Necdet Sevinç - Ajan Okulları

Page 1



OYMAK YAYlNLARI SUNAR


· .....


DAGITIM : ANDA


Dizgi - Baskı: ÖZDEMİR BASIMEVl

Kapak : Beyit Ertürk

OYMAK YAYlNLARI: N uruosmaniye Caddesi Küçük Han No: 25 Daire : 10 Cağaloğlu -Istanbul

Mektuplaşma Adresi : P. K. : 35

Bakırköy - İstanbul


AJAN OKULLARI Necdet

(İkinci Baskı)

SEVİNÇ


·.···

.

.. -

. . .

-

'

. . ·· �

.·�' ;:'·,:-\w: ··: :\\:. , ,'". ; ·.

\'''

..

.'1ı:·::·.·· / {

· ..,

· ··.':"

'/\���';

· · \'

. . .. ·.

· ... '

. :y(;l�;�t�: ".::·

. ..... ·

! · •·

.. · . .

/.c

·. · ·.

·-

•• ••=


S U N U Ş

Değerli Okuyucu, Milliyetçi Büyük Türkiye mücadelesinin ko!ay olmadığı ve olamıyacağının artık anlaşıldığı bir dö­ nemdeyiz. Bu zorluğu bilen Türk Milletinin bir fe.rdi olarak, zorlu kavgaya hizmet amacıyla OYMAK YA­ YINEVİ'ni kurduk. Bütün Milliyetçiler bilirler ki, Milliyetçi Türki­ ye kavgasına her konuda girmek, kutsal kavganın safhalarında ye.r almak kaçınılmaz olmuştur. Kanaatimizce;

sadece

kadroların Milliyetçi büyük

iktidariann

Türkiye

değişmesi,

savaşma başlaması

ülkünün gerçekleşmesi için yeterli değildir.

Kavgayı Türk Mi1Ietinin bütünüyle sürdürmek, he­ defe daha da yakJaştıracaktı.r. Bu da anc.ak� Büyük Türk Milletinin bütün fertlerinin aym ülkü ateşiyle yanıp, kutsal kavgaya bir harç koymasıyla gerçek­ leşecektir. OYMAK YAYINEVİ ,

bu inançla Türk Milletine

fikri bir bütünlük kazandırmak için lıizmete başla­ mıştır. Bütün Türk Milletine belirli bir fikri bütünlük


ve kültür formasyonu verebilmek'için bu kitabıyla yayınevimiz siz değerli okuyuculannıızuı karşısında yeniden bulunuyor... MiUiyetçi - t.hkücü ya . zar NECDET SEVİNÇ'in Ajan OkuUan'nuı 2. Baskısı ile size geldik. Milliyetçi Türkiye kavgasındaki yerini, konfe­ rans ve yazılanyla tanıdığuuz SEVİNÇ'in bu ese.rin­ den sonra imkinlanınız ölçüsünde Doktriner anlam­ da fikir, kültür, araştırma ve piyes türünde eserler­ le hizmete devam amacuıdayız. Milliyetçi Büyük Tür. kiye kavgasına bir katkı­ mız olacaksa bunda en büyük pay sizlerin olacaktır. Savaşımız bu inanç ve azim�e devam edecek ...

Saygılannuzla. OYMAK YAYlNEVi


GİRİŞ

Biiııyesinde kendine düşman kuruluşlann var­ lığına izin veren ve hatta bu kuruluşlan Tü.rk mil· Jiyetçile.rinin hücum!arın3 karşı korumak

geregın,

duyan bir devlet anlayışı, Osmanlı Türk İmparator­

luğu'nu nasıl Sevr Anlaşması'nı imz.alamaya mecbur etti ve bu anlaşma nasıl o koca imparatorluğun yağ­ siyasi

m�lanmasına yol açtıysa, yeryüzündeki tek

Türk v.ar:ığı olan Türkiye Cumhuriyeti de, saçma

bir hukuk, ya da eşitlik ilkesinin cazibesine kapılıp, kendine düşman unsu,rları savunmaya devam ettiği takdirde, bugün veya yarın, ama mutlaka bir ikinci Sevr Anlaşmasını imzalamak zorunda kalacaktır. Asla ve kattiyyen temenni edilecek bir

sonuç

değildir bu! .. Fakat ne yazık ki, o ulu Osmanlı İmparatorlu­ ğu'nun bakiyeleri üzerinde kurulan Türkiye Cumhu­ .riyeti, Osman·:ı İmparatorluğu'nun bir enk.az yığını haline gelmesine sebep olan devlet düşmanı unsur­ ları maalesef hila bünyesinde

atşımakta, Batılı ül­

Osmanlı yönetimini kınayan, hatta siyasi görgüsözlükle itharn kelere

eden

verilen kapitülasyonlardan dolayı

Cumhuriyet idarecileri, gene Batılı

ülkelere

yeni yeni kapütülasyonlar vermektedirler veya kül· türel kapitülasyon diyebileceğimiz eski imtiyaz1ann devam etmesine göz yummaktadırlar. tanbul ve İzmir

Özellikle

İs­

gibi büyük şehirlerde yoğunlaşan


10

Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınhk.lara ait okul ve Bu'gar, hastanelerle, Amerikan, Fransız, İngiliz, İran, İtalyan, Alman sağlık v e eğitim ku,rumlan, yu­ karıda sözünü ettiğimiz imtiyazların yalnız birini oluşturmakta ve devlet idarecileri bu imtiyazların tehlikesinden habersiz görünmektedirler. Bu satırların yazarı

1970

başlannda üçbuçuk ay

devam eden bir yazı serisiyle yabancı okuUarJa. azın­ lık okuHarının tehlikesine işant ettiği halde, ne o gün iktidarda bulunan Demirel hükumeti ne de on­ dan sonra devletin kaderine hakim olan diğer siyasi iktidarlar konunun önemini kav.ramak istememiş, bir

yetkili de iddia arm fazla abartılmış olduğunu söy­ lemekten utanmamıştır. Bu okulların, aynı zaman­ doı emperyalizmin tuzağı olduğunu da belgelerle or­ taya koyan yazı serisini cevaplamak zoruuluğunu duyan bir yazara göre ise «Tü,rkiye halkianna ait olıın Türkiye Cumhuriyeti'nde azınlıklann okU:1 ve hastanelerinin bulunması norınal»di. Ve bu konuda­ ki hassasiyetimiz de ancak ırkçılıkla iz.ah edilebilirdi .

Eatemasyonal bir dünya görüşünün ifadesi olan bu İtirazın ne kada,r manhksız ve pespaye olduğunu elinizdeki araştırınanın kesin ve tartışılmaz belge­ �eri ortaya koyacaktır. Kaldı ki biz genellikle komü­ nist termirı.<ılojidnde bir tahrik unsuru olarak yer alan ve miUi birliği bölücü .amaÇ'lada

kull.anılan

Türkiye ha)klarının ne mevcudiyetini, ne de Büyük Türk Mil letiy e bu halkları n eşitliğini kabul ediyo­ '

ruz. Türk Milleti. sistemli olarak ihanetine uğradığı Rum, Ermeni, Yahudi azınlıklan ve yurdumuzd.aki diğer sığ:ıntılada aynı hukuk düzeni içinde, .aynı lıak ve imtiyazla.ra sahip olup, bu devlet düşmanı cemaat


11 guruplan yla kardeş kardeş yaşamak için Cumhuriyetini kurmamıştır.

Bu

Türkiye

Cumhuriyet,

bu

azınlıkların alçakça ihanetle.rine rağmen yüzbinlerce şahidlıı iskeletleri üze.rine in şa edilmiş ve cumhuri­ yete temel olan z�ferler kazamlırken. de ordularımı­ zı cephe gerisinde bozmak isteyen azınlıklara siyasi, kiiltürel ,-c ekonomik imtiyazlar vermek amacı

gü­

d iil memişt i r . Devleti hangi ırk kurduysa, devletin nimetlerin­ den faydalanmak ve

devlete egemen olmak hakkı

da o ırka a i t tir. Yani devleti inşa eden millet o dev­ let içindeki diğer bütün ırki toplulukların efe ndisi ­ dir. Bugüni{Ü hukuk düzenine ters düşse de luınun koyma, kanun işletme, İcra ve diğer yetkiler mutla­ ka efendi millete ait o malı, her türlü ön celik hakkı dev l etin asli unsu.ru olan ırki topluluğa verilmelidir.

Din.amik bir devlet, devleti kuran, devletin bekasını oluşturan ve devlet için biiyiik fedakarlıklara kat'an­ mak azminde olan bu asli unsurla azınlıklar arasın­ da tarafsızlık ilan edem0z. Çünkü bir milletin, en büyük ,.e

kutsal

miz devlet, ve o

o

tc�kilaiı olarak

üımmlayabilcccğ -

mi.llet için taraf öteki bütün milletler

milletierin ba�ka ülkelexdeki cemaat teşkilat­

ları için karşı t.araftır.

Knlerce yıllık dünya tar ihi de, yıkılan kurulan e bed i yy e n silinen devletler a rac ıl ığı mme tl er mücadelesini oluşturmaktadır çünkü...

ve coğrafyadan

ile

T'l.rih

boyunca cereyan eden devamlı göçler, is­

tilalar ve geri çekilmeler her ü kedc azıniıkiann •e­

� ;kkiHü n e yol a�mış ve bu azınlıklar, haki miyetin; kabul ettiklerı devl e t aleyhinde sistemli bir düşma n lık yaparak diğer ülkeleı·i n beşinci k olu

olmu�lar­

dır. Osmanlı İmpar a torluğu'nun yüksek egemenliğin-


12 de asırlar bo�·unca mutlu bir hay.at süren, Yunan, Bulgar, Sırp, Romen, Bulgar, Arap ve diğerleri, si­ yasi egemenliklerini yeniden elde etmek için, milli kü ltür ve d ini inançlannı hassasiyetle korumuş, imparatorlukta bir ku dre t zaafiyeti kendini belli edin­

ce, bir yandan valiuıdaşı olduklan devletten daha büyük imtiyazlar k opa rnıay.a çalışırken, bir yandan da Türk İmparatorluğu'na ka.rşı, Türk İmparatorlu­

ğu'nun düşmaıılanyla birleşmişlerdir. Erm eni, Rum, Yahudi ve diğer azınlıklan n, Rusya, Amerika, İngll­ teı·e ve Fm nsa ile yakınlaşmalannın da, Arap li­ de rlerinin İngilizlerle birlikte çalışmalannın da al­ tında y.atan yalnı z ve sadece bir sebep vardır: Irk! .. Irklar a.rasmdaki bu mü cade�ede tarih boyunca çeşitli stratejiler takip edilmiş, strateji, metod ve taktilder değişmiş fakat hedef asla değişmemiştir ve değişmeyecektir.

Hakimiyet mücadelesidir bu! .. Kölelik ve

efendilik müc.adelesidir! ..

Fakat bu mücadelede ulaşılmak istenen hedef, daima gidenerek hakim ırk şaşırtılınak istenmiştir. Bu.ı-ada şunu belirtmeliyiz ki, din,

hükmetme

miicadelesinde etkili bir silah olarak kullanılmış, is­

yanlann temeli bir millet ve hanedanın diğerine e g e­ men olma

arzusona dayandığı halde ayaklanmalar

çok zaman dini bir fanatizmle maskelenmek isten­ miştir.

1\lesela Türkiye'de Rum, Ermeni, Yahudi, Ame­ rikan, Fransız, İngiliz, Alman, İ talyan, İran ve Bulga.r okullan açılırken dini bir maksat güdüldü­ ğü bildirilmesine rağmen bu okullarda daha ziyade


13 Türk düşmaD!hğı işlenmiş, hatta askeri eğitim üssü olarak kullanılmıştır. cereyan Bugün İrlanda il e İngiltere arasında ik eden ve bir Katol -Protestan kavgası halinde göste­ ril4.ın mücadelenin temelinde ı.rk gerçeği yatmakta· dır. Çin-Rus anlaşmazlığımn gerçek sebebi de budur. Osmanlı İmparatorluğu'nun mutlu bir eyaleti iken Osmıınlıdan kopup, ayn birer devletler haline gelen Bulgaristan,

Yunanistan, Yugoslavya,

Romanya,

Arnavutluk ve Arap ülkelerinin mücadelesi gene ,ay. ru ırk

ve millet sebebine dayanmaktadır.

Kudüs'ü

müslümanlardan almak

için

Haç�ı Seferleri, y.alnız basit bir papas

açıiaB

olan Piycr

Lermit'in dini taassubunun sonucu olamaz. Aslında Piyer

Lermit, krallann,

impar.ato.rlann,

düklerin

adamı olarak kullanılmış ve savaşa Kudüs' ten çok İslam ü keterinin zenginlikleri ve büyümeye istidatlı Türk tehlikesinin hertaraf edilmesi düşüncesi yol aç­ mıştır. Bizd e 31 Mart Olayına sebep olan Derviş Vah­ deti, Şeyh Sait, Seyyit Rıza, elebaşıhğını yaptıklan ayaklanmalara dini bir nitelik vermek istemelerine rağmen Londra ve Paris adına isyan ediyorlardı. Durum azınlıklar için az farklı olmak kaydıyla

başka türlüydü. Güçlü bir devletin egemenliğini ka­ bu 1 etmek zorunda lml.an herhangi bir millet, kısa zamanda istiklili! giden aktif milliyetçilik hareketini başlatamayacağı için dinini ve dilini ko.rumak gere­ ğini

duymuş, böylece mücadi!leye

kültiirel alanda

atılmıştır. Bu eseı·, Osmanlı Türk İmparatorluğu'nun için­ deki, Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıkların, kendi kültürleı·ini korumak ve sırası gelince

başlatılacak


14 olan isyanlara militan yetiştinnek için açtıklan okul­ lan inceleyecek, azınlık okullanyla emperyalizmin üssü durumundaki yabancı okulların irtibatuıı tesbit c:m�:r·c ça ışarak cğ:tim ve sağlık kul"llluşlannda yü­ rütülen misyoner faaliyetlerine işa.ret edecek misyo­ nerlik-emperyalizm ilişkilerini ortaya çıkaracaktır ...


ROMANTİK DEVİR

Bugün hala sürdürülen misyon

faaliyetlerinin

çok eski bir geçmişi vardır. Hırıistiyanlığın yayılma devirlerinde ilk hıristiyan havarileri olarak

nitele­

nen St. Aııdrew Skita Trakya ve Balkanlarda, Filip Batıan&dolu da,

St. Mathew Arabistan'da çalışmış,

Thaddeus İran, St. Mark Kuzey Afrika'ya kadar gıi­ derek H<:;zreti İsa'nın dinini yaymak

istemişlerdir.

Tamamen amatör bir anlayışla yapılan bu çalışma­ lar sonunda Ermeni Kralı Tridat hıristiyanlığı miş

seç­

(1) böylece hıristiyanlık An.::ıdolu'da hızla ya­

yılmağa başlamıştı. Tridat'ın lııı:ıistiyan olup Hazre­ ti İsa'nın şeriatını

(2) yaymaya başlamasından on

yıl sonra İrrıparator Konstantin de bu yeni dine in­ tisap ediyor, böylece hıristiyanlık bir siyasi otorite­ den daha raydalanma imkanına kavuşuyordu.

325 yılında bütün Ortadeğu ve Bal­ kan ülkeleı:ıinden 318 papazı İznik'te toplayarak hı­ Konstantin

ristiyanlığın dünyaya yayılması gereğinden söz et­ mişti.

Hıristiyanlık Avrupa'yı tamamen etkisi altı­

na alıp Anadolu, Suriye, Filistin, Arap Yanmadası, Kuzey Afrika ve Asya'nın diğeı b�rçok bölgelerinde hızla yayılırken, kainatın

sor� �eygamberi

Hazreti

Munammed dünyaya geliyor, ve hıristiyanlık Haz­ reti lsa ·nın doğumundan 570 yıl sonra en büyük ra­ kibiyle karşılasıyordu.


16

İslamiyetti bu r:ıkip... Bu en son ve eksiksiz dinin kitlelerin ruhuna yerleşmesi, dinJ, şahsi ve siyasi nüfuz aracı olarak kullanmaya alışkın Avrupa Kiliseleriyle Avrupa Krallarını mukabil tedbir almaya zorlaınıştı. Tedbir­ lerden biri savaştı. Fakat asırlarca devam eden Haçlı Savaşları, hiçbir müslümanın din değiştirmesini sağ­ lamadığı gıibi, islam ileri harekatının da hızını kes­ memişti. İslamiyeti, 9. asırdan itibaren obalar, aşi­ retler, boylar halinde kabul eden Türkler, Abbasi halifelerini, bir Türk boyu olan ve henüz islamiyeti kabul etmemiş bulunan İlhanWann ve aramızda ak­ rabalık bağı bulunan Turani kavıimlerden Moğolla­ rın baskısından kurtardıktan sonra Anadolu'yu fet­ hetmiş, 107l'de kazandığımız Malazgirt Meydan Mu­ harebesinden, 1918'e kadar bütün islam alemini bir­ leşik hıristiyan devletlerine karşı tek başlanna ko­ rumuşlardı. 1918'de yağma edilmişti bu büyük Türk İmpa­ ratorluğu . . .

Maalesef din şuurundan yoksun bazı müslüman unsurlarının da hıristiyan ordulannın emr,inde Türk Milleti'ne karşı savaşmak zavallılığını gösterdiği bu büyük hesaplaşmadan sonra Anadolu'nun dörtte üçü ile birlikte birçok müslüman ülke de hıristiyan em­ peryalizmi tarafından İstıla edilmiş, bu arada Avru­ pa kesimindeki Türk topraklarında yaşayan müslü­ man Türk toplumu haçlı bayrağı altında yaşamaya mahkum olmuştu. Böylece, beynelmilel hıristiyanlık 1095'te

baş­

lattığı Türklere karşı Haçlı Seferini ancak 823 sene sonra zaferle bitirmiş, 823 yıllık bu tarih süresi için-


17 de isl.im alemini tek başına koruyan ve sayısız za­ ferler kazanan Türk Milleti'nin müslüman ülkelerle haçlı dünyası arasında kurduğu barajın yıkılması, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney ve Güneydoğu As­ ya'da bugün bile çözümü güç bir sorun olarak beli­ ren önemli problemierin ortaya çıkmasına yol aç­ mıştı. (3) Tabii islamiyetin yayılma devirlerinde haçlı dünyasının 1918'de !imzalanan Sevr Anlaşması ıile ulaştığı sonuna varacağını en ileri görüşlü Avrupa­ lıların bile tahmin etmesine imkan yoktu. Bu bakım­ dan hıristiyanlığı siyasi ve şahsi nüfuz aracı olarak ku�lanmak isteyen kilise ve krallann müslümanlığa karşı düşündükleııi ikinci tedbir misyonerlikti. �:J.slangıçta kişisel ve çoğu zaman romantik bir hareket olan misyonerlik Osmanlı Türk İmparator­ luğu'nun gerilemesine paralel olarak güçleniyor, pa­ ralı, güçlü ve emperyaUzmin öncülük görevini yüklenen bir teşkilat oluyordu. Roma Katolik Kilisesi Avrupa'ya hakim olduk­ tan sonra hırisityanlığı bütün dünyaya yaymak için harekete geçmişti. Çünkü hıristiyan inancına göre Hazreti İsa <<Gidin ve yeryüzündeki her yaratığa in­ ciLi anlatın. Siz bana Kudüs'te, Yahudiye'de ve Sa­ maria'da yeryüzünün en son parçasına kadar şahit­ ler olacaksınız» (4) diyordu. Genel görünümü ile siyasi sebebiere dayanan Haçlı Seferleri dışında Hazreti İsa'nın varolduğu iddia edilen bu emrine uygun sistemli bir çalışmanın yapılmayışı, böyle bir buyruğun, huıistiyanlığı siya-

F. : 2


18

si emperyalizmin tahrik vasıtası kabul eden Kilise­ Kral iktidarı tarafından uydurulduğu ızrenımını uyandırmaktadır. Ve gerçekten verilere göre 13. as­ rın sonlarına kadar ciddi bir misyoner çalışmalann­ dan sözetmek çok güçtü. 13. Asırda Avrupa'da Dominiken ve Fransisken adında iki büyük tarikat vardı. Bunlardan birincisi­ nin kurucu Aziz Dominik, Tunus'ta müslümanlan hıııistiyanlığa davet için çeşitli çalışmalar yapmış, çalışmalan başansızhkla sonuçlanınca, sapık bulduğu hıristiyanlıkla mücadele etmenin daha uygun ola­ cağını düşünmüştü. Bunun için birçok müslümanın da katiedildiği meşhur Engizisyon Mahkemeleri'ni kurmuştu. Fransisken tarikatının kurucusu Aziz Fransuva Dominik'in metodunu izlemedi. Müritleri­ ni Almanya, Macaristan ve Fransa'ya yolladı. Fakat bu acemi misyonerler propaganda yapmak için ken­ dilerini derhal eleverdiler. Fas ve Tunus'a gönderi­ len Fransuva'nın müritlerine de müslüman halk iti­ bar etmedi. Dinledi sadece ... Ve güldü... Bu teşebbüslerin başarısızlığa uğraması sonunda, hıristiyan­ lar büyük hayallerinden vazgeçmek üzereyken yeni bir isim duyuldu: Mayorkalı Ramo n de Rull ! .. Ramon De Rull 1235'de İspanya'da doğınuştu. Gençfiğini zevk ve sefa alemlerinde geçiren bir İspanyol asilzadesi ·idi. Fakat gördüğü bir rüya üze­ rine papaz olmuş ve Mayorka adasına yerleşerek Arap asıllı bir esir satın almıştı. Bu esirden 9 yılda Arapça öğrendi. Arapça öğreten bir okul açmak ve


19

bu okulda misyoner yetiştirmek istiyordu Bunun için Papa ya, bazı Avrupa Krallarına ve Viyana Kon­ sülü'ne başvurduysa da gülünç karşılandı. 129l'de Tunus'a gidip, hıristiyanlığı propaganda etmeye başladı. 1292'de hudut dışı e dildi Bir müslüman alim tarafından hapisten çıkarıldıktan sonra 1305' de B uj i' ye geçti Yakalandı. 1311'de hayatı boyunca açı lmas ına çalıştığı Şark Dillerini Öğrenme Enstitü­ leri'nin Papa'nın emriyl e kurulduğunu öğrendi. 1315' de Lkdnci defa Tunus'a gitti ve halk tarafınd an linç edilerek öldürüldü. (5) Xl. Papa Plus onu misyo.. nerlik papazı olarak isimlendirmişti (6) Prof. Dr. Mustafa Halidi ve Dr. Phil. Ömer Ferruh, Ramon de RuH'un «1299-1300 yıllarında, İspanya'daki hıristiyan idaresi himayesindeki Barcalone mescidlerinde mis­ yonerlik yapmak için Ergure sahibi Melik Yaku�·­ tan izin almaya muvaffak olduğunu» (7) t:elirtmek­ tedir. .

'

.

.

İşte, bugünkü misyonerliği ilkel bir şek ilde de olsa teş�:ilat haline getiren adam Mayorkalı bu İs­ panyol asilzadesi, kurulan ıilk ajan okulları da Şark Dillerini Öğrenme �nstitüleri'dir. Bu enstitü lerde islam milletlerinin dilleri, ad etler i gelenekleri, din­ leri, zayıf ve kuvvetli yönleri, zaafları öğretilmiş, ,

mi syoner ler bu bilgilere dayanarak daha rahat ve rasyonal bir çalışma ortamına kavuşmuşlardır. 15. asırcia başlayan reform hareketiyle birlikte, Katolik Kilisesi'nde ayniıkiann b aş gös termesi her mezhebin misyonerlik konusunda kendine özgü yeni bir teşki­ latlanmaya gitmesine ve bu teşkilatlar arasında rekabetin başlamasma yol açmıştır Bu tarihten sonra aralannda mezhep farkı bulunan misyon er örgütle .

-


20 rinin birbirleri ile mücadele ett ikleri de görülmüşse d e asıl çalışma müslüman bu dist; zerdüşt ve putpe­ rest toplumlar üzerinde ya pılm ış , şüphesiz ki en çok

da hıristiyanlığın en l:üyük rakibi

müslümanlarla

uğraşılınıştır.

MİSYONERLİGİN HEDEFi

«M

isyonerliğin

h edefi n ed ir, misyonerler

ne

yapmak ist iyo rlar» yolundaki sorulara genellikle bir tek cümle ile cevap verilm i ştir . Milli varlığımız için "fevkalade önemli bir tehlike arzeden hıııistiyan mis­ yonerlerinin çalışmalarıyla birçokları ilgilenmiş

bu konuda hazırlanan binlerce makalenin

ve

dışında

.sayısı pek de kabarık olmayan broşür ve kitaplar da

yayınlanmış tır ama, iyi niyetlerle yazılan bu eserle ­ rin büyük çoğunluğu konuyu genel çizgile riyl e orta­ ya koyamamıştır. Hıristiyanlığın yayılmasını misyo­

ner teşkilatlarının tek hedefi olarak gösteren

sözü­

ettiğimiz ese rlerin bu iddialarına

katılmamak elde değildir. Ama misyoner örgütleri yalnız ve sa­ dece hıııistiyanlaştırma faaliyetlerini yürüten birer dinsel kurumlar da değildir. Özellikle sömürgecilik çağında g elişti ri len v e akıllara durgunluk verecek nü

kadar kalabalık ve maddi imkanlada çalışan misyo­

ner örgütleri entern as yone l hüvıiyetten sıyrılıp, ınıil­ li birer teşkilat hal·ine gelmiş emperyalizmin öncülü­ ğünü yapmış tır. Misyonerlerden kurulu birer silah-

sız orduya sahip bulunan Amerikan, İngiliz, Fran­ sız, Alman hük ılmetleri , yerleşip sömürmek istedik­ leri ülkelere silahlı kuvvetlerinden önce

misyoner


21

örgütlerıini yollamış, işgal etmeyi veya şu ya da bu şekilde elde etmeyi planladıklan memleketlerde kendi kültrülerine dost birer kültür dairesi teşekkül ettirmişlerdir. Kaldı ki misyoner teşkilatlannda özel görevler için yetiştiııilen ajanlar, tahrikçiler, ihtilal­ ciler ve anarşistler bile çalışmışlardır. Türkiye'de Devlet Personel Dairesinde araştır­ malar yapan AID kamu yönetimi başkanı Dr. Ric­ hard Podol'un Washington'a yolladığı rapor bu ko­ nuda ilgi çekici bir örnek niteliğindedir. Richard Podol, sözü geçen raporunda bir iktisadi yardım teş­ kilatı olan AlD'nın kamufle edilmiş gizli hedefini açıklıyor ve şöyle diyordu:

«10 yıldan fazla bir zamandır Türkiye'de faaLi­ yette bulunan Amerikan Yardım Programı şimdi meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkiler­ de Amerikan eğitimi görmüş bir Türk'ün bulunma­ dığı bir bakanlık ya da bir iktisadi devlet teşebbüsü hemen hemen kalmamıştır. Halen bulunduklan ku­ ruluşlarda ilerici kuvvet niteliğini taşıyan bu kim­ selerin kısa zamanda genel müdürlük ya da müste­ şarlık mevkiine geçmeleri beklenir.. AlD bütün ça­ balarını bu guruba yöneltmelidıir. (8) Bir iktisadi yardım teşkilatı olan AlD'nin meş­ gul olduğu ülkelerde Amerikan kültürüyle yetiştir­ diği ilerici kuvvete bakıp iftihar etmesi, bu gJbi kimseleri o ülkelerin kilit noktalarına getirip Ame­ rikan menfaatları için kullanmayı arzulaması ne demektir? Ancak, böyle bir çalışmanın içinde bu­ lunan tek teşkilat AlD olmadığı gibi, tek emperya­ list devlet de Birleşik Amerika değildir. İşgal ede-


22

cekleri ülkeyi yoğun bir misyoner propagandasının etkisi altına almakla ün yapan İngiltere ve Fransa gibi Batı'nın iki büyük sömürgeci devleti, müstem­ lekelerinden çekilirken bile devletin yönetimini din değiştirmiş birine teslim ederek milli çıkarlarının devamını sağlamakta, halk bu oyuna gelmeyince de o lider ya Senegal'in ilk Başbakanı Muhammed Zi­ ya gibi hükumet darbesiyle görevinden uzaklaştı­ rılmakta, ya da Patris Lumumba gibi bir kurşuna satılmaktadır. Bütün bu olaylar misyoner teşkilatlarının amaçtan çok, siyasi hedefe yöneldikleııini

dini

göster­

mekte ve misyonerierin çalışmaları bu sebeple daha da tehlikeli olmaktadır.

BİR ÖRNEK : StNYOR BONETİ SALVADORA

İtalya, Milli Birliğini gerçekleştirdikten

sonra

topraklarını genişletme siyasetini uygulamaya lamış ve bu devlet de, Fransa, İngiltere, Rusya ve diğer sömürgeci devletler gibi

baş­

Almanya, Osmanlı

topraklarına göz dikmişti. O zaman İtalya'dan daha güçlü birer devlet olan komşuları aleyhine büyürnek Roma'nın işine gelmiyordu. Kaldı ki, Roma yönetıimi Türk devleti aleyhine tavır takınırsa, Türkiye aleyh­ tarlığını milli politika olarak uygulayan büyük Av­ rupa devletlerinin sempatisini de kazanır,

yağma

edilecek Türk topraklarından o da payını alırdı.


Uygun bir bölge arandı bunun Iiçin

. . •.

Bugün bağımsız bir devlet olan Libya, yani Türk Develti'nin Trablusgarb vilayetiydi bu uygun böl­ ge Roma hükumeti artık, İtalyan yarımadasının güneyine en yakın Afrika salıili olan bu bölgede çalışacak ve fırsat bulduğu anda Trablusgarp'a çı­ karma yapacaktı. . . .

İtalya bu fırsatı 1911'de ele geçirmiş ve o top­ raklarda bir daha Türk bayrağı dalgalanmamıştır. Eskıi mabeyn başkatiplerinden Tahsin Paşa, si­ yasi hatırasında İtalyanlann Trablusgarp'daki çalış­ malarıyla ilgili örnekler vermekte ve bu arada Sin­ yor Boneti Salvadora adındaki bir misyonerin, as-

lında bir istihbarat görevlisi olduğu izlelllimini uyan­ dıran faaliyetlerini şöyle anlatmaktadır: «İtalyanlar pek sinsi ve pek ha:kiman e hareket ediyorlar, İn gi li z ler, Fransızlar g ibi açık surette memaıikimize tecavüzlerde bulunınuyorlardı.

«Hünkann hergün, her menbadan topladığı ma­ h1mata göre başlıca üç noktadan hukuk ve hududu­ muza fena emeller besliyorlardı. 1

-

2�

-

Trablusgarp, Bingazi, M as u

,

Zıl, Sevakin Sevahili,

Akdeniz'in İzmir, İskenderun, Antalya ta­

raflan. «Trablus ve Bingazi'ye ait olarak pek çok ev­ rak gelirdi. Resmi , hususi, vürut telgraflar, tahriratlar halyaniann Trablus, Binga:zıi ülkelerine taal­ luk eden teşebbüsatiyle bunun taraf taraf sureti ta­ kibat ve İcraatını musavvir bulwıurdu.


24

<<Mesela son zamanlarda merhum Müşir Recep Paşa'dan varit olan hususi adresli bir arizede, Trab­ lusgarp'ın Oclecela denilen bir kazasında yakalanan bir halyalıdan hahisle merkum hakkında olunacak muamele istizan olunuyordu. «Bu İtalyalı adeta Arap lisanına aşina bir mis­ yoner idi. Sünusi şeyhi kıyafetinde Oclecela'da ya­ kalanmıştır. Oclecela Trablusgarp vilayet merke­ zinden yaya ile otuzbeş günlük mesafededir. Merkuro İtalyan misyoneri �ünusi zav:iyeleri eshabına mahsus kıyafete girerek ve yürüyerek Oclecala'ya kadar gel­ miştir. Asıl ismi Sinyor Boneti Salvadora olduğu halde Şeyh Haşimülürcavi namı müstearıyla seyahat eylediği anlaşılmıştır. «Üzerinde zuhur eden cep defterinde geştügü­ zar ettiğıi yolların, vahaların, su bulunan yerlerin küçük mikyasta bir krokisi görüldüğü iş'ar olunu­ yordu.» Tahsin Paşa'nın Abdülhamit Yıldız Hatıraları isimli eserinde anlattığı bu Sinyor Boneti Salvadora, yalnız ve sadece hıristiyanlığı propaganda eden bir misyoner olsa idi, hiçbir insanın bulunmadığı ıssız çölde 35 gün yürür, ve yollar, vahalar su yerleri ve bölgenin krokisi gibi, çıkarma yapacak bir ordu ko­ mutanlığının öğremnek istediği bilgileri toplar mıy­ dı?

TÜRKİYE'OO İNGİLİZ ÇALIŞMALARI

İngiliz misyoner teşkilatlarının Osmanlı İmpa­ ratorluğu ıile ilgisi 18 nci asnn ortalanna doğru Mo-


25

ravya Kilisesi'nin çalısmalanyla başlamıştır. Kilise, tran mecusilerini, Mısır kıptillerini ve Habeşistan halkını hıristiyan etmek için uğraşmış, asnn sonuna kadar devam eden bu uğraştan beklenen:i alamamış­ tır. Fakat İngiliz emperyalizminin Osmanlı İmpara­ torluğu için tehlikeli olmaya başladığı asır olan 19. asırda, dünyanın en güçlü misyoner teşkilatlarından C.M.S.'yi kurarak istila etmeyi planladığı ülkelerde faaliyete geçirmiştir. Kilise ve hükılmetin desteği ile kısa zamanda teşkilatıanmasını tamamlayan C.M.S. asrın son çeyreğinde, büyük çoğwıluğu emperyalist emeller beslediği Ortadoğu, Asya ve Mrika ülkelerinde olan 7 bin subeyi devreye sokmus daha sonra bu 7.000 şubeye ilave olarak Young Mens Christian Assocation, yani Hıristiyan Genç Erkekler Cemıiye­ ti ile Young Girls Christian Assocation, yani Hıris­ tiyan Genç Kızlar Cemiyeti'ni faaliyete geçirmiştir. Osmanlı egemenliği altındaki İslam ülkelerini, Türk yönetimine karşı kullanmak, islam birliğini bozmak ve müslüman ülkelerinde hıristiyan propagandası yapmak amacıyla kısa zamanda 28 milyon kitap bas­ tıran C.M.S., doğu kiliselerini yeniden organize etmek için çalısırken özellikle o zamm birer Türk ül­ kesi olan Mısır ve Filistin'le ilgileı.dyor, Hindistan'a yatırım yapıyordu. Kudüs, Nablus, Hay.ıa, Salt. Moab, Kerak, Beytülhalm ve Gazze'de, neticeye gi­ den bir propaganda savaşı başlatan İngiiiz misyoner örgütü :W5Tde Acem Misyonu'nu kuruyor, Abdi Ce­ dit, İncil Cemiyeti tarafından Fars dilinde binlerce adet castınlıp dağıtılırken 1882'de Bağdat ve Mu­ sul'da çalışacak bir Türk-Arap Misyonu oluşturuyor-


26

1903 raporlanna göre Ortadoğu'da 141 183 yerli yardımcı, 3 muhabir, 75 okul ve 4.600 talebe vardı. Bugün bu cemiyetin üye sayısı 1 milyon 500 bine ulaşmıştır. (9) du. C.M.S.'nin

misyoner,

TÜRKİYE'DE AMERİKAN ÇALIŞMALARI

İngilizlerden daha merhametli ve daha zayıf de­ ğildi bunlar.

Üstelik

Ameri.kalılarla Ingilizierin aynı

dili konuşmaları, Birleşik Amerika

Devletlerinin

dünya çapında misyoner örgütü olan Amerika Bord' un çalışmalarını kolaylaştırıyor,

Malta'da

modern

bir matbaa kurarak Ortadoğu'ya yüzbinlerce

adet

bozguncu eser basıp dağıtan C.M.S.'nin faaliyetleri Amerikan propagandasına uygun bir ortam hazırlıyordu. Amerikan Bord şirketi şimdi olduğu gibi

o

zaman da modern imkantarla çalışan çok güçlü bir misyoner örgütüydü. Yalnız hıristiyanlığın yayılma­ sı amacını gütmüyor, hatta hıristiyanlaştırma politikası, tıpkı İngiliz C.M.S. teşkilatında olduğu

gibi

ikinci planda kalıyordu. Asıl hedef, siyasi hakimiyet ı

ve kültür emperyalizminin zafere ulaşmasına

yar-

dımcı almaktı. 19. asnn Osmanlı Türk İmparatorlu­ ğu'nun yıkılışma doğru hızla yaklaştığı bir asır oldu­ ğu ve 19. yüzyıl boyunca Fransa, İngiltere, Alman­ ya ve Rusya'nın coğrafyadan kazmacak Türkiye'yi yağmalamak için çeşitli planlara sahip bulundukları ve Osmanlı lmparatorluğu'nun egemenliği altındaki toprakların jeopoHtik önemi düşünülürse

misyoner


27

�aaliyetlerinin ardındaki siyasi hedefi anlamak ko· laylaşacaktır. Keza bu asır, Amerika Birleşik Dev­ letleri'nin Ortadoğu'ya sızınayı denediği ve Ortado­ ğu politikası oynamaya heveslendiğıi bir dönem ol­ ması bakımından da Amerikan misyon çalışmaları· nın siyasi emeller taşıdığını ileride de görüleceği gi­ bi ortaya koymaktadır. Ancak, Osmanlı İmparatorlu­ ğu'nda çalışan İngiliz, Fransız, Amerikan misyoner örgütleri, yıkılması planlanan Türk Devleti'nin hi­ mayesindeki azınlıklar üzerinde nüfuz kurabilmek için zaman zaman birbirleriyle de mücadele etmiş, bu mücadele bazan da ortodoks, protestan ve katolik mezheplerinin kavgaları şeklinde gelişmiştJi.r. Şu ülkenin misyoner teşkilatı, Osmanlı İmpara· torluğu !çindeki şu azınlığı Türk Devleti aleyhine kullanmak istemiştir, biçiminde kesin bir formül or­ taya konamamakla beraber, genel olarak şöyle bir sonuca ulaşılabilir: a) Rus misyoner örgütleri Balkan ülkelerini, b) İngiliz C.M.S. Arap ülkelerini, c) Amerikalılar, Er­ meniler, d) Fransızlar, Kuzey Afrika ülkelerini Os­ manlı İmparatorluğu'ndan koparmak [stemiş, Rusya, İngiltere, Fransa ve Amerika arasında şiddetli bir nüfuz mücadelesi devam etmesine rağmen cu dev­ letler müşterek hıristiyanlık idealinde Türk'e karşı tek cephede savaşmışlardır. Anadolu'nun Doğu

ve

Güneydoğu kesimlerinde

bir Ermenistan devleti kurulmasına çalışarak,

bu

devlet kanalından Ortadoğu'ya sızmak isteyen Ame­ rikan hariciyesi, silahlı kuvsetmektedir. ( l l)

Gene


28

Kırşehirlioğlu'nun, The Ascending Cross'a dayanarak verdiği bilgilere göre Kırım Harbi sırasında, Türk, İngiLiz, Fransız yakınlaşmasından istifade ederek, hıristiyanlık propagandası için, İngilizlerin himaye­ sinde Amerikan Bord misyonerlerine yardım cemiye­ ti kurulmuş ve bu cemiyet, İstanbul, Antakya, Arap­ kir, Harput, Ankara, İzmir, �rzurum, Kayseri, Bur­ sa ve Gaziantep'deki kiliseleri ihya ederek bu iller­ de okul ve matbaa açmak için maddi yardımda bu­ lunmuştur. Bursa'daki kilise ve okul bir yangın so­ nunda harap olunca aynı cemiyet, Bursa'ya, kızlar ve erkekler için iki okul açmış, bunu İstanbul, Er­ zurwn, Suriye ve Urfa'da birer kilisenin inşası ve Suriye Protestan Kilisesi'ne yapılan yardım takip etmiştir. (12)

MiLLETLER MÜCADELESİNİN GENEL GÖRÜNÜMÜ

19. Asırda milletler mücadelesinin şöyle bir ge­ nel görünümü vardı:

Rusya, Doğu Anadolu'yu, İran Azerbaycan'ı ve özellikle Boğazlan almak istiyordu. Boğazlar Akde­ niz'in, İran Azerbaycaİı'ı ve Doğu Anadolu Basra Körfezi'nin, dolayısıyla Hint Okyanusu'nun yolunu açacak, böylece Hint Okyanusu'ndaki İngiliz sömür­ gelerinden Ruslar da faydalanmak isteyeceklerdıi. İn­ giltere, Hindistan ve bütün Güneydoğu Asya'daki menfaatlannı korumak için Türk egemenliğindeki Mısır'ı ve Süveyş Kanalı'nı kontrol altına almak is­ tiyordu. Aynca Hint Okyanusu'ndaki İngiliz çıkar-


29

larının korunması ıiçin Basra Körfezi'ne ve bugünkü Irak'a hakim olması gerekiyordu. Kredi politikasıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu etkileyen Fransa, İçasya yollarını kontrol ettiği için Mezopotamya'ya inmek, Mezopotamya ve Akdeniz ticaretini de Lübnan ve Suriye'ye yerleşerek korumak istiyordu. Aynı bölgede Almanya'nın da iddiası vardı. Bir başka Alman devleti olan Avusturya ise Batı Trakya'da Ege denizine ulaşan bir Balkan Korıidoru açmak arzusunu güdü­ yordu.

Osmanlı İmparatorluğu ile ancak

kültürel

ilişkiler kuran Amerika Birleşik Devletleri, daha ön­ ce de belirttiğimiz gibi, açıkça Ermenilerle ilgileniyordu. Alman-İngiliz, Alman-Fransız, Fransız-İngıi­ liz, İngiliz-Rus, Rus-Amerikan, Amerikan-İngiliz, Avusturya-Rus menfaatları çoğu yerde çatışmasına rağmen bütün bu devletler önce Osmanlı İmparatorluğu'nu ortadan kaldırmak istiyorlardı. Bu hedefe ulaşmak için kullanılacak araçlardan biri din, öteki eğıitimdi. Doğu Anadolu üzerine ağırlık koyan Amerika, İmparatorluğun en sadık tabası olan Ermenilerinden önce Amerikan Bord'u harekete geçirmiştir. 1832'de İstanbul'da toplanan Amerikan Bord ajanlan Gazi­ .antep, Diyarbakır, Bursa, Kayseri, Erzurum, Harput, Tokat, Sivas, Maraş ve Trabzon Ermeni Miilli Kilisesi­ _nin reformasyonu için çalışmış, Türkiye'nin doğu ve _güney bölgelerinde açılan Amerikan Ajan Okullann­ da binden fazla öğrenciye Ermenilik şuuru verilmiş­ tir. (10) Kırşehirlioğlu, bu bölgelerde 19 milyona ya­ _kın sayfanın basılıp dağıtıldığından Ermenileri Ame-


30

rikan çıkarlarına alet etmek için American Board Of Mission'u, Ameııican Presbyterian Board of Foreign Mission, Eglise Presbyterianne reforme du nord de I' Amerique Alliance Chretienne de New-York örgüt­ leviyle destekliyor, daha sonra The Near �ast Relief'i teşkilfülandırıyordu. Sözde bir hayır cemiyetiydi bu.. Bütün bu kuruluşlar İzmir'in kurtuluşuna kadar ge­ çen zaman içinde bölgede 200 milyon dolara yakla­ şan para harcamışla�dı. ( 13) Birleşik Amerika'nın Ermenilerle ilgisi yukarıda sözünü ettiğimiz, Ameri­ kan Board Misyonlaıma Yardım Cemiyeti'nin kurul­ masıyla başlamıştı. Amerika'nın bazı siyasi sebepler­ le değil, dinsel yakınlıktan dolayı Türkiye Ermenileriyle alakadar olduğunu iddia edenlere, bir misy<mer kaynağı olan The Escending Cross, Cemiyetin kuru­ cusu olan C. Young'un şu sözleriyle cevap vermek­ tedir: - «Ermeniler Türkiye'ye girmek için açık kapı­ dm> (14) Ortadoğu'da çıkar aramak için bu açık kapıdan giren Arateriltan haııiciyesi siy<> .ii hedefleri­ ne ulaşmak amacıyla Ermenileri kullanmış, daha son­ ra Bulgarlar da aynı tuzağa düşmüşlerdir. Balkanlar, Anadolu ve Suriye'de yoğun bir Türk aleyhtarı pro­ paganda yürüten Amerı'kan Bord kısa zamanda bu bölgede 7 üniversi.i'e 43 yüksek okul, 417 okul ve 5 ruhhan okulunu yönetmeye başlamıştır (15) İstan­ burda çalışan diplomat Don. S.S. Cox'un verile�ine göre Amerikan Bord'un 1900 yıllannda faaliyet ra­ poru özetle şudur: «Meşgul olunan şehir, kasaba, köy sayısı:

349


3t

Bu faaliyet ıiçin angaje edilen Arneri.............. . kan ajanı:

254

Türk tebaasından yardımcılar: (16)

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

. . .

1049

. . .

35

Yüksek okul ve kolej sayısı: Yatılı kız okullan:

............ . ..

27 508

Genel okullar: Eğitilen talebe sayısı:

.........

25.171

Mabet adedi (Yaklaşllk olarak) : . .. .. . Her servise devam edenler: Teşkilatlı kiliseler :

. .

... ......

. .. . . .

50.000 138

.

Bir yılda sarfedilen propaganda broşürü : . .. .. . .. . ... .. . . . .

400

_.

100.000

Bir yılda sarfedilen propaganda kitabı: ... ... . .. ... ... ... ... . . . . 50.000 Devamlı yayın yapan gazete : .., . . . 13 Kitap baskı makinaları, emlak kıymeti : . . .. .. ... . .. . . . .. .. .. . 1.000.000 700.000 Bir yılda Türkliye'de dağıtılan para: . .. .

.

.

.

.

.

.

dolar ( 17). Aynı kaynak, Amerikan Misyon Teşki­ latları:ıun 9-10 yıl içinde örgütlerini nasıl geliştirdik­ lerini şu rakamlara dayanarak belirtmektedir: <<Amerikan misyonlan gündüz okullannda 27.000, Pazar (Sunday) okullannda ıise 35.000 öğrenci okutmakta­ d.ır.Yalnız Asya kısmında 152 Amerikan misyoneri 800 yerli yardımcı, 101 kilise, 12.000 muhabir, 47.00 müntesip, kızlar için 48 kolej ve ortaokul, 350 genel okul vardır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Evangelizas­ yonu için Birleşik Devletler tarafından en az 10 mil­ yon dolar sarfedilmıiştir. Zaten 1 820'de başlayan faa­ liyetlerden beri 7 milyon kııdar Kitab-ı mukaddes ve·


32

hıristiyanlığa ait diğer kitaplar gönderilmiştir.» The Sword of İslam or Suffering Armenia, ile­ ridekıi bölümlerd e gene sözü geçecek olan Dr. Say­ rus Hamlin'in Amerikan Bord ajanı olarak çalışma­ ya başlamasından sonra Türkiye'deki Amerikan mis­ yonunun üçlü bir teşkilatlanmaya gittiğini belirt­ mektedir. &ere göre Merkez Misyonu Gaı;ianetp ve Maraş tölgeleriyle ilgilenmiş, Doğu Misyonu, Van, Erzurum, Harput, Bitlis ve Mardin'deki çalışmaları yürütmüş, Batı Misyonu ise, İstanbul, Bursa, İzmir, Sivas, Kayseri, Trabzon ve Merzifon'dakıi faaliyetle­ ri organize etmiştir. Mr. H. O. Dwight, 1895'de Ame­ rikan Bord adına yaptığı bir açıklamada <<Yaklaşık olarak 65 yıldır Türkiye'de faaliyette bulunan Ame­ rican Board of Mission'un, geniş bir eğıitim düzeni­ ne, geniş bir basıri. ve yayın örgütüne>> sahip olduğu­ nu belirttikten sonra <<ŞU anda Asya Türkiye'sinin değişik bölgelerinde 435 okulumuz ve bunlarda eği­ tim gören 19.795 öğrencimiz mevcuttur» demektedir. (18)

SULTAN'IN TEPKİSİ

- Tevfik

Çavdar, «Osmanlıların Yan

Oluşu» isimli eserinde

<<0

Sömürge

devirde radikal diyebile­

ceğimiz bazı müslümanlar bu misyonların hangi ama­ ca hizmet ettiklerini görmüşlerse de anti-emperya­ ilst, pan-islamist politikanın önderi olan Abdülhamit bu faaliyetleri en küçük bir şüphe ile karşılayıp en­ gellememiştir» (19) demektedir. A\ma, gerçekler Sa-


33 yın Çavdar'ın yanıldığını ortaya koymuştur. İmpara­ torluğun bekası için şartların zorlaması ile Pan-İsla­ mist bir politika izlemek zorunda kalan fakat aslın­ da Türkçü fikirler taşıyan, hatta mümkün olduğu ölçüde Turancılık yapan Sultan Abdülhamit, Yıl­ dız istihbarat Örgütüyle, yabancı okulların ve mis­ yon teşkilatlarının Türk-İslam düşmanı çalışmalarını yakından takip etmiş, yüzlerce ruhsatsız okulu da kap atmıştır. Arnevikan Hükumeti, İstanbul'daki elçisini kapatılan okulların yeniden açı!ması için gö­ revlendirmi!$se de, elçinin müracaatları cevapsız bı­ rakılmış, fakat Washington kapatılan okullardan hiç değilse 10 tanesinin açılmasına izin verilmediği tak­ dird e Türkiye ile diplomatik ilişkilerini keseceği teh­ didinde bulununca Abdülhamit, belki de Amerika'nın tahı:ıik edeceği yeni bir Ermeni ·isyanıyla karşılaş. mak istemediği için 10 müessesenin açılmasına şim­ dilik kaydıyla izin vermiştir. Metnini, eserin sonuna belgeler bölümüne ala­ cağımız bu konudaki Sadaret tezkeresine göre açıl­ masına izin verilen 10 Amerikan misyon müessesesi şunlardır: 1) Kayseri ve Talas'daki erkek ve kız okulları, çocuklara mahsus bahçe okulu, hastane, misyoner İkarnethaneleri ve eczane, 2) Tarsus Koleji,

3)Selanik mabed misyoner İkarnethaneleri müştemilatı,

ve

4) Van·da erkek ve kız okulları, yetimhane, has­ tane, eczane, misyoner ikamet:hanelari ve müştemi­ latı,


34 5) Sela n i k' d e Sanayi ve Ziraat mektebi. 6)

İzmi r'de

7) Adana'da

erkek ve kız okulları.

misyone r ikamethanelen ve

kız

okulu. 8) Siv a s' ta erkek ve kız okulları, mabed ve mis­ yon ikamethaneleri.

9) Mara ş' d a k ız kolejıi, ilahiya t mektebi ve mi s ­ yoner i kamethaneleri.

10) Bey r ut k ol ej i ve müştemila tı .

Burada şunu da bel i r tmek ist�riz ki, köy Ame rikan Kolejinde çıkan bir yangın

Arnavut­ üzerine

okul un a rsa sı n ı derhal satın alan da, bugünkü Robert Kolej arsasını Ameri kahl ara sat tığ ı için Sadrazam Ahmet Vefik Paşa'yı Robert Kole j

yakınlarındaki

!(ayalar Kabristanı'na gömd üren de Sultan Abdül­ hamit H an ' d ı r. Bi rçok ka�nakta t ekrarl a na n ri Y ayet­ lere göre Sultan, «Ahmet Vefik Paşa , Robert Kolej arsasını Amerikan misya nlarına satınakla Türkiye'yi b üy ük bir gaileye soktu, kendisi de Kayalar Kabris­ tanı'nda çan s�si dinleyerek yatsın>> demiştir.

Ger­

çekten Os ma nl ı Sadrazamları şehir merkezinde, ge­ n e ll i k le b üyük camiierin avlularında ve süslü me­ zarlarda göm ü l ü oldukları halde Ahmet Vefik Paşa'-

n ın mezan belli bile değildir. Buhranh bir dönemde devletin kaderine hakim olan Sultan Abdülhamit, Meclis'i ka patmakl a, kıya­ mete kadar aikışianacak bir karar aldıktan sonra Su­ riye'yıi i şga l etmek i steye n Fransa'nın karşısına İn­ giltere'yi, I rak 'ı ele geçirmek a macındaki İngiltere'­ nin karşısına F ra nsa ' yı dikmiş, Ma ked onya 'nı n Sır­ bist an , B ulga ris t an ve Yunanistan arasında paylaşıl-


35

ması na engel olmak için de Almanya ile Avusturya­ Macaristan'! adeta memur etmişti. Bu arada, Avus­ turya-Macaristan'ın, o z am a nla r Selanik'e kadar uza­ yan bütü n Arnavutluk'u işgal etmesin i İngiltere, İtalya, Rusya ve Fransa ile önleyen Abdülhamit. dünyanın en güçlü isti hbarat örgütü olan Yıldız is­ t i hbarat Teşkilatı n ı da devreye sokarak, hangi dev­ let in ne yapmak istediğini zamanı nda öğrenmek im­ kanına kavuşmustur. Birçok yabancı prens, prenses, v al i ve elçiyi Yıldız !stihbarat Teşk ilatında çalıştır­ ması m baş ara n b i r zekanın yabancı okullarla ilgilen­ memesine ve bu okulların çalışmalarına seyirci kal­ masına imkan yoktur. Fakat ne yazık ki devrin dev­ l et adamları n ın da, Mehmet Akif Ersoy dahil aydıaları nı n da tümü Abdülhamid'i anlayamamıştır. O de­ virde valiler Batıhlara şirin görünmek arzusuyla

yamnakta, yabancı okul l arın açılış tör enler i ne bizzat iştirak etmektedirler. Eski Mabeyn Başkatibi Ti!hsin Paşa. hatıratında İzmir Valisi.nin hazır bulunduğu bir açılış tören inde neler

y a p ı l d ığ ı n ı

şöyle anlatmak­

ta d ır : «.

