkca bel l i olan bir k imsenin « Ben Tanrı g i bi gökte yaratı ldım» demesi m ü m k ü n mü? O cümledek i yan l ışlık kitabelerin her tarafı ndaki ifadeden anlaşılabi l i r. Ama en bel i rg i n şekilde: «Sonsuzu yalnız Tan r ı yaşar, insan oğl u hep ölmek için türemiş» denmesind en bel l i deyi! mi? Bel l i ise öl ü m l ü old uğ u n u kablıl eden bir kimse kend ini ölümsüz Ta nrıya benzetebi l i r mi? Eski Türk l erde «Tengri » kel i mesi gök manasına da gel iyordu . Gök ise k utsald ı . Bu kelime i l e Göktürk kağar.ılarına kutsal l ı k izafe edi l iyor. Ama b u . Tan rı gibi veya Tanrıya benzer a n lamına gel mez. Bu itiba rla Bilge kağan «Tanrı g i b i » deyil « Ta n rı n ı n k utladığııı deyebil i riz .Kutlamanın da tebrik etme deyi!, «kut verme» anlamı nda olduğun u i lôve edel im. Cüm le. Kül tigin, Bilge kağan. Şine usu V€: Karabalgasun kita belerinde deyişik şek il lerde geçiyor. Biz. gereken kolaylığı sağlamak için hepsiııi aynı şek ilde verd i k . Purum k el i mesini i l i m adamlarından bir kısmı « Bizans» şek l i nde tercüme ederken bir kısmı da bunun, o zaman Asyada yaşayan kavimlerden biri olduğ u n u kabul etmiş B iz H üseyin nam ık beyin de katı ldığı ik !nci görüşü benim sedik. Göktürklerde hayvanlara ne kadar önem verildiğini şunlardan a nlayabiliriz: Kü l tigin ve Bilge kağan kitabele ri birer kaplumbağan ı n sırtına dikilmiş. K itabeleri n - baş ta rafı nda dağ keçisi resmi va r. Kül tiginin başl�ğına kartal işlenm iş. Hangi ha rpte hang i atlara binm işse adları teker teker yazılmış. Bazısı nın renkleri bile kayıtlı. Hediye gelen
- 86 sam u r ve si ncaplardan söz ed i l miş, ku rttan bahsedil miş. Tonyukuk kitabesind e ge\�ik, Ka raba.lgasun k itabesinde deve, barklarda aslan ve koç heykelleri var. Bunlara Gök türk takvimindeki hayvanları da i lôve edersek Nuh'un ge misini dolduracak bir kervan teşekkül edebil i r. Göktü rkl erde bir yıl bu günkü g i bi 1 2 ayd ı . Aylara ayrı isimler veri lmemi ş rak kamla rla belirlenmişti. Yıllar ise fa re, öküz, pars, tavşa n, ejderha , yılan, at. koyun. maymun, tavuk , köpek, domuz isimli 12 hayva n l ı k devreler halinde tekrarlanıyordu. Ejderha dedi kleri timsahtı. Alman alimi Le Coq Asya'ya yaptığı bir gezide, Gök türk ve Mani alfa beleri n i n beraberce yazıldığı bir metin bularak 1 909 da yayı nlad ı . İ ng i l iz alimi Sir E. Den ison Ross da. Fahreddin M ubarek Şa h ' ı n 1 206 da yazdığ ı k itabı 1 9 1 3 de yayınlaya rak ilim alem ine tan ıtt ı . B u eserde de Gök türk harfleri nin a rapca ka rşılıkları vard ı . Şayet Thomsen k ita bel eri cözemeseydi Le Coq ve Denison Ross' un buluş ları ile k itabeleri ok umak gene mümkün olacaktı. Avrupa l ı Türkologları n kitabeler konusunda bize ne kadar büyük iyi l i k yaptıklarını kad i rşinas T ü rk mil leti bili yor. Bu büyük hizmeti takd ir ve şükranla a nıyoruz. Hepsine müteşekk i riz. Ama bunları sırf iyi l i k oisun deye ya pmadık ları da bir gerçektir. Kitabeler bulunduğu zaman hangi mil l ete ait olduğu bilinmiyord u . Oraya koşanlar kendi m i l l et l erine ait olabileceğ i ümidinde idiler. Bu sebeble kend ileri ni takdir edel i m . Ama hizmeti n büyü klüğü karşısı nda fazla hayret etmeyel i m . . . Eski Türk kitabeleri n i n bu lunmasında i l k adımı ata n Messerschmidt unutul mamas ı gerekenl erden biridir. Ke:n disi hakkında Türk ansı klopedisinde bilgi var. Daha geniş bilgi 1 821 'de Pa ris'te basılan « Biog raphie ü n iversel le» adlı eserin 28. cildi nde: bulunuyor. Yapı ve Kredi bankasının, Sultan Ahmet Binbird i rekte açtı ğı kütüphanede var.
K İTABELERİ BULAN OKUYAN VE TANITAN LAR
Fah redd i n M ubarek şah ( 1 130 - 1 206) Türk tarih bilg ini. 1 2. yüzyı lda Afganistanda devlet h izmetinde bul u ndu. «Şe cerei ensab» adlı eserin de Göktürk harf lerin i n a rapca karşıl ıkların ı yazdı . Alöedd i n ata Mel i k Cüveyni ( 1 226 - 1 283) İ ran l ı tarihci. Moğol tari h i n i yazd ı . «Tarihi cihangQşa» adlı eserinde Or h u n abidel eri nden de bahsediyor. EbOI gazi Bahadır han ( 1 603 - 1 663) M oğol ta rih ya zarı. Q rgençde doğd u, H ivede öldü. «Secerei Türk i » adlı eserinde k itabelerden bahis var. Johan von Stra h l en berg ( 1 676 - 1 747) İ sveçli türkolog Strahlsundda doğdu Stokholmde öldü. İ sveç ord usunda su bayken Poltava savaşında Ruslara esir d üştü . 13 yıl sü ren esaret hayatı sırasında Yeni sey kitabelerinden bazı larını buld u . Da n i el gottl ieb Messerschm idt ( 1 685 - 1 735) Alman botanikci. Danzigde d oğdu, Petersburgda öld ü . Si birya ve Baykal civarın ı dolaştı. Yeni sey kitabel erinden bazılarını buldu. Diğerleri nin bulunması için Strahlenberg i gönderdi. derd i . - 1 864) Rus ta rihcisi. YeGrig. ivanoviç Spasski rıi sey k itabeleri nden bir kısmını bulan bilg i n .
- 88 Mothias alexander Castren ( 1 81 3 - 1 852) Fin türkoloğu· H elsinki üniversitesi p rofesörlerinden. Tervolada doğdu,. H elsinkide öldü. Yeni sey kitabelerinden bazı larını buld u. Otto Donner ( 1 835 - 1 909) Fin dil bilg i n i . Helsinki ü n i · · versites i profesörlerinden. Heikel 'in başkanlığındaki hey' eti Orhun'a göndererek kitabelerin kopyalarını aldırd ı . Türk alfa besinin menşei hakkında ese:r yazdı . Friedrich wilhelm Radloff ( 1 837 - 1 9 1 8) Alman asıl l ı · Rus tü rkoloğu. Petersburg ün iversitesi profesörlerinden. Berl i nde doğdu, Petersburgda öldü . . Orhun k ita'belerin i n ' kopyalarını aldı. Alfabenin çözü lmesinden sonra metinleri i l k defa okudu. Georg von der Gabelentz (1 840 - 1 893) Alman dil bil gini. Si nolog. Leipzig ve Berl i n ü niversiteleri profesörlerin� den. Altenburgda doğd u. Berl inde öld ü . Kül tigin kitabesi n i n ci nce kısmını okudu. N i kolai mich. Yadrinzew ( 1 842 - 1 894) Rus etnoğratya· bilgi n i . Eski Türk kitabelerinin en önem l i leri ola � Kül tigin' ve Bilge kağan kitabelerini buldu. J uhana reinhold Aspel i n ( 1 842 - ·1 915) Fin a rkeoloğu . . Helsinki ü niversitesi profesörlerinden . 1 887 ve 1 891 de Or huna giden hey'etlerin başkan ı . Kitabelerin sta mpa j ı n ı el de ederek ok unmalarına yardı mcı oldu. Wilhelm l udwig peter Thomsen ( 1 842 - 1 927) Da n i ma r- · kal ı türkolog. Kopenhag ü n iversitesi profesörlerinde:n. Ko penhagda doğdu, aynı yerde öldü. Orhun alfa besini çözen ve kitabeleri tercüme eden dil bi lgini. Fried rich Hirth ( 1 845 - 1 927) Alman si noloğ u . Columbıa ünive:rsitesi profesörlerinden. Thü ri ngende doğdu, Münihte: öld ü . Tonyukuk kitabes iyle ilgili eseri var.
- 89 -
Frederic Masson ( 1 847 - 1 923) Fra nsız tarihcisi. Pa ris te doğdu. aynı yerde öldü. Kulansay kitabesini bulan bilg i n . Axel olai Heikel ( 1 85 1 - 1 924) F i n bilgini. Helsinki ü n i versitesi profesörlerinden. Yeni sey ve Orhun k itabeleri hakkında eserler yazdı . K itabelerin fotoğ rafla rın ı çekti. Al bert a ug ust von le Coq ( 1 860 - 1 930) Al man arkeolo ğu. Berl i nde doğdu, aynı yerde öld ü . Turta n kaz ılarında Göktürk ve Mani alfabelerinin beraberce yazıldığı bir me tin bu ldu. Aleksa nd n ikolaevic Samoilovitch ( - 1 937) Rus bilg i n i . Kül cor kitabesini tercüme etti. K itabelerle ilgili eserlerin fihristi ni yaptı . Vasiliy vlôd imirovic Ba rthold ( 1 861-1932) Rus türkoloğ u . Petersburg ü niversitesi profesörleri nden. Petersburgda doğd u, aynı yerde öld ü . Tü rkistanda kazı lar yaptırdı. Türk tarihi ile ilgili eserler yazd ı . Orhun kitabelerini tercü m e etti. Necip asım Yazıksız ( 1 861 - 1935) Türk tarih yaza rı . lstanbul ün iversitesi profesörlerinden. Kil iste doğdu, İ stan buldo öldü. Türkiye'de basılan, Orhun k itabeleriyle ilgili ilk eserin sah i bi . Eduard Chavannes ( 1 865 - 1 9 18) Fra nsız bilg i n i . Çin ve Türk d i l i uzma nı. College de France profesörleri nden . Lyonda doğdu; Pariste ö l d ü . Batı Göktürkleri ve 1 2 hay vanlı Türk takvimi ile ilgili eserler yazdı. Platon m i haylovic Mel ioronski ( 1 868 - 1905) Rus türko loğu. Petersburg ü niversitesi p rofesörlerinden. Petersburg da doğdu, aynı yerde öldü . Orhun kitabeleri n i tercüme eden 5 büyük bilg inden biri.
- 90 Willy Bang - Kaup ( 1 869 - 1 934) Al man Türkoloğu. Ber l i n ü niversitesi profesörlerinden. Weselde doğdu. Berl i nde öldü. Göktürkceden osmanl ıcaya kada r bütün Türk dil leri ve kitabeler üzerinde çalıştı. Velet celebi İ zbuda k ( 1 869 - 1 950) Türk dil ve edebi yat bilg ini. Konyad<J doğdu, Ankarada öldü. «Oğuz oto , Orh u n abi d eleri » adlı eserin sa hibi. Vavlı Türk. Edward denison Ross ( 1 87 1 - 1 940) İ ngiliz şarkiyatcıs ı . Londra ü niversitesi profesörlerinden. Fah reddin M ubarek şah ı n bir eserinde Göktürk alfabesinin ara pca karşılıkla rın ı bulan bilgin. ·
Gustaf john Ra mstedt ( 1 873 - 1 950) Finl i tü rkoloğ. Hel sinki ü n iversitesi profesörlerinden. Uygur k itabelerinden birini bu ldu. Altay ve Moğol dil l erinin g ra meri n i yazdı. Ziya Göka l p ( 1 876 - 1 924) Türk bilim adamı. Şa ir ve sosyolog . İ stanbul ü niversitesi profesörlerinden. Diyarba kırda doğdu, i stan bul'da öldü. «Türk medeniyeti tarih i » adlı eseri. kitabelerin ba z ı yerlerine ı ş ı k tutuyor. Sergey efimovic Malov ( 1 880 - 1 957) Rus türkoloğu. Kaza nda doğdu, Leningradda öldü. Orhun kitabeleri ni ter cüme eden beş i nci büyü k bilgin. Ka i Donner ( 1 888 - 1 935) Fin dil bil g i n i . Otta donneri n oğ l u . Eski Türk kita bel eri üzerinde çal ı ştı . Fuat Köprü l ü ( 1 890 - 1 966) Türk edebiyatı ta rihcisi. ls tonbul edebiyat fakü ltes i ve Ankara Dil ve tarih coğ rafya fakültesi profesörl erinden. lsta nbulda doğdu, aynı yerde öldü. Rusya'da 1 920 yıl ı na kadar yayınlanan, k itabelerl e ilgi l i bütün kitapları getirterek Tü rkiyat enstitüsünü kurd u .
- 91 Gyula Nemeth ( 1 890 - 1 976) Macar türkoloğu. Buda peşte ü n iversitesi profesörleri nden. Karsakda doğdu, Bu dapeştede öldü. Türk d i l i ve tarihi ile i l g i l i pek çok eser yazdı . Bunlardan biri «Orhun kitabeleri n i n iza h ı » d ı r. ) İ ngiliz bilGerrard l eslie makins Clauson ( 1 891 g i ni tü rkolog. Londrada doğdu .Türk ve Moğol d i l l eri ile ilgil i eserler yazdı . Bilge Tacam k itabesinin son tercü.me sini yaptı. ( 1 957) Ragıp hu lOsi Özdem ( 1 894 - 1 943) Türk dil bi lgini. İ s tanbul ü n iversitesi profesörlerinden. Selônikde doğdu. ls tanbulda öldü. Kitabelerin tercümesi n i ilk defa yen i yazıyla yayınladı. (Türkiyat mecmuasında ) Ahmet Caferoğl u ( 1 899 - 1 975) Türk bilim adamı. türko loğ . İ sta n bul ü n iversitesi profesörlerinden. Azarbayca nın Gence şeh ri nde doğdu, İ sta nbulda öldü. «Tü rk dili ta ri h i » a d l ı eserinde Göktürk kitabeleri v e yazısı hakkında geniş bilgi var. Hüseyi n namık Ork un ( 1 902 - 1 956) Türk d ilcisi ve ta rih yaza rı . İ sta nbulda doğdu, Ankarada öld ü . Türkiye'de yazılan. k itabelerle i l g i l i en büyük eserin sa hibi. O�man Turan ( 1 9 1 4 - 1 978)Türk bilim adam ı . Ankara Dil ve tarih coğ rafya fakültesi profesörleri nden. Trabzonun Çaykara kazasında doğdu, İ sta nbulda öldü. Türk tarihi ile ilgi l i eserler yazdı. Kitabelerde kullanılan 12 hayvanlı Türk takv i m i n i n izah ını ya ptı . Ali kemôl Meram ( 1 91 5 ) Türk bil i m adam ı . Şi ir, hi kôye, roman ve tarih yazarı . İ stanbulda doğdu. « İ l k Türk devleti ve yazılı Türk a n ıtları » adlı eserin sah i bi. LOm ir Lisl ( 1 921 - 1 969) Çekoslovak bilim ada m ı . Svi ja nskemde doğdu. 1 958 yıl ı nda Moğol larla beraber yaptığ ı kazıda K ü l tigin barkını g ü n ışığ ına çıkardı.
- 92 Muha rrem Erg i n ( 1 923 ) Türk dil bilgini, türkoloğ . İ sta nbul ün iversites i profesörleri nden. Abarbaycarrın Ahıs ka şehrinde doğdu . « Orhu n a bideleri » adlı eserin sahibi. -
Bahaeddin Ö g el ( 1 924 ) Türk tari hcisi . Dil ve tarih coğ rafya f,a kültesi profesörleri nden. Elazığda doğdu. Kita belerle· ilgili eserleri var. Tonyu kuk . k itabesini de ziya ret etti . -
Talat Tekin ( 1 927 ) Türk bilim adamı. Hacettepe ü niversitesi profesörlerinden. Gebzenin Tavşancıl köyünde doğdu. Amerikanın Kaliforniya ü niversitesindeyken yaz dığı «A Grammar of Orkhon Turkic» adlı eserle kitabeleri Amerikalılara tanıttı. -
) Türk bilim adam ı . DevNejat Diyarbekirl i ( 1 928 l et Güzel San'atl a r akademisi profesörlerinden. Adapaza rında doğdu . 1 978 de· O rhuna giderek üç P,üyük kitabeyi i nceledi. «Orhundan g el iyorum » adl ı maka lesi Türk kültürü adlı dergide yayı nland ı . -
A l i ÖztCırk ( 1 929 ) Türk tarih yazarı, öğretmen. Erzurumun İ spir kazasında doğd u . « Ö tüken Türk kitabeleri» adlı eserin sahibi. -
) Türk tarih bilgini. Tahsin yılmaz Öztuna ( 1 930 i stanbulda doğdu. Türk ta rihi ye musıkisi ile ilgili kitaplar yazdı. En büyük eseri olan «Büyük Türk iye tarihi» ad l ı eserin 1 . cildinde Orhun kitabeleri hakkında bilgi veriyor. -
K itabeler konusunda hizmeti olanlar şü phesizki bu kadar deyil. Biz şimd ilik bu nların biyoğrafi sini toplaya bi l dik. Gelecek baskılarda yen i ilôveler olabilir.