. . . . . İstanbul'da,

mektebleri

İzmir'de Bey ru t'da

açılıyor. İtalyan

l isanının

Fransız

Türkiye'de

Fransız lisanı ile musabaka tarzında neşir ve tami­ mi için ne yapılmak lazımsa bilaihmal yapılıyor.» «Diğer taraftan da Türkiye'deki katoliklerin hi­ mayesini çok eski tarihten beri Fransızlar

deruhte

etmiş ve hunu kısmen bazı muahedelere bile

kayıt

ve de ree tm iş olduğundan İtalyanlar bunu almak ar­ z usuna düşmüşler ise de meşh ur Papa 13. Pix Leon


36 razı olmamış,

bilakis katoliklerin himayesi Fransa'­

ya müfevvazdır, diye bir de emi rname neşreylerniş­ ti.» «Gari p tir ki ahiren vukuu bulan b ir hadise ne­ ticesinde papalık makamının İtalyan k at al i k müesse­ satı nı İtalya hükumetinin himayesine almasını

ta­

zamm;.;.rn eden rnühirn bir tezahürü görüldü. « Elyans nosyonaLi Ditali şirketinin son zaman­

larda, yani Karnil Paşa'nın valilikte bulunduğu

ta­

rihte İzmir'de inşa 'ettirdiği rnekteplerin küşat res­ minden birgün evvel kapılarına talik olunan 1-evha­

lar gee& vakti tebdil olunarak <<İtalyan Misyonerleııi Muaveneti Milliye Sirketi>> ünvanı mahsusunu havi firmalar yazı ve talik kılınmış ve üstüne bir de Pa­ p a n ı n bayrağı çekilmiş idi. !talyan gemisinden top­ lar atılmış, sokaklarda nürnayişler yapılmış idi ki, '

hükurnetin n e kadar feci ve şayanı teessüf bir rnev­

kii zillete acz ve rneskenete düşmüş olduğunu isbata kafidir. «Asıl teessüf olunacak cihet, Vali Paşa'nın

bu

rnerasirne resmi üniforması ile iştirak etmesi ve ve­ rilen büyük ziyafette hazır bulunrnasıdır. «Sultan Abdülhamit buna kızmış ve Karnil Paşa'ya şedidülrneal bir telgraf yazdırrnıştı. Fakat

olup bitmiş ve İtalyanların bu siyasi manevrası bir emrivaki halin e gelmişti ki İtalyan ülkesinde Vatikan Sarayı'nın pencerelerinden dısarı çıkamayan Pa­ pa'nın sesi İtalya mena:fi� narnma nafiz olmuştu.»


37

Abdülhamit

devrinde

Amerik a n okulları

1 908

mıştır. Salnarnelere ve

sayıları

lO'da

dondurulan

d arbesinde n sonra hızla art.

misyon

raporlarına göre bu

devirde Amerikan okulların iliere göre dağılımı

şöy­

ledir:

Yer a dı :

Okul Sayısı:

Erzurum Ankara Yozgat

Boğazllyan Sungur} u Talas Sivas

)

Tokat Amasya

ı 4 2 1 ı 1 20 1 lO

Şebinkarahisar

3

Mersin Tarsus

ı 1 ı

Harput

9

Malat:y•a

2 2

Adana

Dersim Diyarbakır

3

Erga ni

2

Mard i n

3

Bi tlis Muş

2 ı

Siirt

3

Van

2 2 2

Musul

İ zmıi r

Öğrenci Sayısı (Yaklaşık ) 100-120 500 150 50 50 B ilinmiyor 6.000 ı50 500 100 80-100 50 Bilinmiyar 1 .000 25 60 ı5o ı5o 250 350 100 65 230 100 500


38

Bigar

ı ı

B ursa

3

Ertuğrul

2 2 3 ı

Manisa

İzmit

A d ap azan G e yv e

Bilinmiyar

50 350 75 120 200 55

Urfa

ı

190

Maraş

2 1

150

Hal ep

G az i an te p B e yru t

Bilinmiyar

108 5.500

ı 40 21 2

Arruna n

Tripali

3

200 400

6 15

1 .900

Lazkiye Şam

Hama

1 .600

600

( 20 )

BİR ÖRNEK : ROBERT KOLEJ

Türk i ye'de Amerikan kü:türünün en etk i li pro­

paganda karargahiarından b i r i olan

Robert

Ko lej

,

1863 Eylül'ünele dört m i sy o n e r papaz tarafından ku­ rul muştur. Elde ettiğimiz belgelerden anlaşı lelı ğına göre 1850 se n e le rin d e Amerikan m isyon teşki ! a tı Or­ i nceleme yapmıştı . t adoğu' d a c iddi ve dıikkatli bir Örgüte b 3 ğl ı misyon ajanlarından Dr. Sayrus Haml � n

Anado l u da '

,

özellikle

im p ar a torl u ğ u n

başken ti İs­

tanbul'da çalışmış, a raş tırm al a rı n ı yürütürken devle­ te isyan edecek bir halk

aram ış ve çok geçmeden

d e b u l muştu. Hamlin'in imparatorluğa i syan ettirece-


39

ği halk, öteden beni Pan-İslavizm ajanlarının tahrik ettiği o sakin ve sadık Bulgar toplumuydu Dr. Say­ rus Hamlin, BulgarJ;arJa yakından temas etmeik ve Rus ajanlanyla tanışmak için 1857'de İstanbul'dan ayrılarak Balkaniara gitmiş, bugün Bulgaristan dedi­ ğimiz topraklarda yaptığı sondajlardan sonra millet­ lerarası hıristiyanlık adına beslediği umutlar art­ mıştı . 1 857 yıllarında ortada ne bir Bulgaristan vardı,

ne de Bulgar M illeti . . . Bugün nüfusu 10 milyona yak­ laşan Bulgar toplumu Balkanlardaki kesif Türk nü­ fusu arasında adından söz edilir bir varlık bile değil­ di. Hele polit1;ka ile ilgilenıdı�klerine hiç rastlanmamış.. tı. Osm anlı Devleti ' ni n asimilasyon politikası taıkip et­ meyişi )Sebebiyle bu halk gerçi Bulgarlığını tam ola­ rak unutmuş değildi ama, onları ne kuzeydeki Sırp isyan�arı ne de batıdaki Rum komiteciliği ,ilgilendiri­ �ctırd u .

Hamlıin bu toplumu ayaklandırmayı v e Balkan­ larda Yunanistan'dan sonra bir hıristiyan devleti da­ ha ol uş turmayı düşünüyordu işte . . Daha sonra B i r Bulgaristan yaratmak için kuru­ lan Robert Kolej ' i n ikıinci müdürü olan ve Amerikan Misyon Örgütü tarafından İstanbul'daki Bulıgar işçi­ lerini Türk Devleti'ne karşı teşkilatla.ndırmakla gö­ revlendirilen Dr. Long da Dr. Hamlin'le aynı fikir­ deydi. Bu iki papaza az sonra gene birer mi.syoner pa­ paz olan Dr. Robert ve Dr. Va.shburn da iJtlhak etti. Böylece papaz kare tamamlannuş oluyor ve kumar başlıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda her türlü dıştesiri


40

desteklemek ve mümkünse bu tesirleri devletin varlı­ ğina yönelik disiplinli bir saldırı halinde organize et­ mek için bir okul açmak gerekiyordu. Ancak okulun yeri konusunda fikir birliğine varamıyorlardı. Tartış­ malar uzayıp giderken Dr. Sayrus Hamlin bütün hı ­ ristiyanların hoşuna gidecek bir fi k ir ortayıa attı . Hamlin, Türkleııin İstanbul'u fethetmek için Boğ as­ k2sen ( 21 ) Hisarı'nı yaptırarak işe başladıklarına dik­ kati çekiyor ve <<B iz de aynı yerden b�J.amalıyız» di­ yordu. Bu konuda A. Kırşehirlioğl u «Türkiye'de Misyoner Faaliyetlerh) isimli eserinde «Mektebe va­ ridatını vakfeden Robert, Amerikan mi.syonların a nakd i yardım yapan bir tüccar olup, Sultan Mehmet

lstanbul'u nasıl Rumeli Hisarı'nı yaptırarak fethetti ise, kendisinin de oradan aynı şehri manevi-kültürel yoldan fethedece� düşünerek, fatihana bir jestle

mektebin Bebek sırtlarında yapılınasına israr

etm i ş­

tir.>> (22 ) diyorsa da, okulun Bebek sırtlarmda yapıl­ ması fikrini ortaya atan ıilk papaz yıukarıda belirtti­

gibi Hamlin'di Nitekim Robert Kolej 'n ilık ta­ lebeleri arasında bulunan Bulgar ihtilalo:si Mateef,

ğimiz

Bulgarca Mir Gazetesi'nin 20 Haziran 1936 tarih ve 10.774 numaralı sayisında şun1a.n yazmıştır: «Dr.

S. Hamlin müslümanlık nereden İsta,nbul'a

girmişse hıristiyanlığın da oradan İstanbul'a girmesi

ıi.çin Rumeli Hisarı'nın en yüksek kulesi üzerinde bir Kolej açmak istiyordu.>> Amerikan Bord ajanlan Kınm Harbi sırasında <ı:Türklere yardım etmek bahanesiyle lsta,nbul'a gel­ miş

ve

B ebek 'de bir evi kararga h haline geti rmiş)er-


41 di. Dr. Hamlin bu evde Bulgar gençlerini aviarnaya ç al ı şı rk en okulun açılması ıiçin gereken hazırlığı da yapıyordu. Kolej, ilk olarak Ermenek Kesiş Okuıu·­ n u n bir dairesinde ihtilalci öğretime b aşl adı . Okulun :1ütün masraflarını Fransız yahudilerinden. m-eşhur Roşild ailesine mensup Christopher Rinlender Ro­ bert üzer i n e almıştı. Robert 1878'de ölürken serveti­ nin beşte birinin koleje verilme si n i vasiyet etmiş, böylece 400 bin dolarlık bir servete kavu şa n okul i­ cb reci leri bugünkü Robert Kolej ' in dev binalarını

yaptırmışlardi.

1878' e kadar Arnertkan Kolej i adıyla

anılan okulun ismi ise bu tarihten sonra Robert Ko­ !ej 'e çevrilmiş.ii. Amerikan misyonlannın Balkanlardakıi çalışma­

lan önce Atina'nın dikkatini çekmiş, daha sonra da Ruslar

ve

İngilizler Amerikan Bord ajanlarının Bal­

kanlardaki çalışmaları ile ilgilenir olmuşlardı . Atina,

Amerikalı farın, Ba lkanlarda Rumluğa karşı bi r B ul­ ga rlı k hortlatmak istediğini tesbit ediyor ve bunu

Balkan toprakları üzeııindeki si�asi h ede fl e rin e aykı­

rı bulduğu içinde durumu Fe ne r Patrikhanesi aracı­ lığı ile Osmanlı Hükı1metine ihbar ediy!ordu . Osman­

lı İmparatorluğu'nu

sürmek arzusuyla

y ıkm ak ve T ürkl e r i

Asya'ya

kıvranan ve bu iş için şimdiJ ik

Yunanlıları kullanan Rusya ve İngıilterede Amerikan

misyonlannın boiaza hakim bir

tepe

ü ze rin e yerleş­

melerini isrememişlerdi. Fakat Amerik a n Hükumeti

ağırlık koyunc a Londra ve Pete rsburg gibi Atina da

susma k zorunda kalmış, 1840'da

bir Ermeni Kesiş

Ok ul u'nun bir bölümünde aj i tasyon v e tahrik eğiti mi


42

ne başlayan Robert Kolej binalarının Bebek sırtla­ nnda inşa edilmesi için 1869'da i ra de çıkmıştı . Bu kolejde ve Türkiye'de diğer Amerikan oku\ larında neler yapıldığını gene Amerikan Boston Bord Mi.syon Örgütünün bir yan k uruluşu olan T . lVI. A S .

mak

raporlarına

dayanarak

dikkatinize

sun­

istiyorum. Sayrus Hamlin <<My Life and Time»

is:mli eseri:nde kolej i n hıri stiyanlaştııma faali yet­ l e r i n i uzun uzun anlatırken, T.M.A.S. raporlarında, Türkler i n Türklere, Rumların Rumlara. men.ilerin,

Ermenilere

ya

d a Er­

hıristiyanlık propagandası

yaı�masının daha etkili ve i nandı rıcı olacağına te­ mas edilmektedir. «Bütün hıristiyanların e n büyük problemi bellk.i de hıristiyanlığın yab a nc ı dinsiz mil ,

letlere kabul

ettirilmesi

sı için Lr. G ü s ta v ta ve

ve

bir nebat

gibi kök salma­

Wameck'in önerilerini sa vu n m ak

­

demektedi r ki : «Tek tasarlanab ilir yoL her mil­

lete kendi adamJ:annın, Rumiara Rumların, Ermeni­

lere Ermenilerin, K.ıptilere Nasturileııin ineili

Kıptilerin, Nasturilere

nakletmesi dir.» Raporun

bunu

taki p eden bölümlerinde Osmanlı İ mparatorluğu i­ çi ndeki her m illi toplum için başlangıçta b i r kılavuz

vaiz

yetiştirilmesi gerek1ıiği belirtilmekte, da ha sonra

da kılavuz

vaizlere yardımcılarının

yo l lan ması tav­

siye edilmektedir. Hıristiya,nlaştırma öğrenimini

yü­

rütenlerden Dr. Schaufer, sözü geçen raporda, @nce cam i d e ibadet eden beş t al eben i n şimdi Hazreti İsa­ ya duaya hazırlandıklannı, bunlardan b i rin in sem i­

nerde Türkçe öğretmenliği yaptığını, ö1 ekinin

Pfan-


43 der'in islami mübahase

ile ilgiJ:i eserını Fra s ç a ' d a n

Türkçe'ye çe vi rd i ği n i belirtmektedir.

Robert Kolej il-e ilgi1i b e lgel erde sözü geç e n Asu­

ri Misyon ifadesi nden

anlaşıldığına göre kolej den

mezun ol::ın öğrenciler i mparatorluğun muhtelif böl­ gelerindeki diğ-er Amerikan okuHanna tayin edilmiş­ lerdir.

Dr. Güstav Werneckin ö ne ri l-eri n i n kabul edildi­ ği ni göste rir bu . . .

Nüteıkim Kırşehirboğlu, misyün teşkilatlan kay­ naklarına dayanarak <<Mezun olan ilahiyat talebelerio den b i r i n i n Asuri Misyonuna gittiğini , bir başkası­ n ı n öğretmen ve vai.z olarak Kayseri'ye yollandığını , i k ! kişinin Harput ve B i l e cik ' de , beşincisi n i n d -e Türk çe, Ermeni ce, Bu l ga rc a , Rumca ve İngilizce b i lmes i ;r.:hc-bylc B{ılgaristan'da görevlen dirildi ğ i n i ıı yazmak­ tad ı ı·. ( 23) Robert Kolejin, Türkiye'deki Arnenikan okullan arasındaki yerin i belirleyen The Asr e ndi,ng

Cross,

T ü rk i ye' deki

hıristiyanlaştırma

faaliyetiyle

Bebek sırtlarındaki yerli bir Tü rkiye ' de

övü nmekte, bu arada

kol ej .için

« B ebek M üessesesi

papazlı ğın

nasıl doğduğunu gösterir. T.M.AS. buraya d iğer her­ hangi bir kolej de n daha fazla yardım :yolapmıştır. N i ­ haye t t e olojik kısım küçük Asya'daki Merz ifon mek­ i e: b ' n e nakledi ldi» de mek ted i r Dr. Vashburn şunları · ı üve etmektedi r : «Maksat mümkün o!duğu kadar er­

ke n ve süratle ken dini idare eden ve

h ari ci

kontrol­

den m üstakil yerli kiliseler yapmaktı r.» Robert K olej i n siyasi faaLi ye tl e rl e ne k adar meş­ :; Ll l o duğ·Lmu gösten:m b i r

belge daha yayınlamak


44

i st iyoruz.

J.C.

Hopking, 186 9' da Türkiye'deki Ameri­

kan kuruluşlan ve Robert

Kolej hakkında şunlan

yazmıştır: <<Türk İmparatorluğu içinde Amerikan teşekkül­ leri hayli çoktur. Boston Bord Misyonerleri B u l ga r is­ tan ve Küçük Asya'da çok iş yapıyorlar. New-York yabancı m i sy1o nl an Presbitarian Bord'u Suriye'de,

Bi rleşik Presb' tarian Misyo.nları ise Mısır'da

çalışı·

yor. New-York Episcopal Kilise'si m i syonları , M eto-

d ist Episcopal Kilise'si tist K i lise Bulgar.i stan

M uak ı plar Kilese'si ve Suriye ve İstaınbul ile

Bab­ geniş

çapta alakadar olmaktadır. İstanbul' dakı i Bible Ho­ use, Beyr u f d aki Suriye Protestan Kolej i ve İstan­ Amerikan müesseseleri arası n­ dadır. Bu sonuncusu, yani Robert Kolej özellikle A-

bul'daki Robert Kolej

merikan

faal:yette

terbiyesi.

istikametinde şayan-ı takdir bir

b u lunmuş l ard ı r. 1877'de Türk idaresinden

kurtulan Bulgarista.n'a yardım eden ve şimdi de mil­ le tle rinıi müstakilen

idare etmek

Rus entrikalanndan

kurtarmaya

ler Robert Kolej 'de tahsi l ne J.C.

ğunda

üzere

Hopk:ing'kı belirtti� gibi Türk

A m e ri k alı l ad a

hazırlayarak

çalışan birçok genç yapmaktadırlar.» (24 ) Ge-

İngilizlerin

İmparatorlu­

menfaatları aynıy-

dı . Fakat bu iki devlet Hopkingin idid aları nı n aksine Osmanlı İmp aratorluğu içindeki hıristiyanları baskı­ dan ğil,

uzak mutl u bir az ınl ı kl an

yaşantıya kavuşturnı.ak

Türk

dışardan müdahale etmek içi n tiyanlarin çeşitli bakanlıklara, lere getirildiği bir ayrılığı ndan dolayı

i ç in de­

idaresine karşı ayaklandırarak ilgilellliyorlardı .

Hı r i s ­

valiliklere ve elçilik­

ülkede, devletin, azı nlıklara d i n

baskı

yapması düşünülemezd i .


45 İ n g i l te re , Fransa, Amerika, Rusya ve diğer de v l e tler misyoner örgütleri vasıtasıyla Osmanlı azınlıklarını

ayaklanmaya sevk ediyor. Türk H ük u me ti pek tabii

olara k ayaık l a nm ayı hastınnca da Türklerin hırıisti­ ya n l a r ı

ka tıe ttiği yaygarası başlıyordu. Türkiye'de­ k i binlerce m isyon merkezinden biri o la n Robert Ko­

lej 1864'ten itibaren B ulga r öğrencile re her yıl artan bir kontenjan ayınnış, ihtilalci fi.kirlerle yetiştirilen gençler Balkan isyanlannın elebaşıları

olmuşlardı.

Amerikan misyonerleri devletin kon trol ü nde n uzak olan Malta adasında bir okul açarak buraya dört pa­ pazı <<Öğretim · görevlisi» olarak atamışlard ı . Malta Ok ul u'nd an yet işe n ler de Otluk Köyü'nde B u lgar Mil

li Meclisini k urmuş, bu sözde meclis aracılığı ile Bul-

garlan Türk'e

karsi kullanmak isteyen bütyük hı­

ri s t i ya n dev i etleri her yönden desteklemişlerdi.

Batak i syanl a rı na yol açm ı şt ı bu destekleme . . . i sy a n . O:;manlı kuvvetleri

tara�ından pek tabii olarak bastırılmış fakat bu defa da bütün A vru pa , Rus ve Amerikan basını <<Barbar Türklerin hı ri sti­ ya n l a rı katletıtiğini» y az ma ya başlamışlardı. İsya­ nın bastırılması demek Türk İmparatorluğu'nun yı­

kılmasının gecikmesi dem ekti . . . O halde dinsiz kabul ettikleri Osmanıl İmparatorluğu'nu parçalamak için

çalışan mis�n merkezleri ellerinden geleni

yaparak

hıristiyan devletleri Türkiye'nin üzerine sevk etme-

liler yada siyasi baskı

yapmalarını sağlamalılardı.

Bu konudaki ilk atılımı sözde masum bir eğ i ti m mi.i­

e sseses i nin masum bir yönetic i si olan Robert Kolej Müdü ıii Pa paz Vasburn yaptı. Vasbu m , Ke nte nb urg


46

Piskoposluğu aracılığıyl a İngiltere H ü k ü m etin i Os­ manlı İmparatorluğuna mü dah alede bul unmaya>> c;a­ ğrmıştı .

Gerçek te n bir baskı ve gerçekten bir katliam olduğundan değildi bu çağrı ! . . . Nitekim Ameri kanın İstanbul Büyükelçisıi Mr. Maynord ve in gi lterenin İstanbul B üy ü ke l çisi Mr. Henri Elyot, Washi ngton ve Lo n d raya yolladıkları raporla;rda ka tliamın o lm a­ dığını bi1di ri yorla rdı . Bebek'deki masu m oku l wı ma­ sum müdürü Va sb u rn a göre mi.islümanl ıkta hı ­ ristiyanl ı k bah is konusu olunca doğruyu söy­ lemek gerekmezdi. N i te k i m Papaz Vasl: u rıı . Wos­ hington'a « Katliam yoktur>> raporunu yol l a ya n Ame­ rikan elçisi Mr. Maynord'a ç ı k ışm ı ş ve oıııı şiiyle suç '

lamıştı : - «Sen bir h ı ris t iy a n mille tin i n , ııı [isl i i manlar tarafından katil ve imha ha reket in e k a r� ı h areket­ siz kalırsan seni Amerikan reisicum h ıı n ı ı ı o ı şikay e t edeceğim. Büyük Ameııika.ıı Cumhuriy<'ti ' ı ı i:n sefiri , Türkiye'de bir hıristiyan m il le t kai iPdili rk(• ıı sustu diye c eği m .. »

Vasburn

neti ceyi

şöyle anlatı yor:

<<Bu müdalıalem üzerine k a ra r ı ı ı ı d P g i � tirdii. İstanbul Amerikan başkonsolosu Skeyler'i Jo' i l i be San­ c a ğına göndermeye karar verdi. Amc rlka l ı gazetec i Mac. Gohan katip sıfatıyla gi de c ekti l (ohı · rt Kolej talebelecinden Bulgar Dimitrofda I Nt" i i ı ı ı ; ı ı ı t :"ı y i n e­ dildi .>> .

Fa:kat, Robert Kolej 'de planlanmı Ba t.a k isyanı dolayısıyla Osmanlı Devleti'n i n karşısı ı ı; ı y:ıl"' z Ame rika'yı çıkarmak yetmeırli . Maynord ' ı ı ı ı h:ı�Pğd iğ.ini gören Vasburn, sank i büyükelçiliğıi dPIIP1 l ı · rıw yt.•t:ki-


47

s ; ne sahipmiş gibi, İstanbul'daki Bulgar Eksarhı An­ tim ile Fransız Katolik Kilisesi'nin organ ı La F'igoro Gazetesi yazarlanndan İvc.n Woestyne'nin de F'ilibe'­ � e gönderilmesin i istiyor ve bunu kabu l ett!.riyorrlu da . . . Toplum psikoloj i s i ni iyi b ilen ve Robert Kolej­ le işbi rLiği h al i n d e çalışan bu eki p, isyan bölgesinde i k i mi zansen h azr l ay ı p da gazetelere gönderdiler m i . basının koparacağı kıyamete kendileri bile in an a­ mazlardı. La Fi garo ve Dailey Nevs muhabirler.i ile Robert K olej takimı Bulgaristan'ın ç e şi tl i bölg ele r i n ­

de düzmece olaylar tertipleyip, resimleyerek gazete­

lerine yollamış, hıristiyan ülkelerin basınında yenıi bir Türk düşm an l ı ğı başlatmışlardı . Bu kampanya öyle s istemli

ve öylesine mükemmel surette o rg ani z e edilmişti ki Batak isyanının rilk gü nle rinde , Türkler

hıristiyanlan kesiyor dediği için, işin :içyüzünü bilen

İngiliz

Başcakanı D'Izrai l i

tarafından azarlanan

Lberal parti li deri Lord Glaclston el ; ne Kur'an-ı Ke­ gel miş ve «Bu kitap

rim'i alıp Avam Kamarası 'na

yeryüzünde kald ıkça Batak katl i aım gibi vahşetler de dünya dan eJtsik olmaz. >> demişti

Böylece Robe rt Kolej'de,

misyoner papazların

eğitiminden geçen ve gene bu ihtilalci misyoner pa­ pazarların yol göstermeleri He başlayan Ba tak İsyanı Kolej Müdürü Vasbum'un

ç a l ışm alar ı

sonunda bir

dünya meselesi yapılmış, Amerika, Rusya ingil te re ve

tan

Fransa gibi dört büyük düşman devlet Bulgaris­

meselesinQ Başa rı,

Vasbum,

angaje edilmişlerdi.

kolej müdürü

Vasburn'unda bu rada . .

memleketine dönünce, <<Türk iye'de

50

::- ll >>


48

i.5imli bir kitap yayınıayacak ve bu

konuda şu iti·

rafta bulunacaktı: « Bulgarlar elli sene önce Avrupa tarihlerinde kaybolmuştu, Biz o nl a rı meydana çıkardık. Batı dün· yasına tanıttık. Bulgar milletinin rehberleri olsun di­ ye Bulgar gençlerini terbiye ettik. <<Bu Okula Bulgar Kolej i ismi verilmişti. Bu o· kul gerek Türkiye'de gerek Bulgaristan'da Bulgarlı­ ğa ait bütün olaylan �dare etmiştir. Bulgarlar bizim sayemizd e İngilizleri, Amerikalıları elde etmeye mu­ v affak oldular.»

Yabancı ülkelerin Tüııkiye'deki azınlıklada na­ sıl ilgilendiklerini dller seviyesinde i ncelemek bu ki. tabın hasmının da amacının da dışın dad ı r . Ancak, hıristiyan misyonerlerinin siy a s i , kİ:İl tü rel ve dini he· def için nasıl çalıştıklarını ve kısa zamanda neler ya­ p ab ild ikle rini gösteren t ipik misa l vermekle yeti­ neceğiz:

BİR ÖRNEK

GAZİANTEP

18 lTde Gazıiantep'd e bir tek mü;yone r y oktu . Türkiye Ermenileriyle meşgul olan Amerika,n Bord aj anları ilk kez l818'de bu ke nte gelmiş, 1819'da da. şehre yerleşerek çalışmalarına ba şl am ışl ard ı . 1822'de Malta'dan s ökül ere k İzmire getiri le n ma tbaa 183l'de Gaziantep·e taşınmış bu matbaad a bol mi ktarda incil basılarak genellikle Ermeni!ere dağı l ı! mı ştı . Fakat imparatorluğun en sadtk tebaası olan Erme nileri Türkiye aleyhine te�kilatlandırmak için bu ye terl i görülmemişti. Dr. Azariah Smi t'in teklifiyl e 1848'de


4J

Gaziantep'lilerlin Am eri kan Hastanesi dedikleri Aza. ri.ah Simth hastanesi, da ha sonra da Amerikan Tıp Fakültesi ve Ermeni azınlık okullan kurulmuştur. Ga zi a ntep savunmasında Fransız Ordusu'na ve Ermeni birliklerine karşı s ava şan Ali Nadi Ünler, eserı:nde, Ermenilerin Amerikan misyonerlerinin Gaziantep'e gel i ş in de n önceki durumlarını şöyle anlatmaktadır: <<Ga:zıiantep Ermenileri bütünü ile Türk hars.ını benimsemişlerdi. Adetleri, görenekleri, dilleri Türk· !erin ayn ı idi. Hepsi A ntep şivesiyle Türk ; e konuşur. du. Konuşurken bir Ermeniyıi bir Türkten ayırmak m ümkün değil gib i ydi . Ancak, Türkler «Ağam», Er· meruler <<Gülum» diye hitap ederlerd i . Hiçbir Erme­ ni Ermeni c e bil.mezdi. Kiliselerinde bile ibadetierini, vaazlaruu Türkçe yaparl ardı. Yeni terimler bulacak kadar Türkçeyi beni.msemişlerdi. Amerik an Hasta. nesindeki Amerikalı hemşirelere, İngiLizce Mis sözü karşılığı

olarak <<Kız,

hanım» derlerdi. Amerikan ko­

lejleri nin kuruluşundan 1876 tarihinden sonraıdır ki, koleje d ev am eden Ermeni gençleri Ermenice'yıi öğ­ renmişlerdir. Amerikan Kolej i Ermenilere Ermeni­

:milliyet duygusu nu ve Türk düşm anlığını da aşılamıştır.»

cey i öğretti:ktf"n başka

1

Amerikan misyonedeninin baştan çıkarmak istediıkleri toplum, Ünler'in deyişiyle ibadetleri'ni bile Türkçe yapan ve yeni terimler bulacak kadar Türk­ çeyi benimse}1en bu topluındu 1işte . . . Daha devletin hakim basımevi yokken 1831' de

unsuru ola n Türklerin bir devrin en m odern matbaası F. : 4ı


50

kuran Amerikan Bord, 12 yılda 40 b!n adet Türkçe incil basıp dağıtmıştı. Türkçe incille yapılan bu pro­

pagaında yürütülüı.ıken, İstanbul'da kurulan ilk Kıili­

seler Birliği'nden sonra 1848'de tkinci Kiliseler Birli­

ğ1i

Gaziantep'te

kurulmuş aynı yıl

şehre hakim bir

tepe üzerinde inşa edıilen Dr. Smith hastanesi'nin hı­ ristiyanlığın hizmetine açılmasını takip eden günler­ de Beyrut'taki misyoner merkezinden bir başka tali­ mat ge mi sf r. Gaziantep'de bir Amerikan

Kolej i"yle bir Tıp

Fakültesi kurulmasıyla ilgiliydi bu talimat. Dr. Smith, Beyrut'ta,n Dr. George E . Post ve Dr. Van Dyck'in talimaıtııu aldıktan sonra 1850' de Bebek Amerikan Kolej i'nden Zenon Varjebefi Gaziantep'e getirtip, bir okulun yapımıyla görevlendirmişti Okul derhal yapılmış, adına Varj a:bet denmiş.ti. Zenon Varjebet, daha sonra, daha iy)i. yetiştiril­ meık üzere Amerika'ya yollanmış ve orada da ölmüş­ tür. Uğurol Barlas'ın «Gaziantep Tıp Fakültesi Tari­ hi»nde belirttiğine göre Varjebet Okulu'ndan mezun olanlar Amerikan bursu ile Bebek Koleji'ne yollan­ makta ve orada üst eği timlerini tamamladıktan sonra «Yetişmiş>> birer eleman olarak Gaziantep'e dönmek­ tedirler. Gene Uğurol Barlas'ın Varjebet Okulu'nun bir diğer müdürü olan Alexandre Bezciyan'ın H�yatı isimli eserden tesbit edildiğine göre Kavacık Protes­ tan Okulu'nun 58 öğrencisinden 52'si Türkiye_ aleyh­ tarı bir organizasyon olan Klikya İttihadı'nın bursu ile okumaktaydı. 1871'de Gaziantep'e gelen

N.C. Clark Adana'da

toplanan Kliıkya İttihadı Meclisi'ne •katılmış ve

bu


51

meclis Beyrut"un talima tma uygun olarak Gaz i antep' te bir Tıp Fakilltesıi'nin açılmasını k ara rlaştı nnı ş, meşhur Amerikan Tıp Faıkültesi de böy lece devreye soku l muştur . İik misyonerin Gaz i antep'e ge l mesi nden sonra, şehirde şöyle bir eğitim örgütü meyldana ge ti rilm i ştir

1) Ame l'ikan İlkokulu:

1847'de Dr. Azari-ah Smith tarafmdan açılmıştır. 1847'de 6 öğrencisi olan okulun mevc ud u l OO'de 290"a yükselm i ş ti r. 2) Amerikan Kızlar Okulu : 1859'da Amerikan Bord ajanlarından Bayan Pro­ g!s tarafından ku ru lmuşt ur . Her ::;;:;ne! Hhl

t:; - -ıç kız. a

meşgul olmuştur. 3) Ame rikan Erkek Kolej i : Amerikan Bord tarafından 1868'de kurulmuştur.

Kol ej ' in bir de bugünkü eğitim enstitüleri seviyesin­

de yüksek kısmı vardır. Mevcudu 1886"da 600'e yük­ selm i şti r. 4) Amerikan Kız Kolej i

:

1868'de Amerikan Protestan B i rl i ğ� tarafından kurulmuştur. Lise düzeyindedir. Mevcudu 1890'da 152'ye 1 yükselmiştıi r. 5 ) Amerikan Ortaokulu : 187l'de kurulmuştur. Hem kız, hem de erkek öğ­ rencilerle meşgul olmuştur. Mevcudu 1880'de 846"ya yükselmiştir. Bunlardan 475 ' i erkek, 371'i kızclır. 6) Amerikan Tıp Fakültesi.:


52

187l'de kurulmuştur. Anatomi, Botanik, Kimya, Fizyoloj i, Analitik, Kimya, Faımakoloji, Eczacılık, Hazım yolları has tal ı k l a rı do1<.$ım ve soiunum or­ ganları, cild.iye, humma, ateşli hastalıklar, çocuk has taliklarında yüksek eğitim yapmış ve azınlıkların kültürel seviyelerini ]1i.i:kseltmiş dolayısıyla, onların ' iktisadi varlıkları:nı daha cta aııttımuştır. Öyle kii Ga­ ziantep'te 1920"le�e i1k Tüıık Ecza,cılar çalışmaya başladıklan halde 19. asrın son çeyreğinde küçük bir kasaba olan Gaziantep'te bizim tesbit ettiğimize gö­ re 9 ermeni eczacı vardır. Fakülte Yöne1ıim Kurulu üyesi Mis Merill'in 1906'da verdiği rakaımlara göre 1 906 yılına kadar meznn ola.n 284 öğrenci içinde bir tane bile Türk yoktur. Bu 284 öğrencinin 107'si Ga­ ziantep, gerisi de civar illerin ermenilerinden oluş­ maktadır. .

7 ) Amerikan Yetimevi Okulu:

1897 yılında Amerikan Yetimhanesi'ne bağlı ola­ rak kurulmuştur. Mevcudu 1900'de 149'a yükselmiş.. tir. 8 ) Klikya Öğretmen Okulu: 1897'de kurulmuştur. Ermeni Hkokullarına öğret­ men yetiştiren bu okulun mevcudu 1912'de 68'e yük­ selmişti,r Bu kuruluşlaı.ıdıan başka Gazıi.antep"te Ameriikalı­ ların yukarıda sözünü ettiğimiz son derece modern bir matbaası, halen bir Amerikan Bord müessesesi olarak çalışan oldukça büyük bir hastanesi vaııdır. Amerikan özel okullan ise şöyle sıralanmaktadır; 1) Mis Harris Erkek çocuk mevcutlu.

yetimhaneısi 400


53 2 ) Mis, Travis Erkek Ç ocuk Öksüzler Yurdu, 400 mevcutlu. 3) Mis, Forman Kız Ç ocuk Yetimhanesi . 350 mevcutlu. 4) Genç Hıristiyanlar Derneği, 5 ) Mis, K ellini Şefkat Yuvası 1 000 mevcutlu. 6 ) Mis, Bilgili Yuvası, 160 mevcutlu. Amerikan çalışmalan devam e.deııken Fra,ns.ız misyonerieni de boş durmaıruş 1879'da Saint Josef erkek, 1 890'da da Sain Josef kız okulunu açarak şe­ hirde bi r Fransız kültür dairesi teşekkül e1mesi için çalışmışlardır.

Özelliıkle Amerikan misyonerlerinin, ilk, orta ve yıüksek okullarda tam bir Türk İslam düşmam o­ larak yetişt!rdikleri Ermenileri bu okullardan mezun olunca yeni yeni okullar açmak gereğini duymuş, bu okullann bir 1asmı da bizzat Ameri!kalılar tara­ fı n d an kurulup E rm en i l ere hediye edıil miştir. 1818 1819 yıllannda Gazianıtep'e yerleşrneğe başlıayan Amerikan misyonlannın ermen i leri etkile­ rnesi için iLk 20 yıl yetmiş, 1847'de, Gaziantep'te ilk ermeni okulu eği.time açılmıştır. Bu ilk ermeni oku­ luna Milli Okul adı verilmiştir. -

Açılış

sı rasına

göre Ermeni okull ann ı n şöyle bir

görünümü vardır:

:kersisya,n

Milli Okulu : 1847'de kurulmuştur. 11k ve orta öğretim yapmıştır. 2) Herespisyan Okulu : 1849'da kurulm.uştuc. hk ve orta dereceli öğretim yapmıştır. İlık­ okul kısmı kız-erkek karma, orta kısmı Kız Or­ taokuludur. 3 ) Niz i pliyan Tanıkara Okulu : 1853.te açılmıştır.

1)


54

4)

: 1876'-da açılmıştır. İLk, ve Lise seviyesinde eğitim yapmıştır 5) Ohannes Okulu : 1880 ' d e açılmı ştır. 6 ) E rmen i Yetim İlk oku l u : 1882'de Ermeni Ye­ timlerinin eğilip h imaye edilmesi için kurul­ m uş tu r . Hayganuş)ian Okulu

orta

7 ) Atanaktan Okulu : 1884'te kurulmuştur. İlk,

seviyesiınde eğitim yapmıştır 8 ) Vartanyan Okulu : 1 88 5 ' te k urul muştu r . 9 ) Gırtasiray Okulu : 1896'da kurulmuştur. Kız ve erkek okuludur. 10 ) Kırıstoros Okulu : 1899 yılında eğ.itime başla­ orta ve lise

mıştır. Kız ortaoikuludur.

11) Misyan Okulu :

1900' de kurulmuştur . ilk o­

kuldur.

12) Osamna:sıras Okulu : 1902'de kurulmuş.tur. ilk 01kuldur. 13)

Mesrupyan

Okulu:

1 904'te kurulmuştur. İlk­

okuldur.

14) Kilise Okulu: 1904'te kurulmuştur, illkokuldur. 1 5 ) Losavoricyan Okulu : 1905'te kurulmuştur. İlık ve ortaokuldur. 16) Lostiyan Okulu : 1 9 1 0' d a kurulm uştu r . 17) Losavedcyan Okulu: 1910'da kurulmuştur. Nihayet bir azı.nlık içiın bu 17 okulun ne anlia:m ifade ettiği açıktır. Devletin hakim nnsuru ol an Türk lerin, 1881'de, biri yetimhane olmak üzere ancak ihl okulları va rke n, gayri müslimler b;ri Gaz,i.antep'de b ugün bile bulunmayan faıkülte olmak üzere tam 7

okula sahtp

bulunmak.tadırlar. Şaık.it Sabri Yene r'i.n <<Gaziantep'in Yakı n tarihinden Notlar)) isiınbi eserin­ de belirttiğine göre 1 903'de Türklerin 9 okuluna kar­ şı azınlıkların 20 oku l u vardır.


55 önce

Türkçe yapacak kadar Türlk dili­ Er:ınen i leri n, birden bi re nıçın

ihadetlenini bile ni

gelmezden

G azi;antep' e

Misyonerler benimseyen

böyle bi.r teşkilatlanmaya g i ttikler i yolundaki rul a ra

da,

bu

Ameııiıka,n,

Fra nsız

so­

E rmeni

ve olduğu şeklindeki dü­ G az i antep şü ncelere de en güzel cevabı Savaışı asır vermiştir. Antep'in Kurtuluş Savaşı'nda halk, lar boyunca bir araıda yaşadığı Ermeniler tara­

okullarının

fından

akibetlerini n ne

vurulmUŞ, b i r eğitim

arkadan

ralk ka:bul e1ıt�kleni Arneriıkan

yuvası ola­ Kolej i '!ni n d e Fran­

K om utan l ı ğı olduğu gör­ Komutanlarından Kolonel Aba­ «Türk V e rdünü Gaziantepn isimli eserinde,

sı z İşgal

Kuvvetleri

müştür. Fransı:z di,

fakülte kısmı

1896'da

Beyrut' a

taşınan

Ameri­

�an Ko1ej iıne yerleştirilen toplar ve ma!k i n alı tü­ nasıl ölüm kusturulduğunu feiklerl e sivil halka son­ uzun uzun anla;tmaıktadır. Bu kolej , savaştan

ra Gazıiantepliler

tarafından taş

haraJbeye çevrilmiştir. Amerikan

taş

sök:ülereik

Kolej i ' nin

Fran­

sızlar tarafından kıarargah ol arak seçilmesi, bel­ ki tesadüfle izah edilebilir, fakat şu unutulma­ hastane ve okullan malıdır ki bütün Amerikan şehre hakJim y üıksek tepeler üzerine i nşa edilmiş­ tir ve bu eserler birer şato kadar sağlam ve hey­ G azian tep kahramanlan en çoik bu şa­ m aki nalı tüfek rne:rmi­ leri yle vurulrnuşlardır. bethdir.

tolardaın atılan topla r ve

Yukarıd a listesini

verdiğimiz gayri müslıirnumlarına ve bu konuda k ur lerin yaygın eğitim 1 a rası ndaiki dengesiz­ Türklerle gay.ri müslim er liğe rağmen şehriin nüfusunda yıllara göre şu de ği şmele r olmuştur :


56 1863'te toplam nüfu s 23.209'dur. Bunun 18.Ermeni, 274'ü Yahudi, 30'u Amerika'lıdır.

002'si Türk, 4.903'ü

1872'de 47.599 Türk, 9.799 Ermeni, 34 Ameri­ kalı, 544 Yahudi vardır. Aynı yıl içinde 47 bin 599 Türk'ün bir t�k okulu yokken 9.799 Ormeni'­ nin üç, 34 Amerıikaluıın 5 rıkulu bir de koca has­ tanesi va.Tdır. Bir diğer eği tim ve propaganda aracı olan basının mukayeseli durumuna gelince . . . Daha önce sözünü ettiğJmiz gıibi Gaziantep'e i1k matbaa 183l'de Amerikan Bord aj anları tara­ fından getirilip, hıristiyanlığın ve Ermeni milli­ yetç iliğıi nin emrjne verilmiştir. Türkler bu tarih­ ten tam 84 yıl sonra, a,ncak 1 915'de bir matıbaa s ahib i olabilmişlerdir. Uğurol Barlas'ıın Gazian­ tep Basın Tarihinde belirttiğine göre, G azi antep ­ te 1i lk gazete Ayıntap adıyla 1872 de Amerikan Koleji tarafından İngilizce latin harfleriyle yayın­ lanmıştır. İkinci gazete Avedaper'dir. 1886'da ya­ ymlanmağa başlamıştır. '

'

Türkler ancak 1 903'de Med ayı Muarif'i ya­ yı nlamı şlardı r. Fakat bu gazete matbaada basılına­ dığı için çok ilkeldir. Harretyan Kardeşler 1907'de Ermenice ve Türk­ çe neşııiyat y1apan Avedaper'i, Arneriıkan Kolej i 1908'de Rehnuma'yı, C. 1. Meryl 1919'da ikinci defa Rehnuma'yı yayınlaya:raık tahriıklıeriıni sürdürmüş­ lerdir. Smith Hastanesi, yani bugün halkın Ameri­ kan Hastanesi ded iği MisyQiler yuvası hariç bütün bu okul ve gazeteler Ga:ziıantep İstiiklal Savaşı'ndan sonra, ya Antep Savaşçılan ta.rafından ortadan kal -


57 runlmış ya da şeh i rde n kaçmak zorunda kalmışlar­ d ı r. Aynca şehirde bir tek ermeni da kalmamıştır.

Yalnız hala Bostan Bart M i syon

Örgütü tarafından

idare edilen Arneriıkan Hastanesinde binkaç Ameri­

kalı

vardır.

FRANSIZ ÇALIŞMALARI

Siyasi paylaşıma yöneli:k bu kültürel pa ylaşım­ da Fransa'nın geri durması Fransa'nın Türkiye ilgili

beıklenınezıdi .

Faikat

çalı.ş.malan, özel durumu

ve hıri stiya n azınlıklardan bir kısmı i le ayinı mez­ hebe

mensup

olması sebebiyb

İngiltere ve Ameri­

ka 'dan daha önce başlamıştı. İstanbul'u �theıttiği­ mizde ortaçağ eğitiminin genel karakteri sti ği kabı her latin kilisesinde bir okul vardı. Fetihten sonra Fatih diğer hıristiyıanlarla beraber latin çocuklarını da himayesi al tına alınış, katalik kilisesi de -sim­ bu himaye ile yetinir görünmüştü . Faıkat

diliik

Boşnaık törlük

devş i nnesi Sokollu'nun uzun süren

diık.ta­

d evri nde n sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda

çöküntünün işaretleri başlayın ca katalikler Papa'ya

müracaat ederek, ile ilgilenmesini

«

Muhte re m

istemişlerd ir.

Peder' i n eğiti mleri

Türklerin Anadolu'ya

yerleşmel er!·n de n beri, Selçuklu ve Osmanlı Türk Devletl erine haçlı seferleri dü zenl emekle ün yapan Papalık müessesesi böyle bir fırsatı kaçıramazdı. Papa' nın ve İs1ıanbul.daıki Fransız elçisinin de çalışmalan sonunda Osmanlı Hükümeti 1583'te azın­ l:ı!kların dileğini kabul etmiş ve kendi halkının bir başka d evl et i n göndereceği öğre,tmenler tarafından


58 eğitilmesi girbi hü:kıümranlık haıklarma t�avüz sa­ yılabilecek bir karan almıştır. 1583'te Osmanlı Hükümeti'nin başında Hırvat veya Macar devşirmesi Siyav� P�a vardır. K�to­ lıiklere verilen bu .imtiyazda Siyavuş P�a'mn ro­ lünü kaynaık azlığı sebebiyle tesbit edebiimiş deği­ lim. Ancak Macarlıar'ın ve Hırvatlar'ın katoli:k. ol­ dukları bilindiğine göre, Siyavuş Paşa'nın Osman­ lı Hükumeti'ne tesir ettiği aıkla gelebilir. Osmanlı Hükumeti'nin ıizni üzerine Türkiye'ye gelen C i:witler, latin azınlıklann eğitimleri ile ilgi­ tenrnek gibi bir gerekçeye dayandıkları için derhal Sen Benuvıa Lisesi'nin inşaıs.ına başlamışlardır. Daha sonra Fransa Kral nazırı Kard.inal Per Jos.ef da Tramble'nin aracılığı ile Sen Lui okulu açıLmıştır. Osman Ergin, ,Türkiye Maarif Tanihin'-de Sen Mişel Lisesi öğretmeni Frere İmbert Btan:islas'ın kendisine anlattığı bilgilere dayanaraık 13 Aralık 1609'da Sen Lui Lisesi'nin Sub�şılar tarafından basılıp, öğretmen­ lenin Paşa'nın huzuruna çrkanldığını anl.ıtmakta, an­ cak olayın sebebi ve Paşa'run kimliği hakkında her­ hangi bir açııkiama yapmamaktadır. Buna rağmen Sub�ılarırı okulu ba�malannıın, sınıfiara kadar girip, öğretmenleri yüksek bir yetkili olan Paşa'nın huzu­ runa çıkarmalannın nedenini anlamaık ya da tahmin etmek zor o1mıasa gerektir. Fransız eğitim örgütü, genelliıkle Fransa'nın ele geçi rmek i stediğ i bölgeler olan Suriye ve Lübnan'la ilgilenmiş, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da bu­ ralara yerleşmiştir. Prof. Dr. Mustafa Halidi ve Dr.


59 Phil. Ömer Ferruh

Miısyonerlik ve Empery.alizm

isimli eserde, Suriye ve Lübnan'ı işgal eden Fran­

sızlanın, daha önce açtı:kları oku lla r sayesinde hiç yabanc ılık çekmediıklerini yazmakta v e Beyrut' daıkıi Fakültenin dekanlığını y:apını.s olan Papaz Şantur hakıkında şu nl arı belirtmektedirler : <<Papaz Şan tur emperyalistlerin himmetleriy­ le o kadar büyük bir nüfuza sahip ol muştur kıi, hü­ kumeti yönetenler onun önünde b ükülüp , kü çülü yor l ardı . M a n d a siyasetinin tatbiki için Şantur'un elve­ rişli bulm adığı bir kimse hiç bir zaman yöneticilik mevkine oturam azdı .» ( 25 )

­

Fransa'nın emperyalizmi amaçlayan yurt dı­ eği ti m çalışmalarında da, misyoner eylemlerinde de öze ll i kl e katolik mezhebinin bir başka gurubu olan Cizvitleri kullandığı görülmektedir. ı 757'de P or­ teikiz'den , ı 767'de İspanya' dan, 1820'de gene İsp any a ' ­ dan. ı836'da üçüncü kez İspanya'dan ı843'te tekrar Portekiz'den, 1 816'da Hollanda'dan 1824'te Alman­ ya ' dan, ı 872'de İsviçre'den, 18ı3, 1814, 1815, 1816, şı

1817, 18 18, 1 8 1 9, 1820, 1821, 1 922 ve 1 823'te on yıl sürekıi olarak Rusya'dan kovulan o cizvitle r ki, 1765, 1804, 1880 ve 1 90l'de tam dört defa Fransa'dan kıapı dışarı edıilmişlerdi.

!<'akat buna rağmen,

Fransız a,navahnı dışında

C izvi tlerle berabC'rdi Fransa . . .

Çünkü C i zvi tler ne de olsa gittikleri ülkelere Fransız ıkıültürünü t aşıyorlardı ve o ülkele rde sebep oldukları inanç }1ıkıntısı da Fransa'yı alakadar etmi­ yıorıdu. Hatta Fransa Cizvitleııin dış ülkelerdeki çalış­ malarından mem n u n oluyor, onları desteklemek ve


60 çalışmalarını finanse etmek

geregını

duyuyordu.

Musta fa Halidi ve ömer Ferruh, « Osmanlı İmpara­ torluğunda C izvitleııin yaptığı bir hamle vardır. Çü,n­ kü

onları

bütün Batı ülkeleri bilhassa Fransa, İtalya

ve Vati.kan destekliy ordu «( 26) derken, Jessup>> Na­ sıl ol ur

da Fransa, Cizvıi;tleri kendi ülkesinden dışarı

atar da sonra da onlara milyon�arca frank y arıdırnda bulunuyor diye sormaktadır. (27) Bu soruyu yuıkarıda cevapladığımız i çi n ÜSıtünde

durmak istemiyoruz. Ancak, misyoner faal iyetler ini yalnız ve

sadeoe hıristiyanl�tınna eylemi

niteleyenlere bıir belge daha sunarak,

olarak

miısypnerlıiık.­

le pohti'kanın içiçe olduğunu ve hatta misyonerliğin pol i tikan ın emrinde, uzun vadeli siyasi hedeflere ulaşmak iÇıin kulla,nılan bir müessese haline geld i ğin i

gösterm ek istiyoruz

:

Fransa'nın Ortadoğu'daıki din politikasını ayrın­ Papazı Millies, Fraınsız m isyone rle rin in 17. asırda b aşl attığı h açh savaşının tılarıyla a9klayan Cizvit

güntimüze kadar devam ettiğini belirteiiek şöyle de­ va m etmektedir : «Fransa, haçlı sav�larının ruhu-

na ve bunun, ruhunda yarattığı s evgi yi uzu;n zaman muhafaza etti . Çoğu zaman Fransız idare c i le ri Do-

ğu'ya yeni bir haçlı hamlesi yapmayı düşünmüşler­ dir. Fakat Avrupa, Fransa'nın böyle geniş bir ham­ leye giııişmesinin muhal olduğu noktasında

daima ih­

tilafa dü.şmüştür.

«Ve yine

kapütülasyonların ana gayelerinden­

biri de Fra:nsız ruhb anlan nın oynadııkiarı ve geniş­ l ett ikleri oyun larını

korumaktadır.

Hıristiyanları


6t koruma hususu konsoloslarınuz ve elçilerimiz tarafın­ dan kabul e dilmiştir . B öyle güçlü bir görev gö re n onlara, kili.seler de, komunv:aylt'ta hazır bulunma şe­

refini vermiştir. Onlar, mutaassıp müslüma,nların telaşlarını yatıştırmak ve Osmanlı İmparatorluğun­ daki misyonerierin f:a alıiyetl erini himaye etmek için çok büyüık gayret sarfetmişleroir. (S : 15 - 16.) «Fransa mümessileri misyonıerlerimizin faaliyet­ le rini destekliyorlar. Çoğu zaman, bilhassa XVII asır­ daki Fransa konso1osluklarındaık:i şahısların çoğu Pa­ pa tarafından görevlendil'i.len görevlile rdıir. Fransa, eıkseriya konsolos ve sefirlerini din adamları,ndan seç­

miştir. (S: 50) (28) Osmanlı Türk or dularını n

at oyna.ttı ğı

Bavyera ovalarınd a

dönemde, devlet olarak ayakta durabii­

mesini Türk Dev leti'ne borçlu olan 15. yüzy.ıl Fran­ sa'sı bi l e haçlı seferleri tasaırlayabildiğine göre Do­ ğu' ya yö nelen Fransız okulları nın önemi daha bir art­ maktadır.

Ve şu gerçek çıkmaıktadır ortaya : Demeik ki, 16. asııda Osmanlı vatandaşı ola,n katolikler.in

eğitimleriyle ilgilenen, Hırvat veya Macar dönmesi

Siyavuş Paşa'dan okul açma izni alan Fransa, kendi­ sini 20. asn n başı,nda Ortadoğuyu ıistilaya götüre n politikanı n ilk adınunı ta o zaman atmıştı.

Bu araştırmanın b irçok yerinde rastlanacağı gi­ bi Fransa, Osmanlı İmparatorluğu'na yayılan gen�ş konsolosluk örgütüyle Fransız okullarıru ve bu okul­ ları n çalışmalannı orga,nize etmiştir. Ve tabi bu okul­ ların bütün masraflan da F11ansa tarafından gene konsolosltrldar ara,cılığı ile finanse ed�lmiştir.


62

r "

Ahmet Ağaoğlu'nun

�,

i•

.

.

,-

. . .,.. 'T '

·,\ �.� 1 :

;

ı · 'l'·.\ ;·-�: ı'�"-'" 1 : V· � ? ;

1

1912'de yayınlanan

Hak

Gazetesi'n i n 93 ve 107 sayılı ilavelerinde beLirttiğine göre Fransa Osmanlı

İmparatorluğu içindeki okul­ larına her yıl 1 . 200. 000 frank tahsis vermekted ir. Rusya hima)'!e ettiğıi okullara bu miktara yakı n bir ö de nek ayırtmakta, İtalya Tü1:1k Devleti ndeki okul­ larını yılda 100.000 frankla desteklemektedir. Osmanlı lmpa:r:atorluğu'nun ge6lemesin e paralel olarak sayısı hızla artan Fransız okullarının Türki­

ye'de genellikle ErmenHerle

meşgul olduğunu ve Fransız okullarıyla beraber tüm yabancı ve azınlık okullarının b ugüne kadar geçirdi ği safhaları ileTiide aydnılatmağa çalışacağız. Ancak burada şunu derhal belirtmek durumundayız ki, hıristiyan azınlığa bü­ yük hukuki hak ve yetıkiler tanıyan Tanzimat Ferma­ nı 'n ı n ila,nından sonra yabancı okulların da, azınlık okullarının da sayısında gö rü l m e m iş bir artış olmuş­ tur. 1 839'da Fransız - La'tin okull arı nın şöyle bir gö­ rününmü vardır : a) 1)

Erkıeik okulları

2)

Büyükdere de Pa rusi,y;al Antuan Okulu. Paruansiyal dö Sen Mari Okulu. P e ra Sen Lu i Ko leji . G alata Sen Benuva Lisesi . Taksim Sen Pulşer Kolej i . Kolej d ö Kumkapı . Fenerbahçe Kolej i. Kadıköy Sen Josef Okulu. Galata Sen Piyer Okulu.