K İ TABELERLE İ LG İ Lİ AKTÜALİ TE
Kitap yazıl ı rken bası nda kita belerle: ilgili yayınlar oldu. Bunlardan bazılarını okuyucularıma duyurmayı faydalı bu l uyorum; Tercüman gazetesinin 3 haziran 1 979 tarihli sayı sında (< Gobi çölü ve Moğol istanda Uygur yazıtları bulundu» başl ığı altında çıkan ve Rusyanın Alma ata şeh rinden veri len haber :
«Sovyet bilim .adomları Gobi çölü ve Moğolistanın di Çer bölgelerinde bulunan 4 dıkilitaş üzerinde eski Uygur dili ile yazılmış yazılan çözmüşlerdir. Yazıların sekiz veya dokuzur.cu yüzyıllarda yazılmış olduğu belirl1ınmiştir. Sov yet bilim ckac!emisi doğu araştırmcıları enstitüsünde yapı lan çclışmaıar sonucu en eskisi sekizinci yüzyılın yarısın da yazılmış olan yazılcırda ilk Uygur devletinin kurucusu Bilge hanın hayat hikôyesi dile getirilmiştir. Scvyet bilim n�cnıkrı Uygur halkının yaşayışı, komşu ülkeler i!e olan tic.aret ve kültür ilişkilerini anlatan yazıların, Orta Asya Türklerinin geçmişini araştırmada çok yardımcı olacağını söylemişlerdir.» H � ber son derece ö n em l i . Ama ş i md i l i k terc ü m e l e r i n yayınlan masını bek l e m ekten başka ç a r e yok . O n u be k l e r ken isterseniz başka b i r yay ı na g ö z ata l ı m . «Türk Kültürü» dergisinin 1 98 ve 1 99 ncu say ı l a rında Prof. N ejat Diya rbe kirl i i mzası ile dev b i r makale yayı nlandı. Heyecanla oku dum. Yay ı n l a n a n fotoğrafl a rı Prof. Muha rrem Ergin'in t a b i r i i l e « h uşu içinde» seyrett i m . T ü rk kültürüne y a p t ı ğ ı b ü y ü k
-
94
-
h izmetten dolayı sayın Diyarbek irl iyi okuyucularımın ön ün de saygı ile selamlarım. « Orh undan gel iyorum» başl ığı al tında yayınlana n makaleyi profesörün izni ile bi raz kısal tarak buraya akdorıyorum : « Memleketimiz ile Moğol halk cumhuriyeti orasında yapılan kültürel anlaşma çerçevesi içinde, 1978 yılının ey lül ayı başından eki m ayının iJk haftasına kadar süren, Mo ğolistonda bir araştırma gezisi yaptım. Türkiyeden Mo ğolistano direkt hava yolu olmadığı için Moskova, Omsk, lrkuts, Ulanbator yoluyla gittik. Bu arada Moskovada kal dığımız birkaç gün· içinde tarih müzesindeki Hun ve Gök türk eserleriyle diğer Türk topluluklarının bıraktığı kültür mirasını inceleme fırsatını da buldum. MoÇolistanın başkenti Ulanbotor, Tola ırmağı va disinde uzunl«ı:masına bir yerleşme plônı halinde geli şen, modern görünüşlü, 230.000 nüfuslu küçük sıı::mpo tik bir şehir. Genişce 2 bulvarı, 3-4 büyük meydanı, hey betli bir operası, tiyatrosu, kültür sarayı ve fevkalade güzel bir sirk binası ver. Şehriıı eski adı Urga. 330 yıtırık bir geç mişe sahip. 191 1 de başkent olmuş. 1978 eylülünün ikinci haftasmdo Ulanbotordan uçakla hareket eô.erek Hongay viJôyetinin merkezi olan Tseserlige vardık. Şehri ve müzeyi gezdikten sor;·ra ertesi gün bir Rus cibine binerek yorucu bir yolculuktan sonra yaklaşık 100 km. mescıfedeki Korakuruma ulaştık. Bu vesile ile Kara kurum hcıı rabelertni de gezdim. 20 eylül· 1978 sabahı Ka rakurumda kaldığım devlet ç iftliğinin misafirhanesinden Koşo çoydam mıntıkasına doğru yola çıktık. Kişkine Orhun suyunu p.eçip bozkırda 35 km. kadar yol aldıktan sonra yıl!ardar. beri ziyaret i!tmeyi özlediğim Orhun abidelerinin en mühimlerinin bul·unduğu bölgeye geldik. Niha yet, Türk
- 95 -
dilinin, Türk yazısının, Türk tarihi.nin, kısaca ve tek ketime ile Türk kültürünün kaynağına ulaşmıştık. Koşo çaydam, başkent Ulanbatorun yaklaşık 400 km. kadar batısmdo. Ugey norun 25 km. güneyinde, Karobalgasun adındaki es ki Uygur şehrinin 40 km. kuzeyinde bulunuyor. Bozkırdaki patikada mesafeleri aşarken karşımıza ilk olarak Bilge kağan mezar külliyesi çıktı. Kronolojik sıra la mayı bir tara fa bırakarak kült:iyeye daldım. Beni, parçalanmış kitabenin, bir cephesi toprağa gömülü durumda bulunan büyük kıs mı karşıladı. Asırların yorgunl·u ğunu sırtında taşıy,an kırık taş beni hasr.etle bekler gibiydi. Eğildim yaşlı gözlerle sevgi ve saygı ile baktım. İ htiyar granitin üzerindeki 2 santim boyunoo Orhun olfabesiy•e yazılı satıh parça parça dökülmeye, dofayısiyle yazılar yok olmaya başlamıştı. Ki tabe 3 parçaya ayrılmış. Esas büyük parçanın 2.30 uzun luğurıdo 43 santim enindeki kısmının hemen yanında yarım kcılkan gibi yapılmış abidenin üst kısmının kopuk parçası bulurımckta. Üçüncü p-arçada az ileride görülmektedir. Y.er de yatan, taştan yontulmuş 2 erkek heykeli ile, ysleleri ha fif yontularak be trlenmiş aslan heykeli külliyedıe gözümüze çcırpcm diğer eserlerdi. Birde toprağa dörtte üçü gömülü vaziyette ganitten yapılmış kurban sunak taşı bulunuyor. Satıh ölçüsü 2,45 x 2,39 Ortadaki deliğin çapı 83 santim. Deliğin üst kenannda 1 8 santim kalınlığında kabartma bi lezik var. Bilge Kağan abidesinin bulunduğu lllQ h alden yaklaşık 1 km. mesafede bulunan Kül tigin mezcr kÜ':liyesi 1958 yı lında, LOmir J islin idaresi altındaki Cek - Moğol arkeolo jik hey'etince incelenmeye başlanmıştı .1962 yılında Po lonyalılar da bu mezar külliyesinde a raştırma yapmışlar. 1964 yılında Varşovcyı ziyaretim sırasında Po!onyahlarrn toplamış olduklon zengin mclzemeyi ve abidelerin stam pajlortrn inceleme fırsotını buldum. 1974 yılında Prağ'a yap-
- 96 mış olduğum ziyaret esnasında da Çeklerin Koş.o çaydam da yapmış oldukJan arkeolojik kazının ilk raporlannı ve foto malzemesini görme fırsatını elde ettim. Bu ilim hey' eU�rinin değerl i çalışın<Jları, Cin kaynakları ve kitabelerin verdiği malumat sayesinde mezar külliyesi hakkında nihai bir fikre sahip o�abiliyoruz. Kül tigin 27 şubat 731'de 47 yaşında i ken ölmüştü. Aynı yılın mayıs ayında Bilge kağan kardeşine bir mezar külliyesi inşası için teşebbüse girişti. Yassı bir taş üzerine mmetine söyllyeceği sözlerin yazılmasını, Kül tiginin ruhu nu şadetmek, hatırasını canlı tutmak, unutturmamak ga yesiyle bir mabet inşasını, içine Kül liginin mert ve alp ki şiliğini aksettirecek bir heykelinin konmasını, duvarlara da Kül tiginin kazandığı zaferleri gösteren fresklerin yapıl masını emretti. 1 ağustos 732 de Koşo çaydom mevkiinde Kül tigine a it kitabe dikildi. Mabedin inşası ise ancak 733 yılının sonuna doğru tamamlandı .Mezar külliyesinin du rumu, mimari kompozisyonu, vaziyet ptanı Cek - Moğol ilim hey'etinin 1958 yılında yapmış oldukları arkeolojik a raştır malar neticesinde ortaya çıkarıldı. Külliyede ilk defa gün ışığına kavuşturulan 67,25 x 28,85 genişliğinde dikdörtgen bir avlu oldu. Avlur:un etrafı kerpiç bir duvarla çevrili idi. l<c;pının hemen önünde bir hendeğin varlığı tesbit edHdi. O tcrihten 20 sene sonra benim incelemiş olduğum külliye !<alıntısında ise crkeolojik kazı�arın meydana çıkardığı ay clırJık görünüm tomanıiyle yok olmuş, bozkır ve onun sa kir;leri mez.ar kompleksini adeta yeniden işgal altına almış kırdı. Çimen ve otların etrafa yayılmaları ve her yeri i<ap lcmc:;lorı, bölgede yaşayan hayvan sürüleri, iklim şartları nın sertliği ve bütün bunlara karşı koruma tedbirlerinin az lığı külliyeyi tonır:maz hale getirmişti. Tesbit edilen 1 69 bal bc!dan ·da a ncak birkoç tanesine tesadüf edebi!dim. Girişin yarılarında mermerden yapılmış 2 adet koç heykeli var.
- 97 -
Bunlardan bir tanesine de Ulanbator güzel san'atlar mü zesinde rastladım. Külliye girişinin 8 metre batısında mer merden yapılmış büyük bir kaplumbağanın parçaları görül mektedir. Kül tigin abidesi yıkılır:ken kaidesi olon kaplum bağayı da parçalamış. Girişten batıya doğru giden yol ma bede kader uzanıyor. Yolun iki tarafında mermerden ya pılmış, insan boyunda heykeller var. Bunlar ebedi uykusunu uyuyan büyük kumandana ihtiram duruşunda temsil edil miş. Halen büyük hasar görmüş ve başları bulunmayan bu 'heykeller arasında, elinde kısa bir ·kılıç bulunan ayakta bir erkek heykeli ile elinde mendil tutan bir kadın heykeli ve 2 adet diz çökmüş erkek heykeli kalmış. İhtiram yolunun nihayetinde 1 3 x 1 3 eb'adında, pişmiş tuğladan inşa edil miş bir harabe görülüyor. Bunun üzerinde 1 0,25 x 1 0,25 öl çülerinde bir mabet varmış. 1958 deki kazıda duvarlarıııa a it renkli resim ve süsleme•erdeıı sıva pcrçaları bulunmuş. Bu günkü kalıntılar arasında ahşap sütunların oturtulduğu 'taş kaideler holô gömülüyor. Lumir Jisl burada 16 ahşap sü tunlu bir yapı bulunduğunu, tam ortasında 4,40 X 4,40 eb' adında mukaddes ocak denilen bir kurban sunma yeri bu lunduğunu, sunağın çevresinin de bir iç duvarla çevrili ol duğunu yazıyor. Mabede giriş mezar külliyesine girişte ol ,duğu gibi doğu cephesindendi ve mukaddes ocağın başında oturan başları kopuk 2 heyk·el bulunmuştu. Bunlar Kül tigin ile eşinin mermerden yapılmış heykelleri idi. Bilahare , Kül tiginin başı m ukaddes ocaktan çıkarıldı. Bu eser Oı1a As yada bulunan en mükemmel heykel idi. Eşsiz kumandanın . başfığında kuvvet ve kudret sembolü bir kartal figürünün yer aldığı, yüzünün ise, tabii bir anlayışla, fevkalôde san' atkarane ve ustalıkla yontulduğu görüldü. Bu müstesna eser Ulanbatorun müz·e vitrinleı1inde teşhir edileceğine maa lesef depoda kilitli olarak duruyor. Bunun gibi daha Eski Türk
Kitabeleri
-
F.
:
7
- 98 -
birçok Göktürk devri eseri depolarda veya açık havado terkedilmiş durumdadır .Soıı 1 0 yıı içinde bulunmuş, hep side Türk kültür tarihi için büyük ehemmiyet taşıyan diğer eser ve abideler de müze salonlarındaki yerlerini alama mışlar, açık · havada Moğolistanın sert ikliminde kaderleri ile başbaşo bırakılmışlardır. Mesela Ulanbotorda Milli kü tüphanenin arkasındaki avluda son birkaç yıl içinde bulu nan, Uygur kağanlığımn ilk devrelerine ait Heret abidesi ile he.nüz kitabesi okunamayan, Göktürk devrinden çok daha önceleri yapıldığı ve Hunlara ait olduğu i�eri sürülen . abide de bulunuyor. Evvelce bulunduğunu duyduğumuz Hun, Göktürk ve Uygur devirlerine ait eserler de Ulanbator müzelerinde yok. Bu memlekette yarım asırdan beri yapıla.n · arkeolojik kazı ve aroştırmalan Sovyet neşriyatından izle yen türkologlar arasında, bulunan eserlerin ne olduğu me rak konusudur. 1957 de Tonyukuk külliyesinde bulunan al tın koşum takımları süslerini de bütün isteklerime rağmen göremedim. Dönüşüme 2-3 gün kala tanışıp konuşabildi ğim değerli ilim adamı · Or. N. Serodjav'ın yardımı ile son gün, uçağın kalkışından iki saat önce depodaki Kül tiginin başını görebildim. Ulanbatorun tarih ve güzel san'atlar mü- · zelerinde Göktürk devri ile ilgili 2 adet taş heykel ile kötü bir taş portre, Tonyukuk mezar kompleksinden getiril miş, pişmiş topraktan yapılan şamanist maske ile bir koç heykelinden başka bir şey yok.
•
·
Kül tigin mezar külliyesindeki son eser mabedin batı sında bulunan kurban taşıdır. Ölçüleri; satıh 2,20 x 1 ,70 de liğin çapı 70 kalınlık 80 santim. LQmir Jisl'in tahminine gö re bu külliyeler 745 yılında Uygurlar veya 840 da Kırgızlar tarafından yıkılmış. Ben 840 daki istilôda bu eserlerin yerlP bir edildiği kanoatındoyım. Türk töresinin ve Türk medeniyetinin en büyük yadi gôrı olen Orhun böfgesinin eşsiz abidelerini istemeye is--
- 99 -
temeye terkettim. Kişkine Orhunu geçip bozkırın ortasın da istikamet tayin ederek yolumuza devam edip, evvela Korokuruma sonra Orhun nehrini aşan yegône geçit olan ahşap köprüden geçerek Karabalgasuna., o radaki harabe leri gördükten sonra da Tseserlige döndük. Ulcııbatora gi diş, gelirken olduğu gibi uçakla oldu. Birkaç gün sonra Moğolistandaki son ziyaret yerim olan Bilge Tonyukuk mezar külliyesir.·e doğru bir otomobil le yola çıktık. Tola vadisini takip eden asfalt yolda 40-45 km. kadar gittikten sonra kömür madenlerinin bulunduğu Nalayho şehrine, sonra muntazam yolu terked!p bozkırda kuzeydoğu istikametinde 20 km. kadar ilerledikten sonra Tonyukuk abidesine vardık. Külliye uı.a nbatorun 66 km. güney doğusunda, Naloyha şehri ile Tola nehrinin sağ kıyı snda b ul u nu yor. 1 897 de Klementz tarafından keşfedilmiş. 1 898 de kitabesi yayınlanmış olan abidenin yczıları iki yere ciikilmiş dikdörtgen kesitli taşlar üzerine kazılmış. Kitabe ler mcbet lmlmtısma b i rk aç metre mesafede bulunuyor. Yazıların baş tarafını ihtiva eden güneydeki sütun�n yük r-ekliÇi 1 .70 bircz doha kısa olan kuzeydeki sütun 1 ,60 metredir. Bunların arkasında 2,60 x 2,60 ölçüsündeki mabe din kafmtıları var. Daha a rkada ise 1 ,50 x 1 ,50 eb'acbnda, üzerleri�:;de süslemeler bulunaı� Flhit lcalmtıs·ı� ct benzer taş levhalar bulunuyor. Bunlar Koşo çaydam külliyelerin deki «kurban taşları»nın bir başka tür!üsü ola!blir. Ama lô hit olmaları daha kuvv·etli ihtimaldir. Büyük de11!et adamı nın mezarındaki 8 insan heykeli ebedi ihtircm duruşunu ifa ediyor. Mezar kompleksinin giriş yerinden do('uya doğ ru zincirleme sıralanmış balballar korşıki tepeleri aşarak uzcınııyor. Vaktiyle küçük çapta bir kazı ve araştırma yapan Vladimirtsov, külliyeyi kaplayan step birikintilerini temiz !eyerek altmclaki tuğla zemini gün ışığına kovuşturmuştu. 1957 yılında Moğol ve Sovyet arkeleogları tarafından tek·-
- 1 00 -
rar araştırmaya tabi tutulmuş fakat hala raporları yayınlan mamıştır. Yöngsiyebu Rincen, Lümir Jisl ve E. Tryjarsky bur.ada altından mamul çok kıymetli eserlerin bulunduğu nu yazdılar daha evvelcede belirttiğim gibi bütün bu arke olojik b:..ı l untulcaa hic bir yerde rastlamam mümkün olma dı. Mr..ı.alesef halô MoğoHstan sınırları içinde bulunan Türk eserleri hakkında ciddi bir atlas da hazırlanmamıştır. Za manla tarihin karanlıkları arasına gömülerek yok olem, ik l imin merhametsiz şartları altında yavaş yavaş eriyen Hun, Göktürk ve Uygur eserlerinin kataloge edilmemiş acıklı durumlarını hüzünle anıyorum. Moğolistana sevinerek git miştim, üzülerek ayrıldım. Ama Türk dilinin, Türk tarihi nin, Türk san'atının kısaca Türk kültür hazinesinin eşsiz eserleri olan Orhun abidelerinin bu günkü durumlarını gö rebildiğim ve türkologlara anlatabildiğim için bahtiyarım.» Yaza rın noiu : Memleketi mden ilk defa olara k bir i l i m ada m ı n ı n k itabeleri görmesinden dolayı ben de bahtiyar old u m . Prof. Nejat Diya rbek i r l i bu seferin kend isine ba h şetti ğ i şerefi. manevi bir madalya olarak ömrü boyunca göğsünde ifti harla taşıyabilir .Tebrik ederim . Bu arada ba hsedil mesi gereken beş kişi daha var. Bir gazete adına röportaj yapmak için Sibirya 'ya giden Hasan Yıl maer ile Be:d ri Kayabal, Novosibirskin 1 20 km. k uzeynideki Akaden gorodok üniversite şeh rinde Yeni sey k i tabelerinden baz ılarını görmüş. Prof. Diyarbekirl i 'den ev vel Ulanba tu rda bir kong reye katı lan Prof. Ba haedd in Ögel de Tonyukuk bark ını ziya ret imkônını bulmuş. K itabele:rin son z iya retçileri Oğ uz Ak kan ile Ara Gü ler oldu. 1 979'da yaptıkları resimli röporta j ' ı n kitabelerle ilgili kısmı, H ü rriyet gazetesinin 24 ve 25 haziran 1 980 tarihli sayı ları nda yayın landı . Sibirya röporta j ı 1 972'de yapılmıştı . Son ziyaret 1 979'-