Paruvansiyal dö Sen Antuan Okulu.

3) 4)

5)

6) 7) 8) 9) 10)

·


63 ll) 12) 13)

25)

Taıks im Sen Jean Batist Okulu. Pangaltı Sent. Esprıi Okulu. Beyoğlu Sen Mişel Kolej i. Şişli Orfelina dö la Pe Okulu. Galata Orfelina dö la Providans. Galata Orfelina Sen Jorj . Üsküdar Orfelina'sı. Orfe1ina dö Lartij ina. Makriıköy Dominıtken Okulu. Adalar Fransisken Okulu. Büyüık.dere ve Pera Okulu. Kız Okulları : Kol ej ve Orfelina dö la Providans. Taık.sim Okul ve Orfelinası. Bebeik Okul ve Orfelinası. Şişli Orfelina dö la P e

26) 27) 28) 29) 30 ) 31 ) 32) 33)

Çukurbostan Okulu. Harbiye Artij iana Okulu. Galata Sen Jorj Okul v e Orfelinası. Üsküdar Okul ve Uhruvarı. Notr Dam dö Sion Kolej ve Orfelinası. Pangaltı Meccani Okulu. Kadıköy Notr Dam dö Sion Kolej i . Bakırköy Okulu.

14)

15) 16) 17) 18) 19)

20 ) 21) b) 22)

23 ) 24)

.

34 )

Yedıikule

35 )

Kumikapı

36 ) 37) 38) 39) 40)

Fenerbahçe » Beyoğlu Sent Mari Okulu. Adalar Okulu. Büyükdere Sörler Okulu. Beyoğlu Sörler Okulu.

» »

Sultan Abdülhamid Han'ın önceki bölümlerde sözünü ettiğimiz müdahalesin e kadar tüm yaıbancı


64 okulların da, Fransız okulları,nın da sayısında herhan· gi bir azaınıa görülmemiştir. Hatta Fransıı:Iar Tan­ zimat Fermanı'nın yayınlanmasından tam 136 yıl ön­ ce 1703'te, hıristiyanlaştırma faaliyetini daıha da

�y­

gın bir hale getirmek için açtı:kları matbaalann da

sayısını arttırarak okulları bu matbaalarda bastık· ları propaganda broşü rle ri ile takviye etın�erdir. Çeqitli müzelerimizde tabi:atın

imhasına terkedilen

yüzmilyonları aşkın Osmanlı belgesinin hala tasnif edilmeyi.şi sebebiyle, Fransız okullarının artış grafi­ ği ile i lgili bilgileri maalesef yeterli ölçüde eld e ede­ biimiş değiliz. Ancak 1 906 verilerinden bu okulların sayısınuı . 116'ya çıktığı öğrenilmektedir. Alunet Ağa­ oğlu'nun 1912'de Hak'ta yayınladığı yazıya göre 1 9 00 yılında Osmanlı İmparatorluğunda yabancı okul�rın

s ayısı 2.006'yı bulmaktadır. (29) Bu okullardan 10'u yüksek, 46"sı orta, 1450'si ilkokul sev.i}1esindedir. Ge­ ne 198C verilerine göre bu okullarda 61 .678 öğrenci eğitilme:ktedi r

.

Alunet Ağaoğlu , 2.006 ya:bancı okula

<<3.500 kadar Rum ve 2.500 kadar Ermeni>> ve dıiğer azınlık okullarını da. ilave ederek tüm yabancı

ve

azınlık okull annın sayısını 1900 için 10.000 adet ola­ raik göstermekte ve şöyle demektedir: « ALelumum dini heyetler tarafından

tesis edil­

miş olan m�ktepleııde talim ve terbiye ed ilen çocuk­ ların

%

60'ı müslümandır. Bunlara, me,nsup olduık­

lan dine aıit kattiyyen malumat verilmiyordu. Türk­

çe gayet sathi bir su11ette tedris ediliyıordu. Bunun­ la beraber islam çocukları sabahla

akşam,

bulunduk­

lan mektebi!D. ai t olduğu mezheb.in ayinlerinde hazır buhuımak mecburiyetindedirler. Tednisat ve talimat


f.3 öyle

bir şekil ve surette i c ra ediliyordu ki, bunla rı olduikları milletten ay!ı.nyor,

yavaş yavaş mensup

kendilerine (30) O muhit hakkında bir nefret

ve

Lsti:krah hissi i 1ka edilemiyıorsa da l:ehemehal bir la,kaydi fikri

telkin

ediliyordu. Bundan başka buınlann

terbiye-sıinde en z�yade zahiri alayişlere dikkat edildiğinden sefahata

ve

ciddiyetsizliğe alıştınlıyordu.

(31 )

1912

-

1913 Tü rk - Fransız anlaşmasına göre

ı·esınen tanıınan Fransız okuUan şunlardır :

1)

2) 3)

4)

Notr Dam dö Sio;n Pansiyonu . Notr Dam dö Sion Orfelina ve uvruvan

Pangattı'ıda

Notr Dam dö Sion Mecc ani Mektebi. Şişli'de

profesyonel dö

garson dö la Pe

rıa.eccaui mektebi. 5)

Hri.stiya,n Frerler Oku1u'nun meccani okulu.

6)

Orfeli,na dö Lopital dö la Pe.

7) S)

Feriköy'de E�ol de fiy de sör Joorjienn.

9)

lO)

Ekol de fiy e uvruvar dö l a Pe.

Hristiyan Frerler Mektebi'nin Sen Jan Kni­ soztom

Koleji.

Heyoğluında e!Dl e uvruvan de sör �ö Şa­

rite. ll)

Hristiyan Frerler mekteplerinin Sen Batist

12)

Jan

Okulu.

Hıristiyan Frerler Mekteplerinin Sen

Mi­

sel Koleji.

13 )

Kolej

e sem iner Sen Lui de

Kapüsen

.

F .:5


66 ı 4) ı5)

ı6)

ı7 ) ı8) 19 ) 20) 21)

22) 23)

24 ) 25) 26)

27 ) 28) 29)

30) 3ı) 32) 33)

Sen Elizabeth de sör Fransisken Okulu. Sör Fransisken Orfelina.sı. Sör dö Şarite okul ve orfelinası. Per Jeorijiy!en Sen Jozef Mektehi. Ayn:alıçeşme' de ekol de sör Fransislken. Sen Benuva Lazarİst Okulu. Ekol e uvruvar dö la Providans de sör dıö Şari te. Kumkapı Per .Asompsiyonist Koleji. Sör Asomsiyonist Kolej i. Bakıııköy Frer Marist mektebi. Yeşi.J.köy Ekol de per Kapusen. Ekol de Frer Maxist. Ekol de FransiSken. Bebek Ekol de Lazarist. Ekol evruvar de sör Şarite. Üsküdar Ekol ve Frer Mıarist. Elrol de uvruvar de sör dö Şarite. Haydarpaşa Sör Asompsiyonistlerin Kolej ve uvruvan. HırJstiyan Frerler meıkteplerinin Sen Lui Kolej i . Kadıköy at etüd Oriyantal de Per Asıom-

siyonisı Enstitüsü. 34) 35) 36 ) 37 )

Per Asoıınısiyonist meccani mektebi. Notr Dam dö Sion Kolej ve Orfeli:nası. Ekol de sör Fransez dö Lurd. Hıristiyan Frerler mekteplerinin Sen Jo­ zef

Kolejıi.

38)

Hıristiyan Frerler Enstitüsü.

rnektaplerinin Ticaret

39 )

Fenerbahçe Hıristiyan rini:n meccani mektebi .

Frerler melk.teple­


67 Semin2r dö per Asompsiyonist. Sör Asomps.�yonist okul ve uvruvan. Aynı anlaşma ile tanınan özel lai:k Fran­ sız okullan da şunlaroı : 1 ) Şişli Fransız Laik Genç Kızlar okulu. 2) Beyoğlu Fransız Erkek Lisesi. 3) Fransız Kız Lisesi. 4 ) Harnalbaşı Fransız Kız Okulu . 5) Kadıköy Fransız Erkek Okulu. 6) Ortalköy Fransız Kız Okulu. 7 ) Ot. etüd oryantal Enstitüsü (Yüksek Okul) 8 ) Enstitüsü Komersiyal.

40 )

41 )

Bütün bunların dı şı nd a İttihat Tera]:.ci{i Hüku­ kolejle 45 :ilıkokulun da varlığını kabul ediyor ve !:öylece 1 912 - 1913 Türk - Fransız anlaşmasıyla tanınan tüm Fransız okuHarının sayısı 102 oluyordu. meti 7

(32 )

halkın bütün değerler.ine dü.şman olmakl a sonuçlanan kültür değişimi Ironusunda yaıbancı roru.Ilann oldıuık­ ça ön eml i bir etk:iınliği vardır. Özemkle iktisadi em­ peryaliz mi n öncülük görevini yüklenen yabancı oku!l­ l ar, küçüık yaşta kaydolan müslüman Türk öğrencile­ ri, ortodoks. prote5tan, katoli'k eği tim i ne tabi tutmuş, Türkiye'de halka yabancılama ve

gelenek ve

bu çocukların tam bir hıristiyaın gibi yetişmelerıine çahşm�tır. Emperya�izmin asır boyunca devam et­ tird iği böyle bir eğitimden sonuç almadığıru. :m.aa.le­ sef dddia e d emeyeceğiz .

Bu okullann bünyelerinde bul un an 'kiliselere gitmeğe, ayinlerine ıiştira:k etmeğe , hıristiyan. töreı­ sini yaşaımağa, Ahna,n, Amerikan, İngiliz, Fransız ta.-


68 rihlerini ogre nmeye mecbur tutulan binlerce müslü­ man öğrenci, daha gençli k hatta çocukluk çağında,

kendi d/i l , ta.riıh, din , gele n ek ve töresine yabancılaş.. mış, Türkiye'nin sorunlarına tam bir Avrupalı

gö­

züyle bak maya b�lamıştır. Diikkatli bir incelemeci, Tanzimat ve Tanzimat'tan sonra yapılan bütün re­ form hareiketlerinin, Tüııkiye'yi

rnek

Avrupa'ya benzet­

esasına dayandığı nı ve bu reform uygul amaLar

yaygınla:ştıkça Türkiiy e nin

yıkılışının hızlandığım

'

tesbit etmekte g üçlük çekıneyecektir. Halen Türkiye'­ n

in en ünlü cm.ulları zannedilen Robert Kolej ,

�n

Josef, Sen B en uva Notr Daım dö Sion gibi h ıri stiyan ,

kültürünün propaganda mihrakı. olan okul lardan mezun edilen öğrenc iler hiçbir ·imtihana tabi tutulma­ dan ve sırf bu okullardan mezun oldukları için yöne-

tim k ademelerine yıerleştirilıniş ve memleketin ida­ resi, dinıine, tarihinıe, müziğine, falklorüne kültür ve değerlerine yabanc ı hatta düşman, halkı hor gören bu zavallılar da milletin mukaddesatı ile oynamayı, inanca saldırıp, ibadet biçimini de ğiştirmeyi mardfet

saymışlardır. Geleneklerimize, inançlarınuza, topye-

milli

kun

ve dini değerle r.inlize

bağlı kalarak

yani

kültürel üstünlük ve orij inalitemizi muhafaza ederek Hiınd:e , tıeknikte, sa nayide ilerleyebiJeceği ınıizi düşün­ memiştir, bu bedihahtlar . . . Tüıık zoru

Türk'ü

ile yıkaıma:yacaklannı geldi ği yere

üstünlüğünü silah

anlayan

Avrupalılar,

göndermek için n e yaptılarsa,

bunlar da onu yapmışlardır. Yabancı okulların e�isiill.i gösterrneğe başladığı

1800'lerde Tü:ıik. düşmanı

olmayan

hıristiyan ilim

adamlarından Michaud, bu şuurı.uz bartılılaşma


69 Türkiye yi yıkacağı.na

ınının

'

şu

sa tı rlarla işaret

et�

miştir.

<<Osmanlı

tmpara1ıorluğu'nun yeniden Iruvvetlen­

mesini temenni edip, bizim medeniyetiımizdn o bün­ yeye hulı1l ed�bileceğine

edecek

hüıkmed:enleri

müteesis r

nokta, bu med:enıiyıetin Tü11k seeiye ve kabi­

liyetiyle imti zacın a kattiyyen imkan olmadığını gör­ mektedir. Müıs1ümanların bizim anladığımız medeni­ yet seviyesine ermeleri için son derece tefessüh e� kendi örf ve adetleri.yle. dini an'anelerini

melerinden,

kat'i suııette unutmalanndan başka çare olma,dı ğını söy�lemek gayet doğru olur.

Öyle bir

fedaıkarlığa mal

olmuş bir medeniyet barbarlıktan bin beter

değil . de

nedir.» ( 33) Michaud'un bu işareti

bugünkü

Türkiye'nin

içinde bulunıduğu inanç boşluğu ve kültürel anarşi ile kıyaslığında, ortaya çıkacak tablo, kültür emper­ yalizminin başan grafiği olacaktır.

Bu okullara hangi ailelerin çocuklarıının devam

etti ğini gösteren önce hangi

!İstatistikler kültür emperyalizminin

nıuhitleri

pısına yönelen

işgal ettiğini ve Tüıık milli y�

bu saldırının

hangi kanallardan zor­

göstermektedir. 1914'te yayınla;naın aşağı­ daki istatistik Sen Jozef'e devam eden öğrencilerin landiğını

ailelerini tesbit etmektedir. 1924'te Sen Jozef'in 740

Türk

öğrencisinin a i lelere göre dağılımı söyledir

Prensler

... ... ... . ..

Mareşal ve Generaller

Yüksek Şahsiyetler Banka müdürleri

8

22 90 30


70 Sivıil

memurlar

Bankacılar

...

Tıp

...

doktorlan

Avukatlar Mühendisler

İrat sahipleri Görüldüğü gibi

gerek

asker

ülkenin aydın ve varlııklı bu aileler .. Devletin

ve

80 80 90 20 20 300

ve gerek sıivil

alarak

kesimini oluşturmaktadır

silahlı kuvvetler.in yönetimine

ise genellikle bu aileler hakimdir.

Ulu Türk Haikaru Sultan

Abdülhamit Han'ın,

meşhur Yıldız İstihbar.at örgütü'ne, çocuklarını bancı

okullara

dair çeşitli

ğını

tesbit

ya­

ail eleri

�kip ettirdiğ�ne rivayetler vardır. Bu rivayetler �n kayna­ edebiimiş değüim, ancak Yıldız Haberal­ gönderen

ma Teşkilatı"nın bu

okull.arla ilgili olarak Sultan'a

Abdülhamid'in bu bölümlerde �zah etmeğe çalıştığımız düşünülür ve Yedi - Sekiz Hasan Paşa

gönderdiği istihbarat raporları,

okullada

önceki

mücadelesi

gibi okur yazarlığı bile olmayan, fakat devlete büy(iik

kimselerle çalışmayı ter­ rivayetlerin doğru olduğunu

yararlan dokunan d i rayetli

cih ettiğii. hatırlanırsa

kabul etmek gerekir. Kaldı ki gene önceki böl üml.:; r­

de belirttiğimiz

gibi, o Abdülhamit,

arsasını gafletle Amerikalılara satan Ahmet Vef1k Paşa'yı bile Kayalar Ka:brista'runa Han'ın Alunet

Vefik

Robert

Robert Kolej 'in m eşhur Türkçü

Kolej

gömdürmüştür.

civanndaki

Abdülhamit

Paşa için «Robert Kolej 'in

ar­

sasını Amerikalılara satınakla devleti badireye soktu.

Kabriıstanı'nda layarnete kadar çan ses i din­ dediği de yaygın rivayetler arasındadır.

Kayalar lesin»


71 Azınlık okullan

bölümünde

bazı

yayınlayacağımız Tanzimat Fennanı,

madd�lerini

azınlıklara, da,

yabancılara da hiçbir ülkede bugüne kadar görülme­ yen hukuki haklar taınunıştı. Osmanlı İmparatorlu­ ğu'nu parçalamaık için,

1mpara:1ıorluk topr akl!arında

kendileııine birer kültür dai resi oluşturmaık gereğini duyan j1abancı ülkeler Tanzimat'ın getirdiği ha,klar­

d an da istifade ederek, kültürel girişimleriıni

paylaşıma yönelik

arttınnışlardı. 1877 - 1878 Türk

- Rus

Savaşı'ndan sonra ise Rus Ordularını Yeşi lköy

lerinde gören topyekun

ön-

emperyalist ülkeler artık

çok y;aşayaımayacağı nı he­ daha fazla pay koparmak içiın

Türk İmparatorluğunun

sapl ı yor ve vurgundan

yeni atılunlar yapıyorl ardı . Bir savaşın Türkliye ale,yhine

sonuçlanmasıyla,

Avrupa topraklanmızıda

bir

Sı rhi st an ve Bulgaı:ıistan hü:kı1metleri kuruluyor, ts..

tanbul'da Bulgarlada ilgilenecek i lk Rus okulu açı­

lırken Avusturya .

Macaristan

hükumeti

Türkiiye'-

deki okuHanna yteni 'ilaveler yapıyor, İran da gene

İstanbul'da

m ezhep esasına dayanan

bi r okulu devre­

ye sokuyordu. Başlangıçta Amerika'nın Osmanlı

para toduğu'na karşı kullanmak

tm.

istediği Bulgarlan

sonra Rusya da •kullanma:k istemişti. Mithat Paşa 1868'de Babıal i 'ye göndeı:ıdiği rapoı:ıda, Rusların Bul­

garlann eğitimi

ile ilgilendiklerini beliı:ıtiyor, şöyle

diyordu: « Bulgarlar ilim ve marifeıtin lüzwnunu ve ken­ d i leri nden noksanını derk ve tefferrüs eyledikleııi

gü nden

ber i

çocuklannın ta�im

na düşmüşlerse de,

ve m addeten

ve

terbiyesi

arzusu­

mekteplerinin 1ıe.n.zimine halen

muktedir

olamadıklanndan buralannı


72 dah i Rusyalılar fırsat addederek

Hocabey, Nikola­

yef, Keşnof mekteplerinde Bulgar çocuklarını malı­ susen ve maccanen okutmaık üzere mektepler açmış olmalarıyle şimdi her memleketten takun takım Bul­ gar çocuklarının

bu mekteplere gitmekte ve

Bul­

uau-eooaw uıo1 .ıcııs.ıdp l[EOeumıo apuı.ıaıda-ıl(aw Jtı� kitaplar gelip dağılma:kta olduğu görülüyor ve

bar

takım mekteplerin dahi varidatı Rusya'dan geldiğin­

den bu vesile Rusyalılar o mak.ule mekteplere nüfuz icra

ederek

dilecliıklerini

hoca

yapmaık istiyorlar. ))

( 34)

Diledikleııini hoca y1apm:aık isteyenler ve bedava ihtilalci öğrenci ye ti.şti renler

kitap dağıtıp, bedava

,

yıalnız İngiliz yıanlısı Mithat Paşa'nın uzun uzun şika­ yet ettiği Ruslar değıildi. Tanziın:atla başlayan

düzenin 1rerıdilerine tanıdığı

haklan kullanan azın­

lıklarla beraber diğer ülkeler de bu konuda dan geri kalm.ıyorlardı.

yeni

Rusya, Bulgar

Rusya'-

okullanna

kitap ve öğretmen göndererek, Bulgarlan nasıl slav­ laştırmak istiyor ve bu Osmanlı azınlığını Osmanlıya karşı kışıkırımayı Amerika

hem

ve

dü.şünüyorsa,

İtalya da

Türkiye'dekıi

okul

aynı

Fransa,

hedefe

İngiltere.

ulaşmak için,

sayısını arttırmaya çalışıyor

hem de Osmanlı azınlıklannın eğitimiyle ilgileniyP·r­ lardı. Yabancı okull ar ciddi bir murakabeye

ğildi

bıu dönemde.. Ve

reti'nin onayına Fransa, tan,

İngiltere,

tabi de­

programlarını Maarif

sunmak

zorunıda bile

değillerdi

Almanya, Avusturya -

İraın ve yabancı ülkelerin tüm

Neza..

Macaris­

okullan

kendi


73 anavatanlanndaıki programın aynını Türki ye ' de uy­ gular fakat bakanlık buna karı şam azdı . Hıristiyan

ülkelerdi o ülkeler. . .

ülkede öğrenciler belirli

Ve hıriıstiyan

zamanlarda kiiliseye gidip,

dini ayine iştiraik eder, istisnasız hepsi de birer islam düşmanı olan papazların emirlerine uyınaya çalışır­ lardı. Bu yabancı ülkelerin

Tüı.ıkiye'deki okulların­

daki Tüıık öğren c iler yıllar yılı kiliseye götürülmüş, fakat

T anzi mat'ın ilkeleriyle bağlanan devlet, bu fa­

ciaya müdahale edememiştir.

Osman Ergin, Tüı.ıkiye Maarif Tari hi' nde konu­ ya şu aç tk l ı ğı

getirmektedir :

<<İstanbul'daki her yabancı mekteıbi, ikendi ana­ vatanındaki mekteplerin programını ve orad a oku­

tulan kitapları a,ynen kabul eder, Maarif N ezareti birşey diyemezdi.

olkutur ve buna

«Bu kitaplarda bulunan Türklük aleyhindeJ.d ya­ zılar da sansürsüz olarak Türk te ba asınd an olan ta­

lebeye ok.utulur ve öğretilirdi.

Bazı dersler

Tü rkçe

okutulmak şöyle dursun, Tüıık dili bu mekteplerin programlarında ihtiyari bir vaziyette bırakılmıştı .

Esasen birçok mekteplerin idaresi de papazl ann elin­ de bulunmakta olduğundan, Tüı.ık - İsi.am talebe, hıristiyanlar gib i cebren kiliseye götürülere-k ibade­ te iştirak ettirilmekte idi. >> (35) İstanbul Alman Lisesi

Müdürü Dr. Richard Pröyzer, bir yazısmda, Tanzimat sonrasının yabancı okulların hakkı·nıda şöyle demektedir : «

. . . Kıraat ki tapları arasında garbi Avrupa ki­

tapların ı n noktası noktasına Türkçeye çevrilmiş nu-


74 muneleri vardır. Bu şeraitte bir

çocuğun kalbinde vatan hıi:ssi , vatan muhabbeti, y�urt sevgisi ve milli

vecd nasıl uyandırılabiliı.ıdi ? Açık söyleyeyim ki bir­ çok ecnebi mektepler mi safirperverl iğine mazhar ol­ dukları memlekete hizmet etmeğe hiç ehenuniyet vermiyorlardı . Memleketin lisam bile ihmal ediliyor, çoc uğun

gözü

mektebi n

menısup olduğu memleketJe

çevrilerek, oranın körü köııüne prestişlclr ı olmasına çalışılıyordu. Tüııkiye'nin o felaketi zamanlannda be­

bırakan bir cihet de bazı ec­ hodgam hedeflerine vası•l olmak

ni pek ziyade h ayrette nebi rnektaplerinin

�çin pedagojik esasi ann en iptidai i caıb atı nı bile ihmal etmeleri idi. Buna bir misal olmak üzere coğ rafya dersini zikredebiliriz. Bu derste, yakından uzağa, malumdan meçhule doğru g�tmek kaidesi pek ­

nadir olarak tatbik ediliyoııdu. Mesela coğrafya dersi:nde ilk başlayan çocukl:ara veri·Lmesi lazı m olan yurt b ilgisi derslerinde, dersaneden, mektep bina- . sından, dairei belediye, buradan da büyük şehre geçmek ve bu arada köy, şehir, kır, dere, deniz, ova ilh. gibi coğrafi mefhumları müşahadeye istinat ede­ rek göstermek ic a:p ederkıen, birçok ecneıbi mektep­ t e ri bu derslere, taıbi olduklan devletin coğrafyasın­ dan başlıyorlardı Bunun neticesi olaııa:k da çocuklar ecnebi bir me mleketin coğrafyasını öğrendi kleııi hal­ de, kendi vatanianna dair hiçbir şey bilıniyorlardı. .

«Buna inzimam eden iıkinci bir tenalık

da

bu

mekıtepleııde Türk çocukları na yapılan dini tefsirat ve tel.ıkinattı. Bu tesirat, ehemmiyeti küçültülmeye­ cak derecede muzır ve tehlilreli idi. Bu mekteplerin bazılarında Türk çocukları dini mera.<:.i:me iştirak


75

etti rUiyordu. Hatta bazan kabahatlannı affettirmeik mak.sadıyta salibi bile öptürüyorlardı.» (36) Yakın zamana kadar ülkemizde bulunmUŞ bir yabancı okul müdürünün ancak son devirlerdeki tes­ bi tleTi ve samimi i tiraflarıyıdı bunlar . . . Rum, Ermeni ve Bulgar komitacılığı ile siyonist organiza;syonlann Osmanlı İmparatorluğu'na karşı disi plinli bir saldın haline başında Türkiye'de nihayet

geldiği yirminci asıi.n kültürel bir anarşinin

de baş gösterdiğini rahatlıkla görebilen Fransa, iınanıç sistemini yitiren Türk Milieti'ne la:i!kliği empoze etmek için ilk adımı atıyordu. Mission Laik Française bunun için kurulmuş ve 1905'ten itibaren Osmanlı İmparatorluğunda yaygın bir eğitim örgütü kurmUŞ­ tu. Fransa, laik eğitim düzenini Türkiye'ye benimset­ me-k için İmparato:rıluk aleyhtarı girişimlerin planı. lallldığı Selanik'i seçmiş ve burada bir Lise, bir ticaret lisesi, bir kızlar okulu, bir de 'Hkokul açmış, az sonra da Beyrut'a kadar uzanmıştı . Allians Française, Fransız dili ara�ılığı ile, Fransız kültürünün pro­

paganda merkezle·I'inden biri olmuş, önemli şehirlere de birer şube açmıştı. Müdür w öğmtmenler dahll, bütün personeli İtalyan Maarif Nezareti tarafından tayin edilen Dante Alıghieri Cemiyeti, Tıpkı Allians Française gibi çalışıyor, fakat Fransız değil, İtalyan kolonileri teşekkiil ettirmeyi amaçlıyıordu. Tanziımatla gelen «Sakıncasız ortaan», öteden be­ ri Osmanlı İmparatıorluğuna ikendi kültürlerini yer­ l eştirmek isteyen ülkelere rahat bir nefes alım a im-


76 kanını vermiş, bütün

yabancı

dkullann sayısında

ani yükıselmeler olmuştur. Almanya, Fransa, İngil­

dJin.i kurum.lan, hem hıristiyanlığı yaymak, hem de Osmanlı hıristiyanları­ nı Osmanlı Devletine karşı kullanmak için akın akın Tüııkiye'ye gelip, yüzlerce okul, hastan e ve yetim­ ha:ne açmışlardır. tere ve Amer.ika'mn çeşitli

Birinci Dünya Savaşı öncesinde bu okulların du­ rwnu şöyledir :

a)

Fran·sı z okul ve örgütleri

CtZVİT OKULLARININ ASYA TÜRKİYE'­ SiNDEKi DAG-ILIMI Öğrenci sayısı

Yer adı

Okul sayısı

Sivas Tokat Amasya Şebinkarahisar Kayserıi Ad an a Sa}'!da Beyrut

Lübnan Havran Toplam : Kaynak: Sahıame lQmniştir.

ı 2

2 ı ı

8 7 10 4 37 ve

Yaklaşık

200 130 280 300 600 200 1 .350 1 .710 1 .630 210 6565

( 37 )

Misyon raporlannd:an der­


77

KAPUÇİN OKULLARININ

ASYA TÜRKİYE'SiNDEKi DAGILIMI Öğrenci sayısı Okul sayı:3ı

Yer adı Beyrut

Yaklaşık 150 30 140 100 60 60 45 50 635

2 2 ı 3 2 2 ı

Kadıköy Diyarbaıkır Harput Malatya Mardin

Meı•sin Urfa

ı

13

Toplam Kaynak : Salname

lenmiştir.

(38 )

ve misyon

raporlanndan der­

FRANSİSKEN OKULLARININ ASYA TÜRKİYE'SİNDE DAGILIMI : Öğrenci say�sı

Yer

adı

Şam Yafa

V'

Kudüs

Lazkiye

Nazaret Sayda

Arnman

Tabari ye

Tripoli

'Toplam :

Okul sayıısı

ı ı 3 2 2 2 ı

ı 3 16

Yaklaşık

Bilinmiyor

Bilinmiyor 100 1 00 360 88 15ı 50 220 1069 '

Kayna,k : Salname ve misyon raporlarından der­

lenmiş.tir. (39)


78 Tevf�k Çavd ar, « Osmanlı İımparatolurluğu'nun Yarı Sömürge Ol�u» Malatya eserinde be1irttiğine göre Fra:nsisk.enlerin bu okuıll arın dışında öğrenci­ lerin tamamı kız olan ve genellilkle Doğu Anadolu'­ da çalışan Fransisken hemşire okularının dağılımı ise­ şöyleydi : Öğrenci sayısı Yer adı Samsu n Tr-abzon

Okul

Harput Malatya Di ya rbakır Mardin Toplam : Kaynaık : Salname alınmıştır. (40)

Yaklaşık

S..1 ytsı

ı

ı

Bilinmiyor Bilinmıiy;or

2

50

ı ı ı

20 200 400 670

7

ve

m.i�yon

raporlarmdan

Fransızlar bu okulların yanı sıra m�sypnerliğin temel müesseselerinden bir ilkineisi olan ha:;taneler ve yetimhaneler kanalıyla beynelmilel hıristiyanlı­ ğın esaslann a dayanan Batı kültürünü Tüııkiye'ye yerleştirmek, hasta ve yetim psikolojisimle-n yarar­ lanarak hıristiyanlaştuıma faaliyetini geliş.iıi.mıek is­ temişlerdir. Türkiye' de yetimhaneler açarak kimsesiz ve fa­ kir çocuıklan hıristiyanlığa kazanmak Iiçin dört bü­ yük örgüt kurulmuştur Fransa'da . . . Bunlardan So­ eur Sairnt Joseph de I'Apparidon örgütü, �nellikle Birinci Dünya Savası'ndan sonra Fransa tarafından işgal edilen Beyrut, Salda, Nazaret, Yafa ve Kudüs'-


79 de

çalışmıştır.

Socur Saint'-Vincent de Paul ör.gütü

İzmir, Bu:rısa, Kudrüs, Tr.ipoli , Be:frut ve Suriye'de Dam.e de Naza reth

,

Hayfa ve Nazaret'de, Dame de

Siıon örgütü ise bugünıkü bölgelerinde ma

Suriye, İsrail ve Ürdün

yetim çocuklar

ve hıristiyanlaştırma

arasında transızlaştır­

eylemlerini

yürütmüşler­

dir. Tevfik Çavdar'ın verdiği rakamlara göre yalnız bu dört teşki!lat b:r yılda

2.500 çocukla meşgul ol­

muştur. Hastaneler kültür

emperyalizmi ve hıristiyan­

laştıııma çabalarnun bir diğer iissüdür. Misyonerler nasıl yetim

çocukların

psikoloj ik yapısından fayda­

lanımaıle istemişlerdir. Hila.I-Haçlı mücadelesi boyun­ ca

birçok

misyoner otoritesi hıristiyanlaştırma faa­

liyetlerine h asta neleri n önemine değiruniş ve başa­

nh bir din propaganıdas�nm Okul-YetJimhane.!Haty­ tane kurumlannca

yürütülebileceğini belirtmişler­

dir. Mıilligan'a göre <<İnsanın

olduğu yerde acılar

da vardır. Acıların olduğu ylerd·e do'ktorluğa ihtiyaç varıdır. Daktorluğa ihtiyaç olan yerıde; misyonerEk

için uygun bir :llı.rsattır,n ( 4 1 ) Arabistan bölgesinde çalı.şan Paul w. Harri son «Arabistan'da Dolk.torluk» isimli

eserinde misyonerierin

faydalandıklarırıı

ve

nasıl

h astanelerden nasıl

faydalanmalan ge:re!kıtiği-

rıi uzun uzun izah ettiikten sonra şu ilirafta bulun­ maktadır: faydaları

büıtürı Umman Bölgesi'ni içine

alsa dah; misyoner, yalınız hastane yapmayı yeterli bulmaz. Biz Arabistan ristiyan yapmak Bir b aşka

erkeklerini ve kadınlarını hı ­ bulU!lluyoruz.» ( 42 }

için burada

misyoner olan S. A

Marrison «İslam

Dünyasında Misyooıerli'k» adlı mecmuaıda bir başıka itirafta bulunmakta ve şöyl e demektedir:

«Hasta-


80 neterde a:yaıkta tedavi t ı rma hususunda cimıiz lsa'nın

olanlar arasında hiristiyanlaş­ onlara tevbiye­

yapacağımız şey,

prensipleri ni

ve

onları

kurtaracak

marifeti verip, yaşayan İsa Kilise'sinde faal üyeler

gelmelerini sağlamalı yız )) ( 43) Richter'e doktor muayenehanesinde yahut

haline

re «Misyoner şaııda

hastaların kalplerine

dı­

propagandan!ln tohum­

larını saçmaJk ıiçin müna:sip fırsatlar bulma larını daha kolay kazanır»

gö­

inıkan­

( 44) <<Bu durumda has­

hanede, yatan, yahut kl i niğe tedavi için gelen her­ kese, oranın misyoner

yöneltecek vaa" zı

doktoru hastayı Hz. İsa'ya

vermeye başlar.» ( 46)

konuda bir başka örnek göstermek iso. İleri derecedeki misyonerlerden İra Haris, misyonerLik gö revine giden doktora şu ikazda bu­ Bu

tiyoruz.

lunuyor : «Müslümanların kulaıklarma fısıldama.n ve onların kalbine İncil'den vaa'z vermen için fırsat­ lar beklemen ge reki r. Sakın hastane ve kl iniklerde doktorluğu bırakma her yönden bu, brsatların en

uygunudur. Olabili r ki mek ister. Ve sana,

şeytan bu yoldan seni çevi r­

şöyle der:

yalnız doktorluktur, misyonerlik

Sana gereldi olan

değil.

Onu asla din­

leme . » ( 4 6) Bu örnekleri daha fazla uza1nnanın gereksizliği­ ne ve sayfa doldurmaktan başka bir şeye yarama : cağına i nanıyo rum. Kaldı ki, bir yab ancı neden Türkiye'de hastane, mektep ve yetimhane açar, yolı.mdaki soruya verilecek milliyetçi bi r cevap bile bu yabancı kuruluşlarm

hüviyetin:i orta)'�a koyacaktır.

« Milliyetçi bir cevap

diyorum, çünkü ümanisst

fi­

k i rlerle kendilerini aklatan bir çok aydın, bu konu-


81 yu beynelmilelci bir yaklaşımla incelemiş v e Tür­ kiye'dekıi yabancı eğitim kıuruluşlanru, yabaneliann Tüıık eğitim ve sağlık hizmetlerine katkısı olaralk nitlendirmi�tir.

Oysa

durwn, bizim iddia ettiğıimiz,

misyonederim itiraf ettikleri ve miUiyeitçi ilim ada­

mı Necmettin Hacıeminoğlu'nun belirttiği gibidıir. Hacıeıminoğlu, «Milliyetçi Eği tim Sistemümde ko­ nuya şöyle bir yaıklaşımla girmektedir: Bütün ya­

bancı kolej ler, Türıkiye'yli dolaylı yollarıdan ele ge­ çirmek niyetinde olan Batı ülkelerinin birer kültür üssüdür. Bunar bizim kcwa gözlerimizin hatırı için açılmamıştır. Hepsinin gayesi Türk kültürüınü yoik­

etmek, onun

yerine kendi kültürlerini yerleştirmek ve Türkiye'ye hakim olmaktır. (47) Hastaınelerin, misyoner faaliyetlerindeki yerine işaret eden yuıkarıdaki

belgelerin ışığında, Fransız

Sağlık Örgütlerinin, Birinci Dünya Savaşı öncesin­ deki dağılımına gelmek ıi.stiyorum.

1) 2) 3)

İstanbul Fransız Hastanesi. İzmir Saint Antoilll:e Katalik Hastanesi. İzmir Fransız Askeri Hastanesi.

4) 5)

İzmir

6)

Kudüs Soems Saint Joseph Hastaınesi . Beyrut Fransız Hastanesi.

7)

Saint Roch Hastanesi.

Yafa Saint Louis Hastanesi.

8 ) Şam Soeur Saint Vincent Hastanesi. 9) Bursa Les Soeur Saint Vincent de Paul Has­ tanesi. Bütün bunların dışında

Fransız'ların İzmir'de

6 dispanseri, 6 eczanesi bir çocuk yuvası, Bursa, TriF. : 6


82 poli, Kudüs'de çoık sayıda sağlık ocakları, Yafa, Ra­ mullah, Betleıhem., Nazaret, sul ve Cizre 'de

Feıne�bumu, İzmit, birer dispanserleri vardır. (48}

Mu­

DiGER ÜLKELER :

ve okul konı.ı.sunda Fransa, ve Amerikaın teşk;ilatlanna oranla çok ge­ ride kalmışlardır. Fakat bu geriliği konumuzu i lgi­ lendirmeyen kolonilerle kapatmaya çalışmışlardır. Almanlar, hastane

İngiltere

Alınanların, Alman kültürünü

Türkiye'ye

empoze

etmek,

hıristiyanlaştırma faaliyetini yürütmek için oluşturduklan başlıca dini teşkilatlar şun l ardır: 1} 2}

Warte des Tempels, Verein Vom Heil igien

Grabe,

3)

Commuınaute Eangel i que,

4}

Jerusalem

5)

Das Heiligie l and Zions veren, verein

verein, von

der unkefleckten,

6)

Deutscher Palastma verein.

Bu teşkilatlardan

birincisi

bir katolik

örgü­

tüydü. !kincisi Alman misyoner çahşmalannı daha etki n biçimde sürdürmek için gazete çıkarıyordu. Üçüncüsü Hayfa, Betlehem, Nazaret, İzmir ve Bey­ rut'u çalışma merkezleri olarak seçmişti. Dördün. cüsü protestanlık esasianna dayalıydı. Beşincisi Al­ kolon:ilerinin dini kurumlannı organize ediyor­ du. Altıncı teşkilat hıristiyan aleminin öted en beri üzerinde durduğu Kudüs'le ilgi leniyordu. Kudüs'de

man


83

4, Beyrut'da 7, İzmir'de ve İstanbul'da bıirer Alman Lisesi bulunuyordu, lzmir'deki lise biır yetirnhane ile destekleniyordu. (49) Birinci Düınya Savaşı başlayınca Osmanlı İmpa­ ratorluğu harp boyfl.mca, cephe gerisinden vurolma­ mak için yabancı akuUaınn büyük kl!Sınım kapatmış müttefikleri olan Avusturya ve Alınan okullarıyla, İran ve Arnerikan okuHanna da kanşmanuştır. 2 Elk:im ı914�dıe kapütü1asyonlann �ınlmasmdan sonra bu karara bağlı olaraik kapatılan yabancı okul­ lar dışında kalan ve faıa.liyetine devam etmesine izin verilen okullar şunlarıdır: a - İtalyan Okullan 1 ) Beyoğlu Prens Arni Duo Okulu. 2) Ağahamarn İ talyan Okulu. 3) Yenimahalle İtalyan Okulu. 4) Büyükdere İtalyan Okulu. b - İran Okullan : ı ) Debistani İraniyan Okulu. c - Avusturya Okullan : ı ) Beyoğlu Avusturya Okulu. 2) Galata Sen Jorj Okulu. 3) Beyoğlu Santa Maria Okulu. ç Alınan Okulları : ı ) Beyoğlu Alman Okulu. 2) Boğaziçi Bebelk: Alınan Okulu. 3 ) Yedikule Alınan Okulu. 4 ) Haydarpaşa Alman Okulu. d - Amerikan okulları: ı ) Robert Kolej. 2) Arneriıkan Kız Okulu. 3 ) Arnavutköyı, Arnerikan Kız Koleji. -


84 4)

Kumikapı Amerikan Koleji.

5)

Gedikpaşa Amerikan Okulu.

Yabancı okıuUarın bir kısmını kapaıtmaıkla

ağır

bir baskı al1tında tutulan Osmanlı Hüıküneti, 19 15'de özel okullada ilgiti bir talimatname yaymlamak zo­ runda kalmıştır. Azınlık ve yabancı okullann öğret­ men, program, denetim konusunda <<Milliyetçi» diye ­ bileceğimiz bazı esasları taıl:inatnfuneye göre «Yaban­ cı

cemiyet

ve

şirketin,

kendi

adlarına

veya

muvazaa y;oluyla okul açmaları yasaıktır.» Gene bu

Tür­

talimatnameye göre yabancı uyruklu olanlar

kiye'de okul açabilmek için, okul açacaklan yerleş­ me

bölgesinde uyruğunu taşıdıkları

devlet tebaa­

smdan Olk.ula ihtiyaç gösterecek kadar nüfusu mev­ cut olması ve o devletin ülkesinde Tüıık tebaasının okul açma izntne sah ip bulunması şartıt:ı.r. Savaşın Osmanlı Devleti aleyhine bitmesi

i!Lk

v e son defa alınan bu tedbiri otomatik olaraik yürür­ lükten kalıdırmış, Türk topralklan düşman ordul'aırı tarafından

işgal edilirken yabancı okullarda

kutla­

ma törenleri düzenlenmiştir.

BUG ÜNKÜ DURUM

İstiklal Savaşmdan sonra yıapılan çeşitli an­ laşmalarıla yabancı

bir kısnu

okulların bir

kısmı

kapaülınuş,

ha!1J sırasında halk tarafından

yıkılmış.

bir kLsmı da ıkaybettiğimiz topraklarda kalmıştır. Bugünkü resmi

hudutla nımz içinıdıe

yabancı okullar şunlarıdır:

bulunam.


85 a -- Arneriıkan Okulları : 1) İstanbul Amerikan Kız

Koleji.

1871'de Dr- Patrick Murphy Maliılı

tarafından

kurulmUıŞtlU', Orta ve lise seviyesiındedir. Daima kadrosunda 63 öğretmen vardır. Ingil:izce Alma,noa, Fransızca, okutulrnaktadır. Kitaplığında 1136 Türik­

çe

esere karşı 7253

lngiılizce, 615 Almanca,

306

Fransızca olmak üzere 9.114 yabancı kitap vardır. İs­ tanbul'da

Arnavutköy

Yalıburnu'ndadır. 63 66 60

numaralı telefonu vardır. 2)

İzmir Arneriıkan

Kız Koleji.

1878,de Arnerikan Boııd tarafından kurulmUŞ­ muştur. Ora ve li:se seviyesindedir. Daıima kadro­ sunıda 50 öğrenci vardır.

İngilizce okutulmaktadır­

Kitaplığında 200 Tür.kçe esere karşı 10:000 yabancı kıitap vardır. İzmir, Göztepe, Eşrefpaşa 76 sokakta­ dır. 23. 401 nurnaralı telefonu vardır.

3)

Robert Kolej Lise Bölümü :

kurul­ 36 öğretmen vardır. Türkçe, İngilizce eğitJim yapar. Fransızca ve Alınanca okutur. Ki,taplığında 7-000 Tüııkçe esere ka:rışı, 60. 929 yabancı kitap vardır. Bu oran, şimdi Boğaz:içi Üniversi-resi olan yükseık kısmı için 7 bin Türkçe esere karşı 58.000 yabancı eserdir. lstaınıbul, Bebek, Cevdetpaşa caıd . No: 28'de­ dir. 63 56 50 numaralı telefonu vardır. 1863'de Dr. Sayrus Hamlin tarafından

muştur. Lis� seviyesinde-dir. Daima kadrosunda

4)

Tarsus A:ıneriyan Kolej i :

1888'de Arnerikan Borıt adına Dr. Chriety tara­ findan kurulmuştur. Orata ve lise seviyes:indedir.


86 Daima kadrosunıda 18 öğrenmen vardır. İngilizce eğitim yapar. Kitaplığında 3.170 Türkçe esere karşı, 5.055 yabancı dilde eser vardır. Mersin, Tarsus, Ca­ ninur mah. No: 74 adresindedir. Tlf. No'su l l 98'dir. Üsküdar Arneriık an Kız Koleji:

5)

1870'de Arneriıkan Bord tarafından kurulmuş­ tur. Ruhsatname Birinci Dünya Savaşı yıllannda kaybolduğunda, okulun kapatıLması fırsaıtı ele geç­ miş, fakat 17. 4. 1953'd!e Menderes Hüıkümeti 106 sa­ yılı yeni bir ruhsatname vermiştir. Daima kadro­ sunda 26 öğretmen vardır. İngilizce okutur. Kitaplı­ ğında 1 .461 Türkçe esere karşı, 5.156 yabancı dil eser vardır :listanbul, Üsküdar, Emekçibaşı şok. No : 16 - 18 dedir. Telefon: 36 04 74'tür. 6)

Kayseri Talas Amerikan Erkek Kolej i :

7)

Amiral Bristol Okulu:

1920'de Amiral

Bristol

tarafından

kurulmuş­

tur. Amiral Bristol hastahanesine bağlı bir hem­ şire okuludur. itstanbul, Nişa.nıtaş.ı, Poyrazcık so­

kak, No: 4 öğretmen

adresindedir. vardır.

Daima

Kitaplığında

kadrosunda

919

Türkçe,

yabancı dilde eser vardır. Telefıon 48 22 66 dır. Lise derecesindedıir. b)

-

1)

numarası

Fransız Okulları :

\

) k�

Notre Dame De Sion Fransız Kız kolej i:

1856'da muştur.

27 410

Louise

Ana,

ilk,

Veyyada orta,

lise,

tarafından

seviyesindedir. Dai­

mi kadrosunda 49 öğretmen vardır. Fransızca ve İngilizce okutur. Kıitaplığında 1001 adet Türk­ çe esere

karşı,

4.147

Fransızca,

369

İngilizce,

2


87

Almanca, 10 Ermenice, 1 Farsça, 30 İtalyanca, 2 Rusça, 10 Arapça, eser vardır. İstanbul Pangal­ tı. Cumhuriyet Cad. No. 205'dedir. Telefon nu­ marası, santral 48 14 48, müdür, 48 61 74'dür. 2)

İzmir Saint Joseph Okulu :

1880'de Saint Joseph tarafından kurulmuşıtur. Orta derecelidir. Daimi kadrosunda 14 öğretmen vardır. Fransızca okutur. Kıitaplığında 540 Türkçe, 900 yabancı dilde eser vardır. İzmir, Alsancıak, 1 .462 sokak No: 39'dadır. Telefon numarası, 24 237'dir.

3)

Notr Dam Lö Lurd Fransız İlkokulu :

1883'de Per Piyer tarafından kurulmuştur. İlko­ kuldur. Daimi kadrosunda 2 öğretmen vardır. Oku­ la kaydolmak için yabancı uyruklu olmak şarttır. İs­ tanbul, Bomanti, Cad. Havaryun Sok. No: 36 adre­ sindedir. Telefon numarası 48 53 04'dür. 4)

Saint Pulcheire Fransız Okulu :

1846'da Sr. de Lerlis, F1illes de la Charite tara· fından kurulmUŞtur. Ana, ilk orta seviyesindedir. Kadroda 36 öğretmen vardır. Fransızca ve İngıili zce okutur. Kitaplığında 450 Türkçe, 1300 yabancı dilde eser vardır. İstanbul, Beyoğlu Parmakkapı, Çukur­ luçeşme, No: 7 ad�sindedir. Telefon numarası 44 25 36'dır. 5)

Saint Benoit Fransız Erkek Li'sesıi :

1 783'de Lazariıst rahipleri tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kad.rosunda 30 öğretmen vardır. Orta ve lise seviyesindedir. FranSJrea ve İngilizce okutur. Li­ se kısmına kaydolmak için Fransız ortaokullarını bi­ tirmek şarttır. Kitaplığında 500 Türkçe esere karşı ,


88

12.000 yabancı dilde eser vardır. İstanbul, Galata, Kemeraltı Cad. No. 23 a dresi ndedir 44 10 26 numa ralı telefonu vardır. .

6)

Saıint Joseph Fransız Erkek Lisesi :

1857'de Henry Geotelmann tarafından kurulmuş.­ ve lise seviyesindedir. Daima kadrosunda 50 öğretmen vardır. Kitaplığında 3084 Türkçe esere

tur. Orta

karşı 5144 yabancı dilde eser vardır. İstanbul, Kadı­ köy, Moda, Y:oğurtçupark Cad. No: 7 8 80 adresinde­ dir. Telefon numarası, santral : 36 26 00, idare : 36 17 28'dir. -

7)

Saint Benoit Kız Ortaokulu :

1839'da rahipler tarafından :kurulmuştur. Orta· okuludur. Daimi kadrosunda 36 öğretmen vardır. Fransızca ve İngilizce okutur. Okulda bir de dispan­ ser mevcuttur. Kitaplığında 845 Türkçe, 760 yaban-

dilde eser vardır. İstanbul, Galata, Kemeraltı Cad. No. 25 adresindedir. Telefon numarası 44 30 36'dır.

8)

Saint Michel Fransız Erkek Ortaokulu :

1870 de İnstitut des Ecoles Chretiennes tarafın­ dan kurulmuştur. Ortaokuldur. Daimi kadı·oda 23 öğ­ retmen vardir. FraD51Zca ve İngilizce okutur. Kitap­ lığında 1 .155 Türkçe, 3.550 yabancı dilde eser vardır. İstanbul, A:bidei Hürriyet Caddesi No: 21 adresin­ dedir. 48 17 03 numaralı telefonu vardır. '

9) . Gündoğdu Fransız Kız İlkokulu

ı

Ana ve ilkokul seviyesindedir. İzmir'de Gürılıoğdu Fransız hastanesi iç indedir. //

10)

Sa i nt Baprit Fransız !�kokulu :


89 İstanbul, Pangaltı, Ölçek Sok. No : 83'dedir.

,.

c) - İtalyan Okullan :

1)

İtalyan Kız Okulu :

1870'de Gi anni a Macchi tarafından kurulmuş­ tur. Ana, ilk ve ortaokul dur. Daıimi kadroda 25 öğ­ retmen vardır. Fransızca ve İng ilizce okutur. Bura· dan mezun olanlar İtalyan liselerine aktarılır. Kitap­ lığında 300 Türkçe esere karşı 442 yabancı dilde eser vardır. İstanbul. Galatasaray, Tumacıbaşı so­ kak No: 30 adresinded.ir. 44 42 25 numaralı telefonu vardır.

2)

İtalya n Lisesi ve Ticaret Okulu :

1888'de İtalyan Hükumeti tara fından kurulmuş­

tur. Orta, orta ticaret, lise, lise ticaret seviyesinde· dir. Daimi k.adroda 53 öğretmen vardır. İtalyanca eğitim yapar. Ki taplığınd a 296 T ürkçe, 4.229 yab an­ cı dilde eser vardır. İtalyan ca, latince, İngilizce, Fransızca öğretir. İstanbul, Beyoğlu , Tomtom Sok. No: 11-13 adresindedir. Hayrıiye Cad. No. 16 nurna­ rada bir başka binası vardır. Telefon numarası 44 1 3 Ol'dir.

3)

İtalyan nkokulu :

1863'de Karınelitan Cemiyeti tarafından kurul­ muştur. İlkokuldur. Daimi kadrosunda 2 öğretmen vardır. İtalya nca ve Fıansızca öğretir. Okula kay· dolmak için yabancı uyruklu olmak şarttır. Kitaplı-· ğında 22 Türkçe, 100 yab ancı dıilde eser vardır. Ha­ tay, Yenişehir, Cad. No. ll-E adresindedir.

4)

Jüstinyani İtalyan Okulu :

1903'de Carrara Giocomo

t arafın d an kurulmuş-


90

tur. ttkakuldur. İtalyan Ticaret Okulu ve İtalyan Li sesi'nin pansiyonu da bu binadadır. Daimi kadroda 7 öğretmen vardır. İtalyanca ve İngilizce öğretİr. Okula kaydolmak için yabanci uyruklu olmak şart. tır. Kitaplığında 300 Türkçe esere karşı 1.500 yabancı dilde eser vardır. İstanbul, Şişli, Havaııiyun Sok. No. 19 adresindedir. Tele:llonu 48 02 70'dir.

5)

Sen Piyetro İtalyan Okulu :

1924'de Lucia Giuliano tarafından kurulmuş­ tur. Ana Okuludur. Daimi kadrocia 3 öğretmen var­ dır. İtalyanca öğretir. Bu okul ilk kez 1906'da Do­ miniken rabipleri tarafından kurulmuştur. 1915'de savaş sebebiyle kapatılmıştır. İstanbul Kuledibi Sok. No. 46 adresindedir. Ayyıldız İtalyan Okulu :

6)

İlkıokuldur. İzmir, Alsancak, Mecidiye Sok No.

112 adresindedir. 7)

Santa Teresa İtalyan Okulu :

Erkek ilkokuludur. Hatay'ın İskenderun ilçesin .d edir. ç

1)

-

Bulgar Okullan Bulgar Ortaokulu :

1897' de Bulgar Ekzarlu tarafından açılmıştır. İlk ve ortaokul sev.i�sindedir. Daimi kadrosunda 7 öğretmen vardır. Öğrenci mevcudu 12 dir. Fransız. ca okutur. Kitaplığında 427 Türkçe, 400 Bulgarca eser vardır. İstanbul, Beyoğlu Başağaçeşme Sak. No: 5 adresindedir. Telefonu : 44 30 89'dur ! .

.


91 d)

-

İngiliz Okulları :

İngiliz Kız Okulu :

1)

1857'de Estelle Daizg Thompson tarafından ku­ rulmuştur. Ana, ilk, orta seviyelidir. Daıimi kadro­ sunda 24 öğretmen vardır. ingilizde ve Fransızca okutur. Kitaplığında 860 Türkçe, 900 İngilizce eser va rdır İsta..nbul, Beyoğlu, İstitlal Caddesi, Nuruziya Sokak No: 2 adresindedir. Telefon numarası 44 27 24 dür. .