- 101 da old uğuna göre, demekki 7 sene içinde Türkiyel i 6 kişi kitabeleri görmüş oluyor. Geç de olsa bu ilgi sevi nd i ricidir. Prof. Diyarbeki rl i ' n i n , a bidelerin kurtarılmasıyla ilgÜ i bir teklifi var. Her ba kımdan m ü kemmel ve isabetli bir gö rüş ve düşüncenin mahsul ü olan ve yuka rıya a ktardığı mız makalenin içinde yer alari teklifi ayrı bir bölüm hal inde sun uyoruz: ( Kitabın başında, devlet ve hükumet büyü kleri ile i l i m adamlarına yaptığ ı m ız çağrı bu böl üm i l e ilgilidir.) «1978 yılmın eylül ayında l<oşo çaydamd.a Bilge kağan mezor külliyesini ziyaretim sırasında gördüklerim beni son derece üzdü. Müşahede ettiğim durum c1dden çok acıdır. Vaktiyle Göktürklerin düşmar.ları tarafından parçalanan Cib�de şimdi de dost Moğolistanın ilgisizliği veya imkônları r.ıın kıtlığı dolayısiyle bulunduğu yerde terkedilmiş o�orak erozyona maruz kolmoktadır. Abider.ln, � amanın to h ri bo tı :-:·��c� kurtulamıyarak yavaş yavaş tarihin derinliklerine gö !>ıü!me::i çok hazindir. Unes.ko gibi milletlerarası kültür kuruluşlarının, bir çok mil!etlerin yok olmaya yüz tutmuş san'at eserlerini, kültür miraslcrını kurtc!'mak için teşeb büse geçtiğini ve eserlerin restorasyon-unu tahakku·k ettir mek için milyonlarca dolar sa !·f ettiğ! bilinmektedir. Me seiô bun!cırdan biri 11.ll ısırda Assucn barajı inşası sırasında meydana gelen sun'i gölün seviyesinin yükselmesi dola yısiyle, M.Ö. Xlll. yüzyılda kayalar içine oyularak yapılmış Ebu Slmbel tapınağmm suların altında kalmasına mani ol mak için, başka yere taşıma faaliyetidir. Topıar.ğın önün e.le kayalara oyulmuş 4 heykelin ve ardındaki tapınağın su lar altında kalma tehlikesi karşısında Ünesko kolları sıva mış, akıllara sığmoyocaık bir işi, büyük mali fedakôrhklar pohosma do olsa başarmıştır. Ebu Simbel tapm<ığı yirmin ci yüzyılın teknik imkanlarıyla, önünde bulunon 4 dev hey keliyle birlikte kayalardan kesilerek muazzam bloklar ha linde başka bir yere taşınmış ve restitüsyonu aynen yapıl-
- 1 02 mıştır. Sene1erden beri Uneskonun restore ettirdiği bir çok mabet, manastır ve son'ot eserleri mevcuttur. Bunkırı bu rada saymakla bitiremeyiz. Türk dili ve Türk kültür tarihi bakımından olduğu kadar insanlık tarihi 'bakımından da bü yük değer taşıyan Orhun abideleri, göz göre göre ölüme, yok olmaya terkedilemez. U neskonun ilgisine ve yardımına ihtiyaç var. Vakit daho geç olmadan teşebbüse geçme!i, Bilge kağan ve Kül tigin mezar külliyelerinin restorasyoııu için karar aldırmalı ve Türk tarihinin bu değerli abideleri ni, bir daha güç durumlara düşürmeyecek koruyucu ted birlerin alınması sağlanmalıdır. Bunun için Moğol kardeş lerimizle müştereken hareket ederek Uneskoya durumu aksettirmeliyiz. Her şeyden önce bir yüzü toprağa gömül müş Bilge ka�n .abidesini ayağa kaldırmalı ve diğer par çolannın birleştirilmesi, bütünl·eştirilmesi ameliyesine baş lanmalıdır. San'at eserleri bütün milletlerin müşterek ma lıdır. Habeşistanın bir kasabasındaki kilisenin iptidai fres kolanm restore ettiren•er Orhun abidelerinede yardım ede bnir. Koşa çoydam abideleri yalnız Türkleriıı malı olma yıp, kültür, insanlık ve yazı tarihi yönünden dünya ilim ve kültürüne değerli bir hatıra, eşsiz bir yadigardır.» Prof. Diya rbekirl i ' n i n yaz ısı bu. Acı hakikatı bütün çıplak l ı ğ ı ile gözlerimizin önüne serm iş. Kitabelerin d uru mu hakikaten çok perişa ndır. Bunlara bin sened i r ki mse bakmamış. Moğol lar son senelerde üç kitaben in etrafına tel örg ü l ü bir çit ya pmışlar. Ama kapı bekçi gibi şeyler yok . Gi ren çıkan bel l i deyi !. O çit neye' yarıyor bilmiyorum . B u lı ı.;s usta Moğol lara kabahat bul maya d a im kôn yok . Onlarda fa kir mil let. KGndilerine bakam ıyorla r, asarı ati kaya nasıl baksınlar. Aslında biz çok vakit kaybetm işiz. Da lla evvel kileri bilm iyorum ama Osma n l ı pad işahlarının Türklerin hiç bir şeyiyle i l gilenmedikleri m u lıakkaktır. Ki tabelerin keşfi sırasında d ü nyanın her tarafı ndan i l i m adam-
- 1 03 ıarı akın aktn oralara giderken Türkiye'den bir kişi bile gönderilmemiş. «İmparatorl uğun yıkılma devri idi. Savaş maktan böyle şeylerle ilgilenmeye imkôn olmadı » gibi ma zeretler ileri sürülebilir. Peki, Dol mobahce. Beylerbeyi, Çı rağan, Yıldız sarayları, Kücüksu ve lhlamur kasırları. Ayaz ağo'daki muhteşem av köşkü ne zaman yapıldı . Daha ne israf örnekleri var. Bunlardan bir tanesinin pa rasının ta mamı deyil onda biri kitabelere harcansa idi, bu g ü n Unes kodan yardım istemeye lüzum kalı rmı idi. Bu h ususta cok k usurl u hareketler olmuş. Ama geçmişte yapılan hataların m üna kaşası ile vakıt geçi rmeni n faydası yok. Prof. Diyar bekirli en makOI yol u gösterdi. Türk ilim adamları ve hü kO met erkônı kitabeleri kurtarma iş i n i kutsal bir görev ola rak ele alma l ı, U nesko'nun yardımını sağlayarak olumlu sonuca ulaşmalıdırlar. Türk milleti bunu kend ilerinden bek l iyor. Başka bir çare olarak kitabelerden birinin benzeri, Türkiye'nin büyük şeh irl erinden birine de dikilebilir. Zan nedersem · bundan on sene kada r evvel böyle bir girişimde bulunuldu. istanbul 'daki idealist gençlerden bir kısmı bu işi ele aldılar. Saraçhanebaş ı nda kitaben in temeli atıld ı . A m a bu hayırlı işin sonu gelmedi. Temel halô orada duru yor. Bana anlattıklarına göre o yılla rda İstanbul beled iye sinde ağ ırlıklarını artıra n solcu grup, mill iyetcilikle ilgili olduğu için bu girişimi engel leyerek yarım kalmasına se bep ol m uşlar. 1 2 eyl ül 1 980'e kadar süren kargaşa lık, bu mes'elenin bir daha ele alınmasına imkôn vermed i . İ nşallah bundan sonra d iğer işler gibi bunu da halletme im kônı bu Junur. 6 1 0 ekim ·1eao ta ri h inde İstanbul ü niversitesi Edebi yat fakültesi nde 3. milli türkolOİ i kongresi yapıldı. İlgi ile izlenen kong rede Türk dili, edebiyatı , tarihi, san'atı ve mu sıkisi ile ilgili konuşmalar yapıldı. -
- 1 04 · 8. ocak 1 981 tari hli Son havad is gazetesinde bizim k i tapla i l g i l i bir yazı yayınlandı. Kômi Suveren adlı eleşt i rmen (Özet olarak) şunları yazıyor :
«Tarih, ders almasını bHenler için en doğru ve güçlü rehber, bilmeyenler için bir hikdyeler zinciridir. Ondan fay dalanmasını bilen milletler varlıklarını sürdürmüş, bilme yenl·er yoklar karanlığına gömülüp gitmiştir. Türk mitolo jisi ile tarihi orasında başlıca köprü teşkil eden kaynak, tarihi sütunlar üzerine kazılmış olen dünyaca meşhur ki tabelerdir. Yüce Türk kağanlarının milletimize güç ve kuv vet sağlayıcı, yol gösteric i nasihatlarının ve şanlı hatıra larının nakledildiği Kül tigin, Bilge kağan ve Tonyukuk ki tcmeleri, oağooş Türk gencinin ibret alarak okuyacağı pek Clağerli eserlerdir. Araştırmacı Mustafa Gökmen, günümüz gençliğinin istifade edebilmesi maksadı ile bir kitap içinde topladığı metinleri « Eski Türk kitabeleri» adı ile neşretmiş. Özellikle gençlerimizin okumasını tavsiye ·ederim.» Prof. Muharrem E rginin «Orhun abideleri » adlı eseri nin 7. baskısı do cıktı. 1 970 ile 1 980 a rasını dolduran 6 baskı nın tamamen satılmış olması eserin ne derece tu tulduğunun ispatıdır. Eski Türklerde 7 kutsal ra kka md ı . 7. bas k ı kutl u olsun. 23 N isan 1 981 tarihli Son havadis gazetes inde «Bil ge kağanın anıt mezarı ndaki yazılar çözüldü » başl ığı altın da şu haber cı ktı :
«Taşkent (A.A.) Kczok filolog Gubaidullc Aydarov, en· eski ve ilginç Türk anıtlc:ırındon Bilge kağan a nıt mezarınm üzerindeki yazıları çözmüştür. Sovyet resmi haber ajansı Tass'ın bildirdiğine göre, bu açıklama Sovyet türkoloğların Özbekistan'ın başkenti Taşkentteki toplantı sırasında ya pılmıştır. Bilge kağanın amt mezarı 1 889 yılında Ulanbatur·
- 1 05 -yakırnarında bulunmuştu. 683 734 yılları arasında yaşa yan Bilge kağan şimdiki Moğolistan bölgesinde yaşayan doğu Türklerinin önderliğini yapmaktaydı. Bilge kağanın anıt mezarındaki yazılar, liderin katıldığı savaşları ve özel likle 80 bin kişilik Cin ordusuna korşı kazandığı zaferi an latmaktadır.» -
Gazetede kitabel erle ilgili bir ha ber çıktığını görünce evvela çok sevindik. Ama okud ukta n sonra da hayret et mekten kendimizi alamadık. Bizim bildiğimize göre Bilge kağan anıtındaki yazı l ar bundan doksa n sene evvel okun du . Acaba Sovyet bilim adamları hangi Bilge kağandan bahsediyor. Malum old uğu üzere Uygurl a rda da bi rkaç ta ne Bilge adlı kağa n var. Ama doğum ve ölüm ta rihlerini bildird iğine göre bu bizim bildiği miz Bilge kağand ı r. Yc ksa Bilge kağan ba rkında yeni bir kitabe bulundu da onu mu okudular. Haki katı anlamak şimdilik mümkün dey i l . Rusca bilen tü rkoloğların, Sovyetlerin bu konudaki yayı nlarını d i k katle izlemesi g erekiyor. 1 2 M ayıs 1 981 tarihli Son Hava diste Prof. Türükoğlu Gökalp da aynı konuya temas ede rek ; «Soydaşı mız bil im adamı Aydarovun çözme haberi aydınlatıl maya muhtaçtır.» d iyor. İ kinci baskının ya pıld ığı 1 981 yılı Kül tigi n i n ölümünün 1 250. Fatih Sultan M ehmed'in ölümünün 500. yıl d önümü idi . Ayn ı yıl . Atatü rk'ün doğumunun 1 00. Türk Tarih Kuru munun ku ruşl!nun 50 yılına rastladı. 7'nin k utlu ve uğurl u rokkam olduğunu söylemiştik. N itek i m sayın Muharrem Erginin «Orhun a bidel eri» a d l ı eserini n 7 . bask ısı kısa zamanda bitti. Ş i m d i kita pcı vit ri nlerin i 8. bask ı süsl üyor. Onun da aynı rağ beti göre:ceğ i muhakkaktır. Yal n ız anlayamadığımız bir şey var . Evvelce de yazdık. Neden bu baskı:ardo hiç değişiklik olmuyor.
- 1 06 Hayd i deyelim ki o kitap kitabeler konusunda yazılan en kusursuz eserdir. Bu sebeple de düzeltilecek hiç bir ta rafı yok. Peki ama Avrupalı türkologların yaptığı araştır malar ve yeni buluşlar var. Bunlar kitabelerin 1 970'deki durumunda hiç bir değişikl i k ya pmam ışmıd ı r. Tıpkı basım belki yazar için kolaylıktır. Ama okuyucuyu yeni bir şey getirm iyor. 7 . baskıdan iti baren kitabın yalnız kabı değ işti. Muhteva h iç de'ğ işmiyor. Bu satırlar hoşa g itmeyebilir. Ama bir ihtiyacın ifadesi, öğrenme arzusunun sesidir. En selôhiyetı i yazar 1 1 sene evvel yazd ığı kitaba bir kelime ilôve etmezse bizim gibi yabancı dil bilmeyenler. kitabeler konusundaki gel işmeleri nereden ve nasıl öğ reneceğ iz. 9. baskı yapılırken bu durumun dikkate alınacağ ını umarım .
D İ L E K L E R
1 - Türkiye'de Orhun kitabeleriyle ilgili i'lk eseri rah metli Şemseddi n Sami yazmış ama yayınlamaya ömrü yet memiş. Bu kitap halen varislerin elindeyse yayı nlanması Tü rk kültürüne önemi! bir hizmet olur. 2 - « İ lk Türk devleti ve yazılı Türk anıtları » adlı ese rin sa h i bi sayın Al i Kemal Mera m eseri n i n daha mütekô m i l şekl i n i « Göktürk i m pa ratorluğu» adı ile neşretm iş. Bu, beni m okuduğum en g üzel Göktürk tarihidir. Sayın yazara , mevcudu kalmayan b1;1 eseri tekrar ve mümkü nse kita belerle ilgili bir ad ile yayı nlamasını tavsiye ederim. 3 - Zama nımızın en büyük rubaiyat ve hamaset şiir leri yazarı sayın Hakkı Ceng iz Alpaydan , bir de kitabeler mevzuunu ele a l mas ı n ı rica ediyorum . Ama rahm.etli Beh çet Kemal bey in yaptığı g i b i bir k ısm ı n ı değ i l ta ma m ı n ı . 4 - «Ötüken Türk kitabeleri>; a d ! ı esorde d üzeltil mes i gereken çok şey va r. Gönü l , kitabelerle i l g i l i kitap larda hiç ya nlış ·ol mamasını a rzu ediyor. Bunların düzel ti lerek eserin tek ra r yayınlan ması, gerçe k l eş m esi n i iste diğimiz dile:kler a rasındadır. 5 - Sayın Prof. Talôt Tek in Ameri kada, kitabelerle il g i l i bir kitap yayınlad ı . Onlar okuyor, ya biz. «Biri yer biri bakar, k ıyamet ondan kopan> dem işler. Tü rkiyede h e r l< es
- 1 08 i ngil izce bil mediğine göre sayın profesörü n bir daha kol l a rı sıvaması gerekmez mi? Bekl iyoruz. 6 - Kül tigin ve Bi lge kağan kitabeleri n i n doğ u ve bat ı yönl eri ndeki başl ı ğ ı n teferruatı şimdiye kadar kat'i olarak bel l i olmad ı . Bilge kağa n kitabesi parçalanmış du ru mda olduğu için ondan bu tesbiti yapmak mümkün de ğ i l . Kül tigin kitabesinin fotoğrafları da kitabeyi uzakta n gösterdiğ i için başlıktaki şekiller net olarak görünm üyor. Ortada k i dağ keçisi bell i ama yanlarda si metrik görü ntü deki hayva n ı n cinsini bel i rl emek zor. Bu. aslan. kurt, köpek veya domuz olabil i r. Prof. Diyarbekirli ejderha diyor ama, o herhalde bunları Kara balgasun kita besi ndeki şekille ka rıştırıyor. Bundan sonra Orhun'a gidecek olanlar başlığı yakından gösteren daha net fotoğraflar çekerse du rum ay dınlanabilir. 7 - Kita belerle ilgili son dilek şu : 1 8 temmuz 1 900 Orh u n abidel eri n i n bulunuşunun yüzüncü yıl dönü ınüdür. İ s tersek o tarihte bizde bi rş�yler yapa b i l i riz. Meselô büyük şeh i rl erimizden birinde, bütün tü rkolog l a rı n davet ed ildiği d ü nya çapında bir kongre te:rti p edilebilir. Konferanslar ve ril i r, kita pla r yayınlanır, pul l a r bası l ı r. Abidelerle ilgili res im yazı ve heykel da llarında yarışma lar yapılarak ödül ler veri l i r. Hatta Orhuna bir gezi de tertip edilebil i r. Tabii bu işle rin devlet el iyle organize edi l mes i en normal yoldur. M i l l i Eğitim Bakanlığın ı n emri ile Türk Tari h K urumu. Türkiyat enstitüsü veya Türk k ü ltürünü a raştı rma enstitü lerinden biri bu işle vazifelendi rilebil ir. Zannedersem böyle işlerde kullanılma k üzere Atatü rk tarafı nda n bırakılan bir meblôğ da vardır. Devlet ilgilenemezse Aydınlar ocağ ı g i bi kuruluş lar, hatta bir gazetede bu işi ele alabilir. Ben bu satı rlan 1 979'un yaz aylarında yazıyorum . Demekki yüzüncü yıla
- 1 09 tam 1 0 sene var. istenirse o zama na kada r gerekli haz ı r l ıklar ra hat rahat yapı labil ir . Benden hatırlatması. 8 Birde kita belerle ilgili ol mayan dileğ im var. O da şudur : B en bu kitabı kütü phanelerden topladığım bilgi ile yazd ı m . B u sebeple kendimi o müesseselere vicdanen borçlu hissediyorum. Aşağ ıdaki satırları o borcu ödemek için yazdım. -
Yapılacak en hayırl ı işlerden biri kütüphane lere ki tap bağışıdır. Bu iyl ikten bir veya brikaç kişi değ i l , binlerce kişi yıllarca faydalanır. Bağışı yapanın adı o kitaplarla beraber yaşar. Adeta ölümsüz ol ur. Ne yazık ki bizde bu çeşit bağışlar az ya pılıyor. N ice değerl i kolek siyCi�!ar kad i r kıymet bil mez ellerde yok ed il iyorda, bir kü tü phaneye vermek akla gel miyor. Ben böyle ziyan ed i len cok kitap gördüm. M isôl olarak 3 tanesi n i yazayım : Bol u da yetişen nad ir i l i m adamlarından biri olan M uzaffer efen di öldü kten sonra kitaplarını bahçeye yığıp bir kibritle işini bitirdiler. ista nbulda göz doktoru Ahmet Cevdet beyin ki tapları odun n iyetine sobada yakıldı. Vakıflar U m u m m ü dürü Fa h rettin K i perin kita pları k i l o i l e satı ldı. Bunların varisleri bu kitapları bir kütü phaneye verme büyüklüğünü gösteremediler. Buna muka bi l sağl ı klarında bu işi garan tiye almak için kitaplarını k ütü pha nel ere kendi el iyle veren veya va risler tarafında n yapılan bağışlar da var. İ şte onlar dan baz ıları: Ahmet Kudsi Tecer, Ali Emiri, Ali Eng in, Ali Galip Pe kel . Al i Haydar Taner, Ali U lvi Erm iş. Arif Güngören, Ayhan Ediz. Baha Toven, Bedri Gökn i l , Cevdet İ nanç, Esat fuat Tugay, Fah rettin Kerim Gökay, Fa ik Reşit U nat. Hakkı Ne zihi Erkson, Hakkı Tarık Us, Hal it Bayrı, Halit Fa hri Ozan soy, Hüsey i n Yıl maz Özel , Hüsnü Sadık Durukal , İ hsan