İngıiliz Erkek Lisesi :

2)

1905'de W. N. Birks tarafından kurulmuştur. Li­ se seviyesindedir, Daimi kadııosu.nda 25 öğretmen vardır. Kitaplığında 2.500 Tül1kçe, 3.500 İngilizce eser v ardır. İngilizce ve Almanca okutur. İstanbul, Nişan· taşı, Hacıefendi Sokak No. 52 adresıindedir. 48 10 78 numaralı telefonu vardır. e - Alman Okullan :

1)

Alman Lisesi :

1868'de Dr. Ursula Maxeiner tarafından kurul­ muştur Orta ve Lise seviyesindedir. Daimi kadroda 68 öğretmen vardır. Almanca, İngilizce, Fransızca, Latince öğretir. Eğıitim Almanca yapılır. Kitaplığuı­ da 3.234 Türkçe, 5.850 yabancı dilde eser va rdır İs­ tanbul, B eyoğl u , Şahkulu Bostan Sokak No: 20'de­ dir. 44 27 26 44 00 77 44 20 40 numaralı telefonları vardır. .

.

·

-

f - Avusturya Okullan 1)

:

Sankt · George Okulu :

1882'de Konrad Strover tarafından kurulmuştur.


92

Lise ve Ticaret Lisesi seviyesindedir. Daimi kadro­ da 48 öğretmen vardır. Almanca, İngUizce, Latince okutur. Kitaplığında, 1 .800 Türkçe, 6.060 yabancı dil­ d e eser vardır. f,stanbul, Galata, Kart Çınar Sokak No: 2'dedir. 44 18 82 n umaralı telefonu vardır. <<Mer­ hametli Hemşireler>> ve Lazarist Cemiyeti'ne bağlı olarak kurulmuştur. Bu okuldan mezun olanlar Avusturya liselerine imtihansız olarak girerler. .... ._

2)

Sankt George Avusturya Kız Lisesi :

1882' de Adelina Postruznik tarafından kurul­ mu ştur. Lise seviyesindedir. Daimi kadrosunda 42 öğretmen vardır. Almanca, İngilizde, Latince oku· tur, Kitaplığında 800 Türkçe, 1.802 yabancı dlde eser vardır. Merhametli Hemşıİreler ve Lazaristler tara­ fından kurulmuştur. g - İran Okullan 1)

:

İran Okulu :

1884':te Eghbal Deghan tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 9 öğretmen vardır. Farsça okutur. Okula kaydolına�k için İran uyruklu olmak şarttır. Kitaplığında 467 Türkçe, 778 yabancı dilde eser var­ dır. İstanbul, Sultanahmet Binbirdirek Mahallesin­ dedir .. 22 12 81 numaralı telefonu vardır. Cumhuriyetten sonra durumun değiştiği !iddia edilemez. Çünkü sebep yoktur durumun değişmesi için Türkiye'de bu okulların açılmasına yolaçan düşünce hala Avrupa Kili selerini ve batılı başkent­ Ieri meşgul ettiğine göre yabancı okul dün ne idiyse, bugün de odur. Ancak, okulların bir çoğunun yurt dışında kalması, bir kısmının da savaş sırasında tah· rip edilmesi Cumhuriyet iç in lrontrol ...

Hükfun)ri


93

kolaylığı sağlamıştır. Varolan bir tehlikeyi ise kont­ rol etmek her zaman için mümkün değildir. Kaldı ki kontrol edilmek istenen okulların, kiliselere ruhani yetiştirmek için açıldığı da misyon şefleri tarafından ifade edilmiştir. Re - Thinking Missions isimli ese­ rin 118. sayfasında yabancı okulların amacı şöyle açıklanmıştır: «Misyoner gruplarının \;:ontrolünde bulunan fakülte ve okulların gayeleri bütün ülkeler­ de birbirıine benzer. Fakülte ve okullar kiliseye ru­ hani yetiştirmeye vasıta olduklarından birinci plan­ da değer görürler. Hatta laiklikle ıilgili konuları öğre­ ten batılı kaynaklar, batılı yazarların elinden çıkmış eserler, bununla birlikte hıristiyani düşünceleri de taşırlar. <<Prof. Dr. Mustafa Halidi ve Dr. Phil, Ömer Ferruh'un müştereken kaleme aldıklan eserde, Henry Jessup'un, Stuart Dodge'ye yazdığı bir rnek· tubu yayınlamışlardır. Jessup mektubunda <<Hristi­ yan misyonerleri okulunda eğıitim, yalnız gaye için bir vasıtadır. Bu gaye de insanlan lsa'ya götürmek ve milletleri hıristiyan oluncaya kadar eğitmektir,ıı demektedir. Misyoneriere göre fertlerin ve milletierin hıris­ tiyan oluucaya kadar eğitilmeleri demek, bu hedefe yalnız pmpaganda yoluy1a erişmek demek değildir. Savaş da bir vasıtadır bunun için. Misyıoner, her­ hangıi bir islam ülkesiyle herhangi bir hıristiyan ülkesi arasında savaş çıkınca derhal casusluk görevini yüktenecek ve o müslüman ülkeni n mağlup olması için propgandarun ötesinde bir başka metod izleye· cektir. İstiklat Savaşı sıra·sında Ajan Okullarıyla da

mücadele etmek :zıorunda kalan Kazım Karabekir, Yeni Sabah'da yayınlanan misyonerlerle ilgili yazı­ sında «Misyonerlik, gayesini ve faaliyet sahasını ar-


94

tık Avrupa memleketlerinin

Asy a ve Afrika fütüha­

tını kolaylaştırmak için siyasi i:stilalara manevi ön­ hasre tmiştir, » demektedir. Karabe­ kir _aynı makalesinde, maskeli miısy\onerlerin Yemen İosyanı'nı başlattıklarını da belirtmekte, isyanın li­ derlerinden Hacı Ali .ile Abdullah Mansur'un bire r misyoner olduklaıma işaret ederek devam etmekte­ dir : c!ülük yapınağa

«Misyonerler, müstemlekelerle ve m üıstemleke olmaya elverişl i geri memlek etlerde reislerin, racala­ rın, Arabistan .im.amlannın , sultanlarının harim ine

kadar girebilmi.şlerdir. Kendileri, bu başları ( lider­ leri) herhangi bir yola sürükleJ:'iken halk arasına ka·

nşan muavinleri de halkı aksi cihete çekip götürür. Bu suretle müısbet ve menfi çekişmeler arasmda tef­ rikaya düşen veya uyuşturulan bir memleketin, bir avuç Avrupalı eLinde koyun sürüsü gibıi güdülmesi veyahut bu hale getirilmesi zor olmaz. Vakit vakit Hindistan ' da isl.am ve mecusi boğuşmalarında, Fas sultanlannın birbirine düşerek yıllarca ·iç kavgalar­ dan sonra Fas'ın parçalanıp müstemlek e oluşunda� Yemen imamlannın ve hatta güya hıristiyanlarm ayak basmalan bile memnu olan Mekke'deki şerif­ lerin isyanlannda hep kend.ileroine hulul yolunu bu­ lan müşaviri haslık rolünü yapan misyonerierin h im­ ınet i eksik d eğil d i r. «Bu makuleden adamlar •içinde Osmanlı Devle­ diğer dairelerinde tercümanlık vesaire gibi mühim ve devlet esran ıile alakah vazifelere geçmek kadar yükselen birçok muhtediler a rasında bu türlü kanşık işler deruhte edenlerin bulunmadığını kestirebilir mi yiz ?» ti'nin harici�de, Babıali'nin


95 BİR ÖRNEK

BURSA AMERİKAN

KOLEJ!

27 Ocak 1928 tarihli Cumhuriyet Gazetesi. Bursa Amerikan Kız K olej i ndek i hıristiyanlaştırına faaliyetleriyle ilgıili olarak kamu oyuna şu haberi '

veriyordu : « Bundan tam bir ay evvel Bursa Amerikan Mektebinde üç talebe Maarif Müdüriyetine gelerek }>ir meseleyi haber vermişlerdir. Kıziann ellerinde iddialannı müeyyid bazı vesika da mevcut ol­ duğundan Maarif Müdürü Sıtkı Bey, Müfettiş Ne­ cip Bey'i derhal tahkikata memur etmiştir. «Müfettiş Bey vakaya vaz'ıyed edince, filhaki­ ka vaki iddianın vücudunu derhal hissetmiş, gerek Maarif idaresinde, gerek mektepte isticvap edıilen onbeş talebenin ifadeleriyle hakikate yaklaşmıştır. Mektepteki hayatlan, muallim.leriyle temaslan da tetkik edilen dört şüpheLi kıza ait vesika hususi ha­ tira defterleıüdir. Ingilizce kaydedilen bu hatıralar arasında İsa'ya muhabbete, Protestanlığın ulviyeti· ne dadr satırlar vardır. Bu defterler tercümeleri ile birlikte tahkikat evrakına rapte dilmi ştir «Kızların ifadeleri «Biz bu dini sevdik, mimseye­ hesap verecek değiliz.>> tarzındadır. Bu işte amir, mu­ harrik vaziyetinde göriilenler meıktep müdürü ile iki muallime ve halen İzmir'de bulunanMiss Parson'­ dur. «Filhakika iki sene evveline gelinceye kadar mektepte İncil tedrisatı mühirn bir mevkide idi. O ;zaman da Protestanlığı kabul eden Türk kızlan var­ dı. Bugün İstanbul'da yüksek tahsilde bulunan Pa­ kıize İzzet hanım.la, bir müddet Bursa'da doktorluk eden bir zatın kızı Sabiha hanım da bu meyandaclır; .


96

Hatta yeni hadisede bu eski talebele rin de müessir olduklan söylenmektedir. <<Amerikan mektebinin 150 talebesi vardır. Ve hepsi de Türktür. Muceviler daha geçen sene çocuk­ larını mektepten aldılar. Amerikan mektebine iti­ bar edenler maalesef münevver ailelerdıir.

« Moda halinde hüküm süren bu rağbetten mak­ sat, İngilizce öğrenmek hırsıdır. Halbuki hale aşina ve senelerden beri lisan muallimliği eden bazı zevat bu talebenin - değil iyô., hatta iptidai bir şekilde bile İngilizce öğrenemediklerini söylemektedirler. «Mektepteki garip hallerden biri de bir köşede Amerikan bayrağının asılı olması ve malumatma müracıaat edilen kadın öğretmenlerden birinin «Mü­

diremiz ayni zamanda konsolosluk vazifesi de yapar» demesidir. Tanassur ettirilen Madelet, Nemika ve Seniha Kamran ismindeki hanımlar, dün Pazar olduğu ci­ hetle muallimlerd ile birlikte protestan kilisesine git­

mişlerdir. «Hadıiseyi mektep talebesinden İzmir'li Vedia hanım ihbar etmiştir. Kolej deki kızların hepsi de Müslümandır. Talebe, Protestan, bitaraf ve Protes­ tan pmpagandasına aleyhter olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Tanassur edenlerin Amerikan bayrakla­ n ile süslenHerek taayyid edildiği (Bayram yapıldı­ ğı) sabit olmuştur. «Tanassur eden Kamran hamının pederi Rıza Bey muhtac-ı himaye görüldüğündeJl sedbaşı Ame­ rikan mektebi ittisalİndeki fabrikada müdür sıfatıy­ la i,stihdam edilmektedir. Rıza B e y'in kızı Karoran hanım da kolejde katiplik vazifesini ifa etmektedir. «Kamran hanım bu suretl e meMep i daresiyle


97 :nütemadi temaslan neticesinde yavaş yavaş tanas­ sur etmiş ve bundan sonra küçük kardeşini de az bir ücretle mektebe kabul ettirmiştir. «Türk'ün dini ve milli günlerine hiç ehemmiyet vermeyen mektep idaresi Pazar, Yortu

günleııi ile

Yılbaşı gibi günle rde Türk çocuklarına yeni elbıise­

ler giydirmekte çocuklan

merasim.i dıiniyeye iştirak

ettirmektedir. Ezcümle elyevm Maraş'da mühendıis

bulunan Abdülhamit Beyin kerimesine protestanlık resmen tekl i f olunmustur. <<Mektep

idaresi,

ailesinlin kudret-i maliyesi düş­

kün bulunan talebeye Hazret'i İsa'ya dua etmesini,

dua edecek

olursa her

muradına ereceği

kanaatini

yavaş yavaş aş.ılamıştır.

Bundan sonra ekanimi selase düsturlarıru ihtiva

eden kitaplar mis'ler tarafından

talebeye hedd.ye ve

hatıra olarak tevzi edilmiştir. Talebe, yemek vesaire zamanlannda da:ima dinledikleri duaların

bilaıhare

İncil'den parçalar olduğunu anlamıştır. «Mektep idaresi protestanlık

telkiııine o kadar .

ehemmiyet vermiştir ki, hatta mektept� �9Vcut bir Türk muall imine bile protestanlık tekliİ'f edilmiştir. Mektepte evvelce muallim bulunan kibar bir ailenin ıkızı muallime Behice Hanımın talebe üzerindeki nü­ fuzu düşünülerek

protestanlık

teklifi edilmişse de

Türk mualliın bu teklifi reddetmiştir. Bunun lağvını bahane ederek muallimeyi mektepten çıkarmıştır. Yılbaşında birçok Türk kızlanna protestan ayin­ lerine mahsus elbiseler

yaptırılmıştır, kabul

etme­

yen talebeye �Ahlak ve hareket» namı altında kötü

F.

:

7


98 notlar vermekte yetlerine

oldukları, bu talebeleı-in

müsade olunmadığı da

mezuni.._

mevzubahis edil­

mektedir. «Mektebin misafir

salonunda bir armanın haki-.

katen mevcut olduğu bu armamn protestan olan ta­ lebenin muamele-i kaydiyesinde bir alet-i resmiye

olarak istismal edıildi�i

söylenmektedıir.

Protestan

olan ve olacak talebenin mektep ücretleri tenzil edil­ mekte ve hatta kendilerine hususi yardımlarda bu�. lunulmaktadır.

<<Büyük bir ehemıniyetle mektepte tahkikat ve, Bey tabkikata başladığı esnada mektep müdiresi bütün talebeyi toplayaraık tenbihat­ ta bulunmuştur. Ezclimle müdüre, talebeye kat'iyyen böyle bir meselenıin unutulmuş olduğunu, hariçte ve aileleri nezdine buna ait hiçbir şey söylememelerini tetkikat eden Necati

tenbih etmiştir-» Bursa Amerikan Kız Kolej i ile i lgi resmj tahki-. kat bdtmiş okulda

Türk

çocuklanna

hıristiyanlık

propagandası yapıldığı kesinlik kazanınca Milli Eği­ tim Bakanlığı şöyle bir gerekçeli

kararla, bu koleji

kapatmıştır. «Bursa Amerikan Koleji talebesind�n Balıkesir Askeri Kalem reisi Miralay Talat Bey'in kızı Seniha.;

Talat, mütekaid Yüzbaşı Rıza Bey'in kızlan Karn­ ran ve Namıka, <<Kardeş» gazetesi sahibi Necdet Bey'in kızı Madalet Necdet hanımlarm mektep mu­ allimleııi tarafından gayri tabii ve dini maruz ve bin­

netice protestanlık alddesini kabule ikna edildikleri· anlaşılmıştır. Bu hanımlar reşit olmadan evvel tel-. Jcine maruz bulunduklanna gö�. Ill.ektebin çocukla�.


99 rm tecrübesizliklerini ve zaaflannı ıistismar ettiği ta­

mamen tahakkuk etmiştir. «Maarif Veka.leti kendilerine eviad-ı memleke­ tin emniyet olunduğu ıirfan müesseselerinden hiçbir şeyıin Cumhuriyetin ali prensipleri hilafına olarak herhangi bir şekilde dini telkinat yapmaya mezun olmadı� haklandaki kat•ıi ve m.ütea'ddid emirlerine ve talimatın bu babtald sarih hükümlerine rağmen, gizlıice, talebesinin samimi akide5iyle oynayan ve mil­ li seeiyelerini bozan ve emniyeti sılistimal eden bu mektebi derhal seddetmiş (kapatmış) , ikamei dava­ ya (dava açmaya) karar vermiştir.»

BİR ÖRNEK :

SEN BENUA LİSESl

5 Mayıs 1953 sabahında orta boylu, 35 yaşların­ da, yüzünde sert ifadeler taşıyan bir adam asabi ad.ıml.arla Galata Lülecıiıhe.ndek Caddesindeıki Sen Benua Lisesi'nin kaprsmdan içeri giriyordu. üç..beş dakika sonra okUlun bayan müdürü Anna Hüber'in odasına kapıyı vurmadan giren bu esrarengiz adam­ la Anna Hüber arasında sert bir müıiakaşadır başla­ mıştı. Daha sonra polis raporlanna Dimitri Elefter­ yadıis ismiyle geçecek olan bu meçhul adam, elini sık sık tabancasının kabzasına götürerek, Hüber'e dik­ katlıi olmasını, aksi halde akibetinin feci olacağını bildiriyordu.

Dimitri Madam Hüber'e, Protestan mezhebine mensup olan kız kardeşinin nıi.çin katolik yapılmak istendiğini soruyor ve din hürriyetinden bahsederek okUlun inançlara müdahale etmekten vazgeçmesinin iyi olacağını söylüyordu.


1 00 Dimitııi Elefteryadi s in kız karde şi Anastasia ay­ '

nı okulun öğretmenleııi arasında bulunuyordu.

Münakaşaya az sonra Mari Sifikamen de karış­ mış ve Dimitri'nin sorularına adeta azadareasma cevap vermeye çalısan okul müdürü Anna Hüber'in ya nında yer a.lmı.ştı. Dimitri, bu iki misyoner kadı­ nın inancına hücum etmelerine daha fazla dayana­ maınış ve tabancasını ateşleyerek her rikisini de ağır surette yaralamıştı.

Dimitri Elefteryadis, polise verddği ifadede şun­

ları söylüyordu : <<Kız kardeşim bu liseden mezundur. Ben de baş.­ ka bir Fransız mektebinde ok:udum. Buradaki hoca­ lar birer misyonerden farksızdır. Bütün arzuları or­ todoksluğu zayıflatınak,

kendi

mezhepleııine

yeni

fertler kazandırmaktan ibarettir.» Dimitri Elefteryadis'in kız kardeşinin

katolik­ leştirilmek istendi� vakıa doğruydu ama şu da bir gerçektir ki Fransa, Sen Benua Lisesini Türkiye Or­ todokslar:ını Katolikleştirmek için değil , müslüman­ lan h.ıııistiyanlaştırmak için kurmuştu. Sen Benua'nın bu konuda mesela Bursa Ameri­ kan Kız Koleji kadar basan gösterdi ği iddia oluna­ maz. Ancak Sen Benua'nın mdsyoner müdürleri elden gelen ne varsa bu yolcJ.a k:ullanmışlardır. Mesela Türkiye Cumhuriyeti kanunları yasakladı ğı halde Papa'nın Tılrkiye temsilciısi Pol Bertoli ve P apaz P asty tıpkı ,

Birinci

Dünya Savaşı

öncesi Rum Okul­

lannda olduğu gibi Fransız okullan bünyesinde bi­

teşldlltı kurarak İnciPi öğrenciye bu yol­ clan empoze etmeye çalı şmışlardır. Devletin resmi

rer ıi.zcilik


,1 01

müsaadesi olmadan kurulması kat'i surette yasakla­ nan izeiLik teşkii.atlan kısa zamanda Sen Pulşeri, Dam do Sion, Sen Espri ve Sen Benua okullannda açılmıştır. Sen Pulseri Lisesi'nde teşkilatlandınlan ilk iz­ cıi.lik örgütünün adı Coşkun Ruhlar anlamına gelen Ames Vaillantes, ötek.ininki, dilimize Bizans N eşesi olarak çevirebileceği.miz Joie de Byzanee'dir. Sen Benua Lisesıi izeilik teşkilatı ıise Meryemin Çooukla­ rı, Enflast de Marie adını almıştır. 6 Mayıs 1 953 tarihli Yeni Sabah Gazetesi izeller için kuxye çantalannda Fransa'dan haç arınaları ge­ tiııildiğini yazıyor, bunlardan birinin fotoğrafını ya­ yınlayarak sunlan belirtiyordu : «Türkiye'deki katolUrlerin kendi terbiyelerine tevdi edilen genç körpe dimağlan, ana ve babaların din ve mezhebinden ayırarak katolik camiasma sok­ mak için ezeli gayret ve faaliyetlerini gittikçe arttır­ makta ve kuvvetlendirmektedir. Bu gizli ve sistemli kaynaşmanın beşiği memleketimizdeki, bahusus İs­ tanbul'daki Fransız Liseleridir. Bu nevi fıaaliyetle­ ııin s iklet merkezi de Fransız okullarında okuyan Rum, Ermeni, Ortodoks ve Müslüman Türk çocukla­ ndır.» Gazete dört gün sürekli olarak devam ettiği ya­ yınında Notr Dam dö Sion Fransız Kız Lisesi'ndeki izeileri Elacta adında bir rabibenin :idare ettiğini be­ lirtmekte «İzci üniformasının kollanndaki işaretler Fransız izci teşkilatını temsil eden alametlerdir. Putlu arına S ve F harflerini taşımaktadır. Bunun Le Scouts de France, yani Fransız izeileri manasma geldiği açıktır,)) demektedir.


1 02

Fransız Konsolosluğunda ve Dam Dö Sion ·un Ta· raıbya'daki koruluğunda kurulan izci çadırlarının te­ pesinde Fransız bayrağı dalgalanırken, durwnd.an istifade etmek isteyen Amerikan Kolejleri de izci kamplan açmak için müracaat etmişlerdir. Bu ara­ da 9 Mayıs 1953 tarihli Yeni Sabah, ıizci kamplarının 1940'dan beri yapıla gelmekte olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin açıklamalarına daya­ narak yazmıştır. Türk polisinin elindeki belgelere göre İngiliz misyonerlerinden Mr. Mac Donald şöyle demektedir: «Bugün islam milletleııi korkunç bir dini linhi­ dama doğru yiirü.mei«.edirler. Avrupa medeniyetin­ den islam alemine akan itikatsızlık seylabı karşısın­ da islamiyet mukavemet edememekte ve Avrupa' nın fikir hayatından söküp atmaya muvaffak olduğu dinsizlik sereyanlan islim geJıçleııini kavramakta­ dır.. Bu yüzden müslümanlığın baştan başa yılolma­ sı beklenir. Bu vaziyet karşıısında hıristiyan mektep-

lerinin ve misyonerierin

vazifesi bu milletleri din narnma kazanmak ve kurtarmaktır. Misyoner, müs­ lümanlığa doğrudan doğruya hücum etmemeli, fakat yeni fikıirlerle müsliimanhğın köklerini kurutınaya bakmalıdır. Ey islam dünyasının dört tarafına dağı­ lan misyonerler... Mantıki delillerle tecavüz etmeyi­ niz. Çünkü sağlam ve mantıki delillerle mukabele ediledeği için dava kay1bedHir.» ( 49)

Demek 'ki? Demek ki hıris1ıiyanlaştırma merkezleri islam dünyasındaki değişimleri devamlı olarak takip et­ mekte ve bundan faydalanmak için de gerekli ince-


1 03

leme ve gözlemleri yapmaktadır. Bu gözlemcilerden biri olan Mac. Donald'ın hıristiyan mektepleııine ses­ lenınesi ve islam. dünyasının b.ırlstiyanlaştınlması kıo­ nusunda okullara umut bağlaması durumun Cum­ huriyet devrinde de değişmediğinıi göstermektedir. Donald'ın açıklamalan da yalnız iki tanesini sırala­ dığımız örnekler de bunun tipik belgeleridir.



2.

BÖLÜM

AZlNLIK OKULLARI

Osmanlı azınlıklarının, Fransız ihtilali tesirler.i· nin Türkiye'ye ya,nsımasıyla kıpırdanmaya başladık­ ları yolunda yaygın bir kanaat varsa da, Osmanlı ta­ rihi araştırmalan Çandarlı Halil Paşa'nın idamıyla birlikte devletin bir azınlık ırkçılığı hareketiyıle kar­ şı karşıya kaldığını ortaya koymaktadır. Bu azınlık ı rkçılığı hareketini ümmet anlayışına dayalı devlet yapısı önceleri farkedememiş, Tanzimat'la getirilen yeni düzen de bu gibi kıpırdanışiarın meşrulu�nu kabul ecmnce yıkıcı eylemleri kontrol etmek oldukça zorlaşmıştır. İmparatorluğun

zayıflamasına paralel

olarak gücünü artıran ve hükumetin imzalamak

zo..

runda kaldığı anlaşmalarla emperyalist Avrupa dev· !etlerinin vesayeti altına verilen bu azınlık cemaat­ ları, Türk aleyhtarlığını ancak okullar kanalıyla şuur haLine

getirebilecekleri için eğitim teşkilatıanna bü­

yük önem vermişlerddr. Osmanlı İmparatorluğu'nda çöküntünün işaretleri başlayınca da, Ermeniler ve Rumlar, sahip olacaklarını sandıklan Anadolu kent­

lerinde gerçek anlamda bir eğitim seferberliğine gir­ mişlerdir. Rusya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler, Os-


1 06

manlı topraklarını kendi aralannda payl�ırk.en, iş­ birlikçi olarak azınlıklara el atıyıpr, Rum ve Ermeni Patrikhaneleri de güçlü devletlere dayan makta fay­ da umuyorlardı. Oteden beri anlatageldiğimiz yabancı okullar vasıtasıyla azınlıklarla zaten devamlı temas halinde olan saldırgan Avrupa devletieni eğitim örgütünün yanı sıra politik örgütlerini de alabildiğine yaygın­ laştırmışlardı. Katoliklerden sonra Ermenilerle de il­ gilenen Fransa'nın İstanbul'da büyükelçiliği vardı. İzmir, Beyrut, Kudüs'de Genel Konsolosluklan, Ha· lep, Musul, Tripoli , Trabzon Şam, Bağdat, Basra Hu­ mus ve Mersin'de konsolosluklan Ayvalık, İskende. run, Adana Gaziantep, Diyarbakır, Erzurum, Anka­ ra, Çanakkale, Midilli, Aınman, Hayfa, Yafa ve Laz­

kiye'de konsolos

yardımcılıklan ,

Kuşadası,

İzmit,

Antalya, Antakya, Urfa, Manisa, Hama ve Humus'da konsolos ajanlan bulunuyordu. Rus politik öı•gütü­

nün Asya Türkiye'sindeki dağılımı ise şöyleydi : Er­ zurum, Trab zon . Kudüs, Beyrut ve İzmir'de genel konsolosluk, İzmi r, Mersin, Halep, Sam, Bağdat Hama'da konsolosluk, Am.man, Lazkiye,

ve

Yafa, Ça­

nakkale, Midıil l i ve Van'da konsolos yardımcılıklan, Sayda, Nazaret, Hayila

ve

Tripoli'de

konsoloslu.k

ajanları. İngiltere , Beyrut, B ağda t, İzmir,

Ankara,

Halep, Basra, Şam, Erzurum, Trabzon, Mersin, Ku­

düs, Tripoli, Ayvalık, Hayfa, Lazkiye. Midi lli , Susam, Kuşadası, Amman, Sayda, Aydın, İskenderun, Van,

Antakya, Ke11bela ve Yafa'ya yerleşmiş Amerika As­ ya Türkiye 'sinin 17 şehrinde politik teşkilatlanmaya

gitmişti.


107 Misyon ve eğitim örgütünü kontrol eden bu po· litik teşkilat, Türk Devleti'nin yıkılınası

ıçın sinsi

bir hazırlık içinde bulunan azınlıklada da yakından temas

kurmuş,

böylece,

Osmanlı

azınlıklanyla

Londra, Washington, Paris ve Petersburg arasında son derece işlek bir köprü oluşturulmuştu. Valisi da­ hil, hıiçbir Türk'ün bulunmadığı şehirlere kadar yayı'

lan bu politik teşkilat, azınlıklann sinsi mücadelesi-

katkıda bulun­ okuHanna bol mik·

ni organize ettiği gibi, eğitimlerine de muştu . Yabancı ülkeler azınlık

tarda propaganda kıitabı ve öğretmen yolluyorlardı. Merkeze yakın olan bölgelerde bu öğretmenleı;ıin ta­ kip edilmesi, gerektiğinde hudut dışına

çıkarılması

yoluna gidildiği halde, İstanbul'dan uzak muhitlere ulaşılamamış, yıkintının farkına yıllarca sonra van­ labilmişti. Şu Van isyanı mesela? «Van'da büyük faaliyet gösteren yabancı

siloileııin arasmda İngiliz Konsolosu,

tem­

Amerikan m.is­

yonerleri ve Rus teb'alı bazı kimseler dikkati çekiyor­ du.

Bunlar bazan Amerikalı misyonerierin evinde,

bazan İngiliz Konsolosluğunda toplanarak yapılacak hareketin planlarını görüşüyorlardı. «Komitecilerin tahrik ettikleri genç Ermeniler, Van'daki Rus Konsolosluğuna yakın bir evde toplanıyorlar, karakollarda veya mürlezelerde vazife ala­ caklarmış gibi yetiştiriyorlardı«Van'da bulunan Amerikan misyonerlerinin faa­ liyet sahası da genıişliyordu.

yardımlar

ve İngiliz

Gizlice

konsolosluğunun

temin

edilen

aracılığı ile

<;ağlanan paralar misyonerierin elinde toplanıyordu.


1 08 Sonra da «Fakir halka yardım>> namı altında Erme­ komitecilerinin şeflerine dağıtılıyordu. Bir taraf· tan da bilhassa İran yolu ile sıilah sevkiyatı devam ed ; ,ror, Ruslar da silah yardımını durmadan artırı­ yorlardı. Misyonerierin dağıttığı yardımlar, �evrede­ !<i pekçok Ermeninin Van'daki Ermeni n iıfu s u sun i bir yolla durmadan artıyordu. «Üstlerinden dökülen kıyafetlerle başıboş dola­ şann Fakir fukaranın» gittikçe çoğalması tabi i ki. i lgililerin dikkatini çekmekteydi. Bahar geldiği za­ man bu aylak takımının geldikleri köylere gönderil­ mesi ;için hazırlıklar başladı, Bir taraftan da Ame· rikan Yardım Heyeti'ne» Yaptıklan iyilik ve hayır­ ların artık fazla olduğu hatırlatıldı. Amerikalılar Van merkezine yapacaklan yardımı hakikaten yoksul olan köylere dağLtsalar daha iyi edeceklerdi.» (1) r.ı

Böyle hazırlanmıştı Van isyanı. 1896 Haziran'ı­ mn başında şehirde devriye gezen askeri müfrezeler yaylım ateşine tutulmuş, Türk'ü Kürdü her gördü­ ğün yerde vur emr:i uygulamaya konmuştu. Peşpeşe gelişen Ermeni isyanları, Rum tedhişi ve hiçbir zaman bitmeyen Yahudi entrikaları, devle­ tin güçlü olduğu devirlerde benliklerini hassasiyetle koruyan azınlıkların bir baskaldın hareketiydi. Bu baskaldın hareketleri asırlar boyunca korunan bir kültüre dayanıyor okullar da ayaklanmaların ıideolo· j isini yapıyordu.

ERMENİ OKULLAR! Ermeni azınlığın eğitim alanında teşkilfıt­ lanması 18. asrın sonlannda başlamıştır. 18. asırdan


109 önce Ermeni okullan varsa da, bu okullar Tü rkiye'­

nin ancak bazı bölgelerinde

bulundukları ve asrın

sonuna kadar Osmanlı İmparatorluğu herşeye rağ­ men kudretini muhafaza edebildiği ıiçin tehlikeli ol­

mamışlardır. Fakat daha sonra açılan okulların çe­ kird eğini oluşturdu!kları için önem taşımaktadırlar. Genellikle

Ermen i kaynaklarına, özellikle Erme­

ni Patrikhanesi'rl!in verilerine bilgilerin

dayanan bu konudaki doğruluk derecesi kesin olarak bilinerne­

mekle beraber fetıihten sonra Kumkapı civarına yer­

leşen Ermenileııin bir Mangantz Varjadun, yani ço­ cuk terbiye evi açtıklan tesbit edilmiştir. Ermeru okullan konusunu .inceleye n

Azadyon, 1990'a kadar

Osmanlı İmparatorluğu içinde okul n itel i ğinde Ermeni

müessesesine rastlanamayacağını belirtme·

sine rağmen, İstanbul Tarahi'ni n yazarı Çelebi

bir

Yeremiya

Kömürcüyan, Kumkapı Kilisesi'nin Ermeni

kültürünün kaynağı olduğuna işaret etmekte, Rahip Mateos'un bu kilisede Ermeni çocuklanyl a Ermenıi gençlerine ders verdiöini anlatmaktadır. Kaldı ki da­

ha 15.

asır başl armda

Bitlis yakınlarındaki Amlortıi

Ma nastın 'nda ila.hiyat, felsefe, mantık okutan olduk­ ça ünlü bir Ermeni okulunun

varlığı da aynı kaynak­

larca ıileri sürülmektedir. Patrik Ormanyan'ın Amta­ badum'da yazdığına göre bu okuldan mezun olanlar Osmanlı topraklarının dört yanında yeni

Ermeni

okullan açm.ışlardır. 1710'da son derece gel işe n Bit· lis Okulu'nun «Darülfünün» yanıi. üniversite adıyla anıldı ğı dir.

da aynı

kaynak tarafından ileri sürülmekte­


110

Bütün bunların dışında Kiyemes Kalanos adında Galata'ya yerleşip Ermeni çocukla­ rın ı eğitmeye başlamıştır. Yukanda sözü geçen . Er­ meni kaynaklan, bu rahibin, Ermeni papazı kıyafe­ tiyle pat:rikhanede bile ders verdiğini, fakat daha son· ra bir katoLik misyoneri olduğunun anlaşıldığını bil ­ bir Latin rahip,

dirmektedirler. Tespitierimize göre Ermeni eğitiminin kronolo­

jik ge li şmesi şöyle bir seyir takıip etmiştir : 1652'de Hisard.iıbi'ndek.i Ermeni Kilisesi yanmış.

Çelebi Kömürcüyan kilıisenin yerine bir okul inşa ettıirm�tir. İzinsiz yapılan bu okul bilaha­ re hükı1m etçe yıkılmıştır.

Yeremiya

1706'da Papaz Abraham, Üsküdar Surp Haç Ki­ lisesi yakınlarmdaki evini okula çevıirerek ders ver·

meye başlamıştır. 1707'de Çuğa'lı Papaz Asvazadur, Ermenistan'­ daki Eçmiyaz in Manastın'ndan ilk defa olarak Erme­ nice grameri :listanbul'a getirmiştir. 1 710'da Sivaslı Papaz Miihitap Ermeni çoCuklan­

nın eğitimi ile meşgul oLmak için İstanbul'a gelmiş­ tir. 1715'de Patrik Ohannes Golad Surp Karabet Ki· lisesi yakınlarında bir okul açarak, Ermeni KiLisele­ rini yönetecek papazlann eğitimi ile ilgil enmiştir. 1741'de Patrik Agop Nalyan bu �kulu Kumkapı'ya nakletmiş, öğretmenlik görevini bizzat üzerine al­ mıştır. Nalyan, 1741-1745 yıllannda Tülbentçi. Hü­ sa metti n Mahallesinde Ermeni kızlan için de bir okul açmıştır.


1752'de Erivan'lı Simon B:ılat'daki Ermeni Kili­ sesi'nin bir bölümünü okula çevıirmdştir. Azadyan, ı8. asır sonlanndaki Ermeni kıpırdanı­ şını şöyle özetlem.ektedir : «18. asnn sonlannda halk taba!kaları arasında fikri uyanış hareketleri başgös­ termiştir. Her mahallede kütüphaneler tesis edildiği gıilbi, İstanbul'un her semtinde hususi mekteplerle demanelerin miktan ço�almıştır. Bu meyanda rahip namzedi Mateo ile hemşiresi Prapion tarafından bi­ lahare tesis edilen Surp Haç Mektebi, Balat'lı Tahir Sarkis tarafından açılan mektep, (ı773) muallıim Tekvaz dle talebesi Serope Minasyan tarafından ı 790.­ tarihinde Beyoğlu'nda tesis edilen mektep zikre de­

ğer.» Yukarıda sayageldiğimiz bütün bu okullar, resc mi olmayan okullardır. Tesbitierimize göre ilk res­ mi Ermeni okulu 1 790'da Şnork Mıgırdıç ve Amira Miricanyan tarafından izin alınmak suretiyle açılmış,-. tır. Kumkapı, Fıçıcı Sokağı'ndaki bu okuldan sonra gene Patrik Şnork M1ıgırdıç, Langa'da Surp Lusavo­ riç ve Balat'da Surp Hreştagabed okullannı kurmuş­ lardır ı 790'da açılan Ermeni okullanndan biri de,. Mesropyan okuludur. Azadyan'a göre İzmir'de faa· liyete geçirilen bu okul, <<Kumkapı Merkez Mektebi Hk mezwılarından şair Hovkan Mirga Vananteçd'nin idaresinde büyük muvaffakiyet göstermiştir. Kum­ kapı Kili.sesi başpapazı ve Kumkapı Mektebi Erme­ nice muallimi Erzurum'lu papaz Mesmp, 1808 tari­ hinde neşrettiği gramer muhtırasında Patrik Ohan­ nes Çamaşırcıyan'ın devııinde ( 1703-ıaı2) listanbul'­ wı bütün semtlerinde Ermenilere meccani cemaat mektepleri açmışlardır.»


112

,

18 24'de Patrik Karabet, Erınenice gramer okutan tek okul olan Kumkapı okulu'nu patrikhanenin hi­ ma)'-lesi altına almıştır. Karabet. 10 Temmuz 1824'de ise, Anadolu'da'ki Ermeni cemaatlarına birer tali­ matname yollayarak bölgelerinde okul açmalarını emretmiştir. Bu talimatnamenin yollanınasından 10 yıl sonra, 18 24'de patrikhanece yapılan istatistiklere göre Anadolu'da tam 120 Ermeni Okulu vardır. Bu 120 okulun 4'ü Adapazan'nda, 3'ü İzmit'de, 3'ü Mer­ zifon'da, 2'si Manisa'da, 2'si Bafra'da, 2'si Kayseri'de, 2'si Eğıin'de, 2'si Erzurumda'dır. Geri kalan 100 Er­ meni okulu da Anadolu'nun muhtelif bölgelerinde bulunmaktadır. 1823'de Artvin Bezciyan, Kumkapı'da Bezciyar. Oimlu'nu kurmuştur. Aynı tarihte, Balat'dakl iki Er meni okulu bir kız okulu ile desteklenmiştir. Çeşitlıi Ermeni kaynaklarına göre Patrik, 183l'de Ermeni .ileri gelenlerini toplayarak «Sayısı hızla ar­ tan okul!ann ma:sraflar.ına katkıda bulunmalarını» istemiş, bunun için bazı senetler iınzalatmıştır. Er-

meni esnafının da katıldığı anlaşılan bu toplantıda alınan karara göre sarraflar 18 30'da kurulan Beyoğlu erkek ve kız okullannın, meyhaneoiler Langa'daki okuların, kuyumcular Topkapı okullarımn diğer esnaf da muhtelif Ermeni okullarının masraflaruıı kar· ,şılamayı taahhüt etmiişlerdir. ,

Okullar mezun verdikçe yüksek okul açmak ge­ reği ortaya çıkmış, bu oorunu çözümiemek için de 13 Eylül 18 38'de Üsküdar'daki Cemeran Okulu inşa edi­ lerek faaliyete geçirilmiştir. Ceı:naran. oıkı,ılunun pa-


1 13

rasız yatılıları için Kudüs'deki Ermeni 120.000 kuruş ödenek ayırmıştır.

Manastırı

1840'da Kumkapı'da Lusaviıiç kız okulu, aynı yıl patrikhanen:in �racılığı ile, İstanbul'un her semtinde Ermeni OkuHanna Yardım Cemiyetleri kurulmuş· tur. Türkiye Maarif Tarihi yazarı Osman Nuri Er­ · gin e göre, 1760'da yani eğitime açılışından 22 yıl sonra bir yüksek okul, olan Cemeran'da öğrenci sa­ yısı 999'u geçmiştir. Aynı kaynak, Cemeran'dakıi öğ­ renci sayısının yarısını Anadolu'dan gelen Ermeni· lerin oluşturduğunu da kaydetmektedir. Ermeni kay­ naklan ise 1860 öncesinde İstanbul'da 42 Ermeni oku­ lunun bulunduğuna işaret etmektedir. Maarif Komis­ yonu tarafından 187l'de yayınlanan istatisti:klere gÖ­ re İstanbul'dakıi Ermeni okullarının sayısı 5l'e yük­ selmiştir. Fakat Ermeniler bununla yetinmemiş 1895'de Beyoğlu'nda Eseyan Okulunu açmış, daha sonra bu okula kız öğrenciler için de bir bölüm ila­ ve etmişlerdir. Ermeni Maaııif Komisyonu'nun 1874 verilerine göre Anadolu'da 469 Ermeni okulu vardır. 1880 istatistikleri İstanbul'daki Ermeni okullan sa­ yısını 51 olarak gösterdiğine göre 1870'lerde Türki· ye"de ortalama 500 Ermeni okulu var demektir. Tanzimata kadar tüm Ermeni okullannın yöne­ timine esas olan nıizamnameye göre «Madde: 3 Ta­ lebe her sabah derslere başlamadan evvel kiliseye gidecek ve dini ayinlere iştirak edecektir. Derslerin F. : 8


114 sonunda d a talebe kilisede dua etmeden ev.ine gitme­ yecektir. Madde 7 : Dini tedrisıı:ta son derece ehem­ miyet verilmelidir. Madde 8 : Talebenin münhasıran Ermenice konuşmasına ve yabancı kelimeler kullan­ mamasına ayrıca ehemmiyet verilmelıidir.>>

TANZİMAT NE GöTÜRDÜ

Tanzimat fermanı Osmanlı azınlıklarına y.eni hak ve imtiyazlar getirmişti. İlkel bir anayasa olarak ka­ bul edebilecteğimiz bu ferman, zaten varolan müslü­ man toplumların hukuki eşitliğinden müslüman ol­ mayan toplumların da faydalanmasını sağlıyor, böy­ lece kozmopolit bir Osmanlılı:k devri başlıyordu. Os­ manlı İmparatorluğu, diğer bütün imparatorluk yö­ netimlerinin aksine olarak bir hakim millet, hakim ırk asasına dayanmıyordu. Rus çarlığında Slav ırk, Avusturya İmparatorluğu'nda Alman Milleti, İngi­ liz İmparatorluğu'nda İngiliz ve hatta Birleşik Ame­ rika Devletler-i'nde Anglo - Sakson unsur, haki m unsur olduğu halde, Osmanlı İmparatorluğu'nda hakim unsur, ırk ve millet değildi. Resmen ümmetin hakim unsur kabul edildiğJ Osmanlı İmparatorluğu'nda devletin bütün yükü Türklerin omuzlarında olması­ na rağmen, Türkler diğer müslüman toplumlardan tefrik edilmemiş, hatta Çandarlı Halil Paşa'nın idamından sonra Türk soyundan olanlar veziriazamlık makamında nadiren görünmüşlerdir. Türk gücüne ve Türk zekasma dayanan dolayısıyla, Türk halkının kendinıi hakim unsur kabul ettiği Türk Devıeti'nde


115 sadrazamlık gibi Sultandan sonra en büyük yetkiye sahip olan bir makama diğer müslüman unsurların

getirilmesi

bile çeşitli salan�alar doğurduğu

halde

Tanzimat bu esası da yıkmıştıt. Tanzimat rın.

devrine .kadar müslüman olmayanla­

müslümanlara hükmetmesi,

müslümanları yö­

netme yeya yargılaması kesin olarak yasaktı. Dine dayalı devlet modelinin vazgeçilmez ilkesi olması ge­ reken bu yasak, Tanzimat fermanıyla birlikte kaldı­ rılmış, azınlık ırkçıhğının

şiddetli bir

saldırıya dö­

nüşmek üzere olduğu bir dönemde azınlıklara Türk Devleti'ni yönetme

yetkisini vermiştir.

Devri, Osmanlı İmparatorluğu'nda

Tanzimat

ümmet hakimi­

yetine bile son veren ve bunun yerine kozmopolit bir Osmanlılığı esas alan bir dev:irdir. Ö teden beri ülkenin bütün para kaynaklarına, ıiç ve dış ticaretine, ekonom�sine hakim olan hıristiyan unsur, Tanzima­ tın getirdiği haklara dayanarak devlet yönetimine ve adalet organına da yerleşmiştir. Bu yerleşmenin Osmanlı imparatorluğu'nu han­ gi, çıkınaziara sürüklediği araştırma konumuzun dı­ şında kalmaktadır. Ancak

şu

kadarını söylemek iste·

riz ki, gittikçe Türkiiye aleyhine güçlenen

ülkeleri,

Avrupa

Osmanlı azınlıklarını kullanarak emperya­

list emellerine ulaşmak ister ve azınlıklar da böyle bir maceraya can

atarken

müslüman - hıristiyan ayı­

rımının yasaklanması devletin yıkıhşını

hızlandır­

mıştır. Bundan sonra artık Osmanlı İmparatorluğu içindeki her hıri-stiyan toplum ayn bir devletmiş gi­ bi hareket edecek, devletin imkanlarını mümkün ol­ duğu ölçüde sömürerek kendi cemaatını hakim du­ ruma getirmek savaşını verecektir.


116

Nitekim Osmanlı Devleti 1847'de Maarifi Umu­ miye Nezareti'ni ilidas etmiş, bundan 6 yıl sonra da 22 Teşr.inievvel 1853'de Ermeni Maarif Komisyonu kurulmuştur. Tanzimat fermaruyla devletin müslü­ manlarm devleti olmadığı kabul edilmesine, üstelik Maarifli Umumiye Meclisi'ne Dr. Serviçen, Kaspat Sinapyan, Dr. Paranok Feruhan gibi Ermeni ileri ge­ lenleııinin atanınasma rağmen Ermeni Maarif Ko­ misyonu'nun kurulması bu Osmanlı azınlığının na­ sıl bir milli teşkilatıanma içinde olduğunu göster­ mektedir. Kaldı ki, devrin Maarif Nazırı HayruHalı Efendi İstanbul'da'ki Ermeni okullarını bdzzat gez­ miş, üniversite sev:iyesindeki Cemeran Okulu'nda yaptığı konuşmada da istidatlı talebeye yardım yapı­ lacağını vadetmiş1ıir. Bütün bunlara rağmen Erme­ nilerin ayrı okulları, ayrı öğretmenleri, ayrı Maarif Komisyonlan vardır. Gerçek bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi çalışan Ermeni Maarif Komisyonu, Ermeni toplumunu Milli Ermeni ideolojisi istikametinde eğitmek için çok kı­ sa zamanda yüzlerce okul açmış, bu okullarda hem Ermeni ihtilalcileri, hem de Ermenilerin işbirliği ha­ linde olduklan yabancı ülkelerin ajanları ders ver­ miştir. Ancak, bir süre sonra Ermenıi Maarif Komis­ yonu da yeteıısiz görülmüş, Ermeni toplumunu eğit­ mek için, patrikhane dışı bazı organizasyonlar te­ şekkül ettirilmdştir. Patrikhaneye bağlı olmayan okulları, cemiyetlere ait okullar ve şahıslara ait okullar olmak üzere iki ·kısma ayırmak mümkündür.

A _.:.._ CEMİYETLERE AİT OKULLAR

Ermenilerin eğitimi ile ilğilenen teşkıilatlarin ba-


117

şında Hoyaç Mihaçyal ingerutyun Cemiyeti geLir. 1870'de Araratyan ve Tibroçoser Gilikan Ermeni Ma­ arif Cemiyetleri Anadolu'nun muhtelif il ve ilçele� rinde 24 okul açmışlardır. Bu cemiyetler 1880'de bir­ leşerek Hoyaç Mihaçyal İngerutyun adını almış, kı­ sa bir süre sonra 22 okulu daha Ermeniliğin hizme­ tine sokmuşlardır. Sultan İkincıi Abdülhamit Han devrinde pasif bir tutum izlemek zorunda kalan bu cemiyet, 1910 - 1911 tarihlerinde Erzurum, Adana, Muş, Siirt, Trabzon ve diğer Anadolu illerinde 84 okulu daha devreye sokmuştur. Bir yıl içinde Anadolu'nun birbirinden uzak böl­ gelerinde 84 okulun yapılıp faaliyete başlamısı, her­ halde hıristiyan dünyasının pek şımarttığı Ermeni­ lerin kültür ve eğitime verdiği değerle ilgili değil­ dir. Bir yıl içinde açılan 84 okulla birlikte 130 oku­ lun kadro ve diğer masraflannı karşılamak ve yeni okullar açmak için gösterilen bütçe ise aklın alama­ yacağı kadar koındktir: 436 lira 985 kuruş .. . Yani Ha­ yoç Miıhaçyal İngerutyun Cemiyeti, sadece 436 lira 985 kuruşluk bir tütçe ile çoğu yatılı olan 130 oku­ lun bütün masraflarını karşılamakta, yüzlerce fakir çocuğu doyurup donatmakta, bunlara ders aracı te­ min etmekte, yeni açılacak okullara da para bilmektedir.

B - AZKA.l'!İYER H.

ayıra­

İNGERUTYUN

CEMİYETİ

Bu cemiyet 1879'da Üskudar'da Matmazel Zabel Hancıyan ve arkadaşlan tarafından kurulmuştur.


;1 18

Göstermelik hedef, diğer bütün azınlık cemiyetlerin­ de olduğu gibi, pek masumdur; Anadolu'daki Enne­ ni kadınlannın kültür seviyelerini yükseltmek . . .

15 senelik yıkıcı faaliyetinden sonra 1894 de is­ '

tarihe karıştı sanılan Azkaniyer Havuçyaç İnge­ rutyun 1 908'de İkinci Meşrutiyet ilan edilince yeni­ den sesini duyurmuş, Ermenilerin varlık gösterebil­ dikleri şehirlerde 23 okul açmıştır. mi

C -

TtBRAÇASER DİGNANÇ

İNGERUTYUN

1879'da Ortaköy'de kurulan b u cemiyet, Ana­ dolu'daki Ermeni okullarına öğretmen yetiştirmekle görevlendirilmiştir. Bu maksatla Cemiyetin Orta­ köy'de açtığı Ermeni Muallim Mektebi 1909'da Kum­ kapı'ya nakledilmiş, Birinci Dünya Savaşı yıllann­ da da Fransa'ya aktarılmıştır.

ŞAHISLARA AİT OKULLAR 1)

Nubar

Şahnazaryan Okulu :

1866'da Hasköy'de açılmış 1876'da kapan­ mıştır. 2 ) B e rbery a n Okulu : Reteos Berberyan tarafından 1876'da yatılı ve yatısız olarak Üsküdar Selimiye'de açıl­ mıştır . Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Mısır'a nakledilmiştir.


119

3)

Mezburyan Okulu : Mıgırdıç Mezburyan tarafından 1870'de ID­ sardibi'nde açılmıştır. Kız okuludur. 1879'da Üsküdar'a oradan da Kadıköy'e nakledilmiş­ tir.

4)

Sanasaryan Okulu : 188l 'de Erzurum'da Mıgırdıç Sanasaryan tarafından açılmıştır. Okulun görevi parasız yatılı öğrencileri öğretmenliğe, öteki l eri ise Alman eğitimi programı esaslarına göre çe­ tecil i ği hazırlama!ktadır.

5)

Metudiyan Okulu : Kevork Metuciyan tara�ından 1884'de açıl­ mış 1895'de kapatılmıştır. İlk ve orta derece­ lid i r 6) Haygazyan Okulu : 1895'de Milıran Haygazyan tarafından açıl­ m ış bir müddet sonra kapatılmıştır. .

,

7)

Mizkanyan Okulu : Dr. Mizicanyan tarafından 1887'de Kumka­ pı'da açılmıştır. Özellikle lisan dersleri ile meşgul olan cu okul kısa bir müddet sonra k apanmı ştı r.

8)

Jaran Kovoraç Okulu : 1888'de Piskopos Dirtad Balyan tarafından açılmıştır. 1915'de kapatılmıştır.

9)

Migosyan Okulu : Agop Migosyan tarafından 1903'de Pangal­ tı'da açılmıştır. İlk ve orta dereceli kız oku­ ludur. Birinci Dünya savaşı sıralarında ka­ patılmıştır.

10)

Garabetyan Okulu : Bedros Zeki Garabetyan tarafından 1907'de


,1 20

açılmıştır. Bir yıl sonra 1908'de kız öğrenci­ ler için de bir bölüm rilave edilmiştir. Yük­ sek okul seviyesindedir. ll)

Nortibros Okulu : 1 909'da Pangaltı'da Ohannes Hıntı.iyan ve Kalost Matatyan tarafından açılmıştır. Bi­ rinci Dünya Savaşı yıllarında kapatılm� 1930 - 1931 ders yılında yeniden açılmıştır.

12)

Bezeryan Okulu : Bogos Bezeryan tarafından 1908'de Bakır­ köy'de açılmıştır. İlk ve orta okul seviyesin­ dedir. 1926'da 1ise kısmı ilave edilmiştir. 1940'da kapanmıştır.

13)

Palakaşyan Okulu : 1901'de Halnan Pala:kaşyan tarafından açı­ lan bu okul 1 9ll'de kapatılmıştır.

14)

Torosyan Okulu : 1909'da Kadıköy'de Makıos Torosyan tara­ fından açılmış, Birinci Dünya Savaşı yılla­ rında kapatılmıştır.

15)

Datyan Okulu : 1910'da Üsküdar'da Matmazel Bayzar tara­ fından açılmıştır. Kız okuludur. Birinci Dün­ ya Savaşı yıllarında Bakırköy'e nakledilmiş, bir süre sonra da kapatılmıştır.

16)

Minasyan Okulu : 1911'de Langa'da Matmazel Takuhi Balta­ :laryan tarafından açılmıştır. Müterekeden sonra kapatılmıştır.

17)

Yeranuhyan Okulu : 1 914'd e Üsküdar'da Madam Meomi Kirkar-


1 21

yan tarafından açılmıştır. Müterekeden son­ ra kapatılmıştır. ' 18)

Kapamaçyan Okulu : 1918'de Üsküdar'da karıkoca Kapamaçyan tarafından açılmıştır. 1 923 ortalarında kapan­ mıştır.

Bunlardan baska 1869'da Hamazasyan, Kur­ kenyan, 1893'de İspantaryan, 1882'de Askanazyan, Merzubukyan, Aramyan, Sultanyan, Kapamacıyan, Paksaduni, Bülbülyan, Sırpyan, Sit�penüs isimleri altında bazı ilk ve orta okullar açılmışsa da \:unla­ rın ömrü pek uzun olmamıştır. Ermeniler kısa dev­ reler için Kadıköy'de Dibar Gırtaran, Pangaltı'da Artıgırıtasan okullarıyla Hasköy'de Kalfayan, Kuz­ guncuk'da Karagözyan adındaki yetimhaneleri de faaliyete geçinnişlerdir. Bunlardan bir kısmı günü­ müze kadar yaşayabilmiştir. Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken Ermeni azın­ lığı milli teşkilAtıanmasını tamamlamış oluyordu böy­ lece... Özellikle Ermenileııin hak dddia ettiği bölge­ lerde açılan ve savaş sırasında Ermeni kuvvetlerinin kışla ve mühimmat deposu olarak kullanılan okulla­ rın sayısı 1-000'i aşıyordu. Salname ve misyon rapor­ lanndan elde edilen bilgilere göre Birinci Dünya Sa­ vaşı öncesinde Asya Türkiye'sinde 1.145 Ermeni Gre­ goryen okulu vardı. Fakat bu rakama Katolik. Erme­ ni Okulları, Protesyan Ermeni Okulları ve Özel Er­ meni Okulları eklenince sayı hayli kabarıyordu. 1880 istatistiklerinde İstanbul'daki Ermeni okul­ ları sayısı 51 olarak gösterilcliğine ve o tarihten son-


1 22 .

ra gene İstanbul'da 53 Ermeni okulunun açıldığı bi­ lindiğine göre, Birinci Dünya Savaşı öncesinde en az 1 .249 Ermeni okulu vardır. Yukarıda da belirtmek isted; ğimiz gibi bu rakama salname ve misyon rapor­ larında sözü edilmeyen fakat varoldukları bilinen diğer Ermeni okulları dahil edilmemiştir. Ahmet Ağaoğlu ise 1900 yıllarında 2 .500 Ermeni okulwıun bulunduğunu bildirmekted,ir. B; rinci Dünya Savaşı öncesinde yalnız Ermeni Gregoryan okullannın Asya Türkiye'sindeki dağılı­ mı şöyledir :

İl ve llçe

Erzurum (Merkez Kığı Erzincan Kemah İspir Zile o\masya Konya (Merkez ) Burdur (Merkez ) Adana Eieşkirt

Yozgat Akdağ Kayseri K ı r.;; c lıir Koçk ı n Z : ra D.l! �· n ::l e 1vlis · s

İl ve İlçe

16 2 8 8 2 ı 301

9 1 2 2 31 4 3 3 2 15 4 3

Ova Keskin Kuruçay Bayl:urt

Beyazıd Niksar Ş . Karahisar N! ğde Aksaray Mersin (M.) Ankara Boğaziayan Sungurlu Eve rek Sivas ( M. ) Divrik Gürün Ha:fii k Halep ( M. )

Okul Sayısı 5 2 8

8 1 ı 500

ı 1 2 2

5 1 3

15 19 3 12 4


1 23

Malatya

7

Eğin ( Merkez)

Siirt Van

8

13 D. Bakır

Harput BitLis

8

19 Urfa 7 Dersim

Maraş

( M. )

41

Ergani

17 Muş

9

26 Genç

1 3

l l Hakkari

( Merkez)

95

Yıldızeli

3 Azi ziye

2

Tokat

3 Erbaa

Biga

2 İzmit

ı 6

Adapaz:ırı'

g Kandı ra

6

Geyve

5

Bağdat

Kastamonu

ı I zmir

( Merkez)

Saruhan

7

Denizli

2 Be:yrut

Laz kiye

8

S uriye

Sam

2

Çankırı

3

Aydın

4 (M.)

2 4

-----

Toplam :

1. 145

<2)

İDEOLOJİK YAPI

Ermeni eğitim örgütünün alabildiğine yay­ gınlaştığı dönemde Ermeniler milletler mücadelesin­ de şöyle bir rol oynuyorlardı : Osmanlı İmparatorluğu bederek girmişti.

19.

asra çok şeyler kay­

Devlet, Kırım Savaşında, tarihin­

de ilk defa olarak tek düşmana karşı İng iltere

ve

Fransa'yı da yanına alarak savaşıyor, denge politi­ kasının başladığını i fade den bu durum m i syonerie­ rin devamlı olarak kışkırttığı Ermenilerin dikkatin­ den kaçmıyordu.

1877-1878

Türk-Rus savaşında Çar


1 24 ordularının Yeşilköy'e kadar gelmesi, daha önceleri Hayırseverler Cemiyeti, Fedakarlar Cemiyet! , g:ibi adında kan kokmayan teşkilatlarda miliyetçi faali­ yetlerini yürüten Ermenilere cesaret veriyor, bu ta­ rihten sonra örgüt isimlerıi. şöyle değişikliğe ugru­ yordu : Araratlı Cemiyeti, Mektep Sevenler Cemiye­ ti, Şarklı Cemiyeti, Birlik ve Kurtuluş Cemiyeti, Ka­ rahaç Cemiyeti, MilLiyetperver Kadınlar Cemiyeti, Ermenistan'a Doğru Cemiyeti, Genç Ermenistan Ce­ miyeti ... Siyasi Ermeni Cemiyetleri giderek iddialı isim­ ler kullanmaya devam ederken Ermeni Vatanperver İttihadı kuruluyor ve bu örgüt maksadını açıkça ilan ediyordu : <<Türkiye Ermenileri için .idari isiahat isternek ve yaptırmak, bu gayeye ulaşmak için her türlü vasıtaya müracaat etmek suretiyle, hürriyet-­ lerini elde etmek maksadıyla dahili bir kuvvet ya­ ratmaya çalışmak.» ( 3 ) Bir azınlık için büyük cü­ ret sayılan bu satırlar, Ermeni tedhiş komiteleri ku­ rulduktan sonra, daha da kesinlik kazanacak ve <<Türk'ü, Kürdü her yerde, her şerait altında vur! . . Mürtecileri, alıdinden dönenleri, Ermeni hafiyeleri­ ni, hainleri öldür! .. İntikam al ! » (4 ) emr i verilecek­ ti. Taşnak Teşkilatı bu ilk bildirisini takip eden be­ yannamelerinde Ermenileri isyana çağırarak şöyle diyecekti : «Ermeni arkadaşlar, ümitle, imanla, sön­ mez bir aşk yarasıyla gece gündüz hatırlanınız.>> (5) ..

Bu çağrıların, Türk'ü, Kürd'ü öldürmeye davet edişlerin, uydurma kahramanlar, imal edip asi Er­ meni tipini canlandıran resimlerin ve n ihayet c-ağım­ sız Ermenistan haritalarının okulları etkilernemesi mümkün müydü ?


1 25 Düşünülebilir miydi bu? Taşnak Teşkilatı kurulmazdan tam H yıl önce Ermeni Patriği,

İngiliz Büyükelçisi

Sir Henry El­

yot'a «Eğer Avrupa'nın bu işe müdahalesi ve dikkat­ lerinin çekilmesi için ihtıilal ve isyan

znn.sa bunu yapmanın :.::or olmadığını,>

çıkarmak hi.­

(6) söyledi­

ği halde, düşünülebilir miydi? Rus Ordulan İstan­ bul

kapılarına dayandığında

Başkomutanı Anadolu masını

Grandük

vilayetlerinde istememiş

miydi?

Patrik

Nikola'ya bir

Ermenistan

(7) .

Ve

kola

<<Ayestefanos'ta

muahede

mek

için

delegasyonunu

<<Üsmanl ı

arkasındadır demek

Doğu kurul­

Grandük Ni­

şartlannı

Ermeni>min evinde toplamamış mıydı? Ermeniterin

Nerses, Rus koşup

görüş­

kasten (8)

bir

Rusya,

istemiyor muydu

bu hareketiyle ... Ve Ermeni propagandası bunu Tür­ kiye'nin dört hudağına yaymıyor muydu? Gerçek şuydu ki, artık çöken imparatorluktan dinamik bir Ermenistan çıkarıtaeağına herkes inanı­ yor, 1894'de Ermeni

komitecileııinin

l ideri seçilen

Patrik Matyos İzmirliyan <<Bütün vasıtalara müra­ caat ederek savaşacaklarını, bundan bazı masum in­ sanlann zarar görebileceğini, fakat buna önem ver­ mediklerini » açıklıyordu. Bütün vasıtalara eaşvurarak savaşmak ! ... Demek ki Rusya'dan başka bir güvendiğıi daha vardı Patrik efendinin ... İngiltere ! .. «İngiltere'nin Türkiye elçisi Ermeni meselesi ıile ilgili olarak yine Sultan'ın huzuruna çıktığı günler­ den birinde şu soruyu sormuştur:


1 26

- - <<Daha ne kadar Erme n i' öldüreceksirriz ? Bu tahrik edici soru karşısında zat-ı şahane ses­ sizliğini muhafaza etmesini bilmiş ve gayet sakin şu cevabı vermiştir : «Su gün, şu saatta, Karadeniz'in falan !imanına yaklaşıp, karaya Ermenileri Türklere karşı silahlan­ dırmak için şu kadar sandık malzeme çıkaran ve ko­ mitecil e re teslim eden İngiliz gemisinde Türk başı­ na kaç silah bulunuyorsa tam o kadar Ermeni öldü­ recegız.» (9) Altan Deliorman, Ermeni komitacıla­ rı tarafından Patrik Aşıkyan'a yapılan sui skastı, İs­ tanbul'daki Fransız elçisinin Fransız Dışişleri Bakan­ lığına şöyle anlattığını yazıyor :

<<Cambon'dan Casimir Perler'ye . >> «Geçen pazar günü Patrik Aşıkyan icr a i ayin­ den sonra patrikhaneye dönmek üzere Kun1kapı Ki­ l isesi'n i terkederken 18 yaşındaki bir Ermeni genci tabaneası ile nişan alarak üstüne birkaç kere ateş etmiştir. Silah bozuk o ld uğun dan Patriğe hiçbir kur­ şun isabet etmemiştir. Patrik bayılmış ve ikametga­ hında tedavi ed:lmiştir. Genç Ermeni karakola götü­ rülmüş ve cinayetin sebebi hakkında sorguya çeki­ lince Aşıkyan'ın Ermenilerin düşmanı olduğunu, hükılmete durmadan i hl::arlarda bulunduğunu ve Er­ menilerin de, milleti bu adamdan kurtarmak ıiçin ye­ min e tti klerini söyle miştir.>> (10) 18 yaşındaki Ermeni gencin ruhi ve ideeolojik yapısı budur işte ... Tıpkı günü n komünistleri gibi tedhişe iştirak etmeyen herkesi hain ilan etmekte, kurtuluşu da bu gibi kimselerin katlinde bulmakta­ dır.


1 27

Pa triği bile hain .ilan eden bir propaganda Türk,ü ne ilan etmezdi ki? Ve Ermeni gençlerinin : Antranik kardeş gidelim Türkiye'ye ... Kıralım Türkleri olsun Ermenistan ... marşını okudukları okullar, Ermeni ihtila.lcilerinin gözünden kaçar mıydı ki ? Altan Deliorman, Türk­ lere karşı Ermeni Komitecileri iSiimli eserde Ermeni propagandasının okullara nasıl yansıdığını şöyle özetlem�ktedir: « Ermeni ressamları başlarında ünlü Rus Ennenisi Ayvozovski olduğu halde, sadece Er­ meni gençle�ini eaşturmak için tablolar hazırlıyor­ lar, milli şairleri sayılan Beşiktaşlıyan, Ermeni sa­ vaşçıhğını öven ve Ermeni çocuklarını daha beşik­ ten itibaren Türk düşmanlığı ile dolduracak r.inni­ ler, şiirler yazıyordu. Kafkasyalı yazar Apovyan'ın hempaları durmadan beyannameler yazıp, yayınla­ yarak Ermeniler arasına sürüyorlardı. «Bu arada, 1876 Rus-Osmanlı muharebesin e Rus ordusu saflarında katılmış olan iki Enneni generali Arşak Dergosyan die Loris Melikof'un adları da mil­ li Ermeni mefahirleri arasında dolaşıyor, resimleri her Ermeni okulunda dağıtılıp, çocukların koyunla­ rında gezdiği yetmiyormuş gi•b i Kafkasya'daki Er­ meniler tarafından bastırılıp, Osmanlı sınırlanndan sokulan Ermeni pulları da bu adamların resimleriyle donatılıyordu. «Bir imparatorluk ve imparatorluk sınırları için­ de yaşayıp duran bir unsurun, aynı imparatorluğa karşı düşman safında çarpışanları birer kahraman gi-


1 28 bi kucaklayışı ! Hayır, Ermeniler bu kadarla da kal­ madılar. Sason'da yüzlerce askeri boğaziayan ve bo­ ğazlatan Hapet Tevekkeliyan ile Kalost Antrasyan'­ ın büyük boy resimleriyle süslenmiş, flamaları, du­ var halılarını bütün okullarına astılar. «Artık çatırdayan imparatorluktan sapa sağlam bir Ermenistan çıkarmanın her türlü şartı hazırdı. Tütün tabakalarından çıkarıp sardıklan

sigaranın

kağıdında dahıi Ermeni haritalan vardı ve her kır­ mızı içkiy.i Türk kanı diye yuvadamayı adet edin­ mişlerdi.>>

<U)

Y a b u ortamda binlerce Ermeni Okulu niçin ku­ rulur, nasıl kurulur kime karşı kurulur, nasıl bir gö­ rev yüklenirdi ? Kornitacı yetiştirmek ıiçin kurulur ve silah de­ posu olarak kullanılırdı ancak. Uzun yılar müslüman Türk halkının dikkatinden kaçan bu gerçek, Erzu­ rum olayları ile ortaya çıkacaıktı : <<Türkiye sınırla­ n içind e bir mesele çıkarmak

için bahane

arayan

komiteciler, Rusya'dan bol miktarda getirttikleri si­ lahları, cephaneyi, bombaları Erzurum,da Sanasar­ yan mektebiyle,

kiliselere depo ediyorlardı.

Erzu-

rum Valisi Semih Paşa durumu öğreninc e buraların aranılınası emrıi.ni verdi. Komiteciler emri daha ön­ ce öğrenmiş ve tertibat almışlardı. Arama yapmak için gelen zabıta kuvvetlerinin üzerin e

ateş açıldı,

üç Türk askeri ve bir Türk polisi şehit oldu. Fakat silah deposu haline getirilmiş okul ve kiliseler iyice arandı, pekçok tabanca, ·kılıç, satır mermi yapmaya y�arayan makina bulundu.>>

( 12)

Nereye kadar ,gidecekti b u çatışma?


. 1 29 Aynı zamanda Ermeni okularında da öğretmen olan komiteciler yıllarca önce kararlaştırmışlardı bu­ nu. Komite, önce 5 yaşından büyük bütün Türklerin katledilİnelerini kararlaştırmış, sonra 5 yaşından kü­ çük yavruların da Ermeni Milleti dçin tehlikeli olaca­ ğına hükmederek iki yaşına kadar olan bütün Türk­ lerin «kesilmesine» ikarS, vermişti. Şu idi bu karar­ lar:

«Karar : 1 Türk Milleti vahşetinin ortadan kaldırılması Av­ rupa düveli muazzamasınca kararg.ir olmuş ve bu ernelin husulü için aşağıdaki şekilde icrasına karar verilmşitir. «nk önce Rus Devleti muazzamasının kal"$ı ta­ ra�tan Erzuruma müteveccihen hareketi ile taarru­ za geçecek orduda Türkler karşısındaki kuvvetle mücadeleye mecbur olacaklan tabii bulunduğundan, bu fırsattan bilistifade geride teşekkül

etmiş olan

kahraman Ermeni çeteleri Tüıık Ordusu'nu arka ta­ raftan vurmak suretiyle iki taraf arasında kalan düş­ manın hepsinin beş yaşına kadar olanlan ile birlik­ te imha ve katiedilmeleri karargir olmuştur. İmzalar Reis:

Hanzarlı Murat

Kolordu Kumandanı: Bünyamin

( 13)

Karar: 2 «Kararı s abıkta her ne kadar 5 yaşına 'kadar olan­ ların kesilmelerine karar verilmiş �se de, bu beş y:ı�

F. : 9


130 şındaki çocu:klann nüfus itibariyle ehemmiyeti der­

ve ileride mensup olduklan mil leti derhatır ede­ rek atiyyen Ermeni milleti için bir tehlike teşkil et­

piş

mesi melhuz bulunmasından

iki

yaşına kadar olanıa­

nn kesilmesine müttefikan karar verildi. İmzalar Reis : Hanzarlı Murat Kolordu Kumandanı : Bünyamin>> Bu araştırma nu alan bir

( 14)

Ermeni faaliyetlerinin tümünü ko­

eser olmadığı ıiçin

vahşetle ilgili olaylara

Ermeni azınlığını Ermeni komitecilerinin2 yaşına

daha fazla yer ayıramıyacağım. sevk ve idare eden

kadar bütün Türklerin kesilmesini kararlaştırdıklan dönemde Ermenilerin iki binden fazla okulu bulun­ maktaydı. Birkaç sayfa öneekli Ermeni

Gregoryan

okullarının ilie re göre dağılımını tesbit eden cetvel­ de de görülebileceği gibi, Erzurum'da 16, Kuruçay'­ da 8, Kemah'da 8, Bayburt'da 8, Amasya'da 301, Yoz­ gat'da 31, Sivas'da 15, Divııik'de 19, Zarada 15, Diyar­ bakır'da 95, Muş'da 9, Hafik'de 12, Maraşda 19, Har­ put'da 13, Ergani'de 41, Si irt' de 26, Van'dal l, Şebin­ karahisar'da 500 Ermen i okulu vardı. En fazla Ermem okulunun bulunduğu kentl er di bu yöreler Ermeni lerin Paris Konferansı'nda, Amasya, Giresun, Tra:bzon, Kars, Erzurum, Erzin­ ­

...

can, Sivas, Adana, Maraş, Malatya, Muş, Diyarbakır, Bitlis, Van, Mardin ve Hakkari nistan

illerinde bir Erme­

kurulmasını istedikleri düşünülüııse, Ermeni

eğitim örgütü nün siyasi amaca yöneldiği bir kez da­ ha anlaşılacaktır.


131 MtSYONERLERİN BAŞARISI

Buna, uzun vadeli olan ve büyük hedeflere ulaşmayı planlayan politikanın başarısı da diyebiLirdik. Şöyle ki; birçok ciddi kaynağın da kabul ettiği tesbitierimize göre Ermenilere ilk katolik propagan­ dası 1640'larda rahip Kiyemes Kalanos tarafından yapılmış, Kalanos'un bir J.atin ajanı olduğu anlaşılınca, Ermeni patrikhanesi ve Ermeni kiliseleri bu ra­ hip için yasa:k bölge iJ.an eddlmişti. Fakat Ermenileııi hedefleyen katolik propagnadası durmamış, katolik papazlan 1668 yıllarında Doğu Anadolu'ya yerleş­ mişlerdi, Bu çalışmalar 1702'de bir kısım Ermenile­ rin kotolik mezıhebine geçmesini sağlamış, 1830'da ise Osmanlı Hükumeti Ermeni kotoliklerini bir ce­ maat olarak kabul etmişti. Türkiye Ermenilerinin bir kısmının kato1ik mez­ hebini seçmesi, katolik Avrupa ülkelerinin siyasi ba­ şarısıyla ilgiliydi ve böylece katolik Avrupa ülkele­ ri Osmanlı İmparatorluğu'nda <<Kendileri ile aynı şe­ y:i düşünen, aynı gaye için çalışan, aynı ideoloji için savaşan>> l:·ir gurubu oluşturmuş oluyorlardı. «Siya­ si başarılarıyla ilgilidir» d�yorum çünkü Sultan lkin­ ci Mahmut katoliklerin bir cemaat olarak tanınması­ nı Fransız Hükumetinin tavassutu ile kabul etmişti. Artık katoliklerin kalbi daima başta Fransa ve İtalya olmak üzere bütün katolik ülkelerle birlikte çar­ pacaktı. Türkiye Ermenileri üzerinde keSlif protestan pro-


1 32

pagandası 1820'lerde

başlamış, 30 yıl gibi çok

kısa

bir sürenin sonunda 1850'de Osmanlı Devleti bir fer­ manla Türkiye'deki «Protestan Milleti>>ni kabul et­ mişti.

Bu da protestan ülkelerin siyasi bir başarısıy­

dı. İngiltere ve Amerika gibi Türkiye

aleyhtan iki

devletin Türkiye'de «Kendi ideolojilerini pay'laşan» bir grubu teşekkül ettinneleri demekti. 1912 istatistiklerine göre matematik sonucu şuy­ du bu çalışmalann :

Kat.

Genel Vilayetler

Edirne İstanbul Erzurum

Adana Ankara Aydın Bitlis Beyrut Hal ep Hüdavendligar Diyarbakır Suriye

Sivas Trabzon Kastamonu

Nüfus

631.094 909.978 8 1 5.432 411.022 953.817 1 .608.742 437.479 824.873 667.790

616.227 616.825 918.409 1.169.443 1.122.947 767.227

Ermeni

19.725 72.962 125.657 50.139 44 5 07 19.394 114.704 .

ı.ııs

35.104 58.921 55.890 413 143 .4 06 35.549 8.959

Er. :

48 9.917 8.720 2.5 1 1 7.069 892 2.788 277 5.739

1.278 9.960 247 3.693 1.350

Pro. Er. :

115 1.213 2.241 5.036 2.381 479

1.640 3.823 8.643 992 7.376 1.87 3 4.575

1.338


1 33

789.308 538.227 259. 141

12.971 76.070 67 .792

152.726 49.686 170.988 325.153 408.648 393.302 59.756 60.294 328.168 285.820

8.276 630 15.161 55.403 2.961 27.057 842 27 1.310 7.437

Kaleli

165.815

2.474

Karesi Kayseri Kütahya Maraş Menteşe Niğde

472.170 263.074 308.894 1 92.555 210.874 291.117

8.544 48.659 3.910 27.842

Konya M. aziz Van

3.751

254 8.043

Sancaklar Eskişehir Antalya Urfa İzmit Bolu ::anik Çatalca Zor Kudüs Karahisar-ı S.

316 316 1 .557 499

215 215 1.625 1.937

ı 9

2

261

1.257

215

1 1.733

2

9

Sultaniyeler 67 109 1 .515 638 4.480

51 2.018

46

769

6.111

. 12

4.890

Bu ıi·statistiğe göre ortalama 60-90 yıl içinde, katolik misyonerleri ile çalışan katolik ülkeler 67.838, protes­ tan misyonerleri ile çalışan protestan ülkeler de 65.844 Enneniyi Gregoryan mezhebinden ayırmışlar­ dir. Genel Ermenilik davasının dışında, ama genel Ermenilik davasına paralel olarak Yürütülen mezhep-


1 34

ler arasındakıi rekabet, mezhep esasına dayanan her Ermeni cemaatının daha fazla okul açmasına sebep oluyor, bu konudaki temasları da katolik ve protes­ tan ülkeler tarafından «Anlayı�la>> karşılanıyordu. Ruhi yapılarını, iki yaşına kadar olan Türk ço­ cuklannın kesilmesiyle il� kendi kararlarına daya­ narak açıkladığımız Ermeni komitecilerinin okullara da el attıklarını 1916'da Osmanlı İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlatılıp askeri matbaada hastınlan ve Ermeni meselesıi konusunda en emin kaynaklardan biri olan Ermeni Komitelerinin Emelleri ve ihtilal Hareketleri isimli kitap şöyle anlatmaktadır : <<. . .Ko­ miteciler mekteplere de girdiler. Öğretmenler bilhas­ sa mutaassıp Taşnak, Hınçak ve Ramgavar mensuplanndan seçildi. Çocukların fikirlerinin bozacak ih­ tilal, millet ve istikla.I üzerine kitaplar yazılmaya, Türklüğe ve Türklere karşı · nefret ve kinleııi. arttıra­ cak eserler hazırlamaya başlandı. Ermeni efkan umu­ miyesinin kazanmak için yapılan bu çalışmalardan

dolayı komiteler arasında şidetli münakaşalar ve hat­ ta İstanbul'da, İzmir'de ve diğ"er vilayetlerde birçok olaylar çıktı.

<<Ermeni mekteplerinde, bilhassa ıilk ve orta okul­ larında <Jikutulan en başta gelenlerin içinde bulunan konulardan aşağıya birer örnek alınmıştır : « 1914 yılında Matıosytan Matbaası'nda basılan ve Madam Zabel ve H. Asador tarafından ilkokullar için yazılan dilbilgisi kitabının 16. sayfasında <<Hamiyet­ H Yervanb başlığı altınd a şunlar vardır :


135 «Yervant arkadaşımızdır. Kenddsini çok beğeni­ r i m Çünkü h arni yetli bir çocuktur. Pek güzel Erme­ .

nice

konuşur. Lisanımız, milli tarihimize ait dersle­

ri bütün dikkatiyle takip eder. Ana dilini bilmeyen, konuşma esnasında yabancı kelimeler kullanan ve daima Avrupa kitaplarını okuyan çocuklara benze­ mez, O size Ermeni masallarını Ermeni krallannın kahramanlıklarını ve uğradıkları felaketleri anlata­ bilir. Nerede muhterem bir Ermeni yaz annın resmi­ ni görse tanır ve size ismini söyleyebilir.» «Yine aynı kitabın 17. sayfasında «Ermeni Ço­ ouğu» isimli şdir de şöyledir : Ben Ermeni neslinden bir Ermeni çocuğuyum

Hayk'ın Aram'ın lisanın konuşurum Tacım, altınım elmasım yıok, Fakat gönlüm zengindir. Namusluyum. Milletimin hasret ve sevgisiyle yanıyıorum. İçimde kahramanların ruhu yaşıyor. Ecdadımın, ruhundaki mukades ateşini hazinelere değişmem. Herne kadar bedhaht olsa zulüm ve işkenceye ugrasa da Ermeni hiçbir zaman kimseden ekmek dilenmez .

«Yine adı

geçen yazarlar tarafından ilkokullar

için yazılan «Kitaphane» adındaki okuma ·�itabının

40. sayfasından şiir:

«Ermeni Çocuğu)) isiml i başka bir


136

«Ey Ermeni çocuğu, Kahraman çocuk, Sen kahraman Vartan'm neslindensin. Namuslu ol, Milletin seninle övünsün, Büyük bir bilgin ol. Vatanına rehberlik et. Büyük bir önder ol. Milletinin ruhunu yücelt. Her Ermeni çocuğu, Kahraman ecdadının eserini takip etmeye, Ve vatanı na saygılı olmaya, Mecburdur» «Aynı kitabın 13. say!ijasında Ermeni Kralanıı­ Jan I. Ardaş'ın hamaset menkıbeleri, 37. sayfasında Ermenilerin Hükumet Merkezi ( ! ) olan Ani şehrinıiı:ı harabeleri, 59. sayfasında KiJ.i.ıkya'mn son kralı Le­ on'un hal tercümesi, 78. sayfasında Vartan Mami­ konyan'ın hat tercümesi, 98. sayfasında da Kral Der­ tad'ın menkıbeleri ile resimleri bulunmaktadır. «Yine adı geçen müellifler tarafından yazılan <<bc.inci sınıf dilbilgisi» adındaki kitabın 32. sayfasın­ ezberlenmesi için yazılan A. Panusyan'ın «Ermeni Güneşi» adındaki şiiri: «Ey Ermenistan'ın sevgili güneşi, Vatanın ovaıanna nurlarını saç, İşte, mavi semanın lütuf aklisieri altında, Hayat verecek bahar geliyor. Ermeni ocaklarına sıcak ışınlarını ver, Erinenilerin alınlanna, Mukaddes ümit ve inanç ışınlaruu saÇ))


82. sayfadan «İttihad» isimli şiir : «Ermeni! er ! Hangi mezhepte olursanız olunuz, Daima yan yana çalışınız, Aynı tarihe, aynı 1is$ıa sahipsiniz, Birbirinize bağlı olunuz. Ermenıiler ! Hangi komiteye mensup olursanız olunuz. Daima elele yürüyünüz. Bir lisan bir vatanımız var.

O halde bir gayeye, bir ruha sahip olunuz. Enneniler! Hangi mevki ve sınıfta olursa olunuz Daima gönül gönüle bağlı olunuz, Hayatınızı, daima aynı fırtına dağıttı. Ayrılmaz ve

ahirette bir arkadaşlan olunuz.

Ermeniler! Hangi yıldız altında yaşarsanız yaşayın, Çalışırsanız çalışın, Size kardeşlik sevgıisi lazımdır. Dedeleriniz, Mezarlarından,

Size kardeşlik sevgisi lazımdır. <<Bunlardan başka,

aynı kitaplar,

sayfalannda

Kafkas Ermeni edip ve yazarlarıyla, yerli ve yaban­ ci ihtilfıldilerin resimlerine ve hfıl tercümelerine yer vermişlerdir.

S. Kapamacıyan

tarafından

yazılan

«Kamir (Şark'da küçük seyyah) Ermenilerin Yegane Okuma Kitabı>> adındaki eser ise bir Ermeni çocuğu· nun Ermenistan'daki seyahatı farz olunarak

yazıl­

mıştır. Bu hayali kitapta Ermeni tarihine, eskıi Er­ meni medeniyetine < ! ), krallanna, efsanelerine, Er-


1 38

zurum, Sivas, Harput ve Zeytun gıibi yerlerin Erme­ niler nazarmdaki kıymetine, taşıdıklan hatıralara dair fikıirler verilmiş ve milliyetçi Ermeni yazarlan­ nın, ihtilal liderlerinin resimleri !konulmuş, ha.J. ter­ cümeleri tafsilatıyla yazılmıştır. « Yine stanbul'da 1910 tari h inde Belnez Ki tabe­ vi tarafından neşredilen ve Ermeni ortaokulları için

K. H. Basınacıyan tarafından hazırlanan <<Resimli Ermeni Tarihi adındaki ders kitabının ilk sayfasın­ da şunlar vardır.>> «Birinci ders Ermenistan ; «Atalanmızın oturdukları kıt'aya, milletimi�in ismine nisbetle Ermenistan denilir ki, şimdi.k.i du­ rumda üç devlet arasında bölüşülmüştür. Ermenis­ tan evvelce çok kalabalık ve mesut bir kıt'a idi. <<Ermenıistan, kuzeyde Pontus (Karadeniz ) ve Rasdan (Gürcistan) doğuda Hazar Denizi ve İran, Güneyde Asuristan, Elcezire, batıda Alus nehri (Kı­ zılırmak) ile çevrilmiştir.» «Aynı kitabın 82. sayfasından: «Türkiye'de Ermeniler>> «Ermenistan'ın büyük bir kısmı Türklerin eline düştükten sonra Tatar zulüm ve ıişkencelei'Ii tekrar başladı. Ermeniler ve Türkiye'deki diğer unsurlar meşrutiyetin ilanma kadar epeyce zaman ızdırap çektiler. Rus Hükumeti luristiyanlan himaye mak­ sadıyla Osmanlı Hükumetine harb ilan etmişti.» «87. sayfasından bir parça : «Ermelliİ meselesi» «Ermenistan'da meydana gelen zora ki iktidarlar, gasp ve yağmalar, ka*Uamlar vs. gibi hunharlıklar


1 39

Ermenilerin imhası için Sultan Harnit Hükumetinin [craatı, Ermenile:rdn durumu, Avrupa'ya şikayetle­ rine sebep oldu. Bu suretle Ermeni meselesi ortaya çıktı. «1B7B yılında Osmanlı Rus haıtbi sona erip Ayes/ tefonas'da yabancı sefirlerin huztirunda anlaşma imzalanırken Ermeniterin muhterem patriği Nerses Varj abedyan, sefirlere Ermeniterin çektikleri elem ve ;izdırapları anlatarak buna bir çare bulmalarını istirham etti. Ermeni meselesi 16. madde şeklinde kacul olundu. Fakat aynı sene Berlin'de akdolunan Konferans bunu bozarak isteklerimizi 61. madde ile sağlamlaştırdı.>> «BB. sayfasından bir parça : «Ermeni ihtilal komitelerıi» «Tehir edilmeden yapılacak reformlar bugüne kadar tatbik olunmadıktan başka, taşkınlıklar arttı. Bunun neticesi olarak Hmçak ve Taşnak komiteleri zuhur etti. «Bu komiteler halka her surette nüfuz ederek onları uyardı ve ihtila.Iin sebebi olan mukaddes ga­ yey:i ve bunun bahşedeceği lütufları her tarafta ya­ yıp izah etti.» «BB. sayfasından başka bir paragraf : «Ermeni katliamlan)) «Sultan Hamid zamanında Ermeni meselesi için bir hat çaresi bulundu. Bu da Ermenıi,stan'daki Er­ menileri çıkararak yerlerine göçmen çerkezlel'i veya kürtleri yerleştirmekti. Fakat bu prıogramın tatbiki kolay değildi. Çünkü hiçbir Ermeni kendi ocağını arzusuyla terketmek dstemezdi. Bu sebeple Avrupa'-


140 nın gözönünde Timurlenk'� hatırlatacak katliamlar meydana geldi. Avrupa devletleri utanmayarak 1895den teri İstanbul'da ve bilhassa Ermenistan'da vulru bulan bu katHarnlara karşı ilgisiz kaldı. sellerini durdunnadılar.

Akan kan

Bilhassa bir Hıristiyan Hü­

kumeti var ki, Tatar neslinden geldiğini göstermek için o melunca dmha politikasını kendisi de uyguladı. Ermendleri imha ve böylece Erınenilerin atalarından kalan arazisini elde etmek istedi. Bu sebepten Kaf­ kasya'da da katliamlar başladı. Zeytun kahramanla­ rı, ecdadlarından intikal eden cesaret ve fedakarlık­ lannı isbat ettiler. Kafkasya'da da Ermeniler tatar­ Iara tam bir ders verdiler.>> (15) Türklere karşı kin nefret ve intikam duygusunu aşılamayı amaçlayan bütün bu düzmece olaylar gerçekten

Ermeni lroınd­

tacılannın ;iddia ettikleri gibi doğru olsa bile dikokul ve ortaokul sınıflanndaki yani 7-13 yaşındaki çocuk­ lara ders kitabı olarak okutmanın anlamı neydi? Er­ meniler nasıl bir fayda temin etmek istiyorlardı bu­ nunla ? Osmanlı

Hükumeti'nin birçok orijinal belgeye

dayanarak hazırladığı eser, ilkiokul coğra'jya kitapla­ rında Van'ın adına Vasporagan, Erzurum'un adına Garin, Diyanbakır'ın adına Dikranagerd isimlerinin verildiğini

belirtmekte ve bugünkü Ermeni okulları

konusunda ders alınması gereken şu gerçekleri an­ latmaktadır : «

...

Coğrafya kitaplarında ise en çok tafsilat !)oğu

vilayetlerine aynlnuştı.

Komitacı öğretmenler Os­

manlı Devleti'nden bahsettikleri zaman «Türklerin Anadolu

vniayetlerini Ermenilerden zaptetmiş olduk­

lannı, her Ermeni için, atalannın memleketini Tüı:ık­ lerin boyunduruğundan kurtannağa çalışmanın milU


;141. bir

görev»

olduğunu

anlatıyorlardı.

Komitalann

emellerine göre tertip edilen ve patrikhane tarafın­ dan seçilen bu kitapların mekteplerde

okutulması

mecburiydi. Okuma kitaplarına alınan çok heyecan­ lı eslci ve yeni şiirlerin öğrenci tarafından ezberlen­ mesi şarttı. Öğrenciye dağıtılan defte�lerde ve oku­ ma, tarih, coğrafya, matematik v.b. ders kitaplannda ise Ermenistan haritası ve arması bulunuyordu. Okul müdürlüklerine

ve öğretmen1iklerine, patrik­

hane tarafından komita reisieri ve Rusya'dan gelme kornitacılar tercilıli olarak tayin ediliyordu. Bilhassa Galata'daki Büyük Ermeni Mektebi

(Getronagan)

bu adamiann elinde bir fesat ocağına dönmüştü. Ko­ mitaya ait en mühim müzakereler ve münakaşalar bu mekteple Sanasaryan Mektebi'nde cereyan edi­ yordu. <<Mektepler ve kitaplardan sonra, Ermeni yazar­ ları tarafından her sene neşrolunan salnameler

de

d ikkate şayandır. Bunlardan Teotik adında b irisinin her sene İstanbul'da çıkardığı <<Amenon Dare·s evi» adlı salnamesi

(yıllığı) sadece Ermeni komitacılan-

nın resimlerinin, bunlann şiir ve makalelerini Erme­ ni meselesiyle uğraşan yabancıların resimlerini ih­ tiva ediyordu. Hele mezkur yıllığın 1914 tarihli nüs­ hasında, yani Birinci Cihan Harbi sırasında neşredileninde, Rus Ordusunda çalışan Ermeni su'cay ve generallerin resimleri konmuş ve hal tercümeleri yazılmıştı. Aynca bunlann hatıralan ve hamaset men­ kıbeleri takdirle anlatılmış, bilhassa Ermeni mese­ lesinin aynntılı bir tarihçesi kaleme alınmıştı. Dü­ şünmeli ki o zaman Osmanlı

Hükumeti,

Ruslarla


142

harbe tutuşmuş, Ermeni çeteleri de sınırlarda ve iç kısımlarda yıkıcı faaldyetlerine başlamışlardı. <�Bunun gibi, yine, «Sahak - Mesrop», <<Ermeni Salnamesi>> «aşra Salnamesi» gibi daha birçoklan yı­ kıcı neşriyatta geri kalmıyorlardı.

<<Gençlerin okudukları şiirlerin, okullarda yeni nesle okutulan parçalann, ıisyan ve ihtilal mevzula­ rından başka bir konuyu ihtiva etmemesine çalışı­ lırdı. Komita marşlan ile okullarda ve diğer yerler­ de söy1enen manzumelerin aşağıdaki örnekleri, kıo­ mitaların ruh hallerini ve Ermenileri ne gibi yollara sevkettiklerini gösterir. : TAŞNAKSAGAN MARŞI Taşnaksağan çetesi, Sason'a gidelim. Yiğit arkadaşlanmız bizıi bekliyorlar Kahraman Antranik cesur arkadaşlarıyla, Harp istiyor, bahan bekliyor. Çete başlan can ve gönülden yemin ederek, Fedaileriyl e dlerliyorlar. En önlerinde kahraman Antranik, Nara atarak harp istiyor. Yetişir artık kardeşler çok uyuduk. Bu kadar sabır ve tahammül kafi değil mi? Anamız Ermenistan'ı elden çıkardık, Şimdi kuvvetiiyiz tekrar alalım. İSTİK:LALE DAVET Ermeniler silah başına, kılıç bele, tüfek omuza, Türk Ermenıistanından bizi bir ses çağınyor. Dağdan dağa dehşetli bir feryat çınlıyor,


143 Vatana koşunuz Ermeniler, Ermenistan'a lroşu­ nuz. Ermenistan'da Ermeniler y;ine kıyam etti. Aslanlar gibi intikam diye bağırıyorlar. Bütün ovalar kana boyandı. Bütün derelerden kan akıyor. Düşman korkusundan dehşetinden kaçtı. Ermenilere birçok ganıimet bıraktı. Bir ağızdan zafer diye bağıralım. Düşman mağlup oldu yaşasın Ermenistan. HAN'IN ŞARKISI Ay yoktu, karanlık bir geceydi. Bir çete hızlı hızlı gidiyordu. Bu çete kahraman Han'ın çetesi idi. Hepsi de silahlı i dıi. Halıraman Han, Pasin'e çıktığı zaman. Top sesleri işitildi. Ermeni kahramanlarının silahlarından. Çıkan kurşunlar gürlüyordu. Ermenistan toprağında, O kahraman · kanını dqktü. Ağlama, onu hatırla, kahraman Han'ın adını hiç� unutma. HINÇAKYAN MARŞ I Sen uzak ilierdi garip garip oturduğun halde, Vatanın felaketini yakından biliyorsun. Yeni ernellerin yüce ve cesur vaizi, İhtilalin çınlayan lımçağı (Çıngırağı) Senin saçtığın, ektiğin yeni büyük idealin. Güzel meyveleri çabuk yetişsin.


Erzurum'da, İstanbul'da asa şimşeğ� llk hareketin çanını çabuk çal. Ermeniler her tarafta aya.klansın. Esaret zinciri kınlsın, yeni güneş doğsun. Hürüz, Hınçak Kornitacı çınla ...

ERMENiSTAN'IN FİGANI Emelime erişeyim de,

Varsın beni darağacına çıkarsınlar Darağacından boğu.k sesle,

Ah Ermenistan diye bağıracağım. Ah Ermenistan kalbimi, ruhumu Sana i thaf ediyorwn kabul et. Mümkünse ben öleyim yalnız Biçare Ermenistan hayat bulsun Benim de murassa taçım. Bir kralım olsun Ermenistan bayrağı dalgalansın.

ANAVATAN ERMENiSTAN Mezarırom yanına taşıının üzer:ine .Şu zafer abidesini dikiniz. Ermenistan görsün, Ermeni kahramanlan oku­ sun Şehit olan arkadaşlar, ana Ermenistan'ı hatırla­ sın Kahramaniann önünde durduğum zam.c.n Haydi ileri diye bağırdım Kahraman Ermeniler düşmanımıza karşı harbe­ delim. Şecaatimizi, Ermeniliği onlara gösterelim. Kemiklerimiz kabir dçinde rahat etsin.


145 Hür sancaklanyla, mezanmızı manları örtsün.»

Ermeni kahra­

«K')mitacılann, ihtii.alcilfirin bu şarkıları okul­ lardan başka tiyatro sahnelerinde, Ermeni kahv,cle­ rınde, kulüplerinde, sokaklarda da açıktan açığa söy­ ieniyordu. Mesela hiç bir memlekette oynaiil.masına müsade edilmeyecek dereced�, taşkınca yazılmış olan «Vartan Marnikonyan)) piyesi Beyoğlu'nda, Üs­ küdar'da oynandığı sıralarda Ermenilerin en heye­ canlı ihtilal havalarından olan «Pamp Orodan>> hep­ bir ağızdan söyle.Myor, Ermeniliği temsil eden ihti­ yar, <<Hür Ermenistan, Hür Ermeniler>> kelimelerini söylediği zaman, halk heyecanının son derecesine ge­ liyor, <<Yaşasın Ermenistan>> diye bağıranlar bile olu­ yordu. Bu kadarla da kalmadı. Bu şarkılar, plakla­ ra okunup her tarafa gönderildi. Acaba bu kadar şımarıklığa ve aPmzlığa nerede tahammül olunabilir­ di ? Propagandanın komitalarca özel bir önemi oldu­ ğundan, ücretle tutulmuş hatipler, mahalle mahalle gezerek halkı tahrik ediyorlardı. · Ermeni yazar ve müelliflerine gelince, zaten bunların hepsi, <<Hürri­ yetin ilanı» ndan sonra bir tek edebi, ciddi eser yaz­ mamış ve kalemlerini tamamen korrutacılığa, Erme­ nilerin emell erinin dirilitlmesine, ihtilftle ve bozgwı­ luğa kiralamışlardı. «Bilhassa tarıih kitaplan, dikkat çekicidir. Meş­ rutiyetten sonra her öni:ne gelen bir tarih yazdı. Bilhassa tarihçilerden birisi, Bizans İmparatorların· dan ! 4 veya 18'inin Ermeni ırkına ( ! ) mensup oldu­ ğunu söyleyecek kadar garip iddialarda bulunmuş­ tur. F. : 1 0


1 46 «Patrıikhane, bütün varlığı ile tam bir kornita­ cı yatağı oldu. Öğretmenler ve vilaye tle rdeki pis­ koposlar, uzun uzun tetkiklerden sonra genç ve müf­ rit papazlardan seçiliyor ve bwıla r da papaz kisvesi altında gittikleri yerlerde mevki ve durumlarından dstifade ederek kornitalar hesabına çalışıyorlardı.

«Ükullarda Ermenistan tabloları, en kı ymetli yeri işgal etti. Pispikosluklardan Osmanlı Tugrası kaldırılarak yerine Ermenistan arması Ermenistan haritası, martin ve mavzerler asıldı. Bombalar temin ed ild i Bomba yapımını öğrenmek için Erzurum, Kayseri, Diyarbakır ve Van'dan, Rus}�a·ya, Ameri­ ka'ya ve Avrupa'ya adamlar gönderildi . Komita ga ­ zeteleri en ufak köylere kadar sok ul arak, bozgun cu­ luk yaygınlaştırıldı. Gazetelerin neşriyatı halkı , hü­ .

kumet aleyhine tahrike ve memleketi hükumetsiz göstererek devlet İcraatını tenkide yöneldi . Dışarda­ ki gazeteler ise hükumet adamları hakkında ve Türk­ lüğün aleyhinde ağza alınmaz küfürler savuruyor­ d u Edebi ve :ilmi gazetel er mevzularını tamamen terkederek eski Ermeni hayatını, Ermeniterin mazi­ sini ( ! ) d iri ltec ek konularla u ğraşmaya başladılar. Özetle, gazeteler, kitaplar nutuk, konferans, şarkı ve hatıra ge l e cek ne gibi vasıtalar varsa hepsiyle hü­ kumetin ve Türklerin izzeti n e fsi ni, dini hislerina tezyif, tahkir ve terzil edecek ne mümkünse hepsine başvuruldu.>> ( 16 ) .

,

BİR ÖRNEK: PİYER KIYAR B aşlangıçta Ermeni komitacılarıyla işbirliği yaparak Sulta n Abdülhamit'i ve rejim'ini deviren


.1AZ İttihat Terakki Hükumeti'nin bu te�bi tlerinden son­ ra Ermeni eğitiminin dışa 1:-ağlılığı konusunda bir başka örnek göstermek istiyoruz: Piyer Kıyar bir Fransız ajanıydı. Paris, onu 1893'de Ermenileri yeni bir ayaklanmaya hazırla­ mak ve Ermeni gençlerini i htilalci fikirlerle yetiş­ tirmek için İstanbul'a yollamıştı. Böyle bir çalışma­ yı yürütmek ve gençlerle meşgul olmak :için en mü­ sait yer okuldu. Fakat Piyer İstanbul'a gelir gelmez Türk ğizli teşkilatınca takip edilmiş ve bir gün su­ çüstü yakalanarak Ermenileri isyana teşvik suçun­ dan tevkif edilmişti. Fransız Hükumeti işbirlikçisi olduğu Ermeniler'in itimadını kazanmak, dolayısıyla Ermenileri kullanarak Osmanlı İmparatorluğu'nu içeride meşgul etmek istediği için adamını korumak gereğini duyacaktı. Nitekim çok g�meden Fransız sefar�ti Türk Hükumetine başvurarak Piyer Kıyar'­ ın serbest bırakılınasını istemiş, yeni bir Ermen i pa­ tırdısına meydan vermek i stemeyen hükumet de bu casusu serbest bırakmıştı. Fransa'ya giden Piyer Kı­ yar, daha sonra tatmin edemediği kin duygusunun tesiıı;yle Yunan ordusuna gönüllü yazılıp Türklere karşı savaşmıştı. Abdülhamit devrinde Fransa'da basılan ve Tür­ kiye'de elaltından dağıtılan <<Piyer Kıyar'ın Hatıra­ sına>> isim: i kitapta bu casus öğretmenin görevi şöy­ le özetlenınektedir : �Piyer Kıyar Ermeni mekteplerinde muallim sı­ Iatıylu 1893'te İstantul'a gelmiş, Ermeni gençlerine felsefe edebiyat, tarihle birlikte Türk boyunduru­ ğundan kurtulmak için çalışmak öğretmiştir.>> ( 17 )


148

Sultan Abdülhamit'e Kızıl Sultan diyen ilk adam meşhur Türk düşmanı Gladston'du. Kendisine ilk defa Kızıl Hayvan eliyen Piy'er Kıyar'ın kıimliğini Abdülhamit Han hatıratında uzun uzun anlatmak­ 'adır.

BUGÜNKÜ ERMENİ OKULLAR! Türk okullarına alınmaları konusunda herhan­

gıi bir engel olmamasına ve devlet, bütün Türk va­ tandaşlarını eşit kabul etmesine, etnik gruplarla devletin hakim unsuru arasında ayırım gözetmemesi­ ne rağmen Ermeniler diğer azınlıklar gibi gene ken­ dilerin e bir ayrıcalık tanımakta ve gene k€ndi okul­ larında okumağa devam etmektedirler. Ermenicenin , Ermenıi kültürünün ve Ermeni milliyetçiliğinin yaşatılması anlamına gelen bu de­ vam ediş, aynı zamanda bir Ermeni edebiyatının oluşturulması ve Ermeni dilinin muhafaza edilmesıi demektir. Dil ve kültürünü muhafaza etmek gere­ ğini duyan bir azınlık ise asidir. Bugün Ermeni dil ve kültürünü, inancını, dolayısıyla Ermeni milli ya­ pısını koruyup, Ermeni milliyetçiliğini nesillere dn­ tikal ettiren okullar şunlardır :

1)

Araroyan Uncuyan Okulu:

1873'te Dr. Jirayr Kaynar tarafından açılmıştır. Ortaokuldur. Daimi kadrosunda 23 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Akademik öğretim yapar. İngi­ lizce, Fransızca okutur. İstanbul, Kadıköy, Caferağa Leylek Sok. No. 3'dedir. 36 1 5 98 numaralı telefonu vardır.


149

2)

Balat Horenyan Okulu:

1876'da Oskian Vatanesyan tarafından kurul­ muştur. İlkokuldur. Daimi kadroda 5 öğretmen var­ dır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. İstanbul, Dürriye sokak Nu : 17'dedir. 2 1 53 13 numaralı tele­ fonu vardır. 3)

Su rp Anna okulu :

1 895'de Adel Gabatyan tarafından kurulmuştur. Anaokuludur. Da:imi kadrosunda 2 öğretmen vardır. Beyoğlu, Tavla Sokak Nu: 26'dadır. 49 57 59 numa­ ralı telefonu vardır. 4)

Anarathigutyun Okulu :

1843'de Kati'in Hamparyan tara�ndan kurul­ muştur. Ortaokuldur. Daimi kadrosunda 24 öğret­ men vardır. Anadil Ermenicedir. İngiliz ve Fransız­ ca okutur. Akademik öğretim yapar. Beyoğlu, Sakız­ ağacı cad. Eski Çeşme Sokak Nu : 12'dedir. 44 30 14 numaralı telefonu vardır. 5)

Dadyan Okulu:

1884'te Ohannes Dadyan tarafından kurulmuş­ tur. Ortaokuldur . Daimi kadrosunda 27 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. İngilizce, Fransızca oku- · tur. Akademik öğretim yapar. !stanl:ul, Bakırköy Ebuziya Cad. Nu: 84'tedir. 7 1 60 77 numaralı telefo­ nu vardır. 6)

Bezazyan Okulu:

1908'de Dr. Nubar Vartan Özpeştemalcıyan ta-


1 50

rafından kurulmuştur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda iki öğretmen vardır. Anad il Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. !stan­ bul, Altınbakkal, Çayır Sok No.: 103 dedir. 48 17 94 numaralı telefonu vardır. 7)

Eseyan Okulu :

1895'te kurulmuştur. Ana, :ilk, orta, lise seviye­ ruıdedir. Daimi kadroda 10, geçici kadrocia 53 öğret­ men vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar. Okula kaydolmak için Erme­ ni olmak şarttır. İstanbul, Taksim Meşelik Sokak No : 34'dedir. 44 13 91 numaralı telefonu vardır. 8)

Bogosyan Varvaryan Okulu :

1832'de Kazaz Artin tarafından kurulmuşur. İlk­ okuldur. Daimi kadroda 9 ögremen vardır. Anadil Erınen�cedir. Fransızca okutur. Akademik eğitim ya­ par. İstanbul, Behram Çavuş Malı. Kürkçü Mektebi sokak Nu : 1'dedir. 22 68 37 numaralı telefonu vardır. 9)

Bezciyan Okulu:

1830'da Bezciyan Arti.n Arnira tarafından kurul­ muştur. Ana, ilk, ortaokuldur. Daimi kadroda 26 öğ­ retmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca, İngi­ lizce okutur. Akademik öğretim yapar. Orta kısmı­ na kaydolmak için bir Ermeni ilkokulundan mezun olmak şattır. İstanbul, Kumkapı, Şarapuel Sokak Nu: l 'declir. 22 30 88 numaralı telefonu vardır. 10)

Feriköy Ermeni Okulu:

1 912'de Agop Sivaslıyan tarafından kurulmuş-


151

tur. Ana, ilk, ortaokuldur. Orta kısnu 1952 ekiminde eğitime açılmıştır. Anadil Ermenicedir. Fransızca, İngilizce okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Feriköy, Çobanoğlu sokak Nu: 14-16'dadır. 47 10 42 numaralı telefonu vardır. ll)

Getronagan Okulu:

1876'da Patrik Nerses Varjebetyan tarafından kurulmuştur. Orta lise seviyesindedir. Daimi kadro­ da 3, geçici kadroda 26 öğretmen vardır. Anadil Er­ menicedir. İngilizce, fransızca okutur. Akademik eği­ t:m yapar. !stanbul, Galata, Kapı içi, Sakızcılar So­ kak Nu: 19'dadır. 44 05 03 numaralı telefonu vardır. 12 )

Anarat Higutyan Okulu :

1902'de Anna Sogome Bardakçıyan tarafından kurulmuştur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 9 öğ­ retmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca oku­ tur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Kadıköy, Os­ manağa Nihai Sokak Nu : 4'dedir. 36 03 20 numara­ lı telefonu vardır. 13)

Kalfayan Okulu :

1866'da: Meryem Köseyan tarafından kurulmuş­ tur. İlkokuldur. Daimi kadrosunda 7 öğretmen var­ dır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akade­ mik öğretim yapar. Ermeni yetimleri için açılan bu okul Ermeni yetimleri ve Lakir ermeni çocukları ile meşgul olmaktadır. İstanbul, Halıcıoğlu, Boncuk So­ kak Nu: 10 adres:indedir. 44 06 18 numaralı telefonu vardır. 14)

Karagözyan Yetimhanesi :

1913'te Dr. Ardavat Sivascıyan tarafından ku-


1 52

rulmuştur. İlkokul ve yetimhanedir. Daimi kadroda 2, geçici kadroda 12 öğretmen vardır. Anadil Enne­ nicedir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Şişli, Abidei Hürriyet Caddesi Nu: 228 ad­ resindedir. 48 00 74 numaralı telefonu vardır. 15)

Gedikpaşa Protestan Okulu:

I 928'de Zührap Eylencanyan tarafından kurul­ muştur. Ana ve Hkokuldur. Daimi karlroda 7, geçici kadroda 2 öğretmen vardır. Ermenice anadildir. İn­ gil izce okutur. Akademik öğretim yapar. Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi vakfına b-ağlıdır. İstanbul, Gedikpaşa, Şakir Efendi Çeşmesi Sokak Nu: 1 - 3'te­ d i r. 22 67 15 numaralı telefonu vardır.