- 1 10 Karabotur. İsmail Fenni, İ smail habib Sevük, İzzetin Der berıt. Kemal sa l i h Sel, Mahmut Gene. Osman Ergin. Os man Ferit Sağlam, Refik Ahmet Seveng i l . Reha Oğuz Tür kan, Reşit Rahmeti Arat, Rıza N u r. Sadrettin Celôl Antel Ser:..vet Tulpar. Seyfettin Özege, Şemsettin Günaltay, Şe:v ket Rado. Talôt Bayrakcı, Talôt Özkan , Tarık Zafer Tuna ya, Tevfik Bıyıklıoğlu, Turgut E rem. Vedat N edim Tör. Ya hya Reca i Yok , Ziya Emiroğlu. Bunlar iyi lik bahçesinde açan çiçeklerden derlenmiş bir bukettir. Tabii daha çokları var. Burada ismi olan ve olmayan tekmil bağış sahiplerinden merh u m olanlara Al lah'tan ra h met d i l iyorum. Mekanları cennet olsu n. Sağ ol anlara da insa n l ı k adına teşekk ü r ederi m . Yukarıdak i satırları okuyup bana h a k veren kitap sa h i plerine, evlôtları n ı n istikbalini düşünen anc, baba g i bi kitaplarının geleceğ ini de düşü nmeleri n i tavsiye ederim. E l i nd e kita p olanlara bir da:ıa hatırlatı yorum : İ ster kend i niz biriktirmiş olun, ister büyüklerinizden kal m ış olsun. işinize yaramıyor deye kita pları bodrumlara, tavan a raları na, tozlu toprakl ı rutubetl i yerlere doldurup çü rütmeyin. K itap kurtlarına ziyafet çekmeyin. Ateşe verip dumanını sa vurmayın. Çöpe atmayı n . K i lo ile satıp kesekôğ ıdı yapıl masına sebep olmayın. Her kita bın faydalanı lacak bir tara fı ve okuyucusu bulunabilir. Size lazım olmayan kitapla rı kütü phanelere vererek değeri ni muhafaza etmes ine: yar dımcı ol un. Böyle yaparsanız hem k itapla r ziyan edi l me miş, h em de siz hayırlı bir iş yapmış olursunuz. Kendine yara maya nı başkasına da yaratmayan « ne koka r ne bula�ın> tabiatta olmak insanlara h i ç b i r şey kaza ndırmaz. Mutlulu ğun kaynaklarından biri iyili k yapabi l m i ş ol manın verece ği huzurdur. O kaynağ ı n berrak suyundan s iz de içip m ut lu olun.
•
ARŞiV
- 1 12 -
Üze kök Tengri asra yağız yir kılındukda ikin ora kişi oğlı kılınmış. Kişi oğlında üze ecüm apom Bumın kağan istemi kağan olurmış. Olurupon Türk budunung ilin törü sin tuta birmiş iti birmiş. Tört bulung kop yağı ermiş. Sü sülepen tört bulunadakı budunuğ kop almış. Kop baz kıl mış. Başlığığ yükündürmiş. Tizligig sökürmiş. İlegerü Ka· dırkan yışko tegi kirü Temir kopığka tegi k·ondurmış. İkin ara idi oksuz Köktürk ança olurur ermiş. Bilge kağan ermiş alp kağan ermiş. Buyrukı yime bilge ermiş ·erinç alp ermiş erinç. Begleri yime budum yime tüz ermiş. Anı üçün ilig ança tutmış erinç. İlig tutup törüg itmiş. Özi onça kergek bolmış. Voğçı sığıtçı öngre kün toğsıkda Bökll çöllüg il Tobğaç, Tüpüt, Apar, Purum, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Ta tar, Kıtany, Totabı bunça budun kelipen sığtamış yoğla· mış. Antağ külüğ kağan ermiş. Anda kisre inisi kağon bol mış erinç. Oğlıtı kağan bol mış erinç. Anda kisre inisi eçisin teg kılınmaduk erinç. Oğlı kangın teg kılınmoduk erinç. Biligsiz kağan olurmuş erinç. Yablak kağan olurmış erinç. Buyrukı yime biligsiz erinç, yoblak ermiş erinç. Beg!eri bu dunı tüzsüz üçün, Tobğaç budun tebligin kürlüğ üçün, or makçısın ücü.n , inili eçili kingşürtikin üçun, begli budunlığ yongşurtukin üçün, Türk budun illedük ilin içğınu ıdmış. Kağcınloduk kağanm yitürü ıdmış.
GÖKTÜRK DİLİNDEN BİR ÖRNEK ( M uharrem Erg i nden)
- 1 13 -
��J : >Ytt : J'fYt� : �'l' �h : :Y+J> J : J'Xt'rih : f ht'r'i h *rfl�f��t : >D.J> : Yfxtl : th:ıf11 h : )+J'( : + �).fJ> : J'�)( Y f � ı t1�H� : .t�'l't� : + )n>J : +:YY> : t :ı1't� : + )J'l> : rP �> : 'rYf� : -PiD>J : �ti).f � : J'D>.ft9 : 'r ı-ti : Xtl : thf11 f X : rfl+J'<>J : t)��>Jt'l'Yf� : rP'l>ıfl> -l- � �� : f11 'r f'l't� : J'rl'<Y> � : rflf11 =i : ,. 'rfYt : J'Jith : tnY : >�'f lft� : .tit< U ı J : tf f'l:ı : >>.fYt>.f> -l- : >>.f"ltl > � >.f > : rfl + : 1> -1. : )��>J : tı'r Ar" : .fü : >>.f�tl> �>.f> : rff11 h )n>J : J'
:YM : � � h t' : >Yrl : � 'r t' h : J. OY� : t ı*'J> : ıt><ht : 1 > !
: t f kJ'rl trtJ D : �>U:Y : f'l'l'fYr : -1. D -f > J : J'hYt : >.f'<�.J> : : rtJ > J. ı : f'l 'r f'rt� : +x+fh : f At:ı : J'tl D>.J � : »xYt'I tli> ı : *'x*'fh : fAt:ı : .r:ı ht41 � h : +xv r.ı ı : tfh : .t:ı tJJ l'I' ft'f'I�� : >>.f Y : > J. >.f DJ'r� : > >.f Y>.f t9 : + xY t' I : tfh : J'ttY1 tl 'r + h : J'A1 : + n � >.f > D : tf h : .r:ı'rt'l : J'�> J : +xY f'l l : tf h : J'"it'rt9 �h� : 'l't'l : rl '< ı- > ı- Y t : 1+'1' : J. Dtxr : fr'l : J'�� :Yt'l : � � hf'I : J'Y'rt� : )U>J : AYJ ı : 1>.fJ> : J'X'rt�>J : :Y+'rf t� : � : rfJ'< � > J : D � > i : t h f 1 t : :Y + f'I :ı : ) > � J : + k Y rfJ l"4 h : rl:Y*t� : t l tY : � tA � I : tJ'< : )��>J : A'lJ ı- : 'i'f4'1't�J"� YD.r� : 'lH� Jrl>.f t : 1 >.f : rfl tY : tl)f+� : )JI( : ftAf11 1 : 1 +1'
GÖKTÜRK YAZISINDAN B İ R ÖRNEK
(Malovdan) ·
Eski Türk Kitabeleri
-
F.
:
8
BİLGE $AD
$U
ANÇU
MENGSÜN
BİLGE KAÖANIN SECERESİ •
1.
BUMİN
X
7. TUNGA X (TUL N )
x
:� .!!! BİLGE
TARDU X
Şecere sağ Üst · köşeden başlıyor. Kağan adlarının ya nında X işareti var. Rakkamlar doğu kağanlarının sırasını gösteriyor. Bilge kağan, Bumin tarafından geldiği için İ stemi kağan tarafı kısa kesildi. Bazı tarihlerde esaret devrin de hüküm süren 7 kağandan bahsediliyor. Esaret sırasın da devlet v•kılmış olduğuna göre kağan da olamaz.
·
-. 1 1 5 -
Kül tlgin barkının asli şeklini gösteren bu resim 1980 yılına kadar elde edilen bilgilerin ışığında yapılmıştır. Doğ rutuk derecesi % 90'dır. Gelecek baskılarda bunu % 1 00'e çıkarabilmek için bilgi ve belge sahiplerinin yardımlarını rica ederim. Adres kitabın dağıtımını yapan yayın evidir.
- 1 16 -
- 1 17 -
• z . M • • :A 1li • Ut ._
a :k ff »t !l • ji . *
.. • � � + .