16)

Surp Mesropy'an Okulu :

1835.te Kiğork Özoğlu tarafından kurulmUŞtur. Ana ve ilkokuldur. Daimi karlroda 16, geçici kadro­ da 4 öğretmen vardır. Anadil Ennenicedir. Fransız­ ca okutur, akademik eğitim yapar. Gedikpaşa Surp Hovhannes Ki1isesi vakfına bağlıdır. İstanbul, Gedik­ paşa, Sarayiçi Sokak Nu : 3 - 5'tedir. 22 95 18 n uma­ ralı telefonu vardır.

17)

Makruhyan Okulu:

Serkis Aycan tarafından kurulmuştur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 8 öğretmen vardır. Enne­ nice anadildir. Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar. İstanbul, Beşiktaş, Abbasağa, İlhan Sokak Nu: 37 39 adresindedir. 47 17 03 nurnaralı telefonu var­ dır. -

18)

Nersesyan Okulu:

1832'de Sarkiis Badalyan tarafından kurulmuş­ tur. Ana ve ilkokuldur. Dadrni kadroda 8 öğretmen


1 53 vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Aka­ dem ik eğitim yapar. Halıcıoğlu Surp İstepanos Er­ meni Kilisesi'ne bağlıdır. İstanbul, Halıcıoğlu, Bon­ cuk sokak Nu: 5 7 adresindedir. 49 43 24 numaralı telefonu vardır . -

19)

Notibros Okulu :

1909'da Vahe Hintliyan tarafından kurulmuş­ tur. Ana ve ilkokuldur. Dalimi kadroda 12 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Aka­ demik eğitim yapar, İstanbul, Şişli Bomonti, Kırağı sokaktadır. 48 05 83 numaralı telefonu vardır. 20)

Surp Haç Tıbrevank Okulu:

1 954'de Patrik Şnork Kalustyan tarafından ku­ rulmuştur. Ortaokul, lise seviyesinded:ir. Daimi kad­ roda 20, geçici kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. İngilizce okutur. Akademik öğretim ya­ par. İstanbul, Selamsız, görürnce sokak Nu: 14'tedir. 36 10 25 numaralı telefonu vardır. 21 )

Yeşilköy Ermeni Okulu :

1956'da Parsih Gevrekyan tarafından kurulmuş­ tur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 8 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Aka­ demik eğitim yapar. İstanbul, Yeşilköy, Koyiçi Hu­ ban sokaktadır. 73 89 13 numaralı telefonu vardır. 22)

Leon Vartuhyan Okulu :

1320'de kurulmuştur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 7, geçici kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. Topkapı , Surp Nigoğos Ermeni Kilisesi Vak­ fına bağlıdır. İstanbul, Topkapı, Fatma Sultan Mah.


1 54 Emin Molla Sokak Nu: 21'dedir. 2 1 55 20 numaralı telefonu vardır. 23)

Nersesyan Yerınonyan Okulu:

1 871'de Harvart Mezburyan tarafından kurul­ muştur. Ana ve İlkokuldur. Daimi kadrocia 8 öğret­ men vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik eğiti m yapar. Üsküdar Surp Haç Ermeni Krilisesi vakfına bağlıdır. İstanbul, Üsküdar, Kuzgun­ cuk, Hacı Bakkal Sokak No: 43 / A'dadır. 24 )

Semerciyan Cemeran Okulu:

1838'de Levon Semerciyan tarafından kurulmuş­ tur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 7 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Aka­ demi k eğitim yapar. İstanl: ul, Üsküdar, Yeni Mah. Dersane Sokak Nu: 48'dedir.

25 )

Sakızağacı Ermeni Okulu:

1 830'da Agopos Fosbıyık tarafından kurulmuş­ tur. Katalik erkek ilkokuludur. Daimi kadroda 8 öğ­ retmen vardır. Anadil Erıneniced ir. Fransızca oku­ tur. Akademik eğitim yapar. İstanbul, Beyoğlu, Sa­ kızağacı Cad. Nu: 30 dadır. 49 41 00 numaralı telefo­ nu vardır.

26 )

Anarat Hiğutyun Okul u :

1 8ô8'de Katerin Hamparyan tarafından kurul­ muştur. Ana. ilk ortaokuldur. Daimi kadrocia 15, ge­ çici kadroda 2 öğretmen vardır. Anadil Ermenıicedir. Fransızca, İngilizce okutur. Akademik eğitim yapar. Anarat Hiğutyun Rahibeleri Kurumu'na bağlıdır. İstanbul, Kocamustafapaşa, Işkırlak sokak Nu : 20/ 1' dedir. 2 1 17 68 numaralı telefonu vardır.


1 55 27)

Sahak Mesrop Okulu :

1887'de Toros Pehlivanyan tarafından kurulmuş­ tur. İlkokuldur. Daimi kadroda 3, geçici kadroda 7 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca oku­ tur. Akademik eğitim yapar. Büyükdere Ermeni Ki­ l isesi'ne bağlı olarak öğretime devam ederken kapan­ mış, 1952'de yeniden devreye sokulmuştur. İstanbul, Sarıyler, Yeni Mahalle, Dalyan Sok. No: 4'dedir. 28)

Sahakyan Nunyan Okulu:

1961'de İspeten Aratan tarafından kurulmuştur. Ana, ilk, ortaokuldur. Daimi kadroda 12, geçici kad­ roda 25 öğretmen vardır. Anadil Ermen!cedir. İngi­ lizce, Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar. Okula kaydolmak için Ermeni olmak şarttır. İstan­ bul, Kocamustafapaşa, Milli Müdafaa Cad. No: 55'­ dedir. 21 40 31 numaralı telefonu vardır. 29)

Lusavorçyan Okulu :

1895'de Berç - Garo Şigaher tarafından kurul­ muştur. Ana ve iikokuldur. Daimi kadroda 2 geçici kadroda 8 öğretmen vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar. İstanbul, Pangaltı. Altınbakkat Ölçek Sok. No: 7fl 'dadır. 48 67 47 numaralı telefonu vardır. 30 )

Anarat Higutywı Okulu :

1903'de Susi Bedros tarafından kurulmuştur. Ana ve ilkokuldur. Daimi kadroda 8 geç ici kadroda 4 öğ­ retmen vardır. Akademik eğitim yapar. Anadil Er­ menicedir, Fransızca okutur . Anarat Higutyun Ra­ hibelerine bağlıdır. İstanbul, Harbiye, Ölçek Sok. No : 198'dedir. 48 57 52 numaralı telefonu vardır.


1 56 31)

Tarkmanças Okulu :

1785'de Kevork Dayıoğlu tarafından kurulmuş­ tur. Anaokulu ve ilkokuldur. Daimi karlroda 9 öğret­ men vardır. Anadil Ermenicedir. Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar. İstanbul Ortaköy, Taşbasa­ mak Sok No: 52'dedir. 32 )

Gentronagen Okulu :

1 825'de Serkis Baroyan tarafundan kurulmuş­ tur. Ana, :ilk, orta, lise seviyesindedir. Daimi kadro­ da 15, geçici karlroda 29 öğretmen vardır. Ermenice anadildir. İngi�izce, Fransızca okutur. Akademik eği­ tim yapar. Okula kaydolmak için Ermeni olmak şart­ tır. İstanbul, Şişli Süleyman Nazif Sok. No: 9'dadır. 48 04 21 numaralı telefonu vardır. Ermeni anaokulları, Hkokullan, orta ve liseleri ayrı ayrı değerlendirilirse ortaya şöyle bir totlo çı­ kacaktır: Anaokul u: 24, İlkokul:

30, Ortaokul : l l ,

Lise : 4

Bu değerlendirmeye göre, Türkiye'de ve yalnız İstanbul'da 69 Ermeni okulu var demektir. Fakat bu okulların bir çoğu ana, ilk, orta ve lise olarak müşte­ reken kullanıldığı için bina sayısı 32'ye düşmekte­ dir. Bugün 10 binden fazla öğrencini n okuduğu bu okulların bir kısmına kaydolmak için mutlaka Erme­ ni milletinden olmak gerekmekte, böyle bir şartı ile­ ri sürmeyen okullarda eğitim dili olarak Ermen:iceyi kullandıkla·rı için Ermeni olmayan öğrencilerin Er­ meni okullarına girmeleri imkansızlaşmaktadır. Ni­ hayet vatanımızda bir sığıntı olarak yaşayan Erme­ n!lerin bu milliyetçiliğine karşı, Türkiye'de Türkçü­ lük aleyhtarı hükumetler harp ikullarına giriş şart-


1 57 larını bile değiştirıniş, harp okullarına girişte öncele� ri <<Türk ırkından olmak)) şartı arandı ğı halde bu madde kaldırılmıştır. Yani Ermeni çocuğu Türk harp okullarına bile girebildiği halde, Türk genc:i, kendi anavatanındaki Ermeni okuluna alınmamaktadır. BUGÜNKÜ İDEOLOJİK YAPI 28 Ocak 1973 günü Santa Barbara'da Türki­ ye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar'la Konsolos yardımcısı Bahadır Demir'i tuzağa düşü­ rüp öldüren Mığırdıç Yanikyan, cinayet mahalli olan Baltimare Oteli müdürlevinden Barton C lapp'a şöy­ le d iyordu : --- Evet, J::.en öldürdüm... Bilerek öldürdüm... is­ teyerek öldürdüm ... Aylarca önceden pl ani ayarak öl­ dürdüm ... Onlar düşmanımızdı ... Türktü onlar ... Türk oldukları için öldürdüm... İ ntikam almak için öldürdüm ... B u soğukkanlı caninin eylemi rastgele b i r cina­ yet olayı mıydı yoksa bir Ermeni meselesi miydi ? Federal polis bu konudaki araştırmasını yürütürken Kalifornia Courri er Gazetesi Katil Yanikyan'm bir mektubunu yayınlamıştı. Mektup cinayetten önce Mıgırdıç Yanikyan tarafından gazeteye gönderilmiş­ ti. Yüz on sekiz daktilo sayfası uzunluğundaydı . Ga­ zetenin genel Yayın Müdürü George Mason mektu ­ bun cinayetin işlendiği gün postaya atıl dığını açıklı­ yor ve metnini yayınlıyordu . Yetmişyedi yaşındaki katil mektubun bir yerin­ de şöyle diyordu:


1 58

« S:zler bu mektubu okuduğunuz zaman ben ye­ ni bir savaş biçimi icat etmiş ve bunu uygulamaya koyulmuş bulunuyorum. Önden gidiyorum, bütün Ermeniler peşimden gelsin. Bunu yapacaklarına emi­ nim. Çağımız gösteriyor ki artık sonuç almanın tek yolu şiddet eylemlerinden geçiyor. ErmeniJerin uzun uykularından uyanmalarını n ve kaba Türklerden on­ ların anlayacağı dilde konuşarak haklarını almala­ rının vakti geldi. Türk Hükumeti ile dünyada hiçbir millet münasebet kurmamalı. Türk Hükfımeti'n:in temsilcisi sıfatıyla dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bütün kişiler yok edilmeli . . . Bunun için de yazarlık kariyerime son ver.iyo­ rum. Bti karara varmam yıllarca sürdü. PUmlarımı yapmak da birkaç aylık vaktimi aldı. Fakat şi mdi bütün gemilerimi yaktım. Artık dönmek yok. Yaşa­ mam için de bir sebep kalmadı.» Demek bir anlık öfke ya da krizin eseri değildi bu cinayet Yanıkyan, yıllarca bir Türkü öldürmek için planlar yapmış, nihayet iki diplomaımızı alçak­ ça şehit etmişti. Kaldı ki Amerika ve Lübnan'daki iki güçlü Er­ men! teşkilatı, tıpkı Birinci Dünya Savaşı öncesin­ deki Ermeni çeteleri gibi her vasıtayı kullanarak Türkiye aleyhtarı propagandanın öndediğini yapı­ yordu. Los Angeles'e ilk tayin edilen Türk Başkon­ solosu Talat Kutay ise yıllarca tehdit edilmiş, nthayet Ermeni komitecileri Bayan Kutay'ın hacağını kırıp, hastaneye de şu ihtarı göndermişlerdi : - Kocan bizimle uğraşmaktan vazgeçmezse öteki hacağını da kırarız ... Araştırma konusuna te-


1 59

cavüz etmemek için Ermeni tedhiş komitelerinin perde gerisini aralamayacağız. Fakat hassasiyetle korunan ve sayısı arttırılan Ermeni Azınlık Okulla­ rının Türk Devleti'ne bakış tarzını ve öğrencilerin ideolojik gelişmesinin etkilediği için Birinci Düny'a Savaşı'ndan sonraki Ermeni olaylarını maddeler ha­ linde sıratamakta konunun kavranması "bakımından fayda görüyoruz.

15 Mart 192l'de Talat Paşa'yı Berlin'de öldürdüler. 6 Aralı k 192 l 'de Sait Halim vurdular.

Paşa'yı Roma'da

1922'de Cemal Paşa'yı Tiflis'de katlettiler. İkinci Dünya Savaşında, Almanlar Balkanları ele geçirince Hitler'le görüşüp, Türk Birinci ordu­ su'nu arkadan vuracak güce sahip olduklarını bildi­ rerek Nazileri Türkiye'ye saldırmaya teşvik ettiler. Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti Ko­ münist Partisi Genel Başkanı E. G. Ohannesyan, Moskova Merkez Komünist Partisi Başkanına bir mektup göndererek İnsan yiyen Türklerin katletiği Ermenilerin hatı rasını azizieme k için Erivan'da bir anıt dikilmesini istemiş, bu anıt diki lmişti r. New York'daki Hammond firmasının 1 969 Ma­

yıs'ında piyasaya sürdürdüğü, okul!arda kullanılan şişirme lastik kürelerde İskenderun - Samsun hattı­ nın doğusu Ermenistan olarak gösterilmişti r. Almanya'nın ünlü gazetesi Die Welt'in pazar nüshası olan Welt Am Sontag'ın 1969 Şubat sayısuı-


1 60

da Trabzon, Kayseri, Erzurum, Van, Diyarbakır Er­ meni vataru olarak gösterilmiştir. 1968 Kasım'ında Sikago'da bütün devletlerin ıiş­ tiraki i!e açılan sergiye dost ve müttefik Amerika, Ermeni Pavyonu'nun konmasına izin vermiş, Erme­ ni pavyonundaki yağlı boya haritada Doğu Anadolu vilayetleri Ermenistan olarak gösterilmiştir. İran'da yayınlanan Alik Gazetesi devamlı ola­ rak Türkiye üzerindeki Ermeni iddialarını tekrarla­ maktadır. Gazete 1969'da Ermeni meselesinin Birleş­ miş Milletler'e götürülmesinıi istemiştir. 1

-

Lübnan'daki Ermeni Cismani Meclisi 1965'de Ermenilerin Türkçe konuşmamasını, 2 - Erme­

niterin çocuk, aile, dost ve yakınlarına tarihte Türk­ lerin yaptıkları zulümterin anlatılması» nı kararlaş­ tırmıştır. Halen Beyrut'daki Antilyas Kilisesi'nde Clıcia Caltkolicos, yani «Adana ve civarının temsilcisi>> var­ dır. 10 Nisan 1 965'de Lübnan'da Türkiye aley!htan sokak gösterileııi yapılacaktı. Emniyet Konseyi 20 Mart kararnamesine göre buna izin verilerneyeceği­ ni açıklayınca Ermeni Mileltvekilleri Lübnan parla­ mentosunu ·ayağa kaldırdılar. Bu arada 40 milletvekilinin Ermenileııi desteklediği açıklandı. Al-Nahur Gazetesi Ermenileri savunan bir ilave yayınladı. İlavede Talat, Cemal ve Sait Halim Paşa'yı öldüren ka­ tiller kalıraİnan olarak tanıtıldı. Gazete ayru zamanda Doğu Anadolu'yu Ermenistan olarak gösteren bir harita yayınlıyor ve Lübnan M.arunilerinin ruhani


161

raklar olara'k tanunlanuştır. 1946'da kurulan Türk-Ermeni Meselesirı.i Müda· faa Komitesi 21 devlet tarafındım anlayışla brşılan·

mıştır. Antilyas

Katogigosu

I. Horen,

Habeşiştan'ın

Başkenti Adis - Ababa'da 1965 Ocak'ın

tertiplenen

kiliselerarası toplantıda, hıristiyan dünyasının Erme­ ni

davasına eğilmesini istemiştir. Horen bu toplantı,

ya Makaııios'la beraber iştirak etmiştir.

ll

Nisan 1 965 'de Le Soir başyazarı Dikran Tas­

bat Ermeni davasııun hareket haline gelmesini iste­ m i ştir.

ll Nisan 1965'de Lübnan

Ba.şbakaw'nın himaye­

sinde Gülbenkyan Salonunda, Lübnan-Sovyet Doslo­ luk Cemiyeti Başkanı George Hanna'nında !katıldı ğı gecede ünlü Erm�mi eşkıi.yası Antranik piyesi oynan­

mıştır. 25 Nrisan 1965

tarihli Lisan-ül

Halk Gazetesi Er­

meni Enrormasya.n Merkezi'nin bir teşkilat kurarak,

F. : l l


162

Van, Erzurum, Kars, Trabzon ve Bitlis'i Ermenistan topraklarına katmaya yemin ettiğini açıklamıştır.

Aynı günlerde Beyrut'daki K3.mile Şwnn wı Sta­ dında

25-30 bin Ermeni toplanarak Türkliye aleyhta­

n bir miting düzenlemiştir. 1965'de Fransa'daki Ermeni cemaatı önce bir ba­ sın toplantısı düzenlemiş sonra

bir gösteri yürüyüşü

yapmıştır. Bunu, Monsenyür Yanıkyan'ın idaresin­ deki dini yemin, onu da Meçhul Asker

Abidesine

konulan çelenk takip etmiştir.

24 Nisan 1969'da Paris ve Londra'da Türk Elçi­

liklerinin önünde nümayişler tertiplenıniştir.

26 Nisan 1969'da

Londra

Büyükelçilıiğimizin

önünde ikinci bir nümayiş düzenlenmiş Doğu Ana­ dolu vilayetlerinin Ermendlere verilmesi istenmiştir. Bu arada Londra polisine elçilik binasına bomba ko­ nulduğu yolunda bir ihbar yapılmıştır.

24 Nisan 1965'de,

bir Brezilya

kenti olan Sao

Paulo'da Türkiye aleyhtan iki tören düzenlerunıiştir.


163

.Aıkşam, şehir tiyatrosunda bir Ermeni tarafından ya­ zılan «1915 Ermenilerinin Macerası,, isimli piyes oy­ nanmıştır. Davetiyelerin arkasına Doğu Anadolu H­ lerini kapsayan bir Ermenistan haritası çizilmiştir.

24 Nisan 1965 tarihli New York Times Gazete­ sinde 82 tamnmış Amerikan vatandaşı Ermendnin bü­ yük bir ilanı yayınlaşmıştır. Bu ilfm bildiride Ermeni iddialan tekrarlanmıştır.

eski

1967'de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Wasihing­ ton Havaalaruna ıinmezden sekiz saat önce Ermeni tedhişçıi.ler Türkiye Büyükelçiliğini kundaklamak is­ temişlerdir. Bir otomobilin havaya uçmasına sebep olan bombalar binada hasar yapmıştır. Sunay Ame­ rika'da bulunduğu sürece Amerikan basınında Tür­ kiye aleyhtan il8.nlar yayınlanmıştır. 2 Mayıs 1969 pazar günü saat 23.30'da Kadıköy Kuşdili parkı önünde Baharettin Dedeşen adındaki milliyetıçi bir genç enneni komitacısı Hayko Guliz. tarahndan öldürülınüştür. 1969'un Mayıs ayında Arjantin'de Buenos Aires'­ te uçaktan iner inmez binlerce Ermenıinin hücumuna maruz kalan bir Türk Ticaret heyeti polis yardımı ile şehre getirilmiştir. Heyet mensuplan özel odalarında ermeni komita­ cılannca yazılmış Türkiye aleyhtan beyannamelerle karşılaşrnışlardır. Bir gün sonra başkent Buenos Ai­ res'te yapılan mitingi Arjantin askeri birlikleri güç­ lükle bastil'Dllslardır. Arjantıin'den Uruguay'a geçen heyetimiz Monte Vi d eo'd a da aynı vahşi manzara ile karşılaşmıştır.


164 Başbakan olduğu sırada Amerika'yı ziyaret eden Nihat Erim, Ermeni

komitacılarının

Türkiye'den

toprak talep eden bildirileri He karşılaşmış, bu arada bazı Avrupa başkentlerindeki Tüıık Hava Yolları bü­ rolan Ermenilerle kömün i stlerin saldırılarına uğra­ mıştır. Daha fazla uzatmak istemediğimiz bütün bu ör­ neklerden şöyle bir sonuç

çıkarabiliriz :

Bütün bu

olaylar bir çalışmanın sonucu olduğuna göre, dernek­ ki Ermeni meselesini hala canlı tutmak isteyen bazı teşkıilatlar vardır ve bu teşkilatlar Türkiye üzerinde­

ki iddialarını gerçekleştirmek için münasip bir br­ sat buluncaya kadar Ermeni davasının aktualitesini koruyacak, o münasip fırsatı ya:kalayınca da saldırı­ ya geçecekti.

900 yıllık Anadolu Türk tarikinde böyle bir fır­ satı ancak bir kere ele geçiren Ermeniler, kısa Cum­ huriyet tarihi boyunca iki brsat

yakalamış,

İkinci

Dünya Savaşı başlannda Almanlarla, savaş sonun­ da da Ruslada anlaşmak istemişlerdıir. nk teşebbüs­

lerinde Hitler, Türk Birinci Ordusunu arkadan vu­ racak yeraltı gücüne sahip olduklarını söyleyen Er­ meni liderlerini Ankara'ya ihbar etmiş, ikincisinde ise Ankara'nın başına 1947 kabusu açılmıştır. Türkiye il e başabaş

mücadele etmelerinin

bir

maceradan öteye gitmeyeceğinıin farkında olan Er­ menile r, bir üçüncü fırsattan faydalanmak için de çeşitli ülkeler ve ideolojilerle bağlantı kurmuşlardır.

Türk - Ermeni nişkileri'nin yazarı Necla Basgün, ko­ nuya şu açıklığı getirmektedir: «Düny'adak!i değişik, ideolojilerden destek alan Ermeni Cismam Meclisi, uluslararası temaslar yapmak, konuyu daha da yay-


165 mak temeli k iliseye dayanan bir taraftar kütlesi seç­ mek gayesiyle I. Horen Avrupa gezisine çıkmı ş, Kıb­ ns 'ta Makarı.ios'la görüşmüş ve bu görüşmeden sonra

Kıbrıs Radyosu muntazam Erinenice yayma başla­ mıştır. Bu yayın

bir tahrik unsuru olarak hala

devam

etmektedir.

«28 Nisan 1967

tarihinde geziye çıkan I. H o ren

hıristiyanlık tarihinde ilk defa Vatikan'ı ziyaret eden

bir Ermeni Ortodoks Patııiği olarak 9 Mayıs'ta Papa ile görüşmüştür.>>

(18)

Bu Birinci Horen, Kıbns kilisesinde yetiştiği ve amansız bir Türk düşmanı olduğu için Makarios'un yakın arkadaşı, Şah Rıza Pehlevi'nin de Ortadoğu'­ daki torpilli

adamıdır.

kongreleri düzenleyen

Tahran'da sık sık

Ermeni

İran Şahı Beyrut'taki

Saint

Nişan Katedrali'nin arsasını Ermenilere armağan et­ miştir. Ermeni dini ve siyasi liderlerinin çalışmaları so­ nunda ve bilhassa Patrik Şnork Kalustyan'ın gayret­ Ieriyle Uruguay

Parlamentosu

Ermeni

meselesini

Şnork desteklemek karan almış ( 19) zara rl ı faaliyet­ lerinden dolayı Türkiye'den kovulan birçok Ermeni, Rum ve komünist Taşnak ve Ramgavar Teşkilatla­

rında önemli görevlere getirilm i şler dir . Bu çalışma­ ların sonucu olarak tarı

çeşitli ülkelerd e Türkiye aleyh­ 16 anıt inşa etmişlerdir. Yeni hesaplamalara ha­

zırlık demek olan bu 16 anıtın 3'ü Amerika Birleşik Devletlerinin New Jersey, Fresno ve Montebella şe­

hi rlerin de dir . 3'ü Beyru t 'dadır . 4'ü Rus Ermenıistan­ dadır. · ötek il e r de Şam, İske nder iye , Sao Po ula, Fi­ libe, Venedik ve Marsilya'dadır.


166

YAHUDt OKULLARI

Anadolu yarımadası kesinlikle Türk hakimi­ yetine girdiğinde Yahudi say'lsı pek yekun teşkil et­ miyıordu. Hatta bu sayı fetihle de kabarmadı. Fakat devlet bir imparatorluk haline geldikten sonra yapı­ lan devamlı göçler sebebiyle Türk egemenliğindeki Yahuddler gittikçe artmaya başladılar. Yahudileııin kitle halinde Türkiye'ye ilk göçü, Sultan İkinci Beyazıt devrine rastlar. 1492'de İspan­ ya ve Portekiz'den sürülen Yahudilere birçok dev­ let kapısını kapatırken, Osmanlı Sultanı, bir Yahudi olan hekimbaşmin tavsiyesiyle Isradloğullannın Türk topraklannda hannmasına izin vermiştir. 1552'de Türk Orduları Rodos'u fethed!ince, Rüstem Paşa'nın tazyikleri sonunda Sakızdaki Yahudiler Rodos'a yer­ leştirilmiş, kükürt madenierinin ıişletme hakkı da on­ lara verilmiştir. Macaristan Yahudileri Mohaç Zafe­ ri'nden sonra İstanbul'a gelmıiş, 1674'de ise bugünkü Polonya içlerinde ilerleyen Türk Ordusu Şokzıim Ka­ lesi'ni zaptedince bu bölgedeki Yahudiler de Rusla­ rın zulmünden kaçıp Tiil1kiye'ye sığınmışlardır. Türkiye Yahudilerini Avrupa'nın çeşitli ülkele­ rinden gelenler oluşturduğu ve İsrailoğullan o ülke­ lerin kültürlerini de birlikte getirdikleri için, eğitim konusunda adından söz edilir bir teşkilatlanmaya gi­ dememtişlerdir. Bunun en önemli sebebi Türkiye'de­ ki Yohudi cemaatının dil birliğinden yoksun oluşu­ dur.


167

Fetihten önce İstanbul ve Anadolu'da bulunan Yahudiler Rumca konuşup, Rwnca yazarlardı. Fetih. efendileriyle beraber dillerini de değiştirm.iş, Türkçe bilmek birçok kapıyı açtığı için Türkçe konuşup, Tüııkçe yazmaya başlamışlardı. Fakat yukarıda kısa-

temas ettijimiz devamlı göçler yüzünden dil bir­ Id� gerçekleştirememislerdir. Türkiye Yahudileri

ca

guruplar halinde Türkçe, Rwnca, Fransızca, İngiliz­ ce, Rusça gibi çeşitli diller kullandıklan için birara­ ya gelip çocuklan için okul açmayı başaramamışlar­ dır. Bu dil aynlığı siyonizrnıin Osmanlı İmparatorlu­ ğu için ciddi bir tehlike haline geldiği yıllarda bile, Yahudıi aleyhtarı bir faktör olarak belirmiş, Fransa' dalci Alliyance İsrailite Cem:iyeti tarafından ts-tiii ­ bul'da açılan okullar Yahudi cemaatlerının şiddetli protestolarına sebep olmuştur. Fransızca eğitim ya­ pan bu okullarda Yahudilerin hıristiyanlaştınlacağı­ na dıikkati çeken Kudüs Hamambaşılığı, Alliyance lsrailite Cemiye1i idarecilerini protesto etmiş, buna rağmen bu cemiyet bir takım okullar açtıysa da mu­ vaffak olamamıştır. İl:k modern Yahudi okulu 1854'de Hasköy'd e açıl­ mıştır. Adı Şulei Maarif'1ir.

Okulun idaresi

İzzetli

Moiz Efendiye verilmiştir. 1895'de artan öğrenc'i sa­ yısını karşılamak ıiçin iki sınıf daha eklenmiştir. 1893-1894 yıllarında ise Balat'da

Menbaı

M�t

adında bir ikinci Yahudi okulu açılmıştır. Osmanlı kaynaklannda bu okullann musevi gençlerine Türk­ çe öğretmek amaciyle açıldığı belirtilmektedir. Türk­ çe öğrenen Yahudiler, önemli devlet da'ireleııine yer-


168 leşmiş ve artık bir Filistin meselesi söz konusu oldu­ ğu için de bunlann çoğu gizli servislere çalışmıştır. 1902'de Şulei Maarif Okulu'nun bir bölümünün Halıarn Mektebi olması için Halıarnhane tarafından ruhsat istenmiş, bu ruhsat 18 Eylül 1902'de verilmiş­ tir. Hahambaşılığın, bu okulda Türkçe öğrenimine özel bir itina göstermesi, hatta devııin ünlü yaza,rı Ahmet Rasim'i Türkçe öğretmenliğine getirmesi ay­ nca dikkat çekicidir. Filıis1ıin'de bir devlet kunnak arzulanyla, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak emelinde olan devletlerin politikalarının paralelleş­ tiği ve bir tek Yahudi'nin b>ile F'lilistin'de yerleşme­ sine izin verilmediği bu dönemde, politikanın siklet merkeZlindeki Hahambaşılık neden Ahmet Rasim'in Ameli, Nazar-i, Talimi Lisanı Osmani adındaki Türkçe gramer kitabını Yahudi okullannda ders ki­ tabı olarak okutmuştur? O Yahudiler ki, azınlıklara kapısını açan ilk Türk okulu olan Mektebi Tıbbiye'ye girmemekte ıs­ rar etm!iş, Fransızca eğitıi.m yapan bu okula kaydol­ mak için bazı şartlar ileri sürmüş, adeta devletle pa­ zarlık etmişlerdir. Yahudi Avrarn Galanti'nin yazdı­ ğına göre gayri müslim Osmanlı azınlıklan Mektebi Tıbbiye'ye gıirmek için canatarken, Yahudiler dini taassup yüzünden okula kaydolmak istememişlerdir. Galanti, Yahudilerin okula girmesi için ileri sürdük­ leri şartlan şöyle sıralamaktadır: 1) Okulda Yahu­ diler dçin özel yemek pişirilmesi, 2) Yahudi bir kasap tayin edilmesi, 3) Yemekierin Yahudi bir ahçi tara­ fından pişirilmesi. 18 Zilkade 1846 tarihli tezkerei sa­ mdyeden anlaşıldığına göre Yahudilerin bu istekleri kabul edilmiştir. Sözü geçen tezkerei samiyede «Mek-


169 teki Tıbbiye'ye alınmış olan 29 Yahudi çocuğu ıçın kalfa olarak tayin edilen Rafael ile aşçıya 250 ve 150 'kuruş maaş verileceği ve mubayaa ıi.ş inin de bir Ya­ h udi tarafından yapılacağı» belirtilmektedir. 1840'lar-da, Yahudiler için bir yabancı dil olan Fransızca'ya ve Fransız öğretmeniere gösterilen bu hassasiyet, 1902'de gene b�r yabancı dil olan Türk­ çe'ye ve Türk öğretmene neden gösterilmemiştir? Bu soruya, Yahudilerin Abdülhamit'in cülusu ile baş­ layıp, 1900'lerde luzlandırdıkları siyasi çalışmaları ve Osmanlı devlet arşivinde maceraları anlatınla_ıj mü­ kemmel Türkçe bilen Osmanlı Yahudilerinin ihanet­ leri cevap vermektedir. Bugün ülkemizde 8 Yahudi okulu vardır, okullann 6'sı İstanbul'da 2'si İzmir'dedir. 1

-

bu

İzmir Musevi Okulu:

Yetimhane, ana okulu ve ilkokuldur. Keçeciler, Emniyet Sok. No: 15'dedir. 2 --- İzm'ir Karataş Musevi Okulu: Anaokulu ve ilkokuldur. Karataş, Tramvay Cad. No : 352-354'dedir. 3

-

Ortaköy Musevi İlkokul u :

1902'de :Una Horman tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 8 öğretmen vardır. Fransızca okutur. Akademik eğitim yapar İstanbul, Ortaköy, Dışbudak Sok. No 6'dadır. 48 25 07 numaralı telefonu vardır. 4

-

Musevi I. Karma İlkokulu:


170 189()'da Nesim Barokas tarafından kurulmuştur. Anaokulu ve ilkokuldur. Daimi kadrocia 17, geçici kadroda 1 öğretmen vardır. Akademik öğretim ya­ par. Okula kaydolmak için Yahudi olmak şarttır. İs­ tanbul, Galata, Şair Ziya Paşa Yokuşu Lakerdeci Sok. No: 12'dedir. 44 31 70 nurnaralı telefonu vardır. 5

-

Musevi 2. Karma İlkokulu:

1888'de Nesim Barokas tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 16, geçici kadrocia 4 öğretmen vardır. Fransızca ve İbranice okutur. Akademik öğretim ya­ par. İstanbul, Hacı Mimıi Mah. Dibek Çıkmazı, No: 46'dadır. 44 20 86 numaralı telefonu vardır.

6

-

Beyoğlu Musevi Lisesi :

1915'de Yasef Eskenazi tarafından kurulmuştU!. Use seviyesindedir. Daimi kadroda ı 7, geçi­ ci kadroda 23 öğretmen vardır. İbıranice, İngilizce, Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Beyoğlu, Şişhane, Mektep Sokak No: 23'dedir. 44 13 84 numaralı telefonu vardır.

tık, orta,

7

-

Hasköy Musevi İlkokulu:

1 888'de Fernandey tarafından kurulmuştur. Dai­ mi kadroda 3, geçici kadroda 4 öğretmen vardır. Bu 3 yada 7 öğretmen toplam 30 öğrenci ile meşgul olur. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Hasköy Mektep Sokak No : lO'dadır. Telefon numa­ rası 44 22 44'dür. 8 - Musevıi Ruhani Lisesi :

1955'de Daniel Behar tarafından

kurulmuştur.


171

Halıarn yetiştirir. Daimi kadroda 4, geçici kadroda 16 öğretmen vardır. İstanbul, Topane Külhan Sok. No: 33'dedir. 49 32 91 numaralı telefonu vardır. Bu duruma göre Yahudilerin Türkiye'de 1 yetim­ hanesi, 3 anaokulu, 7 ilkokulu, 1 ortaokulu ve 2 lise­ leri; topl am 14 eğıitim mües�leri vardır. Fakat bu sayı bina adedi olarak 8'dir.

RUM OKULLAR! Okullar bütün Ortaçağ boyunca cami, kiLise ve havralann bünyelerinde gelişmiştir. Bugün bile hemen hemen her mabedin yanında bir medreseye veya okula rastlamak mümkündür. Medreselerde müslüman din adamları ders verdiği gibi, kilise ve havralara bağlı okullarda da eğitJim görevini hıristi­ yan ve musevi din adamları üzerlerine almışlardır. Bu bakımdan Rum okullarında koyu bir kıilise taas­ subu vardır. Fetih sırasında İstanbul'da ne kadar okul bulun­ duğu tesbi t edilebilmiş değildir. Ancak, Cenevizliler ve Yahudiler dahil şehir nüfusunun 50 bin olduğu bi­ l inmektedir. 1577 sayımı İstanbul'da 485 camie kar­ şı 743 kilise tesbit ettiğine göre «Her kilisede bir okul» varsayımı ile İstanbul'da 743 okulun bulundu­ ğunu hesaplamak gerçi mümkündür ama, tahmini 743 okulun kaçının Rumiara ait olduğu da bilinemez. Yabancı kaynaklar, okullann, Rum mdlli yapı­ sını nasıl korudukları ve Ruınluğa nasıl hizmet et­ tikleri konusunda ilgi çekici bilgiler vermektedir. Tesbit edebildiğimiz en eski Rum okulu olan Fener


1 72 Mektebi hakkında Ele:llterudaki Ansiklopedisi'nde şu satırıara rastlanmaktadır: «Bu ad, Fener'de tesisin­ den beri patrikhane civarında mevcut, meşhur ve en büyük Rum mektebine verilmiştir. Bu mektebin İs­ tanbul'un fethinden önce mevcut ve patrikhaneye mensup olan mektebin devamı maksadıyla fetihten sonra Matya Kamaryoti'nin ddaresi altında Patrik Yenadios tarafından tesis edilmiştir. «Patrikhanenin yüksek nezareti altında bulunan bu mektep, fetihten itibaren 1 va 2. asırlarda tahdit edilen Rum kültürünün muhafazasına çalışmış, Rum kilisesi ve hatta Osmanlı devleti hizmetinde temayüz eden birçok kimseler bu mektepten yetişmişlerdir. «16. asırda ve bilhassa Patrik 2. Yeremiya zama­ nında ve Zigomalardı kardeşler ve meşhur hekim ve filozof Leonardo ve meşhur Yorgi Etolos adlarin­ daki öğretmen ve müdürlerin de başında bulunduk­ lan sırada bu mektep çok parlak bir devdr geçirmiş­ tir. «17. asırda dahi müdür Simeon Kavasila, Teofi­ lo Koridaleos, Yani Karyofili ile Aleksandros Mav­ rokardato'nun devirlerinde çok terakki etmiştir.

« 18. asırda Diyemondis Kisios ve meşhur Evge­ nios Vulgaris mektebi idare etmiştir. «18. asır sonlanna doğru mektebin müdür ve mu­ allimleri tarafından Yunan Dilinin Hazinesi adında mühim bir lugatın telö.fi ve tanzimine başlanmıştır. «19. asırda bu mektep, Türkiye'deki Rumiann kültür merkezi olmuş, ve bilhassa felsefe ve edebi­ yat dersleri ile sair lise dersle:rıindeki zengin progra-


173

ınından istifade etmek ıi.çin vilayetlerden gelen zen­ gin aile çocukları bu mektebe devam etmişler ve bun­ ların yüzünden Yunan kültürü her harafa dağılmış­ tır. Yine bu asırda mektep idaresinde papaz sınıfına mensup, tahsil görmüş bazı sirnalara tesadüf edil­ mekte ve mütevelli heyetleri de Sen Sinod ve Mec­ lisi Cismani tarafından teşkil ve intihap olunmakta idiı> (20) Yunan Büyük Ansiklopedi'sinin 22. cildinin 704. sayfasında ise bu okul için şöyle denmektedir: «Bu ıisim İstanbul'da kain en büyük Rum rnek­ tebine verilmiştir. Bu mektep İstanbul'un fethinden evvel patııikhanenin himayesi altında bulunduğwı­ dan mesari.fi bunun tarafından tesviye edildiğipden dolayı Patrdkhane Mektebi adıyla anılmakta idi. Bu mektepte eski Yunan lisanı, felsefe, ilahiyat, riyazıi­ yat, fizik ilimleri tedris edilmekte ve buradan çıkan gençlerden bir kısmı kiliseye ve bir kısmı Türk Dev­ leti hizmetlerine ve büyük memuriyetlere tayin olunmakta idi. Mezunlarının bir kısmı da öğretmen­ lik mesleğine intisap etmekte idiler. «Rum Milletinin en maru.f muallim ve meşhur müellifleri, birçok patrik ve despotları ve Babıali bü­ yük tercümanlan Eflak ve Boğdan voyvodalan bu mektepten yetişmişlerdir.Osman Nuri Ergin'in Türkiye Maarif Tarihi'nde belirttiğine göre, Saray Kürkçübaşısı olan Kesriyeli Manola:ki (1688-1691) mektebe bina yaptı� ve ıidaresi için mühim bir para bırakmıştır. Manolaki aynca diğer Rum okuHanna da önemli ölçüde para yardımı yapmış, bazılarını yeniden inşa etmiştir. ( 21)


174 İmparatorluğun kuvvetli olduğu devıirlerde bü­ tün azınlıklar gibi Rumlar da teşkilatlanmak ve Rum­ luklannı muhafaza etmekle yetinmişlerdir. Fakat 1764'de imzalanan Kaynarca anlaşması die Rusya gibi kuvvetli bir devletin desteğini kazanınca istiklal için çalışmaya ve teşkilatlannı bir Yunan Devleti'nin ku­ rulması için reorganize etmeye başlamışlardır. 1764'ü takip eden yıllarda başta İstanbul, Teselya ve Mo­ ra'dakiler olmak üzere bütün Rum okullannı dini yapısı değ.işmiş, sınıflarda ihtiıa.Ici papazlarla biriiik­ te kornitacılar da ders vermeye başlamışlardır. Et­ niki Eterya örgütü kurulduktan sonra ıise Rum okul­ lan bu cemiyetin kontrolu altına girmiştir. Rum okullarının ideolojik niteliği ile yakından ıilgilıi olduğu için bu örgüt üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Ihtilalci Rum Teşkilatlannın tartışmasiz en güçlüsü olan Etniki Eterya 1814'de Manuel Eksanto, Nardeli Nikola İskofo ve Yanyalı Atnos Çakalof ta­ rafından kurulmuştur. Hedef, Yunan Milleti'nin tam bağımsızlığı, Batı Trakya, 12 ada, Girit, Kıbrıs ve Batı Anadolu'nun kurulacak Yunan Devleti'ne tilhakı, İmroz ve Bozcada'n:ın zaptı, İstanbul'un i.şga� Rum Pontus Devleti'nin dnşası ve nihayet Doğu Roma İmparatorluğu'nun ihyasıdır. Biri mason, üç kişi tarafından kurulan bu teşki­ lat, Türkdye aleyhtarı Avrupa ülkeleriyle bağlantı kurmak için kısa zamanda Marsilya, Tiryeste, Odessa, Moskova ve Bükreş'de şubeler açmış sonra «mü­ nasip)) bir başkan aramaya başlamıştır.


17& Bulmuştur da bu münasip başkanı ... İpsilandizade Aleksandr... Bu lpsilandizaed Aleksandr... Bu İpsilandizade Aleksandr ki, Türkiye'ye iha· net edip Rusya'ya kaçan İpsilandizade oğlu, bir Rum olan Rus

Hariciye

Konstan1ıin'in

Nazınnın dostu,

diğer Rus nazıriarının k ' adeh arkadaşı ve Çar'ın da yaveridir. Türkliye'ye karşı girişilecıek hareketin tam ada­ mıdır yani... Aleksandr İpsıilandi, Fener Patrikhanesini dev­ reye sokmadan Osmanlı İmparatorluğu'nda

Etniki

Eterya adına önemli bir gelişme olamayacağını dü­ şünmüş olacak ki, Kişnev'e gelip Patrik Grigoryos'la gizlice haberleşmiştir. Selahattin Salışık, İpsilandi ile Grigoryos arasında yapılan bu gizli haberleşme­ de hedefe ulaşmak için kilise mensuplannın kulla­

nilın,asi konusunda fikir ta,

biriiline vanldığını yazmak­

(22) Nafi Atuf, Türkiye Ma ari1l Tarihi'nde Pat­

rikhane - Eterya - Okul ilişkisini

şöyle açıklamak­

tadır: «1821 Rum

isyanını hazırlayan

Eterya

yeti, kilise ile elele vererek mektepler mill i

Cemio

vasıtasıyla

ernellerin tahakkukuna çalışmıştır.

Ecnebıi.

memleketlerde tahsil görmüş Rum gençlerinin gay­ retleriyle Mora'da Teselya'da, hatta İstanbul'da Rum mektepleri dini çehrelerini değiştiııiyor, daha ziyade Avrupa'nın milli maarif hareketlerinden ilham ala­ rak milli bir seeiye kazanıyordu. «Esasen

kendilerine Rusya gibi kuvvetli

hami kazandıran Rumlar

milli

Kaynarca muahedesinden

bir sonra

istiklal için çalışıyorlardı. Rusya'nın


176 emperyalist emellerinin ve,;ile olan ve gitgide rif

tahakkukuna

Çar Bi:rinci

kuvvetli

bir

Nikola'nın Maa­

Nazan Ouranof'un, Fransa ihtila.Iinin

hürriyet

musavat, uhuvvet umdei marufuna mukabil,

orto­

doksluk, mutlak hükumet, kavmiyet düsturuna esas veren bu muahedden sonra Rumlar başlannda bir İskeletoğlu

(İskeryatos)

olduğu halde

İstanbul'd a

bi r isyan hareketi çıkarmak ve bu suretle istiklal­ lerini

kazanmak

mışlardı:r.

i stemişlerse de

Muvaffa:kiyetsıizliği,

muvaffak

olama­

Rumların

milli

emelle:rle meşbu olmamalannda bulan Rum münev­ verleri mekteplere kurelerinin

istinat etmekten ve

yetişmesine

teplerin telkinlerine

ehemmiyet

çare bulamamışlardı.»

milli

mzmet edecek yeni

mef­ mek­

vermekten

başka

(23) benim­

Eteryanın hedeflerini Rum çocuklarına

setmek için yeni okullar açmalan gerekiyordu yani...

Rum

Iskeletoğlu'nun isyanından sonra alınan buydu. Kaldı ki,

182.1 başkaldırıSu:ı.i takip eden giinP"

tam 34 yıl ön ce

Rus

Çariçe­

İkinci Katerina ile Avusturya İmparatoru

İkinci

lerde alınan bu karardan

si

kararı

Joseph, Grek projesi üzerinde anlaşmış, paratorluğu'nun

parçalanması

ıiçin

Osmanlı İm­

Rus-Avusturya

menfaatlarını birleştirmişlerdi. Etniki Eterya da siydıi zaten ... Birinci

liz, Fransız ortak cek her

olayın

bu birleşmenin bilkat

bölümde belirttiğıim.iz gibi İngi­

çıkarl an da

Türkiye'yi rahatsız ede­

gerektiriyordu. Dola­ korurdu Rumlan Hatta

desteklenmesini

yısıyl a Londra ve Paris de

...

Yeter kıi bir isyan etsindi Rum­ bin masum Türk'ü yataklarında boğaz-

yardım bile ederlerdi. lar ... Birkaç

garibe­


177 lasın, birkaç köyü ateşe versin, sonra Avrupa'ya Türk barbarlığından yana dert yansınlardı . İpsilandizade Aleksandr yapardı bu işi. .. Nitekim Türk Ordusu Yanya'da Tepedelenli Ali Paşa ile uğraşırken İpsilandi, Buğdan'a gıirip,

Bük­

reş'i ve Yaş'ı zaptetmiş, Türk mukavemeti sonunda Avusturya'ya kapağı atınca da Mora dağlanndaki ge­ rillahırını harekete geçirmişti. Devleti altı raştıran bu papaz isyanı bastırılmış,

sene uğ­

Tepedelenliyi

bertara� eden Türk Ordusu Mora'da ilerlerken Rum­ ların ezilmesini istemeyen Ruslar, Türk donanmasını Mısır filosu ile beraber Navaııin'de ateşe Bu sırada Fransız

Ordusu'nun Mora'yı

duyuldu. Sonuç, mağlubiyet,

Edirne

vermişti. işgal ettiği

muahedesi ve

Yunanistan istikla.J.inin tanınmasıydı. Gariptir ki, Rum okullannın sayısı asıl,

1829'da

imzalanan Edirne muahedesi ile Yunanistan'ın istik­ lalini kazanmasından sonra artmıştır. Rwn okullarını organize eden Patrikhane ve papazlarm sinsi faaliyet­ leri de gene bu tarihten sonra yoğunlaşmıştır . Mora isyanında 10 bin kişilik gerilla sevk ve idare eden ad amın, Başpiskopos

kuvvetini Germanos

olduğu Osmanlı yönetimi tarafından bilindiği, Ge�­ manol'la Fener Patrikhanesinin ilişkisi tesbit edildiği ve bu ihtilalin liderliğini yapan İpsilandi'ndn adamı Patrik Gregor�s'la beraber Kayseri, Tarabya, Edir­ ne, Edremit Başpikaslan idam edildiği halde, hükılF. :

12


178 met patrikhanesinin faaliyetlerini de Rum okulları... nı da yeterince takip etmek gereğini duymamıştır. 1869'da nihayet çıkarılabilen Maarif-i Umumiye Nizanınarnesi ise bu okullar konusunda şu hüküm­ leri getirmiştir : Madde : 3 Ahalisi muhtelif olan mahallelerde islam mektebi başka, gayrı müslim mektebi başka olacaktır. -

Madde : 18 500 haneden fazla olan bir kasaba ahalisi sırf islam ise yalnız islam ve sırf hıristiyan ise yalnız hıristiyan için mektebi rüşdiye (ortaokul) olacaktır ve eğer ahalisi muhtelif ise islam için baş­ ka, hıristiyan için başka birer mektebi rüşdiye yapı­ lacaktır ve bu veçhile muhtelif (karışık) kasahada rüşdiyesi olacak ahali sınıfının adedi yediyüz hane­ den fazla olmak lazımdır ve ddğer gayri müslim sınıf hakkında d a bu kaide caridir. -

Madde : 23 - Rüşdiyelerde mektebin bulunduğu yerde en çok hangi lisan konuşuluyorsa o lisan tercih olunacaktır. Madde: 52 - Her cemaat kendi lisanı ile eğitim yapacaktır. Madde 129 - Azınlık ve cemaat mekteplerinde politikaya aykırı ders okutulm<cyacak ve ders kitap­ ları tasdik olunacaktır. (24 ) Anlaşılamayacağını tah­ min ettiğim bazı kelimelerini konuşulan Türkçeye çevirdiğim bu nizamnamenin 129 uncu madde dışın­ daki diğer hükümlerinde bir çözüm yolu gösterİlıne­ diği açıktır. 129. madde ise hiçbir zaman gerektiği gi­ bi uygulanmamıştır. Yunan istiklalinden sonra isterulen şeyin elde,


179

edilebileceğine inanan Patrikhane - Atina Eterya üç­ lüsü, Etnika Eterya programının Türkiye'deki Rum azınlığına benimsetilmesıi için yüzlerc e okul açmış, 1860'da da İstanbul Rum Silloğu'nu kurmuşlardır. Rumların, okullarda ilgilenmek için bazı vakıflar kurduğunu belirten ve bu arada Krapanos Vakfı'n­ dan söz eden Nafi Atuf, Muallimler Mecmuası'na da­ yanarak şunları kaydetmektedir: «1860 tarihinde açılan İstanbul Rum Silloğu, deruhte eylediği ilmi vazi�eler arasında Anadolu ve Rumelinde Rum mektepleri açmak ve onlan �dare ve teftiş etmek de vardı. Rum harsını tesbit ve neşreden ve her tarafta zengin Rumlar tarafından bü­ yük nakdi yardırnlara ve vakıflara mazhar olan bu Silloğun <<Maarif Mektepleri Mahfilin imparatorluk dahilindeki mekteplerle ve• Rum halkının ikaz ve ten..: vi:rıiyle meşguldü . . . Bu silloğun, Rum mütehassılarına tertip ettirdiği plan neticesinde Rum mektepleri, iptidaileri Fransız sistemini, tali müesseseleri Alman sistemini kabul etmişlerdir.» (25) İngiliz beşinci kolunun Türk Devlet Başkanını tahtından indirecek ve katiedecek kadar kuvvet ka•

zandığı, Rusların Türk topraklarına saldırmak için bahane aradığı bir nazik dönemde Rum azınlığı d a b u :llaaliyetlere paralel bi r hazırlığın içindeydi. Rum­ lar üzeritıde sarsılmaz nüfuza sahip olan Doğu'nun dört patrikhanesi kısa zamanda kendi bölgelerinde­ ki ırktaşlarını Osmanlı yönetimine karşı ayaklan­ dırmak için binlerce okul açmış, okullara öğretmen olarak tayin

papazlan da b u etmişlerdi. Rus,


180 Amerikan,

İngiLiz, Fransız politik

örgütleri, İstan­

bul, Kudüs, Antakya ve İskenderiye Patrikhaneleri ile temas kurup, müşterek hıristiyanlık ve müşterek Türk düşmanlığı hedefleri için çalışmışlardı. Osmanlı azınlıklarının yabancı politik örgüt ve misyon teşkilatlarıyla nasıl ilgi kurduklarını, bu iş­ birliğinde okullara hangi görevin düştüğünü öneekli bölümlerde izah etmeye üzerinde durmayacağız.

çalıştığımız için yeniden Ancak şu kadarını söyle­

mek isteriz ki, Türkiye aleyhtarı devletler Ermeni­ lerle nasıl bir bağlantı kurmuşlarsa Rumlar da aynı bağiantıyı gerçekleştirmişlerdir.

Yunanistan'da özel

olarak hazırlanmış olan tahııikçi kitaplar

Osmanlı

İmparatorluğu'nun her yanını saran misyon merkez­ leri kanalıyla

Rum okulları na sokulmuş, bu okullar­

da da kornitacılar kahraman ilan edilip öğrencilerin bu eşkiyalara özenınesi telkin olunmuştur. Okul du­ varlan, dershaneler Yunan ve Pontus bayraklarıyla kirletilmiş, Patrikhanede

oluşturulan izeilik teşki­

latma benzeyen örgütler

kurularak intikam günü

beklenmiştir. Devlet bu okullarda hiç olmazsa Türk­ çenin de okutulmasını isteyince

Patrikhane sanki

bir başka devletmiş gibi Bab-ı Aliyle pazarlığa gi­ rişmiştir. Ve şöyle bir teklif gelmiştir Patrikhaneden : «Türkçenin mek:teplerirnizde

okutulması bizıim

için bir zaruret ve ihtiyaç değildir.

Esasen bunu

okutacak hocaya verecek paramızda yoktur. Hüku­ met resmi dili gayrı müslim rnekteplerinde de okut­ maya lüzum görüyorsa ancak tahsisatını vermek su­ retiyle bunu yapabilir.>> (26) . Osmanlı Hükumeti maalesef bu teklifi

kabul

etmiş ve 28 Şubat 1895'de «Rumeli ve Anadolu'da 6


181

vilfıyette Rüş1ıiye derecesinde bulunan mektebi gay­ rı müslimede istihdam edilecek llsan-ı Osman i mu­ allimleri maaşlannın, her vilfıyetin maarif tahsisa­ tından itasına

(27) karar verilmiştir.

Fakat bununla da tatmin olmannştır Patrikha­ ne... Rum okullarında Türkçe dersi

verecek öğret­

menierin maaşını hükumet üzerine aldığı halde Türk­ çe bu okulların ders programına alınınamış, nihayet Yunan dili Türk okullarına konularak vaziyet idare · edilmiştir. Meşru1ıiyetin ilfınına kadar surup giden bu pa­ zarlıklar meclis açılınca açık bir tehdit ve saldırıya dönüşmüş, devleti en zayıf anında vurmak için ha­ zırlanan azınlıklar demokratik ortamdan da alabil­ diğine yararlannuşlardır. Abdülhamit'ıin meclisi. sü­ resiz olarak tatil etmesinden ve 1895 Türk - Yunan

savaşından sonra kısmen de olsa sindirilen Rum taş­ kınlığı ikinci meşrutiyetle yeniden hortlaıruştır. Artık Rumiann öğretmenleııine ve

patrikhanelerine, papazlanna,

gazetecilerine ilaveten cben an­

cak Osmanlı Bankası kadar Türküm)) diye bağıran milletvekilleri de vardır. Ermeni ve Bulgar milletvekillerinin de otoma­ tik olarak destekledikleri

bu

milletvekilleri önce

tedrisat-ı 1iptidaiye kanununu engellemiş, Türklüğün menfaatlan,

Anayasanın bazı maddelerinin değişti­

rilmesini gerektirince

de,

Anayasa

deRişikliği ile ü­

gıili müzakereler başlamadan azınlık okulları statü­ süne dokunulmayacağının anayasaya ilave edilmesi­ ni talep etmişlerdir. Türk

Milletvekillerinin buna

itiraz etmeleri olaylara yol açmış, azınlık okulları


'

182

meselesi hasmda ve kamuoyunda tartış�lmaya baş­ lanmıştır. Her biri ayrı bir milli idealin savaşını ve­ ren azınlıkların artık Osmanlılık kavramında bir­ leştirilemeyece�ine inanan milliyetçi Türkler «Eğer Maarif Müfettişlerinin bu okullan teftti ş etmesine izin verilmiyorsa, o okullarda mutlaka Türkiye aleyh­ tarı . faaliyetler tezgahlanmaktadır» görüşünü savu­ nuyor, <<- Bu okullar gerçekten birer kültür ve eği­ tim müessesesi ise kontrol edilmesine neden karşı çıkılıyor» diyorlardı . Devrin yazarı Hüseyin Cahit, her müesseseye kanunun nüfuz e tmesi gereğini be­ lirten yazısında Cemaat okullannın kontrol edilme' si istenıince azınlıkların nasıl endişelendiklerini şu satırlada anlatmaktadır: Binaenaleyh mekteplerini istedikleri gibi te­ sis ve idare eden istedikleri efkar ve hissiyatı neşir << • • •

ve telkine muvaffak olan bazı cemaatler, bundan sonra mekteplerimizin hali, şekli ve ne olacak diye düşünmeye başladılar.» (28) Gene Hüseyin

Cahid'in 28 Mayıs 1909 tarihli

Tanin'deki başyazısından anlaşıldığına göre, azınlık okullarının kontrol edilmesiyle ilgiLi teklif meclise geldiğinde, Milletvekili Boşo Efendi «Siz muntazam mekteplerinizi terkediniz de bıizıim mekteplerimize geliniz derseniz ne yaparız)) (29) diye sormuş, bir diğer Rum Milletvekili olan Kazınidi Efendi dse alcı.y­ lı bir tavırla «Mesela Homer'i okuyacak mıyız?» so­ rusunu yöneltmiştir. (30) Kısa zamanda bütün Avrupa'da tepkilere sebep olan bu kontrol rejimi ki; azınlık okullannın sayısı


183 konuswıda herhangi bir tahdıit getirmiyor, yalnız bu müesseselerin Osmanlılık idealine bağlı kalınamu istiyordu. ittihad Terakki'nin basındaki sözcüsü d u­ rumundaki Hüseyin Cahid ise azınlık ırkçılığına kar­ şı Türk MilLiyetçiliğini savunmuyordu. Sultan Ab­ dülhamid'in yabancı okullada mücadelesini ve Ma­ kedonya'daki okullara tayin olwıan öğretmenierin soyunu sopwıu, örfünü, ırkını araştırmasını şiddetle kınayan Hüseyin Cahid Abdülhamit devrinde gayrı müslim mekteplerinin, bir başka devlete tabi imiş gibi çalışmalarını normal kabul ediyor, istiklal ve­ ya muhtariyet için uğraşmalannı tabii karşılayarak diyordu 1]ti : , , ·· �

, ! ·-'d•�-�·A'",ı�-·i.i����il.�"�{

«Anasırı saire bizden ümitlerıini kesmişlerdı. Tabii mevcudiyetlerini muhafazaya bir istiklal veya muhtariyet istilısal etmeye çalışacaklardı.>> (31) Hükı1metin görüşlerini yansıtan Tanin gayrt müslıim mektepleııinden milletleri kaynaştırıcı yayı!l beklenildiğini, müslim ve gayrı müslim okullarının aynı statüye tabi tutulacağını belirtiyor «Ahmet ve Mehmet nasıl bir mektebi hususi açabilirse, Yoı g i , Bedros da bir mektebi hususıi açabilecektir. V e her iki mektep de aynı teftiş ve nezakete tabi olacaktı r. Fakat sırf akaidi diniye tedrisine mahsus olan mü.­ essesattan gayn bir mektep için bu, filan patrikha­ nenin, falan cemaatın mektebidir, mekatibi hususi­ ye gibi muamele görmemelidir denilirse o zanıan lütfen bu sözlerden maksat nedir>> (32 ) diye sor u­

yordu. Cevabı, meclisdeki Rum Milletvekilleri veya ba­ essesattan gayn bir mektep için bu, filan patrikha-


184 riyordu bu soruya... ve La Türki muhabirine şöyle diyordu : - � Pa�rikhaneyi ilga edip beni basit bir papaz yapmak istiyorlar. Azınlıkta kalan luristiyan me­ buslann hiçbir şey yapamayacaklannı aniayarak hı­ ristiyanları tabii ve meşru o�an patrikhaneden ayır­ mak istiyorlar. Maksatlan da luristiyanlann kuvvet ve mukavemetini mahvetmektir. (33) Avrupa'da, hıristiyanlara 'karşı yenıi bir baskı hareketinin baş­ ladığı izlenimıini uyandırmak için okul meselesini, patrikhane meselesi olarak yorumlayan Yuvaki� kendisini Şeyhülislam'la kıyaslayarak devam ediyor, demecini de savaş tehditi ile bitirıiyordu. - «Mesela Şeyhülislam Efendi Hazretleri mec­ lisi vükela'da bulunmamalı ve her türlü evsadı sıi­ yasiyeden tecerrüt ederek sırf vezaifi mezhebiye .ile meşgul olmalıdır. ( ... ) patrikhane imtiyazatı zanno­ lunduğu kadar çabuk ilga edilemeyecektir. Biz im­ tiyazatı, reisi bulunduğumuz cemaatla beraber ölün­ ceye kadar müdafaa edeceğiz. - «Mekteplerin hükumet müsaade edecek misiniz?

tarafından teftişine

--- <<Hiç de etmeyeceğizıı (34 ) Bütün azınlık okullan birbirine benzediği ve bu okullann denetlenmesi, hala kozmopoLit Osman­ lılık politikasının yür-N.tülebileceğini sanan ittihad Terakki Hükumeti'nin önüne korkunç gerçekleri ser­ gileyeceği için Yuvakim'in savaş çağnsına Bulgar Egzarhı ıile Ermeni Patriğıi de katılmıştı. Ermeni patriği Toryan Efendi «Biz Osmanlıyız. Ve Osmanlı yaşamak arzusundayız. Şu kadarı var ki Kavmiyeti-


185 mizi, lisaruınızı, edebiyatıınızı bittabi muhafaza et­ mek isteriz. Madem ki, tedrisatta bunlara r:iayet olu­ nacağı temin ediliyor, o halde mekteplerin teftişe tabi tutulmasına itirazıınız kalamaz.>> ( 35) derken Bulgar Ekzarhı, Yuvakim'i de geride bırakan bir küstahlıkla şu çıkışı yapmıştır: - «Hükumetin tasarrufu gayrı kabili tatbikdıir. Çünkü gayn müsliınlerln, edebiyatça fakir ve tahsili güç olan Türkçeyi öğrenmeleri mümkün değildir. Bizim tahsilimizin, bildiğdmiz ve konuştuğumuz li­ san-ı millimiz ile usulü hazır mucibince devamı H1zımdır. Lisan-ı resmi olan Türkçeyi mekteplerimiz­ de ecnebi lıisanlar gibi talıim edeceğiz. (36) ·

Bu seviyesiz saldırılar devam ederken «Biz Os­ manlı kalacağız, mekteplerin teftişe tabi tutulması­ na hiçbir itirazımız yoktur>> sözleriyle büklımetin dikkatinden kaçmak isteyen Ermeni Patrjkhanesine bağlı okullardan Eseyan Okulu zabıta eşliğinde, bir denetime tabi tutulmuş, müfettiş, ders programı, öğretmenler, okul geliri, masrafı ve talebe sayısıyla ilgili sorular yöneltince patrikhane bir kıyamettir k oparmıştır Ve şöyle bir genelge yayınlamıştır tüm Ermeni mekteplerine: .

Genelgeyi konuşulan Türkçeye çevirerek alıyo­ rum : «Son günlerde Milli Eğitim Bakanlığı ve Emni­ yet Genel Müdürlüğü memurlanndan iki kişıi, şehri­ miz Ermeni milli mekteplerinden birine gıidip, okul müdüründen ders programıyla, bütçesine vesaireye dair bazı bilgiler istemişlerdir. Okul müdürü bu so­ rulara cevap vermeyeceğini, çünkü böyle bir yetki-


186 ye sahip bulwun adığını söylemiştir. Patrikhane Eği­ tim Komisyonu bu olayı inceledikten sonra okul mü­ dürünün davranışını kanuna uygun bulmuştur. Söz konusu okulun yönetim

kurulu bu olaylan yazılı

olarak Patrikhane Cismani

Meclisi'ne bildirmiştir.

Adı geçen meclis bu meseleyi resmen Maarif Komisyonu'na

Patrikhane

tebliğ etmekle beraber şunu

da ilave etmiştir ki, bu gibi bilgiler patrikhan e tara­ fından verilir. Taşradakilerin böyle bir yetkisi yok­ tur. Milli Eğitim Bakanlığı ve Emn.ıiyet Genel Mü­ dürlüğü memurlarının talepleri

Ermeni

Cismani

Medisi'nin bu kararianna tamamen aykırıdır. Kili­ selerimizle milli okullarımız yönetim kurumlan bu gibi memurların taleplerine karşı böyle cevap ver­ melidir. Eğitim

Komisyonumuzun bu kararı gere­

ğince, patrikhanemizin imtiyaziarına tecavüz sayıla­ bilir, bu gibi olayların tekrarlanması halinde son de­ rec e tedbirli davranmak lazımdır. Yönetiminiz altın­ da bulunan bütün milli okullanmızın müdür ve öğ­ retmenlerinıin buna göre hareket etmeleri tembih ve tavsiye olunur.»

(37)

�' n ,

ı! � .

Devlete bu kafa tutuşa, yeye

rağmen,

bu tembihe, bu tavsi-

tedrisatı iptidaiye

teklif meclıisi getirilmiş,

kanunu

fakat okul

ile ilgili

konusundaki

Türk azınlık çatışması daha da yoğunlaşmıştır. Pat­ rikhanelerin, Rum ve Ermeni basınının ve meclis­ teki hıristiyan milletvekillerinin yaygaralan herhal­ de hükumeti sindirmiş olacak ki, bir süre sonra azın­ lık

okullarından mezun olanların da devlet yöneti­

minde görev almalarının temin edilmesi istenmiştir. Ve dikkatinizi çekerim, Türkçenin, azınlık okulların­ da okutulmasına şiddetle karşı çıkıldığı halde isten-


187 miştir bu. Amaç, Türk Devleti'ni yıkmak için yetiş­ tirilen ajaniann devlet kadrolarında görevlendiril­ mesi olduğu için bu da azınlıkları tatmin etmemiş Rum, Ermeni, Katolik Ermeni patrikleriyle Bulgar Ekzarhı bir araya gelerek askerlik ve eğitıim konu­ sunda yeni bir tasarı hazırlamışlardır. Hükumet bu tasarıyı incelemek için bir komisyon kurmuş bu ko­ misyon da tasarının hemen hemen tümünü kabul et­ miştir. Komisyonun kabul ettiği tasarının okullada ilgili maddeleri bugünkü Türkçe ile şöyledir : a)

Öteden beri cemaat okullan ders program­

lannın patrikhane ve metropolithanelerce düzenle nip onayianmasına devam olunması istenilmiş, komisyonca bu b)

�ihet

kabul edilmiştir.

Dereceleri aniaşılmak ve onaylanmak

üze­

re cemaat okullannın genel ders programları Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulacağından adı geçen prog­ ram değişmedikçe her yıl her okul için ayrıca prog­ ram yapılmasının talep edilmemesi istenilmiş, bu cihet de komisyonca kabul edilmiştir.

c)

Erkek ve kadın öğretmenierin diplamalan

patrikhane ve metropolitler tarafından incelenerek onaylannuş ve bu suretle öğretimdeki yetenek ve kabiliyetleri tahakkuk etmiş olduğundan sahip olduk­ ları diplomaların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçerli sayılması istenmiş, komisyonca bu da uygun görülmüştür. ç)

Askerlik çağında olan öğretmenierin resmi


188

okullar

öğretmenleri gibi

askerlik

hizmetlerinden

muaf olabilmeleri dçin adı geçen diplomaların Milli Eğitıim Bakanlığı'nca onayianmasına lüzum gösteril­ miş, komisyonca bu cihet Millet Meclisi'nde müza­ kere edilmekte olan Asker Celbi Kanunu'nun çık ­ masına kadar geri bıra.kıl.mıştır.

d)

Cemaat okullannın

yönetim

ve öğretim

meselelerinde özel dç teftişlerini yapmak üzere pat­ ııikhane ve · metropolithanelerce atanan öğretmenler gibi gerekli diplomaya sahip olan okul müfettişleri­ nin de görevlerine bükılınetçe mani olunm aması is­ tenilmiş, komisyonca bu da uygun görülmüştür. e)

Osmanlı uyruğunda yeter

men yetiştirilinceye

kadar yabancı

derecede öğret­ öğretmenierin

görevlendirilınesine izin verilmesi istenilmdş, komis­ yonca, görevde bulunan yabancı öğretmenierin bun­ dan sonra da hizmetlerine devam etmesi, ancak, dik derecedeki

cemaat okullarına yeniden yabancı öğ-

retmen getirilmemesi ve ilk öğretim üstünde bulunan okullarda mahalli mülkiyet amirliklerinin bilgisinin de ilavesiyle, yabancı öğretmenierin

görevlendiril­

mesine izin verilmiştir. f)

Milli Eğitim Müfettişlerinin, herhangi bir

okulda teftiş yapabilmesi için, daha önce Ruhani Re­ islere haber vermeleri ıistenilmiştir. Fakat komisyon­ ca böyle bir durumun teftişin maksadına aykırı ola­ cağı ileri sürülmüştür. Tef�işten sonra haber veril­ mesi kararlaştınlınıştır.


189

g) Milli Eğitim Müfettiş veya müdürleri ta­ rafından okullann teftişinde zararlı dersler akuttu­ rulduğu veya dıiploması olmayan öğretmenler görül­ düğü hallerde İstanbul'& Milli Eğitim Bakanlığı, taşrada ri khane

ise mahalli mülkıi idareler tarafından pat­ ve metropolithanelerle haberleşildikten son-

ra duruma el konulması istenilmiş, kabul edilmiş­ tir .

h) Bir okul hakkında, Milli Eğitim Müdürü müfettiş ıile mahalli ruhani reisler arasında

veya

meydana gelen anlaşmazlık, İstanbul'da Maarif Ne­ ile patrikhaneler arasında kesinlikle hallolun­

zareti

madıkça ihtilaf konusu olan okul hakkında herhan­ gi bir işlernde bulunulmaması istendlmiş, bu cihet komisyonca benimsenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı'­ nın yazılı izni olmadan herhangi bir işlem yapılma­ ması kabul edilmiştir. i)

Cemaat okullannın,

istatistikleri ile .'ilgili

bilgileri Ruhani Reisierin alması istenilmiş, komis­ yonca kabul edilmiştir.

ı) Cemaat okullanndan mezun olanıann diplo­ malannın kendi dilleııince düzenlenmesi ve patrik­ metropolithanelerce onaylanması ve ba­ gönderilmesi istenilmiş, kom.isyonca kabul

hane veya kanlığa

edilmiştir. Ancak diplomalann bir kısmının Türkçe yazılması esası getirilmiştir

.

j)

Cemaat okulu mezunlanyla, resmi okul me­

zunlannın aynı haklara sahip olmalan istenilmiş, bu


190

istek komisyonca kabul edilmiştir. Ancak, bu me­ zunların iyi TürkÇe konuşabilme ve yazabilme yete­ neğ;ine sahip olmaları şartı getirilmiştir. k) Cemaat yüksek okullarmdan mezun olanla­ rın, devlet memurluğuna alınması için memuriyeti­ mn derecesine göre Türkçe bilmesi istenilmiş, ko­ misyonca bu cihet de kabul edilmiştir. Devletin, hıııistiyan okullarına yapmakta ol­ duğu yardımın, mezhep esasına göre ruhani reisiere verilmesi istenilmiş, komisyonca kabul edilmiştir. l)

( 38 ) .

Komisyonun bu kararı kabul ettiği 1 9 1 1 yılında Rum Ortodoks Okull arının Anadolu'daki görünümü şöyleydi :

il, İlçe Trabzon Tüebolu Giresun Ordu Samsun Erzurum (mer.) Erzincan Ankara <mer. ) Yozgat Kayseri Kırşehir

Okul Sayısı

52 66

80 88 ı

2 4 12 4 ı

İl, nçe

İzmir (mer.) Saruhan Aydın Denizli Menteşe Biga Çanakkale Lapseki Ezirie Ayvalık Bursa (mer.)

Okul

Sayısı 94

62

ll 6 15 2 2 2 2

2 120


19t Sıvas (merk.) Tokat Amasya Ş. Karahisar Konya (mer.) Adana (mer. ) Mersin Tarsus Diyabrakır Ergani Kastamonu (mer. ) Bolu Çankırı Sinop Amman

15

81

Ertuğrul Kütahya

30

Karaşi

70

İzmit ( mer.)

47

110

46 1 16 1 3

Adapazarı

2

Kandıra

4

Tripali

3

Geyve Lazkiye Nablus Lübnan Suriye Kudüs (mer.) Beyrut (mer.)

4 12

6 ı 17

6 2 4 18

2 55

282. 2 ll

5

1584

Toplam

( 39)

Ahmet Ağaoğlu Hak'daki makalesinde Asya Türkiyesi'ndeki bu 1584 Rum Ortodoks Okuluna di­ ğer Rum okullanyla birlikte Avrupa Türkiyesini 3.500 olarak tesbit etmektedir.

BİR ÖRNEK :

PROGRAM

Rum okullarında nele:r:in tezgahlandığı konusu­ nu ilgi çekici bdr ihanet programıyla açıklamaya ça­ lışacağım. Edremit'e bağlı Cunda (Ali Bey) adasının Be­ lediye Başkanı adadaki Rum okulu idarecilerinin şüphe çeken tutumlannı gizlice takip etmek gereğ.i­ ni duymuş ve çok önemlıi belgeler ele geçirmiştir. Araştırmalardan, Cezayirli Hasan Paşa'nın izniyle


192 açıldığını öğrendiğimiz Cwıda Rum Okulunda, Bele­ diye Başkanı lzzet Bey'in < Merhum İzzet Esen)

el­

de ettiği belgeler arasında bir de ders prograrnı var­ dır. Papaz İkonomos tarafından kurulan okulun, bas­ kın sonunda ele geçirilen 1884 ders yılı prograrnı ay­ nen şöyledir :

BİRİNCİ

KISIM :

Türkler hakkındaki temel düşünce : Madde:

1 Türkleri ezeli bir düşman olarak Rum­

iara tanıtmak. Türkler aleyhine beynelmilel propaganda : Madde :

2

-

Türklerin en ufak hatalarını bü­

yülterek, Avrupa'ya duyurmak, medeni alemi Türk­ lere düşman etmek. Takbih edilecek iktisat Madde :

3

-

politikası :

Türkleri iktisaden çürütmek, bu­

nun için de zengin Türkleri sakat ticaret yoUanna götürmek, bol faizli

krediler açmak, ağır şartlada

rehin kabul etmek. Türk mamulatının sa:htelerini,

çürüklerini ya­

pıp, aynı Türk malı damgası ile satışa çıkarıp Türk müesseselerıini iflasa sürüklemek, her

türlü Türk

malı ile rekabet etmek, milli brr vazifedıir. Herhan­ gi bir Rum'un, karşılığı

bu hususta

Rum Bankalan,

dan ödenecektir.

yapacağı fedakarlığın

ticaret kulüpleri

Ayvalık ve

havalisinde

tarafın­ «Midilli


193

Bankası>> ve «Mirmika:t yani Karınca Teşkıilfltı her zaman hizmete hazırdır. Türk ahlakına ve islam dinine karşı politika : Madde : 4 - Türk Milleti'ni ahlak, milliyet, dirı ve gelenekleri bakurundan çürütmek. Bu hususta : Küfürler öğretmek, küfru Türkler arasına yaymak, laubalileştıirm:ek. a)

b) Türkleri zinaya, diğer ahlaksızlıklara teşvik etmek. Bilhassa asil Türk aileleri arasına genç, gü­ zel Rum kızlanın ve kadınlannı hizmetçi, cariye olarak verip, bu aile ocaklannı yıkmak. Devrin bü­ yük ricali yanına yetiştinilmiş Rum dilberierini yer­ leştirip, Rum emellerinin kolay elde edilmesine ça­ lışarak, milli din ve duygularını bozmak. c) Gençlerine .,apaş külhanbeyi ruhunu aşıla­ yarak, Türk geleneklerini çürütmek. Gençler arasın­ da kabadayılık .ruhunu yayarak, sevgi, sayıgı ve bağ­ düşürmek. Milli lılıklan kırmak. Onlan birbiııine terbiyeyi bozmak. d) Argoya benzeyen bir küfür dilini Türkler arasında yaymak suretiyle milli dil ve duygulannı bozmak. ·

Takip edilecek din pol!itikası : Madde : 5 -Türkleri eliini bakımdan sarsmak :

F. : 13


194

a)

Hocalar papazlara sokulmaz. O halde

onlan

Rum zenginler tüccar ve esnaf vasıtasıyla elde mek. Bol hediye, veresiye vermekle pekala

et­

elde et�

rnek. b)

Hocaları

içkiye alıştırmak,

onlara ilk ka­

dehleri kadınlann elinden içirip, sarhoş, rezil halde el alem Iiçinden geçirip,

herkese göstermek Rumiara

dini bir zafer olur. c)

Hocalan her türlü uydurma inanışiara sap�

tırmak. d)

Hocalara yanlış vakalar anlatıp, Türk aha­

li ile hoclann arasını açmak.

1K1NC1 KISIM Rumiann ve kiliseterin siyasi hedefi : Madde :

1

Türk hükümranlığını baltalamale

-

Bu işi azar azar geliştirip, İstanbul'u ele geçirmek.. Eski

Kostan1ıi.niye'yıi yeniden kurmak.

İsyan ve fitne hareketleri : Madde :

2

-

Türk halkı arasına daima fitne ve

fesat sokarak, devletle milletin yanlar organize edip,

zamanında

arasım açmak. İs�

aradan çekilerek,

Türkler arasında kardeş kanı akıtınak,

komiteler

tertip edip, Türk köylerini basmak. Harp esnasında yapılacak baltala.ıpalar : Madde :

3

-

Bir harp sırasında Türk halkını

sefalete götürecek her çareye başvurula�ak.

Türk


195 topraklarmda zahire ve

en lüzuınlu gıda maddele­

ri halkın elinden sür'atle gizlice

toplanıp, adalara

sevk edilecek, komşu memleketlere satılacak.

Rum

tüccannın uğradığı zarar milli bankalar tarafından tüccara para olarak ödenecek. Bütün bunlar, devletin bir harp :ile meşgul oldu­ ğu, yahut iç isyanlar

çıktığı, devlet idaresinin zayıf

olduğu sı rada yapılmak gerekir.

Hastanelerin vazifıesi : Madde : 4 - Doktor ve eczacı

Rumlar Türk

hastalan, bilhassa kimsesiz hastaları gizlice zehirle­ yjp, öldürecek. Kör, sağır, sakat, ederek saf dışı bı­ rakmaya çalışacaklar. Bu tavsiyeler

gi zli olarak tat­

bi k edilecek. Ziraat politikası : Madde : 5 - Türk çiftçisi ağır faizlerle topra ğından edilecek, bu borçların kolayca kabarabilme­ si için harman veresiyeleri seneteyn, zeytin mahsu­ lü satışlan ile başlayan bu borç para vermeler baş­ ka zaruri masraflara teşvik edilen Türk çiftçileri ilk borcu ödeme zamanında bunaltır. Ve elindekıi top­ rağını kolay, ucuz şartlarta borçlu olduğu Rum tüc­ cara satmak mecburiyetinde bırakılmahdır. Türk devlet adamlarına karşı

tatbik

edilecek

plan: Madde : 6 - Kadılar, devlet idare amirler.i; rüş­ vet, ziyafet hatta kadın ikramlan ile Eterya'nın em­ rine alınmalıdır. Ancak bu i şler tamamen akademi­ den yetişmiş ajanlar talimatına ve akademinin tayin edeceği şahıslarla bunlann vereceği direk1ıiflere re tatbik ed il ecektir .

gö­


196 Yangın, sabotaj ve suikastlar

:

Madde : 7 Fırsat çı:k tı kça , bilhassa resınd dev­ let binalarında yangın çıkarmak, ölümlü kazalar ya­ ratmak, harp gemilerinde yangın çıkarmak, yaralar açmak. -

Manasıırın vazifesi

:

Madde : 8 Birer ileri karakol ve gözetleme yeri olan manaStidardaki azizierin istekleri derhal verecekleri mektupları, kendi �şlerinden evvel sahip·­ lerine götürülüp teslim edilmelidir; Bu tavsiyelere aykırı hareket edenler hemen afaroz edilip, lanetle­ nir. Kredileri kesilir. Buradaki camiadan kovulur. -

Sanat politikası :

'

:

Madde : 9 ___: Bütün Rum ustalan Türk çırak kullanmaktan suret-i katiyede inen edilmiştir. Po­ l i tik düşüncelerle bir çırak almak icabederse, Rum usta bu çirağı hizmetçi gıibi kullanmalıdır.

İçlerindeki hevesli gençlere de ters muamele etmek, hırpalayıp iş yerinden uzaklaştırma çaresi aranacak, özellikle şehirden bir Türk sanatkann da­ ha e ksilmesi temin edilmiş olacaktır >> (40) .

Bir gestapo teşkiilatının programı program

değildir bu

...

Bir ye raltı teşkilatının, yada Yunan Beşinci Ko­ lunun programı d a değildir. Bu okulun ders programıdır bu...


1 97 Rumların <<Akademi» adıy!a anelıklan Ali B ey adasındaki Rum okulunda hazırlanıp, öğrencilere ve kiliseler kanalından Rum azınlığa gerekleri anlatı­ lan bu program ülkenin her tarafından yıllarca uy­ gulanmıştır. Azınlıklara imtiyaz vermenin, azınlık­ ların hakkına, hukukuna, dinine, milliyetine saygılı olmanın ne demek olduğunu Rumlar bu programla öğretmişlerdir Türklere... Fakat ders alınması ge­ reken olaylar çabuk unutturulmuş, Cumhuriyet döne­ minde Rumlada beraber öteki azınlıklara da yeni i hanet programları hazırlamaları için yeni limtiyaz­ lar verilmiştir.

BUGÜNKÜ DURUM Birinci Dünya Savaşı öncesinde sayısı 3.500'ü bulan Rum okullannın bir kısmı kaybettiğimiz top· raklarda kalmış, bir kısmı da İstiklai Savaşı sırasın­

da Rumiann kaçması sebebiyle

kendiliğinden ka­

pa nm ıştı r Bugün ülkemizdeki Rum okullan şunlar­ .

dır: 1)

B akı rköy Rum İlkokulu:

1829'da Mihal Simenidis tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 7 öğretmen vardır. Anadil Rum­ cadır. Fransızca okutur. Akademik öğretim İstanbul, Bakırköy, İstanbul Caddesi No: 71 58 26 numaralı telefonu vardır.

2)

yapar.

143'dedir.

Balat Rum İlkokulu :

1862'de Aleksandros Hacopulos tarafından

ku-


198 rulmuştur. Daimi kadrocia 7 öğretmen vardır. Ana­ dil Rumcadır. Fransızca okutur. Akademik öğretJim yapar. İstanbul, Balat, Ayan Caddesi No: 25'dedir. 3)

Beşiktaş Rum lıkokulu :

1903'de Hııisto Yoanidi tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 4 öğretmen vardır. Rumca anadildir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstan bul, Beşiktaş, Köyiçi No: 33'dedir. 47 48 33 numa­ ralı telefonu vardır. 4)

Bebek Rum İlkokulu :

1950'de Ar.isto Yorgiyadis tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 4 öğretmen vardır. Anadili Rum­ cadır. Fransızcia okutur. Akademik öğretim yapar. Bu okul 1852'de açılmış, 1935'de yeni iJAveler yapıl­ mıştır. 1950'de iki sınıflı olarak tekrar Rumluğun hizmetine sokulmuş, daha sonra 3, 4, 5 nci sınıflar ilave edilmiştir. İstanbul, Bebek, lnşirah Sok. No: 24'ded!ir. 5)

Ayakostantin Rum İlkokulu :

1875'de Terpandros Marinos tarafından açılmış­ Daimi kadroda 12 öğretmen vardır. Rumca ana­ dildir. Fransızca okutur. Akademik öğretJim yapar. İstanbul, Beyoğlu, Kalyoncukulluk, Kadın Çıkınazı No.: 16'dadır. 49 35 55 numaralı telefonu vardır. tır.

6)

Beyoğlu 3. Rum İlkokulu :

1907'de Beyoğlu Rum Ortodoks cemaatı adına Anastas Kuçupidis tarafından kurulmuştur. Daimi kadrocia 9 öğretmen vardır. Anadili Rumcadır. Fran-


199 :sızca okutur .

Akademik öğretim

yapar .

İstanbul,

Beyoğlu, Sakızağacı Caddesi Nane Sokak No. : 20'de­ -dir. 44 28

7)

66 numaralı telefonu vardır.

Beyoğlu Merkez Rus lisesi :

1903'de Terpandros Marinos

tarafından kurul­

muştur. Daimi kadroda 35 öğretmen vardır . Anadıil Rumcadır. İngilizce, Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Ağahaınam, Maç Sok. No. :

40'dadır. 44 8)

1 9 69 numaralı telefonu vardır.

Aynalıçeşme Rum İlkokulu :

189l'de Terpandros

Marinos tarafından kurul­

muştur. Daimi kadroda 8 . geçici kadroda 12 öğret­ men vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Beyoğlu, Ayna­ lıçeşme, Çekiç Sok- No.: ll'dedir. 9)

Arna vutköy Rum İlkokulu :

1902'de Yorgi Zavrakıis tur.

tara fı nda n kurulmuş­

Daimıi karlroda 8, geçici kadroda

vardır. Anadil

Rumca'dır.

Abdullah Molla Sok. No.:

İstanbul,

2

öğretmen

Arnavutköy,

19'dadır. 63 56 15 numa­

ralı telefonu vardır.

10)

Boyacıköy Rum tıkokulu :

1886'da Kosti Vavakos tarafından kurulmuştur.

5 öğretmen vardır. Anadil Rwnc:a'­ dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İs­ Daimi kadroda

tanbul, Boğaziçi, Boyacıköy, Hurşit, Efendi Sok. No.:

l'dedir.


200 ll)

Kalamış Rum İlkokulu :

1880'de Yorgi Kalafatis tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Okula kaydolmak için Rum olmak şarttır. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Kalamış, Fener Cad. No: 52'dedir. 12)

Kadıköy Rum İlkokulu :

1924'de Yani Drasos tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 2 öğretmen vardır. Anadil Rumca'­ dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yap,ar. İs­ tanbul, Kadıköyded:ir. 13)

Hasköy Rum İlkokulu :

1891'de Argiro Keşişoğlu tarafından kurulmuş­ tur. Daıimi kadroda 2 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Hasköy, Baçtar Sok. No.: l'dedir. 49 50 29 numaralı telefonu vardır. 14)

Galata Rum İlkokulu :

1895'de Yerasimos Evgenidis ta)\afından kurul­ muştur. Ana okul ve ilkokuldur. Daimi kadroda 10 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca oku­ tur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Galata, Ke­ meraltı Cad. No.: 49'dadır. 44 63 73 numaralı telefo­ nu vardır. 15)

Fer.iköy Rum İlkokulu :

1901'de Hristaki Angelidis tarafından kurulmuş­ tur. Da�mi kadroda 16 öğretmen vardır, Fransızca


201 okutur. 1 953'de dev bir okul binası in� edilmiştir. İstanbul, Şişli, Abidei Hürriyet Cad. No.: 5/7'dedir. 48 68 07 numaralı telefonu vardır. 16)

Edirnekapı Rum İlkokulu :

1897'de Vasil Evangelidis tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 5 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Edirnekapı, Salmatoprak, Mester Sokak No. : 74/2'dedir. 17)

Yoakimion Rum Kız Lisesi :

1879'da Patrik Yoakim tarafından kurulmuştur. Ortaokul ve lised:ir. Daimi kadroda 25 öğretmen var­ dır. Rumca anadildir. Fransızca, İngilizce okutur. Akademik öğretim yapar. lstan'Qul Fener, Mektep Sokak No: 16'dadır.21 27 14 numaralı telefonu var­ dır. 18)

Çengelköy Rum hkokulu:

1875'de Zinovios Tamer tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 6 öğretmen vardır. Rumca ana­ dildir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Çengelköy, Meserret Sokak No. : 3'dednr. 1 9)

Cibali Rum llokulu :

1 896'da Kostantinus Amaksapulos tarafından ku­ rulmuştu. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızcıa okutur. Akademik öğretim ya­ par. İstanbul, Cibali, Abdülezel Paşa Cad. No.: 196' dadır. 20 )

Büyükdere Rum İlkokulu :


202 187l'de Dimitri Papaskostantino tarafından ku­ rulmuştur. Daimi kadroda 4 öğretmen vardır. Ana­ dil Rurnca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul Sanyer, Büyükdere, Kuyu Sokak. No. 2'dedJir. 21)

Kurtuluş Rum İlkokulu :

1886'da Hristos Yoanidis tarafından kurulmuş­ tur . Anaokulu ve ilkokuldur. Daimi kadroda 3, geÇi­ ci kadroda 6 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstan­ bul, Kurtuluş, Sefa Meydanı'ndadır. 47 53 96 nurna­ ralı telefonu vardır. 22 )

Kumkapı Rum nkokulu :

1888'de Niko Zumbulidis tarafından kurulmu.ş­ tur. Anaokulu ve ilkokuldur. Daimi kadroda 3 öğ­ retmen vardır . Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. ııistiyan ortodoks olmak şarttır. İstanbul, Kumkapı, Çadırcı Cami Sok. No. : 12-14'dedir. 27 33 76 numara­ lı telefonu vardır. 23) Kandilli Rum İlkokulu: Konstantin Moshopulos tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur, akademik öğretim yapar. İstanbul, Kandilli, Derman Sokak No: 2 1'dedir. 68 80 Ol 129 numaralı telefonu vardır. -

24)

Langa Rum İlkokulu :

1850'de Lazaııi Hacetoğlu tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 9 öğretmen vardır. Anadil Rurn­ ca'dır . Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar.


203 İstanbul, Aksaray, Katip Kasım Mahallesi Alaca Ca­ mii Sok. No. : lO'dadır. 27 15 99 numaralı telefonu vardır; �

25 ) Maraşlı Rum İlkokulu:

1900'de Vasil Çürükoğlu tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 9 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur, Akademik öğretim yapar. İstanbul, Fener, Sadrazam Ali Paşa Yokuşu No. : 35' d edi r . 21 52 14 numaralı telefonu vardır. 26) Ortaköy Rum İlkokulu: 1881'de Kostantİn Moshopulos tara:fından kurul­

muştu. Daıimi -kadroda 4 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. İstanbul, Ortaköy, Muallim Naci Caddesi No. : 94 adresindedir. 27) Samatya Rum İlkokulu: 1874'de Yardan Faraşoğlu tarafından kurulmqş

­

tur. Daimi kadroda 9 öğretmen vardır. Rumca Ana­ dildir. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar, İstanbul, Yedikule, İmrahor Caddesi, No. : 21 58 62 numaralı telefonu vardır

72'dedir.

.

28 ) Kuzguncuk Rum İlkokulu:

1926'da Efstatios Linos tarafından kurulmuştur. Daimi kadroda 6 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur, akademik öğretim yapar. İstanbul, Kuzguncuk, Bereketli Sok. No.: 23'dedir. 29) Lonca Rum İlkokulu:


204 26 Mart 1 889'da Yeorgios Papadopulos tarafın­ dan kurulmuştur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğ­ retim yapar, İstanbul, Ayvansaray, Mollaaşkı �a­ hallesi, Kırkambar Sok- No.: 10'dadır. 21 35 83 numa­ ralı telefonu vardır. 30) Odigitriya Rum İlkokulu : 1880'de Ermilos Konstantinö.dis tarafından kurui­ muştur. Daimi kadroda 12 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim ya­ par. Okula kaydolmak için hıristiyan ortodoks ve ka­ tol:ik olmak şarttır. İstanbul, Beyoğlu, Hamalbaşı, Caddesindedir. Telefonu yoktur ama, 44 87 00 numa­ radan temas kurulabilir. 31) Taks[m Ayatriyada Rum hkokulu: 1895'de Ptodrimos Franko tarafından kurulmuş­ tur . Daimi kadroda 10 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. Istanbul, Taksim, Meşelik Sokak No. : 1 1-2'dedir. 44 25 17 numaralı telefonu vardır. 32) Yeşilköy Rum İlkokulu: 1904'de İstefanas Evange�idis tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 7 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretarn yapar. İstanbul, Yeşilköy, Çekmece Cad. No.: l'dedir. 73 86 16 numaralı telefonu vardır. 33 ) Zapyon Konstantin Zappas tarafından kurul­ muştur. Ana, ilk orta, lise seviyesindedir. Daimi


205 kadroda 52 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fran­ sızca, İngilizce okutur. Akademik öğretim yapar. İs­ tanbul Taksim Meşelik Sok. No. : 17'dedir. 44 28 76 numaralı telefonu vardır. 34 ) Zoğrasyon Lisesi : 1893'de Menelaos Konstantinidis tarafından ku­ rulmuştur. İlk, orta, lise ticaret lisesi seviyesindedir. Daimi ka droda 55 öğretmen vardır. Anadil Rumca'­ dır. İngilizce, Fransızca okutur. İstanbul Beyoğlu . Suterazisi Sok. No : 271'dedir. 44 28 89 numaralı te­ lefonludur. 35 ) Yenişehir Rum İlkokulu: 1858'de Stefanos Tasselaridis. tarafından kurul ­ muştur. Da-imi kadroda 9 öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul Beyoğlu, Hacıilbey . Sok. No. 19'da­ dır. 36 )

Yeniköy Rum İlkokulu :

1 870'de Hnstaki Zoğrafos tarafından kurulmuş­ tur. Daimi kadroda 8 öğretmen vardır. Anadil Rum­

ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Yeniköy Sait Halim Paşa Sok. No. lO'da­ dır. 37) Üsküdar Rum

hkokulu:

190l'de Rum Cemaati tara�ndan kurulmuştur. Darimi kadroda 9 öğretmen vardır. Rumca anadildir. Fransızca okutur. İstanbul, Üsküdar, Yenimahalle Hacı Murat Sokak No. : 9'dadır. 38) Yeldeğirmeni Rum İlkokulu :


206 1914'de Haralanhis Papadopulos tarafından ku­ rulmuştur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Ana­ dil Rumca'dır. Fransızca okutur. İstanbul Yeldeğir­ meDJi, Karakolhane Sok. No.: 92'dedir. 36 36 93 nu­ maralı telefonu vardır. 39) Tarabya Rum İlkokulu: 1880'de Aspasya Zanidu tarafından

kurulmuş­

tur. Daimi kadroda 6 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim

yapar.

İstanbul, Tarabya Ahı Sok, No.: 27'dedir. 62 40 Ol 130 numaralı

-

telefonu vardır.

40) Fener Rum Erkek Lisesi: 1454'de Hıristaki Angelidis taranndan kurulmuş­ tur. nk, orta, lise seviyesindedir. Daimi kadroda

32

öğretmen vardır. Anadil Rumca'dır. Latince, lngiliz­ ce, Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. Bu okul hakkında bölüm başında tamamlayıcı bilgi ve­ rilmiştir. İstanbul Fener Sancaktar Yok. No. : 36'da­ dır.

21 22 52 numaralı telefonu vardır. 4 1 ) Burgazada Rum İlkokulu : 1891'de Simeon Sinisoğlu tarafından kurulmuş­

tur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır.

Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar.

İstanbul Burgazada Takımağası aralığı No.: 11-13'de­ dir. 51 82 34 numaralı telefonu vardır. 42) Büyükada Rum İlkokulu: 1 850'de Nikola Küçüknikalosidi

tarafından ku-


207 rulmuştur. Daimi kadroda

9 öğretmen vardır. Ana­

dil Rumca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. İstanbul, Büyükada, Alaçam Sok. No.: 13'dedir. 51 64 82 numaralı telefonu vardır.

43) Büyükada Rum Yetimler Okulu: 1903'de

Hı�isto Yuanidis tarafindan kurulmuş-·

tur. Daimi kadroda 8 öğretmen vardır. Anadil Rum­ ca'dır. Fransızca okutur. Fakir ve kimsesiz rumlan korur. Bütün öğrenciler yatılıdır. İstanbul, Büyüka-·

da İsatepesıi'ndedir. 51 61 12 numaralı telefonu var­ dır.

44) Kınalıada Rum nkokulu: 1955'de Ligor Bahçivanis tarafından kurulmuş-· tur. Daimi kadroda 3 öğretmen vardır . Anadil RuJ!l­ ca'dır. Fransızca okutur. Akademik öğretim yapar. 4'dedir. 55·

İstanbul, Kınalıada, Hamam Sokak No.: 48

75

numaralı telefonu vardır.

45) Heybeliada Rum İlkokulu : 1849'da Vasil Ano�ostopulos tarafından kurul­ muştur. Daimi kadroda 7 öğretmen vardır. Rumca'dır. Fransızca okutur. İstanbul,

Anadil

Heybeliada,.

Heybeli Meydanı No. : 3'deddr. 51 80 16 numaralı te­ lefonu vardır.

46 ) Heybeliada Rum Rahipler Okulu: Kuruluş tarihi

9. asra kadar uzanır.

Bugünkü

şekliyle 1884'de Lefter Yakovos Stetanidis tarafın­ dan kurulmuştur. Daimi karlroda 25 öğretmen var­ dır. Anadil Rumca'dır. Fransızca, latince okutur.

Pa-


208 rasız yatılıdır. Suriye, Mısır, Amerika Birleşik Dev­ letlerıi ve Yugoslavya'dan gelen papaz adaylan bu okulda eğitim yapar. Patriğin yazlık köşkü de bu okulun bünyesindedıir. Meşhur hainler bu okulda ye­ t işt:rilmiştir.

47 )

Gökçeada Merkez Rum İlkokulu: Gökçeada - Çanakkale.

48) Gökçeada Merkez 2. Rum İlkokulu: Gökçeada - Çanakkale.

49) Bademliköy Rum İlkokulu: Gökçeada - Çanakkale.

50) Dereköy Rum İlkokulu: Gökçeadıı · - Çanakkale. 5 1 ) Kaleköy Rum İlkokulu: Gökçeada - Çanakkale. 52) Tepeköy Rum İlkokulu : Gökçeada - Çanakkale.

53 ) Zeytinliköy Rum İlkokulu : Gökçeada - Çanakkale. Bu duruma göre Türkiye'de 53 Rum okulunun 46'si İstanbul'da, 7'si Çanakkale ilimize bağlı Gök­ çeada'da bulunmaktadır. Ancak, İstanbul'daki Rum okularının bir kısmı Anaokulu, ıilkokul, ortaokul ve lise olarak kullanılmaktadır. Böyle bir değerlendir­ meye göre Rumlar'ın yalnız İstanbul'da 4 anaokulu, 42 ilkokulu, 4 ortaokulu, 6 olmak üzere 58 eğitim müesseleri vardır. Bu rakama Çanakkale'ye bağlı 7 okul da eklenirse Türkiye'deki Rum ilkokullannın


209 sayısı 49'a, bütün

Rum okullannın

sayısı ise 65'e

yükselmektedir.

CUMHURİYETTEN

SONRA

Bugünkü azınlık okullannnı tabi oldukları statü Lozan Antiaşması ile tanınmıştır. Anlaşmanın, azınlık

okullarıyla ilgili 40 ve 4 1 . maddeleri şu hü­

hümleri getirmiştir: Madde: 40 - Gayrı müslim ekalliyetlere men­ sup olan Türk tebaası hukfıken ve fiiilen diğer Türk tebaaya tatbik edilen aynı muamele ve teminattan müstefid olacaklardır. Bunlar, bilhassa

masraflan

kendilerin e ait olmak üzere her türlü müessesatı hay­ riye, di.niye veya içtimaiyeyi, her türlü mektep ve­ sair müessesatı talıim ve t�rbiyeyi tesis, idare ve mu­ raka be etmek ve buralarda kendi lisanlanıu serbest­ çe istimal ve ayini dinilerini serbestçe icra eylemek hususlarında müsavi hukuka malik olacaklardır. Madde: 41

-

Tedrisatı

umumiye

hususunda

Türk Hükumeti gayn müslim tebaanın

mühim bir

nisbet dahilinde mütemekkin olduklan

şehirler ve

kazalarda bu Türk tebaasının

ço�uklarının

iptidai

mekteplerde kendi lisanlarıyla tahsil etmelerini te­ min zımnında teshilatı münasebe

ibraz edecektir.

Bu hüküm, Türk Hükumetinin mezkur mekteplerde Türk };isanının tedrisini mecburi kılmasına mani ol­ mayacaktır. <<Gayrı müslim ekalliyetlere mensup Türk tebaa-

F. : 14


210 sının mühim nisbette mevcut olduklan şehirlerde ve­ ya kazalarda devlet bütçesi, belediye veya sair büt­ çeler tarafından terbiye, din

veya emrihayır mak­

sadile tahsis edilen mebaliğden bu ekalliyetlere de muhıik bir hisse temin olunacaktır. Mebaliği mezkü­ re, alakadar müessesatın sahibi selahiyet mümessil­ lerine ita edilecektir. Azıniıkiann mühim nisbette mevcut

olduklan

şehir ve kazalarda, Türkiye Cumhuriyeti Hükumetıi'­ ni devlet, belediye ve özel idare bütçelerinden azınlık okuHanna yardım etmeye zorunlu kılan Lozan An­ laşmasının 41. roadesinde yeterli açıklık yoktur. Tür­ kiye Cumhuriyeti'ni azınlık okullarını koruma der­ neği olarak gören bu maddenıin «Mühim nisbet»den ne

anladığı da ayrıca

izaha muhtaçtır. Bu mühim

nisbet çoğunluk anlamına mı gelmektedir, . nüfusun belirli bir yüzdesini ifade etmek için mi kullanılmış­ tır, yoksa mühim nisbet derken okuma çağına gelmiş çocukların bir okula ihtiyaç gösterir sayıda olması mı belirtilmek istenmiştir? Eğer bu anlama geliyor­ sa, bir semtte okul çağına gelmiş 15 Rum, Ermeni ve­ ya Yahudi çocuğunun bulunması bir okulun açılma­ sı dçin yeter sebep midir? 4 1 . madedde vilayet denmediği, ısrarla şehir ve kaza merkezlerinin üzerinde durulduğu halde.

Gök­

çeada köylerinde

Rum

anlaşmalara

aykırı olarak

okulları açılmıştır. 4 1 . maddenin hükmü ise, azınlık cemaatlarınca en aşırı ölçüde ıistismar edilmiştir. Şöyle ki : Balat Horenyan Ermeni ilkokulunda ortalama

7


21 1 ogrenciye 1 öğretmen düşmektedir. Koca okulda yal­ nız 36 öğrenci vardır. Beyoğlu Anarathiğutyun Ermeni Ortaokulunda ortalama 6 öğrenciye 1 öğretmen düşmektedir. Altı katlı dev okul binasında toplam 146 öğrenci vardır. 1928'de yani Lozan Anlaşmasından sonra açılan Gedikpaşa Ermeni Protestan llkokulunda 18 öğrenci­ Ye bir öğretmen düşmektedir. Bu okul açıldığından beri öğrenci sayısını arttırmış olmasına reğmen 36 yılın sonunda ancak 197 öğrencisi olmuştur. Bütün bunlardan başka Makruhyan Okulunda Nersesyan'da 125, öğrenci vardır. 1 952'de Sarıyer Yenimahallesinde açılan Sahak Mesrop İlkokulunun öğrenci sayısı ise toplam 19'dur. Leon Vartahyan Okulunun 72, Hasköy Musevi İlkokulu'nun 30, Ya­ hudi Ruhani Lisesi'nin 43, Balat Rum !lkokulu'nun 39, Bebek Rum İlkokulu'nun 35, Beşiktaş Rum İlko­ kulu'nun 23, Burgazada Rum İlkokulu'nun 34, Bü­ yükdere Rum İlkokulu'nun 26, Cibali Rum İlkokulu'­ nun 16, Çengelköy Rum İlkokulu'nun 33, Kalamış Rum İlkoku! u'nun 10, Kandilli Rum İlkokulu'nun 12, Kınalıada Rum İlkokulu'nun 15, ve Hasköy Rum İlkokulu'nun 5 öğrencisi vardır. Demek ki azınlıkla­ rın 4 1 . maddedeki «Mühim niı::bet»ten anladıkları bu­ dur. Ve demek ki azınlıklar Bebek'de 35, Balat'da 30, Büyükdere'de 26, Kınahada'da 15, Kalamış'da 10, Kandilli'de 1 2, Lonca'da l l , Hasköy'de 5, çocuğu yan­ yana görünce bunu mühıim nisbet zannetmekte ve bu 5 çocuk için okul açabilmekte veya 5 çocuk dçin okul açılmasını uygun bulalıilen idareciler çıkabil­ mektedir. 90,


212

Aynı Lozan Anlaşması hükümlerine bağlı olan Batı Trakya Türk azınlığı ise sadece üç okula sahip­ tir; imparatorluk devrinden kalan Gümülcine Med­ resei Hayriyyesıi, Gümülcine Lisesi ve İskeçe Türk Lisesi... Bunlardan Gümülcine'deki Celal Bayar Li­ sesi'nin 1960 hareketinden sonra Gürsel Lisesi olarak değiştirilmesi iste.nümıiş, fırsattan faydalanması­ nı bilen Yunan makamları Celal Bayar Lisesi tabe­ lasını indirmiş, fakat Gürsel Lisesi tabelasıru da as­ mamışlardır. Bugün bu lisemizin adı maalesef Ko­ mo1ıini lisesidir. Oysa Türkiye'deki her Rum Okulu'­ nun başında mutlaka bir Rum kelimesi vardır. Yunan makamlarının devamlı basl\..ı.: : ve bu bas­ kıya Türk Hükumetlerinin tepki gösterıneyişi sonunda, Yunanistan'da Türk ismi silinmiş, okullar, cami­ ler, yardım cemiyetleri yıktırılmıştır. Ve bir baş müftünün tayin edilmesi için 40 yıl beklemek zorun­ da kalmıştır Batı Trakya Türklüğü... Patrikhane ise Türk hükümetlerinin, Türkiye aleyhtarı müsamaha­ sı yüzünden, ülkemizin, Yunanistan'ın hak iddia ettiği birçok bölgesinde metropo1itlikler kurmuştur. Bugün 18'e ulaşmıştır bu metropolitliklerin sayısı. .. Patrikhaneye bağlı mütevelli heyetlerce idare edilen Rum Okulları'nın bir kısım öğretmenleri Yu­ nan Hükumeti tarafından gönderilmekte, çoğu üni­ versite mezunu olan bu öğretmenler Rum Okulların­ da serqestçe konferans ve seminer düzenleyebilmek­ tedrir. Etniki Eterya'nın programını Yunan dış politikasının hedefi olarak gören Atina, Kıbrıs, Girit, Epir, Pontus, Makedonya ve Küçük Asya Araştırma


213

Enstitüleri kurmuş, bu enstitülerde araştırma yapa­ cak kadrolarını yetiştirmiştir. Türkiye'deki R um Okullarına gönderilen öğretmenierin bir kısmı bu enstitülerin üyesidir. Üye olmayanların da görev alarak Türkiye'ye geldiklerini tahmin etmek zor de­ ği!dir .


214

BELGELER 1 ve 2 numaralı şifreli belgeler hariç, diğerleri üslu­ bu, anlamı ve cümle kuruluşu değiştirilmeden, bazı kelimeleri konuşulan Türkçe'ye çevrilmiştir.


215 BELGE No, :

1

Müfettişlik

Erkanıharbiye Umum.iye

şitresiyle

çekilmiştir

Dairesi Şifre

. ·

18/6/35

Şube 2 Numara

Dahiliye

2684

şifresi ve

Mutasarrıflık vasıtasiyle M

2356

Vçüncü Ordu MUiettişlitlıre

Saınsun'da:

Sa.msun'da : Onbeşinci Fırka. Kumandanlığına Sıvas'da

:

Vçüncü Kolordu Kumandanlığına

Yüzelli Yunanlı muallimle« yirmi bin» lira paranın Sam­ sun'a ınü tcheyyii hareket bulunduğu lılar ve

tarafından yapılan

malzemenin

manda

Samsun'a derdesLi

Yunanlıların

Samsun

yet verdikleri cümle.i

ve İstanbul'da. Yunan..

teşkilatından mütebaki esliha

izcl

sevk bulunduğu son za..

havallsine

fevkal§.de

ehemmL

müstahberattandır .