Jl ._ fl-
l!f.ı • � fıilJ T • �
� � � -1- jıt il� • • 4ff ·.c.· � Jl A il • ti< 1$ � 8 lı _, ilf' ta ı.1 tr a Jt ııt .t � f) JU W * 9 $ � 'f 11 lf a m � tt: m lt fi li !A · 1t :f · · - � Ml ft 'l'J 'f � ilf. ili ."f jt :k ti -1' • � � • it F &l fil :t ft f1.t m � lf: • itt P fi S ıı.; t1i � � � a'I N. � • f3 .tB tıi z tt ll fC
at im �
;r> JH .ı iJ � 11 jtt il ft m n· � PA 1t � � !l;. il ii! fı1f it f}ı #- - � fi "1 .M tfli � ft �· trt • .ıt:. ıs ıll t1: 1t .4k fl lf -l. � � ·� . ll fJ � lti • ıt "' m f.f J:. 7- 4" � iii + tt 1Si!. !l' � i'J • Yl 'lb � ;.t; * iif � • � if 'i � Z fi z * il' il � ı af: $ a 1Jf # ti!. i.K ı!!f '"' f: n JI R .� • * fi ruı ili. Jl - Jt Jı; <= ı:: il � � tt � ;i;li '5: "F k\ Z
lt a � ıiıi tf! :r-:
:t * � n! � � � � nlı � A
.ıt
rt lt • � 1i W4 M tt -,.f' , #4 W: ı.l �' ;};;
ıl A li &r ·· � it ·� $ � � -k � 8 * .:J - Jt IW • � N� llf P'.S � � rM ti. fl, ffl :3 in �
li :1t . ';) #. ıt fb � lt � 1*. ID 1ıt � n � L< l.& tA !\ fit � ıli ıı l'l ııll U
• * M -T Q it tl' t: ıt � il lı) m. .! ı ı 11\ m .
U tV. u * ıfi ili �· ııl
�
'*
ili * ıt Ç! ıt '
KÜL TİGİN KİTABESiNDEKİ CİNCE VAZI (Gustawe Schlegel)
-
1 18
-
KÜL Tİ G İ N HEYKELİ N İ N BAŞI (Ulanbatur müzesi)
- 1 19 -
KÜL TİGİ N HEYKELİNİN GÖVDE KISMI (leningrad müzesi)
- 1 20 -
KÜL TİGİ NİN EŞİNİN HEYKELİ ( Belleten dergisinden)
121 -
KÜL COR K İ TABESİ ( İ he Hüşotü )
- 1 22 -
KARABALGASUN KİTABESİ ( Hüseyin Namık Orkunda n)
- 123 -
HASAN YILMAER V E BEDRİ KAYABAL (Akaden gorodok şehrindeki k itabeler hakkında bilgi alıyor. )
- 1 24 -
PROF. NEJAT DİYARBEKİRL İ (Orhun nehri kıyısında)
- 1 25 -
PROF. NEJAT DİVARBEKİRLİ ( Kü l tigin barkında)
-- 128 ......
PROF. NEJAT DİYARBEKİRLİ (Bilge kağan barkında)
• •
r::
,c;' r f"'S : �
- 1 27 -
PROF. NEJAT DIVARBEKiRLI (Tonyukuk barkında)
- 128 -
OGUZ AKKAN VE ARA GÜLER (Tonyuk u k barkında)
- 1 29 -
-
·;::
.8
o z :J (f.) :J
-
>
_. w
� w ı� c:ı: o z
u;. c:ı: m w z c:ı: :c o c:ı: o::
�
Eski Türk
Kitabeleri
-
F.
:
9
S O N
- 1 .33 --
YAZARIN BUNDAN EVVELKİ ESER İ
HAZRETi MUHAMMED'iN SECERESİ Peygamber efend imiz i n 2 1 göbek evvel k i dedelerinden torunlarına kadar bütün akrabalarını gösteren şema. İ stan bul, Hayri Zorlutuno matbaasında basılan 35X45 eb'ad ın da d uva r l evhası. Halen satış için mevcudu yok. Ankara' daki M i l li kütüphane i l e İ stanbul'daki Beyazıt Devlet, Sü leymaniye ve N u ru Osma niye kütüphanelerind e görülebi l i r. Türk iye bibllyoğrafyasının 1 960 yılına ait 4 ü ncü cildi nin 33'ü ncü sahifesi ile 1 975 de basılan İ slami eserler bibl iyoğrafyasının 47 inci sah ifesinde kayıtl ı .
K İ M L i (; i M ustafa Gökmen, Bol u'nun Kasaplar köyünden Meh met efendi ile Emine hanım'ın iki oğlundan büyüğü. (Ka r deşi İ smail Hakkı küçük yaşta vefat etm iş.) 1 922 yıl ında i zmit'in Kandıra kozasında doğdu. İlk ok ulu Bol u'da bitire rek İstanbul'a g itti . 1 936 - 1 937 ders yılında Dovutpaşa orta okulunda, 1 937 - 1 940 yılları nda Darüşşafako l isesin de okudu. Ama ikisinde de b'1şarıl ı olamad ı . Öğ renim ha yatına kütüphanelerde devam ederek kendini yetiştird i . 1 960 da Hz. M uha mmed'i n şeceresini, 1 980 d e Eski Türk kita belerinin birinci baskısını, 1 981 de ikinci� skıyı yayı n ladı. Yeş ilay cemiyeti üyesi olan M ustafa Gökmen evl i ve iki çocuk babası .
f1
�
1ıl lllfllllllll�lt111111 11ttlHlntllltlllllttlHlnlff lNlllllllHINlttlHlllllllHltlll- llllll11llllllllllHIHlollllllll111111
�
•
� � � � !i
�;
=
Türkiye Yeşilay Cemiyetinin yayın o�ganı
� � � �
�� � �
YEŞİLAY
Ahlôk, Kültür ve Sağlık dergisi 1 924'den beri çıkıyor.
OKUYUNUZ OKUTUNUZ YAYINIZ
� � � �
�� �
;;;;
� �
��
;;;; � !! � � -
İ dare ve abone adresi : Genel merkez N uruosmaniye Cad. No: 17/1 Coğaloğ l u Telefon : 27 1 6 83
;;;; İ ST.
. �
;;;;
� � .;
;;;;
� � !! � !! � � ;ı ı ıııııı ııı ııı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ıııılıııtılıtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı.111•ıı1111111111ıııtıııı1111111111ı�ıııııı1111111ıı11 ii
NAKIŞLAR YAYINEVI SUNAR Kur'an-ı Kerimden ayetler . . .
. . .
...
. . .
.
. .
Türk cihan hakimiyeti mefkuresi tarihi
Mehmet Akif Ersoy
. . .
. . . . . . Prof. Osman Turan
Doğu Anadolu Türk devletleri tarihi . . . . . . . . . Prof Osman Turaıı Selçuklular ve lsl4miyet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Prof. Osman Tııran Tarihi akışı içinde din ve medeniyet . . . . . . . . . Prof. Osmaıı Turaıı Vatanda gurbet . . .
. .
. ... ... ... ... ...
Türkiye'de manevi buhran
.. ...
.
Türkiye'de siyasi buhranın kaynaklan . . . Bahardan yaza doğru (Şiirler) Yaz dedi (Şiirler) ilk bahar (Şiirler)
.
.. ...
. . .
Başlattılar (Hicivler)
. .
Gül attılar (Rubailer)
. . .
.
. .
Okşattılar (Hicivler) . . . Oynattılar (Hicivler)
.
...
. . .
. . .
. . .
.
..
. . .
...
... ..
. . .
...
...
. . .
...
... ...
...
Alp Aslan ve Malazgirt destanı
. . .
...
. . .
. . .
. . .
H. Cengiz Alpay
. . .
H. Cengi;:, Alpay
...
. . . . . . . . . H. Cengiz Alpay
. . .
. . .
... . . .
...
H. Cengiz Alpay
. . .
...
...
...
...
. . .
. . .
Prof. Osmaıı T1 1ran Prof. Osına11 Tııraıı
...
...
. . .
. Prof. Osman Turaıı
. . . . . .
......
. . .
. . . . . .
... .
. .
Din ve laiklik
·
... . .
.
. . .
... . .
. . . H. Cengiz Alpay
. . .
H. Cengiz Alpay
. . . H. Cengiz Alpay
. . . . . . . H. Cengiz Alpay
Nakışlar (Rubailer) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . H. Cengiz Alpay Gönülden akışlar (Rubailer)'
...
Manzaraya bakışlar (Hicivler) Harman zamanı (Rubailer) Orman zamanı (Hicivler)
.
..
.
Sahnenin dışındakiler . . . . . .
...
...
...
...
... ...
...
H.
Cengiz Alpay
H. Cengiz Alpay
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . H. Cengiz Alpay ... . . .
... ...
. . .
Abdullah efendinin rüyalan . . .
. .
Yaz yağmuru . . . . . . . . .
.
.
... .
. .
.. ... ...
. .
.
. . .
. ... ...
.. ... .. .
. . . . . . . . . H. Cengiz Alpa .v . . . . . . A. Hamdi Taııpıııar . . .
. . . . A. Hamdi Ta11prıuır
. . . . . A. Hamdi Tanpmcır
A. Hamdi Tanpınar ve edebiyatımıza bakışlar
.
. . Turan Alptckiıı
Timur devrinde İspanyadan Semerkanda seyyahat . . .
. . .
Terci.ime
Ramayana - 2500 yıldır yaşayan eser . . . . . . . . . . . . . . . . . . Valmikl Bir nükte bir ışık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Atiye Keskin Kııbaıılı Eski Türk kitabeleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Mustafa Giik rııc11 Romanımız ve insanımız
... ...
. . .
. . .
. . .
...
. . .
. . . Durali Yılmaı