Esliha ve üniformanın memalik..i Osmaniyeyi ithali meiTL nuniyeti

ve

memlekete

girecek

ecnebilerin

tabi

bulunduğu

kuyut hakkındaki Meclis.i Vükel§. kararı 8/5/35 tarih ve 592 numara ile Kolorduya tebliğ edilmiş olduğundan bu mukar_ reratın ciheU mülkiye ile müttedihen temamii t atbiki

sure­

tiyle ithal edilmek is tenilen üniforma ve eslihanın ele geçir_ rilmesi ve asayişe zararı olacak te şkilata idari te dabi r le

mü­

maneat olunması ve bu müstahberatın ne dere ce ye kadar mev_

şük oldutunun yapılacak tahayyüdatl a meydana çıkarılması ve neticeden Ordu Müfettişliğinin peyderpey Nezareti haber_

dar etmesi rica olunur. Üçüncü Ordu Müfettişliğine ve müs­ ta celiyeU maslahata binaen. Üçüncü Kol orduy a

ve Onbc_

şlnci Fırkaya tebliğ edilmiştir. ( Şifreye tahvil edildi) R.aiet

18/6/35

Harbiye Nazırı Şevket Turgut


21$ BELGE No.:

2

HA \'ZA'dan Harbiye Nezareti Oelilesine

Şifre

Me,·rot

6/G/35 ''e istihbarat 76 numarııJı İngiliz

Meızifon kazasındaki

Rumlar

v

z

n n 1 y h zabitleri

hakkındaki istihbarata zarnimeten bu defa Amasya dan aldıtun malümatta ancak esnay.J tahcirde

liyasm.

Merzifon'da

esasen çokça kalan Ernıenilel'in bu kere mahalli saireden de gelenler ve hicretten

avdet

edenler

yüzünden miktarlarının

daima artmakta oldug-u ve bunların hariçten de mubayaası_ na

teşcbbüs

etmeleri ve iki mah muka.ddem Patrikha.neden

gönderilen Bedros Ermeninin

Lerzon namında

tahsil

görmüş iki genç

mes'elei sayasiye ile iştigal etmelerinin

mahsüs

oldug-unu, Merzifon Amerikan Mektebine getirilen eşya

saıı­

dıklarının üzerinde Otoman Amerikan markaları görüldtiğün_ den bunlann herhalde esliha oldut-unda şüphe

bırakmıştır.

Bu eşya kafilesinin Merzifon'a tekarrtibünde üç v s h h ay. rılarak muhtelif kollarla kasahaya dahil olmalan bu

şüphe.

yi takviye eylediği Merzifon'daki dört İngiliz zabitinin Ame_ rika kolejinde içtimaı, bunların hu havalide kornitacılık teş_ kilii.tiyle uğraştıklannı ve merkezi müzakerat ve teşebbüsat ittihaz ettikleri şüphesi uyandırdığı, Merzifon'da Mister Ke. çil ile beraber üçü Dolüor dördü Eczacı olarak sekiz ; A

v

ı

r r d e dört !ngiliz zabiti mevcut bulunduğu ve gayret mah_ remane ve kendilerine ihsas ettirilmemek üzere tahkikat ve tecessü.sa.ta devam olunduğu bildirilmek tedir. İstihbar kılına. cak

malümat bilahare arzolunacaktır.

!stihbarat 94 adet 10 Haziran 335

Ordu 9 Kıtaat Müfettişi Mustafa Kemal


217 BELGE No. :3 YILDIZ

SARAY ..I

HÜMAYUNU

BAŞKATİPLİK DAlRESt 4311 Geçende Haçin Dçesine gitmiş olan b i r Am�rikan yonerinin yanmda

mis�

iki zararlı yazı suret�

bulunan evraktan

lerinin sunulmasiyle durwnun Sadrıazamlık - Başbakanlık yüksek makamına bildirildiğine ve bahis konusu zararlı

rakla d ahi

beraber ortaya çıkan bir matbaa makinesi

MUli Eğitim Bakanlığı'ndan

Yüksek

rnevzuunda Izin istendiğine

dair

ev�

hakkında

yapılacak

işlem

Adana Valiliğinden

gelen

yazılar yüksek bilgilerine sunuldu. Gerçi dinler serbest ise d e bir takım misyonerierin beraberinde böyle bir evrak

ve

olup

buna ise

adı

geçen göz

menHer de Amerika'ya geri

döndüklerinde

makine

gibi

aletler

yumulamayacağından giderek

fesatçılık

takım muzir bulunmakta ve

bazı Er.

Amerikan tabiiyetine geçip

yapma

yoluna

gittiklerinden

devletçe bu gibi hallerin önü alınmak gerektiğine ve Ameri. ka

elçlliğinin

bu gibi hallerde

müdahaleye

hak ve yetkisi

olamayacağından başka bu gibi fasitlerin Padişahın memle. ketlerinden kovularak uzaklaştırılması dahi hükümetin hak. larından bulunmasına nazaran bu konuda ciddi ve etkili bir }{arar

alınması Halife Hazretlerinin şerefli

buyruğu gere.

ğinden olduğu için, durum velinimet efendimizin emrüferma. nma arzolunur 14 Cemazlyelevvel 1310

Hicri

2'2 Kasım 1308 Rumi

Padişah Haz. B. KAtibi

5 Ar:ıhk 1892 Miladi BELGE

No.:

Süreyya

4

YILDIZ

SARAY.! HÜMAYUNU

BAŞKATİPLİK DAlRESt 3978 Trablusşam

sancağına

bağlı

Safina

kasabasında

Biriç

adındaki köyde oturan katolik rahibi, adı geçen köyün yar1.


218 sından fazla olan ortodoks halkı katolik mezhebine geçirdi_ gi anlaşılmış

g�rekli tedbirlerin alınması Beyrut Vilaye­

ve

tine bildirilmiş olup, ancak bu halin tekrarlanmamasının ls. lami

Okullar kurulup açılmasına baklı

yerlerde

Milli

Eğitim

yardımıyla

ması idadi okullardan _ liselerden

olduğuna ve bu gibi

ilkokullar _

yaptırılıp

açıL

daha fazla devlete

fay_

dalı olacağına dair Suriye vilayetinden gelen şiireli telgraf yüksek

bilgilerine

sunulur.

Konunun

müzakere edilmesi hususundaki

Bakanlar

Kurulu'nda

emr_ü ferman Emir Şaihibi­

nindir. _ Padişahındır ..

10 Ceın.§..z iyelevvel 1312 Hicıi 28 Ekim 1310 Rumi

Padtşah Haz. Başıtatibi

10 Ekim 1894 MiiMt

BELGE No . :

Süreyya

5

YILDIZ

SARAY.!

BAŞKATlPL1K

HÜM.A.YUNU DAlRESI

786 Adana'da bir hayli Amerikan Okullan bulunduğU haber alınmış ve bwılann

izinsiz

açılmış

bulunduğU

anlaşılmıştır.

Kanun ve nizarnlar gereğince resmi açılma ruhsatı bulunma.. yan

okullarm

kapatılması

icabetmekte

olduğUna

his konusu okullar hakkında da 'tahkikat

göre, ha­

yapılarak

kanun

hükümlerinin yerine getirilebilmesi için Halife Hazretlerinin şerefli buyruklarının ilgililere tebliği için emrii ferman Elmir sahibinindir.

19 Muharrem 1314 Hicri 19 Haziran 1312 Rumi

2 Temmuz 1896 Miladi

Padişah

Haz. BaşkAtibi Tahsin


219 BELGE No. :

6

YILDIZ SARAY.I HVMAYUNU BAŞKATİPLİK DARESl 5225

Bebelt'de bulunan Robert Kolej adındaki okulun müdü­ rü ile öğretmenlerinin Rumelihisarı ile elvarında oturan Er_

menUerin _Yurt dışına. göçmelerini kolayl.ruştırmakla bera.. ber bunlara para yardmunda bulunmakta oldukları yüksek malıimunuz �lduğundan konunun özel bir komisyonda ince_ tenmasine cmrü ferman buyrul.ınası. hatırlatılır. Emrü fer­ man Emir Sahlbinindir. ll Cemaziyelcvvel 314 Hicri

Padişah Haz. Başkatibi

9 Ekim 1312 Rumi

Tahsin

22 Ekim 1896 Miladi

BELGE No.:

7

YILDIZ SARAY.I HVMAYUNU BAŞKATİPLİK DAlRESt 9642

Merzifon'daki Amerikan Okulu hakkın da

yüksek emir

gönderilmesine dair Baltanlar Kurulu'nun özel Meclisince düzenlenen tutanak başbakanlık yüksek makamının 17 Şev_ val 131'2 tezkeresiyle Halife Hazretlerine arzolunmuş ve yük.

sek iradelerinin çıkmasından önce bahis konusu okulun han_ gl başbakan zamanında, kimin izniyle ve ne tarihte açılmış olduğunun ve ne gibl dersler okutulmakta olup ne kadar öğ_ rencisi bulunduğunun ve ·b unların içinde müslüman Öğrenci olup olmadığının ve şayet varsa miktarının ne idiğinin yük. sek huzurlarına sunulması hususundaki emrü ferman Emir Sahibinin dir. 23 Şevval 1312 Hicri 6 Nisan 1311 Rumi

19 Nisan 1895 Miladi

Padişah Hazretlerinin Başkatibi Tahsin


220 8

BELGE No,:

YILHlZ SARAY_l HVMAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt

5570 Protestan misyonerlerinin silah ve muzir evrak dağıta... rak halkı ihtilale teşvik tahrik şeklinde vukubulan fesatçı­ lıklarıDa karşı gerekli güvenlik tedbirlerinin tesbiti ve alın_ ması lwnularını

incelemek

üzere

İçişleri Bakanlığı Müste_

şarının başkanlığında kurulmasına ferman buyrulan komiS­ yona; ilişik pusulada gösterildiği veçhile, Danıştay Tanzimat Dairesi üyelerinden

Galip ve Abdullah ve

Katibi Nuri, İstinaf Mahkemesi Başkanı

Dış Yazışmalar Şevki

BeyefendL

lerle İstanbul Polis Müdürü Agah veyahut Beyoğlu Müta... sarrıfı

Hüseyin

duklarına dair

Beyefendilerden birinin üye seçilmiş bulun­ ilişkileriyle birlikte yüksek makama

muş bulunan başbakanlık

sunuL

özel tezkeresi yüksek mal9mları

olduktan so::ıra Agah Efendinin fazla meşguliyetinden dola_ yı onun yerine Yüksek

Zabtiye Bakanlıtınca uygun birisi

tayin ediinnk üzere komisyonun kurulmasına fermanla izin verilmlş olduğundan evrakın gerekli mercie iadesi için em­ rüfermun Emir Sahibinindir.

ll P..c: c:p 1310 Hicri

18 Kii.nunsani 1308 Rumi

Padişah Hazretlerinin

31 Ocak 1892 MilAdi

Başkatibi Süreyya

BEI,GE No,

:

9

YILDIZ SARAY_l HVMAYUNU BAŞKATİPLİK DAlRESt

4010 Harput'taki

Amerikan

okulunun inşasına ruhsat veril­

diği ve inşaata devam edilmekte bulunduğu, yerinden gelen bir telgraftan yül<sek malumu olarak adı geçen yerdeki Ame_ rikan

okulunun harab olduğundon

bahisle eski

durumunu

aşmamak üzere tamir ve inşasına BAbıali'den izin istenmiş_


221 ti. Ancak bu okulun Anadolu'nun göbegi. olan Harput'ta bu­ lunması

yersiz,

halkın

çocuklarmın

fikirlerini

zehirleyece_

�inden dolayı zararları a.ş.Jkar bulunduğundan ve _Allah ko­

rusun.. müslüman çocuklarını

bozacağı muhakkak olduğun.

dan esaseıı bu gib i okullara ruhsat ve ri lmemek iktiza eder. Maarifperver te

Padişah

hazretleri,

birçok okullar meydana

sayesinde

memleket_

getirilmiştir. Şayet

yeteri :kadar okul yok ise orada

H arput ' t a

okul tesıs ve in­

yeni bir

şa edilmelidir. Yabancı okullarının meydanda olan zararla_ rını düşünerek _şikaycte mahal vermemek üzere

_

bu okulun

inşası Için yapılan masrafların devletçe tesviye edilerek bL n.anın yabancılardan

alınması ve dini , .siyasi

kurtulması hususunda Emrüferman

Emir

yük sek _ iradeleri

zararlarından

ısdar

olunmuştur.

Sahibi hazretler.inindir.

22 Cemaziyelevvel 1318 H!cri 4 Ag-ustos 1316 Rumi

17 Ag-ustos 1900

Padişah Hazretlerinin

Miladi

Ba.,katibi

Tahsin

BELGE No, :

10

YILDIZ SARAY_I HÜMAYUNU BAŞKA TİPLİii DAİRESt 1683 Beyrut'taki Amerik an Tıp Fakültesi'nden

mezun olacak

dok torların , adı geçen şehirdeki Fransız Tıb

Fakültesi için

gönderilmekte olan

mümeyyizler kurulu

tarafından imtihan

edllrr.ıe leri Amerika elçilig-i tarafından istenildig-ine ve bunun uygun görülmediğine Bakanlar Kurulu'nun kararını belirten tutanağın

_

izin alınmak üzere

_

Sadnaza.mlık makamının 6

Rebiülevvel 1319 tarihli yazı ile gönderilme si üzerine yaban_ cıların bu gibi Tıp Fakülteleri tesisine mahal ve gerek oL madı ğını ,

gösterilecek kolaylıkların birçok mahzurlar davet

edeceğini ve devletin menfaatıanna aykın durumlar meyda.

na getirecegi.ni diklrat nazarma alan Padişah hazretıeri ; bu


222 gibi konuların izin alınmak için kendisine getirilmesi gerek..

tıkini çotunlul;"unun ruhsatsız açılmış

olmaları muhtemel

ruhsat

bulundutunu ve bundan sonra açılmak isteneceklere veri lmemesi

için

Kurulunda yapılacak özel bir

Bakanlar

toplantı da alınacak kararın

onaylanmak

üzere sunulması

hususundki emrü fennan Emir Sahibi hazretlerinindri .

9 Rebiülevvel 1319

Hicri

13 Haziran 1317 Rumi

Padişah Hazretlerinin

26 Haziran 19(}1 Miliı.di

BaşkAtibi Tahsin

BELGE No. : l l YILDIZ SARAYJ Htr.MAYUNU BAŞKATİPLİK DAİBESI 1284 Mezhep müesseselerinin kanuni varlıklarının ihtirazi mu..

arnele kaydıyle ve teferruatı haJı:·kında bundan evvel takdim olunup Mülk rulu'nun

vasıtasıyla ve

sahibi olan

özel

Türkçe

Padişahın iradesiyle

komisyonunca

E lçili ğine

Fransa

ve

yapılan

suretleriyle viHiyetlere

ligatın suretlerinin tasdikli arz

düzenlenip

takdimi

irade

Bakanlar Ku.

Dışişleri

Bakanlı�ı

tebligatın

Fransızca

ve dairelere yapılan teb_

olduğu halde bu

buyrulmakta.dır.

akşama kadar

Emrüferman

Emir

sahLbi hazretlerinindir. 10 Sefer 1320 Hicri ll Mayıs 1318 Rumi

Padişah Hazretlerinin

24 Mayıs 1902 Miladi

BaşkAtibi Tahsin

BELHE No'. :

12 ,

Telgraf Sıra Numarası Tel graf Numarası

2524 146

Washington'dan İstanbul'da Osmanlı İmparatorluğundaki

Amerikan Elçisi

Leshman'a

J\rn.e l".ikalı lann okul

ve ru.

bant ku rul uşl arının maruz kaldı�ı zorluklar hakkında seçil.


223 miş Amerikan milletvekilleri tarafından son zamanlarda mü.. teaddit kerreler Başkan'a

bilgiler

verilerek elikkat nazan çe..

kilmiştir. Başkan tarafından teftiş ettil'i.len bu müessesele­ rin düzenli, görzn

şahsi

Amerikan

menfaatlerden uzak ve buralarda

tebaasınm

vazife

sada..

bu kuruluşlan Padişaha

katle idare ettilderini ve Osmanlı

lmparatorluğunun asayiş

ve saadetini dilediklerini ötrenmiştir. Başkan, her iki hükiunet arasındaki samimi

ilişkilerin

çotalarak devam ettirilmesi hususunda ihlAslı ve hayırhah emellerini bildiren özel bir beyannamenin Padişah hazretle_ rlne sunulmasını ve bundan böyle adı geçen müessese yöne_ ticilerinin

müşkilata utramaları halde

«Başkan adına ve

dotrudan dotruya Padişah'a başvurmalan» içln talimat ver_ diği ve Başkanın ; bahis

emin bulunduğu

t

konusu zorluklann önlenece inden

blldirilmiştir.

Bundan ba'7ka Başkan, 1901 - Rumi 1317

-

senesinden

bu yana Fransa, Rusya, Almanya ve İtalya'ya balışedilen

garanti ve ruhsatların Amerikan tebeası ve 'Amerikalıların müesseselerine de teşmil olunmasını isteyerek beklemelqte ve Padişah hazretlerinin

bunu reddetmeyeceğini ummakta....

dır. Bunun içindir ki Başkan, Beyruttaki Fransa Katolik Fakülteleriyle Amerikan

Protestan Tıb

-. öğretim metodu hariç - bir york

Fakültesi

Tib

arasında

fark bulurunadığını, New­

Hükumetinin kontrolündeki Amerikan Tıp FakültesL

nin de «Milli yazlardan ğer bazı

imtL da -dL

okul» sayılabileceğini binaenaleyh aynı

faydalanması milletiere

gerektiğini,

bahşolunduğu

Amerikalıların

gibi_

«EN

ZİY ADE MlJ_

SAADEYE MAZHAR» haline getirilmelerinin Padişah haz. retlerine en hliJ.isane temennileriyle arzını ve iyi bir netice alınabilmesi için dirayet ve akıllığınızı bekliyor. 3

Şub at 1902 Miladi John Hay


224 BEJLGE No. :

13

YILDIZ SARAY.I HÜMAYUNU BAŞKA TİPLİK DAİRESt 2633 Bitlis,

Erzurum,

Harput,

leri Ba.şka,nlarının bazı kından

toplanacakları

Van'da

Mardin

Anıerikan

misyoner_

müzakerelerde bulunmak üzere ya. haber

alınmıştır.

Mahzurla.

rından ötürü bu toplantıya meydan verilmemesi Halife haz_

ı'Ctlerinin emirleri Flrn.ir sahibi

gerek! olduğu tebliğ

edilir. EJmrüferman

hazretlerinindlr.

28 Rebiüla.lı.ir 1323 Hicri Padlşıı.h Hazretlerinin

1 0 Haziran 1321 Rumi 2 Temmuz 1903 MILidi

Baı;k.atibi

Tahsin

BELGE No. :

14

YILDIZ SARAY_ı H'ÜMAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt 35 Asayişsever Halife hazretlerinin sayesinde ilerde sükün ve

istiralıat

tamam olduğu, mf.isl.ümanlarla ermeniler ara_

sında birbirlerini öldürrneğe sebep madığı ki

olacaık düşmanlık bulun.

halde, Yabancı Misyonerler Kurulu'nun Amerika'da...

«Büyük Meclisb nin : yakın bir zamanda,

katlinin

tekrarlanacağının

endişe

edilmekte

ermenilerin

oldugıma

dair

haberler yayılması yardım parası toplamak maksadına müs_ tenid bulunmuş ve yapılan ianeler yükselmiş ğıttıkları

olduğu halde,

yüzotuzbeş bin

ilraya

misyonerlerin, bu vilAyetlerde da.

paraların elli bin liraya bile vannadığı, binaena_

leyh yapmış bulundukları menfl propagandanın hakiki mak_ sadının başka

olduğunun 'Anlerikan

bir surette bildirilerek yayınlanması

ğine

gazetelerine münasip

için Washington

Elçili­

talimat verildiğill.e dair arzolunan 1 Muharrem 1320 ta...


225 rihli sadaret özel tezkeresi Pii.dişah hazretlerini memnun et_ tiği alılkalılara teblik olunur. Emrifferman Emirsahibi haz. retlerinindir.

3 Muharrem 1320 Hicri 30 Mart 1318 Rwni

Padişah Hazretlerinin

12 Nisan 1902 MilAdi

BELGE No. :

Başk§.tibi

15

YILDIZ SARAYJ Htl'MAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt 8378 Osmanlı bahşolunan ve

bu

lmparatorluğunda mUsaadelertn

arada Beyruttaki

Fransız

bulunan mUsadeleri oradaki eylemesi içfn mesi sine

iQin

Amerıkan

zamlık yazısı

Tıb

Fakültesine

verilmiş

Protestan Tıbbiyesine de

Devlet

Başkanının

telgrafın bir

sunulduktan

okullara

birtakım

kan okullannın hem pek şekilde

yabancı okullara

ihsan

PB.dişah hazı-etlerine kendi adına i.stirham

gönderdik!

bancı

bulunan

Amerikan okullarma da verilmesi

zararlı

İstanbul'daki

suretinin ekU

sonra,

her ne

olduku

faailiyette

Sadra..

kadar diker ya..

müsaadeler verilmişse fazla

et_ elçL

de

AmerL

olması hem de devamlı bir

bulunmaları

hasebiyle

durumun

Amerika elçisi ile Dıişleri bakanı arasmda müzakeresinden sonra yÜksek makamına arzedilmesini emir dlşah

hazretleri emrüferman

sahibi olan · Pa.

eylemişlerdir.

5 Zi lkade 1320 Hicrl 21 Kilnunsanı

1318 Rumi

Padişah

3 Şubat 1902

Hazretlerinin Başkatibi

BELGE No.:

16

YILDIZ SARAY.I Htl'MAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt 1445 Talas'ta sina

Amerikan

teşebbüs

üzerine

durum

olunan

misyonerleri

okul

hakkında

Sadrazamlıktan

tarafından

yaptırılma_

yürütülen

yazışmalar

sorulmuş

ve

Dışişleri

Ba..

F.

: 15


226 kanlig-ı tarafından vllayete yapılan tebligat Kayseri muta. sarrıfhğına bildirilmiş ise de yapılan ihtara rag-men okulun inşasına ba.şlandıg-ı ve devam ettirildig-l

Ankara Valilig-inin

haberinden anlaşıldığından inşaatın hemen yasaklanması ve müslümanların haldannın çlğnenmesine sebep olan bu gibi hallerin Vukubulmaması için, ruhsatsız okul yaptınlması ya.. sag-ını kuvvetlendirecek mahiyette Bakanlar Kurulu'nda bir karar alınarak Halife hazretlerine arzolunması Emrüferman Emirsahibi hazretlerinindir. '20 Sefer 1324 Hicri ,ı Nisan 1322 Rumi

Padişah Hazretlerinin

14 Nisan 1908 Miladi

BaşkAtibi Tahsin

17

BEI,GE No.:

YILDIZ SARAY.I HfJMAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt 3885 Fransa'da bulunan

Cizvit rahiplerinin Ekim ayı başla..

rında Fransadan çıkarılacakları rivayet olunmaktadır. Bun. lar

Fransa'dan koğularak

dışarıya gönderildikleri takdirde

bile, dışarıda himaye olunarak Padişahın memleketine mu.. sallat

olacaklanndan kabul

alınması

olunmaması

Halife Hazretlerinin

emirleri

hususunda karar

gereg-idir.

Emrlifer.

man Emi rsahibi hazretlerinindir. 20 Cemaziyelevvel 1316 Hicri 30 Ağustos· 1314 Rumi

Padişah Hazretlerinin

12 Eylül 1898 Miladi

Başkatibi Tahsin

18

BELGE No. :

YILDIZ SARAY.I HfJMAYUNlT BAŞKATİPLİK DAİRESt 6630 Mevcudiyetlerinin tasdik olunması Elçilik tarafından ri. ca

olunan Amerikan dini

Kurulunca yapılan

müesseseleri hakkında Bakanlar

müzakereler sonucu

alınan

karar Baş.


227 bakanlığın - Sadaretı n ve

izin

alınmak

-

üzere

4 Zilkade 1324 tarihli yazılarıyle

Padişah

hazretlerin�

sunulmuştu.

Kayseri'de her ne kadar bir miktar Rum ahalisi var ise de halk:nın kahir bir ekseriyetinin müslüman olması hasebiyle Kaysc:-i kaza

merkezinde gayn_müslim ve yabancı okuHan

ve misyonerler için binalar yaptınlmasına müsaade olunma. sı

caiz değildir. Diğer

dır.

İslam bölgelerinde de

vaziyet aynı_

İşin yeniden incelenerek müzakere edilmesi hususunda

Halifo hazretlerinin emirleri gönderilmişti. binaların

mevcudiyetlerinin

Bahls

tasdik olunmaması

ve

konusu AmerL

kan hükumetinin yüzde üç zamlı vergi vermek hususundaki müracaatmin

kabulü

mize tesir edeceği,

ise bunların mevcudiyetlerini

Elçiliklerinin

Büyükelçiliğe

si yolundaki - eskiden beri vukubulan

-

tasdiki­

yükseltilme_

teşebbüslerinin

de kabul edilmemesi gerektiği tebliğ buyrulur. Emrüferman Emirsahibi Hazretlerinindir.

7 Zilkade 1324 Hicri 9 Kanunuevvel 1322 Rum·i 22 Aralık

Padişah Hazretlerinin

1908 Miladi

Başkatibi Tahsin

İll<jkileri

:

Bib_ı Ali Sadaret Tezkeresi

Sadrıii.zamlık Dairesi Divan.ı Hümayun

A:nerika Elçiliği tarafından Dışişleri Bakanlığına gön. dcrilen muhtıra üz:rlne bazı kayıt ve şartlarla mevcudiyet_ leri Padişah

hazretleri tarafından

müsaadeye şayan buyru.

lan on kalem Amerikan müessesesinin bulundukları yerleri ,.e isi:nlerini gösteren

ı çük

-

listedir :

Kayseri'de ve Talas·ta Erkek ve Kız okulları, kü_

çocuklar için

bahçe okulu,

hastahane, misyonerierin

oturmasına mahsus evler ve eczahane

2 - Tarsus'ta lwlej .

3

-

- Selanik'te

ve rr,üştcmilii.tı.

kilise,

misyonerierin

oturması

için

ve


228 4

- __

Van'da erkek

ve kız

okulları, Yetimhane, hasta..

hane, eczahane, ve misyonerierin

oturması

için evler

ile

oturmalanna mahsus

bi.

müşteınilatı.

5

6 7

-

SelAnik'te Sanat ve Ziraat Okulu

-

İzmir'de erkek ve kız okulları.

-

Adana'da

misyonerierin

nalar ve kız okulu.

8

-

Sivas'da erkek ve kız okulları, kiLise

ve

misyoner_

Jerin oturmalarına mahsus evler.

9

-

Maraş'da Kız Kolej! ve «Teolocikal Seminarb ya..

ni «Dinl ilimler ög"retimi için okul» ve misyonel'lerin otur. malarına mahsus evler.

10

--

Beyrut'ta Kolej

ile müştemilatı. Kayıtlara uygundur mühür Divan.ı Hümayun Kalemi

BELGE No. :

19

YILDIZ SARAY.I HüMAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt

8860 Devlet Başkanı

adına

Padişah hazretıerine maruzatta

bulunmak ve bir müddetten beri askıda kalan bazı mesele. lerin .b ir

neticeye bag-Ianmasını arzetmek

Elçisinin

Padişah huzurunda

üzere Amerikan

kabul şerefine

ulaşmasını di.

lernesi üzerine Sadrazamlık ma.kanunın 21 Zilkade 1320 ta.. rihli

özel tezkeresi yüksek görüşlerine arzolundu. Adı ge.

çen elçinin tınde

sunacağı ve dileyeceği

bulunan Amerikan

kuruluşlara bahşolunan

haklardan

duğu anlaşılmaktadır. Amerikalı tin birçok

tsıam

şey Padişahın memleke.

müesseselerinin ve diğer yabancı

ve

taydalanma İngilizlerin

bölgelerinde pek çok

hususu oL memleke.

okul açarak nıisyo.

nerler vesair vasıtalarla akideler ve ahlakı bozmag"a ve de_ jenere etmeğe

çalıştıkları

bilindig"inden,

hatta geçenlerde

Kastamonu'da İslam mahallesinde, sonradan kilise ve okul yapılmak üzere bir bina satın alabilmek için ne kadar gay_


229 retler gösterdiği

sadrazamlığa ha-

vilayetten gönderilen ve

vale buyrulan telgraftan da anlaşıldığına göre bu gibi ma.h.. zurların ve mazaratın önüne geçecek tedbir

ve hükümlerin

hükumet taratından alınması gerekmektedir. Diğer taraftan

bu konuda tedbir alacak komisyonun kurulmasıyle ilgili ge_ nelge ile memleketteki Amerikan müesseselerinin durumu rilir.

tesbit

edilip

sunulması

hususundaki

istatistiki

iradeleri bildi­

Emrüfennan Emirsahibi hazretlerinlndir.

23 Zilkade 1320 Hicri 8 Şubat 1318 Rumi

21

Şubat

1902

Padişah Hazretlerinin Ba.şkii.tibl

Miladi

Tahsin

20

BELGE No. : BAB_I ALl

ÖZEL MECLİ S İ

3292 Yüksek bilgileri olduğu üzere tabiiyet ve korumaları aL tında. bulunan dini ve özel müesseselerin kanuni mevcudiyet. lerinin Padişah Hükumetince tasdik edilmesi için Fransa ve daha. sonra Almanya, !talya, Avusturya, Rusya ve İngiltere devletleri taratından yapılım hükumeti

dahi

aynı

için

yapılan

den

Arnerikaya

çiliği rine

Halife

sırasında

istekte bulunmuştu.

teşebbüsler

teminat

müracaat

farklı

ve

müdıı.faalar

muamele

verilmesine

hazretlerinin

Bu talebin netice

buyrulması

Dışişleri

reddl

vermediğin._

yapılmayacağına

m·ü saade izni

Amerikan

dair

EL

dileği üze.

Bakanlığına

tebliğ

olunmuştu. Huzurumuzda okunan adı geçen elçilik yazısında birkaç yıl evvelki

Amerikan

görülen dörtyüz

küsur

müessese lerini

beyan

müessesenin

tasdiki

olunınağa devam ettiği halde sında Osmanlı la.şıldığından yeceği partiler

tebeasına ait

cetvelin

tamamının

müesseselerin birer ile

bunların

bahis

konusu

müesseseler de

birer

tasdiki

eden

cetvelde

ısrarla

talep

kuruluşlar ara. bulunduğu

ellietine

an_

gidlleml.

incelenmesi gerektiği yerli

Amerikalılarla

müştereken

tasarruf


230 ettikleri müesseselerin bizzat reddedilmEsi lazım geldiği inan.. c:lırıcı delillerle anlatılmıştı, Bu arada Padişah hazretlerinin ferm:ı.nı gereğince Amerikalılar k : ndi müesseseleri için im.. tiyazlı

muamele beklememeieri gerektiğini, Elçiliğin

önceld muhtırasındaki on kadar müessese hakkında

daha tasdik

muamelesi talep olunmakta bulunduğu ve daha bir çok mü. esseselerb de kabul

ve

tasdiki

için herhangi

bir

talepte

bulunulınayıp isteklerinin bu on ınüesseseye münhasır oldu_ ğu, uzun zamandan beri sürüncemede kalan bu tasdikin ya..

pılınamasının damga k anunu ve yüzde ilave verg·i ihtilafla. rının faydalı bir şekilde hallolunarak Türkiye devletine hiz_ met etmek arzusunda olduğu · halde müşkilat çıkarılmak su.. retiyle

devletimize hizmet ifa edemem::k

luldığını bildiren yazısında,

durumunda bıra.

durumu kendi hükümetine bil­

dirmek mecbu riyetinde kalacağını, misyonerierin şikayetiyle esasen

Türkiye

aleyhinde

bulunan Amerikan kamuoyu'nun

tabii gereği olarak her iki devlet arasındaki iyi ilişkiler aley_

lıin::! bir

teşebbüste bulunulması ihtimali

bulunduğunu, her

iki tarafın da aleyhine olacak bu gibi olaylara meydan ve­ rilınemek için de tamamlanan işler yüksek rilerek

kendisinin

tasdikten geçL

hizmetten alıkonulmamasını istirham et_

miştiı·. Elçilik ; tascikini

daha

sonra dörtyüz küsur

müessesenin ısrarla

ist:: mekten vazgeçerek, ilişik pusla6.ı kayıtlı Kay.

seri, Talas, Adana, !zmir, Tarsus, Selanik ; Van;

Maraş ve

Beyruttaki erkek ve kız okulları sanayi ve ticaret yetimhane, hastahane, eczahane, ve

ınüşt: milatının

kurulması

tasdikini

istenilen Sanayi

kilise ve

istemiştir. ve

okulu,

misyoner evleri

Selanik

vilayetinde

Ticaret okulu için elçilikle

muhaberede bulunulmuş, Tarsus'taki okul içinde Tıb FaküL tesi için yapılmak istenen binanın askeri debboy ve cepha.. neliğe yakın

olması hasebiyle yasaklanması

verilen bilgi

üzerine _ elçiliğe tebliğ olunmuşsa da elçilik yaptığı itiraz. da bunun doğru olmadığını bildirdiğinden durumun yenibaş_ tan

tedkik ve tahkik

edilmesine karar

verilmiştir. Fakat


231 buna mukabil puslada gösterilen diğer on kalem eski kuru-

Tü..

luşun tasdik edilerek Maarif Nizamnamesi _ Milli Eğitim züğü - gereğince tasdik olunarak ruhsata başlanmasınm

ve

muaın::lenin Milli Eğitim Bakanlığma havalesinin müzakere edilerek

k ararlaştırıldığına

rüfeı-ınan

Emirsahibi

dair

arzolunan

tutanaklar_

Em_

Hazretlerinindlr.

4 Zilkade 1 3 24 Hicri 6 Kanunuevvel 1322

Rumi

19 Aralık .1908 Miladi Hariciye Nazırı

D::ı.hiliye Nazırı Mehmed Ş urayı -· -

Ahmet Tevf>ik

Memduh

Devlet

R e isi

Okunamadı

Serasker

-

Mehmed Rıza Adiiye

Bahriye N azı rı

Nazın

Abdurrahman Paşa

Mehmed Celaleddin

bulunmadı Sadrazam

Şeyhülislil.m Mchmed

Mehmed Ferid

Cemaleddin

Sadaret

Müsteşarı

Mehmed

Maarif

Ticaret ve Nafia Nazırı Mustafa Maliye

Nazırı

Mustafa

Ali

�im

Evkaf_ı Hümayun Nazırı

Zihni

Turhan Tophane-i Amire Müşlri

Nazırı

Mustafa Zeki

Mehmed Ziya

21

BEL<oE No.:

YILDIZ SARAYJ HVlUAYUNU BAŞKATİPLİK DAİRESt 6726 Merzifon'daki Protestan okulunun solosu

ile beraber Padişah

aranmasın a

Am-erika

Hükümeti

Elçisinin

Sivas Amerikan Kon_ memurları

rızası

elde

konsclosun verdiği bilgilerin kendisinde sule bilgi

getirrneğe

ldfayet

edinebilmek

için

etmemesinden Elçilik

göndermek istemişse de

ise

de,

doğru bir bilgi

edilmiş

htı.

dolayı,

Başkatibi

tarafından

Mösyö

Elçi,

doğru

Munberi'yi

bahis konusu kişi bölge dilini

bil-


232 meC:Iğinden

Dışişleri Yazışınan

Kalemi

memurlanndan

Ce_

mal bey'in bugünkü vapur ile hareket edecek olan adıgeçen elçilik katibiyle beraber gönderitmeleri hususunda Sadrazam.. lık

makamının

Şubat

29

1310

tarihli hususı: teske releri ha­

lifenin yüksek emirlerini elde etmek bakımından sunulmuş_

tu. Muvafakat buyrulmuş olduğundan emrii terman emir sa. h ibinindir,

29 Şaban 1310 Hicri 6 Mart 1309 Rumi

19

Mart

Padişah Hazretlerinin Başkatibi

1893 Miliidi

Süreyya

BELGE No,:

22

YILDIZ SARAY_I HÜMAYUNU

BAŞKATIPLİK DAİRE St 8973 Amerikan

Elçiliğince

sunulacak

ve

istirham

hususlara dair Sadrazamlığın 27 Zilkade yazısı

ile

ruttaki

Bakanlı ğın

Dışişleri

Amerikan

Tıb

teskeresinde

20

Zilkade

edilecek

tarihli cevabi

bildi rilen , Bey.

Fakü ltesi öğrencilerinin

konusunda Bakanlık Kurulu'nun

imtihanları

,1320

tarihli ka..

işlem yapılması memlekette Amerikan

rar tutanağına göre müesseseleri

1320

hakkında

d efterin

düzenlenecek

bir

an

önce

takdimi ge rekmekted ir . Kazı işlerine ge lince b ir bilgi mevcut değildir. Musul

Elçilik tarafından yapılması istenilen kazı

ş aye t _

tepe ise

burası

ili içindeki KOYUNCUK adındaki

mübarek

yerlerd en

bulunduğu için padişahın

izin verrrııesi.

nin mümkün olamayacağı jambonların idhali

mevzuundaki

halife

hazretlerinin

yasaklamanın iradeleri

kaldınlaca�

teb liğ

ve

beyan

hususunda olunur.

Emrüferman

Emirsahibi

h azretle rinind i r

.

28 Zilkade 1320 Hicıi 13

Şubat

J318

Rumi

26 Şubat 1902 MilMi

Pad.l.şah Hazretaerinin BaşkAtibi

Talıstn

lLtştGt :


233 Amerikan okullarının sayıları ve ders programlan hak.. kında bir

defterin

Eakanlığıııa bugün

hazırlatılması,

bildirilmesi

düzenlenerek

Baha beyefendi

varsa

durumun

Dışişleri

ve aranılan genelge müsveddesinın

ulaştırılması

için

defterhanede

görevli

hazretlerine bir haber gönderilmesi,

23

BELGE No. :

YILDiz: SARAY-I HÜl\1AYUNU BAŞKATİPLİK DAlRESt 7992 Sivas Vilayeti ve civar vilayetler içinde Amerikan yonerierin ha:ldi tine

şu sırada

sık

sık

dolaşmakta

oldukları,

zatinde ,bunların misyoner ilmayıp girmiş birtakım fesatçı

misyoner

ermeniler olması

mis_ fakat

loyafe_

kuvvetli bir

i:ıtimal daıbilinde bulunduğu, hakikatte misyoner olsalar bi. le

böyle

dolaşınaları

halka zararlı

telkinlerde

bulunmak

maksadi güttüklerinin delili olacağından bahisle alii.kalı vL l:lyet

va,liliklerinin

bunların serbestçe

lanması i<:ln sundukları günden

gereğinin

hareketlerinin yasale

ariza yüksek kabule şayan görüldü.

yapılması

için

emrüfennan

emir

sahibi_

nin dir.

10 Zilkade 1322 Hicri 3 Kiinunusani 13'21 Rumi

Padişah Hazretlerinin

lG Ocak 1905 Miladi

.BaşkAtibi Tahsin

BİRİNCİ BÖLÜMt'JN NOTLARI 1)

Ilk hıristiyan kral ·budur. Rrat'ta

vaitiz

edilip Jonlt

adını almıştır.

2)

Şeriat, kanun

3)

Tilrklerin İslam alemini korumaları Abbasi halifesi El

demektir.

Kalın Bi Emrillah'ı Büveyn oğulları ve Fatımi bela.sın.. dan

kurtaran Tuğrul

Meli.kül İslAm

ilan

Bey'in, •bizzat halife taraimdan

edilmesiyle 1058'de

başlamış, 1517'

de Yavuz'un halifeliği almasıyla, C·ismani sonra, felik

ruhani 1924'te

hakimiyet de ilga

edilmiştir.

Türklere

hakimiyetten

geçmiştir.

F<ınksiyonunu

Hall­

kaybetme_


234 sine rağ·men halifelik Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin manevi kişiliğine intikal ettirilmiştir.

4)

E. s

5)

Kırşdlı irliof:"lu,

T!lrklye'de

Misyoner

Faaliyetleri

18

:

Tür.

Ramon De RuH'un hayatı ile ilgili olarak bakınız

kiye'de Mısyoner Faaliyetleri, Ramon De Rull ile ilgili iddialar konusunda E. Kırşehirlioğlu kaynak gösterme. mekte, dilimize Osman Şc.kerci tarafından çevrilen «İs. lam

Ülkelerinde

Misyonerlik ve

Emperyalizm»

isimli

eserde Prof. Dr. Mustafa Halaidi ve Dr. Phil, Ömer Fer. ruh, Addison, Jung, Les Jesuites en Syre isimli yaban. cı kaynaklara dayanmaktadır. 6)

Prof. Dr. Mustafa Halidi. Dr . Phil, ömer Ferruh, İslam

7)

Ag::!

8)

Necdet Sevinç

9)

E.

Ülkelerinde :

S

:

Misyonerlik ve Emperyalizm S

94

:

143 Sanık Yazılar S

_

Kırşehirlioğlu,

Türkiye'de

:

163

Misyoner

Faaliyetleri

s : 26 10)

Age. s

27

ll)

Age. s

27

12)

Age. s

30

13 )

Tevfik Çavdar

14)

E.

-

Osmanlı laı·ı n

Yarı

Kırşehirlioğlu

. Türkiye'de

Misyoner Faaliyetleri .

Sömürge Oluşu,

s : 99 s : 29 15 ) 16)

32

Ag�. S

:

Bunlar

genellikle

Ermeni

ve Bulgar

asıllı

Türk

va.

tanda..!i! larıdır.

17 ) ' ID. s 18)

Kırşehirlioğlu :

Kaynak :

:

19)

Age. s

:

20)

Tevfik

Çavdar

:

Türkiye'de

Misyoner

Faaaiyetleri.

Tevfik Çavdar . Osmanlılann Yarı

ge Oluşu. S

S

_

34

102

Sömür.

100, 101

101

_

_

Osmanlılarm

103. Tevfik

Yarı

Sömürge

Oluşu.

Çavdar'ın misyon raporları ve


salnamelerd�n derleyerek verdig"i gösterdiği bir

Beyrut'taki

235 rakamlara, dipnotta

2 yüksek okula,

kolep tarafından eklenmiştir.

okullardaki

Arnman'daki

Keza ekiediğimiz

tahmini öğ-renci sayısı da Çavdar·ın

ver.

dig"i 5000 ve 1500 rakamlarına ilave edilmiştir . 21 )

Is':anbul'un Türkleştirilmesi

için Rumeli Hisarı

yerL

ne Boğazkesen Hisarı ifadesinin kullanılmasını daha uygun buluyoruz. 22 J

E. Kırşehirliog"au

_ Türkiye'de Misyoner Faaliyetleri.

s : 48 - 49

23 )

Age. S : 52

24 )

'The Sword of ıslam or Sufferlng Armenia. 1&96. J. C. Hopking- . S : 399

25 )

Prof

Dr

_

400

Mustafa Halidi ve Dr.

.. - Islam Ülkelerinde

Toronto

Phil.

Misyonerlik

Ömer Ferruh

ve

Emperyalizm.

s : 34

26 )

Age. s

152

27 )

Ag�. S

152

28 )

Age . s . 158 _ 159

29 )

Ahmet Ağaoğlu . Hak Gazetesi S : 93 _ 107. 1912 Ist.

30)

Bu muhit demek istiyor.

31 )

Ahmet Ağaoğlu _ Hall Gazetesi. S : 93 _ 107. 1912 Ist.

32)

Kaynak . Osman Ergin _ Türkiye Maarif Tarihi Cilt : 2. s

33 )

:

643

tsrr.ail Hami Danişmend _ Garp Menbalarına Göre ls_ lam Medeniyetrne dayanarak Correspondance d'Orient. Cilt 2, S : 302. 1833 baskısı.

34 )

Nafi Atuf . Türkiye Maarif Tarihi, Cilt

:

ı , S : 146

_

147 . 35 )

Osman Ergin _ Türkiye Maarif Tarihi . Cilt : 3 S : 855

36 )

Muallimler Mecmuası. Sayı : 40, S : 1921

37 )

Tevfik Çavdar _ Osmanlıların Yarı Sömürge s

: 91

38)

Age. S : 89

39)

Age. S : 90

Oluşu.


236 40)

Age. S : 92

41)

Prof. Dr. Mustafa Halidi, ve Dr. Phil. ömer Fernıh Misyonerlik ve Emperyalizm.

İslam Ülkelerinde

S

68 - 69 42)

Age_ S

43 )

Age. S : 70

44)

Age_ S : 7 1

45)

Age, Harrison'a dayanarak S

46)

Age. S : 75

47)

Doç.

69

Dr. Necmettin Hacıeminoğlu

_

Milliyetçi Eğitim

: 80

Sistemi. S 48 )

:

Kaynak : Tevfik Çavdar - Osmanlıların Yarı Sömürge Oluşu_ S : 93

49)

Yeni Sabalı, Sayı 5079. 7 Mayıs 1953 Oluşu. S : 95

49)

96

_

Yeni Sabah. Sayı 5079 . 7 Mayıs 1953

İKİNCİ BÖLÜl\IÜN NOTLARI 1)

Altan Deliorman - Türklere karşı Ermeni Komitecileri. S

2)

:

-U

_

42

Tevfik Çavdar

Osmanlıların

_

Yarı

Sömürge

Oluşu.

s : 106 - 107. 3)

Altan Deliorman

_

Türklere Karşı Ermeni Komitecileri.

s : 23 4)

Age. S : 24

5)

Age, S : 26

6)

Sadi Koçaş meni

_

Tarih Boyunca Ermeniler ve Türk . Er.

llişkileri . S :

74

7)

Veysel Eroğlu

8)

Age. S : 40

9)

Altan Deliorman . Türklere Karşı Ermeni Komitecileri.

s

:

_

Ermeni Mezalimi. S : 40

52

10)

Age. S

33

ll)

Age, S

36 - 37

12 )

Age. S

27 - 28

13)

Tesavir ve Vesaik Albümü'nden naklen Zeve

S

5


ı4 ) ı5 )

237

Age. s

5

:

Abdullah Yaman . Ermeni

Meselesi ve Türkiye S

:

110 - 115 ı6)

Age. S

116

:

_

ı2ı

17 )

Abdü.ahamit'in Hatıra Defteri. S

ı8)

Necla Başgün

:

kadar Türk _ Ermeni İlişkileri. S ı9)

:

ı58

Patrik Şnork Kalustyan'ın faaliyetleriyle ilgili bakınız.

20 )

ı30

Abdülhamit'in cülilsundan zamanınuza

Yazarını Kurşuniatan Yazılar. Necdet Sevinç.

Kaynak 3, s

Osman Ergin

:

Türkiye Maalif Tarihi. Cilt.

_

982

:

2ı)

Age. S

22 )

Selahattin Salışık

:

6ı5

Etnik IDterya . S

23)

Nafi Atuf

24 )

Faik

:

_

Türk . Yunan hişkileri Tarihi ve

15ı

Türkiye Maarif Tarihi. Cilt ı, S

_

:

25)

Nafi Atuf . Türkiye Maarif Tarihi. Cilt. ı S Osman Ergin

27)

Age. S

:

_

Türkiye Maarif Tarihi. Cilt, 3

Hüseyin Cahit, Tanin 28 Mayıs ı909

29 )

Agg. Agg_

32 )

Agg.

33)

Osman Ergin

34)

Sabah Gazetesi. 2. Teşrini evvel. ı325. Sayı

35 )

Tanin Gazetesi. 23 Haziran ı909

_

Osman Ergin _ Türkiye Maarif Tarihi. Cilt

37)

Age. S

:

ı2ı6

38)

·Age. S

:

ı227

39)

Tevfik

Çavdar

40)

:

S

Türkiye Maarif Tarihi. Cilt. 4 S

36 )

s

147

: ,

:

84ı

84ı

28 )

Agg.

76

_

Geliş_

96.98.99.ı03.110

26 )

30)

75

:

Reşit Unat . Türkiye Eğitim Sisteminin

mesine Tarihi bir bakış. S

3ı)

olarak

. Osmanlıların

:

ı2ı4

7205

4 S

ı2ı5

Yarı Sömürge Oluşu.

ıo7

Kaynak Kemal Yaman Planları. s

:

_

Millet Düşmanlarının İhanet

ı89.190.ı9ı_ı92.ı93


BİBLlYOGRAFYA

238 1)

Osman Ergin . Türkiye Maarif Tarihi. ( 2 cilt) !st. 1943

2)

Nafl Atuf

3)

Faik Reşit Unat

Türkiye Maarif Tarihi. (2 cilt. !st. 1931)

.

Türkiye Eğitim

Sisteminin Geliş.

mesinde Tarihi bir bakış. Ank. 1964 4)

Necm�ttin

Hacu•ıninoğlu

.

Milliyetçi

Eğitim

Sistemi.

!st. 1972 5)

1.' . C. Maarif Vekil l iği

Birinci Maarif Şfırası .

Ank.

1939 6)

T. C. Maarif \'l']{illiğl

İkinci Maarif

Şürası.

-

Ank.

1943

7)

E.

Kırşehirlioğlu

Türkiye'de

.

Misyoner

Faaliyetleri.

!st. 1963 8)

Prof. Dr. l\fustafa Halidi. Dr. Phil, önwr }'erruh

!s.

lii.m Ülkt>lerinde Misyonerlik ve Emperyalizm. Çeviren : Osman Şekerci. Üçüncü Baskı. !st. 1968 '9)

Tahsin Pa.,a

Abdülharr�ıt Yıldız Hatıraları . !st. 1931

10 )

,Joıııı Haslip

Bilinmeyen

Taraflarıyla

Abdülhamit,

Çeviren : Nusret Kuroğlu . İst. 1964 ll )

Semiha Ayverdi

12 )

özel Okullar Rehberi. !st. 1964

13 )

Ali Nadi tl' n ler

14)

Şakir

.

Misyonerlik Karşısında Türkiye, 1969

Gaziantep Savunması. !st. 1969

Sıı.hri Yenı-r

Gaziantep'·in Yakın

.

Tarihinden

Notlar. Gaziantep 1958 15)

lTğ-urol Barln s

Gaziantep Tıp Faliültesi. Tarih!. Kara..

bük. 1971 16)

Uj:,'Urol Barlas

17)

Kolenel

Ahadi

Gaziantep Basın Tarihi. Karabük 1972

• .

Türk Verdünü

Gaziantep. Gaziantep.

ıl959 ·

18)

Abdülhamit'in Hatıra Defteri. !st. 1960

19)

Kt•mal Yaman

Millet Düşmanlarının İhanet Planları,

İst. 1971 20)

Hi.isaınettin Erti.irk

21 )

Esat Uraz

İk i Devrin Perde Arkası. !st . 1964

Ta rihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi. !st.

1950 22)

Sadi Koça.'

Tarih Boyunca Ermeniler ve Türk Ermeni


239 ! lişki ler!. Ank. 1967. 23 )

Altan Deliorman

_

İkinci

Baskı.

Türklere Karşı Ermeni Komitecileri.

İst. 1973 24 )

Necla.

na.,gün

lmdar Türk

. Abdülhamit'in cülusundan zamanımıza E rm eni İlişki leri .

_

Ank

.

1970

25 )

Veysel Eroğlu _ E rmeni Mezalimi, İst. 1973

26 )

Abdullah

- Ermeni Meselesi ve Türkiye.

Yaman

İst.

1973 27)

Kırzıoğlu M. Fahrettin

_

Kars ili ve Çevresinde Ermeni

Mezaliml. Ank. 1965

'28 )

Türl'

_

\

Ermeni Azınlık Okulları Öğretmenleri Yardım.

!aşma Tesisi. İst. 1965 29 )

Zeve, Van ve civarında Er-meni mezalimi . İst.

30 )

. K. Ekrem Uykucu . Cumhuriyetin 50. yılında İlçeleriy_

1963

le birlikte İstanbul. İst. 1973 31) 32)

Yahya Okçu

_

Türk . Rus Mücadelesi Tarihi.

HaJuk F . G ürst> I

_

Ank

.

1953

Ta rih Boyunca Türk . Rus İlişkileri.

İst. 1968 Türk Rus İlişkileri Tarihi. İst. 1969

33 )

A li Kemal Meram

34)

Kadir Mısıroğlu . Moskof Mezalimi. İst. 1970

35)

Tevfik

Çavdar .

_

Osmanlıların Yarı Sömürge

Oluşu ..

İst. 1970 36) 37)

Dimitri Kitsikis

_

Yunan Propagandası. İst.

Selahattin Salışık . Türk

_

Yunan İlişkileri Tarihi. Et.

n ild Eterya. İst. 1968

38 ) 39 )

Kadir l\'Iısıroğlu _ Y u nan Mezalirni. 2 . Baskı. İst. 1968

Aü Kemal Meram _ Belgeler le Türk . İngi liz İlişitileri Tarih i. İst. 1969

40 )

Kadir Mısıroğ·lu

_

Lozan Zafer mi heziınet mi ? ( 2 cilt)

İst. 1971 41)

Harp Tarihi Vesikalar Dergisi.

42 )

Çeşitli gazete ve dergiler.


240

İ Çİ N D E K İ LE R

1 2 3

4 5 6 7 8 9 10

ll 12 13

14 15 16

�7 18 19 20 21 22 23 24 25

26 27 28 30 31 32

33

Sayfa nu. Önsöz 7 Giriş 9 15 Romantik Devir ... ... ... ... Misyonerliğin Hedefi ... ... ... 20 Bir Örnek : Sinyor Boneti . . . . . . . . . . . . 22 24 Türkiye' de İngiliz Çalışmalan . . . . . . . . . 26 » » Ameııikan Çalışmaları 28 Milletler Mücadelesinin Genel Görünümü 32 Sultanın Tepkisi 38 Rober Kolej 48 Bir Örnek : Gaziantep . . . . . . 57 Fransız Çalışmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Yabancı Okullardan Örnekler 76 84 Bugünkü Durum 99 Sen Benua Lisesi 106 Azınlık Okulları 109 Ermeni Okulları 114 Tanzimat Ne Götürdü 117 Cemiyetlere Ait Okullar 123 İdeolojik Yapı 131 Misyonerierin Başarısı 146 Bir Örnek : Piyer Kıvar 148 Bugünkü Ermeni Okulları 157 Bugünkü İdeolojıi Yapı 166 Yahudi Okulları 171 Rum Okulları 1 91 Bir Örnek : Proğram . . . . . . . . . . . . . . . . . . 197 Bugünkü Durum ... ... ... ... ... ... ... ... .. . . . . ... 214 Belgeler 233 Birinci Bölümün Notları İkinci Bölümün Notları 236 Bibliyografya . . . .• • •; . . ... 2-138



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.